MAG Business 2012

Page 1




































ALIŞVERİŞ

“İş”te Şıklık İş hayatında her kadın bakımlı ve hoş görünmek ister. Sizler için sezonun öne çıkan parçalarından çok hoş bir alışveriş sayfası hazırladık. Kendinize gösterdiğiniz özen işinize yansısın...

1

3

2 9

4

8

5

6

10

11

7

1.MAX&CO CEKET • 2.DAMAS BİLEZİK 4.400 TL • 3. SO CHIC MERCAN KÜPE 348 TL • 4.MARINA RINALDI KOLYE • 5.PARK BRAVO ELBİSE 229 TL •6.S.HO FERRE AYAKKABI 642,00 TL • 7.MAXMARA AYAKKABI • 8.PIRLANT PRYNGEPS QUARTZ TIMONIER STONES DONNA SAAT 266 £ • 9.PARK BRAVO BLUZ 129 TL • 10.PARK BRAVO PANTOLON 159 TL • 11. MARINA RINALDI KROKODİL ÇANTA •


RÖPORTAJ

EBRU KARAGÜL

"Festina Lente" - Yavașça Acele Et

BİREYSEL EMEKLİLİK TÜRKİYE'DE SEKİZİNCİ SENESİNİ TAMAMLADI.

Bireysel Emeklilik konusunda girişimci olmaya karar veren Ebru Karagül ve Semih Pala ile özel bir röportaj gerçekleştirdik. Türkiye’de sekizinci senesini tamamlayan bu sistem hakkında konuştuk.

K

endinizden bahseder misiniz? 1973 yılında Anakara doğumluyum. 1996 yılında ODTÜ'den mezun olur olmaz bankacılık sektöründe çalışmaya başladım. 2012 Mart ayında sektörden ayrılarak "Bireysel Emeklilik" konusunda girişimci olmaya karar verdim.

Neden “Bireysel Emeklilik”? Sistem Türkiye'de sekizinci senesini tamamladı. Ancak son dönemde ismini duyurmaya başladı. Ortağım ve ben uzun yıllardır bu sistemin faydalarını görebiliyorduk ve yakın çevremize öneriyorduk. Ayrıca bankacı olarak müşterilerimi de bu sistemden haberdar ederek faydalanmalarına yardımcı oldum. Sistemin avantajlarını tasarruf ve yatırım aracı olarak maksimum kitleye ulaştırmak için bu üründe yoğunlaştık ve katılımcılarla 34

birlikte geleceğimiz için “yavaşça acele etmek” istedik. Ortağınız Semih Bey ile aynı noktaya baktığınızı nasıl fark ettiniz? Semih Bey'le Erickson Koçluk Eğitimi'nde bir araya geldik. Eğitim bittiğinde iki ODTÜ mezunu Erickson Koçu olarak çok inandığımız Bireysel Emeklilik konusunda girişimci olmaya karar verdik. Bireysel Emeklilik ürününde hedef kitleniz nedir? Herkes... Türkiye'de yaşayan kadın, erkek, her yaş insanın bu sisteme dahil olması ve gelecekte her dem baharı yaşaması için tasarrufunu maksimum getiri ve avantaj sağlayan bu sistemde değerlendirmeleri gerektiğine inanıyoruz. "Festina Lente" yani yavaşça acele et!



RÖPORTAJ

EMRULLAH AKÇAKAYA Bașarının Asıl Kaynağı İstemek

Birçok alanda farklı ödüllere layık görülen Swissôtel Ankara başarısına başarı katıyor. Misafirlerine en kaliteli hizmeti sunmayı amaç edinmiş Swissôtel Ankara Genel Müdürü Emrullah Akçakaya ile bir röportaj gerçekleştirdik.

S

izi kısaca tanıyabilir miyiz? Ankara’ya Ekim 2009’da geldim. Onun öncesinde ise Swissôtel Göcek’te Genel Müdürlük görevini yürütüyordum. Swissôtel ailesine Ocak 2008’de Swissôtel Göcek’te katıldım. Orada Genel Müdürlük görevimi 20 ay yürüttükten sonra, Swissôtel Ankara’ya geldim ve o tarihten beri de Ankara’dayım.

İş yaşantınıza nasıl başladınız? Mersin Üniversitesi Turizm ve Otel Yönetimi mezunuyum. Turizm sektöründeki ilk deneyimim, okul bittikten sonra Mersin Hilton’da resepsiyonist olarak başladı. Daha sonrasında Mersin Hilton’da ön büro müdürlüğü pozisyonuna terfi ettim. Hilton Konya’da satış direktörlüğü yaptıktan sonra, Dedeman Konya’ya Genel Müdür olarak geçtim. Sonra Swissôtel Göcek ve Swissôtel Ankara. Üç şirkette toplam 20 yıl... Kendi şirketinizde olmazsa olmaz dediğiniz kurallar neler? İşinizi daha da büyütmek için geliştirdiğiniz size özel yöntemler var mı? Sektörel olarak işimiz insan ilişkileri üzerine kurulu, dolayısıyla güler yüz ve içten hizmet vererek misafir memnuniyetini olabilecek en yüksek noktada tutmak olmazsa olmazlar arasında. Misafirlerimizin öneri ve şikayetlerini titizlikle dinleyerek, onların istekleri doğrultusunda en iyi hizmeti sunmak asıl amacımızdır. Dünyaca ünlü seyahat dergisi Condé Nast Tra36

SWİSSÔTEL AİLESİNE OCAK 2008’DE SWİSSÔTEL GÖCEK’TE KATILDIM.

veler, 2011 yılının en iyi otellerini içeren TOP 100 listesi içerisinde Swissôtel Ankara ilk 100’de yer aldı. Derginin her yıl yaptığı listede, Swissôtel Ankara, “Okuyucu Ödülleri 2011” değerlendirmesinde dünyanın en iyi 58. oteli seçilirken, Güney Avrupa TOP 75 listesinde ise Güney Avrupa’da bulunan en iyi oteller sıralamasında 4. sırada yer aldı. Değer görüldüğümüz bu ödül hem ülkemizin tanıtımı için hem de bizim için çok önemli. Tüm dünyada 8 milyondan fazla okuyucusu bulunan ve dünyanın en popüler dergisi olan Conde Nast Traveler’ın okuyucuları tarafından bu ödüle layık görülmek, sunmuş olduğumuz hizmet kalitesini ve misafirlerimizin memnuniyetini sergilemektedir. Almış olduğumuz bu güzel ödül Kültür ve Turizm Bakanlığımız tarafından da fark edildi ve Sayın Kültür ve Turizm Bakanımız Ertuğrul Günay’dan bu konuyla ilgili teşekkür yazısı alarak takdir edildiğimizi de ayrıca belirtmek isterim. Sosyal medya konusunu ve önemini yeterince biliyor musunuz? Bu konuda çalışmalarınız var mı? MAG Sosyal Medya’nın ve MAG PR’ın hizmetlerini biliyor musunuz? Günümüzde Sosyal Medya son birkaç yıl içerisinde hızla gelişmiştir ve halen her gün gelişmektedir. Bu gelişimin gerek iş hayatına gerekse sosyal yaşantımıza etkisi kesinlikle yadsınamaz. Günümüzde artık herkes her türlü bilgiyi internetten edinebilmekte ve rahatlıkla ulaşabilmektedir. Bunun yanı sıra sosyal medya platformları kişilerin bilgileri daha hızlı paylaşmasına yardımcı olmakta ve aralarındaki interaksiyonu farklı bir bo-


RÖPORTAJ

MÜŞTERİLERİMİZİN İSTEKLERİ DOĞRULTUSUNDA EN İYİ HİZMETİ SUNMAK ASIL AMACIMIZDIR.

YAPTIĞINIZ İŞİ GERÇEKTEN SEVİYORSANIZ DAHA ÖZVERİLİ OLURSUNUZ.

yuta taşımaktadır. Her ne şart altında olursa olsun asla vazgeçemeyeceğimiz iletişim ve sonuç olarak gerçekleşmesini beklediğimiz etkileşim olgusu bizi Facebook ve Twitter gibi sosyal ağlara üye olup takip etmeye zorlamaktadır. Sosyal paylaşım sitelerinde paylaşılan bilgiler ve düşünceler o kadar etkili olmaya başladı ki, milyonlarca insanı kapsayan geniş kitleleri bir araya getirdi. Birçok marka ve şirket aynı platformda iletişimini sağlayabilmektedir. Bu doğrultuda bu değişime ayak uydurmamak imkansız. Swissôtel Ankara olarak, Facebook ve Twitter gibi sosyal paylaşım sitelerinde biz de daha çok kişiyi otelimizde olan aktivitelerden, yapmış olduğumuz promosyonlardan ve yapmış olduğumuz sosyal sorumluluk projelerinden haberdar edebiliyoruz. Ulaşmak istediğimiz kitleye çok daha hızlı bir şekilde ulaşabiliyoruz. Artık internet ve her türlü bilgi i-Pad’lerimizde, hatta cebimizde taşıdığımız cep telefonlarımızda kısacası hayatımızın büyük bir kısmında… MAG Medya’nın sunduğu teknolojik alt yapı, içerik yönetiminden sosyal medya kampanyaları geliştirmeye kadar sosyal gücü ile birçok hizmet vermekte olduğunu biliyor, uygulamakta olduğu yenilik ve gelişmeleri takip ediyoruz.

hemen her noktasında geri dönüşüm çöp kutuları bulunmaktadır, atıklar ve kimyasal maddeler doğaya zarar vermemek adına geri dönüşüm firmalarına iletilmektedir. Kullandığımız elektrik enerjisini, yine doğaya katkı sağlamak adına bizden sonraki nesilleri de düşünerek rüzgar enerjisinden elde etmekteyiz.

Sürdürülebilirlik kapsamında yapmakta olduğunuz çalışmalar nelerdir? Sürdürülebilirlik projeleri kapsamında Swissôtel Ankara çalışmalarına sosyal sorumluluk, çevreye duyarlılık, doğal kaynaklar ve ekolojik denge olmak üzere 4 farklı alanda devam etmektedir. Sosyal sorumluluk projelerimiz kapsamında yılda bir kez lösemili çocuklara yardım adına düzenlenen bir organizasyona ev sahipliği yapmaktadır. Otel bünyesinde engelli misafirlerimiz için özel bir odamız ve hem toplantı alanları hem de misafire açık olan alanlarda engelli misafirlerimize özel tuvaletlerimiz bulunmaktadır. 2011 yılında pet şişe kapakları toplanarak bir tekerlekli sandalye alınmış ve engelli bir arkadaşımıza hediye edilmiştir.

ride bulunamazsınız. Başarıyı da bu şekilde elde etmek zor. Kısacası işinizi sevmek birçok artıyı da beraberinde getirir. Artılar birikir ve başarı olarak size geri döner.

Çevreye duyarlılık çalışmalarımızla ilgili; Swissôtel Ankara “Sürdürülebilir Çevre ve Verimlilik Programı” kapsamında uluslararası kabul gören çevre standartlarını karşılayarak Beyaz Yıldız Sertifikası almaya hak kazanmış Ankara’daki tek oteldir. Bununla birlikte Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB) tarafından yürütülen Yeşil Oteller Projesi kapsamında, Swissôtel Ankara “Yeşillenen Oteller” plaketini almaya layık görülmüştür. Bu projede de turistik işletmelerde kullanılan su, elektrik, enerji, kimyasal ve katı atık miktarının kontrol altına alınması hedeflenmektedir. 2011 yılında kurumsal alanlara ağaçlandırma projemiz gerçekleşmiştir. Otelimizin hemen

Günün stresini ve yorgunluğunu nasıl atıyorsunuz? Günün stresini ve yorgunluğunu günün sonunda spor salonunda yürüyüş yaparak ve spor yaparak atıyorum.

Doğal kaynakları tasarruflu kullanmak adına su tüketimimize dikkat ediyoruz. Otelimizde aydınlatma enerji tasarrufu sağlıyor ve ısı geri kazanım sistemleri kullanıyoruz. Ekolojik denge projelerimiz kapsamında kullandığımız ürünleri yakın civarlardan temin etmeye, soyu tehlike altında olan hayvanları ve yavru balıkları tüketmemeye ve mutfakta organik ürünler kullanmaya dikkat ediyoruz. Başarılı olmak için neler yapmak gerek? Başarının asıl kaynağı istemek diye düşünüyorum. Yaptığınız işi gerçekten seviyorsanız daha özverili olursunuz. Kendi sektörüm ve özel sektör için söylemem gerekirse çalışma saatleri konusunda esnek olmak gerekiyor. Sevmediğiniz bir işte özve-

İş hayatına yeni atılmış genç girişimciler ilk etapta nasıl bir yol izlemeliler? Tavsiyeleriniz neler? Öncelikle iş hayatlarına atılmadan önce öğrenimleri devam ederken yaz aylarını boş geçirmeyerek mutlaka bir yerlerde çalışmalarını tavsiye ediyorum. Olabildiğince tecrübe edinerek iş hayatına girmelerinin onlar için çok faydalı olacağı kanaatindeyim.

Bir gününüz nasıl geçiyor? Her sabah departman müdürlerimiz ile olan toplantıyla güne başlıyorum. Ardından tarafıma gelen e-maillere cevap veriyorum. Eğer o gün planımızda var ise Satış Pazarlama Direktörümüz ile birlikte önemli kontaklarımıza ziyarette bulunuyorum. Mutlaka gün içinde yapılan hazırlıkları ve çalışanlarımızı kontrol etmek üzere otel turu yapıyorum. 37


MARKA

ERKAN AYTEKİN

Tasarımı Aklın Ve Kalbin Gözüyle Görmek Türkiye’de son yıllarda gelişen tasarım anlayışıyla paralel ilerleyen bir marka olan Enne, 13. yaşını kutlarken modern mobilya tasarımı ve üretimi alanında global başarılarla kendisine köklü bir yer edindi.

G

ünümüzde insanlar, yaşamlarında bir denge ve sakinlik arayışındalar. Bu nedenle ev geçmiş yıllara nazaran kent insanının hayatında önemli bir yere sahip oldu. Ev hem dinlendiğimiz, hem arkadaşlarımızla sosyalleştiğimiz hem de çocuklarımızla eğlendiğimiz, geçmişe nazaran daha değerli bir kimliğe büründü. Bu nedenle evimiz hem ruhumuzu arındıran, kapıyı kapattığımız anda günün karmaşasını geride bıraktıran en kıymetli sığınağımız oldu. Bu sözler Enne firmasının Kurucusu ve Tasarım Direktörü Erkan Aytekin’e ait. Türkiye’de tasarımın ve iç mimarinin son yıllardaki gelişimi hakkında görüşlerini paylaşmasını istediğimiz Aytekin, konuya hakim olan ve bütün bu gelişimi ve değişimi yaşayan isimlerden birisi olarak, 1999 yılında kurduğu Enne markasının gelişim öyküsüyle paralel Türkiye’deki ev ve ofis yaşamındaki değişimleri ve tasarıma bakış açısını bizimle paylaştı. İyi bir tasarımcı ve marka olabilmek için çok çalışmak, hayattaki olasılıkları görmek ve onlara güvenmek gerektiğinin altını çizen Er38

kan Aytekin, içinde bulunduğumuz dönemin, tasarım fikrinin ötesine geçmek için çok uygun bir zaman olduğunu dile getiriyor ve konuyla ilgili görüşlerini bizimle paylaşıyor: “Gelecekte birçok fonksiyonun birbirine entegre olduğu ürünler ortaya çıkacak. Şu anda bile teknoloji tasarımla iç içe geçmiş durumda. Temsilcisi olduğumuz markalardan Natuzzi’nin 'Surround' kanepesi i-Pod dock alanıyla ve farklı yüksekliklere ayarlanabilen mekanizmalı sırtıyla oturma, dinlenme ve müzik dinleme fonksiyonlarını bir araya getiriyor. Aslında tek üründe birden fazla fonksiyona sahip olmak hem yaşamı kolaylaştırırken, evinizdeki eşya kalabalığını da ortadan kaldırıyor. Eflatun’un: 'Mutluluk çok şeye sahip olmak değil, az şeye ihtiyaç duymaktan geçer' sözü, günümüz kent insanını yavaş yavaş etkisi altına alacak. Bu nedenle evler artık gereksiz eşya kalabalığından uzak olurken, özenle seçilmiş, kaliteli mobilya ve aksesuarları hak ediyor. " Enne ve Temsil Ettiği Markalar Enne, altında farklı markaları barındıran ve İtalyan Natuzzi gibi deri kanepe konusunda uzman bir markanın Ankara temsilciliğini yapan güçlü bir mobilya ve aksesuar firması olmanın yanı sıra, son yıllarda yurt içinde ve dışında gerçekleştirdikleri iç mimari projeleri ve proje uygulamaları


MARKA

ile mimarların iş birliği yapmaktan keyif aldıkları bir firma. Enne’nin mobilya koleksiyonları için Erkan Aytekin’in tasarım direktörlüğünde ilerleyen genç bir tasarım ekibiyle çalışan marka, Natuzzi’nin yanı sıra Contempo, Pianca ve yeniler Desiree, Ditre Italia, Presetto, Nomo, Rina Menardi ve Guax markalarının temsilciliğini de yapıyor. Gelecekte İtalya'da bir marka satın alma hedefleri olan firma, dış pazarda özellikle Avrupa'da daha güçlü yer almak istiyor. Bu nedenle yakın gelecekte Paris Maison & Objet ve Milano Salone del Mobile fuarlarına katılmayı planlıyorlar. Rusya ve Amerika’da dört adet showroom açmayı planlayan Enne, bu sayıyı da yıllar içinde arttırmayı planlıyor. Ayrıca Rusya, Ukrayna, Türki Cumhuriyetler ve Ortadoğu'da çok sayıda otel ve kamu binası proje uygulamasını gerçekleştiren firma, en son 2014 olimpiyatları için hazırlanan Sochi’deki 550 yataklı otel projesini bitirmiş ve şu an Kiev'de yeni bir projeye başlamış. Karacakaya Caddesi no:116 / 8 Siteler / ANKARA www.enne.com.tr 39


RÖPORTAJ

ERSAN UYGUR Reklamcılıkta Zaman Ve İletișim Çok Önemlidir Deneyimli kadrosuyla 1994 yılından bugünlere kadar başarıyla ilerlemiş, birçok alanda birincilik ödüllerine layık görülmüş Buz Reklam’ın sahibi Ersan Uygur ve Tülay Uygur ile reklamcılık üzerine hoş bir sohbet gerçekleştirdik.

S

izi kısaca tanıyabilir miyiz? Artvinli’yim ancak Ankara doğumluyum 46 yaşındayım, 1983 Ankara Atatürk Lisesi ve 1990 Gazi Üniversitesi İşletme mezunuyum. Tüm gazetelerin, dergilerin ve outdoor reklamcılığın yetkili ilan ajansıyım.

İşiniz ne zaman ve nasıl kuruldu? 1993 yılında eşim Tülay Uygur ile birlikte hali hazırda ofis olarak kullanmaya devam ettiğimiz yerde Buz Reklam’ı kurduk. İlk kuruluşumuzdaki hedefimiz sigortacılık ve reklamcılık yapmaktı. Böylelikle reklam işimiz bayağı yol aldı ve bir tercih yapmak zorunda kaldık. Eşimle ya sigortacılığı ya da reklamcılığı seçecektik. Reklamcılığı seçtik. Bu arada kurulduğumuz senenin sonunda Hürriyet Gazetesi’nden “Umut Vaadeden Ajans Ödülü” almıştık, bu ödüller aralıksız devam ediyor. Ankara’da altı senede üst üste seri ilan birinciliğini taşıdık. Aşırı stres ile birlikte gelen sağlık sorunu ile Tülay Hanım’ın da ısrarlarıyla seri ilanda ajansımızı rölantiye alıp gazetelerin ticari ilanlarını ve açık hava reklamcılığına yöneldik. İkimiz de ne kadar doğru karar verdiğimizi şimdi daha iyi anlıyoruz. Sizin için başarı ne demek? Bizim için başarı yılmadan, prensipli çalışmak ve doğru zamanda doğru 40

ANKARA’DA ALTI SENE ÜST ÜSTE SERİ İLAN BİRİNCİLİĞİNİ TAŞIDIK.

kararlar almak için titiz davranmak ve aldığımız kararların arkasında durmak sonucu ne olursa olsun geriye bakmaksızın tecrübeler kazanmak bu tecrübeleri kazanırken de risklerimizi her zaman minimum seviyede tutmaktır. Siyasi ve ekonomik dalgalar ajansımız ve müşterilerimiz için sürekli takip ettiğimiz unsurların başındadır. Gelecekte kendinizi ve firmanızı görmek istediğiniz yer, durum nedir? Böyle bir tablo tarif eder misiniz? Kendimi ve eşimi bağımsız bir reklamcılık yaparken, gazetelerin, dergilerin ürettikleri projeler yerine gazetelere, dergilere kendi ürettiğimiz projeleri gerçekleştirirken görüyorum. Bunun için planımız bir beş yılımız daha olduğu yönünde ajansımızla yoluna devam etmiş ve beraber büyüdüğümüz o kadar çok müşterimiz var ki, müşteri de değil dostlarımız olarak görüyoruz. Dostlarımızın bize, bizim dostlarımıza vereceği desteklerle çok daha güzel gerek kurumsal gerek satışa yönelik projeler yaratacağız. Başarılı olmak için neler yapmak gerek? Hangi sektörde olursanız olun başarılı olmak için çok çalışmanın haricinde bedeller ödüyorsunuz. Bu bedeller her zaman maddi bedeller olmuyor, bir daha geriye getiremeyeceğimiz anları kaçırıyoruz. Başarı için sosyal ve aile yaşantımızdan ödünler verdik. Yani kısacası her başarı bedel ödetiyor.


RÖPORTAJ

İş yaşamında “vizyon” ve “amaç” belirlemek neden önemli? Para kazanmak bir işletmenin amaçlarından biridir. Ancak önümüze konan projeleri ajansımızın başarmış olması ayrı bir haz bu yüzden biz ajans olarak belli yayın organlarıyla amacımızı projeli işler olarak belirliyoruz. Vizyonumuzda ise belirttiğim gibi beş yıla kadar da kendi projelerimizi yayın organlarıyla paylaşacak duruma geleceğiz. İş yaşamındaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler? Reklamcılıkta zaman ve iletişim ciddi dikkat gerektirir. İşin çok sıkı eksiksiz takip ve geri bildirimi gerekir. Bir işin satışından yayın sonrası müşterinin taleplerine cevap bulup bulmadığına kadar geçen tüm sürede zaman çok iyi kullanılmalı ve sürekli iletişim halinde olunmalıdır. Ajans olarak ödün vermediğimiz, bu yüzden zaman zaman da bazı mecralardan tepki aldığımız, "Neden bizden çıkmadın?" sorusunun cevabı olarak belirlenmiş ajans ilkemiz “Doğru zamanda doğru mecrada”dır. Yanlış yönlendireceğimiz her müşterinin ajansımız için kayıp olacağını çok iyi biliyoruz

TÜM GAZETELERİN, DERGİLERİN VE OUTDOOR REKLAMCILIĞIN YETKİLİ İLAN AJANSIYIM.

Sizce gelecek hangi sektörde? Bence geleceğin parlayan sektörü sigortacılık olacak, bu kadar çok yabancı sigorta şirketinin Türkiye’ye gelmesi, Türkiye’deki birçok bankanın personeline sigorta poliçesi sattırma çabaları ile birlikte çok bakir olan bu alanda büyük bir hareketlilik bekliyorum. Bu sene çoğu üniversitenin

sigortacılık ve eksperlik bölümlerinin bünyelerine katmış olmaları, beklenen bu hareketlilik için bir hazırlık olarak görüyorum. İş hayatına yeni atılmış genç girişimciler ilk etap da nasıl bir yol izlemeliler? Tavsiyeleriniz neler? Genç girişimcilere en önemli tavsiyem sabırlı olmaları kısa sürede piyasada söylendiği gibi “köşeyi dönme” hayallerine kapılmaAJANS İLKEMİZ maları ve sektörünün getirdiği etik kurallara harfiyen uymala“DOĞRU ZAMANDA rıdır. Kalıcı olmaları için bunlar DOĞRU MECRA'DIR.” olmazsa olmazları olmalıdır. Rekabet sizce ne ifade ediyor? Rekabet; eşit ve etik olduğu sürece kaliteyi, başarıyı ve kazancı ifade eder. Hobileriniz neler? Vazgeçemediğiniz alışkanlıklarınız var mı? Oğlum ile benim performans arabaları hobimiz var. Birçok araba restore ettik, akabinde klasik bir V8 Amerikan toplayacağız. Benim gençliğimden gelen vazgeçemediğim performans klasik araba hobim, benden oğluma geçti ve ikimizin vazgeçemediği bir alışkanlık oldu. En büyük idealiniz nedir? Emekliliğimde artık dostumuz olmuş çok büyük iki firmanın reklam danışmanı olmak istiyorum. En büyük idealim bu... Sizce bu yılın yatırımı ne olmalı? 2013 yılında işe yatırım yapılmalı ve doğru zamanda doğru mecralardan, reklam bütçeleri alınarak yıla şimdiden kazançlı girilmeli.

41


RÖPORTAJ

GÖKHAN S. AYKAN İș Ahlakına Ve Eğitime Çok Önem Veririm Kaliteli hizmet anlayışıyla ilerleyen ve başarılı işlere imza atan Divan Grubu, işine tutkun profesyonellerden oluşan ekibiyle hep daha iyiye doğru ilerliyor. Biz de MAG Business olarak Divan Ankara ve Cer Modern Divan Cafeteria’nın Genel Müdürü Gökhan Aykan ile röportaj yaptık.

?????? BAŞARI, ÖZEL HAYATIMDA VE İŞ HAYATIMDA ÖRNEK GÖSTERİLEN BİR LİDER OLMAKTIR.

S

izi kısaca tanıyabilir miyiz? Lise öğrenimimin sonuna kadar olan süreci Türkiye’de tamamladıktan sonra, yükseköğrenimime devam etmek üzere İsviçre’de Institut Hotelier “Cesar Ritz” Otelcilik Yüksek Okulu’na başladım. İdealim olan otel işletmeciliğini öğrenebileceğim en iyi alternatif olan okulumdan onur belgesi ile mezun olduktan sonra mesleki kariyerime, Swissôtel Atlanta’da başladım. 20 yıl süresince Amerika’da kariyerime, hizmet anlayışı yüksek standartlarda olan Fairmont Hotels & Resorts, Starwood ve Intercontinental gibi otel zincirlerinde değişik departmanlar ve sorumluluklarda görev aldım. 2012 yılı Ocak ayında Türkiye’ye dönüş yaptım böylelikle Divan Ankara ve Cer Modern’de bulunan Divan Cafeteria’nın Genel Müdürü olarak görevime başladım. Türkiye’ye dönme kararımı almama neden olan en önemli etken dünyaca ünlü Türk misafirperverliğini profesyonel hayatta da benimsemiş kişiler ile beraber çalışma isteği oldu. Bu konu göz önünde bulundurulduğunda gidebileceğim adreslerden “Lider Marka” olarak nitelendirdi42

ğim Divan ile yollarımız kesişti ve bu güzel süreç başladı. Divan Ankara, açıldığı günden bu yana misafir memnuniyetinin en üst seviyede tutulduğu bir otel olma özelliğini taşıyor. Özel lokasyonu, ilişkilerin sıcak ve profesyonel, işbirliğinin ise ileri düzeyde tutulduğu Ankara gibi bir şehirde, Divan’ın kendine çok özel bir yer edindiğini görüyorum. Böyle bir markanın çatısı altında çalışmak ve bu başarının bir parçası olmaktan da gurur duyuyorum. Sizin için başarı ne demek? Benim için başarı, özel hayaDİVAN MARKASININ tımda ve iş hayatımda örnek GELECEKTE gösterilen bir lider olmaktır. Çevremdeki kişilerin ve takım PLANLADIĞI arkadaşlarımın hayatlarına PROJELER İÇİN HER olumlu katkılarda bulunabilmek, onların hedeflerine ZAMAN HİZMETE VE ulaşmalarını sağlamak ve kenDESTEĞE HAZIRIM. dilerini geliştirmelerine katkı sağlamak benim için başarılı olabilmektir. Şu anda en önemli hedefim, Ankara’da Koç Grubunu ve Divan markasını en iyi şekilde temsil edebilmektir.


RÖPORTAJ

Gelecekte kendinizi ve firmanızı görmek istediğiniz yer, durum nedir? Böyle bir tablo tarif eder misiniz ? Divan Grubu, Divan Otel markasını yurt dışına taşımak için harekete geçmiş bulunmaktadır. Bu doğrultuda New York, Londra, Bakü, Budapeşte ve Saraybosna’da otel açılması planlanıyor. Markamızın yurt dışındaki ilk oteli olma özelliğini taşıyan Divan Erbil ise resmi olarak açıldı. Divan Grubu, otel projelerinin yanı sıra rezidans, pastane ve fırın konseptinde de bu yıl hızlı bir büyüme hedefliyor. Dört rezidans projesi için imzalar atıldı, 2012 yılında beş pastane ve altı fırın da Divan Grubu’nun bünyesine katılacak. Ayrıca iş seyahatlerinin de sıklaşması ve otel konaklamalarının artmasıyla Divan Grubu en iddialı yatırımlarını bir “alt marka” ile gerçekleştirmeye devam edecek. Divan Express olarak açılacak olan bu konseptle 2016 yılına kadar beş otel daha açılması planlanıyor. Önümüzdeki beş yıllık dönem içinde de St. Petersburg, Budapeşte, Viyana ve Berlin’den gelen teklifler değerlendiriliyor.

EN ÖNEMLİ HEDEFİM, ANKARA’DA KOÇ GRUBUNU VE DİVAN MARKASINI EN İYİ ŞEKİLDE TEMSİL EDEBİLMEKTİR.

Kişisel olarak ise uzun yıllar yurt dışında çalıştığım için şu anda Türkiye’de olmaktan ve kariyerime Ankara’da devam etmekten dolayı çok memnunum. Hayatımda birçok otelin açılışında görev aldım ve bayrak değiştirme tecrübelerim oldu şimdi ise Divan markasının gelecekte planladığı projeler için de her zaman hizmete ve desteğe hazırım.

Katı prensipleriniz var mı? Asla ve asla dedikleriniz? Tabii ki benim de bazı katı prensiplerim var. Özellikle iş ahlakına ve eğitime çok önem veririm. Takım arkadaşlarımın da bu konulara özen göstermelerini ve bu hususlara en az benim kadar değer vermelerini beklerim.

Hayranlık duyduğunuz, takdir ettiğiniz isimler... İş ahlakı, çalışkanlığı ve başarılarıyla beni etkileyen kişilere hayranlık duyarım. Rahmi Koç ve Koç Ailesi, Fairmont Hotels & Resorts Başkanı Jennifer Fox, Apple’ın efsane Ceo’su Steve Jobs ve ailem hayranlık duyduğum ve kendilerinden güç ve ilham aldığım kişiler arasındalar. Sosyal medya konusunu ve önemini yeterince biliyor musunuz? Bu konuda çalışmalarınız var mı? MAG Sosyal Medya’nın ve MAG PR’ın hizmetlerini biliyor musunuz? Sosyal medya son yıllarda pazarlamanın en önde gelen platformu haline geldi ve teknoloji ilerledikçe bugüne kadar alışılmış birçok pazarlama yönteminin de yerini alacak. Sosyal medya hesabımız olan, Divan’dayız; Twitter, Facebook ve kendi web sitemizde misafirlerimizle bizleri devamlı diyalog halinde tutan çok önemli bir platform. MAG Sosyal Medya hizmetlerini de biliyor ve öncü olduğunuz yenilikleri keyifle takip ediyoruz. İş hayatınızı ve sosyal hayatınızı nasıl dengeliyorsunuz? Sık sık yapmaktan hoşlandığınız aktiviteler var mı? Hepsinin birbirleriyle devamlı yer değiştirdiği bir önem sıralamam var. Bu dengeyi o an hangisine daha fazla önem vermem gerekiyorsa ona göre sıralarım. Aslında otelcilik mesleğinin genelde sosyal hayatla paralel bir yolculuğu olduğu için bu iki kavram beraber güzel bir şekilde yürüyor. Kendime ait özel zamanlarımda ise ailemle vakit geçirmekten keyif alıyorum. Vakit buldukça da hobilerim olan, model tren yapımı, dalış ve golfle ilgileniyorum. 43


RÖPORTAJ

HAKAN DEMİR VE VOLKAN ÖZÇIRPICI

Yatırımcıların Korkulu Rüyası Forex

HAKAN DEMİR

FOREX PİYASASINI UZMAN TRADERLARDAN ÖĞRENMEK İSTEYEN HERKESE EĞİTİMLERİMİZ AÇIKTIR.

Yatırımcıların %95’inin kaybettiği bir piyasada eğitim almadan Forex’e yatırım yapmak mantıklı mı?

F

orex’in tanımı nedir? Forex ya da FX, İngilizce Foreign Exchange (DövizYabancı Para Değiştirme) sözcüklerinin ilk harflerinden oluşturulmuş olan bir kısaltmadır. Forex için daha anlaşılır olabilecek şekilde farklı ülkelerin paralarının birbiriyle değiştirildiği küresel birdöviz piyasası denebilir. Bu döviz piyasasının belirli bir yeri bulunmamaktadır. Forex piyasasının katılımcıları; ticari bankalar, merkez bankaları, portföy yönetim firmaları, aracı kurum ve kuruluşlar, sigorta şirketleri, büyük yatırım şirketleri, uluslararası fonlar ve bireysel yatırımcılardır. Forex günlük ortalaması trilyon dolarla ifade edilen işlem hacmiyle dünyanın en büyük ve en hızlı gelişen finansal piyasası konumuna gelmiştir. İşlem hacmi ile dünyanın temel hisse senetleri borsalarının toplamından daha fazla para akışına (likidite) sahiptir. 44

Bu piyasada SPK’nın (Sermaye Piyasası Kurulu) belirlediği limitlerde paranızın 100 katı işlem hacmi ile alışveriş yapılabilmektedir. Böylece yüksek miktarlarda kazanç ve kayıplar yapabilmesi mümkündür. Forex piyasaları temel olarak döviz birimleri arasında bir değişim platformu olarak kullanılsa da, bu piyasada altın, gümüş gibi değerli metaller ile petrol gibi ürünlerde de gerek spot gerek vadeli fiyatlar üzerinden işlemler yapılabilmektedir. Forex piyasasında emirlerin işlendiği genel bir merkez yoktur. Ancak, dünyanın farklı yerlerinde ticari merkezler bulunmaktadır. Bu merkezler arasında en önemlileri olarak Londra, New York, Tokyo, Frankfurt, Singapur, Paris ve Hong Kong merkezleri sayılabilir. İşlemler; bankalar, kurumlar ve bireysel yatırımcılar arasındaki elektronik ağ üzerinden yapıldığından


RÖPORTAJ

ve dünyada her an bir yerlerde açık bir borsa veya piyasa bulunabildiğinden bu piyasada 5 gün 24 saat boyunca işlem yapmak olanak dahilindedir. Forex, günümüzde her ölçekte yatırımcının yalnızca bir internet bağlantısıyla günün her saatinde işlem yapabileceği bir piyasadır. ForexAnka'nın faaliyetleri nelerdir? ForexAnka şirketi hiçbir brokerin, aracı kurumun, bankanın IB'si tanıtıcı-temsilci şirketi değildir. Sadece Forex üzerine eğitimler vermektedir. Forex piyasasını uzman traderlardan öğrenmek isteyen herkese eğitimlerimiz açıktır. İleri düzey teknoloji ile donatılmış sınıflarımızda uzmanlarımızla Forex piyasasının avantajlarından yararlanabilirsiniz. Eğitimlerimizden sonra sınavı geçen öğrencilerimiz "katılım belgesi" almaya hak kazanırlar. Eğitim sonrası öğrencilerimiz tüm etütlerimize ücretsiz katılarak eksik kalan konularını tamamlayabilirler. Kurs sonunda yatırımcılarımız deneme hesaplarda riske girmeden gerçek piyasada işlem yapmak imkanı bulurlar. ForexAnka Finansal Eğitim Limited Şirketidir. Üç çeşit eğitim verilmektedir: Forex Başlangıç Eğitimi, Forex Aktif Eğitim, Forex Elliot Eğitimi. Eğitimlerimiz hakkında daha fazla bilgi almak için lütfen www.forexanka.com’u ziyaret edebilirsiniz. Forex işlemi yapmak isteyen bir yatırımcı ilk FOREX, GÜNÜMÜZDE adımı nasıl atmalı, nasıl bir strateji uygulamalı? HER ÖLÇEKTE Forex’e başlarken... Pazar geYATIRIMCININ cesi Türkiye saati ile 00:05'te YALNIZCA BİR açılan piyasa Cuma gecesi saat 23:59'e kadar açık kalan, İNTERNET tüm dünyanın katıldığı 5/24 BAĞLANTISIYLA aktif bir piyasadır. Yatırımcılar her tür önemli habere GÜNÜN HER SAATİNDE anında tepki verebilirler. İŞLEM YAPABİLECEĞİ Bu piyasada büyük banBİR PİYASADIR. kaların, aracı kurumların ve bireysel yatırımcıların sürekli işlem yapmalarından dolayı likidite çok yüksektir. Forex piyasalarında yapılan bir işlem anında gerçekleşir. Bir işlemi gerçekleştirmek için alıcı ya da satıcı beklemek gerekmez. Bireysel yatırımcılar yaptıkları işlemler için, işlemlerini gerçekleştiren aracı firmalara, komisyon ya da ücret ödemezler. Aracı firmalar ticari karla-

rını alış satış fiyatları arasındaki farktan alırlar. İşlemler doğrudan, Forex yatırımcısının bilgisayar ekranında gördüğü gerçek zamanlı alış ya da satış fiyatları üzerinden yapılır. Yatırımcı her zaman kendi hesap durumunu gerçek zamanlı işlem platformundan izleyebilir. Forex piyasalarında yatırımcı hem alış hem de satış yapabilir. Zaten bir dövizin alınması doğal olarak diğer dövizin satılması anlamına gelir. Yatırımcı piyasanın düşeceğine inanıyorsa açığa satış yaparak düşen piyasadan da kazanç elde edebilir. Forex piyasalarında yapılan işlemlerin büyük çoğunluğu döviz çi inde gerçekleştirilir. Yatırımcı isteğine göre altın, gümüş, petrol gibi ürünlerde de işlemlerini yapabilir. Nasıl işlem yaparım? Forex'te alış ve satış işlemlere FOREX ANKA ŞİRKETİ başlarken önce bir trading plan HİÇBİR BROKERİN, (işlem planı) geliştirilmelidir. ARACI KURUMUN, İşlemlerinize başlamadan önce karar vermeniz gereken temel BANKANIN IB'Sİ unsurlar: TANITICI-TEMSİLCİ -Hangi paritede işlem yapılacağı -Hangi trende göre işlem yapıŞİRKETİ DEĞİLDİR. lacağı (yükselişe,düşüşe veya yatay trende göre) -Max. işlem riski ve kar hedefi ne olmalı? ForexAnka olarak geleceğe yönelik hedefleriniz ve yatırımcılara tavsiyeleriniz? ForexAnka olarak hedefimiz bilinçli Forex yatırımcıları yetiştirerek piyasa riskini en aza indirmektir. 45


RÖPORTAJ

HAMİT KURŞUN Olmazsa Olmaz Dediğim Kuralların En Bașında Saygı Gelir

İş yaşamının başarılı isimleri arasında yer alan B&H Gıda ve Salud’un sahibi Hamit Kurşun ile başarılarını konu alan samimi bir röportaj gerçekleştirdik. Yedi yaşında iş yaşamına başlayan Hamit Kurşun o günden bugüne kadar olan tecrübelerini ve başarısının sırrını bizlerle paylaştı.

BİR İŞTE AMACINIZ YOKSA, O İŞİNİZ DEĞİL ANCAK HOBİNİZDİR.

S

izi kısaca tanıyabilir miyiz? 1978 Ankara doğumluyum. İlkokul, ortaokul ve lise öğrenimimi Yükseliş Koleji’nde tamamladıktan sonra 2000 yılında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden mezun oldum. İş hayatıma yedi yaşında çırak olarak tekstil sektöründe 50. yılını dolduran aile şirketimizde başladım. Şu anda kurucu ortaklığını yaptığım BH ve Salud firmalarında yöneticilik görevime devam etmekteyim.

İşiniz ne zaman ve nasıl kuruldu? Şirketlerimizden BH’yi 2006 yılında uzun süre peşinden koştuğumuz, dünyanın önde gelen firmalarından birinin distribütörlüğünü alarak kurduk. Salud ise 2011 yılında tamamen ithalat yapmak amacı ile kurmuş olduğumuz bir firmadır. Sizin için başarı ne demek? Benim için başarı; yaptığınız işin başkaları tarafından takdir edilmesidir. Örneğin; MAG Business dergisinde olmak... Gelecekte kendinizi ve firmanızı görmek istediğiniz yer, durum nedir? Böyle bir tablo tarif eder misiniz? Gelecekte kendimi kalabalık ve mutlu bir aile tablosu içerisinde görmek isterim. Sanırım firmamı da görmek istediğim tablo hemen hemen aynı ama çok daha kalabalık. 46

Başarılı olmak için neler yapmak gerek? Bu sorunun uzun ve teknik cevabını bir kenara bırakırsak; sevdiğin işi yapmak ya da yaptığın işi sevme ve yapma gayreti içerisinde olmak diyebiliriz. İş yaşamında “vizyon” ve “amaç” belirlemek neden önemli? Bilhassa günümüz iş hayatı gibi değişkenlerin ve etkenlerin çok olduğu bir ortamda vizyonunuz yoksa ayakta kalmanız mümkün değildir. Birey olarak elbet bir gün yenileceğimiz zamana firma olarak ancak vizyonumuzla karşı koyabiliriz. Amacınızı belirlemeye gelince de, bir işte amacınız yoksa, o işiniz değil ancak hobinizdir. İş yaşamındaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler? Önceliğimi tek bir cümleyle özetlemem gerekirse; her konuda daha “güçlü” bir şirket. İlkelerime gelince, büyüklerimden öğrendiğim gibi dürüst ve ahlaklı bir esnaf; günümüz tabiriyle işadamı olmak. Yapmayı düşündüğünüz yeni işler var mı? Yurt dışından haklarını aldığımız birkaç önemli ürünü Türkiye pazarına sokmaya hazırlanıyoruz. Atılmayı düşündüğünüz yeni sektörler var mı? Kısa vadede bilişim ve hizmet sektörüne atılmayı düşünüyorum. Sizce gelecek hangi sektörde? Bence şu anda en hızlı büyüyen ve gelecekte de en büyük sektörlerden biri olacak olan sektör bilişim. Gelecek tartışmasız bilişim sektöründe.


RÖPORTAJ

Hangi dalı derseniz deyin, ister sosyal medya, ister hizmet, ister e-ticaret ya da altyapı fark etmez ama gelecek bu sektörde. Hatta öyle ki bence bu sektörün gücünün sınırlarını henüz hiçbirimiz bilmiyoruz. Sosyal medya konusunda çalışmalarınız var mı? MAG Sosyal Medya’nın ve MAG PR’ın hizmetlerini biliyor musunuz? Özellikle bizim gibi tüketici odaklı ve markalaşma çabası içerisinde olan firmalar için sosyal medya bulunmaz bir nimet. Bu nedenle açıkçası sektörde sosyal medyayı en aktif kullanan firmalardan biriyiz diyebilirim.

SEKTÖRDE SOSYAL MEDYAYI EN AKTİF KULLANAN FİRMALARDAN BİRİYİZ.

MAG PR’nin hizmetlerini biliyorum. Çok değil 15 gün önce yakında piyasaya çıkaracağımız bir ürünün PR’ı hakkında kendileriyle detaylı bir görüşme yaptık.

Kendi şirketinizde olmazsa olmaz dediğiniz kurallar neler? İşinizi daha da büyütmek için geliştirdiğiniz size özel yöntemler var mı? Olmazsa olmaz dediğim kuralların en başında saygı gelir. Şirketimdeki herkes birbirine saygı duymak zorundadır. Bir diğer önemli kural da şirket çalışanlarımızı olabildiğince mutlu etmek. Kendilerini çalıştıkları ortamda mutlu, huzurlu ve önemli hisseden çalışanlar her zaman o firmaya verebileceklerinin en fazlasını verirler. Özel bir yöntem diyemeyiz belki ama ben kişiye yetki ve sorumluluk verip ona çok müdahale etmeden, sadece izleyerek sorumluluklarımı azaltmak suretiyle şirketimi büyütmeye çalışırım. İş hayatına yeni atılmış genç girişimciler ilk etapta nasıl bir yol izlemeliler? Tavsiyeleriniz neler? Asla ve asla heyecanlarını kaybetmesinler ama bu heyecanları mantıklarının çok da önüne geçmesin. En önemlisi eğer bir işe inanıyorlarsa, etrafındakilerin dediklerini çok da fazla önemsemesinler. 2006 yılında şirketimi kurarken etrafımdaki birçok insan başarılı olamayacağımı öngörüyordu ama ben bu işin başarılı olacağına yürekten inanıyordum. Çok şükür bugün bu satırları okuduğunuza göre ben inandığım yoldan dönmememin karşılığını aldım. Günün stresini ve yorgunluğunu nasıl atıyorsunuz? Biri iki, biri dört yaşında olan yeğenlerimle oynayarak ve arkadaşlarımla beraber distribütörlüğünü yaptığımız ürünlerin eşliğinde (Chivas Regal, Jameson, Absolut vb…) keyifli sohbetlerle. Seyahat etmeyi seviyor musunuz? Nerelere? Seyahat etmeyi çok severim. Özellikle daha önce gitmediğim ülkelere gitmeye gayret gösteririm. Favori şehrim açık ara Paris’tir. Orası benim için başka bir dünya. Hobileriniz neler? Vazgeçemediğiniz alışkanlıklarınız var mı? Kayak ve Snowboard yapmayı çok severim ama maalesef sezonluk bir hobi. Ayrıca ben yaptığı işle hobisini birleştirebilmiş şanslı azınlıktan biriyim. Vazgeçemeyeceğim bir alışkanlığım hiç olmadı. Katı prensipleriniz var mı? Asla ve asla dedikleriniz? İş hayatında yalana ve saygısızlığa tahammülüm yoktur. Asla ve asla dediğim tek şey vardır o da birinin hakkının bende kalması. Kısaca en hassas olduğum konu kul hakkıdır. Hayranlık duyduğunuz, takdir ettiğiniz isimler… Ticari cesaretlerinden ve bana öğrettiklerinden dolayı dedem Hamit Kurşun ve babam Erol Kurşun hayranlık duyduğum kişilerdir.

En büyük idealiniz nedir? Eğer yapabilirsem binlerce kişiye istihdam olanağı sağlamak ve bir de insanlara yardım edecek bir vakıf kurabilmek. Sosyal sorumluluk projeleriniz var mı? Düzenli olarak çalıştığımız çeşitli vakıflar ve kurumlar olmakla birlikte ilgilenmekten en çok keyif aldığım sosyal sorumluluk projesi babamın yaptırdığı Hamit Kurşun İlköğretim Okulu’dur. Sizce bu yılın yatırımı ne olmalı? Bence her yılın en iyi yatırımı kendi işinizi geliştirmek ve büyütmek için yaptığınız yatırımdır. Rekabet sizce ne ifade ediyor? Bence rekabeti hem artı hem de eksi yönleriyle ele almalıyız. Elbette rekabet kaliteyi arttırır ama aynı zamanda rekabetin varlığı sizin varlığınızı tehdit eder. Yurt dışına açılma gibi bir planınız var mı? En son kurduğumuz Salud firması İngiltere ortaklı bir firmadır. Uzun vadede ise başka ülkelerde de yatırım yapma planlarımız var.

İŞ HAYATINDA YALANA VE SAYGISIZLIĞA TAHAMMÜLÜM YOKTUR.

İş hayatınızı ve sosyal hayatınızı nasıl dengeliyorsunuz? Sık sık yapmaktan hoşlandığınız aktiviteler var mı? Sosyal hayatın da en az iş hayatı kadar önemli olduğunun bilincinde olan herkes bir şekilde bunu dengelemenin yolunu bulur. Ben şahsen bu dengeyi işle ilgili her konuyu işyerinde bırakarak sağlıyorum. Herkes gibi ben de sinemaya gitmekten, kısa süreli seyahatlerden ve evimde ailemle ve arkadaşlarımla vakit geçirmekten hoşlanırım. 47


HATÜPEN KALİTESİYLE PİMAWOOD

1984 yılından gelen ustalığı ve titiz işçiliğini Pimapen kalitesiyle bütünleştiren Hatüpen, her türlü darbeye dayanıklı, bakım ve tamir gerektirmeyen Pimawood Ahşap Kompozit Sistemleri’ni sunar. kolayca uygulayabilirsiniz. Pimawood Cephe, binaların yeni yüzü… Binaların dış cephelerine sağlam ve estetik bir görünüm sağlayan yeni ürün Pimawood Cephe ile binanın dış görünümü güzelleşmekte, yapının değeri artmaktadır.

Her türlü iklim şartlarına ve kimyasal etkilere karşı son derece dayanıklı olan ve uygulandığı mekanların değerini artıran Pimawood, teraslar, havuz kenarları, plajlar, iskeleler, verandalar, kış bahçeleri, yürüyüş yolları, platform ve basamaklarda açık havada oluşturulabilecek tüm alanlarda güvenle kullanabilir.

Pimawood Cephe, farklı geometriye sahip yüzeylerde dahi detay çözümüne olanak veren yardımcı profilleri ile kompakt bir sistemdir. Kaplama profillerinin hem dikey hem de yatay uygulamalara olanak veren tasarımı fark yaratmaktadır. Ayrıca; 3 destek perdeli kaplama profilleri sisteme rijitlik kazandırmaktadır.

Kaplamanın yüzeyi kaygan olmamakla birlikte; havuzdan çıktığınızda kayıp düşme gibi bir sorunu tamamen ortadan kaldırmaktadır.

Özel tasarlanan kapak profili, kaplama profilini sıkı bir şekilde yatakladığı için, herhangi bir rüzgar yükünde ses oluşmasını engellemektedir. Bunun yanı sıra; kapak profilinin sökülebilme özelliği sayesinde, istenildiğinde bakım, tamirat gibi uygulamalar rahatlıkla yapılabilmektedir.

Uzun ömürlü oluşu, doğal, çevre dostu ve %100 geri dönüştürülebilir olması en önemli özellikler arasında yer almaktadır. Her türlü iklim şartlarına ve kimyasal etkilere karşı son derece dayanıklıdır. Pimawood ürünlerinin farklı renk alternatifleri ve yüzey seçenekleriyle ahşabın doğal güzelliğini Hatüpen kalitesi ve tecrübesiyle mekanınıza 48

Pimawood Cephe’nin açık kahverengi, gri, yeşil, koyu kahverengi ve krem olmak üzere birbirine uyumlu beş farklı renk seçeneği bulunmaktadır. Bu kaplamalar; kapak profilleri ve iki farklı renk seçeneğine sahip alüminyum profilleri ile zengin kombinasyonlar oluşturulabilmektedir.

advertorial

A

hşabın doğallığı ve plastiğin dayanıklılık özelliğinin birleşmesinden meydana gelen Pimawood, tüm dünyada WPC (wood-plastic composite/ahşap-plastik kompozit) olarak tanınmakta ve kullanılmaktadır. Ahşap malzemelerin olumsuzluklarına alternatif olması amacıyla geliştirilmiştir.


49


RÖPORTAJ

İBRAHİM DEĞİRMENCİ Mevcut İșimi Kurumsallaștırarak Büyütmek İstiyorum

İŞİMİ 1994 YILINDA DEVLETTEKİ GÖREVİMDEN AYRILDIKTAN SONRA KURDUM.

30 yıldır mesleki faaliyeti olan, her dönem başarıdan başarıya koşan Yeminli Mali Müşavir İbrahim Değirmenci ile bir sohbet gerçekleştirdik. Mesleğindeki başarılarını sorduk...

S

izi kısaca tanıyabilir miyiz? 30 yıllık mesleki faaliyeti olan bir müşavirim. Meslek hayatımın 12 yılı devlet kurumlarında, 18 yılı ise özel sektörde geçti. Mesleki faaliyetimi yürütürken, meslek sorunlarına da duyarlı olduğum için aynı zamanda meslek örgütü içinde yönetici pozisyonunda bazı görevler üstlendim. Evliyim ve iki kızım var.

İşiniz ne zaman ve nasıl kuruldu? İşimi 1994 yılında devletteki görevimden ayrıldıktan sonra kurdum. 1989 yılında meslek yasası çıkmış olduğundan, özel sektörde Yeminli Mali Müşavire ihtiyaç vardı. Ben de gelen talepler doğrultusunda o yıllarda kendi müşavirlik şirketimi kurarak özel sektördeki faaliyetime başlamış oldum. Sizin için başarı ne demek? Bana göre başarı; yapmak istediğinizi, zamanında ve istenilen standartlarda yapabilmektir. Özellikle hizmet sektöründe başarılı olabilmek uğruna, işin kalitesinden vazgeçmenin ve meslek etiğinden taviz vermenin doğru 50

olmadığını düşünmekteyim. Gelecekte kendinizi ve firmanızı görmek istediğiniz yer, durum nedir? Böyle bir tablo tarif eder misiniz? Hizmet sektöründe uzun yıllar faaliyette bulunmak hayli yorucu oluyor. Ancak kazanılan tecrübe ve deneyimin de bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini düşünmekteyim. Bu nedenle de mevcut şahsi işletmemi en kısa süre içinde kurumsallaştırmak istiyorum. Şayet kurumsallaşmayı sağlayabilirsek, aktif denetim ve müşavirlik görevlerini genç arkadaşlara bırakarak, yönetici konumuna geçmeyi planlamaktayım. Benim gibi bireysel çalışan denetim firmalarını; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunuyla getirilen yeni denetim sistemi, kurumsallaşmaya zorlamaktadır. Bu nedenle de gelecekte kurumsallaşmayı sağlayabilmiş denetim firmalarının ayakta kalabileceğini düşünmekteyim. İş yaşamında “vizyon” ve “amaç” belirlemek neden önemli? Biliyorsunuz sözcük anlamıyla “vizyon” geleceği görebilme, “amaç” ise ulaşılmak istenilen sonuçtur. Bu nedenle bir işletmenin uzun yıllar faaliyetine


RÖPORTAJ

devam edebilmesi için; o sektörün geleceği ile ilgili öngörüleri (vizyonu) olmalı ve öngörülen tablo içinde kendisine bir yer (amaç) belirlemelidir.

bu şirkette çalışan kişilerin görev ve yetkilerini bilen, işinin uzmanı meslek mensuplarından oluştuğu bir çalışma ortamı en büyük özlemimdir.

Daha önce belirttiğim gibi bizim sektörde kurumsallaşma bir zorunluluk olarak ortaya çıktığı gibi, meslekte “uzmanlaşma” da kaçınılmaz hale gelmiştir. Dolayısıyla mevcut denetim firmaları bir yandan kurumsallaşırken, diğer tara an da kendilerini en yetkin gördükleri bir ya da birden fazla uzmanlık alanları belirlemek zorundadırlar.

İş hayatına yeni atılmış genç girişimciler ilk etapta nasıl bir yol izlemeliler? Tavsiyeleriniz neler? İş hayatına yeni atılacak genç girişimcilerin işi her geçen gün zorlaşmaktadır. Zira ekonominin globalleşmesiyle birlikte, uluslararası firmalar her ülkeyi kuşatma altına almış durumdadır. Bu firmalar karşısında varlık göstermek bir hayli zordur. Mevcut teşvik sisteminde KOBİ’lere verilen teşvikler göstermelik teşviklerdir. Bu nedenle de genç girişimcilerin muhtemel rakipleri günümüzde değiştirmiştir. Benim genç girişimcilere tavsiyem, bu durumu görerek kendilerini dünyanın herhangi bir ülkesinde faaliyet gösterebilecek şekilde hazırlamalarıdır.

İş yaşamındaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler? İş yaşamındaki önceliğimiz meslek etiği; ilkemiz ise, müşteriyi doğru bilgilendirmektir. Ayrıca denetim hizmetlerinde yapılan işin kalitesinin önemine inanmaktayım. Ancak günümüzde denetim faaliyetlerinde sürüme önem verildiğinden, kalitenin göz ardı edildiğini görmekteyiz. Bu durum BAŞARI, YAPMAK ise denetim firmalarına olan güveni olumsuz etkilemiş durumdadır. Bu İSTEDİĞİNİZİ, olumsuzluğu gidermek amacıyla 660 ZAMANINDA sayılı KHK ile Kamu Gözetim Kurumu oluşturulmuş ve ülkemizde denetim VE İSTENİLEN faaliyetlerinin yeniden düzenlenmesi STANDARTLARDA çalışmaları başlatılmış bulunmaktadır.

YAPABİLMEKTİR.

Kendi şirketinizde olmazsa olmaz dediğiniz kurallar neler? İşinizi daha da büyütmek için geliştirdiğiniz size özel yöntemler var mı? Yukarıda da belirttiğim gibi, mevcut işimi kurumsallaştırarak büyütmek istiyorum. Ancak büyüme bizim için tek başına amaç oluşturmamaktadır. Meslek etiğine uyarak, denetim standartlarına uygun, kalite güvence sistemini oluşturmuş, kendisine belirli uzmanlık alanları seçmiş bir şirket ile

İş hayatınızı ve sosyal hayatınızı nasıl dengeliyorİŞ YAŞAMINDAKİ sunuz? Sık sık yapmaktan hoşlandığınız aktiviteler ÖNCELİĞİMİZ MESLEK var mı? ETİĞİ, İLKEMİZ İSE, Bizim hizmet sektörünün MÜŞTERİYİ DOĞRU stresi çok fazladır. Bu stresten kurtulmak için sosyal aktiviBİLGİLENDİRMEKTİR. telere sık sık katılmak gerekir. Benim bu konuda yapabildiklerim; kısa süreli seyahatler ve spor aktiviteleridir. Sporun her türlüsünü seyirci olarak severim. Bizim evde spor kanalları dışında başka kanalları izlemediğim eleştirisiyle karşı karşıyayım. Ama her şeyden önce aktif tenis oynuyor olmam, en büyük stres atma yöntemim. Doğrusu tenis topunu izlerken, aklımda hiçbir mesleki ve ailevi sorun kalmamaktadır. Her dostuma tavsiye ederim.

51


RÖPORTAJ

İLKCAN SOLUK Hiçbir Zaman Hayata Geçirdiklerimle Yetinmem Başarılarıyla her zaman gündeme gelen, Sevgi Soluk Stil İmaj Danışmanlığı Pazarlama Yöneticisi İlkcan Soluk ile hoş bir sohbet gerçekleştirdik.

BÜYÜMEYE HIZLA DEVAM EDECEĞİMİZ YILLAR BİZLERİ BEKLİYOR.

S

izi kısaca tanıyabilir miyiz? 20'li yaşların ilk yarısında, Sarıkamış'tan Hayrabolu'ya kadar her türlü atmosferde yaşamış ve sonunda Ankara'yı yuva olarak kabul etmiş, öğrenciliğe düşman ama öğrenmeye sevdalı bir Gazi Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü mezunu, yaratıcılığına güvenen, girişimci ruha sahip, sertifikalı pazarlama aşığı ve tescilli satış canavarı, daha önceki yıllarda lisanslı basketbolcu, madalya sahibi bir yüzücü, bir yandan da davul çalmayı ihmal etmeyen, Fenerbahçeli olmaktan gurur duyan, web 2.0 ile iş hayatına atılmış sonraki ".0"ları bekleyen, her an enerjik, her koşulda hırslı, sevdiklerine sadık ve bir Güneydoğu Gazisi'nin oğlu olarak iliklerine kadar Atatürkçü bir gencim… 52

İşiniz ne zaman ve nasıl kuruldu? Üniversite yıllarında bir yandan okurken diğer yandan sıcak satışın içinde olmak istedim. 2. sını an itibaren kozmetik sektöründe satışta ve tecrübede Ankara'nın bir numarası olan Sevgi Soluk ile aynı genleri taşımanın avantajı sayesinde kendimi bir anda özel promosyonların ortasında buldum. O zamanlar her başarılı günün ardından “mezun olunca kendi işimizi yapsak ne güzel olur" tadında konuşmalar yaptığımız Sevgi Soluk'un emekli olması ve benim askerliğimi bitirip dönmem ile birlikte hiç vakit kaybetmeden aile şirketimizi kurduk. İç mimar olan ve çok yakında dünya evine gireceğimiz nişanlım Tuğçe Sezgel'in hayalimize çok yakışan tasarımı ile 2011 yılında Sevgi Soluk Stil & İmaj Danışmanlığı'nı resmi olarak hayata geçirdik…


RÖPORTAJ

Gelecekte kendinizi ve firmanızı görmek istediğiniz yer, durum nedir? Böyle bir tablo tarif eder misiniz? Geride bıraktığımız bir yılda gelecek için oldukça heyecanlı olmamızı sağlayacak işlere imza attık. Yaptığımız her işi her geçen gün büyüyen takipçilerimiz ile an ve an paylaşarak, şirketimizin ne kadar ulaşılabilir ve şeffaf olduğunu da kanıtlamış olduk. Kurumsal eğitimlerimiz ile İstanbul, Adana ve İzmir gibi büyükşehirlerimize ulaşmış durumdayız. Anadolu'dan gelen franchise tekliflerini değerlendireceğimiz, büyümeye hızla devam edeceğimiz yıllar bizleri bekliyor. İş yaşamındaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler? Güven, sadakat, sevgi... Bir aşk mektubunu andıran bu üç kelimeyi; markamız ve hayranlarımız arasında oluşan bağı özetlemek için kullanıyoruz. Yaptığınız işe aşık olursanız; aşık olunacak işlere imza atarsınız. Atılmayı düşündüğünüz yeni sektörler GELİŞİM var mı? VE KALİTE Hiçbir zaman hayata geçirdiklerimle yetinmem. Her yeni gün, yeni ne üretebilirim REKABETLE diye düşünen bir kişiliğe sahibim. Yaklaşık GELİR. bir yıldır hayata geçirmek için uğraştığımız ve “yaşayarak öğrenmenin” ne demek olduğunu sonuna kadar hissettiğimiz sıra dışı bir e-ticaret sitesi projemiz var. Onun dışında şu anki işimden çok farklı bir hizmet sektörüne ortak olarak girmeyi planlıyorum... Sizce gelecek hangi sektörde? SOcial, LOcal, MObile = SOLOMO! Son zamanların en popüler konusu… İnternetin büyülü ortamı, akıllı telefon penetrasyonun hızla artması ile bizleri her saniye gelişen ve değişen bir dünyaya sürüklüyor. Bu yeni dünyaya ayak uydurmaya çalışmak bile ye-

nilginin habercisi olabilir çünkü siz anı kurtarmaya çalışırken; rakipleriniz müşterilerinizi nokta atışı sürprizler ile büyüleyip peşinden sürüklüyor! Sosyal medya konusunu ve önemini yeterince biliyor musunuz? Bu konuda çalışmalarınız var mı? Neredeyse iki kişiden birinin “Sosyal Medya Uzmanı” olduğu ortamda sosyal medyanın önemini bilmiyorum demek büyük bir hata olacaktır... Sırf moda diye size hiç yakışmayacak bir kıyafeti satın alıp kenara koymak gibi; sosyal medyada varım demek için Facebook ve Twitter hesabı açmanın hiçbir anlamı yok çünkü sosyal medya affetmez! Başarılıysanız bırakın hayranlarınız sizinle bağ kursun. Farklıysanız; bırakın farkınızı takipçileriniz anlatsın... Bugüne kadarki en doğal, en özgür ve en hızlı mecrada markanızın gerçekten yaşadığını hissedeceksiniz! Kendi şirketinizde olmazsa olmaz dediğiniz kurallar neler? İşinizi daha da büyütmek için geliştirdiğiniz size özel yöntemler var mı? Bir sloganımız var; “Ankara'da İlk ve Tek!”. Aslında o sloganın altında bizim olmazsa olmazlarımız yatıyor. İlk ve tek olmak cesaret ister, birikim ister, yenilik ister. Bir markanın en zorlu ama en özel savaşı; kendisiyle olan rekabetidir. Kendi başarı hikayeleriniz ile yarışmak... İşte bütün mesele bu. En büyük idealiniz nedir? Türkiye hatta dünya için İstanbul'un değerini ve önemini bilmeyen yoktur. Kariyerim için en iyi iş tekliflerini İstanbul'dan almış olsam da; ben Ankara'ya çok güveniyor ve Ankara'da başarmak istiyorum. En büyük idealim; Ankara'dan tüm Türkiye'ye örnek olacak markalar çıkarmak! Sevgi Soluk Stil & İmaj Danışmanlığı Tunalı Hilmi Caddesi 90/12 ANKARA 0312 466 94 49 info@sevgisoluk.com facebook.com/sevgisoluk

twitter.com/sevgisoluk

53


RÖPORTAJ

KAAN ÜNVER Bașarı, Sizi Mutlu Ve Güçlü Hissettiren Șeyleri Yapabilmektir Hazine Müsteşarlığı’nda Daire Başkanlığı ve Philip Morris International’da Ankara Temsilciliği ve Turkcell İletişim Hizmetleri A.Ş.’de Ankara Temsilcisi olarak görev yapmış olan Kaan Ünver, şimdi Metro Group’un Türkiye Temsilciliği'ni yürüten başarılı bir isim... Birçok farklı kuruluşta önemli pozisyonlarda bulunmuş olan Kaan Ünver’e sorularımızı yönelttik, başarısının sırrını anlattı...

S

izi kısaca tanıyabilir miyiz? Ankara Koleji ve Hacettepe Üniversitesi İşletme Bölümü mezunuyum. Yaklaşık on iki yıl Hazine Müsteşarlığı’nda çalıştım ve bu sırada Amerika’da MBA yaptım. 2004 yılında özel sektöre geçtim ve önce Philip Morris sonra da Turkcell’in Ankara temsilciliğini yaptıktan sonra 2011 yılından itibaren Metro Group’un Türkiye temsilciliği görevini yürütüyorum ve İstanbul’da yaşamaya başladım.

küçük bir şey de olabilir çok hayati bir şey de olabilir ama önemli olan fark yaratabilen, hem iş hayatında hem de özel hayatta ileri doğru bir adım attığınızı görmek ve bunun için çevrenizce takdir edilmek başarı olarak kabul edilebilir. Başarı etrafınızdaki kişilerle paylaşılmalı ve onlarca desteklenmelidir aksi halde kıymeti olmuyor.

İş yaşamındaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler? İş hayatında en önemli şey sürdürülebilirlik ve güvene dayalı ilişkilerdir. Kişisel olarak yaratacağınız marka değeri hem şirketinize hem de mesleğinize damga vuracaktır. Bunun için de istikrarlı olmak, şeffaf ve güvenilir ilişkiler kurmak çok önemlidir. Sonuç itibariyle insanlar sizin yanınızda kendini güvende hissederse ve bunun devam edeceğini görürse sizi bir iş ortağı olarak görür.

Hobileriniz neler? Vazgeçemediğiniz alışkanlıklarınız var mı? Sosyal hayatı ve arkadaşlarımla zaman geçirmeyi seviyorum. Evden çok; dışarıda zaman geçirmek, yeni insanlarla tanışmak insanın dünyasını genişletiyor. Seyahat etmeyi ve düzenli spor yapmayı seviyorum, Bedenen ve zihnen zinde kalmak çok önemli. Son dönemlerde klasik araba ve eski eşyalara karşı da özel bir ilgim gelişmeye başladı. Plak koleksiyonu yapmaya başladım, 1965 model bir klasik araba topladım ve ha a sonları Çukurcuma, Hor Hor gibi yerleri gezmeyi seviyorum. Yemek yapmayı ve arkadaşlarımı evimde ağırlamayı severim.

Sizin için başarı ne demek? Başarı sizi mutlu ve güçlü hissettiren şeyleri yapabilmektir. Bu çok

54

Üye olduğunuz dernek ve vakıflar var mı? TÜSİAD, YASED, TÜGİAD, TABA, AMPD, AHK üyesiyim ve bazı derneklerde yönetimde yer alıyorum.


ALIŞVERİŞ

PIRLANT BALL 3600 CHF

LACOSTE 175 EURO

ROLEX

ZENITH

Spor ve Şık En şık kıyafetlerinizin ve en spor tercihlerinizin favori aksesuarı saatlerdir. Dünyaca ünlü markaların en özel opsiyonlarını sizler için seçtik. Spor ve şık saat seçenekleri sayafalarımızda sizlerle...

CORUM

ZENITH 999

RAYMOND WEİL

LOUIS VUITTON

3760 CHF

11.600 DOLAR

CORUM 2800 CHF

ROLEX

PIRLANT-VULCAIN 10.764 CHF


RÖPORTAJ

KADRİYE PEHLİVAN Zamanın Benim İçin Önemi Çok Büyük

2001 yılından beri faaliyette olan Türkiye’nin en büyük sigorta ve reasürans brokerliği şirketlerinden Martin & Martin Ankara Bölge Müdürü Kadriye Pehlivan ile çok genç yaşta elde ettiği başarılar hakkında konuştuk. MARTİN & MARTİN, TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK SİGORTA VE REASÜRANS BROKERLİĞİ ŞİRKETLERİNDEN BİRİSİ.

K

adriye Pehlivan kimdir? 1981 Ankara doğumluyum. Uludağ Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Sigortacılık Bölümü mezunuyum. Nasıl bir kişiyim diye kendimi sorguladığımda; Kadriye Pehlivan, uzun dönem hedefleri olan ve hedeflerini zamana yayarak planlayıp, hayata geçirmeyi seven, hırslı, Aslan Burcu’nun lider olma, topluluk içinde ortaya çıkma, başarı odaklı olma gibi belirgin tüm özelliklerini taşıyan, çalışmaktan yorulmayan bir kişi olduğunu düşünüyorum. Küçük yaşlardan beri iş hayatının içinde olmam bana geniş tecrübe kazandırdı. Bunu gerek hayatımda gerek kariyerimde bir avantaj olarak görüyorum. Çok genç yaşta Martin & Martin’in Ankara Bölge Müdürü oldunuz. Bize biraz işinizden bahseder misiniz? Ankara Bölge Müdürü olduğum Martin & Martin, Türkiye’nin en büyük sigorta ve reasürans brokerliği şirketlerinden birisi. İstanbul, Ankara, İzmir, Gaziantep, Ukrayna ve Libya’da ofisleri bulunan ve 85 kişilik konularında uzman ekibi ile yaklaşık 25 Milyar USD’lik bir riski yönetmekte olan bir şirketiz. Martin & Martin 500’ü kurumsal, 30 bin müşteriye hizmet veren aynı zamanda uluslararası geniş network ağına sahip bir şirkettir. Müşterilerimiz Türkiye’de ve Dünya’da kendi 56

alanlarında en başarılı şirketler arasında yer almaktadır. Martin & Martin olarak gündemi ve işimizdeki gelişmeleri takip ederken, hep birkaç adım önde olmamız müşterilerimize bir sunum yapmadan önce konuya öncelikle bizim inanmamız gerektiğini düşünüyoruz. Bu yüzden inandığım konuları müşterilerimizle paylaşmayı prensip edindim ve elimden geldiğince ekibimin de işine bu gözle bakması için yol gösterici olmaya çalıştım. Başarılı olmak için neler yapmak KİŞİSEL GELİŞİM gerek sizce? Mükemmeliyetçi bir yapım var. Bu KİTAPLARI özelliğimin de etkisi ile işimde hep OKUMAYI ÇOK en iyisi olmaya gayret ediyorum. Benden çok tecrübeli olan insanSEVİYORUM. lardan hep bir şeyler aldım hep bir şeyler öğrendim. Başarılı olmak isteyenlerin de, yaptıkları iş her ne olursa olsun o işi en iyi şekilde yaparak ve kendinden daha tecrübeli insanları örnek alarak başarılı olacaklarına inanıyorum. İşimi sadece ticaret için değil, insanlara gerçekten faydalı olabilmeyi ön planda tutarak yapıyorum. Bu empati zemininde ekibimizle beraber herkese istediği hizmeti verebildiğimizi düşünüyorum.


RÖPORTAJ

İş yaşamındaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler? Zamanın benim için önemi çok büyük. Mümkün olduğunca zamanı yönetmeye çalışırım. En sıkıntılı anlarında müşterilerimin yanında olmak benim için çok önemlidir. Martin & Martin olarak önceliğimiz; iş ortaklarımız, yol arkadaşlarımız diyebileceğimiz müşterilerimizin en çok desteğe ihtiyaçları olduğu anda, hasar anında yanlarında olabilmektir. Detaycılık, dürüstlük, yaptığımız işe inanmak ve yeri geldiğinde şirketi, yeri geldiğinde müşteriyi, yeri geldiğinde sigorta şirketlerinin yanında yer almak bizim işimizde önemli bir bakış açısı. Bu noktada adil olmanın benim için önemli olduğunu vurgulayabilirim. Rekabet size ne ifade ediyor? Bence rekabet mükemmelliği, fark yaratabilmeyi ifade KÜÇÜK YAŞLARDAN ediyor. Fark yaratıp işinizde BERİ İŞ HAYATININ en iyisi olursanız rekabet avantajını zorlanmadan elde İÇİNDE OLMAM ediyorsunuz. Satış becerisini BANA GENİŞ sahada kullanmak benim için TECRÜBE rekabette çok önemlidir. Büyük küçük iş diye bir ayrımım KAZANDIRDI. yoktur, her müşteriye eşit yakınlıkta olmaya çalışırım. Müşterinin gözünden bakarak müşterinin ihtiyaçlarını karşılıyor olmak rekabette çok önemli ve iş yaşantımda ilk öğrendiğim kuraldır. Ayrıca Martin & Martin olarak tüm müşterilerimizin %100 memnuniyetlerini sağlamak kuruluşumuzdan bu yana hep ilk hedefimiz olmuştur. En büyük idealiniz nedir ? Sigorta sektöründe başarılarımı sürekli arttırarak sektördeki herkes tarafından tanınan, sektörün duayenleri olarak bilinen ve saygı duyulan bir yönetici profili yaratmak. Benden sonra bu sektörde çalışacak insanlara da örnek bir yönetici olmak.

Hayranlık duyduğunuz, takdir ettiğiniz isimler... Ben iş hayatında her zaman öncelikli olarak babamı örnek aldım. İş hayatına dair babamın tecrübesi ve bilgi birikimi bana hep yol gösterici olmuştur. Ortaokuldan beri aile şirketimizde yaz tatillerinde yaptığım bir anlamda staj diyebileceğimiz süreç, iş hayatının incelikleri ile ilgili önemli tecrübelerimdendir. MÜKEMMELİYETÇİ Ülkemizin önemli işadamlarından ise Sayın Onur Çetinceviz mütevazi kişiliğiyle benim herzaman örnek aldığım bir isim olmuştur.

BİR YAPIM VAR.

İş dışında Kadriye Pehlivan nasıl bir insandır? Arkadaş canlısı, dostluklara önem veren, yeni bir şeyler öğrenmeyi, bir adım ileri gitmeyi hobi kabul eden, ha ada birkaç kez sevdikleri ile yemek yemeyi bir arada olmayı tercih eden, tarihi mekanlara seyahat etmeyi özellikle kendi otomobili ile seyahat etmeyi seven, günde en az bir saat yürümeyi alışkanlık haline getiren, ha ada iki gün tenis oynayan biridir. Vazgeçemediğiniz alışkanlıklarınız var mı? Kişisel gelişim kitapları okumayı çok seviyorum. Her gece yatmadan önce mutlaka kitap okurum. Özellikle başarı öykülerine dair yazılmış kitaplar öncelikli tercihimdir. Biz beş kız kardeşiz. Ha a sonları annem ve kız kardeşlerimle vakit geçirmek benim vazgeçemeyeceğim alışkanlıklarımın en başında gelir. Üye olduğunuz dernek ve vakıflar var mı? Genç Sigortacılar Derneği üyesiyim. 57


RÖPORTAJ

KORHAN ERDEMLİ Eurofit VIP Fitness Solutions ile İș Stresinizi Unutun

STRESLE BAŞA ÇIKMANIN EN KEYİFLİ YOLU SPOR YAPMAK.

Eurofit VIP Fitness Solutions’un kurucularından Korhan Erdemli "başarının dopingi spor" ve mekanları ile ilgili sorularımızı yanıtladı…

A

nkara gibi metropol bir şehirde stresten kurtulmanın alternatif yollarını ararken hem bu problemden kurtulmayı hem de sağlık ve form kazanmayı isteyenler için özel bir araştırma yaptık.

Eurofit VIP Fitness Solutions’ın uzman ekibi size özel programlar hazırlıyor; siz kendinize zaman ayırmanın keyfini burada çıkarırken aldığınız sonuçları da şaşırarak izliyorsunuz. Neticede siz iyi görünüp iyi hissettikçe enerjiniz artıyor ve bu performans işinize de yansıyor…

Yoğun çalışma temposunda her şeye bir es verip kendinize zaman ayırmanın tam vakti! Yazın gelmesiyle birlikte zaten omuzlarımızda yük olan iş stresimiz artmaya başlıyor. Tüm vücudumuz güneşle birlikte tatil için can atarken, işimiz de kendisi için zaman ayırmamızı istiyor. Zaten stresli olan iş tempomuz bu aylarda kendini iyiden iyiye hissettiriyor. Bu stresle başa çıkmanın en keyifli yolu ise uzmanların da söylediği gibi spor yapmak…

Ne zaman ve nerede kuruldu? İlk tesisimiz Çayyolu Avrupa Mahallesi’nde Kasım 2011 tarihinde hizmet vermeye başladı. İkinci tesisimiz ise Çankaya’da Portakal Çiçeği Residence’ta Temmuz ayı itibariyle hizmet vermeye başlayacak.

Eurofit VIP Fitness Solutions'dan bahseder misiniz? Yoğun çalışanlar için hazırlamış olduğu programlarıyla Ankara’daki spor merkezi kalıplarının dışına çıkıyor, spor merkezi geleneğini bozuyor ve spor yapmayı keyifli bir aktivite haline dönüştürüyor...

Eurofit VIP Fitness Solutions’ın adında geçen VIP neyi ifade ediyor? İsmimizdeki VIP lüks, gösteriş ve benzeri gibi anlamlar taşımıyor. Biz Çayyolu’nda ilk tesisimizle yola başlarken hep hayal ettiğimiz kişiye özel hizmet tasarımı ilkesiyle yola çıktık. Şimdi bunu Çankaya’da da

58

TEK LÜKSÜMÜZ ÜYELERİMİZ!


RÖPORTAJ

devam ettireceğiz. Bizim tek lüksümüz üyelerimiz ve onların ihtiyaçlarını yanıtlama şeklimiz. Siz de eski sporcularımızdansınız ve uzun süredir spor sektöründesiniz. Bu VIP tasarımda üyeleriniz için neler yapıyorsunuz? Öncelikle alanında uzman eğitmenlerimiz, üyelerimizin yağ, kas, su, bazal metabolizma hızı gibi çeşitli ölçümlerini gerçekleştiriyor ve kişiyle ilgili detayları öğreniyor. Sonrasında tüm bu özellikleri göz önünde bulundurarak kişinin amaçlarına yönelik programlar hazırlıyorlar. Bu ölçümler tekrarlanıyor ve programlar belirli periyotlarda yenileniyor.

Bazen spora büyük bir hevesle başlanır ama bir süre sonra da büyük bir hızla bırakılır. Disiplini korumak için ne yapmalı? Evet, spor ertelenmeye müsait ve bazen bunu ne kadar süre ertelediğimizi bile unutuyoruz. Tam da bu aşamada Program Koordinatörlerimiz devreye giriyor ve üyelerimizi tek tek arayıp neden gelmedikleriyle ilgileniyor. Üyelerimizin motivasyonu artıyor, günlük hayatın koşuşturmasında ona spor yapması gerektiğini hatırlatan bir yardımcısı oluyor; böylece spor yapmak ertelenmekten çıkıyor, keyifli bir aktivite haline geliyor. Üyelerimiz amaçlarına ulaşıyor biz de bu durumun keyfini çıkarıyoruz.

59


RÖPORTAJ

LEVENT ÖZAYGEN

DoubleTree by Hilton Ankara Genel Müdürü

Az Zamanda Çok İșler Bașardık Açıldığı günden beri Ankara’da büyük kitlelere hitap eden, kaliteli hizmet anlayışıyla herkesin beğenisini toplayan DoubleTree by Hilton Ankara’nın Genel Müdürü Levent Özaygen ile bir sohbet gerçekleştirdik. Başarılarını, izledikleri yolu ve ilkelerini sizler için öğrendik...

OTELİMİZ 5 YILDIZLI İŞLETME BELGESİNİ ALDI.

S

izi kısaca tanıyabilir miyiz? 28 Mayıs 1972 Ankara doğumluyum. Evliyim, 6 yaşında Ege adında bir oğlum ve 4 yaşında Ada adında bir kızım var. Yükseliş Koleji, Bilkent Üniversitesi Turizm ve Otel İşletmeciliği lisans ve Başkent Üniversitesi İşletme yüksek lisans mezunuyum. Mezuniyet sonrası, sadece turizm ve otelcilik sektöründe çalıştım. Yaklaşık 11 yıl Ankara Hilton Otel’de, 4 yıl Bilkent Otel’de çalıştıktan sonra, 9 aydır da DoubleTree by Hilton Ankara Oteli’ne hizmet vermekteyim. Güvenlik, Yiyecek & İçecek, İnsan Kaynakları ve Genel Yönetim bölümlerinde farklı pozisyonlarda görevler aldım. Double Tree by Hilton Ankara ne zaman ve nasıl kuruldu? DoubleTree by Hilton Ankara Oteli, Pekkan Grup bünyesinde faaliyet gösteren Peta Mühendislik A.Ş.’ye bağlı olarak 18 Ağustos 2010 tarihinde hizmete açılmıştır. 1970’lerden başlayarak çeşitli illerimizde çok sayıda askeri lojmanlar, askeri garnizonlar, askeri hastaneler ve benzeri önemli inşaat projelerini gerçekleştiren, Antalya’nın ilk 5 yıldızlı resort otelinin faaliyete geçirilmesi ile turizm sektöründeki ilklere yönetim kurulu başkanımız Sayın Tarık Pekkan’ın liderliğinde imza atmış olan Pekkan Grup, 2000’li yıllarda faaliyetlerini müşavirlik ve enerji alanlarına yaygınlaştırmış olup, hizmetlerini 4 ana şirket, 6 iştirak ve 2 temsilcilikle sürdürmektedir. DoubleTree by Hilton Ankara Ağustos 2010 tarihinden bu yana Türkiye’de açılan ilk DoubleTree by Hilton olarak misafirlerini ağırlamaktadır. 60

Hilton markası ile DoubleTree by Hilton arasındaki ilişki nedir? Hilton ana markası adı altında Waldorf Astoria, Conrad, Hilton, DoubleTree by Hilton, Embassy Suites, Hilton Garden Inn, Hampton, Homewood Suites, Home2 Suites by Hilton ve Hilton Grand Vacations olmak üzere 10 otel markası yer almaktadır. İş hayatınızın en önemli dönüm noktası ne zaman oldu? Hemen hemen herkesin olduğu gibi, benim de hem iş hem de özel hayatımda zaman zaman dönüm noktaları oldu. İş hayatımın en önemli dönüm noktası ise, Ankara Hilton otelinde çalışırken, o dönem için Hilton bünyesinde ileriye dönük adım atma imkanı kısıtlıyken ve yaptığım iş tek düze bir hal almışken, Bilkent Otel’in Genel Müdür’lük teklifi, benim bu teklifi kabul etmem, bu görevi başarı HEM PERSONEL ile yerine getirmem ve HEM DE MİSAFİR kariyer hayatımda geleceğe dönük sağlam adımlar MEMNUNİYETİ atmış olmamdı.

ODAKLIYIMDIR.

Sizin için başarı nedir? Turizm ve otelcilik sektöründe bence başarı; mal sahibinin yaptığı yatırımın karşılığını verebilme; finansal hedefleri tutturabilme, aşabilme; kaliteli hizmet anlayışıyla misafirin beklentilerini karşılayabilme, aşabilme; aidiyet duygusu içerisinde görev yapacak çalışanların ihtiyaç ve beklentilerine cevap verebilme şartlarını dengeli bir şekilde sağlayabilmektir.


RÖPORTAJ

9 aylık DoubleTree by Hilton Ankara deneyiminde siz neyi ne kadar başardım diyebilirsiniz? Az zamanda çok işler başardık diyebilirim. Öncelikle otelimiz 5 yıldızlı işletme belgesini aldı. Reklam ve pazarlama çalışmalarına hız verdik, otelimizin tanınırlığını artırdık. Personelimizin aidiyet duygusunu sağlayabilmek adına beklenti ve ihtiyaçlar doğrultusunda hem maddi hem de manevi gerekli düzenlemeler yapıldı. Yapılan operasyonel iyileştirmeler ile hizmet kalitesinde sağlanan gelişim, iş potansiyelimizi yükselterek, kalıcı ve memnun misafir sayımızda artış sağladı. Doğal olarak, ifade etmeye çalıştığım bu olumlu değişim ve gelişmeler beraberinde finansal başarıyı da getirdi. 2012 yılı 1. çeyrek bütçe hedeflerini gerçekleştirmenin memnuniyetinin PLANLAMA, İLETİŞİM yanı sıra, 2011 yılı aynı VE İŞ TAKİBİ GÜÇLÜ döneminin gelirde %42, net kar’da %162 üzerinde BECERİLERİMDENDİR. gerçekleştirme başarısını elde ettik. Gelecekte kendinizi ve firmanızı görmek istediğiniz yer, durum nedir? Eğitimini alırken ve sektöre girdiğimde hedefim uluslararası zincir bir otelde Genel Müdür olmaktı. Şu anda bu hedefime ulaşmış durumdayım. Kısa dönemde olmasa da, uzun dönemde bu hedefi büyüterek daha büyük bir operasyonu yönetmek veya birkaç otelden sorumlu olarak kariyer yoluna devam edebilirim. Otelimizin ise, şu anda yakaladığı başarıları kalıcı kılacağını, bu başarıların üzerine daha büyük başarılar ekleyeceğini, sektörde adından övgüyle söz ettireceğini ve misafirlerin ilk tercihlerinden biri olacağına inanıyorum.

İş yaşamınızdaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz nelerdir? Çalıştığım işyerini olumlu ve olumsuz tüm özellikleri ile kendi içerisinde değerlendirir, daha önce çalıştığım yerlerle karşılaştırmadan, olduğu gibi kabul ederim. Güçlü yönlerimizi korumaya, gelişmesi gereken yönlerimizi geliştirmeye çalışırım. Ekip olarak bir bireyden çok daha fazlasını başarabileceğimizi bildiğim için, ekibin yapacaklarımıza inanmasını, güvenmesini ve beraber adım atabilme duygusunu yaratmaya çalışırım. Bilgi paylaşımında şeffaf, davranış şeklinde herkese karşı eşit ve adilimdir. Hem personel hem de misafir memnuniyeti odaklıyımdır. İş ilişkilerinde her iki tarafın da kazanacağı şekilde hareket ederim. Sektörün yapısı gereği, esnek olunması gereken durumlarda esnek davranabilirim. Araştırma ve geliştirmeyi severim, yeniliklere açığımdır. Mevcut düzenin üzerine yeni şeyler eklemek beni tekdüzelikten uzaklaştırır. Planlama, iletişim ve iş takibi güçlü becerilerimdendir. Güler yüzlü, insan ilişkilerinde samimi, sözümün eriyimdir. İş hayatınızı ve sosyal hayatınızı nasıl dengeliyorsunuz? Hoşlandığınız aktiviteler nelerdir? Otelcilik sektörü 7 gün 24 saat devam ettiği için, günümün çoğu çalışarak geçiyor. İşten arta kalan zamanda eşime, çocuklarıma ve sosyal hayata zaman ayırmaya çalışıyorum. Ankara Tenis Kulübü ve Joya Sağlık Kulübü zaman zaman kendime vakit ayırdığım yerler oluyor. SPA kullanmayı, masaj yaptırmayı, yeni açılan restoranları denemeyi seviyorum. Okurlarımıza MAG Business aracılığıyla ne söylemek istersiniz? Ankara’nın tarihi mekanlarının tam kalbinde ve şehir merkezinde bulunan 5 yıldızlı DoubleTree by Hilton Ankara Oteli olarak misafirlerimizin bizi tanıması ve ilk tercih ettikleri otel markası olmak arzusundayız. Farklı sektörlerden deneyimli yöneticilerin röportajlarını okuma keyfi sağladığınız için, MAG Business dergisini yaratanları tebrik ediyorum. 61


TEKNOLOJİ

MEHMETCAN AKYÜZ İșin İçinde iPad Var

iPad yașantımıza iyice yerleșiyor. Üstelik sadece sosyal olarak değil aynı zamanda iș yapıș düzenini de tamamen değiștirmeyi amaçlıyor.

Ö

ncelikle iPad’in neden bir masa/dizüstü bilgisayardan daha üstün olduğuna bakalım... iPad’ler veri girişi ve veri erişimi konusunda son derece hızlı ve kullanım kolaylığı sağlıyor. Diğer bir artısı herhangi bir eğitim gerektirmemesi. Siz teknolojiden çok uzak olmayan bir çalışanınıza iPad verdiğiniz zaman, kısa süre içerisinde efektif bir kullanım ortaya koyacaktır. Özellikle satış elemanları için iyi bir pazarlama yöntemi olarak kullanılabilir. En basitinden dizüstü bir bilgisayar kullanırken, bir masaya oturmak ve karşınızda oturan müşteriye ekranınızı çevirmek zorunda kalmanız bile basit ama sıkıntı yaratan bir durum. Sadece bu kolaylığı bile iPad’in önemli bir özelliğini ortaya koymakta. İş hayatında dizüstü, yerini iPad'lere bırakacağa benziyor. Birçok firmanın yoğun olarak kullandığı Outlook/Exchange iPad üzerinden yönetilebiliyor ve CalDAV platformunu da destekliyor. CalDAV ile uzaktaki sunucu ve iPad’inizin ajandasını eşzamanlı tutmanıza imkan veriyor. Bütün 62

bu işlemleri yaparken de güvenlikten ödün vermenize gerek kalmıyor. WPA2 Enterprise'ı destekleyen iPad'ler şirketinizin güvenli ağında işlerinizi gerçekleştiriyor. Word, Excel, PowerPoint gibi MS Ofice programlarını, iWork uygulamaları (Pages, Numbers, Keynote) sayesinde iPad'inizde açmanız ve değişiklikler yapmanız mümkün. Yazmış olduğunuz bir Word dökümanını, Pages uygulaması sayesinde istediğiniz şekilde değiştirebilirsiniz. Almış olduğunuz bir Excel raporu üzerinde, Numbers uygulaması aracılığıyla yeni ayarlamalar yapabilirsiniz ya da yapmış olduğunuz bir PowerPoint sunumuna, yeni bir slaydı Keynote uygulaması ile kolayca ekleyebilirsiniz. Bu üç uygulama da Apple firması tarafından geliştirilmiş ve uygulama merkezine iPad kullanıcıları için eklenmiş bulunuyor. iOS 5 güncellemesi ile eklenen iCloud servisi mobil platformla bilgisayarınız arasında görünmez bir bağ kuruyor ve tüm cihazlarınızı eş zamanlı hale getiriyor. Hem de bu eş zamanlamayı siz hiç farkına varmadan gerçekleştiriyor. Özetle iPad’inizden tüm döküman ve evraklarınızı yönetebiliyorsunuz. İhtiyacınız olan bir proje dosyasına, bir satış teklifine veya bir

kontrata, bulut depolama sayesinde anında ulaşmanız mümkün oluyor. iPad’iniz üzerinden yazdığınız yeni bir not, oluşturduğunuz döküman, toplantı, hatırlatma veya çektiğiniz bir resim eş zamanlı olarak tüm iCloud yüklü cihazlara gönderiliyor. Örneğin Outlook’tan kabul ettiğiniz bir toplantı talebini, direkt iPad ve iPhone’unuzla eş zamanlıyor ya da Outlook’unuza yeni eklediğiniz bir kişi kartına yine iPad’inizden ulaşmak icin hiçbir efor harcamanıza gerek kalmıyor. Apple uygulama merkezinde bulunan birçok uygulama iPad’inizi değişik iş alanlarına göre daha kullanışlı hale getiriyor. Örneğin Bloomberg uygulaması sayesinde her an piyasaları takip edebiliyorsunuz. Fuse Meeting veya Cisco WebEx ile görüntülü konferanslar gerçekleştirebiliyorsunuz. SAP, Oracle gibi ERP yazılımları kullanan firmalar için ise SAP BuisnessObjects ve Oracle Business Intelligence uygulamaları aracılığıyla şirketinizin önemli verilerine ve raporlarına her an ulaşabiliyorsunuz. Analytics uygulaması ile Google analytics raporlarınıza kolaylıkla erişebiliyorsunuz. iAnnotate uygulaması ile PDF dökümanının üzerine direkt notlar almanızı mümkün kılıyor. DWG uzantılı dosyalarınızı açıp, değişiklikler yapıp,


TEKNOLOJİ

kaydedebileceğiniz AutoCADWs uygulaması mühendislere hitap ediyor. Eğer işiniz gereği sıkça numune gönderimi ve alımı yapıyorsanız Deliveries uygulaması tam size göre. Gönderileriniz güncel olarak nerede, ne zaman gelecek görebiliyorsunuz. iPad’iniz üzerinden iş yerinizdeki bilgisayarınıza bağlanmanızı sağlayan LogMeIn uygulaması ile tüm dosyalar elinizin altında oluyor. İş hayatınızı kolaylaştıracak daha pek çok uygulamayı bu listede saymak mümkün. SAP iPad’e yaptığı yatırımları IPAD’LER Türkiye’de tanıttı. VERİ GİRİŞİ VE SAP formunda VERİ ERİŞİMİ iPad’in teknoloji dünyasınKONUSUNDA daki yerini SON DERECE ve ne kadar kullanışlı bir HIZLI VE cihaz olabileKULLANIM ceğini gösterdi. 2012 yılında da KOLAYLIĞI bu yatırımların SAĞLIYOR. devam edeceğinin sinyallerini verdi. Apple uygulama merkezinden indirilebilen “SAP uygulama merkezi” uygulaması ile SAP için geliştirilen tüm uygulamaları tek bir kaynak üzerinden yayımlayacak. Şu anda demo sürümü olduğunu da hatırlatmakta yarar var ve Türkiye uygulama merkezine henüz açık değil. SAP bugüne kadar otuza yakın uygulama geliştirdi ve en az bu kadarı da iş ortakları tarafından geliştirildi. Rakip yazılım firmalarından farklılaşma adına yaptığı bu yatırımın meyvelerini 2012, 2013 yıllarında toplayacağını düşünüyorum. Artık Türkiye iş dünyasında da iPad’li firma çalışanlarını görmeye başladık. Daha önce de bahsettiğim gibi iPad’in en kolay konumlanabileceği nokta sahada bulunan satış elemanları. Burada iPad’ler birer ürün broşürü, ürün videosu, satış gerçekleştirme, sipariş alma gibi birçok alanda kullanılabilir. Yine iPad'in

kolay adapte edilebileceği bir diğer uygulama alanı da sağlık sektörü. Burada yaşanan en büyük zaman kaybı, hastanın geçmiş ve güncel kayıtlarına ulaşılması. Elde taşınabilecek kadar hafif olan iPad’ler sayesinde, hastaların verilerine hastanın yanındayken ulaşılabilir. Böylelikle hem hata riski en aza indirilebilir, hem de veriye ulaşma süreci hızlandırılabilir. Türkiye’de iPad’i verimli bir şekilde iş yapılarında kullanan şirketlerin başında lider ilaç firmalarından GSK (Glaxo Smith Kline) geliyor. GSK bazı satış ve pazarlama ekiplerini iPad cihazlar ile donattı bile. Sadece şirket çalışanları tarafından Apple uygulama merkezinden indirilebilen GSK uygulamasıyla da bu cihazları işlevsel hale getirdi. Daha önce eczane merchandizing (tanzim&teşhir) için satışa destek malzeme taleplerinin toplanması ve hazırlanması minimum 1-2 ha a sürerken artık iPad’ler sayesinde aynı gün içerisinde satış ekibinden direkt olarak anlaşmalı ajanslara gönderilebiliyor. Satışa destek olacak basılı broşür baskı maliyetleri de HTML5’te hazırlanan yeni digital ve interaktif broşürler sayesinde ortadan kalkıyor. iPad'den önce sağlık profesyonellerine yönelik yapılan anketler yüz yüze yapılıyor ve verimli bir sonuç elde etmek günler sürebiliyordu. Şimdi bu verilere ulaşmaları 1-2 günü geçmiyor. Aynı şekilde, sahada anlık satış ve stok takibini, iPad

Türkiye’de iPad’i verimli bir şekilde iş yapılarında kullanan şirketlerin başında lider ilaç firmalarından GSK (Glaxo Smith Kline) geliyor.

uygulamaları sayesinde anlık olarak görmek de artık mümkün. Bence bu Türkiye için oldukça güzel ve örnek teşkil edebilecek bir uygulama. Apple’ın iPad’i doğru bir noktaya ayak basıyor ve iş dünyası için bir oyuncaktan öte faydalı bir cihaz olabileceğinin tüm sinyallerini veriyor. Yakın gelecekte daha pek çok firmanın bu alanda yatırım yapacağını tahmin ediyorum. Yani artık iPad'le işin şekli değişiyor.

Mehmetcan Akyüz 1985 yılında Ankara’da doğan Mehmetcan Akyüz; ilk, orta ve lise öğrenimini Orta Doğu Teknik Üniversitesi Özel Kolej’inde; yüksek öğrenimini 2003-2007 yılları arasında Koç Üniversitesi, Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü’nde tamamlamıştır. Mezuniyetinin ardından 2007-2010 yılları arasında Lafarge Dalsan firmasında Üretim Mühendisi olarak çalışma hayatına başlayan Akyüz, askerlik görevini 2010-2011 yılları arasında Asteğmen olarak Erzurum’da tamamlamıştır. Askerliğinin bitiminden itibaren Sedna Bilgi Sistemleri firmasında, Satış Mühendisi olarak sürdürdüğü çalışma hayatının yanında; kendi blogu teknolojibakisacisi.com’da teknoloji hakkında yazılarını yayınlamaktadır. Akyüz’ün ayrıca Ocak 2012’de Log Dergisi’nde konuk yazar olarak ilk yazısı yayınlanmıştır.

63


RÖPORTAJ

MELTEM CİDDİ Hayatı kaçırmadan ișimizi amaçtan çok yașam aracımız yapabiliyorsak bu bașarıdır. Üniversite yıllarından beri çalışma hayatının içinde bulunan, birbirinden farklı sektörde birçok deneyim kazanan ve 11 yıldır Türk Tuborg'un Sponsorluk ve Event Müdürlüğü görevini yürüten Meltem Ciddi ile başarı üzerine konuştuk.

S

izi kısaca tanıyabilir miyiz? 1971 Ağustos’unda Samsun’da tek yumurta ikizim Özlem’le beraber hayata geldim ve abimin de dahil olduğu çekirdek ailemizi tamamlamış olduk. Ailemin yüksek değerleri ve doğru paylaşımları ile hayatta düzgün bir birey olabildiğim için kendimi çok şanslı buluyorum. 1988’de Gazi Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü’nü kazanarak Ankara’ya gittim ve arada üç yıllık bir İstanbul deneyimi dışında hayatımın büyük bölümü başkentte geçti. Çalışma hayatıma üniversitedeki 2. yılımda ufak ufak başladım ve farklı sektörler, farklı şehir deneyimleri ile 22 yıldır iş hayatının içindeyim. Borusan Holding-Caterpillar, Volvo Otomotiv, Bausch & Lomb ve Son 11 yıldır Türk Tuborg- Sponsorluk ve Event Müdürlüğü görevini yürütüyorum. Türkiye için zor bir sektörde, işin kültürüne değer katmak ve keyifli işler yapmak için çalışıyoruz. Sizin için başarı ne demek? Başarılı olmayı bir bütün olarak düşünüyorum. Eğer yaşantımızı ge-

64

ÜNİVERSİTE YILLARIMDAN BERİ ÇALIŞMA HAYATI İÇERİSİNDEYİM.

nelde iş hayatımız ve özel hayatımız olarak ikiye ayırıyorsak, dengeyi sağlayabilmek ve hayatı kaçırmadan, işimizi amaçtan çok yaşam aracımız yapabiliyorsak buna başarı diyorum. Herhangi birindeki olumsuz etkinin, diğerine yansıdığını ve bütündeki başarıyı etkilediğini düşünüyorum. Kendimizle barışık ve yaşamdan keyif almayı biliyorsak, iş hayatındaki başarı yanında artı değerleri ile geliyor... Hayatta mutsuz bir CEO olacağıma, Pasolini’nin dediği gibi mutlu bir çoban olmayı tercih ederim. İş yaşamındaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler? Üniversite yıllarımdan beri çalışma hayatı içerisindeyim, staj yaptığım dönemden şu ana kadar ki 23 yıllık süreçte her zaman önceliğim beraber çalıştığım herkese karşı, her koşulda dürüst ve samimi olmaktı. Bazen birtakım kuralları çiğnememe sebep olsa da her zaman açık olmayı tercih ederim. Çok değer verdiğim bir yöneticimin sıklıkla yinelediği “Problemin değil, çözümün parçası olun...” sözü her zaman kulağımda küpedir. Her zaman ulaşılabilen ve herhangi bir konuda olumlu-olumsuz yanıt alabildikleri kişi olmaya dikkat ettim. Yeni iş hayatına atılan her arkadaşım için de en öncelikli tavsiyem bu


RÖPORTAJ

olacaktır; samimi ve dürüst olmanız, zaman zaman hatalarınızın ya da eksiklerinizin sorumluluğunu almak ya da inandığınız değerleri her koşulda savunmak uzun vadede size değer katar. Ve açık davrandığınız, kendiniz ve karşı taraf için olumlu ya da olumsuz cevabını verdiğiniz her konuda kovanızdan bir bardak suyu daha boşaltmış olursunuz. Sosyal medya konusunu ve önemini yeterince biliyor musunuz? Bu konuda çalışmalarınız var mı? MAG Sosyal Medya’nın ve MAG PR’ın hizmetlerini biliyor musunuz? Günümüzde sosyal medya hem bireysel hem kurumsal herkes için olmazsa olmaz bir gereklilik oldu. İlk e-mail’imizi doğum tarihim olan 1971’de attık ve 2006’da Twitter’a kadar uzanan aslında çok kısa bir süreçte inanılmaz gelişmeler yaşandı HAYATTA sanal dünyada... Fecebook ve benzeMUTSUZ BİR CEO ri sosyal ağlar, bloglar, sosyal iletişim siteleri, video/fotoğraf paylaşım OLACAĞIMA, siteleri, haber siteleri, sözlükler, foPASOLİNİ’NİN rumlar gibi internet kullanıcılarının içerik ve bilgi paylaşmasını sağlayan, DEDİĞİ GİBİ MUTLU inanılmaz hızda yayılan ve kullaBİR ÇOBAN OLMAYI nılan bu platformların her biri pazarlama iletişimine giren tüm markalar TERCİH EDERİM. ve oluşumlar için ilk sıraları aldı bile. Müşteriler sosyal medya sayesinde anında bizlere ulaşabildiği gibi, anlık kriz yönetiminde de en etkili ve hızlı pazarlama mecrası sosyal medya oldu. Ama elbette ki her şeyde olduğu gibi bunda da denge çok önemli bence, sosyal medyadaki yoğun iletişimin yanı sıra zaman zaman sıcak temasları da yakalayacağımız samimi platformları yaratmaya çalışmak gerek. MAG Sosyal Medya’nın start aldığını biliyorum, sosyal medyadan takip etmeye çalışıyorum ve farklılık yaratacak çalışmalarınızı heyecanla bekliyorum.

Hayranlık duyduğunuz, takdir ettiğiniz isimler... Açıkçası hayranlık duydugum ve takdir ettiğim insanların özellikleri genel olarak aynı. Ve isim vermek zor tek tek .. Sadece benim için ; hayattta işinde başarılı olmuş ve bunu çoğunluk ile paylaşabilmiş insanların ; aynı zamanda hobileri olması ve hayatı hakkı ile yaşamaları bende hayranlık ve takdir uyandırıyor.. Çok yönlü insanlara hayranım.. Her zaman savunduğum duygusal zekanın önemi artık kabul görüyor ve kendi hayatına , yaşam değerine faydasız yüksek bir IQ nun yarardan cok zararlı oldugunu düşünüyorm insan için. .. Çok ilgisiz insanları yan yana koyuyor olacağım ama benim için öyleler .. Kısacık hayatı her yönüyle yaşamayı bilen ve her fırsatta değere dönüştürebilen insanları seviyorum.. Ve bu kişi bazen tarihin gelmiş geçmiş en büyük çok yönlü zekası Leonarda da Vinci olurken, bazen yaşamak için çalışmak zorunda olmadığı , sadece keyfi için gezerek hayatını yaşama şansı olduğu halde, kendi markalarını yaratan, bunları değere çeviren , sosyal sorumluluk projeleri yanı sıra kendi iş kolları için her türlü 3.dünya ülkesine gidip işlerini anlatan, paylaşan doğduğunda mirasyedi , şimdinin iş kadını olan Paris Hilton da olabiliyor. . Ya da her hangi bir platformda tanıstıgım , milyonları yönetirken , sırt çantasını alıp , ağaç evlerde yatıp Yeni Zelandayı gezen her hangi biri de benim için takdire değer.. Çünkü imkanı oldugu halde, hayatını yaşamayan para hırsı ile ömrünü tüketen insanlarla dolu çevremiz .. Kısa hayatını hakkı ile yaşamayı bilen , kariyer ve para hırsı peşinde koşmaktansa , hayatın peşinden koşan gülen insanlar benim için hayranlık uyandırıcı ve takdire değer.

65


RÖPORTAJ

M. MİTHAT ÜNER

Bașarı, İyi Bir Gözlemci Olmayı Zorunlu Kılar Her geçen gün kendine bilgi ve başarı katan Gazi Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Profesör Dr. M. Mithat Üner ile başarı üzerine hoş bir sohbet gerçekleştirdik.

ÇALIŞMA HAYATINDA BENCE EN ÖNEMLİ ŞEY ZAMAN DA DAHİL OLMAK ÜZERE KAYNAKLARIN ETKİN YÖNETİMİDİR.

S

izi kısaca tanıyabilir miyiz? 1959 yılında Ankara’da doğdum. İlk orta ve lise eğitimimi TED Ankara Koleji’nde, lisans eğitimimi Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde tamamladım. Mezuniyetimi takiben öncelikle Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde ardından ABD’de M.S.C.-University of Wisconsin-Madison, Graduate School of Business’da yüksek lisans eğitimlerimi tamamladım. “Firmaların İhracat Davranışlarıyla İlgili Literatürün Entegrasyonu ve Türkiye için Davranışsal Bir Model Denemesi” başlıklı doktora teziyle 1990’da doktor unvanını aldım. İtalya’da Universita'di Pisa-Pisa, Dipartimento di Economia Aziendale’de doktora sonrası çalışmalarımı gerçekleştirdim. Ardından sırasıyla 1991 yılında yardımcı doçent, 1995 yılında doçent ve 2000 yılında profesör unvanlarını aldım. Ticaret ve Turizm Eğitim Fakültesi Turizm İşletmeciliği Tanıtma Pazarlama Anabilim Dalı Başkanlığı, Gazi Üniversitesi Vakfı AHLA Uluslararası Programlar Koordinatörlüğü, Ticaret ve Turizm Eğitim Fakültesi Turizm İşletmeciliği Bölüm Başkanlığı, Ticaret ve Turizm Eğitim Fakültesi Dekanlığı, Gazi Üniversitesi Vakfı Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerini yürüttüm. Haziran 2011 tarihinden itibaren Gazi Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanlığı ve 2007 tarihinden itibaren T.C. Kültür ve Turizm 66

Bakanlığı danışmanlığı görevlerini yürütmekteyim. Hizmet Pazarlaması, Uluslararası Pazarlama, Pazarlama Stratejisi, Pazarlama Planlaması, Turizm Pazarlaması alanlarında çalışmalar yapmaktayım. Başarılı olmak için neler yapmak gerek? Başarı, hep çalışmakla özdeşleştirilmiştir. Bu doğru bir algıdır. Ancak çalışmak başarıyı oluşturan unsurlardan en önemlisi olmasıyla birlikte tek başına yeterli değildir. Tarihsel süreç içerisinde hangi alana bakarsanız bakın ifadelerimin izlerini rahatlıkla görebilirsiniz. Doğru yerde doğru zamanda bulunup, geleceğe yönelik isabetli öngörülerde bulunarak çalışmayı taçlandırdığınızda ancak o zaman adeta kaçınılmaz bir son olarak başarıya ulaşabilirsiniz. Özetle, başarı iyi bir gözlemci olmayı, ihtiyaç duyulan verileri doğru belirleyip toplamayı ve gelecek dönemlerde verilerdeki olası değişiklikleri doğru tahmin edip değişikliklere ayak uydurmayı zorunlu kılar. İş yaşamındaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler? Çalışma hayatında bence en önemli şey zaman da dahil olmak üzere kaynakların etkin yönetimidir. Her organizasyonun gerçekleştirmek istediği birtakım amaç ve hedefleri vardır. Bu amaç ve hedeflere ulaşabilmek için sahip olunan sınırlı kaynakların etkin, etkili ve verimli kullanılması şarttır.


RÖPORTAJ

Bunu sağlayamadığınız takdirde, teknolojik gelişmeler ve küreselleşmenin etkisiyle mesafelerin anlamını yitirmesi sonucu oluşan son derece acımasız bir rekabet ortamında çaresiz kalmanız kaçınılmaz olacaktır. Asla yerine koyamadığınız ve geri getiremediğiniz bir kaynak olan zaman sizin iş hayatınızda rekabet üstünlüğü sağlama noktasında kullanmanız gereken en önemli silahınız olmalıdır. İş hayatım boyunca elde ettiğim tüm başarılarda bunun çarpıcı etkisini hep görmüşümdür. Günün stresini ve yorgunluğunu nasıl atıyorsunuz? Aslında çalışma hayatımın önemli bir kısmını yıllarımı verdiğim akademik kariyerim, diğer kısmını da süreç içerisinde genellikle bulunduğum yöneticilik görevlerim oluşturmaktadır. Bu iki ayrı ancak ilişkili kulvar sizden sürekli ciddi anlamda enerji ve zaman bekler. Akademik hayat ve aynı sistem içerisinde yöneticilikte mükemmelliğe ulaşabilme çabası kişileri iş kolik haline getirebilir. Ancak şunu unutmamak gerekir ki, ailene ve kendine zaman İŞ YAŞAMINDA HER ayırmak, küçük molalarla yenilenÖRGÜTÜN, HER mek, çalışmak kadar başarıyı tetikleyen faktörlerdir. Çalışma ORGANİZASYONUN hayatınızda mutlak suretle bu MUTLAKA BİR ayrıntıyı göz ardı etmemelisiniz. Benim için yorgunluk adına sıkça VİZYON VE başvurduğum iki dostum var MİSYONUNUN diyebilirim. Birincisi her sabah işe OLMASI gitmeden önce gerçekleştirdiğim yürüyüşlerim, ikincisi ise gün GEREKMEKTEDİR. içerisindeki kahve aralarım.

yetiştirmek, öğrencilerimizin dünya ile bütünleşme düzeyini yükseltmek temel amaçlarımız arasında ilk sıralarda yer almaktadır. İş yaşamında “vizyon” ve “amaç” belirlemek neden önemli? İş yaşamında her örgütün, her organizasyonun mutlaka bir vizyon ve misyonunun olması gerekmektedir. Aslında misyon ve vizyon işletmelerin ortakları, işbirliği içinde olduğu kuruluşları, çalışanları, müşterileri gibi tüm paydaşlarıyla paylaşmaları gereken kavramlardır. Yani, işletmenin vizyon ve misyonlarına web sayfalarında, kataloglarında, raporlarında yer vererek ilgili herkes ile paylaşmalarında herhangi bir mahsur bulunmamaktadır. Ben vizyonun ile işletmenin gelecekte ulaşmayı istediği noktayı anlıyorum. Misyon ise, işletmenin varoluş nedeni, örgütün çalışma felsefesidir. Misyon, işletmenin anayasasıdır. Bir işletme stratejik planları içerisinde amaç ve hedeflerini belirlerken, rehberi de doğal olarak misyonu olacaktır. Yani işletme planları mutlaka misyona uygun, misyonun rehberliğinde hazırlanması gereken planlardır.

AİLENE VE KENDİNE ZAMAN AYIRMAK, KÜÇÜK MOLALARLA YENİLENMEK, ÇALIŞMAK KADAR BAŞARIYI TETİKLEYEN FAKTÖRLERDİR.

Seyahat etmeyi seviyor musunuz? Nerelere? Uzmanlık alanlarımdan birinin de turizm olması nedeniyle dünyadaki önemli turizm destinasyonlarına gitme şansım oldu. Her bir lokasyonun keşfedilmesi, incelenmesi ve analiz edilmesinin, gerek kişisel gelişim gerekse akademik çalışma alanlarım açısından büyük katkıları olmuştur. Sosyal medya konusunu ve önemini yeterince biliyor musunuz? Bu konuda çalışmalarınız var mı? Sosyal medya tüm dünyada hızla gelişen ve gelişmekle kalmayıp etkisini bu gelişmeye paralel bir şekilde artıran bir mecra olarak karşımıza çıkmakta. Fakültemizin resmi Facebook ve Twitter hesaplarından sürekli olarak öğrencilerimize bilgi akışı sağlamakta, onları gerek fakültemizle gerekse güncel gelişmelerle ilgili olarak haberdar etmekteyiz. Öğrencilerimizin yorum, talep ve önerilerini yine bu yolla rahatlıkla toplayabilmekteyiz. Buna paralel olarak mecralara koyduğumuz linkler sayesinde dünyanın en çok takip edilen video sitelerinde fakültemizin tanıtım filmlerine rahatlıkla ulaşmanız da mümkündür. Yurt dışına açılma gibi bir planınız var mı? Türkiye’de üniversiteler arası rekabet her geçen gün biraz daha yoğunlaşmaktadır. Anayasanın 42. maddesinden hareketle Devlet, 105 üniversite ile eğitim-öğretim hizmetini vatandaşlarına sadece 203 TL harç karşılığı götürmektedir. Bir yıla yakın bir süreden beri dekanlık görevini yürütmekte olduğum Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi yaklaşık 9600 öğrenciye eğitim vererek devletin bu fonksiyonuna en üst düzeyde katkı veren kuruluşların başında yer almaktadır. Mezunları arasında Kemal Kılıçdaroğlu, Devlet Bahçeli, Rıfat Hisarcıklıoğlu gibi niceleri yer alan Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nin devamı olan Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi uluslararası oryantasyona sahip mezunlar yetiştirebilmek adına hareketlilik sağlayan Erasmus Programı'na özel önem vermekte, öğrencilerin en az bir dönem Avrupa Birliği ülkelerinde üniversiteye devamını özendirmektedir. Ayrıca Georgia State University ile değişim programları ve 2+2 (iki yıl Türkiye+iki yıl ABD) çi diploma anlaşmaları imzalanmıştır. Diğer tara an, yine öğrencilerin talebi doğrultusunda bazı programlarımızın yabancı dilde eğitimine başlanmıştır. Özetle, uluslararası oryantasyona sahip öğrenciler 67


MAKALE

Koleksiyonerliğin Prestiji ve Saygınlığı Paha Biçilmez Ankara Antikacılık Yönetim Kurulu Başkanı Muhsin Önder, sanat ve antika koleksiyonerliği üzerine altın değerindeki bilgilerini bizlerle paylaştı...

S

anat koleksiyonculuğu Rönesans ile başlayan yüzyıllar boyunca aristokrasinin olmazsa olmaz bir parçası olarak süregelen, 20. yy’dan itibaren antika eser koleksiyonculuğu ile beraber yaygınlaşmış bir uğraş. Ülkemiz bu alanda hızla gelişiyor, koleksiyonerlik yaşı düşüyor.

Günümüzde antika ve sanat eseri koleksiyonculuğu bir yönden yatırım aracı olarak değer taşırken önemli bir koleksiyon sahibi olmanın prestij ve saygınlığınıza katacağı değer paha biçilemez. Dünyada pek çok işadamı isimlerini koleksiyonları ile ön plana çıkartmaktadır. Koleksiyoner zaman içinde sahip olduğu eserleri çevresi ve toplumla farklı platformlarda paylaşarak toplumun kültürel gelişimine katkı sağlamaktadır. Bu durum aynı zamanda bir sosyal sorumluluk projesidir. Koleksiyonculuk sizlere yeni bir çevre edinmenizi sağlayarak, farklı bakış açıları ve refleksler kazanmanıza yardımcı olacak ve yaşamınıza bambaşka bir tat katacaktır. Özünde tutku barındıran her uğraş gibi gelişiminize katkı sağlayacaktır.

68

Koleksiyonerlere altın değerinde öğütler: Sadece sevdiğiniz eserlerle ilgilenmeyin, bir sanat eserinin oluşum sürecinde altında yatan dinamikleri anlamaya çalışın. Kendinizi geliştirmek için çaba sarf edin. Belli dönem, akım veya sanatçılara ait işleri toplamak çoğu zaman sizi hata yapmaktan korur. Bu konuda kendinize sınırlar çizebilirsiniz. Alanınızı belirleme konusunda danışmanlık hizmeti alabilirsiniz. Antika alanında daha da ciddi alan sınırlamalarına ihtiyaç duyacaksınız. Kendinizi hazırlamak için acele etmeyin ancak iyi bir sanat eseri ve antika alımında reflekslerinizin sağlam olması şart. Bütçeniz önemli bir faktördür ancak ruhen ve kafa yapısı olarak da koleksiyonerliğe hazırlanmak daha önemlidir. Yine de her bütçeyle koleksiyonculuğa başlayabilirsiniz. Heves ve heyecan her şeyden önemli. Son olarak spekülasyonlardan uzak durmak çok önemli. Her piyasa ortamında olduğu gibi kulaktan duyma bilgiler bu alanda da çok. Rağbet etmemek gerekiyor!


999 69


RÖPORTAJ

MURAT CAMADAN İș Hayatında Sorumluluklar Almaya Çok Erken Yașta Bașladım

ÇALIŞMA HAYATINA ÇOK KÜÇÜK YAŞLARDA BAŞLADIM.

Camadan Grup Yönetim Kurulu Başkanı, Haselsan A.Ş. Genel Müdürü ve TÜGİAD Ankara Şubesi Genel Sekreteri olan Murat Camadan ile başarılarını konu alan bir röportaj gerçekleştirdik.

M

urat Camadan kimdir? Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? 1975 Rize doğumluyum. Milliyetçi, muhafazakar, iş ve aile hayatında başarılı bir ailenin çocuğuyum. 1999 yılında Ankara Üniversitesi’nden mezun oldum. Evli ve bir erkek çocuk babasıyım. Çalışma hayatına çok küçük yaşlarda başladım. Çalışma fikri, işle geçen zaman benim için her zaman motive edici olmuştur. Ailemin işlerinin yanı sıra, Karadenizli olmamın getirdiği asilikle çok farklı sektörlerde çalıştım. İlk gençlik dönemimden başlayarak, aileme yardım etme düşüncesiyle en basitinden tutun da en zoruna kadar her türlü yardımı etmekten hiç çekinmemişimdir. İş hayatımdaki en büyük hedeflerimden biri her zaman ticaret olmuştur ve bu hedefe ulaşmak da bir o kadar mutluluk vericidir benim için… Özel hayatımda ise yoğun iş temposundan arta kalan zamanlarda hobilerime zaman ayırmak, ailemle vakit geçirmek en dinlendiğim anlardır. Güzel geçen bir aile seyahati veya dostlarla geçirdiğim keyifli zamanlardan sonra iş hayatımda daha net ve pozitif kararlar aldığımı düşünüyorum. 70

Nasıl bir yöneticisiniz? Yönetim tarzım işi paylaştırarak hızlıca sonuca ulaşmak üzerine kuruludur. Tez canlı olmamdan kaynaklanan sabırsız bir yanım da var, ama iş hayatımda geçirdiğim yıllar ve kazandığım tecrübeler, bana hızlı elde edilen sonuçlarda hata payının yüksek olabileceğini öğretti. Bu yüzden çaBAŞARILI OLMAK lışmalarımı detaylandırarak verimli İÇİN HEDEFLERİNİZİ bir şekilde, zaman içinde çözülmesiBÜYÜK TUTMANIZ, ne özen gösteriyorum. Uyumlu ekip çalışması, başarıya ulaşmak için en ADIMLARINIZI önemli adım aslında. Eğer çalışmaKÜÇÜK ATMANIZ larınızı ve ekibinizi planlı bir şekilde yönetebilirseniz birçok konuyu, kısa GEREKİR. zamanda başarıyla sonuçlandırabilirsiniz. İş hayatında ve yöneticilikte temel prensibim ise; herkesin fikrini dinledikten sonra karar vermektir. Önemli bir karar vermeden önce değişik


RÖPORTAJ

bakış açılarını dinlemek, vereceğim kararlarda ortak bir nokta bulmama yardımcı olur ve çıkacağımız yolu resmetmemde büyük fayda sağlar. Böylece işin başında yolun düz mü yoksa eğri mi olduğunu öngörebiliyoruz. Aynı zamanda ekip çalışması kurumsallaşmak için de atılan ilk adım. Eğer yönetici sorumlulukları paylaştırabiliyor ve başarıya ulaşıyor ise kurumsallaşmayı gerçekten hayata geçirmiş demektir. Bu sayede firmanızı daha büyük hedeflere yönlendirebilirsiniz. Kurumsallaşma, bizim gibi iş hayatına aile firması olarak başlamış şirketlerde aşılması ve uygulanması süre alır. Ama Türkiye’de bu şekilde kurumsallaşmayı başaran birçok başarılı aile şirketi bize de bu konuda ışık tutmuştur.

pazardaki proje sayımızı artırmayı hedefliyoruz. Turizm sektöründe de şehir otelciliği sayımızı arttırmak için yeni yatırım alanları araştırıyoruz. Bunlar bizim şu andaki hedeflerimiz, tabii ki her başarılı firma gibi bu hedeflerin yanı sıra yeni proje ve yatırım olanaklarını da inceliyor, gerekli çalışmaları yapıyoruz.

TÜGİAD Ankara Şubesi Genel Sekreteri seçildiniz. Genç yaşta böyle bir sorumluluk almaktan çekinmediniz mi? Hayır, tam aksine böyle bir göreve seçildiğim için onur duydum. Zaten iş hayatında sorumluluklar almaya çok erken yaşta başladım. Üniversite yıllarımda bile fakülte başkanlığı, öğrenci konseyi başkan yardımcılığı gibi pozisyonlarda görev yapmıştım. O yıllarda da bu görevlerimi severek ve tüm sorumluluklarıma paralel olarak yerine getirmiştim. İş hayatını çok yoğun yaşarım ve sorumluluklarım da tabii ki bu yoğun YÖNETİM TARZIM tempoyla daha da artar. TÜGİAD genel sekreteri İŞİ PAYLAŞTIRARAK olduktan sonra sorumluHIZLICA SONUCA luklarım da çoğaldı. TÜGİULAŞMAK ÜZERİNE AD için yenilikçi projeler, sosyal sorumluluk kamKURULUDUR. panyaları ve organizasyonlarla ilgileniyorum. Bu işler gönül işleri ve bu tür faaliyetlerle uğraşmaktan büyük keyif alıyorum. TÜGİAD’lı olmak büyük ayrıcalık ve inanıyorum ki TÜGİAD bu yıla damgasını vuracak. Başkanımızın liderliğinde yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımız ve genel sekreter yardımcımız Ali Efe Bezci ve profesyonel arkadaşlarımızın da katkılarıyla, çok iyi işler yapmak için kolları sıvadık. TÜGİAD yönetimi olarak çok dinamik ve ses getirecek projelere imza atmayı planlıyoruz. TÜGİAD’da görev yapmanın en güzel yanı ise kendiniz gibi genç yaşta ticari sorumluluk alan kişilerle sosyal yardım projeleri gibi kar gütmeyen, kamuoyuna fayda sağlayacak organizasyonlarda bir araya gelerek, milletimize manevi olarak da faydalı olduğunu hissetmek. İnşaat sektörünü ve Türkiye’nin bugünkü durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye her sektörde kısa zamanda çok büyük mesafeler kat etti. Eskiden yurtdışına ticari bir sebep ile çıktığımızda karşılaştığımız tablolar ile şimdiki tablolar arasında inanılmaz bir ilgi ve saygı farkı görüyoruz. Artık ülkemizin firmaları global piyasalarda hak ettikleri değerlere ulaşabilecek konumlardalar. Özellikle inşaatta, dünya devi şirketlere taşeronluk yapan konumda iken dünya devi şirketler ile yarışabilecek durumda olan şirketlerimiz oldu. Bu da Türk müteahhitlik firmalarının göğsünü kabartan bir tablo. Bizim ülke insanımızın azmi ve çalışkanlığı ile pratik zekası bir araya geldiğinde başarılı olamayacağı bir pazar düşünemiyorum yeter ki o pazarlara girmeyi hedefleyelim ve şirket hedeflerimizi uzun vadeli koyalım. İnşaat sektörü artık Türkiye pazarına sığamıyor ve global markette Türk bayrağını zirveye taşıma yolunda. Umuyoruz her sektörde ülkemiz aynı başarı ile temsil edilecek düzeye gelir. Sizce başarılı olmanın sırrı nedir? İş hayatında başarıya ulaşmak kadar başarılı kalmak da önemli ve zordur. Başarılı olmak için hedeflerinizi büyük tutmanız, adımlarınızı küçük atmanız gerekir. Böylece attığınız her adımda yerinizi sağlamlaştırarak, konumunuzu sindirerek iş hayatınızdaki başarınızı perçinleyebilirsiniz. Geleceğe dönük hedefleriniz neler? Grup şirketlerimizde, bilişim, teknoloji ve savunma sanayi sektörlerine ağırlık vermeyi düşünüyoruz. Bunlar için gerekli AR-GE çalışmalarını başlatmış durumdayız. Diğer yandan inşaat sektöründe büyümeyi ve uluslararası

Bu yoğun tempoda günlük programınızı nasıl yapıyorsunuz? Güne oldukça erken başlarım. Gün içinde görmeye fırsat bulamadığım oğlumla sabahları zaman geçirerek kendimi günün yoğun temposuna hazırlıyorum. Ofise gelir gelmez bir gün önce yaptıklarımla, o gün yapacaklarımı gözden geçirip, kendi günlük ve ha alık programıma göre günümü planlarım. Yoğunluktan fırsat bulabilirsem, gün içinde dostlarımla görüşerek günün stresinden az da olsa kurtulmaya çalışırım. İş hayatımda programlı olarak çalışmanın faydalarını her zaman BAŞARIYA ULAŞMAK görürüm. Her konuyu detaylandıraİÇİN UYUMLU EKİP rak çalışırım, her ne kadar bu yorucu da olsa başarıyı her zaman yanında ÇALIŞMASI EN getirir. Yapmam gereken, o gün ÖNEMLİ ADIM. içinde bitirmem gereken bir iş varsa ertelemem, mutlaka bitiririm. Bu yoğun çalışmanın sonucu olarak da genelde ofisten en son çıkarım. Ayrıca TÜGİAD’da da aynı tempoyla çalışmalarıma devam ediyorum. Ve bu çalışma temposunun yarattığı yorgunluğu yaşadığımı da pek söylemeyeceğim. Galiba çalışmayı sevmek, insana mutluluk da getirebiliyor. Gün biterken, günün en güzel anı ise; evde 1,5 yaşındaki oğlumla geçirdiğim zaman. Eğer vakit bulabilirsem, ha ada 1-2 kere spor yapmaya özen gösteriyorum. Spor uzun yıllardır hayatımın bir parçası oldu ama iş yoğunluğundan maalesef gün geçtikçe daha az zaman ayırabiliyorum. Murat Bey, bu yoğun temponuzda bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz. Ben teşekkür ederim. 71


RÖPORTAJ

ÖZER ÖNER

Kazanmak İçin Önemli Olan Oyunda Kalmaktır 2007 yılında Özer Öner Tasarım olarak kurduğu reklam ajansıyla birçok başarıya ulaşan ve daha sonra IQ Tasarıma ortak olarak reklam sektörüne muhteşem bir giriş yapan Özer Öner iki firmayı birleştirmiş ve OOT.COM.TR | Kreatif Ajans adı altında yeni bir marka oluşturmuş. Biz de Özer Öner’e sorularımızı yönelttik, bugünlere nasıl gelmiş, başarıya nasıl ulaşmış kendisinden öğrendik...

DÜRÜST BİR İŞ AHLAKINIZ VAR İSE BAŞARI KAÇINILMAZDIR.

S

izi kısaca tanıyabilir miyiz? 1977 Ankara doğumluyum. İlk tercihim olan Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü’nü büyük bir keyifle ODTÜ’de okudum. Harika bir eşim, 6 yaşında dünyalar güzeli bir kızım ve Joy adında 10 yaşındaki Alman kurdumuz ile birlikte yaşıyoruz.

İşiniz ne zaman ve nasıl kuruldu? Profesyonel hayata 2001 yılında başladım. 2007 yılında ise kendi işimi kurdum. Önceleri ağırlıklı olarak fuar stand tasarımı ve basit tanıtım işleri yaparken, bir sene sonra, IQ Tasarım’a ortak olarak reklam sektörüne fiili olarak girdim. Bir dönem hem Özer Öner Tasarım, hem de IQ tasarım üzerinden fuar standları ve tanıtım hizmetleri verdik. Daha sonra iki firmayı birleştirerek OOT.COM.TR | Kreatif Ajans adı altında yeni bir marka oluşturduk. Sizin için başarı ne demek? Benim için başarı önüme küçük ya da büyük, ama ulaşabileceğim hedefler koyup, onu elde etmektir. Bu hedeflere ulaşmak için karşıma çıkan sorunları çözmek de aynı şekilde başarının parçalarıdır. Bence “kazanmak için önemli olan oyunda kalmaktır.” Başarılı olmak için neler yapmak gerek? Bir işte başarılı olmak için bence öncelikle o işi bilmek gerekir. Bilmediğiniz işte başarılı olmak için ya çok şanslı ya da çok zengin olmanız gerekir. Daha sonra, işinizi sevmeniz gerekir, bütün bunlara ek olarak dürüst bir iş ahlakınız var ise başarı kaçınılmazdır. Gelecekte kendinizi ve firmanızı görmek istediğiniz yer, durum nedir? Böyle bir tablo tarif eder misiniz? Yaptığım işten çok hoşlanıyorum, sanırım gelecekteki tablo temelde bundan pek farklı olmayacaktır, daha kalabalık bir ajans ve daha kreatif işler dışında. 72

İş yaşamındaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler? Yapılan işi sahiplenmek ve arkasında durmak benim için önemlidir. Hatalar her zaman olur ve olacaktır, önemli olan aynı hatanın tekrarlanmamasıdır. Atılmayı düşündüğünüz yeni sektörler var mı? Mevcut işimizle alakalı olarak hava fotoğrafçılığı işi oldukça ilgimi çekiyor. Henüz çok erken ama kendi sektörümüze yakın olarak fotoğrafçılık işi her zaman ilgimi çekmiştir. Sizce gelecek ne de yani hangi sökterde? Hangi sektör olursa olsun, rekabet olduğu sürece reklam ajansları her zaman önemli olacaktır. Ama gelecekte hangi sektörlerin bize daha çok ihtiyaç duyacağı konusuna gelirsek; bence mimaride. Özellikle uzay mimarlığı bana göre geleceğin mesleği. Hobileriniz neler? Vazgeçemediğiniz alışkanlıklarınız var mı? İki yıldızlı bir dalgıç ve sertifikalı bir amatör denizci olarak, benim için vazgeçilmez bir tutku olan denizle ilgili her aktiviteyi hobi olarak sayabilirim. Son zamanlarda Carting yapmaktan da ne kadar zevk aldığımı farkettim. Sanırım bu da kısa süre içinde rutinlerim arasına girecektir. En büyük hayaliniz nedir? 15 sene içinde sistemli olarak gelişim gösteren, bensiz de işlerin devam ettiği en az 50 personeli olan bir marka yaratabilmek. Bu sayede yelkenli tekne ile dünyayı dolaşmak sanırım en büyük hayalim... Rekabet sizee ne ifade ediyor? Rekabet hayatın olmazsa olmazı bence. Zaten “Reklam Ajansları” bu sebepten hayatta. Firmaların rekabeti, onları destekleyen ajansların rekabeti ile katlanarak gelişiyor. TV’deki reklamlara bakın, 5 sene öncekli reklamlar ile bugün gösterilen reklamların kalite farkı ortada. Firmalar aynı, ajanslar aynı ancak rekabet sayesinde kalite ciddi şekilde artmış durumda.


ALIŞVERİŞ

Renkli Günler Düz kalıp ve koyu renklerden sıkılmadınız mı? Yaz geldi canlı renkler ön plana çıktı... Spor ve şık seçimlerle işe giderken birbirinden farklı renkleri kullanabilir, hayatınıza kıyafetlerinizle renk katabilirsiniz...

1

2

3

4

7

8

6

9 5

1.KİĞILI CEKET 299TL • 2.BEYMEN COLLECTION KRAVAT 159 TL • 3. VAKKO KOL DÜĞMESİ 345 TL • 4. VAKKO TAKIM ELBİSE 3,690TL • 5.BURBERRY CHRONOGRAPH HERITAGE MILITARY SAAT 1,487TL • 6. ALLEN EDMONDS AYAKKABI • 7.VAKKO MONOGRAM ERKEK CÜZDAN 165 TL • 8.BEYMEN PAUL SMITH AYAKKABI 895 TL • 9.VAKKO TATEOSSIAN BİLEKLİK 525 TL • 73


RÖPORTAJ

ÖZLEM KISAKÜREK Bașarılı Olmak Hiçbir Zaman Tesadüf Değildir Ankara’da muhteşem bir projeye imza atan Pasifik İnşaat – Next Level Satış ve Pazarlama Müdürü Özlem Kısakürek ile başarı üzerine hoş bir sohbet gerçekleştirdik. Gayrimenkul sektörü ile ilgili birçok önemli noktaya değinen Özlem Kısakürek sorularımıza samimiyetle cevap verdi...

S

izi kısaca tanıyabilir miyiz? İstanbul Teknik Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nden 1997 yılında mezun oldum. Aynı yıl İstanbul’da gayrimenkul sektöründe çalışmaya başladım. Bir süre sonra Ankara’ya geldim ve on yıldır gayrimenkul sektöründe satış ve pazarlama alanında yöneticilik görevini sürdürüyorum. Yaklaşık bir yıldır da Pasifik İnşaat’ın hayata geçirdiği Ankara’nın ilk karma kullanımlı projesi Next Level’ın Satış ve Pazarlama Müdürü olarak görev yapıyorum. İş hayatımın yanı sıra, dünyalar güzeli 8 ve 3 yaşlarında iki kız annesiyim. Sizin için başarı ne demek? Gayrimenkul sektöründe satış ve pazarlamada başarı ölçülebilir bir kavram olsa da yaptığınız işte aldığınız olumlu geri bildirimler de başarı demek. Ayrıca başarı, her gün isteyerek geldiğiniz, severek yaptığınız ve gün boyu enerjinizi düşürmeden çalışmanızın ödülüdür. Gelecekte kendinizi ve firmanızı görmek istediğiniz yer, durum nedir? Böyle bir tablo tarif eder misiniz? Pasifik İnşaat, gayrimenkul sektörüne yenilikler katan önemli bir şirket. Vizyonuyla ve dinamizmiyle gelecek dönemde de pek çok başarılı projelere imza atacağına ve farklılığını ortaya koyacağına inanıyorum. İlk örneği74

ON YILDIR SATIŞ VE PAZARLAMA ALANINDA YÖNETİCİLİK GÖREVİNİ SÜRDÜRÜYORUM.

miz de Ankara’nın en değerli lokasyonunda, şehrin en hızlı gelişen aksında yer alan Next Level projemiz oldu. Next Level, mimarisi ve konseptiyle beraber Ankara’nın iş, yaşam, alışveriş ve eğlence anlayışının değişmesine ve dünyanın şehir yaşamının son trendleriyle tanışmaya olanak sağlayacak. Bütün bu yeniliklerin ve farklılıkların meydana getirilmesinde Pasifik İnşaat, Next Level’da olduğu gibi diğer projelerinde en iyi oluşturmayı sürdürecek ve önemli projelere imza atacak. Başarılı olmak için neler yapmak gerek? Başarılı olmak hiçbir zaman tesadüf değildir. Çalışmak kadar önemli olan programlı olmak, gündemi ve sektörü takip etmektir. Sürekli her konuda kendini yenilemek, güncel olaylar ve durumlara açık olmak öncelik taşır. Her zaman enerjisi yüksek ve dinamik olmak, kendini motive edecek yöntemler, hobiler bulmak, geliştirmek ve mutlu olunan yöntemlerin sürekliliğini getirmek gerekir. Benim yaptığım ve iş dünyasında en önem verdiğim konu kişinin enerjisini yüksek tutabilmesi. Bu nedenle ekip oluştururken motivasyonu ve enerjisi yüksek kişileri tercih ediyorum. Pasifik İnşaat ile de yollarımız bu görüşlerin ortaklığı sayesinde kesişti. İş yaşamında “vizyon” ve “amaç” belirlemek neden önemli? İş yaşamında vizyon ve amacın önemini Next Level örneği ile anlatmak isterim:


RÖPORTAJ

Pasifik İnşaat kentin en değerli lokasyonu olan arsayı ihale ile aldığında farklı bir proje yaratma amacıyla; Başkent’in alışkanlıklarını değiştirecek, sosyal hayatın merkezi olacak ve Ankara’yı dünya şehir yaşamının geldiği son noktaya taşıyacak bir proje ortaya koymayı hedefledi. Dinamik kadrosuyla, vizyonuyla ve cesaretiyle kente yepyeni, akılda kalıcı bir yapı hayata geçirdi. Next Level’da aldığımız olumlu geri bildirimler, takdirler güzel bir iş yaptığımızı ortaya koyuyor.

İŞ DÜNYASINDA EN ÖNEMLİ KONU KİŞİNİN ENERJİSİNİ YÜKSEK TUTABİLMESİDİR.

İş yaşamındaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler? İş hayatına başladığımı andan itibaren her zaman ilkem, inandığım projenin içinde yer almak oldu. Mesleğimin sağladığı katkılar da eklenince yaptığımı işi severek ve özveriyle yapıyorum. Çalışmak, üretmek ve faydalı olabilmek iş hayatındaki hedeflerim arasında yer alıyor.

İş hayatına yeni atılmış genç girişimciler ilk etapta nasıl bir yol izlemeliler? Tavsiyeleriniz neler? Gayrimenkul sektöründe satış ve pazarlama alanında çalışmak isteyen genç meslektaşlarıma öncelikle sattıkları ürününü çok iyi tanımalarını,

ürünün özelliklerini ezberlemek yerine bilgiye açık olmalarını ve tabii ki çevrelerine karşı duyarlı ve dikkatli olmalarını öneririm. Rekabet sizce ne ifade ediyor? Gayrimenkul sektöründe rekabet; en iyiyi yaratmayı da beraberinde getirir. Hayranlık duyduğunuz, takdir ettiğiniz isimler… İki kişi iş hayatımda önemli rol oynadı. Deniz Ergen: Satış ve Finans alanında gerçek bir GAYRİMENKUL uzman ve yaşam koçum. Birlikte çalışmaktan onur SEKTÖRÜNDE ve mutluluk duyuyorum.

Banu Bingöl Akın: Satış alanında ve şimdi de yazarlıkta başarılı bir isim, arkadaşım. Onu tanıdığım için çok şanslıyım.

REKABET; EN İYİYİ YARATMAYI DA BERABERİNDE GETİRİR.

Ve hayranlık duyduğum isim: Betül Mardin: Güçlü, yetenekli ve bambaşka bir işkadını.

75


MAKALE

Ankara Shopping Fest’e Hazır Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ankara Valiliği, Büyükşehir Belediyesi, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Ankara Ticaret Odası (ATO) işbirliğinde gerçekleşecek olan Ankara Alışveriş Festivali (Shopping Fest) için hazırlıklar sürüyor. Ankara’yı baştan ayağa saracak festival şimdiden merakla bekleniyor. Yazar Sefa Çol

8

Haziran-1 Temmuz tarihlerinde sadece alışveriş merkezlerini değil şehrin tamamını kapsayacak festivali; Ankara Sanayi Odası, Ankara Ticaret Borsası, Ostim Organize Sanayi Bölgesi, Siteler, Ankara Giyim Sanayicileri Derneği de destekliyor. Üç ha a boyunca yapılacak renkli etkinlikler ve sürpriz indirimler Başkentli alışveriş tutkunlarına keyifli anlar yaşatacak. 2011 yılında Ankara’ya gelen yerli ve yabancı sayısında da artış olması ve festivale 1 milyona yakın turist gelmesi bekleniyor. Başkentin alışveriş rüzgarına kapılacak turistlere, Ankara’nın tarihi ve turistik mekanları da gezdirilecek. Hedeflenen ise Ankara’nın “marka kent” unvanı alması. En çok esnafın yüzünü güldürecek Muhteşem bir parti ile açılışı yapılacak festival kapsamında yerli ve yabancı birçok firma büyük indirimler ile alışveriş rüzgarı estirecekler. Ankara’yı karnaval şehrine dönüştürecek festivalde indirimli alışverişin yanı sıra defileler, konserler, çocuklar için özel etkinlikler ve imza günleri de yapılacak. Hiç kuşkusuz bu festival en çok esnafın yüzünü güldürecek. Yapılan indirimler sayesinde esnafın yaklaşık yüzde 35 ciro elde etmesi bekleniyor. 76

Ankara, Artık Memur Şehri Değil! Beş bin yıllık tarihe sahip Ankara, bugüne kadar hep “memur şehri” olarak anıldı. Ancak yapılan etkinlikler ve festivaller başkentin bu algıdan sıyrılmasını ve artık bir ticaret şehri, sanayi şehri ya da turizm şehri olarak anılmasını sağlıyor. Bu ve benzeri festivallerin başkentte sayılarının çoğalması ile Ankara ekonomisinin canlanacağına ve hak ettiği yere geleceğine de inanıyorum. Aynı zamanda yapılan ve yapılacak olan festivaller, istihdamın artmasına, işsizliğin azalmasına ve yaşam standartlarının yükselmesine katkı sağlayacaktır. Festivali sonuna kadar desteklediğimi belirtmek isterim ki bu festival sayesinde önce Ankara, sonra da Türkiye kazanacak. İşadamlarından Ankara halkına kadar herkesin de festival için elinden gelen katkıyı sağlaması gerektiğini düşünüyorum. Başkent EXPO gibi birçok önemli organizasyonu elinden kaçırsa da Shopping Fest gibi büyük festivaller sayesinde uyuyan devin uyanacağına ve bundan sonra Ankara’nın başarılı etkinliklere imza atacağına inanıyorum. Özellikle Akyurt’ta bin yüz dönüme inşa edilecek Uluslararası Fuar Alanı’nın başkente büyük katkı sağlayacağı ortada. Başkent Ankara’da Shopping Fest gibi daha birçok festivalin gerçekleşmesi ve Ankara’nın Başkente yakışır bir kent olması temennisiyle…


et B on n oll er ba ll S Pe nR

a on

Pa rk er

M ti on

Parker Pen Ro ll

sc Vi

Par ker Pen F

erball S

oun

onnet

tain So nn

lac kG

T

et B

Dark G rey

lac kS T

ALIŞVERİŞ

co ng di ed W un Fo in ta

Graf Von Faber Castell Pen Of The Year 2012

Karakterinizi en iyi yansıtan kalemi seçin, yazılarınızın gücü ve enerjiniz tasarım harikası kaleminizle birleşsin...

Wa te

rm

an

Ex pe

rt D

elu

xe R

olle

rba

ll

Pırlant

Hysek A

byss

Tasarım Harikaları

Visconti LE Makie

Visconti V Divine Royale Black

Visconti V LE Romanica Silver

Visconti LG 77


Sosyal medya nedir?

Sosyal medya, insanların online mecrayı kullanarak konușmalarıdır. Bu konușmalar; bloglar, mikro bloglar, online chat, RSS, sosyal ağlar, sosyal imleme siteleri, forumlar, podcastler, video paylașım siteleri, fotoğraf paylașım siteleri, sanal dünyalar, wikiler üzerinden gerçekleșir.

Sosyal medyanın avantajları nelerdir?

Sosyal medya pazarlamanın, geleneksel pazarlamaya karșı sayısız avantajı bulunmaktadır. Standart pazarlamada verilmek istenen mesaj üzerine düșünülür. Sonrasında tasarım, onay, baskı, montaj, dağıtım, ulașım, geri dönüș gibi konuların bekleme süreçleri vardır. Bu süreçlerin tamamı așama așama maliyet anlamına gelir. Bașladığınız ișin hedef kitle tepkilerine göre seyrini değiștirmeniz mümkün değildir. Oysaki sosyal medyada kișilere ulașmak için sadece iyi bir fikir yeterlidir. Ulașılmak istenen kitleye anında ulașılır ve sonuç alınır. Hedef kitle tepkileri anında ölçümlenebilir, buna göre kampanya ya da verilecek mesajda güncellemeler anında yapılabilir. Maliyetler geleneksel pazarlamayla karșılaștırılamayacak kadar azdır.

78


SİZ SOSYAL MEDYADASINIZ

YA İŞİNİZ? MAG Digital sizin için ne yapabilir?

MAG Digital, teknolojik alt yapısı, doğuștan dijital yetenekleri ve sosyal gücü ile birçok hizmet verebilmektedir. Markanıza ya da ișletmenize özel bir tarama yaparak, dijital strateji ve projeler geliștirip bu projelerin yönetimi ve uygulamasıyla ilgilenmektedir. İçerik yönetiminden sosyal medya kampanyaları geliștirmeye, sosyal CRM’den QR Code uygulamalarına tüm hizmetleri raporlandırarak ve ne kadar fayda sağladığını net rakamlar ile gözler önüne sererek firmanıza özel stratejiler belirler. Viral marketingden online destekli gerilla pazarlamaya kadar birçok alanda yaratıcı fikirler sunar. Dijital dünyanın sanal olma özelliklerini sosyal medya ile yitirmesiyle birlikte Türkiye ve dünyada en küçüğünden en büyüğüne birçok ölçekli firma aynı platformda markalarının iletișimini sağlayabilmektedir. Buna rakipleriniz de dahil. İște bu yüzden siz kullanmazsanız bașkası kullanır. Firmanız, markanız ya da ișletmeniz için planlamadığınız her stratejiyi ve kampanyayı çoktan sektörde bașka bir firmanın hayata geçirdiğini görebilirsiniz. Potansiyelinizi siz kullanmazsanız bu potansiyeli bașkaları sizin adınıza kullanabilir ve bunu kendileri için bir avantaja dönüștürebilir. Sizin kontrolsüz bıraktığınız bu medyada sizin adınızla istedikleri her șeyi yapabilirler. MAG Digital, pek çok hizmetinin yanı sıra sizin adınıza yetkisiz kișiler tarafından açılmıș tüm kontrolsüz Facebook sayfalarını kapattırabilir. Markanız bașkalarının elinde onların çıkarları için kullanılmamıș olur. İçiniz rahat olur ve pek çok konuda herkesten önde olursunuz.

+ 79


RÖPORTAJ

SÜLEYMAN ORAKÇIOĞLU Bașarı, Ekip Çalıșmasının Ürünüdür

1986 yılında Damat markası ile sektöre adım atan Orka Group başarıdan başarıya koşmuş ve bugünlere kadar sağlam adımlarla gelmiş. Klasik giyimi modern hatlarla şekillendiren ve modayı bir yaşam stili haline getiren başarılı işadamı, Orka Group Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu’na sorularımızı yönelttik.

HEDEFİMİZ DÜNYACA TANINMIŞ GLOBAL MARKALAR ARASINDA İLK AKLA GELEN 5 MARKADAN BİRİ OLMAK.

S

izi kısaca tanıyabilir miyiz? Atatürk Üniversitesi İşletme mezunuyum. 1986 yılından bu yana ORKA Group Yönetim Kurulu Başkanlığı görevimi aktif olarak sürdürmekteyim. Evli ve 3 çocuk babasıyım.

İşiniz ne zaman ve nasıl kuruldu? Orka Group 1986 yılında kuruldu. 26 yıl önce küçük bir işyerinde başlayıp bugün bünyesinde dünyaca tanınmış celebrity’lerin tercihi olan markalarımız Damat Tween ve birçok Avrupa pazarında etkin olarak varlığını sürdüren D’S Damat markamızı barındıran büyük bir grup şirketi haline gelmiştir. Sizin için başarı ne demek? Başarı ekip çalışmasının ürünüdür. Uzun yıllar gösterilen sistemli çalışmanın sonucudur. Biz de Orka Group olarak 26 yıllık deneyimlerimizin sonunda moda başkentlerinde yer alan, dünyanın trendsetter markaları arasında bulunarak bu başarımızı taçlandırdık diyebiliriz. Gelecekte kendinizi ve firmanızı görmek istediğiniz yer, durum nedir? Böyle bir tablo tarif eder misiniz? Biz grup olarak zaten bu konuda geniş araştırmalar yaparak firmamızın, 80

önümüzdeki 5 yıllık iş planını oluşturduk. Bu planlamaya göre 5 yıl sonunda kaç mağazamız olacak hangi ülkelerde operasyon alanımızı genişleteceğimiz hepsini bir bir oluşturduk. Bunun dışında tabii ki önümüzdeki 10 yıl içerisinde Dünyaca tanınmış global markalar arasında ilk akla gelen 5 markadan biri olma hedefimizde bulunuyor. Başarılı olmak için neler yapmak gerek? İşinizi tüm detaylarıyla yaşayıp sevmek ve ekibinizle paylaşarak sonuç odaklı çalışmaktır. Başarıyı ödüllendirmek, başarısızlığı sorgulamaktır. İş yaşamında “vizyon” ve “amaç” belirlemek neden önemli? Vizyon ve amacınız belliyse buna odaklanarak hedefe yönelik çalışmanız daha kolay olur. Bu yüzden biz de her zaman önce amaçlarımızı belirledik sonrasında da bu yönde bu amacı elde etmek için ne gerekiyorsa onu yaptık. Sistemli bir ekip çalışması da en önemli etkenlerden birisi. İş yaşamındaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler? Öncelikli olarak paylaşım ve dürüstlük çok önemlidir. Bununla birlikte ekibinizle beraber takım oyununu oluşturabilmektir. Yapmayı düşündüğünüz yeni işler var mı? E-ticarette aktif olan şirketimizi büyütmek...


RÖPORTAJ

Atılmayı düşündüğünüz yeni sektörler var mı? Araştırmakta olduğumuz bir takım sektör yatırımları var. Ancak bunları önümüzdeki dönemlerdeki araştırma sonuçları belli edecek. Sizce gelecek ne de, hangi sektörde? E-ticarette bir takım fırsatlar var ama bunların son derece bilinçsiz yapılması karmaşa oluşturuyor. E-ticaretin özellikle bilgi ve birikim sonucu yapılması ve güçlü bir marka değeri oluşturularak yapılması son derece önemlidir. Sosyal medya konusunu ve önemini yeterince biliyor musunuz? Bu konuda çalışmalarınız var mı? Ülkemizde sosyal medyanın değerinin yeterince anlaşıldığını düşünmüyorum. Bugün baktığımızda sosyal medya tüketici araştırmaları olsun tüketici memnuniyeti olsun birçok önemli konuda bilgi kaynağı diyebilirim. Orka Group olarak biz de 2011 yılının başlarından bu yana kendi bünyemizde Kurumsal İletişim departmanımızda böyle bir pozisyon açtık ve sosyal medya hesaplarımızla etkin bir şekilde hizmet vermekteyiz. Kendi şirketinizde olmazsa olmaz dediğiniz kurallar neler? ÜLKEMİZDE İşinizi daha da büyütmek için SOSYAL MEDYANIN geliştirdiğiniz size özel yöntemler var mı? DEĞERİNİN İş yerinin bir takım prensipleri YETERİNCE var. Genel ahlaki iş prensipleri son derece önemli iş akış planlarımızın ANLAŞILDIĞINI bir parçası. Sloganımız “Rende DÜŞÜNMÜYORUM. olma hep bana hep bana, testere ol bir sana bir bana.” Özellikle bu sözü benimsiyoruz çünkü paylaşımın ne kadar önemli olduğunun bilincindeyiz. Kısa vadeli avantajlar sağlamak yerine uzun vadeli paylaşımları hedefliyoruz. İş hayatına yeni atılmış genç girişimciler ilk etapta nasıl bir yol izlemeliler? Tavsiyeleriniz neler? Tavsiyem her şeyden önce sabırlı olmalarıdır. İyi bir gözlemci olarak bilmedikleri konularda çok fazla risk almamaları aynı zamanda belli bir tecrübe ve birikim kazanmadan yaptıkları işin deyim yerindeyse hamalı olmaları, bu yükü taşımaları son derece önemlidir. Günün stresini ve yorgunluğunu nasıl atıyorsunuz? Çocuklarımla ve ailemle günün stresini atıyorum, kısa vadeli tatiller de buna yardımcı oluyor. Seyahat etmeyi seviyor musunuz? Nerelere? Zaman buldukça özellikle Güney’de, Akdeniz’de Ege ve Doğu Anadolu’da vakit geçirmeyi severim. Hobileriniz neler? Vazgeçemediğiniz alışkanlıklarınız var mı? Sporu severim. Yüzmek, tenis oynamak, kayak ve trekking yapmak hobilerim arasındadır. Katı prensipleriniz var mı? Asla ve asla dedikleriniz? Tabii ki var. Bu konuda özellikle bir takım dolaylı yollarla da olsa, markamızı ve çalışan arkadaşlarımızı hedef alan art niyetli düşünce ve hareketlere asla müsade etmeyiz. Hayranlık duyduğunuz, takdir ettiğiniz isimler… Rahmetli Sakıp Sabancı iş dünyasında sevdiğim bir isimdi. Bunun dışında aile büyüklerimiz içinde son derece önemli saydığımız isimler, kendimize ait değerlerimiz var. En büyük idealiniz nedir? İnsanlığa ve ülkeme faydalı olmak.

İş hayatınızı ve sosyal hayatınızı nasıl dengeliyorsunuz? Sık sık yapmaktan hoşlandığınız aktiviteler var mı? Aile ve arkadaşlarımızla vakit geçirmek çeşitli organizasyonlara katılmak iş hayatımız ve sosyal hayatımız arasında denge sağlıyor. Sosyal sorumluluk projeleriniz var mı? Sosyal sorumluluk anlamında firmamızın farklı alanlarda çalışmaları bulunuyor. BMD tarafından yürütülen “Türkiye’nin Markaları Türkiye’nin Çocuklarını Giydiriyor” projesinde yer alıyoruz. Daha önce Meme Vakfı'yla, kanserle savaş ve bilincin artırılması yönüne bir işbirliğimiz oldu. Aynı zamanda Babalar Günü'ne özel Darüşşafaka ile birlikte gerçekleştirdiğimiz projelerimiz de bulunmaktadır. Rekabet size ne ifade ediyor? Rekabet etik olduğu sürece kaliteyi ifade eder. Üye olduğunuz dernek ve vakıflar var mı? 7 yıl Birleşmiş Markalar Derneği’nin Kurucu Başkanlığı'nı yaptım, 5 buçuk yıl Türkiye İhracatçılar Meclisi’nde Başkan Yardımcılığı yaptım, İstanbul Tekstil Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nde Başkanlık yaptım, şu anda da İstanbul Sanayi Odasında Meclis Üyeliği yapıyorum. Yurt dışında tanınan bir markasınız. Bu konu hakkında neler söylemek istersiniz? Yurt dışında bilinirliği en fazla olan 3-5 Türk markasından biriyiz. Biz bunu 20 yıl önce yapmaya başladık. Bugün yurt dışında bizi ve markalarımızı birçok Avrupa ülkesinde görebilirsiniz. 81


RÖPORTAJ

ŞAKİR DORUKKAYA

İçtenlik ve Saygı, Bașarının Önemli Unsurlarıdır

2005’TE DORUKKAYA DANIŞMANLIK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK FİRMASI’NI KURDUM.

Sizler için Dorukkaya Danışmanlık ve Yeminli Mali Müşavirlik Firması’nın kurucusu Şakir Dorukkaya ile Türkiye ekonomisi, iş dünyası ve sosyal yaşamı hakkında bir röportaj gerçekleştirdik. Dorukkaya, bu keyifli sohbette genç girişimciler için stratejik önerilerde bulundu.

S

izi kısaca tanıyabilir miyiz? İzmir’de doğdum. İlk ve orta öğrenimimi İzmir’de tamamladım. Daha sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni bitirdim ve devamında Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanları Kurulunca açılan yarışma sınavını kazanarak Hesap Uzmanlığı görevine başladım. Sonra sırasıyla aynı bakanlıkta, Milli Emlak Genel Müdür Yardımcılığı, daha sonra Kopenhag Büyükelçiliği’nde Maliye ve Gümrük Müşavirliği, Başbakanlık Gençlik ve Spor Genel Müdür Yardımcılığı, Ulaştırma Bakan Danışmanlığı, Türkiye Vagon Sanayi A.Ş. Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerinde bulundum. Bu arada Devlet Planlama Teşkilatı 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı, Beden Eğitimi, Spor ve İstanbul Olimpiyatları Komisyon Başkanlığı görevlerinde bulundum. Bu süreç içerisinde vergi, ekonomi ve spor konularında arkadaşlarımla beraber yedi adet kitap çalışmasının içinde bulundum. 82

İşiniz ne zaman ve nasıl kuruldu? İşinizin ülke ekonomisi ve firmalar bazında yarar ve önemini açıklar mısınız? 2005 yılı başında Dorukkaya Danışmanlık ve Yeminli Mali Müşavirlik firmasını kurarak, kamuda kazandığım bazı birikimleri özel sektör dünyasında değerlendirmek istedim. Daha sonra Bilgin YMM ve Danışmanlık Ltd.Şti.’nin kuruluşunda Yönetim Kurulu Üyesi olarak yer aldım. Bildiğiniz gibi, Yeminli Mali Müşavirlik faaliyeti 3568 sayılı bir yasa kapsamında firmaların mükelleflerin mali hesaplarının denetsel anlamda kontrol edilerek yasalara uygun biçimde gerçekleşmesinin, doğru ve uygunluk kontrolünün yapılmasıdır. Diğer bir deyişle, işimiz ülkemize artı değer sağlayan küçük, büyük hizmet, sanayi ve ticaret işi yapan kuruluşlara mali faaliyetlerinde denetim ve danışmanlık hizmeti vermek. Zira, bildiğiniz gibi vergi, devletin bir nevi; firmalarla ortaklık biçiminde sağlanan karlardan kamusal hizmetlerde kullanmak için aldığı bedeldir. Yapılan hizmetlerde önemli olan mükelleflerimizi ya da müşterilerimizi yasaların getirdiği kuralların uyulmasına özen


RÖPORTAJ

gösterilmesi ve yasaların uygulanmasında da iş adamlarının haklı olan konumlarının ve hukukunun bu anlamda yanlış uygulama ve yorumlara karşı korunması. Bu çok ince bir denge. Hem yasaların getirdiği kuralların doğru uygulanmasında bilginin doğru kullanmasıdır hem de vergi ödevlisi olarak tanımladığımız ve ülkenin ekonomik yaşamının gerçek belirleyicisi olan iş adamlarının haklarının korunmasında özen göstermek ve gerekli vergisel ve finansal teşviklerin oluşturulmasında lobi çalışmasında bulunmak, onları bilgilendirmektir. İnanın, hep globalleşen dünya deniliyor, dünyanın artık her bir noktasındaki ekonomik ve finansal gelişmeler çok yakından takip edilip uygulanıyor. O yüzden bu alandaki gelişmeleri iyi izleyip onlara göre model geliştirmek ve aydınlatmak gerekiyor. İş yaşamında "vizyon" ve "amaç" belirlemek neden önemli? Bu anlamda, herkesin de önem verdiği gibi önce belirli stratejik hedeflerin konması sonra da bu hedeflere ulaşmak için hangi araçlar kullanılacağı ve ne yöntemler kullanılacağının çok önemli olduğu kanaatindeyim. Globalleşen ve rekabetin yüksek olduğu iş ortamında misyon ve vizyon gibi kavramlar artık soyut tanımların çok ötesine geçmiştir. Bir başka önemli konu ise, beraber çalıştığınız kişiler ile iletişimin sağlanması. Verimliliği nasıl sağlarsınız; disiplinin vazgeçilmez bir unsur olduğu bilincinden hareketle beraber olduğunuz insanlarla insani ve sıcak diyaloglar kurarak önce mutlu olmayı amaçlayan çalışma esaslarını oluşturursunuz. Dünyadaki gelişmeleri sosyal medya kanalıyla izleyip işinize nasıl uygulanacağınız da önemlidir. Özellikle benzer üretim ya da hizmet işletmelerinde içi dolu olan “farkındalık” kavramı nasıl ortaya konulabilir? Bunun üzerinde durmak gerekiyor. Bir de sizden başarılı insanların artı unsurlarını tıpkı “robocop” örneğinde olduğu gibi komplekssizce nasıl kendimize entegre edebiliriz. Böylece kendimizi nasıl geliştirebiliriz? Üzerinde durulması gereken konular! Başarılı olmak için size göre neler yapmak gerek? Ayrıca iş hayatına yeni atılmış genç girişimcilere neler önerirsiniz? Hedeflerin ortaya konmasında ve hedefleri gerçekleştirmeye yönelik yöntemlerin iyice belirlenmesinden sonra bunların çok sıkı takibi gerekir diye düşünüyorum. Ayrıntının bazen çok önemli olduğunu gözden kaçırmamak gerekiyor. Müşteriyle doğruluk ilkesinden kaliteli

hizmet ya da üretiminden, o işi kaybetme ihtimaliniz olsa bile hiç vazgeçmemek gerekiyor. İçtenlik en güzel iletişim yolu. Olay hakkında aklınızda tek doğru varsa ikili şekilde davranılmasının hem sizi yorduğu hem de size karşı samimiyet sorgulaması yarattığı kanaatindeyim. İşin zamanında yapılması da çok önemli. İş hayatına yeni atılmış girişimciler için nacizane düşüncelerim şunlar; her şeyin bir başlangıç noktası var. “Sıfır noktası ya da sıfırın gücü”. Bu benim hayatımda önemli bir kavram. Anlamsız bir tanım gibi duruyor. Halbuki hayatın her noktasında sıfır var. Sıfır kilometre araba, futbol sahasında kornerin sıfır noktasında kullanılması gibi hep başlangıçta sıfır var. Herkesin bildiği gibi sağlık ise 1 numara. Bu iki rakam arasında geçen bir yaşam sürecinde başarı önemli ama bunun sağlıklı ve huzurlu bir ortamda gerçekleşmesi gerekir diye düşünüyorum. Çoğu başarılı iş adamı, bürokrat ve siyasetçinin yaşamları gözden geçirildiğinde çok zorlu deneyimlerden sonra hepsinin büyük bir çaba ile bir yere ulaştığını görürsünüz. Genç arkadaşların bir kez başladıkları işi küçümsememeleri ve işlerini sevmeleri önemli. Eğer işlerini sevmiyorlarsa o zaman bu işte kendilerini zorlamamaları gerekli, çünkü o işi benimserlerse başarılı olma ihtimalleri yüksek. Bir de olduğunuz gibi davranmak ve kapasitenizi olduğu gibi algılamanız önemli diye düşünüyorum. Bir de içtenlik ve saygı, başarının önemli unsurları diye inanıyorum. Ama, bunları tamamlayacak en önemli unsur ise aile kavramıdır. Aile içinde ve iş yerinde sevgi, bu duygularla yaşamı değerli kılacak şeyler olduğunu hep hissetmek ve başarıyı bu noktada bir konumda tutmak çok önemli diye düşünüyorum. İş hayatınızı ve sosyal hayatınızı nasıl dengeliyorsunuz? Sık sık yapmaktan hoşlandığınız aktiviteler neler? İşte, bu soruyu cevaplamak çok kolay değil. En azından benim için. Zira, stresli bir ortamdan sonra spor ya da benzeri aktivitelere zaman ayırmak gerekiyor. Ama bunu benim başarabildiğimi söylemek zor. Arkadaşlarla sohbet, aileyle geçirilen kısıtlı zaman süreci ve belki de araya sıkıştırılan tatil. Sanırım daha da çok, satranç, futbol ve basketbol maçlarına ayırdığım zaman beni mutlu ediyor. Sorduğunuz bu soru benim şu an üzerinde samimiyetle durduğum ve kendime iş dışında daha çok vakit ayırmak için planlar yapmam gerektiğini ortaya koyuyor.

83


RÖPORTAJ

TAŞKIN HAŞEMOĞLU

Huzur Benim İçin Her Șeyden Önemli Zengin gayrimenkul portföyüyle güvenilir birçok önemli projeye imza atan Trio Yatırım’ın sahibi Taşkın Haşemoğlu ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. İCK Yapı’yla birlikte İncek Bulvarı’nda bulunan Ametist Residence projelerini yapmakta olan Taşkın Haşemoğlu sorularımıza samimiyetle cevap verdi.

İŞ YAŞAMI GÜNDELİK ÇÖZÜMLERLE YÜRÜTÜLEMEZ.

S

izi kısaca tanıyabilir miyiz? 1975 Ankara doğumluyum. Bilkent Turizm ve Otelcilik 1998 yılında mezun oldum. 3 yıl turizm ile ilgili çalışmalar yaptıktan sonra gayrimenkul sektörüne girdim. 2006 yılından itibaren de kendi şirketim olan Trio Yatırım’ı kurdum. Bugüne kadar Ankara’da 12 konut projesinde 6000 adet konut üreterek sahiplerine teslim ettik. Bunların sonuncusu Parkvadi Evleri ve Parkvadi Premium’dur. Şu anda da Kırıkkale’de Fi Yapı’yla beraber “FiYaka Kırıklale” adı altında 7000 konut, Yıldız’da Trio Butik Residence ve Çayyolu’nda İCK Yapıyla beraber Ametist Residence projelerini yapmaktayım. Sizin için başarı ne demek? Benim için başarı tamamen üretmekten ve yaratmaktan geçer. Ne iş olursa olsun yaptığınız işte ne gibi farklılıklar yarattığınız çok önemli. Her zaman şu atasözümüzü örnek veririm: “At binenin Kılıç kuşananın” diye. Bunlardan sonra başarı otomatik olarak gelir. Gelecekte kendinizi ve firmanızı görmek istediğiniz yer, durum nedir? Böyle bir tablo tarif eder misiniz? Bugüne kadar yaptığımız çalışmaların tamamı gelecekte konuttaki en önemli markaların başında gelmek. Şimdiden bunun oluşmaya başlamışını görmek beni daha da motive ediyor ve daha çok yatırım yapmaya cesaretlendiriyor. 84

Başarılı olmak için neler yapmak gerek? Öncelikle kalpten istemek lazım, sonra çok çalışmak ve dürüst olup itibarlı işler yapmak lazım. İş yaşamında “vizyon” ve “amaç” belirlemek neden önemli? İş yaşamı plan program olmadan mümkün değil olmaz. Gündelik çözümlerle yürütülemez. Öncelikle ne istediğinizi belirleyip ona göre vizyonunuzu ve misyonunuzu yaratmalısınız. Yapmayı düşündüğünüz yeni işler var mı? Kırıkkale’de alışveriş merkezi ve otel projem var. Hatta arazi yatırımını yaptım, projeleri üzerinde çalışıyoruz. Önümüzdeki günlerde hayata geçirmeyi planlıyorum. Sizce gelecek hangi sektörde? Bence gelecek üretimini kendimizin yapacağı her şeyde olabilir. Kendi şirketinizde olmazsa olmaz dediğiniz kurallar neler? İşinizi daha da büyütmek için geliştirdiğiniz size özel yöntemler var mı? Huzur benim için her şeyden önemli. Her çalışanın yaptığı işi kendi işi gibi benimsemesi çok önemli. İş hayatına yeni atılmış genç girişimciler ilk etapta nasıl bir yol izlemeliler? Tavsiyeleriniz neler? Her şeyden önce itibar geliyor. Maddi başarıdan çok manevi başarı


B Ü YA G

RÖPORTAJ

GELİŞİM VE KALİTE REKABETLE GELİR.

önemli. Öncelikle ekmeyi bilmeli sonra meyveleri toplamalı. Ben 30 yaşımdan sonra maddi yönden memnun olmaya başladım. Günün stresini ve yorgunluğunu nasıl atıyorsunuz? Düzenli yürürüm ve yemek yaparım. Yemek yaparken inanılmaz dinleniyorum kafam dağılıyor.

Seyahat etmeyi seviyor musunuz? Nerelere? Severim en çok da ülkemde seyahati seviyorum. Her sene tatillerimde gitmediğim yerleri tercih ediyorum. Yurt dışında da Miami ve Ukrayna’ya sıkça gidiyorum. Hobileriniz neler? Vazgeçemediğiniz alışkanlıklarınız var mı? Öncelikle yemek yapmak süper bir hobi benim için. Sporun her türlüsü ve Fenerbahçe Maçları vazgeçilmezlerim arasında. Katı prensipleriniz var mı? Asla ve asla dedikleriniz? Karşındakini önemsemeyen biriyle hiç işim olmaz. Allah herkesi iktisatlı, iradeli ve insaflı kılsın. Hayranlık duyduğunuz, takdir ettiğiniz isimler… Amcam Nazmi Haşemoğlu benim için bir idoldür. Yoktan var ederek

hepimizi bir yerlere getirmiştir. En büyük idealiniz nedir? Fenerbahçe Başkanlığı... Sosyal sorumluluk projeleriniz var mı? Burslu öğrencilerim var hepsi okullarında çok başarılı, hepsini yakından takip ediyorum. Yakın zamanda da aş evleri kurmayı planlıyoruz. Sizce bu yılın yatırımı ne olmalı? Kesinlikle arazi yatırımını öneririm... Rekabet size ne ifade ediyor? Gelişim ve kalite rekabetle gelir. Yurt dışına açılma gibi bir planınız var mı? Var zaten Miami’de ve Ukrayna’da faaliyette olan şirketlerim var.

BAŞARI TAMAMEN ÜRETMEKTEN VE YARATMAKTAN GEÇER.

İş hayatınızı ve sosyal hayatınızı nasıl dengeliyorsunuz? Sık sık yapmaktan hoşlandığınız aktiviteler var mı? Öncelikle iş hayatıma göre özel yaşamımı dengeliyorum. İşteki başarı sosyal hayatıma da yansıyor. Yemek yapmayı ve yemeği çok severim. Dostlarımla beraber yemek organizasyonları yapmaktan çok keyif alırım.

85


RÖPORTAJ

EMEKLİ OLANA KADAR KENDİMİ KOLUMAN’DA GÖRMEK İSTİYORUM.

TAYFUN KAZAZOĞLU Biz Hedeflerle Yöneten Ve Yönetilen Bir Yapıyız 1965 yılında mümessillik ve ithalat alanında çalıșmak üzere kurulmuș olan Koluman, o günden bu günlere kadar hızla büyümüș motorlu araçlar, inșaat ve mühendislik, pazarlama dıș ticaret alanlarını kapsayan geniș bir alanda faaliyet göstermeye bașlamıștır. Biz de Koluman’ın Genel Müdürü Tayfun Kazazoğlu ile bașarılarını konu alan bir röportaj gerçekleștirdik.

S

izi kısaca tanıyabilir miyiz? 42 yaşında, Ankara doğumlu, Mülkiye mezunu, evli ve çok güzel kızı olan bir baba ve bir profesyonelim. 18 senedir Koluman gibi Türkiye’ye yayılmış, gerçekten çok kaliteli bir firmada çalışıyorum, bu çok büyük bir şans. Satış Temsilcisi olarak başladığım Koluman hayatıma şu an Genel Müdür olarak devam ediyorum. Sizin için başarı ne demek? Konu iş hayatı ise; biz hedeflerle yöneten ve yönetilen bir yapıyız. En basit cevap, hedefleri tutturmamız demektir. Ama bu gerçekten basit olur. Sonuçta sadece iş değil, insan yönetiyoruz. Benim için başarı birlikte emek sarf ettiğim tüm arkadaşlarımın motive olduğu, çalışmaktan keyif aldığı, gurur duyduğu, birbirleri ile arkadaşlık ilişkilerinin en üst düzeyde olduğu, tatmin edici gelir 86

elde edebilecekleri huzurlu bir ortam yaratabilmek. Zaten bunu sağlarsanız başarı da, para da arkasından gelecektir. Konu özel hayat ise; aile ve arkadaşlarla güzel zaman geçirmek, tatile mutlaka vakit ayırmak, hobiler yaratabilmektir. Gelecekte kendinizi ve firmanızı görmek istediğiniz yer, durum nedir? Koluman, Türkiye’nin önde gelen otomotiv firmalarından biri. Her sene açıklanan “büyüklük”, “vergi rekortmenliği” tarzı raporlarda mutlaka yer alıyoruz ve sıralamamız hep yukarı doğru gidiyor. Bu durum da böyle devam edecektir. Aynı zamanda bir üreticiyiz. Tarsus’taki fabrikamızda treyler üretiyoruz. Gelecekte Mercedes-Benz Bayisi olarak daha da büyüyerek, yurt içi ve yurt dışında yatırımlarımıza devam edeceğimizi öngörüyoruz. Ben emekli olana kadar kendimi Koluman’da görmek istiyorum. Sonrasında da kendimi


RÖPORTAJ

Bodrum’da yaşayan, kızını hayırlısıyla evlendirmiş bir emekli olarak hayal ediyorum. Başarılı olmak için neler yapmak gerek? Önce neyin başarı anlamına geldiğini belirlemeniz gerekiyor. Kafanızın rahat, sağlığınızın yerinde olması lazım. İnsan ilişkilerinizin özellikle Türk kültüründe üst düzeyde olması şart. Aile ve sosyal hayatınızda mutlu olmanız çok önemli. Kendinize zaman ayırmanız, hobilerinizin olması gerekli. Bundan sonra klasik söylemler gelir; çok çalışacaksın, ürününü tanıyacaksın, rakipleri bileceksin, piyasayı iyi okuyacaksın vs vs. İnanın, başta söylediklerim çok daha önemli. Ben her zaman şuna inandım ona göre çalıştım ve yaşadım; “Çalışmak için çalışmak değil, yaşamak için ya da daha kaliteli yaşamak için çalışmak.” Bu denge sizin tüm hayatınıza etki BAŞARILI edecektir. İşinizi iyi yapacaksınız, bu şart ama hayat ne zaman biteceğini bilemeyeOLMAK İÇİN ceğimiz kadar kısa.....

AİLE VE SOSYAL HAYATINIZDA MUTLU OLMANIZ ÇOK ÖNEMLİ.

İş yaşamında “vizyon” ve “amaç” belirlemek neden önemli? Bunları belirlemeden nasıl şirket olacaksınız ki? İş hayatında da, hayatın her alanında da mutlaka bir “amaç” belirlenmesi lazım. Bunu hangi değerler kapsamında gerçekleştireceğimiz de zaten vizyon-misyon değil mi? Bir işe kalkışırken hedef(ler) belirlenir, kurallar konulur, insani ve etik değerler belirlenir ve Allah’ın da yardımıyla bir yerlere taşırsınız işinizi... Sosyal medya konusunu ve önemini yeterince biliyor musunuz? Bu konuda çalışmalarınız var mı? MAG Sosyal Medya’nın ve

MAG PR’ın hizmetlerini biliyor musunuz? Sosyal medya benim hobim diyebilirim. Gerçekten çok keyif alıyorum. İyi bir Facebook takipçisi, BBM ve Twitter kullanıcısıyım. Biraz da WhatsApp tabi... Şirket olarak da sosyal medyanın öneminin farkındayız. Bu konuda yeniyiz ama hızlıyız. Facebook ve Twitter’da, otomobil sitelerinde varız. Kendi 2. el araç sitemiz var, “koluman2.com”. MAG’ın hizmetlerinden geçen ay gerçekleşen ziyaret sayesinde haberimiz oldu. Bundan biz de yararlanmak, birlikte hareket etmek isteriz. Rekabet size ne ifade ediyor? “Rekabet olmazsa olmazımız” denir genelde ama işin gerçeği çok zor. Tabi ki faydası var. Sürekli kendimizi geliştiriyoruz, durmak demek geride kalmak demek sonuçta. Ama sektörümüzde öyle bir rekabet var ki, para kazanmak aslanın ŞİRKET OLARAK SOSYAL ağzından midesine MEDYANIN ÖNEMİNİN inmiş durumda. Müşteri memnuniyetini ön plana FARKINDAYIZ. alarak farklılık yaratmaya gayret ediyoruz. Bu konuya büyük önem veriyoruz ve küçücük farklılıklar yaratabilme adına büyük masraflar yapıyoruz. Ama 18 sene öncesine baktığımda geldiğimiz nokta inanılmaz. Binalarımız, araçlarımız, ekipmanlarımız, çalışanlarımız, hizmetlerimiz ve ben. İnanılmaz bir gelişme var. Yurt dışına açılma gibi bir planınız var mı? Şirketimizin yurt dışı iş ilişkileri üst düzeyde zaten. Doğrudan yatırım yaptığımız ve yapmayı planladığımız ülkeler ise; Romanya, Rusya ve Irak... 87


RÖPORTAJ

TUNÇ KARAMAN Hedef Belli Olduğunda İlerlemek Kolaylașır

Yaptığı muhteşem ve estetik havuzlarla görsel bir güzellik sunan, herkesin beğenisini toplayan Santek Havuz A.Ş.’nin ortaklarından Tunç Karaman ile bir sohbet gerçekleştirdik.

İ

şiniz ne zaman ve nasıl kuruldu? 1991 yılında kurulan firmamız Santek Havuz A.Ş. 250 m² merkez ofisi, 1500 m² deposu ve 22 kişilik personeliyle faaliyet göstermektedir. Firmamız müşteri memnuniyeti ve profesyonellik odaklı çalışmalarıyla kısa sürede yurt içi ve yurt dışına yayılarak havuz sektörünün öncü ve lider firmaları arasında yerini almıştır. Firmamız Santek Havuz A.Ş. bugüne kadar gerçekleştirdiği tüm projelerinde; başta UHE ve DIN normları olmak üzere TSE ve FINA Uluslararası Yüzme Federasyonu Kuralları çerçevesinde hareket ederek müşterilerinin sağlığını ön planda tutmuştur. Kullanıcısına sağlık ve huzur vererek yaşam kalitesini yükselten, görsel bir güzellik sunan estetik havuzlar firmamız Santek Havuz A.Ş. tecrübesiyle mükemmel kalite düzeyini yakalamaktadır. Sizi kısaca tanıyabilir miyiz? 1985 Ankara doğumluyum. İlköğretimimi Özel Arı Koleji'nde, liseyi Özel Arı Fen Lisesi'nde okudum. Başkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Grafik Tasarım Bölümü mezunuyum. 3 yıldır aktif olarak Santek A.Ş.’ de çalışmalarıma devam etmekteyim. Bildiğiniz gibi SANTEK A.Ş. ile birlikte aile şirketi olarak bünyemizde bulunan Günsu A.Ş. firmasında da aktif olarak çalışmalarımı yürütmekteyim. İş yaşamındaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler? Firmamız Santek Havuz A.Ş. Ankara`da faaliyetlerine başlamasına rağmen kısa sürede yurdumuzun dört bir yanında ve yurt dışında tanınmış birçok kişi ve firmaların havuzları, aquaparkları, sauna ve buhar odalarına imzasını atmıştır. Her türlü yerli ve yabancı havuz ekipmanları, kimyasal satışı ile komple taahhüt işleri konusunda düzenli çalışan servisleri ve uzman kadrosu ile sınırsız ve sorunsuz hizmet verme ilkesi88

HER ZAMAN MÜŞTERİ MEMNUNİYETİNİ ÖN PLANDA TUTUYORUZ.

ni benimsemiştir. Bu doğrultuda, birinci önceliğimiz her zaman koşulsuz müşteri memnuniyetini sağlamak olmuştur. İş yaşamında “vizyon” ve “amaç” belirlemek neden önemli? Bu noktada ünlü yazar Montaigne’nin “Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgar yardım etmez.” sözünü hatırlatmakta fayda var. Bir işe başlamadan önce amacı ve eylem sonucunda varılmak istenen noktayı belirlemek, eylem sürecinin belirlenmesine yardımcı olur. Gerek bireysel, gerek organizasyonel eylemlerde hedef ve amaç belirlemek planlamada önemli bir yer tutar. Yol belli olduğunda ilerlemek kolaylaşır. Bu tanımlamalar itici bir güç oluşturur ve performans üzerinde etki yaratır. Hedef kitlemiz kimler, hedef kitlemizin hangi ihtiyaçlarını karşılayacağız, rakiplerimiz kim, güçlü ve zayıf yönlerimiz neler, hayalimiz ne, kaynaklarımız neler, nereye ulaşmak istiyoruz, nasıl algılanmak istiyoruz, gibi soruların yanıtlarını çok iyi bilmemiz gerektiğinin farkındayız. Kendi şirketinizde olmazsa olmaz dediğiniz kurallar neler? İşinizi daha da büyütmek için geliştirdiğiniz size özel yöntemler var mı? Sektörünün öncü ve lider ismi olan firmamız Santek Havuz A.Ş. konusunda uzman kadrosuyla her zaman müşteri memnuniyetini ön planda tutarak havuz kullanıcılarının artan ve farklılaşan beklentilerine standartlar dışına hiçbir şekilde çıkmadan uygun çözümler sunarak farkını ortaya çıkarmış ve müşterilerinin haklı güvenini kazanmıştır. Firmamız Santek Havuz A.Ş. tüm imalat sürecini başından sonuna kadar tecrübeli ve konusunda uzman kadrosuyla takip eder. Standartlara uygun projeleriyle işlerin tamamlanıp havuzun işletilmeye başlamasının ardından, yapımcı firma kimliğinden çıkıp bakımcı firma olarak kontrollerini ve gerektiğinde müdahalelerini yapmaya devam eder.


RÖPORTAJ

Gelecekte kendinizi ve firmanızı görmek istediğiniz yer, durum nedir? Böyle bir tablo tarif eder misiniz? Önümüzdeki sürece yönelik, sürekli ve koşulsuz müşteri memnuniyetini sağlamak ve daha keyifli bir yaşam için tüm kaynaklarını kullanmak, gelişmek, büyümek, en iyi ve kaliteli malzemelerle ve ileri teknolojiyle kusursuzluğu ve mükemmelliği yakalamaya çalışmak, firmamız Santek Havuz A.Ş.’nin en büyük hedefleri arasında yer almaktadır. Bu doğrultuda ilkelerimizden ödün vermeden sektördeki öncü ve lider konumumuzdan ve çizgimizden sapmadan imalatlarımızı SANTEK HAVUZ 1991 yapmaya devam edeceğimizi belirtmek isteriz. YILINDAN BERİ FAALİYET

GÖSTERİYOR.

Ülkemizde yüzme havuzları ve eğlence merkezlerinin yanı sıra Wellness ve SPA sektörü geniş bir alana hitap ederek yoğun bir çalışma sahası oluşturmuştur. Ayrıca ülkemizdeki öz ve yenilenebilir olan jeotermal kaynakların daha etkin ve verimli kullanılmasına yönelik olarak geleneksel kaplıca kullanımından farklı bir anlayış ve yaklaşım geliştirilmeye çalışılmaktadır. Termal Turizmin geliştirilmesi yönünde kür parkı, kür merkezi ve konaklama entegrasyonu sağlayan

Santek Havuz UHE Tarafında Gerçekleştirilen En Güzel Havuz Fotoğrafı Yarışması'nda 1.lik Ödülünü Aldı. İnsan sağlığının ve çevremizin doğallığının büyük önem arz ettiği günümüzde yüzme havuzlarındaki dezenfeksiyon sistemlerinde de farklı alternatif ürünler geliştirilmektedir.. Bu sürecin takipçisi olarak müşterilerimizi en yeni teknolojik ürünlerle buluşturuyoruz. Bunlardan biri havuz suyunun doğada sıkça bulunan ve işlenerek kullanıma hazır hale getirilen tuz ile belli oranda tuzlu su oluşturulması ve filtrasyon sistemi üzerine monte ettiğimiz Klor - Tuz Elektroliz Sistemi sayesinde havuzun ihtiyacı olan klorun elde edilmesi yöntemidir. Bu sayede havuzun ihtiyacı olan hipoklorid elektroliz yöntemiyle havuzda temin edilmiş olur. Bu sayede havuz suyuna direkt olarak ilave edilen klor yerine, bu sistem ile klorun görevini optimum düzeyde yerine getiren kimyasal oluşumlar sağlamış olur. Ayrıca havuzdaki klor seviyesinin alt ve üst sınırları düşük tutulmuş olur. Bakteri ve yosun dezenfeksiyon maliyeti de önemli ölçüde düşürülebilir.

tesisleri bünyesinde bulunduran uluslararası standartlara sahip nitelikli tesislerin sayısının artacağını ve dolayısıyla sektörümüzün gitgide daha da canlanacağını ümit etmekteyiz. Havuz kullanıcılarının artan ve farklılaşan beklentilerine Santek Havuz A.Ş. ne gibi çözüm önerilerinde bulunuyor? Daha çok “Betonarme Havuz” olarak nitelendirilen yüzme havuzları elektro mekanik tesisatı ve ince inşaat işlerini hafriyat aşamasından kullanıma hazır hale gelinceye kadar ki tüm evrelerini itina ile yapmayı taahhüt eden bir firma olarak, bu tür havuzlarda en çok rastladığımız problem su kaçakları ile ilgili olmaktadır. Havuz sahiplerinin ne tür yüzme havuzu yaptıracağının karar aşamasında, betonarme yüzme havuzu ile ilgili olarak yaşadıkları en büyük tereddüt havuzun ileride su kaçağı problemi oluşturması noktasında olmaktadır. Bilinmelidir ki, betonarme yüzme havuzlarında yapılan imalatların tümü uzman eller tarafından yapılmalıdır. Santek Havuz A.Ş. gibi konusunda uzman olan ve doğruluğunu tecrübesiyle kanıtlamış detaylar ile imalatları sürdürebilecek ve garantisi altında olacak firmalar eşliğinde yapılan betonarme yüzme havuzları, uzun yıllar sorunsuz bir şekilde kullanıcılarına hizmet verebilmektedir. Arazisine ve geometrisine uygun olarak hazırladığımız statik projesi detayları doğrultusundaki kaba betonarme imalatları ile ileride oluşması muhtemel sorunların önüne en başında geçilmiş olunur. Daha sonraki süreçte yapılan ve özellikle su izolasyonu işlerinde kullanılan malzeme ve imalat tekniğinin, usulüne uygunluğuyla ileride hiçbir problem yaşanmaz.

Havuz dezenfeksiyonu için farklı bir alternatif olarak düşünülen ve fitrasyon sistemleri üzerine monte ettiğimiz ultraviyole ve ozan jeneratörü sistemlerini örnek gösterilebilir. UV (ultraviyole) ve ozon jeneratörü sistemleri havuzlarda minimum kimyasal kullanarak daha iyi bir dezenfeksiyon sağlar. UV-C lambaların yaydığı ultraviyole ışınlar, bakterileri, virüsleri ve diğer organizmaları dezenfeksiyon metotlarına karşı direnç kazanmış olsalar bile nötralize eder ve çoğalmalarını durdurur. 89


RÖPORTAJ

ÜNAL PALA

Her Yaptığım İși Dört Dörtlük Yapmak İsterim Uzaltaş Şirketler Grubu 1996 yılında Ünal Pala’nın başarılı girişimleriyle kurulmuş ve günümüze kadar birçok başarı elde ederek gelmiş... Sektöründe öncü kuruluşlardan biri olan Uzaltaş Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ünal Pala ile hoş bir sohbet gerçekleştirdik, faaliyette oldukları sektörleri ve yapacakları yeni projeleri konuştuk.

S

izi kısaca tanıyabilir miyiz ? 1970 Ankara doğumluyum. Şu anda inşaat, akaryakıt işleri, enerji ve araç kiralama şeklinde dört dalda kurumsal olan işlerimiz var. Evliyim ve iki kız çocuk babasıyım.

Gelecekte kendinizi ve firmanızı görmek istediğiniz yer, durum nedir? Gelecekte kendimi ve firmamı görmek istediğim yer ilk başta markalaşmak, markalaşmaya çok önem veriyorum. İleriki dönemlerde isteğimiz ismimizi iyice marka haline getirip insanların bizden konut alırken kusursuz ve üst standartlarda konut almalarını sağlamak. Ken-dimle ilgili de her zaman iyi, dürüst ve güvenilir bir iş adamı olmayı tercih ederim.

İŞ YAŞAMINDAKİ ÖNCELİKLİ İLKELERİM, OLMAZSA OLMAZLARIM DÜRÜSTLÜKTÜR.

çok fazla santral yok. Biz güneş enerjisiyle ilgili bir sistem yaratmaya çalışıyoruz ve bu güneş enerjisiyle Türkiye’nin dört bölgesinde güneş tarlası dediğimiz güneş santralleri kurmakla ilgili planlarımız var. Bu planların zaten ilk kısmını gerçekleştirdik. Gerekli olan arazileri satın aldık. Şu anda devletten, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK)’dan lisansları bekliyoruz.

İş yaşamınızdaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz nelerdir? İş yaşamındaki öncelikli ilkelerim, olmazsa olmazlarım dürüstlüktür. Yaptığım işte çok titizimdir. Her yaptığım işi dört dörtlük yapmak isterim. İlke olarak da vazgeçilmezim dürüstlük ve kalitedir.

Kendi şirketinizde olmazsa olmaz dediğiniz kurallar nelerdir? İşinizi daha da büyütmek için geliştirdiğiniz size özel yöntemler var mı? Bizim olmazsa olmazlarımızdan birisi şirketimizi devamlı kurumsal bir yapı içerisinde görmek. Çünkü kurumsallık hem çalışan personel açısından hem de bizim gibi patronlar açısından çok önemli. Kendi şirketimizle ilgili iş geliştirme bölümümüz var, bu iş geliştirme bölümümüzde bir ARGE’miz var. İş geliştirmekle ilgili piyasada en revaçta olan işler ile ilgili araştırmalar yapan bir ekibimiz var. Elemanlarımızda eğitime daha çok önem veriyoruz. Bütün almış olduğumuz elemanların hepsinin eksik olan taraflarını eğitmekle ilgili onları eğitimlere yolluyoruz. Eğitim gerçekten çok önemli ve eğitimi olan insan her şeyi başarır diye düşünüyorum.

Yapmayı düşündüğünüz yeni işler var mı? Yapmayı düşündüğümüz yeni projelerimiz var. Şu anda enerjiyle ilgili çalışmalarımız sürüyor. Türkiye’de güneş enerji sistemi çok yaygın değil,

Günün stresini ve yorgunluğunu nasıl atıyorsunuz? Ben genellikle yoğun çalışan bir insanım. Sabah sekiz buçukta ofise giriyorum akşam dokuza kadar çalışıyorum. Ha a içinde bazı akşamlar

90


RÖPORTAJ

arkadaşlarımla yemeğe giderek stres atıyorum. Ama ha a içerisinde üç gün aletli pilates yapıyorum ve kendimi zinde hissediyorum. Seyahat etmeyi seviyor musunuz? Nerelere? Seyahat etmeyi seviyorum. Yedi yıldır sürekli olarak Bodrum’a gidiyorum. Şu anda da Bodrum’da bir şantiyem var, şantiyeyi kontrol etmek için on günde bir ordayım. Hem dinleniyorum hem de işlerimin başında oluyorum. Bazı EĞİTİMLİ VE işler sebebiyle yurtdışı seyahatlerim de oluyor... İŞİNİ SEVEN

İNSAN HER ŞEYİ BAŞARIR.

Hobileriniz neler? Doğayı ve hayvanları çok severim. Bir çifliğim ve atlarım var. Ha a sonları ailemle birlikte oraya gideriz. Doğayla iç içe oluruz. Benimde en büyük hobim at binmek. Bu şekilde kendimi rahatlatıyorum, ha anın yorgunluğunu böyle atıyorum... Üye olduğunuz dernek ve vakıflar var mı? Evet, şu an TÜGİAD’da Parlamento İlişkiler Komisyon Başkanıyım ve HURSİAD’a üyeyim. Eklemek istediğiniz, söylemek istediğiniz, önemle bahsetmek istediğiniz bir şey var mı? Biz köken olarak inşaat kökenli bir firmayız. Akaryakıt ve diğer işlerimiz daha sonradan eklendi. İnşaatta 21 yıllık bir tecrübemiz var. Bu tecrübeyi Ankaralılar’a daha çok çalışarak, iyi ve kaliteli projeler üreterek sunmak istiyoruz ve hep bu düşünce tarzıyla ilerliyoruz. Şu anda Ankara Beytepe bölgesinde yapmış olduğumuz yüz on daireli butik bir iş merkezi olan Paladyum projemiz var. Ankara’nın en iddialı projelerinden birisi diyebilirim.

Dış konseptini Mimar Gökhan Aksoy çizdi, iç mimari kısmını da şu anda üç mimari gruba verdik, yarışmaya çıkardık. Bu üç mimari gruptan birisini seçip ona göre iç tasarımlarını yapacağız. Paladyum Beytepe projesi Ankara’nın en önemli ve üst segment projelerinden birisi olacak. İnsanlar Paladyum’da aradığı her şeyi rahatça bulabilecek. Ayrıca bir de Paladyum Bodrum projemiz var. Burada da on yedi tane çok özel, lüks villa yapıyoruz. Bu villalar da Bodrum’un en iyi projelerinden olacak. Tamamen doğayı koruyarak yeşillerin arasında GÜNEŞ güzel bir site yapıyoruz. Yaklaşık on yedi villanın sekiz tanesi 380 m2 , ENERJİSİYLE dokuz tanesi de 460 m2’lik villalar İLGİLİ BİR olacak. Hepsinin özel yüzme havuzu mevcut. YATIRIM YAPMAYI

PLANLIYORUZ. Farklı sektör olarak faaliyet gösterdiğimiz akaryakıt istasyonlarımız mevcut. Ankara’da dört tane akaryakıt istasyonumuz var. Aynı zamanda Opet’in de taşıt tanıma flo sisteminde İç Anadolu, Kara-deniz, Doğu Anadolu distribütörüyüz. Bu bölgelerdeki bütün taşıt tanıma sistemlerinin online, sanal ortamdaki akaryakıt satışlarını biz yapıyoruz. Araç kiralama şirketimiz var, uzun dönem araç kiralama sistemimiz mevcut, bir, iki, ve üç yıl olmak üzere kurumsal firmalara araç kiralama hizmeti veriyor. Şu anda piyasa dört yüz elli tane aracımız var. Bu şirketimizi de gün geçtikçe büyütmeye çalışıyoruz. Her gün yeni bir proje düşünüyoruz. Daha sonraki yıllarda yapacağımız inşaatlar ve geliştireceğimiz daha değişik projelerimiz de var... Her zaman en iyiyi hedefleyerek ilerlemeye çalışıyoruz.

91


RÖPORTAJ

VOLKAN BERBEROĞLU Rekabet Daha İyisi İçin Gösterilen Çabadır

ŞİRKETİMİZ 1990 YILINDA ÖNCELİKLE TIBBİ CİHAZ İTHALATI YAPAN BİR FİRMA OLARAK KURULDU.

1990 yılında tıbbi cihaz üretimi yaparak işe başlayan daha sonra birçok ülkeye ihracat yapan ve teknik servis desteği veren İtem Group yıllardır gösterdiği başarılı performans ve işlerle başarıdan başarıya koşuyor. Başarılarıyla gündeme gelen İtem Group Yönetim Kurulu Üyesi Volkan Berberoğlu ile başarı üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.

S

izi kısaca tanıyabilir miyiz? Zonguldak doğumlu bir Trabzonlu olarak uzun yıllardır İstanbul ve Ankara’da eğitim ve iş hayatımı sürdürüyorum. Ankara Üniversitesi’nde başlayan eğitim hayatımla birlikte, 20 yıldır sağlık sektöründe ileri teknoloji tıbbı malzeme ithalatı ve pazarlaması yapmaktayım.

İşiniz ne zaman ve nasıl kuruldu? Şirketimiz 1990 yılında öncelikle tıbbi cihaz ithalatı yapan bir firma olarak kuruldu, daha sonra 1993 yılından günümüze, Novatek ismiyle çevre ülkelere ihracat yapan ve teknik servis desteği de sağlayan bir yapıda hizmet vermeye devam etmektedir. Yurt dışına açılma gibi bir planınız var mı? Şirketimiz kurumsallaşma hedefleri doğrultusunda global pazarda da olmayı planlamaktadır. 2012-2015 yıllarına ait 3 yıllık planlarımızda, yurt dışı (ABD, Ka aslar, Rusya, Ortadoğu ve Afrika) pazarlarına oluş92

turduğumuz “vestvision” markasıyla ulaşmak hedeflenmiştir. Sizin için başarı ne demek? Başarı en genel tarifi ile küreselleşme ekseninde rekabet koşullarının zorlaştığı, değişimin hızla yaşandığı bir ortamda, titiz ve profesyonel adımlarla hedeflenen amaca ulaşma çabasıdır. Başarının sırrı amacın sürekliliğidir. BAŞARININ EN

BÜYÜK SIRRI Gelecekte kendinizi ve firmanızı görmek istediğiniz yer, durum nedir? NE İSTEDİĞİNİ Böyle bir tablo tarif eder misiniz? BİLMEKTİR. Gelecekle ilgili pek çok kişinin ve işletmenin hayali, varmak istediği bir nokta söz konusudur. Benim planladığım gelecekte, şirketimizi belirlenen hedeflere en kısa sürede en doğru ve kalıcı şekilde ulaştırma çabası vardır. Buradan hareketle güçlü kurumsal ve finansal yapımızı daha ileri seviyelere ulaştırmak ve gerçekleştirdiğimiz operasyonel


RÖPORTAJ

faaliyetlerimizde tecrübe ve bilgiyi yaptığımız işe yansıtmak temel çabamızdır. Sonuç olarak da dinamiklere hakim olan bir şirketin yakaladığı başarının mimarlarından biri olmak, şahsım adına varmak istediğim tablodur.

Hobileriniz neler? Vazgeçemediğiniz alışkanlıklarınız var mı? Fırsat buldukça spor yapmaya çalışıyorum. Takım sporlarının her türlüsünü seviyorum, futbola özel bir ilgim var. Bunun dışında vakit buldukça sinema ve DVD vazgeçilmezlerim arasında.

Başarılı olmak için neler yapmak gerek? Başarının en büyük sırrı ne istediğini bilmektir. Kilit nokta ise amaç doğrultusunda gösterilen çaba ve iradedir. Şirket olarak akılcı ve kreatif çözümler ile her türlü ayrıntıyı ele alarak, uzman kadromuzla sektörde söz sahibi olmanın gururunu yaşıyoruz. Bizim için başarı bu gururu istikrarlı bir şekilde sürdürmek, pazarın belirlediği kurallar ile ihtiyaçlara çözümler sunmaktır.

Hayranlık duyduğunuz, takdir ettiğiniz isimler… Babasından aldığı bayrağı genç yaşta başarı ile taşıyabilmiş bir isim Ferit Şahenk…

İş yaşamında “vizyon” ve “amaç” belirlemek neden önemli? Vizyon, işletmenin gelecekte varmak istediği noktanın tanımlanmasıdır. Amaçlar ise ulaşılmak istenen vizyon adına saptanan hedeflerdir. Güçlü vizyona sahip işletmeler, amaçları doğrultusunda bu yapıyı çalışanlarına benimsetmekte, dış hedef kitleye ise değer ve inançları ile orantılı olarak arzulanan geleceği ifade etmektedirler. Vizyon ve amaç belirlemenin en önemli sebebi ise kuruma bağlılığı güçlendirmek, inanç ve güveni arttırmaktır. Doğru vizyon ve amaçlar beraberinde güçlü örgüt kültürünü getirmektedir.

En büyük idealiniz nedir? Sağlıkta ihracata dayalı üretim… Üye olduğunuz dernek ve vakıflar var mı? Sağlık sektöründeki çeşitli dernek ve odalara, genç işadamları derneklerine üyeyim ve tabii ki Trabzonspor Kongre üyesiyim. Sosyal sorumluluk projeleriniz var mı? Emektar bir öğretmen annenin oğlu olarak doğup büyüdüğüm Zonguldak’ta maddi imkansızlıklar içerisindeki başarılı öğrencilerin eğitimlerine katkıda bulunuyorum.

Rekabet size ne ifade ediyor? Rekabet daha iyisi için gösterilen çabadır. Sahip olduğum başarma isteği ve çalışma azmi ile rekabet bana göre eğlenceli bir o kadar da verimli bir yarıştır. Sosyal medya konusunu ve önemini yeterince biliyor musunuz? Bu konuda çalışmalarınız var mı? MAG Sosyal Medya’nın ve MAG PR’ın hizmetlerini biliyor musunuz? Son yıllarda hızlı gelişim gösteren alanlardan biri de sosyal medya. Her kurum ve kuruluşun kendine yer bulduğu ve özgürce kendini ifade ettiği bir ortam olarak sosyal medyanın önemini açıkça görenlerdenim. Bu konuda başlatmak istediğimiz çalışmalarımız var, önümüzdeki dönemlerde teoride planladığımız sosyal medya çalışmalarımızı pratiğe dökmek amacındayız. MAG Sosyal Medya’nın hizmetlerini oldukça yerinde ve başarılı buluyorum. Bu konuda MAG Sosyal Medya’nın gösterdiği profesyonel uygulamaların herkesle buluşması mutluluk verici. Kendi şirketinizde olmazsa olmaz dediğiniz kurallar neler? İşinizi daha da büyütmek için geliştirdiğiniz size özel yöntemler var mı? Şirket olarak vakit kavramının öneminin bilincindeyiz. Yaptığımız işlerin zamanında gerçekleşmesi ve ortak hareket ettiğimiz mecralar ile ortak dili konuşmamız en çok dikkat ettiğimiz noktalardır. Tembellik ya da çözüm üretememe bizim şirketimizde söz konusu olamaz. Şirketimiz içerisinde herkes, içinde bulunduğu ortamın gereklerini yerine getirerek, yaptığı işi başarı ile sonuçlandırmak zorunluluğunu hissetmektedir. Şirket olarak her geçen gün hızla büyüyen bir yapıdayız, bu büyümenin ardında büyük hedefler ve büyük hedefler için gösterilen büyük çabalar söz konusudur. Günün stresini ve yorgunluğunu nasıl atıyorsunuz? Ha anın yedi günü çalışan biri olarak, gün içerisinde gece gündüz demeden telefonumun çaldığı, olağanın çok üzerinde bir çalışma temposundayım. Stresin ve yorgunluğun ağır bastığı ancak başarının tüm bunları bir anda unutturduğu bir yapım var. Bu yüzden stres ya da yorgunluk başarı sağlandığı sürece çok fazla etkilemiyor. Seyahat etmeyi seviyor musunuz? Nerelere? Uzun yıllardır iş hayatının gerekleri doğrultusunda yurt içi ve yurt dışına sürekli seyahat halindeyim. Son aylarda neredeyse ha anın beş günü Ankara dışındayım. İş hayatının gerekleri dışında New York’a tutku, Bodrum’a aşk ile bağlıyım. 93


RÖPORTAJ

ZEYNEP KÖKSAL YAYKIRAN

Rekabet, Tarafları Geliștirici Bir Unsurdur

SİVİL TOPLUM KURULUŞLARINDA AKTİF ROL ALMAYA ÖZEN GÖSTERİYORUM.

Pet Holding bünyesinde bulunan Petma Mermer ve Madencilik’te Genel Müdürlük görevini yürüten Zeynep Köksal Yaykıran’a MAG Business sorularımızı yönelttik. Ankara iş ve cemiyet hayatının sevilen isimleri arasında yer alan Zeynep Köksal Yaykıran sorularımızı içtenlikle yanıtladı.

S

izi kısaca tanıyabilir miyiz? 1981 Ankara doğumluyum. Bilkent Üniversitesi’nde Turizm ve Otel İşletmeciliği okudum. Daha sonra Londra’da bulunan European Business School’da Girşimci İşletmecilik Mastırı ve daha sonra Londra’da Webster University’de İşletme Mastırı okudum. 2005 senesinde eğitimlerimi tamamlayıp Ankara’ya döndüm. O tarihten beri aktif olarak Pet Holding ve iştiraklerinde çeşitli görevlerde çalışmaktayım. İçinde buunduğumuz sektörlerle ilgili de pek çok eğitim almaya devam ediyorum. Spor yapmayı, yemek pişirmeyi, dans etmeyi ve evimi, ailemi çok seviyorum. Evliyim. Sivil toplum kuruluşlarında aktif rol almaya özen gösteriyorum. 2012-2014 yılları arasında da Ankara Genç İşadamları Derneği Başkan Yardımcılığı görevine seçildim. Burada derneğin Dış ve Ekonomik İlişkilerinden sorumluyum, çeşitli projler geliştiriyoruz. 94

İşiniz ne zaman ve nasıl kuruldu? Pet Holding 1974 yılında babam, Prof. Dr. Güntekin Köksal tarafından kurulmuştur. Firmalarımız dönem dönem farklı ticaret kollarında faaliyet göstermiştir. Ana faaliyet alanımız petrol ve doğal gaz arama ve üretimi aktiviteleridir. Bunun yanı sıra, petrol ve doğal gaz arama ve üretim saha servisleri, inşaat, gayrimenkul yatırım, arsa yatırım, proje geliştirme ve madencilik sektörlerinde faaliyet göstermekteyiz. Ben de Petma Mermer ve Madencilik’te Genel Müdürlük görevini yürütmekteyim. Tokat’ta bulunan bej mermer ocağımızdan “Turnalit Bej” adını verdiğimiz açık renkli, proje taşı niteliğinde, homojen mermer bloklar üretmekte ve dünyanın çeşitli bölgelerine ihraç etmekteyiz. Sizin için başarı ne demek? Başarı insan hayatının farklı dönemlerinde farklı şekiller alır. Öğrenciyseniz başarınızı notlarla ölçebilirsiniz. Ancak bireylerin en önemli ba-


RÖPORTAJ

şarısının aile kurmak ve ailesine sahip çıkmak olduğunu düşünüyorum. İş yerinde başarıyı ise farklı kavramlarla ölçebilirsiniz. Bu bazen nakit akışı, bazen de çalışanlarınızın size sadakati ile değerlendirilebilir. Yaşınız ilerlemiş, çocuklarınız büyümüşse, çocuklarınızın başarısından kendinize pay çıkarabilirisiniz. Seçim kazanmak da başarıdır. Dolayısıyla yaşadığınız hayata göre başarı hedef ve ölçütleriniz değişebilir, bu çok normaldir. İş yaşamındaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler? 38 yıllık holding kültürümüzün getirdiği kemikleşmiş ilkelerimiz var. Öncelikle, Pet Holding güvenilir ve dürüsttür, yurttaşlarının mutlu olduğu laik, çağdaş ve modern Türkiye’yi hedefler. Hukukun üstünlüğüne inanır, insan doğa ve çevreye saygılıdır. Değişime ve gelişime açıktır, daha iyiyi kovalar. Hissedar ve çalışanlarının mutluluğunu kendi mutluluğu sayar, sosyal refah ve hayat standartlarını iyileştirmeyi amaçlar. Takım ruhuna inanır, empati yapar. Kazan-kazan anlayışını önemser. Katılımcı yönetimi esas alır, eğitime, spora, kültüre, sosyal ve sanatsal faaliyetlere sürekli katkı sağlar. Babam küçüklüğümden beri her zaman “hayat çok kısa, yalancılığa, dolandırıcılığa, insan kazıklamaya değemeyecek kadar kısa” der. O yüzden güvenilir ve dürüst olmak benim için iş ve özel hayatımda en büyük önceliktir. Atılmayı düşündüğünüz yeni sektörler var mı? Üniversite çağımdan beri gıda sektörüne sıcak bakıyorum (servis sektörü) dolayısıyla gelecekte bu yönde bir yatırım düşünebilirim. Sizce gelecek hangi sektörde? Gelecek enerjide... Enerji yoksa, internet de olmaz... Dolayısıyla enerji üretimi ve enerji kaynakları dünyanın en önemli, en çok talep gören, uğruna savaşılan değeri olmaya devam edecektir. Tabi 5 senelik sosyal paylaşım vb. şirketlerin cirolarının, 150 senelik petrol firmalarının cirolarıyla eşdeğer hale geldiğini de unutmamamız gerekiyor.

2012-2014 YILLARI ARASINDA DA ANKARA GENÇ İŞADAMLARI DERNEĞİ BAŞKAN YARDIMCILIĞI GÖREVİNE SEÇİLDİM.

Rekabet sizce ne ifade ediyor? Rekabet hem üreticiler hem de tüketiciler için çok olumlu, tarafları geliştirici bir unsurdur. Türkiye’de üniversitelerde “adil rekabet” konusunda ders verilmeli düşüncesindeyim. Türkiye’de pek çok sek-

törde maalesef rekabet anlayışı oturmamıştır. Firmaların rekabetten anladıkları “fiyat düşürmekle” sınırlı kalmaktadır. Bu da tabi orta ve uzun vadede sadece rekabet halinde olan firmaların değil, ülkemizin de ticarette ciddi zararlar görmesine yol açmaktadır. Türk firmlarının özellikle uluslarası alanlarda fiyat kırıp ürünlerini değersizleştirerek değil, müşterilerine sağladıkları servisin kalitesini arttırarak rekabet etmeleri gerekmektedir. Petma olarak 2011 yılında Tokat’ta ki mermer ocağımızda “Turnalit Bej” taşımızı üretmeye ve ihraç etmeye başladık. Sektörden pek çok köklü firmanın bize önerisi “fiyat kırmamız” oldu. Ancak buna GÜVENİLİR, DÜRÜST bugün de karşı çıkıyoruz. Çünkü bugün bizim aşağı OLMAK BENİM İÇİN İŞ çekitğimiz fiyatı, yarın VE ÖZEL HAYATIMDA EN bir diğer komşumuzun çekmeyeceği ne malum. BÜYÜK ÖNCELİKTİR. Sonuçta da öyle bir noktaya geliniyor ki, hiç kimse para kazanamamaya başlıyor. Biz Petma’da rekabetimizi ürün ve servis kalitemiz ile fark yaratarak gayet iyi sürdürmekte, müşterilerimizi her daim memnun etmek için çalışmaktayız. Üye olduğunuz dernek ve vakıflar var mı? Köksal Eğitim Vakfı Kurucular Kurulu Üyesi'yim. Bu vakfımızda her sene üniversite öğrencilerine burs temin etmekteyiz. Ayrıca ANGİAD (Ankara Genç İşadamları Derneği) Başkan Yardımcısı'yım. Türkiye Genç İşadamları Derneği Üyesi'yim. Geçmiş dönemlerde de TÜGİAD yönetimlerinde çok farklı görevler üstlenmiştim. 95


OTEL

ŞIK EVİNİZ OTELLER Bir işadamının evidir oteller... Çoğu zaman işadamı için seyahatler ve toplantılar artık bir yaşam biçimi haline gelmiştir. Türkiye’nin merkezi olan başkentimizdeki en şık otellerden sizin için seçtiklerimiz...

Business Class Toplantılar İçin Divan Ankara

Divan Ankara, farklı talepleri karşılayabilen altı farklı toplantı salonuyla davetlilerin özel ve toplantı organizasyonlarını hedeflenenin üstüne çıkarıyor. Audio-video teknolojisi ve profesyonel ekibiyle hizmet veren Divan, leziz kahvaltı toplantıları ve iş yemeklerinin yanı sıra ürün tanıtımları konusunda da büyük ölçüde imkanlara sahip.

Ankara'ya Yeni Bir Soluk; DoubleTree By Hilton

Hilton otellerinin bir üyesi olan DoubleTree By Hilton Ankara, bünyesinde hizmet veren dört farklı salonuyla misafirlerin isteklerine farklı çözümler ile yaklaşıyor. Salonlar en son teknoloji ile donatılmış ses, ışık, görüntü sistemine sahip olup özel VIP toplantılar için on iki kişilik Private toplantı salonu da misafirlerin hizmetine sunuluyor.

İş Dünyasının Kalbi Bilkent Otel’de

Üstün Hizmet Anlayışı Hotel Houston’da

Hotel Houston, toplantı salonu ve lezzet dolu yemek çeşitleriyle toplantılarınız için uygun bir tercih. Ayrıca kusursuz ve çağdaş hizmet anlayışıyla buluşturduğu seçkin konaklama olanaklarıyla da unutulmaz bir deneyim sunuyor.

Ankara’nın ilk ve en büyük konferans salonuna sahip olan Bilkent Otel, 20 yıllık hizmet geçmişiyle günümüze kadar ev sahipliği yaptığı konferans ve kongre sayılarıyla Ankara’nın önde gelen toplantı salonları arasında yer almayı başarmış. Sanitas SPA ve The North Shield markalarını bünyesine dahil etmesi ve salon kapasitesinin konaklama kapasitesini karşılamasıyla fiziksel avantajları da son derece yüksek olan Bilkent Otel taleplerinizi fazlasıyla karşılayacaktır.

Lüks ve Kalitenin Buluştuğu Adres JW Marriott Ankara

Marriott International konaklama zincirinin önemli bir halkası olan JW Marriott Ankara kongre turizmine yeni bir soluk getiriyor. Otel, farklı büyüklüklerde organizasyonlar için çeşitli alternatifler sunarak güler yüzü ve kaliteyi lüks anlayış çizgisinde bir araya getiriyor. Karma Spa Wellness & Fitness ile VIP hizmetinin yanı sıra ileri teknolojiyle donatılmış salonlarına farklı damak tatlarına hitap eden menüler eşlik ediyor.

96

Bir Başkent Klasiği Ankara Hilton

Merkezi bir konuma ve panoramik Ankara manzarasına sahip Ankara Hilton, tam donanımlı bir Business Centre ve kaliteli hizmetiyle her türlü konforu sizlerle buluşturuyor. 1200 kişi kapasiteli balo salonu ve farklı kullanımlara kolayca uyarlanabilen 10 toplantı ve davet odasında tüm detaylar sizin önemli günleriniz için özenle düşünülmüş.


Toplantı Kalitenizi Sheraton Ankara’yla Katlayın

Size Özel Hizmet; Rixos Grand Ankara’da

Ankara’nın sembollerinden biri haline gelen 24 katlı Sheraton Ankara Hotel & Convention Center, kendine özgü salonlarıyla farklı gereksinimlerinizi karşılamaya devam ediyor. Üst düzey teknolojiye sahip salonlarının World Travel Awards Avrupa ve Türkiye’nin En iyi Kongre Oteli Ödülleri, Sheraton Ankara’nın kalitesini belgeler nitelikte.

Pek çok ülke başkanının, kraliyet ailesi üyelerinin, ülke temsilcilerinin, elçilerin ve üst düzey yöneticilerinin tercihi olan Rixos Grand Ankara, vereceğiniz görkemli ziyafetlerden küçük toplantılara kadar bütün etkinlikleriniz için çeşitli salonlarının kapılarını sizlere açıyor. Detaycı servis anlayışı ve üstün kalitesiyle kendinizi Rixos Grand Ankara’nın ayrıcalığına bırakın.

Ramada Plaza Ankara ile Keyifli ve Kreatif Toplantılar

Farklı Bir Alternatif Hotel Samm

Güler yüzlü, eğitimli personeli ve kaliteli hizmet anlayışıyla iş dünyasının buluşma noktası, Ramada Plaza Ankara... En gelişmiş teknolojiye dayalı ses ve görüntü sistemleri, prezantasyon ekipmanları ve leziz ikramlarıyla Ramada Plaza, toplantılarınızın ve konferanslarınızın üretken olduğu kadar keyifli olmasını sağlıyor.

Swissôtel Ankara’da Ayrıcalıklı Toplantılar

Swissôtel Ankara iş ve özel toplantılarınız için 1200 kişiye kadar uygun kapasitesiyle en ideal tercihiniz. 12 farklı toplantı salonuna ve son teknolojiye sahip Swissôtel olanaklarını Swissoffice iş merkeziyle genişletiyor. İşlerinizi kolaylaştırmak için kongre ve konferanslarınızda Swissôtel ev sahipliğini tadın.

Doğal ışık alan toplantı salonları, görüntü ve ses donanımlı olan Hotel Samm, modern, yalın ve şık tasarımıyla toplantılarınız için benzersiz bir deneyim sunuyor. Şehrin merkezinde konumlanan Samm, Deluxe teraslı odaları ise az katılımlı özel kutlamalar için sıradışı bir alternatif.

Şehir Trafiğinden Uzak Toplantıların Merkezi Hotel Monec

Konforu ve teknolojiyi bir araya getiren Hotel Monec, eğitim toplantılarınız ve arama konferanslarınız için 10 farklı toplantı salonuna sahip. Trafik sorununu ortadan kaldıran lokasyonu ve otopark hizmetiyle dikkat çeken Monec, gününüzün konusuna odaklanmanız için doğru adres.

97


ENERJİ

ELEKTRİK PİYASASINDA YENİ FIRSATLAR Petrol ve doğal gazdaki dışa bağımlılık, ülke ekonomisini baskı altında tutmaya devam ederken Türkiye yenilenebilir enerjiye yeşil ışık yaktı. Yazar Can Serkan İbrahimoğlu 98


ENERJİ

T

ürkiye ekonomisinin yaklaşık % 2.5’ini oluşturan elektrik enerjisi sektörü son yıllarda büyük bir değişim ve büyüme gösterdi. Yerel ve küresel ekonomiyle iç içe geçmiş elektrik piyasası, liberalleşme politikalarının ve talepteki yıllık ortalama % 6-9’luk artışın da etkisiyle yatırımcıların ilgi odağı haline geldi. Buna ek olarak uzun zamandır heyecanla beklenen ve 2011 yılı başında resmi gazetede yayınlanan yenilenebilir enerji yasası beklentileri karşılamasa bile elektrik piyasasındaki canlılığı daha da arttırdı. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) analizlerinde, ülkemizde 20102030 döneminde şebeke güvenliğini sağlamak ve artan talebi karşılamak

© Aleksandar Rodic

amacıyla yapılacak enerji yatırımlarının toplamının 225-280 milyar USD’yi bulabileceğini öngörüyor. Ancak, gerekli yıllık ortalama 3 milyar USD’lik yatırımların kamu üzerinde ek yük yaratmaksızın özel sektöre cazip hale getirilmesi amacıyla hazırlanan yasalar ve düzenlemeler bazı belirsizlikleri de beraberinde getirdi. Sektörde gerek pozisyon almış olan gerekse yatırım planlayan oyuncular, bu yaşanan hızlı değişimlerden ve belirsizliklerden değişik ölçülerde etkilenerek, yeni iş modelleri ve yaklaşımlar benimsemek zorunda kaldılar. Diğer tara an elektrik piyasasındaki liberalleşmenin son kullanıcılar üzerine yansıması ise neredeyse 2 katına çıkan elektrik fiyatları oldu. 99


ENERJİ

10 8

maz gibi gözüküyor.

6

Türkiye’nin sürdürülebilir olarak gelişmesini ve çevresel değerleri gözeterek büyümesini sağlamak için enerji verimliliğini arttırması ve değerlendirilmeyi bekleyen kayda değer yenilenebilir enerji kaynaklarının şebekeye bağlanabilmesi için gerekli alt yapıyı en kısa sürede oluşturması ülkenin geleceği için önem taşıyor.

Doğalgaza endeksli elektrik üretiminin piyasaya diğer bir etkisi de fiyat ve maliyetlerde belirsizlik olarak karşımıza çıkıyor. Sınırlı kaynaklar üzerinde arz talep dengesizliğinin hızla artmasına ve Suriye ile İran başta olmak üzere Ortadoğu’daki gelişmelere bağlı olarak değişen petrol ve doğalgaz fiyatları elektrik üreticisi ve kullanıcısını olumsuz etkiliyor. Tüm dünyada petrol fiyatlarındaki artışın normal olarak doğalgaz fiyatlarına yansıması nedeniyle önümüzdeki dönemlerde elektrik fiyatlarında da artış kaçınıl-

16 12 8

Eki-10

Mar-11

Ara-09

May-10

Tem-09

Eyl-08

Şub-09

Nis-08

Elektrik piyasasındaki serbestleștirme ile elektrik fiyatlarında büyük artıș yașandı.

elektrik enerji yatırımları olarak anlaşılıyor. Günümüzde yenilenebilir enerjinin elektrik üretiminde zaten sınırlı olan payının tamamına yakını hidroelektrikten karşılanmaktadır. Elektrik üretimi kullanılan kaynaktan bağımsız olarak çevreye etkisi olan bir süreçtir. Hidrolik, fosil yakıtlara kıyasla daha temiz bir enerji kaynağı olsa da iyi planlanmayan projeler sosyal, ekonomik ve çevresel olarak faydalarından kat kat fazla zarara yol açabilirler. 2010 yılında hazırlanan Stratejik Plan, toplam 5000 MW ek kurulu güce sahip hidroelektrik santrallerin (HES) 2013 yılına kadar tamamlanmasını öngörmektedir. Son dönemde kamuoyunda sıkça adı geçen ve çoğu mahkemelik olan bu projelerinde sorgulanmasının altında yatan neden bu fayda-zarar dengesizliğidir.

Alıșveriș merkezlerinin otoparklarındaki geniș alan güneș santrali olarak değerlendirilebilir.

100

Kas-07

4 Haz-07

Elektrik üretiminde doğal gaz kullanımı dışa bağımlılığı ve fiyatlarda dalgalanmayı beraberinde getiriyor. İlk zamanlarda konutlarda kullanılmak üzere yola çıkılan doğal gazın zamanla elektrik üretiminde birincil hale gelmesiyle, Türkiye elektrik enerjisi üretiminde doğal gaza öncelik veren az sayıda ülkeden biri oldu. Tamamıyla dışarıdan satın alınan kaynaklarla elektrik üretimi arz güvenliğini ve ülkenin ekonomik geleceğini riske sokacağı açık olduğu için elektrik üretiminde doğal gazın payınının kısa zamanda % 25'lere çekilmesi gerekiyor.

20

Oca-07

KÜÇÜK ÖLÇEKLİ YENİLENEBİLİR ENERJİ ÇÖZÜMLERİYLE ÇEVREYE DUYARLILIKLARINI GÖSTEREBİLİRLER.

24

Ağu-06

TEİAŞ tarafından yapılan analizlere göre gelecek yıllarda elektrik talebinin yılda ortalama %6,5 - %7,2 arası büyüme göstermesi bekleniyor ve bu talebi karşılayacak yatırımların çoğunlukla özel sektör tarafından yapılması hedefleniyor. Lisansı alınmış olan santrallerin tamamlanmasıyla orta vadede Türkiye’nin toplam kurulu gücünün %60 artışla 80 GW’a yükselme potansiyeli bulunuyor. Bu yatırımların tamamlanması ile birlikte kurulu gücün dağılımında özel sektörün payının %50’lerden %70’lere ŞİRKETLER çıkması bekleniyor.

Eki-05

Gelișmekte olan Türkiye’de elektrik enerjisi kullanımı her yıl düzenli olarak artıyor.

Mar-06

2010

Ara-04

2009

May-05

2007 2008

Tem-04

2006

Eyl-03

2005

Şub-04

2004

Nis-03

2003

Kas-02

2002

Haz-02

2001

Eyl-01

-2

Enerjide “yeni” çözüm mü? İçinde bulunduğumuz yüzyılda karşı karşıya olduğumuz en büyük sorunlardan biri güvenli enerji tedariği. Petrol ve doğalgazdaki dışa bağımlılık, ülke ekonomisini baskı altında tutmaya devam ederken Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynaklarının çeşitliliği açısından elverişli bir coğrafi konuma sahip olduğu görülüyor. Yenilenebilir teknolojilerin etkin ekonomik teşviklerle desteklenmesi halinde, geleneksel yöntemlerden daha ucuza elektrik üretilmesi mümkün. Bu durumda kendini sınırsız tekrarlayan sürdürülebilir enerji kaynakları (güneş, rüzgar, jeotermal, hidrolik ve biyokütle gibi) ülkenin geleceği açısından büyük önem kazanıyor. Türkiye’de yenilenebilir enerjinin payının artırılması genel olarak, hidro

Oca-02

0

Nis-01

2

Oca-01

4

Aynı stratejide 2012 itibarıyla yaklaşık 2000 MW düzeyinde olan rüzgâr enerjisi kurulu gücünün 2014 yılında 10000 MW’a; 2009 yılında 77,2 MW kurulu güce sahip jeotermal enerjinin ise 2014’de 300 MW düzeyine ulaştırılması hedefleniyor. Baraj tipi hidroelektrik santrallerin elektrik şebekesine diğer bir faydası ise üretim-tüketim ilişkisinde depolama bileşeni olarak kullanılabilmesidir. Rüzgar ve güneş kaynaklı santrallerin elektrik üretimleri hava koşullarına bağlı olduğundan kesintilidir ve bu santrallerin üretim miktarları talebe uydurulamaz. Şebekedeki rüzgar ve güneş enerjisi arttıkça operatörlerin karşısına çıkacak en büyük sorun talep anında elektrik üretmek olacaktır. Bu durumda barajlı hidroelektrik santralleri akü görevi görerek rüzgar ve güneş santrallerinin şebekede yaratacağı dalgalanmayı düzenleyebilirler. Ülkemizde mevcut olarak kurulu çok sayıdaki baraj rüzgar ve güneş


ALANIN GENİŞLİĞİNE GÖRE TESİSİN TÜM ELEKTRİK İHTİYACI KARŞILANABİLECEĞİ GİBİ, FAZLADAN ÜRETİLEN ELEKTRİK ŞEBEKEYE SATILARAK GELİR ELDE EDİLEBİLİR.

enerjilerinin şebekeye entegrasyonunda büyük avantaj sağlayacaktır. Türkiye’de yenilenebilir enerji kullanımının artırılması ve enerji verimliliğinin geliştirilmesi yönünde yasal düzenlemeler yapılmıştır. Bu amaçla, 2005 yılında "Yenilenebilir Enerji Kanunu" ve 2007 yılında "Jeotermal Kanunu" çıkarılmıştır. Enerjinin etkin kullanımı, israfın önlenmesi, kayıp ve kaçakların azaltılması ve enerji maliyetlerinin düşürülmesini amaçlayan Enerji Verimliliği Kanunu da 2007 yılında yürürlüğe girmiştir. 2011 yılı başında ise "Yenilenebilir Enerji Kanunu" geliştirilerek yürürlüğe konulmuştur. Bu son yasayla birlikte yenilenebilir enerji teknolojilerinin kullanımında yerli imalat teşvik edilmiş ve tüketimini karşılamak amacıyla kendi elektriğini üretmek isteyen kullanıcı için yasal zemin hazırlanmıştır. (500 kW kurulu güçten fazla olmamak koşuluyla yenilenebilir enerji kaynaklarından lisanssız üretim izni.) Gelişmiş ülkeler ile karşılaştırıldığında, Türkiye’de yenilenebilir enerjinin üretilmesi, satılması ve yeni santrallerin kurulması gibi konularda iş dünyasının ilgisinin hala sınırlı olduğu görülüyor. Enerji telebindeki artış göz önünde bulundurulduğunda; enerji güvenliği ve dışa bağımllılığın azaltılması yolunda çözüm, yenilenebilir enerji kaynaklarının ve enerjinin verimli kullanımından geçiyor. Bu yolla aynı zamanda iklim değişikliği ve küresel ısınma ile mücadelede de önemli bir adım atılarak sürdürülebilir bir gelişme sağlanabilir. Şirketler için ‘yeşil’ imajı başarının anahtarı haline geldi İklim değişimi ile birlikte toplumdaki geleceğe yönelik endişeler artarken, Batılı tüketim tarzı dünya kaynakları üzerinde baskı oluşturmaya devam ediyor. Bu koşullar altında çevreye duyarlı kişiler çevresel bozulma konusunda kendi görüşünü paylaşan şirketleri tercih ediyorlar. Yapılan araştırmalara göre önümüzdeki yıllardaki en başarılı şirketler, müşterilerinin bu duyarlılığına karşılık veren şirketler olacak. Şirketler büyük ölçekli yenilenebilir enerji santrallerine yatırım yaparak bu imajı kazanabilecekleri gibi, büyük yatırımın cazip olmadığı durumlarda mikro ölçekli uygulamalarla yenilenebilir enerji piyasasının geliş-

mesine katkı sağlayarak çevreye duyarlılıklarını gösterebilirler. Örneğin, Türkiye’de elektriği en yüksek fiyattan alan ticari kullanıcılar (büyük alışveriş merkezleri, süpermarketler, restoranlar, spor salonları, vb. )

Türkiye’de kurulu gücün büyük bölümünü ithal fosil yakıta dayalı termal santraller olușturuyor. 16 Haziran 2011

kendi ihtiyaçlarını karşılamak üzere yenilenebilir enerji üretme yoluna giderek binlerce liralık reklamdan daha iyi bir tanıtım yapabilirler. Diğer tara an, sürekli artan elektrik fiyatları düşünüldüğünde, yapacakları yatırımla elektrik faturalarını kaydedilir biçimde azaltarak, toplumsal duyarlılığa ortak olmanın yanı sıra orta vadede ekonomik kazanç sağlayabilirler. Çevreye ve doğaya saygılı firmaların sayısındaki artış ile sadece küresel karbon emisyonu azalmayacak, aynı zamanda çevreye olan duyarlılığı her geçen gün artan bir toplumda bu şirketler bir adım öne geçmiş olacaklar.

Can Serkan İbrahimoğlu ODTÜ Havacılık ve Uzay Mühendisliği Bölümü'nde yüksek lisansını tamamlayan İbrahimoğlu, temiz enerji teknolojileri alanında uzmanlaşma isteğiyle Almanya ve Fransa'da akademik çalışmalarını sürdürdü. Halen rüzgar türbini teknolojileri üzerine doktora çalışmalarına devam ediyor. sibrahimoglu@groupereaction.com

101


ENERJİ

TERMAL SANTRALLERE GÜNEŞ DESTEĞİ Türkiye’de güneş enerjisinden elektrik üretimine dair düzenlemelerin tamamlanması ve yeni teşvikler enerji yatırımcılarına karlı ve çevreye duyarlı seçenekler sunuyor. Yazar Fernando Zuniga

PARABOLİK YANSITICILAR GÜNÜMÜZ TERMAL GÜNEŞ SANTRALLERİNDE EN ÇOK TERCİH EDİLEN TEKNOLOJİ.

G

ünümüzde kullanılan enerji formlarının çoğu ya kaynak bakımından sınırlı olduklarından ya da iklim değişikliği göz önüne alındığında sürüdürülebilir olmadıklarından, enerjinin kullanımında ve elektrik üretimi tekniklerinde bir değişim zorunlu gözüküyor. Bu yolda yenilenebilir enerji kaynakları küresel ısınmaya karşı ve enerji güvenliğini sağlama açısından en güvenilir çözüm olarak karşımıza çıkıyor. Elektrik şebekeleri sağlıklı çalşabilmek için düzenli bir güç kaynağına ihtiyaç duyarlar. Ancak, planlanan güneş ve rüzgar enerjisi üretimi yalnızca hava güneşli olduğunda veya rüzgar estiğinde gerçekleşir. Geleneksel enerji kaynaklarıyla rekabet edebilmek ve devamlı enerji ihtiyacını karşılayabilmek için, yenilenebilir enerji teknolojilerinin kullanıcıların talebine uymayan, hava koşullarına bağımlı üretim eğrisine çözüm getirmesi şarttır. Geleneksel elektrik santrallerinin güneş enerjisi ile hibritlenmesi düşüncesi de işte tam bu noktada, tamamen sürdürülebilir enerji üretimine geçişte bir ara çözüm olarak karşımıza çıkıyor. Bu santrallerde güneş enerjisi yardımıyla karbon emisyonlarının büyük ölçüde azaltılması ve güneşin bol olduğu zamanlarda gereksiz yakıt tüketiminin önüne geçilerek ekonomik ve çevresel fayda sağlanması mümkün. Bu haber, fotovoltaik (PV) panel üreticileri tarafından zor durumda bırakılan termal güneş sistemleri (CSP) üreticilerinin de imdadına yetişti diyebiliriz. Çünkü fotovoltaik, CSP’nin aksine, doğrudan güneş ışığına ihtiyaç duymayan 102

teknolojisi ve geçtiğimiz bir kaç yılda %50’den fazla oranda azalan fiyatları ile güneş teknolojileri arasındaki yarışı açık ara önde götürüyordu. Hibrit santrallerin arkasında yatan düşüncelerden bir tanesi de güneş enerjisinin çevresel faydalarını, işler durumdaki gaz ve buhar türbinine sahip geleneksel bir santrale entegre etmek ve bu şekilde hali hazırda kurulu üretim ve iletim alt yapısını kullanarak yatırımı daha kazançlı hale getirmektir. Hibritleme için buhar turbini, gaz turbini, Stirling motoru, kombine çevrimler gibi farklı seçenekler değerlendirelebileceği gibi hibritleme oranı da çok değişkendir. Temel olarak güneş enerjisine dayalı bir santral kurulup fosil yakıtlar sadece bulutlardan kaynaklanan güç düşüşlerini dengelemekte kullanılabileceği gibi, geleneksel santrallere toplam üretimin %1-20’si arasında değişen güneş enerjisi takviyesi yapılarak yakıt tüketiminde tasarrufa da gidilebilir. Doğal gaz kombine çevrim santralleri verimi arttrımak için gaz türbini yanında bir de buhar türbi nine sahiptir. Termal güneş enerjisi sistemlerinin doğal gaz kombine çevrim santrallerini tamamlayıcı olarak kullanılması artık sıkça uygulanan bir method. Böylece her iki teknolojinin de avantajlarından faydalanarak güvenilir ve yüksek verimli bir elektrik tedariki sağlanmış oluyor. Kombine çevrim santrallerinde, gaz türbininin atık ısısı buhar üretiminde kullanılarak daha fazla elektrik üretimi sağlanıyor. Bağımsız bir CSP santrali de elektrik üretebilmek için buhar türbinine ihtiyaç duyar. Ancak bu


ENERJİ

DÜNYA'DA HİBRİT SANTRALLER

250 MW gücünde termal güneș santrali ilüstrasyonu. CSP sistemlerinin eleștirildiği konulardan biri ihtiyaç duyduğu geniș arazi.

santrallerde, doğal gaz santrallerindeki gibi sabah-akşam sabit bir buhar üretimi mümkün değildir. Bu noktada CSP santrali doğalgaz santraline bağlanarak düzenli bir üretim daha az miktarda bir yakıtla sağlanır. Özellikle sürekli artan doğal gaz fiyatları ile birlikte bu teknolojinin daha da karlı hale gelmeye başladığı söylenebilir. Üzerinde çalışılan bir diğer konsept ise biyokütle kazanları ile desteklenmiş termal güneş santralidir. Bu çözümün hedefi ise, güneş enerjisinin değişken enerji üretimini düzenleyip elektrik üretimini arttırırken, yatırımın yenilenebilir enerji "etiketini" de kaybetmemesidir. Bu tipteki hibrit santrallerin gelecekte en yenilenebilir ve sürdürülebilir termal güneş santralleri HİBRİT SANTRALLERDE olacakları iddia ediliyor. GÜNEŞİN BOL OLDUĞU

ZAMANLARDA GEREKSİZ YAKIT TÜKETİMİNİN ÖNÜNE GEÇİLEREK EKONOMİK VE EKOLOJİK FAYDA SAĞLANMASI MÜMKÜN.

Türkiye’de de güneş enerjsisinden elektrik üretimine dair düzenlemelerin tamamlanmasıyla, önümüzdeki dönemde hibrit santrallerin hızla devreye girmesi, enerji kaynaklı cari açığın azalması, çevresel kısıtlamalar ve yerli enerji endüstrisinin gelişmesi açısından büyük önem taşıyor. Mevcut ve planlanan termik santrallerin güneş ile hibritlenmesinin finansal etkileri, bu konuda ve yasal düzenlemeler konusunda tecrübeli danışmanlar tarafından incelenmeli ve yatırım kararı bu doğrultuda değerlendirilmelidir.

PROJE

ÜLKE

KAPASITE GÜNEȘ ORANI (MW) DURUM (MW)

MARTIN SOLAR

ABD

1150

75

HASSI R´MEL

CEZAYIR

130

25

KURAYMAT

MISIR

150

20

AIN BENI MATHAR

FAS

472

20

YAZD

İRAN

470

17

LIDDELL

AVUSTRALYA

2000

3

ARQUIMEDES

İTALYA

380

5

CAMEO

ABD

49

1

YAVNE (AORA SOLAR)

İSRAIL

0.1

SHAMS 1

BAE

100

80

LENZIE

ABD

1102

95

ESCALANTE

ABD

245

36

NAAMA

CEZAYIR

400

70

MEGHAIER

CEZAYIR

425

75

HASSI R´MEL II

CEZAYIR

400

70

PALMDALE

ABD

617

62

VICTORVILLE

ABD

563

50

KOGAN CREEK

AVUSTRALYA

750

44

AGUA PRIETA

MEKSIKA

400

12

23

11,5

TERMOSOLAR BORGUES İSPANYA ELMED

TUNUS

1200

100

MEJILLONES

ȘILI

150

5

INNER MONGOLIA

ÇIN

1000

50

DERVISH

TÜRKIYE

570

50

SIASOL-SOLARLITE

İSPANYA

İnșaat halinde

Planlama așamasında

Tamamlandı

Fernando Zuniga kimya mühendisliği eğitimini tamamladıktan sonra yüksek lisans diplomasını Almanya’da "Yenilenebilir Enerji" alanında alarak güneş enerji sistemleri üzerine odaklandı. Zuniga termal ve fotovoltaik güneş enerjisi santrallerinin performans simülasyonu ve proje finansman modellemesi konusunda uzmanlaşmış bir "Güneş Projesi Mühendisi" olarak çalışmaya devam ediyor.

103


G

ENERJİ

TÜRKİYE RÜZGARI Arkasına Aldı Artarak büyüyen küresel rüzgar kapasitesi düșünüldüğünde ortaya çıkan resim gayet açık; rüzgar piyasası ve teknolojisi hızlı bir șekilde gelișmeye devam ediyor. Türkiye geçtiğimiz yıl kurulu rüzgar gücüyle Avrupa’da ilk 10 arasına girerek bu sektörde büyüme isteğini gösterdi. Yazar Frédéric Bussières 104


G

ENERJİ

ÜLKE

eçen on yılda dünyada birçok yeni pazarın açılmasıyla rüzgar endüstrisi olağanüstü bir hızla büyüdü. Bir zamanlar sadece Avrupa piyasasına hitap eden bir teknolojiyken imalat hatlarından çıkan güvenilir ürünler sayesinde tüm dünyaya yayılarak ucuz elektrik üretimi için umut oldu. Bugün dünya çapında sürekli artan MW’lar gücünde türbinler kurulmaya devam ederken, artan talep ve beklentiler üreticiler ve tedarik zinciri üzerindeki baskısını daha fazla hissettiriyor. Son yıllarda, karalardan açık denizlere (offshore) doğru kayan rüzgar enerjsi endüstrisi bu sayede rüzgar hızının daha düzenli ve fazla olduğu sahalara da erişim sağlayarak gelişimini hızlandırdı. Özellikle, Kuzey Avrupa ülkelerinin öncülüğünde açık deniz rüzgar çi liklerinin kurulumundaki artış, rüzgar teknolojisinde ve 2011 2010

kapasite faktöründeki gelişmeleri de beraberinde getirerek bu enerjiye daha güvenilir bir kimlik kazandırdı. Günümüzde rüzgar türbinleri, mevcut yenilenebilir enerji sistemleri arasında en güvenilen ve tercih edilen teknoloji haline geldi. Bu tablonun sonucu olarak, Global Wind Energy Council (GWEC) verilerine göre 2011 sonu itibariyle yeryüzünde rüzgar kurulu gücü 235 GW’ı (Türkiye’nin toplam kurulu gücünden 4 kat fazla) geçmiş durumda.

1

ALMANYA

29.060

2

İSPANYA

21.674

3

FRANSA

6.800

4

İTALYA

6.747

5

BİRLEȘİK KRALLIK

6.540

6

PORTEKİZ

4.083

Türkiye son yıllarda artan enerji ihtiyacı ve mevcut rüzgar potansiyeli sayesinde teşvik edilen yatırımlarla bu teknolojiyi hızla uygulamaya geçiren ülkelerden biri oldu. 2000’li yılların başında bu yarışa ortak olan ülkemiz geçtiğimiz yıl kurulu rüzgar gücüyle Avrupa’da ilk 10 arasına girerek bu sektörde büyüme isteğini gösterdi. TÜREB’in açıkladığı verilere göre Mart 2012 itibariyle kurulu 1806 MW, inşaası süren 518 MW ve lisansı alınmış 5444 MW rüzgar gücü Türkiye’nin Avrupa’da en aktif ilk 5 pazar arasına girdiğine işaret ediyor.

7

DANİMARKA

3.871

8

İSVEÇ

2.970

9

HOLLANDA

2.328

10

TÜRKİYE

1.800

11

İRLANDA

1.631

12

YUNANİSTAN

1.629

13

POLONYA

1.616

14

AVUSTRALYA

1.084

15

BELÇİKA

1.078

Artarak büyüyen küresel rüzgar kapasitesi düşünüldüğünde ortaya çıkan resim gayet açık; rüzgar piyasası ve teknolojisi hızlı bir şekilde gelişmeye devam ediyor. Şirketler yeni pazarlarda etkin olabilmek ve yerel düzenlemeleri karşılayabilmek için sürekli yeni ürünler geliştirerek yatırımcılara en iyi seçeneği sunmaya çalışıyorlar. Özellikle ülkeden ülkeye değişen alım garantili rüzgar enerjisi fiyatı düşünüldüğünde sunulan ürün çeşitliliğinin önemi ön plana çıkıyor. Önümüzdeki yıllarda, daha uzun kanatlar ve yüksek kuleler tasarlanarak özellikle Türkiye gibi rüzgar rejimi düşük bölgelerde enerji üretimi arttırılabileceği gibi, daha akıllı kontrol üniteleri ile türbin verimi geliştirilebilir.

2009 2008 2007 2006 2005 2004 2003 2002 2001 2000 1999 1998 1997 1996

200

Küresel Kurulu Güç (GW)

Dünya çapında rüzgar kurulu gücü artarak büyümeye devam ediyor.

052

150

002

100

051

50

001

05

0 0

250

KAPASITE (MW)

DAHA UZUN KANATLAR VE YÜKSEK KULELER TÜRKİYE GİBİ RÜZGAR REJİMİ DÜŞÜK BÖLGELERDE ÖNEM KAZANIYOR.

Rüzgar santrallerinde uzun vadede karlılık işletme ve bakım masraflarının azaltılmasından geçiyor. Bu gerek tasarımı iyileştirerek ya da üretim kalitesini arttırarak elde edilebileceği gibi geliştirilmiş bakım planları, iyileştirilmiş stratejik kurulum ve saha operasyonları ile de sağlanabilir. Orta vadede ülkemiz şartlarını iyi analiz eden ve zamanında uygun ürünü sunabilen türbin üreticileri hızla gelişmekte olan bu pazardan en büyük payı alacaklardır. Türkiye’de gelişmesi beklenen diğer bir pazar da 500 kW ve altı türbin pazarı

Türkiye’de Mart 2012 itibariyle kurulu 1806 MW rüzgar gücünün çoğu Nordex, Vestas, Enercon tarafından üretilen türbinlerden sağlanıyor. (Kaynak: TÜREB) 105


ENERJİ

olarak öne çıkıyor. Lisanssız elektrik üretimine izin veren yönetmeliğin yürürlüğe girmesiyle birlikte, Türkiye’de de “Kendi elektriğini üret, artanını sat” uygulamasına dönük adımlar hızlandı. Bu yeni düzenleme, bireysel üreticilere ürettiği elektriği kendi kullanabilme ve fazlasını dağıtım şirketine satabilme imkanı sağladı. Son yenilenebilir enerji yasasıyla 500 kW ve altında bireysel üretim sağlayan rüzgar türbinlerinden elde edilen elektriğin dağıtım şirketine satış fiyatı, kWh başına 7.3 dolar sent olarak belirlendi. Bu yasa ile haneler kendi elektrik ihtiyaçlarını karşılayabilecek boyutta küçük türbinler kullanarak faturalarını düşürebilecekler.

LİSANSSIZ ELEKTRİK ÜRETİM İZNİ İLE KULLANICILAR KENDİ İHTİYAÇLARINI KARŞILAYACAK SİSTEMLER KURUP FAZLASINI ŞEBEKEYE SATABİLİYORLAR. Ancak, geçmiş tecrübeler henüz kW’lar gücünde küçük, ev tipi türbinlerin kullanıcıların maliyet ve güvenilirlik beklentilerine cevap veremediklerine işaret ediyor. Çözüm olarak toplu başvurularla, daha büyük boyutta ‘ticari’ türbinler kullanılarak, özellikle rüzgarlı alanlarda kurulmuş çok konutlu siteler, sanayi bölgeleri, oteller gibi enerji ihtiyacı yüksek tüketiciler elektrik harcamalarında kayda değer düşüşler sağlayabilecekler. Aynı zamanda son düzenlemeyle lisanssız üretim üst limitinin 2 katına kadar arttırılabileceğinin sinyalleri veriliyor. Bu koşullar göz önüne alındığında sadece rüzgar çi liklerine yatırım yapmayan ve Türkiye pazarına uygun lisans gerektirmeyen ürünler sunan rüzgar türbini üreticilerinin önümüzdeki yıllarda pazar paylarını arttırmaları mümkün gözüküyor.

Frédéric Bussières makina mühendisliği lisans derecesini 2009 yılında Victoria Üniversitesi’nden aldıktan sonra "Yenilenebilir Enerji" alanında uzmanlaşma isteğiyle başvurduğu Oldenburg Üniversitesi’nde yüksek lisansını 2011 yılında tamamladı. Madencilik, yapısal tasarım, yakıt pilleri, rüzgar ve güneş enerjisi alanlarında aktif tecrübesi bulunan Bussières, Almanya’da yenilenebilir enerji alanında çalışmalarını sürdürüyor. fbussieres@groupereaction.com

106



ENERJİ

CPV TEKNOLOJİSİNE YAKIN PLAN Gelecek vaadeden güneş enerjisi teknolojilerinden CPV (Yoğunlaştırmalı Fotovoltaik) hakkında tüm bilinmeyenleri ve en son yenilikleri, Eolfi (Veolia Environment) şirketinin yenilenebilir enerji kaynakları teknik uzmanı Manon Méheust-Roux ve Fransız CPV üreticisi Heliotrop’un kurucularından ve genel müdürlük görevini üstlenen Paul Bellavoine MAG Business’a anlattı...

CPV HÜCRELER 40 YILDAN UZUN ?????? SÜREDİR UZAY UYGULAMALARINDA KULLANILDIKTAN SONRA GÜNÜMÜZDE ENERJİ SANTRALLERİNDE DE KENDİNE YER BULMAYA BAŞLADI.

C

PV (Yoğunlaştırmalı Fotovoltaik) teknolojisinin diğer güneş enerjisi sistemlerine göre avantajı nedir? CPV sistemler, ortalama %25-30 seviyelerindeki yüksek verimlilik değerleri ve güneşli/kurak bölgelerde daha ucuza daha fazla üretim potansiyeli ile son zamanlarda dikkatleri üzerinde topluyor. CPV teknolojisinin büyük ölçekli uygulamalarda kullanımlarının artmasıyla elektrik maliyetlerinde düşüş sağlayarak, elektrik piyasasında diğer güneş teknolojilerinin önüne geçmesi mümkün gözüküyor.

Ardından ısınan sıvı termodinamik bir devirden geçirilerek elektrik jeneratörü çevrilir. Bu sistemin çalışma prensibi, kömür ve doğalgaz gibi diğer termal santrallerinkine benzerdir.

Fotovoltaik (PV) teknolojisi artık gayet iyi tanınıyor ancak yoğunlaştırmalı sistemler halen birbirine karıştırılıyor. CPV'nin yıllardır kullanılmakta olan "Yoğunlaştırmalı Termal Güneş Enerjisi" (CSP) sistemlerine göre farkını açıklar mısınız? Bu sistemlerin karıştırılmasının temel sebebi iki teknolojinin de elektrik üretmek üzere güneş ışınlarını yoğunlaştırmaya yarayan aynalar veya lensler kullanmalarıdır. Geleneksel Mevcut CPV sistemlerde olarak kullanılan termal güneş santrallerinde aynalar aracılığıyla güneș ıșığını yoğunlaștırmak için genellikle odaklanan güneş ışınları taşıyıcı bir sıvıyı ısıtmada kullanılır. Fresnel lens kullanılıyor.

108

CPV enerji santrallerinde ise yoğunlaştırılan güneş ışınları yüksek verimliliğe sahip küçük fotovoltaik hücreler üzerine düşürülerek doğrudan elektrik elde edilir. Işınların odaklanması ile geleneksel fotovoltaik sistemlere göre daha az miktarda fotovoltaik malzeme kullanarak daha çok elektrik üretilir. Burada bahsedilen yoğunlaştırma oranı eşdeğer güneş olarak ölçülür ve CPV sistemlerde 500 güneş ve üstü kadardır. Bulutlardan ya da yerden yansıyan ışık yoğunlaştırmalı sistemlerde kullanılamaz. Her iki sistem için de sadece doğrudan güneş ışığı verimli bir şekilde elektriğe çevrilebilir. Güneşi sürekli takip ederek, ışınlarını doğrudan toplayabilmek için CPV modülleri hareketli destek yapılarına (izleyici) monte edilir.


ENERJİ

Geleneksel silikon tabanlı fotovoltaik modüllerle kıyaslandığında CPV modüllerin performansında bir fark var mı? CPV hücreler 40 yıldan uzun süredir uzay uygulamalarında kullanıldıktan sonra günümüzde enerji santrallerinde de kendine yer

civarındadır. Bir CPV güneş santralinde tek hareketli bileşen izleyicidir. İzleyicilerin bakımları kolaydır ve sadece dişli ve motorların düzenli kontrolünü gerektirir. Ancak, bu parçalar modülün performansı üzerinde hayati önem taşıdığı için düzenli bakımları kritiktir. Sistemin verimi tamamiyle izleyicinin hassasiyetine bağlıdır ve birkaç derecelik bir sapma elektrik üretiminin tamamiyle durması anlamına gelebilir. Yoğunlaştırma derecesi arttıkça, izleyiciden beklenen hassasiyet derecesi de artar. Dünyada CPV’nin gelişme durumu nedir? Dünya çapında 33 MW’lık CPV kurulu gücünün sektördeki payı % 0.1’i geçmez. 33,000 MW’ı aşan kurulu güçle fotovoltaik (PV) pazardaki hakim konumunu korurken, CSP sistemler yaklaşık 1500 MW ile halen yerini sağlamlaştırmaya çalışıyor. Bugün, işler durumda olan 33 MW’lık CPV santralinin yanısıra 2012 ortasına kadar 60 MW daha eklenmesi bekleniyor. Büyük şirketlerden yapılan açıklamalara göre ise 700 MW’lık CPV projeleri yolda.

Ammonix tarafından üretilen lens yoğunlaștırmalı bir CPV ünitesi. Tüm yapı güneși takip etmek üzere iki eksende hareket ediyor.

bulmaya başladı. Geleneksel silikon kristal modüllerin verimi tipik olarak %15-20 dolayındayken, CPV modüllerin verimi %35’ler seviyesindedir ve hızla artmaktadır. Fakat, diğer tara an fotovoltaik modüller (PV) her türlü hava koşulunda elektrik üretmeye devam edeken, CPV sistemler her zaman güneşi görmek zorundadır, yani bulutlu havada elektrik üretemezler. Bu durumda, CPV sistemler yeryüzünün doğrudan güneş miktarı yüksek olan bölgelerinde fotovoltaik sistemlere göre kayda değer biçimde fazla enerji elde ederken, aksi durumda geleneksel PV modüller öne çıkar. Peki bu koşullar altında CPV teknolojisinin Türkiye’ye uygun olduğunu söyleyebilir misiniz? Türkiye’de mevcut yasaya göre güneş enerjisi santrali lisansı alabilmek için proje sahasının yatay düzlemde en az 1620 kWh/m² toplam radyasyon değerine sahip olduğunun 6 aylık saha ölçümleriyle belgelenmesi gerekiyor. Uydu verilerine göre bu radyasyon miktarı Türkiye’nin güney bölgelerinde kolaylıkla elde edilebiliyor. Küresel olarak, belirtilen CPV İÇİN GEREKLİ toplam radyasyon değerine sahip alanlar genellikle CPV için de uygun RADYASYON olarak değerlendiriliyor. Ayrıca, DEĞERLERİ yaz aylarında ülkenin güneyinde TÜRKİYENİN görülen yüksek sıcaklıkları ve CPV performansının sıcaklıktan geleneksel GÜNEYİNDE fotovoltaik modüllere göre sekiz kat KOLAYCA ELDE daha az etkilendiğini hesaba katarsak bu teknolojinin Türkiye’de güneş EDİLEBİLİYOR. enerjisi yatırımı düşünenenlerin değerlendirilmesi gereken karlı bir seçenek olabileceğini düşünüyorum. CPV güneş santralleri için güneşi takip mekanizması zorunlu bir bileşen. Bu yapıların maliyet, bakım ve verim üzerindeki etkileri nelerdir? Tabii ki güneşi izleme sistemi gerek kurulum gerekse bakım-onarım aşamasında fazladan bir maliyet olarak yatırımcının karşısına çıkıyor. CPV sistemlerde izleyiciler ilk yatırımın %25’ini oluştururken klasik fotovoltaik çi liklerinde destek yapılarının oranı CAPEX’in %10’u

CPV güneş santraline yatırım yapmak isteyen yatırımcılar arazi seçiminde nelere dikkat etmeliler? İlk olarak, her güneş enerjisine dayalı santralde olduğu gibi, arazi güneşli bir konumda olmalı. Arazinin eğimi uygun olmalı ve etrafında güneş ışığını gölgeleyecek dağ, bina, rüzgar türbini, vs. engeller bulunmamalı. Havadaki toz oranı ya da rüzgar hızı gibi ikincil parametreler de dikkatle incelenmeli ve kaydedilmeli. Bu faktörlerin değerlendirilmesinde, en az bir kere uygulama sahasını ziyaret etmiş ve arazideki güneş kaynaklarını araştırmış konunun uzmanı tarafından hazırlanan bir fizibilite çalışması hayati önem taşıyor. Bu ön hazırlık doğru yapılmadan girişilen projeler düşük verim ve ekonomik kayıp riskini almak anlamına gelecektir. Bahsedilen yoğunlaştırıcıların çevreye etkileri nelerdir? Diğer güneş enerji sistemleri ile karşılaştırıldığında, CPV’nin çevreye etkisi çok daha azdır. Silikon tabanlı bir fotovoltaik (PV) modülün üretiminde en çok enerji gerektiren kısım yüksek saflıkta silikon üretimidir. CPV sistemler güneş ışınlarını küçük bir alana odakladığı için ihtiyaç duyulan fotovoltaik malzeme miktarı çok daha azdır. Örneğin, aynı miktarda güç üreten modüller karşılaştırıldığında, Heliotrop geleneksel modüllere göre 20 kat daha az fotovoltaik malzemeye gereksinim duyar. Bu da CPV modüllerinin enerji geri dönüşünün daha hızlı olduğu anlamına gelir. Tipik bir CPV modülünün temel bileşenleri çelik, aluminyum ve cam (yoğunlaştırmanın lensle sağlandığı modeller için) gibi kolayca geri dönüştürülebilen malzemelerden oluşur ve az önce bahsettiğimiz gibi dönüştürülmesi daha çok enerji gerektiren fotovoltaik malzeme miktarı çok azdır. Dikkate alınması gereken bir diğer etki kurulum sahasının gölegelenmesidir. Güneşi takip mekanizması sayesinde yapıların altında kalıcı gölge oluşmaz. Bu sayede toprak ve bitki örtüsü üzerindeki etkiler daha kısıtlı hale gelir. Bu bilgilendirici söyleşi için teşekkür ederiz. Bana bu fırsatı verdiğiniz için ben MAG Business'a teşekkür ederim. Umarım Türkiye'de bu teknoloji daha çok tanınarak yatırımcıyı cezbetmeyi başarır.

Türkiye’nin solar kaynak haritası. Ülkenin güneyi yüksek miktarda güneș enerjisi alıyor. 109


ENERJİ

PAUL BELLAVOINE CPV'nin Avrupa'da Öncülerinden Önümüzdeki yıllarda enerji alanındaki değişimin, geçtiğimiz 10 yılda yarı iletken ve telekomünikasyon alanlarında yaşanan kökten değişim kadar etkili olması bekleniyor. MAG Business olarak Ortadoğu’da gelişme planlayan ve Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda bu pazarda bölgesel üs olabileceğini düşünen, Heliotrop Genel Müdürü Paul Bellavoine ile görüştük.

CPV YÜKSEK PERFORMANSI İLE ELEKTRİK ÜRETİM ŞİRKETLERİ İÇİN EN ÜMİT VADEDEN TEKNOLOJİLERDEN BİRİ.

S

izi diğer CPV üreticilerinden ayıran özelliğiniz nedir? Heliotrop, 1024 güneşlik yoğunlaştırma teknolojisi ile enerjiyi diğer bütün CPV ve PV üreticilerinden daha ucuza mal etmeyi ve sürdürülebilir yerel iş fırsatları yaratmayı hedef edinmiş bir şirket.

Teknik olarak, Heliotrop tarafından üretilen CPV’nin iki temel avantajı bulunuyor: ilk olarak 1024 güneşlik yoğunlaştırmadan kaynaklanan kısıtlamaları (termal, optik, mekanik) kontrol edebiliyoruz. İkinci olarak, basit tasarımımız sayesinde mekanik parçalar ve modül montajı için sıradan üretim hatlarını kullanabiliyoruz. Heliotrop, 1 MW’dan 100 MW’a kadar büyük enerji santralleri için uygun yeni nesil modüllerini piyasaya sürdü: 5 metreden az yüksekliği ve her güneş takip sistemi için 110m² modül alanı ile üretim bandından tam ayarlı çıkıyor ve küçük inşaat araçlarıyla, büyük vinçlere gerek kalmadan kurulabiliyor. Heliotrop modüller geleneksel PV sistemler ile uyumlu şekilde tasarlandı. Tamamen CPV ünitelerden oluşan santraller kurulabileceği gibi, yenilikçi CPV ve geleneksel PV teknolojileri aynı anda kullanan hibrit santraller de oluşturulabilir. Tipik bir Heliotrop elektrik santralinin kapasitesi nedir? Üretilen elektriğin maliyeti ne kadardır? Heliotrop modüllerden oluşan enerji santralleri 1MWp ile 100 MWp arasında olabilir. Büyüyen santral boyutu ile orantılı olarak artan getiriler hesaba katıldığında, 10 MWp makul bir boyut olarak ele alınabilir. 110

Örneğin, 10 MWp CPV elektrik santrali için yaklaşık 20 hektarlık bir arazi ve tam zamanlı çalışacak bakım ve işletmeden sorumlu bir çalışan gerekir. Genellikle şebeke yöneticileri, tamamlayıcılık açısından, büyük bir elektrik santrali yerine çok sayıda 10 MWp santrali tercih ederler. Bu şekilde santrallerden biri bulut tarafından gölgelenirken, bir diğeri üretime devam edebilir. Bu da şebeke güvenliğini arttırır. Heliotrop olarak hedefimiz Türkiye’nin güneyi gibi yüksek miktarda doğrudan güneş enerjisi alan bölgelerde 2015 itibariyle elektrik üretim maliyetlerini (LCoE) €8-10 sent / kWh seviyelerine, ardından 2020’ye kadar ise €5-7 sent seviyelerine çekmek. Maliyetleri düşürme konusunda şirketimize büyük görev düşse de, finansman ve yerel düzenlemelerden kaynaklanan masrafların da elektrik maliyeti üzerinde büyük etkisi olduğunu unutmamak gerekiyor. Modüllerinizin verimini nasıl arttırmayı düşünüyorsunuz? Sürdürmekte olduğunuz araştırma-geliştirme programları hakkında bilgi verebilir misiniz? "Yoğunlaştırmalı Fotovoltaik" teknolojimiz optik bir sisteme (Fresnel lensi) ve uydularda kullanılan yüksek verime sahip güneş hücrelerine dayanıyor. Heliotrop Fransız Atom Enerjisi Merkezi ve diğer uluslararası laboratuvarlar ile beraber çalışıyor. AR-GE çalışmalarımızın bir kısmı uzun kullanım ömrü ve modül performansının daha iyi öngörülmesi üzerine kurulu. Verime gelince, çalışmalarımız birincil ve ikincil optik bileşenlerin tasarım ve üretimlerini geliştirme üzerine kurulmuş durumda. Aynı zamanda hücrelerin düşük sıcaklıkta daha fazla enerji sağlaması için termal performansı geliştirme çabalarımız da var. Son olarak birden fazla hücre üreticisi ile çalışarak modüllerimize en


ENERJİ

uygun hücreleri bulmaya çalışıyoruz. Tüm bu hücre üreticilerinin önümüzdeki on yılda hedefi %50 verime ulaşmak ve bu yolda her biri verim değerlerinde yıllık ortalama %1.5 artış göstererek emin adımlarla ilerliyorlar. Genelde banka desteği bulmakta zorlanan güneş enerjisi endüstrisi içinde CPV’nin diğer teknolojilere göre bu konuda daha da çok sıkıntı çektiği bir gerçek. CPV projelerine yatırım yapmak için tereddüt eden yatırımcılara ne söyleyebilirsiniz? Heliotrop gerek müşteriler gerekse finans kuruluşları aracılığıyla bu güven sorununu aşmak için elinden geleni yapmaya devam ediyor. Stratejimiz çerçevesinde, geçtiğimiz yıllarda küçük kurulumlarla başladık ve 2012-13 arasında daha büyük, MW’lar boyutunda, santraller kurmaya devam ederek teknolojimizin güvenilirliğini göstermeyi planlıyoruz. Bu santraller sayesinde Heliotrop CPV teknolojisi hem sigorta şirketleri (uzun vadeli performans garantisi) hem de bankalar (borç) tarafından kabul edilebilir hale gelecek. Heliotrop ve partnerleri 44 milyon avroluk geliştirme projemiz için Fransız Enerji Ajansından (ADEME) 16 milyon avro destek aldı. Doğal olarak bu yatırımın en büyük getirisi enerji ve finans piyasasında kazanılan güvenilirlik olacaktır. CPV teknolojisi Türkiye’nin güneyi için çok uygun ve ülkemiz geçtiğimiz yıl güneş enerjisi satın alma koşullarını açıkladı. Buna göre kWh başına 13.3 dolar sent olan şebeke alış fiyatı yerli üretimle beraber 20 dolar sent seviyelerine kadar çıkabiliyor. Bu pazara dair beklentileriniz nelerdir? Yerli üretim teşvikinden yararlanabilmek için modüllerinizin Türkiye’de üretimini mümkün görüyor musunuz? Gelecek yıllarda, Heliotrop modüllerinin büyük bir bölümünü dış pazarlarda kullanmayı ve “yerel enerji yerel iş fırsatları” stratejisini hayata geçirmeyi planlıyor. Ekonomik nedenlerle tercih edilebilir olduğu gibi, özellikle yenilenebilir enerji alanında, yerel katılım projenin toplum tarafından kabul görmesi açısından da önemli bir etken. Yatırım kararlarımızı alırken öncelikle bazı temel faktörleri göz önünde bulunduruyoruz: güneş santrallerinin kurulumuna yönelik oturmuş düzenlemelerin bulunması (şebekeye elektriği satış izni, yenilenebilir enerji katkı payı, vb. ), finansmanda büyük etkisi olan uzun dönemli istikrar, ve tabii ki güneş tarafından alınan doğrudan enerji. Türkiye ‘Yüksek Yoğunlaştırmalı Fotovoltaik’ (HCPV) alanında büyük avantajlara sahip olmasının yanında yenilenebilir enerji alanındaki düzenlemelerini de oluşturdu. Özellikle yerli üretilen bileşenlere bonus verilmesi akılcı ve endüstriyi geliştirecek bir yaklaşım olması itibariyle tüm dünyada işleme konması gereken bir uygulama. Türkiye TÜRKİYE YAKIN yakın gelecekte Heliotrop modülleri için GELECEKTE HELİOTROP önde gelen pazarlardan MODÜLLERİ İÇİN ÖNDE biri olabileceği için bu ülkede CPV santrallerin GELEN PAZARLARDAN geliştirilmesinde beraBİRİ OLABİLİR. ber çalışabileceğimiz yerel sanayi ve servis ortaklarını desteklemeye hazırız. Diğer birçok ülkede yaptığımız gibi temel yaklaşımımız yerel bir ortakla örnek bir santral kurarak tanıtım ve araştırma etkinlik-lerimizi gerçekleştirmek. Ardından yıllık 10 MW ve üstü talep olduğu takdirde yerli üretimin değerlendirmesine başlamak. Modüllerin yerel olarak üretilmesinin ekonomik ve sosyal olduğu kadar teknik de bir avantajı var: modüllerimiz güneş panellerine oranla daha kalın olduğu için (50 cm kalınlık), uzun mesafelere taşınmaları karmaşık ve pahalı olabiliyor. Bir kere yatırım kararı alındıktan sonra, yıllık on binlerce modülün üretilmesi sırasında, üreticilerin teknik yeterliliğine ve tasarıma ortak olma isteklerine göre teknoloji transferi doğal bir şekilde ilerliyor. Gü-

neş takip mekanizmasını sağlayan Exosun firmasının da benzer bir iş yapısı var. Bazı anahtar parçalar Fransa’da üretilmeye devam etse dahi, Türkiye’nin çevresi için bölgesel bir üs olacağını varsayarsak, yerel üretimle yüzlerce iş imkanı yaratılacaktır. Endüstri ortaklarından önce, ilk olarak, müşteriler, proje sahipleri, mühendislik ve inşaat (EPC) şirketleri ile görüşmeyi tercih ediyoruz. Sadece yerel proje geliştirenlerin ilgisi Türkiye’de kayda değer bir CPV pazarı olduğunu ispatlayabilir. Bu durumda proje geliştirenlerin güneş santralinin finansmanı, projelendirilmesi ve kurulumu hakkında sahip

"Yoğunlaştırmalı Fotovoltaik" (CPV) üniteler, Helitrop modüller ve Exosun güneş takip sisteminden oluşuyor. olduğu geniş alt yapı sayesinde, Heliotrop yerel ticari varlığını oluşturup, pazarlama ağını geliştirebilir ki bu durumdan yine proje ortakları fayda sağlayacaktır. CPV endüstrisinin gelecek yıllarda karşılaşacağı en büyük engeller neler olacak? Bilindiği gibi, küresel fotovoltaik pazarı karmaşık ve öngörülemez günler yaşıyor. Geleneksel panellerdeki fiyat rekabeti ile birlikte birçok ülkede sürekli değişen düzenlemeler, pazar üzerinde baskı kurmaya devam ediyor. Bu ortamda Asya’daki muazzam panel üretimi gelecek yıllarda CPV endüstrisi için büyük bir meydan okuma olacak. Ancak, CPV verimi çok hızlı artmaya devam ediyor ve elektrik maliyetlerinde fotovoltaik'e göre daha büyük bir düşüş imkanı vadediyor. Diğer bir yavaşlatıcı etken az önce bahsettiğimiz gibi banka desteği bulmada yaşanan sıkıntılar olabilir. Heliotrop CPV teknlojisinden tamamiyle faydalanabilmek ve azami kazancı sağlayabilmek için, santralin 30 seneden fazla ömrü olması ve bu süre baz alınarak finansman bulunması gerekiyor. Bu güveni sağlamada şirket olarak bize büyük görevler düşüyor.

Heliotrop Hakkında Heliotrop "Yüksek Yoğunlaștırmalı Fotovoltaik" (HCPV) modüller geliștiren bir Fransız șirketidir. Bu modüller sayesinde, lensler aracılığıyla yüksek verimli güneș hücreleri üzerine yoğunlaștırılan güneș ıșığı, elektrik üretiminde kullanılır. Bu teknikle, geleneksel Fotovoltaik sistemlerle göre, iki kata kadar verim artıșı ve santral kurulum fiyatlarında büyük tasarruflar sağlanmıștır. Heliotrop teknolojisi yüksek yoğunlaștırma oranı ve düșük üretim maliyeti esasına dayanır. Heliotrop müșterilerine büyük güneș santrallerinde cazip kazançlar sunar ve diğer güneș teknolojileri ile kıyaslandığında yüksek verim ve düșük kurulum maliyetini garanti eder.

111





Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.