MAG Kasım 2015

Page 1

KASIM 2015 - YIL 12 - SAYI 121 - 15 TL

VENEDİK

ÖZEL DOSYA

BİENALİ’NDEN

KARELER

YILDIZLAR

AYȘE KUCUROĞLU’NA

NELER DIYOR?

İȘTAH KABARTAN

GURME LEZZETLER

MURAT AYTULUM: MODAYA BAKIS

Gül Gölge Saygı ve TERCİHLERİ

ESRA İNCEEFE’NİN

DERİ TUTKUSU

Arda Türkmen Cüneyt Asan Ayșe Kızılöz Gülden Büyükuçak Gökçe Özcan

KÜÇÜK PRENS BEYAZ PERDEYE YAKIȘTI

magdergi.com.tr 385


386 magdergi.com.tr



2 magdergi.com.tr


magdergi.com.tr 3


ONLINE SHOP www.tuzun.com.tr



2015 - 2016 Backstage

6 magdergi.com.tr


58 yıllık deneyimi ile başkentin vazgeçilmezi PARİS KUAFÖR, 2015-2016 saç ve makyaj modasına yön vermeye devam ediyor... Gerçekleştirilen özel çekim ışıltısı ile herkese ilham veriyor.

magdergi.com.tr 7





KOLEKSİYONUYLA

Ayla Bakkal tasarımlı yepyeni koleksiyonuyla bu sezonda sizlerle… Büyük Beden Seçenekleriyle de Hizmetinizde Karum İş Merkezi Kat:1 No:233 - (Büyük Beden) No: 472 Telefon : +90 (312)428 60 85


C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K








ANSE MDM B Blok Zemin Kat No:9 Eskişehir Yolu Mesa Koru Kavşağı Çayyolu/ANKARA Tel: +90 312 227 82 10/3 Fax: +90 312 227 82 15 www.natuzzi.com


20 magdergi.com.tr


magdergi.com.tr 21






26 magdergi.com.tr


magdergi.com.tr 27








34 magdergi.com.tr


Konu Gayrimenkul İse... www.evrenbarutcu.com

BAŞKENT

EVREN BARUTÇU

Broker / Owner

Çankaya Caddesi 21/8 - 0312 436 0 100 magdergi.com.tr 35


TUNUS CAD. NO:26 KAVAKLIDERE ÇANKAYA/ ANKARA

MUTLUKENT MAH. ANGORA CAD. VADİKENT 90 SİTESİ

20 NOLU BAĞIMSIZ BÖLÜM POLATLI 2 CAD. 25/B MAREŞAL ÇAKMAK

KÜKÜRTLÜ MAH. KÜKÜRTLÜ CAD. NO:90 OSMANGAZİ/BURSA

ARABACI ALANI MAH. M. AKİF ERSOY BULV. NO:320/D


TUNUS CAD. NO:26 KAVAKLIDERE ÇANKAYA/ ANKARA 0(312) 417 43 99

MUTLUKENT MAH. ANGORA CAD. VADİKENT 90 SİTESİ NO:158 BEYSUKENT ÇANKAYA/ANKARA TEL:0(312) 236 46 59

20 NOLU BAĞIMSIZ BÖLÜM POLATLI 2 CAD. 25/B MAREŞAL ÇAKMAK SİNCAN/ANKARA TEL:0(312) 270 00 63

KÜKÜRTLÜ MAH. KÜKÜRTLÜ CAD. NO:90 OSMANGAZİ/BURSA TEL:0(224) 234 10 22

ARABACI ALANI MAH. M. AKİF ERSOY BULV. NO:320/D SERDİVAN/SAKARYA TEL:0(264) 211 19 46



ti e m iz H r o p S l e n o y s fe ro A.Ş.K. Çocuklara da P Sunuyor....

yılda 2 kez uygulanacak antropometrik ölçüm ve performans testleri A.Ş.K. bünyesinde 20 FA RKL ŞIN TA I MAM INI KAPS AYAN ÇOK Y ÖNLÜ EĞİTİ M BRAN

5000 m2 lik

spor alanlarında

20alında

d Spor im Eğit


editör Kasım 2015 Yıl: 12 Sayı: 121 Fiyat: 15 TL

Aşk Dolu Bir Ay

Beril Çavuşoğlu

berilcavusoglu@magdergi.com.tr

K

MAG Medya Ltd. Şti. Adına İmtiyaz Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü Can Çavuşoğlu Genel Yayın Yönetmeni Beril Çavuşoğlu Genel Koordinatör Uğur Özer Görsel Yayın Yönetmeni Osman Selçuk Güngör Yayın Yönetmeni Tuğçe Uzun Kreatif Direktör Seda Çavuşoğlu Grafik Tasarım Sevgi Pınar Özen Haber ve Foto Muhabiri Derin Gökçe İstanbul Temsilcisi Ersin Al

asım ayının “aşk” çağrışımı yıllardır değişmeden devam ediyor... Böyle romantik havaya sahip bir ayda bizler de aşk ile yapılan her şeyi sayfalarımıza taşıdık... En samimi röportajları, İstanbul ve Ankara’dan eğlenceli davetleri, renkli açılışları, moda tutkusunu yansıtan çekimleri, yemek aşkını içeren özel gurme dosyamızı sizlerle buluşturuyoruz...

Bu ayki kapak konuğumuz; güzelliği, mütevazılığı ve zarafetiyle hepimizin yakından tanıdığı, her zaman ses getiren projelere imza atan başarılı iş kadını Esra Oflaz Güvenkaya... Kendisi ile gerçekleştirdiğimiz sıcacık röportajımızı; Oflaz Medya Grubu tarafından beyaz perdeye taşınan edebiyat tarihinin ikonik kitabı Küçük Prens’i, yeni projelerini ve özel hayatını konuştuğumuz sıcacık sohbetimizi MAG Özel sayflarımıza taşıdık... Örnek alınması gereken başarı grafiği ve motive edici cümleleri hepimizi hedeflerimize ulaşmaya teşvik ediyor... Akfen Holding’in desteği ile Türkiye İnsan Kaynakları Vakfı’nın temsilinde, The Duke of Edinburgh’s International Award-Türkiye Ulusal Otoritesi tarafından yürütülen “Edinburgh Dükü Uluslararası Gençlik Ödülü Programı” için düzenlenen ve benim de katılma şansı bulduğum muhteşem gala yemeğinden eşsiz görüntüleri sizlere sunuyoruz... Farklı tasarım felsefesiyle anılarımızı biriktirmemizi sağlayan, aldığımız her parçada gezdiğimiz bir yeri, günün anlam ve önemini, yaşadığımız her anı ölümsüzleştiren ve bunları üzerimizde taşımamıza fırsat veren Pandora’nın birbirinden özel, lüks ve ışıl ışıl parçaları MAG PR tarafından gerçekleştirilen Next Level Alışveriş Merkezi’ndeki mağaza açılışıyla mücevher tutkunlarıyla buluştu... Monica Molina

Esra Oflaz Güvenkaya

Gökçe Özcan

İletişim Direktörü Dilara Ertürk Elçin Cömert Sosyal Medya Obiziz Yazarlar Aret Vartanyan Aylin Yıldız Cenk Erdem İlker Duruoğlu Neşet Güne Oburcan Özgür Aksuna Sinem Yıldırım Tuğçe İnal Reklam Müdürü Esra Demir Toral Reklam ve Halkla İlişkiler Feray Şahingöz Gül Avcı Hilal Başarır Öztürk Simge Ünlü Çetin Katkıda Bulunanlar Coşkun Turgut İremsu Önen Yavuz Solmaz Esen Sarı Naile Sıla Elmas Mali İşler Koordinatörü Tarık Değer Yayın Hukuk Danışmanı Ahmet Münir Yaşar Korcan Dericioğlu Türü Bölgesel Süreli Yayın MAG isim ve yayın hakkı MAG Medya Ltd. Şti.’ne aittir. Dergide yayınlanan yazı ve fotoğrafların tüm hakkı MAG’a aittir. İzin alınmadan kullanılamaz. Yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. İdare Merkezi

Kaptanpaşa Sokak No: 33-B G.O.P. ANKARA Tel: 312 428 0 444 Talatpaşa Caddesi Telsizler Mahallesi Nef 163 No:370 Kağıthane/İSTANBUL Tel: 212 309 45 26 Dağıtım

Dünya Süper Dağıtım Baskı

DUMAT OFSET

Bahçekapı Mah. 2477. Sokak No: 6 Şaşmaz / ANKARA Tel: 312 278 82 00 (pbx) Basım Tarihi

30.10.2015 www.magdergi.com.tr facebook.com/magonline twitter.com/magdergi instagram.com/magdergi bilgi@magdergi.com.tr

MAG’a abone olmak çok kolay... Telefon ile

0.312 428 04 44

İnternet ile

abone.magdergi.com.tr

YENİDEN KULLANIN GERİ DÖNÜŞTÜRÜN!

40 magdergi.com.tr

Eski dergi, katalog ve gazetelerin geri dönüştürülmesi çevreye yapılabilecek en kolay katkıdır. Ağaç kesimlerini azaltmak üzere MAG Medya, okuyucularını kendi yakın çevrelerinde de geri dönüşümü teşvik etmeye çağırıyor.


Yeni BMW X1

www.borusanoto.com

Sheer Driving Pleasure

HADİ X BİR YERE GİDELİM. YENİ BMW X1. BMW X ailesinin en aktif üyesi Yeni BMW X1 tamamen yenilenen gövde yapısı ve çok yönlü tasarımı ile sizi bekliyor. Yeni BMW X1 ile gitmediğiniz yerleri keşfedecek, yeni heyecanlar yaşayacak ve her an yeni fikirlere açık olacaksınız. Yeni BMW X1 şimdi Borusan Oto Balgat’ta.

Borusan Oto

Borusan Otomotiv Yetkili Satıcısı ve Yetkili Servisi

Borusan Oto Balgat Borusan Otomotiv Yetkili Satıcısı ve Yetkili Servisi Mevlana Bulvarı (Konya Yolu) No: 181/A Balgat - Ankara (0312) 253 33 33


editör

Arda Türkmen

Cüneyt Asan

Gurme

Enerjiyi, aşkı ve sonsuz sevgiyi bizlerle paylaşan markanın şık açılışından en özel kareleri sayfalarımıza taşıyoruz... Bu aya özel hazırladığımız gurme içeriğimizle damaklarınızda lezzetli tatlar bırakıyoruz... Lezzet yolculuğumuzda; İstanbul’a ayrı bir tat kazandıran restoranların sahibi ve yemek programlarının sevilen yüzü, sıra dışı tariflerin mucidi sempatik şef Arda Türkmen ve Türkiye’nin ilk ve tek dört konseptli et restoranı olan Günaydın Restoranları’nın sahibi Cüneyt Asan gibi tanınmış isimlerle sohbetlerimizi, usta şeflerimizden farklı tarifleri, keyifli mekan önerileri ile yeme içmeye dair yazıları bulabileceksiniz... Başkent’in spor anlayışına yenilikler getiren, Zeynep Karakaya ve Selin Neziroğlu kardeşlerinin sahibi olduğu Taps Academy, MAG PR tarafından gerçekleştirilen keyifli bir etkinlikle açıldı... Ankara sosyal yaşamının spor sever isimlerinin katıldığı açılıştan özel görüntülerimize göz atın... Yine MAG PR ekibi tarafından düzenlenen Kuğulu Optik’in üçüncü şubesini açtığı Armada Alışveriş Merkezi’ndeki organizasyonunda farklı tasarımlar ve sıra dışı modeller moda severlerle buluştu... Sahipleri Oktay Acar ve Ebru Koçak’ın yeni mağazalarının mutluluğunu hep birlikte paylaşıyoruz... İradesiyle yepyeni bir forma ulaşan Başkent’in başarılı iş kadınlarından Cumba Selection’ın sahibi Gökçe Özcan ile Next Level Alışveriş Merkezi’nde keyifli bir çekim gerçekleştirdik... Kış mevsimini ve kışa dair tüm kıyafetlerle aksesuarları çok seviyor... Bu sevgi tarzına da yansıyor ve bizlere görsel şölen sunuyor... Yazarımız Aylin Yıldız, cemiyet hayatının tanınmış ismi Ayşe Kucuroğlu’nun astrolojik haritasını analiz ediyor... Bakalım yıldızlar Ayşe Kucuroğlu’na neler söylüyor? Karaoke geceleriyle bizlerle buluşan Deligan’s ile çay saatlerini eşsiz tatlı büfesiyle taçlandıran Harvey Nichols MAG Lounge, Next Level Alışveriş Merkezi Podyum’da yeniliklerine hız kesmeden devam ediyor... Her geçen gün yeni bir organizasyona imza atan restoranlar Ankara’nın trend mekanları arasında en üst sıralardaki yerini alıyor... Tanınmış isimlerin müdavimi olduğu bu restoranlardan en coşkulu kareleri sizlerle paylaşıyor, sizleri de günün her saatinde bu zevki yaşamaya davet ediyoruz... Kasım ayının romantik havası, hepimize aşk, enerji, mutluluk ve bol kazanç getirsin... Çoook Sevgiler...

42 magdergi.com.tr


CLÉ DE CARTIER New Collection

Next level - Ankara - 0312 286 80 37


132 70

156 52

188

MAGözel

210

MAGmoda

MAGdavet

250

MAGgurme

132

MAGröportaj

342

MAGröportaj

156

MAGmoda

404

MAGastroloji

70

MAG

82

44 magdergi.com.tr

188

MAGdavet

“Edinburgh Dükü Uluslararası Gençlik Ödülü Programı” gala yemeğinden göz kamaştıran kareler...

MAGröportaj

Cemiyet hayatının güzel ismi Gül Gölge Saygı’nın tercihleri...

Ankara’da Next Level Alışveriş Merkezi’nde mağazasını açan ünlü mücevher markası Pandora’nın şık açılışından özel görüntüler...

Ünlü modacı Murat Aytulum ile modaya dair keyifli bir röportaj....

Keyifli bir moda çekimi gerçekleştirdiğimiz Esra İnceefe’den şık deri tasarımlar...

Zarafeti, mütevazılığı ve başarılı isim Esra Oflaz Güvenkaya ile gerçekleştirdiğimiz sıcacık röportaj...

Cumba Selection’ın sahibi Gökçe Özcan ile Next Level Alışveriş Merkezi’nde geçirdiğimiz alışveriş günü...

Dopdolu içeriğiyle özel dosyamızdan iştah kabartan görüntüler...

Başarılı aşk şarkılarına imza atan Monica Molina ile yazarımız Cenk Erdem’in yaptığı müziğe dair röportajdan kesitler...

Cemiyet hayatının güzel ismi Ayşe Kucuroğlu’nun doğum haritası...



46 magdergi.com.tr



style

Asaletin Şıklığı Tarzınız spor da olsa, șık da olsa siyahın asaleti ve kırmızının cazibesi girdiğiniz her ortamda dikkatlerin üzerinizde toplanmasını sağlayacak...

NEEDLE & THREAD Bluz € 164

PIERRE HARDY Ayakkabı € 820

BALMAIN Deri Kaban $ 4,080

NOORFARES Altın Küpe $ 2,905

ISABEL MARANT Pantolon £ 1,450 GBURBERRY PRORSUM Ayakkabı € 419

ZAC POSEN ETEK $ 2,490

CHARLOTTE OLYMPIA Çanta $ 1,195 YVES SAINT LAURENT BEAUTY ROUGE D’OR67 Oje $ 27

CHRISTIAN LOUBOUTIN Topuklu Ayakkabı £ 795

NAEEM KHAN Kaftan $ 7,690

TOPSHOPSTYLE Kazak £ 40,00

STELLA MCCARTNEY Pantolon $ 1,370

CHURCHS Ayakkabı € 479


magdergi.com.tr 49


Kış Güneşi

style

Zarif dantel detaylarla süslenmiș elbiseler, ıșıl ıșıl aksesuarlar ve açık tonlarda sade tasarımlarla çevrenizdekilere kıșı unutturacak, güneș gibi parıldayacaksınız... 2 ALEXANDER MCQUEEN Elbise € 9,495 GIANVITO ROSSI Topuklu Ayakkabı € 795

GIVENCHY Küpe € 415

TOPSHOPSTYLE Kazak £ 55,00

ZARA Pantolon 99,95

CADARO Bileklik

MALENE BIRGER ETEK € 175 CADARO Bileklik

KILIAN Küpe $ 350

AQUAZZURA Çizme $ 1,495

RAG & BONE Pantolon $ 425

ZAC POSEN Pantolon $ 1,490

SARA BATTAGLIA Çanta $ 975

GUCCI Topuklu Terlik $ 595 GIANVITO ROSSI Topuklu Ayakkabı € 640

GISABEL MARANT Etek € 320


MUTLUKENT MAHALLESİ 1921. CADDE NO:1 ÜMİTKÖY / ANKARA +90 312 240 09 55 BACKSTAGEKUAFOR


davet

Akfen Holding ve TİKAV’dan Gençlere Destek Akfen Holding’in desteği ile Türkiye İnsan Kaynakları Vakfı’nın (TİKAV) temsili altında, The Duke of Edinburgh’s International Award-Türkiye Ulusal Otoritesi tarafından yürütülen “Edinburgh Dükü Uluslararası Gençlik Ödülü Programı” düzenlenen gala yemeğiyle tanıtıldı. Birleşik Krallık Wessex Kontu Prens Edward KG GCVO’nun onur konuğu olduğu gala yemeğine sosyal yaşam ve iş dünyasından birçok seçkin isim katıldı. Davet öncesinde düzenlenen kokteylde tanışma ve bir araya gelme imkânı bulan konuklar, ardından yemek salonuna geçerek ödül programını tanıtmak amacıyla bu özel gece için özel hazırlanan şovları izledi. Programda, uluslararası bilinirliği olan, Queen Elizabeth Hall’daki Meltdown Festival’de başarılı bir performans sergileyen Carnet De Voyage performans sanatçıları, geceye özel hazırladıkları canlı performanslarını sergilerken konuklar şovları beğeniyle takip etti. Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın ve Akfen Holding Yönetim Kurulu Üyesi Pelin Akın’ın ev sahipliğinde gerçekleşen gecede ikili konuklarla yakında ilgilenerek örnek bir ev sahipliği gösterdiler. Konukların geç saatlere kadar şovları ve tanıtımları takip ettiği gala yemeğinden elde edilen gelir ise 14-24 yaş aralığındaki tüm gençlerin gönüllü olarak katılabildiği ve Türkiye’de TİKAV tarafından temsil edilen Edinburgh Dükü Uluslararası Gençlik Ödül Programı’nın daha fazla gence ulaşabilmesi amacıyla değerlendirilecek.

52 magdergi.com.tr

DİLARA, HAMDİ AKIN, PRENS EDWARD, PELİN, SELİM AKIN



davet

SELİN HABAB - OKAN ÖZKAYNAK

MERT - ZEYNEP YILDIZHAN

MELİKE - MURAT ÖZCAN

AYLİN - ÖZCAN TAHİNCİOĞLU

PELİN AKIN

Pelin Akın, gecede konuklarla yakından ilgilenerek örnek bir ev sahipliği sergiledi.



davet

NUSRET CÖMERT, FULYA SEVER

ASUMAN - SANİ ȘENER

BERRİN YOLERİ

BERRİN YOLERİ

Güzelliği ve zarafetiyle her zaman dikkat çeken Berrin Yoleri, davette tercih ettiği siyah kıyafetiyle göz kamaștırdı. ENGİN ALTAN - NESLİȘAH DÜZYATAN

SEVİLAY - CAN HELVACIOĞLU



davet

SUZAN SABANCI DİNÇER, BILL MILLS, SERRA AKÇAYALIOĞLU

58 magdergi.com.tr

BERİL ÇAVUȘOĞLU

ÜLKEM - SÜHA GÜÇSAV

DEMET MÜFTÜOĞLU EȘELİ


Anse Mdm. B-Blok No:18 Çayyolu-Ankara T : 00 90 312 227 8182 M : 00 90 532 273 89 58 anse@qhome.com.tr

qhome.com.tr


davet

DEMET SABANCI ÇETİNDOĞAN, DİLEK TÜRKER, EMİNE SABANCI KAMIȘLI

RONİT GÜLCAN

Düzenlenen geceye iș ve cemiyet hayatının önde gelen isimleri katıldı.

SUZAN SABANCI DİNÇER

BEYZA - MURAT ASLAN

AYȘE EGE


OLGAÇ ARTAM

YASEMİN MASİS

ARZUHAN DOĞAN - MEHMET ALİ YALÇINDAĞ

HARİKA GÜRAL


62 magdergi.com.tr


magdergi.com.tr 63


açılış

Gürhan Orhan Nişantaşı Mağazasını Açtı Gürhan Orhan, New York’tan sonra ikinci mağazasını Nişantaşı’nda açtı. İş, sanat ve cemiyet dünyasından ünlü isimlerin katıldığı açılış daveti için mağazanın bulunduğu Abdi İpekçi Caddesi-Altın Sokak komple kapatılarak halılarla döşendi. Konuklar çalan müzik ve sunulan organik yiyeceklerle gecenin tadını çıkarırken GÜRHAN’ın en yeni koleksiyonundaki sıra dışı tasarımları da inceleme fırsatı buldular. Gürhan Orhan, New York’tan sonra ikinci mağazasında kişisel tasarımlarını, kendi GURHAN parçalarını meydana getiren en yaygın değerli metalleri, seçkin mücevherleri ve değerli taşları inceleme fırsatını Nişantaşı mağazasında sunuyor. Gürhan Orhan’ın mücevher tasarımcısı vizyonu ile tasarımlarını başından sonuna kadar takip edebilecekler. Bir müzede sergilenirmişçesine işlenen bütün GURHAN Mücevher Koleksiyonları aynı zamanda satın almaya hazır bir şekilde mağazada tutkunlarını bekliyor.

64 magdergi.com.tr

EKREM SAGEL, FIONA TILLEY, GÜRHAN ORHAN


magdergi.com.tr 65


açılış

ASLI ÜSTÜNKAYA

66 magdergi.com.tr

TUĞBA ÜNAL

FİLİZ MERDE, SERAP SARI

YÖNTEM İNANÇ AKMEN

ALKIM ÇETİN



açılış

ARZU KUNT, SERAP SARI, TÜLİN ÖZMEN

ASLI AKTÜRK, BORA PEHLİVANLAR

BATYA KEBUDİ

Gürhan Orhan, New York’tan sonra ikinci mağazasını İstanbul cemiyet, iș ve sanat hayatının seçkin simalarının da katıldığı muhteșem bir davet ile Nișantașı’nda açtı.

68 magdergi.com.tr

SERAP - MURAT TİBUK

NİDA BULUT



tercihler

Gül Gölge Saygı Cemiyet hayatının sevilen isimlerinden, güzelliği ve samimi tavırlarıyla herkesin beğenisini toplayan Gül Gölge Saygı’nın hayatında kimler, neler, hangi mekanlar beğenisini topluyor? Kitaptan teknolojiye, spordan eğlenceye, modadan yeme-içmeye dair en sevdiklerini sorduk, öğrendik ve sizlerle paylașıyoruz…

Ayakkabı Christian Louboutin, Christian Dior Sergio Rossi,

Makyaj ürünleri Nars, Tom Ford, Dior Spor Parfüm Binicilik, Doğa Yürüyüșleri ve Yoga Killian Tempt me ve Terenzi Gold Rose Oudh Telefon iPhone 6s

Restoran Sunset, Mükellef, Bistecca Steak House

Aldığı Son Hediye Christofle Kül Tablası


Günlük Giyim ve Gece Kıyafeti Victoria Beckham, Proenza Schouler, Isabel Marant, Altuzarra

Tatil Ege Kıyıları

En Beğendiği Șehirler İzmir, İstanbul

En Beğendiği Yazar ve Bugüne Kadar Okuduğu En Güzel Kitap Haruki Murakami, Ayse Kulin, Jojo Moyes, 1984 George Orwell

Hobiler Kitap okumak, film izlemek ve binicilik

Saat Cartier, Franck Muller

En Son İzlediği Film Marslı

Aldığı Son CD Adele

Gardırobunun Olmazsa Olmazları Siyah elbise, blazer ceket Araba Range Rover Sport

Yemek Kereviz ve Sushi


Prof.Dr.Merih Önol

11 SORU İLE GLOKOM Dünya Göz Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Merih Önol, göz içi basıncının görme sinirinin liflerini tahrip ederek, kişiyi körlüğe götüren yaygın bir göz hastalığı olan Glokom hakkında bilinmesi ve dikkat edilmesi gerekenleri anlatıyor... Glokom; göz içi basıncının (GİB) görme sinirinin liflerini tahrip ederek, kişiyi körlüğe götüren yaygın bir göz hastalığıdır. Sıklıkla nedeni göz tansiyonunun yüksek olmasıdır. Ancak bazı kişilerde basınç normal olduğu halde glokom görülebilir. Her zaman bir sorudur bu; “göz tansiyonunun normali nedir?” Ya da glokomlu bir hastanın “tansiyonum kaç?” sorusu… Burada önemli olan GİB’nın göz sinirini tahrip etmeyecek düşüklükte olmasıdır. Bazı olgular için bu 17, bazısı için 14, bir diğeri için 24 mm Hg olabilir. Kalın korneası olan, sinir tahribatı hiç olmayan bir kişide 24 değerini normal kabul ederken, ince kornesı olan ve ileri tahribatı bulunan

bir kişide, normal bildiğimiz 17 mm Hg basınçla dahi operasyon kararı alabilmekteyiz. O halde; sinirdeki tahribat bizim tedavi planlarımızda en önemli kriterimizdir. Sinir tahribatı ilerledikçe de görme alanı giderek daralır ve sona doğru,”borunun içinden bakar gibi” bir durum alır ve sonunda tamamen körelir. Yani görme alanı tetkikleri de hastalığın durumunu ve ilerlemesini gösteren önemli bir kriter olmaktadır. Bilinmesi gereken en önemli şey; glokom tahribatının geri dönüşümsüz olduğudur. Glokom tedavisinde bizlere düşen; hasta bize ilk hangi aşamada geldiyse, bu durumu korumaktır. ”Ölen

advertorial

Glokom ve sıklığı nedir?


ölür, kalan sağlar bizimdir” türküsü bu duruma çok uymaktadır. Glokomun toplumdaki sıklığı tüm glokom formları ve tüm yaş grupları için 1-1.3/100 ‘dür. 40 yaş üzeri toplumda sadece açık açılı glokomun sıklığı 1/200 dür. Dünya körlük mücadelesinde glokom hastalarının zamanında tedavileri çok önemlidir. Hatta bu nedenle 10-16 Mart “Dünya Glokom Haftası” olarak ilan edilmiştir.

Belirtileri neler?

Glokomun bizim ülkemizde, ırkımızda en yaygın formu olan açık açılı glokomun erken evrelerinde hiç belirti yoktur. Belki de tüm hastalıklar arasında en sinsi seyredenlerden birisidir. En ileri dönemde bile gözde ağrı, kızarıklık yoktur. Ancak tahribat çok ilerlediğinde, hasta görme azalmasından şikayet eder. Ama artık göz körlüğe çok yakındır. Buna karşılık dar açılı glokomda “krizler” vardır ve daha ilk krizde şiddetli ağrı, kızarık göz ve görme bulanıklığı hakimdir.

Nasıl teşhis ediliyor?

Ülkemizde sıklıkla başka bir göz rahatsızlığı ile hasta hekime başvurduğunda, GİB’da yükseklik, görme sinirindeki tahribat ve yapılan tetkiklerde ve özellikle görme alanındaki kararmalar ile tanı konmaktadır. Glokom sıklıkla 40 yaş üzerinin hastalığıdır ve bu yaşlarda yakın görmenin de bozulması yani presbiyopi nedeniyle, gözlük muayenesine gelen bir kişi, glokom tanısı alıp muayene koltuğundan kalkabilir. Ayrıca entellektüel düzey arttıkça ve glokomun kısmen kalıtsal olduğu toplum tarafından daha iyi bilindikçe, aile büyüklerinde glokom olan kişiler kendileri baş vurarak hastalığın onlarda da olup olmadığını öğrenmek isterler ve tanı daha erken konulabilir. Geri toplumlarda ise maalesef hastalığın sinsi seyri nedeniyle geç tanı konmakta ve sıklıkla bir göz terminal yani körlüğe yakın dönemde, diğer göz biraz daha iyi durumda ele geçmektedir ki bu olgularda cerrahi yapmak hasta için daha elverişli ve kalan görmenin korunması bakımından daha anlamlıdır. Tansiyon yüksekliği, görme sinirinin muayenesi, kornea kalınlık ölçümü, görme alanı muayeneleri ve sinir tahribatını gösteren tomografik ölçümler tanı ve izlemede çok önemlidir.

Glokom halk arasında göz tansiyonu olarak biliniyor fakat çok ciddiye alınmıyor. Bu hastalık tedavi edilmediğinde ne tür sorunlara neden olabiliyor?

Bu izlemlerde sinir tahribatında artış, görme alanında kötüleşme görülürse cerrahi tedavi kaçınılmazdır.

Glokomun tipleri var mı?

Ülkemizin de içinde bulunduğu Kafkas ırkında açık açılı glokom en sık görülen tipidir. Uzak Doğu’da sarı ırkta daha yaygın görülen, krizlerle seyreden dar açılı formu daha az görmekteyiz. Açık açılıda ilaç tedavisi, dar açılıda ise laser tedavileri ön plandadır. Bebeklik ve çocukluk çağı glokomları ise ciddi anlamda ileri glokom olgularıdır ve cerrahi tedavi her zaman ilk düşünülen tedavidir. Ayrıca diğer göz hastalıklarının seyrinde ortaya çıkan glokom tipleri veya yukarıda bahsedilen kortizona bağlı glokom formları da bulunmaktadır.

Glokomun tedavisinde hangi yöntemler uygulanıyor? Kullanılacak yöntem neye göre seçiliyor?

Glokomda genel olarak ilaç tedavisini ilk seçenek olarak kullanmaktayız. İlaç tedavileri ile hastalığı kontrol etmeyi, yani görme siniri tahribatını ve görme alanı defektlerini durdurmayı amaçlamaktayız. Dar açılı formda ise laser tedavileri daha öncelikli yer almaktadır. Bebeklik çağı glokomlarında ilk seçenek cerrahi olmaktadır. İlaçla kontrol edilemeyen olgularda bir ara tedavisi ve ilaç sayısını azaltmaya yönelik laserler olmakla birlikte, cerrahi uygulamak körlüğü engelleyecektir. Cerrahide amaç; göze hapis olmuş ve gözü terk edemediği için göz basıncını yükselten göz içi suyunun (aköz humor) yeni bir kanal oluşturularak göz cidalarının arasına akıtılmasıdır.”Trabekülektomi” ameliyatı yıllar geçmesine rağmen halen güncelliğini koruyan bir operasyondur. Çok ileri, daha önce operasyonlar geçirmiş ve özel durumlarda ise halk arasında “tüp takılması” olarak isimlendirilen ve yapay cihazlarla göz içi suyunu ince borucuklarla drene eden operasyonlar yapmaktayız.

Göz tansiyonu nasıl ölçülüyor?

Göz tansiyonun tonometrelerle ölçüyoruz. Göze temas etmeden ve hava püskürterek yapılan ölçümler toplum taramalarında önemlidir. Ancak bu yöntemle yüksek bulunan GİB varlığında hastaya “sende glokom var” denmesi çok sakıncalıdır. Çünkü; göz refleksi ile yanlış yüksek ölçümler olabilmektedir. Bu nedenle glokom hastalığının tanı ve izleminde applanasyon tonometresi gibi doğru ölçüm yapan sistemler kullanıyoruz,

Glokom tedavi edilmezse sonu körlüktür.Tabii hastanın bunu dikkate alması için hekimin hastalığı detaylı anlatması yani zaman ayırması gerekiyor. Antibiyotikli bir damla yazar gibi glokom ilacı yazıp hastanın eline verdiğimizde, hastalığın da ağrı, kızarıklık gibi belirtileri olmadığından, bu ilaç bir doz kullanılıyor ve kesilebiliyor. İlacın ömür boyu süreceği, gerekirse değiştirileceği veya ilaç ilave edileceği, hastalık kontrol edilemiyorsa ameliyat gerekebileceği söylenmeli ve ilaçlar için “sürekli kullanılacaktır” raporu verilmelidir ki hastalık ciddiye alınsın.

Çocuklarda da görülebiliyor mu?

Hangi hastalıklar glokoma neden olabiliyor?

Genetik sebepleri de var mı?

Glokom başlı başına bir hastalıktır ve hipertansiyon, kontröllü diabet gibi diğer bünyesel hastalıkların seyri ile ilgisi yoktur. Ancak kişi başka hastalığı nedeniyle kortizonlu bir tedavide ise, buna bağlı olarak glokom ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenle astım gibi nedenlerle kortizonu sürekli kullananların sık sık göz tansiyonlarını ölçtürmeleri gerekiyor. Ayrıca tiroid hastalıklarında da glokom izlenebiliyor.

Çocuklarda glokom çok da ender gördüğümüz bir durum değildir. Daha anne karnında gelişen ve doğduğunda glokomla doğan pekçok bebeğimiz vardır. Erişkinde yavaş ilerleyen hastalık bebeklerde çok hızlı bir gelişim gösterir. Bu nedenle 10-12 günlükken dahi ameliyat ettiğimiz olgular vardır. Bu bebeklerin dikkat çeken özelliği, gözlerinin ve özellikle kornealarının çok iri oluşudur. Dana, buffalo gözüne benzetildiği için çok eskiden bir isimle “Buftalmus” olarak anılır. Cerrahi tedavi önde gelir. Glokomda genetik nedenler son yıllarda çok önemli boyutlara gelmiştir. Özellikle doğuştan glokomlularda genetik lokasyonlar bile ortaya konulmaktadır. Erişkin tipte de genetik yatkınlık önemlidir ve pek çok glokomlu bireyin çocuklarında da aynı hastalık kırklı yaşlardan sonra ortaya çıkmaktadır. Glokomla uğraşan bizler, ileri yaş glokom hastalarının çocuklarının da kontrol edilmelerini kendilerine telkin ederiz.

Bu hastalığın ilerlemesine neden olan sebepler var mı? İlerlemenin ana nedeni ilaç tedavisinin yetersiz kalışı, hastanın kayıtsızlığı veya unutkanlığı nedeniyle tedavisinin tam yapılamamısıdır. Bu nedenle iyi kontrol altında olan hastalarda bile 6 ayda izlem, daha ileri ciddi glokomlularda da 3 ayda izlem şarttır.

www.dunyagoz.com


davet

Genç Sanatçı’dan “Biz Ben Değiliz” İlk Kişisel Sergisi Genç ressam Seda Gazioğlu’nun ilk kişisel sergisi “Biz Ben Değiliz.” Nişantaşı’nda Çağla Cabaoğlu Art Gallery’de yapıldı. Ev sahipliğini Seda Gazioğlu ile birlikte sanat merkezinin sahibi Çağla Cabaoğlu’nun yaptığı sergiye değerli isimler katıldı. Central Saint Martins Fine Art Londra’da eğitimini aldıktan sonra sanat üretimine Londra ve İstanbul’da devam eden Seda Gazioğlu’nun multidisipliner teknik ile yapılmış eserlerini içeren sergisi; sağ ve sol beyin arasındaki ilişkinin, algı ve farkındalığı etkilemesini işleyerek, yeni bir pencere açıyor. SEDA GAZİOĞLU

74 magdergi.com.tr

ASLI DURUMAN

BATYA KEBUDİ

ÇAĞLA CABAOĞLU



davet

İDİL - MURAT GAZİOĞLU

Çağla Cabaoğlu Gallery’de Seda Gazioğlu ve Çağla Cabaoğlu ev sahipliğinde düzenlenen sergiye sanat ve cemiyet hayatının seçkin isimleri katıdı. Konuklar eserleri yakından incelerken beğendikleri tabloları almayı ihmal etmediler.

76 magdergi.com.tr

BEGÜM GAZİOĞLU

RAISA - VANESSA SASON

FERHAN İSTANBUL



röportaj

Dünyaca Ünlü Markaların Ev Sahibi

Beymen

Beymen Mağazalarının ve Monobrand Butikler’in bașarılı Halkla İlișkiler Müdürü Gülden Büyükuçak ile modaya ve Beymen’in dünya markaları arasındaki önemli yerine dair oldukça keyifli bir sohbet ettik... 78 magdergi.com.tr


T

asarımların doğru tüketiciyle buluşması konusunda sizin rolünüz nerede devreye giriyor?

her sezon çok olumlu geri dönüşler aldığımız dış giyim modelleri de bu kışı sıcak geçirmek isteyenlerin tercihi olacak.

2001 yılından beri Beymen Ailesi’ndeyim. Bu süreç içinde müşterilerimizi, beklentilerini ve Beymen’in “Koşulsuz Müşteri Memnuniyeti” ilkesiyle yaptığı tüm çalışmaları gözlemleme fırsatım oldu. Beymen mağazalarında yer alacak ürünlerden bu ürünlerin nasıl sergileneceğine, satış danışmanlarımızın performanslarından eğitim programlarına kadar birçok farklı alanda çok geniş ve profesyonel bir ekiple birlikte çalışıyoruz. Ben de bu ekibin bir parçası olarak Beymen Mağazalar ve Butikler Halkla İlişkiler Müdürü olarak görev yapıyorum. Perakende sektöründe müşterileri ve pazarı tanımak başarıda büyük rol oynuyor. Müşterinin taleplerini ve beğenilerini doğru analiz edip değerlendirerek kendimize her sezon bir yol haritası çıkarıyoruz.

ACADEMIA kadını ise “Soft Rock” duruşuyla öne çıkıyor. Net ve özgüvenli tasarımların yer aldığı koleksiyonda esprili ve feminen dokunuşlar var. Siyah, beyaz ve kırmızının varlığını hissettirdiği bu koleksiyonda uzun paltolar, oversize kazaklar, etekler, deri pantolonlar dikkat çeken ürünler arasında.

Modanın sizdeki yeri nedir?

Sizin gardırobunuzdaki olmazsa olmaz parçalarınız neler?

İşim gereği elbette modayı yakından takip ediyorum. Beymen gibi büyük bir moda dünyasının içindeyken dünyaca ünlü markaların yeni koleksiyonlarından, hangi tasarımcının hangi markada çalışmaya başladığına ya da sezonun öne çıkan tüm trendlerine hakim oluyorsunuz. Ancak özel hayatımda sanıyorum moda ile ilişkim çok daha farklı bir boyutta. Modayı özgün bir şekilde uygulamaktan yanayım, sadece moda olması bir ürünü kullanmam için yeterli değil. Kişiselleştirebileceğim, kendi dokunuşlarımı katabileceğim, kısacası; kendime göre uyarlayabileceğim bir moda anlayışına sahibim.

Beymen markalarında nasıl bir çizgi göreceğiz yeni sezonda?

Beymen’in kendi özel markaları Beymen Collection ve ACADEMIA koleksiyonları bu sezon gardıroplara eklenmesi gereken birçok parça sunuyor. Beymen Collection kadını bu kış feminen bir görünüme bürünüyor. Koleksiyonda en çok dikkat çeken tasarımlar kusursuz formlarla buluşan baskılı şifon elbiseler. Ayrıca müşterilerimizden

Ayrıca 2015-16 Sonbahar/Kış sezonunda erkek müşterilerimizden uzun zamandır aldığımız bir talebi de yerine getirmiş olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. ACADEMIA bu sezon ilk kez erkekler için de tasarladı ve ilk erkek koleksiyonumuz mağazalardaki yerini aldı. Bu koleksiyonda da stil sahibi erkekler için zamansız bir estetik sunan tasarımlar yer alıyor. Spor ve şık bir görünüm sunan koleksionda t-shirt ve sweatshirt’ler, bomber ceketler ve bol paltolar şimdiden müşterilerimizin favorileri arasındaki yerini aldı.

Ben tam anlamıyla bir klasik tutkunuyum. Bunu da gardırobumu incelediğiniz anda anlamanız mümkün. Basic olan her şey benim olmazsa olmazım. Siyah veya gri ceket-pantolon takımlar, şallar, iyi bir formu olan üst giyimler ve onları tamamlayan aksesuarlar ve stilettolar... Bunların hepsi benim tarzımın en önemli parçaları. Çanta ise kombini tamamlayan en önemli ayrıntılardan biri, bu anlamdaki tercihlerim YSL ve Celiné.

Önümüzdeki sezonda vitrinlere hangi renkler hakim olacak?

Dünya markalarına baktığımız zaman bir ya da birkaç renkten bahsetmek artık neredeyse imkansız hale geldi. Genel olarak nude ve kiremit tonları, lacivert ve kırmızılar ön planda. Tasarımcıların bizi birkaç sezon öncesinden alıştırmaya başladığı grafik ve desenler ise bu kışa imzasını atıyor diyebiliriz. Üç boyutlu efektlerle dizayn edilen desenlerin uygulandığı tasarımlar sezonun olmazsa olmazlarından.

magdergi.com.tr 79


röportaj

Kişiselleştirebileceğim, kendi dokunuşlarımı katabileceğim, kısacası; kendime göre uyarlayabileceğim bir moda anlayışına sahibim.

Yurt dışındaki trendlerle Türkiye’deki trendler arasında çok fark var mı? Bizdeki moda kavramı ile yurt dışındaki benziyor mu?

Türkiye, artık moda dünyasında önemli bir oyuncu. Dolayısıyla trendlerde veya kavramlarda yurt dışı ile derin farklılıklar olduğunu düşünmüyorum. Müşterilerimiz çok sık seyahat ediyorlar, diğer moda şehirlerindeki yeniliklerin ve trendlerin farkındalar. Ayrıca sosyal medya da tüm dünyayı takip etmenizi sağlıyor. Dolayısıyla bu anlamda Türk müşterisinin beklentisi de diğer ülkelerdekilerden çok farklı değil.

Marka çatınız altında sizin en çok beğendiğiniz marka hangisi?

Dünyaca ünlü tasarımcı Dries Van Noten’in markası DVF, desenleri ve artık klasik haline gelen elbiseleriyle her sezon favorilerim arasında yer alıyor. DVF’in tasarımlarını Beymen mağazalarında ve İstanbul’da bulunan Akasya Alışveriş Merkezi’nde yer alan butiğinde bulmak mümkün. Desen ve renk kullanmayı sevenlerin özellikle göz atmasını tavsiye ederim. Yine Beymen mağazalarının yanı sıra Akasya Alışveriş Merkezi’nde yer alan butiği ile Rag&Bone’un biker montları ise benim de mutlaka sahip olunması gerekenler listemde yer alıyor. Son birkaç yılda adını sıkça duymaya başladığımız tasarımcı Edgardo Osorio’nun markası Aquazzura birçok modeliyle favorilerim arasında. Beymen Collection’ın dış giyim grubu ise benim için vazgeçilmez. Formu ve kalıplarıyla uzun yıllar gardıroplarda yer alabilecek tasarımlar var.

Beymen Mağazalarında gördüğümüz ürünler nasıl bir süreçten geliyor, neye göre seçiliyor?

Beymen’de çok büyük ve profesyonel bir satın alma ekibimiz var. Yılın büyük çoğunluğunu yurt dışında geçirerek moda dünyasındaki gelişmeleri, defileleri ve yıldızı parlayan, başarılı markaları takip ediyorlar. Ayrıca Beymen olarak müşterilerimizden aldığımız geri dönüşler bizim için çok önemli. Hem gelen talepler hem de dünyanın tercihlerini harmanlayarak müşterilerimize aralarında Saint Laurent, ETRO, Stella McCartney ve Bottega Veneta

80 magdergi.com.tr

gibi dünyaca ünlü moda evlerinin yanı sıra daha yeni, tasarımı ve kalitesiyle dikkat çeken markaları sunuyoruz.

Geçtiğimiz sezonda satış patlaması yaratan markalar hangileriydi?

Geçtiğimiz sezonu incelediğimiz zaman müşterilerimizin yaş ve tercihlerine göre öne çıkan birçok marka bulunuyor. Hazır giyimde şal deseniyle ünlenen ETRO, çanta-ayakkabı segmentindeki başarısından sonra hazır giyimde de kadınlara farklı alternatifler sunan Tory Burch, nude tonlardaki sade tasarımlarıyla öne çıkan Brunello Cucinelli müşterilerimiz tarafından yoğun ilgi gördü. Çantada ise yakın zamanda Amerika’nın en prestijli ödüllerinden CFDA’de en iyi aksesuar tasarımcısı ödülünü alan Mansur Gavriel favori oldu. Mağazalarımıza gelir gelmez ürünler tükendi ve yeni gelecek modeller için müşterilerimizden bekleme listesi almak durumunda kaldık. Ayakkabıda ise son dönemin parlayan yıldızı Francesco Russo, hem tasarımları hem de rahatlığıyla çok tercih edildi.

Ufukta farklı projeler var mı?

Beymen olarak her gün yenilenmeye devam ettiğimizi söyleyebilirim. Hem bünyemize kattığımız markalar, hem müşterilerimizle bir araya geldiğimiz sosyal takvimimiz her gün güncelleniyor. Ayrıca İstinyePark’ta yer alan Beymen mağazasında büyük yenilikler var. Mağazamızı yenileyerek daha da büyüttük. Hem erkek departmanımız hem de Blender bölümü çok daha geniş bir alanda, daha fazla ürün çeşidiyle yer alıyor. Ayrıca İstinyePark’ta artık “home” bölümümüz de mevcut. Burada da Baccarat’dan Jonathan Adler, Fornasetti’den L’Object’e uzanan birbirinden özel ev dekorasyon markalarını bulmak mümkün. Diğer haberimiz ise; İzmir Mavişehir’de yer alacak olan Mavi Bahçe Alışveriş Merkezi’nde açılacak yeni mağazamız.


magdergi.com.tr 81


davet

PANDORA İle Masalsı Bir Yolculuk Sonbahar 2015 Koleksiyonunda doğanın güzelliklerinden ve mistik efsanelerden ilham alan PANDORA; büyüleyici tasarımlarıyla geçmişin izini sürüyor.

HANDAN BANU ÖZTÜRK

82 magdergi.com.tr

PANDORA Sonbahar 2015 Koleksiyonu, 14k altın ve saf gümüş çiçekler, yapraklar, ışıltılı taşlar ve ışık oyununu seven detaylarla doğanın güzelliklerine ve mistik efsanelere Next Level’da atıfta bulunuyor. PANDORA’nın göz kamaştırıcı yeni koleksiyonunu büyüleyici parçalar oluşturuyor. Ankara sosyal yaşamının önde gelen isimlerinden Can Çavuşoğlu, Seda Çavuşoğlu, Gülennur Aydın, Funda Bekişoğlu ve Begüm Akış gibi isimlerin katıldığı Next Level PANDORA Mağazası’nda gerçekleşen davete seçkin simalar yoğun ilgi gösterdi. MAG Dergi Editörü Beril Çavuşoğlu ev sahipliğinde gerçekleşen organizasyonda davetliler PANDORA’nın yeni koleksiyonu ile yakından ilgilendi. Birbirinden şık tasarımları deneyen davetliler bir yandan alışveriş yaparken, bir yandan da renkli ve lezzetli ikramlardan tatmayı ihmal etmediler.

SELİN DAVİDYAN, SAĞNAK BİNZET, GÜLİZ KOCABALKAN

NADİRE GENÇ


?

demo derslerimize katÄąlmak istermisiniz

yercekimitanitim.com

Ăœcretsiz

magdergi.com.tr 83


davet

AHSEN DEMİRCİ

AYLİN ÜRÜNLÜ

BERİL ÇAVUȘOĞLU

Beril Çavușoğlu’nun sunumuyla gerçekleșen davette kendisinin de taktığı ve hikayesi olan takılar da büyük ilgi gördü.

AYDAN ÖZDOĞAN

Renkli kıyafetiyle göz kamaștıran Aydan Özdoğan davetin en șık isimleri arasındaydı. BANU AKIȘ

ERİNÇ SABUNCU


?

%20 indirimden faydalanmak istermisiniz

yercekimitanitim.com

Saat 15.00-18.00 arası yapacağınız derslerde

magdergi.com.tr 85


davet

CEREN CAN

SİRET UYANIK

SEDA ÇAVUȘOĞLU

MAG Dergi Kreatif Direktörü Seda Çavușoğlu davete katılan șık isimler arasındaydı.

FUNDA BEȘİKOĞLU

ENDER SEVGİ GÜLTEKİN

GÜLNUR AKTAN


magdergi.com.tr 87


davet

DİDEM - MURAT ÖZTABAK

NEȘE BOYSANOĞLU

Șık açılıșa katılan davetliler PANDORA’nın büyüleyici tasarımlarını inceleme fırsatı buldular.

88 magdergi.com.tr

MÜJGAN GÖRGÜLÜ

BEGÜM AKIȘ

DİDE ÖZÇELİK


NİLÜFER ȘENSÖZ

PINAR CANALP

ELİF ÖZKALELİ VARDAR

Fonksiyon Manuel Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Kliniğinin Kurucusu Uzman Fizyoterapist Elif Özkaleli Vardar da davetin en șık isimleri arasında yer aldı. GÜLCE AYDIN

GÜLENNUR AYDIN

ZAFER ÇAVUȘOĞLU


Augustus Sideboard


Decorus Kitchen

www.domo.com.tr Hoşdere Caddesi 150/A Çankaya/ANKARA


BAHAR DEMİRKIRAN

Bugün Zayıflama Değil, Sadece Sağlık İçin Beslenme Konuşuyoruz

Son zamanların en trend konusu diyet. Çünkü șișman zayıflamak istiyor, zayıf daha zayıf olmaya çalıșıyor. Herkesin ağzında bir diyet lafı. Ama yine de herkes bir yeme içme hali içinde. Sosyalleșmek için yiyoruz, psikolojimiz iyi olsun diye yiyoruz, kutlamak için yiyoruz, sıkıntıdan yiyoruz, yiyoruz da yiyoruz…

D

ünyanın yarısının aç gezdiği, yokluk içinde yaşadığı bugünlerde diğer yarı olarak bizler gereksiz bir yemek israfı içindeyiz. Gıda terörü almış başını gidiyor. Katkılı, boyalı, suni gıdalar market raflarında renkli renkli, cezbedici bir şekilde alınmayı bekliyor. Tüm dünyada obezite, kanser vakaları çığ gibi artıyor ve güya hükümetler tarafından halk bilinçlenmeye davet ediliyor. Ama yine de tüm dünyada suni gıdalara, şekere ve içeceklere özendirici reklam kampanyaları da büyüyor. Bu ne perhiz bu ne salatalık turşusu.

Kışa Girerken Mutfağımızı Probiyotiklerden Zengin Hale Dönüştürelim

Toplum olarak karanlık günler yaşadığımız şu günlerde, “sağlıklı zayıflamak için şunu yiyin, bu diyeti yapın, şunu için” demeyeceğim. Sadece sağlıklı olmak, sağlıklı bir kış geçirmek için mutfak reformundan bahsedeceğim. Hayatınızdan aşırılıkları ve suni gıdaları attığınız an zaten fazla kiloların da gitmeye başladığını göreceksiniz. Asıl olan 36 beden olmak değil sağlıklı bir bedene ve ruha sahip olmaktır.

Artık hazır yoğurt tüketmeyerek evde günlük sütten yoğurt mayalayarak işe başlayabiliriz mesela. Bu sizin ve tüm aile fertlerinin sağlığı için yapacağınız ilk ve en önemli adımdır. Çünkü maalesef hazır yoğurtların içine raf ömrünü uzatmak için eklenen koruyucu maddeler faydalı bakterileri yani probiyotikleri de yok ediyor. Tabii ki yoğurt gibi turşu, sirke ve kefiri de gerçek fayda için evde yapmaya başlamamız lazım.

Ben bugün sadece probiyotiklerden zengin bir kış mutfağı nasıl yapabiliriz ona değineceğim. Başlı başına uzun ve önemli bir konu bu çünkü. Probiyotiklerin sayısız faydası artık tartışılmıyor bile. İnsan sağlığı için belki de en önemlileri... Konu kış ve bağışıklık sistemini güçlendirmek olunca akla hemen sadece C vitamini geliyor. Halbuki; probiyotikler ve prebiyotikler en az C vitamini kadar önemli. Peki nasıl daha çok bunlardan faydalanabiliriz? Bunları hangi gıdalardan alabiliriz ?


Nohut Mayası (Probiyotik Yoğurt Yapmak İçin İlk Maya Tarifi ) ; 1.Basamak; Cam kavanoza 7 adet çiğ nohut koyun. Üzerine

1 su bardağı yoğurt mayalama ısısında günlük süt ilave edin. (UHT ya da pastörize süt kullanmayın. Mutlaka günlük cam şişe süt olsun) Bu kavanozu çalışmayan fırınınızın içine ağzı açık bir şekilde koyun. Kavanozu fırın içinde 24 saat bekletin. Süre dolunca fırından çıkartıp ilk mayayı süzgeçten geçirerek ayrı bir kaba boşaltın. Süzgecin içinde nohutlar ve kesilmiş süte benzer pıhtılar kalacak. Nohutları atabilirsiniz. Süzgeç üstünde kalan bu pıhtı parçaları sizin ilk mayanızdır.

2.Basamak; Yine 1 bardak günlük sütü mayalanma ısısına

getirin ve cam kavanoza koyun. Üzerine bu ilk elde ettiğiniz pıhtıları da ilave ederek tahta bir kaşıkla karıştırın. 1 gün önce yaptığınız gibi yanmayan fırın içine ağzı açık olarak koyun. Bu sefer 12 saat bekletin. Kavanozu çıkardığınızda bir gün öncekinden biraz daha kıvamlı bir sıvı elde edeceksiniz. Bu sizin devam mayanızdır.

3.Basamak; Aynı usulde tekrar aynı işlemi gerçekleştirin. Her seferinde biraz daha kıvamlı bir süt elde edeceksiniz. Sütün özelliğine göre bu işlemi 4-7 kere tekrarlamanız gerekecektir. En sonunda kıvamlı gerçek bir yoğurt elde edeceksiniz. Ve bundan sonraki tüm yoğurtlarınızda bu mayayı kullanabilirsiniz. Mutfakta çalışırken ve bu işlemleri yaparken lütfen kullandığınız ekipmana dikkat edin. Temiz cam ürünler ve metal değil tahta kaşık kullanın!!!

kesi Tarifi; Ev Yapımı Probiyotik Elma Sir • 2 litrelik cam kavanoz • 3 elma • Yarım çay bardağı nohut • Yarım çay bardağı şeker • Yarım çay bardağı bulgur • 1 litre kaliteli su su doldurun. (suyu önce Temiz cam kavanoza yarısına kadar sine nohut, şeker ve bulguru içeri un kaynatıp sonra soğutun). Suy lan elma kabuklarını da atın. Elmaları kalın kalın soyun. Soyu kapağını kapatmadan kavanozun içine koyun. Kavanozun lastik geçirip kavanozu ışık üzerini tülbentle kapatıp etrafına köşeye kaldırın. Zamanla bir olan görmeyen ancak oda ısısında başlayacaktır. aya çıkm usu sirke oluştukça sirke kok sa buradan hazır olduğunu Etrafına gelen meyve sinekleri olur ardır. Daha sonra sirkeyi kad anlayabilirsiniz. Bu süre 40 gün r malzemeleri atın. diğe ve ı klar kabu süzüp içindeki elma yi içine koyup 2 kaşık doğal Kavanozu yıkamadan tekrar sirke anabilir. Salatalarınızda, bal ekleyin. Bu şekilde aylarca sakl sirkeyi kullanmaya özen bu rken çorbalarınızda ve turşu yapa yucu katkı maddeleri koru sirke an gösterin. Marketten alın iyotik etkisi olmamaktadır. içermektedir. Dolayısıyla faydalı preb usu kurun. Turşu sanılanın Evde yaptığınız bu sirke ile ev turş . adır aksine faydalı besin grubund

Ev Yapımı Probiyotik Kefir Tarifi ;

Ev Yapımı Probiyotik Yoğurt Tar ifi

; Bu işlem için seçeneğiniz süt cam şişed e günlük süt olmalı. UHT, pastörize süt kesinlikle olmaz. Yoğu rdunuz tutmaz. Sütünüzü parmak dayanacak ısıya getirene kad ar ısıtın. Temiz cam kavanoza koyun. Ya da bir toprak güv ece de olabilir. Yaptığınız nohut mayanızı bir tahta kaşıkla koyu n. Kaşığı sütün içine daldırın, dipten hafifçe sütün içine yayın. Kavanozu ya da güveci çalışmayan fırınınızın içine fazla çalk alamadan ağzı açık bir şekilde koyun. Fırın kapağını kapatın . Yoğurdunuz çalışmayan fırında kendi yaydığı ısı ve nem ile mayalanacaktır. Akşam mayaladığınız yoğurdu saba h fırından alın ve kapağını kapatarak buzdolabına koyun. Akş ama mis gibi, buz gibi, sağlıklı ev yapımı probiyotik yoğurdunuzu tüketin. Önemli bir not; yoğurdunuzu servis ederken kaba metal kaşık değdirmeyin. Tahta kaşık kullanın. Böylece aynı sertliğin i korur ve sulanmaz. Bundan sonraki tüm yoğurtlarınızı bu yoğu rt ile mayalayabilirsiniz.

Evde kefir hazırlamak için öncelikle kefir mayası bulmanız gereklidir. Doğal kefir mayası, şeffaf, süt rengi, mercimek boyutunda minik toplara benzer. 1 litre günlük sütü parmak yakmayacak ısıya gelene kadar ısıtın. İçine bir tahta kaşıkla 1 çorba kaşığı kadar oda sıcaklığında kefir mayasını ilave edin. Sütü iyice karıştırın. Üstünü pamuklu bir bezle örtün. Oda ısısında karanlık bir yere koyun. Aynen yoğurt mayalarken yaptığımız gibi yanmayan fırın içinde ağzı açık olarak bekletebilirsiniz. Yaklaşık 24 saat sonra süt pıhtılaşacaktır. Pamuklu tülbentten süzüp maya tanelerini ayırın. Kefiri buzdolabına alın. Maya tanelerini içme suyu ile yıkayıp süzün. İçme suyu dolu bir cam kavanozda, buzdolabında muhafaza edin. Bu mayayı her seferinde ayırarak bir sonraki kefiri mayalayabilirsiniz. Kefirinize kesinlikle metal kaşık değdirmeyin, metal kap içinde mayalamayın, metal süzgeçten süzmeyin.

Kırlangıç Sokak No:43/6 Doktor Gavuzoğlu Apt. G.O.P./ Çankaya / ANKARA Tel: +90 312 443 00 87 - Faks: +90 312 443 00 86 www.bahardemirkiran.com


davet

Kuğulu Optik’ten Görkemli Davet Farklı tasarımları ve sıra dışı modelleri ile hizmet veren Kuğulu Optik, Tunalı Hilmi ve Arcadium AVM’den sonra üçüncü şubesini Armada AVM’de açtı. Ankara iş ve cemiyet hayatının önde gelen isimlerinin katıldığı açılış yoğun ilgi gördü. Kuğulu Optik’in sahipleri Oktay Acar ve Ebru Koçak gelen konuklar ile yakından ilgilendi. Renkli açılışta DJ Murat Muratlı özel performans sergiledi. Birçok ünlü markanın yeni sezon gözlüklerinin sergilendiği açılışta davetliler beğendikleri gözlükleri yakından inceledi. Kuğulu Optik’in sahipleri Acar ve Koçak: “Kuğulu Optik olarak büyüdüğümüz şehre hizmet etmek bize onur veriyor. Ankara’da yeni şubemizi açmanın mutluğunu yaşıyoruz ve ekibimizle birlikte bu hizmeti misafirlerimizle en iyi şekilde paylaşıyoruz.” diyerek mutluluklarını dile getirdiler.

94 magdergi.com.tr

OKTAY ACAR, EBRU KOÇAK



davet

EDA ERSOY

FATOȘ EKİNCİ

BURCU KUNAR

MAG PR tarafından gerçekleștirilen șık açılıș davetine Bașkent’in seçkin 96 magdergi.com.tr isimleri katıldı.

CEREN KAYA

ALPER - BEGÜM KENDİRLİ


İLKNUR PENDİK

FERAY ȘAHİNGÖZ

SERAP ERTEN

ÖZLEM ESRA ACAR

TUNA AKÇIL - TUĞÇE ÖZDEMİR

Davete katılan konuklar beğendikleri gözlüklerle fotoğraf çektirip sosyal magdergi.com.tr 97 medyada paylaștı.


davet

EBRU AYKUT

DOĞUKAN AKAR

EMEL ERYILMAZ

Alıșveriș yapamayı da ihmal etmeyen misafirler davette 98 magdergi.com.tr keyifli dakikalar yașadı.

DEMET ERYILMAZ

SİNEM BAȘBUĞ, DİDEM KUMTEPE


ÖZLEM KOVANCI

EMEL ERYILMAZ

DEMET KURAL, SEMANUR KAPLAN

lası için Daha faz /MAGonline .com facebook

Davete katılan isimler arasında 777 Organizasyon’un Sahibi Tülay Kaya da yer aldı.

PINAR CANALP

CEREN ASLAN

TÜLAY KAYA

magdergi.com.tr 99


Fiores Beauty&Wellness Güzellik Salonları Sağlıklı ve kaliteli bir yaşam için estetik ve güzelliği bir arada sunmayı prensip haline getiren Pevonia Botanica distüribitör firmasi Unibarov Kozmetik Ltd.Şti. çatısı altındaki Fiores Beauty&Wellness Güzellik Salonları, titiz çalışmaları ve kişiye özel hizmetleri ile güzelliğinize güzellik katıyor...

D

ünyaca ünlü cilt bakım ürünleri Pevonia Botanica distüribitör firmasi Unibarov Kozmetik Ltd.Şti. çatısı altındaki Fiores Beauty&Wellness Güzellik Salonları, Tunali ve Çayyolu şubeleri , titiz çalışmaları ve kişiye özel hizmetleri birleştirerek kendini sürekli geliştiren, yenileyen, kalıcı çözümler üreten işletme olmak ve beklentilerin üzerinde yaratıcı hizmetler sağlamaktadır. Fiores Beauty&Wellness Güzellik Salonları, kaliteyi ve farklılığı yakalamış siz sevgili müşterilerimize, sağlıklı bir yaşam sürmek adına estetik ve güzelliği bir arada sunmayı hedeflemiştir.

Bünyesinde, aktif içeriklerle kombine edilmiş profesyonel cilt bakım kürleri, radyo frekans lifting, bölgesel incelme (kavitasyon, tripolar, bipolar, g5, lenf drenaj) De luxe el&ayak bakımları, ıslak vücut sargı bakımları, permanent make up(kalıcı makyaj), kaş dizaynı manikür&pedikür uygulamaları ile hizmet vermektedir.

advertorial

Bilgi için:

Fiores Tunalı: Tunalı Hilmi Caddesi Binnaz Sokak. No: 1/1 Kavaklıdere/ ANKARA Tel: 428 84 28 Gsm: 0534 70 99 81 Fiores Çayyolu: Ahmet Taner Kıșlalı Mh. Park Caddesi 2789.sk. No: 14 Çayyolu / ANKARA Tel: 446 76 00/01 Gsm: 0533 027 65 03


magdergi.com.tr 101


düğün

Ersoy ve Hürmeydan Ailelerinin Heyecanı Ayşe Sibel Ersoy ve Doktor Ersoy’un oğlu Ahmet Ersoy ile iş adamı Merdan Hürmeydan ve Ayşin Hürmeydan’ın kızı Nazlı Hürmeydan dünya evine girdi. İş adamı Ahmet Ersoy, Mühendis Nazlı Hürmeydan ile JW Marriot Otel’de düzenlenen düğün töreni ile dünyaevine girdi. İki sene önce arkadaş ortamında tanışan genç çift geçtiğimiz Haziran ayında aile arasında bir törenle nişanlanmıştı. Şık düğünde Nazlı Hürmeydan’ın gelinlik tercihi Vakko’dan, Ahmet Ersoy’un damatlığı ise özel dikimdi. Nikah şahitleri MHP Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Karakaya, Ahmet Şekip Ersoy ve Akif Özkaldı oldu. Çiçeği burnunda çift nikahın ardından ilk danslarını alkışlar eşliğinde yaptı. Genç çift düğün sonrası balayı için Maldivler’e uçtu. Renkli karelerin yer aldığı düğünde konuklar bol bol fotoğraf çektirip sosyal medyada paylaştı.

102 magdergi.com.tr

AHMET ERSOY, NAZLI HÜRMEYDAN



düğün

NİHAL SAĞLAM

TEGMUR - AYGUN ABASGULIYEV

NERGİS ADİLOĞLU

Bașkent cemiyet hayatının önde gelen isimlerinden Elif Özkaleli Vardar davete 104 eșimagdergi.com.tr Engin bey ile birlikte katılım gösterdi.

BATUHAN DOĞAN, ZEYNEP ONUR

ELİF - ENGİN VARDAR


MERDAN - AYȘİN HÜRMEYDAN, EMİN - SİBEL ERSOY

AHSEN DEMİRCİ

ARZU - NUR BANU ÖZYURT

AYȘE MELİS GENÇ, EMİR ERCAN

Yeșil uzun elbisesiyle davete katılan Ahsen Demirci güzelliği ile göz kamaștırdı.


düğün

106 magdergi.com.tr

lası için Daha faz /MAGonline m .co facebook

Birbirinden șık konukların katıldığı davette eğlenceli dakikalar yașandı. ASLI - CAN YÜCE

SİNEM - ADEN - CAN HÜRMEYDAN


Zuleyha Kuru Fashion House atelye&boutique

bilgi&randevu: +90 534 515 75 61 /Zuleyha Kuru www.zuleyhakuru.com.tr

/zuleyhakuru


lham Kaynağımız Yaratıcılığımız

MUSA GÜR, SERAP AYTEKİN, ADİL BOYAN

108 magdergi.com.tr

advertorial

Özel günlerinizi sizin için en ince ayrıntısına kadar planlayıp sizlere sadece davete icabet etmeyi bırakan; uluslararası trendleri, yüksek hizmet standartlarını ve farklılıkları yașamak isteyenlerin en güzel anlarını ölümsüzleștiren Park L'amore'yi ortakları Musa Gür ve Adil Boyan ile Genel Koordinatör Serap Aytekin'den dinledik...


P

ark Lamore ne zaman, kim tarafından, hangi hayalin ürünü olarak ortaya çıktı?

24.05.2015 tarihinde açılan Park L’amore Çayyolu’nda, Ankaralı iş adamları Adil Boyan ve Musa Gür ortaklığında, her türlü organizasyonun gerçekleştirileceği, yüksek hizmet standartları ile hazırlanmış 5 yıldızlı otellere alternatif 1.sınıf bir tesis hayaliyle kuruldu.

Müşteri memnuniyeti için öncelikli hizmet prensipleriniz neler?

Park L'amore’da her şey yüksek müşteri memnuniyeti prensibi ile hazırlandı. Bu prensibi desteklemek için yan kuruluşlarımız Park L'amore Organizasyon ve Park L'amore Catering’i kurduk. Park Lamore markaları bir davetin mükemmel geçmesi için her detayı tek tek inceler.

kalitesi, süsleme detayları, ses, ışık, orkestra, solist, görüntüleme hizmetleri ve benzeri... Biz Park L'amore ailesi olarak ilk yıla özel tüm bu detayları davet sahipleri adına planlıyor ve tüm ek hizmetleri hediye ediyoruz. Davet sahiplerine sadece davete icabet kalıyor. Bu da bizi farklı kılan unsurlardan.

Yenilikleri ve trendleri nerelerden takip ediyorsunuz? İlham kaynağınız neler oluyor?

Tüm detayları hem ülke çapında hem de uluslararası trendleri, hem gezerek hem de sosyal medya aracılığıyla takip etmeye çalışıyoruz. İlham kaynağımız Park L’amore ailesinin yaratıcılığı.

Gelecek için ne gibi projeleriniz var?

Gelecekte konsept partilerden, Park L’amore Akademiye kadar çok farklı projelerimiz var. Bunları yaşayıp hep birlikte göreceğiz.

Konum olarak Çayyolu’nu tercih etmenizin sebebi nedir?

Çayyolu son dönemlerde şehrin çekim merkezi haline geldi. Sadece organizasyonları gerçekleştirmek için hazırlanmış az sayıda davet alanının bulunması gibi sebeplerle biz de burada olmaya karar verdik.

Ne tür organizasyonlara ev sahipliği yapıyorsunuz?

Park L’amore Balo ve Kongre Merkezi olarak faaliyet gösteren bir tesistir. Bu yüzden düğün, nişan, kına gibi özel davetlerin yanı sıra, kongre, konferans, toplantı, defile, lansman gibi her türlü organizasyona ev sahipliği yapıyoruz. Hatta özel konsept partilerle bu yıl adımızı sık sık duyacaksınız.

Salon tipleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz?

4 kapalı, 2 açık alanımız bulunmakta. Kapasitemiz organizasyon detayına ve şekline göre değişkenlik gösterir. 50 – 3.000 kişi aralığında hizmet verebilmekteyiz.

Bu tip organizasyon mekanları gittikçe çoğalıyor... Farklı olmak için neler yapıyorsunuz?

Mekanlar çok, fakat organizasyonun farkını kişiler belirler. Ekibimize bu anlamda çok güveniyoruz. Bizi asıl farklı kılan da bu.

Konseptlerinizi neye göre oluşturuyorsunuz?

Davet sahibinin isteklerine göre konseptlerimizi oluşturuyoruz. Bir davetin birçok bileşeni var. Salonun özellikleri, menü detayları, servis

Adres: Park Cad. 3364 Sok. No:7 Çayyolu / ANKARA Tel. 0312 213 8 213 - Fax. 0312 213 7 213 info@parklamore.com


davet

MEHMET KÖYMEN, MİNE TANIR KAVAȘOĞLU, ENGİN EKER, ȘENAY DAĞLI, ZAFER KOZANOĞLU

Alzheimer Vakfı’nda Davet Alzheimer hastalarına ve hasta yakınlarına sağlık hizmeti veren Türkiye’nin en köklü vakıflarından Alzheimer Vakfı için sosyal yaşamın ünlü isimleri Sortie’de bir araya geldi. Ankara’da düzenlenecek olan geleneksel balo öncesi ünlü modacı Mehmet Köymen, sosyal yaşamın ünlü simalarını Alzheimer Vakfı adına Sortie’de düzenlenen kış davetinde ağırladı. Banu Ergin PR’ın iletişim çalışmalarını üstlendiği gecede cemiyet hayatından birçok ünlü isim davetliler arasındaydı. Zao Organik sponsorluğunda gerçekleşen davette konuklar Zao’nun muhteşem kozmetik ürünlerini test etme fırsatı buldular. Mehmet Köymen’in misafirleri kış davetinde keyifli vakit geçirirken derneğin çalışmaları ve yakın zamanda gerçekleştireceği projeler ile ilgili de bilgiler aldı. Gecenin sonunda ise Mehmet Köymen her organizasyonda yanında olup destek verenlere teşekkür plaketi takdim etti.

110 magdergi.com.tr

MUSTAFA - SAFFET ERBAȘ



davet

SAFFET ERBAȘ, BERNA ÜLGER, MEHMET KÖYMEN, BUKET TAȘDELEN

GÜL ERÇETİNGÖZ

AYSEL AKÇAY

Sosyal yașamın sevilen simalarından Gül Erçetingöz davetteki beyaz kombini 112 ilemagdergi.com.tr bakıșları üzerine topladı.

SİNEM YILDIRIM


BANU ERGİN - ENGİN EKER

BERİL AKÇAY

Alzheimer hastalarına ve hasta yakınlarına destek vermek için İstanbul cemiyet hayatının seçkin simaları Sortie’de akșam yemeğinde buluștu. FULYA GÜNDOĞDU

ARZU KUNT - SERAP DİNDAR


davet

Furla’dan Kışa Sıcak Merhaba Dünyanın en tanınmış İtalyan çanta markalarından Furla, Next Level Alışveriş Merkezi’ndeki mağazasında 2015 Sonbahar-Kış koleksiyonunu eğlenceli ve enerjik bir davet ile tanıttı. Yeni ve özel tasarımların yer aldığı koleksiyonu Ankaralı hanımlar yakından inceleme imkanı buldu. Canlı müzik eşliğinde keyifli davetin tadını çıkaran misafirler davette bol bol fotoğraf çektirdi. 2015 kış koleksiyonunu çok beğendiklerini belirten konuklar alışveriş yapmayı da ihmal etmedi.

114 magdergi.com.tr

REZZAN ANIK

OLGA KALEMCİ


magdergi.com.tr 115


davet

SİMGE ÜNLÜ ÇETİN

GÜL MURATOĞLU

Çok sayıda konuğun katıldığı davette renkli görüntüler yașandı. 116 magdergi.com.tr

BURCU KAHRAMAN

AFİTAP AKINCI

FÜSUN KOREZ


GÜLPER TAVȘAN

PINAR AYHAN

Pınar Gürer șık kombiniyle davetin en șık isimleri arasındaydı.

PINAR GÜRER

FERİDE ȘAHİN

DİLARA ERTÜRK

MELİS KUNDUZ

magdergi.com.tr 117


davet

ÜLKER YILMAZ

GÜLENNUR AYDIN

Uzun bir tatilin ardından Ankara’ya kesin dönüș yapan Gülennur Aydın davete katılan isimler arasındaydı. 118 magdergi.com.tr

İLAY GÜVEN

BİRGÜL TAVȘAN

lası için Daha faz /MAGonline .com facebook

AYSEL AKÇAY

SİBEL TAVȘAN



Güvenilir ve Etkili Sonuçlarıyla

apeturkiye

www.att.com.tr

MEDİKAL - ESTETİK - KOZMETİK

Teknolojisi Bireysel beslenme programları ile kișinin çözemediği kilo problemlerini sonuca ulaștıran Dietcode Beauty&Form Club’ta Bașarılı Diyetisyen Derya Șahin’den çağımızın en önemli sorunlarından biri olan obezite hakkında önemli bilgiler aldığımız röportajımızda diyet programlarını destekleyen eșsiz Velashape teknolojisini de yakından tanıdık…


B

ize biraz kendinizden bahseder misiniz?

2004 yılında Başkent Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nden mezun olduktan sonra California State Üniversitesi’nde kendi branşım üzerine staj yaparken obezitenin çağın en büyük sağlık problemi olduğunu fark ettim. Bunun üzerine çeşitli sağlık kuruluşlarında zayıflama branşında görev yaptıktan sonra 2009 yılında Dietcode Beauty & Form Club’ı kurdum.

Sizce çağımızın global sorunu olan obezitenin nedenleri nelerdir?

Hızlı yaşam koşullarında yemek hazırlamak ve tüketmek için kısıtlı zaman kalması, hazır yiyeceklerin bağımlılık yapacak derecede lezzetli olması ve işlenmiş gıdaların tüketiminin artması hareketsiz yaşam ile birleştiğinde obeziteden korunmak imkansızlaşıyor. Mutfak kültürünün toplum sağlığı üzerindeki etkisi inanılmaz güçlü olduğu için doğru beslenme ve yaşam biçimini benimseyen toplumlarda sağlık durumunun çok daha iyi olduğunu görüyoruz. Şanslıyız ki; Türk mutfağı çok zengin… Doğru pişirme yöntemleri kullanıldığında da oldukça sağlıklı oluyor. Bununla birlikte coğrafyamızda her çeşit sebze ve meyveye ulaşmak çok kolay. Ülkemizde kilo probleminin önüne geçebilmek için ekmeğe tam tahıl ilavesi veya tuzun azaltılması gibi birçok önlem Sağlık Bakanlığı tarafından da alınıyor.

Peki siz obezite ile mücadele kapsamında neler yapıyorsunuz?

Bizler DietCode’da daha bireysel çalışıyoruz. Kişilerin çözemediği kilo problemlerinin nedenlerini belirledikten sonra, onlara uygun yeterli ve dengeli bir beslenme programı ile yaşam tarzı değişikliğini sağlıyoruz. Bununla birlikte en ileri teknolojiyi kullanarak kilo verirken vücudu ideal forma kavuşturuyoruz.

Yapılan araştırmalara göre kadınların %90 ı vücut şekillerinden memnun değil… Hormonal problemlere bağlı selülit görüntüsü, doğum sonrası vücutta oluşan deformasyon veya kilo kaybı ile oluşan sarkmalara karşı merkezimizde 6 yıldır diyet programlarını Velashape teknolojisi ile destekliyoruz. Böylece danışanlarımız diyet ve egzersize karşı dirençli yağlardan kolaylıkla kurtularak çok daha memnun edici sonuçlara ulaşıyor.

FDA onaylı velashape teknolojisi şimdi çok daha geliştirilmiş hali ile VelaShape III olarak merkezimizde bulunuyor. Velashape’in yaratıcısı Syneron’un vücut şekillendirme konusunda çok fazla araştırma ve engin tecrübesi beraberinde yapılan 5 milyondan fazla bağımsız tedavi ile etkinliği ve güvenilirliği kanıtlanmış olması alacağınız güzel sonuçların da garantisini veriyor.

Velashape III nasıl çalışır?

Kızılötesi, bi-polar radyofrekans ve vakum teknolojilerini birleştiren ilk ve tek tedavi olan VelaShape III çok etkili bir sıcak derin doku masajıdır. Cilt altını 3mm’den 15mm derinliğe kadar ısıtır. Dolaşım hızlanır, lenfatik drenaj ve hücre metabolizmasının hızı artar, cilt hücreleri daha fazla kolojen ve fibroblast üretmeye başlar ve tüm bu etkiler sayesinde ciltte bir yapılanma, yenilenme süreci meydana gelir. Sonuçta; daha sıkı bir cilde, daha ince ve selülitsiz bir silüete, görünümde belirli bir düzelme ve cerrahi müdahaleye gerek kalmadan kişinin kusursuz bir vücuda ulaşmasını sağlar. Bu eşsiz teknoloji, doğru beslenme tedavisi ve düzenli aktivite ile birlikte uygulandığında sonuçlar çok daha etkili ve kalıcı olur.

Obezite ile mücadele kapsamında başka projeleriniz var mı? Çok yakında Grannos Thermal Hotel’de bulunan Türkiye’nin ilk ve tek termal detox merkezinde ayrıcalıklı Well-Being programlarımızla şifalı su ile vücudu toksinlerden arındırarak sağlıklı bir yaşamın kapılarını birlikte açmayı hedefliyoruz.

D

IET

C

ODE

D

IET

C

ODE

beauty & form club


açılış

Ankara’nın Spor Anlayışı Değişiyor Ankara’nın spor anlayışına yeni bir renk katan Pilates ve Fonksiyonel Antrenman Stüdyosu TAPS Academy şık bir davet ile açılışını gerçekleştirdi. Zeynep Karakaya, Elif Küçük ve Selin Neziroğlu ortaklığı ile Ümitköy’de hizmet vermeye başlayan Taps Academy’nin açılışına Ankara cemiyet hayatının önde gelen isimleri yoğun katılım gösterdi. Pilatesin yanı sıra zumba, fitness, kickbox ve yoga derslerine de katılabileceğiniz stüdyonun sahipleri davete katılan konuklar ile yakından ilgilendiler. Alanında uzman eğitmenler, fizyoterapistler ve diyetisyenler eşliğinde birebir hizmet veren Taps Academy gerçekleştirdiği renkli açılış ile Ankaralı spor severleri bir araya getirdi.

122 magdergi.com.tr

SELİN NEZİROĞLU, ELİF KÜÇÜK, ZEYNEP KARAKAYA


i

DÜNYA’NIN EN İYİ İŞİNİ YAPIYORSUNUZ. AMA BUNU KİM BİLİYOR?

ARTIK HERKES BİLECEK.

MEDIA • EVENTS • COMMUNICATIONS bilgi@magmedya.com.tr www.magpr.com.tr


açılış

AHMET ÇAYCIOĞLU, EMRAH ȘEDİT

BİRSEN İPEK ALTINTAȘ

EMİNE ÖZDEMİR, ALP TAZAR

GİZEM CANER


KÜBRA KOÇ, TUĞBA SARIÇAM KÜBRA KOÇ, TUĞBA SARIÇAM

PINAR GÜNEȘ

SERKAN - SELİN NEZİROĞLU

Taps Academy’nin ortaklarından Ayșe Selin Neziroğlu da, eși Serkan Neziroğlu ile birlikte açılıș boyunca konuklarla tek tek ilgilenerek örnek bir misafirperverlik gösterdiler.

Spor șıklığıyla göz kamaștıran Pınar Güneș davete katılan konuklar arasında yer aldı. ELÇİN CÖMERT


açılış

AYȘE - ALİ CEYLAN

Çok sayıda konuğun yer aldığı davette renkli görüntüler yașandı. 126 magdergi.com.tr

ÖYKÜ TOKALI

SABİHA - NAZMİ TEKİN

ELVAN ODABAȘI


ONLINE SHOP www.tuzun.com.tr

magdergi.com.tr 127


açılış

AHSEN DEMİRCİ

EMİR AKÇAY, MİHRİMAH TEPE

FİGEN COȘKUNOĞLU

lası için Daha faz /MAGonline .com facebook

Bașkentte spor anlayıșını değiștiren Taps Academy görkemli șovlarla açıldı. 128 magdergi.com.tr

NAGEHAN TURPÇU

FİLİZ ȘOLA, DİDAR TÜRK


ÇAYYOLU’NDAKİ YENİ KAPINIZ İç mekan kapılarından çelik güvenlik kapılarına, yangın kapılarından vestiyere, mutfak dolaplarından giyinme dolaplarına kadar, bir projede ihtiyaç duyabileceğiniz en özel ve kaliteli çözümler Dortek’te. Dortek yeni konsept mağazası ile Çayyolu’nda hizmetinizde...

desay.com.tr

magdergi.com.tr 129


davet

Bebek Lucca’da Maid In Love Lansmanı Genç, yenilikçi, rahat ve özgün stilini, enerjik ve capcanlı tasarımlarla yansıtan Mudo FTS64, İlkbahar Yaz 2015’te Maid In Love ile başladığı iş birliğine Sonbahar Kış 2015/16 sezonunda da devam ediyor. Mudo FTS64 x Maid In Love koleksiyon tanıtımı Bebek Lucca’ da iş, sanat ve tasarım dünyasından çok sayıda davetlinin katılımıyla yapıldı. Ev sahipliğini Mudo Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Taviloğlu, Mudo Yürütme Kurulu Başkanı ve CEO Barış Karakullukçu ve Mudo Hazır Giyim Genel Müdürü Hakan Kavaklı’nın yaptığı davete, Hande Çokrak imzalı Maid In Love işbirliği ile tasarlanan Maid In Love x Mudo FTS64 “Born to be wild” kapsül koleksiyonu, 21. YY kadınlarının asi, güçlü ve çılgın duruşundan esinleniyor.

130 magdergi.com.tr

FERHAN ȘENSOY, HANDE ÇOKRAK


EVREN - ARHAN KAYAR

BAȘAK DİZER

SEDEF ORMAN

MERVE KOHEN

Koleksiyon, davetliler tarafından büyük ilgiyle karșılandı. magdergi.com.tr 131


röportaj

“KÖK” Koleksiyonuyla

Murat Aytulum Son yıllarda özellikle deri tasarımlarıyla moda dünyasında dikkat çeken, MercedesBenz Fashion Week İstanbul 2016 İlkbahar-Yaz katılımcılarından bașarılı tasarımcı Murat Aytulum ile son trendlere dair çok özel bir röportaj gerçekleștirdik… 132 magdergi.com.tr


S

izi tanıyabilir miyiz?

İzmir doğumluyum, 9 Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tiyatro Ana Sanat Dalı Dekor-Kostüm Tasarımı Bölümü mezunuyum. Profesyonel yaşama adım attığım andan beri de İstanbul’da yaşıyorum.

Moda ne zamandır hayatınızın bir parçası?

Aslında çocuk denecek yaşlarda bu tarz eğilimler kendini belli eder. Resim veya müziğe olan ilginiz ileri yaşlarda seçeceğiniz meslek dalına bir işarettir çoğu zaman. Bu anlamda sanat dallarına özellikle de modaya olan yakınlığım bu dalları hayatımın bir parçası yapmıştı zaten. Aldığım eğitim, edindiğim deneyim ve tecrübelerle moda aşkım zamanla bir yaşam biçimine dönüştü.

Deri sektöründe profesyonel anlamda koleksiyon hazırlamaya ve firma danışmanlıkları yapmaya ne zaman ve nasıl başladınız?

Deri Tasarım Yarışması’nda aldığım üçüncülük ödülü sonrasında deri sektörüyle tanıştım. Moda dünyasındaki ilk adımlarımı deri tasarımı yapmaya başlayarak attım. Deri materyali güçlü ve ilham verici bir yanı olan, tasarımın değerini arttıran bir malzeme. Deri sektörüyle uzun yıllar çalışıyor olmamda deri ile aramda kurduğum özel bağların etkili olduğunu düşünüyorum.

Hong-Kong’da gerçekleştirdiğiniz proje sunumunuz ’’Turquoise’’ nasıl tepkiler aldı?

Deri Tanıtım Grubu’nun Türk derisini yurt dışında tanıtmak ve marka algısını güçlendirmek amacıyla gerçekleştirdiği projelerden biri olan “Turquoise” ön lisans eğitimini aldığım “Geleneksel Türk El Sanatları” sanat dalının en popüler eserlerinin moda tasarımı ile birleştiğinde ortaya çıkan sonucudur. 12 farklı tasarımda hayat bulan Turquoise, Hong-Kong’ta gerçekleştirdiğimiz sunumla APLF ziyaretçilerinin beğenisine sunuldu. Çok yoğun ilgiyle karşılaştık ve övgüler aldık. Birikimlerimi yansıtabildiğim ve beni çok mutlu eden güzel projelerden biriydi.

Birçok festivale ve fuara katılıyorsunuz. Moda ve tekstil penceresinden bakacak olursak Türkiye nasıl bir noktada?

Fuarlar ve festivaller gelişmekte olan ülkeler açısından çok önemli bir referans. Sektörün nerede olduğunu ve sizin nerede durduğunuzu daha net gördüğünüz bir platform. Markanızın veya yaptığınız işin evrensel olması açısından fuarların çok önemli bir yol olduğunu düşünüyorum. Türkiye’de de çok iyi organize edilen fuarlar var. Özellikle İTKİB’in milli katılımcı olarak Türkiye’yi temsil ettiği fuarlarda ülkemizin gusto, vizyon ve stil ile ilgili söz sahibi olacağı günlerin çok yakın olduğunu söyleyebilirim.

Sosyal Sorumluluk projelerine verdiğiniz destekler ile dikkat çekiyorsunuz. Sizi en çok mutlu eden proje hangisiydi?

Toplumu bilinçlendirmek adına içinde olduğum tüm projelerde mutlu oldum aslında. Kadına şiddet konusunda farkındalık yaratmak amacıyla her biri kendi alanında birçok başarıya imza atmış 32 ünlü isimle gerçekleştirdiğimiz “Kanatlandılar” projesinin anlamı ve bıraktığı görsel etki açısından diğerlerine göre ayrı bir yeri olmuştur bende.

Trendlerden bağımsız, maskulen ve çarpıcı bir etkiye sahip olan ‘’Depression’’isimli 2015 A/W koleksiyonunuzdan bahseder misiniz?

toplumsal olarak içinde bulunduğumuz sosyal durum/durumlara bir tepki olarak ortaya çıkmıştı. Giyilebilir, birbirleriyle kombin olabilme özelliği taşıyan koleksiyonda, taş dokular ve genele hakim olan renkler kadının ruhsal yapısını ele verir gibiydi. Koleksiyona pozitif enerji yükleyen mercan rengi ve sunum sırasında müzik ile birlikte yapılan mizansenler koleksiyon anlatımını yücelten unsurlardı. Fütüristik ve maskülen yapı kullanılan aksesuarlarla da daha dikkat çekici bir hale geldi.

“KÖK” isimli 2016 S/S koleksiyonunuz ile ilgili konuşacak olursak, bizi nasıl trendler bekliyor?

“KÖK” her insanın kimlik duygusunda var olan “doğup büyüdüğü topraklar” kavramını destekleyen, geleneksele yeni bir bakış açısıyla yaklaşan, alışılagelmişin dışında bir dinamizme sahiptir. Koleksiyonda zamansız, benzersiz, farklı doku ve el işlemeleriyle oluşturulmuş gömlekler, ceket ve elbiseler yer alır. Göçebe ruh ve yaşam tarzının yansıtıldığı koleksiyonda “modern, şehirli ama köküne bağlı” bir kadın karakteri vardır. Geçmiş ve şimdiki gerçekliğin vurgulandığı koleksiyon siyah, beyaz ve mavi renklerinden oluşur. Bütündeki klasik ve minimal çizgi, delik işleri, hasır ve kanaviçelerle Türk derisindeki nadide işçiliğin geldiği noktayı vurgular. Bu koleksiyonda daha çocuksu ve belki de kadınsı bir Murat Aytulum çizgisi gözlenir.

Tasarımlarınız ne tarz kadınlara hitap ediyor?

Yalın, zamansız, güçlü ve feminen bir tarzım olduğunu söyleyebilirim. Zamana meydan okuyan ruh hali, belli dengelere oturtulmuş yalınlık ifadesiyle dişiliğini de göz ardı etmeyen ve onu hiç çekinmeden sergileyebilen cesur kadınlar için tasarlıyorum.

Koleksiyonunuzu oluştururken nelerden ilham alıyorsunuz?

Çoğunlukla insana ait duygulardan veya sosyal durumlardan... Bazen aşktan, bazen mutsuzluklardan… Bazen sokakta akordeon çalan bir kız çocuğundan...

Deri tasarımı yaparken dikkat edilmesi gereken unsurlar neler?

Deri güçlü göründüğü kadar hassas bir materyal. Her şeyden önce pahalı ve lüks diyebileceğimiz türden. Deri tasarımı yapmakta aslında daha bilinçli ve hatasız adımlar atmak, matematik işlemi gibi. Bir yerde hata yaparsanız tüm işlem bozulur ve bunun telafisi maddi bir külfettir.

Türk modacılarının uluslararası mecralarda tanıtılmasına destek olan Mercedes-Benz Fashion Week İstanbul hakkında neler düşünüyorsunuz?

Mercedes-Benz Fashion Week İstanbul uluslararası bir organizasyon. İstanbul’un kültürel ve tarihi zenginlikleri, genç ve yaratıcı tasarımcıları benzersiz bir enerjiyi yansıtıyor. Moda dünyasında Türk moda markaları yaratmak adına sağlam adımlarla ilerlediğimizi düşünüyorum.

Gerçekleştirmeyi hedeflediğiniz projelerinizi öğrenebilir miyiz?

Markamı uluslararası platformda daha görünür kılmak için katılmayı düşündüğüm yoğun bir fuar takvimi oluşturduk. Önümüzdeki zamanlarda sürpriz projeler içinde de yer alabilirim.

Yaşadıklarının yükünü taşıyamayan, ruhsal ve fiziksel duvarlar örmüş bir kadın karakteri vardı bu koleksiyonda. Bireysel veya

magdergi.com.tr 133


açılış

Niki’den Şık Açılış Ankara’nın en eski lezzet noktalarından birisi olan Niki Restaurant, yeni yerini şık bir davetle hizmete açtı. Açılışa, Ankara sosyal yaşamının tanınmış simaları katılırken, konuklar şıklıklarıyla göz kamaştırdı. Restoran, Tunalı Hilmi’de bulunan mekanını kapatarak, Gaziosmanpaşa’daki yeni yerine taşındı. Restoranın işletmecileri Gülen Onat ve Zeynep Tarı’nın ev sahipliğindeki gece, renkli anlara sahne oldu. Geceye katılanlar arasında ABD Büyükelçisi John Bass ve eşi Holly Bass, Gama Holding Onursal Başkanı Erol Üçer ve eşi Mine Üçer’in yanı sıra Deniz Demiryürek, Koray Helvacıoğlu ve Beliz Büyükhanlı gibi seçkin isimler de vardı.

134 magdergi.com.tr

EROL - MİNE UÇAR

GÜLEN ONAT, ZEYNEP TARI

JOHN R. - HOLLY HOLZER BASS


/ vssportsclub

483 87 87 483 VS VS magdergi.com.tr 135


açılış

BEGÜM ALTANER, KAMİL - NESLİHAN UZEL

NESRİN KILAVUZ

Uzun siyah tulumuyla oldukça șık görünen Kübra Yaylıcı davette boy gösteren isimler arasındaydı.

EDA - SUAT DURKAN

KÜBRA YAYCILI


CENK - NİHAN TANGİL

ECE SALICI

BELİZ BÜYÜKHANLI

AKYA - SELİM GENÇLER

Bașkent cemiyet hayatının önde gelenlerinden Beliz Büyükhanlı parlak metal ayakkabılarıyla göz kamaștırdı.


açılış

HELİN MENTEȘE

EBRU AYKUT

AYȘE KAPLAN

Çok sayıda konuğun katılım gösterdiği davette renkli magdergi.com.tr 138 görüntüler yașandı.

DENİZ DEMİRYÜREK

ALİ İHSAN - AYNAZ ÖZKAȘIKÇI

FİGEN TURHAN


RiTMiNi

DÜŞÜRME! Hareketli yaz dönemi bitti diye kendini kış sessizliğine mahkum etme. Sıkılmadan spor yapabileceğiniz mükemmel bir ortamda, panoramik doğa manzaralı kapalı ve açık havuzları, rakipsiz ekipman donanımı, Personal Training hizmeti, zengin grup dersleri ve toplam 8000 m2 kullanım alanıyla mücadeleyi keyfe dönüştüren Versus seni bekliyor!

/ vssportsclub

483 87 87 483 VS VS


açılış

ARZU BALKAN, ESRA SARUHAN, OZAN DİNÇER

NAZ KAPLAN

Cemiyet hayatının önde gelen isimlerinden Kemal-Tuğçe İnal çifti uyumlu kostümleriyle magdergi.com.tr 140 oldukça șık görünüyorlardı.

KEMAL - TUĞÇE İNAL

BEGÜM AKIȘ


SEHA - BAȘAK OKAY

SAİT ÜRÜNLÜ

ECE ALKAN

ZEYNEP BEKÇİOĞLU

VILLA YENI, LARISSA ÖZKAN

Davete katılan isimler bol bol fotoğraf çektirip sosyal medyada paylaștı.


Dracula . Terapi

DR. A. ÖZGÜR KOLDAȘ

Bu haberi okuyunca İngilizlerin roman kahramanlarına bile ne kadar önem verdiklerini bir kez daha anladım. Hayali kahramanları bir kenara bırakarak, ülkemizde uzun süredir bașarı ile uygulanan ve İngilizlerin Drakula Terapi diye isimlendirdikleri “PRP“ tedavisini siz sevgili okurlarımız için biraz açmak istedim.

advertorial

İngiliz Gazetesi’nin bir haberinde; “… Güzellik ve bakım alanında çözüm arayıșının, İngiliz bilim adamlarının inanılması güç bir çalıșma ile yeni bir boyut kazandığını ve Drakula Terapi adı verilen yeni bir yöntem ile kișinin kendi kanının yüzdeki kırıșıklık, sarkma ve lekelerden kurtulmaya olanak sağladığı… ” șeklindeki haber kısa bir süre önce İngiliz kamuoyunda gündeme gelmiștir.


C

ilt gençleştirme, onarım ve yeniden yapılandırmada “kökten” çözüm: PRP (Platelet Rich Plasma)

Daha genç görünmek ve cildinizi gençleştirmek için kendi hücrelerinizle kendinizi yenileyin. Kök hücre mantığından yola çıkan, PRP (Platelet Rich Plasma) “platelet / trombosit yönünden zenginleştirilmiş plazma” tedavisi, kırışıklıkların giderilmesi, cilt yenileme, yara ve sivilce izleri tedavisi ve saç dökülmesine kadar bize yeni alternatifler sunmaktadır. Hiçbir alerji ve bulaşıcı hastalık riski taşımayan bu tedavide kendi kanımızdan elde edilen kök hücreleriyle gençleşip zamanı geriye sardırmak ve ipeksi bir cilde sahip olmak mümkündür. Kanımızda bulunan trombositlerde, büyüme faktörleri ve kök hücreler bulunur. Zaten bu hücreler, doku onarımı, yeniden yapılandırma ve gençleştirme görevleri için üretilmişlerdir. Bunlar, bir yerimizi kestiğimizde veya başka türlü bir hasar gördüğünde oraya hücum ederek bir onarım süreci başlatırlar. Yaranın kapanması, bölgenin onarılmasını hızla sağlar. Tüm organlarımız gibi cildimiz de önceden programlanmış bir şekilde yirmi yaşından itibaren yaşlanmaya başlar. Genetik olan bu yaşlanma süreci tamamen fizyolojiktir. Cildin yapılarında yaşla gelen genetik hasar ile dış görünüşte yıpranma ve yaşlanma değişiklikleri gözle görülür hale gelir.

PRP tedavisinde bir doku yenileme gerçekleşir. Hastanın kendi kanı alınarak, santrifüj edilir. Santrifüj sonucu, özel bir tüp içinde, kırmızı kan hücreleri ve plazma bölümü ayrışır. Bu yoğun plazma kısmı, mezoterapi veya dolgu yöntemi ile cilde uygulanır. PRP tedavisinde elde edilen bu plazmada yoğun trombosit (pıhtı hücreleri) ve lökositler (beyaz kan hücreleri) mevcuttur. Aktifleşen trombositler ve lökositler cilt için hayati önemi olan bazı büyüme faktörlerini salgılar. PRP yöntemi ile büyüme faktörleri, kök hücrelerin enjeksiyon bölgesine göçünü ve çoğalmasını beraberinde getirir. Böylece dokuda kollajen üretimi ve yenilenme meydana gelir. Bu yöntemin en önemli avantajı hastanın kendi kanından elde edilmiş olması ve alerji riski taşımamasıdır. PRP tedavisi, 2-3 haftalık aralarla, 2-3 seans şeklinde uygulanması önerilmektedir. Yüz, boyun, dekolte, el üstü, kol ve bacaklar gibi açık olan ve sorunlu herhangi bölgede uygulanabilir. Yapılan uygulama ile oluşan cilt yenilenmesi, lekelerde azalma, saç dökülmesi kalıcıdır. Ancak yaşlanma süreci devam ettiği için her yıl bu tedavinin yenilenmesi gereklidir.

Şimdi Tam Zamanı,

Yaşlanmanın veya en azından sonbaharın cildinizde yarattığı olağan hasarlanmaların cildinizde doğal, sağlıklı ve canlı bir görünüm kazandırması için şimdi tam zamanı. Mucizeyi siz isteyin, biz yaratalım.

Adres:Tunus Caddesi No:87/4 Kavaklıdere / ANKARA Telefon: 0(312) 428 73 51 - 0(312) 428 64 83 0(532) 355 02 70

www.ozgurkoldas.com


davet

İmrahor’a Büyük İlgi Ünlü mimar Merzuka Dubrule tarafından 1997 yılında kurulan İmrahor’da düzenlenen koleksiyon davetine sosyal yaşam dünyasının ve iş dünyasının birçok ünlü ismi katıldı.

TUBA PEKSAYAR ȘİMAYLİ, AYȘE AZİZOĞLU

Ayşe Azizoğlu ve Tuba Peksayar Şimayli’nın ev sahipliğinde gerçekleştirilen davete katılan konuklar, sergilenen antika mobilya ve objelerden beğendikleri parçaları tanıtıma özel kısa bir süre devam edecek olan indirimden de faydalanarak beğendikleri parçaları aldılar. Osmanlı ve Fransız mobilyaları ile aksesuarların eşsiz güzelliklerini ve dokularını yakından görme fırsatı bulan davetliler, antika gravürler, tablolar, aplikler ve sertifikalı toprakaltı eserleri dikkatlice inceleyerek Merzuka Hanım’dan bilgi almayı ihmal etmediler.

144 magdergi.com.tr

MELİS - BURAK HATİPOĞLU

MERAL YAZICI

BETÜL DEMİR


ADNAN KILIÇ, ROSE KAR, ALİ AĞAOĞLU, AYȘE AZİZOĞLU

Ünlü Mimar Merzuka Dubrule tarafından 1997 yılında kurulan İmrahor’da Tuba Peksayar Șimayli ve Ayșe Azizoğlu’nun ev sahipliğinde düzenlenen davete katılan seçkin konuklar yeni tasarımları yakından inceleme fırsatı buldu.

MÜGE ARNAS

HEVES EKİNCİ

ARZU ÖZAL

magdergi.com.tr 145


stil

Lame Işıltılar Tüm zarafeti ile MAG kapaklarına konuk ettiğimiz Feryal Gülman’ın sade ve bir o kadar da șık olan kapak stilini inceledik. Küçük detaylarda bile havanızı değiștirme etkisine sahip olan lame, zamansız trendler arasında büyülemeye devam ediyor. Tașlar, payetler, simler, pullar… Sezonda parlamak istiyorsanız gümüș renginin sihirli ıșık oyunlarından yararlanıp stilinize karșı konulmaz bir imza atın. Kusursuz kesimleri ile lamenin yansımalarını bir üst noktaya tașıyan tasarımlar her daim ıșık saçmak isteyenlere göre…

Ruj CHRISTIAN LOUBOUTIN

Elbise JENNY PACKHAM

Bilezik FRED LEIGHTON

Küpe KENNETH JAY LANE Saç Aksesuarı JENNIFER BEHR

Ayakkabı DOLCE&GABBANA

Parfüm ROJA

Etek BURBERRY LONDON

Ayakkabı GIANVITO ROSSI


Far CLARINS

Ruj CHANEL

T-shirt NINA RICCI

Küpe KENNETH JAY LANE

Allık DIOR

Yüzük NOOR FARES

Çanta TOM FORD

Ayakkabı GUCCI

Far ILLAMASQUA

Çanta CHRISTIAN LOUBOUTIN

Oje TOM FORD

Vücut Simi SMITH & CULT

Ayakkabı MIU MIU

Allık YVES SAINT LAURENT Hazırlayan: İremsu ÖNEN


davet

Er-Do-Der Dostlar Buluşması Erken doğan bebeklerin yaşama umudu olan ER-DO-DER, geleneksel öğle yemeklerine bir yenisini daha ekledi. İstinye Park Emporio Armani Ristorante’de düzenlenen öğle yemeği davetinin ev sahipliğini ER-DO-DER Yönetim Kurulu Üyesi Aycan Alp yaptı. Açılış konuşmasını Dernek Başkanı Canan Göztepe’nin yaptığı bu özel güne, sosyal yaşam dünyasının tanınmış simaları büyük ilgi gösterdi. ER-DO-DER Başkanı Canan Göztepe yaptığı konuşmada, yemekten elde edilen gelirin Kars Devlet Hastanesi bünyesinde kurulmakta olan Erken Doğum Ünitesi’nin tamamlanmasında kullanılacağını belirtirken, verdiği desteklerden dolayı Yönetim Kurulu Üyesi Esra Öztürk ile Aycan Alp’e teşekkür plaketi sundu. ER-DO-DER yönetim kurulu üyeleri, geçtiğimiz yıl Mardin Çocuk Hastanesi çatısı altında kurdukları Erken Doğum Ünitesi’nden sonra bu kez de Kars’ta erken doğacak bebeklerin yaşama umudu olmanın mutluluğunu yaşıyor. ER-DO-DER Başkanı Canan Göztepe, başka şehirlerde de erken doğacak bebeklerin yaşaması için çalışmalarına devam edeceklerini vurgularken, bir sonraki adresin Bodrum Devlet Hastanesi’nde kuracakları Erken Doğum Ünitesi olduğu müjdesini verdi.

CANSU - AYCAN ALP


Fidanlar İnşaat Ata Bilge Aka Konutları 7 Blok 884 Daire

Fidanlar İnşaat Can Ata Bilge Konutları 9 Blok 664 Daire

YDA İnşaat Nevbahar Botanik Konutları 13 Blok 596 Daire

Mesa İnşaat Çınarlı Bahçe Konutları 7 Blok 476 Daire

Metro Mühendisler Konut Yapı Kooperatifi 74 Dubleks Villa

Turkuaz Evleri 30 Dubleks Villa

Utkuköy Sitesi 31 Tripleks Villa

Bilgisayarcılar Konut Yapı Kooperatifi 142 Tripleks Villa

Fabrika: 1354. Cadde 1421. Sokak No:2 06370 Ostim-Ankara www.hatupen.com.tr

facebook.com/hatupen

Telefon: 0312 385 88 50

E-posta: hatupen@hatupen.com.tr

twitter.com/hatupen

pinterest.com/hatupen


davet

PERVİN ERSOY

ASLI AKTÜRK PEHLİVANLAR

Güzelliği ve zarafetiyle her zaman dikkat çeken Burcu Hattat, davetteki șıklığı ile yine göz kamaștırdı. 150 magdergi.com.tr

BURCU HATTAT

CANAN GÖZTEPE, CEYDA ÖZTÜRK

AYȘE KUCUROĞLU


İstinye Park Emporio Armani Ristorante’de Aycan Alp’in ev sahipliğinde düzenlenen davete sosyal yașamın seçkin simaları katılarak Er-Do-Der’e bağıșta bulundular.

ESRA İNCEEFE

SERAP SARI

İPEK KÖSE

FİGEN KIRAL

ZEYNEP TOKER

magdergi.com.tr 151

SEDA KAȘIBEYAZ


ilham perisi

Elif Sallorenzo

elifsallorenzo@magdergi.com.tr

Venedik Bienali'nden Notlar

Bu ay sizlerle geçtiğimiz aylarda katılma șansı bulduğum Venedik Bienal anılarımı paylașıyorum…Venedik Bienalleri'ni özellikle takip etmeyi severim. Özellikle bu sene tüm kalbimle oradaydım… Çünkü artık önümüzdeki yirmi sene, IKSV sayesinde Türkiye'nin de artık bir pavyonu var Venedik Bienal’inde...

İlk Akşam Venedik'teki evime gelip hemen köşedeki Al Timon'da güzel bir kokteyl eşliğinde Venedik'e özgü "chichetti"leri yiyerek başladım..

İkinci Gün Biennale Giardini ve Arsenale sadece basına açık. Bu sene kurallar değişmiş, kim olursanız olun, önde gelen bir gazeteci bile olsanız bu sene eğer geçmiş (yani 2013) Biennale hakkında yazınız yoksa Akreditasyon vermiyorlardı! Ben çok şükür MAG dergide yer vermiştim 2013 Biennale’ine.. Dört gözle beklediğim Biennale'i gezmeye basladım. Bu sene konu oldukça zorlayıcı bir konu. Küratör Okwui Enwezor "All the World Futures" adlı tema, dünyamızın problemlerini ele alıyor, bu yüzden de oldukça dolu ve politik mesajlarla doluydu pavyonlar. 89 ülkenin pavyonunu gezmek için çok zaman lazım… Hemen nefesimi Türk Pavyonu’nda aldım..Nefes, "Respiro", yakın arkadaşım Defne Ayas tarafından curate edilmiş olması benim için çok gurur vericiydi, bir Türk olarak..."Respiro" eseri Sarkıs tarafından gerçekleştirilmiş. 1936 doğumlu Sarkıs, Türkiye'de büyümüş ve çok uzun senelerdir Paris'te yasamakta olan Ermeni asıllı bir sanatçı. Çok etkilendim. Kocaman bir "space" ayrılmış Türkiye'ye. Benim algıladıgım mesaj, tarih her ne kadar karanlık anlardan geçmiş olsa bile, insanlığa inancını yitirmemiş Tıpkı ışık gibi… Kırıldığı yerden nasıl gökkuşağı çıkarsa, burada da bir gökkuşağı çıkmış. Tarihin karanlık bir zamanında bile insanlığa inandığına dair mesajı. Her şeye rağmen insanlığa, insanın iyi olduğuna inanmak... Anlamak, algılamak için kendi gözlerinizle görmeniz şart. Aksam Ermeni Pavyonu açılışı vardı. Burayı da çok merak ediyordum. Hem de Ermeni adasında (San Lazzaro Isola değil Armeni) olması özellikle kuvvetlendiriyordu mesajı. 1700'lerde gelmişler Ermeniler buraya ve onlar için tarihi "basmak" ve kayıt altında tutmak önemliymiş.

Bana böyle anlattı sanatkâr Hera Büyüktaşçıyan. Armenity isimli sergisinin bir parçası olarak. Benim çok hoşuma giden bir başka detay da Ermeni Pavyonu sanatçıları arasında Sarkıs da vardı. Sanat sınır ötesi olmalı… İlerleyen saatlerde Canale Grande üzerinde muhteşem bir palazzoda (Palazzo Loredan dell'Ambasciatore) kokteyl vardı. Orada ileride çok başarılı olacak biriyle tanıştım. İsmi Pınar Yoldaş. İstanbul Biennale’inde yer alacağını paylaştı benimle. (www.pinaryoldas. info). Beraber kendimizi Palazzina G'de buluverdik, (normalde Venedik’teki tek gece klubü) pek bir eğlendik!


Üçüncü Gün

Dördüncü Gün

Çok şükür benimle ibrkaç gün geçirmek üzere en yakın arkadaşım Aslı Pamir geldi benimle... Onunla beraber Türk Pavyon açılısı ve sonra da Metropol Oteli’ndeki kokteyle gittik. Ben kokteyle Yaz Bukey'in "Turkish Delight" plexiglass çantası ve anneannem Hale Ozansoy'un Franguli (Ermeni İstanbullu meşhur 50'lı yılların mücevhercisi) yüzüğünü taktım. Sonra da Raffaele'ye yemeğe gittik.

Arsenale'i gezerken enteresan bir köşe dikkatimi çekti. Adrian Piper Archive Foundation Berlin sizden bir kontrat imzalamanızı istiyor. Üç cümleden seçip kendinizce hangi cümleyi yerine getirebiliyorsunuz, sözünüzün üstünde durabiliyor musunuz? Buna karşılık siz bir arşivin parçası olarak kayıt ediliyorsunuz. Tabii bilmiyordum ki Ermeni Pavyonu Altın Aslan Ödülü’ne layık görülecek ve Adrian Piper da Altın Aslan Ödülü’nü alacaktı. Akşam çok sevdiğim Venedikli Fransız arkadaşım Servane Giol, Palazzo Falier'ın sahibi.

Oradaki Sean Scully Sergisi’ni görüp beraber 16. evlilik yıl dönümlerini kutladık çilek ve şampanya ile. Altana'larından (çatı teras) şahane bir manzarayı bırakıp San Clemente adasındaki Sahir Erozan'ın partisine gitmek üzere motor teknelere binerken, benim Aquazzuralar’ın bir tanesinin topuğu iskelede bir araya sıkıştı ve ben dengemi kaybettim. Elimdeki Misela China Blue Pochette Canale Grande'ye düşüverdi! Ben orada çantam diye hayıflanırken kaptan hızır gibi yetişip kaşla göz arası çantayı sudan çıkarttı. Ben “bakayım ıslandı mı?” derken bir baktım ki çantanın içi kupkuru! Hem de sapasağlam derisine de bir şey olmadı! Çanta adeta yastık gibi yüzeyde kaldı! San Clemente Adası’na vardığımızda yağmur başladı ama biz hiç umursamadan canım arkadasım Edgardo Osorio (Aquazzura) ve Servane ile dans ettik yağmurun altında... Çok ama çok eğlendik! Uzun zamandır sabahın altısında eve geldiğim olmamıştı! Sesimin kısılmasına değdi…

Son Gün Eşim ve çocuklar geldi... Ben de kendimi toparladıktan Palazzo Fortuny'de "Proportio" Sergisi’ni gezdik. Fred Sandback favorilerim arasında. İngiliz pavillionu ve Japon’u da görmeden ayrılmayın! Aquapazza (Campo Sant Angelo) veya Beccafico (Campo Santo Stefano)’da öğlen yemek için balığı tavsiye ederim. Gelecek yazım Roma hakkında olacak… Hoşçakalın… magdergi.com.tr 153


davet

Mehmet Güleryüz “Ya Da…” KAV Sanat Galerisi 4. Sezonun ilk sergisinde Türk sanatının büyük ustası Mehmet Güleryüz’ü ağırlıyor. Sanatçı kendi resmini ‘Resimde, boyutların alanı organize etmekte farklılıklar oluşturduğu, fiziksel davranışları ve resmin sürecini etkilediği bir gerçek. Ben resmimin belli bir jeste bağlı kalmaması, alan karşısında otomatik kararlara düşmemesine çok özen gösteriyorum. Bazı sanatçıların yaptığı gibi tek kompozisyon şeması esasından hareket etmiyorum. Değiştirdiğim yüzeylerde alan ve el kontrolüne sahip olmak, farklı boyutlara rağmen etkilerin sürekliliğini, aynı dinamiği korumak önemli. Büyük yüzeylerde renk lekelerinin etkileri de farklılaşıyor; bunu dikkate alan, desen aracılığıyla iç alanı hareket ettirilen organizasyonlar kurmayı önemsiyorum. Hem kağıt üzerine desende, hem tuval üzerinde birbirinden farklı sürüş ve kalem, mürekkep denemeleri yapmak da dildeki kalıplaşmaları engelliyor.’ diyerek dile getiriyor. Mehmet Güleryüz’ün resim ve desenlerinden oluşan sergisi KAV Sanat Galerisi’nde sanatseverlerle buluşuyor.

Kav Sanat Galerisi’nin sabinin de yer aldığı sergide konuklar eserleri yakından inceleme imkanı buldu. 154 magdergi.com.tr

NATHALIE MAMBOURY, MEHMET GÜLERYÜZ

NERMİN KILINÇARSLAN


BENGÜ ÖZDEMİR

GÖKÇE ÖZCAN

YEȘİM - REHA TANDOĞAN

Cemiyet hayatının önde gelen isimlerinden Bengü Özdemir șık kombiniyle davetin en beğenilen isimleri arasındaydı.


röportaj

Hayallerimi Üretiyorum

ESRA İNCEEFE

Öncelikle aile șirketlerinde çalıșmaya bașlayan, ardından kemer üretimi ve takı üretimi derken, bugünlerde renk renk model model deri tasarımlarıyla beğeni toplayan, Esra İnceefe’nin koleksiyonundan en özel parçaları kendi üzerinde tanıttığı keyifli moda çekimimizden en güzel kareleri ve samimi röportajını sizlerle bulușturuyoruz… Fotoğraf: Ersin AL Saç: (Nişantaşı Mini) Hakan YILMAZ Makyaj: Şengül AKALIN Kıyafetler: Esra İNCEEFE Röportaj: Tuğçe UZUN Yer: Hilton Bomonti

156 magdergi.com.tr


B

izi yüksek enerjisiyle saran Esra İnceefe kimdir? Bu dinamizm ve yaşam sevincini nereden alıyorsunuz?

1982 yılında Almanya’da dünyaya geldim, 2.5 yaşımdan beri de hep İstanbul’daydık… Bir evin bir kızıyım, tüm eğitim hayatımı İstanbul’da geçirdim… Ne mutlu ki; kendime çok huzurlu ve sevgi dolu bir aile kurdum… Tüm bunlar bir arada olunca, sağlığınız da yerindeyse hayattan keyif almamak için hiçbir nedeniniz yok… Ben zaten yapı olarak da yaşam sevinciyle dolu bir insanım, her zaman çevreme pozitif enerji vermeye çalışırım ve çevremdeki her güzellikten büyük bir mutluluk duyabilirim…

Eşiniz ile yollarınız nasıl kesişti? Nasıl özetlersiniz bu güzel aşk hikayesini?

Bizimki çok hızlı bir aşk hikayesi oldu… Eşimle bir firmaya toplantıya gittiğimde tanıştım, şans eseri, firma sahibinin arkadaşı Vedat’tı. İki saat muhabbetten sonra ben işime döndüm ve bir hafta sonra iş yerimin kapısı açıldı. Bir baktım Vedat! “Geçiyordum uğradım” dedi :) Daha sonra arkadaş olduk ve cok kısa bir süre içinde (1 ay) bu ilişkiye ciddi baktığını söyledi. Zaten üç ay sonra da beni istediler. Tanışmamızdan tam 1 sene sonra evliydik… Birbirine çok saygılı ve sevgi dolu bir çifttik, o yüzden bu işi uzatmanın pek manası yoktu. Hiçbir zaman özgürlüğümü kısıtlamamıştır eşim, her zaman istediğimi yaparım ve o da bilir ki; her yaptığımda geçerli bir sebebim vardır... 3,5 sene oldu, hala birbirimize karışmayız. Evliliğimizin senesinde de hamile olduğumu öğrenip çok mutlu olduk.

Tasarımcılık hayatınıza nasıl girdi?

Ben üniversiteden mezun olunca babamın tekstil şirketinde çalışmaya başladım ve o zamanlar bayan kemeri çok moda olunca,

babam bana kemer firması kurdu ve ben de başına geçtim. Zamanla müşterileri tanıdıkça onlar için özel koleksiyonlar hazırlamam gerekti ve zevkli biri olduğum için kendi tasarladığım kemerleri satmaya başladım. Daha sonra bir bileklik modelinin istenmesi üzerine kendimi bileklik modelleri tasarlarken buldum ve günün sonunda onları o kadar beğendim ki toptanda kemer satarken perakendede bileklik ve çanta satmaya başladım. Oğlum Emir dünyaya gelince kemer firmamı kapatmak zorunda kaldım, bebekle aynı anda yürümedi. Tamamen çocuğumun yanında olabiliyim diye Home Office olarak devam etmeye karar verdim. Evden kemer ihracatlarıma devam ederken kendimi talep üzerine deri giyim sektöründe buldum.

Tasarımlarınızın ana materyalini neden deri olarak belirlediniz? Tarzınızı nasıl tanımlıyorsunuz?

Kemer üretiminden geldiğim için anladığım konu her zaman deriydi. Bu sebepten anladığım konu üstüne gitmeyi daha doğru buldum. Şık olmasına rağmen oldukça rahat bir tarzım olduğunu düşünüyorum.

Moda sizin için ne ifade ediyor?

Moda kesinlikle insanın kendini bilerek yakışanı giymesidir. Moda diye bacaklarınız kalın ise mini etek giymemelisiniz. Herkes kendi kusurlarını bilir ve oralar kesinlikle kapatılmalıdır.

En çok hangi ülkenin modası sizi kendine çekiyor? Tabii ki İtalya!

Tasarımlarınızla kimlere hitap ediyorsunuz?

Tarzımın modern iş kadınlarına daha cok hitap ettiğini düşünüyorum… 20-50 yaşları arasında şık giyinmeyi seven iş kadınları ve davetlere katılan bayanlara hitap eden tasarımlar yapıyorum.


röportaj

“20-50 yaşları arasında şık giyinmeyi seven iş kadınları ve davetlere katılan bayanlara hitap eden tasarımlar yapıyorum.” 158 magdergi.com.tr


Tasarımlarınızın ortaya çıkış sürecinde nelerden ilham alıyorsunuz? Öncelikle çok beğendiğim elbise modelleri üzerinden gidiyorum. Mesela, birinin yakası, bir diğerinin sırtı bana ilham verebiliyor. Benim de içinde rahat edebiliyor olmam lazım, sadece görsel olarak güzel ama rahatsız olan şov amaçlı ürünleri benim tasarımlarımda göremezsiniz.

Kendinize ne gibi hedefler belirlediniz? Ne zaman kendinizi başarıya ulaşmış hissedersiniz?

Her şeyden once Emir’in bir kardeşi olmasını istiyorum. İş hayatındaki hedefim ise; Nişantaşı’nda bir butik açmak ve bu şekilde markamı tanıyan tanımaya, herkese ulaşabilmek… Benim için önemli olan bir diğer konu ise yurt dışı fuarları… Yurt dışında da önemli isimlerin üzerinde kendi tasarımlarımı görmek istiyorum…

Çekimimiz boyunca üzerinizde gördüğümüz tüm tasarımlarınız adeta sizin için tasarlanmış. Özel hayatınızda da kendi ürünlerinizi giymeyi tercih ediyor musunuz? Az once de söylediğim gibi zaten kendi beğendiğimi modelleri tasarlıyorum. Hayallerimi üretiyorum… Rahat olup olmadığını ilk önce kendi üzerimde test ediyorum. Tabii ki sonra da mümkün

“Her şeyden once Emir’in bir kardeşi olmasını istiyorum.”

olduğunca kendi koleksiyonumu giyiyorum.

Deriden sonra tasarımlarınızda asla vazgeçemeyeceğiniz özellikler neler? Rahatlık ve çok amaçlı kullanım.

Özel hayatınızda bir gününüz nasıl geçiyor?

Önceliğim her zaman ailem, eşim ve oğlum olmuştur. Güne tabii ki oğlumla başlıyorum, şimdilerde yeni yuvaya başladık, ben de onunla gidip bekliyorum. Daha sonra eve geliyoruz, yemek yiyoruz ve onu uyuttuktan sonra kendi özel işlerimi bitiriyorum. Evin ihtiyaçlarını almaya çıkıyorum ya da randevu alıp müşterilerimle buluşuyorum. Fakat eğer bir davet varsa o zaman tüm düzen bozuluyor, çünkü öyle zamanlarda sabahtan evden çıkmam gerekiyor.

Hem anne hem de yemek yemeyi seven biri olarak fiziğinizi korumayı nasıl başarıyorsunuz?

İnanın; hayatımda ne diyet var ne de spor… Üstelik tüm bunların aksine sizin de şahit olduğunuz üzere çok fazla şeker ve tuz tüketiyorum. Koladan asla vazgeçemiyorum, sabah kahvaltısında bile içiyorum. Yani bunlara hiç dikkat etmeyen bir insan olarak bu halime şükrediyorum. En iyisi genetik özellik diyelim. E tabii bir de sürekli koşturuyorum…


röportaj

Önümüzdeki sezonun renkleri, trend parçaları neler olacak sizce? Sizin gardırobunuzdan asla eksik olmayan parçalar neler olacak?

Koleksiyonumu yalnızca kış sezonu için yapmaya karar verdim, çünkü yazın deri satılmıyor. Benım gardırobumda her zaman basic t-shirt ve jeanler vardır.

Yakın dönem projelerinizden biraz bahseder misiniz?

Yakın dönemde kendi online satış sitemi kurarak satışlarımı oradan gerçekleştirmeye başlayacağım.

Keyifli çekim ve sıcak sohbetiniz için size teşekkür ediyoruz… Ben teşekkür ederim, benim için de oldukça keyifli bir gündü…

“Kemer üretiminden geldiğim için anladığım konu her zaman deriydi.” 160 magdergi.com.tr



davet

ÖZLEM KAYA, BELMA ÖZDEMİR, İSMAİL KUTLU, GÜL AĞIȘ, ÖZLEM AHIAKIN

GIZIA GATE’ i Tasarımcıları Açtı Türk tekstili ve modasının otuz yıllık deneyimli markası Gizia’nın, Türkiye’de bir ilke imza atarak hayata geçirdiği, multibrand konsept mağazası GIZIA GATE, tasarımcılarının katılımıyla verilen davetle açıldı. Türk modasının merakla beklenen multibrand konsept mağazası GIZIA GATE, Türk modasına yön veren 32 tasarımcının koleksiyonlarını ilk kez aynı çatı altında buluşturuyor. GIZIA GATE, Nişantaşı Abdi İpekçi Caddesi’ndeki 1500 m2’lik 2 katlı mağazasında, Türk moda tasarımcılarının özel koleksiyonlarını uluslararası mağazacılık standartlarında satışa sunuyor. GIZIA GATE moda tutkunlarını tasarımcılarla buluştururken yıl boyunca düzenleyeceği özel sanat ve moda etkinlikleri ile de farklı deneyimler sunacak.

162 magdergi.com.tr

CEYDA BALABAN


HANDE KASAPOĞLU, CENAN ABAS, İSMAİL KUTLU, ARZU KAPROL

GÜL AĞIȘ

HANDE ÇOKRAK

GÖKAY GÜNDOĞDU

Davete tasarımcıların yanı sıra mağazanın tasarımcılarla tanıtım fotoğraflarını çeken Nihat Odabașı, GIZIA GATE’e kreatif direktör olarak danıșmanlık yapan Ceyda Balaban ve mağazanın mimarı Arif Özden’de katıldı.


davet

Ceren Can Yeni Sezon Ürünleri Görücüye Çıktı Nenehatun Caddesi’ndeki mağazasında moda severlerin büyük beğenisini toplayan Ceren Can Tasarım & Styling, yeni sezona şık bir koleksiyon ile “Merhaba” dedi.

CEREN CAN - GÖKÇEN ERDOĞAN

164 magdergi.com.tr

FERİDE ȘAHİN

Kaliteyi ve zarafeti kendine özgü bir şekilde harmanlayan Ceren Can, modern ve özgün tasarımlarını mağazasında verdiği mini bir davetle görücüye çıkardı. İlişki Uzmanı Dr. Gökçen Erdoğan ile kadın erkek ilişkilerine ışık tutarken, aşka dair güzel bir söyleşi keyfi sunarak Ankaralı moda tutkunlarını mağazasında ağırladı. Cemiyet hayatından birçok ismin katıldığı davet, modanın yanı sıra tasarım aşklara göndermeler yaparak renkli anlara ev sahipliği yaptı.

İREM İNCULA

MELİS KEPOLU

HANDAN BANU ÖZTÜRK


MERVE KALEMCİ

ROJİN HASPOLAT

ÖZLEM KOÇANCI

ÖYKÜ TEKMEN

YASEMİN TANGİL

Birbirinden șık hanımların katıldığı davetin ev sahipliğini bașarılı tasarımcı Ceren Can gerçekleștirdi. SEDEN DENİZ

OLGA KALEMCİ

magdergi.com.tr 165


166 magdergi.com.tr


magdergi.com.tr 167


davet

Atınç’dan Önemli Tüyolar Beymen, Kavaklıdere mağazasında gerçekleştirdiği davette yeni sezon ürünlerini tanıttı. Moda Editörü Ceylan Atınç’ın sunumuyla 2015 sonbahar koleksiyonlarının tanıtıldığı etkinliğe çok sayıda isim katıldı. Ankara’nın seçkin kadınlarının izlediği moda etkinliğinde ayrıca; Haker Şirketi tarafından Türkiye’de satışı yapılan dünyaca ünlü parfüm markaları da tanıtıldı. 2015 sonbahar modasını anlatan Ceylan Atınç’ın sunumunu görselleştiren mankenler 25 kombin sergiledi. Defilede moda severler ile buluşan tasarımlar 80’ler modasından izler taşırken aynı zamanda renkler de modern ile eskinin sentezini yansıttı. Beymen 2015 sonbahar koleksiyonunda yer alan, puantiyeler, vatkalar ve yakaların pastel tonlarla birleştiği tasarımlarını, ilk olarak Kavaklıdere mağazasında bulunan konuklara özel olarak tanıttı. Sunumun ardından gerçekleşen kokteylde konuklar, stilist Ceylan Atınç ve Beymen Halkla İlişkiler Müdürü Gülden Büyükuçak ile moda konulu sohbetler etti.

168 magdergi.com.tr

GÜLDEN BÜYÜKUÇAK

AYSEL AKÇAY, ZEYNEP KÖKSALAN



davet

CEREN CAN

170 magdergi.com.tr

REZZAN ANIK

EDA - FUNDA BEKİȘOĞLU

ASUMAN AKAR

Șık kombiniyle oldukça dikkat çeken Beliz Büyükhanlı davete katılan isimler arasındaydı. BELİZ BÜYÜKHANLI

TÜLAY KAYA


DİDE ÖZÇELİK

MERVE KALEMCİ

Bașkent cemiyet hayatının önde gelen isimlerinin katıldığı davette birbirinden leziz ikramlar davetlilerle buluștu. SEDEN DENİZ

LERZAN BARUTOĞLU

NİLSU ALİZADE

magdergi.com.tr 171


DERMATOLOJİ UZMANI PROF..DR.EROL KOÇ

Somon Dna’sı İle Zamanın Akıșını Geriye Çevirin Donuk görünen cildinizi daha canlı, daha pürüzsüz hale getirmek ve yüzünüzdeki ifadeyi kaybetmeden geri kazanmak için etkin ve güvenilir bir yöntem olan “Somon DNA’sı Așısı” hakkında Özel MedicalPark Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Prof.Dr.Erol Koç bilgilendiriyor.

Biorevitalizasyon, yani; cildin görünür gençliğini yeniden kazandırmak işlemi olarak tanımlanabilen bu yöntem, klinik olarak kanıtlanmış, yepyeni ve üstün bir yaklaşım sunan protokoldür. Somon DNA’sı, polinükleotidler ve hyaluronik asit moleküllerinin cilde zerk edilmesiyle uygulanmaktadır. Protokolü oluşturan moleküller vücudun tamamen doğal elemanlarıdır. Polinükleotidler, somon balığı spermlerinden elde edilen DNA molekülleridir. Hyaluronik asit ise bağ dokumuzun temel maddesi olup, cildin nem dengesini sağlamaktadır.

advertorial

Ç

evresel faktörlerin etkisiyle ve zamanla kaçınılmaz olarak cilt kalitesi bozulur. Kollajen ve elastik lifler parçalanır. 30 yaşından sonra her yıl %1 kollajen kaybı yaşanmaktadır. Cilt daha mat, daha kuru hale gelmekte ve cildin elastikiyeti azalmaktadır. Donuk görünen cildinizi daha canlı, daha pürüzsüz hale getirmek ve yüzünüzdeki ifadeyi kaybetmeden geri kazanmanın etkin ve güvenilir bir yolu var artık: “Somon DNA’sı Aşısı”.


Nedir Bu Konsept?

Mezoterapiden daha fazlasıdır, aynı zamanda dolgudan da farklıdır. Bu sistemi oluşturan moleküller sayesinde hem cildinizi oluşturan hücrelerin çekirdeği onarılmakta hem de cildinizi destekleyen hücre matriksi yapılandırılmaktadır. DNA molekülleri ve hyaluronik asit molekülleri birbiri ile sinerjik etki yaratarak cildinizin yenilenmesi için güçlü etki oluşturmaktadır. 8 milyondan daha fazla klinik deneyim sonucunda; yüz, boyun ve dekolte, eller ve cilt yüzeyinin bozulduğu akne skarı ya da çatlaklarda bu protokolün mükemmel sonuçlar ve hasta memnuniyeti sağladığı görülmüştür. Ayrıca patentli teknolojisi sayesinde alerjik reaksiyon riski minimumdur. Somon balığına alerjiniz olsa bile uygulama yaptırabilirsiniz. Elde edilen DNA molekülleri alerjik reaksiyona sebep olacak yabancı proteinlerden arındırılmıştır.

Nerelerde Kullanılır?

Somon DNA’sı Aşısı farklı cilt ihtiyaçlarına yönelik protokoller sunmaktadır: Genç ciltlerde cilt gençliğini koruma ve sürdürme etkisi, olgun ve güneş hasarlı ciltlerde ise canlandırma etkisi vardır. Boyun, dekolte ve ellere canlılık kazandırırken, göz çevresini aydınlatarak, şişlik ve koyu renk halkaları giderir. Akne skarlarını ve hamilelik çatlaklarını giderir. Ayrıca polinükleotidler ciltte hamilelikte ve kilo alıp verme sonucu oluşan çatlaklarda da etkinlik göstermektedir. Bunun dışında hormonal saç dökülmesinde son derece etkin olduğu da tespit edilmiştir. Somon DNA’sı, cildinizi kademeli olarak yeniler ve her seansta cilt yapınızın kalitesinin artışını sağlar. Haftada bir uygulanan bu sistem sayesinde her gün cildinizin kalitesindeki artışı görür ve gençliğinize yeniden kavuşabilirsiniz. Kişinin cilt yapısına göre seans sayısı 3 ile 5 arasında değişmektedir.

Cildinizin durumu değerlendirilerek protokol oluşturulur ve uygulanır. Farklı kullanım amaçları ve cilt tipleri için uygulama gerçekleştirilebilir. Bu uygulama çok acılı değildir. İnce iğne enjeksiyonları ile cilde verilir, öncesinde uygulayacağımız lokal anestezik krem ile iğneleme işleminin getirdiği acı en aza indirilir. Protokol tek başına kullanılabilir veya dolgu, botulinum toksini, lazer, peeling gibi yöntemlerle kombine edilebilir. Dolgu gibi diğer yöntemleri istemeyen ya da bu yöntemlere ihtiyacı olmayan kişilerde kullanıma uygundur ve özellikle doğal gençleşmek isteyen kişiler için idealdir.

Diğer mezoterapi yöntemlerinden farkı nedir?

Patentli bir teknoloji olan bu sistemin içeriğinde bulunan DNA ve hyaluronik asit molekülleri, klasik mezoterapi ürünlerinden ortalama 10 kat daha fazladır. Bu sebeple hem hücre çekirdeğini hem de hücre matriksini en güçlü şekilde onarıp istenilen sağlıklı cilt görünümünü sağlar. Uygulama sonucunda kişiyi bekleyen sonuç; Onarılmış nem dengesi, artmış cilt sıkılaşması ile düzelmiş cilt elastikiyeti ve yapısıdır. Somon DNA’sı; her seansta cilt yapısını güçlendirerek cildin elastikiyet ve sıkılığını artırır. Kollajeni oluşturan fibroblastların beslenmesini artırır ve UVB’ye bağlı olarak gelişen radyasyon hasarını engeller. Cildin azalan nem dengesini düzenler. Sonuç olarak etkin cilt yenilenmesi ile pürüzsüz, sağlıklı görünen ve daha aydınlık bir cilde sahip olan kişi yepyeni bir enerji ve ışıltı kazanır.

Prof.Dr.Erol KOÇ Dermatoloji Uzmanı Özel MedicalPark Hastanesi ANKARA Hastane:+90(312) 666 8 000 - Mobil Tel: 0 505 270 38 73 Prof. Dr.Erol Koç drerolkoc

drerolkoc drerolkoc


davet

DİLEK HANİF, GÜLDEN YILMAZ

Koton ve Dilek Hanif ile Yeni Sezon Geçtiğimiz yaz ilk kez bir moda perakende markası ile iş birliğine imza atarak tasarımlarını uygun fiyatlara moda severlere sunan Dilek Hanif, yeni sezonda da Koton ile olan iş birliğine devam ediyor. Soho House İstanbul’da lansman daveti; sanat ve moda dünyasından birçok ismi bir araya getirdi. ‘Dilek Hanif for Koton Koleksiyonu’nun tasarımcısı Dilek Hanif’in de katılım gösterdiği davette, gerçekleştirilen mini defile ile modanın tanınmış simaları koleksiyonu detaylı inceleme fırsatı buldu. Ana temalarını ‘koyu romantizm’ ve ‘grafik kesim’ olarak belirlenen 38 parçadan oluşan ‘Dilek Hanif for Koton 2015-16 SonbaharKış Koleksiyonu’, romantik ruh ve siluetleri bir araya getiren tasarımların yanı sıra 60’lara referans veren şekil ve modern kesimler sunan yeni sezon koleksiyon özel davette büyük beğeni topladı.

AHU ORAKÇIOĞLU


TRIO Kolay olmayacak, yorulacaksınız, terleyeceksiniz ama değişimi görünce vazgeçemeyeceksiniz!

Çayyolu PilateSystem Studio Adres Ahmet Taner Kıșlalı Mah. 2846 Sk. Dorapark No:2-H/1 Çayyolu - ANKARA Tel: +90 (312) 240 95 95 - Gsm: 0 (541) 240 95 00 Çankaya PilateSystem Studio Adres İlkbahar Mh 596. Sok. No: 33/B Çankaya - ANKARA Tel: +90 (312) 490 86 83 Hilal Mahallesi Rabindranath Tagore Caddesi (4. Cd.) No:85/1 Birlik / Çankaya +90 (312) 442 87 56 www.pilatesystem.com.tr


davet

BATYA KEBUDİ

Kendine has tarzıyla her zaman dikkat çeken Ayșe Kucuroğlu defiledeki șıklığıyla bakıșları üzerinde topladı. 176 magdergi.com.tr

AYȘE KUCUROĞLU

ARZU KUNT

BURCU ZİYAL


Esnek, kuvvetli ve fit bir vücut için yeni adres

Pole Dance TRIO ‘da Hilal Mahallesi Rabindranath Tagore Caddesi (4. Cd.) No:85/1 Birlik / Çankaya +90 (312) 442 87 56 www.pilatesystem.com.tr


davet

TAMER YILMAZ

NEȘE KAVAK

Zarafeti ve güzelliğiyle davetlerin vazgeçilmez ismi Elif Gönlüm gecedeki siyah kıyafetiyle oldukça asil görünüyordu. 178 magdergi.com.tr

ELİF GÖNLÜM

SUNA VİDİNLİ

ÖZNUR YAKIN


Latin Dansları

‘da

Dersleri Başladı

Kendin için bir sey . yap...

Çayyolu PilateSystem Studio Adres Ahmet Taner Kıșlalı Mah. 2846 Sk. Dorapark No:2-H/1 Çayyolu - ANKARA Tel: +90 (312) 240 95 95 - Gsm: 0 (541) 240 95 00


fashionista

Hafta Sonu Şıklığı Kasım ayının gelmesiyle birlikte hem iș hem de okul hayatında oldukça yoğun bir döneme giriyoruz. Soğuyan ve erkenden kararan havaların da etkisiyle hafta sonu yapılan planlar hepimizin hayatında çok önemli bir yer kaplamaya bașlıyor diyebiliriz. Arkadașlarla içilecek bir kahve, gidilecek piknik veya spor etkinlikleri için “dolabımda neler olmalı?” diyorsanız bu ay hafta sonu șıklığını sizler için masaya yatırdım!


B

eyler için Bomber Ceketler, hafta sonu jeanlerin üzerine giyilebilecek hem şık hem de spor parçaların başında geliyor. Bu sezon popüler hale gelen sneakerlardan sıkıldıysanız kombininizin altına özel koleksiyonu ile yeniden popüler hale gelen Converse’leri tercih edebilirsiniz. Bunun yanı sıra hafta sonunuzu spor yaparak geçirmeyi seviyorsanız Adidas ve Nike gibi markaların klasik çantalarından kurtulup deri spor çantalarına yatırım yapmanızı tavsiye ediyorum.

B

ayanlara gelecek olursak, yüksek bel pantolonlar, pançolar ve sırt çantaları sizleri hafta içi geçirdiğiniz yoğun tempodan kurtaracak hem şık hem de rahat seçimler olacaktır. Bu sezon dolabınızda hala trend bir sırt çantası yoksa hemen edinmenizde fayda olacaktır. Bunun yanı sıra beyaz ve siyah tonlarından basic parçalar, diz altı etek ve pantolonlar da hafta sonu sizi rahat ettirecek ve ilham verecek parçaların başında geliyor...

Rahatlığınızın ön planda olduğu, keyif ve huzur dolu hafta sonları geçireceğiniz sade bir Kasım ayı sizlerle olsun!


davet

FABIO SUARAZ, ESRA KAKTÜS, AGUSTIN - ROSEMRRI SUAREZ

Büyüleyici Güzelliğiyle Saigon İstanbul Mutfağı ve dekorasyonuyla İstanbullular’a iyi bir alternatif sunan, Agustine Aurez ve oğlu Fabio Suarez’in sahip olduğu Saigon İstanbul’un açılışı şık bir davetle yapıldı. Şişhane’de bulunan İKSV Binası’nın en üst katında hizmet verecek olan Saigon İstanbul; kaliteli yemek, iyi müzik ve ambiyansı, panoramik İstanbul manzarası ve sanatla birleştiriyor. Sosyal yaşam ve iş dünyasının seçkin isimlerinin katılımıyla gerçekleşen açılışta konuklara birbirinden özel lezzetler sunulurken mekan konuklardan tam not aldı. Ünlü mimar Emir Uras’ın yarattığı özel dekorasyonlu yüksek tavan ve Saigon İstanbul’a özel üretilmiş Buddha heykeli ile de dikkat çeken restoran yeni bir gastronomi deneyimi yaşatmak hedefiyle İstanbul’daki lezzet avcılarını ağırlayacak. Saigon’un arkasındaki iki isim Fabio ve babası Agustine Suarez yaptıkları konuşmaya tüm konukları selamlayarak başlarken “Saigon İstanbul, Akdeniz ve Asya mutfağının modern ve kreatif bir dille buluşturuyor. İki farklı mutfak kültürünün klasiklerini yaratıcı bir dokunuşla Türkiye’de buluşturunca da hoş, sıcak sürprizler doğuyor.” dediler. Konuşmanın ardından ise konuklar gecenin keyfini çıkarırken geç saatlere kadar mekandan ayrılmadılar.

182 magdergi.com.tr

BESTE - MUSTAFA YURTTAȘ


magdergi.com.tr 183


davet

LEYLA ALATON

SİTARE AKDİLEK, AYȘEGÜL TOPLUSOY

Davete katılan sosyal yașam dünyasının ünlü bayanlarından bașarılı mücevher tasarımcısı Bilgün Dereli, Saigon İstanbul’un ambiyansını çok beğendiğini belirtti. 184 magdergi.com.tr

MÜGE SIRMABIYIK

BİLGÜN DERELİ

NALAN AKSOY


davet

CARLOS - NİHAN PESSOA

EMRE - DİDEM ERGANİ

Sosyal yașamın sevilen simalarından Sinem Yıldırım gecede tercih ettiği gri kıyafeti ile bakıșları üzerine topladı.

AYȘE AZİZOĞLU

ALTIN MİMİR

SİNEM YILDIRIM

magdergi.com.tr 185


davet

NURAY - OKAN FENERCİOĞLU

MEHMET - ARZU KUNT

Cemiyet hayatının seçkin simalarının katıldığı gecede konuklar eğlenceli ve unutulmaz bir gece geçirdi. 186 magdergi.com.tr

BERRİN SARAN

GÜNSEL ÜLKÜ

FÜSUN HATTAT


HAYALİNİZ GERÇEĞİMİZDİR

Mydonose Weddings and Meetings Çetin Emeç Bulvarı No: 75 / 2 Toyota Plaza 2. Kat Öveçler Tel : 0 (312) 472 92 22 www.mydonose.biz


รถzel

188 magdergi.com.tr


“Yüreği İle Bakmalı,Görmeli, Anlamalı İnsan”

Esra Oflaz Güvenkaya Antoine de Saint Exupery’nin yazdığı, edebiyat tarihinin en çok satan kitaplarından ve büyük küçük milyonlarca kiși tarafından defalarca okunan ikonik kitap Küçük Prens’i sinemalara tașıyarak sevenleriyle bulușturan Oflaz Medya Grubu’nun ortağı her zaman güzel, zarif ve bașarılı Esra Oflaz Güvenkaya ile Küçük Prens’i, yeni projelerini ve özel hayatını konuștuğumuz sıcacık sohbetimiz…

FOTOĞRAF: CENGİZ DİKBAŞ

magdergi.com.tr 189


özel

“Heidi ile nostalji rüzgarı yaşatacağız…”

K

üçük Prens ile Medyavizyon şirketinin yolları nasıl kesişti?

Medyavizyon bizim sinema filmlerimizin Türkiye’de dağıtımını yapan şirketimiz. Ve çok sevdiğimiz Küçük Prens’in kitabının böyle güzel bir film prodüksiyonunun yapıldığını duyunca da satın almaya ve Türkiye’de büyük küçük herkesle buluşturmaya karar verdik.

Yaratıcı Çocuklar Derneği yararına gerçekleştirilen özel gösterime ilgi nasıldı, beklediğiniz sonuca ulaştı mı?

İlgi çok güzeldi. Tabii ön gösterimde yerimiz kısıtlı olduğundan katılımı sınırlamak zorunda kaldık. Ancak çok güzel bir netice getirdi ve yaratıcı çocuklar yararına güzel bir gelir elde edildi. Ayrıca basının ilgisi de yoğundu, böyle eğitici ve ilham verici bir filmin bugün pek çok aileye ulaşmasında büyük faydası oldu.

Küçük büyük herkesin birkaç kez okuduğu dünyaca ünlü kitabı siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

Küçük Prens ikonik bir kitap. Efsanevi Fransız yazar, pilot ve maceraperest Antoine de Saint Exupery’nin yazdığı, edebiyat tarihinin

190 magdergi.com.tr

en çok satan kitaplarından biri. Dünyada 145 milyon adet satmış ve 250 dile çevrilmiş. Yazar 2. Dünya Savaşı sonrası insanlık değerlerini, bir çocuğun gözünden yetişkinlerin dünyasını irdeliyor. Bu da hikayeye muazzam bir samimiyet getiriyor. Savaşın yıktığı insanlık değerleri, dostluk, barış gibi kavramlar 2. Dünya Savaşı’ndan sonra tekrar hatırlatılıyor. Gezegen, gül gibi simgeler literatürümüze giriyor. Mesela “gülüne iyi bak” dendiğinde sorumluluğunu alman gerektiğini otomatik olarak algılıyosun. Kitabı belki de ölümsüzleştiren 2. Dünya Savaşı geçirmiş Küçük Prens’in dünyasından sonra gene günümüzün geldiği noktada gene bu kadar savaş, ölüm, acımasızlık, açlıkla çevrili olmamız. Gerçekten de değişimin olabilmesi için kitapta söylediği gibi “Yüreği ile bakmalı, görmeli, anlamalı insan ve bunlara bir son vermeli” dedirtiyor yine yeni yeniden....

Küçük Prens’i ilk okuduğunuzda ne hissetmiştiniz?

Tabi ilk okuduğumda küçüktüm ve hayali dünyamda pek çok hayali arkadaşımla yaşayan ben, en çok kitaptaki dostluktan etkilenmiştim. Sonra yirmili yaşlarımda okuduğumda anlatılan simgesel değerleri algılayabilmiştim. Bu vesile ile yine okuduğumda kitabın ve yazarın ruhani bir tarafı olduğunu da düşünüyorum artık. Kızıma da 6 yaşında iken okudum, çok sevdi. Özellikle de arkadaşlık etkilemişti. Filmini izlediğinde ise 8 yaşında daha farklı bir algıya sahip oldu. Gözyaşlarına hakim olamadı çok duygulandı. Arkadaşlarıyla filmi konuştular günlerce…


magdergi.com.tr 191


รถzel

192 magdergi.com.tr


“Evde organik ve sağlık bilinçli bir beslenme sistemimiz var.”

Çok sevilen kitapların filmleri genelde kitap kadar beğeni almaz. Küçük Prens filmini bu anlamda nasıl yorumluyorsunuz, izleyici tepkileri ve sizin düşünceniz nedir?

Evet ben de genelde kitapları beğenir filmlerini ise sığ bulurum. Tek sevdiğim kitap adaptasyonu Baba filmleri idi. Ancak gerek hikayenin kısalığı, gerek senaristi, gerek yönetmeni, faktörleri ile ortaya çok derin bir hikayenin görsel şöleni olarak ortaya çıkan Küçük Prens filmi de o yüzden sevdiğim ikinci kitap adaptasyonu oldu. Yönetmeni Mark Osborne - başarılı Kung Fu filminin yönetmeni vs. İzleyen herkesin izlenimi de çok pozitif filmle ilgili, bu da bizi çok memnun etti.

“ Büyükler hiçbir şeyi asla kendi başlarına anlayamazlar; onlara her şeyi açıklayıp durmaksa çocuklar için gerçekten çok yorucu…”

“ Kelebeklerle tanışmak istiyorsam, birkaç tırtıla katlanmam gerek.” “ Bir şeyi evcilleştirdin mi, sorumluluğu sana ait olur. Gülünden sorumlusun yani.” “ Kendini yargılamak, bir başkasını yargılamaktan çok daha zordur. Eğer kendini iyi bir şekilde yargılamayı başarırsan bu, senin gerçek bir

bilge olduğunu gösterir.” “ sana ait olanı bu kadar önemli yapan, ona harcadığın zamandır.” Gibi hayata dair çok özel cümleler vardı. Sizi en çok etkileyen hangi bölümler olmuştu? Benimki; “Tek bir bahçeye beş bin gül dikiyorlar ama gene de aradıklarını bulamıyorlar… Evet bulamıyorlar diye yanıtladım onu. Halbu ki; aradıkları tek bir gül ya da bir yudum su da olabilir. Haklısın dedim. Bunun üzerine Küçük Prens şöyle dedi: Ama gözler gerçeği görmez ki… Yüreğiyle aramalı insan”

Küçük Prens filmiyle önemli bir başarıya imza attığınız için bu konu üzerinde yoğunlaştık, fakat bunun dışında neler yapıyorsunuz? Yakın zamanda Medyavizyondan başka ne gibi projelerle buluşturacaksınız bizi? En yakın projemiz, çocukluğumuzun en sevilen karakterlerinden Heidi’nin sinema filmi... Fakat animasyon değil bu sefer. Nostalji rüzgarı yaşatacak. Öncesinde de Norm of the Nord (Karlar Kralı Norm) animasyon filmimiz var.

magdergi.com.tr 193


özel

“Modayı sadece bana uyduğu zamanlarda takip ederim.”

Yoğun bir dönemde misiniz? Nasıl geçiyor bir gününüz?

Bildiğiniz gibi grubumuzda 16 adet tematik kanalımız bulunmakta. (Kidz Tv, Eurosport Turkish Production, Sinema Tv, Animez, Filtv, RTL vs) Ben bu aralar özellikle Cannes TV festivalinden yeni döndüğümden Kidz Tv, Eurosport ve Animez’in yeni yayın dönemleri ile çok meşgulüm.

Bu aya özel olarak yayınladığımız gurme içeriğimiz için de sizinle birkaç başlığa değinmek isteriz. Bildiğimiz kadarıyla organik gıdalar konusunda oldukça hassassınız. Evinizde ne tür bir beslenme programı uyguluyorsunuz? Evet evde organik ve sağlık bilinçli bir beslenme sistemimiz var. Sebze ve meyveler organik ve mutlaka mevsimine göre alınıyor. Balık ağırlıklı besleniyoruz. Balıkların da deniz balığı ve küçük olmasına dikkat ediyoruz; hamsi, mercan, tekir vs gibi. Tavuk organik alınıyor ve düdüklüde uzun süre pişiriliyor. Ette ise kuzu tercih ediyoruz. Sebzeleri buharda yapıp sonradan sadece zeytinyağı, limon, sarımsak ile sosluyoruz. Mutlaka yeşil salata, ıspanak, roka, avakado ağırlıklı olarak masamızda bulunuyor. Çorbalarımız yine organik. Mesela brokoli çorbasında hiç yağ kullanmadan blendirdan geçirip içiyoruz.

194 magdergi.com.tr

Yağ kullanması mecbur yemeklerde hindistan yağı kullanıyoruz çünkü yanmıyor. Bol bol zencefil, zerdeçal, kekik, kırmızı biber gibi baharatlar kullanıyoruz. Ve illa da masamızda turşularımız bulunuyor; sarımsak, pancar, salatalık gibi… Bodrum’daki evimde ise bostanım var, sebzeleri kendim yetiştiriyorum.

Son olarak da kısaca modaya değinelim. Stilinizi nasıl tanımlıyorsunuz?

Kendime özgü bir stilim var diyebilirim. Kendi stilimi yansıtan, yakışan, beni ifade eden parçaları alır veya diktiririm. Modayı sadece bana uyduğu zamanlarda takip ederim. Sadık değilimdir. İş kadını odaklı giyinsem de; medyacı olduğum için avangard bir tarza sahip olma lüksüm oldu .

Kış yavaş yavaş yüzünü göstermeye başladı. Gardırobunuza hangi renkler ve modeller hakim olacak?

Ben bu kış lacivert, ördek yaşili, bej, buz mavisi, kırmızı ve klasik siyah ağırlıklı bir gardırop tercih ettim diyebilirim.

Sıcaklığınız, içtenliğiniz ve keyifli röportajınız için çok teşekkür ediyoruz…


magdergi.com.tr 195


davet

Zuanka Kapsül Koleksiyonu Pera Palace’ta Tasarımcı Çiğdem Malkoç, “Zuanka” isimli Kapsül Koleksiyonunu Hediyenizvar.com’un kurucusu Tuba Peksayar Şimayli ile Işıl Sarraf Ozan’ın organize ettiği bir davet ile Pera Palace Hotel Jumeirah’da tanıttı. Kokteyl ile başlayan davete Burcu Esmersoy, Melis Murathanoğlu, Tuba Şimaylı, Müge Arnas, Gülgün Çavuşoğlu, Ayşe Tolga ve Betül Demir’in de olduğu iş ve sanat dünyasının ünlü isimleri, giydikleri Çiğdem Malkoç imzalı deri ceketler ve pantolonlar ile gönüllü modellik yaptılar. Konuklar kokteylden sonra defile alanında cansız mankenlerin üzerlerindeki kıyafetleri de izlerken Dj Suat Ateşdağlı’nın müzik performansı eşliğinde eğlence ile devam eden davette, koleksiyon moda severlerden tam not aldı.

196 magdergi.com.tr

ÇİĞDEM MALKOÇ

BUKET - HAYRETTİN TAȘDELEN

SİBEL SERİN, MELİS YELKENCİ


BURCU ESMERSOY

CANAN GÖZTEPE

BESTE YURTTAȘ

BETÜL DEMİR

ÖZNUR YAKIN

magdergi.com.tr 197


davet

10. Yıla Özel Sergi Bercis Açıkalın’ın kendi adıyla kurduğu sanat atölyesi, 2015 yıl sonu sergisini düzenlenen kokteylle açtı. Seramik ve heykel sergisinde, atölyede eğitim alan yirmiye yakın kursiyerin eserleri görücüye çıktı. Atölyenin kuruluşunun 10. Yılı nedeniyle düzenlenen serginin, yaz aylarında İstanbul’da Venedik Sarayı’nda da açıldığını belirten Açıkalın, her bir öğrencinin farklı bir tarzda ve konuda çalıştığını; tüm çalışmaların bir hikayesi olduğunu ifade etti. Alten Evrensey, Ayça Bayar, Ayzit Şahinler, Bahar Karaoğlu, Banu Aksu, Burcu Aydınalp Egel, Canan İren, Çiğdem Uray, Çiler Önen, Dilek Karadoğan, Eda Kutay, Eyçin Aker, Ezgi Fırat, Figen Soyarslan, Gülay Dora, İçten Özkazanç, Maria Berent, Musafa Caner, Müge Özgür, Niyazi Salor, Pınar Selamoğlu, Özcan Metin, Şebnem Pestilci, Suzan Erbuğ, Vilma Rossi Erman’ın eserlerinin yer aldığı serginin açılışında genç müzisyen Su İdil de caz performansı sundu.

198 magdergi.com.tr

BERCİS AÇIKALIN


magdergi.com.tr 199


davet

ZEYNEP BORA

GÖKÇE ÖZCAN

Konuklar, birbirinden eșsiz eserlerin yer aldığı sergide her detayı yakından inceleme imkanı buldular. 200 magdergi.com.tr

GAMZE GÜNGÖR

AYÇA BAYAR

EBRU - DENİZ DEMİRYÜREK


MARIA BERENT

SAİT ÜRÜNLÜ

Cemiyet hayatının önde gelen isimlerinden Gülay Dora’nın da eserlerinin yer aldığı sergi büyük ilgi gördü.

GÜLAY DORA

ELÇİN AKER, NİLGÜN SELER, ȘEBNEM PESTİLCİ

magdergi.com.tr 201


deco trend

Değişen Şartlar... Gün geçtikçe șașırtıcı boyutlara gelen teknoloji, bütün hayatımızı etkiledi.

202 magdergi.com.tr


magdergi.com.tr 203

Yemek masası galeri boşluğu ile daha da ihtişamlı

Giriş Holü


Yatak OdasÄą

Salon

Salon

deco trend

204 magdergi.com.tr


Banyo Konfor anlayışımız, fiziksel rahatlıktan öte; istediğimize istediğimiz an ulaşabilmek oldu. Artık yeni konutlardan beklentimiz; bambaşka bir hale geldi. Gösteriş kelimesi, klasik tarzdan uzaklaşmaya başladı. ‘’Sadeliğin daha ihtişamlı olduğu’’ fikrine alıştık sanki... ‘’Loft, penthouse, rezidans... ‘’ gibi sözcükler günlük hayatımızın içine girdi. Yaşam şartlarımız, alışkanlıklarımız, ihtiyaçlarımız... hepsi farkında olmadan değişti. Bu durum da ilk başta yaşam alanlarımızı etkileyip, tekrar şekillendirdi. Bu ay, Beysukent’te yapılmakta olan ve tüm iç mimari projesi bize ait olan Hasmer’de, bir loft daire ile karşınızdayız. Havalı bir bekar ya da ‘’havalı’’ bir çiftseniz; aynen bu tarz bir müşterimiz için tasarladığımız loft size de fikir verebilir belki..!? Geniş, manzaralı, galeri boşluklu bir salon; 2 yatak odası ve son moda malzemelerin kullanıldığı mutfak ve banyolar kimin hayali değil ki..:) Calacatta ve toros siyahı mermerlerin yarattığı kontrasta karşın; seçtiğimiz parke duvar ve boyasıyla daha sakin bir uyum

sağlamaya çalıştık. Mutfak ve salonu, alışılagelmişin dışında şeffaf camla ayırdık.. Böylece görsel anlamda ayrılmayan bu iki mekanı, Türk yemeklerinin kokusuna uygun hale getirmiş olduk. Salona girer girmez göze çarpan galeri boşluğundan faydalanıp; şık bir sarkıt aydınlatma kullandık. Üst katta bulunan yatak odalarında, evin genelinde kullandığımız renklerden vazgeçmedik.. Kimlikli ve havalı bir daire çıktı ortaya.. Ne yalan söyleyeyim, ben beğendim..:) Güzel bir ay geçirmeniz dileğiyle... NEŞET GÜNE

Tasarım: PRO_FİT NEȘET GÜNE Profit Neşet Güne İnş.Dek.San.Tic.Ltd.Şti. www.profitnesetgune.com

magdergi.com.tr 205


davet

DENİZ TOPSEVER, FİGEN ÇAĞLAR, ELİF BİLGE AYTEKİN

Özlem Süer İle 2016 Düğün Trendleri Shangri-La Bosphorus, İstanbul, Özlem Süer ile birlikte gerçekleştirdiği, Uzak Doğu ile özdeşleşen “Lotus” temalı özel bir davetle 2016 düğünlerine yeni bir soluk getirecek düğün trendlerini gelin adayları ve trendleri takip edenler ile buluşturdu. Shangri-La Bosphorus, İstanbul’un tarihi saraylardan esinlenerek tasarlanan mimarisi ve büyüleyici atmosferi ile göz kamaştıran Balo Salonu’nda, 2016 düğün trendleri anlatılırken, Özlem Süer’in çiçeklerden esinlenerek hazırladığı “lotus” temalı özel koleksiyon da tanıtıldı. Davete, sosyal yaşam dünyasından ve iş dünyasından pek çok ünlü isim katıldı. Shangri-La Bosphorus, Istanbul, gerçekleştirdiği masalsı davet ve yeni hazırladığı düğün kataloğu ile sonsuzluğa uzanan rüya gibi düğünlerin akıllardaki resmini çizdi. Canlı performans ve sürprizler eşliğinde gerçekleşen masalsı davette Michelin yıldızlı Fransız Executive Şef Olivier Pistre ve Pastane Şefi Richard Vacher’in özel olarak hazırladığı ikramlar eşliğinde büyülü bir lezzet şöleni yaşandı. Davet sonunda gerçekleşen çekilişte Shangri-La Bosphorus, Istanbul’da davetlilere dört farklı hediye armağan edildi. Shangri-La Bosphorus, Istanbul’un sunduğu hediyeler arasında, Deluxe Bosphorus odada iki kişilik konaklama, CHI, The Spa’da çiftlere özel masaj, Shang Palace’ta iki kişilik akşam yemeği ve IST TOO’da brunch sunuldu.

206 magdergi.com.tr

ÖZLEM SÜER


KOLEKSİYON Sarkıt Lamba mobilya&dekorasyon

IKEA Sarkıt Lamba 129

KOLEKSİYON Sarkıt Lamba ELLA DORAN Sarkıt Lamba £99,00 INNERMOST Sarkıt Lamba £52,00

VERSACE Abajur

AYDINLANMA DEVRİ

VITA Lamba £69,00

21.yüzyılın en çarpıcı tasarımlarıyla evleriniz çağ atlıyor.

MUDO CONCEPT Lambader 1,250,00

GIORGIO COLLECTION Lambader

VERSACE Abajur

MUDO CONCEPT Lambader 796,00

ZARA HOME Abajur 259,95

magdergi.com.tr 207


davet

AYȘE SLEVGOT, ZAFER KOZANOĞLU

Cemiyet hayatının seçkin simalarından Çiğdem Kamer davetteki renkli kıyafetiyle konukların bakıșlarını üzerinde topladı. 208 magdergi.com.tr

ÇİĞDEM HİTAY

ECE VAHAPOĞLU

ÇİĞDEM KAMER


FERYAL GÜLMAN

NESLİHAN TAȘDEMİR, NİHAN DİLEK

Cemiyet ve iș hayatının önde gelen isimlerinin katıldığı defile konuklardan büyük beğeni topladı.

MELİSSA ARAS, AYȘEGÜL ALTINBAȘ, BELINDA ARAS

BERRİN ZORLU

magdergi.com.tr 209


nextlevel

LIU JO Kazak: 485 TL Jean: 605 TL Çizme: 1.125 TL Çanta: 1.085 TL

210 magdergi.com.tr


Gökçe Özcan Kış Benim Mevsimim İradesiyle yepyeni bir forma ulaşan Başkent’in başarılı iş kadınlarından Gökçe Özcan ile Next Level Alışveriş Merkezi’nde keyifli bir çekim gerçekleştirdik... Kış mevsimini ve kışa dair tüm kıyafetlerle aksesuarları çok seviyor... Bu sevgi tarzına da yansıyor ve bizlere görsel şölen sunuyor... FOTOĞRAF: DERİN GÖKÇE - STYLING: İREMSU ÖNEN

M

erhabalar... Öncelikle en çok merak edilen soruyla röportajımıza başlamak istiyoruz :) Bu forma nasıl ulaştınız?

Merhaba... Çok disiplinli bir program sayesinde çok şükür istediğim sonucu elde ettim. Sıkı bir diyet ve olmazsa olmaz spor elbette ki... İrade her şeyin başı, tüm hanımlara tavsiyem öncelikle kimsenin uyarılarına kulak asmadan kendi beyinlerinde karar verdikleri zaman bu sürece girmeleri.

Fark yaratan bu değişikliğiniz size neler hissettiriyor?

Kendimi çok daha iyi hissetmemi sağladı. Her şeyden önce emek verdiğiniz, hedeflediğiniz bir şeyden tam da istediğiniz sonucu almak harika bir şey. Fakat şunu önemle belirtmek isterim ki; kendimi her halimle her zaman çok

sevdim. Fiziki değişimim hedeflediğim bir şeydi ama şu an asıl farklı hissettiren ve haz veren şey hedefe ulaşmış olmak... Ben zaten dört yıl önce buna yakın kilolardaydım, dolayısıyla beni eski tanıyanlar gayet iyi bilirler, çok büyük bir değişim yaşamadığımı... Her şey psikolojik; annemin kanser olma süreciyle almaya başladım kilolarımı, vefatıyla iyice zirve noktalara geldi ama önemli olan bu kiloyu muhafaza edebilmek... Dolayısıyla sağlıklı beslenmeye ve spora devam.

Tarzınızdan bahsedersek ne gibi değişiklikler oldu? Daha önce ağırlıklı olarak tercih ettiğiniz parçalar neler oluyordu, bugün neler oluyor? Şu an neleri yakıştırıyorsunuz kendinize en çok?

Tarzımda çok büyük değişiklikler oldu diyemem. Her zaman, her yerde şık olmaya dikkat ederim. Geçmişe göre tek fark eskiden fazla kilo dolayısıyla istediklerimi alamıyordum, şimdi özgürüm... Kış mevsimini çok severim, yavaş yavaş kışın gelmesiyle birlikte rengarenk kombinleri kullanmaya başladım.

magdergi.com.tr 211


nextlevel

WEEKEND MAX MARA Deri Bluz: 1.045 TL Deri Etek: 795 TL Yaka Kürkü: 755 TL NINE WEST Çanta: 149 TL ALDO Ayakkabı: 259 TL Șapka: 159 TL

BCBG MAX AZRIA Deri Etek: 1.185 TL Bluz: 785 TL HOTİÇ Bot: 449 TL Çanta: 151 TL

Farklı tarz ve renkte ceketler, şallar, bütünleyen çoraplar vazgeçilmezim... Spor şık bir tarzım var, biraz da maskülen... Çalıştığım için ceketler vazgeçilmezim, elbiseler ve çizmeler de öyle... Ayrıca deri aksesuarları da çok severim.

yakın markamız olduğu için, her türlü bütçeye ve zevke uygun ürün alternatifi yaratabiliyoruz, artık gezmeye gerek kalmadı, tek bir mağazadan tüm dekorasyon ihtiyaçlarınızı halledebilirsiniz.

Çevrenizden nasıl tepkiler alıyorsunuz?

Yakın dönemde planladığınız değişiklikler, yenilikler ya da farklı oluşumlar var mı?

Uzun zamandır görüşmediğim arkadaşlarımın, karşılaştığımızda beni tanıyamadığı bile oldu. İltifatlar ve övgüler duymak çok güzel ama dediğim gibi ben kendimle barışık bir insanım... Önemli olan fiziksel görünüş değil, ruh ve kalp güzelliğidir.

Ulaştığınız formu korumak için hayat düzeninizde bundan sonra ne gibi değişiklikler olacak? Beslenmeme ve spora her daim özen gösteriyorum. Eskiye oranla çok daha programlı besleniyorum. Sağlıklı olmak öncelikli hedefim.

Cumba Selection’ın başarı grafiği ne durumda?

Açıkcası bu konuda da oldukça güzel günler yaşadığımı söyleyebilirim. Ankara Cumba Selection’ı çok sevdi. Bu ilgi, çok daha büyük bir özenle hizmet kalitemizi artırmamıza vesile oldu. Cumba Selection’ın Ankara’ya getirdiği farklılık; her tarz mobilya, aksesuar ve aydınlatmayı bünyesinde bulunduruyor olması… Klasik de var, modern de... Yüze

212 magdergi.com.tr

Elbette var! Çok güzel yepyeni projelerimiz var... Bizde sürpriz bitmez...

Bu keyifli alışveriş gününde son olarak modaya değinmek isteriz... Önümüzdeki sezonda vazgeçilmez parçalarınız neler olacak? Hangi renkleri, ne tür modelleri tercih edeceksiniz?

Kış benim mevsimim kışa dair her şeyi kullanmayı çok seviyorum. Farklı tarzda uzun çizmeler, püsküllü bootieler, uzun ceketler, bereler, şapkalar, kürk detaylar, deri pantolon ve etekler... Rengarenk kombinler... Bu sene mavi, yeşil, sarı ve bordo favori renklerim... Renklerle oynamayı ve kullanmayı çok seviyorum..

Türkiye’de ve dünyada tarzını beğeniyle takip ettiğiniz hatta belki örnek aldığınız isimler var mı? Dünyada var evet, Olivia Palermo


“Sıkı bir diyet ve olmazsa olmaz spor elbette”

WEEKEND MAX MARA Triko: 495 TL Etek: 935 TL Ceket: 1.985 TL Kolye: 225 TL FURLA Çanta: 760 TL ALDO Ayakkabı: 429 TL

magdergi.com.tr 213


nextlevel

BCBG MAX AZRIA Elbise: 1.455 TL HOTİÇ Çizme: 649 TL LIU JO Ceket: 1.115 TL Çanta: 465 TL

“Emek verdiğiniz, hedeflediğiniz bir şeyden tam istediğiniz sonucu almak harika birşey” 214 magdergi.com.tr


alışveriş

Şampuan 44,95 GNC

Saç Bakım Yağı 23,90 YVES ROCHER Far 100 BOBBI BROWN

Far 105 NARS

Oda Kokusu 39,90 YARGICI Kolonya 19,90 KİĞILI

CC Cream 130 BOBBI BROWN

Nemlendiricili Krem 19,95 GNC Honey Miel Vücut Losyonu 78 TEKİN ACAR

Lipstick 9,90 YVES ROCHER

Rimel 24,90 FLORMAR

Concealer 54,90 YVES ROCHER

Christian Dior Dolce Vita Parfüm 398 TEKİN ACAR

Parfüm 319 VICTORIA’S SECRET

Concealer 20,90 FLORMAR

Dudak Kalemi 65 NARS

Dudak Kalemi 65 NARS

Duş Jeli 22,90 YVES ROCHER

Far 90 BOBBI BROWN Deluxe Shine Gloss 18,50 FLORMAR


davet

MAG Lounge’da Sürpriz Kutlama Ankara cemiyet hayatının sevilen isimlerinden MAG Dergi Kreatif Direktörü Seda Çavuşoğlu’nun Harvey Nichols MAG Lounge’da gerçekleşen doğum günü kutlaması, cemiyetin önde gelen isimlerine oldukça renkli bir gün yaşattı. Seda Çavuşoğlu, yeni yaşını sosyal yaşamın sevilen hanımları ve en yakın dostları ile birlikte kutladı. Keyifli anlara sahne olan partide Seda Çavuşoğlu, özel gününde kendisini yalnız bırakmayan arkadaşlarıyla yakından ilgilendi. Parti uzun bir masada sohbetlerle başlarken, cemiyet hayatının önemli isimleri de pasta kesimi öncesi yemek eşliğinde günlük hayatın stresinden uzaklaştılar. Neşeli geçen partinin sonlarına doğru gelen pastanın ardından davete katılan konuklar Seda Hanım’ı hediye yağmuruna tuttular. Pastayı kesen Seda Hanım’ın heyecanlı ve çok mutlu olduğu gözlerden kaçmadı.

Harvey Nichols MAG Lounge’da gerçekleșen sürpriz doğum günü etkinliğine çok sayıda seçkin isim katıldı. 216 magdergi.com.tr

SEDA ÇAVUȘOĞLU



davet

AHSEN DEMİRCİ

AYSU YAVUZ

FİLİZ DAĞ YILMAZ

Cemiyet hayatının önde gelen isimlerinden Filiz Dağyılmaz kırmızı ayakkabılarıyla oldukça dikkat çekiciydi. 218 magdergi.com.tr

BERİL ÇAVUȘOĞLU

EBRU DEMİRYÜREK

YEȘİM TANDOĞAN


TUĞÇE İNAL

RUȘA ACAR

FUNDA BEKİȘOĞLU

PINAR CANALP

ENVER SEVGİ GÜLTEKİN

SEVİLAY HELVACIOĞLU


davet

Fuar Öncesi Muhteşem Şov Otuz beşinci yaşını kutlayan Uluslararası İstanbul Boat Show, lansman teknelerini ilk kez denizde düzenlediği ‘Boat Show Tekne Defilesi’ ile sergiledi. İstanbul Boğazı’nın büyülü atmosferi, Suada’da çok özel bir defileye ev sahipliği yaptı. Uluslararası İstanbul Boat Show’un yaklaşık 250 milyon Euro değerindeki yüzen hazineleri arasından seçilen lansman tekneleri boğazın podyuma dönüşen sularında adeta deniz kızları gibi süzüldü. İstanbul Boğazı’nda gerçekleşen yat defilesini iş dünyası, cemiyet hayatından ve medya dünyasından deniz tutkunu seçkin ve çok özel davetliler izledi. Yat Defilesi, Yacht Türkiye Dergisi ve UBM’in organizasyonuyla Türkiye’de deniz üzerinde düzenlenen tek marina fuarı Uluslararası İstanbul Boat Show’un 35. yılı için Suada-Galatasaray Adası’nda düzenlediği Gala Gecesi kapsamında bir kez daha gerçekleşti. Sunuculuğunu Fatih Türkmenoğlu’nun üstlendiği Gala Gecesi’nde UBM EMEA (Istanbul) Türkiye Operasyonlarından Sorumlu Başkanı Haluk Balcı tarafından, İstanbul Boat Show’u başlatan Onur Konuğu Nuri Tığlıoğlu’na teşekkür plaketi verildi. Konuklar ülkenin ve dünyanın birçok yerinde büyük partilerde DJ’lik yapan Number One Yayın Yönetmeni Mert Hakan çaldığı müzikler eşliğinde keyifli bir gece geçirdi.

220 magdergi.com.tr

HALUK BALCI



davet

HALUK BALCI, HANDE YILMAZ, SERKAN TIĞLIOĞLU

ALİ MÜTEVELLİ, DİNA TOPBAȘ

Suada’da gerçekleștirilen gecede Boat Show otuz beșinci yașını renkli gösterilerle kutladı. ECE VAHAPOĞLU, CİHAN ALPAY

222 magdergi.com.tr

FATİH TÜRKMENOĞLU

KEREM BAȘER


MURAT KÖKSAL, BEHZAT ȘAHİN, EYÜP ÖZER

EMİRHAN SELAH

İstanbul Boğazı’nda gerçekleșen yat defilesini iș dünyası, cemiyet hayatından ve medya dünyasından deniz tutkunu seçkin ve çok özel davetliler yakından takip etti. TANEM SİVAR, ETHEM DİRVANA

SELDA - SİNAN - SİNAN CAN ÖZER


röportaj

ÖZGÜRLÜK DUYGUSU MOTOSİKLET TUTKUSUNDA Motosiklet tutkusu kimisi için özgürlüğü en çok hissettiği anların toplamıdır… Kendine bir rota belirleyip atlayıp gitmek en heyecan verici deneyimlerdendir… Başarılı iş adamı Ceyhan Bağcı iş hayatını da besleyen hobisi, motosiklet aşkını bizlerle paylaşıyor…

224 magdergi.com.tr


M

otosiklet kullanmaya ne zaman nasıl bir hevesle başladınız?

Motosiklet kullanmaya hiç aklımda yokken dört sene önce aniden karar verip başladım. Aslında fikir olarak çok uzak olduğum bir durumdu bu. Çünkü çok tehlikeli, aynı zamanda da Ankara’nın iklim olarak çok uzun süre sürüş yapmaya olanak vermediği kanısındaydım. Tüm bu kaygılarıma rağmen ne zaman ki sürüş eğitimi için motosikletin üstüne oturup sürmeye başladım, tüm aşk o zaman başladı.

Yalnızca hayatı kolaylaştırdığı için mi bu kadar düşkünsünüz, yoksa motosiklet en yalın haliyle bile bir tutku mu sizin için? Bir kere, insana müthiş bir özgürlük duygusu veriyor. Tüm dikkatinizin ve de konsantrasyonunuzun kendisinde olmasını isteyen demirden bir at sürüyorsunuz. Bu arada motorda belirlediğiniz tarz da çok önemli. Benim seçimim tamamen güvenlik, konfor ve seyahat keyfi yaşayabileceğim Touring yönünde oldu. Şu anki mevcut motorum da tüm bu özellikleri taşıyor. Bu benim dördüncü Harley Davidson motorum…

“ Ne zaman ki sürüş eğitimi için motosikletin üstüne oturup sürmeye başladım, tüm aşk o zaman başladı.. ” Kendi motorunuzun özelliklerinden bahseder misiniz biraz? Başka hangi modelleri beğeniyorsunuz?

Harley Davidson’ın 2014 model Electra Glide Limited CVO modelini kullanıyorum. Motor gücü 1900cc olup 440 kg ağırlığında, ABS ve kombine fren sistemine sahip. Özellikleri 6.5 inç ekran, yol bilgisayarı, navigasyon, bluetooth, ön ve arka koltuk ısıtıcıları, elcik ısıtmaları, radyo, mp3, usb bağlantı gibi özelliklere sahip.

Toplumumuzda ne kadar yaygınlaşmış olsa da motosiklete karşı hala çok büyük bir korku var; birçok ebeveyn çocuklarının motor kullanmasına oldukça tepkili... Siz böyle bir tepkiyle karşılaştınız mı? Bu korkuyu ortadan kaldırmak ve kullanımı iyice yaygınlaştırmak için neler söylemek istersiniz?

Ülkemizdeki trafik ve sürüş anlayışı sağlıklı ve güvenli motor sürüşü için maalesef yeterli değil. Avrupa’da birçok insan ulaşımını bisiklet ve motosiklet ile sağlıyor. Tüm araç sürücüleri iki tekerlekli ulaşım araçlarına karşı muazzam bir saygı ve öncelik anlayışıyla trafikte hareket ediyor. Bizler ne kadar trafikte çoğalırsak, trafik ve sürüş anlayışımız da o kadar gelişeceği inancındayım. Ülkemizdeki trafik kazalarını önlemek ve daha güvenli sürüş ortamı yaratmak için trafik kurallarına saygılı bir yolculuk ve eğitimli sürüş tercih etmemiz gerekir. Bunları kendimize ne kadar kadar öğretir ve benimsersek kazalar da bir o kadar azalır.

En çok heyecan veren yolculuğunuz nereye olmuştu, ne kadar sürmüştü, neler hissetmiştiniz?

En heyecan verici yolculuğum 2014 yazında beş adet Harley Davidson motor grubu olarak dokuz günlük italya, Slovenya, Avusturya ve Almanya’yı kapsayan bir sürüş olmuştu. Ülkemizin de çeşitli şehirlerine daha kalabalık grup halinde sürüşlerimiz oldu. Birçok geziyi ailemle birlikte gerçekleştiriyorum.

Biraz da iş hayatınızdan bahsedelim... Ne gibi projeler yürütüyorsunuz şu an?

Oldukça yoğun bir iş yaşamım var. Doğaltaş, inşaat ve turizm alanlarında faaliyet gösteren ONYX DOĞALTAŞ İNŞAAT ve ONYX BUSINESS HOTEL’in kurucusu ve yönetim kurulu başkanıyım. Sürekli ve akılcı büyüme odaklı bir anlayışımız var.

Yakın dönemde ne gibi hedef ve planlarınız var?

Yakın dönemde Kuzey Kıbrıs’ın Girne şehrinde ikinci otelimizi faaliyete geçirmek üzereyiz.

İş yaşamındaki başarınızın altında yatan faktörler nelerdir?

İnancım şu ki; kişinin iyi bir aile yaşantısı varsa, bunun yanında kendisine ayırdığı vakti de iyi bir hobi ile değerlendirebiliyorsa iş yaşamında da o kadar başarıya ulaşır.

Özellikle uzun yol sürüşlerinde müthiş keyif ve konfor içerisinde sürüş yapma imkanı sağlıyor.

Koruma ekipmanları ve motosiklet elbiselerini mutlaka kullanıyor musunuz? “kesinlikle olmalı” dediğiniz ekipmanlar neler? Tabii ki de motor sürmenin sürücüye yüklediği birçok sorumluluk var. Tüm sürüş kıyafetlerim hava şartlarına göre uygun olup her birinde sırt, dirsek, omuz, diz ve kalça korumalarını mutlaka kullanıyorum. Ne kadar mesafeli sürüş olursa olsun full korumalı kask kullanıyorum.

Herhangi bir yarışa katıldınız mı?

Hiç yarış tecrübem isteğim ya da merakım olmadı. Burada amaç keyifle uzun sürüş yapmak. Seyahat öncesi gideceğim yerin yolları hakkında bilgi toplayıp rotamı ona göre belirleyip en güvenli yolu seçiyorum.

magdergi.com.tr 225


davet

LEVENT ALİMGİL, HAMİYET YİĞİT, GÜL ALİMGİL, SABRİ YİĞİT

yooistanbul Kemer Golf Cup’ta Yaza Veda yooistanbul projesi, bu sene Bodrum’daki golf turnuvasından sonra, Kemer Golf Kulübü’nde ilki gerçekleştirilen yooistanbul Kemer Golf Cup ile golf sporunun usta isimlerini bir kez daha bir araya getirdi. Digicom Grup Yönetim Kurulu Başkanı Sabri Yiğit’in ev sahipliğinde gerçekleşen turnuvanın ödül töreni ise yooistanbul’da düzenlendi.

ESFENDER KORKMAZ, ERCAN ÖZSİVRİ

Tasarımının temelinde doğa, sadelik ve fonksiyonellik olan Phillippe Starck imzalı yooistanbul projesi, Kemer Golf Cup ile golf sporunun usta isimlerini bir kez daha bir araya getirdi. Ev sahipliği Digicom Grup Yönetim Kurulu Başkanı Sabri Yiğit’in gerçekleştirdiği müsabaka renkli ve rekabetli görüntülere sahne oldu. Kategorilerde adını yazdıran ünlü isimlere İstanbul’un tam kalbinde, Ulus-Ortaköy-Zincirlikuyu üçgeninin tam merkezinde yer alan, boğaz ve doğa manzaralı yooistanbul projesinin yerinde düzenlenen ödül töreniyle ödülleri takdim edildi. Renkli anlara ev sahipliği yapan ödül töreninde dünyaca ünlü DJ’lerin vazgeçemediği Pioneer DJ set up’lar ile DJ Uğurcan Kaya muhteşem bir performans sergiledi. Tüm katılımcılara Digicom grup markalarından Pioneer kulaklıkların hediye edildiği turnuvanın gala yemeğinde Sabri Yiğit yaptığı konuşma ile golf sporunun önemine değinerek; “Rüzgar, toprak, güneş gibi faktörlerin oyun stratejinizi etkilediği, doğa ile iç içe olmanızı sağlayan bir spor olan golfa olan düşkünlüğüm herkes tarafından çok iyi bilinir. Ayrıca dünyayı yöneten büyük devlet başkanları, büyük şirketlerin üst düzey yöneticileri golf sporu ile hem fiziki hem de düşünsel performanslarını sağlamakta, buradan edindikleri disiplin sayesinde iş stratejileri geliştirmekteler” dedi.

226 magdergi.com.tr


ERKAN AKDEMİR, SABRİ YİĞİT, AHMET AĞAOĞLU, CEMAL KALYONCU BANU İPEKER, DİDEM ARAS, ERDEM KIRAMER, ALİ RIZA VEZİROĞLU

Golf tutkusuyla da tanınan sosyal yașam dünyasının ünlü bayanlarından Serra Tokar turnuva boyunca dostlarıyla renkli dakikalar geçirdi. Serra Tokar bu turnuvada dereceye giremedi. HAKAN ÇARMIKLI

SERRA TOKAR

AYDIN TURHAN

magdergi.com.tr 227


davet

İş Adamları Buluşması Türkiye Genç İş Adamları Derneği (TÜGİAD) Ankara Şubesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen Tügiad Business Network etkinliğine bir yenisi daha eklendi. Geleneksel olarak düzenlenen etkinliğe Tügiad üyelerinin yanı sıra Ankara iş dünyasının da ilgisi yoğun oldu. Ankara iş dünyasının iş birliğini canlandırmak amacıyla yapılan etkinlikte sadece iş konuşulmadı. Yoğun iş temposuna kısa bir ara veren davetliler keyifli dakikalar yaşadı.

228 magdergi.com.tr

NESLİHAN ALKAN GÖRKEM

TÜRKER NASLI

BEGÜM YAZGAN

SEFA ÇOL


alışveriş

Mont 950 NETWORK

Gömlek 298 GANT

Kazak 249 NETWORK

Jean 124 DAMAT TWEEN

Gömlek 249 NETWORK

Şal 99 ABDULLAH KİĞILI

Cüzdan 129 NAUTICA

Pantolon 329 NETWORK

Ayakkabı 999 ALBERTO GUARDIANI

Hugo Boss Saat 769 Bileklik 79 SAAT&SAAT So CHIC

Ayakkabı 299 ABDULLAH KİĞILI

Çocuk Gömlek 59 NAUTICA

Şal 125 ABDULLAH KİĞILI

Esprit 449 SAAT&SAAT

Çocuk Jean 99,95 GAP

Kol Düğmesi 366 ZEN

Çocuk Şapka 59,95 GAP Lacoste Çocuk Ayakkabı 228 SUPERSTEP

Fred Perry Ayakkabı 245 DERİDEN

Lacoste Gözlük 698 GÖZ GRUP


OP. DR. CAN ÖZTEKİN

“Gözler Kalbin Aynasıdır” “Blefaroplasti”

advertorial

Bakışlar tüm iletişimin temelidir. Gerek özel hayatımızda gerekse iş hayatında karşımızdakini etkilemek istediğimizde en büyük silahımız bakışlarımızdır. Bunun yanında bize en erken ihanet eden vücut bölgemiz de yine göz çevremizdir. Yaş almanın ilk belirtileri yüzümüzde göz çevresinde kendisini gösterir. Acıbadem Ankara Hastanesi Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahisi Uzmanı Dr. Can Öztekin “Blefaroplasti” ameliyatları ile ilgili ayrıntılı bilgi verdi.


G

ünlük hayattaki spontan iletişimde birbirimizin orta yüzüne bakarız ve karşımızdakinin imajını belirleyen alan orta yüz olur. Karşımızdakinin genç–yaşlı, mutlu-mutsuz, yorgun-dingin, aktif-bezgin, güvenilir-güvenilmez... olduğuna orta yüz bölgesine bakarak karar veriyoruz. Orta yüz bölgesi kaşı, gözü, göz çevresini, burunu içeren; tabanı yukarıda kaş hizasında, tepesi dudak orta noktasında bulunan bir üçgen alandır. Bu alan karşımızdakine baktığımızda bilinçsiz olarak gördüğümüz asıl bölge olup, kim olduğumuz ile ilgili doğru ya da yanlış bilgiler verebilir. Aynı zamanda bu bölge genetik mirasımızın da göstergesidir. Sadece burun değil, göz çevresi de çok yoğun ailevi özellikler taşır, hatta yaş alma şekli dahi ailemizinkine benzer. Anne ya da babamızın gözaltları çok erken torbalanmışsa, bunu kendimizde de daha otuzlu yaşlarımızda gözleyebiliriz. Ailemizdeki göz kapağı profiline uygun olarak erken yaşta dahi kapak düşüklüklerini gözleyebiliriz. Yüzümüzdeki yaş alma sürecinin ilk başlangıcı da göz çevremizden olmaktadır. Kaz ayakları, üst göz kapağındaki fazlalıklar, çoğu zaman ailevi olan alt kapaktaki torbalanmalar genelde yüzümüzdeki ilk yaş alma belirtileridir. Bunun yanında orta ya da ileri yaşlarda da göz çevresi ilk gözümüze batan alanlardır. Üst ve alt göz kapağındaki sıkıntıların giderildiği ve yeniden genç, aktif imajın restore edildiği estetik ameliyatlara “blefaroplasti” ameliyatı denilir. Günümüzdeki kariyer estetikleri içindeki en sık yapılan operasyonlardır. Sadece üst kapağa yönelik olarak üst blefaroplasti yapılabildiği gibi, sadece alt kapağa yönelik olarak alt blefaroplasti veya bunların birlikteliği olarak üst-alt blefaroplasti şeklinde de yapılabilmeleri mümkündür. Günümüzde orta ve ileri yaş grubunda kadınların yanı sıra erkeklerin de en sık başvurduğu estetik ameliyattır. Blefaroplasti ameliyatları bizleri daha genç ve dinamik gösteren “kariyer estetiklerinin” en sık başvurulan ameliyatıdır. Bize en erken ihanet eden bölge avantaja çevrilmekte, genç ve dinamik bakış yeniden restore edilmektedir. Blefaroplasti ameliyatlarında kabaca üst göz kapağındaki fazlalıklar alınmakta, üst göz kapağının iç kısmındaki yağ fıtıklaşması nedeniyle olan kabarıklıklar giderilmekte, alt göz kapağında da aynı şekilde yağ fıtıklaşmalarıyla oluşan torbalar giderilmekte ve sarkan fazla deriler alınmaktadır. Göreceli olarak ağrısız ameliyatlar grubundadır ve yirmi-otuz günlük bir iyileşmeyi takiben sebebini kimsenin anlayamadığı genç ve huzurlu bir görünüme kavuşursunuz.

Günümüzdeki kariyer estetikleri içindeki en sık yapılan operasyon “blefaroplasti”dir.


davet

NEZİH ALLIOĞLU

GGYD’de Yeni Dönem Buluşması Genç Girişim ve Yönetişim Derneği üyeleri, uzun yaz sezonunun ardından ilk büyük buluşmalarını öğle yemeğinde gerçekleştirdi. GGYD’nin geleneksel öğle yemeği organizasyonları yaz döneminin bitmesiyle yeniden başladı. Eski üyelerle yeni üyelerin tanışıp kaynaşmasını ve üyeler arasındaki ticari iş birliğinin artmasını amaçlayan bu organizasyonda uzun süredir birbirlerini görmeyen GGYD üyeleri hasret giderdi. Yoğun bir dönemi geride bıraktıklarını söyleyen Başkan Allıoğlu; “Yaz sezonuyla birlikte ara verdiğimiz çalışmalarımıza yine aynı tempoyla yeniden başlayacağız. Yeni dönemde de gerek üyelerimiz gerekse şehrimiz için pek çok proje hazırladık. Bu projelerimiz istenen olgunluğa eriştiğinde sizlerle ve kamuoyuyla paylaşacağız. Yeni dönemin hepimize hayırlı olmasını diliyorum” diyerek yeni dönemin çok yoğun geçeceğini vurguladı.

232 magdergi.com.tr

ASENA ANDİÇ



davet

BUKET KOÇER

İLKER DURUOĞLU

KENAN ÜLGÜ

NEZİH ALLIOĞLU

TANSEL UZUNYOL

EBRU AYKUT

Ev sahipliğini Nezih Allıoğlu’nun gerçekleștirdiği davete çok sayıda genç kadın girișimci katıldı. 234 magdergi.com.tr


ALTAN PALABIYIKOĞLU

SAMİ KOÇAK

Sade șıklığıyla davete katılan Nesrin ÇINAR objektiflerimize poz verdi.

SEFA ÇOL

NESRİN ÇINAR

BARIȘ AYDIN

magdergi.com.tr 235


centilmen Ossau Armchair Tasarımcı: Jean Louis Iratzoki & Samuel Accoceberry Üretici Firma: Bosc

İlker Duruoğlu

ilkerdogru@magdergi.com.tr www.domo.com.tr

Dünya çapında tasarımcılar durmuyor, üretmeye devam ediyorlar, aydınlatmadan yemek masalarına, konsollardan seperatörlere kadar geniș bir yelpaze bizim dünyamız. Bu ayki favorim 2015 Karim Rashid tasarımı olan “Cyborb”den aydınlatma elemanı, çağdaș bir heykele benzeyen bu ürünü izlemeye doyamıyorum. A-Line Storage Tasarımcı: Hagit Pincovici Üretici Firma: Cole

Cybo Lamp Tasarımcı: Brabbu Design Studio Üretici Firma: BRABBU

Massimosistema Sofa Tasarımcı: R&D Poltrona Frau Üretici Firma: Poltrana Frau

Cybo Lamp Tasarımcı: Brabbu Design Studio Üretici Firma: BRABBU

236 magdergi.com.tr

Sushi Kart Table Tasarımcı: Lorenza Bozzoli Üretici Firma: Cole


Opto Divider Tasarımcı: Steffen Kaz & Catharina Lorenz Üretici Firma: Cole Tria Chair Tasarımcı: Steffen Kaz Üretici Firma: Cole

Claude Chair Tasarımcı: Shinsaku Miyamoto Üretici Firma: Ritzwell

Rogum Table Tasarımcı: Willi Notte Üretici Firma: Belfacto

Cyborg Lamp Tasarımcı: Karim Rashid Üretici Firma: Martinelli Luce

Gallina Storage Tasarımcı: Emmanuel Gallina Üretici Firma: Cole

magdergi.com.tr 237


davet

RE/MAX Yatırım Ankara’da Emlak ve Gayrimenkul sektörünün öncü firmalarıdan RE/MAX Yatırım Yıldızevler Mahallesi’nde açıldı. Emlak ve Gayrimenkul sektörünün öncü firması RE/MAX Yatırım, Gayrimenkul Danışmanı ve Değerlendirme Uzmanı Salih Özyazgan ve Mustafa Özyazgan’ın girişimiyle Ankara Yıldızevler Mahallesi’nde açıldı. İnşaat ve emlak sektörünün başarılı isimlerinin yanı sıra birçok önemli yatırımcı da açılış törenine yoğun ilgi gösterdi. RE/MAX Türkiye ekibinin de katıldığı törende Salih Özyazgan ve abisi Mustafa Özyazgan misafirleriyle yakından ilgilenerek örnek bir misafirperverlik gösterdi.

238 magdergi.com.tr

ÖZGE - SALİH ÖZYAZGAN


EFE TARAKÇI

KORAY KARTAL

ÇAĞDAȘ AYAN

Açılıș törenine inșaat ve gayrimenkul sektörünün önemli isimleri ve birçok iș adamı katıldı.

AHMET - BERNA KEMAL

MUSTAFA ÖZYAZGAN

magdergi.com.tr 239


KADIN SAĞLIĞINI KORUMADA BİLİNMESİ GEREKENLER Bir kadının hayatı boyunca ergenliğe girișten menopoz dönemi de dahil olmak üzere hiçbir șikayeti olmasa da yılda en az bir kez kadın hastalıkları ve doğum uzmanına görünmesi, kadın sağlığını değerlendirmek ve korumak açısından önemlidir. ACOG (American College of Obstetrics and Gynecology) genç kadınların ilk cinsel deneyimlerinden 3 yıl sonra veya 21 yașında ilk jinekolojik muayenelerini olmalarını ve PAP smear testlerini yaptırmalarını önermektedir. Sonrasında da en azından yıllık olarak tekrarlanmalıdır.

advertorial

Op. Dr. Nezih Durmazlar Ankara Özel Akay Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği


C

insel Yaşam:

Günümüzde popüler hale gelen internetten arama motorları üzerinden, sağlıkla ilgili konularda bilgi almak ve hatta kendi kendimize teşhis koymak(!) yerine bu konuda bir uzman görüşünü yüz yüze iletişime geçerek almanın önemini burada vurgulamak gerekmektedir. Kadın sağlığında önemli konulardan biri olan cinsel yaşam ve bu konuda eğitim, ülkemizde yetersiz kalmaktadır. Yıllık rutin kontrollerde cinsel aktif olan kadınlarda cinsel yolla bulaşan hastalık taraması dikkate alınmalı ve sorgulanmalıdır. Bu konuda gerekiyorsa cinsel yolla bulaşan hastalıklar için testlerin yapılması önerilmektedir.

Doğum Kontrol Hapları:

Doğum kontrol hapı kullanımının da halk arasında mitolojik hale getirilmiş birçok yanlış bilgilenmeleri olduğunu da görmekteyiz. Bunları düzeltmek gerekirse, bu haplar, kısırlığa yol açmaz, tüylenme yapmaz ve kilo yapmaz. Ancak her ilaçta olduğu gibi doğum kontrol haplarında da yan etkiler bulunmaktadır. Bunun için; doğum kontrol hapı başlanacakların kilosu ve tansiyonu değerlendirilmeli, kalp, şeker, karaciğerle ilgili hastalıkları sorgulanmalı, sigara içiyorsa beraber kullanımının getirebilecekleri anlatılmalıdır. Özellikle obezite veya ailede şeker hastalığı öyküsünde tam kan sayımı, kan yağları ve açlık kan şekeri değerleri düzenli aralıklarla ölçülmelidir.

ameliyatı teknikleri hastalara ameliyat sonrasında önemli bir konfor farkı sağlar. ' Laparoskopik yöntem geniş ameliyat deliği açmadan, ufak kesiklerle gerçekleştiren bir ameliyattır. Karında bir kalem genişliğinde yaklaşık olarak yarım santimetrelik delik açılarak kamera ile karın içerisi görüntülenerek rahim ameliyatı gerçekleştirilir. Bu tür kapalı ameliyatlarda ciltte kesi olmaması nedeniyle daha iyi bir kozmetik görünüm vardır. Buradaki en önemli nokta hastanın ameliyat sonrası karın bölgesinde cildinde sezaryen ameliyatlarında olduğu gibi enlemesine ya da karın orta hattına yapılan diklemesine uzun ameliyat izlerinin olmamasıdır. En önemli avantajlarından bir tanesi de cerrahi yapılan bölgeye kamera yardımı ile büyütme sağlanması ve ameliyat sırasında çok az miktarda kanama olmasıdır. Laparoskopik ameliyatlar dikiş materyali kullanılmadan yapıldığı için sonrasında enfeksiyon riskini ve karın içi ağrı hissini oldukça azaltmaktadır. Hastaların aynı gün ağızdan gıda alabilmesi de mümkün olabilmektedir. Laparoskopi ameliyatı sonrasında iyileşme dönemi de açık yapılanlara göre daha hızlı olmaktadır. Hastalar normal günlük aktivitelerine ve işlerine daha kısa sürelerde dönebilmektedirler.” Özel AKAY Hastanesi’nin sağlamış olduğu yüksek teknolojik imkanları kullanarak kapalı (laparoskopik) rahim ameliyatlarını yapabilmekteyiz. Hastanemizin sağladığı teknolojik destekler ve bazı cihazların alımları hasta memnuniyetimizi çok arttırmıştır. Estetik kaygılarla yüz, burun vb. yapılan cerrahi işlemler artık genital bölgeye de uygulanmaktadır. Aynı zamanda Lazer Vajinal rejuvenasyon-vajinal gençleştirme olarak da tanımlanan bu tip operasyonlar son yıllarda oldukça popüler hale gelmiştir.

Vajinoplasti:

Doğumlara bağlı oluşan ancak yaşla birlikte artan vajinadaki gevşemenin, bunun yanında eşlik edebilen idrar kaçırma sorununun da aynı seansta uygulanan farklı bir işlemle çözüldüğü operasyondur.

Menopoz Dönemi:

Dünyada menopoza girme yaşı ortalama 50-52 arasındadır. Kadınlarda menopoz dönemi öncesinde adet düzensizliği olur arkasından da 1 yıl boyunca adet görülmezse menopoza girildiği kabul edilir. İşte menopozdan önceki adet düzensizliği ve 1 yıllık adet görülmeyen döneme perimenopoz (menopoz öncesi) dönemi denir. Bu dönemde kadınların şikayetlerini dinlemeye ve paylaşmaya doktorun ayıracağı yeterli zaman menopoz döneminde de o kadının kontrollerini ve tetkiklerini daha düzenli yaptırmasını sağlayacaktır. Yaş dönemi nedeniyle kanser taraması oldukça önem arz eder. Ayrıca kemik erimesi, kalp hastalığı ve hormon tedavileri de bu dönemin konularındandır. Perimenopoz şikayetlerini düşük doz doğum kontrol haplarıyla (HRT - Hormon replasman tedavisi) gidermek yaklaşımı vardır.

Gebelik Takipleri için İlk Doktor Kontrolü Ne Zaman Olmalıdır:

Bebek düşünen çiftlerin, gebe kalmadan önce rutin bir muayeneden geçmesi daha sağlıklı ve kontrollü bir gebelik dönemi için önemlidir. Yapılacak gebelik öncesi kontrolde rutin kan tahlillerinin yapılması ve olası anormalliklerin üzerine gidilerek tedavisi gebelik olmadan daha kolay olacaktır. Ayrıca, aynı problemlerin gebe kalındığı zaman ortaya çıkması durumun çözümü açısından bazı zorluklar da getirecektir. O yüzden daha gebe kalmadan önce jinekolojik bir muayene gerekmektedir..

Laparoskopik (Kapalı) Ameliyatlar:

“Total Laparoskopik Histerektomi” (Laparoskopik rahim ameliyatı)

Perineoplasti:

Vajina girişi ve makad arasındaki bölge doğumu kolaylaştırmak için kesilir bazen de kendiliğinden yırtılır. Kötü bir yara iyileşmesi veya kötü bir onarım sonucunda bu bölgede anatomi bozulur. Vajina ağzı gevşer, devamlı akıntı ve infeksiyona yol açabilir, alınan cinsel haz da azalır. Yapılan operasyona sıklıkla vajinoplasti de eşlik eder .

Labiaplasti:

Vajina girişinde iç ve dış dudaklar bulunur, bunlar asimetrik, büyük veya kalın olabilir. Doğum, ilerleyen yaş gibi nedenlerle de kötü yönde değişiklik gösterebilirler. Bu durum estetik kaygı yanında cinsel ilişkide ağrıya, tahrişe neden olabilir veya spor yapmayı, mayo, dar pantolon giymeyi zorlaştırabilir. Genellikle utanma nedeniyle yıllarca saklanılan bu sorun labiaplasti operasyonuyla kısa sürede çözülebilmektedir.

Adres: Akay Caddesi Büklüm Sokak No:4

444 7 259

Tel: 0312 416 50 50


davet

Sürpriz Parti Cemiyet hayatının önde gelen isimlerinden Gülşah Taşkın yeni yaşını Harvey Nichols MAG Lounge’da kutladı. Yakın dostlarının bir araya geldiği özel kutlamada Gülşah Hanım katılan tüm arkadaşlarına teşekkür etti. Hep birlikte yemek yiyerek sohbet eden yakın arkadaşlar günün stresini şık partide attı. Gülşah Taşkın pastasının mumlarını üfledikten sonra arkadaşlarıyla toplu fotoğraf çektirmeyi de ihmal etmedi. Hediyelerini takdim eden misafirler Taşkın’ı tek tek tebrik ederek anı ölümsüzleştirmek adına fotoğraf çektirdi.

Özel tasarım pastasının mumlarını üfleyen Gülșah hanımın mutluluğu gözlerinden okunuyordu.

GÜLȘAH TAȘKIN

EMİNE PEKER


NAZAN GENÇ

ÖZGE ȘENER, BURCU TOPOĞLU, GÜLDEN DEMİR

Birbirinden șık misafirlerin katıldığı kutlamada renkli görüntüler yașandı.

NİHAN CEYLAN

B

lası için Daha fazdergi.com blog.mag

MERVE ÖZGE

magdergi.com.tr 243


Diș hekimliğine ek olarak güzellik ve estetik merkezi projesini de hayata geçiren ve böylece hastalarını ihtiyaçları doğrultusunda daha kapsamlı olarak tedavi ederek istedikleri görüntüyü tamamen yakalamalarını sağlayan DentAda’nın kurucusu bașarılı Diș Hekimi Rukiye Öncü ile sağlık ve estetik hakkında keyifli bir röportaj gerçekleștirdik.

advertorial

Polatlı’da Dört Katlı Poliklinik Kapasitesine Sahip Tek Merkez


R

ukiye öncü kimdir?

1985 yılında Almanya’da doğdum, ilkokul eğitiminden sonra Türkiye’ye dönüş yaptım. Liseyi Karaman Fen Lisesi’nde ve Diltaş Koleji’nde tamamladıktan sonra, üniversite lisans ve uzmanlık eğitimimi Ankara Üniversitesi’nde aldım. Şu anda kurucusu olduğum DentAda’da Ortodonti dalında hekimlik yapıyorum.

Genelde diş hekimlerinin ebeveynleri de diş hekimidir... Sizin ailenizde de böyle bir durum söz konusu mudur? Diş hekimi olmak kendi tercihiniz mi yoksa aile tavsiyesi mi oldu?

Ailem yıllardır Türkiye çapında, medikal sektöründe farklı branşlarda hizmet veriyor. Sanırım hekim olmayı seçmemde bana diş hekimliği konusunda öncü olan fikir, çocukluğumdan bu yana bu sektörün içinde büyümem oldu.

Özel DentAda ağız ve diş sağlığı ne zamandır sektörde?

2012 yılında aynı zamanda kurucu ortağı da olduğum bir klinikle Polatlı’da hizmet vermeye başladık, DentAda’nın doğuşu ise; bu yıl Nisan ayında, şirketi tamamen devralıp kızımın adını vermemle oldu.

Kliniğinizde yapılan işlemler hakkında bilgi alabilir miyiz?

Ağız ve diş sağlığı ile ilgili tüm işlemler branşlarında uzmanlaşmış hekimler tarafından yapılmaktadır. İleri cerrahi müdahalelerinden, implant uygulamalarından tutun da ortodontik tedavilere kadar tüm dental işlemleri yapıyoruz.

Hasta profilinizden biraz bahseder misiniz?

Aslında Polatlı’da dört katlı poliklinik kapasitesine sahip tek yer olmamız sebebiyle tüm ilçeye hitap ediyoruz. Alternatifimizin olmaması ayrıcalığımız oldu.

DentAda’nın doğuşu; bu yıl Nisan ayında, şirketi tamamen devralıp kızımın adını vermemle oldu. Kliniğinizle aynı ismi verdiğiniz ’DentAda Güzellik ve Estetik’ nasıl doğdu?

DentAda güzellik ve estetik projesi uzun zamandır aklımda olan bir projeydi. Fakat bu yıl hayata geçirme fırsatı buldum. Özellikle eşimin maddi ve manevi desteğinin yanında çok enerji harcayarak ve tabii ki çok çalışarak kurduğum bu merkezde, güzellik ve estetik alanında aklınıza gelen her konuda hastalarımızın ihtiyaçlarını gerek hekim gerekse estetisyen bazında karşılayabilecek noktadayız.

Bu sektöre gimenize sebep neler oldu?

Diş hekimliği farklı bir estetik bakış açısına sahip olmayı gerektiriyor aslına bakarsanız. Bunun üzerine ortodonti alanında uzmanlaşmak bu bakış açısını kat ve kat arttırıyor, estetik daha da önem kazanıyor. Dolayısıyla hastalarımıza ihtiyaçları doğrultusunda, istedikleri görüntüyü verdiğimizde onlardan aldığımız geri dönüş, yaptığımız işten aldığımız keyfi arttırıyor. Onun için bu sektörde de yer almak istedim.

Cumhuriyet Mah. Sivrihisar Cad.No:5/A Polatlı/ANKARA

Tel: 0312 622 00 06


davet

Yeni Yaşını Kutladı Ankara cemiyet hayatının sevilen isimlerinden Tuğçe İnal’ın Harvey Nichols Mag Lounge’da gerçekleşen doğum günü, cemiyetin önde gelen isimlerine keyifli birgün yaşattı. Tuğçe İnal, yeni yaşını cemiyetin sevilen hanımları aynı zamanda en yakın dostları ile kutladı. Oldukça keyifli anlara sahne olan partide Tuğçe İnal, mutlu gününde kendisini yalnız bırakmayan arkadaşlarıyla yakından ilgilendi. Parti uzun bir masada bol sohbetle başlarlen,cemiyet hanımları pasta kesimi öncesi yemek eşliğinde sohbetler ederek günlük hayatın stresinden uzaklaştılar. Neşeli geçen partinin sonlarına doğru gelen pasta ile birlikte, davete katılan hanımlar Tuğçe İnal’ı alkışlar ve hediye yağmurlarıyla tebrik ettiler. Pastayı kesen Tuğçe Hanım’ın çok mutlu ve heyecanlı olduğu gözlerden kaçmadı.

246 magdergi.com.tr

TUĞÇE İNAL


PINAR AYHAN

lası için Daha faz /MAGonline .com facebook

EBRU DEMİRYÜREK

Renkli geçen doğum gününe katılım gösteren davetliler Tuğçe hanımı bu özel gününde yalnız bırakmadı. YEȘİM TANDOĞAN

SEDA ÇAVUȘOĞLU


açılış

Swarovski’den Işıltılı Açılış Dünyanın en büyük kesme kristal üreticisi Swarovski, Kentpark Alışveriş Merkezi’nde yer alan mağazasında gerçekleştirilen özel davet ile Winter Gardens isimli Sonbahar-Kış 2015 ve dünyada seçilmiş mağazalarında satışa sunulan ünlü tasarımcıların hayata geçirdiği Atelier koleksiyonunu tanıttı. Koleksiyon büyük beğeni toplarken, davette misafirler ikramlar ve canlı müzik eşliğinde keyifli vakit geçirdiler. Swarovski, Kentpark Alışveriş Merkezi’nde yer alan butiği, markanın uzun zamandır birlikte çalıştığı Perakende Partneri Pınar & Mert Enç, Mert Kristal tarafından işletiliyor. Swarovski Karum ve Swarovski Ankamall mağazalarından sonra yeni açtıkları Swarovski Kentpark Mağazasında da kristalin ne kadar yaratıcı, göz alıcı ve farklı şekillerde kullanılabileceğinin göstergesi olan moda mücevherlerinden, saatlere, küçük deri aksesuarlardan, kristal objelere kadar pek çok farklı ürünü markanın tutkunları ile buluşturuyor. Modası hiçbir zaman geçmeyen klasik parçalardan günün eğilimlerini yansıtan tasarımlara, yaşı ve tarzı ne olursa olsun tüm kadınlara farklı ortamlarda kullanabilecekleri seçenekleri sunan, Yılbaşı, Sevgililer Günü, Anneler Günü gibi özel günlerde hediye alışverişlerini kolay ve keyifli hale getiren Swarovski Ankara’da parlıyor.

248 magdergi.com.tr

ELİF BURCU YÜKSEKTEPE


magdergi.com.tr 249


250 magdergi.com.tr



oburcan

www.oburcan.com oburcan@oburcan.com

Kraz Cafe

3

Son zamanlarda ülkemizi de saran 3. dalga kahve evlerinden bahsederek söze bașlamak isterim.

. dalga kahve en genelde kahveye saygı teması üzerine inşa ediliyor diyebiliriz. Dünyanın değişik yörelerinden, ki kahvenin yetiştiği ülkelerin ekvator kuşağı olduğu düşünülürse Afrika ve Güney Amerika ülkeleri diyebiliriz, kahvenin yetiştirildiği çiftliklere kadar takip ederek değişik aromalara sahip en iyi kalitedeki kahve çekirdeklerinin temini ile süreç başlıyor. Ardından bu kaliteli çekirdekler uygun şekillerde, profesyoneller tarafından tüm lezzetlerini ortaya çıkaracak şekilde kavruluyor ve hazırlanıyor. Ve sıra artık kahvenin içindeki tüm tat ve kokuları ortaya çıkaracak şekilde demlemeye geliyor. Sonrası ise malum, kahvenizin keyfini çıkarmak... Demleme yöntemleri ise çok çeşitli. Chemex, Aeropress, Syphon.

ile işe başlayarak en doğru hareketi yapmış. Şu an Ankara’da Türkiye’nin en lezzetli ve iyi işlenmiş kahve çekirdeklerine ulaşabiliyoruz.

Sıcak suya karıştırılan 1 kaşık kahve ile başlayan 1. dalga kahve, artık kahvenin yetiştirildiği çiftliklerin belli olduğu, adil ticaret (fair trade) ürünlerinin kullanıldığı, yerel lezzetlerin baş tacı edildiği 3. dalga ile yepyeni bir aşamaya girmiş gibi görünüyor.

3. dalga kahve ile kahvenin aslında ne kadar zengin lezzetlere sahip olduğunu keşfetmeye yeni yeni başlıyoruz dostlar. Bu bitmez, tükenmez ama çok zevkli yolculuğa katılmak isterseniz sizi Kraz Cafe’ye bekleriz...

Bu yeni kahvecilerin Ankara’daki önde gelen temsilcisi ise yaklaşık altı ay önce Çayyolu’nda açılan Kraz Cafe. Sektörün en iyilerinden olan Petra Roasting’in kahveleri

252 magdergi.com.tr

Kraz Cafe ilk bakışta dekoruyla dikkat çeken bir mekan. Kullanılan renkler ve aksesuarlar sıradan olmaktan çok uzakta. Bu sıra dışı özellik menüye de yansımış. Çeşit çeşit kahvelerinin yanında iddialı bir yemek menüsü de mevcut. Tatlılardan ise hiç bahsetmeyeceğim. Sizlere tavsiyem kendinizi baristanın ellerine bırakmanız, en sevdiğiniz lezzetleri ona söyleyerek size önereceği kahveyi içmeniz. İnanın bu konuda yanılmayacaktır. Mesela ben portakal ve limon gibi narenciye tatlarını sevdiğim için bana önerdiği portakal kabuğu aromalı Kenya Karinga kahvesi ile hedefi 12’den vurdu diyebilirim.

Afiyetle... Kraz Cafe Hilmi Barlas Yașam Merkezi, 9G 2 Çayyolu Çankaya/Ankara (0312) 240 3646 • www.krazcafe.com


VAZGEÇİLMEZ DOSTLUĞA BENZERSİZ LEZZETE 23 YILIN ŞEREFİNE


254 magdergi.com.tr


magdergi.com.tr 255


Adnan Șahin

adnansahin@magdergi.com.tr

Yemek Yemek Karın Doyurmaktan Fazla Bir Șeydir Ağzı ile yiyenlerin azaldığı, kulağı ile yiyenlerin çoğaldığı ülkemizde elbette ki; kaliteli yemek ve servis bulmak zorlașıyor. Önce ağzı ile yemek ve kulağıyla yemek ne demek kendimce anlatmak isterim. 256 magdergi.com.tr


magdergi.com.tr 257


A

ĞZI İLE YEMEK YİYENLER karın doyurmaktan ya da fiziki bir ihtiyacı karşılamaktan çok; seçen, yediği yemek hakkında fikir sahibi olan yani yediği yemeğin ürün özellikleri, pişirme tekniği gibi detaylar hakkında yorum yapabilen, yemekte kullanılan ürünlerin üretildiği andan masadaki servis anına kadar geçen süreç hakkında konuşabilen, özetlersek; ‘YEMEK YEMEK KARIN DOYURMAKTAN FAZLASIDIR’ diye düşünebilen insanlara verilmesi gereken bir sıfat. Yanlış anlamayın sakın, ben gurmelikten falan bahsetmiyorum. O mesele daha da uzmanlık isteyen başka bir konu; bakmayın herkes kendini gurme sayar bu memlekette ama korkarım ki gerçek böyle değil. “KULAĞI İLE YİYENLER” ise; hangi ünlü nerede yemiş, piyasa yapmak dediğimiz buluşma mekanı olarak tabir edilen hangi moda yerleri tercih etmiş, bunları takip eden ya da yediği şey nedir ne değildir hususunda kendine ait fikri olmayan, yemeği sadece hayatta kalmak için yiyen, yani; anlayacağınız yemekten anlamayanlara verilmesi gereken sıfat... Onlar trend takip ederler sorgulamazlar. Bir de üçüncü kategori var... Bu yanılmıyorsam benim iddia ettiğim bir teori; “BAŞKALARININ AĞZI İLE YİYENLER”. Yani; doğru yemek yediğini zanneden fakat aslında bu konuda çaba sarf eden, ancak kendilerine ait fikirleri olamadığından başkalarının doğru dediğine kafadan doğru diyenler... Yine de bu gurup çok ümitsiz değil.

Ülkemizde kulağıyla yiyenler %75, başkalarının ağzı ile yiyenler %15, fakat korkarım ağzı ile yiyenler %10’u geçmez. Peki ağzı ile yemek yiyenler ayrıcalıklı mı doğmuşlardır? Belki doğuştan meziyetleri olanlar vardır aralarında ama genel durum kendini geliştirmek ve yiyecek-içecek dünyasına bakış ile ilgilidir. Bana göre iyi bir yemek için kendini geliştirme adımları şunlar olmalı: Bir kere amacınız olmalı... Yani; “ne yemek istiyorsunuz?” “yemeğinizi nasıl bir yer de yemek istiyorsunuz?” ve “ne kadar zaman ayıracaksınız?” Bu bir öğle arası yemeği ise amacınıza uygun en iyi yemeği yapan her yer uygun. Yani salaş bir yerde şık bir mekan da işinizi görür. Seçtiğiniz yer ile yiyeceğiniz yemek arasında ilişki kurmalısınız. Şöyle diyelim ki; bir et lokantası tercih ettiyseniz şık ya da salaş fark etmez. Sizde et yemek bu duyguyu uyandırmalı, yani; mümkünse mevsim kış ise ahşabın hakim olduğu hatta ateşi görebileceğiniz bir mekan( Şömine, Ocak başı). İşletme menüsü ya da yiyecek listesi doğru olmalı yani bir Türk mutfağı sunan lokantada İtalyan, Fransız ya da başka ülke mutfaklarından örnekler olmamalı, balık lokantasında şiş kebap olmamalı. Sipariş verirken tercihinizi belirtmelisiniz; az pişmiş, çok

258 magdergi.com.tr

pişmiş, baharatlı, baharatsız soslu, sossuz gibi. Yoğurt gibi baskın ürünleri yemek tabağının dışında ayrıca almalısınız. Yoğurt ile yapılan yemeklerden bahsetmiyorum tabii. Yemeğiniz geldiğinde tabağı kontrol edin sıcak yemek sıcak tabak, soğuk yemek soğuk tabak ayrıca estetik açıdan yemeğin tabaktaki durumuna bakmalısınız ve belki de en önemlisi mutlaka koklamalısınız; içindeki baharatları, aromaları anlamaya çalışın belirli bir süre sonunda ayırt etmeye başlayacaksınız. Et, tavuk ve balıklarda aranan temel esas dışının sert, içinin yumuşak ve sulu olmasıdır. Sebzelerde aramanız gereken temel esas ise renk ve kokudur. Garnitürlü gelen tabaklarda ise sıcak yemeğin yanında soğuk ya da pişmemiş ürün kullanılmaması ve oranlar. En temel konulardan biri ise; yemekte kullanılan yağ cinsi... Zeytinyağı ve tereyağı dışındaki tüm yağlar yemek kalitesini ve insan sağlığını bozar. Çok daha kaliteli bir yemek için işletmelerde yapılması gereken detaylı analizler ise; menüde aynı türdeki malzemeler tekrar şeklinde olmamalıdır. Örnek; beş çeşitlik bir menüde tavuk kullanılan iki yemek olmamalıdır. Birden fazla et çeşidi menüde yer alıyorsa bunlardan biri balık veya deniz ürünü ise diğeri tavuk veya bir başka kümes hayvanı veya kırmızı et olmalıdır. Temel malzemeler için geçerli olan bu kural; esas itibariyle garnitür ve soslar için de geçerlidir. Bu yüzden aynı çeşitlilik kaygısıyla bir menü içinde aynı türdeki malzeme tekrarına yer verilmemelidir. Örnek, nişastalı yiyecek kızartılmışsa, sebzelerden biri sote edilmiş, diğeri haşlanmış veya fırınlanmış olmalı yani farklı pişirme tekniği uygulanmalıdır. Bir menüde birbirine yakın soslar olmamalıdır. Örnek: Hollandez soslu kuşkonmaz ile bearnez soslu biftek de kötü bir menüye örnektir; çünkü Bearnez ile Hollandez sos birbirine çok benzer soslardır. Hem ana yemeğin hem garnitürün üzerine aynı sosu dökmek lezzetlerin ayırt edilememesine yol açar. Bir menüde ya da bir yemeğin içinde yer alan mümkünse tat tekrarlarından kaçınılarak düşünülmesi esastır. Tuzlu, tatlı, ekşi ve acı tatların dengesi çok önemlidir. Doğaya ayak uydurmak, yazlık sebze ve meyveleri yazın, kışın yetişenleri ise kışın kullanmak yiyecekleri lezzetlerinin doruğunda olduğunda kullanmamızı sağlar. Böylece yemekler daha lezzetli olur. Bir yiyeceğe uygun pişirme tekniği ve süresini belirlemek, yiyeceğin cinsi ve yapısı ile alakalı olduğu gibi tüketici tercihleri ve besin kayıpları ile de alakalıdır. Yiyeceğin cinsi ve yapısı o pişirme yöntemine uygun olmayabilir. Kuru baklagiller için en uygun yöntem haşlama yöntemidir. Pişirilecek et türünün, cinsi, yaşı, pişirilecek kısmı pişirme tekniğini ve süresini etkiler. Özetle yemek yemek; karın doyurmaktan çok daha karmaşık, titizlik ve bilgi isteyen bir konu yani her canı sıkılanın ya da yemek severin gurme olması biraz zor. Fakat biraz sabır özen, çaba ve ısrar ile herkes gurme olabilir. Sevgi ile ağzınızın tadı bozulmasın…


Lahmi Kiraz Malzemeler

2 Su Bardağı Kiraz (Çekirdekleri Ayıklanmıș) 300 Gr Dana Kıyma 3 Adet Domates ½ Çay Bardağı İrmik 1 Çorba Kașığı Reyhan (Kuru) 1 Çay Kașığı Karabiber 2 Yemek Kașığı Salça (Domates) 1 Adet Kuru Soğan (Küçük Doğranmıș) ½ Çay Bardağı Zeytinyağı 1 Kase Kızarmıș Ekmek (Küp Küp Kesilmiș)

Hazırlanışı

Çekilmiș dana kıymaya irmik, reyhan, tuz ve karabiber ilave edilip yoğrulup küçük misket köfteler haline getirilip 180 derecelik fırında 15 dakika pișirilir. Bir tencerede soğanlar zeytinyağında pembeleșinceye kadar kavrulup domates, salça ve fırından alınan köfteler ile bir araya getirilip su eklenir. Kaynamaya bașladığı anda itibaren 20 dakika kaynatılıp kirazlar ilave edilir. Tuz ve karabiber de eklenerek 5 dakika daha kaynatılır. Kızarmıș ekmeklerden 2 çorba kașığı tabağın altına konulup üzerine yemekten bir kepçe konulup servise hazır hale getirilir.

Karalahana Çorbası Malzemeler

1 Bağ Karalahana (Pancar) 2 Adet Soğan 1 Kase Mısır Yarması 1 Kase Kuru Fasulye 1 Kașık Tereyağı ½ Çay Bardağı Zeytinyağı 1 Su Bardağı Mısır Unu 1 Çorba Kașığı Domates Salçası 50 Gr Tereyağı 1 Çorba Kașığı Pul Biber (Arzuya Göre)

Hazırlanışı

Lahanalar doğranıp kaynamıș suyun içerisine ilave edilir. Sonra hașlanmıș yarma ve fasulyeler eklenir. Biraz pișince çorba karıștırılarak bir miktar su ile çırpılmıș mısır unu yavaș yavaș ilave edilir. Topaklanmamasına dikkat edilir. Diğer yandan bir tavada yağ ile beraber soğan pembeleșinceye kadar kavrulur. Salça eklenir ve karıșım kaynayan çorbanın içine ilave edilir. Yeteri kadar da tuz eklendikten sonra çorba pișince ateșten alınır. Çorbanın piștiği pancarın ezilip ezilmediği kontrol edilerek anlașılır. Yazan: Adnan Şahin magdergi.com.tr 259


İstanbul’da Lezzetli Bir Sonbahar İstanbul’un en nezih semtlerinde yer alan lüks restoranları her zaman olduğu gibi sonbaharda da özel menüleriyle misafirlerine lezzet șöleni yașatıyor... Farklı tatları keșfetmemizi sağlayan restoranlar bizleri dekorasyonları ve manzaralarıyla da büyülüyor...

SHANGRI-LA BOSPHORUS IST TOO Asya’nın egzotik lezzetlerini Türk, Fransız ve Akdeniz mutfaklarıyla buluşturan ve benzersiz hizmet anlayışı ile misafirlerini enfes lezzetlerle tanıştıran IST TOO, Executive Şef Olivier Pistre’nin hazırladığı ve üç ay boyunca damaklarda iz bırakacak yeni menüsü ile sonbaharı karşılıyor. Her ürünün mevsiminde kullanılmasını benimseyen Pistre, üç ayda bir yenilenecek menüde organik mahsullerin yanı sıra AOP işaretine

sahip, üretim koşulları standartlara uygun, yüksek kaliteli ve tescilli ürünler kullanacak. Organik ve taze ürünler kullanma konusunda hassas olan Olivier Pistre, İstanbul’un farklı kültürlerin ve bu kültürlere ait lezzetlerin buluşma noktası olduğunu dile getiriyor. Misafirlerin beğenisine sunulacak olan yeni menüde İstanbul’un bu özelliğinin de yansıtılacağını belirten şef, gastronomi açısından Türkiye’nin sahip olduğu imkanların zenginliği ile bu tatların daha da farklılaşacağını düşünüyor.Sonbahar boyunca sunulacak olan bu özel menüde Fransız Riveriası’nın enfes tatlarından kaya balığı “bouillabaisse”, İspanya’nın klasiklerinden “gazpacho” ve Türk mutfağının olmazsa olmazlarından odun ateşinde pişirilmiş pide ve kebap çeşitleri gibi birçok lezzet yer alacak.

LACİVERT RESTAURANT Boğaz’ın en iyi restoranlarından biri olan Lacivert, sonbahara özel lezzetlerini de ekleyerek menüsünü yeniledi.. Mavinin en güzel tonlarıyla bizleri buluşturan Lacivert Restaurant, yeni menüsüyle misafirlerine ekstra lezzet şöleni yaşatıyor. Her türden damağa hitap eden bu enfes lezzetlerin yaratıcıları Lacivert’in Executive Şefi Hüseyin Ceylan ve ekibi. Keyifli bir başlangıç için taze fırın patates eşliğinde sunulan “Galiçya Usulü Ahtapot” ve “Bandırma Lor Peynirli Kabak Çiçeği Kızartma” en lezzetli seçeneklerden olacak. Ana yemekte ise; anasonlu havuç ve fırında pişirilmiş kırmızı pancar püreleri eşliğinde servis edilen “Izgarada Pişirilmiş Lagos Balığı Yanında Rezene” oldukça dikkat çekerken “Karabiga Karidesi ve Taze Dere Otlu Bayrampaşa

260 magdergi.com.tr

Enginar Salatası” farklı tatları keşfettirecek. İnsan “daha lezzetli ne yiyebilirim?” diye düşünürken masaya gelen “Beyaz Çikolata Çorbası” ve yanındaki orman meyveleri fazlasıyla baştan çıkarıcı!


NAAR RESTORAN Eski İstanbul’un ruhunu taşıyan Holiday Inn İstanbul City, sonbahara yenilenen menüsü ile “Merhaba” diyor. Mevsime uygun olarak seçilen birbirinden özel lezzetler, hem göze hem damağa hitap ediyor Holiday Inn İstanbul City içerisinde yer alan Naar Restoran günün her saatinde

misafirlerini eşsiz lezzetler ile ağırlıyor. Sonbahara taze ve yeni bir başlangıç yapan Naar Restoran’ın, menüsünde mevsimin izlerini taşıyan tatlara yer veriliyor. Akdeniz yeşillikleri ve fesleğen aromalı sos ile servis edilen enginar göbeğinde iç bakla, fava ve Fransız usulü tartolet ile başlayan lezzet yolculuğu, sote mevsim sebzeleri patates ve hardal sos ile pişirilmiş kuzu karski ile devam ediyor. Salata olarak ise cevizli keçi peynirli pancar salatası servis edilirken tahinli helva parfe ile lezzet yolculuğu taçlandırılıyor.

ST. REGIS BRASSERIE İstanbul’un en gözde noktası Nişantaşı’nda St. Regis İstanbul’un giriş katında hizmet veren St. Regis Brasserie, sonbahar kış sezonu için yenilediği menüsü ile misafirlerine “beklentilerinin ötesinde” bir lezzet deneyimi sunuyor. St. Regis İstanbul Executive Şefi Gürcan Gülmez küratörlüğünde Türk ve Fransız mutfağını harmanlayan lezzetleri ile kısa zamanda İstanbullular’ın buluşma noktası olan St. Regis Brasserie, yeni menüsünde yer alan balkabağı & havuç çorbası, ezogelin çorbası ve közlenmiş patlıcan çorbası ile soğuk kış günlerine meydan okuyor . St. Regis Brasserie’nin spesiyalleri arasında; kuzu kulağı, Erzincan keçi peyniri sufle, kızılcık soslu Kinoa Salatası; bal ile lezzetlendirilmiş Ispanak& Keçi Peyniri Salatası, Baharatlı Semizotu Salatası, Izgara Biftek Salatası gibi lezzetli

ve sağlıklı salataların yanı sıra Ev Yapımı Deniz Mahsüllü Ravioli, Fener Baığı Güveç, limon ile tatlandırılmış yasemin pirinci püresi ile sunulan Levrek Tava, karmelize sebzeler ve kırmızı şarap sosu ile servis edilen Ördek Budu, yer elması püresi eşliğindeki Dana Yanağı, beğendi ve ayva ile sunulan The St. Regis Brasserie Kuzu İncik gibi lezzetler bulunuyor. Baştan çıkarıcı tatlı menüsünde ise kestane şekeri taneli sıcak çikolatalı kek Kestane & Çikolata, çıtır gofret üzerine portakallı ve misket limonlu mousse Portakal & Misket Limon, çıtır milföy üzerinde lyce meyve köpüğü Lychee, Kara Orman Pastası ve çikolata ve vanilya sos ile servis edilen St. Regis İstanbul Style Churros gibi lezzetler yer alıyor.

PROTOTYPE Menüsünde Akdeniz usulü lezzetlere yer veren Pasta Pizza, en özel tariflerini bu sonbaharda da farklı tarif ve soslarla misafirlerinin beğenisine sunuyor. Maslak No. 1’de açıldığı günden bu yana iş yaşamının yoğun temposundan kaçmak isteyenlerin farklı lezzet adresi Prototype, bu sonbaharda da

birbirinden özel tatlarını sunmaya devam ediyor. Özel konsepti, güler yüzlü ekibi ile Maslak’ta plazaların tam ortasında yer alan Prototype, Akdeniz lezzetlerinin en güzel tatlarını bir araya getiriyor. Farklı tatlarda makarnaları bulunan Pasta Pizza, Penne, Tagliatelle, mantarlı tavuklu ve Gnocchi makarna çeşitlerinin yanı sıra sunduğu Bolognese, Pesto, Marinara ve Napolitana soslarıyla da benzersiz lezzetler oluşturuyor. Fırına verilirken ya da makarna hamuru yapılırken izleyebildiğiniz, sıcak ortamıyla en keyifli molaların adresi Prototype, en güzel pizzaları yemek için sizi Maslak No 1.’e davet ediyor.

FRANKIE 2012 yılında yatırımcı Kaya Demirer, genel koordinatör Ayşem Saraçoğlu tarafından açılan Frankie İstanbul, yeni sezona bomba gibi sürprizleriyle iddialı bir giriş yaptı. “İyi yemek, iyi müzik, iyi servis” ilkesiyle İstanbul’un lezzet ve eğlence hayatına yeni bir soluk getiren Frankie İstanbul

Restaurant Bar-Lounge, Jazz Mondays, ‘Black Nights’ ve Saturday Live canlı müzik performansları ile sürprizlerine devam ediyor.

magdergi.com.tr 261


röportaj

Sıra Dıșı Tariflerin Mucidi Sempatik Șef

ARDA TÜRKMEN

İstanbul’a ayrı bir tat kazandıran restoranların sahibi ve lezzetli televizyon programlarının sevilen yüzü Arda Türkmen, herkesin mutfaktaki en önemli dostu ve en büyük yardımcısı oldu... Lezzet yolculuğumuza devam etmek üzere Arda’nın Mutfağı’nın kapılarını sizler için araladık...

262 magdergi.com.tr


A

slında artık hepimizin yakından tanıdığı, mutfaklarımızda olan bir isimsin :) Fakat kendi ağzından dinlemek istersen nasıl anlatırsın kendini?

Çalışkan, tutarlı, dışa dönük bir tipim. Bir işi kafama koyduğum zaman olması için çok mücadele ederim. Pes etmek, sıkılmak benim literatürümde asla yok. Aslında bana değil de benimle çalışan ekip arkadaşlarıma sormak lazım nasıl birisi olduğumu… Yanımda çalışan, omuz omuza verdiğim ekip arkadaşlarımın neredeyse hepsiyle uzun süredir beraber çalışıyoruz, benim için hepsinin yeri çok ayrı, onlar için de ben öyleyim bunu her zaman hissettiriyorlar. İş hayatında da adil ve değer bilen bir yapım var.

Lezzet yolculuğun nasıl başladı? Yemek yapmaya ilgin olduğunu nasıl fark ettin ve yemek yapmayı kimden öğrendin?

Yemek pişirmeye olan ilgim ailemden bana miras. Küçük yaşta anneannemi izleyerek, ona yardım etmeye çalışarak mutfağın tadını aldım. Sonrasında ilk profesyonel alanda mutfak deneyimimi 1993 yılında bir otelinin resepsiyonunda çalışırken, benim mutfağa olan ilgimi ve merakımı bilen üstlerimin artık daha fazla ısrarlarıma dayanamaması sonucu bir otel mutfağında yaşadım.

kalemlerimiz de mevcut. Burada da daha çok ağır ateşte pişmiş ürünler yapmaya özen gösteriyoruz. Örneğin; 6-7 saat düşük derecede pişirdiğimiz dana yanak ve dana kaburgamız var. Bunun dışında kayısılı kuzu da bu aralar oldukça ön plana çıkan bir paylaşımlık.

Restoran açmak için ilk tercihlerin Karaköy’den yana oldu. Karaköy’ün senin için çekici olan yönü, sende özel olan yeri nedir?

Ben liseyi Karaköy’de okudum. Şu anda Forneria’nın olduğu yer, önünden otostop çekerek Beşiktaş’a gittiğim bir pizzacı idi. O dükkân şimdi benim oldu ve bir bakıma çocukluk hayallerim de gerçek oldu. Gençliğimi geçirdiğim sokaklarda şimdi işletmecilik yapmanın hazzı çok farklı. Bana buraları geliştirmek, burada kalmak ve kalıcı olmak çok keyif veriyor. Sırf Karaköy şu anda çok ön planda diye birçok yer açılmaya başlandı ama önemli olan buraya gelip öylesine bir yer açmak değil, buraya gelip bu semte kendinden bir şeyler katıp, burayı daha ileriye taşımak benim için.

Roka Davet, Leblon, Arda’nın Mutfağı, Forneria ve şimdi de Mükellef... Tüm bunların ortaya çıkış süreçleri nasıl gelişti? 2003 yılının sonlarına doğru Roka Davet isimli catering firmasını kurdum. Metallica ve Depeche Mode gibi Türkiye’ye yolu düşen önemli müzik gruplarının catering hizmetini verdik bu yıllarda. Roka benim için yemek sektöründeki her şeyi öğrendiğin, piştiğim yer oldu aslında. 2008 yılının Nisan ayında Asmalımescit’te ilk restoranım 11 Leblon’u açtım. Issız Adam filmindeki Alper karakterinin sahibi olduğu mekan olmasından dolayı popülaritesi hızla arttı. Ama hep iyi iş çıkartmaya çalıştığımız için Leblon altı yıl kesintisiz hizmet verdi Asmalımescit’te. 2010 yılında Cnn Türk kanalı için ‘Arda’nın Mutfağı’ isimli yemek programını yapmaya başladım. Program dört sezon boyunca hafta sonları yayınlandı. Aslında hiç böyle bir hayalim yoktu fakat her şey hızlıca gelişti, baktım ki; becerebiliyorum, çalışıp bu konuda da kendimi geliştirmeye karar verdim. 2013 yılının Mart ayında ikinci restoranım olan Forneria’yı Karaköy’de açtım. Forneria çok uzun zaman hayalini kurduğum fırın yemekleri konseptine uygun bir mekan oldu. Geçtiğimiz sezon Arda’nın Mutfağı 5. Sezonunu Tv8’de yayınlamaya başladı. Aynı sene içinde Ver Fırına yarışmasında jüri oldum. Bu sene de her ikisine de aynı televizyon kanalında devam ediyorum. Arda’nın Mutfağı’nda altıncı sezona başladık. Hala ilk günkü gibi heyecanlanıyorum programı televizyonda gördüğümde. Bu sene Ağustos ayında “Mükellef Karaköy”ü açtım. İki senedir hayalim olan bu yeri Karaköy’de The Haze Otel’in terasında açtım. Bir yanı tarihi yarımada bir yanı Galata Kulesi’ne bakan bu restoran sabah yedide kahvaltı ile güne başlayıp, on ikide öğlen servisiyle devam edip, gece ikiye kadar hizmet vermekte…

Forneria’da pizzalarınla damaklarda unutulmaz tatlar bırakıyordun. Mükellef’te hangi lezzetler ön planda? Günlük çıkan 35-40 arası meze kalemimiz var. Arap köfte, kuru patlıcan dolma, carcaron, biberli zahter, topik, lakerda bu mezelerden ön plana çıkanlar. Ara sıcaklardan da 10-12 civarında ürünümüz mevcut. Bunlardan da levrek simit, çıtır beyin, merzane, kuzu gerdan özellikle de tava ciğer çok göze çarpıyor. Aynı zamanda “Mükellef Paylaşımlıklar” adında ana yemek

Yemek yapma tutkun kadar yemek yeme aşkın var mı? Her gün yesen bıkmayacağın ya da asla yemeyeceğin yemekler var mı? Asla yemem dediğim hiçbir yemek yok. Mesleğimiz dolayısıyla her şeyi tatmak ve tadını bilmek zorundayız. Tadını bilmediğin bir yemeği lezzetli yapamazsın. Ama mutfağımdan kuru domates, ince bulgur ve patlıcanlı yemekler eksik olmaz. Gerçekten benim için bu üçünün yeri ayrı.

Evde kendine yemek hazırlarken de sunuma özen gösteriyor musun?

Evde yemek hazırlarken daha ziyade pratik şeyler yapmaya çalışıyorum. Çok fazla evde vakit geçirme şansım olmuyor. Malum setten çıkıp restorana geçiyorum genelde. Ancak evde zaman geçirme şansım olursa da hızlı ve sağlıklı şeyler yiyiyorum. O noktada da sunum pek de önem arz etmiyor.

“Erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer” sözü sende geçerli mi? :) Herhangi birinin seni yemekleriyle etkileyebilmesi kolay mı, yoksa fazla mı eleştirelsin?

Erkeğin kalbine giden yol midesinden geçiyorsa kadının kalbine giden yol da midesinden geçiyor demektir. Genellikle bulunduğum ortamlarda yemeği ben yaparım, etrafımdakiler yer. Set ortamında çekim aralarında yaptığım çorbalar, yemekler, tatlılar çok meşhurdur. Yemek yapmak bence önemli bir özellik ama gerçekçi olalım... Sonuçta yemek yapıyoruz, önemli ama bilimsel bir keşif yapmak kadar da önemli değil. Ben bana yapılan, sunulan yemekleri neredeyse hiç eleştirmem. İçinde emek varsa, eksik de olsa, kusurlu

magdergi.com.tr 263


röportaj da olsa o emeğe saygı duyarım. Aslında o konularda çok kolay bir adamım, önüme ne koysanız yerim, bu niye böyle demem...

Ekranda her zaman oldukça rahatsın... Kadın, erkek, çocuk, hepsiyle kuvvetli bir iletişimin var. Bu rahatlığı neye borçlusun?

Kendimi bildim bileli dışa dönük, konuşkan ve iletişimi güçlü bir tiptim. Özellikle de çocuklarla... Ben konuşkan bir insanım ama insanları dinlemeyi de severim. Onların hikâyeleri, hayatları, zevkleri, damak tatları, sorunları hep bir tecrübedir kişinin hayatına. Ayrıca Büyükdere gibi bir semtte büyüdüm. Çocukluğum sokakta geçti. Sokak hayatı insanı eğitiyor, öğretiyor. Liseyi Saint Benoit’da okudum. Aslında iyi bir sentez, bu sebeple kahvede oturup amcalarla kahve muhabbeti yapmayı da bilirim, ağır bir yemek masasında elimi kolumu nereye koyacağımı da. Kendimi samimi bir tip olarak görürüm ve bu samimiyetin karşımdaki insanlara geçiyor olması mutluluk vericidir benim için...

“Ver Fırına” yarışmasının konseptini nasıl değerlendiriyorsun?

Güzel bir yarışma, insanlar kendi hayatlarından bir şeyler buluyor. Bazen rekabet, bazen dayanışma , bazen didişme ama bolca güzel yemek ve farklı tarifler. Elimden geldiğince tariflerle ilgili püf noktası vermeye, pratik noktalara dikkat çekmeye çalışıyorum yarışmada. Jürilik tahmin ettiğimden zordu, bu sene hem sunucu hem jüriyim... Anlayacağınız işim iki kat zor.

Mutfak ekibini oluştururken neleri göz önünde bulunduruyorsun?

İyi insanlarla çalışmak benim için en önemli kriter. İyi kalpli ve içinde sevgi olan insanlar varsa ekibinizde işler her zaman yolunda gidecektir. İş öğretilir ama iyi olmak öğretilemez bir olgu. Bu sebepten ben çok tecrübeli, bilmem nerelerde okumuş, dünyanın en iyi restoranlarında çalışmış vesaire gibi kıstaslardan ziyade bana saygı duyacak, benimle çalışmaktan keyif alacak insanlar seçiyorum. O zaman eksik kaldıkları yerlerde beraber oturup konuşup her şeyi yoluna koyuyoruz. Hem de çok keyifli ve saygılı bir çalışma ortamı yakalamış oluyoruz.

Dünyada en güzel mutfak hangisi sence?

Çok klişe bir cevap gibi gelecek belki ama benim için gerçekten Türk mutfağının üzerine geçebilecek bir mutfak yok. Evet, çok eksiklerimiz var. Tariflerimiz standart değil, belki her yörede değişkenlik gösteriyor ama bizim lokal ürünlerimiz gerçekten çok değerli ve çok lezzetli. Yurt dışından gelen birisine dünyanın neresinden gelirse gelsin, bir Hünkar Beğendi yedirdiğinizde resmen inanamıyorlar; bir tabakta birleşen bu lezzetler hem bu kadar lezzetli hem de nasıl bu kadar basit olabiliyor diye. Nar ekşisi, salçalar, sabah kahvaltısı kültürümüz, meze kültürümüz gerçekten bizi her ülkeden ayrı ve özel kılıyor.

Televizyonda bu kadar sıcak, sempatik ve evlerimizden biri gibi olan Arda Türkmen özel hayatında nasıldır?

Ben işkolik bir adamım, dolayısıyla özel hayatımın da büyük bir kısmı işte veya işi düşünerek geçiyor. Onun dışında bisiklet sürüyorum ve spor yapıyorum. Spor benim hayatımın olmazsa olmazı. Sabahları çok erken kalkıyorum, erkenden evden çıkıp kilometrelerce bisiklet sürüyor ya da salona gidip spor yapıyorum. Bunu yapmadığım günlerde ise anneme, kız arkadaşıma ve yakın arkadaşlarıma vakit ayırmaya çalışıyorum.

Son olarak yakın dönem projelerinden bahseder misin bize biraz? Aldığımız duyumlara göre bu sefer biraz farklı bir noktada; Nişantaşı’nda yeni bir restoranla karşımıza çıkacaksın galiba? :) Central hakkında neler söyleyebilirsin bize?

Televizyonlarda her geçen gün yeni bir yemek programıyla karşılaşıyoruz. Arda’nın Mutfağı’nın fark yaratmasının altında yatanlar neler sence?

“Arda’nın Mutfağı”nda hep tek bir ilke izledim. Doğada ve çevremizde bulunan basit malzemelerle, sıra dışı lezzetler ve sunumlar yakalayabilmek. Benim için en büyük ilham doğallık. Kendiniz doğal olduğunuzda, olduğunuz gibi birisi olup, rol yapmadığınızda sıcaklığınız ekranın diğer tarafına geçiyor.. Ben hiçbir zaman bir senaryoya bağlı kalmayı kabul etmedim. Her zaman içimden geldiği gibi davrandım. Yaptığım yemekleri de aynı sadelikte seçiyorum. Asla insanların ulaşamayacağı ürünleri mutfağıma sokmuyorum. Değişik bir malzeme kullanıyorsam da mutlaka o malzemenin alternatiflerini izleyicilerle paylaşıyorum ki kendilerini zor bir tarifin içinde gibi hissetmesinler. Zannediyorum ki; bu temiz ve doğal akış izleyiciyle beni buluşturan temel unsur.

264 magdergi.com.tr

Central yepyeni bir oluşum olacak. Kaan Boyner, Önder Öztarhan, Okan Can Yantır ve İsmet Yılmazel ile beraber yemek sektörüne artı değerler katacağını düşündüğümüz ve üzerinde çok kafa patlattığımız bir iş. Bu senenin sonunda Nişantaşı’nda Central’ı hayata geçireceğiz.

Sabah kahvaltıyla başlayıp, gün boyu kesintisiz yemek servisi verecek, gece hafif bir bar lounge havasına girecek keyifli bir mekan planlıyoruz. Sonrasında da yine aynı ekip, bambaşka lokasyonlarda bu işi geliştirecek, ancak tekrar etmeyecek bir kurgu üzerine gideceğiz. Anlayacağınız Central’in zincir bir dükkan olması gibi bir tasarrufumuz yok. Zincir lokantacılığın zor yanları var, o konuya da girecek ikinci bir markamız olacak ama Central hep özellikli kalacak.

Lezzetli ve orijinal bir tarifinle sohbetimizi şimdilik noktalayalım o zaman... Sana başarılar diliyor ve keyifli sohbetin için teşekkür ediyoruz... Ben size samimi sorularınız ve keyifli röportajınız için çok teşekkür ederim.


Firikli Kuru Patlıcan Dolması Hazırlanışı;

Malzemeler;

• 30 adet kuru patlıcan

İç harç için;

• 500 gr az yağlı kıyma • 4-5 adet ezilmiș sarımsak • 1 su bardağı yıkanmıș firik bulguru • ½ su bardağı yıkanmıș bulgur • 2 tepeleme yemek kașığı domates salçası • 1 tepeleme yemek kașığı acı biber salçası • 2 yemek kașığı nar ekșisi • 1 su bardağı hașlanmıș nohut • 1 çorba kașığı kadar acı pul biber • 1 tutam kimyon • 1 dolu tutam kuru nane • Tuz • Karabiber • Aldığı kadar su

İçinde pişeceği su;

• 1 litre kaynamıș su • 2 kașık domates salçası • 4-5 kașık ayçiçeği yağı

Üzeri için;

• Süzme Yoğurt • Pul biber • Tereyağı

ika kadar hașlayın, çok Patlıcanları kaynar suda 3-4 dak , hemen çıkartıp soğuk asın yumușamasın çok da diri kalm Bütün harç malzemesini suya sokup pișmesini durdurun. ak harmanlayın. bir kaba koyun ve iyice yoğurar urun ancak tam ağzına Patlıcanların içini bu harçla dold uk parmak boș kalacak buç kadar doldurmayın, üzeri 1-1 . terin gös n öze șekilde doldurmaya p birbirini kapatacak șekilde Tencereye ağızları üst üste geli n. dıșarıdan içeriye doğru dizi a domates salçasını eritin, Ayrı bir kapta sos için kaynar sud ilde tencereye ekleyin. dolmaların üzerini kapatacak șek yin, üzerine 1 tabağı ters ekle e Ayçiçek yağını da tencerey kısık atește tencerenin ağzı kapatın ve 50-60 dakika kadar kapalı șekilde pișirin. üklenirken ateșten alın ve Bir tavada tereyağını eritin, köp Dolmaların üzerine önce pul biberi ekleyin hafif karıștırın. servis edin. yoğurt sonra, bu sosu dökerek

magdergi.com.tr 265


266 magdergi.com.tr


Her damak zevkine hitap eden leziz balık ve meze çeşitleriyle yeni sezonda muhabbet bir başka keyifli...

Tunalı Hilmi Caddesi 106 / 5 Çankaya - ANKARA Telefon: 0312 426 27 28 www.tunalibalikcisi.com.tr /tunalibalikcisi @tunalibalikcisi magdergi.com.tr 267


röportaj

“Dünya Markası Olacağız” 46 sene önce Bostancı Kasaplar Çarșısında küçük bir kasap dükkanında henüz 10 yașındayken çalıșmaya bașlayan; ișinde farklılașmak, bașarılı olmak ve kasaplık mesleğine apayrı bir kimlik kazandırmak hayallerinin sahibi Cüneyt Asan’dan, bugün Türkiye’de 43 șube, iki bin çalıșan ve kendi et çiftliklerine sahip, Türkiye’nin ilk ve tek dört konseptli markası Günaydın Restoranları’nın, emek dolu bașarı yolculuğunu dinliyoruz...

268 magdergi.com.tr


S

ıfırdan gelip çok büyük başarılara ulaşan pek çok hayata şahidiz, fakat sizinki en hırslı hikayelerden biri... Nasıl bir serüvenden geliyorsunuz?

Öncelikle başarımızı takdir ettiğiniz için çok teşekkür ederim. Yaptığınız işe güveniyor ve işinizi etik, en önemlisi ahlaklı olarak yapıyorsanız başarının gelmemesi olanaksız. 46 sene önce yani 10 yaşında ihtiyaçtan kasap çırağı olarak başladığım bu işe kimlik kazandıran bir iş adamı olarak ben de geriye baktığımda kendimle gurur duyuyorum. Başarı şans eseri gelmez, emek ister. Biz yoksul bir aileydik. Babam kapıcılık yapıyordu ve bu yüzden de birçok ihtiyacımı okuldan karşılayabiliyordum. Ama bu durum benim onurumu, gururmu kırıyordu. 10 yaşıma geldiğimde kendi paramı kazanmaya karar verdim ve Bostancı Kasaplar Çarşısında çırak olarak işe girdim. Şu an 56 yaşındayım, bu 46 yılın tamamını ortaklarım Nimet ve İsmet Yalçın ile birlikte bu markayı oluşturmakla harcadım. Çocukluğum gençliğim hep bu uğurda geçti. İşe başladıktan kısa bir süre sonra dünyaya bu iş için gönderildiğimi fark ettim. İşimi çok sevdim, işte bu yüzden de hayatımın çoğu o kasap dükkanın içinde geçti. Günde 18 saat çalışıyordum, gecem gündüzüm olmuyordu. Dükkandan çıkıp, mezbahaya gidip en iyi eti bulmak için saatlerce uğraşıyordum. Bu sırada dünyadaki gelişmeleri takip ettim, Türkiye’de olmayan şeyleri araştırdım ve değil Türkiye Dünya’da olmayan “Amerikan Bar ve Kütüphaneli” kasabı açtım. Bu farklılık insanların beni görmesini fark etmesini sağladı ve beraberinde basının da ilgisini çekti. Yıllar içinde Türkiye’nin en iyi çiftliğini kurduk. Bu süreçte Doğuş Gurubu ile de ortak olduk.

Neyin hayali sizi bu noktalara ulaştırdı?

Öncelikle benim hayalimin kesinlikle para ve maddiyata dayalı olmadığını özellikle söylemek isterim. Benim en büyük hayalim; işimde farklılaşmak, başarılı olmak ve kasaplık mesleğine kimlik kazandırmaktı. Çünkü kasap çırağı olarak çalıştığım yıllarda erkeklere kasap oldukları için kız bile vermiyorlardı. Kimliği oluşmamış bir meslekti. Meslektaşlarımın ve benim yaşadığımız bu sıkıntıları yaşadıklarını görünce kendime bu misyonu görev bildim. Bugün baktığımda getirdiğim bu yenilik sayesinde tüm genç çocuklarımız kasaplarda çalışmak, steak house açmak istiyor. Bu benim için bir gurur ve onur kaynağı... Ülkemize kattığım bu inovasyondan dolayı da en büyük isteğim et sırtımda heykelimin Taksim Meydanı’na dikilmesi. Tabii benim yanımda da kendi sektörlerine yenilikler, kimlikler kazandırmış diğer iş adamlarının da olması hepimize gurur ve onur verir ve yeni gençlerimizin önünü açar. Kısacası bir sembol olarak düşündüğüm heykelin dikilişinin en önemli sebebi “ Bir kasap bile olsanız işinizi layığı ile aşkla, sevdayla, onurla, gururla yaptığınızda bu mesleği yapan birinin de heykeli dikilebilir” algısını yaratmak.

Bu kadar büyümenizi sağlayan, dönüm noktasını size yaşatan parlak fikir neydi?

Başarı şans eseri gelmez, emek ister. Ve asla şansa inanmam, şans ve tesafüs diye bir şey yoktur. Sebepler vardır. Yaptığınız işte farklılıklar yaratıp, kapalı kutu içerisinde yaşamazsanız işiniz sizi iyi bir noktaya taşır. Dünyadaki rakiplerimizin hızla ilerlediğini yerinde saymadıklarını hiç unutmamız lazım. Benim en büyük hazinem insanların bana duyduğu güven ve beni 46 senedir çekirdekten tanımaları. Restoranlarımıza gelen hiçbir misafirimiz onlara yanlış yapmayacağımızı bilir ve kendi evlerinin sofrasında gibi rahattırlar. Bu güveni ben ve markamız asla suistimal etmeyiz. Şunu da söylemek isterim ki; bu iş için gönderildiğimi düşünüyorum. Sektöre

yeni çocuklar yetiştirip, onları Türkiye’nin önemli markalarının sahipleri olarak görmek bana gurur veriyor. Çünkü ben bir ustayım. Çok sevdiğim bir söz vardır “Usta; yeryüzüne köklerini, gökyüzüne dallarını salmış çınar gibidir” Benim dallarımın da başarıları beni ölümsüz kılacaktır. O yüzden asla bu konuda egom yoktur. Onların başarısı benim başarım demektir. Ama tabii ki vefa olduğu sürece…

Firmanızın şu an geldiği nokta, hedeflediğiniz nokta mı, yoksa hala “daha ilerisi” diyor musunuz?

Asla “ben başardım, ben oldum” dememelisiniz. Hedefleriniz olmalı. Şu anki başarımız tabii ki tartışılmaz. Ama çok daha iyisini daha daha iyisini yapmalıyız. Çünkü dünya markaları asla durmuyor. Hep yeni konseptler yeni lezzetler yaratıyorlar. Biz de olduğumuz yerde asla saymamalıyız. Hatta dünya, güzel ülkemizin lezzetlerini daha keşfetmedi bile. Her yöremizin ayrı bir tadı, ayrı bir dokusu var. Tarım ve yöresel mutfak olarak cennette yaşıyoruz. Bunu mutlaka dünyaya tattırmamız, tanıtmamız gerekiyor. O yüzden sadece Günaydın’ın değil başarılı tüm Türk markaların hedefi DÜNYA olmalı. Biz de o yüzden dünya markası olmadan bugünkü durumumuza başarılı diyemeyiz. Şu an tüm hedef ve planlarımız bu yönde ilerliyor.

Sizden sonra tüm kasaplar steak house konseptine döndü, fakat hala sizin yeriniz ayrı... Fark yaratan yönünüz ne? “Piyasadaki en iyi eti önce Günaydın toplar.” sözleri doğru mu? :)

Şunu gururla söyleyebilirim ki; kırmızı eti güzel ülkeme sevdiren öncü markaların başında geliyoruz. Lezzet kalitesini koruduktan sonra ve kendi damak zevkimize iyi gelen tadı misafirlerimize hilesiz, olduğu gibi aktardıktan sonra et dünyanın en lezzetli yiyeceği. Ama doğru eti de seçmek çok önemli tabii ki. Günaydın markası olarak Balıkesir Gönen’deki çiftliğimizde kendi etimizi kendimiz üretiyoruz. Çiftlikteki canlılarımız sağlıklı, doğal koşullarda mutlu canlılar olarak yetişiyorlar. Onların mutlu olması da bize otomatikman sağlıklı et olarak dönüyor. Şunu da asla unutmamalıyız: “Ne yerseniz o olursunuz”. Mutlu olmanın sebebi bence mutlu yemekten geçiyor. Sofradan lezzetin zirvesinde kalkarsanız bu hayatınıza da mutluluk olarak yansır ve her şeyi pozitif olarak görmenizi sağlar.

Şu an kaç farklı konseptiniz, kaç şubeniz ve kaç çalışanınız var?

Türkiye’nin ilk ve tek dört konseptli markasıyız. 7’den 70’e her kesime hitap etmek amacıyla konseptlerimizi oluşturduk. 36 sene önce Bostancı Kasaplar Çarşısında küçük bir kasap dükkanı olarak başladığımız markalaşma yolcuğumuza kısa bir süre sonra kebap konseptimizi de ekledik. Sonrasında ise steak house konseptini oluşturduk. İstinye Park’ın açılması ile birlikte de köfte döner konsepti ile de alışveriş merkezlerine ve en önemlisi de Avrupa yakasına giriş yaptık. Şunu gururla söyleyebilirim ki; köfte döner konseptimiz alışveriş merkezlerinde şu anda ciro rekortmeni. Mc Donalds ve Burger King gibi dünya markaları ile yarışıyor ve hatta onları geçiyor. Burger konseptimiz ise misafirlerimizin doğru sağlıklı burger’i tatmalarını arzu etmemizden dolayı oluştu. Bu konseptlerin hepsi bizim için birer zevk. Şimdi Bostancı Günaydın Kasabı pilot bölge olarak kullanıp Ocakbaşı konseptini oluşturuyorum. Ocakbaşında yemek yemenin keyfi, tadı her zaman ayrıdır. Çünkü sipariş verildiği anda malzemeler taze taze misafirin önünde yapılır ve sunulur. Lezzeti farklıdır. Sistem oturduktan sonra da birçok noktada Günaydın Ocakbaşı konseptini görmeye başlayacağız. Bugün tam tamına 43 şube ve iki bin çalışana ulaştık, çalışanlarımız ile de sektöre istihdam sağlıyoruz.

magdergi.com.tr 269


röportaj

Ekibinizi oluştururken neleri göz önünde bulunduruyorsunuz?

Benim için en önemli unsurların başında hatta olmazsa olmazların başında doğru servis elemanı gelir. Şefimiz, garsonlarımız ne kadar enerjik, sıcak kanlı, güleryüzlü ve samimi olurlarsa yemek bir o kadar da lezzetli olur. Siz dünyanın en lezzetli yemeğini misafirin masasına koyun eğer servis elemanı başarızsa kimse memnun olmaz. Özellikle Türk insanı için... Ben her zaman yanımda başlayan ya da başlayacak olan çocuklarıma benim enerjimi, işe olan aşkımı, dükkanlara gelen misafirlerimizle olan diyaloğumu göz önünde bulundurmalarını ve uygulamalarını tavsiye ediyorum. Çünkü ben kendimdeki bu başarıyı senelerce tıpkı bir nakış gibi işledim.

Piyasadaki diğer en iyi et restoranlarının da başındaki kişilerin hemen hemen hepsi sizin öğrenciniz... Onlara nasıl yol gösteriyorsunuz, nasıl yakalıyorsunuz bu başarıyı?

Bu sorunun yanıtını size bir hikaye ile vermek istiyorum: Ulu bir çınar ağacının yanında bir kabak filizi boy göstermiş. Bahar ilerledikçe bitki çınar ağacına sarılarak yükselmeye başlamış. Yağmurların ve günesin etkisiyle müthiş hızla büyümüş ve neredeyse çınar ağacıyla aynı boya gelmiş. Bir gün dayanamayıp sormuş çınara: “Sen kaç ayda bu hale geldin ağaç?” “46 yılda” demiş çınar. “46 yılda mı?” diye gülmüş ve çiçeklerini sallamış kabak. “Ben neredeyse iki ayda seninle aynı boya geldim bak!”... “Doğru” demiş ağaç, “doğru”... Günler günleri kovalamış ve sonbaharın ilk rüzgarları başladığında kabak önce üşümeye sonra yapraklarını düşürmeye, soğuklar arttıkça da aşağıya doğru inmeye başlamış. Sormuş endişeyle çınara:”Neler oluyor bana ağaç?” “Ölüyorsun” demiş çınar... “Niçin?” “Benim kırk altı yılda geldiğim yere sen iki ayda gelmeye çalıştığın için”... Sanırım biraz olsun açıklayıcı olmuştur :)

270 magdergi.com.tr

Benim en büyük hazinem insanların bana duyduğu güven ve beni 46 senedir çekirdekten tanımaları.. Kendi çiftliğinizde yalnızca kendiniz için mi et üretiyorsunuz, yoksa dışarıya satışınız da var mı?

Bu konuyla ilgili dışardan çok fazla talepler geliyor fakat işletme sayımızın çok fazla olmasından dolayı çiftliğimizde sadece kendi işletmelerimiz için et üretebiliyoruz. Ama sektörde bizim etimizin kalitesinde et tedarik eden benim de etinin kalitesine onay verdiğim çok önemli depolar var. Talepler doğrultusunda kendilerini gözüm kapalı bu üretici firmalara yönlendiriyorum.

Yıllardır dur durak bilmeden çalışıyorsunuz, günde yalnızca üç saat uyuduğunuzu söylüyorsunuz. Peki hala nasıl bu kadar enerjik olabiliyorsunuz?

Bendeki bu enerjinin kaynağını kırmızı ete ve insan sevgisine borçluyum. Aşk olmadan insan enerjik olamaz. Aşkı sadece duysal anlamda anlamayın, bu iş aşkı, doğa aşkı, yaşama aşkıdır.

Yakın dönem projelerinizden biraz bahseder misiniz? Dünyada bizi temsil edecek misiniz?

En kısa zamanda Dubai şubemizi açacağız. Sonrasında Londra, New York, Paris, Miami, Almanya, İtalya başta olmak üzere dünyaya açılmaya başlayacağız.


ankara

Tunalı Hilmi Caddesi Güniz Sokak No:42 Kavaklıdere 06700 Ankara,Turkey T: 0312 457 40 00 F: 0312 457 40 40 www.divan.com.tr “Divan Ankara bir Moment AŞ. yatırımıdır.”

/divandayiz magdergi.com.tr 271


Dünyanın En Ünlü Mutfakları Lezzet alıșkanlıkları dünyanın her yerinde farklı ama yemek yeme zevki herkesin ortak noktası... Kimine göre yemekleri lezzetli kılan çeșitli baharatlar kullanılması iken kimine göre tamamen sadelik... Renkler, tatlar, sunumlar, alıșkanlıklar dünyanın her yerinde birbirinden oldukça farklı... Dünyanın en ünlü mutfaklarını, iștah kabartan yemeklerini sayfalarımıza tașıyoruz...

272 magdergi.com.tr


ET TUTKUNU ARJANTİN MUTFAĞI Geçmiş yıllardan bugüne kadar geçim kaynağı hayvancılık olan Arjantin halkı, ana besin maddesi olarak et tükettiği için günümüzde de hala Arjantin dünyanın en çok sığır üreten ülkesidir. Bu yüzden ete dayalı bir mutfakları vardır. Dünyaca ünlü aşçılar, Arjantin’in güney bölgesinde yetişirler… Arjantin’in kuzeyinde tahıl ve keçi etinin ön planda olduğu bir mutfak kültürü varken güney bölgelerinde sığır eti ve av etleri tercih edilir. Çoğunlukla pirinç ve patates tüketiminin olduğu Arjantin mutfağında ekmek çok fazla tüketilmez.Arjantinliler güne çay, kahve veya süt eşliğinde kruvasan, tereyağı ve reçel ile güne hafif bir başlangıç yaparlar. Öğle ve akşam yemeklerinde ise ana besin maddeleri et olurken; sebze, pirinç veya patates de yan gıda olarak lezzeti tamamlar. Yemekleri tatlı bir sonla noktalayan Arjantin halkı genellikle sütlü tatlıları tercih eder. Akşamüstü beş çayı ise İngiltere’deki gibi Arjantin’de de bir kültürdür; saat beşte mutlaka çay içilirken yanında da sandviç veya kek türü bir şeyler yenir.

Ünlü Tatları:

Izgara-barbekü yemeklerinde; “parillada” ve “asado”… Bunları yediğinizde gerçekten et yediğinizin farkına varıyorsunuz… Tatlılarda; “dulce de leche”… Dünyanın en lezzetli ve orijinal sütlü tatlılarını yapan Arjantinliler, tatlılarında sıklıkla reçel kullanırlar. İçeceklerde; “Mate”… Mate dedikleri çay bizim de bildiğimiz yeşil çaydır. Dostluğun ve paylaşımın simgesi olarak gördükleri bu çayı, misafir olarak gittiğiniz evlerde mutlaka ikram ederler.

ACI TUTKUNU MEKSİKA MUTF AĞI Bizim damak zevkimize yakın olan mutfaklardan biri de Meksika mutfağı… Çorba içmek Meksika halkı için olmazsa olmaz… Meksika yemeği denildiğinde ilk akla gelecek aroma ise; acı! O minicik Meksika biberleri, bol acılı sosları ve baharatları fazlasıyla acıya doyuruyor… Fasulyesi, mısır ve mısır unundan yapılan hamur işleri ve şimdi hepimizin bayılarak yediği dumanı tüten fajitası da en çok tüketilen yiyeceklerinden…

Ünlü Tatları:

Tortilla (mısır veya buğday unundan yapılan küçük, ince ve yuvarlak bir yufka) bazen ekmek yerine, bazen üzeri süslenerek pizza gibi, bazen de içi çeşitli malzemelerle doldurularak sandviç gibi tüketilebilen en ünlü tatlarından biridir… Böylece tortillanız, içindeki malzemelerin kızarıp fırınlanlanmasıyla yeni yeni isimler alır ve tabağınızda tamale, flauto, buritto ya da quesadilla oluverir…

UNU PATATES TUTK I AĞ BELÇİKA MUTF Belçika halkının en önemli yiyeceği patatestir. Kızartmasından haşlanmışına, püresinden içine yoğurtlu özel bir sos doldurulmuş kumpir tarzında hazırlanmışına kadar birçok farklı patates yemeğine rastlayabilirsiniz. Bunun dışında kendine has çok da fazla özel lezzeti olmayan ve özellikle Frnasız mutfağına çok benzetilen Belçika mutfağı diğer mutfakların karması gibidir…

Ünlü Tatları:

Belçika ve Fransa’nın ortak lezzeti olan ve “mussel” adıyla tanınan, tencerede haşlanmış midye yemeği oldukça başarılı ve ünlüdür. Dökme demir bir tencerenin içinde çeşitli sebzeler ve özel soslar eşliğinde buharda pişirilen ve patates kızartmasıyla servis edilen midye mutlaka denemeniz gereken lezzetlerden… Belçika mutfağının özel deniz ürünlerinden biri de karides dolması… Mayonezli bir karışım olan özel sosuyla karides severler için vazgeçilmez bir tat! Belçika denildiğinde akla gelen meşhur çikolatası tadına bakmadan dönülemeyecek lezzetlerden… Kokusu, tadı ve farklı aromaları ile hafızalara kazınıyor… Unutulmaması gereken tatlı bir diğer lezzet de waffle… Özel hamurunun dışı çıtır çıtır, içi ise yumuşacık… Hamurunuzu dilerseniz yalnızca pudra şekeriyle, dilerseniz meşhur çikolata çeşitleri ve meyveleriyle tatlandırabiliyorsunuz…

Tamale; tavuk, et ya da meyvelerin muz yaprağına, mısır kabuğuna veya tortillaya sarılarak, Buritto; tortillanın içine kavrulmuş et, tavuk, siyah fasulye, pilav, domates, marul ve sos konarak silindir şeklinde katlanarak, Quesadilla; yumuşak tortillaya et, tavuk ya da peynir ile salsa, acı, krema ve guacamole sos ile dürüm şeklinde sarılarak, Enchilada ise; mısır unundan yapılmış tortillanın içine et, tavuk ya da peynir konarak çeşitli soslarla lezzetlendirilerek hazırlanan Meksika’ya özel karşı konulmaz yiyeceklerdir. Tortillanın en keyifli tarzı ise; “Taco”… Tortilla ikiye katlanıyor; içine marul, peynir, yeşil biber ve domates gibi malzemeler dolduruluyor ve keyfinize göre yumuşak ya da gevrek çeşit çeşit tacolar göz dolduran sunumlarıyla karşınıza çıkıyor… Gaspatcho Çorbası. (Bol sebzeli, zeytinyağlı, baharatlı soğuk çorba) “Mariscos” denilen deniz ürünlerinden, Kalamar Tapas, Veracruz Usulü Balık, Fırında İstiridye, Karides A La Diabla, Tuna Casserole ve İstiridye Kızartma en ünlüleridir.

magdergi.com.tr 273


PEYNİR TUT K FRANSIZ MU UNU TFAĞI Hafızalara kazınan şık sunumlarıyla Fransız mutfağı, dünyanın en meşhur mutfaklarından biri… Ana yemek olarak biftek ve patatesi tercih eden Fransızlar her yemekten sonra mutlaka peynir tüketirler… Peynir tüketimi ikindi saatlerinde veya ara öğünlerde de vazgeçilmez aperatifleridir… Fransızlar’da yemek saatleri bir seramoni gibi geçer… Ana yemekten önce, enginar, salam, Rus salatası, mayonezli balık gibi tatlardan oluşan ordövr tabakları meşhurdur. Akşam yemeklerinde ise genellikle çorba içerler. Akşamları ise genellikle çorba içerler. Kurbağa bacağı, salyangoz ve kaplumbağa eti de severek tükettikleri gıdaların başındadır.

Ünlü Tatları:

Fransızların fırın ürünleri ve ekmek çeşitleri zengindir. Baget ekmek, baston ekmek gibi çeşitleri dünyaca ünlüdür. Peynir ve tereyağı Fransız mutfağının ana besin maddeleridir diyebiliriz. Bugün bizlerin de zevkle yaptığı, yemeklere lezzet katan tüm özel sosların mucitleri Fransızlardır.

OLDUĞU N U K T U T IN N DÜNYA I TÜRK MUTFAĞ Osmanlı kültürünün mirasçısı olan Türk mutfağı, Balkan ve Orta doğu mutfaklarıyla etkileşim içinde olmuştur. Her bir bölgesinin mutfağı hakkında sayfalarca yazı yazılabilecek zengin mutfağımız dillere destan lezzetlere ev sahipliği yapmıştır. Kahvaltı günün en önemli öğünlerindendir; çeşit çeşit peynirler, şarküteri ürünleri, yumurtanın farklı usüllerde pişirilmiş alternatifleri, salatalık, domates, çay, kahve kahvaltı sofralarının olmazsa olmazıdır… Ekmek her öğünde neredeyse başrol oynar… Öğle ve akşam yemeklerinde envayi çeşit yemek sofraları süsler… Özellikle kış aylarında çorba, öğünlerin başlangıcıdır. Mercimek, ezogelin, tarhana, domates, mantar ve yoğurt en çok tercih edilenler arasındadır… Fakat bunların yanında çok orijinal çorbaların da Türk mutfağında önemli bir yeri vardır… Et, tavuk veya balık her yemekte ya başrolde ya da sebze yemeklerinin içinde mutlaka vardır… Ana

274 magdergi.com.tr

UNU K T U T T A R A H A B HİNT MUTFAĞI Hint mutfağı denildiği anda aklımıza ilk olarak baharatları geliyor… Dünyanın hiçbir yerinde olmadığı kadar özel ve çok çeşitli baharatları yemeklere farklı kimlikler kazandırıyor. Büyüleyici lezzetlere ortaklık eden siyah kimyon, hardal taneleri, tarçın çubukları, zencefil, kişniş, kakule, muskat, kaju ve tabii ki köri en sık kullanılan baharatlardan… Baharatların etrafa yaydığı koku, yemekleri daha çekici hale getirip, adeta lezzete davet ediyor. Fakat baharatları kullanırken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta yemeklerin gerçek tadını bozmadan onu zenginleştirmek…

Ünlü Tatları:

Ana yemeklerde; Aloo banda, tavuk tikka, tumbo karides tikka, somon tandoori, tavuk, dana ve kuzu masala, Meşhur Hint pilavı çeşitlerinde; kashmiri pilav, mantarlı biryani, Tatlılarda; barfi, mango kulfi ve jalebi denenmesi gereken yiyecekleri… Ayrıca 5-6 baharatın karışımından oluşan Garam Masala mucizevi bir karışım… Kokusu ve tadıyla, karıştığı her yiyeceği efsanevi bir lezzete dönüştüren hindistan cevizi ise Güney Hindistan’ın meşhur meyvesi…

yemeklerin yanında servis edilen pilav çeşitleri veya makarna ile farklı salata türleri bütünleyici yiyeceklerdir. Yemeklerin mutlu sonu ise tatlılardır… Sütlü, şerbetli veya meyveli tatlılarımız dünyaca ünlüdür…

Ünlü Tatlar:

Et yemeklerinde; Döner, lahmacun, pide, kebap ve köfte çeşitlerimiz, Sebze yemeklerinde; lahana, asma yaprağı veya çeşitli sebzelerle yapılan dolmalarımız, güveçlerimiz, sayısız patlıcan yemeğimiz, Enginar, bakla, barbunya, yaprak sarma gibi zeytinyağlı lezzetlerimiz ve yoğurtlu mezelerimiz, Mantı, kek, börek, poğaça ve gözleme gibi akla gelebilecek her türlü malzemeyi katarak yaptığımız hamur işi yiyeceklerimiz, İçeceklerimizde; ayran, şalgam, şerbet, boza ve kefir gibi soğuk içeceklerimiz ile dünyaca ünlü Türk çayı ve Türk kahvemiz, Baklava, kadayıf, lokma, revani gibi şerbetli; muhallebi, kazandibi, sütlaç, tavuk göğsü gibi sütlü; aşure, ayva, bal kabağı, incir gibi meyve tatlalarımız ile çok geniş bir tatlı büfemiz hafızalara kazınan lezzetlerimizdendir.


PİRİNÇ TUTK UNU ÇİN MUTFAĞ I Çin mutfağının simgesi pirinçtir diyebiliriz… Fakat Çin mutfağı da et, tavuk, balık, sebze ve değişik baharatlara ev sahipliği yapan en çok çeşidi barındıran mutfaklardan biridir… Kalabalık nüfusu ve geniş toprakları sayesinde mutfak kültürü oldukça karma bir hal almıştır… Çin yemeklerinin fark yaratan lezzeti soslarından ve pişirme tekniğinden geliyor… Wok tavada ve yüksek ateşte pişirilen Çin yemekleri soya sosu, tofu veya tatlı ekşi soslarla lezzetlendirilir… Pekin ördeği, soya fasulyesi, pirinç, tavuk yemekleri, ve hamur işleri Çin mutfağının karakteristik yiyeceklerindendir. Tatlı çeşitlerinin de oldukça fazla olduğu mutfakta tatlılar, bizim alışık olduğumuzdan farklı olarak meyve ve bal ile hazırlanmış hafif tatlılardır. Balla kızartılmış anans, muz gibi meyveler lezzetli tatlılarındandır. Yemeğin üstüne içecek olarak ise yeşil çay veya yasemin çayı ile sağlıklı bir son yapabilirsiniz…

Ünlü Tatları:

Hamur işlerinden; Çin böreği, Çin mantısı ve noodle, Et yemeklerinden; Pekin ördeği, Çin usulü ballı tavuk, Pirincin en lezzetli hali; sushi

TAPAS TUTKUNU İSPANYOL MUTFAĞI İspanyollar Akdeniz tarzı beslenme şeklini yansıtan bir mutfak kültürüne sahiptir. Sabah erken saatlerde yumurta, domates, biber, ve zeytin gibi yiyeceklerle hafif bir kahvaltı yaptıktan sonra, öğle yemeğine kadar tapas ve minik kanepelerle sık tekrarladıkları ara öğünler, daha sonra öğle yemeği, ardından akşamütü çay ve bisküvi saatleri, tapaslar ve son olarak uzun süren akşam yemekleri ile günü tammalarlar… Öğle ve akşam yemekleri genellikle et ve balık üzerine kurulmuştur… Et ve balık ile börekler, çorbalar ve değişik yemekler farklı lezzetlerini yansıtır…

Ünlü Tatları:

Fabada adı verilen, fasulye yemekleri, Tavuk, balık ve deniz ürünleri ile pişirilen çok lezzetli bir pilav yemeği olan Paella, Ana malzemesi badem ve üzüm olan geleneksel Gazpacho çorbası, Cocina de los fritos adı verilen zeytinyağı ile yapılan kızartmaları, Ve tabii ki günün belirli saatlerinde çerez ve ara öğün olarak servis edilen en keyifli atıştırmalıkları Tapasları… (kırmızı biberle tatlandırılmış jambon kübleri, fasulye piyazı, omlet, sosta pişmiş deniz ürünleri, böbrek sote, kızarmış karides, siyah zeytin, ton balığı, karnabahar salatası, kalamar, biber dolması, acılı salyangoz, mantarlı tavuk gibi yiyeceklerle servis edilir.)

U DENİZ TUTKUN ĞI A F T U M N A N U Y Balık, meze ve sağlıklı Ege otları Yunan mutfak kültürünün özetidir. Bizim mutfağımızda onların bu kültürlerinin ne kadar çok yeri varsa, aslında bizim mutfak kültürümüzün izleri de onlarda büyük yer kaplamaktadır. Makarna, etli kuru fasulye, musakka, güveç, patates kızartması gibi yemekleri ve çeşit çeşit çorbaları severek tüketirler. Kebap, yoğurt, zeytinyağlılar ve baklava gibi yöresel ve bizden çıkma birçok lezzeti de sahiplenerek dünyaya tanıtmışlardır… Yemeklerden sonra da yine bizim gibi mutlaka Türk kahvesi içerler. Sade ve oldukça lezzetli mutfaklarında zeytin, peynir, zeytinyağlı yemekler, radika ve selino gibi otlar kullanılarak yapılan salatalar, incir, üzüm, portakal gibi Akdeniz meyveleri, sağlıklı ve dinç görünmelerini sağlayan yiyecekleridir.

Ünlü Tatları:

Tiropitas; sabah kahvaltılarında zevkle yedikleri bir çeşit peyniri gözleme… Suvlaki (şişte kuzu ve domuz eti) ve tzatziki (cacık) ogle ve akşam yemeklerinde sık tercih ettikleri yiyecekler… Uzo ve metaxa ise en ünlü içecekleri…

MEZE TUTKUNU LÜBNAN MUTFAĞI Mezenin envayi çeşidini bulabileceğiniz Lübnan mutfağı, zeytinyağının, otların ve bulgurun renkli sunumlarını tabaklarda buluşturuyor… Ana yemeklerde başrolü, nohut ve fasulye gibi baklagiller ile bulgur ve yoğurt oynuyor. Yemeklerde, salatalarda ve mezelerde mutlaka zeytinyağı kullanılıyor. Hatta zeytinyağı mutfağın o kadar içinde ki, tüm öğünlerde karafların içinde sofralarda hazır bulunuyor. Meyve zenginliği de aslında biraz bize benziyor… Üzüm, portakal, mandalina, hurma, muz ve nar ile bazı tropikal meyveler sağlıklı bir lezzet şöleni sunuyor… İçecek olarak ise, bu meyvelerin taze taze hazırlanan kokteyllerinden ve muhteşem aromalı kahvelerinden kesinlikle bir yudum almalısınız…

Ünlü Tatları:

En ünlü tadı; zahter… Kekiğe benzeyen bir tadı olan zahter taze veya kuru olarak tüketilebiliyor. Kahvaltılık zahter ve zahterli pide bu aromayı en iyi şekilde yansıtan yiyecekler… Lebeniye (nohutlu yogurt çorbası), falafel (kızarmış soğanlı nohut ezmesi) ve maluf (fasulye ezmesi) farklı yemeklerin, Tabule (ince bulgur ile hazırlanmış maydanoz salatası), Semsek (labneli börek), deniz ürünleri ve kibbe (içli köfte). ise özel mezelerin başında geliyor. Kakuleli Türk kahvesi “Café Turc” ve kakuleli mırra “Café Blanc” takip ediyor baştan çıkarıcı aromalar sunuyor…

Hazırlayan: Tuğçe Uzun

magdergi.com.tr 275


Eşsiz Tatlar Dünyası

GUSTO ÇİKOLATA advertorial

Her yașa, her zevke hitap eden birbirinden özel ve lezzetli el yapımı çikolatalarımızı, en güzel obje ve kutularda, özel sunumlar eșliğinde misafirlerimize sunuyor, farklılık yaratıyoruz...


Y

üksel Hanım Gusto Çikolata Evi'nde bizleri konuk ettiğinizde burada güzel çikolatalarınızın yanı sıra görsel anlamda da son derece şık ve farklı bir tarzınız olduğunu görmekteyiz. Bize biraz mağazanızın konseptinden bahseder misiniz ?

Evet biraz farklı, bir o kadar da çeşitlilik içeren özel bir çizgimiz olsun istedik. Mağazamızda birbirinden lezzetli ve özel el yapımı çikolatalarımızı en güzel obje ve kutularda bir o kadar da özenle hazırlanan sunum ve paketlemeleriyle Ankaralı misafirlerimize en iyi şekilde sunmaktayız. Gusto’nun özel ve el yapımı çikolataları en özel sunumlarıyla Ankara’da bir farklılık aslında. Biz işe sadece lezzet değil, görsellik de katmanın çok önemli olduğunu düşünerek her ikisini birlikte vurguluyoruz. Bu bizim taviz vermeyeceğimiz bir çizgimizdir.

Zannediyorum ki cafe bölümünüzde bir o kadar keyifli... Biraz da bunu konuşalım sizinle...

Evet, yeni mağazamızda misafirlerimizin el yapımı çikolatalarımızın yanında geleneksel Türk kahvesi ve dünya kahvelerini, özel sıcak çikolatamızı, ev yapımı kurabiye ve çöreklerimizi, hafif atıştırmalıklarımızı denemelerini de tavsiye ediyoruz.

Yüksel Hanım Ankara’da bilinen ve özel bir adres olarak ileride neler yapmak istediğinizi sormak isterim size son olarak... Kalitenin ve çizginin düzenli bir şekilde yürütüldüğü, konuklarımızın memnuniyetinin daim olduğu ve en güzel işlerin yapıldığı bir işletme sahibi olarak yoluma devam edebilmeyi ve bu

Vurguladığınız bu çizgi tam olarak neyi içeriyor bu konuyu bizimle paylaşır mısınız biraz ?

Mağazamızda gördüğünüz her türlü hediyelik eşyayı, çikolatayla birlikte daha tatlı bir hale getirmek aslında işin en keyifli noktası bizim için. Küçük bir kahve fincanı ya da minik bir tasarım uğur böceği eşliğinde paketlendiğinde özenli ve güzel bir iş yapıldığını anlayabilirsiniz. Bir tebrik çikolatası, bir doğum günü hediyesi ya da bir özür çikolatası... Hepsi farklı bir hazırlık bizim için. Yeni doğan bebeğe hayırlı olsun demek, söz ve nişan gibi hayatınızdaki en önemli günün bir parçası olabilmek ekip olarak bizleri de heyecanlandırıp keyiflendiren hazırlıklardır. Kişiye özel hazırlıklarımızın ve tasarımlarımızın, güzel çikolatalarımızın ve en güzel sunumlarımızın söz ve nişan tepsilerinde hazırlanması, bebek doğum çikolatalarının ve doğum odası hazırlıklarının yanı sıra kurumsal şirketler ve bürokrasi için özel tasarlanmış ürünlerimizin her biri Ankaralı misafirlerimize sunulmaktadır.

işi ilk günkü heyecanım hiç azalmadan sürdürebilmeyi isterim...

Küçük bir kahve fincanı ya da minik bir tasarım uğur böceği eşliğindeki sunumu gördüğünüzde özenli ve güzel bir iş yapıldığını anlayabilirsiniz.

Yüksel Hanım, misafirleriniz sizin çalışmalarınızdan ve mağazanızdan ne şekilde bahsederse ‘Ben bu işte başarılıyım’ dedirtir?

Bizim çizgimiz her yaşa ve her zevke hitap etmeye çalışan geniş bir yelpaze aslında. Benim için başarı her bir misafirimin ayrı ayrı yüksek memnuniyeti... Bu memnuniyeti mağazamızdan ayrılırken müşterilerimizin gözlerinde görmek ve sonraki alışverişlerinde de aynı memnuniyeti yaşamaları için biraz teslimiyet... Kalite ve çizgi önemli bir şey. Bunu bozmadan yukarıya taşıyabilmek, daha iyisini yapabilmek beni motive eder.

Adres: Turan Güneș Bulvarı No:102 Çankaya - Ankara Telefon: (312) 466 66 68 - 69 Whatsapp: (505) 835 90 67 Email: gustoankara@gmail.com GUSTOANKARA


röportaj

Merakınıza Değecek Bir Mekan

Kiss The Frog Sade lezzetlere, doğal sunumlara, samimi bir atmosfere, keyifli müziklere ve sıcak bir dekorasyona, makul fiyatlar ile sahip olabileceğiniz sıradaklıktan uzak bir mekan… Kiss The Frog… Restoran hakkında sahibi Gül Etker ile keyifli bir röportaj gerçekleștirdik… 278 magdergi.com.tr


O

n yıldır ara verdiğiniz restoran işletmeciliğine oldukça lezzetli deniz mahsülleri menüsüne sahip bir restoranla devam ediyorsunuz. Kiss The Frog Seafood Brasserie serüveni nasıl başladı?

İki senedir hafif hafif yer bakmaya başlamıştım ama bir türlü istediğim gibi bir dükkan bulamıyordum. Bir arkadaşım bu mekanın boşalacağını söyleyince bakmaya geldim ama çok umudum yoktu. Nasıl olsa yine bir kusur bulurum diyordum. Mekana gelince; buranın benim olduğunu anlamam birkaç dakika sürdü. ‘Tam bana göreymiş’ dedim hemen. Sonra konsept kısmını düşünmeye sıra geldi. Zaten, deniz ürünlerine daha bir meyilliyim, bir de Türkiye’nin bu konuda çok bakir olduğunu düşünüyorum. Sonunda, neyi bulmak istiyorsam, ne yiyip, ne içip, ne müzik dinleyip de bulamıyorsam, bu boşluğu dolduracak bir mekan yapmaya karar verdim. Eski naif günlere olan özlemim de mekanın oluşmasında çok rol oynadı. Zorlamasız, samimi, lezzetli bir mekan yaratmaya gayret gösterdim.

Kısa zamanda İstanbul’un gözde restoranları arasındaki yerini alan mekanınızın başarısını nelere bağlıyorsunuz?

Yukarıda anlattıklarım etkili oldu sanırım. Ben nasıl hayal ettiysem, bire bir tuttu. Demek ki benim gibi hisseden çok insan varmış. Çok mutlu oldum tabii. Sade lezzetler, doğal sunumlar, samimi atmosfer, keyif veren müzik, sıcak dekorasyon, makul fiyatlar, medeniyet, değişiklik, sıradan olmamak...

Menü içeriğinizden bahsedebilir misiniz? İddialı olduğunuz lezzetleriniz neler? Nelere dikkat ediyorsunuz hazırlık aşamasında?

Evet, ben hazırlıyorum. Yukarıda anlattıklarım açıklayıcı sanırım.

Kaç kişilik bir ekibiniz var? Ekip arkadaşlarınızı seçerken nelere dikkat ediyorsunuz?

25 kişiyiz şu anda. Amatör ruhlu, güler yüzlü, eğlenerek işini yapan, hareketli, pratik, disiplinli olmalarına özen gösteriyorum.

“Kiss the frog” isminin hikayesi nereden geliyor? Kurbağa prens mi?

Evet, masaldan yola çıktım. Her şekilde oyuncaklı bir isim. Konseptle çok örtüştüğünü düşünüyorum. Merak uyandıran bir isim olmasını

Tamamen deniz ürünlerinden oluşan bir menü. Zaten Seafood Brasserie diye tamamladık ismimizi. Dünyanın her yerinde geziyoruz menüde. Sushi, pizza, dürüm, paella, istiridye, ...

Bildiğimiz kadarıyla menüyü siz hazırlıyorsunuz…

“ Önceliğimiz; benim, personelimin ve misafirlerimizin Kiss The Frog’da çok mutlu olması.”

“ Zorlamasız, samimi, lezzetli bir mekan yaratmaya gayret gösterdim..” tercih ettim, keza merak etmeye değecek bir mekan yarattık.

Şubeleşme veya franchise hakkında ne düşünüyorsunuz?

Hiç iyi şeyler düşünmüyorum, hatta inanmıyorum. Benim titizliğimde iş yapan birinin ve yarattığım konseptlerin kesinlikle şubeleşmeye uymadığını düşünüyorum.

Yakın dönem projelerinizden biraz bahseder misiniz?

Önceliğimiz; benim, personelimin ve misafirlerimizin Kiss The Frog’da çok mutlu olması… Keyifli bir ülkede, keyifli keyifli işimi yapmak. Vaktim kalırsa da iş dışında keyifli şeyler yapmak isterim. Başarı hırsım var ama büyüme hırsım yok.

magdergi.com.tr 279


mutfak sırları

Melih Demirel

melihdemirel@magdergi.com.tr

Hadi Gel Türkiye’de Restoran Açalım

Massimo Bottura… Ülkemizin kaybettiği son değerli șeflerden bir tanesi. Daha önceki yazılarımda da bahsettiğim gibi her yıl açıklanan St. Pellegrinos World`s Top 50 listesinde (Dünya’nın En Iyi 50 Restoranı Listesi) bu sene ikinci sırada. Türkiye’ye gelip on ay icinde eyvallah diyip gidenlerden. Ama ne yazık ki, bu listedeki ilk ve son insan olmayacak gibi gözüküyor. Daha once de gelen Jean George – Spice Market, Hakkasan vs.. diğer tanıdık isimler. Bu insanlar keșke sıradan șefler olsa. Dünya’nın mutfak ile ilgili bilgi birikimleri en yüksek șehirlerindeki en bașarılı restoranların sahipleri ve șefleri. Peki Türkiye’de neden uzun süreli ve devamlı kalamıyorlar? Devamlılık, pahalı kiralar, ham madde sıkıntısı, ithal șeflerin yerellerle verdikleri mücadele ve yerelleșme bu sebeplerden sadece birkaçı...

Ö

ncelikle Türkiye’de açılan konspet restoranların 1 yıl sonra açık olma istatistiği %7. Yani bir restorana gittiniz ve yemeklerine bayıldınız, bir yıl sonraki ziyaretinizde orada olma olasılığı bu kadar düşük.

Ancak yüzyıllardır süregelen yeme alışkanlıklarımızı değiştirmemiz biraz daha sürecek gibi. Bu süreçte genç şefler değerli yatırımcılar ile bir araya gelip, para kazanmayı ikinci planda tutarak, biraz sabır ve emek ile Türk mutfağını başka bir platforma taşıyıp yurt dışında Türk mutfağını hak ettiği seviyeye ulaştırmalılar…

Yurt dışıyla kıyaslandığımızda, en pahalı kiralari ödediğimiz, en pahalı ürünlerle yemek yaptığımız bu piyasada bu rakam çok da şaşırtıcı değil. Şöyle kıyaslayalIm; Etiler üzerinde meşhur bir lokantanın kirası, Manhattan 5. Cadde’de bir restoranın kirasından daha yüksek… Ham maddenin pahalılığı ise bir diğer sorun. Amerika’daki şefler en kaliteli dana etinin kilosuna 10-12$ öderken bu rakam Türkiye’de standart bir et için 20-22$. İlaveten bir hafta bulduğunuz çok yumuşak bir eti bir daha bulma şansınız olmayabiliyor. Yetiştiricilikteki eksikliklerimiz ve büyükbaş hayvancılığın bitirilmesi gibi sebepler bu soruna yol açan başlıca sebepler. Tabii ki tüm kabahat biz şefler ve işletmecilerde değil. Türk halkının kaliteli yemek sunan restoranlar ile sınavı uzun süredir dile gelen bir tartışma konusu. Yeni restoranların açılması, danışmanlıklar ve Türkiye’de iki yıl sonunda edindiğim tecrübeler ile söyleyebilirim ki; hala eti iyi pişmiş tüketmemiz, tabakların porsiyonlarını küçük bulmamız ve yenilikçi mutfak anlayışına kendimizi kapatmamız başlıca sorunlarımız... Yüzyıllardır bir oturuşta 300-400gr et yiyen, büyük porsiyonları seven bir toplumuz, bu DNA’larımıza kodlanmış gibi. Ufak porsiyonlar, yurt dışından getirilmiş şekilli tabaklar, ve alışılmamış ürünler ise Türk tüketicisi için ya çok farklı ya da oldukça yabancı olduğu sunumlarla ‘yetersiz’ değerlendirilmelerine neden oluyor… Yurt dışından gelen ünlü şefler Türk halkı ile verdikleri bu “Fine Dining” konsepti, sınavı şimdilik kaybediyor. Yerli bir şef olarak ve haddimi aşarak ufak bir tavsiye vermek isterim; evet tüm dünya globalleşiyor fakat kendini kanıtlamış veya gelişen tüm mutfaklar, kendi değerlerine daha çok sahip çıkıyor; mutfak lokalleşiyor. Türkiye’nin en başarılı Türk restoranlarının temelinde de yine aynı trendi benimsemeleri rastlantı değil; Yılmaz Öztürk’ün Mancar’ı, Maksut Aşkar’ın Neolokal’i, Kemal Demiraslan’ın Alancha`sı… Hepsi lokal ürünleri alarak Türk mutfağını yeniden yaratıyor. Artık ülkemizde de yeme-içme alışkanlıkları değişiyor. Büyük yatırımlar ile yeme-içme işine giren cok sayıda yatırımcı var.

280 magdergi.com.tr

• 1 adet Kuzu Gerdan • 1 adet Havuç • 1 adet Soğan Kuru • 1 adet Kereviz Sapı • 1 adet Defne Yaprağı • 4 sap Taze Kekik • 1 baş Sarımsak • 300 gr Yarma Buğday

Gerda n Et l Keşke i k

• 100 gr Tereyağı • 1 lt Et Suyu (gerdanı haşladığınız su) • 10 gr Kavrulmuş Susam • Tuz, Karabiber • 100 gr İzmir Tulum Peyniri • 30 gr Tereyağı • 10gr Acı Toz Kırmızı Biber

• Gerdan etini soğan, kereviz, defne yaprağı, sarımsak ve havuç ile yumuşayıncaya kadar haşlayınız. Pişen gerdan etini ince teller halinde tiftiniz. • Yarmanın 1 saat önceden sıcak suda şişmesine izin verin. • 1 saat suda beklettiğiniz yarmayı, tencereye alın ve tereyağında kavurun (2-3dk) • Kavrulan yarmaya, gerdan etini ve suyunu ekleyin. Yarma hamur kıvamına gelinceye kadar belirli aralıklarla tahta kaşık ile karıştırın ve ezin. • Pişen ve iyice hamurlaşan keşkeği ateşten alın ve tulum peynirini yedirin. • Ayrı bir sos tenceresinde, tereyağını kahverengi renk alıncaya kadar pişirin ve ateşten aldıktan sonra da acı toz biberi ekleyin. • Üzerine tereyağı sosu gezdirip servis edin.


magdergi.com.tr 281


davet

Shea Cafe Açıldı Ankara’da yeni bir eğlence mekanı kapılarını açtı. ‘House of Black’ ismi verilen açılış partisine katılan eğlence severler Yunan Barmen’in kokteyl şovunu meraklı gözlerle izledi. Başkent’te sezonun açılmasıyla birlikte yeni eğlence mekanları hizmet vermeye başladı. Tunalı Hilmi Caddesi’ndeki Shea Cafe, Ankara sosyal yaşamının tanınmış isimlerinin katılımıyla unutulmaz bir açılışa imza attı. Konukların siyah giyerek geldiği gecede Yunan Barmen Aristotelis Papadopoulos kokteyl şovuyla birbirinden farklı içecekler hazırladı. Mekan sahipleri Kamil Uzel ve Halil Yurtkuran’ın ev sahipliğindeki açılış gecesi renkli görüntülere sahne oldu. Cafe, bar, bistro konseptiyle hizmet veren mekanda DJ Mehmet Dinar, DJ Murat Muratlı ve DJ Kaan performanslarıyla davetlilere eğlenceli anlar yaşattı. ‘House of Black’ ismi taşıyan parti nedeniyle davetliler geceye siyah renkli kıyafetleriyle katıldı. Konukların şıklık yarışına girdiği gecede Yunan Barmen Aristotelis Papadopoulos özel bir şov gerçekleştirdi. Birbirinden farklı kokteyller hazırlayan Papadopoulos hazırladığı içecekleri davetlilere sunmayı ihmal etmedi. Geç saatlere kadar eğlenen Ankaralılar unutulmaz anlar yaşandı.

282 magdergi.com.tr

AYNAZ ÖZKAȘIKCI

SİNEM - CEM VURAL

CEREN CAN


magdergi.com.tr 283


davet

CEREN - DORUK ORHON

TUĞÇE - KEMAL İNAL

REZZAN ANIK

Tunalı Hilmi Caddesi’ndeki Shea Cafe, Ankara sosyal yașamının tanınmıș isimlerinin katılımıyla unutulmaz bir açılıșa imza attı. 284 magdergi.com.tr

ZEYNEP - SELÇUK KARAKAYA

NESLİHAN - KAMİL UZEL

NEVRA TUNCER


magdergi.com.tr 285


Fer Bal

Organik Doğal Arı Ürünleri Dünyanın mucizevi gıdalarından olan bal, arı sütü, polen ve propolisin bağıșıklık sistemine, kalp damar sistemine, cilde ve daha birçok șeye sayılamayacak kadar çok faydaları var... Ferbal organik ve kișiye özel zengin karıșımlarında sağlığınıza değer katıyor...

Ferbal Yönetim Kurulu ve Tüsiav Gıda Komisyon Başkanı’yım. Aynı zamanda da iç mimarlık bölümü mezunu olarak butik mağazalarımızın ve kurumsal mağazalardaki Ferbal konseptinin tasarımcısıyım. Baba mesleğimiz olan arıcılık sayesinde 1990 yılında kurduğumuz Melis Arı Çiftliği-Ferbal şirketi ile Ferbal Organik Doğal Arı Ürünleri'ni 25 yıldır Türkiye’deki müşterilerimizle buluşturmaktayız. Arı ürünleri ve apiterapi konusunda hizmette bulunmaktayız.

Propolis nedir, kimlerin kullanması gerekir?

Kronik bronşit, astım, nezle ve benzeri solunum yolu rahatsızlıklarında, kulak enfeksiyonlarında ve genel ağız, burun, gırtlak sağlığı için suya damlatılan propolis özütünde çare bulunur.

286 magdergi.com.tr

Ferpropolisin, yaptığımız bilimsel ve üniversiteler çalışması sonucu anti-kanser ve doğal antibiyotikten 120 kat daha güçlü olduğu ispatlanmıştır. Propolisfer’in ağızdaki yaralar, bağışıklık sistemi, kanı temizleme, bağırsak sisteminin doğru çalışması gibi konularda insanların son zamanlarında favori ürünleri arasında yer alıyor. Ferpropolis, günde minimum otuz damla şeklinde kullanılmalıdır. Düzenli ve önerilen şekillerde kullanıldığında insanların yaşam kalitesinin ve vücut direncinin ciddi oranda arttığı görülmüştür. Arı sütü propolisi insanlar genelde kış aylarında ve hasta olduklarında tüketilmesi gereken bir ürün olarak düşünüyorlar fakat bu çok yanlış bir düşünce. Bu ürünlerin sağlıklı ve güçlü bir yaşam için hayatımızın bir parçası olduğunu unutmamalıyız.

Propolis, arı sütü, polen ve bal karışımının akla gelemeyecek faydaları nelerdir?

Ferpropolis; arı sütü, polen ve bal karışımı bir özel derlemeden oluşan, insanın bağışıklık sistemini, vücut direncini, yaşam

advertorial

M

elih Fer Solmaz kimdir?


kalitesini arttıran; bilimsel ve üniversite çalışmaları sonucu api terapi uzmanları tarafından hazırlanan, kişiye özel doğal bir üründür. Günümüzün en büyük sorunu olan stres ve bağışıklık sisteminin çökmesi sonucu oluşan durumlara karşı en büyük yaşam desteği olan doğal propolisli karışımlar son zamanlarda en favori ürünler haline geldi. Standart karışımların yanı sıra propolis, arı sütü, polen ve lavanta balından kişinin durumuna ve yaşına göre özel kokteyller hazırlamaktayız. Bu kokteyllerin uzman eller tarafından hazırlanması ve ürünlerin kimlerde ne şekilde kullanılacağının hesaplanması, başarının en önemli detaylarındandır. Fer organik doğal arı ürünleri olarak, bugün birçok futbolcudan sanat camiasına, siyasetçilerden iş adamlarına kadar kişiye özel kokteyller hazırlamakta, 35 yıllık bilgi birikimimizi insan sağlığı için sunmaktayız. Başarılı olmamızın en büyük sebebi ise; bu işi üniversiteler ve arıcılık bilgilerimizle birleştirerek ortaya ciddi bir

terapiyi uygulayan ilk firma olarak, kişiye özel propolis, arı sütü ve lavanta balları gibi kişinin durumuna göre kokteyller hazırlanması ve büyük ödüllere layık görülüp ciddi başarılara imza atmasıdır.

Balın kaliteli olup olmadığı nasıl anlaşılır ?

Balın kalitesi en iyi iki şekilde belirlenir. Birincisi; damak tadıyla, ikincisi; laboratuvar testleriyle... Bal sürekli akışkan olmalıdır. Gerçek hakiki bir bal zamanla kristalleşir. Bu balın ısıtılmadığı, yani; besin değerinin öldürülmediği anlamına gelir ama kristalleşmenin net bir zamanı yoktur. Avrupa’da bu bal çok yaygındır. Yani bizim, halk dilinde balın donmuş hali dediğimiz bal Avrupa’da doğal bal olarak satılır.

sonuçla çıkarmamızdır.

Arı sütünün faydaları nelerdir? Özellikle hangi durumlarda, ne şekilde kullanılmalıdır?

Arı sütü, dünyanın en değerli gıdası olarak bilinir. Kanser, kalpdamar sistemi zayıflıkları ile astım gibi çeşitli hastalıklarda bağışıklık sistemini güçlendirme, vücut direncini arttırma, metabolizmayı düzenleme ve hücre yenilemesi gerçekleştirme özelliklerine sahiptir. Fer arı sütü aslında bağışıklık sistemi ve yaşam kalitesi için kullanılması gereken en önemli üründür. Günümüzün stresli koşullarında insanların bağışıklık sistemi ve vücut direncinin yenilmesi sonucu hastalıklar doğduğu için sağlıklı, güçlü bir bünye için herkesin Fer arı sütü kullanması gerekir. Doğal olduğu için hiçbir zararı olmadığından vücuda her zaman alınması gereken bir ürün olan arı sütünü birçok sanatçımız ciltlerine maske olarak da uyguluyor. Çünkü ciltteki yorgunluk, kırışıklık ve göz altı morlukları için doğal organik Fer ürünlerinde birçok çözüm var.

Bal alırken nelere dikkat etmek gerekir?

Bal alırken ilk önce kontrol edilmesi gereken ayrıntı, Tarım Bakanlığı’nın izni olması, sonra da bu firmanın kurumsal ve marka değerinin olması. Çünkü, bu ayrıntı balı bal yapan asıl değerlerin arasında geliyor. Fer Bal olarak, gıda laboratuvar koşullarımızda uzun laboratuvar testleri ve ardından Tarım Bakanlığı’ndan aldığımız onay ile ürünlerimiz insanların önüne çıkıyor. Fer Bal bugün bal üretimi yaparken gerek flora bakımından zengin bölgelerde gerekse organik üretim için bakanlığın onayladığı bölgelerde bu işi bilimsel ve arıcılık bilgileriyle birleştirerek arı ürünlerini ortaya çıkarıyor. Dolayısıyla balın iyi olması, bu tür analizler ve değerler sonucunda güçlü bir çalışmayla ortaya çıkar. Burada güvenilir kurumsal markalar tercih edilmesi gerekir.

Yakın dönem projeleriniz ve hedeflerinizden bahseder misiniz?

Bugün Ankara’nın yaşam kalitesi ve insan sağlığı için butik bir nokta olan mağazalarımızı, İstanbul’da; başta Nişantaşı ve diğer önemli noktalarda arttırmak, yakın zamanda gerçekleştirmek istediğimiz projeler arasındadır. Bunun yanı sıra, Ferbal olarak Türkiye’nin kurumsal en büyük zincir marketlerine, 5 ve 7 yıldızlı otellerine dağıtımını yaptığımız çeşitlerimizle Avrupa’da istediğimiz cirolara ve mağaza sayılarına çıkarmamız hedeflerimiz arasında yer alıyor.

Kaç çeşit bal vardır ? Hangi ballar tercih edilmelidir?

İnsanlar genel olarak balın iki çeşidini bilir; yayla çiçek balı ve çam balı. Oysa ki; yirmiye yakın bal çeşidi vardır. Bunların en önemlisi ve flora bakımından en zengini lavanta balını Türkiye’de tek üreten ve yeni bir bal kazandıran ürün çeşitliliği olan tek firmayız. Besin değeri ve kalitesi en yüksek ballar arasında lavanta balı, kestane balı ve organik yayla balını tercih etmesi gereken ballar arasında gelir.

Ferbalı diğer markalardan ayıran özellikleri nelerdir?

Ferbal Organik Doğal Arı Ürünleri’nin insan sağlığına ve yaşam kalitesine büyük katkıları vardır. Ferbal hijyenik koşullarda, ilaçlı tarımın olmadığı kontrollü ve denetimli bölgelerde, organik tarıma elverişi yüksek yayla ve meralarda üretilmekte ve uluslararası kontrol şirketleri tarafından denetlenip sertifikalandırılmaktadır. Ferbal’ı diğer markalardan ayıran diğer bir özellik ise; butik mağazalarımızda, insanımıza ve insan sağlığına daima değer katmayı kendine ilke edinmiş, en doğal ve kaliteli arı ürünleri ile api

Merkez (FerBal Satıș Mağazası) Adres : Tunalı Hilmi Cad. Bülten Sokak 28/AB Çankaya/Ankara Tel: 0312 468 92 98 / 428 60 70 www.melisari.com Butik Mağaza Adres : Turan Güneș Bulvarı Panora AVM -1.Kat Oran Çankaya/Ankara Tel: 0312 491 60 40 www.propolisfer.com

magdergi.com.tr 287


Tutku Dolu Lezzetlerin Mucitleri Damaklarda unutulmaz tatlar bırakan lezzetlerin kimler tarafından ortaya çıktığını düșündünüz mü hiç? Nutella, makaron, kruvasan, çikolata, yaș pasta… Hemen hemen hepimiz hepsini yemekten büyük bir keyif alıyoruz fakat bu eșsiz tatların kimin aklına geldiğini, bizlere kadar nasıl ulaștığını çoğumuz bilmiyoruz… Gelin, bu tutkulu tatların mucitlerini tanıyalım…

288 magdergi.com.tr


MAKARON

B

u rengarenk sevimli tatlılar, tadı damakta kalan lezzeti ve albenili kutuları ile dünyadaki en çekici tatlılar listesinde ilk sıralarda yer alıyor. Makaronun hikayesi çok eskilere dayanıyor. Her ne kadar adı Fransa ile özdeşleşmişse de makaron aslında bir İtalyan. Bilinene göre makaron asırlar önce en yalın haliyle İtalyanlar’ın yaptığı bir kurabiyeymiş. Badem unu, şeker ve yumurta akının buluşması ile İtalyanlar tarafından yapılan bu küçük kurabiyeler 1500’lü yıllarda Floransalı soylu bir ailenin kızı olan Catherine de Medici’nin, Fransa Kralı II. Henry ile evlenerek Fransa’ya yerleşirken kendi aşçılarını

da saraya getirmesi sayesinde bu ülkeye taşınmış. 20.yüzyılda da makaron bugün bildiğimiz halini almış. Paris’in meşhur pastanesi Ladurée’un ortaklarından Pierre Desfontaines, iki kurabiyeyi ganaj ile birleştirmiş ve makaronun günümüzdeki formu ortaya çıkmış. İlerleyen yıllarda da aromalara kahve, portakal, fıstık, gül, orman meyveleri, vanilya, karamel gibi tatlar da eklenerek, fosforlu ve renk renk makaronlar ortaya çıkmış.

NUTELLA

H

em çocukların hem de çocuk ruhlu büyüklerin yüzünde mutlu bir gülümseme yaratan Nutella’nın mucidi Michele Ferrero… Geçtiğimiz aylarda 89 yaşında vefat eden mucidin uzun hayat hikayesi, gıda alanındaki girişimcilere ilham verecek cinsten… “Onlara sevecekleri bir şey vermeliyim” düşüncesiyle yola çıkan Ferrero, Nutella’nın yanı sıra Kinder Surprise, Mon Cheri, Ferrero Rocher ve mini naneli şeker Tic Tac’ın yaratıcısı. II. Dünya Savaşı’nın bitiminde kaynakların azalmış olması nedeniyle insanlar mobilyadan mimariye, modadan gıdaya pek çok konuda

çözüm üretmek zorunda kalmışlar. Kakaolu fındık kreması da bu çözümlerden biri olmuş… Michele Ferrero’nun babası Pietro Ferrero, kendi aile işletmeleri olan pastanede o dönem zor bulunan kakaonun daha az, İtalya’nın Piyemonte bölgesinde yetişen fındığın daha bol kullanıldığı bir çikolata kreması icad etmiş. Nutella’nın temeli “Supercrema Giandujot” adı verilen bu tatlıya dayansa da, bugünkü halini alması, Michele Ferrero’nun işin başında bulunduğu 1964 yılını bulmuş. Bugün Asya’dan Amerika’ya dünyanın dört bir yanında Ferrero ürünleri satılıyor ve takdir ediliyor. Nutella’ya kim hayır diyebilir?

ÇİKOLATA

M

ilattan önce, Olmekler’den oluşan bir grup, Güney Amerika’da kakao ağacı yetiştirirmiş. Bir hayvanın bu ağaçtan bir meyve kopardığına tanık olan Mayalar zamanla bu çekirdekleri nasıl kullanacaklarını öğrenmişler ve M.S. 600 yılında çikolatalı bir içecek yapmışlar. Bu içeceği Aztek Kralı Moctezuma günde ortalama 50 fincan içermiş. Kralın, 16.Yüzyılda Kristof Kolomb ve Hernan Cortes’e bu içeceği sunması ve kaşiflerin beğenmesi üzerine onu vatanlarına götürüp hazırlamasıyla içecek farklı coğrafyalara yayılmış. Aztekler’in biber ve çeşitli

baharatlarla soğuk olarak tükettiği bu içeceği İspanyollar şekerli olarak içmeye başlamışlar. Bu olaydan seksen yıl sonra da, İngiltere bu içecek için özel olarak katı çikolata satmaya başlamış ve “çikolata evleri” tüm Avrupa’ya yayılmış. Ülkemizde ise ilk yerel üretim yapan çikolata fabrikası, 1927’de Feriköy’de kurulmuş.

magdergi.com.tr 289


T

reyağının mükemmel kokusuyla kat kat, çıtır çıtır kruvasan bir fincan kahve eşliğinde Avrupalı’nın hayatında vazgeçilmez bir parça… Kruvasanın ortaya çıkış süreci hakkında birçok rivayet olsa da en kuvvetlisi “Fırıncı Darbesi” olarak anılan olaymış. Bu olaya göre; Osmanlı ordusu, 1683 Viyana Kuşatması sırasında surları aşmak için lağım atarlarmış. Kale duvarlarının altından kazılan tüneller patlayıcıyla doldurulup ateşlenir, meydana gelen patlamayla surlar yıkılırmış.

KRUVASAN Avusturyalılar, Osmanlılar’ın birçok lağımını önceden tespit edip engellemişler. Fakat kuşatmanın son günlerinde Osmanlı lağımcıları Avusturyalılar’a belli etmeden şehrin surlarına kadar bir tünel kazmışlar. Surlara yaklaşık 400 metre mesafede dükkanı olan bir fırıncı sabah hamur yoğururken yer altından gelen gürültüleri duyunca işini gücünü bırakıp durumu askerlere anlatmış ve bunun üzerine Avusturyalı askerler hemen bir karşı tünel kazıp Osmanlılar’dan önce lağımı patlatmış. Böylelikle fırıncının durumu erkenden haber vermesi Viyana’yı kurtarmış. Fırıncıyı ödüllendirmek isteyen Avusturyalı yetkililer fırıncıya ne istediğini sormuşlar. Fırıncı da “Türkler’e karşı kazanılan büyük zaferi yaşatmak için Osmanlılar’ın sembolü olan hilali kullanarak bir çörek yapmak istediğini, kahvaltıları süsleyecek bu çöreği yapmaya da sadece kendisinin yetkili kılınmasını” talep etmiş. Kont Starhemberg fırıncının isteğini kabul etmesiyle Avrupa ülkelerinin kahvaltılarının vazgeçilmez lezzeti kruvasan ortaya çıkmış.

PASTA

P

astanın hikayesi oldukça eski zamanlara dayanıyor. İlk yaş pasta, bugün bildiğimiz pastalardan çok daha farklı olarak, ekmek hamuruna benzeyen bir hamurun bal ile tatlandırılması, fındık ve kuru meyveler ile süslenmesiyle hazırlanırmış. Yemek tarihçilerine göre; Eski Mısırlılar fırıncılık yeteneğinin gelişimini bizlere aktaran ilk medeniyetmiş… Ortaçağ Avrupası’nda fırıncılar aylarca bozulmadan tüketilebilen meyveli pasta ve zencefilli kek yaparlarmış. Yine tarihçilere göre; modern pastacılığın ilk örnekleri 17. Yüzyılda Avrupa’da görülmüş. Öncelikle gelişmiş bir teknolojiye sahip olmaları (güvenli fırınlar, yemek kalıpları, gibi) ve pasta malzemelerine (rafine edilmiş şeker gibi) erişimin kolay olması buna imkan tanımış. O zamanlar kekleri şekillendirmek için tepsilere yerleştirilmiş çember kalıplara koyup pişirirlermiş. Pasta kalıpları metal, tahta veya kağıttan olabilirmiş.

19.Yüzyılın ortalarına kadar yapılan pastalar ekstra rafine beyaz un ve kabartma tozu yerine ekmek mayası ile yapılırmış. İlk pasta kreması ise; şeker, yumurta beyazı ve bir miktar unun karıştırılıp kaynatılmasıyla yapılıyormuş. Kek piştikten sonra yalnızca bu saf karışım ile kaplanır, fırında kısa bir süre durduktan sonra kremanın sert ve cilalı bir görünüm kazanmasıyla hazır olur ve bazı pastalar kurutulmuş meyvelerle süslenirmiş. Geçmiş zamanlarda yapılan bu kremanın yerini 20.Yüzyılın ilk çeyreğinde tereyağı, pudra şekeri ve un kullanılarak yapılan tereyağı kreması almış. 1784-1833 yılları arasında Fransa’da yaşamış Antonin Careme ise modern pastacılık dünyasının bilinen ilk tarihi ismi olmuş. Hazırlayan: Tuğçe Uzun

290 magdergi.com.tr


magdergi.com.tr 291


JW MARRIOTT, MENÜSÜNDE YEREL TATLARINI ÖNCELİKLENDİRİR “Türk mutfağı inanılmaz çeșitliliğe sahip. Yüzyıllara dayanan geleneksel lezzetler, farklı kültürlerle etkileșimler mutfağımıza büyük bir zenginlik katıyor. Bu da hem Șefler hem de bu lezzeti tadanlar açıșından cezbedici bir özellik. Kıvam ve lezzet açısından da Türk mutfağının çok önde olduğunu düșünüyorum.” Sözlerinin sahibi, JW Marriott Ankara Oteli’nin Executive Șefi İsmail Güler ile gerçekleștirdiğimiz keyifli röportajı ve lezzetli bir tarifi sizlerle paylașıyoruz…

Tabii ki. Ben İsmail Güler. JW Marriott Ankara Oteli’nin Executive Şefiyim. Bolu Mengenli’yim. Bildiğiniz üzere Mengen Aşçılık Okulu, oldukça popüler. Ben de okul yıllarımda, tüm arkadaşlarım o okulu tercih ettiği için seçmiştim. Ancak devamı geldi diyebilirim. O yaşımda belki çok da bilinçli yapmadığım bu tercihin bana inanılmaz keyif veren bir meslek ve hayatımın odak noktası haline geleceğini bilemezdim.

JW Marriott Ankara oteli ile yollarınız ne zaman, nasıl kesişti?

Mesleğe adım attığım günden bu yana, birçok zincir otelin ve ünlü restoranın mutfağında çalışma fırsatı buldum. Gloria Golf Resort, Çırağan Palace Kempinski, Margaux ve 360 Istanbul bunlardan yalnızca birkaçı. Ardından Amerika Birleşik Devletleri’nde yaklaşık 7 yıl Marriott International markasının lüks segmente hitap eden otellerinden Ritz Carlton ve JW Marriott Orlando Grande Lakes’de kariyerime devam ettim. Ardından 2011 yılı Mayıs ayında JW Marriott Ankara’nın açılış ekibine katıldım ve 2014 Ekim ayından beri de otelin Executive Şefi olarak görev yapıyorum. JW Marriott Ankara’da çok geniş bir mutfak ekibiyle misafirlerimize hem banket alanlarımızda, hem restoranlarımızda kusursuz hizmet sunmak için çalışıyoruz. Mutfakta, bireysel yetenekler önemli olduğu kadar bir takım olarak çalışabilmek de çok önemli. Dolayısıyla ben de ekibimi seçerken; yeniliklere açık ve takım çalışmasına yatkın, dinamik, heyecanlı ve yaratıcı olmalarına dikkat ederim. Tabii ki sabırlı olmak da bir diğer önemli nitelik benim için.

Menüyü neleri göz önünde bulundurarak oluşturuyorsunuz? Hangi mutfaklardan lezzetleri menünüzde bulabiliyoruz?

JW Marriott markası içerisinde bulunduğu bölgenin yerel tatlarını önceliklendirir. Dolayısıyla menülerimizi oluştururken bulunulan bölge, yerel özellikler, mevsim ve misafir profili her zaman ilk sırayı alır. Menülerimiz, değişiklik sevmeyen misafirleri memnun

edecek ve alışılagelmiş tatları bulmalarını sağlayacak şekilde hazırlanırken aynı zamanda menü içindeki alternatiflerimizin farklı mutfaklara ve yaratıcı yorumlara açık olan misafirlerin de beklentilerini karşılayacak şekilde olmasına özen gösteriyoruz. Örneğin ana restoranımız Fires & Flavors’da her Cuma ve Cumartesi akşamı uluslararası mutfakları misafirlerimizle buluştururken, bir JW konsepti olan JW Steakhouse dinlendirilmiş etin en iyi örneklerinin sunulduğu menüsü ile misafirlerine tam anlamıyla Amerikan Steakhouse deneyimi vaat ediyor.

Dünya mutfakları arasından en çok beğendiğiniz hangi mutfak? Kesinlikle Türk, Tay ve Çin mutfağı…

Sizce bir yemeğin lezzetli olmasının altında yatan temel faktör nedir?

İyi bir ekipman ve kullanılan malzemeler bir yemeğin lezzetini belirler. Tabii ki bunun yanında bunları değerlendirebilen, yaratıcı ve yenilikçi bir Şef, doğru pişirme metodlarıyla harika lezzetler yaratabilir kanaatindeyim.

En Farklı Ve Beğeniler Tariflerden... Susam ve Çörekotu ile Kaplanmış Çıtır Fener Balığı

Teriyaki Sos

150 gr fener balığı 1 gr çörek otu 1 gr susam 15 gr mango 10 salatalık 5 gr kırmızı soğan

750gr soya sosu 500gr mirin 500gr pirinç sirkesi 350gr bal 200gr ketçap

1 gr taze kişniş 1-2 dal yenilebilir çiçek 0,5 gr bal 5 gr tereyağı 1 gr Haşhaş

Salatalık, mango, kırmızı soğanı küçük küpler halinde doğrayıp sırası ile tavada hepsini soteliyoruz. İçerisine bal, tereyağı ve haşhaş ekleyip hafif ısıda tutuyoruz. Diğer taraftan Fener balığını 150 gramlık fileto haline getirdikten sonra susam ve çörek otu karışımı ile üzerini kaplayıp yine tavada susamlar ve çörek otları çıtır bir hale gelene kadar bekliyoruz. Sonra 180 derecelik bir fırında 6 dk kadar pişiriyoruz. Altına tatlı ekşi bir sos olan teriyaki sos ile pişirdigimiz mango salsayı ve üzerine fırından çıkardığımız fener balığını koyup yenilebilir çiçekler ile servis tabağında güzel bir görüntü ile sunuyoruz.

advertorial

Ö

ncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Aşçı olmaya nasıl karar verdiniz?


magdergi.com.tr 293


Lezzeti ile damağınıza, canlı müziği ile ruhunuza, konsepti ile gönlünüze dokunmaya aday Nebil olarak siz değerli misafirlerimizi “Mavi Düșünüp, Yeșil Yașamaya’’ davet ediyoruz.

advertorial

EȘSİZ LEZZET VE CANLI MÜZİK KEYFİ İÇİN NEBİL RESTAURANT


Nebil Restaurant’ı kısaca tanıyabilir miyiz? Kimin fikriyle, ne zaman başladı hikayeniz ve nasıl gelişti?

Yatırımcılarımız Ankara’da lezzet ve canlı müziğe eşlik edecek konforlu bir mekan sunmak adına yatırımlarını gerçekleştirdiler. Ankara’da canlı müziğin olduğu yerlerde lezzeti, lezzetin olduğunu düşündüğümüz yerlerde ise canlı müziği bulamadık. Bunları düşünerek hareket ettik ve başardığımıza da inanıyoruz.

Mekan dekorasyonunda nelere dikkat ettiniz, nasıl bir atmosfer yaratmak istediniz? Bodrum sokakları... “Ankara’da bir deniz esintisi” sloganı ile çıkış yaptık. Konuklarımızın bizler gibi mavi düşünüp, yeşil yaşayacağı sıcacık bir restoran tasarımını hayata geçirdik. Konsept olarak iç tasarımda Bodrum sokaklarını andıran mavi panjurlu çizgiler ve bu çizgilere uygun şıklıkta dekorasyon ile Nebil Restaurant’ı hayata geçirdik.

Nebil Restaurant’ın Ankara’da ne gibi farklılıklara imza attığını düşünüyorsunuz?

Mutfağımız hijyen ve sanitasyona özen gösterilerek kuruldu. Bu özenimiz Executive Chef İsmail AKKAN’ın sihirli elleriyle buluşarak Başkentimize lezzetin doğru adresi denilmesini sağladı. Canlı müzik yine bizi diğer mekanlardan ayıran bir özelliğimiz oldu. Biz her gün

Şefiniz nereli? Yollarınız nasıl kesişti?

Şefimiz İsmail AKKAN Yozgatlı’dır. TAFED; Türkiye Aşçılar Federasyonu Disiplin Kurulu Başkanı İşletmeci Şef Süleyman CİCİ’nin kişisel tavsiyesi ve “İsmail AKKAN doğru isimdir” demesiyle tanıştık. “Konuklarımızdan gelen olumlu tepkiler sebebiyle, danışmanımızın ne demek istediğini daha iyi anlıyoruz”

Kaç kişilik bir ekiple çalışıyorsunuz ve ekip arkadaşlarınızı seçerken neleri ön planda tutuyorsunuz?

Profesyonelliği ve iş bilirliği asla tartışılamayacak bir ekibimiz var. Mutfak ekibimiz sekiz kişiden, servis ekibimiz ise on kişiden oluşuyor. Bunların dışında organizasyonlarımızı, reklamlarımızı yapan beş kişilik bir ekibimiz daha var. Ekibin birbirini tanıyor olması önceliğimizdir. Mutfakta hijyene, serviste güler yüze önem veriyoruz.

Yemeklerinizin lezzetini neye bağlıyorsunuz?

Yapılan her yemeğin farklı ellerde, farklı lezzetlere ulaştığını düşünüyoruz. Şefimiz İsmail AKKAN araştırmacı ve yenilikçi olmanın yanında her sunumuna sevgisini katıyor, lezzet kalitemizi ortaya çıkartıyor. Restoranımızda yemediğimiz hiçbir ürünü konuklarımıza servis etmiyoruz.

canlı müzik yaparak farklılığımızı ortaya koyuyoruz.

Ürün yelpazeniz hakkında bilgi alabilir miyiz?

Deniz mahsullerinin yanı sıra et ve her gün kahvaltı hizmeti vererek konuklarımızın genel isteklerine cevap verebilmekteyiz. Herkes balık veya sadece et yiyecek diye düşünmek yerine, her isteğe cevap verebilmeyi doğru buluyoruz.

Menüyü kim oluşturuyor? Ve menü oluşturulurken nelere dikkat ediliyor?

Menüyü Danışmanımız İşletmeci Şef Süleyman CİCİ, insanların sağlığını ve damak zevkini düşünerek oluşturdu. Menümüz taze ve mevsimine uygun ürünlerin tercih edilmesi sebebiyle mevsimsel

Neredeyse her gün bir yerlerde yeni restoranlar açılıyor... Fark yaratmak için öncelikli prensipler neler olmalı sizce? Kaliteli hizmet ve sürdürülebilir lezzet bizim öncelikli prensiplerimizdir.

Yakın dönem planlarınızdan bahsedebilir misiniz? Şubeleşme, yurt dışı ile çalışma gibi projeleriniz var mı?

Şu an her şey çok güzel... Gelecekle alakalı tek hedefimiz Ankara'nın en iyisi olmak...

değişiklik göstermektedir.

Öne çıktığınız, en çok beğeni toplayan ve “mutlaka tadına bakılmalı” diyeceğiniz yemekleriniz hangisi?

Menümüzde yer alan her yemeğin muhakkak tadına bakılmalıdır. Lezzet, sunum, müzik ve Ankara’da deniz esintisi yaratan atmosferimiz her ürünümüzü lezzetli kılıyor.

Adres:Turan Güneș Bulvarı Kudüs Caddesi Park Oran Ofis No:180/E Çankaya / ANKARA Telefon: 0(312) 490 18 19


gurme

Zeki Şef ’ten Abbasi Mutfak Kültürü Türk mutfak kültürünü incelediğimizde göçebe mutfak kültürünün bir parçası olan farklı mutfak kültürleri ile etkileşim içerisinde olduğunu görebiliriz. Göçebe mutfak kültüründen, Anadolu’ya, Selçuklu mirasından, Bizans Geleneğine, İran-Abbasi mutfak geleneğinin etkilerinden uzun Osmanlı geçmişine ve bu geçmiş içinde olan kültür alışverişi ile bugün tanımladığımız Türk mutfağı yüzyıllar boyunca değişerek, zenginleşmiş ve olgunlaşmış büyük bir kültürel mirastır.

A

bbasi mutfak kültürü orta doğuya kadar uzanıyor ve özellikle bu açıdan zengin Arap yemek literatürünü incelemek günümüzde kapı açıyor. Özellikle Abbasi mutfağında kullanılmış malzemeler Antakya mutfağında kullanılan ekşi tatlarla örtüşüyor. Antakya mutfağı 11. yüzyılda Abbasi coğrafyasında yapılan yemekleri unutmamış, bazen günümüz malzemelerini kullanarak bazılarını kendi damak tadına çevirerek, bazılarını da hiç değiştirmeyerek Abbasi mutfağını günümüze taşımasını bilen belki de dünyada eşi

olmayan zengin bir mutfak kültürüne sahiptir. Yemek çeşitleri, pişirme ve sunum şekli, ziyafetler ve mutfakta kullanılan malzemeler ulustan ulusa farklılık gösterdiği gibi benzerlikler de gösterebilir. Bu benzerliği Abbasi mutfağı ve Antakya mutfağı arasında kolayca görebilmekteyiz. Bugün Abbasi mutfağına baktığımızda gerçekten çok zengin bir mutfak kültürüne sahip olduğunu görüyoruz. Gerek kullanılan ürünler gerekse sunum açısından Abbasi mutfağı inanılmaz bir çeşitliliğe sahiptir. Biz de bu zengin mutfağın kapılarını birazcık da olsa sizlere aralamayı ve Abbasi mutfağından leziz yemekleri sizlere sunmak istedik.


Semek Meşvi

Malzemeler

• 720 Gr Lagos balığı • 2 yemek kaşığı kaya koruğu • 1 çay bardağı limonlu nar ekşili Sos • 10 adet kırma zeytin • 10 adet siyah zeytin • 1/2 adet kırmızı soğan • 8 adet cherry domates • 50 gr kadayıf

Yapılışı

• Lagos balığı zeytinyağında marine edildikten sonra fırında pişirilir. • Kaya koruğu suda bir gün bekletilir, soğan, sarımsak, zeytinyağında sote edilir. • Kırmızı soğan, kırma zeytin, siyah zeytin, domates sote edilip nar ekşisi ile lezzetlendirilip kızarmış kadayıfın içerine konulur. • Zeytinyağı limon sos çektirilmiş nar ekşisi ile karıştırılıp sosluk içerisne konulur. • Kaya koruğunun üzerine fırında pişirilmiş lagos balığı koyulup zeytin sote ve nar ekşili sos ile servise sunulur.

Ferikkiyye Malzemeler

• Kuzu Bonfile (Küşleme) • Firik • Soğan • Sarımsak • Kırmızı Biber • Domates • Biber Salçası • Tereyağı • Zeytinyağı • Kuzu Joice Sos • Karabiber • Tuz

Yapılışı

• Kuzu etleri zeytinyağında tuz ve karabiber ile marine edilir. • Firik pilavı meyhane pilavı gibi hafif acılı yapılır.

• Kuzu etleri kömür ızgarasında orta pişmiş derecede pişirilir. • Patates sepeti içerinde firik pilavı ve kuzu joice sos ile servise sunulur.

magdergi.com.tr 297


kısa kısa

Cloud 34’te Sushi Geceleri Açıldığı günden bu yana dikkat çeken yerli ve yabancı performanslara ev sahipliği yapan barın konuklarına yeni sürprizi ise özel dekorasyonu ve ödüllü şef Yannis Manikis’in imzasını taşıyan enfes menüsüyle dikkat çeken “Sushi Lounge”. Konuklar açık mutfak özelliği ile sushi’leri hazırlanırken şefin maharetli parmaklarını izleme şansına da sahip. “Sushi Lounge”un gece hayatını Uzak Doğu lezzetleri ile buluşturan menüsünde, “Shirashi” ve “Unagi” gibi somon veya yılan balığı içeren seçeneklerin yanı sıra vejetaryenler ve gluten tüketmeyenler için de leziz sushi seçenekleri yer alıyor. Vejetaryen seçenekler arasında avokado, salatalık, havuç ve kuşkonmaz ile hazırlanan “Havana” öne çıkıyor. Dileyen konuklar, şefin oluşturduğu 12 parçalık “Kombo Sashimi” ve 18 parçalık “Maki ve Nigiri” tabaklarını da tercih edebiliyor. “Sushi Lounge” menüsündeki en özel lezzet ise Şef Manikis’in spesiyalitesi olan “Fashion Roll”. Karides tempura, ton balığı, avokado, salatalık, mayonez, acı biber ve patates cipsi ile hazırlanan bu seçenek, sushi tutkunlarına 8 parça halinde sunuluyor. Hilton İstanbul Bomonti’nin 34. katındaki barın kokteylleri ise yaratıcı barmenlerin imzasını taşıyor.

Hamsi’nin Her Hali Divan Mutfağında Divan Ankara, hamsi günleri ile Kasım ayına renk katıyor. Özel olarak hazırlanan “Hamsi Menüsü”nde yok yok. Ankara’nın merkez noktalarından biri olan Tunalı Hilmi Caddesi üzerinde bulunan Divan Ankara, öğle yemeklerinde en çok tercih edilen mekanlar arasında yer alıyor. Yurt içinden ve yurt dışından birçok konuk ağırlayan Divan Ankara, hizmet kalitesi ile fark yaratmaya devam ediyor.

PİPASTA SHOP Matematikte sihirli sayı olarak bilinen Pi sayısı, matematiğin bel kemiğidir. Bir İtalyan lezzetti olan pizzanın da “Pi” sayısı bulundu. “Pipasta Shop“ markası, İtalyan lezzeti olan pizza ve makarna yeni bir lezzet getirdi. Bir birinden lezzetli tatların servis edildiği “Pipasta Shop” bistro ilk şubesi Etiler’de açıldı. Etilere yeni bir soluk getiren mekan Sabah 09.00 itibari ile servise başlıyor, gece 24.00 kadar devam ediyor. Mekanımız sabah kahvaltı sonrası, öğle ve akşam saatlerinde bistro hizmeti veriyor. Dekorasyonu, atmosferi ve güler yüzlü hizmeti ile hoş bir mekan “Pipasta Shop” özel günlerinizde tercih edebileceğiniz bir mekan.


Ankara’da Balık Kalbur’da Yenir! Eşsiz lezzetleri ve mükemmel sunum anlayışı ile yıllardır Ankaralı hatta İstanbullu gurmelerin ve balık tutkunlarının uğrak yeri olan Kalbur Restoran, balık ve meze kültürüne yepyeni bir soluk getiren, yaratıcılığın ve lezzetin harmanlandığı çok özel bir mekan. Ünü Ankara sınırlarını aşan Kalbur Restoran, tadında da sınır tanımıyor. Kalbur’da neredeyse bütün yemekler balıkla yapılıyor. Orijinal mezeleri, ara sıcakları, balıkları ile Kalbur, balığa yeniden anlam ve lezzet katıyor. Dört mevsim balık tadını yaşayabileceğiniz mekanda, her mevsimin ayrı bir tadı var. Rezervasyonsuz yer bulmanın mümkün olmadığı mekan, balık severlerin vazgeçilmez buluşma noktası. Müdavimlerinin dediği gibi; “Ankara’da balık Kalbur’da yenir!”

Kaliteli Dönerin Yeni Adresi Döner severlerin uğrak yeri olmayı hedefleyen Aklın Döner geleneksel yöntemlere bağlı kalarak, günümüzün en iyi temsilcilerinden biri olma yolunda bu lezzeti sizlere buluşturuyor. Aklın Döner, Başkent Üniversitesi girişindeki Arsia AVM’de sizleri bekliyor.

Şeflerden Muhteşem Şov Amerikalı Şef Marc Murphy ile ünlü Türk Şef Zeki Açıköz mutfakta hünerlerini sergiledi. Şefler yaptıkları lezzetli yemekleri şık bir sunumla tamamladı. Marc Murphy, ABD Dışişleri Bakanlığı’nca yürütülen, ‘’Mutfak Diplomasisi Programı’’ kapsamında, “Mutfak Elçisi” olarak Türkiye’ye geldi. Murphy, Sheraton Ankara Hotel Executive Şefi ve aynı zamanda Türkiye Aşçılar Federasyonu Başkanlığı görevini yürüten Zeki Açıköz’ün de yer aldığı, “Back to History-Tarihe Dönüş” temalı etkinliğe katıldı. Etkinlik kapsamında Murphy ve Açıkgöz, Türk ve Amerikan mutfaklarından geleneksel yemekler yaptı.

magdergi.com.tr 299


kısa kısa

Kış Bahçesi Tadında Ankara’nın tarihini yansıtan Divan Çukurhan, gökyüzü manzaralı lobisi ile keyifli sohbetlere ev sahipliği yapıyor. Sıcak bir ortamda sabah kahvaltısı , öğle ve akşam yemeği yemek isteyenlerin adresi olan Divan Çukurhan, Ankara’nın tarihi mekanlarını ziyaret etmek isteyenler için de kusursuz bir dinlenme noktası olarak karşımıza çıkıyor. Cam çatısı ile ferah bir ortamda sizleri ağırlayan Divan Çukurhan, farklı konseptleri bir araya getiren detayları ile de dikkat çekiyor.

No4 Restaurant Bar Lounge No4, restaurant, bar ve lounge konseptlerini bir arada sunarken, şehre yepyeni bir yeme, içme ve eğlence standardı getirdi. Birbirinden farklı yaşam alanları ile ayrı bir keyif sunan No4 Restaurant Bar Lounge, kişiye özel hizmet anlayışı ile de lezzete açtığı kapılarının ardında benzersiz bir deneyim yaşatıyor. Wyndham Ankara oteli içinde yer alan No4, Restaurant, Bar ve Lounge’u bütünleştiren farklı mimarisi ile de dikkat çekiyor. Günün her saatini yaşayan No4, gündüz mola vermek istediğinizde, öğlen saatlerinde iş yemekleri yiyebileceğiniz, iş çıkışı ise günün tüm yorgunluğunu atabileceğiniz, akşamları ise yemek ile beraber DJ Emre Eser’i dinleyebileceğiniz ardından aynı mekânda geceye keyifle devam edebileceğiniz bir mekân. No4 misafirlerini alışılmışın dışında limon çorbadan, tütsülenmiş ev yapımı somona, iddialı balkabaklı ravyoli ve adından söz ettiren damla sakızlı lagos buğulama gibi özel tatlar bekliyor.

Downtown Food Club DownTown Food Club, alanında uzman mutfak kadrosunun özenli ellerinden çıkan eşsiz lezzetlerini sıcak ve samimi bir atmosferde konuklarının beğenisine sunuyor. Güler yüzlü hizmet anlayışını temel alan servis ekibiyle DownTown Food Club, günün her saatinde Dünya mutfağından eşsiz lezzetleri tatmak ve keyifli vakit geçirmek isteyenlerin buluşma noktası oluyor. Geniş iç mekan kapasitesi ve ferah bahçesiyle dikkat çeken DownTown Food Club, pastel tonların hakim olduğu huzur veren dekorasyonuyla; kısa öğlen yemeği kaçamaklarından, şölen tadında akşam yemeklerine kadar geniş bir yelpazede hizmet veriyor. DownTown Food Club çok yakında Tepe Prime şubesiyle sizlere daha yakın.

Katkısız, %100 Doğal Burger Çeşitleri Ürünlerimizde %100 doğallığı hedefliyoruz ve tüm et ürünlerimizi dana etinden hazırlıyoruz. Hiçbir ürünümüze yapay katkı maddesi ilave etmiyoruz. Bütün malzemelerimizi günlük hazırlıyoruz ve dondurmuyoruz. Ekmeklerimizi özel bir tarifle, katkısız ve günlük taze olarak pişiriyoruz. Restoranımızda müşterilerimiz, kendi burgerlerinin malzemelerini, büyüklüklerini, soslarını kendileri seçerler. Böylelikle 250’den fazla burger çeşidi oluşturulabilir. Örneğin, dilerseniz tam buğday ekmeğinin doğallığı ve hafifliğiyle de burgerinizi hazırlatabilirsiniz.

300 magdergi.com.tr


magdergi.com.tr 301


kısa kısa

Nebil Restaurant, Park Oran’da Açıldı Ankara’nın son yıllardaki en popüler bölgelerinden biri olan Park Oran, yeni bir Restaurant’a kavuştu. Deniz ürünleri ve mezeleri ile oldukça iddialı olan Nebil Restaurant, Park Oran Ofis binasının hemen girişinde görkemli bir açılış ile hizmete girdi. Ankara sosyal yaşamın en gözde isimlerinin katıldığı açılış, renkli görüntülere sahne oldu. Mekanın işletmecileri Nebil Koçak ve Özder Özdemir, gelen konukların her biriyle özel olarak ilgilendi. Ağırlıklı olarak deniz ürünleri ile hizmet veren mekan, teras bölümüyle oldukça ferah. Canlı müziğide sizlere eşlik ettiği mekanda; et, balık ve meze dışında haftanın her günü kahvaltı servisi de var.

302 magdergi.com.tr



Ankara Yeni Bir Soluk

Ankara’nın en eski ve kaliteli semtlerinden biri olan Bahçelievler’de geçtiğimiz aylarda hizmete giren June Pub, düzenlediği eğlenceli etkinlikleri, lezzetli yemekleri ve keyifli ambiyansıyla șimdiden Bașkent’te fark yaratmayı bașaran mekanlardan biri oldu… June Pub ile hayallerini gerçeğe dönüștüren ortakları Sinan Köylü ve İbrahim Vurgun Kavlak ile bu hoș mekana dair keyifli bir röportaj gerçekleștirdik…

advertorial

’da


S

izleri biraz yakından tanıyablir miyiz? June Pub hikayesi nasıl ortaya çıktı?

Sinan Köylü: Aslında ben bilgisayar münendisiyim. Fakat gezmek, eğlenmek, müzik dinlemek ve yemek yemek her zaman en büyük zevklerim arasında yer almıştır. İbrahim ile yıllardır uyumlu ve özverili şekilde sürdürdüğümüz arkadaşlığımız ve ortak zevklerimiz bizi birlikte iş yapma noktasına getirdi. Benzer bakış açımız ve birikimimiz sonucunda insanlara da keyifli hizmet sunabilme düşüncesiyle June Pub’ı açmak istedik. İbrahim Vurgun Kavlak: Hacettepe Üniversitesi Felsefe Bölümünden mezun oldum. Sivil toplum kuruluşlarında aktif olarak rol alıyorum. Sinan 21 yıldır en iyi anlaştığım ve hiç ayrılmadığım arkadaşlarımdan… Bir gün beraber otururken, kendi ortak zevklerimizi de konuştuktan sonra oldukça kalabalık olan sosyal çevremize müdavimi olabilecekleri bir mekan açma düşüncesi ile June Pub serüvenine atıldık.

Bahçelievler’de konumlanmanızın sebepleri neler? Sinan Köylü: Çünkü artık Tunalı, Filistin, Bilkent gibi semtler doyum noktasına ulaştı bizce… Artık o kadar çok mekan var ki bu semtlerde, Ankara’ya yeni bir soluk gelmesi için başka bir semt tercih edilmeliydi… Bahçelievler de özellikle genç nüfus yönünden zengin bir semt olduğu için burada konumlanmak istedik… Bununla birlikte Ankara’nın en eski ve karakterini koruyan semtlerinden biri olarak yenilikleri hak eden bir semt olduğuna inanıyoruz…

Menünüzden bahseder misiniz? Hangi lezzetlerinizde iddialısınız? Pub kültürüne hakim bir menümüz var… Dünya mutfağından lezzetler taşıyoruz. Aslında çok iddialı olacak ama tüm yemeklerimizde gerçekten başarılıyız… Çünkü usta bir şefimiz var; mutfaktağa kattığı yorumu, yemeklerin lezzeti ve sunumu görülmeye, taılmaya ve yaşanmaya değer… Özellikle etlerimizin tadına mutlaka bakılmasını tavsiye ediyoruz…

Ulaşmayı hedeflediğiniz nokta neresi? Sinan Köylü: Hedefler hiçbir zaman bitmez… Sürekli var olabilmek ve müşteriyi memnun edebilmek için her yaptığından daha iyisini yapmak zorundasın… Çünkü yoğunluğu çok fazla olan bir sektörün içindeyiz… Eskimemek, sıradanlaşmamak ve her zaman tercih edilen bir mekan olabilmek için kendi yaşam tarzımızdan aldığımız keyifler insanlara sunmak ve böylece onları mutlu etmek istiyoruz.

Yakın dönem planlarınızdan bahseder misiniz? Sinan Köylü: Çok dol bir etkinlik takvimimiz var. Konserler, work shoplar, özel tadım günleri düzenlemek gibi planlarımız var. Müşterilerimizle kahve üzerine sohbetler gerçekleştirmek için özel anlar yaratmak peşindeyiz. Konserlerde birçok önemli ismi ağırlayacağız fakat her şeyi burada söylememeliyiz ki sürprizi kalsın.

June Pub’ın öne çıkan yönleri neler? Sinan Köylü: Lezzetli yemek yemenin, kaliteli hizmet almanın ve iyi müzik dinlemenin herkesin hakkı olduğunu düşünüyoruz ve bu düşünceyi herkese aktarmaya çalışıyoruz. İnsanların hayatlarında kendilerine ayırdıkları özel zamanları en iyi şekilde geçirmeleri için çabalıyoruz. Amacımız bizimle buluştukları anları keyifli kılmak… Biz yaptığımız işten ne kadar keyif alır, ne kadar mutluluk duyarsak o enerjiyi misafirlerimize de yansıtır onların da en az bizim kadar keyifli olmalarını sağlarız.

Konseptinizini oluştururken neleri göz önünde bulundurdunuz? İbrahim Vurgun Kavlak: Yurt dışında bu tarz mekanlar oldukça fazla ve çok farklı tarzlarda… Bu iş oralarda buradan biraz daha iyi yapılıyor. O yüzden sık sık yurt dışına seyahat ediyoruz ve görüp beğendiğimiz, orijinal gelen konseptlerden kendi mekanımıza yenilikler katıyoruz. Sinan Köylü: İbrahim’in de dediği gibi özellikle yurt dışında görüp hayran kaldığımız mimari yapılar, denediğimiz yemekler kendi konseptimizi oluştururken bize ilham verdi. Heyecanımız ve hayallerimiz bizi işimizin her alanında besliyor… Mekan tasarımımızı Ankara’nın deneyimli iç mimarlarından Abdullah Gencaslan ile yaptık. Taş, metal ve ahşap ağırlıklı mimari yapımız kendimizi en iyi ifade edebileceğimiz mekan tasarımı oldu.

Sinan Köylü

İbrahim Vurgun Kavlak

Yukarı Bahçelievler Mahallesi, 3. Cadde, No: 115 / Ankara

(0312) 223 0050

/ JUNEPUB www.junepub.com

magdergi.com.tr 305


FARKIMIZ; GÜÇLÜ EKİBİMİZ, TECRÜBEMİZ ve SAMİMİYETİMİZLE DOYA DOYA ZAYIFLATMAK

306 magdergi.com.tr

Beyza KUŞCU Kilo Yönetim Diyetisyeni

Ayça TERAZİ Anne Çocuk Diyetisyeni

Elvan Odabaşı KANAR Yönetici Diyetisyen


formeo Beslenme Eğitimi ve Diyet Danışmanlık Merkezi

www.formeo.com.tr

0.312 436 39 09 0.312 448 29 78

0.536 230 41 23

Angora Caddesi No: 60 Beysukent Çankaya / ANKARA

Tuğçe ERGEN Kilo Yönetim Diyetisyeni

Şeyma ÖZTÜRK Online Kilo Yönetim Dyt.


davet

HASAN AKÇAKAYALIOĞLU, BEYHAN BENARDETE, MUSTAFA SANOĞLU, SELİM GÜLMEN

Deligan’s’da Eğlenceli Akşamlar Cemiyet hayatının seçkin isimlerinden Zeynep Özmansur yeni yaşını Deligan’s’da gerçekleşen karaoke partisiyle kutladı. Keyifli dakikaların yaşandığı gecede konuklar şarkılar söyleyerek günlük hayatın stresini üzerlerinden attı. Gecenin ilerleyen saatlerinde pastanın mumlarını üfleyen Zeynep hanım kendisini bu özel gününde yalnız bırakmayan herkese teşekkür etti. Zeynep hanıma hediyelerini takdim eden misafirler bol bol fotoğraf çektirip sosyal medyada paylaştı.

308 magdergi.com.tr

REZZAN ANIK


ESRA ARAT

EBRU AYKUT

Eğlencenin tavan yaptığı keyifli karaoke partisine çok sayıda konuk katıldı.

BERİL ÇAVUȘOĞLU

EDA - EMRE BEKİȘOĞLU

PINAR CANALP

BANU BİRDAL

ZEYNEP ÖZMANSUR

ENDER SEVGİ GÜLTEKİN


310 magdergi.com.tr


magdergi.com.tr 311


davet

Nalan Haznedar Yeni Sezon Ürünlerini Tanıttı Başkentin başarılı tasarımcılarından Nalan Haznedar yeni sezon ürünlerini, Karum Alışveriş Merkezi’nde yer alan mağazasında konuklarına tanıttı. Yeni sezon ürünlerini yakından incleme imkanı bulan konuklar alışveriş yapmayı da ihmal etmedi. Renkli kokteylde konuklar bol bol fotoğraf çektirip sosyal medyada paylaştı. Davetin ev sahipliğini üstlenen Nalan Hanım tüm konuklarıyla yakından ilgilendi.

NALAN HAZNEDAR

Nalan Haznedar, yeni ürünlerini görücüye çıkardı.

312 magdergi.com.tr

HİLAL BAȘARIR

FERAY ȘAHİNGÖZ

İLAY GÜVEN


magdergi.com.tr 313


kelebek

Ey Kasım!

Așk Sende Mi Güzel Yoksa Senden Daha Mı Güzel? Sonbaharın son ayı kapıda bayanlar ve baylar... Kıș demek; tarçın demek, yünlü battaniyeler, kar, eldiven, mum ıșığı, șehrin romantik ıșıkları, müziğin ruha daha bir hızlı dokunușu demek benim için... Evde oturup kağıt ve kalemle daha çok hașır neșir olup, inzivada huzuru bulmak demek bir nebze de... Ekim ayında boș durmadım ben de, sizler için yenilikleri derledim topladım. Ne yazdıysam așkla yazdım.

Sedio Qui

Sedio Qui’nin tasarımcısı, yıllarca üzerinde çalıştığı ve her birini farklı hikâyelerden ilham alarak tasarladığı ürünlerini, “Çizgi” adını verdiği koleksiyonda topladı. Koleksiyon; özgür, güçlü ve kurallara karşı koyan kadınlara ilham veren ürünlerden oluşuyor

314 magdergi.com.tr

Belmond Hotel Splendido Portofino

Ben Akdeniz’i daha çok sonbaharda seviyorum. El ayak çekildiğinde sanki bana aitmiş hissi veriyor doğa. Portofino’nun setlerinde yer alan bu muhteşem otel sessiz ama romantik tatil arayışı olan çiftler için ideal bence. Kartpostal tadında bir kaçış arayanlar için ilk adres Kasım’da burası olsun mu?


Lucky Beads 4 Fellas

Görüntüsüne önem veren, kendine güvenen şehirli erkeğin kendini ifade edebilmesi artık daha kolay... 4Fellas tasarımları tarz sahibi, özgüvenli ve karizmatik erkekler için tasarlanmış şık aksesuar markalarından biri.

Sıradan olandan ayrışmak ve tarzını ortaya koymak için iç mimar Güneş Kutlar’ın tasarımları kaçırılmaması gereken bir fırsat. Güneş Kutlar, mesleki tecrübesiyle birleştirdiği yeteneğini yansıttığı; yalın ama dikkat çekici özgün tasarımlarını 2009 yılından beri “Lucky Beads” markası altında satışa sunuyor. Bu tasarımlarda; İstanbul temalı takılardan, romantik kolyelere, eğlenceli ve dikkat çekici broşlardan, vintage parçalara, ipek ve dantellerin kullanıldığı takı gruplarına kadar uzanan geniş bir koleksiyon mevcut.

Preen by Thornton Bregazzi

2001 yılında Londra Moda haftasına katılmasının ardından bir fenomen olan bu İngiliz marka, uzun bir süredir radarımdaydı zaten. Eril ve dişil tasarımı bir araya getirerek ve punk etkisinden de vazgeçmeyerek saf kan bir moda devi marka bence. Beyonce, Rihanna, Scarlett Johanson en iyi müşteri kitlesini oluşturuyor. 2015 sonbahar koleksiyonundan şifon elbiseleri ve güneş gözlükleri favorim.

Laurence Dacade

Moda hayatına kıyafet tasarlayarak başlayan Dacade yaklaşık 12 senedir ayakkabı tasarımları ile iddialı bir şekilde sektörde yer almış durumda. Oscar de la Renta, Karl Lagerfeld, Balmain gibi birçok ünlü marka ile yaptığı iş birliği koleksiyonlarıyla başarısını pekiştiren bu harika kadının 2015 sonbahar koleksiyonundaki botlara muhakkak göz atın.

stylishsarah.com

Kişisel stilist ve moda danışmanı olan Sarah Sulzberger Perpich’in blogunu takibe alın derim. Birçok yayın ve ünlüye danışmanlık veren bu zevkli kadını takip etmek göz festivali gibi bir şey adeta.

Atelier Fenske

Artık deri sadece kışın değil yazın da çoğu kadın tarafından hem abiye hem de günlük kıyafetlerde tercih edilirken, tesadüfen karşıma çıkan bu marka beni çok etkiledi. Doğal ve stil sahibi kadınların mercek altına alması gereken bir tasarım stüdyosu adeta burası. magdergi.com.tr 315


davet

Aşklarını Taçlandırdılar IȘIL MENTEȘ, FATİH CEBECİ

Başarılı iş adamı Fatih Cebeci ile Reklam Sorumlusu Işıl Menteş rüya gibi bir düğünle dünyaevine girdi. Yedi aylık birlikteliklerini evlilikle taçlandıran genç çifti bu mutlu gününde yakın arkadaşları yalnız bırakmadı. Çiftin nikah şahitliklerini Eğitim Yöneticisi Ümit Yüksel Bal ile Yüksek Maden Mühendisi Metin Alemdar gerçekleştirdi. Renkli görüntülerin yaşandığı gecede konuklar anı ölümsüzleştirmek adına bol bol fotoğraf çektirdi.

316 magdergi.com.tr

YASEMİN BATMACA

ÖMER - TAMER UÇMAN


magdergi.com.tr 317


MEDIA • EVENTS • COMMUNICATIONS bilgi@magpr.com.tr - www.magpr.com.tr


peugeot.com.tr

YENİ PEUGEOT 208

ENERJİNLE ŞEHRİ ELE GEÇİR.

PEUGEOT i-COCKPIT S M E G - i D O K U N M AT İ K M U LT İ M E DYA

EKRANI

3D LED FARL AR AKTİF ŞEHİR İÇİ GÜVENLİK SİSTEMİ

Yeni Peugeot 208 etkileyici dış tasarımı, 3D LED Farları, yüksek performanslı çevreci motoru ile çok daha enerjik, çok daha heyecan verici. Şimdi Peugeot i-Cockpit’e geçin, SMEG-i dokunmatik ekranı, FARC Aktif Şehir İçi Güvenlik sistemi ve daha bir çok heyecan verici özelliği ile yepyeni bir sürüş deneyimini keşfedin. Yeni Peugeot 208 Access 1.2 L PureTech 82 hp karma yakıt tüketimi 4.5 L/100 km, ortalama CO2 emisyon değeri 104 g/km’dir. İlanda kullanılan görsel, Türkiye ürün gamı ile farklılık gösterebilir. instagram.com/peugeotturkiye

twitter.com/PeugeotTurkiye

facebook.com/peugeotturkiye

YENİ PEUGEOT 208

GÖRAL

Balgat Plaza Tel: (0312) 207 45 45 Ümitköy Plaza Tel: (0312) 236 36 80

www.goral.com.tr


324 magdergi.com.tr


magdergi.com.tr 325


düğün

Balayı New York’ta Tekstil sektörünün önde gelen isimlerinden Cihan İşçen ile Gökçe Erinç Hilton Otel’de gerçekleştirilen şık tören ile dünyaevine girdi. Hilton Otel’in büyük salonunda gerçekleşen törene çiftin yakın aile dostları katıldı. Bir yıllık birlikteliklerini evlilikle taçlandıran genç ikilinin mutluluğu gözlerinden okunuyordu. Evlilik yolunda ilk adımlarını Mayıs ayında atmış olan çift nikih masasına alkışlar eşliğinde yürüdü. Nikah şahitliklerini Clara Kuyumculuk Sahibi Can Üstünbaş ile Başarı Holding Pazarlamacısı Orhan Öztırak’ın yaptığı çift, düğünün ardından balayı adresleri olan New York’a uçtu.

326 magdergi.com.tr

CİHAN İȘÇEN, GÖKÇE ERİNÇ


magdergi.com.tr 327


düğün

PINAR - TOLGA KAYA

Șık davete katılan konuklar arasında Zeynep Karakaya ve Selin Neziroğlu da yer aldı.

328 magdergi.com.tr

PINAR GÜNEȘ

ZEYNEP KARAKAYA, SELİN NEZİROĞLU

GİZEM İPEK


EMEL KARAMAN

IȘIL OTURUȘOĞLU

BÜLENT - NEVİN ERİNÇ, VEDİA İȘCEN, OSMAN TANIR

ASLI ȘİRİN, HANDE ARAZ

ECE GÖKER

magdergi.com.tr 329


PROF. DR. HAKAN ORUÇKAPTAN

Görme ve Konușma Bozuklukları Beyin Tümörü Habercisi Olabilir

advertorial

Beyin tümörleri, beynin içinde ya da çevresinde yer alan anormal hücre kümeleridir. Bu lezyonlar kafatası içinde bir yer ișgal eder ve beyne baskı olușturarak ciddi tablolara neden olabilirler. Memorial Ankara Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Bölümü’nden Prof. Dr. Hakan Oruçkaptan, beyin tümörleri ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.


“Hastada beyin tümörüne işaret eden bulgular olması durumunda ilk yapılması gereken, hastanın tam nörolojik muayenesinin yapılmasıdır.”

K

ötü huylu tümörler daha hızlı yayılıyor

Vücudumuzdaki normal hücreler zamanla yaşlanır ve yeni hücrelerle yer değiştirir. Buna karşın tümör hücreleri kontrolsüz olarak çoğalır ve diğer yaşlı hücreler gibi ortamdan uzaklaştırılamazlar. Beyin tümörleri kısaca benign yani iyi huylu ve malign yani kötü huylu olarak iki grupta toplanabilir. Kötü huylu tümörler beyinde gelişen kanser türü olup, iyi huylu tümörlere göre çok daha hızlı büyür ve çevre dokuya agresif biçimde yayılma eğilimi gösterir. Bazı iyi huylu tümörler zaman içinde kötü huylu tipe dönüşüm gösterebilirler.

Beyinde fonksiyon kaybına sebep oluyor

Beyin tümörleri ister iyi ister kötü huylu olsun belli bir boyuta ulaştıktan sonra kafa içinde basınç artışına neden olarak beyni bir tarafa doğru itebilir veya beynin dokusu ya da sinirlerini işgal ederek fonksiyon kaybına yol açabilir. Beynin farklı bölgeleri değişik işlevlerden sorumludur ve bu nedenle tümörün yerleşimine göre birbirinden çok farklı klinik bulgular ortaya çıkabilir.

Beyin tümörlerinin başlıca belirtileri şu şekilde sıralanabilir: • Daha önce hiç görülmediği halde hastanın sara nöbeti geçirmesi, • Vücudun bir kısmında duyu veya kuvvet kaybı gelişmesi, • Görme, işitme kaybı veya çift görme • Hafıza ve davranış bozuklukları, • Konuşma bozuklukları, dengesizlik ve yürüme problemleri • Hormonal bozukluklar • Baş ağrısı ile birlikte bulantı, kusma

Tanıda MR ve bilgisayarlı tomografi genellikle yeterli bilgi sağlıyor

Hastada beyin tümörüne işaret eden bulgular olması durumunda ilk yapılması gereken, hastanın tam nörolojik muayenesinin yapılmasıdır. Eğer muayene verileri bir tümör olasılığını düşündürüyorsa hastaya MR veya bilgisayarlı tomografi çekilmelidir. Tümör tanısında bu tetkikler genellikle yeterli bilgi sağlamaktadır. Bu tetkikler genellikle tümörün niteliği ve davranışı hakkında önemli bilgi sağlar, bununla birlikte bazı durumlarda önceden biyopsi alınması gerekebilir. Tümörün kesin tanısı tümör dokusunun incelenmesi ile konulur.

Tümörün hücre tipini ve biyolojik davranışını belirlemek artık daha kolay

Kesin tanı tümör dokusunun incelenmesi ile konulur. Son yıllarda standart yöntemlerle yapılan incelemelere ilave olarak kullanılmaya başlanan immünhistokimyasal paneller ve genetik analizler tümörün hücre tipini ve muhtemel biyolojik davranışını belirlemede çok etkili olmakta ve ideal tedavi şemasının seçiminde önemli rol oynamaktadır.

Beyin tümörlerinin tedavi yöntemi kişiye özel belirlenmeli

Tümör tedavisinde temel amaç; hastanın yaşam kalitesinden ödün vermeden tümörü yok etmek veya en azından yaşam süresini uzatmaktır. Beyin tümörlerinin tedavisinde ilk ve en önemli seçenek, lezyonun cerrahi olarak çıkarılmasıdır. Cerrahi tedavide belirleyici olan faktörler; tümörün tipi, yerleşim yeri, hastanın yaşı, genel durumu ve hastada operasyon kararını etkileyebilecek farklı sistemik problemlerin olup olmamasıdır. İyi huylu tümörlerin tam ya da tama yakın çıkarılması ile ek tedaviye gerek duyulmadan uzun ve sağlıklı bir yaşam sağlanabilir. Kötü huylu tümörlerde cerrahi tedaviye ek olarak hastaya radyoterapi ve kemoterapi uygulanması gerekir ve bu yöntemler hastalığın tekrarlama olasılığını azaltarak sağlıklı yaşam süresini uzatır. Beyin tümörlerinin yerleşimleri nedeniyle hastada tedavi öncesi ve sonrasında fonksiyon kaybı gelişebilir ve bu durumda fizik tedavi ve rehabilitasyon programının planlanması gerekebilir.

Memorial Ankara Hastanesi Balgat Mahallesi, Mevlana Bulvarı, 1422.Sokak No:4, Çankaya / ANKARA

444 7 888 - www.memorial.com.tr


davet

Alman Birliği’nin 25. Yıl Kutlaması Bir süre önce görevine başlayan Almanya Ankara Büyükelçisi Martin Erdamann, Alman Birliği Günü’nün 25.Yıl kutlaması nedeniyle bir resepsiyon verdi. Resepsiyona Baden-Württemberg Eyaleti Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi Bakanı Nils Schmid ve Türk eşi Tülay Schmid de katıldı. Yaklaşık bin beş yüz davetlinin katıldığı resepsiyonun ev sahipliğini Büyükelçi Martin Erdamann ve eşi Marion Erdmann ile Baden-Württemberg Eyaleti Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi Bakanı Nils Schmid ve Türk eşi Tülay Schmid yaptı. Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Vekili Ahmet Muhtar Gün’ün onur konuğu olarak katıldığı resepsiyonda çok sayıda büyükelçi, yabancı misyon görevlisi ve davetli yer aldı.

332 magdergi.com.tr

NILS - TÜLAY SCHMID


ELMAS COȘKUN

HERALDINE SCHOLLER, CARMEN WILCZEK

RITA - JORGE CABRAL

Resepsiyonda konușan Büyükelçi Erdamann, Almanya’nın yeniden birleșmesinin 25. yıl dönümünün kutlandığını belirterek, bugünün 9 Ekim 1989’da Berlin Duvarı’nın yıkıldığı günden sonraki en mutlu ikinci gün olduğunu ifade etti.

KYRIAKOS - IRENE LOUKAKIS

HÜLYA TOPÇUOĞLU


davet

ÇİĞDEM KAYALI, ERCAN AKIN, DERYA DEVRİM, RENEE SABAN, FERY ELHADEF, AYTÜL TÜRKMEN

Geleneksel Alışveriş Günleri Down Sendromlu bireylerin mutlu, bağımsız ve üretken hayatlar kurabilmesi için çalışan Down Sendromu Derneği geleneksel kermes etkinliğini bu yıl Addresistanbul’da gerçekleştirdi. Down Sendromlu bireylerin mutlu, bağımsız ve üretken hayatlar kurabilmesi için çalışan Down Sendromu Derneği, geleceğe umutla bakmak adına çalışmalarına devam ediyor. Tomurcuk Vakfı Ritm Grubu’nun tüm kermes alanı boyunca yürüyerek gerçekleştirdiği performans tüm katılımcı firmalar ve kermese katılan yardımseverler tarafından büyük ilgi gördü. Down Sendromu Derneği Yönetim Kurulu ve gönüllüleri ev sahipliğinde gerçekleştirilen kermeste yaklaşık doksan tanınmış marka stand kurarak destekte bulundu. Down Sendromu Derneği tarafından düzenlenen kermesin en büyük destekçilerden biri olan mekan sponsoru Addresistanbul adına Ercan Akın’a teşekkür plaketi verildi. Pınar Altuğ, Sinem Güven, Serra Türker, Yelda Elmas gibi isimlerin de standının yer aldığı kermese çok sayıda seçkin isim katıldı. Kermesten elde edilen tüm gelir Down Sendromu Derneği’ne aktarılacak.

334 magdergi.com.tr

YELDA ELMAS



davet

Ünlü tasarımcıların ve firmaların destek verdiği kermese sosyal yașam dünyasının ünlü bayanları büyük ilgi gösterdi.

FERY ELHADEF, GÜN BİLGİN, FULYA EKMEN

336 magdergi.com.tr

MERİH TURAN

NİLGÜN DUMANLI

FERY ELHADEF, BERNA SAĞLAM NAİPOĞLU


Kermeste kendi tasarımı deri kıyafetiyle standda yer alan Esra İnceefe güzelliği ve zarafetiyle bakıșları üzerinde topladı.

NERGİS PEKUYSAL

ESRA İNCEEFE

SERRA TÜRKER

magdergi.com.tr 337


16-18 Mart 2016 İstanbul Kongre Merkezi (ICC) & İstanbul Lütfi Kırdar - ICEC

3. ACE of M.I.C.E. KONGRE, TOPLANTI ve ETKİNLİK SEKTÖRÜ FUARI Kongre, toplantı ve etkinlik sektörünün Türkiye ve dünyadan üst düzey karar mercilerinin buluşma noktası www.ameistanbul.com

Resmi Havayolu

Etkinlik Yönetimi

Etkinlik Mekan Sponsorları

Etkinlik Sponsorları

Endüstri Partnerleri

İletişim Sponsoru

TURİSTİK OTELCİLER İŞLETMECİLER VE YATIRIMCILAR BİRLİĞİ T U R K I S H

H O T E L S

A S S O C I A T I O N

TECHNICAL PRODUCTION

I

I

I

OZGUR KRISTAL R

iş çözümleri ve danışmanlık

PANTONE 200 C C: 16 M: 100 Y: 87 K: 7


ZİYARETÇİ PROFİLİ:

KATILIMCI PROFİLİ:

Oteller, Etkinlik Mekanları, Etkinlik Planlayıcılar, Toplantı Organizatörleri, Sahne-Dekor-Tasarım Uygulama Firmaları, Ses-Işık-Görüntü Firmaları, Video Mapping Firmaları, VIP ve Turizm Taşımacılığı Firmaları, Dönemsel İK Firmaları, Catering Firmaları, Konferans Yönetim Bilgi İşlem Sistemleri, Stant Tasarım Firmaları

MICE Profesyonelleri, Etkinlik Yöneticileri, Pazarlama İletişimi Yöneticileri, Kurumsal İletişim Yöneticileri, Ürün ve Marka Müdürleri, Satın Alma Yöneticileri

Yerli Medya Partnerleri

4. ACE of M.I.C.E. Kongre, Toplantı ve Etkinlik Ödülleri 17 Mart 2016’da Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde!

www.miceodulleri.com

Yabancı Medya Partnerleri

®

KULÜ

KULÜ

TOURISM, LEISURE & LIFESTYLE


düğün

İlkokul Aşkına Mutlu Son Uzun yıllardır birlikte olan başarılı Avukat Kaan Kızılaslan ile Hilal Yüceer JW Marriott Otel’de gerçekleşen şık törenle hayatlarını birleştirdi. İlkokul yıllarında tanışıp sonrasında da ilişkilerini sürdüren ikili geçtiğimiz günlerde muhteşem bir düğüne imza attı. Çok sayıda konuğun katılım gösterdiği davette renkli görüntüler yaşandı. Haziran ayında nişanlanan mutlu çift nikah masasına alkışlar eşliğinde yürüdü. Çiftin nikah şahitliğini ise Oyak Güvenlik Genel Müdürü Tarık Özyılmaz ile Ankara Barosu Başkanı Hakan Canduran gerçekleştirdi. İlk danslarını davetliler huzurunda gerçekleştiren çift, sonrasında tüm davetlileri masalarında ziyaret etti. Gecenin ilerleyen saatlerine kadar canlı müzik eşliğinde eğlenen konuklar bol bol fotoğraf çektirdi.

KAAN KIZILASLAN, HİLAL YÜCEER


HAKAN - AYDAN KIZILASLAN, HÜLYA - HASAN YÜCEER

lası için Daha faz /magdergi m twitter.co

NUSRET ANAFARTA

ALP - GÜLGÜN DOLGUN

YELDA TAȘPINARLI


röportaj

Romantik ve Zarif

MONICA MOLINA O güzel bir kadın olarak hem zarif hem de sakin ama durușuyla bir o kadar da sevgi dolu olduğunu hissettiriyor. Türkiye ise onu zaten çok seviyor. Yıllardır așk șarkıları romantik radyolarımızda en çok çalınanlar arasında, hem de Türkiye’de yıllardır albüm satıșlarında Kylie Minogue, Jennifer Lopez gibi süper starları geride bırakıyor… En iyi șarkılarını derlediği albümü Autorretrato’nun kapağında Boğaz fotoğraflarıyla hem İstanbul’a hem de Türkiye’ye vefasını da gösteren Monica Molina’nın Türkiye dinleyicisi ile çok güçlü bir bağı var.

342 magdergi.com.tr


Son albümü ‘Mar Blanca’ ile ise Monica bu kez 1992’de yașamını kaybeden İspanya’nın efsanevi Flamenko ve halk müziği yıldızı babası ünlü Antonio Molina’nın șarkılarını söylüyor. Özellikle ’Oh amores’, ‘Pequeno Fado’, ‘Ay amor’ gibi șarkılarını dinlemeye doyamadığımız Monica Molina 15 Kasım’da İstanbul’a geliyor. Molina kariyerinin en romantik șarkılarıyla Cemal Reșit Rey Konser Salonu’nda sahne alıyor olacak.

T

ürkiye’de yıllardır romantik şarkılarınızla en az dünyaca ünlü pop yıldızları kadar satıyorsunuz, peki kariyerinizde sizin için de Türkiye’nin bambaşka bir yeri olduğunu söyleyebilir miyiz?

Öncelikle belki de en çok sevildiğimi hissettiğim ülkenin Türkiye olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Ayrıca aramızda böylesine sıcak bir iletişim yaratan müziğin sihri de bende müthiş bir hayranlık uyandırıyor. Bir yandan da yıllardır beraber çalıştığım Pasion Turca ekibiyle hem İspanya’da hem Türkiye’de bol bol görüşüyoruz ve neredeyse aile gibiyiz. İspanya’dan sonra en fazla evim gibi hissettiğim ülke Türkiye diyebilirim…

İlk stüdyo albümünüz ‘Tu Despedida” ile yarattığınız huzur veren Akdeniz ruhu sahnede de hissediliyor, peki günlük hayatta da öyle misiniz?

Aslında şarkılarımın arkasında kardeşim Noel var ve öyle uysal, öyle romantik ve öyle huzurlu ki... Ama ben de özellikle ilişkilerimde oldukça sakin ve pozitif sayılabilirim… Hele son dönemlerde kızım artık arkadaşım gibi olduğu için de çok huzurluyum, belki anneliğin ilk dönemlerinde zorlanmış da olabilirim ama şimdi özellikle Candela ile beraber tatil yapmak bile son derece huzur veriyor…

Müzik kariyerinize baktığımızda 2001 yılının ‘Vuela’ (I fly) albümü ismi gibi sizi yükseklere taşıyarak, en çok şans getiren albümünüz de sayılabilir mi? Belki 2002 yılında ‘Vuela’ albümüyle gelen Latin Grammy adaylığı

benim için çok güzel bir sürpriz oldu ama aslında ilk albümüm ‘Tu Despedida’ için de yine şans getiren bir başlangıç oldu demezsem haksızlık olur. Henüz ilk albümümle altın plak almıştım ve hemen arkasından da çok büyük bir turneye çıkmıştım. Sonrasında da yine büyük bir konser maratonu ile ‘Giraluna’ turnesi sayesinde hem çok özel bir şarkıcı Luis Eduardo Aute ile hem de flamenkonun en özel isimlerinden birisi Jose Merce ile müthiş bir turne paylaşmış oldum ve yine kariyerim için büyük bir şanstı.

Peki babanız Antonio Molina’nın 50’lerdeki şarkılarını yorumladığınız ‘Mar Blanca’ isimli son stüdyo albümünüzün diğerlerinden çok farklı olduğunu da söyleyebilir miyiz?

Çok haklısın, çünkü; babamın İspanyol halk müziği şarkıları, hem 50’lerin, 60’ların şarkı dili açısından farklı sayılabilir hem de çok zor şarkılar. Albümün prodüktörü olarak kardeşim Noel için Antonio Molina’nın oğlu olarak nasıl çok hassasiyet gösterdiği bir albümse, benim için de kızı olarak onun şarkılarını yorumlamak hem hüzünlü oldu hem de büyük bir sorumluluk duygusu verdi. Her açıdan farklı bir albüm ama yine de düzenlemelerini mümkün olduğu kadar benim tarzıma da yaklaştırmaya çalıştık…

Sizce babanıza armağan ettiğiniz albümün dinleyiciler için en büyük sürprizi ne?

En büyük sürpriz babamla 1968 senesinde çekilen siyah beyaz bir çocukluk fotoğrafım, sanırım ilk kez kendimden bu kadar özel bir paylaşımım oluyor. Ayrıca albümde ‘Caminito del olvido’ şarkısının onur duyduğum bir misafiri oluyor çünkü şarkıya flamenkonun en büyük gitaristlerinden Jose Antonio Rodriguez eşlik ediyor…

Röportaj: Cenk Erdem magdergi.com.tr 343


düğün

10 Yıllık Aşkta Mutlu Son Eski Hakem Erman Toroğlu küçük oğlunu evlendirdi. Tunca Toroğlu hayatını Damla Bayar ile birleştirdi. Düğüne spor camiasından çok sayıda isim katıldı. Çiftin düğününe aile yakınları ve çok sayıda özel davetli katıldı. Birlikteliklerinde 10. yıllarına giren genç çiftin heyecanları gözlerinden okunuyordu. Nikah saatinin gelmesiyle birlikte çift fuaye alanındaki mumlarla süslenmiş özel platformun üzerinde hayatlarını birleştiren imzaları attı. Çiftin şahitliklerini Orman Eski Bakanı Hasan Ekici, Pi Makine Genel Müdürü Muzaffer Özdemir, Nuh Acar İnşaat’ın sahibi Nuh Acar birlikte yaptı. Atılan imzaların ardından salona geçen çift, şık atmosfer içinde ilk danslarını gerçekleştirdi. Lise yıllarından başlayan aşklarını resmiyete dökmenin heyecanını yaşayan ikili, gece sonunda balayı adresi olarak belirledikleri Maldivler’e uçtu.

344 magdergi.com.tr

DAMLA BAYAR - TUNCA TOROĞLU


ALPER - ÖZGE MADEN

Uzun mor elbisesiyle göz kamaștıran Rușa Acar Mag Dergi objektiflerimize poz verdi.

lası için Daha faz /MAGonline m .co facebook

NUH - NURDAN ACAR

MUSTAFA - RUȘA ACAR

magdergi.com.tr 345


davet

Asırlık Çınarlar Asırlık Çınarlar Sempozyumu, Türkiye Yaşlı Bilimleri ve Teknolojileri Vakfı (TÜYEV) bünyesinde açılan Gülhan Doğan Huzurevi’nde gerçekleştirildi. TÜYEV bünyesinde açılan Gülhan Doğan Huzurevi’nde Dünya Yaşlılar Günü kapsamında Asırlık Çınarlar Sempozyumu düzenlendi. Sempozyuma, Aile ve Sosyal Politikalar Eski Bakanı Güldal Akşit, TÜYEV Başkanı Mehmet Engin Doğan, Gülhane Askeri Tıp Akademisi Geriatri Anabilim Dalı Başkanı Hüseyin Doruk, TÜYEV üyeleri ve çok sayıda davetli katıldı. Akşit yaptığı konuşmada, “Biraz gecikmeli olacak ama Dünya Yaşlılar Günü’nü kutladık.. Bizim her günümüz, temelimiz yaşlılar günü olmalı. Çünkü sizlerden, büyüklerimizden öğreneceğimiz çok şey var. Hayattaki en önemli şeylerden biri de tecrübe... ‘Yaşlılar Gününüzü kutluyorum’ derken, kutlamak adet olmuş ama bir günlük değil bu” ifadelerini kullandı. Sempozyum sonunda ise katılımcıların da eşlik ettiği balon gösterisi gerçekleştirildi.

346 magdergi.com.tr

AYLİN YIKAN


Asırlık Çınarlar görkemli açılıșta buluștu. Renkli geçen sempozyuma seçkin isimler katıldı.

magdergi.com.tr 347


röportaj

Kendi Gerçekliğinizi Yaratın Bir bașkası ile ilișki; hem keyifli bir yolculuk hem de meydan okuyucu bir süreçtir. Kendi kendinizden sakladığınız “ben”ininizle karșılașırsınız. Ve onunla yașamayı öğrenirsiniz. O “ben”inizin kabul gördüğünü görmek, içinizdeki sevgi duygusunu büyütür. Bir sanattır ilișki, dantel gibi ince ince ișlenen, sabır isteyen... Kendinle yüzleșme cesareti isteyen, emek isteyen... Kendinizi tamamen tanırsanız her șeyi kolaylıkla çözersiniz... 348 magdergi.com.tr


S

eni tanıyabilir miyiz?

İstanbul’da doğduktan sonra babamın işleri sebebiyle 2 yaşımdan itibaren 4 yılda bir şehir değiştirdim. Çocukluğum Frankfurt, İstanbul, Amsterdam ve Ankara şehirlerinde değişik kültürlere tanıklık ederek geçti. İstanbul (Erkek) Lisesi ve ardından İTÜ İşletme Mühendisliği bölümlerini tamamladıktan sonra turist rehberliği yaparak iş hayatına girdim. Daha sonrasında otel, banka ve konsolosluk gibi kurumlarda ilerleyerek geniş bir deneyim yelpazesi oluşturdum. 2004–2013 yılları arasında kardeşimle ortak olarak bir turizm şirketi işlettik. Fakat bir yanım her zaman enerji ve kişisel girişim konularına oldukça ilgiliydi. Bu yüzden de 2001 yılından itibaren yoğun olarak çeşitli enerji çalışmaları ve kişisel gelişim seminerlerine katılıyor, 2006 yılından beri Vernon Frost tarafından verilen Labirent seminerlerini organize ediyorum. Son birkaç yıldır da eğitmenlik üzerine aldığım eğitimler ve birikimlerim sayesinde seminerler ve seanslar düzenliyorum. Katıldığım eğitimlerden bazıları: Prisma, Rainbow Seminerleri (Yossi Mutzafi ile), Labirent seminerleri (Vernon Frost ile), Transformal Nefes ( Joost Maaijvis), İnversion Therapy (Steve Rother), Yeniden Bağlantı ( Eric Pearl), Learning Love (Krishnananda, Amana), Primal ve Tantra (Premartha- Svarup), Aile Sergileri (Bert Hellinger ile, Halise Baydar, Göksel Karabayır ile ve Premartha Svarup ile), You Can Heal Your Life ( Patricia Crane, Rick Nichols ile), Light Grids (Damien Wynne), Bir Dilek Tut (Gahl Sasson), Acces Consciousness (Steve Comer), Vedanta (James Swartz), Mucizeler Kursu (ACIM), Oneness of Being (Vernon Frost ile), Silva Metodu (Ayşen Ediz)... Eğitmenlik sertifikaları: Vernon Frost (Oneness in Being 2013), Patricia Crane – Rick Nichols (Louise Hay ..You Can Heal Your Life 2002), Krishnanda ve Amana ( The Learning Love Training 20102011), Steve Rother ( Inverse Wave Therapy 2007), John Seymour (Organisational NLP 2003)..

Yaptığın işi nasıl tanımlayabiliriz ve nasıl başladın?

2001’den itibaren yoğun bir eğitim ve kişisel gelişim geçirdim. Bir yerden sonra aldıklarım ve enerji bedenimde durmaz oldu. Ellerimden ateş çıkmaya başladı ve bendeki enerjiyi aktarmadığımda sanki içim yanıyordu. Ellerim yandıkça yakın çevreme enerji vermeye onlarla çalışmaya başladım. Daha sonra her şeyi bırakıp tamamen işimi değiştirdim, seanslar ve seminerler vermeye başladım. Seanslarıma “Kuantum Atılım” adını verdim. Öğrendiğim birkaç tekniğin sentezini uyguluyorum. Seminerler ise çok çeşitli konularda olabiliyor. Örneğin; 14-15 Kasım tarihleri arasında ise İstanbul’da, “Atılım” adında bir seminer vereğim. Şamanların toplanma noktası dediği insan enerji bedeni üzerindeki önemli bir bölge ile çalışacağız.

“2001’den itibaren yoğun bir eğitim ve kişisel gelişim geçirdim. “ Birçok insana dokunuyorsun ve hayatlarını değiştiriyorsun... Bundan bahseder misin?

Teşekkür ederim. Ben sadece insanların hayatlarında niyet ettikleri değişimi gerçekleştirebilmeleri için alan tutuyorum. Kolaylaştırıcı (yani benim konumumda olan kişi) kendini ne kadar çok dönüştürüp arındabilirse, bu bilgiyi, bu yaşanmışlığı, mümkün bilgisini çalıştığı kişiye sunabiliyor. Daha önce o yoldan geçtiği için yol gösterebiliyor. O da bu enerji havuzunda, bir anda fark

etmediği, görmediği, hissetmediği duyguları hissedip dönüşümü için iyi bir zemin bulabiliyor. Hayatını değiştiren, dönüştüren kişi danışandır her zaman. O istemeden ben bir şey yapamam.

Çocukluğumuzdan (hatta belki geçmiş hayatlardan) gelen, çoğu zaman farkında bile olmadığımız travmalarımız oluyor. Bunlar hayatımızın farklı alanlarında ilerleyemememize neden oluyor. Bunları nasıl aşıyoruz?

Bir çocuk bir aileye, bir yaşam biçimine doğuyor. Bu aile, ne kadar iyi niyetli olursa olsun, çocuğun gelişiminde hem bireylerin kendi geçmiş travmalarından kaynaklanan hasarlar nedeniyle hem de yaşam sürecinin aileye getirdiği ortak sorunlar nedeniyle, çocukta bazı şoklar, hayal kırıklıkları, üzüntüler, olumsuzluklar yaratabiliyor. Burada çocuğun olaya kattığı yorum önemli aslında. Aynı travmayı aile içinde deneyimleyen iki farklı mizaçtaki çocuk farklı etkilenecektir. Belki biri üstünde durmayacaktır, diğerinin ise o noktadan itibaren tüm hayatı değişebilecektir. Ender olarak geçmiş hayat travmaları da karşımıza çıkar ama çoğunluk bu hayata aittir. Bu hayatın travmalarını yeterince arındırdıysak sıra geçmiş hayatlara gelebiliyor çoğunlukla. Bir örnekle devam edecek olursak; eğer çocuk yetişirken öfke kontrolüne sahip olamayan bir ebeveynle yetiştiyse; kendi öfkesini kabul etme ve sağlıklı bir şekilde ortaya koyma konusunda sorun yaşayabilecektir. Ya ebeveyni gibi olacak ya da öfke ve tartışmaya hiç girmeyip hep uyum sağlama yoluna gidecektir. Bu durumda kendi sınırlarını, istediklerini rahat ortaya koyamayıp, kendi gerçeğini yaşamakta zorlanacaktır. Belki kendini sürekli yorgun hissedecek ve insanlarla derin ilişkilere girmekten kaçan biri olarak aradığı mutluluğu yakalayamayacaktır. İfade edemediği öfkesi ona zarar vermeye başlayacaktır ve belki de onu hasta edecektir. Burada ilk adım farkındalık yaratıp kişinin kendi içindeki bu dinamiği kavraması olacaktır. Sonra bedende toksin olarak duran konuyla ilgili olumsuz duygu sağaltımı yapmak, korkuları, şokları çözmek ve hizmet etmeyen inanç kalıplarını sisteminden atmak olacaktır. Bu yapıldıktan sonra; kendi yaratmak istediği gerçeklik doğrultusunda inanç kalıplarını revize etmek bir sonraki adım olacaktır.

Peki, en çok merak edilen konulardan biri; “ilişkiler” dersek...

Aslında hayatta her şey bir ilişkiye dayanıyor. Başkaları ile ilişkilerimiz, kendimiz ile ilişkimiz, eşyalar-nesnelerle-konularla ilişkilerimiz gibi... Ve tüm bunlar özünde kendimizle ilişkimizin yansımaları… Yani, temel olan ilişki kendimizle olandır. Diğer tüm ilişkileri bizi bize yaklaştırmak, içimizdeki aşka, aşkınlığa ulaşmak için yardımcı araçlardır. Deneyimim o ki; farkındalığımız ne kadar yüksek olursa olsun, kendi üzerimizde ne kadar çalışmış olursak olalım, bir sonraki aşamada hep içimizde yeni, tanımadığımız bir başka “ben”e ulaşıyor ve yeniden tanışıyoruz. Kendimizi tamamen tanısak her şeyi kolaylıkla çözeriz diye düşünüyorum. Bir başkası ile ilişki; hem keyifli bir yolculuk hem de meydan okuyucu bir süreçtir. Kendi kendinizden sakladığınız “ben”ininizle karşılaşırsınız. Ve onunla yaşamayı öğrenirsiniz. O “ben”inizin kabul gördüğünü görmek, içinizdeki sevgi duygusunu büyütür. Bir sanattır ilişki, dantel gibi ince ince işlenen, sabır isteyen... Kendinle yüzleşme cesareti isteyen, emek isteyen... Ama hediyeleri de çoktur...

Senin düzenlediğin ve benim de sabırsızlıkla beklediğim seminerlerden konuşalım, biraz da... (Önümüzdeki günlerde olacakların tarihleri de)

Çok zarifsin Berilciğim, teşekkür ederim. Bir sonraki seminerim Ankara’da, Yaşam Bilim Akademisi’nde ilişkiler üzerine olacak. Seminerlerimde hem faydalı bilgiler, araçlar veriyorum, hem de

magdergi.com.tr 349


röportaj

kişilerle teke tek çalışıyorum. Oldukça interaktif enerji çalışmaları içeriyor. Bu nedenle katılanlar hem keyifli vakit geçiriyor, hem de dönüşüm yaşıyor. 14-15 Kasım’da ise İstanbul’da “Atılım” semineri vereceğim. Seminerlerimi www.kampaworkshops.com web sitemizden üzerinden detaylı olarak görebilirsiniz.

Vernon Frost’u ve çalışmalarını anlatabilir misin? (Önümüzdeki günlerde olacakların tarihleri de)

Vernon Frost benim çok değerli bir hocamdır, 14 yıldır Türkiye’ye yılda 2-3 defa gelir. Güney Afrika asıllı olup, 40 yılı aşkın bir deneyim yelpazesine sahiptir. Birçok kişi ile çalıştım. Ama her seferinde beni yeniden büyüleyen ve her seferinde daha çok büyüten ender hocalarımdan biridir. En sevdiğim yanı, yapmacıksız, yalın, olduğu gibi ve ayağı yere sağlam basan bir insan olmasıdır. Ama bunun yanında son derece yetenekli bir metafizik öğretmeni ve eğlenceli bir insandır. Üzerimdeki emeği için her zaman şükran duyarım. Artık yıllar içinde klasikleşmiş olan Labirent semineri İstanbul’da 26-29 Kasım tarihleri arasında tekrar düzenlenecektir. Dört günlük yoğun ve çok yönlü bir çalışmadır. Labirent seminerine katılıp tamamlamış olanlar için, her seferinde değişik bir beldede yatılı seminerler olmaktadır. Bu sefer 8-13 Aralık tarihleri arasında Sapanca’da “Mucizeni Gerçekleştir” seminerini dört gözle bekliyorum.

Artık herkes “kişisel gelişim” ile çok ilgili... Pek çok insan kitaplar okuyor, seminerlere katılıyor... Ancak hayatlarında hiçbir değişim, dönüşüm olmayabiliyor. Sence neden? Evet Berilciğim, güzel bir uyanış dönemindeyiz. Farkındalığı yükselen insanda mutlaka bir değişim oluyordur ama her zaman istenen düzeyde değil. Bunun çok çeşitli nedenleri olduğu

kanısındayım. Biz bütünsel varlıklarız; yani zihinsel, duygusal, fiziksel, ruhsal düzeylerin hepsine ulaşan bir çalışma değişim getirebilir. Sadece tek bir düzeyde çalışarak, örneğin; sadece zihine çalışmak yeterli olmuyor. Değişime bütünsel olarak hazır olmalı ve istemeliyiz. “Ben daha mutlu olmak istiyorum”, diye yola çıkan kişi, en önemli mutsuzluk kaynağı olan ilişkisinden vazgeçmek istemezse, bütünlüğü yoktur. Ve tam yaratamaz. Seminerde yapılan birçok enerji çalışması sonrasında hayat içinde değişimin gerçekleşebilmesi için, seminer sonrası uyumlanma sürecinin getirdiği meydan okumalara hazır olmalı ve tevekkül halinde geçmeliyiz. Bazı insanlar ise bu süreçten kaçınıp sürekli enerji çalışmaları alanında kalıp, arafta kalıyor ve bu nedenle hayata geçiremiyor. Ya da şüphe, inançsızlık varsa, olanı da sabote eder kişi, olan değişimi de bozar… Hiçbir şey olmuyor diye dolaşıp, olanları iptal ederek ‘hiçbir şey olmuyor’ yaratımını yaşar. Ama evren her birimizin kendi evreni, kendi içimizin yansıması.. Çok şükür, benim evrenimde değişim olmayan insan yok gibi... Eğer etrafımızda çok fazla değişim olmuyor bilgisi varsa, içimizde belki de direnen bir “ben” aramalıyız.. Çok teşekkür ederim.. Çok sevgiler

2006 yılından beri Vernon Frost tarafından verilen Labirent seminerlerini organize ediyorum. Röportaj: Beril Çavuşoğlu

350 magdergi.com.tr


alışveriş Kürk 825 LIU JO

Şal 169 YARGICI Etek 299 NETWORK

Ayakkabı 669 VEPA’62 Çanta 1,760 FURLA

Ceket 1,399 WEEKEND BY MAX MARA

Bilezik 185 So CHIC

Etek 229 İPEKYOL

Gömlek 149 GAP

Gucci Gözlük 500 ATASUN OPTİK

Lacoste Gözlük 641 GÖZ GRUP

Jean 289 NETWORK

Şapka 305 LIU JO

Roberto Cavalli Saat 3,139 SAAT&SAAT

Guess Çocuk Swetshirt 269 B&G STORE

Çocuk Ayakkabı 149 SUPERSTEP Chicco Çocuk Mont 199,90 JOKER Ayakkabı 299 ALDO DKNY Çanta 729 DERİDEN

Ayakkabı 299 ALDO

Puma Ayakkabı 83,65 JOKER


davet

SELÇUK PEHLİVANOĞLU

Fun Art Açıldı Fun Art Kültür ve Sanat Merkezi, sanat ve iş dünyasından birçok ismin katıldığı bir davetle hizmete açıldı. Fun Art Kültür ve Sanat Merkezi Yasemin Polat ve İskender Çelebcioğlu’nun ortaklığıyla Başkent’te açıldı. Birçok sanatsever ismin katıldığı açılış töreninde İskender Çelebcioğlu ve Yasemin Polat misafirlerini kapıda karşıladı. Davete katılan misafirler piyano dinletisi eşliğinde birbirinden değerli eserleri inceleme fırsatı buldu. Daha sonra Fun Art Kültür ve Sanat Merkezi’nin bahçesine geçen misafirler bir yandan kendilerine sunulan lezizi ikramları tadarken bir yandan da sohbet etme imkanı buldular. Açılış töreninde konuşma yapan Yasemin Polat, sanat merkezinin bünyesinde piyano, bale, gitar gibi birçok sanat dalında eğitim vereceklerine değindi.

352 magdergi.com.tr

İSKENDER CELEBÇİOĞLU - YASEMİN POLAT


ZEYNEP KIVANÇ - SİNEM GARANLI

İș, sanat ve bürokrasinin bir araya geldiği davette konuklar eserleri yakından inceleme imkanı buldu.

ÖYKÜ ÖZLEM

SELİN ARDA GÜRSOY

ASLIHAN POLAT

magdergi.com.tr 353


davet

ESRA ERDOĞAN AYDAN ÖZDOĞAN - GÜLTEN KARACA - FİLİZ GİRGİN - AYÇA ÜNAL

SEVİLAY HELVACIOĞLU - TUĞÇE İNAL - FİLİZ DAĞ YILMAZ GÖZDE ÖZTÜRK

Harvey Nichols MAG Lounge’da Keyifli Akşamlar Şık mimarisi, estetik detayları ve fark oluşturan menüsü ile Ankara’nın lezzet anlayışını değiştiren Harvey Nichols MAG Lounge, dünya lezzetlerini ilginç sunumlar eşliğinde konukları ile paylaşmaya devam ediyor. Next Level Alışveriş Merkezi Podyum’da bulunan Harvey Nichols MAG Lounge, dünya lezzetlerini ilginç sunumlar eşliğinde konukları ile buluşturuyor. Yoğun iş temposunun ardından kendini şımartmak isteyenlerin vazgeçilmez mekanı olan Harvey Nichols MAG Lounge’ın ferah mimarisi de konuklarını büyülüyor. Çok sayıda seçkin konuğun misafir edildiği akşamlarda misafirler eğlenceli dakikalar yaşıyor. Fark oluşturan kahve sunumları ile yorgunluğunuzu atma imkanı sağlayan mekan, açık havası ve lezzetli menüsü ile keyifli sohbetlerinize renk katmaya devam ediyor.

354 magdergi.com.tr

TUĞBA ERDOĞAN

MUKADDES DİRİ


Bloggerlar Harvey Nichols MAG Lounge’da Sosyal Medya’da büyük ilgiyle takip edilen bloggerlar Harvey Nichols MAG Lounge’da düzenlenen bir kahvaltıyla bahara “Merhaba” dedi. Harvey Nichols MAG Lounge, sosyal medyada ilgiyle takip edilen moda, seyahat ve yaşam bloggerlarını iştah kabartan bir kahvaltıyla misafir etti. Sık Sık kahkahaların yükseldiği masada bloggerlar gerçekleştirmeyi planladıkları bazı özel projelerinden de bahsettiler. Paylaşım yaparak bu keyifli kahvaltıyı binlerce insanla paylaşan bloggerlar bol bol hatıra fotoğrafı çektirmeyi de ihmal etmedi.

FULYA SEZEN

magdergi.com.tr 355




üçüncü göz

Mobilyaların Efendisi Mehmet Özkavat Size bu ay kendi keșfim olan, röportaj yapabilmek için peșinden kalkıp Londra’ya gittiğim, konușmamız için ikna etmek yolunda dil döktüğüm, çok bașarılı bir Türk iș adamını tanıtmak istiyorum...

M

ütevazı kişiliği nedeniyle kendisini ne anlatır ne över ne de kendi hakkında konuşur... Tırnaklarıyla kazıyarak kazandığı başarılı hayat hikayesi hakkında kendisiyle röportaj yaparken o kadar sıradan ve sakin bahsetti ki iş hayatından, adeta cımbızla çektim kelimeleri ağzından... Fakat aslında yaptığı iş bir Türk olarak benim için o kadar gurur verici ve takdire şayan ki… Üstelik tüm bunları tek başına yaptığı düşünülecek olursa daha da dikkat çekici. Artık tek başına büyüttüğü oğlu da kendisine yardım ediyor ki bu onun için mutluluk verici. Bahsettiğim kişi Chint- Chelsea Upholstery Interiors markasının sahibi Sayın Mehmet Özkavat. 35 sene önce tek başına Londra’ya gidip sokakta işportacılık dahi, çok çeşitli işlerde çalışmaya başlayarak, başarı merdivenlerini adım adım tırmanmak suretiyle bugün kurduğu dev firmayla dünyanın en bilinen mekan, otel ve ünlü insanların ev ve kulüplerinin tüm mobilyalarını imal eden kişi. İngiltere’ye ilk geldiğinde hiç İngilizce bilmeyen bu iş adamı şu anda Londra’da gittiği her mekanda tanınan ve saygıyla karşılanan güler

358 magdergi.com.tr

yüzlü, çalışkan ve sakin bir iş adamı. Monaco, Londra, Paris, Newyork, Moskova, St.Tropez, İsviçre, Hollanda ve Londra şehirlerinde sayısız ünlünün özel evinin, Gordon Ramsey Otelleri’nin, Movida Club’ın, Kensington Otelleri’nin tamamının, 5 Hertford Street private Club, Loulous gece kulübü, Raffles gece kulübü, Dublin Westbury Hotel, Ober Mamma Paris , Monaco futbol kulübünün sahibinin evinin, Soho House’ların ve Gordon Ramsey’in tüm otellerinin mobilyaları kendisinin ürünü… Evlerini dekore ettiği kişiler arasında Anish Kapoor, Gemime Khan, Mick Jagger, Roman Abramovich, Gordon Remsay gibi insanlar var. Ve daha pek çok bilinen ünlü insan olmasına rağmen vermedi isimlerini. Israrlarım sonucu anca bu kadarını öğrenebildim. ‘’Benim zamanımda Türkiye’den Londra’ya gelip yerleşmek bir moda gibiydi ama gelenlerin çok azı burada kalabildi, çoğu geri döndü.’’ diye ifade ediyor o zor dönemleri. Evet 35 yıl tek başına çalışmış Mehmet Özkavat ve bu sene 2016 yıl başında Portekiz’de


4000 metrekarelik bir fabrika kuruyor. İstanbul’daki Soho House’un mobilyalarını kendisinin yapması teklif edildiğinde sipariş yoğunluğundan dolayı yetişemeyeceği gerekçesiyle hayır demek zorunda kalmış. Lakin Portekiz’de açacağı fabrikasıyla artık yağmur gibi yağan iş tekliflerine yetişebileceğini ifade ediyor. En büyük hayalinin Türkiye’de bir mobilya müzesi açmak olduğunu anlattı bana. Çağlar ötesi zamanlardan günümüze değişik ülkelerde ve mekanlarda kronolojik olarak insanlığın hangi mobilya ve ev eşyalarını kullandığını sergileyecek olan bu müze insanlık tarihinin bir özeti gibi olacak. Bu projesini ülkemizde en kısa sürede gerçekleştirmesini diliyorum kendisinin.

Türkiyemiz’in adını yurt dışında başarıyla temsil eden iş adamı bize kendisinden bahseder mi lütfen biraz… Tanımak istiyoruz nasıl doğdu bu efsane isim?

1954 Ankara doğumluyum. Lise ikiden ayrıldım. Babamın Türkiye’de mobilya mağazası ve imalathanesi vardı. Liseden ayrıldıktan sonra iki sene mobilya tasarımı derslerine katıldım. Askerlikten sonra Avrupa’yı dolaştım, Almanya ve İsviçre’deki Türk’lerin durumu pek hoşuma gitmedi. Zaten müzikten dolayı aklımda hep bir Londra vardı ve bu iki senelik Avrupa gezimin sonunda Londra’da karar kıldım. 25 yaşında tek başıma Türkiye’den çıktım. Londra’ya yerleştim.

O genç yaşta çok cesur bir karar bu. Nasıl gelişti başarı merdivenindeki bu yükselişin?

Londra’ya ilk geldiğimde çok kısıtlı paramla bir bisiklet aldım ve bir Türk’ün yanında oda tuttum. Oxford Street’te işportacılık yapmaya başladım. Araplar’ın seveceği tarzda altın suyuna batırılmış saatler ve kalemler satarak 6 ay böyle yaşadım. Londra’da hayat çok çok pahalı, kira, yemek, geçinmek çok zordu. Bu arada İrlandalı bir kızla tanıştım, birbirimizi çok sevdik ve evlendik. İki sene sonra kızım doğdu. O sırada ben Kings Road’da tekstil işine girdim. Bir süre sonra eşim kendi ülkesi İrlanda’ya ailesinin yanına geri dönmek istedi ve kızımla beraber döndü. 4-5 sene bu işi yaptım. Sonra oğlum Thomas’ın annesiyle tanıştım. Shakespeare’in doğduğu şehirden gelen bir kızdı annesi. Yedi sene sürdü. Bu arada tekstil işini büyüttüm toptancılığa geçtim. Türkiye’de üretip İngiltere’de satmaya başladım. Lisede Almanca okudum ben, o yüzden İngiltere’ye geldiğimde hiç İngilizcem yoktu. Müzik albümlerinden dinlediğim kadarıyla biliyordum sadece. Geçen zaman içinde İngilizce’yi hiç okula gitmeden günlük hayatta öğrendim. Ekonomik krizler atlattık o dönemde. O dönemde eşim oğlumu alarak gitti. Ben hem babamı kaybettim aynı zamanda hem oğluma hiç ulaşamadım. Tüm paramı senelerce oğlumu bulmak için tuttuğum dedektiflere harcadım. Tesadüfen buldum yerlerini. İki senede güçlüklerle oğlumu görmeye çalıştım. Elimde oyuncaklarla oğlumu görmeye giderdim, bazen göremeden geri dönerdim. Çok sıkıntılar çektim. O sırada işimi kapattım ve antikacılık işine girdim. Kızımı da oğlumu da kaybettim ve çok üzücü yıllarım geçti burada tek başıma. Oğlum altı yaşına geldiğinde benle oturmayı seçince annesi küstü ve bizi terk etti. Sabah üçte kalkar antika pazarlarına gider, alacaklarımı toplar, sonra eve gelir oğlumu uyandırır, giydirir,doyurur okula götürürdüm. Oğlumu özel okula yerleştirdim ve altı yaşından itibaren tek başıma büyüttüm oğlumu. Şimdi, rugby oyuncusu oldu. Oxford’u kazandı ama kayıtların başlamasına 15 gün kala fikrini değiştirdi, St.Martins’e geçti ve üretim tasarımcılığı okudu. Oğlum Thomas şu anda 24 yaşında ve işimin yüzde ellisini artık o yürütüyor.

O sırada hafta sonları yine antikacılığa devam ediyordum. Ve artık mobilyacı olmuşturm. Hızla yükselmeye başladım. Elimden çok iyi iş gelir benim. Elime aldığım şeyi en güzel şekilde bitirmeden bırakmam.

Bu kadar büyük çaplı çalışman ve ünlü insanlara iş yapman nasıl gelişti?

Tasarımcılar sipariş veriyorlar bana. Mesela, Nicky Haslam dünyaca meşhur bir tasarımcıdır ve İngiltere Kraliyet ailesine de hep o tasarım yapar. Onunla çok çalıştım... Kendi web sitesinin ilk sayfasına hep benim mobilyalarımı koyar. Kendisinin evini de ben yaptım. Mick Jagger ve Andy Warhol ile beraber yaşamış çok başarılı bir iç mimardır. Aynı şekilde ünlü televizyon aşçısı Gordon Ramsey’in bütün otellerindeki restoranların koltuk kanepe mobilyalarını ben yaptım. Tüm bu isimleri portföyüme alınca işler çığ gibi büyüdü. Kumaşlar Fransa, Türkiye, İngiltere ve Hindistan’da üretiliyor. Kendi isimlerini basıyorlar. Bir projeye başladığında hepsi binlerce sipariş halinde geliyor. Şimdi Portekiz’deki 4 bin metrekarelik fabrikam için çalışıyorum. Türkiye’de de yer açmak istiyorum bir gün. Serdar Biligili’ye Soho House için beni tavsiye etmeleri üzerine İstanbul’a çağırdılar beni ve orada üretmek istediler ama benim orada yerim yoktu.

En büyük hayalin nedir?

Hayalim “History of Furniture Museum”… Yani, “Mobilyanın Tarihi” adlı bir müze açmak. Bunun için yatırımcı bulursam İstanbul’da dünya çapında bir mobilya müzesi olacak. Bunun dışında şu an için fabrikamı kurmaya çalışıyorum. Artık işin yarısı oğlumun sırtında. Birkaç otel daha var yapmak istediğim. Şu an 25 kişiyle çalışıyorum. Portekiz’deki fabrikamı açınca bu sayı yüze çıkacak. Türkiye ve Polonya’da kontaklar kuruyorum şu sıralar; oralarda da merkezlerim olacak. Yaptığım mobilyaların gelecekte antika olmalarını istiyorum. Hepsine markalar takıyoruz, eğer yaşarlarsa çok önemli antikalar olarak değerlenecekler.

Yazarın notu: Adını ve yaptığı işi duyduğum ilk anda hiç

üşenmeyip kalkıp Londra’ya gittim. Sizin için röportaj yaparak keyifli bir çekim gerçekleştirdim. Görmek isteyenler için link de veriyorum size. Tek başına sıfırdan başlayarak ülkemizi başarıyla temsil eden bu firmayı kuran mütevazı kişilk Sayın Mehmet Özkavat’ a teşekkür ediyorum. http://www.chelseaupholstery.co.uk/chint/

Değişik işlerde çalışmışsın. Mobilya sektörüne girişin nasıl oldu?

O sırada bir kursa başladım. Antika restorasyon kursuna giderken mobilya tasarımıyla da ilgilenmeye başladım. Döşemeciliğe geçtim. Tüm derslere girdim. İşi çok iyi öğrendim. O sırada bir şirkete seçtiler beni. Orada Irish bir adam ile Portekizlilerle tanıştım ve camiaya girdim.

magdergi.com.tr 359


düğün

Görkemli Düğün Töreni Karya Mücevherat’ın sahibi Gürkan Baltacı ile Akademisyen Işıl Kurnaz Rixos Otel’de gerçekleşen görkemli düğün ile hayatlarını birleştirdi. İki yıl önce arkadaşları aracılığıyla tanışan Gürkan Baltacı ile Işıl Kurnaz çifti nikah masasına davetliler huzurunda elele yürüdü. Çiçeği burnunda çift “Evet” lerin ardından davetliler huzurunda ilk danslarını gerçekleştirdi. Çiftin nikah şahitliğini ise Prof. Dr Cem Kılıç ile Akademisyen Merve Sıvgın gerçekleştirdi. Genç ikili düğünün ardından balayı adresleri olan Antalya’ya uçtu.

360 magdergi.com.tr

IȘIL KURNAZ, GÜRKAN BALTACI


BARBAROS TOSYA, AHU BEKENSİR

CEM - MELTEM ARAS

Davete katılanlar arasında MAG Dergi İmtiyaz Sahibi Can Çavușoğlu da yer aldı.

BİLLUR ÖZBAĞI

CAN ÇAVUȘOĞLU

SELİN BALTACI

magdergi.com.tr 361


düğün

EDA SÖNMEZ, MERVE DEMİRİZ

LEVENT - İREM ÖCAL

Birbirinden șık davetlilerin katıldığı gecede renkli görüntüler yașandı. 362 magdergi.com.tr

BAHAR GENÇ

SEDA TARMAN

ARDA - RANA ÇELİK


GONCA KARADENİZ, BERNA ZORAL

CEREN YARAȘ

MERT - HİLAL DOĞAN

lası için Daha faz /MAGonline m .co facebook

Rengarenk kıyafetiyle oldukça șık görünen Ceren Anadol objektiflere poz verdi.

CEREN ANADOL

ONUR - KÜBRA DEMİROĞLU

BUSE SARIGÜL

magdergi.com.tr 363


röportaj

NİHAN KARAÇAM SALKAYA

TEKNOLOJİK VE YENİLİKÇİ BİR GRUP ACIBADEM HASTANELERİ Hastanenin en küçük biriminden laboratuvarlarına kadar en iyi hizmeti veren, bütün bunları takım çalışması içerisinde multidisipliner bir şekilde yaparken oyunu kuralına göre oynayan, teknolojik ve yenilikçi Acıbadem Hastaneleri’nin günden güne artan başarı grafiğinin dinamiklerini Acıbadem Ankara Hastanesi Direktörü Nihan Karaçam Salkaya yorumluyor... 364 magdergi.com.tr


Öncelikle sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

1975 Kırıkkale doğumluyum. Çok evin bir çocuğu olarak müthiş bir çocukluk geçirdiğimi mutlulukla söyleyebilirim. Kırıkkale Anadolu Lisesi’nin ardından Uludağ Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü Lisans ve Bilgi Üniversitesi İşletme Yönetimi Yüksek Lisans bölümlerinde eğitimime devam ettim. 3.sınıf öğrencisi iken çalışma hayatının içine girmiştim. Önce part-time; ardından da kadrolu olarak çalışmaya başladığım ilk iş yerim İsviçreli SGS kalite belgelendirme ve danışmanlık şirketiydi. İlk günlerde fotokopi çekmekten, telefonlara bakmaya kadar her işi yaptım. Ancak elbette iş hayatıyla ilgili pek çok şey öğrenme şansım da oldu. Ardından Borusan Holding şirketlerinden Borusan Lojistik’te önce Kalite Sistem Sorumlusu sonra da Yönetim Sistemleri Sorumlusu olarak görev yaptım. Ayrıca ISO 9001 gibi sistemlerin denetim ekiplerinde baş denetçi olarak yer aldım ve çeşitli şirketlere eğitimler verdim. Sağlık yönetimi yolculuğum ise İstanbul dışındaki ilk yatırımımız olan Acıbadem Bursa Hastanesi’nde, İnsan Kaynakları Müdürü olarak 2005 yılında başladı. Görevime aynı hastanede Destek Hizmetleri Müdürü ve Hasta Hizmetleri Müdürü olarak devam ettim. Ardından yeni açılacak hastanelerimizin planlama faaliyetlerinde görev almak üzere İstanbul’a atandım. Kayseri hastanemizin açılış sürecinde Kayseri’de görev aldım ve Kozyatağı hastanemize direktör yardımcısı olarak atanarak İstanbul’a döndüm. Ataşehir Cerrahi Tıp Merkezi direktör yardımcılığından sonra son olarak Ankara hastanemizin direktörü olarak görev yapmaktayım. Aynı zamanda Acıbadem Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu’nda 3 yıldır öğretim görevlisi olarak yönetim sistemleri dersleri vermekteyim ve Türkiye Voleybol Federasyonu Sağlık Kurulu üyesiyim. Kolin Lojistik Genel Müdürü ve Demiryolu Taşımacıları Derneği Başkanı olan eşimle beraber bu yoğun tempoda birbirimize destek olmaya, Defne ve Mert adında 4 yaşındaki ikiz çocuklarımıza yetişmeye çalışıyoruz…

Kariyerinizi nasıl planlamıştınız, şu an hedeflediğiniz noktanın neresindesiniz?

Henüz üniversitede öğrenciyken başladığım iş hayatımda açıkçası kendimi şanslı sayıyorum; hep iyi yöneticilerle karşılaşıp iyi kurumlarda yer aldığımı, böylece kişisel yetkinliklerime uygun yönlendirilebildiğimi görüyorum. Bu doğrultuda ben de sadece başarılı olmaya odaklandım ve gördüm ki, hayaller de planlar da, kariyer de başarının arkasından geliyor. Çok yorulduğum, sıkıldığım, üzülüp umutsuzluğa kapıldığım günler olmuştur, olacaktır da ama her zaman kısa vadeli düşünmek yerine orta ve uzun vadeyi görmeye çalıştım, sevgili dedemden öğrendiğim ve her zaman uygulamaya çalıştığım bir husus oldu; “çıtamı hep yüksek tuttum”.

Mutluyum, sağlığım yerinde, harika çocuklarım var, çok sevdiğim bir yapının içinde çalışıyorum. Sanırım hedeflediğim noktanın tam ortasındayım.

Her gün değişen uygulamalarla hastane yönetmek nasıl sizce?

Bizim işimiz hani şu klasik espri gibi “anlatılmaz yaşanır’’ diyebileceğimiz bir iş! Çünkü bildiğiniz gibi hastanelerde çok farklı tiplerde işler, çok farklı eğitim düzeyinde kişilerce, çok geniş bir yelpazede yürütülüyor. Kapımızda hastamızı karşılayan çalışanımızdan doktorlarımıza, hastanenin en küçük biriminden laboratuvarlarına kadar en iyi hizmeti vermek için koordinasyonu sağlamak ve elbette bütün bunların takım çalışması içerisinde multidisipliner bir şekilde yapılması ve bizim gibi oyunu kuralıyla oynayan yapılarda mevzuat, talimat ve prosedürlere uyarak bu koordinasyonun gerçekleştirilebilmesi; çok dinamik olmayı, güncel gelişmeleri takip ederek iyi uygulama örneklerinin peşinde koşmayı, sürecin her adımına hakim olmayı, ölçerek yönetmeyi bilmeyi ve son tahlilde ilişkileri yönetebilmeyi şart kılıyor.

Mesleğinizin size mutluluk veren yönleri ile zorlayan yönlerini öğrenebilir miyiz?

Hastalarımızın iyi, doğru ve zamanında hizmetler alarak güzel temennilerle hastanemizden ayrılması, teşekkür ederken elinizi sıkıca tutmaları, çocukların iyileşerek evlerine rahatlamış gitmeleri, yeni anne olmuş kanserli bir hastamızın tedavi sürecinin bitmesine şahit olmak tarif edilemez duygular yaşatır. Dünyanın dört bir yanından kart aldığım çocuklar, aileler var. Kendi el yazılarıyla sağlıkla keyifle yazılmış o yazıları okumaktan daha mutluluk veren ne olabilir? Diğer taraftan biraz daha fazla sosyal zamanımın olmasını dilerdim.

Günden güne artan hizmet noktaları ve gelişen teknolojileriyle Türkiye’nin en önde gelen hastanelerinden Acıbadem Hastanesi’nin yönetim anlayışını sizden dinleyebilir miyiz?

Bu soruya nasıl cevap vermeliyim? Vizyoner yapımızdan mı, bir hastane grubu olmanın ötesine geçtiğimiz entegre sağlık hizmeti modelimizden mi, yarattığımız yeni markalardan, özellikli merkezlerden mi, kağıtsız ve dijital alt yapılarımızdan mı bahsetsem? Hangisini öne alsam? Ancak toparlamam gerektiğinde hastane yöneticisi olmak için hekim kökenli olma şart mıdır sizce? Çalıştığım grup içerisinde de hekim kökenli olan ya da benim gibi farklı bölümlerde eğitimlerini tamamlamış yöneticilerimiz var. Önemli olan yer aldığınız kurum kültürüne paralel, etik değerlere sahip, terminoloji, prosedür ve yönetmeliklere hakim olacak bir şekilde kendini yetiştirmek, süreçlere hakim olmak ve elbette çok çalışmak temel şartlar bana kalırsa…

magdergi.com.tr 365


röportaj

Hastanenizin yakın dönem hedef ve stratejilerinden biraz bahsedebilir misiniz?

Grubumuzun büyüme stratejileri göz önünde bulundurularak, ilimizin sağlık ihtiyaçlarına yönelik çalışmalar yapıyoruz. İhtiyaç duyulan alanlarda hastane içinde özellikli konumlamaları yaparak, hastalarımızın multidisipliner bir yaklaşımla hizmet almasına yönelik çalışıyoruz. Örneğin; Omurga Cerrahisi Kliniğinde her türlü omurga sorununa özellikli tanı ve tedavi hizmetleri sunuyoruz. Da Vinci cerrahi robotuyla hastalarımızın üst düzey cerrahi olanaklardan yararlanmalarını sağlıyoruz. Kök hücre uygulamalarını uygulayan ortopedi hekimlerimiz sayesinde, yenilikçi uygulamaları Ankaralılarla tanıştırıyoruz.

Hastanenizde kaç personel ve hangi bölümler bulunmaktadır?

Ellisi hekim olmak üzere 350 personelimiz ile hizmet veriyoruz. Genel amaçlı bir hastane olduğu için içinde ihtiyaç duyulacak branşlar mevcut: Genel Cerrahi, Beyin ve Sinir Cerrahisi, Omurga Cerrahisi, Ortopedi ve Travmatoloji, Kadın Hastalıkları ve Doğum, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Estetik – Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Kulak Burun Boğaz Hastalıkları, Göz Hastalıkları, Çocuk Kardiyolojisi, Ağız ve Diş Sağlığı, Ağrı Tedavisi, Anestezi, Baş Ağrısı Kliniği, Beslenme ve Diyet, Check Up Merkezi, Endokrinoloji, Gastroenteroloji, Göğüs Hastalıkları, Göz Hastalıkları, İç Hastalıkları, Kardiyoloji, Klinik Laboratuar, Radyoloji, Uyku Bozuklukları Kliniği, Acil Servis ve Ambulans Hizmetleri, Üroloji ve Yeni doğan Yoğun Bakım birimlerimiz bulunmaktadır.

Özellikle iddialı olduğunuz anabilim dalları hangileri?

Kadın Hastalıkları ve Doğum, Çocuk Sağlığı, Ortopedi, Omurga ve Omurilik Cerrahisi, Genel Cerrahi, Plastik ve Estetik Cerrahi alanlarında hizmetlerimizle ön plana çıkıyoruz. Bu alandaki hasta yoğunluğumuz da dikkat çekici niteliktedir.

Teknolojik donanımın üst noktada olduğu bir kurumsunuz. Bize bu yöndeki donanımlarınızı aktarabilir misiniz?

Acıbadem Sağlık Grubu, dünyadaki tüm gelişmeleri takip eden ve ülkemize taşıyan bir yenilikçi bir grup. Bu anlamda hastanemiz de bu hizmet anlayışını yansıtan donanımla çalışıyor. Hastanemizde hızlı ve düşük radyasyonlu tomografi cihazı Flash CT ile 4 saniyede tüm vücut tomografisi, 0.25 saniyede kalp anjiyosu ve 0.6 saniyede de nefes tutulmadan akciğer çekimi yapılabiliyor. Yine dijital röntgen, 1.5Tesla MR, meme US, renkli doppler, sefalometre özellikli Panoramik Röntgen, Acıbadem’de kullanılan ileri görüntüleme yöntemleri arasında yer almaktadır. Hastanemizde, cerrahinin yenilikçi yöntemi olan Da Vinci robotu bulunuyor. Da Vinci robotu ile özellikle üroloji ve kadın hastalıkları operasyonları gerçekleştiriliyor. Böylece daha küçük kesi, daha az kanama riski ile hastanın iyileşme sürecine katkıda bulunuluyor.

Özel hastanelerde çok sayıda tetkik istendiği ve ücretlerin çok üst sınırlarda olduğu yönünde eleştiriler var. Siz kendi kurumunuz adına bu eleştirileri nasıl yorumluyorsunuz? Bu çok güzel bir soru, teşekkür ederim. Her sektörde, her meslekte, her ülkede kötü uygulama örnekleri olabiliyor. Bu sağlık için de geçerli, hele insanların daha hassas olduğu ve daha az bilgili olduğu düşünülürse yanlış yönlendirmelere de ne yazık ki çok açık. İşte onun içindir ki, hastalarımızın da sistemleri kabul görmüş, belgelerle çalışan, şeffaf alt yapılara sahip organizasyonlara yönelmeleri önemli.

366 magdergi.com.tr

Ücretlendirmeler takdir edersiniz ki; görecelidir ve bir bütünü kapsar; bizim için düşünüldüğünde hastalarımızın görmediği ancak arka planda yine onlar için çalıştırılan muazzam bir döngü var. Onun içindir ki, dünya standartlarının da üstünde iş yapıyoruz. Yine her türlü suiistimalin önüne geçecek sistemlerimiz, denetim ve kontrol mekanizmalarımız var. Ayrıca şunu da sormadan geçemeyeceğim: “keşke demek yerine tetkik yaptırıp iyi ki demeyi tercih etmez misiniz?”

Avrupa standartlarında hizmet verebilen bir hastane olabilmek için öncelikli olarak yerine getirilmesi gereken kriterler nelerdir?

Bu soruyu Avrupa’daki hastanelere Türkiye standartlarında hizmet vermek için neler yapmak gerekir diye sormanız daha isabetli olacaktır. Ülkemizde her birimizin gurur duyması gereken sağlık alt yapısı ve sistemi mevcuttur.


Her Pazar Saat 18’de

www.radyoodtu.com.tr


Türkiye’nin 365 Gün Kayak Yapılacak İlk Merkezi Snowland, Altınoran’da Açılıyor Türkiye’de yılın dört mevsimi, 365 gün kayak keyfi, Ankara’da açılacak Snowland ile başlıyor. Türkiye gayrimenkul sektörünün lideri Sinpaş Yapı’nın Ankara Çankaya’ya değer katan projeleri Altınoran ile Marina Ankara’nın sınırları içerisinde yer alan Snowland, Türkiye’nin ilk Snowflex kayak pisti olma özelliğiyle Ankaralıları ve Türkiye’yi yepyeni bir heyecanla tanıştıracak. Artık kayak veya snowboard yapmak için kışı beklemenize gerek yok. Yılın dört mevsimi kayak yapma imkânı sunan, dünyanın en heyecanlı ve en modern kayak pisti Snowland, Ankara’da açılıyor. Sinpaş Yapı’nın Çankaya’da devam eden Altınoran ve Marina Ankara projelerinin sınırları içerisinde yer alan Snowland, profesyonel yapısı, tecrübeli ekibi ve 10.000 metrekare büyüklüğündeki kayak pistiyle, Ankaralılara 365 gün özgürce kayak keyfi yaşatacak. İngiltere’de Briton Engineering Development tarafından geliştirilen Snowflex teknolojisiyle, gerçek kar pistlerine en yakın sentetikten oluşturulmuş bir zemine sahip olan Snowland, içinde yer alan pek çok sosyal donatı ve olanakla da Ankaralılara kayak keyfinin yanı sıra alternatif bir yaşam alanı da sunuyor. İçinde, kayak veya snowboard yapmak isteyenler için dev kayak pisti, başlangıç pisti ve bir de buz pateni pistinin yer aldığı Snowland’de pistlerin yanı sıra, kayak butiği, spor malzemeleri kiralama ve satış yeri, cafe-restaurant, pilates ve zumba salonu ve çocuklar için de ayrı bir oyun alanı bulunuyor. Profesyonel bir ekip tarafından en modern metotlarla kayak, snowboard ve buz pateni eğitimlerinin de verileceği Snowland tesisinde teleferikle ulaşım ve pistin yanı başına kurulan telesiyej ile de kar sporlarının tüm heyecanı yaşanacak. Marina Ankara ve Altınoran’ın

368 magdergi.com.tr

sosyal zenginliklerinin yanı başında yer alan Snowland için Altınoran ve Marina Ankara’da oturanlara özel yüzde 25 indirim imkânı da sağlanacak. Snowland’in sınırları içerisinde yer aldığı Sinpaş Yapı’nın Altınoran ve Marina Ankara projeleri, 365 gün kayak keyfinin yanı sıra barındırdığı sosyal olanaklarla da ayrıcalıklı bir yaşam vaat ediyor.. Bünyesinde açık ve kapalı profesyonel tenis kortları ve uzman antrenörleriyle Çankaya Tenis Kulübü, turunç seraları ile 4 kilometrelik bisiklet ve koşu parkuru barındıran Marina Ankara’da yelkenden küreğe, futboldan basketbola, tenisten patene, koşudan bisiklete, tırmanıştan yüzmeye kadar birçok spor olanağı bulmak mümkün. İskelelerden küçük yelkenlilerle açılabileceğiniz, kanolarla kürek çekebileceğiniz, kıyı teraslarından birinde oturup mavilikleri izleyebileceğiniz Marina Ankara’da, Marina Towers ile birlikte yükselmeye başlayan Kanyon, Marina Meydanı, Tropik Ada gibi yenilikler de projeye değer katıyor. Projeye adını veren Marina ve Marina Meydanı’nda bulunan deniz feneri, kafeler ve restoranların yanı sıra Kanyon’da bulunan 3.5 metre yüksekliğindeki şelale, kumsal ve göl, Marina Towers’ın hemen altında yer alıyor. Projenin bir diğer keyifli köşesi ise tropik kumsalı ve bitki örtüsüyle Tropik Ada. Burada çocuklar için yüzme, aileler için de dinlenme ve buluşma yerleri bulunuyor.


haber

Ankara’nın En Oksijenli Bölgesine Yoğun İlgi Ankara’nın oksijen oranı en bol bölgesi olan İncek Yumrutepe’de yer alan konut projeleri yoğun ilgi görüyor. İncek Yumrutepe’nin kent merkezine en yakın bölgesinde LEMA Grup tarafından inşa edilen Uptown İncek, Ankaralıları ihtiyaç duydukları temiz hava ile buluşturuyor. Bol oksijenli bir yaşam için şehir merkezinden uzaklaşmaya gerek olmadığını belirten LEMA Grup Yönetim Kurulu Başkanı Emre Katırcı; “Uptown İncek projemizi hayata geçirirken bir yaşam merkezi kurmanın ötesinde konut sahiplerine doğa ile iç içe ve aradıkları temiz havayı soluyabilecekleri bir hayat sunma amacı ile yola çıktık. Mogan Gölü ve ODTÜ Ormanına yakınlığı ile dikkat çeken projemiz, ailelerin bol oksijenli bir yaşam için şehirden uzak yerlere yerleşmesine gerek kalmadığını gösteriyor. Kasım ayında doğa ile iç içe bir yaşam başlıyor.” dedi. İncek Yumrutepe bölgesinin ilk teslim edilecek konut projesi olan Uptown İncek, sosyal donatı alanlarının farklılıklarının yanı sıra göl ve orman manzarası ile de dikkat çekiyor.

“Herkes Kalbindeki Sevgiyi Bulsun” Sevilen sanatçı Şevval Sam, Next Level Podyum’da Ankaralılar ile buluştu. Karadeniz türkülerinin ve Türk Sanat Müziğinin en başarılı yorumcularından biri olan Şevval Sam, Next Level Podyum’da sevenleri ile buluştu. JoyTurk Akustik Konserleri’nin sonuncusunu gerçekleştiren Sam, Türk Sanat Müziği’nden Modern ve Klasik Tangolara, Arabeskten Karadeniz türkülerine en sevilen parçalarının akustik yorumu ile dinleyicilere müzik ziyafeti yaşattı. JoyTurk Akustik performans serisinin sonuncusunu gerçekleştiren Şevval Sam, yoğun katılım gerçekleştiği konseri ile muhteşem bir finale imza attı.

Sağlık Turizmi Buluşturdu Ankara Ticaret Odası Sağlık İhtisas Komisyonu Ankara Sağlık Turizmi Paneli’nde konuşmacı olarak katılım gösteren Acıbadem Ankara Hastanesi Direktörü Nihan Karaçam Salkaya sağlık turizmi hakkında ufak detaylara değindi. Konuşmasının ardından alkış seslerinin yükseldiği salonda Nihan Hanım konukların sorularını da yanıtladı.

magdergi.com.tr 369


davet

SERTAP ERENER

‘Öyle de Güzel, Böyle de Güzel’ Pop müziğin sevilen isimlerinden Sertab Erener, Başkent’te renkli bir konsere imza attı. Ünlü sanatçının şarkılarına sevenleri hep bir ağızdan eşlik etti. Erener, hayranlarını ‘Öyle de Güzel, Böyle de Güzel’ şarkısıyla selamladı. Ülkemizi Eurovision şarkı yarışmasında temsil eden, dillerden düşmeyen şarkıların mimarı Sertab Erener, Tepe Prime Avenue yıl dönümü kutlaması kapsamında Ankaralılar ile buluştu. Akşam saatlerindeki konserde Erener en hit şarkılarını seslendirdi. Şarkıları sanatçıyla birlikte söyleyen Ankaralılar romantik bir gece yaşadı.

370 magdergi.com.tr

TURGAY OLCAY, BEGÜM OLCAY FİRİDİN


haber

Liv Hospital Ankara Kemik İliği Merkezi Liv Hospital Ankara Kemik İliği (Kök Hücre) Transplantasyon Merkezi açıldı. Binden fazla nakil deneyimine sahip hekim kadrosu, sertifikalı hemşireleri ile öne çıkan merkez 12 yataktan oluşuyor. Teknik olarak tedavi edici Aferez Merkezi, Kök Hücre Dondurma ve Saklama Ünitesi tarafından en gelişmiş yöntemlerle desteklenen merkezde yaşam odaları HEPA filtreli özel havalandırma koşulları ile korunma şartlarına sahip. Yerli ve yabancı hastalara ayrıcalıklı bir hizmet sunulacak merkezde, yılda yaklaşık yüz hastanın nakil ve takibi hedeflenmektedir.

Liv Hospital Büyüyor Ankara’da bir yıl önce açılan ve kaliteli hizmet anlayışı ile adından sıkça söz ettiren Liv Hospital, bünyesine yeni birimler katarak büyümeye devam ediyor. Liv Hospital’ın yeni birimi kemik iliği (kök hücre) nakil merkezi, yerli ve yabancı çok sayıda hekimin katıldığı açılış kokteyli ile hizmete girdi.

magdergi.com.tr 371


davet

Hilton Bomonti’de Muhteşem Hafta Sonu Açıldığı günden bu yana yoğun ilgi gören Hilton Bomonti İstanbul bu kez bloggerları ağırladı. ‘Eğer yaşamayı biliyorsan sana her gün hafta sonu!’ mottosuyla yola çıkan bloggerlar Kubilay Sakarya, Fulya Sezen ve Tuna Mert’in yürüttüğü hafta sonu konaklama projesi ‘Perfect Weekend’ Hilton Bomonti İstanbul’un kral dairesinde muhteşem bir partiye imza attı. Yirmi özel konuğun ve bloggerın davetli olduğu partide usta şef Yannis Manikis’in özel menüsünü tadan bloggerlar ardından kral dairesinde doyasıya eğlencenin tadını çıkardılar. Hilton’un özel süitlerinde konaklayan davetliler gecenin ardından Pazar günü Eforea Spa’da Hangover Cure’de yorgunluk atarken keyifli bir hafta sonunu da geride bıraktılar.

Tuna Mert

Fulya Sezen Davetliler partide usta șef Yannis Manikis’in özel menüsünü tattılar. 372 magdergi.com.tr

Ecem Sarıkaya

Didem Girici


Ayşegül Sener

Sezgin Yılmaz ve Bloggerlar Sezgin Yılmaz ve bloggerlar birlikte öz çekim yaparak keyifli dakikalar geçirdiler.

Fulya Sezen, Tuna Mert, KubilaySakarya

Gamze Biran, Duygu Senyürek magdergi.com.tr 373


davet

Yılın Basın Fotoğrafı Ödülleri Yılın Basın Fotoğrafları Yarışması Ödülleri Ankara’da yapılan ödül töreni ile sahiplerini buldu. Türkiye Foto Muhabirleri Derneği ( TFMD ) tarafından 30.’su düzenlenen Yılın Basın Fotoğrafları Yarışması sonucunda 8 kategoride 26 fotoğraf ve 3 foto röportajı çeken foto muhabirleri ödüllendirildi. Rixos Grand Ankara’da düzenlenen törene CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, CHP Genel Başkan Yardımcıları Enis Berberoğlu ve Veli Ağbaba, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, MHP İstanbul Milletvekili Murat Başesgioğlu, CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka ile gazete ve televizyonların Ankara temsilcileri katıldı.

374 magdergi.com.tr

TANSEL UZUNYOL

NURETTİN ÖZDEBİR

OSMAN ALTINIȘIK


magdergi.com.tr 375


davet

ACLAN - SELDA ACAR, EMRE - BURCU - EREN ÖZER

Armani’den Junior Koleksiyonu Cemiyet hayatının seçkin isimleri çocuklarıyla beraber Armani/Nişantaşı Mağazası’nda düzenlenen özel bir davet eşliğinde yeni sezona “Merhaba” dedi. Armani Junior 2015/2016 Sonbahar/Kış koleksiyonu Nişantaşı mağazasında düzenlenen özel bir davetle tanıtıldı. Markanın çocuk tasarımlarının sergilendiği davete iş ve sosyal yaşam dünyasının ünlü isimleri çocukları ile birlikte katıldı. Davet boyunca gerçekleşen boyama aktivitesinde minikler, Armani Junior’un beyaz tişörtlerini gönüllerince boyayarak kendi eğlenceli dünyalarını yansıttılar. Davete katılan çocuklar ayrıca düzenlenen yüz boyama aktivitesi sayesinde de renkli ve keyifli zaman geçirdiler. Çocukları oyun oynarken ünlü anneler ise Armani/İstanbul mağazasının teras bölümünde bol bol sohbet etme imkanı buldular. Yeni koleksiyonu yakından inceleyen ünlü anneler çocukları için alışveriş yapmayı da ihmal etmediler. Davet esnasında konuklar ayrıca Giorgio Armani Cosmetics Markası’nın en özel renk paletlerini deneme fırsatı buldu.

376 magdergi.com.tr

Doğuș Holding bünyesinde Türkiye’deki meraklıları ile bulușan Armani Junior’un bu șık davetine Doğuș Holding Yönetim Kurulu Üyesi Aclan Acar, eși Selda Acar, kızı Burcu Özer, damadı Eren Özer ve minik torunu Emre Özer ile birlikte katıldı. BİLGE EREN


haber

Ağız Ve Diş Sağlığı Eğitimi Acıbadem Ankara Hastanesi Çocuk Diş Hekimi Dr.Itır Aydıntuğ, Bilkent Koleji miniklerine diş hastalıkları ve diş fırçalama konusunda eğlenceli bir seminer düzenledi. Bilkent Koleji 2. Sınıf öğrencileri ile bir araya gelen Aydıntuğ, çocuklara dişlerini günde en az iki kez sabah kahvaltı sonrası ve gece yatmadan önce etkili fırçalama tekniği ile bakım yapmalarının önemini anlattı. Çocuklara yönelik uygulamalı eğitim ile diş yüzeyi yuvarlak hareketlerle temizlenerek ağız hijyeni görsel olarak da desteklendi. Etkinlik kapsamında çocuklara sağlıklı beslenme şekilleri, ağız ve diş temizliği hakkında bilgiler verildi. Çocuk Diş Hekimi Dr. Itır Aydıntuğ, çocuklarda diş fırçalama alışkanlığının çoğu zaman dişlerin görünen ya da kolay ulaşılan yüzlerinin fırçalanması şeklinde olduğu ancak çürüklerin önlenmesi için dişlerin ara ve çiğneyici yüzlerinin çok daha iyi temizlenmesi gerektiğine dikkat çekti.

Minikler Hafta Sonuna Renk Kattı

Next Level minik ziyaretçilerine birbirinden eğlenceli atölye çalışmaları ile renkli hafta sonları yaşattı. Volkan Duru’nun sahne gösterisi ile başlayan etkinlikte minikler, Hulahop Show’da eğlenceli vakitler geçirdiler. Birbirinden renkli hulahoplar eşliğinde dans eden sporcuyu meraklı bakışlar eşliğinde izleyen çocuklar gösterinin ardından güne “Bardak Kukla Yapım” atölyesi ile devam etti. Bardakları geri dönüşüm olarak kullanabildikleri etkinlikte çocuklar eğlenirken geri dönüşüm kullanımı hakkında yakından bilgi alma şansına sahip oldu.

Temiz Bir Gelecek Buluşması

Acıbadem Ankara Hastanesi Nesibe Aydın Eğitim Kurumları miniklerine “Dünya El Yıkama Günü” kapsamında eğlenceli uygulamalar ile eğitim verdi. Okul ortamında mikroplarla savaşmak için çocukları bilinçlendirme çalışmaları gerçekleştiren Acıbadem Ankara Hastanesi, Nesibe Aydın Çankaya Anaokulu, Gölbaşı kampüsü ve Ümitköy Anaokullarında el yıkama ve mikroplarla savaşma konu etkinlikler gerçekleştirdi. İlkokul ve ana sınıfı öğrencilerinin katılım gösterdiği uygulamalı anlatımda Acıbadem Ankara Hastanesi eğitimcileri çocuklara animasyon eşliğinde doğru el yıkama tekniklerini anlattı. Şarkılar eşliğinde dans ettirerek el yıkama tekniklerini uygulamalı olarak anlatan Acıbadem Ankara Hastanesi eğitimcileri küçük yaşlarda çocukların temel eğitimlerinde el yıkamanın önemine dikkat çekti. Etkinlik sonrasında Köpük Balığı sertifikaları ve balonlar çocuklara dağıtıldı.

Mutluluk Duygusu İyileştirir

Acıbadem Ankara Hastanesi fark yaratan uygulamaları ile çocukları hastanelerin stres yaratan atmosferinden uzaklaştırmaya devam ediyor.

Deneyimli ve uzman hemşirelerin oluşturdukları “Palyaço” konseptinde özellikle çocuk hastaların hastane korkusundan ve stresinden uzaklaşmaları sağlanıyor. Hastanede bulunan hastalara ve ailelerine hastalığın ve sakatlığın korku veren deneyimlerinden uzaklaşılması için hazırlanan tiyatral etkinlikte hastane personeli skeçleri ile gülümsetiyor. Mutluluk duygusunun iyileşme sürecini hızlandırdığını belirten Acıbadem Ankara Hastanesi Uzmanları, bu uygulama ile yaşama isteği uyandırmayı ve hasta sağlığını korumayı amaçladıklarının altını çizdi. Acıbadem Üniversitesi’nde düzenlenen “Hastane Palyaçoluğu” eğitimlerine katılan hemşireler, iyileştirici mizah yöntemlerinden palyaçoluk üzerine teknik ve psikolojik yöntemler hakkında detaylı eğitim aldılar.

magdergi.com.tr 377


davet

Davete minik kızları ile birlikte katılan İpek Toplusoy ve Ayșe Kucuroğlu çocuklarıyla birlikte uyumlu tarzlarıyla dikkat çektiler. ZEYNEP - İPEK TOPLUSOY, SELMA - AYȘE KUCUROĞLU

378 magdergi.com.tr

BURCU HATTAT

BEGÜM KARAMAHMUTOĞLU

SENA - AYLİN YILMAZ


AYȘE KUCUROĞLU, ÖZNUR YAKIN, ÖZGE PEKER, SİTARE AKDİLEK, CANSEN KUT, BİLGE EREN, AYLİN YILMAZ, BURCU HATTET

Geçtiğimiz yıl anne olan Nazlı Sert davete minik oğlu Ünsal Sert ile birlikte katıldı. Genç anne davetin sonunda oğlu için alıșveriș yapmayı da ihmal etmedi.

NEHȘAH KARAMEHMET, ZEYNEP TURAN

LİNA - ÖZGE - BOĞAÇHAN PEKER

magdergi.com.tr 379

ÜNSAL - NAZLI SERT


röportaj

Kelimelerle Dünya Yaratan EVRİM MİLASLI İlk kitabı “Bana Hiç Seni Seviyorum Demedin” ile kendi hayat hikayesini paylașan ve herkeste farklı umutlar yeșermesini sağlayan Evrim Milaslı yazdıklarıyla ruhumuza dokunuyor...

380 magdergi.com.tr


K

itaplarınız hakkında konuşmadan önce sizi biraz tanıyabilir miyiz?

1981 yılında iki çocuklu bir ailenin ilk evladı olarak Ankara’da dünyaya geldim. TED Ankara Koleji’ni bitirdikten sonra Başkent Üniversitesi Sigortacılık ve Risk Yönetimi’nden mezun oldum. On yıl kadar aile şirketimizde yöneticilik yaptım. 2007 yılında evlendim. Biri dört diğer iki yaşında bir oğlum ve bir kızım var. Bu süre zarfında çocukluğumdan beri çok düşkün olduğum fotoğrafçılıkla daha yakından ilgilenmeye karar verip özel ders almaya başladım. Ve üç yıl süren bir maratondan sonra hobimi profesyonelliğe döküp hikaye fotoğrafçılığı yapmaya başladım.

Kaç yaşından beri yazı yazıyorsunuz? Yazı yazmak size kendinizi nasıl hissettiriyor? ‘Kendimi bildim bileli’ desem çok klişe olmaz umarım. Ben kendimi yazarak ifade edebilenlerdenim. Yazmak benim için en büyük terapi aslında. Bir şeye sinirlendiğim zaman bir yerlere duygularımı uzun uzun yazınca olayı daha çabuk atlattığımı fark ettim. Bir de kelimelerimle bir dünya yaratmanın, bir karaktere can vermenin heyecanını tatmak, sonunda noktayı koyarken yaşadığım o enfes duygularla birleşince yeniden doğmak gibi... Kısaca yazmak beni ben yapan en önemli şeylerin başında geliyor.

Bu alana eğiliminiz olduğunu nasıl fark ettiniz?

Okul yıllarımda hep en yüksek not aldığım ders edebiyattı. Kompozisyonlarım çok iyiydi. Günlükler tutar, kısa öyküler yazardım. İçimden dolup taşardı kelimeler. Belki de hala farkına varamamış olabilirim. Böyle doğdum ben. Özel bir çabam olmadığı için bir başlangıcı var diyemem.

Özel hayatınızda da kendinizi konuşmaktan çok yazarak ifade eden bir insan mısınız?

Çocukken annemle tartıştığımda sabah okusun diye kapısının önüne sayfalarca anlatıp bırakırdım. Eğer yazmazsam hayatta uyuyamazdım. Duygularımı hemen aktarmam lazım, beklemeyi sevmem. Sıcağı sıcağına olmalı her şey. Sabırsız biriyim. Şimdi de eşimle bir konuda anlaşmazlık yaşadığımızda ona mail atıyorum. Gerçi artık okumadığını söylüyor çünkü sonunda hep ben haklı çıkıyormuşum.

Kitap yazma serüveniniz nasıl başladı?

Babam kendine has bir kişilikti. O kadar ki ona lise yıllarımda; ‘ilerde senin kitabını yazacağım, tüm Türkiye tanısın.’ derdim. Vefatından sonra yazmak kısmet oldu. Ölümüyle o kadar yoğun şeyler yaşadım ki bazı şeyleri yine kelimelerle atlattım.

Kitaplarınızda genel olarak ne tür konuları işliyorsunuz?

Bu benim ilk kitabım. Kendi hayat hikayemi anlattım. Ama insan ilişkilerini, hepimizin gördüğü, herkesin yaşadığı şeyleri bambaşka bir kapı aralayarak yazmayı seviyorum. Gayet gerçekçi ve ruha dokunan... Yalnız hep bir aşk olmalı. O kalbi daha da hızlı attırmalı.

Siz ne tür kitaplar okumayı seviyorsunuz? Ve hangi yazarları okumaktan keyif alıyorsunuz?

Benim moduma ve mevsime göre değişen bir kitaplığım var desem çok doğru olur. Denize nazır, uyumadan önce, kışın, kız arkadaşlarımla tatildeyken, depresifken ya da uykum kaçtıysa diye ayırdığım çeşit çeşit yazarlarım, dünyalarım, var. Gerilim romanı da okurum, J.C. Grange favorimdir mesela. Nietzsche, Paulo Coelho, Gabriel Garcia Marquez, Maeve Binchy, Stephen King en sevdiğim yabancı yazarlardan bazıları. Sabahattin Ali, Yaşar Kemal, Zülfü Livaneli, Can Dündar, Ahmet Ümit, Hande Altaylı, Ayşe Kulin, Enver Aysever, Emrah Serbes ve Elif Şafak ise Türk en sevdiklerimden. Aslında daha o kadar çok var ki...Şimdilik ilk aklıma gelenler bunlar.

Kendi yaşanmışlıklarınızdan ilham alarak mı yazıyorsunuz?

İlk romanımda birebir kendi yaşanmışlıklarımdı. Hikayemi anlatıp herkeste başka umutlar yeşersin istedim. İkinci kitabımda ise herkes ve her şey hayal ürünü. Nefes aldıkça hepimiz bir şeyler duyuyoruz. Başkalarının hayatlarına dair doğru ya da yanlış onca şey biriktirip yorum yapıyoruz. Tabii ki birinin gülümsemesi karakterlerimin birinde kahkahaya dönüşebilir. Eğer bunlar bahsettiğiniz ilhamlarsa cevabım evet. Ben hepimizin başına gelebilecek ya da bir yerlerde birilerinin başına gelmiş hikayelerin anlatıcısıyım.

Okuyucularınızdan nasıl tepkiler alıyorsunuz?

İnanılmaz. Bazılarını okurken ağladığım bile oluyor. On yedi yaşında okuyucum da var, yetmişinde olan da... En çok istediğim herkesin kendinden bir şeyler bulmasıydı. Ve sanırım bunu başardım. Otuz sene öncesine döndüğünden bahseden, babasını benimkine benzeten, sayfalarıma göz yaşı akıtan, kulağına fısıldıyormuşum gibi sesimi duyan, aynı acıları yaşayan, kahkahalarla coşan ve en çok da herkesin bir ya da maksimum iki günde bitirdiğine, elinden bırakamadığına dair yorumlar aldım. Paha biçilemez hissettiklerim. İlk kitap için müthiş. Her gün şükrediyorum.

Kitaplarınızla yardıma ihtiyacı olanlara destek sağladığınızı biliyoruz... Bu kapsamda ne gibi projeler gerçekleştirdiniz?

Biz kanserle büyük bir mücadele verdik. Bu hastalıktan yakınını kaybetmek değil, tecrübe etmesi bile herkesi bambaşka biri haline getiriyor. Süreç korkunç zor. Hem kişi hem yakınları için. Ve koca koca insanlarız, bizler dayanamazken o minik kalpler neler yaşıyor. Kitabımın bütün gelirini kansere yakalanmış çocukların tedavi masrafları için kullanıyorum. Aileyle tanışıyorum. İhtiyaçlarını öğreniyorum. Bu yardımı ben yapmıyorum aslında. Ben sadece aracıyım. Kitabımı alanlardır asıl mimarları...

Yalnız hep bir aşk olmalı. O kalbi daha da hızlı attırmalı. magdergi.com.tr 381


davet

Minik Ece’ye Sürpriz parti Cemiyet hayatının önde gelen isimlerinden Tuğçe İnal ve eşi Kemal İnal, küçük kızları Ece’nin yeni yaşını büyük bir coşkuyla kutladı.

TUĞÇE - KEMAL İNAL

Macaron Parti Evi’nde gerçekleşen etkinliğe minik Ece’nin yakın arkadaşları katıldı. Sihirbazlar eşliğinde eğlenen minikler sonrasında hep birlikte pastanın mumlarını üfledi. Aileleriyle birlikte gelen küçük misafirler Ece’ye hediyelerini takdim ettikten sonra eğlenmeye devam ettiler. Eğlenceli görüntülerin yaşandığı kutlamada minikler doyasıya eğlendi.

382 magdergi.com.tr

PELİN ÖNGÖREN

SERPİL - TUNA ERİȘMİȘ

MELİKE - MİNA GÜNGÖR, SEDA BİNGÖL


ASLI YILDIZ

ȘULE KONURALP

lası için Daha faz /magdergi m twitter.co

Miniklerin keyifli dakikalar yașadığı etkinlikte renkli görüntüler yașandı.

BURCU İYİCİ

GÜLȘAH HEPER

ELİF ÇARMIKLI

magdergi.com.tr 383


haber

Karma’dan Yükselen Hoş Kokular Karma Spa Wellness & Fitness farklı, eğlenceli ve özel etkinlikleriyle misafirlerine hoş sürprizler yapmaya devam ediyor. Lüks ve kaliteyi yeniden tanımlayan hizmet anlayışı ile yol alan JW MARRIOTT ANKARA’nın sağlıklı yaşam merkezi Karma, işinin uzmanı Durance ile düzenlediği Aroma Terapi ve Kokular Atölyesinde üyelerini yeni bir dünya ile tanıştırdı. Durance Türkiye Temsilcisi Özlem Oktar Varoğlu’nun verdiği eğitimde katılımcılar aroma terapi ve kokular üzerine birçok konuda fikir sahibi olma fırsatı buldu. Esansiyel yağların insan sağlığına etkisi, nasıl kullanılmaları gerektiği ve nasıl doğal ev kokusu hazırlanabileceğine dair bilgiler veren Varoğlu, Fransa’da sık sık katıldığı eğitimlerde edindiği deneyimlerini üyelerle paylaştı. Parfüm içeriği ile ilgili çok özel bilgilerin paylaşıldığı bu çalışmada üyeler pek çok yeni bitkisel ve doğal koku özüyle tanıştı. Atölye çalışmasını uygulamalı olarak gerçekleştirme fırsatı bulan katılımcılar öğrendikleri püf noktalarla ev kokularını zevklerine göre kolayca oluşturmanın keyfini yaşadılar. Hayatı daha sağlıklı, huzurlu ve mutlu yaşayabilmek için hizmetlerini renklendirmeye ve çeşitlendirmeye devam eden Karma’ya üye olmayı unutmayın…

384 magdergi.com.tr


haber

Türkler Daha Az Yürüyor! Dünya Sağlık Örgütü’nün hareketli bir yaşamın sağlık açısından önemine dikkat çekmek için ilan ettiği Dünya Yürüyüş Günü sebebi ile uzmanlar yürüyüşün önemine dikkat çekiyor. Fonksiyon Manuel Terapi ve Fizyoterapi Kliniği’nin kurucusu Uzman Fizyoterapist Elif Özkaleli Vardar : “ Yürüyüş basit, doğal ve güvenli ancak çok önemli bir günlük fiziksel aktivitedir. Yürüyüşün en cazip tarafı yaşam boyu bir egzersiz biçimi olup, uzun ve sağlıklı bir hayat için büyük bir adımdır.” diyor. Yapılan son araştırmalar, altı hafta boyunca günde sadece yirmi dakika yürümenin, kendinizi çok daha mutlu hissetmenizi sağladığını gözler önüne seriyor. “ Ostreopoz, kalp sorunları, diyabet ve Alzheimer gibi kronik hastalıkları önleyen hiçbir ilaç yok. Fakat düzenli yürüyüş bütün bu rahatsızlıklara yakalanma riskini azaltıyor. “ diyen Vardar; yürüyüşün aynı zamanda ruh sağlığımız içinde son derece faydalı bir aktivite olduğunu belirterek önemine dikkat çekiyor.

Erkeklerde Meme Kanseri Daha Tehlikeli Acıbadem Ankara Hastanesi “Meme Kanseri Farkındalık Ayı” etkinlikleri kapsamında çalışanlarını bir araya getirdi. Söyleşiye misafir konuşmacı olarak katılan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Cerrahi Tıp Bilimleri Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Tuğbay Tuğ; kadınlarda en sık rastlanan kanser türünün meme kanseri olduğunu, görülme sıklığının her geçen gün arttığını belirterek, meme kanserinde erken tanının tedavide başarı şansını arttırdığını vurguladı. Her ay düzenli yapılan kendi kendine meme muayenesi, yılda bir kez kişinin yaşına uygun şekilde yapılan görüntüleme yöntemleri ve doktor muayenesinin önemini vurgulayan Prof. Dr. Tuğbay Tuğ; kişinin ailesel öyküsü, yanlış beslenme alışkanlıkları, sigara ve alkol kullanımı, erken adet görme ve geç menopoz yaşı, geç çocuk sahibi olma ve emzirmeme, bilinçsiz kullanılan hormonal ilaçların risk faktörlerinin başında geldiğini belirtti.

magdergi.com.tr 385


düğün

Mutluluğa “Evet” Dedi Birleşmiş Milletler Proje Koordinatörü Gökçen Emre ile Aşan İnşaat Yönetim Kurulu Üyesi Nazra Aşan Hilton Otel’de gerçekleşen şık düğünle dünyaevine girdi. Genç ikilinin mutlu gününe yakın arkadaşları ve aile dostları katılım gösterdi. Altı yıldır birlikte olan ikili altı ay önce evlilik yolunda ilk adımlarını atarak nişanlandılar. Mutlu çift nikah masasına elele yürürken salonda alkış sesleri yükseldi. “Evet” lerin ardından çift ilk danslarını davetliler huzurunda gerçekleştirdi. İkili düğünün ardından balayı adresleri olan Bali’ye uçtu.

386 magdergi.com.tr

GÖKÇEN EMRE, NAZRA AȘAN


SEPİRA - ERSİN AȘAN

SİMGE - SEDAT ÇETİN

NAZ AȘAN

777 organizasyonun hazırladığı salonda mor tonlarında kullanılan çiçekler ve kristal șamdanlar oldukça șık bir șölen yașattı.

HÜLYA EMRE

NİLGÜN AĞRIBOZOĞLU

SEZİN - ÇAĞLA BAYKAL

magdergi.com.tr 387

DURU ZEYNEP GÖK


düğün

Yiğit ve Kabal Ailelerinin Mutlu Günü Yiğit Akü’nün Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Yiğit ile Özlem Kabal JW Marriot Otel’de gerçekleşen muhteşem törenle hayatlarını birleştirdi. JW Marriot Otel’in büyük salonunda gerçekleşen düğün törenine çiftin yakın arkadaşları ve aile dostları katıldı. Bir yıl önce arkadaşları aracılığıyla tanışan genç ikili nikah masasına yoğun kalabalığın alkışları eşliğinde yürüdü. Genç çift “Evet”lerin ardından muhteşem bir dans gösterisi sergiledi. Bol bol fotoğraf karelerinin çekildiği gecede konuklar doyasıya eğlendi. İkili düğünün ardından Miami Adaları’na uçtu.

388 magdergi.com.tr

FATİH YİĞİT, ÖZLEM KABAL


MELİHA YİĞİT

DERYA YİĞİT

BERK DELİBAȘ

Uzun kırmızı kıyafetiyle oldukça göz kamaștıran Melisa Yiğit davete katılan isimler arasındaydı.

GÖKSU LOK

MELİSA YİĞİT

SERDAR - ESRA YILDIRIM

magdergi.com.tr 389

MELEK LOK


müzik

8

Dört Dörtlük R&B Jordin Sparks

yıl önce American Idol 6. Sezon birincisi olduğunda henüz 17 yaşındaydı Jordin Sparks… Aynı sene henüz ilk albümüyle 2 milyondan fazla satan ve hem “Tattoo” hem “No Air” şarkılarıyla ardı adına hit olan Sparks, 2009 yılında yayınlanan ikinci stüdyo albümünün aynı ismi taşıyan çıkış şarkısı “Battlefield” ile şöhretini iyice sağlamlaştırmıştı. Velhasıl bugüne kadar 10 milyondan fazla single satışı yakalayan başarılı bir pop yıldızı olarak Sparks, 3. stüdyo albümü “Right Here Right Now” ile bugünlerde bizim de müzik vitrinlerimizde. Arada Broadway macerasından, parfüm işine kadar şöhretinin avantajlarını son derece renkli bir çeşitlilikte değerlendiren Sparks, 2014 senesinden itibaren zayıflayıp, güzelleşip yeni şarkılarıyla da oldukça sağlam bir geri dönüş yapıyor. Jordin Sparks yeni albümünde çok daha seksi, çok daha R&B… Albümde özellikle geçtiğimiz Mart ayında video klibi de yayınlanan 2- Chainz eşliğindeki “Double Tap” tam 90’lar havasında iç gıcıklayıcı bir R&B. Şarkı Sparks’ın 2014 sonunda çıkardığı ve içine yeni albümünün müjdesini veren şarkılar serpiştirdiği “ByFelicia” isimli mixtape içinde de yer alıyordu. Albümde de aynı lezzette yepyeni R&B şarkıları var. Artık 25 yaşında genç bir kadın olarak karşımıza çıkan Jordin Sparks, şarkılarda cinsellik metaforları da yapıyor ve tıpkı bugünlerde Tinashe’nin şarkı söyleyişinde olduğu gibi 90’lardan meşhur Brandy’i hatırlatan R&B vokal tarzıyla parlıyor. Sparks’ın yeni albümünde prodüktör olarak vaktinde Amy Winehouse ile çalışan Salaam Remi de dikkati çekiyor ancak şarkıların tarzlarının Winehouse ile öyle uzaktan yakından bir ilgisi yok. Albümün en gaza getiren R&B şarkıları kesinlikle albüme ismini veren “Right Here Right Now” , “Double Tap” ve “It Ain’t You”… Ayrıca Sparks’ın vokalleri sıklıkla Tinashe’yi andırırken şarkısı “It Ain’t You” başında bir yerlerde Tinashe’yi şöhrete taşıyan şarkısı “2 On” ile benzer bir sample bile kullanıyor. Albümün güzel şarkıları arasında kolaylıkla radyo hiti olabilecek mutlu bir reggae- pop şarkısı olarak Shaggy’nin eşlik ettiği “Casual Love” ve Sparks’ın vokal performansının havasını güzelce attığı “Tell Him That I Love Him” sıkı şarkılar. Yeni albümün her an hit olabilme potansiyeli olan bir başka R&B bombası da J-Doe ‘nun eşlik ettiği “1000”. Şarkıdaki saksafon, aksak ritimler ve yüksek tempo Sparks’ın dört dörtlük R&B misyonunu tamamlıyor. Yazan: Cenk Erdem

390 magdergi.com.tr


magdergi.com.tr 391


davet

FATİH CEBECİ ÖMER UÇMAN BORA ÇINAR

İz Ödülleri Sahiplerini Buldu

KAZIM DİRİK, ÖMER - TAMER UÇMAN

İz Ödülleri Reklamcılar Derneği Başkanı Kayhan Şardan’ın ev sahipliğinde düzenlenen şık bir ödül töreni ile sahiplerini buldu. 26. Kristal Elma Yaratıcılık Festivali’nin ilk gününde Uniq İstanbul’da düzenlenen İz Ödülleri gecesinde çok sayıda reklamcı buluştu. Reklamcılar Derneği Başkanı Kayhan Şardan’ın ev sahipliğinde düzenlenen gecede konuklara ödülleri takdim edildi. Gecede Ankara’dan Marka Şehir Ankara Derneği Başkanı Ömer Uçman ve ART Tanıtım Ajans Başkanı Fatih Cebeci ödüllerini aldılar.

392 magdergi.com.tr ÜNAL - ÖZGE, ÖMER UZUN


magdergi.com.tr 393


düğün

Bahar Havasında Bir Düğün Alakazam İş Geliştirme Müdürü Bora Baydık ve Erkunt Traktör Kurumsal Performans Geliştiricisi Bahar Aydın, Şubat ayında göz kamaştıran bir nişan töreniyle evliğe ilk adımlarını atarak aşklarını taçlandırmıştı. Ortaokuldan beri tanışan genç çift, iki yıl önce başlayan birlikteliklerini Hacettepe’de yer alan Beyaz Ev’de resmileştirdi. İkilinin şahitliklerini iş adamı Bayram Bozyel ve reklam yöneticisi Duygu Yıldız gerçekleştirdi. Canlı müzik eşliğinde eğlenen konuklar davet süresince bol bol fotoğraf çekti. Düğünün ardından genç çift balayı için Mikonos’u seçti.

394 magdergi.com.tr

BORA BAYDIK, BAHAR AYDIN


Eğlenceli geçen davate ikilinin yakın arkadașları katıldı. SEDA HASEKİOĞLU

AYȘE DEMİRBÜKEN

İNCİ DEMİRİZ

magdergi.com.tr 395


açılış

Çankaya’da Yeni Soluk, Yeni Mekan İstanbul eğlence markalarından Big Boss Bistro, Ankara Nenehatun Caddesi’ndeki yerini renkli bir açılış ile aldı. Lounge atmosferi ve şık menüsü ile Ankaralıları eğlenceye davet eden Big Boss Bistro, Başkentli eğlence severlerin yoğun katılım gösterdiği bir parti ile kapılarını açtı. Dj Gökhan Koşar ve Dj Yiğit Ünal’ın da yer aldığı performans ekibinin ritmi yüksek müzikleri ile eğlence, gecenin ilerleyen saatlerine kadar hız kesmeden devam etti. Ankara sosyal yaşamının sevilen simalarının da katılımı ile gerçekleşen açılış davetinde konuklar leziz ikramların tadını çıkardı.

396 magdergi.com.tr

EDA DURSUN, MELİS KUNDUZ


DEMET TETİK - TOYGUN ONGUN

Sak Organizasyon’un sahibi Alper Kendirli davete eși Begüm hanımla birlikte katıldı.

ASENA ANDİÇ

ALPER - BEGÜM KENDİRLİ

CANSIN EROĞLU


karma

Hayatıma 10 Üzerinden Puan Versem? Bugün insanlar bulundukları yer ile değil, hedefledikleri yerlerle değerlendiriliyor; o yüzden hayatımıza yön vermek için ilk önce bakacağımız șey hedeflerimiz olmalı. Kendimizi değerlendirirken egomuzu yönetmeyi bașarmalı ve objektif olmalıyız. Herkes egoyu ve önceliklerini karıștırıyor mesela... “Önce Ben” dediğimizde aslında egodan değil herkes için aynı anlama gelen “Ben”den bahsediyoruz, ancak “Hep Ben” diyorsanız o zaman egonuzun kontrolü altındasınız demektir. Bugün itibari ile bazı șeyleri gözden geçirmeli hatta “Hayat Bilançosu” hazırlamanız gerekir.Sizi sizden daha iyi kimse anlatamaz ve tanımlayamaz…O zaman kendinize șu soruları sorarak verdiğiniz samimi cevaplarla șu an hayatın neresinde olduğunuzu ve nasıl bir duruș sergilediğinizi görebilirsiniz. Așağıdaki soruları cevaplarken lütfen bir kalem ve kağıt ile cevapları samimiyetle ve objektif olarak cevaplamaya çalıșın.

Kendime Soruyorum Mevcut hayatınıza 10 üzerinden puan verseniz samimi olarak kaç puan verirsiniz?

Mütevazı olmanın size kazandırdıkları ve kaybettirdiklerinin neler olduğunu görebiliyor musun?

En son ne zaman kahkaha attınız ?

Çocuğunuzun hangi özelliğinizi almasını hangi özelliğinizi almamasını istersiniz?

En son ne zaman iyi bir iş başardığınızı hissettiniz ? Yeni bir özelliğinizi ya da gelişimini fark ettiniz mi ? Kendinize zaman ayırırken cimrilik yapıyor musunuz? Ofiste değişim gözlemliyor musunuz? Ofiste sizi en çok rahatsız eden şey ne?

Parlak bir gelecek sizin için ne ifade ediyor? Koyduğunuz hedeften sapmanıza sebep olacak dış etkenler neler? Kendinizi en son ne zaman ödüllendirdiniz ? İnsanları etkilemek ve göze çarpmak için ne gibi yollar izliyorsunuz?

Ofiste şu an değiştirmeyi istediğiniz şey ne?

İletişimde zayıf olduğunuz duygusal zaaflarınız neler? En son ne zaman diş hekimine göründünüz?

Spor yapmayı düzenli hale getirmek için neyi bekliyorsunuz?

Mükemmel olması için her şeyi yapacağınız konu ne? En büyük zaman hırsızınız ?

398 magdergi.com.tr


Daha fazlasını görmek istiyorsanız bu test ile kendinizi daha yakından tanıyın ve değerlendirin... Daha önceki tatillerinizdeki mutlu fotoğraflarınıza baktığınızda…

(A) 2016 yazında nereye gideceğinizi planlamaya başlıyorsunuz (B) Şu an keyfim yerinde değil diye üzülüyorsunuz, keyfiniz kaçıyor (C) Her şeyi bir kenara atıp koşarak denize gitmek istiyorsunuz

Uzun zamandır, kafanıza takılan problemi çözmek için… (A) Bir bilene danışacaksınız (B) Harekete geçeceksiniz ve en azından deneyeceksiniz (C) Deneyeceksiniz ama çok da umutlu değilsiniz

(A) Ne güzel işte, evde oturur (PTT) pijama terlik televizyon yaparım (B) Planlar yattı bari evdeki biriken işleri halledeyim (C) Benim sahil kenarında yaşamam gerek

Metro arızalandı ve geç kaldınız…

(A) Sakin olur ve sizinle birlikte geç kalanlarla sohbet edersiniz (B) Arıza ile ilgili bilgi bile vermeyen şirkete ağzınıza geleni söylersiniz (C) Her gün mü arıza olur be kardeşim, bıktık yahu diyerek oturduğunuz yerde söylenirsiniz!

Uzun zamandır görmediğiniz eski bir sınıf arkadaşınızla karşılaştınız, hayatınızın ve özellikle işlerinizin nasıl gittiğini kinayeli bir şekilde sordu: (A) Şirkette işlerim iyi değil ama insan kaynakları bir sürpriz yapabilir, güzel şeyler olacak (B) O kadar yoğunum ki evin yolunu unuttum (C) Amaaannnn boşveeerrrrr …

Şu an keşke… (A) Boş vaktiniz olsa (B) Hava güzel olsa da biraz keyif yapsam (C) Yaz gelene kadar kış uykusuna yatabilsem

Karar vermek…

Klasik bir Pazar ve hava çok kötü…

(A) Sonuç ne olursa olsun bir adım atmaktır (B) Hata yapmak riskine girmektir (C) Bir seçim yapmak yani bir şeylerden de vazgeçmektir

Eşinizle, sevgilinizle ya da kız/erkek arkadaşınızda telefonda çok sert kavga ettiniz… (A) Tekrar aramak için biraz bekler bir bahane yaratır ararsınız (B) Zaten keyifsizdim iyice tadım kaştı diye hayıflanırsınız (C) Tüm günüm burnumdan gelecek…

Değerlendirme; En çok (A) cevabı verdiyseniz

En çok (B) cevabı verdiyseniz

En çok (C) cevabı verdiyseniz

İyi yoldanısınız devam... HYPERLINK “http://www.kendinigelistir.com/hayatin17-temel-yasasi/” \o “Hayatın 17 temel yasası!” Hayatın zorlukları olacak elbette ama şanslı ve mutlu bir insansınız. Pratik, düne değil yarına dönüksünüz, zaaflarınıza takılıp kalacağınıza güçlü yanlarınızı öne çıkaran yapıdasınız. Bu büyük bir şans. Beceremiyorum diye panik yapacağınıza yahut suçu başkalarına atacağınıza, “Bir terslik varsa bunda benim de suçum var!” diye düşünüp çözüm yolları arıyorsunuz.

Fena halde dağılmış durumdasınız Ne tam iyimser, ne tam kötümser, daha ziyade ‘gerçekçi’ bir insansınız. Ama sorun biraz da sizde olabilir mi? Stresinizin, mutsuzluğunuzun kaynağı sizin kararsızlığınız olabilir mi?

Bu kadar da karamsar olunur mu? Ruh haliniz insana kara kışı hatırlatıyor, uyuşuk ve hüzünlü. Tabi suç sizde değil, diğerlerinde, şanssızlıkta, olumsuz şartlarda: Biraz HYPERLINK “http:// www.kendinigelistir.com/vaktiniz-olsun/” \o “Vaktiniz olsun!” kendinize ayıracak zamanınız olsa, daha iyi bir işiniz olsa, eşiniz biraz daha anlayışlı olsa… Diyelim ki; bütün bu söyledikleriniz (bahane değil) doğru: Oturup pasif bir şekilde bekleyecek misiniz? Hayatınızı başkalarının yahut olumsuz şartların zehir etmesine izin mi vereceksiniz? Mutluluk hayatın güzelliklerini de görmeyi bilmektir. Olumsuz şartları olumluya çevirmeye çalışmaktır. Böyle teslim olursanız, ömür boyu mutsuzluğa mahkumsunuz. Bugün hayatınızın geri kalan bölümünün ilk günü olsun ve her şeye yeniden başlayın.

Tabi bazen şüpheye düştüğünüz, daraldığınız da oluyor ama, bu zor anları da ‘Ne yaptım da böyle oldu?’ diye kendinizi sorgulamak için kullanıyorsunuz. Çok iyi yapıyorsunuz!

Fırtınada biraz yolunuzu kaybetmişsiniz. Sahip çıkmanız gereken değerler hangileri, aslında ne istiyorsunuz, kafanız karışık. Artık ‘toparlanmanın’ zamanı, hayatınızda biraz ‘temizlik’ yapın, gereksiz şeylerden vazgeçin, kontrol edemediğiniz şeylerle vakit kaybetmeyin; aklınızı ve vaktinizi en önemli şeye ayırın: İstediğiniz gibi bir hayat yaşamaya!

magdergi.com.tr 399


davet

MUAMMER KAPUCUOĞLU, TURGAY KIRAN, MİNE TOZLU, TUNA KILIBOZ

‘Style Fashion Outlet’ Kapılarını Açtı Dünyanın lüks markalarını tek çatı altında bir araya getiren Style Fashion Outlet’in Nisbetiye On’daki mağazasının açılışı iş, sanat, moda ve sosyal yaşam dünyasının ünlü isimlerinin katıldığı davetle yapıldı. Türkiye’de lüks segmentte yer alan outlet mağazacılığa yeni bir anlayış getirecek olan Style Fashion Outlet’in Bodrum Havalimanı’nın ardından hizmete giren yeni mağazasında konuklar dünyaca ünlü lüks markaların ürünlerini inceleme fırsatı buldu. Açılış davetinde koreografisi Ferhan Aral tarafından yapılan defile ise konuklar tarafından ilgiyle izlendi. Ece Gürsel’in baş manken olarak yer aldığı defilede Itır Esen, Pınar Akbay, Emel Erdemanar, Tuğçe Dural, Sena Albaytar, Emre Aydın, Burak Yanoğlu, Farzam ve Murat Atasoy dünya markalarının şık moda parçalarını sergiledi. Davetliler 100’ün üzerinde lüks moda markasını barından Style Fashion Outlet’de beğendikleri parçaları satın almayı ihmal etmediler.

400 magdergi.com.tr

SERAY SEVER


magdergi.com.tr 401


davet

ERKAN - YELDA GÜRAL

ESEN SOYDAN

ASLI ÖZGİRAY

Sosyal yașam dünyasının ünlü bayanlarından Burcu Hattat ve Pervin Ersoy Style Fashion Outlet’in açılıș davetine katılan ünlü isimler arasındaydı. İkili mağazanın konseptini çok beğendiğini dile getirerek magdergi.com.tr 402 marka karmasına hayran kaldıklarını belirtti.

BURCU HATTAT, PERVİN ERSOY

TUĞBA ÜNAL


İLBER ORTAYLI, LÜTFÜ SAPMAZ

ALONE - AYDIN AK

lası için Daha faz /magdergi m twitter.co

SİNEM NEFESOĞLU

AYȘEGÜL MERMER

FİLİZ MERDE

SERAP SARI

Genç ve güzel Avukat Ayșegül Mermer, Style Fashion Outlet’in açılıș davetine Helin Avșar tasarımı iddialı bir takımla katıldı. Mermer, açılıș davetinde alıșveriș yapmayı da ihmal etmedi.

magdergi.com.tr 403


Astroloji

HARİTANIN LORDU VENÜS VE MERKÜR GEZEGENLERİ Ayșe Kucuroğlu’nun burcu İkizler, yükselen burcu ise Boğa burcunda yerleșmiștir. Yükselen burcunda çok sayıda gezegenin toplanması Ayșe Hanım’ın haritasında Boğa burcu özelliklerini daha yoğun șekilde ortaya koymaktadır. Yükselen burcun yönetici gezegeni Venüs olduğu için bu gezegenin temsil ettiği güzellik Ayșe Hanım’ın sesine, yüzüne ve bedenine yansımıștır. Her șeyin olgunlașması için gerekli olan sabra sahip, güvenlik alanına girilmediği sürece son derece huzurlu ve geçimli bir harita söz konusu burada. Boğa yükselen burcun Satürn dekanında doğduğu için ișine așıktır ve çalıșmayı sever. Bașarı basamaklarını ağır ama sabırlı bir șekilde tırmanır. Güneș burcu İkizler kendisine entelektüel kapasite ve gelișmiș kültür bahședer. Merkür zekamızı temsil eder ve konușma becerimizdir. Burada çok güçlü bir Merkür olușu konușma ve ifade becerilerini geliștirmiș, kıvrak ve keskin ticari bir zekayı entelektüel faaliyetlerle birleștirerek parlamak istemiștir. Her türlü yabancı dili felsefesiyle öğrenme yeteneği olan Ayșe Hanım en güçlü gezegenleri olan Venüs ve Merkür dil yeteneğinin yanı sıra gelișmiș damak tadı ve gurme özellikleri kendisine bahșetmiștir. Bașka bir deyișle; yaptığı ișteki bașarısının sırrı göklerden vaat edilmiș özelliklerinden gelmekte. Bir yandan her șeyin en güzelini yeme-içme bilgisi, diğer yandan iletișim becerisi bașarılı sonuçlar çıkarmıș ortaya. Venüs güçlü olunca, Jüpiter gezegeni de 1.eve yerleșince kiși çok sevilen biri haline gelir bunu neșesi ve tatlı tatlı konușması ile kazanır tıpkı Ayșe Hanım’da olduğu gibi. İnsanlara iyi davranması sayesinde edindiği kazanımlar ișinde bașarısını perçinlemekte. Her șeyin en iyisine karșı duyduğu iștah duygusu iyi bir gurme olmasını sağlamıș durumdadır. Hayatta genișlememiz gereken alan olan Jüpiter’in düștüğü burç Ayșe Hanım’da yine Boğa burcunda bulunuyor. Her türlü yeme, içme, keyif veren konular, keyifli zamanlar, așk, ebeveynlik, maddi güvence, giyim, kușam, güzellik konuları ve sanat kendisini zenginleștirecek yerler olduğundan doğru yerde diyebiliriz. Ancak uzun vadeli ișlerde bașarılı olmak için sadece doğru yerde olmak yetmez, Ayșe Hanım’da olduğu gibi maliyet bilinci olan bir zihinle birleșmesi gerekir.

404 magdergi.com.tr


H Peki Ayşe Hanım hangi alanlarda dikkatli olmalı? Hayatın maddeci ve garantici yönünden uzaklaşmalı, manevi temalara önem verme becerilerini güçlendirmeli. En başta metafizik konulara yönelmeli diyebiliriz. İnsan psikolojisi ve benzeri konularda yeteneklerinin farkına varıp karşısındaki kişiyi dikkatle takip ederek kendi sınırlarını kaldırmalıdır. Maddi anlamda aşırı garantici hale getiren alışkanlıklarını değiştirmek için kriz durumlarını yaşamayı göze almalı, kendine güvenini zorlukları aşarak tazelemelidir. Gücünü başkaları ile birleştirerek daha fazla güç kazanacağı için paylaşıma önem vermelidir. Risk alırken dikkatli olmalı sağlamcılık yönü ile birden risk alma yönünü dengelemeli, planlı riskler alarak her anlamda genişlemeli. Kendisini dönüştürecek değişimleri ve dışsal şartları kabullenmelidir. Hayatta her şeyi muhafaza etmek yerine işe yaramayan kısımların ölmesine ve çözülmesine izin vererek yeni konuların hayata dahil olmasını sağlaması ise en önemlisidir. Büyük bir bütünün parçası olarak ilahi plana teslim olmalıdır. Oluşan her dönüşüm aslında gelişimdir çünkü...

magdergi.com.tr 405


MAGastroloji

Aylin Yıldız aylinbulent@mynet.com

Üzerimizdeki Fazla Yükleri Atarak Profesyonelleşme Zamanı...

Ay Düğümü Transitinin Burçlar Üzerinde Etkileri... Evrensel enerjiler hayatımıza yepyeni bir konu açıyor Kasım ayında; bir evrensel karmayı tamamlayıp yeni bir gündeme geçiyoruz. Gökyüzünün bizlere kolektif alanda bir mesajı var; 1,5 yıl boyunca zamanın isteklerini yerine getiren herkes karlı çıkabilir. Ruhun pusulası olan ay düğümleri Balık/Bașak hattına geçti. Bu demek oluyor ki; bu temalar ve bu doğum haritanızdaki bu evler hareket alanına dönüșecek. Balık ve Bașak burçları ikisi de hizmet ve fedakarlık burcu aslında. Bu dengeleri çok iyi kontrol etmeliyiz bu dönem. Ruhsal olana sığınıp gerçeklerden kaçmamalıyız. Ruhsal olanı sadece yașamın bir parçası olarak tutmalı, günlük hayattaki sorumlulukları yerine getirerek artı değer üretmemiz yararımıza olacak. Gitmemiz gereken alan Bașak burcu temaları olduğundan Bașak burcunun ayırt etme özelliğinden yaralanıp kendi dertlerimiz sandığımız sorunların aslında bașka insanların tekamülünü yüklenerek omuzlarımıza yük ettiğimizi görme zamanı belki de. Bașkalarına kurban olmaktan ve kendinizi feda etmektense bu sorunları ve sorumlulukları atın. Bașkasını kurtarayım derken kendinizi kaybetmemek adına. Bugüne dek kimseyi üzmemek için sustuğunuz konular gerçekte sizin isteklerinize ulașmanızı engellemiș olabilir. Biraz da kendinizi düșünerek “ne ya da kim bana faydalı”yı sorgulama zamanı. Her șeyi Tanrı’dan bekleyip çabasız kalmak zamanı değil, çok çalıșma zamanı... Bu dönem çalıșan kazanacak. Bașak profesyonelle çok ilgili olduğundan fazla yükleri atarsanız bir alana odaklanıp bugüne dek en önemli uzmanlık alanlarınızda profesyonel olabilirsiniz. Yeter ki konuyu belirleyin.

406 magdergi.com.tr


Koç

Terazi

Boğa

Akrep

Günlük alışkanlıklarımıza ve çalışma hayatımıza bir disiplin getirmeliyiz. Olayları akışına bırakıp iç dünyamıza çekilmektense bir işçi olarak artı değer üretmeliyiz.

Arkadaşlar ve gruplar arasında olmaya odaklanmak yerine daha bireysel alanlarda mutlu olacağınız bir zaman dilimi. Arkadaşlarınıza yaptığınız aşırı fedakarlık zaman içinde sizi yorabilir. Aşk, şans ve çocuklar sizin daha fazla eğilmeniz gereken alanlar olacak.

İkizler

İş ve aile hayatınızda köklü değişimler yaşanacak. İş ve sosyal statüye aşırı bağımlı olmadan ailenize de zaman ayırmalısınız.

Yengeç

Bu dönem geniş çevrelerden soyutlanarak yakın çevre ve kardeşlerden destek görebilirsiniz. Soyut düşünce ve inançlarımızın tuzağına düşmeden uygulanabilir proje ve eğitimlerle kendimizi yenilemelisiniz.

Aslan

Ortak kaynak ve eşten gelen maddi konulara fazla odaklanmamalısınız. Kendi yetenek ve maddi olanaklarınızdan faydalanmanız daha mantıklı olacak. Alternatif gelir elde etme konuları gündeme gelebilir.

Başak

İkili ilişkilerin testten geçeceği bu süreçte, her şeyi karşınızdakinden beklememelisiniz. İlişkilerde üzerinize düşen sorumluluklardan kaçmamalısınız. İlişkileri fayda çıkar zeminine oturtmak yerine bu ilişki hakkında kendi isteklerinize ve katkılarınıza önem vermelisiniz.

Yoğun çalışma ve temponuzun bedensel sağlığınızı bozmaması için çalışma ortamınıza ve günlük rutinlerinize aşırı odaklanıp kendinizi ihmal etmeyin. Ruhsal alanda sizi rahatlatacak konulara eğilmelisiniz. Yoga ve meditasyon için uygun zamandasınız.

Çocuklarımızı ve sevdiklerimizi aşırı sahiplenmek onlar hakkında üzüntü ve problem yaşatabilir. Zevklere ve alışkanlıklara aşırı bağımlılık yerine guruplar içerisinde gelecekle ilgili çalışma planları yapmalısınız.

Yay

Ev, aile, yuva, gayrimenkul konularında sorun ve kayıplar yaşamamak adına, evinizin konforundan çıkıp dış dünyaya açılmak zorundasınız. İş ve sosyal hayatta kendinizi göstermelisiniz. Toplumun içine karışmalı ve işinize özen göstermelisiniz. Çalışkan bir imaj çizmelisiniz.

Oğlak

Size güven veren kardeş ve yakın çevreye odaklanmadan uzak diyarlar ve sosyal ortamlardan gelecek faydaları görebilmelisiniz. Dar kalıplar ve bakış açılarından kurtulup büyük resmi görebilmek sizin için bu dönem önemli olacak.

Kova

Olayların ekonomik boyutu gündeme gelecek. Kendi kaynaklarınızda yaşadığınız kayıp ve kesintiler başkalarının kaynaklarından faydalanmanızı gerektirebilir. Eşten ya da ortaktan maddi yardım ve destek görmeniz gerekebilir.

Balık

İlişkileriniz testten geçecek ancak aynı zamanda ilişkilerin ortaklıkların hayatınıza değer katacağı zamanlardasınız. Sadece kendi benlik ve kimliğinize odaklanmamalısınız, birlikten kuvvet doğar bu dönem iş birliği yapmanız sizin yararınıza sonuçlanabilir.

magdergi.com.tr 407


408 magdergi.com.tr


388 magdergi.com.tr


magdergi.com.tr 387


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.