MAG
Business EKİM 2014 - YIL 3 - SAYI 5 - 10 TL
PATRONLARDAN GİRİȘİMCİLİK ÖNERİLERİ
İȘ HAYATINDA BAȘARININ SIRLARI MİLYON DOLARLIK
EVLER
BÜLENT AYDEMİR ERHAN KARADAĞ HANDE FIRAT OSMAN ALTINIȘIK ÖMÜR ÜNVER SEDAT BOZKURT
&
Ofis Mobilyasında
Yalın Hatlar Yenilikçi Dokunușlar
ZAFER YEŞİLGÜL VİZYON, DİSİPLİN VE BAȘARI
magdergi.com.tr 1
2 magdergi.com.tr
magdergi.com.tr 3
business
Hande Başbuğ Şahin
Yönetici Olmak
MAG Patent No: 2005 58511
Ekim: 2014 Yıl: 3 Sayı: 5 Fiyat: 10 TL MAG Medya Ltd. Şti. Adına İmtiyaz Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü Can Çavuşoğlu Genel Yayın Yönetmeni Beril Çavuşoğlu Genel Koordinatör Uğur Özer Görsel Yayın Yönetmeni Özlem Kalkan Kreatif Direktör Seda Çavuşoğlu
H
Grafik Tasarım Samet Ataç Yayın Yönetmeni Hande Başbuğ Şahin Haber ve Foto Muhabiri Ahmet Altındiş
er sektörün kendine özel sırları vardır. Kimi bu sırları eğitime bağlar, kimi ise inanmak başarmanın yarısıdır der...
Siz de en saygın iş adamları ve kadınlarının başarı sırlarının ne olduğunu öğrenmek istemez misiniz? Başarı nedir? Başarıya ulaşmak için neler yapılmalıdır? Çalışan her insanın kafasını kurcalayan sorulardır... Günümüzde her gün farklı bir sektör ortaya çıkıyor. Rekabet gün geçtikçe daha da büyüyor. Eskiden olduğu gibi sektörde tek olmak artık mümkün değil... Peki sizce sektörün devleri bu rekabetin çok fazla yaşandığı iş ortamında başarıyı nasıl elde ediyorlar ve ayakta kalmayı nasıl sağlıyorlar? Bütün bu soruların cevapları MAG Business’ta saklı... Her işin kendine göre zorlukları vardır. Bu zorluklar ile başa çıkmak, öne çıkan engelleri aşmak ve asla pes etmemek başarıya giden yolda en önemli anahtarlardır. Şüphesiz ki hiçbir başarı kolay elde edilmez... Ufacık işletmeleri dev holdinglere dönüştüren, çaycılıktan ve odacılıktan zirveye yükselen, sıfırdan başlayıp unutulmaz projelere imza atmış kısacası başarılı olmak için yıllarını vermiş kişileri MAG Business dergimizde konuk ettik. Birbirinden farklı başarı hikayeleri dinledik. Başarılı olmak, sektörde tutunabilmek ve büyümek için neler yapmak lazım, sektörün devlerinden öğrendik... Hangi prensiplerle zirveye ulaşılabileceği, iş hayatında insan ilişkilerine verilen değeri, çağımızı yöneten teknolojinin önemi, bunun takipçisi olarak hep bir adım önde olmak için neler yapmak gerektiği ve genç girişimcilere tavsiyeler... Her zaman olduğu gibi başarı, çalışma ve verimlilik odaklı sorularımızla sizlere çok özel bir sayı hazırladık. Vee tabi ki alışveriş; ofis şıklığını ayrı ayrı aldık. Şık, rahat ve özel ürünlere yer verdiğimiz alışveriş sayfalarında giyimden ofis eşyalarına kadar birçok ürünü sizler için seçtik.
İstanbul Temsilcisi Ersin Al İletişim Direktörü Dilara Ertürk Elçin Cömert Sosyal Medya Ekin Özmen Reklam Müdürü Esra Demir Toral Reklam ve Halkla İlişkiler Feray Şahingöz Gül Avcı Hilal Başarır Öztürk Selin Aydemir Simge Ünlü Çetin Katkıda Bulunanlar Aykut Çelik Deniz Savcı Yavuz Solmaz Mali İşler Koordinatörü Tarık Değer Yayın Hukuk Danışmanı Ahmet Münir Yaşar Korcan Dericioğlu Türü Bölgesel Süreli Yayın MAG isim ve yayın hakkı MAG Medya Ltd. Şti.’ne aittir. Dergide yayınlanan yazı ve fotoğrafların tüm hakkı MAG’a aittir. İzin alınmadan kullanılamaz. Yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. İdare Merkezi
Kaptanpaşa Sokak No: 33-B G.O.P. ANKARA Tel: 312 428 0 444
Hem keyifle hem de bilgilenmek adına okuyabileceğiniz Türkiye’de ekonomiye yön veren, gerek istihdam gerek verimlilik anlamında büyük katkılar sağlayan önemli firmaları, onların değerli sahiplerini, sahibelerini ve yöneticilerini sizlerle buluşturduğumuz MAG Business dergimizin 5. sayısını sizlere sunuyoruz.
Muhtar Şevki Sokak No:21-9 Mecidiyeköy İSTANBUL Tel: 212 213 10 60
Başarı dolu hikayelerle derlediğimiz dergimizi keyifle okumanız dileğiyle...
Bahçekapı Mah. 2477. Sokak No: 6 Şaşmaz / ANKARA Tel: 312 278 82 00 (pbx)
Dağıtım
Dünya Süper Dağıtım Baskı
DUMAT OFSET
Basım Tarihi
11.10.2014 www.magdergi.com.tr facebook.com/magonline twitter.com/magdergi instagram.com/magdergi e-mail: bilgi@magdergi.com.tr
MAG’a abone olmak çok kolay... Telefon ile
0.312 428 04 44
İnternet ile
abone.magdergi.com.tr
YENİDEN KULLANIN GERİ DÖNÜŞTÜRÜN! Eski dergi, katalog ve gazetelerin geri dönüştürülmesi çevreye yapılabilecek en kolay katkıdır. Ağaç kesimlerini azaltmak üzere MAG Medya, okuyucularını kendi yakın çevrelerinde de geri dönüşümü teşvik etmeye çağırıyor.
4 magdergi.com.tr
office design coskunoglu.com.tr COŞKUNOĞLU CLASSIC Karacakaya Cd. No: 115 Siteler / ANKARA Tel : +90 312 348 01 98 Fax : +90 312 348 45 98 Bilceyy : +90 555 991 21 44-45
COŞKUNOĞLU COLLECTION & OFFICE Karacakaya Cd. No: 115 Siteler / ANKARA Tel : +90 312 353 61 60 Fax : +90 312 351 51 71
COŞKUNOĞLU PRESTIGE Karacakaya Cd. No: 115 Siteler / ANKARA Tel : +90 312 353 61 52 - 53 - 54 Fel : +90 312 351 10 10 Fax : +90 312 351 51 53 magdergi.com.tr 5
RÖPORTAJLAR 8 ZAFER YEȘİLGÜL
64 KEZBAN YILMAZ
14 AMAÇ UKAV
66 KORCAN DERİCİOĞLU
16 A. NİHAN KARAÇAM SALKAYA
68 LİDER POLAT
20 AHSEN DEMİRCİ
72 MEHMET AKARCA
22 ALBERT HELMS
74 MURAT UÇAN
24 ARDA AYDIN
76 MUSTAFA KARTOĞLU
26 ATAKAN TURHAN
78 MUSTAFA ÖZCAN
30 AYDIN ERKOÇ
80 NERGİZ ÜNSAL
32 BÜLENT AYDEMİR
82 NİYAZİ ERCAN
34 CEMAL TEKİN
86 ÖMÜR KIZILYAZI
36 CEYDA ÖZBAY
88 ÖMÜR ÜNVER
38 EBRU KOÇAK
90 ÖNCEM YILMAZ
40 ERHAN KARADAĞ
92 OSMAN ALTINIȘIK
42 ERKAN AYTEKİN
96 OSMAN İRMİȘ
44 ERKAN KIZILMEȘE
98 SEDA YEKELER
48 FATMA SEMİZ
100 SEDAT BOZKURT
52 GÖKNUR ATALAY
102 TUBA GÜNEBAK
54 HAKAN YILMAZ
104 TÜLAY KAYA
56 HANDE FIRAT
106 TÜRKER NASLI
58 İLHAN ERDAL
108 VOLKAN ATEȘ
60 IȘIL SOYGUR TÜRKMEN
110 ZAFER HACIOSMANOĞLU
62 KAAN BEZCİER
www.magdergi.com.tr
magdergi.com.tr 7
BUSINESS ÖZEL RÖPORTAJ
“Bașarıyı, disiplinle eș anlamlı görüyorum.” Apron Havacılık Bașkanı
Zafer Yeşilgül
Kuruluşundan bu yana havacılık sektörü içerisinde yaptığı büyük işlerle adını duyuran Apron Havacılık’ın kurucusu ve başkanı Zafer Yeşilgül ile geçmişten bugüne kadar olan başarılarını konu alan özel bir röportaj gerçekleştirdik. Sosyal sorumluluk projelerinden iş politikasına, rekabetin öneminden disipline kadar birçok konu konuştuğumuz Zafer Yeşilgül’ün başarı dolu hikayesi MAG Business ayrıcalığıyla sizlerle...
8 magdergi.com.tr
BUSINESS ÖZEL RÖPORTAJ
S
izi kısaca tanıyabilir miyiz? Aslen Elazığlı olup, 1967 yılında İstanbul’da doğdum. İlk, orta ve lise eğitimimi farklı illerde tamamladım. Daha sonra Hava Teknik MYO’nu bitirerek, Hava Kuvvetleri’ne katıldım. Hava Kuvvetleri’nde yaklaşık yirmi üç yıl hava trafik kontrolörü olarak görev yaptım ve yirmi üç yıl şerefle üniformasını taşıdığım Türk Hava Kuvvetleri’nden emekliye ayrıldım. Öncelikle Apron Havacılığı anlatır mısınız? Ne zaman ve nasıl kuruldu; verdiğiniz hizmetler nelerdir? Hava Trafik Kontrolörü olarak görev yaptığım sıralarda çevremde özel uçak ve helikopter kiralamak isteyen çok fazla insan vardı ve bu konuda benden yardım talep ediyorlardı. Onlara yardımcı olmaya çalışırken sektördeki bu boşluğu bir fırsat olarak değerlendirebileceğimi düşündüm. İlk şirketim olan Acil Uçak Havacılığın ve acilucak.com’un 2005’de kurulmasıyla bu düşüncem şekillenmiş oldu . Sonrasında bugün bir dünya markası olan Apron Havacılığı kurduk. "Acil Uçak Havacılık," iç pazardaki mevcut talepleri karşılamaya devam ederken, Apron Havacılık da dış pazarda başarıyla ülkemizi temsil etmektedir. Apron Havacılık, bir Apron Grup şirketidir ve Apron Grup, kiralama, danışmanlık, yönetim ve havacılığa yönelik finansal kiralamada Türkiye lideri olarak kabul edilmektedir. ''Sürat, nezaket ve emniyet'' politikasıyla 2005 yılından beri değerli müşterilerine hizmet vermektedir. 2010 yılını iç piyasada sektörün lideri olarak kapattık. Apron Havacılık, yaptığı başarılı uçuşlarla sektörde sözünü her zaman tutan ve en iyi fiyat garantisini verebilen şirket olarak tanınıyor. En önemli ilkemiz; sözümüze olan bağlılığı-
mız. Bu doğrultuda, “emniyet, sürat ve nezaket” ilkesinden taviz vermeden, kendini müşteri memnuniyetine adamış bir aileyiz. Farklı departmanlarımızda farklı hizmetler sunuluyor. Hava aracı kiralama, hava kargo operasyonları, hava aracı alım – satım, hava reklam ve havacılık danışmanlığı gibi konularda hizmet veriyoruz. Örneğin son seçimlerde bir siyasi partinin 81 ilde düzenlemiş olduğu ve Türkiye tarihinin en büyük uçuş destekli mitingini başarılı bir şekilde yürüttük. Ayrıca Libya’da krizin hemen arkasından 2000’e yakın vatandaşımızın tahliye süreçlerini ve krizin ardından patlak veren iç savaş sonrasında, yaklaşık 400 yaralı Libya vatandaşının Türkiye’ye naklini de başarılı bir şekilde gerçekleştirdik. Özel jetlerin tercih edilmesinin nedenleri nelerdir ? Jet kiralamak isteyen bir kişi için süreç nasıl işliyor? Günümüzde ticari hizmet veren havalimanları oldukça kalabalık ve trafik yoğunluğu da her geçen gün artmakta. Uzun mesafeler arasındaki aktarmalı uçuşlar, havalimanlarında saatler süren beklemeler zaman konusunda problemi olan yolcularımızı özel jetlere yöneltmekte. İş ya da kişisel seyehatler için kullanılan özel jetler bu tür problemleri ortadan kaldırıyor. Ayrıca özel jetlerin en güçlü tercih sebebi yolcuya sunduğu lüks ve konfordur. Bugün ticari bir uçuş yerine özel jetleri tercih ettiğiniz de, size pahalıya mal olsa da sunulan lüks hizmet ve konfor bunu fazlasıyla hak ediyor. Artık bir çok havalimanında özel jetler için ayrılmış Genel Havacılık Terminalleri bulunmaktadır. Genel Havacılık Terminali’ni kullanan yolcularımız; güvenlik, gümrük ve pasaport işlemlerini beklemeksizin hızlıca yapabilmektedir. Yolcuların, Uçuştan minimum 15 dakika önce havalimanında bulunmaları yeterli oluyor. Ancak,halihazırda havalimanında bulunan bir uçağın bile uçuşa hazır hale gelebilmesi için en az 2 saatlik bir zaman dilimine ihtiyaç var. Bu süre uçuş izinleri ve planlarının hazır hale gelebilmesi için gerekli. magdergi.com.tr 9
BUSINESS ÖZEL RÖPORTAJ
tarafından tercih edilen bu turlarımızla toplumun farklı kesimlerine hitap etmeye başladık. Gökyüznünde yapılacak evlilik teklifi, yıl dönümü ve doğum günü kutlama taleplerindeki artış bu tür organizasyonlardaki başarımızın göstergesidir. Bütün tarihi yapıları ve doğal güzellikleri tüm ayrıntılarıyla görüp kaydedebilme fırsatı veren fotoğraf ve kamera çekimi hizmetlerini, profosyonel ajanslar ya da amatör kişilerden gelen istekler ve beklentiler doğrultusunda en son teknoloji ile beraber sunuyoruz. Uçurduğunuz ünlülere örnek verebilir misiniz? Müşteri portföyümüzü kesinlikle gizli tutuyoruz. Ancak basında da yer aldığı için paylaşmamızda sakınca bulunmayan birkaç isimden bazıları; Naomi Campbell, Kate Moss, Ricky Martin gibi dünya starları, çeşitli devlet başkanları, İngiltere premiere ligi ve Türkiye liginde görev yapan star futbolcular ve önemli spor adamları diyebiliriz. Yurt dışında hangi ülkelerde faaliyet gösteriyorsunuz? Apron Havacılık markamız ile yurt dışına uzun zaman önce açıldık. Nairobi’den Kabil’e kadar çeşitli ülkelerde temsilciliklerimiz var. Özel jet kiralama hizmetlerimizle alakalı olarak Türkiye’den sonra Avrupa, Afrika, Orta Doğu ve Asya'daki ofisleri ile Apron Havacılık, ihtiyaca yönelik kapasite ve konfigürasyondaki uçakları sağlamak için yerel ofislerinin bilgi birikimini global alanda da sağlıyor. Apron Havacılık ailesi olarak geçtiğimiz yıl içinde, dünyanın çeşitli yerlerindeki müşterilerimizle, 1.000’in üzerinde uçuşu başarıyla ve güvenle gerçekleştirdik. En son Dubai’de açtığımız ofisimizle de dünya markası olma hedefimize biraz daha yaklaştık. Küresel bir atlasta hizmet veren bir firma olarak herhangi bir coğrafyayı yurt dışı diye nitelendirme şansınız yok. Dünyanın her yerinde yerel bir sağlayıcı gibi uçuşları başarıyla ve güvenle gerçekleştiriyoruz. Apron Grup olarak küresel dünyanın sınırlarını çoktan kaldırmış bulunmaktayız. Havacılık dışında farklı sektörlerde de faaliyet gösteriyor musunuz? Havacılıkta amaçladığımız hedefe yakın bir noktadayız. Ana faaliyet alanımızın yanında, tekstil, inşaat ve medya alanında hizmet veren yapılanmalarımız var. Apron Tekstil adı ile dünya standartalarında yanmaz kumaştan ürettiğimiz mont ve tulumları havacılık okullarına, sahil güvenlik ekiplerine ve Airbus pilotlarına veriyoruz. Ayrıca Apron Dental ile de sağlık sektörüne adımımızı atmış bulunmaktayız. Yeni açılan kliniğimizle bu alanda da farkımızı göstereceğiz.
Daha çok kimler özel uçak kiralamayı tercih ediyor? Özel uçak müşterilerimiz üst düzey yöneticiler, Şirket sahipleri, Holding CEO’ları, yerli ve yabancı müzik grupları, şarkıcılar, sinema sanatçıları, yönetmenler, devlet başkanları, diplomatlar, haberciler, yardım kuruluşları ve çeşitli organizasyon kurumlarından oluşmakta. Sadece siyasiler ya da pop starları değil, aslında sunduğumuz hava taksi hizmetinden bir kez yararlananlar, bizden vazgeçmeyen sadık müşterilerimiz içinde yerini alıyor. Bunun en temel nedeni ise; müşterilerimize ve işimize duyduğumuz saygı. Gelen her talebi anında yanıtlayan ve yürüttüğü operasyonları 24 saat takip eden bir ekibimiz var. Siz dünyanın herhangi bir noktasından bizi aradığınızda, biz en geç 2 saat içerisinde özel jetinizi hizmetinize sunuyoruz. Uçağın kalkışından inişine kadar her şey takip ediliyor. Ayrıca İstanbul ve Ankara’da düzenlediğimiz helikopter turlarıyla müşterilerimizin gökyüzünde keyifli saatler geçirmesine öncülük ediyoruz. 2-6 kişilk arkadaş grupları ve farklı bir romantizm yaşamak isteyen çi ler
10 magdergi.com.tr
Sizin için başarı ne demek? Başarılı olmak için neler yapmak gerek? Öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler? Ben başarıyı disiplinle eş anlamlı görüyorum. Hiçbir başarının öz disiplin ve hedefsiz gerçekleştirilemeyeceğine inanmaktayım. Ruhun ve bedenin disiplini, ömür boyu devam eden ve hayatın her alanında sizi yükseklere taşıyacak bir eğitimdir. Uyku düzeninizden tutun da planlı ve programlı çalışmaya kadar hayatınızdaki önemli unsurları disipline etmek başarının olmazsa olmazlarındandır. Bunlar hayatın çarkları ve dişlerinden birinin bozulması tüm dengeyi mahvedebilir. Bu noktada önemli olan farkındalık. Kendinizi ve yapabileceklerinizi iyi tanımanız gerekiyor. Ben kimim? İhtiyaçlarım ve isteklerim neler? Kendimi nerede görmek istiyorum? Önümde uzun bir yol var ve bu yol sadece başarılardan ibaret değil, çeşitli engeller de karşıma çıkıyor. Önemli olan bu engellerin beni öne çıkaracak birer tecrübe olduğu düşüncesiyle yola devam edebilmek.
BUSINESS ÖZEL RÖPORTAJ
Bu kadar disiplin derken yaşamı metalaştıran bir disiplin abidesi ya da sert bir patron olarak görünmek istemem. Bahsettiğim bu disiplin, asla baskıcı tedbirler uygulayan bir yönetim şeklinde algılanmamalı… Başarılı bir organizasyonun arkasında, mutlu bir ekip olmak zorunda. Biz Apron ailesi olarak, organizasyon başarısında ekip gücüne inanıyoruz. Müşteri algısında ise 24 saat arayabilecekleri güvenilir bir partner olduğumuz gerçeğini aşıladığımızı düşünüyorum. Onların mutsuzluğu ya da sevinci sizin akıntıya karşı bir kulaç az ya da birkaç kulaç fazla atmanızı doğrudan etkiliyor. Bu sebeple, tüm yöneticilerin bir diğer önceliği ise, organizasyonda yalnızca takım değil, “mutlu takım ruhunu” oluşturabilmek olmalı. Çalışanların kendini rahat ifade edebilmesi, şirket içi iletişimin birinci adımı. Dolayısıyla iş yaşamındaki ana önceliğimi; disiplinli mutlu bir takım ruhu yaratmak olarak ifade edebilirim.. Bizim takım olarak ilkelerimiz; Asla Üşenme! Asla Vazgeçme! Ve Asla Erteleme! Günün stresini ve yorgunluğunu nasıl atıyorsunuz? Yoğun bir tempoda çalışıyorum, ancak bütün bu yorgunluğumu ve stresimi ailemle buluştuğum an giderebiliyorum. Stres atmanın ve dinlenmenin en iyi yolu eşimle ve çocuklarımla olmak diyebilirim. Bunun dışında, fırsat buldukça spor yaparak ya da ata binerek kendimi stresten ve günlük hayatın koşuşturmasından bir nebze de olsa uzak tutmaya çalışıyorum. Seyahat etmeyi seviyor musunuz? Nerelere? Kim sevmez ki? İşim gereği yurt dışı seyahatlerim çok oluyor. Bu seyahatlerimde işten fırsat bulduğum vakitleri o ülkeyi tanımaya ayırıyorum. Dünyada görmediğim çok az ülke kalmıştır. Değişik yerleri, kültürleri ve insanları görmek, tanımak inanılmaz bir duygu… Belki klişe olacak ama bana sorarsanız yine de Türkiye derim. Gezdiğim hiçbir coğrafyada kendi ülkemdeki güzellikleri ve beşeri ilişkileri göremedim. Sosyal sorumluluk projeleriniz var mı? Apron çatısı altında, sosyal sorumluluk konularına verdiğimiz değer, bugün birçok şirketin farklı amaçlarla sergilediği reklam amaçlı faaliyetlerden daha farklı bir çizgide yürütülüyor. Okullara, çeşitli dernek ya da farklı kesimlerden ihtiyaç sahiplerine uzattığımız eli, sosyal sorumluluktan öteye de geçerek ahlaki ve vicdani bir zorunluluk olarak görüyoruz. Bu yönde desteklerimiz biz büyümeye devam ettikçe, inşallah artarak daha geniş kitlelere ulaşacaktır. Rekabet sizce ne ifade ediyor? Rekabet, ticaretin olmazsa olmazı… Onun olmadığı monopol yapılarda ne ticaretin ilerlemesine ne de girişimcilik, üretkenlik ya da inovasyon gibi kavramlara rastlayamazsınız. Ancak, benim rekabet tanımım; kıyasıya savaşıp amaca ulaşmak için her yolu mubah gören bir zihniyet asla değil. Ben rekabeti dürüst ve oyunu kurallarına göre oynayan takımların mücadelesi olarak nitelendiriyorum. Kendi oyuncularımıza da bu kuralları benimsetiyoruz. Peki son olarak Zafer Yeşilgül’ün bakış açısıyla, İş hayatına yeni atılmış genç girişimciler ilk etapta nasıl bir yol izlemeliler? Tavsiyeleriniz neler? Her şeyden önce kendilerini çok iyi tanımlamalılar. Hedeflerini yola
çıkmadan belirlemeliler. Gençlik, başlı başına başarının önemli kaynağı fiziksel ve ruhsal enerjiyi içinde barındırıyor. Kolay yoldan para kazanmak diye bir şeyin olmadığının bilincinde olmamalılar. Bu enerji eğer; iyi bir proje, disiplin, sabır, sermaye ve tecrübe gibi diğer hayati kaynaklarla birleşebilirse, işte o zaman başarılı girişimcilik öyküleri ortaya çıkar. Kolay yoldan para kazanmak diye bir şey yok. Genç girişimciler, ancak değişen dünyayı ve onun ihtiyaçlarını yakından takip ederek, çözüm odaklı yeni projeler üreterek pazarda tutunabilirler. Günümüzde ne yazık ki yeni işletmelerin çoğu kısa süre içinde kapanıyor. Bunun en büyük nedeni de pazarı yeterince analiz edememeleri ve geleceği görememeleri. magdergi.com.tr 11
ofis kalem
LAMY Studio Platinum Fountain € 229,99
WATERMAN € 224,99
PARKER € 154,99
MONT BLANC Starwalker € 1,019,99
WATERMAN Elegance € 404,99
PARKER Premier Black $ 345,99
CROSS Sauvage Forever Pearl Fountain € 188,99
CROSS Champaagne Gold € 159,99
MAG
PARKER £ 314,10 NAMİKİ Yozakura Raden € 2,069,99
NAMİKİ Rabbit in Moonlight € 7,379,99
En Asil İmzalar
En özel yazılarınızı, en önemli anlarınızı yazmak ve büyük sözleșmelerin altına imzanızı atmak için tasarım harikası kalemlerden birini seçin! 12 magdergi.com.tr
CROSS Soild € 1,769,99 d Gold
tion Soli
MONTBLANC Star Walker € 104,99
WATER MAN Ex cep
WALDMAN Chess Ballpoint € 104,99 € 9,879,9
9
WALDMAN Elaine Ballpoint € 194,99
magdergi.com.tr 13
CROS Frost S y Ste el 219,9
9
PARKER € 335,99
PARKER Sterling Silver CT Roller € 229,99
€ 579,90
PARKER Pink Go ld £ 134,55
CONWAY STWART Elegance Plumage € 1,654,99
CONWAY STWART Elements Earth € 1,654,99
PARKER Sterling Silver Cisele Rolleer € 219,99
CARAN D’ACHE
Lacq uer €
SHAFER Valor Burgundy € 254,99
RÖPORTAJ
“Bugün 37 ödülle Anadolu’nun en çok ödül alan reklam ajansı olma gururunu yașıyoruz.”
Kutberk Kargın-Amaç Ukav
YAPTIĞINIZ İŞE İNANCINIZ VE SUNUMUNUZ DA EN AZ YARATICI FİKİR KADAR ÖNEMLİ.
Reklam, medya, pazarlama ve iletişim sektöründe gösterdiği başarılar ile bir çok ödüle layık görülen SVStudios Ajans Başkanı ve Yaratıcı Yönetmeni Kutberk Kargın ve Ajans Başkan Yardımcısı Amaç Ukav ile reklam sektörü üzerine bir sohbet gerçekleştirdik.
A
maç Ukav ve Kutberk Kargın kimdir, sizleri tanıyabilir miyiz? Kutberk Kargın: Reklamcılıkla ilgili birlikte kafa yormaya başladığımızda, “Bu işi daha iyi, daha yaratıcı ve daha doğru yapmalıyız” düşüncesinde birleştik. Şu anda ben “ajans başkanı” ve “yaratıcı yönetmen” olarak markalarımıza hizmet veriyorum. Amaç Ukav: Ben de “ajans başkan yardımcısı” görevimin yanı sıra, “stratejist” olarak markaları büyütecek yol haritalarını hazırlıyor, farklı iletişim
14 magdergi.com.tr
stratejileri konusunda araştırmalar yapıyorum. İkimiz aynı zamanda Anadolu’nun ilk dijital ajansı “Abluka Dijital”in kurucu ortaklarıyız. SVStudios’tan bahseder misiniz? Amaç Ukav: SVStudios 2002 yılında kuruldu. Kısa zaman içerisinde ekibini ve müşteri sayısını büyüttü. İlk kurulduğu andan beri doğru stratejik yaklaşımla şekillenen ve Türkiye’nin gururu olacak markalara destek olma amacını taşıdı. Bugün de çeşitli sektörlerden onlarca markayla işbirliği yapmaya ve büyümeye devam ediyoruz.
RÖPORTAJ
Yaratıcı ve farklı olduğunuzu düşünüyor musunuz? Kutberk Kargın: Reklamın özünde farklılık yatar, yatmalı da zaten. Eğer farklı bir şey sunamıyorsanız müşterinize, işinizi doğru yapmıyorsunuz demektir. Bu kadar yoğun rekabetin olduğu bir dönemde sıradanlık kabul edilemez. Ama daha yaratıcı olmak için her gün kendimizi geliştirmeye, bakış açımızı genişletmeye devam ediyoruz elbette. Reklam verenlerinizin sizi çok zorladığı istekleriyle karşılaştınız mı hiç? Amaç Ukav: Her ajansın karşılaştığı kadar karşılaşmışızdır biz de. En çok zorlandığımız konu “zaman” oluyor. Ama müşterilerimizin de içinde bulunduğu rekabet şartlarını düşününce, anlıyoruz onları.
EKİBİN EN ÖNEMLİ ÖZELLİĞİ, BİRLİKTE ÇALIŞMAKTAN KEYİF ALAN İNSANLARDAN OLUŞMASI.
Nasıl bir ekiple çalışıyorsunuz? Ekibinizi anlatır mısınız? KK: Sanırım ekibin en önemli özelliği, birlikte çalışmaktan keyif alan insanlardan oluşması. Reklamın bir ekip işi olduğunun bilincinde olan bir ekiple işler hem hedefine ulaşıyor hem de çok keyifli bir çalışma ortamı yaratılıyor. AU: Ekipteki herkes heyecanını korumak ve daha iyisi için çalışmak konusunda oldukça başarılı. Sanırım yaptığımız en iyi işlerden biri, çalışanlarımızı çok iyi seçmemiz. Yaratıcılığınızın tükenmemesi için nasıl bir yol izliyorsunuz? KK: Yaratıcılık tükenen bir şey değil, ara sıra yeniden canlandırılması gereken bir şey. Günlük işlerle ilgilenirken bazen aklımız fazlasıyla standartlara takılı kalabiliyor. Buna izin vermemek için her gelen briefe, markayla yeni tanışıyormuşuz gibi yaklaşıyoruz. Böylece heyecanımızı da aklımızı da hep canlı tutmaya çalışıyoruz.
SATIŞLARI VE MARKA DEĞERİNİ ARTTIRMAMIZI SAĞLAYAN İŞLERİN YERİ ÇOK AYRI.
Bir reklamı hazırlayıp sunmak… Hangi aşamalardan geçiyor? AU: İşe markayı ve sektörü tanımakla başlıyoruz. Pazar araştırmaları ve hedef kitle analizlerinden sonra iletişim stratejisini belirliyoruz. Ardından bu bilgilerle müşteri ilişkilerinin detaylandırdığı bir brief, yaratıcı ekibimize geliyor. İş yoğunluğuna göre brief yaratıcı yönetmen, reklam yazarı, sanat yönetmeni ve markanın yöneticisi tarafından değerlendiriliyor, sorgulanıyor. Ardından bireysel veya grup çalışmasıyla fikirler çalışılıyor. Beğenilenler fikirlerin taslakları çıkarılıyor. İçimize sinenler, müşteriye sunuluyor. Bu süreçte tartışmalar, mide ağrıları ya da uykusuz geceler de olabiliyor ancak iyi bir iş, bunların hepsini unutturuyor.
Bu zamana kadar yaptığınız reklamların içerisinden en beğendiğiniz hangisi? AU: Markaya değer katan her işimiz bizim için değerli. Ama satışları ve marka değerini arttırmamızı sağlayan işlerin yeri çok ayrı. Neyse ki böyle işler çıkarmayı çoğunlukla başarıyoruz. Şimdiye kadar birçok ödül aldınız. Bu kadar başarılı olmanızın sırrı nedir? KK: Stratejiyi doğru kurgulamak, motivasyon ve ekip çalışmasının yanında sanırım en değerli özelliğimiz, başka açıdan bakma isteğimizi hiç kaybetmememiz. Ana motivasyon kaynağımız, inovasyon yaratma isteğimiz. Bu istek sayesinde bugün 37 ödülle Anadolu’nun en çok ödül alan reklam ajansı olma gururunu yaşıyoruz. AU: “Bir ürünü pazarlamanın doğal ve mantıklı yolu her zaman yanlıştır” demiş Steve Jobs. Bu söz, bakış açımızı çok iyi tanımlıyor. Amaç Ukav’ın ve Kutberk Kargın’ın bir günü nasıl geçer, neler yaparsınız? AU: Aslında ikimizin günü birbirinden çok farklı geçiyor. Mesela ben güne erken saatte spor yaparak başlıyorum. Ha a içi zaten çok yoğun oluyor. Ajansın enerjisi de çok yüksek. Müşteri toplantıları, yaratıcı fikir sunumları derken ancak 22:00 gibi ajanstan çıkıp eve gidebiliyorum. KK: Benim yapım gece çalışmaya daha uygun. Sabah 5’e ya da 6’ya kadar çalışıp, sonra uyuyorum. Öğleden sonra da yaratıcı fikir toplantılarına dahil oluyorum, günlük işleri değerlendiriyorum. Bu durumda Amaç’la benim çalışma saatlerimizi göz önüne alırsak, 24 saat çalışan bir ajansız aslında.
STRATEJİYİ DOĞRU KURGULAMAK, MOTİVASYON VE EKİP ÇALIŞMASININ YANINDA SANIRIM EN DEĞERLİ ÖZELLİĞİMİZ Bu işe başlarken hedeflediğiniz noktaya ulaştığınızı düşünüyor musunuz? AU: Bizim en büyük motivasyonumuz markalarımızın fikirlerimizle para kazanması, marka değerlerini arttırması oldu. Bu gerçekten büyük bir sorumluluk. Biz bu sorumluluğu taşıdıkça, hedeflerimiz hiç bitmeyecek. Hep daha iyisini yapmak için çalışmaya devam edeceğiz. Çünkü Türkiye’ye yepyeni markalar kazandırmak en büyük hayalimiz. İşten vakit bulduğunuz zamanlarda neler yaparsınız? Kaçış noktalarınız nerelerdir? AU: Bu noktada da buluşuyoruz. İkimiz de profesyonel olarak yamaç paraşütü yapıyoruz. Bizim için ha a sonu ya da tatil demek, uçmak demektir. Bu hem ruhlarımızı, hem zihinlerimizi özgürleştiriyor. Başarısına inandığınız fakat kabul ettiremediğiniz reklam projeleri oldu mu? Fikir değiştirme konusunda tepkiniz ne oldu? KK: Oldu tabii ki. Her ajansın başına gelmiştir bu eminim. Ama doğru bir iş yapmışsanız ve müşteriye de bunu doğru gerekçelerle sunmuşsanız, genelde olumlu dönüşler alıyorsunuz. Yaptığınız işe inancınız ve sunumunuz da en az yaratıcı fikir kadar önemli. Mesela Amaç, bir fikrin sunumunu dört defa yapıp, dört defa reddedildikten sonra inatla beşinci sunumu da yaptı. Müşteri sonunda kabul etti ve o kampanya markaya çok yüksek satış rakamları olarak geri döndü. Bazen de pes etmemek gerek.
magdergi.com.tr 15
RÖPORTAJ
“İyi yöneticilerle karșılașıp iyi kurumlarda yer aldığımı, böylece yeteneklerime uygun yönlendirilebildiğimi görüyorum.”
A. Nihan Karaçam Salkaya Acıbadem Hastane Direktörü
BİZİM İŞİMİZ, HANİ ŞU KLASİK ESPRİ GİBİ “ANLATILMAZ YAŞANIR!” DİYEBİLECEĞİMİZ BİR İŞ.
Ankara ve çevresinde yaşayanlara kaliteli tıbbi hizmet sunmayı hedefleyen, farklı birçok özelliğiyle Acıbadem kalitesini Ankara’ya taşıyan Acıbadem Ankara Hastanesi, iki yıl önce hizmete girdi. Hastane Direktörü A. Nihan Karaçam Salkaya ile MAG Business dergisi okuyucularına özel bir röportaj gerçekleştirdik.
S
izi kısaca tanıyabilir miyiz? 1975 Kırıkkale doğumluyum. Kırıkkale Anadolu Lisesi’nin ardından Uludağ Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü’nde okudum. Henüz üçüncü sınıf öğrencisiyken çalışma hayatına girdim. İlk iş yerim öğrenciliğim süresince part-time; ardından da kadrolu olarak çalışmaya başladığım SGS Yarsley, kalite belgelendirme ve danışmanlık şirketiydi. İlk günlerde fotokopi çekmekten telefonlara bakmaya kadar her işi yaptım. Ancak pek çok şey de öğrenme şansım oldu. Ardından Borusan Holding şirketlerinden Borusan Lojistik’de önce kalite sistem sorumlusu sonra da terfi ederek yönetim sistemleri sorumlusu olarak görev yaptım. Aynı anda ISO 9001 gibi sistemlerin denetim ekiplerinde baş denetçi olarak yer aldım ve çeşitli şirketlere eğitimler verdim.
16 magdergi.com.tr
Sağlık sektörüne geçişiniz nasıl oldu? Sağlık yönetimi yolculuğum ise Acıbadem Sağlık Grubu’nun İstanbul dışındaki ilk yatırımı olan Bursa Hastanesi’nde İnsan Kaynakları Müdürü olarak 2005 yılında başladı. Sonrasında yine aynı hastanede Destek Hizmetleri Müdürü ve Hasta Hizmetleri Müdürü olarak devam ettim. Ardından o dönemde yeni açılacak olan hastanelerimizin planlama faaliyetlerinde görev almak üzere İstanbul’a atandım. Acıbadem Kayseri Hastanesi’nin açılış sürecinde Kayseri’de görev aldım. Hastane kurulum süreci çok titizlik isteyen ve arka planında çok çaba gerektiren bir süreç. İstanbul’daki Acıbadem Kozyatağı Hastanesi’ne direktör yardımcısı olarak atandım. Acıbadem Ataşehir Cerrahi Tıp Merkezi direktör yardımcılığından sonra şu anda Acıbadem Ankara Hastanesi’nde görev yapmaktayım. Ayrıca Acıbadem Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu’nda da iki yıldır öğretim görevlisi olarak “Yönetim Sistemleri” dersleri veriyorum.
RÖPORTAJ
İşinizin detayları hakkında bilgi verebilir misiniz? Bizim işimiz, hani şu klasik espri gibi “anlatılmaz yaşanır!” diyebileceğimiz bir iş. Çünkü bir hastane çok farklı iş alanında çalışan insan için, sağlık gibi vazgeçilmez bir hedefe yönlenen bir hizmet türü. Danışanlarımız, sağlık sorununa çözüm için gelir öncelikle. Bunu en iyi şekilde organize etmeniz, tıbbın bütün olanaklarını ona sunabilmeniz gerekir. Grubumuzun vizyonu, misyonu doğrultusunda Acıbadem Ankara’nın kapısında danışanımızı karşılayan çalışanımızdan doktorlarımıza, hastanenin en küçük alanından laboratuvarlarına kadar en iyi sağlık hizmetini vermek için organizasyonu sağlamak ve elbette bütün bunların takım çalışması içerisinde multidisipliner bir şekilde yapılabilmesi, işimin temel noktaları olarak sayılabilir. “Başarı” yı nasıl tanımlarsınız? Belki de başarıyı sorumlu olduğumuz hastanelerin sayısal parametreleri üzerinden ifade etmem beklenebilir; tabii ki bu durumda başarımızın bir parçasıdır, ancak danışanlarımızın buradan iyi, doğru ve zamanında hizmet alarak, güzel temennilerle ayrılması, çocukların iyileşmeleri, yeni anne olmuş kanserli bir danışanın iyileştirmesinin bitmiş olması, ekip arkadaşlarımın evlerine mutlu dönmeleri… En büyük başarı bu... Danışanlarımızın, kurumumuzun, toplumumuzun yararına faydalı işler yaptığımı bilmek, kısaca yastığa kafamı rahat koymak. Genel bir değerlendirme yaptığımda ise büyük oranda bunu başarabildiğimi görüyorum ve bu da bütün yorgunluklarıma değiyor. Başarılı iş kadını olmanızla birlikte özel hayatınızla da sizi tanımak isteriz. Henüz üniversitede öğrenciyken başladığım iş hayatımda açıkçası kendimi şanslı sayıyorum. İyi yöneticilerle karşılaşıp iyi kurumlarda yer aldığımı, böylece yeteneklerime uygun yönlendirilebildiğimi görüyorum. Ben de takım arkadaşlarım için bunu gözetmeye çalışıyorum. Ayrıca özel hayatımda da şanslı olduğumu rahatlıkla söyleyebilirim. Bu tempo içerisinde kendi yoğun iş hayatına rağmen bana tamamen destek olan bir eşim var. Defne ve Mert adında üç yaşında ikiz çocuklara sahibiz ve iş dışındaki tüm vaktim onlarla geçiyor. İş yaşamında vizyon ve amaç belirlemenin önemi nedir? 50 yataklı bir semt hastanesinden yirmi bir yıl içerisinde bugün geldiğimiz noktaya bakıldığında Acıbadem Sağlık Grubu, bunun en somut örneğidir zannediyorum.O dönemde belirlenen vizyon ve doğru bir planlama ile geldiğimiz noktanın gurur verici olduğu yadsınamaz. Dokuz yıl önce gruba katıldığımda vizyon değerlendirme ve planlama toplantılarımızda gündeme gelen, tartıştığımız, belki bizim dışımızda “hayal’’ olarak düşünülmüş olan konuların hayata geçirildiğini görmek ayrıca bizler için de bir motivasyon kaynağı oluyor. İş hayatına yeni atılmış gençler ilk etapta nasıl bir yol izlemeliler? Tavsiyeleriniz neler? Gençlerin kimi zaman “hayalimdeki işi nasıl bulurum” telaşına düştüğünü görüyorum; söyleyebileceğim tek şey; sevgili dedemden öğrendiğim ve hep uygulamaya çalıştığım gibi, çıtalarını her zaman yüksek tutmaları gerektiği... Para da, kariyer de hatta hayaller de başarının arkasından geliyor; bunu biliyorum! Çok yorulduğumuz, sıkıldığımız, üzülüp umutsuzluğa kapıldığımız günler olabiliyor, olacaktır. Her şeye rağmen, yüksek öğrenimdeki öğrencilik günlerini çok iyi değerlendirip, mezuniyet sonrasındaki hayata daha hazır olmaya çalışmalı, bütünü görebilmeli ve kısa vadeli düşünmek yerine orta ve uzun vadeler için planlar yapmalı ve asla yetinmemeliler diye düşünüyorum. Acıbadem Sağlık Grubu’nun gelişim sürecinden kısaca bahseder misiniz? İlk hastanesi 1991 yılında kurulan Acıbadem Sağlık Grubu, yapılan marka değerlendirme sonuçları ve sektörde ulaştığı konum itibariyle
Türkiye’nin en değerli özel sağlık kuruluşu konumundadır. Bugün Acıbadem Sağlık Grubu, bünyesinde biri Makedonya / Üsküp’te bulunan 18 hastane ve 14 tıp merkezinde 2.600 doktor, 2.600 hemşire olmak üzere yaklaşık 17.000 çalışanıyla hizmet veriyor. Donanımlı çalışanları, ileri teknolojisi, modern altyapısı ve JCI akreditasyonu ile belgelendirilmiş standartlarda tanı ve iyileştirme hizmetleri sunuyor. Acıbadem’i, yalnızca tanı ve iyileştirme hizmeti veren bir kurum olarak tanımlamak mümkün değil. Acıbadem Sağlık Grubu, hastane ve tıp merkezlerinin yanı sıra destek hizmet şirketleri ve Acıbadem Üniversitesi ile sağlığın her alanında “360 derece” hizmet üretiyor. Özgün entegre model geliştirerek hizmetlerini sürdüren Acıbadem, bu haliyle sağlıkta özel bir “ekosistem”in de yaratıcısı. Bu anlamda, kısa zamanda hızla büyüyen üstelik kendi modelini geliştirerek dünyaya örnek olan bir grup. 2012’de Uzakdoğu’nun en büyük gruplarından biri olan IHH Healthcare Berhad ile yapılan anlaşmayla artık dünya sahnesinde devam ediyor hizmetlerine. Asya Pasifik bölgesinde sekiz büyük ülkede hastane ve tıbbi yatırımlarının yanı sıra dünyanın birçok ülkesinde eğitim ve gayrimenkul yatırımları da bulunan IHH Healthcare Berhad, Malezya hükümetinin yatırım fonu Khazanah Nasional Berhad, Japonya’nın Mitsui&Co. Ltd. Şirketi ve Aydınlar Ailesi ortaklığından oluşan güçlü yapısıyla, dünyanın ikinci büyük sağlık zinciri konumunda. Acıbadem, 2012 yılından beri bu önemli zincirin bir parçası. İki yıl önce yaşanan bu gelişme, Acıbadem’in vizyonunu en iyi anlatan örneklerden biri.
PARA DA, KARİYER DE HATTA HAYALLER DE BAŞARININ ARKASINDAN GELİYOR. Acıbadem Ankara Hastanesi ‘nin tesis ve teknolojik alt yapısıyla ilgili bilgi alabilir miyiz? Acıbadem Sağlık Grubu'nun en yeni hastanelerinden olan Acıbadem Ankara Hastanesi, 2012 yılında hizmete girdi. Ankara ve çevresindeki illere hizmet sunan Acıbadem Ankara, genel amaçlı bir hastane olarak konumlanıyor. 11.000 m² kapalı alana kurulu hastanemiz, 60 yatak kapasitesiyle hizmet veriyor. Hastanemizde dört ameliyathane, erişkin ve yeni doğan yoğun bakım üniteleri yer alıyor. Tek kişilik standart odalar dışında suit ve king suit odalar bulunuyor. Hastanemizde tıbbi yoğunluklu cihazlar arasında Flash CT; Tüm Vücut MR; 3 Boyutlu Tomosentez Özellikli Dijital Mamografi ve 4 Boyutlu Meme Ultrasonografi ile NASA tarafından uzaydaki astronotlara işlem yapabilmek için geliştirilmiş da Vinci robotu da mevcut. Sosyal Sorumluluk projelerine son derece önem veren bir kuruluşsunuz. Çalışmalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz? Sosyal sorumluluk bilinciyle hareket eden Acıbadem Sağlık Grubu, spor sponsorlukları alanında Türk Futbol, Basketbol, Voleybol Federasyonları’nın, milli takımların, bazı yabancı takımların ve ülkemizdeki bireysel sporcuların da sponsoru olarak Türk ve dünya sporuna hizmet veriyor.Ayrıca, toplumda sağlık bilincinin yaygınlaşması için farkındalık çalışması yapıyoruz. Kalp, kanser, meme kanseri ve organ nakli konularında ulusal kampanyalar düzenliyoruz. Ayrıca 2500 yoksul aileye tüp bebek tedavisine yönelik olarak sürdürdüğümüz “Ailelerin Umudu Gerçek Oluyor” kampanyalarını devam ettiriyoruz. Ayrıca pek çok hastalığın kişisel tıbbi bilincinin gelişmesi, doğru beslenme, düzenli bir yaşam ile önlenebilmekte olduğunu düşünüyoruz. Bu bilincin yaygınlaşması için Acıbadem Ankara Hastanesi olarak Ankara ve çevre illerde yoğun çaba harcıyoruz. Konusunda uzman hekimlerimizle hastanemizde halka, özel ve kamu kuruluşu çalışanlarına, öğrencilere yönelik ücretsiz söyleşiler düzenliyoruz.
magdergi.com.tr 17
kadın
BUSINESS
THEORY T-shirt € 210 ILLESTEVA Gözlük € 276,04
GIVENCHY Kolye € 980
SHOUROUK Kolye € 740
ALEXANDER WANG Üst € 665
EQUIPMENT Somon Gömlek € 258 OSCAR DE LA RENTA Çanta € 1,980 REED KRAKOFF Gri Etek € 810
Rolex&Cartier Butik UĞUR SAAT KOTUR Püsküllü Çanta € 550
GIVENCHY Çanta € 1,590
TOP SHOP Etek € 230
THE ROW Deri Etek € 1,830 CHRISTIAN LOUBOUTIN Simli Ayakkabı € 575
Rahat
BIJOUX HEART Küpe € 600
Yalın
REDVALENTINO Elbise Mont £ 748
Bu sezon, spor parçalardan olușan kombinler ile hem rahatlığı yakalayacak hemde șık olacaksınız.
DAY BIRGER ET MIKKELSEN Kaban € 360
LE SPECS Gözlük € 40 LANVIN Ayakkabı € 695 ALEXANDER WANG Oxford Ayakkabı £ 545
18 magdergi.com.tr
FINDS Bileklik € 100
magdergi.com.tr 19
Kendinizi tanıtır mısınız? Ankara Üniversitesi'nde lisans eğitimimin ardından ODTÜ İşletme'de MBA programını tamamladım. Uzun yıllar özel sektörde yöneticilik yaptım. Son derece keyifle çalıştığım mesleğimi, kendi işimi yapabilmek isteğiyle noktaladım. Son derece zor bir karardı. Karar aldığınızda ardınıza değil hep önünüze bakmanız ve yürümeniz gerektiğine inanırım. İstihdam yaratmak benim bir diğer amacımdı. Güzel bir ekiple müşterilerimize hizmet etmekten keyif alıyoruz. Müşteri memnuniyeti önceliğimiz.
,,
Sizi girişimci olma aşamasında destekleyenler oldu mu? Girişimci olma yolunda ilerlerken en büyük desteğim eşimdi. Kızım ve oğlum da yaşlarına rağmen beni her zaman desteklediler. Ailemle gurur duyuyorum.
,,
Kadın girişimciliğin zorlukları nelerdir? Ülkemizde kadın girişimci olmak toplumun birçok kesimi tarafından olumlu karşılanıyor ancak bu olumlu bakış açısından sonra özellikle uygulama aşamasında malesef herhangi bir destek göremiyorsunuz. Şunu belirtmek isterim ki, kendi kendime “ben kadın girişimciyim, toplum tarafından desteklenmem gerekiyor” diye bir beklenti içerisinde olan bir kadın girişimci değilim. Çünkü benim bakış açım, kadın erkek demeden insan özel sektörde bir girişim gösteriyorsa her türlü şartların da göze alınması gerektiği yönündedir. Bu bakış açısıyla ticari hayata girdim. Kendi uzmanlık alanımda da en iyi hizmeti vermeye çalışıyorum. Kadın olmak nasıl avantaja dönüştürülür?
GÜZELLİK SEKTÖRÜNDE KADININ GÜCÜ:
AHSEN DEMİRCİ 20 magdergi.com.tr
2014 Türkiye’sinde hiç küçümsenmeyecek sayıda kadın girişimci var. Ahsen Demirci Beauty & Wellness Club işletmesini kurarken de kadın girişimci olmayı nasıl bir avantaja dönüştürürüm şeklinde bir düşüncem veya planım olmadı. Yaptığım işi reklam ve reklam araçlarıyla gereksiz yere şişirmeden insanların normal olarak algılayabileceği bir hizmet kalitesinde sunmaya çalışıyorum. Çünkü kadın güzelliği ve bakımı, sloganımızdan da belli olduğu üzere “Ahsen Demirci ile Yaşayan Doğal Güzellikler” çatısı altında toplanmıştır. Yaptığımız tüm uygulamalar insan doğası ile barışık olup, sağlıklı bir hayat felsefesini müşterilerimize aktarır.
İş hayatı ile özel hayat nasıl dengelenir? Klasik bir anlatım olacak ancak şu kısmı belirtmeden geçemiyorum. Sevdiğim işi yaptığım için özel hayatım ile işim birbiriyle çok uyumlu. Hem aileme hem de işime gerekli olan zamanı benim uyguladığım bir yönetim sistemiyle ayırabiliyorum. Bana göre iş hayatı ve özel hayat arasında denge kurabilmenin tek anahtarı insanın sevdiği işi yapmasıdır. İş hayatında nasıl yükselinir? Ticari hayatta, yükselme hırsını anlar ve kabul edebilirim. Ancak kendi ticari hayatımdaki ilk hedefim asla hırs içerisinde yükselmek olmamıştır. Hayatta insanların hırslı olması gerektiğine inanırım. Başarıya götüren önemli faktörlerden biridir. Ama bizim gibi kadın güzellliği ve bakımı için hizmet veren firmalarda müşteriyle birebir iletişimde olduğumuz için hayatın bize verdiği insan sarraflığı ve Anadolu’daki esnaf kültürünü insanların ruhuna doğru aktaramadıktan sonra yükselme hırsından bahsetmek bana göre çiğ ve yerine oturmayan bir kavramdır.
Çünkü müşterilerinizin samimi ve gerçek mutluluğu için işletmenizde gerekli altyapıyı oluşturmadığınız takdirde birçok kavram gerçek dışı olacak ve havada kalacaktır. Onun için, benim ticari hayatım her geçen gün uzmanlık alanında güncel, yeni teknolojilerle donatılmış, samimi ve gerçek müşteri memnuniyetini hedefleyen bir bakış açısıyla devam edecektir. Sizin eklemek istedikeriniz var mı? Ahsen Demirci olarak bir girişimcinin, sadece ticari hayatta değil, tüm hayatı boyunca gerçekleştirdiği icraatlarda başta kendine ve insana saygı duyması gerektiğine inanıyorum. Çünkü her bir insan kendi içinde bir dünya ve yaşamdır. Bu yüzden Ahsen Demirci bu farklı dünyalara, yaptığı işlerle enerjisiyle, samimiyetiyle yaşayan güzellikler katmaya çalışır. O insanların yaşamlarına ve dünyalarına saygı duyarak her bir bireyi, ticari anlamda müşteriyi kendi dünyası içinde algılar. Ve müşterileriyle ilk karşılaştığında şu soruyu sorar:
“Doğal güzelliğini farkedip, yaşamaya hazır mısın?”
17 Ekim 2014’te 5. yılımızı kutlayacağımız “Yaşayan Doğal Güzelliğe Merhaba” partimiz ve güzellik-bakım uygulamalarımızın tanıtılacağı promosyonel seanslarımız için bizi arayarak randevu alın. Ahsen Demirci Beauty and Wellness'ı Facebook ve Instagram'dan takip edin, kendi doğal güzellik renginizi seçerek hediyeler kazanın!
Facebook:
facebook.com/AhsenDemirciWellnessClub
Instagram:
instagram.com/ahsendemircibeauty
Osmanağa Konakları 2494-2. Sk. Ümitköy/ANKARA
0312 235 38 83 - 0312 235 38 18 bilgi@ahsendemirci.com.tr
Detaylı Bilgi: www.ahsendemirci.com.tr
RÖPORTAJ
“Benim ișim bir orkestra yönetmekten farksız.”
Albert Helms
HAYAT FELSEFEM; “ANI YAŞAMAK”
Turizm sektöründe 40 yıllık tecrübeye sahip olan JW Marriott Ankara Genel Müdürü Albert Helms ile sektördeki başarıları ve bunun sırları üzerine samimi bir sohbet gerçekleştirdik.
S
izi kısaca tanıyabilir miyiz? Kariyerime 1974 yılında Almanya’da şef olarak başladım. 1982 yılında Güney Afrika’ya yerleştim ve kariyerime burada yön verdim. 1997 yılında Marriott International grubuna katıldım. JW Marriott Ankara’ya gelmeden önce St. Petersburg, Rusya, Varşova ve Polonya’da uzun yıllar çeşitli markalarda genel müdür olarak görev aldım.
İşiniz hakkında bilgi verebilir misiniz? Benim işim bir orkestra yönetmekten farksız. Otelcilikte; tüm departmanlar arasında istikrarı ve uyumu sağlamak son derece büyük önem taşıyor. Yanlış basılan her nota bir sonraki adımı büyük oranda etkiliyor. Bunun önüne geçebilmek için her çalışanın, departmanın şeffaf olması ve iç iletişimin eksiksiz, sorunsuz sağlanması gerekli. Bu düzenin kurulması ve sorunsuz işlemesi en genel anlamıyla benim işimi oluşturuyor.
Ankara’ya geliş hikayeniz nedir? 1997 yılından bu yana Marriott International grubunda görev yapıyorum. Buradan önce yine genel müdürlük görevi ile Varşova Marriott Hotel’deydim. Şimdi de Ankara’dayım.
Otel çalışanlarını motive etmek için neler yapıyorsunuz? Ekip çalışmasının belki de en canlı ve kilit nokta olarak değerlendirileceği sektörlerden biridir otelcilik. Ben, kendi yönetim anlayışımda motivasyonun ve yetkilendirmenin gücüne inanıyorum. Huzurlu ve mutlu bir çalışma ortamında, kariyer planları önemsenerek yetkilendirilen
22 magdergi.com.tr
RÖPORTAJ
çalışanlar elbette keyifle çalışıp üreteceklerdir. Bu da yaptıkları işin kalitesine ve niteliğine etki edecektir. Hizmet sektörü memnuniyetin yüzlerden rahatlıkla okunabildiği çok hassas ve şeffaf bir sektördür. Markamızın kurucusu J.Willard Marriott’ın “Çalışanlarınıza iyi bakın, onlar da misafirlerinize iyi bakacaktır. Böylelikle misafirleriniz tekrar geleceklerdir.” sözü Marriott markasının çalışanlarına bakış açısını ve verdiği önemi yansıtır. Sonuçta çalışanlarımız, markamızla misafirlerimiz aramızdaki köprü pozisyonundadırlar. Onların mutlu olmaları, yaptıkları işten, bulundukları ortamdan memnun olmaları gerekir ki bu enerjiyi karşı tarafa da yansıtabilsinler. Biz de vadetmiş olduğumuz kusursuz deneyimleri ve misafir memnuniyetini her adımda yakalayabilelim. Büyük bir oteli yönetiyorsunuz. Yöneticiliğin zorlukları nelerdir? Her meslekte olduğu gibi bizim işimizde de inişler çıkışlar olabiliyor. Çalışanların motivasyonunu sağlayarak yapabileceklerinin en iyisini yapmalarına olanak tanımak, potansiyellerini keşfetmelerini sağlamak gerekiyor. Her yöneticinin yükümlülüğü; davranışlarıyla örnek olmak, çalışanlarının becerilerini, yeteneklerini geliştirmeleri konusunda her zaman rehberlik etmektir. Benim de tüm bu kariyer süreçlerimde, kendime örnek olarak aldığım kişilerle ilerlemem, bugün bulunduğum noktaya daha sağlam adımlarla ilerlememi sağladı diyebilirim. Sizin için başarı ne demek? Kişiden kişiye değişkenlik gösteren bir olgudur sonuçta “başarı”. Herkes kendi kriterlerine göre başarılı veya başarısızdır. Bana göre başarı, koyduğun hedeflere ulaşabilmektir. Özel hayatımda da iş hayatımda da bu felsefem geçerli olmuştur hep. Rekabet sizin için ne ifade ediyor? Eğer bulunduğunuz ortamda rekabet yoksa ne gelişim görülebilir ne de değişim. Ulaşılacak hedef olmadıktan sonra kimi ne için teşvik edebilirsiniz ki! Herkes için bir varış noktası şart… İş yaşamınızdaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler? Hayatta sağlıklı ve mutlu olmaktan daha önemli ne olabilir ki. Benim de önceliklerim bunlar. Ve tabii ki hayat felsefem ise; “anı yaşamak”... İş yaşamında vizyon ve amaç belirlemenin önemi nedir? Vizyonsuz bir şekilde yol almaya çalışmak boşa harcanan çabadan başka bir şey değildir benim gözümde. Dümensiz gemi nasıl ilerleyemez ve bir yere varamazsa bizler de vizyonumuz ve hedeflerimiz olmadan ilerleyemez ve bir yere varamayız. Gideceğimiz yolu, izleyeceğimiz stratejiyi önceden belirlemek karşılaşacaklarımıza da hazırlıklı olmak demektir. Bu anlamda net ve kesin olmak, çok daha kısa sürede varacağımız noktaya gelmemizi ve yepyeni hedefler belirlememizi sağlar görüşündeyim. En büyük idealiniz nedir? Özel hayatımda babam, sosyal hayatımda Nelson Mandela gibi olmak… Günün stresini ve yorgunluğunu nasıl atıyorsunuz? Eşim ve ben, dışarıda yemek yemeği çok seviyoruz. Sakin, huzurlu ortamları tercih ediyoruz daha çok. Onun dışında yeni yerler, yeni lezzetler, yeni kültürler keşfetmeyi seviyorum... Seyahat etmeyi seviyor musunuz? Seyahatinizde nerelere gitmeyi tercih ediyorsunuz? Kim sevmez ki! Bir turizmcinin seyahati sevmemesi gibi bir şey mümkün olabilir mi bilemiyorum. Türkiye’nin şaşırtacak güzellikte sahil şeritleri, tarihi güzellikleri ve inanılmaz manzaralara sahip bir doğası var. Burada henüz yeni olduğumuz için eşimle fırsat buldukça keşif turları yapıyoruz. Eğer bir değişiklik istersek de İstanbul veya Antalya’yı tercih ediyoruz.
VİZYONSUZ BİR ŞEKİLDE YOL ALMAYA ÇALIŞMAK BOŞA HARCANAN ÇABADAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR. Hobileriniz neler? Vazgeçemediğiniz alışkanlıklarınız var mı? Boş zamanlarımda genelde kitap okuyorum, gitar çalmayı deniyorum, müzik dinliyorum, spor yapıyorum ve adları Bindu ve Khushi olan iki Bengal kedimle vakit geçiriyorum. Fırsat buldukça da seyahat ediyorum.
magdergi.com.tr 23
RÖPORTAJ
“Statü ve prestij en önemli önceliğimdir.”
Arda Aydın
1972 yılında döşemelik kumaş üretimi ve satışı ile faaliyet göstermeye başlayan ve perde ve duvar kâğıdı alanında da iyi bir noktaya gelmiştir. Yönetim Kurulu Başkanı Arda Aydın ile iş hayatı üzerine bir sohbet gerçekleştirdik.
24 magdergi.com.tr
RÖPORTAJ
S
izi tanıyabilir miyiz?
Başarılı olmak için neler yapmak gerek?
Özel Yükseliş Koleji’nden mezun olduktan sonra, Yeditepe Üniversitesi Moda ve Tekstil Bölümü’nü tamamladım. Evli ve iki çocuk babasıyım.
İlk önce tabii ki en önemli unsur kendinize olan güven. Sonrası ise sevgi, saygı, dürüstlük, hırs ve inanç…
İşiniz ne zaman ve nasıl kuruldu? Şirketimiz 1972 yılında döşemelik kumaş üretimi ve satışı ile faaliyet göstermeye başlamıştır.
Üye olduğunuz dernekler vakıflar var mı? Ankara Genç İş Adamları Derneği (ANGİAD) yönetim kurulu üyesi ve genel sekreteriyim.
Rekabet sizce neyi ifade ediyor? Rekabet iş dünyasının ve ticaretin olmazsa olmazıdır. Rekabet benim için başarıyı ve daha fazla gelişmeyi ifade ediyor.
İş yaşamınızdaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler? Dürüstlük ve doğruluk, benim için en önemli ilkelerdir. Statü ve prestij de en önemli önceliğimdir.
İşiniz hakkında bize bilgi verebilir misiniz? Şall Collection, “döşemelik kumaş” üretiminin yanı sıra perde ve duvar kâğıdı alanında da iyi bir noktaya gelmiştir. Bu altyapı ile otel ve konut gibi birimlerin iç mekânlarının A’dan Z’ye tekstili, dekorasyonu ve projelendirilmesini de üstlenerek hizmet vermeye devam etmekteyiz. Yurt içi ve yurt dışında birçok otel projesinde imzamız var.
İş yaşamında vizyon ve amaç belirlemenin önemi nedir? Büyük bir amaç belirlemek, hayata vizyon kazandırmaktır.
Yapmayı düşündüğünüz yeni işler ve girmeyi düşündüğünüz sektörler var mı? Öncelikle kendi işimizi her geçen gün daha da geliştirmeye çalışıyoruz. Bununla birlikte de inşaat sektöründe faaliyet göstermeyi hedefliyoruz….
Şall Collection, her tarza uygun konseptler sunuyor. Modern, avangarde, klasik ve mekanizmalı perde modelleri, döşemelik kumaş seçenekleri, ürün modül tamamlayıcı aksesuarları ve duvar kağıdı ürün grupları ile müşterilerimize farklı seçenekler sunarak özel tasarımlar hazırlıyoruz. Merkezi Ankara Siteler’de bulunan Şall Collection olarak Ankara Çayyolu, İstanbul Modoko ve Nişantaşı, KKTC Le oşe’de kendi mağazalarımıza ayrıca yurt içi ve yurt dışında da yaklaşık seksene yakın bayisi ile tüm ürünleri müşterilerimizle buluşturmaya devam ediyoruz.
Sizin için başarı ne demek? Hedeflediğiniz her şeye ulaşmaktır.
Sosyal sorumluluk projeleriniz var mı? Yönetim kurulu üyesi olduğum ANGİAD ile birlikte birçok sosyal sorumluluk projesi üstünde çalışmaktayız.
Seyahat etmeyi seviyor musunuz? Seyahatinizde nerelere gitmeyi tercih ediyorsunuz? Seyahat etmeyi seviyorum. İşlerim gereği de mecbur olduğum için çok fazla seyahat etmek zorundayım. Ama tatil amaçlı bütün seyahatlerimde görmediğim yerlere gitmeyi tercih ediyorum. Her zaman yeni yerler gezip görmekte fayda var çünkü.
magdergi.com.tr 25
RÖPORTAJ
"Uzun yıllar İskandinav disiplininde çalıștım."
Atakan Turhan SİSTEM KENDİNİZİ MASAYA YATIRMAKLA BAŞLIYOR.
Çalıştığı otellerde misafir memnuniyeti ve gelirler yönetimi alanlarında gösterdiği başarıyla pek çok ödül alan Mövenpick Hotel Ankara Genel Müdürü Atakan Turhan ile 22 yılı aşkın otelcilik tecrübesini, profesyonel birikimini ve genel müdür olarak görev aldığı Mövenpick Hotel Ankara’yı konuştuk
S
izi kısaca tanıyabilir miyiz? Haziran 2014’den bu yana Mövenpick Hotel Ankara’nın genel müdürüğünü yapıyorum. Yirmi iki yıldır otelcilik sektöründeyim. İstanbul, Ankara, Tiflis ve en son St. Petersburg olmak üzere değişik otellerde çalıştım. Çalıştığım ve sevdiğim otelcilik sektörü üzerine eğitim aldım. Boğaziçi Üniversitesi mezunuyum. Evliyim ve iki prenses babasıyım. Mövenpick Hotel Ankara ne zaman ve nasıl kuruldu? Mövenpick Hotel Ankara 2012 yılı Haziran ayındaVaran Otelcilik A.Ş yatırımı ve İsviçreli otel işletme firması Mövenpick Hotels and Resorts’un birlikteliği ile kuruldu.
26 magdergi.com.tr
Mövenpick Hotel Ankara hakkında bilgi verebilir misiniz? Hızla gelişen iş merkezi Söğütözü'nün kalbinde yer alan otelimiz; 18 Deluxe ve 10'u süit olmak üzere 176 oda ile iki yıldır hizmet vermektedir. Balo salonu dahil olmak üzere 9 toplantı salonu, Türk ve dünya mutfaklarından eşsiz lezzetler sunan Plus Restaurant ve Bienne Wellness Center ile misafirlerimize unutulmaz konaklama deneyimleri yaşatıyoruz. Dünyaca ünlü İsviçre konukseverliği ve Mövenpick Hotels and Resorts’un gastronomi birikimi bizi diğer otellerden ayırıyor. Sizin için başarı ne demek? Başarı, birlikte çalıştığınız kişilerin sizi takdir etmesi demek. Bu otelde konaklayan misafirlerimiz, beraber çalıştığımız arkadaşlarımız, yatırımcımız, firmamız, çalıştığımız iş ortaklarımız ve sosyal çevremizi kapsıyor.
RÖPORTAJ
Başarılı olmak için neler yapmak gerek? Uzun yıllar İskandinav disiplininde çalıştım. Sistem kendinizi masaya yatırmakla başlıyor. Güçlü yönleriniz nelerdir? Bunlardan nasıl yararlanabilirim? Zayıf yönlerim nelerdir? Bunları nasıl geliştirebilirim? Piyasadaki fırsatlardan nasıl yararlanırım? Tehlikelerden kendimi nasıl korurum? sorularının analizini yaparak başlayıp, bunlara göre aktivite planınızı oluştururarak bunu sürekli güncellemek, takip etmek ve takım oyunu oynamaktan geçiyor başarıya giden yol. Üye olduğunuz dernekler veya vakıflar var mı? Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği üyesiyim. Elimden geldiğince aktiviteleri takip edip, öğrencilerin desteklenmesine katkıda bulunmaya çalışıyorum. Rekabet demek sizin için ne ifade ediyor? Rekabet, sağlıklı iş ortamı demek benim için. Eğer yoksa kendinizi geliştiremezsiniz. İyi bir rakibiniz varsa, dürüst rekabet sizi daha güçlü kılar ve yaratıcı olmaya teşvik eder. Başarının rehavetine de kapılmazsınız. İş yaşamınızdaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz nelerdir? İlk önceliğim yaptığım işten zevk almak ve buna ekibimin de katılmasını sağlamak. Günün büyük bölümünü geçirdiğim işimi zevk alarak yapmaya çalışıyorum. Yaratıcılığı serbest bırakmak çok önemli. Hedefleri belirledikten sonra takım arkadaşlarımı hedeflere nasıl ulaşacakları konusunda serbest bırakmaya özen gösteriyorum. Bu şekilde sonuçlar daha güzel oluyor. Bunların sonrasında başarı doğal olarak geliyor. Son olarak da bu başarıyı paylaşmak ve ekip arkadaşlarımın kendilerini değerli hissetmelerini sağlamak da önemli. İş yaşamında vizyon ve amaç belirlemenin önemi nedir? Rotası belli olmayan geminin nereye gideceği belli olmaz. Varış noktası belli olmalı ki herkes aynı yönde kürek çeksin. Yapmayı düşündüğünüz yeni işler ve girmeyi düşündüğünüz sektörler var mı? Hayır yok. Sevdiğim ve bildiğim iş olan otelciliğe devam etmek istiyorum.
SEYAHAT ETMEYİ, SIRA DIŞI YERLERİ GEZMEYİ VE FOTOĞRAF ÇEKMEYİ ÇOK SEVİYORUM.
Mövenpick Hotel Ankara ile birlikte yürüttüğünüz sosyal sorumluluk projeleriniz var mı? Otelimiz, sürdürülebilir turizmi desteklemek için kurulmuş olan Green Globe Sertifikası almaya 2013 yılında hak kazandı. Bu doğrultuda değişik aktiviteler yapıldı. AOÇ Bölgesinde Mövenpick Hotel Ankara adına ağaçlandırma, otel içinde tüm ışıklarımızı led ışıklar ile değiştirme, diğer enerji tasarrufu projeleri, atık yağlarımızı, pillerimizi,eski florasan ve elektronik atıkları ayrıştırma, artan yemekleri hayvan dostlarımızla paylaşma gibi değişik alanlarda çalışmalarımız var. Ayrıca otelimizin maskotu olan köpeğimiz Boncuk da sokaktan evlat edindiğimiz bir sosyal sorumluluk sembolü… Bunlara ek olarak Kızılay’a takım çalışanlar olarak kan bağışlıyor ve Engellilerin Sesi Tiyatrosu’na destek oluyoruz. En büyük idealiniz nedir? Değişik ülkelerde iş deneyimi kazanmaya devam etmek ve kendimi geliştirmek.
Katı prensipleriniz var mı? Asla ve asla dedikleriniz? Misafirlerin memnuniyeti, etik kuralları, şirketin çıkarları ve iş güvenliği konularında oldukça katıyımdır.
İYİ BİR RAKİBİNİZ VARSA, DÜRÜST REKABET SİZİ DAHA GÜÇLÜ KILAR VE YARATICI OLMAYA TEŞVİK EDER. Gelecekte kendinizi ve firmanızı görmek istediğiniz yer ve durum nedir? Otelimizin her alanda bir numara olması… Konaklamak isteyen misafirlerimiz için daima ilk seçenek olmak, otelcilik sektöründe çalışmak isteyenler için ilk tercih edilen otel olmak, en karlı otel olmak ve sosyal sorumluluk projelerinde en öne çıkan otel olmak… Sizce gelecek hangi sektörde? Servis ve yiyecek içecek sektörleri, insanlık var olduğu sürece var olmaya devam edecek. Bu sektörler her zaman gelişme içerisinde ve yaratıcı fikirler her zaman iyi sonuçlar verecek. Sosyal medyayı aktif olarak kullanıyor musunuz? Sosyal medyayı aktif olarak kullanıyoruz işimizde. Bunu göz ardı ederek başarılı olma şansınız yok. Misafirlerimizin yorumlarını dikkatle takip ederek kendimizi ve hizmetlerimizi geliştiriyoruz. Ayrıca sosya medya, reklam ve pazarlama alanında sınırsız fırsatlar sunuyor. İş hayatına yeni atılmış genç girişimcilere tavsiyeleriniz nelerdir? Konuda iyi bir okula gitmek ve daha sonra işi en altından başlayarak öğrenmek. Sağlam bir temelin üzerine iyi çalışarak ve dünyadaki gelişmeleri takip ederek yükselmek çok zaman almayacaktır. Günün stresini ve yorgunluğunu nasıl atıyorsunuz? Ailem ile birlikte film seyrederek ya da müzik dinleyerek. Fotoğraf çekerek, gezerek ya da diğer hobilerimden biriyle uğraşarak. Dinlenerek stress atmayı sevmiyorum. Aktif olduğumda daha mutluyum. Seyahat etmeyi seviyor musunuz? Gitmeyi en çok tercih ettiğiniz yerler nereler? Seyahat etmeyi, sıra dışı yerleri gezmeyi ve fotoğraf çekmeyi çok seviyorum. Paris, Londra gibi yerler ilgimi hiç çekmiyor. Seyahat ederken çok lüks aramıyorum. Gördüklerim beni şaşırtmalı ve iyi fotoğraf kareleri yakalayabilmeliyim. Keşfedilmemiş yerler benim için en güzeli. Güney Amerika’yı ve Uzak Doğu’yu fırsat buldukça gezmeye çalışıyorum.
DİNLENEREK STRES ATMAYI SEVMİYORUM. AKTİF OLDUĞUM ZAMANLARDA DAHA MUTLUYUM. Hobileriniz nelerdir? Vazgeçemediğiniz alışkanlıklarınız var mı? Hobi konusunda oldukça aktifim. İş dışındaki zamanımı iyi değerlendirmeye özen gösteriyorum. Fotoğraf, sinema, seyahat, resim, heykel, karikatür, eski ve yeni para koleksiyonu, ender rastlanan akvaryum balıkları, maket, müzik ile başlayan uzun bir hobi listem var. Asla vazgeçemediğim alışkanlıklarım ise; çikolata ve Mövenpick dondurma.
magdergi.com.tr 27
MUDO Concept Sarkıt 396
ofis mobilya BUSINESS
MUDO Concept Lambader
MUDO Concept Sarkıt 316 MUDO Concept Yazı Masası 1,400 MUDO CONCEPT Masa Saati 125
ANTONY TODD Masa
VINCENT CAFIERO Ofis Koltuğu
Modern Antik Modern tasarımları antika parçalar ile birleștirerek ofisinizin tarzını belirleyin.
MUDO Concept Lambader
MUDO Concept Masa Saati
WOODEN BEND Masa
TWIGGY XL Masa Lambası
Ofis Tekin Koltuk
28 magdergi.com.tr
Wright Now Sandalye $ 3,400
MUDO Concept Lamba 196 ANTONY TODD Abajur
BINIC Masa Lambası
MUDO Concept Duvar Saati 157,50
Enne Sehpa
MUDO Concept Sümen Seti 145
Herman Miller Koıltuk
Mudo Concept Çalıșma Lambası 521
Sade ve Minimalist Barnes & Noble Kalemlik
Soft renkler, minimalist detaylar, masif formlar, tasarım objeler ile çalıșma alanlarınızı keyifli hale getirin!
Ofis Tekin Sandalye Enne Sehpa
Ofis Tekin Koltuk
magdergi.com.tr 29
RÖPORTAJ
“En katı prensibim dürüstlüktür. Asla ve asla taviz vermem.”
Aydın Erkoç Modern, güvenilir, hızlı hizmet parolasıyla yola çıkan Aydın Otomotiv’in kurucusu Aydın Erkoç ile otomotiv sektörü hakkında konuştuk.
S
izi kısaca tanıyabilir miyiz? Ben Aydın Erkoç. 1965 yılında Kırıkkale’de dünyaya geldim. Evli ve iki çocuk babasıyım. Otomotiv sektöründe faaliyet gösteriyorum.
paralel gidiyor. Kendi kişisel işlerim dışında şu anda Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı yaptığım Otonomi, Ortadoğu'nun ve Avrupa'nın en büyük otomobil yaşam merkezi. Emeğimizin, mesaimizin büyük bölümünü de Otonomi'yi 2015 yılında tam donanımlı olarak hizmete açmak için sarf ediyoruz.
İşiniz ne zaman ve nasıl kuruldu?
Sizin için başarı ne demek?
1989 yılında Aydın Otomotiv'i kurduk. Fakat neredeyse çocuk denecek yaştan beri hep ticaretin içerisindeydim. Üniversite hayatım boyunca hem çalışıp hem derslere devam ettim. Fakat bir süre sonra okul ve iş hayatı paralel devam edemeyince, ikinci sını a üniversiteyi bırakmak zorunda kaldım.
Başarı bence koyduğunuz hedeflere ulaşmak demek.
İşiniz hakkında bize bilgi verebilir misiniz?
Üye olduğunuz dernekler ve vakıflar var mı?
İşlerimiz genel olarak otomotiv, zaman zaman da inşaat sektörü ile
30 magdergi.com.tr
Başarılı olmak için neler yapmak gerek? Başarılı olabilmek için öncelikle ne istediğinizi çok iyi bilmelisiniz. Onu elde etmek için de çok çalışmalısınız.
Otonomi Yönetim Kurulu Başkanlığı, Motorlu Araç Satıcıları Fede-
RÖPORTAJ
rasyonu Genel Başkanlığı, Başkent Otomotivcileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanlığı, TOBB Meclis Üyeliği, ATO Meclis Üyeliği, MÜSİAD Üyeliği.
Rekabet sizce neyi ifade ediyor? Rekabet, bence kaliteyi ifade ediyor.
İş yaşamınızdaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler? Dürüstlük, azim ve prensip sahibi olmak.
laştı. Maalesef son dönemlerde Türkiye'de herkes otomobil alım-satımı yapmaya başladı. Bu karmaşık durum sektördeki kaliteyi de düşürmeye başladı. Örneğin; sigortadan hasarlı araç alıp satanlar, araçların kilometresini düşürüp satanlar, sahte belgelerle araç satanlar türedi. Şu anda ülkemizde beş milyon ikinci el araç alım satımı yapılıyor. Bunun yaklaşık dört milyonu hiçbir kaydı olmayan, mesleği otomobil ticareti olmayan şahıslar tarafından araba pazarlarında ve internet sitelerinde, devlete KDV ve gelir vergisi ödenmeden yapılıyor. Ancak mesleğimiz bir standarda bağlandığında bu yasa dışı faaliyetlerin ortadan kalkacağına inanıyoruz.
Yapmayı düşündüğünüz yeni işler var mı? Varsa bu işler hangi sektörde olacak? Otomotiv ve inşaat sektörleri emek gerektiren, başka işlere çok fazla zaman bırakmayan sektörler. Bu nedenle yeni bir iş alanına daha girmek zaman planlamamız açısından çok uygun değil.
İş yaşamında vizyon ve amaç belirlemenin önemi nedir? İş yaşamında vizyon ve amaç belirlemeden hedefe ulaşmak çok da mümkün değildir. Olsa bile ancak tesadüfen olur ve profesyonel yaşam tesadüfler üzerine kurulamaz.
Yapmayı düşündüğünüz yeni işler ve girmeyi düşündüğünüz sektörler var mı? Çok şükür ki; otomotiv ve inşaat sektöründe ortaya koyduğumuz projeler, sadece ülkemizde değil; dünyada da örnek olacak nitelikte projeler. Bundan sonraki hedeflerimiz, hızlı bir şekilde bu projelerin tamamını halkın hizmetine sunarak, daha büyük projelerle otomotiv sektöründeki meslektaşlarımızın, Ankara'nın ve Türkiye'nin sesinin daha gür çıkmasını sağlamak olacaktır. Tabii yeni dev projelerin başarı oranlarını daha çok yükseltebilmek için AR-GE'ye daha çok zaman ayırmayı planlıyoruz.
Sosyal sorumluluk projeleriniz var mı? Biz gerek otomotiv sektöründeki meslektaşlarımızla birlikte kurduğumuz federasyon ve derneklerimizle, gerekse bireysel olarak sosyal sorumluluk anlamında üzerimize düşen görevleri elimizden geldiğince icra etmeye çalışıyoruz. Özellikle ülkemizde meydana gelen olağanüstü durumlarda vatandaşlarımıza destek olmak gayretindeyiz. Örneğin; Adapazarı-Gölcük ve Van depremlerinde bu bölgelerimize maddi-manevi birçok alanda destek olmaya çalıştık. Felaket bölgelerine bizzat giderek, mağdurlarımızın acılarını paylaşmaya çalıştık. Ankara Klasik Otomobilciler Derneği ile birlikte düzenlediğimiz bir Klasik Otomobil Rallisi ile iki gün boyunca bütün Ankara'da dolaşan otomobillerimiz ile Soma'nın sesini bir kez de biz duyurmaya çalıştık.
En büyük idealiniz nedir? Şu ana kadar hayal ettiğim, amaç ve ideal olarak benimsediğim her şey çok şükür gerçekleşti. Bu aşamadan sonra tek idealim mevcut durumu daha da ileriye ve iyi noktalara taşımaktır.
Katı prensipleriniz var mı? Asla ve asla dedikleriniz?
Sizce gelecek hangi sektörde? Mesela internet ya da reklam vb.? Otomotiv, havacılık ve internetin gelecekte önemini arttırarak koruyacak olan sektörler olduğuna inanıyorum.
Sosyal medya konusunu ve önemini yeterince biliyor musunuz? Bu konuda çalışmalarınız var mı? Sosyal medyanın öneminin inkar edilemez olduğuna inanıyorum. Hem bireysel olarak hem de sektörel olarak sosyal medyanın içinde, bütün gelişmelere paralel olarak ilerlemeye çalışıyoruz. Takipçilerimize ve geri dönüşlere baktığımızda da sosyal medyanın hızını yakalamış durumda olduğumuza inanıyorum.
İş hayatına yeni atılmış genç girişimciler ilk etapta nasıl bir yol izlemeliler? Tavsiyeleriniz neler? Genç girişimci kardeşlerimizin öncelikle ideallerini belirlemeleri gerektiğini düşünüyorum. Azim ve emek vererek, rahat ve kolay kazanç hayalleri kurmadan ilerlemek akabinde başarıyı getirecektir.
Günün stresini ve yorgunluğunu nasıl atıyorsunuz? Ha anın üç günü spor yapıyorum. Bu sayede sağlığımı koruduğum kadar iş hayatındaki verimimi de arttırıyorum.
Seyahat etmeyi seviyor musunuz? Seyahatinizde nerelere gitmeyi tercih ediyorsunuz? Yurt içinde ve yurt dışında görmediğim çok az yer kalmıştır. Seyahat etmeyi çok seviyorum. Her seyahat u umu biraz daha açıyor ve hayatıma yenilikler katıyor.
En katı prensibim dürüstlüktür. Asla ve asla taviz vermem.
Gelecekte kendinizi ve firmanızı görmek istediğiniz yer, durum nedir? Böyle bir tablo tarif eder misiniz? Bizim faaliyet gösterdiğimiz otomotiv sektörü ne yazık ki yanlış insanların bu sektöre girmeye çalışması ile birlikte halkın gözünde itibarsız-
Hobileriniz neler? Vazgeçemediğiniz alışkanlıklarınız var mı? Spor yapmak ve seyahat etmek hobilerim arasında. Bunlar dışında tespihlere karşı özel merakım var, koleksiyon yapıyorum. Antika otomobiller de ilgi alanlarım arasında. Vazgeçemediğim tek şey ise ailem ve çocuklarım.
magdergi.com.tr 31
RÖPORTAJ
"Zaman zaman motivasyon eksilmelerini anlayabilirim ama kronikleșmiș, müzmin tembelliğe asla tahammül edemem."
Bülent Aydemir Gazeteciliğe 1996'da İhlas Haber Ajansı Ankara haber merkezinde başlayan, çeşitli mecralarda yazıları ve haberleri yayımlanan, ses getiren haberlere imza atan Habertürk Ankara Temsilcisi Bülent Aydemir ile gazeteciliği konuştuk.
S
izi tanıyabilir miyiz?
1976 Diyarbakır doğumluyum. İlk ve orta öğrenimimi aynı şehirde tamamladım. Ticaret Lisesi’ni bitirdikten sonra 1993 yılında yüksek öğrenim için Ankara’ya geldim. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü’nden 1997’de mezun oldum. Aslında hukuk okumak istiyordum. Başlangıçta gazetecilik gibi bir idealim olmamasına rağmen okudukça bölümü sevdim ve sanırım iletişim de beni sevdi. Birkaç kez bölüm değiştirmeye niyetlendim. Ancak bir anda mesleğin içinde buldum kendimi. Çok iyi hocalardan ders aldım ve mesleki açıdan önümde örnek alabileceğim birçok kaliteli isim vardı. “Mesleğine aşık” bir gazeteci olarak on sekiz yılı devirdik.
Basın hayatına ne zaman başladınız? Dediğim gibi gazetecilik hayalim yoktu. Sinemaya, iletişimin teknik ve görsel kısmına ilgiliydim. Film izlerken ya da televizyon seyrederken çekim açılarına dikkat kesiliyordum, senaryoya odaklanıyordum. Yaz tatillerinde TRT’ye gidip canlı yayınları izliyor, izin verdikleri ölçüde kameraları kurcalıyordum. 1996 yılı yazında bir arkadaşım aradı; profesyonel bir teklif olmasa da bir nevi iş teklifi sayılırdı. “Stajyer olarak çalışmak ister misin?” diye sorduğu zaman ben de “olur” dedim ve İhlas Haber Ajansı’nda stajyer muhabir olarak çalışmaya başladım. Bir yandan da okul devam ediyordu. Okulla birlikte ajansta haber kovalıyordum ve gece yarılarına kadar sıkılmadan, yorulmadan çalışıyordum. Sınav dönemleri dışında ha ada ancak bir-iki gün okula gidebiliyordum. Okulu çok özlüyordum. Ancak mesleğin inceliklerini kavradıkça ve ortaya
32 magdergi.com.tr
güzel ürünler çıktıkça yaptığım iş daha keyifli hale geliyordu. Üç ay içinde telifli muhabir olarak çalışmaya başladım. Okul bitmeden hem mesleğin inceliklerini öğrendim hem de yöneticileri tarafından çabaları beğenilen bir muhabir oldum. Kameraya ve objektife merakımı, yazma hevesiyle birleştirince iş teklifleri almaya başladım. Tekliflerin çoğu özel televizyonların haber servislerinden geldi. Henüz tam yetişmediğimi düşünerek bu teklifleri geri çevirdim. Çalıştığım ajansla okul biter bitmez sözleşme imzaladım. Yedi yıl İHA’da haberin neredeyse her alanında, her kademesinde çalıştım; editörlük, yurt haberler müdürlüğü görevlerinde bulundum. Son yıllarımda Başbakanlık muhabirliğinde uzmanlaştım. 2003’te Sabah Gazetesi maceram başladı ve 2009’a kadar sürdü. Sonrasında Habertürk’te yine Başbakanlık muhabirliğine devam ettim. Artık kıdemli bir Başbakanlık muhabiri olarak tanınıyordum. Habertürk’te bir buçuk yıl haber müdürlüğü ve ardından Ankara temsilciliği…
Medya sektörü hakkında bize bilgi verebilir misiniz? Genel bir soru… Üzerinde günlerce konuşulup, sayfalar dolusu yazı yazabilirsiniz. Yazılı ve görsel medya, radyo, internet yayıncılığı ve sosyal medya... Her birini ayrı ayrı konuşup, değerlendirmek lazım. Kendi alanımla ilgili, yani habercilik üzerine birkaç şey söylemek isterim. Aslında yazılı da görsel de olsa hepsinin temelinde gazetecilik var. İşin özü habercilik. Kendi çalıştığım alanla, yani gazetecilikle ilgili birkaç kelam etmek gerekirse işin bir ekonomi tarafı, bir de politik tarafı var… İnternet ve sosyal medyanın gelişimi ve yaygın kullanımıyla gazeteler artık eskisi kadar okunmuyor. Buna bir de okuma alışkanlığı olmayan bir toplum olduğumuz gerçeği eklenince işin vehameti daha da artıyor.
RÖPORTAJ
Bir de buna bayi satışlarındaki düşüş eklendiğinde sorunun büyüklüğü daha iyi anlaşılıyor. Sektör oldukça daralmış durumda, çok sayıda nitelikli gazeteci arkadaşımız işini kaybetti. Bu, çok üzüntü verici. Gazetecilik ve yayıncılık pahalı bir iş. Kaynak ve sermaye desteğine ihtiyaç duyuluyor. Dolayısıyla ‘mutlak’ bir bağımsızlıktan söz etmek güç. Ancak her ne şekilde olursa yaşatılması gereken bir sektör. Çok klasik olacak belki ama güçlü demokrasilerde dördüncü güç olarak görülüyor. Roosevelt'in, "Basın hürriyeti kalkarsa, vicdan, eğitim, konuşma hürriyetleri de kalkar" sözü özgür basının önemini çok güzel anlatıyor.
Sizin için başarı ne demek? Retoriğe girmeden söylemek gerekirse; benim için başarı bulunduğu yeri hazmetme, başkaları tarafından hazmedilme, egonuzu yenmiş olma, yaptığınız işin huzur vermesi… Sadece kendin için değil; insanlar için, çevreniz için de daha iyi şeyler yapma isteği ve hırsı. Bu hırsın yıkıcı değil, yapıcı olması şartıyla…
Başarılı olmak için neler yapmak gerek? Hangi işi yapıyorsanız yapın severek ve özveriyle yapmak, kendinize ve her emeğin bir karşılığı olduğuna inanmak; çalışmak, çalışmak ve daha çok çalışmak...
Üye olduğunuz dernekler vakıflar var mı? Mesleğimle ilgili olanlar dışında herhangi bir vakıf veya derneğe üye değilim. Ancak sosyal hayatın içinde olmayı, çeşitli etkinlikler içinde yer almayı seviyorum.
Rekabet sizce neyi ifade ediyor? Ayakta kalabilmek için başka mağduriyetler yaratmadan mücadele etmeyi, kendi markanızı oluşturmayı, en önemlisi tek başına kalsanız bile kendi kendinizle başa çıkmayı...
İş yaşamınızdaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler? Dürüstlük, yalan söylememe, prensipli olma, çalışkanlık, vicdan sahibi ve adil olmak.
İş yaşamında vizyon ve amaç belirlemenin önemi nedir? Ziya Paşa der ki, “Eksiğini bil; ya bir işe önceden başlama, yahut başladığın işi bitir, yarıda bırakma." Amaçsız hiçbir iş olmaz. Vizyon sahibi olmak için de okumak, bilmek, bilene danışmak, iyi bir ekiple ve çok çalışmak lazım. Yani Balzac'ın dediği gibi: "Bilginin efendisi olmak için çalışmanın kölesi olmak gerekir.”
En büyük idealiniz nedir? Aslında büyük idealler peşinde koşan biri değilimdir. Hissettiğim gibi yaşamayı severim. Arkamda eser bırakmak, temiz ve onurlu bir isim bırakmak isterim. Emeklilik idealim nedir diye sorarsanız, buna da toprakla, doğayla uğraşmak diye yanıt verebilirim. Yaşam felsefesi açısından da öyle düşünüyorum; Topraktan geldik, yine toprağa gideceğiz…
Katı prensipleriniz var mı? Asla ve asla dedikleriniz? Zaman zaman motivasyon eksilmelerini anlayabilirim ama kronikleşmiş, müzmin tembelliğe asla tahammül edemem. Haksızlık, yalan ve i irayı, hayat karartan düzeyde hırsı elimin tersiyle iterim.
Gelecekte kendinizi ve Türk Medyasını görmek istediğiniz yer, durum nedir? Böyle bir tablo tarif eder misiniz? Sorgulayan, eleştiren, halka yakın ve halkın da kendini yakın hissettiği, hayatın içinden haber veren, yaşama ve yaşamsal sorunlara dokunan, olabildiğince bağımsız ve özgür bir medyanın herhangi bir yerinde olmak isterim. Dediğim gibi hangi pozisyonda olursam olayım haberin, yaşamın, insanların içinde olayım yeter...
Sektör değiştirmeyi düşünseniz hangi alanda çalışmayı tercih ederdiniz? Tuhaf şekilde çok istememe ve benim için ulaşılabilir olmasına rağmen bir türlü gerçekleştiremedim. Aslında aklımın bir köşesinde hep hukukçu olmak vardı. Sanırım bu biraz da adalet anlayışımdan kaynaklı. Adalet evrenin ruhunda vardır, sadece tesis edilmeyi bekler.
Sizce gelecek hangi sektörde? Sosyal Medya mecraları yazılı ve görsel medyayı besliyor mu? Nasıl değerlendiriyorsunuz? Hiç kuşkusuz teknolojisi yoğun sektörler geleceğin parıldayan sektörleri olacaktır. Sosyal medyanın, sosyallaşmeyi yok ettiği gibi yazılı ve görsel medyaya ciddi katkısının olmadığını düşünüyorum. Daha güzel paylaşım metotları da var. Tabii ki milyonlarca kişi tarafından kullanıldığı gerçeğini de yadsımıyorum. Sadece çok kaptırmamak gerektiğini söylüyorum, her şeyin bir sınırı ve kararı olmalı. Herşey tadında güzel...
Sosyal medya konusunu ve önemini yeterince biliyor musunuz? Bu konuda çalışmalarınız var mı? Geniş kitlelere ulaşma, kitleleri etkileme, haberdar olma, öğrenme ve keşfetme gibi konulardaki faydalarını ve önemini bildiğim kadar daha çok zararları ve olumsuzlukları üzerine kafa yoruyorum. Manipülasyon ve kışkırtıcı gücü, kitleleri galeyane getirme kabiliyeti yanında ulusal güvenlik boyutuyla da ele alınması gerekir. Siber savaşların da yaşandığı bilgi çağındayız ve savaş artık bombalarla değil bilgiyle yapılıyor. Adına bilgi harbi deniliyor. İstihbarat örgütlerinin açık kaynak olarak en çok bilgi aldıkları ve cirit attıkları alandır sosyal medya. Bir şekilde açık veriyorsunuz. Burada paylaşılan görsellerin ve bilgilerin de yol açtığı olumsuz sonuçları anlatmama gerek yok sanırım.
Medya sektörüne yeni atılmış genç girişimciler ilk etapta nasıl bir yol izlemeliler? Tavsiyeleriniz neler? Herhalde mesleğe atılacak genç arkadaşlarımızı kastettiniz. Bir basın çalışanı olarak tavsiyem şudur: Mesleğin duayeni diyebileceğimiz çok örnek var. Onların meslek için verdiği mücadeleleri ve hayat hikayelerini araştırarak işe başlasınlar. Meslek ahlakı ve ilkeleri yeterince özümsenmeden yola çıkıldığında savrulmalar, dejenerasyon yaşanabiliyor. Buna dikkat... Sonrasında tabii ki sabır, çalışmak ve okumak, dünyada olup bitenden haberdar olmak. Sonrasında devamı kendiliğinden gelir zaten.
Günün stresini ve yorgunluğunu nasıl atıyorsunuz? Kendime ayıracak çok fazla zaman bulamıyorum. Genelde yoğun bir tempoda çalışıyorum. Ancak bulduğum ilk fırsatta kızım Zeynep Mira'yla zaman geçirmeyi tercih ediyorum. Dikkatli kullanılmamış, hoyratça harcanmış her dakikayı kızımın zamanından çalınmış gibi hissediyorum. O uykudayken okumakla, gündüzden kalan işlerin toparlanması ve ertesi günün planlamasıyla geçiriyorum zamanımı… Bulduğum ilk fırsatta açık havada dolaşmayı tercih ediyorum. Yirmi dört saat yaşanan bir mesleğin içinde olduğum için stresten pek uzaklaşamadığımı söylemeliyim.
Seyahat etmeyi seviyor musunuz? Seyahatinizde nerelere gitmeyi tercih ediyorsunuz? Kim sevmez ki seyahat etmeyi... Mesleğin en güzel taraflarından biri de bu herhalde. İş için de olsa çok dolaşıyorsunuz. Sanırım dünyayı bir iki kez dolaşma imkanım olmuştur. Onun dışında ülkemin her tarafına gitmeyi seviyorum. Daha çok doğa ve tarih maksatlı yolculukları tercih ediyorum. Sırt çantasıyla, “nerde akşam orda sabah” seyahatler tam bana göre...
Hobileriniz neler? Vazgeçemediğiniz alışkanlıklarınız var mı? Sağlığım el verdiği ölçüde spor yapıyorum; balık merakım var. Özellikle açık denizlerde balık tutmayı seviyorum. Alışkanlık gibi tarif edilemez ama vazgeçemeyeceğim en büyük tutkum mesleğim… Napolyon, “Üç gazete beni yüz sancaktan daha çok korkutur” demiş ama ben korkmuyorum, her şeyiyle seviyorum bu işi… magdergi.com.tr 33
RÖPORTAJ
"Benim için bașarı istikrar demektir."
Aksesuarlarla desteklenen konseptleri birer yaşam alanına dönüştüren Ofis Tekin ve Ofis Tekin Exclusive’in Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Tekin ile başarılarının sırrını konuştuk.
SİSTEM, PRENSİP VE OTORİTE!
34 magdergi.com.tr
RÖPORTAJ
S
izi kısaca tanıyabilir miyiz? 1980 yılında Ankara’da doğdum. Evliyim ve bir kızım var. Arı Koleji ve Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümü mezunuyum. 2003 yılından beri ofis mobilyası toptan ve parekende satışı ile uğraşıyorum.
İşiniz hakkında bize bilgi verebilir misiniz? Ofis mobilyası bir firmanın imajıdır; kıyafeti, duruşu gibi… İyi dizayn edilmiş bir ofis, karşınızdaki insanlara güven verir. Sizin için başarı ne demektir? Benim için başarı; istikrarlı olmak demektir.
VİZYONU OLMAYAN HER OLUŞUM YOK OLMAYA MAHKUMDUR.
Sosyal sorumluluk projeleriniz var mı? Birçok projemiz var. Şu an gündemde olan ve yoğun ilgi çeken bir yarışmamız var. Yarışmamızın en önemli ödülü ise iş garantisi olması.
OFİS MOBİLYASI BİR FİRMANIN İMAJIDIR; KIYAFETİ, DURUŞU GİBİ.
Katı prensipleriniz var mı? Asla ve asla dedikleriniz? İş yaşamımın önceliklerinin ilk sırasında; prensip vardır. Asla ve asla haksız bir kazanç istemem. İşimi laikiyle yapıp karşılığını isterim. Gelecekte kendinizi ve firmanızı görmek istediğiniz yer, durum nedir? Böyle bir tablo tarif eder misiniz? Sektörde söz sahibi olan bir firmayız. Bunu korumak ve daha da yukarılara taşımak için çalışıyoruz.
Başarılı ve İstikrarlı olmak için neler yapmak gerek? Başarılı olabilmek için benimsediğim üç kelime var ; Sistem, prensip ve otorite! Hepsi istikrarlı bir şekilde layıkıyla geçekleştirildiğinde her iş olması gerektiği gibi yürüyecektir. Üye olduğunuz dernekler vakıflar var mı? AFİDER (Ankara Fenerbahçeli İşadamları ve Yöneticileri Derneği ), ARIMED (Arı Mezunlar Derneği), GGYD (Genç Girişim ve Yönetişim Derneği) ve TÜSİAV(Türk sanayi ve İşadamları vakfı).
ASLA VE ASLA HAKSIZ BİR KAZANÇ İSTEMEM.
Rekabet sizce neyi ifade ediyor? Rekabet; dinamizmi ifade ediyor. Rekabet olan yerde herkes daha iyisini yapmak ister. Bu da devamlı araştırmayı, geliştirmeyi ve yenilenmeyi gerektirir. İş yaşamında vizyon ve amaç belirlemenin önemi nedir? Vizyonu olmayan her oluşum yok olmaya mahkumdur. Geleceğe dair bir vizyonunuz yoksa, olanla yetinirsiniz ve zamanla rekabet ortamına ayak uyduramayarak yok olursunuz. Yapmayı düşündüğünüz yeni işler ve girmeyi düşündüğünüz sektörler var mı? hedef, planlama yok ise, o işte hayırda yoktur. Ben öncelikle yaptığım işi daha iyi nasıl yaparımın ve ileriye nasıl taşırımın peşindeyim.
Sizce gelecek hangi sektörde? Mesela internet ya da reklam vb. Ayrıca sosyal medya konusunda çalışmalarınız varmıdır? Gelecek, internet sektöründe diye düşünüyorum.Hatta O kadar çok hayatımızın içerisindeki neredeyse ekmek siparişimizi bile internetten vereceğiz. Bizde bu sosyal ağda ve yazılı basında araştırmalarımızı yaparak çalışmalarımızı gerçekleştiriyoruz.Hatta bu bağlamda bir e-ticaret çalışmamız var ve en yakın zamanda da hizmete açacağız.
BAŞARILI OLABİLMEK İÇİN BENİMSEDİĞİM ÜÇ KELİME VAR ; SİSTEM, PRENSİP, OTORİTE!
İş hayatına yeni atılmış genç girişimciler ilk etapta nasıl bir yol izlemeliler? Tavsiyeleriniz neler? Çok çalışmak ve dürüst olmak. Bu birbiriyle bağımsız fakat içiçe geçmiş ikiliyi hakkı ile yaparlar ise zaten başarıda arkasından gelir diye düşünüyorum. Günün stresini ve yorgunluğunu nasıl atıyorsunuz? Ailemle zaman geçirerek atmaya çalışıyorum. Seyahat etmeyi seviyor musunuz? Seyahatinizde nerelere gitmeyi tercih ediyorsunuz? Deniz sevdalısı bir adamım. Fırsat buldukça akdeniz ve ege tarafına seyahat etmeye çalışıyorum. Hobileriniz neler? Vazgeçemediğiniz alışkanlıklarınız var mı? Dalış yapmayı ve ateş yakmayı seviyorum. magdergi.com.tr 35
RÖPORTAJ
"Divan’ın konforu ve kaliteyi vazgeçilmez kılan standartlarıyla konuk memnuniyeti en üst düzeylere tașınıyor."
Ceyda Özbay
B
Ankara'nın elit otelleri arasında yer alan Divan Otel Satış ve Gelirler Yönetimi Müdürü Ceyda Özbay Divan Oteli’ni anlattı.
ize profesyonel geçmişinizden bahseder misiniz? Otel İşletmeciliği’ne ilk adımımı 1999 yılında aldığım kararla, dönemin Turizm ve Otel İşletmeciliği alanında en iyi eğitim kurumlarından olan AHMA’ya başlayarak attım. Mezuniyetimi takiben Tunalı Otel’de Ön Büro Bölümü’nde çalışmaya başladım, burada edindiğim iki yıllık tecrübe sonrasında, açılış ekibine katıldığım Divan Otel Ankara’yı 2007 yılında büyük bir heyecan ve gururla hizmete açtık. Açılışından buyana Rezervasyon Şefliği, Ön Büro Müdürlüğü görevlerini yürütmemin ardından halen sürdürdüğüm Satış ve Gelirler Yönetimi Müdürlüğü’ne atandım. İnsan kaynaklarına üst düzey önem verdiğini düşündüğüm Divan Grubu’nun vizyonunu benimsemem yüksek bir aidiyet duygusu yarattı. Diğer yandan sürekli artış ivmesinde olan Divan’ın üstün hizmet standartlarını takip etmek ve konuklarımızdan olumlu geridönüşler almak hem şirketime hem de çalışma arkadaşlarıma olan güvenimi ve saygımı arttırdı. Kısacası, çok şanslı olduğumu düşündüğüm Divan Ankara’da kariyerime büyük bir mutlulukla devam ediyorum.
ve servis personelimizin otel dışında sergiledikleri lezzet şölenlerimiz var, Divan Catering…
Divan vizyonunu benimsediğinizi söylediniz. Divan’ın hizmetleri hakkında neler söylemek istersiniz? Divan Grubu’nun temel amacı Türk misafirperverliğini üstün standartlarda sunmak, vizyonumuz ise “Efsane olmak” bu doğrultuda standartlarımız sürekli daha iyiye doğru gidiyor. Bir tara an şirketimize ait yatırımlar Türkiye’de devam ederken diğer tara an yurtdışı projelerimiz de büyük başarılara imza atıyor. Bizler de Başkent ekibi olarak bu büyümenin gururunu yaşıyoruz. Divan Ankara lokasyonu ve şık mimarisiyle özellikle iş dünyası tarafından tercih edilen bir otel, üzerine bir de Divan’ın konforu ve kaliteyi vazgeçilmez kılan standartları eklenince konuklarımızın memnuniyeti en üst düzeylere taşınıyor. Konaklama hizmetimizin yanısıra bünyemizde bulunan Divan Pub, Klasik Türk ve Dünya mutfaklarına ait lezzetleri sunduğumuz eşsiz bir restoran. Tabii bir de hünerli şeflerimizin
Finansal olarak değerlendirecek olsanız 2014 nasıl geçiyor, 2015’ten beklentileriniz neler? 2014 yılı finansal olarak biraz sıkıntılı başladı, diyebilirim. 2013 yılı son çeyreğinde yaşanan kriz ve yüksek döviz artışı pazarın Ocak ayında daralmasına yol açtı. Kriz süreçlerinde ilk etkilenen sektör turizmdir çünkü, krizin getirdiği mecburi tasarruf ilk olarak seyahat ve konaklama harcamaları üzerinden yapılır. Neyse ki Şubat ayı itibariyle genel finansal yapı yoluna girdi ve doluluk oranlarımız hedeflerimize ulaştı. 2014 yılını başarılı bir tablo ile bitireceğimizi düşünüyoruz. Ankara’da yeni otel yatırımlarının da açılması planlanan 2015 yılından ise çok ümitliyiz. Hizmet kalitemize güveniyor, bu doğrultuda başarılı bir yıl daha geçireceğimize yürekten inanıyoruz. Nazik ilginiz için teşekkür eder, okurlarınıza saygılarımı sunarım.
36 magdergi.com.tr
Divan’ın Catering Hizmetleri çok beğeniliyor, başarılı organizasyonlarınızın hazırlık süreci nasıl işliyor? Otel hizmetlerimizin yanısıra her zaman gururla bahsettiğimiz, Ankara’da en şık davetlere hizmet veren, Catering ekibimiz var. Açılışımızdan buyana kendimizi çok iyi geliştirdiğimizi düşündüğümüz, 3.000 kişiye kadar sunabildiğimiz Catering hizmetlerimiz, özellikle protokol ve diplomatik çevreler tarafından sıkça tercih ediliyor. Açık alanlarda gerçekleştirdiğimiz düğün organizasyonları ise çok beğeniliyor. Elbette bu birbirinden lezzetli sunumların perde arkasında profesyonel bir ekip var. Ziyafet menülerimizin hazırlığı sürecinde lezzeti ön planda tutan şeflerimiz, yiyecek tasarımlarını da ince bir zevkle ele alıyor. Bugüne kadar aldığımız tüm geribildirimlerin mükemmel olması, Catering işinde de çok iyi olduğumuzu ispatlıyor.
kadın MAG
SHOUROUK Kolye € 730
FINDS Gözlük € 322,91
ISABEL MARANT Siyah Ceket € 620
FRAME DENIM Gömlek € 235 RYAN STORER Broș € 155
TOD’S Çanta € 2,050
JHOSEPH Siyah Tulum € 635
STELLA MC CARTNEY Çanta € 750 Rolex&Cartier Butik UĞUR SAAT
CHURCH’S Ayakkabı € 395 ALEXANDER MC QUEEN Etek € 190 VANESSA BURNO Ceket € 510 PROENZA SCHOULER Çanta € 1,020
GIVNCHY Kolye € 890
PROENZA SCHOULER Çanta € 1,020 MARNI Küpe € 310 MASION MICHEL Șapka € 350
Feminen ve
Cesur
PROENZA SCHOULER Ayakkabı € 625
Aksesuarda kullanacağınız cesur dokunușlar ile pantolon ve ceket takımlarının maskülen imajını kırarak feminenliğinizi ön plana çıkartın!
ROKSANA ILINCIC Narçiçeği Kaban € 2,120
GUCCI Pantolon € 650
JIMMY CHOO Ayakkabı € 450
TIBI Topuklu Çizme € 735
RÖPORTAJ
"Bizim hayatımızdaki başarı, yirmi iki yıldır aynı aşkla bu mesleği sahiplenmek ve arkasında durmamızdır"
Ebru Koçak - Oktay Acar
Ankara'nın moda ile buluştuğu nokta Kuğulu Optik kurucuları Oktay Acar ve Ebru Koçak ile başarıya dair keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
RÖPORTAJ
O
ktay Acar ve Ebru Koçak kimdir ? Ankara’da bir çok kişinin evinde ofisinde veya arkadaşlarıyla sohbet ederken bir gözlük muhabbetinde ismi en çok geçen söylenen iki kişidir.
tirdiği projelerdir ve mutlaka hayatınızda yer almalıdır. Görme engelliler, madde bağımlı gibi birçok sosyal projede yer aldık. Bu projelerin içinde olmaktan da büyük keyif aldık ve içerisinde de olmaya devam edeceğiz.
İşiniz ne zaman ve nasıl kuruldu?
2012 yılında Kuğulu Optik’i Ankara’nın incisi olan Tunalı Hilmi Caddesinde kurduk. Bugün ikincisi optik, bir tanesi saat olmak üzere üçüncü mağazamızı açtık. Çayyolu Arcadium AVM’de açtığımız şubemiz ve Tunalı Hilmi’deki Kuğulu Saat ile çok önemli işlere imza attık.
Başarılı olmak için neler yapmak gerek? Başarılı olmak için önce yaptığınız işe saygı duymanız ve ona gönülden sarılmanız lazım. Bizim hayatımızdaki başarı, yirmi iki yıldır aynı aşkla bu mesleği sahiplenmek ve arkasında durmamızdır. İnsanlara dürüstlüğünüzü, doğru ve kalben geçirdiğiniz zaman, başarı otomatik olarak işinize yansır. İnsanlar sizden güven satın alıyorlar, işte o zaman Başarı budur.
Üye olduğunuz dernekler vakıflar var mı? ANGİAD ve aynı zamanda Ankara Birlik Lions Klubüne üyeyiz.
İş yaşamınızdaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler? İş hayatındaki önceliğimiz mağazalarımızın hepsinde aynı hizmet kalitesini sunabilmektir. Her mağazamızda aynı güler yüz ve servis bizim vazgeçilmez ilkemizdir. Bizi meslektaşlarımızdan ayıran en büyük özellik onlara “Kuğulu Optik’ten alışverişimi yaptım” dedirtmenin zevkini yaşatmaktır.
En büyük idealiniz nedir? En büyük idealimiz bir gün mesleği bırakma zamanı geldiğinde bayrağı devredeceğimiz insanların bizden gururla bahsetmeleri, bizce bir insanın ticari hayatında isteyebileceği en önemli mirastır.
Yapmayı düşündüğünüz yeni işler ve girmeyi düşündüğünüz sektörler var mı? Evet yapmayı düşündüğümüz birkaç proje daha var. Çok yakında onlarla ilgili de planlarımızı yapmaya başlayacağız.
Sosyal sorumluluk projeleriniz var mı? Sosyal sorumluluk projeleri, insanların birbirine olan ihtiyaçlarını pekiş-
İş hayatına yeni atılmış genç girişimciler ilk etapta nasıl bir yol izlemeliler? Tavsiyeleriniz neler? Genç girişimci arkadaşlarımıza söyleyeceklerimiz başarı kazanmak için yola çıkıyorsanız eğer, öncelikle dürüstlüğünüz en büyük sermayeniz olmalıdır. Başlayacağınız iş mutlaka bildiğiniz ve finans fizibilitesini en iyi yaptığınız iş olmalıdır. İçinizdeki hırsı doğru kullanırsanız o size başarıya giden yolda anahtar olur. Biz de daha yolun başındayız bizim de her gün büyüklerimizden öğrendiğimiz, örnek aldığımız durumlar oluyor. Hedefleriniz olursa ve inanırsanız başarırsınız…
RÖPORTAJ
“Gazeteci olmak için; sorularınız olacak, biraz süratli düșünüp hızla karar almak için doğanız elverișli olacak.”
Erhan Karadağ ASLA "ASLA" DEMEYİNİZ..
Çaycılıktan, ofis boyluğa hayallerinin peşinden koşan bir gazeteci…Kanal D Ankara Temsilcisi Erhan Karadağ mesleğini, hayatına yön veren girişimlerini ve gazetecilik ile ilgili merak edilenleri anlattı.
S
izi tanıyabilir miyiz? Amasya Merzifon'da doğdum. 1970 yılında küçük bir kasabadan, çalışmak ve geçinebilmek için Ankara'ya gelen beş çocuklu bir ailenin kamyondaki en küçük yolcusuydum. İlkokul, ortaokul ve liseyi Ankara'da okudum. Üniversite hayatına başlamaya hazırlanırken on sekiz yaşında gazeteciliğe başladım. Bunu, kaçırılmayacak bir fırsat olarak gördüğüm için üniversite okuyamadım. Basın hayatına ne zaman başladınız? Gazeteci olmayı çok istiyordum. Gazeteci olmak için sadece iletişim fakültesi okumak yetmiyor galiba; kişisel özelikleriniz buna uygun olacak, meraklı, ilgili, insanlar ve olaylarla iletişim kurmayı seviyor olmanız gerekiyor. Böyle bir insan değilseniz eğer, beş gazetecilik okulu bitirseniz de olmuyor. Sorularınız olacak, biraz süratli düşünüp hızla karar almak için
40 magdergi.com.tr
doğanız elverişli olacak. Çok genç yaşta bir gazete binasında çalışma olanağı buldum. İlk işim çaycılıktı, ikincisi de ofis boyluk oldu. Asıl istediğim muhabir olmaktı tabii ki… Altı ay sonra Güneş Gazetesi'nin haber merkezine sızdım. Önce gece muhabiri oldum, fotoğraf çekmeyi ve haber yazmayı öğrendikten sonra Sabah Gazetesi'ne transfer oldum. Ucuza gittim tabii ki; ama o yaşlardaki en önemli şey sigorta yani "kadro" idi. Sabah'ta altı yıl muhabirliğin ardından Türkiye'de özel televizyonlar yeni kurulmaya başlamışt. TRT'den, devlet televizyonu üslubundan farklı bir ekran dönemi başlamıştı. "Ben de bu yeni dönüşümün ve durumun içinde olmalıyım" diyerek ATV'nin kuruluşunda yer aldım. Bir dönem sabah haberlerini hazırlayıp sundum. Ana haber bülteninde küçük yorum-haber programları yaptım. Ali Kırca ile on, Mehmet Ali Birand'la sekiz yıl derken, yıl 2014 ve Kanal D'nin Ankara temsilcisiyim. Dokuz yıldır buradayım. Aslında bu iş İstanbul'da yapılır, son nokta orasıdır belki ama benim için öyle değil... İşimi sevdiğim kadar Ankara'yı da seviyorum. İş dışında geçen zamanlarımı da önemsiyorum.
RÖPORTAJ
Medya sektörü hakkında bize bilgi verebilir misiniz? "Çok garip" diyebilirim önce, yani Türkiye'de çok garip... Bir çırpıda bilgi verebilecek standartı olan, kuralları belli, sınırları ve özgürlükleri net bir yapı değil karşımızdaki… Bu ülkede medya deyince tarif etmek daha zor… Reklam gelirleri adil ve düzenli bir şekilde paylaşılsa, ifade özgürlüğü çerçevesinde her görüşü temsil eden yayınlar da yaşayabilse şahane olur. Çünkü bu ülkede müthiş bir potansiyel var. Mesela İngiltere'de ulusal televizyon kanallarının on katı kanal var bizde. Gazeteler deseniz onlar da öyle… En iyi diziler, en şahane reklam filmleri Türkiye'de çekiliyor. İzleyici kitlesi çok dinamik ve kendisini her yeni ürüne adapte edebiliyor. Mesela Acun Ilıcalı ne program yaparsa herkes ekran karşısına kilitleniyor. Okumaktan çok izlemeyi sevdiğimiz için yabancı yatırımcılar da Türkiye'de televizyon sabihi olma peşindeler. Sizin için başarı ne demek? Benim için başarı, işimi iyi yapmak, çalışırken mutlu olmaktır. Düşünsenize bir iş yerinde çalışıyorsunuz, her ay para alıyorsunuz ve orada geçirdiğiniz tüm zamanlarınızı çok seviyorsunuz. İşte bu hissi yakalamak, onun koşullarını oluşturabilmek başarıdır. Dikey bir hedefin ya da yukardaki bir başarının peşinde değilim doğrusu. Çünkü daima daha yukarısı, bir adım ötesi olacak. Çok yukarıya çıkarsanız düşersiniz, üstelik yukarıya bakarken varolduğunuz yerdeki manzaranın da tadını çıkaramazsınız. Başarılı olmak için neler yapmak gerek? Severek ve samimiyetle çalışmak gibi ortak bir zorunluluk dışında her iş kolunun başarılı olma kriteri farklıdır herhalde… Medya için şunu söyleyebilirim; her fırsatta kendini yenilemek gerek. Biz toplumun önünde iş yapıyoruz, ne yapıyorsak izleniyoruz. Üstelik bizi izileyenlerin bizden daha akıllı, daha kültürlü ve ya daha hoşgörülü olduğunu, olabileceğini hep hesaba katmalıyız. Adil bir dil, ö eden uzak bir yorum, izleyicinin de karar vermesini, düşünmesini sağlayacak özende objektif bir aktarıcı, anlatıcı olmalıyız. Türkiye'de ve her yerde yaptığınız işin tüketicisi nelerle ilgileniyor, ne istiyor bunu bilerek hareket etmeli. Hem onlara zarar vermemeli hem de onlara ekran karşısında boş zaman geçirdiğini hissettirmeyecek işler yapmalı. Bir üretim bandında, bir fabrika da disiplin ve çok yoğun çalışma verimliliği arttırabilir. Ama medyada çalışan herkes birer ressam, dikatli birer çi göz. Arkadaşlarımın gözlemlediklerini, tanık olduklarını yansıtıyoruz televizyona, o yüzden onların varlığını hesaba katan bir çalışma ortamı, paralel bir hiyerarşi kurulmalı. Üye olduğunuz dernekler, vakıflar var mı? Yok diyebilirim. Ya da kayıtlıysam da aktif bir üye değilim. Varlıklarını çok önemsediğim bazı gazetecilik örgütlerinin üyesiyim elbette. Rekabet size neyi ifade ediyor? Daha iyiye ulaşmayı, ulaştırmayı. Ama bu sözü duyunca insanın aklına hemen, faul, çelme, hırs, haksızlık gibi şeyler geliyor. Oysa eşit şartlarda daha iyi olanı ortaya çıkarmayı rekabet sağlar ancak. Rakibiniz olmazsa, kendinizi yenilemez para kazandığınız ya da varlığınızı borçlu olduğunuz yerlere, kitlelelere en hafif ifadeyle ayıp edersiniz. İş yaşamınızdaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler? Çok net bir önceliğim yok. Çalışma arkadaşlarıma ve olaylara göre değişebilir elbette. ama şunu biliyorum; ancak mutlu bir insan işini iyi yapabilir. Ben Cumartesi-Pazarımı hangi duygu ve tebessümle geçiriyorsam; akşamlarımı, mesai satlerimi de öyle yaşıyorum. Arkadaşlarımın da öyle hissetmelerini sağlayacak bir çalışma ortamı peşindeyim. İş yaşamında vizyon ve amaç belirlemenin önemi nedir? Çağa ayak uydurmak, toplumun sosyal gelişimi, teknoloji oraya gelmeden kendini hazırlayabilmeli insan. Örneğin; medyada yeralmayı düşünen bir genç, beş yıl sonrasını hayal edip şu anda interneti, internet sayfası oluşturabilmeyi, internet televizyonunu A'dan Z'ye öğrenmeli ki televizyon ve gazeteler tablete tam orak girince içinde yeralabilsin.. Eğer yaptığınız işle bir ömür geçirmek ve geçinmek istiyorsanız; o iş dünyada nasıl yapılıyor, Türkiye'de nasıl yapılmalı kafa yormalısınız. Buna vizyon deniyor herhalde.
Sosyal sorumluluk projeleriniz var mı? Yok ama desteklemem gerektiğini düşündüğümde içinde yer aldığım oluyor. Ya da bir teklifle karşılaşıp da fırsat bulamadıysam, ihmal ettiysem üzülüyorum. En büyük idealiniz nedir? Dünyanın bir başka köşesinde 1-2 yıl yaşamak. Başka evrenlerle, başka insanlarla da yaşayabilmek. Müziğiyle, yemeğiyle, günlük hayatıyla ya da iklimiyle uzak çok uzak bir yerde de varolabilmek. Tabii Türkiye'ye geri dönmek kaydıyla. Katı prensipleriniz var mı? Asla ve asla dedikleriniz? Asla "asla" demeyiniz.. Gelecekte kendinizi ve Türk Medyasını görmek istediğiniz yer, durum nedir? Böyle bir tablo tarif eder misiniz? Türkiye'de medyayı özgür, çok sesli, çalışanlarına daha fazla kıymet veren bir noktada görmeyi isterim tabii ki. Kendimi de bir gezi programı yaparak bulsam süper olur. Sektör değiştirmeyi düşünseniz hangi alanda çalışmayı tercih ederdiniz? Doğanın herhangi bir köşesinde, insanların ulaşabileceği bir yerde camping işletmek isterim; orda da yaşamak. 20 yıl önce sorsaydınız bu soruyu “biraz müzik aleti çalıyorum, şarkı söylemeyi seviyorum herhalde müzikle ya da sinemayla uğraşmak isterim” derdim. Sizce gelecek hangi sektörde? Medya'da gelecek tv, telefon, tablet gibi akıllı alıcılara hizmet satmakta. İnternet medyası şimdilik çok para kazanamıyor. Reklam gelirleri bir televizyon kadar olmasa da dergilerin, gazetelerin reklam gelirine ulaştığında daha çok insanı istihdam edecek ve şu an hayal edemeyeceğimiz bir çok ürün geliştirecek. Ceketimizin iç cebinden bir spiker "flaş flaş" diyerek bir son dakika haberi okuyabilir kulağımıza.
BENİM İÇİN BAŞARI, İŞİMİ İYİ YAPMAK, ÇALIŞIRKEN MUTLU OLMAKTIR. Sosyal medya konusunu ve önemini yeterince biliyor musunuz? Bu konuda çalışmalarınız var mı? Sosyal medya aslında profesyonel medyanın bundan sonra işinin ne kadar zor olacağını gösteriyor. Artık bilgiye ulaşmak kolay; ama sosyal medya sorumluluğu ve kurumsal bir pozisyonu olmayanların haber paylaştığı mecra sosyal medya. O mecrayı iyi kulanmak, kendi ekranınıza ya da kendi yayın organınıza çekmek üzere küçük küçük iletişim kurmak zorundasınız. Günün stresini ve yorgunluğunu nasıl atıyorsunuz? Medya sektörüyle hiç ilgisi olmayan yakın arkadaşlarım sağolsunlar.. Onlarla bir iki kadeh ruhumu başka yerlere götürmeye yetiyor. Seyahat etmeyi seviyor musunuz? Seyahatinizde nerelere gitmeyi tercih ediyorsunuz? Seyahat etmeyi seviyorum, seçmiyorum. Neresi ve ne zaman olacağını bütçem ve zamanım belirliyor biraz. Ama çok büyük şehirleri, 5 yıldızlı tatil beldelerini değil, doğayı, doğal olan yerleri tercih ediyorum. Hobileriniz neler? Vazgeçemediğiniz alışkanlıklarınız var mı? Motosiklet... iki motosikletim var. Ha a sonları şehirde kaldıysam Vespa ile dolaşıyorum; biraz uzak gideceksem Enduro bir motosikletim var, toprak yolda ve asfaltta giden, o beni götürüyor bir yerlere. Bir de bu yaz küçük bir camper yaptırdım, karavan gibi bir şey. Tatillerim bundan sonra teker üzerinde olacak. Haziran ayında arkadaşlarımda Gürcistan'ın dağlarını gezdik bir ha a. Bu ay da tek başına içinde buzdolabı, lovabo, duş ve yatak olan o araçla Yunanistan'ı dolaşacağım... Yapmaktan keyif aldığım başka şeyler de var ama şimdi "fotoğraf çekmek, sinemaya gitmek, enstürman çalmak vs." diye onları saymayayım. magdergi.com.tr 41
RÖPORTAJ
“İș birliklerini geliștirerek, vazgeçilmez olmayı hedefliyoruz”.
Erkan Aytekin
ENNE; TÜRKİYE MOBİLYA ÜRETİMİ VE SATIŞI SEKTÖRÜNDE ÖNCÜ BİR FİRMADIR.
Çağdaş hayatın hızını ve yalınlığını yansıtan modern mobilyalardan gelenekseli yeniden yorumlayan tarz sahibi koleksiyonlardan oluşan Enne Mobilya’nın Sahibi Erkan Aytekin, Enne Mobilya ve başarılarını anlattı.
E
nne Mobilya hakkında kısa bir bilgi alabilir miyiz? Enne Mobilya 1999 yılında kurulmuş genç bir firma olmasına rağmen; on beş yıla çok ciddi başarılar sığdırmış bir marka. Şu anda 230 kişiden oluşan bir ekibe sahibiz. Merkezimiz ile birlikte beş adet şube mağazası ile yurt içinde ve yurt dışında sekiz adet bayisi bulunan, yurt dışında büyük otel projelerine imza atmış, sektöründe öncü mobilya ve dekorasyon firmalarının ürünlerini ithal ederek sevenleri ile buluşturan mobilya ve iç mimarlık şirketi.
42 magdergi.com.tr
Enne; bünyesindeki tasarım ve Ar-Ge ekibi ile standart üretimlerinin dışında, geliştirdiği özel üretim bandı ile müşterilerinin beklenti ve isteklerini projelendirip, mekanlarda uygulanabilir hale getirerek kişisel zevkleri ön plana çıkaran bir firma. Enne, yerli üretiminin yanı sıra temsilciliğini yaptığı İtalyan Contempo, Ditre, Desiree ve Natuzzi markalarının en yeni modellerini de mağazalarında müşterileri ile buluşturuyor.
RÖPORTAJ
Şirketin önümüzdeki dönem hedefleri ve planları nelerdir? ENNE, olarak özellikle son yıllarda ileriye yönelik sürekli büyüme yatırımEnne, olarak özellikle son yıllarda ileriye yönelik sürekli büyüme yatırımları hedefliyor ve sektörün vazgeçilmez alternatiflerinden olmayı süreklilik kabul ediyoruz. Bu amaçla modern mobilya alanında, dünyaca ünlü tasarımcılarla birlikte çalışarak Enne’ye özel yeni ürün gamlarının ortaya çıkarılması ve ürünlerin uluslararası ulaşılabilirliğinin sağlanması için girişimlerde bulunuyoruz.
ENNE OLARAK HEDEFLERİMİZ ÇOK BÜYÜK VE BU HEDEFLERE ULAŞMAK İÇİN ÇOK ÇALIŞIYORUZ.
Öncelikli hedeflerimiz arasında üretim ve işçilik kalitemizden ödün vermeden, kendimizi daha da geliştirmek. Adına Ar-Ge yatırımı yapmak, tasarımda dünyaca ünlü tasarımcılar ile çalışmak. Kontrat işlerinden ise yine dünyanın önde gelen mimarlık firmaları ile yaptığımız iş birliklerini geliştirerek, vazgeçilmez olmayı hedefliyoruz. Memnuniyetle söyleyebilirim ki şu anda bu hedeflerimizde çok ciddi mesafeler katettik. Öncelikle bizi çok heyecanlandıran bir gelişmeden bahsedeyim. 2015 Ocak ayında yapılacak olan Maison Obje Fuarı’nda katılımcı olarak bulunacağız. Çok önem verdiğimiz bu fuara başarılı tasarımcılarımızdan Emir Uras’ın imzasını taşıyan fuar tasarımımız ile katılacağız. Burada sunacağımız yeni koleksiyonumuz ise Torro, Contempo, Complex gibi büyük firmalara tasarım yapan ve kendi alanında duayen ekip Marconotta & Zappa’nın elinden çıkacak. Yalnızca onlarla da kalmayacak, önümüzdeki yıllarda birçok ünlü tasarımcıyla iş birlikteliklerimiz olacak. Hepsiy ile anlaşmalarımızı yaptık. Süreci devam ettiriyoruz. Kısacası yakın zamanda Enne ürünlerinde onların imzasını göreceksiniz. Bunun dışında marka olarak üretimin yanında tasarım ve Ar-Ge’ye de çok önem veriyoruz ve bu konuda da ciddi girişim ve yatırımlarımız var. Öncelikle üretim ve işçilikteki kalitemizi tam anlamıyla standartlaştırmak için yeni bir fabrika ve otomasyon sistemine geçtik. Bunun da meyvelerini çok kısa zamanda almaya başladık. Enne özellikle son yıllarda üretim kalitesi ve işçiliği ile kendisine yurt dışında ciddi bir hayran kitlesi edindi diyebiliriz. Özellikle proje bölümümüz çok özel ve büyük projelere imza atarak bu alanda ismimizi çok özel bir yere taşıdı. Son yıllarda tamamladığımız yurt dışı projelerimizden Rusya Gelendzhik’teki Kempinski, Ukrayna Kiev’de Radisson Blue, Rusya Sochi’de yine Radisson Blue, Marriott ve Swissotel, Rusya Chelyabinsk’de Radisson Blue, bunlardan yalnızca bazıları. Hali hazırda da Rusya’da iki noktada projelerimiz hızla devam etmekte. Arketipo ve Cra 312, Lwa Sweden gibi titiz ve başarılı tasarım firmalarıyla yaptığımız iş birliktelikleri de bizi Ar-Ge olarak çok başka bir yere konumlandırdı. Örneğin; yine büyük tasarımcı ve tasarladığı hayranlık uyandıran otellerle bilinen Chirstophe Pillet’nin proje ve ürün tasarımlarının üretimlerini biz gerçekleştireceğiz. Özetlersek, Enne olarak hedeflerimiz çok büyük. Bu hedeflere ulaşmak için de çok çalışıyor ve kararlılıkla ilerliyoruz
ENNE ÖZELLİKLE SON YILLARDA ÜRETİM KALİTESİ VE İŞÇİLİĞİ İLE ADINI YURT DIŞINDA DA DUYURDU.
Enne’nin mobilya sektöründeki yeri nedir? Enne; kişiye özgü tasarım, kalite, güven, ulaşılabilirlik, teknik servis, yenilikçi olmak gibi son kullanıcının ihtiyaç duyabileceği tüm detaylara cevap verebilen, işini sevgiyle yapan, birçok yeniliğe imza atan, Türkiye mobilya üretimi ve satışı sektöründe öncü bir firmadır.
magdergi.com.tr 43
RÖPORTAJ
“Dürüstlük, çalıșkanlık ve güven en büyük sermayemizdir.”
Erhan Kızılmeşe
“HER ZAMAN GEMİCİNİN İSTEDİĞİ RÜZGÂR ESMEZ”, BU NEDENLE TİCARETTE KAPTANIN KİM OLDUĞUNA FIRTINALAR KARAR VERİR.
Ankara’nın önemli iş adamlarından Kutup Şirketler Grubu Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Kızılmeşe başarı öyküsünü ve iş yaşamı ile ilgili önemli detayları anlattı.
S
İşiniz ne zaman ve nasıl kuruldu? Ankara’nın Ulus semtinde, Sayın Kazım Kızılmeşe tarafından 1954 yılında 20 metrekarelik bir mağazada Kutup Soğutma adıyla, ticari buzdolabı imalatı ve satışı ile başlayan serüven, babadan oğula nakledilerek devam etmektedir. Daha sonra şahsım tarafından 1991 yılında Kutup Pazarlama ve Ticaret A.Ş. adı verilmesi ile elektronik ve beyaz eşya sektöründeki dev bir zincirin ilk halkası ele alınmıştır.
toplamda yirmi beş mağazamızdaki yaklaşık yüz elli çalışanımız ile perakendecilik sektöründe faaliyetlerimize devam etmekteyiz. Elektronik ve beyaz eşya sektöründeki büyük hedeflerine, bayii kanalında her yıl Samsung, LG ve Bosch markalarından Türkiye genelinde aldığı birinciliklere ulaşan Kutup, yatak ve ev tekstili sektöründe de YatsanTempur ile aynı başarıya ulaşacağının sinyallerini vermektedir. Firmamızın Ankara’daki yirmi beş mağazasının en büyüğü olarak kabul edilen ve bu özelliği ile Avrupa standartlarına yeni bir anlayış getiren Türkiye’nin en görkemli Samsung Digital Plazası, Çankaya Samsung Premium adıyla geçtiğimiz yıl hizmete girmiştir. Çankaya Samsung Premium mağazası sade ve elit tasarımı ile cadde mağazacılığı alanında da sınır tanınmadığını göstermektedir.
İşiniz hakkında bize bilgi verebilir misiniz? Kutup olarak, bugün tamamı Ankara’da olmak üzere on iki alışveriş merkezinde ve Samsung Premium adıyla Çankaya semtinde bulunan
Firma olarak Türkiye’nin perakendecilik ve alışveriş merkezleri sektörünü uluslararası arenada temsil eden, sektörün birleştirici örgütü Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Derneği üyesiyiz.
44 magdergi.com.tr
izi tanıyabilir miyiz? 1964 Ankara doğumluyum. Evliyim ve bir çocuğum var.
RÖPORTAJ
Sizin için başarı ne demek? Son yıllarda ülkemizde meydana gelen ve birçok şirketin kepenk kapatmasına neden olan ekonomik krizlerde, rakiplerimizin aksine; doğru yaklaşım sayesinde olumsuzlukları fırsata çevirerek faaliyetlerine devam eden ve bu krizleri avantaja çevirmeyi başaran firmalar arasındayız. Özetle, “Her zaman gemicinin istediği rüzgâr esmez”, bu nedenle ticarette kaptanın kim olduğuna fırtınalar karar verir. Bana göre başarı, zor dönemlerde güçlenerek ilerlemenin yollarını aramak ve bulmaktır.
HEDEFİ OLMAYAN KİŞİLERİN BİR YERDEN SONRA YÜKSELMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR.
Başarılı olmak için neler yapmak gerek? Yükselmek isteyen firmaların beceri sahibi olmalarından önce, becerilerini geliştirebilmek için karşılarına çıkan fırsatları değerlendirmeleri ve yeni fırsatlar yaratarak doğru adımlar atmaları büyük önem taşımaktadır. Yenilikçi, yaratıcı ve güncel gelişmeleri en hızlı şekilde analiz edip, en doğru şekilde uygulamaya koyarak yükselmeyi düşünmelidirler. Üye olduğunuz dernekler vakıflar var mı? Büyük sevdalarımın başında LÖSEV gelmektedir. Hepimizin bildiği gibi, dünyada bir insanın hayatını kurtarmaktan daha büyük bir hayır yoktur. Hele ki kurtardığımız hayat, küçük bir çocuğun hayatıysa. Geleceğimiz, bugünün çocuklarına emanettir. Geleceğimizi emanet ettiğimiz nesillere hayat veren, hayattan ikinci bir şans almalarını sağlayan ve ülkelerine yararlı bireyler olarak yetişmelerine yardımcı olan LÖSEV’e katkıda bulunan kişilerden biri olmak benim için büyük bir mutluluk ve onur kaynağıdır. Rekabet sizce neyi ifade ediyor? Rekabet halindeki piyasalar ve çevre şartları çok hızlı bir değişim göstermektedir. Bu değişim sürecinde mevcudu sürdürebilmek yerine; değişimi yönetebilmek, planlama ve iletişim becerileri ile geniş bakış açısına sahip olmak, firmalar için yükselmenin temelini oluşturmaktadır. Değişimin başarıya ulaşmasını sağlamanın ve gelişmeleri en etkili şekilde değerlendirmenin en önemli unsurları, ortak vizyon bilincinin yalnızca üst seviye yöneticilerle sınırlı kalmaması, firmanın her kademesinde benimsemesi ve herkesin bu vizyona göre hareket etmesidir. İş yaşamınızdaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler? Dürüstlük, çalışkanlık ve güven en büyük sermayemizdir. Dürüstlük, hayatın her alanında olduğu gibi iş hayatında da çok mühimdir. İş dünyasında kimi insanlar karşılarına çıkan zorluklarla baş edebilmek için bu ilkeleri kullanır. Kimileri ise, kişisel çıkarlarını düşünerek dürüstlüğünden ödün verir. Bu insanlar, kalıcı başarıları ne yazık ki es geçerler. Ben de iş yaşamımda uzun soluklu başarılara ulaşmak için özellikle bu ilkelere sahip olan insanlarla çalışmak ve yol almak isterim. İş yaşamında vizyon ve amaç belirlemenin önemi nedir? Günlük koşuşturmalardan tutun da iş hayatına kadar her konuda irili ufaklı hedeflerimizin olması hayatı anlamlı kılar. Herkes, hayatıyla ilgili büyük bir amaç belirlemeli ve ona doğru durmadan ilerlemelidir. Belirlediğimiz bu büyük amaç, hayatımıza vizyon katar. Hedeflerimizi gerçekleştirdiğimizde yaşadığımız mutluluk hissi, bize bir sonraki hedefimizi gerçekleştirmek için gereken motivasyon ve azmi sağlayacaktır. Eğer zihnimizde tasarlayıp kurguladığımız bir gelecek resmimiz olmazsa, daima yerinde sayan bireyler oluruz. İşte tam da bu
nedenden dolayı teknoloji ve yenilikleri yakından takip etmeli, sosyal ve kültürel gelişmelere sürekli olarak adapte olmalıyız. En büyük idealiniz nedir? Kutup’un temellerini atan rahmetli babam ve ustam Kazım Kızılmeşe adına yeni nesile yol gösterecek teknik bir okul yaptırmak en büyük idealim. Gelecekte yüzlerce, binlerce gencimizin okuyup kişisel gelişimlerini tamamlayarak meslek sahibi olmasının fazlasıyla önemli olduğunu düşünüyorum. Her konuda eğitim gören yeni nesil ile birlikte, Türkiye daha fazla nitelikli iş gücü kazanacak, istihdam artacak ve ülke olarak hep beraber daha hızlı bir şekilde kalkınacağız. Katı prensipleriniz var mı? Asla ve asla dedikleriniz? En katı olduğum ve en önem verdiğim konulardan biri iş disiplinidir. Çalıştığım insanlardan da aynı hassasiyet ve özveriyi beklerim. Çünkü disiplin; sanılanın aksine, hayatın her alanında karışımıza çıkar. Disiplinli insanlar hayata pozitif bakan, sorumluluklarının farkında olan, işine kolayca odaklanan ve zamanı etkin kullanabilen kişilerdir. Günlük hayatımızda yaptığımız en basit işleri bile büyük bir özveri ile gerçekleştirebiliyorsak, ancak o zaman kendimizi disiplinli biri olarak adlandırabiliriz. İş hayatımda bu kültüre sahip ve bu kültürü uygulamayı prensip edinmiş insanlarla çalışmayı tercih ederim.
magdergi.com.tr 45
RÖPORTAJ
Gelecekte kendinizi ve firmanızı görmek istediğiniz yer, durum nedir? Böyle bir tablo tarif eder misiniz? Sürdürülebilir büyümeyle daha fazla istihdam yaratıp, daha fazla gencimize yeni ufuklar açmak ve ülke ekonomisine katkı sağlamak, geçmişte olduğu gibi gelecekte de önceliğimizdir. Sektördeki yeniliklerin öncüsü olan, etik değerlere bağlı ve daha fazla sosyal sorumluluk projesinde yer alan bir Kutup için çalışmaktayız. Her yıl büyüyen firmamızın, bugün sahip olduğu güvenilirliğini gelecekte de koruması benim için en önemli hususlardandır.
GENÇ GİRİŞİMCİ KARDEŞLERİMİZİN FİKİRLERİNİ DOĞRU BİR ZEMİNE OTURTMALARI, YERE SAĞLAM BASMALARI ONLARIN AVANTAJLARINA OLACAKTIR Yapmayı düşündüğünüz yeni işler var mı? Varsa bu işler hangi sektörde olacak? Türkiye, şüphesiz ki birçok konuda büyük potansiyele sahip bir ülke. Ülkemizin bu potansiyelini açığa çıkarmak adına yapılacak yatırımlarla istihdam yaratmak öncelikli hedeflerim arasında. Kendisine bağlı 200’den fazla alt sektörü etkileyebilen, “lokomotif sektör” olarak tanımlayabileceğimiz inşaat sektörüne yatırım yapmayı planlıyorum. Ayrıca, globalleşen dünyada artan enerji ihtiyacını karşılamak adına enerji sektörü büyük önem arz ediyor. Bu yüzden, 2015 yılından itibaren inşaat ve enerji sektörlerine yönelmeyi düşünüyorum. Sizce gelecek hangi sektörde? Mesela internet ya da reklam? Enerji sektörünün önünün çok açık olduğunu düşünüyorum. Yaklaşık on beş yıllık süre zarfında ülkemizde gerçekleşen ekonomik ve sosyal büyüme, beraberinde daha fazla enerji ihtiyacını getirdi. Günümüz şartlarına baktığımızda, ülkemizin enerji ihtiyacı her geçen gün daha da artmaktadır. Ülke olarak belirlediğimiz hedeflere ulaşmamızda enerji sektörüne yatırım yapmanın şüphesiz ki çok önemli bir yeri vardır. Bu sebeplerden ötürü enerji kaynaklarının doğru bir şekilde kullanılmasına ve ülkemizin enerji ihtiyacının yerli kaynaklarca karşılanmasına büyük önem vermekteyim. Sosyal medya konusunu ve önemini yeterince biliyor musunuz? Bu konuda çalışmalarınız var mı? Hayat her zaman değişim halindedir. Devir değiştikçe iletişim teknolojileri ve mecralar da değişime uyum sağlıyor, farklılaşıyor. Günümüzde gençyaşlı demeden herkes bilgiye ulaşmanın en hızlı yolu olan interneti kullanıyor. Böylelikle sosyal medya, markalar için de büyük önem arz eder hale geldi. İnsanlar, kullandıkları ürünlerle daha sıkı bağlar kurmak, markalarla etkileşime geçmek istiyor. Son raporlara göre Türk kullanıcıların internette zaman geçirme süreleri hiç de azımsanmayacak düzeylerde. Hep bahsettiğim gibi değişimi yönetmek adına, sosyal medya alanında ciddi planlamalar yapmaya başladık. Yakın zamanda da meyvelerini toplayacağımıza inanıyorum. İş hayatına yeni atılmış genç girişimciler ilk etapta nasıl bir yol izlemeliler? Tavsiyeleriniz neler? Elbette çalışmak, üretime katkı sağlamak ve yenilikçi olmak gerekir. Genç girişimci kardeşlerimizin fikirlerini doğru bir zemine oturtmaları, yere sağlam basmaları onların avantajlarına olacaktır. Okulda öğrendiklerini iş hayatına başarılı bir şekilde entegre etmeleri gerektiği kanaatindeyim. Bunu gerçekleştirmek için çalışmayı planladıkları sektörle ilgili araştırmalar yapmaları, ayrıca sektörün önde gelen iş adamlarının düşünce ve görüşlerine kulak kabartmaları önemlidir. Bunların yanı sıra, gelecekte önlerine çıkabilecek sorunlar karşısında istek ve azimlerini yitirmemeleri, her zaman daha iyisi için çabalamaları, başarıya ulaşmalarını sağlayacak kilit noktalardır.
46 magdergi.com.tr
Günün stresini ve yorgunluğunu nasıl atıyorsunuz? Ailem, benim en değerli varlığım. Ailemle beraber vakit geçirmek, iş hayatının bütün stresini unutturuyor. Zaten bir insanın en mutlu olduğu yerin kendi evi olduğunu düşünüyorum. Geri kalan zamanımda da, sağlıklı yaşamın en büyük gerekliliği olan sporla yorgunluğumu atmaya çalışıyorum. Seyahat etmeyi seviyor musunuz? Seyahatinizde nerelere gitmeyi tercih ediyorsunuz? İş hayatının yoğunluğundan fırsat buldukça, yurt içine ve yurt dışına kısa seyahatler yapmaya çalışıyorum. Yurt dışından da oldukça talep gören cennet vatanımızın doğal güzelliklerini görmeyi, ailemle birlikte gezmeyi seviyorum. Ülkemizin her bölgesi kendine has güzelliklere sahip ve bunun bizler için en büyük hediyelerden biri olduğunun farkındayım. Fırsat buldukça ülkemizdeki farklı kültürleri öğrenmeye, tarihi yerleri gezmeye ve mutfağımızın farklı lezzetlerini tatmaya vakit ayırmaya çalışıyorum. Hobileriniz neler? Vazgeçemediğiniz alışkanlıklarınız var mı? Benim en büyük hobim, daha önce de söylediğim gibi ailemle vakit geçirmektir. Bunun yanı sıra, en büyük servetim diyebileceğim güzel dostlarımla birlikte olmak benim için vazgeçilmez.
magdergi.com.tr 47
RÖPORTAJ
“Bașarı cinsiyet ile değil; verilen emek ve çalıșma ile gelmektedir.”
Fatma Semiz
Ankara’da erkek egemen sivil toplum kuruluşlarında kelimenin tam anlamıyla bir devrim yaşandı. Türkiye’nin en önemli sivil toplum kuruluşlarından biri olan ANGİAD, 23 yıllık tarihinde ilk kez bir kadını başkan seçti. Göreve gelir gelmez birçok projeyi yaşama geçiren Fatma Semiz çalışmalarıyla tüm kamuoyunun dikkatini üzerinde topladı. MAG Business bu ay hakkında çok konuşulan, adından çok söz edilen ANGİAD Başkanı Fatma Semiz ile çok özel bir röportaj gerçekleştirdi. Semiz’e yaptığı çalışmalar ve projeleriyle ilgili çok özel sorular yönelttik. Sizleri iş dünyasının güçlü kadın profili ile gerçekleştirdiğimiz bu güzel söyleşi ile baş başa bırakıyoruz.
48 magdergi.com.tr
RÖPORTAJ
B
aşkentin en önemli STK'larından birisi olan ANGİAD'ın ilk kadın başkanı olmak nasıl bir duygu?
ANGİAD, STK'lar arasında oldukça önemli ve adını duyurmuş bir dernek. 1991 yılında kurulan ANGİAD, yirmi üç yıl sonra ilk kez bir kadın başkan seçti ve bu ilki yaşıyor olmak benim için onur verici. Tarihinde ilk kez bir kadının başkan seçilmesinin heyecanını ve farkını tabii ki üyelerimiz ile Ankara’daki çok önemli bir kitle de yaşıyor. Yaşanan “ilk”in neticesinde duyulan mutluluğu bana çok olumlu bir şekilde hissettiriyorlar. Özellikle kadınların başkan seçilmemden duydukları memnuniyet beni çok mutlu ediyor. İş hayatı kadın ya da erkek diye bir ayrım yapmamaktadır. Başarı cinsiyet ile değil; verilen emek ve çalışma ile gelmektedir. Gerçek başarı asla tesadüf değildir. ANGİAD, her sektörden üyesi bulunan, çok yönlü, bakış açısı geniş ve üreten bir dernek. Renklerin çok fazla olduğu derneğimizi idare edebilmek tabi ki kolay değil. ''Kadın başkan nasıl yapabiliyor'' şaşkınlıklarına da bazen katılmıyor değilim.
Fatma Semiz denince akla gelen ilk şey ürettiğiniz projeler oluyor. Bu kadar çok projeyi nasıl hazırlıyorsunuz? STK’lar gönüllülük bağıyla çalıştığı için başkanın, her şeyden önce vaktinin çok büyük bir kısmını ayırması gerekmektedir. Sonrasında ise dinamik ve aktif bir ekip ile hedef belirlemesidir. Motivasyon yine üzerinde durulması gereken önemli bir faktördür ve iyi yönetirseniz dinamik bir ekiple çok hızlı bir şekilde yol alırsınız. Motivasyonu yüksek, iyi koordine olmuş ANGİAD ile proje oluşum sürecini oldukça hızlı ilerletebiliyoruz.
Başarınızı neye borçlusunuz? Biz başarıyı samimiyete ve hızlı program yapabilme kabiliyetimize borçluyuz. Ben günlük hayatımda da ağır işleyen işleri sevmiyorum. Doğru planlama ile organize olarak aynı anda bir çok şeyin gerçekleştirebileceğine inanıyorum. En önemli özelliklerimden biri ise zamanı doğru kullanabilmektir. Plan yaparken de en uzun altı aylık planlar yapmaya çalışıyorum. Çünkü daha uzun vadeli olan planların gerçekleştirilemediğinde yaşanılan hayal kırıklığı yıpratıcı olabilir. Doğru hedef ve doğru zamanlama ile başarı kaçınılmaz olacaktır.
ANGİAD olarak sosyal sorumluluk projelerine nasıl bakıyorsunuz? Sosyal sorumluluk projeleri derneğimizin vazgeçilmez ana kollarından birisidir. Yönetime geldiğimiz altı aylık süreçte üç projeye ev sahipliği yaptık. Haymana’da kız çocuklarının daha çok eğitim almasını sağlayıcı bir çalışma yürüteceğiz. Bu ilçemizde kızların okuma oranı oldukça düşüktür. Bunu yükseltmenin yollarını arayacağız. Bunun dışında sosyal sorumluluk anlayışını farklı boyutlara taşıyan bir yapımızda var. Sanatsal, kültürel, çalışmalara da her zaman destek olmaya uğraş veriyoruz. Geçtiğimiz aylarda üyelerimizi Ankara Kalesine götürdüğümüzde fark ettik ki uzun yıllardan beri ilk kez kale bölgesine gelmişiz. Bu kapsamda kültürel aktivitelere ağırlık vereceğiz. Üyelerimizden oluşturduğumuz takımlar ile futbol ve tenis turnuvaları da planlıyoruz.
Projelerinizin hayata geçiş süreci nasıl gerçekleşiyor? Çok programlı ve sistematik ilerliyoruz. Projelerimizle bizzat ben ilgileniyorum. Başkanlık sürecine hazırlandığımız dönem de projelerimizle ilgili çok ciddi bir çalışma gerçekleştirdik. Projelerimiz hazır olduğu için aylık düzenlediğimiz programlarla bir ay öncesinden çalışmalarımıza başlıyoruz ve hızlı bir şekilde ilerliyoruz. Şu anda dört bakanlıkla dört büyük proje yürütüyoruz. ANGİAD, ilk defa Cumhurbaşkanlığı Heyeti’nde temsil ediliyor. İlk defa dernek olarak yurt dışına ticari gezi düzenledik. Ticari ilk yurt dışı ziyaretimizi Romanya’ya gerçekleştirdik. Yurt içinde ise Gaziantep ve Mardin’e hem ticari hem de kültürel geziler düzenledik. Önümüzdeki günlerde Azerbaycan ve Makedonya ziyaretlerimiz olacak. ANGİAD kültür günleri düzenliyoruz. Bu da derneğimizde ilk defa gerçekleştiriliyor. İlk defa Kalkınma Ajansı’na sunulan bir kredi başvurumuz onaylandı. Derneğimizde daha önce hiçbir kredi başvurusu onaylanmamıştı. Gerçekten çok heyecanlıyız ve ilklerimiz oldukça fazla.
Fatma Semiz Lider kavramını nasıl değerlendirir? Lider, herkes üzerinde muhteşem bir vizyon uyandırmalıdır. Zaten lideri görünce onun bir rol model olduğunu fark ediyorsunuz. Lider; yol gösterir, iyi niyetlidir, ''ben'' değil ''biz'' der, hataları düzeltir. Lider, ekibine şu işe git demez, gidiyoruz der. İş veya projenin işleyiş sürecinde dahi her daim takip eden, hata olmasına izin vermeden doğru sonuca ulaşmayı becerebilendir. Yaşadığım ve beni onurlandıran bir anımı paylaşmak istiyorum. Geçtiğimiz aylarda gerçekleştirdiğimiz Mardin ziyaretinde Mardin Genç İşadamları Derneği üyelerinin eşleriyle akşam yemeğinde bir araya geldik. Yemekte eşlerle yaptığımız sohbette hepsi “Kızlarımız da sizin gibi olsun” istiyoruz dedi. Bu gerçekten çok onur verici bir durumdu. Aynı duyguları Gaziantep ziyaretimizde de hissettim. Ankara’da üyelerimizle konuşurken onlarda bunu bana hem hissettiriyorlar hem de bire bir söylüyor. Çevreden aldığım bu geribildirimler beni motive ederken bir yandan gururlandırıyor. magdergi.com.tr 49
kadın aksesuar MAG
AURÉLIE BIDERMANN Kolye € 12,500
ZARA Kolye 69,95
CAROLINA BUCCI Kolye € 2,472
DANIELA VILLEGAS Kolye € 6,160
VALENTINO Kelebek Bileklik € 720
FRED LEIGHTON Küpe € 5,040 MELISSA JOY MANNIC Küpe € 262,50
RYAN STORER Küpe € 485
Karnaval Geçidi
KIMBERLY MCDONALD Yüzük € 6,766
Günlük hayatınızın parçası olmaya aday akseuarlar, modern çizgileri LYNN BAN Yüzük ve farklı tasarımları ile € 2,175 vazgeçilmeziniz olacak
BIBI VAN DER VELDEN Yüzük € 2,495
GUCCI Bileklik € 3,562,50 YAZ BUKEY Broș £ 67
CAROLINA BUCCI Bileklik € 510
CHRISTIAN LOUBOUTIN ipad Kılıfı € 565
EUGENIA KIM Toka € 85 FRED LEIGHTON Yüzük € 8,484,24
THE CASE FACTORY ipad Kılıfı € 195
MOSCHINO iphone 5 case € 115
MARC BY MARC JACOBS ipad Mini Kılıfı € 115
50 magdergi.com.tr
MARC BY MARC JACOBS Samsung Galaxy € 35
DIANE VON FURSTENBERG iphone 5 case £ 46 KARL LAGERFERD iphone 5 case € 35
KENZO Fular £ 232
DOLCE & GABBANA Eldiven € 1,450
MAISON MICHEL Turuncu Șapka € 350
VERSACE Fular £ 142 WEEKEND MAX MARA Fular £ 65
GUCCI Siyah Șapka € 365
MASTERPEACE Kep £ 321 ANGNELLE Deri Eldiven £ 117
DIANE VON FURSTENBERG Deri Eldiven £ 134
FRIENDS Kulaklık € 211,42
THE ROW Gözlük £ 134
FINDS Boyunluk Fular € 369,79
ETRO Fular € 505
ALEXANDER MCQUEEN Cüzdan € 445
MARNI Metalik Cüzdan € 220
BOTTEGA VENETA Bileklik € 3,350
EDDIE BORGO Bileklik € 305
GIVENCHY Bozuk Para Cüzdanı € 360 SAINT LAURENT Kartlık&Cüzdan € 125
BAO BAO ISSEY MIYAKE Makyaj Çantası £ 113
GUCCI Cüzdan £ 367
SOPHIE HOLME Kartlık&Cüzdan € 155
SAINT LAURENT Cüzdan £ 390
BAO BAO ISSEY MIYAKE Pouch € 305
magdergi.com.tr 51
RÖPORTAJ
"Önceliğim dürüstlük, çalıșkanlık ve pozitif düșüncedir."
Göknur Atalay
Energy Danışmanlık ve Proje adı altında kendi şirketini kurarak enerji sektöründe büyük başarılara imza atan ve KAGİDER’in Garanti Bankası ve Ekonomist Dergisi ile beraber düzenliği “Türkiye’nin Kadın Girişimcisi” yarışmasında yılın kadını seçilen Göknur Atalay başarıya tırmanış hikayesini bizlerle paylaştı.
K
endinizden ve kariyer geçmişinizden bahseder misiniz?
Ben eğitimci bir ailenin tek çocuğuyum. Babamın görevi nedeniyle çocukluğum Güneydoğu’da geçti. Beş yaşına kadar Muş’ta, İlköğrenimimi Diyarbakır’da, orta ögrenimimi de Mardin’de tamamladım. Daha sonra Ankara’ya geldik. Ankara Kız Lisesi’nden sonra idealim olan ODTÜ Fizik Bölümü’ne girdim. Mezun olduğum günden bugüne kadar ara vermeden iş hayatıma devam etmekteyim.
52 magdergi.com.tr
Şu andaki işinize ne zaman ve nasıl başladınız? İlk işim bir enerji şirketinde oldu ve orada uzun yıllar çalıştım. Daha sonra evliliğimin bitmesi ve ciddi maddi sıkıntılar beni şu andaki mevcut işimi kurmaya yöneltti. Hızlı bir kararla şu anda kurucusu olduğum önce “Energy Danışmanlık” sonra “GY Mühendislik Mimarlık Şirketlerini” kurdum. Şirketimin kuruluş yılı 2003’tür.
Yaptığınız iş hakkında bize bilgi verebilir misiniz? İşimizin kapsamı, enerji sektöründe yatırım yapmak isteyen yatırımcıların önünü açmaktır. Termik, hidrolik, rüzgar, güneş, atık ısı gibi her tür kayna-
RÖPORTAJ
ğa dayalı enerji santralına ait saha geliştirme, ölçme, değerlendirme, enerji hesabı yapma, kamulaştırma, imar, harita, orman izni, enerji nakil hattı, çevresel raporlar, trafo merkezi projeleri, yol projeleri, inşaat projeleri ve mekanik projeler şirketimiz bünyesinde konusunda uzman mühendisler tarafından yapılmaktadır. Bu kapsamda her işi kendi bünyesinde toplandığımız birkaç şirketimiz ile %100’ü şahsıma ait bir şirketler grubuyuz.
Garanti Bankası, Ekonomist Dergisi ve Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) işbirliğiyle, bu yıl sekizincisi düzenlenen Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması’nda Kadın Girişimci seçildiniz. Neler hissettiniz? Hislerimi anlatmak çok zor. Çünkü heyecanım doruğa çıktı. Yıllardır hayalini kurduğum bir ödüldü. Türkiye’nin önde gelen bankası, iş dünyası ve basınınından oluşan bir jürinin önüne çıkmak ve beğenisini almak çok harika bir duyguydu. Adımı duyduğum anda boğazım düğümlendi, gözlerimden yaşlar boşaldı. Arkasından hayatta en çok istediğim şey olan alkış geldi ve ben, beni takdir edenlerin önünde dakikalarca eğilerek alkışı tüm benliğimde hissettim. Tüm hücrelerimi bu tarifsiz mutlulukla doldurdum.
Sizin için başarı ne demek? Benim için başarı, takdir demektir. Çünkü hiçkimseye zorla kendinizi takdir ettiremez ve alkışlatamazsınız. Eğer alkış varsa başarı da vardır.
Başarılı olmak için neler yapmak gerek? Öncelikle pes etmemek, dürüst olmak, karamsarlığa kapılmamak, sabırlı olmak, şartlarının yetersiz olduğunu her fırsatta gündeme getirmemek ve çok çalışmak lazım. Fakat işdeki başarıya giden yolun insan ilişkilerindeki başarı ile paralel ilerlediğini de düşünüyorum.
Üye olduğunuz dernekler vakıflar var mı? TÜREB, GENSED, ANGİKAD, KAGİDER
Rekabet sizce neyi ifade ediyor? Rekabet, hede e güzel şeyler olduğunu, kalitenin ve heyecanın artacağını ifade etmektedir. Rekabet centilmence yapılırsa kalite daha da artacaktır.
getirerek onların u unda ve atılacakları iş hayatında olumlu bir açılım oluşturmak adına yaptığımız bir çalışmanın başkanlığını yürüttüm, uzun yıllar devam etmesini dilediğim bu çalışmada her zaman görev almak bana büyük zevk veriyor.
En büyük idealiniz nedir? İdeallerim bir bir gerçekleşiyor. Bu hayatta sanki başıma sihirli bir el dokundu. İdeallerim arasında en büyüğü diye bir sıralama yok ama bu ödülü almak da ideallerimden biriydi. Bundan sonra neler olacağını bende merakla bekliyorum.
Katı prensipleriniz var mı? Asla ve asla dedikleriniz? Çok katı prensipleri olan biri değilimdir. Asla ve asla demekten de korkuyorum. Çünkü şartlar ve zaman düşünceleri değiştirebiliyor. Yeterki ikna olayım.
Gelecekte kendinizi görmek istediğiniz yer nedir? Kendimi huzurlu, güvenli, keyifle çalıştığım vatan topraklarımda bir şeyler üretirken görmek isterim.
Sizce gelecek hangi sektörde? Mesela internetya da reklam vb.? Bizler somut bilimler okuduk. Bizim zamanımızda ne doktorlar ne mühendisler istedi diye bir ifade vardı. Şimdi işler değişti... Tabii ki enerji, gelmiş gelecek nesillerin sektörü olmaya devam edecek. Fakat çok önemli bir şey var ki geleceğin en önemli sektörünün tasarım olduğunu görüyorum. Çünkü, artık işin içine yetenek ve yaratıcılık da girdi.
Sosyal medya konusunu ve önemini yeterince biliyormusunuz? Bu konuda çalışmalarınız var mı? Paylaşım ve iletişim sınırı olmadan özgür ve özgün tartışma zemini yaratan sosyal medyanın, iletişiminin yanında marka ve kurumlar açısından olduğu kadar; haber, içerik ve bilgiyi paylaşma, okuma ve keşfetme alışkanlıklarının değişmesi açısından da son derece önemli olduğunu düşünüyorum. Sağladığı etkileşim açısından, eğitim, araştırma ve bilgi sağlama anlamında da inanılmaz önemli olduğuna inanıyorum. Böylelikle tekli düzenden çoklu düzene geçiş yapmamız açısından da önemi inkar edilemez. Hayatımızın bir parçası oldu diyebilirim.
Günün stresini ve yorgunluğunu nasıl atıyorsunuz? Bizim bullmastiff cinsinde tatlı bir köpeğimiz var. Eve girdiğim anda onun beni karşılaması ile tüm yorgunluğum geçiyor. Onu dakikalarca seviyorum. Ayrıca müziği ve dansı çok seviyorum. Her gün on beş-yirmi dakika dans edersem stress diye bir şeyim kalmaz. Hayata pozitif bakan ve neşeli biri olduğum için stress atmam kolay oluyor. İş ortamımda bile espri yapmadan duramıyorum.
İş yaşamınızdaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler? Önceliğim dürüstlük, çalışkanlık ve pozitif düşüncedir. İlkem, ilk günkü gibi aynı heyecan ve istekle bu hayattaki varlığımın bir anlamının olduğunu fark ederek yapabileceğim şeylerin en iyisini yapabilmek için yoluma devam etmek, çevreme ve ülkeme yaralı olabilmektir.
İş yaşamında vizyon ve amaç belirlemenin önemi nedir? Vizyonunuz ve amacınız yoksa en başta daha yola çıkarken yolunuzu çizmekte zorlanırsınız. Bunun için en ufak bir işe bile bir amaç oluşturarak başlar, vizyon belirleyerek devam etmez miyiz?
Sosyal sorumluluk projeleriniz var mı? Her yıl ANGİKAD bünyesinde çoğunluğu Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki üniversitelerin son sınıfında okuyan kırk kızımızı Ankara’ya
Seyahat etmeyi seviyor musunuz? Seyahatiniz de nerelere gitmeyi tercih ediyorsunuz? Seyahat etmeye bayılıyorum. Yurt içi, yurt dışı her yere gidiyorum. Ülkemizin güzelliklerini gezmeye doyamıyorum. Yurt dışında da uzak olan ülkelere gitmeye öncelik veriyorum. Ama Türkiye’ye her geldiğimde ne kadar güzel bir ülkeye sahip olduğumu düşünümekten kendimi alamıyorum.
Hobileriniz neler? Vazgeçemediğiniz alışkanlıklarınız var mı? Daha önce de söylediğim gibi dans ve müzikten vazgeçemem. Santranç, tavla ve briç oynamayı seviyorum. Yemek yapmaktan ve onu sunmaktan keyif alırım. Kitap okumak benim için ayrı bir zevk. Araba kullanmaya bayılırım ve ilginç olarak trafikte asla strese girmiyorum. Bindiğim arabayı mutlaka ben kullanmalıyım, başkasının kulandığı arabaya binmeyi sevmiyorum. magdergi.com.tr 53
RÖPORTAJ
“Rekabet bence kaliteyi ifade eder.”
Hakan Yılmaz
Anti-aging, estetik ilaç, cilt gençleştirme, cilt düzeltme ve yenileme alanlarında bilimsel gelişme, üretim ve hizmet tedariğinde uzmanlaşmış yenilikçi bir İşviçre şirketi olan Institute Hyalual Switzerland Türkiye Genel Müdürü Hakan Yılmaz ile güzellik üzerine sohbet ettik.
K
Kendinizden ve şirketinizden biraz bahseder misiniz? 1972 yılı Trabzon doğumluyum. Çocukluk ve gençlik yıllarım İstanbul’da geçti. Üniversite çağında Ukrayna Kiev’e gittim. Kiev’de uluslarası ilişkiler okudum ve daha sonra da Rusya Dil ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdim. Ukrayna’da ve Türkiye’de özel sektörde çeşitli şirketlerde çalıştım. 2013’ün mart ayında bir İsviçre firması olan Institute Hyalual Switzerland Türkiye Genel Müdürü oldum. Firmamızın ürünleri bu yılın mart ayında piyasa girdi. Mart ayından Eylül’ ayına kadar Türkiye piyasasındaki dermatologlara, plastik cerrahlara ve işlerimizle ilgili olan kişilere kendimizi tanıtmaya ve doğru anlatmaya çalıştık. Doğru anlattığımıza da inanıyoruz. Çünkü biz ürünleri son derece kaliteli olan bir şirketiz.
54 magdergi.com.tr
Hyalual ne zaman ve nasıl kuruldu? Institute Hyalual Switzerland 2009 yılında kuruldu. Ancak daha sonra Hyalual markası adı altında üretim yapmaya başladı. İsviçre dışında Amerika, Fransa ve Güney Afrika’da üretimlerimiz var. Ayrıca, İngiltere, Ukrayna, Kanada, Uzak Doğu, gibi kırk sekiz ülkede temsilciliklerimiz var. İtalya’da da üretim yapacak fabrika kuruldu ve 2015 yılının başında üretime geçmesi bekleniyor. Türkiye’de de 2013 Mart ayından bu yana Emteko İlaç ve Kozmetiği adı altında faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. İşiniz hakkında bize bilgi verebilir misiniz ? İnsanların güzelliklerine katkıda bulunmak için çalışıyoruz. Güzelliğin aynı zamanda insanların psikolojilerini de önemli oranda etkilediği biliyoruz. İnsanlar kendisini güzel hissettiği zaman psikolojileri de bundan olumlu etkileniyor. Bu da iş ve özel hayatlarında daha kaliteli bir yaşam sürmelerini
RÖPORTAJ
sağlıyor. Son yıllarda her ne kadar erkekler de güzellik ve estetiğe önem verseler de kadınlar her zaman bu konuda ilk sırada yer alıyor. Kadınlar öncelikle aynaya baktığında kendini güzel görmek beğenmek ister. Biz de kadınların kendileri güzel görmelerini sağlamayı amaçlıyoruz. Başarılı olmak için neler yapmak gerek? Başarılı olmak için öncelikle başaracağına inanmak ve bıkmadan usanmadan çalışmak gerektiğine inanıyorum. Başarının sırrı çalışmaktan geçiyor bana göre. Çünkü firmamız Türkiye piyasasına girdiği zaman henüz bizi ve ürünlerimizi tanıyan yoktu. Kendimizi ve ürünlerimizi tanıtmak için kısa sayılabilecek bir sürede önemli adımlar attık. Bu da bizim ekip olarak çok çalışmamızla mümkün olabildi. Her geçen gün ürünlerimize olan güven ve tercih artıyor. Bu da bizi daha da çok çalışmaya teşvik ediyor, adeta itici bir güç oluyor. Her geçen gün başarıya giden yolda emin adımlarla ilerlediğimizi görebiliyoruz. Tercih ediliyor olmak bizim için güzel bir başarı. Üye olduğunuz dernekler vakıflar var mı? Sosyal ve siyasal anlamda hiçbir derneğe üye değilim. Ancak çalıştığım sektörle ilgili dernek ve vakıfları önemsiyorum. Rekabet sizce neyi ifade ediyor? Rekabet bence kalite ve başarıdır. Rekabet ortamı hem kaliteyi hem de başarıyı getirir. Çünkü rekabet varsa siz rakiplerinize göre daha iyisini yapmak, onları hem kalite hem de pazar payı olarak geride bırakmak için daha çok çalışır ve çaba gösterirsiniz.
EN BÜYÜK İDEALİM, MARKAMLA BERABER TÜRKİYE’NİN EN ÖNDE GELEN ŞİRKETLERİNDEN BİRİ OLMAK. İş yaşamınızdaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler? Önceliğimiz, ürünlerimizin en iyi şekilde anlatılması ve tercih ediliyor olması. Bunları yaparken de kendinizi sadece bir çalışan gibi değil adeta oranın bir parçası gibi görmek gerekir diye düşünüyorum. Bu da en üst yöneticiden en alttaki çalışana kadar bir ekip ruhuyla hareket etmekten geçer bence. Böyle bir çalışma tarzının da başarıyı beraberinde getireceğine inanıyorum. Sosyal sorumluluk projeleriniz var mı? 2015 yılında kadınlar ve çocuklar ile ilgili sosyal sorumluluk projelerine girmeyi düşünüyoruz.
En büyük idealiniz nedir? Markamla beraber Türkiye’nin önde gelen şirketlerinden biri olmak. Bunu da kısa sürede gerçekleştireceğimize inanıyorum. Sizce gelecek hangi sektörde? Tabii ki ben ilk çağlardan bu yana modası hiç geçmeyen güzelliğin ve bunu destekleyen sektörlerin bir numara olacağına inanıyorum. Biz de bunun için çalışmaya devam edeceğiz. Elbette ki bilişim alanındaki gelişmeler, daha güzel görünen bir dünya için yapılacak çalışmalar her zaman ön planda olacaktır. Biz de kendi sektörümüzde bu gelişmeleri hem takip edip hem de uygulamaya çalışacağız. Ayrıca ürünlerimizin tanıtımı için de reklam sektöründeki gelişmelerin önemli olacağını ve büyük rol oynadığını düşünüyorum
GENÇ GİRİŞİMCİLER; HEDEFLERİNİ BELİRLEYİP, MÜCADELE ETMELİLER… Sosyal medya konusunda ne düşünüyorsunuz ? Şu an sosyal medya çok kuvvetli ama sosyal medyanın aslına uygun kullanıldığına inanmıyorum. Ben de sosyal medyayı kullanıyorum. Amacına uygun kullanıldığı zaman etkili olacağına inanıyorum. İş hayatına yeni atılmış genç girişimciler ilk etapta nasıl bir yol izlemeliler? Tavsiyeleriniz neler? İş hayatının başında herkes belirli zorluklarla karşılaşabilir. Bunu hepimiz yaşadık. Ama önemli olan vazgeçmemek, hedefini belirleyip o yolda her türlü zorluğa karşı mücadele etmek. O nedenle iş yaşamına yeni atılan arkadaşlara en önemli tavsiyem bıkmadan ve umutsuzluğa kapılmadan çalışmaları. Yenilikleri takip etmeliler. Günün stresini ve yorgunluğunu nasıl atıyorsunuz? Zaman buldukça yüzüyorum. Yürümeyi de çok seviyorum. Yürümek kesinlikle strese iyi geliyor, tavsiye ederim. Seyahat etmeyi seviyor musunuz? Seyahatinizde nerelere gitmeyi tercih ediyorsunuz? İş yaşamından çok fazla seyahate zaman bulamıyorum. Ama fırsat bulduğumda genellikle memleketim Trabzon’a giderim. Ben Karadeniz’in havasını, dağlarını, yaylalarında gezmeyi seviyorum. Büyükşehirlerin karmaşasından uzaklaşmak iyi geliyor.
magdergi.com.tr 55
RÖPORTAJ
“Habercilik heyecan verici bir meslek, aynı zamanda 'hayatımız haber'"
Hande Fırat
İNSAN NE İSTEDİĞİNİ BİLMELİ
S
izi kısaca tanıyabilir miyiz? 10 Eylül 1974 Ankara doğumluyum. Doğma büyüme Ankara’lı da diyebiliriz. Tevfik Lisesi’nin ardından Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Sinema Televizyon Bölümü’nü bitirdim. Okurken çalışmaya başladım. Aslına bakarsanız, üniversite ikinci sını an beri çalışıyorum. Çok yoğun bir iş hayatım var. Ama hayatımın odağında kızım var.
bir yandan tarihi yaşıyoruz. Bu çok heyecan verici, diğer tara an da aslına bakarsanız “ hayatımız haber” ve bu durum hem çok ağır bir rekabeti, hem kendi hayatınızdan önce başkalarının hayatlarını yaşamayı, hem de ağır stresi beraberinde getiriyor. Sevmeden yapılacak bir meslek değil. Hatta çok fazla sevmek gerekiyor. Bazen işiniz çocuğunuzun, kendinizin, hayatınızın önüne geçebiliyor. Bir o kadar da sorumluluk isteyen bir sektör ve meslek. Siz milyonlarca insanın gözü, kulağı ve bazen dili oluyorsunuz. Sürekli ince bir ipin üzerinde yürümeniz gerekiyor.
Kızım, Nehir 9 yaşında. Basın hayatına ne zaman başladınız? Üniversite ikinci sını a stajyer olarak Kanal D’de başladım. Kanal D’nin Ankara Haber Müdürü o dönem Murat Yetkin’di. Üniversitemize konferansa gelmişti. Sonrasında Kanal D’de staj yaptım. Kanal D’den sonra NTV’de çalışmaya başladım. Sonra BRT’de bir yıl çalıştım. 1999 Yılında CNN Türk’e geçtim. 2005 Yılına kadar CNN Türk’ün başbakanlık muhabiriydim, sonra editor, ardından haber müdürü oldum. 2010 Yılında ise rahmetli Mehmet Ali Birand Ankara Temsilcisi olarak atadı. O tarihten beri CNN Türk’ün Ankara Temsilcisiyim. Medya sektörü hakkında bize bilgi verebilir misiniz? Hem çok keyifli ve heyecanlı hem de çok zor bir sektör. Medyayı da aslında kendi içinde bölümlere ayırabiliriz. Biliyorsunuz biz haber birimindeyiz, üstelik 24 saat haber veren bir birimdeyiz. Bir yandan tarihe tanıklık edip,
56 magdergi.com.tr
Sizin için başarı ne demek? Bunun da benim açımdan birçok tanımı var. Ben gazeteciyim ama sadece gazeteci değilim, temsilcilik görevim sebebiyle aynı zamanda bir yöneticiyim. Dolayısıyla benim için öncelikle en büyük başarı; başarılı , güvendiğim bir ofise, çalışma arkadaşlarıma sahip olmak. CNN Türk Ankara ofisi tüm arkadaşlarımla tam da tarif ettiğim noktada. Tabii gazetecilik açısından, doğru haberi ilk vermek başarı. Ama ille de doğru haber. Verdiğiniz haber ilk de olsa , yanlış olduktan sonra ortada bir başarı yoktur. Başarılı olmak için neler yapmak gerek? Benim mesleğim açısıdan yine birçok kriteri var. Bunlardan ilki çok çalışmak, çok okumak. Güne çok erken başlıyorum, Türkiye’deki tüm gazeteleri, ardından internet medyasını , ardından yurtdışındaki bazı gazeteleri okuyorum. Disiplinli bir biçimde sürekli gelişmeleri takip ediyorum. Bununla
RÖPORTAJ
bitmiyor, kitap da okumak gerekiyor. Gündemi takip etmek çok okumayı gerektiriyor. Ama bu tek başına yeterli değil, gazetecilikte başarılı olmak için aynı zamanda insan ilişkilerinizin çok iyi olması gerekiyor. Dürüst ve güvenilir olursanız haberi alırsınız. Tabii aldığınız haberi en iyi şekilde ekrana yansıtmak için de gerekli alt yapıya sahip olmanız lazım. Sadece haber açısından da değil, röportajlarda da doğru soruyu sormak için gelişmeleri takip etmeniz gerekiyor. Üye olduğunuz dernekler vakıflar var mı? Gazeteciler Cemiyetinin Yönetim kurulu üyesiyim , ayrıca Türk Fransız Kültür Derneğinin de yönetimindeyim. Rekabet sizce neyi ifade ediyor? Çok çalışmayı ve ahlakı ifade ediyor. Rekabet edebilmek için tecrübeniz olmalı, çok çalışmalısınız, işinizin ehli olmalısınız. İş yaşamınızdaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler? Ahlak, doğruluk ve dürüstlük, takdir edebilmek, çalıştığım arkadaşlarımın başarılarını alkışlamak, çalıştığım kurumun prestijini korumak ve iyi temsil edebilmek. En büyük idealiniz nedir? Kızım için , güzel ve onurlu bir geleceğe sahip olacağı eğitim, kültür ve insanlığı ona verebilmek. Dolayısıyla onu bu şekilde hayata hazırlamak. İş hayatıma gelince, sanırım bir gün anılarımı yazmak. Katı prensipleriniz var mı? Asla ve asla dedikleriniz? Ahlaksızlık ve yalan. İş hayatında her ikisinin de çok ama çok önemli olduğuna inanırım. Gelecekte kendinizi ve Türk Medyasını görmek istediğiniz yer, durum nedir? Böyle bir tablo tarif eder misiniz? Kendim için , mesleğimi seviyorum. Ben yıllarca muhabirlik yaptım. Gece muhabirliği, yaşam, sağlık, polis- adliye alanlarına baktım, sonrasında da yıllarca başbakanlık muhabirliği yaptım. Sayısız zirve, olay izledim. Heyecandan nefessiz kaldığım, soluk soluğa yayın yaptığım zamanlar oldu. Kısacası kendimi mümkün olduğunca gelecekte de haberin içinde görmek isterim. Tarihe tanıklık etmek çok güzel ve çok keyifli. Türk medyasına gelince, tabii ki her açıdan standartlarının daha yükselmesini isterim. Basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü, çalışma koşulları açısından ideal olanını yakalamasını isterim. İş yaşamında vizyon ve amaç belirlemek neden önemli? Nereye ne için ve nasıl gideceğinizi bilirsiniz. Bilmek, o yolu takip etmek her zaman sonuç getirmeyebilir, bazen şans da önemlidir. Ama elinizde bir yol haritanız olursa işiniz daha kolay olur. İnsan ne istediğini bilmeli. İstediğini elde etmek için de doğru yolda yürümeli. Bunun için başarılı olmak isteyen herkes gerekli alt yapıyı da kendinde oluşturmalı. Sektör değiştirmeyi düşünseniz hangi alanda çalışmayı tercih ederdiniz? Turizm…. Deniz kenarı küçük bir butik otel çalıştırmak isterdim. Sizce gelecek hangi sektörde? Sosyal Medya mecraları yazılı ve görsel medyayı besliyor mu? Nasıl değerlendiriyorsunuz? Sosyal medya hayatımızın bir parçası olmuş durumda. Bundan on yıl önce akıllı telefonlar, sosyal medya yokken bizler ne yapıyorduk? Bu soruyu kendinize sorun ve hatırlamaya çalışın. Sonra da günde kaç kez akıllı telefonlarınızı elinize aldığınızı, kaçında sosyal medya hesaplarınıza girdiğinizi düşünün. Bir anlamda sosyal medyada yaşıyoruz. Haberleri en hızlı sosyal medyadan alıyoruz. Tabii burada “güvenli – güvenli değil “ ilişkisinin sorgulanması lazım. Ancak önemini yadsımamız mümkün değil. Haber
kanalları 24 saat canlı yayın yaparken, internet medyası bu hızı yakalamaya çalışırken, twitter üzerinden milyonlarca gönüllü haberci hepsinden hızlı hareket edebiliyor. Olay anında orada olan normal bir vatandaş, akıllı telefonuna kaydettiği görüntüyü sosyal medyadan anında servis edebiliyor. Felaketlerde, yarım taleplerinde çok önemli rolü var. Ancak toplumsal olaylarda provoke amaçlı da kullanılabiliyor. Bir söylenti twitter on binlerce insana ulaşabiliyor. Yani evet çok önemli ama yine de ihtiyatlı yaklaşmak şart. Arap baharında internetin –baharın ne kadar geldiği tartışılır ama oynadığı rolü de unatmamak lazım. Gazetelerin elektronik gazeteye döndüğünü görüyoruz, görüyoruz çünkü teknoloji inanılmaz bir hızı , “eş zamanı” hayatımıza soktu. Yani açıklamaları yapılırken, gösterileri olurken, savaşı bile bomba atılırken izler haldeyiz. Bu bir anlamda tüketimi de “an” lık hale getirdi. O an olan, o an tüketiliyor. Sonuç itibariyle teknoloji ve hız medyayı doğrudan etkiliyor. Bireylerin katılım ve yanlızlığını giderme ihtiyacı da sosyal medyayı ön plana çıkarıyor. Biz habercilerin de örneğin Twitter’ı çok yakından takip ettiğimizi söyleyebilirim. Hem gelişmeleri hızla takip edebilmek için , hem kim ne düşünüyor hızla görebilmek için, hem de siyasilerin açıklamalarını takip edebilmek için. Bu söylediğim önemli, birçok siyasinin twitter hesabı var, üstelik oradan önemli konularda açıklama bile yapıyorlar. Diğer tara an haber siteleri, haber kanalları ve gazetelerin de hesapları var. Birçok son dakika bilgisini oradan geçiyorlar. Ben de hem twitter, hem instagram kullanıyorum. Ara ara da blog yazıyorum.
BENİM İÇİN BAŞARI GÜVENDİĞİM BİR OFİSTE, BAŞARILI ÇALIŞMA ARKADAŞLARINA SAHİP OLMAK. Medya sektörüne yeni atılmış genç girişimciler ilk etapta nasıl bir yol izlemeliler? Tavsiyeleriniz neler? Çok sevmeleri ve çok çalışmaları gerekiyor. Üniversitede okurken mutlaka staj yapmaya başlamaları gerek. Okullarında devam zorunluluğu yoksa yaz – kış, var ise yazları muhakkak zamanlarının her anını değerlendirmeliler. Çok okumaları gerekiyor. Diğer tara an muhakkak yabacı dil bilmeleri lazım. Biraz önce anlattım, dünya küçük ama çok kalabalık bir köy haline geldi, dil çok önemli. Günün stresini ve yorgunluğunu nasıl atıyorsunuz? Kızım… Eve gidip onun yüzünü görünce tüm stres gidiyor. Ona sarılmak ve onun kokusunu içime çekmek bana “işte hayat” dedirtip , şükrettiriyor…Eve gittiğimde okul açık ise Nehir’in ödevlerini yapıyoruz, ya da o yapmışsa ben kontrol ediyorum. Sonra onun uyku saati gelene kadar vakit geçiriyoruz. En sevdiğim ve beni stresten uzaklaştıran anlar Nehir ve Köpeğimiz Badi ile üçümüzün kucak kucağa oturduğu zamanlar. Seyahat etmeyi seviyor musunuz? Seyahatinizde nerelere gitmeyi tercih ediyorsunuz? Mesleğim gereği çok ama çok sehayat ettim, hala da ediyorum. Özellikle Başbakanlık muhabirliği yaparken yurt içinde ve yurt dışında birçok yere gittim. Pakistan’a beş kez gittim diyeyim gerisini siz düşünün. Şimdi de iş gereği seyahatlerim oluyor. Son olarak Sayın Cumhurbaşkanı ile Katar’a gittik. Başka ülkeler görmek güzel. Ben dönüşleri de seviyorum. İnsanın sevdiklerine, ailesine evine dönmesi güzel. Gazeteciler çok fazla izin yapamıyorlar bizim ülkemizde. Dolayısıyla iş dışında sadece kısa da olsa yaz tatiline fırsatım oluyor. Yaz tatillerinde ise deniz tutkunu olarak önceliğim her zaman deniz oluyor. Hobileriniz neler? Vazgeçemediğiniz alışkanlıklarınız var mı? Kitap okumaktan vazgeçmem. İyi bir okur sayılırım. Bunun dışında resim yapıyorum. Yağlı boya. Büyük keyif alıyorum. Hedefim tabii ki sergi açmak. Ayrıca spor yapıyorum, pilates ve boks. magdergi.com.tr 57
RÖPORTAJ
“Vizyonunuz yoksa omurganız, amacınız yoksa vücudunuz yoktur.”
İlhan Erdal
REKABET HAYATIN KENDİSİDİR.
Geniş ürün yelpazesine sahip, elektrik ve aydınlatma çözümleri konusunda dünya liderleri arasında bulunan firmalarla çalışan Erel Consept’in kurucusu İlhan Erdal ile yılların getirdiği tecrübe ile geldikleri noktayı konuştuk.
S
izi kısaca tanıyabilir miyiz? 1969 yılı Ankara’nın Kazan ilçesi doğumluyum. İlkokul, ortaokul ve liseyi Ankara’da okudum. Lise öğrenimimden sonra çalışma hayatıma ilk olarak Konya Sokak’ta elektronik adaptör imalathanesinde başladım. Askerlik görevimden sonra Rüzgarlı Sokak’la tanıştım. Ticari hayatımın temellerini, bir sıhhi tesisat firmasının pazarlama bölümünde semt hırdavatçılarına pazarlama yaparak attım. Orada edindiğimiz tecrübe ile ER-EL elektriği kurduk. İşim dışında 1997 yılında bugün en değerli varlığım olan eşimle tanışarak evliliğe adım attık. İki erkek ve bir kız olmak üzere üç çocuk babasıyım. İşiniz ne zaman ve nasıl kuruldu? Şirketimiz 1996 yılında ER-EL Elektrik Ltd. Şti. ünvanı ile kısıtlı imkanlarla kiraladığımız 40m2lik bir iş yerinde üç kişi ile semt esnaflarına pazarlama yapmak amacıyla kuruldu.
58 magdergi.com.tr
İşiniz hakkında bize bilgi verebilir misiniz? Tevazu dolu günlerden sonra şu anda yine Rüzgarlı’da 2007 yılındaki yeni yeri, 2000m2’lik kapalı alandaki showroomu ile yirmi beş kişiden oluşan profesyonel ekibiyle hizmet vermektedir. Ticari kariyerine elektrik malzemeleri alım satımı ile başlamış olan Erel Concept; sürekli çeşitlenen müşteri ihtiyaç ve beklentilerini en iyi şekilde karşılamaya devam edip, kurulduğu günden bugüne hızla büyüyerek zamanla vizyonunu genişletmiştir. Şehir ve park aydınlatmaları, özel aydınlatma tasarımları, bina içi ve dış aydınlatma, elektrik alt ve üst yapı, taahhüt işlerinde de kaliteli hizmet verebilmek için var gücüyle çalışmaktadır. Geniş ürün yelpazesine sahip Erel Concept, elektrik ve aydınlatma çözümleri konusunda dünya liderleri arasında bulunan firmalarla çalışmaktadır. Erel Concept, yılların getirdiği tecrübe ve bilgiyi, kalite ve estetiğe çeviren eğitimli personeli ile siz müşterilerimize en yüksek kalitede hizmet vermektedir. En önemli özelliği ise yenilikçiliği sürekli ön planda tutmasıdır.
RÖPORTAJ
Erel Concept; ayrıca sizlere şehir aydınlatmaları, taahhüt ve peyzaj işlerinde de hizmet vermektedir. Sizin için başarı ne demek? Benim için başarı hayalleri gerçekleştirmektir.
Gelecekte kendinizi ve firmanızı görmek istediğiniz yer, durum nedir? Böyle bir tablo tarif eder misiniz? Her zaman hayalini kurduğum ve önceden çalışmasını yapıp hayata geçiremediğim, başka markaları satan değil; kendi markasını meydana getirmiş ürünleri satan bir firma olarak görmek isterim.
Başarılı olmak için neler yapmak gerek? Azim, istikrar, istikrar, istikrar…
İş yaşamında vizyon ve amaç belirlemek neden önemlidir? Vizyonunuz yoksa omurganız, amacınız yoksa vücudunuz yoktur. Yapmayı düşündüğünüz yeni işler var mı? Varsa bu işler hangi sektörde olacak? Özellikle Türkiye’nin güneş ve rüzgar enerjisi potansiyelini kullanarak yenilenebilir enerji alanında yatırımlar gerçekleştirmek. Ülkemizde güvenli enerji tedariğini oluşturabilmek en büyük projemiz.
Üye olduğunuz dernekler ve vakıflar var mı? Sivil Toplum Düşüncesi iş ve aile hayatımı şekillendiren en önemli yapıdır. Ayrıca STK’ların ülkemiz gelişimi için de çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle enerjimin ve vaktimin yoğun bir kısmını bu alanda sarf ediyorum. Şu anda MÜSİAD Ankara Şube Başkanlığını yürütmekteyim. Bu görevi 16 yıllık MÜSİAD üyeliği ve yönetim kurulu üyeliğinden sonra üstlendim. Aynı zamanda Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Vakfı kurucusu ve mütevelli heyet üyesi, EN-VER (Enerji Verimliliği) Yönetim Kurulu Üyesi ve EMSİAD üyesiyim. Rekabet sizce neyi ifade ediyor? Bence rekabet hayatın kendisidir. Rekabete girdikçe gelişir, daha iyiyi ve kaliteyi elde edersiniz. İş yaşamınızdaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz nelerdir? İş hayatındaki önceliklerim yüksek ahlak, çalışanlarım ve paydaşlarımın mutluluğudur. İlkesel olarak edindiğim felsefem ise ‘size yapılmasını istemediğiniz şeyi başkasına yapmayınız’ düsturudur. İş yaşamında vizyon ve amaç belirlemenin önemi nedir? “Biz aydınlatırız” sloganıyla yürüdüğümüz bu yoldaki, vizyonumuz sektöre farklı bir bakış açısı getirmek, amacımız ise insanların hayallerini hayata geçirmek. Yapmayı düşündüğünüz yeni işler ve girmeyi düşündüğünüz sektörler var mı? Kuruluşuna vesile olduğum ve şu anda yönetim kurulunu üyeliğini yürüttüğüm Safe Grup A.Ş. ile inşaat sektörüne giriş yaptım. Güç birliği ile oluşturduğumuz Safe Grup olarak Ankara Çankaya’da konut inşaatı bitirip teslim ettik. Aynı zamanda inşaatı devam eden Podium AVM ve projeleri hazırlanan Beytepe bölgesindeki 500 konutluk yaşam alanı çalışmasını Safe Grup olarak üstlenmekteyiz. Aynı zamanda Safe Grup olarak yenilenebilir enerji alanında da projelerimizi yürütmekteyiz. Hali hazırdaki yatırımlarımızın yanında yeni projeler için de çalışmalarımız devam etmektedir. Sosyal sorumluluk projeleriniz var mı? Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Vakfı ve MÜSİAD Ankara Çatısı altında pek çok sosyal sorumluluk projeleri yaptık ve yapmaya da devam etmekteyiz. En büyük idealiniz nedir? İnsan olabilmek. Katı prensipleriniz ve asla dedikleriniz? Katı prensiplerim herkesin olduğu gibi benim de var. Dürüstlük ve hayat disiplini olmazsa olmazlarımdır.
Sizce gelecek hangi sektörde? Gelecek insanın tükettiği her sektördedir. Önemli olan ileri teknoloji ve katma değerli markalaşmış ürünler yapabilmek. Bugün Türkiye’nin en önemli sıkıntısı katma değeri yüksek markalı ürünlerin yeterli seviyede olmamasından kaynaklanıyor. Türkiye’nin ürettiği ve ihraç ettiği ürünlerin kg’mı 1.35 dolar iken Avrupa ülkelerinin ürettiği ve ihraç ettiği ürünlerin kg’mı 3.85 dolar seviyesinde olması hangi yönde hareket etmemiz gerektiğini açıkça göstermektedir. Devletin desteği özel sektörün de özverisiyle AR-GE çalışmalarını en yüksek seviyeye getirerek, Mustafa Kemal Atatürk’ün belirttiği gibi muasır medeniyetler seviyesini yakalamak mecburiyetindeyiz. Sosyal medya konusunu ve önemini yeterince biliyor musunuz? Bu konuda çalışmalarınız var mı? Sosyal medya artık işimizin ve sosyal hayatımızın en önemli parçası. Müşterilerimize vereceğimiz bütün mesajları sosyal medya üzerinden de yapmaya çalışıyoruz. Ayrıca şu anda bir STK başkanı olarak da aktif şekilde sosyal medya kullanmaktayım. Sosyal medyanın pek çok iyi yanının olduğunu düşünmekle birlikte, ne yazık ki yanlış kullanımından dolayı sosyal hayatı baltalayan bir yönü olduğunu düşünmekteyim. İş hayatına yeni atılmış genç girişimciler ilk etapta nasıl bir yol izlemeliler? Günümüz gençlerinin en büyük sıkıntısı sebat, kanaat ve istikrardan uzak olmalarıdır. Bu nedenle yeni iş hayatına atılmış gençlere dürüst, istikrarlı, kanaatkar ve sebatkar olmalarını tavsiye ederim. Başladıkları bir işte uzmanlaşmadan aynı anda başka sektöre girip her iki sektörde de amatör kalmaları hem kişisel gelişimlerini hem de ülke gelişimini olumsuz etkilemektedir. Gençler kısa yoldan para kazanmayı değil yaptığı işte en iyi olmayı tercih etmelidirler. Günün stresini ve yorgunluğunu nasıl atıyorsunuz? Evimde eşim ve çocuklarımla beraber vakit geçirerek. Zaman zaman da arkadaşlarıma vakit ayırarak kendimi mutlu ediyorum. Seyahat etmeyi seviyor musunuz? Seyahatinizde nerelere gitmeyi tercih ediyorsunuz? Seyahat etmeyi çok seviyorum. Bir çok kıtada bir çok ülkeyi görme fırsatım oldu. Son yirmi gün içinde iş gezisi için önce Japonya, Türkiye’ye döndükten sonra da eşimle birlikte Kanada’ya seyahat ettim. Gitmek istediğim ülkeler, İskandinav ülkeleri ve Avustralya’dır. Ayrıca mistik bölgelere seyahat etmekten çok keyif alıyorum. Hobileriniz nelerdir? Vazgeçemediğiniz alışkanlıklarınız var mı? Ekonomik konular başta olmak üzere kişisel gelişimime önem vermekteyim. Ayrıca kayak ve yüzme sporları ile ilgileniyorum. Sabah iş yerimde Türk kahvesi içmek, vazgeçemediğim yegane alışkanlığımdır. magdergi.com.tr 59
RÖPORTAJ
"Benim için en önemli ilke, etik olmaktır."
Işıl Türkmen Soygür
S
izi tanıyabilir miyiz?
Ben meme sağlığı tarama ve tanı yöntemleri konusunda uzmanlaşmış radyoloji uzmanıyım. 2009 yılından itibaren profesyonel iş zamanımın tamamını, meme sağlığı taraması ve meme hastalıkları tanısı oluşturuyor. TED Ankara Koleji’ndeki eğitimimi tamamladıktan sonra 1995 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldum. 2000 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Radyoloji Uzmanı olduktan sonra ABD Seattle’da bulunan University
60 magdergi.com.tr
of Washington Nöroradyoloji Bölümü’nde üst ihtisas yaptım. Bilkent Üniversitesi’nde İşletme Yüksek Lisansı’nın ardından kendimi yeniden Seattle’da bu kez Seattle Cancer Care Alliance Meme Radyolojisi Bölümü’nde buldum. Hemen ardından Hacettepe Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü’nde Meme Radyolojisi Bölümü’nde sorumlu tek uzman doktor olarak çalışmaya başladım. Son zamanlarda ise sadece meme sağlığı konusunda insan odaklı, kaliteli, konforlu, butik hizmet sunabilmek amacıyla kurduğumuz meme görüntüleme merkezimizde çalışmaktayım.
advertorial
Meme sağlığı tarama ve tanı yöntemleri konusunda başarılı işlere imza atan Uzman Radyolog Işıl Türkmen Soygür, meme kanserinde erken tanının önemini anlattı.
RÖPORTAJ
İşiniz hakkında bize bilgi verebilir misiniz?
Başarılı olmak için neler yapmak gerek?
Benim işim, meme kanserinin erken tanısını mümkün kılan tetkikleri doğru ve kaliteli yaparak onları yorumlamaktır. Meme kanseri olmayı engelleyen bir yöntem henüz bulunmadığından, erken tanı hayati önem taşır. Benim işimin en önemli parçası meme sağlığı hakkında danışan kişileri kaliteli tetkik yaparak doğru yönlendirmektir. Butik ve etik hizmet vermek amacıyla kurulan görüntüleme merkezimizde güncel, son teknoloji, yeni dijital mamografi cihazımız ve çok yüksek çözünürlüklü ultrasonografi cihazımız ile gelişmiş ülkelerdeki standartlarda görüntüleme yapmaktayız. Gereken durumlarda, konforlu şartlarda, lokal anestezi ile biyopsi de uygulayabilmekteyiz. Sonuçlarını ise mutlaka takip eder danışanlarımıza her zaman birlikte olduğumuzu hissettirmekten mutlu oluruz.
Doktorlukta başarılı olmak için sürekli kendini geliştirmek, tecrübeyi güncel bilgi ile harmanlamak, dünyayı takip etmek gerekir. Ancak başarılı olmayı garantileyemez. Başarılı olmak için bilgi ve tecrübeyi aktarabilmek yani iletişim kurabilmek lazım. Önce iyi bir dinleyici olunmalıdır. İletişim kurabilirseniz sonuçları söylediğiniz zaman danışanınız sizi dinler. Ne kadar tecrübeli olursanız olun, ne kadar iyi tetkik yaparsanız yapın, sonuçları ve yönlendirmeyi anlatamazsanız emekleriniz bir yere varmaz.
Günümüzde artık radyoloji de kendi içinde alt dallara ayrılarak sistem hatta organ bazında görüntülemeye dönüştü. Örneğin; sadece ultrasonografi cihazını tüm organları görüntülemede başarılı bir şekilde kullanan bir doktor, söz konusu meme olduğunda kendisine danışan kişiye net bir yorumda bulunamaz; çok büyük olasılıkla eksik kalır. Meme sağlığı hakkında yorum yapabilmek için çok iyi derecede dijital mamografi okuyabilmek, meme ultrasonografisi ve meme MR yorumu yapabilmek; tüm bu görüntüleme yöntemlerini bir arada bulmaca parçaları birleştirircesine değerlendirmek ve gerekirse biyopsi yapabilmek gibi beceri ve bilgi donanımına sahip olmak gerekir. Cihazların kalitesi kadar, tetkikleri yorumlayan doktorun bilgi ve tecrübesi de kararı yönlendirmektedir. Bilgili ve deneyimli meme radyoloğu ne gereksiz bir rahatlık ne de gereksiz endişe ile hareket etmeli; takip ya da ileri tetkik yönünde en doğru yolu gösterebilmelidir.
BİZİM BUTİK VE ÇOK ÖZEL HİZMET VEREN KLİNİĞİMİZDE DANIŞANIMIZIN SAĞLIĞI VE MUTLULUĞU HER ŞEYDEN ÖNDE GELİR.
İş yaşamındaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz nelerdir? En önemli önceliğim, bana danışan kişilerin kendi sağlıkları hakkında doğru bilgiye ulaşmaları ve memnun olmalarıdır. Bunun için disiplinli, özverili çalışmak, sürekli dış yayınları takip etmek gerekiyor. Böylece merkezimizde özenle, titizlikle yaptığımız tetkikleri sağlam alt yapı ile değerlendirebiliyoruz. Pek çok ilke, iş yaşamında pusula gibi yol göstericidir. Benim için en önemli ilke, etik olmaktır. Doktorluğun ticaret gibi sunulduğu büyük şirketlerde zor bulunan bir ilkedir, etik olmak. Bizim butik ve çok özel hizmet veren küçük kliniğimizin farkı ise etik davranışın pratikte hissedilmesidir. Danışanımızın sağlığı ve mutluluğu her şeyden önde gelir.
ÖNCE İYİ BİR DİNLEYİCİ OLMALISINIZ.
En büyük idealiniz nedir? Sizin için başarı ne demek? Benim için başarı; öncelikle doğru teşhisi koymak ve sonra bunu doğru şekilde iletmek, iyileştirme ya da takip için doğru yönlendirmek; bana danışan bayanların hayatlarına mutlu devam etmelerini sağlamaktır. Tabii %100 memnuniyet ancak teorik olarak mümkün olsa da maksimum hayat kurtarmak, bunu yaparken zarar vermemek, gerçek başarıdır benim için. Maalesef meme kanseri oldukça yaygın bir durum; neredeyse yaklaşık her on kadından birinde görülebiliyor. Ancak ne kadar erken yakalarsak o kadar rahat atlatılabiliyor. Son teknoloji donanımlı meme merkezimizde bir milimetre çapındaki kanserleri dahi yakalayabilmekteyiz. Bunu da kendini önemseyerek tetkiklerini henüz şikâyeti yokken düzenli yaptıran bilinçli kadınlara borçluyuz. Doğru tanı için mutlaka gereken dijital cihazların yanı sıra dikkat, bilgi, tecrübe ile tetkikleri yorumlamaktır.
En büyük idealim; bilgimi birikimimi olabildiğince çok kişiye ulaştırarak, olabildiğince çok kadının günümüzde artık gerçekten “erken teşhis” ile iyileştirilebilecek, meme kanserinden kurtulmasına katkıda bulunacak çalışmalar yapmaktır. Günlük hayat koşturmasında her zaman yapılacaklar listemiz mutlaka var. Her şartta evimizin düzenini sağlamayı birinci planda tutuyorsak, çocuklarımızın okulları ile ilgileniyor, her koşulda kuaföre gidebiliyor, toplantıları kaçırmıyorsak bütün bunları yapabilmemizi sağlayan sağlığımızın farkında olalım; kendimizi “gerçekten” önemseyelim ve kırk yaşından sonra, yılda bir kez, sadece birkaç dakikamızı meme sağlığımıza, mamografiye ayıralım. İnanın hayatımızın konforu ve sürdürülebilirliği kendimize ayıracağımız birkaç dakikaya bağlı olabilir. magdergi.com.tr 61
RÖPORTAJ
Lüks Saatin Adresi Uğur Saat Rolex&Cartier Butik Yönetim Kurulu Üyesi
Kaan Bezcier
BİZİM İÇİN BAŞARI, MUTLAK MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ DEMEKTİR.
Lüks saat denilince ilk akla gelen marka olan ve her zaman en iyiyi müşterilerle buluşturan Uğur Saat Rolex&Cartier Butik Yönetim Kurulu Üyesi Kaan Bezcier ile iş hayatına yönelik bir sohbet gerçekleştirdik.
S
izi kısaca tanıyabilir miyiz? 2 Kasım 1987 Ankara doğumluyum. 2009 yılında Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü’nden mezun oldum. 2011 yılından beri Uğur Saat yönetim kurulunda görev almaktayım.
İşiniz ne zaman ve nasıl kuruldu? Uğur Saat&Optik 1989 yılında Ankara’nın ilk alışveriş merkezi olan Atakule’de faaliyet göstermeye başladı. Yıllar içerisinde mağazalaşmaya giderek Ankaralı saat severlere hizmet etmeyi sürdürdü. Uğur Saat bugün üç mağazası ile müşterilerine hizmet vermeye devam etmektedir. İşiniz hakkında bize bilgi verebilir misiniz? İşimizin temeli perakende saat satışı ve satış sonrası servis üzerine kurulu. Özellikle lüks segmentteki İsviçre saat markalarının satışı ve satış sonrası servisi üzerine faaliyet göstermekteyiz. Firmamız bünyesinde, farklı zevklere hitap eden dünya markaları bulunmakta.
62 magdergi.com.tr
Sizin için başarı ne demek? Bizim için başarı, mutlak müşteri memnuniyeti demektir. Diğer iş kollarında başarı için farklı ölçütler bulunabilir, ancak lüks segmentte başarılı olduğunuzun en büyük kanıtı, müşterilerinizden aldığınız geri dönüştür. Sektörümüzde yirmi beş başarılı yılı devirmemizdeki en büyük etken kurulduğumuz günden bu yana bizi hiç bırakmayan müşterilerimizdir.
REKABET, BİZİM İÇİN HER GÜN KENDİMİZİ SINAMAYI İFADE EDİYOR. Başarılı olmak için neler yapmak gerek? Başarılı olmanın bizce tek formulü var ; “çok çalışmak”... Günümüz koşulları ve rekabet, kendini yenilemeyen ve geliştiremeyen firmalara çok şans tanımıyor. Bu yüzden her gün bir öncekinden daha çok çalışıyor; işimizde daha iyi olmak, müşterilerimize yeni deneyimler yaşatmak adına kendimizi geliştiriyoruz.
RÖPORTAJ
Üye olduğunuz dernekler vakıflar var mı? 2012 yılından beri Ankara Genç İşadamları Derneği üyesiyim. Ayrıca 2014 yılı itibari ile on ikinci dönem yönetim kurulunda görev almaktayım. Rekabet sizce neyi ifade ediyor? Rekabet, bizim için her gün kendimizi sınamayı ifade ediyor. Sektörümüzdeki birçok firmanın aksine bizim en büyük ölçütümüz kendi başarılarımız. Bu sebeple rakiplerimizden çok kendimizle rekabet halindeyiz. Biz her güne dünden daha iyi olabilmek için başlıyoruz. Kim bilir belki de bizi sektörümüzde öncü yapan ilkelerden biri de budur.
BAŞARILI OLMANIN BİZCE TEK FORMULÜ VAR ; “ÇOK ÇALIŞMAK”.
İş yaşamında vizyon ve amaç belirlemenin önemi nedir? İş yaşamında vizyon ve amaç, bizim için hayati öneme sahip ilkeler. Belli bir plan ve hedefinizin olması çok önemli. Biz Uğur Saat ailesi olarak 1989 yılında belirlediğimiz vizyon ve misyon çerçevesinde çalışıyoruz. Geçmişten gelen değerlerimiz ile ileriye yürüyoruz. Birçok firma önündeki birkaç yıl için çalışırken bizim ellinci yılımız için hedeflerimiz mevcut. Şunu unutmamak gerekir ki; varacağınız yeri bilmiyorsanız, çıktığınız yolun pek önemi yoktur. Yapmayı düşündüğünüz yeni işler ve girmeyi düşündüğünüz sektörler var mı? İşimizle ilgili en büyük planımız Uğur Saat ismini dünyaya duyurmak. Ancak sektör değişikliği gibi bir projemiz yok. En iyi bildiğimiz işi yapıyoruz ve bu yüzden en iyiyiz. Önümüzdeki yıllarda saat severlere yeni markalar ve eşsiz bir alışveriş deneyimi sunmak en büyük hedefimiz. İş hayatına yeni atılmış genç girişimciler ilk etapta nasıl bir yol izlemeliler? Tavsiyeleriniz neler? Genç girişimcilere verebileceğim en iyi tavsiye “sabır” olur. Her ne kadar ben de hayat dersi ya da tavsiye verecek kadar yaşlı olmasamda, iş yaşamım boyunca öğrendiğim en önemli ders hiçbir şeyin kolay olmadığıdır. Bu yüzden attığınız her adımda sabırlı olmalısınız. Özellikle gençliğin verdiği heyacanla iş hayatına yeni atılanlar kısa vadede sonuç bekleyip gördüklerini başarı sanabilirler. Ancak en büyük başarılar hep çok çalışma ve uzun dönem planlamayla olur. Sabır, iş hayatına atılacaklar için önemli bir erdem.
LÜKS SEGMENTTE BAŞARILI OLDUĞUNUZUN EN BÜYÜK KANITI, MÜŞTERİLERİNİZDEN ALDIĞINIZ GERİ DÖNÜŞTÜR. Günün stresini ve yorgunluğunu nasıl atıyorsunuz? Lise yıllarımdan beri sporla çok ilgiliyim. Düzenli olarak spor yapmak bana iş hayatında düzenli ve planı olmayı öğretti. Ayrıca iş stresinden uzaklaşmak için oldukça iyi bir hobi. Yoğun geçen bir günün ardından spor salonunda kendime biraz vakit ayırmak olmazsa olmazım.
magdergi.com.tr 63
RÖPORTAJ
Benim için her müșterim yepyeni bir öykü, farklı bir seremoni...
Kezban Yılmaz Ankara'nın birçok ünlü ve seçkin ismine güzellik ve sağlık armağan eden, Grenada markasıyla Personal Training & Beauty Club kavramını Ankaralılar ile buluşturan ve zirvedeki yerini sağlamlaştıran ünlü iş kadını Kezban Yılmaz, başarı hikayesini MAG Business okuyucularına anlattı.
K
endinizi nasıl tanımlarsınız? Değerlerim, prensiplerim, hayata bakışım ve içimde sakladığım türlü renklerim ile var olduğuma inanıyorum. Başarı ve aksiyon bağımlısıyım diyebilirim. Kusursuzluk çok mümkün görünmese de iş hayatında olmazsa olmazımdır. En azından kusursuza yakın olsun isterim.
Söyleyeceklerimi asla içimde tutmam. Çevremdekiler ile ‘yapay, pastorize ilişkiler’ kurmak yerine; ‘sahici, organik ilişkiler’ kurmayı tercih ederim. Ailem her şeyin ötesindedir. İşine ve kızına aşık, doğal yaşamayı ve yaşlanmayı tercih eden, hem geldiği hem gidebileceği yeri bilen, sahip olduğu her şey için her an şükredebilen, kendimi sürekli eleştirerek hatalarımı telafi etmek adına var gücümle çaba sarf edecek kadar açık sözlü biriyim.
Daha çok erkeklerin hakim olduğu hizmet alanınızda bir iş kadını olarak ayakta kalabilmeyi nasıl başardınız? Aslında neredeyse tüm sektörlerde erkek egemenliği ortadan kalktı diyebiliriz. Spor erkeklerin bir adım önde diğer olduğu bir alanmış gibi görülse de son dönemde bu denge kadınlar lehine değişti. Grenada Life'ın beauty club bölümü, güzellik uzmanı olmam nedeniyle başlangıçtan beri benim kontrolümdeydi. Ancak personal training zamanla içerisine dahil olduğum ve bundan büyük zevk aldığım diğer bir birim
64 magdergi.com.tr
oldu. Hatta o kadar sevdim ve benimsedim ki, bu işi eğitim sertifikaları ve yurt dışı workshoplarla desteleyerek pilates eğitmenliğine kadar götürdüm. Sporla bu kadar iç içe olmaya başladığımdan beri, gerçekten yaşadığımı, soluk aldığımı fark ettim. Bu işten para kazanıyorum evet, ancak aynı zamanda bu iş beni müthiş rahatlatıyor ve sağlıklı kılıyor. Şu an pilates benim için kaygılarımı ve stresimi ortadan kaldıran, beni hayata bağlayan büyük bir tutku ve kendimi en özgür ve mutlu hissettiğim yerlerden biri Grenada Life'ın personal training bölümü.
Pilates'e olan ilginin Ankara'daki durumu hakkında ne düşünüyorsunuz? Gerçekten pilatese olan ilgide son iki-üç yıldır olağanüstü bir artış var. Pilates bir süredir yalnızca ünlüler tarafından değil; kendini sağlıklı yaşama adamış kişiler tarafından da tercih ediliyor. Popülaritesine gelince, ben bu işe gönül vermiş ve işine aşık biri olarak bu süreci yürekten destekliyorum. Ama “uzman kontrolünde” yapılması koşuluyla! Ankara'da personal training kültürü İstanbul'a kıyasla daha yeni daha taze bir kültür. Ankara çok renkli, zengin, karmaşık ve henüz kendini bulmakta olan bir kent. Ancak her açıdan giderek artan istikrarlı bir ivmeye sahip. Çok yakında hizmet verdiğim sektörde de potansiyel açısından İstanbul ile yarışır duruma geleceğimize inanıyorum.
Çok fazla 'pilates eğitmeni' var. Bu durum sizi nasıl etkiliyor? Pilatesin halkla buluşması, geniş tüketici kitlelerine ulaşması bir hayalken şimdi neredeyse herkes tarafından bilinen bir kavram, hatta trend
RÖPORTAJ
haline geldi. Her ne kadar salt ticari bakış açısıyla hareket eden girişimcileri sektöre dahil etmiş olsa da, bilinçli bir müşteri, zaman içerisinde gerçeği görüyor ve kendini uzman bir ele teslim ediyor. Kaldı ki bu dejenerasyon her sektör için geçerli, onun önüne geçebilmek çok zor, iyiler zaman içerisinde mutlaka aralarından sıyrılacaktır. Önemli olan algıdaki ve vizyondaki ciddi değişim. Ben; birlikte çalıştığım ekibe ve merkezimin kalitesine güvenen, kazandığını yine işi için harcayan, müşterilerini aileden biri gibi gören ve tüm enerjisini onların mutluluğuna adayan bir girişimciyim. Dolayısıyla bu süreç bana büyük oranda katkı sağladı. Ancak her ne olursa olsun sporu bir trend olarak nitelendirmemek onu yaşam biçim haline getirmek gerek.
Peki sizin sektörünüzde kaliteyi ne belirliyor? Ticari kaygıları bir kenara bırakıp kusursuz hizmete kanalize olmak, ayrıca doğru ekip, doğru standartlar, doğru strateji benim için kalitenin olmazsa olmaz unsurlarından. En önemli etken ekip ruhu. Grenada Life başarısını bir sürü renkli, dinamik başarılı eğitmenlerden oluşan “Life Team”e borçlu. Ben de onlardan ve müşterilerimizden besleniyorum, birlikte üretiyor, hayata geçiriyor, çok eğleniyoruz.
Markanız Grenada Life’ın adının özel bir anlamı var mı? Birlikte çalıştığımız reklam ajansının önerdiği isimlerden biriydi Grenada. Ekip olarak çok sevdik ve bu isimde karar kıldık. Ben reklam ajansının Bruno Mars'ın Grenade şarkısından ilham aldığını düşünüyorum. Ancak gerçekte Grenada, Karayip Denizi'nde yer alan ünlü bir tropikal bir adadır.
Moda sizin için ne ifade ediyor? Tarzınızın olmazsa olmazları nedir? John Fairchild'in şu sözü benim modaya bakış açımın özetidir: “Tarz, deneyim ve kültürün karışımından oluşur. Bir karizması vardır, özgürlüktür. Moda ise stilden sonra gelen geçici şeylerdir.” Şimdiye dek sadece moda olduğu için taşıyamayacağım bir parça satın almadım. Eğer bir modaya ve markaya bağımlı yaşarsanız kısıtlanmaya, demode olmaya mahkumsunuz. Çünkü moda da evrendeki her şey gibi çok hızlı değişiyor. Seçtiğim her bir parçanın karakterim, auram ve hayatım ile bağdaşabilmesi çok önemli. “İçi dışı bir” beni tanıyanların en sık kullandığı nitelendirmedir. Tarzımın içimdeki benle, yaşantımla, değerlerimle tutarlılık göstermesi gerekir. Dikkat çekici ayrıntıları, bana özgü bir tarzı olan modern, parçaları seviyorum. Klasik elbiseler giymem, gerektiğinde ise zamana direnen, asil ve az detaylı zarif parçaları seviyorum. Çok iddialı bir kıyafet seçmem gerekse bile bunu yine bir sadelik içinde yapmaya özen gösteriyorum. Hem hayatta hem de modada fazlalık, aşırılık beni rahatsız ediyor.
Beğendiğiniz ve tercih ettiğiniz tasarımcılar var mı? Özgür Masur, Atıl Kutoğlu ve Tuvana Büyükçınar'ın tasarımlarını daha avangart ve tarzıma yakın buluyorum. Aslında her bir parça için farklı isimler sayabilirim ama Tom Ford'u gerçekten çok başarılı buluyorum.
Sizce Grenada Life'ı farklı ve tercih edilebilir kılan unsur nedir? Benim için her müşterim yepyeni bir öykü, farklı bir seremoni... Ticari kaygıları bir tarafa bırakır; yalnızca bedenleri değil, ruhları da yenilemeyi, bu yolla hayatları da değiştirebilmeyi öncelikli hedef olarak görürüm. İşe başlarken hissettiğim heyecanı, hala hissedebiliyor olmak kadar güzel bir şey olabilir mi? Ekibimle birlikte; müşterilerimizin kendilerini dünyanın en özel insanı hissedebileceği, ihtiyaç duydukları hemen her hizmeti alırken aynı zamanda da sıcak yuvalarındaki kadar rahat edebileceği bir dünya inşa etmenin hayallerini kurduk. Öyle de oldu, hatta hayallerimizin de ötesinde bir yer oldu. Hala “daha fazla ne yapabiliriz, müşterilerimiz ne ister, onları daha fazla ne mutlu eder” sorularını hizmet stratejimizin merkezinde tutuyoruz. İşte Grenada Life; bu hedeflerin, hayallerin ve hiç bitmeyecek bir heyecanın ürünü. Bu nedenle ayrı tutuluyor, gün geçtikçe daha fazla tercih ediliyor.
Siz kendinizi başarılı buluyor musunuz, hedefinizde neler var? Başarılı ve farklı buluyorum tabii ki. Sektördeki on altıncı yılım. Şimdiye dek sürekli hedefleri olan, başarı anlamında hiçbir zaman azla yetinmeyen bir insandım. Her ne kadar hayatımın en yoğun dönemlerini yaşıyor, daha az uyuyup ailemle daha az vakit geçirmek zorunda kalıyor olsam da; ben bu işi seviyorum ve bu beni mutlu kılıyor. Aile yaşantımı, ilişkilerimi, ruhumu daha pozitif bir boyuta taşıyor. Sürekli üretiyor olmaktan ve böyle bir hayatın getirdiği başarı, prestij ve dinamizmden büyük keyif alıyorum. Yakın gelecekte aileme ayırdığım zamanı istikrarlı olarak artırmayı düşünüyorum. Geleceğe yönelik ilk hedefim bu. İstanbul, İzmir gibi büyük şehirlerde de Grenada bayrağını dalgalandırdığımda tamam bu iş oldu diyeceğim. Şu an proje aşamasında olsa da yakın gelecekte İstanbul ve İzmir'de şubelerimizi hizmete sunmuş olacağız.
Başarınızı borçlu olduğunuz herhangi bir ritüeliniz var mı? Her gün düzenli olarak okuduğum belli dualarım var, onları okurum. Çocukluğumdan beri her önemli işe başlarken kendimi güvende hissettiren bir ritüeldir bu. Özellikle annemin beni çok uzaklardan izlediğine inanır, nasıl bir insan olmam ve olmamam gerektiği konusunda her şeyi öğrettiği için özellikle onun için dua ederim.
İş hayatına ilişkin paylaşmak istediğiniz tavsiyeleriniz nelerdir? İşinizi sevmekle başlar her şey. İşinizi severseniz hayatı da, evreni de, insanları da seversiniz. Ben hayallerimin peşinden koştum. Ben hep içimde olan bir tutkuyu hayata geçirebilmenin dayanılmaz hafifliğini ve huzurunu yaşıyorum. Bence herkes kendi ruhuna uygun işi tercih etmeli ya da bunun için risk almalı. Ben elindekiyle yetinmeyi bilen, hayallerinden vazgeçen biri olmadım. İstediklerinize kavuşmanın tek yolu var: Çalışmak, çok çalışmak... Ben yıllar önce büyük bir risk aldım, çalışan tarafından işveren tarafına geçtim. Çok çalıştım ve nihayet hayallerini kurduğum yerdeyim. Başarı; yalnızca çalışmakla, kendine güven ve cesaretle var olabiliyor. Ve yatırım... İş hayatında işinize, özel hayatınızda mutluluğunuza yatırım yapın. Ben de aile huzuruma ve mutluluğuma yatırım yapıyorum.
Son olarak sizin hayatın koşuşturmacı içerisinde nefes alabildiğiniz yer neresi? Tabii ki evim, eşim ve kızım. Kızımla güzel ve uyumlu bir ilişkimiz var; aynı yerlerde vakit geçirmekten hoşlanıyor, aynı şeylere ağlayıp gülebiliyoruz. İkimiz de olduğumuz gibiyiz, o an canımız ne isterse büyük bir keyifle yapıyoruz. Kısacası: En büyük hazinem işimden önce ailem... Onların her soluğuna şükretmek ve beraber mutlulukla yaşamayı, yaşlanabilmeyi dilemek... magdergi.com.tr 65
BUSINESS
FİKRİ HAKLARDA DOĞRU BİLİNEN YANLIȘLAR
D
Korcan Dericioğlu ünya Ticaret Örgütü’nün tanımına göre Fikri Haklar, insanların fikri bir çabası sonucu ortaya çıkan yaratılarına ilişkin verilen haklar olarak tanımlanmaktadır. Bu haklar yaratıcısına fikri çabası sonucu ortaya çıkan fikir ürününün kullanımıyla ilgili belirli bir süre münhasır bir hak tanımaktadır.
Fikri Haklar, özellikle son dönemlerde sosyal, ticari ve de zaman zaman siyasi hayatta giderek artar şekilde gündeme gelmeye başlamıştır. ARGE Faaliyetlerinin artırılması, bilgi ve teknoloji ihraç eden gelişmiş ülkeler sıralamasında yer almanın merkezindedir. Bu hedefleri destekler şekilde Fikri Haklar’ın çeşitli alanlarıyla ilgili hibe, destek, vergi muafiyet ve istisnaları özellikle son 5-6 yıldır hükümetin 2023 hedeflerine paralel şekilde hız kazanmıştır. Yasal mevzuat iyileştirmeleri, farkındalık çalışmaları ve altyapının sağlamlaştırılması gibi atılması gereken pek çok adım bulunsa da mevcut hareketlilik ve bu alanların daha fazla konuşulur olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Bu noktada Fikri Haklar’a ilişkin çeşitli koruma tiplerine yönelik yatırımlar yapılırken hakların koruma biçimi ve mahiyetinin bilinmesi oldukça önemlidir. Zira yanlış ve eksik aksiyonlar bazı durumlarda yapılan yatırımların tamamının dahi boşa gitmesine sebep olabilmektedir. Fikri Haklar kapsamına pek çok başlık dahil edebilecek olmakla birlikte bu çalışmamamızda sadece sınai olarak en çok gündemde olanların üzerinde durulacaktır. Fikri Haklar kapsamında belki de ülkemizde sınai ve ticari olarak en çok bilinen ve gündemde olan “MARKA”dır. Marka, mevzuatındaki tanımı ile bir işletmenin mal ve hizmetlerini diğer bir işletmenin mal ve hizmetlerinden ayırt etmeye yarayan işaretlerdir. Markanın pazarlama ile sıkı ilişkisi bulunmaktadır ve markanın yer aldığı ürünün itibar değeri ile doğrudan ilintilidir. Bu alanda en sık yaşanan problem mal/hizmet
66 magdergi.com.tr
sınıflandırmasıdır. Yine mevzuat ve uygulama gereği bir markanın tescil edildiği ürün/hizmetlerde kullanılması esastır. Örneğin tekstil sektöründe faaliyet gösteren bir işletme, sadece mağazacılık hizmetleri için tescil ettirdiği markasını, açtığı mağazanın ismi olarak kullanabilmekte ve fakat ürettiği kumaşların üzerinde marka olarak kullanması bu belge kapsamında mümkün değildir. Bu hususa sıkça marka benzerliği durumunda rastlanmaktadır. İlgili sektörde tescil edilmiş 3. bir kişiye ait benzer bir markanın bulunması durumunda çoğu zaman en azından marka tescil belgesinin alınması güdüsüyle ya da yönlendirmesiyle, faaliyet gösterilen sektöre ilişkin mal/hizmetleri kapsayıp kapsamadığı irdelenmemektedir. Örneğin, inşaat makineleri için tescilli bir marka, bu sektörde faaliyet gösteren bir şirketin bu markayı sadece inşaat makinelerinin markası olarak kullanmasına izin vermektedir. Fikri Haklar kapsamındaki bir diğer koruma tipi de “ENDÜSTRİYEL TASARIMLAR”dır. Tasarım, mevzuattaki tanımı itibariyle bir ürünün tümü, veya bir parçası veya üzerindeki süslemenin, çizgi, şekil, biçim, renk, doku, malzeme veya esneklik gibi insan duyuları ile algılanan çeşitli unsur veya özelliklerinin oluşturduğu bütünüdür. Endüstriyel Tasarım’ın belki de en çok göz ardı edilen özelliği Dünya çapında yeni olması gerekliliği ve zorunluluğudur. Fakat Türk Patent Enstitüsü’nün mevzuat gereği bu yenilik kriterinin gerçekleşip gerçekleşmediğine yönelik doğrudan herhangi bir inceleme yetkisi bulunmamaktadır. Mevzuata uygun ve süresi içinde itiraz da edilmediğinde, her başvuru bu vesileyle tasarım tescil belgesine dönüşebilmektedir. Bu doğrultuda bu belgeye sahip olunması, aslında o tasarımın yeni olduğuna dair kesin bir kanıt oluşturmamaktadır. Yenilik kriterinin mahiyeti ve uygulama itibariyle en çok karşılaşılan iki sorundan birisi yurtdışında halihazırda var olan bir tasarımın aynısı için kendi adına Türkiye’de başvuru yapılmasıdır. Tasarım mahiyet itibariyle ülkesel bir koruma gerçekleştirmekle birlikte yenilik kriteri evrensel olarak aranmaktadır. Yurtdışında daha önceden piyasaya sürülmüş bir ürünün Türkiye’deki münhasır satışını gerçekleştirme düşüncesi için
BUSINESS
tasarım başvurusu yapmak yanlış bir yöntemdir. Zira tasarımın gerçek yaratıcısı yurtdışındaki kişidir. Bu amaç için esas tasarımcıdan lisans alıp satışını gerçekleştirmek esas olan ticari kuraldır. İlgili ürünün Türkiye’de tescili yoksa dahi Haksız Rekabet hükümleri ile Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’ndan kaynaklı koruma kötü niyetli davranışların önüne geçecek mekanizmaları işletmektedir. Bunun da bir adım ötesinde, bu belgenin alınması için bir maliyete katlanıp, ticari yatırım yapıp, dava da açıp rakiplerin kullanımını engellemek için girişimde bulunulduğunda, ilgili tasarım karşı tarafça yenilik özelliği taşımadığı için her zaman bir karşı dava ile hükümsüz kılınabilmektedir. Zira günümüzde bir kişinin eriştiği bilgiye ya da ürüne herkes artık kolayca erişebilmektedir ve uygun prosedür izlenmediğinde yapılan tüm yatırım boşa gidebilmektedir. Tasarıma ilişkin yaşanan ikinci sıkıntı ise yine yenilik kriterinin mahiyetinden kaynaklanmaktadır. Dünya çapında aranan yenilik kriteri, tasarımcının kendisi tarafından piyasaya sürmüş olduğu tasarımlar açısından da geçerlidir ve tasarım tescil belgesinin bir itiraz ya da dava durumunda hükümsüz kılınmasına sebep olabilecektir. Örneğin tamamen özgün bir mobilya tasarlayıp, ürünü piyasaya sürmüş bir kişinin 2-3 sene sonra çok talep gören bu tasarımını başkalarının kullanımını engellemek için tescil ettirmek istemesi durumunda, bu mobilya tasarımı artık yeni olmadığı için endüstriyel tasarım olarak korunamamaktadır. Bu durumda Haksız Rekabet hükümleri ile Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na başvurulabilecek olmakla birlikte, Endüstriyel Tasarım Tescili elde edilebilmesi için tasarımın piyasaya sürülmeden başvurusunun gerçekleştirilmesi önerilmektedir. “PATENT” ise teknik ve/veya teknolojik geliştirmelere yönelik bir korumadır. Ekonomik kalkınma ve teknolojik gelişmenin de en temel unsurlarından biridir. Dokunmatik ekranlı telefon teknolojisi, kimyasal ilaç formülleri ve günlük hayatımızı kolaylaştıran pek çok yenilik, patent korumasından faydalanmaktadır. Tasarımdakine benzer yenilik kriteri dolayısıyla yukarıdaki riskler patent için de geçerlidir. Buna ek olarak, patentin diğer koruma tiplerinden farklı olarak mevzuat çerçevesinde 3 biçimi bulunmaktadır: İncelemeli Patent, İncelemesiz Patent ve Faydalı Model. Koruma süreleri ve kriterleri birbirinden farklı olan bu koruma biçimleri arasındaki en önemli farklılık İncelemeli Patent için gerekli olan kriterlerin değerlendirilmesinin akredite kurumlarından birisi tarafından gerçekleştirilmesidir. İncelemesiz Patent ve Faydalı Model’de ise standart uygulamada böyle bir inceleme gerçekleştirilmemektedir. Dolayısıyla bu iki koruma tipinde aslında bahse konu buluş her zaman 3. kişinin talebi üzerine incelenebilmekte ya da davaya konu olabilmektedir. Bu iki tip belgeye sahip olunması durumunda, 3. Kişi üreticiler aleyhine başlatılacak hukuki mücadelenin olumsuz sonuçlanma ihtimalinin yanı sıra belgenin hükümsüz kılınması ihtimalini de beraberinde getirmektedir. Tıpkı tasarım konusunda olduğu gibi, İncelemesiz Patent veya Faydalı Model Belgesi’ne sahip olunması durumunda bu buluşun tüm gerekli kriterleri taşıdığı algısı yanlış olacaktır. Bu belgelerin Fikri Haklar Stratejisi çerçevesinde ele alınırken rakiplerin üretimini engellemek amaçlı (ofansif) değil, daha içsel ve korumacı (defansif) bir amaçla tescili esas olmalıdır. Fikri Haklar Stratejisi ve Portföy Yönetimi ülkemizde değeri çok da bilinmeyen buna karşın kurumsal anlamda yurt dışında uzun yıllardır gündemde olan kavramlardır. Fikri Haklar’a dair sözleşme yönetiminden, ticarileştirme ve belgelendirme süreçlerine hatta ARGE – ÜRGE çalışmalarına yön veren bu sistemsel bütün; pazarlama, üretim, satış, dağıtım, itibar yönetimi hatta finansal süreçlere katkısını da gündeme almakta ve bütünleşik ve çok disiplinli bir çalışma yürütmektedir. Bu sayede marka, patent, endüstriyel tasarım başta olmak üzere Fikri Haklar kapsamına giren yaratıcı çaba sonucu elde edilen ürünlerin duvarlara asılıp, dosyalar arasında kalması engellenmekte ve etkin bir süreç işletilmektedir.
BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?
Marka, Patent ya da Endüstriyel Tasarım belgenizin konusu olan fikri varlığınızı değerini hesaplatıp şirketinizin mal varlığı değerine dahil edebilirsiniz. Özellikle ABD’de borsaya açık şirketler Fikri Haklara dair tüm varlıklarını gayrimenkul ve diğer menkullerinden daha öncelikli ele almaktadır. Zira dünyaca ünlü şirketlerin salt marka değerinin şirketin tüm diğer malvarlığı değerlerinden fazla olduğu artık bilinen ve bilgi toplumuna geçişin bir göstergesi olarak vurgulanan bile gerçektir. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’ndaki açık hüküm dolayısıyla eser sahibinin haklarının devri sözleşmesinde yer alan “tüm hakları devretmiştir” ibaresi geçersizdir. Bu sebepten ötürü devredilmesi istenen tüm hakların sözleşmede ayrı ayrı yazılması gerekmektedir. Örneğin, bu tarzda düzenlenmiş bir sözleşmeye dayanan ve eserlerde, bahse konu eserde değişiklik yapılması istendiğinde sözleşmedeki geçersiz hüküm sebebiyle, eserin yaratıcısının onayının alınması zorunluluğu doğacaktır. İncelemeli Patent ya da Araştırma Raporu alınmış Faydalı Model Belgesi ile korunan bir buluşunuz var ise, 1/1/2015 tarihinden itibaren bu buluşa dayalı gerçekleştirmiş olduğunuz satışların %50’si kurumlar vergisinden muaf olacaktır. Buluşun kiralanması, devri ya da satışı durumunda da KDV ve Gelir Vergisi açısından vergi istisnası ve muafiyetlerinden de faydalanabilirsiniz. Markanız ile aynı ya da benzer olan ve fakat 3. Kişiler tarafından tahsis edilmiş “.com” “.net” “.org” başta olmak üzere pek çok uzantılı alan adını belirli kriterleri karşılaması halinde geri alabilirsiniz. ICANN tarafından belirlenmiş kurallar çerçevesinde ele alınan UDRP mekanizması 45-60 gün içerisinde alan adının devrini ya da kapatılmasını sağlamaktadır. Zira günümüzde alan adları en az marka kadar önemlidir. 3. Kişilerde bulunması sebebiyle kullanamadığınız ya da başkaları tarafından kötü niyetli biçimde kullanılan alan adları itibar yönetimi açısından da bir olumsuzluktur. .hotel , .watch , .market, .istanbul gibi özel nitelikteki alan adları için açılmış olan TMCH isimli bir veri tabanına kayıt olabilir, bu alan adları tahsise açıldıkça markanıza ilişkin uzantı için öncelikli tahsis hakkına sahip olabilirsiniz. Firmanız ya da şahsınıza ait isim ya da markayı sosyal medyada hesap adı olarak alan 3. kişilere karşı doğru kapsamda bir taleple itiraz süreçleri işletebilir, belirli kriterleri karşılaması koşuluyla bu hesapların kapatılmasını ya da tarafınıza devrini sağlayabilirsiniz. magdergi.com.tr 67
RÖPORTAJ
"Hayatım boyunca kendime koyduğum en önemli hedef başarı."
Lider Polat Türkiye’ye dünya moda trendlerini taşıyan Fashion TV’nin lisanslı markası I Love Fashion'ı getiren, Carnevale mağazalarının sahibi Lider Polat, markasını anlattı.
S
Sizi tanıyabilir miyiz? Ben Lider Polat, 1972 İstanbul doğumluyum, İTÜ’den mezun olduktan hemen sonra tekstil sektörüne giriş yaptım. İSO’da hazır giyim konfeksiyon meclis üyesiyim. Carnevale mağazalarının dışında diğer bir ihracat firmamız da mevcut. Prada, Armani, Gucci gibi dünyanın önde gelen markalarının üretim ve ihracatını on beş yıldır başarıyla sürdürmekteyiz.
Müşteriler, Carnevale mağazalarında hangi ürünleri bulabilirler? Tarzı ve yaşı ne olursa olsun, giyinmeyi seven tüm kadın ve erkeklere hitap eden tasarım ürünlerin yer aldığı, şık, casual ve spor bölümlerden oluşan, modern ve fonksiyonel kolleksiyonları bulabilirler. Carnevale’de öne çıkan markalar hangileri? İtalyan ve Fransız markaları Miss Sixty, Energie, Love’n Fashion Paris, Iceberg, Primo Emporio gibi markaların en son koleksiyonlarına moda tutkunları rahatlıkla ulaşabilir. Love’n Fashion’ı Türkiye’ye getiren isimsiniz. Carnevale mağazalarında satışa sunmaya nasıl karar verdiniz? Markanın çizgisi stil sahibi bayanlara hitap ettiği için her noktada satılamazdı. Bunun için en uygun ve senelerdir multi brand mağazacılığı başarıyla sürdüren Carnevale mağazaları prestijli lokasyonlarıyla, perakendedeki en uygun mağaza zincirlerinden biriydi. Love’n Fashion’ın 2014-2015 Sonbahar-Kış Kolesikyonun’da hangi parçalar ön planda? Stil sahibi, kendine güvenen, modern ve dinamik kadınlar için muhteşem alternatifler sunuyoruz. Özellikle de deri parçalarımız ile. Love’n Fashion'ın Paris, Fransız ve İtalyan moda tasarım ekibi tarafından hazırlanan sonbaharkış koleksiyonunda hem gündüz hem gece için birbirinden şık, modern ve fonksiyonel tasarımlar yer alıyor. Modanın zamansız rengi olan siyahın öne çıktığı yeni sezona; bordonun, yeşilin ve vizonun renk tonları canlılık katıyor. Sizin için başarı ne demek? Hayatım boyunca kendime koyduğum en önemli hedef başarı. Doğru zamanda hedefe varıldığında gerisi daha kolay geliyor. Rekabet sizce neyi ifade ediyor? Böyle bir duyguyu bilmiyorum. Benzer misyondaki kurumların bile detayda farklı olduğunu, farklı hedefleri olması gerektiğine inanıyorum. Ben ve arkadaşlarım, rakiplerin ne yaptığı ile değil; kendi yaptığımızın en iyisini yapma çabası içinde olmalıyız. Toplum olarak da buna çok ihtiyacımız var.
68 magdergi.com.tr
Başarılı olmak için neler yapmak gerek? Bilmek, bilmediğini öğrenmek, cesaret etmek, teşebbüs etmek, inanmak ve pes etmemek. Risk almak ve babamın dediği gibi büyüdükçe küçülmeyi bilmek. İş yaşamınızdaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler? Grisi olmayan bir çalışma şeklim var. Siyah ve beyaz var, çok çalışmak var… Dürüstlük ve iyi niyet hem kendi desturum, hem de karşı tara a aradığım en önemli ilkeler… İş yaşamında vizyon ve amaç belirlemenin önemi nedir? Doğru amaca hizmet eden, doğru bir vizyonunuz varsa, eninde sonunda takdir edilecek, başarıyı yakalayacaksınız. Gerisi size kalmış… En büyük idealiniz nedir? İnsanın özelinde ve işinde idealleri oluyor. Özelimde ailemin bana vermiş olduğu eğitim imkanlarını ve ahlakı kendi çocuklarıma fazlasıyla verebilmek ve vatanına hayırlı evlatlar yetiştirmek. Sadece kendi çocuklarıma değil, ihtiyaç sahibi diger aile ve çocuklarına imkanlar dahilinde el uzatabilmek. İşimdeki en büyük ideal ise bir dünya markası sahibi olmak. Katı prensipleriniz var mı? Asla ve asla dedikleriniz? Evet, katı prensiplerim var. Bunları; hak, dürüstlük ve sistem çatıları altında toplayabiliriz. Gelecekte kendinizi ve firmanızı görmek istediğiniz yer, durum nedir? Böyle bir tablo tarif eder misiniz? Mutlaka her iş adamı kendini ve firmasını iyi yerlerde görmek ister. Birçoğu aynı güzel tabloyu kafasında çizer, benim istediğim şey basit; güzel anılmak. Sosyal medya konusunu ve önemini yeterince biliyor musunuz? Bu konuda çalışmalarınız var mı? Bazı şeyleri bilemezsiniz, önemli olduğunu tecrübe ederek öğrenirsiniz ya da öğretirler. Bu konuda firmanın Genel Müdürü kardeşim aynı zamanda kardeşim Emir Polat sosyal medya ile ilgili çalışmalarını hızla ve büyüterek devam ettiriyor. Günün stresini ve yorgunluğunu nasıl atıyorsunuz? Aile ile geçirilen vakit, tenis ve binicilik.
magdergi.com.tr 69
erkek aksesuar MAG
BOTTEGA VENETA Eldiven € 300
CHARVET Kravat € 165
LOCK& CO HATTERS Șapka € 225
ETRO Kravat € 120
OLIVER PEOPLES Gözlük € 260 CHARVET Kravat € 165
FOUNDWELL Kol Düğmesi € 5,695
İşin Sırrı Detayda
LANVIN Kol Düğmesi € 135 FOUNDWELL Kravat İğnesi € 900
BOTTEGA VENETA Kol Düğmesi € 480
MONT BLANC Kol Düğmesi € 190
ALFRED DUNHILL Kol Düğmesi € 150
MARWOOD Kravat € 135
Yaka mendilinden kol düğmesine, çantadan cüzdana aksesuarlar ile hayatınızı detaylandırın. Tarz sahibi olmanın küçük dokunușlarda gizli olduğunu unutmayın!
THOM BROWNE Gözlük € 540
MASION MARTIN MARGIELA Kol Düğmesi € 295 DRAKE’S Yaka Mendili € 70
GUCCI Kravat € 140
PAUL SMITH Kol Düğmesi € 75 LANVIN Kol Düğmesi € 160
ETRO Yaka Mendili € 70
PAUL SMITH Kravat İğnesi € 75
MP DI MASSIMO PIOMBO Yaka Mendili € 75
BERLUTI Çanta € 3,600
70 magdergi.com.tr
LANVIN Yaka Mendili € 60
PAUL SMITH Yaka Mendili € 60
BURBERRY Çanta € 1,050
DENTS Eldiven € 130
BURBERRY LONDON Kravat € 125
GUCCI Çanta € 2,950
GIVENCHY Gömlek € 360 GUCCI Atkı € 285 Rolex&Cartier Butik UĞUR SAAT ACNE STUDIOS Atkı € 130
DOLCE& GABBANA Atkı € 225
SAINT LAURENT Gözlük € 190
BOGLIOLI Ceket € 650 NN.07 Gömlek € 120
Spor Duruş
CALVIN KLEIN Kaban € 1,485
Havanın soğumasıyla ortaya çıkan kabanlarınızı, kıșın anahtar parçası olan atkılarla tamamlayın! SAINT LAURENT Gözlük € 240
ALEXANDER MC QUEEN Kıravat € 105
AMI Pardesü € 580
PAUL SMITH Pantolon € 265
JIL SANDER Pantolon € 530
DOLCE&GABBANA Gömlek € 340
POLO RALPH LAUREN Kemer € 90
POLO RALPH LAUREN Çanta € 530
GUCCI Çanta € 690 GUCCI Bot € 790
CHEANEY Bot € 495
CHEANEY Ayakkabı € 415
magdergi.com.tr 71
RÖPORTAJ
"En büyük idealim; memleketime karșı fiili görevlerimin tamamlandığını hissettiğim ana ulașıp, huzurlu bir emeklilik yașamına geçmek."
Mehmet Akarca
ATV Ankara Temsilcisi Mehmet Akarca iş yaşantısı ile ilgili sorduğumuz soruları yanıtladı.
S
izi tanıyabilir miyiz?
Samsun doğumlu, KTÜ Mimarlık Fakültesi mezunu bir Yüksek Mimar Mühendis… Tüm yaşamını “medya çalışanı” olarak geçirmiş, TRT’de redaktör spikerlik prodüktörlük, haber müdürlüğü görevlerinde bulunmuş, Anadolu Ajansı’nda genel müdürlük ve yönetim kurulu başkanlığı yapmış, Doğan TV, Kanal D, Star TV, CNN-Türk, D-Smart, ATV gibi çeşitli kuruluşlarda Ankara temsilcisi konumunda çalışmış ve 18. Dönem Milletvekili olarak parlamentoda bulunmuş ve hala da ATV Ankara temsilciliği görevinin yanı sıra, A-Haber’de ha a içi her gün ‘Türkiye Gündemi’ni yorumlayan, Takvim gazetesi’nde Çarşamba-Cumartesi ve Pazar günleri köşe yazıları yazan bir gazeteci…
72 magdergi.com.tr
İşiniz hakkında bize bilgi verebilir misiniz? Bu mesleğe özenenlerin, bu isteklerinde haklı olduğunu vurgulamak isterim. Çok hareketli, günü herkesten önce yaşayan, olayların iç yüzünü herkesten daha fazla ve yakından bilen bir kişi olmak fevkalade bir duygu. Büyük bir rekabet var ve en önde olabilmek, haber atlatabilmek, bir haberi herkesten önce verebilmek gerçekten büyük keyif. Elbette, topluma karşı duyulması gereken sorumluluk duygusunun da yıllar içerisinde daha da gelişmesine özen göstermek gerekli. Yalan-yanlış haber yayınlamaktan kaçınmak için büyük özen sergilenmeli. Bunu başarabilenlere “iyi gazeteci”, başaramayanlara “kötü gazeteci” unvanını, halk zaten hiç yanılmadan veriyor.
Sizin için başarı ne demek? Bana göre, mutluluğun elde edilebilmesidir. Bir kişi belli yaşları geride
RÖPORTAJ
bırakmış, olgunluk yolunda mesafe kat etmiş ve mutlu ise, hayatta başarılı olmuş demektir… Medya’da başarı ise; sözüne güvenilir, bilgisi ve tecrübesine saygı duyulur, yorumlarına önem verilir ve çevresinde saygınlık uyandıran bir uzman kişi olabilmek anlamı taşır.
Başarılı olmak için neler yapmak gerek? İşini çok sevmek, çok çalışmak, gayretli olmak gerekir. Karakterdeki zaaflardan arınmaya, ön yargılardan kurtulmaya çalışmanın işin bir parçası olduğu unutulmamalıdır.
Üye olduğunuz dernekler vakıflar var mı? Gazeteciler Cemiyeti ve Anadolu Kulübü üyesiyim…
Rekabet sizce neyi ifade ediyor? Medya’nın olmazsa olmazını…
İş yaşamınızdaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler? Önceliğim çok çalışmak, konunun üzerine tamamen eğilmek, her noktasını iyi incelemek, hataya düşmeden, yanlışa gitmeden, hiçbir konu ve kimse için ön yargılı olmadan, i ira ve karalama gibi olumsuzluklara tevessül etmeden, kamuoyunun o konu hakkında bilgilenmesini sağlamaktır…
programlara yer vermeyen, güzel Türkçe konuşanların sunumlar yaptığı, dünyanın iletişim alanında bizim basın kuruluşlarımızı kaynak gösterdiği, bizden esinlendikleri bir ortam…
Yapmayı düşündüğünüz yeni işler ve girmeyi düşündüğünüz sektörler var mı? İnşaat işine girerdim sanırım. Ancak bunca yıldan sonra sektör değiştirmek pek mümkün değildir.
Sizce gelecek hangi sektörde? Sağlık sektörü giderek önem kazanıyor, özellikle genetik ile ilgili konular. Digital mühendislik de öyle. Medya alanında ise, internet gazeteciliği, sosyal medya öne çıkıyor. İnsanları tembelliğe, araştırmadan uzaklaştırıp hazırcılığa alıştırsa da, “hayal âleminde bir yaşam” pompalasa da, Sosyal Medya’nın önemi yadsınamaz. Burada tek dikkat edilmesi gereken konu, manipülasyonlara ya da iyi niyetli de olsa eksik-yanlı yorumlara inanmadan önce, konunun faklı kaynaklardan da araştırılması zaruretidir. Sağlam kaynak gibi görünse de, “her gördüğüne, her duyduğuna inanma” prensibi geçerli olmalıdır.
İş yaşamında vizyon ve amaç belirlemenin önemi nedir? Sadece bugünkü uygulamalar değil; önümüzdeki yıllardaki gereksinimler, yöntem düzenlemeleri gibi geleceğe yönelik arayışlar ve fikir üretimi “vizyonu” oluşturur. Bir iş, bilindik yöntemlerle yapılabileceği gibi; farklı eklemeler, düzenlemeler, uygulamalar ile de yapılıp çok farklı ve olumlu sonuçların alınabilir. Hangi konu olursa olsun, tek yönlü olarak bakılmaması, farklı açılardan durumun gözden geçirilmesi gereklidir. Bir medya çalışanı, vizyonunu geniş tutmalı ve işini tüm unsurları dikkate alarak en iyi yapmaya çalışmayı amaçlamalıdır.
Sosyal sorumluluk projeleriniz var mı?
Tüm olumlu projelere elimden gelen katkıyı sunmuşumdur. Bunun, topluma karşı bir ödev olduğunu düşünürüm.
Sosyal medya konusunu ve önemini yeterince biliyor musunuz? Çok iyi denemez belki ama “yeterince” bildiğimi ve ilgilendiğimi sanıyorum…
İş hayatına yeni atılmış genç girişimciler ilk etapta nasıl bir yol izlemeliler? Tavsiyeleriniz neler? Çok hevesli, çok çalışmaya gönüllü oldukları imajını çevrelerine vermeliler öncelikle. Uyumlu, ekip çalışmasına yatkın oldukları da kısa sürede ortaya çıkmalı, ofiste, sevilen-takdir edilen bir karaktere sahip oldukları kanaati uyanmalı. Bunun yanı sıra, işinde ilerlemek için üstleri tarafından da fark edilecek derecede gayret sarf etmesi yararına olacaktır. Bol kitap okuması, incelemesi, araştırma yapması, bilgili ve kültürlü bir görünüm sergilemesi de hem yerini sağlamlaştıracak hem de meslekte merdivenleri kolayca tırmanmasına yol açacaktır…
Günün stresini ve yorgunluğunu nasıl atıyorsunuz? En büyük idealiniz nedir? Memleketime karşı fiili görevlerimin tamamlandığını hissettiğim ana ulaşıp, huzurlu bir emeklilik yaşamına geçmek…
Gece erken yatmaya çalışarak. Başka bir yol henüz bulamadım…
Seyahat etmeyi seviyor musunuz? Seyahatinizde nerelere gitmeyi tercih ediyorsunuz?
Katı prensipleriniz var mı? Asla ve asla dedikleriniz?
Seyahati seviyorum ancak Türkiye’nin her gün, hızla değişen gündemi, buna pek imkân tanımıyor.
İşimde ve özel yaşantımda, ahlaka aykırı ve insanî olmayan hiçbir tavrı desteklememek, katı prensibimdir.
Hobileriniz neler? Vazgeçemediğiniz alışkanlıklarınız var mı?
Gelecekte kendinizi ve firmanızı görmek istediğiniz tabloyu tarif eder misiniz? Ekonomik verilerin sürekli yükseldiği, ekonominin daha da coştuğu, sorunların tamamına yakının giderildiği bir Türkiye’de, terliklerim ve pijamamla televizyon izlemek, gazete ve kitap okumak suretiyle emekliliğimin tadına varmayı özlüyorum. Dünya zirvesine yerleşmiş bir Türkiye, medyasında çok bilgili ve kültürlü elemanların çalıştığı, abuk sabuk
Hobim ailem. Bir parça gitar ve bağlama çalabiliyorum. Hemen her gün yeni yazı ve yorum taslakları yapmakla uğraşıyorum. Sosyal hayat anlamında ise argoda “ot gibi yaşamak” denilen tarzda geçiyor diye özetleyebilirim hayatımı. İşimdeki yoğunluk, çocuklarımın ortaya koyduğu başarılar, eğlencem olmuş durumda. Ne yapalım işte, elde vazgeçemediğimiz sigara, önümüzde çay bardağı ve bilgisayar klavyesi, bir gelişmeden diğerine koşturup duruyoruz. “Sağlığımız yerinde çok şükür” demek yetiyor da artıyor bile… magdergi.com.tr 73
RÖPORTAJ
“İlkelerim; yatırımcılara, bağlı bulunduğum firmaya, konuklara, ekip üyelerine ve çevreye eșit ölçüde saygılı davranmak.”
Murat Uçan
AMAÇ BELİRLEMEK HAYATA BİR VİZYON KAZANDIRMAKTIR.
Yirmi yılı aşkın süredir turizm sektöründe gerek ulusal gerekse uluslararası platformlarda pek çok zincirde çalışan 2007 yılı itibariyle farklı zincirlerde genel müdürlük görevi üstlenen Swissôtel Ankara Genel Müdürü Murat Uçan tecrübelerini ve Swissôtel Ankara’yı anlattı.
S
izi kısaca tanıyabilir miyiz? Dokuz Eylül Üniversitesi Turizm ve Otelcilik Bölümü’nden mezun oldum. Yirmi yılı aşkın süredir turizm sektöründe gerek ulusal gerekse uluslarası platformlarda pek çok zincirde görevler üstlendim. İzmir Büyük Efes Oteli’nde bellboy olarak başladığım otelcilik hayatımda Swissotel İstanbul ve Hilton İzmir açılışlarında görevler aldım. 2007 yılı itibariyle de toplam yedi yıl farklı zincirlerde genel müdürlük yaptım. ParkSA Hilton’da ön büro müdürü, Karayipler Jalousie Hilton St. Lucia’da odalar bölümü direktörü olduktan sonra çeşitli şirket ve holdinglerin yönetim kurullarında görev aldım. Double Tree by Hilton Old Town İstanbul ve Mövenpick Ankara otellerinin açılışlarında çalıştım. Haziran 2014 itibariyle Swissôtel Ankara’nın Genel Müdürü olarak Swissôtel Hotels & Resort ailesine yıllar sonra Genel Müdür olarak geri dönmüş oldum. Türkiye, Karayip Adaları, Londra, Romanya ve Kazakistan gibi farklı yerlerde çalışma imkanı buldum. Evliyim ve üç çocuğum var.
74 magdergi.com.tr
İşiniz hakkında bize bilgi verebilir misiniz? Okullu bir turizmci olarak yirmi yılı aşkın süredir turizm işinde otelcilik sektöründeyim. Turizm; seyahat acentasından araç kiralama şirketlerine ve tur operatörlerine kadar farklı alanları içeren büyük bir sektör. Otelcilik ise turizm sektörünün en önemli faaliyet kolu. Ben bellboyluktan yetişmiştim, farklı departman yöneticiliklerinden genel müdürlük pozisyonuna kadar geldim. Bir gününüz nasıl geçiyor? Otele erken gelirim, raporları incelerim. Ha a içi departman müdürlerimiz ile olan toplantıyla güne başlıyorum. Ardından gelen e-maillere cevap veriyorum, imza işlerini hallediyorum. Eğer o gün planımızda var ise satış pazarlama direktörümüz ile birlikte kontaklarımıza ziyarette bulunuyorum. Mutlaka, gün içinde yapılan hazırlıklar ve otel genelini kontrol etmek üzere otel turu yapıyorum. Öğle ve akşamları müşterilerin ve personelin bulunduğu alanlarda oluyorum. Ofiste oturmayı pek sevmiyorum. Ha a sonları da otele uğruyorum.
RÖPORTAJ
Sizin için başarı ne demek? Başarılı olmak için neler yapmak gerek? Bana göre başarı, bir iş için gerekli enerjinin amaca en uygun biçimde, en ekonomik, en etkin olarak kullanılma becerisidir. Bu enerji, insan gücü de olabilir, makine de olabilir, bilgi de olabilir. Burada önemli olan, başarı için gerekli enerji kullanımının doğru organize edilmesidir. İnsanın başarılı olmasının ilk koşulu; “ben bunu yapmak istiyorum” diyebilmesidir. “İsteklenme” olmadan, ne öğrenci dersini çalışır, ne futbolcu futbolunu oynar, ne aşçı yemeğini pişirir. Başarılı olmak için başarı hikayelerini biriktirmeniz çok önemli. Size motivasyon katacak, inanç sağlayacak her şeye sahip çıkmalı ve değer vermelisiniz. Rekabet sizce neyi ifade ediyor? Rekabet, piyasadaki firmaların, markaların yalnızca kârlarını azamiye çıkarabilmek için birbirleri ile mücadele edip en kaliteli malı en ucuza satmaları olgusu değildir. Rekabet, aynı zamanda fırsat eşitliğidir; yaratıcı ve yenilikçinin boy gösterebildiği bir platformdur; kayırıcılığın olmadığı, en iyinin, en beğenilenin öne çıktığı bir ortamdır. Rekabet olmadan ekonomide, piyasada ve hizmette sürdürülebilir bir büyüme olamaz. Sektörel anlamda Ankara’da otellerin gün geçtikçe sayılarının artması sonucunda yatak arzı artışı sürüyor. Turizm sektöründe çalışan personel ve tedarikçi sayısı da artıyor. Bir tara a son birkaç yılda açılan ve açılacak yeni oteller; diğer tara a uzun yıllardır hizmet veren oteller bulunmakta. Ankara’da otellerin arasında dışarıdan fazla dikkat çekmeyen fakat önemli bir rekabet devam ediyor. Swissôtel gibi dünyaca ünlü önemli markalar hizmet vermek üzere Ankara’yı tercih ediyor. Bu da Ankara’da turizm sektöründe önemli gelişmelerin yaşanmasında kalitenin ve kaliteli hizmetin artmasında çok etkili. Yenilenmeye, sektörün yeniliklerine, kaliteli ve ayrıcalıklı hizmete önem veren tüm markalar rekabetin kazananı olacaktır. İş yaşamınızdaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler? Aslında bu soru bulunduğunuz pozisyona ve çalıştığınız sektöre göre değişebilir. Kişilerin iş yaşamındaki ilkeleri farklılık göstermese de öncelikleri farklılık gösterebilir. Bir fabrika sahibi farklı cevap verirken ben çok farklı bir alanda hizmet sektöründe üst yönetici olarak farklı cevap verebilirim. Şirketimin, şirket sahiplerinin, yatırımcıların, çalışanların ve tabii ki konuklarımızın ihtiyaçlarını, her birinin beklentilerini karşılayacak şekilde dengelemek. En üst seviyede müşteri memnuniyeti sağlarken çalıştığım kurumun karlılığını da sağlayabilmek. Konuklara, ekip üyelerine ve çevreye eşit ölçüde saygılı davranmak. Swissôtel değerleri, başta benim sonrasında tüm çalışma arkadaşlarımızın öncelikleri; saygı, dürüstlük, aidiyet, emniyet ve güvenlik. İlkelerim ise; yatırımcılara, bağlı bulunduğum firmaya, konuklara, ekip üyelerine ve çevreye eşit ölçüde saygılı davranmak.
vermekteyiz. Swissôtel Ankara olarak çalışmalarımıza sosyal sorumluluk, çevreye duyarlılık, doğal kaynaklar ve ekolojik denge olmak üzere dört farklı alanda devam etmekteyiz. Sosyal sorumluluk projelerimiz kapsamında yılda bir kez lösemili çocuklara yardım adına düzenlenen bir organizasyona ev sahipliği yapmaktayız. Bu yılda bunun için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Otel bünyesinde engelli misafirlerimiz için özel bir odamızın dışında hem toplantı alanları hem de misafire açık olan alanlarda özel tuvaletlerimiz bulunmaktadır. Çevreye duyarlılık çalışmalarımızla ilgili; Swissôtel Ankara “Sürdürülebilir Çevre ve Verimlilik Programı” kapsamında uluslararası kabul gören çevre standartlarını karşılayarak Beyaz Yıldız Sertifikası almaya hak kazanmış Ankara’daki tek oteldir. Bununla birlikte Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB) tarafından yürütülen Yeşil Oteller Projesi kapsamında, Swissôtel Ankara “Yeşillenen Oteller” plaketini almaya layık görülmüştür. Bu projede de turistik işletmelerde kullanılan su, elektrik, enerji, kimyasal ve katı atık miktarının kontrol altına alınması hedeflenmektedir. 2011 yılında kurumsal alanlara ağaçlandırma projemiz gerçekleşmiştir. Otelimizin hemen hemen her noktasında geri dönüşüm çöp kutuları bulunmaktadır, atıklar ve kimyasal maddeler doğaya zarar vermemek adına geri dönüşüm firmalarına iletilmektedir. Doğal kaynakları tasarruflu kullanmak adına su tüketimimize dikkat ediyoruz. Otelimizde aydınlatma enerji tasarrufu sağlıyor ve ısı geri kazanım sistemleri kullanıyoruz. Önemli bir başka projemiz ise elektrikli araçlar. Bu araçlar küresel ısınma ve iklim değişikliğine neden olan sera gazı emisyonlarını önleme ve enerjinin verimli kullanımı açısından geleceğin yönelimini temsil etmektedir. 2015 yılı sonuna kadar Türkiye’de otuz bine yakın elektrikli aracın karayollarında olması ve 2020 yılı itibarıyla otomobil satışlarının yüzde onunun elektrikli araçlardan oluşacağı öngörülmektedir Bizde Swissotel Ankara olarak Ankara’da elektrikli otomobillerin ticari alanda şarj edilebileceği tek yer hatta tek otel olacağız.
BANA GÖRE BAŞARI, BİR İŞ İÇİN GEREKLİ ENERJİNİN AMACA EN UYGUN BİÇİMDE, EN EKONOMİK, EN ETKİN OLARAK KULLANILMA BECERİSİDİR.
Sosyal medya konusunu ve önemini yeterince biliyor musunuz? Bu konuda çalışmalarınız var mı? Müşteri memnuniyetinin temel olduğu bir sektör olan turizm sektöründe de bilişim teknolojilerinin faydası yadsınamaz. İnsanlar internet sayesinde, gitmek istedikleri yer hakkında bilgi edinirken, yine internet üzerinden alışveriş hatta rezervasyon yapabilmektedir. Her geçen gün yeni çıkan sosyal medya aplikasyonları ile dünya parmağınızın ucunda. Otellerin, önemli markaların sosyal medya kanalı ile eskiden büyük miktarlarda paralar vererek yaptığı reklamlar şimdi anında yüzlerce hatta binlerce insana saniyeler içinde ulaşabiliyor. Sosyal medyanın bir önemli noktası da kalıcılığı ve herkesle kısa sürede kolayca paylaşılabilmesi. Swissôtel Ankara olarak, facebook ve twitter, instagram gibi sosyal paylaşım sitelerinde biz de daha çok kişiyi otelimizde olan aktivitelerden, yapmış olduğumuz promosyonlardan ve sosyal sorumluluk projelerinden haberdar edebiliyoruz.
İş hayatına yeni atılmış genç girişimciler ilk etapta nasıl bir yol izlemeliler? Öncelikle iş hayatlarına atılmadan önce öğrenimleri devam ederken yaz aylarını boş geçirmeyerek mutlaka bir yerlerde çalışmalarını tavsiye ediyorum. Olabildiğince tecrübe edinerek iş hayatına girmelerinin onlar için çok faydalı olacağı kanaatindeyim. Okumak, araştırmak ve gelişen dünyaya entegre olabilmek adına sürekli meraklı ve araştırmacı olmak, kendini geliştirmek konusunda istekli olmalılar.
Swissôtel Hotels & Resort olarak sosyal sorumluluk projeleriniz var mı? Swissotel markasının global olarak yürttüğü sürdürülebilirlik projeleri kapsamında Swissôtel Hotels & Resort olarak yaptığımız çalışmalara önem
Çok yoğun bir çalışma temponuz var, günün stresini ve yorgunluğunu nasıl atıyorsunuz? Aile ile vakit geçirmek strese birebir. Ayrıca ha ada üç ya da dört kere spor yapmaya çalışıyorum.
Seyahat etmeyi seviyor musunuz? Seyahatinizde nerelere gitmeyi tercih ediyorsunuz? İş gereği ayın neredeyse dörtte birini seyahat ederek geçiriyoum ve otellerde kalıyorum. Bu sebeple tatil seyahatlerimde genelde İzmir Çeşme’deki yazlık evimize veya Selçuk yakınlarındaki Küçükkale köyündeki evimize gidiyoruz... Doğa ile iç içe olmak çocuklara da iyi geliyor.
magdergi.com.tr 75
RÖPORTAJ
"Üç katı prensibim var: Türkçe’nin hakkını korumak. Türkçe’ye hakkını vermek. Türkçe’nin hakkını yiyenin hakkından gelmek!"
Mustafa Kartoğlu Yazıları, TV yorumları ve analizleri ile öne çıkan Star Gazetessi Ankara Temsilcisi Mustafa Kartoğlu ile medyayı, medyadan geleceğini ve kişisel ilgi alanlarını konuştuk.
S
izi tanıyabilir miyiz?
Kendimi tek cümle ile tanımlamak gerekirse; “yirmi beş yıllık gazeteci” demek yeterli. Geleneğe uyalım derseniz; Rizeli, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu, bir ara dergi yayıncılığı, reklamcılık ve iletişim danışmanlığı da yapmış, hala Star Gazetesi Ankara temsilcisi; Meryem, Ahmet ve Yaren’in babası diyebiliriz. Medya sektörü hakkında bilgi verebilir misiniz? Soru kısa ama cevabı uzun… Medyada üç ana unsur var; medyanın kendisi, sahipliği, içerik üreticisi ve alıcısı. Modern medya büyük sermaye gücü
76 magdergi.com.tr
istiyordu. “Yeni medya” ile bir anlamda geçmişe döndük; kil tabletle sayısal tabletin ortak yönü “patron”a ihtiyaç olmadan içerik yayınlanabilmek. Bu iyi bir şey. Ama modernitenin getirdiği “vesayetler” bitmedi. Daha düşük de olsa sermaye ihtiyacı hala bir vesayet. Erişim üzerindeki kontrol yetkisi “devletler vesayeti”ni sürdürüyor. Ancak bunlara rağmen daha iyisi sağlanana kadar en özgür medya “yeni medya”… Esasen medya teknolojisi ve patron “ara unsurlar”; asıl unsur içerik sağlayıcı,yani bizim meslekte haberci, okuyucu / izleyici… Baskı-yayın teknolojisi, patron ve vesayet unsurları şekil değiştiriyor; ancak içeriği sağlayanlar ile o medyayı değerli hale getiren okuyucu /izleyici yerini ve önemini koruyor. Yeni medyada, habercilerin bilgiye erişim yolları
RÖPORTAJ
çeşitleniyor, kolaylaşıyor; ancak doğruyu bulmak zorlaşıyor, emek istiyor. Okuyucuyu yanıltmama sorumluluğunu arttırıyor, meslek ahlakına daha çok titizlik istiyor. Hem kolay hem de zor bir dönem.
Sizin için başarı ne demek ? Mesleğinin etik gereklerine sadakat ve cesaretle işini en iyi şekilde yapmak. Sonuç ne olursa olsun, birinci başarı budur. Iyi sonuç başarıyı taçlandırır. Bu sonucun arkasında ahlaki bir süreç olup olmadığı önemlidir. Başarılı olmak için neler yapmak gerek ? Mesleğinin etik ve teknik gereklerine hakimiyet, cesaret, özgüven, samimi çaba yeterli. Sonucu kelebek etkisi belirler.
Üye olduğunuz dernekler, vakıflar var mı? Sivil toplumun gücü esasen bizdeki okurun gücü demektir. O bakımdan literatürde “çıkar grubu” olarak adlandırılanlardan ayırmak gerekir. Ancak aynı anda hakkını veremeyeceğimi düşündüğüm için herhangi bir STK’da aktif bir üyeliğim yok.
Rekabet sizce neyi ifade ediyor? İşini iyi yapmakta centilmence yarışmak; rakibine çelme takarak değil. Ve marifete iltifat etmek.
İş yaşamınızdaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler? Söylemeden önce öğrenmek; söylerken cesur olmak; bilginin esiri olmamak ve bilgiyi işleme yeteneğini sürekli geliştirmek; meslek ahlakı ve ilkelerden yana taraf olmak; ilişkilerin meslek etiğini olumsuz etkileme tehdidini sürekli hissetmek; başarıyı, tatilde tavla oynayacak dostları kaybetmeden yakalayabilmek..
İş yaşamında vizyon ve amaç belirlemenin önemi nedir? Kişisel yol haritanız için vizyon ve amaca ihtiyacınız var zaten. Once kendi yerinizi belirlemeniz gerekiyor. Kendinizi konumladığınızda, haritadaki diğer unsurlar, sınırları ve ilişkileri belirginleşir. Bu da her şeyi ve ileriyi daha net görmenizi sağlar, u unuzu açar. İlkesel bir amaç koyduysanız önünüze, adımlarınız daha net ve size özel oluyor, yeni yolları daha rahat kesfedebiliyorsunuz. Veya yollar açabiliyorsunuz.
Sosyal sorumluluk projeleriniz var mı?
Gelecekte kendinizi ve Türk medyasını görmek istediğiniz yer nedir? Gazetecinin asıl sıfatı gazetecidir. Kendimi hep haberci olarak görmek isterim Türk medyasında ise haberi uluslararası ajanslardan değil kaynağından aktaran kurumlar görmek isterim.Yeni medya, bu alanda daha fazla fırsat sunuyor.
Sektör değiştirmeyi düşünseniz hangi alanda çalışmayı tercih ederdiniz? Üniversite sınavına girerken ilk üç tercihim gazetecilikti. Dördüncü tercihim ise Latince öğrenebileceğimi düşündüğüm bir tarih dalı. Yani pek başka bir alan düşünmedim. Amatör çizerliğimi geliştirmeyi başarabildiysem bu röportajı bir çizgiromancıyla yapıyor olurdunuz. Ama hala iyi bir çizgiroman okuru ve amatör koleksiyoneriyim.
ÇOCUKLARIMIN GÜVEN DUYACAĞI BİR BABA OLMAYI ÖNEMSİYORUM. Sizce gelecek hangi sektörde? Aslında hiçbir sektör ölmüyor, sadece şekil değiştiriyor. Be değişimi sağlayan da bilim… Hangi sektörün neye dönüşeceğine bilimsel gelişmeler karar veriyor. Türkiye, bilim insanı yetiştirmeye yeni yeni önem vermeye, çalışmalarına kaynak aktarmaya, araştırma geliştirme projelerini desteklemeye başladı. Bu alanda fırsatlar fazla. Birçok üniversiteli, öğrenci deyimiyle ‘okulda kalmayı’ tercih ediyor. Bu iyi bir şey.Bilimsel gelişmeler, en çok yeni medyaya yarıyor, tüm dünya insanlarına erişim fırsatı sunuyor. Habercilik ve iletişim uzmanlığı “yeni bakış açısıyla” yapıldığında geleceği olan alanlar.
Sosyal medya mecraları yazılı ve görsel medyayı besliyor mu? Besliyor. Ancak besin zehirlenmesine de yol açıyor. Sosyal medya bir haber kaynağı değil; bir “ihbar” kaynağı. Araştırmak ve doğrulatmak zorundasınız. Aksi halde okuyucuyu zehirlersiniz. Arama motorlarını doğru kullanmak ve güvenilir bilgi kaynaklarının bulmak önemli.
Medyaya yeni atılanlar nasıl bir yol izlemeliler?
Bizzat yapabildiğim, yeni gazetecilere katkıda bulunabileceğim eğitim programlarına katılmak. Meslek kuruluşları ve üniversitelerde dersler, konferanslar gibi. Sosyal sorumluluk projelerine yayınlarımızla destek veriyoruz. Ancak açıkca bir şirketin marka değerini yükseltme amacıyla yapılanlar hariç …
“Ne oluyor?” diye merak etmeyen hiç başlamasın, merak ettiği halde öğrenme yollarını öğrenme ve doğruyu bulma derdi olmayan, ilk duyduğuyla yetinenler bugün bıraksın... Kendini genç sayan bir gazeteci olarak önereceğim şey; altına imza attığınız haber size yansıtır. Haberinizin, yazınızın arkasında doğruyu bulma “derdi” ile araştırılmış, adalet duygusu ve ahlak ilkeleri süzgecinden geçmiş bilgi yoksa imzanızın da değeri yoktur. Bu çabayı gösteren karşılığını alır.
BAŞARI; MESLEĞİN ETİK GEREKLERİNE UYARAK SADAKATLE VE CESARETLE İŞİNİ EN İYİ ŞEKİLDE YAPMAK.
Çocuklarımla çocuk olarak…
En büyük idealiniz nedir? Dünya barışı! Doğrusu, hep ailemin gurur duyacağı bir evlat olmayı önemsedim. şimdi de çocuklarımın gurur duyacağı,güveneceği bir baba olmayı önemsiyorum.
Katı prensipleriniz var mı? Üç katı prensibim var: Türkçe’nin hakkını korumak. Türkçe’ye hakkını vermek. Türkçe’nin hakkını korumayanın hakkından gelmek… Yuvarlak hesap beşe tamamlayalım; herhangi bir konuyu yazmadan veya konuşmadan önce mutlaka son bilgileri kaynağından öğrenmek, iş gerekçesiyle aileyi ve dostlukları zedelememek.
Günün stresini ve yorgunluğunu nasıl atıyorsunuz? Seyahat etmeyi seviyor musunuz? Nerelere gitmeyi tercih ediyorsunuz? Turistik seyahat yapamıyorum… Mesleki seyahatler için tercih şansı yok. Örneğin; sabah Berlin’e gidip öğleden sonra döndüğünüzde buna seyahat değil “havada toplantı” denir.
Hobileriniz neler? Vazgeçemediğiniz alışkanlıklarınız var mı? Sondan başlayayım; vazgeçmek istediğim alışkanlıklarım var... Hobi diyebileceğim şeyler, Türkiye’de ve dünyada gidebildiğim her yerde yerel yiyecekleri tatmak ve özellikle bit pazarlarını gezmek. Çizgiroman, plak, yaşanmışlık imzalı küçük eşya ve iki kızım için yerel kültürü yansıtan porselen oyuncak bebekler aramak. Fransa, İtalya, Almanya ve Arjantin’de bit pazarları şahanedir. magdergi.com.tr 77
RÖPORTAJ
"Ben her zaman kendimi tüketicinin yerine koyarak karar vermeye çalıșırım."
Mustafa Özcan
Bilgi birikimi ve deneyimi ile harmanlanmış profesyonel yaklaşımı ile müşterilerin ihtiyaçlarına en uygun ve en iyi çözümleri sunmayı hedefleyen Özcanlar Lastik’in Genel Koordinatörü Mustafa Özcan, şirketini anlattı.
78 magdergi.com.tr
RÖPORTAJ
S
izi kısaca tanıyabilir miyiz? 1981 Ankara doğumluyum. Başkent Üniversitesi İktisat Bölümü’nden 2003 yılında mezun oldum. Zaten üniversite boyunca yarı zamanlı olarak çalıştığım aile şirketimizde, mezuniyet sonrası tam zamanlı olarak çalışmaya başladım. Evliyim ve dünya tatlısı iki kızım var.
İşiniz ne zaman ve nasıl kuruldu?
rilip hayata geçirilen bu konsepti Ankara müşterisi ile tanıştıracağız. Eğer ilgi görürse Ankara’nın lastik sektörü adına mağazalaşmanın zor olduğu yerlerinde bu konsept ile hızlı bir şekilde şubeleşeceğiz.
En büyük idealiniz nedir? Yıllardır üreticiden alıp satış yaptığımız lastik sektöründe, kaplama fabrikası ile üretici olarak da faaliyet gösteriyoruz. Ancak yeni lastik imalatı yapabileceğimiz bir lastik fabrikasına sahip olmak en büyük idealim.
1975 yılında babam ve ortağı tarafından kuruldu. Başlarda çıkma lastik alım satımı olarak başlayan ticaret sonrasında yerini yeni lastik satışı ve kaplama üretimine bıraktı. 1997 yılında ortaklar yollarına ayrı devam etme kararı aldılar. Bugün Ankara genelinde altı mağaza ve bir kaplama fabrikası ile lastik sektöründe faaliyet gösteriyoruz.
Gelecekte kendinizi ve firmanızı görmek istediğiniz yer, durum nedir? Böyle bir tablo tarif eder misiniz?
İşiniz hakkında bize bilgi verebilir misiniz?
Katı prensipleriniz var mı? Asla ve asla dedikleriniz?
Türkiye’nin pazar payı en yüksek lastik markaları olan Lassa ve Bridgestone markalarının toptan ve perakende satışını yapıyoruz. Ayrıca sektöründe dünyanın en büyük markası olan Bandag markası altında bir kaplama fabrikamız var. Hacmimizin çoğunu kamyon ve iş makinası lastiklerinin satışı ve kaplanmasından elde ediyoruz. 2012 yılından bu yana da perakende grubunda faaliyet göstermek adına üç yeni mağaza açtık. Kısmetse Kasım ayında da Bilkent Center’da yeni mağazamızı faaliyete açacağız.
Sizin için başarı ne demek? Gerek sektör içindeki meslektaş ama rakiplerimiz, gerekse sektör dışında hizmet ve ürün tedariğinde bulunduğumuz müşterilerimiz tarafından parmakla gösterilir hale gelebilmiş olmaktır.
Yerli sermaye ile kurmuş olduğumuz lastik fabrikasının ürettiği lastiklerin, tüm Dünya’da tercih ediliyor olması. Tüccarlıktan sanayiciliğe geçiş yapmış olmak. Ne kadar katılar bilmiyorum ama tabii ki herkes gibi bağlı olduğum prensiplerim var. Asla demem; ama zor ikna edildiğimi söylerler. Zira, sunum yapan birisini genelde soru yağmuruna tutarım.
Yapmayı düşündüğünüz yeni işler var mı? Varsa bu işler hangi sektörde olacak? Lastik sektörü benim dede mesleğim. Sektörümüzde, meslektaşlarımızdan farklılaşarak, hızlı bir şekilde ilerliyoruz. Daha önce planlamış olduğumuz 2018 yılına kadar her yıl bir mağaza açma hedefini gerçekleştirirken bir yandan da 2015 yılında Ankara’da konut inşaatına başlamayı hedefliyoruz.
Sizce gelecek hangi sektörde? Perakendecilik ve hizmet satışı bence Türkiye’nin parlayan yıldızı. Her geçen yıl tüketmeyi daha çok seven bir toplum haline geldiğimiz için çoklu alternatifler içerisinden bize en çok hitap edeni tercih ediyoruz. Burada farklılaşarak hizmet üretebilen ve tüketici ile doğru platformda buluşabilen sektörler ve bunları temsil eden kişiler başarıya ulaşacaktır.
Başarılı olmak için neler yapmak gerek? Hangi sektörde faaliyet gösterirseniz gösterin, o günün şart ve imkanlarına göre çalışsanız bile vizyon sahibi olup, gelecek ile ilgili ön gördüğünüz yatırım imkanlarını bugünden kovalamak gerekir. Zira başarı; o işi daha kimse yapmadan önce yaparsanız geliyor.
Rekabet sizce neyi ifade ediyor? Kimi zaman ürün ve hizmet kalitesini artırmanızı gerektirecek kadar keyifli; kimi zaman da karlılık anlamında tatminsizlik hissettiren bir konuyu ifade ediyor.
İş yaşamınızdaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler? Ben her zaman kendimi tüketicinin yerine koyarak karar vermeye çalışırım. Sonuçta ben de bir tüketiciyim. Diğer sektörlerde, bize uyarlayabileceğim başarılar varsa bunlardan ders çıkarmaya çalışırım.
İş yaşamında vizyon ve amaç belirlemenin önemi nedir? Ben büyüklerimden iş ile her konuyu orta ve uzun vadeli olarak planlamayı öğrendim. Zira o dönemler için planlar yapıp strateji kurmuyorsanız, zaten başarının adını neyle neyi kıyaslayarak koyacaksınız...
Yapmayı düşündüğünüz yeni işler veya sektörünüz adına bir yenilik var mı? Geçtiğimiz Nisan ayında Armada AVM kapalı otoparkında Ankara’nın ilk AVM lastik mağaza ve servisini açtık. Bu işi AVM’lerde yıkamacıların işi olmaktan çıkarmayı hedefliyoruz. Diğer tara an Kasım ayında Bilkent Center açık otoparkında Türkiye’nin ilk Bridgestone Box mağazasını açıyoruz. Konteynır şeklinde projelendi-
Sosyal medya konusunu ve önemini yeterince biliyor musunuz? Bu konuda çalışmalarınız var mı? Sosyal medyada şirketimiz ve aktivitelerimiz hakkında sık sık paylaşımda bulunuyoruz. Pazarlama müdürümüz Ceren Hanım bu konuda çok başarılı uygulamalar hayata geçiriyor. Mağazalarımızda müşterilerimiz ile yaptığımız anketlerde, gelenlerin % 20’sinden fazlasının bizi sosyal medya veya internet üzerinden bularak geldiğini saptadık ve bu bana göre çok yüksek bir oran.
İş hayatına yeni atılmış genç girişimciler ilk etapta nasıl bir yol izlemeliler? Tavsiyeleriniz neler? Ben hem mektepli hem de alaylı olmalarını tavsiye ederim. Okulun insana bir vizyon, anlayış ve farkındalık kattığını düşünüyorum. Konularında uzun zamandır emek harcamış ve tecrübe kazanmış büyüklerinin deneyimlerini, süzgeçlerinden geçirip kendi doğrularını bulmalarını öneririm.
Günün stresini ve yorgunluğunu nasıl atıyorsunuz? Biri dört buçuk yaşında, diğeri on bir aylık iki kızım var. Onlar ile akşamları geçirebildiğim bir kaç saat benim için günün en güzel ve en dinlendirici zaman dilimi.
Seyahat etmeyi seviyor musunuz? Seyahatinizde nerelere gitmeyi tercih ediyorsunuz? Dünyada görmedik yer bırakmak istemeyen güzel bir eşe sahibim. O planlıyor bizde gidiyoruz. Mümkün olan her fırsatta bazen kızlarımızla, bazen de baş başa dünyanın farklı ülkelerini geziyoruz. Tercih anlamında sorarsanız favorim Güney Amerika.
magdergi.com.tr 79
RÖPORTAJ
“Müșteri memnuniyeti bizim için her șeyden önde gelir.” Nergiz Ünsal
MÜŞTERİ MEMNUNİYETİNİ MAKSİMUM DÜZEYDE TUTMAK AMACIMIZDIR.
Birçok ithal duvar kağıdı markasının Türkiye distribütörlüğünü yapan Harun Dekorasyon A.Ş.’de Yönetim Kurulu Başkanı görev yapmakta olan Nergiz Ünsal, iş dünyasındaki başarıları ile ilgili sorduğumuz soruları yanıtladı.
S
izi kısaca tanıyabilir miyiz? 1987 Türkmenistan doğumluyum. Eğitim hayatımı Türkmenistan'da tamamladım. Dört yaşında bir oğlum var. Şu an Harun Dekorasyon A.Ş.’de Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapıyorum.
Harun Dekorasyon ne zaman ve nasıl kuruldu? 1998 yılında eşim Harun Ünsal tarafından Alman Marburg marka duvar kağıtlarının Türkiye distribütörlüğünü yapmak üzere Ankara’da kuruldu. Harun Dekorasyon hakkında bilgi verebilir misiniz? On altı yıl önce Almanya’da imal edilen Marburg marka duvar kağıtlarının Türkiye’de tanıtımı ve satış ağının oluşturulması amacıyla kurulan firmamız, aynı zamanda Türkiye’de kaliteli duvar kağıtlarının tekrar gündeme gelmesini sağlamış ve duvar kağıdı sektörünün canlanmasında öncü olmuştur.
80 magdergi.com.tr
Ulus’ta küçük bir dükkanda faaliyetlerine başlayan Harun Dekorasyon, bugün Türkiye çapında 150’den fazla bayi kanalıyla Marburg dışında Belçika Khroma, Finlandiya Sandudd, İngiltere Smith & Fellows marka duvar kağıtlarının Türkiye distributörüdür. Söz konusu markaların satış ve pazarlamasını sağlamaktadır. Ürünlerinizden bahseder misiniz? Duvar kağıdı sektörünün en kaliteli ve görsel anlamda beğenilen ve tercih edilen markalarını bir araya getirerek müşterisinin beğenisine sunan firmamız; vinil,tekstil ve pamuk elyaf tabanlı, nefes alabilir, yanmaz ve silinebilirliği yüksek ürünleri ithal etmektedir. Ürünlerimizin RAL, CE, Euroclass, FSC kalite sertifikaları bulunmaktadır. Ürün çeşitliliğimiz fazla olduğu için, fiyat açısından tüm müşterilerimize hitap etmektedir.
RÖPORTAJ
Harun Dekorasyon başarısını neye borçlu? Uluslararası düzeyde kalite, asla ödün vermediğimiz dürüstlük, karşılıklı güven ve iyi insan ilişkileri başarımızdaki en önemli faktörlerdir. Müşterinize sunduğunuz olanaklar nelerdir? Müşteri memnuniyeti bizim için her şeyden önde gelir. Bunun için, sağladığımız olanaklar arasında geniş ürün yelpazesi, işinde uzman personeller tarafından keşif ve doğru yönlendirme, sorunsuz işçilik bulunmaktadır. Böylece müşteri memnuniyetini maksimum düzeyde tutmak amacımızdır.
KURUMSAL KİMLİĞİMİZ, ULUSLARARASI DÜZEYDE KALİTEMİZ, GENİŞ ÜRÜN YELPAZEMİZ VE STOKLU ÇALIŞMAMIZ NEDENİYLE; İHTİYAÇ ANINDA, MÜŞTERİYİ BEKLETMEDEN HİZMET VEREBİLMEMİZ BİZİN EN BÜYÜK FARKIMIZ. Şirket olarak müşterilerinize duvar kağıdı seçiminde nasıl önerilerde bulunursunuz? Öncelikle müşteri ihtiyaçlarının ve taleplerinin tespit edilmesi önemli bir başlangıçtır. Sonrasında geniş ürün yelpazemizden müşterilerimizin zevklerine ve bütçelerine uygun seçimler yapmalarını sağlayacak önerilerde bulunuruz. Müşterilerimizi piyasada bulunan Uzak Doğu kağıtları yerine; sağlıklı, kaliteyi hedefleyen Avrupa Kağıtları kullanmaları konusunda yönlendiriyoruz. Rekabetin çok olduğu bir sektördesiniz, rekabet size neyi ifade eder? Rekabet bizim için öncelikli olarak kaliteyi ve daima en iyisini yapmak için çaba göstermeyi; bunun sonucunda da her daim farklı ve önde olmayı ifade ediyor.
ULUSLARARASI DÜZEYDE KALİTE, ASLA ÖDÜN VERMEDİĞİMİZ DÜRÜSTLÜK, KARŞILIKLI GÜVEN VE İYİ İNSAN İLİŞKİLERİ BAŞARIMIZDAKİ EN ÖNEMLİ FAKTÖRLERDİR. Sizi rakiplerinizden ayıran özellikleriniz nelerdir? Kurumsal kimliğimiz, uluslararası düzeyde kalitemiz, geniş ürün yelpazemiz ve stoklu çalışmamız nedeniyle; ihtiyaç anında, müşteriyi bekletmeden hizmet verebilmemiz; ek olarak da yaygın bayi ağımız nedeniyle tüm Türkiye'ye markalarımızı ulaştırabilmemiz. Yakın zamandaki plan ve projelerinizi anlatır mısınız? Yakın zamandaki plan ve projelerimiz arasında öncelikle; boyaya göre daha ucuz ve zahmetsiz olan duvar kağıdı kullanımının her türlü mekanda yaygınlaştırmak ve distribütörlüğünü yaptığımız markaların Türkiye pazarında daha fazla söz sahibi olmalarını sağlamak bulunuyor. Gelecekte kendinizi ve firmanızı görmek istediğiniz yer, durum nedir? Böyle bir tablo tarif eder misiniz? Geçmişte olduğu gibi gelecekte de hizmet kalitesini koruyup geliştirerek duvar kağıdı sektöründe lider bir marka olmak. magdergi.com.tr 81
RÖPORTAJ
"Düzen ve kuralı seven biriyimdir."
Niyazi Ercan
ŞİRKETİMİZ, KURULDUĞUNDAN BU YANA EL DEĞİŞTİRMEDEN AYNI NESİL TARAFINDAN YÖNETİLEN BİR AİLE ŞİRKETİDİR.
Ankara’da faaliyet gösteren Beypazarı Maden Suyu Yönetim Kurulu Başkanı Niyazi Ercan ile başarılarını ve şirketini konuştuk.
82 magdergi.com.tr
RÖPORTAJ
S
izi kısaca tanıyabilir miyiz?
1961 senesinde Ankara’da doğdum. İlk ve orta öğrenimimi Ankara TED Koleji’nde bitirdim. Eğitimimi tamamladıktan sonra işleri devraldım. Babam Cemil Ercan tarafından Ankara’nın Beypazarı ilçesinde kurulan Beypazarı Maden Suyu İşletmeciliği’nin yönetim kurulu başkanlığını yapmaktayım.
de karşılamaya başladı. Şu anda on yedi ülkeye ihracat yapmaktadır.
İş yaşamınızdaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz nelerdir?
Düzen ve kuralı seven biriyimdir. İş yaşamım boyunca önceliğim her şeyin düzen çerçevesinde olması olmuştur. Bana göre, işletmesini yenilemeyen firma, sahibini yeniler. Bu yüzden piyasanın ihtiyaçlarına daha iyi cevap verebilmek adına, kalitemizden taviz vermeden yatırımlarımıza devam etmekteyiz.
Beypazarı Maden Suyu İşletmesi ne zaman ve nasıl kuruldu?
1957 senesinde Hacı Cemil Ercan tarafından kurulan ve faaliyetine devam eden Beypazarı Maden Suyu İşletmesi, kurulduğundan bu yana el değiştirmeden aynı nesil tarafından yönetilen bir aile şirketidir. İşletmemiz, kurulduğu yıllarda ülkenin ekonomik durumu ve teknolojisi çok iyi olmadığı için 1980 yılından sonra esas atılımını yapmıştır. Şu anda yerleşim alanından oldukça uzak, doğayla baş başa bir mevkideyiz. Bulunduğumuz alan aynı zamanda bir deprem bölgesi. Maden suyumuzu da bulunduğumuz yerde oluşan bir fay çatlağından çıkan suyun artezyen yapmasıyla elde ediyoruz.
Başarılı olmak için neler yapmak gerek?
Yaptığımız işte en iyi olmaya özen gösteriyoruz. 1957 senesinden bu yana kalitemizi bozmadan özenle çalışmalarımıza devam ediyoruz. İşinizin başında olursanız, kalitenizden taviz vermezseniz, firmanıza olan yatırılarınıza devam edip gelişen teknolojiyi takip ederseniz başarı da geliyor zaten.
İşletmeniz hakkında bilgi verebilir misiniz?
65.000 m2 lik kapalı bir alanda kurulu olan tesiste Simonazzi, Sidel ve KHS markalarından oluşan yedi adet dolum hattı ile tam otomasyon sistemle çalışılmaktadır. BRC FOOD – ISO 14001:2004 – ISO 22000:2005 – ISO 9001:2008 ve OHSAS 18001:2007 belgeleri ile hizmet veren firmamız saatte 300 bin şişe dolum kapasitesi ile Türkiye’deki en modern ve büyük maden suyu firmasıdır. Şu zamana kadar tüketicilerimizin de takdiri ile birçok ödüle layık görüldük. En son 2013 Dünya Kalite Ödülü ve 2014 Avrupa Birliği Kalite Ödülü aldık. Ayrıca Tarım Bakanlığı tarafından güvenilir gıda seçilerek ödüllendirildik. Bu ödüllere layık olmaya çalışıyoruz.
Gelecekte kendinizi ve firmanızı görmek istediğiniz yer ve durum nedir?
Bulunduğumuz sektörde en iyisi olmaya özen gösteriyoruz. Gelecekte de firmamızı en iyi yerde görmeyi arzuluyoruz.
Ne kadar sıklıkla seyahat edersiniz?
Genellikle iş ile ilgili seyehatlerim olmaktadır. Birçok ülkeyi iş amaçlıda olsa görme fırsantım oldu.
Beypazarı Maden Suyu İşletmesi olarak imza attığınız sosyal sorumluluk projeleriniz nelerdir? En son eğitime %100 destek projesi kapsamında Beypazarı’nda, 2011 senesinde temellerini attığımız 24 derslikli anne ve babamın adının verildiği “Hatice Cemil Ercan Sosyal Bilimler Lisesi” ile de 720 öğrencinin eğitim görmesine katkı sağlanmıştır.
Yapmayı düşündüğünüz yeni işler var mı? Varsa bu işler hangi sektörde olacak?
Kendi sektörümüz ve işimizle ilgili yatırımlarımız devam etmekte. Farklı sektörlere yönelmeyi düşünmüyorum.
İş hayatına yeni atılmış genç girişimcilere tavsiyeleriniz nelerdir?
Türkiye pazarında üretim kapasitesi ve satış rakamları ile kendi alanında lider olan firmamız, 2000 senesinden beri yurt dışından gelen siparişleri
Okulda görülen eğitimlerin elbetteki önemi büyük ancak, iş hayatına dahil olduğunuz zaman pratikte öğrendikleriniz ile okulda öğrendikleriniz birleşince taşlar yerine oturuyor diyebiliriz. Her üniversite okuyanın kendi mesleğini ne yazık ki yapamadığını görüyoruz. Ancak her ne iş yapıyor olurlarsa olsunlar, severek ve kendilerini o alanda geliştirerek mesleklerini yapmaları başarı getirecektir.
magdergi.com.tr 83
BUSINESS
r e l v E Rüya Birçok ünlü ismin milyon dolarlık rüya evleri görülmeye değer! Biz de prestij projeleri kapsamında sizlerle bu çok özel evleri paylaşmak istedik. Hayallere sığmayan güzellikteki bu evlere bayılacaksınız!
Steven Spielberg
Amerikalı ünlü yapımcı Steven Spielberg, Brentwood Kaliforniya’da 20 milyon değerinde muhteşem bir malikaneye sahip.
Jada PinkettWill Smith
Hollywood’un en güçlü çiftlerinden Will ve Jada Pinkett Smith’in Calabasas, Kaliforniya’da yer alan ve büyüklüğü nedeniyle herkesin dikkatini çeken evlerinde; basketbol ve tenis kortları ile bir de yapay gölet bulunuyor.
84 magdergi.com.tr
Rihanna
Ünlü şarkıcı Rihanna’nın 2012 yılının sonlarında 12 milyon dolara satın aldığı Los Angeles’ta bulunan evinde 7 yatak odası, 9 banyo, havuz, spa ve iki tane de şömine bulunuyor.
Arnold Schwarzenegger
Aksiyon filmleri oyuncusu ve Kaliforniya Valisi Arnold Schwarzenegger’in Brentwood County’de yer alan 10 banyo ve 7 yatak odalı evi 23 milyon dolar değerinde...
Tiger Woods
Profesyonel golfçü Tiger Woods’un Jupiter-Florida’da yer alan evinde şarap mahzeni, yüzme havuzu, spor salonu, tenis kortu ve golf alanı gibi tesisler bulunuyor.
Michael Jordan
Profesyonel basketbol oyuncusu Micheal Jordan’a ait malikane Highland Park’ta yer alıyor. 29 milyon dolar değerindeki evde; 9 yatak odası, 15 banyo, bir misafir evi, tenis kortu ve yüzme havuzu var.
magdergi.com.tr 85
RÖPORTAJ
Kızılyazı Mimarlık ile Yașam Alanlarınıza Hayat Katın
Ömür Kızılyazı
BENİM İÇİN HER PROJEM UZUN ARAŞTIRMALARA GİRDİĞİM, HER DEFASINDA YENİ ŞEYLER FARK EDEREK HEYECANLANDIĞIM, GÜZEL BİR KEŞİF YOLCULUĞU…
Kızılyazı Mimarlık dizayn ofisini kurarak tasarımlarımı hayata geçirmeye başlayan ve yaşam alanlarına hayata katan İç Mimar Ömür Kızılyazı mimarlığa başlayışını, genç yaşta imza attığı başarılarını anlattı.
86 magdergi.com.tr
RÖPORTAJ
Ö
mür Hanım, iç mimarlık anlamında mesleğinize hızlı bir giriş yaptınız ve Ankara’nın prestijli projelerine imza atarak hatırı sayılır bir başarı elde ettiniz. Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz ?
1985 Sivas doğumluyum. Ankara’da Bilkent Üniversitesi Peysaj Mimarlığı ve Kentsel Tasarım bölümü ile başladığım eğitimimi Atılım Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü ile devam ettirdim. Sektörde başarılı özel şirketlerde staj ve deneyimlerimi tamamladığımı hissettiğim anda da Kızılyazı Mimarlık dizayn ofisimi kurarak tasarımlarımı hayata geçirmeye başladım.
İç mimar olmaya nasıl karar verdiniz? Öncelikle aile mesleği olduğu için çocukluğumdan itibaren inşaat sektörünün içerisindeyim. Temelinden duvardaki tablosunun yerini belirleyene kadar olan süreci hep heyecanla izleyip takip etme fırsatına sahip oldum. Ama neden inşaat mühendisliği ya da mimarlık değil sorusunu sorarsak; insanların doğrularına ve hassasiyetlerine dikkat etmeyi özen göstermeyi seviyorum. Sadece matematik hesapları ve iskeleti oluşturmak yerine; insanların içerisinde oldukları mekanı asıl olmak istedikleri yer haline getirmeyi, değerlerini ve düşüncelerini dikkate alarak detaylandırmayı seviyorum. Detaylar benim için her zaman çok önemlidir.
Kısa zamanda güzel başarılara imza atmış bir iç mimar olarak iç mimarlığı tercih edecek okurlarımıza söylemek istedikleriniz nelerdir? Öncelikle çok keyifli bir üniversite hayatı onları bekliyor. Her meslek kendine göre eğlencelidir ama iç mimarlık sürekli seyahat ederek, gezip yeni yerlerde yeni fikirler edinerek ve tabii ki sürekli kalabalık bir çalışma ekibiyle gece gündüz farkı yapılmadan, toplu yaşamaya alışmak demektir. Mesleğe geçtiklerinde ise hemen kurumsallaşmak isteği, mesleki ve maddi tatmin endişeleri yerine her zaman kendinizden bir şeyler katabileceğiniz projeler almayı tercih edin. İnsanlar sizin fikriniz, sizin tarzınız için size geliyor. Kurumsallaşmak ve maddi kaygılarla birçok proje üstlenmek yerine; ilk adımlarınızda her projenizi içinize sinene kadar tekrar tekrar yoğurun. Tabii ki makul zaman dilimleri içerisinde… Emin olun tüm bunlar disiplin ile birleşince ortaya her adımda mesleğinizi daha çok seveceğiniz sonuçlar çıkıyor. Tüm başarıların ardında da mesleğinizi çok sevmeniz sırrı var.
Kızılyazı Mimarlık olarak ne gibi projeler yapıyorsunuz? İlk başlarda daha çok plazalarda ofisler ve showroomlar yaptık. Ofislerimiz ve öğrenci yurtlarımız devam ederken restoran ve evlere ağırlık veriyoruz. Şu anda Ankara’nın seçkin ve çok sevilen restoranlarından birini yeni çizgisiyle müşterilerinin beğenisine sunmaya hazırlanıyoruz. Mobilyalarımızda da özel tasarımlar yaparak özel imalatlar yapıyoruz. Benim için her projem uzun araştırmalara girdiğim, her defasında yeni şeyler fark ederek heyecanlandığım, güzel bir keşif yolculuğu…
Sizce müşteri memnuniyeti mi yoksa mesleki tatmin mi? Tasarımlarımda her müşterimin önce psikoloğu oluyorum... Nerede kendilerini mutlu ve güvende hissettiklerini nerede tedirginlik yaşadıklarını biliyorum. Tasarımlarımda düşündüklerinin akıllarına gelmeyecek şekilde yansımasını görüyor aslında müşterilerim. Böylelikle karşılıklı memnuniyetimiz kaçınılmaz oluyor. Benim için mesleki tatmin müşterilerime mekanlarımızı Kızılyazı Mimarlık olarak konfor ve kalite imzasıyla teslim etmektir. magdergi.com.tr 87
RÖPORTAJ
Ömür Ünver REKABET İÇİN BİRLİKTE GELİŞMEKTİR.
Milliyet Ankara Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Ömür Ünver ile medya sektörünü, iş hayatındaki önceliklerini konuştuk. TBMM'nin önündeki Milli Egemenlik Parkı'nda bir araya geldiğimiz Ünver, sorularımızı yanıtladı.
G
azeteciliğe ne zaman başladınız? Gazeteciliğe üniversite öğrenimim sırasında başladım. Okulla birlikte bir yandan da bir gazetede çalıştım. Büyük yararını da gördüm. Okuldaki teorik bilgileri sıcağı sıcağına uygulama olanağı bulmam gelişimim açısından da katkılar sağladı. Bu ayrıca okulun ardından da hemen çalışma hayatına atılmamın yolunu açtı. Milliyet Ankara’daki görevimden önce bazı gazetelerde yargı muhabiri ve yazı işleri müdürü olarak çalıştım. Öğrencilik dönemimdeki çalışmamı da sayarsak 20 yıldır gazetecilik yapıyorum. Medya sektörünün durumu hakkında bilgi verebilir misiniz? Basın, insanlık tarihi boyunca ihtiyaç olarak hep toplumların hayatında yer almıştır. Başlangıçta posta güvercinleriyle başlayan haberleşme ihtiyacı artık, cep telefonlarıyla gerçekleştirilir hale geldi. Teknolojinin gelişmesiyle
88 magdergi.com.tr
basın ya da yeni adıyla medya araçlarını çeşitlendirerek yine hayatımızın önemli bir noktasında yer alıyor. Ülkemizde de medya, bütün demokratik toplumlarda olduğu gibi 4. kuvvet olma özelliğini sürdürüyor. Son yıllarda basın değişim geçiriyor. Bunun algılanması ise farklı oluyor. En önemli değişim, basın kuruluşlarının tarafsız yayın yapma ilkelerindeki farklılıktan kaynaklanıyor. Geleneksel olarak tarafsız yayın yaptığına inanılan medyanın artık genel anlamda farklı kesimlere yönelik yakın mesajlar vermesi tartışmaları da beraberinde getiriyor. Bu aslında Avrupa ve ABD'de uzun süredir var olan bir sistem. Ancak bizde yeni yeni ortaya çıkmasından dolayıhalen tartışılıyor. Biz ise gazete olarak geleneksel duruşumuzu sürdürüyoruz. Yani herhangi bir tarafa ya da görüşe destek vermeden objektif yayıncılık anlayışımıza devam etmeye çalışıyoruz. Ne yazık ki son yıllarda teknolojik gelişmelerle medya araçlarının çeşitlenmesine rağmen, aynı oranda çok sesliliğin topluma yansımaması da sorun olarak ortaya çıkıyor. Ancak bu tartışmaların son bulmasıyla daha iyi bir medya sektörünün ortaya çıkacağına inanıyorum.
RÖPORTAJ
İş hayatında başarılı olmak için ne yapmalı? Bu sorunun yanıtını tecrübelerim ışığında verebilirim. Öncelikle işinizi çok sevmeniz gerekiyor. Bizim gibi çalışma saatleri esnek olan bir sektördeyseniz bu daha da fazla olmalı. Ayrıca işinizle ilgili donanımız da önemli. İşin detaylarını bilmelisiniz. En önemlisi de "ilişki yönetimini" iyi başarmalısınız. Ne işte olursa olsun, ilişki yönetimi en dikkat çekici nokta olarak öne çıkıyor. Her tanıdığınız insan, iletişime geçtiğiniz her kişi ya da kurumla doğru ilişkiyi oluşturursanız, iş hayatınızda zorlukların üstesinden daha kolay gelebilirsiniz. Üye olduğunuz dernekler vakıflar var mı? Ankara Gazeteciler Cemiyeti ve Çağdaş Gazeteciler Derneği üyesiyim. Bunun dışında üye olmasam da sivil toplum kuruluşlarının varlığını önemserim ve elimden gelen desteği de sürdürdükleri kampanyalarda vermeye çalışıyorum. Rekabet sizce neyi ifade ediyor? Rekabet, benim için birlikte gelişme anlamına geliyor. Bunun her zaman yararlı olduğuna inanırım. Çalışanlar ya da kurumlar rekabet sayesinde iş hayatında diri ve hedefine konsantre bir şekilde çalışmalarını sürdürebilirler. Daha iyiye ulaşma konusunda rakibin bulunması ve rekabet içinde olunması yararlıdır. Bir anlamda yol arkadaşlığı da yaparak ortaya daha iyi ürünler çıkarırsınız. Bizim sektörümüzde rekabet çok güçlü ve yoğun yaşanır. Her gün hem haber atlatma hem de en iyi gazeteyi yapma yarışı yaşanır. Ama temelde hepimizin ortak noktası, toplumu en doğru şekilde haberdar etmek ve ileriye taşımak adına bilgi sunmaktır. İş yaşamınızdaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler? Bulunduğum yerde kendime göre bir yol çizer ve buna ulaşmak için birlikte çalıştığım arkadaşlarımı da motive etmeye çalışırım. Bu süreçte kollektif aklı da önemserim. İş ile ilgili konularda disiplin ve işi sahiplenme ve aktif olma konuları benim için önemlidir. Kurallara uyulması benim için önemlidir. Ayrıca verilen görevin de bir an önce yapmak isterim ve yapılmasını beklerim. Bizim gibi zamanla yarışılan bir sektörde yavaş hareket edilmesine tahammülüm yok.
YAVAŞ HAREKET EDİLMESİNE TAHAMMÜLÜM YOK. İş yaşamında vizyon belirlemenin önemi nedir? Bir işe başlarken ya da iş yaşamına adım atarken, bir hedefiniz de olur. Bu aslında iş hayatınız boyunca gideceğiniz yolu da belirler. Bu anlamda kısa, orta ve uzun vadeli planlamaların önemli olduğuna inanırım. Bu çalışma hayatında işinizi kolaylaştıran, motive eden önemli unsurlardan biridir. Sosyal sorumluluk projeleriniz var mı? Özel bir sosyal sorumluluk projesinde görev almıyorum. Ancak, yaptığım işin avantajlarından biri olsa gerek çok sayıda sosyal sorumluluk projesine destek verme imkanım var. Bunu da hem kurumsal olarak hem de kişisel olarak seve seve yapıyoruz. En büyük idealiniz nedir? Tabii ki, insanımıza daha çok gazete okutmak. Nüfusumuza göre, gazete okuma oranı bilindiği gibi oldukça düşük. Biz de hergün bunu artırmak için uğraş veriyoruz. Şu an parçası olduğum Milliyet Ankara Gazetesi'nin bir başka motivasyon kaynağı hedefi de var. Biz yaklaşık 65 yıllık geçmişe sahip Milliyet Gazetesi'nin bir parçasıyız. Logosunda "Basında Güven" yazan medya çınarına yakışır bir gazete hazırlamayla çalışıyoruz. Milliyet, Türk basınına evrensel ilkeleri kazandıran yayın organı olarak dikkat çekicidir. Biz bunu daha da ileri götürmeye çalışıyoruz. Aynı zamanda Ankara'da kent gazetesinin zevkini de okuyucularımıza tattırmak istiyoruz.
Katı prensipleriniz var mı? Asla ve asla dedikleriniz? Biraz önce de aktarmaya çalıştım. İşe sarılmak yalnızca benim için değil, birlikte çalıştığım arkadaşlarım için de ön planda olmalı. Eğer bir ürün ortaya koyuyorsak bu kesinlikle iddialı olmalı. Çevremde bu motivasyonu görmemek beni çok rahatsız eder. Gelecekte kendinizi ve Türk Medyasını görmek istediğiniz yer, durum nedir? Böyle bir tablo tarif eder misiniz? Açıkçası bu konuda net olarak "şu yer" diyemiyorum. Şu anki amacım hazırladığımız gazetenin okuyucu ve reklam payını yükseltmek. Eğer istediğimiz noktaya ulaşırsa ben de amacıma ulaşmış sayılırım. Sektör değiştirmeyi düşünseniz hangi alanda çalışmayı tercih ederdiniz? Sektör değiştirmeyi hiç düşünmedim. Zaten hem eğitim hayatım hem de iş hayatımın tamamı medya sektöründe geçti. Bu anlamda başka iş de bilmiyorum. Sevdiğim bir işi yaptığım için de kendimi şanslı hissediyorum. Sosyal medya mecraları yazılı ve görsel medyayı besliyor mu? Nasıl değerlendiriyorsunuz? Sosyal medya artık hayatımızın bir parçası. Tabii ki hayatın bütün alanları gibi bu da bizi besliyor. Hep şu tartışma yaşanır oldu. Sosyal medya çıktı, geleneksel medyaya artık ihtiyaç yok. Bu geçmişte başka mecralar için de söylendi ama geleneksel medya varlığını hep sürdürdü. Bu anlamda son tartışmalarda da sosyal medyanın geleneksel medyanın yerini dolduracağına inanmıyorum. Bize şöyle bir katkısı var. Bizim haber kaynaklarımızdan biri haline geldi sosyal medya. Birçok ihbarı buradan alabiliyoruz. Ancak hiçbir zaman sosyal medyadaki bir bilgiyi işlemeden, doğrulatmadan kullanmıyoruz. Bu anlamda bizim işimizi kolaylaştırdı. Sosyal medya konusunu ve önemini yeterince biliyor musunuz? Bu konuda çalışmalarınız var mı? Bu konuda özel bir çalışmam yok. Ancak sosyal medyada herkes gibi ben de yer alıyorum. Yalnızca başka işleri yapan kişilerden farklı olarak daha fazla kişi ve kurumun mesajlarını izlemeye çalışıyorum. Mesaj verme anlamında ise zaten medya sektöründe olduğumuzdan böyle bir ihtiyaç hissetmiyorum. Daha güncel, renkli şeyleri paylaşmayı seviyorum.
EĞER BİR ÜRÜN ORTAYA KOYUYORSAK İDDİALI OLMALI. Medya sektörüne yeni atılmış genç girişimciler ilk etapta nasıl bir yol izlemeliler? Tavsiyeleriniz neler? Öncelikle bu sektörde çalışmak isteyip istemediklerine net olarak karar vermeliler. Çünkü çok fazla fedakarlık isteyen zorlu bir meslek. Gecesi, gündüzü, düzenli tatili yok. Stresi ise çok bir meslek. Bizim gibi her an herşeyin yaşanabileceği bir ülkede ise iş yoğunluğu çok daha fazla. Bunu meslek olarak edinip hayatları boyunca sürdürebileceklerine inanıyorlarsa gazeteciliği tercih etmeli gençler. Eğer bunu kabullenirlerse, sonrasında çok çalışmaları ve sürekli olarak kendilerini geliştirmeleri gerekiyor. Günün stresini ve yorgunluğunu nasıl atıyorsunuz? Ailemle birlikteyken iş stresinden de uzaklaşmış oluyorum. Seyahat etmeyi seviyor musunuz? Seyahatinizde nerelere gitmeyi tercih ediyorsunuz? Seyahatlerimiz daha çok iş ile ilgili oluyor. Ancak hemen her yıl Kaş'a gidiyoruz. Bu ailece bize iyi geliyor.
magdergi.com.tr 89
RÖPORTAJ
“İș yașamınızdaki önceliğim, misafir memnuniyeti.”
Öncem Yılmaz EKİP RUHUNUN OLMADIĞI BİR İŞLETME ENİNDE SONUNDA BAŞARISIZ OLACAKTIR.
Cruise gemisi ile özel jet uçak ve size özel araçlar ile iş ve özel geziler, tüm tanıtım, kongre ve seminer programları, bayi, personel teşvik ve eğitim toplantıları organizasyonlarının her aşamasında en iyi ve hızlı hizmetleri misafirlerine sunan Cruise Event Seyahat Acentası’nın sahibesi Öncem Yılmaz iş hayatını anlattı.
S
izi tanıyabilir miyiz? Hacettepe Üniversitesi Turizm Otelcilik Bölümünü bitirdikten sonra yaklaşık yirmi yıldır seyahat acentalığı sektörünün kademelerinde çalıştım. Şu anda da kendi seyahat acentamın başındayım. Uzmanlık alanım Cruise seyahatleri ve event hizmetleri.
İşiniz ne zaman ve nasıl kuruldu? Yeni bir işletmeyiz. Uzmanlık alanım olan Cruise seyahatleri ve event açığının Ankara ve çevresinde çok olduğunu gördüm. Bu nedenle de Cruise Event’ı kurdum. İşiniz hakkında bize bilgi verebilir misiniz? Önceliğimiz, Cruise seyahati programları.Türkiye çıkışlı ve tüm dünya limanlarından hareket eden tüm cruise gemilerinin satış hizmetini sunabiliyoruz. Bunlara ek olarak tabii tüm havayollarının uçak biletleri, dünyanın her yerinde otel hizmeti ve transfer hizmetlerini misafirlerimize sunabiliyoruz.
Sizin için başarı ne demek? Benim için bizim işimizde başarı öncelikle misafir memnuniyetiyle birlikte süregelen misafir ağırlama devamlılığıdır. Yirmi yıldır benimle seyahat eden misafirlerim var. İşte başarı budur bence. Başarılı olmak için neler yapmak gerek? Bir işe başlarken ideallerinizin ve hedeflerinizin olması şart. Ayrıca bu hedeflere ulaştıkça idealleri yenilemek de bir insanı başarıya götürecektir. Bu doğrultuda da seçtiğiniz sektörün her kademesinde çalıştığımız zaman başarılı olmamak için bir nedenimiz kalmaz. Rekabet sizce neyi ifade ediyor? Daha iyi hizmet sunmak için rekabet olmalı. İş yaşamınızdaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler? Önceliğim misafir memnuniyeti. Misafir memnuniyeti için de önceliğim birlikte çalıştığım ekibimin memnuniyeti. Çünkü turizm bir ekip işidir. Ekip ruhunun olmadığı bir işletme eninde sonunda başarısız olacaktır.
RÖPORTAJ
İş yaşamında vizyon ve amaç belirlemenin önemi nedir? Çok önemlidir ki bizim sektörümüzde amaçsızca çalışan birçok seyahat acentası mevcut. Herkes her işi değil; bildiği, sevdiği ve amacına uygun işleri yapmalıdır. Yapmayı düşündüğünüz yeni işler ve girmeyi düşündüğünüz sektörler var mı? Kesinlikle yok. Çünkü dediğim gibi herkes bildiği işi yapmalı.
SEYAHAT ETMEK BENİM TUTKUM. En büyük idealiniz nedir? Cruise gemisiyle seyahati her kesime sunabilmek. Katı prensipleriniz var mı? Asla ve asla dedikleriniz? Misafir memnuniyeti ve güvenilirlikten asla vazgeçmem.
TWO70˚ BY NIGHT
İnternetin sektördeki önemi nedir? Gelecek, kesinlikle internet üzerinden online rezervasyon ve satıştaki otel ve uçak bileti için bu mevcutta var zaten. Kısa bir zaman sonra turlar ve cruise satışlarında da artış olacaktır.
YOU C YOU C
ONLY ON
There’s only one shine as bright
night. These are s
Sosyal medya konusunu ve önemini yeterince biliyor musunuz? Bu konuda çalışmalarınız var mı? Sosyal medya olmazsa olmazımız. Facebook’ta reklamlarımız aktif olarak devam ediyor. Twitter’da da varız. İş hayatına yeni atılmış genç girişimciler ilk etapta nasıl bir yol izlemeliler? Tavsiyeleriniz neler? Hedeflerini belirleyip en alt kadrodan başlasın ve ekip ruhuna inansınlar.
Broadway show
new kind of perf dazzle against a
See how you’ll be en
INTRODUCING MAMMA MIA! Over 50 million have seen it on land, and now for the first time, smash hit musical Mamma Mia! joins our Broadway lineup with a repertoire of ABBA’s greatest hits onboard Quantum of the SeasSM.
©LITTLESTAR
Seyahat etmeyi seviyor musunuz? Seyahatinizde nerelere gitmeyi tercih ediyorsunuz? Seyahat etmek benim tutkum. Hiç ayrımım yok, her türlü seyahati seviyorum. Uçak, karayolu, cruise hiç farketmez. Yeterki seyahat olsun…
FROM TH IMAGINA FEAST F
Hobileriniz neler? Vazgeçemediğiniz alışkanlıklarınız var mı? Resim yapmak ve sergiler.
cruisevent TOURISM & TRAVEL AGENCY
Venture down the ra
culinary kaleidoscop Open the menu and
Dreams — each with a
ice cream tops tend
cones. Sriracha eggs a
“Drink me.” Amidst a
intention of it all beco BABY VEGETABLES IN THE GARDEN
Kızılırmak Mah.1437.Sok. Meva İș Merkezi 9/34 Çukurambar/ ANKARA t. +90 (312) 286 17 15 www.cruiseevent.com.tr - info@cruiseevent.com.tr
RÖPORTAJ
Yalancılara ve empati yoksunlarına tahammülüm yoktur.
Osman Altınışık
REKABET CENTİLMENLİK ÇERÇEVESİNDE GERÇEKLEŞİR VE KAYBEDEN OLSANIZ DA ASİL BİR ŞEKİLDE RAKİBİNİZİ TEBRİK ETME ASALETİNİZ VARSA GÜZELDİR.
Kariyerine muhabir olarak başlayan, gazete, televizyon ve haber ajansı gibi mesleki tecrübeye sahip, lugatında “hayır” kelimesi bulunmayan Sabah Gazetesi Ankara Eki Genel Yayın Yönetmeni Osman Altınışık ile medya sektörü, başarılarla dolu geçmişi ve yapmak istedikleri hakkında bir röportaj gerçekleştirdik.
92 magdergi.com.tr
RÖPORTAJ
K
endinizden bahseder misiniz?
Karadeniz kökenli bir ailenin çocuğuyum. Dedelerimiz Trabzon’un Beşikdüzü ilçesinden asırlar önce Düzce’ye göç etmişler. Mutlu, evli ve iki delikanlı babasıyım. İlk göz ağrım Emre, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon Sinema Bölümü mezunu. Eren paşamız Uluslararası Antalya Üniversitesi’nde Elektrik Elektronik Bölümü öğrencisi. Meslek hayatım gereği Bolu, Düzce, İstanbul, Antalya ve Ankara hayatımın önemli kilometre taşlarını oluşturdu.
Basın hayatına ne zaman başladınız? Basın hayatına başlayışımın hikayesi çok uzun, anlatsam kitap olur tarzında. Bende öyle yaptım. Şu günlerde raflarda yerini alan “Haberin Seyir De eri” isimli kitabımda bunun hikayesi uzunca yer almakta. Fotoğrafçılık tutkusu ve yazı merakı birleşince ortaya gazetecilik çıktı. Anadolu’da bu işi yapmanın tüm zorluklarını yaşamış biri olarak mesleğe 1984 yılında öğrencilik yıllarımda başladım. Bizim işin temelini “merak” oluşturuyor. Bende merak eden, araştıran biri olarak yazmayı ve fotoğraflamayı birleştirince meslekte başarılarım peş peşe geldi. Türkiye Gazetesi spor servisinde muhabir olarak işe başladım. Sırasıyla Türkiye Gazetesi, İhlas Haber Ajansı, TV5, Star, Akdeniz TV ve Sabah Gazetesi gibi kuruluşlarda muhabir, foto muhabiri, kameraman, büro şefi, haber müdürü, bölge müdürü ve yayın yönetmeni gibi birçok konumda yöneticilik görevlerinde bulundum. İlk gün ve bugün arasında meslekte otuz yıllık bir yaşanmışlığın tanığıyım…
onun adı rekabet olmuyor. Bir başka önemli noktada matematikseldir ki o da her zaman kazanamayacağınızdır.
İş yaşamınızdaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler? Kısa sürede karar verme yeteneği mesleğimiz için çok önemli. Etrafımda bu özelliği hissetmek isterim. Çözüm odaklı ve planlı çalışma standardı da başka önceliklerim arasındadır. Yalancılara ve empati yoksunlarına tahammülüm yoktur.
İş yaşamında vizyon ve amaç belirlemenin önemi nedir? Belli plan dairesinde hareket etmek önemlidir… Yöneticinin u u alt kadrolara doğal olarak yansır. Onları şekillendirir. Ortak amaç etrafında yoğrulursanız, topu boşa koşturup yorulmazsınız. Ama önce vizyoner olmak nedir onun konuşulması gerek.
Medya sektörü hakkında bize bilgi verebilir misiniz? Özellikle son yirmi yıllık sürede bilişim teknolojilerinde yaşanan hızlı gelişme, medya alanında da geleneksel kalıpların kırılmasına yol açtı. Baskı ya da yayın saatini bekleyen medya, internetin hemen her haneye ulaşmasıyla saniyelerle mücadele eder oldu. Tabii bu habere olan bakış açılarının değişmesini de beraberinde getirdi. Sektör, teknolojinin hızla gelişmesine ayak uyduran belli başlı mecralardan biri oldu. Günümüz koşullarında sektöre dönük farklı bakış açıları söz konusu olsa da ben sektörün güven bunalımı yaşadığını düşünenlerdenim. Tabir yerindeyse kendi ayağımıza sıkıyoruz.
Sizin için başarı ne demek? Tüketim toplumlarında çoğu kişi için başarı kariyerdir, paradır ya da lüksü yaşamaktır. Oysa başarı farklı yerlerde farklı algılanan bir gerçek. Afrika’da yaşamak için günlük bir lokma yiyecek bulan bir çocuk için başarı o günü geçirebilmektir. Bazen çok boş şeylerle uğraştığımızı düşünüyorum. Başarı hangi sektörde hangi iş kolunda olursanız olun işinizi severek en iyisini yapmaktır.
Başarılı olmak için neler yapmak gerek? Başarıdan ne anlaşıldığına bağlı. Benim için saygı ve kendini karşındakinin yerine koyarak hareket etmek bir başarıdır. Çalışma ve sonuca gitme dirayeti ise bir başka alanda başarının özüdür.
Üye olduğunuz dernek veya vakıf var mı? Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Foto Muhabirleri Derneği, Türkiye Spor Yazarları Derneği, Ankara Gazeteciler Cemiyeti, Antalya Gazeteciler Cemiyeti gibi mesleki dernek üyeliğim ve yöneticliğim var. Ayrıca birçok yardım kuruluşu ve derneklerde de fahri çalışmalarım oluyor.
Rekabet size neyi ifade ediyor? Rekabet centilmenlik çerçevesinde gerçekleşir ve kaybeden olsanız da asil bir şekilde rakibinizi tebrik etme asaletiniz varsa güzeldir. Onun dışında, yenmek için her şeyi yaparım ve mutlaka kazanmam lazım diyorsanız,
magdergi.com.tr 93
RÖPORTAJ
Sosyal sorumluluk projeleriniz var mı? NGO ya da STK’lar tüm dünyada önemsenen sivil toplum kuruluşlarıdır. Aslında Türkler sosyal sorumluluk projelerini dünyaya öğretmiş bir millet. Aşhaneler, hastaneler, kervansaraylar ve diğer yardım kuruluşları bunların temelini oluşturuyor. Ama birçok konuda olduğu gibi bu konuda da gerekli PR’ı yapamamış, kendi milli kültürümüzü kendi vatandaşlarımıza dahi aktarmayı becerememişiz. İşte ben bu konuda bir sosyal sorumluluk projesini hayata geçirmeyi düşünüyorum. Bununla ilgili bir belgesel taslak çalışmam oldu. Bu projeyi hayata geçirecek arkadaşlarımla paylaştım. İnşallah güzel bir sonuç alınacak.
En büyük idealiniz nedir? En büyük ideal önce insan olabilmektir. Bunu başarabilsek etrafımızda mutsuz insan ve gözyaşı olmaz diye düşünüyorum. Ben de öyle yapmaya çalışıyorum. Önce insanım… Bu da duygularıma yansıyor. Kolumun uzanabildiği elimin tutabildiği her noktada olmaya çalışıyorum. Sorun çözmeyi, yardım etmeyi, paylaşmayı seviyorum. Benim ideal bakışım farklı. Bu farklılığımı da bu şekilde özetleyebilirim. İdealler ulaşılabilir olmalı. Yapabileceklerim, yaşayabileceklerim ideallerimi oluşturur.
Katı prensipleriniz ve asla ve asla dedikleriniz? Öleceğini bilerek yaşayan tek canlı için bu tür ağır iddilarda bulunmak güç. Yalnız şunu söyleyebilirim riyakar ve yalancılara ikinci bir şansı vermek benim için “asla” dediklerim arasındadır.
Gelecekte kendinizi ve Türk medyasını görmek istediğiniz tabloyu tarif eder misiniz? Uzun yıllardır beraber olduğumuz arkadaşlarla, bu işin gerçekten profesyonelleriyle birlikte gazeteciliğe sevdalı gençler için medya akademisini hayata geçirmek istiyoruz. Bu konuda sağ olsunlar etrafımızdan çok teveccüh var. Kısa zamanda başlamayı düşünüyoruz. Türk medyası konusunda şunu söyleyebilirim: Türkler her ne kadar şimdilerde çok söylenmese de ki ben bunun kasıtlı olduğunu iddia ediyorum, matematik, tıp ve fen bilimlerinde çok başarılıdırlar. Bu da pratik zeka ile olur. Tarihsel çizgide batı medyasının neredeyse bir yüzyılda yakaladığı medya gelişmelerini (hem teknoloji hem de istihdam) Türk medyası otuz bilemedin kırk yılda en üst düzeye çıkarmıştır. Türkiye’den onlarca kişi yurt dışında TV kurmuştur. Bu bence müthiş bir açılım. Bizde iyi şeyler yapıyoruz. Kendimizi küçük görmekten ezik, pısırık görmekten vazgeçmeliyiz.
Sektör değiştirmeyi düşünseniz hangi alanda çalışmayı tercih ederdiniz? İletişim isteyen tüm işler benim için ideal. İnsanlarla konuşmayı onları anlayıp yorumlamayı çok seviyorum. Sosyolog olabilirdim. Bir diğer yanıt ise; yine gazeteci olurdum.
Sizce gelecek hangi sektörde? Sosyal Medya mecraları yazılı ve görsel medyayı besliyor mu? Nasıl değerlendiriyorsunuz? Sosyal medya günümüz haber ajanslarının mikro hali. Hemen her gün onlarca sosyal medya haberi ulusal, bölgesel ve yerel medyaya haber konusu olabiliyor. Yeni haber ajansları bunlar üzerinden şekillenecek.
Sosyal medya konusunu ve önemini yeterince biliyor musunuz? Bu konuda çalışmalarınız var mı? Sosyal medya konusu “artık benimde bir sayfam olsun” tarzından epeyce yol almış bir konu. Sosyal medya web2’den sonra web3’le çok daha farklı
94 magdergi.com.tr
boyut kazanacak. Şu an içindeki eksiklikleri ve yanlış imajları nötralize ediyor. Önemini biliyoruz ama toplum olarak doğru kullanılması için zamana ihtiyaç var.
Medya sektörüne yeni atılmış genç girişimciler ilk etapta nasıl bir yol izlemeliler? Girişimcilere benim tavsiyelerimin yeterli olacağını sanmam. Sadece şunu söylerim: “Araştır, sonuç al, kontrol et, hesapla, doğruysa yatırım yap.”
Günün stresini ve yorgunluğunu nasıl atıyorsunuz? Ev hayatı vazgeçemeyeceğim değerimdir. Ailenizle kısa bir sohbet dahi o yorgunluğu unutturuyor. Evde olmayı seviyorum. Seyahatler de vazgeçilmezim.
Seyahat etmeyi seviyor musunuz? Meslek icabı sevmeseniz de sevmek zorundasınız ama ben sevenlerdenim. Doğal hayatı temsil eden yerler tercihimdir. Doğa tutkunuyum. Yeşil dinlendiriyor. Yeni yerler görmek, keşfetmekten mutlu oluyorum. Fırsat buldukça geziyorum.
Hobileriniz neler ve vazgeçemediğiniz alışkanlıklarınız neler? Okumak, seyahat etmek kadar keyfli bir durum. Kitap, sinema, spor hobilerimin temelini oluşturuyor. Güzel olan, mutlu eden tüm uğraşlar zamanla hobi kategorisine giriyor. Güler yüzlü olmaktan vazgeçemem galiba. Bu benim kişiliğimi yansıtıyor. Temizlik ve düzen… Oğlak burcunun özelliklerini taşıyorum.
erkek MAG
BURBERRY Kartlık €150 DOLCE&GABBANA Kemer € 265
GUCCI Ceket € 2,100
PS BY SMITH LONDON Ceket € 535
Centilmenlik Oyunu Sonbahar rüzgarları, ofislere yansırken aynı zamanda klasik bir șıklık tașıyor. Tepeden tırnağa centilmen çizgilere sahip detaylarla ofis stilinizi baștan yaratacaksınız.
PS BY SMITH LONDON Pantolon € 250
EYEVAN Gözlük € 420
CHARVET Kıravat € 165 BERLUTI Gömlek € 432
Rolex&Cartier Butik UĞUR SAAT
MR. HARE Ayakkabı € 550
JIL SANDER Pantolon € 530
PAUL SMITH LONDON Gömlek € 135
DOLCE&GABBANA Kıravat € 110
TOD’S Rugan Ayakkabı € 415 JOHN LOBB Ayakkabı € 995
ALEXANDER MC QUEEN Ayakkabı € 530
magdergi.com.tr 95
RÖPORTAJ
“Teknik bașarıyı yakalarken ödün vermeyeceğim tek husus dürüstlüktür.”
Osman İrmiş HANGİ SEKTÖR OLURSA OLSUN TEKNOLOJİ VE İNTERNET İVMESİ OLMADAN GELİŞMESİ, YAYGINLAŞMASI VE BAŞARIYI YAKALAMASI İMKANSIZ.
Ankara'nın tanınmış iş adamlarından Osman İrmiş ile iş dünyasında başarıya giden yol, gelecekteki hayalleri ve yeni restoranı Sofa Et & Kebap hakkında keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
K
endinizden ve kariyer geçmişinizden bahseder misiniz? Üniversite eğitimimden sonra profesyonel iş hayatıma başladığım Nurol Holding’te uzun yıllar boyunca üst düzey yönetici olarak çalıştım. 2009 yılında çalıştığım gruptan ayrıldım. Bir süre yine aynı gruba ailemizin inşaat şirketi ile iş yaptıktan sonra “yeni bir deneyim, yeni bir pazar olsun” diye Azerbaycan’a gittim. Ülkenin “real estate“ sektöründeki en büyük şirketlerinden birinde CFO’luğu üstlendim. Sonrasında Azerbaycan’daki işlerimi danışmanlık zemininde Türkiye’den yönetmeye başladım. Bu arada yiyecek ve içecek sektörüne girdim. Evli ve onbeş yaşında bir çocuk sahibiyim. Eşim Mehtap Hanım da benim gibi finans kökenli. Yıllarca kurumsal şirketlerde yaptığı finans yöneticiliği, Ankara MEY İçki Fabrikası Müdürlüğü sonrasında şu an benimle beraber kendi işlerimizi yönetiyor. Oğlum Vehiphan, TED Koleji onuncu sını a. Son derece özgüveni ve sosyal ilişkileri yüksek bir çocuk yetiştirdiğimizi gözlemlerime dayanarak rahatça söyleyebilirim. Yiyecek ve içecek sektörüne olan ilginiz ne zaman ve nasıl başladı? Yiyecek ve içecek sektörüne olan ilgim, profesyonel iş hayatımdan itibaren vardı. Sahibi olduğumuz yiyecek ve içecek işletmesi, Mayıs 2013’te İstanbul’daki Su Ada ve Reina markalarının sahibi olan Su Entertainment Grubu’na bağlı Suda Kebap’ın Ankara master frenchaise’nı almamız ile kuruldu. Su Grubu ile yaklaşık bir buçuk yıllık yol arkadaşlığımız sonrasında sözleşme hükümlerini işleterek, sektördeki hedeflerim gereği, süreci kendi markamız olan Sofa Et & Kebap olarak yeniden dizayn ettim. Daha çok yeni olan bu gelişmenin henüz lansmanını da yapmadık, ilk defa buradan sizlerle paylaşıyorum. İşiniz hakkında bize bilgi verebilir misiniz? SOFA Et & Kebap, Türk mutfağının et ve kebap lezzetlerinin özenle misafirlerimize sunulduğu şık bir Ankara restoranı. Yeni oluşumumuzda mevcut menümüzü, bünyemize aldığımız yeni ustalarımız sayesinde et ürünleri ile de zenginleştiriyoruz. Misafir yelpazemizin yabancı misyon,
96 magdergi.com.tr
iş ve politika dünyasından olması, bizim menümüzde daha geniş bir ürün gamına geçişimizi zorunlu kılıyor. Şu an devam eden mutfak testlerimizin ertesinde, mevcut ürünlerimizi değişik et türevleri, ithal peynirlerimiz ve bunlara yönelik şarap eşleşmeleri ile zenginleştirecek, ayrıca gün içerisinde özellikle kadın misafirlerimiz tarafından talep edilen daha so ürünleri de menümüze koyacağız. Sizin için başarı ne demek? Başarı, gerek iş ve gerekse özel hayatlarda hedeflenen sonuca ulaşmaktır. Fakat aynı zamanda bu sonucu elde ederken izlenen sürecin de optimum şekilde yönetilebilmesi demek bana göre. ‘Başarıya giden her yol mübahtır’ ifadesinde o yola giden sürecin temiz ve sarih olmasını da çok önemsiyorum. Başarılı olmak için neler yapmak gerek? “Sağlıklı projeksiyonlar yapabilmek” iş dünyasında çok kıymetli bir meziyet. Bulunduğunuz sektörün hassasiyetlerini iyi analiz ederek, olanı değil olması gerekeni öne çıkarmak, bir süre sonra mutlak başarıyı kaçınılmaz hale getiriyor. Bunun için algınızın yüksek olması ve yeniliklere olan açıklığınız da çok önemli bir husus. Bu temel prensipler eşliğinde sizin her bir iş sürecinizdeki hakimiyet ve denetim gücünüz de olmazsa olmazdır. İşlerinizi delege ederek, süreçleri üstten izleyebilmeli fakat denetime yönelik hassasiyetinizi her an muhafaza edebilmelisiniz. Yerinde ve zamanında dokunuşlar, sağlıklı sonuçları daha kısa vadede ve minimum maliyetler ile önünüze getirecektir, aklın yolu bir. Üye olduğunuz dernekler vakıflar var mı? Şu an Finans Derneği, ANGİAD ve Genç Girişim ve Yönetişim Derneği (GGYD) üyesiyim. Bilimsel ve iş dünyasını ilgilendiren panel ve toplantılarına mutlaka iştirak ediyor, sosyal etkinliklerine de fırsat buldukça keyifle katılıyorum. Rekabet sizin için neyi ifade ediyor? Rekabet; sizinle aynı kulvarda, başarı veya kar hedefi gözeten kişi veya kurumlar arasındaki öne çıkma, geri kalmama yarışı demek. Rekabe-
RÖPORTAJ
ti sağlarken bulunduğunuz zeminin iyi şekilde tahlili, rakiplerinizin potansiyelleri ve gelişmelerini yakından izlemek, farklılık yaratabilmek sürecin sonunda başarıyı da beraberinde getiriyor. Rekabet, bana göre günümüzde yaygın olarak izlediğim “haksız” sıfatından ayrıştırılabilirse çok değerli bir kavram. Sistemin, özellikle iş dünyasında haksız rekabeti önleyecek prensipleri çok kesif şekilde işletmesi gerekiyor.
olduğum firma veya firmalar kurumsal bir yapıda yönetilen, iş akışları sağlıklı şekilde yöneticilerine delege edilmiş, yine dürüstlük ilkesinden kesinlikle ödün vermeyen, haksız rekabeti benimsemeyen ve ülkeye olan borcunu yüksek istihdam gücü ve önemli vergi gelirleri, sosyal sorumluluk projeleri ile ödeyen firmalar olacak. Bu sorunuzda verdiğim cevaplar bir gün kesinlikle gerçekleşecek, emin olun.
İş yaşamınızdaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz nelerdir? Tabii ki başarı ile taçlanan bir iş hayatı insanı güçlendirir. Fakat benim teknik başarıyı yakalarken ödün vermeyeceğim tek husus dürüstlük, emin olun. Dürüst ve sarih ilişkiler, temelinde oluşturduğum yapıyı, yine bu özelliklere sahip çalışma arkadaşlarım ile güçlendiriyor. Gerek çalışanlarım gerekse hizmet verdiğimiz kitle arasındaki samimiyet ve dürüstlük ilişkisini her şeyin üzerinde önemsiyorum. Programlı iş akışları ve yukarıda da bahsettiğim denetim mekanizmalarının işletilmesi de iş prensiplerimin vazgeçilmezleridir.
Sizce gelecek hangi sektörde? Teknoloji ve teknolojinin getirdiği internet o kadar kıymetli ve etkin bir enstrüman ki geleceği belirleyecek sektörlerin de bu kıymetli kavramları kapsayan alanlarda olması kaçınılmaz. Hangi sektör olursa olsun teknoloji ve internet ivmesi olmadan gelişmesi, yaygınlaşması ve başarıyı yakalaması imkansız. İnternet sayesinde ulaşamayacağınız bir pazar düşünebiliyor musunuz?
İş yaşamında vizyon ve amaç belirlemenin önemi nedir? Amacınız olmazsa başarı kriterlerinizi sağlıklı belirleyemez, amaca giden yolda vizyonunuzu ortaya koyamazsanız. Kendinizi yeterince ifade edemez, vizyonunuzun getireceği sihirli gelişmelerden eksik kalırsınız. Vizyonunuz sizi iş dünyasında farklı kılan en etkili unsurlardan biridir. Yapmayı düşündüğünüz yeni işler ve girmeyi düşündüğünüz sektörler var mı? 2012 yılında bir şekilde başladığım fakat daha sonra çeşitli gelişmeler nedeniyle ara verdiğim Project Management Company (Proje Yönetim Şirketi) oluşumuna bu aralar yeniden eğilmeye başladım. Özellikle ülkemizde ve etrafımızda gelişmekte olan ülkelerde devam eden yatırım projelerinin her türlü inşaat, finans yönetimi ve kurumlar ile ilişkilerinde süreç yönetimini kapsayan bu oluşumu öne çıkartmak, kaliteli ve optimum maliyetli iş akışlarını sağlamak üzere kurulmuş bir yapıyı yönetmek bana iş hayatımda büyük bir haz verecek, eminim. Sosyal sorumluluk projeleriniz var mı? Mensubu olduğum vakıf ve dernekler sayesinde katıldığım sosyal sorumluk projelerini henüz kendi yönetimimdeki şirketlerde efektif olarak gerçekleştirme imkanım olmadı. Bireysel olarak desteklediğim ve katkıda bulunduğum pek çok oluşum ve proje mevcut. Özellikle genç neslimizin topluma kazandırılması ve bilinçli, projeksiyon yapan, topluma faydalı bireyler haline getirilmesine yönelik sayısız temas ve faaliyetim var. Fakat bunlar genelde bir çatı altında yapılmadığı için sizin tarif ettiğiniz şekilde sosyal sorumluluk projesi sayılır mı, bilemedim. Bana göre sosyal sorumluluğun temelinde olması gereken pek çok faaliyeti bireysel olarak yerine getiriyorum galiba. En büyük idealiniz nedir? Bir gün ülkemizin siyasi hayatına yön veren, insan motifimizi olduğu gibi kabul eden değil; sürekli yukarı çekmeyi hedefleyen politikaları benimseyen ve zorlayan, ülkemizi çağın gerektirdiği şekilde güçlü ve medeni seviyelere samimiyetle çekmeye çalışan siyasi bir yapının etkin bir üyesi olmayı hedefliyorum. İdeal kavramının daha üzerinde, kafamı sürekli meşgul eden ve mutlak olması gereken bir durumdur, bahsettiğim konu. Katı prensipleriniz var mı? Asla ve asla dedikleriniz? Var tabii. Dürüstlük ilkesinden kesinlikle ödün vermem ve kurduğum gerek bireysel, gerekse iş ilişkilerimde dürüstlük prensibini sonuna kadar önemser, muhafaza eder ve ettiririm. Gelecekte kendinizi ve firmanızı görmek istediğiniz yer, durum nedir? Böyle bir tablo tarif eder misiniz? Ben, gelecekte biraz önce de tarif ettiğim gibi siyaset yapacak ve ülkenin etkili, örnek siyasetçi modeli olacağım. Bireysel hedefim böyle tarif edilebilir. Bu döneme giden yol ve siyaset hayatımda da kurmuş
Sosyal medya konusunu ve önemini yeterince biliyor musunuz? Bu konuda çalışmalarınız var mı? Sosyal Medyanın önemini görmemek veya kabul etmemek ne mümkün! Bugün yıllarca görmediğimiz dostlarımız ile sosyal medya sayesinde yine beraberiz artık. Sosyal medyanın insanlar üzerindeki algı yönetme gücünü izliyor, kabul ediyor ve bu alanın gücünü de gerek bireysel gerekse kurumsal olarak etkin şekilde kullanıyorum. Benim kullandığım sosyal medya mecralarındaki paylaşım ve yazılarım da arkadaş ve takipçilerim arasındaki ilişkilerimi her an sıcak tutuyor, kendimi ifade gücümü yükseltiyor. REKABET; SİZİNLE AYNI KULVARDA, BAŞARI VEYA KAR HEDEFİ GÖZETEN KİŞİ VE KURUMLAR ARASINDAKİ ÖNE ÇIKMA YARIŞIDIR.
İş hayatına yeni atılmış genç girişimcilere tavsiyeleriniz neler? Yeni girişimcilerimizin, içinde bulundukları sektörün ülke ve dünyadaki yerini ve gelişimini çok iyi tahlil etmeleri gerekiyor. Teknoloji ve yeniliklere açık beyinler her zaman başarıyı daha kolay yakalayacaklardır. Bir süre sonra, bilinen her detayın altında kalmadan iş süreçlerini sağlıklı şekilde delege ederek kuruluşu makro düzeyde yönetebilmek de firmanın büyüme sürecinde olmazsa olmazlardan. Ayrıca kanun ve mevzuatları yakından takip etmek, vergi planlaması yapabilmek ve bunların ışığında rekabeti sağlayabilmek gerekiyor. Hedefler büyük olabilir. Fakat büyük hedeflere giden yolda bazen küçük adımlarla başlayan, güçlü adımlar atabilmek başarıyı getirecektir. Günün stresini ve yorgunluğunu nasıl atıyorsunuz? Yeterli zamanım kalmasa da ailemle tabii ki. Gece eşimle yaptığım sohbetler ile yorgunluğumu atar, oğlumla geçirdiğim her an daha bir güçlenirim ben. Hayli fazla arkadaşım, dostum var. Onlarla geçirdiğim zamanlar da çok keyif ve huzur verir bana. Seyahat etmeyi seviyor musunuz? Seyahatinizde nerelere gitmeyi tercih ediyorsunuz? Çok severim seyahat etmeyi. Bizim bir arkadaş grubumuz var. Zaman buldukça gerek yurt içi ve gerekse yurt dışı seyahatlerimizi planlıyor, bazen keyfi, bazen kültürel değişik belde, şehir ve ülkelere seyahatler düzenliyoruz. Yurt içinde gözde yerlerimiz genelde Karadeniz, Akdeniz ve Ege yörelerimiz ile Mardin gibi tarihi dokusu yüksek şehirler. Yurt dışında ise fırsat yaratarak Londra başta olmak üzere Avrupa ülkeleri ve Türki Cumhuriyetleri. Hobileriniz neler? Vazgeçemediğiniz alışkanlıklarınız var mı? Keman çalıyorum. Yedi sene özel ders alıp, bir ara amatör grubum ile yurt içinde turneler yaptım. Şu an en büyük hobim keman çalmak, okumak, içimden geldiğince sürekli yazmak, yazmak, yazmak… Fırsatım oldukça yüzmek, tenis ve squash da vazgeçmediğim alışkanlıklarım.
magdergi.com.tr 97
RÖPORTAJ
İȘ DÜNYASINA İNGİLİZCEYİ SEVDİREN KADIN
SEDA YEKELER
BAŞARI YAPTIĞINIZ İŞLE TAKDİR EDİLMEK VE HER ZAMAN SAYGI DUYULAN BİR İNSAN OLMAKTIR.
“İNGİLİZCE ÖĞRENMEK BİR İPTE YÜRÜMEYE BENZER, SADECE TÜM DİKKATİNİZİ VERİP KONSANTRE OLURSANIZ KARŞI TARAFA GEÇEBİLİRSİNİZ”
B
iraz kendinizi tanıtır mısınız? “İnsan hayatında boş zaman yoktur, boşa geçen zaman vardır” ilkesiyle büyütülmüş bir asker kızı olan ben Seda Yekeler, Bilkent Üniversitesi İngilizce-Fransızca Mütercim Tercümanlık Bölümü'nü 2004 yılında onur derecesiyle bitirdiğim de her yeni mezun gibi kafamda binlerce soruyla başladım hayata… Herkes gibi benimde önümde seçebileceğim ve hangisini seçersem diğerinden vazgeçmek zorunda olduğumu bildiğim yollar vardı. Ben eğitim sektörünü seçtim. Eğitim sektörüne atılmamın en büyük sebebi, lise hayatımdan üniversite bitene kadar hep kendini sadece insan yetiştirmeye adamış çok değerli eğitmenler tarafından yetiştirilmek oldu. Eğer benim eğitimimin yanında hayata dair bunca güzel değeri öğreten eğitmenlerim olduysa, ben de aynısını yeni nesillere aktarabilirim düşüncesiyle başladım ders vermeye…
98 magdergi.com.tr
Kaç yıldır Dil eğitimi sektöründesiniz ve bu macera nasıl başladı? Bu sene onuncu yılımı binlerce somut başarıyla kutluyorum… Seda Yekeler Dil Akademisi, 2007 yılında şimdi sekiz yaşında olan oğlumun doğumuyla beraber kuruldu. 2004 yılında ders vermeye ilk başladığımda sadece bir masa ve bir sandalyeyle başladım bu işe, tarzında klasik bir cümle dahi kuramayacağım. Çünkü ben İngilizce öğrenmek isteyen öğrencilerimin evlerine gidip derslerimi veriyordum ve ders verdikçe gördüm ki eğitmen olunmuyor doğuluyor. İlk öğrencim bir intern doktordu ve onu TUS İngilizcesi’ne hazırlamıştım. Gördüm ki zor diye bir şey yok ve bir şeye kendinizi adarsanız o konuda mutlaka başarılı oluyorsunuz. Ben de İngilizce’nin en zor olarak adlandırılan, KPDS, YDS, TOEFL, IELTS ,SAT, TOEFL gibi en zor sınavlarına kendimi adadım. Bugüne kadar sekiz tane kitap yazdım. Yazdıkça ve ders verdikçe öğrencilerimin ihtiyaçları için onların öğrenmelerini daha nasıl pratikleştirebilirim şeklinde yapabileceğim kolaylıkları belirledim. On yıllık
RÖPORTAJ
tecrübenin sonunda tamamen kişiye özel hazırladığım özel programlar sayesinde Türkiye’de özellikle iş dünyası için “Tailor Made English Teaching” metodunu uygulayıp katılımcılarımı başarıya ulaştırdım. Özellikle iş dünyasından ve Tüm Türkiye’den her meslekten öğrencileriniz var iş dünyasındakilerin sizi tercih etmesinin sebebi nedir sizce? Evet, on yıllık tecrübemde merkezimde her yaştan ve her meslekten binlerce öğrenciye İngilizce ve Fransızca öğretiyorum ve onların başarılarına imza atıyorum. Çoğunlukla dil eğitimlerinde yıllardır süregelen sıkıntılarla karşılaşmış bir ya da birkaç kez deneyip bırakmış, kimi zaman yılmış olan katılımcılarım oluyor. Çoğunluğu da iş dünyasının yoğun temposunda dil öğrenimine bir türlü vakit ayıramayanlar. Gelen herkes için burası başarısızlıktan başarı doğurmak hedefiyle başlanılan bir yer aslında, ben öncelikle onlara “başka bir arayışı olmayanın, başka bir buluşu da olmayacağını öğretiyorum” arayışımız yıllardır başlanılıp yarım bırakılan dil eğitimi konusunda başarı ve buna ulaşmak için gece gündüz çalışıyorum, birlikte gülüyoruz, eğleniyoruz, kızıyorum, ağlayanlar ile ben de ağlıyorum ama en sonunda bizi sıkıntıya sokan her şeyi bir kenara bırakıp gerçekten çok çalışıyoruz. Buraya gelen herkese yabancı dil öğreniminden önce, “hayatta başkalarının size ideal kazandırmasını umarsanız kıyamete kadar beklersiniz ilkesini öğretiyorum”. Bu yüzden sadece benden bir şeyler beklemekle olmayacağını, katılımcılarımın çaba göstermesi gerektiğini ve bir dili öğrenirken ya da akademik bir sınava çalışırken doğru yol ve tarz nasıl olur onu bilmeleri gerektiğini öğretiyorum.
DERS VERDİKÇE GÖRDÜM Kİ; EĞİTMEN OLUNMUYOR, DOĞULUYOR. Yani Dil öğretmenin yansıra katılımcılarınıza bir açıdan koçluk da sağlıyorsunuz? Evet bir nevi koçluk denebilir. Onların İngilizce öğrenmeye olan negatif bakış açılarını değiştirdikten sonra eğitimlerime başlıyorum. Unutmayın ki önemli olan "ne yapabildiğiniz" değil; "ne yapabileceğinizdir." Hepimiz küçükken oyunlar oynardık işimiz, eşimiz olurdu oyun arkadaşlarımızla yaptıklarımız, düşünsenize sonra iki arkadaşın oynarken kurdukları hayalleri bile gerçeğe dönüştürüyorsa, neden sizin de yıllardır akıcı İngilizce konuşabilme hayaliniz gerçeğe dönüştürmesin? Ben hayatımda hep en büyük başarıları ateşlemek istedim. Hem kendim hem de her yaştan katılımcılarım için. Ama bunu yaparken hep bildim ki en büyük başarı kendisinden önce gelen büyük başarısızlıklardan doğar, o yüzden de hiç yılmadım. Hep aynı yönde sonuna kadar gittim. Çünkü biliyordum ki nasıl düşünmeye devam edersem öyle düşünmeye alışırdım. O yüzden de burada İngilizce’den de önce olumlu düşünmeyi öğretmeye çalışırım hep. Buraya gelen herkes sınırı olmayan yabancı dil öğrenme serüveninde bir okyanusu geçmeye çalışıyor ama çoğunun açılmış yelkeni yok. Ben onların yelkenlerini açmaya yardımcı oluyorum, kimilerinin bırakın yelkenini açmayı, yelkenlerinin olduğundan bile haberi yok. İlk dersten sonra ise yelkenler fora… Çünkü nereye varmak istediğimizi çok iyi biliyoruz. Unutmayın ki sizin içinizde en önemli varlık sizsiniz. Ona güvenmezseniz kime güveneceksiniz. Kurumsal Eğitimlerinizden bahseder misiniz? Özellikle Tıp ve Hukuk alanından talep çok fazla. Çünkü bu alanlarda artık kendi makalelerini kendileri direkt İngilizce yazmak isteyen, bir çevirmene ihtiyaç duymadan okuduğu akademik makaleleri anlayıp İngilizce olarak yazıya dökmek isteyen çok daha bilinçli bir nesil yetişiyor. Dolayısıyla biz de kurumlarda verdiğimiz Tıp ve Hukuk Metinleri Tercüme Eğitimi ve İngilizce Makale Yazma Teknikleri eğitimimiz ile oldukça ses getirdik. Bu yıl dördüncüsünü düzenleyeceğim seminerlerimden
aldığım başarılı sonuçlarla ve artık sayenizde kendi makalelerimizi İngilizce yazabiliyoruz diyenler arttıkça ben de mutlu oluyorum. “İnanılmaz kurtuluşlar en dayanılmaz çaresizliklerle boğuştuğumuz anda gelir.” Ben hep bilginin efendisi olmak için çalışmanın kölesi oldum ve meslek hayatımın onuncu yılında hayatlarına dokunduğum binlerce öğrencimle başarının bir insana verebileceği en büyük mutluluğu yaşıyorum. Vaktim yok bahanesiyle yola çıkmayan herkes doğru bir çalışma metoduyla İngilizce öğrenebilir. Hepinize sonsuz başarı dileklerimle!
magdergi.com.tr 99
RÖPORTAJ
"Nazi mesleklerde bașarı"
Sedat Bozkurt
Samimi, içten, dürüst gazeteci Türkiye’nin ekranı Fox Tv Ankara Temsilcisi Sedat Bozkurt, medya sektörününün geleceğini, başarının tarifini MAG okurları için anlattı.
S
izi kısaca tanıyabilir miyiz? 1965 Ankara doğumlu bir Rizeli’yim. Gazi Üniversitesi Basın-Yayın Yüksek Okulu’ndan mezunum ve aynı okulda öğretim görevlisiyim. Evliyim iki çocuğum var. Oğlum Türk Hava Kurumu Üniversitesi’nde, kızım Fransız Okulu’nda okuyor. Gazeteciliğe 1987 yılında başladım. İlk gazetem Günaydın’dı.
Medya sektörü hakkında bize bilgi verebilir misiniz? Bu konu çok geniş, nereden baktığınıza göre de değişen bir sektör. Ticari bakarsanız bir işletme ve maliyetleri ile gelirlerini dengede tutması gereken bir faaliyet alanı, sosyal bakarsanız ticari kaygıları olmaması gereken bir faaliyet alanı. Politik bakarsanız hiçbir kaygısı olmaması gereken 4. Güç olması gereken bir faaliyet alanı. Bunların hepsi ara başlık ve çoğaltmak mümkün. Olması gereken bütün bunların toplamı galiba. Sizin için başarı ne demek? Hangi işi yapıyor olursanız olun, iyi yapıyorsanız ve bu iyi yaptığınız iş, bir biçimde size dönüp, hem mesleki hem de insani kimliğiniz halini alıyorsa,
100 magdergi.com.tr
başarı oradadır demektir. Bazı mesleklerde başarı, yaptığınız ürettiğinizden daha çok duruşunuz ve fikrinizle gelir. Üye olduğunuz dernekler vakıflar var mı? Var. Çağdaş Gazeteciler Derneği, Parlamento Muhabirleri Derneği, Türkiye Gazeteciler Sendikası ve Avrupa Gazeteciler Birliği Türkiye Seksiyonu. Rekabet sizce neyi ifade ediyor? İnsani sınırlar içinde kalması koşuluyla, kaliteli ve üretimi arttırmayı ifade ediyor. Ama kriterim vahşi bir hale gelmemesi koşuluyla. İş yaşamınızdaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler? Profesyonellik. Bu herkesin işini en iyi bir biçimde yapmasını yanında getiriyor. Tabi ki insan ilişkilerinde de son derece dikkatli olunması. Yöneticiyönetilen ilişkisinden öncelikli olarak kollektif bir yönetim anlayışı ve bunun sorumluluğunun anlaşılacağı çalışma ortamı. İş yaşamında vizyon ve amaç belirlemenin önemi nedir? İş hayatınız bir patinaj olmamalı, yani hep aynı yerde, pek çok emek
RÖPORTAJ
harcayarak, zaman tüketerek duramazsınız. O zaman yönünü sizin belirlediğiniz bir hedefiniz amacınız olmalı ve bu amaç yaptığınız iş için de anlamlı olmalı. Ve buna ulaşmanız için de sizi diğerlerinden farklı kılacak özellikleriniz, bir vizyonunuz bulunmalı. Yoksa klasik kurallar içinde rutin her gün aynı işi yapan bir devlet memurundan farkınız olmaz. Onları küçümsemek için söylemiyorum ama siz özel sektörsünüz ve gelişmek işinizin bir parçası. Sosyal sorumluluk projeleriniz var mı? Müstakil olarak benim yok ancak, bana gelen her sosyal sorumluluk projesine elimde bulunan imkanlar çerçevesinden katkı sağlıyorum. Bu bireysel de oluyor kurumsal da. Kurumumun bunlara çok açık olması ayrıca çok önemli… En büyük idealiniz nedir? Daha özgür, demokratik ve zengin bir ülkede gazetecilik- yazarlık yapmak. Bu gelişmiş dünya açısandan standart olan talebin bile bizim ülkemizde imkansızı istemek olduğunu bilmek insana sıkıntı verse de en büyük idealim bu… Katı prensipleriniz var mı? Asla ve asla dedikleriniz? Evet var, sorumluluk ana prensibimdir. Yalana asla taviz Bir de sigara içilmesine İŞ HAYATINIZ vermem. olumlu bakmam.
BİR PATİNAJ OLMAMALI, YANİ HEP AYNI YERDE, PEK ÇOK EMEK HARCAYARAK, ZAMAN TÜKETEREK DURAMAZSINIZ.
Gelecekte kendinizi ve Türk Medyasını görmek istediğiniz yer, durum nedir? Böyle bir tablo tarif eder misiniz? Ürettiğiniz düşünceyi, hiçbir engele takılmadan kağıda aktardığınız bir tablo benim görmek istediğim. Bu düşünce bilinciniz içinde hiçbir ön yargı ya da otosansür damarına toslamadan ete kemiğe bürünecek. Sahiplik yapısı sadece gazetecilerden kurulu ve bu alan dışında hiçbir ticari faaliyeti olmayan gazeteler ve televizyonlar. Tabi buna son döneme özgü bir sorunu da eklemek lazım, patronu belli olan medya organları ve bunların tamamının habercilik anlamında bağımsız oldukları, halktan yana taraf oldukları bir ortam. Sektör değiştirmeyi düşünseniz hangi alanda çalışmayı tercih ederdiniz? Bunu hiç düşünmedim ama hangi sektöre girersem gireyim başarılı olacakmışım gibi bir his var içimde. Sizce gelecek hangi sektörde? Sosyal Medya mecraları yazılı ve görsel medyayı besliyor mu? Nasıl değerlendiriyorsunuz? Herşeyin artık sıkıştırıldığı dar bir alana hapsedildiği bir hayata doğru yol alıyoruz. Sanal alemde artık çok geniş bir hayat ve imkanlar var. Geleceğin orada olacağını görmek hiç de zor değil. Ama habercilik açısından biraz yavaş gitmekte fayda var. Teknoloji ülkesi Japonya’da herkesin cebinde bir bilgisayar var ama gazete trajları 100 milyona yakın hala. Gazetenin hala etkisini koruduğunu görüyoruz, televizyonlara bile yenilmeyen bir haber mecrasından söz ediyoruz. Sosyal medya konusunu ve önemini yeterince biliyor musunuz? Bu konuda çalışmalarınız var mı? Evet, okuldaki derslerimden birisi de bu, uzman gazetecilik-vatandaş gazeteciliği. Bu alanın daha bilinçli kullanımı için zamana ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Moda gibi herkesi peşinden sürükleyen sosyal medyanın bir
süre sonra buranın hakkını verenlere kalacağını düşünüyorum. Ama bunun bilinçli kullanıcılar tarafından disipline edilmesi gerektiğini de düşünüyorum. Bunun bir iktidar zoruyla, yasaklarla olmayacağını da kaydetmek lazım. Medya sektörüne yeni atılmış genç girişimciler ilk etapta nasıl bir yol izlemeliler? Tavsiyeleriniz neler? Sürekli okumalarını ve okuduklarını anlamalarını, bunlardan kendilerinin de birer sonuç çıkarmalarını, yani her daim kafalarını çalıştırmalarını öneririm. İlişkilerini çok düzgün kurmalarını ve bunu titizlikle muhafaza etmelerini öneririm.
REKABET KRİTERİM VAHŞİ BİR HALE GELMEMESİ YÖNÜNDE. Günün stresini ve yorgunluğunu nasıl atıyorsunuz? Eve giderek. Bahçede çalışarak ve kitap okuyarak. Ara sıra da sinema izleyerek. Bunlar yeterli oluyor. Seyahat etmeyi seviyor musunuz? Seyahatinizde nerelere gitmeyi tercih ediyorsunuz? Evet seviyorum, yurtdışı gezilerini tercih ediyorum. Bilmediğim ülkeler, kentler hep ilgimi çeker. Hobileriniz neler? Vazgeçemediğiniz alışkanlıklarınız var mı? Çok yok ama Konur Sokak takıntım vardır, bir biçimde yolumu o sokaktan geçirir ve oralarda bir yerlede otururum. Hobi olarak biraz resim ile ilgiliyim.
magdergi.com.tr 101
RÖPORTAJ
“Yoğun çalıșma temposunun en büyük dezavantajı; düzensiz beslenme, egzersiz yapma sıklığında azalma ve yoğun strestir.”
Ö
Yoğun iş temposunda çalışan iş adam ve kadınlar için Beslenme ve Diyet Uzmanı Yrd.Doç.Dr Tuba Günebak doğru beslenme önerilerinde bulundu.
ncelikle sizi tanımak isteriz. Bize kendinizden ve kariyer geçmişinizden bahseder misiniz? Memnuniyetle. İzmirli bir babanın ve Ankaralı bir annenin kızıyım. 1979 yılında Ankara’da doğdum. Ortaokul ve lise öğrenimimi Antalya Anadolu Lisesi’nde tamamladım. 2001 yılında Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nden mezun oldum. Bir yıl özel sektör tecrübesi edindikten sonra mezun olduğum bölümün açtığı yüksek lisans ve araştırma görevliliği sınavlarına başvurdum ve başarıyla geçtim. Bir tara an araştırma görevlisi olarak çalışırken diğer tara an da Diyetetik Anabilim Dalı’nda yüksek lisans ve doktora çalışmamın önemli bir bölümünü tamamladım. Onca yıllık akademik tecrübe sonrasında anneliğin getirdiği sebeplerle üniversiteden kendi isteğimle ayrıldım. Ancak, akademik kariyeri bırakmadım. Doktora çalışmamı tamamladım. 2012 yılı Mart ayında “Tuba Günebak Beslenme Danışmanlığı ve Eğitim Merkezi”ni kurdum O günden bu yana hem bireysel hem de kurumsal anlamda beslenme danışmanlığı hizmetlerini keyifle yürütüyorum. Kendi kliniğimde yürüttüğüm çalışmalarım dışında Le e Avrupa Üniversitesi’nde de, “Yrd. Doç. Dr.” ünvanıyla, yarı zamanlı öğretim üyesi olarak çalışmalarıma devam ediyorum. Bugüne kadar birçok bilimsel ve güncel dergilerde makalelerim; çeşitli uluslararası ve ulusal kongrelerde sözel ve poster sunumlarım yayınlanmıştır. Yoğun iş hayatında iş kadınları ve adamlarının beslenmelerine dikkat etmelerinin önemi nedir? Yoğun çalışma temposunun beraberinde getirdiği en büyük dezavantaj düzensiz beslenme, egzersiz yapma sıklığında azalma ve yoğun strestir. Enerji alımının artması ve fiziksel aktiviteden yoksun yaşamın ortaya çıkardığı, en sık gözlenen ve en riskli sağlık problemi ise obezitedir. Obezitenin taşıdığı risk, kişinin günlük faaliyetleri üzerindeki olumsuz etkisiden ziyade beraberinde getirebildiği kalp-damar hastalıkları, metabolik sendrom, diabet, hipertansiyon gibi kronik hastalıkların görülme sıklığındaki artıştır. Büyük bir çalışmanın sonuçlarına göre; sadece obez olan ve başka hiçbir sağlık problemi olmayan bir bireyde obezitenin beklenen yaşam süresinin %5’ini çaldığı; bununla birlikte obeziteye ek olarak sigara ve alkol kullanan, yetersiz sebze ve meyve tüketen, yetersiz fiziksel aktivite yapan, doymuş yağlardan zengin beslenen bir bireyin ise yaşamının beklenenden %27,1 kısaldığı saptanmıştır. Yapılan bilimsel çalışmalar göstermektedir ki; yoğun çalışma temposunun getirdiği düzensiz ve uzun çalışma saatleri, kahvaltı öğününün atlanması veya geçiştirilmesi, öğünlerin sıklıkla dışarıda tüketilmesi, kötü beslenme alışkanlıkları, yetersiz veya yanlış beslenme bilgisi, iş yoğunluğuna bağlı stres, sağlığa yeterli önemi gösterecek vaktin olmaması kronik dejeneratif hastalıklara yatkınlığı artırmaktadır. Yine, çalışma sonuçlarına göre, yeterli, dengeli ve düzenli beslenmenin öğrenilmesi ve yaşam tarzı haline getirilmesi ile birlikte klinik bulguların olumlu yönde etkilendiği, vücut ağırlığının, hastalanma ve işe gelememe sıklığının, iş gücü kaybının azaldığı, çalışma performansının, işe yönelik konsantrasyonun arttığı saptanmıştır. Dolayısıyla, yeterli ve dengeli beslenme, kişinin yaşam kalitesini ve ömrünü etkileyebilen etmen olduğu için büyük önem taşımaktadır.
Erkek diyeti ve kadın diyeti diye bir ayrım var mı? Tabii ki, var. Çünkü erkekler, doğuştan, bizden daha az yağ dokusuna ve daha fazla kas dokusuna sahip olarak doğarlar. Dolayısıyla, enerji başta olmak üzere birçok besin ögesinin gereksinim düzeyi iki cinsiyet grubu arasında farklılık gösterir. En basit anlatımıyla; bir erkek, bir kadın için hazırlanmış olan beslenme programını uyguladığında her anlamda yetersiz beslenmiş olur; tam tersi bir kadın da bir erkek için hazırlanmış olan bir beslenme programını uyguladığında vücut ağırlığı artabilir. Çok sık seyahat eden iş adam ve kadınlarına nasıl bir diyet programı öneriyorsunuz? Öncelikle gidecekleri ülkenin ya da yörenin beslenme alışkanlıkları öğrenilmeli, bunlar içinden tüketilebileceklerin türüne karar verilmeli, miktarlarına ise kişinin gereksinmeleri ve mevcut sağlık durumu göz önüne alınarak karar verilmelidir. Mide ve bağırsak sistemine tamamen yabancı olan, kişinin beslenme alışkanlıklarının tamamen dışında olan bir besinin denenmemesi besine karşı reaksiyon oluşabilecek semptomlardan koruyacaktır. Ana öğünlerin dışında çalışan kişilere ara öğünlerde yemeleri için neler veriyorsunuz? Sabah ara öğünlerinde küçük, sağlıklı atıştırmalıklar. Örneğin; konstipasyonkabızlık sorunu yoksa 1 avuç leblebi, yanında 2 adet kuru meyve, kayısı ya da kuru erik; 1-2 adet çiğ badem ile ceviz. İkindi öğününde ise, daha uzun süre aç kalınması dolayısıyla, daha doyurucu bir ara öğün öneriyorum. Örneğin; tam tahıllı ekmek ve yarım yağlı beyaz peynir ile yapılmış bir sandviçin yanında bir su bardağı maden suyu gibi. Gece öğününü de ihmal etmek istemiyorum. Bu nedenle, akşam yemeğinden sonraki ara öğünde sade probiyotik yogurt içine birkaç yemek kaşığı sade yulaf ezmesi ve yaban mersininin ilave edildiği keyifli bir karışım öneriyorum. Kilo vermede sporun ve egzersizin yeri nedir ve ne tür egzersizler önerirsiniz? Kilo verme sürecinde egzersizin yeri yadsınamaz. Çünkü, kilo vermenin sırrı besinlerle aldığınız enerji ile fiziksel aktivite ile harcadığınız enerji arasında denge kurabilmekte yatar. Yeterli ve dengeli bir beslenme programı ile harcadığınızdan daha az enerji alırsanız vücut aradaki farkı yağ dokusundan sağlar. Dolayısıyla, kişi zayıflar. Egzersiz türü, kişinin iskelet-kas sisteminin sağlığı ile ilişkilidir ve konunun uzmanı tarafından yol gösterilmelidir. Hedef ha ada 280 dakikalık egzersiz olmalı ver her bir seans en az 20 dakika sürmelidir. İş adam ve kadınlarının çalışma hayatını etkileyen ve daha dinç olmalarını sağlayan besinler var mı? İş adam ve kadınlarının özellikle tüketmeleri gereken besinlerin metabolizmayı hızlandıran, buna ek olarak da stresin getirdiği doku harabiyetinden koruyan, bağışıklık sistemini güçlendiren besinler olduğunu düşünüyorum. Bu besinlere birkaç örnek vermek gerekirse; tam tahıllı besinler, yulaf ezmesi, kuinoa, somon balığı, levrek gibi yağlı balıklar, yarım yağlı süt ve ürünleri, yeşil çay, brokoli, avokado, chia tohumları, yumurta, yaban mersini, ıspanak başta olmak üzere koyu yeşil yapraklı sebzeler, çiğ badem ve ceviz.
Yrd.Doç.Dr.Ç.Tuba Günebak Beslenme ve Diyet Uzmanı Turan Güneş Bulvarı Sancak Mah. 509. Sk 2/6 Yıldız – Çankaya / Ankara +90 535 790 67 17 - +90 312 438 39 99 www.tubagunebak.com
BUSINESS
Ofis Malzemeleri
Yaratıcı Sanat Eserlerine Dönüșüyor Ofiste kullanılan malzemelerden sıradıșı tasarımların ortaya çıktığı ve tasarımcıların birbirinden yaratıcı fikirlerle olușturdukları sanat eserleri...
1
4 5
Diem Chau kuru, kurșun kalemlerden rengarenk pastel boyalardan nasıl heykel yapılacağını bize kanıtlıyor.
Anon Pairot'un tasarladığı kalemlerden sandalye. Belki ergonomik değil ama estetik görünüyor.
2
Rebecca Murtaugh'ın tüm ofisi Post-it'le kaplama fikri biraz delice gelsede eğlenceli görünüyor.
Helga Nicolas kalemleri açıp açıp tuhaf mini heykeller yapmıș. Basit görünüyor sizde deneyebilirsiniz. Kalabalık ofislerde ișiniz daha kolay gibi.
3
Renkli kalemlerle egzotik deniz yaratıkları yapabilirsiniz. İlk yapan ise Jennifer Maestre.
6
0,5 kalem ucu olan var mı? sorusuna Peter Trevelyan'dan yeni bir yaklașım.
magdergi.com.tr 103
RÖPORTAJ
“Bașarı, insanın tatmin olduğu noktadır.”
777 Organizasyon Tülay Kaya
BAŞARILI OLMAK İÇİN EN ÖNEMLİ UNSUR SÜREKLİ KENDİNİ YENİLEMEKTİR.
Uzun yıllara dayanan tecrübesi ile yola çıkarak profesyonel bir çalışma ile en özel gününüzün mükemmel sonuçlanmasını, anılarda yaşatılmasını ve konuşulacak izler bırakılmasını sağlamayı amaçlayan 777 Organizasyon kurucusu Tülay Kaya başarılarını ve şirketini anlattı.
İ
şiniz ne zaman ve nasıl kuruldu? Yıllar önce kurduğum firmada işe çiçekçilik ile başladım. Bir süre bu işi sürdürdüm. Ardından organizasyon ve menajerlik işlerinin aslında bana daha çok hitap ettiğini fark ederek bu alana yöneldim. Bu gelişim ve beş yıldızlı otellerin de katkısı ile birlikte ağırlıklı olarak düğün, nişan, kına, toplantı gibi organizasyonlar ile sektörde adımızı duyurmayı ve önemli bir yer edinmeyi başardık. İşiniz hakkında bize bilgi verebilir misiniz? 777 Organizasyon olarak işimiz; kaliteli yerlerde, kaliteli organizasyonlar yapmak ve sunmak. Düğün, kına, nişan, sünnet ve doğum günleri başta olmak üzere daha pek çok alanda organizasyon hizmeti veriyoruz.
104 magdergi.com.tr
Müşterilerimizin isteği doğrultusunda alanın süslenmesi, müzik organizasyonu, sanatçı getirilmesi, animasyon, hediyelik tasarımı gibi en ince ayrıntıya kadar hizmet verebiliyoruz. İşimizin ana fikri; müşterilerimizin özel günlerinde akıllarında herhangi bir soru işareti kalmadan, tüm işleyişi emanet edebilecekleri organizasyonlar sunmaktır. Bu hangi tür organizasyon olursa olsun düşüncemiz aynıdır. Sizin için başarı ne demek? Başarı, insanın tatmin olduğu noktadır aslında. Ben bu noktaya geldiğimi düşünüyor, işimi keyifle ve severek yapıyorum. Doğru işi yaptığınızda başarısız olma şansınızı da ortadan kaldırmış oluryorsunuz bence. Başarılı olmak için neler yapmak gerek? Başarılı olmak için en önemli unsur sürekli kendini yenilemektir. Biz de hep bu doğrultuda çalışıyoruz. Araştırıyoruz, son trendlere bakıyoruz, gerekirse
RÖPORTAJ
malzemelerimizi yeniliyoruz. Yaratıcı olmaya, kendi tasarımlarımızı yapmaya gayret ediyoruz. En önemlisi hiçbir şekilde taklit yoluna gitmiyoruz. Bununla birlikte; eksiksiz, kaliteli, güler yüzlü ve severek yapılan her iş başarıyı beraberinde otomatik olarak zaten getiriyor.
İş yaşamınızdaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler? Önceliğim, disiplin ve misafir memnuniyeti… Ardından güncel kalmak ve attığımız her adımın hep bir sonrasını hedeflemek.
Rekabet sizce neyi ifade ediyor? Rekabetin olmadığı bir ortamda monotonluk ve tek düzelik başlar. Hemen her sektör, rekabet ortamıyla birlikte kendini güncellemek zorunda kalır. Biz de kendi sektörümüzde piyasayı yakından takip edip rakiplerimizden bir adım öne geçmek için yeni yatırım ve girişimlerde bulunmaya çalışıyoruz. Rekabet kaliteyi arttırır, misafir memnuniyetini ön planda tutar diye düşünüyorum.
Yapmayı düşündüğünüz yeni işler ve girmeyi düşündüğünüz sektörler var mı? Yapmış olduğum iş hayatımın büyük bir bölümünü kaplıyor. Etkinliklerimiz fazla mesailer gerektiriyor. Bu sebeple farklı bir alana yönelebileceğim bir vaktim yok maalesef. Tüm enerjimizi işimize harcıyoruz.
İŞİMİZİN ANA FİKRİ; MÜŞTERİLERİMİZİN ÖZEL GÜNLERİNDE AKILLARINDA HERHANGİ BİR SORU İŞARETİ KALMADAN, TÜM İŞLEYİŞİ EMANET EDEBİLECEKLERİ ORGANİZASYONLAR SUNMAKTIR. İş yaşamında vizyon ve amaç belirlemenin önemi nedir? Hizmet sektöründe, servis verdiğiniz alana yönelik amaçlarınız oluyor. Her sene bir sonraki yıl daha da büyümeyi ve daha büyük işler yapmayı hedefliyoruz. Bunun yanında yaptığımız butik işlerde sıradışı olmak öncelikli vizyonlarımızdan biri.
Sosyal sorumluluk projeleriniz var mı? Doğu için projelerde aktif olarak bulunuyorum. Bizzat kendi desteklerimizi projelendiriyoruz. En büyük idealiniz nedir? En büyük idealim şu an yapmış olduğum işteki memnuniyetim ve bulunduğumuz noktayı daha ileriye taşıyabilmek. Sosyal medya konusunu ve önemini yeterince biliyor musunuz? Bu konuda çalışmalarınız var mı? Sosyal medyada aktif olarak güncel kalıyoruz. Etkili olarak kullanıldığında sosyal medya size çok güzel geri dönüşler yapıyor. Biz de bu keşfi yaparak vermiş olduğumuz önemi arttırdık. Günün stresini ve yorgunluğunu nasıl atıyorsunuz? Yoğun çalışma tempomdan dolayı günün stresini atmak için ailemin yanı en güzel yer benim için. Oğlum ve eşimle geçirdiğim vakit tüm enerjimi yeniliyor.
magdergi.com.tr 105
RÖPORTAJ
"Çocukluğumdan beri bugünün ișini yarına bırakmam."
Türker Naslı
GENÇ ARKADAŞLARA TAVSİYEM HAVAYI KOKLASINLAR, KENDİ TRENDLERİNİ YARATIP, BUNU MARKALAŞTIRSINLAR.
Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Ankara Başkanı Türker Naslı ile Başkent’e değer katacak projeleri konuştuk.
106 magdergi.com.tr
RÖPORTAJ
S
izi tanıyabilir miyiz?
1979 yılında Ankara’da doğdum. TED Ankara Koleji’nden sonra Gazi Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünden mezun oldum. New York Insitute Of Technology’de İşletme Yüksek Lisansı (MBA) eğitimi aldım. Hala grubumuzda ikinci nesil yönetici olarak görev yapıyorum. Aynı zamanda da Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) genel başkan yardımcısı ve Ankara şubesi yönetim kurulu başkanıyım. İşkolik olsam da aile yaşantıma büyük önem veririm. Bugün bulunduğum yere eşimin ve ailemin büyük desteği ve anlayışı sayesinde geldiğime inanıyorum. Genel olarak çok düzenli ve planlı bir yapıya sahibimdir. Güne erken başlarım. Sabah 06.00’da uyanırım. Mesai başlamadan önce ofiste olmaya çalışırım. Şehir dışında olmazsam farklı departmanlarla toplantım olur. Akşam genelde ofisten geç çıkarım. Çocukluktan gelen bir özellik, bugünün işini yarına bırakmam.
İşiniz ne zaman kuruldu? İşiniz hakkında bize bilgi verebilir misiniz? İlk şirketimiz 1976’da babam Orhan Naslı tarafından kurulmuş. 2000’lere kadar alt ve üst yapı taahhüdü konularında büyük ölçekli kamu yatırımlarına imza attık. Milenyumla birlikte faaliyet alanlarımızı özel sektöre hizmet verecek şekilde geliştirdik. Kamunun dışında özel sektöre de sanayi yapıları, ticaret merkezleri başta olmak üzere, nitelikli konut projeleri ve zengin yaşam çevreleri ile çeşitli müstakil yapıların yatırımcılığı ile birlikte inşaatlarını da yaptık. Tekstil, enerji, turizm ve tarım sektörlerinde faaliyet göstermeye başladık. Libya ve Rusya’da yatırımlarımız var. Birçok çok uluslu şirket ve üreticinin Kuzey Afrika distribütörlüğünü de yapmaktayız.
Yapmayı düşündüğünüz yeni işler ve girmeyi düşündüğünüz sektörler var mı? Mutlaka kendiniz ve şirketiniz için yeni hedefler belirlemeniz gerekiyor. Montaigne’nin “Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgar yardımcı olmaz” sözünü çok önemserim. Fırsatları değerlendirmek için öncelikle bir hedefinizin olması gerekiyor. Önümüzdeki süreçte enerji ve turizm yatırımlarına ağırlık vermeyi planlıyoruz. 2011 yılında Çanakkale, Ezine, Firanlı, Akçakeçili bölgesinde işletme ruhsatı alarak jeotermal enerji üretimi konusunda ilk yatırımımızı yaptık. Turizm alanındaki yatırımlarımız için de Ankara’yı seçtik. Ayaş-Beypazarı bölgesinin termal turizm tesis alanı ilan edilmesi ile bu bölgede beş yıldızlı otel, kongre merkezi, alışveriş merkezi, hastane ve devre mülk etaplarını barındıran dev bir kent projesi yatırımına başladık.
İş hayatına yeni atılmış genç girişimciler ilk etapta nasıl bir yol izlemeliler? Tavsiyeleriniz neler? Genç arkadaşlar şunu iyi bilmeli; bu işin bir okulu yok. Girişimcilik bir ruhtur ve bu ruh içinizde olmalı. Girişimci gözlemlemeli, ortamı analiz etmeli ve talep yaratan fikirlere imza atmalı. Girişimci fark yaratan, marka oluşturan, tecrübelerden yararlanmayı bilen, daima bilgiye aç ve bunları harmanlamayı bilen, başarı anahtarına sahip, girişimin kapısını açan kişidir. Genç arkadaşlara tavsiyem havayı koklasınlar, kendi trendlerini yaratıp, bunu markalaştırsınlar. Sabırlı olsunlar, her zaman kısa zamanda sonuç alınamayacağını bilsinler, fikirlerine ve gençliklerinin verdiği dinamizme güvensinler.
Üye olduğunuz dernekler vakıflar var mı? İş dünyasında aktif olarak rol oynayanlar sadece işleri ile ilgilenmemeli. Çağımız sivil toplum kuruluşlarının çağı. Özellikle iş dünyasının aktörleri-
nin kurduğu STK’lar her şeyi devletten bekleyen zihniyetleri değiştirmiş, taşın altına elini koyan yapıları ile ülkelerinin ileri gitmesinde rol üstlenmişlerdir. Çok Sayıda STK’ya üye olmakla birlikte ağırlığı doğal olarak yönetim kurulu başkanlığını yaptığım TÜGİAD Ankara Şubesi’ne veriyorum. Ankara için çalışıp, projeler üretiyoruz. Ankara’nın turizmden yeterli pay alamadığını düşünüyoruz. Beypazarı’nın başardığını niçin diğer ilçeler ile merkez yapmasın diyoruz. Ankara’da Genç Liderler Zirvesi düzenleyerek, Türkiye’nin başarılı iş adamlarının öykülerini genç girişimcilerle paylaşmalarını sağlayacağız. Üniversite gençliği ile somut projelerle iç içe olacağız. Siyaset, iş, sanat, spor dünyasından önemli konukları ağırlayarak Başkent’te gündem belirleyen STK olacağız. Bu dönemde yurt dışı faaliyetlere ağırlık vereceğiz. Sıkça resmi iş gezileri, fuar ziyaretleri düzenlenecek. Üyelerin birbirleriyle iş yapmalarını sağlayacak projeler üreteceğiz.
Katı prensipleriniz var mı? Asla ve asla dedikleriniz? Bana bir kişi gelip de “bu iş olmuyor” dediğinde çok enteresan bir şekilde, o olmayan işi yapmayı denemek için içimde bir heyecan oluşur ve mutlaka yapmaya çalışırım. Neticede eğer yapabilirsem, tahmin edersiniz ki tepkim çok farklı olur. Bu yüzden tanıdığım herkese “bana asla ve asla bu iş olmuyor demeyin, bana bu iş olmaz ve olamaz deyin, bunu demeden önce de yapmak için her yolu denemiş olduğunuzdan emin olun ki; ben deneyip de yaparsam başınız ağrımasın” derim.
Günün stresini ve yorgunluğunu nasıl atıyorsunuz? Söylediğim gibi ofisten genelde geç çıkarım ve bugünün işini yarına bırakmamaya özen gösteririm. Mümkün olduğunca evin kapısından girdikten sonra hiç iş ile ilgili bir eylemde bulunmamaya çalışırım. Hatta elimde olsa cep telefonumu dahi kapatırım ama bu pek mümkün olmuyor. Gerçi eşime sorsanız buna büyük bir kahkaha atar. Çünkü evimizde en büyük alanlardan birisi de benim çalışma odam. Yine de evin bahçesine girdikten sonra günün bütün stresini ardımda bırakıyorum diyebilirim. Dünyada paradan da, başarıdan da, kariyerden de daha önemli olan şey “aile”dir.
Seyahat etmeyi seviyor musunuz? Seyahatinizde nerelere gitmeyi tercih ediyorsunuz? Seyahat etmeyi çok severim. Ama ne yazık ki bu tatil amaçlı seyahat edecek vaktim olmuyor. Tatil kavramı zaten bende pek de oturmamıştır. Azami dördüncü gün işle uğraşmaya başlarım. İş seyahatlerinde muhakkak kendime vakit ayırmaya çalışıyorum. Özellikle metropolleri gezmeyi çok severim. Sanırım modern yapılar ve hayat şekilleri dikkatimi çekiyor. İş için veya herhangi bir maksatla gittiğim şehirlerin mutlaka caddelerini yürürüm ve bir sokak kafesinde vakit geçirir insanları izlerim. Bir bakıma “kültür turizmini” seviyorum diyebiliriz. Ama özellikle yaşam kültürleri...
Hobileriniz neler? Vazgeçemediğiniz alışkanlıklarınız var mı? Hobi denebilir mi bilmiyorum ama yapmaktan keyif aldığım şey teknolojik ürünleri takip etmek ve tecrübe etmeye çalışmaktır. Tamamen yenilikçi bir insanım. Ama eski ürünleri de hiç atamam. Mutlaka evin bir köşesinde dururlar. Ayrıca çok zevkle oluşturduğum bir kalem koleksiyonum var. Her çıktığım seyahatten mutlaka bir kalemle dönerim. Bu kalemin ucuz veya pahalı olması, tanınmış bir marka olması kesinlikle fark etmiyor. Tasarım olan her kalemi koleksiyonuma katmaya çalışıyorum. Özellikle limitli sayıda üretilmiş ürünleri topluyorum. Bunu bilen arkadaşlarım da sağ olsunlar bana destek oluyorlar. magdergi.com.tr 107
RÖPORTAJ
“%1 bașarı ile %99 bașarı arasında fark yoktur.”
Volkan Ateş
Koluman Ankara Genel Müdürü Volkan Ateş ile tırmandığı başarı basamaklarını ve işini konuştuk.
S
izi tanıyabilir miyiz?
18 Mart 1975 Ankara doğumluyum. Üniversite eğitimime kadar Ankara’da yaşadım. 2001 yılında Gaziantep Üniversitesi Makina Mühendisliği Bölümü’nü bitirdim, aynı yıl Almanya Offenburg Üniversitesi’nde Automotive Mühendisliği Yüksek Lisans Eğitimi’ne başladım. Yüksek lisans tezimi Mercedes - Benz şirketinin merkezi olan (Daimler AG) Stuttgart’ta Binek Araçlar Motor Araştırma Bölümü’nde yazdım. Tez bitiminde aynı bölümde önce bir yıllık geçici sözleşmeli mühendis olarak işe başladım. Bu bir yılın sonunda süresiz mühendis sözleşmesi ile çalışmak isteyip istemediğim soruldu ve böylelikle bugüne uzanan Mercedes-Benz hayatım başlamış oldu.. O zamanlar mutlaka bir gün Türkiye’ye geri döneceğimi planlayarak, Türkiye’de Mercedes-Benz Kamyon Fabrikası’nın da etkisiyle 2005 yılında Binek Araçlar Araştırma Bölümü’nden, Kamyon Geliştirme Bölümüne geçtim. Dört yıl süresince kamyon geliştirme de mühendis olarak çalıştıktan sonra 2009 yılında Mercedes-Benz Türk Aksaray Kamyon Fabrikası’nda, kamyon test mühendisi olarak görev aldım. Böylelikle Türkiye’ye dönüş yaptığımı düşünürken, iki ay sonra Mercedes Türk şirketinin mühendisi olarak Almanya Mercedes-Benz Wörth Fabrikası’na gönderildim. Görev tanımım, Türkiye’de üretilmiş kamyonların, Türk mühendisi ve Türk test şoförleri ile Wörth şehrindeki Avrupa’nın en
108 magdergi.com.tr
büyük ve modern Test Merkezinde (EVZ) ekibim ile beraber Alman standartlarına bağlı kalarak kamyonları çok zor test şartlarında denemek ve tüm parçalarının davranışlarını inceleyerek Türkiye’deki geliştirme bölümüne bildirmekti. Mayıs 2011 yılına kadar süren bu görevimin ardından aynı yıl Koluman Holding Şirketler Grubu’nun bir kolu olan Mersin ilinin Tarsus ilçesindeki Koluman Otomotive Endüstri A.Ş’de (ağır vasıta üstyapı fabrikası) satış müdürü olarak göreve başladım ve ardından dört ay sonra fabrika müdürü görevine getirildim. Bu görevimin ardından, Nisan 2013 tarihinde holdingin diğer bir iş kolu olan bayililerine, Koluman Ankara genel müdürü olarak atandım. Şu an hala bu görevi yürütüyorum..
İşiniz hakkında bize bilgi verebilir misiniz?
Koluman Holding Şirketler Grubu’nun iş kollarından birisi olan MercedesBenz araçlarının satış ve servis hizmetlerinin gerçekleştirildiği bayilerden şu an için İstanbul, Ankara, Gaziantep ve Tarsus olmak üzere dört bölge sağlamakta. Mercedes Benz Koluman Ankara Müdürlüğü olarak görevimiz; Mercedes-Benz marka otobüs, kamyon, hafif ticari ve binek araçların ilaveten kendi markamız olan Koluman tanker, damper ve dorse olmak üzere üst yapıların sıfır ve ikinci ellerinin tüm Türkiye'ye satışlarının ve teknik servislerimiz ile de araçların bakım ve onarım hizmetlerinin sağlanması.
RÖPORTAJ
Bunu yaparken, her yılın başında Mercedes-Benz Türk ile yaptığımız mutabakata bağlı kalarak araç satış adetlerimizin sağlanması ve yeni müşterilerin bulunması, bunun yanı sıra servis bölümünde de gene yıl başlarında belirlenen yedek parça cirolarının tutturulması, servislerimize bakım-onarım için giren araç sayısının arttırılması en genel olarak görev tanımımız olarak söylenebilir. Bu görevi Mali ve İdari İşler Müdürümüz Murat Kılıç ve Satış Sonrası Hizmetler Müdürümüz İlteriş Zirek olmak üzere iki genel müdür yardımcısı ve sekiz bölüm müdürü arkadaşıma bağlı personelimizle birlikte gerçekleştirmekteyiz.
Sizin için başarı ne demek?
Başarıyı yaşadığım bir anıyla açıklamak isterim. Almanya’da yüksek lisans eğitimim sırasında derslerden birisi için dönem sonunda tez vermemiz gerekiyordu. Altı ay boyunca oldukça zorlanarak yaklaşık olarak yüz elli sayfalık tüm açıklamaların ve hesaplamaların olduğu, hemen hemen istenen tüm cevapların bulunduğu bir tez hazırladım. Diğer tara an öğrenim gördüğüm bölümde Amit isimli Hindistanlı bir öğrenci vardı. Amit, yeni geldiğimiz Almanya’nın sadece sosyal hayatı ile ilgilenen okulla ilgisi az olan bir öğrenciydi. Dönem sonunda profesörün önünde ikişerli gruplar halinde sunumlarımızı yapmamız gerekiyordu ve tesadü ür ki asılan listede tezi beraber sunacağım kişinin isminin Amit olduğunu öğrendim.Sunum için profesörün odasına çağrıldık. Amit’in elinde ilk sayfası kapak ve iki sayfası isim soy-isim olan toplam sadece on sayfalık bir tez vardı. Profesör daha önce teslim ettiğimiz ve zaten incelediği her iki tezi de hatırlama amaçlı sayfalarını hızlı bir şekilde çevirdi ve iki tezi de bizlere doğru masanın üstüne atarak ”her ikinizde kaldınız” dedi. Amit’in kalmasının son derece doğal olduğunu, ancak benim kalmamın imkansız olduğunu düşünerek o zamanki Almanca profesöre fazlasıyla çıkışarak bu tez için ne kadar uğraştığımı sonuçlarımın hemen hemen doğru olduğunu benim kalmamın haksızlık olduğunu anlatmaya çalıştım. Sinirimin ve cümlemin bitmesini tüm sakinliği ile bekleyen profesör, amacına ulaştığını ve “o anın geldiğine” inandığını ifade eden bir tavırla: “Seneye buradan mezun olacaksınız, yıllar sonra belki de burada öğrendiğiniz birçok formülü hatırlamayacaksınız. Ancak size öğretmek istediğimiz en önemli şeyi artık unutmayacağını ümit ediyorum. Tezini inceledim, gerçekten çaba sarf etmişsin, buna çok memnun oldum, birçok şeyi öğrendiğinden de eminim ancak sonuç değerlerin tam değil; dolayısıyla kaldın. Çünkü Almanya’da %1 başarı ile %99 başarı arasında fark yoktur. Başarılı olabilmen için sadece %100 doğru sonuca ulaşman gerekir’’ demişti. Şimdi ne kadar başarabiliyorum bilmiyorum. Ama imkanlar doğrultusunda kendimden ve personelimden beklediğim de sadece %100 başarı.
Başarılı olmak için neler yapmak gerek?
İhtiyaç olduğunda kolaylıkla hatırlarım ya da yaparım dediğimiz konuları düzenli olarak şahsen uygulamalı olarak tekrar etmeliyiz. Tekrar etmek daha sonra hızlı karar alabilmeme, sunulan ya da sunacağım konuyu en doğru şekilde değerlendirebilmeme ve böylelikle de en sağlıklı kararı alabilmemi sağlamakta. Bu konuyla ilgili yine Almanların çok sık kullandığı bir söz vardır, “Übung macht Meister”. Anlamı; “uygulama ve tekrar insanı usta yapar.”
İş yaşamınızdaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler?
İlkerlerimin başında sürdürülebilir başarı gelmektedir ve bunun için de en önemlisi her daim dürüst olmaktır. İş hayatında “dürüst olmak” çok bilinen bir cümledir ve her bu soru sorulduğunda verilen kolay bir cevap vardır. Çünkü ölçümlenmesinin zor olduğuna inanılan ancak olunmaması durumunda da en kısa sürede yaptırımları çok ağır geri dönen bir kavram.
En büyük idealiniz nedir?
İdealler, hayatın karşınıza ne çıkarttığı ile ilgilidir bence. Yıllar önce mühendis olarak çalışırken pilot olabilmekti en büyük idealim. Bunun
için Stuttgart’ta özel bir okula kayıt bile yaptırdım ancak bir ay sonra işin tam da bana göre olmadığı hissiyatı ile bu düşünceden vazgeçtim. Hissiyat diyorum, bunu o kısa sürede fark etmiş olamazdım. Dolayısı ile şu anki idealim, eğitim hayatımdan sonra başka hiçbir marka ve sektörde çalışmadığım Mercedes-Benz çatısı altında kalarak, şu an çalışmakta olduğum şirketin yönetim kurulunda görev alabilmek denebilir. Ancak dediğim gibi, özel sektörün ve profesyonel iş hayatının neler getireceğini, diğer tara an da fikirlerimizin değişmeyeceğini bilemeyiz elbette.
Katı prensipleriniz var mı? Asla ve asla dedikleriniz?
Tabii ki var. Etik değerleri koruyabilen, ast-üst kavramını tüm benliği ile benimsemiş ve sonucunda zarar göreceğini bilse bile olanı olduğu gibi anlatabilme özgüvenine sahip bir ekiple çalışma isteğim, asla ve asla dediklerimdendir.
İş hayatına yeni atılmış genç girişimciler ilk etapta nasıl bir yol izlemeliler?
İş hayatına kendi işini kurarak girmiş birisi değilim. Ancak üst düzey yönetici olarak iş hayatına yeni atılmış, büyük ve kurumsal şirketlerde çalışmak ve yönetici olmak isteyen adaylara tavsiyelerim olabilir. Öncelikli olarak sabırlı olmalılar ve “şansın sadece hazırlıklılara” güldüğünü asla unutmamalılar. Yapacakları işte sadece söyleneni yapmaktan ziyade kendilerinin de az-çok, büyük-küçük demeden fikir üretebilmeleri gerekmekte. Dürüst olmaları gerektiği ise zaten olmazsa olmaz bir kural. Ayrıca bir çalışan olarak kendilerine verilen görevi sanki o şirketin patronu gibi sahiplenerek, işi kendi girişimleri ile sıfırdan o hale getirmişçesine benimseyerek yapmaları gerekmekte. Bu şekilde çalışırlarsa bir gün mutlaka ama mutlaka o şans kendilerine gülecektir. Unutmamalılar ki hangi görevde olurlarsa olsunlar, her patronun malını ve işini emanet edebileceğine inandığı, donanımlı ve güvenebileceği personellere ve yöneticilere ihtiyaçları vardır.
Günün stresini ve yorgunluğunu nasıl atıyorsunuz?
Kahve dükkanlarında 1 saat kahve içerek ve hiçbirşey düşünmeden zaman geçiriyorum.
Seyahat etmeyi seviyor musunuz? Seyahatinizde nerelere gitmeyi tercih ediyorsunuz?
Seyahat etmeyi çok seviyorum. Yirmi beş yaşımdan itibaren eğitim hayatım süresince de sürekli yurt dışı seyahatlerim, daha doğrusu gezilerim oluyordu. Özellikle yeni mezun bir mühendis olarak Mercedes-Benz Şirketi’nin test araçlarını personeline kullandırma imkanlarından belki de en çok yararlanan birisi oldum. İki yıl süresince uygun zamanlarda genel olarakda ha a sonlarında birçok kişinin tercih ettiği ülkelerin başkentlerini görme şansım oldu, ayrıca Luxemburg ya da Belçika gibi seyahat için belki de en son akla gelecek ülkeleri dahi gezme imkanı buldum. Şu an ise seyahat etme fikri, sevip sevmemekten öte işim gereği sık ve zevkle yaptığım bir zorunluluk haline dönüştü.
Hobileriniz neler? Vazgeçemediğiniz alışkanlıklarınız var mı? Vazgeçemediğim bir alışkanlık olarak değil; ancak hobi olarak motosiklet kullanmayı seviyorum. Motor hacmi güçlü ve oldukça konforlu bir motorum var. Diğer tara an düzenli olarak yaptığım aktivite uyumadan önce birkaç sayfalık kitap okuma ya da aksiyon filmleri izlemek ve de ha a sonları Ankara’ya yakın çevre illerdeki dostlarımla beraber zaman geçirmek diğer hobilerim arasındadır. Ayrıca boş zamanlarımda grupların yönetimi ve beyin mekaniği konularında kitaplar okumakta hoşuma gider. Sabah vaktini çok severim. Özellikle cumartesi sabahını dolu dolu yaşamak vazgeçemeyeceğim alışkanlıklarımdandır. Şehrin merkezindeki bir kafede kahvaltı yapmaktan ya da sadece gazete okuyarak kahvemi yudumlamaktan büyük zevk alırım. magdergi.com.tr 109
RÖPORTAJ
“Farkı Fark Edenlere Müjde”
Zafer Hacıosmanoğlu
KOYDUĞUM HER HEDEFİ, BİR SONRAKİ HEDEFE GİDEN BİR BASAMAK OLARAK GÖRÜYORUM.
Bir aile kuruluşu olan Hacıosmanoğlu Gıda, İnşaat Sanayi Ltd. Şti, unlu mamüller ve ekmek imalatına girmiş, saygın ve büyük bir kuruluş olmanın temellerini atarak Liva markasını kuran ailenin ikinci kuşak temsilcisi Zafer Hacıosmanoğlu ile başarı öyküsünü konuştuk.
110 magdergi.com.tr
RÖPORTAJ
S
izi kısaca tanıyabilir miyiz? 1960 Rize Ardeşen doğumluyum. Yaklaşık otuz beş senedir Ankara’da yaşıyorum. LPG bayiliği ve ekmekçilikten sonra “Liva” markası adı altında yirmi yıldır pastane ve restoran işindeyim. Yirmi altı yıllık evliyim ve iki çocuğum var.
İşiniz ne zaman ve nasıl kuruldu? 16 Ekim 1993 yılında dört kardeş tarafından “Farkı Fark Edenlere Müjde” sloganıyla, Aşağı Ayrancı’da kuruldu. Kurulduğu ilk gün, fırın olarak hizmet veren Liva, pastacılığın önünün daha açık olduğunu düşünmesi ve gelen müşteri talepleri doğrultusunda ikinci günden itibaren artık bir pastanedeydi. İşiniz hakkında bize bilgi verebilir misiniz? İşimiz dışarıdan pastane ve restorancılık olarak gözükse de biz aslında kapsamlı bir üretim tesisiyiz. Pastanemizde satılan tüm pastacılık ürünleri, krem şanti, dondurma, börek ve baklavayı kendimiz üretiyoruz. Bununla beraber çikolatayı Ghana’da ithal ettiğimiz kakao yağı ve kitlesi ile çekirdeğinden imal eden Ankara’daki tek firmayız. Sizin için başarı ne demek? Başarı, koyduğun hedefi yakalamaktır. Ben koyduğum her hedefi, bir sonraki hedefe giden bir basamak olarak görüyorum. Şimdiye kadar çok basamak çıktım. Fakat önümde çıkmam gereken bir o kadar daha basamak var.
REKABET, BAŞARIYA GİDEN BİR KAMÇIDIR. Başarılı olmak için neler yapmak gerek? Önce yenilikçi olmak gerekir. Sektörle ilgili dünyada olan bitenden haberdar olmak ve daha sonra savaşmak, sabretmek ve pes etmemek gerekir. Üye olduğunuz dernekler vakıflar var mı? ATO meclis üyesiyim ve Reklam, Marka ve Pazar Geliştirme Özel İhtisas Komisyon Başkanıyım. Rekabet sizce neyi ifade ediyor? Başarıya giden bir kamçıdır. Kazanma yolunda doping etkisi yapan araç aslında rekabettir. İş yaşamınızdaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler? Yenilikçilik, dürüstlük, çok sevdiğim Ankara’ya farklılık kazandırmak, Liva’yı büyütmek. İş yaşamında vizyon ve amaç belirlemenin önemi nedir? Vizyon ve amacın belli olursa, rotan belli olur. Gideceğin yol, seçeceğin limanlar belli olur, kaybolmaz ve boğulmazsın. Sosyal sorumluluk projeleriniz var mı? LÖSEV ve SERVÇEV’in yıllardır sponsorlarındanız. Bunun dışında Ankara’nın ücra köylerine pasta götürerek “her çocuk pasta yesin” isimli ufak ve kendi çapında bir projemiz vardı. Bunun dışında belli aralıklarla hayvan barınaklarına da yiyecek yardımı yapıyoruz. En büyük idealiniz nedir? Çikolata ve pastada ülkeme bir dünya markası kazandırmak. Gelecekte kendinizi ve firmanızı görmek istediğiniz yer, durum nedir? Sırf benim ürünlerim için yabancı müşterilerin Ankara’ya gelmesi.
SPOR EN İYİ STRES ATMA ARACIM. Sizce gelecek hangi sektörde? Öncelikle bizim sektörümüzün geleceği çok açık. Dünyadaki teknolojik gelişmeleri takip edebilirsek, gıda sektörü diyebilirim. Özellikle de donuk ürünler. Sosyal medya konusunu ve önemini yeterince biliyor musunuz? Bu konuda çalışmalarınız var mı? Bildiğimi düşünüyorum. Sosyal medya yönetimi için ayrı bir ajansla çalışıyoruz. İş hayatına yeni atılmış genç girişimcilere tavsiyeleriniz neler? Cesur olsunlar, yenilikleri takip etsinler. Kaybedecekleri çok az şey varken risk alsınlar. Günün stresini ve yorgunluğunu nasıl atıyorsunuz? Spor en iyi stres atma aracım diyebilirim. Seyahat etmeyi seviyor musunuz? Seyahatinizde nerelere gitmeyi tercih ediyorsunuz Seyahat etmeyi çok seviyorum. Sektörüm ve işimle ilgili farklı bir şeyler görebileceğim yerler öncelikli tercihim. Hobileriniz ve vazgeçemediğiniz alışkanlıklarınız nelerdir? Maç ve yeni yemekler tatma tutkunuyum. Bunun yanında doğa yürüyüşleri, avcılık ve atmaca. magdergi.com.tr 111
Üsküp cad. Nilgün sok. No:14/11 Çankaya Ankara 0 312 427 5054 biz@obiziz.com
magdergi.com.tr 33