MAG Mayıs 2019

Page 1












“VARLIĞINIZ VAROLMA NEDENİMİZDİR, TÜM ANNELERİN ANNELER GÜNÜNÜ KUTLARIZ”

p a r i s k u a f o r. o f f i c i a l





rรถportaj

????? ??????

?

?????? ???????

n







BO D RU M

MOYO BE ACH HOTEL Torba Mahallesi, Hoşgörü Sokak No : 1, 48400 Bodrum/Muğla T: +90 252 367 14 17 www.moyohotel.com - info@moyohotel.com - sales@moyohotel.com


İşbirliği ile en özel gününüz unutulmaz bir masala dönüşebilir...











Panora AVM KAT 1 MiiN T:+90 3124921303 @miin_ankara â–ª www.miin.com.tr



ANKARA ARMADA - Ä°STANBUL ZORLU CENTER TWINSETTURKEY



Projelere Tasarım Katan Anlayış tasarım detaylar özgün koleksiyonlar

İSTANBUL• ANKARA• BAKÜ 0532 273 89 58 anse@qhome.com.tr

QHOME.COM.TR


İZMİR: Favori Mobilya Duduyev Bulvarı No: 61/A Mavişehir Karşıyaka - İZMİR T.+90 232 330 11 01

İZMİR: İZMİR:Favori FavoriMobilya MobilyaDuduyev DuduyevBulvarı Bulvarı No: No:61/A 61/AMavişehir MavişehirKarşıyaka Karşıyaka--İZMİR İZMİR T.+90 T.+90232 232330 33011 1101 01



Proje: İstanbul Yeni Havalimanı Unifree Merkez Ofis | Mimar: Nazım Karakuş


Mağaza Karacakaya Caddesi No: 127 Siteler / ANKARA T: +90 312 351 48 88 - +90 312 353 03 04 • F: +90 312 348 26 71 info@livamob.com.tr


19 Mayıs Atatürk’ü anma Gençlik ve Spor Bayramınız kutlu olsun.







Uğur Mumcu Caddesi No:88 GOP / ÇANKAYA / ANKARA T:+90 312 446 17 27 info@ankarasehirkulubu.com ankarasehirkulubu


www.ankarasehirkulubu.com

446 17 27






editör

Beril Çavușoğlu

beril@magmedya.com.tr

S

Enerjik Bir Sayı

evgili MAG Okurları; Etraf cıvıl cıvıl... Doğa iyice canlandı... Çiçekler, ağaçlar, gökyüzü renklendi... Vitrinler, ekranlar, davetler, sosyal medya daha da hareketlendi... Herkesin içi kıpır kıpır... Coşku doldu, her yer... Biz de sizler için sayfalarımıza taşıdık, tüm bu enerjileri... Hadi içeriğimize bir göz atalım...

Kapağımızda herkesin yakından tanıdığı, çok sevdiği, duru bir isim var: Bade İşçil. Günden güne daha da güzelleşen, kendine özgü tarzıyla, farklı havasıyla, sempatikliğiyle gönüllerde taht kuran İşçil ile çok hoş bir çekim gerçekleştirdik. Samimiyetiyle bizleri de büyülerken hayatının dönüm noktalarından güzellik sırlarına kadar pek çok konuyu paylaştı... Yine bir başka güzelden bahsedeyim. Kimileri onu Kıvanç Tatlıtuğ’un “şanslı eşi” olarak tanısa da, kendisi esasında birçok ünlü erkeğin arkasındaki başarılı el... Stilist, Room&Rumours’un kurucu ortağı, moda yazarı... On parmağında on marifet: Başak Dizer Tatlıtuğ. Yaptığımız sohbette ona da tüm merak edilenleri sorduk... Her albümü altın ve platin plak kazanan, yediden yetmişe herkesin hayran olduğu Pink Martini; dünya turnesi kapsamında mayıs ayında ülkemizde pek çok konser verecek... Bizim de bu konserler öncesinde keyifli bir söyleşimiz oldu... Alanında önemli birçok isimle çok özel röportajlarımız oldu. Yazarlarımız sanattan dekorasyona, modadan seyahate yine tüyolar verdiler. Bu sayımızda görkemli açılışlar, partiler, kutlamalar yine yerlerini alırken MAG PR Solutions’ın davetleri de aya damgasını vurdu.... Lüksün ve konforun markası Lexus’un Ankara açılışı için MAG Pr Solutions olarak muhteşem bir partiye imza attık. Özel ikramların sunulduğu yemeğin ardından Aşkın Nur Yengi konseriyle taçlanan şık gece, yine unutulmaz anlara sahne oldu... Eğitimde doğa dostu teknolojik sistemler kullanan TAM Okulları’nın açılışı için de bu kez özellikle çocukların hem eğlenebileceği hem de öğrenebileceği atölyeler ile aktivitelerin olduğu keyif dolu bir gün yaşattık konuklarımıza... Güven Eğitim ve Sağlık Vakfı’nın düzenlediği, MAG Pr Solutions’ın katkılarının da olduğu ve tüm gelirin kadın sığınma evleri ile ZİÇEV’e bağışlandığı “Bahar Festivali”nde binlerce konuk ağırladı. Ayhan Sicimoğlu, Nilgün Bodur gibi isimlerin katılımıyla renklenen “İyilik İçin Alışveriş” etkinliği büyük ilgi gördü... Mayıs ayının en önemli günlerinden biri olan hayatımızdaki en değerli varlıklara atfettiğimiz Anneler Günü için sanat, iş ve cemiyet hayatının sevilen isimleri Aslı Hotiç Türker, Begüm Gazioğlu Ballı, Demet Şener, Ebru Aygün ve Gül Erdoğan ile anneliğe ve çocuklara dair konuştuk... 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutlayacağımız bu ay, Ramazan’a denk geliyor. Bedenimizi, duygularımızı, düşüncelerimizi, kalplerimizi arıtalım. Ruhumuz gençleşsin, coşkumuz artsın. Dünyaya sevgi ve barış yayılsın. Herkese mutlu ve huzurlu bir ay dilerim...



MAYIS 2019 YIL:16 SAYI:160 FİYAT:15 TL mag medya ltd. şti. adına imtiyaz sahibi ve yazı işleri müdürü

CAN ÇAVUŞOĞLU can@magmedya.com.tr genel yayın yönetmeni

B ERİL ÇAVUŞOĞLU beril@magmedya.com.tr tasarım

ÖZGE AKTAŞ ozge@magmedya.com.tr kreatif direktör

SEDA ÇAVUŞOĞLU seda@magmedya.com.tr haber ve foto muhabiri

ÖZGÜR KARABULUT ozgur@magmedya.com.tr SİNAN ÖZÜDOĞRU sinan@magmedya.com.tr halkla ilişkiler

DİLARA ERTÜRK dilara@magmedya.com.tr DİLARA AYDOĞDU daydogdu@magmedya.com.tr katkıda bulunanlar

ERSİN AL DANİLO ZANNA DİLARA KOÇAK HİKMET ÇETİNKAYA İPEK GENÇER MELİSA ÇETİN OZAN EKŞİ ÖZGÜR AKSUNA SİNEM YILDIRIM reklam müdürü

ESRA DEMİR TORAL esra@magmedya.com.tr reklam

FERAY ŞAHİNGÖZ feray@magmedya.com.tr HİLAL BAŞARIR ÖZTÜRK hilal@magmedya.com.tr SİMGE ÜNLÜ ÇETİN simge@magmedya.com.tr türü

BÖLGESEL SÜRELİ YAYIN mag isim ve yayın hakkı mag medya ltd. şti.’ne aittir. dergide yayınlanan yazı ve fotoğrafların tüm hakkı mag’a aittir. izin alınmadan kullanılamaz. yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. idare merkezi kaptanpaşa sokak no: 33-b g.o.p. ankara tel: +90312 428 0 444

MAG’a abone olmak çok kolay... Telefon ile

0.312 428 04 44

İnternet ile

abone.magdergi.com.tr

YENİDEN KULLANIN GERİ DÖNÜŞTÜRÜN! Eski dergi, katalog ve gazetelerin geri dönüştürülmesi çevreye yapılabilecek en kolay katkıdır. Ağaç kesimlerini azaltmak üzere MAG Medya, okuyucularını kendi yakın çevrelerinde de geri dönüşümü teşvik etmeye çağırıyor.

mali işler koordinatörü

TARIK DEĞER tarik@magmedya.com.tr yayın hukuk danışmanı

AHMET MÜNİR YAŞAR KORCAN DERİCİOĞLU

Dağıtım Dünya Süper Dağıtım Veb. Ofset A.Ş Baskı DUMAT OFSET A.Ş. Bahçekapı Mah. 2477. Cad. No: 6 Şaşmaz / ANKARA Tel: +90312 278 82 00 (pbx) Basım Tarihi 29.04.2019 www.magdergi.com.tr facebook.com/magonline twitter.com/magdergi instagram.com/magdergi bilgi@magmedya.com.tr



62 62 NEVBAHAR Koç ikinci kitabının tanıtım lansmanını gerçekleştirdi... 66 LEXUS Mahall Ankara’daki showroomunda “ES” modelini tanıttı... 82 PANORA AVM’de alışveriş zamanı...

296 258 DİLARA Koçak’tan Ramazan’ı rahat geçirmeniz için 5 öneri...

162 110 MAMUT Art Project özel bir açılışla sanatseverlerle buluştu... 162 BADE İşcil ile fark yaratacak fotoğraflar ve merakla okuyacağınız bir sohbet... 178 BAŞAK Dizer Tatlıtuğ ile modaya ve kariyerine dair çok özel bir röportaj...

192 192 SANAT iş ve cemiyet hayatının sevilen anneleriyle Anneler Günü’ne özel... 254 İTALYAN Şef Danilo Zanna moda, yemek, seyahat ve hayata dair yazılarıyla MAG sayfalarında...

286 ÇAĞDAŞ Sanatın inovatif temsilcisi Ressam Yücel Dönmez ile çok özel... 296 PINK Martini nostaljinin büyüleyen sesi...


BLACK BAY BRONZE


style

MARYJANE CLAVEROL KÜPE £108

Seda Çavușoğlu

MARNI İLKBAHAR 2019 MATTY BOVAN ELBİSE £750

DRIES VAN NOTEN ELBİSE €1,580

MARNI ELBİSE £2,666

seda@magmedya.com.tr

Desen Mucizesi

Birbirleriyle zıtlık olușturan desenleri kullanmaktan çekinenlerden misiniz? Usta ellerden çıkan desenlerin ahengi bu sezon ezber bozacak! 56

FENDI AYAKKABI £575

GANNI ELBİSE €519

JUNYA WATANABE BLUZ £633



style

ISABEL MARANT İLKBAHAR 2019

MARIA LUCIA HOHAN ELBİSE £458

ANDY WOLF GÖZLÜK £245

ISABEL MARANT PANTOLON €390

STORKS YÜZÜK

LOEWE BLUZ €790

ISABEL MARANT BLUZ £302

NATASHA ZINKO ŞORT £325

Jean Kompozisyonu Her gardırobun olmazsa olmazı jean parçaları ıșıltılı tasarımlarla kombinleyip alıșılagelmemiș bir șıklık yakalamaya ne dersiniz?

58

GUCCI AYAKKABI £569

SAINT LAURENT ÇANTA £1,001

GERMANIER TAÇ £275

JIMMY CHOO AYAKKABI £437



style

Soft Geçişler

STORKS YÜZÜK

STELLA MCCARTNEY BLUZ €895

BALMAIN İLKBAHAR 2019

NANUSHKA ELBİSE €495

Sateni pastel tonlarla harmanlayan tasarımlar, romantik bir görünüm için ilk tercihiniz olacak!

LEE MATHEWS ETEK €320

REJINA PYO GÖZLÜK €250

ZIMMERMANN ELBİSE £350

MICHAEL LO SORDO GÖMLEK €314 JACQUEMUS AYAKKABI €516

BALENCIAGA AYAKKABI €1,025

60

STELLA MCCARTNEY GÖMLEK €525


Beko’dan lezzet ikilisi 360 ısı teknolojisine sahip ankastre fırın ve 9 farklı ısı ayarına sahip ankastre ocakla yemekler tam kıvamında olacak.

360 ısı

teknolojisi

Kokular

karışmaz

9 ısı

seviyesi


davet

ZEYNEP FADILLIOĞLU

ASLI SOYAK

ÖZLEM ERASLAN

BERRAK BARUT

Nevbahar Koç’tan Yeni Kitap Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı ve iş adamı Ali Koç’un zarif eşi Nevbahar Koç, ikinci kitabının tanıtım lansmanını gerçekleştirdi. 2017’de Emre Güven’in fotoğrafları eşliğinde, İstanbul Boğazı’nı tanıttığı “Bosphorus Private” adlı kitabı piyasaya çıkaran Nevbahar Koç, geçen yaz Güney ve Ege kıyılarını tanıtacak kitabına başladı. Hazırlıkları bitirilen ve basımı yapılan “Turquoise Coast” adlı kitabın tanıtım daveti Assouline Yayınevi’nin Bebek’teki ofisinde yapıldı. Kitap tanıtım davetinde “Turquoise Coast”un yazarı Nevbahar Koç ve Assouline Yayın Evi’nin sahibi İrem Kınay, birlikte ev sahipliğini üstlendiler. 

62

İREM KINAY, NEVBAHAR KOÇ



davet

ESRA DİNÇKÖK

AFET KARACAN

AHU TUĞBAY

Davetliler Nevbahar Koç’a kitaplarını imzalatırken “Turquoise Coast” ile ilgili bol bol sohbet ettiler. 64

BEGÜM AYAYDIN

BEGÜM BALLI

ETEL BALER

IȘIL REÇBER


KARTAÅž OTOMOT V ANKARA TEL: (0312) 583 85 85


davet

AȘKIN NUR YENGİ

İDİL-TOLGA ÜLKEALAN

GÖKHAN AYKAÇ

TÜLAY KAYA

Lexus, Mahall Showroom ile Ankara’da Otomotivde“lüksün” tanımını değiştiren Lexus, Ankara’da açtığı yeni showroomunda “ES” modelini ilk kez Türkiye’ye tanıttı. Dünyanın en iyi otomobillerini üretme felsefesiyle yola çıkan Lexus, İstanbul’dan sonra ikinci showroomunu Ankara’da açtı. 2016 yılında İstanbul’daki showroomu ile Türkiye pazarına giren ve kısa zamanda büyük beğeni toplayarak lüksün tanımını değiştirmeyi başaran Lexus’un, 556 metrekarelik Lexus Mahall Showroom’unun açılışında Aşkın Nur Yengi de konuklara özel bir konser verdi. Ankaralı davetliler, bu özel gecede Lexus’un lüks modellerini yakından inceleyerek gece boyunca müziğin keyfini çıkardılar. 

66

SONGÜL-SELİM OKUTUR

ALİ HAYDAR BOZKURT



davet

YEȘİM TANDOĞAN

MURAT GÜLEÇ

MELİKE GÖKÇE

VELİ-NERMİN SARITOPRAK

Ankara’da ilk showroomu ile otomobil tutkunlarını bulușturan Lexus, șık açılıșı ile göz kamaștırdı. 68

EBRU ÖNEN, KAZIM TÜRKER

EFKAN EFE

GÖZDE YURTSAL

TOGAY CÖMERT



davet

TAMER ÖZBAY, GÖZDE YURTSAL, BAHAR ERDOĞDU, SELİM OKUTUR, BÜȘRA KILIÇ, TARIK MECDİ BATUMELLİ, ONUR MURAT

70

MAG PR Solutions iș birliği ile düzenlenen gece, unutulmaz anlara sahne oldu. BERİL ÇAVUȘOĞLU

ÖZER-ESRA YILDIRIM

FUNDA-TURGUT BEKİȘOĞLU



davet

FİLİZ-NACİ YILMAZ

72

ELİF-BARIȘ KÜPÇÜ

AHMET MÜNİR YAȘAR

AYȘEGÜL AYGÜN

Așkın Nur Yengi’nin performansı ile renklenen gecede konuklar Lexus araçları hakkında detaylı bilgi alma șansına sahip oldu. ENDER CANAN ADAN

ECE-SERKAN GÜLEÇ

FİLİZ SÜTÇÜGİL

SİNEM-ERSAN BAȘBUĞ


ESİN GÜREL

İLKNUR-AHMET DEMİR

HASAN KÜTÜKOĞLU, SEDAT YILANCI

HAKAN-TUĞBA ALAÇAM

KADRİYE-ÜNAL KERİMOĞLU

DEMET-LEVENT AYDIN


davet

SERKAN-SERHAT NEZİROĞLU

74

BELİZ BÜYÜKHANLI

MURAT-ELİF DAMGACI, ÖZLEM İNCİK

ÇAĞATAY-ECEM TARANOĞLU

MEHMET-FERİDE ȘAHİN

ELA-BEDİ GÜRBÜZ


B U LVA R LO F T ’ TA KONUT VE TİCARİ ALAN KİRALAMALARI BAŞLADI T İ C A R E T İ N A LT I N Ü Ç G E N İ

Bulvar Loft, Ankara’da konut piyasasının yükselen yıldızı İncek Bölgesi’nde yeni bir cazibe merkezi oluyor. Bulvar Loft, mimarisi, sosyal imkânları ve lokasyon avantajıyla Ankaralılara her metrekarede keyif ve prestij vadediyor. Her detayı incelikle düşünülmüş yaşam alanları, sosyal donatıları ve birbirinden keyifli ticari alanlar Bulvar Loft’ta sizi bekliyor.

31 adet ticaret alanı ve ticaret alanlarının ortasında yer alan 600 m2’lik etkinlik alanına sahip, yaklaşık 3000 kişinin yaşayacağı Bulvar Loft’un kâr getirisi yüksek, prestijli ticaret alanlarında müşterileriniz hazır.

Bulvar Loft Tanıtım Ofisi: Kızılcaşar Mah. No: 7A/1 Yavuz Sultan Selim Bulvarı İncek / Gölbaşı / Ankara www.bulvarloft.com.tr


davet

TOLGA KIZILTAN, AHMET DOĞAN

76

KORAY UYGUR, ESRA ESRİNGÜL

SEDEN-ALP BEKİT

Lexus’un lüks otomobillerinin tanıtıldığı gecede konuklar canlı müzik eșliğinde geç saatlere kadar eğlenme imkanı buldu. DAMLA PERÇİNER

AYȘE-KEMAL EFE

AYȘE-RECEP DİREK


ZEKERİYA-BİRSEN ALBAYRAK

HAKAN-SONGÜL OKUR

ȘERİFE ATALAY, EBRU BİBEROĞLU

ORHAN-ARZU KÖPRÜLÜ

TÜZÜN GELGEL

TANER-NEZİHE ÜÇÖZ

SAVAȘ GELGEL


davet

SEVİL GÜRGAN

SAVAȘ ÇOLAKOĞLU, GÜLÇİN KOFOĞLU

GÖKHAN AȘIKOĞLU, MEHMET KAYA, AYTAÇ İMAN

556 metrekarelik showroomda üç yüz kișiyi așkın davetliyi ağırlayan Lexus Mahall, ses getiren bir organizasyona ev sahipliği yaptı. 78

NURTEN-NUMAN GÜRDOĞAN

TUĞÇE-KEMAL İNAL

TUĞBA-OSMAN SARIÇAM





Mert Aslan Etkinlik Öncesi Kahve Başarılı Moda Tasarımcısı Mert Aslan; Panora İpekyol mağazasında düzenlenen programa konuk oldu. Aslan, gerçekleşen programda İlkbahar - Yaz moda trendlerinden bahsetti.

Arzum Onan Söyleşiye Katıldı Ünlü Oyuncu ve Eski Manken Arzum Onan, Panora AVM içerisinde düzenlenen bir etkinliğe konuşmacı olarak katıldı. Konuşmasının ardından Happy Moon’s’a geçen Arzum Hanım, havaalanına geçmeden önce MAG objektiflerine gülümsemeyi ihmal etmedi.

82



Tuba Üstün Çocuklarına Hediye Aldı “Derin Anne” olarak tanınan Tuba Üstün, çocuklarına hediye almak için Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’ne geldi. Tuba Hanım, alışverişin ardından günün yorgunluğunu atmak için Godiva’da tatlı ve kahve keyfi yaptı.

Sibel Koşar 5 Çayı Fatima’da Cemiyet hayatının önde gelen isimlerinden Sibel Koşar, dostlarıyla Fatima’da “5 çayı” keyfi yaptı. Dostlarıyla uzun ve keyifli sohbetin ardından Sibel Hanım, alışveriş için Massimo Dutti mağazasına geçti.

84



Dilşen Kara Barners’tan Alışveriş Başarılı Peyzaj Mimarı ve Çevre Peyzaj’ın zarif sahibesi Dilşen Kara, Barners’tan alışveriş yaptı. Şık görüntüsüyle dikkat çeken Dilşen Hanım, mağazada yer alan markaları çok beğendiğini ifade etti.

Eda Akgün Günün Stresini Panora’da Attı The Mark markasının kurucusu, İş Kadını Eda Akgün, iş yerinden ayrıldıktan sonra günün stresini atmak için Panora AVM’ye geldi. Kafes Fırın’a geçerek tatlı yiyen Eda Hanım, uzun süre vitrinlere göz attıktan sonra AVM’den ayrıldı.

86


Haluk Tümer Yavuz Eşine Hediye Aldı Pimeks Grup Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Tümer Yavuz, eşine hediye almak için Panora AVM Lacoste mağazasına geldi. Haluk Bey alışverişin ardından Godiva’ya geçerek yorgunluk kahvesi içti.

Emel Uslu Atik Bağzıbağlı’dan Elbisesini Aldı City Otel’in zarif sahibesi Emel Uslu Atik, Ünlü Modacı Raşit Bağzıbağlı’nın Panora AVM’deki mağazasına gelerek, daha önce hazırlattığı elbisesini teslim aldı.


Kadriye Ciritçi Kıyafet Alışverişi Twist’te Erbil Kuyumculuk’un sahibi Kadriye Ciritçi, Panora AVM Twist mağazasında alışveriş yaptı. Kadriye Hanım, daha sonra SushiCo’ya geçerek öğle yemeği yedi.

Kemal-Gül Muratoğlu Düğün Öncesi Panora’dalar Başarılı İş Adamı ve Joyland Eğlence Merkezi’nin sahibi Kemal Muratoğlu ile eşi Gül Hanım, Panora’dan çıkarken görüntülendiler. Katılacakları bir düğün öncesinde Kaff mağazasından evlenecek çifte hediye aldıklarını söylediler.

88



Figen Erdem Machka’dan Alışveriş Yaptı Ankara cemiyet hayatının sevilen isimlerinden Figen Erdem, alışveriş için geldiği Panora AVM Machka mağazasında görüntülendi. Daha sonra ise NetWork ve Zara Home ile alışveriş turuna devam etti.

Fulya Sezen Gültekinoğlu Sezon Alışverişi Panora’da Ünlü Blogger ve Modacı Fulya Sezen Gültekinoğlu, sezon alışverişini yapmak için Panora’ya geldi. Beymen’e uğrayarak alışveriş yapan Fulya Hanım, Vakko Boutique mağazasına geçmeden önce objektiflere poz vermeyi ihmal etmedi.

90 magdergi.com.tr


Nurdan Acar Dostlarla Koyu Sohbet İş Adamı Nuh Acar’ın zarif eşi Nurdan Acar, dostlarıyla Godiva’da buluşacağını söyledi. Beklerken de çok sevdiği Burberry mağazasını gezerek alışveriş yaptı.

Kutlu Tamay, Veli Sarıtoprak Toplantı Panora’da Türk Sanayici ve İş Adamları Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Veli Sarıtoprak ve Verimlilik Platformu Başkanı Kutlu Tamay, toplantı için Panora Uludağ’a geldiler. Toplantı saatinden bir müddet erken gelen ikili, toplantıya kadar AVM’de vakit geçirdiler.


Esin Gürel Yoğun İş Temposuna Kısa Bir Ara Başarılı Avukat Esin Gürel, yoğun giden iş temposuna kısa bir mola vermek için Panora AVM’yi tercih etti. Beymen’den kendisi için parfüm alan Esin Hanım, alışverişinin ardından öğle yemeği için S’Lo Cafe’yi tercih etti.

Deniz-Jerry Jones Brooks Brothers’da Alışveriş Yaptılar Eski Diplomat Jerry Jones ve zarif eşi Deniz Jones, Brooks Brothers mağazasından alışveriş yapmak için Panora’ya geldi. Çift, alışverişlerinin ardından katılacakları bir davet için AVM’den ayrıldı.

92


(0312)

230 12 22


Sevil Gürgan Önce Yemek Sonra Alışveriş Cemiyet hayatının sevilen isimlerinden Sevim Gürgan Panora AVM’de arkadaşlarıyla birlikte yemek yedi. Timboo Cafe’deki keyifli yemeğin ardından kısa bir alışveriş turuna çıkan Sevil Hanım, sezonun şık parçalarını incelemeyi ihmal etmedi.

Evren-Zeynep Barutçu Birlikte Alışveriş Coldwell Banker Ülke Müdürü Evren Barutçu ve cemiyet hayatının tanınan isimlerinden zarif eşi Zeynep Hanım, alışveriş için Panora’ya geldi. Ramsey mağazasına uğradıktan sonra Beyliss mağazasına geçerek alışverişlerine devam eden ikili, daha sonra Midpoint’te yemek yedi.

94


Seden-Alp Bekit Beymen Club’tan Alışveriş Ankara sosyal hayatının tanınan çiftlerinden Seden - Alp Bekit çifti, yaptıkları yürüyüşün ardından Panora AVM’ye gelerek Fitiz By Elvan Odabaşı’nda kahve içti. Sonrasında ise Beymen Club’tan alışveriş yaptılar.

Ceyhan Bağcı Hafta sonu gezisi Panora’da Onyx İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Ceyhan Bağcı, hafta sonunda katılacağı bir iş toplantısı öncesinde Panora’ya gelerek saat alışverişi yaptı. Bir süre vitrinlere göz atan Ceyhan Bey, toplantısına geçmek için AVM’den ayrıldı.


Lina-Serap-Mira Erdem Çocuklarıyla Hafta Sonu Gezmesi Cemiyet hayatının tanınan isimlerinden Serap Erdem, hafta sonu için kızları Lina ve Mira ile birlikte Panora AVM’deydi. Gap Kids mağazasında alışveriş yapan anne ve kızları, daha sonra Joyland’e geçerek keyifli vakit geçirdi.

Yelda Çorlu Erken Saatlerde Panora TED Dayanışma Komitesi Başkanı Yelda Çorlu, erken saatlerde Panoara AVM’ye gelerek, alışveriş turuna çıkmayı çok sevdiğini söyledi. Yelda Hanım’ın ilk durağı Brandroom oldu.

96


İstanbul ‘un Eşsiz Boğaz Manzaralı Mekanı

Ankara 'da İster güne mutlu ve enerjik başlamak için zengin bir kahvaltı, ister öğlen ve akşam yemekleri için yeni bir

buluşma noktası …

Ramazan boyunca iftar ve sahur menülerimiz ile hizmetinizdeyiz.

Mutlukent, 2432. Cd. Galleria Avm No:11 D.No: 97, 06800 Çankaya/Ankara 0530 404 01 17

/lokmaankara


Nuray Akbacakoğlu Panora Turu Ankara cemiyet hayatının tanınan isimlerinden Nuray Akbacakoğlu, alışveriş için geldiği Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde görüntülendi. Nuray Hanım, alışveriş turuna Zara’dan başladı.

Neşe Aykut Her Şey Bir Arada Kendi ismiyle çıkardığı giyim markasıyla oldukça beğenilen Neşe Aykut, Panora AVM’de görüntülendi. Sevdiği pek çok markayı bir arada bulabildiği için Panora’yı tercih ettiğini belirten Neşe Hanım, Beymen’den çanta ve kemer alışverişi yaptı.

98 98magdergi.com.tr


Mehmet Dönen Takım Elbisesini Beymen’den Aldı Sanayi ve Ticaret Eski Bakanı Mehmet Dönen, takım elbise alışverişini Beymen’den yaptı. Mehmet Bey, daha sonra Sarar mağazasından da alışveriş yapmayı ihmal etmedi.

Berna Altınok Akşam Saatlerinde Alışveriş Cemiyet hayatının tanınan isimlerinden Berna Altınok, akşam saatlerinde geldiği Panora’da uzun süre alışveriş yaptı. Beymen’e giderek kendisi için bir elbise alan Berna Hanım, kozmetik alışverişi yapmak için ise Sephora’yı tercih etti.


Bilge Apaydın Vakko’dan Çanta Aldı Ankara sosyal yaşamının tanınan isimlerinden Bilge Apaydın, çanta alışverişi için Vakko Boutique’i tercih etti. Vakko’da alışverişini tamamlayan Bilge Hanım, öğle yemeği için Uludağ Kebap’ı seçti.

Esra Demir Yıldırım Ayakkabı Alışverişinin Ardından Tatlı Keyfi İş Adamı Özer Yıldırım’ın eşi Esra Demir Yıldırım, ayakkabı alışverişini Panora Brandroom mağazasından yaptı. Esra Hanım, tatlı yemek ve dinlenmek için Fatima’ya geçti.

100



Ece Salıcı Atasay’dan Alışveriş Yaptı Başarılı Modacı Ece Salıcı, Panora AVM’ye gelerek Atasay mağazasında takı alışverişi yaptı. Ece Hanım, kendi markasının sezon hazırlıklarının da büyük bir yoğunlukla sürdüğünü söyledi.

Bekir Akar Dostlarıyla Buluştu İş adamı Bekir Akar, dostlarıyla buluşmadan önce AVM’de markaların yeni sezon ürünlerini inceledi.

102


Sezen Gürhan NetWork’ten Hediye Başarılı Avukat ve Gürhan Hukuk Bürosu Ortağı Sezen Gürhan, katılacağı bir doğum günü öncesinde Panora NetWork mağazasına gelerek arkadaşına hediye aldı. Hediyesini özenle seçen Sezen Hanım, doğum gününe geçmek için Panora’dan ayrıldı.

Tekin Bingöl-Emir Torunuyla Birlikte Panora’da Ankara Milletvekili Tekin Bingöl, torunu Emir ile Panora’ya gelerek keyifli vakit geçirdi. Mothercare mağazasında kıyafet alışverişi yaptıktan sonra Bingöl, LocoPoco’ya geçerek torununa oyuncak aldı.


Geleneksel Lezzetlerin Büyüsü Tecrübeyle sabitlenen tarifleriyle yöresel Kayseri lezzetlerini tek bir çatıda bulușturan Kayseri Mutfağı, kalitesinden ödün vermeden sürdürdüğü bașarısını Panora AVM’de devam ettiriyor...

104


Kayseri’nin lezzetlerini Ankara’ya tașımak istedik.

K

ayseri Mutfağı ne zaman ve nerede kuruldu?

1996 yılında Ankara’da başladık yolculuğumuza... Yaklaşık yirmi üç senelik bir geçmişimiz var. Kayseri’nin lezzetlerini Ankara’ya taşımak istedik...

Nerelerde faaliyet gösteriyorsunuz?

İstanbul’da bir merkez ve on şube, Ankara’da üç, Bursa’da iki ve Kocaeli - Gebze’de bir şube olmak üzere toplam on yedi şubede hizmet vermekteyiz. İleride diğer illerimizde de hizmet vermeyi umuyoruz.

Kayseri Mutfağı’nı açmak için Panora’yı tercih etmenizde özel bir neden var mı?

Ankara’yı göz önünde bulundurduğumuzda Panora AVM, özellikle konumu ve bünyesindeki kaliteli markaları ile nezih bir ortama sahip. Biz de Kayseri Mutfağı olarak kendi kalitemizle Panora’da yer almak istedik.

Kayseri Mutfağı’nın pastırma, mantı gibi özel lezzetlerinden başka henüz keşfedilmemiş lezzetleri var mı?

Evet genel olarak Kayseri, mantısıyla ünlü olsa da kıymalı yağlama, nevzine tatlısı ve tepsi mantısı en özel lezzetlerimizden. Denenmesini mutlaka tavsiye ettiğimiz lezzetli tatlarımızdan yalnızca birkaçı...

Kayseri Mutfağı’nı diğer markalardan ayıran özelliği nedir?

Biz kurulduğumuz günden bu yana kullandığımız ürünlerin kalitesine çok önem veriyoruz ve bu kaliteyi devam ettirmek için de elimizden geleni yapıyor, misafirlerimizi memnuniyetle ağırlamaya çalışıyoruz. Bizi diğer markalardan ayıran en önemli özellik; yerinde, taze ve katkısız ürünler kullanıyor olmamız.

Size gelen müşterilerinize önereceğiniz lezzet ilk hangisi olurdu?

Elbette ki bize gelen misafirlerimizin denemesi gereken lezzetler arasında Kayseri mantısını ilk sıraya koyuyoruz. Daha sonrasında ise bunu tepsi mantı ve kıymalı yağlama izliyor. Bizi tercih eden misafirlerimizin mutlaka bu lezzetleri denemesi gerektiğini düşünüyoruz. 


ZARA FULAR 79

Bahar Havası Güneșin sıcak gülümsemesini gösterdiği bu günlerde, yaza yumușak bir geçiș yaparken renkler rehberiniz olsun!

ZARA KÜPE 79,95

40 MILLION GÖZLÜK

BERSHKA ŞORT 159

İPEKYOL ELBİSE 499

PULL&BEAR BLUZ 99,95

ETRO İLKBAHAR 2019

BEYMEN-DOLCE&GABBANA ÇANTA 12,450

ZARA ELBİSE 159

NEW BALANCE AYAKKABI 599

BEYMEN-SAINT LAURENT AYAKKABI 8,450

106

MASSIMO DUTTI SANDALET 399


BEYMEN-NALAHA DESIGN BİLEKLİK 849

ZARA CEKET 199

SARAR TAKIM ELBİSE 1,519

PULL&BEAR GÖMLEK 119

DIOR HOMME İLKBAHAR 2019

BRANDROOM POLO RALPH LAUREN T-SHIRT 254

MAVİ KEMER 69

BEYMEN-GOLDEN GOOSE AYAKKABI 2,549 VETRINA AYAKKABI 2,195


HALİL ÖSER

Kalıcı Kilo Verme Sürecinde Detoks Gerçeği

B

ütüncül Tıp Protokolleri arasında detoks işlemi çok önemli bir yer tutar. Detoks, organizmanın dışardan aldığı ve kendi doğal süzme inaktive etme süreçlerinde başa çıkamadığı toksin yükünün, özel beslenme protokolleri ve çeşitli tamamlayıcı tıp uygulamaları ile vücuttan atılması işlemidir.

Burada en önemli konu bir yandan var olan toksinleri vücuttan uzaklaştırırken öte yandan yeni toksin girişinin durdurulması

olayıdır. Toksinler, vücudumuza ağız, deri, ve solunum yolu ile girebilir. Özellikle ağız yolu ile girişte karaciğerde bir süzme inaktive etme işlemi yaşanır ancak bağırsak astarımızı oluşturan florada hasarlar varsa atılması gereken toksinler geri kaçar ve total toksin miktarını birkaç kata kadar artırır. Böylece, kanda dolaşan toksin miktarı, karaciğerin süzme inaktive etme kapasitesinin üstüne çıkar. İşte bu aşamada, bu kimyasal, organik veya ağır metal bileşiklerinden oluşan toksinler, tüm hayati organlarımızı tehdit etmeye başlar. Tiroit, pankreas, böbrek, beyin dokusu ve eklemler

advertorial

Uzun tartıșmalara konu olan detoks uygulaması ve detoksun kalıcı kilo verme sürecindeki etkisini okuyucularımızla paylașan Bütüncül Tıp Uzmanı Dr. Halil Öser, bu süreçte hissedilen devamlı yorgunluğun ve halsizliğin çözümlerini de paylaștı...


gibi yağ dokusundan zengin iyi kanlanan değerli organlarda yerleşir ve harabiyetlere yol açar (tiroidit, diabet, artrit, beynin ablukaya alınması ile otistik bulgular, disleksi, depresyon, hiperaktivite, ruhsal ve sosyal uyum bozuklukları gibi). Bu harabiyeti engellemek için vücut savunma sistemleri bu organlara giderek toksinlerle savaşır. Bu savaş, toksin girişi engellenmediği sürece bir kısır döngüye dönüşür ve sonuçta hedef organ hasar görür. Bu hastalıklara genel olarak Otoimmün Hastalıklar adı verilir. İroniktir ki burada asıl hasar, kökeni savunma hücrelerimiz tarafından oluşmaktadır. Bu sürecin temel nedeni ise bağırsak florasının bozulması ve atılması gereken toksinlerin tekrar kana karışmasıdır. Bunun temel sorumlusu ise işlenmiş gıdalarla beslenme, karbonhidrat ve şeker alımının artması, kavrulmuş kuruyemişler, cips, mısır gevreği, şekerleme gibi ticari ürünlerin rutin kullanımı ve ara öğün benzeri zorlama önermelerdir. Vücuda toksin girişinin durdurulması ve böylece bağırsak florasının tamiri temel prensiptir. İşte bu süreç işletilmeden uygulanan diyetlerle, hatalı bir şekilde vücuttaki toksin miktarı düşürülmeden kilo verilmesi, aslında birim kilo başına düşen toksin miktarını %50’lere varan oranda artırmakta ve bunun sonucunda, kişi hem verdiği kiloları kısa sürede geri almakta hem de kanser başta olmak üzere çok tehlikeli hastalıklara maruz kalabilmektedir. Bunu önlemenin en sağlıklı yolu Bütüncül Tıp - Gaps - Bütüncül Beslenme uzmanı bir doktor tarafından kilo verme sürecinin yönetilmesidir. Yani önce kişi detoks uygulamasından geçirilecek, sonra barğırsak duvarı (florası) tamir edilerek yeni toksin girişi engellenecek ve en sonunda işlenmiş gıdalardan, karbonhidrat ve şeker türevlerinden olabildiğince uzak, doğal alternatif ürünlerle dilediğince beslenmesi sağlanarak hem metabolizması düzeltilecek hem de ideal kilosuna ulaşacaktır. Bu protokolde asla hasta aç bırakılmaz, aç kalarak kalıcı ve sağlıklı kilo verilemez. Böylesi durumlarda önce doku aralıklarındaki sonra da organ sistemlerindeki su kaybedilir ki bu da çok tehlikeli süreçlere yol açabilir. Sağlıklı ve doğal ürünleri doyuncaya kadar yiyerek tok bir şekilde kilo verebilir, yaşam kalitenizi ve sürenizi artırabilirsiniz.

Günümüzde özellikle her kadının tabii ki hekimine de danıșarak magnezyum desteği alması gerek. Enerji metabolizmasında müthiș önemli bir mineral magnezyum. Ne yazık ki ișlenmiș gıdalardaki șeker, bu önemli desteğin en büyük düșmanı.

Neden Sürekli Yorgun ve Halsiz Hissederiz?

Eğer yorgunluk ve bitkinlik yaşıyorsanız ve B, D vitaminleriniz, tiroit hormonu ve kan değerleriniz normalse, yorgunluğa veda edebilirsiniz. Yapmanız gereken ilk iş, masadaki peyniri bir daha yememek... Merak etmeyin, kalsiyum desteği olarak doğal ev yapımı yoğurt yeterli olacaktır. Günümüzde özellikle her kadının tabii ki hekimine de danışarak magnezyum desteği alması gerek. Enerji metabolizmasında müthiş önemli bir mineral magnezyum. Ne yazık ki işlenmiş gıdalardaki şeker, bu önemli desteğin en büyük düşmanı. Her bir şeker ( glikoz ) molekülü emilirken 26 molekül magnezyum kullanıyor. Yani tam bir yıkım; fakat doğal besinlerle şeker aldığınızda (incir, hurma, doğal bal gibi) bunların içinde her bir şeker molekülüne karşılık 26 molekül magnezyum zaten besinin içine eklenmiş durumda. İşin aslı, doğa ana bizi koruyor. İşlenmiş gıdalara şeker yüklemesi yapan ticari unsurlar için aynı şeyi söylemek pek olası değil... Haftada en az 3 gün, içeceğiniz çorbalara doğal et suyu katmak da yorgunluktan kurtulmakta önemli bir başlangıç olacaktır. Günlük egzersiz elbette ki önemli ama pasif, yani zorlayıcı olmamalı. Yarım saat yürüyüş, on beş dakika eklem esnetme hareketi ve her gün en az beş dakika gülme egzersizi çok önemli. Evet gülme egzersizi... Aynanın karşısında, başlarda zorlama ile olsa da sesli gülün ve kahkaha atın. Bir sürü stres hormonunuz baskılanacak, kan basıncınız düzenlenecek ve çok daha zinde hissedeceksiniz. Gülümsemelerle dolu olsun yaşamınız, sağlıkla kalın... 

Mustafa Kemal Mahallesi 2079. Cadde Via Green İș Merkezi No : 2/16 A Blok Çankaya / ANKARA T :+90 312 286 62 89 ▪ Fax :+90 312 286 62 89 drhalilöser ▪ www.drhaliloser.com


davet

ALİZE DİNÇKÖK EYÜBOLU, RAİF DİNÇKÖK, SERNUR ÇİFTÇİ, SEREN KOHEN

Mamut Art Project Mamut Art Project, Maçka KüçükÇiftlik Park’ta düzenlenen özel bir açılışla sanatseverlerle buluştu. Bağımsız genç sanatçılara işlerini sergileme olanağı sunarken koleksiyonerler, galeri yöneticileri ve küratörler için de bir keşif alanı oluşturan Mamut Art Project’in açılışı sanat ve iş dünyasının katılımıyla gerçekleşti. Maçka KüçükÇiftlik Park’ta düzenlenen açılış yoğun ilgi gördü. 

110

MELİS-ALİ GÜRSOY



davet

MEHMET EMİN ÇİFTÇİ, NİLÜFER DİNÇKÖK ÇİFTÇİ, MELİS GÜRSOY

112

ȘİRİN YALÇIN

Birbirinden farklı projelerin ve tasarımların sergilendiği açılıș, sanat ve cemiyet hayatının önde gelen isimlerinden tam not aldı.

DALİA GARİH, DİLEK HANİF

CEM HAKKO

FERYAL GÜLMAN


BEDRİ BAYKAM, TİLDA-EROL TEZMAN

ARZU KUNT

BEGÜM GAZİOGLU BALLI

AYȘE BOYNER,CEM TELVİ

BESTE YURTTAȘ

BEGÜM AYAYDIN


davet

OZAN-BAHAR SER

DİDEM-İZZET ANTEBİ

YASEMİN KAMHİ, SAMRA TÜMEN

Genç sanatçıların tasarımları, sanatseverler tarafından yoğun ilgiyle karșılandı. 114

SANEM-RALF TEZMAN

MİNE KALPAKCIOĞLU

LEYLA ALATON



FİLİZ SÜTÇİGİL

Türk Vatandaşlığı Kazanılmasının Yolları Türk vatandașlığını kazanmanın yolları birçok etkene bağlı olarak değișkenlik göstermekte. Vatandașlık kazanmanın kanuni gerekliliklerini Avukat Filiz Sütçigil’den dinliyoruz...

Türk vatandaşlığı, genel olarak doğumla ya da sonradan olmak üzere iki yolla kazanılır. Bu iki usule kısaca değinelim. Türk vatandaşlığının doğumla kazanılması, doğum sonrası yapılan resmi bildirimle olur ve bu kazanım, soy bağı ve doğum yeri esasına göre iki şekilde gerçekleşir. Soy bağı ile vatandaşlığın kazanılması, çocuğun doğum anında Türk vatandaşı olan anne ya da babasının vatandaşlığını kazanmasını ifade eder. Evlilik birliği mevcutsa anne ya da babadan herhangi birisinin Türk vatandaşı olması yeterlidir. Anne ya da babadan herhangi birinin başka ülke vatandaşı olması

ya da çocuğun ülke dışında doğmuş olması Türk vatandaşlığını kazanmasına engel teşkil etmez. Çocuğun evlilik dışı doğması durumunda ise, anne Türk vatandaşı ise doğum anında, baba Türk vatandaşı ise babaya soy bağı ile bağlanması halinde Türk vatandaşlığını kazanır. Türkiye’de doğan ancak anne ve babası belli olmayan, vatansız olan ya da milli kanunları gereğince herhangi bir devletin vatandaşlığını kazanamayan çocuk, doğumundan itibaren Türk vatandaşlığını kazanır. Bu da doğum yeri esasına dayalı vatandaşlık kazanılmasıdır.

Türk vatandaşlığının sonradan kazanılması nasıl mümkün olmaktadır?

Türk vatandaşlığının sonradan kazanılması, yetkili makamların kararı, evlat edinilme ve seçme hakkının kullanılmasıyla olabilir.

advertorial

T

ürk vatandaşlığı kazanmanın yolları kısaca nelerdir ?


Yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığının kazanılma yolları nelerdir?

Türk vatandaşlığının yetkili makam kararı ile kazanılmasının birden fazla çeşidi bulunmaktadır. Genel yolla kazanma, istisnai yolla kazanma, yeniden kazanma ve evlenme yolu ile kazanma. Genel yol ile vatandaşlık kazanmak isteyen yabancı, aşağıdaki şartları taşıması halinde Bakanlık kararı ile Türk vatandaşlığını elde edebilir. Bu şartlar: ▪ Ergin ve ayırt etme gücüne sahip olmak, ▪ Başvuru tarihinden geriye doğru Türkiye’de kesintisiz beş yıl ikamet etmiş olmak, ▪ Türkiye’de yerleşmeye karar verdiğini; Türkiye’de taşınmaz mal edinmek, iş kurmak, yatırım yapmak, ticaret ve iş merkezini Türkiye’ye nakletmek, çalışma iznine tabi olarak bir iş yerinde çalışmak ve benzeri davranışlarla teyit etmiş olmak ya da Türk vatandaşı ile evlenmek, daha önce Türk vatandaşlığını kazanmış olan ana, baba, kardeş ya da çocuk sahibi olmak veya eğitimini Türkiye’de tamamlamak, ▪ Genel sağlık bakımından tehlike teşkil eden bir hastalığı bulunmamak, ▪ Toplum içinde birlikte yaşamanın gerektirdiği sorumluluk duygusu ile davranarak iyi ahlak sahibi olduğunu göstermek, davranışları ile çevresine güven vermek, toplumca hoş karşılanmayan ve toplum değerlerine aykırı kötü alışkanlığı bulunmamak, ▪ Toplumsal yaşama uyum sağlayabilecek düzeyde Türkçe konuşabilmek, ▪ Türkiye’de kendisinin ve bakmakla yükümlü olduğu kimselerin geçimini sağlayacak gelire veya mesleğe sahip olmak, ▪ Milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmamaktır.

Cumhurbaşkanlığı kararı ile istisnai olarak Türk vatandaşlığını kimler kazanabilir?

Türkiye’ye sanayi tesisleri getiren veya bilimsel, teknolojik, ekonomik, sosyal, sportif, kültürel, sanatsal alanlarda olağanüstü hizmeti geçen ya da geçeceği düşünülen ve ilgili bakanlıklarca haklarında gerekçeli teklifte bulunulan kişiler ile ilgili madde uyarınca ikamet izni alanlar, Turkuaz Kart sahibi yabancılar ve bunların yabancı eşi, kendisinin ve eşinin ergin olmayan veya bağımlı yabancı çocuğu ile vatandaşlığa alınması zaruri görülen kişiler ve göçmen olarak kabul edilen kişiler millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmamak şartıyla Cumhurbaşkanı kararı ile istisnai yolla Türk vatandaşlığı kazanabilirler.

Türk vatandaşlığını kaybeden kişi tekrar vatandaşlık hakkını kazanabilir mi? Herhangi bir sebepten ötürü Türk vatandaşlığı kaybeden kişiler de milli güvenlik bakımından engel teşkil edecek bir halleri bulunmamak şartıyla bakanlık kararıyla Türk vatandaşlığını yeniden kazanabilirler.

Evlilik yolu ile Türk vatandaşı olmanın şartları nelerdir ?

Evlilikte vatandaşlık haklarını kazanmanın başka bir yoludur; ancak bir Türk vatandaşı ile evlenmek, doğrudan Türk vatandaşlığını kazandırmaz. Türk vatandaşı ile en az üç yıldan beri evli olan ve evliliği devam eden yabancılar, Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuruda bulunabilirler. Başvuru sahiplerinde; aile birliği içinde yaşama, evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama, milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama şartları aranır.

Türk vatandaşı tarafından evlat edinilen kişi vatandaşlık kazanabilir mi?

Vatandaşlığın evlat edinilme yolu ile kazanılması, ergin olmayan, milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel bir hali bulunmayan yabancının, Türk vatandaşı tarafından evlat edinilmesi halinde gerçekleşir. Çocuğun ergin olup olmadığı, vatandaşı olduğu ülkenin kanunlarına göre tespit edilir.

Seçme hakkı ile vatandaşlık kazanılması ne demektir? Kendi iradeleri dışında anne veya babalarına bağlı olarak Türk vatandaşlığını kaybedenler, seçme hakkı sureti ile vatandaşlığı yeniden kazanabilirler. Bu durumda kişi, ergin olmasını takiben 3 yıl içinde vatandaşlık başvurusunda bulunmalıdır. Seçme hakkı ile başvuru halinde Türk vatandaşlığının kazanılması, yetkili makamların vereceği karara bağlı değildir.

Türk vatandaşlığının sonradan kazanılmasının eş ve çocuklar bakımından sonuçları nelerdir?

Türk vatandaşlığının sonradan kazanılması eşin vatandaşlığına tesir etmez. Türk vatandaşlığını birlikte kazanan anne ve babanın çocukları onlara bağlı olarak Türk vatandaşlığını kazanır. Evlilik birliği içinde eşlerden biri Türk vatandaşlığını kazanması halinde diğer eşin muvafakat etmesi ile çocuklar anne ya da babaya bağlı olarak Türk vatandaşlığını kazanabilirler. Son olarak, vatandaşlık başvuruları sonucu yetkili makamlarca verilen kararlara karşı yargı yolları açık olup kararı veren makama göre İdare Mahkemesi veya Danıştay’da, kararlara karşı dava açılması mümkündür. 


davet

ALPER TAȘDELEN, FETHİ YAȘAR

SİNAN AYGÜN, GÜRSEL BARAN, SALİH BEZCİ

Haberci Gözünden Renkli Sergi Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Hande Fırat’ın ilk kişisel sergisi “Renklerdir Patlayan” CerModern’de açıldı. Açılışa siyaset, sanat ve cemiyet hayatından isimler katıldı. Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Hande Fırat, yaklaşık 10 yıldır yaptığı yağlı boya tabloları CerModern’de sanatseverlerin beğenisine sundu. Yaptığı resimlerden dolayı evde adım atacak yer kalmadığını dile getiren Fırat, “Resimleri bir cesaretle sizlerin önüne koymaya karar verdim. Bugüne kadar pek çok şey yaşadım. Hiçbir şey beni bu kadar heyecanlandırmadı. Resimler için çok iyi tepkiler aldım. İnşallah devamı gelecek” dedi. 

118

MURAT ÖZVARDAR - HANDE FIRAT



davet

ÖZLEM KOÇAK

BURCU ÇETİNKAYA

BİRGÜL-BARAN ÇUHRUK

MAHMURE-SÜREYYA ÜZMEZ

“Renklerdir Patlayan” yağlı boya sergisi, büyük ilgiyle karșılandı. NEJAT-DÜRİYE ARSEVEN

ÖMER İÇKALE

ITIR - SERDAR ÖZVARDAR


KEMAL- GÜL MURATOĞLU, AHMET ȘAHİN

BİLGE-EMİN ȘENOL

SEVİLAY HELVACIOĞLU, RUȘA ACAR

NAFİYE BAHUR, GÜLTEN KARACA

ERSİN-REZAN YAĞIZ

ERDAL İPEKEȘEN


davet

ELÇİN ERGÜN, DİCLE CANOVA

122

AYLİN-SAİT ÜRÜNLÜ

TUĞBA EJDER, NESRİN KILAVUZ

CerModern’de düzenlenen sergiye yağlı boya tablolarını yakından incelemek isteyen cemiyet ve iș hayatının tanınan isimleri katıldı. VOLKAN-SANEM BÜYÜKHANLI

EBRU-DENİZ,YASEMİN DEMİRYÜREK

RAȘİT BAĞZIBAĞLI


fikacoffeenkitchen Hilal Mahallesi 700. Sokak No:4 Çankaya/ANKARA T: +90 312 438 20 19

ŞEHRİN EN İYİSİ


DR. LEVENT KARAFAKI

Sağlığınıza Alternatif Dokunuşlar

advertorial

Son günlerde popülerliğini gitgide artıran medikal estetik uygulamalarının detayları, oldukça merak konusu. Dr. Levent Karafakı ile medikal estetik, ozon tedavisi, akupunktur, biorezonans gibi ișlemlerin ișleyișini konuștuk....


D

r. Levent Karafakı’yı yakından tanıyabilir miyiz?

Gülhane Askeri Tıp Akademisi mezunuyum. 2004 yılında tanıştığım ozon tedavisi ve 2005 yılında tanıştığım medikal estetik uygulamaları hayatımda dönüm noktasını oluşturdu ve tıp alanına bakış açımı değiştirdi. Yıllar içerisinde kendimi geliştirmek için birçok araştırma ve eğitimlere katıldım. Çeşitli kliniklerde çalıştıktan sonra 2008 yılında kendi kliniğimi açtım ve şimdi Çayyolu’ndaki kliniğimde medikal estetik uygulamalar, ozon tedavisi, damardan uygulanan vitamin tedavileri ve akupunktur uygulamalarının yanı sıra frekans tıbbı ile ilgileniyorum.

Cildini taze ve genç tutmak isteyen danışanlarınıza önerileriniz var mı? Hangi işlemleri yaptırmalılar?

Medikal cilt bakımları, düzenli mezoterapi uygulamaları, levoprp uygulamaları, dolgu ve botoks uygulamaları, cildimizin taze ve genç görünümünü kaybetmeden yaș almamızı sağlar.

Cildin şifresi korumaktır. Öncelikle çevresel etmenlerden korumak, sonra da cildin ihtiyaçlarını karşılamak. Medikal cilt bakımları, düzenli mezoterapi uygulamaları, levoprp uygulamaları, dolgu ve botoks uygulamaları, cildimizin taze ve genç görünümünü kaybetmeden yaş almamızı sağlar. Bu arada uygulanacak damar tedavileri ozon tedavisi, glutatyon ve C vitamini kürleri de hücresel düzeyde cildimizi güzelliğini korumamıza yardımcı olur.

Akupunktur hangi sorunlar için çözüm olarak kullanılıyor? Ne gibi şikayetleri olanlar yaptırmalı? Akupunktur; bel fıtığından kilo vermeye, anti aging uygulamalarından migren tedavisine kadar geniş bir yelpazede kullanılabilen bir tedavi yöntemidir. Hekiminizin uygun gördüğü her durumda medikal tedaviye destek olarak kullanılabileceği gibi kendisi de tek başına etkili olabilmektedir.

Ozon tedavisi günümüzde merak edilen uygulamalardan biri. Sizden dinleyebilir miyiz; ozon tedavisinin tam olarak ne olduğunu?

Ozon tedavisi mucize değildir. Sadece mucize olan insan vücudunun daha iyi çalışmasını sağlayan bir destek ve oksijenizasyon tedavisidir. Kanınız daha çok oksijen taşır, antioksidan sisteminiz aktifleşir ve bağışıklık sisteminiz gerektiği gibi çalışmaya başlar. Genellikle on seans yeterli gelmektedir.

Ozon tedavisi yaptırdıktan sonra dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?

Sanırım ozon tedavisi kadar kolay ve dikkat edilmesi gereken şeylerin bu kadar az olduğu başka bir tedavi yoktur. Dikkat edilmesi gereken tek şey bol su ve bol oksijendir. Bunlara uymak ozon tedavisinin etkinliğini daha da arttıracaktır.

Biorezonans sigarayı bıraktırmada etkili bir yöntem mi? Uygun hastada yapılacak uygulama ile yüzde doksana yakın oranlarda sigara bırakma konusunda pozitif sonuçlara yaklaşmak mümkündür. Alerji tedavilerinde başarısı daha da yüksektir.

Yaptığınız işlemlerde hasta herhangi bir ağrı veya acı hissediyor mu?

İğneli işlemlerin tamamı doğası gereği biraz ağrı hissettirir; ancak gerek lokal anestezi gerekse enjeksiyon tekniğim sebebi ile ağrı eşiği çok düşük olan hastalarımız bile işlemleri çok rahat yaptırıyor. 

Prof. Dr. Ahmet Taner Kıșlalı Mahallesi, Anchor İș Mrk. Alacaatlı Cad. No:18 B D:Blok 10 Yenimahalle/Ankara T: +90 312 238 16 20 ▪ www.drleventkarafaki.com drleventkarafaki


davet

FÜSUN- SİNAN KURAN

DEMET SABANCI ÇETİNDOĞAN

JÜLİDE KONUKOĞLU

DERYA KARAGÜLLE

Dilek Hanif’in Modada 30. Yılı Sade, zarif ve elegan çizgisiyle tanınan Dilek Hanif, moda dünyasındaki 30. yılını çok özel bir defileyle kutladı. Dilek Hanif “Joie de Vivre” ismini verdiği Haute Couture Yaz’20 koleksiyonuyla meslek yaşamının 30. yılını, Shangri-La Bosphorus Istanbul’da cezbedici bir defileyle kutladı. Dilek Hanif’i iş, sanat ve sosyal yaşam dünyasından birçok yakın dostu bu özel gününde yalnız bırakmazken konuklar sergilenen koleksiyona hayran kaldıklarını ifade ettiler. “Joie de Vivre”defilesi, 2004 yılından itibaren couture defilelerini Paris’te gerçekleştiren Dilek Hanif’in uzun süre sonra İstanbul’da düzenlediği ilk defile olmasıyla da ön plana çıktı. 

126

HANDE, DİLEK HANİF



davet

EBRU- REFİK GÖKÇEK

128

ESRA OFLAZ, ALMİLA SU GÜVENKAYA

AYÇA DİNÇKÖK

Meslekteki 30. yılını görkemli bir defile eșliğinde kutlayan ünlü Türk modacı Dilek Hanif’i bu özel gününde yakın dostları yalnız bırakmadı. BANU ÇARMIKLI

DEMET, DENİZ HANİF

ASLI KUSEYRİOĞLU, YEȘİM KARAKAZAN


HAYRİ- BUKET TAȘDELEN

DALİA GARİH, SUZAN SABANCI DİNÇER

NEȘE KAVAK

Dilek Hanif imzalı tasarımları büyük bir keyifle giydiğini ifade eden konuklar, tasarımcıya bașarı dolu uzun yıllar diledi.

YASEMİN, SİNAN ALOĞLU

MELİS GÜRSOY, NİLÜFER DİNÇKÖK ÇİFTÇİ


RUKİYE GÖÇER - ADA ÖNCÜ

Rukiye Göçer DentAda Ağız Diș Sağlığı Polikliniği’nin sahibi Rukiye Göçer ile Anneler Günü için özel bir söyleși gerçekleștirdik...

Annelik çok tarif edilesi bir duygu değil aslında. Tamamen bir keşif. Anne için yeniden doğuş, bir gelişim, farkındalık... Yaşanmadan, hissetmeden anlaşılacak veya kavranacak şeyler değil. Tüm renklerin değiştiği, duyguların harmanlandığı bir durum. İyi ki’lerin dolup taştığı duygu durumu...

Anne olmakla birlikte hayatınız nasıl bir değişime uğradı? Beklentileriniz doğrultusunda bir değişim mi oldu sizin için? Çocuk sahibi olmak başlı başına bir değişim, hem mental hem de fiziksel olarak. Kucağına aldığından andan itibaren değil, var oluşunu öğrendiğin andan itibaren başlıyor bu değişim. Arınmaya başlıyor insan birçok şeyden. Yol alıyor, öğreniyor... Bitmeyen ve bitmeyecek bir eğitim süreci bu. Adayı yetiştirirken hiç bir kalıba girmedim, tercih de etmedim. Belirli bir disiplini ve sistemi aramızda oturttuktan sonra, onunla aldığım her yolda ya da

verilecek her kararda sadece kalbimin sesini dinledim. Çocukla anne arasındaki her an bir sınava dönüşebiliyor. Dolayısıyla, her tecrübe değişimi de yanında getiriyor. Değişim bitmiyor, bitmeyecek de. Bu işin de en güzel yanı bu... Onunla birlikte ben de büyüyorum.

Şu anki çocukların en büyük avantajı nedir sizce?

Dönem çocukları çok şanslı her anlamda. Daha bilinçli ve eğitimli anneler babalar yetiştiriyor çocukları. Daha farkındalar, daha erken adım atıyorlar hayata, daha kolay yol alıp ilerliyorlar. Daha yaratıcı şimdiki nesil, daha akıllı, daha hareketli... Çok fazla uyarana maruz kaldıklarını düşünüyorum. Bu da onların daha mantıklı hareket etmelerine sebep oluyor sanki. Ufukları çok geniş. Teknoloji jenerasyonu olmaları da cabası. Tabii ki bunun avantajları olduğu kadar dezavantajları da var. Bu dönemde çocuk yetiştirmek daha zor bu şartlar altında çünkü karşımızda sorgulayan ve her şeyin altında mantık arayan bireyler var. Dolayısıyla, bana göre anne babalara çok görev düşüyor. İyi çocuklar yetiştirebilmek için çok donanımlı olmak gerekiyor. Bu da biz ebeveynleri kendimizi geliştirmeye yönlendiriyor. Bu durum da benim çok hoşuma gidiyor.

advertorial

A

nneliği bir cümleyle anlatmanızı isteseydik neler söylerdiniz?


Çocuğunuzun ismine nasıl karar verdiniz? Bir hikayesi var mı?

Kızım Ada’nın isminin bir hikayesi var aslında. Maldivler’de dünyaya adım atmaya karar verdi küçük hanım. Dolayısıyla ada bebeğiydi ve başka bir isim düşünmedim hiç. Adalar özgür olur derler. Gerçekten de ruhunda taşıdığı en büyük özelliği bu kızımın. Henüz 4,5 yaşında olmasına rağmen kendi kararlarını alır ve çok istikrarlıdır bu konuda. Tabii ki benim onu yetiştirme tarzım da etkili sanırım bu durumda. Dünyaya gelirken bile çok uzun ve yorucu bir hamilelik geçirmeme rağmen 43. haftanın içinde, kızımın kendini dünyaya gelmeye hazır hissettiği zamanda normal doğum yaptım. O doğmadan, onu bir birey olarak kabul ettim, kararlarına saygı duymaya başladım ve o da bunu çok güzel anladı. Bu da anne - kız bağımızı inanılmaz farklı ve güçlü kılıyor.

Çocuğunuzun kariyer planlamasına dahil olmayı düşünüyor musunuz? Yoksa kararı tamamen kendisine mi bırakıyorsunuz?

Ben kaliteli eğitimi çok önemseyen bir aileden geliyorum. Abim yurt dışı da olmak üzere üç üniversite mezunu ve hala birçok alanda kendini yetiştirmeye devam ediyor. Ablam ise kendini son derece geliştirmiş Orta Çağ tarihçisi bir doçent. Türkiye’de tarih alanında sayılı kadın akademisyenlerden. Ancak biz bu noktalara baskıyla değil, aksine özgür bırakılarak geldik. Dolayısıyla, benim kızıma yapacağım da bu olacak. Tabii ki eğitimde nitelik - nicelik farklarını da gözeterek doğru eğitim kanallarına, doğru branşlara yönlendirmek benim görevim. Ancak seçimler ve ne istediğine karar vermek onun görevi. Benim için önemli olan en kaliteli eğitimi alabileceği ölçüde ona yardımcı olabilmek ama en önemlisi mutlu bir çocuk yetiştirmek. Bazı tecrübeler mutlu insan olmanın birçok vasfın üzerinde olduğunu öğretti bana. Bu yüzden, en büyük çabam bunun üzerine...

da diş hekimi olmasını isterdim. Kaldı ki kliniğimin mimarı küçük hanımın ta kendisidir: “DentAda”. Ada’nın çok kritik noktalara taşınmadığı sürece kararlarına müdahale etmek niyetinde değilim. Bunu devam ettirmek ya da geleceğine farklı bir yön vermek onun kararı olacak. Bana da seçimlerine saygı duymak düşecek.

Bize yeni projenizden söz edebilir misiniz?

DentAda 2015 yılında Polatlı’da kurulmuş bir klinik. “Neden Polatlı?” diye sorarsanız, mazisi uzun... Son dönemlerde ticaret odasında gerek komitelerde gerek kurullarda aldığım görevler, yine bu sene Polatlı Ticaret Odası’ndan kadın temsilci seçilmem, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Kadın Girişimciler İcra Kuruluna seçilmem ve başkan yardımcılığı görevi almam; Ankara’da yaşıyor ve Polatlı’da çalışıyor olmama rağmen Ankara’da iş için ayırdığım zamanın artmasına sebep oldu. Dolayısıyla, 2015’ten bu yana aklımda olan Çayyolu projesinin hayata geçirilme zamanının geldiğini fark ettim. Şu anda DentAda Çayyolu şubesini hayata geçirmeye çalışıyorum. Sanırım birkaç hafta içinde faal hale getirmiş olacağım. 

Beraber yapmaktan en çok keyif aldığınız aktiviteler neler?

İnsanın çocuğu söz konusu olunca yapılan aktivitenin bir önemi olmuyor. Birlikte geçirdiğiniz her saniye sizin için anlam kazanıyor. İş yoğunluğumdan dolayı saatlerce vakit geçiremediğimiz zamanlar oluyor. Ancak birlikte geçirdiğimiz kaliteli yarım saat bazen saatlere bedel olabiliyor. Anne kız mutfakta yemek ya da pasta yapmaktan çok keyif alıyoruz. Hafta sonları olabilecek en eğlenceli şekilde geçirmeye çalışıyoruz vaktimizi. Tüm sosyal aktiviteleri yapmaya çalışıyoruz birlikte. At binmek, spor, müzik, buz pateni, kayak gibi aktivitelere ağırlık veriyoruz. Çünkü anlar kalmasa da o anlarda hissettikleri duygular kalıyor çocukların beyninde. Dolayısıyla, Ada’nın mutlu anılar biriktirmesini çok önemsiyorum, etkinliğin ne olduğunun çok bir önemi yok. Birlikte uyumak bile yetebiliyor.

Annenizden aldığınız ve sizin için önem taşıyan bir öğüt var mı?

Bu soruyu alınca “Keşke annemin öğütlerini zamanında dinleseydim.” cümleleri geçti içimden. Var tabii ki olmaz olur mu? Annedir aslında her çocuğun karakterini şekillendiren, hayatında iz bırakan. Dolayısıyla birçok deneyimi annelerin yönlendirmesiyle öyle ya da böyle tadıyoruz. Ama öğütlerinden ziyade aklımda kalan en çok “Anne olunca anlarsın.” cümlesidir. Gerçekten anne olunca dünyanın başkalaştığını, her şeyin değiştiğini anlıyorsun.

İleride çocuğunuzun sizinle aynı mesleği yapmasını ister miydiniz?

Bu kritik bir soru sanki. Kendi adıma isterdim tabii ki. Çünkü mesleğimi çok seviyorum ve yaparken çok keyif alıyorum. Ada’nın

Özel DentAda Ağız Diș Sağlığı Polikliniği Alacaatlı Caddesi Ahmet Taner Kıșlalı Mahallesi No:14/18 Çayyolu-ANKARA T: +90 312 240 50 30 ▪ +90 544 845 50 30 Cumhuriyet Mah. Sivrihisar Caddesi 5/A Polatlı-ANKARA T: +90 312 622 00 06


davet

TUĞÇE İNAL

SİBEL HELVACIOĞLU

NİLSU ALİZADE

AYSEL AKÇAY

Yeni Koleksiyona Özel Davet Twinset Milano, Armada AVM’de yer alan mağazasında “Neşe Aykut’la Stilin Büyüsü” etkinliği ile İlkbahar - Yaz koleksiyonunu tanıttı. Twinset markasını Türkiye’ye getiren Selver Yazar Sümer ile Modacı Neşe Aykut’un ev sahipliğinde ketifli bir davet düzenlendi. Yeni sezon ürünlerini yakından inceleyen ve deneyen davetliler bol bol fotoğraf çektirip sosyal medyadan paylaştı. Yeni sezonu çok beğendiklerini dile getiren konuklar mağazadan ayrılırken alışveriş yapmayı ihmal etmedi. 

132

NEȘE AYKUT

SELVER YAZAR SÜMER


BERİL ÇAVUȘOĞLU

BUKET SUNGUR

FERİDE ȘAHİN

HÜLYA AKMAN

NESRİN KILAVUZ

ASLIHAN BEZCİER

Davetin ev sahipleri Neșe Aykut ve Selver Yazar Sümer, davetlilere yeni koleksiyon ile ilgili detaylı bilgi verdi. AYLİN ÖZAL

MÜGE SÜLEYMANOĞLU

NAZLI GÜR DEMİR

TÜLAY KAYA


PROF. DR. NURAY BOZKURT

Myomlara Dair Merak Edilen Her Şey Kadınların sıklıkla karșılaștığı, genital sistemde en sık rastlanan iyi huylu tümörlerden biri olan myomlara dair merak edilenleri, semptomlarını, gebelik ile ilișkisini ve tedavi yöntemlerini Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Nuray Bozkurt’tan dinliyoruz...

Myoma uteri (rahim myomları) kadınların genital sisteminde en sık rastlanan iyi huylu tümörlerdir. Üreme çağında %70 - 80 oranında görülebilir. 35 yaşın altında %20 - 40 oranında asemptomatiktir. Myom sıklığı; yaşa, genetik nedenlere ve vücut kitle indeksine göre değişebilir.

Myomların Semptomları Neler Olabilir?

Myomu olan hastaların büyük çoğunluğunun şikayeti olmaz. Semptomu olan kadınlarda ise şikayetler myomun büyüklüğü,

bölgesi ve eş zamanlı myom dejenerasyonuna bağlı olarak değişebilir. Semptomu olan kadınlarda kansızlığa yol açan anormal vajinal kanama, kasık bölgesinde ağrı ve bası hissi, idrara sık çıkma, idrar kaçırma ve daha nadiren üreme fonksiyonları üzerine olumsuz etkileri olabilir. Kanama genellikle rahim zarındaki olumsuz etkilere bağlı görülmektedir. Ağrı genellikle saplı myomun dönmesine, rahim zarındaki myomun rahim ağzını genişletmesine, gebelikte kırmızı dejenerasyona veya çok nadiren sarkomatoz (kanser dönüşümü) değişime bağlı olabilir. Bası etkisi idrar kesesi ve bağırsaklar üzerine

advertorial

M

yom Nedir?


etkisiyle oluşmaktadır. Myomun sarkomatoz dönüşümü yani kanser olasılığı oldukça nadirdir( %0.13-0.23). Rahim zarı kalınlaşması veya rahim zarı kanseri olgularında myomun eşlik etmesi, östrojen fazlalığına bağlı olduğundan sık görülmektedir. Myomun kısırlığa neden olma olasılığı oldukça azdır. Tekrarlayan gebelik kayıpları, erken doğum, bebeğin eşinin erken ayrılması, bebeğin geliş şeklinin baş gelişi dışında olması ve gelişme geriliği olabilir. Etkilenen hastaların yaklaşık yarısı sezaryen doğum geçirmektedir. Bu nedenle, myoma uteri fiziksel, duygusal, sosyal ve maddi açıdan hayatı etkileyecek durumlara sebep olabilir.

Gebelik, Myomu Etkiler mi?

Myomların altında yatan nedeni net olarak bilemesek de yumurtalık hormonlarının rolü olduğu kabul edilmiştir. Steroid hormonların fazla olduğu bir dönem olan gebelik ve perimenopoz durumlarında ve kilo fazlalığı olan kadınlarda myom sıklığı daha fazladır. Doğum kontrol ilaçlarının etkisi tartışmalıdır. Hormon tipi ve formülasyonuna bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Aile öyküsü genetik ve epigenetik mekanizmaları yansıtabilir, bu konuda hormonal metabolizma ve diyet gibi çevresel faktörler etkin olabilir. Dolaşımda bulunan östrojen miktarına bağlı olarak siyah ırkta myom sıklığı daha fazladır. Myomların boyutu genellikle erken gebelikte artarak 6 ve 7. haftalarda iki katına çıkabilir. Daha sonra büyüme azalır ve üçüncü trimesterde boyutu azalabilir. Bu sadece serum, östrojen artışına bağlı değildir. Diğer hormonlar, sitokinler ve büyüme faktörleri etken olabilir. Ayrıca gebelik sırasında myomlar kanama, nekroz ve dejenerasyon gibi ikincil değişikliklere uğrayabilir.

Myom, Gebeliği Etkiler mi ?

Rahim zarında ve kasında bulunan myomların doğurganlığı azaltabileceği ve gebelik sırasında rahmin genişlemesini kısıtlayabileceğine inanılır. Kısırlık, tüp bebek tedavilerinden sonra düşük gebelik oranına yol açan ve düşüğe yol açabilen yaygın uterin myoma sıklığı gebelikte oldukça azdır (%0.1- 3.9). Myomların tek başına infertiliteye yol açma oranı %1-3, infertiliteye katkıda bulunma oranı %5 - 10 ve tekrarlayan düşüğe yol açma oranının %7 olduğu düşünülür. Myomun çıkarılması anatomiyi düzeltir ve rahim kasılmasını ve lokal inflamasyonu azaltıp kan akımın artırarak infertil kadınlarda gebelik oranını artırabilir. Ancak bunun nedeni net olarak bilinmemektedir. Ayrıca bu konuda bilinen en etkili durum, rahim zarında yer alan myomların histeroskopik olarak çıkarılmasıdır. Myomu olan kadınlar, olmayanlara göre daha fazla gebelik ve doğum sırasında komplikasyonlara maruz kalır. Düşük oranı özellikle rahim zarında yer alıyorsa, daha fazladır. Bebeğin anne karnında yerleşme bozuklukları ve sezaryen doğum oranı; erken doğum, kasık ağrısı, bebek eşiğinin doğumdan önce ayrılması, zor doğum ve doğum sonrası kanama riskini yükseltir. Gebe bir kadında myomun çıkarılması oldukça nadirdir. Erken gebelikte ağrı yapan saplı myomsa çıkarılabilir. Kontrol edilemeyen kanama, uterus atonisi, rahim alınması, gebelik kaybı gibi yan etkileri olacağı düşüncesiyle genellikle kaçınılır. Ancak saplı myomun dönmesi ya da rüptüre olması veya nekroza bağlı karın zarında inflasmayona neden olarak ağrı yapması gibi nedenlerle opere edilebilir. Laparoskopi uygulanacaksa açık teknik en iyisidir. Myom çıkarılması sırasında çok dikkatli olunmalıdır.

Sezaryen sırasında myom çıkarılması tartışmalıdır. Rutin myomektomi uygulamadan kaçınılmalıdır. Bazen doğumu gerçekleştirmek için de uygulanabilir. Saplı myomlar, kanama riskini (genellikle) arttırmadığı için çıkarılabilir. Cerrahın tecrübesi ve merkezin ileri seviye olması halinde duruma göre karar verilerek yapılabilir. Avantajı ise hastanın tekrar cerrahi operasyon geçirmek zorunda olmamasıdır.

Myomun Büyümesi

Myomda hızlı büyüme bir yıl içinde uterus boyutunun altı gebelik haftası olacak şekilde büyümesi olarak tanımlanır. Gebe olmayan kadınlarda ve postmenopozal kadında hızlı büyüme, kanser açısından risk faktörü olmakla birlikte yine de bu kadınlarda kanser riski azdır. Uterus boyutu, menstruel siklus boyunca bile değişken olabileceğinden altı aylık aralıklarla adet döngüsünün aynı zamanına denk gelecek şekilde muayene tekrarlanmalıdır. Ultrasonografi ile myom boyut ölçümü de yapılabilir. MRI görüntüleme yöntemi de myomu yumurtalık kitlesinden ayırmada tomografiden daha üstündür. Kısırlık nedeniyle araştırılan çiftlerde myomun rahim zarına ya da tüplere olan baskısı, rahim tüp filmi çekilerek anlaşılabilir.

Tedavi Seçenekleri

Myomlar duruma göre sadece izlenebileceği gibi medikal, geleneksel olan cerrahi yöntemler ya da minimal invaziv yöntemlerle tedavi edilebilir. Yaş, doğum yapma, çocuk isteği, semptomların yaygınlığı ve şiddeti, boyut, myomların yeri ve sayısı, kanser şüphesi, menopoza yakınlık ve hastanın rahmini koruma isteği, bu konuda etken olmaktadır. Etkin bir medikal tedavi bulunmamaktadır. Geçici olarak hastanın semptomlarına yönelik ya da operasyon öncesi boyutu küçültmek amacıyla uygulanabilir. Laparoskopik ve robotik myomektomi semptomatik myomları olan kadınlarda tedavi yöntemleri içerisinde fertilite koruyucu minimal invaziv cerrahi yaklaşımlardır. Bu prosedürlerin başarı oranları dikkatli hasta seçimi ile oldukça yüksektir. Uzun yıllardır bu işlemleri uygulayan bir laparoskopik ve robotik cerrah olarak sonuçların oldukça başarılı olduğunu söyleyebilirim. 


davet

SERAP TİBUK

ZEYNEP ÜSTÜNEL

BURCU HANİF

ARZUM ONAN

adL NightZoom By Mert Aslan AdL+Mert Aslan işbirliğinin 9. sezonu olan “Journey to Paradise” Çırağan Sarayı’nda gerçekleşen bir davetle tanıtıldı. adL Night Zoom Styled by Mert Aslan’ın “Journey To Paradise” adlı İlkbahar-Yaz 2019 Koleksiyonu, şık bir davetle Çırağan Sarayı’nda tanıtıldı. Koleksiyonda yer alan çarpıcı tasarımlar kadar ‘Rüya gibi bir yolculuğa çıkar’ konsepti, konukların büyük beğenisini topladı. Adil Işık Yönetim Kurulu Üyesi Zehra Işık ve Mert Aslan’ın ev sahipliğinde gerçekleşen davete iş, sanat ve sosyal yaşam dünyasından ünlü isimlerin ilgisi yoğun oldu. 

136

ZEHRA IȘIK, MERT ASLAN



davet

IȘIN GÖRMÜȘ

138

BURCU ESMERSOY

IȘIL REÇBER

SİTARE KALYONCUOĞLU

CEYLAN ATINÇ

FERYAL GÜLMAN

BESTE YURTTAȘ

YASEMİN ÖZİLHAN


NUR BİLEN YAVUZER

MELİS AĞAZAT

DİLARA KOÇAK

MÜGE SIRMABIYIK

Koleksiyonun ilhamını 1950’li yıllardan günümüze uzanan romantik, elegan, sofistike ve rafine bir kadının gemi yolculuğundan aldığını belirtildi. EMEL AYAYDIN

ASLI ȘEN

HANDE SEZER PEKCAN

LARA SAYILGAN


davet

HANDAN-BERKAN BAYKAM

NECATİ ÇETİNKAYA, SİNAN AYGÜN, ABDÜLKADİR AKSU, SALİH BEZCİ

Art by Elif Sanat Galerisi Açıldı Çayyolu’nda bulunan Galleria AVM’deki Art by Elif Sanat Galerisi’nin açılışına çok sayıda davetli katıldı. Galleria AVM’de gerçekleşen açılışta Elif Bezci Damgacı, açılış kurdelesini babası Salih Bezci, İçişleri Eski Bakanı Abdülkadir Aksu, iş insanları Sinan Aygün, Namık Tanık ve Necati Çetinkaya ile birlikte kesti. Türkiye’de çok yaygın olmayan “resin art” tekniğini kullandığını belirten Damgacı, yaptığı konuşmayla davetlilere teşekkür etti. 

140

ELİF-MURAT DAMGACI


ÖZLEM İNCİK

UMUT ÖZER KOCA

DUYGU-AHMET AKIN

MEHTAP ȘAFAK

MELİH FER SOLMAZ

Elif Bezci Damgacı, resimlerinden elde gelirin bir kısmını Kelebek hastalığına sahip çocuklara aktaracağını söyledi. ÇAĞLA-EFE BEZCİ

BURCU ÇETİNKAYA

EVREN-EBRU KÜÇÜKBAȘKAN


OĞUZHAN KABASAKAL

Seçimlere Dair Her Şey... 2019, ülkemiz için seçimlere ev sahipliği yapan bir yıl olmaya devam ediyor. Son zamanlarda yapılan yerel seçimlerden sonra, seçimlere ilișkin birçok soru yanıt bulmak için bekliyor... Avukat Oğuzhan Kabasakal, seçimlere olağanüstü itiraz yollarını, hangi durumlarda yenilenebileceğini ve seçimin veya tutanağın iptali yollarını anlatıyor...


O

lağanüstü İtiraz Yolu Nedir?

Olağanüstü İtiraz Kurumu 298 Sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’da düzenlenmiştir. Kanun metninde kimlerin, hangi süreler içinde, hangi şekil şartına bağlı olarak ve hangi itiraz merciine olağanüstü itirazda bulunabilecekleri belirtilmiştir. Siyasi partilerin il başkanlarıyla genel merkezleri veya bağımsız aday tarafından tutanağın düzenlenmesinden sonra (mazbata tesliminden sonra) 7 gün içinde seçimin neticesine müessir olaylar ve haller sebebiyle yapılır. Seçimin sonucu hakkında kesin karar vermek yetkisine sahip olan kurullarca, seçimin sonucuna etki edeceği görüldüğü takdirde alt kademelerce verilen kararların kesin veya kesinleşmiş olması halleri veya diğer kurullara müracaat edilmeden doğrudan bu itiraza başvurulmuş olması olağanüstü itirazın incelenmesine ve reddine sebep teşkil etmez. Bu itirazlar yazılı olarak yapılır. İtiraz dilekçesine, itiraz edenin adının, soyadının ve açık adresinin yazılması, ihbar ve iddia olunan vakıaların mahiyetinin ve gerekçesinin beyanının, delillerinin gösterilmesi ve belgelerinin bağlanması, bu belgelerin elde edilmesi mümkün değil ise sebeplerinin ve nereden ve ne suretle temin olunabileceğinin bildirilmesi gereklidir. Olağanüstü itiraz sonucu, itiraz edenin talebinin kabul edilmesi halinde seçimlerin yenilenmesi yolu izlenecektir.

Mahalli İdare Seçimleri Hangi Durumlarda Yenilenir?

Yerel seçimlerin yenilenmesi konusu 2972 sayılı Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları Ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun’un 29. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre mahalli seçimlerin yenilenebilmesi için kanun hükmünde öngörülmüş olan şartların gerçekleşmesi gerekmektedir. Kanun hükmüne göre: Seçim dönemi sonundan önce; ▪ Bir seçim çevresinde yapılan seçimin, seçim işlemleri sebebiyle iptaline karar verilmesi, ▪ Belediye meclisi veya il genel meclisinin yetkili organlarca feshi, ▪ Belediye meclisi veya il genel meclisi üyeliklerinin herhangi bir sebeple boşalması ve meclis üye sayısının yedeklerinin de getirilmesinden sonra üye tamsayısının yarısından aşağıya düşmesi, ▪ Belediye kurulması, Hallerinde mülki amirlerin vaki boşalmaları otuz gün içinde İlçe Seçim Kuruluna bildirmeleri üzerine, İlçe Seçim Kurulu söz konusu organ için yeniden seçim yapılmasına karar vererek durumu alışılmış usullerle ilan eder. Açık kanun hükmüne göre, bir seçimin yenilenebilmesi için yukarıdaki şartlardan en az birini taşıması gerekmedir. Bu nedenle, örneğin sandık tutanaklarının yanlış tutulmuş olması, seçim sonucunu etkileyecek sayıda geçersizlik ve geçersizliğin kanuna uygun olmadığı konusunda tereddüt oluşuyorsa kanunda belirtildiği üzere süresi içinde ilçe seçim kuruluna başvurulmak suretiyle seçimlerin yenilenmesi talebinde bulunulabilir. Bu talebin niteliğine göre Seçim Kurulunca yapılan inceleme sonucunda seçimlerin iptaline veya itirazın reddine karar verilmektedir. Bu hususlar ise aynı kanunun 25. maddesinde düzenlenmiştir.

Seçimin veya Tutanağın İptali

Seçim tutanaklarına yapılan itirazlar; oyların dökümüne, sayımına veya bu oyların siyasi partiler ile bağımsız adaylara bölünmesine ilişkin olduğu ve yeniden yapılan döküm, sayım ve hesap sonucunda tutanakların iptaline karar verildiği takdirde bu yeni

Bir seçim çevresinde yapılan seçimin, seçim ișlemleri sebebiyle iptaline karar verildiği takdirde o seçim çevresinde yeniden seçim yapılır.

işlem sonucuna göre, seçilmiş oldukları anlaşılanların il seçim kurulu tarafından tutanakları verilir. Bir seçim çevresinde yapılan seçimin, seçim işlemleri sebebiyle iptaline karar verildiği takdirde o seçim çevresinde yeniden seçim yapılır. İl Seçim Kurulu, seçimin iptaline dair kararı ilan ettiği gibi kararın kesinleşmesini müteakip o çevrede seçimin yapılacağını da derhal ilan eder. Bu ilandan sonra gelen 60. günü takip eden ilk pazar, oy verme günüdür. Kanun hükmünde düzenlenmiş olan seçim işlemleri sebebiyle yenilenmesine gerek duyulan seçimler yalnızca işlemlerde usulsüzlük ve geçersizliğin bulunduğu hallerde o seçim çevresi için geçerlidir. Yüksek Seçim Kurulunun 27.03.2019 tarihli, 1683 No’lu kararına göre: “Yapılmış olan bir seçimin sadece oy verme ve sonrasına ilişkin bazı işlemler nedeniyle iptal edilmiş ve sonuçlanmamış olması karşısında seçimin yeniden yapılmasına karar verilmesi durumunda iptal edilen seçime bağlı olarak yapılan veya yerine getirilen tüm işlemlerin yapılacak olan seçimde tekrarlanmasına gerek yoktur.” denilmektedir. Başka bir deyişle, YSK’nın bu kararına göre, yalnızca oy verme işlemi tekrarlanacak olup parti başvuruları gibi konuların tekrarına gerek duyulmamaktadır.

Seçimler Daha Önce İptal Edilerek Yenilenmiş miydi?

YSK, 2014 yerel seçimlerinde, oy kullanma yeterliliği olmayan (kısıtlı) seçmenlerin oy kullanması ve aradaki farkın bu seçmenlerden az olması sebebiyle bazı yerlerde seçimleri iptal etmiştir. 30 Mart 2014’te yapılan seçimler, aralarında Yalova ve Ağrı’nın da olduğu 13 yerde YSK kararıyla yenilenmiştir. YSK, 2009’daki yerel seçimlerin ardından, çeşitli nedenlerle 30 belediye başkanlığı ile 11 beldede belediye meclisi üyeliğine ilişkin seçimlerin yenilenmesine karar verilmiştir. YSK, 2004’te yapılan yerel seçimlerin ardından da 3 ilçe ile 12 beldenin belediye başkanlığı seçimlerinin iptalini kararlaştırmıştır. YSK, 3 Kasım 2002’de Siirt’te yapılan milletvekili seçimini de iptal etmiştir. “Seçim işlemlerindeki eksikliğin seçim sonuçlarına etkili olduğu” sonucuna varan YSK, Siirt’teki seçimin yenilenmesine oy birliğiyle karar vermiştir. Görüldüğü üzere seçimlerin iptal edilmesi kararı YSK tarafından geçtiğimiz 4 dönemde de verilmiş olup partilerce sıkça başvurulan bir yoldur. 


davet

GÜLER SABANCI

RAHMİ KOÇ

BÜLENT ECZACIBAȘI

TÜRKAN SABANCI

Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülü Sabancı Üniversitesi Onursal Başkanı Merhum Sakıp Sabancı’nın vasiyeti üzerine verilen “Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülü” düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Sabancı Üniversitesi Onursal Başkanı Merhum Sakıp Sabancı’nın vasiyeti üzerine verilen “Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülü”, Sakıp Sabancı Ailesi ve Sabancı Üniversitesi ev sahipliğinde, Sabancı Center’da gerçekleşen törenle sahiplerini buldu. İş, sanat ve sosyal yaşam dünyasının ünlü isimlerinin yoğun ilgi gösterdiği davette Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, yaptığı konuşmayla dikkat çekti. 

144

AYLİN-ÖZCAN TAHİNCİOĞLU


SEVİL SABANCI

MUSTAFA-BESTE YURTTAȘ

MERAL YAZICI

RAFİ PORTAKAL

Törende Jüri Özel Ödülü’nün sahibi ise yaptığı çalıșmalarla Joseph S. Nye, Jr. oldu. Jr.’a ödülünü Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Bașkanı Güler Sabancı takdim etti. ESİN DEMİRÖREN, BUKET TAȘDELEN

OSMAN-ZEYNEP ÇARMIKLI

TUĞÇE EYİLİK


davet

Belçika Ankara Büyükelçiliği 312 Vista’da Belçika Krallığı’nın 312 Vista Ofis Binası’nda hizmete başlayacak olan yeni Ankara Büyükelçiliği’nin açılışı gerçekleştirildi.

DIDIER REYNDERS, MICHEL MALHERBE

Belçika Başbakan Yardımcısı, Dışişleri ve Savunma Bakanı Didier Reynders ve Belçika’nın Ankara Büyükelçisi Michel Malherbe’in katılımlarıyla gerçekleşen davette 2018 Uluslararası Mimari Ödülü’ne ve Boston Mimarlar Derneği’nin (BSA) 2018 Mükemmel Tasarım Onur Ödülü’ne layık olan 312 Vista binası tanıtıldı. “İş Hayatı Projesi” olarak tanımlanan 312 Vista Ofis’te Belçika Ankara Büyükelçiliği’nin çok yakında hizmete açılacağı duyuruldu. 312 Vista’nın Genel Müdürü Grissette Almann; Büyükelçi Michel Malherbe ve ekibi ile heyecan verici bir 2019 için sabırsızlandıklarını ifade etti. 



FİLİZ TOSUNBAYRAKTAR

Güven ve Sadakat Önemli Avukat Filiz Tosunbayraktar ile kurucusu olduğu Hukuk ve Danıșmanlık Bürosu, mesleki bașarıları, icraatları ve avukatlık mesleği üzerine konuștuk...

B

ize biraz kendinizden bahsedermisiniz?

1990 yılında Kocaeli İzmit’te doğdum. Ortaokul ve lise eğitimimi İzmit Atafen Koleji’nde tamamladıktan sonra eğitimime İstanbul Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde devam ettim. 2013 yılında fakülteden mezun oldum. Akabinde staj ve sonrasında avukatlık faaliyetlerime, İstanbul’da başarılı hukuk bürolarında çalışarak devam ettim. 2017 senesinde evlilik sebebiyle Ankara’ya taşındım ve o tarih itibariyle meslek hayatıma serbest avukat olarak devam etmekteyim.

Avukat olmaya nasıl karar verdiniz?

Hukuk için hayatımın olmazsa olmazı diyebilirim. Avukatlık daha çocukluk yıllarımdan başlamış bir tutku aslında. İlkokul öğretmenim bu tutkunun oluşmasında yadsınamaz bir gerçektir. Öyle ki ilkokul yıllarım matematik, hayat bilgisi ile ilgilenmekten çok münazara yarışmalarına katılmakla geçmiştir. Hayattaki ideali Avukat olmak olan ve 40 yaşından sonra bu idealinin peşinden koşan ve başaran bir öğretmenle büyümek beni etkiledi; bu mesleğe çok yaklaştırdı. 7 yaşımda oluşan avukat olma isteğim ve idealim hiç değişmedi. Ailemde hukukçu olmamasına rağmen, o


yaştan itibaren bu idealim gerçek bir destek gördü. Çocukluğum boyunca bana evde hep “Avukatım” diye hitap edilirdi. Tabi o yıllarda toz pembe gelen bir çok şeyin aslında o kadar da kusursuz olmadığını fark ettiğinizde büyük bir hayal kırıklığı yaşıyor olsanız da, bendeki “hukuk”un yeri hiçbir zaman değişmedi. Bir insanın hakkını savunmak, onun hayatına belki de yön vermek gerçekten insanoğlunun duyabileceği en büyük onurdur.

Avukat Filiz Tosunbayraktar Hukuk ve Danışmanlık Bürosu’nda ne gibi çalışmalar yürütülüyor? Mesleki hedefleriniz nelerdir?

Büromuzda Ticaret Hukuku ve Şirketler Hukuku başta olmak üzere; Sigorta Hukuku, Aile Hukuku, İş Hukuku, Fikri ve Sınai Mülkiyet Hakları Hukuku ve İcra Hukuku konusunda deneyimli çözüm ortaklarımız ile birlikte hem hukuki hizmetlerde hem de danışmanlık faaliyetlerinde bulunmaktayız. Bugüne kadar meslek hayatımda önemli davalarda yer aldım; toplumun ve sosyal medyanın yakından takip ettiği davaları başarıyla sonuçlandırdım. Bundan sonra da hukukun üstünlüğüne ve adalete bağlı kalarak ve en önemlisi meslek ilke ve ahlakından ayrılmadan, hizmet vermekte olduğum müvekkillerimin problemlerinin çözümlenmesine yardımcı olmak ve müspet şekilde sonuçlandırmak hedefim, manevi olarak iç huzurumdur.

Avukatlık mesleğinin avantajları ve dezavantajları sizce nelerdir?

Avukatlık mesleği bir sosyal prestij mesleğidir. Mesleğe saygınlık kazandıran esasında bireyin kendisidir. Bu nedenle mesleğin gerektirdiği saygınlığın korunabilmesi için kişinin azami dikkati ve özeni göstermesi gerekir. Bunun haricinde yine mesleğin sağladığı hukuki birtakım ayrıcalıklar, kurumların mevzuatlarına hâkimiyet, sorunları çözebilme yetisi kazanma, muhakeme gücünü geliştirme, hukukun gelişmesine katkıda bulunabilme, maddi ve manevi tatminin üst düzeyde sağlanabilmesi önemli ayrıcalıklardır. Avukatlığın dezavantajı olduğunu düşünmüyorum. Kimi meslektaşlarıma göre; değişen kanunlar ve uygulamalar her ne kadar dezavantaj gibi gözükse de aksi kanaatte olduğumu belirtmek isterim. Öyle ki ben hayatın her alanında sürekli yenilenmenin ve ilerlemenin başarıya giden en önemli yol olduğu görüşündeyim.

Çoğu kişinin aklında avukatını hangi kriterlere göre seçeceği vardır.Sizce müvekkiller avukat seçerken nelere dikkat etmeli?

Avukat ile müvekkil arasında olması gereken en elzem bağ güven ilişkisidir. Şüphesiz mesleklerini en iyi şekilde icra etmek için çalışan birçok avukat meslektaşım var. Her avukatın kendine göre daha bilgili olduğu veya daha çok emek ayırdığı konular olabilir. Ancak dünyanın en iyi avukatı diye tabir edilen bir avukat bile dava kaybedebilir. Bu sebeple müvekkillerin hiç dava kaybetmeyen avukat arayışı pek doğru bir kriter olmayacaktır. Dolayısıyla avukatlar da bu davayı %100 kazanırım diyemez, dememelidir. Bu kriterlere bağlanan avukat müvekkil ilişkileri, dava yolunda en ufak olumsuzlukta çatırdama göstermektedir. Müvekkillere öncelikle avukatını seçerken güven duyabilecekleri bir avukatı tercih etmelerini, ancak güven kriterini ise sağlam temellere dayandırmalarını öneririm. Bir diğer önemli husus ise, müvekkillerin ihtilaflı konuları hakkında tecrübesi olan ve iyi araştırma yapabilecek ve en önemlisi davalarıyla bire bir, özenle ilgileneceğinden emin oldukları avukatı seçmeleridir. Hukuk şüphesiz yenilenen ve geniş bir bilim dalıdır. Bu nedenle değişen mevzuat ve içtihatları takip eden ve güncel araştırma yapabilen bir avukatla çalışmak hayati önem arz eder. Avukat seçme konusunda

bir diğer önemli husus ise hiç şüphesiz avukat ile kurulacak iletişim modelidir. Öyle ki açık iletişim kurabileceğiniz ve aklınıza takılan her detayı rahatlıkla paylaşabileceğiniz bir avukat dava süreci boyunca size daha fazla destek sağlayabilecektir. Bazı davalar birkaç ay içinde bitebilir, ancak bazı davalar kapsamı nedeniyle çok uzun sürebilir. Eğer avukatınızla anlaşamıyorsanız neredeyse kötü bir evlilik yapmış kadar sıkıntı yaşamanız mümkündür. Bu nedenle müvekkillerin avukatını seçerken uzun vadede anlaşabileceğinden emin olması önemlidir.

Son yıllarda hukuk alanını seçen bir çok avukat adayı var. Bu sektöre yeni giren meslektaşlarınız için tavsiyeleriniz nelerdir?

Avukatlık mesleği çok önemli bir meslek. Adil yargılanma hakkının gerçek sahibi bizleriz. Bu sebeple mesleğe yeni başlamış ve başlayacak olan hukukçuların; öncelikle mesleğin mahiyetini iyi benimsemelerini, Meslek Kurallarını iyi okuyarak uygulamalarını öneririm. Hukuk kuralları yani kanunlar değişir ancak ilkeler değişmez. İlkeleri iyi bilmek ve değerlendirmek gerekir. Aynı zamanda meslekte başarılı olabilmek için hukuk mevzuatlarını ve Yüksek Mahkeme kararlarını sürekli takip etmelerini, avukatlığın güvene ve sadakate dayalı olduğunu unutmamalarını hatırlatmam gerekir. Bunun yanı sıra genç meslektaşlarımın müvekkil yerine geçip empati yapmaları gerektiğini, mesleğe güveni arttırıcılık kapsamında, müvekkillerine bilgilendirme yükümlülüğüne uygun şekilde her türlü belge ve bilgiyi paylaşmalarını, avukatlık ücretini net bir şekilde belirlemelerini ve müvekkillerine net bir şekilde açıklamalarını ve en önemlisi mesleğe olan inançlarını, avukatlık onur ve saygınlığını her şeyin üzerinde tutmaları gerektiğini önerebilirim. Tüm meslektaşlarıma saygı ve sevgilerimi sunarım. 


davet

VENEZUELA BÜYÜKELÇİSİ JOSÉ GREGORİO BRACHO REYES

Yedinci Sanat’a Venezuela Damgası Ankara’da ilk kez düzenlenen Venezuela Sinema Günleri’nin açılışı, Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde gerçekleşti.

DIȘ İȘLERİ BAKANLIĞI AMERİKA DAİRESİ BAȘKANI SÜLEYMAN İNAN ÖZYILDIZVENEZUELA BÜYÜKELÇİSİ JOSÉ GREGORİO BRACHO REYESKÜBA BÜYÜKELÇİSİ LUİS ALBERTO AMOROS NUÑEZ

Ankara’da ilk kez gerçekleşen Venezuela Sinema Günleri etkinliği kapsamındaki diğer önemli yapımların yanı sıra; Goya Ödülleri’nden En İyi İber-Amerikan Film Ödülü’nü kazanan “Mavi, Çok da Pembe Değil”, San Sebastian Film Festivali Altın İstiridye Ödülü kazanmış “Çirkin Saç” ve Cannes Film Festivali Altın Kamera Ödülü’nü kazanmış olan “Oriana” filmleri etkinlik programında öne çıkan yapıtlar oldu. 


Venezuela Sinema Günleri’nin açılıșı Venezuela Büyükelçisi José Gregorio Bracho Reyes’in katılımıyla gerçeklești.


EZGİ FIRAT

3D Tedavi

Yöntemleri Tel Ortodonti Kliniği’nin sahibi Ortodonti Uzmanı Dr. Ezgi Fırat ‘’3D tarama yöntemleri’’ni anlattı. 3D tarama yöntemleri ile dakikalar içerisinde çaprașık dișlerinizin tedavi sonunda nasıl sıralanacağını görebilirsiniz...


G

ülmek, ama hiç çekinmeden üstelik kendi dişlerimizle. Sahip olabileceğimiz en güzel ve değerli özelliklerden biri... Ortodontinin amaçlarından biri de sizleri kendi dişlerinizi düzgün sıralayarak güzel gülümsetebilmek. Ortodontide yıllardır bu amaçla pek çok tedavi seçeneği kullanıldı. Dişlerin düzgün sıralanmasını sağlamak amacıyla tedavide kullanılan hepimizin bildiği teller, dişlerin ön yüzlerine yapıştırılarak birçok hastanın tedavi sürecinde kullanımından rahatsızlık duyabileceği bir görüntüye sebebiyet verme riski taşıyordu. Estetik amaçla bu braketler metal yerine porselen olarak üretildi ve görüntü olarak bir miktar daha tercih edilebilir oldu. Daha sonra teller, yine estetiği sağlamak için farklı bir teknik ile dişlerin arkasına yerleştirildi; ancak bu tedavide teller yine vardı.

Şimdi ise dilerseniz, bu teller tedavinizde yer almayacak.

Şeffaf plaklar olarak adlandırdığımız bu tedavi yönteminde, tellerle elde ettiğimiz sonuçlara daha konforlu ve estetik bir yöntemle ulaşmış oluyoruz. Dişlerinizdeki sıralanmadan memnun değilseniz, sadece dakikalar süren basit bir tarama yöntemi ile yeni dişlerinizin düzgün ve istediğiniz gibi sıralandığında ulaşacağı son durumu görmeniz artık mümkün. Dijital olarak bildiğimiz klasik ölçü alma işlemi 3 boyutlu bir tarayıcı ile gerçekleştiriliyor. Bu işlem, optik bir kamera ile yapılıyor ve dişler, dakikalar içerisinde taranıp 3 boyutlu olarak bilgisayara aktarılıyor. Ağız içi taraması yapıldıktan bir dakika sonra tedavinin sonunda kavuşacağınız düzgün sıralanacak dişlerinizi ekranda bire bir izleyebiliyor ve tedavi kararınızı tam olarak görerek verebiliyorsunuz. Bu aşamada dilerseniz geleneksel ortodontik tedavi yöntemleri dilerseniz şeffaf plaklar ile tedavinize devam etme kararı verebilirsiniz. Eğer şeffaf plak tedavisine karar verdiyseniz, tüm tedavinin gerçekleşeceği şeffaf plakların üretimi gerçekleştirilir. Bu plaklar, her hastaya özel olarak bir seri halinde üretilir. Sizlere de verilecek olan bilgisayarda görebileceğiniz bir görsel sayesinde dişlerinizin hangi haftada ne aşamaya geldiğini görebilir ve tedavinizi kendiniz de birebir takip edebilirsiniz. Tedavi boyunca teller ile olabilecek batma, kopma ve acıtmalar bu yöntemde hiç yaşanmadan tedavi sonlandırılır. Takılıp çıkarılabilen bu plaklar, geleneksel ortodontik tedaviler kadar etkili, kısa süreli ve oldukça estetik bir tedavi seçeneğidir. Konuşma ve görüntünüzü hiç etkilemeyecek olan plaklarınız tedavinizi konforlu estetik ve kısa sürede tamamlamanızı sağlayacaktır. Şeffaf plakların bir diğer avantajı ise yemeklerde, özel gün, davet ve toplantılarınızda çıkarılabilme avantajıdır. Her yaşta uygulanabilen bu tedavi yöntemi ile dilediğiniz görüntüye dünyanın pek çok yerinde bu yöntem ile tedavi edilmiş milyonlarca kişi gibi ulaşabilirsiniz. 

Gülmek sahip olabileceğimiz en güzel ve değerli özelliklerden biri... Ortodontinin amaçlarından biri de sizleri kendi dișlerinizi düzgün sıralayarak güzel gülümsetebilmek.


davet

ÇİĞDEM-AHMET GÜRHAN

ORHAN AYDIN ,ALİ KOLBAȘI

Gürhan Hukuktan Kahvaltı Daveti Gürhan Hukuk Bürosu; Çayyolu Ihlamur Villaları’nda bulunan ofislerinde özel bir davet düzenledi. Gürhan Hukuk Bürosu’nun ortakları Ozan Gürhan, Kübra Gürhan ve Sezen Gürhan’ın ev sahipliğinde özel bir davet düzenlendi. Büyük bir kısmı Gürhan Ailesi’nin hemşehrisi olan Kırşehirli konuklardan oluşan davetli topluluğu, kahvaltıda buluştu. Çayyolu Ihlamur Villaları’nda gerçekleştirilen davete birçok bürokrat ve iş insanı katıldı. Ozan Gürhan ve Sezen Gürhan yaptıkları konuşmada; İş dünyasını ilgilendiren yeni hukuki düzenlemeler hakkında bilgi vererek gelenekselleşmesini arzu ettikleri bu yönlü buluşmalarının birlik ve beraberlik dokusunu kuvvetlendireceğini ifade ettiler. 

SEZEN- AHMETHAN -OZAN-KÜBRA GÜRHAN


GÜL KOYUNCU, SEVAL YILDIRIM

MEVLÜT KÖYSÜREN

HASAN KÖKSAL, EMRAH AȘKUN, SELİM ERGÜN

AHMET GÜRHAN, HACI TURAN

Av. Ozan, Av. Sezen ve Av. Kübra Gürhan evsahipliğinde gerçekleșen kahvaltıda, bir çok iș insanını örnek bir misafirperverlikle ağırladılar. ESER MEMİȘ


davet

KUTLU TAMAY, VELİ SARITOPRAK, ERKAN İBİȘ, BERİL ÇAVUȘOĞLU, METİN FEYZİOĞLU

TÜSİAV’dan MAG Dergisi’ne Bir Ödül Daha Türk Sanayici ve İş Adamları Vakfı Verimlilik Platformu’nun 2019 yılı En Verimliler Ödülleri’ni alan kişi, kurum ve kuruluşlar belli oldu. Her sene düzenlenen ve TÜSİAV Verimlilik Platformu tarafından verilen “Verimliler Ödülleri”, Ankara Sanayi Odası Meclis Salonu’nda gerçekleştirilen bir törenle sahiplerini buldu. Medya alanında verilen ödüllerde “En Verimli Dergi’’ ödülüne MAG dergisi layık görüldü. Düzenlenen gecede ödülü MAG Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Beril Çavuşoğlu aldı. 

NURETTİN ÖZDEBİR



davet

AYTEN DANIȘMAN SATVET-MEVZUN ÇİFTÇİ

AYȘE BOYNER, CEM TELVİ

İtalyan Markası KNT’ye Özel Davet Dünyaca ünlü İtalyan erkek markası Kiton’un contemporary markası KNT’nin Avrupa’daki ilk Pop Up butiği Beymen Zorlu Center’da açıldı. KNT Pop Up butiğinin açılış daveti, İstanbul’a özel davet sebebiyle gelen Kiton Ceo’su Antonio de Matteis, KNT markasının kurucuları Mariano De Matteis ve Walter De Matteis’in katılımları ile Beymen Zorlu Center Morini Restoran’da özel bir akşam yemeğiyle gerçekleştirildi. Davete iş ve sosyal hayatın tanınan isimleri katıldı. 

GİZEM OFLUOĞLU, GURAY AKAR

DERİN MERMERCİ AYDIN


Ameliyatsız Alternatif Kilo Kontrolü Yöntemleri DOÇ DR. OSMAN YILDIRIM

M

ide Botoksu

advertorial

Bu yöntem henüz deneme aşamasındadır ve bu konu hastalara iyi anlatılmalıdır. Genellikle Vücut Kitle İndeksi (VKİ) 30’un altında olan ve daha önce diyet denemiş başarılı olamamış kişilere uygulanır. VKİ’ i ameliyat sınırlarında olacak kadar yüksek olanlarda bu yöntem yeterli değildir. İdeal kilosundan 5-15 kilo fazlası olanlar için daha uygundur. Endoskopik yolla uygulanır, genel anesteziye gerek yoktur. Midede ülser, kitle, reflü olanlarda bu işlem uygulanmaz. Hafif bir sedasyon altında ortalama yarım saat sürer ve yarım saat de dinlenme ile işlem, bir saat içerisinde biter. Hasta hemen günlük yaşama dönebilir. Botoks, estetik cerrahi başta olmak üzere bazı kas hastalıkları, anal fissür, akalazya gibi birçok alanda kullanılmaktadır. Botoks, uygulandığı kasta kısmi bir felç yaratmakta ve sonucunda spazm oluşmaktadır. Bu yöntemde endoskopla mide çıkışına yakın bölgelere ve iştah hormonunun daha çok salgılandığı üst bölgelere botoks enjeksiyonu yapılır. Böylece hem mide boşalması uzatılmış, hem de iştah hormonunun salgılanması azaltılmış olur. Bu yöntemle hastalar ortalama 5-15 kilo civarında verebilir. Botoksun etkisi 4-6 ay sürer. Bu sürenin sonunda gerekirse tekrar botoks yapılabilir ve 3 - 4 defa bu işlem tekrarlanabilir. Botoksun etkisi herkeste farklı olabilir. Bu işlemle birlikte hasta mutlaka diyet ve spora devam etmelidir.

Doç. Dr. Osman Yıldırım, ameliyat gerektirecek kadar kilosu olmayan fazla kilolu bireyler ve obezite hastaları için etkili, kısa süreli ve kesin çözüm sağlayabilen yöntemleri anlatıyor...

Mide Balonu

Bu yöntem ameliyatlık derecede kilosu olmayanlarda, obezite ameliyatı olmasında riski olanlarda ya da obezite ameliyatı düşünülen ancak çok yüksek kilodan dolayı ameliyatı yapılabilir hale getirmek için ön hazırlık amacıyla yapılabilir. Herhangi bir cerrahi girişim olmayıp endoskopik yolla yapılan bir işlemdir. Mideye yerleştirilen bir balonla hastada tokluk hissi yaratılır, hasta kendini yemek yemiş gibi hisseder. Hava veya su ile şişirilenleri, 6 aylık veya bir yıllık olanları vardır. İşlem ortalama 20 dakika sürer, dinlenme ile beraber bir saatte biter. Hasta, hemen günlük yaşamına dönebilir. Bu işlem anestezi gerektirmez ve hafif sedasyon altında gerçekleştirilir. Endoskopi ile mideye bir balon yerleştirilir. Midesinde ülser, kitle, reflü olanlarda bu işlem uygulanmaz. Balon, 400 - 700 cc civarında şişirilir. İlk zamanlarda biraz ağrı ve bulantı olabilir. Hasta balon takılı olduğu sürece diyet ve spora devam etmeli, balon çıkarılınca da bunları sürdürmelidir, aksi takdirde verdiği kiloları geri alır. Tüm yöntemlerde olduğu gibi bu 2 yöntemde de yaşam tarzı değişikliği, diyet ve psikolojik destek gerekir. Biz her 2 yöntemde de diyet ve psikolojik desteği, tedavinin önemli bir parçası olarak görüyor ve işlemin yanında ücretsiz sunuyoruz. 

Tunalı Hilmi Cad. 114/44 Çankaya-Ankara Tel: +90 312 466 77 71 ● Mobil:+90 538 315 20 89 doc.dr.osman.yildirim drosmanyildirim61 ● www.osmanyildirim.dr.tr


davet

NASTASSIA JACOBER, LAURA MARGARİTA

FERYAL GÜLMAN

SERAP TİBUK

Pomellato’nun Yenilenen Butiği Alışılmışın dışında ve renkli stiliyle öne çıkan Pomellato’nun yenilenen butiği tanıtıldı. Alışılmışın dışında ve renkli stiliyle ikonik koleksiyonlar yaratan Milanolu mücevher tasarım ustası Pomellato, doğduğu yer olan Via Monte Napoleone’den ilhamla yeniden tasarlanan Zorlu Center’daki butiğinin tanıtımını özel bir davetle gerçekleştirdi. Moda basınının yanı sıra sanat ve iş dünyasından birçok isim yeni butiğin açılışına yoğun ilgi gösterdi. 

ÖZGE ULUSOY


BEGÜM ÖZER

ARZU KUNT

ELİF İNCİ ARAS

SİBEL KERİMOĞLU

LALE DANIȘMAN

ȘEYMA SUBAȘI

DİLA TARKAN

BURCU ȘENDİR


özel

Samimi, Naif ve Duru Bir Güzel

BADE İŞCİL Ekranlarda gördüğümüz günden beri sıcak tebessümü ve altın sarısı saçlarıyla olduğu kadar yer aldığı projelerdeki bașarılı oyunculuğuyla da dikkatleri çekmeyi bașaran, son dizisi Ufak Tefek Cinayetler ile çok daha büyük bir kitleye ulașan son dönemlerin aranan yüzü güzel Oyuncu Bade İșcil ile hayatındaki dönüm noktalarını, hayat verdiği karakterlerle olan ilișkisini, güzellik sırlarını, özel hayatını ve çok daha fazlasını konuștuğumuz oldukça samimi bir röportaj gerçekleștirdik...

RÖPORTAJ: DİLARA ERTÜRK FOTOĞRAF: ELİF DEMİRALP MAKYAJ: ÇİĞDEM YARTAŞI SAÇ: İSMAİL İNAN STYLING: EDA İŞBİLİR STYLING ASİSTANI: ALİ ARISOY YER: HILTON BOMONTİ BACKSTAGE: ERSİN AL


GÖMLEK-ŞORT: ISABEL ETOILE MARANT KOLYE: ESRA DANDİN


รถzel

PANTOLON: BEYMEN ACADEMIA Gร MLEK: NAZLI CEREN MAYO: H&M KEMER: MANGO


Seçtiğim işlerin hepsi benim için ayrı ayrı değerli. Her biri beni büyüttü, geliştirdi, değiştirdi...

S

izi hiç tanımayan birine kendinizi nasıl anlatırdınız?

Samimi, dürüst, vicdanlı olduğumu düşünüyorum… Yani böyle toz pembe demeyeyim. Tabii ki benim de herkese uymayan, doğru bildiğim yanlışlarım vardır ama olabildiğince uyumlu ve anlayışlı olmaya çalışıyorum.

Ayakları yere basan ve gerçekçi bir insan mısınız yoksa uçlarda yaşayan bir hayalperest mi? Ayakları yere basan bir kontrol delisiyim diyebilirim. Hatta ayaklarım yere olması gerektiğinden fazla basıyor bence. Yere saplanmış vaziyette diyebilirim ayaklar.

Moda tasarımı okurken oyuncu olmaya nasıl karar verdiniz? Bir dönüm noktası var mıydı sizin için?

Vardı tabii ki. Moda okurken bir arkadaşımın dekor programı sunmamı istemesiyle beraber o programdan sonra dizi teklifleri gelmeye başladı. Dizi teklifleri geldiğinde “Yapamayacağım, oyunculuğa dair bir ilgim, merakım veya eğitimim yok” deyip geri çevirmiştim fakat sonra yönetmen Andaç Haznedaroğlu’yla görüştüm. O, bende bir ışık gördüğünü söyledi ve ona güvenip sektöre girdim diyebilirim. Sonrasında da sevdiğim için devam ettim.

Kariyerinize baktığımızda başarılı projelerde yer aldığınızı ve yıldız isimlerle çalıştığınızı görüyoruz. “Ezel”, “Kuzey Güney”, “Ufak Tefek Cinayetler”... Hangi proje sizin için daha büyük önem taşıyor?

İnsanın beş parmağından yalnızca birini sevme gibi bir ayrıcalığı olmuyor. Seçtiğim işlerin hepsi benim için ayrı ayrı değerli. Her biri beni büyüttü, geliştirdi, değiştirdi, bana ayrı bir çevre ve vizyon

kazandırdı. Hepsi başlı başına bir tecrübe. O yüzden hepsini ayrı ayrı seviyorum.

Kenan İmirzalıoğlu, Tuncel Kurtiz gibi isimlerle çalışma fırsatı buldunuz ve “Ezel” gibi efsane bir dizinin parçası oldunuz. O günlerden aklınızda kalan, unutamadığınız bir anı var mı? Oyunculuğa başladım. (gülüyor) Allah rahmet eylesin öncelikle Tuncel Kurtiz sayesinde ve tabii ki Kenan İmirzalıoğlu ve diğer değerli oyuncu arkadaşlarım sayesinde, onlarla birlikte oynarken onların oyunculuğu karşısında, oynamanın ne olduğunu fark edip bir aydınlanma dönemi yaşadım. Ezel’in başlangıcı ayrı bir şeydi benim için, devam ederken ise oyunculuğun ne olduğunu aslında tamamen algıladığım zamandı.

Ünlü olmak ile ilgili sizi çok şaşırtan, kabul etmekte zorlandığınız, idare etmeye çalıştığınız bir şey var mı? Bazen şöhretli ve tanınmış isimlerin canlandırdıkları rol gibi yaşadıkları düşüncesi oluşabiliyor. Oysaki herhangi bir dokunulmazlığımız veya olağanüstü bir hayatımız yok. Biz de normal insanlarız, yalnızca iş olarak oyunculuk yapıyoruz. Bize verilen görevleri yerine getiriyoruz, rolümüzü canlandırıyoruz. Tabii ki ekranda olduğumuz için saçımız başımız kıyafetimiz daha özenli, rolümüze göre uyum içinde olması sağlanıyor. Ama aslında hiçbir insanın diğer bir insandan farkı yok. Hepimiz bir anneden doğuyoruz, yeteneklerimize göre yönleniyoruz ya da yönlendiriliyoruz. Ama diyorsan ki bu algı seni yıpratıyor mu? Yıpratıyor değil belki ama bir birey olarak hata yapmamaya ve dikkatli yaşamaya çalışan biriyim zaten bir de gözleri üzerimde hissedince daha da dikkatli olmalıyım stresini yaşamıyorum da diyemem.


özel

“Ufak Tefek Cinayetler”deki Pelin’in bu kadar ara bir zamanda hayatımdan çıkması beklenmeyen ani bir kaza sonucu ölüm gibiydi.

Dizi, sinema gibi sektörlerde kalıcı olabilmek için ne yapmak gerekiyor sizce? Siz neler yapıyorsunuz kalıcı olmak adına? İstikrarlı bir şekilde kalıcı olmak odaklı değilim, tabii ki emeğimizin karşılığında bir sevgi görüyoruz ve ben de bu emeğin kalıcı olmasına özen gösteriyorum işlerimi, projelerimi seçerken. Projeleri iş olsun veya para kazanayım diye kabul etmiyorum. İçime sinen, inandığım projeleri seçmeye çalışıyorum.

Bir dizi bittiğinde karakterle yollarınızı nasıl ayırıyorsunuz? Ayrılık aşaması ne kadar sancılı oluyor?

İlk defa “Ufak Tefek Cinayetler” sezon ortasında biten işim oldu. Bunalım... (gülüyor). Projeler genelde yaz aylarında bittiği için kendinizi o tempoya alıştırıyorsunuz. “Ufak Tefek Cinayetler”deki Pelin’in bu kadar ara bir zamanda hayatımdan çıkması beklenmeyen ani bir kaza sonucu ölüm gibiydi. İşin şakası bu tabii. Fakat daha da yaşayabilir bir karakterdi, havada kaldı gibi hissettim. İçimde kaldı demek daha doğru belki de. Çok uzun süre beraber vakit geçirdiğiniz insanlarla ayrılıyorsunuz ve yeni projeler geliyor, onların yoğunluğu derken günlük hayatta da görüşmeleriniz azalıyor ekiple. Çok şükür ki çalıştığım ortamlardaki kimseyle sıkıntı yaşamadım hiçbir zaman.

Günün birinde canlandırmayı çok istediğiniz bir karakter var mı? Veya aynı projede yer almak istediğiniz bir sanatçı?

Anthony Hopkins. Aklıma ilk gelen isim bu. Ama ben ona erişir miyim bilemiyorum tabii. Çok fazla üzerine düşünmedim bunun ama bir hayalse bu, tabii ki Anthony Hopkins ilk sırada benim için. Canlandırmak istediğim karaktere gelince; çocukluğumda hayalim değildi aslında ama hani genelde çocuklar prenses, çizgi film

166 magdergi.com.tr

karakteri olmak ister ya işte şu an çocuksu yanım böyle bir hayal kuruyor (gülüyor). Belki bir seslendirme yapabilirim bir animasyon filme ya da böyle bir proje teklif edilir… Neden olmasın?

Ufak Tefek Cinayetler, yayınlandığı dönemde ekranda çok büyük bir ses getirdi. Projeye dahil olma süreciniz nasıldı? İtelediler beni (gülüyor), bir baskı oldu üzerimde. Yani şöyle aslında; doğum yaptıktan sonra oğlumla çok haşir neşir olduğum ve devamlı koalam gibi kucağımda gezdirdiğim için ondan kopmak hayal edemeyeceğim bir şeydi o dönem için. O yüzden teklif geldiğinde önce ajansım Gaye Sökmen bana söyledi böyle bir teklif var diye. Dizi çekebilecek ve o tempoya girebilecek durumda olmadığımı düşünüyordum. Çocuğum küçük, bana ihtiyacı var her an diye düşünüyordum. Fakat oğlumun da okula başlayacağı zamana denk geldi. Bir tek o taraftan bir nefes payım vardı. Okul zamanlarına denk gelirse, benim yokluğumu hissetmezse olabilir diye düşündük. Tabii sonrasında yavaş yavaş alıştık ikimiz de. Bir anda büyük bir ayrılık yaşamadan dengeli bir şekilde düzeni kurunca. Sağ olsun yapım şirketi (Ay Yapım) ailem gibi olduğu için o güvenli ortamda zaten her şey güzel gelişti.

Pelin Kaner ve Bade İşcil’in benzer yönleri var mıydı?

Aslında kadın olması dışında benzer yönlerimiz yok diyebilirim. Hayatta var olan o karakterlerin radikal bir şekilde belirginleştirilmiş yani altı çizilmiş halini ekrana taşıdık.

Bir ilişkide taviz vermeyeceğiniz konular neler?

Saygı... Kilit nokta bu. Genelde taviz veren bir insanım aslında ama taviz veremeyeceğim şey, kişisel alana müdahale oluyor. Karşılıklı olarak saygılı bir iletişimin olmasını isterim her türlü ilişkide.


GÖMLEK: TOUCHE PRIVE ŞORT: VAKKO TERLİK: PROENZA SCHOULER KÜPE: BEGÜM KHAN ŞAPKA: COS


özel

PANTOLON - CEKET: VAKKO GÖMLEK: COS KÜPE: ESRA DANDİN KEMER: MANGO


Çocuğum için en iyisini yapmaya çalışıyorum ve bu yüzden kendimi yargıladığım zamanlar çok oluyor.

Geriye dönüp baktığınızda kendi hikayenizin dönüm noktalarını nasıl tanımlarsınız?

Keskin... Kariyerimle alakalı şu olabilir; moda ve tekstil tasarımı okurken her ne kadar kariyerimle alakasız olmasa da oyunculuğa geçmek tabii ki en önemli dönüm noktalarımdan. Oyunculuk yaparken mesleğime ara verip bir evlilik yaptım... Bir anda birtakım şeylere karar verebiliyorum. Böyle bir çılgınlığım var diyebiliriz. Ezel, benim oyunculukla alakalı bakış açımı değiştiren bir projeydi dolayısıyla Ezel de bir dönüm noktasıydı. O projeden önce üniversitede okuduğum dönemde program sunmam ve orada oyunculuk teklifi gelmesi de aynı şekilde.

18 yaşındaki Bade’ye seslenecek olsaydınız neler söylemek isterdiniz?

“Kendini anlatmaya çalışma kim nasıl anlamak isterse o şekilde anlayacaktır, boşuna vakit harcama” derdim. Çünkü yaptığım şeylerden pişman değilim ama bazen boşa yorulmuşum dediğim çabalarım var hatırladığım.

Kendinizle anlaşamadığınız, zıt düştüğünüz zamanlar oluyor mu?

Çok empati kurabilen bir karakterim. Herkesi anlamaya çalışmaktan bazen gerçekten yoruluyorum. Dolayısıyla, bu durumu biraz değiştirebilsem daha iyi olurdu benim için.

Mayıs, annelerimizle ilişkilendirdiğimiz bir ay. Sizin annenizden aldığınız ve hayatınızın her anında yanınızda olan bir öğüt var mı?

Annelik çok zor bir görevmiş. Anne olduktan sonra daha da iyi anladım annemin ne kadar değerli olduğunu. Son dönemlerde bana sıkça söylediği bir şey var. “Hayatta her şey, her zaman istediğin gibi

olmaz. Bu yüzden yarın için endişe duyma, hayat hiçbir zaman planladığın gibi olmayacak.” Şu an en çok kulağımda çınlayan ve benimle birlikte olan nasihati bu.

Hem başarılı bir oyuncu hem de iyi bir annesiniz. Anne olmak hayatınızda neleri değiştirdi? Bu tempoya nasıl ayak uyduruyorsunuz?

Zaten sorumluluk sahibi, ayakları yere basan bir karakterdim. Daha fazlası oldu bunun dozajında. Çocuğum için en iyisini yapmaya çalışıyorum ve bu yüzden kendimi yargıladığım zamanlar çok oluyor. Genel olarak kendimi çok eleştirir ve hatayı önce kendimde ararım zaten.

Oğlunuzun ismi Azur’u kim seçti? Anlamı nedir?

İsmini ben seçtim. Hamileliğimde Yunan Adaları’ndayken bir anda vahiy geldi gibi bir şey. Azur ne demek acaba diye araştırdım ve isim olarak çok kullanılmadığını keşfettim. “Mavi” anlamına geldiği için mavinin yeryüzü ve gökyüzünü kapsayan ve benim içimi rahatlatan bir renk oluşundan dolayı oğlumun ismini Azur koymayı istedim.

Şimdiki çocukların önünde gelecekteki mesleklerini seçmek için tonlarca opsiyon var. Azur oyuncu olmak isteseydi tepkiniz ne olurdu? Sizinle meslektaş olmasını ister miydiniz? Azur, özgür olsun isterim. Kendi hayatı, istediği gibi yaşasın. Pişman olmayacağı, aklı başında ve yere sağlam basan bir şekilde hayat yaşasın. Ama macera da yaşasın tabii. Oyuncu da olabilir, diş hekimi de doktor da pilot da sporcu da... Her ne mesleği yapmak istiyorsa, ona ne keyif veriyorsa onu yapmasından yanayım. Kendi yeteneklerini kendi keşfetsin istiyorum.


özel

Dengeli ve düzenli beslenmeye çalışıyorum. Akşam yemeğini erken yiyorum...

Beraber yaparken en çok keyif aldığınız aktiviteler neler?

O kadar çok şey yapıyoruz ki... Herhalde birlikte olmamız, bizim en güzel aktivitemiz. Beraberken elimden geldiğince ona keyif verecek çalışmalar yapıyorum. Ama ben en çok onunla uyumayı ona sarılmayı seviyorum.

İstanbul’da size en çok keyif veren yer hangisi?

İstanbul Boğazı’nı ve tarihi yerleri çok seviyorum. Yaşanmışlıkları çok güzel İstanbul’un... Benim için İstanbul’un en güzel yeri Boğaz’ı...

Her zaman çok fit görünüyorsunuz. Özel olarak uyguladığınız bir beslenme programı veya kür var mı? Bilmem, genetik aslında. Tabii dikkat etmeye ve dengeli ve düzenli beslenmeye çalışıyorum. Akşam yemeğini erken yiyorum zaten. Saat 6 olduğunda ben alarm kurulmuş gibi çok fazla acıkıyorum. Dediğim gibi çok düzenli bir şekilde besleniyorum. Sabah kahvaltısını çok güzel yiyorum, öğle yemeklerini biraz daha atıştırmalık gibi geçiriyorum. Devamlı metabolizmamı çalıştıracak gıdalar tüketmeye çalışıyorum. Sindirebileceğim şekilde, sindirebileceğim kadarını yiyorum. Hareketle de bunu destekliyorum. Zaten çok koşuşturan aktif bir karakterim. Eskiden evet şu sporu yapıyorum, bunu yapıyorum diyebilirdim ama şu an çocuk, çalışmak ve biraz da dikkat edince böyle oluyor sanırım.

Stilinizi nasıl yorumluyorsunuz? Dolabınızdan eksik etmediğiniz parçalar var mı? Benim dolabımda yok yok yani (gülüyor). Hepsini seviyorum

170 magdergi.com.tr

hepsi olmazsa olmazım. Stilimi aslında son dönemde içime sinen, giymekten keyif aldığım daha böyle İngiliz tarzı gibi adlandırabilirim. Kışın blazer bir ceket ve kumaş pantolonları sıkça tercih ederken yazın en sevdiğim şey özgür ve rahat incecik tiril tiril elbiseler... Kat kat giyinmeyi çok sevmiyorum ama mevsimler dolayısıyla artık hep lahana gibi giyiniyoruz.

Yıllardır sizi capcanlı sarı saçlarınızla izliyoruz. Sizi etkileyen bir proje teklifi gelse esmer olarak görebilir miyiz sizi? Babamın sarı kızı olduğum için ona danışmam lazım... Şaka bir yana eğer heyecanlanırsam ve değeceğini düşünürsem öyle bir çılgınlık yapabilirim diye düşünüyorum. Çünkü benim de içimde ukde kalacak bunca yıldır sarıyım... Bazen bir peruk görüyorum heyecanlanıp deniyorum mesela. Olabilir tabii neden olmasın. Bana da sürpriz olurdu.

Çekimlerden sonra ağır makyaja maruz kalan cildinizi rahatlatmak için neler yapıyorsunuz? O bir sır… Yok yok, temiz tutmaya çalışıyorum diyelim. İçten ve dıştan cildi temiz tutmak şart. Asla makyajla yatmam ve makyajla uzun süre de duramam aslında. Tenime kozmetik olarak fondöten gibi ürünleri çok fazla kullanmamaya çalıştım bugüne kadar. Bir sorun varsa kapatıcıyla tamamlamaya çalışıyorum. O da biraz daha herhalde korudu cildimi. Doğrusu hep nefes almasını sağladım cildimin.


GÖMLEK: NAZLI CEREN PANTOLON: BEYMEN ACADEMIA TERLİK: BALENCIAGA TAKI: ESRA DANDİN


รถzel

PANTOLON: BEYMEN ACADEMIA Gร MLEK: NAZLI CEREN


Bu yaz güzel bir proje olursa yeni bir film çekmek isterim...

En çok hangi makyaj malzemesine ya da bakım ürününe para harcıyorsunuz?

Her anne çocuğunun süper kahramanıdır ama Bade İşcil bir süper kahraman olmak istese hangisi olurdu?

Gelecekle ilgili herhangi bir projeniz var mı? Mesela oyuncu olmasaydım şu olurdum dediğiniz veya ileride yapmayı istediğiniz?

Son olarak Anneler Günü mesajınız var mı?

Kozmetik canavarıyım diyebilirim. Mesleğim gereği seviyorum, rengarenkler çünkü. Sürmesem dahi alıyorum. Makyajımı kendim yapmayı da seviyorum. Şöyle söyleyeyim bir mağaza açabilirim evimdeki kozmetik ürünleriyle.

Yemek... Gerçekten yemek yapmayı çok seviyorum. Yemekle ilgili bir şey yapabilirdim. Bunu da çocuğum olduğunda ve beslenme düzenimi oturttuğumda anladım diyebilirim. Yemek yapmanın bana da iyi geldiğini hissettiğim için ve tadan insanlardan olumlu geri dönüşler aldığım için yemekle alakalı bir şeyler yapmak isterdim. Bana keyif veren bir şey olduğunu söyleyebilirim.

Bir sonraki dönemde sizi nerelerde, hangi işlerde göreceğiz? Yeni projeleriniz var mı?

Şimdilik bir proje yok fakat yeni sezonda yaparım diye düşünüyorum. Yine de dediğim gibi beni çok heyecanlandıran bir iş olursa o zaman tamam derim.

Sizi dizi mi daha çok heyecanlandırıyor sinema mı?

Tolgahan Sayışman’la bir sinema filmi çekmiştim, çok keyifliydi. Azur dünyaya geldikten sonra yaptığım ilk işti. Azur’la daha çok vakit geçirebileyim diye de yalnızca geceleri çektiğimiz bir filmdi. Sadece gece çalıştığım için hiç uyumuyordum. Gündüz Azur ile ilgileniyordum onu uyuttuktan sonra da çekime... Yani böyle zor diyebileceğim şartlar olmasına rağmen işin aslı sinema filmi çekmek çok keyifliydi. Diziye göre daha planlı, programlı ve düzenli. Bu yaz güzel bir proje olursa yeni bir film çekmek isterim. Ama tabii güzel bir proje olduğunda dizi de beni heyecanlandıran bir şey...

Anneyim işte, bundan süperi var mı? Her an her yere yetişme durumu bence süper kahramanlık. Çocuk doğuran her kadın süper kahraman bence. Bu ay zaten annelerimize özel bir ay. Bu yüzden bu kahramanlığı bütün annelerimize atfetmek isterim.

Anneler gerçek birer kahraman. Annelik öylesine kutsal bir şey ki... Çok saygı duyuyorum. Olabildiğince iyi bir anne olmaya çalışıyorum ve tüm anneleri sevgiyle kucaklıyor, ellerinden öpüyorum. 

kIsa kIsa Ayakkabı mı çanta mı? Her ikisi de.

Fondöten mi BB Krem mi?

Mümkünse ikisine de ihtiyaç duymasam daha iyi.

Değişmez parfümünüz nedir? J’adore.

En sevdiğiniz çiçek? Lilyum.

Yağmur mu güneş mi? Güneş.


davet

CEM KİRAZCI, ANIL KÖPRULU, MERT ÜNLÜ

SERAP TİBUK

EZRA ÇETİN, TUBA ÇETİN

Omega’dan Constellation Manhattan Tanıtımı Dünyaca ünlü saat markası Omega, “Constellation Manhattan”ın yeni modellerini şık bir davet ile tanıttı. Omega’nın saat üretimindeki hassasiyetinin sembolü olan “Constellation” koleksiyonun yenilenen modelleri keyifli bir davet ile tanıtıldı. Gökteki yıldızlardan ilham alan ismiyle, zamanı ölçme standartlarını yeniden tanımlama ilkesiyle hareket eden Omega; Fauchon Paris Zorlu’da iş, moda ve sanat dünyasını buluşturduğu davetinde konuklar, Constellation Manhattan koleksiyonunun en yeni parçalarını inceleme imkanı buldu. 

174

ARZU KUNT


İTALYAN SERİSİ SERAMİKLER VE DUVAR KAĞITLARI İLE ORTAMINIZ DEĞİŞECEK.

Çetin Emeç Bulvarı 2.Cadde No:6/1-7 Dikmen-ANKARA Tel: +90 312 472 04 04 - Faks: +90 312 472 09 30 www.ozbyapi.com

ozbekoglushw

Özbekoğlu Showroom


davet

GÜLBİN SİMİTÇİOĞLU

ZEYNEP GERMEN

JÜLİDE BERKMAN

NURAY FENERCİOĞLU

Ünlü saat markası Omega’nın son koleksiyonunun tanıtım daveti oldukça yoğun bir ilgi gördü. 176

DİLA TARKAN

BERRİN AK

TUĞÇE PEKSAYAR

AYȘEGÜL KAYABAY


www.daiwedding.com


röportaj

BAȘAK DİZER TATLITUĞ

Stilinize Dokunan Bir Kariyer Bu zamana kadar birçok televizyon projesinin stylingine imza atmakla beraber erkek modası denince akla ilk gelen isimlerden biri olan bașarılı Stylist, Room&Rumours Kurucu Ortağı, Gazete Moda Yazarı Bașak Dizer Tatlıtuğ ile modaya, hayatına ve kariyerine dair keyifli bir söyleși gerçekleștirdik. 178 magdergi.com.tr


M

oda sizin için ne demek?

Moda benim için sadece hobi ve ilgi alanıydı. Ben hobimi profesyonel bir şekilde işe dönüştürebilen şanslı kişilerdenim. Moda, özellikle ülkemizde lükse giriyor ve kesinlikle olmazsa olmaz değil, sadece hayatımıza biraz renk katmak için. Çok da ciddiye almamak lazım.

Stil danışmanı olarak neler yapıyorsunuz?

Reklam kampanyaları, marka sezon “lookbook” çekimleri, dizi, televizyon programı, kanal tanıtımları, tiyatro oyunları, sinema filmleri baş rol oyuncularının ve televizyon yüzlerinin konsept stillerini oluşturuyorum. Kendimize ait bir “Room Styling Showroom” var ve bir de Room + Rumours konsept mağazamız. Ben erkek oyuncu ve erkek modellerle daha rahat çalıştığım için erkek tasarım ve styling tarafını üstüme aldım. Aslında tasarım mezunuyum ve altı yıl Vakko ve Bilstore gibi mağazalarda tasarımcı olarak çalıştım. O zaman da alanım hep erkek koleksiyonuydu. Sonradan “styling showroom” açtık ve böyle devam etti.

Bu yılın trendleri neler?

Bolca desen. Özellikle çiçek deseni, metalik renklerde dore, lame ve bakır kumaşlar ön planda. Ayrıca, pastel tonlar; pembe, oranj ve sarılar oldukça moda. Midi kloş etekleri, pilili kısa pantolonları, volümlü uzun yelek ceketleri ve sweatshirt gibi parçaları bu sezon sıkça göreceğiz.

Room + Rumours’tan bahsedebilir miyiz?

Room + Rumours’ı üç sene önce Room showroom uzantısı olarak açtık. Stylingden farklı olarak mağaza da olsun istedik. Çoğunlukla Türk tasarımcıların tasarımlarına yer verdik. Konsept mağaza içinde objeden erkek ve kadın aksesuarlarına, kıyafetten müzik kitap ve sanata kadar uzanan bir satış alanına sahip bir oluşum.

Yeni projeler var mı?

Biz televizyondaki projelerimizde sezonunun sonuna geldik. Çarpışma bitiyor. Vurgun ve Yüzleşme’nin de stylingi bitti. Fakat Ağustos’ta tekrar konuşursak yeni projelerden bahsedebiliriz.

Formunuzu nasıl koruyorsunuz? Sporla aranız nasıl?

Her türlü yeni popüler sporu deniyorum ama ben çoğunluğun tersine spor salonunda fitness yapmayı çok seviyorum. Pilates, yoga, gravity yoga, EMS, yürüyüş ve koşuyu da haftada mutlaka bir veya iki defa yapıyorum.

Ne gibi bakımlar yapıyorsunuz?

Peeling, hamam ve kese, benim devamlı yaptığım bakımlar. Onun dışında özel bir bakım ritüelim yok. Saçıma hindistan cevizi yağı gibi bolca yağlar sürmek dışında tabii.

Çantanızdan eksik etmediklerinizi sorsak...

Japon yeşil çayı, ceviz, badem, hurma gibi çerezler, dudak için ruj ya da nemlendirici, göz ve el kremi. Kulaklık, kitap ve cep telefonu da vazgeçilmezlerim elbette.

Tatil için özellikle nasıl yerleri seçiyorsunuz?

Hem kalabalık metropolleri hem de sakin plajlar ve kasabaları seviyorum aslında. İkisi de bana uyuyor. Tamamen moduma göre... Yeter ki seyahat edeyim. Her ortama hemen uyum sağlarım. Tabi yeni, heyecanlı yerler olması şart! 

Çiçek deseni, metalik renklerde dore, lame ve bakır kumașlar ön planda.


w

davet

DİLAN GEREDE ERKAYA, BENNU GEREDE

HACI SABANCI, NAZLI KAYI

“GetirYemek” Lansman Partisi Getir uygulamasının yeni girişimi “GetirYemek’’in lansman partisi 29’da gerçekleştirildi.

CEYLAN ÇAPA, LAL DENİZLİ

Akıllı telefon uygulaması Getir’in yeni girişimi “GetirYemek” çok özel bir lansmanla 29’da tanıtıldı. İş, sanat ve sosyal yaşam dünyasından ünlülerin akın ettiği lansman partisinde DJ Aksak ve Dilan Gerede Erkaya’nın performanslarıyla konuklar eğlenceye doydu. Gecede “GetirYemek” konseptinin detayları paylaşıldı. 


SİMA, DİLA TARKAN ÖZGE ÖZPİRİNÇÇİ, BURAK YAMANTÜRK

BATYA KEBUDİ

“GetirYemek” lansman partisinde DJ Aksak ve Dilan Gerede Erkaya’nın performanslarıyla konuklar eğlenceye doydu.

İVANA SERT

YASEMİN TACİROĞLU


Ankara’nın Yeni Soluğu Ankara’da açılan, müzik, yemek ve canlı performansı bir arada bulunduran YolKenarı’nın Kurusucu Eren Demir ile mekanın konseptine, misafirlerine sundukları hizmete ve gelecek planlarına dair söyleștik...

B

ize YolKenarı’nın hikayesinden bahseder misiniz? Böyle bir konsept yaratmak var mıydı hep aklınızda?

Yıllardır yemek, müzik ve konser yapan konseptlerde müşterinin neye dikkat ettiği en önemli önceliğimdi. Bu birikim ile yola çıktık aslında. Yemek & Müzik & Konser konseptine yepyeni bir soluk kattığımızı düşünüyorum. 2018’in son ayında başladığımız bu yolculuk kısa sürede misafirlerimiz tarafından yüksek katılım ile benimsendi. YolKenarı bu anlamda “Ankara’nın Yeni Soluğu” olarak yerini almaya başladı.

Misafirleriniz YolKenarı’na geldiğinde onları neler bekliyor?

Öncelikle güler yüz ve modern bir mekan bekliyor misafirlerimizi. 40 çeşit meze, ara sıcaklar, ana yemekler ve içecek çeşitleri.. Sonrasında çok yüksek tavanlı konforlu yüksek sahneli ve kaliteli ses ve ışık sistemi bekliyor onları.

Hangi sanatçılara ağırlıklı olarak yer veriyorsunuz?

Aslında asıl çıkışımız şarkılar. Bu merkez üzerinden sanat müziği, pop, arabesk ve türküye yer veriyoruz... Otantik değil, modern müzik yapan tüm tarzlardan örnekleri sahnemizde sergiliyoruz.

Yeni isimlere konser olanağı tanıyor musunuz?

Salı günlerini proje günlerimiz olarak belirledik. Bu günlerde hem yeni arkadaşlarımıza hem de farklı proje çalışmalarına fırsat tanıyoruz.

Bütün konserleriniz canlı mı oluyor?

Evet... Sadece konserlerimiz değil 7 gün yaptığımız tüm sahne çalışmalarımızı canlı olarak yapıyoruz.

YolKenarı’na gelen misafirleriniz için önerdiğiniz bir lezzet var mı? Öncelikle müzik. Daha sonra soğuk sıcak tüm mezelerimizi öneriyorum. Mutfak bölümümüzde oluşturduğumuz tadım köşemizde misafirlerimiz, ürünlerimizi tadım yaparak sipariş verebiliyorlar.

Sizi ileride başka illerde de görebilecek miyiz? Gelecek projeleriniz neler?

Öncelikle Ankara’da bu konseptin iyice gelişimini gördükten sonra birkaç farklı lokasyonda YolKenarı’nı hayata geçirme planlarımız var. Yazlık bölgeler ve daha kapsamlı konser alanları projelerimiz içerisinde... 


Gimart AVM Macun Mahallesi 171. Cad. No: 2/65 Yenimahalle - ANKARA T:+90 312 397 00 00 â–Ş T: +90 552 796 00 00

yolkenari_ankara


DR. HASAN KÜTÜKOĞLU

Annelik Estetiği ile Yeni Bir Görünüm Birçok kadın, hamilelik sonrasında vücudunda önemli değișiklikler yașar. Annelik estetiği ameliyatının amacı, çocuk doğurduktan sonra anne vücudunun șeklini ve görünüșünü restore etmektir. Yeniden șekillendirme ameliyatına dair bütün merak edilenler hakkında Op. Dr. Hasan Kütükoğlu ile özel bir söyleși gerçekleștirdik.


S

on dönemlerin popüler uygulaması “Moomy Makeover” nedir?

Amerika’da son yıllarda Hollywood oyuncuları ve magazini tarafından ön plana çıkartılmış olan bu operasyon birleşimi, ülkemizde de başarılı bir şekilde yapılmaktadır. Annelik estetiği, hamilelik sonrası formu bozulan vücut bölgelerini tek seansta düzeltilme işlemidir. Bu ameliyatın çok tercih edilmesinin bir sebebi de kişiye özel form tasarlaması ve ameliyat anında tüm şikayet edilen bölgelere müdahale edilmesidir.

Bu ameliyat ne zaman yapılmaktadır?

Hamilelik sonrası 6 ve 12. ayda bu operasyonu gerçekleştirebilmekteyiz. Sonrasında kısa sürede doğum yapmayı planlayan hastalarımıza karın bölgesi için sadece yağ alma işlemi gerçekleştirip son doğumdan sonra toparlama işlemini tercih etmekteyiz. Karın ve bacak bölgelerinden lipomatik ile alınan yağları işlemden geçirip popo şekillendirme ve yüzde hacim kaybını düzeltmek amacıyla kullanabilmekteyiz. Böylece bütünsel bir yaklaşımla hastalarımızın ameliyat öncesi formuna kavuşmasını sağlamaktayız.

İstenilen her bölgeye uygulanabiliyor mu işlemler? Annelik Estetiği hangi bölgeleri kapsamaktadır? Hamilelik ve emzirme sonucu karın ve göğüsler, kadınların en çok şikayet ettiği bölgelerdir. Hastalarımız genellikle hamilelik esnasında fazla kilo alımı ile karın kaslarının zayıflamasına bağlı deformasyonlara ve emzirme sonrasında da göğüslerde sarkma şikayeti ile başvurmaktadır. Ayrıca bacaklarda kalınlaşma mevcut olan hastalar da inceltme amacıyla başvurmakta.

Annelik estetiği ameliyatının bir parçası olan meme toparlama işlemi silikonlu veya silikonsuz olarak yapılabilmekte. Sadece memelerde hacim kaybı yaşayan hastalarımıza silikon ile yeniden hacim kazandırılmakta ve meme yukarıda toplanmaktadır. Karın bölgesinde olan gevşeme için karın germe ameliyatı kısa kesilerden yapılmaktadır. Karın bölgesinde yağ fazlalığı olan hastalarımıza lipomatik ile yağ alınması işlemi gerçekleştirilmektedir. Yine bacak ve basen inceltilmesi için de yağ alma işlemi uygulanmaktadır. Hastalarımızın karın, meme, bacak bölgelerindeki bu şikayetlerinin tek operasyonda birleştirilmesi “Mommy Makeover” prosedürünü oluşturmaktadır.

Annelik Estetiği yaptıran kişilerin toparlanma sürecinden bahseder misiniz? Bu operasyon sonrası hastalar ne kadar sürede toparlanmaktadır?

Operasyonda hastaya müdahale edilen bölge sayısına göre değişmekle birlikte genellikle karın ve meme bölgesi uygulamaları için 10 -14 gün sürmektedir. Korse ve özel sütyenlerle operasyon sonrası desteklediğimiz hastalar, günlük yaşamlarına normal bir şekilde 2. haftada spor yaşamlarına ise 4. haftadan sonra ulaşmaktadır. Hastalar, ameliyat sonrası olası formlarını 6 – 8 hafta içerisinde görmektedir.

Operasyon öncesi dikkat edilmesi gereken noktalar nelerdir? Vücut formlarının bozulması kaygısını yaşayan annele, öncelikle hamilelikte kadın doğum uzmanları tarafından düzenlenmek koşuluyla 12 - 15 kilogramdan fazla kilo almamaya dikkat etmelidir. Hamilelik sonrası dönemlerinde de aynı şekilde sağlıklı bir şekilde beslenmelerine dikkat etmeleri gerekmekte Bu operasyonların hiçbiri, hastanın kilo vermesi amacıyla yapılmamaktadır. Bu ameliyatların asıl amacı; hastaların hamilelik öncesi formlarına kavuşmasına yardımcı olmaktır. Plastik cerrahlar tarafından uygulanan “Mommy Makeover” ameliyatları; doğum sonrası hastaların doktorları tarafından düzenlenecek tedavi planlarına uyması koşuluyla yüz güldürücü sonuçlarıyla önümüzdeki yıllarda da popülaritesini koruyacak gibi görünmektedir. 

Bu operasyonların hiçbiri, hastanın kilo vermesi amacıyla yapılmamaktadır. Bu ameliyatların asıl amacı; hastaların hamilelik öncesi formlarına kavușmasına yardımcı olmaktır.


davet

SÜLEYMAN-ZEYNEP-SEDA TARMAN

SEVA-KIVANÇ DEMİRÖZ

Arı Okulları ile Unutulmaz Bir Kutlama Kuruluşunun 35’inci yıl dönümü ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını birlikte kutlayan Arı Okulları, unutulmaz bir geceye imza attı. Arı Eğitim Kurumları, 35’inci yaşını Opera Sanatçısı Hakan Aysev ile öğrencilerin konseriyle kutladı. “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı-Sanat Gecesi” adı verilen etkinlikte okulun kuruluş yıl dönümüyle birlikte 23 Nisan da kutlandı. Gecede okul öncesinden liseye kadar eğitim gören tüm Arı öğrencilerinin resim-heykel çalışmaları sergilendi. İlkokul hazırlık öğrencilerinin mini bir konser verdiği etkinliğe ailelerin ve sanat severlerin ilgisi büyük oldu. 

186

SÜHEYLA- SITKI ALP


BİRTEN GÖKYAY

BÜLENT-ÖZLEM KAYA

AHMET ÇAVUȘOĞLU

IȘIN KURȘAKLIOĞLU

Gecede sergilenen Arı Koleji öğrencilerinin resim - heykel çalıșmaları büyük beğeni topladı. ONUR-SERA-SILA EVREN

KEMAL-NİLAY İDER

MÜFİT GÜLGEÇ


BERİL MURATOĞLU

Pi Spor Akademi’yle Zinde Eğitim Çocukların ihtiyacı olan aktif eğitimi spor ve dil eğitimiyle bünyesinde birleștiren Pi Spor Akademi’nin Sahibi Beril Muratoğlu ile 3-12 yaș arası çocukları bekleyen spor eğitimlerini, yaz okulunu ve kurumun sunduğu imkanları konuștuğumuz özel bir sohbet gerçekleștirdik.


B

ize Pi Spor Akademi’den ve hedeflerinden bahseder misiniz?

5000 m2’lik 5 katlı bir tesiste Türkiye’nin en büyük çocuk spor eğitim merkezi olarak hizmet vermekteyiz. Bünyemizde bir de spor ve yabancı dil ağırlıklı “preschool” bulunmakta. Ayrıca 2 adet Türkiye Basketbol Federasyonu standartlarına uygun basketbol sahamız, 25 metrelik yüzme havuzumuz ve 1 adet küçük eğitim havuzumuz var. Bunların dışında jimnastik salonumuz ve çeşitli lezzetler sunan bir kafemiz var. Tesisimizde 4 farklı branşta eğitim verilmekte. Bunların her biri, alanında uzman ve deneyimli antrenörler tarafından verilmektedir. Spor okullarımızın yanı sıra lisanslı sporcular ve milli takım sporcuları da yetiştirmekteyiz. Pi Spor Akademi olarak her çocuğumuzun temiz, branşına uygun ekipmanlı ve bilinçli antrenörlerle spor yaparken velilerimizin de keyifle bekleyeceği alanlar sunuyoruz.

Spor, çocuklarımızın hayatında ne gibi bir önem teşkil ediyor? Aileler çocuklarını spora nasıl yönlendirebilir, tavsiyeleriniz var mı? Bilinçli yapılan spor ve fiziksel aktivite kuşkusuz ki çocuklarımızın gelişimi ve sağlığı için çok önemli. Hareketsizliğe bağlı sağlık sorunları yaşayan çocukların sayısı çok hızlı bir şekilde artmakta. Aktivite ve egzersiz; çocukların fiziksel ve ruhsal gelişimini desteklediği gibi özgüvenlerinin gelişmesi ve yeni arkadaşlar kazanmalarını sağlayan iyi bir araç. Çocuklarımıza küçük yaşlarda bu alışkanlığı kazandırmalıyız. Bunu yaparken de işin sonucuna odaklanmak yerine düzenli ve keyif alabilecekleri bir şekilde onlara sunmalıyız.

Aileler artık çocuklarının ders programıyla daha yakından ilgileniyor. Pi Spor Akademi’de öğrencileri nasıl bir program bekliyor?

Pi Spor Akademi olarak bize gelen öğrencilerimizin istek, yetenek ve becerilerine göre yönlendiriyoruz. Yaz okulu, anaokulu ve spor okullarında öğrencilerimizi dolu dolu bir program bekliyor. Anaokulunda amacımız, küçük yaşta gelişimlerine uygun sporları yapmalarını ve bunu bir yaşam biçimi olarak kazandırmak. Spor okullarında da durum farklı değil. İstek doğrultusunda öğrencilerimiz, seçenekleri branş ya da branşlardan faydalanabilirler.

Okulunuzda öğrencilerin ilgilendikleri spor dalıyla ilgili ayrıca kurs alma imkanı var mı?

Pi Spor Akademi’de birçok branş bulunmakta. Sporcularımız ister spor okulu, isterse de özel ders imkanlarından yararlanabilmekte. Konusunda uzman antrenörlerimiz her çocuğun ihtiyacına yönelik yönlendirmeleri yapmakta.

advertorial

Yaz okulunuzdan bahseder misiniz? Ne gibi etkinliklere yer veriyorsunuz?

Bu yıl öğrencilerimizi çok keyif dolu bir program bekliyor. Yüzme derslerimiz başta olmak üzere her gün basketbol, voleybol, futbol ve jimnastik sporlarından istediklerini ve yaş grubuna uygun olan sporları seçme imkanı sunuyoruz. Ayrıca her gün bünyemizde binicilik derslerimizden de yararlanabilecekler. Drama, dans, İngilizce ve Rusça eğitimlerimiz de olacak. Bunların dışında açık alanda onları kocaman oyun ve eğlence alanları bekliyor olacak. Eğlenceli bir programla 3 – 12 yaş arası tüm öğrencilerimizi bekliyoruz. 

Alacaatlı Mah. 4835. Cadde No:18/1 Çayyolu ANKARA T:+90 530 237 84 44 T:+90 549 645 63 01 info@pisporakademi.com ▪ www.pisporakademi.com sporakademipi


AVUKAT FİLİZ EROL

Anneliğin Güçlendirdiği Kariyer Filiz Erol Avukatlık Bürosu’nun Kurucusu, Avukat Filiz Erol ile hayalindeki mesleği yapmanın getirilerini, mayıs ayının en önemli tarihlerinden Anneler Günü’ne özel olarak anne olmayı ve annesinin hayatındaki önemini konuștuk...

B

iz Filiz Erol’u sadece kariyer sahibi bir avukat olması ile değil; hem birçok sivil toplum kuruluşunda aldığı görevler hem harika bir anne hem de bakımlı ve enerji dolu bir kadın olarak tanıyoruz. Bütün bunları bir arada yapabilmenizin sırrı nedir?

Öncelikle teşekkür ederim. Mükemmel iyinin düşmanıdır. Her şeyin aynı anda tam ve kusursuz olamayacağı bilinci ile kusursuz olmaya değil, elimden gelenin en iyisini

yapmaya odaklanarak çalışıyorum ve bu konuda çok azimliyim diyebilirim. Başarılı insanlardan feyz alıp geçmişimden dersler çıkararak hayatıma yön vermeye gayret ediyorum. Bahane üreten değil, çözüm üreten olma enerjisi ile mızmızlanmayı bırakıp pes etmeden çalışmayı hayatımın bir parçası haline getirdim. Enerji dolu olmamı sağlayan en önemli faktör belki de mesleğimdir. Çünkü ben işimi çok seviyorum. Avukatlık çocukluk hayalimdi ve ben mesleğimi icra ederken çocukluk hayalimi gerçekleştiriyorum. İşimi sevgiyle yaparken azimle, güven vererek ve dürüstlük


ilkelerine bağlı kalarak ve tüm enerjisiyle işine saygı duyarak çalışan harika bir ekibin, çalışma arkadaşlarımın desteği ile avukatlık mesleğimi en iyi şekilde icra etmeye çalışıyorum. Filiz Erol Avukatlık Bürosu’nu 2003 yılında kurdum. Tek başıma başladığım meslek hayatımda edindiğim 16 yıllık tecrübe ve bilgi birikimi ile birlikte günden güne genişleyen kadromuz sayesinde birçok şirkete hukuki danışmanlık hizmeti veriyoruz. Verilen tüm danışmanlık, dava, icra, sigorta, tahkim başvuruları gibi binlerce dosyanın takibi, disiplinli ve düzenli çalışacak güvenilir bir ekibin yoksa imkansızdır. Ben bu konuda çok şanslıyım. İşini sahiplenen tüm enerjisiyle uyum içerisinde çalışan harika bir ekibe sahibim. Bir başarı varsa bu, ekibimizin başarısıdır. Ne demişler; birlikten kuvvet doğar.

İş hayatınızdaki kariyerinizin yanında harika bir annesiniz. Sizce hem kariyer sahibi başarılı bir iş kadını hem de iyi bir anne olmak mümkün mü? Öncelikle belirtmeliyim ki oğlum benim hayatımın başrolü. Poyraz‘ın dünyaya gelişi ile küllerimden yeniden doğdum diyebilirim. Biz yoğun çalışan anneler çocuklarımızla 24 saat geçiremiyor olabiliriz ama bu daha az anne olduğumuz anlamına gelmiyor. Önemli olan nitelikli zaman geçirebilmek. Ben mutlu olduğumda oğlumla daha kaliteli vakit geçirebiliyor ve ona da bu mutluluğumu yansıtabiliyorum. Çalışan, üreten, kendini geliştiren, yetiştiren anneler evlatlarını da kendileri gibi yetiştirebiliyorlar ve ben bu nedenle de çalışan annelerin çocuklarının çalışmayan annelere göre daha şanslı olduklarına inanıyorum.

Oğlum artık 9 yaşına giriyor ve biz onunla her yere gidip birçok şeyi birlikte yapabiliyoruz. Kimi zaman iş dışındaki toplantılarıma benimle birlikte katılıp toplantılarda bir birey olarak konuşulanların, alınan kararların notlarını tutabiliyor, sivil toplum kuruluşlarının bir takım gezilerine onunla gidebiliyorum ve onun da bu seyahat ve toplantılarda çok şey öğrendiğini gözlemleyebiliyorum. Benim için öncelik oğlumun saygılı, toplumsal değerleri olan, sadece kendisinin değil çevresinin ve doğanın değerli olduğunu öğrenen, özgüveni, yetenekleri gelişmiş bir birey olabilmesi. Çünkü bencillikten uzak toplumsal değerlere önem veren bir nesil yetiştirmek zorundayız.

Mayıs ayı denilince akla Anneler Günü gelir. Anneler Günü için neler söylemek istersiniz?

Evet ben bir anneyim ama benim de bir annem var ve ben hayatım boyunca neyi başarabildiysem hepsini anneme borçluyum. Her koşulda yanımda olan, varlığıyla güç veren, ben bu kadar yoğunken hem işlerimde hem sivil toplum kuruluşlarında hem de kendimle vakit geçirebiliyorsam, hayatımın en değerlisi oğlumu ona emanet edebildiğim ve her zaman beni destekleyen bir annem olduğunu bildiğim içindir. Kendi hayatından fedakarlık ederek oğlumun doğduğu günden bugüne kadar bizi hiç yalnız bırakmadı . Ben tek başına hayat mücadelesi verirken onun melek kanatları hem beni hem oğlumu sarıp sarmaladı, korudu kolladı. Can parçamdır annem. 


Anneler Günü

Sanat, iş ve cemiyet hayatının sevilen anneleriyle Anneler Günü’ne özel anneliğe ve çocuklara dair konuştuk... Hayatımızdaki en değerli varlık olan annelerimizin Anneler Günü kutlu olsun...




www.pa r r .c om.tr


anneler günü

Aslı Hotiç Türker Pozitif enerjisi ve güler yüzüyle 4. çocuğunu yeni dünyaya getiren Aslı Hotiç Türker ile annelik üzerine konuștuk...

A

nneliği bir cümleyle anlatmanızı isteseydik neler söylerdiniz?

Annelik, bana her türlü duyguyu aynı anda ya da farklı zamanlarda yaşatabilen eşsiz bir deneyim.

Anne olmakla birlikte hayatınız nasıl bir değişime uğradı? Beklentileriniz doğrultusunda bir değişim mi oldu sizin için?

Anne olmak, beklentilerimin ya da tahminimin kat ve kat üzerinde bir deneyim oldu. Hayatım ve önceliklerim tamamen değişti diyebilirim.

Şu anki çocukların en büyük avantajı nedir sizce?

Şu an çocuk olmanın avantajları çok; fakat dezavantajları da göz ardı edilemez. Teknolojiye ve bilgiye kolay erişim, iletişim çeşitliliği en büyük avantajları fakat ileride her şeye bu denli kolay erişimin olması dezavantaja dönüşür mü bilemiyorum.

Çocuklarınızın isimlerine nasıl karar verdiniz? Bir hikayesi var mı?

Çocuklarımın isimlerine karar verirken genelde hep isimlerin kolay anlaşılır, okunabilir ve telaffuz edilebilir olmasına dikkat ettim. Kızım Mina, baba tarafından büyük anneannesinin ismini aldı. Oğlum Selim Cem’in ikinci ismi olan Cem, dedesinden geliyor. Lara’ya isim koyarken Mina ile uyumlu ve kısa bir isim arıyorduk. Lara ismini duyunca “Tamam, bu isim şahane.” dedik. Son kızımın ismi olan Alisa’yı ise eşim çok seviyordu ve o seçti.

194 magdergi.com.tr

Çocuklarınızın kariyer planlamasına dahil olmayı düşünüyor musunuz? Yoksa kararı tamamen kendisine mi bırakıyorsunuz?

Kendi kararlarını vereceklerini ümit ediyorum. Benden veya ailemizden destek isterlerse de her zaman yardıma açık olacağız tabii ki.

Beraber yapmaktan en çok keyif aldığınız aktiviteler neler?

Evde sohbet ve gün içinde yaptıklarımızı paylaşmak en sevdiğimiz aktiviteler.

Annenizden aldığınız ve sizin için önem taşıyan bir öğüt var mı?

Annem, “Annenle babanla tartışma, kavga etme ve annenin sözünü dinle.” Derdi hep. Bunun kıymetini anne olduktan sonra daha iyi anladım tabii. Ayrıca annemin çocuklarla ilgili verdiği birsürü tavsiye var hayatımı kolaylaştırmamda bana yardım eden. Bunları mümkün olduğunca uygulamaya çalışıyorum.

İleride çocuğunuzun sizinle aynı mesleği yapmasını ister miydiniz?

Çocuklarımın gönlünde ne yatıyorsa onu yapmalarını istiyorum. Her meslek, her türlü spor, sanat kabulümdür. Yeter ki mutlu ve sağlıklı bireyler olsunlar. Ben aile şirketinde ayakkabı ile çok sıkı fıkı oldum ve çok keyif aldım. Onların da bu sektöre merakı varsa neden olmasın? 


Begüm Gazioğlu Ballı

A

Sanat Danıșmanı Begüm Gazioğlu Ballı, Anneler Günü’ne özel hazırladığımız köșede anneliğe ve kızı Alya’ya dair merak edilenleri cevapladı... nneliği bir cümleyle anlatmanızı isteseydik neler söylerdiniz?

Annelik, karşılık beklemeden sevmek, çocuğunu kendinden önce düşünmek ve sonsuz bir fedakarlık duygusudur.

Anne olmakla birlikte hayatınız nasıl bir değişime uğradı?

Anne olmak beni olgunlaştırdı ve daha sevgi dolu bir insan yaptı. Eşimin kızına olan aşkını gördükçe çocuğumuz sayesinde ailemizin de bir bütün olduğunu görüyorum ve çok seviniyorum. Çocuk sahibi olmak çok büyük bir sorumluluk yüklüyor insana ama bence paha biçilemez bir duygu. Hayatımızı ona göre planlar olduk. Tabii insanın özgürlüğü biraz kısıtlanıyor ama hiç bir şikayetimiz yok. Kızımız evimizin neşesi. Anne olmadan önce “Acaba yeterince iyi bir anne olabilecek miyim?” diye korkularım vardı elbette ama elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum.

Şu anki çocukların en büyük avantajı nedir sizce?

Şimdiki çocuklar çok hızlı öğreniyor ve algıları çok açık. Her ne kadar televizyondan, internetten uzak yetiştirmeye çalışsanız da yine de bir şekilde bunlara maruz kalıyorlar. Ayrıca çok daha sosyal yetişiyorlar. Okula, çeşitli aktivitelere ve yabancı dil öğrenmeye bizim jenerasyonumuza göre daha erken başlıyorlar. Ben kızımın çok yönlü ve sosyal yetişmesine özen gösteriyorum.

Çocuğunuzun ismine nasıl karar verdiniz?

Kızımızın ismine eşimle birlikte karar verdik ama açıkçası öneriyi ben getirdim. Arya, benim çok beğendiğim, modern bulduğum bir isimdi. Ayrıca yabancıların da kolaylıkla telaffuz edebileceği, uluslararası bir isim olduğunu düşündük.

Çocuğunuzun kariyer planlamasına dahil olmayı düşünüyor musunuz?

Kızımıza elimizden gelen en iyi eğitimi vermek bizim görevimiz ama kariyer seçimi tamamen ona kalmış. Ben Koç Üniversitesi Ekonomi mezunuyum ama mezun olduktan sonra kendime farklı bir kariyer seçtim ve Roma’da Kültür-Sanat Yönetimi doktorası yaptım. Mezun olduktan sonra da büyük bir heyecan ve sabırla sanat işine girdim. İnsanın sevdiği, ilgi duyduğu işi yapmasının önemini iyi biliyorum. Eğer bir işi keyifle yaparsanız, o iş gibi gelmiyor insana. Zaten olmak istediğiniz yerde oluyorsunuz, sabrınız da bol oluyor. Kızım da nasıl bir kariyer seçerse seçsin ona en büyük tavsiyem keyif aldığı, hobisi gibi gördüğü işi yapmasıdır.

Beraber yapmaktan en çok keyif aldığınız aktiviteler neler?

Birlikte hamur ve puzzle gibi oyunlar oynuyoruz. Ayrıca yatmadan önce mutlaka birlikte kitap okuyoruz. Gezmeyi de kalabalığı da çok seviyor. Birlikte mümkün olduğunca seyahat ediyoruz. İstanbul’da isek de çeşitli aktivite mekanlarına gidiyoruz.

Annenizden aldığınız ve sizin için önem taşıyan bir öğüt var mı?

Annemden aldığım öğütler genelde iyi, vicdanlı ve dürüst insan olmak üzerineydi.

İleride çocuğunuzun sizinle aynı mesleği yapmasını ister miydiniz?

Kızım benimle aynı mesleği yapsın tabii ki de isterim. Sanat insanı geliştiren, medenileştiren bir olgu. Meslek olarak seçer mi bilmem ama dileğim hayatında hep sanat olsun. Yaşadığı evin duvarlarında hep tablolar görsün, müze gezsin. 


anneler günü

Demet Şener İki çocuk annesi, güzelliğiyle her zaman göz önünde olan eski Model, Sunucu ve Oyuncu Demet Șener ile anneliğe, kızı İrem’e ve oğlu Ömer’e dair çok samimi bir sohbet gerçekleștirdik...

A

nneliği bir cümleyle anlatmanızı isteseydik neler söylerdiniz?

Hiçbir beklenti olmadan, karşılıksız sonsuz bir sevgi olarak tanımlayabilirim.

Anne olmakla birlikte hayatınız nasıl bir değişime uğradı? Beklentileriniz doğrultusunda bir değişim mi oldu sizin için?

Annelikle birlikte tabii ki hayatım tamamen değişti. Özellikle ilk

196 magdergi.com.tr

çocuğum olan İrem’in doğumuyla bambaşka bir hayata geçtim. Aklımın bir köşesinde hep İrem... Onun yanında olmasam bile olma isteği... Yanında olmadığım zamanlarda ise “Ne yedi, ne içti, iyi mi, mutlu mu, durumu nasıl, ne şekilde bakılıyor?” soruları... Bunların hepsi insanın kafasının asla yüzde yüz rahat olmadığı zaman dilimine geçişini temsil ediyor. Ancak ikinci çocuğum Ömer’den sonra hayatımda pek bir değişiklik olmadı. Elbette bir ve iki çocuk arasında çok fark var. Hep derlerdi bir çocuk hep çok kolay, asıl zorluk ikinciden sonra başlıyor diye. İrem ile Ömer arasında da çok


fazla yaş farkı olmadığından dolayı ikisi beraber büyüdü. Hem zorlukları hem de kolaylıkları vardı bu durumun. İrem 5, Ömer 2,5 yaşındayken beraber gayet güzel oynuyor olmaları, biberonları birlikte bırakmaları, birçok şeyi birbirleriyle paylaşmaları, aynı şeylerden hoşlanıp aynı aktiviteleri yapmaları kolaylık sağlayan kısımlardı. Tabi zor yanları da vardı... Bunun için de belirli bir süre çok daha fazla efor sarf etmem gerekiyordu iki çocuğum olduğu için. Tabii ki bekliyordum böyle bir değişiklik. Beklentim doğrultusunda değişti hayatım. Çok istiyordum çocuk sahibi olmayı ve gerçekten isteyerek anne oldum. O yüzden, bunlara çok hazırdım. Ben buna inanıyorum, hazır olmak diye bir şey var çocuk sahibi olmaya. Tabii ki her anne kendi doğrularıyla anne oluyor. O yüzden her annenin doğrusu kendine. Tek bir model veya kural yok bence çocuk yetiştirirken de. Bu sebepten ötürü hep rahattım.

Şu anki çocukların en büyük avantajı nedir sizce?

Şu anki çocukların en büyük avantajı, çok bilinçli annelere sahip olmaları bence. Eskiden anneler çok araştırmıyorlarmış kendi annemden ve büyüklerimden duyduğum kadarıyla. Bizler, daha hamile kalmadan önce folik asit kullanmayı, nasıl daha düzgün beslenileceğini, nasıl davranmak gerektiğini araştırıyoruz. Bunları artık çok daha iyi biliyoruz ve çok fazla araştırıyoruz artık. Dolayısıyla daha bilinçli anneleriz bence. Tabii çok bilmenin ve araştırmanın da bazı dezavantajları var. Bazı şeyleri bilmediğinizde tedirginlik de aynı oranda daha az oluyor.

Çocuklarınızın isimlerine nasıl karar verdiniz? Bir hikayesi var mı?

Bir hikayesi yok aslında. İkisi de çok sevdiğim isimlerdi. İrem ve Ömer... Anlamları da çok güzel. O yüzden, insanlar o isimleri gerçekten taşıyor diye düşünüyorum. Mesela Ömer; çok adil, adaletli ve merhametli bir çocuk. İrem de çok naif, cennet bahçesi gibi...

Çocuklarınızın kariyer planlamasına dahil olmayı düşünüyor musunuz? Yoksa kararı tamamen kendisine mi bırakıyorsunuz? Tabii ki çocuklarımız belirli bir şeye karar verirken anneleri olarak onları yönlendirmemiz lazım. Ben de her kararlarında yanlarındayım. Bu zamanın çocuklarına zorla hiçbir şey yaptıramıyorsunuz zaten. Çok küçükken bile sizin istediğinizi değil, kendi istediğini giyiyorlar. O yüzden kariyer gibi ciddi bir konuda bizlerin sözünün geçeceğine inanmıyorum ve doğrusunun da bu olduğunu düşünüyorum.

Onların bize ait değil, bizden farklı bireyler olduğunun farkındayım. Ben de böyle bir anneyim. Çocukların kendi sorumluluklarını bilip hayatlarını ona göre şekillendirmesinden yanayım. Hiçbir zaman çocuklarımın başında durup da ders çalış dediğimi hatırlamam mesela. Kendi kendilerine ne kadar çalışmaları gerektiğini, biraz söyleyerek biraz kontrol ederek anlatmaya çalıştım. Kendi kararları sonuç olarak ne kadar çalışmak istedikleri, ne kadar antrenman yapmak istedikleri... Her şeye kendileri karar verdiler ve bu da kendi kişilikleri ve gelişimleri için daha doğru oldu diye düşünüyorum. Dediğim gibi ben yardım etmek için her zaman buradayım fakat son karar, tabii ki onlara ait.

Onların bize ait değil, bizden farklı bireyler olduğunun farkındayım. Beraber yapmaktan en çok keyif aldığınız aktiviteler neler?

Beraber yemeğe çıkmayı çok seviyoruz. Ömer’in basket İrem’in ise tenis maçını seyretmeyi, onların başarılarını izlemeyi seviyorum. Onun dışında evde bazen bu eski tarz oyunları da seviyoruz aslında isim şehir gibi. İrem’le tabi daha farklı paylaşımlarımız oluyor, 14 yaşına giriyor artık... Onunla kuaföre gitmeyi, alışveriş yapmayı daha çok seviyoruz. Ömer tabii ki daha erkeksi aktiviteleri seviyor arkadaşlarıyla, futbol gibi. Bizimle de yemek yemekten ve oyun oynamaktan keyif alıyor diyebilirim.

Annenizden aldığınız ve sizin için önem taşıyan bir öğüt var mı?

Annemin bana verdiği en büyük öğüt, aile içi eğitimin çok önemli olduğu. Ben kendi ailemde bunu gördüm. Genel görgü kuralları ve insani yönlerin öğrenilmesi için 7 yaş çok geç. Bunların özellikle de anne tarafından öğretilmesi, gösterilmesi çok önemli. Annemden gördüğüm şeylerden biri de yanlış bir şey yaparken onun yanlış olduğunu söyleyip devam etmek değil, aksine çocukların yanında bu davranışı hiç yapmamak çok önemli.

İleride çocuğunuzun sizinle aynı mesleği yapmasını ister miydiniz?

İsterdim tabi. Neden istemeyeyim ki... Kızım mesela model olsun isterdim. Çok güzel bir fiziği var, güzel bir genç kız oluyor artık... İyi bir tenisçi olsun yanında da modellik yapsın isteyebilirdim. Ömer de İrem de ne meslek seçerlerse seçsinler ben her zaman yanlarında onlara destek olacağım. Kendi kararlarını kendileri versinler. 


anneler günü

Ebru Aygün Moda Yazarı ve Blogger Ebru Aygün ile Anneler Günü’ne özel çocuklarını büyütürken izlediği felsefeyi ve kızlarının geleceği hakkındaki fikirlerini konuștuk.

A

nneliği bir cümleyle anlatmanızı isteseydik neler söylerdiniz?

Anne demek; ben demeyi bırakıp ömrünün sonuna kadar biz demeye başlamaktır.

Anne olmakla birlikte hayatınız nasıl bir değişime uğradı?

Ben küçük yaşta anne olduğum için evet hayatımın tüm planlarını kızlarıma göre yaptım. Açıkçası başlarda çocuk büyütmenin daha kolay olduğunu düşünüyordum.

Şu anki çocukların en büyük avantajı nedir sizce?

Şu anki çocuklar son derece akıllı ve sorgulayan bir nesil olduğu için bizim zamanımızdaki gibi boyunduruk altına girmeyip kendi sınırlarını çizebiliyorlar. Bu da onları daha özgüvenli ve özgür yapıyor.

Çocuklarınızın isimlerine nasıl karar verdiniz? Bir hikayesi var mı?

Ben sesli harfle başlayan, kısa ve de şanslı olduğunu düşündüğüm kişilerin isimlerinden bir derleme yapmıştım. Bunları eleyince kızlarımın isminde karar kıldım.

Çocuklarınızın kariyer planlamasına dahil olmayı düşünüyor musunuz? Yoksa kararı tamamen kendisine mi bırakıyorsunuz?

Herkesin farklı becerileri ve ilgi duyduğu meslekler var. İlk olarak onların seçimlerine saygı duydum; zaten daha sonrasında da benim de hoşuma giden meslekleri yapmak istediklerini gördüm.

198 magdergi.com.tr

Beraber yapmaktan en çok keyif aldığınız aktiviteler neler? Seyahat etmek, pazar brunchları ve yurt dışında müze gezmek beraber yapmakatan en çok keyif aldığımız ve en sevdiğimiz sevdiğimiz aktiviteler.

Annenizden aldığınız ve sizin için önem taşıyan bir öğüt var mı? Sevgi dolu ve dürüstlük olmak.

İleride çocuğunuzun sizinle aynı mesleği yapmasını ister miydiniz? Eğer severek ve isteyerek yapacaklarsa neden olmasın. 


Gül Erdoğan Güleryüzü ve hayat enerjisiyle Ankara cemiyet hayatının sevilen ismi Gül Erdoğan’la kızı Lila ile annelik serüveni üzerine konuștuk.

A

nneliği bir cümleyle anlatmanızı istesek? Annelik bir süper kahramanlık; çocuğunuz için geçemeyeceğiniz yol, delemeyeceğiniz dağ yok.

Anne olmakla birlikte hayatınız nasıl bir değişime uğradı?

Annelik bir olgunluk mertebesi... Kendinizle dopdoluyken kendinizden vazgeçmeyi, başka bir hayat için de yaşamayı, onunla yeni şeyler öğrenmeyi, gençleşmeyi, daha çok verebilmeyi, karşılıksız sevebilmeyi öğreniyorsunuz. Hayatınıza yeni bir heyecan, enerji, keşif ve tatlı bir yorgunluk geliyor. Kadın olmanın gücünü annelik yeniden hatırlatıyor. Başarabileceklerinizi, aşabileceğiniz engelleri yeniden görüyor ve anlıyorsunuz. Bazen kendinizden vazgeçiyor, bazen bambaşka derinlikleri keşfediyorsunuz kendinizde.

Şu anki çocukların en büyük avantajı nedir sizce?

Bence bizleriz; özgürlüğe, dünyalı olmaya, açık fikirlere sahip, daha bilinçli anne babalarız. Kendi anne babalarımızdan daha çok şey biliyoruz; daha bilinçli, özgür, seçme şansı olan, erken öğrenen, özgüveni yüksek çocuklar yetiştiriyoruz. Onlara daha çok fırsat, daha çok keşif alanı ve kendilerini özgürce ifade etmeleri için şans tanıyoruz. Bizler liberal çağın açık görüşlü anneleri ve babalarıyız. Onlara tek bir hayatı, tek bir yaşam biçimini dayatmıyoruz, kendileri olabilecekleri alanlarla tanıştırıyoruz. Hayatlarını inşa ederken onların dostları, en büyük destekçileri, en yakınlarıyız.

Çocuğunuzun ismine nasıl karar verdiniz?

Hamileliğimin son dönemlerine kadar isim bulamadık. İnsan ismi ile yaşar derler; ben de çok renkli bir kızım olsun istediğim için leylak çiçeklerinin ortak rengini temsili eden “Lila” ismini, ses ve ton olarak da çok sevdik. Elbette bir gün kendi renklerini kendi seçecektir.

Çocuğunuzun kariyer planlamasına dahil olmayı düşünüyor musunuz?

Lila kendini seçme şansı olan bir bireydir bizim için.Yetenekleri, yaratıcılıkları doğrultusunda onu elbette destekleyeceğiz Fikirlerimizi, düşüncelerimizi elbette onunla paylaşacağız. Ama asla yönlendirmeyeceğiz. Onu ne heyecanlandırıyorsa, ona ne ilham veriyorsa odur doğrusu bizim için. Bazen kariyer mutluluk getirmez; Lila için önceliğimiz mutluluk.

Beraber yapmaktan keyif aldığınız aktiviteler neler?

Lila çok kolay ve eğlenceli bir çocuk, onunla her şeyi yapmak büyük keyif. Devamlı seyahat ediyoruz; bizim için en değerli anlar birlikte çıktığımız bu yolculuklar ve elbette evde geçirdiğimiz zamanlar. Mutfakta zaman geçirmeyi çok sevdiğim için o da buna bayılıyor. Farkındalığını da desteklemek için sağlıklı yemekler yapıyoruz birlikte. Salatalar, smoothie’ler ve şekersiz kurabiyeler... Ailece yürümeyi sevdiğimiz için düzenli olarak yaz-kış demeden Tunalı’da yürüyüş yapıp, kitapçılara, parka uğruyoruz. Köpeğimiz Bobo ile bahçemizde oyunlar oynuyoruz.

Annenizden aldığınız ve sizin için önem taşıyan bir öğüt var mı? Önce kendine, sonra herkese ve her duruma sevgiyle, sabırla yaklaşmak; daima şükretmek.

İleride çocuğunuzun sizinle aynı mesleği yapmasını ister miydiniz? İşimi çok seviyorum ve yaparken büyük keyif alıyorum. O da yaptığı işten her neyse aynı keyfi alsın, mutlu olsun isterim. Benim isteklerimden daha önemli olan; onun ne isteyip neyi seçeceği.




ÖZGE KESEROĞLU

Bu Anneler Günü’nde Kendinizi Şımartın

C

ilt kalitesini arttıran işlemler ile daha pürüzsüz, canlı ve parlak bir cilde sahip olabilirsiniz

İlerleyen yaş ile birlikte, ciltteki hyalüronik asit miktarı ve kolajen sentezinin azalmasına bağlı olarak cildimiz daha cansız, mat ve nemini kaybetmiş bir hale gelir, kırışıklık ve sarkmalar ortaya çıkar. Yaşlanma sürecindeki bu basamakları yavaşlatmak, doğal görünümü kaybetmeden güzel yaş almak adına cilt kalitesini arttırıcı işlemler, kişinin ihtiyacına göre yirmili yaşlardan itibaren başlanarak uygulanabilir. Günümüzde cildin zaman içinde kaybettiği

hyalüronik asidi yerine koyabilmek ve kolajen sentezini arttırmak için hyalüronik asit içeren ürünlerle mezoterapi veya gençlik serumu uygulamaları yapılabilmektedir. Dışarıdan verilen hyalüronik asit, cildi yeniden yapılandırarak cilt kalitesini arttırır, genetik ve çevresel faktörlerce belirlenen yaşlanma sürecini geciktirir. Bu uygulamalar; yüz, boyun ve el sırtlarındaki kırışıklık ve sarkmaların giderilmesi, cilt gevşemesinin yok edilmesi ve nemlendirmek amaçlı kullanılır. Gençlik serumu uygulaması sonrası ilk hafta içinde cilt nemlenmeye başlarken takip eden günlerde daha parlak ve pürüzsüz hale gelir, kırışıklık ve çizgilerde gözle görünür azalma olur.

advertorial

Tüm güzelliklerinin yanında anne olmak, daha tempolu bir hayatı, uykusuz geceleri, sayısız fedakarlıkları da beraberinde getiriyor… Ağır sorumluluk gerektiren annelik sürecinde, pek çoğumuz, kendimizi uzun yıllar ihmal ediyoruz. Oysa mutlu anne, mutlu çocuklar demek… Kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayacak estetik uygulamalar hakkında Dermatoloji Uzmanı Dr. Özge Keseroğlu’ndan bilgiler aldık.


Ciltte kolajen sentezini uyararak cilt kalitesini arttırmak amacıyla mezoterapiler, PRP tedavileri, kök hücre, somon DNA enjeksiyonları, tek başına veya mikro iğneleme, altın iğne gibi cihaz uygulamaları ile kombine olarak uygulanabilir.

Kırışıklıklarınız Derinleşmesin

Botulinum toksin enjeksiyonu; alın, kaş arası ve göz çevresinde mimik hareketlerine bağlı oluşan ve zamanla derinleşen kırışıklıkların önlenmesi ve mevcut olanların azaltılmasında en etkili tedavi olarak kullanılmaktadır. Kişinin mimik hareketleri doğrultusunda, uygun dozlarda yapılan uygulamalar ile doğal görünümün korunduğu sonuçlar elde edilebilmektedir.

Sıvı Yüz Germe Tekniği İle Estetik Ve Doğal Görünümlü Sonuçlar

Gençlik yıllarındaki yüz hatlarımız tabanı yukarıda, tepesi aşağıda bir üçgen görünümündedir. Yaşlanma sürecinde yüzdeki kas, kemik ve yağ dokulardaki hacim kaybına bağlı olarak yüz aşağıya doğru sarkar, ideal yüz görünümündeki üçgen tersine döner. Son yıllarda sıkça kullanılmaya başlanan sıvı yüz germe tekniğinde hedef; ideal yüz üçgenine yeniden kavuşabilmektir. Bu teknik ile yüz bölgesindeki sarkmalar, kontur düzensizlikleri, ağız kenarındaki gülme çizgilerinin derinleşmesi gibi pek çok sorun etkili bir şekilde çözümlenebilmektedir. Hyalüronik asit dolguların kullanıldığı bu yöntemde, sorunlu olan bölgeye odaklanmaktan çok, tüm yüze bir bütün olarak yaklaşıp kişiye özel tedavi planlamalarıyla estetik, güzel ve doğal görünümlü sonuçlar yakalamak mümkündür.

incelme, sıkılaşma ve vücut şekillendirme amacıyla uygulanan, FDA onaylı, cerrahi olmayan bir teknolojidir. VelaShape III işlemi, bölgesel incelme ve sıkılaşma isteyen, selülit problemi olan hemen herkese uygulanabilir. Ayrıca, zayıf olmasına rağmen cilt sıkılığındaki azalmaya bağlı vücudunda gevşek ve sarkık görünümü olan, hamilelik sonrası cildinde toparlanma ve sıkılaşma ihtiyacı olan kişilerde de cilt kalitesini arttırmak için etkili şekilde kullanılabilir. Bu amaçlarla karın, bacak, kalça, bel çevresi, kol ve sırt bölgelerine uygulama yapılabilir. İki hafta arayla 4 seans şeklinde uygulandığında selülit görünümünde belirgin azalma, cilt kalitesinde artış, uygulama yapılan bölgede incelme, gözle görülür şekillenme ve sıkılaşma elde edilmektedir. Bölgesel incelmede kullanılan bir diğer yöntem olan mezolipoliz, yağ hücrelerinde yıkıma yol açan hazır ürünlerin, bölgesel yağ birikimi olan bölgelere enjekte edilmesi esasına dayanır. Mezolipoliz uygulaması, basen, bacaklar, diz kapakları, karın, kollarda meydana gelen yağlanmaların giderilmesinde ve gıdı bölgesinin eritilmesinde etkili bir şekilde kullanılmaktadır. 

Lekesiz Bir Cilt İçin

Cilt lekeleri pek çok kadının ortak problemlerinden biri. Çünkü güneş ışınlarına maruz kalmanın dışında, gebelik ve doğum kontrol hapı kullanımı da leke oluşumuna sebep olan faktörler arasında yer almaktadır. Gelişen lazer teknolojileri sayesinde günümüzde leke tedavilerinde etkin sonuçlar alınmaktadır. Leke tedavisinde en sık kullanılan lazerler, Q-Anahtarlı Nd:YAG lazerlerdir. Lekelerin tedavisinde kullanılan diğer yöntemler arasında kimyasal peeling (soyma) işlemleri, leke mezoterapileri ve PRP uygulaması yer almaktadır. Kişinin cilt yapısı ve lekenin derinliğine bağlı olarak bu yöntemlerden uygun olanı seçilebilir ya da birden fazlası kombine olarak kullanılabilir.

Ultherapy ile Ameliyatsız Yüz Germe

Cilt germe konusunda dünyada ilk FDA onaylı sistem olan Ultherapy ile yüz, boyun, gıdı ve dekolte bölgesindeki kırışıklık ve sarkmalar, etkili ve güvenli bir şekilde tedavi edilebilmektedir. Ultherapy yönteminde odaklanmış ultrason dalgaları kullanılarak deri altındaki asıcı tabakada kolajen sentezi uyarılmakta ve bunun sonucunda işlemi takip eden günlerde daha sıkı, gergin ve genç görünümlü bir cilt ortaya çıkmaktadır. Ortalama 40 dakika süren bu tek seanslık uygulama sonrasında kişi günlük aktivitelerine hemen dönebilmektedir. Enjeksiyon, kesi olmaksızın uygulanabilmesi, sonrasında iyileşme sürecine ihtiyaç duyulmaması nedeniyle, cerrahi yüz germe operasyonlarına çok iyi bir alternatiftir.

Selülitsiz ve Daha İnce Bir Vücut

Bölgesel yağlanma ve selülit, günümüzde her yaştan kadının ortak problemlerinden biri. Özellikle gebelik ve emzirme döneminde alınan fazla kilolar, deride ortaya çıkan selülit görünümü ve sarkmalardan bölgesel incelme ve sıkılaşma yöntemleri ile kurtulmak mümkün. Bu yöntemler arasında mezolipoliz ve cihaz uygulamaları en sık tercih edilenlerdir. Cihaz uygulamaları arasında VelaShape III; selülit görünümünün giderilmesi, bölgesel

Dermatolog Dr. Özge Keseroğlu Özel DrDerm Polikliniği Tunalı Hilmi Cad. 111/6-7 Kavaklıdere/Ankara Tel: +90 312 465 05 65




Ünlü Mimar Selim Yuhay “Minik Mimarlar” Atölyesi ile Panora’da! Çocuk etkinlikleri ile her daim bir adım öne çıkan Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi, hem çocukların hem de yetişkinlerin severek takip edeceği bir etkinliği daha hayata geçirmeye hazırlanıyor... Ekranlardan tanınan ve mimarlık becerilerinin yanı sıra iletişim gücüne herkesin hayran olduğu Ünlü Mimar Selim Yuhay, “Minik Mimarlar Atölyesi” ile bu ay Panora AVYM’nin misafiri oluyor. Herkesin evinde rahatlıkla bulunabilecek atık kumaşları, boyaları, kullanılmayan eşyaları çocuklarla dekorasyon malzemelerine dönüştürecek olan Selim Yuhay, hem çocukların hayal güçlerini kullanarak sürpriz eşyalar üretmesine yardımcı olacak hem de çocuklarla beraber yetişkinlere eşyaları geri dönüştürmenin önemini anlatacak. Sadece çocuklarla değil, her yaştan misafirle vakit geçirecek olan Mimar Selim Yuhay, Panora ziyaretçilerine özel ev dekorasyonu, tasarım modası, yaşam alanlarını daha kullanışlı hale getirmenin yolları hakkında da tüyolar verecek. 11 Mayıs’ta Piri Reis’te ücretsiz yapılacak etkinlik, 15.00 - 18.00 saatleri arasında gerçekleşecek.

Suzan Kardeş Konseri Anneler Günü’ne Özel Panora’da! Anneler Günü heyecanı, Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde; Suzan Kardeş Konseri ile yaşanacak... Hayatın “en kıymetlileri”, yani anneler için şarkılarını söyleyecek olan Suzan Kardeş, 12 Mayıs, saat 17.00’da Piri Reis’te sahne alacak. Hem makyaj sanatçısı hem tiyatro oyuncusu hem de ses sanatçılığı yapan, herkesin yakından tanıdığı, on parmağında on marifet olan Suzan Kardeş, bugüne kadar yakından takip edilen birçok dizi ve filmde oyunculuk yaptı, birçok prodüksiyonda da makyaj sanatçısı olarak görev aldı. Aslen Kosovalı olan ve seslendirdiği yöresel türkülerle de adından söz ettiren Suzan Kardeş, Sezen Aksu desteği ile “Bekriya” adını taşıyan bir sanat müziği albümüne de imza attı. İçten ve sıcak tavırları gönülleri çelen sanatçı, izleyenleri kendine hayran bırakan sahne performansı ile Anneler Günü’ne özel Panora misafirleri ile buluşacak.

206


Annenize Işıltı Katacak Hediyeler Panora’da! Hayatın en değerlilerine armağan edilmiş Anneler Günü, bu yıl 12 Mayıs Pazar günü kutlanacak. Birçok kişinin şimdiden hediye arama heyecanı içinde olduğu Anneler Günü için en özel hediyeler, son 11 yıldır olduğu gibi bu yıl da Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde! Geniş marka yelpazesi, Ankara’ya birçok ilki getirmeye devam etmesi ve dünya markalarına ev sahipliği yapıyor olması ile en çok tercih edilen alışveriş merkezlerinden olan Panora AVYM, annesine, eşine ve anne olan yakınlarına en şık ve en özel hediyeyi almak isteyenler için bu yıl da en doğru adres... En kıymetli mücevherden daha kıymetli olan annelerimizin ışıltısına ışıltı katacak en özel hediyeler Panora’nın seçkin mücevher markaları ile hediye seçenekleri arasında ön plana çıkıyor. Armonie Pırlanta, Atasay, Kaff ve Promise by Kaff markaları, Anneler Günü’ne özel hazırladığı koleksiyonları ve hediye seçenekleri ile göz dolduruyor. Alternatif takılarda da birçok seçenek sunan, en kaliteli tasarım gümüşlerin ve takıların misafirlerle buluştuğu Panora AVYM’de, annesine ömür boyu taşınabilecek bir hatıra bırakmak isteyenler için 10’a yakın mağaza bulunuyor. Accessorize, Ametist, Goja’s, Jasmin Silver, Pandora, Sky Diamond, So Chic, Swarovski ve Tash gibi hem dünya çapında hem de ülke çapında ünlü markalar da Anneler Günü için misafirlerini bekliyor.

Baharda da Çocukların Adresi Panora! Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi, Mayıs ayında da dopdolu ve eğlenceli programlarla çocukları bekliyor. Çocuk atölyeleri ve meslek atölyeleri ile eğlenerek öğrenecek olan çocuklar, her hafta sonu 15.00 - 18.00 saatleri arasında Akvaryum önünde buluşmaya devam ediyor. Her hafta birbirinden farklı etkinliklere ev sahipliği yapan Panora Çocuk Atölyeleri’nde, mayıs ayının ilk etkinliği 4 - 5 Mayıs tarihlerinde gerçekleşecek. 4 Mayıs’ta Cupcake Atölyesi ile mutfağa girecek olan çocuklar, 5 Mayıs’ta ise Fareli Bilekliğim Atölyesi’nde kendi sevimli bilekliklerini yapacaklar. 11 Mayıs’ta Tik Tak Atölyesi ile saat yapımını öğrenecek olan çocuklar, 12 Mayıs Anneler Günü’nde, annelerine el emeği hediyelerini vermek için Benim Annem Bir Melek Atölyesi’nde buluşacaklar. 18 Mayıs’ta Çekirdek Ailem Atölyesi ile eğlenecek olan çocuklar, 19 Mayıs’ta Gençlik ve Spor Bayramı coşkusu ile Atam İzindeyiz Atölyesi’nde bir araya gelerek, Atatürk’ün Samsun’a çıkarak Milli Mücadele’yi başlatışının 100. yılını el emeği ürünleri ile kutlayacaklar. Mayıs ayının son hafta sonunda; 25 Mayıs’ta Tırtıl Atölyesi’nde buluşacak çocuklar, 26 Mayıs’ta ise Süslü Kapılar Atölyesi ile eğlenerek öğrenmenin büyülü kapılarını aralayacaklar.


davet

Büyük Kolej’den Büyük Kutlama Büyük Kolej, ismi gibi kendisine yakışır büyük bir katılım ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutladı. Tören konuşmalar, şiirler, şarkılar, danslar, söz korosu ve halk oyunlarıyla oldukça renkli ve coşkulu geçti. Kalabalık bir veli topluluğunun olduğu törende Büyük Kolej; Atatürk’e ve değerlerine olan minnet, saygı ve bağlılıklarını da vurguladı: “Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk; 99 yıl önce, Türk milletinin egemenliğinin en büyük kuvvet olduğunu belirterek Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni açmıştır. Çocukların, yurt ve dünya geleceğinin mimarı olduklarını bilerek bu anlamlı en güzel günü çocuklarımıza armağan etmiştir. Ata’mızdan emanet aldığımız bu büyük günü, Büyük Kolej olarak 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’mızı tüm çocuklarımızla coşkulu bir şekilde, yürekten kutladık.” 

208



ULUSLARARASI RESİM YARIȘMASI

MATBEG BAȘARISI

Büyük Kolej’de Büyük Coşku

S

Büyük Kolej, bilim ve sanatın ıșığında, dün, bugün ve gelecekte; 68 yıldır Atatürk İlke ve İnkılaplarına bağlılıktan ödün vermeden, aydınlık nesiller yetiștiriyor. evdiğim Ressam’da Dünya 2.liği

advertorial

Çevre konulu grup çalışmasında okulun konusu “Sokak Hayvanları” idi. Büyük Kolej, Child Art Academy’nin düzenlediği 11. Uluslararası “ Sevdiğim Ressam” konulu resim yarışmasında MATBEG Başarısı İlkokul 4. sınıf öğrencileri, kısa cevaplı ve açık uçlu sorular yöneltilerek Dünya 2.liği kazanmanın gururunu yaşıyor. belli aparatlar yardımıyla çözebilecekleri sorulardan oluşan “MATBEG” Ortak Çalışma matematik uygulamasına katıldılar. MATBEG uygulamasında Büyük Kolej, Ankara EKO OKUL öğrencilerinin ortak çalışması öğrenciler matematiksel düşünme becerilerini kullanarak soruları olan Öğrenci Çevre Etki Değerlendirme Çalıştayı’na üç öğrenci, iki çözümlediler. Bunun sonucunda Büyük Kolej öğrencileri, Türkiye öğretmenle katıldı. çapında bu uygulamaya katılan öğrenciler arasında yüzde 5’lik dilime Bu çalıştay sırasında tüm EKO OKUL gönüllüleri elbirliği ile çalıştılar. girdiler. 


MUN KULÜBÜ ÖĞRENCİLERİ MUNESCO’DA

TÜRK BEYİN TAKIMI FİNAL EKİBİ

JMUNESCO KULÜBÜ ÖĞRENCİLERİ

Büyük Kolej’in Başarı Tablosu

2

Büyük Kolej’in spor, sanat ve akademik alandaki güncel bașarılarını bir araya topladık. 018 LGS’de Büyük Kolej öğrencilerinin yüzde 14’ü yüzde 1’lik dilimde, yüzde 53’ü ise yüzde 5’lik dilimde...

Antalya’da düzenlenen Türkiye Küçükler ve Yıldızlar Satranç Şampiyonası’na Türkiye birinciliği... 2. yabancı dil Fransızca DELF sertifika sınavlarında toplu başarı...

2017 LYS’de öğrencilerin yüzde 52’si ilk 20.000’de...

2018 YKS’de öğrencilerin yüzde 76’sı ilk 20.000’de... 2018 YKS Sayısal Bölümünde Türkiye 34.lüğü... Türk Beyin Takımı’nın düzenlediği Beyin Olimpiyatları Bölge Yarı Finallerinde Büyük Başarı; yüzde 1‘lik dilim... Matematik projemiz, TÜBİTAK Türkiye bölge finallerinde! 11. Ankara Matematik Olimpiyatları’nda bronz madalya ödülü... Fransa merkezli “Kangourou Sans Frontieres” derneğine bağlı olarak uygulanan Kanguru Matematik Sınavı’nda 2018’de Türkiye dördüncülüğü ve 2019 Ulusal Kanguru Matematik Yarışması finallerine katılma hakkı... Cambridge Üniversitesi tarafından hazırlanan Cambridge English: Flyers (YLE Flyers), Cambridge English: Key (KET), Cambridge English: Preliminary (PET) ve Cambridge English: First (FCE) seviyelerindeki sınavlarda Ankara ve Türkiye genelinde ortalama üstü başarı...

Letonya başkenti Riga’da düzenlenen Avrupa Yaş Grupları Satranç Şampiyonası 12 Yaş Altı kızlar kategorisinde, Türk sporcu kafilesinde en iyi sonuçla Avrupa dördüncülüğü... 2018 Dünya 16 Yaş Altı Satranç Olimpiyatı’nda En İyi Kız Sporcu ve beşinci masa birinciliği ile çifte altın madalya... Ankara’da yapılan Okullar Arası Judo İl birinciliği, Yıldız Erkeklerde Ankara ikinciliği... Türk Zeka Vakfı Oyun 2019 yarışmasına yarı final başarısı ve finallerde yarışma hakkı Ulusal Tales Matematik yarışması finallerine katılma hakkı İsviçre’ de bulunan ve Dünyanın en büyük fizik laboratuvarı olan CERN’ün 16-21 yaş arası fen öğrencilerinin parçacık fiziğine olan ilgilerinin ve katkılarını arttırmak amacı ile düzenlemiş olduğu BL4S (Beam Line for Schools) yarışmasına son 3 yıldır katılma ve CERN onaylı sertifika alma hakkı kazanma Anadolu Yıldızları yüzme yarışmalarına 16 madalya ile büyük başarı 


davet

HİLAL-DENİZ- ERHAN ALTAN

FERİDE-SERAP ALTAN

Kukla Kebap Çayyolu’nda Ankara’nın önde gelen restoranlarından Kukla Kebap, yeni şubesini Çayyolu’nda açtı. Lezzetli menüsünün yanı sıra sunduğu kukla gösterileriyle Ankara’da bir gelenek haline gelen Kukla Kebap, Çayyolu’nda bulunan yeni şubesinin açılışını yaptı. Birçok konuğun ve özel davetlinin katıldığı açılışta çocuklar yemeklerini yerken bir yandan kukla gösterisini izlemeyi ihmal etmediler. 

212

ÖZGÜL-MELİS-DAVUT TOPRAK



röportaj

DİDEM BAYLAN

Biz Canavarız Çocuk Müzikali Farklı perspektiflerden ilklere imza atmayı bașaran, çocukların hayata geçirdiği ilk çocuk müzikali olma özelliği tașıyan Biz Canavarız Çocuk Müzikali, seyircilerini karșılamaya devam ediyor. We Are Monsters’ın uyarlamasını Biz Canavarız Çocuk Müzikali olarak hayata geçiren Didem Baylan ile müzikale ve gelecek projelerine dair keyifli bir sohbet gerçekleștirdik. 214 magdergi.com.tr


K

endinizden biraz bahseder misiniz? Didem Baylan kimdir?

Trompet sanatçısı olarak Hacettepe Konservatuarı’nda yetiştim ve erken yaşlardan itibaren çok aktif bir trompetçi olarak birçok televizyon programında ve konserde trompet çaldım. CSO ve diğer senfoni orkestraları ve operalarda görevlendirildim. Okulu bitirmeden çok fazla sahne deneyimi kazandım. Bu sırada TÜTAV’da uzun yıllar dansçı olarak sahne aldım ve tiyatrolarda da çalıştım. Daha sonra Bilkent MSSF’de doktora programına başladım ve orkestrada görevlendirildim. İlgilenmem gereken 4 çocuğumla birlikte de bir süre aktif olamadım.

Trompet sanatçısısınız ve kariyerinizin bir döneminde oyunculuk yaptınız. Sanatın içinde biri olarak müzikal alanına geçmeye nasıl karar verdiniz?

Aslında bu konudaki eksiği fark ettim diyebilirim. Birçok okul, kendi içinde müsamere yapıyor ya da müzik ve dans okulları sene sonu gösterisi gerçekleştiriyor. Fakat bu üç sahne disiplinini çocuklarımızın alabileceği, eğlenebileceği bir platform yok. Ben de çocuklarımdan sonra iki film çektim ve bir dizide oynadım. Oyunculuk ve prodüksiyon algım çok gelişti. Hepsini birleştirmek ve bu platformu hayata geçirmek istedim.

New York Çocuk Müzikal Festivali birincisi “We Are Monsters Müzikali”nin uyarlaması olan “Biz Canavarız Çocuk Müzikali”, birçok yönden Türkiye’de ilk olma özelliğini taşıyor. Bu müzikalin hayata geçme sürecinden biraz bahseder misiniz?

Bir müzikal sahnelemeyi kafama koyduğum an, önce yazmak istedim; fakat vakit dardı. Ben de araştırmalarım sırasında bir müzikalin konu ve anlatımıyla birinci olduğunu okudum ve sinopsisini ben de çok beğendim. Farklılıklarınız ne olursa olsun, birlikte yaşamanın güzelliğini anlatıyordu ve karakterler canavar ırklar olmasına rağmen oyun günceldi. Youtube’da ünlü olmaya çalışan insanlar, canavarların kabarelerini çekmeye çalışıyorlardı. Her yönden çok güzel mesajlar vardı oyunun içeriğinde. Ben de senaryoyu geliştirdim ve farklı sahnelere böldüm. Bizzz olarak da bir şeyler ekledik.

Çocukların hayata geçirdiği ilk çocuk müzikali olma özelliğini taşıyan Biz Canavarız Müzikali birçok yönden yeniliklere imza atıyor. Bu müzikali farklı kılan şeyler nelerdir?

Öncelikle sahne projelerinde oyuncular çocuklar için sahne alır. Biz Canavarız Müzikali bir ilk çünkü oyuncular çocuk ve bu dijital sahne tekniklerinin de aktif kullanıldığı ilk müzikal projesi. Oyuncularımı seçmedim çünkü herkesin bir konuya ve duruma yeteneği var. Yeter ki istesin. Ben de çocuklarımı gözlemledim ve kendilerini rahat ifade edebilecekleri rollere yerleştirdim.

Bu oyunun hayata geçirilmesini sağlayan Bizzz Company’den ve Trompet prodüksiyondan bahseder misiniz? Bizzz Müzikal Topluluğu çocuk oyunculardan oluşuyor; fakat oyuncu yaş aralığımızı çok genişleteceğiz. Trompet Prodüksiyon, benim tüm bu projeler için kurduğum firma. Ancak oyuncularımıza ve onları bana inanarak her provaya getiren arkadaşlarıma, aralarından bana her konuda yardım eden dostlarıma, müzikalde olmasalar bile bana destek veren kıymetli insanlara bir isim vermek istedim. Çünkü bu yola başladığımızdan beri oyuncularım azimleriyle, Bizzz’i destekleyenler de gönüllü olarak inanılmaz şeyler başardılar bile...

Gelecek dönemde benzer projeleriniz olacak mı?

Aklımda çok fazla proje var. Hepsini zamanla gerçekleştirmek ve bir turne organize etmek istiyorum. 

Biz Canavarız Müzikali bir ilk çünkü oyuncular çocuk ve bu dijital sahne tekniklerinin de aktif kullanıldığı ilk müzikal projesi.


davet

Eğitimde Değişimin “TAM” Zamanı 28 yıldır Almanya eğitim sektöründe fark yaratan DTZ BERLİN Eğitim Kurumları, “TAM Zamanı” felsefesi ile Ankara İncek’te kapılarını açtı. Doğa dostu teknolojik sistemlerini kaliteli eğitimle harmanlayan, “Bir çocuk, iki dil, iki diploma” felsefesi ile yola çıkan TAM Okulları, açılışını gerçekleştirdi. Tam Okulları olarak felsefelerinin küresel düşünen ulusal davranan nesiller yetiştirmek olduğunu anlatan TAM Okulları Kurucusu Giray Akçay, açılış konuşması yaptı. 

216

TAM Okulları Kurucusu Giray Akçay’ın konușması ile bașlayan açılıș davetine Akçay Ailesi ev sahipliği yaptı. BERKAY-LEVENT-MELİHA-METE-GİRAY-AYLİN AKÇAY


EDA AKGÜN

ÜMİT-GÖZDE CAFERİ

EMRE-SERAP SÜMER

CENGİZ ÖZKAN

GÖKTÜRK BURAK AVȘAR, BAHADIR KAVAKLI

ZEYNEP-FATİH ÖZTÜRK

ZEYNEP TEKİNLER


davet

CAN, ALİ, MİLA, SEDA ÇAVUȘOĞLU

ZARA,ENDER SEVGİ-BAHADIR,LİDYA,PERA GÜLTEKİN

Canto Orkestrası’nın performansıyla renklenen açılıșta çocuklar için birçok atölye ve aktivite düzenlendi. 218 magdergi.com.tr

ȘULE-HALUK ÇETİN

EBRU-DENİZ DEMİRYÜREK

DENİZ,AYȘEGÜL,ZEYNEP AYGÜN


REYHAN,DORUK EKİN-AYÇE BİÇER

MİRAY, EMR, ÖMER-FİLİZ ÇEBİ

MAG PR Solutions tarafından gerçekleștirilen davette büyükler keyifli vakit geçirirken çocuklar da çeșitli etkinliklerle oldukça eğlendiler. ECEM,TUBA,MİNA SARIÇAM

ALEV,YUSUF TURKAL

ELİZ,NURTEN,EMİR GÜRDOĞAN


DENİZ ALTINTAȘ

Dantelİn İnce Zevkİ

advertorial

Türk kadınının ince zevkinin, duygu, düșünce ve yaratıcılığının güçlü bir ifade șeklidir; dantel... Yıllanmıș, tozlanmıș, unutulmuș anılarımızdan çıkmıș ve gelișen teknolojik hayatlarımıza inat, kültürel kimliğini, gelenekselliğini korumaya çalıșarak günümüz zevklerine bile uyum sağlamıștır. Eskiden çocukluğumuza yer etmiș orta sehpa dantellerini șimdilerde düğün organizasyonlarında, bebek ve moda çekimlerinde aksesuar ve fon olarak sıkça görür olduk...


Yarım kalan dantellerinizi atölyemizde bitirmenize vesile olurken aslında yarım kalan bir anıyı da tamamlatmıș oluyoruz. Ruhumuzla birlikte, anılarımızı da tamir ediyoruz bir yerde...

ELİȘİ HOBBY MARKET Mutlukent Mahallesi 2432.Cadde No: 25/1 Ümitköy/ANKARA T:+90 312 236 31 67 • @elisi2018umitkoy


Aşkaabat Caddesi (7.Cadde) No:42/4 Bahçelievler, Çankaya

www.kamerkoldas.com.tr

(Sekreterya) 0312 222 37 40 (Whatsapp) 0507 350 38 34 @drkamerkoldas


ESKİLERDEN GELEN

YENİ GÜZELLİK...

KUPA TERAPİ

Dünya sağlık örgütünün (WHO) onay verdiği bir yöntemdir. Kuru kupa terapisi (cupping therapy) ateş ile cam kupalar kullanılarak veya valfli plastik kupalar kullanılarak sadece vakumlama yapılarak uygulanır. Dolaşım sistemini uyarıcı ve vücudu rahatlatıcı etkisinden dolayı çok tercih edilir. Kuru kupa tedavisi tek seansta altı masaj seansı etkisi gösterir. Islak kupa terapisi (wet cupping) 5000 yıldan fazla süredir bir çok kültürde halk tedavilerinin en önemli öğesidir. Vücutta doğal yollarla atılamayıp biriken toksinlerin vakum kullanılarak ve ufak kesiler yardımı ile dışarı alınması şek linde uygulanan bir yöntemdir.

OZON T E DAV İ S İ

Ozon (O3) üç tane oksijen atomunun birleşmesi ile oluşan, renksiz ve keskin kokulu bir gazdır. Kısaca oksijenin kimyasal kuzenidir. Güçlü bir antioksidandır ve immün sistemi güçlendirir. Dokuların oksijen kullanma kapasitesini artırır. Ne kadar uyursanız uyuyun dinlenemiyorsanız, sabahları yatağa yapışıp kalıyorsanız, yıl içerisinde sık sık hastalanıyorsanız, kronik ağrılarınız varsa, stresli bir yaşam tarzınız varsa cinsel fonksiyon bozuklukları yaşıyorsanız, sigara kullanıyorsanız ve en önemlisi hayata gülerek bakmak istiyorsanız sizinde mutlaka OZON tedavisine ihtiyacınız vardır.

dr kamer koldas




davet

SEREN ERDOĞAN, AFİTAP AKINCI, BERİL ÇAVUȘOĞLU, FİLİZ REİS ÇEBİ, ALEV TUNA, BURCU YÖRÜBULUT, İLKNUR DEMİR, PINAR CANALP, KADRİYE CİRİTCİ, NESLİHAN AKTEPE, SİBEL KOȘAR

Yakın Dostlar Doğum Gününde Buluştu Acıbadem Ankara Hastanesi Başhekimi Mehmet Yörübulut’un eşi Burcu Yörübulut, doğum gününü yakın arkadaşlarıyla birlikte kutladı. Cemiyet hayatının sevilen isimlerinden Burcu Yörübulut’un doğum günü için yakın arkadaşları bir araya geldi. Yaklaşık otuz kadar konuk, akşam yemekte buluştu. Arkadaşı Alev Tuna’nın yaptırdığı eğlenceli pastanın kesilmesiyle, Burcu Hanım duygu dolu bir konuşma yaparak, dostlarına teşekkür etti. 

BURCU YÖRÜBULUT


Güzelliğinize Profesyonel Dokunuş

ESMA ȘAHİNKAYA

B

ize Esma Güzellik’ten bahseder misiniz? Ne zaman ve nerede kuruldu?

Esma Güzellik Salonu, Ömür Sokak 30/d Aşağı Ayrancı’da 2005 tarihinde kuruldu ve hizmet vermeye başladı. Şu an ise aynı yerde hizmet alanımızı genişleterek verdiğimiz hizmetlere yenilerini ekleyerek devam ediyoruz. Mekan bazlı büyümeyle birlikte pek çok yeni alanda hizmet vermeyi planlıyoruz. Misafirlerimizin tüm taleplerini karşılayabilmek, istedikleri tüm hizmetleri aynı çatı altında sunmak, en büyük hedefimiz. Renovasyondan sonra yeniliklerimiz tabii ki bitmeyecek. Her ay talepler doğrultusunda yeni eklenecek hizmetlerimiz olacak. Elbette ki bunların neler olacağını yine misafirlerimizle konuşarak şekillendireceğiz. İleride başka şubeler de açmak hedeflerimiz içinde yer almaktadır.

advertorial

Salonunuzda misafirleriniz hangi hizmetlerden yararlanabiliyor?

Salonumuzda misafirlerimiz öncelikle kişisel bakım yani manikür, pedikür ve epilasyon hizmetlerini almakta. Bunların yanında kalıcı oje uygulamaları, microblading (kıl tekniği), kaş tasarımı, selülit masajı ve yumi lashes hizmetlerinden de profesyonel düzeyde faydalanabilmektedir.

Günümüzde sürekli değișen güzellik trendlerinde kendinize en uygununu bulmak ve istediğiniz görünüme kavușabilmek için profesyonel bir yardım almak önemli. Esma Güzellik’in kurucusu Esma Șahinkaya, salonlarında sundukları hizmetleri ve gelecek hedeflerini anlattı... Güzellik salonlarında yer alan uygulamaların dışında cilt bakımı gibi işlemlere de yer veriyor musunuz? Tabii ki güzellik salonumuzda dermokozmetik ürünler ile cilt tiplerine göre cilt bakımı uygulamaları yapılmaktadır .

Sizce güzelliğimiz için kaliteli bir merkezi hangi kriterlere göre seçmeliyiz?

Kaliteyi belirleyen en büyük etkenler; tecrübe, kullanılan malzemelerin ve materyalin kalitesi, güzellik uzmanının ihtiyacınızı belirlemedeki analiz yeteneği ve hijyendir. Uzman kadromuzla her yeni gün, gençlik ve güzelliği kalıcı kılmak için hizmetlerimize yenilerini ekliyoruz. Esma Güzellik Salonu ailesi olarak, başarıyı yakalayabilmek için müşterilerimize daima yüksek kaliteli, yüksek performanslı ürün sunmanın gereğine inanıyoruz. Bu düşünceyle en iyi cihaz ve ürünler ile hijyen ve sağlığı ön planda tutarak tecrübeli kadromuzla müşterilerimize en iyi hizmeti sunmaktayız.

Esma Güzellik’in şu anki konumunu büyüterek renovasyon yapıyorsunuz. Bu büyümeyle birlikte gelecek yeni uygulamalar veya planlar var mı?

Protez tırnak, ipek kirpik, iğneli epilasyon, lazer ve selülit işlemlerini salonumuzun sunduğu hizmetlere dahil etme gibi planlarımız var. Bakalım dediğim gibi bünyemizde bulunduracağımız bütün işlemlere misafirlerimizin talebi doğrultusunda karar vereceğiz. 

Ömür Sokak No:30/D Așağı Ayrancı / Ankara esmaguzelliksalonu


LEVENT AKBULUT

Rotamızı yaza doğru çevirdiğimiz günlerde İlkbahar – Yaz koleksiyonu ile cıvıl cıvıl renkli bir enerji yakalamayı hedefleyen LA Brand markasının kurucusu ve tasarımcısı Levent Akbulut ile tasarımcılığa uzanan yolculuğunu, koleksiyonunu ve emin adımlarla ilerlediği hedeflerini konuștuk.

advertorial

Adım Adım Tasarım Yolculuğu


B

ize biraz kendinizden bahseder misiniz? Tasarım yapmaya nasıl ve ne zaman başladınız?

Tasarım benim için çocukluğumdan itibaren beni ben yapan kavramlardan biri oldu hayatımda. Bunda gerek moda dünyasının içinde olan bir çevrede büyümüş olmanın gerekse büyük moda tutkusu olan bir annenin çocuğu olmanın etkisi büyük tabii. Makine mühendisliği bölümünü bitirdikten sonra moda okudum ve ardından tasarımlarımı hayata geçirmek için kendi markam olan LA Brand’i kurdum. Böylesine büyük bir adım atmak cesaret isteyen bir durum olsa da o noktadan sonrası için yapacaklarımın başlangıcıydı. Hayat sizi bazen farklı kalıplarla sınırlayabilir ama inandığınız şeyden sizi alıkoyan bir engel olamaz.

Stilinizi nasıl yorumlarsınız?

Avangart ve marjinal stilin birleşimidir diyebilirim. Bu her ne kadar kulağa iddialı gelse de bu tanımı, gün içinde giyilebilir şekle aktarılmış bir stil olarak yorumlayabiliriz. Bana göre, stil dikkat çekici ve farklı olmalıdır ve her stilde size fark yaratmanızı sağlayacak imza parçalar bulunmalıdır.


C

M

Y

CM

MY

Kombin yaparken sizce en çok yapılan hatalar nelerdir?

Kombin oluşturulurken en çok yapılan iki hata var. Bunlardan ilki vücut şekline uygun giyinmemek. Her insan vücudunu tanımalı ve ona göre kombin yapmalı. Kusursuz bir vücut yapısına sahip değilseniz bile doğru kombin ile çok güzel görünme şansınız varken bunun tam tersini tercih etmek yapılan en büyük yanlışlardan. Diğer yapılan hata ise; kombinde birden fazla yıldız parça kullanılması. Yapılan kombinde kendi içinde yarışan parçalar değil, sadece bir tane öne çıkan parça olmalı.

Tasarım yaparken ilhamınızı nereden alıyorsunuz?

Bu soruya net bir cevap vermek zor açıkçası çünkü ilham bazen bir çanta sapından bazense bir kaleci eldiveninden gelebiliyor. Benim ilham aldığım şey, hayatın içinde olan her detay. Somut ya da soyut olan her şeye tasarım gözüyle baktığım zaman tasarımı yaratmak oldukça kolay oluyor.

Beğendiğiniz Türk ve yabancı tasarımcılar var mı?

Benim için tasarımları ile ikon olmuş iki yabancı isim vardır. Bunlar; Olivier Balmain ve tabii ki Gianni Versace. Bu iki ismin başarı öyküleri ve tasarımlarında kullandıkları gösterişli altın çizgileri, Balmain ve Versace’yi sevmemdeki en büyük etken diyebilirim. Türk tasarımcılardan da çok başarılı isimler var; fakat ben son zamanlarda genç tasarımcıları daha çok beğeniyorum ve destekliyorum.

Bu yazın öne çıkan renkleri ve desenleri hangileri olacak?

Bu sezon neon, renkler aslında en trendlerden biri. Biz de bu son koleksiyonumuzda neon renklere sıkça yer verdik ancak bir diğer

yandan neon gibi çarpıcı renklerin belli oranda kullanılmasının dikkat ve özen istediğinin de altını çizmek gerekiyor. Bu renkler fazla kullanıldığı zaman siz renkleri değil, renkler sizi taşıyor gibi bir görüntü verebilir. Biz bu duruma renk zehirlenmesi diyoruz moda dilinde. Bu yazın en çok öne çıkan desenleri ise grafiti desenleri olacak. Yani bizi renkli ve eğlenceli bir yaz bekliyor diyebiliriz moda adına.

Markanızın bu koleksiyonunda vermek istediğiniz mesaj nedir?

Bu koleksiyonda vermek istediğim mesaj; “Sizi yaşamınızda engelleyen durumlar olacaktır ve bunları yok sayamazsınız ama bunların aşmanın en kolay yolu renkli ve farklı düşünmekten geçer.” aslında. Bu yüzden bu kadar renkli bir koleksiyon hazırlamak istedim. Unutmayın ki renkler tasarımları, giydiğiniz tasarımlar da sizi temsil eder. Bunun için hayatta hangi renk olacağınıza iyi karar verin.

Gelecekteki planlarınızı öğrenebilir miyiz?

Bu yola çıkarken benim için planlar hep sıralı olmuştur. Tasarımlarımın hayat bulup tanınmış insanlar tarafından tercih edilmesi, benim için ilk basamaktı ve bu hedefe kısa sürede ulaştım. Bu süre zarfı içerisinde Fatih Ürek, Murat Dalkılıç gibi önemli isimlere kıyafet tasarlayıp giydirdim. Bu noktada çok başarılı bir stil danışmanı olan yakın arkadaşım Ela Bahçeci’nin de emeği büyük. Bundan sonraki ilk hedefim seneye ilk defilemizi gerçekleştirip sonrasında İstanbul Moda Haftası ile Milano Fashion Week’te sıralı olarak defile gerçekleştirmek. En büyük hedefim ise bir gün moda dünyası için bir ikon haline gelmek. 

CY

CMY

K



davet

ARZU SABANCI, AYȘEGÜL TOPLUSOY

CENGİZ ABAZOĞLU, ZEHRA IȘIK

Abazoğlu’ndan “Wonderland” Defilesi adL + Cengiz Abazoğlu iş birliği İlkbahar-Yaz 2019 Koleksiyonu “Wonderland”, büyüleyici bir defile ile tanıtıldı. adL Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Zehra Işık ve Cengiz Abazoğlu’nun ev sahipliğinde gerçekleşen gecenin açılışını defilenin de baş mankeni olan Çağla Şikel yaptı. Wonderland Koleksiyonu ile podyuma bir kelebek gibi uçarak çıkan Çağla Şikel, adl+Cengiz Abazoğlu’nun Harikalar Diyarı’nda uçarken etrafında yer alan dansçıların akrobatik hareketleri ile ilk sahneyi tamamladı ve tüm alkışları topladı.  ÇAĞLA ȘİKEL DİDEM SOYDAN


BESTE YURTTAȘ

EMEL-NEJDET AYAYDIN

İlkbahar-Yaz 2019 Koleksiyonunun tanıtıldığı geceye iș, sosyal yașam dünyası ve sanat camiasının önde gelen isimleri yoğun ilgi gösterdi.

AHU YAĞTU

BEGÜM ȘEN SİNEM AYAN, ȘEBNEM ASLAN


EFSANE BAŞLIYOOOR!

4 CM

İNCELTEN KAMPANYA! 0312 235 38 83

www.ahsendemirci.com.tr


KALICI MAKYAJ BESLENME VE DİYETİSYEN DESTEĞİ

BÖLGESEL İNCELME CİLT BAKIMI -

EPİLASYON

KOZMETİK UYGULAMALAR DERMOKOZMETİK UYGULAMALAR

VÜCUT BAKIMI MASAJ -

AĞDA

- EL VE AYAK BAKIMI

KALICI OJE - İGNELİ EPİLASYON DEPİLASYON -

MAIDAN Mustafa Kemal Mh. 2118. Cad. No:4 B Blok 6/63 Çankaya Ankara

JEL TIRNAK

0312 235 38 83 Ahsendemircibeauty


davet

NİLGÜN BODUR

AYHAN SİCİMOĞLU

Güven Eğitim ve Sağlık Vakfı Bahar Festivali ZİÇEV ile Çankaya Belediyesi Kadın Sığınma Evleri yararına Güven Çayyolu Sağlıklı Yaşam Kampüsü’nde bahar festivali düzenlendi.

Beril Çavușoğlu, Șule Karagülle, Beliz Büyükhanlı’nın da katkıda bulunduğu festival; Ayhan Sicimoğlu konseri ve Nilgün Bodur söyleșisiyle renklendi. BERİL ÇAVUȘOĞLU, ȘULE KARAGÜLLE, BELİZ BÜYÜKHANLI

Güven Çayyolu Sağlıklı Yaşam Kampüsü’nde Zihinsel Yetersiz Çocukları Yetiştirme ve Koruma Vakfı (ZİÇEV) ile Çankaya Belediyesi Kadın Sığınma Evleri yararına bir festival düzenlendi. Ayhan Sicimoğlu ve Latin All Stars Grubu konseri, Nigün Bodur’un söyleşisi ve çeşitli etkinliklerle renklenen festival binlerce konuğu ağırladı.. Bu yıl ilki gerçekleştirilen “Güven Eğitim ve Sağlık Vakfı Bahar Festivali” kapsamında, kampüs içerisinde kurulan kermes stantlarında da alışveriş imkanı sunuldu. 


SEMRA GÜLMÜȘ

NEȘE AYKUT

ELİF ASLI YILDIZ

GÜLENNUR AYDIN

ECE GÖKER

On14 Catering, Sinosha Kozmetik, Güleç Dekor, Zeta Tasarım gibi birçok farklı sektörden marka, kermeste stant açarak destek oldu. NAZLI GÜR DEMİR

SİNEM-HAKAN GENİȘ

ECE GÜLEÇ

SEDA ÖZBULUT


davet

CEVHER ÖZDEMİR

ERSAN-SİNEM BAȘBUĞ

MELTEM AKȘİN

EMRAH ÜRER

Sürpriz Doğum Günü Partisi Güleç Dekor’un sahibi Serkan Güleç için eşi Ece Güleç ve yakın arkadaşları SwissOtel Ankara’da sürpriz bir doğum günü organize etti. Güleç Dekor’un sahibi Serkan Güleç’in zarif eşi Ece Güleç, dostları ile birlikte Swiss Otel Ambassador Bar’da sürpriz bir doğum günü partisi düzenledi. Özel bir konseptin belirlendiği partide Serkan Bey’i yakın arkadaşları yalnız bırakmadı. Doğum günü pastasının kesilmesinin ardından konuklar eğlenceye devam etti.

238

ECE - SERKAN GÜLEÇ



TUBA GÜNEBAK

Geldi On Bir Ayın Sultanı Ramazan Ayı; sabır ve huzur ayı… Sofralarımıza bolluk bereket yağar, ruhumuz șevk ile dolar, doğru oruç uygulaması ile aynı mutluluğa bedenimiz de ulașır.

Oruç sağlığımızı pekiştiren dini bir ritüel olarak göz önüne alındığında ihmal edilmemesi gereken iki ana nokta vardır. Bunlardan birincisi, sahur öğününü kahvaltı yerine saymak ve güne sahursuz başlamamak; ikincisi de günlük su gereksinmemizi karşılayabilecek kadar su içmek, ki bu da en az iki litre yani on su bardağıdır. İftar bir adet kuru hurma (düşen kan şekerimizi yükseltmek için), birkaç zeytin (düşen tansiyonumuzu dengeleyebilmek için) ile açılmalı; etli sebze ya da etli kurubaklagil yemeğinin yanında bulgur pilavı ve kaymaksız

yoğurt ile tamamlanmalı; çok çiğnenmeli, yavaş tüketilmelidir.

Oruç tutarken kilo verilebilir mi?

Kilo vermek için oruç tutulmaz ama oruç tutarken kilo verilebilir. Ramazan Ayı süresince kahvaltı öğününün yerini sahur öğünü aldığı için sabah gün doğmadan kalkmalı ve kahvaltınızı etmelisiniz. Birçok kişinin oruç tutarken günlük enerji alımı düşer. Vücudunuz günlük enerji gereksinimlerinin altında enerji aldığınızı hissettiğinde enerji harcamasını kontrol altına alır ve metabolizmanız yavaşlar. Buna bağlı olarak da kilo alma yatkınlığınız artar.

advertorial

O

ruç “doğru” şekilde nasıl tutulur?


Bu nedenlerle, oruç tutarken de günlük gereksinimlerinize ulaşmalı ve sahur ya da iftar öğünlerini atlamamalısınız.

Sahurda sıkı beslenmek günü rahat geçirtir mi?

Sahur öğününde sıkı beslenmek ile sahurda aşırı yemek arasında önemli bir fark vardır. Sahur öğünü, sıkı yapılan bir kahvaltı gibi planlanmalıdır. Sahur öğünü kaliteli proteinden (haşlanmış yumurta, menemen, omlet, süzme beyaz peynir, lor peyniri gibi), kompleks karbonhidratlardan (çavdar ekmeği gibi), kaliteli yağdan (zeytinyağı, ceviz, zeytin, badem gibi), antioksidanlardan (çilek, koyu yeşil yapraklı sebzeler, portakal gibi) zengin olmalıdır.

Oruç tutmak vücuttan toksin atımını kolaylaştırır mı?

Sırf yemek yediğimiz için vücudumuzda toksin birikmez; fakat işlenmiş besinlerden, paketli gıdalardan, yapay tatlandırıcılardan, light besinlerden sık sık tüketiyorsanız elbette ki vücudunuz kirlenir ve arındırmanız gerekir. Oruç tutarken de bu besinlerden uzak durursanız, günde en az iki litre su içerseniz, bağırsak hareketlerinizi canlandırabilmek için posadan zengin beslenirseniz, günde bir yemek kaşığı zeytinyağı içerseniz, taze sebze ve meyve yemeyi ihmal etmezseniz oruç tutarken detoks da yapabilirsiniz.

Oruç tutarken egzersiz yapılabilir mi?

Oruç tutarken egzersiz yapılabilir. Fakat, egzersiz saati iyi planlanmalıdır. Sahurdan iftar saatine kadar besin tüketmeden geçirilen süre göz önüne alındığında iftar öncesi yapılan egzersiz kan şekerinin daha da düşmesine sebep olabilir ve bu durum da yaralanma ihtimalini artırır. Ramazan Ayı süresince egzersiz yapmayı planlıyorsanız; birkaç zeytin, iki küçük ya da bir büyük boy kuru hurma ve çavdar ekmeğine yapılmış beyaz peynirli bir tost ile iftarınızı açmanızı, bu öğünü takip eden yarım saatte hafif tempo ile başlayarak egzersiz yapmanızı, egzersizden çıkar çıkmaz bir su bardağı ayran ve iki adet gün kurusu kayısı tüketmenizi, egzersizden bir saat sonra da hindi göğüslü sebze yemeği ve bulgur pilavı gibi hem protein hem de kaliteli karbonhidrat içeren bir ana öğün daha yapmanızı öneririm.

Birçok kișinin oruç tutarken günlük enerji alımı düșer. Vücudunuz günlük enerji gereksinimlerinin altında enerji aldığınızı hissettiğinde enerji harcamasını kontrol altına alır ve metabolizmanız yavașlar. günü rahat geçirebilmek adına fayda sağlar. Düzenli gece uykusu, huzur veren hormonların ve sinir uyarı taşıyıcıların salgılanması açısından önemlidir. Uyku hormonu olan melatoninin düzenli salgılanabilmesi için karanlık bir odada uyumanızı öneririm.

Kimler oruç tutamaz?

Diyabet hastası (özellikle tip 1 diyabeti olanlar), karaciğer hastalığı, böbrek hastalığı gibi kronik hastalığı olan bireylerin oruç tutmamaları; tutma konusunda ısrarlı iseler de hekimlerine danışarak yola çıkmalarını öneririm. Gebelerin ise kesinlikle oruç tutmamaları gerekir. Huzurla, bereketle, sağlıkla nice Ramazan’lara erişmemiz dileğiyle… 

Oruç tutarken uzak durmak gereken besinler var mı? Oruç tutarken tercih edilmemesi gereken besinler glisemik indekslerinin yani kan şekerini yükseltme hızlarının yüksek olmasından dolayı beyaz ekmek, pirinç pilavı gibi yiyecekler, kafeinli içecekler, işlenmiş besinler, kızartılmış besinlerdir. Reflü sorunu yaşamamak için iftardan ya da sahurdan sonra hemen uzanmamalı; sırtınızı yastıkla destekleyerek 45o açı oluşturacak şekilde istirahat etmelisiniz.

Ramazan Ayı’nda tüketebilecek en iyi tatlı hangisidir? Ramazan Ayı süresince tatlı ihtiyacını gidermenin en iyi yolu meyve tüketmektir. Diğer iyi alternatif ise sütlü tatlılardır. Ancak, dondurma tercih edilecekse krema bazlı dondurmalar yerine sütlü, gerçek dondurmalar tüketilmelidir. Tükettiğiniz bir kase sütlü tatlı ya da üç top sade dondurma için beslenme programınızdan bir su bardağı süt, bir ince dilim ekmek ve bir meyve çıkartmanızı öneririm.

Ramazan Ayı’nda baş ağrısı şikayeti ile nasıl baş edilebilir?

Ramazan’da gün boyu besin alamamaya bağlı düşen kan şekeri ve su içememeye bağlı gelişebilen dehidratasyon (vücudun susuz kalması durumu) nedeniyle baş ağrısına yatkın olunabilir. Bu etmenlere bir de uykusuzluğun eklenmesi şikayetlerin gözlenme ihtimalini artırabilir. Bu nedenle, uyku düzenine dikkat edilmesi

Yrd.Doç.Dr.Ç.Tuba Günebak Acar / Beslenme ve Diyet Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Taner Kıșlalı Mah. Alacaatlı Cad.2873. Sk.16/4 Çayyolu/Ankara T: +90 535 790 67 17 drtubagunebak ▪ www.tubagunebak.com


Zeytinyağı Mucizesi Ankara Çayyolu’nda benzeri olmayan bir konseptle yeni bir zeytinyağı mağazası açıldı. Zeytinyağının faydaları yüz yıllar öncesinden keșfedilip birçok hastalığın, problemin ve sağlıklı yașamın sırrı olarak sofralarımızda yer aldı. İște zeytin ağacının mucizesi... TUBA GÜNEBAK

“Y

unan mitolojisine göre Zeus kendisine en değerli hediyeyi verene kentin koruyuculuğunu verecektir. Bunun için bir yarışma açar. Denizlerin tanrısı Poseidon, Zeus’a uzak diyarlara dahi uçarak gidebilen ve savaşta yenilmeyecek bir at armağan eder. Athena ise zeytin ağacını…

Yarışma çetindir. Çünkü ikisi de Zeus’a dünyanın en güzel hediyesini vermek isterler. Kuşkusuz dünyanın en uzak diyarlarına gidebilecek ve yenilmez savaşçı bir at mükemmel bir hediyedir. Ancak zeytin ağacı daha mükemmeldir. Zeytin ağacının muazzamlığı karşısında başta Zeus olmak üzere tüm tanrılar, tanrıçalar büyülenmiş ve ağacın kutsallığı karşısında donakalmışlardır. Tüm hırsına ve kazanma isteğine rağmen Poseidon bile zeytin ağacından o kadar etkilenmiştir ki aralarındaki çekişmeye rağmen zeytin ağacının üstünlüğünü kabul eder. Bunun üzerine Athena, zeytin ağacından bir dal kırıp Poseidon’a verir ve öylece aralarındaki düşmanlık zeytin ağacının rakipsiz güzelliği karşısında yok olur.” Çünkü zeytin ağacı; barıştır, ölümsüzlüktür, karşılıksız sevgidir, sağlığın ta kendisidir...

uzun yaşamın sırrını zeytinyağında bulmuş. Çünkü zeytinyağı, içerdiği tekli doymamış yağ asitlerinin, antioksidan kapasitesi yüksek olan flavanoidlerin, yağda çözünen stenollerin ve vitaminlerin, dışarıdan almak zorunda olduğumuz, vücudumuzun kendi kendine üretemediği esansiyel yağ asitlerinin vazgeçilmez bir kaynağıdır. Bu nedenlerle de zeytinyağı; yüksek tansiyon, yüksek kolestrol, damar sertliği, gastrit, mide ve bağırsak ülserleri, romatizma, safra kesesi hastalıkları, karaciğer yağlanması gibi birçok kronik hastalığın beslenme tedavisinden önemli bir yere sahiptir.

Zeytinyağı türleri içinde en saf ve en kuvvetli etkiye sahip olan zeytin sütüdür. Peki, nedir bu zeytin sütü? Zeytinyağı sıkımı amacıyla, dalından yeni toplanmış zeytinler önce değirmende ezilir ve hamur haline getirilir. Bu zeytin hamuru “pres” olarak da adlandırılan özel makinelerde sıkılmadan önce kısa bir süre dinlendirilir. Bu dinlenme işlemi sırasında her bir ton zeytin hamuru çok az miktarda bakir zeytinyağını salar ve hamurun üstüne bırakır. İşte, bu el değmemiş bakir zeytinyağına “zeytin sütü” denir. Bu nedenle sağlığını korumak ve geliştirmek isteyen her insan için zeytin sütü bir sağlık iksiridir… Hepinizi Marmara Bölgesi Trilye tipi özenle seçilmiş zeytinlerden elde edilen zeytinyağlarımızı denemeye davet ediyorum. 

Yrd.Doç.Dr.Ç.Tuba Günebak Acar / Beslenme ve Diyet Uzmanı NARAN ZEYTİNYAĞI VE ZEYTİNCİLİK Prof. Dr. Ahmet Taner Kıșlalı Mah. Alacaatlı Cad.2873. Sk.16/4 Çayyolu/Ankara T: +90 532 500 14 22 www.naran.com.tr

advertorial

İnsanoğlu Zeus’tan bu yana sağlıklı ve uzun yaşamak istemiş ve



davet

DİDEM-İZZET ANTEBİ

AYÇA AYȘİN TURAN

AFRA SARAÇOĞLU, MERT YAZICIOĞLU

Her Yaşta Güzel Bir Gece L’Oréal Paris, yeni güzellik elçisi Nur Fettahoğlu ile birlikte, sanat ve cemiyet dünyasının ünlü isimlerini bir araya getirdi. L’Oréal Paris’in farklı yaşların değişen cilt ihtiyaçlarına yönelik geliştirdiği “Yaş Uzmanı” serisi için Alancha’da düzenlediği özel gecede, güzellik elçisi Nur Fettahoğlu ve sanat dünyasından birçok ünlü isim yer aldı. L’Oréal Paris Yaş Uzmanı serisi için hazırlanan reklam filminin de gösterildiği gecede Nur Fettahoğlu’nun konuşmasının ardından konuklar, Alya’nın mini konseriyle keyifli vakit geçirdi. 

244

NUR FETTAHOĞLU



ÜLKÜ SEMET, PROF. DR. RANA KARAYALÇIN

Jinekolojide Laparoskopi Dönemi Prof. Dr. Rana Karayalçın ile myom operasyonları, yumurtalık kistleri, bağlanmıș tüplerin açılması ve jinekolojik kanserlerde kullanılabilen laparoskopik cerrahi ve danıșanların hayatlarına sağladığı kolaylıklar üzerine konuștuk...


Rahim alma operasyonunun nedenleri nelerdir?

Rana Karayalçın: Anormal kanamalar, myom, rahim ağzı hastalıkları, rahim sarkması en önemli nedenler olarak sıralanabilir.

Yumurtalıklar da rahim ile birlikte alınıyor mu?

Jinekolojik ameliyatların büyük kısmı laparoskopi ile bașarılı olarak yapılmaktadır. Laparoskopik cerrahide kozmetik sonuçlar çok daha yüz güldürücüdür.

Rana Karayalçın: Yumurtalıkların rahim ile beraber alınması kararı bir çok duruma bağlıdır. Yumurtalık alınması kararı verildiğinde tüp de beraber alınır. Menapoz öncesi kadınlarda yumurtalıklar estrojen, progesteron ve testesteronun doğal kaynağıdır. Bu hormanlar cinsel isteğin devamını sağladığı gibi ateş basmalarını ve kemikten kalsiyum kaybını önlerler. 45-65 yaş arasındaki hastalarda yumurtalık alınmasına hasta ile konuşularak karar verilmelidir. Yaşlı,menapoz sonrası hastalarda ise ileride gelişebilecek kanser riski düşük olmasına rağmen yumurtalıklar alınır.

Myomların kadın sağlığı üzerine etkileri nelerdir?

A

meliyat olmadan önceki şikayetleriniz neydi?

Ülkü Semet: Yaklaşık bir yıldır devam eden düzensiz kanamalarım vardı. Adet dönemleri her zaman bildiğimden daha uzun ve fazla miktarda olmaya başlamıştı. Ayrıca adet dönemlerimde şiddetli ağrılarım oluyordu. Bu şikayetlerle doktora gittiğimde rahmimde 15 santimetrelik myom ve yumurtalığımda portakal büyüklüğünde kist olduğu söylendi.

Neden kapalı ameliyatı tercih ettiniz?

Ülkü Semet: Myom ve yumurtalık kisti tanısı aldıktan sonra bu hastalığın tedavisi için araştırmaya başladım. Birkaç farklı doktordan görüş aldık. Bana açık yöntemle rahmimi ve kisti almayı önerdiler ancak daha sonra Dr. Rana Hanım ile görüşmemizde operasyonu kapalı yöntem ile yapabileceğini söyledi. Daha sağlıklı ve güvenilir bir yöntem olduğunu düşündüğüm için de kapalı ameliyatı tercih ettim.

Ameliyattan memnun kaldınız mı?

Ülkü Semet: Evet. Çok memnun kaldım. Operasyondan sonra ertesi gün ayağa kalktım.Kendi ihtiyaçlarımı kendim karşılayabilir durumda idim. Bu kadar çabuk bir düzelme beklemiyordum.

Ameliyat sonrası kaç gün hastanede kaldınız?

Ülkü Semet: Ameliyat olduğum günün ertesi gün hastaneden çıktım. Ameliyat sonrası hastanede kaldığım süre 24 saat bile olmamıştır.

Günlük hayatınıza dönmeniz ne kadar süre aldı?

Ülkü Semet: Dediğim gibi ameliyattan bir gün sonra kendi ihtiyaçlarmı kendim halledebilir durumdaydım. Ameliyatın üzerinden bir hafta geçtikten sonra da normal hayatıma tamamen döndüm.

Diğer hastalara tavsiye eder misiniz?

Ülkü Semet: Kesinlikle tavsiye ederim. Ameliyat öncesinde operasyon ile ilgili korkularım çoktu. Etrafımda ameliyat olmuş kişilerin iyileşme süreçlerini görmüştüm o yüzden endişeliydim. Ancak kapalı olarak gerçekleştirilen ameliyatım sayesinde korkularımın yersiz olduğunu farkettim. Eğer bu şekilde olacağını bilseydim daha önce ameliyat olurdum diye düşünüyorum.

Rana Karayalçın: Myomlar, büyüklüklerine ve rahim içerisinde yerleştikleri yere göre adet kanamalarının düzensiz ve fazla olması, kasık bölgesinde bası hissi, sık idrar yapma gibi sorunlara neden olabilirler. Myomlar rahim iç duvarına yakın yerleşmiş ise gebe kalmada sorun yaşanabilir. Myomu olan hastalar gebe kaldığında, myom boyutu ve sayısına bağlı olarak düşük, erken doğum, sezaryen doğum ve doğum sonrası kanama riski artar. Ülkü Hanım’da olduğu gibi büyük myom ve kistleri olan ve rahmin alınması gereken hastalarda laparaskopik total histerektomi olarak adlandırılan kapalı rahim alma operasyonu gerçekleştirilmektedir. Yakın geçmişe kadar açık yöntemle gerçekleştirilen bu operasyon günümüzde laparoskopik yöntemle göbekten yapılan daha sonra fark edilemeyecek kesiden kamera yerleştirilerek ve çok ince cerrahi aletler kullanılarak uygulanabilir. Laparoskopik ameliyatların geliştirilme amacı normal hayata başlama süresini kısaltmak, komplikasyonları ve ağrıyı azaltmak ve yara izini minimuma indirmektir. Kapalı rahim alma operasyonunda, operasyon sırasında kan kaybı daha az, operasyon süresi daha kısa ve operasyon sonrası ağrı daha az olmaktadır. Myomların büyük veya birden fazla olması durumunda dahi laparoskopik cerrahi yapılabilmektedir.

Ameliyat sonrası bakımdan bahseder misiniz?

Rana Karayalçın: Ameliyat olan kadınlar bir gün sonra evlerine dönebilir., işlerine ve normal aktivitelerine daha çabuk başlayabilirler. Hastanın günlük aktivitesine en kısa zamanda dönmesi özellikle damar içerisinde pıhtı olması, akciğer enfeksiyonu ve gaz ağrısı gibi komplikasyonları engeller. Ameliyat sonrası duş alabilirler ancak enfeksiyon riski nedeni ile altı hafta süre ile vajinal tampon, seksüel aktivite ve vajinal duş uygulanmasından kaçınılmalıdır.

Jinekolojik ameliyatlarda neden laparoskopi?

Rana Karayalçın: Jinekolojik ameliyatların büyük kısmı laparoskopi ile başarılı olarak yapılmaktadır. Myom operasyonları, yumurtalık kistleri, bağlanmış tüplerin açılması ve jinekolojik kanserlerde laparoskopik cerrahi hastalara çok önemli avantajlar sağlamaktadır. Bu operasyonların önemli faydalarından birisi de kozmetik sonuçlardaki farklılıktır. Açık cerrahide karın bölgesine yapılan 10-15cm’lik kesinin operasyon sonrasında büyük bir izi kalmaktadır. Laparoskopik cerrahide ise kozmetik sonuçlar çok daha yüz güldürücüdür. Ayrıca, laparoskopik operasyonlar enfeksiyon riskinin az olması ve cerrahiyi kolaylaştırması nedeni ile özellikle obez (aşırı kilolu) hastalarda tercih edilmelidir. Türkiye’de en sık yapılan jinekolojik operasyon rahim alma ameliyatıdır ve rahim alma ameliyatlarının en sık sebebi de myomlardır. Amerika’da rahim alma operasyonlarının %30’u laparoskopik yolla yapılırken bizde bu oran %1-2’de kalmaktadır. Ülkemizde rahim alma ameliyatlarında laparaskopik yöntemin yaygınlaşması kadın sağlığı açısından önem taşımaktadır. 


davet

ALTUĞ ÇETİNKAYA, FİGEN YAMANOĞLU

TARIK ORHAN, DİDEM METİN, AHMET TÜRK, BEREN CAMALAN, ÇAĞLA AYCAN

EBRU TÜRKAY, LEYLİ ALTUNDAL

Ankara’daki 10. Yılını Kutladı Dünyagöz Hastaneleri’nin Ankara’daki açılışının 10. yıl dönümünde kutlama yemeği düzenlendi.

ȘERAFETTİN GÜNDÜZALP,HÜSEYİN KILAVUZ, NERMİN TOKTAY

248

Dünyagöz Ankara Bölge Direktörü Hüseyin Kılavuz’un ev sahipliği yaptığı kutlamada aralarında bilimsel çalışmalarıyla dünya çapında tanınan doktorların da bulunduğu medikal kadro ile hastane yönetimi ve personeli de yer aldı. Konuşmanın ardından plaket töreni yapıldı. 10. yılını dolduran personele, hizmetlerinden ötürü teşekkür plaketi verildi. Gece canlı müzik grubunun sahne almasıyla devam etti. Katılımcılar dans edip eğlenerek yoğun çalışma temposunun yorgunluğunu attı. 


0 312 385 88 50

Fidanlar İnşaat’ın Atabilge İncek Konutları’nda 5 blok 700 dairede kapı ve pencere üretim ve montajı devam ediyor.

Neva Prestij Yapı-Öz Rize Ortaklığı’nın Nevadium Konutları’nda 3 blok 764 dairede kapı ve pencere üretim ve montajı devam ediyor.

Fidanlar İnşaat’ın Atabilge Aka Konutları’nda 7 blok 34 kat 884 dairede kapı ve pencere üretim ve montajı tamamlandı.

İsterseniz 1 Pencere İsterseniz 1000 Pencere

1354. Cadde 1421. Sokak No:2 06370 Ostim-Ankara www.hatupen.com.tr | hatupen@hatupen.com.tr


SELİM GÜNDÜZ

Peyzaj Kompozisyonu Bitkilerin birbirleriyle olan uyumunu yakalayabilmek ve tercih edilen alanda en iyi kombinasyonda sunmak için hizmet veren Doruk Peyzaj’ın Sahibi Selim Gündüz ile Doruk Peyzaj’a ve peyzaj düzenlemesinde dikkat edilmesi gerekenlere dair keyifli bir söyleși gerçekleștirdik.

Doruk Peyzaj, 2001 yılında proje ve uygulama amaçlı kuruldu. 2006 tarihinden bugüne kadar “Üretim ve Fidanlık Showroom” olarak hizmete devam etmekte. Üretim alanlarımız ise Bursa Orhangazi, Ankara Gölbaşı ve Ankara İncek olarak 3 şubeye ayrılmış

durumda.

Peyzaj düzenlemesiyle ilgili bilinen en büyük yanlışlardan biri nedir?

Peyzaj bahçe planlama ve tanzimden ibarettir. Tanzimler esnasında bitkilerin iklimsel tercihleri ve bitki hacimleri, çok iyi bir şekilde hesaplanmalıdır. Uygulama sonuçları, olumsuz etkiler yaratıp çevrede görmek istemediğimiz karmaşık yapıyı oluşturabilir.

Yalnızca kurumsal olarak mı peyzaj hizmeti veriyorsunuz? Kişiye özel peyzaj düzenlemesi de yapıyor musunuz?

Elbette ki kurumsal çalışmalarımızla birlikte özel yeşil alan tanzimleri de tarafımızdan yapılmaktadır. Daha çok özel konutlar,

iş yerleri, oteller ve buna benzer tesislerin peyzaj planlama ve uygulamasını yapmaktayız.

Peyzaj düzenlemesi için bitkileri seçerken neye dikkat ediyorsunuz?

Peyzaj projelerinde öncelikle iklimsel faktörler düşünülerek uygun bitki türleri tespit edilir. Daha sonra yapılacak olan tesisin konumu ve hizmet amacı doğru belirlenip alanın en iyi şekilde kullanılması için gerekli bitkiler ve diğer materyaller planlı bir şeklide projelendirilip uygulanır.

Müşterileriniz İncek’teki yemyeşil bahçe/seranızı ziyaret ederek mi seçiyor bitkileri? İstenilen her bitkiyle peyzaj kompozisyonu oluşturuyor musunuz? İncek’teki fidanlığımızı ziyarete gelenler için bitki satışı ve uygulaması yapılmakla birlikte; satışımız ve uygulamamızın sınırları ülkemizin dışına da taşmakta. Bölgemiz dışındaki istekler için proje bazlı veya istekler doğrultusunda bizzat bölgeye gidilerek yerinde yapılan keşifle birlikte uygulamalarımız ve tedariklerimiz yapılmaktadır. Elbette ki bir kompozisyon gerekir. Alanda doğru noktalar tespit edilmeli, bitki hassasiyetleri göz önünde bulundurulmalıdır. 

advertorial

B

ize biraz Doruk Peyzaj’dan bahseder misiniz?


dekorasyon

Huzuru Hissedin

GÜRELLER AVİZE

Göz yormayan tonların iddialı tasarımlarda hayat bulmuș hali, huzuru evinize tașımaya hazırlanıyor...

GÜRELLER LAMBA

ZARA HOME AYNA

ZARA HOME PUF

KUTA HOME CARİNA CHESTER KANEPE BEYAZ

MUDO

KUTA HOME KAJU KONSOL


davet

BİRGÜL ÖSER, CANAN BÜÇKÜN, ÖZDEN ARSLAN, TÜLİN KAL ȘEKERCİ, TÜLİN ERDEN

ANGİKAD’a Özel Sunum ANGİKAD (Girişimci İş Kadınları ve Destekleme Derneği) üyeleri için Dr. Halil Öser özel bir sunum yaptı. Dr. Halil Öser, sunumunda güzellik ve bakımla ilgili ip uçları ve tedavi yöntemlerini anlattı. Katılımcılar özenle dinledikleri sunumun ardından akıllarında kalan soruların yanıtlarını alma imkanına sahip oldu. Kokteyl ile başlayan sunumun ardından üyeler Dr. Halil Öser’e teşekkür etmeyi ihmal etmedi. Hilton Otel’de gerçekleşen sunuma dernek üyelerinin yanı sıra iş ve cemiyet hayatından çok sayıda isim katılım gösterdi. 

252

HALİL ÖSER


haber

MUHARREM TUNA, NADİR ALPASLAN, SİNAN MISIRLI, BİROL AKMAN

Genel Müdür Sinan Mısırlı, ödülü Holiday Inn Çukurambar Otel adına Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan’dan aldı.

Misafir Memnuniyetinde Tescilli Otel Intercontinental Hotel Group’un parçası olan Holiday Inn Çukurambar Otel, aldığı ödüllere “Yılın 5 Yıldız Misafir Memnuniyeti Ödülü” ile bir yenisini daha ekledi.

SİNAN MISIRLI

2018 yılında İngiltere’de gerçekleşen ödül töreninde Holiday Inn Çukurambar Oteli’nin Genel Müdürü Sinan Mısırlı, “Yılın Oteli” ödülünü teslim almıştı. Anadolu Ankara Turizm İşletmecileri Derneği (ATİD)’nin Turizm Akademisyenleri Derneği (TUADER) ile birlikte düzenlediği, 2018 Yılı Turizmde Ankara’nın En’leri Ödül Töreni’nde başarılarına bir yenisini ekleyerek Holiday Inn Çukurambar Ankara, 5 Yıldızlı Oteller arasında En İyi Misafir Memnuniyeti Ödülüne de layık görüldü. TripAdvisor, Booking, Expedia gibi online kanalların Misafir Memnuniyet Ortalaması alınarak hesaplanan değerlendirmede Holiday Inn Çukurambar Ankara Otel’inin böylelikle misafir memnuniyeti konusundaki başarısı da tescillenmiş oldu. 


renkli yaşam

DANİLO ZANNA

Yeni Sayfalar, Yeni Maceralar İtalya’dan Türkiye’ye gelen ve burada yepyeni bir hayat kuran İtalyan Șef Danilo Zanna, TV sunucusu, executive chef, oyuncu ve üniversitede öğretmen olmanın yanı sıra MAG Okurları için tecrübelerini, tutkularını ve modaya, yemeğe, seyahate dair tavsiyelerini yazmaya hazırlanıyor...

B

enden MAG dergisinde yazmamı rica ettiklerinde, ilk başta gülümsediğimi inkar edemem. 6 yıldır Türkiye’de yaşıyorum ve beni televizyondan tanıyanlar, Türkçemin çok renkli olma eğiliminde olduğu biliyor. Tüm Türkiye’de aylarca seyahat ettim; ancak bazı küçük dilbilgisi eksikliklerim var bu yüzden çevremdekileri araştırdım, elbette ki bana Türkçeyi doğru öğretmeleri için değil, yardım etmeleri ve yıllarca sürecek çevirilerimi gözden

254 magdergi.com.tr

geçirmeleri için aradım. İfade etmek istediklerimi daha iyi bir şekilde okuyuculara geçirebilmek için önce ana dilim olan İtalyanca yazıyorum, sonra Türkçeye çeviriyorum. Takım hazır... Başlayabiliriz. İtalyan Şef... Genelde beni bu şekilde tanıtıyorlar ve doğal olarak, makalelerimde gastronomi dünyasında sürekli gelişen, son zamanlarda daha hızlı çalışan bu dünyayı derinleştirmek için


mesleğimi kullanmaya çalışacağım. Teknikler, yeni kavramlar ve yeni trendler... Son on yıldır yemek yemek, gerçekten bir yaşam tarzı haline geldiği için yediği yemeğin türüne, çeşidine ve yaşam tarzına bakarak bir insan hakkında çok fazla şey söylenebilir. Yemekler artık tat almanın ötesinde, sosyalleşmenin de merkezine oturmuş durumda. Buluşma noktaları önceden meydanlar iken şu anda bu alanlar yerini restoranlara bıraktı. Kaçınız hala izole bir yerde buluşuyor artık? Elbette özellikle yeni nesilden bu soruyu cevaplamaları dahi beklenemez. Bu nedenle, bugün için bir restoranın dekoru ve konsepti en az menü kadar önemli. Aslında menüler, özellikle son on yıldır Türkiye’de yerel tercihler yerine (bu yavaş yavaş yön değiştirse de) misafirlerine küresel bir seçenek sunmaya çalışıyor. Türk mutfağı her ne kadar lezzetli olsa da artık işletmecilere yetmiyor. Türk mutfağının yanında hamburger (Amerikan menşeili), noodle (muhtemelen bol miktarda soya sosu ile), İtalyan tarzı ravioli ve İspanyol usulü cheesecake (San Sebastian) araştırılıyor. Kısacası, menüler artık çok daha kafa karıştırıcı bir hale geldi. Çocukken bir yere yemeğe gidince annem, o bölgeye ait yemek sipariş ederdi. Eskilerde böyle gelenekler vardı. Gaziantep’e gidince baklava yemek gibi... Artık orada yaşayan yerlileri çekmiyor; fakat tatile giden turistler için hala geçerli.

Biz de hem mutfak dünyasını, konseptleri ve malzemeleri hem de sürekli değișen konuları takip etmeye çalıșacağız birlikte. Belki bir șef gözüyle takip etmek, daha da kolaylaștırabilir ișleri...

Kısacası, daha önce de belirttiğim gibi küreselleşme, mutfak dünyasında önemli bir etki bıraktı ve bırakmaya da devam ediyor. Biz de hem mutfak dünyasını, konseptleri ve malzemeleri hem de sürekli değişen konuları takip etmeye çalışacağız birlikte. Belki bir şef gözüyle takip etmek, daha da kolaylaştırabilir işleri...Tabii ki bu sayfaları sadece işime adamak istemiyorum, tutkularımı paylaşmak için de için yazıyorum. En büyük tutkum ise moda. İtalya’nın modanın klişesini biliyorum, İtalya’da bir atasözü var “L’abito non fa il monaco.” (Kıyafet senin kim olduğunu göstermiyor.) Bu, belki doğru olabilir fakat doğru şekilde giyilen bir elbise, her şeyden önce kendini iyi hissetmede, aynı zamanda kendini başkalarıyla kıyaslamamakta ve gidilen mekana göre şık olabilme açısından yardımcı olabilir. Kıyafetlerin yanı sıra saatler ve aksesuarlar gerçek birer özel dokunuş. Genel görünümü tamamen değiştirebilecek nesneler. Gardırobunuzdaki eski kıyafetlerinizi terzinize yaptıracağınız küçük dokunuşlarla yenileyip şık bir sneakers ve hoş aksesuarlarla bambaşka bir hale getirebilirsiniz mesela. İşin aslı, sadece son sezonun eğilimlerine göz atmakla kalmayıp aynı zamanda basit fikirlerle ve ekonomik bir şekilde stilinizi somutlaştırmaya çalışabilirsiniz. Bazı trendleri görmek güzeldir fakat aynı zamanda sürekli takip etmek, ekonomik açıdan büyük bir yük olabilir. Trendleri takip etmek ve modaya uyum sağlamak, birkaç küçük numara ve moda alanında uzman insanların müthiş tavsiyeleriyle daha kolay bir hal alabilir. Giorgio Armani’nin de dediği gibi “Şıklık fark edilmek değil, hatırlanmaktır.” Tatile çıkmak için kaç gün kaldığını sayanlar ellerinizi kaldırın! Yazın gelmesiyle birlikte, olduğunuz yerden ayrılma arzusu ve haklı bir dinlenme ihtiyacının tadını çıkarmak için her şeyi geride bırakabilirsiniz. Kendi rutininizden sıkıldığınızda bir macera yaratabilirsiniz bu sayfalarda yer vereceğim gezi rotalarıyla. Bu nedenle, gezme sebepleriniz benim yaratacağım tema için oldukça önemli. Tüm aile ile birlikte bu anların tadını çıkarmak için seyahat etmekle alakalı bütün püf noktaları, problem yaşamadan gidebileceğiniz yerleri sizinle paylaşacağım... Tatile gidememek kötü

ancak kötü bir tatil yapmak bundan daha da kötü. Çantalarınızı toplayın, gidiyoruz... Kısacası, bu sayfalar benim! Onları sevdiğim her şeye; müziklere, kitaplara, sanata ve daha pek çok şeye dahil etmek için kullanmak istiyorum. Doğrusunu söylemek gerekirse, en büyük tutkularımız sanattan doğar ve sevmekten daha büyük bir sanat yoktur. O zaman, sevince sanatla tamamlanıyoruz ve bu sayfalarda tam olarak bahsedeceğim şey de bu! Ciao! 


davet

ARDA YURTSEVER

VELİ-NERMİN SARITOPRAK

NEZİH ALLIOĞLU

BESİYAD 3. Yılını Kutladı Beşiktaşlı Sanayici İş İnsanları ve Yatırımcıları Derneği, 3. yılını Beşiktaş Jimnastik Kulübü Başkanı Fikret Orman’ın da katıldığı bir baloyla kutladı. Bilkent Otel ve Konferans Salonu’nda düzenlenen baloya Dernek Başkanı Ahmet Münir Yaşar ve yönetim kurulu üyeleri ev sahipliği yaptı. Geceye dernek üyelerinin yanı sıra birçok davetli ve sivil toplum dernek temsilcisi de katıldı. Kısa bir konuşma yapan Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, “Önemli olan Beşiktaş’ın duruşudur, marka değeridir. Hep beraber ona sahip çıkmamız gerekiyor. Beşiktaş’a ve bizlere sahip çıktığınız sürece de bu iş daha büyüyerek devam edecektir’’ dedi. Yapılan konuşmaların ardından üyelere plaket takdimi yapıldı. 

AHMET MÜNİR YAȘAR


BANU-NURULLAH GÜLSEVİN

NURAY-ÜNSAL TURGAY

KUTLU TAMAY

İș ve spor dünyasından konukları ağırlayan davet, renkli anlara ev sahipliği yaptı. YAZGÜLÜ MADAK

İSMAİL-ÖZGE ÖĞÜN

OĞUZHAN KABASAKAL


karma

Hayatı Basitleştir

Özgür Aksuna

ozgur@ozguraksuna.com www.ozguraksuna.com

B

Hayat her geçen gün daha karmașık ve süratli hale geliyor. Yenilikler ve ilerleyen teknoloji beraberinde daha çok bilgi, daha çok insan, daha çok eșya șeklinde hayatımıza dahil oluyor. Bu aralar o kadar çok hayatı sadeleștirme ve daha az eșyayla daha küçük evlerde yașama fikri duyuyorum ki... Sadelik ve basit yașam yeni moda olacak gibi gözüküyor...

asit bir yaşam, günümüzde adeta bir sanat icra etmek gibi çünkü dış etkenler ve yaşam akışı bunun tamamen tersine işliyor. Hayatınızı basitleştirerek öncelikle kazanacağınız şey, günümüzün en değerli mücevheri “zaman” olacak. Basit yaşam sayesinde, bizim için gerçekten önemli olan şeylere ayırdığımız kaliteli zaman da büyük oranda artacak.

Hayır’da Hayır Vardır

Basit Hayat İçin Ne Yapmak Gerekir?

Düzen Sağlamak

Hayatımızı basitleştirmenin iki yolu vardır; hedefimizi belirlemek ve zaman hırsızlarımızı tespit etmek, dikkatimizi dağıtan ne varsa yapabildiğimiz kadar hayatımızdan çıkarmak. Öncelikleri belirlemek gerekiyor hayatımızda. Her şeye ve her yere gidemeyeceğimizi kabullenmek şart. Temel konuların dışında kalan şeyleri belirlediğimiz zaman yol almaya başlıyoruz.

Dikkat Dağıtan Etkenleri Azaltmak

Şehir içinde en büyük problemlerden birisi gürültü kirliliği. Dikkatimizi dağıtır, karmaşa yaratır... Bu noktada ilk yapılması gereken şey; mümkün olduğunca televizyonu ve interneti kapalı tutmak. Bunu yapmaktan kaçıyorsanız arkasındaki sebep çok net; kendimizi dikkat dağıtıcılarla oyalayarak kendimizden ve düşüncelerimizden kaçmaya çalışıyoruz.

Hayata Karşı Net Olmak

Netlik, sadeliği oluşturur. Hayatımızdaki belirsizliği azaltmak ve daha fazla hayatımızı netleştirmek için gerçek hedefler belirleyebiliriz. Böylece neyi gerçekten istediğimizi belirlemiş oluruz. Net bir hedef belirlediğimiz anda, bunun hayatımızdaki en önemli şey olduğunu görecek ve inanın mutlu olacaksınız.

Sadece Önemli Şeylere Zaman Ayırın

O kadar alışmışsınız ki koşturmaya ve mücadeleye... Biraz sakinleşmeye başlayınca bir şeyler eksikmiş gibi hissedeceksiniz. Meşguliyeti azaltmak, ilk zamanlarda biraz zor gelebilir. Öncelik sıralaması yapmadan beynimize ekleyeceğimiz her bir madde, beynimizin otomatik olarak “Yapılacak bir sürü iş var.” düşüncesine kapılmasına neden olur. Önceliklerimizi mutlaka belirlemeli ve “Yapılacak İşler Listesi”ni gerçekçi ve net bir şekilde hazırlamalıyız.

258 magdergi.com.tr

Yangında ilk kurtarılacaklar listesini iyi yapmadıysanız ve çalışmadıysanız ne kadar uğraşırsanız uğraşın o zamanı yönetemez ve verimli kullanamazsınız. Önemsiz işlere “hayır” diyebilmemiz gerekiyor. Amaçlarımız ve önceliklerimizle örtüşen güçlü ve odaklı bir “evet”, başarının anahtarıdır.

Bulunduğumuz her ortamda bir düzen oluşturmak, çok daha basit yaşamanızı sağlayacaktır. Üretmek için düzenli ve sade bir ortama ihtiyaç duyarız. Dikkat edin, fikir ve proje üreten insanların oldukça sade ve mütevazı şartları vardır. Zihniniz dağınıksa çalışma masanız ve gardırobunuz da dağınıktır. Çalışma masamızın üzerini temizlemek, gereksiz her şeyden kurtulmak zihninizdeki bir çok gereklilikten de kurtarır sizi. Bilgisayardaki masa üstünü temizlemek, dosyaları ve belgeleri bir araya toplamak, mailleri organize etmek size zaman kazandıracaktır. Bir şey satın almadan önce, dikkatinizi dağıtacak ne varsa onlardan uzak durmak, doğru kararı vermenizi sağlayacaktır. Hayatımızda mümkün olduğunca az eşya bulundurmak da aynı şekilde fayda sağlayacaktır. “100 Eşya İle Yaşamak” kitabının bunun için iyi bir örnek olduğunu ve dünyada bir akım haline geldiğini de belirtmeden geçemeyeceğim.

Sessizliğin Zenginliğini Yaşa

Sessizlik artık büyük bir lüks oldu hepimiz için. İnsanlar şehirden uzak, yakıt parasını ve zaman kaybını göze alarak uzak yerlerde yaşamaya başladı. Kendimizle baş başa kalmanın mutluluğu, bir başka değer hepimiz için. Sessizlik zamanları oluşturun, gün içinde belli saat dilimlerini sessiz geçirin. Ne kadar iyi geldiğini göreceksiniz. Basit yaşam sürmek, bu devirde biliyoruz ki hiç de kolay değil. Bu yönde bilinçli ve istekli bir çaba sarf etmemiz ve önceliklerimize sadık olmamız gerekiyor. Böylece; basit, anlamlı ve daha mutlu bir hayat yaşayabiliriz. Bana @ozguraksuna sosyal medya hesaplarından ve www.ozguraksuna.com adresinden ulaşabilirsiniz. 



davet

NESLİHAN AKTEPE

AFİTAP AKINCI

DİLȘEN KARA

SEHER NİGİZ

NURTEN GÜRDOĞAN

Birlikte Doğum Günü Kutlaması İş ve cemiyet hayatının sevilen isimleri Ahsen Demirci ile Nermin Kılınçarslan doğum günlerini birlikte kutladı. Beril Çavuşoğlu’nun organize ettiği ve yakın arkadaşlarının katıldığı doğum günü yemeğinde Ahsen Demirci ile Nermin Kılınçarslan yeni yaşlarını birlikte kutladılar. “Balık” burcu olan Demirci ve Kılınçarslan, balık şeklinde olan pastalarının mumlarını da beraber üflediler. İkili kısa bir konuşma yaparak arkadaşlığın ve sevginin önemine değinerek katılan herkese teşekkür ettiler. 

260

NERMİN KILINÇARSLAN

AHSEN DEMİRCİ


YEȘİM BELLİ

TUBA GÜNEBAK

TÜLAY KAYA

ESRA ARAT

SERPİL TÜFEKÇİ

Yakın arkadaș olan Ahsen Demirci ile Nermin Kılınçarslan’ı dostları bu özel günlerinde yalnız bırakmadı. BERİL ÇAVUȘOĞLU, AYSU YAVUZ, PERİHAN UYAR, AHSEN DEMİRCİ, NERMİN KILINÇARSLAN, FUNDA BEKİȘOĞLU, ZEHRA ÇELİK


beslenme

Dilara Koçak

dilarak@magmedya.com.tr

Ramazanı Rahat Geçirmeniz İçin 5 Öneri Duydunuz davulun sesini ve 11 ayın sultanı Ramazan geldi… İftar sofrasında çeșit çeșit tatlıların, birbirinden lezzetli yemeklerin olduğu, hatta çoğu zaman masadan midemiz dolu kalktığımız, nasıl beslensem de midemi rahatsız etmese dediğimiz zamanlardayız. Tabii ki her ramazanda olduğu gibi bu ramazan ayını da boș geçmedim ve size bu güzel ayı rahat geçirmeniz için 5 öneriyle geldim.

262 magdergi.com.tr


S

ahuru atlamayın

Sahurda sadece su içerek niyetlenmek veya hiçbir şey yemeden yatmanın son derece zararlı olduğunu her Ramazan ayında altını çiziyorum. Çünkü gün boyunca alamadığımız besin ihtiyacımızı karşılamak zorundayız. Sahur yapmak, bu noktada ihtiyaçlarımızı karşılamaya yardımcı oluyor. Karbonhidrat, protein ve yağ açısından dengeli bir öğün, hem uzun süre tok kalmamıza hem de günü açlık ve susuzluk açısından rahat geçirmemize yardımcı oluyor. Yapılan çalışmalarda da sahura kalkılmadığı zaman açlık süresi daha da uzadığı için gelişen hipogliseminin yorgunluk, baş ağrısı, unutkanlık ve halsizlik gibi belirtilere neden olduğunu gösteriyor. İftardan sonra hissedilen uyku hissi, çoğu zaman uzun süreli açlık sonrası birden besin tüketmemizden ve kan şekerimizin aniden yükselmesi sebebiyle oluyor. Bunların yanında Ramazan’da dengeli beslenmeyen ve sahura kalkmayan kişilerde; kan şekeri düşüklüğü, sindirim zorlukları, mide ve bağırsaklarda gaz birikimi, ani tansiyon yükselmesi yaşanabiliyor.

Sahurda ve iftarda midenizi rahatsız etmeyecek besinlere ağırlık verin

İftar ve sahurda yaptığınız besin seçimleri de uyku kalitesini ve uykuya geçişi etkileyebiliyor. Bazı besinler uykuya dalmamızı kolaylaştırıp uyku kalitesini artırırken bazıları da uyku kalitesini düşürebiliyor, sindirim güçlüğü hazımsızlığa yol açıp uykuya geçişte zorlanmaya sebep olabiliyor. Uykuya geçişi zorlaştıran besinler arasında sahurda yenilen hamur işleri, kızartmalar, yağlı börekler, gece yatmadan önce yenilip yatıldığı için sabah midenizde ağırlık, ekşime, yanma ve hazımsızlık hissetmemize sebep oluyor. O yüzden sahurda kahvaltılık ürünlerin tüketiminin olması hem midenizi rahat ettirir hem de rahat bir uyku uyumanıza yardımcı olur. İftarda ise orucunuzu yine kahvaltılık ürünlerle açmanız ve biraz bekleyip ardından bir çorba ile devam etmeniz midenizi rahatsız etmeyecektir. Yine iftarda yağ içeriği yüksek besinlerden uzak durmanız iftar sonrası hazımsızlık şikayetinizi hafifletecektir.

Beslenmenizde su içeriği yüksek besinlere yer verin Oruç tutarken susuzluğa karşı alınacak önlemlerden birisi de su içeriği yüksek sebze ve meyvelerden faydalanmak. Sahurda lif ve su içeriği yüksek besinlerden domates, salatalık, maydanoz gibi sebzelere beslenmenizde yer verebilirsiniz. Yine su ve lif içeriği yüksek meyvelerden çilek, elma ve erik gibi meyvelere porsiyon kontrolüne dikkat ederek tüketebilirsiniz.

Lif alımınızı arttırın

Ramazanda öğün sayısı azaldığı için sebze ve meyve tüketimi genellikle ihmal edilir. Durum böyle olunca lif alımımızda oldukça azalır ve bağırsak hareketlerimizde yavaşlama görülür. Bunların üzerine hareketsizlik eklendiği zaman kabızlık problemi yaşayanların sayısı gittikçe artıyor. Bu sebepten dolayı yine sahurda kuru meyve tüketimini arttırmanız, iftarda tahıl içeriği yüksek çorbalara ve bol yeşil yapraklı sebzelerle hazırlanmış salatalara ve sebze yemeklerine iftar sofranızda yer vermeniz ve iftardan sahura kadar geçen zamanda ara öğün olarak 1 porsiyon meyve tüketmeniz bağırsak sağlığınızın korunmasına yardımcı olacak ve kabızlık şikayetinizi hafifletecektir. Ayrıca Ramazan’da gün içinde tüketemediğiniz suyu, iftar ve sahur arasındaki sürede mutlaka tüketmeye özen gösterin. Kabızlık sorunu için ayrıca bitki çayları veya kuru meyvelerle yapılmış şekersiz hoşaflar da iyi bir alternatif olabilir. Özellikle kuru kayısı ve erik hoşafı iftardan sonra hissedilen tatlı ihtiyacınızı da azaltacaktır.

Ramazan’da dengeli beslenmeyen ve sahura kalkmayan kișilerde; kan șekeri düșüklüğü, sindirim zorlukları, mide ve bağırsaklarda gaz birikimi, ani tansiyon yükselmesi yașanabiliyor.

Yağlı tohumlara ağırlık verin

Dengeli protein, karbonhidrat ve yağ içeriğiyle süt yoğurt grubu, yumurta, yüksek lif içeriğiyle tam tahıllar ve yağlı tohumlarda uzun süre tokluk hissi sağlayan besinler arasında yerini alır. Yağlı tohumlar içerdiği sağlıklı yağ asitleriyle tokluk hissi sağlarken aynı zamanda kan şekerini dengelemeye yardımcı oluyor. Bu nedenle. Ramazan’da sahur veya iftar sofranıza koyacağınız 3 - 4 adet ceviz, 10 - 15 adet fındık veya badem ile hem uzun süre tok kalacak hem de E vitamini, magnezyum, potasyum, çinko ve bakır gibi çeşitli vitamin ve minerallere beslenmenizde yer vermiş olacaksınız. 


düğün

Dedemen ve Uzun Ailelerinin Mutlu Günü Doğuş Kozmetik Yönetim Kurulu Başkanı Ankaralı genç İş Adamı Ömercan Dedemen ile Modacı Gözde Uzun hayatlarını birleştirdi. Arkadaş ortamında başlayan ilişkilerini dört ay önce nişanlanarak taçlandıran genç çift, Sheraton Otel’de gerçekleşen görkemli bir düğünle hayatlarını birleştirdi. Gözde Uzun imzası taşıyan gelinlik büyük beğeni topladı. Damatlık tercihini Vakko’dan yana kullanan çiftin düğün organizasyonunu ise SNS Organizasyon üstlendi. Çift, balayı rotasını Dubai ve Maldivler olarak belirledi. 

264


KERİM, AYDIN, SEMA UZUN, GÜLȘEN-AHMET DEDEMEN

Genç çifti, hayatlarını birleștirdikleri mutlu günlerinde ailesi ve dostları yalnız bırakmadı. MELTEM AYSOY

EFE-ÇAĞLA BEZCİ

İBRAHİM-CEYDA TARMAN


düğün

PELİN-OĞUZHAN KABASAKAL

266

MELİKE KULİ YARDIMCI

SEDA DİLBER

MURAT-ELİF DAMGACI

BURAK-BÜȘRA PAȘAOĞLU

LEZGİN-ELİF TAȘDEMİR


ERDOĞAN- SİBEL KOȘAR

SERAP ERDEM

DİDE-BARIȘ ÖZÇELİK

Sheraton’da gerçekleșen düğüne katılan davetlilerin șıklığı göz doldurdu. EBRU-EVREN KÜÇÜKBAȘKAN

FERAHNAZ KABOĞLU

ȘULE-BEKİR AKAR


dekorasyon

Ozan Ekși

ozaneksi@magmedya.com.tr

MANUTTI

Rahatlığı Merkezine Alan Dış Mekan Tasarımları Açık havaya tașınma vakti! Havada dolașan yüksek enerji, dıșarıda geçirilen zamanın çoğalmasıyla paralel gidiyor. Sem Collections, ev yașamına baharla birlikte taze nefesler katacak ve her metrekarede daha dinç, daha keyifli ve daha sıcakkanlı hissettirecek tasarımlarla yeni sezona “Merhaba!” diyor...

268 magdergi.com.tr


Doğayla iletișim halinde olmanın faydaları bilimsel olarak kanıtlanmıș bir gerçek. 2019 trendlerine baktığımızda açık hava yașam alanlarının dekorasyonu her zamankinden daha fazla önem tașıyor.

AIR BLACK- MANUTTI

G

üneşin sıcak yüzünü göstermesiyle dış mekanlarda geçirdiğimiz zaman uzadı. Kasvetli ve soğuk kış aylarının ardından, tıpkı sizin gibi evinizin de canlanmaya ve yenilenmeye ihtiyacı var. Evin perdelerini pencereden alıp bahçe duvarına taşıdığınızı hayal edin. İzin verin bahçeniz dışarıda kalmasın, evin bir parçası haline gelsin. Doğayla iletişim halinde olmanın faydaları bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçek. 2019 trendlerine baktığımızda açık hava yaşam alanlarının dekorasyonu her zamankinden daha fazla önem taşıyor. Açık hava alanlarına yönelik mobilyaların iç mekanlardaki tasarımlardan tek farkı; hava koşullarına uygun materyal ve tekstillerden oluşan kostümlerini giymeleri, sahnelerini ise açık havaya taşımaları. Ortaya çıkan dekorlarda ise bir taraftan iç mekanları kasıp kavuran retro stilin yansımalarına, diğer taraftan da bu değerli gezegenin bizim yardımımıza ihtiyacı olduğunun bilincinde olan birçok firmanın çevreye zarar vermeden ürettiği harika tasarımlara rastlıyoruz.

SIENA TOWEL RACK - MANUTTI

Konformist detaylarıyla yeşilin ortasında yıldızı parlayan lüks mobilya üreticisi Manutti, bahçelerde keyif rüzgarları estirmeye hazırlanıyor. Şık ve konforlu tasarımları ile sizleri huzurlu bir yaşam biçimine davet ediyor. Minimalist çizgiler, geometrik örgü desenleri ve natürel renklerden oluşan ürünleriyle dekorasyonda farklılık yaratmak isteyenler için pek çok alternatif sunan Manutti’nin bahçe, teras, mutfak, havuz başı gibi pek çok mekanda kullanabileceğiniz ürünleri mevcut. Doğaya dönme arzusunda olanlara gerekli ilhamı veriyor. Dayanıklılık ve estetikten ödün vermeyen tasarımlarıyla açık havada tüm koşullara kolaylıkla uyum sağlayabilen koleksiyonları, ergonomik yapısıyla da ön plana çıkıyor. Tik, sentetik rattan ve alüminyumu profesyonel işçilikle harmanlayan marka; biçim, renk, derinlik gibi detayları takipçilerinin tercihlerine uygun şekilde kurguluyor. Bahçenizin en güzel köşesine yakışacak oturma gruplarından, uzun yemek sohbetlerine eşlik edecek yemek masalarına, güneşin tadını çıkartacağınız şezlonglardan yumuşak bir rüzgar eşliğinde kendinizi bırakacağınız puflara geniş bir ürün yelpazesi sunuyor. Yalın formları ve sakinleştirici renk skalası, dış mekanların dinginlik ihtiyacını da karşılıyor. Tamamlayıcı aksesuarlarıyla açık hava için aradığınız her şeyi aynı çatı altında bulabilmenize olanak tanıyor.

PRATO BENCH - MANUTTI

Evlerin dış dünyaya açılan kapısı balkonlar, gökyüzüne dokunan teraslar, doğadaki keyif köşeleri dekoratif bahçeler ve tatili ayağınıza kadar getiren havuzlu alanlar için erken hazırlık vakti, keşfetmeniz gereken tasarımlar var! 

MINUS DINING TABLE - MANUTTI


düğün

Büyük Aşkta Mutlu Son İsmail Fırat Çevik ve Merve Dönmez gerçekleştirdikleri şık nikah töreni ile dünya evine girdi. Turizm sektörünün öncü firmalarından Saltur’un sahibi İsmail Fırat Çevik ve yine turizm sektöründe faaliyet gösteren Merve Dönmez aralık ayında nişanlanarak evliliğe ilk adımı atmışlardı. Şahitler huzurunda büyük bir mutluluk ile “Evet” yanıtını veren çift, ilk danslarının ardından tebrikleri kabul etti. Çift balayı olarak Güney Amerika turu düşündüklerini dile getirdi. 

270


OĞUZHAN KABASAKAL

MÜGE DÖNMEZ

ECE SUNA ÖZDEMİR, KADİRCAN ATALAY

ALİ-MELEKȘAN DÖNMEZ

ELİF ATİLLA

BİLSEN-MAHMUT ÇEVİK

NEZİH ALLIOĞLU


davet

ÇAĞLA-EFE BEZCİ

ARZU BEYAZIT

DEMET-TÜRKER NASLI

Arkadaşlardan Sürpriz Parti KAM A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Berkan Baykam’a arkadaşları Divan Otel Ankara’da sürpriz bir doğum günü partisi düzenlendi. Divan Otel Ankara’da gerçekleştirilen doğum günü partisi Berkan Bey’in mekana gelmesinin ardından başladı. Gece boyunca müzik eşliğinde eğlenen davetliler, gecenin ilerleyen saatlerinde Berkan Bey ile birlikte pasta kesti. Partiye iş ve cemiyet hayatının tanınan simaları katılım gösterdi. 

272

BERKAN BAYKAM, ELİZ ȘAHİN


COMICS & ART FESTIVAL

İLLÜSTRASYON

ÇİZGİ ROMAN

ANİMASYON

STREET ART

FANZİN

SÖYLEŞİLER

25-26 MAYIS

BİLKENT CENTER Organizasyon:

Biletler:

Ana Sponsor:

#acaf


haber

CAN AĞIM-SİNEM GENİȘ-CEREN YALAZOĞLU KARAKOÇ

Yaza ve Gelinlere Özel Makyaj Önerileri Güven Sağlık Grubu tarafından düzenlenen Bahar Festivali kapsamında makyaj trendleri Sinosha sponsorluğunda konușuldu. Yaza damga vuracak gelin makyajı önerilerinin anlatıldığı konușmada gelinlere özel tüyolar verildi.

S

inosha, Güven Çayyolu Sağlıklı Yaşam Kampüsü’nde düzenlenen Bahar Festivali’nin kozmetik dalında sponsoru oldu. Fransa’da üretilen ve ürün gamı ile ilgi çeken markanın yüzü başarılı Oyuncu Ceren Yalazoğlu Karakoç ve Makyaj Sanatçısı Memet Can Ağım, 2019 makyaj trendlerini anlatarak canlı uygulama ile doğru makyaj tekniklerini gösterdi.

Küçük gözleri daha iri göstermek için yapılan uygulamaları aktaran Ağım, gölgelendirme teknikleri hakkında da bilgi verdi. Yüzü, burnu incelten ve elmacık kemiğini belirginleştiren uygulamalar üzerinde de duran makyaj sanatçısı “Yanağın en alt kısmında hat çıkarmak amacıyla yüzümüzü daha ince göstermemiz mümkün. Bu uygulamalar,ın cilt tonlamasına uygun olarak yapılması gerekiyor.” dedi. Gelinlerin en özel anlarında dikkat etmesi gereken noktaları da kaydeden Ağım, “Yapılan ıslak makyaj uygulamaları kalıcılık noktasında gelinleri sıkıntıya sokabilir. Olabildiğince kalıcılık ve doğallıktan yana olunmalı.” önerisinde bulundu.

“Küçük göz irileştirmek için kesinlikle göz içine uygulama yapılmaması lazım.” ifadelerini kullanan Can Ağım, “Yapılacaksa da açık renk ama kesinlikle beyaz uygulama yapılmamalı, ten rengi uygulamalar kullanılmalı. İri gözlerde daha dumanlı makyaj üzerinde gidilmeli. Göz üstünü ne kadar aydınlatırsanız göz, o kadar aydınlanır.” diyerek dikkat edilmesi gereken püf noktaları paylaştı. Mat rujda en büyük sıkıntının kalıcılık olduğunu söyleyen Can Ağım, lipglossların günlük kullanım için daha uygun olduğunun altını çizdi. Göz altı uygulamalarında en çok yapılan hataları da aktaran makyaj sanatçısı, “Türk kadınlarının yaptığı en büyük hata sarı alt tonlu ürün kullanmak. Pembe alt tonlu ürünler göz altına uygulandığında daha güzel ve doğal duruyor. Beyaz uygulamalar zıt renk olduğu için uygun olmuyor. Gün sonunda renkler griye dönüyor.” ifadelerini kullandı. Amerika, Orta Asya Ülkeleri, Rusya ve Avrupa ülkelerinde faaliyet göstermek için tasarlanan Sinosha’nın ürün gamını yakından takip etmek için; https://www.sinosha.com/ adresini inceleyebilir, sinoshabeauty Instagram hesabını takip edebilirsiniz. 


haber

Paşabahçe Panora Yenilendi Paşabahçe Mağazaları, Panora AVM’deki mağazasını, yenilenen yüzüyle ziyaretçilerle buluşturdu. 2007 yılından bu yana Ankara’nın gözdesi Panora AVM’de yer alan Paşabahçe Mağazaları; yenilenen mimarisi ve daha geniş ürün gamı ile alışveriş keyfini ve ayrıcalığını bir arada sunuyor. Paşabahçe Mağazaları, yenileme çalışmaları kapsamında müşterilerine daha kaliteli ve konforlu hizmet vererek daha fazla çeşit sunabilmek için satış alanını büyüttü. Büyüyen satış alanı ve mağaza formatındaki yeni düzenlemelerle beraber bu mağazadaki ürün çeşidi 4 bin 500’ü geçti. 

MiiN İlkbahar- Yaz Koleksiyonu MiiN markasının mayıs ayında Anneler Günü’ne özel sezon ürünlerinde yapacağı yüzde 20 net indirim için Panora’yı ziyaret edebilirsiniz. Siyah ve beyaz odaklı tasarımları koleksiyonuna taşıyan MiiN, İlkbahar - Yaz 2019 sezonu için renk paletine gece mavisini de ekliyor. Ergonomi kumaşları deri ve organze detayları ile bir araya getiren MiiN’ in koleksiyonuna dahil ettiği parçalar arasında tulumlar, elbiseler ve şalvar pantolonlar da var. Tasarımcının İlkbahar - Yaz 2019 koleksiyonuna Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nden ulaşabilirsiniz. 


davet

Bilkent Sports International’da Zumba Festivali Sports International Bilkent, “Zumba Festivali” ile Türkiye’nin dört bir yanından gelen katılımcılar ile unutulmaz bir hafta sonu yaşattı. 30’dan fazla ekibin sahne aldığı Zumba Festivali’nde dans severler müzik eşliğinde stres atma şansına sahip oldu. Zumba Master Trainer’ı Didem Zeybek’in sahne alması ile eğlence ve coşku zirve yaptı. Dört saat aralıksız dans eden katılımcılar, zumba eşliğinde kalori yakarak yaza hızlı bir giriş yaptı. Sports International Bilkent tesisinde gerçekleşen Zumba Festivali’ne katılım oldukça yoğun oldu. 

276

DİDEM ZEYBEK



davet

CİHAT-MARİNA POÇON ELENA ÖZEL

ELENA ELENİNA

Görkemli Bahar Balosu Ankara’da yaşayan Rusya, Ukrayna, Moldova ve Belarus gibi ülkelerin vatandaşları, Swissotel’de düzenlenen Bahar Balosu’nda bir araya geldi. Rus Kültür Derneği işbirliği ve Estetik International’ın katkılarıyla düzenlenen baloya çok sayıda davetli katıldı. Dernek Başkan Yardımcısı Natalia Cantaş, açılış konuşmasında dernek olarak Ankara’da yaşayan ve Rusça konuşan ülkelerin vatandaşlarına yönelik çalışmalar yaptıklarını, ülkeler arası diyaloğun gelişmesine katkı sağlamayı amaçladıklarını aktardı. Sunuculuğunu Lola Sağıroğlu’nun üstlendiği gecede Inna Kaverina’nın canlı müzik performansıyla keyifli anlar yaşandı.  KATI ÇELİK, IRYNA STUPAK, NATALIA CANTAȘ


haber

Ayhan Tekin Orkestrası’na Taze Yorum Etnik ve caz kültürünü harmanlayan Ayhan Tekin Orkestrası’nın efsane şarkıları, Dilek Hanım’ın sesinden tekrar yorumlandı. Ayhan Tekin Orkestrası’nın canlı olarak kaydedilen şarkıları, farklı stüdyo teknikleri kullanılmadan doğal haliyle albüme yansıtılmaya çalışılmış. “Tango”, “Yeşilçam”, “Hayallerim” adlı şarkılardan oluşan 3’lü single’ın besteleriyle beraber Tango ve Yeşilçam’ın sözleri Ayhan Tekin’e ait olup Hayallerim’in sözlerini Dilek Hanım’ın yazdığı üçlüde, “Eski Tadında Yeni Şarkılar” konseptinden yola çıkılmış. 

“Lezzetin Rotası” Okuyucularla Buluştu Süreyya Üzmez’in beşinci kitabı “Lezzetin Rotası”nın imza günü Tunus Caddesi’nde gerçekleşti. Süreyya Üzmez’in uzun yıllardır Milliyet Cadde’de kaleme aldığı köşe yazıları ile Türkiye’deki ve dünyadaki farklı lezzet duraklarının yer aldığı beşinci kitabının imza günü gerçekleşti. Denize ve deniz ürünlerine olan ilgisinin çocukluk yıllarında başladığını belirten Süreyya Üzmez, gastronomiyle ilgilenen herkesin bu kitaptaki anekdotları takip etmesini ve kitaptaki bilgiler ışığında gastronomi hayatlarına yön vermelerini önerdiğini söyledi. İmza gününe kitapseverler yoğun ilgi gösterdi. 


sanat

RC Sanat Galerisi’nden TEV’e Özel Müzayede RC Sanat Galerisi, Türk Eğitim Vakfı ile olan birlikteliğini 19 Mayıs’ta İstanbul Gayrettepe Dedeman Otel’de düzenlenecek müzayede ile taçlandırmaya hazırlanıyor. TEV’in 52. yılına özel 52 eserin açık arttırmaya sunulacağı müzayededen elde edilecek gelir RC Sanat Fonuyla sanat öğrencilerine bağıșlanacak.

T

ürk Eğitim Vakfı ve RC Sanat Galerisi başarılı sanat öğrencilerine burs sağlamak amacıyla sağladıkları iş birliklerine devam ediyor. 13 Ocak 2019’da Bilkent Sanat Sokağı’nda “Atatürk ve Gelincikler”, “Yelkenli”, “Eller ve Çiçekler”, “Şans” ve “Kadın” adlı 5 eserin satışından elde edilen gelirleri özel bir müzayede ile ilk kez sanat öğrencilerine bağışlayan RC Sanat Galerisi ve TEV, ikincisini Bilkent Sanat Festivali’nde Bluebrush/ Mavi Fırça etkinliği ile gerçekleştirdi . RC Sanat Fonu kapsamında TEV aracılığıyla farklı üniversitelerde Güzel Sanatlar Fakültesi’nde okuyan başarılı öğrencilere aktarılan bursların üçüncü ayağı ise Türk Eğitim Vakfı’nın 52. yılına özel İstanbul Gayrettepe Dedeman Otel’de birbirinden seçkin çağdaş ressamların 52 eserinin açık arttırmaya sunulacağı müzayede ile gerçekleşecek. Yuliya Ergene’nin yönettiği AYA Sanat Galerisi ve RC Sanat Galerisi’nin ortak bir müzayede gerçekleştirecekleri müzayede hakkında RC Sanat Galerisi Rahmi Çöğendez şu sözlere yer verdi: “Sosyal sorumluluk projeleri bizim için çok önemli. Her müzayedemizde mutlaka küçük ya da büyük ölçekli sosyal sorumluluk projesine yer veriyoruz. Sanatla bir yolu aydınlatmak, bir katkıda bulunabilmek bize gurur veriyor. Rotary Kulübü başta olmak üzere UNICEF gibi birçok kuruluşla ortak sosyal sorumluluk projeleri geliştirdik. Dezavantajlı çocuk ve gençlerin eğitimi ve sağlığı için, sokak hayvanları için müzayedelerimizde eserlerin bir kısmının gelirlerini bağışladık. Mesela 9 Aralık 2018’de gerçekleştirdiğimiz büyük müzayedede sunulan 5 eserin gelirini

280 magdergi.com.tr

tamamen Rotary’ nin dünyada çocuk felcinin son bulması için amaçladığı projesine Bahçelievler Rotary Kulübü ile iş birliğine girerek bağışta bulunduk. Geçen yıl yine bu bağlamda eserlerden elde ettiğimiz gelirleri 20 bin aşı bağışına dönüştürdük. 2019’da ise yine bu misyonumuzu devam ettiriyoruz. Türkiye’nin önemli sivil kuruluşlarından Türk Eğitim Vakfı ile birlikte tüm yıl boyunca çeşitli müzayedeler düzenleyerek Güzel Sanatlar Fakültesi’nde okuyan başarılı öğrencilerimize RC Sanat Fonu’ndan burs aktaracağız. Bunun ilkini 13 Ocak’ta Türkiye Eğitim Vakfı(TEV) ile büyük müzayedede prototip olarak gerçekleştirdik. Bu projede müzayedede sanatçılar tarafından bağışlanan 5 eserden elde edilen gelir ile sanat öğrencilerine burs olarak verildi. TEV ile gerçekleştirdiğimiz bu projeler, bizim için bir onur. Türkiye’nin geleceği ve gençliğimiz bizim için çok önemli. Bu proje sadece Türkiye’de çalıştığımız sanatçıların değil, yurt dışında da beraber çalıştığımız sanatçılarında dikkatini çekecek ve zamanla büyük bir sosyal sorumluluk projesine dönüşecektir, buna inanıyorum. Bundan sonraki müzayedelerimizde de bu proje devam edecek. Bu projemizi şimdi sevgili ortağım ve aynı zamanda AYA Sanat Galerisi’nin kurucusu Yuliya Ergene ile birlikte Gayrettepe Dedeman’da TEV’in 52. yılına özel bir müzayede ile taçlandıracağız. Burada 52 eser açık arttırmaya sunulacak. Bu müzayede bizim için çok önemli ve değerli. Sanatçılarımızın desteklerinin yanı sıra koleksiyonerlerin bile bağışta bulunmak istediklerini görmek, ne kadar mühim bir işe imza attığımızı da bizlere hatırlatıyor. “ 


Bodrum OASİS’te Tüm Yaz Canlı Müzayedeler Bodrum’un ilk alıșveriș merkezi OASİS’ te yer alan sanat galerisi yaz ayında birbirinden renkli müzayedeler ile sanatseverler ile bir araya gelecek. Yaz coșkusunun en çok hissedildiği Bodrum, müzayedeler ile birlikte sadece eğlence ve tatilin değil, sanatın da merkezi olacak.

O

ASİS Sanat Galerisi’nde birbirinden seçkin çağdaş ressamların eserleri RC Sanat Galerisi Kurucusu Rahmi Çöğendez ve Aya Sanat Galerisi Kurucusu Yuliya Ergene’nin keyifli müzayede sunumuyla sanatseverlerle buluşacak. OASİS AVM Genel Müdürü Mazhar Vardar, yaza sanat dolu bir program hazırlayarak gireceklerini belirtirken RC ve AYA Sanat Galerileri ile olan iş birliklerini şu sözleriyle anlattı: “OASİS’ in adında yer alan “kültür” kavramı ile özdeşleşecek değerli etkinlikleri Bodrum’da gerçekleştirebilmek önemli bir hedefimdi. Her zaman sanat birikimlerimizi ve değerli sanatçı çevremizi, bilgi ve deneyimleriyle Bodrum’a taşıyabilmeyi amaç edindik. Bu amaçla, Bodrum’da olması gereken kalitede bir sanat galerisi hazırladık. RC ile iş birliğimizle de daha güzel bir yol kat ettik. OASİS Alışveriş, Kültür ve Eğlence Merkezi’nde göreve başladığım 2000 yılında, Bodrum’da Rahmi Çöğendez ile tanıştım. Kendi sanat eserlerini toplumla buluşturma konusundaki farklı ve ilginç görüşlerinden çok etkilendim. Kendisiyle o yıllardan bugünlere taşıdığımız, ortak paydası resim ve sanat olan güzel bir dostluk geliştirdik; Bodrum’da ve Ankara’da resim sanatı ile ilgili birçok değerli çalışma gerçekleştirdik. Rahmi Çöğendez, bilgisi ve dostluğu ile sanat ve kültür etkinliklerimizde çok değerli fikirler verdi ve katkıda bulundu. Bodrum’da, Rahmi Çöğendez yönetiminde çok başarılı müzayedeler yaptık. Bu yıl yine, “Sessiz Müzayede” ile, Bodrum’a yeni bir sanat etkinliği getirdik. “Gelin, değerini siz verin.” sloganı ile satışa sunulan değerli eserler, Bodrumlu sanatseverlerin büyük ilgisiyle karşılaştı. Bu sanat etkinliğiyle de Bodrum’da yine bir ilki gerçekleştirdik. Şimdi de bu etkinliklerimizi Rahmi Çöğendez

ve sevgili ortağı AYA Sanat Galerisi ve Müzayede Evi kurucusu Yuliya Ergene ile devam ettireceğiz. Yazın gerçekleşecek bu müzayedelerden tüm sanatseverlerin mutlu olacağını hissediyorum. Bu yaz sadece alışverişin değil sanatın da merkezi olacağız. Sanat ortamına pozitif yönde canlılık getireceği kanaatindeyim. Rahmi Bey de bu düşünceyle Ankara ve İstanbul’ dan sonra Sessiz Müzayede’yi OASİS’e getirdi. Şimdi Rahmi Bey’in “Her duvar bir orijinali hak eder.” mottosuyla müzayedelerimizi canlı hale getireceğiz. Bugüne kadar Bodrum’un başarılı sanat galerisi olma özelliğini taşıyan OASİS Sanat Galerisi, birçok önemli sanatçıya ev sahipliği yaptı. Sadece tanınmış sanatçılara değil, genç ve başarılı sanatçılara da yer verilen galeride ayrıca Muğla Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi ile kurulan ilişkiler sonucunda öğrenci sergileri düzenlendi. OASİS Sanat Galerisi, her yaştan sanatçıya destek verdi, onları sanat severlerle buluşturarak sinerji yaratılmasını sağladı. Önümüzdeki dönemlerde de aynı anlayışla çalışmalarına devam edecek. Amacımız, herkesi orijinal eser sahibi yapabilmek. Bu yıl RC, Arp ve AYA Sanat Galeri’leri ile iş birliğinde önemli sanatçıların eserlerinden oluşacak karma ve bireysel sergilerle ve “Gelin, değerini siz verin.” sloganı ile birçok değerli eseri koleksiyonerlerin değerlendirmelerine sunacağız. “Her duvar, bir orijinali hak eder.” diyerek yeni koleksiyonerler yaratmak, resim sanatını yaygınlaştırıp katkı vermek adına galeri çalışmalarımız yoğun olarak devam edecektir. Bu yıl içinde çok başarılı bir organizasyon olan Bilkent Sanat Festivali’nin bir benzerini Bodrum’da gerçekleştirmeyi hayal ediyoruz. Bu yıl üçüncüsü Ankara’da gerçekleşecek bu başarılı sanat etkinliğini, RC ve Arp Galerileri ile iş birliği içinde Bodrum’da da gerçekleşmesi hayalimizdir. 


sanat

Bilkent Sanat Festivali’ne Yoğun İlgi Uluslararası Bilkent Sanat Festivali, bu yıl 3. kez sanatseverlerle buluștu. Bilkent Center’da yerli ve yabancı 83 resim ve heykel sanatçısının katıldığı festivalde resimden müziğe, dans gösterilerinden tiyatroya kadar dolu dolu bir program sanatseverlerin beğenisine sunuldu.

T

ürkiye’de sanatın geniş kitleler tarafından sevilmesini ve gelişmesini sağlamak amacıyla RC Sanat Galerisi kurucusu Rahmi Çöğendez tarafından düzenlenen 3. Uluslararası Bilkent Sanat Festivali, Bilkent Center Sanat Sokağı’nda meraklılarıyla bir araya geldi. ‘Başkent Sanatla Renkleniyor.’ mottosuyla yola çıkan festivalde Ukrayna, İspanya, Kuveyt, Yunanistan, Umman, İran, Makedonya, Gürcistan gibi dünyanın farklı ülkelerinden sanatçıların yanı sıra Türkiye’den de birçok çağdaş sanatçı yer aldı. 9 gün süren festival, sanatın her dalını ziyaretçilerle buluşturdu. Ünlü Resim Sanatçısı Şehriyar Cem’in 20 m2’lik tek parça soyut eseri de Türkiye’de ilk kez festival süresince sergilendi.

“Sanatın Dili, Dini, Irkı Yok.”

Bilkent Sanat Festivali’nin Türkiye’nin festivali olduğunu dile getiren festival başkanı Rahmi Çöğendez, “Şehre baharı festivalle getirmenin mutluluğu içindeyiz. 2017’de Bilkent Sanat Festivali olarak başlayan yolculuğumuz üçüncü senesinde Uluslararası Bilkent Sanat Festivali olarak sanatseverlerin desteği ve ilgisiyle her geçen yıl büyüyerek yoluna devam ediyor. Yıllar geçtikçe dünyanın tanıdığı bir festival olma yolunda önemli adımlar atan festival, bu yıl plastik sanatlar disiplinlerinde yerli, yabancı 83 sanatçı canlı performanslarıyla Bilkent Center’da oldu. Gün boyu canlı performanslar, atölye çalışmaları, canlı müzik dinletileri, konserler ile dans ve tiyatro gösterileri de festival boyunca ziyaretçilerle buluştu. Festivale katılan sanatçılarımız burada Türk sanatseverler ve sanatçılar ile buluşmaktan büyük memnuniyet duyarken sanatın dili, dini, ırkı olmadığı ve evrensel bir çatı altında, sanatın ortak dili ile birleşmenin mutluluğunu yaşadık. Kültürlerarası iletişimdeki gücün sanat olacağı festival ortamında farklı ülkelerin

282 magdergi.com.tr

sanat üsluplarını da yerinde görürken, birebir diyaloglar ile sanatseverler akıllarındaki sorulara yanıt bulmaya bu yıl da devam etti” diye konuştu.

Festival Dans Et’ti

Bu yıl plastik sanatların dışında özellikle programa yoğun bir şekilde sahne sanatları eklenen festivalin açılış programında müzik ve dans gösterilerinin başrolde olduğu görüldü. Resim atölyelerinin yanı sıra her yıl olduğu gibi festival bu yıl da “Dans Et” ekibinin eğlenceli dans gösterisi, canlı müzik dinletileriyle renklendi. Musa Göçmen Orkestrası ve Tenor Ömer Türkmenoğlu’nun açılışını gerçekleştirdiği festivalde ziyaretçiler müthiş bir müzik ziyafeti yaşadı. Dokuz gün süren festival kapsamında “Koleksiyoncu” isimli oyunun Ankaralı oyuncuları Berkan Şal ve Özbir Erciyas ‘in tiyatro söyleşisi, Frida ve Salvador Dali kostümü giyen dansçıların rengarenk performansı, caz dinletisi, konserler ve Türkiye’den ve dünyadan sanatçılarla tanışma fırsatı izleyicileri mutlu etti. Eseri Michael Jackson tarafından özel satın alınan Ermeni asıllı Ressam Samvel Lajikian, 2004 yılında Eurovision Şarkı Yarışması’nda katılımcı 36 ülkenin sanatçılarının karikatürlerini çizen ve 2000 yılından itibaren Luna Park ressamlığı yapan Efgan Beyaz, 2002 yılından itibaren Anadolu Ateşi Dans Topluluğu’nun deri kostümlerinin tasarım ve uygulamalarını üstlenen Uğur Çalışkan, 18 yaşında Doğu Almanya’ya asker olarak giden ve yeteneği sayesinde Sovyetler Birliği’nin kurucusu Vladimir Lenin adı verilen odalarda resmi bulunan Victor Shevchenko festivale katılacak sanatçılar arasında yer aldı. 


Gelir, Türk Eğitim Vakfı’na Bağışlandı Sanat üretimini ve izleyicisini destekleyen, geleceğin sanatçılarına yol açan ve sanatseverlere temas eden festival, sosyal sorumluluk alanında da çalıșmalarını her yıl olduğu gibi bu yıl da sürdürdü.

U

luslararası Bilkent Sanat Festivali ve Türk Eğitim Vakfı bir araya gelerek geleceğin sanatçıları için özel bir çalışmaya imza attı. TEV ile birlikte gerçekleşen Bluebrush/ Mavifırça etkinliği ile sanat eğitimi alan başarılı öğrencilere RC Sanat Fonu ile bağış sağlandı. Festival süresince yerli ve yabancı sanatçıların bağışladığı eserler festivalde düzenlenen müzayedelerde satışa sunuldu. Elde edilen gelir güzel sanatlar öğrencilerine burs olarak kullanıldı. Yerli Sanatçılar: Neşe Üçer, Şükran İstanbullu, Aydın Baykara, Gülay Yüksel, Ayşe Arkün, Rabia Çalışkan, Mine Arasan, Nermin Alpar, Pınar Kuseyri, Orhan Zafer, Mehmet Hacıfettahoğlu, Mümin Candaş, Hamdi Eser, Haydar Ekinek, Asiye Aytan, Nur Doğu Koçak, Efgan Beyaz, Hüseyin Macar, Nuran Erbük, Demir Gürel, Cem Başarır, Cüneyt Süer, Füsun Ürkün, Funda Tarakçıoğlu, Rana Sirkecioğlu, Yasemin Zanbak, Serap Soyaltın, Aysel Pandora, Saadet Gözde, Müjgan Özkaya Yılmaz, Özcan Allahverdi, Yusuf Bilge, Birsen Küpeli, Gültekin Serbest, Ömer Muz, Hikmet Çetinkaya

Yabancı Sanatçılar: Aleksandr Uglov, Irina Uglova, Victor Shevchenko, Sergey Lipavsky, Sergey Shcherbakov, Spyros Georgas, Sergey Rybak, Vıcente Romero Redondo, Ahmed Muquem, Yousuf Al Nahvi, Meryem Zadjali, Aleksandr Melnikov, Elena Melnikova, Andrei Polozov, Marina Muratova, Manda Noorzad, Olga Eren, Svetlena İnaç, Stefan Hadzi Nikolov, Ümmet Karaca, George Melikidze, Anatoly Zhuk, Tamila Arishvili, Davıd Sanaia, Behruz Kuul, Emzar Mghebrishvili, Raya Saleh Dhahı Al Manji Heykel Sanatçıları: Uğur Çalışkan, Fabian Nizam Güner, Mert Kılınç, Filiz Onat, Selahattin Gökoğlan, Ramazan Tilki, Neşe Koçak, Şehriyar Cem, Ijlal Marmarisli, Sait Rüstem. Misafir Sanatçılar: Çağatay Gökmen, Serap Fertelli Hamid Alioğlu, Nevin Keskin Dalyan, Şefkat İşlegen, Aynur O. Gündoğan, Sevda Türkseven, Ferman Aydın, Pelin Kara, Senem Gümüşay. Sergi Sanatçıları: Samvel Lajikian, Valentin Rekunenko. 


davet

MURAT-ELİF BAȘMAN

PINAR ALPAY, KEMAL KILIÇDAROĞLU, GÜLSİN ONAY

Başkentte Müziğin Baharı Sevda-Cenap And Müzik Vakfı tarafından düzenlenen Uluslararası Ankara Müzik Festivali, 36’ncı kez kapılarını sanatseverlere açtı. Başkentin en önemli uluslararası etkinliklerinden olan Sevda-Cenap And Müzik Vakfı’nın 36 yıldır “Ankaralılık” adına düzenlediği Uluslararası Ankara Müzik Festivali, muhteşem bir konserle başladı. Ankara ve tüm Türkiye’nin müzikal kapasitesinin yansıtılması ve genç sanatçıların desteklenmesi ilkesiyle düzenlenen festival, Şef Orhun Orhon yönetimindeki Orkestra Akademik Başkent ve Koro Şefi Çiğdem Aytepe’nin hazırlığında TRT Ankara Radyosu Çoksesli Korosu’nun senfonik konseriyle başladı. 

284

GÜLSÜN-MUSTAFA BİLGEHAN


AHMET NECDET-SEMRA SEZER

AYLA HATIRLI

ESİN-AKIN ALPTUNA

Uluslararası Ankara Müzik Festivali’ndeki konserler büyük beğeni toplarken konuklara keyifli anlar yașattı. ALİ BAȘMAN

AYLİN-İZZET NAZLIAKA

IȘIK TEKIȘIK


röportaj

YÜCEL DÖNMEZ

Çağdaş Sanatın İnovatif Temsilcisi Hem Türkiye’de hem Amerika’da kendine özgü sanat teknikleriyle adını sanat tarihine kalıcı harflerle yazdıran, sayısız sergi açan ve kar resmi projesiyle sanatseverleri büyüleyen Ressam Yücel Dönmez, sanat yolculuğunu ve Türkiye’de sanata dair düșüncelerini paylaștı... RÖPORTAJ: HİKMET ÇETİNKAYA

D

oğa düzenlemesi, dağlarda kar üzerine resim yapma, tuval yerine doğayı kullanma... Dünyada ilk kez yapılan ve düşündükçe insanı çıldırtan bir proje. Nereden aklınıza geldi bu proje?

1968 kış aylarında Erzurum Palandöken’de kayak yaptığımız dönemlerde slalom sopalarının diplerine su bazlı boyalar konulurdu ki yarışçı sopaya çarptığında

286 magdergi.com.tr

yan hakem, sopanın bulunduğu yeri kolayca bulabilsin. “Acaba bu boyalarla kar üzerinde resim yapsam nasıl olur?” diye düşünürken bu projeyi hayata geçirmeye karar verdim. O zamanlarda ünlü bir fotoğraf sanatçımız vardı Mehmet Avcıdırlar. Avcıdırlar, Erzurum’daydı o tarihlerde. Sanıyorum Karadeniz’e fotoğraf çekmeye gidecekti. Kendisine resim projemden bahsettim ve birlikte Palandöken Hınıs Boğazı’na giderek küçük bir alanda kar resmi yaptım, Avcıdırlar da fotoğrafladı. Planım; projemi Uludağ’a


taşımaktı. 1975 yılına kadar projeme sponsor aradım ve sonunda Uludağ Büyük Otel ve Kayak Tesisleri sahibi Bülent Karan sponsor oldu. Daha sonrasında kar resmini Uludağ Mandıra bölgesinde bir yamaçta gerçekleştirdim. TRT o zamanlar siyah beyaz yayın yapıyordu. TRT’den dağa gelen Neslihan Gence Sanat Programı ekibi, bütün gün çalışmamı kameraya aldı ve röportaj yaptılar. Uludağ’da yaptığım kar resmi projemden birkaç ay önce ise Kaçkar Dağları Altıparmak bölgesinde bulunan “Kuartat” adlı vadide 11 kaya heykel çalışması yaparak vadide bir armoni yarattım. Bu projem de Türkiye’nin ilk Land Art etkinliği olarak bilinir. Milliyet Sanat dergisi, 1975 Ocak sayısında Zeynep Oral imzası ile bu projem belgelendi ve çalışmamın adını “Doğa Düzenlemesi” koydum. Sanıyorum ki o tarihe kadar dünyada herhangi bir sanat etkinliğinin adını düzenleme sanatı olarak telaffuz etmemişlerdi. Düzenleme sanatı (Enstalasyon), 90’lı yıllarda birtakım sergiler ve etkinlikler ile telaffuz edildi. Yani bir sanat akımının adını koymuştum fakat o zamanlar ülkemizde tuval üzerine yağlıboyadan başka bir şey ilgi çekmezdi. Bizim sanat yazarlarımız ve vardıysa sanat tarihçilerimizin umurunda olmadı benim yaptıklarım… Güzel Sanatlar Dekanı Mustafa Aslıer, “Yücel; derste doğadaki çalışmalarını, kar resmini tartıştık ve sanat olarak çok değerli olduğuna karar verdik; fakat aynı zamanda da gereksiz olarak niteledik.” demişti. Neden gereksiz olduğunu sorduğumda ise, “Gereksiz çünkü bir para kazandırmıyor sana.” dedi… Bugün ise benim o zamanlar yaptıklarım, çağdaş sanat içinde önemli olarak vurgulanıyor ve sanatçısına da milyonlar kazandırabiliyor… O zamanlar yaptıklarıma gerektiği gibi sahip çıkılsaydı, bugün dünya plastik sanatlarında bizim de önemli bir yerimiz olurdu… Türkiye’de plastik sanatlar piyasasında sanatın dışında her şey var fakat sanat yok… Sanatçılar çaresiz bırakılmış, plastik sanatlar ile uğraşanlara bir meslek yaptıkları açısından bakılmıyor ve her fırsatta sanatçının üzerinden rant elde etmek isteyenlerin oyunları, sanatçının üzerinde bir baskı yaratıyor. Sanat piyasamızda sanat önemli olsaydı ve sanattan anlayanlar ülkemizin sanat alanında önünü açmayı amaç edinmiş olsalardı, elbette Türkiye’den de dünya sanat piyasasına önemli isimler kazandırılabilirdi. Bugün ise kusra bakmasınlar, genç sanatçıları kolaycılığa özendiriyorlar ve ortaya çıkan sanat eserlerinin benzerleri çok önceleri yapılmış bulunuyor. Sanatçının özgün sanat eseri üretmek açısından bir uğraşı olmayınca da ortaya özenti, hatta kopya değeri yüksek işler çıkıyor… Dünyada da bu sorun var; fakat dünya sanat tarihine kalabilecek olanlar, mutlaka her yönüyle özgün ve yeni çıkışlar olacaktır. Bu yüzden ülkemizden de dünya sanat tarihine girebilecek yetenekler varsa onları milletçe, devletçe desteklememiz gerekiyor. Bugünkü durumda güzel sanatlar fakültelerimizde verilen eğitim yetersiz görükmekte ve okuldan çıkan sanatçı adayları çaresizlik içinde bir şeyler yapmaya çalışmakta…

Amerika’da uzun yıllar gazeteci ve sanatçı olarak bulundunuz. Amerikan basını eserlerinize, düşüncelerinize ve sanat felsefenize sıkça yer verdi. Önemli televizyon kanallarında belgeseliniz yayınlandı. Bize Amerika döneminizden bahseder misiniz? Amerika’ya 1980 yılında yerleşmeden önce iki kez gitmiştim. 1980’den sonra ise atölyemi faaliyete geçirerek Chicago’da 1980 2004 yılları arasında çalışmalarımı sürdürdüm. 2004’ten bu yana ise İstanbul ve Chicago arasında sanat çalışmalarımı sürdürüyor ve arada diğer ülkelere de sergi amaçlı gidiyorum. Amerika’da birçok sanat literatüründe yer aldım. Televizyon, gazete röportajlarım yayınlandı. İlk dijital sanat çalışmaları ve video artlarımı 1987 yılında gerçekleştirdim. O zamanlar Türkiye’de dijital sanat yapılmıyordu. 2001 yılında Berlin Dünya Elektronik Fuarı’nda, Vestel sponsorluğunda ve Vestel standında video çalışmalarım plazma


röportaj

televizyonlar aracılığı ile sergilendi ve fuar boyunda izlendi. Yine 2001 yılında Ankara’da Zerdüşt Galeri’de belki de dünyadaki ilk sayılabilecek kişisel bir dijital resim sergisi gerçekleştirdim ve Chicago Çağdaş Sanatlar Müzesi küratörleri bu sergim için şaşırdıklarını, gönderdikleri bir mektup ile belirttiler çünkü o tarihlerde henüz kişisel dijital sanat sergilerine galeriler ve müzeler yer vermemişti…

Türk - İslam sanatının çağdaş sentezini yaparak Anadolu’nun renklerine, tınısına yer verdiniz. Yeniliğe açıksınız ve devamlı araştırıyorsunuz. Yapmayı düşündüğünüz yeni projelerinizden bahseder misiniz?

Kar resmi çalışmam, 1993 yılında Chicago Grand Park’ta yaptığım iki kar resmi çalışmam ile, dünya sanat tarihine mal oldu… The Art Institute of Chicago Müzesi’nde 1987 yılında açtığım sergim sırasında, müze tarafından yayınlanan bilgilerimde kar resmimden ve doğa düzenlemelerimden bahsedilmişti. Bu olaydan sonra sponsor bularak 1993 yılında müzenin de yanı başında bulunan Grand Park’ta özel izinle çalışmalarımı gerçekleştirdim… Bugünkü teknik ve üslubumdan önce yine özgün sayılan bir üslup kullanıyordum ve bir resmi bitirmem 1-2 ay sürüyordu. Öyle bir teknik geliştirmeliyim ki hem rengarenk hem de daha az zamanda çalışmalarımı bitirebileyim diye araştırmalar yaptım. Araştırmalarımda ebru, hat, kaligrafi, süsleme sanatı ve Bizans’tan yola çıktım. Anadolu’da binlerce yıl var olan medeniyetlerimiz, araştırmalarımda önemli bir rol oynadı ve sonunda bugünkü kullandığım resim tekniğini ve üslubumu yarattım. Bu tekniği heykellerimde de kullanıyorum. Aslında resimlerimde kullandığım üslubuma çağdaş ebru da diyebiliriz. Amerikalı eleştirmenler, Türk - İslam sanatının çağdaş sentezi olarak yorumladılar. Nasıl ki doğayı sanatımda kullandıysam, dünyadaki teknolojik gelişmelere de duyarlı olarak elektronik sanat yapmaya başladım. Protest sanat akımında önemli eserler ortaya koydum ve kapitalizme makyaj yapılması gerektiğini çalışmalarımla vurguladım…

288 magdergi.com.tr

Türkiye’deki sanat ortamını, üretilen eserleri, sanat galerilerini, sanat eğitimini nasıl buluyorsunuz? Özellikle sanatçı gençlerimize neler önerirsiniz?

Piramid Sanat Galerisi’ndeki son sergimizde proje ortağım Müberra Bülbül ile yapay zeka konusunu işleyerek çağdaş sanatta yeni bir boyutu vurguladık. Sanat çalışmalarım ile hem görsel hem de felsefi açıdan sanatta özgün olmayı amaç edinmişim. Zaten sanatın doruğa ulaşabilmesi için de böyle olması gerekiyor… Piramid Sanat Galerisi’nde açtığımız sergiyle bir yerde ülkemizdeki sanat piyasasının da nabzını ölçmüş olduk; şöyle ki bu sergiyi herhangi bir batı sanat merkezinde açmış olsaydık, mutlaka müzeler, eserlere çağdaş sanatta yeni bir olgu diye ilgi duyardı… Sergimizin duyurusu fena olmadı; fakat böyle bir teklif de almadık çünkü sergideki eserlere duyarlı olabilecek yetenekte ülkemizde herhangi bir müze veya sanat yatırımcısı olmadığının farkına varmış olduk… Ülkemizde Elgiz Müzesi bir müze duyarlılığı çalışır. Ülkemizin sanatına gerektiği gibi olmasa da yapabildikleri kadar ilgi duyabiliyorlar. Diğer müze unvanı taşıyan kurumlar ise bence insanlara gezinti alanı sağlamak açısından önem kazanıyor… Halkımız boş zamanlarında bu mekanlarda vakit geçirerek hiç değilse sanatla kucaklaşabiliyorlar. Fakat sanat alanında deneyimli olanlar bu kurumları ziyaret ettiklerinde ise kurumların yetersizlikleri ortaya çıkabiliyor. Çünkü bu kurumların yönetimleri sanattan ve gereksinimlerinden kopuk yaşıyorlar… Kusura bakmasınlar belki biraz ağır oldu bu itham; fakat gerekirse bir panelde isteyen herkes ile tartışabiliriz bu konuyu. Ülkeden kazanılan paralar ülkenin eğitimi, sanatı, sporu ve çeşitli etkinliklerine de katkı sağlamalı. Bu Amerika’da, Avrupa’da hatta Çin’de ve İran’da da böyle. İranlı zenginler, İran asıllı sanatçılara destek sağladıkları için İran’dan dünyanın tanıdığı çağdaş sanatçıların, yönetmenlerin çıktığını biliyoruz… Çin aynı şekilde bir devlet politikası olarak sanatına ve sanatçılarına sahip çıkıyor. Bugün dünyada eserleri milyonlarca dolara alıcılar bulan Çinli sanatçıların sayıları hiç de küçümsenecek gibi değil…



davet

FİLİZ YENİȘEHİRLİOĞLU, ERDAL YILDIRIM

Koç’tan “Köklü Miras” Koç Üniversitesi Vehbi Koç Ankara Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (VEKAM), “Köklü Miras: Hayırseverlik ve Ankara Vakıfları Sempozyumu”na ev sahipliği yaptı. Eğitim, kültür ve sağlık alanlarında Türkiye’nin gelişimine ve toplumun kalkınmasına hizmetlerde bulunmak amacıyla kurulan Vehbi Koç Vakfı’nın 50. yılı kapsamındaki sempozyumda, Vehbi Koç Vakfı Genel Müdürü Erdal Yıldırım ve VEKAM Direktörü Prof. Dr. Filiz Yenişehirlioğlu açılış konuşmalarını yaptı. Etkinlik kapsamında, hayırseverlik kavramının anlamı ve günümüzde hayırseverlikle ilgili farklı yaklaşımlar ele alındı. 

290


DÜETLER ~ DUETS 21.30

Gaga Play

Meltem Ege Quartet feat. Çağrı Yılmaz

21.30

Galeri Siyah Beyaz

Sanne Rambags’ Mudita & Can Somel

20.00 -21.00

Çankaya Belediyesi Yılmaz Güney Sahnesi

Sascha Ley & Laurent Payfert

21.30

Çankaya Belediyesi Yılmaz Güney Sahnesi

Buket Bengisu & Doğan Kospançalı

21.30

Samm’s Bistro

Asena Akan & Nima Houshdar ‘AN’

21.30

Samm’s Bistro

İpek Dinç Yüce & Can Bora Genç “Ella & Frank”

21.30

Samm’s Bistro

Esra Kayıkçı & Can Türkkan

20.00

MEB Şura

Deborah Davis & Allan Harris Sings

21.30

Samm’s Bistro

Sibel Köse Quintet & Hayati Kafe

21.00

Sheraton Otel Balo Salonu

Ayhan Sicimoğlu & Latin All Stars Düetler: Şelale Şehnaz Sam & Jose Maikel Brina Utra

11.00

01 02 03 03 04 07 08 09 10 11 12 12

Samm’s Bistro

Kahvaltıda Caz: Şenay Ocak & Aydın Kahya

20.00

26 Nisan – 12 Mayıs 2019

MEB Şura

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Deniz Yıldızları Caz Orkestrası Şef: Bülent Yüksel |Solistler: Dilek Sert Erdoğan & Ömür Göksel

Mayıs-Çarşamba

Mayıs-Perşembe

Mayıs-Cuma

Mayıs-Cuma

Mayıs-Cumar tesi

Mayıs-Salı

Mayıs-Çarşamba

Mayıs-Perşembe

Mayıs-Cuma

Mayıs-Cumar tesi

Mayıs-Pazar

Mayıs-Pazar

w w w.ankaracazfestivali.com

#eşitlik #equality #yanyana #sidebyside


röportaj

SEVİL DOLMACI

Sanatın Çerçevelediği Uzmanlık Özel firmalara, müzelere daha birçok kuruma danıșmanlık hizmeti veren Sanat Danıșmanı ve Sevil Dolmacı Art Consultancy’nin Kurucusu Sevil Dolmacı ile mesleğine, sanat așkına ve gelecek hedeflerine dair özel bir söyleși gerçekleștirdik.

A

kademik çalışmalarınızın neredeyse hepsini sanat üzerine yapmışsınız. Sanat sizin için ne ifade ediyor?

Sanat, benim için hayatta olmazsa olmazlardan. Oksijen ve su gibi yaşamam için gerekli bir öge. Bana ve hayatıma değer katan, keyif veren, hayatımın olmazsa olmaz bir parçası.

Sanat danışmanlığı nedir? Ne gibi danışmanlık hizmetleri veriyorsunuz?

Sanat danışmanlığı, günümüzde hızla değişen ve büyüyen

292 magdergi.com.tr

sanat piyasasında başta koleksiyon oluşturulması ve yönetimi konularında kurum ve şahıs bazında danışanlara verilen hizmettir. Fiyat ekspertizliği, restorasyon işleri, koleksiyon ve sanat projeleri oluşturma gibi müşterinin istek ve ihtiyaçları doğrultusunda eser aydınlatmasından asımına kadar birçok alanda hizmet veriyoruz. Hizmet verdiğimiz kurumların sanatla kimliklenmesini sağlayacak projeler oluşturmak işimizin en önemli kısmı.

Bugüne kadar danışmanlık verdiğiniz projelerden en çok ilginizi çeken hangisiydi? Demsa, Esas Holding ve Demirören Grup ile uzun yıllardır


çalışıyorum ve her bir şirket ile bambaşka bir yolculuğumuz oluyor. Londra’da yaptığımız büyük anlaşmalardan kurguladığımız heykel parkı projelerinden, Amerika’da Albert Knox Müzesi müdürleri ile yaptığımız toplantılara kadar çok özel projeler oluyor. Ancak en keyiflisi dünyaca ünlü mimar Zaha Hadid hayatta iken birlikte yaptığımız müze projesiydi, tartışmasız en önemlisi oldu.

Bildiğimiz kadarıyla yurt dışındaki galeri ve müzelere de danışmanlık veriyorsunuz. Yurt dışındaki ve Türkiye’deki galerilerin, sergilerin en belirgin farkı nedir sizce?

En ayırt edici özelliği, satış stratejisi hiç kuşkusuz. Fiyatların ve indirim oranlarının tutarlılığı ve onları diğerlerinden ayıran misyon ve vizyonlarının oluşu. Örneğin, genç kuşak sanatı destekleyen, temsil eden galeriler bellidir. Sistem, strateji ve tutarlılık en ayırt edici özellikleri.

Bu yıl 5’incisi düzenlenen Art Ankara Çağdaş Sanat Fuarı’na da katıldınız. Nasıl bir deneyimdi sizin için, gözlemlerinizi öğrenebilir miyiz?

Ankara benim için özel bir yere sahip. 13 yıl Ankara’da yaşadım. İstanbul’a taşındıktan ve özellikle kendi işimi kurduktan sonra Ankara iş dünyası ile birçok güzel proje gerçekleştirdik. Fuar, bu halkayı büyütmemize aracılık etti elbette. Emre Arolat vasıtasıyla “Kuzu Effect” projesi ile başlayan serüvenimiz, Maidan Projesi, Çiftay Holding, İksa Group, Karakaya Benoit gibi büyük firmalarla devam ediyor. Fuar, her geçen yıl daha profesyonelleşiyor ve daha çok ziyaretçi ağırlıyor. İzleyici kitlesi öğrenmeye meraklı, sanatı merak eden ve soru soran bir profile sahip. Alıcıların vizyonları, bütçeleri de belirliyor aslında. Ayrıca itiraf etmeliyim ki Ankara figüratif sanatı daha çok seviyor.

Ankara’dan İstanbul’a taşınmak hayatınızı nasıl etkiledi?

Bir dönem Ankara’da yaşayıp sonrasında İstanbul’a taşınmış birçok kişide olduğu gibi hayatımı kesinlikle olumlu yönde etkiledi. Nasıl mı? Ankara, daha sakin bir kent. Dolayısıyla, kendinizi geliştirmek ve donanımlı hale gelmek için daha fazla vakit oluyor. İstanbul ise

Sanat, benim için hayatta olmazsa olmazlardan uygulama için olanakların olduğu hızlı bir kent. Edindiğiniz bilgi birikimini İstanbul’da kullandığınız vakit, hemen fark yaratıyorsunuz. Benim için de süreç tam anlamıyla bu şekilde oldu. Ankara altyapısı beni İstanbul’da kendi alanımda çabuk tutundurdu diyebilirim.

Sürekli sanatla iç içe olan Sevil Dolmacı’nın bir günü nasıl geçiyor?

Nişantaşı’nda oturuyorum ve ofislerimden biri Nişantaşı’nda. Evim, Narmanlı Apartmanı’nda bulunan ofisim ve The St. Regis Istanbul’un -1. katında bulunan galerim olmak üzere birbirine yakın üç mekan arasında mekik dokuyorum. Toplantılarım olduğu zaman başka semt ve bölgelere dağılabiliyorum. Haftada üç gün sabah saatlerinde ofisimde özel spor hocası eşliğinde pilates yaparak güne başlıyorum. Ardından toplantılara katılmak için bazen Anadolu yakası bazen de Avrupa yakasında bulunan iş merkezlerine, oradan oraya giderken trafikte kalıyorum. Bu önemli vakit aralığını arabanın arkasında kurduğum küçük düzende çalışarak değerlendiriyorum. Akşamüzeri The St. Regis Istanbul’da bulunan galerime uğradıktan sonra yine otelin üst katında bulunan Spago Istanbul’da bir şeyler atıştırıp eve geçiyorum. Günlük rutinim bu şekilde genellikle.

Bundan sonraki hedeflerinizi ve planlarınızı öğrenebilir miyiz?

İstanbul’da tarihi bir bina istiyorum. Tüm ofislerimi bu binaya taşıyarak galericilik faaliyetlerime daha çok zaman ayırma niyetindeyim. Koleksiyonumu genişletip binanın bir katını da koleksiyonuma dair sergiler yaparak değerlendirmeyi planlamaktayım. 


davet

MERT FIRAT, DEMET TUĞCU FAHİR ATAKOĞLU

10 Yılda Bir Ustadan Bin Ustaya Kaybolmaya yüz tutmuş 50 mesleğe can suyu olan Anadolu Sigorta’nın “Bir Usta Bin Usta” projesinin 10. yılı, özel bir gala gecesiyle kutlandı.

İLHAMİ KOÇ

MEHMET ERSOY

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’un da katıldığı gecede, müzik direktörlüğünü Fahir Atakoğlu’nun, koreografi ve sanat yönetmenliğini Beyhan Murphy’nin, moderatörlüğünü ise Mert Fırat’ın üstlendiği, dans ve müzik dolu çok özel bir performans sergilendi. Gecede ayrıca ünlü müzisyenler Sema Moritz ve Demet Tuğcu da sahne aldı. 



röportaj

THOMAS LAUDERDALE, CHİNA FORBES

PInk MartInI Nostaljinin Büyüleyen Sesi Samurayların așk șarkılarından 1930’ların Küba müziğine, Fransız șansonlarından Brezilya sokak șarkılarına kadar dinlemesi en keyifli șarkıları seslendiren, zengin repertuvarları ve sürprizleri ile müzikseverleri bir kere daha büyüleyecek Pink Martini’nin piyanisti Thomas Lauderdale ile Türkiye turnesi öncesi söyleștik. 296 magdergi.com.tr


Bașarının bir sırrı varsa, sanırım ișimizi ilk günden bu yana tutkuyla yapmak

H

er dilden, her tarzdan söylüyorsunuz. Pek çok kişi sizin müziğinizi “rengarenk” olarak tanımlıyor. Siz müziğinizi nasıl tarif ediyorsunuz?

Rengarenk güzel bir tanım. Çünkü olabildiğince fazla insana dokunmayı, çeşitli ve zengin repertuvarlar oluşturmayı seviyoruz. Bunu yaparken yeni şarkılar da keşfediyoruz. Müziğimizi bir kalıba sokmuyoruz. Klasik, caz, pop bütün bu türleri bir arada büyük bir orkestra eşliğinde hissettiğimiz şekilde düzenlemek bize müzik yaparken özgürlük alanı tanıyor. İllaki bir tanım yapmak gerekirse evrensel olduğunu söyleyebilirim.

Pink Martini konserleri hep coşkuyla karşılanıyor. Geleceğinizi duyunca herkes çok heyecanlanıyor. Bu size nasıl hissettiriyor? Tabii ki çok mutlu ediyor. Bu, bir müzisyenin kariyeri için en önemli itici güç. Bir sonraki proje için heyecan duymamızı, motive olmamızı ve daha iyi işler ortaya koymamızı sağlıyor.

Yakın zamanda 25. yılınızı kutlayacaksınız. Başa dönecek olursak yola çıktığınızda aklınızda neler vardı?

Aslında yola çıktığımızda sadece içimizden gelen müziği yapmak istemiştik. Ancak yaptığımız müzikle bir tarz yaratmış olduk. Özgürce müzik yapmak, araştırmak, sevdiğimiz müziklerin peşinden gitmek hevesimizi her zaman diri tutuyor ve bu da işlerimize, projelerimize yansıyor. Başarının bir sırrı varsa, sanırım işimizi ilk günden bu yana tutkuyla yapmak. Ben bu grubu kurarken 1930’ların Hollywood orkestralarındaki ruhu yakalamak istiyordum. Sanırım geçen 25 yılda bunu başarabildik.

Türkiye’ye daha önce de gelmiştiniz ama İstanbul, Ankara, İzmir ve Bodrum’da konserler vermiştiniz. Bu sefer bir Türkiye turnesine çıkıyorsunuz. Heyecanlı mısınız?

Çok heyecanlıyız! Türkiye, Pink Martini’nin ilk yıllarından bu yana bize kucak açan bir ülke. Kariyerimizin başladığı yıllarda Fransa ve Türkiye’de çok sevildik. Yıllardır da bu ilginin katlanarak devam ettiğini görüyoruz. Türkiye’deki menajerlik şirketimiz Pasion Turca, bize bu konser rotasını çizdiğinde çok heyecanlandık ve mutlu olduk. Bursa, Adana ve Konya’daki ilk konserlerimiz olacak. Oradaki izleyicilerle tanışacağımız için ve müziğimizi daha fazla kişiyle paylaşacağımız için çok mutluyuz.


Konserlerinizde seyircinizle iletişim halindesiniz, onları da performansın bir parçası haline getiriyorsunuz. Grup içindeki enerji ve uyumunuz da dışarıdan çok güzel hissediliyor. Sahnede olmak size nasıl hissettiriyor? Biz hepimiz müzik geçmişi olan, aynı dili konuşan ve birbirini çok iyi tanıyan bir grubuz. Ve hepimiz yeni şarkılar keşfetmekten, birlikte şarkı söylemekten müthiş keyif alıyoruz. Önce kendimiz eğleniyoruz. Bu da tabii seyirciye yansıyor. Seyircimiz bizim performanslarımızın vazgeçilmez bir parçası. Şarkıları onlarla birlikte söylüyoruz, hatta onları sahneye davet ediyoruz. Gittiğimiz ülkelerde bu kadar çok sevilmemizin bir nedeni de budur belki de…

Herkesin bildiği ve sevdiği nostaljik şarkıları da yorumluyorsunuz. Peki, sizi nasıl bir kitle dinliyor ve takip ediyor?

Nostalji dendiğinde akla hemen tozlu raflar, kasvet ve hüzün gelmesin. Evet, bizim repertuvarımız nostaljik şarkıları kapsıyor. Yetişkin dinleyici profiline daha yakınız ama bir taraftan da umut ve neşe vadeden enerjik bir yapımız var. Bu sayede gençleri de çekiyoruz. Hatta böylece yeni nesil o nostaljik şarkılardan haberdar oluyor, bazıları belki de şarkıları ilk kez bizden dinlemiş oluyor. O nedenle konserlerimizde genç dinleyiciler de çok yoğun oluyor.

298 magdergi.com.tr

Hepimiz yeni șarkılar keșfetmekten, birlikte șarkı söylemekten müthiș keyif alıyoruz. Önce kendimiz eğleniyoruz. Biz Pink Martini şarkılarını grubun iki ana solisti China Forbes ve Storm Large’tan dinliyoruz. Ama “Je Dis Qui” albümünüzde farklı vokaller de yer aldı. Albümün detaylarını sizden dinleyebilir miyiz? “Je Dis Qui” albümümüz için 8 dilde 15 parçadan oluşan bir repertuvar hazırladık. Ari Shapiro, modacı Ikram Goldman, aktivist Kathleen Saadat ve Rufus Wainwright da vokalleri ile bize eşlik etti. China ve Strom ile birlikte albümde çok güzel bir sinerji yakaladığımızı düşünüyorum. Albümle ilgili çalışırken yavaş yavaş herkes bir araya geldi. Zaten hepsiyle yıllardır iletişim halindeydik. Farklı dillerde şarkılar seslendirdiler. Pink Martini’nin zengin müzikal yaklaşımına çok uydu, bu isimlerin katılımı albümün enerjisini de fazlasıyla arttırdı. 



davet

BEGÜM ÖZER

SERAP TİBUK

YASEMİN ÖZİLHAN

Fashion TV Moda Ödülleri “Fashion TV Moda Ödülleri” Hilton İstanbul Bomonti Hotel & Conference Center’da düzenlenen bir törenle sahiplerine verildi.

ENİS ONAT, GÜLAY KAMAZ, UĞURKAN EREZ, AYLİN ARASIL

Modanın En’lerinin ödüllendirildiği “Fashion TV Moda Ödülleri” sahiplerini buldu. Törene iş, sanat ve sosyal yaşam dünyasının ünlü isimleri katıldı. Komitesinde Koreograf Uğurkan Erez, Fashion TV Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Enis Onat, Gülay Kamaz ve Aylin Arasıl’ın bulunduğu ödül töreninin sunuculuğunu Öykü Serter üstlendi. Ödül Töreni kapsamında Monik İpekel’in kurucusu, Revna Demirören’in başkanı olduğu “Hayat Paylaşım ve Dayanışma Derneği” iş birliğiyle özel bir sosyal sorumluluk projesine imza atıldı. 



üçüncü göz

Sinem Yıldırım

sinem.yildirim@magdergi.com.tr

EMRE YUSUFİ, SİNEM YILDIRIM

Herkül, Olimpos’tan İstanbul’a İndi Onun ilk eserini bundan yaklașık iki sene önce Contemporary’de görmüștüm. Ișıl ıșıl parlıyordu ve çok güçlüydü. Ellerinde altından boks eldivenleri vardı ve vücudu tüm güzelliği ve hașmetiyle çok çekici görünüyordu. Herkül’dü o, mitolojik bir Tanrı olan Herkül. Yakın zamanda Londra’ da “YUSUFY” isimli bir markayı hayata geçiren genç Sanatçı Emre Yusufi’nin eserleri sayesinde Herkül’ü mekanlarda, insanların üzerinde hatta seramik takımlarda, kısaca hayatımızın içinde her yerde göreceğiz bundan sonra. Kendisine uğur getiren bu tanrının girdiği her mekana, insana ve MAG okurlarına güç getirmesini ve sanatçımız Emre Yusufi’nin tüm dünya çapında adının söylendiğinde eserlerinin, eserleri görüldüğünde de adının hatırlanmasını diliyorum. 302 magdergi.com.tr


L

ütfen çocukluğunuzdan bahsediniz bize. Aileniz, okullarınız, Bugününüzü etkileyen kişiler kimlerdi? Olaylar ve yerler nelerdi?

Kesinlikle özgür bir çocuk olduğumu söyleyebilirim. Sanatın içinde doğdum bir bakıma. Babam aynı benim olduğum gibi aynı okuldan mezun grafik sanatçısı, reklamcı ve müzisyen. Annem ise sanat tarihi mezunu galerici ve küratör. Ben de aralarında odasının duvarlarını boyama özgürlüğü olan bir çocuk. İlköğretim hayatım çok da parlak geçmedi. Uyum sağlayamadım müfredata sanırım. Tüm analitik ders defterlerimin arkaları çizimlerimle dolup taşıyordu. Zaten eğitim sisteminin ilköğretim safhasında ileride sanatla uğraşan bir çocuğa nasıl davranılması gerektiğini bilen yok. Sonrası daha iyi gitti. Önce kısa bir Floransa maceram oldu. Academia Italiana Sanat Okulu’nda bir yarı dönem resim eğitimi aldım. Dönemin şartlarında o şehirde kalmadım ama koluma altın bir bilezik taktım diyebilirim. Floransa’dan sonra o dönemde en parlak ve güçlü zamanını yaşayan Marmara Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Sanatlar bölümüne girdim. İyi bir öğrenci oldum. Daha sonrasında iş hayatı ve reklamcılık başladı. Bir iki deneme sonrası şimdi kurucusu da olduğum “Lemonade” reklam ajansında sanat yönetmenliği yaptım. İş hayatının yoğun temposundan biraz uzak kalmak için ve okulu özlediğim için Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar’da Grafik Sanatlar yüksek lisansı yaptım.


üçüncü göz

Sizi ilk Herkül heykelleriyle tanıdık. Peki bundan önce ne yapıyordunuz, nerelerde nasıl bir iş hayatınız vardı? İş hayatınızda hangi basamaklardan geçtiniz?

Sıfırdan neredeyse sıfır müşteri ve toplamda 3 kişiyle kurulan bir reklam ajansımız vardı. İşini çok titizle yapan ama çok küçük bir ekiptik. Ben bu ekibe dahil olmadan önce serbest olarak grafik tasarım işleri yapıyordum. Şimdiki ortağım ve ajansın başkanı Deniz Tokcan beni aradı bir gün ve yanına çağırdı. Karşı masasına oturdum ve oturuş o oldu… 13 yıl oldu biz LEMONADE’i kuralı ve şu an ulusal ve uluslararası orta ve büyük çapta markalara hizmet veren bünyesinde 20 kişinin çalıştığı bir ajans halini aldı. Tabii süreç oldukça sancılıydı. Reklam ajansı her ne kadar çok havalı bir isim olsa da iş akışı içinde hiç de havalı olmayan ne olaylar yaşanıyor. O zamanlar daha genç olmanın verdiği bir güçle kaldırabiliyorsunuz sanırım. Şimdilerde ise kendimi oldukça soyutladım reklamdan. O zaman yaptıklarımı yapamazdım.

Şu anda heykelleriniz dışında dahil olduğunuz başka sektörler var mı, varsa nelerdir bunlar?

Bir marka kurma aşamasındayım. Bu yazı yayımlandığı zaman kurulmuş olacak. Bu bir tasarım markası. İsmi “Yusufy”. Kendi soyadımdan türemiş bir marka. İlk işleri ise sweatshirt ve t-shirt satışları olacak. Tamamen benim grafik tasarımcı akademik bilgimi ve zevklerimi konuşturduğum, sanatımla ilgili ama tam da sanatım gibi gözükmeyen fakat aynı zamanda bana ait olduğu belli olan bir

304 magdergi.com.tr

çizgisi var. Marka Londra’da kuruluyor ve dünyaya satışı oradan gerçekleşecek. Her şey oldukça limitli olacak. İlerleyen zamanlarda ev tekstili, tabak ve kahve takımlarını da tasarlayacağım.

Mitolojiye büyük ilgim vardır benim, o kadar ki çocuklarımın adlarını dahi mitolojiden seçtim. Siz de ilk işinizde mitolojik bir tanrı seçtiniz. Pek çok tanrı ve tanrıça arasında neden Herkül’ ü seçtiniz?

Herkül seçimi biraz yaşadığım tecrübeler sonucu aldığım ilhamdan çıktı diyebilirim. En büyük tecrübelerden biri de şüphesiz Floransa’da geçirdiğim zaman olsa gerek. Sanat hayatımı şekillendiren tecrübe ve izlenimler orada yaşandı. Gün geldiğinde sanat yapmaya karar verip eşsiz bir fikirle çıkmak istediğimde sanırım o yıllara döndü düşüncelerim ve ilhamı oradan aldım. Aklımdaki şey öncelikle fikirsel zıtlıktı. Durağan bir nesneyi oldukça hareketli bir ortamda görmek keyifli olur diyordum. Bir heykelden daha durağan ve aynı zamanda insani formda başka bir nesne yoktu. Dahası insani formdaki bir heykel bizim yapabildiğimiz her şeyi de yapabilecekti. İnsani heykel fikrini olgunlaştırdıktan sonra kimi konu alacağımı düşünmeye başladım. Birkaç noktadan Herkül’ e geldim. Öncelikle insan hayatına adapte edeceğim bir tanrı olsun, öyle bir tanrı olsun ki yarısı zaten insan olsun. İçinde insan olmaya karşı merak olsun. İmrensin. Aynı zamanda gücü simgelesin diye düşündüm. Güç öyle bir şey ki hem parasal hem görsel anlamda yadsınamaz yumuşak karnımız.


Bu kriterlerin hepsine uyan tanrı Herkül’ dü ve seçimimi ondan yana yaptım. Şans getirdi diyebilirim.

İlham aldığınız, kendinizi doldurduğunuz noktalar nelerdir?

Ben ilham almakla şunu söylerim hep. İlham almak için önce tecrübe yaşamanız gerekir. Tecrübe her türlüdür. Orada olmak, izlemek, koklamak, konuşmak kısacası; hayatla kesilmeyen sürekli bir iletişimde olmak gerekir. Çok iyi bir gözlemci olmak lazım gerçekten. Bütün bu yaşananların sonunda doğru zamanda doğru dosyayı beyninizin rafından çekersiniz ve işte ilham odur zaten. Ben sabah kalkıp gece gözümü kapatana kadar yaşadığım her basit gündelik konunun bana dönüp bir gün, bir konuda ilham verebileceği bilinci ile yaşıyorum.

Genç bir sanatçısınız. Aile hayatınızdan bahsedelim biraz... Evli misiniz çocuklarınız var mı? Varsa ya da ilerde olursa onların da bir sanat dalıyla uğraşmalarını ister misiniz? Ve onları yönlendirir misiniz? 38 yaşındayım ve nerdeyse 39 oldum. Evli değilim. Buna kapalı da değilim ama bir şekilde zamana bıraktığım ve doğru insanı beklediğim bir konu. İleride çocuklarım olursa önce serbest bırakacağım ve yönlendirici olmayacağım. Sadece spor konusunda bir yönlendirmem olabilir çünkü spor hayat kurtarıyor. Sonrasını yaşar görürüz…

Sanatseverleri kasıp kavuran ve çok değişik tasarımları olan Herkül’den önce neler yapıyordunuz? İlk Herkül ile başlamadım. Dönemsel etkilenmelerim, ilgi ve teknik becerilerim doğrultusunda bir takım ön koleksiyonlarım da oldu. Daha çok grafik sanatlar etkisinden daha resimsel işlere yöneldim. Daha önceki çalışmalarım salt grafik tasarımlar ve fotomanüplasyonlardı. Sonralarında çektiğim portre fotoğraflarını resimlere dönüştürdüm, daha sonra hayvanlarla bir takım çalışmalar yaptım. Ve son olarak Herkül’ e başladım. Her dönemde her işin belli bir etkisi oluyor. Etkileri ve tepkileri doğru gözlemleyerek nerede kalmanız ya da nereyi geliştirmeniz gerektiğini anlıyorsunuz. Benim için en büyük tepki Herkül’de olduğu için ona yoğunlaştım. Comtemporary 2016’ da ilk sergimin ardından oluşan yoğun ilgi, bana bazı yurt dışı galerilerinde de bulunma fırsatı verdiği gibi ilerlememi sağladı. Her platformda ve neredeyse her coğrafyada güzel tepkiler aldım ve yönümü bu şekilde belirledim.

Sizce Türkiye’de sanat ve sanatçı evrensel ölçeğin neresinde?

Üzülerek söylemek gerekirse çok tanınmıyoruz. Dünya çapında tanınırlık zaten zor ama belli bir oranda tanınmış olanlar ise çoktan beyin göçünü yapmış.

Yakın gelecekteki plan ve projeleriniz neler? Sırada neler var?

Öncelikle uluslararası yüksek bilinirliği ve gücü olan bir galeri ile global bir sergileme içinde bulunmak, Venedik Bienali’nde işlerimin sergilenmesini sağlamak, önemli bir müze sanatçısı olmak ve sürekliliği olacak şekilde önemli fuarların bir parçası olmak var diyebilirim.

En büyük hayaliniz nedir?

Dünyada adımın söylendiğinde işimin, işimin gösterildiğinde de adımın akla gelmesi.

Sanatın bu boyutuyla ilgilenecek gençlere neler tavsiye edersiniz?

Gençlere en büyük tavsiyem “Cesaret”. İkincisi “Sürdürebilirlik”. Üçüncüsü “İstikrar”. Cesaretle ve kendilerine dürüst olarak en özgün fikri bulmak için bol çalışma ve deneme yapmak lazım. Bulduğunuzda zaten bileceksiniz çünkü onun aynı zamanda sürdürebilir olduğunu da fark edeceksiniz. Bu çok önemli. Daldan dala atlamak bana çok doğru gelmemiştir. Bir fikir doğurgan olmalı. Öyleyse size ait ve özgündür. Doğurgan bu fikri bulduktan sonra geriye istikrarlı bir şekilde bunu devam ettirmek kalıyor. Tekrara düşmeden sıkılmadan aynı çerçeve içinde hep yeniyi sunmak için çok çalışmak gerek.

Sizce sanat pahalı mı?

Sanatın pahası biraz spekülatif. Bu da normal çünkü çok dinamik var. Sanatçının kimliğinden, cv’ sine, oradan yaşına, yaşından tekniğine, sonra materyaline kadar değişkenin olduğu bir durum. Fakat her ne olursa olsun sanatçının işi zor çünkü lüks tüketimin de üstünde bir yerde duruyor. Kesilecekler listesinin bence en başında. 


davet

DİLAY KORKMAZ, MUAMMER KAPUCUOĞLU, VOLKAN ATAMAN, ZAFER ALKAYA

YILDIRIM MAYRUK

ACE of M.I.C.E Ödülleri Sahiplerini Buldu Her yıl dünyaca ünlü markaları ağırlayan ACE of M.I.C.E. Awards Etkinlik ve Toplantı Ödülleri’nin görkemli töreni, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleşti. Bu yıl yedincisi düzenlenen ACE of M.I.C.E. Awards, Volkan Ataman’ın başkanlığında ve Turizm Medya Grubu organizasyonuyla düzenlendi. Türkiye’nin en iyi markalarının üst düzey yöneticileri ve sektör profesyonellerinden oluşan 84 kişilik jüri heyeti, noter huzurunda etkinlik endüstrisinin en iyilerini belirledi. Görkemli törende, özel ödüllerle birlikte toplamda 33 ödül verildi. 

306

IVANA SERT


PELİN AKIN, SUZAN KARDEȘ, LÜTFÜ SAPMAZ, KORAY UZUN

Gerçekleșen törende sektörün global arenada tanıtımı için çalıșmalarına devam edileceğinin altı çizildi. ECE VAHAPOĞLU

TAN SAĞTÜRK

NALAN DEMİRCİOĞLU

CAN ÇAVUȘOĞLU


ipek’in objektifinden

İpek Gençer

ipek@magmedya.com.tr

Frankfurt Yollarında Hoș geldin mayıs! Doğanın gerçek anlamda uyanıșının ayıdır mayıs ayı... Sadece doğayı değil, ruhlarımızı da uyandırır adeta... Sonbaharın hüznü ve kıșın huzurlu dinginliğinden sonra bahar mevsimi, bizi en güzel renkleri, tüm coșkusu ve neșesiyle baștan çıkarmaya hazır! İște mayıs ayının en baștan çıkarıcı rotası Frankfurt...

Y

FOTOĞRAFLAR: İPEK GENÇER

olculuk sadece bir yerden bir yere gitmek, zaman ve mekan içinde yer değiştirmek midir sizce? Yoksa uzaklaşmak, bir yere varmak, yeni yerler görmek, eskiye veda etmek midir? Ya da mevcut varlığımızı bir köşede bırakıp ruhumuzu keşfe doğru bir seyahat midir? Sanırım herkes için her yolculuğun farklı anlamları var. Bazen bizi olgunlaştıracak yollardır, bazen bizi dönüştürecek gidişlerdir. Bazen iç dünyamızı zenginleştirecek, kalbimizi ve ruhumuzu genişletecek bir maceradır, bazen belirsizliklerde kaybolmak, bazen de unutamayacağımız anılar ve

308 magdergi.com.tr

kahkahalardır. Bu kadar çok farklı duyguyu çağrıştıran yolculuklar için en kesin söyleyebileceğim şey, her yolcuğun bizi değiştirdiğidir. Yolculuklardan asla aynı kişi olarak dönmeyiz. Genelde aynı yere yolculuk etmeyi tercih etmem. İsterim ki her yolculukta yeni bir yer göreyim, keşfedeyim. Ama bazı yerler var ki, her gittiğinizde size yeni heyecanlar yaşatır ve daha önce görmediğiniz bir yüzünü gösterir. İşte Frankfurt benim için böyle bir şehir. Küçük, şirin, düzenli ama sürprizlerle dolu. Gelin Frankfurt’u yakından tanıyalım...


ROMERBERG

DOM KATEDRALİ

Main Nehri kıyısında kurulmuş olan Frankfurt için, Avrupa’nın en büyük finans merkezi ve Almanya’da iş dünyasının kalbinin attığı şehir diyebiliriz. Ünlü Rothschild ailesi, uluslararası bankacılık imparatorluğunun temellerini burada atmış. İçlerinde Avrupa Birliği Merkez Bankasının da bulunduğu, sayıları 230’a ulaşan bu kadar çok banka ile aynı zamanda ‘’Bankalar Şehri’’ olarak da adlandırabiliriz Frankfurt’u. Berlin, Hamburg, Münih ve Köln’den sonra Almanya’nın beşinci büyük şehridir. Büyük dediğime bakmayın, idari sınırlar içindeki 730.000 civarında olan nüfusuyla dünyanın en küçük metropolü. Bu nüfusun da sadece üçte birinin Alman pasaportuna sahip olduğunu düşünürsek, Frankfurt için oldukça uluslararası bir şehirdir diyebiliriz. Dünyanın neresinden gelirseniz gelin, Frankfurt’ta dilinizi konuşacak birini veya en sevdiğiniz yemeğin olduğu bir restoranı mutlaka bulabileceğiniz söylenir. Frankfurt’un bu açık ve misafirperver atmosferinde, asırlar boyunca ticaret merkezi oluşunun etkisi büyüktür. Burada çok çeşitli kültürlerden gelen insanlar, uzun yıllar boyunca birbirleriyle barış içinde yaşamışlar. Tarihi 2. Yüzyıla kadar uzanan Frankfurt’un, imparatorluk kalesi çevresine doğru yayılmış olan Old City, 2. Dünya Savaşı’na kadar Avrupa’nın en büyük Ortaçağ şehriymiş. 1944’teki İngilizlerin Nazilere karşı yaptığı bombardımanlarla (1 ay içinde 27.000 ton bomba atılmış Almanya’ya) büyük ölçüde tahrip edilmiş ve daha sonra modern binalar ve gökdelenlerle şehir yeniden inşa edilmiş... Şehir merkezinin hemen yanında yükselen bu gökdelenlerle Ortaçağ’dan kalan yapılar, birbirine oldukça zıt bir görüntü sergilese de fotoğraf meraklıları için çekici bir fon oluşturuyor. Gökdelen demişken Frankfurt’taki en yüksek yapı 337 metrelik yüksekliğiyle Europaturm. Ünlü Mimar Norman Foster tarafından tasarlanmış olan Commerzbank Tower (259 metre)

ikinci sırada geliyor. 150 metrenin üzerinde yeni yapılanlarla beraber 15’ten fazla gökdelen olduğu varsayılırsa, Frankfurt’a ‘’Mainhattan’’ diye ikinci bir isim takmalarına şaşırmamak lazım. 1240 yılından beri ticaret fuarlarına ev sahipliği yapan Frankfurt, hala da en önemli fuarların düzenlendiği bir merkez. Frankfurt Kitap Fuarı, dünyadaki en önemli fuarlardan biri. Onu Otomobil Fuarı ve Heimtextil Ev Fuarı izliyor. Gelelim Frankfurt’un gezilecek yerlerine; Römerberg: Kentin merkezinde bulunan, geçmiş zamanların geleneksel yarı ahşap mimarisinin en klasik örneklerini görebileceğiniz bu şirin meydan, o kadar bombalanmasına ve tekrar yapılmasına rağmen bence tarihi dokusundan pek bir şey kaybetmemiş... Sivri çatıları, ön cephelerinde çapraz şekilde monte edilmiş ahşapları ve minik bölmeli pencereleriyle bana hep Hansel ve Gretel masalını hatırlatan bu meydan, Frankfurt’un en popüler meydanı. Meydana adını veren belediye binası, 15. yüzyıldan beri burada yerini koruyor. 9. yüzyıldan beri fuarlar, turnuvalar, festivaller, sergiler, imparatorluk seçimleri, idamlar ve taç giyme törenlerine ev sahipliği yapmış bu meydandaki gözleri kapalı, elinde kılıcı ve terazisiyle dimdik duran adalet heykeli ve çeşmesi, Frankfurt’un ilk çeşmesi. Her evin kendi adını taşıdığı bu meydanın ilgi çekici yapıları, the Ostzeile, Haus Wertheim, Grosser Engel, Goldener Greif, Wildermann ve Kleiner Laubenberg. Bu meydanın bombalanmadan önceki ve sonraki maketlerini Historiches Museum’da (Tarih Müzesi) görebilirsiniz. Küçük hediyelik eşya dükkanları ve kafelerle dolu olan bu meydan her zaman cıvıl cıvıl... Ayrıca, her yıl bu meydanda kurulan Almanya’nın en eski ve en büyük geleneksel Noel Pazarı’nın, aynı zamanda Avrupa’nın en güzel Noel Pazarı olarak gösterildiğini de hatırlatayım...


ipek’in objektifinden

MYZEİL MYZEİL

Frankfurt Katedrali (Dom Katedrali-Empreror’s Cathedral Saint Bartholomew): O kadar gökdelenin arasında, tüm görsel ihtişamı ve 95 Metrelik kulesiyle gözden kaçırmanız pek mümkün olmayan bu katedralde 1562-1792 yılları arasında imparatorluk taç giyme törenleri yapılmış. 1867’deki yangında oldukça hasar gören bu yapı, daha sonra neo-gotik stilinde yeniden inşa edilmiş. Havanın iyi olduğu zamanlarda, 66 Metre yükseklikteki kulenin gözlem platformundan, meydanı kuşbakışı seyredebilirsiniz. Goethe-Haus und Museum: Tipik bir 18. Yüzyıl binası olan bu ev(bombalamalardan sonra renove edilmiş), dünya edebiyatının en büyük yazarlarından biri olan Johann Wolfgang von Goethe’nin doğduğu ve 35 yıl boyunca oturduğu evdir. 1774 yılında ona büyük ün sağlayan ‘’Genç Werther’in Acıları’’ isimli eserini bu evde yazmıştır. Odalar, size 18. yüzyılın günlük yaşamı hakkında pek çok ipucu verebilecek, orijinal ve reprodüksiyon mobilyalarla dekore edilmiştir. En üst katta bulunan Goethe’nin yazı masasını ve kütüphanesini mutlaka görün. Müzede ise yazara ait çalışmalardan oluşan bir kütüphane, ve Goethe’nin döneminden resim koleksiyonlarını bulabilirsiniz. Palmengarten: Almanya’nın en büyük botanik bahçesidir. Mottosu; bitkiler, hayat ve kültür olan Palmergarten’in en ilgi çekici bölümleri tropikal bitki türleri içeren seralar ve coğrafi konumlarına göre düzenlenmiş her çeşit bitkiyi kendi doğal ortamında sergileyen dış mekan botanik bahçeleridir. Museumsufer: Frankfurt’un müzeler bölgesi olan bu bölge, Main Nehri’nin güney kıyısı boyunca dizilmiş 12 müzeyle tüm sanatseverlerin ilgi odağı. Uluslararası birinci sınıf koleksiyonların yer aldığı bu müzeler arasında, Avrupa’nın en önemli etnoloji müzelerinden biri olarak kabul edilen Dünya Kültürleri Müzesi (Museum der Weltkulturen) var. Asya, Mısır, Yunan ve Roma dönemi heykellerinin yanı sıra Barok, Ortaçağ ve Rönesans dönemlerine ait eserlerin bulunduğu Liebieghaus Müzesi de mutlaka görülmelidir. 14. yüzyıldan kalma mükemmel bir

310 magdergi.com.tr

koleksiyona ev sahipliği yapan ve muhtemelen bu sınıfta dünya müzeler sıralamasında en üst sırada yer alan Stadel Art Museum; Rembrandt, Goya, Monet, Degas, Durer, Cezanne, Pollock ve Ernst gibi sanatçılara ait oldukça geniş bir koleksiyona sahip. Schirn Kunsthalle ise sıra dışı sergilerinin yanı sıra sergi sonrası partileri ile ünlü. Experiminta, çocukların bayılacağı bir çağdaş bilim müzesi ve merkezi. Burada çocukların sergilenen her şeye dokunmaya veya denemeye izni var. İnteraktif ekranlar, oyunlar ve deneyler sadece çocukları değil, yetişkinleri bile cezbediyor. Bunların dışında Deutsches Filmmuseum(Film Müzesi), Museum für Kommunikation (Komünikasyon Müzesi) , DAM Deutsches Architekturmuseum (Alman Mimarisi Müzesi) de müze severlerin ilgisini çekebilir. Museum Für Moderne Kunst – MMK (Modern Sanat Müzesi) Dünyanın en önemli çağdaş sanat (Contemporary Art) müzelerinden biridir. 1991 yılındaki açılışından bu yana, şehrin kültürel ve sosyal yaşamında büyük rol oynamıştır. 1960’lı yıllardan günümüze kadar 5.000 adetin üzerinde sanat eserini bünyesinde bulunduruyor. Çeşitliliği ve eşsiz profili bakımından diğer müze koleksiyonlarına açık arayla fark atıyor. Labirente benzer geçişleri ve post modern mimarisi ile de oldukça ilgi çeken bu bina, alışılmamış açılardan seyredilen ilginç sergilere ev sahipliği yapıyor. Alte Oper: 2. Dünya Savaşı’nın hışmına uğramış bir güzel yapı daha... Bombardımanlarla yıkıldıktan sonra orijinaline uygun olarak tekrar inşa edilen bu tarihi opera binasında artık daha çok müzikal, konser ve şovlar için perde açılıyor. Eschenheımer Tower: Modern binaların ve kalabalık caddelerin inadına, masal kitabından fırlayıp şehrin ortasına konmuş gibi duran bu sevimli Ortaçağ kulesi, 15. yüzyıldan kalma. 47 metrelik yükseklikteki şirin kuleleri seyrederken sanki küçük pencerelerin biri açılıverecek ve Rapunzel sarı örgüsünü trafiğin ortasına sallandıracak gibi hissediyorsunuz...


KLEİNMARKTHALLE

SHİRN KUNSTHALLE

Kleınmarkthalle: Pazarlar, bir şehri daha iyi hissedebilmek için ziyaret edilebilecek en doğru adrestir. Yerel halkın alışveriş yaptığı bu pazarın geçmişi 1954 yılına kadar uzanıyor. 150 farklı pazar tezgahını barındıran bu pazarda, peynir çeşitlerinden hamur işlerine, rengarenk çeşit çeşit çiçeklerden sosislere, pek çok gurme ürün bulabilirsiniz. Hayatımın en lezzetli istiridyelerini burada yemiştim. Söz yemekten açılmışken size güzel bir yeme-içme rehberi hazırladım: İtalyan mutfağı için VaiVai, sushi severler için Moriki, tapas için Casa Pintor, pasta severler için Imori Patisserie, geleneksel Alman mutfağı için Sachsenhausen bölgesindeki Wagner Restaurant), unutamayacağınız bir brunch için Metropol Kaffeehaus, parmaklarınızı yalayacağınız bir hamburger için What’s Beef, yemek eşliğinde ışıl ışıl bir gece manzarasını tepeden seyretmek için Main Tower Restaurant, vejetaryenler için Michelin yıldızlı Seven Swans, en romantik akşam yemeği için şehrin en havalı otelindeki Roomers Restaurant. Barlar da,Frankfurt’un en önemli sosyalleşme merkezleri. Benim en sevdiğim, küçücük bir mahalle barı olan Bar ohne Namen (isimsiz bar). Şehrin en güzel içeceklerini hazırlayan, diğer bir adı ‘’Good times for good people’’olan bu barın tepesinde çömelmiş bir Örümcek Adam duruyor. İçerde ise Star Wars’un Yoda’sından Lego karakterlerine, dalların üzerinde baykuşlardan E.T.’ye her türlü karaktere rastlamak mümkün. Gece kuşları, Chinaski, Pracht ve Sullivan Bar’ı bir kenara yazabilir. Roomers’ın barı da şu sıralar çok popülermiş, bilginize... Gece hayatını sevmiyorsanız bile, bölgeye özel elmalardan yapılan Apfelwein’ı mutlaka deneyin! Frankfurt’a çocuklarıyla gelecek olanlar için Frankfurt Hayvanat bahçesi en güzel alternatif. Bir de hem büyüklerin hem de küçüklerin bayıldığı, üzeri rengarenk resimlerle boyanmış eski bir tramvay turu olan Ebbelwei Express ile küçük bir şehir turu atmak oldukça keyifli olabilir. Kalabalıktan kaçanlar, şehrin gizli cevheri olan Bethman Park’a uğrayıp sükunet ve huzur içinde meditasyon yapabilir. Fotoğraf severler buradaki Çin bahçesinden inanılmaz kareler yaratabilir.

MMK MUSEUM

Alışveriş tutkunları, kentin en hareketli caddesi olan Zeil Caddesi ve burada bulunan MyZeil Alışveriş Merkezi’ne göz atabilirler. Marka severler, Goethestrasse’yi, lokal tasarımcıların meraklıları, Bruckenstrasse’yi gezebilir. Macera severler ve gezme merakını dizginleyemeyenler ise bir Harley Davidson kiralayıp Frankfurt’a 1-2 saat uzaklıkta bulunan rüya kasabaları Heidelberg, Darmstadt, Idstein ve Heppenheim’da turlayabilir. Merak etmeyin, bisiklet ve motosiklet kullanmak için en güvenli yerlerden biri Frankfurt. Eğer motor kiralamayı düşünüyorsanız, güvenli bir ceketten eldivene, kasktan, motor için çantalara kadar tüm ekipmanınızı kiraladığınız yerden temin edebiliyorsunuz. Hızınızı alamazsanız Bavyera Alpleri ve göllerin etrafından dolaşacağınız masal yolları sizi bekliyor! Yeni rotalarda görüşmek üzere, Sevgi ve sağlıkla kalın.


moda

FOUAD SARKİS

Fouad Sarkis ve Yeni Koleksiyonu “Kadınların elbiselerimizin içine girmesini ve kendilerini içeride bulmasını istemiyoruz, içeride yeni bir benlik bulmasını istiyoruz.”

F

ouad Sarkis Couture

Son koleksiyonu ile büyük yankı uyandıran Fouad Sarkis Couture, kadınları farklı ve cesur olmaya davet eden, dünyaca ünlü pek çok isimle çalışmış ve dünyada varlığını ispat etmiş bir marka... Fouad Sarkis Couture, bugün dünya çapında bir couture markası... Fabrikası İstanbul’da bulunan markanın koleksiyonları dünya çapında elit mağazalarda yer alıyor...

312 magdergi.com.tr

Yeni Koleksiyon; Wonderland

Rengarenk ormanlardaki harika yolculuklar hakkında... “Harikalar Diyarı” harikadır. “Tasarım, gerçekliği fantezi ile karıştırma sanatıdır. Harika hikayelerden ve mutlu sonlarından esinlenerek, masallar dünyasına ve onların sıra dışı kostümlerine, görünüşlerine ve ikonik karakterlerine olan aşkımı canlandıran koleksiyonum ‘Wonderland’i tasarladım.” diyor Fouad Sarkis 




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.