6
www.marmaracagdas.com
Süreyya Paşa Maltepe'de Anıldı Maltepe ve Kadıköy başta olmak üzere, İstanbul’un Anadolu yakasına birçok hizmetlerde bulunan Süreyya İlmen Paşa, Maltepe'deki kabri başında dualarla anıldı. “Asker, siyasetçi ve iş adamı Süreyya İlmen için Maltepe’deki kabri başında anma töreni düzenlendi Anma törenine Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, CHP Maltepe İlçe Başkanı Engin Özkan, Belediye Meclis üyeleri, Süreyya Paşa’nın torunu Atıf Aksel, Paşa’nın torunlarının oğulları Muammer Erboy ile Rıza İlmen, çeşitli kurumların temsilcileri, İstanbul Tarihi Osmanlı Mehteran Kültür ve Yardımlaşma Derneği öğrencileri, muhtarlar ve yurttaşlar katıldı. Süreyya Paşa 'nın Maltepe için yaptıklarından örnekler veren Kılıç, konuşmasının sonunda Afrin'deki şehitleri de unutmadı. Ardından söz alan Muammer Erboy, Süreyya Paşa'nın Kadıköy'deki hizmetlerine rağmen Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu'nun törene katılmamasına sitem ederken, Maltepe Belediye Başkanı'na katılımından ötürü defalarca teşekkür etti. Cuma günü de Maltepe Merkez Camii’nde Süreyya Paşa için mevlüt okutuldu.
Maltepe Cemevi Derneği Yılmaz ile devam edecek ‘Beyaz’ ve ‘Mavi’ listenin yarıştığı seçimi, 270 oy alan Erdinç Yılmaz’ın mavi listesi kazandı. Maltepe Cemevi Derneği Olağanüstü Genel Kurulu, Maltepe Gülensu Mahallesi Emek Caddesi'ndeki dernek merkezinde yapıldı. Maltepe Cemevi Koruma Yaptırma Yaşatma Yardımlaşma Dayanışma ve Alevi Kültürünü Geliştirme Derneği Olağanüstü genel kurulu seçimini , 489 geçerli oyun 270’ini alan Erdinç Yılmaz’ın mavi listesi kazandı. Rıza Doğan ’ın beyaz listesi ise 219 oy aldı. Dernek yönetimi için; 19 Yönetim Kurulu, 3 Denetleme Kurulu, 5 Danışma Kurulu olmak üzere toplam 27 kişi seçilmiş oldu. SANDIKTAN BİRLİK ÇIKTI Saygı duruşunun ardından Divan Kurulu oluşturuldu. Erdinç Yılmaz konuşmasında Alevilik adına önemli kazanımların olduğunu belirterek “Hangi liste kazanırsa kazansın asıl kazanan Cemevimiz ve birliğimiz olmalıdır. Maltepe Cemevi Derneği çatısı altında birlikte hizmet etmeye ve yürümeye devam etmeliyiz” dedi. Mali Rapor ve Denetleme Raporları’nın okunmasının ardından aday listelerinin tanıtımı yapıldı.
Tuzla'yı Zehirleyen 4 Vidanjör Saptandı İstanbul Tuzla'da 25 Aralık'ta kanalizasyondan yayılarak 4 mahalleyi etkisi altına alan ve 97 kişinin hastaneye kaldırılmasına neden olan kimyasal maddeden yayılan kokunun izine 4 vidanjörde rastlandığı öğrenildi. Tuzla'daki koku üzerine İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, "Çevrenin kasten kirletilmesi" ve "Kasten yaralama" suçlarından soruşturma başlatılmıştı. Soruşturma kapsamında talep edilen Adli Tıp Kurumu raporu, soruşturmayı yürüten savcılığa ulaştı. Raporda, kokunun yayıldığı kanalizasyona kimyasal atık bırakan 20'nin üzerinde vidanjörden numune alındığı, 4 adet vidanjörden alınan kimyasal atık numuneleri ile kokuyu yayan kimyasal atık numunelerinin uyumlu çıktığı bilgisine yer verildiği öğrenildi. Raporda 4 vidanjörde çok sayıda kimyasal atık maddesine rastlandığı, bu kimyasal atık maddelerinden bazılarının da insan sağlığına zararlı olduğu tespitinin yapıldığı belirtildi. Ne olmuştu? Tuzla'da 25 Aralık 2017 tarihinde 4 mahalleyi etkisi altına alan koku yüzünden 97 kişi hastaneye kaldırılmıştı. Kokunun mahallelerin 2 kilometre ötesinde kapatılan bir kanalizasyona boşaltılan kimyasal maddeden dolayı meydana geldiğinin anlaşılması üzerine İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılmıştı. CHP: Koku zehirli atıktan kaynaklı Yeni seçilen CHP Tuzla İlçe Başkanı Hasan Uzunyayla ve CHP üyeleri, 27.12.2017 çarşamba günü Aydınlı Mahallesi'nde CHP İs-
tanbul Milletvekili Akif Hamzaçebi’nin katılımıyla Tuzla’da meydana gelen koku ile ilgili basın açıklaması yapmıştı. Hamzaçebi İBB'ye tepki göstererek, "Olay ‘koku’ diye adlandırılıyor. Kokuya neden olan kimyasal atıklardan çıkan zehirli gazlardır" demişti. Vidanjör Nedir ? Vidanjör, üzerindeki vakum sistemi sayesinde evsel veya endüstriyel atık suları üzerinde yer alan tanka dolduran araçtır. Vidanjörler, yoğunluklu olarak, atıksu altyapı sisteminin kurulmadığı yerleşim yerleri ve sanayi bölgelerinde kullanılmaktadır. Bu araçlar belediyelerde bulunduğu gibi, özel şirketlerden de kiralanabiliyor.
14. Ölüm Yıldönümünde
CEM KARACA Doğum: 5 Nisan 1945 Bakırköy Ölüm: 8 Şubat 2004 Bakırköy Babası Azerbaycan asıllı Mehmet Karaca ve annesi Ermeni asıllı Toto Karaca (İrma Felegyan) olan Cem Karaca, sanatla iç içe büyüdü. Orta öğrenimini Robert Lisesinde yapan Cem Karaca sanatçı bir çiftin çocuğu olduğundan müziğe doğuştan yetenekliydi. Müzik ile ilk tanışması, Rosa Felegyan'ın Cem Karaca'ya piyano öğretmesi ile olmuştur. Kolej yıllarındayken dönemin rock starlarının şarkılarını söyledi. 1962'de İlham Gencer’in desteğiyle Cem Karaca'nin ilk grubu 1963'te Dinamikler oldu. Babası hâlâ Karaca'nın müzik yapmasına karşıydı. Hatta adam tutup konserlerde onu yuhalatmıştı ancak Karaca bunlara rağmen müziği bırakmadı.. 1965'te Altın Mikrofon yarışmasına başvurdular ancak ön elemeyi geçemediler. Karaca, 1965'te ilk evliliğini tiyatro sanatçısı Semra Özgür ile yapt, askere gitti. Anadolu kültürünü tanımaya başladı. Aşık Mahzuni Şerif ile tanıştı. Cem Karaca, askerlik sonrası Şubat 1967'de Apaşlar grubu ile tanıştı. Altın Mikrofon 1967'ye katıldı. Emrah şarkısı ile ikinci oldu. Bu dönemde Cem Karaca, tiyatro sanatçısı Meriç Başaran ile evlendi. Kardaşlar dönemi Cem Karaca, Köln'e gitti. Besteleri ve Anadolu türkülerini yine Ferdy Klein orkestrası ile kaydetti. 4 tane 45'lik yayınlandı.. 1970 Kasım'ında ise Karaca ve Kardaşlar "Dadaloğlu/Kalender" 45'liğini yayınladı. "Dadaloğlu", Karaca'nın bir başka hit şarkısı oldu. Bu türkü Karaca'nın sola doğru kayışının da bir göstergesi olmuştu. Mart 1971'de Trabzon'da verdiği bir konserde patlayan 3 bomba ile 30 kişi yaralandı. Cem Karaca, Kardaşlar'dan ayrılıp Anadolu Rock'ın güçlü sesi Moğollar'la birleşirken Kardaşlar da Moğollar'la anlaşamayan Ersen Dinleten'i gruplarına dahil etti. Moğollar dönemi Cem Karaca, en iyi erkek şarkıcılar listesinde 2. oldu, Moğollar ise en iyi yerli topluluk seçildi. 1973'te "Obur Dünya / El Çek Tabip" 45'liği yayınlandı. Ancak grubun asıl başarısı 1974'ün başında kaydedilen "Namus Belası" şarkısı ile kazanıldı. Cahit Berkay çalışmalarını Fransa'da devam ettirmeye karar verince Cem Karaca ve Moğollar yollarını ayırdı. Dervişan dönemi 1974'te Dervişan grubunu kurdu. Grup ilk konserlerinden birini Kıbrıs harekatından sonra Hava Kuvvetleri'ne yardım konserinde verdi. Şubat 1975'te Cem Karaca'nın en önemli eserlerinden biri olan "Tamirci Çırağı" yayınlandı. Bu şarkıdaki "İşçisin sen, işçi kal" söylemi Cem Karaca'nın siyasi duruşunu da ilk kez bu kadar açık gösteriyordu. 1975'in sonunda "Mutlaka Yavrum/ Kavga" 45'liği yayınlandı. Filistin Kurtuluş Örgütü için hazırlanmıştı ve 2 farklı Türkçe versiyonunun dışında piyasaya yayınlanmamış İngilizce ve Arapça versiyonları da vardı. 1976'da Cem Karaca, Hey dergisi tarafından bir kez daha en iyi erkek şarkıcı olarak seçildi. 1977'de Cem Karaca’nın Aydın konserinde CHP İl Başkanı bazı devrimciler tarafından dövüldü. Urfa konseri sonrası Dervişan saldırıya uğradı. Yoksulluk Kader Olamaz'ı yayınladı.. Edirdahan dönemi ve 12 Eylül Darbesi Cem Karaca, Edirne ve Ardahan'dan esinlenerek yeni grubun adını Edirdahan koydu. Edirdahan ile kaydettiği ilk ve son teklisi Safinaz'ı yayınladı. Bu plak Türkiye'de ilk olan 18 dakikalık bir rock operaydı. Alt sınıftan Safinaz adlı bir kızın kötü yola düşmesini anlatıyordu. Teklinin diğer şarkıları da Ahmed Arif ve Nazım Hikmet şiirlerinin besteleriydi. Cem Karaca, 1979'da Londra'daki dünyaca ünlü Rainbow Arena'da konser verme başarısı gösterdi. 1990'lar Cem Karaca, arkadaşı Uğur Dikmen ve Cahit Berkay ile Yiyin Efendiler albümünü yayınladı. Bu albümdeki "Oh be" şarkısında, kendisine "dönek" diyenlere "Ben döneksem döndüm diye memleketime / Döndüm baba döndüm işte oh be" diyerek cevap verdi. 21 Temmuz 1990'da sözlerini kendi yazıp, bestesini Cahit Berkay'ın yaptığı Kahya Yahya şarkısı ile Altın Güvercin en iyi şarkı ödülünü kazandı. Bu dönemde Sosyaldemokrat Halkçı Parti için konserlere çıktı. Karaca, 1992'de UNICEF için hazırlanan ve ünlü isimler korosunun seslendirdiği "Sev Dünyayı" şarkısının sözlerini yazdı ve koroda yer aldı. 22 Temmuz 1992'de annesi Toto Karaca hayatını kaybetti. Dikmen ve Berkay ile ikinci çalışması olan Nerde Kalmıştık? albümünü yayınladı. "Raptiye Rap Rap" ve "Islak Islak" besteleri ile büyük başarı yakaladı. 1994'te TRT'de, 1995'te ise Flash TV'de program yaptı. Mehmet Soyarslan'nın yazdığı, 1968'de Cem Karaca'ya ün getiren "Resimdeki Gözyaşları"nı, Karaca Ağır Roman filmi için yeniden kaydetti. Filmin ana müziği olan parça, Karaca'yı tekrar müzik piyasasına soktu. 1999'da 'Bindik Bir Alamete...' isimli albümünü çıkardı. Son çalışmaları 2001'de ise Barış Manço'nun ölümü ile vokalistsiz kalan Kurtalan Ekspres ile beraber çalmaya başladı. Harbiye Açıkhava Tiyatrosu Konserleri'nde sahne aldılar. 2002'de Yol Arkadaşları adlı grubu kurup yine onlarla sahne aldı. Ölümünden önce kaydettiği son şarkılar ancak ölümünden kısa süre sonra yayınlandı. İlk önce "Hayvan Terli" teklisi yayınlandı. Tiyatro ve Sinema kariyeri 1961'de Hamlet'te oynarayak tiyatroya ilk adımını attı. 1964'te Münir Özkul'un oynadığı General Çöpçatan oyunu ilk büyük tiyatro çalışması oldu. 1965'te askerliği sırasında askeriyede Cahit Atay'ın Pusuda ve Aziz Nesin'in Toroslar Canavarı oyununu yönetti ve oynadı. Aynı dönem İstanbul Tiyatrosu'nda sergilenen "Anahtarı Bendedir" adlı oyunu Türkçeye çevirdi ve oynadı. 1987'de Almanya'da çıkardığı Die Kanaken albümündeki şarkıların işlendiği Ab in den Orient-Express oyununun Kuzey Ren Westfalya Eyalet Tiyatrosu'nda oynanan "Die Kanaken" adlı versiyonunda annesi Toto Karaca ile beraber oynadı. Almanya’da Nâzım Hikmet'in Şeyh Bedrettin Destanı oyununu yönetti. Cem Karaca, 1970'de ilk ve tek başrol filmi olan Kralların Öfkesi'nde oynadı. Yücel Uçanoğlu'nun yazıp yönettiği yerli western tarzı bu filmde Murat Soydan ile başrolü oynayan Cem Karaca, Camgöz adlı bir kovboyu canlandırdı. 1999'da Kahpe Bizans da Karaca Abdal adlı bir ozan rolünde rol aldı ve filmin müziklerinden bazılarını seslendirdi. Karaca, 1990'da Bir Milyara Bir Çocuk adlı Müjdat Gezen dizisinde rol aldı. Bunun dışında 2001'de Yeni Hayat adlı dizide onur konuğu olarak yer aldı. Aynı sene Avcı adlı dizide Dem Baba rolünü oynadı. Ölümü 8 Şubat 2004 sabahında, solunum ve kalp yetmezliğine bağlı olarak ağır bir kalp krizi geçirdi. Uygulanan tüm müdahalelere rağmen hayata gözlerini yumdu. Ertesi gün Üsküdar’da kılınan cenaze namazın ardından Karacaahmet Mezarlığı'nda babası ile aynı mezara defnedildi. Özal'ın elini öpüyor mu? Cem Karaca 1985 yılında Almanya'da sürgünde yaşadığı dönemde memlekete dönmek için Turgut Özal ile buluşuyor. Görüşmede Turgut Özal'ın elini öptü yazılıp çizilir ancak böyle bir şey yaşanmıyor. Karaca, sadece Semra Özal'ın kendisine uzattığı eli nezaket kuralları gereği bir reveransla öpüyor. Kendi deyimiyle Semra Hanım'ın elini “haminnesi gibi” öpmüyor.