MANAVLAR HAKKINDA Anadolu ! Hattiler ! İşte, Anadolu deyip hatırlamamız gereken ilk etnik isim bu olmali. Hititleri zâten anıyoruz. Güneybatı Anadolu’da onlara akrabâ Luviler var. Truvalıları, Kastamonu çevresinin Palalarıyla Sinop dolayındaki Kaskaları sayalım. Traklarla akrabâ Bitinler, ki Batı Karadeniz kıyısından ve Marmaranın doğusundan içeriye doğru olan mevkiilerde yaşamışlardır. Onların güneydogusunda Dorileon (Eskisehir) civâri Traklarla akrabâ olan Frigler. Târihçi Herodot, bu kabilelerin Ermeni milletinin atası oldugunu yazmaktadır. Friglerin hemen doğusunda ve onlarla akrabâ tahmin edilen Muşkiler. Bati Anadoluda Lidyalılar. Balıkesir ve çevresindeki Misyalılar. Güneyden komşu Aiolialılar. Kastamonu, Çankırı, Zonguldak, Iskilip ve Sinop dolayında Paflagpnlar. Muğla çevresinde Karyalıları ve Lelegler. Antalya-Muğla arasında Likyalılar. Burdur-Isparta üstünde Pisidyalılar. Adana ve çevresindeki Kilikyalılar. Hemen yukarisinda Kapadokyalılar. Konya bölgesinde Likonyalılar. Eregli, Bolu arasinda ziraatçi Mariandin kabilesi. Sâkin ve çaliskanligiyla takdir edilen bu kabilenin Iyonyalilara tahil, sebze ve meyve tedarik ettigi bahsedilmektedir. Erzurum cevresinde Khalybler, Taokhlar ve Phasisler. ErzurumTrabzon arasında Iskitler. Trabzona yakın Drilalar. Trabzon’dan öte
Moskhoslar. Gümüshane civârinda Haltlar. Samsun-Zonguldak arasında yaşayıp İyonların Makron dedikleri. Rizenin dogusunda Maresler ve Lazlarin atasi olarak bilinen Kolhlar. Giresun-Ordu çevresi halkı Mossynoikoslar. Ordu dolayında Tiberonoslar. Antalyada Pamfiller. Ankara ve çevresinde Kelt kavmi Galatlarla, yoğun olarak Ege ve Pontostaki Helen kabilelerinden İyonlar. İyonlar Ak Deniz ve Kara Denizin bütün kıyı kesimlerinde kolonilerini kurmuslardi. Latinlerin hâkim olduğu Anadoludaki durum, başlangıçta özetle böyleydi. Roma bölündü ve Helen hâkimiyetindeki Anadoluya buraya zaman-zaman islamci Araplar ziyârete geldi. Öyle hemen de dönüp gitmediler. Meselâ, Adıyaman’ın eski adı Hısn-ı Mansur (Mansur'un kalesi) Arapça olarak bu dönemden kalmıştır. Bir de, Güneydogu Avrupada Kuman ve Peçenek askerleri de Sark-i Rumu rahat bırakmıyorlardı. Selçuklular Anadoluyu istila ettiklerinde yerli halkin tamamina Rum demistir. 11. asirdan 16. asra kadar en yogun sekilde Selçuklu ve akabinde Osmanlı egemenliğinde topluca din değiştirmeler olmus günümüze kadar da âilece veya ferdî vâkalar olarak devam etmistir. Bu sekilde hareket edenler yalnız Rumlar olmayıp buna Ermeni ve Yahudiler de katilmistir. Hemen çarpıcı bir örnegi Isparta’daki İslam köyünden verelim: 1692 senesinde papazları dâhil Rumlugu birakmislar ve ihtida etmislerdir. Kilisesi ise hâlen ayaktadır. Türkiyenin eski cumhurreisi Süleyman Bey bu köydendir. Ilaveten bir Eskişehirliden dinlediğimize göre, Sivri Hisar merkezinin vaziyeti de aynisidir. Bir başka örnek Burdurdaki Sagalassos isimli viranede sırasında bulunan iskeletlerin gen analizleriyle, oradaki köyde yaşayıp kazıda
çalışanların akraba oldukları tespit edilmiştir. Köylülerin buna tepkisi şöyle olmuştur: Ne yâni, biz şimdi Rum muyuz !? Sonuç îtibarıyle, Manavlar da asirlar evvel ihtidâ eden Rumların torunlarıdır. Yeni gelenlere daima biz sizden daha eskiyiz, buranin cocuguyuz, yerlisiyiz demislerdir. Bu örf ve âdetlerde ve yerlesim isimlerinde görülmektedir. Ne yazik ki asimilasyonist ve inkarci siyaset geregi yer isimleri degistirilmistir. Târihi eserler define hastalarinin talanina maruz kalmistir. Trakyada Manav diye anılan bir etnik grup günümüzde bulunmamaktadir fakat Bulgaristanda « manaf » kelimesi « Anadoludan gelen hali tüccari » manasinda kullanilmaktadir. Çatalca ve Silivri civârında Yunanistandan mübâdele ile iskân edilen « Patriyot köyleri » vardır ki Manavlarla benzer bir târihin eseridir. Ana lisanlari romeikayi kismen korumaktadirlar. Trakyanin Vize sehrinde, « Manavlar mahallesi » mevcuttur. Bu mahallede 1924 senesindeki nüfus mübâdelesine kadar Rumlar oturmakta idi. Durum şunu göstermektedir ki, Rumlara Rum tâbirinin yanında Manav da denilmekteymiş. Yâni, Manav denilenler yalnız Ortodoks Hristiyanliktan döndürülmüs ve İslâma girenler değil, Ortodoks Hristiyan imanlarini korumus Rumların da kendilerini tanimlamak için kullandigi bir tâbirdir. Dikkat edilirse, Istanbulun manav esnafi ekseriyetle Rumlardan teskildi. Ilaveten, Neokis Sarrisin Osmanli Hakikati isimli eserinde, Arapsunda (Gülsehir, Nevsehir) Karsi Kilise olarak bilinen Aziz Yannis kilisesinin 1230 senesinde Bursali Manavlar tarafindan insa edildigi ve kullanildigi belirtilmektedir. Son 10 sene içinde yapilan DNA analizlerinde de Manavlarin Anadolunun en eski kavimlerinden oldugu tespit edilmistir. Kim bilir ? Belki de Mariandinler Manavlarinin atasidir !