NİSAN 2016 - YIL 13 - SAYI 126 - 15 TL
CEM ADRIAN & ADRIANOPOLIS
MBFWI’16
Raşit Bağzıbağlı Değerlendiriyor
Dans Eden Kalem
Burhan Yücel
Başarılı İş Kadınları
MUTFAKTA
Vernon Frost
ODAKLANIN VE ONU YAŞAYIN
KARTAL AİLESİ’NİN MUTLU GÜNÜ KAÇMA BİRADER SERÜVENİ: MELEK BAYKAL ZAFER ALGÖZ MAG
ÖZEL
BURCU ZİYAL TASARIM VE AŞK BULUŞTU
Size Özel Yenilikler
2+1 DAİRELER 3+1 DAİRELER 4+1 KATTA
BAHÇELİ DAİRELER 5+1 DAİRELER KRAL DAİRELERİ
beytepe
Modern, yenilikçi detaylar taşıyan, dış görünüşü kadar iç tasarımları da göz kamaştıran rahat, konforlu, kullanışlı mekanlar sizi kendisine hayran bırakacak. ortak projesidir.
piksel.tc • +90 312 391 81 51
Size özel fiyatlarla
tanıtım ofisimize bekliyoruz.
TANITIM OFİSİ: +90312666
5 571
Beytepe Mah. Selçuklu Cad. No: 4/A-B Çankaya/Ankara • www.renapark.com • info@renapark.com
Emek 4. Cadde No:90/A Çankaya/ANKARA
delibaslarhali.com •
delibaslarhali
Sizin kadar seçici, hayalleriniz kadar ilham verici.
Yıllarca mutlulukla kullanacağınız, hayallerinize ve ihtiyaçlarınıza göre şekillenen mutfaklar Vanucci’de…
blenda
www.vanucci-tr.com
Vanucci Mutfak
Demart Dekorasyon Çetin Emeç Bulvarı No: 54/B Balgat / ANKARA Telefon: 312 284 03 43 - 44 demart@vanucci-tr.com Turan Güneş Bulvarı No: 48/D Çankaya / ANKARA Telefon: 312 440 44 09 demart@vanucci-tr.com
YUKARiDAN
*
BAKIN
Susuz Mahallesi 3754 Sk. Eryaman / ANKARA 0 312 247 2580 twintowers.com.tr
* Eryaman'ın en yüksek katlı konut projesi.
Yüzde yüz doğal, yüzde yüz masif.
Usta eller ahşaba yeniden hayat veriyor...
The Best Natural Country Life
imhotep.com.tr Karacakaya Cad. No:141/A Siteler ANKARA +90 312 351 03 32 • +90 312 351 39 90
Konu Gayrimenkul İse... www.evrenbarutcu.com
BAȘKENT
EVREN BARUTÇU
Broker / Owner
Çankaya Caddesi 21/8 - 0312 436 0 100
ANKARA SEHIR KULÜBÜ ILE , ZINDE KAL ENERJINI HISSET!
editör Nisan2016 Yıl: 13 Sayı: 126 Fiyat: 15 TL
Beril Çavuşoğlu
İlkbahar Dokunuşu
berilcavusoglu@magdergi.com.tr
B
MAG Medya Ltd. Şti. Adına İmtiyaz Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü Can Çavuşoğlu Genel Yayın Yönetmeni Beril Çavuşoğlu Genel Koordinatör Uğur Özer Görsel Yayın Yönetmeni Osman Selçuk Güngör Yayın Yönetmeni Tuğçe Uzun Kreatif Direktör Seda Çavuşoğlu Grafik Tasarım Sevgi Pınar Özen
ahar kapıyı çaldığı an hem ruhumuz hem çevremiz hareketleniyor... Bizler de baharın dokunduğu sıcacık yeni sayımızla sizlerleyiz. İstanbul ve Ankara’dan kıpır kıpır davetler, eğlenceli kutlamalar ve sıcacık röportajlarımızla sizlerle buluşuyoruz.
Cemiyet hayatının genç kuşak temsilcilerinden Burcu Ziyal bu ay kapak konuğumuz oldu. Hilton Bomonti’de gerçekleştirdiğimiz renkli çekimden en özel kareleri ve markaları arasında yer alan Batik mağazalarındaki tasarım projelerini, ilham kaynaklarını, aile hayatını, yeni sürprizlerini konuştuğumuz samimi sohbetimizi MAG Özel sayfalarımıza taşıyoruz… Nisan sayımızda farklı alanlarda ünlü birçok sanatçıyla keyifli röportajlar gerçekleştirdik. Modern dansçı ve Habertürk Gazetesi köşe yazarı Burhan Yücel, eşsiz sesiyle beğeni uyandıran ses sanatçısı Cem Adrian, her rolünde seyirciyi ustalıkla güldüren oyuncu Zafer Algöz ve samimi rolleriyle içimizden biri olan oyuncu Melek Baykal sıcak röportajlarımızdan yalnızca birkaç tanesi... Her birinin sanatın ayrı bir yönünü icra ettiği değerli sanatçıların sanat serüvenlerini merakla okuyacaksınız... Babası Derviş Bağzıbağlı’nın yolundan meslek hayatına devam eden modacı Raşit Bağzıbağlı Mercedes Benz Fashion Week 2016’da podyumlarda romantik rüzgarlar estirdi… Defile sonunda Demet Kutluay ile podyuma çıkan başarılı tasarımcının İstanbul’daki moda haftasına dair yorumlarını sizlerle paylaşıyoruz.... Yazarımız Ayşe Kızılöz kadın-erkek ilişkilerine değinirken, hipnoz, geçmiş hayatlara dönme, kişisel değişim (transformasyon) yöntemleri ile ilgili seminerleriyle hayatını değiştirmiş ve gelişimlerine öncülük etmiş dünyaca ünlü Uluslararası Metafizik Öğretmeni Vernon Frost hepimizin neye inanırsak onu yaşayacağımızın altını çiziyor... Bu aya özel olarak hazırladığımız “Gurme” içeriğimizle sizleri yine bir lezzet yolculuğuna çıkartıyor, “Kids” içeriğimizle de en değerli varlığınız olan çocuklarınız için modaya ve eğitime dair en özel alternatifleri sunuyoruz... Açıldıkları günden bugüne kadar Ankara’ya farklı bir soluk katan, en keyifli kutlamalara ve organizasyonlara ev sahipliği yapan Deligan’s ile Harvey Nichols MAG Lounge’da gerçekleştirilen eğlenceli partilerden kareleri sizlerle paylaşırken sizleri de bu eğlenceye ortak olmaya davet ediyoruz. Hepimiz için başarı, aşk ve mutluluk dolu bir ay olsun...
Haber ve Foto Muhabiri Derin Gökçe İstanbul Temsilcisi Ersin Al İletişim Direktörü Dilara Ertürk Sosyal Medya Obiziz Yazarlar Aylin Yıldız Ayşe Kızılöz Cenk Erdem İlkem Söylemez Topçuoğlu İlker Duruoğlu Neşet Güne Özgür Aksuna Serkan Kızılbayır Sinem Yıldırım Tuğçe İnal Reklam Müdürü Esra Demir Toral Reklam ve Halkla İlişkiler Feray Şahingöz Gül Avcı Gökçe Türkcan Hilal Başarır Öztürk Simge Ünlü Çetin Mali İşler Koordinatörü Tarık Değer Yayın Hukuk Danışmanı Ahmet Münir Yaşar Korcan Dericioğlu Türü Bölgesel Süreli Yayın MAG isim ve yayın hakkı MAG Medya Ltd. Şti.’ne aittir. Dergide yayınlanan yazı ve fotoğrafların tüm hakkı MAG’a aittir. İzin alınmadan kullanılamaz. Yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. İdare Merkezi
Kaptanpaşa Sokak No: 33-B G.O.P. ANKARA Tel: 312 428 0 444 Talatpaşa Caddesi Telsizler Mahallesi Nef 163 No:370 Kağıthane/İSTANBUL Tel: 212 309 45 26 Dağıtım
Dünya Süper Dağıtım Baskı
DUMAT OFSET
Bahçekapı Mah. 2477. Sokak No: 6 Şaşmaz / ANKARA Tel: 312 278 82 00 (pbx) Basım Tarihi
29.02.2016 www.magdergi.com.tr facebook.com/magonline twitter.com/magdergi instagram.com/magdergi bilgi@magdergi.com.tr
MAG’a abone olmak çok kolay... Telefon ile
0.312 428 04 44
İnternet ile
abone.magdergi.com.tr
YENİDEN KULLANIN GERİ DÖNÜŞTÜRÜN! Eski dergi, katalog ve gazetelerin geri dönüştürülmesi çevreye yapılabilecek en kolay katkıdır. Ağaç kesimlerini azaltmak üzere MAG Medya, okuyucularını kendi yakın çevrelerinde de geri dönüşümü teşvik etmeye çağırıyor.
CLÉ DE CARTIER New Collection
Next level - Ankara - 0312 286 80 37
118 96
186 162
56
MAGdavet
Raffles Otel’de gerçekleşen Unicef’in 70. yıl balosundan en şık kareler...
186
MAGözel
Cemiyet hayatının genç kuşak temsilcisi Burcu Ziyal ile Hilton Bomonti’de gerçekleştirdiğimiz kapak çekimimizden kareler...
C
M
Y
94
MAG
118
48
MAGözel
Başarılı tasarımcı Raşit Bağzıbağlı Mercedes Benz Fashion Week İstanbul 2016’yı değerlendiriyor...
220
CM
MAGgurme
Özel gurme içeriğimizde sizleri lezzet yolculuğuna çıkarıyoruz...
K
290
MAGröportaj
162
MAGröportaj
300
MAGkids
180
MAGröportaj
372
MAGözel
Yazar ve dansçı kimliğiyle Burhan Yücel’in serüvenini dinliyoruz...
“Kısmetse Olur” reality programın renkli sunucusu Seda Akgül ile samimi bir röportaj...
CY
CMY
MAGmoda
Güzel oyuncu Çağla Demir ile gerçekleştirdiğimiz moda çekiminden özel kareler...
MY
Usta sanatçı Melek Baykal ile sıcacık bir röportaj...
Özel kids içeriğimizde çocuklarınız için keyifli önerilerimiz...
Yazarımız Aylin Yıldız bu aya damga vuracak gözyüzü hareketleri hakkında ipuçları veriyor...
style
Pastel Modası
Pastel tonlarıyla güneșli günlere “merhaba” diyoruz... Bu sezona damgasını vuracak özellikle pembemavi birlikteliğini kombinlerinizde uyum içerisinde kullanabilirsiniz... ELIZABETH AND JAMES Bluz € 325
CHRISTIAN DIOR Gözlük £ 291
ROKSANDA Bluz € 775
AURELIE BIDERMANN Bileklik € 954,60
MSGM Pantolon € 210
ELLERY
VALENTINO Çanta £ 792
MICHAEL KORS Çanta $ 260
50
ZARA Pantolon 119,95
AQUAZZURA Ayakkabı £ 460
CHRISTIAN LOUBOUTIN Sandalet £ 452
İLKBAHAR
2016 YAZ
Bohem Tarz
style
Hippi, etnik, çingene ve vintaj öğelerin gündelik birleșiminden olușan bohem tarzı zamana meydan okuyan bir stil olarak bu sezona da ayak uyduracak... TOMAS MAIER Şapka £ 160 DOLCE & GABBANA Bikini $ 675 MYKITA Gözlük € 507,87 ALICE AND OLIVIA Bluz € 270 PETER PILOTTO Elbise € 1,115
TEMPERLEY LONDON
ZARA Kot Şort 99,95
HELMUT LANG Kot Pantolon £ 264
DOLCE & GABBANA Çanta € 2,847
ANCIENT GREEK SANDALS Sandalet £ 320 CHLOÉ Ayakkabı £ 476
52
İçinde sana ait bir ses var.
style
Çizgili Trendi
TOPSHOP Bluz £ 42.00
MAX MARA Elbise € 555
Enine ya da boyuna, ince ya da kalın, șık ya da spor parçalarda… Ünlü markaların çizgili tasarımları ilkbahar ve yaz sezonunda dolabımıza sızacak...
ROSIE ASSOULIN Bluz € 810
MARK CROSS Çanta £1,349
DOLCE & GABBANA Elbise €1,450 AQUAZZURA Sandalet $ 735 ANCIENT GREEK SANDALS Sandalet £ 140
AQUAZZURA Terlik £ 316 54
MYKITA Gözlük £ 212 FENDI Çanta £ 1,561
MONSE
SAINT LAURENT Bluz $ 690
davet
Unicef’in 70. Yıl Balosu
UNICEF’in Türkiye’de yürütülen programlarına destek sağlamak amacıyla düzenlenen Unicef’in 70. Yıl balosu Raffles Otel’de gerçekleştirildi. İş, sanat ve cemiyet hayatından ünlü simalarının katıldığı gecenin açılış konuşmalarını UNICEF Türkiye Milli Komitesi Genel Müdürü Sanem Bilgin Erkurt, UNICEF Türkiye Milli Komitesi Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Tezer Kutluk, Unicef Türkiye Temsilcisi Philippe Duamelle yaptı. Sanem Bilgin Erkurt Unicef’in dünyada çocuklar için ulaştığı kalıcı sonuçları aktararak; “1990’dan bu yana, dünyada 5 yaş altı çocuk ölümlerinin %53 azaldığını”, “hamilelik sırasında kadın ölümlerinin %45 azaldığını”, “125 ülke arasından 122’sinde çocuk felcinin yok edildiğini”, “ilk öğretime katılmayan çocuk sayısının %44 azaldığını” ve “2.6 milyar insanın daha iyi su kaynaklarına ulaşmasının sağlandığını” vurguladı. “UNICEF TÜRKİYE MİLLİ KOMİTESİ yardım melekleri” Arzu Sabancı, Berrin Zorlu ve Zafer Kozanoğlu’nun balo organizasyonundaki aktif çalışmaları nedeniyle plaket aldığı geceye UNICEF İyi Niyet Elçilerinden Ayşe Kulin, Müjdat Gezen, Şefika Kutluer, Tayfun Talipoğlu katıldı. Gece Nükhet Duru, Behzat Gerçeker ve Enbe Orkestrası’nın canlı müzikleriyle devam etti.
ÖMER - ARZU SABANCI
Davetin milli komitesinde yer alan Arzu Sabancı davete eși Ömer Sabancı ile birlikte katıldı. BERRİN YOLERİ
ARZU - MURAT ATABARUT
davet
ELİF GÖNLÜM
TÜLİN - SİNAN VARDAR
BERRİN ZORLU
Yardım melekleri arasında yer alan Berrin Zorlu yeșil uzun elbisesiyle oldukça șık görünüyordu. BERNA ÜLGER
İPEK - RIFAT DEDEMAN
davet
NİLGÜN SİPAHİOĞLU
NEYLAN - METE VARDAR
FATOȘ SARIGÜL
Uzun beyaz elbisesi ile oldukça dikkat çeken Fatoș Sarıgül davetin en șık isimleri arasındaydı. CELAL - ȘEBNEM ÇAPA
ETEL BALER
Anse Mdm. B-Blok No:18 Çayyolu-Ankara T : 00 90 312 227 8182 M : 00 90 532 273 89 58 anse@qhome.com.tr
qhome.com.tr
davet
TUNCAY AȘÇI, YÜKSEL MERMER, ADİL IȘIK, MUAMMER KAPUCUOĞLU, ALİCAN IȘIK
Cengiz Abazoğlu’ndan Adl Koleksiyonu Ünlü modacı Cengiz Abazoğlu’nun adL için hazırladığı 2016 İlkbaharYaz ‘‘White Line’’ koleksiyonu Zorlu Center Raffles Otel’de düzenlenen defilede moda severlerle buluştu.
ADİL IȘIK, TUNCAY AȘÇI
Adil Ișık kurucusu ve Yönetim Kurulu Bașkanı Adil Ișık defile öncesinde düzenlenen kokteylde davetlilerle yakından ilgilendi. Ișık, kokteylde Astaș Holding Yönetim Kurulu Üyesi Tuncay Așçı bir araya gelerek sohbet etti.
adL+Cengiz Abazoğlu 2016 İlkbahar-Yaz ‘‘White Line’’ koleksiyonu, Zorlu Center Raffles Otel’de koreografisini Öner Evez’in üstlendiği defileyle moda severlerin beğenisine sunuldu. Ünlü modacı Cengiz Abazoğlu’nun adL’nin yenilikçi ve genç ruhuna ithafen tasarladığı 147 parçalık koleksiyonun sergilendiği defileyi iş, sanat, moda ve sosyal yaşam dünyasının ünlü isimleri izledi. Ünlü mankenlerin yer aldığı defilede beğeniye sunulan kıyafetleri davetliler ilgiyle takip etti. Defilenin sonunda ünlü şarkıcı Sıla podyuma çıkarak sürpriz yaptı ve “Reverans” adlı şarkısını konuklar için seslendirdi. Defile sonrasında davetlilerle bir araya gelen Cengiz Abazoğlu tebrikleri kabul etti. Abazoğlu “Bütün heyecanlarımızın ve uzun çalışmalarımızın ardından muhteşem bir defileyle emeklerimizin karşılığını görmüş olduk” dedi.
Arjantin Caddesi 15/8 Gaziosmanpaşa - ANKARA Tel: +90 (312) 441 77 07 - 0532 223 00 77 www.777organizasyon.blogspot.com.tr - 777ORGANIZASYON
www.777organizasyon.com.tr - www.aquamucevher.com
davet
AYSEL AKÇAY
ZEHRA IȘIK
BESTE YURTTAȘ, ZEYNEP ÜSTÜNEL
ARZU KUNT
adL Yönetim Kurulu Bașkan Yardımcısı ve Tasarım Direktörü Zehra Ișık “9 sezondur severek iș birliği sağladığımız ve her yeni sezona heyecanla bașladığımız Cengiz Abazoğlu’nun bu sezonki koleksiyonu genç çizgisiyle ve farklı tasarım detaylarıyla zengin seçenekler sunuyor” dedi.
ÖZNUR YAKIN, BİLGE EREN
davet
BURCU ZİYAL, İPEK KÖSE, IȘIL DONAT
DEMET SABANCI ÇETİNDOĞAN
CANSEN - BURAK KUT
Defileyi izleyen isimlerden Demsa’nın Yönetim Kurulu Bașkan Vekili ve Mediasa Yönetim Kurulu Bașkanı Demet Sabancı Çetindoğan, özgüveni yüksek bir kadın siluetinin çizildiği koleksiyonu çok beğendiğini dile getirdi. ESRA KIZILTAȘ
davet
NERGİS PEKUYSAL
SİREN ERTAN, BERRİN OKÇU
Sosyal yașam dünyasını ünlü isimlerinden Siren Ertan ile Berrin Okçu defileyi birlikte izledi. İkili defilenin ardından geometrik ve leopar desenlerinin bașarıyla bir araya getirildiği koleksiyon hakkında düșüncelerini birbiriyle paylaștı. ÖZLEM MUTLU ÇETİN
DEMET HANİF
IȘIL REÇBER
CENGİZ ABAZOĞLU, SILA GENÇOĞLU
Ünlü modacı Cengiz Abazoğlu’nun modern, dinamik ve romantik unsurlardan olușan koleksiyonunun beğeniye sunulduğu defilede ünlü sanatçı Sıla podyuma çıkarak “Reverans” adlı sevilen șarkısını seslendirdi. SEDA KAȘIBEYAZ, BELKIZ SAYIN
davet
SERAP SARI
PETEK ERTÜRE
AHU - SÜLEYMAN ORAKÇIOĞLU
SİTARE AKDİLEK
Batik Genel Müdürü Emre Ziyal ile güzel eși Burcu Ziyal defile öncesinde yakın dostlarıyla bir araya gelerek sohbet etti. Çift daha sonra adL+Cengiz Abazoğlu koleksiyon defilesini büyük bir dikkatle izledi. BURCU - EMRE ZİYAL
davet
RÜZGAR MİRA OKAN
SEDA VURAL
YASEMİN ÖZİLHAN
Sosyal yașam dünyasının stiliyle her daim göz dolduran ismi Yasemin Özilhan adL+Cengiz Abazoğlu 2016 koleksiyonundan giydiği ceket-elbise ile gecenin en șık isimleri arasındaydı. Gecede aynı elbisenin siyahını ise Nazlı Goldenberg giydi.
İNCİ GAZİOĞLU, BUKET TAȘDELEN, İSMET ALPAGUT
davet
TÜLİN ȘAHİN, ÇAĞLA ȘİKEL, CENGİZ ABAZOĞLU, SILA GENÇOĞLU, ÖZGE ULUSOY
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
SELİN DEMİRATAR
ÖNER EVEZ
“White Line” koleksiyonunda özgüveni yüksek bir kadın silüeti dikkati çekiyor. Siyah ve beyaz kombinasyonunun öne çıktığı kıyafetlerde sarı, turuncu, yeșil, mavi gibi sıcak yaz renkleri; rahat kesimli pantolonlar, tulumlar ve hacimli eteklerle bulușuyor. Ünlü modeller eșliğinde görücüye çıkan defilenin koreografisini Öner Evez üstlendi. KORAY AKSU
davet
BEGÜM GAZİOĞLU - ÖMER BALLI
NİHAN DİLEK
ERDAL KAYGUSUZ, YÜKSEL MERMER
ZEYNEP ÜSTÜNEL
Genç ve bașarılı iș kadını Dilek Holding Yönetim Kurulu Üyesi Nihan Dilek, “Cengiz Abazoğlu’nun tasarımlarını her zaman çok bașarılı buluyorum. Ünlü modacı White Line koleksiyonuyla yine sadeliği șıklıkla bulușturmuș” dedi. EMEL - NEJDET AYAYDIN
SILA GENÇOĞLU, CENGİZ ABAZOĞLU
TÜLİN ȘAHİN
ÖZGE ULUSOY
ÇAĞLA ȘİKEL
“White Line” koleksiyonunda özgüveni yüksek bir kadın silüeti dikkati çekiyor. Siyah ve beyaz kombinasyonunun öne çıktığı kıyafetlerde sarı, turuncu, yeșil, mavi gibi sıcak yaz renkleri; rahat kesimli pantolonlar, tulumlar ve hacimli eteklerle bulușuyor. Ünlü modeller eșliğinde görücüye çıkan defilenin koreografisini Öner Evez üstlendi.
Kahve Ve Kafein… İçelim Mi İçmeyelim Mi? BAHAR DEMİRKIRAN
‘Bir fincan kahvenin kırk yıl hatrı vardır’ demiș atalarımız. Ne de güzel söylemișler. O mis kokulu kahve içilirken ne güzel muhabbetler döner. Günün terapisidir kahve saatleri. Kimimiz için sadece dostlarımızla güzel anlarda içmeyi tercih ettiğimiz bir keyif içeceği iken kimimiz için ise günlük beslenmenin çok büyük bir kısmını olușturan olmazsa olmaz rutinidir.Peki kafeinin günlük dozu ne olmalıdır? Gerçekten zararlı mı acaba?
K
Diyetisyen Bahar Demirkıran yanıtlıyor… afein
Kafein, başta kahve, çay, kakao, kola, enerji içecekleri ve meşrubatlar olmak üzere birçok bitkide, besin takviyelerinde ve hatta birçok ağrı kesici ilaçta bulunan, uzun süreli hafıza ve merkezi sinir sistemi üzerinde olumlu etkilere sahip biyoaktif bir bileşendir.
Kâr zarar hesabı yapalım
Doğru pişirilir ve ölçülü içilirse sağlığımız
açısından tam bir muzicedir. Kafein dikkati artırır, yorgunluğu azaltır. Metabolizmayı bir miktar hızlandırır. Bu özelliği ile zayıflama sürecinde günde 1 tane düzenli tüketeceğiniz kahvenin faydası vardır. Küçük çapta yapılan bir araştırmaya göre; günde 3 fincan kahve tüketmenin Alzheimer hastalığı gelişim riskini %60 oranında azalttığı bulunmuştur. Günlük 1 füncan kahve tüketiminin tip 2 diyabet riskini % 17 azalttığı bildirilmiştir.
Ama…
Kahve ve kafein, midede gastrik asit ve pepsin salımını artırır. Bazı duyarlı kişilerde mide ekşimesine yol açar. Aynı etki kafein içeriğine rağmen çayda görülmez. Çayda bulunan thearubigin adlı bileşik
mide üzerinde kafeinin olumsuz etkisini nötralize eder. Kan basıncını artırır. Bu etki tüketim sıklığınıza, yaş ve sağlık durumuna göre değişebilir. Kafein diüretik etki yapar. idrarla kalsiyum, magnzeyum, potasyum ve sodium gibi minerallerin atımını artırır. Fazla miktarda kafein alımının kalsiyum emilimini olumsuz yönde etkilediği bilinmektedir. Bu nedenle kafein osteoroz oluşumunda primer factor olarak kabul edilmektedir.
Kafein bağımlılık yapar mı?
Genellikle bağımlılık yapmaz. Ancak fazla kafein alanlarda ilaç bağımlılığının temel öğeleri ortaya çıkar. Dozu artırmak suretiyle yapılan çift-kör çalışmalarda kafeinin insanda pekiştirici olduğu, tolerans ve fiziksel bağımlılık oluşturabildiği görülmüştür. Bu kişilerde kafeinin kesilmesi baş ağrısı, irritabilite, zihinsel konsantrasyonun azalması, anksiyete ile belli eden hafif bir yoksunluk sendromuna neden olmuştur.
Hangi besinlerde ne kadar kafein var?
Kafein içeriği değerleri farklılık gösterebilmesine rağmen standart bazı değerler kabul edilmiştir. Buna göre; 150 ml kahvenin kafein içeriği kavrulmuş ve öğütülmüş kahve için; 85 mg, instant kahve için; 60 mg, kafeinsiz kahve için; 3 mg.dır. 150 ml olarak servis edilen çay için; yaprak çay 30 mg, instant çay 20 mg, kola; 180 ml.lik miktarda 18 mg, 150 ml sıcak çikolatada; 4 mg, 180 gr sütlü çikolatada; 4 mg kafein içeriği yer almaktadır.
Günlük ne kadar tüketelim?
Günlük maksimum alabileceğimiz kafein için; kahve tüketimini günlük 2-3 fincanla, kola tüketimini günlük 1 bardak ile sınırlandırmalı, çikolata ve çikolata içeren besinlerin sıklığını ve miktarını mümkün olduğunca azaltmalı, çay tüketiminde aşırıya kaçılmamalı, açık ve limonlu içimi tercih edilmelidir. Kafeinsiz beslenmesi gerekenler ya da kafein tüketmeyi tercih etmeyenler; kafeinsiz kahve tüketmelidir. Çayı daha kısa süre
demlemeli, çok açık ve az içmelidir. İlaç ve gıda takviyelerinin prospektüsleri dikkatle okunmalıdır. Besin etiketleri okunmalı ve kafein içeren gıdalardan uzak durmalıdırlar.
Özellikle dikkat etmesi gereken gruplar!
Gebe ve emziklilik döneminde olan bayanların kafeini kesmelerinde fayda vardır. Gebelik sürecinde kafeine karşı hassasiyet gelişebilir ve kafein plasenta yolu ile bebeğe ve anne sütüne geçebilir. Yüksek tansiyon hastaları, gastrit, ülseri olan bireylerin ya da sadece mide hassasiyeti olan kişilerin kafein tüketimini kesmesi gerekir. Kafein mide asit salınımını artırır ve asit salgısını artıran tüm öğeler mide florasına zarar verebilir. Yaşla beraber vücudun kafeine olan duyarlılığı artar. Bu sebeple yaşlılarda aşırı kafein tüketimi olumsuz etkiler yaratabilir. Dikkatli tüketmelerinde fayda vardır. Çocuklarda kafein içerikli her tür içeceğin fazla tüketimi zararlıdır. Çocuklar kafeini daha çok kolalı içecekler ve buzlu çaylardan alırlar. Özellikle son yıllarda kremalı, aromalı kahvelerin çıkması ile çocukların kahveye olan ilgisi artmıştır. Ancak bu grup kafeine daha duyarlıdır. Fazla kafein gece uyku kalitesini olumsuz etkiler ve okul başarısını düşürür, uykuya dalmada zorluk, baş ağrısı, konsantrasyon güçlüğü, mide sorunları, kan basıncında artış gibi sorunlar doğurabilir. Okul çağı çocuklarında yapılan bir çalışmada, günde 50 mg ve üzerinde kafein alan çocukların, 10 mg ve altında alanlara göre düşünmede güçlük ve sinirlilik yaptığı saptanmıştır. Son yıllarda adölesanlarda enerji içecekleri ile birlikte alkol tüketimi tehlikeli bir biçimde artmıştır. Enerji içeceklerinin içindeki kafein, alkolün verdiği uyuşma halini maskeleyebilir ve bu yüzden alkol tüketim miktarı aşılabilir. Bu çok tehlikeli bir durumdur. Özellikle alkol ve kafeinin beraber tüketimi kardiyak aritmilere neden olur. Bu konuda evlatlarımızı bilinçlendirmeliyiz.
Kırlangıç Sokak No:43/6 Doktor Gavuzoğlu Apt. G.O.P./ Çankaya / ANKARA Tel: +90 312 443 00 87 - Faks: +90 312 443 00 86 www.bahardemirkiran.com
davet
Yeni Markaya Özel Davet Sosyal yaşam dünyasının ünlü isimlerinden Aslı Şen, Ashley Joy saç bakım markasını özel bir davetle tanıttı. Sosyal yaşam dünyasının sevilen isimlerinden Aslı Şen kurucusu olduğu Ashley Joy markasının saç bakım ürünlerini Harvey Nichols’da düzenlenen davetle güzellik tutkunlarının beğenisine sundu. Davete iş, sanat ve sosyal yaşam dünyasından çok sayıda ünlü ismin yanı sıra Şen’in yakın dostları da katıldı. Davet boyunca konuklarıyla yakından ilgilenen Aslı Şen, Ashley Joy’un doğadan ilham alarak yaratılan argan ve zeytinyağlı şampuanı, saç bakım spreyi, saç bakım yağı ve saç bakım serumu hakkında bilgi verdi. Ashley Joy ürünlerinin özel içeriği sayesinde saçların daha güzel ve sağlıklı göründüğünü belirten Aslı Şen, serinin içeriğindeki özel formülün saçlara kaybettiği parlaklığı geri verdiğini ifade etti. Ashley Joy saç bakım ürünleri güzelliğine ve bakımına düşkün ünlü isimler tarafından büyük ilgi gördü. Davet boyunca Ashley Joy saç bakım serisini yakından inceleyen konuklar ürünleri deneme imkânı da buldular.
ASLI ȘEN
Yıllardır kendi saçları için uyguladığı bașarılı yağlardan yola çıkarak bașka kadınları güzelleștirmek için Ashley Joy markasını kuran Aslı Șen, doğal içerikli ürünlerinin saçlara eski sağlığını geri kazandıracağını belirtti.
TUNAY AYAYDIN, İPEK ABDİK
PINAR ALTUĞ ATACAN
Bir marketten çok daha fazlası... Lezzetin merkezi Macrocenter. Macrocenter, Ankara’da bulunan 4 mağazasındaki üstün hizmet kalitesiyle her anınıza keyif katıyor. Avrupa’nın en ayrıcalıklı markalarını ve eşsiz Anadolu lezzetlerini seçkin misafirleriyle buluşturuyor.
macrocenter.com.tr
ONE TOWER ANKARA MACROCENTER: ORAN MAH. KUDÜS CAD. NO:6/A-14 ÇANKAYA/ANKARA (0850) 310 28 94 ARCADIUM ANKARA MACROCENTER: KORU MAH. 2432 CAD. ARCADIUM AVM NO:192/Z-32 YENİMAHALLE/ANKARA (0850) 229 89 08 NEXT LEVEL ANKARA MACROCENTER: KIZILIRMAK MAH. DUMLUPINAR BLV. NO: 3/C1 06520 SÖĞÜTÖZÜ ÇANKAYA/ANKARA (0850) 229 89 36 GOP UĞUR MUMCU MACROCENTER: BÜYÜKESAT MAH. UĞUR MUMCU CAD. NO:62 ÇANKAYA/ANKARA (0850) 677 51 60
Macrocenter bir Migros Ticaret A.Ş. markasıdır.
macrocenter.com.tr
davet
IRMAK KÖSEOĞLU, DERYA KARAGÜLLE
SANEM TEZMAN
Ünlü iș adamı Ralf Tezman’ın güzel eși Sanem Tezman saç bakım rutinine Ashley Joy markasını ekleyeceğini söyledi.
HİLAL PİLES, EVELİZE KOSİF
ASLI AKTÜRK PEHLİVANLAR
davet
MELDA KOSİF
BUKET TAȘDELEN
HANDE ACAR
NEYLAN VARDAR
Jolly Tur Yönetim Kurulu Bașkanı Mete Vardar’ın zarif eși Neylan Vardar, güzelliğin saçtan bașladığını belirterek Aslı Șen’in doğadan ilham alarak yarattığı Ashley Joy saç bakım ürünlerini çok beğendiğini dile getirdi. SEMA ARABACIOĞLU, EDA ATAK
İPEK VAROL
davet
ÖZLEM MUTLU ÇETİN
İSMET ALPAGUT
DEMET SABANCI ÇETİNDOĞAN, NURTEN SANCAK
Çok sayıda davetlinin katıldığı gecede konuklar adeta șıklık yarıșı içerisindeydi. ESRA KIZILTAȘ
İPEK KÖSE
MİNE KALPAKÇIOĞLU
YEȘİM BİLİCİ
REVNA DEMİRÖREN
GÜLGÜN TÜZÜN
Birbirinden șık hanımların bir araya geldiği davette konuklar yeni ürünü yakından inceleme imkanı buldu. İNCİ KOPARAN, BURCU KARA
SEMA BASA
davet
ESRA DALGIÇ
CEYLAN ÇAPA
ETEL BALER
BURCU KARABACAK
Dantelli ișlemesi ile oldukça șık gözüken Burcu Karabacak turkuaz çantası ile de tüm dikkatleri üzerine topladı. BELKIS SAYIN, SEDA KAȘIBEYAZ
ZEYNEP ILICALI
ZAFER KOZANOĞLU
MELİSA KANATLI
PELİN GÜLȘEN
YELDA GÜRAL
Birbirinden șık hanımların biraraya geldiği davette bol bol fotoğraf çekilip sosyal medyada paylașıldı. SUZAN ȘEN
BURCU ZİYAL
ELİF GÖNLÜM
davet
GÜLESİN ALP SÖNMEZ
BERNA ÇELEBİ
NİLGÜN KEÇİLİ
ZEYNEP TOKER
Ișıl Reçber davete katıldığı rengarenk kombiniyle oldukça șık görünüyordu.
IȘIL REÇBER, CANSEN YENİ KUT
MERAL YAZICI
PERVİN ERSOY
MUTLUKENT MAHALLESİ 1921. CADDE NO:1 ÜMİTKÖY / ANKARA +90 312 240 09 55 BACKSTAGEKUAFOR
-
KİBEM Mutfak’ın wwww ww.k .kibe ibem m.co .com m.tr ww .tr Doğuşu ---------------
----------------
fa-k
---
--- --- borçlusunuz; ---Bunu kendinize Bunu kendinize borçlusunuz; mu? diye düşündüm. yemekler gelmeye başladığında emek konusunda her zamansizin seçicide hakkınız. Artık iyi hissetmek tatgönderiyoruz. vermeyenAma diyet menünüzü siz neredeyseniz oraya iyiEv hissetmek sizin de hakkınız. Artık tat vermeyen diyet işi ne kadar kolaylaştırdığını fark ettim. Çünkü her öğlen olmuşumdur. yemekleri her zaman yemekleri zorunda değilsiniz. Şimdi başlayacağınız diyet tarafından tamamen size özel olarak hazırlanan günlük yemek yemeğinden önce asistanımın vazgeçilmezimdi. Çocukluğumda doğal yemekleri zorunda değilsiniz. Şimdi başlayacağınız diyet “bugün ne pişirelim” sorusu benim için çok yorucuydu. Her ne kadar menü hazırlasam da besinler ile tanışmam benim programı ile yaztadımın aylarına formda girebilirsiniz. Hatice Karslıoğlu düşünmenize gerekdamak kalmadı. Ünlü diyetisyen programı ile yaz aylarına formda girebilirsiniz. yine de sorma ihtiyacı hissederlerdi. Elinize hazır gelen yemek farklılaşmasına neden oldu. Ankara’ya Bugün ne yiyeceğim, yiyeceğim, ara en öğünlerimi nereden bulacağım diye ne ara öğünlerimi bulacağım varnereden ve siz o gün ne yemeniz diye gerektiğini düşünmüyorsunuz! okumakBugün için geldiğimde karşılaştığım Bunu sizin adınıza başkaları düşünüyor! Danışanlarımı diyet büyük sorun ev dışında beslenmek oldu. düşünmenize gerek kalmadı. Ünlü diyetisyen Hatice Karslıoğlu programı yaz aylarına formda girebilirsiniz. düşünmenize gerekile kalmadı. Ünlü diyetisyen Hatice Karslıoğlu yemek almaya yönlendirdiğimde Eğitimime devam etmek tiçin bir süre yaşadığım İngiltere’de arafından tamamen size özel olarak olarak hazırlanan günlükdiyet yemek kilo vermelerinde hızlanma yemekleri zorundasize değilsiniz. Şimdi başlayacağınız tarafından özel hazırlanan günlük oldu. Çok mutluyduk, ne yemek var ki yemeklerin lezzetsiz olması de aynı sorunla karşılaştım. Bu yüzdentamamen her neredeysem menünüzü siz neredeyseniz oraya gönderiyoruz. iyi için hissetmek sizin de hakkınız. Artık tatgönderiyoruz. vermeyen diyet MUTFAK bu ana fikirle memleketten her zaman benim hazırlanan yiyecek kolileri menünüzü siz neredeyseniz oraya işleri bozuyordu. İşte KİBEM gönderilirdi. Bir de üstüne ‘’Reaktifhipoglisemi ve Hipotroid Bunu kendinize -----borçlusunuz; ----doğmaya ------------ başladı. Bir gün danışanım neden bu işi yapmadığımı Hastalığı’’na yakalanınca durumum daha da zorlaşmıştı. ------ ---sordu. -- Ben de çok zor olduğunu söyledim. Kendisi bana bu Çünkü her besini yiyemiyordum ve besinlerim daha da ---------------------------
----- ---------------------
wwww.kibem.com.tr
özelleşmeye başladı. Maalesef beyaz un tamamen yasaktı ki, en sevdiğim beslenme tarzı ekmek ve memleketimin hamur işleriydi. Artık ailem bana sadece tam buğday unundan hamur işleri yapıp, göndermeye başlamıştı. ANNEM (canım benim hiç dayanamaz bana) olayı abartıp mantı, erişte, kurabiye, karnıyarık, sarma yapıp gönderiyordu. Çoğu zaman ya evde dondurucudan çıkartıp yapıyordum ya da ofiste yemek yaptırıyordum. Gelen danışanlarıma da ikram ediyor ve evlerinde de yapmalarını öneriyordum. Tabii ki çalışan birisi için ya da hamur işi yapma alışkanlığı olmayan kişi için zordu. Herkes, “Bize de yaptırır mısınız?” ya da “Siz neden yapmıyorsunuz?” diye soruyordu. Ben mutfak işini hiç sevmem! Ama iyi bir gurmeyimdir. Yemek yapmasını da çok bilmem. Hatta danışanlarım tarif istediklerinde annemi arar sorarım. Bu yüzden bu öneri bana çok sıcak gelmemişti, hatta “dışarıda evlere diyet yemekleri yapan kişiler var onlarla çalışıyorum sizleri onlara yönlendireyim” derdim. Bir süre diyet yemeklerinden ben de aldım denemek için; acaba insanlar neden buna ihtiyaç duyuyor, evde hazırlamak bu kadar zor
işi çok iyi yapabileceğimi ve onların buna ihtiyacı olduğunu
NEDEN GELENEKSEL LEZZETLER ile diyet yemekleri yapılmıyor sorusu beni
söylediğinde kararımı vermiştim.
fak t u m
her zaman düşündürmüştür. Her otelde diyet bölümü ya da lokantada diyet menüsü vardır. Bunlar genellikle; haşlama karnabahar, brokoli, yağsız tavuk göğsü ve benzeri yiyeceklerdir. Oysaki, diyet yemekler lezzetsiz olmamalıdır. Diyet yaparken sarma da yenilebilmeli, mantı da, karnıyarık da hatta lahmacun ve pizza da!
-----------------------------------
Ve biz KİBEM MUTFAK olarak bunu başardık. Hem zayıflarken diyet yaptığınızı hissetmiyorsunuz hem de geleneksel lezzetlerinizden vazgeçmeden hafifliyorsunuz. Şu anda ürün yelpazesini, o kadar geliştirdik ki; besin kalitesinden, besin hijyeninden ödün vermeden lezzetli kibem kurabiyeleri, kibem çörekleri, kibem pideleri, kibem poğaçaları, kibem pizzaları çıkartıyoruz. Evet ne demiştik?
gelenekte”...
Kișisel Beslenme Eğitim Merkezi
Tel: 0549 499 0 939 Merkez: Prof. Dr. Ahmet Taner Kıșlalı Mahallesi İlko Sitesi 2799 Sok. No.19 ÇAYYOLU / ANKARA 2. Șube: Armada İș Merkezi 12.Kat No.1237 SÖĞÜTÖZÜ / ANKARA www.kibem.com.tr
“Lezzet
--------------------------------------------------------------------
---------
mut
---------------
- ------------------------------------------------
advertorial
---- -
m
---
--
k a f ut
---
Y
---------
- - - -- - - - ---
- --
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
-
----
---
---
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
-------------------------------------------------------------------------------------------------------- - ---
--------------------------------------------------
---------------
Bunu kendinize borçlusunuz; iyi hissetmek sizin de hakkınız. Artık tat vermeyen diyet yemekleri zorunda değilsiniz. Şimdi başlayacağınız diyet programı ile yaz aylarına formda girebilirsiniz. Bugün ne yiyeceğim, ara öğünlerimi nereden bulacağım diye düşünmenize gerek kalmadı. Ünlü diyetisyen Hatice Karslıoğlu tarafından tamamen size özel olarak hazırlanan günlük yemek menünüzü siz neredeyseniz oraya gönderiyoruz. --------- - ------
------------
k
fa t u m
---
-
---
----
--------------
--------------------------------------------------------------------
wwww.kibem.com.tr
-------------------------------------------------------------------
- ------------------------------------------------
--------------------------------------------------
röportaj
Romantik Tasarımcı Babası Derviș Bağzıbağlı’nın yolundan meslek hayatına devam eden modacı Rașit Bağzıbağlı Mercedes Benz Fashion Week 2016’da podyumlarda romantik rüzgarlar estirdi… Defile sonunda Demet Kutluay ile podyuma çıkarak son dönem yașanan üzücü terör olaylarıyla ilgili mesaj veren bașarılı tasarımcı ile İstanbul’daki moda haftasını değerlendirdik…
M
BFWI 2016’daki koleksiyonunuzdan bahsedebilir misiniz? Hangi renkler, nasıl bir tarz hakimdi? Hazırlarken nelerden ilham aldınız?
Koleksiyonun çıkış noktası romantizmdi, zaten “Son Romantik” olarak isim verdim. Hayalimde olan, görmek istediğim kadını ifade etmek istedim. Daha giyilebilen dekolteler, soft renkler, romantik detaylar tercih ettim. Mesela romantik olması için dantel kullandım kumaşlarda, uçuşan kumaşlar kullandım. Kırmızıya yer vermedim, sarılar kullandım, sarı en sevdiğim renktir ve çok romantik olduğunu düşünürüm. Pudra tonları, beyaz ve tabii ki olmazsa olmaz renk olan siyahı kullandım. Siyahın zaten bence yazı kışı yok, her zaman kullanılabilir.
MBFWI 2016’yı genel olarak nasıl buldunuz?
Bence genel olarak çok buruk geçti. Ben ilk defa bir defilemde podyuma slogan içeren bir t-shirt ile çıktım, defile sonunda Demet Kutluay ile birlikte. Moda bir eğlence olmadığı için moda haftasının iptal olmamasına en çok bu yüzden sevindim. Biz burada eğlence düzenlemiyoruz çünkü, bu bizim işimizin bir parçası. Nasıl insanlar bankaya, iş yerine gidiyorsa işini yapmaya bizimki de bir iş, sonuçta orada kimseye çalgılı zurnalı eğlence yapmıyoruz biz de. İşimiz gereği mutlaka olması gereken müziği de zaten çok hafif bir şekilde seçtik. Aynı zamanda modaya da her zaman bu tip olaylar, savaşlar yön vermiştir. Şimdi yaşadıklarımızın tabii ki yaşanmasını istemiyorum ama bu yaşananların etkisinin modaya yansımasını 5 sene sonra hissedeceğiz. O yüzden bu tip organizasyonlarda moda ile mesajın birleşmesini çok doğru buluyorum. O yüzden ben de o şekilde bir t-shirt giydim. Toparlarsam, genel olarak buruktu ama az once de belirttiğim gibi iptal olmamasına çok sevindim, çünkü halkın bunun bir eğlence olmadığı hakkında bilinçlenmesi lazım.
Moda haftasının ekonomi ve tasarımcılar açısından ne gibi faydaları olduğuna inanıyorsunuz? Türkiye’deki moda haftasının dünyaya açılan kısmı ne yazık ki şu an çok kısıtlı. Ekonomik açıdan döngüsü yalnızca Türkiye ile sınırlı bence. Dolayısıyla Türkiye ekonomisiyle aynı oranda ilerliyor. Hatta bu sene çok tasarımcının defile yapmamasının ve yapamamasının sebebi ekonominin iyi olmaması, çünkü çoğu insan bu masrafları ne yazık ki karşılayamadı. Ki ben defile yapabildim diye bu benim açımdan iyi bir şey oldu diye de bir şey yok. Çünkü katılımcı ne kadar fazla olursa dünyadan da rağbet o kadar fazla oluyor. On kişi
ile gerçekleştirilen bir moda haftasının dünyadan çok fazla rağbet görmemesi normal. En azından kulis kısmında ben bu sene birkaç farklı insanla karşılaştım, özellikle yabancı satın almacılar büyük ilgi gösterdi. Fakat bunu bir kez değil sürekli yapmak gerekiyor ve bir proje olarak düşünürsek en önemlisi buna inanmak gerekiyor. Umarım ileride daha iyi noktalara gelecek.
Günlük tarzınız ve davetlere katılırken tercih ettiğiniz tarzınızdan bahseder misiniz? Ankara ve İstanbul’un giyim tarzını nasıl karşılaştırabilirsiniz?
Ben kişisel tarzımı şöyle tanımlıyorum; ben takım elbise insanıyım. Kendime çok yakıştırıyorum ve iyi taşıdığımı düşünüyorum. Tüm takım elbiselerimi babam Derviş Bağzıbağlı yapıyor, gömleklerim, her şeyim kendi atölyelerimizde dikiliyor. Bir marka elçisi olarak da çeşitli organizasyonlara bunları giyiyorum. Günlük yaşantımda ve iş yaşantımda da tabii ki kullanıyorum. Sadece bu defilede t-shirt giyceğim için jean tercih ettim. Yoksa şimdiye kadar hiçbir defilemin sonunda jean giymedim. Ankara’nın giyim tarzını nasıl bulduğuma gelirsek; sadece babam olduğu için söylemiyorum, bence Derviş Bağzıbağlı’nın erkek giyim tarzına çok büyük katkısı oldu, Ankara’daki iş adamları ile ilgili konuşacak olursak… Birçok erkek babamla çalışmaya başladıktan sonra renk giymeye başladı. Birçoğu da kilo vermiştir, çünkü takım elbiselerini hep daha fit, ceketi üste oturan tarzda yapıyor. O yüzden Ankara bazlı konuşuyorsak eğer, babamın erkek modasına çok katkısı olduğunu düşünüyorum. Genel anlamda çok da şık buluyorum erkekleri.
Çok fit görünüyorsunuz, çok kilo vermişsiniz… Son olarak bunu nasıl gerçekleştirdiğinizden bahsedelim…
Teşekkür ediyorum. Tamamen spor yaparak ve sağlıklı beslenerek toplam 12 kilo verdim. Mesela ben normalde çikolata delisiyimdir, bayılırm çikolataya ama bir tane çikolata bile yemiyorum. Ekmek, un bağımlılığım hiçbir zaman olmamıştı zaten ama şimdi şekeri de tamamen hayatımdan çıkardım. Ara öğün kesinlikle yemiyorum, onun yerine bütün öğünlerimi çok ciddi yemek yiyerek geçiriyorum. Geç saatlerde yemek yeme gibi bir sıkıntım yok, çünkü zaten spor yapıyorum ve spor yaptıktan sonra uyuduğunuzda bile o yağ yakımı devam ediyor. Yani spor artık hayatımın bir parçası oldu. Kendime de çok yakıştırıyorum, zaten bir tasarımcı olarak da yalnızca yaptığım kıyafetlerle değil, fiziğimle de örnek olmalıyım.
davet
İki Kardeşin Mutlu Günü Kartallar Grup Yönetim Kurulu Başkanı Koray Kartal ve eşi Tuğba Kartal çocukları Yiğit ve Hasan Kartal‘ın sünnet düğünlerini JW Marriot Otel’in büyük salonunda şık bir davetle kutladı. Davetin ev sahipliğini geçekleştiren Koray Kartal ve babası Hasan Kartal konukları kapıda karşılayarak tam bir misafirperverlik sergiledi. Hiçbir detayın atlanmadığı gecede davete katılan konuklar şıklıklarıyla göz kamaştırdı. Sünnetleri gerçekleştirilen çocuklar Yiğit ve Hasan Kartal, Osmanlı geleneklerini aratmayacak şovlarla salona getirildi. Basketbol topu şeklindeki pastasını babası ve annesiyle birlikte kesen miniklerin mutlulukları gözlerinden okunuyordu. Gecede ilk olarak Ankaralılar tarafından çok sevilen Bülent Serttaş daha sonra da Serdar Ortaç sahne aldı.
TUĞBA, YİĞİT, HASAN, KORAY KARTAL
davet
AYSU - BORA - AYLA ÇINAR
ÇİĞDEM - ȘAHİN KARTAL
Kartallar Grup Yönetim Kurulu Bașkanı Koray Kartal’ın kardeși Șahin Kartal, davete zarif eși Çiğdem Kartal ile birlikte katıldı. OZAN - ȘEHNAZ MADEN
)
Simdi . Tam Otomatik . Secenegi Ile .
mag_dergi_24,5x31cm.indd 1
05.11.2015 22:21
davet
SERRA - EFE TARAKÇI
SEDA ÖZBULUT
BUKET KARAKULLUKÇU
BESA Kule Yönetim Kurulu üyesi Efe Bezci düğüne zarif eși Özge hanımla birlikte katıldı. EFE - ÖZGE BEZCİ
BİLGE ÜNSAL
HAKAN - MİNE ALP
BURAK - SİNEM MERMER
Davete katılım gösteren konuklar șıklıklarıyla göz kamaștırdı. HÜLYA - MURAT, SEREN AKMAN
davet
102
AYSEL AKÇAY
ONUR ONGUN
EMEL TANRIKULU
EMEL ÖZELLER
DENİZ - ÖZGÜR FIRTINA
DUYGU - DOĞUKAN AKAR
davet
ELÇİM ÇOL
ERCAN KAHRAMAN
GÖKAN - NESLİHAN GÖRKEM
EBRU - EVREN KÜÇÜKBAȘKAN
AYȘE TEKİN
CEVDET AĞAÇLI
HASAN - İNCİ - TUĞBA - KORAY - HASAN - ȘAHİN - ÇİĞDEM KARTAL
GÜLTEN - FATİH KARACA
ERHAN - BORA - ȘEBNEM BİLGİN
davet
OĞUZ AYRANCIOĞLU
MELİKE - ANIL YÜKSEL
ZEYNEP TOPAL
Uzun mavi ișlemeli elbisesiyle davete katılan Zeynep Topal șıklığıyla göz doldurdu. NACİ - FİLİZ DAĞ YILMAZ
KÜBRA ALTINSOY
davet
ÖZGÜR İNCESU
DEMET - TÜRKER NASLI
NALAN HAZNEDAR
Bașarılı modacı Nalan Haznedar uzun siyah elbisesiyle oldukça șık görünüyordu. NİHAN TANGİL
MURAT ÖZCAN
ÇINAR ALTUN
YÜKSEL - EMİNE TAVȘAN
İPEK SAYAN
TUĞBA YILMAZ
Güleç Demir Çelik Fabrikasının sahibi Murat Güleç Koray beyi bu mutlu gününde yalnız bırakmadı. EVRİM - ÜNAL PALA
MURAT GÜLEÇ
davet
TÜLAY AÇKALMAZ
KEMAL - MEHTAP SAVAȘ
Köroğlu İșkembeleri’nin sahibi Orbay - Nazlı Demir çifti minik oğulları Demirhan ile objektiflerimize ilkkez poz verdi. NAZLI - DEMİRHAN - ORBAY DEMİR
YİĞİT BOYSANOĞLU
davet
NAGEHAN - SEFA ÇOL
BİLGE - SELÇUK PEHLİVANOĞLU
NEȘE AYKUT
Uzun kırmızı elbisesiyle oldukça dikkat çeken Neșe Aykut davetin en șık isimleri arasındaydı. ÖZGÜR - GÖZDE PEKER
ÖZGÜN - METİN ÖZMEN
davet
Basketbol konseptli sünnet pastası oldukça dikkat çekti. Gece Serdar Ortaç’ın hareketli parçaları ile devam ederken konuklar doyasıya eğlendi.
Uzman Diyetisyen İdil İmamoğlu
Sağlıklı kilo kaybı, kadınlarda ayda ortalama 2-4 kilo iken erkeklerde 2-6 kilo aralığındadır. Ortalama 4 kiloluk kayıp bir beden demektir. Nisanda başlayacağınız bir zayıflama süreci sizi yaz tatilinize kadar 2 beden inceltebilir. Sağlam adımlarla, panik olmadan, aç kalmadan ve sağlıklı zayıflamayı hedefleyin. Ne kadar hızlı kilo vermeye çalışırsanız, vücudunuz da o kadar korumaya çalışacaktır. Bu nedenle aç kalarak kilo vermeye çalışmayın. 1 haftada 5 kilo, 3 günde 3 kilo verdirmeyi vaat eden programlara aldanmayın. İçinde ne olduğunu bilmediğiniz “Nasıl olsa bitkisel, bana bir şey” olmaz diye düşünmeyin. Ürünleri kesinlikle kullanmayın. Bu şekilde düşünen nice insan sağlığından ve hatta maalesef hayatından oldu... İşe, akşam yemeklerinizi erken yiyerek başlayabilirsiniz. Gece açlığı, vücuttan yağ kaybı sağlamak için çok uygundur. Akşam hafif yemek için akşam yemeğinizi de geçiştirmeyin. Akşam yemeğinde daha hafif yiyeceklerle ve mutlaka “doyarak” sofradan kalkmaya özen gösterin. Yoğurtlu sebze yemekleri ile biraz çorba veya beyaz et ile salata gibi bir öğün tercih edebilirsiniz. Akşam yemeklerinde çok fazla pilav / makarna gibi yiyecekler tüketmemeye çalışın. Ara öğün tüketiminde ciddi bir sorun yaşıyoruz. Ya hiç ara öğün tüketmiyoruz ya da abartıp neredeyse saat başı bir şeyler atıştırıyoruz. Sürekli ufak ufak bir şeyler atıştırma alışkanlığı yağlanmanıza daha kuvvetli bir zemin oluşturacaktır. Zamanlamayı, pratik olarak açlık sürenize göre de ayarlayabilirsiniz. İki ana öğün arasındaki açlık süresi 4 saat veya üzerinde olacaksa, arada 1 ara öğün tüketin. Tükettikleriniz ise mutlaka doğal ve besleyici besinler olsun. Şekerli gıdalar ya da abur cuburlar olmasın… :)
Kilo vermek için diyet yapmak ve fiziksel aktivite yapmak önemli ama birçok kişinin göz ardı ettiği bir diğer konu da uyku düzenidir. Uyku düzeni olmayan bireylerin beslenmeleri daha şeker ve karbonhidrat eğilimli olabiliyor. Bu nedenle, günde ortalama 6-8 saatlik düzenli uykularınızın olmasına özen gösterin. D vitamini yetersizliği de kilo kaybı hızını düşürür. Güneşi bulduğunuzda değerlendirin. Güneşe çıkamıyorsanız, zayıflama süreci öncesinde D vitamini seviyenize baktırıp, yetersizliğiniz varsa tedavi olmanızda fayda vardır. Birçok kişinin diyeti hafta içi iyi giderken, hafta sonu altüst olabiliyor. Zaten bir haftada 7 gün var ve bunun 2 gününde, dikkat ettiğiniz 5 gün için kendinizi ödüllendirme (!) yoluna giderseniz uyumunuzu da yaklaşık %30 oranında düşürürsünüz. Hafta sonu bile olsa sağlıklı beslenmenizden ve öğün düzeninizden vazgeçmemeye özen gösterin. Aldığınız sıvılara mutlaka dikkat edin. Asitli içeceklerin veya soğuk çayların “light” olması, zararlı olmadıkları anlamına gelmiyor. Hatta bu tarz içecekleri tükettikçe canınız daha çok tatlı çekebilir.Yemeklerinizi az tuzlu tüketmeye özen gösterin. Tamamen tuzsuz bir tüketime tabii ki gerek yok ancak tuz tüketiminiz arttıkça vücudunuzun su tutma oranı da artar. Zayıflama sürecinde düzenli tuvalet alışkanlığını sürdürmek için su tüketiminin yanında probiyotik ve prebiyotiklerle bağırsaklarınıza destek olmanızda fayda var. Beslenmenizde yoğurt, tarhana ve kefir gibi probiyotiklerle birlikte, sebzeler, meyveler ve kuru baklagiller gibi prebiyotiklere mutlaka yer verin. Hedeflediğiniz ağırlığa ulaşmak için panik yapmayın. Bahsettiğim hususlara dikkat ederek, doğal gıdalarla doymaya özen göstererek ve sağlıklı beslenerek yaza dilediğiniz bedende hazırlanabilmenizi dilerim.
Çukurambar Mah. Muhsin Yazıcıoğlu Caddesi Sarıkonak Apt. No: 8/31 Çankaya / ANKARA Tel: +90 (312) 287 43 45 info@idilimamoglu.com - www.idilimamoglu.com /ankaradiyetisyen
@diyetisyenidilimamoglu
advertorial
Bahar geldi ve daha hafif kıyafetler dolaplarımızda yerini almaya başladı bile. Siz de yaz tatilinde istediğiniz bedene ulaşmak için işi son haftalara bırakmayın. Son ana bırakılan zayıflama ancak su kaybıdır ve genellikle verilen kilolar çok hızlı geri alınır.
Huzur, Barıs, ve Mutlulugun Sembolü 1-İCK Yapı ne zaman, hangi hedeflerle inşaat sektörüne girdi?
2- Ametist Residences projesi hakkında bilgi alabilir miyiz?
Ametist, değerli taşlar arasında projemizi en iyi anlatan taş ve aynı zamanda huzur ile iyiliğin sembolü. Biz de projemizi, ‘şehirle iç içe ancak şehrin karmaşasından uzak bir yaşam’ kavramına göre tasarladık. Beytepe’de inşa edilen Ametist Residences’ta 31 katlı dört blok olmak üzere 411 daire bulunuyor. Bunların 392’si 220 ve 200 metrekare net 4+1, 19 tanesi de 448 ve 410 metrekare ve bahçe dubleks dairelerden oluşuyor. 40 bin metrekare yeşil alan, tenis kortları, basketbol ve futbol sahası, bisiklet yolu, toplantı, sergi salonu, spa, sauna, seramik atölyesi ise Ametist Residences’ta yaşayanların hizmetinde olacak alanlar arasında… İCK Yapı olarak Ametist Residences’ta yaşayacak olan sakinlerin tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir yapılanma oluşturduk. Bu anlamda Ametist Residances, sadece Ankara’da değil, tüm Türkiye’de mimarisi ve içerisinde bulundurduğu sosyal yaşam alanları ile örnek alınacak bir proje…
3- Sosyal imkanlar ve ticari alanlar nasıl olacak?
Ametist Residences projesi içerisinde yer alan Ticari Bloklar yatırım yapmak isteyenler için eşsiz fırsatlar sunuyor. Her biri beşer katlı 1000 m2 ile 1685 m2 arası değişen toplam 25 mağazanın bulunduğu Ametist Residences Ticari Bloklarının mevcut konumu ve sahip olduğu Çayyolu-Beytepe manzarasıyla mağazalarının görsel zenginliğinin keyfini ve ayrıcalığını yaşayacaksınız. Ametist Club ile “Residence” konforunu sürekli yaşamanız için; cardio, fitness alanı, sauna, buhar odaları, masaj salonları geniş kapalı yüzme havuzu ayrıca 24 saat teknik servis, housekeeping Back-Up hizmetlerinin yanı sıra 24 saat resepsiyon, shuttle hizmeti, tiyatro, sinema ve konser bilet rezervasyon hizmetleri, çiçek ve hediye servisi hizmetleri ve Ametist Café ile sizin konforunuz için büyük bir ekip çalışıyor.
CEMAL KURU
4- Projenin konumundan ve ulaşım olanaklarından bahsedelim biraz da…
Ametist Residences çok yönlü konumu ile şehrin merkezinde “şehirden uzak” huzurlu ve konforlu bir yaşam vaat ediyor. İncek, Hacettepe, Ümitköy, Çayyolu aksının birleştiği noktada konumlanan Ametist Residences, bloklar arası mesafenin 60 ile 150 m arasında olmasıyla da önü açık, ferah ve manzaralı bir yaşam olanağı sunuyor.Civardaki tek yüksek katlı konut projesi olan Ametist Residences, Kızılay’a 15 km, Oran Şehrine 16 km, Park Caddesi’ne 3 km, Angora Evlerine 500 m, Hacettepe Üniversitesi’ne 2 km, Bilkent Üniversitesi’ne 4 km, TED Ankara Koleji’ne 7 km, Atatürk Hastanesi’ne 7 km, Gordion AVM’ye 4 km, mesafede yer almasıyla Ankara’daki çok yönlü ender projelerden biri olma özelliğine sahip.
5- Önümüzdeki dönemlerde sektör ve firmanız adına beklentileriniz, ön görüleriniz, hedefleriniz nelerdir?
2018 yılı sonuna kadar Ankara’da 7.500 konut yapmayı planlıyoruz. İstanbul’da Residence ve Avm projelerimiz var. Otellerimizin sayısını arttırıp farklı bölgelerde butik otel zinciri yapacağız. Havacılık, enerji, maden, bilişim ve medya sektörlerinde İCK Yapı olarak hizmet vereceğiz.
6-Markanızla ilgili bir başarı ödülü veya öyküsü varsa belirtiniz.
“ Özel bir şirket tarafından düzenlenen bağımsız ankette Ametist Residences olarak, Ankara’nın EN İYİ KONUT PROJESİ seçildik. Gece gündüz çalışıp, her ayrıntıyı tekrar tekrar gözden geçirerek , alanında en iyi olan mimar ve iç mimarların özenli çalışmaları sonucu tasarlanan projemizin aldığı başarı yorgunluğumuzu sevinç ve onura dönüştürdü. Projenin başarılı olmasında en önemli faktör; Ametist’in tasarımında Ankaralıların alışık olmadığı özellikleri barındırmamızdı.
Ametist Residences’ta ev sahipliği yapan Ankara’da Ametist’in reklam faaliyetlerini yürüten CaddeMarka’nın Genel Müdürü Emir Furkan TEKCAN, lüks ve konforun en güzel birleşimini yaşadığı bu projede, müşterilerin aradığı mutluluğu burada bulacaklarını belirtti. İhtiyacınız olan her şeyi sizlere sunan ‘Ametist Residences’ özlenilen ‘kaliteli bir site hayatı’nı en iyi şekilde yaşayabilmeniz için tasarlandığını önemle vurguladı.
advertorial
Temelleri 1978 yılında İsmail Cemal Kuru tarafından Ankara’da atılmıştır. Yarım asra yaklaşan yolculuğunda “İnsan İçin Tasarım” ilkesini birincil felsefe olarak benimsemiş olan İCK Yapı, Türkiye’nin inşaat sektöründeki en saygın kuruluşlarından biridir. İnşaat sektörünün yanı sıra turizm sektöründe de yatırımlar yaparak gelişimini sürdüren ve bölgesel lider olma vizyonuyla hareket eden İCK Yapı, kuruluşundan bugüne Türkiye genelinde çok sayıda projeye imza atmıştır. İCK Yapı’nın, bulunduğu alanı çevreye duyarlı ve etkin kullanarak, insanların sağlık ve konforunu koruyan “Doğru Yaşam Alanları” üretmeyi hedefleyen projelerinde ana strateji, “Yaşam Kalitesi”ni arttırmaktır.
röportaj
Güzel ve Hırslı Oyuncu
Çağla Demir Ekranların beğeniyle takip edilen dizisi Kara Sevda’nın güçlü karakteri Banu’yu canlandıran güzel oyuncu Çağla Demir ile oyunculuk ve hayalleri üzerine renkli bir moda çekimi gerçekleștirdik... 118
K
ara Sevda’nın Banu karakteri Çağla Demir, aslında kimdir?
1992 Samsun doğumluyum. 4 çocuklu bir ailenin en küçük kızıyım. Annem ve ablalarım var. Babamızı maalesef erken yaşta kaybettik. Öğrenim hayatımı Samsun’da tamamladıktan sonra hayallerim için Ankara’ya gitmemle başladı her şey.
Oyunculuğa nasıl adım attınız? Kim keşfetti sizi?
Küçük yaşlardan beri televizyona hep bir ilgim vardı. Bambaşka karakterler canlandırmak, bambaşka hayatlarda yer almak her daim bana çok eğlenceli gelirdi. İçine girdikçe de diyorum ki iyi ki oyunculuğu seçmişim… Çünkü bir sürü duyguyu bir arada barındırıyoruz ve oynarken hiçbirini bastırmak zorunda kalmamak daha özgür hissettiriyor. Ankara’da Başkent İletişim’de oyunculuk eğitimi aldım. Bu eğitimim tamamlandıktan sonra da menajerim Tümay Özokur ile tanıştım ve bu yolda beraber çalışmaya başladık.
“Kara Sevda” ekibine nasıl dahil oldunuz? Proje başlarken bu kadar popüler olacağını düşünüyor muydunuz?
Banu karakteri için bir audition verdim ve Ay Yapım’dan olumlu dönüş aldım. Böylelikle Kara Sevda ailesine katılmış oldum. Ay Yapım’ın her projesi çok popüler ve başarılı olduğu için tabii ki Kara Sevda dizisiyle daha çok tanınacağımı biliyordum.
“Ya yapamazsam?” diye korktunuz mu hiç?
Korktuğum zamanlar çok oldu ama bir şeyi kafaya takıp inat ederseniz bence yapılamayacak hiçbir şey yok, benim inancım hep bu yönde oldu. Her zaman daha iyisi nasıl olur, diye oyuncu koçumla çalıştım. Eğitimlerim şu anda da devam ediyor, henüz yolun çok başındayım. Hayalim son nefesime kadar oynayabilmek…
“En çok çalışmak istediğim isimler; Çağan Irmak, Tolga Çevik ve Cem Yılmaz.” Banu karakteri ile benzeyen özellikleriniz var mı?
Hiç benzemiyoruz diyemeyeceğim, bazı tepkilerimiz benziyor ama genel olarak karakterlerimiz farklı. Mesela, Banu yalnız ve bir o kadar da güçlü bir kadın ve daha çok mantığıyla hareket eden bir kadın. Ben ise; günlük yaşamımda daha çocuksu ve kalbiyle hareket eden biriyim.
İzleyiciler dışarıda sizi gördüklerinde tepkiler nasıl oluyor?
“Ekranda daha büyük ama gerçekte daha küçük duruyorsunuz” diye şaşkınlıklarını dile getiriyorlar.
Birlikte çalışmanın hayalini kurduğunuz biri var mı? Birden çok kişi var aslında... Bu isimler arasında en çok çalışmak istediklerim de; Çağan Irmak, Tolga Çevik ve Cem Yılmaz.
119
röportaj
120
“Günlük yaşamımda daha çocuksu ve kalbiyle hareket eden biriyim.”
İleride kendinizi nerede görmek istiyorsunuz?
Ben bir oyuncunun iyi bir ekiple çalışması gerektiğini düşünüyorum. Menajerim ve ekibiyle birlikte kariyer toplantısı yapıyoruz. Bu plan çerçevesinde emin adımlarla ilerleyerek kalıcı olmak istiyorum. Aldığım eğitimler hariç usta çırak ilişkisine de çok önem veriyorum. Her set ayrı bir konservatuar… Şöhreti her şekilde yakalayabilirsin, önemli olan kalıcı ve marka olabilmek.
Set dışında kalan vakitlerinizde neler yapıyorsunuz?
Genelde uzun bir aram varsa gezmeyi tercih ediyorum, yurt dışı yurt içi fark etmez, yeni yerler keşfederken çok eğleniyorum. Onun dışında spor ve alışveriş yapmaktan keyif alıyorum. Ailem ve arkadaşlarımla saatlerce sohbet etmeyi ve kitap okumayı da çok seviyorum.
Moda sizin için ne ifade ediyor?
Moda benim için; insanın kendini kıyafetini, aksesuarları ve tarzıyla yaşadığı zamana göre ifade edebilmesidir. Modayı takip ederim ama sırf moda diye kendime yakışmayan bir şeyi asla tercih etmem.
Tarzınızı nasıl tanımlarsınız?
Sade, şık ve spor bir tarzım var. Siyah ve beyaz ise vazgeçilmez renklerimdir.
Gelen şöhretten sonra aşk hayatınızda neler değişti? Benim için her zaman iş başka aşk başkadır.
Fotoğraflar: Coşkun Turgut Makyaj: Memet Can Ağım Saç: Nişantaşımini Hakan Yılmaz Styling: Nalan Haznedar
121
davet
FATOȘ ALTINBAȘ SARIGÜL, AYȘEGÜL ALTINBAȘ, GEORG BIRGELEN, ALİ ALTINBAȘ, SIBYLLE BIRGELEN, MARKUS SLEVOGT
Aile Şirketlerine Destek Ekonominin bel kemiğini oluşturan aile şirketlerinin profesyonel ve kuşaklar boyu sürdürülebilir yönetimini amaçlayan Aile Şirketleri Yönetimi ve Danışmanlığı Araştırma Merkezi-AYDAM, European School of Management and TechnologyESMT iş birliği ile İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi bünyesinde kuruldu. Türkiye’de bir ilke imza atan İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi, European School of Management and Technology-ESMT iş birliği ile Aile Şirketleri Yönetimi ve Danışmanlığı Araştırma Merkezi-AYDAM’ı hayata geçirdi. Merkezin açılış töreni, geçtiğimiz hafta Almanya Federal Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Dr. Georg Birgelen’in himayesinde, konsolosluk binasında, İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Ali Altınbaş, Altınbaş Holding Başkan Vekili Nusret Altınbaş, AYDAM Merkez Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Yrd. Doç. Dr. Fatoş Altınbaş Sarıgül, AYDAM Merkez Müdür Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi Ass. iur. Ayşegül Altınbaş, LL.M. ve İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Çağrı Erhan’ın katılımı ile gerçekleşti. Açılışta söz alan Ali Altınbaş, AYDAM’ın kuruluşu ile ailelerin kurucu ve sonraki kuşaklarına eğitim vererek hizmet etmeyi hedeflediklerini belirtirken merkezin Türkiye’de bu anlamda danışmanlık verecek ilk eğitim kurumu olduğunun altını çizdi.
MUHLET - ALİ ALTINBAȘ
davet
DURSUN ÖZBEK, SOFU ALTINBAȘ, EMİR SARIGÜL
FATOȘ ALTINBAȘ SARIGÜL
BERRİN ZORLU
Cemiyet hayatının önde gelen isimlerinden Fatoș Sarıgül șık kolyesi ile oldukça büyüleyiciydi.
Büyük davete İstanbul cemiyet hayatının seçkin isimleri katıldı. SERDAR ALTINBAȘ, GİZEM YILDIZ
KALÇANIZI KALDIRIYORUZ! Detaylı Bilgi İçin; Osmanağa Konakları 2494-2. Sk. Ümitköy/ANKARA
0312 235 38 83
www.ahsendemirci.com.tr
davet
İMAM ALTINBAȘ
ÇAĞRI ERHAN
EMEL AYAYDIN
Cemiyet hayatının önde gelen isimlerinden Emel Ayaydın uzun kolyesiyle oldukça dikkat çekiciydi. AYȘEGÜL ALTINBAȘ
GEORG - SIBYLLE BIRGELEN
NUSRET ALTINBAȘ
davet
EMRE ALKİN
MARKUS SLEVOGT
FUNDA - ERKUT USTA
lası için Daha faz /MAGonline .com facebook
130
PINAR TALAY, AYDIN AYAYDIN
REYHAN - MONİK İPEKEL
Misafirlerimiz seçkin butik ve haute couture mağazalarında alışveriş yapabilir, yürüyüş mesafesindeki gurme restoranlar, kafeler ve sanat galerilerinde günü geçirebilir. Şehrin tadını çıkarttıktan sonra Green Spa’ da kendinizi şımartabilirsiniz. Akşam saatlerinde teras katımızdaki seçkin restoran Frankie’de boğaz manzarasının tadını çıkartabilirsiniz.
İlerlemenizi Sağlayacak Vücudun fiziksel ve zihinsel ihtiyaçlarını karșılamak için birden çok alanda hizmet veren programlarıyla ilerlemek için çıkan yol haritasında eșlik edecek yol arkadașı olan TAPS ACADEMY’nin ortaklarından Zeynep Karakaya ile röportaj gerçekleștiriyoruz...
advertorial
Yol Arkadașı
T
aps Academy'nin sektöre giriş hikayesinden bahseder misiniz?
Taps Academy(Pilates - Training Studio)'i kurmadan önce sektör hakkında uzun bir araştırma yaptık vesekiz senedir uğraştığımız pilatesi sektörün eksikliklerinden de yola çıkarak keyifli bir işe dönüştürdük. Alanında uzman eğitim kadromuzla beraber üyelerimize en iyi hizmeti verebilmek için çalıştığımız fizyoterapistlerimiz ve anlaşmalı olduğumuz diyetisyenlerimizin olduğu Taps Academy'ninamacı, kişiyi bilinçli ve sağlıklı bir şekilde forma sokmaktır.
Taps Academy'de sunulan hizmetler nelerdir?
Stüdyomuzda aletli pilates, grup mat dersleri, grup reformer (max. 4 kişiye kadar) ems sistem (mihabodytech), yoga, zumba, kick boks, 4 dpro ve fitness dersleri verilmektedir. Tüm derslerimiz birebir hocalar eşliğinde yapılır.
Taps Academy'i diğer stüdyolardan ayıran özellikler nelerdir?
Stüdyomuzda üyelerimize butik bir alanda VIP bir hizmet sunmaktayız. Hocalarımız her branşta üyelerimize birebir özel ders vermektedirler (grup dersleri hariç). Gelen üyelerimize yağ-kas ölçümü yapılır ve hangi alanda gerekiyorsa, (gerektiğinde fizyoterapist eşliğinde) kişiye özel bir program hazırlanır. Spor hekimi Uzman Dr. Savaş Kudaş’ın ziyaretleri sayesinde üyelerimiz ücretsiz muayene olabilmektedir. Gerek görüldüğünde üyelerin MR'ları doktorumuz tarafından incelenir. Hocalar doktorumuz tarafından yönlendirilir. İsteyen üyelerimiz anlaşmalı olduğumuz diyetisyen Elvan Odabaşı'na yönlendirilir. Bu sayede doktor ve hoca kontrolünde yapılan bilinçli sporun olumlu sonuçları alınır. Unutmamalıyız ki bilinçli yapılmayan spor kişiye faydadan çok zarar verir.
EMS sistem stüdyonuzda büyük talep görüyor. Bu sistemi biraz açıklar mısınız? Faydaları nelerdir?
EMS (Electro Muscle Stimulation) sistemi, yeni nesil bir spor teknolojisidir. Bu sistemde kas gruplarınıayrı ayrı çalıştırmak yerine tüm kasları bir arada çalıştırmak hedeflenir. Giyilen özel kıyafeti sayesindekaslara küçük akımlar verilerek sinyaller yollanır ve bu sayede erişilmesi en zor, en derin kaslar bile harekete geçirilir. EMS sistemini diğer spor branşlarından ayıran özelliği, eklemlere hiçbir şekilde baskı uygulamamasıdır. Bu sayede sakatlanma riskini ortada kaldırır, bel, sırt, boyun ağrılarını ciddi oranda azaltır. Metabolizmayı hızlandırıp hızla kilo vermeyi sağlar. Diyabet ve duruş bozukluklarında olumlu sonuçlar verir. En büyük özelliklerinden biri ise 25 dakikanızı almasıdır. Haftada 2 gün 25'er dakikalık bu sistemle 4-5 saatlik antrenman programına eş değer sonuç alınır.
davet
Sinop’taki Bebeklere Yardım Erken doğan bebeklerin ve ailelerin yaşama bağlanma umudu olan ER-DO-DER tarafından Sinop’ta hizmete açılacak erken doğan yoğun bakım ünitesine katkı sağlamak amacıyla Günay’da özel bir davet düzenlendi.
ÖZGE PEKER, CANAN GÖZTEPE
ASLI AKTÜRK PEHLİVANLAR
FİGEN KIRAL
Erken Doğan Bebekleri Yaşatma Derneği (ER-DO-DER) üyeleri ve destekçileri Günay’da düzenlenen davette buluştu. Sinop’ta açılacak olan erken doğan yoğun bakım ünitesine katkı sağlamak için gerçekleştirilen davette Fatih Ürek sahneye çıkarken konuklar gece boyunca gönüllerince eğlendi. ER-DODER Başkanı Canan Göztepe gecede bir konuşma yaparak tüm konuklara teşekkürlerini sundu. Mardin ve Kars’ta açtıkları erken doğum yoğun bakım ünitelerinin ardından bir yenisini Sinop’ta açacaklarını belirten Göztepe, konuşmasının ardından gece için en çok davetiyeyi satan Özge Peker’e bir teşekkür belgesi sundu. Konuşmaların ardından sahneye çıkan Fatih Ürek’e de bir teşekkür plaketi takdim edildi. Plaket töreninin ardından ünlü sanatçı birbirinden hareketli parçalarla davetlilere unutamayacakları bir gece yaşattı.
PETEK ERTÜRE
ÖZNUR YAKIN
davet
BERNA ÜLGER, AYSEL AKÇAY
AYCAN ALP
GÜL ERGİ
ER-DO-DER Denetleme Kurulu Üyesi Gül Ergi zarafeti ve șıklığıyla göz doldurdu. SERAP SARI
AYSUN MAMAK
AYȘEGÜL KAYABAY
www.cinarkasri.com İncek Bulvarı Ersü sokak No:2 Gölbaşı /Ankara İletişim: 0 538 944 27 47
davet
PERVİN ERSOY, BURCU HATTAT
IȘIL DONAT
NİHAN DİLEK
Dilek Holding Yönetim Kurulu Üyesi Nihan Dilek ER-DO-DER’i her zaman destekleyeceğini belirtti. EBRU SEYYAR
MELİKE BALTA, ZEYNEP TOKER
FULYA NAYMAN
BİLGE EREN
BEGÜM ÖZER
FULYA GÜNDOĞDU
EBRU DİNÇ
HANİFE AKDAĞ
Akdağlar Holding Yönetim Kurulu Bașkanı Mehmet Akdağ’ın Hanife Akdağ, derneğin yaptığı çalıșmaları yakından takip ettiğini belirterek tüm üyeleri tebrik etti.
NESLİHAN DİLEK TAȘDEMİR
davet
EMİNE ÜN, ÖZGE PEKER
SİNEM NEFESOĞLU
ESRA İNCEEFE
Siyah dantel ișlemeli elbisesi ve kırmızı çantası ile oldukça șık görünen Esra İnceefe göz kamaștıran konuklar arasındaydı.
SEDA VURAL
ÖZLEM ERASLAN
GÜLESİN ALP SÖNMEZ
gymboomtr www.gym-boom.com
461 0 496
Kadınlara Özel Spor Salonu Kadınlara özel spor salonu Gym Boom hakkında kurucuları Nazlı Kahraman ve Nur Melek Köyce ile keyifli bir röportaj gerçekleștirdik…
Dostluğumuz çok eskilere dayanıyor. Beraber büyüdük diyebiliriz.
Gym Boom projesi ne zaman doğdu? Birlikte çalışmaya ne zaman karar verdiniz? Gym Boom ile ilgili öncelikli hedefleriniz neler? Nur
Spor en büyük tutkum. Bundan dolayı; uzun yıllardır spor yapıyorum. Çok sayıda spor salonuna gittim. Kişiye özel hocalarla birebir çalışma imkanı olan salonlarda da çalıştım. Ancak; hiçbiri tam anlamıyla beklentilerimi karşılayamadı. Müşterilere yönelik
yaklaşımlar, sunulan hizmetler, sahip olunan hijyen koşulları, program içerikleri ve daha birçok alanda gösterilen eksiklikleri yakından gözlemleme şansım oldu ve bir gün en iyisini kendi imkanlarımla yapmayı hayal ettim. Sonrasında; bu hayalimi gerçekleştirmek için fikrimi, en yakın arkadaşım Nazlı ile paylaştım. Kendisi de bu fikre çok sıcak baktı ve Ankara’da daha evvel hiç gerçekleştirilmemiş bir konsept ile projeye ilk adım atılmış oldu
Nazlı
Bilkent Üniversitesi İşletme Fakültesi lisans programı mezunuyum. Bu bölümü okumak istememin en büyük nedenlerinden biri, hayatım boyunca hep kendi işimin patronu olmak istememdi. İş fikirleri araştırırken, en yakın arkadaşım Nur; iş fikrini benimle paylaştı ve bu hayale benim de ortak olmamı istedi. Ben de hiç
advertorial
B
u ikili nasıl bir araya geldi? Sizleri daha iyi tanıyabilir miyiz?
düşünmeden ve tereddüt etmeden kabul ettim. Nur ve ben hayatımızın hemen hemen her anını beraber geçirdik ve geçirmeye de devam ediyoruz. Dolayısıyla; iş hayatına da onunla birlikte adım atmak, benim açımdan büyük bir güven, cesaret ve ilham oldu. Gym Boom ile ilgili öncelikli hedefimiz; kadınları spora teşvik etmek. Bununla beraber; alanında öncü ve lider bir spor merkezi olarak, güvenilir bir yaşam alanı inşa etmek ve üyelerimize ait yaşam kalitesini, sürdürülebilir spor alışkanlıkları ile buluşturarak arttırmak olacaktır.
Gym Boom’un kadınlara özel olmasının amacı nedir?
Gym Boom'u diğer salonlardan farklı kılan en büyük özelliklerinden ilki, kadınlara özel olmasıdır. Sadece kadınlara yönelik olmasını istedik çünkü spor yaparken insan en doğal haline bürünüyor. Hareket ediyor, terliyor, saçı başı dağılıyor ve makyaj yapmıyor. Biz; her daim bakımlı görünmeyi seven kadınlar, bu görüntü ortaya çıkınca rahatsız oluyor ve özellikle de erkekler bizi goörmesin istiyoruz.
Gym Boom’a gelenler beslenme konusunda tavsiyeler alabilecekler mi?
Az önce de belirttiğimiz gibi diyet desteksiz kilo vermek düşünülemez. Biz de bu konuda üyelerimize sonuna kadar destek veriyor ve yönlendiriyor olacağız. Alanında tecrübe sahibi eğitmenlerimiz; kişiye özel beslenme önerilerini, uzman diyetisyenler eşliğinde yapılan tetkiklere müteakip üyelerimizle paylaşacaktır. Bununla beraber; sağlıklı ürünlerin servis edildiği, sağlıklı atıştırmalıkların ve daha birçok sürpriz ürünün bulunabildiği bir diyet cafe’miz de olacak ve üyelerimize spor sonrası keyifli ve sağlıklı bir deneyim yaşatacaktır. Sporlarını yapan üyelerimiz ister Gym Boom’da ister paket yaptırarak evlerinde sağlıklı yiyeceklerimizin tadını çıkarabileceklerdir.
Son sorumuz… Pilates’e başlayacaklara tavsiyeleriniz nelerdir?
Aynı zamanda; Gym Boom’un kadınlar için özel bir buluşma ve rahatlama yeri olmasını da istiyoruz. Spor yaparak fiziksel, sonrasında da içilen bir fincan kahve eşliğinde yapılan tatlı ve samimi bir sohbetle de, mental bir zindelik kazandırmayı hedefliyoruz. Kadınlar için; bir nevi bedensel ve bir nevi de ruhsal terapi olsun istiyoruz. Kadın kadına olmak, daha sıcak, daha samimi ve daha keyifli bir spor merkezi olmak; Gym Boom’un en önemli amacıdır.
Kendinize bir güzellik yapın, Gym Boom'a gelin, kendinizi şımartın ve daha önce hiç yaşamadığınız bir tecrübeye bizlerle beraber yelken açın…
Pilates son dönemlerin en popüler egzersiz yöntemi haline geldi. Gelelim herkesin kafasına takılan soruya… Pilates kilo verdiriyor mu? Pilatesin bu kadar popüler olmasının en büyük nedenlerinden biri, pilatesin sadece spor olarak değil, hayat biçimi olarak da benimseniyor olması. Esneyen kaslarla beraber kişi kendini rahatlamış, hafiflemiş hissediyor. Pilates; sadece bedensel olarak değil, mental olarak da yaşam kalitesini yükseltmektedir. Kilo vermeye gelince; diyet destekli olmayan hiçbir spor programı, pilates de dahil olmak üzere, kilo kaybı konusunda tek başına yeterli olmaz. Sağlıklı beslenmeyle desteklenen her türlü spor ise istenilen ideal kiloya ulaşılmasını sağlar. Pilatesle birlikte, uzmanların önerdiği beslenme programına ne kadar sadık kalınırsa, istenilen ideal kiloya ulaşılması o oranda mümkün olacaktır.
Aletli pilates mi, mat ile yapılan pilates mi daha etkili oluyor? Üyelerimizin; hangi pilates türünü seçecekleri tamamen kendilerine ait istekleri, beklentileri, öncesinde yapılan ölçümler ve sağlık durumları göz önüne alınarak, hocaların tavsiyesine ve yönlendirmesine bağlı olarak değişiklik göstermektedir.
Pilates haricinde Gym Boom’da hangi alanlarda hizmet alabiliriz?
Pilates haricinde; Personal Training, Crossfit, Kangoo Jump, çeşitli grup dersleri, masaj ve daha birçok sürpriz hizmet ile kadınlarımızı sağlık ve bakımla buluşturmayı hedefliyoruz.
Kızılcașar Mah. Barıș Cad. No:25 İncek/Ankara
461 0 496
info@gym-boom.com
düğün
Balayı Rotası Maldivler Başkentin önde gelen iş adamlarından Tayfun Baydar ile Burçak Aydın Rixos Otel’de gerçekleşen şık bir gece ile dünyaevine girdi. Arkadaşları aracılığıyla tanışan genç ikili geçtiğimiz yıl Kasım ayında nişanlandı. Rixos Otel’de gerçekleşen muhteşem geceye çiftin yakın dostları katıldı. Birbirinden şık konukların katılım gösterdiği davette renkli görüntüler yaşandı. Çiftin nikah şahitliğini ise Eski Chp Genel Sekreteri Adnan Keskin, Eski Chp Milletvekili Beşer Baydar ile Azra Erdoğan gerçekleştirdi. Nikahın ardından ilk danslarını gerçekleştiren mutlu çift düğünün ardından maldivlere uçtu.
BURÇAK AYDIN , TAYFUN BAYDAR
Koza Sokak No: 52 G.O.P/Ankara T: 0312 446 60 67 • F:0312 446 60 89 www.kozaotel.com • info@kozaotel.com
ERTUĞRUL - ȘEFİKA AYDIN
NUR MELEK KÖYCE
Davete çiftin yakın arkadașları ve GymBoom’un sahipleri olan Nazlı Kahraman ve Nur Melek Köyce katıldı.
GÜL AVCI, MERT ALBAYRAK
lası için Daha faz /MAGonline m o .c facebook
NAZLI KAHRAMAN - ORKUN BAYDAR
BAYRAM - NÜNÜ BAYDAR
Zuleyha Kuru Fashion House
atelye&boutique Nenehatun Cad. 77/3 Çankaya/ANKARA /Zuleyha Kuru bilgi&randevu: +90 534 515 75 61 www.zuleyhakuru.com.tr
/zuleyhakuru
Kapadokya’nın Ünlü Oteli
Museum Hotel
Avrupa’nın En İyi Lüks Butik Oteli Seçildi! 002 yılında Indigo Group Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Tosun tarafından açılan Museum Hotel, Kapadokya’nın ilk lüks butik oteli olmasının yanı sıra Türkiye’nin tek Relais & Chateaux unvanlı oteli olarak ağırladığı misafirlerine ayrıcalıklı anlar yaşatıyor.
Sadece belli kalite standartlarına sahip, karakteristik özellikleri bulunan, lüks ve butik konaklamanın, gurme
lezzetlerin en güzel örneklerinin sunulduğu butik oteller ve şatolar “Relais & Chateaux” unvanı için değerlendirmeye alınıyor. Kapadokya’da, Relais & Chateaux hizmet ayrıcalığı ile dünya çapında ağırladığı misafirlerine benzersiz anlar yaşatan Museum Hotel, turizm ve otelcilik alanında dünyanın en prestijli ödüllerinden “World Luxury Hotel Awards 2015” tarafından “Avrupa’nın En İyi Lüks Butik Oteli” seçildi. Ödül,
advertorial
2
Türkiye’nin tek Relais & Chateaux unvanlı, Kapadokya’nın dünyaca ünlü oteli Museum Hotel, “Avrupa’nın En İyi Lüks Butik Oteli” seçildi!
dünya çapında ayrıcalıklı butik hizmetler sunan markalar arasında düzenlenmesi açısından büyük öneme sahip. Museum Hotel, adım attığınız andan itibaren sizi zamanda yolculuğa çıkaran ambiyansı ile fark yaratıyor. Resepsiyondan koridorlara, restorandan odalara kadar her yerde, paha biçilmez antika parçaların kullanıldığı dekorasyon, Türkiye’nin ve Kapadokya’nın tarihini yansıtan çok özel bir atmosfer yaşatıyor. Kapadokya’nın eşsiz manzarasıyla büyüleyen odalar… Uçhisar Kalesi’nin yamaçlarında yer alan Museum Hotel’in ihtişamlı mimari dokusu Kapadokya’nın coğrafyasıyla bütünleşiyor. Yok olmaya yüz tutmuş mağaraların ve eski evlerin dokusu bozulmadan restore edilmesi ile hayat bulan Museum Hotel’de ayrı konseptlerle tasarlanmış 30 oda bulunuyor. Odaların her biri ayrı bir masalı, geçmişteki ayrı bir hikayeyi yaşatıyor. Museum Hotel’in bağlarında özenle hazırlanan şarapların aktığı musluklar, Kapadokya manzarasına karşı jakuzi keyfi, şömineli, özel olarak hazırlanmış salonlar misafirlerin unutulmaz bir tatil deneyimi yaşaması için özenle düşünülmüş. Odalarının bölgenin manzarasına hakim olduğu Museum Hotel, Göreme Vadisi’nden Aşk Vadisi’ne, Güvercinlik Vadisi’nden Kızıl Vadi’ye, Avanos Dağları’ndan Erciyes Tepeleri’ne uzanıyor. Bahar ve yaz aylarında hem balon turları, hem de “Cross Golf” ile eşsiz bir deneyim yaşatan Museum Hotel, lüksü konforla buluşturan ayrıcalıklı hizmetleri ile fark yaratıyor. Peri bacalarına nazır otelin ekolojik bahçesinden toplanan lezzetler ise sadece kahvaltıda değil, Kapadokya’nın önde gelen yeme – içme adreslerinden A la Carte Restaurant’ı Lil’a’da, bölgenin ve Türk mutfağının benzersiz lezzetleri ile damaklarınızda unutulmaz izler bırakıyor. Dışarıdan misafirlerin de ağırlandığı Lil’a Restaurant, özgün lezzetleri modern sunumlarla buluşturarak tatilinizde çok özel deneyimler yaşatıyor. Kapadokya’nın güzelliğinde, otelin avlusunda yer alan Indigo Sunset Bar da mutlaka deneyimlenmesi gereken alanlardan bir diğeri… Roma döneminden esinlenerek tasarlanan taş yüzme havuzunun hemen yanındaki Indigo Sunset Bar’da güneşin eşsiz batımında benzersiz kokteyller deneyebilir, kışın ise avluda yakılan ateşin yanında Museum Hotel’in bağlarından hazırlanan sıcak şarabın keyfini çıkarabilirsiniz. Etrafta gezen tavus kuşları, havada uçan güvercinler, resepsiyona doğru giderken size eşlik eden kaplumbağalar ile adeta bir cenneti yaşatan, güne uyandığınız anlarda odanızdan ve avludan rengarenk balonların muhteşem görselliğini sergileyen Museum Hotel, her detayında masaldaymışsınız hissini veren bir tatil deneyimi yaşamanız için sizleri bekliyor!
Museum Hotel, Tekelli Mah. No:1 Uçhisar Nevșehir-TÜRKİYE Tel: +90 384 219 2220 www.museumhotel.com.tr
DÜNYANIN EN İYİ İŞİNİ YAPIYORSUNUZ AMA BUNU KİM BİLİYOR?
ARTIK HERKES BİLECEK.
MEDIA • EVENTS • COMMUNICATIONS bilgi@magpr.com.tr - www.magpr.com.tr
Yașam yolculuğunuzda farkındalığın farkını yașayabilmek ve yașatabilmek, bașarının hazzını yașamak için olmazsa olmazların arasındadır. Bu farkındalığı, iș dünyasında müșterilerine hissettiren, klasik mobilya üretimi anlayıșından ayrılarak kișiye özel tasarımlarıyla ön plana çıkan bir firma FK Mobilya Tasarım. Firmanın yöneticisi olan Faik Kahraman “Seri üretimlerde bulunmak, alıșılmıș tasarımlar üzerinden giderek üretim yapmak elbette ki çok kolay; ancak, kișiye özel tasarımlar olușturmak, bununla kıyaslanamayacak kadar zor. Bu süreçte bașarılı olabilmek için ișin mutfağında olmak zorundasınız. ” diyor. Kahraman ile mobilya sektörünün olmazsa olmazlarını, özel tasarımlarını ve gelecek hedeflerini konuștuk.
advertorial
İş Dünyasında Hayallerinize Ulaşmak İçin İşin Mutfağında Olmak Zorundasınız
Ö
zel tasarımlarınız ve “başarı detaylarda saklıdır” felsefeniz ile adından söz ettiren bir firmasınız. FK Mobilya Tasarım’ın kurulum sürecinden ve neler yaptığınızdan bahseder misiniz?
Dededen gelen mobilyacılık mesleğini günümüzün gelişen ve değişen beklentilerine göre geliştirmeye çalıştım. FK Tasarım olarak en önemli özelliklerimizden birisi ise anahtar teslim projeler yapabilmemizdir. Mimari tasarım sürecinden üretimine kadar bir projenin tamamını kendi bünyemizde yapabilmekteyiz. Günümüzde yurt içi ve özellikle yurt dışında profesyonel ekibimiz ile mobilya ve inşaat sektöründe üretim uygulama ve projelendirme yapıyoruz. FK Mobilya Tasarım olarak bizim olmazsa olmazımız, sıradanlaşmış geleneksel tasarımlar ile değil, kendi farklı ve özel tasarımlarımız ile var oluşumuzdur.
Özel tasarımlara yönelmenizin sebepleri nelerdir?
Ekonomik şartlar sektörümüzü hazır mobilyaya yönlendirdi ancak biz tasarımlarımızla bu gruptan ayrılıyoruz. El işçiliği ve tasarım bir sanattır ve biz de bu sektörün sanatçısıyız. El işçiliğinde çok önemli ustalarımız var ve kişiye özel tasarımlarımızla dünya standartları üstünde üretim yapıyoruz, bu konuda çok iddialıyız ve hiç mütevazı değiliz. Mesleğini çok seven ve severek yapan biriyim. Kendimizi sanatçı olarak görüyoruz, ukalalık olmasın ama evet ben bir sanatkârım ve yaptığım işler tercih edildiği için iyi bir sanatkârım. Kendime diyorum ki; ben bir mobilya sanatçısıyım, önce dinliyorum notlarımı alıyorum ve bir şey tasarlayıp önüne sunuyorum. Böyle bir şey mi istiyorsun “evet ben böyle bir şey istiyorum ama köşesini de böyle istiyorum” diyor köşesini de düzeltiyorum. Yoksa ben yatak odası, yemek odası üreten bir firma değilim. Severek çiziyor, oyuyor, zımparalıyor, boyuyor ve tek tek paketliyor, götürüyoruz müşterinin evine. Mobilya sanatçısı demektir bu.
Başarmak için nasıl bir yol izlediniz?
Yaşam yolculuğunuzda başarmak için işin mutfağında olmak zorundasınız. Yaptığımız projelerin tamamında, proje sürecinin her alanında bulunmak zorundasınız. Bunu kusursuz bir şekilde başarabildiğiniz takdirde kalite konusunda asla bir tereddüttünüz olmayacaktır. Kalite her sektörde geçerli olup yol kat etmeniz için olmazsa olmazlardır. Bunun yolu da yaptığınız işi çok iyi bilmek, çok çalışmak ve araştırmaktan geçer. Kurulduğu ilk günden itibaren kaliteye verdiğimiz önem, zoru başarma azmi, doğru hizmet, zamanında teslim ve rafine bir estetik anlayışı ile mobilya ve inşaat sektöründe haklı bir gurur elde ettik.
Genellikle yurt dışında işler yaptığınızı, Azerbaycan’da çok büyük projelere imza attığınızı biliyoruz. Bu projeler nelerdir?
Sektörde oluşturduğunuz yapılanma ile projelerinizi kişiye özel olarak hazırlamaktasınız, bu zor olmuyor mu?
Hayır, zor olmuyor. “Yaptığın işte seçkinin seçkini olmak” benim yaşam felsefemdir. Bu bağlamda yurt içi ve yurt dışı olmak üzere otel, hastane, ofis binaları, kültür merkezleri, gençlik merkezleri, spor merkezleri, özel konut projeleri gibi genel ve özel tüm yapılarda, projelerin kişiye özel iç ve dış tasarımlarını, çözüm ortaklarımız ile beraber teknik kadromuzla üreterek, montajlarını gerçekleştirip, teslim ediyoruz.
Son beş yıldır başta Azerbaycan olmak üzere Türk Cumhuriyetleri’nde faaliyet göstermekteyiz. Azerbaycan’da birçok büyük projede yer alan firmamız üzerine düşen görevi eksiksiz olarak ve kesin müşteri memnuniyeti ile yerine getirmiştir. Ağırlıklı olarak yurt dışı projelerinde yer almaya devam etmeyi düşünüyoruz. Hedef pazarımız yurt dışı, orada varlığımızı devam ettireceğiz. Otel, hastane, ofis binaları, kültür merkezleri, gençlik merkezleri, spor merkezleri, özel konut projeleri gibi genel ve özel tüm projeleri gerçekleştirmekteyiz.
FK Mobilya Tasarımın işlerini Türkiye’ye yoğunlaştırmak gibi bir planınız var mı?
Elbette. Önemli hedefimiz yurt dışında da ülkemizin adını duyurup, bayrağımızı dalgalandırabilmektir. Ancak bunun yanı sıra yurt içi pazarlarında özel konsept ve projelerde de yer almak istiyoruz.
davet
Evliliğe İlk Adım Cansın İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı İlyas - Gülten Kaya’nın oğlu Cansın Kaya ile Ankaralı İş Adamı Hasan Fatoş Özçelik’in kızları Tuğçe Özçelik muhteşem bir nişan töreni ile Sheraton Otel’de evliliğe ilk adımlarını attılar. Ortaokul yıllarından başlayan arkadaşlıklarını üniversite yıllarında aşka dönüştüren Cansın - Tuğçe çifti muhteşem bir nişan töreniyle evliliğe ilk adımlarını attı. Bilkent mezunları Cansın Kaya ve Tuğçe Özçelik’i bu mutlu gününde arkadaşları ve yakın aile dostları yalnız bırakmadı. Sheraton Otel’de gerçekleşen nişan töreninde aile büyükleri, katılan konukları kapıda karşıladı. Alkışlar eşliğinde salona giren çiftin yüzüklerini emekli hakim Ahmet Karadayı taktı. Coşkulu bir şekilde gerçekleşen organizasyon, yüzük töreni sonrasında çiftin ilk danslarıyla devam etti. Düğünlerinin Ekim ayında gerçekleştirileceğini öğrendiğimiz çiftin mutluluğu görülmeye değerdi.
CANSIN KAYA, TUĞÇE ÖZÇELİK
CEREN GÖKMEN
ERKAN - ASLIHAN ÖCAL
ÖNDER BÜLBÜLOĞLU
MERVE - ALTUĞ PEKİN
IȘIK TEKIȘIK
Șık törene birbirinden șık çok sayıda konuk katıldı. NUR ÖZÇELİK, EMRAH - CEYDA KAYMAK, İLYAS - GÜLTEN KAYA, FATOȘ - HASAN ÖZÇELİK
röportaj
Dans Eden Bir Kalem
BURHAN YÜCEL...
Modern dansçı ve aynı zamanda Habertürk Gazetesi’ndeki “Fark ettikçe” köșesinde gözlemlerini kaleme döken bir köșe yazarı…Burhan Yücel ile keyifli bir İstanbul sabahında mesleki serüveni ve Modern Dans üzerine samimi bir söyleși gerçekleștirdik...
İ
SANAT DOLU BİR RUH lk olarak bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
İstanbul doğumluyum ve üniversite yıllarıma kadar İstanbul’a bağlı Çatalca’da yaşadım. Sanat, çocukluğumdan beri her zaman en büyük ilgi alanım oldu. Trt1’de buz pateni programlarını seyreder, Mezzo kanalında yayınlanan farklı performans işleri izlerdim. Kendimi de bu işlerin içinde görmek isterdim ancak yaşadığım yerin şartları buna çok müsaade etmiyordu. Ailemde de sanatla uğraşan biri olmadığı için bu konuda beni çok fazla yönlendiremediler. İlkokulu yine Çatalca’da okudum ve tesadüf bu ya o zamanlar okulumuza bale hocası geldi. O yıllarda orada Bale çok yaygın
162
bir sanat değildi. Sonuç olarak sıra arkadaşım dahil olmak üzere, birçok okul arkadaşım bale kursuna yazıldı. Ben de böyle şeylere çok ilgili olduğum için eve gittim ve aileme, karşıma böyle bir imkan çıktığını söyledim. Fakat bu konuda onların çok fazla soru işaretleri olduğu için gitmemi istemediler. Bu konuşma sonucunda da bu isteğim benim için artık bir hayal oldu. Akabinde hislerimi tiyatroya yönlendirdim, hali hazırda okulda böyle bir kurs da vardı zaten. Devam eden yıllarda lise ve sonrası da klasik üniversite sınavı sürecine dahil olup sanattan uzaklaştım.
Mesleki serüveniniz nasıl başladı?
Üç kere üniversite sınavına girdikten sonra İstanbul Üniversitesi’nde Ulaştırma Lojistik bölümünü kazandım. Açıkçası vasat bir öğrenci olmama rağmen 4 yılda mezun oldum.
Üniversitede okurken okul kulüpleri ile tanıştım, fotoğraf ve tiyatro kulübüne yazıldım. Kız arkadaşlarımız “dans kulübüne de gidelim” dedi. Ben de “Ne işimiz var?” dedim. Zaten kilolu da bir çocuktum, hiç spor yapmamıştım. Fakat sonra düşündüm ve “tamam” dedim, dans kulübüne de yazıldım. İki üç hafta o kursa gittim ama orada bir şeyler yapmaya utanıyordum. Yoğun ısrarlardan sonra yavaş yavaş ısınmaya başladım. Orada bale eğitimi almış bir arkadaşım vardı, Yazgı İpek. Bale ile ilgili tüm merak ettiklerimi sürekli ona soruyordum. Sonra bir gün yanıma geldi ve “ben bir dans hocasına gideceğim senden de bahsettim, o da heyecanlandı ve seni görmek istedi” dedi. Benim orada o yaştan sonra yapabileceğim bir şeyin olamayacağını düşündüğüm halde merak duygusuyla gittim. Stüdyoya çevrilmiş bir eve girdik; içeride topuzlu bir bale hocası, arkada piyano, iki kız çalışıyor ve Fransızca terimler havada uçuşuyor... Kendi kendime “Ben niye buradayım?” dedim. Çok saygı duyduğum bir iş olduğu için kalkıp buraya gelmenin bile benim adıma fazla cüretkar bir hamle olduğunu düşünüyordum. Hoca beni ısrarla orada tuttu ve konuşmaya başladık. Cümlelerinin içinde hep tanıdık isimler duymaya başladım. Bu da oldukça dikkatimi çekti. Kendisine hangi okullarda ders verdiğini sordum ve verdiği cevapla yıllar önce bizim okula gelen, bir türlü gidemediğim bale kursunun hocası olduğunu anladım. bunun bana gönderilmiş bir işaret olduğunu düşündüm ve bu alanda bir şeyler yapmam gerektiğine inandım. Hoca ne yapmak istediğimi sorduğunda bu işe çok saygı duyduğumu, yapmayı çok istediğimi fakat başlamak için artık geç olduğunu hissettiğimi söyledim. Bana inandığını, hiçbir şey için geç olmadığını ve benden çok iyi bir dansçı çıkartabileceğini söyledi. Fakat ders ücretleri de benim için yüksekti. Hocam, paranın önemli olmadığını belirtse de ben bunu kabul edemezdim, para vermem gerekiyordu. Bunun üzerine anketörlük yapmaya başladım. Yağmur çamur demeden sokaklarda iki üç ay bu işi yaptım. Akabinde farklı bir hoca ile yollarımız kesişti, işinin ehliydi ve soğuk bir tavrı vardı. Bu işi hobi için yaptığımı düşünmesi üzerine hırslandım ve bu hocayla çalışmanın beni çok geliştireceğine inandım. Yıllarca bu kursa gittim ve eğitim aldım. Okuduğum süre boyunca, oturduğum yere çok uzak olmasına rağmen azmettim ve haftanın beş günü derslerine gittim. Her gün iki buçuk saat yol gidip iki buçuk saat yol geliyordum. Arada üniversiteye de gidiyordum. Zaman ilerledikçe fiziğim değişmeye başladı, bir şeyler görüp öğrenmeye başladım ve modern dansla tanıştım. Böyle bir sanat varmış, insanlar bir şeyler üretiyormuş mantığıyla derin bir araştırma içerisine girdim. Hala daha eksiklerimin olduğunu düşünüyorum ve bu doğrultuda araştırmalar yapıyorum. Başarılarımdan da mutluluk duyuyorum. Mesela şu anda ülkemizi Cezayir’de yapılan bir dans festivalinde temsil etmek bana mutluluk veriyor. Ayrıca sosyal sorumluluk projeleri ile çocukları gülümsetebilmek “iyi ki buradayım” dedirten en önemli özelliklerden.
Modern dans hayatınız nasıl başladı?
İstanbul Üniversitesini bitirdiğim yıl cesaretimi toplayıp konservatuar sınavlarına girdim. Bu alanda eğitim veren iki üniversiteyi de kazandım. Mimarsinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı Modern Dans bölümüne gitmeye karar verdim. Konservatuarda bir yıl eğitim gördükten sonra dans kariyerimde bana yol gösteren Ömer İnanç ( Eski Devlet Balesi dansçısı) o yaz sonu beni Ankara Devlet Opera ve
Balesi Modern Dans Topluluğunun derslerine sokup kendimi değerlendirmemi sağladı. Belirli bir süreliğine gittiğim Ankara dan dönmeme çok az kalmış ve orada devam edemeyeceğimi düşünmeye başlamışken Mdt Sanat Yönetmeni Yener Turan, beni çağırıp sözleşme yapmak istediğini söyledi. Bu da profesyonel hayatımın başlamasına ilk adım oldu. Çocukluğumdan beri hayallerini kurduğum bu alanda artık var olacaktım. Üzerinde “ Bale Sanatçısı” yazan kimliğimi aldığımda dünyalar benim olmuş gibiydi.
Azim ve inanç her alan için en önemli faktör. Bu çabaların meyvelerini ne zaman almaya başladınız?
Nihayetinde gitmek istediğim yer Ankara MDT idi ve o da bana referans olarak beni Ankara’ya gönderdi, oradaki çalışmaları görmemi istedi. Orada geçirdiğim on günde beni çok kabullenmediklerini hissettim ve bunu Ömer hocama ileterek geri dönmek istediğimi belirttim. Fakat sakin kalıp derslerime devam etmemi istedi. Ertesi günlerde kantinde otururken o zamanın bale baş koreografisti sanat yönetmeninin benimle görüşmek istediğini iletti. Sanat yönetmeninin yanına gittiğimde kimliğimi istedi ve sözleşme yaptık. Bir anda bir dans kampanyasında dansçı sıfatını aldım. Üzerinde “Bale Sanatçısı” yazan bir kimliğim oldu. Çocukluk hayallerim gerçekleşiyordu. Devlet balesinde idolüm olan kişilerle dans etmeye başladım. Azmimi ve çalışkanlığımı gördükçe bana destek verdiler, beni yetiştirdiler, geliştirdiler ve hayatımın en zirve günlerini yaşayarak var olmaya başladım.
Bu işi yapmak isteyenler için neler söylemek istersiniz?
Bu meslekte başarılı olmak isteyenler maddi kazanç ve haz kısmını iyi tartmalı... Sonuçta bunun faturasını yine kendileri ödeyecek. Çünkü işimizin bir saati yok; özellikle yetişme aşamasında çok ciddi bir şevk ve aşk ile çalışılması, canını dişine takarak her türlü fedakarlığın yapılması, her bir detaya dikkat ederek tüm detaylarda kişinin kendini geliştirmesi gerekiyor. Özetle; bunu isteyen kişilerin cesur bir yapısı olması gerekiyor. Eğer bir işe aşıksanız her engel bir şekilde aşılabiliyor.
Sanatsal yönünüzün yanı sıra kaleminiz de oldukça iyi. Köşe yazarlığı serüveninizden bahseder misiniz?
Çocukken bu kadar çok şey isteyip bu kadar çok şeyin arasında kaldığım zamanlardan beri, hep bir konuyla ilgili dertlendim, durumlara hep farklı açıdan bakan bir gözüm oldu. Bu yüzdendir ki; Habertürk’deki köşemin adı da “Fark ettikçe”. Bu benim için günlük tutmak gibi başlayan bir serüven oldu. Yaşama dair sorgularımı hep kağıt üzerinde yapıyordum, yaşım ilerledikçe de yazmaya devam ettim. Ben küçükken babamın da evde bir daktilosu vardı, salonda ışığın altında gerek gündem gerek siyasi birçok konu hakkında saatlerce yazı yazardı. Askere gittiğimde de her gün yazı yazardım. Bugünkü yazılarımda hala onlardan besleniyorum. O yazılar tabii o anki psikolojik sonuçlardan doğuyordu fakat şu anda da bana hep bir materyal veriyor.Yazılarımı çok beğenen bir arkadaşım benim için Habertürk’e bir öneride bulundu ve ben de içinde farklı materyallerin olduğu benim dilimden yazıları hazırlayıp gönderdim. Birkaç ay sonra “Ailemize hoş geldiniz” diye bir mail geldi. Böylece hayatımda yeni bir sayfa daha açıldı. Gazetede bir köşem oldu ve her hafta yazı yazmaya başladım. Yaşadıklarımdan, ilişkilerden, biriktirdiklerimden, benim için çok önemli isimlerden, keşfedilmesi gereken şeylerden bahsediyorum.
163
röportaj
Okuyucuların yorumları neler oldu?
Okurlardan gelen tepkilerden başlarda tabii ki tedirgin oldum ama zamanla çok fazla destek aldım ve yavaş yavaş bir okuyucu kitlem olmaya, yazılarım paylaşılmaya başladı. Birçok okuyucum yazılarımın samimi ve içten olduğunu, o yazılarda kendilerinden bir şeyler bulduklarını söylediler. Benim için bunu yakalamak çok önemli bir şeydi. Belki de o amatör ruhla insanlara dokunmayı başardım. Fakat en çok keyif aldığım nokta olumsuz eleştiriler. O eleştiriler beni daha çok geliştiriyor...
Sanat, aşk ve dans size neleri çağrıştırıyor?
Biz beden dili ile bir imaj çizmeye çalışıyoruz, cümleler kuruyoruz ve bu dilin yalanı yok. Bu dili algılayamayabilirsiniz, tanımlayamayabilirsiniz ama mutlaka hissedersiniz. Sahneye çıktığımızda evet belirli bir koreografi üzerine hareket ediyoruz fakat o anki halimiz, ruhumuz neyse seyirciye geçen bir o kadar da o halimiz oluyor. Aşk ise, benim için çok büyük bir motivasyon kaynağı. İlişki yaşamayı çok seviyorum, beni ya çok coşturuyor ya da dibe çekiyor. Olumsuz etkilediği zamanlarda da beni daha da karıştırdığı için bu duygulardan beslenip zenginleşiyorum. Bilmediğim bir duyguyu öğretiyor bana. Aslında canımın yanmasını da seviyorum. Aşkın hayatımın dengesini değiştirmesine de müsaade ediyorum. Her zaman, ne yaşıyorsak hakkını verelim mantığındayım, şov yapmak gibi bir derdim olmuyor.
Son olarak bu işi yapmak isteyenlere neler öneririsiniz?
Öncelikle herkesin sanat ile ilgili bir alanda kendine bir kez de olsa bir şans vermesini diliyorum. İnsanlar hayat derdi içine düştükleri için böyle alanlara yönelmiyorlar ve alanlara yönelmiyorlar ve hatta tepkisel yaklaşıyorlar. Bu anlaşılabilir bir durum, ben de elbette o hayat derdi içindeyim ama nefeslenip sanat için bir zaman yaratıp ön yargılarını bir kenara koyup en azından izlesinler istiyorum. İnanıyorum ki; bu durum muhakkak onlar için bir ışık uyandıracak ve bir şeyler doğuracaktır. Bu kesinlikle çok zor bir meslek ama normal yaşamda insanların yaşayamayacağı kadar büyük bir haz ve tatmin duygusunu da veriyor, ömür boyu unutulmayacak anları size hediye ediyor.
Röportaj: Dilara Ertürk
davet
“Aden” Koleksiyonu Büyüledi Geçtiğimiz yıl ilk defilesini düzenleyen Özlem Keskin 2016 İlkbahar-Yaz koleksiyonunu düzenlenen şık bir defileyle tanıttı. Aynı zamanda kızının adı olan “Aden” ismini taşıyan koleksiyonda duruluk ve saflığın sembolü beyaz ve tonlarını tercih eden Keskin, defile öncesinde düzenlenen kokteylde konuklarıyla yakından ilgilendi. Sosyal yaşam dünyasının seçkin isimlerinin katıldığı davette koleksiyonu hakkında konuklarına bilgiler veren Özlem Keskin zamansız tasarımların altına imza attığını ve tasarımlarında el işçiliğinin ön plana çıktığını söylerken, koleksiyonun zarafet, masumiyet ve saflığı temsil ettiğini ve bu yüzden kızının adı olan “Aden” adını verdiğini belirtti. Defile saatinin gelmesinin ardından ise konuklar yerlerini alırken defileyi büyük bir ilgiyle takip ettiler. Defilenin ardından Özlem Keskin tebrikleri kabul ederken, katılan tüm konuklarına teşekkür etti.
ÖZLEM KESKİN
Özlem Keskin’in ev sahipliğinde gerçekleșen davette hiçbir detay atlanmadı. CANSEN KUT
SİNEM AYAN, BERRİN OKÇU
davet
AYȘE KUCUROĞLU
IȘIL REÇBER
EDA KOSİF
Șık defileyi konuklar dikkatli gözlerle izledi ve bol bol fotoğraf çekti. SEDA KAȘIBEYAZ
İSMET ALPAGUT, BUKET TAȘDELEN
HEDİYE GÜRAL
GÖZDE AGEL
BANU ALP
REVNA DEMİRÖREN
BESTE YURTTAȘ
Yeni koleksiyonu çok beğendiklerini belirten konuklar uzun uzun sohbet edip keyifli dakikalar yașadı. SEMA ÖZER
BEGÜM KARAMAHMUTOĞLU, BEGÜM ÖZER
röportaj
Beliz Büyükhanlı Ceren Can'ın Şık Tasarımlarıyla Cemiyet hayatının her zaman asil, zarif ve șık isimlerinden Beliz Büyükhanlı, Ceren Can'ın șık tasarımlarıyla objektiflerimize keyifli pozlar verdi... Renkli geçen çekimimizi ve samimi röportajımızı sizlerle paylașıyoruz...
Tarzınızı nasıl tanımlarsınız?
Tarzımın genelde klasik çizgilerden oluştuğunu düşünüyorum. Benzer şeylerin farklı renklerini ve desenlerini giyiyorum. Cigarette pantolon ve etekler, kolsuz düz kesim elbiseler ve spor kesim diz üstü etekleri kendime yakıştırıyorum. Çok fazla Jean pantolon giymiyorum ama günlük hayatta farklı renklerde deri pantolon ve kazak bana çok daha rahat geliyor. Gün içinde topuklu herhangi bir şey giymem ama kısa süreli katıldığım etkinliklerde de düz ayakkabı pek tercih etmem. Ceren Can’da bugün denediğim ve bu sene de çok moda olan İspanyol paça pantolonları ve uzun ceketleri daha önce pek giymemiş olmama rağmen çok rahat ve keyifli buldum.
Türkiye'de ve dünyada tarzını beğendiğiniz ve kendinize örnek aldığınız moda ikonları kimler?
Poppy Delevingne rahat ve şık olması bakımından; “Gigi Hadid” yeni jenerasyonun genç ve dinamik tarzını yansıtması bakımından ilk dikkatimi çekenler fakat ben her zaman ve hala Kate Moss’un sıradan parçaları harika birleştirme yeteneği ve hiçbir markaya ihtiyaç duymadan sık olabilmesi sebebi ile moda ikonu olmayı en çok hak eden isim olduğunu düşünüyorum.
Ceren Can Butik'in çizgilerini nasıl buluyorsunuz? Kimlere hitap ediyor sizce?
Sevgili Ceren’in moda ve tasarım alanındaki birikimlerini kendi markası olan “Ceren Can” adı altında markalaştırmış ve son derece şık, özgün ve çok yönlü kullanılabilir bir tarz yaratmış. Oluşturduğu modeller renk ve çizgi bakımından bence çok akıllıca seçilmiş; rahatlıkla pek çok farklı tarzla zarif kullanılabilir. Ayrıca pantolon ve ceket kalıplarını çok rahat ve muntazam buldum. Bu şık, rahat, özgün ve zamansız koleksiyonun, Ceren Can’ın titiz kumaş seçimi ve dikiş kalitesini yansıttığını düşünüyorum.
davet
İki Ünlü Tasarımcı Bir Arada Başarılı tasarımcılar Esra İnceefe ile Melda Aksu rengarenk 2016 İlkbahar/Yaz koleksiyonlarını özel bir davetle moda severlerin beğenisine sundu. Esra İnceefe ve Melda Aksu, 2016 İlkbahar/Yaz koleksiyonlarını ünlü stil danışmanı Hande Can Yüce’nin sahibi olduğu Levent’teki Gouroux’ta düzenlenen davetle tanıttılar. Tanıtım davetine sosyal yaşam dünyasının ünlü moda sever isimleri büyük ilgi gösterdi. Melda Aksu’nun ‘Mels_Desing’ adı altında tasarladığı birbirinden şık İspanyol paça pantolonlarıyla, Esra İnceefe’nin tasarladığı şık tişörtler, deri ceketler, deri yelekler kombinlenerek baharın eşsiz renkleriyle modayı takip eden hanımların beğenisine sunuldu. Havanın da güzel olmasıyla birlikte bahçede yapılan kokteylde, davetliler yeni koleksiyonu yakından inceleme ve alışveriş yapma fırsatı bulurken uzun uzun sohbet etmeyi de ihmal etmediler. Esra İnceefe ile Melda Aksu’nun zevkli tasarımlarının ve kombinasyonlarının tanıtıldığı davette birbirinden şık deri ceketler, pantolonlar ve tulumlarla bahara merhaba diyen konuklar keyifli bir gün geçirdi. Davetliler günün sonunda iki ünlü tasarımcıyı yeni koleksiyonları dolayısıyla tebrik ederek mağazadan ayrıldı.
ESRA İNCEEFE, MELDA AKSU
PINAR ALTUĞ
YELDA GÜRAL
PETEK, ESRA ERTÜRE
NESLİHAN TAȘDEMİR, İNCİ KOPARAN
HANDE CAN YÜCE
Levent’teki Gouroux’un sahibi ünlü stil danıșmanı Hande Can Yüce, davet boyunca tüm detaylarla yakından ilgilendi. IȘIL REÇBER
BURCU ZİYAL
İPEK KÖSE
Evrensel Kalitenin Adresi Aktif Group markalarının otellerinden Metropolitan Luxury Hotels hakkında otelin Genel Koordinatörü ve Anadolu Turizm İșletmecileri Derneği Bașkan Yardımcısı Volkan Demir ile gerçekleștirdiğimiz röportajı sizlerle bulușturuyoruz...
Aktif Group markalarından Metropolitan Luxury Hotels, 2004 yılında Ankara'da açılan ilk oteli ile turizm sektöründe hizmet vermeye başlamıştır. Olduğumuz her sektörde, yaptığımız her işte
en iyi olmaya odaklanmış bir şirket olarak kendi markamızla zincir olmak en büyük hedefimizdir. Bu hedef doğrultusunda Taksim ve Kabataş semtlerindeki otel projelerimizi bitirerek markamızı İstanbul'a taşımış bulunmaktayız.
Otelinizi rakiplerinden farklı kılan düşünce ve hizmetleriniz nelerdir?
Metropolitan Luxury Hotels, değer yaratmayı, beklentilere evrensel
advertorial
O
kurlarımızın genel bir bilgiye sahip olması amacıyla Metropolitan Otelleri’nin ne zaman, kim tarafından kurulduğunu kısaca aktarabilir misiniz bizlere?
kalitede ürünler ve hizmetler sunmayı amaçlar. Bu doğrultuda, ülkesi ve misafirleri için; güvenilirlik, devamlılık ve saygınlık simgesi olmayı hedefler. En önemli gücümüz, yetkin personelimizdir. Konusunda uzman personelin, eğitim ve deneyime dayalı gücünü grubumuza dahil ederek, yeteneklerini ve yaratıcılıklarını en verimli şekilde kullanabilmelerini sağlamak ve gelişmelerine imkan tanıyan bir çalışma ortamı yaratmak, grubumuzun, kendini nesilden nesile aktarmak için seçtiği yoldur.
Genel olarak Ankara turizmini ve otellerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
İşletmeler misafirlerine bir şeyler sunulabilirler ama asıl konu hizmetin nasıl sunulduğudur. Otelcilikteki en büyük iki eksiklik güler yüz ve vücut dilinin olmamasıdır. Bu sebeple misafir memnuniyetini ön plana çıkarırken personel memnuniyetini de düşünerek planlarımızı yapıyoruz. Kaliteli hizmetin, konusunda uzman kişilerle verilebileceğinin bilincindeyiz.
olayları nedeniyle yeni ve acil stratejiler uygulaması zorunlu hale gelmiştir. Öncelikle sektörde yaşanan örgütsel dağınıklık giderilmeli ve sektördeki tüm aktörleri bir araya getirecek yasal bir üst kuruluş oluşturulmalıdır. Devlet-özel sektör dengesi ve iş bölümü yeniden değerlendirilmelidir. AB'de genel eğilim hem yerel yönetimlerin hem de merkezi hükümetin özendirme ve yönlendirme görevi üstlenmesi dışında kalan diğer işlemlerin özel sektöre bırakılması yönündedir. Gündeme defalarca gelen ancak sonuçlandırılamayan Türkiye Otelciler Birliği Yasası'nın çıkarılması bu dağınıklığı kaldırarak devlet-özel sektör dengesini sağlayacaktır.
Protel ile çalışmaktan memnun musunuz? Hizmetinize sağladığı katkılar nelerdir?
Protel ile Metropolitan Otelleri iyi bir iş ortağı oldu. Protel'in sağlayıcısı olduğu Opera Otel Yönetim Sistemi otel yönetiminde kaliteyi sağlarken, alanında uzman ekibi 7/24 destek hizmeti veriyor.
Ankara'nın dünya başkentleri arasında az tanınan ve az bilinen bir turizm kenti olduğu gerçeğini kabul etmek gerekiyor. Eskiyen yatırımlar restore edilmeli ve modernizasyon için gerekli tedbirler alınmalıdır. Yabancı sermaye yatırımlarını turizm sektörüne çekecek özendirici teşvikler getirilmelidir. Diğer taraftan, sektörün rekabet gücünü arttırmak bakımından yüksek ÖTV oranları düşürülmeli, sektörün önemli enerji giderleri olan elektrik, su, doğalgaz maliyetleri için düşürücü önlemler alınmalıdır. Hiç kuşkusuz sektörün gelişmesinin önündeki en önemli engellerin başında gelen tanıtım ve pazarlama konularındaki yetersizlikler giderilmelidir. Ankara turizminin gelişmesi için ulusal ve uluslararası organizasyonların düzenlenmesi, yerli ve yabancı tur operatörleri ile seyahat acentaları için info turlar düzenlenmesi ve hepsinden önemlisi yerli ve yabancı yatırımcıları bölgeye çekmek için özendirici teşviklerin getirilmesi ve bu teşviklerin artan bir ivmeyle devam etmesi gerekir. Esenboğa Havaalanı’nın yanında yer alan ve temeli atılan fuar merkezinin bir an önce bitirilmesi tanıtım ve pazarlama faaliyetleriyle ulusal ve uluslararası organizasyonlara ev sahipliği yapması en büyük beklentilerimizdendir. Özelikle Ankara'nın sahip olduğu kongre turizmi, kültür turizmi, sağlık turizmi, termal turizm vb. potansiyelleri harekete geçirilmeli ve tanıtıma ağırlık verilmelidir. Ayrıca uluslararası sermayenin dolayısıyla uluslararası otel zincirlerinin ülkemize gelmesi için kayıt dışılığın ve haksız rekabetin azalması, sosyal güvenlik, vergi reformu gibi yapısal reformların gerçekleşmesi gerekir.
Türkiye’deki turizm sektörünün geleceğini nasıl değerlendiriyorsunuz? Çok zengin kültürel ve tarihi bir mirasa sahip Türkiye, eşsiz doğal güzellikleriyle birlikte değerlendirildiğinde, turizm potansiyeli bakımından dünyanın en önemli ülkeleri arasında yer almaktadır. Bölgemizdeki siyasi krizlere rağmen Türkiye'nin turizmde yükselmeye devam ettiği bir dönemde terör
METROPOLITAN HOTELS ANKARA
Oğuzlar Mah. 1377. Sokak No:28, Çankaya, 06520 Ankara T:(0312) 295 4545
davet
5. Yıl Kutlaması Hilton Istanbul Bomonti’nin ünlü bloggerlara ev sahipliği yaptığı partide, sosyal dünyanın tanınmış ismi Kubilay Sakarya’nın kurucusu olduğu blog, beşinci yılını eğlence dünyasının yakın takipçileriyle kutladı.
KUBİLAY SAKARYA
FULYA SEZEN, TUNA MERT, KUBİLAY SAKARYA, DENİZ SAATÇİOĞLU, GAMZE BİRAN
İstanbul’un yükselen değeri Şişli’nin kalbindeki Hilton İstanbul Bomonti, Türkiye’nin eğlence dünyasının tanınmış bloggerlarından Kubilay Sakarya’nın blogunun beşinci yılı kutlaması için kapılarını açtı. Otelin 34. katında yer alan muhteşem İstanbul manzaralı Cloud 34 Sushi Lounge’da gerçekleşen DJ partisinde katılımcılar suşi ve blush eşliğinde keyifli bir gece geçirdiler. Akşam üzeri başlayan parti gecenin geç saatlerine kadar canlı DJ performansı ile devam etti. Partiye 2011 Best Model Turkey Hilal Uzun, İşte Benim Stilim şampiyonları Nurcan ve Acan Sencan, sunucu ve blogger Fulya Sezen, blogger Modafobik, Esquire editörü Ahu Özdemir, Gloria Jeans CEO’su Mehmet Dinçerler, oyuncu Utku Ateş, modacı Ali Bayramoğlu, Gülçin Uzunalan ve saç tasarımcısı Umut Tatlı gibi ünlü isimlerin yanı sıra pek çok tanınmış blogger katıldı.
lası için Daha faz /MAGonline .com facebook
HİLAL UZUN
ESRA ALPKAYA, KUBİLAY SAKARYA, SİNEM YILDIRIM
MEHMET DİNÇERLER
“Size özel egzersiz programları ile hedeflerinizi gerçekleştirmek üzere beraber yola çıkıyoruz. Hedef her zaman kolay veya kısa olmayabilir, önemli olan bu hedeflere doğru ve kalıcı yoldan ulaşmak..“ “Herkese uyan egzersiz anlayışı yerine “size uygun” egzersiz programını uyguluyoruz..”
Next Level Rezidans-AVM B-Blok Kat :2 No:3 Söğütözü Ankara Tel: +90 312 911 29 96 www.pilateszone.com.tr
röportaj
Kismetse Olur
“Kısmetse Olur” reality programının renkli sunucusu Seda Akgül geçtiğimiz ay dünyaevine girerek gündeme bomba gibi düștü... Ses getiren programı, sürpriz evlilik kararı ve ilișkiler üzerine gerçekleștirdiğimiz keyifli röportajımızı sizlerle bulușturuyoruz...
K
ısmetse Olur projesi ilk geldiğinde ne düşündünüz? Bu kadar konuşulacağını tahmin etmiş miydiniz?
Proje ilk geldiği andan beri tutacağından emindim. Arkasındaki prodüksiyon şirketi Türkiye’nin en iyi işlerini yapan bir şirket. Bir de ben önsezilerime her zaman güvenirim.
Neden bu projenin teklifi size geldi sizce?
Ben haber programları sunarken de uzun süre çok satanlar listesine girmiş ‘Dişilik mi Kişilik mi’ , ‘Ruh İkizi mi Ruh Öküzü mü’ kitaplarım vardı. Ayrıca Bkm Mutfakta ‘Dişilik mi Kişilik
180
mi’ adlı kitabımdan uyarladığım oyunumu geçen kış başarıyla yürütmüştüm. Herhalde benden daha uygun bir aday olamazdı.
Programla ilgili dışarıda nasıl tepkiler alıyorsunuz?
İnsanlar programa o kadar bayılıyor ki, programdaki adayları kendi ailelerinden biri gibi görmeye başladılar, onların yaşadıklarını kendileri yaşıyor gibi benimsemeye başladılar. Bu da yaptığımız işin sahiciliğinin bir göstergesi.
Karakterinizi göz önünde bulundurduğunuzda habercilik mi size daha uygundu yoksa şu anki konsept mi? Hangisi daha zor?
Ben televizyoncuyum. Önüme hangi iş gelirse en iyisini yapmaya
çalışırım. İkisinin de zorlukları var. Ama bu meslekteki heyecanı, adrenalini, başarının ve başarısızlığın anında belli oluşunu insan ilişkilerini ve insanların hayatına dokunabilmeyi seviyorum.
Günümüzde kadın erkek ilişkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Birbirine uygun bir kadın erkek profilini nasıl çizersiniz?
Kadın ve erkek birbirini anlayamaz ancak anlayış gösterebilir. Birbirine uygun kadın ve erkek ise geçinmeye gönlü olan kadın ve erkektir. Çünkü insanın geçinmeye gönlü yoksa en ufak bir problem ayrılıkla sonuçlanır. İşin sırrı, sahici olmak ve iki tarafın beklentisinin karşılıklı olması. Biri gönül eğlendirirken diğeri yuva kurmak istiyorsa veya biri ilişki isterken diğer taraf gününü geçiriyorsa arz talep yüzünden bu ilişki yürümez.
“Kısmetse Olur” için benden uygun bir aday olamazdı. Evlilik kararı alırken ilk olarak göz önünde bulundurulması gerekenler neler sizce?
İyi, vicdanlı ve iletişime açık bir insan olması gerekir. Ben karşımdaki insanı değerlendirirken sadece benimle değil çevredeki tüm insanlarla ve canlılarla etkileşimini göz önünde bulundururum. Bu onun gerçek karakterini belli eder, bir kadını elde ettikten sonra nasıl biri olarak devam edeceğini gösterir. Çünkü erkekler, avcı ruhlu oldukları için elde etme duygusuyla aşkı karıştırabilir. Önemli olan sizi elde etmeyi isteyen erkeği değil, elde ettikten sonra da istemeye devam edecek olanı bulmak. Aşk teslimiyettir sonuçta...
Evliliğim tamamen aşk evliliği! Evliliğiniz gündeme bomba gibi düştü. Eski röportajlarınızda kendi ilişkilerinizde seçimlerinizin yanlış olduğunu belirtiyordunuz. Bu sefer “bay doğru”yu nasıl buldunuz? Evlilik kararı alırken neler hissederek aldınız?
Kimse ‘Bay Doğru’ değil. Evlilik için Hz Mevlana’nın dediği gibi iki şey gerekir: Birincisi doğru insanı bulmak, diğeri doğru insan olmak. Bu kez galiba ben de doğru insan olmak için çaba harcadım ve sevgi dışında hiçbir şeyi önemsemedim. Tam bir aşk evliliği... Zaten mantık evliliği bana uygun bir şey olmazdı.
Aşk nedir sizce? Evlilik aşkı öldürüyor mu?
Aşkın evliliği öldürmesi sizin evlilik içindeki tutumunuza bağlıdır. İnsan kendi bedenine ve vücuduna dahi sahip değilken karşısındakine malı ve kölesi gibi davranırsa tabii ki öldürür. Evlilik özgür iradenle eşine koşmak istemeyi başarabilme sanatıdır. Başkalarını memnun etmek için, -yani yakın çevre ve akrabalar, el alem diyeceğimiz kişiler- , eşinizi ve kendi mutluluğunuzu harcamayın.
Çocuk düşünüyor musunuz?
Düşünmüyoruz. İkimiz de çocukları ve hayvanları çok seviyoruz ama fiziksel olarak çocuk sahibi olabilsek bile artık anne olacak enerjiyi kendimde görmüyorum. Var olmak, aile olmak veya hayatı anlamlı kılmak için çocuk şart değil. Üstelik bizim Kuki’miz çocuğumuz gibi...
İşiniz ve özel hayatınızla ilgili gelecek projelerinizden bahseder misiniz biraz?
Bu projeye ve bundan sonra da aklıma yatan ve katkım olabileceğini düşündüğüm her projeye sıcak bakarım. Hayatın bize sundukları tesadüf değil. Sadece ön sezilerime güvenirim karar verirken. Bugüne kadar yanılmadım çok şükür. Ne demişler ‘Çekil aradan, tezahür etsin yaradan’!!!
181
davet
Çocuklara Umut Olacak Sinem Nefesoğlu’nun başkanlığını yaptığı, Pervin Ersoy, Hülya Kalyoncu, Züleyha Özgül, Burcu Hattat, Aslı Ekmekçi, Esra Erdem ve Altın Mimir’in kurucu üyeliğini yaptığı ‘Bizim Çocuklarımız Dayanışma Derneği’ düzenlenen basın toplantısıyla faaliyetlerine başladı.
SİNEM NEFESOĞLU
182
ESRA ERDEM
Ekonomik durumu iyi olmayan ailelerin çocuklarının okul öncesi eğitimini tam olarak almasını sağlamayı hedefleyen derneğin ilk toplantısı basın toplantısıyla beraber Galliard’da gerçekleşti. İlk projelerini Çekmeköy’de hayata geçirmeyi planlayan dernek, Türkiye’de ihtiyacı olan alanlara anaokulları açarak çocukların okul öncesi eğitimlerini tam olarak almalarını sağlayacak. Toplantıda okul öncesi eğitimin önemine değinen Bizim Çocuklarımız Dayanışma Derneği Başkanı Sinem Nefesoğlu “projelerimizle geleceğimize ışık olmak istiyoruz” dedi.
ZÜLEYHA ÖZGÜL
PERVİN ERSOY
BURCU HATTAT
HÜLYA KALYONCU, AYȘE AZİZOĞLU, ESRA ERDEM, ALTIN MİMİR, SİNEM NEFESOĞLU, ZÜLEYHA ÖZGÜL, PERVİN ERSOY, BURCU HATTAT
Toplantıda okul öncesi eğitimin önemine değinen Bizim Çocuklarımız Dayanıșma Derneği Bașkanı Sinem Nefesoğlu “projelerimizle geleceğimize ıșık olmak istiyoruz” dedi. ALTIN MİMİR
AYȘE AZİZOĞLU
HÜLYA KALYONCU
davet
Şiddetsiz Bir Dünya İçin El Ele Ünlü giyim markası Batik tarafından Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’na destek olmak amacıyla Dünya Kadınlar Günü’nde özel bir davet gerçekleştirildi.
BURCU ZİYAL
184
AYȘE KUCUROĞLU
8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında Batik tarafından Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’nın sosyal sorumluluk projesi için özel bir davet düzenlendi. İstinyePark Batik mağazasında düzenlenen davetin ev sahipliğini Batik Yönetim Kurulu Başkanı Emre Ziyal’ın eşi Burcu Ziyal üstlendi. Davete sosyal yaşam dünyasının hayırsever isimleri büyük ilgi gösterdi. Şiddetsiz bir dünya için “Ben varım, yanındayım!” diyen ünlü isimler proje için üretilen fularlardan satın alarak Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’na destek verdiler. Batik mağazalarında projeye özel olarak hazırlanan görseller ve mor renkli ürünler de ön plana çıkarılarak projeyi duyurmak ve farkındalık yaratmak amacıyla sergilendi. Burcu Ziyal, davet boyunca konuklarıyla yakından ilgilenerek Batik’in Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı ile gerçekleştirdiği iş birliği hakkında bilgi verdi. Davetin sonunda Burcu Ziyal’ı markalarının duyarlı davranışı dolayısıyla tebrik eden konuklar mor fularlarla objektiflere poz verdiler.
NEVȘAH FİDAN KARAMEHMET
IȘIL REÇBER
özel
Burcu Ziyal
Tasarım ve Așk Buluștu
Cemiyet hayatının genç kușak temsilcilerinden Burcu Ziyal ile markaları arasında yer alan Batik mağazalarındaki tasarım projelerini, ilham kaynaklarını, aile hayatını ve yeni sürprizlerini konuștuğumuz keyifli sohbetimizi MAG Özel sayfalarımıza tașıyoruz… FOTOĞRAFLAR: EYLÜL EZİK STYLING: MURAT OKUR RÖPORTAJ: TUĞÇE UZUN
186
özel
“Arkadaşlık ile başlayan
ilişkimiz evlilik ile taçlandı.”
B
urcu Ziyal kimdir?
Halkla ilişkiler ve reklamcılık mezunuyum. Spor yapmayı seven, hayatını pozitif bir bakış açısıyla yaşamaya çalışan, aile bağları kuvvetli ve sosyal bir yapıya sahibim. Bir süredir de markalarımız arasında yer alan Batik’in tasarım ekibinde yer alarak eşime yardımcı oluyorum. Yakın zamanda da eşimle birlikte kurduğumuz bebek ayakkabı markamızı beğeninize sunacağız.
Şu anda birlikte başarılı projelere imza attığınız ve çok sevdiğiniz eşinizle tanışma hikayenizi anlatır mısınız?
Emre ile aynı arkadaş grubundaydık. Önce çok iyi iki arkadaş olduk ve arkadaşlığımız boyunca birbirimizle vakit geçirmekten ne kadar keyif aldığımızı fark ettik. İlerleyen zamanlarda da ilişkimiz duygusallık boyutu kazandı. Aslında birbirimize karşı ilgimiz içten içe hep vardı ama önce birbirimizi karşılıklı olarak tanırsak daha doğru bir karar vereceğimize inanıyorduk. Sonuç olarak da arkadaşlık ile başlayan ilişkimiz evlilik ile taçlandı.
189
özel
“Hedeflerimde her zaman üretmek ve yenisini eklemek var.”
Evliliğinizi ve eşinizi birkaç kelimeyle tarif edecek olsanız hangi kelimeleri seçersiniz?
tasarımların ilk ortaya çıkış aşamasından mağazalara grime sürecine kadar tüm süreç beni çok heyecanlandırıyor. Her bir parçasında ayrı bir emek var. İşimi çok severek yapıyorum.
Batik mağazalarının projelerinde sizin sorumluluklarınız ve görevleriniz neler?
Koleksiyon tasarlarken nelerden ilham alıyorsunuz?
Aşk, mutluluk, güven, heyecan ve sevgi.
Ben markamızın tasarım ekibindeyim ve styling çalışmalarını bizzat ben yapıyorum.
Moda tasarımı sizi heyecanlandırıyor mu?
Modayı severek ve yakından takip ediyorum. Kendi yarattığım
190
Günümüz trendlerini yakından takip ediyoruz. Dünya modası da tabii ki ilham kaynaklarımız arasında. Tasarımlarımızda en çok dikkat ettiğimiz konu yarattığımız parçaların bize özgü olması. Markamızın en büyük öneliği budur.
özel
“Bir bebek ayakkabı markasını kurma aşamasındayız.”
Kendi tarzınızı nasıl tanımlarsınız? Modayı çok sıkı takip ettiğinizi söyleyebilir miyiz? Çok yakından takip ediyorum evet ama moda olan her parçayı kullandığım söylenemez. Vücut tipime, ten rengime ve tarzıma uyanları daha sık tercih ediyorum. Sade, şık ve abartıdan uzak bir giyim tarzım var.
Sosyal sorumluluk projelerinde aktif olarak rol alıyor musunuz?
Bireysel ve kurumsal olarak birçok dernek ve vakfa destek veriyoru. En son Mor Çatı Derneği ile ortak bir projemiz oldu. Markamız, kadınlardan aldığı gücü yardıma muhtaç kadınlara vererek güç paylaşımında bulundu. Sosyal sorumluluk projelerine hem markamız hem de ben destek vermeye devam edeceğiz.
Kendi mesleğinizle ilgili gerçekleştirmek istediğiniz hedefleriniz var mı?
Hedeflerimde her zaman üretmek ve yenisini eklemek var. Konuşmamızın başında da söylediğim gibi yeni bir bebek ayakkabı
markasını kurma aşamasındayız, Ar-Ge çalışmalarımız bitmek üzere. En yakın zamanda moda sever küçüklerle buluşturacağız.
Boş zamanlarınızda yapmaktan en çok keyif aldığınız ve sizi dinlendiren aktiviteler neler?
En çok kitap okumak diyebilirim. Zihnimi temizlememe yardımcı oluyor.
Yakın zamanda ailenizi genişletme planlarınız var mı? Bu sene öyle bir planımız var ama hayırlısı ne zaman ise o zaman olsun tabii ki. Zamana bırakıyoruz.
Bu aya özel olarak hazırladığımız gurme ekimize istinaden mutfağa dair biraz sohbet edelim sizinle...
Mutfakta vakit geçirmeyi seviyor musunuz?
Vakit buldukça mutfakta yeni tatlar keşfetmeyi ve denemeyi seviyorum.
özel
“Bu sene ailemizi genişletme planımız var…”
Eşim de ben de boğazımıza düşkünüz. Çıktığımız tatillerde de bunu açıkça belli ediyoruz zaten. Her zaman önceliğimiz oradaki meshur tatları keşfetmek oluyor.
İstanbul’da lezzetlerini ve ambiyansını en çok sevdiğiniz mekanlar hangileri?
Çok sevdiğimiz bir dostumuzun açtığı Hudson, lezzet ve mekan olarak şu anda çok keyif aldığımız yerlerin başında geliyor. Zuma ve Sunset de vazgeçilmezlerimiz arasındaki yerini her zaman koruyor.
194
Mutfağı seven kadınlar kendi mesleklerinin yanında her zaman bir de cafe restoran sahibi olmayı hayal ederler... Sizin böyle hayalleriniz oldu mu veya önümüzdeki zamanlarda böyle bir projeyle karşımıza çıkma düşünceniz var mı? Benim değil ama Emre’nin bu sektörle ilgili plan ve projeleri var. Doğru yer ve doğru zamanda gerçekleştireceğini umuyorum...
ACE of M.I.C.E. PARTNER VE SPONSORLARINA TEŞEKKÜRLERİMİZLE...
TOURISM, LEISURE & LIFESTYLE
davet
ACE of M.I.C.E. Ödülleri Sahiplerini Buldu DİLARA ERTÜRK, FERAY ȘAHİNGÖZ, GÜL AVCI, HİLAL ÖZTÜRK, ESRA TORAL
MAG Dergisi’nin her yıl geleneksel olarak düzenlediği “MAGical Night” da “En İyi Davet “ kategorisinde ilk üçe girdi.
YASEMİN AKAR, AHMET UYKU, GONCAGÜL AVCI
17 Mart Perşembe günü Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde dördüncüsü düzenlenen sektörün “Oscar”ları olarak bilinen ACE of M.I.C.E. Kongre, Toplantı ve Etkinlik Ödülleri görkemli bir törenle sahiplerini buldu. Ödül töreninin sunuculuğunu gerçekleştiren Ece Vahapoğlu, Ercüment Şansal ve radyo program yapımcısı Geveze geceye renk kattı. Bu yıl 4 ana başlık (Etkinlikler, Toplantı Destek Firmaları ve Proje Uygulamaları, Toplantı Otelleri ve Etkinlik Mekanları, Toplantı Yönetim Firmaları) ve 31 ayrı kategoride verilen ödülleri takdim edenler arasında ünlü şarkıcılar; Gökhan Türkmen, Kendi, Atiye, Simge Sağın, Ece Seçkin, Aynur Aydın ve Pamela yer aldı. Kongre, toplantı ve etkinlik sektörünün kalite çıtasının yükselmesine katkıda bulunan MICE sektörünün aslarının kazandığı ACE of M.I.C.E. Kongre, Toplantı ve Etkinlik Ödülleri gecesine iş, sanat ve MICE sektöründen birçok isim katıldı. Davetliler, birbirinden renkli görüntülerin oluştuğu gecede kırmızı halı seremonisinden sonra kokteyl alanına geçtiler. Ödül töreni öncesi farklı damak tatlarından yiyecek ve içecek sunumlarının gerçekleştiği geceye yaklaşık 2500 davetli katıldı.
NİSA - MURAT ERSOY
ULUÇ AKLAR
CEYLAN PİRİNCÇİOĞLU
FÜSUN AKPINAR, VOLKAN ATAMAN
GÖKHAN TÜRKMEN ATİYE
SİMGE SAĞIN
röportaj
Eğlenmediğiniz sürece etkinlik sektöründe çalışmanız pek mümkün değil.
Etkinlik Tarafı Markaların Eli Kolu Ace of M.I.C.E 2016 ödül gecesinde yaptığı konușmasıyla tüm davetlileri kahkahalara boğan Tatu Event Kurucu Ortağı ve Ace of M.I.C.E Genel Koordinatörü Ata Kavame ile etkinlik sektörünün her yönünü konuștuk...
A
ta Kavame kimdir? Biraz yakından tanıyabilir miyiz?
35 yaşında, hala çok meraklı bir adam, Tatu Event Kurucu Ortağı, Ace of M.I.C.E. Genel Koordinatörü. Bahçeşehir Üniversitesi’nde Uluslararası ilişkiler ve Siyaset Bilimi okudum. Fark yaratmak için siyasete girmeyi hayal ediyordum. Sonra fark yaratmanın daha huzurlu yolları olduğunu keşfettim galiba... Keşfedince yaşadığını anlıyor insan. Hayal edince nefes alıyor. Ben de derin derin nefes almaya çalışıyorum uzun süredir.
Türkiye’de organizasyon sektörüne dair gözlemleriniz nelerdir? Bu konuda dünyayı şaşırtmaya devam ediyoruz. İmkansız sürelerde, imkansızlıklar içinde, imkansız projeleri gerçekleştiriyoruz. Tepki hızlarımız, pratik çözümlerimiz ile rakiplerimizin çok önünde yer alıyoruz. Onlar bizim esnekliğimizi anlayamıyorlar, biz de onların nasıl pratik çözümler bulamadıklarını. Genç ve dinamik nüfusa sahip bir ülkeyiz. Gerçekten enerjimiz içimize sığmıyor. Amerika’nın tekrar keşfine gerek yok. Keşfedilen teknolojileri yaratıcılığımızı kullanarak katma değer sağlayan projelere dönüştürüyor, hedef kitleler için en etkin biçimde kurguluyoruz. Yaratıcılığımızla nice uluslararası ödüle layık görülüyoruz. Bir markanın reklam tarafı yüzünü, halka ilişkiler tarafı sesini oluşturuyorsa, etkinlik tarafı da elini kolunu oluşturuyor. Markalar bizler sayesinde dokunuyor, hissediyor, selamlaşıyor. Türk toplumu kendilerine dokunan markaları seviyor. Bunun değerini anlayan markalar rakiplerinden güçlü biçimde ayrışıyor. Evet bu coğrafyanın zorluluklarının farkındayız. Ama biz üretmeye devam etmeliyiz. Başarmaktan, üretmekten daha büyük bir motivasyon yoktur.
200
Dünya çapında organizasyonlar gerçekleştirebilmenin püf noktaları sizce neler? İyi bir ekip kurmak, hayal etmek, çözüm üretmek ve çalışmak… Ancak belki hepsinden önemlisi iş güvenliği ve uluslararası regülasyonlara uyumunuz. İşimiz elbette önemli ama insan her şeyden değerlidir.
Ace of MICE 2016 sizce nasıl geçti?
Ace of MICE, 4 yıldır tüm M.I.C.E. sektöründeki ajans, müşteri ve tedarikçileri bir araya getiren aynı zamanda yıl içinde başarılı işleri, şirketleri ve sektörün arka planında yer alan o görünmeyen kahramanları ödüllendiren bir oluşum. Ama bence en önemli yanı; sektöre kalite için yapmış olduğu baskıdır. Bu sayede yaratıcılıktan uzak, kopya projeler üretilmesini engelliyoruz. Kaliteyi arttırmak ve yaymak gibi önemli bir misyonu taşıyoruz. İyileri ödüllendiriyoruz. Oraya gelen 2000 insan bu sektörün her noktasından... Mutlaka birileriyle bu işleri yaparken temas etmiş oluyorsunuz. Herkes tanıdık, bildik. Rakipleriniz, iş ortaklarınız, müşterileriniz… Ancak onlar da sizin gibi, onlar yol arkadaşlarınız... Konuşuyoruz, paylaşıyoruz, hedefler koyuyoruz, iş birlikleri yapıyoruz. Ace of M.I.C.E bir network platformu. Ve bu sene de görevimizi fazlasıyla yerine getirdiğimizi düşünüyorum.
Ödül gecesinde yaptığınız açılış konuşmasında sektör firmaları kahkahalara boğuldu. Müşteriler ve ajanslar arasındaki diyalogları belki de en renkli anlatanlardansınız. Okurlarımızı da bilgilendirmek isteriz. Nedir bu sıkıntılar? Nasıl çözülebilir sizce?
Eğlence çok ciddi bir iştir ancak eğlenmediğiniz sürece etkinlik sektöründe çalışmanız pek mümkün değil. Hem beden hem de akıl gücü ile hareket etmeniz gerekir. Bu nedenle diğer komşu
konulara göre daha yorucudur. Zamana karşı, dolayısı ile stresli bir meslek yapıyoruz. Geçenlerde bir istatistik geldi önümüze. Polis, Ambulans Sürücülüğü, Doktorluk ve İtfaiyecilikten sonra gelen en stresli meslek Etkinlik Yönetimidir yazıyordu. Stresi yönetmeyi de öğreniyorsunuz zaman içinde. Konuşmama gelince; ben de anlamıyorum neden gülüyorlar? Ben sıkıntılarımızdan bahsediyorum herkes gülüyor. Şaka bir yana evet bizim sektörün iletişim kazalarından bahsediyorum. Her sektörde vardır zaten. İletişim zor iş. Ancak benim anlattıklarım ne yazık ki sadece bizim yaşadığımız sorunlar değil. O salonda oturan 2000 kişi de aynı ya da benzeri sorunları, sıkıntıları yaşıyor. Dilimizin ucuna gelip de söyleyemediklerimizi söylüyorum. Müşterimizin bütçe kısıntısı sebebiyle bütçeden ses sistemini çıkartıp, mikrofonlar kalsın demesi bizim için 3 günlük gülme sebebi. Ya da bir kamera aparatı ismi olan Jimmy Jip’in bir yolcu ismi zannedilip havaalanında acilen giriş kapısına çağrılma anonsunu duyduğumuz an bizim için unutulmaz. Bu kadar gelişmiş teknolojimize rağmen ölçü birimi olarak “bir tık ” kullanmak çok komik geliyor. İşin garibi herkes anlıyor ve gayet işe yarıyor. Elbette marka yaptığı işin en iyi çıkmasını istiyor. En beğenilen, ödüllere doyamayan iş onun olsun istiyor. Ancak biz de mail imzası gibi olan brieflere isyan ediyoruz. Hepsi aynı başarı arzuları ile başlayıp sonunda “ancak bütçemiz kısıtlı” ile bitiyor. E o zaman da “Biz de sizi seviyoruz sevgili müşterimiz” demekten kendimizi alamıyoruz. Pazarlama ve iletişim konularının göbeğinde bir sektör; etkinlik sektörü. Ama bence bu sektörde başarı, karşılıklı birbirini iyi anlayabilmekten geçiyor. Markanın bu işe neden ihtiyaç duyduğunu, neyi amaçladığını ve yaratmak istediği etkiyi doğru okuyabilirseniz başarıya ulaşabilirsiniz.
Türkiye’de Etkinlik sektörünün gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yeni yeni üniversitelerde bölümlerin açıldığı, kursların verildiği ve şu anda içerisinde bulunanların neredeyse hepsinin alaylı olduğu bir sektör. Şaşıracaksınız ama can güvenliği en riskli işlerden biri, etkinlik işi. Bu sebeple regülasyonların daha yeni oluşturulduğu, daha öncelerde ise iş güvenliğini bile bilmeyen bir alandı. Ne yazık ki, uzun bir süre turizm sektörünün yıllarca yürüttüğü bir uzmanlık olarak kaldı. Ancak etkinlik, turizm sektörünün bir dalı değildir. Mutlaka destek alır, komşuluk yapar ama turizmcilerin, tur acentelerinin uzmanlığının çok dışında bir konudur. Konu olarak pazarlama ve iletişimin bir dalıdır. Potansiyelin farkındayız, ışıl ışıl parlayan yaratıcı genç beyinlerle tanışıyoruz. Bize umut veriyorlar ve yapabileceklerimizi gördükçe sabırsızlanıyoruz. Bu konuda birlikler kurduk. Dersler verilmeye başlandı. Eğitimler ve seminerler veriyoruz. Bahçeşehir Üniversitesi iş birliği ile bu konuda dünya oyuncusu olmak için yepyeni bir oluşumun içine girdik. Eğlence sektörünün her aktörünü içine alan ve aynı zamanda etkinliğe yeni bir bakış açısı kazandıracak bir oluşum yakında doğacak. İşte bu donanımı ve vizyonu alan bugünün gençlerinin bu ülkede olimpiyatları organize ettiğine tanıklık edeceğiz.
Event fikirleri geliştirirken en çok nelere dikkat edilmeli?
İki önemli yeri var. İlki detaylar. Detaylar bir işi mükemmel yapmanızla sıradan yapmanız arasındaki farkı belirliyor. En büyük hatayı, katılımcının o detaydaki eksiği görmeyeceğini zannederek yapıyoruz ama görüyorlar. İnsanlar detaylarda yakaladıkları keskin farkları paylaşıyorlar. Bunlardan bahsediyor. Ana hedef mutlaka önemli. Ancak detaylar, gösterdiğiniz özeni ifade ediyor. Özen gören katılımcı sizi mutlaka ödüllendiriyor, kalıcılığınızı arttırıyor. Siz katılımcıya, detaylarda verdiğiniz özenle dokunabilirseniz, o da
bu dokunuşa mutlaka karşılık veriyor. Bunu etkinliğe gelenleri karşılarken bir elma ile de verebilirsiniz, uçakta izleyeceği bir sürpriz film yaparak da... Diğer önemli nokta ise hedef kitle! Hedef kitleye ulaşmayan bir etkinlik, hedef kitlenin beğenisi ve ilgi alanı dışında kalan bir deneyim, başarısızlık demektir. Bu nedenle insan en önemli faktörümüzdür. Maslow’un Güdüler Hiyerarşisi, bizim stratejilerimizin temelini oluşturur. Aritoteles Retorikleri hedef kitlemizi nereden vuracağımızı gösterir, güncel deneyimlerimiz, araştırmalarımız, yaratıcılığımız ve operasyon kabiliyetimiz de eklendiğinde tam anlamıyla bir etkinlik oluşmuş olur.
Sizce etkinlik organizasyon sektörü dijital dünya ilerledikçe ne kadar etkilenecek? Önümüzdeki yıllardaki süreci nasıl gözlemliyorsunuz?
TV, OOH ve diğer geleneksel mecralarda iletişimlerin çok çok azalacağını düşünüyoruz. New Medya baskınlığını artıracak ve sonunda kazanacak. Sosyal Medya ve Dijital Dünya, artık etkinlik endüstrisi ile beraber hareket ediyor. Biz artık sağlığımızdan, ekonomimize, arkadaşlık ilişkilerimizden, haberlere kadar her şeyi dijitalleştiriyoruz. Hayatımızı telefon ve bilgisayarlardan yönetiyoruz. Türkiye’de ilk kez dijital bir etkinlik deneyimi yaşattık. Ama bu daha başlangıç. Yeni dünya düzeninde dijitali üretebilenler ve yönetebilenler her alanda lider olacaklar. Bu sebeple dijital dönüşümün takipçisi değil, lideri olmak gerekiyor. Dünya üzerinde kazananlar, dijital devrimi en hızlı tamamlayanlar olacak. Umarım o liderlerden bazıları bugün bunun farkına varmış olan gençlerimizden çıkacak.
Ses getirecek projeleriniz olacak mı?
Projelerin ses getirmesinden daha önemlisi hafızalarda kalıcı ve sürdürülebilir olması. Geçen sene İspanya’da gerçekleşen ödül töreninde, bir projemizle “Avrupa’nın en iyi sürdürülebilir etkinliği” kategorisinde ödüle layık görüldük ve ödülümüzü Türkiye’ye getirmenin gururunu yaşadık. Amacımız bunun sayısını artırmak.
En büyük hayaliniz nedir?
İstanbul’un günün birinde Dünya Olimpiyatları’na ev sahipliği yaptığını görmek ve bu organizasyonun bir parçası olmak.
201
davet
20. Yıla Özel Kutlama YUNUS MERT - CÜNEYT ASAN
Ankara’nın başarılı reklam ajanslarından Grafikir, 20. yılını, Holiday Inn Hotel Çukurambar’da düzenlediği görkemli bir davetle kutladı. Reklam sektöründe 20. yılını dolduran Bora Çınar, yirmi yıllık süreci; “Biz bu günlere kolay gelmedik, çok çalıştık, işimizi severek yaptık. Her şeyden önce ekip olmayı amaçladık ve hiçbir zaman ben demedik, biz diyerek çalıştık. Biz 30 kişilik muhteşem bir ekibiz.” sözleriyle özetledi. 20 yıllık süre içerisinde Türkiye’nin en büyük 100 reklam ajansı arasına girmeyi başardıklarını söyleyen Çınar, “aldığımız 13 Kristal Elma ve 5 Kırmızı ödül ile başarılarımızı taçlandırdık” dedi.
202
AYSU - BORA ÇINAR
TUNCAY ARIĞ, PELİN MAĞAROĞLU
Jewellery & Decoration - Turkey
davet
CENK - NİLGÜN SEVİNÇ
EVRİM CELEBCİ, GAMZE ECE
Next Level AVM müdürü Pınar Gürer’in de katıldığı davette oldukça keyifli dakikalar yașandı. 204
PINAR GÜRER
GÖRKEM ÖTEKAYA - ALPER MAĞAROĞLU
CAN ÇAVUȘOĞLU
HANDAN UZUNOĞLU
MEHTAP ȘAFAK
NİLÜFER - POYRAZ ÇINAR
Seçkin isimlerin katıldığı șık gecenin ev sahipliğini Bora Çınar üstlendi.
Dünyagöz Tunus
Dünyagöz Ankara Direktörü Hüseyin Kılavuz
Geçtiğimiz ay hizmete açtığı Dünyagöz Keçiören ile Ankara’daki merkez sayısını 3’e çıkaran Dünyagöz Ankara, binlerce vaka deneyimi bulunan uzman hekim kadrosu ve son teknoloji medikal cihazlarıyla Ankaralılar’ın göz sağlığına dair tüm ihtiyaçlarına çözümler sunuyor. Tunus, Sincan ve Keçiören șubeleriyle Ankaralılara göz sağlığı alanında yüzlerce farklı teșhis ve tedavi hizmeti sunduklarını söyleyen Dünyagöz Ankara Hastane Direktörü Hüseyin Kılavuz “Dünyagöz Ankara olarak, Ankaralılara göz sağlığı alanında dünyadaki önemli referans merkezlerinin standartlarında bir göz sağlığı hizmeti sunuyor olmanın haklı gururunu yașıyoruz” dedi.
advertorial
Göz Sağlığının Global Markası , Ankara’da Hizmette Fark Yaratıyor!
T
ürkiye’ye branş hastaneciliği kültürünü kazandırarak bir ilke imza atan Dünyagöz Hastaneler Grubu, Ankara’da hizmet verdiği Tunus, Sincan ve Keçiören şubeleriyle Ankaralıların göz sağlığına dair tüm ihtiyaçlarına yüzlerce farklı teşhis ve tedavi yöntemiyle çözümler sunuyor. Dünyagöz Ailesi olarak Ankara’da ilk Tunus şubesiyle hizmet vermeye başladıklarını belirten Dünyagöz Ankara Hastane Direktörü Hüseyin Kılavuz “2009 yılından bu yana binlerce vaka deneyimi bulunan uzman hekimlerimiz, son teknoloji medikal cihazlarımız ve beş yıldızlı otel konforunda olan merkezlerimizle başkentlilere 7 gün 24 saat dünya standartlarında bir göz sağlığı hizmeti sunuyoruz” dedi.
“Öncü Olmak Sektöre Yön Vermeyi Gerektirir” Dünyagöz Hastaneler Grubu’nun kurulduğu ilk günden bu yana özel sağlık sektöründe öncü ve yenilikçi bir marka olarak kaliteli sağlık hizmeti vermeye odaklandığına dikkat çeken Kılavuz: “Öncü bir marka olmak sektöre yön vermeyi gerektirir. Biz de binlerce vaka deneyimi bulunan uzman hekimlerimiz ve sürekli yenilenen teknolojimizle göz ve göz çevresine dair tüm alanlarda; katarakt, retina, glokom, nöro-oftalmoloji, kornea hastalıkları, oküloplasti cerrahisi ve göz estetiği gibi birçok tıbbi birimde kaliteden ödün vermeden verdiğimiz hizmetlerimizle sektörümüzde fark yaratıyor ve üst çıtayı belirliyoruz” dedi.
Başarının Şifresi Kişiselleştirilmiş Tedavi Dünyagöz Ankara olarak merkezlere başvuran her hastanın kendi özelinde değerlendirildiğini belirten Kılavuz: “Hastalarımızın şikâyetleri ne olursa olsun hastalarımız uzman hekimlerimiz tarafından detaylı ve kapsamlı bir muayeneden geçirilerek, sadece kendilerine özel kişiselleştirilmiş tedavi yöntemleriyle hizmet almaktadırlar. Bu ise çok zorlu vakalarda bile başarı olarak bize geri dönmektedir” dedi.
“Ankara’da Dünyanın Göz Sağlığına Odaklanıyoruz” Dünyagöz Hastaneler Grubu’nun sağlık turizminin öncü ve global oyuncularından biri olduğunu hatırlatan Kılavuz “Ankara özelinde de Kasım 2015’te hizmete açtığımız Uluslararası Hasta Departmanı ile birlikte farklı kıtalardan ve ülkelerden hastalarımıza hizmet vermeye ve sağlık turizminde fark yaratmaya başladık” dedi. Başta Balkan Ülkeleri, Kuzey Afrika, Hollanda, Almanya, İngiltere, Avusturya, İsviçre ve Norveç gibi Avrupa ülkelerinin yanı sıra birçok Ortadoğu ülkelerinden de yabancı hastayı tedavi ettiklerini belirten Dünyagöz Ankara Hastane Direktörü Hüseyin Kılavuz “Dünyagöz Ankara’da göz ve göz sağlığına dair sunmuş olduğumuz teşhis ve tedavi hizmetlerimizle sadece Ankara’nın değil dünyanın göz sağlığına odaklanıyoruz” dedi. Yabancı hastaların en çok tercih ettikleri operasyonların başında Femtosaniye Lazer teknolojisi ile katarakt tedavisinin geldiğini söyleyen Kılavuz, retina ve göz estetiği ameliyatları için de yoğun talep aldıklarını belirtti.
www.dunyagoz.com Dünyagöz Sincan
Dünyagöz Keçiören
karma
Negatif Düşüncelerden Kurtulmak İstiyorsanız...
Hayatımızın dıșarıdan negatif anlamda çok fazla olumsuz etkilendiği, enerjimizin azaldığı ve negatif düșüncülerimizin yoğunlaștığı bir dönemdeyiz. Sürekli düșünerek problemlerimizi tekrar tekrar gözümüzde canlandırmak, sorunlarımızı yeniden hatırlamak ve kafamızı sürekli yașadığımız istenmeyen olaylarla meșgul etmek sağlığımız açısından oldukça zararlıdır. Bu duruma psikolojide “Ruminasyon” adı veriliyor. Eğer bu șekilde bazı șeyleri çok fazla kafaya takıyorsanız, üzülmeyin, yalnız değilsiniz. Bu çoğu insanın yașadığı ortak bir problem. Etrafınızda konuștuğunuz insanların sizin gibi hissettiğini göreceksiniz. Tekrarlayıcı düșünceler farklı psikiyatrik bozukluklarla sürekli karșımıza çıkmaktadır.
208
Ruminasyonun bana ne zarar verir? Negatif düşüncelere kendinizi ne kadar yoğunlaştırırsanız zihinsel olarak o kadar çok problem yaşamaya başlarsınız. Araştırmaların ortaya çıkardığı bir gerçek var; hatalar, problemler ve sorunlar hakkında çok fazla düşünmek daha fazla depresyona, travma sonrası stres bozukluğuna (PTSD) ve anksiyeteye yol açıyor. Negatif düşünme, kurtulamadığınız rutin davranış halini alıyor ve zaman içinde kötü bir alışkanlığa dönüşüyor. Önce sorunlarınızı düşünüyorsunuz, sonra kurduğunuz olaylar veya anılarda kendinizi suçluyorsunuz, özgüveniniz düşüyor, stresiniz artıyor, depresyona giriyorsunuz ve bu halinizle problemleri daha çok kafaya takıyorsunuz. Araştırmalara göre ruminasyon duygusal stresi artırıyor ki; bu da madde kullanımı ya da yeme bozukluğu gibi sorunlara sebep olabiliyor. Beslenme düzeninin ve alışkanlıklarının bozulması aslında hayat dengemizin bozulması anlamına geliyor.
Negatif Düşünmekten Nasıl Kurtulabilirim? Öncelikle Farkına Varın Olay yaşandığında farkına varın. Ne kadar ruminasyon yaparsanız o kadar negatif döngü içerisine girersiniz. Düşünce alışkanlıklarınızı fark edin ve negatif düşüncelerin zihninizde canlandığı zamanlara tüm dikkatinizi verin. Böyle düşündüğünüzün “farkına vardığınızda” o düşünceyi daha çabuk değiştirebileceksiniz. “İnsanlar güçsüz oldukları için ağlamazlar, çok uzun zamandır güçlü oldukları için ağlarlar.”
Problemlerinizi çözmek için çareler arayın. Problemlerinizi sadece düşünmekle kalmayın, çözüm üretmeye de çalışın. Kendinize yapabileceklerinizi sorun, hatalarınızdan öğrenin ve kendinize dersler çıkarın. Oturduğunuz yerde problemler sizden uzaklaşmaz aksine daha derinleşir ve kontrolü zor bir hal alır. Düşünmek ve kendinize zaman ayırmak çok önemli. Beyniniz, günlük hayata devam edebilmek için bazı şeyleri belli işlemlerden geçirme gereksinimi duyar. Günde 20 dakika sadece düşünmek için kendinize vakit ayırın. Eğer başka vakitlerde ruminasyon yapmaya başlarsanız kendinize şunu hatırlatın: “Bunları kendime ayırdığım 20 dakika içinde düşüneceğim” Daha sonra işinize ya da yaşantınıza devam edin. Böyle yaptığınızda olumsuz düşünceleri durdurmak için sizlere fırsat doğacağını göreceksiniz.
Dikkatinizi dağıtın. Unutmayın, bir şeyi unutmak isterseniz unutamazsınız, tam tersine daha fazla hatırlarsınız. Düşüncelerinizi dağıtmanızın yolu bu değil, kendinizi başka bir işle meşgul edin. Hobiler edinmek, sosyalleşmek, insanlarla yaratıcı işler içeren ekip çalışmalarına dahil olmak, doğayla iç içe işlerle meşgul olmak inanın çok iyi gelecektir. “Önemli olan bedeninizdeki engeller değil, kafanızdaki tembelliklerdir.”
Farkındalık en önemlisi. Burada farkındalık dediğimiz şey (mindfulness) yaşadığımız
anın “şu an ve şimdi” olduğunu anlayabilmektir. Böyle düşündüğünüzde tamamen içinde bulunduğunuz anı yaşarsınız. Meditasyon gibi bu da pratik ister elbette ama zamanla ruminasyonu düşürdüğünü fark edeceksiniz. “Hiç kimse siz izin vermedikçe, sizi değersiz hissettiremez...”
Zihniniz Geviş getiriyor Olabilir Profesör Winch diyor ki “Eğer zihinsel geviş getirme arzu ve alışkanlığınız çok güçlüyse, aklınızı dağıtmak çok kolay olmayacaktır”. Onun için aklınızı başka bir şeye vermeyi denemeden önce durumu yeniden yapılandırıp, çerçevelemeniz ve yeniden değerlendirmeniz gerekebilir. Örneğin, bir yerde saatlerce bir beklemek zorundaysanız; neleri kaçırdığınızı veya beklemek yerine neler yapabileceğinizi düşünmek yerine sizi seven kişileri arayıp konuşun ya da oturduğunuz yerde halledebileceğiniz bir iş üzerinde uğraşın. Bu sıkıcı durumu bir fırsat olarak gördüğünüzde geviş getirmeyi bırakıp başka düşüncelere doğru yol almak çok daha kolay olacaktır. Profesör Richard Perry diyor ki: “Düşüncelerinizi nasıl etiketlerseniz – yani çöp ya da bir kenarda durması gereken – bu o düşünceleri nasıl kullandığınız konusunda büyük bir fark yaratıyor.”
Karıncaları hayatınızdan çıkarın “ANT-OFF” “Otomatik Negatif Düşünceler” kısaca (OND) diyebiliriz bu duruma . İngilizce’de kısaltması karınca anlamına gelen “ANT” olduğu için bu şekilde ifade edilebilirler. Karıncalar, kafamızın içindeki olumsuz düşünceleri tanımlıyor. Bunlarla başa çıkmanın ve kontrolü kaybetmemenin yolları psikoloji açısından son derece önemli. Çünkü bazıları ‘kırmızı karınca’ olarak adlandırılan ve ‘zehirleyen’ bu olumsuz düşünceler hayatınızı karartabilir. “Beyininiz güçlü bir organ. Şişman, yaşlı, kırışık ya da ihmalkar olduğunuzu düşündüğünüzde, sağlığınızı, kilonuzu ve zihninizi etkileyen stres hormonunu yükseltiyorsunuz. Olumsuz düşünceler olumsuz oluşlara neden olabilir. Bunun için kendi ‘yok edici’ çözüm cephaneliğinizi oluşturmanız gerekir. Kafanızda bir ‘karınca yok edici’ geliştirmeniz, tüm negatif düşünceleri yok etmenizi sağlayabilir… Kendinizle kafanızda oluşan olumsuz düşüncelere kulak vermemek için anlaşın. Bunu yaparsanız düşünceleriniz olumlu davranışlara yansıyacaktır. Vücudunuz aklınızı takip eder. Başka şansı yoktur” “Beyin siz nasıl kodlarsanız öyle çalışır; bir şeyi yapabileceğinizi söylerseniz beyin harekete geçer, bir şeyi yapamayacağınızı söylerseniz her şeyi bir kenara bırakır ve vazgeçer.”
Ne Kadar Negatif Düşünceye Sahibim? Tekrarlayıcı Düşünme Ölçeği (Ruminasyon) ve Bilişsel Esneklik Envanteri NOT: Sorulara 1-2-3 şeklinde rakamlarla cevap veriniz ve sonrasında toplam puanınızı değerlendirme bölümünüzde bulup kendinizi değerlendiriniz.
209
Derecelendirme: 1. Hiç / 2. Biraz / 3. Çok 1. Bu olay tekrar tekrar aklınıza geldi ya da gözünüzün önünden gitmedi, bu da sizin giderek daha kötü hissetmenize yol açtı. 2. Bu olayla ilgili daha fazla yapabileceğiniz bir şey olmadığı için hiç düşünmediniz.
15. Bu olay sonrasında “Niye bıraktığım yerden devam edemiyorum” diye düşünüp durdunuz. 16. Unutulması zor olan o olay hakkında düşünceleriniz oldu. 17. Kafanız sürekli meşguldü.
3. Hüzünlü müzik dinlemek istiyorum.
18. Olayı düşünme eğilimindesiniz.
4. Aklınızdan, zamanı geriye çevirip o soruna daha iyi bir çözüm bulma düşüncesi ya da hayali geçti.
19. Olayı düşünmeye bir kere başlayınca duramıyordunuz.
5. Bütün yetersizlikleriniz, başarısızlıklarınız ve hatalarınız aklınızdan geçti.
6. Duygularınız hakkında düşünmek için tek başınıza bir yerlere gittiniz.
20. Her şeyi yapmaya yetecek zamanınız yoktu, bu yüzden sonrasında olayı hiç düşünmediniz. 21. Kendinizi çok yalnız hissettiğinizi düşündünüz. 22. Olay yaşanıp bittikten sonra hakkında çok fazla düşündünüz.
7. Düşünceleriniz sizi bunalttı. 8. “Başkalarında olmayan sorunlar bende niye var?” gibi düşünceleriniz oldu.
9. Baskı altındayken o olayla ilgili çok şey düşündünüz. 10. Bu olay, istemediğiniz halde aklınızdan tekrar geçti. 11. “Berbat hissettiğim için işimi gücümü yapamayacağım” diye
23. Olayı bir süredir düşündüğünüzü fark ettiniz. 24. Olayla ilgili, karşı koymaya çalıştığınız düşünceleriniz oldu. 25. Kendinize ne kadar kızgın olduğunuzu düşündünüz. 26. Sürekli o olayı düşündünüz.
düşündünüz.
27. Tümüyle bitene kadar bu olayı düşündünüz.
12. Bir köşeye çekilerek neden böyle hissettiğinizi düşündünüz.
28. Olay hakkında düşünmemeniz gerektiğini biliyordunuz
13. Bu olaya benzer durumlardan artık uzak durma kararı vermenizle sonuçlanan düşünceleriniz oldu.
29. Kendi kendinize “Neden hep böyle tepkiler gösteriyorum?” diye sordunuz.
14. Olayla ilgili sıkıntılı düşünceleri aklınızdan
30. Olayla ilgili “Keşke daha iyi sonuçlansaydı” diye düşündünüz.
uzaklaştıramadınız.
ama bundan kendinizi alamadınız.
Değerlendirme;
45 – 60 ise;
60 ve üzeri ise;
35 – 45 ise; Tekrarlayıcı düşünce sisteminiz sizi çok fazla etkisi altında tutmuyor ve düşüncelerinize hükmetme gücünüz yüksek anlamına geliyor. Hayatı yöneten, mutsuzlukları yenebilen ve yüksek pozitiflik gücünde bir karakteriniz var demektir. Mutlu bir hayat sizi bekliyor.
210
Çoğu zaman düşüncelerinize dönüp etkisinde kalabiliyor ve kendinizi rumine edebiliyorsunuz. Dönemsel olarak dalgınlıklar, hafif depresif davranışlar ve düşük enerjili haller çeviriyor sizi ve umutsuzluğa kapılma oranınız yükseliş gösteriyor. Hayatınızın belirli dönemlerinde mutsuz ve negatif davranışlarınızın geri dönüşlerini yaşayabilirsiniz.
Hayatı rumine etme konusunda artık alışkanlık edinmişsiniz demektir. Etrafınıza negatif iyonlar dağıtıyorsunuz bununla kalmayıp üzerinizde yağmur bulutları ile gezip hep mutsuz ve enerjisiz bir hayata doğru yol alıyorsunuz. Acil olarak kendinizdeki bu alışkanlığı değiştirip hayata pozitif bakmak için davranış değişikliğine gitmeniz gerekmektedir. Yoksa çok gülmeyen asık suratlı ve nemrut bir hayat sizi bekliyor.
Sanitas Spa Sağlıklı Yaşam... ’dan
• Reformer Pilates • Klinik Pilates • Klinik Masaj • Size Özel Egzersiz • Manuel Terapi Fizyoterapistimiz, vücudunuzu ayrıntılı bir analizden geçirdikten sonra kas ve iskelet sistemi sorunlarınıza yönelik uygun masaj tekniklerini uygulayarak tıbbi problemlerinizi ortadan kaldırıyor.
Rezervasyon l 312 266 34 64 www.bilkentotel.com.tr
davet
Neşe Aykut Yeni Sezon Ürünlerini Tanıttı Cemiyet hayatının seçkin isimlerinden Neşe Aykut ilkbahar yaz kreasyonunu Ankaralı moda severlere tanıttı. Birbirinden renkli kıyafetlerin yer aldığı defilede konuklar ürünleri yakından inceledi. Defilenin mankenliğini cemiyetin genç kuşak isimlerinden Gülce ve Naz Aydın kardeşler, davetin ev sahipliğini ise başarılı tasarımcı Neşe Aykut gerçekleştirdi. Aykut gelen konuklarla yakından ilgilenerek uzun uzun sohbet etti. Davetlilerden bazı isimler ise çok beğendikleri ürünleri deneme imkanı buldu.
212
NEȘE AYKUT
SELEN - SEDA ÇAMLICA
NİLAY ARMAĞAN
NURAY AKBACAKOĞLU
MİNE ALP
GÜLCE AYDIN
Gülce Aydın ve Naz Aydın kardeșler Neșe hanımın özel tasarımlı kıyafetlerini giyerek davette boy gösterdi.
EDA MÜFTÜOĞLU
TUĞBA YILMAZ
NAZ AYDIN
davet
BETÜL GÖKDOĞAN
ȘEHBER ÖZÇELİK
TUĞB A KARTAL
GÜLNUR AKTAN
Birbirinden renkli kıyafetlerin yer aldığı defilede konuklar ürünleri yakından inceledi. 214
GÜLTEN KARACA
GÜLENNUR AYDIN
SENA AKBACAKOĞLU
Neden Fonksiyonel Antrenmanlar Yapmalıyız? Günümüz koşullarında hemen hemen hepimiz hareketsiz bir yaşam sürüyoruz ve stres yüklüyüz. Hareketsizlik ve stres “yaşam kalitemizin düşmesine” neden olan en önemli etkenlerin başında gelmektedir. Fonksiyonel Antrenmanlar hayatınızın daha verimli ve enerjik geçmesine yardımcı olurken, neredeyse tüm stresinizi atmanızı sağlar.
Neden Functional Studios’a Gitmeliyim? Functional Studios, sizin amacınıza en uygun egzersizlerin size özel olarak tasarlanması ile sonuç odaklı programlar üretir. Yağ yakımı, kas artışı, sıkılaşma, dövüş sporlarında kendini geliştirme kısacası amacınız her ne olursa olsun, alanında uzman ve profesyonel eğitmenlerimizle hedefinize adım adım yaklaşabilirsiniz.
Hande FIRAT
functionalstudios functionalstudios funct_studios
Uğur Mumcu Cad. Kahraman Kadın Sok. No: 15/A G.O.P./ANKARA T: 0312 436 60 70 www.functionalstudios.com
davet
Harvey Nichols MAG Lounge’da Keyifli Kutlama Ankara cemiyetinin tanınmış isimlerinden Ahsen Demirci yeni yaşını Ankara’nın gözde mekanlarından Harvey Nichols MAG Lounge’da yakın dostlarının katıldığı özel bir davet ile kutladı. Ahsen Demirci’nin verdiği davette hanımlar adeta şıklık yarışına girdi. Yeni yaşına özel olarak hazırlanmış yaklaşık yirmi kişilik masada doğum gününü kutlayan Ahsen hanım arkadaşları ile keyifli vakit geçirmenin mutluluğunu yaşadı. Yemek ile başlayan kutlama pasta kesimi ile devam etti. Bol bol fotoğraf çektiren konuklar Ahsen hanımı bu mutlu gününde yalnız bırakmayarak eğlencenin keyfini çıkardılar. Dostlarının yeni yaş dileklerini ve hediyelerini kabul eden Ahsen hanım katılan herkese tek tek teşekkür etti.
216
AHSEN DEMİRCİ
davet
AYDAN ÖZDOĞAN
ARZU SABUNCU
PERİHAN UYAR
Bașkentin sevilen isimlerinden Perihan Uyar zarif ve șık siyah elbisesiyle Ahsen Demirci’nin doğum günü kutlamasına katıldı. GÜLAY AKSU
BANU BİRDAL
GÜLENNUR AYDIN
davet
DENİZ KASAN
SEVİLAY HELVACIOĞLU
Sevilay hanım yakın arkadașı Ahsen hanımı yeni yașına girerken yalnız bırakmadı. BERİL ÇAVUȘOĞLU
NERMİN KILIÇARSLAN
219
Bu ayki gurme sayımızda bașarılı iș kadınlarını mutfağa soktuk... Restoranlarının en özel ve lezzetli tariflerini sizler için denettik...Osmanlı Saray Mutfağının da eșsiz yemeklerini sayfalarımıza tașıdık... Tüm bu tarifleri ve keyifli kareleri sizlerle bulușturuyoruz... Yeni bir lezzet yolculuğuna hazır mısınız?
AYȘE YILDIZ Cadaro House’un sahibi cemiyet hayatının tanınmıș iș kadını Ayșe Yıldız’ın bizim için mutfağa girip yaptığı Caviar Seafood Restaurant’a özel, Karides Diamond lezzetini mutlaka deneyin...
222
Karides Diamand Malzemeler; • Karides: 300 gr • Mayonez: 75 gr • Acı sos: 15 gr • Pirinç sirkesi:5gr • Taze Kişniş:1 dal
• • • • • • •
Frenk soğanı: 2 dal Un: 70 gr Nişasta: 50 gr Yumurta beyazı: 1 ad Soda: 10 cl Ayçiçek yağı: 1 lt Tuz
Hazırlanışı; Karidesler ayıklanır, küp küp doğranır, Un, nişasta, yumurta beyazı, soda ve tuz çırpılır. Akışkan bir sos elde edilir. Doğranan karidesler hazırlanan sosa bulanır ve kızgın ayçiçek yağında 3-4 dk kızartılır. Başka bir kapta mayonez acı sos, pirinç sirkesi, taze kişniş karıştırılır, bir sos elde edilir. Kızaran karidesler bu sos ile harmanlanır ve üzerine ince doğranmış frenk soğanı serpilerek servis edilir. Chef Çağatay Anıl
223
GÜL ERDOĞAN Gül Erdoğan sahibi olduğu Wyndham Ankara Oteli’nin içinde yer alan No4 Restaurant’ın menüsünün en beğenilen lezzetlerinden ayvalı zeytinyağlı enginar, fırınlanmıș pancar salata ve ızgara somonu kendi elleriyle hazırlayarak tariflerini paylașıyor...
226
r a in g n E ı l ğ a y in t y Ayvalı Ze Hazırlanışı;
Arpacık soğan, kuş üzümü ve sarımsağı tencerede zeytinyağı ile soteliyoruz. Biraz pembeleşince üzerine çok az un ekleyip sotelemeye devam ediyoruz. Daha sonra su koyuyoruz ve kaynamaya başlayınca taze enginarlar ile daha önceden hazırladığımız ayvaları ekliyoruz. Tuzunu atıp ayvanın ve enginarın pişmesini sağlıyoruz. Piştikten sonra soğumaya bırakıyoruz. Başka bir kapta ince rendelenmiş pancar turşusunu süzme yoğurt ile karıştırıyoruz. Enginarı ve pancarlı yoğurdu maskolin yaprakları ile süslüyoruz.
a t la a S r a c n a P ış Fırınlanm Hazırlanışı;
Fırınlanmış ve rendelenmiş taze pancarı, labne peyniri ile karıştırılmış süzme yoğurt ve ince kıyılmış roka, dereotu, nane, maydanoz ve kajuyu üç kat olacak şekilde servis ediyoruz.
Izgara Somon Hazırlanışı;
Somonu, tuz, karabiber ve fesleğen sos (pesto sos) ile marine ettikten sonra ızgarada pişiriyoruz. İnce doğranmış patatesleri, krema, az sarımsak ve yaban mersini ile derin bir tavada hafif kaynatıyoruz. Daha sonra çelik bir küvete alıp üzerine toz parmesan koyup fırında üzeri kızarıncaya kadar pişiriyoruz. Düzgünce kesip ızgara somonun yanında servis ediyoruz. Servis ederken de somonun üzerine toz antep fıstığı serpiştiriyoruz.
SARAY MUTFAĞI MERCEK ALTINDA Gurme özel içeriğimizin bu sayısında Osmanlıların dillere destan saray mutfağını mercek altına alıyoruz… Günümüze kadar tașınan, saymakla bitmeyecek lezzetler neredeyse hepimize, “keșke o yüzyıllarda yașasaydım” dedirtiyor… Tatları kadar sunumları ile de görsel bir lezzet șölenine davet eden saray mutfağı yemeklerinin en önemli özelliklerinden biri, o dönem șeker kullanılmadığı için baharat ve meyveler ile yemeklerin tatlandırılıyor olmasıydı… Tarçın, zencefil, karabiber gibi baharatların ve kuru meyvelerin yoğun olarak kullanıldığı ve kesinlikle denemek isteyeceğinize inandığımız için tarifleri sizlere sunuyoruz…
Hazırlayan: Tuğçe UZUN
228
Gerdaniye MALZEMELER • • • •
1 kg koyun gerdanı Yarım kg erik 6 su bardağı şeker Yeterince su
YAPILIŞI
Borani Hassa MALZEMELER • • • • • • • •
200 gr. ıspanak 10 diş sarımsak 2 adet soğan Yarım kg. süzme yoğurt Yarım su bardağı süt 1 çorba kaşığı zeytinyağı 1 kahve fincanı tereyağı Tuz, karabiber, zencefil, kimyon, yenibahar, tarçın, kırmızı biber, kekik
YAPILIŞI Çok ince doğradığınız ıspanağı üç-dört diş sarımsağı ile iyice ezin. 1 soğanı rendeleyin. 1 bardak yoğurt ve sıcak sütü karıştırın. Zeytinyağında rendelenmiş soğan ve ıspanağı kavurun. Sarımsak, tuz ve baharatları ilave edip karıştırın. Ispanağı ateşten aldıktan sonra yoğurtlu karışımdan 2 yemek kaşığı alarak üzerine ilave edip sürekli karıştırın. Karışımı rulo halinde servis tabaklarına alıp üzerine tekrar yoğurt ekleyin. Sütlü yoğurtlu karışımın kalanını da üzerlerine ilave edip kırmızı biber ve kekikle süsledikten sonra sıcak servis yapın. Bu tarifi soğuk olarak servis etmek isterseniz; ıspanağı ince ince kıydıktan sonra baharatlar ve süzme yoğurt ile karıştırarak üzerini süsleyip servis edin.
Koyun gerdanını iyice yıkadıktan sonra derin bir tencereye alın ve üzerini örtecek kadar su koyun. Etler yumuşayana kadar tencerenin kapağı kapalı bir şekilde kaynatın. Etler pişince şeker ilave edip bir süre daha kaynatın ve erikleri de ekledikten sonra iyice yumuşayan etleri ocaktan alın. Ilık bir şekilde servis tabağına alıp servis edin.
Akike MALZEMELER • • • • •
1 kg kuzu but 1 kg yoğurt Yarım litre su, 200 gr kuyruk yağı, Tuz, tarçın, kişniş, kimyon, karabiber ve damla sakızı.
YAPILIŞI Kuyruk yağını makineden geçirdikten sonra toprak çömleğe veya güvece koyup yüksek ateşe oturtun. Yağ eriyince kevgir yardımıyla kıkırdağını ayırın. Güveçte kıkırdak kalmayınca kuşbaşı iriliğinde doğranmış kuzu but ve sıcak su ekleyerek ocağı orta ateşe getirin. Güvecin kapağını kapattıktan sonra ara ara karıştırarak eti iyice eriyinceye kadar pişirin. Et yağ ile karışıp erimeden suyu biterse yeniden su ekleyin. Et iyice eridikten sonra liflenip yağla karışarak macun kıvamına geldikten sonra tarçın dışındaki bütün baharatı birbirine karıştırıp ekleyin. Ocağın altını iyice kısarak pişirmeye devam edin. Yoğurdu porselen bir kasede çırptıktan sonra bulamaç haline getirerek kaşık kaşık yemeğe katın. (Yoğurdun kesilmemesi için ateşin kesinlikle çok kısık olmalı) Yağ, yoğurdun üstüne çıkınca güveci ateşten indirin. Yemeğiniz hafifçe ılıdıktan sonra üstüne tarçın serperek servis edin.
229
Arefe Köftesi
Maklube
MALZEMELER • • • • • • • • • •
650 gr kuzu kıyma 2 adet orta boy kuru soğan 200 gr ince bulgur 100 gr ince çekilmiş taze badem 100 gr tereyağı 1/2 yemek kaşığı toz kakule 1 çay kaşığı anason 1/2 çay kaşığı tarçın 1/2 çay kaşığı tuz 1/2 çay kaşığı karabiber
YAPILIŞI Kuru soğanı küp küp doğradıktan sonra yarısını ayırarak kuzu kıymanın 2/3’ü ile birlikte karıştırma kabına alın. İnce bulgur ve anasonu da ekleyerek hepsini birlikte yoğurun. 1 yemek kaşığı tereyağında kalan kuru soğanları hafif bir renk alana kadar soteleyin. Kalan kuzu kıymayı da ekleyerek kuru soğanlarla birlikte suyunu çekene kadar kavurun. Kıymalı iç harca toz kakule, ince çekilmiş taze badem, tarçın, tuz ve karabiberi katın. Hazırladığınız bulgurlu kıyma harcından küçük parçalar kopartarak elinizde yuvarlayın. Yuvarladığınız bulgur köftelerinin orta kısmını parmak yardımıyla açın ve kuzu kıymalı iç harcı, köftelerin iç kısmına doldurup, elinizle yuvarlayın. Hazırladığınız köfteleri derin bir tencerede kaynamakta olan bol suda yaklaşık 10 dakika kadar haşlayın. Suyunu süzdükten sonra köfteleri kalan tereyağınızda kızartın. Kızaran arefe köftelerini isteğinize göre süzme yoğurt ilavesiyle servis edebilirsiniz.
230
MALZEMELER • • • • • • •
500 gr kuşbaşı et, 2 su bardağı pirinç, 2 yemek kaşığı tereyağı, Tuz, 2 adet patates, Limon(isteğe bağlı), 2 diş sarımsak.
SALATASI MALZEMELERİ • • • • • • • •
2 adet marul 1 adet kara lahana 1 demet maydanoz 3-4 tane domates 1 kg taze soğan 3 tane limon Yarım kg turp Yarım kg havuç
YAPILIŞI Kuşbaşı etleri haşladıktan sonra içerisine ince doğranmış sarımsakları ilave ederek ve kavurun. Yıkanıp süzülmüş pirincin yarısını ilave edip, arasına tereyağı koyun. Önceden küp küp doğranarak kızartılmış patatesleri pirincin üzerine yerleştirin ve kalan pirinci de patateslerin üzerine döküp yayın. Son olarak üzerine tereyağı ilave ederek, pirinçlerin üzerini geçecek kadar sıcak su ile orta ateşte pişirin. Hazırladığınız maklube pilavını yuvarlak bir borcama ters çevirip, kenarlarını salata malzemeleri ve süzme yoğurtla süsleyerek servis edin.
Kavun Dolması
Kuzu Mutancana MALZEMELER • • 800 gr kuzu eti • 100 gr arpacık soğan • 50 gr soyulmuş iç badem • 50 gr kuru kayısı • 30 gr razaki üzüm • 50 gr kurutulmuş mürdüm eriği • 50 gr kuru incir • 2 yemek kaşığı tereyağı • 2 yemek kaşığı bal • Tuz • 2 su bardağı ılık su • 2 çay kaşığı sumak YAPILIŞI Tencerede erittiğinz tereyağına eti ilave edin ve suyunu çekinceye kadar ara ara karıştırarak kavurun. Küçük küçük doğranmış soğanları ekleyip 2-3 dakika daha kavurun. Ilık suyu ekleyin ve kısık ateşte 45 dakika pişirin. Üzüm, mürdüm eriği, bal ve tuzu ilave ettikten sonra 5 dakika daha pişirin. Başka bir tavada sıcak suda haşlanmış badem, jülyen doğranmış incir ve kayısıyı da soteledikten sonra yemeğinize ekleyin. Servis tabağına alarak taze kekikle servis edin.
MALZEMELER • • • • • • • • • • • • •
400 gr kuzu ve dana kıyması 2 adet kokulu dolmalık küçük kavun Bir kahve fincanı pirinç Orta boy bir adet soğan Bir çorba kaşığı margarin Bir çorba kaşığı tereyağı 50 gr soyulmuş iç badem 50 gram soyulmuş iç şam fıstığı 50 gr kuş üzümü Bir çay kaşığı biberiye ¼’er bağ maydanoz ve dereotu Bir kahve fincanı içme suyu Bir çay kaşığı tuz
YAPILIŞI Pirinci tuzlu suda 5 dakika haşlayın, maydanoz ve dereotunu yıkayıp doğrayın, soğanı yemeklik doğrayın, kuş üzümünü ayıkladıktan sonra yıkayın. İç badem ve şam fıstığının kabuklarını sıcak suda 10 dakika beklettikten sonra soyun. Tavada tereyağını eritin, soğanı pembeleştirin, tüm malzemeyi ekleyerek 5 dakika kavurun. Kavunları ortadan enine ikiye bölün, çekirdeklerini ayıklayın, içinin bir kısmını oyarak kaşıkla bir kenara ayırın. Kavunun içine hazırlanan karışımı ekleyin ve orta ısıdaki fırında 15 dakika pişirin. Ayrı bir kapta, daha önce ayrılan kavun içini, içme suyu, 1 dal kıyılmış maydanoz ve tereyağı ile 5 dakika soteleyin. Kavun dolmasını servis tabağına aldıktan sonra kesilen kapak kısmını kürdan ile kavunun üstüne oturtun ve çevresini kavun içinden hazırladığınız soteyle süsleyin.
231
Tarçınlı Cevizli Paluze
Badempare MALZEMELER • • • • • •
• •
100 gr. Rendelenmiş badem 250 gr. margarin 250 gr. pudra şekeri 600 gr. kırma un 3 yumurta 1 yumurta sarısı
MALZEMELER 1 çay kaşığı karbonat Az tuz
ŞURUBU İÇİN • • •
1 kg. şeker 1250 gr. su Az limon suyu
YAPILIŞI Rendelenmiş bademleri küçük bir kapta hafif dereceli fırında kurutunuz. Hamurun tüm malzemelerini yoğurduktan sonra kurutulmuş bademi de katarak yuvarlayıp üzerlerine de bütün bademin koyarak pişirin. Hazırladığınız şurubunu döktükten sonra soğuk olarak servis edin.
• • • • • • •
25 gr tereyağı 1 su bardağı buğday nişastası 4 su bardağı su Yarım su bardağı toz şeker Yarım su bardağı üzüm pekmezi 1 tatlı kaşığı tarçın 1 su bardağı ceviz içi
YAPILIŞI Nişasta ve suyu karıştırıp, ocakta bir taşım kaynattıktan sonra toz şeker ve tereyağını ekleyin. Muhallebi kıvamı alınca pekmez ekleyerek ocağın altını kapatıp ılınmaya bırakın. Tarçın, ceviz ve isteğinize göre nar ile süsleyerek servis edin.
MALZEMELER •
Kaymaklı Baba Tatlısı MALZEMELER
ŞURUBU İÇİN
•
• • •
8 adet baba tatlısı
YAPILIŞI
• •
1 kg. su 750 gr. şeker Yarım limon kabuğu (soyulmuş) Vanilya 250 gr. kaymak
Şurubu kaynattıktan sonra sıcak olarak çok hafif ateşin üzerinde bırakın ki sıcaklığını muhafaza etsin. Hazırlanmış baba tatlılarını şurubun içine atın ve 2 dakika sonra bir kevgirle parçalamadan altını üstüne çeviriniz, üç dakika daha şurubun içinde beklettikten sonra kevgirle dikkatlice bir küçük tepsiye çıkarın. Soğuduktan sonra üzerlerine kaymak koyarak servis edin.
232
•
6 adet milföy hamuru 2,5 çay kaşığı toz şeker
ŞERBETİ İÇİN • 1,5 bardak toz şeker • 3/4 bardak soğuk su • 1 çay kaşığı limon suyu YAPILIŞI Tezgâha yan yana dizdiğiniz 6 adet milföy hamurunun beşinin üzerine yarım çay kaşığı toz şeker serpin. Şeker serpmediğiniz hamur en üstte olacak şekilde hamurları üst üste koyun. Merdane yardımıyla hamurları yaklaşık 15x25 cm ebatlarında açın. Hamurun bir kısa tarafından avucunuzla yuvarlayarak yarısına kadar sarın, aynı şekilde diğer yarısını da yuvarlayarak sarın. Birkaç kez üzerinden merdane ile geçerek hamurun yüzeyini düzgünleştirin. Ters çevirerek her iki ucundaki fazlalıkları kesin. Bıçağı fazla bastırmadan hamuru yaklaşık yarım cm kalınlığında keserek parçalara ayırın. Kestiğiniz parçaları önceden pişirme kâğıdı serdiğiniz ince fırın tepsisine birbirlerine değmeyecek biçimde dizin. Tepsiyi önceden 175 derecede ısıttığınız fırına vererek yaklaşık 25 dakika pişmeye bırakın. Tatlınız pişip üzeri iyice kızardıktan sonra fırından çıkararak kanatıp soğuttuğunuz şerbetin içine koyun. Tatlıları şerbeti emip soğuduktan sonra Osmanlı pare tatlısını servis edin.
SİNEM AYDIN Downtown ve Roll House’un sahibi bașarılı iș kadını Sinem Aydın’ın yaptığı lezzetli közlenmiș kök ıspanak yemeğinin tarifini sizlerle paylașıyoruz...
234
k a n a p s I k ö K iş m Közlen Malzemeler; •200 gr dana antrikot •120 gr kök ıspanak •100 gr havuç •150 gr patates (kumpirlik orta boy)
•20 gr kaşar peyniri •50 gr tereyağ •15 gr tuz •5 gr karabiber •5 gr taze kekik •5 gr biberiye •50 gr zeytinyağı
Hazırlanışı;
Öncelikle etimizi taze baharatlar, tuz ve karabiber ile hazırlanmış yağın içerisinde dinlendirmeliyiz. Bunun için taze baharatları ince olacak şekilde doğrayıp zeytinyağında tuz ve karabiberi karıştırmalıyız. Bu karışımda etimizi 20 dakika kadar dinlendirmeliyiz. Etimiz dinlenirken kumpirlik patatesimizi folyoya sarıp 200°c fırında pişirelim. Kök ıspanakları yıkayıp, havucu da soyalım ve jülyen doğrayalım.. Fırında pişen patatesimizi folyodan çıkarıp bıçak yardımı ile
ortadan biraz açarak içine kaşar peyniri ve tereyağı doldurup kaşar kızarana kadar tekrar fırına verelim. Artık etimizi orta sıcaklığa ulaşmış bir döküm tava ızgarada pişirebiliriz. Etimizi 5 dk ön ve arka olarak 10 dk sürede pişirebiliriz. Etimizi pişirirken kök ıspanak ve havuçları da unutmadan tavada tereyağı ile soteleyelim. Önce havuçları 3 dk kadar soteleyip yumuşattıktan sonra kök ıspanaklarımızı da ilave edebiliriz. Ispanaklar hafif pişince havuçlar da tam pişmiş olacaktır. Izgarada pişirdiğimiz antrikot etimizi fırında pişmiş kaşarlı patatesimizi ve sotelediğimiz havuç ile kök ıspanağımızı tabakta servise hazırlayıp sunabiliriz.
davet
Ekşi Maya’dan Renkli Açılış Ankara’nın önde gelen iş adamlarından Turgut Uyar ve cemiyet hayatının sevilen isimlerinden Perihan Uyar’ın kızları Ecem Uyar’ın sahibi olduğu Ekşi Maya açıldı. Ankara Divan Otel’in içinde bulunan Ekşi Maya yoğun katılımın olduğu bir davetle açıldı. Ankara cemiyet hayatından birçok ismin katıldığı açılışa Ecem Uyar ev sahipliği yaptı. Davetliler Ekşi Maya’ya özel birbirinden lezzetli ekmekleri tatma fırsatı buldu. Ecem Uyar davetlilere ekmekler hakkında tek tek bilgi verdi.
236
ÇAĞATAY TARANOĞLU, ECEM UYAR
MURATHAN İNCİLER, SİDAL ALKIN
ASENA AK, BERİL OLCAY
lası için Daha faz /MAGonline .com facebook
EDA UYAR
Birbirinden leziz ekmeklerin yer aldığı Ekși Maya görkemli șovlarla açıldı. SİBEL ERSOY
PERİHAN - TURGUT UYAR
davet
Yeni Yaşını Yakın Dostlarıyla Kutladı Ankara cemiyetinin tanınmış simalarından Funda Bekişoğlu yeni yaşını Ankara’nın gözde mekanlarından Cadaro Brasserie’de yakın dostlarının katıldığı özel davetle kutladı. Funda Bekişoğlu’nun verdiği davette hanımlar adeta şıklık yarışına girdi. Kutlamaya özel olarak hazırlanan yaklaşık otuz kişilik masada arkadaşlarıyla birlikte eğlenen Funda Bekişoğlu’nun mutluluğu gözlerinden okunuyordu. Kırmızı kıyafetiyle arkadaşlarından iltifatlar alan Bekişoğlu güzelliğiyle göz kamaştırdı. Yemek ile başlayan kutlama pasta kesimiyle devam etti.
238
FUNDA BEKİȘOĞLU
ENDER SEVGİ GÜLTEKİN
DIANA GÜVEN
ankara
)
Mutluluga lezzetli bir adım,
Divan Catering... Divan Catering, leziz yemekleri ve profesyonel ekibiyle açık hava düğünlerinizi hafızalardan silinmeyecek bir masala dönüştürüyor...
Divan Ankara bir Moment AŞ yatırımıdır.
Tunalı Hilmi Caddesi Güniz Sokak No:42 Kavaklıdere 06700 Ankara T: 0312 457 40 00 F: 0312 457 40 40 www.divan.com.tr /divandayiz
davet
BANU BİRDAL
AYSU YAVUZ
GÜLENNUR AYDIN
Bol bol fotoğraf çektiren konuklar Funda hanımı bu mutlu gününde yalnız bırakmayarak hep birlikte eğlencenin keyfini çıkardılar.
BEGÜM AKIȘ
Canlı müzik eșliğinde dans eden konuklar doyasıya eğlendi. AYDAN ÖZDOĞAN
BEGÜM KELEMCİSOY
HÜLYA AKMAN
AFİTAP AKINCI
ZEHRA ÇELİK
Bol bol fotoğraf çekilip sosyal medyada paylașan misafirler oldukça mutluydu.
ALMİLA DOĞAN
RUȘA ACAR
PINAR AYHAN
Cemiyet hayatının seçkin isimlerinden Almila Doğan șıklığıyla göz doldurdu.
davet
NERMİN KILINÇARSLAN
EBRU DEMİRYÜREK
AYȘE YILDIZ
BELİZ BÜYÜKHANLI
Cadaro Restaurant’ta kutlanan șık doğum gününde birbirinden leziz yemekler sunuldu. BERİL ÇAVUȘOĞLU
SEVİLAY HELVACIOĞLU
davet
Özel Kutlama DERYA - ALİCAN TÜRKOĞLU
EN-ÇEV Enerji Çevre Yatırımları ve Danışmanlığı Haritacılık İmar İnşaat A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Yardımcısı ve Ankara cemiyet hayatının tanınan isimlerinden Suat Yetişen eşi Özlem Yetişen’e sürpriz bir doğum günü partisi düzenledi. Filistin Caddesi’nde Louise Restaurant’ta gerçekleşen renkli doğum günü partisi oldukça keyifli görüntülere sahne oldu. Zarif eşi Suat Yetişen ile birlikte keyifli bir doğum günü yaşayan Özlem hanımın mutluluğu gözlerinden okunuyordu. Özlem hanım, katılımlarından dolayı arkadaşlarına teşekkür etmeyi de ihmal etmedi.
ÖZLEM - SUAT YETİȘEN
SEDA - CAN ÇAVUȘOĞLU
HANDE TULUNAY
davet
16. Yıl Kutlaması Ankara gece hayatının gözde mekanlarından Mickeys By Las Chicas Arjantin Caddesi’nde verdiği parti ile 16.yıl dönümünü kutladı. CENK TANKAL
ZEYNEP OKUTAN, KUTLU TAMAY
Yıllardır eğlence sektörüne hizmet vermiş Mickeys By Las Chicas Arjantin Caddesi’nde yeni yaşını verdiği davetle kutladı. Gökhan Erden’in ev sahipliğinde gerçekleşen parti eşsiz lezzet ve sunumlarla konuklardan tam not aldı. Onur Şener’in canlı müzik performansı ile başlayan parti ilerleyen saatlerde Dj Cenk Tankal’ın performansı ile katılan davetlilere unutulmaz anlar yaşattı.
GÖKHAN ERDEN
DENSU BAȘEKEN
EMRAH ÜRER
FULYA SEZEN
ASENA ANDİÇ
DİLAN KILINÇ
Tankal sergilediği muhteșem performans ile konukları büyüledi. NACİYE ACEMOĞLU
AYLA GÖRGÜLÜ, ELİFSU AKSU
davet
JW Marriott Otel’de Kadınlar Günü JW Marriott Otel, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe özel düzenlediği “Ünlü Diyetisyen Merve Tığlı ile Sağlıkla Kal” etkinliğiyle misafirlerine keyifli saatler yaşattı. Sağlıklı kahvaltı büfesi ile başlayan renkli etkinlik, ünlü diyetisyen Merve Tığlı’nın özel smoothie tarifleri eşliğinde doğru beslenmenin ipuçlarını paylaştığı söyleşiyle devam etti. Yaklaşık üç saat süren etkinlikte hanımlar hem 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutladılar hem de otelin onlar için hazırladığı sürpriz hediyelerle günlerini keyifle sonlandırdılar. Tığlı yaptığı sunumda sağlık açısından dikkat edilmesi gerekenleri anlatarak, “Sağlıklı beslenme konusunda toplumda çok yaygın ve bir o kadar da yanlış düşünceler var. Kulaktan kulağa yayılan bu yanlış bilgiler aslında sağlık açısından daha büyük sorunlara neden olabiliyor. Örneğin aç kalarak zayıflama düşüncesi kesinlikle yanlış. Onun yerine ara öğünlerle beslenmenize dikkat edebilirsiniz” diye konuştu. Katılımcılar aynı zamanda otelin yenilenme merkezi Karma Spa’nın rahatlatıcı cilt bakımı ve masaj uygulamalarını da deneme fırsatı buldular. Otel bünyesindeki kadın çalışanların da bu özel gününü kutlamayı ihmal etmedi. Otelin, Flormar markası ile düzenlemiş olduğu etkinlikte, çalışanlara “İş Yerinde Makaj yapmanın Püf Noktaları” profesyonel makyaj sanatçıları tarafından anlatıldı. MERVE TIĞLI
OYA NEVA DEMİRKOL
Büyük Ülkenin Büyük Markası
davet
Harvey Nichols MAG Lounge’da DJ Akşamları DJ WOLFSON
Harvey Nichols-MAG Lounge’da her ay düzenli olarak gerçekleşen DJ performansları Başkentlileri eğlendirmeye devam ediyor. Ünlü DJ Wolfson ve Ankara cemiyet hayatının farklı isimlerinin birbirinden özel parçalarla DJ’lik yaptığı akşamlarda Ankaralılar bu ay yine doyasıya eğlendi. Keyifli dakikaların yaşandığı gecelerde konuklar çektikleri renkli fotoğrafları sosyal medyada paylaştı. Gecenin ilerleyen saatlerine kadar DJ parçalarıyla dans eden misafirler sonraki partileri heyecanla beklediklerini ifade ettiler.
250
MERVE DÖNMEZ, GÖKTEN YILMAZ
UĞUR - EDA ÖZER
CANSIN EROĞLU, BARAN YAZICI
MELTEM AȘKİN
GÜL ÖZDEMİR
Bașkentliler Harvey Nichols MAG Lounge’da DJ performansları eșliğinde eğlenceli anlar yașadı.
ZEYNEP OKUTAN, KUTLU TAMAY
EVREN - EDA AYAKIN
251
kelebek
Hiç Bitmeyen
Nisan Olsa… İnsan mutluluğu hep bir șeyde, bir yerde, bir kișide ararken ne kadar da mutsuz eder kendini. Oysaki biraz iç huzur, azıcık kendine güven, bir tutam gün ıșığı bizi daha dinç ve mutlu kılmanın baș rol bileșenleri. Yeni yerler keșfetmek, yeni projelere bașlamak, durduğunuz yerde kalmamak ama an’dan da kopmamak, kök salmak, durmadan kafayı çevreyi güzelleștirmek için yormak… Mesela bunlar da beni mutlu eden birkaç șey, bu geçtiğim dünyada. Sevgili Nisan hoș geldin. Kıymetlisin lakin baharın asıl temsilci ayı kanımca sensin.
Rossea İstanbul Bags Teyze ve yeğen ortaklığında kurulmuş Rossea markası. Deniz Bençiçabo ve Rozita Kandiyoti 2015 yılında piton serisi ile bizlerle tanıştırdılar yeni doğmuş markalarını. İnternet sitelerine göz attığınızda günlük kullanımdan, gece davetlerinde de yanınızdan ayırmayacağınız koleksiyonu daha detaylı inceleyebilirsiniz.
252
Yael Morel Mimar Sinan Üniversitesi Geleneksel Türk Sanatları Bölümü mezunu Yael Morel 2010 yılında metalle haşır neşir olmaya başlayıp pirincin büyüsüne kapıldı ve ilk koleksiyonunu çıkardı. Planet Earth isimli son koleksiyonunun ilk ayağı olan Animal Kingdom trendlere, taxidermy kullanımına farklı bir yorum getirirken ikinci ayağı The Intruders ise insanın doğayla ilişkisini trendlere göz kırparak sorguluyor.
Emma Cook
2001 yılında kendi adını taşıyan markasını yaratan Manchester doğumlu İngiliz tasarımcı Emma Cook, kendine has dijital baskı detayları ve bol kesim elbiseleriyle tanınıyor. Doğadan ve düşsellikten ilham alan marka, baskı desenlerine, geometrik detaylara ve kusursuz dokulara odaklanan giyilebilir çağdaş tasarımlar sunmakta.
Muubaa
“Her kadına hitap eden, hem modern hem zamansız parçalar yaratma” felsefesiyle yola çıkan Muubaa modanın vazgeçilmez unsuru deriyi yeniden yorumluyor. Markanın başlı başına tek bir stil parçası ya da tepeden tırnağa bir bütün olarak yarattığı deri tasarımlar, benzersiz dokularıyla farklı ve kişilik sahibi bir tarz yaratmakta.
Sebastian
40 yılı aşkın süredir İtalyan lüks ayakkabı sektörünün önde gelen markalarından biri olan Milano merkezli ayakkabı markası Sebastian, günümüzde dünya çapında tanınan İtalyan markalar arasında. Tamamı İtalyan yapımı ayakkabılar sunan marka üstün kaliteli tasarımlarıyla lüks ve mükemmelliğin sembolü oldu.
Tailored Home Yüksek kalite standartlarını zamansız tasarım anlayışıyla buluşturan butik tasarım markası Tailored Home by Ahmet Türkmen yeni konsept anlayışıyla yaşam alanları için modern ve estetik seçenekler sunuyor. Markanın koleksiyonlarında modern çizgi ve lüks detaylarla öne çıkan stil sahibi ithal aksesuar seçenekleri dikkat çekiyor.
Metropole Geneva Rue du Rhone’un kalbinde yer alan bu 5 yıldızlı otel bahar aylarında insana mutluluk kaynağı olan Cenevre’nin en lüks semtinde yer almakta. Old town’a ve göle o kadar yakın ki, ister çıkın sokaklarda butiklerde kendinizi kaybedin, ister çimlere uzanın ve baharın keyfini sürün medeniyetin göbeğinde. Ama Mirror Bar’da bir şeylerden içmeden buralara dönmeyin sakın.
Donkey Florian Berger tarafından kurulan Alman menşeli Donkey, başlangıçta yola aile şirketi olarak çıkan bir tasarım markası. Sürekli yeni ve farklı şeyler keşfetmenin peşinde olan oldukça yaratıcı bir ekibe sahip olan marka oyuncaktan dekorasyona, ofis eşyalarından mutfak aksesuarlarına kadar uzanan yaratıcı ev ve yaşam ürünleriyle öne çıkıyor.
253
davet
Kadın Buluşması Arzu Sabancı, Feryal Gülman, Erkan Petekkaya, Nur Batur, Prof. Dr. Reha Yavuzer ve Yazar Aret Vartanyan, Türk Eğitim Derneği’nin 8 Mart Kadınlar Günü nedeniyle düzenlediği “Karanlıkta Kaybolacağına, Bir Mum Yak İşte Kadın Olmak” konulu söyleşiye katıldı. TÜRK Eğitim Derneği tarafından Swissotel’de düzenlenen söyleşiye TED Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu ve TED Sosyal Komite üyeleri ev sahipliği yaptı. Pehlivanoğlu, açılış konuşmasında Türkiye Cumhuriyeti’nin bu topraklarda yaşayan herkese miras bırakıldığını ve buna sahip çıkmamız gerektiğini belirtti. Ülke olarak daha geriye gittiğimizi belirten Pehlivanoğlu, bu durumun düzelmesi için yoksullara eğitim hakkı ve her bireye özellikle de kadınlara yaşam hakkının verilmesi gerektiğinin altını çizdi. Kadınların en büyük sorununun şiddet olduğunu ifade eden Pehlivanoğlu, “Ülkemizde yaşayan kadınların büyük bir kısmının tek mutlulukları çocukları. Kadınlar, başarılarından dolayı da mutlu olmalılar. Bunun için güçlü kadınlara ihtiyacımız var. Güçlü kadınların olması için de adaletli eğitim şart” dedi.
254
MİHRİMAH TEPE
ÖZGÜN ÖZMEN
davet
EBRU DEMİRYÜREK
AYSEL AKÇAY
AHSEN DEMİRCİ
Etkinliğin sponsorlarından olan Ahsen Demirci’ye, söyleșinin ardından teșekkür plaketi verildi.
MİNE UÇAR, ZEYNEP KÖKSALAN
IȘIK TEKIȘIK
BERİL ÇAVUȘOĞLU
MERVE KALEMCİ
BELİZ BÜYÜKHANLI
TED Sosyal Hizmetler Komitesi’nde yer alan Beliz Büyükhanlı oldukça yoğun geçen hazırlıkların sonunda keyifli bir söyleșiye imza atıldığını ifade etti.
NUR BİLEN YAVUZER, TUĞÇE İNAL
SEDEN DENİZ
257
davet
HÜLYA TOPÇUOĞLU
SELİN NEZİROĞLU
ÖZGE ATAÇ
ZEYNEP KARAKAYA
Zeynep Karakaya ile Selin Neziroğlu’nun sahibi olduğu TAPS Academy de etkinliğin sponsorları arasındaydı. SÜREYYA SAKALLIOĞLU
HANDE AYHAN
davet
CEREN CAN
SİBEL ERSOY
BİLGE ȘENOL
Mavi konbiniyle oldukça șık görünen Bilge Șenol davetin seçkin isimleri arasındaydı. FERİDE ȘAHİN
NİHAN TANGİL
SEMRA GÜLMÜȘ
NEȘE AYKUT
MİNE ALP
OLGA KALEMCİ
Siyah kıyafeti ile oldukça zarif gözüken Olga Kalemci davette gerçekleșen konușmayı dikkatle dinledi. EDA DURSUN
NESLİHAN AKTEPE
YEȘİM TANDOĞAN
röportaj
Vernon Frost Türkiye’ye Geliyor Türkiye’de 2002 yılından bu yana Labirent semineri ile adını duyuran Vernon Frost dünyaca tanınmıș Uluslararası Metafizik Öğretmenidir. Hipnoz, geçmiș hayatlara dönme, kișisel değișim (transformasyon) yöntemleri ile ilgili seminerleri binlerce insanın hayatını değiștirmiș ve değișimlerine öncülük etmiștir. Frost’un derin bilgisi ve deneyimi sayesinde olușan atmosfer, mutlu ve güçlü bir alan olarak iyileșmeye ve bireysel keșife en uygun zemini sağlamaktadır. Vernon sertifikalı bir hipnoterapist, kișisel gelișim uzmanı ve spiritüel danıșman olarak CapeTown’da çalıșmalarını sürdürmektedir.40 yıllık deneyime sahip olan Vernon, İngiltere, Avrupa, Avustralya ve Mauritius’da çeșitli seminerler gerçekleștirmiștir. 19 Mayıs’ta İstanbul’da “Labirent” semineri verecek olan Vernon Frost ile gerçekleștirdiğimiz keyifli röportajımızı sizlerle bulușturuyoruz...
S
izi dünyaca ünlü bir metafizikçi olarak biliyoruz... Bundan bahsedebilir miyiz?
Bunu bir kenara bırakıp ve benim için bir öğretmen ve şifacı desek daha iyi olur. İnsanlara yeni bir bilinç düzeyine uyanmalarını öğreten bir öğretmen. Artık herkes daha çok uyanıyor ve kalplerinin bilincine daha çok varıyorlar. Transformasyon daha hızlı oluyor. Dünyada pek çok şey oluyor ve biz neye odaklanırsak o realiteyi yaşıyoruz. Kalbe odaklı yaşadığımızda daha üst realiteleri deneyimleyebiliyoruz. Herkes kendi alanında böyle yapsa her şey çok farklı olur ve diğer insanlar kalpten yapılan
şeyleri, çok rahat fark edip ona göre davranabilir. Mesela sen yoga dersi veriyorsun. Öğrencilerin yogayı kalpten ve derinden yaptırıp yaptırmadığını hisseder. Ne yaptığından önemlisi, nasıl yaptığındır.
Telepati nasıl gelişir?
Telepatinin gelişmesi için pisişik enerjiniz olması gerekir. Aslında herkes telepatiktir. Bazıları yeteneklidir ve bunun farkındadır. Mesela camdan dışarı bakarken birine dikkatle bakarsanız o da dönüp bir anda size bakar. Temiz bir kalple birilerinin düşüncelerini okumak için öncelikle kalbinizi tamamen açın ve düşünce alanlarına girin. Bundan sonra telepati oluşur ve pratik yaptıkça da gelişir. Mesela ben ilk fark ettiğimde şöyle bir olay yaşadım: Birinin yanından geçerken düşündüğü şarkıyı duydum ve ona söyledim; çok
güzel bir şarkı diye. Nasıl bildin diye sordu; duydum dedim. Böyle hediyeler gelir, doğru kullanıp kullanamadığına bakılır.
Son dönem kişisel gelişim ile ilgilenen pek çok kişi var. Doğru kişiyle çalıştığımızı nasıl bileceğiz?
Siz doğuştan mı yeteneklisiniz bu alana?
O kişiye doğru bir şekilde çekilirsiniz ve o kişi ile ilgili iyi hissedersiniz. Herkes için farklı olur bu.
Hipnozdan bahsedebilir miyiz?
Sizin seminerlerinizden ilk olarak “Labirent” e katılmak gerekiyor, sonra diğerleri... Mayıs ayında da Türkiye’de var değil mi?
Düşündüğümüz şeyler mi, dünyamızı yaratıyor?
Türkiye’de son dönem yaşananları biliyorsunuz. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Ben şanslı doğdum ama yeteneğimi geliştirmek için de çabaladım. Bunlar daha alçakgönüllü ve olgun olmayı da öğretir. Bazıları farklı olduğunu söyleyebilir ancak bana göre hipnoz da pisişik bir olaydır. Herkes hipnoz yapabilir. Çalışarak bu geliştirilebilir. Hipnoz da bir terapi yöntemidir. Bir realiteden bir başka realiteye geçirir. Daha iyi bir hayat olabilir. Evet, neye odaklanırsanız onu yaşıyorsunuz. Yasa şudur; pozitif odaklanırsanız daha pozitif; negatife ve mutsuzluğa odaklanırsanız daha mutsuz ve negatif olursunuz. Mesela bir araba modeli görmek istersiniz ve bir anda o modelden çok kez görürsünüz. Amacımız daha alçakgönüllü olmak ve kalbimizi açmak. Bu bilinç sizi daha yukarılara çıkarır.
Geçmiş hayatlarla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Bu çok derin ve anlatılması uzun bir konu. Ancak kısaca söyleyebilirim ki; herkesin pek çok geçmiş yaşamı var. Bu yaşamlara gitmenin en kolay yolu; regresyondur. Başkasının size; sen şuydun, buydun demesindense sizin bunu kendinizin deneyimlemesi daha iyi olabilir. Bu size bir şeyler de öğretebilir. Bir resim gibi görebilirsiniz, bir iç görü yaşayabilirsiniz, kelimeler gelebilir, film gibi de görebilirsiniz ya da oraya, o realiteye girebilirsiniz. Çok az insan bunu yapabilir...
Geleceği görmek mümkün mü? Elbette. Çalışarak her şey mümkün.
Şifa konusuna girsek... Siz nasıl yapıyorsunuz?
Bu derin bir konu. Belki şunu söyleyebilirim, düşünce ve inanç kalıplarını fark etmek ve bunları değiştirmekle alakalı biraz o... Benim durumumda benim ruhsal hediyelerim vardı ve çalışarak bunu geliştirdim. Ama bu kelimelerle anlatılabilecek bir şey değil; yaşanacak, deneyimlenebilecek bir şey. Tüm çalışmayı kelimelerle ifade etmek, imkansız gibi...
Sizin seminerlerinizde bu çalışmaları yaptırıyorsunuz, değil mi?
Seminerde öncelikle insanlara, daha farkında olmayı öğretiyorum. Özellikle duygularının... Pek çoğu duygularının farkında bile değil. Önce duygularının farkında olmalarını sonra onları aşağı çekenlerden kurtulmayı öğretiyorum. Daha farklı bir realiteye geçiyorlar. Daha huzurlu, daha mutlu... Sonra daha keyifli bir yaşam başlıyor.
Sizin seminerlerinizde – kendim de deneyimlemiş bir insan olarak – “mucize” denebilecek şeyler yaşanıyor. Bundan konuşabilir miyiz? Bu şekilde ifade etmeyelim de; ruhunuzun coşkusunu fark edip yaşamaya başlıyorsunuz diyelim. Kalbinizi açtığınızda her şey mümkün. Daha üst realitelere geçince daha fazla şey görebiliyorsunuz.
Nerelerde seminerler veriyorsunuz?
Kısa zamanda Türkiye’de, İtalya’da, İngiltere’de, Afrika’da... Dünyanın her yerinde.
Evet, bu dört günlük seminerleri alınca, bazı şeyleri öğrenmiş oluyorsunuz ve farklı seminerlere de katılabiliyorsunuz. 19 Mayıs’ta İstanbul’da “Labirent”i yapacağız, sonra Kazdağlarında “Uyanış” var.
Bir tek Türkiye için değil, dünyanın her yerinde geçerli şey şu; sizin realiteniz neyse, onu yaşarsınız.
davet
ROJDA BULUT, ELİF BİLGE AYTEKİN, VİTO ROMEO, FİGEN ÇAĞLAR, ILGAZ ȘAȘMAZ
Çin Yeni Yılı Kutlaması Çin takvimine göre bu sene Maymun yılı olarak dünya çapında düzenlenen etkinlikler kapsamında Shangri-La Bosphorus İstanbul özel bir davete ev sahipliği yaptı. Shangri-La Bosphorus İstanbul tarafından Çin’in geleneksel kutlaması olan ve bahar festivali olarak da bilinen “Çin Yeni Yılı’’ için özel bir davet düzenlendi. Maymun yılına özel olarak gerçekleştirilen davete iş, sanat ve sosyal yaşam dünyasından çok sayıda ünlü isim katıldı. Mart ayı boyunca “Çin Yeni Yılı” na özel etkinlikler düzenleyen Shangri-La Bosphorus İstanbul, konuklarına sunduğu şık menü ile de beğeni topladı. Çin’e özgü süslemelerin ve ateş elementinin sembolü olan kırmızı rengin hakim olduğu gecede birçok davetli konsepte uygun olarak kıyafetlerinde kırmızıyı tercih etti. Shangri-La Bosphorus İstanbul’un içinde bulunan Uzak Doğu restoranı Shang Palace’ta aslan dansı seremonisyle başlayan kokteyl, Executive Şef Bing Li’nin sunduğu otantik lezzetlerle devam etti. Yemek sırasında ünlü astrolog Şebnur Kuran, çakra ve aura analizi ile konuklara Maymun yılına özgü taş ve renk tavsiyelerinde bulundu. Konukların keyifli anlar yaşadığı davet geç saatlerde son buldu.
264
PETEK ERTÜRE
davet
NURAY GÜLLÜ
SİNEM YILDIRIM
AYȘE AZİZOĞLU
NURAY FENERCİOĞLU
PERİHAN AKI
BURCU ZİYAL
Gecede Shangri La Bosphorus Yönetim Kurulu Üyesi Berk Tanrıverdi konuklarıyla yakından ilgilendi.
BERK TANRIVERDİ
FERYAL GÜLMAN
ALEGRA LEVİ
SİBEL SERİN, MELİS YELKENCİ
SİBEL İLKİZ
Shangri-La Bosphorus İstanbul Genel Müdürü Vito Romeo davette Shangri La Bosphorus ekibiyle birlikte konuklara otellerinde sunulan hizmetler hakkında bilgi verdi.
BEGÜM KÜTÜK
GÜL ERGİ
davet
AHMET - NESLİHAN KOZANOĞLU
GÜNSEL ÜLKÜ
Seçkin isimlerin biraraya geldiği davette keyifli dakikalar yașandı. ȘULE - ÖZALP ARGÜDER, ÖZGE SANDER
CENGİZ - AYCAN ALP
DERYA - BEKİR AKSOY
JULİDE ÖNENGÜT
MUKADDES KAYA, DİLEK ÜLKÜ
Renkli davette konuklar birbirinden leziz ikramları tatma imkanı buldu.
BURCU KARTOZ
SERAP TİBUK
BİLGE - BERNA ÖZTÜRK
davet
SEMA BASA
KEMAL, POLAT GÜLMAN
FATOȘ AKSOY
Bașarılı tasarımcı Mehmet Köymen davete katılan isimler arsındaydı. MÜGE ARNAS
ELİF GEDİKOĞLU, MEHMET KÖYMEN
E ǵ NFLBO NPCƌMZB CBIÎF WF ZBǵBN
cast aluminyum bahçe mobilyalaRI baKIm istemez hafiftir paslanmaz rengi solmaz XXX TQSBNCBS DPN LFZBQ ÎBSǵ K CMPL OP ZVLBS EVEVMMV ƌTUBOCVM
röportaj
Dünyada eşi olmayan saatleri paylaşmak bana mutluluk veriyor
ÖZGÜR BİR MÜZİSYEN Takıntısını tutkuya dönüștüren bir müzisyen… “Romantik bir dükkan” olarak tanımladığı “Adrianopolis” markası ile çok sevdiği Ankara’ya yeni bir soluk kazandıran ünlü müzisyen ve söz yazarı Cem Adrian ile keyifli bir sohbet gerçekleștirdik. Cem Adrian’ı biraz yakından tanıyabilir miyiz?
Cem Adrian Ankara’da yaşayan özgür bir müzisyen. Var olan düzene uymayan, zor bir yoldan geçmiş ama şu anda da bulunduğu yerden çok mutlu olan biriyim.
Koleksiyon tutkunuz ne zaman ve nasıl başladı?
Gittiğim her yerden aldığım saatler ile başladı diyebilirim. Ben sonuçta bir saat koleksiyoneriyim. Biriktirmekten hoşlanan biri olmasam da saatlere olan tutkum bir zaman sonra takıntıya dönüştü her koleksiyoner gibi biriktirdikleriniz sizi paylaşma noktasına getiriyor. Ben de AdrianPolis ile biriktirdiklerimi paylaşma kararı aldım. Burada bulunan saatler “AdrianPolis” fikri ortaya çıktıktan sonra buraya ait olacak şekilde temin edilen saatlerden oluşuyor.
Bu kadar tutku ile biriktirdiklerinizi paylaşmak zor olmadı mı?
Kendime ait bir koleksiyonum daha var. Ancak AdrianPolis de paylaşma fikri ile yola çıktığı için şu anda bu hazineyi insanlarla paylaşmak ayrıca keyif veriyor bana. En önemlisi de burada bulunan saatlerin dünya üzerinde bir eşinin daha olmayışı. Aslında ufak bir saat müzesi. İnsanların buraya gelip saatler hakkında bilgi alması beni ayrıca mutlu ediyor. Paylaşamayacağım saatlerim de var ama…
Neden saat koleksiyonu?
Bu cevabını veremediğim bir soru. Hayatınızın boş bir döneminde bir arzu başlıyor ve takıntı haline geliyor ve sonuç… Müzikal olarak
272
Türkiye’de gidebilecek olduğum son noktaya gittim ben. Bu konuda da çok tatmin oldum. Belki başka ticari yatırımlar yapılabilirdi ama ben mutlu olduğum şeyi yapmaktan yana olduğum için şu anda da çok mutluyum. Böyle bir ilgi alanını oluşturmanın mutluluk hormonu salgıladığına yüzde yüz eminim. Hayatında boşluk olan ve mutsuz insanlara tavsiye ediyorum.
Normal hayatınızda da takıntılı biri misinizdir?
Takıntılı değil mükemmeliyetçiyim. Kariyerim ve müziğim ile alakalı çok fazla uğraşıyorum.
Her saatin bir hikayesi var mı peki?
Burada 1780’li yıllardan bu yana oluşan bir arşiv var. Tabii her saatin de kendine ait birçok hikayesi var. AdrianPolis’de Mardin’den de Amerika’dan da İngiltere’den de aldığım saatler var. Müzik kariyerim dolayısı ile gezdiğim tüm yerlerde antika pazarlarını kendim gezerek kiminin görüntüsüne kiminin de hikayesine aşık olarak aldım bu saatleri. Ama içlerinde benim için en özeli Mardin’de bir antikacıdan aldığım saattir. Onun hikayesi ve kendisi de benim için çok özel. Bir de uçakta tanıştığım ve sonrasında nikah şahidi olduğum arkadaşımdan aldığım saat benim için çok kıymetli.
Saat koleksiyonu tutkunlarını ağırlayacağınız yeni mağazanızdan bize biraz bahseder misiniz?
AdrianPolis bahsettiğim gibi tamamen kişisel bir tutkudan yola çıkarak ortaya çıkan bir marka. Dekorasyonundan yerleşimine tüm
çalgılar çalmaya başladılar. Farklı kaygılar müziğin önüne geçiyor ne yazık ki. Buna uymadığım için belki de kendimi özgür olarak tanımlıyorum. Türkiye’de çok güzel şeyler yapan insanlar var ancak bu insanlar çok satanlar listelerinde değiller. Ticari müzik kaygısı biraz daha anlattığımız sözleri hatta şarkılarımıza konu edilen “Aşk” kavramını bile etkiledi. Bu kaygılar yüzünden insanlar aşkı bile çabuk tüketebilir oldu. Aşk kavramı edebi anlamda zenginleştirilerek sunulmalı. Temelinde eğitimsel ve ekonomik sorunlar olduğu için Türkiye’de müzik kültürü Avrupa’daki gibi gelişemedi ne yazık ki.
Müzik çalışmalarını takip ettiğiniz isimler kimler? detayları ile ben ilgilendim. Burayı “Romantik” bir dükkan olarak tanımlıyorum. Gelen herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği, satın almak değil sadece gezmek için bile gelebilecekleri ve saatler hakkında bilgi alabilecekleri bir yer yapma hayali ile ortaya çıkan ufak bir müze. Biz AdrianPolis ile insanlara saatin hayatımızdaki önemini anlatmayı hedefliyoruz. Eşsiz bir el emeği ile yapılan bu ürünlerin tarihlerini gelen tüm ziyaretçilerimiz ile paylaşmayı diliyoruz. Her şeyin dijital olduğu bir çağda bir gün olur da tüm elektrikler giderse ve hayat durursa zamanı bize gösterecek tek şey bu saatler. Türkiye’de daha önce böyle bir mağaza açılmadı. Online kısmı kullanarak da mağazamızı tüm saat koleksiyonerleri ile buluşturacağımız bir noktaya getireceğiz.
Birsen Tezer, Bülent Ortaçgil, Nurettin Rençber… Daha birçok isim var. Bir gün tüm müzik kanallarında bu isimlerin şarkılarının dinlediğini düşünün. İnanın çok fazla şey değişir.
Müzik ve sanat eğitimi hakkında neler düşünüyorsunuz?
Müzik ve sanat eğitimi özellikle çocukların gelişiminde çok önemli bir noktada. Bu yüzden kaliteli ne istediğini bilen bireylerin yetişmesinde neleri dinledikleri bence çok büyük rol oynuyor. Ne kadar çok basitçe erişilirse bazı şeylere kavramların o kadar önemi kalmaz. Popüler olarak bize sunulan şeyler sanırım biraz buna neden oluyor. Yeni jenerasyonlar hakkında söylenen olumsuzlukları biraz da bizler yaratıyoruz. İzlettiğimiz ve dinlettiğimiz şeyleri seçerken çok özenli davranılmalı ki Türk kültürünü yansıtan değerler ileriki nesillere de anlatılabilsin.
Saat koleksiyonerleri haricinde hayranlarınızdan çok gelen oluyor mu?
Tabii duyan insanlar geliyorlar mutlaka. Tanımadığım birçok insanla tanıştım mağaza açıldığından bu yana, saatleri görmeye gelenler de oluyor beni görmeye gelenler de oluyor mutlaka.
Koleksiyon kültürünü Türkiye’de nasıl değerlendiriyorsunuz?
Çok ciddi bir arşive sahip olan insanlar var. Çok daha fazla da gelişim gösteriyor. Çok ender parçalara sahip olan kişileri bir çoğumuz bilmese de ben kendi adıma böyle bir ilgi alanı yaratılmasının insanı çok dinlendirdiğini ve iyi geldiğini düşünüyorum. Herkese de tavsiye ediyorum.
Ankara’nın sizin için ayrıcalığı nedir? Neden İstanbul değil?
Ben Ankaralıyım. Özellikle bu sokak benim için çok önemli. Gerçekten çok fazla seviyorum. Böyle bir koleksiyon mağazasını İstanbul’da da açabilirdim evet ancak Ankara’nın her yeri benim için çok kıymetli. Böyle bir kültürü birikimini de öncelikle Ankara’da paylaşmak istedim. İleride tabii ki İstanbul gibi düşüncelerimiz de olabilir. Ama şu an için Ankara’da başlamak bana çok daha fazla keyif veriyor. Hep mutlu olduğum yerlerde mutlu olduğum şeyleri yaptım. Bu yüzden Ankara benim mutlu olduğum yer diyebiliriz.
Müzik sizin için ne ifade ediyor?
Müzikle doğdum müzikle büyüdüm ve onunla öleceğim. 11 senede 10 adet albüm yayınladım.
Müziği bırakmayı düşünüyor musunuz?
Sosyal medya müzik sektöründe sizce nasıl bir etki uyandırıyor?
Sosyal medya çıktığından bu yana geleneksel medya eski popülaritesini kaybetti. Bir şarkı yaptığınızda kendi kişisel hesabınızda paylaştığınızda çok daha fazla kişiye erişme imkanına sahip oluyorsunuz. Burada da sizin müziğiniz ile ilgilenenleri net olarak gözlemleme şansınız oluyor. Müzik kanallarında sesi kapalı bir şekilde dönen kliplerin bir sanatçıya ya da yaptığınız sanat adına bir geri dönüşü ne yazık ki olamıyor. O anda sadece klibi görürken sosyal medyada klibi ya da anlatmaya çalıştığınızı dinliyor ve izliyor. Sosyal medya sayesinde biraz daha bireysele indi.
Hayır. Müzik benim hayatım. O beni bırakmadığı sürece bırakmayı düşünmüyorum.
Yeni albüm çalışması hazırlıklarınız var mı?
Türkiye’deki müzik çalışmaları hakkında neler düşünüyorsunuz?
Son olarak Adrianopolis ile ilgili neler söylemek istersiniz?
Türkiye’de bazı işlerin ve mesleklerin kendince oluşturduğu bazı kuralları vardır. O kurallara uymadığınızda ilerleyemeyeceğinizi düşünürler. Şarkı bestelerken artık insanların ne kadar beğeneceğine sınırlandırarak beste yapılır oldu. Rock müzik yapan isimler üflemeli
Yeni bir albüm hazırlığımız var. Eylül ayında…
AdrianPolis tüm markaların saatlerinin yer aldığı butik bir mağaza. Burada bir saat tarihi var. Burada olan saatlerin yanı sıra çok daha büyük bir arşive sahip online store ile de saatler hakkında her şeye erişilmesi mümkün olacak. Röportaj: Dilara Ertürk - Fotoğraf: Derin Gökçe
273
davet
15. Yıl İçin Şık Davet Ankara Yelken Kulübü 15. yılını Rixos Otel’de şık bir davet ile kutladı. ADNAN - NESRİN ÖZARSLAN
Davetin ev sahipliğini gerçekleştiren Ankara Yelken Kulübü Başkanı Adnan Özaslan davete katılan konuklarla tek tek ilgilenip uzun uzun sohbet etti. Fuaye alanının dolmasıyla büyük salona geçen misafirler muhteşem ödül törenini izleme imkanı buldu. Kulübün genç sporcularına ve sponsorlarına ödüllerini takdim eden Adnan Özaslan tüm konuklara katılımlarından doları teşekkür etti. Gecede sahne alan Melih Görgün tüm konuklara keyifli bir gece yaşattı.
ÖZLEM ERÇİN, ONUR TOPÇUOĞULLARI, NEVİN EMEN
ONUR KÖȘKER, DUYGU KARAASLAN
davet
NUSRET - SANEM ANAFARTA
SAVAȘ - GÜLBEN KORKMAZ
Ankara yelken kulübünün düzenlediği gecede MAG Medya basın ödülü aldı. SERDAR - SEVDA ȘENER
SERHAT - TÜLAY TAȘKIN, ELVAN SUNGUR, ECE - EDA - GÜRKAN ERTAN
TUBA - ALİ TUNCER
SİNEM - SÜHA TUNCER
277
davet
Demet Akbağ Arcadium’da Ünlü oyuncu Demet Akbağ Ankaralı hayranlarıyla Arcadium AVM’de buluştu. Sevenleri ile buluşan Demet Akbağ, konuklarla keyifli bir sohbet gerçekleştirdi. “Kadına dair” adlı söyleşide 8 Mart Dünya Kadınlar Günü hakkında uzun uzun sohbet edildi. Keyifli ve renkli geçen sohbetin ardından Akbağ’ın hayranları kendisiyle bol bol fotoğraf çektirip sosyal medyada paylaştı. .
DEMET AKBAĞ
278
köşe
Ayșe Kızılöz
aysekiziloz@magdergi.com.tr
İçimizdeki Çocuk
B
irçoğumuz ufak bir çocukla karşılaştığımızda, hemen yumuşarız ve hatta gülümseriz. Daha duyarlı, daha dikkatli bir alandan iletişim kurarız. Kalbimiz sevgi frekansına kolay geçer. Onun hatalarına daha fazla hoşgörü ile yaklaşıp ona yardım etmek isteriz hemen. İçimizdeki çocuk mutlu olur, kendine bir oyun arkadaşı bulmuştur. Birlikte eğlenebiliriz, saçmalayabiliriz. Tuhaf bir dilde konuşabiliriz. Sek sek oynayabiliriz, topun peşinden koşturabiliriz. Hatta sırf o çocuk zevk aldı diye aynı hareketi sayısız kere tekrarlayabiliriz. Çocuk her mutlu olduğunda, her kahkaha attığında, biz de mutlu oluruz, içimizdeki çocuk da kahkaha atar. Peki öyleyse, bizim içimizde böyle bir çocuk varsa, bunu biliyorsak; herkesin içinde de ufak bir çocuk olduğunu fark edebiliriz. Hatta yetişkinlerle ilişki kurarken bunu hatırlayabiliriz. Çünkü her ne kadar yetişkin olarak farklı bir yaşamın sorumluluğunu aldıysak da, farklı davranmayı öğrendiysek de o ufak çocuk da bizimle birlikte yaşamamaktadır. wwwAynı özelliklere sahiptir, hassastır, kırılgandır. Eğlenmek, saçmalamak istemektedir. Yetişirken, anne ve babamız bize nasıl davrandıysa biz de içimizdeki çocuğa aynı şekilde davranırız. Eğer ebeveynimiz katı ve sertse, biz de içimizdeki çocuğa katı ve sert davranırız. Eğer ebeveynimiz sevecen ve sevgi dolu ise biz de içimizdeki çocuğa aynı şekilde davranırız. Katı, sert, eleştirel, şiddet vs gibi çocuğun yaralanmasına neden olan kalıplarla yetiştiysek, içimizde yaralı bir çocuk olacaktır. Sağlıklı yetişen bireylerin içlerindeki anne ile babaların örnekleri ile oluşmuş olan yetişkinler; onları sorumlu, başarılı, toplumda saygın, sağlıklı ve sürdürülebilir ilişkiler içinde bir birey olarak kendini gösterecektir. İçlerindeki mutlu çocuk onların eğlenmelerine, yaratıcılıklarını ortaya koymalarına ve başkalarına duyarlı, şefkatli ve anlayışlı bir şekilde yaklaşabilmelerine neden olacaktır. Bu bireyler yapıcı olurlar. Ancak birey yetişirken ebeveynleri tarafından travmaya uğratılmışsa, gücün kötüye kullanıldığını görmüş ve yaşamışsa, belki ezildiği,
değer görmediği, sevilmediği, sık sık eleştirildiği, tacize uğradığı, şiddet gördüğü, yetersiz hissettirildiği veya belki ebeveynleri hayata erken veda ettikleri için terk edildiği bir ilişki yaşamışsa, bunlar hayatına çeşitli dengesizlikler olarak yansıyacaktır. Böyle bir birey sorumluluklarını almakta zorlanacaktır. Kendini aynı şekilde hırpalayarak belki hasta edecektir. Hayatında ihtiyacı olan disiplini kurmakta zorlanacaktır. Aşırılıklara ve bağımlılıklara eğilimi olacaktır. İçindeki yaralı çocuk, onu sabote edecektir. Hayatta tatmini bulması, mutluluğu, sevgiyi bulması zor olacaktır. Bu birey yıkıcı olmaya eğilimli olacaktır. İkili ilişkilerde iki kişinin sağlıklı bir ilişki kurması ve yürütebilmesi için, birbirleriyle olan etkileşimlerinde her bireyin içindeki çocuğu da ilişkiye katması önemlidir. İçlerindeki çocukları anlaşan kişiler birbirlerinden zevk alır, birlikte eğlenir ve beraber olmak isterler. Bireylerin içindeki çocuklar ilişki içinde hissettiklerini dile getirme ihtiyacı hisseder. Bu çocuklar eğlendikleri, coşku duydukları gibi, zaman zaman kırılabilirler, kızabilirler ve yaramaz da davranabilirler. Bunları ifade etmezsek, çocuk içine kapanır, susar ve o ilişkide yok olur. İlişki de tüm büyüsünü, cazibesini kaybeder. Fakat bu hissettiklerimizi çocuk yönümüz dile getirirse birbirimizi anlamayıp, ilişkide ötesine geçemediğimiz düğümler, tekrar eden çarpışma dinamikleri yaratabiliriz. İletişim becerisi konusunda içimizdeki ebeveynler devreye girmektedir. Çocuğun hissettiklerini ebeveyn suçlayıcı olmayan, sorumlu ve açık bir dille anlatabilir. Ebeveyn hem gerektiğinde kendini ifade edip hem de karşı tarafı dinleyecek, empati kurup anlamaya gayret edecek ve çözüm bulacak olandır. İki farklı ilişki kültüründen gelen kişinin ilişki dili tamamen farklı olacaktır. Bir ilişki kültüründe günde birkaç kere aramak sevgi ve özen işareti iken, bir başka kültürde sık sık aramamak, karşı tarafı özgür bırakıp alanına girmemek sevgi ve özen ifadesi olabilir. Bunları açıkça konuşmazsak ve varsayımlar üzerine yaşarsak ilişkimizin bir şansı kalmaz. Aşkı ve sevgiyi bulmak çok güzeldir. Ancak kaybetmeden bir ilişkide sevgiyi sürdürebilmek için iletişim becerileri önemlidir. İçinizdeki çocuğun kahkaha attığı, iletişimin yapıcı olduğu, sevginin daim olduğu aşklar dilerim..
279
düğün
Mutluluğa “Evet” dediler TEKSO Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Derviş Çetin ve Sevgi Çetin’in oğlu Y. Makina Mühendisi Ali Çetin ile Elektronik Mühendisi Mahmut ve Perran Beşirli’nin Endüstri Mühendisi kızları Ceren Beşirli, Bursa Çelik Palas ve İstanbul Bomonti Hilton’da gerçekleşen törenlerle evlendiler. Keyifli dakikların yaşandığı gecede hiçbir detay atlanmadı. Davete katılan konuklar ise şıklıklarıyla göz kamaştırdı. Fuat Paşa Yalısı’nda gerçekleşen Kına gecesinde de gelinin arkadaşları giydikleri kaftanlarla kına yakarak Osmanlı geleneklerini yaşattılar. Çok özenle hazırlanan kıyafetler gecede büyük ilgi gördü. CEREN BEȘİRLİ, ALİ ÇETİN
280
AHMET DERVİȘ - SEVGİ, ALİ ÇETİN, CEREN, MAHMUT - PERRAN BEȘİRLİ
Çoșkun Sabah ve Zeliha Sunal’ın șarkıları ile eğlenceli dakikaların yașandığı törenlerde konuklar doyasıya eğlendi. Keyifli anlara sahne olan törende hiçbir detay atlanmadı. Davete katılan konuklar ise șıklıklarıyla göz kamaștırdı.
Bilindiği gibi uyku yașamsal bir olaydır ve insan varlığının vazgeçilmez bir parçasıdır. İnsanlar, biyolojik saat (sirkadyen ritm) dediğimiz aydınlık ve karanlıktan olușan 24 saatlik periyodlara adapte olmușlardır. Uyku zihinsel ve fiziksel sağlığımızı her gün yenilememiz için önemli olan ve yașamımızın üçte birini kapsayan aktif bir dönemdir. Acıbadem Ankara Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Esra Mıhçıoğlu uyku problemi yașayanlar için çözüm önerilerini anlattı.
advertorial
UYKU GENÇLİK AȘILIYOR
D
inlenme kalitesini iyileştirmenin ilk aşaması ne kadar uykuya ihtiyacınız olduğunu bulmaktır. Uyku gereksinimi nedir?
Gün boyunca uygun davranışlar sergileyebilmek için tamamen uyanık kalmaya olanak veren yeterli uyku miktarı olarak tanımlanır. Bir yetişkin için kültürel ve çevresel koşullara bakılmaksızın ortalama uyku gereksinimi 7,5-8 saat kadardır. 4 saatten az ya da 9 saatten fazla uyuyan erişkinlerin kalp damar hastalıkları, kanser ve inme rahatsızlılarının ortalama 8 saat uyuyan erişkinlerden daha fazla olduğu bulunmuştur. 50-65 yaş arası sağlıklı yetişkinlerde uyku süresinde 1 saatlik bir azalma olduğu gösterilmiştir. • Her akşam aynı saatte yatın. Bu saat normalde yorgun hissettiğiniz bir saat olsun ve yatakta dönüp durmayın. Hafta sonları bu rutini bozmayın. • Her gün aynı saatte uyanın. • Telafi etmeniz gereken uyuyamadığınız birkaç saat varsa gündüz şekerleme yapabilirsiniz. Bunu da erken öğle saatlerinde yapın ve yarım saati aşmayın. • Yatma saatinden çok önce uykulu hissediyorsanız, kanepeden kalkın ve hafif uyarıcı aktiviteler yapın. Bulaşık yıkamak, bir arkadaşı aramak gibi hafif uyarıcı aktiviteler. Karanlıkla beraber düzeyi artan vücuttaki melatonin, uykumuzun gelmesine sebep olur. Gündüz saatlerindeki ışık ise melatonin düzeyini düşürür. Modern yaşamın pek çok yönü vücudumuzun doğal melatonin üretimini bozar. Sonuç olarak uyku uyanıklık döngümüz bozulur. Bir ofiste uzun saatler boyunca doğal ışıktan uzak kalmak gündüz uyanıklılığınızı etkiler ve sizin uykunuzu getirir. Akşamları televizyon veya bilgisayar ekranı karşısında iken aldığımız parlak ışıklar vücudun melatonin üretimini baskılayabilir ve uykuya dalmayı zorlaştırabilir. • Gün içinde ışık maruziyetinizi arttırın. Güneş gözlüğü kullanmayın yüzünüz ışık görsün, gündüz dışarıda daha fazla zaman geçirin. İş molalarınızı dışarıda geçirin, dışarıda egzersiz yapın, köpeğiniz varsa gece değil gündüz dolaştırın. • Televizyon ve bilgisayarınızı gece kapatın. Pek çok insan televizyonu günün sonunda rahatlama ve gevşemenin bir aracı olarak görür. Bu bir hatadır. Işık melatonin üretimini sadece baskılamakla kalmaz, aynı zamanda zihni de uyarır. Müzik veya sesli kitaplar dinleyin veya gevşeme egzersizleri yapın. Tablet gibi arkadan aydınlatılmış cihazlardan bir şeyler okumayın. Parlak ışık yayan lambalarınızı değiştirin. Uyku zamanı geldi ise odanız karanlık olsun. Ne kadar karanlık olursa o kadar iyi uyursunuz. Odanızı uyku dostu yapın. • Sesi azaltın, • Odanızı serin tutun. • Yatağınızın konforundan emin olun. • Yatağınızı sadece uyku ve cinsellik için kullanın. Çalışmalarınızı yatağınıza taşımayın. • Akşamları ağır yemeklerden kaçının. Yatma saatinden önceki 2
saat içinde yemek yemeyin. • Yatmadan önce alkolden kaçının. Alkol uyku kalitesini düşürür ve gecenin ilerleyen saatlerinde uyanmanıza neden olabilir. • Kafeini azaltın. Kafeininin alındıktan 10-12 saat sonra uyku problemlerine neden olabileceğini öğrenmek sizi şaşırtabilir. Öğle yemeği sonrası kahve alışkanlığınızdan vazgeçin. • Akşam saatlerinde fazlaca sıvı almaktan kaçının. Gece sık sık tuvalete çıkmanıza neden olur. • Sigarayı bırakın. Nikotin hem stimulan olduğu için hem de gecenin ilerleyen saatlerinde nikotin çekilmesi yaşayarak uyanabilirler. • Düzenli egzersiz yaparsanız daha derin uyursunuz. 20-30 dakikalık günlük egzersizler yeterli olacaktır. Çok geç saatlerde yapılan egzersiz vücudu uyarır, ısısını artırır ve uykuya dalmayı zorlaştırır. Hafif gevşetici esneme hareketleri ve yoga ise uykuyu kolaylaştırabilir. Gündelik yaşamın stresi, kaygı bozuklukları gibi nedenler de uyku düzenini etkileyen en önemli faktörlerdendir. Kaygı ve stres beslenme alışkanlıklarını da tetiklediği gibi uykuya geçme haline, zinde uyanma durumlarına doğrudan etki eder. Bu tip durumlarda öncelikle kaygı ve stres yaratan durumlardan olabildiğince uzak durulmalı, geçirilemeyen durumlarda ise bir uzmandan destek alınmalıdır. Gece vücut kendini dinlenmeye aldığından günün tüm yorgunluğu ile birlikte bilinçsiz bir uyku eğilimi gösterilebilir. Gece sık sık uyanılabilir ve sabah kalktığınızda bunları hatırlamayabilirsiniz. Eğer gece uyanıyor ve uykuya tekrar dalamıyorsanız şu öneriler yardımcı olacaktır. • Rahat bir pozisyon alın ve yataktan ayrılmayın. • Uykuya değil gevşemeye hedeflenin, derin nefes alma ve meditasyon tekniklerini deneyin. • Eğer 15 dk üzerinde uyanık kalmışsanız yataktan çıkın ve uyarıcı olmayan bir aktivite yapın. • Hafif bir atıştırmalık veya bir meyve çayı rahatlatabilir. Dikkat edin fazla yemeyin. • Endişelenmeyi ve beyin fırtınası yapmayı erteleyin. • Gece vardiyası sayısını kısıtlı tutun. • Vardiya çıkışında gün ışığına fazla maruz kalmadan yatın. • Vardiyanın geç saatlerinde kafeinli içecek içmeyin. • Sık ara verin ve bu aralarda yürüyüş, esneme ve basit egzersizler yapın. • Akşam uyanınca parlak ışığa bakın, parlak ışık altında olun, vardiya çıkışında güneş gözlüğü takın. • Yatak odanızdan ses ve ışığı elimine edin. • Hafta sonları uykuya öncelik verip eksik uykunuzu tamamlayın.
ANKARA
deco trend
Modern Dokular Bu ay yeni ve modern çizgideki konut projelerimizden biriyle karșınızdayız.
284
Salon oldukça geniş, 2 oturma grubu birbirinden kopmadan rahat rahat yerleştirildi.
Salonun farklı bir açıdan görüntüsü
deco trend
Yemek Bölümü
Yine salondan bir başka açı
Genç bir çift için tasarladığımız bu daire, geniş ve ferah oluşuyla ürün seçimlerinde, bizi oldukça özgür kıldı. Evi, olduğundan daha geniş göstermek için uğraşmamıza gerek kalmadan; yemek, oturma ve giriş gibi birbirine yakın mekanlara, rahat rahat seçtik müşterilerimizin hayalindeki tarza uygun mobilyaları. Giriş bölümünden itibaren, duvarlar ve kapılarla ayırmadık ortak yaşam alanlarını. Adeta birbiri içine akan; fakat aynı zamanda apayrı düzenlenmiş mekanlar yarattık. Açık tonlarda seçtiğimiz mermer ve duvar renklerine karşılık, daha koyu renklerdeki ahşaplar ve siyah cam kapılarla kontrastı sağlamaya çalıştık. Böylece ev daha dinamik ve çarpıcı göründü. Hareketli mobilyalar ve aydınlatmalardaki malzeme seçimlerimizi de hep bu kaygıyla yaptık; yumuşak dokulu toprak tonlarındaki kumaşlara karşılık, paslanmaz çelik ve yine siyah camlı mobilya seçimleri yaptık. Alışılagelmiş kumaş perdeler yerine kalın ahşap jaluziler ve gri tonlarında fon perdeler seçtik.
286
Duvarlardaki kütlesel hareketleri, ev sahiplerinin koleksiyonundan seçtiğimiz modern tablolarla yumuşatmaya çalıştık. Profit Neşet Güne ekibi olarak en modern tarzdaki mekanlara bile; az da olsa maksimalist dokunuşlar yapmayı seviyoruz. Böylece, ortaya daha yaşayan ve sıcak tasarımlar çıktığını düşünüyoruz! Size de daha yaşanılır ve sıcacık günler geçirmeniz dileğiyle...
Tasarım: Esin CANKILIÇ PRO_FİT NEȘET GÜNE Profit Neşet Güne İnş.Dek.San.Tic.Ltd.Şti. www.profitnesetgune.com
Şehirde güzel bir gün geçirmeye ne dersiniz? O gün yapmanız gereken en zor seçim masajınızı 60 dakika mı yoksa 90 dakika mı alacağınız olabilir. Hilton Istanbul Bomonti Hotel & Conference Center 85’i süit 829 odası, Hilton Worldwide tarafından verilen 2014 EMEA Yılın Şef i Ödülünün sahibi şef imizin lezzetleriyle The Globe restoranı, 34. katında eşsiz şehir manzarasına hakim, yaratıcı kokteylleriyle sizi şaşırtacak ve Sushi Lounge’unda gece boyunca enfes suşiler tadabileceğiniz Cloud 34 barı, açık ve kapalı yüzme havuzları ve 3.300 m2’lik Avrupa’nın en büyük eforeaTM Spa’sı ile sizi bekliyor.
davet
Özel Gösterime Büyük İlgi Kaman Kardeşler imzalı “Kaçma Birader” filminin Ankara özel gösterimi dünyanın en büyük medya prodüksiyon şirketi Endemol Shine Türkiye farkı ile Next Level’da gerçekleşti. Filmin başrol oyuncuları Zafer Algöz, Melek Baykal gibi ünlü isimlerin katıldığı “Kaçma Birader” filminin özel gösterimine Eski İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu da katılım gösterdi. İlk sinema filmi ile seyircisinin karşısına çıkan Melek Baykal Ankara’yı çok özlediğini ve Ankara seyircisi ile bir arada olmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi. “Kardeş Payı” ile isimlerini duyuran sevilen senarist Emrah ve Murat Kaman kardeşler de özel gösterim için Ankara’ya gelen isimler arasındaydı. Ankara seyircisinin kaliteli izleyici olduğunu dile getiren Zafer Algöz “Kaçma Birader” filminin senaryosunun ve esprilerinin kendisini etkilediğini vurguladı. Çok sayıda seçkin davetlinin katılım gösterdiği özel gösterim oyuncuların hoş geldin konuşması ile başladı. Kahkahalar ile izlenen filmin ardından oyuncular film sonunda ayakta alkışlandı. ZAFER ALGÖZ, PINAR GÜRER, MELEK BAYKAL
röportaj
Tiyatro sahnelerinde yıllarca izlediğimiz, dizileri ile gönüllerde yer edinen Melek Baykal ilk sinema filmi Kaçma Birader ile izleyicisinin karșısına geçti. Ünlü oyuncu Melek Baykal ile Next Level’da sinema, televizyon ve tiyatro kariyeri hakkında samimi bir röportaj gerçekleștirdik.
M
elek Baykal’ı bir de sizden dinlesek bize kendinizi nasıl anlatırsınız?
Ortaokul sıralarında başladı benim tiyatroya olan merakım. Yakın bir aile dostumuzun kızını tiyatro sahnesinde izledikten sonra kendimi onun yerine koydum ve “Ben tiyatrocu olmalıyım” dedim. Konservatuar şimdiki gibi akademi değildi. Ortaokulu bitirdikten sonra iki gün gibi kısacık bir sürede konservatuar sınavlarına hazırlandım. Herkesin üç ayda hazırlandığı bir sınavdı. Dört yüz seksen yedi kişi girmişti o yıl sınava. Sadece yedi kişi kazandı. En yüksek puan alan yedi kişiden biri olmak benim için tabii ki çok mutluluk verici bir duyguydu. Tiyatro bittikten sonra Ankara Devlet Tiyatroları’nda başta stajyer oyuncu olarak başladım. Daha sonrasında bazı dizi projelerinde bulundum. Sonra
290
doğup büyüdüğüm şehir olan İstanbul’a seneler sonra mesleğim ile dönebilme şansım oldu. Tiyatronun yanı sıra çeşitli dizilerde görev aldım. Tiyatro oyunlarım devam etti. Son dört buçuk senede kadın programı yaptım. Şimdi de hayatımın ilk sinema filmini çektim. Kaçma Birader benim için ayrı yeri olan bir proje oldu.
Ankara hakkında düşünceleriniz nelerdir?
Ankara bana hiç yabancı değil. Yeri benim için hep ayrıdır. Eski Ankara’yı daha çok sevenlerdenim aslında. Çok da uzun senelerimi geçirdim Ankara’da. Benim yaşadığım zamanlardaki doğası ve havası kalmadı ne yazık ki ve bu da beni çok üzüyor.
İlk sinema filminiz Kaçma Birader sizin için önemi nedir?
Bunu bana bir oyuncu olarak hep sordular. Sinema filmi yok mu diye? Böyle bir zamanım yoktu. İlk defa bu zamanı yakaladım. Böyle
bir proje ile bir ilki yaşamaktan ayrıca mutluluk duyuyorum.
Kaçma Birader filminde sizi etkileyen ne oldu?
Bir oyuncu olarak portföyümde bir sinema filmi olsun çok istemiştim. Öncelikle en önemli faktör bu oldu. Ancak şartlar ve zaman buna hiç uygun değildi. Bu yaz Bodrum’da iken Ömer Faruk Sorak aradı. Çok sevdiğim bir yönetmendir Ömer. Seneler öncesine dayanan bir çalışma arkadaşlığımız var. Ankara’da Ferhunde Hanımlar’ı çektiğimiz dönemden bu yana tanıyoruz birbirimizi. Tabii ki Ömer’den böyle bir teklif gelince merak ettim. “Böyle bir senaryo var ve ben yüreğimi koyuyorum bu filme. Bu filmde senin rol almanı çok isterim” deyince Eğer Ömer buna
“Kaçma Birader ilk sinema filmim ile yıllar sonra Ankara’da olmak mutluluk verici” tamam diyorsa doğru bir iştir dedim. Ömer Faruk’un iyi bir bilgisi ve gözü vardır. Senaryoyu okudum, müthiş keyifli yazılmış bir senaryoydu. Zekice ve günümüze uygun ince espriler vardı. Hiç düşünmeden, hiçbir şart konuşmadan Ömer’e telefon açtım ve “Ne zaman geliyorum İstanbul’a” dedim. Senaryoyu çok sevmiştim. Çünkü bir oyuncu için senaryo çok önemli. Oyuncu kadrosunu çok sevdim. Yapım firması Endemol Shine Türkiye ve Böcek Yapım benim için çok önemliydi. Kaçma Birader hikayesinin bana düşen kısmı böyle başladı ve tekrar Ankara izleyicisi ile bir araya gelme şansım oldu.
Tiyatro mu, sinema mı, diziler mi sizi daha çok mutlu ediyor?
Tiyatro mu? Sinema mı? Dizi mi? Bu sıkça karşılaştığımız bir soru. Bence bir oyuncunun bunları birbirinden ayırmaması gerekiyor. Hepsi de birbirine yakın benzer sanatlar. Bir oyuncu eğer mutluysa
yaptığı işten aynı emeği orda da gösterebiliyorsunuz, tatmin olabiliyorsunuz. Ama tabii tüm bunların içinde tiyatro beni bir tık daha mutlu eden bir alan diyebilirim. Öne çıkmasının sebebi de nedir? Çünkü tiyatro kanlı canlı. Seyirci ile birebir kontak kurduğumuz bir şey. Bu nedenle tiyatro, tiyatrocular için biraz daha önde gidiyor.
Tiyatro oyuncusu olarak Türk sinemasının son yıllarda göstermiş olduğu başarıyı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sinemanın bugün geldiği durum gayet mutluluk verici. Sektör olarak çok ivme kazandığını düşünüyorum. Sayısız film yapılıyor. Mutlaka her yapılan işin bir alıcısı oluyor. Ama tabii ki çok daha ciddi bir alt yapı ile çok daha iyi yerlere geleceğimiz fikrindeyim. Türkiye olarak platolara ihtiyacımız var. Türkiye’de sinema anlamında platoların olmaması çok büyük bir eksiklik. Çünkü çekim yaparken çok zorlanıyorsunuz. Mesela Beyoğlu İstiklal’de çekimler yapıyorsunuz ve çok zorlanıyorsunuz. Orada yaşayan insanların da hayatını çok zorlaştırıyor. Bunun için yatırım yapabilecek kişilerden ricam Türk sinemasına gelecek kazandıracak projeler ile destek vermeleri. Sektöre yardımcı olunması gerekiyor.
Bu zamana kadar canlandırdığınız karakterler arasında kendinizi en çok yakın hissettiğiniz karakter hangisi? Şu ya da bu diyemeyeceğim. Çünkü hepsi benim çok severek oynadığım hepsinden ayrı lezzet aldığım karakterler. Hepsi benim için özeldi. Ayrım yapamıyorum.
Yeni projelerinizden bahseder misiniz? Bir sinema filmi ile daha sizi görecek miyiz?
Şu an için bir sinema filmi projesi yok ama her şey yolunda giderse Kaçma Birader filminin ikincisi ile seyircilerin karşına çıkabiliriz. Tiyatro her zaman hayatımda olan bir şey zaten. Kadın programı da belki önümüzdeki sene devam edebilir. Ancak şu anda biraz kendimi nadasa çektim. Çünkü biraz dinlenmek istiyorum. Bana iyi geleceğini düşünüyorum. Röportaj: Dilara Ertürk - Fotoğraf: Derin Gökçe
291
röportaj
Next Level’da gerçekleștirilen Kaçma Birader galasının öncesinde rol aldığı filmlerde izleyicileri kahkahalara boğan usta oyuncu Zafer Algöz ile sinema ve tiyatro üzerine samimi bir röportaj gerçekleștirdik.
Z
afer Algöz’ü biraz yakından tanıyabilir miyiz?
1961 doğumluyum ve 15 yaşımdan beri oyunculuk yapıyorum. Tiyatro ile başlayan kariyerimi sırası ile televizyon dizileri ve filmlerde rol alarak ilerlettim. Sayısını tam olarak bilmiyorum ama yaklaşık olarak 50-60 tiyatro oyunu ve 25-30 sinema filminde rol almışımdır...
Kaçma Birader hikayesi sizin için nasıl başladı?
Kaçma Birader için Ömer Faruk Sorak beni aradı, filmden ve senaryosundan bahsetti. Bir aile babasını oynayıp oynamayacağımı sordu. Ben de senaryodan biraz detaylı bahsetmesini rica ettim. Ömer de anlattı: Otobüs şoförü bir baba rolü olduğunu söyledi. “Peki otobüs kullanacak mıyım?” diye sordum. “Evet abi ziyadesiyle
292
otobüs kullanacağın çok sahnelerin var” dedi. Bana çok cazip geldi. Dayım ağır vasıta şoförüydü, benim de çocukluğumdan kalma ağır vasıtalara karşı bir merakım olduğu için etkileyici geldi. Benim için iyi bir deneyim olabileceğini düşündüm. Daha sonra kadrosu da çok ilgimi çekti. Senaryosunu inceledikten sonra “Ben bunu yaparım” dedim ve projeye dahil oldum. Otobüs için de Atatürk Olimpiyat Stadı’nın arkasında dev otoparkta şoför ile çalışmamız oldu. Çok kısa bir çalışma oldu, hatta şoför bana “Abi sen daha önce ağır vasıta kullandın mı?” diye sordu. Ağır vasıta ehliyetim yok ama kullanmışlığım vardı. Bunun için hiçbir yadırgama yaşamadım. Benim için keyifli bir deneyim oldu.
Sayısız karakter canlandırdınız. Kendinizi en yakın hissettiğiniz karakter hangisiydi?
Birçok karakter canlandırdım ama en çok Cem Yılmaz ile yaptığım filmlerde canlandırdığım karakterleri seviyorum. Onların benim
için ayrı bir yeri var. Arog’daki Karga, Yahşi Batı’daki Şerif, Pek Yakında filmindeki Ahben Sonel, son yaptığımız Ali Baba ve Yedi Cüceler’deki Kenan Memedov, bunların hepsi Cem Yılmaz’ın çizgisini yansıtan karakterler. Cem Yılmaz’ın bir standardı var. Yapmış olduğu sinema filmlerini başka birinin pek yapabildiğini ya da teşebbüs ettiğini görmedim. Onun için onun filminde oynamış olduğum karakterler benim için diğerlerinden biraz farklı.
Cem Yılmaz ile yeni projeleriniz olacak mı?
Olacak tabii. İnşallah Haziran ayının sonuna doğru böyle bir çalışma yapacağız.
Türk sineması son yıllarda hızlı bir ivme kazandı. Oyuncuları, senaryoları ve filmleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’de sinema bir ivme kazandı ama bilinçli bir seyircisi yok Türk sinemasının. Teknik anlamda Avrupa’da, Amerika’da çıkan malzemelerin hepsi kısa zamanda zaten Türkiye’ye de geliyor. Kamera donanımı olsun, ses ekipmanı olsun bunların hepsini kullanmaya çok yatkın becerikli teknik kadro da var, çok yetenekli oyuncular ve yönetmenler de var Türkiye’de ama Türk sinemasının en büyük sorunu senaryo. Bu kadar zengin öğeleri
olan bir memleketin senaryo konusunda bu kadar kısırlaşmasına anlam vermek güç. Bir sinema filminin iyi olabilmesi için yarıdan daha fazla önem arz eden kısmı o filmin senaryosudur. Senaryo nerede ise işin dörtte üçlük kısmıdır. Çok iyi bir senaryo iyi bir yönetmenin ellerinde olursa özenle seçilen oyuncu kadrosu ile zaten başarıya imzasını atar. Yüz yılı aşkın bir tarihi var Türk sinemasının. Galiba altı bin beş yüze yakın sinema filmi yapılmış ama bunların içerisinden dışarıda gururlar gösterebileceğimiz film adedi yirmi beşi geçmez. Bu da demektir ki; diğerleri pek önem arz edebilecek sinema filmleri değil.
Türk sinemasının en büyük sorunu senaryo Ankara izleyicisine neler iletmek istersiniz?
Ankara’nın şöyle bir gerçeği var: Türkiye’nin en bilinçli izleyicisi Ankara’da. Özellikle eğitimli bir seyircisi var. Tiyatro seyircisinin kalitesinden biliyorum. Dolayısıyla sinema filmlerine gelen kaliteli bir seyirci grubu var. Üniversiteli gençler çok fazla katılıyorlar sanatsal etkinliklere. Ankaralıların bizi her zaman olduğu gibi yine yalnız bırakmamasını diliyorum.
Röportaj: Dilara Ertürk
293
açılış
Küratör Açıldı Prof. Dr. Feridun Akyürek ve Sibel Özkara ortaklığında kurulan Küratör Ankara, verilen şık bir davet ile açıldı. Açılışa çok sayıda önemli isim katılırken, Feridun Akyürek ve Sibel Özkara davetliler ile yakından ilgilendi. Küratör Ankara Paris Caddesi’nde şık bir davet ile açıldı. Sıra dışı bir organizasyonla kapılarını aralayan Küratör Ankara; resim, heykel, çini, antika, kitap, CD, taş plaklar, porselen ürünleri ve müzayedelerde göz dolduracak bir konsepte sahip. Bunun yanında bistro, bar ve restoranıyla da (dünya mutfağı ve osmanlı klasikleri) eşsiz damak tadlarına hitap ediyor. Küratör Ankara haftanın iki günü caz, vals ve tango gecelerinin de düzenleneceği keyifli ve eğlenceli bir ortama sahip olacak.
294
SİBEL ÖZKARA, FERİDUN AKYÜREK
SELEN PELESEN
BİRGÜL ÇABUK
Birbirinden eșsiz eserlerin yer aldığı galeride konuklar eserleri yakından incelediler. Bunun yanında bistro, bar ve restoranında da vakit geçirmeyi ihmal etmediler.
MEHTAP DEMİRTAȘ
OSMAN - MARINA YILDIZ
sergi
Her Şey Sevgi İle Başlar Next Level bir ilke daha imza attı. Nebahat Çehre 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne dikkat çekmek için, iki yıl önce objektif karşısına geçtiği “Alo 183 Kadına Karşı Şiddete Son” sergisinin açılışını gerçekleştirdi.
NEBAHAT ÇEHRE
296
NEBAHAT ÇEHRE, EBRU GÜZEL
Projeye “Alo 183 Kadına Karşı Şiddete Son” projesine destek vermek için el izini bırakan Çehre, Next Level ziyaretçileri ile Türkiye’de kadın olmanın zorluklarını konuştu. Ebru Güzel moderatörlüğünde gerçekleşen söyleşide, Nebahat Çehre kadına karşı uygulanan şiddetin sebeplerine değindi. Her şeyin sevgi ile başladığını dile getiren Çehre “ Bizim ülkemizde sevgisizlik var. Çocuklarımızı sevgi ve şefkat ile büyütmeliyiz” diye konuştu.
Çocuklar evin içinde gördükleri ile șekilleniyorlar ve büyüdüklerinde gözlemlediklerini uyguluyorlar. Erkekler evdeki kadınları ezince kendilerini kuvvetli hissediyorlar. Bu bir zayıflıktır” dedi. Türkiye’de eğitici programların geç saatte yayınlandığının altını çizerken Çehre, “Neyi izleyeceğimiz tamamen bizim elimizde. Kontrol bizde olmalı. İnsanların izleme oranlarına göre reklam ve dizi sektörü șekilleniyor. Bizler izlemezsek, taleplerimizi dile getirirsek tabi ki bu yönde çalıșmalar yapılacaktır” diye konuștu.
davet
“Türkiye’de Kadın Olmak” Geçtiğimiz gün Ankara’da Özel Akay Hastanesi bünyesinde düzenlenen “Türkiye’de Kadın Olmak” adı altında gerçekleştirilen söyleşi büyük ilgi gördü. Güzelliklerin mimarı, çalışan, üreten, doğuran ve bunları aşkla çoğaltan Kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlamak amacıyla gerçekleştirilen etkinlikte Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op.Dr.Başak Ovayurt Öndeş ve CNN Türk Ankara Temsilcisi Hande Fırat katılımcılara Türkiye’de kadın olmanın zorluklarıyla ilgili çarpıcı bilgiler verdi. Eğitimin küçük yaşlardan itibaren aileden, okuldan ve sosyal çevreden başladığını vurgulayan Hande Fırat konuyla ilgili hassasiyetleri sadece kız çocuklarımıza değil erkek çocuklarımıza da öğretmemiz gerektiğini vurguladı.
BAȘAK OVAYURT ÖNDEȘ, HANDE FIRAT
297
Doç. Dr. Serhat IȘIK
Tiroid Nodülleri Tiroid bezi ve nodülleri hakkında Akay Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Serhat IȘIK ile gerçekleștirdiğimiz röportajda tiroid bezini tanıyor, bașlıca hastalıklarını, risk faktörlerini ve belirtilerini sizlerle paylașıyoruz...
Guatr ne demektir?
Boyun ön kısmında bulunan tiroid bezinin iltihap veya kanser dışı bir sebeple büyümesi ve dıştan görünür hale gelmesine "Guatr" denir. Toplumda guatr denildiğinde genelde tiroid bezinin büyümesinin yanı sıra tiroid bezinin büyümediği fakat hormon bozukluğuna sebep olan hastalıklarda guatr terimi ile ifade edilmektedir.
İç-Dış Guatr ne demektir?
Tıbbi anlamda böyle bir sınıflandırma olmamakla birlikte iç guatr ve dış guatr terimleri toplumda sıkça kullanılmaktadır. İç guatr genelde dıştan büyümenin fark edilmediği fakat tiroit bezinin fazla hormon ürettiği (hipertiroidi) durumlarında kullanılır. Ancak çok doğru bir tanımlama değildir. Dıştan gözle görülebilir şekilde tiroid bezinin büyüdüğü durumda da dış guatr terimi kullanılır ki gerçek guatr budur.
Tiroid bezinin başlıca hastalıkları nelerdir?
1. Tiroid bezinin az hormon salgıladığı durum yani hipotiroidi 2. Tiroid bezinin aşırı çalışarak fazla hormon yapması yani hipertiroidi 3. Hormon dengesizliği olmadan tiroid bezinin nodüllü (ötiroid
advertorial
T
iroid nedir? Tiroid bezi; boynun ön kısmında adem elması denilen gırtlağa ait çıkıntının altında, nefes borusunun önünde, şekil olarak kelebeği andıran görünümü olan bir iç salgı bezidir. Salgıladığı tiroid hormonu ile vücudun metabolizmasını düzenler.
nodüler guatr) veya nodülsüz olarak (basit guatr) büyümesi 4. Tiroid bezindeki nodüler yapıların fazla hormon salgıladığı guatr şekli (toksik multinodüler guatr veya toksik adenom)
Nodüler guatr
Tiroid nodülleri tek veya çok sayıda, solid, kistik veya karışık yapıda, fonksiyonlu ya da fonksiyonsuz olabilir. Boyutları değişkenlik gösterir ve küçük tesadüfi saptanan kitlelerden ciddi belirtilere yol açan büyük kitlelere kadar değişik boyutlarda saptanabilirler. Nodüler guatr, özelikle kadınlarda daha yaygın olarak görülen klinik durumdur. Nodül görülme sıklığı yaşla birlikte artış gösterir. Erişkinlerde el ile muayenede saptanabilen nodül sıklığı %3 ila 7 iken, klinik olarak saptanamayan ancak ultrasonografide tespit edilen nodül sıklığı %20 ila 76 arasında rapor edilmektedir. Klinik pratikte tiroidde bir nodül saptandığında en çok korkulan bunun kanser olabileceğidir. Ancak bu lezyonların çoğunun iyi huylu (benign) olduğu ve iyi bir değerlendirmeden sonra hastanın basitçe takip edilebileceği unutulmamalıdır.
Tiroid İnce İğne Aspirasyon Biyopsisi (TİİAB);
Benign ve malign tiroid nodüllerinin ayırıcı tanısında ve ameliyat gereksinimini belirlemede en iyi yöntem ince iğne aspirasyon biyopsisidir. Bu tekniğin deneyimli ellerde kullanımı, oldukça kolay ve güvenilir olup, komplikasyon riski çok düşüktür.
Tiroid sintigrafisi;
Sintigrafik tetkikler, temel olarak tiroid bezinin fonksiyonel durumu hakkında bilgi verir. Sintigrafik görünümlerine göre nodüller başlıca hipoaktif (soğuk nodül), hiperaktif (sıcak nodül) ve normoaktif nodül olarak sınıflandırılırlar. Yapılan çalışmalarda tiroid sintigrafisinde normoaktif ya da hipoaktif görülen nodüllerin yaklaşık %5-8’inin kanser olduğu bulunmuştur. Sıcak nodüllerin kanser olasılığı düşük olup bu oran %1’in altındadır. Tc-99m ise yarı ömrünün kısalığı, az radyasyon yayması ve ucuz oluşu nedeni ile günümüzde en yaygın kullanılan tiroid sintigrafi maddesidir.
Tiroid kanserleri ne sıklıkta görülür?
Tiroid kanserleri endokrin sistemin en sık görülen kanseri olup gelişmiş ülkelerdeki tüm kanserlerin yaklaşık %1’ini oluşturmaktadır. Tiroid nodüllerinde kanser saptanma riski tek nodülde yaklaşık %5-10 iken çok nodül varlığında ise %1–5 tir.
Tiroid kanseri için risk faktörleri nelerdir?
Tiroid kanseri etiyolojisinde birçok faktör suçlanmaktadır. Radyasyon maruziyeti, genetik nedenler, diyette iyot alımının yetersizliği, coğrafik bölge, guatrojenler, yaş, cinsiyet, ırk ve aile öyküsü bunların başlıcaları.
Belirtileri nelerdir?
Hastaların çoğunda herhangi bir belirti olmamakla birlikte hastalar genellikle tiroid nodülünün neden olduğu boyunda ağrısız şişlik yakınması ile başvurmaktadırlar. Bazı hastalarda dirençli öksürük, yutkunmada ve nefes almada güçlük gibi nodülün komşu organlara bası oluşturması sonucu ortaya çıkan belirtiler görülebilmektedir. Ağrı, vokal kord paralizisi sonucu ses kısıklığı ve boyunda kısa sürede ortaya çıkan kitle gibi belirtiler oldukça nadir görülürler.
Tiroid hastalığı olduğu şüphelenilen hastada neler yapılmalıdır ? Tiroid hastalığı olduğu şüphelenilen hastada öncelikle hormon düzeylerine bakılmalıdır. Ayrıca tiroid bezinin yapısını görmek ve nodül olup olmadığını tespit etmek amacıyla tiroid ultrasonu yapılmalıdır. Bu iki testin sonucunda bazı hallerde hastaya tiroid sintigrafisi ve iğne biyopsisi gibi diğer testlerin uygulanması gerekebilir. Nadiren bilgisayarlı tomografi (BT) ve magnetik rezonans görüntüleme (MRG)’de kullanılmaktadır.
Papiller tiroid kanseri tiroid bezinin en sık rastlanan kanseridir. Uzun dönemde yaşam beklentisi oldukça iyidir. Ancak bazı hastalarda yıllar sonra bile lokal nüks, metastaz ve ölümcül klinik sonuçlar gelişebilmektedir.
Tiroid nodüllerinde hangi durumlarda ameliyat gereklidir?
1. Büyümüş guatrın ya da nodüllerin komşu organlarda bası oluşturmasına bağlı bulguların olması, 2. Hipertiroidide başlıca aşağıdaki durumların varlığında; a. İlaç tedavisine rağmen kontrol altına alınamayan hipertiroidi durumlarında, b. İlaç tedavisine bağlı ciddi yan etki görülmesi durumunda, c. Radyoaktif tedavi için uygun olmayan genç hastalar ve gebelerde, d. Radyoaktif tedavinin etkisinin yetersiz kalacağı düşünülen büyük veya çok sayıda nodül varlığında 3. Tiroid nodüllerinde kanser tespit edilmesi veya kanser şüphesi varlığı 4. Hastanın boynunda guatrın oluşturduğu görüntü bozukluğu (estetik kusur)
Tiroid Ultrasonografisi;
Ultrasonografi invaziv olmayan, kolay uygulanabilen, ucuz bir görüntüleme yöntemidir. Özellikle kistik ve solid yapıların ayrımında kullanılan çok etkin bir görüntüleme yöntemidir. Ultrasonografi aynı zamanda 1 cm altındaki küçük nodüllerin ve patolojik lenf bezlerinin değerlendirilmesinde büyük kolaylık sağlamaktadır. Kistik lezyonların, 1 cm altı nodüllerin ve lenfadenopatilerin ince iğne aspirasyon biyopsisi ile incelenmesi USG altında oldukça kolaylaşmaktadır.
Adres: Akay Caddesi Büklüm Sokak No:4
444 7 259
Tel: 0312 416 50 50
300
Ailelerin en değerli varlıkları olan çocuklarına özel hazırladığımız Kids içeriğimizde moda sever çocuklar için renkli alıșveriș sayfalarımızda en güzel alternatifleri sizlere sunduk... Bașarılı bir kariyer yolculuğunun ilk adımının okul sıralarından bașlayacağını inandığımız için de kaliteli eğitim alabilecekleri okullara sayfalarımızda yer verdik... Tüm çocuklara mutlu, huzurlu ve bașarılı bir hayat dileriz...
BELLYBUTTON Tulum 34,95
ZARA Çanta 39,95
Masum Prenses
B&G Elbise 179
ZARA Ayakkabı 85,95
PANÇO Elbise 128,95
PANÇO Tulum 57,95
PANÇO Elbise 44,99
ZARA Ayakkabı 85.95
ONDA DE MAR Bikini 220.00
Rengarenk tasarımlar küçük prenseslerinizin üzerinde daha da göz alıcı duracak!
KANZ Pantolon 84,95
B&G Elbise 149
PANÇO Etek 48,95
ZARA Ayakkabı 99,95 304
PIDIPIDI Ayakkabı 330
ZARA Ayakkabı 85,95
B&G Triko 249
B&G Tulum 119
PANÇO Yağmurluk 97,95
PANÇO Ceket 118,95 ZARA Ayakkabı 85,95
PANÇO Gömlek 64,95
Küçük Prens PANÇO Bluz - Şort 67,95
Asalet ve șıklık doğuștan gelir diyenlerdenseniz, ünlü markaların özel tasarımları, küçük prensleriniz için ideal olacak...
PANÇO Yelek 44,95
B&G Kot Pantolon 279
PANÇO Tulum 64,50 ZARA Ayakkabı 89.95
PANÇO Tulum
ZARA Ayakkabı 69,95
DOĞAFEN
Anaokulları Ankara İncek’te
Öncelikli olarak betonlaşan dünyamızda “doğanın içinde eğitim” temasını hayata geçiren Özel İncek Doğafen Anaokulu Yöneticisi İpek Akünsoy ile yaptığımız söyleşide, okullarının oldukça geniş bahçesinde araştıran, sorgulayan, düşünen ve sağlıklı iletişim kurabilen bireyler yetiştirmeyi kendilerine ilke edindiklerini ifade etti. İpek hanım “her çocuk kendi hikâyesini yazmalı” sloganı ile çıkılan yolculukta okul bünyesinde 5 adet sınıf olduğunu, sınıflarda mutlaka çocuk gelişimi eğitimi almış uzman ve yardımcı öğreticilerin bulunduğunu ve sınıftaki öğrenci sayısının 15’i geçmemesini hedeflediklerini açıkladı. Okulda iki yabancı dil eğitiminin yanı sıra seramik, bale, müzik, dans, zumba, drama,
küçük marangozlar atölyesi, küçük bahçıvanlar eğitimi gibi branş dersleri de bulunmaktadır. Okulun bünyesinde tam zamanlı çalışan psikolog ile çocukların gelişim evreleri gözlenmekte, aile ile iş birliği sağlanarak evde ve okulda tutarlı-sürekli gelişim hedeflenmektedir. Alanında uzman psikolog ve çocuk gelişimi uzmanlarınca hazırlanmış projeler bazında eğitim veren okulda çocukların sosyal-duygusal, psikomotor, dil ve bilişsel gelişimi, öz bakım becerilerini ilerletecek bir eğitim modeli sunulmaktadır. Okulda 450 m2 kapalı alan ve 800 m2 doğal çim bahçesi bulunmaktadır. İstanbul Bahçelievler’de 2004’ten bu yana hizmet veren Doğafen Anaokulları’nın 2. Şubesi olan Özel İncek Doğafen Anaokulu ’nda İstanbul’daki tecrübenin Ankara’ya aktarıldığı her detayda belli olmaktadır. Okulu gördüğünüzde birçoğunuzun o günlere geri dönme isteği belireceğine şimdiden eminiz.
Kızılcașar Mahallesi Turgut Özal Bulvarı Park 28 Sitesi 54 / 3 İncek / ANKARA Tel: 0312 348 80 80
www.dogafenanaokulu.com
advertorial
A
nkara’da hizmete giren Özel İncek Doğafen Anaokulu Eylül 2015 Ayı itibariyle eğitim öğretim dönemine kapılarını açtı.
B&G Şort Etek 109
ZARA Babet 109,95
ZARA Bluz 39.95
DOLCE GABBANA Elbise 2.120
Stil İkonu Güzeller güzeli kızınız tanınmıș markaların rengarenk tasarımlarıyla küçük bir stil ikonu olmaya aday...
BENETTON
B&G Bluz 69
B&G Kot Şort 319
ZARA Ayakkabı 99,95
ZARA Sandalet 109,95
B&G Babet 199
B&G Bluz 69
308
ZARA Çanta 59,95
PANÇO Pantolon 32,50
CHRISTIAN DIOR Elbise 2.445
PANÇO Gömlek 74,95
PANÇO Tshort 36,95
B&G Gömlek 369 B&G Sweat 59,50
ZARA Papyon 25,95
Tarz Sahibi PANÇO Şort 49,99
B&G Tshort 199
BENETTON
PANÇO Kot 98,95
Yakıșıklı ve romantik oğlunuz her yașa hitap eden tasarımlarla modaya ayak uyduracak ve tarz sahibi küçük bir adam olacak...
B&G Ayakkabı 189
PANÇO Gömlek 74,95
PANÇO Şort 27,50
ZARA Deri Ceket 149,95
TOMS Ayakkabı 165
NEW BALANCE Ayakkabı 145 ZARA Ayakkabı 85,95 309
davet
BABYMALL’da Hamile Ve AnneBebek Yogası Sağlıklı ve huzurlu bir hamilelik geçirmek, bebeğinizle duygusal bağınızı kuvvetlendirmek, egzersizlerle kan dolaşımınızı artırarak bebeğinizin daha iyi beslenmesini ve gelişmesini sağlamak için BABYMALL Çukurambar anne ve anne adayları için yoga eğitimi düzenliyor. 400 dünya markası ve 100 bin çeşit ürünle 2014 yılında Avrupa’yı “Dev Anne-Bebek Mağazacılığıyla” tanıştıran BABYMALL, doğum öncesi ve sonrası süreçte anne adaylarının ve annelerin ihtiyaç ve beklentilerini hızlı, güvenilir ve kaliteli hizmet anlayışıyla en iyi şekilde karşılamayı amaçlayarak büyümesine devam ediyor. 5.500 m2 alanıyla Avrupa’nın en büyük bebek alışveriş merkezi olan BABYMALL Çukurambar, açılışının hemen ardından Hamile Yogası ve Anne-Bebek Yogası etkinliğine ev sahipliği yapıyor. Kadın Doğum Hemşiresi-Doğuma Hazırlık Eğitici Eğitmenliği Sertifikalı Eda Çur Pekeşen ile gerçekleşecek Hamile Yogası ve Anne-Bebek Yogası etkinliklerine BABYMALL Çukurambar mağazası ev sahipliği yapacak. Her pazar 14.30-15.30 saatleri arasında düzenlenecek hamile yogası ve anne -bebek yogası, ücretsiz olarak anne adaylarının ve annelerin katılımına açık olacak.
haber
Neşeli Ormanda Mutlu Bir Hafta Sonu Next Level, TRT Çocuk kanalının sevilen çizgi filmi Köstebekgiller’i minik ziyaretçileri ile buluşturdu. Türkiye’nin en çok izlenen çizgi filmi Köstebekgiller’in sevilen karakterleri Boyo, Süslü ve Kösteban eğlenceli bir güne imza attı. Maskot karakterler şarkılar eşliğinde çocuklara neşeli anlar yaşattı. Köstebekgiller’in canlı performanslarının ardından gerçekleştirilen atölye çalışmaları ile eğlence ikiye katlandı. Çocuklar, Köstebekgiller dünyasına renkli bir yolculuğa çıkarken, sevdikleri karakterler ile fotoğraf çektirme şansına sahip oldu.
İyi Kalpli İnsanların Programı “İyi Kalpli İnsanların Programı” sloganı ile yola çıkan Modern Sabahlar’ın yaratıcıları Ege- Fahir ve Oktay Next Level’da kahkaha dolu bir hafta sonu yaşattı. 16 yıl önce çıktıkları radyo programcılığı kariyerlerinden bahseden üçlü, eğlenceli anlatımları ile büyük beğeni topladı. Radyo ODTÜ’nün ardından JoyTurk ile devam eden serüvenlerinden de bahseden Modern Sabahlar ekibi, izleyicilerin merak ettikleri soruları yanıtlamayı ihmal etmedi. Modern Sabahlar’ın sevilen yüzü Ege, Ekim ayında geçirdiği ciddi rahatsızlıktan sonra ekibin birbirine daha çok kenetlediğini vurguladı ve sahneden arkadaşlarına teşekkür etti. TRT Fm ile yayıncılık hayatlarının en büyük tecrübesini edindiklerinin altını çizen Ege- Fahir ve Oktay, programları sırasında başlarından geçen ilginç olayları paylaştı. Uzun süre kendisini Ferhat Göçer sanan bir dinleyicisi ile başından geçenleri anlatan Ege, Next Level ziyaretçilerini kahkahaya boğdu.
tilki’de Sanat Günleri Alışılagelmiş çizgilerin dışında bir mekan. Sanatçılara kendini özgün bir biçimde ifade etme şansı veren galeri, üniversite öğrencilerinin kişisel sergilerinden profesyonel anlamda sanatla ilgilenen herkesi ağırlıyor. tilki, Bahadır B. Yaşar, Duygu Kosovaeri ve Gizem Işık iş birliği ile yoğun katılımın gerçekleştiği bir organizasyon eşliğinde kapılarını Ankaralılara açtı. İki katlı butik galeri şeklinde hizmet veren tilki, Tunalı caddesinin de enerjisini yansıtıyor. Resimden heykele özel koleksiyonların da sergilenebileceği yeni nesil sanat galerisi her hafta düzenlediği etkinlikler ile de dikkat çekmeye devam ediyor.
311
üçüncü göz
İki Ayrı Dünya Arasında Mükemmel Denge “Lion Woman” lakabıyla anılan Aslı Han Gedik ile geçen ay ilk bölümünü paylaștığımız son derece enteresan röportajımıza bu ay devam ediyoruz...
312
A
frika’da nerede yaşıyorsun? Neden? Oradaki yaşamın nasıl? Lakabın var mı? Aslan kız falan gibi...
Afrika’da iki ülke arasında yaşıyorum. Zimbabwe ve Zambia. Zimbabwe’de ulaşımın zor olduğu, şehirleşmeden uzak, doğanın tam içinde, etrafta her tür vahşi hayvanın, nehirde timsahların olduğu bir bölgede yaşıyorum. Projelerimizden biri orada. Zimbabwe çok sevdiğim bir ülke ve yaşam alanları hala çok bakir. Biraz tehlikeli bir bölge ama kopmama imkan yok. Afrika’da hayat erken başlıyor. Sabah 6 civarında kalkıyorum ve çalışmaya başlıyorum. Öncelikle aslanlarımızın olduğu bölgeye gidiyorum. Eğer o dönem bebek aslanlarımız varsa onlara yemek yediriyorum, daha sonra daha büyüklerin olduğu alana giderek onlarla doğada yürüyüşe çıkıyorum, sizi aileden biri olarak görüyorlar, ki bu çok önemli. Böylece sizden güven alarak daha rahat vahşi ortama adapte oluyorlar ve büyüdüklerinde ait oldukları doğaya dönebiliyorlar. Amacımız kıtadaki vahşi aslan sayısını arttırmak, bu çok uzun ömürlü bir proje. Çok detaylı, uzun ve bilimsel bir çalışma. Onları yetiştirip belli bölgelere tekrar kazandırıyoruz ki, onlar da kendi ailelerini kurup kendi çocukları olduğunda tamamen vahşi aslanlar olarak hayatlarına devam etsinler. Öğlen yemeginden sonra ise „release“ ettiğimiz ve hala monitor ettiğimiz aslan sürüsünün orada istatiksel ve bilimsel çalışmalara devam ediyorum. Data base çok önemli. Gelişmeleri kaydetmemiz şart, başarılı olabilmek sağlam temellere dayanıyor. Aksamüstü ise bizim sorumluluğumuzda olan kurtardığımız öksüz fillerle zamanımı geçiriyorum, onların iyi olmaları için çabalıyorum, onlarla yürüyüşe çıkıyorum. Tabii bu çalışmaları yaparken sürekli alana avcı geldi mi, tuzak kuruldu mu diye dikkat ederek günümü geçiriyorum. Çalışmadığım zamanları fillerin gelip seyrettiği bir ortamda polo oynayarak geçirmek ise bambaşka bir duygu, seyircileriniz filler, zürafalar gibi vahşi hayvanlar. Diğer yaşadığım ülke ise; Zambia. Victoria Falls’a 1 saat uzaklıkta bir yerde. Dünyanın harikalarından biri olarak geçen Victoria Falls şelalerinin yakınında yaşamak ayrı bir zevk. Burada da doğa ile iç içe bir bölgedeyim ve aslanların yanında fil projemiz de var. Zimbabwe’deki yaşamıma az çok benzeyen bir şekilde burada da çalışmama devam ediyorum. Zambia’da ayrıca 4 tane gergedanın olduğu bir bölgedeyiz, arada gidip onları seyrediyorum. Çok lakabım var! Lion Woman. Lion Whisperer. Lioness Heart. Lioness. Alpha (alpha aslandan gelen bir lakap). Ama en cok Lion Woman.
İlgi alanın neden aslanlar? Baska hangi hayvanlar? Varsa neden?
Afrika’da aslanlarla ilgili bir söylenti vardır: “Hayatınız için üç kez korkarsınız; ilki aslanın ayak izini gördüğünüzde, ikincisi kükrediğini duyduğunuzda, üçüncüsü ise aslanla ilk defa karşılaştığınızda”. Ben ise bu muhteşem varlıklarla aynı ortamda bulunma, onları dış dünyadaki zorluklara karşı koruma ve yaşam alanlarına sahip çıkma ayrıcalığına sahip olan sayılı şanslı kişilerden biriyim. Aslanlar benim bir parçam. O filmlerdeki ya da diğer doğal olmayan ortamlardaki gibi değil, kendi doğal ortamlarında kükrediklerinde çıkardıkları sesi birkaç kilometre öteden net bir şekilde ilk duyduğumda içimi kaplayan hissi tasvir etmem çok zor. Tüm canlıları seviyorum ve her canlının yeryüzünde eşit haklara sahip olduğuna, hepsinin bir uyum içinde yaşaması gerektiğine inanıyorum. İnsanoğlunun dünyaya hükmetmek için değil, diğer canlılarla yeryüzünü paylaşmak için varolduğunu düşünüyorum.
313
Aslanlar ile çok vakit geçiriyorum, doğru. Onlarla bağım güçlü ve kuvvetli. Aslanların yanı sıra, doğrudan çalışmalarımın olduğu diğer vahşi hayvanlar ise filler, orangutanlar ve diğer primatlar. Çalışma alanlarım ise vahşi yaşam, kürke ve deney hayvanlarına karşı projeler. Ben kene ve sivrisinek (hastalık taşıyan iki canlı oldukları için) hariç tüm hayvanları ayırt etmeden seviyorum. Yılanlarla bile iyi anlaşıyorum. Aslında ben hayvanlarla çok iyi anlaşıyorum, onlar da benimle. Ama en çok aslanları sevdiğim, onları yaşamımın baş tacı yaptığım doğru.
Hiç korkmuyor musun? Nasıl iletişim kuruyorsun onlarla?
Kesinlikle hayır. Bence her hayvan sizin korkularınızı hissediyor. Siz ona korkunuzu gösterirseniz, yansıtırsanız o da bunu anında algılar veya o da sizden korkar ya da korkan tarafı alt edebileceğini düşündüğü için (avcı bir familyadansa) size saldırır. İnsanlar koktuklarında Cortisol isimli, korkunun kokusu dediğimiz hormonu salarlar. Bu vücudunuzun rahatsız olduğunun belirtisidir. Hayvanlar ise bunu algılarlar. Belki ben bu kokuyu salmadığım için başarılı oluyorum. Ben hayvanlardan hiçbir zaman korkmadım, aksine yaşam haklarını ve bu hakkın getirdiği şartlar ve özgürlükleri her zaman benimkine eşit tuttum. Karşılıklı sevgi ve saygıya dayanan hiçbir ilişkide korkuya yer yoktur.
Başından geçen ilginç ya da korkutucu anıların var mı hayvanlarla ilgili? Anlat bize. Çok ama çok fazla sayıda etkilendiğim zamanlar oldu. Kuzey kutbunda o keskin soğuğun çıkarttığı sesle ilerlemeye çalışırken uzaklardan doğal ortamında ilk defa görme şansına eriştiğim anne kutup ayısı ve çocuğunu unutmam mümkün değil. Rüzgarlı
314
soğukta ayakta zor dururken onların “evlerinde gibi” (ki tam deyimiyle zaten öyle) gayet rahat bir şekilde dolaşmalarını, yerlerde yuvarlanmalarını unutamıyorum. Aynı şekilde Malavi fil projemizde, yine kendi doğal ortamlarında (etrafta safari araçları, turist kameraları ve jeeplerin, turist rehberlerinin olmadığı) fil sürüsünü yavrularıyla dolaşıp yemek yerken gördüğümde hissettiğim mutlulugu ve kalp çarpıntımı unutmam mümkün değil. Orada kurumumuzun internet sitesi için çekim yaparken arkadan gelen anne fili çok geç fark ettim ve bana doğru koşmaya başladı. Biz iki ranger (ben ve yerli diğer ranger) son sürat koşmaya başladık. Anne fil muhtemelen çocuğunu koruma amaçlı bize yöneldi ve bizi kovmak istedi. Koşarken öleceğimizi zanettim, kendi kalp atışımı duyarak var gücümle koştum koştum koştum. Sonra dağlık bir alana tırmandım, fil arkamızdan geldi, oradan hızla diğer taraftan aşağı inerken ayak parmağımı sıkıştırdım, hala kırıktır. Fil bizi öldürmek istese zaten öldürürdü, çok hızlı koştukları bir gerçek çünkü. Bence bizi sadece oradan uzaklaştırmak istedi. Gece geç saate kadar orada saklanıp bekledik, karşılaşıp birbirimize zarar vermek istemedik. Zaten bir süre sonra o da bizi bıraktı. Bunun haricinde aslanlarla bir çekim sırasında, ben fark etmedim bile, kene karnımı ısırıp orada kalmış. Birkaç gün sonra fark ettim, İstanbul’a geldiğimde hemen hastaneye başvurdum. O yüzden keneleri sevmem! Tüm deneyimlerim beni etkiledi aslında. Bundan sonra yaşayacaklarım da etkilemeye devam edecektir. Tutkumdan vazgeçmeyi ya da bu işleri bırakmayı bir an olsun bile düşünmediğim için...
Aile kurmayı düşünüyor musun? Ne zaman, nasıl, nerede?
Benim zaten bir ailem var. Aslanlarla iç içe geçirdiğim, iki tane yetimhaneye baktığımız, muhteşem insanların yer aldığı bir ailem var. İnsan nüfusunun dünyanın taşımakta zorlandığı bir boyutta olduğunu düşünüyorum. Benim bu soruna ek sorun katmak gibi bir planım hiçbir zaman olmadı. Zaten Afrika ve diğer yerlerde ailesi olmayan çocuk sayısı da çok fazla. Bizim baktığımız iki yetimhane var. Bunları görünce kendime ait bir aile düşüncem olmadı. Zaman da çok hızlı geçiyor, açıkçası vaktim de olmadı. İleride zaman ne gösterir bilmem ama bazı şeyler kısmet işi işte. Belki olur, belki de hiç olmaz. Takılmıyorum bu konulara. Hayatı dolu dolu yaşayıp elimden geldiği kadar vahşi yaşamı rehabilite ederek devam etmek istiyorum, bu da bana yeteri kadar mutluluk veriyor.
Özel hayatından bahset bize burada. Mesela sevgilin var mı ve o da seviyor mu aslanları ya da yok mu çünkü hepsi korkuyor mu?
Sevgilim yok. Olsa da hayvanlardan korkmayan, doğal yaşamı seven ve sayan, avcılığa karşı, kürke karşı, etik değerleri olan, lükse meraklı olmayan, tüketim çılgınlığı ve çarkından çıkabilmiş, empati kurabilen, temiz kalpli biri olmalı. Ama konu yine zamana geliyor. Ben birisiyle beraber olsam hangi vakit nerede buluşacağım? O işini bırakıp Afrika’ya mı gelecek? Ben oraları bırakıp İstanbul‘da mı yaşayacağım? Bunlar hep ana sorunlar oldu. Galiba benim hayatım hep bu şekilde karmaşık ve tek başına geçecek..
Yurt dışında seni nasıl tanıyorlar?
The Bankers, “Who Saves the Lions” diye bir yazı çıkarmıştı hakkımda. Yurt dışında bankacılık hayatım biliniyor ve işimi de iyi yaptığıma inanıyorum. Onun yanında vahşi yaşamı ve aslanları koruyan bir işim daha var. Bu ikisi beraber çok insanın ilgisini çekiyor. Instagram’dan tutun başka platformlarda ya da Londra’daki iş hayatımda, herkes büyük bir saygı ve hayranlıkla konuşuyor benimle. Hayatımda çok özveride bulunuyorum, kendime vakit ayırmıyorum. İş hayatım ve doğal yaşam hayatımı beraber yürütüyorum, bana özel hiçbir saniyem kalmıyor. Bu da insanlarda elbette saygı unsurunu oluşturuyor.
İnsanlar beni sağlam, güçlü, ayakları yere basan, dünyayı elinden geldiği şekilde korumaya çalışan, temiz kalpli, başarılı, zeki ve azimli biri olarak görüyor. Aslanların koruyucusu Türk bankacı olarak tanıyorlar. Hatta OMFIF kapsamında Afrika hakkında ekonomi ve inovasyonları kapsayan bir kitap çıkardık. Çok önemli insanların birleştiği ve makale yazdıkları bir kitap. İlk basım tamamen tükendi. Bu kitapta benim de bölümüm var ve konu African Foundations. Kitabın tek Türk yazarı benim. Yani ismim ufak ufak hak ettiği yere geliyor. Bu sene İngiltere’den önemli bir organizasyonda konuşmacı olmak için teklif aldım. Elbette kabul ettim. Yurt dışında ismim oldukça sağlam diyebilirim.
Projelerin var mı varsa neler? Detaylı anlatabilirsin...
Hayalim tüm dostlarımın da bana tavsiye ettiği gibi bir Vakıf kurmak ve çalışmalarımı tek bir çatı altında toplamak. Şu anki çalışmalarımı ise elimden geldiği kadar sürdürebilmek, yayabilmek, büyütebilmek, maddi manevi insanları dahil etmek, bilinçlendirmek. Bu işler çok kapsamlı ve büyük projeler, tek başına sürdürmek çok zor ve her alanda destek gerekiyor. Doğayı kurtarmak için aslında doğanın bir parçası olan insanlardan destek gerekiyor. Bu desteği gruplara verdiklerini değil kendi evleri olan dünyayı korumaya çalışan bizlere verdiklerini anlamaları gerekiyor. Hayvansız bir dünyada insan da olmaz. Şu anda vakfı kurma çalışmalarım son hız devam ediyor. Büyük sürprizler olacak, projeler çok daha büyük olacak. Etrafta dernek ve vakıf sayısı çok fazla ama benim aklımdaki gibi çalışan bir organizasyon hala yok. Çok bir şey söylemek istemiyorum nazarı kaçmasın ama umarım elim el verdiği şekilde bu işi büyütürüm ve torunlarınızın torunlarının hala vahşi yaşamı görebileceklerine emin bir şekilde bu işi tamamlarım.
En büyük hayalin nedir?
Projelerim en büyük hayalim. Hayalimi gerçekleştirmeye çalışıyorum. I live my dreams. Bence bir insanın hayatta en istemesi gereken şey… Hayalleri ve projeleri için çalışmak, hayatın akıp geçmesini izlememek….
davet
10 Başarılı Kadın 10 Çarpıcı Tasarım Türkiye İş Kadınları Derneği (TİKAD) ile Henkel iş birliğinde hayata geçirilen “Hayata 10 Kat Değer Kat” adlı proje İstanbul St. Regis Hotel’de düzenlenen davetle tanıtıldı. Saç bakımı alanında lider markalardan Gliss, Türkiye’de çok geniş bir satış ağına sahip bakım ürünleri mağazalar zinciri Watsons ve Türkiye’nin ünlü iş kadınlarını çatısı altında toplayan etkin sivil toplum kuruluşu TİKAD tarafından yürütülen “Hayata 10 Kat Değer Kat” adlı proje özel bir davetle tanıtıldı. TİKAD kurucularından Demet Sabancı Çetindoğan, Henkel Türkiye Marka Müdürü Pınar Akıskalıoğlu, Gliss Marka Müdürü Barış Erdoğan ve Watsons Türkiye Genel Müdürü Ahmet Yanıkoğlu’nun ev sahipliğinde düzenlenen davete projeye destek veren ünlü isimler katıldı. İstanbul St. Regis Hotel’de düzenlenen davette projeye destek veren Aslı Şen, Demet Sabancı Çetindoğan, Didem Çapa, Feryal Gülman, Prof. Dr. Neşe Kavak, Nilüfer Bulut, Saba Tümer, Sema Güral Sürmeli, Şükran Güzeliş ve Tülin Şahin’den oluşan 10 başarılı kadının tasarladığı 10 farklı çanta deseni konukların beğenisine sunuldu.
PINAR AKSAKALOĞLU
ECE VAHAPOĞLU
MÜGE SIRMABIYIK, NEȘE KAVAK
BARIȘ ERDOĞAN, TÜLİN ȘAHİN, HASAN ALEMDAR, PINAR AKISKALIOĞLU
ȘÜKRAN GÜZELİȘ
Projeye destek veren Zen Pırlanta Yönetim Kurulu Üyesi Șükran Güzeliș kadınların aydınlık bir geleceğe sahip olması için gerçekleștirilen çalıșmalarda yer almaktan mutluluk duyduğunu belirtti.
DİDEM ÇAPA
MELTEM DEMİR
HANDE SEZER PEKCAN
davet
ESRA ÖZTÜRK, GÜLSÜM GÜRAL, GİLMAN KARADENİZ
NİHAN DİLEK, NESLİHAN DİLEK TAȘDEMİR
Davette TİKAD üyeleri kadınlara meslek edinmek için yaptıkları çalıșmaları konuklarla paylaștı. ȘULE ARGÜDER, ÖZGE SANDER
FERYAL GÜLMAN
SEDEFHAN OĞUZ
ÇİĞDEM HİTAY
TİKAD ve Henkel iș birliğinde hayata geçirilen projeye ünlü model Tülin Șahin çanta tasarımıyla destek verdi.
TÜLİN ȘAHİN
BERİL ÇAVUȘOĞLU
BERNA ÇEBİ
davet
Yılın En İyileri Sahiplerini Buldu Türk Sanayici ve İş Adamları Vakfı (TÜSİAV) Verimlilik Platformu, kuruluşunun ilk yılında “Yılın En Verimli İsimleri”ni ödüllendirdi.
KUTLU TAMAY
320
FATMA SEMİZ
EBRU YILDIRIM
Holiday Inn Otel’de gerçekleştirilen gece saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. İlk olarak söz alan TÜSİAV Verimlilik Platformu Başkanı Kutlu Tamay ve TÜSİAV Başkanı Veli Sarıtoprak’ın konuşmalarının ardından ödül törenine geçildi. Çeşitli alanlarda ödüller verilirken, MAG dergi “Yılın En Verimli Magazin Dergisi” dalında ödül sahibi oldu. Dergi adına ödülünü babası Ahmet Çavuşoğlu’ndan alan Beril Çavuşoğlu, “Bu ödüle bizi layık gören herkese çok teşekkür ediyoruz. On iki yıldır Ankara’da bulunan birçok sektörün renklenmesi için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz.” dedi. Ahmet Çavuşoğlu ise, “Kendi çocuklarıma ödül vermek ayrı bir gurur”.dedi.
NEZİH ALLIOĞLU
TÜRKER NASLI
SİNAN AYGÜN, BERİL, CAN, AHMET ÇAVUȘOĞLU
ȘULE DADAK
BÜLENT HASILCIO, EZGİ ERKÜTÜK
MAG Medya adına ödül alan Beril Çavușoğlu’na ödülü babası ATO Eski Bașkanlarından Ahmet Çavușoğlu ile Sinan Aygün verdi.
VELİ SARITOPRAK
davet
SİNAN AYGÜN
ALTAN PALABIYIKOĞLU
BERKER BÜLBÜLOĞLU
Nesibe Aydın okullarının sahibi Nesibe Aydın davete gelen konuklar arasındaydı. 330 322
NESİBE AYDIN
OLCAY BÜYÜKOÇ, FÜSUN ȘENER, SEYHAN AHISKA
KADİR ȘAHİN, BERKER BÜLBÜLOĞLU, MEHMET AKYÜREK
SEFA ÇOL
ANIL YILMAZ, ERKAN ERBİȘ, NEVZAT CEYLAN
SAK Holiday Inn Otel’in Organizasyon’un Yönetim Kurulu sahibi Üyesi Alper BerkerKendirli katılım gösterdiği Bülbüloğlu’da davette gecedeoldukça ödül șık görünüyordu. alan davetliler arasındaydı.
FATMA SEMİZ, ȘULE DADAK, LOKMAN ERTÜRK
ALPER KENDİRLİ
davet
Otizmli Çocuklar İçin Buluştular Uluslararası Kadınlar Derneği, yardım davetlerine bir yenisini daha ekledi. Yardımsever kadınların otizmliler yararına düzenlediği etkinlikte Piyano Sanatçısı Hande Dalkılıç ve Keman Sanatçısı Hakan Şensoy konuklara müzik şöleni yaşattı.
HAKAN ȘENSOY, HANDE DALKILIÇ, AYTÜL GÖKÇE
324
AYDAN ÖZDOĞAN
AYTÜL GÖKÇE
Çeşitli kurum ve kuruluşlara destek sağlamak amacıyla yardım etkinlikler düzenleyen Uluslararası Kadınlar Derneği, İlgi otizm Derneği yararına Sheraton Otel’de bir yardım daveti düzenledi. Etkinlikten elde edilen gelirin otizmli çocuklar yararına bağışlandığı davete katılım yoğun olurken, konuklar Hande Dalkılıç ve Hakan Şensoy’un performansıyla müzik dolu anlar yaşadı.
MİNE AYGÜN
BERİL ÇAVUȘOĞLU
BUKET AYTAN
ZEYNEP KÖKSALAN
MELTEM ERTÜRK
Sheraton Otelde gerçekleșen yardım yemeğine Bașkent cemiyet hayatının önde gelen isimleri katıldı. ARZU SABUNCU
ÇİĞDEM PEKGÜLEÇ, GÜL MURATOĞLU
FİGEN ÇARMIKLI
davet
Genç Girişimciler Buluştu GGYD’nin 20. İşte Fırsat Toplantısı’na, Günaydın Et Kurucu Ortağı ve ‘’Et Profesörü’’ olarak anılan Cüneyt Asan da konuşmacı olarak katıldı. Asan’ın bir gecekonduda başlayan girişimcilik hikayesi, Başkentli girişimcileri çok etkiledi. Genç Girişim ve Yönetişim Derneği’nin Geleneksel İşte Fırsat Toplantısı, Hilton Otel’de yapıldı. Toplantının açılış konuşmasında, ülkemizde, bölgemizde ve Avrupa’daki terör saldırılarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan GGYD Başkanı M. Nezih Allıoğlu, çarpıcı ifadeler kullandı. Türkiye’nin çok sayıda yıkıcı terör örgütünün hedefinde olduğunu anımsatan Başkan Allıoğlu, “Sayıları öyle bir tane, iki tane değil. İrili ufaklı onlarca örgüt, arkalarına bazı ülkeleri de alarak kanlı eylemler planlıyor ve uyguluyor. Daha iki hafta önce birkaç yüz metre ötemizde bombalar patladı, 36 vatandaşımız hayatını kaybetti. Sadece Ankara’da 5 aydaki patlamalarda 200’e yakın vatandaşımız aramızdan ayrıldı. Son 7-8 ayda terörle mücadelede verdiğimiz şehit sayısı, Kıbrıs Barış Harekatı’nda verdiğimiz şehit sayısını geçti” diye konuştu. Hilton otelde gerçekleşen etkinliğe çok sayıda genç girişimci katıldı.
NEZİH ALLIOĞLU
DİLEK TOZLU
CÜNEYT ASAN
NEZİH ALLIOĞLU, CÜNEYT ASAN
SEFA ÇOL
Keyifli dakikaların yașandığı șık kokteyde davetliler Cüneyt Asan’ı soru yağmuruna tuttu. MERYEM ALTUNTAȘ
ALTAN PALABIYIKOĞLU
TUĞBA AYDOĞAN
ALİ ONGUN BOYDAK
designers
Homstvedt Bowling Bowl Tasarımcı: Hallgeir Homstvedt Üretici Firma: Hem
İlker Duruoğlu
ilkerdogru@magdergi.com.tr www.domo.com.tr
Bookmatch Tasarımcı: Tașpınar Üretici Firma: Tașpınar
Geçtiğimiz ay İzmir’de 12.si yapılan uluslararası mermer fuarını ziyaret etme șansım oldu. Açıkçası ülkemizde ne cevherler olduğunu bilmiyormușum. Çok kıymetli tașlarımız var ve çoğu iç piyasaya girmeden maalesef yurt dıșına ihraç ediliyor. Etkilendiğim Tașpınar firmasına ait bir bookmatch’i sizinle burada paylașmak istiyorum. Adeta duvara asılacak bir sanat eseri.
328
Spine Stool Tasarımcı: Signe Bindslev Henriksen & Peter Bundgaard Rützou Üretici Firma: Mater
Ow2000 Stool Tasarımcı: Ole Wanscher Üretici Firma: Carl Hansen & Son
Super Light Lamp Tasarımcı: Yvonne Fehling Üretici Firma: Fehling & Peiz & Kraud
Play Light Tasarımcı: Andreas Janson Üretici Firma: Andreas Janson & Partners
Hay Strap Mirror Tasarımcı: HAY Üretici Firma: HAY
F51 Sessel Couch Tasarımcı: Walter Gropious Üretici Firma: TECTA
Edward Wall Lamp Tasarımcı: Nachacht Üretici Firma: Domus
Geo Outline Rug Tasarımcı: Hem Üretici Firma: Hem
Affe Lackaffe Trestle Table Legs Tasarımcı: Thesenfitz & Wedekind Üretici Firma: Atelier Haubmann
açılış
CEREN - DORUK ORHON
ERKAN FIRAT, ALP EYMÜR
Buenos Aires Lounge Kapılarını Açtı Argentum Hotel’in Ankara’nın eşsiz manzarasına sahip roof katında Buenos Aires Lounge, kapılarını Başkentlilere açtı. Alp Eymür ve Erkan Fırat’ın ortaklığında hayat bulan Buenos Aires Lounge, şık bir açılış organizasyonuyla Ankaralılar ile buluştu. Haftanın yedi günü öğle yemeği itibarıyla mutfağının kapılarını hizmete açan Buenos Aires Lounge, ağırlıklı olarak yerli yabancı meze ve et çeşitleri ile dünya mutfağının eşsiz örneklerini misafirlerine sunuyor. Buenos Aires Lounge; yoğun iş temponuzun ardından günbatımının keyifli anlarını değerlendirebileceğiniz huzurlu bir atmosfer yaratırken, akşam yemeğinden sonra ise bar konsepti ile eğlence severlerle buluşarak müzik direktörlüğünü Murat Muratlı’nın üstlendiği lounge tarzında müzik ziyafeti ile eğlenceyi doruklarda yaşatıyor.
SEVVAL BEYAZ, LEYLA GÜZEL
davet
Dünya Finali Dünyanın en büyük amatör golf turnuvalarından biri olan ve bünyesinde 1000’i aşkın yerel turnuva ile a10.000 üzerinde katılımcıyı barındıran BMW Golf Cup International’ın 2015 Dünya Finali Güney Afrika Fancourt Golf Course’da gerçekleştirildi. 43 ülkeden 150’yi aşkın golfçünün dereceye girebilmek için kıyasıya yarıştığı turnuvada, Borusan Otomotiv’in ev sahipliğinde ülkemizi kadınlar kategorisinde Nida Cireli, erkekler kategorisinde de Ahmet İskender Kaya ile Hasan Karagöz temsil etti. Turnuva sonucunda kadınlar kategorisinde Nida Cireli dördüncü olurken, Erkekler A kategorisinde Hasan Karagöz yirminci, Ahmet İskender Kaya 36. oldu. Ülke sıralamasında ise; Türkiye, turnuvayı 13. olarak tamamladı. Ödül töreninde dünyaca ünlü golf efsanesi Colin Montgomerie BMW Golf Cup International Dünya Finali’ne katılmaya hak kazanan golfçülerle bir araya gelirken, takımımızla da hatıra fotoğrafı çektirdi. NİDA CİRELİ
332
43 ülkeden 150’yi așkın golfçünün dereceye girebilmek için kıyasıya yarıștığı turnuvada, Borusan Otomotiv’in ev sahipliğinde ülkemizi kadınlar kategorisinde Nida Cireli, erkekler kategorisinde de Ahmet İskender Kaya ile Hasan Karagöz temsil etti.
röportaj
Cenk Erdem
cenkerdem@magdergi.com.tr
İstanbul’da Bir Kübalı
YANSSEL CASTELLON İstanbul her an müzikle doluyor; her an farklı kültürlerin kokuları yayılıyor Boğazı’na, eski sokaklarına ve gecelerine. Velhasıl İstanbul müzikleriyle ve farklı kültürlerden sürprizleriyle her an zenginleștirebiliyor. Gece ișlerinde tanıștığım hemen her müzisyenin İstanbul tutkusunu biliyorum ama İstanbul’da kocaman bir Latin Küba Orkestrası kuran Yanssel Castellon ile tanıșmak benim için ayrıca büyük bir sürpriz oldu. Latin Amerika’nın zengin ruhlu müziklerini ve Küba’nın zengin ritimlerini, perküsyonun olduğu mutlu, coșkulu müziklerini düșünün. Yanssel Castello, ilhamını İstanbul’dan alıyor ve așık olup kaldığı șehre Küba müziklerini dev gibi bir Latin Orkestrası ile sunuyor. Havana doğumlu Yanssel Castellon, köklü müzisyen bir aileden geliyor ve Kübalı müzisyenlerden olușan ekibi Los Amigos ile birlikte akustik enstrümanlar kullanarak ağırlıklı Küba geleneksel müziklerini ve ayrıca Latin Amerika repertuarını da en orijinal haliyle bizlere getirmiș oluyor. Türkiye’nin en iyi, Havana konseptli ilk ve tek orijinal Latin Küba Orkestrasını kuran Yanssel, tutkun olduğu bas gitarının ekipte diğerlerine yol gösterdiğine inanıyor. Solist/ana vokal ve bas gitarist Yanssel Castellon direktörlüğünde 15 kișiden olușan profesyonel ekip nasıl oldu da bir araya geldi, Yanssel’i Türkiye’ye bağlayan așk hikayesi nasıl gerçeklești, Latin Küba Orkestrası ve zengin müzikleriyle sırada neler var, geleneksel Küba müziklerini bize nasıl tarif ediyor? tanıșır tanıșmaz hepsini sordum. Yanssel ile sımsıcak bir müzik sohbetiyle İstanbul’dan aldığı ilhamı da konușmuș olduk. 334
Y
aklaşık 5 yıldır Türkiye’desiniz; peki Türkiye hikayeniz nasıl başlıyor?
Bizde hiç nota bilmeyen çok yetenekli müzisyenler de vardır, sizde nasıl bir gelenek var?
Küba’da müziğim ile ilgili iş olarak önüme iki fırsat çıkıyor; biri İtalya, diğeri Türkiye... Bu arada bir arkadaşım bana Türkiye’nin çok güzel bir ülke olduğunu söylüyor ve öylece Türkiye’yi seçiyorum. Hikayem müzikle başlasa da İstanbul’da bir aşk hikayesine dönüşüyor. Bir Latin gecesinde yine tesadüfen, İlksen ile tanışıyorum. Böylece tam Küba’ya dönmek zamanım gelmişken, hiç düşünmeden kalıyorum sevgiyle, aşkla…
Tabii ki var bizde de. Örneğin, bizim geleneksel müziğimiz olan “son“ aslında böyle yetenekli insanların yarattığı müziktir. Nota bilmezler ama kulaktan çok güzel söylerler. Doğrusu Küba’da müzik onlarla başlar ve zamanla aktarılarak dönüşür. Müzikte eğitim olayı devrimden sonradır Küba’da.
Köklü bir müzisyen aileden geliyorsunuz, sizi tanımaya “Sihirli Flüt” lakaplı meşhur akrabanızla devam etsek?
Sadece mutlu değil. Nostaljik, duygusal müzikler de var. Örneğin bir “bolero” olan “dos gardenias” romantiktir, melankoliktir, aşkı anlatır. Ama son, salsa, chachacha, merenge, cumbia türlerinde dinamizm vardır, eğlencelidir. Çünkü içinde zengin ritimlerin, perküsyonun olduğu müziktir ve bir de sözler tarafı var işin. Sözler metaforiktir, komiktir, pozitiftir, bazen sosyal, politiktir. Hayatın içinden günceldir.
”Sihirli flüt” lakaplı Richard Egües, flütte Küba’nın en başarılı ve popüler müzisyenlerinden... Küba’ya kazandırdığı birbirinden değerli danzon ve chachacha besteleri, aranjeleri var. Çok yoğun bir müzisyendi ama Havana’ya geldiğinde babamla programlarına giderdik, çok muhteşem flüt çalardı… Bana; “Hissediyorum, sen de çok iyi bir müzisyen olacaksın, bir ışığın var senin” derdi.
Babanız gibi siz de müzisyen olmayı seçmişsiniz ve o sizin ilk öğretmeniniz olmuş, çocukluğunuzda evde nasıl bir müzik ortamı vardı? Babam benim ilk öğretmenim ve idolümdür. Çok iyi bir eğitmen ve müzisyendi. Aynı zamanda beste ve aranje yapardı. Onun bestelerini gün yüzüne çıkarmak en büyük hayallerimden. Babamın yaptığı müzikler, Tangolar ve çok geniş Latin Amerika müzikleriydi. Ama evimizde Latin Amerika müziği dışında dünya müziği de çok dinlenirdi. İşlerinde çok iyi olan benden büyük müzisyenler tanıdım ve deneyimler edindim. İlk defa 15 yaşımda onlarla birlikte programa çıktım ve perküsyon çaldım.
Küba müzikleri ve Latin müzikler mutlu şarkılar akla getiriyor; siz geleneksel müziklerinizi nasıl tarif edersiniz?
Son olarak Havana doğumlu bir müzisyen olarak İstanbul size nasıl bir ilham veriyor? Benim için İstanbul’da olmak hala bir rüya gibi. Küba ve Türkiye kıyaslanacak olursa bambaşka kültürler… Ama bana kalırsa aralarında çok yakın noktalar var. Küba, Karayipler bölgesinde bir anahtar, Türkiye ise Asya ile Avrupa arasında bir anahtar. Sanki İstanbul’da bütün ülkelerin, kültürlerin kokusu var. İstanbul’da bazen tam Avrupa’yı bazen de Latin Amerika’yı hissedebiliyorum. Bana İstanbul bir kaynak gibi geliyor. Burada herkesin içinde bir potansiyel var, her şeye hazır ve açık. Aslında benim kültürümden olan rumba ile sizin kültürünüzden darbuka hem çok farklı hem de çok yakın. Havana ve İstanbul da bir o kadar farklı ve bir o kadar yakın… Tüm bunlar bana hayalimdeki müzikleri yaparken çok fazla ilham veriyor.
Peki müzik sizin için tam olarak neler ifade ediyor? Benim için müzik bir aşk ve hala bir tutku aslında. Konservatuar yıllarım, müziği gerçek bir sevgili gibi gördüğüm yıllardı diyebilirim. O zamanlar kendimi dışarıya kapatmıştım. Okulda, evde, yolda, otobüste sürekli nota okur, bas gitar çalardım zihnimde... Müzikle güçlü bir bağım var ve müzik sayesinde bazen kendimde, bazen dışarıda gördüğüm yanlışları düzeltebiliyorum, bir şeyleri onarıyorum sanki... Türkiye’de de seyirciyle aynı dili konuşamasak da program sonunda aynı duyguları, coşkuyu hissedebiliyoruz bu bağ sayesinde. Onlara bir mesaj veriyorum müzikle ve alıyorlar. Mutlu ol, aşık ol, rahat ol, özgür hisset gibi ..
İstanbul’da hem şarkı söyleyen hem bas gitar çalan Kübalı bir müzisyen olarak bize projenizi ve ekibinizi nasıl tarif edersiniz? Şarkı söylemeyi çok seviyorum ama bas çalmadan şarkı söylediğimde kendimi yalnız ve boşlukta hissedebiliyorum hatta melodiyi kaybedebiliyorum. Bas gitarın sesi çok güzeldir bana göre, güçlüdür ve diğerlerine yol gösterir. Ekibimizde bas benim atımdır; yola girdiğine emin olurum ve şarkımı rahat rahat söylerim. Ekibimizin tamamı İstanbul’da yaşayan profesyonel Kübalı müzisyenlerden oluşuyor ama orkestra projesinde bazı Türk müzisyenleri de zorluğuna rağmen projeye harmanlayabildim. Eğer bu proje olabilirse, burada müzik yapan müzisyenler Türkiye’nin en iyi Latin müzisyenlerinden olacak demiştim. Hala da öyle.
335
davet
“Kişisel Değişime” Büyük İlgi Başkent cemiyetinin genç kuşak isimlerinden Emre Bekişoğlu sanat aşkını eselerine yansıtan farklı çalışmalarını ‘Kişisel Değişim’ temasıyla Bilkent Bliss’te gerçekleşen sergisinde sundu. Muhteşem sergide seramik, heykel, yağlı boya ve kara kalem çalışmaları sanat severlerin dikkatini cekti. Bekişoğlu eserlerin her birinin oluşumundaki duygu ve düşünce süreçlerini ziyaretçi gruplarıyla paylaşarak derinleşmelerini sağladı. Prof. Dr. Merhum İhsan Doğramacı’nın onuruna olan serginin Nisan sonuna kadar ziyarete açık olacağı belirtildi. Bekişoğlu ailesi sanata değer veren bütün misafirlere tek tek teşekkür etti.
336
ARYA - ARZU - ARHAN SABUNCU
şehrin gürültüsü dışarıda şehrin gürültüsü dışarıda huzurlu bir hayat evinizde huzurlu bir hayat evinizde
Pencere Pencere Sistemleri Sistemleri 1354. Cadde 1421. Sokak No:2 06370 Ostim - Ankara Telefon: 0312 385 88 50 1354. Cadde 1421. Sokak No:2 06370 Ostim - Ankara Telefon: 0312 385 88 50 www.hatupen.com.tr hatupen@hatupen.com.tr /hatupen www.hatupen.com.tr hatupen@hatupen.com.tr /hatupen
davet
VELİ MOREL, RAHMİ ÇÖĞENDEZ, EMRE ÖZTÜRK, İRFAN KANDEMİR, HALUK YÜCEEL
Çöğendez’den Yardım Müzayedesi 2.Art Ankara Çağdaş Sanat Fuarı’nda stand açan ve Rotary’nin 30 yıldır sürdürdüğü dünyanın en büyük sivil toplum kuruluşu projesi olan Çocuk Felcine Son (End Polio Now) yararına altmışa yakın sanatçı ve koleksiyonerden bağış alan Ankara Bahçelievler Rotary Kulübü, bu eserleri 1 Mayıs’ta Rahmi Çöğendez yönetiminde RC Müzayede’de satışa sunacak. Elde edilen gelirle binlerce çocuk aşılanacak. 1985 yılından bu yana 124 ülkeden yalnızca iki ülkeye inen çocuk felci hastalığına sebep olan virüsü yeryüzünden silmeye yönelik yürütülen projede, bugüne kadar 2.5 milyar çocuk aşılandı. Geçtiğimiz yıl Nijerya’da yok edilen virüs ile Afrika kıtası da virüsün görülmediği kıtalara eklenmiş oldu. Afganistan ve Pakistan’da yapılacak aşılamalar ile hastalığın yeryüzünden tamamen silinmesi hedefleniyor.
338
RAHMİ ÇÖĞENDEZ
sergi
Ajia Hotel’de Sanat Günleri
Ajia Hotel’in sanata verdiği destekle gerçekleştirdiği projenin ilk sanatçısı Şahin Paksoy oldu.
ȘAHİN PAKSOY, GİZEM TATLICI
340
AHU AKKURT
YELDA TİFTİK
Çağdaş Türk resim sanatının özgün isimlerinden Şahin Paksoy’un Ajia Hotel Kültür ve Sanat projeleri kapsamındaki sergisi sanat ve sosyal yaşam dünyasının ünlü isimlerinin katılımıyla gerçekleşti. Sanatçı Şahin Paksoy ve proje koordinatörü Gizem Tatlıcı’nın ev sahipliğinde gerçekleşen sergi sanatsever davetlilerden tam not aldı. Davetliler Türk kültürünün tuvale yansıdığı Şahin Paksoy sergisini büyük bir beğeniyle gezdiler. Ünlü isimler Şahin Paksoy ile eserleri hakkında sohbet ederken proje koordinatörü Gizem Tatlıcı’dan da Ajia Hotel Kültür ve Sanat projeleri hakkında bilgi aldılar. Binlerce yıllık Anadolu medeniyetlerinin kültür öğelerini kaynak alan ancak onları resimlerinde motifsel olarak kullanmayan, günümüz yenilikçi figüratif anlayışıyla yeniden üreten Şahin Paksoy, bu sergideki eserleriyle çağdaş pentür resminde nasıl özgün üsluba sahip olunur sorusunun cevabını ortaya koyuyor. Paksoy, öykücü yaklaşımıyla oluşturduğu resimleri ve resimlerindeki figürlerden yola çıkarak yaptığı küçük boyutlu heykelleriyle izleyiciyi, sokakta her an karşılaştığı insanların günlük yaşamlarındaki gizemli dünyasına kulak vermeye çağırıyor.
ZEYNEP GERMEN, FİRDEVS ȘİPER
sergi
EBRU ALTINBÜKEN, YEȘİM BİLİCİ, SEBA GÜZEYLİOĞLU
HANDE SEZER PEKCAN
Ajia Hotel’in sanat destek için gerçekleștirdiği projeler kapsamında her ay farklı sanatçıların eserleri Ajia Hotel’de bulunan sergi salonunda sanatseverlerle bulușacak.
SEVGİ TUNGA
MERAL YAZICI
ASLI AKTÜRK PEHLİVANLAR
BERNA ÜLGER
YEȘİM PALA, SEMRA SEZEN
lası için Daha faz /MAGonline .com facebook
BERRİN ZORLU
Birbirinden șık eserlerin yer aldığı sergide çok sayıda sanat sever biraraya geldi. SELİN - NURİ HAS
ESRA ȘAHİN
sergi
ESMA BAYRAKTAR, FİSUN KAPUCUOĞLU
75 Ressamın Eseri Görücüde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolasıyla düzenlenen ve küratörlüğünü Esma Bayraktar’ın yaptığı “Ekmek ve Güller” adlı karma resim sergisi düzenlenen kokteyl ile sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Şişli Belediyesi Kent Kültür Merkezi Esma Bayraktar’ın küratörlüğünü üstlendiği özel bir sergiye ev sahipliği yaptı. “Ekmek ve Güller” adlı karma sergide 75 ressamın eserleri sanatseverlerle buluştu. Çeşitli atölyelerden birçok sanatçının eserinin sergilendiği Ekmek ve Güller sergisinin açılış daveti şık bir kokteylle gerçekleşti. Kokteylde hazır bulunan sanatçılar konuklara eserleri hakkında bilgi verdiler. Açılış davetinde kısa bir konuşma yapan küratör Esma Bayraktar sanatın toplumun gelişmesi açısından önemine değinirken, “Tarihte kadınların vermiş olduğu eşit iş, eşit ücret mücadelesinde yanarak can veren 216 kadını saygıyla anmak istiyoruz ve dünyanın geçirdiği bu zor günlerde sanatla moral bulmaya çalışıyoruz.” dedi. Bayraktar konuşmasının ardından sergiye katılan sanatçılara ve atölyelere teşekkür ederek başarı belgesi takdim etti.
344
Atölye sanatçılarından genç ve bașarılı ressam Fisun Kapucuoğlu bu anlamlı sergide yer almanın kendilerini çok mutlu ettiğini belirtti. FİSUN KAPUCUOĞLU
davet
???????????? ???????????????????
???????????????????????????????
Probiyotikler, Sağlıklı Yaşamın Olmazsa Olmazı Acıbadem Ankara Hastanesi; Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Bülent Değertekin’in sunumu ile gerçekleşen “Mide ve Bağırsak Hastalıkları Güncel Tedavi Yöntemleri” söyleşisinde, Kadın ve Gençlik Platformu Dernek üyelerini ağırladı.” Mide ve bağırsak rahatsızlıklarının vücut tiplerine göre değişiklik gösterdiğini belirten Doç. Dr. Bülent Değertekin Kadın ve Gençlik Platformu üyelerinin katıldığı seminerde mide ve bağırsak hastalıklarının sebeplerini ve tedavi yöntemlerini anlattı. Son yıllarda “acaba bu iyi bakterileri arttırabilirsek bazı hastalıkları düzeltebilir miyiz?” sorusu gündeme gelmiş ve dışarıdan probiyotik ve prebiyotik verelim ve iyi bakterileri arttıralım görüşü hakim olmuştur. Gerçekten de yapılan çalışmalar bağırsak florasının iyi bakteriler lehine çevrilmesi ile kabızlık, ishal, gaz ve şişkinlik gibi şikayetlerin ortadan kalktığını, besin alerjileri, egzama ve kemik erimesinin azaldığını ortaya koymuştur. Bunların yanında probiyotik ve prebiyotik kullananlarda daha az üst solunum yolu ve vajinal enfeksiyon görüldüğü, hastaların diş hijyenlerinin olumlu etkilendiği ve bu tedaviyi alanların karaciğer yağlanmalarının azaldığı görülmüştür. Doç. Dr. Bülent Değertekin tedavi yöntemleri ile ilgili bilgi verdikten sonra konukların sorularını yanıtladı.
345
bi’dünya müzik
Serkan Kızılbayır serkan@magdergi.com.tr
Bahar Kendini Hissettirdi Müzik Piyasası Hareketlendi Yeni single’lar, albümler ve klipler... Hazır mısınız? ‘’Gökhan Tepe ile Her Yere’’
Ne ucuz magazin haberleri ne de müzik harici bir haber. O sadece müzikle yatıp müzikle kalkıyor ve sadece müziğe attığı imzalarla gündeme geliyor. Bugünkü yazıya dilerseniz pop müziğin dev ismi Gökhan Tepe ile başlayalım. Hatırlarsanız başarılı isimin sekizinci stüdyo albümü ‘’Seninle Her Yere’’ müzik severlerle buluşmuştu. Bu albümden ilk klip de yine albüm ile aynı adı taşıyan şarkıya çekildi. Daha önce ‘’Günahın Bende’’ şarkısının klibinde yönetmen
346
koltuğunda oturan Sedat Doğan, bu klipte de yine yerini kimseye vermemiş ve yönetmenliği konuşturmuş. İstanbul’un çeşitli yerlerinde çekilen klipte Gökhan Tepe’nin partneri de şarkı kadar dikkat çekici; Macar model Gina Pasztor’... Albümün diğer iddialı şarkılarının klipleri de yakında bizimle buluşacaktır.
‘’Mey’’
Geride bıraktığımız yılın Altın Kelebekli müzik grubu Model’den de
bir bahar sürprizi geldi. 2005 yılında kurulan grup 2011 yılında ‘’Değmesin Ellerimiz’’ diyerek yerini sağlamlaştırırken daha yapacak çok güzel işlerinin olduğunun da sinyalini bize vermişti. Her şarkısı büyük ilgi gören grup ‘’Mey’’ şarkısını farklı bir yere koyuyor.’’Bugüne kadar kaydettiğimiz diğer şarkılardan çok farklı, retro bir hava yakalamaya çalıştık’’ diyen Model, aynı duyguyu Murat Küçük yönetmenliğindeki klipte ve kullandıkları kostümlerde de yansıtıyor.Ayrıca Model’i canlı dinlemek isteyenlere ufak bir tüyo; grup bahar ayında yoğun bir turneye çıkıyor. Konser için yerinizi ayırtmayı unutmayın.
Megastar da ‘’Ahde Vefa’’ etti ve albümünü çıkardı. Müzik üstatlarından da tam not alan albümün şaşırtmayan bir haberi de gördüğü ilgi. iTunes’da ilk 14 günde birinci sırada olan albüm, iTunes Dünya Müziği listesinde İngiltere, Danimarka, Hollanda ve Almanya’da 1. sırada. Ayrıca 35 ülkenin iTunes Dünya Müziği sayfasında da yer aldı. ‘Ahde Vefa’ albümüne olan yoğun ilgi nedeniyle Tarkan, iTunes üzerinde dünya çapında albüm tanıtımına en çok yer verilen ilk Türk sanatçısı oldu. Bu arada albüm bir haftada 170 bin basıldı. Bu da büyük ilgi görmüş bir albümün toplam satışına bir haftada ulaşmak demek. Bu arada Tarkan sayesinde eminim hayatında ilk kez Türk sanat müziği şarkısı dinleyip sevecek birçok genç olacak.
“Aynı Semtin Çocukları’’
Geçtiğimiz günlerde radyo programıma konuk olan ve son günlerde adından çok bahsettiren isimlerden biri sevgili Simge’den de haberler var… ‘’Miş Miş’’ teklisinden sonra ‘’Yankı’’ şarkısı da Simge’nin uzun soluklu bir başarı grafiğinin olacağını gösterdi. ‘’Yankı’’ iTunes Türkiye listesinde Top 5’te 1 numara oldu. Simge bu ilgiden oldukça memnunken sadece sevenlerinden değil aynı zamanda Hande Yener, Murat Boz, Demet Akalın, Büşra Pekin, Mithat Can Özer, Suzan Kardeş gibi çok yakından tanıdığımız ünlü isimlerden de tam not aldı.
Model için ‘’Mey’’ şarkısı ne kadar özelse Tuğba Özerk için de son albümü o kadar özeldir eminim. Güzel sanatçı ‘’hayatımın albümü’’ dediği yepyeni albümünü görücüye çıkardı. ‘’Aynı Semtin Çocukları’’ albümünde toplamda 8 şarkı yer alıyor ve tüm şarkılar Tuğba Özerk imzası taşıyor. Albümün müzik yönetmenliğini, tüm şarkıların söz ve müziklerini kendisi yaptığı gibi, ilk kez yönetmen koltuğuna oturarak video klibini de kendi çekti. Projenin tüm aranjelerini Onur Betin yaparken, Tuğba Özerk’in tüm fotoğrafları Tamer Yılmaz’ın deklanşöründen...
‘’Yankı’ya Geçer Not’’
YAYINDA BENDEN EN ÇOK İSTENEN 5 ŞARKI ( TÜRKÇE )
“Hodri Meydan’’
‘’Nerede kaldı’’ dediğimiz anda gelen bir isim var ki; o da Bengü. Türkçe popun en güzel seslerinden Bengü single albümlerine bir yenisini daha ekledi. Türk pop müziğinin en sevilen kadın seslerinden Bengü, geçen yıl kendisine “Altın Plak” kazandıran albümünün ardından yeni single’ı “Hodri Meydan” ile hayranlarının karşısında. Sözleri yine çok sevilen isim Deniz Erten’e ait olan şarkının düzenlemesi son yılların başarılı prodüktörü Erdem Kınay’a ait. Bengü şarkının klibini de hiç geciktirmedi ve Gülşen Aybaba’nın yönetmenliğinde klibini yayınladı. Bu güzel şarkılarla yaz daha sıcak geçeceğe benziyor.
‘’Tarkan’ı dinlemeye doyamıyorum’’ Tarkan özlemi sona erdi! Ne güzel söz; ahde vefa etmek...
1- Ozan Doğulu ft Gülden Mutlu & Bahadır Tatlıöz - Uzun Lafın Kısası 2- Röya ft Ozan Çolakoğlu - Kesin Bilgi 3- İrem Derici - Dantel 4- Murat Dalkılıç ft Boygar - Leyla 5- Model - Mey
YAYINDA BENDEN EN ÇOK İSTENEN 5 ŞARKI ( YABANCI ) 1- TroyBoi - Afterhours (feat. Diplo & Nina Sky) 2- Sia - Cheap Thrills Ft. Sean Paul 3- Riton Ft. Kah-Lo - Rinse & Repeat 4- Sofi Tukker - Drinkee (Addal Remix) 5- DNCE - Cake By The Ocean
Ozan Doğulu ft Gülden Mutlu & Bahadır Tatlıöz - Uzun Lafın Kısası
347
sergi
Gözden Gönüle Dünyagöz Tunus, sanatseverlerin yeni buluşma noktaları arasında yerini alacak olan “Gözden Gönüle” sanat galerisini 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde değerli Resim Sanatçısı Akdoğan Topaçlıoğlu’nun sergisi ile ziyarete açtı. Dünyagöz Ankara Hastane Direktörü Hüseyin Kılavuz’un ev sahipliğinde edebiyattan resme sanatla dopdolu bir gün organize eden Dünyagöz Tunus, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde aralarında HASVAK Genel Başkanı Engin Öztürk, Genç Girişim ve Yönetişim Derneği Başkanı Nezih Allıoğlu’nun da bulunduğu birçok sanatseveri bir araya getirdi. Kadını ve doğayı tuvalinde buluşturan Akdoğan Topaçlıoğlu’nun sergisinin yanı sıra, yazar Aynur Karabaş’ın kadın hikâyelerini anlattığı “Güneşe Göz Kırpan Yıldızlar” kitabının imza gününe de ev sahipliği yapan Dünyagöz Tunus, Doç. Dr. Altuğ Çetinkaya’nın sözcülüğünde düzenlenen “Kadın ve Estetik” konulu bir söyleşiye de imza attı.
348
ENGİN ÖZTÜRK
NEZİH ALLIOĞLU
EBRU KAREL
ALTUĞ ÇETİNKAYA
HÜSEYİN KLAVUZ
GÜLSEREN BOYRAZ
GÖZDE BOYRAZ
Șık davete Genç Girișim Derneği’nin bașkanı Nezih Allıoğlu’da katıldı. AYNUR KARABAȘ
349
davet
NURHAN ATASOY, RALPH RADTKE, ZAFER KOZANOĞLU
Epos 7 Derneği’nden Özel Konferans Tarihi ve kültürel değerlere sahip çıkılması adına önemli çalışmalar yürüten EPOS 7 Derneği tarafından Kadınlar Günü dolayısıyla Çırağan Palace Kempinski İstanbul’da özel bir konferans düzenlendi. 17. yüzyıldan günümüze gelen ve Osmanlı İmparatorluğu’ndan miras tek saray ve otel olan Çırağan Palace Kempinski İstanbul ile tarihi değerlerin ve kültürel mirasın gelecek nesillere taşınmasını destekleyen EPOS 7 Derneği; Türk kadınının tarih boyunca toplumdaki rolüne ışık tutacak özel bir konferansa imza attı. Çırağan Palace Kempinski İstanbul Genel Müdürü ve Kempinski Residences Türkiye Bölge Direktörü Ralph Radtke ile EPOS 7 Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Kozanoğlu’nun ev sahipliğinde düzenlenen konferansa iş, sanat ve sosyal yaşam dünyasının ünlü isimleri büyük ilgi gösterdi. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla düzenlenen konferansta dernek üyeleri de hazır bulundu. Türk sanat tarihi profesörü, akademisyen ve yazar Prof. Dr. Nurhan Atasoy’un konuşma yaptığı etkinlikte konuklara Türk kadınının tarihteki yeri ve önemi örneklerle anlatıldı. Konferansa katılan tüm konuklarına teşekkür eden Zafer Kozanoğlu EPOS 7’nin tarihi ve insanı aydınlatacak çalışmalara devam edeceğini belirtti.
350
NURAN ERÇİL, MERİH TURAN
kısa kısa
10 Yaș Daha Genç Gözükmek mümkün mü? Estetik International Sağlık Grubu doktorları olduğunuzdan daha genç gözükmenin sırlarını veriyor: “ Hemen herkes 30’lu yaşlarda aynalardaki aksine bakıp, hafif form kayıpları yaşadığının farkına varır. Özellikle 30-40 yaş arası geleceğe yatırım yapmak için en doğru yaş aralıklarıdır. Bu yaş aralığında yaptıracağınız önlem uygulamaları, 40’lı, 50’li ve hatta 60’lı yıllara daha rahat, dinç, diri ve daha genç girmenizi sağlayacaktır. Önce beslenmeyle başlayalım. Hayatınızdan suyu, sebzeyi ve meyveyi eksik etmeyin. Cildinizi nemlendirin ve güneş ışığından koruyun. Hiç alternatifi yok, kesinlikle sigarayı terk edin. Spor, sabit kiloda kalma ve stresten uzak bir yaşam tarzı şart. Tüm bunları yaptıktan sonra medikal ve estetik cerrahiden yardım alabilirsiniz”.
Keyifli Turnuva Eski Fenerbahçeli Milli Futbolcu Ceyhun Eriş Most Life salon futbol turnuvasında katılıcılara madalya ve ödüllerini dağıttı. Çok çekişmeli geçen turnuva sırasında Most Life Club üyeleri oldukça keyifli saatler geçirdi.
Dörtel’den Zamansız Tasarımlar DÖRTEL’in 2016 ilkbahar-yaz sezonuna, zamansız trikolar, bol paça pantolonlar ve pliseli eteklerle oluşturulmuş romantizmi damgasını vuruyor. Çiçek desenli bluzlar, çizgili empirme kumaşlar ve twin-set triko takımlar koleksiyonun önde gelen parçaları olarak dikkat çekiyor. Koleksiyonda her yaştan kadının ilgisini çekecek parçalar bulunduran Dörtel, klasik ve elegan bir şıklık vaat ediyor.
Genç Etki KAV Sanat Galerisi, 23 Mart - 16 Nisan 2016 tarihleri arasında, sanatçı Gülveli Kaya’yı ağırlıyor. Bugüne kadar 17 kişisel sergi açmış, yurtiçi ve yurtdışında pek çok karma sergiye katılmış olan sanatçı, 2015 yılında Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Plastik Sanatlar Bölümü’nde Profesörlüğe atanarak aynı kurumda Dekan Yardımcılığı ve Plastik Sanatlar Bölüm Başkan Yardımcılığı görevini de sürdürmektedir. KAV Sanat Galerisi’nde ki “Zaman, Mekan, İnsan” isimli sergisinde 30’a yakın tuval üzerine yağlıboya ve akrilik eser, Ankaralı sanatseverlerin beğenisine sunuluyor.
Adviye Bal Küratör Ankara’da Pek çok kişisel sergi ve ödüllere sahip Ressam Adviye Bal’ın kişisel resim sergisi Şili Meydanı’nda bulunan Küratör Ankara’da sanat severlerle buluşuyor. Küratör Ankara Paris Caddesi, Şili Meydanı N. 76 Kavaklıdere ANKARA www.kuratorankara.com T. 0312 428 38 10
351
davet
STEFFEN OPITZ, NESLİHAN ȘEN, RALPH RADTKE, CANSU BAȘ, ZEYNEP ODEN
Konferansta Çırağan Palace Kempinski İstanbul Genel Müdürü ve Kempinski Residences Türkiye Bölge Direktörü Ralph Radtke ile ekibi tüm detaylarla bizzat ilgilendi. 352
PERİHAN AKI
AYȘEGÜL TOPAL, YONCA GÜRAL
GÜLGÜN TÜZÜN
MEHMET KÖYMEN
BERNA ÜLGER, BERNA ÇEBİ
Dernek üyelerinin biraraya geldiği gecede konuklar uzun uzun sohbet edip hasret giderdi.
MERAL YAZICI
AYȘE SLEVOGT
lası için Daha faz /MAGonline .com facebook
NURAY FENERCİOĞLU
FATOȘ HATAYLI
NİHAL YÖNEYMAN
davet
Kökten Gelen Güzellik Ankara cemiyet hayatının tanınmış kadınları, ünlü iş kadını Demet Sabancı Çetindoğan tarafından kurulan kök hücre bankası Onkim’in düzenlediği “Kökten Gelen Güzellik” konulu söyleşide buluştu. Koru Hastanesi’nde düzenlenen etkinliğin ev sahipliğini Prof. Dr.Aydan Biri yaptı. Demet hanımın konuşmasıyla başlayan etkinlik Başkentliler tarafından yoğun ilgi gördü. Etkinlikte Genetik ve Kök Hücre Uzmanı Cansen Yeni Kut ile Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Asuman Sevin katılan konuklara kök hücre, cerrahi operasyonlar ve güzellik uygulamaları hakkında özel sunum yaptılar. Sunum sonrası kokteylle devam etkinlik davetliler tarafından tam not aldı.
354
DEMET SABANCI ÇETİNDOĞAN
ELİF ȘAHİN
TÜLAY AÇKALMAZ
AYDAN BİRİ
GÜLFEM ÇELİK, ASUMAN SEVİN
NERMİN KILIÇARSLAN
CANSEN YENİ KUT
Burak Kut’un eși Cansen Yeni Kut davete konușmacı olarak katıldı.
NURAY AKBACAKOĞLU
SEDEN DENİZ
SİBEL ERSOY
davet
MURIEL DOMENACH, JACQUES ROCHER, ELİF BERKER
MONIKA SCHMUTZ KIRGÖZ
Fransa Sarayı’nda Özel Resepsiyon Kadınlar Günü dolayısıyla Fransa’nın İstanbul Başkonsolosu Muriel Domenach’ın ev sahipliğinde Beyoğlu’ndaki Fransa Sarayı’nda düzenlenen resepsiyonda iş, sanat ve sosyal yaşam dünyasının ünlü isimleri bir araya geldi. Fransa’nın İstanbul Başkonsolosu Muriel Domenach, Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle Beyoğlu’ndaki Fransa Sarayı’nda resepsiyon verdi. Davete iş, sanat ve sosyal yaşam dünyasından çok sayıda ünlü isim katıldı. Fransa’nın kadın-erkek eşitliğine büyük önem verdiğini vurgulayan Domenach “Fransa’da kadın konusunda yapılacak daha çok şey var” diyerek kadın hakları konusunda önemli rolün erkeklere düştüğünü belirtti. Domenach’ın konuşmasının ardından söz alan ünlü kozmetik markası Yves-Rocher Vakfı Başkanı Jacques Rocher, vakfın doğa ve insanlık adına mücadele eden kadınları destekleyen “Toprağın Kadınları” projesi kapsamında Özgül Öztürk’e ödülünü takdim etti. Öztürk, ödülü Elazığ’ın Keban ilçesinde yer alan Nimri Köyü’nde kaybolmaya yüz tutmuş değerlerin canlandırılması fikrini savunan “Nimri’de Yeniden Hayat” projesi ile kazandı.
ARZU KUNT
SANEM ÖĞÜT
CEREN YURTSEVEN, GİZEM ÜRKMEZ
ASLI KÜSEYRİOĞLU
NESLİHAN YARGICI
NİRAN HÜREL
Domenach “Fransa’da kadın konusunda yapılacak daha çok șey var” diyerek kadın hakları konusunda önemli rolün erkeklere düștüğünü belirtti.
FERYAL GÜLMAN
ÖZLEM SÜER
PERİHAN AKI
davet
Ankara’daki Uçuşun 5. Yılı Qatar Airways Ankara’da uçmaya başlamasının 5. yılını iş ortakları ile kutladı. GIOVANNI SIMONINI, FERİT AKSUN
SEDA İLBAY, ÖZLEM KAFTANOĞLU
Gecede en iyi performans gösteren acentelere plaketleri Doğu Avrupa Bölge Müdürü Sayın Giovanni Simonini tarafından takdim edildi. Ayrıca kutlama gecesinde iki kişilik Business Class uçuş hediye çekilişi gerçekleşti. Qatar Airways’in Ankara’da uçmaya başlamasının 5. yılı sebebi ile gerçekleştirilen kutlama gecesinde Güney Doğu Avrupa ülke Müdürü Ferit Aksun şunları söyledi; “5 yıl… Bu iki kelime sadece yaşanmış bir zaman dilimini belirtiyor gibi görünse de geçen bu 5 yılın arkasında havacılığa duyulan büyük bir sevgi, kararlılık, hep ileriye gitme arzusu, sadakat ve sizlerle büyüttüğümüz gerçek bir iş ortaklığı yatmakta… Ankara’da artık her gün uçuşumuz gerçekleşmekte. İstanbul Atatürk ve Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan yaptığımız uçuşları da ilave edince 2016 yaz tarifesiyle beraber toplam frekansımız Türkiye’den haftalık 38 uçuşa yükselecektir.”
MUSTAFA BAYUR, BERNA KAYALI
kısa kısa
Ankaralı Bloggerlar Savor Döner’de Savor Döner, geleneksel lezzetin modern mimariyle buluşmasıyla Ankaralılara özledikleri eski Ankara dönerini Ankuva AVM ve Podium AVM’de sunuyor. Etkinlikte buluşan 25 Ankaralı blogger Podium AVM’de Savor Döner’de buluştu. Tıka basa doyuran döner çeşitlerinden, ekmek arası lezzetleri ve pide çeşitleri ile büyük beğeni topladı. Keyifli sohbetler eşliğinde geçen etkinlikte misafirler iç mekan dizaynından ve sunumlardan duydukları memnuniyeti dile getirdi. Bol bol fotoğraf çeken bloggerlar takipçileri ile keyifli anları paylaşmayı ihmal etmedi. Savor restoranları geleneksel lezzetten şaşmadan, modern restoranlarında misafirlerini hak ettikleri şekilde ağırlamayı bekliyor.
Keyifli Davetlerin Planlayıcısı Ülkemizde gelişmekte olan organizasyon sektörüne farklı bir bakış açısı katan, yenilikçi, trendleri belirleyen ve sektöre gün geçtikçe birçok katma değer sağlayan WOW Organizasyon’un 2001 yılında fotoğrafçılık ile başlayan serüveni, ilerleyen zamanlarda komplike bir organizasyon anlayışına dönüşmüş, müşterilerinin düğün ve kurumsal davetleriyle ilgili her türlü isteklerine tek bir çatı altında cevap verebilmeyi başarmıştır. Vip organizasyonlardan, 10.000 kişilik yemekli organizasyonlara, Düğün, Nişan, Söz, Kına, Sünnet, Doğum Günü etkinliklerinden, müşterilerin evlerinde, bahçelerinde ve çiftliklerindeki organizasyonlara kadar, başta Ankara olmak üzere, Türkiye’nin her iline hizmet getirebilen, konuklarına keyifli davetler planlamayı ve yaşatmayı sağlayan bir işletme...
Bilkent Sanat Sokağı’nda Keyifli Sergi Çağdaş Türk resminin önde gelen isimlerinden Gültekin Serbest’in Bilkent Sanat Sokağı özel salonunda yapılan sergisi büyük ilgi gördü. Özellikle sergiyi gezen Umman Sultanlığı Güzel Sanatlar Kurumu Başkanı Sayın Maryam Al- Zadjali bu serginin Umman’da yapılmasının kendilerini çok mutlu edeceğini söyledi.
Samsung Galaxy S7 Ve S7 Edge İle Tanıșın Ankaralı tüketicilerle ilk buluşma noktası KUTUP mağazaları olan Samsung Galaxy S7 ve Galaxy S7 Edge’nin satışına başlandı. Dış görünüm olarak fazla bir değişiklik yaşanmasa da gövde altında ve kamerasında birçok yenilik saklı olan Galaxy S7, Galaxy S6 kullanıcılarının istediği birçok özellik ile yenilendi. Samsung Galaxy S7, Samsung Galaxy S7 Edge ve Galaxy S6 ile büyük benzerlik gösterse de kavisli olarak tasarlanmış arka kısım tutuşu kolaylaştırırken 32 ve 64 GB dâhili hafızaya ek olarak micro SD kartlar aracılığıyla depolama alanını arttırmayı mümkün kılıyor. Ön ve arka kısmında Orilla Glass cam kullanılan Galaxy S7 ve Galaxy S7 Edge IP 68 sertifikası sayesinde 1.5 metreye kadar su ve toza karşı dayanıklılık gösteriyor. Samsung Galaxy S7 ve Samsung Galaxy S7 Edge ile tanışmak için Kutup mağazalarını ziyaret ederek, ayrıcalıklı hizmetlerinden yaralanabilirsiniz.
359
davet
Kadına Şiddete Karşı Davet
Kadın ve Gençlik Platformu Derneği, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü öncesi bir etkinlik düzenledi. Kadına karşı şiddetin önlenmesine dikkat çekmek için yapılan etkinliğe, çok sayıda davetli katıldı.
RÜVEYDE AKBAY
ZEYNEP KÖKSALAN
Kadın ve Gençlik Platformu Derneği, kadına karşı şiddetin önlenmesine dikkat çekmek için bir etkinlik düzenledi. Best Apart Otel’de Dernek Başkanı Rüveyde Akbay ve otel sahibi Zeynep Köksalan’ın ev sahipliğinde gerçekleşen davete çok sayıda dernek üyesi ve seçkin isimler katıldı. Davete katılanlar arasında Figen Çarmıklı, Düriye Arseven, Amber Esen, Mine Aygün gibi isimler yer aldı. Rüveyde Akbay, kadına yönelik şiddetin giderek arttığına vurgu yaparken dernek olarak kadın sorunlarına karşı bilinçlendirmek için etkinlikler yaptıklarını ifade etti. Etkinlikten elde edilen gelirin bir kısmı, çeşitli eğitim çalışmalarında kullanılacak ve Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali’ne aktarılacak.
FÜSUN ȘENER
ZAFER ÇAVUȘOĞLU
haber
60 Yılın Rock Konseri Emrehan Halıcı ve Ankara müzisyenleri, ODTÜ Sanat Festivali’nde sahne aldı. Gecenin açılış konuşmasını Next LevelAlışveriş Merkezi’nin Müdürü Pınar Gürer gerçekleştirdi. ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşen konseri, çok sayıda müziksever izledi. Sadece Ankara’nın değil Türkiye’nin en iyi müzisyenlerinin sahne aldığı gece, Pink Floyd’un ‘Shine on you crazy diamond’ şarkısıyla başladı. Konser, Beatles, Pink Floyd, Deep Purple, Doors, Aerosmith, EarthWind and Fire, Guns N’Roses, Grand Funk Railroad, Bon Jovi, Jeff Beck, Bad Company, AC/DC, Aretha Franklin gibi müzik dünyasının efsane isimlerinin ve gruplarının unutulmaz parçalarıyla devam etti. Emrehan Halıcı, her yıl ODTÜ Sanat Festivali’nde bir araya gelen müzisyenlerin nefes kesen konserinde, tüm gruplara davuluyla eşlik etti.
Siyaset ve İş Dünyası Buluştu Koç Kuleleri’nde “Güvenli Yatırımın Gücü” sloganı ile açılışını gerçekleştiren GYG Yatırım ve Proje Geliştirme A.Ş, iş ve siyaset camiasını bir araya topladı. Yoğun ilginin olduğu bu özel açılışa, eski ATO Başkanı Sinan Aygün, Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, Etimesgut Belediye Başkanı Enver Demirel ve eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı Mevlüt Karakaya gibi isimler de katıldı. Ofisteki çalışma sisteminin gösterildiği ve hizmet anlayışının bahsedildiği bu özel açılışın kurdele kesimini ise davete katılan belediye başkanları kesti.
davet
GÜL MURATOĞLU
ELİF BAȘMAN
NİLAY ÖKTEM
Yardım yemeğine katılan davetliler Kadınlar gününü hep birlikte kutladı. IȘIK TEKIȘIK
IȘIN KURȘAKLIOĞLU
Seçkin etkinlikten elde edilen gelirin bir kısmı, çeșitli eğitim çalıșmalarında kullanılacak ve Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali’ne aktarılacak.
MİNE AYGÜN
FİGEN ÇARMIKLI
BİRSEN ALTINKAYNAK
davet
Çalışanlara Özel Gece Swissotel personeli düzenlenen renkli partiyle eğlendi. Klasik otomobillerin yer aldığı otel garajında gerçekleşen partide, çalışanlar DJ şarkılarıyla eğlenceli anlar yaşadı.
MURAT UÇAN
Ankara’nın lüks otellerinden Swissotel, her yıl düzenlediği personel gecelerine bir yenisini daha ekledi. Bu yıl konsept değiştirilerek otelin garajında düzenlenen partide, çalışanlar tüm yılın stresini atarak gönüllerince eğlendi. Otel Müdürü Murat Uçan’ın ev sahipliği yaptığı parti, renkli anlara sahne oldu. Saman balyalarının dekor olarak kullanıldığı ve eski model Amerikan arabalarının yer aldığı partide konuşan Murat Uçan, konuşmasında 2015’i otel olarak başarılı bir şekilde geride bıraktıklarını ve 2016’ya da iyi başladıklarını belirterek, tüm personele özverili çalışmalarından dolayı teşekkür etti. Konuşmanın ardından otelin usta aşçıları tarafından hazırlanan birbirinden leziz yemekler ikram edildi. Gecenin ilerleyen saatlerinde ise eğlence tavan yaptı. Çalışanlar DJ ve orkestranın Türk ve yabancı şarkılarıyla eğlenirken, pisti bir an olsun boş bırakmadı. Şarkılarla gönüllerince dans eden personel, yoğun bir yılı geride bırakıp yeni sezon için de motivasyon kazandı.
SEDAT BUĞDAY, ÖZLEM ȘAHİN, MURAT UÇAN, ÖZLEM DENİZ
BUSE ÇETİN, SUDE İNTEPE
köşe
İlkem Söylemez ilkemsoylemez@magdergi.com.tr
Tavsiyelerim&Kesi, flerim…
G
eçtiğimiz gün, iş kulelerinde yer alan Agency’ye, çok sevdiğim bir arkadaşım, Ozan Güneysu’yu dinlemeye gittik. Yemeğimize mükemmel repertuarıyla eşlik etti. Her cumartesi yemek saatlerinde sahne aldığı mekanda-benim özellikle en sevdiğim dönemin şarkıları 80ler ve 90lar- müziklerini nerdeyse her dilden şarkılarla yorumluyor. Umarım yazın da Bodrum’daki Agency’de dinleriz kendilerini •
•
366
Anadolu Yakasına cok sık geçmiyorum. İstanbul’da eviniz nereye yakınsa oralarda vakit geçiriyorsunuz, tüm işlerinizi o civarlarda hallediyorsunuz. Malum trafik ve kalabalık. Anadolu yakası, özellikle Kadıköy, geniş parkları, yürüyüş alanları, Bağdat caddesi, güvenliği ve nezihliği ile aslında yaşamak için en güzel yerlerden biri. Geçtiğimiz gün ailecek Göztepe’de Kadınlar Günün’de gittiğimiz Vino steak House’ı çok beğendik. Ambiyansı, sanki Fransa’da tarihi bir lokantada yemekteymişsiniz gibi, etleri ve salataları da gerçekten çok lezzetli. Geçtiğimiz ay doğumgünümdü. Nereye gitsek, kutlasammı kutlamasam mı derken en güzeli evde çok yakın dostlarımızla bir akşam yemeği organize etmek diye düşündüm. Ve Meksika konseptli bir davet vermeye karar verdim. Zengin menüsü olan bir mutfak tabii bende hayatımda Meksika yemeği yapmadığım için dışarıdan catering firması tuttum. Eve gelip yemekle ilgili her şeyi sizin için organize edip servisine kadar yapıyorlar. Kalan diğer ayrıntılarla da ben ilgilendim, Küçük kaktüslerle masayı süsledim, İspanyolca ağrılıklı bir müzik listesi hazırladım, Meksika şapkaları bile aldım. Davet vermeyi düşünenlere bu tarz konseptli
organizasyonları tavsiye ediyorum. Farklı oluyor en azından. Çok çok keyifli bir akşam geçirdik.
•
Gülse Birsel’i okumak benim için bir keyif. Anlatım tarzı, kalemi, eleştirileri, mizah duygusunu cok beğeniyorum. O ne yazsa ben severek okuyorum sanırım. En son kitabı ‘Memleketi Ben Kurtaracağım’ bol bol gülmek, kafa dağıtmak için birebir, tavsiye edilir.
•
Kara kıştan çıktığımız şu günlerde, modada bir hareketlenmeler,bir renklenmeler hakim. Baharın ve yazın temsilcisi pastel renkler başrollerde. Peki sarışınlar ve esmerlere ne renkler yakışıyor? Adlı küçük araştırmam sonucu: Tozpembeler, yeşilin ve mavinin tonları açık tenlilere; beyazlar, turuncular ve griler de esmerlere pek yakışıyormuş. Bu ay alışveriş yaparken göz önünde bulundururuz artık.
•
İstanbul’da erguvan mevsimi… Her yıl boğaz sırtlarında bu aylarda açan baharın habercisi, en güzel çiçek, en güzel renk. Bu ay mutlaka seyretmek lazım bu güzelliği, ruhumuzu güzelleştirmesi için…
•
Ankara’da ve İstanbul’da üstüste yaşanan trajediler yüzünden hepimizin yüreğine ateş düştü. Terör belası, başkentimizin ve İstanbul’un göbeğinde kıyım yaptı. Can güvenliğimiz tehdit altında. Hepimiz korku içindeyiz. Barışın ve huzurun, huzur içinde yaşamanın değerini anladık. Bir insanlık suçu olan terörün amacına ulaşmaması için ulusal birlik ve beraberliğimize her zamankinden daha fazla sahip çıkmalıyız. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, ailelerine sabırlar diliyorum…
davet
Bol Sürprizli Festival 27. Ankara Uluslararası Film Festivali, bol sürprizli programı ve ünlü konuklarıyla 28 Nisan – 8 Mayıs tarihleri arasında sinemaseverlerle buluşacak. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteği ve Halkbank’ın ana sponsorluğunda düzenlenen, basın sponsorları arasında MAG Dergi’nin de yer aldığı festivalde, Türkiye ve dünya sinemasının en yeni ve seçkin örneklerinin yanı sıra sinema tarihine damga vuran filmler de gösterilecek. 27. Ankara Uluslararası Film Festivali’nin açılış töreni, 28 Nisan’da MEB Şura Salonu’nda yapılacak. Türkan Şoray, Beren Saat, Mehmet Aslantuğ, Erden Kıral ve Hande Doğandemir’in aralarında bulunduğu birçok ünlü ve sinemaya emek vermiş ismin katılacağı törende, 2016 yılı Onur Ödülleri de sahiplerini bulacak. Festivalin bu yılki Onur Ödülleri yönetmen Tomris Giritlioğlu, Beşiktaş Kültür Merkezi’nin kurucuları Yılmaz Erdoğan ve Necati Akpınar ile ressam ve eğitmen Prof. Turan Erol’a takdim edilecek. Gece, Ayhan Sicimoğlu & Latin All Stars’ın sahne performansıyla renklenecek.Festivalin açılış töreninde BKM’nin ödülünü verecek olan Türk sinemasının “Sultanı”, iki gün Ankaralı sinemaseverlerle birlikte olacak. Büyülü Fener Sineması ile Nazım Hikmet Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek gösterimler sonrasında Şoray, izleyenlerin sorularını da yanıtlayacak.
AYHAN SİCİMOĞLU
368
MAGastroloji
Aylin Yıldız aylinbulent@mynet.com
Nisan Ayında Geri Gitmeye Başlayan Mars Neler Getirecek?
Astrolojide mücadele, hareket, eylem, cinsellik, girișim, savaș, tutku ve hedefi temsil eden kızıl gezegen Mars, 3 Ocak’ta Akrep burcuna girdi. Ancak bu sene transit Mars, retro olacak! 17/04/2016’dan 30/06/2016’ya kadar olan süreçte, dikkatli olmalıyız. Çünkü sabır çatlatan Mars, zorlu bir sürece ișaret eder, agresifliği ve öfkeyi artırır. Elinizden bir kaza çıkabilir, siz siz olun öfkenizi kontrol edin. Merkür retrosuna alıștınız ama Mars retrosuna hâlâ yabancı olan vardır. Mars retrosu iki senede bir gerçekleșir, hakikaten zorludur, sabır çatlatır, agresifliği, öfkeyi artıran zor bir enerjidir. Mars, gergin açılarında ve retro zamanlarında, insanın gözünü körelten bir istek așılayan, öfke içinde pișman eden çıkıșlar yaptırabilen bir gezegendir. Ayrıca retro Mars temsil ettiği konularda engellerle karșılașma getirir ve insanın hareket özgürlüğünü kısıtlar. Ortaya koyduğunuz hedefleri gerçekleștirirken çıkacak aksiliklere șimdiden hazır olun. İstediğiniz bir șeyi Mars retro döneminde elde edemeyeceğinizi, bunun için sabırla devam etmeniz, sonucunu almak için zamanını beklemeniz gerektiğini bilin. Siz çabanızı gösterin ve gerisini zamana bırakın. Bu dönem șartları zorlamayın, ters teper bir șeyler. Hedefinize ulașabilecekken, tam tersine hedefinizi bozabilirsiniz. Mars retro döneminde öfke kontrolüne mutlaka dikkat edin. Öfkeli çıkıșlar insanı pișman eden sonuçlara götürebilir, kișinin elinden bir kaza çıkabilir. Ayrıca Mars retro zamanlarında, trafikte sorunlar, makinelerle ilgili sorun, kaza risklerine de dikkat etmek gerekir. Ankara’da astroloji ve doğum hatirası okuma teknikleri derslerimiz 10nisan 2016 tarihinden sonra bașlayacaktır. İlgilenenler mail adresimden iletișime geçebilirler.
Koç (21 Mart - 20 Nisan) Mars haritanızın 9. evinde geri gidiyor olacak. Öncelikle trafik-
te ve seyahatlerde dikkatli olmanız gereken bir süreç olacak, kazalara çok daha açık olabileceksiniz. Çıkacağınız seyahatlerde engeller, kısıtlanmalar, stres yaratacak durumlar ortaya çıkabilir. Hukuksal konularda yine bazı gecikmeler oluşabilir, keza yüksek eğitimle ilgili konular da stres yaratabilir hayatınızda. Kendinizi bu alanlarda ifade ederken çok daha fazla enerji sarf etmeniz gerekebilir. Mars geri giderken enerji ve motivasyon düşüklüğü yaratır. Din, felsefe ve hayatın anlamı üzerine sık sık çevrenizdeki kişilerle fikir ayrışmalarına düşebilir, gergin ortamlar içinde bulabilirsiniz kendinizi. Önemli mevki ve statü sahibi kişilerle her ne kadar sürekli bir araya gelecek olsanız da onlarla ilişkiler de bu stresli çemberin içinde olabilecek. Uzun vadeli planlar yapmak yerine daha kısa vadeli hatta günü kurtarıcı planlarla zamanınızı geçirebilirsiniz. Zamanında küçük gördüğünüz ve önemsemediğiniz bir takım meseleler büyüyerek önünüze gelebilir bu dönemde.
Boğa (20 Nisan - 21 Mayıs) Mars haritanızın 8. evinde geri gidecek. Başkalarının parası ile
ilgili konularda stresli koşullar oluşabilir, başkalarından temin ettiğiniz maddi ihtiyaçlarınız konusunda ciddi eleştiriler alabilir hatta bu kaynaklara kısa bir süreliğine ulaşamayabilirsiniz. Bankadan çekmeyi planladığınız kredi son anda çıkmayabilir. Ortaklaşa kazanılan gelirlerde gecikmeler, yavaşlamalar meydana gelebilir, borç bulmakta veya geri ödemekte zorlanabilirsiniz. Ödemelerin aksayabileceği ve stres yaratabileceği bir tarih aralığı olabilecektir. Kısacası para ile ilgili yararlı büyük gelişmeler beklememekte yarar var, burslarda primlerde, nafakalarda, bankacılık işlerinde bir takım sorunlar çıkabilir. Büyük borçlar altına girmek için uygun bir dönem değil. Eğer ki bankanızdaki paranızı yatırım olarak, borsa gibi araçlarda kullanmayı düşünüyorsanız pek de risk almamanız gereken bir süreç, dikkat edin.
İkizler (21 Mayıs - 21 Haziran) Mars haritanızın 7. evinde geri gidecek. İlişkilerde ve ortaklık-
larda tehlike çanları çalmaya başlıyor. Partnerinizle veya ortağınızla ortak paydada buluşmakta zorlanabilir, birbirinizi sürekli eleştirebilir, incir çekirdeğini doldurmayacak muhabbetlerden büyük yangınlar çıkartabilirsiniz. Düşmanlıklara biraz daha açık ve savunmasız kalabilirsiniz bu dönemde. Size yardım ve destek olmak isteyen kişilerin niyetlerini yanlış anlamaktan ötürü onlara karşı fazlaca sert davranabilirsiniz ve aranıza soğukluk girebilir. Bu tarih aralığı bir ortaklık başlatmak veya evlenmek için pek uygun bir zaman aralığı değil aslında. Tüm ortaklaşa işlerdeki çalışmalarınızda sürekli başa sarıyormuş gibi hissedebilirsiniz, bunun için endişe etmeyin. Süreci gözlemleyin ve nerede hata yaptığınızı tespit edin. Size verilen bir takım büyük sözlerin tutulmasında gecikmeler söz konusu olabilir.
Yengeç (21 Haziran - 22 Temmuz) Mars haritanızın 6. evinde geri gidecek, Marsın geri gidiş zamanı
enerjinin düştüğü, harekete geçmekte zorlanılan, bir iş için 3 birim enerji harcarken 10 birim enerji harcanılması gereken ve kişiyi tembelliğe itebilecek bir süreçtir. 6. ev astrolojide sağlıkla ilgili konular, iş ve çalışma ortamı, günlük angarya işler ve en önemlisi sağlıkla ilgili konularla ilgilidir. Bu gerileme sürecinde iş yerinde adeta bir şeylerin tıkandığına ve işlerin ilerleyemediğine şahit olabilirsiniz, iş değiştirme ve terfi beklentilerinizi bu zaman aralığında pek yüksek tutmamanızı önerebilirim. Birlikte çalıştığınız kişilerle sudan sebeplerden dolayı aranızda gerginlikler oluşabilir. Bu tarih aralığına özellikle önemli ameliyatlarınızı almamanızı tavsiye edebilirim, sağlık evinizde gerileyecek olan Mars, ameliyatlarda problemler, yaraların çok geç iyileşmesi, tanı ve teşhiste problemler çıkartabilir ve bir diğer olası etkisi de
kronik bir takım rahatsızlıklarınızın yeniden nüks etmesi olabilir. Ya da vücudunuzun savunma sistemi çok güçlü olmayabilir ve hastalıklara daha da açık olabilirsiniz.
Aslan (22 Temmuz - 22 Ağustos) Mars haritanızın 5. evinde yani aşk, çocuklar ve hobilerinizi
ilgilendiren alanda geri gidecek. Bu süreçte yalnız olanların başlayacakları yeni ilişkiler biraz problemli olabilir, ilişki bir türlü kendini gösteremeyebilir, ilerlemeyebilir veya ilişkide cinsel anlamda bir takım problemler nüks edebilir. Olası diğer bir senaryo da eski sevgilinin hortlamasıdır ama unutmamak gerekir ki retro zamanı gelen bir sevgiliye pek güven olmaz, geldiği gibi gidebilir... Adımları dikkatli atmakta yarar var. Retro yaratıcı çalışmalar yapmak için harika bir süreçtir, yaratıcılığınız tavan yapabilir. Bu geri gidiş döneminde ilişkilerinizde korunmaya özen gösterin. Özellikle sürekli ilişkileri olmayanlar için söylüyorum, cinsel yolla bulaşan hastalıklarla uğraşabilme ihtimaliniz olduğunu gökyüzü fısıldamakta. Gelelim çocuklarla ilgili konulara... Çocuk sahibi olanlar onların bu süreçte daha sık hasta olduklarına tanık olabilirler veya daha içe kapanmaya başladıklarını görebilirler. Çocuklarınız biraz daha sinsice hareket etme eğilimine girebilir. Bu dönemde özellikle eğlenceli normalde karlı gibi görünen işlere girişirken dikkat edin, umduğunuzu bulmakta zorlanabilirsiniz. Yaratıcı, ilham gerektiren bir takım işlerde çalışıyorsanız eğer, bir süreliğine kendinizi bataklığa saplanmış hissedebilirsiniz, dert etmeyin ve panik yapmayın. Bilin ki; 21 Mayıs itibari ile eski gücünüze kavuşabileceksiniz.
Başak (23 Eylül - 22 Ekim) 4.evinizde, yuva, aile, yerleşim, gayrimenkul, atalar ve köklerle
ilgili alanda geri gitmeye başlayacak Mars. Mars’ın geri gitmesi, bu alanlarda yapacağınız olası başlangıçlar ve atılımlarla ilgili bir takım problemler, sorunlar ortaya çıkartabilir. Ev almak-satmak için pek uygun bir süreç değildir, sürekli evrak işlerinde aksilikler çıkabilir ortaya. Eğer erkekseniz annenizin, kadınsanız babanızın sağlığı ile aynı daha yakından ilgilenmeniz gereken koşullar oluşabilir. Ailenizle ortak paydada buluşmanız bu süreçte biraz daha zor olabilir. İsteklerinizi onlara kabullendirmekte zorluklar yaşayabilirsiniz. Yeni bir inşaat başlatmak için de uygun bir süreç değil. Gerçi başlatabilirsiniz ama işlerin ağır ilerleyeceğini bilin. Bu süreçte yüzme gibi, doğa yürüyüşleri gibi eylemlere hayatınızda daha fazla yer verin.
Terazi (23 Eylül - 22 Ekim) Mars haritanızın 3. evinde geri gidecek. 3. ev genel olarak yazışma, iletişim, kardeşler, yakın çevre, akrabalar ve eğitim ile ilgilidir. Mars’ın gerilemesi demek bu saymış olduğum alanlarda türlü gecikmeler, motivasyonu düşürücü gelişmeler, enerjinizi bu alanlarda yeteri kalitede kullanabilmekte sorunlar çıkartabileceğine işaret etmekte. Kardeşlerinizle ilişkilerde bu süreçte – özellikle onlarla ortaklaşa bir takım işler yürütüyorsanız - bazı sıkıntılar devreye girebilir. Elinizde patlayacak, bomba bir proje vardır ama buna bir takım kanalları ikna etmekte veya bunu pazarlamakta zorlanabilirsiniz. Bir diğer olası etkisi de ki bence bu en önemli olanı; trafikte dikkatli olmanızda yarar var. Trafikte dikkat dağınıklığı sonucu minik kazalar yapabilir, arabanızın orasını burasını sürekli çizebilirsiniz. Elinizdeki işleri satmak için tekrar tekrar uğraşmanız gerekebilir ama yılmayın!
Akrep (22 Ekim - 22 Kasım) Mars haritanızın 2. evinde geri gidecek. 2. ev genel olarak mad-
di kazanımlar, sahip olduğunuz taşınabilir eşyalar ve para ile ilişkilidir. Mars’ın gerilemesi demek bu saymış olduğum alanlarda türlü gecikmeler, motivasyon düşürücü gelişmeler, enerjinizi bu alanlarda yeteri kalitede kullanabilmekte sorunlar çıkabileceğine
işaret etmekte. Maddi anlamda bu dönem paranın bereketi çok kalmayabilir, para geldiği gibi gider ve cüzdanınızda adeta bir delik vardır, cebinizden parayı gizli bir el sürekli çekiyormuş gibi gelebilir. Bunun yanı sıra size yapılması gereken ödemelerde gecikmeler meydana gelebilir. Bir diğer olası etkisi de, para ile ilgili konularda zihniniz dağınık olabilir ve doğru adımlar atamayabilirsiniz. Bu dönem hırsızlıklara, hilekarlara karşı dikkatli olmalısınız. Yatırımlar yapmak için pek ideal bir süreç olmayacaktır. Para kazanmak için girişeceğiniz yeni projeler ancak 21 Mayıs’tan sonra istediğiniz hıza ulaşabilir.
Yay (22 Kasım - 22 Aralık) Burcunuzda geri gidecek olan Mars, bir dizi aksilik ve gecikmeyi
beraberinde getirebilir. Bu dönem adeta bir şeyler yaşam enerjinizi aşağıya çekiyormuş gibi hissedebilir, yataktan kalkmak dahi istemeyebilirsiniz. Girişimleriniz yeterli ilerlemeyi bulamayabilir, çevrenizdeki kişiler sizi sürekli bencil olmakla suçlayabilir. Hırsınızın seviyesi bu süreçte biraz daha düşebilir. Bu dönem tepkilerinizi yeterince göstermekte zorlanabilir, yarım kalmışlık hissi yaşayabilir, hakkınızı aramakta zorlanabilirsiniz. Fiziksel anlamda büyük değişiklikler yapmak, estetik ameliyat olmak için pek uygun bir zaman değildir. Önemli büyük operasyonlarınızı bir süreliğine ertelemekte yarar var. Sakarlıklara, kazalara da açık olabileceksiniz… Yeni başlayacağınız her türlü yeni proje, eylem ve iş için normalden çok daha fazla enerji ve çaba sarf etmeniz gerekebilir. Yavaş ve istikrarlı bir şekilde yolunuzda giderseniz başarıya ulaşabileceksiniz.
Oğlak (22 Aralık - 22 Ocak) Mars haritanızın 12. evinde geri gidecek ve sizin özellikle sağlıkla
ilgili konularda bünyenizi çok daha hassas yapabilecek. Arkanızdan türlü işler çeviren, kötü niyetli insanlarla uğraşmak zorunda kalabileceksiniz. Çok daha gizlilik içinde hareket etmeye çalışabilir, daha fazla yalnız kalabilirsiniz. Bu dönem hayata karşı isteklerinizde gerçekçi olmakta zorlanabilir, biraz boş işler veya hayaller peşinde koşturabilirsiniz. Yapacağınız işler çok iyi olsa bile pek takdir görmeyebilir veya fark edilmeyebilir, tam anlamıyla bir fark edilme sorunu yaşayabilirsiniz. Bu süreçte şu ana kadar neler
374
yaptığınızı analiz edebilir, hatalarınızın daha da farkına varabilirsiniz. Psikoloji, bilinçaltı, rüyalar gibi konular hayatınızda daha fazla ön plana çıkabilir, uyku düzeninizde bazı sorunlar ortaya çıkabilir. Ruhsal anlamda kendinizi sürekli gergin hissedebilirsiniz.
Kova (22 Ocak - 20 Şubat) Mars haritanızın 11. evinde geri gidecek. Marsın bu alanda geri
gidecek olması sosyal ilişkilerinizde bazı gecikmelere, engellenmelere işaret edebilir. Arkadaşlarınızla aranızda anlamsız garip bir gerginlik meydana gelebilir, gereksiz küslükler oluşabilir. Arkadaşlık ilişkilerinizi fazla eleştirebilirsiniz. Bunun dışında iş hayatından kazandığınız gelirlerin hesaplanmasında bazı sorunlar meydana gelebilir, primlerinizi yeterince alamayabilirsiniz, maaş ödemelerinde sıkıntılar, gecikmeler yaşayabilirsiniz. Arkadaşlarınızla yapacağınız organizasyonlarda sık sık aksaklıklar meydana gelebilir, sosyal ilişkilerinizi doğru bir şekilde tahlil edemeyebilirsiniz. İyi tarafı, eski dosttan düşman olmaz diyerek eskiden aranıza küslük girmiş kişilerle bir araya gelebilir, eskimiş kapanmış konuların üzerinden yeniden geçebilir, belki de bu sefer aranızdaki buzları eritmek için yeni fırsatlar yakalayabilirsiniz. Hayattan beklentileriniz ve umutlarınız için çok daha fazla çaba sarf etmeniz gerekebilir.
Balık (20 Şubat - 21 Mart) Mars haritanızın 10. evinde geri gidecek ve iş, kariyer, mesleki
konular üzerinde etkin olacaktır. Bu süreçte iş hayatınızda hızlı bir yükseliş beklememekte yarar var, üstlerinizden, yöneticilerinizden sık sık canınızı sıkan eleştiriler alabilirsiniz. Bu dönem alttan almanız, sakinliğinizi, soğukkanlılığınızı korumanız gereken bir dönem. Bu transit zamanında hatalarınız ve attığınız adımlar çok daha gözle görülür olacaktır. Terfi almak bu tarihler arası biraz daha zor olacaktır. İş değiştirmek için pekr uygun bir süreç değildir, iş anlamında eşekler gibi çalışırsınız, çok yorulursunuz ama çok az takdir görebilirsiniz. Motivasyonunuzu hemen kaybedebilirsiniz. Yöneticilerle ilişkilerde agresyon hakim olabilir, hakkınızı yeterince savunamayabilirsiniz. Ya da kendinizi sürekli bir şeylerin karşısında savunur bir halde bulabilirsiniz.