MAYIS 2016 - YIL 13 - SAYI 127 - 15 TL
Anneler Günü’nüz Kutlu Olsun! Gurmelerle Lezzet Yolculuğu
Sarp Levendoğlu DELİORMANLI’yı Anlattı
OKYANUSLARA DALDI
Şebnem Burcuoğlu Kocan Kadar Konuş’tan sonra Şekerfare
Aynada Güzel, Hayatında Mutlu Ol...
Ali Tanrıverdi Ayşegül Kartal Lizt Alfonso Murat Şeker Rutkay Öziş Thomas Anders
TÜM ANNELERIN ANNELER GÜNÜNÜNÜ KUTLARIZ”
%10
�n�����
�a�ı�ı ����n� Kalanı 24 ay �0��a�� �l�
®
DELİBAŞLAR HALI ÇOK YAKINDA ÇAYYOLU’NDA En n ı n ’ a r a Ank uma k o D l E Büyük lı İpek Ha om’u o r w o h S
delibaslarhali.com •
delibaslarhali
Emek 4. Cadde No:90/A Çankaya/ANkArA Tel: 0312 212 17 16 6.Cadde No:4/A Bahçelievler/ANkArA Tel:0312 221 21 19
Sizin kadar seçici, hayalleriniz kadar ilham verici.
Yıllarca mutlulukla kullanacağınız, hayallerinize ve ihtiyaçlarınıza göre şekillenen mutfaklar Vanucci’de…
blenda
www.vanucci-tr.com
Vanucci Mutfak
Demart Dekorasyon Ahmet Taner Kışlalı Mah. Alacaatlı Cad. Anchor İş Merkezi No: 18/B1 Çayyolu - Çankaya / Ankara Tel: 0312 284 03 43-44 Fax: 0312 284 03 45 demart@vanucci-tr.com Turan Güneş Bulvarı No: 48/D Çankaya / Ankara Tel: 0312 440 44 09 demart@vanucci-tr.com
YUKARiDAN
*
BAKIN
Susuz Mahallesi 3754 Sk. Eryaman / ANKARA 0 312 247 2580 twintowers.com.tr
* Eryaman'覺n en y羹ksek katl覺 konut projesi.
Yüzde yüz doğal, yüzde yüz masif.
Usta eller ahşaba yeniden hayat veriyor...
The Best Natural Country Life
imhotep.com.tr Karacakaya Cad. No:141/A Siteler ANKARA +90 312 351 03 32 • +90 312 351 39 90
Konu Gayrimenkul İse... www.evrenbarutcu.com
BAȘKENT
EVREN BARUTÇU
Broker / Owner
Çankaya Caddesi 21/8 - 0312 436 0 100
ANKARA SEHIR KULÜBÜ ILE , ZINDE KAL ENERJINI HISSET!
editör Mayıs 2016 Yıl: 13 Sayı: 127 Fiyat: 15 TL
A Beril Çavuşoğlu
Ilık Esintilerin Fısıltıları
berilcavusoglu@magdergi.com.tr
MAG Medya Ltd. Şti. Adına İmtiyaz Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü Can Çavuşoğlu Genel Yayın Yönetmeni Beril Çavuşoğlu Genel Koordinatör Uğur Özer Görsel Yayın Yönetmeni Osman Selçuk Güngör Yayın Yönetmeni Tuğçe Uzun Kreatif Direktör Seda Çavuşoğlu
dım adım yaza yaklaşırken hala ufak esintiler tenimizi okşuyor... Ses getiren büyük organizasyonlar, eğlenceli kutlamalar ve keyifli davetler ılık rüzgarlarla bize ulaşırken samimi röportajlar içimizi ısıtmaya devam ediyor... Tasarımlarına herkesi hayran bırakan güzel ve başarılı tasarımcı Selma Çilek güneş, deniz, kum üçlüsünden esinlenerek hazırladığı koleksiyonundan en özel parçalarla kapağımıza konuk olurken MAG Özel sayfalarımızda da moda serüvenini ve işine ne kadar tutkuyla bağlı
olduğunu anlatıyor...
Sanata ve sanatçıya önem veren ruhumuzla Mayıs sayımızda da yine işinde çok başarılı birçok ünlü isimle keyifli röportajlar gerçekleştirdik. Seksenli yıllara damgasını vuran, müzik tarihine ismini altın harflerle yazdıran MODERN TALKING’in efsanevi solisti Thomas Anders, bugün dünyanın en seçkin dans ve müzik topluluklarından biri haline gelen “Lizt Alfonso Dance Cuba” ile hayalini hayata geçiren Lizt Alfonso, en zor rollerin başarılı bir şekilde üstesinden gelen sempatik ve yakışıklı oyuncu Sarp Levendoğlu bu keyifli röportajlardan yalnızca birkaçı... Başarıya giden yolculuklarında karşılaştıkları maceraları merakla okuyacaksınız... Geçtiğimiz ay da Başkent’e damga vuran etkinlikler yine MAG PR imzası taşıyordu... MAC Kozmetik’in 2016 İlkbahar/ Yaz makyaj trendlerini değiştirecek olan Flamingo ürünlerini ve Swarovski’nin capcanlı renklerdeki “Işıltılı Deniz” koleksiyonu tasarımlarını Next Level AVM’de bulunan mağazalarında tanıttıkları, büyük beğeni toplayan davetlerin en özel karelerini sayfalarımızda bulacaksınız... Sosyal sorumluluk projeleri denildiğinde de akla gelmek gurur verici bir his... Geçtiğimiz ay da MAG Medya olarak verdiğimiz bu minicik desteklere karşı takdim edilen ve bizim için çok büyük anlamlara sahip olan plaketler bizi onurlandırdı... Önümüzdeki dönemlerde de bu tür desteklerimizin büyüyerek devam edebilmesini temenni ediyoruz... Kim aynaya baktığında mutlu bir yüz ve gülen gözlerle karşılaşmak istemez ki? Unutmayalım ki; bu bir hayal değil, kendimizi ne kadar seviyorsak o kadar özeniriz... İlk adımı biz sizler için atıyoruz; alışveriş sayfalarımızda güzelliğinize güzellik katacak ürünleri sizlere sunarken ünlü makyöz ve modacılardan da şıklığın tüyolarını alıyoruz... “Gurme” içeriğimizle sizleri yine bir lezzet yolculuğuna çıkartıyor, damaklarda iz bırakan tatlara ev sahipliği yapan restoranların sahiplerini mutfağa sokuyor, yemeklerinin tariflerini direk kendilerinden dinliyoruz...
Grafik Tasarım Sevgi Pınar Özen Haber ve Foto Muhabiri Derin Gökçe İstanbul Temsilcisi Ersin Al İletişim Direktörü Dilara Ertürk Sosyal Medya Obiziz Yazarlar Aylin Yıldız Ayşe Kızılöz Cenk Erdem İlker Duruoğlu Oburcan Özgür Aksuna Sinem Yıldırım Tuğçe İnal Reklam Müdürü Esra Demir Toral Reklam ve Halkla İlişkiler Feray Şahingöz Gül Avcı Gökçe Türkcan Hilal Başarır Öztürk Simge Ünlü Çetin Mali İşler Koordinatörü Tarık Değer Yayın Hukuk Danışmanı Ahmet Münir Yaşar Korcan Dericioğlu Türü Bölgesel Süreli Yayın MAG isim ve yayın hakkı MAG Medya Ltd. Şti.’ne aittir. Dergide yayınlanan yazı ve fotoğrafların tüm hakkı MAG’a aittir. İzin alınmadan kullanılamaz. Yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. İdare Merkezi
Kaptanpaşa Sokak No: 33-B G.O.P. ANKARA Tel: 312 428 0 444 Talatpaşa Caddesi Telsizler Mahallesi Nef 163 No:370 Kağıthane/İSTANBUL Tel: 212 309 45 26 Dağıtım
Dünya Süper Dağıtım
Bu ayın en önemli günü olan, en kıymetli varlığımız annelerimizin Anneler Günü’nü en içten dileklerimizle kutlarken, cemiyet hayatının sevilen annelerinin çocuklarıyla birlikte en renkli karelerini sizlerle buluşturuyoruz... Ankara’ya renk katan, en keyifli kutlamalara ve organizasyonlara ev sahipliği yapan Deligan’s ile Harvey Nichols MAG Lounge’da gerçekleştirilen eğlenceli partilerden kareleri sizlerle paylaşırken sizleri de bu eğlenceye ortak olmaya davet ediyoruz.
Baskı
DUMAT OFSET
Bahçekapı Mah. 2477. Sokak No: 6 Şaşmaz / ANKARA Tel: 312 278 82 00 (pbx) Basım Tarihi
30.04.2016 www.magdergi.com.tr facebook.com/magonline twitter.com/magdergi instagram.com/magdergi bilgi@magdergi.com.tr
Hepimiz için başarı, aşk ve mutluluk dolu bir ay olsun...
MAG’a abone olmak çok kolay... Telefon ile
0.312 428 04 44
İnternet ile
abone.magdergi.com.tr
YENİDEN KULLANIN GERİ DÖNÜŞTÜRÜN!
50
Eski dergi, katalog ve gazetelerin geri dönüştürülmesi çevreye yapılabilecek en kolay katkıdır. Ağaç kesimlerini azaltmak üzere MAG Medya, okuyucularını kendi yakın çevrelerinde de geri dönüşümü teşvik etmeye çağırıyor.
164 68
200 68
220
MAGgurme
MAGdavet
278
MAGanneler günü
MAGröportaj
372
MAGröportaj
176
MAGbeauty
376
MAGröportaj
200
MAGröportaj
388
MAGözel
76 164
MAG
376
MAGdavet
Tuğana Savgı ile Kaya Holding Yönetim Kurulu Üyesi Doruk Kaya’nın Kıbrıs Kaya Artemis’te düzenlenen görkemli düğün töreninden özel kareler...
MAG PR tarafından gerçekleştirilen Swarovski yeni koleksiyon tanıtım etkinliğinden göz kamaştıran tasarımlar...
“Kocan Kadar Konuş” kitabının sempatik yazarı Şebnem Burcuoğlu yeni kitabı “Şekerfare”yi anlatıyor...
Güzelliğinize güzellik katacak öneriler...
Tasarımlarına hayran bıraktıran başarılı ve güzel tasarımcı Selma Çilek ile samimi bir röportaj...
Lezzetli bir yolculuğa uzanan en tatlı kareler...
Cemiyet hayatının sevilen annelerinin şirin çocuklarıyla sıcacık pozları...
Deliormanlı’nın yakışıklı aktörü Sarp Levendoğlu ile samimi bir röportaj...
Cenk Erdem dünyaca ünlü sanatçımız Tarkan’ı anlatıyor...
Yazarımız Aylin Yıldız bu aya damga vuracak gözyüzü hareketleri hakkında ipuçları veriyor...
style
Beyaz Hakimiyeti Yaz yaklașırken beyazın hakim olduğu rahat ve șık tasarımlar gardıroplardaki yerini aldı... Sade aksesuarlarla tamamlayabileceğiniz tasarımlarla spor șıklık yaratacaksınız...
RAY-BAN Gözlük $ 150
ISA ARFEN Elbise £ 700
LISA MARIE FERNANDEZ Bluz € 465
JOSEPH İLKBAHAR YAZ 2016
TIFFANY&CO Bileklik € 5,099
MARK CROSS Çanta € 1,876 ZARA Terlik 199.95
ROSIE ASSOULIN Bluz £ 486 HARVEY NICHOLS AQUAZURRA Sandalet
style
Yaz Esintisi Renkleri ve kumașlarıyla hafifliğini hissettiren tasarımlar efil efil yaz gecelerinde sizlere eșlik edecekler... SOPHIE ANDERSON Çanta € 438
SAINT LAURENT Gözlük £ 195
ZARA Bluz 79.95
RACHEL COMEY Bluz £ 269
ZEYNEP TOSUN İLKBAHAR YAZ 2016
ZIMMERMANN Elbise € 740
ZARA Şort 89.95
GIUSEPPE ZANOTTI Ayakkabı € 595
56
MARK CROSS Çanta € 2,300
HARVEY NICHOLS ANCIENT GREEK SANDALS Sandalet
TOPSHOP Etek £ 75
style
Doğa Uyanıyor Doğa uyanıyor, vitrinler de onunla beraber kıșın kasvetini bırakıp renkleniyor... Renkli ve çiçekli tasarımlarla bahara “merhaba” diyeceksiniz... FILÙ HATS Şapka £ 279
MARA HOFFMAN Mayo £ 213
ALICE+OLIVIA Bluz € 350
DOLCE&GABBANA İLKBAHAR YAZ 2016
MARTE FRISNES Taç £ 131
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
HARVEY NICHOLS ONE TEASPOON Şort
MUZUNGU SISTERS Çanta £ 272 DOLCE&GABBANA Çanta £ 2,293
ELINA LINARDAKI Sandelet £ 115 DIANE VON FURSTENBERG Ayakkabı £ 293
K
davet
15. Vehbi Koç Ödülü’nün Sahibi Belli Oldu KAMİL UĞURBİL, ÖMER KOÇ
Türkiye’nin ilk özel vakfı olan Vehbi Koç Vakfı’nın her yıl sırasıyla kültür, eğitim ve sağlık alanında verdiği Vehbi Koç Ödülü’nün bu yılki sahibi, Koç Ailesi üyelerinin ve konukların katıldığı törende açıklandı. Vehbi Koç Vakfı tarafından, insanların yaşam kalitesinin artırılmasına katkıda bulunan kişi ve kurumları teşvik etmek amacıyla her yıl sırasıyla kültür, eğitim ve sağlık alanlarında verilen Vehbi Koç Ödülleri İş Sanat Kültür Merkezi’nde gerçekleşen ödül töreninde sahiplerini buldu. Vehbi Koç Ödülü’nün bu yılki sahibi insan beyniyle ilgili yaptığı çalışmaları nedeniyle Prof. Dr. Kamil Uğurbil oldu. Prof. Dr. Uğurbil, 15. Vehbi Koç Ödülü’nü Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç’un elinden aldı. Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç, İş Sanat Kültür Merkezi’nde gerçekleşen ödül törenindeki konuşmasına merhum Mustafa V. Koç’u anarak başladı.
60
FATOȘ - ERTUĞRUL HATAYLI
OYA, HALİT - ÖZDEN NARİN
davet
RAHMİ KOÇ
SEMAHAT ARSEL
AFET KARACAN
İNAN KIRAÇ
Koç Holding Onursal Bașkanı Rahmi Koç ödül töreninde Prof. Dr. Kamil Uğurbil’i ilk tebrik eden isim oldu.
CAN, ZAFER - AHMET ÇAVUȘOĞLU
SÜREN - CAN EKȘİOĞLU
davet
HÜSNÜ - AYȘEN ÖZYEĞİN
BÜLENT ECZACIBAȘI
NEVBAHAR KOÇ
Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ali Koç’un zarif eși Nevbahar Koç törende tüm konuklarla yakından ilgilendi. JÜLİDE - MEHMET ALİ BERKMAN
JÜLİDE - KAHRAMAN SADIKOĞLU
Anse Mdm. B-Blok No:18 Çayyolu-Ankara T : 00 90 312 227 8182 M : 00 90 532 273 89 58 anse@qhome.com.tr
qhome.com.tr
davet
ÜMİT BOYNER, ASLI ERSU, CEM BOYNER
HEVES EKİNCİ
Boyner Holding Yönetim Kurulu Bașkanı Cem Boyner ve zarif eși Ümit Boyner ödül törenine yakın dostları Aslı Ersu ile birlikte katıldı. BÜLENT - VERA BULGURLU
ZEYNEP ÇARMIKLI
SEDAT ALOĞLU
düğün
Kıbrıs’ta Dünyaevine Girdiler Sosyal yaşam dünyasının ünlü isimlerinden Tuğana Savgı ile Kaya Holding Yönetim Kurulu Üyesi Doruk Kaya, Kıbrıs Kaya Artemis’te düzenlenen görkemli bir düğün töreniyle hayatlarını birleştirdi. Turizm dünyasının önde gelen gruplarından Kaya Holding’in Onursal Başkanı Burhanettin Kaya ve eşi Mahmure Kaya çiftinin küçük oğulları Kaya Holding Yönetim Kurulu Üyesi Doruk Kaya, iş adamı Ergun Savgı ve Arzu Savgı çiftinin kızları Tuğana Savgı ile Kıbrıs’ta muhteşem bir tören ile mutluluğa evet dedi. Kaya ailesinin Kıbrıs’taki oteli Kaya Artemis’te gerçekleşen düğün törenine iş, siyaset ve sosyal yaşam dünyasının ünlü isimleri katıldı. Düğün töreninde Savgı ve Kaya aileleri misafirleri ile yakından ilgilendiler. Aile ve arkadaşlar için ayrı ayrı mekanlarda düzenlenen akşam yemekleri gecenin ilerleyen saatlerinde canlı performans ile devam etti. Kaya Artemis Otel’in havuz başında düzenlenen kokteylin ardından Doruk Kaya ile Tuğana Savgı Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün’ün kıydığı nikahla hayatlarını birleştirdi. Gelin ve damadın şahitliklerini Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker, Milletvekili Belma Satır, Kemal Çolakoğlu ve Noyan Çolakoğlu yaptı. Nikah töreninin ardından Artemis balo salonuna geçen davetliler özenle hazırlanmış gecede eğlenceli saatler yaşadılar. Ünlü sanatçı Ebru Gündeş’in birbirinden güzel şarkıları ile sahne aldığı düğün töreni gecenin ilerleyen saatlerinde DJ performans ile devam etti.
68
DORUK KAYA, TUĞANA SAVGI
düğün
ALİ - METAP ÖZDOĞAN, MEHMET - PERVİN ERSOY, HÜLYA - CEM KALYONCU
Ünlü sanatçı Ebru Gündeș’in birbirinden güzel șarkıları ile sahne aldığı düğün töreni gecenin ilerleyen saatlerinde DJ performans ile devam etti. 70
ZUHAL - CEYLAN - FIRAT PİRİÇCİOĞLU
BERRİN - OLGU ZORLU
düğün
SUZAN - TURGUT TOPLUSOY
72
ALİCAN ULUSOY, CEMAL, YILDIRIM - REVNA DEMİRÖREN
Ünlü iș adamı Ömer Sabancı ve zarif eși Arzu Sabancı, genç çifte bir ömür boyu mutluluklar diledi. ARZU - ÖMER SABANCI
NEYLAN - METE VARDAR
LÜKSÜN ANKARA’DA Kİ YENİ ADRESİ
M ET R O M A L L
Ankara Eryaman’da lüksün maksimum konforla birleştiği yeni bir proje yükseliyor: Metromall. Ankara’nın en güçlü ve öncü inşaat firmalarından Söğüt İnşaat tarafından hayata geçirilen Metromall projesinde her daire “villa kalitesinde” inşa edildi. “İçini kendiniz yaptırsanız, bu şekilde yaptırırdınız” iddiasıyla tanıtımı yapılan projedeki yüksek kaliteli malzeme ve işçilik daha ilk bakışta kendini belli ediyor. Biri Home&Office bloğu olmak üzere toplamda beş blok ve Ankara’nın ilk üstü açılabilir AVM’sine sahip projede 671 konut bulunuyor. Üst düzey konfor sunan 2+1, 3+1, 4+1 daire seçenekleri, Home&Office bloğunda ise 1+1 ve 2+1 ofis seçenekleri; cezbedici farklarıyla ön plana çıkıyor.
Ankara’nın yükselen değeri Eryaman’da “bi’ farkınız olsun” sloganıyla lansmanı yapılan Metromall projesi, sözde değil özde sunduğu farklarla benzerlerinden ayrılıyor. Örneğin kapalı alanı 220.000 metrekare, uluslararası markaların yer alacağı AVM, Ankara’nın ilk üstü açılabilen AVM’si… Bir yandan bölgenin alışveriş ihtiyaçlarını karşılarken diğer yandan geniş sosyal alanlarıyla kafe ve restoranların bulunduğu merkez konumundaki AVM bölgeye değer katacak. Bunun yanı sıra projenin fark sunan bir başka özelliği 3.500 metrekarelik, içinde iki adet yarı-olimpik kapalı havuzun bulunduğu fitness ve SPA merkezi. Bu merkezde Türk hamamı ve sauna da yer alıyor. Farklı beklenti ve ihtiyaçlara tam karşılık vererek sınırsız memnuniyet sunan Metromall projesinin en cezbedici özelliklerinden bir diğeri ise ulaşım kolaylığı… Gerek şahsi otomobille gerekse de toplu taşıma ile ulaşımı çok kolay olan proje, çevreyoluna 2 kilometre uzaklıkta. M3 Ankara metro hattı projenin hemen yanı başında yer alıyor. Bu açıdan bakıldığında çoğu projeden farklı olarak Metromall sakinleri için ulaşım hiç bir şekilde sorun teşkil etmiyor. Hem konforlu yaşam alanı hem de prestijli bir çalışma alanı olarak tasarlanan Home&Office bloğunda tıpkı diğer bloklar gibi yüksek kaliteli malzeme ve işçilik bir arada sunuluyor. Metromall projesinin 13.000 metrekarelik yeşil alanında yürüyüş parkurları, çocuk parkı, golf ve basketbol sahaları yer alıyor. Projede daire sahiplerine özel tahsisli çok araçlık kapalı otopark ve açık misafir otoparkı bulunuyor. Çevreye duyarlı bir proje olan Metromall konutlarının otoparkında elektrikli araçlar için şarj üniteleri de mevcut… Her detayın düşünüldüğü projede kreş ve sağlık merkezi de bulunuyor. Metromall, tüm sakinlerine özledikleri ve bekledikleri proje konseptini sunuyor.
düğün
ÖZGÜR - HEDİYE GÜR, GÜLDEN GÜRAL, GÜLSÜM - NAFİ GÜRAL
İstanbul cemiyet hayatının seçkin isimlerinden Sadettin Saran ve Emek Saran çifti genç ikiliyi bu mutlu gününde yalnız bırakmadı.
74
SADETTİN - EMEK SARAN
FİGEN - FATİH KIRAL
davet
Swarovski’den Işıltılı Koleksiyon Swarovski markası Next Level AVM’de bulunan mağazasında “Işıltılı Deniz” koleksiyonunu tanıttı. SERRA CILIZOĞLU, KUBİLAY SAKARYA
76
AYLİN ÖZAL
BUKET KOÇER
Çok sayıda seçkin davetlinin katıldığı etkinlikte davetliler Swarovski ürünlerini yakından inceledi. Bol bol alışveriş yapan davetliler yeni koleksiyon hakkında bilgi aldı. Işıltılı turkuaz tonları, aquamarin ve cesur pembeler, deniz ve okyanuslardan esinlenen, Swarovski’nin 2016 İlkbahar/Yaz koleksiyonundaki en baskın renkler olarak öne çıkıyor. Deniz bitkilerini andıran renkleri ve şekilleri ile cesur ve şık parçalardan oluşan koleksiyon her tarz kıyafete canlılık ve enerji getirecek. Swarovski’nin Kreatif Direktörü Nathalie Colin koleksiyonu; “Deniz tamamen organik ve sonsuz bir güzellik, ilkbahar/yaz takı koleksiyonumuz için de kusursuz bir esin kaynağı. Doğanın güzelliğine övgünün yanı sıra koleksiyondaki parçaların her biri neredeyse her ortam için mükemmel, şık ve kadınsı bir zarafet sunuyor” diye açıklıyor.
BERİL ÇAVUȘOĞLU
PINAR GÜRER
EDİZ GÜRCÜN
davet
ZAFER ÇAVUȘOĞLU
UFUK YILMAZ AYGÜN, FİGEN ÇELİKEL BİLGİN
GÜLENNUR AYDIN
HANDAN BANU ÖZTÜRK
MİNE TANIR
EBRU DEMİRYÜREK
Yeni koleksiyonu yakından inceleyen davetliler, Miranda Kerr’in marka yüzü olduğu Swarovski ürünlerinden alıșveriș yaptı.
NERMİN BİLEN
FULYA SAĞLIK
davet
MELİS KUNDUZ
CANSIN EROĞLU
SELDA YURT
KUMRU AYKOÇ
AYDAN DEMİR
Denizaltının ıșıltısından esinlenerek tasarlanan “Ișıltılı Deniz” koleksiyonu davetlilerden tam not aldı. 80
ECE SALICI
HÜLYA TOPÇUOĞLU
EBRU AYKUT
TANLA DOĞAN
S
KINIAL DOT Lazersiz Kesin Dövme Silme Tekniği
Doğal ve lazersiz SKINIAL DOT dövme silme yöntemi, tüm şekil ve renkteki dövme ve kalıcı makyaj uygulamalarını silebilme özelliğine sahip kozmetik patentli, tamamen güvenli bir prosedürdür. Bu tekniğin en büyük özelliği ve diğer tekniklerden en büyük farkı; dövme ve kalıcı makyajı vücudun doğal ret tepkisini kullanarak kesin olarak çıkaran güvenli bir yöntem olmasıdır. Uygulamada hücrelerdeki oksijenli solunum döngüsünde üretilen laktik asit kullanılır. Bu laktik asit tamamen doğaldır. Bir mikropigmentasyon cihazı kullanılarak dövmenin yirmi küçük
noktasına kadar arka arkaya ve yan yana uygulama yapılır. Her bir uygulama noktasının yaklaşık boyutu 0.5x0.8cm’dir. SKINIAL Dot Lazersiz dövme silme yönteminde, cildin üst katmanının (epidermis) yaklaşık 1 mm derinliğine uygulama yapılır ve silme sıvısı bu bölgeye uygulanır. İyileşme süreci şu şekilde ilerler; uygulama yapıldıktan sonra cilt altındaki renk molekülleri cilt yüzeyine çıkar ve kabuklanma meydana gelir. Sonrasında birkaç gün içerisinde kabuklar, sertleşir ve düşer. Uygulama yapılan bölgede kabuklanma sonrası kızarıklık oluşur, bu bölgenin iyileştiğini gösterir. İyileşme süreci, kişinin cilt yapısına göre ve bağışıklık sistemine bağlı olarak 6-10 hafta arasında değişiklik gösterir. Bir sonraki seans kızarıklık tamamen geçtikten sonra uygulanır.
davet
Unicef 70.Yılında Kalpleri Isıttı İş, sanat ve sosyal yaşam dünyasının yardımsever isimleri UNICEF’in 70. yıl balosunda bir araya geldi. UNICEF’in Türkiye’de yürütülen programlarına destek sağlamak amacıyla düzenlenen 70. Yıl balosu Raffles Otel’de gerçekleştirildi. Geceye iş, sanat ve sosyal yaşam dünyasından çok sayıda yardımsever isim katıldı. UNICEF Türkiye Milli Komitesi Genel Müdürü Sanem Bilgin Erkurt, UNICEF Türkiye Milli Komitesi Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Tezer Kutluk ve UNICEF Türkiye Temsilcisi Philippe Duamelle’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen gecenin gönüllü sunuculuğunu Defne Sarısoy üstlendi. Gülsen Yavuzkal yönetiminde Borusan Çocuk Korosu’nun çeşitli dillerde barış ve umut şarkıları söylediği gecede ayrıca UNICEF’in Türkiye’de gerçekleştirdiği “Kız & Erkek Çocuk Eşitliği”, “Engelli Çocuklar”, “Tarımda Çocuk İşçiliği”, “Çocuk Dostu Şehirler” ve “Suriye Acil Durum” programlarına katkı sağlamak için bir müzayede düzenledi. Ünlü sanatçıların UNICEF’in Türkiye programlarına destek olmak için çalışmalarını bağışladığı müzayedeyi Beyaz Müzayede’den Aziz Karadeniz yönetti. Gece Nükhet Duru, Behzat Gerçeker ve Enbe Orkestrası’nın canlı müzikleriyle devam etti.
84
MUSTAFA - BESTE YURTTAȘ
davet
ESRA DALGIÇ
BERRİN ZORLU
İPEK - RIFAT DEDEMAN
ELİF GÖNLÜM
UNICEF Türkiye Milli Komitesi yardım melekleri Arzu Sabancı, Berrin Zorlu, Zafer Kozanoğlu ve Esra Dalgıç’a balo organizasyonundaki aktif çalıșmaları dolayısıyla teșekkür plaketi takdim edildi.
BEYZA ARSLAN
TEZER KUTLUK, SANEM BİLGİN ERKURT
davet
TÜLİN - SİNAN VARDAR
ARZU - MURAT ATABARUT
Jolly Tur Onursal Bașkanı Sinan Vardar ile zarif eși Tülin Vardar geceye katılarak UNICEF’e destek veren ünlü isimler arasındaydılar. BERNA ÜLGER
SEMA SİPAHİOĞLU
davet
GÜL ERGİ
AYȘEGÜL - NUSRET ALTINBAȘ
ROBER - ETEL BALER
Sosyal yașamın yardımsever isimlerinden Gül Ergi geceye Oscar De La Renta tasarımı tuvaletiyle katılarak tüm șıklığını gözler önüne serdi. ESRA - ENGİN KIZILTAȘ
SİREN ERTAN
SEVGİ AKDEMİR, AYȘEGÜL ALTINBAȘ, EDA GÜNEY, IȘIL ACEVİT
FATOȘ SARIGÜL
Gecede sahne alan sanatçılar seslendirdikleri parçalarla davetlilere keyifli anlar yașattılar. BERRİN YOLERİ
CELAL - ȘEBNEM ÇAPA
Çağımızın Hastalığı; D Vitamini Eksikliği Ülkemizde ve dünyada D vitamini eksikliği salgın bir hastalık gibi hızla yayılmakta. Bu salgın sadece kemik hastalıklarına değil; bașta kanser, enfeksiyonlar, romatizmal hastalıklar, otoimmün hastalıklar, nöropsikiatrik hastalıklar, koroner kalp hastalıkları ve hipertansiyon gibi çok sayıda hastalığa da yol açmaktadır. D vitamini; vücutta önemli görevleri olan yağda çözünen bir vitamindir. Diyetle alınan kalsiyum ve fosforun bağırsaklardan emilmesini sağlar. Kemik erimesine yol açan bir hormon olan paratiroid hormonun salgılanmasını önler. Vücutta kalsiyum ve fosfor dengesini sağlar, kemik ve kasların sağlığı için gereklidir.
D
Vitaminin doğal kaynakları nelerdir?
D vitamini, güneş ışınları etkisiyle deride oluşur. Günlük D vitamini gereksinimi; kollar, bacaklar ve yüzün 20 dakika gün ışığına maruz kalmasıyla karşılanabilir. Gerekli güneş ışığı miktarı, kişinin yaşı, deri rengi, güneşe maruziyet süresi ve varsa diğer tıbbi sorunlara göre değişir. D vitaminin deride yapımı, yaşla giderek azalır. Deri rengi koyu olan kişilerde, yeterli D vitamininin deride oluşması için, özellikle kış aylarında uzun süreli gün ışığına gereksinim vardır. Güneş koruyucular (faktör 20 ve fazlası) kullananlarda deride D vitamini oluşamaz. D vitaminin diğer önemli kaynağı gıdalardır. Bazı gıdalarda D vitamini doğal olarak bulunur; yağlı balıklar, balık yağı, yumurta… Tereyağı, süt, yulaf, tatlı patates, yumurta sarısı, sıvı yağlar, karaciğer, özellikle yağlı olan deniz balıklarından somon, sardunya ve ton balığında bulunur. Bitkilerden maydanoz, ısırgan otu, yoncada mevcuttur.
Balık yağı alırken dikkat edin! A vitamini, D vitamini aktivasyonu sağlar.
Fakat A vitamininin fazlalığı ise D vitamininin aktivasyonunu azaltır. Bu sebeple bilinçsiz A vitamini kullanılmamalıdır. Bazı balık karaciğer yağlarında (cod liver oil) A vitamini ünite olarak D vitamininden daha fazladır. Bu duruma dikkat edilmeden daha yüksek D vitamini almak amacı ile fazla balık karaciğer yağı alınması zararlıdır. Balık yağı (fish oil) ise rahatlıkla tüketilebilir. Çünkü balık yağında, balık karaciğer yağından farklı olarak D vitamini ve A vitamini bulunmaz.
Bebeklerde D vitamini eksikliğine dikkat!
D vitamini yetersizliği her yaş grubunu etkilese de bundan en çok bebekler etkilenir. Bu duruma üç temel faktör yol açmaktadır; hamilelik dönemde annenin D vitamini deposunun yetersiz olması, çocuğun yeteri kadar güneşlendirilmemesi, bebeğin yetersiz anne sütü alması. Doğum yapan kadınların birçoğunda kışın daha bariz olmak üzere D vitamini yetersizliği saptanmaktadır. Bu durumu önlemek için ülkemizde ve dünyada her doğan çocuğa 1 yaşına kadar günde 400 ünite D vitamini verilmektedir.
Gebelikte D vitamini alımıza özen gösterin.
En az 2000 kadar genin sağlıklı çalışması D vitaminine bağlıdır. Bebek açısından D vitamini, sinir dokusunda büyüme faktörü düzeyini de yükseltir. Anne karnında yetersiz D vitamini alan bebeklerde şizofreni, bipolar bozukluk, otizm, tip I diyabet, alerji,
astım, diş çürükleri, osteoporoz, düşük doğum tartısı gibi hastalıklara yol açabilmektedir .
Neden ve kimlerde D Vitamini eksikliği görülür ?
*Güneşten yeterince faydalanmamak. Kapalı mekanlarda çalışmak. *Diyetle yetersiz D vitamini alımı. *D vitamininin emilimini engelleyen hastalıklar (Çölyak, Crohn, kistik fibrozis). *Mide veya barsakların bir kısmının çıkarıldığı veya aşırı şişmanlık tedavisinde uygulanan gastrik-bypass ameliyatları sonrasında D vitamini eksikliği görülebilir. *Karaciğer ve böbrek hastalıkları sebebiyle D vitamininin vücutta etkin formuna dönüşememesi. *Kortizon, şişmanlık tedavisinde kullanılan ilaçlar, kolesterol ilaçları ve epilepsi tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar D vitamin eksikliğine yol açar.
D Vitamini Eksikliğinin Tanısı
D vitamini eksikliği ve yetersizliği tanısı kanda bakılan D vitamini düzeyi ile konabilir. · 30 ng/ml üzeri normal · 20-30 ng/ml arası D vitamini yetersizliği · 20 ng/ml altı D vitamini eksikliği olarak tanımlanır
D Vitamini Eksikliğinin Tedavisi nedir?
D Vitamini preparatları ile yapılır. Ülkemizdeki preparatlar, ya sadece D vitamini veya kalsiyum ya da multivitaminler de içerirler. D vitamini damla, şurup, draje, kapsül, çiğneme tableti, efervesan tablet ve ampül şeklinde piyasada bulunmaktadır.
Alınması gereken doz nedir?
D vitamini eksikliğinin nedenine ve ciddiyetine göre değişebilir,
bu nedenle doktorunuza danışmalısınız. D vitamininin barsakdan emilmesiyle ilgili sorun yaşayanlara D vitamini enjeksiyonla verilir.
Kalsiyum alımınız çok önemli !
D vitamini eksikliğinin tedavisinde günlük kalsiyum alımının da yeterli olması gerekir. -31-50 yaş arası erişkinlerde: 1000 mg kalsiyum -51 yaş üstü erişkinlerde 1200 mg kalsiyum alınmalıdır. Kalsiyum gıdalarla alınabileceği gibi D vitaminiyle kombine formulasyonlarla da alınabilir.
Fazla doz D Vitamininin yan etkisi var mı?
D vitaminin gereğinden fazla alınması D vitamini zehirlenmesi denilen bir tablo yaratır. Bu durumda kan kalsiyumu yükselir (hiperkalsemi) ve buna bağlı sağlık sorunları ortaya çıkabilir. Bu durumu önlemek için ilaç prospektusları dikkatli okunmalı, D vitamini içeren birkaç ilaç bir arada alınmamalıdır. (Örneğin multivitaminler ve D vitamini preparatları bir arada alınmamalıdır).
D Vitamini eksikliğinin önlenmesi için ne yapılmalı?
Normal D vitamini düzeylerine sahip olmak için günlük alınması gereken D vitamini miktarı deri rengi, güneş maruziyeti, diyet alışkanlıkları ve altta yatan diğer tibbi sorunların olup olmamasına göre değişir. Deride yeterli D vitamini oluşumu için, haftada en az 2 kez (saat 10:00 ile 15:00 arası hariç, çünkü bu saatler arasındaki güneş ışınları deri kanseri olasılığını artırır) yüz, kollar, bacaklar ve sırtın güneş koruyucu sürülmeden 20-30 dakika gün ışığına maruz bırakılması D vitamini sentezi için yeterli olmaktadır. Sisli havaların sık olduğu bölgeler, fabrika dumanları veya araba egzosları ile aşırı kirlenen havanın solunduğu alanlar ile kapalı giyim tarzı tercihleri, yeterli D vitamini oluşumunu engeller.
Kırlangıç Sokak No:43/6 Doktor Gavuzoğlu Apt. G.O.P./ Çankaya / ANKARA Tel: +90 312 443 00 87 - Faks: +90 312 443 00 86 www.bahardemirkiran.com
davet
SİTARE AKDİLEK, FATOȘ SARIGÜL, REVNA DEMİRÖREN, MONİK İPEKEL, AYȘEGÜL TOPLUSOY, DEMET SABANCI ÇETİNDOĞAN, ÖZLE ÖZER
HAYPADER Yardımseverleri Yemekte Hayat Paylaşım ve Dayanışma Derneği’nin Bağcılar’da temeli atılan HAYPADER Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’ne katkı sağlamak için Raffles Otel’de özel bir davet düzenlendi. Hayat Paylaşım ve Dayanışma Derneği, fiziksel ve zihinsel engelli çocuklara eğitimde fırsat eşitliği sağlamak amacıyla yapımına başladığı HAYPADER Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi için gerekli olan bütçeye katkıda bulunmak üzere Raffles Otel’de özel bir öğle yemeği daveti düzenledi. ABank ve Kolan Hastaneleri sponsorluğunda düzenlenen davete sosyal yaşam dünyasının ünlü isimleri katıldı. Kokteylle başlayan davette konuklar bol bol sohbet ederken merkez hakkında bilgi almayı da ihmal etmediler. Kokteylin ardından konuklar yemek salonuna geçtiler. Sunuculuğunu Ceyhun Yılmaz’ın yaptığı davet Hayat Paylaşım ve Dayanışma Derneği Başkanı Monik İpekel’in konuşmasıyla başladı. İpekel, böylesine özel bir projede yer almanın mutluluğunu yaşadığını belirtti. Konuşmanın ardından konuklar masalarında bulunan bağış kartlarını doldurarak 20, 40 ve 80 bin lira arasında değişen bağışlar yaparak merkezdeki alanların 35 tanesinin yapımını üstlendiler. Günün sonunda organizasyon vasıtasıyla derneğe yaklaşık 1 milyon liralık bağışta bulunuldu ve katkıda bulunan isimlere teşekkür plaketi takdim edildi. Davetin sonunda ise dünyaca ünlü moda markalarını bünyesinde barındıran Polar Moda’nın 2016 İlkbahar-Yaz koleksiyonu mini bir defileyle moda severlerin beğenisine sunuldu.
94
ELİF GÖNLÜM
davet
ASLI BAYRAKTAROĞLU, REYHAN DEMİRÖREN
ARZU SABANCI
DENİZ AYAYDIN
BERRİN ZORLU
AYȘE KUCUROĞLU
Özcan Sabancı bu anlamlı günde ödül alan kızı Demet Sabancı Çetindoğan ile birlikte sahneye çıktı ve HAYPADER’e destek olan herkese teșekkür etti. 96
ÖZCAN SABANCI, DEMET SABANCI ÇETİNDOĞAN
Anneler Gününüz Kutlu Olsun...
MUTLUKENT MAHALLESİ 1921. CADDE NO:1 ÜMİTKÖY / ANKARA +90 312 240 09 55 BACKSTAGEKUAFOR
davet
YOSUN GÜRELİ, SİMLA BEYAZIT
Hayat Paylașım Derneği’nin çalıșmalarına her fırsatta destek veren Polar Moda’nın sahibi Sevim Uyar ile dernek yönetim kurulu üyelerinden Revna Demirören ve Ayșegül Toplusoy davet boyunca tüm detaylarla yakından ilgilendi.
AYLA NAKȘİLER, AYLİN YILMAZ
SEVİM UYAR, REVNA DEMİRÖREN, AYȘEGÜL TOPLUSOY
ESRA KIZILTAȘ
DERYA AYAYDIN, EBRU CEYLAN, PINAR TALAY
IȘIL REÇBER
Derneğin destekçilerinden Emra Çarmıklı, Tülay Ulusoy ve Merve Ulusoy davet boyunca dernek çalıșmaları hakkında bilgi aldılar. EMRA ÇARMIKLI, TÜLAY, MERVE ULUSOY
davet
EMEL AYAYDIN
PINAR TEZCAN ÖZÇAPKIN
SEMA BASA, ELİF, GÜLSEREN EREN
Dilek Holding Yönetim Kurulu Bașkanı Adil Dilek’in zarif eși Nilgün Dilek ve kızı Neslihan Tașdemir Dilek, bu anlamlı günde dostlarıyla bir araya gelerek keyifli anlar yașadı. 100
NİLGÜN DİLEK, NESLİHAN DİLEK TAȘDEMİR
FERYAL GÜLMAN
NERGİS PEKUYSAL
davet
ÖZLEM HAZİNEDAR, EBRU SANVER
FULYA NAYMAN
DİLEK TÜRKER
Sosyal yașam dünyasının ünlü bayanlarından Șebnem Çapa davete güzel kızı Ceylan Çapa ile birlikte katıldı. 102
ȘEBNEM, CEYLAN ÇAPA
PERVİN ERSOY, BİLGE EREN
NURAY AYDIN, UFUK BİRGEN, EDA KINAĞ
SİREN ERTAN
ASLI AKTÜRK PEHLİVANLAR
Rengarenk kıyafetlerin giyildiği davette konuklar oldukça șık görünüyordu.
CANSEN YENİ KUT
MELTEM DEMİR
BEYZA ARSLAN
davet
SİNEM AYAN
AYDAN SEMKER
ÖZLEM MUTLU ÇETİN
ȘULE ARGÜDER
İPEK KÖSE
Raffles Otel’de gerçekleșen etkinliğe istanbul cemiyet hayatının seçkin simaları katıldı.
www.preciosajewellery-tr.com
/preciosa_tr
Merve ile Köșe Kapmaca’nın bu ayki konuğu Artera Mimarlık ve İç Mimarlık șirketinin sahibi, bașarılı Mimar Uğur Batur... Kendisi ile mimari projelere bașka bir perspektiften bakıyoruz...
Ö
ncelikle sizi tanıyalım...
Ted Ankara Koleji mezunuyum. Mezun olduktan sonra üniversite için Amerika’ya gittim. Orada 2,5 sene kaldıktan sonra Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne yatay geçiş yaptım ve oradan mezun oldum. Mezun olduktan sonra her mimar ve mühendis için hızlandırılmış kurs diyebileceğimiz; Yalova Deprem konutları projesinde, hem sahada hem ofiste çalıştım. Daha sonra MNG Holding'e girdim. Burada çok çeşitli projelerde çalıştıktan sonra 2004 yılında Division Mimarlık Firması'nı bir arkadaşımla ortak olarak kurdum. Daha sonra 2007 yılının sonunda Division Mimarlık firmasındaki ortaklığımı ayırarak Artera Mimarlık ve İç Mimarlık firmasını kurdum. O tarihten itibaren de Artera Mimarlık olarak pek çok kurum, kuruluş ve şahıs işlerinde çok çeşitli projelere imza attım.
Hayata geçirmiş olduğunuz projelerden bahseder misiniz? Dediğim gibi deprem konutlarıyla başlayan bir serüvendi bu. Yalova Deprem Konutları, Kremlin Sarayı, Topkapı Sarayı, MNG Uçak
Hangarı, Turizm Ofisi, İDTM Otel, Phaselis Otel ve şimdi aklıma gelemeyen pek çok projeden sonra, Artera olarak; Kolyoz Balık Lokantası, Sayıştay Kütüphanesi, Yargılama Salonları, Cafe Bourbon, pek çok villa ve ev projesi, Nadas Bar, Sayıştay Başkanlık Makamı, YÖK Başkanlık Makamı, Sayıştay Başkanlık Konutu, Karameli Cafe, Umut Hastanesi vb gibi daha aklıma şu anda gelmeyen pek çok projede çalıştım diyebiliriz.
Türkiye’de eski dönem mimarisi ile günümüz mimarisi arasındaki olumlu ve olumsuz farklar nelerdir? Türkiye belirli geçiş dönemlerinden geçti. Bu dönemlerde tabii ki her alan gibi mimarlık ve mimari de değişti. Mesela Atatürk sonrası, gelişen, eğitime ve kültüre önem veren bir ülke olduğumuz dönemlerde inanılmaz yapılar yapılmış. Ve bu yapılar hala güzelliğini korumakta. Daha sonra Türkiye'de insanların ekonomik sıkıntılarının olduğu ve kolay para bulma çabası içine girdiği dönemlere gelmişiz. Ve bu dönem başladığında da, müteahhit işleri diyeceğimiz hiçbir özelliği olmayan, tek düze vasıfsız ve ucuz apartmanlar yapılmış.
Öncesi
Sonrası
Öncesi
Sonrası
Yani mimari açıdan rezalet bir dönem. Ama şimdi yeni yeni ekonomik olarak insanlar güçlenmeye başlayınca daha çok, dönemin ihtiyaçlarına cevap veren ve daha teknolojik binalar ortaya çıkmaya başlamış. Bence hala bu ülkede mimara gereken önem verilmediği için, mimarimiz tam anlamıyla oturmuş diyemeyiz.
Mimari bir yapı veya dekorasyon yaparken neleri dikkate alırsınız? Şu anda alan olarak genelde mimari yapılardan çok iç dekorasyonla ilgilendiğim için bu soruya dekorasyon alanı olarak cevap vermeyi tercih ediyorum. Dekorasyon olarak ilk dikkat ettiğim şey fonksiyon. Yani o yapı nerede bulunuyor ve ne amaca hizmet edecek. Sonrasında müşterimin talepleri. Ve son olarak da bu taleplerin mimari yaklaşımlarla desteklenip harmanlanması.
Mimari bir yapı veya dekorasyon yaparken en çok zorlandığınız ve en çok zevk aldığınız alanlar nelerdir? En çok zorlandığım alan, o ilk ilham dediğimiz şimşeğin kafamda çakması. Zaten o ilk ilham geldikten sonra keyifli kısmı geliyor; tasarımın şekillenmesi. Ama en mutlu olduğum an, işi teslim ettiğimde müşterimin gözündeki o pırıltı.
Hedefleriniz nelerdir? Bunu her röportajımda söylediğim için kendimi çok tekrar
ediyor olacağım ama hedefim zengin olmamak. Evet yanlış duymadınız. Pek çok insanın aksine zengin olmamak. Çok zengin olmanın insanın kendine vakit ayıramaması olduğunu düşünüyorum. Ve benim için hayattaki en önemli şey zaman. Kendime ve sevdiklerime ayırdığım zaman. Bu kısacık dünyada, zamanımı zengin olmaya uğraşmakla geçirmek yerine hayattan keyif alarak geçirmeyi tercih ederim.
Dekorasyon olarak ilk dikkat ettiğim şey fonksiyon. Son olarak genç nesil mimarlara tavsiyeleriniz neler olur? Gençlere tavsiyem; hangi meslek grubunda olurlarsa olsunlar çok çalışmaları ve işlerinin hakkını vermeleri. Her şey para değildir. O zaten kazanılır. Siz doğru olursanız, dürüst çalışırsanız inanın para kazanmanın ne kadar kolay olduğunu görürsünüz. Tabii ki zor günleriniz olacak. Önemli olan o günlerde dürüst kalmak, şerefinden, haysiyetinden vazgeçmemek, çizgini bozmadan, başkaları şöyle böyle demeden kendi yolunda ilerlemek. Unutmayın, Atatürk bu ülkeyi gençlere emanet etti. Çünkü geleceğimizin teminatı sizlersiniz. Ve en önemlisi hırsıza uyup hırsız olmayın ve lütfen bu vatan için çok çalışın. Röportaj: Merve Bulgan
davet
Modaya Bahar Geldi Koru Rotary Kulübü ve İngiltere Büyükelçisi Richard Moore’un eşi Maggie Moore, şiddet gören kadınlar yararına Büyükelçilik rezidansında bir davet düzenledi.
MAGGIE MOORE, FULYA ERDEN
108
BETÜL GÖKDOĞAN
MİNE ALP
Etkinlikte konuşan Ankara Koru Rotary Kulübü Dönem Başkanı Fulya Erden, defilenin düzenlenmesinde kendilerine destek verenlere teşekkür etti. Daha sonra rehber köpeği Yıldız ile konukların karşısına çıkan sefire Moore ise Türkçe yaptığı konuşmada konuklardan birinin Türk Rehber Köpekler Derneği’ne de, bağışta bulunmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi ve İngiltere’de eğitilen ilk rehber köpeklerin Kasım ayında Türkiye’de olacağını söyledi. Konuşmaların ardından genç mankenler ve cemiyet hayatının seçkin isimleri de destek verdikleri proje kapsamında konuklara tasarımları sundu. Yaklaşık 40 parça kıyafetten oluşan defile hakkında bilgi veren Ayık, “Modaya adeta bahar geldi. Çiçekler ve renkli kıyafetler ön planda. Hafif tüller ve yaza uygun kumaşları tasarımlarımda tercih ettim” diye konuştu. Defileden elde edilecek gelirin, şiddet gören kadınlar için harcanacağı belirtildi.
ZAFER ÇAVUȘOĞLU
ARZU SABUNCU
davet
BANU BİRDAL
CEREN CAN
AFİTAP AKINCI
GÖKÇEN ERDOĞAN
AYLİN ÖZAL
IȘIN KURȘAKLIOĞLU
HAFİZE AYIK
Kokteyl ile bașlayan etkinlikte konuklar bol bol sohbet etme fırsatı buldu.
davet
AYDAN ÖZDOĞAN
HALE ZEİNALİMEHR
FİLİZ DAĞ YILMAZ
Cemiyet hayatının ünlü isimlerinin de mankenlik yaptığı defilede hanımlar profesyonel mankenlere taș çıkarttılar. AHSEN DEMİRCİ
EDA BEKİȘOĞLU
davet
BAȘAK DURSUN
114
BENGÜ ÖZDEMİR
PINAR KÖKSAL
YASEMİN ARIKAN, MÜJDE İLHAN
FATMA TÜRK
BENAL AYNA
PINAR AYDIN
ZEYNEP YAYKIRAN, AYȘE ÇETİN
Defileden elde edilecek gelirin, șiddet gören kadınlar için harcanacağı belirtildi.
AYÇA ÜNAL
LEYLA DEDEOĞLU, RENGİN BOROVA
Defileden elde edilecek gelirin, șiddet gören kadınlar için harcanacağı belirtildi. RUȘA ACAR
davet
PERİHAN UYAR, FUNDA BEKİȘOĞLU
BERİL ÇAVUȘOĞLU
MAG Medya Yayın Yönetmeni Beril Çavușoğlu’nun da podyuma çıktığı defilede, organizasyona katkıları nedeniyle kendisine teșekkür plaketi verildi.
lası için Daha faz /MAGonline m .co facebook
ȘERİFE ATALAY, SİNEM SİPAHİOĞLU, BUKET GÜLSEREN
ESRA DEMİRYILDIRIM
Anneler Gününüz Kutlu Olsun Bu yazı, ilk defa veya yeniden anne olan taze anneler için… Öncelikle, yeni doğmuş bebeğinizi sağlıkla büyütün. Hamileliğiniz boyunca bebeğinizin sağlıklı gelişimi için beslenmenize dikkat ettiniz, düzenli kontrollerinize gittiniz, vitaminlerinizi kullandınız ve nihayet bebeğinizi kucağınıza aldınız. Şimdi farklı bir süreçtesiniz. Bebeğiniz özellikle ilk 6 ay hala size bağımlı olacaktır. Emzirme dönemi de, aynı hamilelikteki gibi, beslenmenize dikkat etmeniz gereken ve aynı zamanda bebeğinizle aranızdaki bağın kuvvetlendiği bir dönemdir. Emzirme döneminde, sütünüzün bebeğinize yetmeme endişesi gelişebilir. Buna bir de fiziksel olarak hızlıca eski halinize dönme isteğiniz eklenebilir. Hele bir de emzirme döneminde olduğunuz için çevreniz size daha fazla beslenmeniz konusunda baskı yapıyorsa süreç gayet yorucu olabilir. Öncelikle gebeliğiniz süresinde kazanmış olduğunuz kiloları vermek için acele etmeyin. Sonuçta bu kiloları 1-2 haftada almadınız. 40 hafta sürdü. Bu noktada, aslında gebelikte kilo kazanımınız daha önemli. Sağlıklı bir gebelikte edinilen yaklaşık 12- 15 kg’lık bir ağırlık artışı, doğum sonrasında size 3-6 kg’lık bir fazlalık oluşturacaktır. Buradaki fazlalık, annenin gebelik süresince kendisini fizyolojik olarak emzirme sürecine hazırlamasından kaynaklanmaktadır. Emzirme döneminde annenin süt üretimi için enerji harcaması günlük 500 kcal kadar artar. Bu da ayda ortalama 1-2 kg’lık kayıp getirebilir. Gebelikte sağlıklı kilo kazanımının üzerinde kilo aldıysanız da panik olmayın. Kendinize her halükarda zaman tanıyın. Özellikle ilk 40 gün kilo konusunu endişe etmeyin. Bırakın önce bebeğiniz size alışsın, siz de bebeğinize... Öncelikle hem bebeğiniz hem de kendiniz için sağlıklı beslenmeye özen gösterin. Bu dönemde yapacağınız katı diyetler bebeğinizin yetersiz gelişimine veya sizde ciddi besin yetersizliklerine neden olabilir. Aynı gebelikteki gibi, emzirme döneminin de ilk 6 ayında gerekli besin desteklerini almayı ihmal etmemenizde fayda var. Bu süreçte belli aralıklarla hem kendi kilonuzu hem de bebeğinizin kilosunu kontrol etmeyi ihmal etmeyin. Elbette emzirme döneminde kilo vermeyi zorlaştıran durumlar var. Enerji harcaması artınca iştahta da artış olur. Gece uykunuz bölündükçe de gün içerisinde iştahınız daha fazla karbonhidratlı ve şekerli besinlere kayabilir. Hatta emzirmeden sonra iştahta artış yaşıyorsanız, bu durum sizi gece yeme davranışına da itebilir.
• Emzirme döneminde sıvı gereksinimi artar. Her emzirme sonrası bir bardak su içmeye özen gösterin. Gün içerisinde toplam 2.5-3 litre su içmeye çalışın. • Her gün bir yumurta tüketmeye, haftada en az 2 defa balık tüketmeye özen gösterin. Etlerin yağlı kısımlarını tüketmeyin. • B12 vitamini süt verimliliği için önemlidir. En iyi kaynağı ise, yağsız kırmızı et ve yumurtadır. • Gün içerisinde 3 su bardağı süt veya yoğurt tüketin. Kalsiyumun yeterli alınması, annenin kemik sağlığı için önemlidir. Kadınlardaki osteoporoz riski unutulmamalıdır. • Folik asit, gebelik döneminde olduğu kadar emzirme döneminde de önemlidir. Yeşil yapraklı sebzeleri bol tüketmeye özen gösterin. • Enerji metabolizmanızın sağlıklı çalışabilmesi için B grubu vitaminlerine ihtiyacınız olacak. Bunun için tam buğday, bulgur ve kuru baklagiller tercih edilebilir. • Meyve tüketimini renklendirin. Meyveler tatlı ihtiyacını giderebileceğiniz, keyif veren yiyeceklerdir. • Meyvelerden kompostolar hazırlamak sıvı gereksinimini karşılamanızı da kolaylaştırır. Kompostoları şekersiz hazırlamayı unutmayın. Meyvelerin doğal şekeri yeterlidir. • Demir eksikliğiniz varsa pekmez veya kuru üzüm yanında C vitamini içeren bir taze meyve tercih etmelisiniz. • Tatlı yemek isterseniz ufak porsiyonlarda ve gaz yapmayacak şekilde sütlü tatlıları tercih edebilirsiniz. • Aralarda bir şey hazırlama fırsatınız olmazsa abur cuburlar yerine besin değeri daha fazla olan süt, ayran, cacık ve meyveli yoğurt gibi pratik alternatifleri tercih edebilirsiniz. • Çiğ yağlı tohumlar ve kuru meyveler iyi besin kaynaklarıdır. Enerji içeriği yüksektir. Ufak porsiyonlarda tüketerek, hem sağlıklı beslenmiş olursunuz hem tatlı ihtiyacını giderirsiniz hem de pratik bir ara öğün tüketmiş olursunuz. • Gece geç saatte emzirmek için uyandığınızda bir şeyler atıştırmamaya özen gösterin. • Gün içerisinde sizi çok yormayacak orta tempolu yürüyüşler yapmaya çalışın. Tüm bunların yanı sıra, olabildiğince stresten uzak durmaya çalışın. Unutmayın, kilo verme konusunda kendi kendinize yaratacağınız stres, emzirmeyi de kilo vermeyi de olumsuz etkileyecektir. Bebeğinizle birlikte, sağlık ve neşe dolu güzel bir Anneler Günü geçirmenizi dilerim. advertorial
Bebeğinizin bakımı, gün içerisinde sizin öğün düzeninizin kaymasına ve hatta öğün atlamanıza neden olabilir. Düzensiz öğünler de yağlanmanın artmasına ve abur cubur tüketiminin artmasına neden olacaktır. Tüm bunlara fiziksel
aktivite azlığı eklenir. Yoğun fiziksel aktivite, emzirme sürecini olumsuz etkileyeceğinden çok tercih edilmemektedir. Tüm bu olumsuz etkenlere rağmen emzirme döneminde kilonuzu kontrol etmeniz ve hatta doğru beslenerek bebeğinizi de daha sağlıklı beslemeniz mümkündür. Emzirmenin enerji harcamasını artırıyor olması ise elinizdeki en kuvvetli silahtır. Bu nedenle, gün içerisinde bol bol emzirmeye ve emzirme süresini uzun tutmaya çalışın.
Çukurambar Mah. Muhsin Yazıcıoğlu Caddesi Sarıkonak Apt. No: 8/31 Çankaya / ANKARA Tel: +90 (312) 287 43 45 info@idilimamoglu.com - www.idilimamoglu.com /ankaradiyetisyen
@diyetisyenidilimamoglu
davet
Bizim Çocuklarımız’dan İlk Yemek
SİNEM NEFESOĞLU, PERVİN ERSOY, BURCU HATTAT
Bizim Çocuklarımız Derneği ilk yemeğini Ulus 29’da 300 kişilik bir katılımla gerçekleştirdi.
Tüm yönetim kurulunun hazır bulunduğu yemeğe iş, sanat ve cemiyet hayatından birçok ünlü hayırsever katıldı. Yemek, Dernek Başkanı Sinem Nefesoğlu’nun açılış ve derneğin amacını anlatan konuşmasıyla başladı. Derneğe bağışlanan mücevherler, Uğur Batur tarafından düzenlenen açık artırmayla yemeğe katılan hayırsever davetlilere satıldı. Ulus 29’un nezih ortamında yemeklerini yiyen konuklara daha sonra çekilişle sürpriz mücevherler ve beş yıldızlı otellerde ikişer kişilik konaklamalar hediye edildi. Bu öğle yemeğinden elde edilen gelirin tümü Çekmeköy’de açılacak olan Bizim Çocuklarımız Anaokulu’na bağışlandı. Günün sonunda Dernek Başkanı Sinem Nefesoğlu Uğur Batur’a ve emeği geçen tüm yönetim kurulu üyelerine teşekkür plaketi verdi. Asil Yönetim Kurulu Üyesi Mimar Naim Arnas’a ise plaketini verirken ayrıca teşekkür etti. Bizim Çocuklarımız Derneği’nde bir ilk yaşanarak yönetim kurulu üyeleri, bu muhteşem oluşuma başkanlık yapan Sinem Nefesoğlu’na da plaket verdiler.
118
NAİM ARNAS, AYȘE AZİZOĞLU
BİLGE EREN
ȘÜKRAN GÜZELİȘ
davet
BURCU KARABACAK
HÜLYA KALYONCU
EVREN KAYAR
SEDA VURAL
Șıklığın ve zarafetin gözlerden kaçmadığı dernek yemeğinde hayırseverler adeta bağıș yapmak için birbirleriyle yarıștı. ASLI HUNEL, EBRU SEYYAR
DEMET HANİF
Zuleyha Kuru Fashion House atelye&boutique
bilgi&randevu: +90 534 515 75 61 /Zuleyha Kuru www.zuleyhakuru.com.tr
/zuleyhakuru
Elif Özdemir
Zeynep Selin Güner
Kısa Zamanda Büyük İmzalar
MORE&MORE Organizasyon Henüz 1 yıllık bir firma olmalarına rağmen oldukça bașarılı organizasyonlara imza atan More and More Organizasyon’un ortakları Elif Özdemir ve Zeynep Selin Güner’den bu keyifli serüvenlerini dinliyoruz...
More and More uzun ve güçlü bir dostluğun meyvesi ve bir fikir birliğinin sonucu olarak; bir anının daha fazla hafızada kalması için o anının çok daha fazla insanla paylaşılması parolasıyla Elif Özdemir ve Zeynep Selin Güner tarafından kuruldu. Elif Özdemir, Atılım Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Bölümü mezunu, Zeynep Selin Güner ise Bilkent Üniversitesi İç Mimarlık Bölümü mezunu.
Kimlere hitaben ne tarzda organizasyonlar düzenliyorsunuz?
More and More olarak bir hayali somut hale getirebileceğimiz her işte var olmaya çalışıyoruz. Baktığınız zaman henüz ilk yılını bitirmiş bir firma olmamıza rağmen Türkiye’nin en büyük birkaç firmasından biri olan Limak Holding’in son bir yıl içerisindeki tüm kurumsal organizasyonlarını düzenleme şansına eriştik. Limak
Holding 40.yıl kutlamalarını yapmış olmanın gururunu ve haklı mutluluğunu yaşıyoruz. More and More olarak yüzlerce katılımcısı olan konferansları, kurumsal eventleri, her konseptteki davet organizasyonlarını yapabilecek kapasitede ve tecrübedeyiz. Davet organizasyonlarından kastettiğimiz doğum günleri, nişan - düğün davetleri, kına gecesi & sünnet organizasyonları... ilk yılımız olmasına rağmen, bu tarz organizasyonlarda yenilikçi tarzımız ile daha önce denenmemiş birçok konsepti deneyerek risk aldık. Beğenilmeme olasılığı da olabilirdi belki ama çok güzel sonuçlar aldık. İşin ne olduğundan ziyade farkındalığı nasıl yaratabiliriz ona bakıyoruz. Misafirlerimizin en özel günlerinde kendilerini özel hissetmeleri için buradayız ve onları mutlu etmeye çalışıyoruz. Bizim için ana ve en temel ilke yaptığımız işte en iyiyi bulmak ve her defasında daha iyisini yapabilmektir.
advertorial
K
eyifli organizasyonlara imza atan MORE&MORE Organizasyon ne zaman, nasıl bir fikirle, kim tarafından kuruldu?
Organizasyon öncesinde ve organizasyon sırasında zorlandığınız anlar oluyor mu?
Yaptığımız işin doğası gereği mükemmeliyetçi bir zihniyete sahibiz. Her şeyin en iyisini ve en idealini bulmak için çabalıyoruz. Organizasyonlarımızdan önce bizi çok olmasa da zorlayan tek unsur konsept seçiminde olur. Müşterilerimizin isteklerine göre tasarım ekibimizle yoğun bir çalışmanın ardından birden fazla tasarım çıkartırız ve misafirlerimizin arasından yapacağı seçime göre ilerleriz. Bu aşamada seçimin gecikmesi ya da tam karar verilmemesi bizi bazen zorlasa da, hazırlığımızı ahenk içinde sonlandırırız. Her türlü planımızı ve koordinemizi organizasyondan günler öncesinde bitiririz ve organizasyon gününde herhangi bir sürprize izin vermediğimiz için organizasyon sırasında zorlandığımız bir nokta olduğunu söyleyemeyiz.
Organizasyonlarda sizi en çok uğraştıran detaylar nelerdir?
Bir organizasyon binlerce parçadan oluşan bir puzzle’dır. Biz puzzle’ın her parçasının en ince ayrıntılarını da değerlendirerek birleştirmeye çalışıyoruz. Aslında demek istediğimiz; organizasyonun bütünlüğünü düşündüğümüzde, her bir detayın birbiriyle uyum içinde birleşmesi gerekmektedir ve bunun için detayların zorluğundan öte birleşim şekilleri ve bütününde nasıl bir uyum sağladığı önemlidir.
Bir organizasyonun tüm hazırlıklarının yapılması kaç gününüzü alıyor?
Net bir süre vermemiz açıkçası çok mümkün olmuyor ancak örneklendirmemiz gerekir ise; kurumsal eventleri, tasarımları ile beraber bir aylık bir sürede hazırlanıyorken, davet organizasyonlarını anlaşma sağlandıktan sonra minimum on günde hazırlayabiliyoruz.
Kaç kişilik bir ekibiniz var?
Buzdağının görünen kısmında beş kişiyiz. Bunun yanı sıra arka planda profesyonelliğimizin ve titizliğimizin gerektirdiği birçok ekip arkadaşımız ve çözüm ortağı olarak çalıştığımız firmamız var.
Nasıl ulaşabilirler size?
Teknoloji ile uyum içerisindeyiz. Tüm yenilikleri kullanmaya çalışıyoruz. Dolayısı ile var olan tüm sosyal medya hesaplarında More and More Organizasyon’u bulmaları mümkündür. Zaten müşterilerimiz ile çok yakın temas halindeyiz, bizlere gönül rahatlığı ile 7/24 ulaşabilirler.
MORE&MORE Organizasyon moreandmoreevent more&more organization
more and more events http://moreandmore.events
davet
Ashley Joy Ankara’da Ashley Joy markasının yaratıcısı Aslı Şen cemiyet hayatının önde gelen isimleriyle Ankara’da buluştu. Etkinlik Next Level’da bulunan Harvey Nichols’da gerçekleşti. Marka yaratıcısı Aslı Şen’in ev sahipliğinde, bu özel tanıtım davetine Ankara’nın iş, sanat ve cemiyet hayatından ünlü simaları katıldı. Neşe Boysanoğlu, Aysel Akçay, Duriye Arseven ve Aylin Yılmaz gibi birçok ismin konuk olarak katıldığı lansmanda davetliler bitkisel yağların eşsiz karışımından oluşan ‘Ashley Joy’ markasını yakından tanıdılar. İçerdiği özel yağlar ile saçlara kaybettiği sağlığı geri vererek doğal güzelliklerine kavuşturan AshleyJoy Saç Bakım ürünlerinin saça kazandıracağı dolgunlukla kadınların günlük yaşamının bir parçası olacağı belirtildi. Aslı Şen yıllardır kendi saçları için uyguladığı başarılı yağlardan yola çıkarak en özel ürünleri kullanarak başka kadınları güzelleştirmek için Ashley Joy markasını yarattığını belirtti. Aslı Şen konuşmasında, ürünü hazırlarken Ender Saraç ve Suna Dumankaya ile yola çıkıp onlardan bilgi aldığını belirtti.
124
ASLI ȘEN
BENSU KALENDER
ENDER SEVGİ GÜLTEKİN
absolutely chic “sürekli ofisinde çalışsa da aklı hep evde” ANNELER GÜNÜNÜZÜ KUTLARIZ.
SHOWROOM • Karacakaya Caddesi No:4 Siteler-ANKARA/TURKEY T 90.312.257 3 838 • F 90.312.517 5 558 • info@pierrecardinoffice.com
www.pierrecardinoffice.com
davet
YEȘİM TANDOĞAN
CEREN SÜR
Seçkin kozmetik markalarına Ashley Joy markasını da dahil eden Harvey Nichols, bu özel tanıtımda birbirinden özel birçok ismi bir araya getirdi.
DÜRİYE ARSEVEN
AYLİN YILMAZ
davet
TÜLAY AÇKALMAZ
128
SEVİLAY HELVACIOĞLU
Harvey Nichols Genel Müdürü Tülay Açkalmaz’ın da konuklarla yakından ilgilendiği davette Lerzan BArutoğlu pembe kıyafetiyle üm bakıșları üstünde topladı. LERZAN BARUTOĞLU
NEȘE BOYSANOĞLU, AYSEL AKÇAY
davet
MERVE KALEMCİ
ZİLHA ELMA
NAZLI GÜR DEMİR
Ashley Joy ürününün tanıtımına bașkentli hanımlar büyük ilgi gösterdi. TUĞÇE İNAL
MİNE ALP
IȘIN KURȘAKLIOĞLU
RUȘA ACAR
MERVE SAVCI
TUĞBA KAHRAMAN
Tuğba Kahraman’nın sahibi olduğu Peony Cake tarafından hazırlanan lezzetli ikramlar konuklar tarafından oldukça beğenildi. NESRİN KILAVUZ
BERİL ÇAVUȘOĞLU
düğün
Rüya Gibi Düğün Töreni İş adamı Burak Aytan ile Uluslararası Ticaret bölümü mezunu Burçin Baysal Rixos Otel’de gerçekleşen rüya gibi bir düğün ile hayatlarını birleştirdi. Rixos Otel’in büyük balo salonunda gerçekleşen düğüne iş ve sanat dünyası ile bürokrasiden çok sayıda isim katıldı. Mutlu çift nikahın ardından davetliler huzurunda ilk danslarını gerçekleştirdi. Romantik danslarının sonrasında misafirlerini masalarında tek tek ziyaret ederek tebrikleri kabul ettiler. Renkli düğün töreninde canlı müzik eşliğinde eğlenen misafirler bol bol fotoğraf çektirip sosyal medyada paylaştı. Mutlu bir birlikteliğe imza atan çift balayı adresleri olarak Maldivler’i tercih etti.
132
BURÇİN BAYSAL, BURAK AYTAN
düğün
SELÇUK - MELİS ȘENTÜRK
YİĞİT BAYSAL
ALİȘAN
Șık düğüne çok sayıda oyuncu ve siyasetçi katıldı. NURCAN - AYHAN AYTAN, DİLEK - EDİP BAYSAL
DİDEM - ERDOĞAN BESER
EMRE KOYUNSAĞAN, MELİS ENSARİ
MÜGE GÜNGÖR
Uzun kırmızı elbisesiyle oldukça șık görünen Müge Güngör davete katılan isimler arsındaydı. TUĞÇE - DORA BAYSEFER
EDA - UĞUR ÖZER
davet
Futbol Aşkı Nişan Töreniyle Sonlandı Cemiyet hayatının sevilen isimlerinden Nilgün-Murat Saatçioğlu’nun kızları Selin Saatçioğlu ile Eric Selin şık bir nişan töreni ile evlilik yolunda ilk adımı attılar. Çevre Mühendisi Selin Saatçioğlu ile Bilgisayar Mühendisi Eric Selin, altı yıl önce Kanada’da futbol oynarken tanıştılar. Tanışmalarının ardından birbirinden çok etkilenen çift, geçtiğimiz günlerde nişanlandı. Nişan törenine çiftin yakın arkadaşları ve aile dostları katıldı. Kavaklıdere Tenis Kulübü’nde gerçekleşen davette konuklar canlı müzik eşliğinde eğlendi.
SELİN SAATÇİOĞLU, ERIC SELİN
Selin ve Eric çifti nișan törenine katılan dostlarını kapıda karșılayarak misafirperver davranıș sergiledi. ÇİĞDEM MOCHAN
ȘULE CİZRELİ
GAMZE SAATÇİOĞLU
ZAFER - AHMET ÇAVUȘOĞLU
CANSIN KARATAȘ
GÜLGÜN, DİCLE, MEHMET COȘAN
HALE - MEHMET ÇAVUȘOĞLU
NİLGÜN - MURAT, DEANNE SAATÇİOĞLU
röportaj
Zamansız Tasarımların Adresi
CEREN CAN
Moda tutkusundan hiçbir zaman vazgeçemediği için kendini tasarımcılığa adayan Ceren Can ile modaya, hedeflerine ve hayallerine dair samimi bir röportaj gerçekleștirdik...
T
asarım yolculuğunuz nasıl başladı?
Bilkent Üniversitesi Turizm İşletme Bölümünü bitirdikten sonra modaya kayıtsız kalamadım. Üniversite yıllarımda içimdeki boşluğun izini sürerek nasıl mutlu olacağımı keşfetmekti aslında benim durumum… Hayal kurup, birbirinden bağımsız parçaları bir araya getirerek kişisel manada ortaya bir “şey “ çıkarmanın müthişliğinden kaynaklanan bir durum… Zaten her zaman hayatımın içinde olan modayı profesyonel olarak yaşamaya başladım. Ünlü bir giyim markasıyla çalıştım. Ünlü bir tasarım markasına strateji ve iş geliştirme yöneticiliği de yaptıktan sonra kendi markamı kurdum… Bir insanın sevdiği mesleği yapmasının ne denli önemli olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Ben de bu şansı kullanarak zamanımın çoğunu Ceren Can markam için çalışarak geçiriyorum... Başarının da ancak bu sevgi ve ilgiden gelebileceğine inanıyorum…
Tasarımlarınızın ilham kaynağı neler oluyor?
Tasarım benim için bir tutku olunca tasarladığım ürünler de benim için yeni doğmuş bir bebekten farksız oluyor tabii ki… Her zaman içimdeki sesi dinlemiş ve tutkularımın peşinden gitmişimdir.. Tasarımlarımda son derece esnek davranırım ve kendimi sınırlamam…
Koleksiyonlarınızı hazırlarken hikayeleri nasıl, nelerden yola çıkarak oluşturuyorsunuz?
Koleksiyon oluştururken her sezon için, bir yıl önceden moda sektöründeki renk, desen, silüet, trend raporları hazırlayıp genellikle kafamda hayali bir dünya yaratıyor ve oradaki karakterleri giydiriyorum. Zevk aldığım, bana estetik gelen, keşke böyle bir şey olsaydı dediğim tasarımlar yapıyorum… Geniş kitlelere hitap etmeyi planladığım için de giyilebilirlik ve fonksiyonellik önceliklerim arasında yer alıyor.
Yurt dışında imzanız olan çalışmalar var mı? Henüz yok…
Tarzınızı nasıl tanımlıyorsunuz?
Öncelikle rahat etmediğim kıyafetleri giymeyi sevmiyorum. Tamamen keyfime göre giyiniyorum… Özetle; yalın, sade ve zamansız olarak tanımlayabilirim tarzımı…
Stil sahibi olmak için nelere dikkat etmek gerekiyor? Stil sahibi bayanların ortak özelliği elbette kendilerine olan
güvenleridir. Öncelikle güven her zaman bir bayanın en önemli süsüdür. Kendine güvenen bir bayan her zaman, her ortamda dikkatleri üzerine çekecektir. Vücut şeklini tanımak oldukça önemlidir. Sadece vücudunu değil, kendini tanıması da en az vücut şekli kadar önemlidir. Seçilen kıyafet ve aksesuarların ten rengi ile uyumu da tabii ki kendini tanıyan bir bayan için oldukça kolaydır. İyi giyinerek şık olabilirsiniz fakat stil sahibi bir kadın olmak için çok daha fazlası gerekli... Kendinize güvenin ve içinizdeki kadını keşfedin derim..
Ufukta yeni projeleriniz var mı? Bu sene başka markalarla iş birlikleriniz olacak mı?
Yakın dönemdeki projelerim arasında ilk defilem yer alıyor... Nasıl bir konsept olacağı hakkındaki görüşmelerimiz devam ettiği için şimdilik o kısmı sürpriz…
Bir gününüz nasıl geçiyor, zamanınızı nasıl yönetiyorsunuz?
İş ve toplantılarla yoğun geçiyor, kesinlikle aktif olması gereken bir insanım, bu hayata alışığım... Üretmemek beni mutsuz eder. Yüksek tempoda çalıştığımız için de her defasında bir sonraki tatili iple çekiyorum tabii ki. Arada tembellik yapmak herkesin hoşuna gider ama onlar bonuslar olmalı bence
Başarılı bir tasarımcı olmak isteyen gençlere öncelikli olarak neler tavsiye ediyorsunuz?
Bence her insan önce kendini dinlemeli ve ne yapmaktan zevk aldığını keşfetmeli. Daha sonra da risk almaktan çekinmeyerek kalbinin sesini dinlemeli. Bizler ilk adımı atmakla yükümlüyüz, gerisi kendiliğinden geliyor zaten...
Koleksiyonunuzda bu yaza damgasını vuracak renkler ve parçalar neler olacak?
Kumaşlar da tarzlar da daha özgür. Maskulen ve feminen denge ile oynayarak açık renkli kumaşlar ile koleksiyonumuzu daha çekici hale getirdik. Pastel renklerin de çoğunlukta olduğu, pembe, mavi, yeşil, sarı, beyaz ve kahve tonlarına yakın nötr renkler kullandık. Ayrıca geometrik desenler, pliseler, elbiseler ve gömleklerde bu detayı çok görüyoruz...Büyük çiçekli desenler ve ayrıntıda gizli danteller.
davet
Hayatlarını Birleştirdiler İş adamı Murat Saatçioğlu ile Hazine Yöneticisi Gamze Çalışır Sheraton Otel’de gerçekleşen şık düğün ile dünyaevine girdi. Dokuz yıl önce iş ortamında tanışan genç çift geçtiğimiz Aralık ayında nişanlanmıştı. İlk görüşte birbirlerinden etkilenen ikili daha sonra bu güzel ilişkiyi evlilikle taçlandırdı. Çiftin yakın dostlarının katıldığı şık davette renkli görüntüler yaşandı.
140
GAMZE ÇALIȘIR, MURAT SAATÇİOĞLU
ERİM DOĞAY, TANSEL SAATÇİOĞLU, RUMİ - İREM DOĞAY
Birbirinden șık hanımların katıldığı davette konuklar gecenin ilerleyen saatlerine kadar dans etti.
DEANA SAATÇİOĞLU
DİCLE COȘAN
ÇİĞDEM MOKAN
SELİN SAATCİOĞLU, ERİC SELİN
davet
Dai Wedding’ten Türkiye’de Bir İlk 2005’ten bu yana özgün gelinlik tasarımlarıyla dikkat çeken Dai Wedding, yine bir ilke imza attı. Dünyada yaygın olan ancak ülkemizde önemi yeni fark edilen gelin danışmanlığı ve eğitimlerine yaklaşan yaz aylarıyla beraber başladı. “Gelin Adaylarını Bilgilendirme” adı verilen etkinlik günlerinin ilki 17 Nisan’da uzman konuklar; stil ve imaj danışmanı Sevgi Soluk ve Kentpark Jolly Tour Satış Departmanı Şefi Can Özturhan ve 24 Nisan’da Uzman Diyetisyen Nihan Ortaç Yaldız ve Leyla İnanır Güzellik Akademisi Eğitmeni Ceren Gül ile birlikte geniş bir katılımla gerçekleştirildi. Toplantıda, gelinlikten mekâna, şekerden davetiyeye, makyajdan fotoğrafa, yüz-vücut bakımından kuaföre kadar uzanan geniş bir yelpazede çiftlere profesyonel destek verileceği açıklandı.
NİHAN ORTAÇ YALDIZ
Toplantıda, gelinlikten mekâna, șekerden davetiyeye, makyajdan fotoğrafa, yüz-vücut bakımından kuaföre kadar uzanan geniș bir yelpazede çiftlere profesyonel destek verileceği açıklandı.
FAZİLET KURHAN, SEVGİ SOLUK
FAZİLET KURHAN, BİRGÜL CUHRUK
FAZİLET KURHAN, CAN ÖZTURHAN
DENİZ KARSAK YAMANOĞLU, CEREN GÜL
davet
BERİL ÇAVUȘOĞLU, ZEYNEP KÖKSAL YAYKIIRAN
Etkinlik sonunda KEV Yön. Kur. Bșk. Zeynep Köksal Yaykıran, katkılarından dolayı G Concept’in sahibi Gökçe Özcan’a, ve MAG Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Beril Çavușoğlu’na teșekkür plaketi sundu.
KEV’den Yardım Daveti Makyaj gurusu Mustafa Revan, KEV yararına G Concept’te keyifli bir etkinlik düzenledi. Gökçe Özcan’ın sahibi olduğu G Concept mağazasında, Köksal Eğitim Vakfı (KEV) iş birliği ile yapılan etkinliğe Ankara sosyal hayatının tanınan simaları katıldı. Elde edilen gelir ise başarılı olup, imkanları kısıtlı üniversite öğrencilerine burs olarak aktarıldı. Davet Mustafa Revan’ın ilkbahar-yaz makyaj trendlerini anlattığı workshop ile devam etti. Revan, konuklara makyaj teknikleri ve doğru makyaj için ipuçları verirken, katılımcıların sorularını cevaplamayı da ihmal etmedi. Model üzerinde yeni sezon trend renklerini uygulamalı olarak gösteren Revan, bazı katılımcıları da uygulamaya dahil etti. Etkinlik sonunda KEV Yön. Kur. Bşk. Zeynep Köksal Yaykıran, katkılarından dolayı G Concept’in sahibi Gökçe Özcan’a, MAG Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Beril Çavuşoğlu’na ve ünlü makyaj artisti Mustafa Revan’a teşekkür plaketi sundu.
144
GÖKÇE ÖZCAN
TÜLAY KAYA
PINAR KÖKSAL
ASLI VELİDEDEOĞLU
Bașkent cemiyet hayatının seçkin isimlerinden Aslı Velidedeoğlu klasik șıklığıyla oldukça göz doldurdu. MUSTAFA REVAN
BENGÜ ÖZDEMİR
30
YILLIK BAĞLILIK
Gazi Üniversitesi Rektör Adayı Prof. Dr. Emin Ersoy’u kendi ağzından ve ailesinden dinliyoruz...
3
0 yıldır Gazi Üniversitesi'ndeyim. Asistanlığımdan profesörlüğüme giden süreçte her anını yaşadım. Çok severek çalıştım, hep daha iyi olmak gayretim vardı. Bu süre içerisinde mesleğim nedeni ile de her türlü insan ile karşılaştım. Dikkatimi çeken en önemli olgu; eğer iletişim kurabilirseniz, her insanın içinde bir iyilik çekirdeğinin bulunabileceğiydi. Geldiğim bu noktada Gazi Üniversitesi Rektör adayıyım. Yaşadığım süreçte ana fikrim değişmedi. Üniversitemde çok değişik fikir, görüş ve çözüm önerilerine sahip öğretim üyesi arkadaşlarım ve öğrenciler var. Herkesin sorunlarını çözebilmek ve ortak paydalarda buluşabileceğimiz fikirler üretmek üzere yönetime talibim. Gazi Üniversitesi merkezden yönetilmek için çok büyük. Yaklaşık 70 bin öğrencisi, 4 bin öğretim elemanı ve 20 bin idari personel ve diğerleri ile yaşayan, üreten, eğiten ve tüketen bir kurum.
Bu nedenle biz yönetimi liyakata dayalı, kişi farkı gözetmeyen bir düşünce ile organize etmeliyiz. Sorumluluğu paylaşmalı, problemleri çözmeli, mutlu, üretken ve bilimsel aktivitesi yüksek bir üniversite oluşturmalıyız. Yetişmiş insan kaynağımız, teknik alt yapımız var. Bu hedefler doğrultusunda yapmamız gereken motive olmak, hedefe kilitlenmek, bilim arenasında Gazi Üniversitesi’ni yükseltecek adımları vakit geçirmeden atmaktır. Vizyonumuz ve bununla bağlantılı olarak yapacağımız çalışmalar sayesinde kaynaklarımızı öncelikler, bilimsel çalışmalar ve insan unsurunu öne çıkararak harekete geçireceğiz. Çalışanı, eğiteni, eğitileni mutlu olmayan bir üniversiteden verim beklenemez. Öğrencisinden öğretim üyesine ve çalışanına kadar herkesin severek işine, derslerine geldiği ve mensubu olmaktan gurur duyduğu bir üniversiteyi oluşturmak için bu önemli göreve talibim.
Ayşe Sibel Ersoy (Eşi)
Nazlı Hürmeydan Ersoy (Gelini)
(Uzman Eczacı, Farmakolog, A.Ü. Felsefe Bölümü 4. Sınıf Öğrencisi) “Eşimin 30 yıldır Gazi Üniversitesi’ndeki çalışmalarını, verdiği emeği, mutluluklarını, hüzünlerini en yakından yaşayanlardan biri olarak şunu söyleyebilirim ki;
(Sistem Elektromekanik Tesisler Sanayi ve Ticaret A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi - Yüksek Bilgisayar Mühendisi M.B.A.) “Babamın rektörlük adaylığını öğrendiğimde yaşadığım mutluluğu anlatamam. Bence Gazi Üniversitesi’nin aradığı kandır kendisi. Gazi Üniversitesi onun rektörlüğüyle birlikte geleceği umutla bakacaktır.”
Prof. Dr. Emin Ersoy, büyük bir potansiyele sahip olan Gazi Üniversitesi’nin yeniden harekete geçmesi ve üniversiteyi daha ileri noktalara getirmesi için gerekli bilgi, tecrübe ve donanıma sahip bir Gazili. Çözüm odaklı önerileriyle muhteşem bir değişim getireceğine inancım tam.”
Ahmet Ersoy (Oğlu) (SOCAR Power Enerji Yatırımları A.Ş. Finans Uzmanı) “Babamın Rektörlük seçimlerine bile ayrı bir düzey getireceğine inanıyorum. Bilgi ve tecrübesinin yanı sıra sevecenliğiyle kalplere de hitap ediyor.”
Esin Ersoy (Kızı) (Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi 3. Sınıf Öğrencisi) “Yıllar boyunca babamın tüm aile üyelerine gösterdiği sevgi ve ilgiyi Gazi Üniversitesi çalışanlarına da gösterdiğini gözlemlemek benim açımdan son derece önemliydi. Çünkü Emin Ersoy, Gazi Üniversitesi’ni her zaman ailesi gibi gördü. Üniversite öğrencilerinin sorunlarını benimle paylaştı, bir öğrenci olarak benim açımdan sorunlara ve çözüm önerilerine yaklaşımımı öğrenmeye çalıştı. Rektörlük adaylığı ile ilgili kararını sonuna kadar destekliyorum.”
Dikkatimi çeken en önemli olgu, eğer iletişim kurabilirseniz, her insanın içinde bir iyilik çekirdeğinin bulunabileceğiydi.
davet
Tektaş’tan Özel Davet ZEYNEP - MURAT ERSAVCI
Tektaş Mücevher ve Saatçilik,Türkiye distribütörü olduğu mücevher ve saat sektöründe İsviçre’nin önde gelen Chopard, Audemars Piguet ve Patek Philippe markalarının 2016 koleksiyonlarını 12 Nisan Salı akşamı Ankara Cermodern Müzesi’nde özel bir davetle tanıttı. Tektaş Mücevher ve Saatçilik Yönetim Kurulu Başkanı Shelly Ovadia’nın evsahipliğinde gerçekleşen gece, İran yeni akım sinemasının öncüsü olarak kabul edilen sanatçı Abbas Kiarostami’nin fotoğraf ve video sergisinin gezilmesiyle başladı. Serginin ardından misafirler şık bir yemek eşliğinde, yeni koleksiyonları yakından inceleme fırsatı buldular.
150
MELİKE - HİKMET GÖKÇE
BETÜL AKMAN
EDA - EMRE BEKİȘOĞLU
Şehirde güzel bir gün geçirmeye ne dersiniz? O gün yapmanız gereken en zor seçim masajınızı 60 dakika mı yoksa 90 dakika mı alacağınız olabilir. Hilton Istanbul Bomonti Hotel & Conference Center 85’i süit 829 odası, Hilton Worldwide tarafından verilen 2014 EMEA Yılın Şef i Ödülünün sahibi şef imizin lezzetleriyle The Globe restoranı, 34. katında eşsiz şehir manzarasına hakim, yaratıcı kokteylleriyle sizi şaşırtacak ve Sushi Lounge’unda gece boyunca enfes suşiler tadabileceğiniz Cloud 34 barı, açık ve kapalı yüzme havuzları ve 3.300 m2’lik Avrupa’nın en büyük eforeaTM Spa’sı ile sizi bekliyor.
davet
YEȘİM - REHA TANDOĞAN
ESİN GÜREL
NİLÜFER - KEMAL ÇAVUȘOĞLU
Cer Modern’de gerçekleșen özel etkinliğe birbirinden seçkin isimler katıldı. 152
DÜRİYE - NEJAT ARSEVEN
ȘÜKRÜ KOÇOĞLU
MİNE - EMRAH ERKALP
davet
DERYA ATALAY
ERCAN KAHRAMAN
Cemiyet hayatının önde gelen isimlerinden Ebru - Deniz Demiryürek çifti daveten katılan isimler arasında yer aldı. 154
DEMET MÜFTÜOĞLU
BERİL ÇAVUȘOĞLU
EBRU - DENİZ DEMİRYÜREK
davet
ARZU - HÜSNÜ SABUNCU
EBRU, CEREN KOÇOĞLU
Birbirinden özel ürünlerin yer aldığı davette konuklar șık parçaları yakından inceleme imkanı buldu. 156
ARZU DURAL
LERZAN BARUTOĞLU, ALİ METE
ÖZGE - ALİ ÇAVUȘOĞLU
E‘Ǿ NFLBO NPCĆŒMZB CBIĂŽF WF ZBÇľBN
cast aluminyum
bahçe mobilyalarĹ bakĹm istemez hafiftir paslanmaz rengi solmaz
XXX TQSBNCBS DPN LFZBQ ĂŽBSǾ‘ K CMPL OP ZVLBS‘ EVEVMMV ĆŒTUBOCVM
davet
IȘIK TEZER, IȘIN KURȘAKLIOĞLU
KORAY AKAR
AYNAZ ÖZKAȘIKÇI
Cemiyet hayatının en șık isimleri arasında yer alan Aynaz Özkașıkcı șık kıyafetiyle herkesi büyüledi. AYȘE GÜREL BUYURAN
KARTAL İPEKKORAY - SADIK BİLGİÇ
İPEK - SADIK BİLGİÇ
B İ R A N N E T Ü M D Ü N YAY I D E Ğ İ Ş T İ R E B İ L İ R. . . . Kırkkonaklar Ankarama Residence E Blok 320. Sokak No:5-6-7 Çankaya / ANKARA Telefon 7/24 : +90(850) 346 1903 / +90(312) 911 1 847 (vip)
davet
Görkemli Açılış HÜSEYİN - MUZAFFER ÖNCÜ
Dentada Ağız Diş Sağlığı bünyesinde açılan güzellik merkezinin açılış davetine Polatlı’nın ünlü isimleri katıldı. Açılışı ilçenin belediye başkanı, kaymakamı, emniyet müdürü, ticaret odası başkanı, diş hekimi Gizem Işık ve kliniğin sahibi Rukiye Öncü gerçekleştirdi. Davetliler arasında Anadolu Ateşi’nin baş dansçılarından olan ve yöneticisi, aynı zamanda kliniğin de beslenme uzmanı ve diyetisyeni olan Abdullah Ateş te vardı. Renkli açılışta keyifli dakikalar yaşandı.
160
GİZEM IȘIK, ABDULLAH ATEȘ, RUKİYE ÖNCÜ
ELİF ADA ÖNCÜ, ARMAĞAN ÖNCÜ
SELEN ERDOĞAN
röportaj
ȘEKERFARE Kocan Kadar Konuș serisinin yazarı Șebnem Burcuoğlu, Alfa Yayınları’ndan çıkan yeni romanı Șekerfare ile Ankara’yı selamlıyor.
K
ocan Kadar Konuş serisinin ardından yepyeni bir romanla karşımızdasınız; Şekerfare. Nedir bu Şekerfare?
Yeni romanımda sizleri Şükran Tanay ile tanıştırıyorum. Şükran yirmi beş yaşında, ailesinin tekne kazıntısı, kendisi bir baltaya sap olamazken abisinin akademik kariyeri altında yıllarca eziklik hissetmiş genç bir kadın. Neye elini atsa olmamış.
Bir gün canına tak ediyor, ünlü ve zengin olup büyük bir başarı elde etme hayaliyle Şekerfare isimli hikayesini film şirketlerine gönderiyor. Ve içlerinden biri Şükran’ın Şekerfare isimli hikayesini film yapmak istiyor. Eğlenceli serüvenimiz de böylece başlıyor.
Aslında sizin yaşadıklarınızla benzer bir durum bu, değil mi?
Türkiye’nin başarılı film şirketlerinden biriyle kaliteli filmlere
imza attık. Şükran’ın karşısına çıkan film şirketi ise adı sanı duyulmamış, biraz da oyunbaz bir şirket. Şükran başına bir talih kuşu konduğunu düşünüp araştırmadan film işine balıklama dalıyor. Şekerfare’nin fonunda film dünyası var. Esas motifi hayatı 12’den vurup yırtmak ya da yırtamamak. Bütün mesele de bu değil mi zaten?
Kitap yazmak bana diğer güzellikleri getirdi. Ünlü ve zengin olmak bu kadar kolay mı?
Hayaller Kim Kardashian, gerçekler Şükran Nanay. Yani kolay değil. Bence kazanılmış gerçek başarıların hiçbiri tesadüf değil. Arkasında büyük emek, uykusuz geceler, sinir, stres var. Fakat dışarıdan bakıldığında “Şans buna gülmüş, bana gülmemiş” diye yorumlar gelebiliyor. Şu sözü çok seviyorum, “Şans; hazırlığın fırsatla karşılaşmasıdır”.
Romanınızda film dünyasının kapıları aralanıyor...
Bunu anlatmayı özellikle istedim çünkü o pırıltılı dünyanın iç dinamiklerine bu kadar yakından şahit olmak ilginçti. Film işi gerçek anlamda zormuş. Sette saatlerce, nefes almadan çalışıyor herkes. Ciddi anlamda fiziksel dayanıklılık gerektiren bir iş. Sadece oyuncu ve yönetmen de değil, set makyajcısı, kostümcü, ışıkçı, çayları getiren abi, herkes uykusuzluğa meydan okuyor. Hani diyorlar ya “Yine bir set aşkı daha doğdu” diye, nasıl doğmasın ki insanlar orada yaşıyor!
Şükran da filmin senaristliğine soyunuyor. Ya senaristlerin durumu nedir?
Onlar gizli kahramanlar. Bir hikaye yaratıyorlar ve ancak ondan sonra hikaye ete kemiğe bürünüyor. Senaryo sağlam olmadan bir işin tutması zor. Hele ki; bu dönemde dizilerdeki döngüye bakın. Gerçekten üstün bir performans sergiliyorlar.
Siz de Kocan Kadar Konuş’un senaryosunu yazdınız. Nasıl bir süreçti?
Yapımcımız filme benim kalemimin girmesi konusunda ısrar ettiği için bu işe soyundum. İlk kitabım da senaryo kafasında olduğu için birebir kitabın aynısı oldu zaten. Ardından bir de dizi senaryosu yazdım başka bir yapım şirketine. Bir pop-star hikayesi. O da Türkiye’nin büyük kanallarından birine satıldı. İnşallah yeni sezonda izleriz.
Şekerfare Ankara’da geçiyor. Neden hikayenizi Ankara’da kurguladınız?
İstanbulluyum ama Bilkent’te okudum. Hayatımın en güzel dört senesi bu şehirde geçti. Ankara gri görünüyor fakat bence içi rengarenk, dostlukları sağlam, insanları sözünün arkasında duruyor. Şekerfare’de de Düveroğlu Kebapçısı, Cafe Bien, Çin Çin Bağları, Tunus Caddesi, Kavaklıdere, kısacası Ankara’da bulunduğum her yer var. Hem zaten en taze balık da Ankara’da yenir. Bu bile Ankara’yı sevmek için yeterli bir sebep!
Kaleminiz oldukça seviliyor. Şekerfare’nin devam kitabı veya filmi olacak mı? Teşekkür ediyorum. Benim için esas olan kitap. Kitap yazmak bana diğer güzellikleri getirdi. Onun için kısmet diyorum!
“Size özel egzersiz programları ile hedeflerinizi gerçekleştirmek üzere beraber yola çıkıyoruz. Hedef her zaman kolay veya kısa olmayabilir, önemli olan bu hedeflere doğru ve kalıcı yoldan ulaşmak..“ “Herkese uyan egzersiz anlayışı yerine “size uygun” egzersiz programını uyguluyoruz..”
Next Level Rezidans-AVM B-Blok Kat :2 No:3 Söğütözü Ankara Tel: +90 312 911 29 96 www.pilateszone.com.tr
DB Berdan Trunk Show
davet
DB BERDAN, “Peace Love And Brainzzz” isimli 2016 İlkbahar-Yaz koleksiyonunu, Türk modasına yön veren 41 tasarımcının koleksiyonlarını aynı çatı altında satışa sunan multibrand konsept mağazası GIZIA GATE Nişantaşı’nda tanıttı. Her koleksiyonuyla farklı duruşlarını sergileyen Deniz-Begüm Berdan ikilisinin Nişantaşı Abdi İpekçi Caddesi’ndeki GIZIA GATE’de yaptıkları Trunk Show’da koreografisi Öner Evez tarafından yapılan defilede saçlar Garage Hair Repair Studio, makyaj MAC kozmetik ürünleriyle hazırlanırken, İnci Deri ayakkabıları kullanıldı. DB BERDAN, “Peace Love And Brainzzz” koleksiyonu dapdaracık formlarıyla seksapalitesi yüksek bir koleksiyon. 90’lar gotik kültürünün kara mizah anlayışından ilham alarak hazırlanan tasarımlar eğlenceli ama sert. Siyahla patlak tonların kombinasyonu ve detaylarda file yorumu göze çarparken parçaların genelinde çapraz ip detayıyla korse etkisi yaratılıp ten gizemli şekilde açığa çıkıyor. Kuş gözleri işlemeleri elbiselere özenle yerleştiriliyor, metal fermuar dişlerle çerçeveleniyor. Egzantrik nakışlar korku filmi karakterlerine uyumlu şekilde işleniyor. Özel bir baskı yöntemiyle doğal elyaflara basılan desenler, siyah zeminin yoğunluğunda kontrast yaratan parlak yeşil, kırmızı ve sarı renklerle koleksiyona canlılık katıyor.
ÖNER EVEZ, YAKUP BİÇER
168
BEGÜM - DENİZ BERDAN
GİZEM HATİPOĞLU
ÖZGE ULUSOY
davet
TİRAJE BAȘARAN
CANAN KADIOĞLU
TUĞBA PEKSAYAR
GÜL GÖLGE SAYGI
ELİZ SAKUÇOĞLU
Yeni sezon ürünlerinin tanıtıldığı davette konuklar özel tasarım parçaları büyük ilgiyle izledi.
AHU YAĞTU
davet
DENİZ MARSAN
SİBEL BÜYÜKUĞUR
EMRE ERTÜRK
GÜNSEL ÜLKÜ
AHU ORAKÇIOĞLU
LARA SAYILGAN
ARZU KUNT
İstanbul cemiyet hayatının önde gelen isimlerinin katıldığı davette renkli görüntüler yașandı.
DERYA - BEKİR AKSOY
JÜLİDE ÖNENGÜT, NESLİHAN KOZANOĞLU
BAȘAK DİZER TATLITUĞ
Rengarenk kıyafetlerin yer aldığı defilede konular bol bol fotoğraf çektirip sosyal medyada paylaștı. IȘIL REÇBER
AYȘE KUCUROĞLU
MÜGE ARNAS
davet
Yabancı mankenlerin podyuma çıktığı etkinlikte hiçbir detay atlanmadı.
174
lası için Daha faz /MAGonline .com facebook
Erken Rezervasyon Fırsatları İçin
“Yerinizi Şimdiden Ayırın...”
Saltur ile Dünya Küçülür
Hayaller Gerçek Olur Ankara: Atatürk Bulvarı No: 175/4-8 Kavaklıdere, Çankaya/ANKARA İstanbul: Bağdat Caddesi 53/1 Kızıltoprak, Kadıköy/İSTANBUL /saltur
@saltur
beauty Özel beauty içeriğimizde renkli alıșveriș sayfalarımızdaki önerilerimiz, ünlü makyözlerden ve modacılardan güzelliğe dair tüyolarımız güzelliğinize güzellik katacak... Unutmayın, kendinizi ne kadar severseniz o kadar mutlusunuz...
davet
Cemiyete Yaz Makyajı MAC Kozmetik 2016 İlkbahar/Yaz makyaj trendlerini değiştirecek olan Flamingo ürünlerini tanıttı.
BEGÜM AKIȘ
Ankara iş ve cemiyet hayatının önde gelen isimlerinin katılım gösterdiği etkinlikte davetliler yeni koleksiyonu yakından incelediler. Bu yaza damga vuracak tonlar hakkında bilgi alan konuklar MAC Kozmetik'in ünlü makyaj artislerinden tüyolar aldı. Bu yıl da doğal makyajın en çok tercih edilen makyaj türlerinden olacağını vurgulayan MAC Kozmetik Flamingo koleksiyonunda yumuşak, pastel renklerini yaza renk katacak doğallıkta beğeniye sunuyor.
GÜLȘAH TAȘKIN
Ankara iș ve cemiyet hayatının önde gelen isimleri ürünleri yakından inceleyerek bol bol alıșveriș yaptı.
ARZU SABUNCU
IȘIN KURȘAKLIOĞLU
ZEYNEP KUMRU AYKOÇ
DİDEM ÖZTABAK
YEȘİM BARLAS
SEVİLAY HELVACIOĞLU
SİRET UYANIK
KADRİYE KERİMOĞLU
TAMAR ALMAGOR HAFFNER
İsviçre Büyükelçisi’nin eși Tamar Almagor Haffner’in de katıldığı etkinlikte davetliler, MAC Kozmetik’in makyaj artistleri eșliğinde yeni ürünleri test etti.
HANDAN UZUNOĞLU
röportaj
Son dönemde ekranların en sevilen dizilerinden olan Kiralık Așk dizisinden tanıdığımız fakat bundan önce de birçok ünlü oyuncu ve mankenle çalıșan, renkleri ustalıkla kullanarak kusursuz görünümler yaratan bașarılı ve samimi makyöz Ayșegül Kartal ile “MAG Beauty” içeriğimize özel olarak sıcacık bir sohbet gerçekleștirdik… Mesleki serüvenini dinlerken güzelliğe dair önemli tüyolar almayı da unutmadık…
M
erhaba... Öncelikle kısaca kendini tanıtıp makyaj yapma serüveninin nasıl geliştiğini bizlerle paylaşır mısın?
Ayşegül Kartal ismim, 1981 yılında İstanbul’da doğdum ve büyüdüm. Aslında resim yapmayı çok sevdiğimden hatta heykel ya da resim bölümü okumayı düşünürken bir anda bir yaz tatili sonrası bir makyaj asistanlığı işi gelmesiyle tüm hayatım ve hayallerim değişti. İlk işim hatırlamadığım reklamlarda asistanlık yapmak oldu ve işi çok sevdim sonrasında Haziran Gecesi işiyle makyaj hayatıma başladım. Çok fazla asistanlık yapmadım, bu işle ilgili hiçbir eğitim almadım ama yeni trendleri takip etmeyi sevdiğimden çok video izledim ve makyaj yapmaya karar verdim. Her şey istediğim gibi şanslı gitti ve bulunduğum yere gelmem çok zor olmadı.
Küçükken annenin rujlarını gizli gizli süren kızlardan mıydın?
Düşünülenin aksine ilk rujumu 22 yaşımda sürdüm. Hala da kendime makyaj yapmayı sevmem yani ben tam bir erkek çocuğuydum.
180
Başkalarını güzelleştirmeyi severim ve bunu baştan yaratılma hikayeli filmlere borçluyum beni etkileyen bu oldu.
Ünlu isimler ile yolun nasıl ve ne zaman kesişti? İlk hangi ünlüye makyaj yaptın? Şu an kimlerle çalışıyorsun?
İlk olarak Haziran Gecesi dizisinde Naz Elmas’a makyaj yaptım. Sonrasında moda çekimleri, reklamlar ama daha çok dizi makyözlüğü yaptığımdan birçok ünlüyle çalışma şansım oldu. Pulsar, Adını Feriha Koydum, Küçük Sırlar, Kaçak Gelinler ve Hayat Ağacı dizilerinin makyözlüğünü yaptım. Şu anda da Kiralık Aşk’ın makyözüyüm.
Ünlülerle çalışmak nasıl bir duygu, zor yanları var mı?
Bana genelde oyunculardan iş gelir, beni severler. Çünkü onların ne istediğini bilirim, hiçbir ünlüyle çalışırken zorlanmadım, hiç kapris yemedim, sanırım şanslıyım. Ünlülerle çalışmak zor tabii ama analiz yeteneğim gelişmiş olduğundan oyuncunun ne istediğini algılar, benim o oyuncuyu nasıl
görmek istediğimle harmanlarım ve sorunsuz bir makyaj çıkar ortaya herkes mutlu olur.
En çok hangi markaların ürünlerini tercih ediyorsun?
Baz olarak (fondöten kapatıcı) en çok Benefit marka ürünleri tercih ediyorum, Naked marka farları seviyorum, çünkü çok renk var ve ışıltıları hoşuma gidiyor. Tabii Mac marka vazgeçemediğim birçok ürün de var, onlar olmazsa olmaz, özellikle fırçalar… Eyeliner’da ise “makeupforever”.
Makyajda dikkat edilmesi gereken en önemli noktalar neler?
Bence makyaj kişiye özel bir şey. Herkesin kendine özel bir ruj rengi, fondöten cinsi olmalı. Rimel bile kişinin kirpiklerine göre değişmeli, bana çok iyi gelen bi rimel örneğin size hiç olmayabilir. Ya da beyaz tenli bir kadının nude rujuyla esmer bi kadının nude ruju aynı olamaz, aynı şekilde dolgun dudaklı bir kadınla ince dudaklı bir kadının da… O yüzden makyajda en çok dikkat ettiğim şey, herkesin makyajının kişiye özel olması ve neresi için yapılmış olursa olsun sokakta rahatlıkla gezilebilecek kadar görünmez olmasıdır. Yani doğal ve hafif gözlerle dudaklar ya da onlar koyulaşsa bile baz makyaj her zaman kusursuz ve doğal tenini aratmayacak kadar hafif olmalıdır.
Peki Türk kadınlarının makyaj tarzını nasıl yorumluyorsun? En çok hangi hatalara düşüyorlar sence?
Türk kadınları en çok, giydikleri renklere göre makyaj yapmakla hata yapıyolar bence. Bir de birbirlerinden ya da ekrandaki ünlülerden gördüklerinin kendilerine de yakışacağını düşünerek hata yapıyorlar. Son olarak fondöten renklerini tutturamıyorlar ve boyunlarında korkunç bir fark kalıyor maalesef.
Makyajı en çok yakıştırdığın ünlüler…
Elçin Sangu başta olmak üzere, Merve Boluğur, Sinem Öztürk ve Gamze Karaman.
Etkileyici bir makyaj için birkaç tüyo…
Sağlıklı bir cilt görüntüsü için öncelikle peeling yapılmış, nemlendirilmiş bir cilt olmalı. O zaman incecik bir fondötenle parlak bir cilt elde edebilir herkes. Kapatılacak kusurları kapatıcılıyla kapatıp fondötenin ince olması ilk şart bence ve neremiz güzelse ya da beğeniyorsak orayı ön plana çıkarmalıyız. Güzelliğimizi biraz belirginleştirmek için gözümüze ince bir eyeliner çekebiliriz. Eğer bu konuda başarılı değilsek küçük bir fırçayla eyelineri dağıtıp buğulu bi göz makyajı da elde edebiliriz. Ve gözümüz düşük görünmesin diye bir temizleyiciyle silerek gözümüzü yukarı kaldırabiliriz. Makyajda en önemli kurallardan biri yüz şeklimizi olduğundan kötü göstermemek, yani olan şekli bozmamak. Bunun yanında, çekik ve küçük gözleriniz varsa rimelle öne ve yukarı doğru rimellemek ve mutlaka kirpik kıvırıcı kullanarak gözü açmak lazım. Eğer yuvarlak gozlerimiz varsa kirpikleri yana doğru tarayarak boyamalıyız. Son olarak, dudaklar her zaman nemli olmalı. Mat bir ruj bile süreceksek dudaklar peeling yapılıp nemlendirilmiş olmalı.
Önumüzdeki sezona damgasını vuracak makyaj modası nasıl olacak? Önümüzdeki sene genelde gözler ve dudaklarda aynı renklerin kullanıldığı makyaj tarzı moda olacak. Kahve göz - kahve dudak, nude göz - nude dudak, hatta siyah göz - siyah dudak bile var. Ama ciltler yine ışıltılı, gözler çok koyu olsa bile cool, özenilmemiş gibi duran pırıl pırıl ciltler. Yani kalıp gibi fondötenler asla olmamalı.
Doğal ve güzel bir gündüz makyajı ile çekici bir gece makyajı için hangi ürünler ve renkler ne şekilde uygulanmalı?
Bence doğal makyajın sırrı incecik bb kremler. Bunu nemlendiricinizin içine biraz fondöten sıkarak da yapabilirsiniz. Kaşınızla, gözünüzle, saçınızla kontrast renkler kullanmalısınız. Örneğin, mavi gözlüyseniz sakın mavi makyaj yapmayın, pastel tonlar her zaman iyidir. Benefit ışıltılı bazları öneriyorum ve lütfen güneşten korunun. Elmacık kemiklerinize uyguladığınız ışıltılar ve güneş yanığı gibi pembe allıklar benim favorim, bunlar genç ve fresh görünmenizi sağlar. Sakın akan, bulaşan maskaralar, kalemler kullanmayın. Bir de kaş rimellerini öneriyorum, doğal, alınmamış kaşlarınızı yukarı doğru tarayıp sabitlerseniz çok daha doğal ve çekici görünebilirsiniz. Dudaklar da tabii ki allıkların renginde olmalı. Kış aylarında mat rujlar modaydı ama yazın kesinlikle ışıltılı, bronz renkli dudak balmlarını tercih etmelisiniz. Röportaj: Tuğçe UZUN
davet
Öztürk’ten Güzellik Sırları Cemiyet hayatının önde gelen isimlerinden Yeşim Barlas Beauty Park Güzellik Merkezi’nde şık bir söyleşiye ev sahipliği yaptı. Dermatolog Banu Öztürk’ün sunumuyla güzellik sırlarını öğrenen konuklar söyleşi sonrasında da sordukları sorularla güzelliğe dair önemli ipuçları edindiler.
182
YEȘİM BARLAS
röportaj
Üniversitede bambașka bir bölüm okumuș olmasına rağmen “En iyi iș hobin olan iș” cümlesinden yola çıkarak kendini moda rüzgarlarına bırakan ve șu an birçok ünlü ismin vazgeçilmezi olan renkli stylist Rutkay Öziș ile gerçekleștirdiğimiz keyifli röportajımızla moda tutkusunu paylașıyoruz...
M
erhaba... Öncelikle kısaca kendinizi tanıtır mısınız bize?
10 haziran 1991 Adapazarı doğumluyum; şu anki işimle alakasız olarak Marmara Üniversitesi İktisat Bölümü mezunuyum ve İkizler burcuyum, hatta tam olarak bir İkizler.
Mesleki serüveniniz nasıl gelişti?
Mesleğe girme serüvenim Deniz Marşan ve Başak Dizer ile başladı. Onların asistanlığı ile başladım meslek hayatıma ve bu dönem benim için çok keyifli, eğlenceli ve öğretici bir dönemdi. Daha sonra yuvadan uçurdu Deniz beni, kendi ayaklarımın üstünde durmam gerektiğini söyledi. Öyle de oldu ve iyi ki de oldu ama onların yeri her zaman ayrıdır bende.
Ünlü isimler ile yolunuz nasıl ve ne zaman kesişti? İlk kiminle çalışmaya başladınız? Şu an kimlerle çalışıyorsunuz? Asistanlıktan sonra ilk “Huzur Sokağı” dizisinde Selin Demiratar ile çalışmaya başladım. Onunla da çalışmak çok keyifliydi, iyi bir arkadaşlık kurduk, daha sonra birkaç dizide daha çalıştım ama benim için dönüm noktası Öykü Serter ile
184
çalışmaya başlayınca oldu. “İşte Benim Stilim” programında hem çalıştık hem de çok eğlendik; her gün ekrana çıkartmak styling yapmak yorucu ama bir o kadar da şanslı kıldı beni. Öykü her zaman benim baş tacım, dostum, arkadaşım, kardeşim... Öykü ile iş yapıyor gibi değilim; eğlenip kafa dağıtıp terapi yapıyor gibiyim... Şimdi bakıyorum, 6 sezon İşte Benim Stilim, Acun Medya “Rising Star” gibi bir sürü iş halletmişiz Öykü ile... Şimdi ise “Kiralık Aşk” dizisinin başrol oyuncularının stylingini yapıyorum; Sinem Öztürk benim uzun yıllardır dostum; kader bize ilk defa bu işte çalışma fırsatı verdi. Sinem ne versen taşıyabilen kişilerden... Bir stylist için bulunmaz bir Hint kumaşı adeta. Elçin ile bu projede tanıştım ama yıllardır tanıyor gibiyim, Allah’ım bu ne doğallık, bu ne alçak gönüllülük. Şahane bir insan, “kalbinin güzelliği yüzüne vurmuş” derler ya, işte o “Çongu” (Elçin’in takma adı) Şu an en yoğun “Kiralık Aşk” oyuncuları ile ilgileniyorum, onun dışında Öykü (Fenomen programı); Büşra Pekin (Buyur Bir de Buradan Bak programı) ile çalışıyorum. Koşturmam çok oluyor ama huzurlu maşallah.
Ünlülerle çalışmak nasıl bir duygu, zor yanları var mı? Bizimle paylaşabileceğiniz hiç unutamadığınız bir anınız var mı?
Ünlülerle çalışmak bence çok eğlenceli, değişik bir kafaları var. Bazen idare etmek zor oluyor tabii ama ben seviyorum. Benim şanslı olduğum bir konu var; çalışacağım insanları kendim seçiyorum, kafa yapımın uyuşacağı insanlarla çalışıyorum, tabii bu da işi keyifli ve kolay bir hale sokuyor. Unutmadığım anlarım inanın o kadar çok ki... Hepsini kahkahalarla hatırlıyorum.
En çok hangi modacıların tasarımlarını tercih ediyorsunuz?
Eda Güngör (Museum of fine Clothing) benim için ayrıdır. Tanrım o nasıl bir yetenek! Dünya standartları derler ya, tam o cinsten. Tasarımlarına, dikişine, kalıbına, kumaşına dokunmaya kıyamazsın. Türk tasarımcılar bence yakın zamanda dünya modasına yön verecek. Özgür Masur, Zeynep Tosun, Hakan Yıldırım, Nedret Taciroğlu, Dilek Hanif, Elif Cığızoğlu, Arzu Kaprol (unuttuğum varsa affedin) gerçekten ender tasarımcılar, onlarla çalışmaktan onur ve mutluluk duyuyorum.
Peki Türk kadınlarının giyim tarzını nasıl yorumluyorsunuz? En çok hangi hatalara düşüyorlar?
Klasik olacak ama Türk kadınları moda diye her şeyi giymekten vazgeçip bu davranıştan kurtuldukları zaman sokaklarımız güzel giyinen kadınlarla dolacaktır.
Tarzını en çok beğendiğiniz ünlüler kimler? Kate Moss tabii ki bir ikon; Victoria Beckham da bence tarzıyla bir bütünlük ve süreklilik örneği, kafası hiç karışmayanlardan...
Önümüzdeki sezona hangi renkler ve modeller damgasını vuracak? Özetle, önümüzdeki sezon dantele devam diyebilirim.
Doğal ve güzel bir gündüz kombini ile çekici bir gece kombini için ne tarz parçaların seçilmesi gerekiyor sizce?
Doğal, günlük kombin denildiğinde jean, beyaz spor ayakkabı, beyaz basic t-shirt ve deri ceket her zaman falsosuz ve riskizdir. Çekici bir gece kombini ise, genelde yapılanın tam aksine, sakin, dingin ve cool bir elbise ile adeta ben buradayım diyen tasarım bir ayakkabı. Doğru aksesuarla da birleşince oldu bitti. Netlik ilgi çeker!
Tarzınızı oluştururken dikkat edilmesi gereken en önemli noktalar neler sizce?
Tarz bence ruh halidir, kimliktir, kişiliktir. O yüzden bir dursunlar, önce kendilerini dinlesinler. Vücut tipi, sosyal hayatı ve duruşu ile kimliği pekişince tarz kendiliğinden ortaya çıkar.
Röportaj: Tuğçe UZUN
röportaj
Make up artist: Osman Vertop Make up artist: Kıvanç Can Bektaș
En Güzel Kareler O gün yaklaștı iște! Hayatınızın en anlamlı “evet”lerini söyleyeceğiniz, sevdiğiniz insanla sadece kalbinizi değil hayatınızı da birleștireceğiniz o en özel gün… Bu özel gün için özenle seçtiğiniz gelinliğinizi taçlandıracak, güzelliğinizi tamamlayacak en önemli șeyler elbette saçınız ve makyajınız olacak. Profesyonel ellerden çıkmıș, yüz șeklinize ve gelinliğinize uygun olarak yapılmıș bir saç ve makyaj sizi ıșıl ıșıl, göz kamaștırıcı bir görüntüye kavușturacak ve yıllar boyu hatıralarda kalacak, fotoğraflarınızla ölümsüzleșecek en mutlu gününüzü gülümseyerek hatırlamanıza sebep olacaktır. Biz de sizler için bu hazırlık așamasında neler yapmanız, nelere dikkat etmeniz gerektiğini bir liste olarak topladık. Bu heyecanlı günleri en keyifli șekilde geçirmeniz dileğiyle... 188
N
e istediğinize karar verin
İlk aşama düğününüzün konseptine ve nasıl bir görüntü istediğinize karar vermek tabii ki. Düğünün konsepti ile gelinliğiniz, saçınız, makyajınız bir bütünlük oluşturmalıdır. Örneğin; bir kır düğününde çok abartıdan kaçınmak ve daha doğal, pastel tonlarda bir makyajı tercih etmek daha doğru bir seçim olacaktır. Bir diğer önemli nokta ise; bir ünlüde, dergide vs. gördüğünüz bir makyajı sadece beğendiğiniz için veya o sene moda olduğu için seçmemek; size yakışmayacak bir seçim yapmamaktır. Bu konuda çok kararsızsanız ve ne yapmanız gerektiğini bilmiyorsanız bir uzmana danışabilirsiniz.
Konseptinize karar verdikten sonra mutlaka prova yaptırın!
Prova aşamasında gelinliğiniz henüz hazır olmasa bile en azından tarz olarak nasıl bir gelinlik giyeceğiniz ve duvağınızın nasıl olacağını belirlemiş olmalısınız. Bu doğrultuda yapılan prova sayesinde hem profesyonel bir gözle birlikte size ve gelinliğinize en çok yakışacak görüntüyü belirlemiş olacak, en özel gününüzde son dakika paniği yaşamayacaksınız; hem de cildinizde kullanılacak ürünler belirlenmiş ve denenmiş olacağından herhangi bir rahatsızlık verip vermeyeceğini test etmiş olacaksınız. Bu aşamada anlaşmaya varacağınız makyaj sanatçısının profesyonel ürünler, temiz ve hijyenik aplikatör veya fırçalar kullanıp kullanmadığına dikkat etmelisiniz.
Cilt bakımını ihmal etmeyin
Nemi yeterli olmayan, aşırı kuru veya yağlı bir ciltte makyajda ideal sonucu almak zorlaşır. Düğün hazırlıkları aşamasında ne kadar stresli olursanız olun, cildinize iyi bakmanızı öneriyoruz. Eğer cilt bakımı yaptırmayı düşünüyorsanız bunu düğün tarihinizden en az iki hafta önce yapmalısınız. Bazı cilt bakım uygulamaları gözeneklerin açılmasına, sivilce çıkmasına, ciltte kızarıklığa sebep olabilir. Bu nedenle cilt bakım uzmanınıza önceden giderek yapılacak olan uygulamanın ne kadar zaman önce yapılması gerektiğini belirlemek en sağlıklısı olacaktır. Profesyonel bir destek almayacaksanız en azından bol su içmeyi, cildinizi mutlaka her akşam temizlemeyi ve nemlendirmeyi ihmal etmemenizi öneririz.
Doğru ürün kullanımı
Unutmayın ki; bir gelin makyajının sizi sadece o gün güzel göstermesi yeterli değildir! Olmazsa olmazlarından biri de o günün anısına çektireceğiniz fotoğraflarda güzel ve doğal gözükmesidir. Bunu sağlayacak en önemli faktörler de; tabii ki cildinize uygulanan bazlar ve fondötenlerdir. Makyaj altına mutlaka cilt kusurlarınızı kapatacak özellikte bir baz uygulanmalıdır. Bunun ardından cilt tonunuza en yakın renkteki, ince yapılı, maske etkisi yaratmayacak ve özellikle fotoğraf çekimleri için özel üretilmiş HD özellikli fondötenlerin uygulanması sayesinde hem fotoğraflarda kusursuz bir cilt görünümüne kavuşacak hem de yüzünüzde bir ağırlık hissetmeyeceksiniz.
Isıya ve suya dayanıklı (waterproof) ürün kullanımı
Özellikle yaz ayları ağırlıklı olarak düğünler yapıldığından cildinize uygulanacak her bir ürünün kalıcı, ısıya ve suya dayanıklı olması çok önemlidir. Cilt ürünlerinin kusma, akma yapmaması, o en duygusal anda gözünüzden dökülen bir damla yaş ile göz makyajınızın dağılmaması bir gelin makyajının olmazsa olmazlardandır. Son zamanlarda pek çok markada bu ihtiyacı karşılayacak ürünler mevcuttur. Prova aşamasında uygulanacak ürünlerin bu özellikte olduğunu mutlaka teyit etmelisiniz.
Rujunuzu yanınızda bulundurun
Cildinize uygulanacak tüm makyaj ürünleri kalıcılığı yüksek ürünler olacaktır ancak rujlar için aynı şeyi söyleyemiyoruz. Bir dönem oldukça popüler olan kalıcı rujlar özellikle içerdikleri sağlığa zararlı maddeler sebebiyle son zamanlarda tercih edilmemektedir. Ayrıca kalıcılığı yüksek rujlar dudağınızı kurutarak günün ilerleyen saatlerinde size rahatsızlık verebilir ve kötü bir görüntü oluşturabilir. Bu nedenle uygulanacak rujdan bir adet edinmenizi ve gün boyu tazeleyebilmek için yanınızda taşımanızı öneriyoruz.
Gülümseyin Unutmayın ki; hiçbir makyaj uygulaması sizi gülümsediğinizde olduğunuz kadar ışıldatamaz. Makyajın en önemli tamamlayıcısı gülümsemenizdir. O gün sizin en güzel gününüz ve bu düğünün yıldızı sizsiniz! Gülümseyin ve her anının keyfini çıkarın!
Dr. Servet Karayün
Kusursuz Güzelliğin Adresi “Medikal Estetik Hekim" olarak birçok kurum ve kurulușta görev yaptıktan sonra danıșanlarına kendi kliniğinde hizmet vermeye devam eden Dr. Servet KARAYÜN gerçekleștirdiği tedavi yöntemlerinden ve danıșanlarına daha iyi sonuçlar vermek adına kullandığı Enstitü Hyalual İsviçre ürünlerinden bahsediyor…
Hatay’ın şirin bir sahil kasabası olan Arsuz’da doğdum. 1998 yılında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldum ve 10 yıldır Medikal Estetik alanında aktif olarak çalışmaktayım.
Kliniğinizde ne tür uygulamalar yapılmaktadır?
Kliniğimizde özellikle ciltte yaşlanmaya bağlı oluşan kırışıklıklar, hacim kayıpları ve sarkmaların giderilmesi için dolgu, botilinum toksin, mezo-terapi ve cilt gençleştirme tedavilerinde son teknoloji olan Redermalizasyon gibi yöntemler uygulanmaktadır. Ayrıca yüz, boyun, dekolte, karın, kol ve bacak bölgelerinde cildin zamanla sıkılığını kaybetmesine bağlı sarkmalarda kanül aracılığı ile cildin altına ısı vererek uyguladığımız thermalift tedavileri, yine benzer sorunların çözümü için iğneli radyo-frekans uygulamaları da yapmaktayız. Bunların yanı sıra leke tedavileri, akne tedavisi sonrasında izlerin giderilmesi, vücutta oluşan cilt çatlaklarının giderilmesi ve görünümünün azaltılması, çeşitli nedenlerden dolayı ciltte oluşan izlerin giderilmesi ve dövme silme işlemi gibi birçok alanda da uygulamalar yapmaktayız. Her soruna doğru tedaviyi sunabilmek açısından kliniğimizde yapılan uygulama çeşitliliği
bizim için çok önemli. Kliniğimizde tüm bu uygulamalarda kullanmayı tercih ettiğimiz ürünler ve cihazlar danışanlarımın beklentilerini en iyi şekilde karşılamak ve hizmet kalitesini arttırmak amacı ile titizlikle seçilmektedir.
Kliniğinizde kullandığınız ürünleri özenle seçtiğinizden bahsettiniz. Ağırlıklı olarak Enstitü Hyalual İsviçre ürünlerini tercih ettiğinizi görüyoruz. Bu ürünlerin içeriğinden, etkilerinden ve sizin bu ürünleri tercih etme nedenlerinizden bahseder misiniz?
Kliniğimde hastalarıma daha kaliteli hizmet ve iyi sonuçlar vermek adına Enstitü Hyalual ürünlerine çok şey borçluyum. Enstitü Hyalual ürünlerini tercih etmemin başlıca sebebi ürünlerinin güvenilir olması. Firmanın ürünlerini geliştirirken sergilediği bakış açısı gerçekten başarılı ve ektili ürünler geliştirmesini sağlamış. Firmanın gerçekten özel bir felsefesi var. Ürünlerinin kullanımı çok pratik ve kolay, yan etki riski konusunda çok titiz çalışan bir arge’leri var. Üstelik bu sadece sözlü olarak ifade edilmiyor, firma sizi sürekli güncellenen akademik çalışmaları ile de destekliyor. Enstitü olmasının en büyük avantajı bu bence.
advertorial
Ö
ncelikle Dr. Servet Karayün’ü kısaca tanıyabilir miyiz?
Başta Redermalizasyon işlemi için geliştirilmiş olan Hyaluronik Asit ve Süksinik Asit kombinasyonlu enjekte edilebilir serbest hyaluronk asit ürünlerini kullanıyorum. Enstitü Hyalual’ın enjekte edilebilir serbest hyaluronik asit ürünlerinin İçindeki hyaluronik asit; ciltte nem tutulumunu sağlayarak cildin daha nemli, parlak ve canlı görünmesini sağlıyor. Ama en önemli ve fark yaratan özelliği; içerdiği süksinik asit’ten yani AMBER’den geliyor. Süksinik asit yaşlanmayla beraber yavaşlayan cilt metabolizmasını destekliyor ve mükemmel bir antioksidan görevi görüyor. Böylece tek bir ürünle cildin 3 temel yaşlanma mekanizmasına karşı savaşabiliyorsunuz. Ayrıca dermokozmetik alanında birçok etkiye tek bir maske ile ulaşmamızı sağlayan Wow Mask ve Wow Eyes’ı, işlem sonrası bakım ve günlük bakım için kullanımı çok pratik ve etkili olan Daily Delux anti-age günlük bakım spreyini, yoğun nemlendirme için de Aqualual spreyi kullanıyorum. Wow Mask ve Wow Eyes’ ın içerdiği transdermal taşıyıcı sistem sayesinde tek uygulamada gözle görülür etkiyi hissediyorsunuz. Nemi ve bitkisel hücre ekstraktlarını cildin altına taşıyarak cildin nemlenmesi ve onarımını sağlıyor. Üstelik uygulanan prosedürlerden sonra çok hızlı bir yatıştırıcı etki göstererek, uygulama sonrası hasta konforunuda arttırıyor. Daily Delux anti-age günlük bakım spreyi ise, sprey formunda hyaluronik asit ve Süksinik asit kombinasyonlu tek ürün. Cilde uygulandığında hyaluronik asit mikrofilm oluşturup cildi nemlendirirken aynı zamanda cildi dış etkenlerden de koruyor.
Redermalizasyon teknolojisini yeni öğreniyoruz. Bu konuda bize biraz daha bilgi verebilir misiniz? REDERMALİZASYON cildin gençlikten sorumlu dermis tabakasının yenilenmesi anlamına gelen ve Latinceden türetilmiş bir kelime. Anti-age tedavilerinde son zamanlarda en göze çarpan teknolojilerden bir tanesi. Redermalizasyon, dermanın yeniden yapılandırılması işlemi, yani serbest Hyaluronik asit ile Süksinik Asit kombinasyonlu enjektabl ürünler ile uygulanmakta olan bir yöntem. Hyaluronik Asit ve Süksinik Asit kombinasyonu ile cilt yaşlanmasının 3 temel mekanizmasına karşı tek bir ürün ile savaşabiliyoruz. Hyaluronik Asit cildimizin dermis (gençlikten sorumlu cilt tabaksı) tabakasında bulunan ve yüksek derecede su tutma kapasitesi olan bir maddedir. Kollojen ve elastin fibriller ile birlikte Hyaluronik asit cildimizin daha pürüzsüz, esnek ve gergin görünmesini sağlar. Enjektabl Hyaluronik asit ürünleri cildin nemini arttırarak cilde daha pürüzsüz ve parlak bir görünüm kazandırmaktadır. Hyaluronik Asit, kollojen ve elastin fibriller cildimizde bulunan hücrelerce (fibroblast hücreleri) üretilip harcanmaktadır fakat yaşlanmayla birlikte üretimi azalır. Böylece yaşlanma belirtileri ile birlikte ciltte sarkmalar, kırışıklıklar oluşmaya başlar. Süksinik asit yaşın ilerlemesi ile birlikte yavaşlayan hücresel metabolizmamızı uyararak uygulandığı bölgedeki hücrelerin genç yaşlarımızda olduğu gibi sağlıklı ve hızlı bölünmesini özellikle fibroblast (derma tabakasının temel hücresi) hücrelerinin artışını ve buna bağlı olarak elastin, kollojen ve Hyaluronik asit üretiminin artmasını sağlar. Ve ciltteki serbest radikallerin oluşumunu önler. Böylelikle tedaviden sonra uygulama yapılan bölge pürüzsüz, gergin ve parlak bir görünüm kazanır. Bu etkiye AMBER diyoruz. Üstelik Redermalizasyon sadece yüz bölgesinde değil bütün vücutta da uygulanabilen bir teknoloji.
Redermalizasyon tedavisini kimlere öneriyorsunuz? Bu yöntem ve yöntemin süreci hakkında detaylı bilgi verebilir misiniz? Redermalizasyon işleminin uygulama alanı oldukça geniş. Örneğin; kuru ve yağlı cilt tedavilerinde, post-akne tedavisinde izlerin giderilmesinde, elastikiyet kaybı olan cilt bölgelerinde ve yaşlanmaya bağlı cilt deformasyonlarının düzeltilmesinde kullandığım bir yöntem. Redermalizasyon ürünün cilt altına enjeksiyonu ile uygulanan bir yöntem. İşlemden hemen sonra hasta günlük yaşamına geri dönebiliyor. Ortalama 3 gün içerisinde enjeksiyon bölgesi iyileşiyor. Tabi boyun ve dekolte bölgesi gibi vücut yüzeylerinde papüllerin iyileşmesi biraz daha uzun sürüyor. 14 gün sonra maksimum etkisini gösteriyor ve ikinci seansı uyguluyorsunuz. İşlem 2 şer hafta ara ile en az 3 seans uygulanıyor. Daha sonra eğer doktor gerek duyarsa, hastanın yaşına ve iyileşme hızına bakarak ek tedavilerde uygulayabiliyor.
İçeriğinin vücuda yabancı endotoksin, protein ve benzeri maddeler içermemesi işlemin yan etki riskini mümkün olan en düşük seviyeye çekiyor. Yani hem çok pratik ve etkili hem de gerçekten güvenilir bir yöntem.
Tunalı Hilmi Caddesi Buğday Sokak No: 2/9 (Kuğulu Park Karșısı) Kavaklıdere / ANKARA
0(312) 465 06 66
röportaj
Mustafa Revan
Üzerimizden gri tabakanın kalktığı ve yerini rengarenk bir örtünün kapladığı bu aylara girmemizle birlikte, kıyafetlerimiz ve makyajımız da renkliliğe uyum sağlamaya bașlıyor. Zira bu durum gelin makyajlarımızın tonlarını ve ıșıltılarını da etkiliyor. Kapalı alanlarda gerçekleștirilen düğünler yerlerini artık açık alanlara kır düğünlerine bırakıyor. Artık dudaklar daha canlı, gölgeler daha yumușak...
L
Bahar Gelinlerine Öneriler: Rujlar daha renklensin
Dudaklar artık daha canlı, tam ten rengi rujları bırakıp içinde hafif pembelik ve hafif şeftalilik olan rujlara yönelmelisiniz. Bu sayede daha sağlıklı ve canlı bir görüntü elde edersiniz.
Göz ve yüzünüzdeki gölgelendirmeler yumuşasın
Kış ayları boyunca yaptığımız contouring/gölgelendirme artık daha soft olmalı. Özellikle açık alanlarda gerçekleşecek olan düğünlerde mutlaka çok belirgin olmayan gölgelendirmeye yönelin.
Gözlerinizde daha sıcak alt tonlu renkler kullanın Göz makyajınızı gölgeli tercih edenlerdenseniz mutlaka sıcak tonlarda geçiş rengi kullanın.
192
Keskin liner uygulamalarından vazgeçin
Liner uygulamalarından vazgeçemiyorsanız, en azından daha soft ve yumuşak geçişli olanlarını tercih etmeye gayret edin.
Fondöten uygulamalarını inceltin
Özellikle kullanacağınız fondöteni ince seçmeye gayret edin ve su bazlı olmasına dikkat edin. Eğer cilt kuru ise, nemli bir görüntü sağlamaya çalışın, yağlı ise parlamayı önlemek amaçlı transparan pudra ile destekleyin.
Kirpik uygulamalarını azaltın
Kocaman kocaman kirpiklerden vazgeçme zamanı. Bahar ayının doğallığını kirpiklerinize de taşıyın. Tüm kirpikler yerine tek tek, seyrek uygulamalar isteyin.
Koyu renk rujlardan uzaklaşın
Koyu tonlarda rujlar tercih etmek hem gün içerisinde tazeleme gerektirdiğinden hem de açık alanların tarzına uymayacağından kaçınmanız gereken bir tercih.
alışveriş
Parlayan Gözler Mutlu Yüzler
CHRISTIAN DIOR Ruj 137,00
Aynadaki görüntünüzün ıșıltısı ve güzelliği mutlu bir hayatın en önemli parçası... Sizin için seçtiğimiz ürünlerle güzelliğinizi gözler önüne serin...
CHRIS Göz Ka TIAN-DIOR lemi 12 8,00
L’ORÉAL Maskara 34,99
MAC Far 69,00
MAC Dudak Kalemi 57,00
MAC Far 74,00
SHISEIDO Far Seti 175,00
SHISEIDO Güneş Kremi 119,00
MARC JACOBS Parfümlü Duş Jeli 89,00
194
CLINIQUE Cilt Bakım Seti 241,00
SHISEIDO Parfüm 399,00
SHISEIDO Göz Altı Kapatıcısı 175,00
NARS Bronzlaştırıcı Krem 125,00
MAC Far Seti 150,00
BOBBI BROWN Yaşlanma Karşıtı BB Krem 130,00
CHRISTIAN-DIOR Oje 98,00
MAC Far Seti 76,00
L’ORÉAL Fondöten 39,99
SHISEIDO Bakım Yağı 500,00
MAC Kapatıcı 72,00 MAC Ruj 65,00
JEAN PATOU Parfüm 1.200
L’ORÉAL Saç Boyası 13,90
LANCOME Eyeliner 84,15
MODAYA Yeni Bir Yorum
Tasarımcılık hayallerini ve bilgisini Filistin Caddesi’nde kendi adına açtığı Nil Evgar Butik’te hayata geçiren genç tasarımcı Nil Evgar ile hayallerine, hedeflerine ve sezon modasına dair gerçekleștirdiğimiz renkli sohbeti sizlerle bulușturuyoruz...
TOBB Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Moda Tasarım Bölümü'nden mezunum. Okul döneminde staj dönemlerinin uzun olması benim için bir fırsattı ve bu sayede sektördeki çalışma hayatıyla erken yaşta tanışıp kendimi daha hızlı geliştirme imkanım oldu. Hangi alanda çalışmak istediğime doğru zamanda karar verebildim. Üniversite yıllarının son zamanlarında satış için üretime başlayarak işin mutfağını öğrenmeyi amaçladım. Mezun olduktan sonra bir süre belirli firmalarla çalışıp üretimin inceliklerini ve işlerin yürüyüşünü tecrübe etmeyi tercih ettim. Yeterli bilgiyi edindikten sonra ailemin ve arkadaşlarımın desteğiyle; müşterilerimin ilgisi ve güveniyle Filistin Caddesi'nde Nil Evgar Butik'te hayallerimi gerçekleştiriyorum.
Tasarımcılık fikri nasıl ortaya çıktı? Küçüklüğümden beri, hayata farklı açıdan bakmayı başarabildiğimde var olduğumu hissettiğimi fark ettim. Hayal gücüyle yaşamak ve içinde yaşadığım dünyayı göstermek beni çok mutlu ettiği için günlük hayatta karşıma çıkan herhangi bir şeyden fikir üretmeyi alışkanlık haline getirdim. Aslında birbirine uymayacağını düşündüğümüz iki düşünceyi bir arada tutup yeni bir şey oluşturmayı çok önemsiyorum ve bu, tasarımcılığa
198
yönelmemde çok büyük etkisi olan bir şeydi. Her zaman sanata ilgim oldu ve gerek yaşadıklarım, gerekse eğitim sürecim neticesinde tasarımcılığa yöneldim.
Tasarımlarınızın ilham kaynağı neler oluyor? Yaşadığım her anı gözlem yaparak geçiriyorum. İlham, ne yazık ki istediğimiz her an gelecek bir şey değil; o yüzden algılarımız açık olduğunda yaratıcılığımızı daha iyi kullanabildiğimizi gördüm. Etrafımızda gördüğümüz her şeyin bir ilham kaynağı olabileceğini düşünüyorum. Tek yapmamız gereken şey parçaları birleştirmek.
Koleksiyonlarınızı hazırlarken hikayeleri nasıl, nelerden yola çıkarak oluşturuyorsunuz? Dünya modasını takip ederek, hem farklı olmak hem de günün modasından uzaklaşmamakla birlikte özellikle müşterilerimin genel isteklerini göz önünde bulundurarak koleksiyonlarımı oluşturuyorum.
Tarzınızı nasıl tanımlıyorsunuz? Tarzımı spor-şık olarak tanımlıyorum. Tasarımlarda bir yerde vurgu olmasına özen gösteriyorum. Örneğin, siyah bir kombin yaptığımda canlı renkte bir aksesuar kullanmayı seviyorum. Özellikle siyahbeyazın uyumunu çok beğeniyorum. Modası hiçbir zaman
advertorial
S
izi sizden dinleyebilir miyiz?
geçmeyen kurtarıcı renklerden olduğunu düşünüyorum. Zıtlığı seviyorum; şık bir kombini tek bir parçayla sporlaştırmak da bunun bir örneği.
Stil sahibi olmak nelere dikkat etmek gerekiyor? Stil sahibi olmak, ilk başta şık giyinmek olarak algılanabilir; fakat temelde yatan şey insanın kendine ait özellikleri ortaya çıkarıp yaşam biçimiyle, dünyaya bakışıyla birleştirmesi ve bu birleşimle tarzını ortaya çıkarmasıdır. Önemli olan başkasında gördüğümüz şeyleri kopyalamak değil; bunun bize gerçekten yakışıp yakışmayacağını anlamaktır. Benim müşterilerimden fark ettiğim, herkesin kendi vücut tipini analiz edip ona göre uygun parçaları tercih etmesi ve bu farkındalığın yaygın olması mutluluk verici bir şey. Sonuç olarak stil sahibi olmak sadece şık giyinmek değil; tercih edilen parçaları taşıyabilmektir.
Stil sahibi olmak sadece şık giyinmek değil; tercih edilen parçaları taşıyabilmektir. Ufukta yeni projeleriniz var mı? Hepimizin gelecekle ilgili hayalleri var; ancak bu hayalleri amaca dönüştürmek ve projelendirmek gerektiğini düşünüyorum. Geçmişe baktığımda bugün olduğum noktaya planlı bir şekilde geldiğimi görüyorum; bu bana ilham oluyor ve her yeni günde gelecekle ilgili planlarım netleşiyor. Hedeflediğim projeler arasında markayı genişletmek ve daha farklı konseptler eklemek var. Ayrıca sosyal sorumluluk projelerinde daha fazla yer almak ve onları desteklemek, tasarımlarımla yeni projeler oluşturmak istiyorum.
Başarılı bir tasarımcı olmak isteyen gençlere öncelikli olarak neler tavsiye ediyorsunuz? Hangi meslekte olursa olsun temelden başlayıp işin mutfağını öğrenmek ve adım adım ilerlemek çok önemli. Bu süreçte insanın kendini tanıması, yapmak istediği şeyleri ve yapmak zorunda olduğu şeyleri sevip sevmeyeceğini anlaması ve yoluna devam etmesi için adım adım ilerlemesi gerektiğini düşünüyorum. Hayallerimizi gerçekleştirirken karşılaştığımız zorluklarda pes etmemek ve hedefe kilitlenmek ise problemler için çözüm üretmemizi sağlıyor. En önemlisi ise, risk almadan başarı sağlanamayacağını düşünüyorum.
Bu yaza damgasını vuracak renk ve parçalar ne olacak? Bu sene moda haftalarından yakaladığımız, adeta kış sezonunu tamamlar nitelikteki minimal ve asimetrik parçalarla açık omuzlu modeller oldu. Birçok marka, defilelerinde feminen bir duruş sağlayan pilileri, volanları ve fırfırları kullanarak ilkbahar-yaz sezonunun neşesini bize hatırlattı; bu da rahat kıyafetleri, tiril tiril elbiseleri bolca göreceğimizin habercisi. Ayrıca kimonoların popülerliğinin bu sene de devam edeceği söylenebilir ve sokak modasında uzun yelekler sıkça göze çarpıyor. Bu yılın trend renkleri ise pembe kuvars ve bebek mavisi. New York Moda Haftası'nda tasarımcıların yaklaşık yüzde yirmi beşi, ilkbahar-yaz koleksiyonlarında pembe kuvars rengi tercih etti.
Türkiye'de ve dünyada en beğendiğiniz tasarımcılar ve tarzını beğendiğiniz ünlüler kimler? Türkiye'de en beğendiğim tasarımcılar Zeynep Tosun, Tuvanam ve Gamze Saraçoğlu. Dünya çapında ise Balmain'ın tasarımlarına her zaman hayranlık duyuyorum. Harika ve tamamen kendine özgü bir çizgisi olduğunu düşünüyorum.
özel
Okyanuslara Daldı
Tasarımlarına herkesi hayran bırakan güzel ve bașarılı tasarımcı Selma Çilek güneș, deniz, kum üçlüsünden esinlenerek hazırladığı koleksiyonundan en özel parçalarla objektiflerimize poz verirken moda serüvenini ve ișine ne kadar tutkuyla bağlı olduğunu da bizlere anlattı… FOTOĞRAFLAR: EYLÜL EZİK RÖPORTAJ: TUĞÇE UZUN
200
รถzel
“Daha yolun başında olduğumu düşünüyorum”
H
erkes oldukça yakından tanıyor ve takip ediyor ama sizi kendinizden dinleyebilir miyiz biraz?
Son dört yıldır hayatımın ve enerjimin neredeyse tamamını işime veriyorum, tamamen iş odaklı bir yaşantım var diyebilirim. Sürekli, yeni ne yapabilirim, nasıl bir adım daha ileri gidebilirim diye düşünüp hareket ediyorum. Daha yolun başında olduğumu düşünüyorum ve acele etmeden, ufak ama emin adımlarla ilerlemek istiyorum. İş, ev ve sevdiklerim arasında geçen sade bir hayatım var. Spor; hayatımın her zaman bir parçası, akşamları iş stresimi spor yaparak atıyorum, seyahat etmeyi çok seviyorum ve her seyahatimi mutlaka bir iş seyahatine donüştürmeyi başarıyorum. Ya yeni bir mağaza keşfedip satın almacısıyla bir toplantı ayarlıyorum ya yeni kumaşlar satın alıyorum ama mutlaka bir ucundan işi
yakalıyorum. Yoksa, kendimi tatil yaptığım icin suçlu hissediyorum.
Tasarımcılık fikri nasıl ortaya çıktı ve bu kadar fark yaratan başarılı çizgilere nasıl ulaştınız?
Tasarımcılık fikri üniversitede yaşadığım bir olaydan sonra ortaya çıktı aslında. Bir yılbaşı gecesi için en yakın arkadaşımla aynı elbiseyi aldığımızı fark ettik. Birimizin farklı bir şey giymesi gerekiyordu. Ben de o anda kendim kumaş alıp aklımdakını diktirmeye karar verdim. Kendim için tasarladığım elbise herkes tarafından inanılmaz beğenildi. Hatta sonrasında Neslişah Alkoçlar bir davette benden rica edip o elbiseyi giyince, elbise ertesi gün tüm gazetelerde manşetteydi. İnanılmaz rağbet gördü ve ben bir anda İstanbul’dan siparişler alırken buldum kendimi. Sonrasında bu fikir hoşuma gitti ve bunun eğitimini almaya karar verdim. Şimdi yeni şeyler tasarlamayı seviyorum, yaptığım şeylerin fark yaratmasını istiyorum ve bu yüzden çok çalışıyorum, çok fazla şeyden ilham alıyorum.
özel
“Neslişah Alkoçlar bir davette ilk tasarladığım elbiseyi giyince, elbise tüm gazetelerde manşetteydi”
Neler oluyor ilham kaynağınız?
Tasarımlarımın ilham kaynakları sürekli değişiyor. Her şeyden ilham alabiliyorum. Bazen yerde gördüğüm bir taştan, bazen de tropik bir balığın renk kombinasyonundan… Aklınıza nereden, ne geleceği hiç belli olmuyor. Ben artık etrafımdaki objelere hep o gözle bakıyorum, renkleri şekilleri bana ilham verebiliyor.
Koleksiyonlarınızı hazırlarken hikayeleri nasıl, nelerden yola çıkarak oluşturuyorsunuz?
En son satışa sunduğum İlkbahar - Yaz 2016 koleksiyonumun teması okyanus. Denizdeki dalgalardan esinlenip desenler ortaya çıkardık, kumlardan esinlenip eteklerimizin kesimlerini değiştirdik. Güneş,
204
deniz, kum üçlüsünün renk tonlarıyla ilerledik ve ortaya sıcacık, yazı çağrıştıran farklı bir koleksiyon çıktı.
Yurt dışında hangi çalışmalarda imzanız var?
Yurt dışında ilk iki yıl çok yoğun çalışmalar yaptım, her sezon Paris’te düzenlenen Tranoi Fuarı’na katıldım, kendim showroom açtım, bir sürü etkinliğe katıldım. Fakat son bir yıl biraz Türkiye odaklı çalışmaya ve yurt dışında daha yavaş ilerlemeye karar verdim. Şu an çalıştığım bir showroom var ve her Paris Moda Haftası’nda yeni koleksiyonumu tanıtıyorum. Satış noktalarım da devam ediyor. Önümüzdeki sezon da Londra’da defile yapmayı planlıyorum. Hedefim Londra marketi.
รถzel
“Sıcacık, yazı çağrıştıran farklı bir koleksiyon…”
Tarzınızı nasıl tanımlıyorsunuz?
Tarzımı sade şıklık olarak tanımlıyorum. Hiçbir zaman abartıya kaçmayı sevmedim. Bu yüzden hep düz kumaşlar kullanıp detaylarla dikkat çekici hale getirmeyi tercih ettim. Bu yüzden tarzımı kısaca, sade şıklık olarak tanımlayabilirim.
Stil sahibi olmak için nelere dikkat etmek gerekiyor?
Stil sahibi olmak için en önemli şey; içinde kendinizi güzel hissettiğiniz şeyleri tercih etmeniz. Sadece moda olduğu için kendinize yakışmayan bir parça tercih ediyorsanız stil sahibi olmak mümkün değil. Farklı parçaları, farklı şekilde harmanlayıp kendine özgü bir
şekilde kullanarak onu da kendine yakıştırmak stil sahibi olmak için yeterli bence.
Ufukta yeni projeleriniz var mı? Bu sene hangi markalarla iş birlikleriniz olacak, kimler için koleksiyon hazırlayacaksınız?
Ufukta çok büyük iki proje var, fakat şimdilik sürpriz olarak kalsın. Onlar dışında Çilek Mobilya için bebeklere özel bir tasarım yapıyorum, onu hayata geçirmek üzereyiz. Bu yılki diğer önemli ve büyük projem ise, Londra’da düzenlemeyi düşündüğüm İlkbahar - Yaz 2017 koleksiyonumun defilesi. Şu an çalışmalar devam ediyor, eğer her şey yolunda giderse Eylül ayında Londra Moda Haftasında bir defile yapmayı planlıyorum.
özel
“Hedefim Londra marketi.”
Bir gününüz nasıl geçiyor, zamanınızı nasıl yönetiyorsunuz?
Günler çok hızlı geçiyor, özellikle koleksiyon hazırlığına girdiğim dönemlerde. Şu aralar da dediğim gibi yeni koleksiyonunun çalışmalarına başladım. Gündüz uyanır uyanmaz ofisteyim, önce üretimi kontrol ediyorum, sonra günümün geri kalanını kendi ofisimde araştırma ve çizim yaparak geçiriyorum, akşamları da eve gidip spor yapıyorum. Zaten tüm bunlardan sonra da dışarı çıkmaya pek halim kalmıyor açıkçası. Zaten çok evcimen bir insanım, özellikle İstanbul’da zamanımın çoğunu evimde geçiriyorum, hafta sonları her fırsatta yurt dışına çıkmaya çalışıyorum.
208
Başarılı bir tasarımcı olmak isteyen gençlere öncelikli olarak neler tavsiye ediyorsunuz?
Her şeyden önce bu işin eğitimini mutlaka alsınlar, çünkü günümüzde özellikle de Türkiye’de son birkaç yıldır herkes tasarımcı. Okulu bitiren her genç kız kendini ya takı ya da moda tasarımcısı olarak adlandırıyor. Bu iş dışarıdan göründüğü gibi kolay değil, bu yüzden benim tavsiyem mutlaka iyi bir moda okulunda eğitim almaları, sonra da bu işin mutfağında biraz zaman geçirmeleri. Kesinlikle staj şart, ne kadar eğitim de alsanız onu pratiğe dökmediğiniz sürece yeterli olamazsınız.
davet
Ekşi Maya’da Keyifli Doğum Günü Kılınçarslan Eğitim, Kültür ve Sanat Vakfı (KAV) Başkanı, başarılı işkadını Nermin Kılınçarslan yeni yaşını dostlarıyla kutladı. Nermin Kılınçarslan, doğum günü için yakın arkadaşlarını Ekşi Maya’ya davet etti. Uzun yıllardır yanında olan dostlarıyla birlikte yeni yaşına girmenin heyecanını yaşayan Nermin Hanım, doğum günü vesilesiyle oldukça yoğun olan iş hayatından birkaç saatliğine de olsa uzaklaştı. Yemek ve sohbetin ardından, pastasının mumlarını üfleyen Kılınçarslan davetin sonunda herkese teşekkürlerini iletti.
210
NERMİN KILINÇARSLAN
AYSU YAVUZ
AHSEN DEMİRCİ
EBRU DEMİRYÜREK
ESRA DORA
Yeni açılan Ekși Maya’da bulușan dostlar, keyifli vakit geçirdiler. AYLİN ÖZAL
YEȘİM TANDOĞAN
NİHAL AKBABA
davet
ATO’dan Şeref Üyeliği Takdimi Ankara Ticaret Odası geçmiş dönem görev yapmış meclis başkanı ve yönetim kurulu başkanlarına şeref üyeliği verildi.
NURİ GÜRGÜR, AHMET ÇAVUȘOĞLU, SALİH BEZCİ
214
Çok sayıda seçkin ismin katıldığı toplantının davetlileri arasında Ahmet Çavuşoğlu da yer aldı. Çavuşoğlu layık görüldüğü ATO Şeref Başkanlığı’na ve aldığı plakete istinaden teşekkürlerini iletti. Siyaset ve iş dünyasının da katıldığı toplantı sonunda misafirler hatıra fotoğrafı çektirmeyi ihmal etmedi.
Ahmet Çavușoğlu layık görüldüğü ATO Șeref Bașkanlığı’na ve aldığı plakete istinaden teșekkürlerini iletti.
AHMET ÇAVUȘOĞLU
röportaj
LIZT ALFONSO Dance Cuba
Henüz çocukken kendi dans topluluğunu kurmanın ve onu dünya sahnelerine tașımanın hayalini kuran Lizt Alfonso’nun 23 yașında hayata geçirdiği “Lizt Alfonso Dance Cuba” bugün dünyanın en seçkin dans ve müzik topluluklarından biri haline geldi. Azmi, sadeliği ve dans stillerini özgün bir șekilde harmanlamasıyla tanınan Lizt Alfonso, özgün koreografileriyle uluslararası birçok ödüle layık görüldü. Muhteșem șovları Cuba Vibra ile Lizt Alfonso Dance Cuba, 27 Mayıs’ta İș Sanat’ın sezon kapanıș finali için İstanbullu sanatseverlerle bulușacak. Grubuyla Türkiye ‘ye ilk kez gelen Lizt Alfonso ile șovları öncesi dansı ve Küba’yı konuștuk.
D
ans topluluğunuzla tüm dünyadaki birçok insan Küba kültürünü daha yakından tanıdı. Küba denince aklımıza genelde Che Guevara, Puro ve Küba müzikleri geliyor. Sizce şovlarınızda sunduğunuz Küba kültürünün en belirgin özelliği nedir?
Küba kültürü bizden önce var olan ve bizden sonra da yaşayacak olan, hayatımız boyunca taşıdığımız bir miras ve diğer birçok kültür gibi güçlü bir kültür. İnsanların Küba ile ilgili puro, rom, plajlar ve Che Guevara’yı bilmeleri çok sempatik… Aslında Che Guevara Arjantinli ama hayatının büyük bir bölümünü Küba devrimi için harcamış bir isim… Müzik bizim en büyük
hazinemiz, diğeri de dans ama aslında Küba bundan çok daha fazlası. Geniş ve çeşitli birçok otantik kültürün uluslararası bir tarzla harmanlanması. Lizt Alfonso Dans Küba’da bizim yarattığımız ve bizi dünya dans platformunda farklı kılan bu füzyon aslında. Dans şovlarımızı canlı müzik eşliğinde yapıyoruz. Dansçılarımız her bir koreografi için bale, modern dans, Küba popüler dansları, Afro Küba dansı, Flamenko ve daha birçoğunu harmanlıyor. Bu Kübanın bugününün dans ve müzikle bir arada sunumu. Görülmeye değer.
Dans grubunuz sahne üzerinde mambo, rumba, conga, bolero, cha cha gibi birçok farklı dans stilini sunuyor. Farklı dansları şov boyunca nasıl birlikte kullanıyorsunuz? Aynı zamanda dansçı koreograf
ve şovun yönetmenisiniz. Tüm bunlarda başarılı olmanızın sırrı ne?
birliği için neler söyleyeceksiniz? Sizi yakında başka video kliplerde de görebilecek miyiz?
Dans dışında ayrıca müzikal tiyatro ile de ilgileniyorsunuz. Mirvish Prodüksiyonu ile “Vida” ve Schimid Tivoli Prodüksiyonu ile Hamburg’da “Amigas”ı sahnelediniz. Bu tarz projeler devam edecek mi?
Çocukluğunuzda hatırladığınız ekonomik ambargo altında Küba için neler söylersiniz? 2016’da Obama Kübayı ziyaret etti. Kübanın geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?
Aslında artık dans etmiyorum, uzun süre önce emekli oldum diyebiliriz. Dansı bırakmaya karar verdiğimde hala gençtim. İzleyiciler sadece Lizt Alfonso’yu değil bir dans şovunu izlemeye gelsinler istedim. Yönetmen, koreograf ve dansçı olmak tabii ki zor ama bu benim seçimimdi. Şimdi sadece yönetmen ve koreografım. Bu başarının özel bir sırrı yok; sadece çok çalışmak, içten, azimli, zeki ve tutkulu olmak, bir kapı kapandığında diğerinin açılacağını bilmek... Başarının anahtarı sanırım bu.
Evet müzikal tiyatroyu gerçekten çok seviyorum, benim için bir gereklilik... Danstan müzikal tiyatroya geçmek ve ikisinde de başarılı olmak harika bir şey. Kanadalı ve Alman topluluklarla iş birliği yapıyor, yeni tekliflere kapıları açık bırakıyorum, bu benim için çok güzel bir duygu.
Aynı zamanda akademinizde genç dansçıları da eğitiyorsunuz. İyi bir dansçı olmak için ilk tavsiyeniz nedir? Gerçekten ne istediklerine konsantre olsunlar ve dans sanatının içinde yaşamanın keyfini çıkarsınlar.
Şovlarınızda çok enerjik ve sahnede çok fit duruyorsunuz. Fiziksel kondisyonunuzu nasıl koruyorsunuz? Gösterilerden önce nasıl bir hazırlık süreci geçiriyorsunuz?
Her gün Havana’daki stüdyomuzda Bale, Flamenko, özgün dans, popüler Küba dansları, Afro Küba danslarını içeren zorlu fiziksel egzersizler yapıyoruz. Sabahları egzersiz yapıp yeni şovları hazırlıyoruz. Öğleden sonra da grubun repertuarı üzerinden geçiyoruz. Performanslardan önce bale sınıfında ısınma hareketleri ve Flamenkonun bazı figürlerini yaptıktan sonra sahneye çıkıyoruz.
Enrique Iglesias’ın Bailando klibinde yer aldınız. Bu iş
Her birimiz için çok güzel ve heyecan verici bir deneyimdi. Aynı zamanda dans topluluğumuzu ve yaptığımız işi dünyadaki milyonlarca insana göstermek için bir fırsattı. Yeni müzik videoları teklifleri alıyoruz. Bazıları gerçekten de çok güzel teklifler ama şu noktada bir sonraki adım için çok doğru seçimler yapmalıyız... Geçen sene Latin Grammy ödüllerinde MGM Las Vegas’ta sahne alan ilk Kübalı dans grubu olduk bu yüzden yeni müzik videoları için yolumuz açık.
Söyleyebileceğim tek şey sanat ve sanat eserleri her şeyin üzerindedir.
Bu Türkiye’ye ilk gelişiniz. Küba’dan baktığınızda nasıl bir Türkiye imajı var? Türkiye ile ilgili neler biliyorsunuz?
Bu Türkiye ve Türk kültürü ile ilk karşılaşmamız olacak. Türk insanıyla bu mutluluğu ve illüzyonu paylaşma fırsatı yakalamak harika. Kültürünüz hakkında çok fazla bilgiye sahip değiliz sadece Küba’daki kitaplar ve filmler kadarını biliyoruz. İnanılmaz güzel, renkli, gizemli, sanat eserleri dans ve müziği barındıran bir coğrafya.
Küba Vibra gösterinizde 50’li yıllardan günümüze birçok farklı tarzda dansı görüyoruz. Küba’da şu anki yaşam şekli nasıl? Bize bugünün Kübası’nı anlatır mısınız? Sade ve mutlu... Kübalılar gün be gün zorlukların üstesinden gelen yaratıcı, çalışkan ruhlarındaki güçle mutluluğunu inşa eden insanlar.
27 Mayıs’ta İş Sanatta bizi nasıl bir şov bekliyor?
Cuba Vibra temel olarak 50’lerden günümüze dans ve müziği hissettirecek. İspanyol, Afrika, Amerika, Karayip ve Latin kültürlerinin etkilerinden kaçınmadan hepsini kendi füzyon tarzımız ve dansçılarımızın rolleri ile teknik ve artistik yetenekleri içinde sunuyoruz. Şüphem yok ki Türk insanları bundan çok keyif alacak. Bulaşıcı mutluluğumuz hepinizle paylaşacağız.
“Sanat ve sanat eserleri her şeyin üzerindedir.”
Bu ayki gurme içeriğimizde bașarılı isimleri mutfağa sokmaya devam ederken yeni açılan restoranları ve dünya mutfaklarından eșsiz lezzetleri sizlere getiriyoruz... Yine bir lezzet yolculuğuna hazır mısınız?
gurme
Kıyının Öteki Tarafındaki
Cennet Atina
Ebru Erberdi
ebruerberdi@gmail.com
Aslında her zaman yanı bașınızda olan ama hiç keșfetmeye fırsat bulamadığınız bir yer oldu mu? Yakın, samimi, neredeyse bizden bir yer; Atina’dayız. Yunanistan’ın bașkenti, Yunan tanrılarının yanılmadığının kesin kanıtı. Manzarası, șehir yapısı, kendinizi hiç uzak hissetmeyeceğiniz bir doku. Helen kültürünün her türlü etkisini içinde barındıran, neredeyse kutsal bir șehir. Büyük hareketlere ihtiyaç duymadan, batı Avrupa’nın aksine, eskiye ve klasik olana duyduğu bütün inançla dimdik ayakta duruyor Atina. Cacığın bir değișik versiyonu, rakının farklı ismi, müziğin biraz daha değișiğiyle evinizde gibi hissedebileceğiniz bir șehir. Kolay ulașımı, otobüsle bile erișebileceğiniz bir lezzet durağı bugün benim kalemime konuk oluyor. Masmavi denizine karșı yiyeceğiniz ufacık bir tabak bile kendinizi Yunan Tanrısı gibi hissettirecek. Antik Yunan dünyasına kapılmanızı sağlayan Yunan ezgileri, samimiyeti, komșu sıcaklığı ve mutfağıyla yanıbașınızda yer alıyor. Çok uzağa gitmiyoruz, komșunun kapısını çalıyoruz. Ve şehirdeyiz.;
Neolitik Çağ’dan, İlk Yunan Medeniyetine, Roma’ya; Bizans’tan, İstilacı Latin Dönemine, Osmanlı’ya ve günümüz Yunanistan’ına ulaşan yoğun ve yorgun toprakların başkenti Atina’ya kısa süren yolcuuğumuzun ardından ulaşıyoruz. Yolculuk o kadar kısa ve keyifli ki sanki Türkiye sınırları içerisindeki başka bir şehre yolculuk yapmış gibi hissettim. Dostluğun önemli olduğu, inanılmaz kuvvetli bir tarih, medeniyet ve kültür barındıran biraz Egeli biraz Akdenizli bir şehir Atina. Tüm bu söylediklerim bize de çok yabancı değil aslında. Türkiye sınırları içinde bulunan bir Ege şehri gibi.
Atina’nın en kıymetlisi;
Rotamızı Atina’nın1996 yılında kurulan en ünlü restoranlarından biri olan Spondi’ye çevirdik. İki Michelin yıldızı bulunan ve Yunanistan’ın en iyi restoranı kabul edilen Spondi’nin atmosferini size şöyle açıklayabilirim; zarif ve özgün. İki katlı restoranın bir de avlusu bulunuyor. Klasik tarzda tasarlanmış olan restoranda büyük avizeler, zarif tablolar ve çok şık insanlar göreceksiniz. Modern ile klasiğin uyumunu mekan içerisinde bulunduğunuz her saniye hissediyorsunuz. Yani kısacası mekan sadece damağa değil göze de hitap ediyor.
Tunuslu şeften lezzet şöleni;
Restoranı keşfettikten sonar sıra geldi Şef Bessem Ben Abdallah’ın elinden çıkan efsane lezzetlere. Biz tapas menu ve discovery menu sipariş verdik. Böylece iki farklı menü sipariş ederek ünlü şefin elinden çıkan lezzetleri tümüyle denemeye çalıştık. Sizlere de tavsiye ederim. Menüde bulunan ve şefe özel sosu ile hazırlanan wasabi sorbeli deniz tarağı gerçekten lezzetli yapılmıştı. Bunun için tam
224
bir lezzet şöleni diyebilirim. Size bir diğer tavsiyem ise çilek sorbe. Birçok menüde karşımıza çıkan bu lezzet bu kez beni çok etkiledi, sanki içerisinde sizi Spondi’ye geri çağıran bir fısıltı var…
Gençlerin de tercihi;
Tasarımı ile belirli bir yaş üstüne hitap edeceği düşünülen restoran tam tersine gençlerin de tercihi. Biz oradayken ilgimi en çok çeken grup ise üniversite öğrencisi altı kişiden oluşan bir grup oldu. Londra’da okuyan ve şef ile aynı ülkede doğan bu kız grubunun hafta sonu için yaptıkları gastronomik tur çok ilgimi çekti ve bir o kadar da sevindirdi. Gençlerin Atina’yı tercih etmesinin tek sebebi şüphesiz gastronomik geziler değil. Yunan dünyasının en eğlenceli gece hayatlarından birisi Atina’da hayat buluyor. Hepimizin bildiği meşhur adaların yanında Atina’nın eğlence hayatı da önemli bir yer tutuyor ve turistik anlamda şehre büyük bir katkı sağlıyor.
Komşuyla Veda;
Atina’da karnımızı güzelce doyurduktan ve eğlenceli hayatın tadını çıkarttıktan sonra İstanbul’a geri dönüyoruz. Aklımızda pek çok şey kalıyor; Ege’nin eşsiz manzarası da bunlardan bir tanesi. İzmir kıyılarından Ege denizine ve büyüleyici manzaraya bakmak tarif edilemez bir keyif ama Yunanistan’dan Ege’yi izlemek de görsel bir şölen haline dönüşüyor. Kendimizi hiç yabancı hissetmediğimiz bu seyahatimizde damağımızda benzer tatlar kaldı. Aynı kültürün iki farklı kıyısında yaşayan insanlar gibi olduğumuzu bir kez daha hissettim ve bir kez daha bu tarih kokan, asırlık ülkeye saygı duydum. Bu kadar duygu dolu bir seyahat için çok uzağa gitmenize gerek yok… Ege’nin karşı kıyısı her daim sizi bekliyor ve damak zevkinizi zenginleştirmek için elinden geleni yapıyor.
ALMİLA DOĞAN Eșsiz lezzetlere ev sahipliği yapan Quick China’nın sahiplerinden bașarılı iș kadını Almila Doğan lezzetli tariflerini bizlere sunmak için mutfağa girdi...
Acılı Mantarlı Dana Eti Malzemeler; Yaprak bonfile 160 gr Mantar 100gr Kabak 50 gr
226
Yer fıstığı 20 gr Oyster sos 40 ml Hot chilli sos 30 ml Sebze suyu 60 ml
Yapılışı;
Harlı çin ocaklarında wok tava yağlanarak etler yarım pişirilir, daha sonra sebzeler eklenir, ürünler pişmeye yakın soslar ilave edilir. Etler ve sebzeler sosunu çektikten sonra yemeğimiz servise hazır hale gelir.
California Roll Malzemeler; Yengeç surimi Karides (haşlanmış) Avakado(dilimlenmiş) Salatalık(ince dilimlenmiş)
Mayonez Yosun(nori) Sushi pilav Susam
Yapılışı;
Streç film ile kaplanmış sarma hasırının üzerine sushi yosunu nori koyulur. Önceden hazırlanmış sushi pilavı ile norinin üzeri ince bir tabaka halinde kaplanır. Pirinçli taraf içte kalacak şekilde çevrildikten sonra şerit şeklinde mayonez sürülerek ürünler dizilir. Yaklaşık 3 cm çapında sarılarak şekil verilir. Üst kısmı susama batırılır ve özel bıçağıyla 6 veya 8 parçaya bölünerek yanında ginger ve wasabiyle servis edilir.
Yeşil Köri Soslu Dana Eti Malzemeler; Dana eti 160 gr Patlıcan Kapya biber Şitaki mantar Cherry domates Fesleğen Yeşil dolma biber
Kuru soğan Yeşil köri Raja Balık yağı Su Hindistan ceviz sütü Şeker Ayçiçek yağı
Yapılışı;
Teflon tavada kızartılan etlere baharatler ilave edilerek aroması alınır. Daha sonra sebzeler eklenerek hindistan ceviz sütü katılır. Şekerle balık yağı eklenerek özleşen ürünün üzerine kuru fesleğen koyularak servis edilir
TURA OCAKBAȘI Geleneksel lezzetleri kendi özel yorumuyla birleștirerek tadı damakta kalacak tarifleri menüsünde bir araya getiren Tura Ocakbașı’nın bașarılı sahibi İlhan Demirbaș bu kez mutfağa bizim için girdi...
Saslık Dana kontrfile etinden yapılır. Et sinirlerinden temizlenip özel baharatlar ve soslarla karıştırılarak iki gün marinede bekler ve daha sonra isteğe göre pişirilip servis edilir.
Turacan Adana Günlük seçilen kıvırcık kuzu etinin sinirlerinden tek tek ayıklanarak kuyruk yağıyla beraber bıçak kıyması olarak hazırlanır ve servis edilir...
Dövme Kıvırcık kuzu kaskı etinin sinirlerinden temizlenerek özel metodlarla dövülüp özel karışımla marine edilir. İsteğe göre servise sunulur.
Kavurmalı Humus Özel seçilmis koç başı nohuttan yaptığımız humusun üzerine önceden marine edip tereyağında pişirdiğimiz kuzu sırt etini ilave edip sıcak olarak servis ediyoruz.
Közde pişirilmiş patlıcanın üzerine özel marine edilmiş ve pişirilmiş kuzu eti konulur... Daha sonra üzerine rende kaşar ilave edilir ve fırına verilir. Kaşar eriyince eritilmiş tereyağı ilave edilerek sevise sunulur...
davet
Yaza Merhaba Partisi Aylin Yılmaz’ın ev sahipliğinde gerçekleşen “Yaza Merhaba Partisi”, Tart Mutfak’ın o güne özel hazırladığı lezzetler eşliğinde ünlü isimlerin ve cemiyet hayatının önde gelen isimlerini bir araya getirdi.
NİKOL BASOĞLU, AYLİN YILMAZ, İPEK KEÇECİ
232
AYȘE KUCUROĞLU
IȘIL REÇBER
Yazın gelişini keyifli bir yemek eşliğinde yakın dostlarıyla Ulus Savoy’da verdiği çok özel bir parti ile kutlayan Aylin Yılmaz, modadan sanata birçok alanda önemli isimleri bu davetinde ağırladı. Davet boyunca misafirleri ile keyifli sohbet gerçekleştiren Aylin Yılmaz, yemek ve catering hizmetini Nikol Başoğlu’nun kurucusu olduğu Tart Mutfak ekibinin hazırladığı lezzetli ikramlar eşliğinde gerçekleştirdi.
BURCU ERÇİL
BİLGE EREN
NERGİS PEKUYSAL
REYHAN İPEKEL
CANSEN KUT
FERYAL GÜLMAN
SİTARE AKDİLEK
ZEYNEP ILICALI
ASLI ȘEN
FULYA GÜNDOĞDU
davet
Harvey Nichols MAG Lounge’da Keyifli Kutlama Cemiyet hayatının önde gelen isimlerinden Melike Gökçe yeni yaşını yakın dostlarıyla birlikte kutladı. Harvey Nichols Mag Lounge’da yeni yaşına merhaba diyen Gökçe dostlarıyla birlikte güneşli havanın tadını çıkardı. Renkli geçen davette tüm konuklar doyasıya eğlendi. Günlük iş stresinden az da olsa uzaklaşma imkanı bulan konuklar bol bol fotoğraf çekip sosyal medyada paylaştı.
MELİKE GÖKÇE
Melike Gökçe, ünlü bir Japon tasarımcının imzasını tașıyan mavi dantel elbisesi ile oldukça șıktı. ENDER SEVGİ GÜLTEKİN
PERİHAN UYAR
PINAR CANALP
Lezzetin Ocakbaşı
KIZKULESİ SOKAK NO:18 G.O.P ÇANKAYA/ ANKARA +90 312 447 00 91
w w w. t u r a o c a k b a s i . c o m
Artı Değer Katar Müșterilerine özenle sağlıklı menüler olușturup ulaștıran 2000’li yılların bașında Artı Organizasyon olarak adını duyduğumuz, bugün Eat&Fit olarak hizmet veren sağlık mutfağını sahibi Nuran Savi Șatana’dan dinliyoruz...
Artı, bir ihtiyaçtan yola çıktı öncelikle. Özel sektörde birçok şirket, çalışanlarının yemeklerinde kalite, hijyen ve besin değerlerine yönelik endişeler taşıyordu. İlk olarak bu firmalara gıda mühendislerimiz ve uzman kadromuzla danışmanlık hizmeti vererek başladık. Kalorisi hesaplanmış, sağlıklı menüler oluşturup mutfaktan işverenin yemekhanesine, hijyen koşulları içinde taşınması sürecini yönettik. Bazen de çalıştığımız firmalar yerinde üretim yapmamız için yemekhanelerini bize teslim ettiler. Ekipmanımız ve malzemelerimizle kendi mutfaklarında menülerimizi üretmeye soyunduk. Bunu Artı Catering ile yaptık. Sonra ise, müşterilerimizin güveniyle, bir anda kendimizi yine müşterilerimizin talep ettiği çalışan motivasyonu amaçlı organizasyonları yaparken bulduk. Bu organizasyonlar bazen müşterimizin yabancı bir misafirinin ağırlanması şeklinde oldu, bazen bir kuruluş yıl dönümü etkinliği ile... Bazen de müşterimizin en değerli varlığı çocuklarının düğününü üstlendik. Sorunuzun en kısa cevabı galiba şu: Bize her zaman çok güvenen müşterilerimizin talepleri Artı Organizasyon’un kurulmasının yolunu açtı. Bize yön gösteren müşterilerimizi hep merkeze koyduk; onları duyduk ve onlar bize bu şirketleri hediye ettiler. Performansımızı hep ödüllendirdiler.
Gıda sektörü hiçbir zaman ölmez, derler. Sektör her zaman dinamik; ancak kendi içinde sirkülasyonu yoğun bir sektör aynı zamanda. Kalıcılığınızı sağlayan değerleriniz, başladığınız günden bu yana neler oldu? Evet doğru, bizim sektöre giriş çıkışlar çok fazla. Nedeni ise, kısa vadeli kar beklentisi oluyor. Kar merkezli yaklaşan birçok girişim, sektörde devam edemiyor. Çünkü odaklarında müşteri olmayan işletmeler, uzun vadeli olamazlar. Müşterilerimiz açısından bu bir
risk unsuru... Artı’yı farklı kılan ise, müşterimize kattığımız değer. Zaten bizim sloganımız “Artı değer katar.” Biz müşteri odaklılığımız, organizasyonel çevikliğimiz ve çözüm merkezli yaratıcılığımızla müşterilerimize artı değer katmayı ilke edindik en başından beri. Bizi müşterimizin gözünde özel kılan, farklılaştıran da sanırım bu. Artı ile çalışmaya karar veren müşterimiz ile çıktığımız yolda bizim temel amacımız, onları özel hissettiren bir deneyim yaşatmak.
2016 yılında da Eat&Fit markasıyla yeni bir adım attınız. Peki, Eat&Fit nedir, ne yapar? 2015 yılı sonunda demo üretimlerini yaptığımız ve konseptini belirlediğimiz markamız Eat&Fit ile yeni bir yaşam tarzı vaat ediyoruz. Eat&Fit, tam da adından anlaşılacağı üzere, özel bir ürün ve hizmet, sağlıklı bir beslenme programı. Kişiye özel, kalorisi hesaplanmış, iddialı, butik menülerimizden oluşan aylık paketlerle müşterilerimizin daha fit hissetmesini sağlıyoruz. Üstelik çok şık bir restoranda yiyormuşçasına. Lezzet, görsellik, sunum ve en önemlisi sağlık... Gerçekten, benim bile beklediğimin ötesinde harika bir şey çıktı ortaya. Bu nedenle, rakipsiziz diyebilirim.
Eat&Fit, hayatına başlamadan işin mutfağında ne gibi hazırlıklar yapıldı? Zaten sektör içerisindeki tecrübeleriniz kendini kanıtlamış durumda; ancak Eat&Fit işleyiş bakımından daha farklı bir organizasyon. Bunun hazırlık aşamasında neler yaptınız? Aslında 5 yıl önce bu fikir gelmişti aklıma, zaman içinde olgunlaştı. Bunun için öncelikle hedeflediğimiz müşteri grubunun tercihlerine odaklandık. Onlara sorular sorarak başladık. Gördük ki, müşteri adaylarımız ilk önce, hayatlarını kolaylaştıracak ve güvenecekleri bir ürün arıyor. Nitelikli olanı ve kaliteliyi arama sürecimizde, benzer ürünler çıkmıştı piyasaya. Ancak bunlar, çok da özel hissettiren ürün paketleri değildi. Sıradan menüler, özensiz kaplarda sunulmuş, yeme iştahını kapatan, adeta görev gibi yedirmek isteyen
advertorial
000’li yılların başında Artı Organizasyon ile adınızı duyduk. Önce Artı Organizasyon serüvenini biraz sizden dinleyelim. Nasıl kuruldu Artı Organizasyon?
cheesecake olabildiği gibi, bazen de kinoalı kraker/atıştırmalıklar da olabiliyor. Diyetisyenlerimizin hazırladığı özel karışımlar da adeta bir detoks etkisi yaratıyor. Glütensiz mutfağımızdan çölyak hastaları için de özel üretimlerimiz mevcut. Bizim mutfağımızda tek yasak, sağlıksız katkı maddeleri ve tatlandırıcılar ile ihtiyaç fazlası tuz tüketimi. Müşterilerimiz kalorisi hesaplanmış sağlıklı ve lezzetli paketlerimizin keyfini çıkartıyorlar.
Özellikle "Hamile Beslenme Paketi" ve "Çocuk Paketleri", markanızda dikkat çekiyor. Paket seçenekleriniz çok ince düşünülmüş ve geniş kapsamlı. Paket seçeneklerini hazırlarken, belirleyici unsurlar neler oldu?
programlardı. Böylece neyi yapmayacağımızı da görmüş olduk. Benzerlerimizin yaptığı hataya düşmemek için konseptin ve tüm süreçlerin tasarım aşaması iki yıl sürdü. Çok detaya girmeden bahsetmem gerekirse; konsepti belirledikten sonra çok sağlam bir mutfak ekibi oluşturduk ve kendimize ait bir binada mutfak yatırımımızı tamamladık. Yatırım ekipmanlarımızda da birinci kalite markalarla çalıştık. Butik yemek üretimimizde, Türkiye’de adını herkesin bildiği güvenilir tedarikçilerden birinci sınıf malzeme ile diyetisyenlerimizin denetiminde kalorileri hesaplanmış, taze, sağlıklı üretime odaklandık. Müşterilerimizin bizi tercih etmelerinin nedeni; onları dinlememiz, sağlıklı beslenmeyi öncelik haline getiriyor oluşumuz. Paketlerimizi de kaplarımızı da kalitede fark yaratacak şekilde tasarladık. Mikrodalgaya uyumlu kaplarımızla, sağlıklı butik mutfağımızı müşterilerimizin beğenisine sunduk. Ana mutfağımızın yanında kurduğumuz Ankara’nın gerçek anlamda ilk gluten-free mutfağı ile de belki yatırım maliyetimizi arttırdık; ancak bu beslenme tarzının gittikçe hakim olduğunu da görmezden gelemedik. Bunu da önemli bir proje olarak Ankara’ ya kazandırmış olmaktan çok mutluyum tabii ki.
Eat&Fit kendi müşterilerine birçok paket seçeneği sunmakta, bu paket seçenekleri hakkında kısa bilgiler alabilir miyiz? Tabii ki... Temel hizmetimiz olan aylık fit paketimizde, diyetisyenlerimizin yaptığı ücretsiz ölçüm sonrasında kişiye özel kalorisi hesaplanmış günlük 3 ana öğün ve 2 ara öğün veriyoruz. Bu hizmetimizle, yukarıda belirttiğim şık bir pakette, 5 öğünü hazır olarak müşterimizin evine ya da işyerine kuryelerimizle teslim ediyoruz. Bu paketimizin yanı sıra en çok talep edilen ofis paketlerimizle de bir öğle, bir de ara öğünü adrese teslim ediyoruz. Artık çalışanların bugün ne yesem, nereden söylesem derdi de böylece bitmiş oluyor. Hamile beslenme paketlerimiz de oldukça ilgi görüyor. Çok önemli bir dönemi yaşarken bebeğin ve annesinin sağlığını diyetisyenlerimizin hazırladığı çok özel paketlerle sağlıklı beslenmeye taşıyoruz.
Yasaksız diyet, yasaksız ve sağlıklı beslenme mottolarınızın altını öğrenmek isteriz. Gerçekten yasaksız beslenmek, mümkün mü? Tabii burada esas olan metabolizma, vücut kitle endekslerinin söylediği. Bizim diyet programlarımızda ara öğünde bazen bir diyet
Ürün gamımız gerçekten geniş. Bu ürünlerimiz uzun süren ihtiyaç analizlerimizin sonrasında ortaya çıktı. Müşterilerimizi dinleyerek, onların ihtiyaçlarına uygun ürünleri onlara sunduk. Mesela yaşlı beslenme paketi, alışveriş yapma imkanı olmayan ve dışarıdan söylediği yemeğin de sağlığından endişe duyan müşterilerimiz için tasarlandı. Yemek malzemesi alışverişi yapan müşterilerimizin de bu malzemeler çok beklediği için, dolaptan çöpe gitmesi ya da yemek yapmaya imkan bulamama gibi nedenlerle bizi tercih etmeleri noktasına geldik. Bir başka ürünümüz olan çocuk beslenme paketi ile de en değerli varlığımız olan çocuklarımızın okullarında sağlıklı yemek yemesine imkan sağlıyoruz. Özellikle çalışan annelerin çok tercih ettiği bu ürünümüz çocuklarımızda yeme iştahını da sağlıyor.
Müşterilerinize paket seçmeleri konusunda nasıl yardımcı oluyorsunuz? Kişi sizi arayıp, “Ben 'şu' pakete üye olmak istiyorum.” diyerek istediği paketi seçebiliyor mu? Burada kişinin tercihleri ve neyi amaçladığı çok önemli. Bu noktada bir danışmanlığımız tabii ki oluyor. Aylık paket alınması durumunda, ücretsiz diyetisyen ölçümü de sağlıyoruz. Bizim temelde sağladığımız kişiye özel, kalorisi hesaplanmış öğünlerle lezzetli ve sağlıklı beslenme.
Eat&Fit şu an yalnızca Ankara’da hizmet veriyor. Peki, farklı şehirlerden de talep alıyor musunuz? Farklı şehirlere gitmek konusunda bir çalışmanız var mı? Özellikle İstanbul’dan çok talep geliyor. Orta vadede tabii ki orada olacağız. İstanbul’da yönetim kademelerinde olan, Ankaralı birçok profesyonel kişi mevcut, biliyorsunuz... Belki şu anda onlara İstanbul’da hizmet veremiyoruz; ancak onların aile büyüklerinin sağlıklı beslenmelerini bize teslim etmelerinden de oldukça mutluyuz. Günlük hayatlarının yoğun akışında birçok yönetici/ profesyonel, yeterince zaman ayıramadığı yaşlı anne ve babalarının market alışverişi ve yemek yapmak gibi işlerle uğraşmasını istemiyor ve sağlıklı beslenmelerini bize emanet ediyor. Bu güven, bizim için çok değerli tabii ki. Sektörde sağlıklı büyümek ve lider olmakta sanırım bu güven unsuru çok etkili. Müşterilerimizi, bizim için çok değerli rehberler ve yol arkadaşlarımız olarak görüyorum.
S 240
MARLİNDA’DA LEZZET YOLCULUĞU on yıllarda dünya yemek trendlerinde giderek daha artan yerelleşme eğilimlerinin Ankara’ya ulaşmış olduğunu görmek bir Ankaralı olarak beni mutlu ediyor. Pek çok coğrafyanın kendilerine özgü malzemelerini ve pişirme şekillerini menüsünde barındıran ve zaman
zaman da bunlara kendi yorumlarını katan işletmeler, müşterilerine keşfedilecek yeni dünyalar sunuyor. Ankara’da hayatımıza dokunan birçok markaya imza atan Crew Restaurant Group’un en yeni restoranı Marlinda, Kentpark’ta açıldı. Kategori olarak kendisini etnik olarak konumlandıran Marlinda, ünlü şef Ömür Akkor’un danışmanlığı ile
hazırlanan menüsünde Orta Doğu ve Akdeniz mutfaklarından lezzetlere yer vererek, fazlasıyla aşina olduğumuz bu coğrafyanın yemeklerini beğenimize sunmuş. Bu yerel eğilimi menünün ilk sayfasında başlangıçlarla beraber hissetmeye başlıyoruz. Fellah köfte, vişneli yaprak sarma, humus ve sucuk, pişi, cacıklı Arap köftesi buram buram kültür ve coğrafya kokan yemeklerle harika bir başlangıç yapılmış. Burada kişisel favorimin tereyağlı ciğer ve zerdeçallı rezene olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim. Tereyağında pişen ciğer, yumuşacık ve harikulade lezzetiyle tek başına bile yeterince kuvvetliyken, üstüne karamelize soğan ile sihirli dokunuş yapılmış ve Marlinda farkı ortaya çıkarılmış. Zerdeçallı rezene ise az kullanılan iki leziz malzemeyi, işletmenin kendi yapımı olan nar ekşisi ile beraber sunarak hem üst düzey bir lezzet yakalamış hem de son derece sağlıklı bir tabak oluşturulmuş. Ekmek arası lezzetler bölümünde ülkemizde giderek daha fazla bilinen, sevilen ama bir türlü iyi örneklerini göremediğimiz tipik bir Orta Doğu lezzeti olan falafel, kuzu burger, balık ekmek ve ekmek arası köfteye yer verilmiş. İnce bir lavaşa sarılmış halde yanında sosuyla güzel bir sunumla gelen falafel, bu coğrafyanın havasını fazlasıyla veriyor ve bizi Orta Doğu’nun karışık sokaklarına götürüyor. Ev yapımı köfte ise akılda kalıcı ve karakteristik bir lezzete sahip. Ana yemekler kategorisi de yine oldukça zengin. Burada iç pilavlı kuzu tandır, küşleme, tirit, hünkar beğendi gibi gayet bizden lezzetler hakim. Tirit gibi Anadolu’nun bazı illerinde son derece başarılı örnekleri sunulan yöresel bir yemek, gayet şık bir sunumla masamıza teşrif etmekle kalmadı, üst düzey lezzetiyle gönüllerimizi de fethetti. Hünkar beğendi de gerek zengin soslu eti gerekse beğendisiyle beğenimize sunuldu ve beğenildi.
Marlinda Ethnic Foods Kentpark AVM Eskişehir Yolu 7.KM Çankaya-Ankara Telefon : (312) 219 96 40 www.marlinda.com.tr Oburcan www.oburcan.com oburcan@oburcan.com
Tatlıdan da bahsetmeden geçemeyeceğim; Gaziantep’imizin pek fazla bilinmeyen cennet çamuru tatlısı... Kadayıf ve Antep fıstığının birbirinin içine böylesine geçip, böylesine anlamlı ve lezzetli bir birliktelik göstermesi herkesi mest edecek. Hele bu muazzam karışımı kaymakla sunarak ilahi tat haline gelmesi sağlanmış ve ismiyle müsemma denen cinsten, cennetten çıkma bir tatlı olmuş. Kabak tatlısı da kestane şurubuyla pişirilmesi neticesinde daha da lezzetlenmiş, tahinle sunularak tatlı miktarı dengelenmiş ve ortaya hafif bir tatlı çıkmış. Biz tüm bu lezzetlerle kendimizden geçmiş halde yemeklerin tadına bakarken iki yemek arasında sunulan reyhan şerbeti midemizi rahatlattı ve bize dinlenme fırsatı verdi. Etnik mutfak gibi iddialı bir konuya giren Marlinda, bu işin altından başarıyla kalkmış ve sunduğu gerçek lezzetlerle Ankaralılar için yepyeni lezzetlere yelken açılacak bir mekan olmuş. Üstelik tüm bu lezzetler ağırlıklı olarak yine etnik öğelerin kullanıldığı şık bir dekorasyon eşliğinde sunuluyor. Duvarlarda pek çok coğrafyadan gelmiş yemek yapımında kullanılan malzemeler, kültürel çeşitliliğin renkli dünyalarını da bir diğer yandan gözlerimizin önüne seriyor. Marlinda’nın kahvaltı çeşitlerinden de bahsetmemek olmayacak. Tüm Türk kahvaltı çeşitleri sunulurken yine etnik unsurlar gözden kaçmamış ve tüm malzemeler özenle seçilerek etnik mutfak çizgisine sadık kalınmış. Son söz olarak Marlinda’nın alt katında bulunan lounge kısmından bahsedelim. Özel organizasyonlar ve toplantılar için düşünülmüş ve kendi otoparkına sahip olacak kadar ince detaylara inilmiş. Böylesi Ankara’da ilk. Marlinda Ankara’ya hayırlı olsun. Bu tip kıymetli işletmelerin şehrimize kattığı değeri bilelim ve hakkını verelim...
davet
MAG’da Keyifli Barbekü Partisi MAG Medya Yayın Grubu ofis bahçesinde keyifli bir BBQ partisi düzenlendi. Davete katılan konuklar partide gönüllerince eğlendi. MAG Medya ofisinin bahçesinde düzenlenen geleneksel BBQ partilerine bir yenisi daha eklendi. Birbirinden özel misafirlerin ağırlandığı BBQ partisi MAG Medya’nın Gaziosmanpaşa’da bulunan ofisinin bahçesinde yapıldı. MAG Medya çalışanlarının organize ettiği partide misafirler hoş bir sohbet ortamında kendilerine sunulan leziz ikramları tattılar. Kahkaha seslerinin sık sık yükseldiği buluşmada konuklar keyifli dakikalar yaşadı.
242
YÜCEL - GÜLȘAH TAȘKIN
GERÇEK EKŞİMAYALI EKMEK LEZZETİNİ KEŞFEDİN
Sipariş Hattı: 0530 130 0 240
davet
PINAR CANALP
ZEYNEP OKUTAN, KUTLU TAMAY
AYȘEGÜL AYGÜN
Çok sayıda ismin katıldığı davette konuklar güneșli havanın tadını çıkardılar. ENDER SEVGİ GÜLTEKİN VE ÇOCUKLARI
ERKAN ASLAN
AKGUN DİKER, GÖKÇE CAPANOĞLU
ÖZGÜN CAN, TURAL KISACIK
PINAR AYDIN
Her yıl geleneksel olarak gerçekleșen barbekü partisine bu yıl da ilgi büyüktü. YILDIRAY YOLDAR
SEFA ÇOL
ALİ ONGUN BOYDAK
GELENEKSEL LEZZETLERİN DEĞİȘMEZ MEKANI
ncelikle bu 20 yıllık kaliteli işletmenin başarılı yolculuğunu başlatan kişiyi tanıyabilir miyiz? Hangi hedefle bu yolculuğa çıktınız?
1960 yılında doğdum. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden mezun oldum. 20 yıl önce bu yolculuğa çıkarken işletme olarak amacımız, müşterilerimize ev yemeklerini doğal olarak sunup günümüzde kaybolmaya yüz tutmuş geleneksel yemekleri yeni nesillere
aktarmak ve bu lezzetleri unutturmamaktı. O zamandan beri de bu amaçla hizmet etmeye devam ediyoruz.
Öğlen ve akşam menünüz ne tür lezzetleri içeriyor? Ürünlerinizde en çok dikkat ettiğiniz nokta ne oluyor? Gündüz Türk ve Osmanlı mutfağından lezzetlerle, akşamları ise et ve balık ürünleriyle müşterilerimize hizmet veriyoruz. Başlıca yemeklerimiz; kuzu kavurma, incik haşlama, tas kebabı, kuru
advertorial
Ö
Filistin Caddesi’nde yaklașık 20 yıldır faaliyet gösteren Gar Lokantası’nın sahibi Gürsel Öztürk ile samimi bir sohbet gerçekleștirdik...
fasulye, taze fasulye, bamya, ıspanak, pazı, yaprak sarma, biber dolması gibi ev yemekleri (anne yemekleri ) tatlı olarak da kabak ve ayva tatlıları başta gelmektedir. Ayrıca çarşamba günleri Ankara tava, perşembe günleri Ankara döneri, yaz aylarında da bahçemizde her cuma kuzu çevirme gibi özel sunumlar olmaktadır. Ürünlerimizi kendi yörelerinden getirmeye özellikle dikkat etmekteyiz. Her gün çıkan 20-25 çeşit mezemizde kullandığımız otlar Ege’den, kendi üretimimiz olan sızma zeytinyağımız Antalya-Manavgat’tan gelmektedir. Mesela biz de her zaman taze enginar bulunur. Kışın bile konserve kullanmayız, onu da Kıbrıs’tan getiririz. Akşam menümüzde zengin şarap kavımızla daha çok ızgara et ve günlük balık çeşitlerimizle birlikte sunulmaktadır.
Bu lezzetli menülerin fiyatları ortalama ne civarda? Gündüz menümüz kişi başı 20 TL - 40 TL arası değişmektedir. Ayrıca her gün günün menüsü olarak hazırladığımız 4 çeşit yemek
ALZEGAR
GAR LOKANTASI
de 20 TL olarak sunulmaktadır. Akşam menüleri ise ortalama 75 TL – 100 TL civarındadır.
Dekorasyonunuzdan bahseder misiniz biraz da? Masalarımız kolalı beyaz örtülerle kaplıdır. Bunu özellikle belirtiyoruz, çünkü; birçok mekan bundan vazgeçtiği halde biz bunu koruyoruz.
Yerel müşteri portföyünüzün talepleri doğrultusunda onlara özel yemekler hazırlıyor musunuz? Çevremizdeki birçok yere tabldot yemek veriyoruz. Günlük tezgahımızda kullandığımız hammadde ne ise tabldot yemeğimizde de onu kullanıyoruz. Özellikle elçiliklere Catering hizmeti de veriyoruz. Ayrıca bayan misafirlerimize özel gün yemekleri de vermekteyiz. Önceden bilgi vererek istedikleri yemekleri hazırlatabiliyorlar. Haziran ayında da Ramazan'a özel olarak bahçemizde iftar menüsü de olacak.
Filistin Sokak No: 35 Gaziosmanpașa / ANKARA Tel. 0(312) 447 29 96 - 0(312) 447 47 94 www.garlokantasi.com
ALZEGAR
GAR LOKANTASI
davet
Beşiktaş Konseptli Parti İş adamı Kürşat Badem’in oğlu Ata Badem yeni yaşını arkadaşları ve ailesi ile birlikte evlerinde kutladılar. Renkli doğum günü partisine katılan sihirbaz, konukları ve minikleri yaptığı gösterilerle büyüledi. Minik Ata pastasının mumlarını üflerken tüm arkadaşları kendisini alkış yağmuruna tuttu. Beşiktaş konseptli partiye aileleriyle birlikte katılan minikler doyasıya eğlendi. Daha sonra uzun süre dans eden minikleri aileleri izledi.
BURCU - EFE - ATA BADEM
248
n i n ’ i s i m o n o r t s a G a r a Ank En Yenisi… Lezzetin ön planda olduğu sade tabakları, günün her saatine uygun samimi ve rahat atmosferi, akılda kalıcı ve etkileyici dekorasyonu ile Tepe Prime’da kapılarını açan Akdeniz’e komșu mutfakların bulușma noktası Molto Restoran ziyaretimizin lezzetli deneyimini sizlerle paylașıyoruz...
A
nkara’nın en önemli iş, yeme – içme ve buluşma noktaları arasında bulunan Tepe Prime’ın giriş katına konumlanan Molto, Ankara gastronomisine çok sayıda başarılı adres kazandıran tanıdık isim Murat Börekçi’nin imzasını taşıyor…
Numnum, Mezzaluna gibi restoranlarla yıllardır Ankara’da hizmet veren Murat Börekçi, bu kez hayalindeki farklı bir konsepti yılların tecrübesi ile birleştirerek hayata geçirmiş ve apayrı bir atmosfer yaratmış… Mutfaktan logo tasarımına kadar, alanında uzman bir ekibin pek çok kez bir araya gelerek oluşturduğu mekanın, Ankara’ya yeni bir soluk katacağına eminiz...
Atmosfer… Rahatlıkla şıklığın birleştiği atmosfer, menüsü, müziği ve dekoratif dokunuşlar sayesinde her şeyin tanıdık olduğu ve yabancılaşmadığı bir hal alarak sıcacık, dostane bir ortam olmuş. Samimiyetiyle bizi kucaklayan Molto’nun kapısından girdiğimiz anda kendimizi oraya aitmiş gibi hissettik... Yeni tatları denerken, yalnız gitsek bile hiç sıkılmayacağımız, arkadaşlarımızla gittiğimiz zamanlarda ise keyif alacağımız buluşmalar yaşayacağımız restoran, günün ilk saatlerinden akşamın renkli ışıklarına kadar uzanan, rahat ve keyifli bir atmosfer vaat ediyor…
Menü… UNESCO’nun 2010 yılında “Somut Olmayan Kültürel Miraslar” listesine giren “Akdeniz Mutfağı”ndan ilham alan Molto, insanlık tarihinde sahip çıkılması gereken bu önemli mirasa, Türk bakış açısıyla sahip çıkmış… Türkiye, Yunanistan, İtalya, Lübnan ve İspanya gibi aynı denizin etrafında konumlanan mutfaklardan izler taşıyan Molto’nun menüsü; Akdeniz’e komşu mutfakların bilindik lezzetlerinin, geleneksel pişirme teknikleri kullanılarak hazırlanmasıyla ortaya çıkmış. Günlük ve taze ürünlerin harmanlanmasından oluşan sade ve doyurucu tabaklar, bildiğimiz tatlardan oluşuyor… Yemek kalitesi ve servisi ile fark yaratan iddialı menüsü, tamamen yerli malzeme kullanımı ile oldukça ilgi çekecek... Lezzet tutkunlarının yabancılık hissetmeyecekleri samimi ve leziz tabaklar, Akdeniz tarzı bistronun* hızlı servisi ile masaya geliyor… Menüdeki hemen hemen her lezzet, ağırlıklı olarak Akdeniz tarzının vazgeçilmezi zeytinyağı ile buluşturulmuş… Değişken menüleri sayesinde kendini tekrarlamayan Molto, her gittiğimizde farklı bir lezzeti deneyimleyebilme imkanı sunduğu için haftanın en az 2-3 günü sıkılmadan gidebileceğimiz bir mekan olmuş... Akdeniz’den nefis paylaşımlıklar, taş fırından pizza, pide ve fırın yemekleri… Türk ve İtalyan makarna çeşitleri ve mantı… Doyurucu ve sağlıklı salatalar, çeşit çeşit dürümler ve ana yemeklerde; kağıtta Levrek, Taş Fırın’dan Tavuk, Kuzu Tandır menüde öne çıkan lezzetler arasında bulunuyor… Tatlılarda ise; Çikolatalı Fondue, Orman Meyveli Sütlaç, Tiramisu ve Tatlı Kapalı Pizza bizim favorilerimizden...
Dekorasyon… Molto’nun tasarımını Ankara’dan çıkan güzel bir bakış ve ses olarak tanımlayan erul.design/Istanbul yapmış. Mimar Sinan Erül’ün imzasını taşıyan mekan, Akdeniz Bistro temelleri üzerinde yükselmiş. Yüksek tavanı, ferah ve geniş iç mekanı, sıcak renkleri, şık ve sıra dışı dekorasyon öğeleri ile Molto, kısa sürede Ankara’nın en aranılan mekanı olmaya aday… Keyifli bahçesiyle bahar ve yaz aylarında yemek ve sohbete keyif katacak Molto, zarif barı ve bardan çıkan nefis kokteylleri ile de oldukça konuşulacak… Mekanın bulunduğu lokasyondan aldığı enerjiyle geniş cephesi içinde “mekan içinde mekan” olarak konumlandırılan Molto, iş merkezinin orta kısmına yaslanmış bir yapıdan yaşam alanına açılan bir konsept olarak tasarlanmış. İhtiyaca göre varyasyonlu bir tasarım anlayışını yansıtan Molto, mutfağı, barı, locası ve kanepe tarzı rahat oturma grupları ile fonksiyonel bir yapı… Ahşap lambri cepheler ve tuğlalar dikey dış kabuğu oluştururken, 3 boyutta yer alan bitkiler ise hem içeride hem de dışarıda nefes alma imkanı yaratmış. Tümüyle özel tasarlanmış mobilyalar ile farklılaşan Molto, aksesuarları, sanatsal görselleri ve aydınlatma tasarımı ile akılda kalıcı özel bir ruha sahip...
Adres: Tepe Prime - Söğütözü, Eskișehir Devlet Yolu Dumlupınar Bulv. 9. Km. No:266, Çankaya/Ankara Telefon: 0312 287 87 15
davet
Elçiler Brunch’da Buluştu Ankara’nın köklü sağlık kuruluşlarından olan Güven Hastanesi, yeni kampüsünde elçileri ağırladı.
MİNE - EROL ÜÇER
252
NÜKET KÜÇÜKEL EZBERCİ, BANU KÜÇÜKEL
Sağlık kompleksi olarak oluşturulan Güven Çayyolu Kampüsü, elçilere özel düzenlediği brunch ile Ankara’nın seçkin isimlerine keyifli bir günde ev sahipliği yaptı. Güven Hastanesi sahipleri Nükhet Küçükel Ezberci ve Banu Küçükel gün boyu konukları ile yakından ilgilendi. Açık büfe ikramların bulunduğu etkinlikte elçiler dostları ile sohbet etme imkanı buldu. Güven Çayyolu Sağlık Kampüsü hakkında geniş bilgi alan davetliler G4 spor kompleksi ile yakından ilgilendi. Sağlıklı bir yaşam merkezi fikri ile oluşturulan Güven Çayyolu Sağlık Kampüsü, detoks merkezi The LifeCo’dan , Dr.Aysun Küçükel 2.Bahar Yaşlı Bakım Merkezi’ne, G4 Sağlıklı Spor Kompleksi’nden tüm bölümlerde verilen sağlık hizmetlerine kadar birçok alanda birinci kalite hizmet anlayışı ile hastane kültürüne yenilikler katmaya devam ediyor.
HOLY HOLZER - JOHN BASS
MURAT KÜÇÜKEL
Büyük Ülkenin Büyük Markası
www.nuh.com.tr
253
irma kartvizit
PATISSERIE
EAT’N GRILL PATISSERIE
Seyfi Saltoğlu Bulvarı No: 200/A Beysukent - ANKARA Tel: 0.312 225 3 505
EAT’N GRILL
Yeni Konsept
YANKI UYANDIRACAK PATISSERIE
Ankaralılar Cad. Gordion Konutları Altı A4 Blok No: 33 Çayyolu - ANKARA • Tel: 0.312 236 8 101
ersonel kartvizit
CEM AKÇAGÖZ
ATISSERIE Yenilenen konseptiylePve EAT’N GRILL vurgusuyla C AFE’N PATISSERIE menüsüne özel lezzetler katan İsli Eat’n Grill hakkında Cem Akçagöz ile keyifli bir sohbet gerçekleștirdik...
ÖRNEK 1
advertorial
CAFE’N PATISSERIE
M
arkanızın yeni ismiyle yaratmak istediğiniz algı nedir?
Daha geniş bir müşteri kitlesini kucaklamak istiyoruz. Lezzetli yemek yemenin ve kaliteli hizmet almanın herkesin hakkı olduğunu düşünüyoruz. İnsanların aileleriyle ve arkadaşlarıyla hoş vakit geçireceği mekanlar tasarlamaya çalışıyoruz. Bu anlamda tüm Ankara'lıları mekanımızı görmeye ve lezzetlerimizden tatmaya davet ediyoruz.
"İsli"de adının yanında başka ne gibi yenilikler ve değişiklikler var? İsli’nin yanına getirilen EAT’N GRILL vurgusundan da anlayacağınız gibi menümüzü komple değiştirdik. Bu değişim sektöre yeni bir soluk getirecek boyutta, Türkiye’de ilk kez uygulanacak bir yaklaşımla sunulacaktır.
Yeni konseptinizi nasıl tanımlarsınız? Grill konusundaki değişiklikler büyük yankı uyandıracak kadar iddialı...
Bu konseptin hedef kitlesi olarak kimleri belirlediniz? Özellikle et konusunda kaliteli tüketimi seven herkes bizim hedef kitlemizdir.
Yerel müşteri portföyünüzün talepleri doğrultusunda onlara özel yemekler hazırlıyor musunuz? Evet hazırlıyoruz. 200 kişilik toplam kapasiteli Beysukent şubemizde doğum günleri, şirket toplantıları, baby showerlar, aile yemekleri için kullanılabilecek VIP alanlarıda mevcut, bunun yanı sırada çocukların hoşça vakit geçireceği oyun alanlarımız da var.
Seyfi Saltoğlu Bulvarı No: 200/A Beysukent - ANKARA Tel: 0 312 225 3 505
davet
Next Level AVM’de TED Yararına Konser Ayhan Sicimoğlu ve Latin All Stars’ın, Next Level AVM’de sahne aldığı özel geceden elde edilen tüm gelir, Türk Eğitim Derneği’nin maddi imkanları kısıtlı öğrencilere destek olmak amacıyla başlattığı “10.000 Genç Meşale Daha Aydınlık Türkiye” kampanyasına aktarıldı. Ayhan Sicimoğlu & Latin All Stars’ın büyüleyici bir performans gösterdiği gecede, hem izleyicilere eşsiz bir müzik ziyafeti sunuldu hem de konserin tüm geliri “10.000 Genç Meşale Daha Aydınlık Türkiye” kampanyasına aktarılarak, maddi imkânları kısıtlı öğrencilere üniversite eğitimlerinin sonuna kadar burs imkanı sağlandı. Burstan yararlanan tüm çocukların gelişimi eğitim hayatları boyunca takip ediliyor ve barınmadan servise, kıyafetten cep harçlığına kadar tüm harcamaları karşılanıyor. AYHAN SİCİMOĞLU
256
ankara
Tunalı Hilmi Caddesi Güniz Sokak No:42 Kavaklıdere 06700 Ankara T: 0312 457 40 00 F: 0312 457 40 40 www.divan.com.tr Divan Ankara bir Moment AŞ yatırımıdır.
/divandayiz
davet
BERİL ÇAVUȘOĞLU, HAKAN ȘAHİN
SİM KARAMAN
PINAR GÜRER
Gecenin sponsorları olan Next Level AVM Müdürü Pınar Gürer ve MAG Medya Genel Yayın Yönetmeni Beril Çavușoğlu’na teșekkür plaketi takdim edildi.
BURCU BUHARALI, MEHTAP ÇAĞLAR
BUKET AYHAN
DEREN KALYONCU
MELTEM YALINAY
FUNDA DAĞDELEN
ÖZGÜ SERTTAȘ
ÖZGÜR AKSUNA
Bağıș etkinliğine olan katkılarından dolayı Max FM Yayın Editörü Özgür Aksuna ile Zeta Ajans’ın sahibi Seda Özbulut da plaket aldı.
SEDA ÖZBULUT
davet
Harvey Nichols MAG Lounge’da Renkli Buluşmalar ELİF EREN, ESRA DORA, FİLİZ GİRGİN
Next Level AVM’de bulunan Harvey Nichols MAG Lounge; açıldığı günden beri başkentlilerin keyifli etkinliklerine ev sahipliği yapıyor. Kısa zamanda Ankara cemiyet hayatının gözde isimlerinin buluşma noktası haline gelen Harvey Nichols MAG Lounge, çeşitli etkinliklerle misafirlerini ağırlıyor. Doğum günleri, kutlamalar gibi renkli ve keyifli davetlerle de başkentlileri bir araya getiriyor.
260
ÇİĞDEM KİZİROĞLU, ÖZLEM DOĞAN, ELA GÜRBÜZ
BEGÜM AKIȘ
Harvey Nichols MAG Lounge kısa zamanda Ankara cemiyet hayatının gözde isimlerinin bulușma noktası haline geldi. TÜLAY AÇKALMAZ, YASEMİN İLHAN
PELİN GEBEȘ, LALE HATKO, ÖMÜR GEBEȘ, GÜȘAN HATKO
YEȘİM - REHA TANDOĞAN
NERMİN KILINÇARSLAN
FULYA - VOLKAN BERBEROĞLU
EMİN - SİBEL ERSOY
Gani Aksoy
Güney Mutfağına Yeni Bir Yorum
advertorial
40 yıllık tecrübesiyle Güney mutfağını yeniden yorumlayan Gani Aksoy, lezzet tutkunlarını Ankara Filistin Caddesi’nde yeni açılan Gani Baba’da ağırlayacak. Gani Baba MICROS ve Materials Control çözümleriyle sorunsuz hizmet veriyor...
S
izi tanıyabilir miyiz? Nereden çıktınız yola, nasıl gelişti markanızın yolculuğu?
Mersin doğumluyum ama yaklaşık 40 yıldır doyduğum şehir Çankaya, Ankara’dır. Aynı caddede aynı tarz olmasa da The House Cafe’nin ortak ve işletmecisiyim. Yiyecek sektörüne çok uygun bir mekân Gani Baba... Daha önce denediğimiz bir İtalyan mutfağı başarısız sonuçlanınca daha sonra kendi yöremin mutfağı olan Adana ocakbaşı sistemine döndük.
çıkmış tatlarını Adana’da tek şube ile uzun yıllar tadını bozmadan devam ettiren Onur Kebap İşletmecisi Şevket Ustamız mutfak koordinatörümüzdür. Tüm reçetelerimiz kendisinin kontrolündedir.
Yerel müşteri portföyünüzün talepleri doğrultusunda onlara özel yemekler hazırlıyor musunuz?
Evet hazırlıyoruz. Gelen talepler doğrultusunda güveç, tava, fırın tandır gibi özel tatlar hazırlıyoruz.
Öne çıktığınız özel bir lezzetinizin tarifini bizimle paylaşır mısınız?
Bence bizi bir kez deneyin. Gani Gani yiyin, Gani Gani anlatalım.
PROTEL hizmetlerinden memnun musunuz?
Kullandığımız PROTEL ürünleri, operasyonlarımızın çok hızlı ilerlemesinde ve misafir memnuniyetini en üst seviyelere çıkarmamızda bize destek oluyor. Protel’in sunduğu destek hizmetlerinde oldukça başarılı olduğunu söylemeden geçemeyeceğiz. Protel'in sağladığı restoran yönetim sistemi MICROS ve Stok Maliyet yönetimi Materials Control çözümleri sayesinde hem satış hem de stok kontrol operasyonlarımızı sorunsuz bir şekilde yönetiyoruz.
Marka isminizle yaratmak istediğiniz algı nedir?
Bir marka iddiamız yok. Kendi yöremin mutfağı ile ilgili hizmet sunmak üzere yola çıktığımda markalaşmış iki grupla görüşmelerimiz sonucunda isimle yola çıkmak maliyet arttırmaktan fazla bir sonuç doğurmuyordu. Amatörce istikrarlı, lezzetli ve erişilebilir fiyat politikası için kendi ismimden yola devam etmek daha uygun geldi. Bizim mutfağımızın zinciri çok akıllı bir iş değil. Sonuçta burger yapmıyoruz.
Konseptinizi nasıl tanımlarsınız?
Ağırlık klasik Adana Mutfağı, bunun yanında ön ve arkada geniş bahçelerimiz, çocuk oyun alanımız ile daha çok ailelerin tercih edeceği bir işletme zihniyetimiz var.
Bu konseptin hedef kitlesi olarak kimleri belirlediniz?
Biz etle beslenmeyi seven bir toplumuz. Bahsettiğimiz gibi şubeleşmek ve zincir iddiamız da olmadığı için Ankaralılar'ın önem verdiği ücret ve lezzet hassasiyetine önem veriyoruz.
Ürün yelpazenizde hangi tarzda ürünler bulunuyor? Başta kebap olmak üzere diğer tüm et ürünleri ile birlikte humus, çiğ köfte ve içli köfte gibi Güney Mutfağı'nın öne
GANİ BABA OCAKBAȘI
Kazım Özalp Mah. Filistin Cad.No: 22, G.O.P. Çankaya / ANKARA Tel: (0312) 447 22 00 - 01
davet
CORNELIS - MARIE JEANNE VAN RIJ, AKİF HAMZAÇEBİ, RAUF ENGİN SOYSAL
Lezzetli Kutlama FİLİZ GÜNEȘ
Hollanda Kral Günü Ankara’daki resepsiyonla kutlandı. Kraliyet tahtında oturan kişinin doğum gününde kutlanan Kral Günü, geçtiğimiz yıl tahtı Kraliçe Beatrix’ten devralan oğlu Willem Alexander’ın doğduğu günde kutlandı. Cornelis Van Rij ve eşi Marie Jeanne van Rij’in ev sahipliği yaptığı kutlamaya TBMM Başkanvekili Akif Hamzaçebi ile AB Bakanlığı Müsteşarı Rauf Engin Soysal ile Büyükelçiler ve diğer konuklar katıldı. Hollanda’nın Ankara Büyükelçiliği Rezidansı’nda gerçekleştirilen resepsiyonda konuklara Hollanda’nın geleneksel yiyeceği Harring ikram edildi. Büyükelçi Cornelis Van Rij resepsiyonun açılış konuşmasını yaptı. 404 yıl önce Türkiye’ye gelen ilk Hollanda Büyükelçisiyle birlikte başlayan Türk-Hollanda ilişkilerinin bugüne kadar dostane bir şekilde devam ettiğini söylemekten mutluluk duyduğunu söyleyen büyükelçinin konuşmasının ardından Türkiye ve Hollanda milli marşları okundu. Resepsiyona katılanlar Hollanda’ya özgü yiyecek içecekleri tatma fırsatı buldu. Kutlama sonunda rezidanstan ayrılan katılımcılara Lale filizi hediye edildi.
HARRING ȘEF, MARIE JEANNE VAN RIJ
röportaj
Efsane İstanbul’a Geliyor.. ! 80’li yıllara damgasını vuran, müzik tarihine ismini altın harflerle yazdıran MODERN TALKING’in efsanevi solisti Thomas Anders 28 Mayıs’ta Cemal Reșit Rey’in sezon kapanıșı için İstanbullu hayranlarıyla bulușmaya hazırlanıyor. 12 albüm ve 120 milyonu așan satıș rakamlarının ardından sona eren Modern Talking efsanesi, Thomas Anders tarafından 10 solo albüm ve dünya çapında süren konserler ile devam etmekte. MODERN TALKING ve solo hitleri Thomas Anders’in eșsiz performansıyla grubun 30 yılını devirdiği bu yıllarda İstanbul’lu müzikseverlerle bulușuyor. Thomas Anders’la İstanbul konseri öncesi Modern Talking’i, kariyerini ve yeni projelerini konuștuk.
bir parçasısınız. Çocuklarla ilgili projeleriniz devam edecek mi? Kesinlikle! Çocuklar için gerektiği zaman para toplamaya çalışıyorum.
“Songs Forever” albümünde Caz söylediniz. Sizi en iyi ifade eden müzik türü hangisi? Bu dünyada binden fazla tat var; müzik de benim için onlardan biri. Evdeyken genellikle chill out ve lounge tarzı dinliyorum. Beni rahatlatıyor. Arabadaysa radyo dinliyorum böylece dışarıda ne olduğu, ne tarz müzikler olduğu konusunda bilgi sahibi oluyorum.
Berlin’de yaşıyorsunuz ve Almanya’da büyük bir Türk popülasyonu var. Türk müziği hakkında ne düşünüyorsunuz? Dinlediğiniz Türk şarkıcılar var mı? Aslında Berlin’de değil Koblenz’de yaşıyorum. Rhine nehri yanında Cologno ve Mainz arasında. Türk şarkıcıları çok fazla bilmiyorum ama bundan sonra Eurovision’u daha dikkatli izleyeceğim.
40 yıldan fazla bir süredir sahnedesiniz. Bu kadar uzun süre başarılı olmanın sırrı nedir? Belki de sevdiğim işi aşk ile yaptığım içindir. Sahnede olmak ve insanları eğlendirmek benim için daima büyük bir zevk.
%100 Anders adında otobiyografik bir kitap yazdınız. Geçmişinizi yazarken kendinizle ilgili farklı yönlerinizi keşfettiğiniz oldu mu? Farklı yönlerimi keşfetmek değil ama kendi kişisel tarihime dönüp bakmış oldum. Aklımın köşesinde kalan birçok anı tekrar canlanmış oldu.
Dieter Bohlen ile tekrar birlikte çalışmayı düşünür müsünüz? Bir gün sizi Modern Talking ile yeniden bir arada görebilir miyiz? Aslında yeniden bir araya gelmenin gereği yok diye düşünüyorum. İkimizin de kendine ait bir hayatı ve kariyeri var. Aslına bakarsanız hiçbir zaman çok yakın dost değildik. Bu yüzden tekrar bir araya gelmek için duygusal bir neden yok.
Aynı zamanda bir aktörsünüz. Şu ana kadar yer aldığınız filmler içerisinde sizin için en ilginç olan rol hangisiydi? Yakın gelecekte sinema filmi ya da Tv dizisi gibi projeleriniz var mı? Her müzik videosu aslında benim için küçük filmler demek. Stockholm Marathon gerçekten benim için çok keyifli bir projeydi ama her zaman en beğendiğim “Stay with me” oldu. Geçen Kasım ayında Alman yapımı The Little Dictator’de küçük bir rol aldım. Almanya’da Ekim ayında sinemalarda olacak.
Şarkıcı ve müzisyen olarak uzun süredir müzik dünyasındasınız. Geçmişle bugünün müzik anlayışı arasında sizce nasıl farklar var?
Müzik endüstrisi çok fazla değişti. Eskiden dünya genelinde bir müzik trendi vardı. Günümüzde sayamayacağınız kadar çok trend var. Geçmişte dağıtım daha basitti şimdi ise dijital mecraları seçebiliyorsunuz. Bir sanatçı olarak nereye yöneleceğinizi iyi bilmeniz gerekiyor. Mayıs sonunda Modern Talking’in hitlerinden oluşan bir albümü yeni düzenlemelerle yayınlayacağım. Albümün adı “Thomas Anders – HiStory of Modern Talking” olacak. Mayıs ayında aynı zamanda kendi youtube kanalım Thomas Anders TV’den hayranlarım ve arkadaşlarım da beni görme şansı bulacak. Kayıtlar, turne görüntüleri, tv şovları ve daha fazlasını görebilecekler.
2008 yılından beri “Koblenz Çocuk Koruma Birliği”nin
Bundan sonraki projeleriniz neler?
Dediğim gibi Mayıs ayında Modern Talking klasiklerinden oluşan albümüm müzik marketlerde olacak. 2016 Eylül ayı içinde yayınlanacak Almanca bir albüm üzerinde çalışıyorum. Dünya çapında birçok konser veriyorum. Ağustos ayında Amerika turnesine çıkacağım. Ayrıca bu yıl Vietnam’ın başkenti Hanoiv ve Şili’de de konserlerim olacak.
28 Mayıs’ta Cemal Reşit Rey’de bizi nasıl bir repertuvar bekliyor? Sürprizler var mı? Modern Talking’in hit şarkıları ve solo repertuarımdan şarkılar söyleyeceğim. Duygu dolu bir şov olacak ve dinleyicilerime müzikle dolu güzel bir akşam yaşatmayı ümit ediyorum.
davet
SENA KAHRAMAN, ÖZNUR YAKIN, BİLGE EREN, AYȘEGÜL TOPLUSOY
VİTO ROMEO
Başarılı İş Kadınları Fikir Sofrası’nda İş ve sosyal yaşam dünyasının ünlü hanımları kültürel ve sanatsal değerleri savunarak kadınların iş hayatına ve üretime katılımını sağlamak amacıyla kurulan BİKAP’ın davetinde bir araya geldiler. BİKAP (Başarılı İş Kadınları Platformu) tarafından Shangri-La Bosphorus İstanbul Oteli’nin kral dairesinde özel bir davet düzenlendi. BİKAP’ın kurucusu Bilge Eren’in ev sahipliğinde düzenlenen davete iş ve sosyal yaşam dünyasının ünlü kadınları katıldı. “Fikir Sofrası” temasıyla düzenlenen davette bir araya gelen iş dünyasının başarılı kadınlarına Bilge Eren, BİKAP’ın çalışmaları hakkında kısa bir konuşma yaptı. Eren; üretimin geliştirilmesi adına sanayi-sanatçı iş birlikleri kurmak, yeni iş alanları geliştirmek, kadınların iş hayatına ve üretime katılmasına katkı sağlamak amacıyla kurulan BİKAP’ın kadınların kişisel gelişimlerine yönelik faaliyetlerde bulunan bir kuruluş olduğunu belirtti. Bunun için BİKAP olarak çeşitli atölye çalışmaları düzenleyerek kadınların beceri gelişimlerine katkıda bulunduklarını vurgulayan Eren, topluma faydalı STK’lara destek sağlamak gibi birçok amaca hizmet ettiklerini dile getirdi. İş dünyasının başarılı kadınlarını bir araya getirerek projelerin paylaşılmasını, ortak projelerde buluşulmasını ve sektörler arası köprü olabilmek için zemin hazırladıklarını belirten Eren; birbirinden başarılı yöneticilerle gerçekleştirecekleri söyleşilerle de bu etkinliği renklendireceklerini ifade etti. Bilge Eren ayrıca “Fikir Sofrası”nı her ay tekrar ederek geleneksel hale getireceklerinin de haberini verdi.
268
PERVİN ERSOY
GENEL CERRAH OP. DR. A. BARIȘ GÜRSOY
BAĞIRSAKLARININ SESİNİ DİNLE! advertorial
En sık karșılașılan sağlık sorunlarından biri de kalın bağırsaklara ait problemlerdir. Bu problemler hakkındaki tanı yöntemlerini Genel Cerrah Op.Dr.A.Barıș Gürsoy yanıtlıyor…
5
0 yaş üzerinde kolonoskopi yaptırılması ileri evre kolon kanseri gelişmesinden korur. Peki ülkemizde, risk grubundaki kişilerin kolonoskopi yaptırma oranı nedir? Şaşılacak düzeyde düşük, %4.
Ağrılı bir işlem mi? Hayır.
Uzun mu sürüyor? Hayır, sadece 15 dakika.
Tetkik süresince uyumak mümkün mü? Evet.
Kolonoskopi herkese şart mı? Hayır, elzem.
Kolonoskopiden başka tetkik yok mu? Var tabii ki.
Pratik bir test olsa en azından riski belirlese... Kolonoskopinin yerini alacak bir tetkik olmasa da, insanların risk taşıyıp taşımadıklarını anlamak mümkün. Dışkı piruvat kinaz hızlı testinden faydalanılabilir. Almanya'da geliştirilen piruvat kinaz testi artık ülkemizde. Spesifikliği %95'e yaklaşan bu test, iltihabi bağırsak hastalıkları, bir santimetreden büyük poliplerde ve kanserde %82 oranında pozitif çıkabiliyor.
Kolon kanserinin erken tanınması neden bu kadar önemli? Çünkü, hemen tüm kolon kanserleri polip zemininde gelişir ve bulgu vermeden 10 yıl kadar bağırsakta bekleyebilir. İşte biz cerrahlar, bu 10 yıllık süre zarfında, kanseri erken evrede yakalayabildiğimiz zaman başarılı addediyoruz kendimizi. Yoksa, kanamalı, bağırsakları tıkamış bir tümörün tanısını koymak marifet değil.
Alamet-i farika, erken evrede hastaya tanıyı koyabilmekte!.. Bunun için, bir miktar dışkı örneği yeterli olabiliyor. "Piruvat kinaz" bu anlamda çok yardımcı olabilecek bir inceleme. Her 20 kişiden birinin kolon kanseri olabilme olasılığı varken, bağırsaklarımızı dikkate almamız lazım.
Hangi yakınmalar kolon kanserini düşündürmeli? Kilo kaybı, düzensiz bağırsak hareketleri, tuvalet alışkanlığında değişiklik ve kanama. Bu yakınmalar kolon kanserinin habercisi olabilir. Kısaca bağırsakların sesini dinlemek lazım.
Ofis: Cinnah Cad. No31/16 Çankaya Ankara Tel: 0312 428 10 38 www.barisgursoy.com - www.drgursoy.com
davet
AYLA HATIRLI, AKIN TAȘ, ÖZDEN TOKER, CHARLES - HELENE FRIES, MERAL - VURAL GÖKÇAYLI
Vural Gökçaylı Tasarımları Podyumda Modacı Vural Gökçaylı’nın “Anadolu Medeniyetleri’nden İzler” Koleksiyonu, ANAÇEV’in 300 burslu öğrencisi yararına düzenlenen defilede sergilendi. Fransa’nın Ankara Büyükelçiliği konutunda, Anadolu Çağdaş Eğitim Vakfı (ANAÇEV) ve İnönü Vakfı’nın iş birliğiyle düzenlenen defileye, Fransa’nın Ankara Büyükelçisi Charles Fries ve eşi Helene Fries ev sahipliği yaptı. İnönü Vakfı Başkanı Özden Toker, açılış konuşmasında etkinlikle çok sayıda üniversite öğrencisine burs imkanı sağlanacağını belirterek, Fransa Büyükelçisi Charles Fries’a katkılarından dolayı teşekkür etti. ANAÇEV Başkanı Ayla Hatırlı ve Özden Toker katkılarından dolayı Fries’e teşekkür plaketi verdi. Koreografisini Uğurkan Erez’in yaptığı defilede ünlü mankenler Tuğba Karaca, Simge Tertemiz, Neslihan Önder, Zeliha Çal, Elif Ece Uzun gibi isimler yer aldı. Defile izleyenlerin büyük beğenisini kazandı.
272
ÖZDEN TOKER
Pencere uzmanlık, sorumluluk, tecrübe ve bilgi ister. Fidanlar İnşaat
7 blok 884 daireden oluşan “Atabilge Aka Konutları”nda da Hatüpen Pencere Sistemleri’ni tercih etti.
2016
Fidanlar İnşaat
9 blok 664 daireden oluşan “Can Ata Bilge Konutları”nda Hatüpen Pencere Sistemleri’ni tercih etmişti.
2014
Fabrika: 1354. Cadde 1421. Sokak No:2 06370 Ostim-Ankara Telefon: 0312 385 88 50 E-posta: hatupen@hatupen.com.tr www.hatupen.com.tr
facebook.com/hatupen
twitter.com/hatupen
pinterest.com/hatupen
davet
AYLA - IRMAK HATIRLI
MEHMET BAȘMAN
ÇAĞIL AYDINER
Koreografisini Uğurkan Erez’in gerçekleștirdiği defilede konuklar da mankenler kadar șıktı.
ZEYNEP KÖKSALAN
BERİL ÇAVUȘOĞLU
DİCLE SEREN
FERDA PAKSÜT
UĞURKAN EREZ
LERZAN BARUTOĞLU
Birbirinden ünlü mankenlerin katıldığı defilede konuklar bol bol fotoğraf çektirdi. FÜSUN ȘENER
ZİLHA ELMA
GÜLSÜM BİLGEHAN
davet
The Gallery Design’dan Büyük Konsept
MEHMET ALBAYRAK
The Gallery Design yeni yerinde, daha güçlü konsepti ile Başkentlilerle buluştu. Uğur Mumcu Caddesi Uğur Mumcu Sok. No: 1’de müşterilerine hizmet vermeye devam eden firma, daha büyük ev tekstili konseptiyle geniş imkanlar sunuyor. Nisan ayında faaliyete geçen yeni mağazalarında konuşan The Gallery Design Marka Kurucusu Mehmet ALBAYRAK mağazalarını neden farklı bir iş yerine taşıdıklarını anlattı. “Perdeden döşemelik kumaşa kadar yüzlerce çeşit ürünü tek bir çatı altında toplamak gerçekten zor. Kendi üretimimiz olan kreatif tasarımlara Türk ve dünya markalarının ev tekstili ürünleri eklenince renkler ve tasarımların dansı ortaya çıkıyor. Her gün yeni bir kumaş türü, göz alıcı bir tasarım ortaya çıkıyor ve bizler tüm bu eşsiz tasarımları müşterilerimizle buluşturmak için koleksiyonumuza alıyoruz. Ancak, çeşitlerin bu denli artması yer sıkıntısını da beraberinde getirdi. Daha geniş, müşterilerimizin rahatça dolaşabileceği, sohbet edebileceğimiz ve daha fazla çeşidin yer alabileceği bir ortam sağlamak amacıyla iş yerimizi buraya, daha geniş bir mekana taşıdık. ” diye konuşan ALBAYRAK, yeni yerlerine taşınmada müşterilerinin önerilerinin büyük payı olduğunu söyledi. Uğur Mumcu Caddesi’ndeki yeni mağazalarında modern ve klasik tarzı buluşturduklarını dile getiren ALBAYRAK, her kesime hitap ettiklerini ifade etti. 1980 yılından bu yana tekstil sektörünün içinde bulunan ALBAYRAK, ev tekstili modası hakkında tüyolar verdi.
anneler günü
& Çocukları Anneler
278
Hayatımızdaki ilk iki hece, elinden tutup ilk adımımızı attığımız ilk destek, bizi ömrü boyunca koșulsuz sevecek tek insan... Annelerimiz... Onlara armağan edebileceğimiz bu özel günü daha da anlamlandırabilecek hediye önerilerini ve cemiyet hayatının sevilen anneleriyle çok sevdikleri çocuklarının mutluluk karelerini sizlerle bulușturuyoruz... Tüm annelerimizin Anneler Günü kutlu olsun...
anneler günü
Begüm, Aslan Cabakçor Aslan’ı hayatıma dahil etmek yerine onunla birlikte tamamen farklı bir düzen kurdum...
Ç
neler değişti?
ocuğunuzu kucağınıza aldığınızda nasıl bir duygu yaşadınız?
Ben söylenenin aksine çok fazla bir şey hissetmedim. Biraz heyecan, biraz korku, biraz mutluluk hepsi birbirine karışmıştı. Aklımda olan tek şey sağlıklı doğmuş olmasıydı.
Annelikle birlikte hayatınızda
Annelikle birlikte tüm hayatım değişti fakat bu değişim olumlu bir yönde oldu. Ben Aslan’ı hayatıma dahil etmek yerine onunla birlikte tamamen farklı bir düzen kurdum, her şeyi onun uyku saatlerine göre ayarladım, önceliğim hep Aslan oldu. Ama çok güzel bir rutin kurduğumuz için hem kendime çok rahat vakit ayırdım hem de eşim Doğuş ile birlikte birbirimize vakit ayırdık.
Gelecek hedeflerinde, meslek tercihlerinde oğlunuz için çizdiğiniz bir yol var mı? Yoksa seçimi kendisine mi bırakırsınız?
Meslek seçimi tamamen kendisine ait olur tabii ki. Ama ben elimden geldiğince onun eğitimine ve gelişimine önem veriyorum. Mesela doğduğu günden beri çift dille büyüyor, her yurt dışı seyahatimizde bizimle beraber geziyor görüyor, eğitim sadece okulda olmuyor, aile içi eğitim ve görgü de çok önemli.
280
Bugüne kadar Anneler Günü’nde aldığınız en güzel hediye neydi? Bu zamana kadar iki kere kutladık Anneler Günü’nü, bu sene 3. olacak. En güzel hediye babasıyla birlikte yaptıkları kartlar oluyor.
Çocuklarınızın isimlerinin anlamları nedir?
Leo, Aslan; ikisi de, Aslan demek. Kedileri çok sevdiğimiz için bu ismi koyduk.
Çocuğunuzla birlikte yapmaktan en çok keyif aldığınız şeyler neler?
En çok birlikte seyahat etmeyi seviyoruz ama beraber yaptığımız her şey zaten çok keyifli oluyor.
Annenizin sizi yetiştirirken sergilediği davranışlarla, sizin çocuklarınızı yetiştirirken sergilediğiniz tutumlar benzer mi?
Evet benzer yönleri oluyor tabii, aynı tarz anneliğimiz olduğunu söyleyebilirim. Zaten Aslan’ın yetişmesinde kendisinin de çok fazla katkısı oluyor.
Sizinle meslektaş olmasını ister misiniz?
Ben eğitimci bir aileden geldim, onun da eğitimci olmasını isterim.
anneler günü
Burcu, Duru, Furkan Karabacak
Ç
Artık üç kișilik düșünmeye bașladım... ocuğunuzu kucağınıza aldığınızda nasıl bir duygu yaşadınız?
İlk çocuğumu yani kızımı kucağıma aldığımda tarif edemeyeceğim bir duygu yaşadım. O kadar duygulandım ki göz yaşlarımı tutamadım.
Annelikle birlikte hayatınızda neler değişti?
Eskiden önceliğim kendimken anne olduktan sonra önceliğim yavrularım oldu. Sorumluluklarım arttı. Artık 3 kişilik düşünmeye başladım. Programlarımın önceliğini çocuklarım aldı.
282
Gelecek hedeflerinde, meslek tercihlerinde çocuklarınız için çizdiğiniz bir yol var mı? Yoksa seçimlerini kendilerine mi bırakıyorsunuz?
Gelecek hedeflerinde tabii ki yapmalarını istediğim meslekler var ama çocuklarıma bu konuda asla baskı yapmam. Ben yol gösteririm, yardımcı olurum, elimden gelenin en iyisini onlara sunarım ama kendileri istemezse de saygı duyarım.
Bugüne kadar Anneler Günü’nde aldığınız en güzel hediye neydi?
Çocuklarımın kendi elleriyle yazdığı mektuplar ve aldıkları çiceklerle öperek uyandırmaları aldığım en güzel Anneler Günü hediyesidir.
Çocuklarınızın isimlerinin anlamları nedir? Duru: Saf, berrak ve temiz demek Furkan: “Hak ile Batılı birbirinden ayıran” demektir. Kuran’ın isimlerinden biridir.
Çocuğunuzla birlikte yapmaktan en çok keyif aldığınız şeyler neler?
Biz beraber zaman geçirmekten çok keyif alırız. Beraber sinemaya gideriz, yemeğe çıkarız, parka gideriz… Onların hoşlanacağı ne varsa beraberce onları yapmaya özen gösteririm. Bunun haricinde haftada 1 gün sadece anne kız ve anne oğul günü yaparız. Anne kız gününde kızımın istediği ne varsa, anne oğul gününde de oğlum ne istiyosa onu yaparız.
Annenizin sizi yetiştirirken yaptığı davranışlarla, sizin çocuklarınızı yetiştirirken sergilediğiniz tutumlar benzer mi?
Benim annem dünyanın en iyi annesi diyebilirim. Annem asla ve asla sert ve disiplinli bir anne değildi, inanılmaz fedakardı. Bana bağırdığını ve ceza verdiğini hatta sesini bile yükselttiğini hatırlamam. Tabii ki ben de annemin bu özelliklerini aldım çocuklarımı yetiştirirken. Tek farkımız; ben biraz daha otoriter bir anneyim.
Sizinle meslektaş olmasını ister misiniz?
Oğlumun değil ama kızımın benim gibi modacı olmasını çok isterim.
anneler günü
Esra, Emir İnceefe Annelik hayatta bașka hiçbir șeyle kıyaslanamaz...
Ç
ocuğunuzu kucağınıza aldığınızda nasıl bir duygu yaşadınız?
Tek çocuk olup, çok da az kuzenle büyüyünce bebek nedir, sevgisi nasıldır bilmeden büyüdüm. Bu sebeple ilk günler benim için alışma süreciydi. Ama tabii ki çok büyük bir mutluluk, çok büyük bir duygu. Hayatta başka hiçbir şeyle kıyaslanamaz. Gerçek aile o gün olunuyor. Tüm dünya onun üzerine dönüyor. Geç yaşta anne baba olunca da daha bir kıymetli oluyor.
Bugüne kadar oğlunuzdan aldığınız en güzel hediye neydi?
Annelikle birlikte hayatınızda neler değişti?
Onunla beraber yüzmek.
Kesinlikle özgürlük kalmıyor, tüm gününüzü ona göre planlıyorsunuz. İlk bir sene zaten evde çok fazla zaman geçirmeniz gerekiyor. Daha sonra yavaş yavaş işlere daha çok bakabildim. Canın her istediğinde ben oraya, buraya gideceğim deme şansın artık kalmıyor. Onsuzsan en hızlı şekilde işlerini bitirip dönmelisin ya da onunla bir program yapmalısın.
Gelecek hedeflerinde, meslek tercihlerinde çocuğunuz için çizdiğiniz bir yol var mı? Yoksa seçimlerini kendine mi bırakıyorsunuz?
Öncelik kendi ne isterse, neye kabiliyeti varsa tabii ki. Ancak babası gibi sporcu olsun çok isterim, bence dünyada yapılabilecek en güzel iş. Ama tabii ki birkaç yabancı dili çok iyi konuşabilmesi için elimden geleni yapacağım. Birçok spor dalında eğitim aldıracağım, sonrasında hangilerinde kabiliyeti varsa o dallarda devam eder.
284
Ama esimle ortak bir fikrimiz var ki o da, “önce adam olsun, gerisi gelir zaten”...
Oğlumun yürümeye başladığında bana kendi elleri ile getirdiği çiçek.
Oğlunuzun isminin anlamı nedir? Emir; reis, emreden anlamına geliyormuş.
Çocuğunuzla birlikte yapmaktan en çok keyif aldığınız şeyler neler? Annenizin sizi yetiştirirken yaptığı davranışlarla, sizin çocuğunuzu yetiştirirken sergilediğiniz tutumlar benzer mi?
Benzer. Ben asla çocuğuma bağırmam, hep konuşarak anlatmaya çalışırım ama zaten yapısı itibariyle ağırbaşlı bir çocuk, insanı çileden çıkaran asabi bir çocuk değil. Annemler de bana asla bağırmamış, asla el kaldırmamışlar. El hareketi bu evde asla yapılamaz. Benim bir tanecik yavruma ben dahil kimse el uzatamaz. Her şey önce sevgiden geçer, sevgisiz büyüyen çocukların, agresif annelerin çocuklarının asabi ve hırçın olduklarını düşünüyorum.
Sizinle meslektaş olmasını ister misiniz?
İstemem. Az önce de dediğim gibi ya sporcu olsun ya da sağlam
Filiz, Dila, DağhanYılmaz
Ç
Her șeyden önce çocuklarımı düșünmeye bașladım. ocuğunuzu kucağınıza aldığınızda nasıl bir duygu yaşadınız?
Mutluluk, gurur, endişe, sevgi... Hepsini içinde barındıran andı.
Annelikle birlikte hayatınızda neler değişti?
Önceliklerim değişti, her şeyden önce çocuklarımı düşünmeye başladım. Hayatımızı çocuklarımıza göre planlıyoruz. Günlük iş programımı, tatilleri, boş vakitlerimi, yemeği... Her şeyi çocuklara göre düşünüyorum. Hakkını vererek anne olmak çok büyük emek ve fedakarlık.
Gelecek hedeflerinde, meslek tercihlerinde çocuklarınız için çizdiğiniz bir yol var mı? Yoksa seçimlerini kendilerine mi bırakıyorsunuz? Dağhan henüz 3,5 yaşında, büyüyünce itfaiyeci olmak istiyor. Dila ise 5,5 yaşında ve büyüdüğünde jimnastik öğretmeni olmak istiyor. Meslek tercihleri her hafta değişiyor şu an... İleride sevecekleri bir mesleği seçmelerini isterim.
Bugüne kadar Anneler Günü’nde aldığınız en güzel hediye neydi?
Kızımın benim için kreşte hazırladığı üzerinde minik elinin izi olan
bir biblo. Anne olarak çocuğumdan aldığım ilk hediyeydi, o yüzden benim için çok değerli.
Çocuklarınızın isimlerinin anlamları nedir? Dila: Gönülden Dağhan: Dağların hanı
Çocuğunuzla birlikte yapmaktan en çok keyif aldığınız şeyler neler?
Hafta içi ikisi de anaokuluna gidiyor. Akşamları birlikte kutu oyunları oynuyoruz, tiyatro yapıyoruz ve kitap okuyoruz. Hafta sonlarını hava elverdikçe dışarıda geçirmeyi tercih ediyoruz, piknik yapıyoruz, uçurtma uçuruyoruz, parkta oynuyoruz. Tiyatroya ya da sinemaya gitmeyi seviyoruz.
Annenizin sizi yetiştirirken yaptığı davranışlarla, sizin çocuklarınızı yetiştirirken sergilediğiniz tutumlar benzer mi? Benzer sanırım. Ben disiplinli ve kuralları olan bir anneyim. Annem de öyledir, gerçi söz konusu torunları olunca onların dileklerini hiç geri çevirmeyen bir anneanne.
Sizinle meslektaş olmasını ister misiniz?
Olabilir... Dila’nın el becerileri çok iyi, yaratıcı. Bu yüzden ileride mimar olmayı isterse elimden gelen desteği veririm. Sevecekleri mesleği seçmelerini isterim.
anneler günü
Fazilet, Mehmet Kuzey, Erdem Bora Kurhan
Annelik, bildiğiniz tüm sorumluluklardan daha önemli hale geliyor...
Ç
ocuklarınızı kucağınıza aldığınızda nasıl bir duygu yaşadınız?
Müthiş bir duyguydu diyebilirim. Daha önce hiç böyle bir şey hissetmemiştim. Ama tabii insan kaygılanmıyor da değil. Nasıl olacak, nasıl bakacağım, anneliğe hazır mıyım kaygıları o müthiş mutlulukla birleşiyor ve ortaya tarifi imkansız bir ruh hali çıkıyor. Ne mutlu bana ve şükürler olsun ki, bu duyguyu iki defa yaşamamı sağladı Allah. Hem ilk oğlum Mehmet Kuzey’de hem de küçük oğlum Erdem Bora’da.
Annelikle birlikte hayatınızda neler değişti?
Çalışan bir kadının hayatında annelikle birlikte her şey değişiyor diyebilirim. Annelik bildiğiniz tüm sorumluluklardan daha önemli hale geliyor ve dünya bir yana çocuklarınız bir yana oluyor. Annelerimizin de dediği ve o zaman hiç önemsemediğimiz: “Bir anne olun da anlarsınız” cümlesi sanki gerçek oluyor. Bir de tabii unutulmamalı ki etrafınızda eşiniz, aileniz, yardımcılarınız da olsa ters giden bir durumda herkes, “annesi bir bak” dediği için hiç bitmeyen tatlı bir mesai her gün, her saat, her dakika sizi bekliyor oluyor.
Gelecek hedeflerinde, meslek tercihlerinde çocuklarınız için çizdiğiniz bir yol var mı? Yoksa seçimlerini kendilerine mi bırakıyorsunuz?
Büyük oğlum Mehmet Kuzey 2009 doğumlu ve ilkokul birinci sınıfa gidiyor, küçük oğlum Erdem Bora ise 2011 doğumlu ve henüz anaokulunda. Eşim ve ben her zaman bir anne babanın görevinin çocuklarını doğru yetiştirmek olduğunu düşünürüz. Bunun için de her ebeveynin elinden gelen tüm imkanla düzgün bir eğitim-öğretim vermesi gerektiğini düşünüyoruz. Zaten eğitim ve öğretimi düzgün almış bir çocuk kendi kararlarını doğru düzgün verebilecektir, diye düşünüyoruz. Bu yüzden çocuklarımızı inşallah meslek tercihlerinde zorlamayız:)
Bugüne kadar Anneler Günü’nde aldığınız en güzel hediye neydi?
Tabii ki çocuklarımdan gelen tüm hediyeler benim için çok özeldir ama geçen yılki Anneler Günü’nde el emeği göz nuru ile
286
yaptıkları “Anne seni çok seviyorum” kartlarını hiç unutamıyorum. Sahiden çok güzellerdi ve kendi el yazılarıyla yazmaları da kartların güzelliğine güzellik katmıştı.
Çocuklarınızın isimlerinin anlamları nedir?
Eşimle birlikte iki oğluma da çift isim koymayı uygun gördük. İsimlerini seçerken de koyduğumuz isimlerin bizde ifade ettiği duyguları düşündük. Büyük oğlumun ilk adı olan Mehmet; hem kayınpederimin adı hem de geleneksel bir isim, ikinci adı olan Kuzey ise, daha sert bir tınıda ve modern bir isim diye düşündük. Küçük oğlumun ilk adı ise Erdem... Erdem olmasının sebebi, benim adım olan Fazilet’in eş anlamlısı olması, ikinci adı ise, yine daha sert bir tınısı olan Bora. Herkes bu isimlerin anlamlarını bildiği için açıklamak gereğini görmüyorum :)
Çocuklarınızla birlikte yapmaktan en çok keyif aldığınız şeyler nelerdir? Onlarla yaptığım her şeyden çok keyif alıyorum. Ama hangisi en çok derseniz, birlikte kitap okumak diyebilirim. Onların büyüdüğünü ve öğrendiğini görmek beni çok mutlu ediyor.
Annenizin sizi yetiştirirken yaptığı davranışlarla, sizin çocuklarınızı yetiştirirken sergilediğiniz tutumlar benzer mi?
Tabii ki değil. Değişen şartlar, değişen medya ve en önemlisi sosyal medya çocuklarımızı daha bilgili hale getiriyor. Bu bilgi çocuklarımızı hem pozitif hem de negatif yönde etkiliyor. Bizler büyürken ne cep telefonu, ne sosyal medya, ne internet vardı, hatta televizyon bile tek kanallıydı. Bu yüzden onların yaşındayken belki de daha bilgisiz ve cahildik. Annelerimiz de bize ona göre davranıyordu. Şimdi ise sanki bir çocuk psikoloğu gibi olmak zorundayız ve çocuklarımızı daha doğru yönlendirmeliyiz. Çünkü artık çocuklarımız çok fazla kanaldan gelen uyarıcıya maruz kalıyor.
Sizinle meslektaş olmasını ister misiniz?
Eşimle birlikte kurduğumuz firmamızın gelecek vizyonunu ve marka algısını; çocuklarımıza, torunlarımıza ve hatta torunlarımızın torunlarına kalacak şekilde dizayn etmeye çalışıyoruz. Bunun yüzünden de kurulduğumuz ilk günden beri benim ismim yerine “DAİ” markasını kullanıyoruz. Bu tercihimiz doğrultusunda inşallah kendilerine belirli bir yer edinecek yetenekte ve vasıfta insanlar olurlar da markamızın vizyonuna yönetici olarak katkı sağlayabilirler. Ama tabii ki istemezler ve kendilerine farklı bir yol çizmek isterlerse buna da hayır demem. Çünkü önemli olan kendilerini hep mutlu hissedecekleri bir hayatta yaşamaları diye düşünüyorum.
anneler günü
Gülşah, Derin, Lâl Taşkın
Ç
Hayatta var olduğumu anne olduğum an hissettim, kesinlikle muhteșem bir his... ocuğunuzu kucağınıza aldığınızda nasıl bir duygu yaşadınız?
İnanın o duygunun tarifini kelimelere sığdıramam... Ama kısaca; hayatta var olduğumu o an hissettim, kesinlikle muhteşem bir his.
Annelikle birlikte hayatınızda neler değişti?
Başta hayatı daha ciddiye alıyorsunuz, sorumluluklar önemli ölçüde artıyor, daha düşünceli bir insan oluyorsunuz. Annelik çok özveri isteyen bir durum ve kesinlikle buna hazır olmak gerekir. Açıkçası ben çok hazırdım ve şükürler olsun ki Allah bana dünyalar tatlısı iki evlat verdi. Eşimle çocuğumuz olduğu zaman aile olduğumuzu hissettik. Allah isteyen herkese bu duyguyu nasip etsin ama biyolojik sebeplerle evlat sahibi olmayanlar bence bir evlat edinmeyi mutlaka düşünmeliler. Bir anne şefkatine muhtaç milyonlarca çocuk var. Anne olmak sadece doğurmak değil bence,
288
asıl annelik o dakikadan sonra başlıyor.
Gelecek hedeflerinde, meslek tercihlerinde çocuklarınız için çizdiğiniz bir yol var mı? Yoksa seçimlerini kendilerine mi bırakıyorsunuz?
Tabii ki anne ve baba olarak onlarla ilgili bazı planlarımız var ama sonuçta bu hayatı yaşayacak olan da, son sözü söyleyecek olan da Derin ve Lâl. Ben bir anne olarak onlar için en doğru yönlendirmeleri yapacağım mutlaka ama eminim ki onlar kendileri için en doğru kararı verecekler.
Bugüne kadar Anneler Günü’nde aldığınız en güzel hediye neydi?
Çocuklarım daha çok küçük olduğu için gerçek bir Anneler Günü hediyesi almadım. Eşimin onlar adına aldığı hediyelerin de sadece maddesel değeri olduğu için benim için Anneler Günü’ne özgü bir değeri yok. Yine de Yücel beye teşekkür ederim.
Çocuklarınızın isimlerinin anlamları nedir?
DERİN: Kelime anlamı derinlik tabii ki ama bizim için anlamı derin bakış, derin düşünce gibi şekillenebiliyor. LÂL: Lâl hiçbir elementle birleşmeyen koyu kırmızı, nadir bulunan saf bir taştır, yani Lâl taşı. sevgi ve şefkat taşı olarak bilinir.
Çocuğunuzla birlikte yapmaktan en çok keyif aldığınız şeyler neler?
Onlarla oyun oynamak en büyük zevkim. Hayattaki tüm sorunlar o an aklımdan gidiyor. Kişiselleştirecek olursam Derin hayvanları ve doğayı çok seviyor, bu sebeple sitemizde bulunan tavşanlara ve kuzuya gidip havuç vermek en büyük zevkimiz. Derin’in o anki mutluluğu bana inanılmaz keyif veriyor. Lâl ise, zaten çok küçük ama onunla öpüşmeyi çok seviyoruz ve ben öperkenki gülüşleri çok mutlu ediyor beni. O tam adını taşıyor sevgi dolu bir çocuk.
Annenizin sizi yetiştirirken yaptığı davranışlarla, sizin çocuklarınızı yetiştirirken sergilediğiniz tutumlar benzer mi?
Çocuk yetiştirmek çok kişisel bir durum ve biz yeni nesil anneler biraz daha bilinçliyiz eskiye göre ve imkanlar biraz daha farklı tabii. Bu sebeplerle annemle benzer tutumlar da olabiliyor ama çok ayrı düştüğümüz tutumlar da.
Sizinle meslektaş olmasını ister misiniz?
İleride benim mesleğimi seçmek isterlerse çok onurlanırım tabii ki. Çocuklarımın beni idol alması gurur verici olur benim için.
anneler günü
Ilgın, Pırıl, Dağhan Dalan
Ç neler değişti?
Öyle bir bağ var ki aranda, eski sen asla olamazsın bir daha... ocuğunuzu kucağınıza aldığınızda nasıl bir duygu yaşadınız?
Hayatıma başka bir anlam yüklendi. Bu, tarif edilemez bir duygu. Öyle bir bağ var ki aranda, eski sen asla olamazsın bir daha.
Annelik ile birlikte hayatınızda
Annelik, hayatımda her şeyi değiştirdi diyebilirim. Çocuklarım doğduktan sonra “Ne için yaşıyormuşum?” dedim. Tüm varoluşum, bakış açım çocuklarımın doğumu ile sonra yeniden şekillendi. Koşulsuz sevgi ve özveri sözcükleri benim için yeniden anlam kazandı.
290
Gelecek hedeflerinde, meslek tercihlerinde çocuklarınız için seçtiğiniz bir yol var mı? Yoksa seçimlerini kendilerine mi bırakıyorsunuz?
Her çocuğun kendi yeteneği ile doğduğuna inanıyorum. Bu yüzden meslek tercihlerinde kararı tamamen kendilerine bırakmanın doğru olduğu inancındayım. Benim için en önemli şey her zaman dürüst ve yardımsever olmaları.
Bugüne kadar Anneler Günü’nde aldığınız en güzel hediye nedir?
Geçtiğimiz Anneler Günü’nde çocuklarımın yaptığı resimler ve babaları ile birlikte yazdıkları sevgi notları aldığım en güze hediye diyebilirim. Kendi elleriyle hazırladıkları tüm hediyeler benim için çok değerli.
Çocuklarınızın isimlerinin anlamı nedir?
İki çocuğumuzun da ismine eşimle beraber karar verdik. Bizim için en önemlisi anlamlı ve dolu bir isim olmasıydı. Dağhan ve Pırıl hem okunuşu hem de anlamları sebebiyle bize çok iyi geldi.
Çocuklarınız ile birlikte yapmaktan en çok keyif aldığınız şeyler neler?
Beraber vakit geçirmekten çok keyif alıyoruz. Bana gittiğim her yerde arkadaşlık edebilecek duruma geldiler. Birlikte sohbet etmeyi, film izlemeyi, kitap okumayı, yüzmeyi, seyahat etmeyi çok seviyoruz. Özellikle birlikte mutfakta çok vakit geçiriyoruz. Çocukların bence üretkenliğini ve yaratıcılığını öğreneceği yerlerden biri de mutfak. O yüzden ailecek yapılan mutfak aktivitelerini kesinlikle destekliyorum.
Annenizin sizi yetiştirirken yaptığı davranışlarla, sizin çocuklarınızı yetiştirirken sergilediğiniz tutumlar benzer mi?
Birçok yönden benzer diyebiliriz. Annem her zaman bizimle doğru iletişim kuran ve gerektiğinde sınırları koyabilen, bunun yanı sıra kendimizi özgürce ifade etmemize olanak tanıyan bir anne oldu. Ben de çocuklarımı yetiştirirken her zaman onların bireyselliğine saygı duyuyor, kendilerini mutlu ve güvende hissetmelerini sağlamaya çalışıyorum.
Sizinle meslektaş olmasını ister misiniz?
Ben Hukuk Fakültesi mezunuyum. Şu an mesleğime ara vermiş olsam da çocuklarımın avukat olmasını tabii ki isterim. Ama ne meslek seçecekleri benim için çok da önemli değil, her şeyden önemlisi iyi insan olmaları…
anneler günü
İpek, Ceren, Beren Köse
Ç
Kendimi sürekli çocuklarımın resmini çekerken buluyorum... ocuğunuzu kucağınıza aldığınızda nasıl bir duygu yaşadınız?
Büyük kızım Beren’i ilk kucağıma aldığımdaki duygularım tarifsiz ve karmakarışıktı. Aynı anda mutluluk, sevgi, ilk görüşte aşk, koruma duygusu yaşadım. Ayrıca eşimle zaten çok mutlu bir evliliğimiz vardı ama puzzle’ın eksik parçaları kızlarımızla birlikte tamamlanmış oldu. Aynı duyguları katlanarak ikinci kızım Ceren’de de yaşadım. İnşallah ilerde daha da kalabalık bir ailemiz olur...
292
Annelikle birlikte hayatınızda neler değişti?
Çocuklarım dünyadaki en değerli varlıklarım. Onlarla sevgi ve saygıya dayalı sıcak bir ilişkim var. Annelikle birlikte annemi daha iyi anladım. Çok iyi bir eğitim aldım, çok iyi işlere imza attım ama hiç bir başarım çocuklarıma baktığım andaki mutlulukla kıyaslanamaz. Her günüm bir sürprize dönüştü, ne kadar acelem olursa olsun onları öpmek ve sıkı sıkı sarılmak için dakikalar yaratır oldum. Kendimi sürekli çocuklarımın resmini çekerken buluyorum, tüm çizgi film karakterlerinin ismini öğrendim, annelikle birlikte tüm hayatım değişti. ancak en önemlisi; çocuklarımla ilgili problemlerin dışındaki problemler sıradanlaştı.
Gelecek hedeflerinde, meslek tercihlerinde çocuklarınız için çizdiğiniz bir yol var mı? Yoksa seçimlerini kendilerine mi bırakıyorsunuz?
Onları yetiştirirken kişilikli, kendi ayakları üstünde durabilen ve maneviyatı güçlü bireyler olarak yetiştirmek istiyoruz. Sevgi anlamında elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz. Çünkü huzurlu, mutlu bir ailede sevgi ile büyüyen çocuklar duygusal, bilişsel ve sosyal olarak daha sağlıklı oluyorlar. Eğitime çok önem veren bir aileyiz. Kızlarımızın da anne babaları gibi iyi eğitim almalarını çok istiyoruz. Meslek tercihlerinde ikisinin de kendi kararları olsun istiyoruz. İstedikleri ve mutlu oldukları şeyi yapsınlar. Ama spor, mutlaka hayatlarının bir parçası olsun istiyoruz. Büyük kızım Beren bale yapıyor ve tenis oynuyor. Piyanoya çok meraklı ve yaşından dolayı seneye ona da başlayacak. Ceren daha küçük olduğundan şimdilik Jimnastiğe gidiyor.
Bugüne kadar Anneler Günü’nde aldığınız en güzel hediye neydi?
Benim için en anlamlı ve en güzel Anneler Günü geçen sene kızlarımın babamızla beraber kapıyı çalıp ellerinde çiçeklerle “Anneee..” diye boynuma sarılmalarıydı. Dünyada bundan daha büyük bir servet, daha güzel bir duygu olduğunu düşünmüyorum.
Çocuklarınızın isimlerinin anlamları nedir?
Beren güçlü, kuvvetli, akıllı demek. Eşim Berk ile Berenin isimleri aynı anlamı taşıyor. O yüzden Beren’in ismini ben koydum. Ceren’in anlamı da yavru ceylan demek. Onu da Berk koydu.
Çocuğunuzla birlikte yapmaktan en çok keyif aldığınız şeyler neler?
Küçük Kızım Ceren 1,5 yaşında ve bu dönem kızımın dünyayı tanıyıp motor becerilerini geliştireceği yıllar. Bu yüzden kızımla seçtiğim oyunlarda bu yönlerini geliştirmeye özen gösteriyorum. Büyük kızım Beren ise daha çok matematik, İngilizce ve harflere çalışıyoruz. Puzzle, lego gibi zekasını geliştirici oyunlar oynuyoruz ama bunların haricinde kızlarım benim en iyi arkadaşlarım. Beraber tenis oynuyoruz, sofrayı beraber kurup yemek yiyoruz, anne kız günü yapıyoruz; bu günün içinde alışveriş yapma beraber yemek yeme ve sinemaya gitme programları oluyor. İki kız annesi olmak her daim kahkaha, her daim neşe, müzik demek..
Annenizin sizi yetiştirirken yaptığı davranışlarla, sizin çocuklarınızı yetiştirirken sergilediğiniz tutumlar benzer mi?
Annem gibi bir anne olmayı çok isterim. O bizi hep sevgi, saygı ve ilgiyle yetiştirdi. Çevremizdeki insanlara ve olaylara duyarlı bireyler olarak yetiştirdi. Bize empati kurmayı ve yardımsever olmayı öğretti. Ben de kızlarımı bu yönde yetiştirmeye özen gösteriyorum. Sonuçta annemizden ne görürsek onu evlatlarımıza veriyoruz.
Sizinle meslektaş olmasını ister misiniz?
Ben üniversite ve master eğitimimi Amerika’da aldım, kızlarımın da yurt dışı deneyimi edinmelerini çok isterim ama ne iş yapacaklarsa işlerinin hakkını en güzel şekilde verip en iyi şekilde yapmaları , mutlu olmaları ve en önemlisi ülkelerine hayırlı evlatlar olmaları tek isteğim.
anneler günü
Nihan, Can Mert Ayşe Defne, Karaçam
Ç
Anne olduktan sonra bırakın zamanla yarıșmayı, zamana yetișmeye çalıșır oldum... ocuğuklarınızı kucağınıza aldığınızda nasıl bir duygu yaşadınız?
Tıbbi gereklilikler sebebiyle bizim kavuşmamız saatlerle de ölçülse biraz geç oldu, çocuklar ilk kez babalarıyla temas ettiler, hala üçünün o anda çekilen fotoğraflarını anımsadığımda duygulanırım… Bense çok karışık şeyler hatırlıyorum: mutluluk, heyecan, yorgunluk, şaşkınlık, sevinç, şefkat hepsi bir aradaydı…
Annelikle birlikte hayatınızda neler değişti?
Çok sevdiğim bir arkadaşım ‘’artık ölmekten korkacaksın’’ demişti; çok doğru söylemiş, artık ölmekten korkuyor ve yüreğimde hiç geçmeyen bir sızı ile yaşıyorum. Ayrıca daha endişeli bir insan olduğumu da söylemem lazım.
294
Bunun dışında, klasik olacak belki ama onlara odaklı bir hayatım oldu, çocuklardan önce hiç vaktim yok zannederdim, oysa ne çok vaktim varmış; şimdi tabir-i caizse bırakın zamanla yarışmayı, zamana yetişmeye çalışır oldum.
Gelecek hedeflerinde, meslek tercihlerinde çocuklarınız için çizdiğiniz bir yol var mı? Yoksa seçimlerini kendilerine mi bırakıyorsunuz?
İnsan her ne kadar ‘’ne isterlerse, nasıl mutlu olurlarsa öyle olsun!’’ dese de kendini plan yapar halde buluyor… Defne ve Mert bu sene artık anasınıfına gidecekler, bu aşamada bile esasında bir yol çizmek durumunda kalıyorsunuz. Bir potansiyelleri varsa yollarını bulacaklarına inansam da, arkadaş çevrelerine, yetişme tarzlarına onlar adına karar vermiş olduğunuz için en doğru adımı atmaya uğraşıyorsunuz; biraz daha büyüdüklerinde ise kendi yetenek, beceri ve
isteklerine göre beraber bir yol çizebilmeyi umuyorum. Bize düşen onlar için en doğru ortamı ve imkanları oluşturabilmek sanırım…
Çocuklarınızın isimlerinin anlamları nedir?
Biz, eşimle isim konusunda çok zor karar alabildik ama anlaşamadığımız için değil, seçemediğimiz için… Hatta doğuma girerken bile kararımız net değildi, annem haberi aldığı arkadaşıma –Kanada’da olduğumuz için ne yazık ki ailelerimizden uzaktık- ilk olarak ‘’isimleri ne oldu’’ diye sormuş. Ben, kimi zorluklarına rağmen iki isim sevenlerdenim. Tek bildiğim, kendi ön adım da olan Ayşe ve eşime hitap ettiğim Can isimlerini de kullanmak istediğimdi. Nitekim sonra Ayşe’nin yanına buzul çağından beri var olan, hatta kimi dönemlerde kutsal kabul edilmiş, her dem yeşil ve kızım gibi mis kokulu Defne’yi ve Can’ın yanına da özü sözü doğru, yiğit Mert’i seçebilmeyi başardık!
Çocuğunuzla birlikte yapmaktan en çok keyif aldığınız şeyler neler?
Biz, hafta sonları da dahil çalıştığımız için beraber evde olmayı özlüyor ve tercih ediyoruz. En büyük zevkimiz sarmaş dolaş oyun oynamak, kitap okumak ve her fırsatta öpüşmek!!! Gururla söyleyebilirim ki, televizyon ya da bilgisayarlar bizim evimizin 4.-5. üyeleri değiller, dolayısıyla odağımız sadece onlar oluyor. Tabii, bebeklikten çocukluğa geçişte bir restoranda birlikte yemek yemek, tatile gitmek, tiyatro oyunu izlemek gibi son derece basit aktiviteler bile ilk kez yaşandığı için bunların bile yaşattığı heyecan ve keyif de paha biçilemez …
Annenizin sizi yetiştirirken yaptığı davranışlarla, sizin çocuklarınızı yetiştirirken sergilediğiniz tutumlar benzer mi?
Bunları annem ve hatta çok kıymetli anneannem de okuyacağına göre biraz daha dikkatli konuşmakta yarar var galiba. Aslında bunu hiç düşünmemiştim, insanoğlu yadırgadığı ve benimsemediği herhangi bir şeyi yapabiliyor ya da daha önce doğruluğuna yüzde yüz inandığı bir hususta farklı davranabiliyor. Galiba zamanın
şartları doğrultusunda değerlendirmek en doğrusu… Yine de anneme kendimi benzettiğim ya da ‘’annem bunu asla yapmazdı’’ dediğim şeyler olabiliyor. Ben de çalışan ve aktif sosyal hayatı olan bir annenin çocuğuyum, baktığımda her ne yaptıysa beni ben yapan özellikler katmış; umarım benim de çocuklarıma katacağım çok şey olur…
Sizinle meslektaş olmasını ister misiniz?
Şimdi ‘’hayır, çünkü çok ağır’’ desem yanlış anlaşılmaktan korkarım; ‘’evet’’ desem, doğrusu kıyamıyorum; dünyaca ünlü, hayatta iz bırakmış, milyonlarca kişi tarafından sevilen, hiç unutulmayacak işler yapmış sağlıklı ve çok mutlu insanlar olsunlar… Biz hayal edelim, gerisi gelir öyle değil mi?
anneler günü
Özlem, Haluk Bora, Balım Yetişen
Ç
Dünyanın hem en güzel hem de en zor duygusu bence annelik... ocuğunuzu kucağınıza aldığınızda nasıl bir duygu yaşadınız?
Annelik inanılmaz bir duygu, Allah isteyen herkese nasip etsin. İlk çocuğum Balım’ı kucağıma aldığımda çok ağlamıştım. O kadar çok ağladım ki; doktorum canım yanıyor sanmıştı. Bora da ise; sanki daha önce hiç bu duyguyu yaşamamış gibiydim. Bu kadar mucizevi bir duyguyu iki kere tadabildiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum. Buradan da, sizin aracılığınızla tüm annelerin Anneler Günü’nü en içten dileklerimle kutluyorum.
296
Annelikle beraber hayatınızda neler değişti?
Annelikle beraber daha ılımlı, daha vicdanlı, daha duygusal bir insan oldum. Dünyanın hem en güzel hem de en zor duygusu bence annelik. Alışkanlıklarım değişti, kaygılarım ve korkularım da arttı. Bazen sevdiğim sıradan bir şeyi yaparken bile, acaba çocuklarımın yanında mı olsaydım diye vicdan yapabiliyorum. Ya da eşimle keyifli bir yemek yerken, “Buradaki park ne güzelmiş, keşke çocuklar da olsaydı” demekten kendimi alamıyorum. Çocuklar konusundaki empati gücüm de inanılmaz arttı. Bir dizide annesi ölen bir çocuk için, saatlerce ağlayabilirim. Anne olmadan
önce böyle yoğun duygular yaşamazdım. Ancak o günüm ne kadar kötü geçerse geçsin, akşam çocuklarımı uyurken seyretmek en büyük şükür ve mutluluk sebebim.
Gelecek hedeflerinde, meslek tercihlerinde çocuklarınız için çizdiğiniz bir yol var mı? Yoksa seçimlerini kendilerine mi bırakıyorsunuz?
Çocuklarım için en büyük hayalim onların; mutlu, vicdanlı, özgüvenli, dürüst, saygılı ve sevgi dolu bireyler olabilmeleri. Meslek seçimi ise, insanın hayatında vereceği en önemli kararlardan biri. Günümüzün büyük bir kısmını iş yerimizde geçiriyoruz. Seveceğimiz, kendimize uygun bir meslek seçmezsek iş, işkenceye döner. Günde sekiz-on saat işkenceyi de hiçbir bünye kaldırmaz. Bu sebeple de; çocuklarımın mutlu olacakları meslek seçimleri yapmalarını isterim. Şu anda; Balım 8 yaşında ve dansçı olmak istiyor, Bora ise 6 yaşında ve kovboy olmak istiyor...
Bugüne kadar anneler gününde aldığınız en güzel hediye neydi?
Bu güne kadarki en güzel Anneler Günü hediyemi bu yıl aldım. Balım Anneler Günü hediyesi olarak benim adıma bir ağaç dikecek. Sevgimiz bu fidanla daha da yeşerecek, hayat bulacak...
Çocuklarınızın isimlerinin anlamları nedir?
Kızımın ismi Balım. Ben isim düşünürken Alım olsun demiştim, eşim Balım olsun dedi. Ben de hemen ısındım bu isme, anlamı içinde zaten. Kendisi de bal gibi oldu. Oğlumun adı ise Haluk Bora. Haluk kayınpederimin ismi, iyi ahlak sahibi demek. Bora ise; arkasından yağmur getiren sert rüzgar anlamını taşıyor.
Çocuğunuzla birlikte yapmaktan en çok keyif aldığınız şeyler neler?
Bu aralar beni en mutlu eden ortak aktivitemiz piyano çalmak. Balım piyano kursuna başladıktan sonra ben de öğrenmek istedim ve ders almaya başladım. En büyük hayalim onunla bir konsere çıkabilmekti. Hatta iki sene üst üste ikimiz de, hıdırellezde aynı dileği yazdık. Bu sene hayallerim gerçek oldu. Bora da piyano dersi almaya başladı.Geçen ay, Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde, Hayal Sahnesi’nin organizasyonunda birer solo, bir tane de Balım ve ben çift el parça çaldık. Ve üçümüz beraber sahnede selam verdik. Bu benim için unutulmaz bir anı ve paylaşım oldu. Onun dışında beraber film izlemek ve meyve partisi yapmak en büyük keyfimiz.
Annenizin sizi yetiştirirken yaptığı davranışlarla, sizin çocuklarınızı yetiştirirken sergilediğiniz tutumlar benzer mi?
Annem benim hep en yakın arkadaşım oldu. Ondan hiç gizlim saklım yoktu. Okul dışında kalan tüm zamanlarımı onunla geçirirdim. Hafta sonları beraber pasta, börek yapardık; gezmeye, alışverişe giderdik. Annem beni sevdiğini ve hep benim yanımda olduğunu her zaman bana hissettirir. Hem sözel olarak hem de davranışlarıyla. Ben de aynı bağı çocuklarımla kurmaya çalışıyorum. Ama şu da bir gerçek ki; küçükken anneme kızdığım her şeyi, şimdi ben de yapıyorum galiba. “Anne olunca anlarsın” lafının önemi de, burada devreye giriyor olsa gerek...
Sizinle meslektaş olmasını ister misiniz?
Ben İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü mezunuyum. Mesleğimi kişiliğime, ilgi alanlarıma ve yeteneklerime oldukça uygun buluyorum. Şu anda da; Nesibe Aydın Eğitim Kurumları’nda Halkla İlişkiler Uzmanı olarak görev yapıyorum. Kurumun basınla ilişkilerini kuruyorum,
sosyal medyasını yönetiyorum, reklam, tanıtım ve halkla ilişkiler organizyonlarını yapıyorum, Aydın Eğitim Dergisi’nin de editörlüğünü üstlenmiş durundayım. İşimi çok seviyorum ve keyifle çalışıyorum. Eğer çocuklarım da tıpkı benim gibi bu mesleği seçerlerse ve mutlu olurlarsa, kesinlikle onlarla meslektaş olmak isterim ve bu benim için büyük gurur kaynağı olur.
anneler günü
Ruşa, Alya, Lina, Nuh Acar
Ç 298
Anne olmak hayatımdaki önceliklerimi değiștirdi... ocuğunuzu kucağınıza aldığınızda nasıl bir duygu yaşadınız? Çok güzel duygular yaşadım... Heyecan, sevinç, korku, mutluluk hepsi bir aradaydı.
Annelikle beraber hayatınızda neler değişti?
Anne olmak hayatımdaki önceliklerimi değiştirdi. Önceliğimiz çocuklarımız oldu. Bir çok şeyi
onlara göre değiştirdik. Evimiz bile onlara göre şekillendi ve değişti.
Gelecek hedeflerinde, meslek tercihlerinde çocuklarınız için çizdiğiniz bir yol var mı? Yoksa seçimlerini kendilerine mi bırakıyorsunuz? Tabii ki biz belli bir yaşa gelene kadar onları gelecekleri için en iyi şekilde yönlendirmeye ve onlara rehberlik etmeye çalışacağız. Ama belli bir yaştan sonra seçimlerini kendilerinin yapmaları konusunda teşvik etmek gerektiğini düşünüyorum. Çünkü
sevdikleri ve mutlu olacakları işleri yapmalarını istiyorum.
Bugüne kadar anneler gününde aldığınız en güzel hediye neydi? Aldığım en güzel hediye çiçek ve bana şarkı söylemeleriydi.
Çocuklarınızın isimlerinin anlamları nedir? Alya: Yükseklik, gökyüzü Lina: Şefkatli, sevgi dolu Nuh: Nuh Peygamber’den.
Çocuğunuzla birlikte yapmaktan en çok keyif aldığınız şeyler neler? Onlarla yaptığımız her paylaşım çok keyifli ve zevkli. Beraber gezmek, sinemaya gitmek, oyun oynamak, kitap okumak, film seyretmek, seyahat etmek.
Annenizin sizi yetiştirirken yaptığı davranışlarla, sizin çocuklarınızı yetiştirirken sergilediğiniz tutumlar benzer mi?
Annemizin bizi yetiştirirken verdiği en önemli şey sevgisiydi. Ben de çocuklarımı sevgi dolu bir ortamda yetiştirmeye çalışıyorum. Paylaşımcı, sevmeyi bilen, özgüveni yüksek, empati kurabilen, maneviyatlarıı gelişmiş çocuklar olmalarını istiyorum.
Sizinle meslektaş olmasını ister misiniz?
Ben Eğitim Fakültesi ve aynı zamanda konservatuar mezunuyum. Onlarla meslektaş olmayı isterim. En azından sanatın herhangi bir dalıyla ilgilenmelerini çok isterim.
anneler günü
Simten, Doruk, Kaan Sancar
Ç
Anne olmak içimin içime sığmadığı, gözyașlarıma hakim olamadığım ve gerçekliğine inanamadığım harika bir his... ocuğunuzu kucağınıza aldığınızda nasıl bir duygu yaşadınız?
Müthiş bir duygu. Adeta başka bir boyuta geçmek gibi. İçimin içime sığmadığı, gözyaşlarıma hakim olamadığım ve gerçekliğine inanamadığım harika bir his. Bakmaya doyamıyor, dokunmaya kıyamıyor insan, öylesine özel bir an.
Annelikle birlikte hayatınızda neler değişti?
Hayata bakışım, önceliklerim tamamen değişti. Çocuk sahibi olmadan önce işim, kariyerim pek çok şeyden önemliydi benim için. Hatta bu sebeple çocuk sahibi olmayı erteledim uzunca bir
300
süre. Ancak ilk oğlum Doruk dünyaya geldikten sonra hayatımın ekseni değişti. Çalışmaya devam ettim tabii ki ama işten arta kalan vaktimin çoğunu oğlumla geçirmeye özen gösterdim. Ve, anne olduktan sonra oldukça duygusallaştım. Artık hayata çok farklı bir açıdan bakıyorum.
Gelecek hedeflerinde, meslek tercihlerinde çocuklarınız için çizdiğiniz bir yol var mı? Yoksa seçimlerini kendilerine mi bırakıyorsunuz? Dileğim çok mutlu olacakları ve keyifle yapacakları bir meslek seçmeleri. Hobileri aynı zamanda işleri olan kişilerin çok şanslı olduklarını düşünmüşümdür hep. O nedenle çocuklarım
seçimlerini kendilerini yapmakta sonuna kadar özgürler, bizler anne-baba olarak onlara yol göstermek ve ihtiyaçları olduğunda destek olmak üzere hazırız.
Bugüne kadar Anneler Günü’nde aldığınız en güzel hediye neydi?
Bir anne için en güzel hediye evlatlarıdır. Çocuklarım ve ailem bana hayatın en büyük armağanı. Somut olarak ise, büyük oğlum Doruk’un anaokulunda kendi elleriyle yaptığı ilk Anneler Günü hediyesi benim için çok kıymetli (küçüğümüz 2,5 yaşında, henüz bir şey yapmadı)
Çocuklarınızın isimlerinin anlamları nedir? Doruk: Dağın en yüksek noktası, zirve Kaan: Hakan, hükümdar
Çocuğunuzla birlikte yapmaktan en çok keyif aldığınız şeyler neler?
Birlikte oyunlar oynar, güler eğleniriz. Konu oyun olunca seçimi onlara bırakırım; ne isterlerse sırayla oynarız. Benim için en keyifli, özel anlardan biri de gece uyku öncesi sarılarak okuduğumuz kitaplar ve tatlı sohbetlerimizdir.
Annenizin sizi yetiştirirken yaptığı davranışlarla, sizin çocuklarınızı yetiştirirken sergilediğiniz tutumlar benzer mi?
Annem ve babam beni ve kardeşimi sevgi ve özenle büyüttüler. Değer yargıları, öğretileri ve bizlere duydukları güven sayesinde bugün geldiğimiz noktaya ulaştık. Onlardan çok şey öğrendim. Tüm bu değerleri kendi çocuklarımıza aktarabilmek, onları mutlu, kendileriyle barışık bireyler ve vatanına, milletine hayırlı evlatlar olarak yetiştirmek için elimizden geleni yapıyoruz.
Sizinle meslektaş olmasını ister misiniz?
Keyif alır, yaptıkları işten mutluluk duyarlarsa tabii isterim
alışveriş
İPEKYOL Gömlek 179,00
MANGO Kolye 89,99
İPEKYOL Bluz 179,00 MANGO Gözlük 69,99
İPEKYOL Bluz 139,00 KOTON Çanta 69,99 VEKEM Bluz 159,99
En Kıymetli Annelere
MANGO Pantolon 189,99
DÖRTEL
MANGO Kot Pantolon 139,99
En değerli varlığımız ve en karșılıksız sevenimiz annelerimize kendilerini özel hissettirecek hediye alternatiflerini sizler için derledik... PRECIOSA (THYRA BY VERONIKA)
Kolye-Küpe 1.190
UĞUR SAAT ROLEX
GREYDER Ayakkabı 239,90
İPEKYOL Bileklik 99,00 MANGO Ayakkabı 249,99
KOTON Ayakkabı 69,99 302
FERRE Saat 1009.00
VEPA’62 Çanta 1099.00
TOMMY HILFIGER Bileklik 429,00
PRADA EYEWEAR Gözlük 810,00
FURLA Gözlük 645,00 İPEKYOL Bluz 259,00
ALTINBAŞ Kolye
ALTINBAŞ Anne-Kız Bileklik Takım
UĞUR SAAT CHOPARD
MANGO Ceket 149,99
MANGO Bileklik 35,99
UĞUR SAAT CHOPARD
İNCİ DERİ Çanta 815,88
TWIST Bileklik 59,00
MANGO Bluz 179,99
DÖRTEL
VEPA’62 Ayakkabı 575,00
MANGO Çanta 69,99
TWIST Kolye 129,00
MACHKA Çanta 1250.00 MACHKA Çanta 1150.00
VEPA’62 Ayakkabı 425,00
FOREVER NEW Etek 249,90
davet
Koruncuklar İçin Bir Araya Geldiler
Koruncuk Vakfı, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na özel Feriye Palace ev sahipliğinde renkli bir brunch düzenledi.
GAEL - ÇAĞLAYAN TUĞAL
304
IRMAK - HAKAN - KAZIM KÖSEOĞLU
Korunmaya Muhtaç Çocuklar yararına düzenlenen anlamlı organizasyonda iş, sanat ve cemiyet hayatından birçok isim çocuklarıyla beraber Ortaköy’de bulunan Feriye Palace’ta bir araya geldi. Her Pazar düzenlenecek brunchlarını bu etkinlik ile başlatan Feriye Palace’ta misafirler, güzel havanın tadını özel lezzetler eşliğinde çıkarırken, çocuklar ise film gösterimi ve şişme oyun alanında düzenlenen aktivitelerle renkli ve eğlenceli bir gün geçirdi. Gün sonunda elde edilen gelir, kimsesiz çocukların aile ortamında yetişerek topluma faydalı bireyler olması amacıyla Urla’da inşa edilen Koruncuk Köy’üne aktarıldı.
EMİNE - YASEMİN - ELA ÖZİLHAN
BANU - TİMUR - DEMİR - OZAN SAVCI
PINAR SABANCI
FİGEN ÖZBEK - BERRİN YOLERİ
Yeșilin ve güneșin tadını çıkaran misafirler etkinliğe çocuklarıyla birlikte katıldı.
HALİT ERGENÇ - BERGÜZAR KOREL
BEYZA ȘEKERCİ - ENGİN HEPİLERİ
Jinekolojide Yeni Tanı Ve Tedavi Yöntemleri
HİSTEROSKOPİ
advertorial
Acıbadem Ankara Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Rana Karayalçın, son dönemlerde sıklıkla kullanılmaya bașlanılan, jinekolojide yeni tanı ve tedavi yöntemlerinden olan “Histeroskopi” hakkında merak edilenleri yanıtladı.
H
isteroskopi nedir? Histeroskop ince ışıklı bir teleskoptur. Vajinadan rahme yerleştirilir ve rahim içindeki görüntüyü ekrana yansıtır. Histeroskopi sırasında rahim içindeki problemler gözle görülür ve aynı seansta tedavi edilebilir.
Rahim içerisindeki 3-4 cm boyutlarındaki miyomlar histeroskopi ile vajinal yoldan alınabilir. Bu yöntem ile hasta karın açılarak yapılan ameliyattan korunmuş olur. Bebek sahibi olmak için tedavi olan kadınlarda da başarı sağlanamaz ise rahim içi dokuda ultrasonografide tanımlanmamış yapışıklık, polip, doğuştan olan rahim içi anomalilikler saptanabilir ve problemlerin giderilmesi için gebelik şansı artar.
Hangi durumlarda histeroskopi yapılır? En sık anormal rahim kanamalarında histeroskopi yapıyoruz. Bunun dışında rahim içi dokuda kalınlaşma ve polip, rahim içi dokuda miyom, rahim içi doku yapışıklıkları, septum gibi doğuştan olan rahim anomalilikleri, çıkarılmayan spiral, küretaj sonrası gebeliğe ait doku kalması, tüplerin rahime açılan kısımlarının kapatılarak gebelik oluşmasının önlenmesi, rahim kanallarındaki problemler, tekrarlanan infertilite ve tüp bebek denemelerine rağmen gebelik oluşmaması durumlarında histeroskopi çok değerli tanı ve tedavi yöntemidir.
Histeroskopi nasıl yapılır? Ofis ortamında bazen anestezi olmadan bazen de sedasyon dediğimiz hafif bir anestezi ile yapılır. Hastalar işlem sonrası çok az ağrı duyduklarını ifade etmişlerdir. Aynı gün evlerine gidebilirler ve günlük hayatlarına dönebilirler. İşlem sırasında cerrahi bir yaklaşımın gerekli olacağı düşünülüyor ise ameliyathane şartları tercih edilir. Teleskopun çapı 3.1 mm’den küçük olduğu için ağrı az olur ve rahim kanalını genişletme ihtiyacı olmaz. Histeroskopi rahim içi dokunun gözlemlenebilmesinin yanında problem olan dokudan hedeflenmiş biyopsi yapılmasını sağlar.
ANKARA
haber
Acıbadem Ankara Hastanesi’nde Kutlama Acıbadem Sağlık Grubu, Hasta Hizmetleri çalışanlarının işini meslekleştirmek amacıyla 5 yıl önce Hasta Hizmetleri Haftası’nı kutlamaya başladı. Çıta her geçen yıl daha da yükseldi ve küçük adımlarla çıkılan yolda büyük mesafeler kaydedildi. Hasta Hizmetleri Haftası teması, bu yıl hasta memnuniyetinde fark yaratmak amacıyla “Gülümse, Bir Fark Yarat” olarak belirlendi. Acıbadem Ankara Hastanesi Direktörü A. Nihan Karaçam Salkaya, değerli mesleğin önemini ve bilinilirliğini pekiştirmek ve sahalarda, bu değerli görevi üstlenen hasta hizmetleri çalışanlarının, çalıştıkları alana olan aidiyet duygularını geliştirmeyi hedeflediklerini belirterek, Hasta Hizmetleri Haftası’nı en içten dilekleriyle kutladığını iletti.
Umuda ve Özgürlüğe Güvercin Düşleri Sanata ev sahipliği yapmaya başlayan Dünyagöz Tunus “Gözden Gönüle” Sanat Galerisi, Dünya Sanat Günü’nde değerli resim sanatçısı Kadir Şişginoğlu’nun “Umuda ve Özgürlüğe Güvercin Düşleri” adlı sergi ile kapılarını sanatseverlerin ziyaretine açtı. Dünyagöz Ankara Direktörü Hüseyin Kılavuz’un ev sahipliğini gerçekleştirdiği sergiye, aralarında Dünyagöz Operasyonlar Başkanı Bülent Demir, Başbakanlık Müşaviri Hamdi Şengel ve Türk Sanayici ve İş Adamları Vakfı Başkanı Veli Sarıtoprak ile sanat ve cemiyet hayatından birçok önemli isim de katılım gösterdi.
Bahara Merhaba Buluşması TÜGİAD’lılar “bahara merhaba” açık hava etkinliğinde bir araya geldi. Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Ankara Şubesi’nin üyeleri, İstanbul ve Bursa Şubesi üyeleri ile birlikte “bahara merhaba” dedi. İstanbul ve Bursa Şubesi üyeleri ile birlikte Anıtkabir ziyareti yapan üyeler sonrasında TÜGİAD Ankara Şube Merkezi’nde düzenlenen kokteylde bir araya geldiler. Üyeler arasında birlik ve beraberlik ruhunu güçlendirmek amacıyla geleneksel olarak düzenlenen etkinlik TÜGİAD Ankara Şube Merkezi’nde gerçekleşti. TÜGİAD Ankara Şube Başkanı Türker Naslı ev sahipliğinde gerçekleşen etkinliğe üyeler ve iş dünyasının önde gelen isimlerinin yanı sıra bu kez İstanbul ve Bursa Şubesi üyeleri de katılım gösterdi. Kokteyle katılanlarla tek tek ilgilenen Naslı, yönetim kurulu olarak mesaiye devam ettiklerini, Ankara’yla ilgili projelerin takipçisi olduklarını ve yeni projeler üzerinde çalıştıklarını bildirdi. Etkinliğe aileleri ile birlikte katılan üyeler, çocukların mikrofonları alarak yaptıkları konuşmalarla keyifli anlar yaşadılar. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı ellerinde mikrofonla şarkılar söyleyerek kutlayan çocuklar üyelerin büyük beğenisi topladı.
308
köşe
Ayșe Kızılöz
aysekiziloz@magdergi.com.tr
İ
Aldatmak lişkin nasıl bitti?” sorusunun cevabı aldatma ise, bu bize en zor gelen sorudur. Adeta utanç duyarız, sanki bu bizim değerimizi düşürür zannederiz. Gerçeği söylersek karşımızdakinin gözünden düşeceğiz hissine kapılırız.
Gözlemlediğim; birçok kişinin, “aslında zaten bitmişti, ben de istemiyordum...” gibi giriş cümlelerine ihtiyaç duyarak konuya girmesi ve konuşurken duyargaçlarıyla etrafı yoklaması, bu ön hazırlıktan sonra kendini güvende hissederse ancak o korkulu kelimeyi söyleyebilmesi: ‘aldatıldım.’ Ne yazık ki bu o kadar sık yaşanıyor ki... Kimi insan aldatma olduğunda ilişkiyi bitirirken, konu birçok ilişkinin içinde örtbas ediliyor ve ilişki eğreti temeller üzerinde uzatmaları oynamaya başlıyor. Bazı ilişkiler tam oturmaz, hep bir şeyler eksiktir, eğretidir, aslında özünde bitmiştir, imaj olarak devam etmektedir, çocuklar için kardeş gibi olsanız da sürmektedir... Kiminde dikenli teller vardır, aşk olsa da canınızı yakar, kıskançlık, kontrol, manipülasyon vardır. Hem içinde canınız yanar hem de çıkamazsınız... Ya da gerçek özlerinizle çıplak ilişkide olamazsınız. Yüzeyde bir iletişim varken, kişiler içsel olarak kendi ayrı adalarında yaşamaktadır... Ya da birbirinizi öncelik haline getirmediğiniz için ve yeterince zaman ayırmadığınız için, giderek kopmakta ve yüzeyselleşmektedir... Ya da cinsel veya ruhsal veya duygusal olarak sizi doyurmamaktadır... Bazen de her şey fazlaca yolunda gitmektedir ve kişilerden biri veya her ikisi de sevgiyi daha fazla taşıyamayıp sabote etme ihtiyacında olurlar. Öz yıkıcılık devreye girer... Toplum, aile koşullanmaları ile yapılması gerekenler vardır…. Bunların hepsi de aldatılmaya yol açar. Bütün bu maddelere bakıp teker teker kişiye özgü nedenlerine inip üstünde çalışabiliriz. Ama hepsinin de özünde vardığı ortak nokta aynıdır: Aldatan da sensin, aldatılan da sensin.. Biz kendi kendimizle ilişkide nerede kendimizi aldatıyoruz? Nerede kendimizi kandırıyoruz? Kendimize karşı dürüst müyüz? Kendimize karşı açık mıyız? Karanlıklarımızla yüzleşmeye hazır mıyız? Çıplak gerçeğimizi görmeye ve buna rağmen sevmeye gönüllü
müyüz? Kendi derinliklerimize inme cesaretine ne kadar sahibiz? Hepimizin içinde mevcut olan karanlık yol ve ışık yolundan hangisini seçiyoruz? Hayatı değerlerimizle mi yaşıyoruz? Hangi değer bizim için öncelikli? Bu soruları kendimize sormaya ve bu sorularla kendimiz üzerinde çalışmaya ve değişimi kabul etmeye hazırsak... Kendimizi kandırmaktan vazgeçersek aldatma da hayatımızdan çıkacaktır. Bazılarımız buna hazır olmayabilirler. Kurban olmaya karşı bağımlı olup tekrar tekrar benzer senaryoları yaratıp, kendilerine acı çektirmekten zevk alabilirler. Bazılarımız da aldatma ve gizli saklı şeyler yapmanın hazzına bağımlı olabilirler. Veya ne yardan ne serden vazgeçmek isteyebilirler. Ya da beyinlerinde oluşturdukları birbiriyle çelişen inanç sistemleri nedeniyle bir çukurdan çıkamayacak kadar batabilirler. Örneğin çocuklar belirli bir yaşa gelene kadar anne ve babaları bir arada olmalıdır diye inanıyorsam ve evliliğimde kendimi verebilmem, mutlu olabilmem için sadakate ihtiyacım var diye düşünüyorsam, eşim aldattığında bu iki inanç sisteminin çarpışması sebebiyle mutsuz da olsam evlilikte kalır, çıkmaz yola saplanıp yardım olmadan çıkamaz hale gelebilirim... Ne yazık ki; her seçim beraberinde sonuçları ile gelmektedir. Avantaj ve dezavantajlarını içinde barındırmaktadır. Nice iş adamı gördüm, karısını aldatıp gizi saklı şeyler yapmaya devam eden... Ne yazık ki; aynı iş adamları işinde en önemli müşterisinin de bir gün onu aldattığını, ortağının arkasından gizli işler çevirdiğini deneyimleyebiliyorlar. Kurban psikolojisinde olanların hastalık yarattıklarını gördüm. Çocukları için kendini feda edenlerin, çocuklarının da kendilerini kötü senaryolardan çıkaracak beceriye sahip olamadıklarını gördüm... Hiçbir şey iyi ya da kötü değildir ama her seçimin sonuçları vardır. Seçimde bulunmamanın dahi sonucu vardır. Belki biraz daha bilinçli olursak, sonuçları öngörebiliriz. Bu doğrultuda kendimize daha fazla hizmet eden seçimler yapabiliriz. Belki kendimizi aldatmaktan vazgeçip kendimizle ilişkimizi güçlendirip derinleştirebiliriz. Hayat bir oyun alanı, kendi oyununuzu seçmeniz dileğiyle..
309
Mehmet Emin Doğru
Önümde Daha Çok Uzun Bir Yol Var İstanbul ve Mardin’de otelleri bulunan ve turizm sektörüne bașarılı yatırımlarıyla destek veren genç iș adamı Mehmet Emin Doğru ile gerçekleștirdiğimiz röportajı sizlerle bulușturuyoruz.
1987 Mardin doğumluyum. Eğitim hayatıma İstanbul’da başladım. Kıbrıs’ta özel bir üniversitede İşletme bölümünü bitirdikten sonra iş hayatına atıldım. Aile şirketiyle başlayan iş hayatı serüvenim kazandığım tecrübelerle hala devam ediyor.
Otelleriniz ne zaman kuruldu?
2006 yılında İstanbul Sultanahmet’te ilk otelimizi faaliyete geçirdik. Daha sonra Taksim’de ve son olarak da Mardin’de bir otel daha turizme ve ülkemize kazandırdık.
Turizm sektörüne ne zamandan beri ilgi duyuyordunuz?
Ailemin de içinde bulunduğu bir sektör olması nedeniyle bende de erken yaşlarda ilgi oluşmaya başlamıştı.
Gelecekte kendinizi ve firmanızı nasıl bir tabloda görmek istersiniz?
Gerçekleştirmek istediğimiz projeler var. Bizim de tek amacımız turizm sektöründe ismimizin başarıyla ve saygınlıkla anılması. Her zaman en iyisini yapmak hedefimiz olmuştur. Başarılarımızı koruyabildiğimiz sürece bizim için gelecek; başarılı yatırım ve eserlerle dolu olacaktır.
advertorial
S
izi kısaca tanıyabilir miyiz?
Kendinizi şu an o tablonun neresinde görüyorsunuz?
İşimi severek ve bağlılıkla yaptığıma inanıyorum. Önümde daha çok uzun bir yol var. En iyi olmak için elimden gelenin fazlasını yapacağıma inanıyorum.
Hedefi ve vizyonu olmayan kişilerin başarılı olabileceklerine inanmıyorum İş yaşamında başarıya giden yolda "vizyon" ve "amaç" belirlemek ne kadar önemli sizce?
Sadece iş hayatında değil insanların sosyal hayatlarında da bir vizyon ve hedef sahibi olmaları gereklidir. Başarının en önemli anahtarı budur bence. Özellikle turizm sektöründe bir iş adamıysanız eğer dünyayı gezip gezdiğiniz yerlerden kültürel ve sosyal anlamda birçok bilgi edinmelisiniz. Hedefi ve vizyonu olmayan kişilerin başarılı olabileceklerine inanmıyorum.
İş hayatına yeni atılmış genç girişimciler ilk etapta nasıl bir yol izlemeliler? Tavsiyeleriniz neler?
İş dünyasında sihirli kelimeler “çok çalışmak”tır. Genç girişimciler özellikle kendilerinden daha tecrübeli insanların verdiği her tavsiyeyi dinlesinler. Tecrübeye güvensinler ve seyahat edip yeni yerler görsünler. Dürüstlük temel ilkeleri olsun ve asla bu ilkeden ödün vermesinler.
İş hayatınız dışında sosyal hayatınızda sık sık yapmaktan hoşlandığınız aktiviteler var mı?
Genelde yoğun iş temposundan fırsat buldukça ailemle vakit geçirmeyi seviyorum. Sık sık seyahat edip arkadaşlarımla birlikte olmaktan zevk alıyorum.
Türkiye'yi Avrupa'da temsil edebilecek en başarılı sektör sizce hangisi?
Turizm sektörü tabii ki. Ülkemizin her tarafı cennet güzelliğinde ve dünyanın birçok yerinden ilgi ve talep görmekte.
Türkiye'de turizm sektörünün durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Başka ülkelerle kıyasladığımızda ne gibi farklılıklar görüyorsunuz?
Ülkemiz sahip olduğu çok zengin doğal değerleri ve güzellikleriyle, dört mevsimi yaşayan, konuksever insan dokusu ile ayrıcalıklı bir konuma sahiptir. Avrupa'nın pek çok ülkesine rağmen turistlerin ilgi odağı olmakla birlikte, uygun fiyat avantajları ve sunduğu cazip tekliflerle de ön planda.
İş hayatında para ve güç dışında başarı parametreleri neler sizce?
İş hayatında para ve güç dışında en önemli parametrelerin başında, doğru insanlar ve doğru bir strateji geliyor bence. Daha önce de söylediğim gibi; hedef sahibi olmak da bu başarının basamaklarından biri. Vizyonunuzu genişletmek çok önemli.
İş dünyasında sihirli kelimeler “çok çalışmak”tır Yoğun bir iş gününden sonra neler sizi mutlu eder ve dinlendirir?
Arkadaşlarımla ve ailemle vakit geçirmekten büyük keyif alırım. Doğayla baş başa yürüyüşler beni dinlendirir. Kitap okumak ve yeni yerler keşfetmek en büyük zevklerim arasındadır.
haber
BabyMall’da Anneler Günü Etkinlikleri Ürün kalitesi kadar müşteri memnuniyetine de önem veren BabyMall Mayıs ayında gerçekleştireceği etkinliklerle anne adaylarına ve annelere özel bir ay yaşatacak. Anne adayları ve annelerin bilinçlendirilmesi ve mutluluğu için birbirinden eğlenceli, eğitici ve sürprizlerle dolu etkinliklerin yer aldığı programda yogadan sinemaya, gastronomi etkinliklerinden, kadın doğum uzmanları tarafından gerçekleştirilecek seminerlere kadar birçok etkinlik planladı. Seminerlerle gündemde olan sorulara yanıt ararken, bebekli anneler için dışarıdan izleyici alımına kapatılan sinema salonunda vizyona yeni girecek “Mother Days” sinemasını bebekleri ile birlikte izleme şansı bulacaklar. Kadın Doğum Hemşiresi-Doğuma Hazırlık Eğitici Eğitmenliği Sertifikalı Eda Çur Pekeşen ile gerçekleşen Hamile Yogası ve Anne-Bebek Yogası etkinliklerine ev sahipliği yapan BabyMall, zengin ürün gamı ve anneler gününü bir aya yayan sosyal etkinlikler sayesinde tüm anne ve anne adaylarına keyifli ve değişik bir bahar ayı yaşatacak.
Jaguar F-Pace Ankara’da Jaguar markasının satış ve satış sonrası hizmetlerini Türkiye çapında da sürdüren Borusan Oto markanın lüks suv modeli Fpace’in Ankara lasmanını Borusan Oto Balgat’ta gerçekleştirdi. Keyifli etkinlikte bazı ressamlar canlı canlı yağlı boya ile resim yaptılar. Sanatlarını konuşturan ressamlar oldukça ilgi çekti.
Tarihin Gizli Kalmışlarına Eğlenceli Yolculuk 1 Milyon 173 bin abonesi ile Youtube Türkiye’nin en çok takip edilen kanallarından biri olan Ruhi Çenet hayranları ile buluştu. Son yıllarda başlayan Youtuber akımının Türkiye’deki öncülerinden olan Ruhi Çenet, ilginç içerikleri ile çoğu zaman ana haber bültenlerine konu olmuş bir fenomen. Çektiği korku ve eğitici videoları ile binlerce kişinin beğenisini toplayan Çenet, astrolojiye ve tarihe olan ilgisi ile başlayan Youtube kariyerinden bahsetti. Genellikle insan anatomisinin gizli kalmış ayrıntılarına dikkat çeken Çenet, hayranları ile bol bol fotoğraf çektirdi.
312
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
Çiğdem Öztürk
İlerledikçe Öğrenen Bir Yapı Metro Mali ve Ticari Yatırımlar Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Metro Turizm Seyahat Organizasyon Yönetim Kurulu Bașkanı bașarılı iș kadını Çiğdem Öztürk ile firmalarına dair hedefleri ve getirecekleri yeniliklere de değindiğimiz bir röportaj gerçekleștirdik...
26 yaşında, eğitimini henüz tamamlamış ve çalışma hayatına yeni adım atan bir kadın yönetici olarak tanımlayabilirim kendimi. Burada özgeçmişimi kısaca özetlersem;
2014 yılında İngiltere’de City University London Sosyal Bilimler Fakültesi, Ekonomi Bölümü’nden mezun oldum. 2016 yılında ise aynı üniversitenin Cass Business School Management Bölümü’nde Master of Science Programı'nı tamamladım. 2015 yılından itibaren Metro Mali ve Ticari Yatırımlar Holding Yönetim Kurulu Üyeliği’nin yanı sıra; Metro Turizm Seyahat Organizasyon Yönetim Kurulu Başkanı görevini yürütmeye başladım. Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Üyeliği pozisyonlarım arasında mesaimin büyük bir bölümünü oluşturan da Metro Turizm diyebilirim.
Ayrıca; Metro Yatırım Menkul Değerler Yönetim Kurulu Başkanı, Vanet Gıda Yönetim Kurulu Üyesi, Metro Travel Yönetim Kurulu Üyesi, Atlas Menkul Kıymetler Yatırım Ortaklığı Yönetim Kurulu Üyesi ve Avrasya Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Yönetim Kurulu Üyesi görevlerini de sürdürmekteyim.
Metro Turizm’in günümüzdeki genel durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Karayolu Yolcu Taşımacılığı Sektörü operasyonel yapısı gereği hiç de kolay olamayan bir yapıya sahip. Düşünün; binlerce aracınızla yedi gün yirmi dört saat yollardasınız. Tüm hazırlıklarınızı tam ve eksiksiz yerine getirseniz dahi yol, trafik, hava koşulları gibi sizin elinizde olmayan pek çok etken faaliyetlerinizi olumsuz etkileyebiliyor. Üstüne hele bir de Türkiye’nin en büyük filosuna sahip ve en geniş alanda hizmet veren bir firma iseniz aşılması güç zorluklarla karşılaşmamamız mümkün değil. Bizler Metro Turizm olarak tüm zorluklara rağmen sektörün 25 yaşında en genç firmalarından biri olarak yükselerek ilerleyen ve ilerledikçe de öğrenen bir yapıya sahibiz.
advertorial
Ç
iğdem Öztürk kimdir? Bize eğitim ve profesyonel bakış açısıyla kendinizden biraz bahseder misiniz?
Kadromuz tecrübeli, genç ve dinamik bir kadro. Elbette geliştirilmesi, iyileştirilmesi gereken faaliyet alanlarımız var, bunu biliyor ve tek tek bunların üzerlerinde çalışıyoruz. Daha da iyi noktalara geleceğiz. Başta merkezi çatı yönetim yapımız olmak üzere, bölgelerimizde ve eğitimli personel istihdamlarımızda önemli gelişmeler kaydediyoruz. Temsa ile gerçekleştirmiş olduğumuz anlaşma sonrası sadece geçtiğimiz hafta filomuza her biri Türk mühendisliği harikası olan 100 yeni otobüs ekledik. Filomuzu yatırımlarımızla yeniliyor, teknoloji ve hizmetlerimizin kalite standartlarını peyderpey geliştiriyoruz. Burada özellikle yolcularımızın koşulsuz güvenliği ve konforu bizim için üzerinde ciddi ARGE çalışmaları yaptığımız çok önemli alanlar. Güvenlik ve konfor standartlarımızın yükseltilmesinde teknolojik gelişmelerden de ciddi anlamda yararlanıyoruz. 25. yılımızı kutlamak üzere olduğumuz bu yıl birçok yeni projeyi başlattık ve zamanı geldiğinde bu projeleri yolcularımız ile paylaşıyor olacağız.
Metro Turizm olarak bir dwwünya markası haline gelmeyi hedefliyorsunuz. Şu an o hedef doğrultusunda çalışmalarınızda ne aşamadasınız?
Türkiye; coğrafi yapısı, yolcu alışkanlıkları ve işletme yapılarının özellikleri bakımından aslına bakarsanız karayolu ulaşım sektöründe dünyaya marka çıkarabilecek büyüklükte operasyonların yürütüldüğü bir ülke. Metro Turizm olarak biz de operasyonlarımızın büyüklüğü ve hizmet verdiğimiz yolcu sayısı bakımından zaten dünya markaları arasında yer alacak büyüklükte bir kurumuz. Şöyle ki; karayolu yolcu taşımacılığında binlerce çalışanı, 1500 üzerinde otobüsü ve yüzlerce servis aracını yedi gün yirmi dört saat aktif yöneten dünyada pek az sayıda kurum var. Olanlar da bizim gibi kıta coğrafyasında çalışıyor. Burada dünya markası olma adına neyi hedeflediğiniz çok önemli. Metro Turizm olarak biz, hedeflerimizi hizmet coğrafyamızın daha da büyümesine göre değil var olan coğrafyalardaki hizmetlerimizin geliştirilmesi ve sürdürülebilirliğine doğru yönlendiriyoruz. Konu ile ilgili operasyonlarımızın süreçlerinde elbette alınacak yolumuz var fakat ilerlemelerimiz de oldukça sağlam bir şekilde yere basıyor.
Sizce bir dünya markası olmak için firma boyutunda öncelikli olarak yapılması gerekenler nelerdir? İş süreçlerinizin ve standartlarınızın ölçülebilir ve sürdürülebilir olması oldukça önemli. Fiziki olarak hizmet vermekte olduğumuz satış ofislerimiz 1000’in üzerinde farklı noktadan faaliyetlerini sürdürmekte. Burada, ulusal bazda hizmet veren karayolu yolcu taşımacılığı şirketleri arasında açık ara öndeyiz ki bu sayıyı paylaşırken yurt dışında hizmet vermekte olduğumuz noktaları eklemeden söylüyorum. Bugün Gürcistan’dan Almanya’ya kadar uzanan içerisinde 6-7 farklı dilin konuşulduğu ve yaklaşık 3200 km’lik bir coğrafyada hizmet veriyorsanız merkezi noktalarınızın yanı sıra uç noktalarda da aynı standartlarda hizmet verebilmeniz, markanızın bir dünya markası olma yolunda önemli adımlar atmış olduğunun bir göstergesidir. 25 yıldır artarak yükselen fiziki satış ofislerimizin standartlarının genele yayılması bakımından önemli gelişmeler kaydettik. Sürekli öz denetim, eğitim ve yatırımlar ile hizmet standartlarımızın daha da ileriye gitmesi için ciddi mesai harcamaktayız ve önümüzdeki dönem bu çalışmaların geri dönüşlerini almaya başlayacağız. Bunu yolcularımız ve bizimle birlikte iş yapmakta olan tüm paydaşlarımız da tecrübe ederek görüyor olacaklar.
Burada bir de özellikle eğitimin altını çizmek istemekteyim. Operasyonlarınızda sürekli geliştirme hedefliyorsanız bunu eğitimsiz sağlayamazsınız. Uçtan uca kusursuz hizmet, üstelik bir de dünya standartlarını hedefleyen bir hassasiyetle yaklaşıyorsanız bu ciddi emek isteyen bir iş. Yakın zamanda Metro Akademi adı altında
devam ettirmekte olduğumuz eğitimlerimizi üniversite düzeyinde bir ortaklık ile bir üst seviyeye taşıyacağız. Eğitimlerimiz sadece kurum ihtiyaçlarımızın karşılanması için değil aynı zamanda sektörde meslek standartlarının da geliştirilmesi hedefinde olan eğitimler haline gelecek.
2015 yılında kaç yolcu taşıdınız? 2016 toplam yolcu hedefiniz nedir?
2015 yılında 23 milyonun üzerinde yolcumuza seyahat hizmeti verdik. 2016 yolcu hedefimize gelince; 2016 yılı zor bir yıl. Ülkemizde meydana gelen toplumsal olaylar tüm seyahat sektörü ile birlikte bizleri de etkilemekte. Daha önce de paylaştığım gibi 25. yılımız olan 2016-2017 arası kurum hedefimiz, yolcu sayılarımızın var olan standartlarımız çerçevesinde yükselmesi yönünde değil, söz konusu hizmetlerimizin kalite ve standartlarının geliştirilmesi yönünde olacak. Bunu gerçekleştirdiğimizde zaten bizimle olan, bize güvenen ve bizi tercih eden yolcularımızın da sayısı doğal olarak yükselecektir.
" Ülkeler arası yolculuklarında otobüs kullanan yolcuların ilk tercihiyiz." Yurt dışında karayolu yolcu taşımacılığı faaliyetlerinizi hangi ülkelerde yürütüyorsunuz?
Türkiye’nin doğusunda ve güneyinde; Gürcistan, Azerbaycan, Irak ve İran’a seferlerimiz mevcut. Batısında ise başta Yunanistan, Bulgaristan, Arnavutluk ve Romanya olmak üzere Almanya’ya kadar seferlerimiz var ve oldukça da talep görmekteler. Yolcularımızın otobüs yolculuğuna olan bakışı uçak yolculuğuna baktıkları gibi değil. Otobüs yolculukları çok daha romantik ve içsel algılanıyor. Otobüs yolculuğu size sadece bir noktadan bir noktaya ulaşımda değil aynı zamanda içinden geçtiğiniz ülkelerin kültürünü de gözlemlemenizde bir kapı açıyor. Ülkeler arası yolculuklarında otobüsü tercih eden yolcularımızın temel tercih nedenlerinden biri de bu oluyor. İlk fırsatta ben de kendime bir rota belirleyip bu tecrübeyi bir kez daha yaşamak istemekteyim. Metro Turizm ve Metro Holding olarak oldukça yüksek sayıda bir istihdam sağlıyorsunuz.
Ekip motivasyonunuzu hangi stratejiler doğrultusunda sağlıyorsunuz?
Burada Metro Holding iştiraklerimiz, özellikle de Metro Turizm dâhilinde gece gündüz demeden, ellerinden gelen tüm samimiyetleri, azimleri ve kararlılıkları ile bizimle aynı yolda yürüyen tüm ekip arkadaşlarıma teşekkür etmek isterim. Metro Turizm açısından motivasyonumuz daha güvenli yolculuklar ve daha konforlu bir seyahat üzerinde yoğunlaşıyor. Şöyle ki; biz de tüm çalışanlarımız ile birlikte hizmet vermekte olduğumuz sektörün sadece en büyüğü değil aynı zamanda en güvenli ve en konforlu olan firması olmak istiyoruz. Bu motivasyon öğeleri aslına bakarsanız üst yönetim olarak bizlerden değil sahadan ve Metro Turizm’in her alanında çalışan personellerimizden bize doğru gelen öğeler. Bu beni de heyecanlandıran bir durum. Aslında bizim çalışanlarımızı değil çalışanlarımızın bizi motive ettiği alanlar oluyor diyebilirim. Onlardaki bu istek ve kararlılık son derece değerli benim için.
Sizin perspektifinizden başarılı bir şirket yönetiminin “Olmazsa Olmazları” nelerdir?
İçinde bulunduğu iş çevresine ve gelişmelere duyarlı olduğu kadar
proaktif ve aynı zamanda adaletli olmalı yönetim. Benim için olmazsa olmazların başında bu kriterler geliyor.
Yakın zamanda evliliğe giden yolda ilk adımınızı attınız. Öncelikle hayırlı olsun. Buna bağlı olarak özel hayatınızda nasıl bir karaktersiniz? Nelerden hoşlanırsınız? Nelerden hoşlanmazsınız?
Evet, yakın zamanda evleniyor olacağım. Müstakbel eşim Levent Bey ile düğün tarihimizi 24 Eylül olarak belirledik. Bu tarih aynı zamanda Metro Holding Kurucu ve Onursal Başkanımız babam Galip Öztürk’ün bir süredir yatırımlarına devam etmekte olduğu Gürcistan Metro City’nin de açılış tarihi olacak. Hem düğünümüz hem de açılış töreni ile birlikte tüm aile bir araya geleceğiz. Her ne kadar iş yoğunluğum bir hayli fazla olsa da evlilik konusunda yapmakta olduğumuz hazırlıklar ayrı bir keyif ve mutluluk benim için.
Babanız; Metro Holding Kurucu ve Onursal Başkanı ve ülkemizin yetiştirdiği iş adamlarından Galip Öztürk’e yapı ve mizaç olarak çok benzediğiniz söyleniyor. Buna katılıyor musunuz? Sanıyorum evet. Bunu aslına bakarsanız ben değil, beni ve babamı tanıyan kişiler söylüyor. Kaldı ki; ben de mizacım açısından babama birçok açıdan benzediğimi düşünüyorum. Kendisinin başarı öyküsünün kilometre taşlarının birçoğunu oluşturan Metro Turizm’in yönetiminin başında oluşum da bu benzerlikten kaynaklanıyor diye de düşünüyorum zaman zaman.
İş hayatınızdaki yoğun tempodan fırsat buldukça özel yaşantınızda neler ile ilgilenmekten keyif alırsınız? Yoğun bir iş gününün ardından stres yorgunluğunuzu neler yaparak üzerinizden atıyorsunuz?
Açıkça söylemeliyim ki, henüz yeni adımlar atmaya başladığım iş hayatımda çalışmak benim için bir zevk. Her geçen gün yeni ve farklı bir şey öğrenmek, faaliyet göstermekte olduğumuz sektörlerin dinamiklerine hâkim olma yolunda yeni tecrübeler edinmek benim için bir keyif. Yoğun bir gün sonrası değil de aslında yoğun bir gün öncesi bana kalan zamanlarımda pilates ve yürüyüş yapmaktan keyif duyuyorum. Özellikle açık alanlarda yaptığım yürüyüşler benim için hem spor hem dinlenme hem de düşüncelerimi odaklama biçimi oluyor diyebilirim. Ayrıca sinemaya da ayrı bir merakım ve ilgim var. Film izlemekten de gerçekten hoşlanıyorum. Bana ayırmış olduğunuz zaman ve keyifli sohbet için teşekkür ederim.
Metro Ticari ve Mali Yatırımlar Holding A.Ș. Büyükdere Cad. Metrocity İș Merkezi A Blok No: 171 Kat:17 Levent/İSTANBUL
kelebek
Ayların Kraliçesi Mayıs ayı bir heyecandır. Yazdan bir öncedir. Hava ısınmıștır. Okullar bitmek üzeredir. Tatil hazırlıkları son gaz devam etmektedir. Düğünler, nișanlar, mezuniyetler sıraya dizilmiș, beni seç beni seç diye bağırmaktadır adeta. Eh bu kadar telaș arasında, bir mola verip bu notları okumak isterseniz, ne mutlu bana!!!
Butik 10 Blinde Sunglasses Celebrity ve trend setter’ların son gözdesi olan bu Avusturya markası güneş gözlükleri Eva Mendes’den, Britney Spears’a, Gwyneth Paltrow’dan Kylie Minogue’a, Leonardo DiCaprio’dan Jennifer Garner’a kadar herkesin tercih ettiği bir marka olmuş durumda. Türkiye’de Kent optik mağazaları bu markayı getiriyor.
318
İnternet üzerinden alışveriş yapmaya merakı ziyadesi ile fazla olan bendeniz, instagram sayesinde bu Antalyalı trend butiği keşfettim ve sizlerle de paylaşmak istedim. Türkiye’nin her yerine kargo ile bir birinden özel ve cici kıyafetleri zevkle yollayan Aslı hanımın bu butiğine yaz öncesi muhakkak bir göz gezdirmenizi tavsiye ederim.
La Femme By Begüm La Femme; kadının estetiği ve büyülü duruşundan etkilenerek tasarladığı çeşitli ve fark yaratan takılarıyla günlük yaşantınızın vazgeçilmezi haline gelip, özel günlerinizin ‘’takı’’ntısı olmaya aday bir marka.
Mercury Russia Rus kelimesi son yıllarda benim için ziyadesi ile ihtişam ve gösterişin tanımı oldu adeta. Bu web sitesini de tesadüfen keşfettim ve sizlerle de paylaşmadan edemedim. Chopard mücevherlerden, Girard Perregaux saatlere, Faberge aksesuarlardan, Tom Ford kıyafetlere uzanan keyifli bir alışveriş sizleri bekliyor.
Direct Message By Deniz Marşan Hepimiz onun ismini stil danışmanlığı yaptığı Aşk-ı Memnu dizisiyle duyduk. 2007’de; alışveriş, stil ve hediye danışmanlığı yaptıkları 2Shoppers’ı Başak Dizer Tatlıtuğ ile kurdular. 2013’te yine Dizer ile beraber kurdukları ROOM Teşvikiye’nin ortağı, stil ve moda danışmanı olan Deniz Marşan 2015 yılında kendi bikini markasını tasarlamaya başladı. 2016 yılında üretimlerini tamamladığı Direct Message Swimwear markasını hazırladı. Bu yaz plajlarda rüzgar gibi esecek!
Selim Baklacı Tasarımlarını şık ve global olarak tanımlayan tasarımcı Selim Baklacı, farklı stillerdeki giysileri küçük ve sofistike dokunuşlarla sporlaştıran bir çizgiye sahip. Markanın en büyük tutkusu; renk, kalıp ve malzeme seçimleri ile farklı formüller uygulayarak sport-couture imzasını geliştirmek.
Tuba Gün Öyle bir kadın düşünün ki; hayal ettiği kıyafeti anında çizgiye döküp bir gecede dikebilsin... Hepimizin gıpta ile bakacağı çok özel bir özellik değil mi? Tuba bu işe kendi için yola çıksa da zamanla takipçileri tarafından yaptıkları öyle bir rağbet gördü ki geçen seneden beri evdeki küçük atölyesinde sizler için de üretim veriyor. Hazır giyimden sıkılan herkese Tuba’nın instagram sayfasını takip etmeyi şiddetle öneririm.
Ashley Joy Saç Ürünleri Ashley Joy marka saç ürünleri kendimize iyi bakmaya, bedenimizi, cildimizi, saçlarımızı sevmeye ve onu en doğal yollarla beslemeye inanıyor. Ashley Joy’un yolculuğu, markanın yaratıcısı Aslı Şen’in kendi saçlarına bir bakım ürünü aramasıyla başlamış. İşlem görmüş saçlarının zamanla doğallığını, sağlığını ve ışıltısını kaybettiğini fark eden Şen bunun önüne geçmek için birçok ürün denemiş ancak istediği sonuçları alamamış. Uzun aramalardan sonra, kendisi bir karışım yaratmış, tam 24 farklı ve doğal yağı birleştirerek bir karışım hazırlamış. Bu yeni yaratımı ile zarar görmüş saçları nihayet ışıldamaya, daha kolay şekil almaya ve sakinleşmeye başlamış. Konusunda uzman bir ekip kurarak bu yolculuğa yelken açan Aslı Şen “Ashley Joy” markasının ilk adımlarını böylecene attı. Bitkisel özel içerikleri ile paraben içermeyen dört eşsiz doğal saç bakım ürününe Harvey Nichols mağazalarından ulaşabilirsiniz.
Sefireler Ekşi Maya’da Buluştu
davet
Ekşi Maya, büyükelçi eşlerini keyifli bir etkinlikle buluşturdu. ECEM UYAR, FULYA SAĞLIK, BERİL ÇAVUȘOĞLU
320
MANICA LAGOS, OLIVIA TORRES, JACKY WEBER
Uluslararası Sağlık Derneği Başkanı Dr. Fulya Sağlık’ın ev sahipliğinde gerçekleşen etkinlikte büyükelçi eşleri “ekşi maya”lı ürünleri tattı. Sağlıklı beslenme ve ürünler hakkında bilgi alan büyükelçi eşleri keyifli sohbet etme imkanına sahip oldu. Ekşi Maya’nın sahibi Ecem Uyar konuklar ile yakından ilgilendi. Uluslararası Sağlık Derneği Başkanı Dr. Fulya Sağlık, Ekşi Maya Restoran’da 20’den fazla büyükelçi eşiyle birlikte yanlış mayalanan ekmeğin sağlığımıza verdiği zararlardan bahsetti . Özellikle Ekşi Maya Restoran’ı seçtiğini ifade eden Dr. Fulya Sağlık, doğru işlenen ve iyi hazmedilen ürünlerin sağlığımıza yararlarını anlattı.
FOZIA DJAMA OUDINE, HAOUA DICLP, DAN MARADI HADIZA
AMAL ELZUBEER, FATIME ABDOULAYE, JANET OLWA
Dr. Fulya Sağlık, “Ekși Maya”nın ve ürünlerinin sağlığımız üzerindeki olumlu etkinlerinden bahsetti.
MERYEM RS IMKARKIR, SHADIA MUSTAFA, KINZA TEKAYA
SHIRLEY CHABA, OLIVIA MALEFANE, SHPRESA JUSUFI
PAULINA MULUMBA, ZHANAT AKHMETOVA
NASREEN MANGA, RASHIA FARRUK - JEMIMA AKLE KEREKOU
Op. Dr. Orhan Erbaș
Sağlıklı Estetik Nasıl Olmalı? Estetik ișlemlerdeki bașarı, sosyal ihtiyaçlar, estetiğin maddi olarak ulașılabilir hale gelmesi nedenleriyle her geçen yıl estetik ișlem yaptıran kiși sayısı artmakta... "Estetik ișlemlerde iyi ve sağlıklı bir sonuç elde etmek için nelere dikkat etmeliyiz?" sorusunu, Akay Hastanesi Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Orhan Erbaș’a danıștık.
Estetik işlemlerdeki gelişmeler, başarılı ve doğal sonuçlarla hasta memnuniyetini artırdı. Bu memnuniyet tabii ki talebi de artırdı. İş ve sosyal hayattaki rekabette fit ve genç görünen kişiler de bir adım öne çıkınca iyi görünme ihtiyacı arttı.
Estetikte amaç nedir, güzelleşmek mi?
Güzellik subjektif bir kavram, dönemsel ve kültürel olarak farklı şekiller güzel gelebilmekte. Buna rağmen güzellikle ilgili de tanımlamalar anketlerle elde edilebiliyor. İşlemlerimizde bu
kriterleri belirli ölçüde dikkate alıyoruz. Ancak genç ve sağlıklı görüntünün tanımı daha net. Örneğin, biz yüzün nasıl yaşlandığını biliyoruz. Dolayısıyla gençleştirmek için ne yapacağımızı da biliyoruz. Sağlıklı bir insanın vücut şeklini biliyoruz. Sağlıklı ve genç görüntüyü elde ederken, işlem yapılan yerin vücudun geneliyle uyumunu sağlamayı amaçlıyoruz.
Mutluluğu en çok hangi hastalar yaşıyor?
Kişi öncelikle kendisi için bu problemin düzeltilmesini istiyorsa, yani mevcut durumundan öncelikle kendisi rahatsız ise; beklentileri makul ve doğal sonuçtan yana ise; işlem sonrası süreci doğru anlamış ise çok mutlu oluyorlar.
advertorial
E
stetik neden bu kadar yoğun talep görmekte ?
tamamlamak amacıyla ameliyatsız birçok yöntemden faydalanmaktayız. Örneğin; odaklı ultrason ile hafif bir elevasyon, sarkmalarda bir miktar toparlanma bekleriz ancak hiçbir zaman yüz germe etkisi beklenmemelidir. Botoks erken dönemde, doğru yapıldığı zaman çok faydalı olacak iken bu işlem için geç kalınması nedeniyle kırışıklıklar derinleşmiş ise ek tedaviler gerekecektir. Günümüzde dolgu maddeleri sonuçları çok iyiyken, her görülen deprese alana dolgu yapılması büyük yüzlere neden olabilir. Hastanın basenlerinde yağ fazlalığı var, diyet ve sporla da düzelmiyor ise ameliyatsız yöntemlerle de düzelmeyecektir. Tabii ki; yüz germe, LASER liposuction gibi birçok ameliyat sonrası, sonucu bir miktar daha iyi hale getirecek ameliyat dışı yöntemleri eklemeyi önermekteyim. Ameliyatsız yöntemlerden en çok tercih ettiklerim dolgu ve botoks uygulamaları, LASER ile cilt yenileme, PRP, kulak arkasından aldığımız fibroblast hücre kültürü uygulamaları.
Estetik cerrahide teknolojik ne yenilikler var ? Estetik işlemler sadece görüntüyü mü düzeltir, ek faydaları var mıdır ?
Birçok estetik işlemin ek olarak sağlık faydası da vardır. Örneğin, jinekomasti yani erkek meme büyümesi probleminin çözülmesi duruş bozukluğunu da düzeltir. Çünkü bu erkekler büyük memelerini saklamaya yönelik bir kamburlukta dururlar. Aynı şekilde aşırı büyük memelere sahip bayanlarda da yapılacak meme küçültme sırt ağrıları, mantar enfeksiyonlarını da azaltır. Üst göz kapak düşüklüğünün düzeltilmesi daha rahat bir görüş sağlar. Karın ve bacaktaki aşırı yağlanmaya ait yükten kurtulmak diz ekleminin de daha az basınca maruz kalmasını sağlar ki diz sağlığı için önemlidir. Terleme tedavisi sonrası sosyal ortam fobileri azalabilir. Burun estetiği sırasında nefes alma problemleri düzeltilebilir. Gereksiz korkular veya yanlış tedavilerle bu estetik işlemlerin ertelenmesi tabii ki sağlık problemlerin artmasına neden olacaktır.
Dünyadaki gelişmeleri de yakından takip etmekteyiz. Cerrahi teknik anlamında ve cihaz anlamında birçok yenilik mevcut. Özellikle vücut şekillendirme konusunda LASER Liposuction sistemlerine eklenen güç ve güvenlik tedbirleri sonuçları daha iyi hale getirdi. Çok küçük kesiler ile LASER Lipoliz yaptıktan sonra, yağı aspire ediyoruz ve ısıyı ölçerek verdiğimiz enerji ile deride kasa doğru yaklaşma ve yüzeyinde küçülme hedefliyoruz.
Estetikte başarının yolu nedir?
Tıbbın her alanında olduğu ve Hipokrat’ın dediği gibi ilk prensip ‘‘önce zarar verme’’. İnsanlar denek değil bu nedenle etkinliği ve güvenirliği kanıtlanmamış hiçbir yöntem kullanılmamalı. Uzun dönem sonuçları bilinmeyen ya da şüpheli moda uygulamalardan kaçınılmalıdır. Bir tekniğin yan etkisi başlayacağı yerde bırakıp, başka tekniklerle kombine edilerek çözüme ulaşılmalıdır. Tabii ki bunu yapabilmek için ameliyatlı ve ameliyatsız yöntemleri kombine etmek başarıyı çok artıracaktır.
Estetik işlemler sırasında sağlık problemi yaşamamak için nelere dikkat edilmeli?
Öncelikle bu hizmetler kesinlikle ilgili diplomaya sahip uzman doktorlardan alınmalıdır. Estetik işlemler hafife alınmamalı bu amaçla ilgili meslek derneklerinden uzmanlık diplomaları sorgulanmalıdır. Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi, Dermatoloji Dernekleri bu konuda internet ortamında yardımcı olabilir. İkincisi, işlemin yapıldığı yerin o işlem için Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlı olmasıdır. Üçüncüsü, kullanılan malzeme ve cihazların Sağlık Bakanlığı tarafından onaylı, gerekli bakımlarının yapılmış olmasıdır. Estetiğe talebin artması bu konuda medyatik olsa bile, yeterliliği olmayan doktorları, hatta doktor dışı birçok kişiyi işlem yapar hale getirdi. Şık görünen ancak hiçbir sağlık tedbirinin alınmadığı birçok yerde bu işlemlerin yapılmaması için ciddi denetimler gerekmekte.
Ameliyatsız estetik işlemlerden ne beklemeliyiz? Mevcut durumu korumak, hafif deformiteler, ameliyatları
Estetik bir işlem yaptırmak isteyenlere öneriniz nedir?
Estetik olmak da olmamak da önemli bir karardır. Kulaktan dolma ya da yanlış kişilerden alacağınız bilgiler ile estetik işlemden vazgeçmeniz ömür boyu mevcut deformitenizle gereksiz yere yaşamanıza neden olabilir. Doğru bilgilenme doğru kararı getirecektir.
Adres: Akay Caddesi Büklüm Sokak No:4
444 7 259
Tel: 0312 416 50 50
davet
NEȘE GÖNÜL, HALE BACAKOĞLU, MONİK İPEKEL
GÜL ERGİ
Çocukların Gözlerinde Bir Parıltı
Görme engelli çocukların kendine güvenen, çevresi ile uyumlu ve bağımsız bireyler olarak yetişmesi amacıyla kurulan Parıltı Görmeyen Çocuklara Destek Derneği tarafından çocuklar yararına özel bir gece düzenlendi. Başkanlığını Hale Bacakoğlu’nun üstlendiği, Neşe Gönül’ün Başkan Yardımcılığını yaptığı ve Monik İpekel’in Yönetim Kurulu Üyesi olduğu “Parıltı Görmeyen Çocuklara Destek Derneği çocuklar yararına özel bir geceye imza attı. Raffles Hotel’de düzenlenen geceye iş, sanat ve sosyal yaşam dünyasının hayırsever isimleri katıldı. Sunuculuğunu Gizem Özdilli’nin yaptığı özel gecede müzik dünyasının sevilen ismi Sıla sahne alarak en beğenilen şarkılarını çocuklar için söyledi. Gecede ayrıca ünlü sanatçı Rahman Altın’ın özel bestesi Parıltı Çocuk Korosu ve sosyal yaşam dünyasının ünlü isimleri tarafından seslendirildi. Katılımın yoğun olduğu özel gecede hekimler ile ünlü isimlerin yer aldığı Gönüllüler Korosu, ünlü TRT Sanatçısı Nursaç Doğanışık’ın yönetiminde üç aylık yoğun çalışmalar sonucunda hazırladıkları repertuarla sahne aldı. Ünlü isimlerin çocuklarla birlikte seslendirdiği şarkılar davetlilerden büyük alkış aldı. Geceden elde edilen tüm gelir Parıltı Görmeyen Çocuklara Destek Derneği’ne bağışlandı. Gecede aynı zamanda “Engellerle Yüzleşme” isimli bir fotoğraf sergisi de düzenlendi. “Engel Yok! Engel Siz-siniz!” konseptiyle düzenlenen sergide fotoğraflar görmeyen çocuklar yararına satışa sunuldu.
324
HANİFE - MEHMET AKDAĞ
davet
AYDAN SEMKER
IȘIL - RÜȘTÜ REÇBER
ELİF - KEREM GÖNLÜM
Gecede ünlü sanatçı Rahman Altın’ın özel bestesini Parıltı Çocuk Korosu ile birlikte seslendiren Elif Gönlüm’ü bu anlamlı gecede eși Kerem Gönlüm yalnız bırakmadı. FUNDA YILMAZ, ÖZLEM ERASLAN
NİLGÜN DİLEK
davet
YOSUN GÜRELİ, HÜSAMETTİN - SİMLA BEYAZIT
BERRİN ZORLU
Sunuculuğunu Gizem Özdilli’nin yaptığı özel gecede müzik dünyasının sevilen ismi Sıla sahne alarak en beğenilen șarkılarını çocuklar için söyledi.
lası için Daha faz /MAGonline .com facebook
FERYAL GÜLMAN
BERRİN - SAVNİ OKÇU
davet
PETEK ERTÜRE
BEYZA - MURAT ARSLAN
Sosyal sorumluluk projelerinin büyük destekçisi Beyza Arslan, Hakan Akkaya tasarımı elbisesiyle gecenin en șık isimlerinden biri oldu. LEVENT PEKCAN, HANDE SEZER
HÜSNÜ - ASUMAN GÜRELİ
davet
FİGEN KIRAL, BURCU CESUR, IȘIN BARAL KULAKSIZOĞLU, NEYLAN VARDAR
Burcu Cesur ve Ișın Baral Kulaksızoğlu derneklerine desteklerinden ötürü Neylan Vardar ve Figen Kıral’a teșekkür ettiler.
Renkli Kermes Türkiye Alzheimer Derneği yararına Raffles Otel’de renkli bir kermes düzenlendi. Alzheimer hastalığı ve diğer demans sendromlarıyla ilgilenen sağlık personeli, hastalar, hasta yakınları ve gönüllüler tarafından kurulan “Türkiye Alzheimer Derneği” Raffles İstanbul Otel’de özel bir kermese ev sahipliği yaptı. Alzehimer konusunda toplumda farkındalık yaratılması amacıyla düzenlenen ve Raffles İstanbul Otel’de gerçekleşen kermese iş, sanat ve sosyal yaşam dünyasının ünlü isimleri katıldı. Geliri dernek bünyesindeki Alzheimer Gündüz Yaşam Evleri’ne aktarılacak olan kermesin ana sponsorluğunu Jolly Tur yöneticilerinden Neylan Vardar ve Fatih Kıral Mobilya’nın sahibi Fatih Kıral’ın eşi Figen Kıral üstlendi. Türkiye Alzheimer Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Burcu Cesur tarafından düzenlenen kermeste derneğe katkı veren ünlü isimlere plaket verildi. Plaketi Burcu Cesur ve Dernek Başkanı Işın Baral Kulaksızoğlu takdim etti. Gün boyunca kermese katılan konuklar bol bol alışveriş yaparken bağışlardan ve stant satışlarından elde edilen gelirin tamamı derneğe aktarıldı.
328
ECE VAHAPOĞLU, BURCU CESUR
SEDEF KARAMEHMET
ZEYNEP TOKER
NEȘE SERT
ESRA KIZILTAȘ
Sosyal yașamın ünlü isimlerinden Neșe Sert kermese katılarak hem alıșveriș yaptı hem de dernek projeleri hakkında detaylı bilgi aldı.
Kermese șık bir stantla katılım sağlayan Gaia Cadde Güzellik Merkezi’nin sahibi Esra Kızıltaș ekibiyle birlikte kermes ziyaretçilerini verdikleri hizmetler hakkında bilgilendirdi. SERAP SARI
BEGÜM TACİR
karma
Hayalimdeki İş’te mi Çalışıyorum?
Birçoğunuzun üniversite sınavına girdiği dönemde, “șimdiki aklım olsa bașka șeyler tercih ederdim” dediğinizi tahmin ediyorum. Herkes hayalindeki iște çalıșmak ister ve bu hayalle büyür. Hayaller ve gerçekler arasında bugün dağlar kadar fark var biliyoruz. Hayal edin șu an hayalinizdeki iște çalıșıyorsunuz ve çok mutlusunuz. Bugün hayatınızdaki mevcut birçok problemin otomatik çözüldüğünü göreceksiniz ve aslında mutlu olmak için mucize gerekmiyormuș diyeceksiniz.
B
ugün kilo verememenizin, sağlık problemlerinizin sebebi bile işiniz ve çalışma şekliniz olabilir.”
O zaman belki de bu bahar hayata yeniden başlayacak hayalinizdeki iş için bir adım atacak, hedefler koyacak ve aksiyon almaya başlayacaksınız. Bunları size 3 ayrı üniversite okumuş, farklı birçok meslek yapabilecekken radyo programcısı ve spiker olmuş, kişisel gelişim ve değişim uzmanı olarak insanların hayatlarına dokunmuş birisi olarak yazıyorum. Ben hep hayalimin peşinden koştum ve bugün sahip olduğum başlarılar bunun en büyük ispatı aslında. Hayaliniz için çalışmaktan,
330
mücadele etmekten sakın vazgeçmeyin belki şu an çalıştığınız iş, hayalinizdeki iş için bir ön hazırlık aşamasıdır kim bilir ? Bugün koyun hedefi ve beni ne mutlu eder, kendimi en iyi şekilde nasıl ifade ederim ve bunu hangi işle yapabilirim sorusunu sorun kendinize. Hiçbir şey için geç değil, tarihte ve günümüzde 40 yaşından sonra ünlü olmuş ve büyük başarılar elde etmiş birçok isim var tecrübe ile sabit diyeceğimiz türden, bu bize ilham versin ve motive etsin. Bugün mutlu olduğunuz ya da hayalinizdeki işte çalışıp çalışmadığınızı anlamak için küçük bir çalışma yapalım ve birlikte değerlendirelim.
Siz istedikten sonra hayat her gün yeniden başlar... Şimdi psiko-metrik bir test ile “Doğru işte misiniz?” göreceğiz.
10) Saatine baktınız saat öğlenden sonra 3.. Mesai bitimine iki saat var. Ne hissedersiniz?
Aşağıdaki soruları yanıtlayın ve acilen iş değiştirmeniz gerekiyor mu görün!
A ) Daha iki uzun saat var. B) Beşe kadar nasıl işlerimi bitireceğim C) Ne çabuk 3 olmuş
Doğru işte misiniz?
11) İş yerinde hangi sıklıkla incinirsiniz ya da kalbiniz kırılır?
1) Çalışma Nedeniniz Nedir?
A) Her gün B) Haftada birden fazla C) Çok nadir
A) Para İçin B) Para ve bir şey yapmış olmak için C) İş tatminin ve para için
12) Hangi sıklıkla kendinizi hasta hisseder ve iş gitmezsiniz?
2) Ne kadar sıklıkla yeni bir işe başvuruyorsunuz? A) Yılda ikiden fazla B) Yılda iki kez C) Yılda ikiden az
3) İş felsefenizi hangisi en iyi tanımlar? A) Hayatın angaryası B) Hayattır C) Eğlenceli olmalı
4) İş arkadaşlarınızla ilişkilerinizi nasıl? A) Onlara dayanamam B) Eh işte şöyle böyleyim C) Arkadaşlarım ve meslektaşlarımdır
5) Normal bir günün sonunda bitmemiş bir işiniz var. Ne yaparsınız? A) Eve gider sonraki sabah bitiririm B) İşi bitirir fazla mesai isterim C) Fazla mesai ödenmese de işi bitiririm
6) Patronunuzla ilişkiniz nasıl? A) Çok iyi değil B) Tatminkar C) Patron benim
7) Bir hafta tatilden sonra, Pazartesi uyandınız ne düşünürsünüz? A) Bütün hafta bu anı yaşamaktan korktuğumu B) Kürkçü dükkanına döndüğümü C) Geçen hafta olan biteni öğrenmek için işe erken gitmem gerektiğini
8) İşinizi nasıl değerlendirirsiniz? A) Sıradan B) Daha ilginç olabilir C) Yaptığım işten hoşlanıyorum
9) Bir günün sonunda kendinizi nasıl hissediyorsunuz? A) Bir günün daha bittiğine mutlu olurum B) Zihinsel ve fiziksel olarak yorgun hissederim C) Tatminkar
A) Yılda beşten fazla B) Yılda beşten az C) Yılda ikiden az
13) Pazar öğleden sonraları ertesi gün işe gideceğiniz için strese girer misiniz? A) Evet sık sık B) Bazen C) Asla
14) Mesai saatleri içinde kaç kere saate bakarsınız? A) Her saat başı B) Günde bir iki kere C) Nadiren
15) İşle ilgili en fazla neye üzülürsünüz? A) İş güvenliği B) Yapacak çok iş olması C) İş için çok yeterli ve profesyonel olmak
16) Yeni teknolojilere karşı tutumunuz nedir? A) İstemem ve kaçınırım B) Kabul etmek zorundayım ama kendimi uyarlamama konusuna takarım C) Benim için heyecan verici bir meydan okumadır.
17) Hizmet-içi eğitime gitmeniz istendi. Ne dersiniz? A) Başım hoş değil. Mümkünse dışarıda bırakın. B) İyi ama katılamam çok meşgulüm. C) Eğer yaptığım işle ilgiliyse memnun olurum
18) Çalıştığınız yerde kendinizi ne kadar sorumlu hissedersiniz? A) Çok değil. Orada işimi yapmak için varım B) Ne olup bittiğini bilirim ama temel sorumluluğum işimi yapmak. C) Büyük sorumluluk hissederim
19) İş arkadaşlarınızla ne kadar sık gülersiniz? A) Çok sık değil B) Bazen C) Oldukça sık
Değerlendirme; 20) İşte hayal kurar mısınız? A) Evet, sık B) Hayal kurmaya zamanım yok C) Nadiren
21) İş yeri bülteninde hobilerinizi yazmanız istendi. Ne yaparsınız? A) Çalışma saatlerinde yazar ve iş dışı hoş bir aktivite olduğunu düşünürüm. B) Yazarsam fazla mesai ödenip ödenmeyeceğini sorarım. C) İş dışı zamanda yazarım
22) Mesainiz 8.30’da başlasa siz işe 20 dakika önce gitseniz. Ne yaparsınız? A) Çalar saatime ne olduğunu sorgularım. B) İş saatine kadar gazete okurum. C) Hemen işe başlarım.
23) İşteki sosyal olaylara ne sıklıkla katılırsınız? A) Hiç B) Ara sıra C) Çok az
24) Aniden iş yerinizin başka bir bölgedeki başka bir vilayete taşındığı haberi verildi. İki seçeneğiniz var. Taşınmak ya da tazminatınızı alıp ayrılmak. Ne yaparsınız? A) Üzülmem. Tazminatımı alır başka iş bakarım. B) Üzülürüm. Çok zor bir karar derim. C) Taşınırım.
25) Öğle yemeği saatinde çalışır mısınız? A) Asla B) Daima C) Bazen
“Her “C” şıkkı için kendinize (2), “B” için (1), “A” için de (0) puan verip, tüm puanlarınızı toplayın.”
25’ten azsanız… Acil durum! Önce yaptınız işi çalıştığınız yerde departman ya da görev şekliyle değiştirmeye çalışın. Yapamıyorsanız başka şirketlere ve sektörlere bakın. Kariyerinizi geliştirmek için çalışmalara başlamak gerekiyor. İş yaşamındaki mutsuzluk yakında özel yaşamınıza da sıçrayabilir. Cesarete ihtiyacınız var.
25-39 arasındaysanız… İş tatmini ve hayalinizdeki iş açısından ortalama durumdasınız. Bazen iş yerinde moraliniz yüksek, bazen de çok düşük. İş olsun çalışalım duygusu taşıyorsunuz. Sonunda para olmasa çalışmayacaksınız. Hafta sonunu iple çekiyorsunuz. İşinizin hoşa giden tarafını iyi yapıyor diğer kısmını nasıl geliştireceğinizi düşünüyorsunuz. Daha uygun bir iş bulsanız sıçrayacaksınız. Ama dikkat, evdeki bulgurdan olmadan daha tedbirli planlarla ilerlemekte fayda var.
40-50 arasındaysanız… Çok şanslısınız. Sevdiğiniz ve istediğiniz bir ortamda çalışıyorsunuz. Pazartesi sendromu yaşamıyorsunuz. Finansal ya da mobing gibi nedenler olmadığı sürece işinizi değiştirmeyi aklınızdan bile geçirmezsiniz.
davet
12. Yılın Ödül Töreni Merhum iş adamı Sakıp Sabancı’nın vasiyeti üzerine 12 yıldır düzenlenen ödül töreninin ev sahipliğini Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı ve Sabancı Üniversitesi Rektörü Nihat Berker üstlendi. Merhum iş adamı Sakıp Sabancı ölümünün 12. yılında Sabancı Center’da düzenlenen Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülleri ile anıldı. 2004 yılında vefatıyla ailesi, akrabaları ve yakın dostlarının yanı sıra tüm Türkiye’yi derinden üzen Sakıp Sabancı’nın vasiyeti üzerine düzenlenen ödül töreninin bu yılki konusu “Türkiye’de yeni merkezler: Kentlerde Ekonomi, Eğitim, Sanat ve Barış” oldu. Anma töreninde merhum iş adamının eşi Türkan Sabancı, kızları Sevil Sabancı ve Güler Sabancı başta olmak üzere Sabancı ailesinden birçok isim hazır bulunurken; iş dünyasının ünlü isimleri ve merhumun sevenleri de gecede yerlerini aldılar. Gecede 12. Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülleri’nde Jüri Özel Ödülü’nü alan isim Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nden İlhan Tekeli oldu. Ödül töreninin ardından yemeğe geçildi. Gecenin ev sahipleri Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı ve Sabancı Üniversitesi Rektörü Nihat Berker konuklarıyla yakından ilgilenerek kusursuz bir ev sahipliği örneği sergilediler.
334 KADİR TOPBAȘ, GÜLER SABANCI
ZAFER - AKIN KOZANOĞLU
e l
Tasarım Ödüllü Ürünler
k
www.cengizpakel.com.tr shop.cengizpakel.com.tr
Ce n
z g i Pa
davet
MELİSA TAPAN
ERDOĞAN DEMİRÖREN
DİLEK SABANCI
LEYLA ALATON
ZEYNEL ABİDİN ERDEM
AYȘEGÜL DİNÇKÖK
İș dünyasının ünlü isimlerinin katıldığı törende İstanbul Büyükșehir Belediye Bașkanı Kadir Topbaș ile İstanbul Valisi Vasip Șahin de yer aldı. SEMAHAT ARSEL
Prof. Dr. İlhan Tekeli’ye ödülünü İstanbul Valisi Vasip Șahin, Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Bașkanı Güler Sabancı ve Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. A. Nihat Berker takdim etti. . TUĞÇE, NESRİN EYİLİK
MELTEM DEMİR, SEMA BASA
HASAN İZZET BAYSAL
Kötü Bir Eli Akıllıca Oynayabilmek Avukat Hasan İzzet Baysal’ı tanıyıp mesleği hakkında keyifli bir söyleși yaptık...
Aslında avukatlık mesleğinden ziyade hukuk fakültesinden mezun olmak benim seçimimdi. Hukuk fakültesinden mezun olduğunuz takdirde önünüzde mesleki açıdan oldukça fazla seçenek var. Avukatlık, hakimlik, savcılık, kaymakamlık, valilik, emniyet mensubu, dış işleri vb. siyasal görevler bunlardan sadece birkaçı. Ayrıca gerek yurt içinde gerekse de yurt dışında çalışma hayatı ve kariyer noktasında hukuk fakültesi mezunu olmak, bireye birçok artı ve tercih sebebi olma nedeni katıyor. Avukatlık ise saymış olduğum meslek grupları içerisinde en zor ve kutsal olanı."Niye?" diye sorarsanız... Sırtınızı iş bulma imkanı için ne devlete yaslıyorsunuz ne de diğer meslek gruplarına... Dişinizle, tırnağınızla, kendi çabalarınızla bir yere geliyor ve hayatınıza yön veriyorsunuz. "Niye avukatlık?" derseniz... Avukat görevini icra etmek hiçbir gücün hiyerarşisine tabi değildir, kimseden emir almadan mesleğini bu şekilde icra etmektedir.
Dava kaybetme ya da kazanma konusuna gelince; benim için önemli olan nokta takip ettiğiniz davalarda başarıyı sağlamak için iyi bir ele sahip olmak değil, kötü bir eli akıllıca oynayabilmektir. Amaç uzun süren davaları, maksimum kazanımla ve en önemlisi kısa sürede neticelendirmektir. Bu perspektiften baktığınızda başarı daima sizin yoldaşınız oluyor.
Müvekkil sadakatini nasıl oluşturuyorsunuz? Müvekkillerimize karşı daima dürüst olarak. Siz karşınızdaki insanın zor durumundan faydalanma, çıkar sağlama yoluna gitmezseniz, güven ve sadakat taraflar arasında kendiliğinden kuruluyor. Yapacağımız ya da yapamayacağımız her şeyi müvekkillerimize açık açık anlatır ve takip edilen işte nelerin vuku bulup bulmayacağını işin başından kritik eder ve bunu yazılı olarak müvekkillerimiz ile yapmış olduğumuz avukatlık sözleşmelerine yazarız. Dolayısıyla müvekkillerimizin akıllarında, sorunun çözülüp çözülemeyeceği noktasında bir kuşku ya da endişe kalmaz.
Hangi alanda avukatlık yapıyor, ne tür davalara bakıyorsunuz? Hiç dava kaybettiniz mi?
Bir dava süreci nasıl işliyor? Nasıl hazırlanmak gerekiyor?
Ceza hukuku, icra iflas hukuku, ticaret hukuku ve enerji hukuku başlıca bakmış olduğumuz alanlar ve davalardır. Bunların yanında miras hukuku, yabancılar hukuku, inşaat ve imar hukuku alanlarında da çözüm ortağı olduğumuz gerek yurt içi gerekse yurt dışı bağlantılı birçok değerli müvekkilimiz vardır.
Dava süreçleri; takip edilen her dava için farklıdır. Her davanın konusu, izlenecek yolu kendine münhasırdır. Konusu en basit türden davaların bile temyiz süreci de dahil edildiğinde sonuçlanması 2425 ayı bulabilmektedir. Burada amaç, davaların konusunu oluşturan sorun veya sorunların temeline inerek, takip edilen davayı uzun
advertorial
Öncelikle sizi tanımak isteriz? Avukatlık mesleğini seçmenizin sebebi ne oldu?
süren yargılama süreçlerine bırakmak yerine kısa zamanda ve her iki tarafın rızası hilafına, her iki tarafı da uzlaştırarak çözmektir.
Avukatlık mesleğinin iyi ve kötü yanları neler sizce? Bu sormuş olduğunuz soruya en güzel cevap diğer ülkelerdeki avukatlar ile ülkemizdeki avukatların mesleklerini icra ederken karşılaştıkları sorunları tartışmaktır. Ülkemizde; yargı erkini hakim, savcı ve avukatlar oluşturmaktadır. Ancak devletin hakim ve savcılara tanıdığı hakların hiçbirinden avukatlar yararlanmamaktadır. Öncelikle her üç meslek grubunun da eşit haklara sahip olması ve devletin her üç meslek grubuna da aynı değer ve saygıyı göstermesi gerekir. Avrupa ve ABD’de her üç meslek grubu da aynı haklara sahiptir ve meslek grupları arasında bir ayrımcılık yoktur. Fakat ülkemizde maalesef avukatlar, yapmış olduğu mesleki faaliyetler yüzünden göz altına alınmakta, tutuklanmakta, darp edilmektedir ve maalesef devletin koruma imkanlarından bir hakim ya da savcı gibi yararlanmamaktadır. İşin en tuhaf yönü ise; ülkemizde iktidara gelen her partinin adalet bakanlarının, hukuk mezunu ve avukat olmasıdır. Bu konuyu devlet büyüklerimiz ile defalarca istişare edip avukatların sorunlarını dile getirsek de maalesef ülkemizde adalet sisteminin avukata bakış açısı değişmemiştir.
Türkiye'deki ve dünyadaki hukuk sistemini karşılaştırdığınızda ne gibi farklılıklar görüyorsunuz? Ülkemizde yapılan sosyal araştırmalar ve anketlere bakacak olursanız pek çok yurttaşımızın adalete güvenmediğini dile getirdiğini görecekseniz. Ben de bu anketleri, haberleri, tv programları ve gazetelerden takip ediyorum. Hukuk ve adaletin
herkese bir gün lazım olacağını unutmamalıyız. Üstlerin hukukunu değil, hukukun üstünlüğünü sağladığımız zaman ve yargının gerçek anlamda kuvvetler ayrılığında, yasama ve yürütme kuvvetleri arasında tam anlamı ile bağımsızlığını sağlayabildiğimiz zaman, emin olun vatandaşlarımızın yargıya ve yargı erkinde görev yapan insanlara, güveni yeniden sağlanıp yargı hak ettiği saygı ve güveni yeniden tesis edecektir. Uzun yargılama süreleri, tutuklamaların bir tedbir olmaktan çıkıp bir cezalandırma aracı haline getirilmesi, masumiyet karinesi -bir suçla itham edilen bir şahsın, suçluluğu kanıtlanana kadar masum olduğunun kabulünün gerekmesiyerine yargılama safhası sürerken yargılanan insanların suçlu ilan edilmesi, adalet sistemimizin en büyük ayıplarındandır. Avrupa ülkeleri ve ABD ile ülkemizi kıyasladığımızda onlarda, adalet sisteminin çok daha şeffaf, hızlı, masumiyet karinesine inanan ve insanları daha sonrasında mağdur etmeden işlediğini görecekseniz. Temenni ediyoruz ki; adalet sistemimiz de, kamuoyu önünde yapılan bu yargılamalardan kendisine bir ders çıkarır ve gerçek anlamda ileri demokrasinin ve geciken adalete yer vermeyen bir hukuk siteminin ülkemizde inşa edilmesini sağlar.
İyi bir avukat olmak isteyen bir kişinin sahip olması gereken karakteristik özellikleri ve aşması gereken kariyer basamakları nelerdir sizce? Her şeyden önce çok okumalı, okuduklarını sorgulamalı, hayata birçok pencereden bakabilmeyi başarmalı ve en önemlisi mesleğini severek yapmalıdır. İnsanların haklarını savunmak, onları temsil etmek ve temsil ettiği insanları istemiş oldukları sonuca ulaştırmak bir avukat için en önemli kriterdir. Takip ettiği işlerde bu felsefeyi benimseyen avukatlar, mesleki hayatlarında kariyer basamaklarına daha kısa sürede tırmanmakta ve başarıyı elde etmektedirler.
Son olarak kariyerinizde ulaşmak istediğiniz noktadan ve gerçekleştirmek istediğiniz hedeflerinizden bahseder misiniz? Öncelikle güzel ülkemde huzur istiyorum. Terörün olmadığı, insanların kutuplaşmadığı, barışın ve hoşgörünün egemen olduğu güçlü bir Türkiye’nin hayalini kuruyorum. Bunun için de bir birey olarak her gün daha fazla çalışıyor ve çevremdeki insanların da daha fazla çalışması yönünde onları teşvik ediyorum. Geçekleştirmek istediğim en büyük hedef ise; ülkemizin güçlü olması, dostlarının yüreğine güven ve düşmanlarının kalplerine korku salmasıdır. Bu kutlu ve yüce milletin küllerinden nasıl doğduğunu, ne bedeller ödeyerek egemenliğini kazandığını hiçbir zaman unutmamalı, tarihten dersler çıkarmalı ve haksızlığın her zaman karşısında yer almalıyız. Bu hedefleri kendimize kılavuz yaptığımız takdirde bu yüce ulus için aşılamayacak hiçbir engel kalmayacaktır.
Plenty Business Plaza Y. Öveçler Mah. 1235. Cad. No. 9/13 Çankaya / ANKARA
T 0.312 472 0 113 W www.baysalavukatlik.com F 0.312 472 0 114 E info@baysalavukatlik.com
golf
YILDIRIM DEMİRÖREN, FİKRET ÜNLÜ, RAHMİ KOÇ, ERDOĞAN DEMİRÖREN, ERDEM KIRAMER, RAİF BİLİR
Mustafa V. Koç Golf Turnuvasıyla Anıldı Birbirinden önemli golf turnuvalarına ev sahipliği yapan Kemer Country Club, bu kez kısa süre önce hayata gözlerini yuman Türkiye’nin en değerli iş adamlarından birisi olan Mustafa V. Koç anısına bir turnuva düzenledi. Kemer Country Club, 8-10 Nisan tarihlerinde kulübünün kurucu üyesi ve ülkede golfun gelişmesinde büyük emeği olan Mustafa Vehbi Koç adına düzenlediği anma turnuvasına ev sahipliği yaptı. Golfçülerin gösterdiği yoğun ilgi sebebiyle 3 gün olarak gerçekleştirilen organizasyon cuma günü yetişkinler ve juniorların katılımıyla başladı. Turnuvanın ikinci ve üçüncü gününde ise sadece yetişkinler oynadı. Her sene gelenekselleştirilerek daha ileriye taşınması hedeflenen bu anlamlı turnuvayı daha özel kılmak ve Mustafa V. Koç’u en güzel şekilde anmak için 3. günün sonunda “Mustafa V. Koç Anma Yemeği ve Ödül Töreni” organize edildi ve turnuva ödül töreniyle son buldu. Türkiye’nin önde gelen golfçülerini bir araya getirecek Mustafa V. Koç Anma Turnuvası’nın destekçileri arasında Jaguar-Land Rover Türkiye Distribütörü Borusan Otomotiv yer aldı. İş dünyasından birçok ünlü golf tutkunu iş adamının katıldığı turnuva renkli görüntülere sahne oldu.
340
ELİ NURİ, DİLEK TÜRKER
REVNA, CEMAL DEMİRÖREN, İBRAHİM - EMRA ÇARMIKLI
Kemer Country Club Golf Kulübü Bașkanı Yıldırım Demirören ve Kaptanı Erdem Kıramer önderliğinde gerçekleșen turnuvaya Demirören ailesinin tüm üyeleri ve Dıșișleri Bakanı Mevlüt Çavușoğlu da katıldı.
DAVID CLARE, ALİ EMRE KAP, CANDAN KIRAMER
CEMAL KALYONCU, FİKRET ÖZTÜRK
EMİNE KAMIȘLI, DİLEK TÜRKER
golf
KIVANÇ OKTAY, SELİM KORAY, ERHAN KAMIȘLI, ALİ NURİ TÜRKER
Güneșli havanın tadını çıkaran konuklar kıyasıya yarıștı.
BANU İPEKER
SABRİ YİĞİT
ERDEM KIRAMER
FİKRET ÜNLÜ, RAHMİ KOÇ, ERDOĞAN DEMİRÖREN, RAİF BİLİR
Objektiflere poz vermeyi de ihmal etmeyen misafirler turnuva sonrasında uzun uzun sohbet etti.
ÇAĞLA METİN, DİLEK TÜRKER, GÜLAY DORA, EMİNE KAMIȘLI
röportaj
Bilgiyi Keșfetmek Okul Öncesi Eğitimle Bașlar Nesibe Aydın Çankaya Anaokulu Müdürü Sema Baydilli okul öncesi eğitimin bireyin gelișimindeki yeri ve önemini anlatıyor...
O
kul öncesi eğitime başlamak için en doğru yaş ne zamandır?
Sema Baydili
Çocuklar doğdukları andan itibaren öğrenmeye karşı açıktırlar ve biz ebeveynler olarak onları bu andan itibaren aslında eğitmeye başlarız. Uyku düzeni, yemek düzeni, isteklerini uygun beden dili ile ifade edebilmeleri gibi birçok beceriyi öğretmeye çalışırız. Kısaca mikro düzeyde çocuk 3 yaşına kadar güvenli bir ortamda yetişkin desteği ile hayata dair ilk becerilerini edinmeye başlar. Ancak 3 yaşından sonra çocuk; bu mikro sistemin dışına çıkmak, kendi gibi diğer bireylerle tanışmak, deneyim yaşamak, düzen kurmak, bilgiyi aramak ve keşfetmek için “eğitim sistemlerine” ihtiyaç duyar. Bu bağlamda okul öncesi eğitimi 3 yaştan itibaren başlamalıdır.
için de yeni ortamlar her zaman zorlayıcı olabilir. Bu bilinç ile yola çıkarak öğrenciyi zorlamadan her zamanki yapıcı ve olumlu tutum ile karşılamak, onu getiren ebeveyn dışında öğretmeninin fiziksel temas ile (sarılma, elini tutma) çocuğu rahatlatması, ağlamasına ve endişesine saygı duyduğunu çocuğa hissettirerek yakalaşması ilk aşamadır. Daha sonrasında çocuğun neler hissetiğini anlatmasına fırsat verilmeli, endişeleri ile ilgili rahatlatılmalıdır. Bu süreçler aşıldıktan sonra sınıf ortamına öğretmeni rehberliğinde alınmalı, kendisini en ufak derecede tedirgin hissettiği noktada ortamdan çıkarılarak uyum sürecinde çocuğu bekleyen ebeveyn ile kısa bir süre bir araya girerek tekrar okul sürecine dönülmelidir. Bu süreç sabırlı, tutarlı ve kademeli şekilde hem öğretmen hem de ebeveyn tarafından sağlıklı bir şekilde yönetildiğinde kısa sürede çocuğun okula uyumu sağlanmaktadır.
Okul öncesi eğitime başlayan çocukların ilk tepkileri nasıl oluyor?
Ebeveynler, böylesi bir durumda çocuklarını motive etmek için nasıl bir tutum sergilemeli ?
Okul öncesi eğitime başlayan çocukların okul sürecinde gözlemlenen ilk tepkileri; heyecan, güvendikleri yetişkin ve ortamdan ayrılma endişesi olmaktadır. Bunun yanı sıra okul öncesi eğitime ilk başlayan çocuklar ağlama, okula gitmek istememe, güvendiği ebevynden ayrılmayıp onunla kalmak isteme gibi davranışları yaygın olarak gösterirler. Çünkü çocuklar, tüm rutinlerini bildikleri ortamdan hiçbir rutin ve düzenini bilmedikleri ve içinde yeni tanıştığı bireylerin bulunduğu ortama uyum sağlamakta zorlanırlar.
Ailesinden ayrılmakta zorlanan veya okula gelmeye endişeli ya da isteksiz gibi olan çocuklara yaklaşımınız nasıl oluyor?
Öncelikle burada en önemli etken çocukla iletişime geçen öğretmenlerin çocuğu iyi tanımasıdır. Genelde çocuklar bu şekilde tavır sergilediklerinde şımarık ya da naz amaçlı yapıyor algısı doğru bir gözlem değildir. Biz yetişkinler için nasıl geçerli ise çocuklar
"Sabırlı, kararlı ve tutarlı olmak" Bu üç anahtar kelime önemli... Çocuk yeni bir ortama başlayacağı için heyecanlı, endişeli; annebaba çocuğunu yeni bir ortama bırakacağı için de heyecanlı ve endişeli olacaktır. Ancak bu duyguyu çocuklarına hareket ve tutumları ile hissettirmemeleri oldukça önemlidir. Öncelikle annebabalar çocukları için seçtikleri eğitim kurumuna güvenmeli, bu güven doğrultusunda çocuklarına da bunu hissettirmeleri gerekir. Daha sonrasında çocuğun okula gitmesi evdeki tüm aile üyeleri tarafından desteklenmeli, okula gitmesinin gerekliliği konusunda tutarlı bir tavır sergilenmelidir. Bu gereklilik çocuğa aktarılırken doğru ve gerçekçi bilgiler verilmeli, ödül ve geçiştirmeler yapılmamalıdır. Özellikle neden okula gitmesi gerektiği, okul sürecinde onu bekleyen faaliyetlerin neler olacağı, okulda geçireceği süre, takip etmesi gereken rutinler gibi bilgilerin evde de çocuklar ile paylaşılması gerekir. Okula gelişte çocuğun ebeveyn ile vedalaşması çok uzun tutulmadan doğal bir yaklaşımla ayrılma süreci tamamlanmalı. Okuldan eve dönüşünde de gününü paylaşması için teşvik edilip sorgulandığı hissi verilmemelidir.
Okul öncesi dönemde yabancı dil verilmeli mi? Çocuklar gerçekten Yabancı dili en erken ne zaman öğrenmeye başlayabilirler?
Çocukların alıcı dil becerileri özellikle 0-6 yaş aralığında hızlı gelişim gösterir. Bu dönemde hem okul içi hem de okul dışı; çocukların anadil becerilerini geliştirme fırsatı bulacakları ortamların hazırlanması oldukça önemlidir. Dolayısı ile bununla paralel olarak yabancı dil eğitimi de en erken 3-4 yaş aralığında başlamalıdır. Erken yaşta oyunla verilen, farklı yöntem ve tekniklerle sunulan diyaloglar ve kelime öğretimine dayalı yabancı dil eğitimi, ilerleyen yıllarda çocukların bu dile en iyi şekilde hakim olmasını, bu dilde sözlü ve yazılı iletişimi başarıyla yapmasını sağlamktadır.
Okul-aile iş birliğinin okul öncesi eğitimde yeri nedir?
Okul - aile iş birliği hem okul öncesi dönemde hem de ilkokul ve sonrası süreçlerde oldukça önemldir. Günümüz eğitim uygulamalarında ailelerimizi de sisteme katacağımız birçok program ve çalışma yürütülmektedir. Okul öncesi dönemde özellikle aile - okul iş birliği çocuğun kendisini güvende hissetmesi ve ev yaşantısı ile okul yaşantısı arasında bağ kurması açısından ön plana çıkmaktadır. Bu noktada ailelerin, çocukların öğrenmelerini daha net takip edebilmeleri için “aile katılım etkinlikleri, portfolyo değerlendirme sunumları, bireysel takip toplantıları, veli mektupları” hazırlanmaktadır. Aile, okul işleyişini ne kadar takip eder ve ne kadar bu sürece dahil olursa çocuğun gelişimi bir o kadar olumlu yönde gelişir.
İyi bir okul öncesi eğitim programının gereklilikleri nelerdir? Bilimsel ilkeler ve aydınlık vizyon çerçevesinde çocuk merkezli bir eğitim sistemi, nitelikli eğitim kadrosu, aile katılımında ortak perspektife ulaştığınız ebeveyn kitlesi ve bu unsurların
sürdürülebileceği fiziki koşullar, iyi bir okul öncesi eğitimin temel unsurladır. İlkokula başlama yaşının değişmesi ile ilkokul hazırlık yılları olarak da tanımladığımız kritik gelişim yıllarını kapsayan okul öncesi eğitimi, çocuk için ”özbakım becerileri kazansın” ya da “oyun oynasın” beklentilerinin ötesinde olmalıdır. Nitelikli okul öncesi eğitimi, bilinç düzeyi gelişmiş ebeveynler tarafından yetiştirilen ”günümüz çocuklarının” öğrenme açlıklarını giderecek ve öğrenme hedeflerini gerçekleştirecek nitelikte olmalıdır. Bu bilinçle 2013-2014 Eğitim-Öğretim Yılında Nesibe Aydın Anaokulları olarak öğrencilerimizin tüm gelişim alanlarındaki ihtiyaçlarını karşılayacak koşullara sahip binalarımızda, öğrencilerimiz için 3 yaştan başlayarak nitelikli bir okul öncesi eğitimi sunuyoruz. Türkçe dil etkinlikleri ile anadil becerilerinin önüne geçmeyen yoğun bir İngilizce programı, fen-doğa ve matematik etkinlikleri ile somutlaştırılmış öğrenme yaşantıları, sanat ve spor etkinlikleri ile bireysel farklılıkları benimseyen ve yetenekleri ortaya koymaya fırsat veren öğrenmelerle mutlu bir çocukluk ve 3 yıllık bir okul öncesi eğitim ile aslında yetişkinliğe yatırım yapıyoruz. Okullarımızda, temelinde MEB ulusal program ile uluslararası Bakalorya İlk Yıllar Programının yer aldığı, yönetici, uzman ve öğretmenler ile sürekli geliştirilen bir eğitim programı uygulamaktayız. Temel öğrenim alanları, drama, görsel sanatlar, dans, müzik gibi çok çeşitli branş etkinlikleri ile bütünleşmiş bir biçimde yürütülmekte ve etkinlik konuları öğrencilerin ilgi alanlarından ve günlük yaşamlarından seçilmektedir. Programımızın merkezinde yer alan öğrencinin her alandaki bireysel gelişimi, eğitim uzmanlarımızın yönlendirmeleri ile uygulanır. Öğrencinin her alandaki gelişiminin bireysel olarak, sınıf öğretmeni, eğitim uzmanı ve anaokulu psikoloğu ile değerlendirilerek velilerimize sıklıkla sunulan geri bildirim, eğitim ve öğrenci niteliğimizi artırır.
Okul öncesi eğitimde çocuklar ne gibi beceriler kazanır?
İyi bir okul öncesi eğitimde çocuklar hayata dair temel becerileri etkinlikler aracılığı ile öğrenirler. Öncelikli olarak sosyal ve duygusal düzeyde paylaşma, problem çözme, ilişki yürütme, ortak karar alma gibi pek çok beceri kazanırlar. Bilişsel gelişim düzeyinde ise ölçme, gözlem yapma, çıkarımda bulunma, sentezleme gibi becerileri kazanırlar. Dil gelişim düzeyinde ise; ifade etme, okuma bilinci kazanma, karşılıklı iletişimi başlatma ve kendiliğinden devam ettirme becerileri bu dönemde kazanılır.
Çocukları ilköğretime hazırlarken öncelikli olarak üzerinde duruduğunuz konular ve yaklaşımınız nasıl oluyor? Çocukları ilkokula hazırlarken öncelikle okul olgunluğunu belirleyen fiziksel, sosyal-duygusal etmenleri göz önüne alarak planlama yaparız. Bu planlamalar doğrultusunda ise dil ve öncül okur yazarlık becerilerine göre program geliştirilir. Burada amaç çocuğa, yazılı materyalleri fark etme, işitsel algı, görsel algı, taklit okuma ve taklit yazma, okuyacağı dili tanıma ve fark etme gibi öncül beceriler verilir. İlkokula hazırlık sürecinde olası beklenen duygusal zorlanmalara karşı grup ve bireysel rehberlik çalışmaları yürütülür. Ödev yapma, sorumluluk alma ve aldığı sorumluluğu yerine getirme becerileri pekiştirilir. Bu hazırlık çalışmaları yapılırken de çocuğun bu öğrendiği ya da deneyimlediği becerileri gerçek yerinde görme fırsatı tanınır, yani ilokul çocukları ile ortak etkinlikler yapılır. Bu sayede çocuklar anlatılan ve öğrenilmesi beklenen bu hazırlık becerilerini kendileri içselleştirerek kazanmış olurlar.
çocuk
Minik Doktorlar Acıbadem’de 23 Nisan’ı Kutladı 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda Acıbadem Ankara Hastanesi minik doktorları misafir etti.
GÜNEȘ
346
Farklı uygulamaları ve etkinlikleri ile dikkat çeken Acıbadem Ankara Hastanesi, 23 Nisan’da minik doktorları buluşturdu. Minik doktorlar önlüklerini giydi ve 23 Nisan’da gerçek bir hastanede doktor rolüne bürünme şansına sahip oldu. Acıbadem Ankara Hastanesi yöneticilerinin çocuklarından oluşan doktor kadrosu sempatik tavırları ile dikkat çekti. Birbirlerini muayene ederlerken eğlenceli dakikalar yaşandı. Çocuklar arkadaşlarının tansiyonlarını ölçtü ve steteskop ile kalp atışlarını dinledi. Geçmişten bugüne evde oynanan doktorculuk oyununu gerçek malzemeler ile canlandıran çocuklar doktor olmanın inceliklerini de ailelerinden öğrenme imkanına sahip oldu. Eğlenceli anların yaşandığı etkinlikte hastanede bulunan palyaço hemşire de minik doktorlara gün boyu eşlik etti. .
FARUK, DORUK, DEMİR, LEVENT
LEVENT, DEMİR
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda gerçek doktorların yerine geçen minikler, sempatik tavırları ile tüm ziyaretçilerin ilgi odağı oldu.
LEVENT
davet
Uğur Okulları’ndan Öğrencilerine Ayrıcalık Uğur Okulları öğrencilerine ayrıcalıklı bir dünya sunan “Uğur Kart”, eğitimden teknolojiye, sağlıktan kültürel etkinliklere kadar birçok alanda fayda yaratıyor. Uğur Okulları eğitimde kalite standartlarını yükseltecek projelere imza atmaya devam ediyor. Mastercard onaylı Türkiye’nin ilk ön ödemeli kart sağlayıcısı ininal ve Uğur Okulları iş birliği ile projelendirilen Uğur Kart, Türkiye’de özellikli avantajlar sunarak öğrencilere birçok alanda katma değer yaratmayı hedefliyor. Uğur Okulları’nda eğitim alan öğrencilerin ücretsiz sahip olacağı Uğur Kart, teknolojiden sağlığa, eğitimden tekstile birçok indirim, dönemsel avantaj, kişiye özgü indirim ve sürprizler sunuyor.
davet
Kendi Bayramlarında Podyuma Çıktılar Next Level 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda minikleri podyumda buluşturdu. Kendi bayramlarında podyumda hünerlerini gösteren minikler, Next Level’da bulunan çocuk giyim mağazalarından seçilen özel koleksiyonları sergiledi. Ünlü koreograf Yasin Soy önderliğinde düzenlenen defilede, minik ziyaretçiler aileleri ile unutulmaz bir güne imza attı. 2016 yılının yaz trendlerinden oluşan çocuk kreasyonlarını sergileyen yetenekli çocuklar, izleyenlerden tam not aldı. Defilenin sonunda Türk Bayrakları ile sahneye çıkan minik mankenler 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı 23 Nisan şarkıları eşliğinde kutladı.
röportaj
DELİORMANLI’NIN BİRÇOK ÜLKEYE SATILACAĞINA İNANIYORUM Bașarılı yönetmen Murat Șeker, bundan önce yönetmenliğini yaptığı ve büyük beğeni kazanan “2 Süper Film Birden”, “Așk Tutulması”, “Așk Geliyorum Demez” ve “Çakallarla Dans” seri filmlerinden sonra șimdi de Sarp Levendoğlu’nun bașrolde oynadığı ‘Deliormanlı’ filmiyle ses getirdi… 352
S
izi biraz yakından tanıyabilir miyiz?
Ben Murat Şeker. Yönetmen, yapımcı, senarist, İsviçre çakısı gibi Türk sinemasına hizmet eden bir şahsiyetim. 2006’dan beri uzun metrajlar yapıyoruz, daha öncesinden belgeseller de vardı, Deliormanlı da onuncu film. Ben Mimar Sinan’dan mezun oldum ama bir yandan piyasada da çalıştığım için hem alaylı hem de mektepten yönetmen verdim. Türk sinemasını yapanların öğrencisiydim ve onların izinden devam ediyoruz.
Senarist, yapımcı, yönetmen yönlerinizin yanında aynı zamanda müzikle de ilgileniyorsunuz. sizce en zoru hangisi? En zor olan müzik. Zaten müzikle eskisi kadar ilgilenemiyorum. Eskiden radyo programı, Dj’lik hatta ufak ufak serat eleştiri, müzik yazıları hatta bir iki şarkı yapmışlığım da olmuştu ama bunlar hep birer hobiydi. Müzik gerçekten en zoru, çünkü Allah vergisi, yeteneğin yoksa ne kadar müziği seversen sev, ne kadar çalışırsan çalış bir yere kadar. Yani belki müziğe yeteneğim olsa yönetmen değil, müzisyen olurdum.
Projeleri seçerken en önemli kriterleriniz nelerdir?
Biz daha çok halk sineması yaptığımız için halkımızın kendi dillendiremediği isteklerine yönelik filmler yapıyoruz yani filmler içinde her zaman bir mizah bir hiciv, bir taşlama vardır. Biraz da halkın sesi olmaya çalışıyoruz. Çakallarla Dans filminin bu kadar tutulmasının sebebi de o; toplumun demeye dilinin varmadığı veya aklına gelmeyen ama rahatsızlık duyduğu şeyleri biz espirili bir dille onlar adına söylüyoruz. Bu da bir karşılık buluyor. En önemli kriterimiz bu. Bir de bize kimse böyle bir misyon vermedi ama biz Türk sineması adına çalışıyoruz. Tamam para da kazanıyoruz Allah’a şükür ama yani bir iş yaparken sadece kendi keyfim için ya da canım böyle istedi diye yapmamak biraz genel durumu da yönlendirmek gerekiyor. Biz de bu yüzden Deliormanlı filmini yaptık zaten. Yeni bir soluk olsun, yeni bir Türk sineması olsun. Türk sineması komedi ve melodramın arasına sıkışmış durumda, doğru düzgün drama bile olmuyor, diziler aracılığıyla da toplumun dramaya boğulduğu bir dönemden geçiyoruz. Drama ihtiyacını televizyonlar karşılıyor, komedi ihtiyacını sinema karşılıyor gibi… 2015 itibariyle yılda 62 milyon bilet rakamına ulaşıldı. Bu yüzden biraz da dram, aksiyon ve farklı bir tür olsun diye biz de Deliormanlı projesine yöneldik, bu yönde eylemlerimiz de devam edecek.
Türk sineması son yıllarda çok fazla ivme kazandı, çok fazla film çekiliyor. bu konu hakkında siz neler düşünüyorsunuz?
Süper bir şey. Birçok insanın burun kıvırdığı birçok film üretilmeye başlansa da, sinemada para var diye duyup da gelseler de, bu yine de pozitif bir şey tabii ki… Dünyada Amerikan sinemasına kafa tutabilen bir Güney Kore, bir de Türkiye var. Fransa’da da bu oluyor ama oran olarak %50’den fazla olan Güney Kore ve Türkiye… Bu da zaten birçok şeyi anlatıyor. Türk halkı da Türk sinemasını destekliyor; bize yapın diyorlar, biz de yapıyoruz.
Deliormanlı filmini çekerken en çok zorlandığınız sahne hangisiydi?
Doğal olarak boks sahneleriydi. Çünkü oradaki hazırlıklar ne kadar öncesinden olsa da, Sarp bir yıla yakın çalışmış olsa da, karşıdaki profesyonel boksör olsa da sahneler riskliydi, çünkü ne kadar film olsa da yumrukların bir kısmı gerçekti ve o yumrukların gerçekliğinin de belli bir seviyede olması gerekiyordu. Tabii ki öldüresiye vurmamaları gerekiyor ama bir iki tane yumruk yediler, sağlam şeyler oldu. Dışarıda ambulanslar, doktorlar bekliyordu,
doğal olarak da bu durumlar bir iç gerilim yaşattı ama üstesinden kalktık. Sarp kendisi de cesur bir insan. Herkes boks filminde oynamak ister ama kimse suratına yumruk yemek istemez ama arada yiyorsun. Dolayısıyla biz yönetmen olarak çekerken zorlandık, oyuncular oynarken zorlandı… Bir de sabahlara kadar ringteler, Haydarpaşa Garı’nda çekim yapıyoruz, tamam içeriyi ısıtıyoruz da dışarıda -5 derece hava var, üstleri çıplak… Zaten bir kere acıdım Sarp’a… Raund aralarında kafasına sürekli süngerle su sıkıyoruz. En son onuncu ya da on birinci tekrardı. Yumruk yerken acımadım da orada acıdım çünkü orada herkes montlarla ama o ringte ve üstü çıplak… Artık şortu üstüne yapışmış… Bir de olmuyor tekrar su geliyor… Ama o sahneler de çok güzel oldu sonuçta, çünkü çok gerçekçiydi.
Deliormanlı filminin şu anki sürecini siz nasıl değerlendiriyorsunuz yönetmeni olarak?
Vizyon tarihinin 1 Nisan olması, terör saldırıları, havanın sıcak olması gibi sebeplere beklentimizden biraz düşük gişe ile başladı. Ama tepkiler çok olumlu bu yüzden zamanla yerini bulacağını düşünüyorum. Bir de filmleri yaparken zamana dayanıklı filmler yapmak gibi bir amacımız var. Tabii ki filmlerin devamının yapılabilmesi için gişe de bizim için önemli. Yeni bir tür olduğu için Deliormanlı’nın gişesi de seyircinin yeni filmlere reaksiyonunu gösteriyor. Uzun vadede zaten hak ettiği yeri bulacaktır. İnşallah gişede de biraz performansı artar ve maddi olarak da sıkıntılara yol açmaz. Çünkü önemli olan on yıl sonra bu filmi seyrettiğinizde neler hissedeceğiniz. Yani ben bu konuda deneyimliyim. Aşk tutulmasını yaptığımızda 2008 yılıydı ve şu an hala televizyonlarda gösteriliyor, hala reyting alıyor. Çakallarla Dans’ın altı yılı oldu, dördüncü kez televizyona satıldı ve yayınlandığında hala iyi reytingler alıyor. Sinema gişesi bir kriter ama temel kriter değil. Komedi filmleri Türkiye’de çok popüler ama yurt dışına satılamıyor. Fakat Deliormanlı’nın ben birçok ülkeye satılacağına inanıyorum. Yakın gelecekte Orta Doğu ve Balkanlar’da Sarp’ın adını duyacağız bence. Çünkü filmin öykü olarak buna açık bir yapısı var.
D eliormanlı’nın türkiye’ye öncü olacağını söyleyebilir miyiz bu noktada? Tabii kendi çapında bir başlangıcını yaptı. Bir şeylere öncülük edecektir ama buna zaman karar verecektir.
Yeni projeleriniz olacak mı, deliormanlı devam edecek mi? Biz yaptığımız işten memnunuz, yaptığımızın arkasındayız, seyreden herkesten de çok pozitif geri dönüşler oluyor ama Deli Ormanlının devam edip etmeyeceği halkın vereceği tepkiye bağlı, bunu zaman gösterecek.
davet
“Arı”lı Yıllar Özel Arı Anadolu Lisesi ve Özel Arı Fen Lisesi 1996 yılı mezunları, 20. yıllarını öğretmenleriyle beraber muhteşem bir baloyla kutladı. Mövenpick Otel’de gerçekleşen davet Mezunlar Derneği Başkanı Ali Güleç’in anlamlı konuşmasıyla başladı. Güleç, Arı Okulları’nın kendilerine kariyer yaşamında sunduğu başarının yanı sıra “onur, saygı, sevgi” gibi kavramlarını da burada öğrettiğini ifade ederek bu konuda emeği geçen tüm öğretmenlerine minnet duyduğunu dile getirdi. Uzun yıllar sonra birbirlerini görmenin mutluluğunu yaşayan mezunlar, “Arı”lı yıllarını hatırlayarak geçmişe uzun bir yolculuk yaptılar.
NURULLAH ÇELEBİ, ALİ GÜLEÇ
354
SEDA TARMAN
VOLKAN KÜÇÜK, BURÇİN TURHAN, LAÇİN ÇARKÇI
ALPTEKİN ERGENÇ
AYȘEGÜL İLEMİN
20. yıla özel kutlamada konuklar doyasıya eğlendi. MÜGE ȘENER, DUYGU ILICASU, CEREN ERTUNÇ EROĞLU, ESRA ÖZTEKİN MERT
üçüncü göz
Kutsal Ada Patmos Yaz geldi mi aklım Yunan adalarına kayar benim. Bir hasret düșer içime. Önceki yașamlarımda birkaç hayatımı bu kültürde geçirmiș olmalıyım, öylesi bir bağ var kalbimde oralarla...
Ç
ok uzun yıllardır pek azı dışında hiç kimselerin hiç bilmedikleri dahil çok sayıda Yunan adasını gördüm. Ve madem yaz geliyor ben de bu sayıda size kutsal bir ada olan Patmos Adası’nı anlatmak istiyorum. Patmos, Ege Denizi’nde minicik ve çok huzurlu bir ada. Oniki Ada’nın en kuzeyinde bulunuyor. Yaklaşık 35 metrekarelik bir yüzölçümüne sahip.
Patmos’un en büyük özelliği kutsal sayılan bir ada olması. Yeni Ahit’in Vahiy bölümünde adı geçen bu adada Yuhanna sürgünde iken Hz. İsa kendisine görünmüş. Bu nedenle bu ada Hristiyanlar’ın 7 kutsal haç merkezinden biri. Patmoslu Yuhanna’ya adanmış pek çok kilise ve manastırın olmasının yanı sıra İsa’nın Yuhanna’ya göründüğü bu mağara ziyarete açık. Ben de bu mağarayı gezdim lakin içinde fotoğraf çekmek yasak olduğu için çekim yapamadım. Bu mağaranın adı Apokalypsis. Ve kilisesi de var. Bu mağaradan daha yukarılarda Hora adıyla anılan eski şehir merkezi mevcut ki burada Bizans döneminden kalma nadir bulunan el yazmalarıyla ünlü Ioanni Thelegos Manastırı mevcut. Hira bölgesi 2006 yılında Unesco tarafından Evrensel Miras Anıtı olarak dünya literatürüne alınmış. Patmos Adası 1912’de Osmanlı İmparatorluğu’ndan İtalya’ya geçmiş. 2.Dünya Savaşı’ndan sonra da İtalya, adayı Yunanistan’a bırakmış. Bu adaya gittiğinizde tıpkı diğerlerinde olduğu gibi muhakkak bir motosiklet kiralayınız ve Hora bölgesine tırmanırken mis gibi okaliptus ve kekik kokularını içinize çekiniz. Eski şehrin adeta bir labirente benzeyen sokaklarında dolaşırken tepedeki eşsiz manzaraya karşı buz gibi fraplenizi yudumlayınız. Bu huzurlu adaya yolunuz düşerse benim için meydandaki dondurmacıda mutlaka o rengarenk dondurmalardan yiyiniz. Muhteşem lezzetli deniz ürünlerinin olduğu restoranlara ve tavernalara uğrayınız. Tüm bu güzelliklerin yanı sıra adadan ayrılırken aklınızda kalan tek şey tüm adaya sinmiş olan o kutsal huşu ve huzur duygusu olacaktır, tıpkı bende olduğu gibi. Bir sonraki ay kim bilir belki de başka bir Yunan adasında görüşürüz... Şimdilik yasu.
davet
Harvey Nichols MAG Lounge’da Uğur Kirik Gecesi Ankaralı lezzet tutkunlarının tercihi olmasının yanı sıra düzenlediği özel geceler ile de isminden söz ettiren Harvey Nichols MAG Lounge, ünlü DJ Uğur Kirik ile başkentli eğlence severlere müzik dolu bir gece yaşattı.
UĞUR KİRİK
Uğur Kirik’in DJ kabinine geçtiği geceye, Ankara’nın iş ve cemiyet hayatının önde gelen isimleri yoğun ilgi gösterdi. Keyifli sohbetler eşliğinde başlayan gece, Harvey Nichols MAG Lounge’ın eşsiz menüsü ve özel kokteylleri ile renklenerek devam etti. Geç saatlere kadar eğlenen başkentliler bol bol dans ederek stres attılar.
TUĞÇE - KEMAL İNAL HÜMEYRA - ABDULLAH İNAN
ENDER SEVGİ - BAHADIR GÜLTEKİN
haber
Molto Açıldı Başkent sosyal yaşamının en yoğun olduğu Tepe Prime’a yeni bir mekan daha açıldı. Molto, konsepti ve şık dekoru ile görenleri büyüledi. Açılışa Başkent’in en ünlü bloggerları katıldı. Bol bol fotoğraf çekip sosyal medyada paylaşan bloggerlar yemekleri çok beğendiklerini dile getirdi.
Marlinda Açıldı Crew Restaurant Group’un yeni markası Marlinda Ethnic Foods, Kentpark AVM’de hizmet vermeye başladı. Marlinda Ethnic Foods menüsünde, Orta Doğu’dan başlayarak Hatay, Gaziantep, Kilis, Şanlıurfa ve Mardin mutfaklarına kadar uzanan eşsiz mutfak kültürüne ait örnekleri sunuluyor. Danışmanlığını Ünlü Şef ve aynı zamanda Türk Mutfak Kültürü ve Anadolu Mutfak Tarihi araştırmalarıyla ödül almış olan Ömür Akkor’un yaptığı Marlinda menüsünde, Falafel’den Tirit’e, Erikli Yavan Sarma’dan Kuzu Tandır’a, Zahterli Tavuk Şiş, Sucuklu Humus ve Cennet Çamuru tatlısına kadar Orta Doğu, Anadolu ve Akdeniz mutfağının etkileyici etnik yemeklerini modern yorumlarıyla bulmak mümkün. Geniş bir şarap kavı, kokteyl ve bar menüsüne de sahip olan Marlinda, ahşap ağırlıklı rahat ve modern dekorasyonu ile sabah kahvaltısı ile başlayan servisine tüm gün boyunca devam ediyor.
Sinpaş Altınoran’da Etkinlik Sezonu Açıldı Türkiye gayrimenkul sektörünün temalı en büyük yaşam projesi olan Altınoran, Ankara’nın sosyal hayatına renk katacak etkinliklerine başladı. Snowland’i, ExtremeLand’i, mağazaları, cafeleri ve restoranlarıyla Başkentlilerin yeni buluşma noktası olacak... Baharın gelmesiyle birlikte Altınoran’ın sosyal hayatı da renklenmeye başladı. Projenin merkezinde yer alan Yüzyıl Meydanı’nda 10 Nisan Pazar günü sahne alan Ayşegül Aldinç, muhteşem sesi ve performansı ile Altınoran sakinlerine ve Ankaralılara eğlence dolu saatler yaşattı. Sek’iz adlı albümünü yeni çıkaran Aldinç, şarkılarını ilk kez Altınoran konserinde seslendirdi. Proje sakinleri evlerinden uzaklaşmadan aileleriyle ve sevenleriyle keyifli dakikalar geçirdi. Altınoran sakinlerinin yanı sıra Ankaralıların da ilgi gösterdiği Ayşegül Aldinç konserinde şarkılar hep bir ağızdan söylendi.
davet
“Deliormanlı” Milli Duyguları Kabarttı ‘‘Deliormanlı” filminin yönetmeni Murat Şeker, başrol oyuncusu Sarp Levendoğlu ve senaristi Ali Tanrıverdi, Next Level’da düzenlenen seyircili özel gösterimde Ankara izleyicisi ile buluştu. Yapımcılığını Sugarworkz ve TAFF’ın yaptığı, senaryosu Ali Tanrıverdi ve aynı zamanda filmin yönetmeni de olan Murat Şeker tarafından kaleme alınan “Deliormanlı” film ekibi, yaşanan olaylardan sonra galanın ardından ilk durak olarak özellikle Ankara’yı seçtiklerini ve Ankara izleyicisinin tepkilerini çok merak ettiklerini belirtti. Sempatik tavırları ile dikkat çeken Sarp Levendoğlu, kendisi ile fotoğraf çektirmek isteyen hayranlarını kırmadı. Seyircili özel gösterimin ardından izleyiciler ile sohbet eden film ekibi, tepkileri değerlendirdi. Çok beğenilen ve kimi izleyiciden “Milli duygularımız kabardı” yorumlarını alan Deliormanlı’nın filmin ikincisinin çekilip çekilmeyeceği ise gişelerin ardından belli olacak.
SARP LEVENDOĞLU
SARP LEVENDOĞLU, MURAT ȘEKER, ALİ TANRIVERDİ
360
haber
İstanbul’un Kalbinde Yepyeni Feriye Palace Tarihi dokusu, konumu ve sunduğu hizmetleriyle İstanbul’un en özel adreslerinden biri olan Feriye Palace, yenilenen yüzüyle misafirlerini kaldığı yerden ağırlamaya devam ediyor. Ortaköy Camii’den Ayasofya’ya, Kız Kulesi’nden Beylerbeyi Sarayı’na büyüleyici panoramik manzarası ile misafirlerini İstanbul’un en özel noktasında ağırlayan Feriye Palace, baharı yenilenen restoranı ve menüsüyle karşılıyor. Deneyimli turizmci Göktuğ Özdemir tarafından alınarak, ünlü mimar Çağlayan Tuğal tarafından yenilenen dekorasyonuyla yeni sezona hazırlanan mekânda keyifli saatler misafirlerini bekliyor. Boğaza nazır eşsiz konumu, sade ve şık restoranı ile şehrin iddialı mekânları arasında olmaya aday Feriye Palace, açık lounge alanı ile de güzel havaların tadını lezzetli yemeklerle çıkarabileceğiniz keyifli buluşmalara ev sahipliği yapacak.
Sıradışı Bayram 23 Nisan Çocuk Bayramı Sıradışı Bir Yer’de, yaş gruplarına göre, çocuklara yönelik iki ayrı balo ile kutlandı. Animatörler, değişik showlar ve canlı müziklerle renklenen kostümlü balolarda; çocuklar dans ettiler, oyunlara katıldılar, showları izleyerek çok güzel eğlendiler. Lezzetli ve doyurucu atıştırmalıklar eşliğinde, hem çocuklar hem de anne-babalar unutulmaz anlar yaşadılar.
Karboksi Terapi İle İncelin Diyetsiz, sporsuz kilo vermek ya da kilo kontrolü yapmak mümkün değil. Karboksi terapi, bölgesel yağlanma sorununa da son derece etkili uygulamalar olarak karşımıza çıkıyor. Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrah Op. Dr. Bülent Cihantimur yaza girerken incelmek ve form kazanmak isteyenlere karboksi terapiden ve uygulama şeklinden bahsetti:“Zayıflama ve bölgesel yağlardan kurtulma tedavileri, kliniklerimizde diyetisyen kontrolünde yapılır. Kişiye özel, sorun ne ise temeline odaklanarak planlanır. Genellikle kliniklerimizde karboksiterapiyi tek başına uyguluyoruz. Ayrıca bölgesel incelme terapilerimiz, nemesis+prix,radyofrekans, Lpg, Geminis, Awt gibi bölgesel incelme cihazlarıyla programlama yapılır. Haftada 1 ve ya 2 seans şeklinde düzenleme yapılır. Ne kadar seans gelmeniz gerektiği muayene sonrası belirlenir, çoğunlukla ortalama 8 ile 12 seans öneriyoruz. Seanslarınız 20 dk. ile 30 dk. arasında değişiyor.1 ve ya 3 bedene kadar zayıflama garantisi veriyoruz
davet
Atiye Coşkusu Gordion AVM’nin destek verdiği “İyilik Bebekleri” projesi kapsamında Atiye, Gordion Bazaar’da hayranlarıyla buluştu. Ankara’nın yenilikçi alışveriş merkezi Gordion, Organ Nakilleri Bilinçlendirme ve Geliştirme Derneği iş birliğiyle düzenlediği İyilik Bebekleri projesi kapsamında Atiye’yi ağırladı. Ülkemizde organ bağışı bilincinin artması amacıyla düzenlediği İyilik Bebekleri projesine destek veren ünlü pop yıldızı Atiye, 23 Nisan’da Gordion’da hayranları ile buluştu, sevilen şarkılarını Ankaralı sevenleri için seslendirdi. Ardından hayranlarına imza dağıtan Atiye, onlarla sohbet etme imkanı da buldu.
ATİYE
haber
Bu Mutfak Çok Sosyal Hizmet kalitesi ile dikkat çeken Divan Otel Ankara, mutfak atölyeleri ile fark yaratmaya devam ediyor. Ankaralı bloggerlar Divan Otel Ankara’nın başarılı şefi Haşim Ayrancı eşliğinde mutfağa girdi. Özel lezzetlerin katılımcılara uygulamalı bir şekilde anlatıldığı mutfak atölyesinde yeni lezzetleri keşfetme şansına sahip olan davetliler, akşam yemeğinde dünya mutfağından örneklerle sofralarına renk katacak tatları kendi elleri ile hazırladı. Fırınlanmış sebze çorbasının ardından Quinoa salatası ile başlangıç menülerini tamamlayan bloggerlar lezzetli ve taze Norveç somonları ile Pesto Aioli Soslu Somon ardından da çikolatalı sufle yapımı ile menülerini tadıma hazır hale getirdi. Kendi elleri ile hazırladıkları menüyü şef Haşim Ayrancı ile tadan konuklar, günün yorgunluğunu ve stresini keyifli zaman geçirerek atma şansına sahip oldu.
Mezunlar Buluştu BİLMED (Bilkent Mezunlar Derneği) Ekşi Maya’da bir araya geldi. Ekşi Maya’nın doğal ürünleri ile keyifli bir akşam geçiren BİLMED üyeleri tüm akşam doyasıya sohbet etme imkanına sahip oldu. Ankara’nın önde gelen isimlerinin katılım gösterdiği davette Ekşi Maya’nın sahibi Ecem Uyar konukları ile yakından ilgilendi. Özel olarak hazırlanan menüsü ile ilgili bilgiler veren Uyar, günlük olarak hazırlanan ekmeklerinden konuklarına tattırdı.
Yeni Lezzetlere Özel Tadım Etkinliği Farklı tatları ile konuklarını ağırlamaya devam eden Harvey Nichols MAG Lounge, yeni menüsünün tadım etkinliğinde Ankaralı Bloggerları buluşturdu. Başkentte birçok ilke imza atan MAG Medya, Next Level AVM Podyum’da açtığı Harvey Nichols-MAG Lounge ile Ankara’ya yepyeni bir soluk katıyor. Dikkat çeken menüsü ile isminden söz ettiren Harvey Nichols MAG Lounge, Anadolu’dan lezzetleri bloggerlara tanıttı. Keyifli sohbetler eşliğinde yeni menüden ürünleri deneyimleyen sosyal medya fenomenleri atmosferden ve sunumlardan duydukları memnuniyeti dile getirdi. Bol bol fotoğraf çeken bloggerlar takipçileri ile keyifli anları paylaşmayı da ihmal etmedi. Her gün taze olarak hazırlanan mantı, günün en çok beğenilen yemeği oldu. Kuzu İncik, Serekeli ve Kasap Köfte’nin de yer aldığı menü lezzet gurmelerinden tam not aldı.
davet
Zonguldak’ta Müzayede Rüzgarı Karadeniz Ereğli Rotary Kulübü ve Zonguldak Belediyesi’nin desteklediği Zonguldak Müzayedesi Dedeman Zonguldak Oteli’nde 24 Nisan’da gerçekleştirildi. Real Collection’ın Küratörü Rahmi Çöğendez’in sunduğu müzeyedeye katılım beklenenin üzerinde oldu. Son derece coşkulu geçen müzayedeye çok şık kıyafetlerle katılan Zonguldaklı sanatseverlerin büyük bölümünün gençlerden oluşması memnuniyetle karşılandı. Küratör Rahmi Çöğendez, bir Ereğlili olarak müzeyedenin coşkulu ve neşeli bir ortamda geçtiğini belirtirken, Anadolu müzayedelerinin ilkini Cumhuriyet’in ilk ili olan Zonguldak’ta düzenlemiş olmaktan duyduğu mutluluğu ifade etti. Çöğendez, 80 parça eserin sanatsever ve koleksiyonerlerle buluştuğu müzeyedede 5 eserin gelirinin sosyal sorumluluk projelerine destek kapsamında “Çocuk Felcine Son” kampanyasında kullanılmak üzere Karadeniz Ereğli Rotary Kulübü’ne bağışlandığının altını çizdi.
364
röportaj
Bekçi I, 160x170 cm, Tuval Üzerine Yağlıboya, 2015
SANATÇILAR GÖKYÜZÜNDEKİ YILDIZLARDIR
E
rtuğrul Ateş’in renklerle yolculuğunu kısaca dinleyebilir miyiz? Renklerle yolculuk elbette çocukluk yıllarında ipuçlarını veriyor. İlkokulda başlayan ısrarlı ilgi, yakın çevreniz ve hocalarınız tarafından keşfedildikten sonra size gösterilen takdir sizin gelecekteki
meslek seçiminizi çok etkiler. Bende de önce sınıfta, sonra tüm okul çevresinde bu tür bir cesaretlendirme ve yönlendirmeyle ressam olma fikri oluşmaya başladı. Daha sonraları ailenin de onayı ve takdiri ile bu duygu giderek inanca ve kararlılığa dönüştü. Artık ne istediğimi biliyordum ve buna inanmıştım. Sonrası bildiğimiz acımasız bir mücadele... Halen devam ediyor.
Resim yapma yeteneğinizi ne zaman, nasıl keşfettiniz?
Yeteneğinizi ilk siz fark edersiniz sonra çevre onaylar. Yeteneğinizi geliştirmek elbette sizi fark eden hocanızla mümkün. Ben bu konuda şanslıydım.
Resim yapmaya sizi yönlendiren bir olay veya bir kişi oldu mu?
Rahmetli Ressam Duran Karaca orta okul 1.sınıfta ilk resim öğretmenimdi. O benim hayallerimi gerçekleştirme cesaretini verdi.
Resim yapmak size kendinizi nasıl hissettiriyor?
Resim yapmak kolaydır aslında. Zor olan ressam olabilmek. Bu ancak tüm hayatınızın merkezine resim yaparak yaşamayı koymakla mümkün. Bu durum sizi belirler. Duygularınız, gözlemleriniz, heyecanlarınız hatta aşklarınız bir ressam gibidir. İşte bu durumun kolay bir tanımı yok. Resim yaparken işte bu derin duygu ve düşüncelerle yoğun bir trans hali yaşarsınız. Hem hayatın orta yerinde hem de başka bir alemde. Bu gidip gelmeler çok yorucu bir süreçtir. Bu, çıplak çıkılan bir yolculuk gibi açık ve şeffaftır.
Beyaz Atlı Prensin Nişanlısı, 150x170 cm, Tuval Üzerine Yağlıboya, 2015
Eserlerinizin ilham kaynakları neler oluyor?
İlham kaynağı hayattır, doğadır. Soyut somut her şey bu ilham kaynakları arasındadır, siz içinden amacınıza uygun olanları seçersiniz.
Şimdiye kadar kaç sergi açtınız?
Asya, Amerika, Avrupa ve tabii ki Tükiye’de çok sayıda sergi yaptım. Tam sayı nedir bakıp saymam lazım.
Ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?
Son yıllarda insanın içe dönüş kavramlarıyla ilgileniyorum. “Aşk&Aşk” bu süreçte oluşmuş bir sergi. Aşk ve insan ilişkisini anlamaya çalışıyorum. Yani umutsuz bir yolculuk, cevabı yok. Ancak bu yolculuk yine de çok eğitici ve eğlenceli.
Kullanacağınız malzemeler ve renkler neye göre şekilleniyor?
Genelde tuval üzerine yağlı boya. Ama zaman zaman farklı malzemeler de kullanıyorum.
Meslektaşlarınızdan sizi ayıran ve başarınızın altında yatan yönleriniz neler sizce?
Aslında her gerçek sanatçı özgündür, biriciktir. Ben de uzun çalışmalarım sonunda sadece bana özgü bir üslup oluşturduğumu düşünüyorum. Kimseye benzememek, orijinal olmak ve öyle kalabilmek sizi sadece size ait olan bir yere koyar.
Yol Gösteren Melek VIII, 200x200 cm, Tuval Üzerine Yağlıboya, 2015
Türkiye’de sanata ve sanatçıya hak ettiği değerin verildiğini düşünüyor musunuz?
Bu beni fazlasıyla yaralayan ve üzen bir konu. Bu konuda dert çok ve derman da daha uzun bir süre bizim mahalleye uğramayacak gibi. Türkiye kültür ve sanat üretimi konusunda uzun yıllar önce yarışı terk etti. Ne yapıldıysa Mustafa Kemal Atatürk zamanında yapıldı. Sonraki yıllarda bizzat siyasi sistemin bilinçli tercihiyle sanat ve kültür stratejilerinden vazgeçildi. Günü kurtaran, ayıp olmasın türünden taktiklerle bugünlere geldik. Bütün bu olumsuzluklara ve boşvermişliklere rağmen her dalda birçok sanatçımız inisiyatif alarak ve büyük zorluklara rağmen hiçbir destek görmeden mücadelelerini sürdürüyor. Başarıları kişiseldir. Devlet kurumları ve toplum bilgi üretebilmenin tek yolunun sanat ve kültür üretiminden geçtiğine, özgür ve yaratıcı düşünceyle sağlanabildiğine inandığı zaman bir şeyler değişmeye başlar. Aksi takdirde 4. Sanayi Devrimi’ni de ıskalarız ve 3. Lige düşeriz. Sanatçılar gökyüzündeki yıldızlardır. Karanlıkta yolumuzu onlara bakarak buluruz. Tarih bilinci olan toplumlar ve siyasetçiler bunu bilmelidir.
Buluşma, 150x150 cm, Tuval Üzerine Yağlıboya, 2015
röportaj
DELİORMANLI HALK FENOMENİ OLACAK Eski Milli Boksör olan babasının bir boks hikayesinden esinlenerek kaleme aldığı senaryoyla Deliormanlı filminin yaratıcılarından olan bașarılı Senarist Ali Tanrıverdi ile gișede büyük beğeni toplayan filmleri hakkında keyifli bir röportaj gerçekleștirdik…
A arzunuz?
li tanrıverdi kimdir?
İşletme mezunuyum fakat Murat Şeker ile birlikte senaristlik hayatıma başladım. Çakallarla dans 1, 2, 3 derken Deliormanlı’da da beraberliğimiz devam ediyor.
Nasıl başladı sinema
Senaryolar yazıyordum ve bir tanıdık aracılığıyla bir senaryom Murat Bey’e gitti. O şekilde başladık ve devam ediyor.
Deliormanlı fikri nasıl doğdu?
Çakallarla Dans 3 vizyona girdiğinde bir milyonu geçtikten sonra Murat abi ile konuştuk. Bizim bir film vizyona girdikten sonra ilk konuşmamız bir sonraki filmin ana fikri ile olur. Nasıl bir film yapalım dedik, onurlu ve gururlu bir başrol yaratmaya karar verdik, başlangıç aşaması bu oldu. Sonrasında fikirler dolaşırken, eski milli boksör olan babamın bir boks hikayesi geldi aklımıza… Bunu nereye çevirebiliriz derken onurlu ve gururlu adam fikri ile de birleşince Deliormanlı’ya geldi hikaye.
Oyuncuları seçerken hangi özelliklerine göre karar verdiniz?
Hiçbir özelliğine göre karar vermedim. Bu rolü oynayabilecek tek bir insan vardı Türkiye’de o da Sarp Leventoğlu idi… Seçmek için çok da düşünmedik açıkçası. Murat abi, “Sarp oynar” dedi ve direk onu aradı, böyle başladık.
Türk filmlerinin senaryo sıkıntısı çektiğine dair sürekli yorumlar yapılıyor, bir senarist olarak siz ne düşünüyorsunuz?
Senaryo sıkıntısı evet var, çünkü para sıkıntısı var. Türk ekonomisi belli… Toplamda sinemaya giden izleyici sayısı belli olduğu için yapımcılar da çok fazla değişik şeylere, büyük fikirlere sıcak bakmıyor. Türk sinemasının bu kabuğu kırılsın, başka bir tarz olsun, başka bir kanal açılsın, başka bir türün yolu daha açılsın diye, biz de Deliormanlı’yı yaptık. Muhtemelen biz 2010 yılında Çakallarla Dans’ı da yaparken kanal açmıştık, çünkü arkasından filmler, diziler geldi. Şimdi de Deliormanlı’yı yaptık arkasından da gelecek olan yönetmenler, yapımcılar olacaktır diye düşünüyorum.
Filmin şu andaki süreci ile alakalı ne düşünüyorsunuz, tepkiler nasıl?
Tepkiler çok güzel, zaten sosyal medyayı da takip ediyorsanız filmin vizyona girdiği günden beri film ile ilgili bir tek olumsuz eleştiri gelmediğini görmüşsünüzdür. Türk halkından izleyen herkese çok teşekkür ediyoruz. Herkes çok beğeniyor, biliyoruz ki bu giderek artacak ve Deliormanlı da bir halk fenomeni haline gelecektir. İstediğimiz de zaten buydu…
Yeni projeleriniz olacak mı bundan sonra, ikinciyi çekmeyi düşünüyor musunuz?
Bakalım daha onu kendi aramızda konuşmadık ama bizim aklımızda asıl Çakallarla Dans 4 vardı. Bir aksilik olmazsa Çakallarla Dans 4’ü yapacağız.
Senaryo yazma yeteneği olan ve bu alanda yazmaya teşvik edilmesi gereken kişiler için nasıl bir tavsiyede bulunursunuz, bir senaristin en büyük özellliği ne olmalıdır? Öncelikle okumaları gerekiyor, gezmeleri gerekiyor, gözlem yapabilme yeteneklerinin çok fazla olması gerekiyor, burunlarının havada olmaması, yüksekten bakmamaları gerekiyor. Otobüse, metrobüse, vapura binmeleri gerekiyor.
Ankara seyircisi hakkında ne düşünüyorsunuz? Biz her yıl Ankara’ya geliyoruz ve Ankara’yı çok seviyoruz. Ankara seyircisi Deliormanlı filmine sahip çıkacaktır ve çok sevecektir diye düşünüyorum. Bir de bu sene Ankara’yı ilk durak olarak seçmemizin nedeni, yaşanılan tatsız olaylardan ötürü Ankara’ya moral verebilmek…
davet
Burslu Öğrenciler Yararına Sergi
HAȘİM KILIÇ, ZEYNEP KÖKSAL YAYKIRAN
Daha önce ‘Bir Dünya’, ‘Aynadaki Adam’ ve ‘Yol’ isimli fotoğraf sergilerine imza atan Hürriyet Gazetesi Ankara bürosu muhabirlerinden Haşim Kılıç, ‘Ters Işık’ konulu kişisel fotoğraf sergisini KEV Sanat Galerisi’nde açtı.
Köksal Eğitim Vakfı iş birliği ile üniversite öğrencileri yararına düzenlenen serginin açılışına çok sayıda seçkin davetli katıldı. Gecenin ev sahipliğini Köksal Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Köksal Yaykıran yaptı. Yaykıran, açılış konuşmasında “Köksal Eğitim Vakfı olarak hedefimiz, vakfımızı geliştirerek, her sene bir önceki yıldan daha fazla ihtiyaç sahibi üniversite öğrencisine burs imkanı tanıyabilmek” diye konuştu. Zeynep Köksal Yaykıran, katkılarından dolayı Haşim Kılıç’a teşekkür plaketi verdi. Geceye TBMM Eski Başkanı Köksal Toptan ve eşi Saime Toptan, eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, Kanada Büyükelçisi John Holmes ve eşi Carol Bejau, iş adamı Yüksel Erimtan’ın yanısıra Figen Çarmıklı, Neşe Boysanoğlu, Sibel Helvacıoğlu, Düriye Arseven, Işık Tekışık, Mine Aygün gibi isimler katıldı.
370
FİGEN ÇARMIKLI
FATOȘ - HİKMET SAMİ TÜRK
ÖZLEM ȘERAN
davet
IȘIK TEKIȘIK
BUKET KOÇER
DÜRİYE ARSEVEN
Gecede vakfın önceki bașkanı olan Pınar Köksal’a da vakfa hizmetlerinden dolayı eși Güntekin Köksal tarafından plaket sunuldu.
SABA AKMAN
BAHAR CEBECİOĞLU, MİNE AYGÜN
EMRAH YAYKIRAN
röportaj
SARP LEVENDOĞLU
S
arp Levendoğlu’nu bir de sizden dinlesek…
1980 Ankara doğumluyum. Çocukluğum 15 yaşına kadar Ankara’da geçti ama o zaman bundan çok farklı bir Ankara idi… Daha sonra İstanbul’a taşınarak Saint Benoit Fransız Lisesi’nin bitirdim ve ardından Bilgi Üniversitesi’nde Gösteri Sanatları Yönetimi okudum. Daha sonra da Kültür Üniversitesi’nde Oyunculuk bölümünden mezun oldum. Şimdi de Sinema-Televizyon bölümünde yüksek lisans yapıyorum.
Lise Defteri dizisinden bu yana Sarp Levendoğlu’nun hayatında neler değişti, neler öğrendi? Lise Defteri’nde oynarken ben zaten oyunculuk okuluna yeni giriyordum, yolun başındayım. Bu yüzden Lise Defteri benim için biraz şans oldu. Lise Defteri’nden sonra ben, Demet Evgar ve Arda
372
Kural bir kısa dizi çektik Çınarlatı diye, fakat o çok uzun sürmedi, dört bölüm sürdü. Ondan sonra da Emret Komutanım geldi, o baya uzun sürdü, 100 bölüm çektik sanırım. Sonra Gece Gündüz, Kalp Ağrısı. Mor Menekşeler dizileri var… Bulgaristan’da çektiğimiz Atlılar var ama o yayınlanmadı burada. Son olarak da Küçük Ağa ve Ne Münasebet dizilerini çektik. Tabii bu ilk sinema filmim benim. En baştan bu yana ne değişti, o zamanlar tabii yolun çok başında olduğum için heyecanlıydım, bir de eğitimini almadığım için bu kadar hakim değildim. Zamanla birçok usta sanatçıyla çalışma şansım oldu. Kartal gibi, Mustafa Altıoklar, Ömer Uğur ve Zeki Alasya gibi. Her projede hepsinden bir şeyler alıp üst üste koyarak kariyerimde ilerlemeye çalıştım.
Oyunculuğunuzu eleştirdiğiniz noktalar var mı?
Her oyuncu oynadığı sahnelere baktığında “daha iyisini yapabilirdim” diye düşünür, onun hiçbir zaman önüne geçemeyiz. Zaten işi heyecanlı kılan kısmı da bu bence, heyecanımızı
kaybetmememiz. Dönüp baktığımda bazı roller için daha çok hazırlık sürecine sahip olabilmiş olmayı dilerdim. Çok fevri davrandığımız, çok hızlı apar topar hareket etmemiz gereken zamanlar oldu. İmkanım olsa şimdi dönüp onları bir daha oynamak isterdim tabii.
verdiler, benim fikirlerime gore de senaryoda bazı değişiklikler oldu. İkna olmadığım şeyleri bana açıklayıp beni ikna ettiler ve böylece Deliormanlı’yı yaptık beraber. Kendi oyunculuğunuzu ve Deliormanlı’daki rolünüzü nasıl değerlendiriyorsunuz? Gelen tepkileri de göz önünde bulundurduğunuzda…
Deliormanlı süreci sizin için nasıl başladı? Senaryoyla tanışma süreciniz nasıl oldu?
Benim kendimi nasıl bulduğumun çok bir önemi yok aslında ama… Genel durumdan dolayı ve havanın iyi gittiği zamanlarda olduğu gibi gişede bir düşüş var tabii. Ama sosyal medyada bir tane bile olumsuz yorum okumadım. Yani tabii bazı eleştirmenler olumsuz yorumlar da yapabiliyorlar ama onlar bizim çok dikkate aldığımız eleştirmenler değil. Çünkü yani 7 milyon kişinin gidip izlediği film eve o kişilere saygı duymadan eleştiri yazan eleştirmenler var. Bu yüzden halkın ne tepki verdiği benim için daha önemli ve insanlara baktığımda onlar gerçekten seviyorlar.
Murat ile 13-14 yıllık arkadaşız. Murat ilk önce geldi, aklında böyle bir proje olduğunu söyledi, oynayıp oynamayacağımı sordu. Seve seve oynayacağımı söyledim. Çünkü hem benim çocukluk kahramanım Rocky hem boksörü oynayacağım. Murat zaten çok sevip güvendiğim bir yönetmen. Daha sonra Ali Tanrıverdi ile tanıştık, o hikayeden bahsetti. Sonra senaryo geldi. Tabii ilk geldiğinde senaryonun bir takım eksikleri vardı ama ana hikaye benim çok hoşuma gitti. Sonrasında sağolsunlar benim de fikirlerime çok değer
Kariyerinizde bu zamana kadar canlandırdığınız karakterlernde size en çok etkileyen hangisiydi? Deliormanlı ve Mor Menekşeler dizisindeki Kabadayı Akif.
İyi bir sinema takipçisi misinizdir? Türk sinemasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Özellikle yeni nesil oyuncuları nasıl buluoyrsunuz?
Öncelikle sektörün çok fazla ilerleme kaydettiğini düşünüyorum ve bu çok güzel bir şey. Türk sineması Türk insanını evinden çıkartıp sinemaya sokabiliyorsa bu saygı duyulması gereken bir durum bence. Az önce dediğim gibi bazı filmlere sert eleştiriler oluyor ama o filmi 7 milyon kişi izlemişse o sert eleştiriyi yaparken en azından oraya zamanını ayırmış ve bir bütçe ayırıp sinemaya gitmiş insanlara saygısızlık edecek kadar küstahça yorumlama yapılmaması lazım. Çünkü bu bir sektör… Mesela eğer biz Deliormanlı’da başarılı olmuşsak Deliormanlı gibi başka bir pencere daha açılacak Türk sinemasında… Bizler, yapımcılar kısacası sinema sektörü genel olarak büyüyecek. Bu yüzden tekele almak yerine birlik olup Türk sinemasını büyütmemiz lazım.
Mustafa Altıoklar’ın yeğeni olarak da sektörde anıldınız… Bir yönetmenin yeğeni olarak anılmanın ne gibi avantaj ve dezavantajları oldu sizin için? Açıkçası hiçbir dezavantajı olmadı benim için… Avantajları da; çocukluğumdan beri oyuncularla iç içe olmuş oldum. 16 yaşımdan beri asistanlık yapıyordum Yani ben oyunculuğa başladığımda seti neredeyse A’dan Z’ye kadar biliyordum, öyle bir avantajı oldu.
Ankaralı olarak Ankara izleyicisine neler söylemek istersiniz? Sinemamız önemli, sinemaya vakit ayırsınlar isterim.
Deliormanlı’da size en çok zorlayan sahneler hangi sahneler oldu?
Son boks maçı sahnesi oldu. Beş gün sürdü ve gece çektik. Danny de bana bazı yerlerde vurdu ben de ona bazı yerlerde vurdum. İstemeden yumruklar attık yüzümüze. Bir de gerçekten sabaha kadar ıslatıyoarlar, yağlıyorlar… Saat sabah 4-5, biz 10. tekrarı 12. tekrarı yapıyoruz… Yani fiziksel olarak zorladı…
Bundan sonra size farklı projelerde görecek miyiz? Yeni bir projeniz var mı?
Mass Medya ve Özer Kızıltan ile “Adam ve Çocuk” adında bir televizyon filmi yaptık. Tarihi tam belli değil ama Show Tv’de yayınlanacak. Şimdi bir tane daha televizyon filmi var; “Resimdeki Sevgili” diye. Onu da Güzide Balcı ile yapacağız. Daha sonra da 1-2 dizi görüşmesi var ama bakalım ne olacak… Onlar tam belli değil o yüzden şimdi bir şey söylemeyeyim..
davet
Bir Arada Film İzleme Deneyimi Başlıyor Cephede Eğlence
Kabile
Puruli Kültür Sanat tarafından düzenlenen Ankara Engelsiz Filmler Festivali, dördüncü yılında tüm sinemaseverleri Türkiye ve dünya sinemasının ses getiren filmleri, önemli oyuncuları ve yönetmenleri ile buluşturmaya devam ediyor. 2013’ten beri tüm gösterimlerini, yan etkinliklerini ve mekanlarını görme, işitme ve ortopedik engelli seyircilerin erişimine uygun olarak sunan Festival, Türkiye’deki en kapsayıcı festival olarak yoluna devam ediyor. Festival bu sene de Türkiye sinemasının en yenilerinden klasiklerine, dünya sinemasının ödüllü filmlerinden kısa filmlere, yönetmen ve oyuncuların katılımıyla yapılacak söyleşilerden atölye çalışmalarına dopdolu bir programı seyircilerinin beğenisine sunuyor. Ankara Engelsiz Filmler Festivali her sene olduğu gibi bu sene de tüm gösterimlerini ve yan etkinliklerini ücretsiz olarak gerçekleştiriyor. Ankara Engelsiz Filmler Festivali hakkında ayrıntılı bilgiye Festival’in www.engelsizfestival.com adresinden ulaşabilir, Facebook ve Twitter hesaplarından duyuruları takip edebilirsiniz.
Küçük Prens
374
Abluka
Mustang
İftarlık Gazoz Yana Novikova
Gri Bölge Sarmaşık Minik Kuş
Kar Korsanları
röportaj
Cenk Erdem
cenkerdem@magdergi.com.tr
TARKAN
Türk Müziği İle Büyülüyor O iyileștiren sesiyle șarkı söyleyișine ayrı, durușuna, tavrına ayrı hayran olduğumuz bir pop yıldızına kavușalı, stadyumları dolduran konserleriyle her seferinde birleștiğimiz, güzelleștiğimiz Tarkan’ımızla pırıl pırıl 24 yıl olmuș…
376
11 Mart 2016 tarihinde ilk olarak 35 ülkenin iTunes Dünya Müziği sayfasında yer alan Tarkan, İngiltere’den, Hollanda’ya, Almanya’dan Danimarka’ya kadar listelere ilk sıradan giriş yaptı.
P
op müzik arenasında başka Tarkan yok ama o güzel sesine müthiş yakışan Türk müziği söyleyişini, Müzeyyen Senar’la söylediği “Benzemez Kimse Sana” kaydından beri yıllardır ayrıca bilirdik… Artık tüm dünya biliyor… Türk müziğimizi, o duygu tonu güçlü, müzikleri zengin derya gibi Türk müziğimizi, ondan hep beklediğimiz Türk müziği albümüyle dünya listelerine de sokmayı başardı Tarkan… “Ahde Vefa” albümünün piyasaya çıkar çıkmaz önce dijital platformlarda, iTunes listelerinde hepimize yaşattığı büyük sürpriz aslında belki de uluslararası arenada daha çok parlamak için bilinen en doğru yoldu… 11 Mart tarihinde ilk olarak 35 ülkenin iTunes Dünya Müziği sayfasında yer alan Tarkan, İngiltere’den, Hollanda’ya, Almanya’dan Danimarka’ya kadar listelere ilk sıradan giriş yaptı. Ve nihayet bahar yüzünü göstermeye başlarken, Amerikan Müzik Endüstrisi’nin ve tüm dünyanın müzikteki nabzını tutan Billboard listelerine de girdi Tarkan… Latin Amerika’dan, Orta Doğu ülkelerine kadar tüm dünyada listelere giren “Ahde Vefa” her ne kadar bizlere sürpriz yapsa da, sıkı müzik dinleyicileri için aslında dünya müziği yıldızlarının izlediği en doğru yolda… Nasıl Portekiz’in Mariza’sı geleneksel müzikleri Fado ile dünya starı oluyorsa, nasıl İspanya’nın Luz Casal’ı rock şarkılar kaydettiği dönemde değil de, İspanyol müzikleriyle devleşiyorsa, Tarkan da Türk müziği ile parlıyor. Çok da yakışıyor.
Şarkıyı güzel okumak başka, şarkıya eğer neşeliyse cilvesini, hüzünlüyse kederini katmak başka… Bunu şarkılarda bir Sibel Can, bir Tarkan hissettirebiliyor… Her ikisi de Türk müziğini nefis okuyor. Neredeyse on yıldır dünya müziği yıldızlarıyla basın danışmanları olarak çalışan biri olarak çok net söyleyebilirim ki, buralara geldiklerinde o dünya yıldızları da, her zaman Türk müziklerini merak ediyor. İşaretler gösteriyor ki; yıldızlar da, tüm dünya da bizden pop değil, Türk müziği bekliyor. Tarkan’ın albümde yeniden yorumladığı şarkılar içinde bana kalırsa “Veda Busesi” öyle güçlü ki beynin kimyasını değiştiriyor; sanki Tarkan’la deniz kenarına rakı sofrasına gidiyorsunuz ve öyle sarhoş ediyor, hiç içmeden… Ne yalan söyleyeyim albüm ilk çıktığı gün iTunes’dan alıp şarkıları dinlediğimde öyle yükseldim ki en az on kez Tarkan’ın ekibinden Sevtap’ı arayıp, coşkumu paylaştım… Albüm baştan aşağı harika ama misal “Kadehinde Zehir Olsa” benim için partilerde çalmak üzere dj çantasına girdi bile… Ayrıca daha önce Sibel Can’ın da yorumladığı o güzel klasik “Sevmekten Kim Usanır?” parçasını Tarkan da nefis yorumluyor. Altını çize çize albümde “Veda Busesi” yorumunu tek geçerim. Velhasıl “Akşam Oldu Hüzünlendim Ben Yine” yorumundan tutun da, “Söyleme Bilmesinler” parçasının yorumuna kadar albüm dinleyeni aşktan öldürür ben diyeyim… Gel de Tarkan’a şu albümü bu kadar geciktirdiği ve bizi aşktan mahrum ettiği için hesap sorma… Hatta hani o kendi yazdığı şarkısındaki sözlerle hesap sormazsak olmaz: Ah Tarkan, “Sen daha önceleri nerelerdeydin?”
sergi
Dünya Sanatçıları Başkent’te Real Collection, sezonun son ve en büyük sergisini Bilkent Center Sanat Sokağı’nda özel salonda gerçekleştirdi. 7 ülkeden 14 sanatçının eserlerinin sergilendiği serginin açılışına ilgi çok büyüktü. İtalya’dan Ünlü küratör, ressam Alfred Mirashi Milot’un katılımı ise ayrı bir renk kattı. Ukrayna’dan Valentin Rekunenko, Aleksander Melnikov, Anatoly Tarabanov, Rusya’dan Victor Dyachkov, Yunanistan’dan Spyros Georgas, Bulgaristan’dan Christo Yotov, Nikolay Stoev ve Angel Gerdzhikov’un yanı sıra Şehriyar Cem ve Ali Herischi eserleriyle çok zengin bir koleksiyon görücüye çıktı. Sergi Mayıs sonuna kadar görülebilir.
ALFRED MİLOT, RAHMİ ÇÖĞENDEZ SİRET UYANIK
ALFRED MIRASHI MILOT, GÜLTEKİN SERBEST, RAHMİ ÇÖĞENDEZ, HİKMET ÇETİNKAYA, ÇAĞATAY GÖKMEN
ALİ HERISCHI, NECİL NEDİMOĞLU, RAHMİ ÇÖĞENDEZ, ALFRED MIRASHI MILOT, SERDAR YÜKSEL, GÜLTEKİN SERBEST
designers Toh Lamp Tasarımcı: Raphael Navot Üretici Firma: Veronese
İlker Duruoğlu
ilkerdogru@magdergi.com.tr www.domo.com.tr
Mayıs ayı bana hep tazelenmeyi anımsatır, gösteriș yerine sade ama șık ürün tasarımlarını tercih ederim. Bu ayın havasına uygun sade ama çok șık ürünler araștırdım sizin için. BEAUTY Sofa bunlardan biri, hayranı olduğum Antonio Citterio tarafından Flexform markası için tasarlanmıș. Ve tabi bir bașka üstad Kelly Hoppen, inanılmaz bir banyo serisi tasarlamıș, Asapier tarafından üretilen Harmony Round Basin & Tub tek kelimeyle müthiș.
Harmony Round Basin & Tub Tasarımcı: Kelly Hoppen Üretici Firma: Asapier
BEAUTY Sofa Tasarımcı: Antonio Citterio Üretici Firma: Flexform
380
265 Wall Lamp Tasarımcı: Paolo Rizatto Üretici Firma: Flos
Robin Mirror Tasarımcı: Boca do Lobo Design Üretici Firma: Boca do Lobo
CH20 The Elbow Chair Tasarımcı: Hans J. Wenger Üretici Firma: Carl Hansen & Son
Kjell Table Lamp Tasarımcı: Wiege Üretici Firma: Domus
Furore Coffe Table Lamp Tasarımcı: Lima De Lezando Üretici Firma: Supergrau Ow 150 Bench Tasarımcı: Ole Wanscher Üretici Firma: Carl Hansen & Son
DC 200 Bookcase Tasarımcı: Vincenza De Cottis Üretici Firma: Ceccotti
haber
Kağıthane’den Fildişi Sahili’ne Kağıthane’den, Fildişi Sahili’ne Genyap Mimarlık olarak İstanbul’un Kağıthane içinde küçük çaplı müteahhitlikten Fildişi Sahili ülkesinde yatırımlara kadar uzanan bir başarı öyküsü. 1970 yılında Babası İbrahim Genan tarafından kurulan şirket kısa zamanda konut müteahhidinden, sanayi, ofis projelerinin yanı sıra taahhütlü müteahhitlik hızlı bir yükseliş yaşadı. İkinci nesil olarak iş başı yapan Sudi Genan da babasından aldığı bayrağı dana yükseklere taşımak için canla başla çalışmalara devam ediyor. Şimdilerde Batipro A.Ş ile Afrika’nın Fildişi Sahili ülkesinde yaptıkları 3 milyon euroluk yatırımla beton santrali ve inşaat sektöründe hizmet vermeye devam ediyor. Ankara ve İstanbul’da inşaat projelerine devam eden firma Afrika’da da yeni yatırımlar yapmayı planlıyor.
365 Avm’de Karnaval Coşkusu 23 Nisan günü Bubble Show, Yıldız Kortej, Balon Show, Hediyeli Çizgi Film yarışmalarının karnaval havasını tüm çocuklar 365 AVM’de yaşadı. 24 Nisan günü de Balon Show, Hediyeli Çizgi Film Yarışması devam ederken çocukları sevdikleri çizgi film karakteri Kaşif Dora ile buluşturup onlarla fotoğraf çekimlerini doyasıya yaşatan 365 AVM ‘deki tüm çocuklarımızın sevinci görülmeye değerdi.
Eşsiz Çek Mücevherciliği Artık Türkiye’de İstanbul Jewelry Show, baş döndüren mücevherlerin sergilendiği bir fuarı daha geride bıraktı. Mücevher sektörü temsilcilerinin ve mücevher meraklılarının yoğun katılım gösterdiği fuarın dikkat çeken yeni katılımcıları oldu. Çek Cumhuriyeti’nin en büyük Çek Kristali üreticisi ve ihracatçısı Preciosa, İstanbul Jewelry Show Fuarı’nda ürünlerini ilk kez sergiledi. Türkiye pazarına geçtiğimiz Ocak ayında CZ Grup distribütörlüğünde giren Preciosa’nın standı, fuara katılan mücevher meraklılarının yoğun ilgi gösterdiği stantların başında geldi.
382
haber
Doğafen’de Yaz Okulu Keyfi Ankara’nın İncek bölgesinde okul öncesi yaş grubuna eğitim-öğretim veren, İstanbul’dan sonra Ankara’da da yeni şubesi ile sektörde yerini güçlendiren Doğafen Anaokulu, ‘Geleceğin Sporcularını Keşfediyoruz’ sloganından yola çıkarak yaz dönemi programını oluşturmuştur Yaz Okulu Programı’nda temel kavramlarla başlangıç yapılarak, çocukların ilgi ve ihtiyaçları doğrultusunda yetenekleri ile tanışmalarına fırsat yaratılmaktadır. Sporun hayatımızdaki önemi,çocuklarda spor yapma, sporu yaşam biçimi haline getirme alışkanlığı kazandırmak amacıyla fiziksel aktivitelerin yoğunlukta olduğu yaz programında; Tenis,Yüzme,Binicilik, Jimnastik gibi sportif faaliyetlerin yanı sıra kitap okuma, ritim eğitimi, nostaljik bahçe oyunları, sanat etkinlikleri, tarım faaliyetleri, sinema saati gibi etkinlikler planlanmıştır. Sportif faaliyetlerin koordinasyonu milli takım antrenörü Sn.Onur Binay’ın programı ve denetiminde yapılacak olup tesis, konumu ve fiziki donanımı sebebiyle çocuklar için en keyifli ve güvenli ortamı çocuklara sunacaktır.
Akota Otomotiv 2011 yılında Alfa Romeo, Lancia, Chrysler, Jeep, Dodge markalarıyla yetkili servis ve satış hizmeti vermeye başlayan Akota Otomotiv, kurulduğu günden itibaren müşteri memnuniyetini, daima ön planda tutmuş, 4550 metrekare alanda, deneyimli personelleri ile müşterilerine, hep daha iyi bir hizmet vermeyi ilke edinmiştir. Avrupa’da lanse edildiği tarihten itibaren birçok ödül alan Alfa 4C modelimizin Spider versiyonunu Türkiye’de de satışa sunmuş bulunmaktan son derece mutluluk duymaktayız. Mayıs - Haziran ayı itibariyle stoklarımızda 4C Spider, 4C Coupe araç olacaktır. Araçların donanım ve fiyat bilgilerini bayimden alabilirsiniz. Bu ay içerisinde Yeni Giulietta Dizel ve 4C için de bayimizde bir Brunch verilecektir.
Anka Koru Kır Düğünü & Kahvaltı Siz hayal edin biz gerçekleştirelim. Klasikleşmiş düğün dekorasyonları haricinde rengarenk sofraları ve özel sunumlarıyla İncek’te artık sizinde bir bahçeniz var.
384
kısa kısa
Yunanistan’dan Altın Madalya 9-10 Nisan 2016 tarihlerinde Selanik’te gerçekleştirilen ve Thessaloniki Dance Festival (TDF) kapsamında yer alan uluslararası dans sporu yarışmasına Fame Dans Sporları Kulübü adına ülkemizi temsil eden Başak Okyay&Yiğit Seğmen Akgül çifti minikler latin dansları kategorisinde ikincilik, salon dansları kategorisinde ise birincilik derecelerini ülkemize kazandırdı. Minik sporcularımızı ve antrenörlerini kutluyor, başarılarının devamını diliyoruz...
Bilkent’in Son Eșsiz Parçası, Pasha Bilkent’le Tamamlanıyor Yaklaşık 20 yıldır Ankara’nın en prestijli bölgelerinde ticari gayrimenkul ve konut alanında hizmet veriyor. Kazandığı tecrübeleri Ankara’nın en dinamik ve modern yaşam merkezi Bilkent’te, müşterilerine sunan ve her detayı titizlikle hazırlanan “Pasha Bilkent” ile bu değerli lokasyonun son ve eşsiz parçası tamamlanıyor.
Altınoran’da 23 Nisan Açıkhava Çocuk Șenliği Türkiye gayrimenkul sektörünün temalı en büyük yaşam projesi olan Altınoran, bahara renk katan etkinliklerine 23 Nisan Açıkhava Çocuk Şenliği ile devam etti. Cumartesi ve Pazar günleri devam eden şenlikte, çocuklar kendileri için hazırlanan etkinliklerde eğlenirken, aileler de Altınoran’da keyifli bir hafta sonu geçirdiler.
Sessiz Kaynama Teknolojisi Breville Lezzetlice hazırlanmış bir fincan çay ya da kahvenin tadını sevdiklerinizle beraber çıkarırken huzur dolu dakikalar geçirirsiniz. Öyleyse bu huzuru hayatın vazgeçilmez bir parçası haline getirmek istiyorsanız Restore Mağazaları sizleri bekliyor.
kısa kısa
Geleneksel Lezzetin Adresi Günümüzde kaybolmaya yüz tutmuş geleneksel yemekleri yeni nesillere aktarmayı amaçlayan Gar Lokantası Ankara’da Filistin Caddesi’nde ykalaşık 20 yıldır faaliyet gösteriyor. Gündüz Türk ve Osmanlı mutfağından lezzetlerle, akşamları ise et ve balık ürünleriyle müşterilerimize hizmet veren restoran zeytinyağlı ve mezelerinde kullandığı otları Ege’den, kendi üretimleri olarak Antalya-Manavgat’tan getiriyor. Her gün günün menüsü olarak hazırlanan ve 20 TL’ye sunulan 4 çeşit yemeğin yanında, şirketlere tabldot ve elçiliklere catering hizmeti veriyor. Haziran ayında ise bahçede muhteşem bir iftar menüsüyle karşılaşacaksınız.
İncek Loft’ta Teslimler Bașladı Ankara’da son yıllarda konut projelerinin en karlı lokasyonu olarak bilinen İncek’te, 1199 konutluk ‘İncek Loft’ projesiyle modern kent yaşamında fark yaratan Akfen İnşaat, daire teslimlerine başladı. Akfen Danışmanlık ve Proje Geliştirme A.Ş Genel Müdürü Barış Barçak ve Akfen İnşaat Turizm ve Ticaret A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Volkan Oktar’ın katılımlarıyla projenin ilk anahtarı teslim edildi.
Genç Etki 23 / Tripart 23 KAV Genç Sanat, sezonun sonuna yaklaşırken “Genç Etki 23” sergisi ile farklı disiplinlerden üç genç sanatçının eserlerini sanatseverlerle buluşturuyor. Sergide Mustafa Sönmez ve Ekin Su Koç tuvalleriyle yer alırken Hülya Sözer ise, seramikleriyle yer alıyor. “Genç Etki 23 / Tripart 23” Sergisi 21 Mayıs 2016 tarihine kadar Pazar hariç her gün 10:00 - 18:00 saatleri arasında KAV Genç Sanat’ta ziyaret edilebilir.
Downtown Food Club Wolfson & Wankelmut Gecesi Alman house müzik DJ ve prodüktörü Jacob Dilßner veya hepimizin bildiği adıyla Wankelmut ve Norveç asıllı dj/prodüktör Wolfson, 30 Nisan Cumartesi gecesi Armada DownTown Food Club’da gerçekleştirilen organizasyonda müzikleriyle ve özel sahne şovuyla keyifli bir gece yaşatırken geceye Harley Davidson motor sahipleri ve Red Bull Anadolu Bölge grubu olmak üzere çok sayıda davetli katıldı.
MAGastroloji
Aylin Yıldız aylinbulent@mynet.com
Mayıs Ayında Merkür Geri Giderken Burçlara Ne Getirecek?
Merkür dinleme, konușma, öğrenme, okuma, araștırma, pazarlık ve görüșme, satma ve satın alma dahil iletișimle ilgili her türlü konuyu yönetir. Merkür ayrıca resmi kontrat ve anlașmaları, aynı zamanda kitap, senaryo ve tez gibi tüm önemli yazılı dökümanları yönetir. Bu gezegenin ilgili olduğu konular arasında bilgisayar kodlaması dahil her çeșit kod, ulașım, nakliye ve seyahat de yer alır. Merkür gerilediği zaman bu alanlarda karmașa yașanır ve olaylar kontrolden çıkar. Bir gezegen gerilediği zaman, astrolojik olarak dinlenme ve durağanlașma modundadır. Bu nedenle gerilerken, Merkür’ün yönettiği aktiviteler iyi çalıșan ve uyanık bir gezegen tarafından denetlenmediği için belirli bir oranda kargașa ortaya çıkar. Merkür gerilediği zamanlarda dönemi lehinize çevirebilirsiniz, aslında... Merkür içinden “yeniden” geçen her șeyi yönetir – yeniden değerlendirmek, yeniden yapmak, yeniden gözden geçirmek, yeniden tasarlamak ya da yeniden değinmek gibi. İnsan doğası gereği, her zaman karșımıza çıkacak yeni fırsatları duymak isteriz. Ama aslında gerçekten yapmamız gereken șey, ișimizin kalitesine odaklanmak ve onu en iyi duruma getirmeye çalıșmaktır. Bu sürekli en yeni fikirleri kovalamaktan daha yararlı bir șeydir. Merkür gerilemesi detaylara inmenize ve performansınızı mükemmelleștirmenize izin verir. Merkür gerilediği zaman her șeyin kötüye gideceğini zannetmeyin . Eğer bir ev için teklif verdiniz ve kabul edilmediyse, Merkür gerilediği zaman satıcı size geri dönebilir ve yeniden teklif vermenizi isteyebilir. Hatta bazen Merkür gerilerken insanlar durumları yeniden değerlendirir ve ortaya daha önce olduğundan daha avantajlı durumlar çıkabilir. Gördüğünüz gibi Merkür gerilemesi tamamen kötü değil - buna güvenebilirsiniz! Dolaplarınızı ve dosyalarınız düzenlemek için harika bir zaman olacaktır. Yarım kalan ve geçmișten gelen her șeyi sonuçlandırmak için bir fırsat adeta.
388
Koç ve Yükselen Koç Burcu (21 Mart - 20 Nisan)
Para evinizde geri gidecek olan Merkür finansal konularda dikkatli olmanız konusunda sizleri uyarmakta. En basitinden yaptığınız alışverişlerde fişinizi kontrol edin, aslında almadığınız bir şeyin ücretini mi ödemiş olabilirsiniz veya para üstünüzü dikkatlice saymamış olabilirsiniz. Bu geri hareketin en güzel etkisi; daha önce kaybettiğiniz bir eşyanın tekrar ortaya çıkabilme ihtimali olabilir. Finansal konularla ilgili hayatınızın akışını değiştirecek bir takım konuları sonradan pişman olmamak için 22 Mayıs ve sonrasına bırakmakta aslında fayda var. Kazancınızı ilgilendiren konularla ilgili önemli görüşmeler, fikir alışverişleri, konuşmalar gündeme gelebilir. Bu dönem özellikle elektronik alışverişlerde dikkatli olmakta fayda var, aldığınız eşya eve geldiğinizde çalışmayabilir, montaj gerektiren bir şey ise, parçası eksik çıkabilir bunlar hep Merkür’ün cilveleri aslında.
Boğa ve Yükselen Boğa Burcu (20 Nisan - 21 Mayıs)
Merkür, bilgi, iletişim, bilgi alışverişi, her türlü yazılı ve sözlü iletişimi simgeler. Yine elektronik aletler, alım satım, sözleşmeler, gazeteciler, reklamcılar, hukukçular..vs Merkür yönetimi altındadır. Merkür geri giderken, söylemek istediklerimizi net olarak ifade etmekte zorlanabiliriz, yeni işlere başlamak yerine elimizde kalan işleri tamamlamak üzerine odaklanmak yerinde olacaktır. Lakin yeni başlayan ilişkilerin ve işlerin ömrü ya kısa ya da sorunlu, engelli devam eder. Yeni elektronik aletler alındığında sorunlar çıkabilir, çabuk bozulabilir veya 2 gün sonra %50 indirimli fiyatını farklı bir yerde gördüğümüzde pişman olabiliriz. Yeni projeleri, yeni işleri, yeni atılımları 22 Mayıs ve sonrası zamana bırakmakta genel olarak fayda var.
İkizler ve Yükselen İkizler Burcu (21 Mayıs - 21 Haziran)
Bilinçaltınızda geri gidecek olan Merkür, kronik bir takım rahatsızlıkları tekrar ettirebilir ya da uzun zaman önce kaybettiğiniz değerli eski bir eşyayı bulabilirsiniz veya çocukluk döneminize ait bir takım eşya ve resimler ortaya çıkabilir. Bu dönemde fikirlerinizi, düşüncelerinizi, projelerinizi başkaları ile paylaşmamaya özen gösterin, çalınabilir. Eski üzeri örtülmüş bir takım konular yeniden gün yüzüne çıkabilir, bir takım dedikodular canınızı sıkabilir. Ama güzel yanı da, arkanızdan iş çeviren kişilerin işleri elinde patlayacaktır. Bu dönem gizli düşmanlıklarla karşılaşabilirsiniz.
Yengeç ve Yükselen Yengeç Burcu (21 Haziran - 22 Temmuz)
Sosyal alanınızda evinizde geri gidecek olan Merkür’ün etkilerini sosyal ve arkadaşlık ilişkilerinizde, iş hayatından kazandığınız gelirlerde, idealleriniz ile ilgili konularda hissetmeye başlayacaksınız. Arkadaşlarınız ile iletişimde zaman zaman aksaklıklar, yanlış anlamalar meydana gelebilir, bilgiler farklı bir şekilde dilden dile dolaşabilir. Yardım edeceğiniz veya yardım alacağınız bir konu ile ilgili gelişmeler sandığınızdan çok daha yavaş gelişebilir, pürüzler oluşabilir. Bu ay maaş bordronuzu da dikkatle incelemenizi öneririm, ödemelerde muhasebesel bir hata ortaya çıkabilir. Arkadaşlarınızın doğum günü için alacağınız hediyede karışıklık çıkabilir. İşte Merkür bu tarz pürüzler çıkarmak için kollarını sıvamak üzere, hazırlıklı olmanızı tavsiye ederim.
Aslan ve Yükselen Aslan Burcu
(22 Temmuz - 22 Ağustos)
Kariyer ve patronlar evinizde ger gitmeye başlayacak olan Merkür’ün bazı minik uyarılar var, mesela 22 Mayıs’a kadar iş değiştirme planlarınızı ertelemeniz, iş ve kariyerinizi ilgilen-
diren konularda sözleşme imzalayacaksanız eğer maddeleri dikkati bir şekilde okumanız gerekebilir. Üstlerle iletişimde zaman zaman aksaklıklar, yanlış anlamalar meydana gelebilir. Kalabalık gruplar ve topluluk önünde kendinizi ifade ederken zorlanabilir, işle ilgili beklediğiniz ödül veya başarılarda gecikme yaşayabilirsiniz. İşinizle ilgili yazışmalarda dikkatli olmalısınız, özellikle üstlerinizle olan yazışmalar farklı yerlere gidebilir. Eski iş yeri yöneticileriniz ile de bir araya gelebilirsiniz.
Başak ve Yükselen Başak Burcu (23 Eylül - 22 Ekim)
Basın, yayın, medya ve uzak diyarlar alanınızda geri gidecek olan Merkür, olası yapacağınız tanıtım ve pazarlama etkinliklerinden yeteri kadar verim elde edememenize neden olabilir. Eğer seyahate çıkacaksanız biletinizi tekrar kontrol edin. Merkür retrolarında sıkça rastlanan bir durum; bagaj fişlerinin karışması veya bavulların kaybolmasıdır, dikkat etmekte yarar var. Bu tarih aralığında başladığınız eğitimleri, kursları devam ettirmekte zaman zaman zorlanabilirsiniz. Eğer ithalat-ihracat işleri ile ilgileniyorsanız sipariş alışverişlerinde, ödemelerde gecikmeler meydana gelebilir. Eğer öğrenci iseniz, sınav zamanı kafanızı toplamakta zorlanabilirsiniz veya sınav kağıdınızın değerlendirmesinde hatalar olabilir.
Terazi ve Yükselen Terazi Burcu (23 Eylül - 22 Ekim)
Vergi, nafaka, sigorta, kredi evinizde geri gidecek olan Merkür, finansal konularla ilgili bir takım kararlar vermeden önce detaylı bir şekilde iyice düşünmek gerektiğine işaret etmekte. Ayrıca ödemeler yanlış yerlere gidebilir, kredi kartınızı kaybedebilirsiniz. Geçmişe unuttuğunuz bir takım borçlar, ödemeler gündeme gelebilir. Miras konuları gündemde olanların işlerinde bazı karışıklıklar olabilir, beklediğiniz ödemelerde gecikmeler olabilir, banka işlemlerinde hatalar meydana gelebilir. Mesela, bankamatik kartınızı yutabilir. Eğer ortaklık gerektiren işler yapıyorsanız bu retro zamanında gelirlerde azalmalar oluşabilir. 22 Mayıs sonrası Merkür’ün düz harekete geçmesi ile aksaklıklar azalacaktır.
Akrep ve Yükselen Akrep Burcu (22 Ekim - 22 Kasım)
Eş, ortak, partner ve ilişkiler evinizde geri gidecek olan Merkür, partnerinizle veya ortağınızla aranızda iletişim problemleri ortaya çıkartabilir. Bu herhangi biriniz seyahatte iken cep telefonu ile ilintili bir problem olarak veya birbirinizi yanlış anlamanızdan kaynaklanan sorunlar şeklinde ortaya çıkabilir. Eğer evlilik tarihiniz Merkür’ün geri gideceği tarihlerden birinde ise, evlilikle ilgili hazırlıklarda bir takım aksilikler, unutkanlıklar, gecikmeler meydana gelebilir. Asıl size düşmanlık besleyenlerin kim olduklarını belirlemekte yanlışlıklar yapabilir, yanlış anlamalar yüzünden suçsuz kişilerle münakaşa içine girebilirsiniz. Bu süreçte, yeni ortaklıklar için adım atmak ve sözleşmeler imzalamak için şartlar çok uygun olmayabilir.
Yay ve Yükselen Yay Burcu (22 Kasım - 22 Aralık)
Sağlık ve çalışma ortamınızı ilgilendiren evinizde geri gidecek olan Merkür’ün sizlere bazı uyarıları olacaktır. Öncelikle iş yerinizde ve çalışma ortamınızda bilgisayarlarınızı yedeklemenizi öneririm çünkü, bu süreçte iş yerinde kullanılan elektronik cihazlar birden sapıtabilir. İş arkadaşlarınız ile aranızda yanlış iletişimden kaynaklı ciddi sorunlar baş gösterebilir. Bu dönem eski iş başvurularınızı gözden geçirmek, CV’nizi yeniden düzenlemek ve elinizdeki işleri tamamlamak için harika bir zaman. Ama yeni işlere başlamak pek talihli bir şekilde seyretmeyebilir. Bu dönem sağlıkla ilgili konulara da dikkat et-
mek yerinde olacaktır. Eski, kronik bir takım rahatsızlıklarınız yeniden ortaya çıkabilir. Günlük işlerinizi halletmeye çalışırken trajikomik aksaklıklarla uğraşmak zorunda kalabilirsiniz. Ya da beraber çalıştığınız kişilerle ilgili iletişim problemleri yaşayabilirsiniz. 22 Mayıs’a kadar dikkatli olun.
Oğlak ve Yükselen Oğlak Burcu (22 Aralık - 22 Ocak)
Aşk, şans, çocuklar evinizde geri gidecek olan Merkür, öncelikle aşk meşk konularında kafanızın biraz karışmasına, karar verme mekanizmanızın doğru dürüst çalışmamasına sebep olabilir. Eğer bir seçim yapacaksanız doğru analiz edemeyebilirsiniz. Ani başlayan aşklar aynı hızda bitebilir, şaşkına dönebilirsiniz. Seyahat planlarınızda aksaklıklar oluşabilir. Çocuklarla iletişimde zorluklar yaşayabilirsiniz. Bu Merkür gerilemesinin bir diğer etkisi de eski aşklarınızın yeniden dönmesi olabilir, onlardan mail, sms, ...v.b. haberler alabilir, haklarındaki gelişmelerden haberdar olabilirsiniz. Bir de unutmadan bu gerileme sürecinde riskli yatırımlardan ve işlerden uzak durmakta fayda var. Flört ettiğiniz kişi sayısı çok ise, gönderdiğiniz mesajlara dikkat edin ki yanlış kişiye yanlış mesajlar gitmesin. Özel hayatınızda iletişim problemleri nüks edebilir.
Kova ve Yükselen Kova Burcu (22 Ocak - 20 Şubat)
Aile, yuva, kökler evinizde geri gidecek olan Merkür, eviniz
390
içinde kullandığınız elektronik aletlerde bir takım sorunlar, arızalar çıkartabilir. Evinizde kullandığınız bilgisayar, laptop, mutfak gereçleri, kumandalar, tv, müzik seti gibi aletlerde bir takım arazlar oluşabilir. Aile içinde özellikle kelimeler havada uçuşabilir, herkes başka telden çalabilir ve bireyler birbirini anlamakta zorlanabilir, yanlış anlaşılmalar ortaya çıkabilir. Bu süreç ev değiştirmek ve yeni ev almak için çok uygun değildir. Geleceğe yönelik yaptığınız planlar sürekli değişebilir, kafanız karışık olabilir.
Balık ve Yükselen Balık Burcu (20 Şubat - 21 Mart)
İletişim evinizde geri gidecek olan Merkür, her türlü iletişim aracını kullanırken dikkatli olmanız konusunda uyarılarda bulunmakta. Yanlış kişilere, yanlış mesajlar, mailler gitsin istemezsiniz. Bilgi yanlışlıkları ortaya çıkabilir, bilgiler karışabilir. Bu etki 22 Mayıs’a kadar aynı şekilde kardeşler ve komşularınızla ilişkilerde de aksaklıklar ve yanlış anlamalar oluşturabilir. Özellikle bu tarihler arasında seyahat planları olanların, seyahat öncesinde bilet ve bavul kontrollerini dikkatli bir şekilde yapmalarını önerebilirim. Yanınıza aldığınızı sandığınız bir şeyleri almadığınız için keyfiniz kaçabilir, özelikle bu gerileme döneminin favorisi bavulların kaybolmasıdır. Bu yüzden bagaj fişinize sahip çıkın ki sonradan zor duruma düşmeyin. Kısacası ne kadar iyi organize o kadar iyi Merkür retrosu. Merkür gerilerken başladığınız eğitimleri yarıda bırakabilir, okumaya başladığınız kitapları bitirmekte zorlanabilir veya içeriğini hemen unutabilirsiniz.