MEYDAN OKUMANIN #biryolunubul
p a r i s k u a f o r. o f f i c i a l
25-26-27 EKİM SEĞMENLER PARKI
ZZZ artgrup QHW
7 $ +ඈODO 0DK 6RN .DUDEDFDN $SW dDQND\D $1.$5$ 0 ඈQIR#DUWJUXS QHW
tasarımlar
Uğur Mumcu Caddesi No:88 GOP / ÇANKAYA / ANKARA T:+90 312 446 17 27 info@ankarasehirkulubu.com ankarasehirkulubu
www.ankarasehirkulubu.com
446 17 27
editör
Beril Çavușoğlu
beril@magmedya.com.tr
U
Tatilin Ardından
zun ve güzel bir tatilin ardından yine beraberiz. Bu sayıda tadına doyamadığımız yaz mevsiminin enerjisini, güneşin ışıltısını sayfalarımıza taşımaya çalıştık... İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerdeki en şık davetleri sizlerle paylaşırken özellikle yazın vazgeçilmezi Bodrum’dan da birçok etkinliğe bol bol yer verdik. Benim de katıldığım The Bo Viera’da, Barbaros Reserve’de, Kai Beach’te düzenlenen partiler gerçekten sezona damgasını vurdu ve umarım hoş enerjileri sizi de sarar...
Biraz da önümüzdeki sezona bakalım dersek... Ayşe Kucuroğlu, Çağla Şıkel, Deren Karaca, Hande Can, Pelin Özfırıncı trendleri anlattı. Sezona dair en iyi parçalardan her zaman moda kalanlara dek birçok öneride bulundular... “Sorbe” marka ceketleriyle günümüzde hemen hemen her moda severin gardırobunda yer alan tasarımlara imzasını atan Başak Barlas’ı konuk ettik. Markasının yaratım sürecinden tarzına kadar pek çok konuyu konuştuk... Biraz da sanat, teknoloji trendlerinden söz edelim mi? Yapay zekanın yaptığı ve müzayedelerde oldukça yüksek miktarlara alıcı bulan sanat konusunda; yapay zeka şirketi UiPath’ın 30 ülkeyi kapsayan bölge başkanı Tansu Yeğen’e merak edilenleri sorduk... Değişik boyutları, değişik zamanları üst üste işleyen ve insan ruhunun sonsuzluğunu evrensel bilgilerle harmanlayan değerli sanatçı Metin Ateş’le keyifli bir söyleşi oldu... Mimar Koray Yavuzer, son projelerinden ve başarıyı getiren prensiplerinden bahsederken, Ozan Ekşi “Duyarlı Minimalizm”in hayatımıza kattıklarını anlattı... Ve bu sayının en özeli... Kapağımızda Hande Doğandemir var... Beyaz perdede ve televizyonda canlandırdığı birbirinden farklı karakterlerle büyük bir hayran kitlesine sahip olan Doğandemir ile gerçekleştirdiğimiz özel röportajda kendisini çok daha yakından tanıma fırsatı bulacaksınız ve daha da çok seveceksiniz... “Okula Dönüş” zamanı geldi! Çocuklar ve aileleri için hazırladığımız bu bölümde eğitimden sağlığa, beslenmeden alışverişe önemli konulara değindik... Tatil bitmesin diyorsanız da, o zaman Danilo Zanna sizi Floransa’ya, İpek Gençer Symi’ye, Sinem Yıldırım da Denizli’ye hoş bir geziye çıkarabilir... Her nerede olursanız olun; yanınızda MAG olsun ve hep mutlu olun! Sevgiler
EYLÜL 2019 YIL:17 SAYI:163 FİYAT:15 TL MAG Medya Ltd. Şti. Adına İmtiyaz Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü
CAN ÇAVUŞOĞLU can@magmedya.com.tr Genel Yayın Yönetmeni
BERİL ÇAVUŞOĞLU beril@magmedya.com.tr Tasarım
ÖZGE AKTAŞ ozge@magmedya.com.tr Kreatif Direktör
SEDA ÇAVUŞOĞLU seda@magmedya.com.tr Haber ve Foto Muhabiri
ÖZGÜR KARABULUT ozgur@magmedya.com.tr Halkla İlişkiler
DİLARA ERTÜRK dilara@magmedya.com.tr DİLARA AYDOĞDU daydogdu@magmedya.com.tr Katkıda Bulunanlar
ASLIHAN ALBAYRAK DANİLO ZANNA EMRE HAN AY ERSİN AL HAMİYET AKPINAR İPEK GENÇER OZAN EKŞİ ÖZGÜR AKSUNA SİNEM YILDIRIM SİRET UYANIK Reklam Müdürü
ESRA DEMİR TORAL esra@magmedya.com.tr
Türü
BÖLGESEL SÜRELİ YAYIN MAG isim ve yayın hakkı MAG Medya Ltd. Şti.’ne aittir. Dergide yayınlanan yazı ve fotoğrafların tüm hakkı MAG’a aittir. İzin alınmadan kullanılamaz. Yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. İdare Merkezi Kaptanpaşa Sokak No: 33-B G.O.P. ANKARA Tel: +90312 428 0 444
MAG’a abone olmak çok kolay... Telefon ile
0.312 428 04 44
İnternet ile
abone.magdergi.com.tr
YENİDEN KULLANIN GERİ DÖNÜŞTÜRÜN! Eski dergi, katalog ve gazetelerin geri dönüştürülmesi çevreye yapılabilecek en kolay katkıdır. Ağaç kesimlerini azaltmak üzere MAG Medya, okuyucularını kendi yakın çevrelerinde de geri dönüşümü teşvik etmeye çağırıyor.
Reklam
Dağıtım Dünya Süper Dağıtım Veb. Ofset A.Ş
Mali İşler Koordinatörü
Baskı DUMAT OFSET A.Ş. Bahçekapı Mah. 2477. Cad. No: 6 Şaşmaz / ANKARA Tel: +90312 278 82 00 (pbx)
FERAY ŞAHİNGÖZ feray@magmedya.com.tr HİLAL BAŞARIR ÖZTÜRK hilal@magmedya.com.tr SİMGE ÜNLÜ ÇETİN simge@magmedya.com.tr TARIK DEĞER tarik@magmedya.com.tr Yayın Hukuk Danışmanı
AHMET MÜNİR YAŞAR KORCAN DERİCİOĞLU
Basım Tarihi 29.08.2019 www.magdergi.com.tr facebook.com/magonline twitter.com/magdergi instagram.com/magdergi bilgi@magmedya.com.tr
52 52 Contemporary Istanbul için Brothers Topluluğu’nun gerçekleştirdiği özel etkinlik...
80 Fransız Bastille Günü Ankara Büyükelçilik konutunda kutlandı...
86 Gazi Koşusu heyecanlı anların yanı sıra şıklık yarışına da sahne oldu...
144 144 Koray Yavuzer ile son projeleri ve başarıyı getiren prensipler...
106 88 Tansu Yeğen yapay zekanın yaptığı sanatı anlatıyor... 96 The Bo Viera‘nın Bodrum’daki daveti unutulmaz bir geceye imza attı... 106 Başak Barlas ile Sorbe’nin hikayesinden bahsettik...
152 112 Caresse Bodrum‘da Kenan Doğulu rüzgarı esti... 136 Ayşe Kucuroğlu, Çağla Şıkel, Deren Karaca, Hande Can, Pelin Özfırıncı ile sezon trendleri...
152 Hande Doğandemir ile çok özel bir çekim ve röportaj...
184 Okula Dönüş zamanı gelince; eğitimden beslenmeye öneriler...
style LOEWE TAÇ $1,300
Seda Çavușoğlu
T SAINT LAUREN 19 20 AR SONBAH GIGI BURRIS TAÇ €215
PRADA CEKET €4,900
Tüyler Tüyler
MARKARIAN ELBİSE $2,750
SAINT LAURENT ETEK £1,800
PRADA ETEK €980
MICHAEL KORS ELBİSE $1,665
SAINT LAURENT MİNİ ELBİSE £6,500
LOEFFLER RANDALL ÇANTA €335
seda@magmedya.com.tr
Yumușak dokusu ile hem tarzınıza fark katacak hem de gardıroplarınıza hareketlilik getirecek... PETER PILOTTO BLUZ $1,855
46 magdergi.com.tr
SAINT LAURENT AYAKKABI £1,808
DOLCE&GABBANA AYAKKABI $725
AMINA MUADDI AYAKKABI €695
style SAINT LAURENT AYAKKABI €545
Neon Kış
19 BALENCIAGA 20 SONBAHAR
GUCCI KABAN £2,432
En renkli ve çarpıcı parçalarınızı kullanmak için sonbahar kıș sezonunun trendi neon...
PRADA MONT €1,200
BALENCIAGA CEKET $1,490
ACNE STUDIOS KAZAK $230
OFF-WHITE BLUZ €350
RETROFETE ELBİSE €411.80
AMINA MUADDI ÇİZME $985
GUCCI ÇİZME £1,505
48 magdergi.com.tr
STALVEY ÇANTA $4,800
Beko’dan 360 lezzet ikilisi ısı
teknolojisi
360 ısı teknolojisine sahip ankastre fırın ve 9 farklı ısı ayarına sahip ankastre ocakla yemekler tam kıvamında olacak.
Kokular
karışmaz
9 ısı
seviyesi
style HILLIER BARTLEY CEKET £1,535
2019
MIZUKI KOLYE €2,570
CHANEL SONBAHAR
ZIMMERMANN BLUZ €2,759
Kazayağı Sahnede
EMILIA WICKSTEAD PANTOLON $900
Siyah beyaz renklerinin uyumu kazayağı desenleriyle tamamlanıyor...
BALMAIN CEKET €3,990
MONCLER MONT €1,950
COVER BLUZ €191.36 ALEXANDER MCQUEEN ŞORT €840
50 magdergi.com.tr
SIMONE ROCHA ÇANTA €840 KHAITE GÖMLEK $745
davet
Contemporary İstanbul’a Unutulmaz Etkinlik Brothers topluluğunun Contemporary Istanbul için gerçekleştirdiği görkemli etkinlikte kültür, tarih ve müzik buluştu. Dostluk, kardeşlik ve cömertlik değerleriyle bir araya gelen Brothers topluluğu, Contemporary Istanbul’un öncesinde, İstanbul’un yeni sanat sezonunun açılışı niteliğinde, etkileyici bir etkinliğe imza attı. Gecede sanat, basın ve cemiyet hayatından birçok değerli konuk yer aldı. “İskoçya’nın 85 Aroması” temalı viyolonsel, piyano ve soprano performanslarının eşliğinde yapılan 3 boyutlu video mapping gösterisi izleyicilerden büyük beğeni topladı.
52
ALİ-RABİA GÜRELİ
davet
FERHAN İSTANBULLU
54
ELİF DÜRÜST
ZEYNEP RENDECİ, EMİN HİTAY
ASLI PAMİR
MEHMET ASLANTUĞ - ARZUM ONAN
AHMET GÜNEȘTEKİN
SERRA TÜRKER
İNCİ AKSOY, LEVENT ERDEN
BEGÜM KÖROĞLU
MİRGÜN CABAS
MEHMET ALİ BAKANAY
SELÇUK-EVİN TÜMAY
Zengin kültür, tarih, muhteșem doğa ve eșsiz aromaların yer aldığı etkinlik davetlilerden büyük ilgi gördü. BEDRİ-SİBEL BAYKAM
HASAN BÜLENT KAHRAMAN, YASEMİN ÖZKAYA
davet
ȘİLA GÖK, SABİHA KURTULMUȘ, MURAT ÖZALP, ESRA RUSO
Sanatseverlerin Büyük Buluşması Bilgili Holding ve Sabiha Kurtulmuş’un ev sahipliğini üstlendiği ve ünlü sanatçıların eserlerinin yer aldığı Artweeks@Akaretler sergisi sanatseverlerle buluştu. Artweeks@Akaretler; Sıraevler’de kapılarını açtı. Küratörlüğünü üstlendiği ve ileri gelen sanatçılardan oluşturduğu “Kusurlu Güzellik” sergisiyle sanatçı Ercan Akın, kişisel sergisiyle de Şerife Bilgili Ercantürk yoğun ilgi gördü. İlk etkinlikten beri Artweeks@ Akaretler’in bünyesinde bulunan değerli koleksiyoner Öner Kocabeyoğlu “Absürd” sergisiyle sanatseverleri ağırlarken, genç koleksiyoner Hacı Sabancı ise koleksiyonundan bir kesit ile yer aldı
56
SERDAR BİLGİLİ
davet
ÇİĞDEM HİTAY
58
BEGÜM GAZİOĞLU
MEHMET KÖSEMEN
HACI SABANCI, NAZLI KAYI
NESRİN ESİRTGEN
ÖZCAN TAHİNCİOĞLU
CAN HAS
BERRAK BARUT
FÜSUN-FARUK ECZACIBAȘI
VEDAT ALATON, SEDA SÖĞÜTLÜ, CEM MİMAROĞLU, MELİS ERTÜRK
Açılıșa iș ve cemiyet hayatından birçok ünlü isim katılarak, sanatçılara destek verdi.
İdil İmamoğlu Eşine Hediye Aldı Diyetisyen İdil İmamoğlu eşine hediye almak için Panora AVYM’yi tercih etti. Hugo Boss mağazasından armağan alan İdil Hanım, ardından Clinic Coffee’de kahve keyfi yaptı.
Beliz Büyükhanlı MaxMara’dan Alışveriş
Zevkli seçimleriyle tanınan isim Beliz Büyükhanlı yeni sezon ürünlerini incelemek için Panora AVYM’yi tercih etti. MaxMara mağazasından alışveriş yapan Büyükhanlı, ardından Timboo’da yorgunluk kahvesi içti.
62
SunExpress Güneş Ekspres Havacılık A.Ş., Yenigöl Mah. Nergiz Sok. No: 84 PK, TR-07230 Muratpaşa, Antalya SunExpress Deutschland GmbH, Gateway Gardens, De-Saint-Exupéry-Straße 10, D-60549 Frankfurt am Main www.sunexpress.com | 444 0 797 (0,09 TL/dak.) * Tek yön, tüm vergi ve harçlar dahildir.
Toplantı Keyfi. Kaçmasın. sız Aktarma ürkiye’de T ir m İz şehre 12 farklı
69
fiyatlarla n a y la ş a b
99 * , TLʼden
İş görüşmenize giden en hızlı yol.
Bengi Gümgüm Arkadaşına Hediye Aldı Gümgüm Hukuk Danışmanlık & Arabuluculuk Bürosu Sahibi Bengi Gümgüm hediye almak için Panora AVYM’yi tercih etti. Yakın arkadaşının doğum günü için hediye aradığını söyleyen Bengi Hanım uzun süre AVYM’de vakit geçirdi.
Gözde Uzun Dedemen Modayı Yakından Takip Ediyor Modacı Gözde Uzun Dedemen yeni sezon trendlerini yakından incelemek için Panora AVYM’ye geldi. Mağazaları gezip yeni sezon ürünlerini inceleyen Dedemen, Beymen’den alışveriş yaptı.
64
Filiz Sütçigil Yeni Sezon Alışverişi Panora’da Başarılı Avukat Filiz Sütçigil, yeni sezon ürünlerini incelemek için Panora AVYM, Beymen’i tercih etti. Uzun süre sezon ürünlerini inceleyen Filiz Hanım alışverişinin ardından Starbucks’ta kahve içti.
Larin-Tuba Üstün Kızına Kıyafet Aldı Sosyal medyada “Derin Anne” olarak tanınan Tuba Üstün kızı Larin’e kıyafet almak için Panora AVYM’yi seçti. GapKids mağazasını gezip alışveriş yapan Üstün, daha sonra AVYM’den ayrıldı.
Hülya Metin Arkadaşlarıyla Panora’da Buluştu Ankara cemiyetinin sevilen isimlerinden Hülya Metin arkadaşlarıyla buluşmak için Panora AVYM’yi tercih etti. Hülya Hanım ve dostları, Fatima’da kahve sohbeti eşliğinde çikolataların tadına baktılar.
Melis Avşar Godiva’da Arkadaşlarıyla Buluştu Atelier 1 Couture markasının kurucu ortağı Melis Avşar arkadaşlarıyla Panora’da buluştu. Godiva’da dostlarıyla tatlı eşliğinde uzun uzun sohbet eden Melis Hanım daha sonra Brandroom mağazasını gezdi.
66
Özlem Bulut Yorgunluğunu Panora’da Attı Ünlü moda tasarımcısı Özlem Bulut, yoğun iş temposundan fırsat bularak Panora’ya geldi. Starbucks’tan kahve alıp mağazaları gezerek yorgunluk attı.
Birtem Kutman Yaz Tatili Sonrası Panora Turu Sosyal yaşamın sevilen simalarından Birtem Kutman yaz tatilinin ardından sıkça vakit geçirdiği Panora AVYM’ye geldi. Mağazaları ziyaret edem Birtem Hanım daha sonra Timboo’da yemek yedi.
Afitap Akıncı Rolex’i Gezdi Ankara cemiyet hayatının tanınan simalarından Afitap Akıncı, öğle yemeği için Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’ni tercih etti. Öğle yemeğini Uludağ Kebap’ta yiyen Akıncı daha sonra yenilenen Rolex mağazasını gezdi.
Duygu Sökmen Hediye Tercihi Sephora’dan Blogger Duygu Sökmen arkadaşına hediye almak için Panora’ya geldi. Sephora mağazasına giderek hediye seçen Sökmen, sonrasında AVYM’den ayrıldı.
68
Salih Can Kaplan Beymen’den Hediye Miin markasının sahibi Salih Can Kaplan, hediye almak için Panora Beymen mağazasını tercih etti. Yakın bir arkadaşına hediye aldığını belirten Kaplan, AVYM çıkışında objektiflere yansıdı.
İlkim-Beril-Kemal Muratoğlu Çocuklarıyla Eğlendi Pi Spor Okulları’nın sahibi Beril Muratoğlu çocuklarıyla keyifli vakit geçirmek için Panora AVYM’yi tercih etti. Joyland’de eğlence dolu bir gün geçiren aile daha sonra Happy Moons’ta yemek yedi.
Seren Erdoğan Panora’da Vakit Geçirdi Genç ve başarılı modacı Seren Erdoğan, Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde görüntülendi. AVYM turunun öncesinde Timboo’da yemek yiyen Seren Hanım, daha sonra mağazaları gezerek alışveriş yaptı.
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
Şebnem Şimşek Tommy Hilfiger’dan Hediye Aldı Çene Cerrahi Uzmanı Şebnem Şimşek Panora Tommy Hilfiger mağazasından hediye aldı. Yakın bir arkadaşına hediye seçtiğini belirten Şimşek, alışverişin ardından AVYM turu attı.
70
FARKIN OLSUN. JEEP GRAND CHEROKEE. ®
Standartlar çok standart. Önüne konulan standartları reddet, Jeep® ruhunu keşfet! İhtişamlı tasarımı, 3.0 litre 250 hp motoru ve dünyanın en çok ödül alan SUV’u Jeep® Grand Cherokee ile farkın olsun. Jeep Grand Cherokee şimdi 710.000 TL. ®
Jeep Grand Cherokee’nin ortalama yakıt tüketimi 7,5 L/100 km, CO2 emisyon değeri ise 198 g/km’dir. Jeep Grand Cherokee piyasaya sunulduğu ilk günden bu yana dünyada toplamda en çok ödül kazanan SUV modelidir. Belirtilen fiyat 2018 model 0 km Jeep Grand Cherokee Limited 3.0 250 hp 8AT 4X4 Dizel Euro 6 (Otomatik) versiyonunda vergi levhası sahibi gerçek/tüzel kişilerin alımlarında geçerli olup, tescil giderleri dahildir. Kampanya 31 Ekim 2019 tarihine kadar geçerlidir. ®
®
®
AKOTA DUMLUPINAR BULVARI NO:416/B MESA KORU KAVŞAĞI ESKİŞEHİR YOLU ETİMESGUT TEL: (0312) 287 40 40
Serdar Berk Tosun Arkadaşıyla Sinemaya Gitti Genç iş adamı Serdar Berk Tosun arkadaşıyla Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde buluştu. Midpoint’te yemek yiyen Serdar Bey ve arkadaşı ardından sinemakeyfi yaptılar.
Demet-Toygun Ongun Hafta Sonunu Panora’da Geçirdiler Doğuş Oto Porsche Satış Yöneticisi Toygun Ongun eşiyle birlikte hafta sonunu Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde geçirdi. Beymen’den alışveriş yapan çift daha sonra El Corazon’da yemek yedi.
72
Nevra Tuncer Mağaza Ziyareti Barners Group Kurucu ortağı Nevra Tuncer, Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde yer alan Barners mağazasını ziyaret etti. Tuncer, yeni sezonu birbirinden özel ürünlerle karşıladıklarını belirtti.
Tuğçe Gürel Spor Sonrası Panora Turu Cemiyet hayatının sevilen ismi Tuğçe Gürel spor sonrası yorgunluğunu atmak için Panora AVYM’yi tercih etti. Network ve Zara mağazalarını gezen Tuğçe Hanım alışverişin ardından arkadaşlarıyla buluştu.
Yasemin Polat Starbucks’ta Yorgunluk Kahvesi TED Ankara Koleji Mezunları Derneği Başkanı Yasemin Polat iş yorgunluğunu atmak için Panora’yı tercih etti. Starbucks’ta kahvesini içen Polat daha sonra AVYM’den ayrıldı.
Ceyhan Bağcı Yoğun Tempoya Öğlen Molası Onyx İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Ceyhan Bağcı, Katar seyahati sonrası yoğun iş temposuna Panora AVYM’de mola verdi. Happy Moons’ta yemek yiyen Bağcı, Panora’nın 12 Eylül’de son bulacak kampanyasında hediye olarak verilecek Harley Davidson motoru inceledi.
74
Canan Reçber Görev Arası Panora Turu TRT Spikeri Canan Reçber öğle yemeği için Panora AVYM’yi tercih etti. Görev arasında Panora’ya gelmeyi çok sevdiğini belirten Reçber arkadaşıyla yemek yedikten sonra Paşabahçe’den alışveriş yaptı.
Raşit Bağzıbağlı Panora Mağazasına Ziyaret Tanınmış Modacı Raşit Bağzıbağlı, Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde yer alan mağazasını ziyaret etti. Çalışanlar ile uzun uzun sohbet eden Raşit Bey daha sonra ufak bir AVYM turu attı.
Aslıhan Bezcier Bodrum Tatili Sonrasında Panora’da Uğur Saat Rolex Yönetim Kurulu Üyesi başarılı iş kadını Aslıhan Bezcier, Bodrum tatilinin ardından soluğu Panora AVYM’de aldı. Yeni yerinde hizmete açılan Rolex butiğin son kontrolleri için Panora’ya gelen Aslıhan Hanım, bu butiğin Türkiye’nin en büyük Rolex butiği olduğunu ve yapımının yaklaşık 1,5 yıl sürdüğünü belirtti.
Candaş-Deniz Talipoğlu Kaff’tan Sürpriz Hediye İş Adamı Candaş Talipoğlu, zarif eşi Deniz Hanım’a sürpriz yaparak, doğum günü için Kaff Diamond’dan çok şık bir hediye aldı. Birlikte yemek yiyen çift, yemeğin ardından AVYM’den ayrıldı.
76
Banu Birdal Beymen’den Alışveriş Yaptı Cemiyet hayatının sevilen isimlerinden Banu Birdal, alışveriş için Panora AVYM’de yer alan Beymen’i tercih etti. Uzun süre ürünleri inceleyen Banu Hanım alışverişin ardından oğlu ile buluşmak için Kafes Fırın’a geçti.
Nilsu Alizade Alışveriş İçin Burberry’i Tercih Etti Cemiyet hayatının genç kuşak temsilcilerinden Nilsu Alizade, Burberry’den alışveriş yapmak için Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’ni tercih etti. Uzun süre ürünleri inceleyen Alizade, alışverişin ardından Godiva’da yorgunluk kahvesi içti.
Panora Yaz Kampanyası’nda Son Günler! Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi, kampanyalarıyla Ankaralılar’ın odağında olmaya devam ediyor. Klasikleşmiş Yaz Kampanyası ile oldukça ilgi çeken Panora AVYM’de kazanmak için son günler yaklaşıyor. 12 Temmuz tarihinde başlayan Yaz Kampanyası 12 Eylül tarihinde son bulacak. 1 kişiye custom tarzı ve üçtekerin rahatlığı ile buluşan 2019 model Harley Davidson Freewheeler motosiklet, 20 kişiye ise 5.000 TL yüklü Param Panora Kart’ın verileceği kampanyada, hediyelere yoğun talep bulunuyor. Bu zamana kadar kampanyalarında birden fazla rekora imza atan Panora AVYM’nin, 2019 Yaz Kampanyası’na da yoğun ilgi bulunuyor. Tek seferde yapılacak 200 TL alışverişe bir çekiliş hakkı verilen kampanyada, katılımcılar tek seferde 200 TL ve katları tutarında alışveriş yaptıkça kazanma şansını arttırıyor. 12 Temmuz tarihinden itibaren yapılmış, 200 TL ve katlarındaki alışverişlere çekiliş hakkı kazanmak için son katılım 12 Eylül. Katılım koşullarına ait tüm detaylara panora.com.tr web sitesinden ulaşılabiliyor.
Panora Teras Konserleri Ankara’nın Sonbaharına Eşlik Ediyor! Panora Teras Konserleri, Ankaralılar’a müzik şöleni yaşatmaya devam ediyor. Eylül programıyla devam eden Panora Teras Konserleri, birbirinden ünlü isimlerle sezonu kapatıyor. Sonbahar akşamlarına hareket katmak ve müzik ziyafetiyle taçlandırmak isteyenlerin adresi yine Panora oluyor.
Panora Teras Konserleri Eylül’de de Muhteşem İsimleri Ağırlıyor! Rubato, 5 Eylül Perşembe, saat 20.00’de, Panora Teras’ta sahne almaya hazırlanıyor. Türkiye’nin en başarılı enstrüman sanatçılarından oluşan, hem kendi besteleri hem de yorumladıkları şarkılarla büyük beğeni toplayan Rubato, Eylül ayının ilk haftasında sahne alacak. Burhan Öçal, 10 Eylül Salı, saat 20.00’de, Ankaralı dinleyicileri ile buluşacak. Dünyaca ünlü perküsyon ustası, farklı müzik stillerine kattığı yorumlar ve farklı kültürleri birleştirerek genişlettiği müzik yelpazesi ile Panora Teras sahnesine bu yıl ilk kez konuk olacak. Ayhan Sicimoğlu, 18 Eylül Çarşamba, saat 20.00’de, Panora Teras’ta sahne alacak. Müzisyen kimliğinin haricinde, gezgin, radyo ve TV program yapımcılığı ile de tanınan, Türkiye’ye Latin müziği sevdiren Ayhan Sicimoğlu, bir kez daha Panora Teras sahnesinde Latin ateşi yakmak için geliyor. Jehan Barbur, 25 Eylül Çarşamba, saat 20.00’de, Panora misafirleriyle buluşacak. Türkiye’nin en başarılı caz vokallerinden Jehan Barbur, kadife sesiyle Ankaralı seyircilerine nefis bir sonbahar akşamı yaşatmaya ve Panora Teras Konserleri’nin bu seneki kapanışını yapmaya hazırlanıyor.
78 magdergi.com.tr
Güzelliğin Adresi, 2. Kozmetik Günleri ile Panora’da! Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde geçtiğimiz sene ilki gerçekleştirilen ve oldukça ses getiren Kozmetik Günleri, ikincisi ile güzelliğin nabzını tutmaya devam ediyor. Ünlü isimlerin konuk olacağı 2. Kozmetik Günleri, kişisel bakımına özen gösterenlerin merakla beklediği etkinlikler arasında yer alıyor. Modanın ve en yeni trendlerin adresi Panora AVYM, 2. Kozmetik Günleri etkinliği ile misafirlerini buluşturmaya hazırlanıyor. 27-28-29 Eylül tarihlerinde Piri Reis’te gerçekleşecek etkinlikte hem bünyesinde bulundurduğu kozmetik markalarına yer verilecek hem de misafirlere kozmetikte son trendler, bakım yöntemleri, makyaj tüyoları, estetik ve beslenme ile alakalı bilgiler aktarılacak. Üç gün boyunca, alanında uzman isimlerin ağırlanacağı etkinlikte, misafirleri birçok farklı sürpriz bekliyor. Ünlü isimlerle hem makyaj uygulamalarının incelenebileceği hem de sohbetlerin gerçekleşeceği 2. Kozmetik Günleri, güzelliğin adresi olmaya hazırlanıyor.
Panora, AAAL Open Şenliği’ne Ev Sahipliği Yapıyor! Ankara Atatürk Anadolu Lisesi tarafından düzenlenen, Türkiye’nin en büyük lise şenliği AAAL ŞENLİK “AAAL OPEN” etkinliğiyle Ankaralı genç müzikseverlerle yeniden buluşmaya hazırlanıyor. Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi ve Fabrika Organizasyon işbirliği ile gerçekleştirilecek AAAL OPEN, bu sene de muhteşem kadrosuyla ve eşsiz eğlencesiyle Ankara’ya damga vurmaya geliyor. 20-21 Eylül tarihlerinde PanoraPark’ ta gerçekleşecek etkinlik, binlerce Ankaralıyı ağırlayacak. AAAL OPEN’ da, 20 Eylül Cumartesi günü, son dönemde albümleriyle ve yeni şarkılarıyla yükselişe geçen Yüzyüzeyken Konuşuruz, eğlenceyi hissettiren rap-hiphop şarkılarıyla ünlü Anıl Piyancı, sevilen alternatif rock gruplarından Yaşlı Amca ve alternatif gruplar sahne alacak. 21 Eylül Pazar günü ise, eğlence dolu şarkılarıyla Can Bonomo, Behzat Ç. dizisinin jenerik müziklerinden de tanınan Pilli Bebek ve rap dünyasında adından söz ettiren Sansar Salvo sahne alacak. Kapanışta ise DJ Emrah Türken, performansıyla AAAL OPEN AFTER PARTY’ de sahne alacak. 20 Eylül saat 16.00’da, 21 Eylül saat 14.00’te kapıların açılacağı ve katılım için herhangi bir yaş sınırının bulunmadığı etkinliğin biletleri Biletix üzerinden temin edilebiliyor.
davet
BRENDAN WARD
MARION ERDMANN
DAVID SATTERFIELD, AKIO MIYAJIMA, JEFFREY M. HOVENIER
Bastille Günü Kutlandı Büyükelçi Charles Fries, eşi Helene Fries ve Savunma Ataşesi Albay Remi Gauvain’in ev sahipliğinde, Fransa’nın Milli Günü Ankara’da Büyükelçilik konutu bahçesinde verilen bir resepsiyonla kutlandı. Büyükelçi Fries yaptığı konuşmada, Türkiye ile Fransa arasındaki yaklaşık 500 yıldır süregelen dostluk ve ilişkilerin tarihi boyutlarından bahsederek son yıllarda tekrar canlanan siyasi ve ekonomik ilişkilere vurgu yaptı. İki ülkenin milli marşlarının çalınmasının ardından Fransız yemeklerinden örneklerin sunulduğu gecenin sonunda da havai fişek gösterisi düzenlendi.
80
CHARLES-HELENE FRİES, REMİ GAUVAİN
davet
SÜREYYA-MAHMURE ÜZMEZ
BURCU ÇETİNKAYA
ÖDÜL - ARKAL ALPAKAN
AYȘEGÜL AYGÜN
Davete, birçok yabancı misyon temsilcisinin yanı sıra Türk konuklar da katıldı. KAREN BLUMENSCHEİN - CHRİSTOPHER JOHN COOTER
MARJANNE DE KWAASTENİET - KEES VAN LENT
DR. HALİL ÖSER- ESTETİK MEZOTERAPİ DOKTORU
Estetik Mezoterapi ve Ozon Terapi Uzmanı Dr. Halil Öser, en çok merak edilen konulardan biri olan yağ eritme ișlemi ve sonbahar sezonunun yaklașmasıyla yaklașan grip enfeksiyonundan korunmanın yolu “grip așısı” hakkında bilgiler veriyor...
advertorial
Gıdı Bölgesi Yağlarından Kurtulmak ve Doğal Grip Aşısı
Özel iğnelerle yağ tabakasının olduğu derinliğe yağ eritici özel mezoterapi ürünleri 2-4 seansta uygulanır.
L
ipoliz ve Gıdı Bölgesi Yağlarından Kurtulmak
Lipoliz adı verilen yağ eritme ve yakma işlemi estetik mezoterapide özellikle gıdı bölgesinde, yanaklarda ve kollarda çok iyi sonuçlar vermektedir. Özel iğnelerle yağ tabakasının olduğu derinliğe yağ eritici özel mezoterapi ürünleri 2-4 seansta uygulanır.
Doğal Grip Aşısı
Koruyucu Ozon Aşısı Uygulaması, yetersiz etkisi çokça tartışılan, içinde alüminyum, cıva gibi metaller bulunabilen klasik grip aşıları yerine tamamen doğal, bağışıklığı artırmakta çok başarılı tek seanslık koruyucu bir aşıdır. Kış boyunca en iyi dostunuz olabilir. Eylül ayı, kış boyunca gribal enfeksiyonlardan korunmak için grip aşısı uygulanabilecek en doğru zaman aralığıdır. Ayrıca dilerseniz Majör Ozon Terapi ile vücudunuzda gençleştirici ve koruyucu bir sağlık pınarı etkisi yaratabilirsiniz.
Majör Ozon Terapi’nin Başlıca Yarar Alanları ▪ Damar dolaşım bozuklukları ▪ Alzheimer ▪ Diyabet veya diyabete eğilim ▪ Hepatit A ve B ▪ Sedef hastalığı ▪ Zona ▪ Otoimmün hastalıklar ▪ İmmün sistem zayıflıkları ▪ KOAH ▪ Ameliyat sonrası iyileşme
Mustafa Kemal Mahallesi 2079. Cadde Via Green Plaza No: 2/16 A Blok Eskișehir Yolu-Çankaya / ANKARA Tel: +90 312 286 62 89 ▪ www.drhaliloser.com
drhaliloser
davet
EKREM İMAMOĞLU
DİLEK İMAMOĞLU
93. Gazi Koşusu’nda Zaferin Adı “Last Romance” Gazi Mustafa Kemal Atatürk adına, 1927 yılından beri kesintisiz düzenlenen, Türk Yarışçılığının Derbisi Gazi Koşusu, İstanbul Veliefendi Hipodromu’nda gerçekleşti. Gazi Koşusu’ nu The Last Romance adlı safkan ile kazanan ve üst üste 5. zaferine ulaşan jokey Ahmet Çelik, “Yüreği erkeklerden daha büyük olan dişi bir safkanla yarışı kazandım. Bu duygu anlatılamaz. 4 sene üst üste kazandım, bu sene 5. zaferime ulaştım.” dedi.
86
İDİL ATAKOL, HÜLYA ELTEMUR, ZEYNEP ÜSTÜNEL
HİLAL ERGENEKON
BANU BÖLEN
MERVE MERMER TATAR, FATMA MERMER ERSOY
İstanbul Veliefendi Hipodromu’nda gerçekleșen Gazi koșusunu çok sayıda sporseverler izledi. LÜTFİ-DENİZ ÜLKE ARIBOĞAN
ASLI ÖYMEN, YASİN KADRİ EKİNCİ
ÜLKAN DELİKAN
röportaj
Siret Uyanık siretuyanik@gmail.com
TANSU YEĞEN
Sanat Dünyasında Yapay Zeka Yapay zekanın yaptığı resimler müzayedelerde binlerce dolara alıcı bulabiliyor. Çizimleri tabloya dönüștüren hayali insan portreleri çizen, Derin Düș “Deep Dream” gibi yüklenen fotoğraflardan yeni biçimler olușturan yazılımlar ile Ai-Dai gibi ressam robotlarla sanat dünyası, yeni dönemece mi giriyor? Yașamın her alanında gündemde olmaya bașlayan yapay zeka, sanat platformunda kabul görebilecek mi? Bu konuyu Türkiye’ nin dijitalleșmesine önemli katkıda bulunan yapay zeka șirketi UiPath’ın 30 ülkeyi kapsayan bölge bașkanı teknoloji denince akla ilk gelen isimlerden Tansu Yeğen ile konuștuk... 88 magdergi.com.tr
Y
apay zeka için, Stephen Hawking, “İnsanlığın sonunu getirebilir.” derken, Yazar Yuval Noah Harari, “Cennet ya da cehennem yaratmak için kullanmak bize bağlı.” demiş. Girişimci Elon Musk’ın ise, gelecekte robotların insanlardan daha iyi yapamadığı çok az iş olacağını savunduğu yapay zeka son yıllarda baş döndürücü bir hızla gelişiyor. Yapay zeka nedir ve Türkiye bu konuda hangi noktada?
Isaac Asimov’un, 1950 yılında yayınladığı Robot isimli kitabında robotların uyması gereken üç kural vardı hatırlarsanız: Birinci kural bir robot her herhangi bir insana zarar veremez; ikinci kural bir robot insanlar tarafından verilen emirlere itaat etmek zorundadır; üçüncü kural bir robot birinci ve ikinci kural ile çelişmediği sürece kendi varlığını korumalıdır. Peki robot birinci ve ikinci kural ile çelişen bir duruma düştüğünde yine de kendi varlığını korumak isterse? İşte bu durum sorgulamadır. Sorgulama da bir zeka belirtisidir. Bunu bizler gibi organik olmayan bir canlı, makine gerçekleştirmeye başlarsa bu da bir yapay zeka göstergesidir. Kısaca yapay zeka, insan beyninin çalışma mekanizmasının makineler ve bilgisayar sistemleri tarafından taklit edilmesidir. Bunun sonucunda sadece veri toplayan makinalar değil, bunlardan anlamlı bilgiler oluşturan, bu bilgileri yorumlayan, sorgulayan ve buna göre hareket eden sistemler göreceğiz. McKinsey’nin son raporuna göre 2030 yılına kadar şirketlerin yüzde 70’i en az bir yapay zeka teknolojisini kullanmaya başlayacaklar, yani yapay zeka kaçınılmaz bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Yapay zekanın nasıl kullanılacağı yine biz insanlara bağlı bir durum. Her teknoloji kendi korku kültürünü de oluşturur. Biraz da pazarlama bakış açısından bakarsak bazı film ve kitaplarda karşımıza çıkan “Yapay zeka bizleri ele geçirecek” hikayelerini normal buluyorum. Teknoloji iyiye de kötüye de kullanılabilir. Dünyamızda bunun örneklerini çokça gördük. Yapay zeka konusunda çalışan bilim insanları bu konuda bir çok hukuksal altyapıyı ve belirlenmesi gereken sınırları bu teknolojinin gelişmesine paralel olarak inceliyor ve bu konularda hükümetler ile yakın çalışıyorlar. Yapay zeka tüm ülkeler arasında bir yarış, herkes bir yerinden tutmaya çalışıyor. Amerika yapay zekanın daha çok kurumsal alandaki kullanımlarına çalışırken , Çin’de bireysel kişilerin hayatını etkileyecek durumlarda kullanılıyor. Mesela Çin’de yapılan bir konserde yapay zeka kameralardan taradığı her on kişiden üçünü tehlikeli kategorisine soktu ve bu kişiler incelemeye alındı. Türkiye genç ve dinamik bir nüfusa sahip, en önemli özelliğimiz ise yeni teknolojileri kavrama ve hemen kullanabilme kabiliyetimiz. UiPath olarak biz de ülkemizin yapay zeka konusunda öne çıkmasını sağlamak için oldukça yoğun çalışıyoruz. Birçok üniversite ile beraber çalışarak yapay zeka, makine öğrenimi ve derin öğrenme gibi konularda hem öğrencilere hem de mezunlara eğitim veriyoruz. Ülke olarak kendi vatandaşlarımızı geleceğe hazırlamak zorundayız. 2025’e doğru Dünya’da 130 milyon yeni iş olacak ve bu işlerin 70 milyonunu robotlar yaparken 60 milyonunu insanlar yapacak. Bu 60 milyon insanın da neredeyse yarısı bu yeni işleri yapabilmek için tekrar eğitim almak zorunda olacaklar. Bu yüzden eğitim seferberliğine de kamu, özel sektör, üniversiteler olarak hep birlikte başlamalıyız.
1997 yılında IBM’in ürettiği “Deep Blue” adlı bilgisayar dünyanın en ünlü satranç ustası Garry Kasparov’u yendi. Tüm dünyanın dikkatini çeken bu durumda yapay zekanın sınırları nedir? Sanat yapay zeka geliştiricileri için aşılacak son sınır mı? IBM’in Watson isimli yapay zekası 2011 yılında Jeopardy isimli
kelime yarışmasına katılarak birinci oldu. Daha sonra 2016 yılında yapay zeka Çin’de 19 kez Go Dünya Şampiyonu olan birini yenerek tüm herkesin dikkatini çekti. GO oyunu satranca göre çok daha strateji içeren bir oyun ve bu olaydan sonra Çin devleti yapay zekaya daha fazla yatırım yapmaya başladı. Yeni bir teknolojinin kullanım sıklığı insanları ikna etmesiyle doğru orantılıdır. Sanat gizemli gözükür çünkü yaratıcı fikirlere sahipken onları nasıl elde ettiğimizi açıklamak çok zordur ve açıklamaya çalıştığımızda da “ilham” ve “sezgi” gibi belirsiz kavramlar hakkında konuşuruz. Farklı bir fikrin kendini nasıl gösterdiğinin bilincinde olmamak, bilimsel bir açıklamanın olamayacağı anlamına gelmez. Bu soruya cevap verebilmek için ‘’Neural Network’’ ismini verdiğimiz sinir ağlarının ne olduğunu bilmemiz lazım. Bir sinir ağı, insan beynindeki süreçleri taklit etmeye çalışarak bilgileri işleyen bir algoritmadır. Sinir ağları birbirine bağlı nöron katmanları veya birbirlerine bilgi gönderen düğümleri içerir. Bu, geliştiricilerin açıkça bir programın yapması gerekenleri yönlendirdiği geleneksel bilgisayar bilimi algoritmalarından farklı bir yaklaşımdır. Bunun yerine, sinir ağları, adım adım talimatlar olmadan kendi başlarına öğrenirler. Aynı insan beyni gibi. Peki insan beyninin sınırlarını veya kapasitesini biliyor muyuz? 21. Yüzyılda bile bu sorunun cevabı tam olarak verilebilmiş değil, bu yüzden sanatın da yapay zeka geliştiricileri için bir son sınır olduğunu söylemek oldukça zor. Beynimizde her gün gerçekleşen fakat nasıl yapıldığının farkında olmadığımız bir çok aktivite var ancak bu tür aktiviteleri tam anlamıyla çoğaltabilen ve tekrar edebilen yapay zeka teknolojisine önümüzdeki 50 yıl içerisinde sahip olacağız. Yapay zeka geliştiricileri için sınırları, gelecekte insanlar belirlemeyecek zaten. Örneğin bugün yapay zeka algoritmalarını kodlayan kişiler yerine de yapay zeka kod yazıp kendini geliştirebilecek. Benim hayalim ve inandığım gelecek ise bir son sınır düşünmek yerine, insan ve yapay zeka birlikteliğinin olumlu anlamda neler getirebileceği üzerine olmalıdır. Bu birlikteliğin meyveleri insanlık tarihinde hiç olmadığı kadar farklı bir dönemi işaret ediyor olacak.
Paris merkezli “Obvious” Sanat Kolektifi tarafından geliştirilen Can isimli yapay zeka programıyla hazırlanan “Edmond Belamy’nin portresi” Chritie’s müzayede evinde açık artırmada 432.000 dolara satıldı. Alman Sanatçı Mario Klingemen tarafından geliştirilen yapay zekanın yaptığı portreler ise 20.000 ile 40.000 pound arasında alıcı buluyor. Bu gelişmeler yapay zekanın yaptığı bu işlerin izleyici tarafından kabul gördüğü anlamına gelir mi? Bu ürünler sanat olabilir mi?
Bu sanat eserleri, algoritmalar ve makineler tarafından oluşturulan eserlere küçük bir örnek. Bunları sanat eseri olarak görebiliriz, görmeliyiz de. Burada kendimize sormamız gereken soru makinelerin karmaşık ve soyut görevleri gerçekleştirebilecekleri bir dönemde bizlerin rolünün ne olacağıdır. Yapay zekanın insan toplumlarının geleceği üzerindeki etkileri derin olacak. Teknolojiyi her zaman biyolojik sınırlamalarımızın ötesine geçmek için kullandık. Teleskopu görüş alanımızı genişletmek için kullanıyoruz, uçakları uçmak ve telefonları başkalarıyla bağlantı kurmak için kullanıyoruz. Teknolojinin yapabileceği şeylerin yalnızca onu kullanan kişinin hayal gücü ile sınırlı olduğunu biliyoruz. İşte yapay zeka aradaki bu sınırı kaldırabilir ve aklımızın bir uzantısı olarak çalışabilir. Benzer şekilde, makinelerimizi algımızı genişletmek ve sanatın sınırlarını zorlamak için kullanabiliriz. Bu ürünler sanat ürünü mü, teknoloji ürünü mü derseniz her ikisi de derim. Teknolojinin yardımı ile üretilmiş sanat eserleri tanımı bence buna uygun olur.
röportaj
Daha geçtiğimiz günlerde New York’ da önemli bir galeri sadece yapay zeka ile yapılmış resimlerin olduğu bir sergi açtı. Bunlar birer sanat eseri olarak görülmeseydi bu sergiler açılmazdı diye düşünüyorum.
Gelecekte yapay zeka sanat dünyasını ikna edecek mi?
Yapay zeka insanlar tarafından daha önce yapılan işleri yavaşça devralıyor. Yapay zekanın potansiyeline inanan birçok sanatçı, makineleri onların yerini alması konusunda daha az endişe duyuyor. Asıl endişe duydukları konu yapay zekayı kendi limitlerinin ötesine geçmek için nasıl kullanabilecekleri. Bu arada insanlar soyut ve yaratıcı görevler söz konusu olduğunda üstün olmaya devam ediyor çünkü yapay zeka şu an için bir ressamın fırçası veya bir fotoğrafçının kamerası gibi insanlar tarafından kullanılan bir araçtır.
Yapay zeka sanat ve edebiyat alanında neler yapıyor? Bu gelişmeler gelecekte nereye gider?
Bana göre sanatçıların, kendilerini ifade etmenin yeni bir yolunu keşfetme misyonları var: Resim yapmak, yazmak, heykel yapmak, müzik yapmak. Tüm bunları yaparken yapay zekanın katkısı artacaktır. Sizin verdiğiniz örneklerin dışında da resim, müzik ve edebiyat alanında çok sayıda örnek mevcut. Sanatçı Sougwen Chung, DOUG ismini verdiği robotu ile ortak sanat eserleri ortaya çıkarıyor. DOUG sanatçının çizim tarzını ve hareketlerini öğrenerek onları kendi stilini oluşturmak için kullanıyor. Diğer bir sanatçı insan sesini dijital heykellere, yani aklımızdan geçeni gözümüzün gördüğümüz şekillere dönüştürmek için yapay zeka kullanıyor. Burada yapay zeka veri olarak sesin tınısı, aralığı ve seviyesi gibi değişkenleri kullanıyor. Ross Goodwin isimli bir teknoloji uzmanı şiir ve senaryo gibi edebi eserler üretmek için yapay zekayı kullanıyor. Goodwin bunu yaparken çok ilginç bir teknik kullanarak kaynak olarak bir arabayı seçiyor: Yapay zekayı. Araba giderken etrafında gördüğü nesneler, arabanın içerisindeki konuşmalar ve arabanın geçtiği lokasyon bilgileri ile besliyor ve sonra onları yazıya döküyor. Günümüzde müzik endüstrisi de yapay zekadan etkilenmeye başladı. Yapay zeka kullanarak üretilen müzikler çoğu yerde karşımıza çıkıyor. Hatta YouTube’da bir çok farklı yapay zeka müzikleri bulabilirsiniz. Büyük teknoloji firmaları da bu konuda bazı inisiyatifler geliştiriyor. Google’ın açık kaynaklı bir platformu olan Magenta Projesi, yapay zeka tarafından yazılmış ve çalınmış şarkılar üretti. Sony ise Flow Machines ismini verdiği yapay zekası ile bir şarkı üretti ve piyasaya sürdü. Peki Nazilerin kodunu kırmayı başaran makineyi tasarlayan ve İkinci Dünya Savaşı’nın kahramanlarından biri olarak ilan edilen Alan Turing’ in bilgisayar kullanarak müzik kaydeden ilk kişi olduğunu biliyor muydunuz? İlk bilgisayar destekli müziği üretmemiz üzerinden yıllar geçti ve teknoloji her zaman sanatçıların bir yardımcısı oldu. Sanatçılar nasıl geçmişteki deneyimlerinden esinleniyorsa yapay zeka da bizim ürettiklerimizden esinlenecek ve bize yeni ufuklar açacak diye düşünüyorum.
Sanatçıların yapay zekayı kullanmaları robotların ürettiği bu işlerin sanat eseri olamayacağı algısını değiştirir mi?
Günümüzde bazı heyecan verici sanatsal kreasyonlar insanlar ve makineler arasındaki işbirliğini içeriyor. Sanat tarihi ve teknoloji tarihi her zaman iç içe geçmiş durumdadır. Aslında, şöyle bir geçmişe bakarsak sanatçılar genellikle işi yapmak için mevcut olan araçlarla tanımlanır. Örneğin taş devrinin yüksek teknolojisi olan çakmaktaşları insanların fildişinden figüratif sanat eserlerini yapmasına olanak sağladı. Yönetmenler zor sahneleri oluşturmak için farklı kameralar kullandı. Bu dönemde ise sanatçılar gelişmiş mikroskoplar, 3D biyobaskı gibi kendileri için mevcut olan her
90 magdergi.com.tr
Bir yapay zekanın yaptığı resmi gördüğünüzde çok beğenebilirsiniz, mutlaka satın almak isteyebilirsiniz ama unutmayın halen fiziksel, kalbi atan bir kișinin yaptığı resmi duvarına asmak ve o hissi yașamak isteyen de bir çok kiși olacaktır.
teknolojiyi kullanarak kendilerini ifade etmeye çalışıyorlar. Yapay zekayı kullanmaları bir ölçüde bu algıyı değiştirecektir. Ben ortaya çıkan sonucun insana ne hissettirdiğini önemsiyorum, sanatın gücü de zaten buradan geliyor. İleride zaten bir müziği insan mı yapmış; güzel bir resmi yapay zeka mı oluşturmuş, bunun gibi farkları algılayamayacağız. Önemli olan bir sanat sever olarak size hissettirdikleri; beğeniyorsam, benim zevkime uygunsa benim için sanattır. İnsanlar için de böyle olacağını düşünüyorum.
Bir sanatçının biriktirdiklerini, iç dünyasındaki etkileşimlerini özgün bir ifadeyle anlatması eser olarak kabul ediliyorsa, bu durumda bir robot nasıl bir aktarım yapabilir?
Boşluktan hiçbir şey çıkamayacağından, her yaratıcı çalışmanın veya fikrin her zaman tarihsel ve kültürel bir altyapısı vardır; sanat, kültürel mirasın ve yaşanmış deneyimlerin meyvesidir. Bu yapay zeka projeleri nihayetinde sanatçı olmanın ne demek olduğuna dair temel soruyu gündeme getiriyor. Burada da güzel olduğunu düşündüğümüz şeyler ile yazılım algoritmalarını besliyoruz. Bu malzemenin ortak özelliklerini tanımlamasına ve bu sınırlar içinde çalışmalar oluşturmasına izin veriyoruz. Yapay zekanın bir sanatçının biriktirdiklerini ve iç deneyimlerini özgün bir ifadeyle anlatma seviyesine ulaşması için önümüzde daha uzun bir yol var. Fakat ona öğrettiklerimizi özgün bir şekilde aktarması da şu an yapabildiğimiz dikkate değer bir gelişme. Başka bir açıdan bakarsak; örneğin piyasada o kadar e-kitap okuyucu varken, basılı kitap satışları neredeyse hiç düşmedi, halen onu tercih edenler var, neden? Çünkü o hissiyatı seviyorlar, duygular insanı insan yapan değerlerdir. Bir yapay zekanın yaptığı resmi gördüğünüzde çok beğenebilirsiniz, mutlaka satın almak isteyebilirsiniz ama unutmayın halen fiziksel, kalbi atan bir kişinin yaptığı resmi duvarına asmak ve o hissi yaşamak isteyen de bir çok kişi olacaktır.
haber
Holiday Inn Kavaklıdere’ye Büyük Ziyaret Holiday Inn Kavaklıdere, 2018 yılında gösterdiği misafir memnuniyeti odaklı hizmet kalitesi sebebi ile Avrupa’da “En İyi Misafir Memnuniyeti Sağlayan Otel” ödülünü kazanmıştı. Otelin 2018 ve 2019 yılları içerisinde gösterdiği üstün başarılar IHG yönetimi tarafından ziyaret ile taçlandırıldı. Intercontinental Hotels Group’un Ankara’daki önemli temsilcilerinden Holiday Inn Kavaklıdere, IHG Avrupa’dan sorumlu Başkan Karin Sheppard ve Güney Avrupa’dan Sorumlu Direktör Eric Viale tarafından ziyaret edildi. Önemli misafirleri ağırlayan Bülbüloğlu Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
92 magdergi.com.tr
Berker Bülbüloğlu, yaptığı açıklamada hizmet kalitesini her zaman daha iyiye taşımak için çalıştıklarını ve bunun sonucunda önemli bir ödülü Holiday Inn Markası ile Türkiye’ye getirmiş olmaktan duydukları mutluluğu dile getirdi.
DR. HASAN KÜTÜKOĞLU
Estetik İşlemlerde Dolgu Uygulamaları
D
olgu nedir ve hangi bölgelere uygulanır?
Dolgu uygulamalarının genelini vücudumuzda da yapı taşı olarak bulunan “hyaluronic acid” içeriğine sahip ürünler oluşturmaktadır. Tüm dolgular aynı içeriğe sahip olmakla birlikte akışkanlıkları ve içerik partikül büyüklükleri farklı olduğu için
yüzde uygulandıkları yerler değişiklik göstermektedir. Örnek verecek olursak çene dolgusu için kullandığımız ürünün partikül büyüklüğü göz altına kullandığımızdan çok büyüktür. Göz altına uyguladığımız ürünü çeneye uygularsak hem daha çok malzeme kullanmamız gerekmekte hem de istenilen sertlik elde edilememektedir. Çene dolgusunu göz altı için kullandığımızda ise çok daha kaba ve dışardan belli olan bir görüntü elde ederiz.
advertorial
Hastaları estetik ișlem yaptırmaya iten nedenler arasında en sık karșılașılan șikayet yüz bölgesinde hacim kayıpları ve bu kayıplara bağlı olarak yüzün așağıya doğru yer değiștirmesidir. Bu sorunu ve hacimsel küçüklükleri gidermek adına dolgu uygulamaları, pratikliği ve güvenliği nedeniyle en sık yapılan ișlemlerdir. Dolgu uygulamaları hakkında detaylı ve güvenilir bilgilere ulașabilmek adına Op. Dr. Hasan Kütükoğlu ile keyifli bir sohbet gerçekleștirdik...
Farklı içeriklere sahip ürünler de mevcuttur ve yaygın olarak kullanılmaktadır. Dolgu uygulamaları genellikle yüz bölgesine yapılmaktadır. Yüz bölgesinde ise şakak, elmacık kemikleri üzeri, alın, kaş ortası, burun, dudak, göz altı ve çene uygulama bölgelerini oluşturmaktadır. Yine yaralanmalara bağlı veya doğumsal vücut bölgelerindeki eksiklikler için dolgu uygulaması yapılabilmektedir. Ülkemizde sıklıkla dudak, göz altı ve elmacık kemikleri üzeri dolgu uygulamaları yapılmaktadır.
Dudak hacmi ve kalınlığı az olan ve bundan șikayetçi olan hastalar için uygun ve pratik bir ișlemdir.
Dudak dolgusu nasıl uygulanır?
Dudak hacmi ve kalınlığı az olan ve bundan şikayetçi olan hastalar için uygun ve pratik bir işlemdir. Bilinenin aksine dudağı çok ince hastalardan çok hacim eksikliği olan hastalar için daha uygundur. Lokal anestezik kremler eşliğinde az ağrılı olarak nitelendirilebilir. Ayrıca piyasadaki birçok dolgu markası ürünlerinde uyuşturucu madde de içerdikleri için uygulama ağrısı daha az hissedilmektedir. Kanül (ucu keskin olmayan iğne) veya iğne ile uygulanmaktadır ve işlem sırasında veya sonrasında dudaklarda şişme ve morarma görülme ihtimali mevcuttur. Kullanılan dolgu markası ve miktarına göre değişmekle birlikte 5-9 ay civarında vücut tarafından emilerek atılmaktadır. Dolgu uygulamalarının çoğunluğunda yaklaşık 3 hafta sonra az dozda tekrar uygulaması yapılmaktadır. Dudak bölgesi kalınlığının armasına bağlı olarak dolgu erise bile bir miktar kalınlık devam etmektedir. Eğer uygulama kalınlık artırmaya yönelik yapılıyor ise sonraki uygulamalar daha az miktarda dolgu ihtiyacı gerektirecektir.
Göz altı dolgusu nasıl uygulanır?
Birçok insanın ortak sorunu olan göz altı morlukları ve çukurlaşması için uygulanmaktadır. Göz altında bulunan yağ torbaları vardır. Bu yağ torbalarını tutan kılıf yaş aldıkça zayıflar ve dışa doğru bombeleşir. Aynı zamanda yanak yağ dokusu da aşağı doğru yer değiştirir ve göz altı bölgesinde bir çukurlaşma olur. Bu çukurlaşma ışık alamadığı için de karanlık görünür. Bunların hiçbiri olmadan da yapısal olarak bu bölgenin mor renk olduğu hastalar vardır. 15-20 dakika süren uygulamalar ile daha canlı bir göz altı görünümüne sahip olmak mümkündür. Hastaların birçoğunda morluklar dolgu içerisinde bulunan antioksidanlar sayesinde iyileşme göstermektedir. İşlem sonrası hafif ödem olmakla birlikte soğuk uygulama ile tamamen düzelmektedir.
Elmacık kemiği (zigoma) üstü dolgu nasıl uygulanır?
Elmacık kemiği karşı bakışta ve arka çapraz bakışta yüz hattının altın oranını oluşturan temel yapılardan bir tanesidir. Buranın üzerinde bulunan yağ dokunun zamanla aşağıya yer değiştirmesi veya yapısal olarak küçüklüğü mevcut hastalarda güvenle uygulanan bir dolgu şeklidir. Ekstra fayda olarak uygun dozlarda yapıldığında orta yüzün yukarı kalkmasına da faydası vardır. Simetrik olarak eşit dozlarda uygulandığında yüze daha keskin ve dinç bir görüntü vermektedir. Uygulama süresi 15-20 dakika olup ağrısız bir işlemdir.
Nazolabial dolgu (burun ağız arası kenar çizgileri) nasıl uygulanır? Nazolabial oluk normalde altındaki yapılara daha yapışık bir bölgedir fakat üzerindeki cilt ve yağ dokuların aşağı inmesi ile çukurlaşmış görünmektedir. Günümüzde yüz üst kısımlarına yapılan uygulamalar ile bu oluk iyileştirilmektedir. Dirençli hastalarda bu bölgeye az miktarda dolgu yapılabilmektedir.
Şakak (temporal) bölge dolgusu nasıl uygulanır?
Bu bölgedeki dokunun azalması yüze yorgun bir ifade vermektedir. İleri yaş döneminde görülse de yapısal olarak da eksik olabilir. Uygulamalar çok dikkatli bir şekilde ve yavaş olarak yapılmaktadır. Yine 15-20 dakika süren neredeyse ağrısız uygulamalardır. Kütle etkisiyle üst yüz uygulamalarının hepsi orta yüz bölgesinde minimal yükselme sağlamaktadır. Bu nedenle orta yüz şekillendireceğimiz hastalarda genellikle temporal bölgeye de uygulama yapmaktayız.
Çene hattı (jawline) dolgu nasıl uygulanır?
Özellikle son zamanlarda en çok talep edilen uygulamaların başında jawline uygulamaları gelmektedir. Çene hattının yanlarda deri sarkması ile bozulmasına yönelik olan bu uygulama bir prosedür haline gelmiştir. Çene iki yan tarafı ve orta hattının keskin bir şekilde görünmesini sağlayan bu uygulama miktar olarak biraz daha fazla ürün gerektirmektedir. Ek olarak çiğneme kasına uygulanan botilinium toksini ile daha uyumlu bir çene hattı oluşturulabilir. Jawline uygulaması yaklaşık yarım saat sürmektedir. Gerek görüldüğü takdirde orta yüz bölgesine de küçük eklemeler yapılabilmektedir.
Kaş ortası (glabella) dolgu nasıl uygulanır?
Kaş çatması ve güneşe sık maruziyet nedeniyle göz kısması genellikle bu bölgede çift çizgi şeklinde bir çökmeye neden olmaktadır. Tek çizgi şeklinde oluşması oradaki kas yapısının farklılığına bağlıdır ve tedavisi aynı şekilde yapılmaktadır. Çöküklük için bu bölgeye dolgu uygulanır fakat sahip olduğu anatomik yapı nedeniyle çok dikkatli uygulama yapılması gerekmektedir. Kaş çatma ve göz kısmayı azaltmak adına da ek olarak botulinum toksin yapılması daha iyi bir sonuç elde edilmesini sağlayacaktır.
Dolgu uygulamaları sonrası nelere dikkat edilmelidir?
Uygulamalar genellikle 15-30 dakika sürmektedir. Hasta uygulama sonrası günlük hayatına devam edebilmektedir. Uygulama yapıldığı gün ve sonraki gün için hafif soğuk uygulama yapılabilir. Uygulama yapılan bölgeye herhangi bir baskı olmamasına dikkat edilmelidir. Dolgu uygulaması sonrası lazer veya elektriksel masajların en az 1 ay süreyle uygulanmaması gerekmektedir. Uygulama yapıldıktan sonra etkisi gün içerisinde görülmekte ve 3 hafta sonra gerek görüldüğü takdirde ek dozları yapılmaktadır. Bu uygulamalar dışında da birçok yüz bölgesine ve vücut bölgesine dolgu uygulaması yapılmaktadır. Uygun dozlarda ve bilinçli bir şekilde yapıldığı takdirde düşünülenin aksine çok doğal görünüm veren pratik uygulamalardır.
davet
NURAY FENERCİOĞLU
BAȘAK -MUSTAFA ÇAĞLAR
GİLMAN-MESUT KARADENİZ
The BO Viera’da Keyifli Davet BESA Grup, Bodrum’daki The BO Viera Projesi’nde iş ve cemiyet hayatından birçok önemli ismin katıldığı davete ev sahipliği yaptı. BESA Grup Yönetim Kurulu Başkanı Salih Bezci ve Yönetim Kurulu Üyesi Efe Bezci’nin ev sahipliğinde yapılan davete iş, sanat ve cemiyet dünyasından isimler katıldı. Show residence’da Bodrum’un unutulmaz altın rengi gün batımında, The BO Viera’nın sofistike Riviera yaşam stili ile buluşan konuklar Ege Denizi’nin mavisi ile birleşen sonsuzluk havuzunun bulunduğu The BO Lounge’da da Su Soley performansı ile keyifli saatler geçirdiler.
96
SALİH, EFE BEZCİ
RABİA KURȘUN
FERİHA-MURAT-ASUMAN EKTİREN
EBRU KÜÇÜKBAȘKAN, KADRİYE BEZCİ, ELİF DAMGACI, ÇAĞLA BEZCİ
NESLİGÜL AKSOY
ÖZLEM-MURAT HAZİNEDAR
davet
BİLGE ALEMDAR, SİBEL ERDEN
98
ZAFER- BAȘAK ATABEY
ELİF İNCİ ARAS
Bodrum’un altın rengi gün batımı eșliğinde Bodrum tutkunları, The BO Viera’da buluștu. ADNAN-BEGÜM ȘEN
EMRE-BURCU ZİYAL
MERT ÜNLÜ, IȘIL OTRUȘ
TURGAY ARSLAN
İntrahome kurucularından, Turgay Arslan ile 365 gün boyunca kendini sürekli geliștiren, yeniliğin öncüsü, Türkiye’yi dünya standartlarına tașıyan ve lüx yașama önem veren tasarımlarını ve bașarılarını konuștuk.
advertorial
Lüks Yaşam Tarzının Zamansız Hale Dönüşümü İntrahome
İ
ntrahome’u tanıyabilir miyiz?
“Değişim İçeriden Başlayacak” mottosu ile 2017 yılında AKM bünyesinde kurulan İntra Home, bilinen standart tasarımların dışına çıkarak yarattığı kendine özgü tarzı ile estetik ve konforu ön planda tutmuştur. Modern, abiye, lüks yaşam tarzı sunan zamansız mobilya tasarımları ile Türkiye’nin yanı sıra tüm dünyaya modern çizgide, şık ve konforlu mobilya tasarımları yapmaktadır.
AKM Mobilya bünyesinde olmak İntrahome’a neler kattı? AKM Mobilya 45 yıllık tecrübesi ve yarım asırlık başarı hikayesi ile mobilya sektörünün lider kuruluşlarındandır. AKM Mobilya’nın sağlam şirket geçmişi ve mükemmel AR-GE altyapısı ışında özgün tasarımlar sunan İntra Home, Türkiye ve dünyanın birçok ülkesinde tanınan bir markanın kardeşliği yaratılmıştır.
Ne gibi tasarımlar yapıyorsunuz?
Ergonomik endüstriyel materyaller ile desteklenen güncel tarza uygun, kullanılabilirlik olgusu yüksek, ciddi bir tecrübe birikimi ile insanların hem rahat kullanımını sağlayan hem de lüks yaşam kalitesi sunan, tasarlanan ürünleri mükemmel kaliteyle üreten, mobilya moda dünyasına yön verebilen lüks yaşam tarzında zamansız tasarımlar.
İntrahome’un diğer tasarımcılardan farklı yanları nelerdir?
365 gün AR-GE çalışan, yüksek tecrübesi ve kaliteli tasarım ekibiyle tasarımlar yapıp müşterilerinin hayat standartlarını yükseltmek ve mobilya üretiminde farkındalık sunmak; başlıca farklılıklarımız...
Tasarım standartlarınızı üç ana başlık altında toplamamız gerekse neler söylersiniz? Lüx yaşam, kaliteli üretim, zamansız tasarımlar.
Tasarımlarınızda yer alan küçük dokunuşlar veya önem verdiğiniz detaylar nelerdir?
Doğada mükemmel bir uyum ve ahenk var. Asla bozamazsınız. Bütün evren aynı düzende birbiriyle bağımlı fakat kendi iç dünyasında hikayesini yaşayan varlıklar. İşte bizim mobilya dünyası da böyle. Asla bir seferde ürünü tasarlayıp üretemezsiniz. İdeal ölçüde, kalitesi yüksek, cilasıyla, kumaşıyla mükemmel üretimi yakalayana kadar defalarca demo çalışmanız gereklidir. Bir metal parçası ya da cam ile bir küçük oyma işçiliği tasarladığınız ürünün hikayesini apayrı dünyalara götürebilir.
Sektörel açıdan bakacak olursak, Türkiye’nin dünyadaki konumunu nasıl değerlendirirsiniz?
Önceki yıllarda tasarım ve AR-GE ne yazık ki hiç düşünülmezdi ülkemizde. Üniversite tasarım bölümleriyle mobilya üretim dünyasının yolları hiç kesişmezdi. Ülke dışındaki fuarlar bu konuda bize büyük katkı sağladı. Tasarlayan ve kaliteli üretim yapan ülkelerin dünya mobilya piyasasında söz sahibi olduğunu gördük. Türk mobilya sektörünün bu konuda geride olduğunu anladık. İşte her başarıda olduğu gibi önce hayal ettik sonra tasarlamaya başladık. Kaliteli üretimde yetenekli ustalarımızı destekledik. Hayran hayran gezdiğimiz fuarları ülkemizde de yaptık. İstikrarla AR-GE çalıştık ve çok şükür dünyada mobilya üretiminde ciddi bir yol katettik. Artık bizim fuarlarımız da yabancı misafirlerimizle dolup taşıyor. Tasarlayıp ürettiğimiz mobilyaları ülkelerinde överek ve gururla “Türk Üretimi” diye satıyorlar. Tamam mıyız? Tabi ki hayır, daha çok yolumuz var. Özellikle tanıtım ve pazarlamada. Şu an ihracatımızı arttırmak için dünyanın değişik ülkelerinde düzenlenen fuarlarda katılımcı olarak varız.
Doğada mükemmel bir uyum ve ahenk var. Asla bozamazsınız. Bütün evren aynı düzende birbiriyle bağımlı fakat kendi iç dünyasında hikayesini yașayan varlıklar. İște bizim mobilya dünyası da böyle.
davet
BEGÜM AKIȘ, SEDA ÇAVUȘOĞLU, TUĞÇE İNAL, DERYA ATALAY, AHSEN DEMİRCİ, PERİHAN UYAR, YEȘİM TANDOĞAN, EBRU DEMİRYÜREK, SİBEL ÖZDOĞAN
Kavaklıdere’de Renkli Kutlama Cemiyet hayatının önde gelen isimlerinden Ebru Demiryürek yakın arkadaşlarının katıldığı yemekte yeni yaşını kutladı. Ankara cemiyet hayatının sevilen isimlerinden Ebru Demiryürek, yakın dostlarının katıldığı bir davetle Kavaklıdere Sosyal Kulübü’nde yeni yaşını kutladı. Başkent sosyal hayatının tanınmış hanımlarının katıldığı etkinlikte davetliler, samimi sohbetler eşliğinde keyifli bir gün geçirdiler. Ebru Demiryürek her zamanki şıklığı ve zarafetiyle objektiflere gülümserken, yemeğin sonunda arkadaşlarına bu özel gününde yanında oldukları için teşekkür etti.
104
EBRU DEMİRYÜREK
a t i k u B tik Bu
bukitabutik
0532 404 06 64
röportaj
bukita@magmedya.com.tr bukitabutik
Basak Barlas Ceketin Yeni Adı Sorbe! Sorbe’nin kurucusu Bașak Barlas ile kendi markasının olușum sürecinden ceket modasına, yeni sezon trendlerinden aksesuarlara kadar birçok konuda keyifli bir sohbet gerçekleștirdik... 106 magdergi.com.tr
G
ardıropların zamansız parçası olan ceketlerin en çok tercih edilen ve sevilen markası “Sorbe”nin yaratıcısı Başak Barlas’ ı biraz tanıyabilir miyiz?
Merhaba, Koç Üniversitesi’ nden mezun olduktan sonra kariyer hayatıma kendi aile işimiz ile başladım. Yaklaşık 8 yıl aile şirketimizde çalıştıktan sonra modaya olan tutkum sebebi ile kendi markam olan Sorbe’ yi yaratmaya karar verdim. Kendimi çalışmayı seven, kendini geliştirmeyi seven biri olarak tanımlayabilirim.
Kendi markanız Sorbe’yi yaratmaya nasıl karar verdiniz?
İlk günden beri modaya olan ilgim, tutkum hiç azalmadı. Bu ilgim daha da çoğalarak arttığı için kendi markamı kurmanın zamanı geldiğine kadar verdim. Tasarım alanında çeşitli eğitimler aldım ve markamın karakteri üzerinde çalıştım. Hayalim minimal ancak fit ve çekici görünen maskülen kadını yaratmaktı. Bunun için çizginin dışında yürüyecek bir marka hayata geçirmek istedim. Uzun yıllardır tekstil işinin içinde olan eşimin de desteği ile aklımdaki projeyi hayata geçirdim.
Başlangıç çıkış noktanız “ceket”. Tasarım yelpazesi bu kadar alternatifliyken neden ceket? Ceket, en sevdiğim ana parça diyebilirim. Fakat neden ceket üretimine başladık diye sorarsanız aslında tam olarak aradığım ceketi bulamamam sebeptir. Genelde piyasadaki ceketler bana daha kurumsal bir görünüm veriyordu ben ise kurumsal hayattan öte, ceketi daha çok günlük kullanımda giyilebilecek spor bir görünüm için arıyordum. Ve açıkçası aradığım tarzda bulamadığım için kendim bu işe başlayıp kendi hayal ettiğim ürünü üretmeye karar verdim.
“Grab a jacket” mottosunun oluşum süreci nasıl ilerledi? Bu mottoyu seçerken nelere önem verdiniz?
Tamamen kendiliğinden gelişti diyebilirim. Hayalimde bir ortamdan çıkarken veya girerken, direkt elinizle kapıp omzunuza attığınız bir ceket ‘look’u vardı. Buradan yola çıkarak “Grab a Jacket” mottosunu bulduk. Akılda kalması en önem verdiğimiz detay her zaman.
Tasarımlarınızın olmazsa olmazları nelerdir?
Rahat ve günlük yaşamda kullanılabilir olması.
Bir ceket markası yaratmadan önce ceketleri gündelik hayatınızda da bu kadar sık tercih ediyor muydunuz?
Maalesef, çünkü kendi günlük yaşantımda kullandığım spor ceket ‘look’unu çok fazla bulamıyordum. Ceket her zaman tercih ettiğim bir parçaydı ama günlük yaşantıma adapte edemiyordum.
Yeni bir sezona girerken tasarım aşamasında nelere özen gösteriyorsunuz? Bir önceki sezondan daha farklı olmaya çalışıyor musunuz?
En başta modelin rahat olmasına, günlük yaşantıda kullanılabilir olmasına özen gösteriyorum. Kalıp ve kumaş kalitesi tabii ki en önemli unsurlardan. Kumaşlarımızı tamamen yün, kaşmir ya da yün kaşmir karışımı olarak tercih ediyoruz. İç astarlarımızda ipek ya da viskon kullanıyoruz. Bu da tabii ki müşterilerimizin huzur içinde kullanmasına neden oluyor. Klasik olan modellerimiz her zaman devam ediyor.
“Tasarım alanında çeșitli eğitimler aldım ve markamın karakteri üzerinde çalıștım. Hayalim minimal ancak fit ve çekici görünen maskülen kadını yaratmaktı. Bunun için çizginin dıșında yürüyecek bir marka hayata geçirmek istedim.”
röportaj
Her sezon yeni kalıplar, modellerler ya da tamamlayıcı ürünler ekliyoruz. Kendimizi, markanın çizgisinden çıkmadan sürekli geliştirmeye çalışıyoruz.
“The Masculine Feminen”, “The Gentle Woman”, “The Timeless Lady”... Birbirinden farklı harika tasarımlar... Bu üç stilin dışında yeni bir stil yaratmayı düşünüyor musunuz? Şu an için aklımızda yok ama ileride tabii ki neden olmasın.
Düğme ve iç astar detaylarınız çok çarpıcı. Bunların seçiminde nelere dikkat ediyorsunuz?
Düğme bence ceketi gösteren en önemli unsurlardan. Genelde kemik ya da metal kullanıyoruz. Astarlarda da bahsettiğim gibi ipek ya da viskon kumaş kullanıyoruz. Genellikle desenli kumaş tercih ediyoruz. Desenli iç astar, müşterilerimiz tarafından da tercih ediliyor. Ceketin kolunu kıvırdığınız zaman çıkan desen detayı, tatlı bir görüntü oluşturuyor.
Ceketler uzun yıllar önce resmi toplantı ve organizasyonlarda daha çok tercih ediliyordu. Nasıl gündelik hayatın bir parçası haline geldiler? Ne değişti?
Ceket zamansız, klasik bir parça olmasına rağmen, değişen moda akımında, bizlere de daha farklı sunulması ile günlük yaşantımızın bir parçası haline geldi. Şimdi daha spor, daha dökümlü ve daha bol modeller var. İnsanlar spor ayakkabı ile kombin ederek günlük yaşantılarına gayet güzel uyarladılar. Ceket ve takım ile zamansız, günlük ve çabasız bir şıklık elde etmek bence güzel.
En sevilen ve tercih edilen ürünlerinizden biri de yılan detaylı kemerleriniz. Ceketler ile kombinleyip çok hoş bir tarz yarattınız. Bu kombin neden bu kadar sevildi?
Ceketlerimiz genelde daha uzun ve dökümlü olduğu için bel kemeri ile, beli belirginleştirerek daha feminen bir görüntü yakalamak müşterilerimiz tarafından sevildi. Aksesuarlarımız ceketlerimizin tamamlayıcısı oldu diyebilirim, bu sayede biz de kemer ağımızı genişlettik.
108 magdergi.com.tr
MACHKA ELBİSE 4.249
Sonbahar Şıklığı Renkli ve ıșıltılı parçalarla sonbahar-kıș sezonunda da gardıroplarınız canlılığını koruyor...
BEYMEN-ALEXANDER WANG ÇANTA 4.249 ATASUN OPTİK-BVLGARI GÖZLÜK 1.388
AR 2019 CHANEL SONBAH
ZARA PANTOLON 369
İPEKYOL GÖMLEK 899
BEYMEN-MOSCHINO AYAKKABI 2.949
BRANDROOMFORNARINA ETEK 255 BRANDROOM-BARBARA BUI AYAKKABI 2.178
110 magdergi.com.tr
BALMAIN SONB
AHAR 2019
BRANDROOM-NANNI BİLEKLİK 50
ZARA PANTOLON 199
SARAR CEKET 500
PULL&BEAR CEKET 279
Spor ve șık parçaların vazgeçilmezi siyah ile kazayağının müthiș uyumu...
BRANDROOM-JOHN VARVATOS ATKI .325
Siyahın Ağırlığı
GAP T-SHIRT 198
BEYMEN-ALEXANDER MCQUEEN BOT 4.699
BEYMEN-OFF WHITE ÇANTA 3.799
davet
KENAN DOĞULU
GÜRHAN - DUYGU ÇARMIKLI, HİKMET - ALPİN ALBAYRAK
Kenan Doğulu Caresse’de Marriott International’ın Bodrum’daki ilk resort oteli Caresse; a Luxury Collection Resort & Spa önemli bir konsere ev sahipliği yaptı. Buddha-Bar Beach sahnesinde Kenan Doğulu’nun canlı performansı unutulmaz bir geceye imza attı. Caresse, a Luxury Collection Resort & Spa, Bodrum, Bitez Koyu’nun en güzel manzaralarından biri ile nefesleri keserken, efsanevi Buddha-Bar Beach sahnesinde, Kenan Doğulu’nun deniz üzerine kurulan özel platformda seslendirdiği hitleri, muhteşem orkestrası, güçlü yorumu ve dans şovları misafirlerden tam not aldı.
112
VOLKAN - SANEM BÜYÜKANLI
davet
GAMZE KEÇELİ
ARZU -NUMAN CEYHAN
TALAT ABDİK, İPEK AYAYDIN
Caresse Bodrum, gelenekselleșen Kenan Doğulu konseri ile misafirlerine eğlence dolu bir gece yașattı. 114
HİDAYET - BANU TÜRKOĞLU
EDVİNA SPONZA
DİDEM - İZZET ANTEBİ
ZEYNEP YILMAZ, YASEMİN ILICALI
ȘİRİN YALÇIN
AHU - SÜLEYMAN ORAKÇIOĞLU
İPEK-ENVER VAROL
TUĞBA-NURİ DEVELİ
ZEYNEP MUTLU
ÖZGE KESEROĞLU
Lekeler Güzelliğinizi Gölgelemesin
İ
lerleyen yaş ile birlikte, pek çok sebebe bağlı olarak cilt üzerinde istenmeyen lekeler oluşabilir. Bu lekeler, bireylerin hem iş hem de özel yaşantısını olumsuz etkileyerek, ciddi rahatsızlık hissi yaratır. Birçok kişi, bu lekeli görünümü gizlemek amacıyla yoğun kapatıcı özelliği olan ürünler kullanmak zorunda kalmaktadır. Bu nedenle, estetik kaygıların yüksek olduğu günümüz yaşantısında, leke tedavisi dermatoloji kliniklerine başvuruların önemli bir kısmını oluşturmaktadır.
Cildimize doğal rengini veren melanin pigmentinin, çeşitli nedenler sonucu cilt üzerinde belli bölgelerde normalden fazla miktarlarda birikmesine bağlı olarak cilt lekeleri oluşur. Leke oluşumuna yol açan nedenlerin başında güneş ışınlarına maruziyet yer alır. Gebelik gibi hormonal nedenler, genetik faktörler, doğum kontrol hapları başta olmak üzere kullanılan bazı ilaçlar, solaryum, cilt üzerinde çok sayıda sebebe bağlı olarak meydana gelen tahriş ve yaralar, leke oluşumuna yol açan diğer nedenler arasında yer alır.
advertorial
Keyifle geçen yaz mevsimi sonrası, maalesef pek çok kișinin ortak sorunu cilt lekeleri. Günümüzde, gelișen teknoloji sayesinde bu lekelerin çoğunun tedavisi artık mümkün. Leke olușumunu önlemek için yapılabilecekler ve tedavi seçenekleri ile ilgili Dermatolog Dr. Özge Keseroğlu bize bilgi veriyor…
Ciltte leke oluşmasına sebep olan faktörleri bilmek, bunlardan uzak durmak, yeni lekelerin oluşmasını ve mevcut olanların ilerlemesini engelleyecektir. Güneş, lekeye neden olan en önemli faktör olduğu için, yaz-kış sürekli güneş koruyucu krem kullanımı ihmal edilmemelidir. Ayrıca, ciltte tahriş, hassasiyet ve yara oluşumuna yol açan her türlü uygulamadan kaçınılmalıdır.
Lekelerim geçer mi?
Leke tedavisinde hedef elbette lekelerden tamamen kurtulmak ve renk farklılıklarını ortadan kaldırmaktır. Ancak leke tedavisinin sabır gerektiren, zahmetli ve uzun bir süreç olduğu unutulmamalıdır. Uygulanacak tedaviler ve tedavi süresi, lekenin tipine, derinliğine, şiddetine ve cilt tipine göre farklılıklar göstermektedir. Uygun olmayan tedaviler, ciltteki lekelerin düzelmemesine hatta daha da derinleşip artmasına sebep olabilir. Bu nedenle, leke tedavisinde, uzman yardımı almak önemlidir. Mevcut lekelerin uzman bir doktor tarafından değerlendirilmesi sonrasında tedavisinin gerçekleştirilmesi, lekelerinizden kurtulmanızı sağlayabilir.
Leke tedavisinde hangi yöntemler kullanılmaktadır?
Lekelerin tedavisinde kullanılan yöntemler arasında leke giderici medikal kremler, kimyasal peeling (soyma) işlemleri, enzim peeling, mezoterapi, PRP uygulaması ve lazer tedavileri yer almaktadır. Kişinin cilt yapısı ve lekenin derinliğine bağlı olarak bu yöntemlerden uygun olanı seçilebilir ya da birden fazlası kombine olarak kullanılabilir.
Gelișen lazer teknolojileri sayesinde günümüzde leke tedavilerinde daha etkin sonuçlar alınmaktadır. İşlem sonrası, lekelerin tekrarlamasını ve ciltte yeni lekelerin oluşmasını engellemek için cildin güneşten korunması önemlidir. Sonuç olarak, ciltte lekelenme başta güneş ışınlarına maruziyet olmak üzere pek çok sebebe bağlı olarak ortaya çıkabilmektedir. Yeni lekelerin oluşmasını engellemek için güneş koruyucu kremlerin düzenli kullanılması önemlidir. Ancak mevcut lekelerin tedavisi için uzman doktorlar tarafından yapılacak tıbbi leke tedavisi gerekmektedir.
Leke Mezoterapisi, mevcut lekeleri azaltıcı ve yeni leke oluşumunu önleyici etkisi olan maddeleri içeren solüsyonların, lekeli deri alanına çok ince iğneler kullanılarak enjekte edilmesidir. Bu işlem 1-2 hafta aralıklarla 4-6 seans şeklinde uygulanır. Leke tedavisinde mezoterapi tek başına veya diğer tedavi yöntemleri ile başarılı bir şekilde kombine edilebilir. Enzim Peeling, deride melanin üretimini azaltarak etki eder ve bu şekilde cilt renginin açılmasını sağlar. Enzim peeling işleminde, ürün cilde maske şeklinde uygulanıp, yaklaşık 10 saat ciltte kaldıktan sonra yıkanır. Kişi sonrasında ev devam kremleri ile tedaviyi sürdürür. Ağrısız ve acısız olan tek seanslık bu uygulama sonrasında, kısa sürede olumlu sonuçlar alınabilmektedir. Kimyasal Peeling, cilt yüzeyine uygulanan, bu işlem için özel olarak geliştirilmiş trikloroasetik asit (TCA), alfa hidroksi asit (AHA), salisilik asit gibi kimyasal ajanlar ile cildin kontrollü olarak soyulması ve uyarılması işlemidir. Kimyasal peeling ajanları, kullanılan ajanın türüne ve konsantrasyonuna göre değişmekle birlikte, cildin genellikle üst tabakasını soyarlar. Özellikle orta ve derin yerleşimli lekelerin tedavisinde bu nedenle tek başına genellikle yetersiz kalırlar. Lazer yöntemleri ile hem derin hem de yüzeysel cilt lekelerinin tedavi edilebilmesi bu noktada önemli bir avantaj sağlamaktadır. Gelişen lazer teknolojileri sayesinde günümüzde leke tedavilerinde daha etkin sonuçlar alınmaktadır. Lazerle Leke Tedavisi, leke tedavisinde en sık kullanılan lazerler, Q-switch Nd:YAG lazerlerdir. Bu lazerlerle yapılan işlemlerde sağlıklı deriye zarar vermeden melanin içeren hücreler hedeflenir. Lazer ışınının etkisi ile lekeye sebep olan melanin pigmenti, çok küçük parçalara bölünerek vücuttan atılır. Lekenin şiddetine ve klinik düzelme durumuna göre 10-15 günlük aralıklarla, 5-10 seans şeklinde uygulanır. Tüm cilt tiplerinde güvenle kullanılabilmesi, anestezi kullanımına gerek olmayan ağrısız bir işlem olması ve işlem sonrası kişinin günlük hayatına dönebilmesi, bu tedavinin en büyük avantajlarıdır.
Dermatolog Dr. Özge Keseroğlu Özel DrDerm Polikliniği Tunalı Hilmi Cad. 111/6-7 Kavaklıdere/Ankara Tel: +90 312 465 05 65
davet
AYHAN SİCİMOĞLU
Atakule’de Latin Esintisi Ayhan Sicimoğlu ve Latin All Stars Orkestrası, Ankara’nın simgesi Atakule’de başkentlilerle buluştu. Çim Teras’ta gerçekleştirilen konsere yaklaşık bin kişi katıldı. Ankara’nın simgesi Atakule, düzenlediği konser, dans gecesi gibi çeşitli etkinliklerle Ankaralıları ağırlamaya devam ediyor. 30 yıllık bir tarihe sahip, Ankara’nın simgesi Atakule, düzenlediği etkinliklere bir yenisini daha ekledi. Türkiye’ye Latin müziğini sevdiren, Turcolatino akımının öncüsü Ayhan Sicimoğlu ve Latin All Stars Orkestrası, Atakule’nin ev sahipliğinde gerçekleştirdiği konserle, müzikseverleri ağırladı. Küba müziklerinden Türkçe parçalara kadar geniş bir repertuarla dinleyicinin karşısına çıkan Sicimoğlu ve Latin All Stars Orkestrası, konser boyunca dans ve müziklerle de başkentlilere unutulmaz anlar yaşattı.
LEVENT AKBULUT
Erkek markası olmasına rağmen unisex ürünler tasarlayan aynı zamanda kișiye özel kadın tasarımlarıyla da dikkatleri üzerine çeken LA Brand’ın kurucusu Levent Akbulut ile markanın kurulușu, son koleksiyonu A’LA’M (As Like A Movie), yeni sezon trendleri, tasarımlarında önem verdiği detayları ve gelecek hedefleri hakkında sohbet ettik...
advertorial
Bir Film Gibi A’LA’M Koleksiyonu
Bir sonraki hedef ise Milano FW içinde yer almak.
L
A Brand’ın kuruluş hikayesinden bize biraz bahseder misiniz?
Markamın kuruluş hikayesi aslında biraz ilginç. Bu hikaye bir rüya üzerine dayanıyor. Her zaman etrafımda giyim tarzımla farklılık yaratan bir insandım. Zamanla çevreme bu konuda yardımcı olmaya başladım ve bir gece gördüğüm rüyada Türkiye’de önemli bir isme kıyafet tasarlayıp diktiğimi gördüm. Sabah uyandığımda ben neden bu işe girmiyorum dedim. Ardından markayı kurup ilk koleksiyonu çıkartıp “altın rüya koleksiyonu” isimini verdim. Şu an üçüncü koleksiyonumuz çıkıyor. Çok başındayız ama bakalım bu hikaye bizi nerelere götürecek. Sadece şunu söyleyebilirim hedefim bu hikayenin sonuna nokta değil virgül koymak.
Sadece erkek koleksiyonları çıkarıyorsunuz. İleride kadın koleksiyonları da tasarlamayı düşünüyor musunuz?
Erkek markası olmamıza rağmen koleksiyon parçalarımızda unisex ürünlerimiz de mevcut. Zaman zaman kişiye özel kadın tasarımları yapıyorum ve son zamanlarda aldığımız bu yoğun talepler bize marka olarak ileride kadın koleksiyonunu ekleyeceğimizi şimdiden gösteriyor diyebilirim.
Sıradaki hedefleriniz arasında Milano Fasion Week’te defile gerçekleştirmek olduğunu söylemiştiniz. LA Brand markası yurt dışına açıldı mı?
Yurt dışı hedeflerimizin ilk adımı; 2020 ilkbahar-yaz koleksiyonumuzu Bosna Hersek Moda Haftası’nda yapacağımız defile ile tanıtmak. Bir sonraki hedef ise Milano FW içinde yer almak.
Sonbahar koleksiyonunuzda hangi parçalar ön plana çıkacak?
Bu sonbaharda moda adına bizi siyah beyaz üzerine kurulu bir uyum bekliyor. Zıtlıktan doğan uyumun sadeliğe yansımış hali. Moda adına çok renkli bir yaz geçirdik ve bu kış artık netlik ve sadelik moda olacak diyebilirim.
Murat Dalkılıç, Fatih Ürek gibi önemli isimlere kıyafet tasarlayıp giydirdiniz. Stilini beğendiğiniz veya keşke ben giydirsem dediğiniz ünlü isimler var mı?
Kendi stil çizgime en yakın bulduğum isim aslında Murat Boz, kendisi ile çalışmayı çok isterim. Ama en çok kimi giydirmek istersiniz diye bir soruya yanıt vermem gerekirse. Türkiye’de megastar olan ismi, Tarkan’ı giydirmek isterim.
Tasarımlarınızda önem verdiğiniz detaylar nelerdir?
Öncelikle tasarımlarımda kendi giymeyeceğim bir şeyi asla tasarlamam. Tasarımın önce benim içime sinmesi gerek. Ardından tasarımın mutlaka bir noktasında bir farklılığı ve bir olayı bulunması lazım. Sonrasında ise bir tema içerip bir koleksiyon çatısı altında bağlı kalması lazım. Tasarım yapmak zor görünebilir ama nereden baktığınıza bağlıdır.
davet
BERİL, AYSEL AKÇAY
AYȘEGÜL KAYABAY
BURAK-CANSEN KUT
Bir Demet Umut Daveti Bir Demet Umut Derneği üyeleri, Gündoğan Casa Costa Otel’de düzenlenen davette bir araya geldi. Ünlü işletmeci Erkan Kara’nın ana sponsorluğunda gerçekleşen gecede derneğin kurucu başkanı Mehmet Köymen 2019 Summer Haute Couture koleksiyonunu sergilerken, Uğur Batur ise müzayede gerçekleştirdi. Doğu ve Güney Doğu’da hem iklim şartları hem de ekonomik şartlar nedeni ile eğitimlerini sürdürmeye çalışan öğrencilerin, daha iyi bir şekilde eğitimlerini sürdürebilmelerine destek olmak amacı ile kurulan Bir Demet Umut Derneği’nin üyeleri, Gündoğan Casa Costa Otel’de düzenlenen davette bir araya geldi. Sanat ve sosyal yaşam dünyasından birçok ünlü ismin ağırlandığı gecede, Mehmet Köymen’in yeni koleksiyonu büyük beğeni kazandı. Gecenin ilerleyen saatlerinde ise ünlü müzayedeci Uğur Batur’un müzayedesinde birbirinden değerli parçalar yeni sahiplerine ulaşırken, geceden elde edilen gelirin bir kısmı derneğe bağışlandı.
124
ERKAN KARA, MEHMET KÖYMEN
Paris Cad. No: 76/9-10 Şili Meydanı - Kavaklıdere/Ankara T: +90 312 426 26 91 sensizolmazmeyhane
ÇİĞDEM DİLEK
Ladybug Lezzetin Yeni İsmi Hayatın telașından uzaklașabileceğiniz, sevdiklerinizle keyifli sohbetler gerçekleștirebileceğiniz, özel günlerinizde de yanınızda olan size uğur getirecek ferah bir kafenin kurucusu, Avukat Çiğdem Dilek ile Ladybug’ın olușum sürecinden hedeflerine kadar uzanan birçok farklı konuda keyifli bir sohbet gerçekleștirdik... Asıl mesleğim avukatlık. Mesleğin doğası gereği sorunla uğraşıyorsunuz. Dolayısıyla içinde keyif olan bir iş yapmak ve yeme içme sektöründe yepyeni ve dinamik bir marka yaratmak istedim. O yüzden kendi markamız olan Ladybug ile bu sektöre giriş yaptık.
Kafenizin isminin “Ladybug” olmasının nedeni nedir? Pozitif bir mekan olsun istedim. Ladybug, İngilizce uğurböceği demek. Uğurböceğini görünce herkes güzel şeyler diler. Bu sebeple bu ismi tercih ettim. Gerçekten de ismin pozitif enerjisi mekana yansıdı. Her gelen mekanımızın çok pozitif bir enerjisi olduğunu söylüyor.
Menünüzdeki yemek çeşitliliği nasıl? Diyet yapanlar, çocuklar, vejetaryenler gibi gruplara özel seçenekleriniz var mı?
Menümüz dünya mutfağından oluşuyor. Her zevke hitap eden yemekler mevcut. Kahvaltı, pizza, hamburger, salata, et ve tavuk yemekleri gibi. Menümüzde ayrıca fit menü ve sporcu menüsü de yer alıyor. Ayrıca vegan ve vejetaryenler için yemeklerimiz var. Özellikle vegan burgerimiz, glütensiz hurmalı cheesecakelerimiz çok tercih ediliyor. Gruplara özel menü de hazırlayabiliyoruz.
Kafenizde ne gibi organizasyonlar düzenlemek mümkündür? Bu organizasyonlar için verdiğiniz hizmetler nelerdir?
Toplantılar için mekanımızda en çok arka bahçemiz tercih ediliyor. Burada kokteyller, babyshowerlar ve doğum günleri de yapıyoruz. Özellikle çocuk doğum günleri çok keyifli geçiyor. Doğum günü konseptini A’dan Z’ye biz yapabiliyoruz. Doğum günü davetiyesinin tasarlanıp basılmasından, süslemeye ve açık büfenin oluşturulmasına kadar. Çocuklar arka bahçede oynayıp eğlenirken veliler salonda rahat ve keyifli vakit geçirebiliyorlar. Doğum günü menüsünü de misafirimizin isteğine göre oluşan menüyle açık büfe şeklinde hazırlayabiliyoruz.
Ladybug için hedefleriniz nelerdir? Kafe için planlanan değişiklikler var mı?
Şu anda misafirlerimizin olumlu dönüşleri ve memnuniyetleri bizi çok mutlu ediyor ama tabi menüde her sezon ufak değişiklikler yapıyoruz. Bu değişiklikleri yaparken misafir tercihlerini, eğilimlerini göz önünde bulunduruyoruz. Ladybug düzgün bir çizgide yoluna devam ediyor. Hedefimiz Ankara’dan bir marka çıkarmak. Bunun için çok çalışıyoruz ve işimizi seviyoruz.
advertorial
L
adybug’ı oluşturma süreciniz nasıl başladı?
davet
ÖYKÜ KARADENİZ, ARZU KARATAȘ, PERVİN ERSOY, HÜLYA KOCADON, EMEL SOYSAL, NUR ÖZTÜRK
İyilik Şenliği İle Umut Oldular Kadın kanserlerine karşı toplumda farkındalık yaratmak ve kadınların hayatında pembe izler bırakabilmek amacı ile yola çıkan Pİ Kadın Kanserleri Derneği’nin düzenlediği “İyilik Şenliği” erken teşhisin önemini vurguladı. NÜKHET DURU
AYȘE ARMAN
Pİ Kadın Kanserleri Derneği’nin, düzenlediği İyilik Şenliği yoğun bir katılımla Bodrum’un Gürece Köyü’nde gerçekleşti. Sosyal yaşam dünyasından ünlü isimlerin de ilgi gösterdiği şenlikte konuklar birbirinden eğlenceli aktivitelerle zaman geçirdiler. Şenlikten elde edilen gelir, maddi yetersizliği olan kadınların meme kanserine karşı ücretsiz kontrol edilmesi için Pİ Kadın Kanserleri Derneği’ne aktarıldı.
Seren Erdoğan Couture’da Yeni Misyon Üniforma Tasarımı Özel günlerinizde sizi yalnız bırakmayan Seren Erdoğan Couture artık kurumsal hayatta da sizinle... Kendi ismiyle markasını altı sene önce kuran, akademiden gelen başarılı moda tasarımcısı üç senedir Ankara Showroom’dan gardırobunuza uzanıyor. SEREN ERDOĞAN
Haute Couture’da Çalışırken
▪ Tanışma ▪ Ölçü alımı ▪ Malzeme ve aksesuar seçimi ▪ Provalar (Modele göre sayısı belirlenmektedir) ▪ Teslimat
FOTOĞRAFLAR: DEMİR DURAK
Kurumsal Formada Çalışırken
advertorial
▪ Tanışma ▪ Tasarım ▪ Malzeme seçimi ▪ Numune hazırlığı ▪ Teslimat
Ankara Kavaklıdere Showroom (Sheraton Hotel karșısı)
Bodrum Brandroom Bodrum - Mandarin Oriental Hotel Türkbükü Nikki Beach -Torba Lilachit Store - Casa Costa Hotel Gündoğan
Paris Le Dressing de Tuline 195 rue de Paris 59200 Tourcoing
DR. ÖZGÜR KOLDAȘ
Saç Ekiminde Yeni Dönem Son yıllarda sıkça duyduğumuz “saç ekimi”, bir sağlık konusu olmanın yanı sıra, artık Sağlık Turizmi kapsamında değerlendirilen ve ülkemiz için neredeyse önemli bir ihraç kalemi haline gelen bir konu oldu. Yakın zamanda T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından yürürlüğe konulan Saç Ekim Yönetmeliği ile ihtiyaç duyulan yasal düzenleme hayata geçirilmiș oldu. Bu sayede merdiven altı șartlarda ve ehliyetsiz kișiler tarafından yapılan uygulamaların son bulması hedefleniyor. Dr. Özgür Koldaș, saç ekimi için araștırma yaparken nelere dikkat edilmesi gerektiğini anlattı…
uygulanabileceğini kaydetti. Dr. Özgür Koldaş, saç dökülmesinin günümüzde erkekler ve kadınların sorunlarından biri olduğunu söyledi. Koldaş, saç dökülmesinin sebepleri hakkında, “Yetersiz beslenmeden tutun da genetik yapı, stres veya hormon bozukluklarına kadar birçok
advertorial
D
r. Özgür Koldaş, yeni düzenleme ile yasalaşan Saç Ekim Yönetmeliği ile saç ekimlerinin sadece polikliniklerde, tıp merkezleri ve hastanelerde yapılabileceğini ve Saç Ekim Uygulama Sertifikası’na sahip plastik cerrahlar, dermatologlar ve medikal estetik hekimleri tarafından ve yine Sertifikalı Yardımcı Sağlık Personeli ile
sebepten dolayı saç dökülmesi görülmektedir. Ülkemizde erkeklerin yüzde 40’ı, kadınların ise yaklaşık yüzde 10’u bu sorun ile karşı karşıyadır. Tek ve etkin tedavi ise saç ekimidir.” dedi. Saç dökülmesinin kişilerin psikolojisini de olumsuz etkilediğini belirten Dr. Koldaş, “Bu anlamda saç dökülmesi fiziksel bir rahatsızlıktan öte estetik bir kaygıdır. Eğer siz de aynaya baktığınızda kendinizi daha mutlu ve genç hissedecekseniz saç ekimi yaptırmalısınız. Bu aşama saç ekiminde çok önemlidir. Saç ekimi, her şeyden önce sizi mutlu edecekse yapılmalıdır.” dedi. FUE saç ekimi yönteminde genetik özelliği sonucu dökülme olmayan ense bölgesindeki saç köklerinin FUE motoru ile tek tek alınarak saçsız bölgeye nakledildiğini belirten Koldaş, “Saç ekimi uygulaması, ekilecek saç köküne bağlı olarak 6-8 saat arasında sürmekte ve işlem lokal anestezi altında yapılmaktadır. FUE yönteminde eski tekniklerdeki gibi cerrahi bir kesi olmadığından iyileşme süreci de daha hızlı ve konforlu bir şekilde işlemektedir.” dedi. Yeni saçların saç ekiminden yaklaşık 4 ay sonra görülmeye başladığını belirten Dr. Özgür Koldaş, 8-10 ay sonra ise arzulanan saç görünümünün elde edildiğini belirterek, “FUE yöntemiyle ekim sırasında PRP ve saç mezoterapisi uygulamalarının yapılması ile daha sağlıklı saç görünümü elde etmek mümkündür.” dedi. Saç ekiminin gelişen teknolojiyle daha konforlu ve hızlı hale geldiğini belirten Dr. Koldaş, saç ekiminin detaylı bir analiz ve tecrübe gerektiren bir uygulama olduğunu belirtti. Koldaş, “Saç ekimi, saçın çıkış yönünde yapılmalı ve saç kökleri alındığında zaman kaybetmeden steril şartlarda ekilmeli. Ekim yapılan kişilerin süreç hakkında iyi bilgilendirilmeleri, işlemin kalitesi açısından çok önemlidir.” diyerek saç ekiminin uzman kişiler tarafından hijyenik koşullarda yapılmasının önemine dikkat çekti. Saç ekimi hakkında internette araştırma yapanların kafasının karıştığını ve tereddüde düşerek güven sorunu yaşadıklarını belirten Dr. Özgür Koldaş, vatandaşların ticari amaçlı olmayan Dünya Saç Örgütü’nün internet sitesini ziyaret ederek detaylı ve doğru bilgiye ulaşabileceklerini belirtti. Saç ekiminin bir ekip işi olduğunu belirten Dr. Özgür Koldaş, “Saç ekimi için gidilen merkezde ekim yapacak olan ekipte bir doktor ve en az iki yardımcı sağlık personeli olmalıdır. Daha az sayıda oluşan bir ekipte birçok sorun yaşanabilmektedir. Benzer sorunlar aynı anda birden fazla operasyon yapan daha kalabalık ekiplerde de yaşanmaktadır.” dedi.
Saç ekiminin gelișen teknolojiyle daha konforlu ve hızlı hale geldiğini belirten Dr. Koldaș, saç ekiminin detaylı bir analiz ve tecrübe gerektiren bir uygulama olduğunu belirtti.
Dr. Özgür Koldaş, böyle pratik bir uygulama ile abartılı ve sadece müşteriyi ikna etmeye odaklı yaklaşımların da tespit edilebileceğini belirtti. İnternetten incelenen resimlerin dikkate alınmamasını tavsiye eden Koldaş, “Daha önce saç ekimi yaptıran hastalar ile görüşmek veya ekim yaptıran kişilerin resimlerini örnek olarak görmek daha fazla fikir elde edilmesini sağlayacaktır.” dedi.
1000 adet kıl kökü ekilip, 2000-3000 kök ekildiğinin iddia edildiğini belirten Dr. Özgür Koldaş, “Bu tarz durumlarla karşılaşmamak için ekim yapılan kişinin veya bir yakınının operasyon sırasında kıl köklerini sayabilme ihtimali bu durumun çözümü olacaktır. Dokuların kolay bir sayılma şekli vardır ve herkes tarafından yapılabilir.” dedi. Ekilecek saç kökü sayısının işin temeli olduğunu belirten Koldaş, “Ekilecek saçın sayısı ve yoğunluğu herkes tarafından tahmin edilebilir. Bunun için saç ekilecek alanın kalıbı bir A4 kağıda çıkarılarak kesilmeli, sonra da 0,7 mm kurşun kalem ucuyla delikler açılmalıdır. Kalıp üzerinde açılabilen deliklerin sayısı kadar operasyon sırasında bizler de yaklaşık olarak aynı sayıda kanallar açarak kıl köklerini yerleştirmekteyiz” dedi.
Dr. Özgür Koldaș Tunalı Hilmi Cad No: 88/114 Kavaklıdere / Ankara T:+90 542 428 64 83 ● +90 312 428 64 83 drozgurkoldas
davet
MERT ÜNLÜ, ANIL KÖPRÜLÜ, CEM KİRAZCI
PINAR AYAYDIN, MURAT TALAY
Omega İle Ay’a İnişin 50. Yılı Kutlandı Omega, Ay’a inişin 50. yılını kutlarken, yeni Speedmaster -Apollo 11 - 50th Anniversary Moonshine Gold Limited Edition saatinin lansmanını da gerçekleştirdi. Mert Ünlü, Anıl Köprülü ve Cem Kirazcı ev sahipliğinde gerçekleşen davette Omega, 18 ayar Moonshine isimli altından yapılan yeni Speedmaster modelini tanıttı. Cemiyet hayatından birçok konuğun “beyaz” konseptiyle ağırlandığı davet; Bodrum Mandarin Oriental Otel içinde yer alan Kai Beach’te yapıldı. Konserler, havai fişekler ile hareketlenen gece, oldukça renkli geçti.
132
FEDERICO-BURCU HAZİNERDAROĞLU TAUBER
RABİA KURȘUN
ECEM - CENK ÖZTANIK
SONGÜL-TUNCAY AȘÇI
Omega, insanoğlunun Ay’a ilk ayak basıșının 50. yıldönümünü özel bir davetle Bodrum’da kutladı. RASHAD MAMMADOV, GÜNEL MAMADOVA
VEDAT ALATON, SEDA SOĞÜTLÜ
LAURA MARGARITA
davet
NASTASSIA JACOBER
134
ÖZLEM YARAR
CİHAN_ȘENSÖZLÜ
IȘIL -RÜSTÜ RECBER
MURAT CEVAHİR, DENİZ ZENGİN
ÇAĞLA-EFE BEZCİ
ELİF İNCİ ARAS
ARZU KUNT
İPEK -BERK KÖȘE
SEMİH-ÖZGE SANDER
Konuklar, Gold Limited Edition saatinii yakından incelerken, gecenin geç saatlerine kadar süren canlı müzik ile eğlendiler. BERİL AKÇAY
AYȘE BURCU, ALİ İHSAN KAYA
MELİS -BURAK HATİPOĞLU
moda
Deren karaca ayse kucuroglu Unutulmaz kadınların isimlerinden ilham alarak yarattıkları markaları “Carrie, Frida, etc.” ile sadece iș değil stil ortağı da olan Ayșe Kucuroğlu ve Deren Karaca sezon trendlerini anlatıyor...
Trend alarmı
Tüy ve otrişli parçalar, androjen, geniş omuzlu takımlar ve ceketler, elbise ve eteklerle giyilen pantolonlar, Boiler Room (işci) tulumlar
En iyi parçalar
Gold parçalar, Punk ruhu taşıyan parçalar, özenli İngiliz burjuva tarzı, terzi işi pantolon, etek ve ceket takımlar (sartorial)
JACQUEMUS
Aksesuarlar
Bottega Veneta clutch, şapkalar, micro çantalar, büyük zincir kolyeler, büyük taçlar (puffy headbands), yılan derisi ayakkabılar
Desenler
Çicek desenleri, ekoseler, Houndstooth (kaz ayağı)
Tonlar
Metalikler, camel, siyah beyaz, neonlar, kızıl kahve
Geri dönenler
Satenler, uzun paltolar, kaplar, shearling paltolar, 70’ler ve 90’lar
Hep kalanlar
Değişik kesimlerde etek ve elbiseler, “Rock Chic”, leopar, farklı formlardaki puf montlar, deri parçalar
SALVATORE FERRAGAMO
136 magdergi.com.tr
basak barlas Özgür kadın ruhunu ceket modelleri ile hayata kavușturan özgün markası Sorbe’ye hayat veren Bașak Barlas yeni sezona dair ipuçlarını paylaștı... Trend alarmı
Takımlar, piliseli etek ve elbiseler, kollarda bolca volan, kargo pantolonlar
En iyi parçalar
Ayakkabı da küt burun; oversize takımlar
Aksesuarlar
Deri gold detaylı kemerler, büyük gold küpeler
Desenler Çiçek
Tonlar Oranj
Geri dönenler
Skinny Jean ve kargo pantolonlar
Hep kalanlar
Cigarette klasik kesim pantolon
ALBERTA FERRETTI
MAX MARA
moda
ÇAĞLA X PELİN koleksiyonuyla bot ve çizmelere yeni bir renk katan Çağla Șıkel ve Pelin Özfırıncı’ya 2019 Sonbahar ayakkabı trendlerini sorduk...
Trend alarmı
Ayakkabılarda ve terliklerde geniş kare burunlar şu an için gözümüz pek alışık olmasa da hızlı bir şekilde ayakkabı dolaplarımıza yerini alacak
En iyi parçalar
Şeffaf davet ayakkabıları, düz kesim çizmeler ve bileklerimizi sımsıkı saracak streç botlar
Aksesuarlar
Parlak taşlar, troklar ve nakışlar
Desenler
Vahşi desenler, yılan, kroko, leopar, “Punk” stilin yansıması olan ekoseler ve üzerinde asi troklar
Tonlar
PROENZA SCHOULER
Nude ve tonları, beyaz, siyah, kırmızı, pembe gri
Geri dönenler
Küt burunlu ayakkabılar ve çizmeler, şeffaf ayakkabılar, desenli ayakkabılar
Hep kalanlar Stilettolar
138 magdergi.com.tr
CELINE
hande can “Gardırop Gurusu” olarak tanınan Hande Can’dan, modaya dair en önemli püf noktalarını ve önümüzdeki sezona damgasını vuracak parçaları öğrendik...
Trend Alarmı
80’lerin küt burunları geri geldi
En iyi parçaları
“Bottega Veneta The Pouch Clutch” “Dior Saddle Belt Bag Ultra Mat”
DIOR
Aksesuarlar
Gözlük, bel çantası, şapka, altın rengi aksesuarlar
Desenler
Yeşil tartan, gri tonlarda tweed, düz dokular
Tonlar
Gri, krem
Geri dönenler 60’lar kupları
Hep kalanlar
Kaşmir palto, dik yakalı kazaklar, denimler
BOTTEGA VENETA
DIOR
davet
TAHİRE DEMİRCAN, SANİ- ASUMAN ȘENER, RAHMİ KOÇ
Barbaros Reserve ile “Dolce Vita” Bodrum Yalıçiftlik’te 100 milyon dolarlık bir yatırımın ilk bölümü olan “Barbaros Reserve Residences Managed by Kempinski”de yaşam başlarken, çok keyifli bir partiyle konuklar ağırlandı. Barbaros Reserve Residences Bodrum’da, seneye tamamlanacak olan Riva Lounge’ un lansman partisi, şirket CEO’su Ozan Şener’ in ev sahipliğinde gerçekleşti. 17 evin yeni sahiplerinin katılımının yanı sıra iş ve cemiyet hayatından yaklaşık 600 kadar seçkin davetlinin katıldığı partide “La Dolce Vita” konsepti hakimdi. Konuklar, dünyada sayılı bulunan Kontrtenor Nuri Harun Ateş’ in arya performansı ve DJ Murat Tokuz ile keyifli bir akşam geçirdi. Etkinlik dekoruyla da misafirleri büyüledi.
142
HALE-OZAN ȘENER
CRİSTİAN BONİ, MİNE KALPAKÇIOĞLU
AYFER TOPRAK, AYLA-ÖMER ZENGİN
Cemiyet hayatından pek çok seçkin davetlinin katılımı ile Riva Lounge’un lansmanı gerçeklești. NİHAN ERTÜRK-CARLOS ALBERTO DE PESSOA-PARDELLAS
OĞUZ-FİGEN-FATİH KIRAL
röportaj
KORAY YAVUZER
Mimarlığın Yaratıcı Gücü Daha küçük bir çocuk iken ileride yaratıcı bir mimar olacağının sinyallerini veren mimar Koray Yavuzer ile mesleki yolculuğundan, projelerinden, bașarı unsurlarından ve iș hayatı prensiplerinden konuștuk...
S
izi tanıyabilir miyiz?
2000 yılında Nişantaşı’nda ofisimizi kurduk. İlk kurulduğu zaman 2-3 kişilik ufak bir mimarlık ofisiydik. Asıl hedefimiz iç dekorasyon olduğu için ağırlıklı olarak iç dekorasyon projelerine yönelmiştik. Bağlantılı olarak 2002 yılında Inside adında mobilya ve aksesuar ithalatı yapan ufak mağazamızı kurduk. Aksesuar biliyorsunuz mobilyanın tamamlayıcısıdır. Mimari
144 magdergi.com.tr
projelerde yaptığımız dekorasyon işlerinde kullanmak istediğimiz aksesuarlar vardı. O dönemde de aksesuarda çok eksikler vardı. Bu sebeple Milano, Paris fuarlarında tanıştığımız firmalardan aksesuar ithalatı yaparak 3-5 sene devam ettik. Fakat fark ettik ki, bizim her zaman hedefimiz daha fazla mimari proje yapmaktı. Aksesuarları ve mobilyaları tüccar mantığı ile ithal etmedik. Kendi yaptığımız projeler için gerekli olan mobilya ve aksesuarların
ithalatı şeklinde görüp bu hali ile şekillendirdik. Arkasından çok şükür ki proje işlerimiz daha ağırlıklı olarak devam etti. Giderek ithalatı azaltarak asıl yapmak istediğimiz proje işine, ağırlıklı lüks iç dekorasyon işlerine yöneldik. Ofisimizdeki herkes zaten mimardı. Her zaman gönlümüzdeki şey aslında mimari proje ile iç dekorasyonu birleştirmekti. Çünkü kendimize, yaptığımız evlerde, ofislerde sadece o mekânın içini yıkıp döküp güzelleştirmenin yanı sıra o binayı da, binanın dışında, statiğini de tasarlama hedefi koymuştuk.
İlk projenizi anlatabilir misiniz?
İlk projemiz Seba inşaat Engin Keçeli’ nin bize güvenmesi ile başladı. Bodrum’da bize yapmayı planladığı 12.000 m2’lik deniz kenarında yaklaşık 12 villadan oluşan bir projeyi verdi. Bodrum / Gündoğan’da yaptık ve çok da başarılı olduk. Bu sayede kendimize güvenimiz geldi. O projenin ilginç bir hikayesi vardı. Çok kısa bir zaman içersinde eskizini hazırlayarak yatırımcı ile satın almak isteyen müşteri aynı anda gördüler ve çok beğendiler. Bizim aslında mimari proje hikayemiz bununla başladı. Ardından İstinye’de yaptığımız Panavia projesi, o da ciddi bir enerji ve odaklanma ile ele aldığımız bir projeydi. Bizden evvel 2-3 mimar projeyi hazırlamışlar. Biz son anda çok hızlı bir şekilde dahil olduk. Yüksek enerjisi olan çok başarılı cepheler ve kat planları çıkarttık. Daha ruhsat aşamasında İstanbul ölçeğinde 10.000 USD + KDV gibi bir tutarlarda satılan gayet lüks bir proje yaptık. Neredeyse tamamına yakını da ruhsat sonrasında satıldı.
Tahincioğlu İstinye projesi, Bodrum’ da ki diğer projeler, yurtdışı projeleri ile hikayemiz devam ediyor.
Meslek seçiminiz nasıl oldu?
Çocukluğumda oynadığım oyuncaklar; legolar, kalemler, kağıtlar hepsi zaten mimarlık üzerine ya da inşaat üzerine kuruluydu. En baştan beri tercihim her zaman mimarlıktan yanaydı. Başka bir meslek düşünmedim. Küçükken mimarlık ve inşaat yapıyormuşum gibi hissediyordum. Şimdi de çok şükür gerçekten yapıyoruz. Mesleğime büyük bir tutku ile bağlıyım. Bir Türk düşünür Cem Yılmaz der ki; alkışlar para kazandırmıyor. Şaka bir yana her şekilde mesleğimizi seviyoruz. Bağlantılı olarak paranın dışında ortaya çıkan sonuçlar ile yüksek mesleki tatminler yaşıyoruz. Bir proje bittikten sonra karşısına geçip bu projeyi biz yaptık diye bakmak büyük bir keyif. Zaten bir projeyi yaparken ki süreç, içinden geçilen uzun yol, bağlantılı tasarımıydı, dizaynıydı arkasından uygulamasıydı, detaylarıydı falan derken hakikaten her projenin kendi içerisinde ciddi hikayesi oluşuyor. Zaten mimarlık mesleği tutku ile bağlı olmadan yapılabilecek bir meslek değil.
Ne gibi işler yapıyorsunuz? Alanınızı gittikçe genişletiyorsunuz...
Genellikle lüks ofis ve lüks residence mimarisi projelerinde yer alıyoruz. Gerek Bodrum da gerek İstanbul’da hatta yurtdışında da çeşitli projeler yaptık.Bizim esasen yapmak istediğimiz ve çok iyide yapabileceğimizi düşündüğümüz konulardan bir tanesi de lüks otel projeleri.
röportaj
Çünkü bizim her yaptığımız iç dekorasyon projesi aslında kendi içerisinde; salonu bir lobi, yatak odaları bir otel odaları, yemek odası restoranı, ufak çaplı butik restoranları barındırıyor. Biz bu projelerde yaptığımız mimari çizgimizi otel projesinde daha da verimli kullanabileceğimize inanıyoruz. Londra’ da bir otel projesi yaptık. Butik bir otel projesiydi. Bunu daha büyük projelere ve daha kapsamlı otel projelerine taşımayı samimiyetle istiyoruz.
Yurt dışı projelerinizden de bahseder misiniz?
Londra’da tasarımını tamamladığımız bir butik otel projemiz var. 20 odadan oluşuyor. Aynı zamanda servis apartmanı mantığında uzun dönem kiralamalara uygun bir şekilde planladığımız bir butik oteldir. Odaları 1+0 dan başlayarak 1+1 , 2+1 ve 4+1 e kadar farklı planlama tipleri var. Buradaki mantık 1 hafta ve üzeri konaklamalarda içinde mutfağı da bulunan şık ve lüks hacimler yaratmaktı. Tabi Londra’ya seyahat eden Türk müşterilere hizmet edecek olmasını hedef aldık. Hemen altında bulunan bir de restaurant tasarladık. Bu restaurantı kahvaltı ve diğer öğünlerde otel müşterileri için aynı zamanda dışarıdaki potansiyel müşteriler için öğlen ve akşam yemeği vermesini amaçladık. İnşallah bunun uygulamasına en kısa zamanda geçeceğiz. Bunun dışında Almanya Frankfurt’ta bir kısım projelerimiz var ofis binası ya da yine aynı şekilde luxury residence olarak projelerimiz var. Ağırlıklı olarak 2+1 ve 1+1’lerden oluşan projemiz Frankfurt’ta en kısa zaman içerisinde başlayacak. Atina’ da ilgilendiğimiz bir kısım projeler var. Bakü’de 6 kattan oluşan butik otel projemiz var. Yurtdışı projeler olayını önemsiyoruz.
Sizi başarılı kılan unsurlar size göre neler?
En başta işini iyi yapıyor olmak. Projelerinde doğru hedefleri yakalayıp öncelikle projesine yatırım yapan insanları, iş vereni memnun etmek ardından o projeden ev alan, ofis alan ve içinde yaşayan insanları mutlu edebilmek bir mimarın başarılı olmasındaki en büyük etkendir. Bir projenin kağıt üzerinde iyi olması, güzel olması ancak hedef kitleye hitap etmemesi zaten başarılı sonuçlar almayı mümkün kılmaz. Bizim buradaki başarımız yaptığımız projelerin gerek yurt içinde gerek yurt dışında kabul görmesidir. İnsanların yaptığımız projelerin bizzat araştırarak içerisinde yer almaya çalışmaları ya da yeni bir projeye başladığımız zaman projeye ilgi ve merak uyanması bizim başarılı olduğumuzu gösteriyor. Bunlar olmadan söz konusu başarının ya da belirliliğin sağlanabilmesinin imkânı olamaz. Sadece mimari çizgideki bir farklılık değil, insanların beklentilerine cevap verirken bir yandan da farklı bir çizgi ile ele alınmış binalar tasarlamak başarıyı sağlama yolunda kalıcı adımlar atmak demektir.
İş hayatında asla vazgeçmedikleriniz, prensipleriniz...
Estetik, fonksiyonellik ve çağı yakalayan çizgiler bizim en önem verdiğimiz şeyler. Bu şekilde özetleyebilirim. Bir noktasına önem vermeyiz. Her noktasında önem vermemiz gereken birçok konu olur. Başlıklar altında toplayacak olursak en başta estetik, arkasından fonksiyonellik arkasından çağı yakalayan güncellik çizgisi diyebiliriz.
146 magdergi.com.tr
Sadece mimari çizgideki bir farklılık değil, insanların beklentilerine cevap verirken bir yandan da farklı bir çizgi ile ele alınmıș binalar tasarlamak bașarıyı sağlama yolunda kalıcı adımlar atmak demektir.
Hatüpen ile Yaşam Alanlarınız Değer Kazansın
Pencere’ye atılan imza...
Fabrika: 1354. Cadde 1421. Sokak No:2 06370 Ostim-Ankara www.hatupen.com.tr
facebook.com/hatupen
Telefon: 0312 385 88 50
E-posta: hatupen@hatupen.com.tr
twitter.com/hatupen
instagram.com/hatupen
davet
BEYHAN BAĞIȘ, SAFFET EMRE TONGUÇ, ÖZLEM KIROĞLU GEYLAN, NİCOLAS KİPPER
Longines Topkapı Kupası Heyecanı Longines Topkapı Kupası heyecanı ve Anatoli markasının Longines Topkapı Kupası’nın onuruna tasarladığı özel fincan koleksiyonu, ünlü Seyahat Yazarı ve Tarihçi Saffet Emre Tonguç’un katkıları ile The Ritz-Carlton İstanbul’da düzenlenen keyifli bir davet ile tanıtıldı. Longines Uluslararası Yarış Festivali kapsamında gerçekleşecek olan ve festivalin en önemli yarışı olarak ön plana çıkan Longines Topkapı Kupası heyecanı, keyifli bir davet ile duyuruldu. Longines Marka Direktörü Özlem Kıroğlu Geylan ev sahipliğinde gerçekleşen özel davet iş, sanat ve sosyal yaşam dünyasından ünlü isimlerin katılımıyla renklendi.
148
TUĞÇE PEKSAYAR
SUZAN TOPLUSOY
davet
BANU SAĞNAK
SEVGİ EKİYOR
BİREY KOHEN
EBRU ERBERDİ
Davete birçok marka ve ünlü isimden destek, ilgi ve katılım oldu. 150
OYLUM TALU
ALKIM ÇETİN
BAHAR ȘER
DEMET ȘENER
NAZAN CİHAN
EVRİM KIRMIZITAȘ BAȘARAN
AYȘE AZİZOĞLU
NESLİHAN KOZANOĞLU
SEVAL BAHÇİVAN BAȘARAN
İSMET ALPAGUT
PERİHAN AKI
JÜLİDE ÖNENGÜT
özel
Güçlü ve Yaratıcı
Hande Doğandemir Canlandırdığı birçok farklı karakter ile televizyon ve beyaz perdede adından söz ettiren güzel oyuncu Hande Doğandemir ile keyifli bir röportaj gerçekleștirdik. Tribeca Film Festivali’nden fotoğrafa olan ilgisine; sosyal hayatından yeni sezonda izleyici ile bulușacağı Waterproof tiyatro oyunundaki “Sian” karakterine kadar birçok konuda konuștuk.
RÖPORTAJ: DİLARA ERTÜRK FOTOĞRAF: ELİF DEMİRALP VIDEO: ÖZGÜR KARABULUT STYLING: RUTKAY ÖZİŞ STYLING ASİSTANI: ÇAĞLANUR ÜSTÜNOĞLU SAÇ: FERİT BELLİ - NO 21 MAKYAJ: HAMİYET AKPINAR MAKYAJ ASİSTANI: GİZEN ERGİN KURGU: BURAK KILIÇKAYA
152 magdergi.com.tr
KAZAK: CEREN OCAK HIRKA: NOCTURNE
özel
CEKET: NOCTURNE DERİ PANTOLON: CEREN OCAK BOT: İLVİ
Hırsım beklememi, sabretmemi ve çok çalışmamı sağlayacak kadardır. O da sadece kendi başarım için.
O
yuncu olmaya nasıl karar verdiniz? Sosyolojiden oyunculuğa uzanan yolculuğunuzda neler oldu?
Bu hikayeyi çok anlattım sosyoloji okurken; iletişim sosyolojisi üzerine çalışıyordum. Tezimi yazarken İstanbul’a gelip TV’ de staj yapmaya başladım. O dönem hem çalışıp hem de oyunculuk eğitimi aldığım bir dönem oldu. Sonrasında da bu yola girmiş oldum.
Hırslı biri misiniz?
Görünürde değilim. Hırsımın verdiği duygu ile hareket etmem hatta hiçbir şey yapmam, kendi içimde yaşarım. Hırsım beklememi, sabretmemi ve çok çalışmamı sağlayacak kadardır. O da sadece kendi başarım için.
Hayatınızın olmazsa olmazları nelerdir?
Ailem, fotoğraf makinem, müzik ve birkaç dostum.
En sevmediğiniz özelliğiniz nedir?
Kendimden önce başkalarını düşünmek ve ‘hayır’ diyememek.
Eleştiriye açık biri misiniz?
Çok değildim daha doğrusu bunu nasıl yönetebileceğimi bilmiyordum ama artık eleştiriyi kabul edip kendi gelişiminizde kullandığınızda ne kadar faydalı olduğunu gördüm. Tabi ki bu nokta da eleştirinin kimden geldiği en önemli nokta, herkesi aynı ciddiyetle dinleyemeyiz.
Oynamaktan en çok keyif aldığınız karakter hangisiydi?
Birbirinden çok farklı karakterler canlandırma şansım oldu hepsini de çok sevdim. Şu an en merak ettiğim Waterproof oyunu için çalıştığım Sian karakteri.
Türkiye’de dizi sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu konuda artık ne söylersek boşa gidiyor gibi hissediyorum. Hiçbir
şey yapamıyoruz. Sektörü elinde tutan kanallar, yapımcılar ve RTÜK sayesinde sektör öyle bir noktaya geldi ki, hem süreler hem de sansürler artık yaratıcı hikayelerin varolmasını nerdeyse imkansız kıldı. Ben üzülüyorum açıkçası bize umut veren dijital platform da artık RTÜK’ e bağlandığına göre orda da nasıl üretilebilir bilemiyorum.
Yeni sezona bir tiyatro ile dönüyorsunuz, bize biraz bahseder misiniz? Yeni sezonda Craft Tiyatro’nun “Waterproof” oyunu için çalışıyorum. Çağ Çalışkur yönetiyor, Başak Daşman, Bala Atabek, Aslı İnandık ve İdil Sivritepe ile gerçek bir hikayeyi anlatacağız. Detayları henüz vermeyim ama çok etkili olacağından eminim. Ekim ayında sahnelenecek. Ben çok heyecanlıyım.
Biraz da aşktan bahsedecek olsak ve aşkı üç kelime ile anlatsanız bunlar ne olurdu? Benim aşka dair kalıplaşmış bir tanımım yok. Aşkın ilgi duyduğunuz cinse hissettiklerinizden daha fazlası olduğunu düşünüyorum.
Yoğun çalışma temposunda kendinize nasıl zaman ayırıyorsunuz?
Eğer çok yoğun bir tempodaysam evde oluyorum genelde. Vaktim olursa dizi-film izliyorum, fotoğraf çekiyorum, mutlaka aileme ve arkadaşlarıma vakit ayırıyorum. Gerçekten vaktim varsa da bilmediğim bir ülkeye, şehre birkaç gün de olsa gitmeyi tercih ediyorum.
Oyunculuk ile ilgili gelecekte olmak istediğiniz yer neresidir?
Bu hayat boyu sürecek bir serüven o yüzden “tamam işte tam da burası” diyebileceğim bir nokta yok. Tüm amacım çok çalışıp, kendimi geliştirip, hayallerimi gerçekleştirmek ve tabi ki üretmek. Şu an o hayallerimden birini gerçekleştirmek üzere Waterproof’ a çalışıyorum ve dolayısıyla çok mutluyum.
özel
Bunca yıllık hayatımda keşke ve iyi ki dediğim binlerce an var ama hepsinin sonucunda bugünkü ben varım.
“Kaybedenler Kulübü Yolda” filminde rol aldınız? Beyazperde ve dizi arasındaki farkı nasıl tanımlarsınız?
Günümüzde dizi sektörü tüketim toplumunun en önemli unsurlarından biri. “Soap Opera” dediğimiz yapı, kullan-atizle-unut yapısı. Tabi ki tüm bu algıyı değiştiren inanılmaz örnekler var dünyada. Hepimizin hayranlıkla izlediği sinema size ölümsüz hikayeler anlatıyor ve çok daha derinlikli, incelikli bir alan yaratıyor. O dünyaya ve karaktere dair çalışma, yaratma süreciniz bambaşka. Özellikle de bizim ülkemizde diziler için bir ön çalışmaya vaktiniz dahi olmuyor. Umarım bu anlayış da bir gün değişir.
Geçmiş zamana baktığınızda keşke dediğiniz, iyi ki dediğiniz şeyler neler oldu?
Çok var ama keşke dememeyi öğrenmeye çalışıyorum. Çünkü hayatta her ne oluyorsa bir sebebi var. İyi veya kötü yaptığınız her seçim size bir sebeple dönüyor. Bunca yıllık hayatımda keşke ve iyi ki dediğim binlerce an var ama hepsinin sonucunda bugünkü ben varım.
Her zaman ne istediğini bilen planlı bir insan mı oldunuz yoksa siz de bazen rüzgar nereden eserse oraya gidenlerden misiniz?
Gün içinde bile ne yapacağını planlayan en azından bilmek isteyen biriyim. Tatile gittiğimde de her nereye gidiyorsam onun ayrıntılı planını yapmayı severim. Ama bu hayatımı müthiş bir kontrolle yaşadığım anlamına gelmiyor bazen o an ne getiriyorsa onu yaşamayı da seviyorum. Bir çanta alıp yola çıkmak ve ne yapacağına yolda karar vermek de harika bir his.
Hayatınızdaki kırılma noktası tam olarak nedir? Popülerliğiniz açısından baktığımızda Güneşi Beklerken dizisindeki Zeynep karakteri diyebilir miyiz?
Güneşi Beklerken’den önce bir çok projede yer aldım ancak büyük bir kitleye ulaşmam tabi ki bu proje sayesinde oldu. Hem ekibi hem hikayeyi hem de karakterimi gerçekten çok sevdim bu nedenle benim için yeri hep çok özel olacak.
156 magdergi.com.tr
Nuh Tepesi’nin dünya prömiyeri yapıldı ve Tribeca Film Festivali’nde başarı yakaladı. Bu projeye nasıl dahil oldunuz?
Yönetmenimiz ve senaristimiz Cenk Ertürk ile cast görüşmeleri yaparken buluşmuştuk. Beraber film ve karakter üzerine konuştuk. Ben zaten senaryoyu gördüğüm an vurulmuştum. Sonrası onun yarattığı dünya da kimleri görmek istediğine kaldı ve buluşmuş olduk.
Peki Haluk Bilginer, Uğur Yücel, Tomris İncer gibi usta bir isimlerle kamera karşısına geçmek nasıl bir duygu? Size ne gibi tecrübeler kattılar?
Kendimi bu konuda gerçekten çok şanslı hissediyorum. Hayal bile edemeyeceğim isimlerle çalıştım hala da çalışıyorum. Bu tarif edilemez bir deneyim. Onları sadece sahnede değil sahne dışında da izlemeyi, herhangi bir konudaki düşüncelerini dinlemeyi, herhangi bir anılarını anlatmalarını, çok değerli buluyorum. Hayattaki deneyimlerinizin çoğundan daha kıymetli anlar.
Komediden, dram ve aksiyona kadar birçok alanda deneyiminiz oldu. Hangi karakteri canlandırırken daha çok zorlandınız ya da tam olarak sizi yansıttığı için rahatlıkla canlandırdığınız bir karakter oldu mu?
En son yüzleşmedeki karakterimin hikayesi çok sarsıcı ve zordu. Sette gerçekten duygusal olarak zorlandığım anlar oldu. Şimdi de tiyatroda bilmediğim bir dünyanın içine daldım. Evet duygusal olarak etkileniyorum, zorlanıyorum ama bu müthiş bir deneyim ve eğitim benim için. Aslında her karakterin kendi içindeki yolculuğu ve sizinle kesiştiği noktalar çok değerli.
Dijital platformun gelişmesi hakkında neler düşünüyorsunuz? İnternet dizisinde yer almak ister misiniz?
Dünya bu konuda çok ileride, inanılamaz projeler üretiliyor. Bizim bu kadar geriden takip ediyor olmamız üzücü yine de dijital platform için üretmeye başlamak bile umut verici. RTÜK’e bağlanması ise maalesef dijital platformun var olma sebebinin en büyük tezatı. Dijital platformlar özgür hikayeleri seyircinin tercihine sunan alanlardır, kurumun bu tercihleri sınırlandırması anlaşılır gibi değil.
CEKET: NOCTURNE DERİ PANTOLON: CEREN OCAK BOT: İLVİ
özel
KAZAK/HIRKA: NOCTURNE ÇİZME: İLVİ DERİ PANTOLON: ŞİYAR AKBOĞA
Her karakterin kendi içindeki yolculuğu ve sizinle kesiştiği noktalar çok değerli.
PANTOLON /CEKET: CEREN OCAK BOT: İLVİ MONT: NOCTURNE
özel
TRENÇKOT: ESRA GÜRSES ÇİZME: İLVİ
Güzellik bize dayatılan ölçüler değil, bir kadın olarak var olmanın ne kadar değerli olduğunu fark etmektir. Sosyal medyayı aktif olarak kullanıyorsunuz? Sizin sosyal medyadan tam olarak beklentiniz nedir?
Özel hayatımı çok fazla paylaşmıyorum. Sevdiğim fotoğrafları, müziği, kitabı, bir oyunu, bir filmi paylaşmayı ve bu iletişimi seviyorum. Sosyal medyanın artık insanların hayatındaki yeri ve yarattığı davranış bozuklukları çok uzun bir konu ve tamamen ayrı bir tartışma başlığı maalesef.
Sizin için önemli olan güzel olan anı yakalayıp ölümsüzleştirmek mi yoksa o anı yaşamak mı?
Anı yaşayabilmek aslında zor bir meziyet. Hepimiz yaşadığımız güzel anları paylaşmayı seviyoruz ama ben kendime anı yaşayabilmeyi öğretmeye çalışıyorum. Ama bunun dışında fotoğraf çekmek ile ilgilendiğim için bana anlamlı gelen bir anı fotoğrafla ölümsüzleştirmek çok değerli.
Hayat mottonuz nedir?
Temiz bir kalp ile dilediğin her şey gerçek oluyor. Ne istediğini bil!
Şu ana kadar gittiğiniz ülkeler arasında en çok etkilendiğiniz yer neresi oldu? Nereye kesin gidip görmemizi tavsiye edersiniz?
Bu sene Küba’ya gittim ve gerçekten bunu yapabildiğim için çok mutluyum. Benim için tatil bilmediğim bir ülkeyi keşfetmek. Küba gittiğim ülkeler arasında en özellerinden biriydi. Bambaşka bir dünya ve mutlaka görülmeli.
Özel hayatında Hande Doğandemir’in duyguları mı daha ağır basar yoksa mantığı mı?
Tamamen kalbiyle hareket eden bir kadındım. Duygularınızın ve hislerinizin sizi götürdüğü yere çok inanırım ama maalesef hayat size mantığınızı devreye sokmanız gerektiğini hatırlatan bir çok deneyim yaşatıyor. Bu da benim sınavım, öğreniyorum.
Sosyal yaşamınızda yapmaktan keyif aldığınız aktiviteler nelerdir?
Film izlemek fotoğraf çekmek ve yolculuk... Bunlar önceliklerim, üretmek için beni besleyen her şeyi hayatıma dahil etmeyi seviyorum.
İkili ilişkilerinizde sizin için önemli olan nedir, net çizgileri olan bir insan mısınız?
En önemlisi saygı ve empati. Dinleyebilmek ve yargılamadan anlamaya çalışmak.
Kadın takipçilerinize ne söylemek istersiniz?
Varlığımızın değerini bilelim. Gücümüzün farkına varalım. Güzellik bize dayatılan ölçüler değil. Güzellik, bir kadın olarak var olmanın ne kadar değerli olduğunu fark etmektir.
kIsa kIsa En iyi tatil rotanız? İtalya.
Başucu kitabınız?
Kurtlarla Koşan Kadınlar.
Dinlemekten hiç sıkılmadığınız şarkı? Say A Little Prayer.
Sizi yansıtan renk? Siyah.
Çantanızdan eksik etmediğiniz şey? Telefonum.
davet
HARRİS DOUROS, CİHAN KILINÇKAYA, SAKİS TANİMANİDİS, MİLTOS KAMBOURİDES, HARRY GALANİS, FİGEN TUTAKLİ, KONSTANTİNOS PREKATES
İllüzyonların Dünyası Dünya’da büyük ilgi gören İllüzyon Müzesi, İstanbul’da kapılarını muhteşem bir davetle açtı. 2015 yılında Zagreb’de ilk müzenin açılmasının ardından 4 yıl içinde Berlin, New York, Atina gibi 15 farklı dünya şehrinde müze deneyiminden fazlasını sunmaya devam eden İllüzyon Müzesi, 16. lokasyonu olan İstanbul’u etkileyici illüzyonlarla buluşturmak için hazırlandı. İstiklal Caddesi’nin tarihi simge yapısı Narmanlı Han’da yer alan müzenin açılışında davetliler, DJ Doğuş Çabakçor’ un çaldığı şarkılar eşliğinde benzersiz bir deneyim yaşadılar.
162
BATYA KEBUDİ
SELİM HAMAMCIOĞLU
HAKAN BAȘ, BENSU SORAL BAȘ
ARDA SAYINER
PELİN ATAY KURAN
TAMER YILMAZ
Birçok illüzyonu ilk kez deneyimleme șansını yakalayan davetliler, lezzetli yemekler ve yaz kokteylleri ile renkli bir gece geçirdi. SİNAN-FÜSUN KURAN
ZEYNEP ÖZYILMAZEL, MURAT SAYGI
SİNEM GÜVEN
Hamiyet Akpınar
Sonbahar - Kış 2019 Makyaj Trendleri
hamiyetakpinar@gmail.com hamiyetakpinar
Sonbahar- kıș sezonunda yazın ıșıltısını cildinize yansıtmanın yollarını sizin için derledik. Yazın enerjisini ve yenilenen cildinizin güzelliğini ön plana çıkarmak için kolay uygulanabilir tüyolarımız sizlerle...
Nemli Bir Cilt! Yaz aylarında daha çok trend olan nemli cilt görünümü, kış sezonuna da devam edecek gibi görünüyor. Soğuk havalarda kuru ciltlerin sağlıklı, nemli ve parlak görünmesi tazelenmiş bir etki yaratacaktır. Islak görünüm cilt makyajı göz kapaklarına kadar ulaştı. Göz kapağında kremsi ıslaklığı çok seviyoruz ama dağılmadan korunmasının zor olduğunu da unutmamalıyız.
Bronzerlarınızı Kaldırmayın! Solgun ve soluk görünmek istemeyenler için ışıltılı bronz bir kış kapıda... Bronzer’ı kullanırken yumuşak hareketlerle yanaklar ve şakaklara doğru geçiş yaparak kullanın ve bronz görüntüyü desteklemek için yüzünüzdeki yüksek noktalara aydınlatıcı sürün. Daha modern bir görünüm için makyajın geri kalan kısmını da mümkün olduğu kadar sade tutun.
Dağılmış Göz Makyajı! Bir gece öncesinden kalmış gibi, göze çekilen kalem ve eyeliner’ın hafif dağılıp lekeli görünmesi, yine 90’ların esintisini içeriyor. Bu tarz makyaj için bir gece önceki makyajı kullanmak iyi bir alternatif gibi görünse de, yeni çekilen eyeliner’ı parmakların ucu ile dağıtıp, eskitme yöntemine gitmek daha mantıklı olacaktır. Ayrıca da eyeliner’ı düzgün çekmekte zorlananlar için bu trend büyük konfor sağlıyor.
164 magdergi.com.tr
Smokey Göz Makyajı Sevenler Parmak Kaldırsın! Koyu siyah ve gotik dumanlı gözler! Dumanlı gözler son iki kış sezonunda hepimizi heyecanlandırıyor ama fresh ve ışıltıl makyaj modasını bir türlü aşamıyor “smokey eye”... Bu sezonda dumanlı gözler biraz daha gotik ve grunge tarzı ile bazı kombinlerin, özellikle 90 esintileri olanların tamamlayıcısı olacağı için, daha sık uygulanma ihtimali var gibi görünüyor.
Hacimli Kirpikler! Yoğun maskara kullanarak yapılan kümeleşmiş kirpikler artık hayatımıza iyice yerleşti, benim de sıklıkla kullandığım bir tarz, bakışları daha genç, dinamik ve tabi gözü oldukça büyüten bir uygulama. Çok yoğun ve farlı makyajla birleştirmeden yapılınca daha modern duruyor.
Kaşlar kararıyor mu? Çizik çizik çok doldurmadan şekillendirilen ve yukarıya doğru dik fırçalanıp jellenen kaşlara gözümüz çok alıştı. Podyumlarda hala karşımıza çıkmaya devam etmekle birlikte, bazı tasarımlarda kaşların biraz daha doldurulmuş ve kararmış olduğu dikkatimi çekiyor. Tabi yine 90’ların modası bizi bu görünüme yönlendiriyor, bakalım önümüzdeki günlerde sokak modasına katılabilecek mi hep birlikte göreceğiz.
Parlak Dudaklar! Yavaş ama emin adımlarla, parlak dudakların hem Instagram’ da hem de günlük hayatta daha sık ortaya çıktığını gördük. Çok direndik, kullanmak istemedik ama sonunda teslim olduk, yaşasın lipgloss’lar! Sürülüş şekline göre daha taze ve çocuksu olabiliyorken, aşırı seksi bir görünüm yaratmak da mümkün. Artık herkesin en az bir tane lipgloss’ u olmalı diyorum.
davet
BİLGE KURU, PERVİN ERSOY
NURİ-TUBA DEVELİ
SEMİH-PINAR ȘENTÜRK
Bodrum’da Alışveriş Keyfi Türkiye turnesi kapsamında farklı illerde düzenlediği alışveriş şenlikleriyle adından söz ettiren Başarılı İş Kadınları Platformu (BİKAP)’ın son durağı Bodrum oldu. Bilge Kuru ve Öznur Yakın’ın kurucuları olduğu Başarılı İş Kadınları Platformu (BİKAP)’ın yeni durağı Bodrum oldu. Tasarımcılar ve ünlü isimler olmak üzere 50 farklı markanın stantlarının bulunduğu alışveriş şenliğinde misafirler alışverişin yanı sıra havuz ve güneşin keyfini sürdüler. Elde edilen kapı gelirinin de Bizim Çocuklarımız Derneği’ne bağışlandığı BİKAP Alışveriş Şenliği, Bodrumlular’a keyif dolu bir gün yaşattı.
166
ALİ-AYȘEGÜL ÜNAL
ZEYNEP FIRATOĞLU
ECE VAHAPOĞLU
AYSEL-BERİL AKÇAY
ZAFER KOZANOĞLU
MELTEM GÖKHAN
Yalıkavak Moon Beach’te gerçekleșen BİKAP Alıșveriș Șenliği, seçkin markaları tatilcilerle bulușturdu. MELDA AKSU
BURCU ȘENDİR
NURAY FENERCİOĞLU
AYFER TOPRAK
dekorasyon
Ozan Ekși
ozaneksi@magmedya.com.tr
RIMADESIO - VELARIA
Yaşantınızı Organize Eden Lüks Dokunuşlar Minimalizm denince keskin hatlı, renksiz, soğuk, içinde yașaması mümkün olmayan bir mekân hayal edenlerden misiniz? Evet, kavramın gelișim sürecinde belli bir noktada tam olarak bu sıfatları hak ettiği su götürmez bir gerçek. Ne mutlu ki dünya değișiyor, yeni nesiller eski fikirlere farklı bakıp onları dönüștürebiliyor. Duyarlılık çağından minimalizme bakınca karșımıza çıkan yeni kavram; hem ișlevsel, hem estetik değerleri hem de konfor anlayıșıyla kalpleri fethediyor... 168 magdergi.com.tr
COVER FREESTANDING - RIMADESIO
D
uyarlı minimalizmi; net çizgiler, düzenli, ferah bir atmosfer ve akışkan formların hayatın vazgeçilmez birer parçası haline gelmesi olarak tanımlayabiliriz. Beş duyuya ve ötesine hitap eden, anı yaşamak üzerine kurgulanmış, biraz Zen, biraz İskandinav, biraz İtalyan, endüstriyel, bir tutam bohem, kesinlikle ve bolca Yüzyıl Ortası Modern… Showroom gibi gözüken, bildiğimiz minimal iç mekânların yanına yakışmayan, rahatlığın ön planda olduğu bir stil. Orijinal anlamıyla minimalizm bir stilden çok bir yaşam biçimi, 60’larda ortaya çıkan bir isyan; “her şeye karşı olma” hali. Modern mimarinin yaratıcılarından Mies van der Rohe’nin meşhur lafı “Az çoktur”un uç noktada yorumlanış şekli. Bu aforizma birçok uzmana göre mimarlık tarihinin en fazla deforme edilmiş özlü sözü olma özelliğini taşıyor. İşin aslı söz Mies’ e ait değil, büyük hayranlık duyduğu ustası Peter Behrens’in lafı. Mies bu sözü kendisine motto edinerek dönemin barok, art nouveau ve art deco gibi süsleme odaklı yapılarına karşı bir duruş yaratmak amacıyla kullandı. Behrens’in başlattığı işlevsel, sade, teknik detayların sanatsal estetiğini sergileyen yapı konseptini, ustasının dahi hayal edemediği bir noktaya taşıdı. Genel bir tanımlama yapmak gerekirse duyarlı minimalizm, geçmişi geride bırakıp, gelecek kaygısını da minimumda tutup anı yaşamak üzerine kurulu bir mantık çevresinde gelişiyor. Kişinin kendi düşüncesi, meditatif süreçleri bu görüşün odak noktası. Kişinin içinde yaşadığı ortam, konsantrasyonu engellemek ya da desteklemek anlamında kritik noktada duruyor. Bu sebeple yaşama ve çalışma alanlarını dikkatli düzenlemek gerekiyor. Yeni
jenerasyon konut projelerindeki en önemli ortak nokta, küçük metrekareler ve çözüm odaklı “alandan kazanma” mottosu. Bu hedef öyle bir fikir noktasına getiriyor ki mimarları, her noktada bir gizli dolap, bölme, raylar, yok olmalar, ortaya çıkmalar, sınırlandırmalar, bölümlemeler karşımıza çıkıyor. Depolama, görsel olarak da estetiği zorlayan bir kavram; dolayısıyla kentli evlerin sade makyajını da doğru yapmak gerekiyor. Yaşamı düzenlemek, çevreye karşı duyarlı olmak ve kendinizi mutlu hissedebileceğiniz evler yaratmak için öncelikli olarak gereksiz eşyalardan kurtulup, uzun süre kullanabileceğiniz mobilyaları ve aksesuarları tercih etmelisiniz. Sahip olduğunuz her şeye bakarken ona neden ihtiyacınız olduğunu düşünün. Bir sebep bulamadığınız her şeyi hayatınızdan çıkarın. Fazlalıklardan kurtulmayı bir sanat haline getirin. Eşyalar ile onların kozası olan saklama ve depolama çözümleri arasındaki sinerji, şaşırtan detaylardaki tasarımların devreye girmesiyle daha da çarpıcı bir hale geliyor. Evin tüm odaları için düşünülmüş modüler veya birbirinden bağımsız olan bu ünitelerle zaman ve alan kazanarak daha düzenli bir yaşamın kapısını aralayabilirsiniz. Ünitenizi seçerken tüm eve yayılmış birçok parça yerine geniş bir duvarın önüne yerleştireceğiniz, renk paletinize uyumlu sistemlerden faydalanabilirsiniz. Adeta evin duvarlarından, zemininden çıkmış gibi görünecek bu parçalar hem mobilyanızın büyüklüğünü gizlemeye yardımcı olur hem de birçok eşyanızı içine alacak kadar yeriniz olur. Bizim tercihimiz stoklama için yeteri kadar kapalı çekmecesi ve kapakları olan ama aynı zamanda dekoratif objelerinizi sergileyebileceğiniz kadar açık raf ve vitrin alanlarına sahip kombinasyon ünitelerinden oluşan mobilyalardır.
dekorasyon
RIMADESIO - DRESS BOLD
Uluslarası tasarım dünyası, kolay bir çözüm formülü üretti ve yeni jenerasyon oda seperasyonları ve üniteleri ile hem mekânları birbirinden (alan, hareket kabiliyeti kaybetmeksizin) ayırdı hem de ışığı her noktaya taşıdı. Biraz geleceği tanıyalım: Rimadesio, dekorasyon dünyasının çok yakından tanıdığı bir marka. Modern kapı sistemleri, kayar paneller, saklama üniteleri, raf sistemleri, walk-in giyinme-soyunma mekânları ve sistemleri ile tamamlayıcı mobilyalar üreten çok güçlü bir firma. Modern mimariye eşlik eden ve inovatif gelişmeleri adım adım takip eden Rimadesio, cam ve metali yani organik ve teknolojik iki malzemeyi yan yana getiren işlevi estetikle buluşturan bir tasarım felsefesine sahip. Bugün dünyanın birçok yerinde seçkin projelerde yer alan Rimadesio, mimarların en büyük çözüm ortakları arasında olmakla birlikte Young & Design, KBB gibi birçok tasarım ödülünün de sahibi.
DOLMEN - RIMADESIO
SELF BOLD - RIMADESIO
Özellikle mekânın bütün ruhunu değiştiren ve yüzey farklılıklarıyla çok stilize fonlar yaratan Rimadesio sistemleri, adeta sanat eseri gibi. Farklı seçeneklerde açılır-kapanır ve kayar sistemlerde üretirken, bütün bir panel olarak mekânı tek perspektifte kaplıyor. Bu da onu, lüks rezidans konseptlerinden flat’lerdeki pratik giyinme odalarına kadar her mekanda, sevimsiz kapı seçeneklerinden sofistike duvarlara ve onlarla bütünleşmiş kapılara götürüyor. Ev ve ofisler için tasarladığı mobilya ve duvar sistemlerine de taşıyan marka, özel ve toplu yaşam alanlarına sofistike, çağdaş ve fonksiyonel dokunuşlar ve çözümler getiriyor. Yeni başlangıçlar mevsiminde minimal düzen matematiğine ayak uydurup hayatınızı kolaylaştırmak için siz de bir an önce fazlalıklardan kurtulmayı bir sanat haline getirmelisiniz. Güzel bir yaşam dileğiyle!
170 magdergi.com.tr
VELARIA - RIMADESIO
davet
İlk Golf Simülasyon Alanı Sheraton’da Ankara’daki ilk golf simülasyon alanının açılışı büyük ilgi gördü. Sheraton Otel Ankara’da ticari anlamda ilk golf simülasyon alanının açılışı keyifli bir kokteyl eşliğinde gerçekleştirildi. Davete büyükelçiler ve büyükelçilik mensupları katılım gösterdi. Ankara’da bulunan büyükelçiliklere özel verilen davete katılan büyükelçilik mensupları simülasyon alanında golf oynayarak keyifli vakit geçirdiler. ALİ SARI
172
Tepe Home’da Modern ve Fonksiyonel Detaylar Küçük yașam alanları, Tepe Home’un koleksiyonlarında sunulan modern tasarımlarla kullanıșlı, fonksiyonel ve konforlu mobilyalar ile dekore edilebiliyor. Estetikliğin yanı sıra ergonomiye de önem veren Tepe Home, küçük metrekareli evler için de çözüm önerileri sunuyor.
P
ratik, kullanışlı, rahat mobilyalarla dekore edilmiş ve renkli aksesuarlarla tamamlanmış küçük evler artık birçok kişinin tercihi olmuş durumda. Modern şehir yaşamının da beraberinde getirdiği küçük metrekareli evler, dekorasyonda pratik ve fonksiyonel seçimler yaparak trendleri yakalayan ve özgün zevkleri yansıtan şekilde tasarlanabiliyor. Bu sayede de evde geçirilen zaman adeta keyfe dönüşüyor. Hızlı şehir yaşamıyla birlikte, günden güne daha fazla tercih edilen küçük yaşam alanlarını daha kullanışlı hale getirecek mobilya alternatifleri de Tepe Home mağazalarında ve tepehome.com.tr’de göz alıcı tasarımlar eşliğinde yer alıyor. Kaliteli ve estetik koleksiyonlar hazırlayan Tepe Home’da küçük evleri kendi stilinize özel, kaliteli ve modern dokunuşlarla tamamlayan seçenekler bulabilirsiniz.
Köşe koltukları deneyin
Küçük salonlarda; alandan kazanç sağlamaları, mekanı geniş göstermeleri nedeni ile köşe ve ayak uzatmalı koltuklar çok daha fazla tercih ediliyor. Adeta evde olmayı zevke dönüştüren bu koltuklar, birbirinden güzel tasarımlarla Tepe Home’un koleksiyonlarında yerini alıyor. Evlere aydınlık ve ferahlık getiren Melman köşe koltuk takımı da, dekorasyona stil katarken huzur ve konforu en üst sıraya taşıyor. Ayaklarınızı uzatıp dinlenirken, en
sevdiğiniz diziyi ve ya da yeni bir filmi izlerken, Melman köşe koltuk keyfinize eşlik edecek.
Farklılaştıran detaylar
Kitap tutkunuzu, eviniz küçük metrekareli olsa bile dekorasyonla birleştirebilirsiniz. Tepe Home’ un Lavoro kitaplığı evinizin enerjisini yükseltecek ve yerden tasarruf ederken dekoratif fikirlere de yer açacak. Metal ve ahşap birlikteliğinin modern yorumu ile üretilen Lavoro koleksiyonunda yaşadığınız alanı tamamlayan birçok alternatif ürün bulabilirsiniz.
İnce detayları öne çıkarın
Dekorasyonun yeni trendi metal unsurları küçük yaşam alanlarına taşımak da estetik bir tercih. Eklendiği her mekana, her mobilyaya çok daha modern hava katan metal detayları dekorasyonda baskın hale getirmeden; sehpa gibi kullanışlı aksesuarla da tercih edebilirsiniz. Dar alanlar için tasarlanmış, çok yer kaplamayan orta ya da köşe sehpaları, zigonları metal detaylarla tasarlanan modellerden seçerek çok fazla aksesuar kullanmadan evinizi farklılaştırabilirsiniz. ‘C’ formlu, ayağı koltuk altına girebilen sehpalar, daha fazla yer kazanmak, eve kalabalık görünüm vermek istemeyenler için ideal bir seçim olacaktır. Yaşam alanlarında modern estetik arıyorsanız, Tepe Home sizin için doğru adres olacaktır.
davet
ARZU NARİN SABRİ DEMİRZEN, EBRU YALÇINKAYA, MERT SARI, SÜLEYMAN URAKOV
Golf Tutkunları Bodrum’da Buluştu Bitci.com Bodrum Golf Cup, Bodrum Golf Kulübü ile Regnum Golf & Country Club’ın ev sahipliğinde 100’ün üzerinde golf tutkununu bir araya getirdi. NİHAT ÖZDEMİR
Çağdaş Holding ve Swissôtel Resort Bodrum Beach’in destekleriyle Türkiye’de ilk kez kripto para ödülüyle düzenlenen golf turnuvası olma özeliğini taşıyan etkinlik Bodrum Golf Kulübü ile Regnum Golf & Country Club sahalarında eşzamanlı olarak oynandı. Turnuvada iki günün toplamında alınan skorlar genel sıralamayı belirledi. Turnuvanın gross birinciliğini Hüseyin Demirağ elde etti.
EBRU YALÇINKAYA
174
NİHAT ÖZDEMİR, HÜSEYİN DEMİRAĞ, FİKRET ÖZTÜRK, İSMAİL ERDOĞAN
Düzenlenen turnuvada birçok golfsever bir araya geldi.
DAMİR URAKOV
HÜLYA AKAR, ZÜHRA KIRIMGERİ
FİKRET ÖZTÜRK HÜLYA KOCADON
davet
20. Yaşa Büyük Kutlama Gözde alışveriş merkezlerinden ANKAmall, 20. yılını yüzlerce hediyenin dağıtıldığı yarışmalar, konserler, eğlenceli etkinliklerle kutladı. ANKAmall Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Okyay Kepenek konuşmasında, 20 yılda yaklaşık 400 milyon ziyaretçiyi ağırladıklarını ifade etti. “Ankaralılar burayı buluşma noktası haline getirdiler; alışveriş merkezimiz, Ankara’nın sembollerinden biri oldu. Bu sebeple kurucularımıza, ortaklarımıza, ECE Türkiye yönetim ekibimize, AVM çalışanlarımıza ve siz değerli ziyaretçilerimize canı gönülden teşekkür ediyoruz. Umarım hep birlikte daha nice yıllara ulaşırız. İyi ki varsınız, iyi ki varız.’’ dedi.
176
OKYAY KEPENEK
karma
Özgür Aksuna
ozgur@ozguraksuna.com www.ozguraksuna.com
Tatil Bitti! Hayata Devam
Koca bir sene çalıșıyorsunuz sürekli yaz tatilini hayal ediyorsunuz iple çekiyorsunuz sonrasında bayram tatilini ucuna ekleyip uzun bir tatil fırsatı yakalıyorsunuz... Keyfinize diyecek yok elbette ancak rüya gibi günlerden yașamın rutinine dönmek çoğumuz için kolay olmuyor maalesef... Evet, yeni bir sezona adım atıyoruz ve bu süreci iyi yönetmek sizin elinizde...
Y
apılan araştırmalara göre tatilden dönen kişilerin yaklaşık yüzde 50’si kendisini iyi hissetmediğini ifade ediyor. Uzmanlar bu duruma yeniden alışmanın zaman aldığı kanaatinde.
Araştırmalara göre adaptasyon süreci ne kadar uzarsa kişinin motivasyonu da o kadar azalıyor. “Tatil dönüşü adaptasyon depresyonu” ya da “yaz depresyonu” denilen bu durum tatilde yüklenen enerjinin bir anda unutulmasına hiç tatile gidilmemiş gibi hissedilmesine neden olabiliyor.
Tatilden döndüm ardından hastalandım
Tatil dönüşü birçok kişide uykusuzluk, baş ağrısı, sindirim sistemi bozuklukları gibi birtakım sağlık sorunlar ortaya çıkıyor. Özellikle stres seviyesi yüksek kişilerde adapte olma sorunları daha çok görülüyor. Bu durumdan en az etkilenenler ise ilginçtir ki “İşkolik” olarak adlandırılan kişiler. İşkolikler hırsları ve kafalarından zaten hiçbir şartta çıkarmadıkları işleri nedeni ile bu değişim sürecini yaşamıyorlar hatta hiç tatile gitmemiş gibi kaldıkları yerden devam edebiliyorlar.
Tatil, işten mi eder verim mi yükseltir?
Tatilden döndükten sonra istifa eden çalışanların sayısında bir artış olduğunu istatistiklerde mevcut ancak bir taraftan da dinlenip işine dört elle sarılıp verimini arttıranları da azımsamamak gerek. Peki siz hangi taraftasınız? Tatilden sonra işe dönüşü nasıl tanımlıyorsunuz?
Tatil Sonrası İşe Adapte Olmanızı Kolaylaştıracak, Motivasyon ve Enerjinizi Arttıracak İpuçları
Dönüş planı yapın. Yol yorgunluğundan kurtulmak ve adaptasyonu hızlandırmak için bir gün önceden dönmek hep avantajdır. İlk iş gününü rahat planlayın. İlk günü hafif geçirmek, toplantı ve görüşme trafiğine boğmamak, yavaştan başlayarak hızı arttırmak daha iyi gelecektir. Adaptasyona ilaç “spor”. Metabolik olarak kendinizi mutlu hissetmenizi sağlamak ve hormonları düzenlemek için düzenli spor yapmak bir diğer çözüm. Kendinize biraz süre tanıyın, işleri yavaş yavaş ele alırsanız tatilde topladığınız tüm enerjiyi bir anda heba etmemiş olursunuz. Tatilde gibi hissedeceğiniz bir hafta sonu planlamak havuz, yeşil alan, su kenarı, park, masaj ya da piknik inanın çok iyi gelecektir. Para konuşmayın. Tatilde yapılan plan dışı harcamaları tekrar tekrar konuşup pişman olmaya gerek yok. Kendiniz için harcadınız ve buna değdi diye düşünmek her zaman iyi hissettirir. Şükredin. Sağlıklısınız, sizi bekleyen bir işiniz var ve hayalleriniz için çalışmaya devam ediyorsunuz. Bundan daha büyük bir ana akım motivasyon kaynağı yoktur sanırım. Son bir tavsiye vermem gerekirse, bir sonraki tatilin hayalini kurmaktansa kaçmayı gerektirmeyecek bir hayat kurmayı denemelisiniz.
davet
ZELİHA ESER, SÜREYYA ÜZMEZ, YAȘAR ÖZGÖK, MUSTAFA PAÇ, TUBA GÜNEBAK, HÜSEYİN ÖZER, ÖZLER AYKAN
Tokat Mutfağı Uluslararası Akademi Oldu BASTEK Tokat Mutfağı Kültürü’nü, İngiltere Kraliçesi’nin aşçısı Hüseyin Özer ve dünya liderlerinin de tercih ettiği Sofra Londra markası ile yaptığı işbirliği ile Uluslararası Gastronomi ve Mutfak Sanatları Akademisi’ni kuruyor. Tokat Konağı’nda düzenlenen ve yüksek katılımlı toplantı sırasında sunum yapan Prof. Dr. Yaşar Özgök; “Bugün çok önemli bir misyonu devraldık. O da, kaybolan kuşaklararası bilgi paylaşımıdır. Bizler Tokat mutfak kültürünü milli değerlerimiz ile pekiştirerek nitelikli, donanımlı aşçılar yetiştireceğiz. En önemlisi de bizim kurslarımızı başarıyla tamamlayan kursiyerlerimiz gerek ülkemizde ve gerekse tüm dünyada iş bulacaklar. Bu boyutu ile de mikro ve makro hedeflerimizle istihdam yaratmış olacağız” dedi.
178
TUBA GÜNEBAK
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla gerçekleştirilmektedir.
TRACES OF ANATOLIAN CIVILIZATIONS
ART EXHIBITION 11-30 EYLÜL SEPTEMBER 2019
İSTANBUL ARKEOLOJİ MÜZELERİ
Küratör: Siret Uyanık Sanatçılar Adnan Tepecik • Ahmet Dalkıran • Alaybey Karaoğlu • Alptekin Soy • Atanas Karaçoban • Arzu Karcı Bünyamin Balamir • Devrim Erbil • Himmet Gümrah • Hüseyin Elmas • İhsan Çakıcı • İlham Enveroğlu Kadir Şişginoğlu • Kevser Kartal • Meral Öztürk • Merih Tekin Bender • Murat Erkan Orhan Cebrailoğlu • Rauf Tuncer • Saadet Gözde • Sema Kara • Siret Uyanık • Süleyman Saim Tekcan S p o n s o r l a r
as a priority service
www.grafiker.com.tr•ankara
&
grafiker.com.tr • 0 312. 284 16 39
DARPHANE-İ AMİRE 14 NOLU BİNA
EDA ALTUNTAȘ
Elİşİ Hobby Market’le Renklİ Bİr Sezon
advertorial
Sonbaharın gelișiyle hareketli bir sezon bașlıyor. Eylül ayı herkeste bașka bir duygu, bașka bir telaș... Eliși Hobby Market için ise yeni bir sezonun startı, heyecanı, enerjisi, sevinci demek. Canlı ve renkli bir sezonun ilk adımları atıldı. Atölye çalıșmalarımızın yeni sezon için hazırlandığı bu telașlı ayda yeni kayıtlar çoktan alınmaya bașlandı...
Hayal gücü ve el becerinizin bulușacağı atölyemizde yeni kayıtlarla içimizdeki heyecan artıyor... Yeni sezonda yeteneklerinizi açığa çıkarabilir ve keyifli vakit geçirebilirsiniz. Kendinizi dinlediğiniz, kendi ürettiğiniz, elinizin, gözünüzün, emeğinizin, zevkinizin ön planda olduğu yeni bir atölye sezonu daha hepimize iyi gelecek... ELİȘİ HOBBY MARKET Mutlukent Mahallesi 2432.Cadde No: 25/1 Ümitköy/ANKARA Tel:+90 312 236 31 67 • @elisi2018umitkoy
davet
BURCU YÖRÜBULUT, BERİL ÇAVUȘOĞLU, NURTEN GÜRDOĞAN, TUĞBA SARIÇAM, ALEV TUNA
Yeni Yaşını Dostlarıyla Kutladı Cemiyet hayatının sevilen simalarından Nurten Gürdoğan, yeni yaşını dostlarıyla kutladı. Moda ve tasarım dünyasına yeni adım atan Nurten Gürdoğan, yeni yaşına sade bir kutlamayla girdi. Yakın dostlarının organize ettiği doğum gününde bir araya gelen konuklar, keyifli bir yemeğin ardından Nurten Hanım’a özel hazırladıkları eğlenceli bir pastayı ve hediyeleri paylaştılar. Gürdoğan duygulu anlar yaşarken, katılan tüm arkadaşlarına teşekkür etti.
182
NURTEN GÜRDOĞAN
spor
Indoor Cycling Ankara’da İlk Kez Sports Effect’te
5
Ankara’nın en seçkin yerlerinden Kuzu Effect’te, dokuzuncu șube ile VIP hizmet sunan Sports International en gelișmiș Indoor Cyling ekipmanlarını ilk kez Ankara’ya getiriyor... 0.000’ i aşkın üye portföyü ile 1994 yılından beri hizmet veren Sports International, Kuzu Effect şubesi ile Ankara’nın en seçkin yerlerinden birinde, muhteşem doğa manzarası eşliğinde üyelerine ayrıcalıklı bir sağlıklı yaşam tarzı sunmaya hazırlanıyor. VIP hizmet sunacak tesis birçok ilki de bünyesinde barındırıyor.
Ankara’da ilk olan ICG Connect Teknolojisi’nin sağladığı interaktif cycling deneyimi eğlence ve sporu Kuzu Effect’te birleştiriyor. Uygulama hakkında bilgi veren Master Trainer veya Uzman Eğitmen Can Bayık “ICG bisikletler Sports Effect’te spor severler ile buluşacak. Ekipmanların en büyük özelliklerinden biri de Coach by Color teknolojisine sahip olmaları. Bu teknoloji sayesinde kullanıcılar öncelikle kendi değerlerini bisikletin üzerinde bulunan mini bilgisayara girişini yaptıktan sonra, ürettikleri güce göre kendi renk skalalarında antrenmana dâhil oluyorlar. Böylece spor yapanların, farklı rezistanslar içinde sınıfla aynı renkleri yakalayarak hem bir rekabet atmosferi oluşturmadan ortak bir sürüş deneyimi sağlıyor
hem de kişinin kendine uygun rezistansı bulmasını sağlıyor.” dedi.
Renklerle giden 800 kalori
Bisikletlerin içerisinde bulunan güç ölçerler sayesinde kişilerin renklerinin belirlendiğini anlatan Can Bayık “Bu güç ölçerler ile kişinin ürettiği güce göre, dersin devam etmesi gereken renk skalasını buluyoruz. Dersin içinde toplamda 5 farklı rengimiz var. Beyaz, mavi, yeşil, sarı ve kırmızı. Bunu özetleyecek olursak, beyaz=hafif, mavi=hafif ve orta arası, yeşil=orta, sarı= orta ve zor arası, kırmızıyı da zor olarak düşünebiliriz. Eğitmen, öğrencileri yönlendirdiğinde dirençlerimiz hafifte, yüksekte demek yerine bir renk skalası söylüyor. Bu sayede bütün sınıfın güçleriyle ürettiği enerjiye göre hareket ediyor, doğru ayarlarda bisiklete binilmesini sağlıyoruz. Kişiden kişiye farklılık göstermekle birlikte ortalama bir derste minimum 500 ile 800 kalori yakılarak eğlenceli spor anlayışı oluşturuyoruz.” ifadelerini kullandı.
OKULA DONUS Eylül ayının gelmesi ile okullarda yeni dönem başladı. Aileleri ve çocukları ilgilendiren bu dönemde, biz de özel bir bölüm hazırladık. Pedagog desteğinden eğitim kurumlarına, beslenmeden sağlığa kadar birçok farklı konuya yer verdik...
alışveriş
GAP ÇANTA
MASSIMO DUTTI MONT 369
Okul Tarzı Rahatlığını koruyan çocuklar șimdi okul sıralarında daha havalı...
H&M ETEK 59
APPLE WATCH AKILLI SAAT 2.899
NEW BALANCE AYAKKABI 574
H&M SWEATSHIRT 59
BEATS SOLO3 WIRELESS KULAKLIK 1.349
ZARA CEKET 159
röportaj
PEDAGOG DR. SEVİL YAVUZ
Eğitim Öğretim Hayatına Atılan İlk Adım Eylül ayının gelmesi ile birlikte okul dönemi bașladı. Bu yeni dönem, ilkokula bașlayacak çocuklar ve aileleri için bazen karmașık bir hal alabiliyor. Bu süreçte aileleri neler bekliyor, sürecin sağlıklı ilerleyebilmesi için neler yapılmalı gibi birçok soruya Pedagog Dr. Sevil Yavuz yanıt veriyor...
Çocuğunuzun okuldaki ilk günü onun hayatındaki önemli hatıralardan biri olacak. Bu önemli günde işinizden izin alabiliyorsanız mutlaka çocuğunuzun yanında olun. Çocuğunuz diğer çocukların anne babasını yanında görüp sizi yanında göremediğinde üzülecektir. Zaten onun için çok endişe verici bir günde sizden güç almaya ihtiyacı varken, yokluğunuz onu daha savunmasız
186 magdergi.com.tr
bırakacaktır. Sayın iş verenlerin ilkokula yeni başlayacak çocuğu olan ebeveynlere karşı anlayışlı olmasını umuyoruz.
Okul öncesi müfredatı çocuğunuzun okula uyum sağlamasına destek olacaktır!
Güzel haberlerden biri yeni eğitim sisteminin olumsuzluğunu, karmaşasını çocuklar ilk günler pek yaşamayacaktır. Çünkü ilk günler oryantasyon amaçlıdır. İlk haftalar çocuğunuzun okulla ilgili olumlu algılar geliştirmesi için iyi bir fırsattır. Yine güzel
advertorial
Ç
ocuğunuza okulda geçireceği ilk günlerde nasıl yaklaşmalısınız?
haberlerden bir diğeri ise çocukların ilkokul programlarının okul öncesi aktiviteleri içermesidir. Bu uygulama çocukların ilk günlerini okulda eğlenerek geçirmesine destek olacaktır.
Okula özendirmek için somut adımlar atın!
İlkokula yeni başlayan çocuğa yaklaşımınız “Sen artık büyüdün okula gideceksin. Artık oyuncaklarla oynamayı bırak, derslerine çalışacaksın.” gibi bir açıklama ile çocuğa okulu sevimsiz bir yer gibi tanıtmak olmamalıdır. Tam tersine çocuğun okulu sevmesi için motivasyonu artırmalısınız. Mesela çocuğunuzla birlikte okul alışverişi yaparak sevimli kırtasiye ürünleri alabilirsiniz. Odasını okul için yeniden düzenleyebilirsiniz. Çanta, kalemlik gibi okul için gerekli araç gereçlerini çocuğunuzun seçmesine izin verebilirsiniz.
Çocuğunuz okula gitmek istemezse kararlı olun!
Daha önce okul öncesi deneyimi olmayan çocuklar, okula gitmek istemeyebilir. Okuldan korkabilir. Sosyal-duygusal gelişimi sosyal bir çevreye yani okula uyum sağlamaya yetecek kadar gelişmediyse çocuğun okula gitmek istememesi doğal bir süreçtir. Eğer okula gitmek istemeyen çocuğa “İstemiyorsan bugün okula gitme.” derseniz çocuk için bu durum daha zor bir hal alabilir. Bu nedenle çocuğunuzun isteksiz duruşunu desteklemek yerine çocuğun okula gitmesi için ısrarcı ve kararlı olun. Bir kaç gün sonra çocuğunuz okul korkusunu yenecektir.
Okul korkusunu yenemeyen çocuğunuz için profesyonel destek alın!
Bazı çocuklarda okul korkusu sıradan bir korku değildir. Yani çocuğun heyecan, endişe duyduğu belirsizliğin yarattığı basit bir kaygı değil, ciddi bir fobi halini almıştır. Bu durumda çocuğunuza yaklaşımınızdaki hata çocuğunuzun okul fobisini daha da pekiştirebilir. Eğer okul fobisinden şüphe ediyorsanız mutlaka bir profesyonel destek alın. Okul fobisi yaşayan çocuk, karnının, başının ağrıdığını söyler ve yoğun bir kaygı duyar. Çocuğun okul kelimesi geçtiği zaman yoğun bir kaygı yaşadığını yüzünden fark edebilirsiniz.
Peki, anne-babalar neler yapabilir?
İnanıyorum ki çocuğunuzun ilköğretime başlayacak kadar büyüdüğüne inanmıyorsunuz ve onlardan daha çok siz heyecanlısınız. Çocuğunuz okulda sorun yaşar mı diye heyecanlı olduğunuz kadar endişelisiniz de. Şunu bilmelisiniz ki çocuğunuz sizin duyduğunuz kaygıyı hissedecektir. O yüzden önce kaygınızı yansıtmamaya çalışın. Çocuğunuzla birlikte okul için alışveriş yapmak, onun seçtiği şirin okul araç-gereçlerini almak çocuğunuzun okula başlama hevesini artıracaktır. Hem sizin için hem de çocuğunuz için okulda ilk gün çok önemlidir. Bu nedenle çocuğunuzla birlikte okula gidebilirsiniz. Eğer çocuğa bakan bir bakıcı varsa veya çalıştığınız için akrabalarınız bakıyorsa mutlaka bu önemli günde işten izin alıp ona eşlik etmenizi tavsiye ederim. Çünkü arkadaşlarının anne veya babasını yanında görünce duygusallaşacaktır. Ayrıca bu günde çocuk okulun kapısında korkar girmek istemezse, çocuğunuzu en iyi siz tanıdığınız için siz onu daha iyi ikna edebilir ve bu ilk başlangıç için ona güç verebilirsiniz. Okul çıkışı için çocuğunuzun seveceği bir etkinlik programı hazırlayın. Bu etkinlik, parka gitmek, bir hediye almak, sevdiği birini ziyaret etmek, dondurma ısmarlamak gibi basit bir etkinlik olabilir. Bu çocuğun okul saati bitene kadar okulda kalmasını sağlayacaktır. Bunun yanı sıra çocuk ilk gün veya ikinci gün ben okula gitmek istemiyorum derse mutlaka gitmesi gerektiğini ifade edin ve
Çocuğunuzla birlikte okul için alıșveriș yapmak, onun seçtiği șirin okul araç gereçlerini almak çocuğunuzun okula bașlama hevesini artıracaktır.
röportaj
bu konuda ısrarcı olun. Eğer çocuğunuz kusuyor, karnım ağrıyor diyor ve çok ağlıyorsa bu durum okul fobisine dönüşmeden mutlaka zaman kaybetmeden profesyonel bir destek alın. Profesyonel destek alana kadar ise okula devam etmesi konusunda ısrarcı olun. Eğer taviz verirseniz okula gitmek onun için daha zor olacaktır. Çocuklar, okula büyüme şartlarına ve kişilik özelliklerine göre farklı tepkiler verebilirler. Bu nedenle çocuğunuzun vereceği her tepkiye ilk haftalarda hazırlıklı olun.
hakkındaki beklentilerin arttırmasıdır. Çocuk henüz üç ay gibi kısa bir süre önce anaokulunda oyuncaklarıyla oynarken, üç ay sonra artık “oyun çocuğu” olmaktan çıkıyor ve bir yetişkin gibi davranması bekleniyor. Sorumlulukları arttırılıyor, ders çalış gibi emirler, tv yok gibi yasaklar artıyor ve eğlenceli etkinliklere kısıtlama getiriliyor. Oysa çocuk hala oyun çocuğu ve oyun oynamaya, eğlenceli vakit geçirmeye ihtiyacı var. Bu nedenle anne babalar çocuklarının okul dışında eğlenceli vakit geçirmesine fırsat vermeli ve ev ödevleri yapmaları için baskı uygulamamalıdır.
İlköğretime yeni başlayan çocukların tepkileri nasıldır ve bu dönemde anne baba çocuğa nasıl yaklaşmalı?
Çocukların ilkokula başlama tepkisi okula başlamadan önceki yaşam deneyimleri ile ilgilidir. Daha önce anaokuluna giden ve okulu seven çocuklar büyüklerin okuluna gideceğim diye heyecan duyarken; anaokulunda tatsız günler geçiren çocuklar okula gitmek istemeyebilir.
Anne babanın yaptığı başka bir hata ise “ okuma-yazma öğren” baskısı ve çocuğu arkadaşlarıyla karşılaştırması. Sevgili anne babalar çocuğunuzun kendini hazır hissettiğinde okumayazmayı öğrenecektir. Bunun için ne siz strese girin, ne de çocuğunuzu bu strese sokup okuldan soğumasına neden olun. Çocuğunuzun zekâsını ve akademik başarısını okuma-yazmayı öğrenme hızıyla ölçmeyin, arkadaşlarıyla karşılaştırmayın ve çocuklarınızın çocukluğunu doya doya yaşamasına izin verin.
Anaokuluna hiç gitmemiş çocuk için ise çevrenin yorumları (olumlu veya olumsuz) etkilidir. Bu nedenle anne babanın, yakın çevrenin okulla ilgili yorumlarına dikkatli olmalı. “Artık sen büyüdün, çocuk değilsin, ders çalışacaksın, öğretmenin sözünü dinleyeceksin, artık oyun, tv yok” gibi sözlerle okulun başlamasıyla sorumlulukların artacağı, sıkıcı bir hayatın başlayacağı mesajları çocukta okul fobisine neden olur. Çocuk okula zorunlu olduğu için değil, kendi istediği için gideceği ortam hazırlanmalı.
Kısacası ilk sene anne babanın yaklaşımı, öğretmenin tutumu çocuğun okulu sevmesinde çok önemli rol oynuyor. Eğer ilk sene çocuk okuldan soğursa bu gelecekteki akademik başarısını da etkileyebilir ve kendine güvenmeyen, başarısızlığa alışan, ders çalışmak istemeyen bir çocuk olmasına neden olabilir. Bırakın çocuğunuz ders çalışmak istediğinde çalışsın, konuşmak istediğinde okul hakkında konuşsun. Her an her yerde konu okul ve dersler olmasın. Okula çocuk siz istediğiniz için değil, kendi istediği için gitsin.
Diğer hatalı tutum ise anne babanın, çevrenin birden bire çocuk
Çocuğunuz ve sizin için okula ilk başlangıç yılı hayırlı olsun
188 magdergi.com.tr
Eğitim Sisteminde Aranan DENGE Eğitim sistemlerini her öğrenci ile bire bir olacak șekilde kișiye özel terzilik çalıșmalarıyla geliștiren, “disiplinli, saygılı, akademik ve sosyal donanımı yüksek bireyler yetiștirmeyi amaç edinmiș” Denge Anadolu Lisesi’nin kurucusu Dr. Gazi Kalkan ve Okul Müdürü Ayten Baydar ile keyifli bir sohbet gerçekleștirdik...
Gazi Kalkan: Kurumumuzda uyguladığımız eğitim sistemimiz ile farklılık yaratıyoruz. Çocuklarımızı çok iyi seviyede yabancı dil bilen, önce kendini, sonra ülkesini, sonra da dünyayı tanıyan, emeğe, üretime, doğaya, tüm canlılara ve çevreye saygılı, merhametli,
adaletli, saygılı, vicdanlı ve ahlaklı bireyler olarak yetiştirmeye çalışıyoruz.
Okulunuzda İngilizce’yi çok iyi öğrettiğinizi ve öğrencilerinizin üniversitelerin hazırlık sınıfları atladığını ifade ederken derslerin İngilizce yapılmadığını söylüyorsunuz. Bunun sebebi nedir? Gazi Kalkan: İşte burada benim şahsi tecrübem devreye giriyor. Üstatlarımdan, hocalarımdan ve pedagoglardan öğrendiğim ve geçerliliğine inandığım öğreti: “İnsan önce kendi ana dilini en iyi şekilde öğrenmeli ki başka bir dili daha en iyi şekilde öğrenebilsin” der. Bundan dolayı İngilizce dilini en sistemli şekilde ve öğrencilerin daha çabuk kavrayabilmelerini yönelik bir programla öğretiyoruz ama İngilizce derslerinde...
advertorial
S
ayın Dr. Gazi Kalkan, geçen haftalarda Milliyet Gazetesi’nde “Eğitim Girişimcileri” başlıklı makaleden öğrendiğime göre Fransa’da ekonomi doktorası, sosyoloji mastırı, uluslararası ilişkiler mastırı yapmışsınız; ardından enerji sektöründeki faaliyetlerinizi de görünce merak etmeye başladım. Tüm bu değişik tahsil ve tecrübelerin ortağı olduğunuz eğitim kurumuna kazandırdığı farklılıklar nelerdir?
Dersleri İngilizce işlemeden bunu nasıl başarıyorsunuz? Nasıl bir yabancı dil eğitim programı uyguluyorsunuz?
Sistemi uygularken amacımız öğrencilerimize, İngilizceyi etkili bir şekilde kullanarak kendilerini ifade edebilme becerisi kazandırmak, onları üniversite hazırlık atlama sınavlarına ve TOEFL, IELTS sınavlarına hazırlamaktır. Okulumuzda yoğun bir gramer ve kelime öğretimi uygulanır. Okuma, dinleme, konuşma ve yazma becerilerini geliştirilir. İkinci yabancı dil eğitimi olarak Almanca eğitimi verilmektedir. Almanya devlet üniversitelerinde eğitim görmek isteyen öğrencilerimiz için, Almanya Aachen Üniversitesi tarafından her yıl yapılmakta olan Freshman Institute Sınavı için gerekli olan özel dersler ve danışmanlık hizmeti okulumuzca ücretsiz olarak sağlanmaktadır.
Daha önce hiçbir yerde karşılaşmadığımız “Toprağa Dokunmak” adı altında geliştirdiğiniz bir projeniz var. Bu proje ile tam olarak neyi hedefliyorsunuz? Gazi Kalkan: Biz eğitim işini gönlümüzü koyarak yapıyoruz. Öğrencilerin okulumuza başladığı andan mezun olduğu ana kadar netlerdeki başarısı olağanüstü yüksek. Eğitimin vazgeçilmezi olan ama sektörde ihmal edilen öğretim ayağını ise İzmir Karaburun’daki faaliyetlerimizle tamamlıyoruz. Modern şehir hayatı içinde doğa ile ilişkisi kısıtlanan ve sanal dünyaya kayan çocuklarımıza İzmir Karaburun’daki zeytinliğimizde üretmenin mutluluğunu, sofralarında yedikleri zeytin ve zeytinyağının pazara, bakkala ya da büyük mağaza zincirlerine geliş sürecindeki emeğin yoğunluğunu yaşatıp gerçek değer yargılarının oluşmasına yardımcı olmaya çalışıyoruz. Aynı amaç ve hedeflerle, Karaburun Belediye Başkanı Sayın
İlkay Girgin Erdoğan’ın yardım ve katkılarıyla hem bölgedeki çobanlardan keçi gütmeyi ve sağmayı; hem de Karaburun Belediyesi’nin peynir üretim tesisinde peynir yapmayı öğretiyoruz. İşini doğru yapanın, çalışmalarının karşılığında aldığı verimi somut olarak gösterip yaşatıyoruz. Toprağın, suyun, hayvanın; insan ve insanlık için önemini yaşatarak kalıcı bir algı oluşturmaya çalışıyoruz. Başlıca güç kaynağımız olan toprağı sele, yele ve ele vermemenin bilincini aşılamaya çalışıyoruz.
“Butik lise’’ tanımı son günlerde çok kullanılıyor. Şehrin göbeğinde, Arjantin Caddesi’ndesiniz ve okul olarak gerçekten sıra dışı bir binanız var. Sizi diğer liselerden ayıran farklılıklar nelerdir?
Ayten Baydar: Doğru, şehrin ve hayatın göbeğindeyiz. Şehir dışında, kampüslerde tecrit olmuş durumda değiliz. Seğmenler Parkı’nın karşısında, sosyal hayatın her türünün içindeyiz. Butiğiz çünkü terzi gibi çalışıyoruz. Bütün öğrencilerimizin bireysel ilgi ve yeteneklerini geliştirmek için her türlü imkanı seferber ediyoruz. Öğrenciler yazılı ve mülakat olmak üzere çok detaylı bir değerlendirme süzgecinden geçerek okulumuzun öğrencisi olmaya hak kazanırlar ve çok az sayıda öğrenci bünyemize katılır. Bu sebeple onlar bizler için birer numara değil özel ve değerli bireylerdir. Bunun yanında uyguladığımız etüt sistemi diğer okullardan farklıdır. Genel olarak öğretmen olmaksızın uygulanan ve öğrencinin kendi başına uzun saatler yalnız kaldığı uzun ve efektif olmayan sistemin aksine okulumuzda etütler yapılan dersin hemen ardından, o dersin öğretmeni gözetiminde uygulanır. Eğitim kadromuz, mesleğini aşkla yapan donanımı yüksek ve çok tecrübeli öğretmenlerden oluşur.
Denge’li olmak bir kültürdür ve “denge” anlamından da anlașılacağı üzere bir yașam mottosudur.
Yine en önemli farklarımızdan biri de okulumuza özgü özel ders sistemidir. Öğrencilerimiz sadece dersine giren öğretmenlerden değil okuldaki tüm öğretmenlerden diledikleri kadar özel ders alabilirler. Veliye maddi yük getiren ve öğrenciyi özellikle de sınav hazırlanma sürecinde fiziksel olarak yoran özel ders ihtiyacını okulumuzdaki eğitim sistemi ile tamamen ortadan kaldırıyoruz.
Öğrencilerinizin başarıya ulaşma sürecinde izlediğiniz özel stratejiler var mıdır? Ayten Baydar: Genel kanının aksine, başarıya ulaşmak için sadece akademik eğitim yeterli değildir. Süreçte öğrencinin psikolojik ve sosyal açıdan desteklenmesi gerekir. Motivasyon ve kaygı yönetimi akademik eğitimin ayrılmaz parçasıdır. Bu anlamda okulumuzun Ankara’da bir benzeri olmadığını düşünüyoruz.
Önümüzdeki dönemde sıra dışı yeni projeleriniz var mı?
Gazi Kalkan: Şu anda üzerinde çalıştığımız “Uluslararası üstün yetenek programları” projemizin alt yapı çalışmaları devam ediyor. Denge’liler Amerika’daki küresel tecrübeye sahip uzmanlardan alacakları yapay zeka, siber güvenlik, yazılım, tasarım ve oyunlaştırma, etik - duygusal zeka ve teknoloji girişimcilik diplomalarıyla geleceğin mesleklerine şimdiden hazırlanacaklar ve liseden mezun olduklarında daha ayrıcalıklı olacaklar.
Okulumuzda müfredata yönelik uygulanan sınavlar dışında, son sınıf öğrencileri için her hafta, 11. sınıf öğrencileri için 2 haftada bir ve 9. ve 10. sınıf öğrencileri için ayda bir üniversite hazırlığına yönelik deneme sınavları uygulanmaktadır. Bu yöntemle öğrencilerimiz hem akademik anlamda gelişmekte hem de farklı yayınları ve soruları tecrübe etmekte ve sınav tekniğini geliştirmektedir.
Denge’li olmak nedir?
Ayten Baydar: Okul olarak disiplinden ve başarıdan ödün vermeden aile sıcaklığının ve güvenin olduğu bir ortamı ve öğrencinin okula her sabah istekle gelmesini sağlamak ana hedefimiz. Okulumuzda kapıdan girdiğiniz andan itibaren ortamın samimi havasını öğrencilerin gülen gözlerinde hissedebilirsiniz. Denge’li olmak öğrencinin hem ruhuna hem davranışlarına yansır. Denge’li olmak bir kültürdür ve “denge’’ anlamından da anlaşılacağı üzere bir yaşam mottosudur.
Budak Sok. No:6 Çankaya/ANKARA Te: +90 312 430 20 78 ▪ www.dengeegitim.k12.tr dengeanadolulisesi
Çocukların Büyük Dünyası 11 yıldır modaya yön veren, son trendlerin adresi olan Panora Alıșveriș ve Yașam Merkezi, çocukların yașam merkezi olmaya da devam ediyor. Çocuk modasına yön veren markaları, her türlü ihtiyaca karșılık veren oyuncak mağazaları ile çocukların eğitimi ve gelișimine katkı sağlayan atölyeleri, oyun alanları ile farklılașan Panora AVYM, çocuklar için de șehrin uğrak noktalarından biri... 196 magdergi.com.tr
En kaliteli çocuk markalarını bünyesinde barındıran Panora AVYM’de çocuklar için birçok seçenek bulunuyor.
E
n kaliteli çocuk markalarını bünyesinde barındıran Panora AVYM’de çocuklar için birden çok seçenek bulunuyor. GAP KIDS, UNITED COLORS OF BENETTON ve B&G STORE ile dünya markalarının ürünlerine; BOTTI, MOTHER&BABY ve KARAMELA ile çocukların her türlü ihtiyacına ulaşılabiliyor. Panora Çocukları, MARKS&SPENCER, ZARA, MANGO ve BOYNER mağazalarının çocuk koleksiyonları ile çocuk modasının nabzını tutabiliyor, ISABEL ABBEY, IMAGINARIUM, LOCO POCO VE ARMAĞAN OYUNCAK’la dünyaca ünlü oyuncak markalarının ürünlerini bulabiliyor. Hem annelerin hem de bebek ve çocukların tüm ihtiyaçları için Panora’nın mağazalarını tercih edebiliyor. Türkiye’de yalnızca Panora AVYM’de bulunan, çocuklar için yaratıcı etkinliklerin düzenlendiği, bilimi sevdiren atölyelerin yer aldığı SCOP MAKER STUDIO ve yaratıcı etkinlikler atölyesi ZEKİCEE’nin eğitimlerine katılabilen çocuklar ayrıca JOYLAND’in eğlenceli ortamı ve muhteşem oyuncakları ile renkli ve hareketli saatler geçirebiliyor. JOYLAND’in 7’den 70’e herkese hitap eden oyuncaklar ve bowling alanıyla çocuklar aileleriyle zaman geçirme imkânı bulabiliyor ve bolca anı biriktirebiliyor. Doğum günleri ve partilere de ev sahipliği yapan ZEKİCEE ve JOYLAND, Panora Çocukları’nın unutulmaz deneyimler yaşamasını sağlıyor, çocuklar Panora’yla beraber büyüyor. 2. Katta yer alan kum havuzu ile eğlencenin tadına varan çocuklar aynı zamanda her hafta sonu Akvaryum Önü’nde düzenlenen çocuk atölyelerinde eğlenerek öğreniyor. En güzel aile ve çocuk filmlerini CINEMAXIMUM’un güvenli ortamında izleyebilen çocuklar, PANORA SANAT MERKEZİ ve ACTOR STUDIO’da sahne alan çocuk oyunlarını da izleyebiliyor, sanatla iç içe büyüme fırsatını yakalıyor. Aynı zamanda ACTOR STUDIO’da tiyatro oyunculuğundan müzisyenliğe kadar birçok
TUBA GÜNEBAK
Yeni bir okul dönemi daha bașladı. Bu dönem yavrularımızın bilgi öğrenmeye ve bu bilgileri saklamaya yönelik zihinsel aktivitelerinin arttığı önemli bir dönemdir. Teneffüs saatlerinde fiziksel aktiviteleri arttığı için enerji gereksinmeleri de artar. Bununla birlikte, büyüme ve gelișme sürecinin devam ediyor olması da enerji ihtiyacını etkileyen önemli bir diğer etmendir. Yeterli ve dengeli beslenen çocukların dikkat ve konsantrasyonları daha yüksek olur. Bu nedenle okul döneminde beslenme daha da önemli hale gelir...
advertorial
Okula Dönüş
G
üne sıkı bir kahvaltı ile başlayın
Kahvaltıda yumurta olmazsa olmazınız olsun. Çünkü, bilgi beyinde protein formunda depolanır. Kaliteli karbonhidratı da sofranızdan eksik etmeyin. Mesela, tam tahıllı ekmek veya sade yulaf ezmesi... Kahvaltı tabağınızda bir tutam yaban mersini olsun.
Kuşluk ve ikindi ara öğünlerini ihmal etmeyin
Mesela, yulaf ezmesi ve meyve ezmesi ve yağlı tohumlardan (ceviz, çiğ badem gibi) yapılmış ev yapımı kurabiyeler, renkli söğüş sebze tabağı, şekersiz yer fıstığı ezmesi sürülmüş tam tahıllı ekmek, bir parça peynir, vakumlu kapaklı saklama kabıyla çantasına konmuş ananas dilimleri, çiğ badem ve ceviz gibi.
Yeterli ve dengeli beslenen çocukların dikkat ve konsantrasyonları daha yüksek olur.
Öğle yemeği ve akşam yemeğini de atlamamasını öğütleyin
Bu iki ana öğün de hem kaliteli protein hem de kaliteli karbonhidrat içermelidir. Mesela, ızgara köfte, fırında pişmiş balık (somon balığı ya da levrek gibi) ve haşlanmış yeşil mercimek ya da nohut yemeği ve yeşil mercimekli bulgur pilavı ya da ızgara kırmızı et ile tam tahıllı makarna veya bir parça ızgara hindi göğsü ile bulgur pilavı gibi.
Haftada birkaç kez yağlı balık yemeye çalışın
Yağlı balıkların yapısında bulunan omega-3 yağ asitleri hafızayı güçlendirir. Balık yemiyorsa yoğurduna ya da çorbasına keten tohumu ekleyebilirsiniz.
Hindistan cevizi ya da hindistan cevizi yağı tüketin
Hindistan cevizi yağının yağ asidi örüntüsü diğer tüm yağlardan farklıdır, kana hızlı karışarak beyin fonksiyonlarını olumlu yönde destekler.
Renkli beslenin
Besinlere rengini veren her bir biyoaktif bileşen o besine farklı bir renk kazandırır ve her birinin sağlık üzerine etkisi bir diğerinden faklı ve kıymetlidir. O yüzden tabağınızdaki sebze ve meyveler farklı renklerde olsun.
B vitaminlerini ihmal etmeyin
B vitamini yetersizliğinin belirtileri konsantrasyon kaybı, depresyon, hafıza zayıflığı, stres düzeyinde artış ve huzursuzluktur. En iyi B vitamini kaynakları esmer pirinç, tam tahıllı ekmek, yulaf ezmesi, kinoa, bulgur, bazı sebzeler, et, balık, yağlı tohumlar (ceviz gibi) ve süt ürünleridir.
Güçlü hafıza için koline ihtiyacın var En iyi kolin kaynakları yumurta ve balıktır.
D vitamini hafıza ve beyin fonksiyonları için gereklidir
Demir yetersizliğinde hem duygudurum (mood) düşer hem de düşünceler bulanır
En iyi demir kaynakları kırmızı et, balık ve yumurtadır. İkinci derecede en iyi kaynaklar ise kurubaklagiller, koyu yeşil yapraklı sebzeler, çiğ badem, avokado ve kayısıdır. Demirden zengin besinleri C vitamini kaynağı bir besinle birlikte tüketin; maydonoz, brokoli ve çiğ meyveler gibi.
D vitamini yetersizliği olan çocuklarda kısa süreli hafıza etkilenirken, yaşlılarda demans (bunama) görülme sıklığının arttığı saptanmıştır. En iyi D vitamini kaynağı güneş ışığıdır. Ama doğrudan güneş görerek, cam arkasından değil.
Magnezyumu unutmayın
Çinkosuz olmaz
Kalsiyum beyin fonksiyonları için gereklidir
En iyi çinko kaynakları et, balık, deniz mahsülleri, yağlı tohumlardır. Ergenlik döneminde vücut cinsel gelişim için de çinkoyu kullanır. Bu nedenle ergenlerde çinko gereksinimi artar.
Koyu yeşil yapraklı sebzeler, maden suyu ve bitter çikolata günlük beslenme programınızda olsun. Mesela ayranını maden suyu ile hazırlayabilirsiniz. En iyi kalsiyum kaynakları süt ve ürünleri, susam, humus, koyu yeşil yapraklı sebzelerdir. Kemik suyu, kilo sorunu yoksa kullanılabilir.
Yrd.Doç.Dr.Ç.Tuba Günebak Acar / Beslenme ve Diyet Uzmanı Gold’n State Plaza 2673 Sok. No:39 Daire 9 Çayyolu-Ankara T: +90 535 790 67 17 drtubagunebak ▪ www.tubagunebak.com
davet
Havuzbaşı Doğum Günü Partisi Bozbeyoğlu ailesinin biricik kızı Larin yeni yaşını havuzbaşında arkadaşlarıyla kutladı.
AÇELYA-LARİN-BURAK BOZBEYOĞLU
Avukat Açelya Bozbeyoğlu ve Bozbeyoğlu Et A.Ş. sahibi Burak Bozbeyoğlu kızları Larin’in 3. yaş gününü İncek’ teki evlerinin havuz başında kutladı. Aynı zamanda A8 Parti Evi’nin de sahibi olan Açelya Bozbeyoğlu, kendi hazırladığı “uçan balon” konseptli doğum gününde konuk çocuklar için de keyifli etkinlikler düzenledi. Minik Larin, arkadaşları ve aileleri de keyifli bir gün geçirdi.
beslenme
Zinde Öğrenciler İçin Maden Suyu Uzun yaz tatilinden sonra ilk ders zili çaldı. Yaz boyunca dinlenen, tatilin tadını çıkaran öğrenciler, sıkı bir çalıșma temposuna bașlıyor. Uzmanlar, bu tempo içerisinde iyi bir beslenme ile zinde kalması gereken öğrencilere, her gün en az 2 șișe maden suyu tüketmelerini öneriyor...
Z
engin mineralli Beypazarı Doğal Maden Suyu; içindeki kalsiyum, florür gibi mineraller sayesinde öğrencilerin kemik ve diş gelişimine destek olmakla kalmıyor, içerdiği magnezyum ile hem zihinsel yorgunluğu önlüyor hem de bilişsel yetenekleri güçlendiriyor.
Önlem olarak maden suyu ile bu mineral eksiklikleri rahatlıkla karşılanıyor. İçilen her maden suyu, vücuda direnç sağlıyor ve bu sayede öğrenciler, okulda daha aktif ve başarılı oluyor. Beypazarı Doğal Maden Suyu, içerdiği mineraller sayesinde vücut direncini artırıyor.
Çocuklar; kalsiyum, demir, çinko, florür ve magnezyum gibi minerallere yetişkinlerden daha fazla ihtiyaç duyuyor. Çocukların, yaşlarına göre ihtiyaç duyduğu besin öğeleri tam anlamı ile karşılanmadığında, çocuklarda beslenme yetersizliği oluşuyor. Buna paralel olarak zihinsel ve bedensel gelişimleri de olumsuz etkileniyor.
Beypazarı Doğal Maden Suyu Yönetim Kurulu Başkanı Niyazi Ercan: “Aileler, çocuklarını asitli veya katkı maddeli içecekler yerine tamamen doğal olan maden suyunu tüketmeleri için teşvik etmeli. Cam şişede, sağlıklı olarak muhafaza edilen Beypazarı Doğal Maden Sularını, çocuklar hem severek tüketecek hem de ailelerin içi rahat olacak” ifadelerini kullandı.
ESRA ARAT
Hayata Mutlu Adımlar Okul öncesi dönem, insan beyninin büyük oranda geliștiği insan hayatının sihirli yıllarıdır. Okul öncesi eğitim uzmanları ve psikologlar, doğumdan 6 yașına kadar olan yılların çocukların gelișmelerini, öğrenmelerini ve büyümelerini en çok etkileyen yıllar olduğu konusunda hemfikirdirler. Böyle bir altyapı ile hayata “mutlu adımlar” atan çocuklar yașam bașarısını elde etmektedirler. Çocukların bu kritik yıllarının eğitimini Mutlu Adımlar Anaokulu çatısında dikkatli bir șekilde planlayan Esra Arat’a merak edilenleri konuștuk...
M
utlu Adımlar’da nasıl bir eğitim uygulanmaktadır?
Okul öncesi eğitimde etkili olduğu bilinen tek bir model ya da müfredat yoktur. Anaokulumuz Montessori, Reggio Emilia, Waldorf gibi modelleri; çoklu zeka kuramı, aktif öğrenme, yapılandırmacılık gibi yaklaşımları ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın yenilenen okul öncesi eğitim programını sentezleyerek okulumuzun eğitim uzmanları tarafından
hazırlanan çocuk merkezli bir eğitim programı uygulamaktadır.
Çocuk merkezli eğitim programı nedir?
Çocuk merkezli eğitim programımız çocuğumuzun iletişim becerilerini, yaratıcılığını, yeteneklerini önemseyen; onun öğrenme sürecinde aktif olarak yer aldığı ilgilerinin öğrenme ihtiyaçlarının değerlendirildiği; yaşamda başarılı olması için fırsatlar yaratılan bir süreçtir. Programımız çocukta temel kavramları, davranışları ve becerileri geliştirerek her çocuğun yaratıcı kapasitesini artırmayı
ve çocuğun doğal gelişimini pekiştirmeyi amaçlamaktadır. Özellikle benlik algısını ve özgüvenini geliştirmeyi önemsemektedir. Bizlerin en önemliği sorumluluğu her çocuğun öğrenme stilini keşfetmek ve çocuklarımızın eğlenerek öğrenmelerini sağlamaktır.
Ne gibi etkinlikleriniz var?
Öğrenme sürecinde erken çocukluktaki şu becerilere odaklanıyoruz: Sosyalleşme, el-göz koordinasyonu, kavram, iletişim, mekan ilişkisi, el becerisi, şekil-sayı-renk farkındalığı, duygusal zeka, yönergeleri izleme, dil gelişimi, öz bakım, hareket ihtiyacı. Eğitim etkinliklerimiz; serbest zaman, Türkçe oyun ve hareket, fen ve matematik, sanat ve okuma yazmaya hazırlık çalışmalarından oluşmaktadır. Çocuklarımız için her hafta eğitsel konuları pekiştiren alan dizileri düzenlenmektedir. Ayrıca tiyaro, opera gösterilerinin yanı sıra şehrimize gelen kültür ve sanat etkinlikleri eğitim programımıza dahil edilmektedir.
Mutlu Adımlar’da rutin işleyiş nasıl ilerliyor?
Anaokulumuz sabah yarım gün, öğleden sonra yarım gün ve tam gün işleyişe sahiptir. Bu sınıflar ayrı ayrı düzenlenmektedir, bu nedenle yarım gün sınıflarımıza gelen çocuklar eğitim etkinliklerinden tam olarak faydalanabilmektedir. Tam gün programına dahil olan çocuklar için uyku saatleri öğle yemeği ile ikindi kahvaltısı arasındadır. Uyku odalarımızda uyuyan çocukların nevresim takımları ve pijamaları 15 günde bir cuma günü evlerine yıkanmak üzere gönderilir. Uyumayan çocuklarımız oyun salonunda bir eğitimci eşliğinde oynayabiliyorlar.
Çocuklar için beslenme çok önemlidir. Peki Mutlu Adımlar’da beslenme nasıldır? Yemek listemiz çocuk beslenme uzmanımız tarafından hazırlanmaktadır. Bu liste her ay ebeveynlere gönderilmekte ve liste dışına çıkılmamaktadır. Yemeklerimiz son derece modern ve hijyenik tasarlanmış mutfağımızda deneyimli aşçımız tarafından pişirilmektedir. Çocuklarımız yemeklerini okulumuzun yemekhanesinde ve uygun hava şartlarında bahçemizde yemektedirler. Yemeklerimiz öğlen yemeği ve ikindi kahvaltısı olarak verilmektedir.
Mutlu Adımlar’ın sosyal ve fiziksel olanaklarından bahseder misiniz?
Anaokulu binamız çocuklarımızın tüm gelişim ihtiyaçlarını karşılamak üzere “anaokulu kalite kriterleri” doğrultusunda donatılmıştır. Bu kapsamda hijyenik ve çağdaş döşenmiş iç mekanların dışında oyun bahçemiz; kum, çim, toprak zeminle düzenlenmiştir. Bahçemizde çocuklarımızın hareket gelişimini sağlayacak ve hayal dünyalarını zenginleştirecek materyaller yer almaktadır. Oyun bahçemizde çeşitli hayvanların da bulunmasına özen gösterilmektedir. Binamızda yaş gruplarına göre düzenlenen sınıfların yanı sıra çocuk kütüphanesi, bilgisayar ve sanat odası, yemekhane, sağlık odası ve uyku odası bulunmaktadır. Anaokulumuzda İngilizce, satranç, drama, müzik, jimnastik, seramik etkinlikleri yer almakta; ayrıca isteğe bağlı olarak ücretli bale ve yüzme kurslarına yer verilmektedir. Sınıflarımızda öğrenmeyi kolaylaştıran ve ilgi çekici hale getiren çeşitli ilgi köşeleri önemli yer tutmaktadır. Bunlardan bazıları; evcilik köşesi, blok köşesi, müzik köşesi, fen ve matematik köşesi, kitap köşesi, eğitici oyuncak köşesi ve drama köşesidir.
Bizlerin en önemliği sorumluluğu her çocuğun öğrenme stilini keșfetmek ve çocuklarımızın eğlenerek öğrenmelerini sağlamaktır.
PROF. DR. MUSTAFA KORAY LENK
Düzenli spor yapmak hem sağlıklı, hem de belli bir sağlık sorunu olan çocukların gelișimi için son derece önem tașıyor. Özellikle kalp sağlığının korunmasında uygun sporun doğru zamanda yapılması ve sağlıklı beslenmeyle desteklenmesi gerekiyor. Acıbadem Ankara Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Çocuk Kardiyolojisi Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Koray Lenk, çocuklarda kesin olarak belirlenmiș bir yaș sınırı olmasa da, ortalama dört yașından itibaren düzenli egzersize yönlendirilmesi gerektiğine ișaret ediyor...
advertorial
Kalbinizi Sporla Güçlendirin
Çocukların ve ergenlerin her gün 60 dakika fiziksel aktivite yapmasını öneriyoruz.
Y
aş farkı gözetmeksizin sağlıklı bir vücuda sahip olmanın en önemli koşullarından biri spor yapmaktan geçiyor. Bu nedenle küçük yaşlardan itibaren çocuklar spora özendirilmeye çalışılmalı. Çocuklarda ne kadar erken spora başlanırsa bunun hayat boyu sürdürülebilen bir alışkanlık olması o kadar kolaylaşıyor. Bu sayede çocuğun fiziksel, sosyal, ruhsal ve hatta kimlik gelişimine de olumlu katkı sağlanabiliyor. Acıbadem Ankara Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Çocuk Kardiyolojisi Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Koray Lenk, sporun çocukların kalp sağlığının korunması için de gerekli olduğunu söyleyerek, çocukların ve ergenlerin her gün 60 dakika fiziksel aktivite yapmasını öneriyor.
Kalp-damar hastalıkları riskini düşürüyor
Çocukluk döneminden itibaren aktif bir yaşam sürmek, yaşam süresini artırdığı gibi kalp-damar hastalıkları açısından riski de düşürüyor. Hareketsiz olan çocukların yetişkinlik döneminde de aynı yaşam tarzını sürdürdüğüne işaret eden Prof. Dr. Mustafa Koray Lenk, “Kilo kontrolünün sağlanması, diyabet riskinin azaltılması, iyi kolesterolün yükseltilmesi ve kendine güvenin gelişmesi için çocukların mutlaka düzenli fiziksel aktiviteye yönlendirilmesi gerekiyor.” diyor.
Sportif aktivitelere başlamadan önce
Daha önce hiçbir bulgu ve belirti vermemiş bile olsa, tüm çocuklara spora başlamadan önce tam bir fizik muayene ile uygun tetkiklerin yapılması gerekiyor. Böylelikle daha önceden bilinmeyen bazı kalp hastalıkları da saptanabiliyor. Bu hastalıkların başında kalbi besleyen koroner arter anomalileri veya anevrizma denilen genişlemeleri, ritim bozuklukları ve kalp kası hastalıkları geliyor. Prof. Dr. Mustafa Koray Lenk, bu nedenle sportif aktivitelere yönlenmeden önce ailede ani ölüm olup olmadığının sorgulanmasının ve ayrıca normal fizik muayenenin, özellikle kardiyolojik değerlendirme yapılması gerektiğini söylüyor. Böylelikle spor sırasında gelişebilecek istenmeyen durumlar ve hatta ani ölüm riski ortadan kaldırılabiliyor. Sportif aktivitelere katılmış olan çocukların düzenli kardiyolojik kontrollerinin de aksatılmaması gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Mustafa Koray Lenk, spor sırasında çarpıntı, göğüs ağrısı ve bayılma durumlarında çocuğun mutlaka bir kardiyoloji uzmanına götürülmesinin önemli olduğunu söylüyor.
Kalp hastalığı olan çocuklar spor yapabilir mi?
Kalp hastalığı bulunan çocukların birçoğu kontrollü olarak ve izin verilen düzeyde spor yapabiliyor. Akciğer basıncı yükselmemiş olan doğuştan veya sonradan gelişen kalp hastalıkları olan çocukların egzersiz kapasiteleri normal olduğu için uygun sportif faaliyetleri yapabiliyor. Prof. Dr. Mustafa Koray Lenk, ancak bu çocuklarda kalp atışlarını aniden arttıran ve yüksek efor gerektiren tenis, basketbol, voleybol ve koşma gibi sporlardan uzak durulması gerektiğini söylüyor. Kalp hastalığı olan çocuklar için en uygun aktivitenin yürüyüş ve yüzme olduğunun önemini belirten Prof. Dr. Mustafa Koray Lenk yürüyüş yapmanın zayıflamaktan öte, vücuttaki stresi azaltmaya da yaradığına, yürüyüşle kan yağlarının düştüğüne, yararlı kolesterol denen HDL’ nin yükseldiğine, hatta düzenli yürüyüşler ile kan basıncının bile kontrol altına alınabildiğine işaret ediyor.
Spor yapmanın riskli olduğu kalp hastalıkları
Riskli oluşturabileceği için ▪ Kalp kapaklarında ağır darlıklar ▪ Kalp kası kalınlaşması ile beraber seyreden kalp hastalıkları ▪ Kalp kasının enfeksiyon veya diğer etkenlere bağlı iltihapları ▪ Akciğer basıncının artışı ile beraber seyreden kalp hastalıkları ▪ Bazı ritim bozuklukları (özellikle uzun QT sendromu ve Brugada sendromu gibi)
davet
ZEYNEP YILMAZ, YASEMİN ILICALI
MELDA AKSU
SİNEM SANCAKTAR, EBRU ÇARIKÇILAR
Dostlara Yaz Daveti Aslı Pehlivanlar’ın Balkabağa Alaçatı’da yakın dostları için düzenlediği davette, Mel’s Design, Myshera ve Erhan Özusta Exlusive Jewelery markalarının katılımıyla iş ve sosyal yaşam dünyasından birçok ünlü isim yer aldı. Davete Aslı Pehlivanlar’ın yakın dostları katılırken, misafirler davette stant açan markaların da son koleksiyonlarını inceleme fırsatı buldular. Ev sahibi Aslı Pehlivanlar ile birlikte Balkabağa’nın sahibi Ebru Erbaş’ın da konuklarla yakından ilgilendiği davete iş ve sosyal yaşam dünyasının ünlü isimleri de katıldı. Mekanın lezzetli atıştırmalıkları ve kokteylleri eşliğinde davetliler keyifli bir gün geçirirken aynı zamanda da stant açan markalardan alışveriş yapmayı da ihmal etmediler.
206
EBRU ERBAȘ, ASLI PEHLİVANLAR
davet
RASHİN POURABBASKOUHİ, TÜLİN AKIN İNCE, NİHAL YÜZER, GAZİ KALKAN, ÖZLEM ARSLAN, NESRİN ERTAȘ, AYLİN CEYLAN, NAİYEREH KHOSROFAR
Özel Denge’den Mezuniyet Kutlaması Özel Denge Anadolu Lisesi öğretmen ve öğrencileri Limak Ambassadore Hotel’de gerçekleşen mezuniyet töreninde buluştu. Kokteyl ile başlayan kutlama müzik eşliğinde devam etti. Mezuniyet sevincinin yanı sıra bir araya gelmenin mutluluğunu da yaşayan öğrenciler ve öğretim üyeleri, gece boyunca geleceğe dair planlarını paylaşırken, son derece keyifli anlar yaşadılar.
208
AYLİN CEYLAN, NURULLAH BALCI
ZEYNEP DOĞAN, ALP BORA KEKEÇ
ALİ ÖZTAȘ, CEM ÖZDEMİR
UMUT YERLİKAYA, ALİF ALBAYRAK
ZEYNEP TOPAL, BENGİ ÜNAL
üçüncü göz
Sinem Yıldırım
sinem.yildirim@magdergi.com.tr
HİERAPOLİS ANTİK KENTİ
Majestik Bir Şehir
Denizli
Bazen bazı yerlere gidersiniz ve “Ben neden daha önce buraya gelmemișim acaba?” diye düșünürsünüz. O kadar seversiniz ki tarifi imkansızdır. Denizli’ye yaptığımız aile gezimizde aynısını düșündüm. Kızlarım da çok sevdiler her anını... 210 magdergi.com.tr
Tüm dünyada bu tür yerlerden çok fazla sayıda görmüș olmama rağmen bu denli büyük, etkileyici olup aynı zamanda da tam ve bütün olarak korunmuș olanına rastlamamıștım.
D
enizli Çardak Havalimanı İstanbul’dan sadece 45 dakika mesafede. Bu sihirli yöremize ve şifalı sulara, binlerce yıllık antik kentlere ve 2 milyon yıl önce oluşmuş o muhteşem Salda Gölü’ne bu denli yakınız işte. Zamanımız yetmediği için pek çok yerini göremedim. Bu nedenle yazımın diğer yarısını onları da gördükten sonra yazacağım sizler için.
AĞLAYAN KAYA
İlk durağımız Kaklık Mağarası oldu. Dinar depreminde kendiliğinden açılmış. Hatta tarlasını süren bir traktörlü insan da bu depremde içine düşmüş. Epey derinliği var ve şifalı sularla dolu olan bu mağara ilk adım attığımız yer oldu şehirde. Travertenlerin sarkıt ve dikit olarak yer altında olan halini düşününüz. Çevresine de sosyal alanlar yapılmış. Sonra Küp Şarapları fabrikasına bir ziyaret gerçekleştirdik. Bizi tesiste gezdirdiler. Denizli özellikle böğürtlen, nar ve vişneden yapılan meyve içecekleriyle dünya sıralamasında Fransa’ da çeşitli birincilikler kazanmış. Dünyada Türkiye bu alanda çok hızlı adımlarla hak ettiği yere yükselmekte. Ağlayan Kaya Şelalesi, ormanın içinde muhteşem bir doğa harikası... Otuz metreden yere dökülen şelale zaman içinde rengarenk renkler oluşturmuş kayalarda. Orman içine ahşaptan çardaklar ve yer sofraları kurulmuş. Şelalenin ve ormanın sesini dinleyerek çay içtik orada oturup. Ertesi gün tüm günümüzü Hierapolis antik kentinde geçirdik. Adını Amazon Kraliçesi Hiera’ dan alan bu kenti ne yazmakla ne de anlatmakla bitirebilirim. Tüm dünyada bu tür yerlerden çok fazla sayıda görmüş olmama rağmen bu denli büyük, etkileyici olup aynı zamanda da tam ve bütün olarak korunmuş olanına rastlamamıştım. Üst üste medeniyetler geçmiş sokaklarından Hierapolis’ in. Kentin şifalı suların yanında kurulmuş olması ve kutsal yerlere dolu olması adının Holy City kutsal şehir olarak olarak geçmesinde etkili. İsa’nın havarilerinden biri bu şehirde öldürülmüş.
HİERAPOLİS AMFİ TİYATRO
üçüncü göz
Apollon Tapınağı, içinden garip gazlar ve insan çığlıkları sesi gelen cin kuyusu ve özellikle amfi tiyatrosu insanın nefesinin kesilmesine neden oluyor ilk gördüğünüzde. M.Ö. 2. yüzyılda kurulan bu kentin sokaklarında yürürken her taşa her mezara her sütununa dokundum ve kendimi hiç yabancı gibi hissetmedim inanın. Hem doğal hem de kültürel olarak Unesco dünya mirasları listesinde olan bu 2500 yıllık şehir ölmeden görülmesi gereken bir yer. Şehirden çıkarılan pek çok inanılmaz değerdeki heykel, lahit ve eserler şehrin hemen yanındaki müzede segilenmekte. Üzerlerindeki kabartmalar ve betimlenen bazı tanrı ve tanrıçaları başka hiç bir yerde görmeniz mümkün değil. Travertenler şehri Hierapolis’ in hemen yanında bilinen o bembeyaz doğasıyla şifalı sular şırıl şırıl akmakta. Beyaz doğasıyla sanki başka bir boyuttasınız orada. Kleopatra’ nın havuzu diye bilinen içinde çeşitli mermer sütunlar ve tarihi esreler bulunan kristal temizliğindeki havuzda suyun sıcaklığından dolayı kışın girmeyi tercih edeceğim bir dahaki sefere. Ama biz buna rağmen saatlerce yüzdük, sütunların üstüne uzandık Kleopatra Havuzu’nda. Bu doğal şifa kaynağı binlerce yıllık tarih ve yaşanmışlıklarla olağan üstü bir atmosfer oluşturmuş. Günlük sirkülasyonun yoğunluğundan işletmede pek çok aksaklıklar vardı burada. Yurdumun her yerinin hep mükemmel olmasını arzu ediyorum.
SALDA GÖLÜ
Sonraki gün teleferikle yaylaya çıktık. Son derece modern ve medeni bir sistem. İnince servis size yaylaya götürüyor. Tertemiz ve harika tesisler kurulmuş. Oradan en merak ettiğim yere doğru araba kullanmaya devam ederken yolda çerezleri ve bıçaklarıyla meşhur Serin Hisar’ da durduk. Bin çeşit çerezden biz de aldık. Arabadan çıkar çıkmaz burnumuza leblebi kokusu doldu zaten. Burası ayrıca Osmanlı’nın o meşhur kılıçlarının yapıldığı yermiş. Madenlerinden çıkan çelik soğuk düğme ile son derece güçlü ve paslanmaz bıçaklarıyla ünlüymüş. Bunlardan da aldık tabii ki. Ve en sonunda anlatarak ve yazarak bitiremeyeceğim başka bir yerdeydik artık. Salda Gölü. Bir gök taşı düşmesi sonucu oluşan bu krater göl 184 metre derinliği ile dünyada ilk sıralarda yer alıyor. Çok büyük bir göl Salda ve bir bölümü bembeyaz. Arabamızı park ettim. Ben ve çocuklarım sabırsızlıkla uzunca beyaz bir alanı yürüyerek aştık ve sonunda suya ulaştık. İlk başta buz gibi gelen su sonradan sıcacık oldu. Hayatımda hiç şekerli bir suda yüzmemiştim. Gerçekten çok etkileyici bir manyetik alanı var suyun ve gölün. Hala ilim ve bilim araştırmaları yapılıyor gölde zira yapısındaki bileşenler tamamen Mars’ ın yüzeyi ile aynıymış. Salda Gölü’ nde dünyada başka yerde yaşamayan pek çok balık, kuş, ördek ve çeşitli hayvanlar da var. Kumsaldaki hamurumsu çamur ise gölün alkali suyu gibi pek çok hastalığa şifa kaynağı.
AY ÇİCEĞİ TARLALARI
Denizli, bunca zaman gitmediğim için kendime şaşırdığım bir şehrimiz. Tamamen bağlandım artık oraya. Daha göremediğim pek çok antik kenti, şelalesi, mağarası, gölü ve güzelliği var. En kısa zamanda tekrar görüşmek seni kaleme almak üzere şimdilik hoşçakal güzel Denizlim. Uçaktan iner inmez kocaman güler yüzüyle bizi karşılayan Soner Bey’ i ve Şükrü Bey’ i hiç unutmayacağım.
212 magdergi.com.tr
TRAVERTENLER PAMUKKALE
davet
SANİ-ASUMAN ȘENER
GİANLUCA CAGNATO, MEHMET SARAÇOĞLU
TAV Cup Heyecanı 5. TAV Passport Bodrum Golf Cup, Bodrum Golf Kulübü’nde gerçekleşti.
ALİ GONG HÜLYA KOCADON
214
İki gün süren ve yaklaşık 100 golfçünün yarıştığı turnuvanın finalinde birinci olan Ali Gong’a, havalimanında konfor ve ayrıcalığın kartı TAV Passport Kart hediye edildi. Turnuvada A Kategorisi erkelerde Ali Gong birinci olurken, B Kategorisinde Sidar Yalçınkaya, C Kategorisinde ise Jean Dassonville birincilik kupasını kaldırdılar.. Kadınlar A Kategorisinde Özlenen Başoğlu birinci olurken B Kategorisinde ise Myriem Dassonville oldu. Gençler Kategorisinde ise birinci Duru Narin, ikinci Yılmaz Batan, üçüncüsü ise Mira İçgören oldu.
Bu yıl beșincisi düzenlenen TAV Passport Bodrum Golf Cup, iș ve sosyal yașam dünyasının önemli isimlerini bir araya getirdi.
HÜLYA KOCADON, OKTAY TEZSEZEN, MRYİEM DASSONVİLLE, İCLAL KAYAOĞLU
AVNİ ÜNAL, AYNUR KUTAL, LÜTFÜ ÖZALP, ÜSTÜN ÖZBEY
CEMAL KALYONCU
AYNUR KUTAL
davet
SONER ÇAMÖZ
SERTAÇ DARCAN, NESLİHAN AKTEPE
MELİKE GÖKÇE
KADRİYE CİRİTCİ
Sağlıklı Yaşamın Sırları Swissotel Ankara’da düzenlenen “Sağlıklı Yaşamın Sırları” daveti büyük ilgi uyandırdı. Sertaç Darcan’ın ev sahipliğinde gerçekleşen sohbette “Sağlıklı Yaşam Sırları” konuşulurken, ayrıca sporun insan bedenine faydaları ve dengeli beslenmenin önemi vurgulandı. Konuklar; Diyetisyen Neslihan Aktepe ile Swissotel Ankara Spa Müdürü Soner Çamöz’ün önerilerini dinlerken, detoks içecekleri de tatma fırsatı buldular..
216
BURCU YÖRÜBULUT
ECE GÜLEÇ
ipek’in objektifinden
İpek Gençer
ipek@magmedya.com.tr
Symi’nin Renklerine Yolculuk... Hepimizin heyecanla beklediği dingin tatil ayı bașladı! Eylül ayı, yazın yorgunluğunu atmak için, kalabalıktan uzak keyif yapmak için en ideal zaman... Ben de sizi huzurlu bir adaya davet ediyorum... Symi’ye...
B
FOTOĞRAFLAR: İPEK GENÇER
u ayki rotamızı, rengarenk ve sevimli mi sevimli bir ada olan Symi adasına çeviriyoruz. Yunanistan’ın Dodecanese adalar (Oniki Adalar) grubuna ait olan bu şirin ada, bizde Sömbeki Adası olarak da biliniyor. Bozburun’a 6,5 km, Datça’ya 8 km, Rodos’a 41 km olan Symi’ye, bizim kıyılarımızdan ulaşmak çok daha kısa sürüyor. Symi isminin nereden geldiği ile ilgili birbirinden ilginç hikayeler var. Bunlardan en çok bilinenine göre, bu ada ismini Yunan
218 magdergi.com.tr
Mitolojisi’ndeki denizler tanrısı Poseidon ile evlenen peri Syme’den almıştır. Syme aynı zamanda adanın lideri olan Hithonios’un annesidir. Diğer bir efsaneye göre Symi adası, tanrıların tanrısı Zeus’un, tüm suların tanrısı olan Okeanos’un kızı Eurynome ile ilişkisinden olan üç kızının doğduğu yerdir. Üç güzeller olarak bilinen, güzellik, çekicilik ve zarafetin simgesi olarak kabul edilen bu üç kız kardeş; Aglaia, Euphrosyne ve Thalia’nın, aynı zamanda insanlara aşk, mutluluk, bilgelik ve iyilik getirdiğine inanılır. Homeros’un İlyada’sında da Symi adasından, Troya Savaşı’nı anlatırken söz edilmektedir. Symi kralı Nereus, bu savaşa üç
gemisiyle katılır. Symi’de yapılan gemiler o dönemin en hızlı ve iyileridir. Kral Nereus, Troya savaşına Yunanlıların tarafında katılmıştır. Akhilleus’tan sonra Yunanistan’ın en yakışıklı adamı olan Nereus, ne yazık ki bu savaşta hayatını kaybeder ve adasına geri dönemez...
öğreterek Zeus’un gazabına neden olur. Zeus ceza olarak Prometheus’u maymuna dönüştürür. Antik Yunan’da ‘’Simeia‘’, ‘’maymun’’ anlamına gelir. Simeia ismi zamanla değişime uğrayarak “Symi” olur. Bu hikayeyi de öğrendikten sonra, Simi adasının bizim için çok daha özel bir yeri oldu.
Eski Romalı doğa bilgini ve ansiklopedi yazarı Büyük Plinius ve daha sonraki yıllarda ondan etkilenen Floransalı coğrafyacı ve gezgin Buondelmonti’ye göre, bu ada, Prometheus’un ünlü efsanesine ev sahipliği yapan yerdir. Haydi bu ünlü hikayeyi hatırlayalım; Yunan mitolojisinin başlangıcında sonsuz bir boşluk olan (evren) ‘’Kaos’’ vardır. Kaos sonradan Gaia (toprak ana), Tartaros (ölüler alemi), Eros (aşk), Erebos (yeraltı karanlığı), Nkys (gece), Esir (dünyayı saran ışıklı tabaka) ve Hemera’yı (gün) yaratır. Gaia tek başına Uranüs (gökyüzü) ve Pontus’u (denizler) doğurur. Daha sonra Uranüs ile birleşmesinden Titanlar doğar. Uranüs kötü bir babadır, kendi çocukları olan Titanları doğar doğmaz onlardan iğrenerek toprağın derinliklerine gönderir. Fakat Gaia, oğullarından Kronos’un yardımıyla, Uranüs’ü uzaklaştırır. Kronos, dünyanın en güçlü tanrısı olmuştur. Kız kardeşi Rhea ile evlenir ve çocukları olur. Fakat kendi çocuklarının da ona aynı şeyi yapmasından korktuğu için, doğan çocuklarını diri diri yemeye başlar. Bu durumdan bıkıp usanan Rhea, son doğurduğu çocuğunu bir mağaraya saklar. Yıllar sonra büyüyüp güçlenen çocuk Zeus’tur. O da aynı babasının yaptığı gibi, babası Kronos’u yok eder. Tüm diğer kardeşlerini ve Titanları serbest bırakır ve artık Olymposlu yeni tanrılar ve tanrıçalar başa geçer. Prometheus Titanların çocuğu olarak ölümsüz olmasına rağmen, tanrısal düzene kafa tutar. Tanrılar karşısında insanlardan yana olarak, zekası ve kurnazlığıyla tanrılardan ateşi çaldıktan sonra, Symi’nin sahiline getirir ve burada insanlara verir. Adanın yerlilerine nasıl daha uzun yaşayacaklarını
Biraz daha yakın ve bizimle ilgili tarihine bakalım... 1522 yılında Rodos’un fethinden sonra, Symi bölge sakinleri ve şövalyeler Osmanlı Türklerine teslim olur. Bu dönemde deniz ticareti için önemli bir liman olan Symi adası, serbest liman olmuş, balıkçılık ve özellikle sünger avcılığı adanın önemli geçim kaynakları haline gelmiş. 17. Yüzyıla gelindiğinde On iki Ada’nın en zengini haline gelmişler. Tekne yapımındaki üstünlükleri ve ünleri bu dönemde de devam etmiş. Sümbek (simbequirs) adı verilen hızlı ve küçük tekneler sebebiyle Osmanlılar bu adaya Sömbeki ismini vermişler. Daha sonra tekrar Yunanlılar ve İtalyanlara geçen bu ada, son olarak II. Dünya savaşından sonra İtalyanlardan Yunanlılara verilmiş. Bu kadar farklı kültürlerin etkisi altında kalmasının en güzel sonucu mimariye yansımış... Symi adasının ana limanına yaklaşırken ilk dikkatinizi çeken adanın kendine özgü mimarisi oluyor. Diğer tüm Yunan adalarında görmeye alıştığımız mavi-beyaz renk kombinasyonu, burada yerini pastel tonlardaki renkliliğe bırakmış. Yukarıdan görünüşü ‘’C’’ harfine benzeyen ana limanı çevreleyen tepeler, bu rengarenk sevimli evlerle kaplanmış. Denizden limana doğru yaklaştıkça ne tarafa bakacağımızı şaşırıyoruz. Kartpostal güzelliğindeki bu masalsı liman, adeta bir tiyatro dekorunu andırıyor. Her şey tertemiz, bakımlı, düzenli ve güzel. Buraya ulaşım diğer popüler adalara ulaşım kadar kolay olmadığı için, akın akın insan kalabalıklarından eser yok. Dolayısıyla yazın en yoğun aylarında bile, sakin sakin gezebiliyorsunuz.
ipek’in objektifinden
Şehrin merkezini birbirine bitişik iki koy olarak düşünebiliriz, ana limanın olduğu bölgenin ismi Yialos. Adaya ayak bastığınız ilk anda genel bir fikriniz olması ve ada moduna girebilmeniz için trenle küçük bir Symi turuna katılmanızı öneririm. Tren deyince gerçek bir tren beklemeyin. Bu tren, süslü bir oyuncak trenin büyütülmüş versiyonu gibi, sarı-kırmızı renklerde 15-20 kişilik şirin bir şey. Ada küçük olduğu için, araba sayısı kısıtlı. Bu nedenle de, lunapark treniyle yarım saatlik ada turu yapmak oldukça keyifli hale geliyor... Bizim treni kullanan şoförümüz kap kalın kaşlarıyla Antony Quinn’in mavi gözlü ve Yunan versiyonuydu diyebilirim. Yola çıkar çıkmaz Zorba filminin meşhur müziğini açtı ve arada gaza gelerek coşkulu Yunan şarkıları söyledi bize. Tam arkasında oturduğumuz için, ada ile ilgili genel bilgi bile dinledik kendisinden. Hatta tepede bir ara treni durdurdu. Hemen biraz üzerimizde süzüle süzüle uçan bir kuşu seyretmemizi istedi. Hepimizin gördüğünden emin olmadan da tekrar çalıştırmadı trenini! Umarım burayı gezerken siz de bu neşeli şoföre denk gelirsiniz...
rezervasyon yapmadan masa bulabilmeniz imkansız. Symi’de her gece başlayıp, sabahlara kadar süren, Uzo eşliğinde, sirtakiyle tabakların şangır şungur un ufak olduğu taverna eğlenceleri, Manos’ta da bir klasik... Manos kadar popüler olmasa da lezzet konusunda onlarla yarışabilecek diğer bir restoran ise Mythos. Sömbeki karidesleri adanın en meşhur yemeği. Yağda kızartılmış bu küçük ve lezzetli karideslerle dolu tabak masanıza geldiğinde, önce çok fazla gibi görünse de, kabuklarını ayıklamadan yediğiniz için, bir kaç dakika içinde çekirdek gibi bitiveriyor. Tüm deniz ürünleri taptaze, yanında “cacıki”, bizim mücvere benzeyen kabak topları ve “saganaki”, meze siparişinizin olmazsa olmazları olmalı...
Adada yerleşimin en yoğun olduğu bölge olan Yialos, limandan başlayıp, limanın etrafındaki tepelere kadar yayılıyor. Ön sırada bol bol hediyelik eşya dükkanları, kafeler, restoranlar, butikler ve sünger dükkanları sıralanmış. Koyun en dikkat çekici yapıları, pastel sarı renkte dış cephesi ve kırmızı kubbesi ile evlerin arasından yükselen iki güzel kilise; St. John ve Evangelismos, bir de koyu ikiye bölen saat kulesi...
Gezimize tepedeki bölüm “Chorio” (Ano Symi) ile devam ediyoruz. “Chorio” ismini tepede bulunan kaleden alıyor. 1700’lü yıllarda pek çok korsan saldırısına uğradığı için, adalılar kaleyi en tepeye yapmayı uygun görmüşler. Limandan 200 metre daha yukarıda konumlanan “Chorio”ya, adanın en eski ticaret yolu olan, “Kali Strata” (bizim dilimize güzel yol olarak çevrilmiş) adı verilen yaklaşık 500 adet merdiveni tırmanarak ulaşıyorsunuz. Bu sayıyı görünce sakın gözünüz korkmasın; çünkü yol boyunca birbirinden güzel evlerin arasından geçiyorsunuz. Biz her 5-10 merdivende bir durarak Symi limanının büyülü manzarasını hayran hayran seyredip, sonra da her güzel evin önünde fotoğraf çektiğimiz için, zamanın nasıl geçtiğini anlayamadan, kendimizi
Adanın en ünlü restoranı, teknecilerin arasında çok popüler olan Manos. Prens Charles’tan Kraliçe Rania’ya, Abba’dan Robert De Niro’ya ve Bill Gates’e, kısacası dünyanın her yerinden ve her sektöründen ünlüyü ağırlamış olan bu küçük balıkçıda, sezonda
220 magdergi.com.tr
Adanın en eski pastanesi, 1925 yılında yapılmış olan Nicholas’ın pastanesi, adanın en güzel tatlılarını yapıyor. Sahibi olan Nicholas’ın ölümünden sonra bir süre kapalı kalmış. Sonra balıkçı Manos burayı alarak restore etmiş. Pastanenin tereyağlı çöreğinin müdavimleri pek çokmuş. Bir de bizdeki laz böreğine benzeyen, kremayla yapılan “galaktoboureko” (süt böreği) ile ünlüler.
bir anda tepede buluverdik. Tepeden seyrettiğimiz manzarayı ise anlatmaya gerçekten kelimeler yetmez... Burada diğer dikkat çeken yapılar ise St. John Şövalyeleri Kalesi, Arkeoloji müzesi, eski yel değirmenlerinin bulunduğu “Pontikokastro” ve 19. yüzyıldan kalma, içinde hala eski ilaç şişelerinin olduğu, eski eczane (Spetsaria). Symi adasının diğer en çok ziyaret edilen koyu ise Panormitis koyu; çünkü burada bulunan Archangel Michael (Baş melek Mikael) Kilisesi olarak da bilinen “Monastery of Taxiarchis Mihail Panormitis” (Moni Taksiharki Mikhail Kilisesi) Ortodokslar için en kutsal kiliselerden biri. Adanın en görkemli yapılarından biri olmakla beraber, kilisenin ilk inşasının kesin tarihi bilinmiyor. Milattan sonra 450 yılında, Yunan tanrısı Apollo’ya adanan eski bir tapınak üzerine inşa edildiği söyleniyor. Daha sonra 18. Yüzyılda Venedik stilinde yenilenerek, bu günkü görünümüne kavuşturulmuş. Dünyanın en yüksek Barok çan kulesine sahip kilisenin iç duvarları Bizans freskleriyle kaplı. Tüm dinlerin kabul ettiği dört melekten biri olan Baş Melek Mikail, evrenin düzeninden ve koruyuculuğundan sorumludur. Kötü enerjiyi temizleyen güçlü ve koruyucu bir enerjiye sahiptir. Çok parlak koyu mavi renkte bir ışığı vardır. Hatta hem bizde, hem Yunanlarda kullanılan nazar boncuğunun renginin ve anlamının buradan geldiği söylenir. Yunan denizciler Mikail’in On İki adalar ve Symi’nin koruyucusu olduğuna inandıkları için, bu kilise hac yeri olarak kabul ediliyor. İnanışa göre Archangel Michael’dan dilediğiniz her şey gerçek oluyor, ama siz de karşılığında bir iyilik yapmak zorundasınız. Bir de eski Yunanlı denizcilerden kalma, şişenin içine dua yazıp, denize atma geleneği burada hala devam ediyor. Eğer teknenizle
Ege denizinde kaybolursanız, Mikail’den yardım istediğiniz zaman, bir şekilde ertesi sabah teknenizi bu kilisenin önünde buluyormuşsunuz. Acemi yelkencilere duyurulur! Gelelim plajlara... Plaj deyince, öyle bizdeki gibi konforlu plajları unutun. Çoğunda yeterli sayıda şemsiye ve şezlong bile yok. Limandan, dolmuş gibi kalkan deniz-taksilere binerek tüm koyları dolaşabiliyorsunuz. Keyfine düşkün olanlar, hemen limanın yanı başındaki Nos plajını deneyebilir. Sakin bir plaj isteyenler, dibinde parıldayan çakıl taşlarının tek tek sayılabileceği turkuaz renkli Nanou plajını sevebilir. En güzel plajlardan olan Agia Marina plajı, akvaryum gibi tertemiz bir denize sahip. Kumlu sahili de olduğu için çocuklu ailelerin de tercih edebileceği bir plaj. Pedi plajı adanın en popüler plajlarından biri ama diğer plajlarla kıyaslanınca bence sönük kalıyor. Marathounda plajı ise adanın en uzağında kalan, sahilde güneşlenirken, size sevimli keçilerin eşlik edeceği bir plaj. Evet Symi adası o alıştığımız popüler Yunan adalarının tersine, kalabalıklardan uzak, huzurlu bir ada. Büyük şehirlerin kaosundan ve koşuşturmacasından bunalanların hep bir hayali vardır ya, küçük bir adaya taşınıp, basit bir hayat yaşamakla ilgili... Neden o ada, bu ada olmasın? Orda bir küçük ada vardı uzakta... Rengarenk evleri vardı, tertemiz... Kedileri mutlu, yemekleri taze ve güzel... Bu adada sadece kafa dinleniyordu, hayal kuruluyor, güneş en güzel nereden batacak diye sabırsızlanılıyor, uzun uykular çekiliyor, dinlenmiş dipdiri uyanılıyor, yüzünüze vuran rüzgar ve onun peşi sıra gelen deniz kokusu içe çekiliyor ve hayat, yüze sabitlenen bir gülümsemeyle geçiyordu... Yeni rotalarda görüşmek üzere, Sevgi ve sağlıkla kalın...
turnuva
BATU AKSOY, NURİ ÖZTAȘKIN, RAUF ATEȘ
Epique Island’da Tavla Turnuvası Aksoy Holding’in, Bodrum Yalıkavak Tilkicik Koyu’nda yapımı tamamlanmakta olan konut projesi Epique Island, iş dünyasının önemli isimlerini tavla turnuvasında bir araya getirdi. Ege’nin ilk lüks villa yarımadası olan, “yalın ayak lüks” anlayışıyla tasarlanan, çağdaş yatay mimarisi ve peyzajı ile Bodrum’da örnek bir proje olarak öne çıkan Epique Island, çok renkli bir tavla turnuvasına ev sahipliği yaptı. Davetliler, turnuva öncesinde Epique Island’da yer alan, her biri panoramik deniz manzarasına sahip lüks müstakil villa seçeneklerini inceleme imkanı da buldu. Bu seneki tavla turnuvasının şampiyonu ise Yataş Grup CEO’su Nuri Öztaşkın oldu. Keyifli anlara sahne olan turnuva, Jehan Barbur Caz Dinletisi ile sona erdi.
222
YEȘİM BAHAR, BELKIS AKSOY
turnuva
SİNAN, SÜLEYMAN KOSİF
HALİT ARSLANDAĞ, BORA ÖZER, SİNAN KURAN, OSMAN BULUTLAR, KAAN KURAN
Bodrum’da Nefes Kesen Turnuva 4. Most Bodrum Balık Turnuvası, Yalıkavak Marina’da iki gün süren bir mücadele sonrasında son buldu. 34 büyük balık teknesinin IGFA Temsilcisi Serdar Günseren’in başhakemliğinde kıyasıya yarıştığı turnuvada, en büyük balığı 81,6 kg ile Kozlu Teknesi ekibi tuttu; turnuvanın birincisi ise 69,4 kg ile Baracuda Teknesi Erkut Soyak ve Murat Aslan’ın ekibi oldu. Bu yıl 4.’sü düzenlenen Most Bodrum Balık Turnuvası, Yalıkavak Marina ev sahipliğinde gerçekleşti. Heyecan dolu geçen ve dünyada oldukça popüler olan sportif balıkçılığın Türkiye’deki en önemli organizasyonu olarak öne çıkan Most Bodrum Balık Turnuvası unutulmaz bir yarışmaya daha imza atarken ödül töreninde renkli anlar yaşandı. KOZLU TEKNESİ YUSUF KOZLU VE EKİBİ
224
TALYA, SİNAN-FÜSUN, KAYRA KURAN
AYȘE SAN
Oldukça ilgi gören turnuvayı izlemeye, sportif balıkçılık tutkunlarının yanı sıra cemiyet hayatından birçok isim de çocuklarıyla geldi.
CAN, AYAZ ÖZER
BURAK HATİPOĞLU
MAYLA, MELİNA, MELDA KOSİF
röportaj
Çok Zamanlılık ve Çok Boyutluluk RÖPORTAJ: SİNEM YILDIRIM
Bașta Altın Portakal olmak üzere pek çok sayıda ödülün sahibi Metin Ateș grafikerlik, afiș tasarımları, gazetecilik ve ressamlık gibi pek çok kolda yoğun bir iș hayatının içinde olmasına rağmen yaptığı sergilerindeki sunduğu eserlerinde, değișik boyutları, değișik zamanları üst üste ișliyor ve insan ruhunun sonsuzluğunu evrensel bilgilerle harmanlıyor. Soyutla klasiği iç içe kullandığı çok boyutlu resimleri ile sanatseverlerin ilgisini çekmeye devam ediyor. Ekim ayında Nișantașı’ ndaki Niș Galeri’de yepyeni eserlerini görebileceğimiz değerli sanatçımız Sayın Metin Ateș’ in bu sergisini kaçırmayın derim. 226 magdergi.com.tr
B
ARA GÜLER, METİN ATEȘ
ize biraz kendinizden bahseder misiniz lütfen?
1954 Ayvalık doğumluyum. Liseyi İzmir Karşıyaka Koleji’nde bitirdikten sonra 1973 yılında şimdiki adı Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi olan İstanbul Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu’na girdim. 4 yıllık Güzel Sanatlar öğrenimi esnasında Mengü Ertel’ in atölyesinde çalıştım. Bu yıllarda tanıştığım karikatürist Mıstık Bey ‘den mesleğim ile ilgili pek çok bilgiler aldım. 1977 yılında Güzel Sanatlardan mezun olduktan sonra Ankara’ da Turizm ve Tanıtma Bakanlığının grafik şubesinde çalışmaya başladım. Burada geçen iki yıl içinde birçok yarışmalara katıldım ve sonrasında afiş çalışmalarına ağırlık verdim.
Hem resim hem afiş hem de grafik tasarımlarınızla çok yönlü bir sanatçımızsınız. Çalışma hayatınız boyunca pek çok ödülün de sahibi oldunuz değil mi?
Evet girdiğim çeşitli grafik yarışmalardan aldığım pek çok ödülüm mevcut. Altın Portakal’da bunlardan birisidir. Yedek subay olarak askerlik yaparken dahi sanata ara vermedim ve yarışmalara katılmaya devam ettim. Arkeoloji Derneğinin afiş yarışmasında birincilik ödülünü almıştım. Bu bağlamda Altın Portakal dahil 17 ödüm var.
Sizin aynı zamanda bir dönem gazetecilik geçmişiniz de mevcut değil mi?
1981’de ilk Güneş Gazetesi ile başladığım gazete grafikerliğini 2001 yılına kadar sürdürdüm. Sırası ile Tempo, Sabah, Hürriyet, Milliyet, Akşam gibi çeşitli yayın kuruluşlarında toplam 21 yıl çalıştım. Aynı zamanda Cağaloğlu’ n da çeşitli yayın evlerine kitap kapakları da yapıyordum. Hürriyet Gazetesinde 3 yıl İz Bırakanlar köşesini hazırladım.
Geçen yıllar içinde pek çok sayıda kişisel sergileriniz oldu. Tarzınızda zaman içinde ne gibi bir değişim olduğunu söyleyebilirsiniz?
Evet şimdiye kadar 20 kişisel ve 11 karma sergiye katıldım. Ekim ayında Nişantaşı Niş Galeri’ de yeni bir sergim olacak. Zaman süreçlerinde grafik ve afiş ağırlıklı olarak başladığım eski çalışmalarımdan sonra yılların verdiği evrensel bilgi ve birikimimi tuval üzeri akrilik çalışmalarla önce klasik sonra soyut çalışmalar halinde son zamanlarda da aynı tuval üzerinde soyut ve klasik karışık tek bir resim halinde tamamen özgün çalışmalarımla devam ediyorum sanat hayatıma.
SİNEM YILDIRIM, METİN ATEȘ
davet
AYKUT-BANU TARAKÇIOĞLU
BURAK ELMAS, ALİ SAYAR
Serafina Mare’de Eğlence Dorukta Bodrum Küçükbük’te sezona iddialı bir giriş yaparak adından söz ettiren Serafina Mare, eğlence dolu akşamlarıyla misafirlerini ağırladı. Beach ve restoran hizmeti veren Gündoğan Küçükbük’te yer alan, Metin - Aslı Şen çiftinin sahibi olduğu Serafina Mare damaklarda unutulmaz izler bırakan İtalyan tatlarını Bodrumlu lezzet tutkunlarıyla buluşturdu. Geçen yıl olduğu gibi bu sezon da yaz akşamlarının keyfini Serafina Mare’de çıkaran tatilciler Ali Sayar’ın müzikleriyle de keyif dolu akşamlar geçirdiler.
228
BERKE, METİN ȘEN
CEYLAN TÜRKOĞLU, DERYA AYAYDIN
GÜLİN-BURAK KARABACAK
TUBA-NURİ DEVELİ
Birçok ünlü ismin tercih ettiği Serafina Mare’de birbirinden keyifli müzikler ile konuklara keyifli anlar yașadı. BEGÜM-ÖMER BALLI
AHMET KARAÇÖL
GAMZE-NEDİM KEÇELİ
renkli yaşam
Danilo Zanna
danilozanna@magmedya.com.tr
FLORANSA
Alternatif Tatil Rotası Floransa Yaz hala bitmedi ancak tatil bitmek üzere. Aslında kimse tatilini bitirmek istemiyor. Denizin, güneșin, dinlenmemenin keyfini çıkarmaya devam etmek istiyor. Bazılarınızın tatilleri, sıcaklar yüzünden ya da planladığı gibi gitmediği için kötü geçmiș olabilir. Biliyorum ki, birçoğunuz hala son tatil için eylül ayını bekliyor ve İtalya, eylül ayında tatil yapmak için en güzel aylardan biri... Sıcaklık dereceleri azalsa da güneșten faydalanabilirsiniz. Bu ay Floransa’ dan bahsedeceğim. Hem kendi memleketim hem de tarih ve sanat ile ilgili en güzel yerlerden biri. Ne yiyeceğim, nereyi gezeceğim derseniz kağıt kalem hazırlayın çünkü size bu konularla ilgili tüyolar vereceğim.
230 magdergi.com.tr
BİESTECCA ALLA FIORENTINA
Ö
ncelikle İtalya’ da ulaşım konusundan bahsetmem gerekirse, her yere trenle gayet rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Bu sebeple araba kiralamayı çok gerekli bulmuyorum. Çünkü tren, çok konforlu ve her 15 dakikada bir kalkıyor. Hangi şehre gitmek isterseniz isteyin her zaman sizi şehrin merkezine bırakıyor. Aynı zamanda yolculuk süresince inanılmaz manzaralarla karşılaşıyorsunuz. Yemek konusuna gelecek olursak size restoranlarla ilgili püf noktalarından bahsetmek istiyorum. Aslında bu püf noktaları, sadece İtalya için değil nereye giderseniz gidin eğer restoranların önünde menü, fiyat ve yemek fotoğrafları varsa kesinlikle o restorandan hemen uzaklaşmalısınız. İtalya’ya sadece makarna, pizza ve tiramisu gözüyle bakmayın. Sokak lezzetleri sayfaya sığdıramayacağım kadar fazla ve o kadar geniş bir yelpazeye sahip ki çok şaşıracaksınız. Size sokak lezzetlerinden Lampredotto’yu anlatmak istiyorum. Aslında işkembe, acı keskin domates sosu, soğan, kereviz ve istenilen malzeme ile tatlandırılabilir. Genelde sandviç şeklinde satılır ama özel bir restoranda tabakta da servis edilebilir. Bana soracak olursanız Lampredotto’yu sokakta yemelisiniz. Kesinlikle lezzet konusunda daha iyi bir sonuç alabilirsiniz. Aslında özel bir tiramisu ya da özel bir makarna yemek için size bir restoran veya pastane ismi veremeyeceğim. Çünkü
LAMPREDOTTO
lezzet ve kullanılan malzemelerin kalitesi neredeyse her yerde aynı. Özellikle gitmenizi tavsiye ettiğim yerlerden birisi de: Grom. Mutlaka ama mutlaka gitmeniz gereken bir dondurma dükkanı. Siparişinizi verdiğiniz zaman cornetto o anda yapılıyor. Tamamen doğal ve çok lezzetli. Türkiye’ de biliyorsunuz ki son yıllarda trüf mantarı mutfaklarda çok fazla göz önünde olmaya başladı ve İtalya’da La Bottega Del Tartufo adlı küçük bir dükkanda bütün ürünler trüf mantarlı. Trüf kreması, yağı hepsi birbirinden özel ama size en çok tavsiye edeceğim ürün, trüf mantarlı cips. İnanın bana bu lezzetten vazgeçemeyeceksiniz! Biraz da protein zamanı… Floransa’ya kadar gitmişken Biestecca Alla Fiorentina yemeden dönmek olmaz. Floransa usulü biftek, süt danasının sırtından elde edilen etin çok az pişirilmesi ile meşhur. Siz etin çok pişirilmesini isteseniz bile şef yapmaz. En fazla orta pişirir sizin için. Daha önce de söylediğim gibi yemek yiyecek o kadar fazla özel restoran ve cafeler var ki sayfalara sığdırabileceğimi düşünemiyorum. Neden biraz da ruhumuzu doyurmuyoruz? Floransa, kültür ve sanatın kalbi… Köklü tarihe, mükemmel mimari dokuya ve sanatsal birikime sahip bir şehirdir. Arno Nehri’nin çevresinde kurulan Floransa aynı zamanda Toskana Bölgesi’nin de başkenti. Tarihi yapıları ve kültürel zenginlikleri ile sadece İtalya’nın değil dünyanın en önemli şehirlerinin başında. Leonardo Da Vinci, Michelangelo, Dante gibi dünyaca ünlü sanatçıların yetiştiği ve bir o kadar da
renkli yaşam
PİAZZA DELLA DUOMO
sanatçıya ilham veren Floransa aynı zamanda rönesansın da doğduğu yer olarak biliniyor. İtalya’ yı tam anlamıyla tanımak istiyorsanız Floransa’yı mutlaka görmelisiniz! Aziz Giovanni Vaftizhanesi, iç ve dış kısmı mozaiklerle süslenmiştir. Sekizgen şekilli vaftizhaneye ün kazandıran kapıların güneyindekiler Pisano tarafından yapılmışken, geriye kalanlar Ghiberti’nin imzasını taşıyor. 22 Cennet Kapıları ismi ile anılan bu bölümlerin üzerine İncil’den çeşitli sahneler betimlenmiştir. Mercato Centrale, merkez çarşısı açık ve kapalı olmak üzere iki farklı bölümden oluşuyor. Açık kısmında çanak-çömlek, elektronik, giyim ürünü ve deriden üretilmiş çeşitli eşyaların satışının yapıldığı yüzlerce dükkan bulunuyor. Floransa’daki Galleria Vittoria Emanuele II’nin de tasarımını yapan Giuseppe Mengoni’nin imzasını taşıyan kapalı bölüm ise, tamamen gıdaya ayrılmış durumda. Kasapların, balıkçıların, meyve ve sebze satıcılarının bir arada olduğu bu bölümdeki yemek alanında İtalyan mutfak kültürünün en lezzetli örneklerini tatma fırsatı bulabilirsiniz. Piazza Della Duomo, aslında kentin en popüler mekanlarına ev sahipliği yapıyor. Duomo, dünyadaki Gotik mimari örnekleri arasında neredeyse en önde. İçinde rönesans dönemine ait değerli ve orijinal eserlerden mumyalara kadar bir çok şey görebilirsiniz. Katedralin tepesine de çıkabilirsiniz ve inanın bana buradan Milano manzarası mükemmel! En başta söylediğim gibi, her şeyi tekrar geride bırakarak tatile çıkmak için gün sayanlar, sadece bir sahile gidip rutin bir tatil yerine yazdığım gibi hem ruhunuzu hem de bedeninizi besleyecek doğru yapılan bir planla farklı ve güzel bir tatil geçirebilirsiniz.
232 magdergi.com.tr
Her șeyi tekrar geride bırakarak tatile çıkmak için gün sayanlar, sadece bir sahile gidip rutin bir tatil yerine, hem ruhunuzu hem de bedeninizi besleyecek doğru yapılan bir planla farklı ve güzel bir tatil geçirebilirsiniz.