Çocuklar sünnet edilmemeli

Page 1

Allah insanları o kadar kusurlu yaratmış ki… Orta Doğuda doğan erkek ve hatta dişi bebekler sünnet olmak zorunda (!) Yapılan ameliyat çocuk hakları ihlâlidir ve tıbben hiç bir faydası yoktur. Afrika örf âdeti olan "Sünnet": Vajina ağzını veya penis kapağını kestirmek Eski çağlarda kadınların sosyal hayatta daha fazla söz sahibi olduğu bilinir. Hatta kadın pek çok yerde karşımıza tanrıça figürü olarak çıkar. Bu çağlara ana erkil çağlar yâni kadının lafının geçtiği çağlar denebilir. Hatta o zamanki tanrıçalara tapan din adamları (erkek) bir sadâkat emâresi olarak cinsel organlarını kestirirmiş. Sümer devrinden sonra bu âdet Mısır topraklarında hafiflemiş: bu sefer penis tamâmen değil sâdece kafasını saran derisi (kapağı) kestirilmeye başlanmış. Mısırda hâlen taşlara işlenmiş kapak kestirme hadisesinin tasvirleri görülebilir. Görünüşe bakılırsa sınıf göstergesi olarak mahkûmlara ve kölelere de uygulanmış: Mûsa, Mısırdan köleleri ve mahkûmları çıkartırken tamâmının penislerinin kapağı alınmış vaziyetteydi. Fakat, Mûsa değildi. Çünkü firavunun sarayında doğmuş bir asilzâdeydi. İslâm dininin ortaya çıkmasıyla penis kapağı kestirme âdeti (sünneti) çetrefilleşti. Çünkü Doğu Afrika menşeili Sâmi halklarından olan Yahudiler de bu âdeti o tarihlerde devam ettiriyordu. Muhammedin Medineye hicretinden sonra teslim olup eski dinlerini bırakıp Muhammede uydular. "Teslimiyet" isminden doğan "Muslim" Medineli Yahudiler için kullanıldı. Fakat bâzı âdetleri bırakmak hiç de kolay değildi. Erkek çocuklar eskidenki gibi sünnet ediliyor, Yahudi halkının örf ve âdetleri devam ettiriliyordu. Cemâatin hâkim halkı Arapların bu işe alışıp normal karşılaması gerekliydi. Bunun için Muhammedin beyânatları (hadisler) olduğu iddia edildi ve bir kaç asır içinde normal hatta İslâm dininden olmanın mecburiyeti gibi algılandı. Halbuki hadis ve benzeri kaynakların hiç birinde Muhammedin bu sünneti (âdedi) yaptırdığına dâir bilgi mevcut değil. Muhammedin şahsî hayâtındaki en abuk sabuk teferruata kadar girilmesine rağmen, onun bu sünneti yaptırdığına dâir herhangi bir bilgiye hiç rastlanmaz. Bir iddiaya göre, kendisi doguştan sünnetliymiş. Halbuki vajinanin ağzını veya penisin bir kısmını kesmek yaradana (İlâha) şirk koşmak kabul edilir. Yoksa insan bedeni kusurlu mu yaratılmıştır? Yaradan kulunun organını asla kusurlu yaratmaz! Küçük Asyalı Müslümanın 1960lara kadar morfin kullanmadan babasının evin


dibinde oğlunun ağzına şeker koyup kollarını sımsıkı tutması hemen peşinden sünnetçinin donu sıyırmasıyla eziyete dönmüş bu Afrika âdeti sayısız çocuğun ruhî olarak zedelenmesine sebep olurken cinsî münâsebette (seks) çeşitli dertlerle karşılaşmaktadır, yine bir çoğu da cinsî münâsebetin "günah" olduğu zannıyla aseksüel bir hayâta itilmektedir. Muhammedin oğulları vardı. Halifelerin şahsî hayatlari da teferruatlı yazılmıştır. Ne Muhammedin ne oğullarının ne de halifelerin penis kapağının kestirilmesine dâir hiç bir bilgi aktarımına rastlanmaması çok dikkat çekicidir.

Mesela Ömer, 55 yaşında putperestliği (budistlik) bırakıp müslim olmuştu. Sünnet olmadı. Ali çocuk yaşta müslim olduğu halde sünnet edilmedi. Evlatlığı Zeyd ve ezani ilk okuyan Afrikalı köle Bilâl Habeşi de öyle. Bunlara ek olarak, Muhammedin torunlarının da sünnet edildiğine dâir hiçbir bilgi bulunmamaktadır. Peki bu âdet İslam ideolojisine nasıl sokuldu? Eski âdetlerini bırakmak istemeyen muhâfazakarların uydurduğu hadisler yüzünden… Muhammedin vefâtından sonra bir-iki asır içinde bu uydurulmuş hadisler hakiki addedilip kitaplaştırıldı ve Müslümanın evine girdi. O devirde hâlen Müslim görünen, Yahudiler vardı. Müslim gibi davranmalarının en temel sebepleri şunlardi: Toplum baskısından uzak kalabilmek, kelle vergisi ödememek ve harplerde de ganîmet alabilmekti. Ancak her ne kadar Müslim gibi görünseler de, yerine koyamadıklari tek bir şey vardı: Afrika asıllı olan kâbilelerinin sünneti (âdeti) olan penis kapağı kestirme. Zamanla bu âdet bir norm halini aldı. Allah insanı kusursuz yaratır. Allahın yarattığı erkeğin penis ucundaki deriyi yerinden sökmek Kuranın insana yaklaşımıyla da terstir. Bu âdet o kadar kuvvetlidir ki Doğu Afrikadaki Sâmi halkları İsâya iman etmelerine rağmen bu sünneti (âdeti) devam


ettirmektedir. Vajina ağzını kesme âdeti de diğerine kıyasla daha az en çok Orta Afrikada devam ettirilmektedir. Slovenya ve Sırbistan gibi ülkelerde, hızlı eş değiştiren erkekler tarafından AIDS ve HIV virüsünden koruyacağı inancıyla yaptırılmaktadır. Namibia, Zimbabwe, Zambia, Botswana, Rwanda ve Burundi gibi ülkelerde bu âdet bırakılmıştır. Güney Afrikadaki kiliseler cinsel organları yaralamanın putperestlik olduğunu beyan etmektedir. Modern Müslümandan bu sünnete karşı çıkan sessiz bir kalabalık da mevcuttur. Nil Gün (Araştırmacı Yazar, “Sünnetle İlgili Yalan ve Gerçekler” kitabının yazarı) : “Sünnetin sağlığa büyük zararları var Kesilen sadece işe yaramaz bir deri parçası değil. O kesilen parça, içinde sinir uçlarının, kan damarlarının, salgı bezlerinin bulunduğu bir mekanizma. O işe yaramaz diye kesilen deri parçasının koruyucu görevi ve cinsel işlevi var. Sünnet olduktan sonra bir çok alanda erkek zarar görüyor. 6 bin yıllık bir gelenek bu. Üst deri cinsel hazzı artırır. Sünnetle birlikte erkeğin cinsel hazzı yüzde 51 ile yüzde 80 arasında azalıyor. Kadınların cinsel hazzını da azaltıyor. Sünnet, çocuklukta (özellikle de bebeklikte) yapıldığında çok daha zararlıdır. Kız çocukları ülkemizde sünnet edilmiyor. Erkek çocuklarımızı bu insanlık dışı istismardan kim koruyacak? Erkeklerin de tam ve bütün olarak yaşamaya hakları var! Bebeğin ve çocuğun bedeni kendisine aittir. Anne babasına, doktora ya da sünnetçiye değil. Çocuk kimsenin malı değildir. İster erkek ister kadın sünneti olsun, böylesine barbarca bir uygulamanın uygar bir toplumda yeri yoktur. Sünnet bir istismardır.” Dr. Haydar Dümen (Seksolog) : “Sünnet bütünüyle olumsuz bir eylemdir. Baştan sona yanlış. Çünkü, adı ister Tanrı, ister doğa olsun, evrenin süreçleri içinde bedenimizde ne bir hücremiz fazla, ne eksiktir. Bu yüzden doğa ya da Tanrı hatalı imalat yaratmaz. Sünnet derisi erişkinlerde 2,5 – 3 mm kalınlığa ulaşabilecek iken, bunun kesilip atılması da çok büyük hatadır.” Ord. Prof. Op. Dr. Cemil Topuzlu (Cerrah) : “Sünnetten sonra sinir hastalıklarına tutulan çocuklar pek çoktur. Sünnetin asla faydası olmayıp, bilakis kötülüğü ve tehlikesi vardır.” Prof. Dr. Osman İnci (Ürolog) : “Sünnet erken bosalmaya sebep olur. Sünnetsiz erkegin cinsel gücü sünnetli erkeginkinden daha fazladir” Dr. Tülin Bellisan Sayman ( Aile Hekimi ) : “Penis başının üzerindeki deriyi kesmek, gözkapağını kesmekten farksızdır. Sünnet penisi inceltir, kısaltır, cinsel zevki azaltır” Op. Dr. İbrahim Karahan (Cerrah) : “Ben genel cerrahi uzmanı olarak


binlerce sünnet yaptım. Sünnetle ilgili olarak sağlık yararlarının hepsi palavradır ve insanları sünnet olmaya ikna etmek için yapılmaktadır. Kesinlikle kanmayın. Sünnet sağlık açısından zararlıdır. İnsanlara sağlıklı olduğunu söyleyerek yapmak onları kandırmaktır. Çocuk doktorları ve pratisyen hekimler arasında bilgi fakiri olanlar var. Yenidoğan bebeğin penis başından derisini geri çekmeye çalışıyor ve ailelere darlık var bilgisiyle hemen sünnet öneriyorlar. Ben genel cerrah olarak diyorum ki, hangi kitapta okudunuz, nerden öğrendiniz bu saçmalığı. Penis derisi geri çekilirse asıl o zaman zedelenmeye bağlı yara-striktür ve enfeksiyona yol açarsınız. Çocuk doktorları ve cerrahlar sünnet derisinden darlık yapıp idrar yolu enfeksinonu yaptığını iddia ederek aileleri bebeklikte sünnet olmaya ikna ederler. Bugüne kadar hiç darlık nedeniyle idrar yapamayan, glob gelişmiş, huzursuz bebek görmedim. Bebeklikte görülen üriner enfeksiyonlar bağışıklık sistemi ile ilgilidir. Erkek üst derisi meatusu yani idrar çıkış deliğini kaplayarak dışkı bulaşmasını önler. Sünnet ile deri çıkarılıp meatus açıkta kalır ve dışkı bulaşmasına açık hale gelir. Yenidoğanda sünnet idrar yolu enfeksiyon riskini artırır. Çünkü yenidoğan penis derisi penis başı ve çıkış deliğini kapayıp korumaya alarak dışkı bulaşmasını engeller. Erkekelerde % 1, kızlarda %10 gözükür. Kızlarda üretra ve anüse yakınlık nedeniyle enfeksiyon oranı yüksektir. Üst-deri smegma denen bir madde üretir. Bu yağlı madde penis başını korur. Smegma sterildir-koruyucudur-faydalıdır-gereklidir. Antibakteriyel ve antiviral özelliği vardır. Penisi temiz ve sağlıklı tutar. Maalesef çoğu doktor bile smegmayı gördüğünde apse zanneder. Sünnet esnasında smegmayı gören aileler, cerraha teşekkür eder, bu maddeyi temizlediği için. Gözyaşı gözü nasıl koruyorsa, smegmada penis başını korur. Deri altındaki smegma koruyucudur, çıkarmaya çalışmayın. Sünnetin komplikasyon yani sakatlık oranı % 5 dir. Toplu sünnetlerde ve deneyimsiz ellerde bu oran %10 dur. Sünnetin erken yaşta yapılması son derece zararlıdır. Vücut penis başını korumaya programlanmıştır. Bu yaşlarda yapılan sünnetlerde çok fazla adezyon parafimozis ve darlık oluşmakta, revizyon ameliyatları gerektirmektedir. Bu komplikasyonları önlemek için daha fazla cilt ve mukoza çıkarılmaktadır. Bu da penisin doğal gelişini engellemektedir. Bazı çocuk cerrahisi uzmanları yenidoğan bebeğin pipisi eğri diye aileleri kandırıyor. Daha fazla parasını almak için. Bu şarlatanlıktır. Pipi eğriliği (Konjenital penil curvatur) çok nadir görülen ve ileri yaşta cinsel soruna yol açarsa ameliyat gerektiren önemli bir cerahi girişimdir. Sadece şekil bozukluğu için yapılmaz. Ancak pipi eğriliği kötü yapılan sünnetlere bağlı daha sık görülür. Herşeye


itibar etmeyin ve araştırın. Erken boşalma-prematür ejakülasyon, Türkiyede yapılan çalışmada görülme sıklığı %30 dur. Penisin vajen (hazne) içinde kalma süresi ortalama 3-5 dakikadır. Normalde bu süre 10-15 dakika olmalıdır. Sünnetlilerde cinsel yaşam olumsuz etkilenir ve cinsellik sönük yaşanır. Çocukları gereksiz sünnet işkencesinden kurtarmak ve sünneti kazanç kapısı olarak görmekten vazgeçmek mesleki bir insanlık görevidir. Bebekte henüz penis başı gelişmemiştir, penis başı ay yüzeyindeki gibi kraterlerle doludur. Ayrıca bebeklikte frenulumu keserler ki burası erojen bir bölgedir. Burayı kesmezlerse penis aşağıya bakacak şekilde büyür. Yine bebeklikte mukozayı da keserler, çünkü kesilmezse striktür gelişir. Bebek sünnetini öneren tıp doktorları cehalet içindedir.” Kaan Göktaş (“Oldu da Bitti Maaşallah” kitabının yazarı) : “Sünnet hadım edilmenin yumuşatılmış şeklidir. Her erkek çocuk, bilinçaltında hadım edilme korkusu taşır. Çocukları sünnet ederek onların bu “hadım edilme” korkularını harekete geçiriyorsunuz. Çok önem verdikleri, yeni keşfetmeye başladıkları cinsel organlarını yaralıyorsunuz, acı çektiriyorsunuz. Erken boşalma başta olmak üzere birçok seksüel bozukluğun ve parafilinin temelinde sünnet travması yatar. Sünnetin tıbbi açıdan gerekli olduğu yalandır. Sünnet derisi insan vücudunun işlev gören, sağlıklı, yaşayan bir kısmıdır. Görevi penisi korumaktır. Bu kısmı yok ettiğiniz zaman geriye hissiz ve savunmasız bir organ kalır. Hijyen açısından gerekli olduğu yalandır, çünkü sünnet derisi kendi ürettiği mukozamsı bir sıvıyla penisi korur. Üstelik asgari hijyen koşullarının kolay ulaşılabildiği bir dünyada, “temizlik” bahanesi çok ilkel. Hastalıkları önlediği iddiası yalandır. AİDS ile sünnet arasında bağ kurmaya çalışılsa da AİDS kanla ya da vücut sıvılarıyla bulaşır, önlemenin yolu bilinçlenmekten ve korunmaktan geçer. “Sünnet olanlar ileride penis kanseri vb. hastalıklara yakalanmaz” denilir; bu da yalandır. Kanserle sünnet derisi arasında bir bağ yoktur. Üstelik önleyici tıp bu değildir… Sünneti reddediyorum çünkü ilkel bir gelenek. Ayrıca insanın vücut bütünlüğüne, rızasını almadan, geri dönüşümsüz bir biçimde zarar veriyorsunuz. Bu işlemi de sünnet olacak kişinin çocuk ya da bebek olmasını kullanarak yapıyorsunuz. Zorla, kandırarak vücudunun bir kısmını kesip atıyorsunuz. Onun vücut bütünlüğüne geri dönülemez, telafi edilemez bir zarar veriyorsunuz. Sonra da bunun adına “ana-baba hakkı” diyorsunuz. Sünnet bir çocuk hakları ihlalidir.” Prof. Dr. George J. Boyle ( Ph. D. D. Sc.): ” Sünnetin herhangi bir insana yapılmasını tamamen adaletsiz ve insafsızca bir eylem olarak görüyorum.


Çocukların sünnet edilmesine şiddetle karşı çıkıyorum. Şuan yasal olmasa dahi sünnet tamamen suçtur. Gerçekte suçtur. En sadist çocuk taciz biçimidir. Çünkü penisteki erojen dokunun kesilmesidir. Bu yapılan adalet değildir ve ele alınması gereken bir konudur. Dünya devletlerinin artık ayağa kalkmaları, medeni cesaret göstermeleri ve yapılan bu acımasızlığı konuşmaları gerekiyor. ” Dr. Ronald Goldman (Ph.D. is a psychological researcher, Circumcision Resource Center) : “Şiddet, baskıyı, izolasyon, cinayet, tecavüz ve zorla evlilik içeren kadınlara karşı erkek ihlalleri yaygınlığı ülke tarafından sünnet oranlarını karşılaştırmak mümkündür. Kadınlar için kötü on ülke Afganistan, Irak, Nepal, Sudan, Guatemala, Mali, Pakistan, Suudi Arabistan, Somali ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti vardır. Bu ülkelerin sekizi % 80 aşan bir erkek sünnet oranına sahiptir. İki diğer ülkelerde % 20 ve % 80 arasında bir orana sahiptir. Sünnet oranları ve kadınlara karşı ihlalleri arasındaki ilişki düşük benlik saygısı, öfke, post-travmatik stres bozukluğu, anne-erkek çocuk ilişkisinde bozulması dahil, erkek sünnetinin uzun vadeli psikolojik etkileridir.” Prof. Dr. George C. Denniston (M.D., M.P.H., founded Doctors Opposing Circumcision) : “Dünya üzerinde erkek sünnetini tavsiye eden bir tane bile ulusal tıbbi topluluk olmadığını biliyor muydunuz? Evet, doğru duydunuz. Hiçbir ulusal tıbbi topluluk erkek sünnetini önermiyor. Neden uygulanmaya devam ediliyor peki? Bazı gelenekler o kadar eskiye dayanıyor ki bilinmesi gerçekten güç. Bazı durumlarda babası sünnetli olduğu için çocuğun babasına benzemesini isteyen aileler tarafından yapılıyor. Bazı aileler bütün çocukların sünnetli olduğunu düşünüyor ve kendi çocuklarının farklı görünmesini istemedikleri için yapıyor. Bazen doktorlar para kazanmak için ailelere tavsiye ediyorlar. Sünnet bir insanın penisindeki sağlıklı derinin yarısının başka bir insan tarafından kesilmesidir. Bunun bir çocuğa/bebeğe yapılması vahşettir. Vahşi ve zalimce bir eylemdir. Neden bu kadar sert ifadeler kullanıyorum? Çünkü sünnet kalıcı hasar verir. Kimsenin bu gereksiz prosedürü rızası olmayan birine yapmaya hakkı yoktur. Sünneti uygulayan kişiler sünnet sonucu bazen problemler çıkabileceğini söylüyorlar. Gerçek ise, her sünnet vakası soruna yol açar.” Prof. Dr. Paul M. Fleiss (M.D., M.P.H.) : “Göz kapakları gözleri nasıl korursa, üst-deri de glansı korur. Gözkapakları olmadan gözler daha temiz olmaz, penis de üstderi olmadan daha temiz olmaz. Sünnet hijyen ve sağlık dışıdır. Sünnet normal kan dolaşımını bozar. Sünnet köreltir ve hissizleştirir.”


Dr. Jennifer Coias (Pediatri) : Bütün memelilerin üst-derisi vardır. Her normal insan üst-deri ile doğar. Üst-deri kızlarda klitorisin glansını korur, erkeklerde ise penisin glansını. Üst-deri, insan cinsel anatomisinin önemli bir parçası olarak işlev görür. Göz kapakları gözleri nasıl korursa, üst-deride glansı korur. Dr. Sears (Pediatri) : “Bazı tıbbi yararları olduğunu düşündüğünüz için bebeğinizi/çocuğunuzu sünnet ettirmeyin. Amerikan Pediatri Akademisi(AAP) en son çalışmalarında son yıllardaki verilere bakarak sünnetin tıbbi yararı olup olmadığını araştırmışlardır. Kararları :YOKTUR. Sünnetin yapılmaya değer tıbbi bir yararı yoktur. Üst deri penis başını korur. Doğayı kendi haline bırakın. İster Tanrı’nın isterse doğanın erkekleri bu şekilde yarattığına inanın. Erkeklerin üst deriyle doğmalarının bazı sebepleri olmalı.Tanrı’nın/doğanın yarattığını değiştirmeye çalışmak neden?” Dr. Thomas J. Ritter (M.D.) : “Üst deri Smegma üretir. Smegma temizdir, kirli değildir, faydalıdır ve gereklidir. Bu sıvının antibakteriyel ve antiviral özellikte oluşu penisi temiz ve sağlıklı tutar. Bütün memeliler smegma üretirler.” Dr. Georg von Neumann (M.D.) : ” Peniste [Meissner cisimcikleri ] sadece sünnet derisinde ve frenulumda bulunur. Bu tür reseptörler (sünnet derisi yoluyla) vajinanın içini hissederler. Sünnetli erkekler bu çok hassas penis duyusunu kaybetmişlerdir” Amerikan Sünnete Karşı Doktorlar (Doctors Opposing Circumcision, DOC) Birliğinin görüşleri Halen gittikçe artan sayıda doktor rutin yenidoğan sünnetine karşıdır. Bu doktorlar kimsenin, bir başkasının cinsel vücut parçalarını zorla almaya hakkı olmadığını kabul eder. Ayrıca doktorların da, çocuklar üzerinde uygulanan bu acı verici, tıbbi açıdan gereksiz prosedürde yeralmamaları gerektiğine inanırlar. Rutin sünnetler yalnızca Altın Kuralı ihlal etmekle kalmaz, aynı zamanda tıbbi uygulamaların temel ilkesi olan “İlk Önce Zarar Verme” ilkesini de ihlal eder. Şaşırtıcı şekilde, sünnet, A.M.A. Ahlak Kuralları’nın yedi maddesinin hepsini de ihlal eder. Ana-Babanın doktora, ne zaman ve nasıl uygulamada bulunacağını söylediği garip uygulama tııbın başka hiçbir yerinde yoktur. Çağdaş tıbbi etiğe göre, ana-babanın çocuklarının yararına olmayan müdahalelere izin verme yetkileri yoktur.


“Korku, acı, şekil bozma, güçten düşürme ve aşağılama insan ruhunu kırmaya çalışmanın tipik yollarıdır. Sünnet hepsini içerir.” Yazının devamı için hemen alttaki linke tıklayın : https://sunnetinzararlari.wordpress.com/2015/08/19/sunnet-cok-zararli-biroperasyondur-ve-cocuk-haklarina-aykiridir/


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.