SAYI
BİLGİ... BİRİKİM... KANİ KORKMAZ GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE YEŞİL BİNA NFPA-20 YANGIN POMPALARI UNUTAMAYACAĞIZ BAYCAN SUNAÇ DAĞ MARATONU 2014 BESLENME KARARLARI EĞLENCELİ ZEKA SORULARI
başyazı
Başyazı
Merhabalar;
D
ergimiz yayın hayatına geçen ay başlamıştı. İlk sayısından sonra bizde heyecanla geri dönüşleri bekliyorduk. Beğenilmesi, ilgi çekmesi, olumlu eleştiriler alması, sektörümüze yeni bir heyecan getirmesi ve en önemlisi sektörümüz için faydalı bulunması bizim en büyük hedefimizdi. Bu hedefimize ulaşmanın verdiği enerji, güç ve daha büyük bir sorumlulukla çalışmalarımıza devam ediyoruz. İlk sayımızda sektör duayeni Cevat Tanrıöver’i konuk ederken, bu sayımızda başka bir duayeni Kani Korkmaz’ı ağırladık. İstanbul’un en iddialı ve kapsamlı projelerinden biri olan Maslak 42’yi konuştuk. Mechanic Dergisi’nde en çok üzerinde durduğumuz ve önem verdiğimiz yeşil bina çözümlerine bu sayımızda da devam ediyoruz. Geçmişten günümüze bir yeşil bina adlı makalemizden keyif alacağınızı düşünüyoruz.
Mechanic Dergisi ilk sayısı sadece yurtiçinde değil yurtdışındaki okuyucularıyla da buluştu. Sektörün en önemli fuarı olan İngiltere Ecobuild 2014 Uluslararası Ekolojik Tasarım ve İnşaat Fuarına katılarak, sürdürülebilirlik sektöründe ki yenilikleri ve farklılıkları yakından görme şansını yakaladı. Dergimizin bu sayıdaki durağı 18-24 Mart 2014 tarihlerinde Mostra Convegno Expocomfort (MCE) uluslararası ısıtma, soğutma, klima, havalandırma, yalıtım, pompa, sıhhi tesisat ve su arıtma teknolojileri fuarı. Fuarda hem Türk katılımcıların haberlerini, hem de uluslararası sektörel gelişmeleri sizler için takip edecek, önümüzdeki sayımızda paylaşma şansı yakalayacağız. Sektörümüz duayenlerinden birini daha uğurladı. Genel Mühendislik’in kurucusu ve makine yüksek mühendisi Baycan Sunaç 15 Şubat 2014 tarihinde vefat etti. Mechanic Ailesi olarak merhuma Allah’tan rahmet, yakınlarına ve tüm dostlarına başsağlığı diliyoruz. Dergimizde emeği geçen herkese ve tüm okurlarımıza teşekkür ediyor, bir daha ki sayımızda tekrar görüşmeyi diliyoruz.
Genel Yayın Yönetmeni Makina Mühendisi
3
DEKOMEDYA A.Ş ADINA İmtiyaz Sahibi EVREN DEMİRCİ
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Genel Yayın Yönetmeni EVREN DEMİRCİ Teknik Danışmanlar CEVAT TANRIÖVER, ZÜHTÜ FERAH Yayın Danışmanı EMİNE BANKOĞLU
içindekiler
MECHANIC Yıl: 1 Sayı: 2
08
22
Genel Koordinatör ÖZGÜR PARLAK
24
Yayın Koordinatörü ASUMAN DEMİRCİ
26
Yayın ve Web Editörü HAKAN ARSLAN
28
Görsel Yönetmen ÖZGÜ URAL Reklam Servisi ESAT KAYGUSUZ
30
Katkıda Bulunanlar SELCEN PARLAK, GENCAY TATLIDAMAK, EVREN UYGUR, ONUR ŞAHİN, EMRE ÖZMEN, HASAN KARAGÖZ, AV.MURAT BİLİR, SERDAR AYDIN, ÖZLEM YASMUT
32
Yönetim Yeri Deko Medya A.Ş.
14
Vişnezade Mah. Prof. Dr. Alaattin Yavaşça Sokak Efe Apt. No:6 D:4
Akaretler 34353 Beşiktaş/İSTANBUL Tel: (0212) 236 53 30 Faks:(0212) 236 53 31 www.mechanic.com.tr info@mechanic.com.tr
Yaygın Süreli
06 08
Baskı - Cilt
10
Yayın Türü
Dünya Yayıncılık A.Ş. Globus Dünya Basınevi 100.yıl mh. 34204 Bağcılar / İstanbul 0212 440 24 24
12
Dağıtım Dünya Süper Dağıtım A.Ş Globus Dünya Basınevi 100.yıl mh. 34204 Bağcılar / İstanbul 0212 440 24 24
Mechanic Dergisi aylık olarak yayımlanan bedelsiz süreli bir yayın organıdır. Mechanic Dergisi, basın-meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir. Dergide yer alan yazı ve fotoğraflar kaynak gösterilerek kullanılabilir.
4
14 18 20
Unutamayacağız / Baycan Sunaç Birleşim Mühendislik ve Erde Grubu güçlerini birleştirdi Klimaplus prestijli otellerin iklimlendirme çözüm ortağı Türkiye’ de Google Glass’a özel ilk emlak uygulaması Kani Korkmaz “42 Maslak Projesi” Wilo 2014 yılında %100 müşteri memnuniyetini hedefliyor IFC ve EBRD’nin hazırladığı Türkiye’de iklim değişikliği uyum raporu açıklandı
34
Kristalşehir’de Mimsan sıcaklığı Form Solar, İpekyüz Elektrik, Yingli Solar Türkiye işbirliği Önce ısı yalıtımı yapılmalı sonra enerji kimlik belgesi alınmalı Ankara Belpa buz pateni projesinde Rehau tercih edildi Pik boruda yeni alternatif Aydın Global ile Türkiye’de Victaulic Kuruluma Hazır Teknolojisi Boru Birleştirmeyi Hızlandırıyor Daikin Türkiye yetenekli genç yönetici adaylarını arıyor
48
AIRONN
49
ALTHERM
21
ARI YANGIN
51
ATLAS
31
PREIS
47
CIVA MÜHENDISLIK
39
DAF ENERJI
NFPA-20’ye uygun yangın
17
DEKOGROUP
pompaları
35
GRUNDFOS
2
DUYAR VANA
1
EBIT
42 Mechanic Dergisi Ecobuild 2014 fuarını ziyaret etti
38
Vadistanbul projesinde Daf Enerji ısı istasyonları tercih edildi
40 42 48 50
Geçmişten günümüze bir yeşil bina Form yeşil ofis diplomasını aldı
26
Su verimliliği sağlayan dijital
A.K.İ FRESE
armatürler
52 53 54 56
27
GIACOMINI
Engineering
19
INVENTTR
Yer tasarrufu sağlayan Mitsubishi
7
KLIMAPLUS
Electric su soğutmalı dış üniteler
37
LOWARA
25
MAS-DAF
40
MEPRO
63
MERTES
29
NORM KELEPÇE
13
ONEFLEX
33
PROKONTROL
11
REHAU
Speedrive Espa Efficient
Hey gidi Karadeniz Karadeniz
36
Dağ maratonunda pusula kullanarak zamana karşı yarışın
54 58
Diyetisyen Elvan Odabaşı Kanar’dan 2014’ün
52
beslenme kararları
60 62
Hayata dair Eğlenceli zeka soruları
Ö.K.İ. RES ENERJI 9
ÜNTES
23
VENTAS
32
VICTAULIC
A.K. WILO
REKLAM DIZINI
36
REKLAM DİZİNİ
64
5
Haberler
Baycan Sunaç’ı Kaybettik Mekanik tesisat sektörünün duayenlerinden Baycan Sunaç, 15 Şubat 2014 tarihinde vefat etti. Ailesi, yakınları ve camiamıza başsağlığı dileriz. 1940 YILINDA Iğdır’da doğan ve 1963 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Makina Fakültesi’nden mezun olan, Türkiye’de ve Almanya’da çeşitli sanayi kuruluşlarında hizmet veren Sunaç, 1979 yılında Genel Mühendislik Ltd. Şti’ni kurdu. Bu güne kadar kendi şirketi adına, Mekanik Tesisat (ısıtma, havalandırma, klima, sıhhi tesisat, yangından korunma, endüstriyel tesisat vb.) konularda tasarım, mesleki kontrol ve danışmanlık hizmetlerinde bulundu. TMMOB–MMO, ASHRAE ve TTMD üyesiydi. Mekanik Dergisi olarak Oneflex’ in üniversitelerin makina fakülteleri öğrencilerine hedefli bir sosyal sorumluluk projesi olarak gerçekleştirdiği mekanik tesisat sektörü duayen projecilerimizin deneyim ve görüşlerini içeren bültenin 1.Sayısı’nda Baycan Sunaç ile gerçekleştirdiği söyleşideki değerli bilgileri bir kez daha paylaşmak istiyoruz. İklimlendirmede mimari tasarımın önemi nedir? İklimlendirmede tasarım denen şey tüm parametrelerin bir arada düşünülmesidir. Mekanik tesisatın iyi çalışması konusunda en önemli konular, binanın yerleşiminde yönünün iyi seçilmesi, doğru camların kullanılması, yatay ve düşey güneş kırıcıların seçilmesi ve bina kabuğunda ısı yalıtımıdır. Doğru sistem seçimi nasıl yapılmalıdır? Son derece can alıcı bir konu. Tüm sistemlerin artıları ve eksileri vardır. Bazıları ilk yatırımda ucuzdur, ancak işletmede pahalıdır. Bazı sistemler yapının cinsine göre uygun veya değildir. Büro binaları, okullar, konutlar, hastaneler, oteller verimlilik açısından farklı sistemlere ihtiyaç duyarlar. Bunları belirleyip, seçenekleri ortaya koyup seçim yapmak gerekir. Öneri raporu dediğimiz çalışma her proje için hazırlanmalıdır. Bu rapor zaman kaybı olarak görülmemelidir Bir binanın ömrü 30-40 yıldır. Yapılacak bir yanlış binanın tüm ömrü boyunca etkili olacaktır. Biz yapının ısı kaybını ve ısı kazancını hesaplıyor, kullanacağımız sistemi bu bilgileri de dikkate alarak seçiyoruz. Yalıtımın ve cihaz verimlerinin önemi nedir? Önce yapının yalıtımı sonra
6
boruların ve hava kanallarının yalıtımı düşünülmelidir. Yalıtımda kullanılan malzemenin kalınlığı önemlidir. Yangın ile ilişkisine bakılmalıdır. Sertifikalı ürün olması da tercih sebebimizdir. Cihazların mümkün olduğu kadar yüksek verimli olmasına dikkat edilmelidir. Yüksek verim, işletme giderlerinin düşük olması anlamına geliyor. Ancak ilk yatırım maliyeti de çok yüksek olmamalıdır. ’80 li yıllardaki düşünceler değişti. Lead, Bream vb. sertifikalar gündeme geldi. Yenilenebilir enerji ve farklı yaklaşımlardan bahseder misiniz? Yenilenebilir enerji ve toprak kaynaklı ısı pompalarının henüz maliyetleri yüksek. Güneş, rüzgar, biogaz vb. enerji kaynakları kullanılabilir. Elektrik ve ısıtma için kojenerasyon, elektrik, ısıtma ve soğutma için trijenerasyon kullanılabilir. Elektrik yoksa absorbsiyonlu sistemler kullanılabilir. VRF sistemi ve tasarımda dünyadaki yerimiz nedir? VRF sistemi ile ülkemizin güneyinde hem ısıtma hem de soğutma yapılabilir. Kazana gerek kalmayabilir. Tasarımda dünyada iyi bir yerdeyiz. Tesisat konusundaki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. İthalatçı firmalar, ürünler ve sistemler ile ilgili seminerler, eğitimler veriyorlar. Üniversite sanayi işbirliği ve devlet teşviki hakkında bilgi verir misiniz? Üniversite ile sanayi arasında iyi bir ilişki var denemez. Finansman tarafı için devletten teşvik beklemek gerekir. Aslında ihracatı artırmak için devlet teşvik veriyor. Bu kapsamda tasarımı teşvik için de bir fon ayrılabilir. Türk müteahhitleri ve yurtdışındaki projelerde tasarım hakkında bilgi verir misiniz? Türk müteahhitleri özellikle 1980 yılından veri Ortadoğu ve Eski Sovyet Cumhuriyeti olan ülkelerde giderek artan ölçüde iş yapmaktadırlar ve genel olarak başarılı oldukları söylenebilir. Biz tasarımcı olarak Türk müteahhitlerinin yurtdışındaki işlerinde uzun yıllardan beri görev almaktayız. Şu sıralarda, yurtdışına Türk müteahhitlerinden bağımsız olarak tasarım hizmeti verebilmek için çeşitli düzeylerde çalışma yapmaktayız.
Sektör Dernekleri hakkında bilgi verir misiniz? Son 20 yıl içinde Türkiye’de tesisat sektöründe çok sayıda dernek kurulmuştur. Kuşkusuz bunların başında TTMD gelmektedir. Ben de TTMD’nin Kurucu Üyesi ve ASHRAE üyesiyim.
Haberler
Birleşim Mühendislik ve Erde Grubu güçlerini birleştirdi 12 yıldır yurt içi ve yurtdışında toplam 8 milyon m²’lik sayısız proje ve taahhüde imza atan Birleşim Mühendislik, Türkiye’nin en prestijli projelerinde imzası bulunan Erde Mühendislik ile güçlerini birleştirerek bir stratejik alım gerçekleştirdi. SÖZ konusu birleşmeyi duyurmak amacıyla, 19 Şubat 2014, Çarşamba günü sektörün önde gelen firma ve yetkililerinin katılımı ile Hilton Convention Center’da özel bir gecede düzenlendi. İclal Aydın’ın sunumu ve Enbe Orkestrası’nın müzikleriyle renklenen gecede konuşan Birleşim Mühendislik Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Altan, Türkiye’de ilk defa mekanik ve elektrik sektöründe yer alan bu büyüklükteki iki firmanın iş kollarını tek bir çatı altında birleştirdiğine dikkat çekerek bunun sektör için öncü bir adım olduğunu söyledi. Birleşim Mühendislik olarak 12 yıl boyunca sayısız proje ve taahhüde imza attıklarını, toplam 8 milyon m² projeyi başarıyla teslim ettiklerini belirten Mesut Altan, “Artık daha büyük hedeflerimiz var. Türkiye’nin ilk 100 Sanayi Kuruluşu firmasının arasına girmeyi, uluslararası piyasalarda daha fazla iş yapmayı ve global bir şirket olmayı hedefliyoruz. Güç birliktelikleri ve stratejik alımlarla büyümemizi devam ettirme kararımız doğrultusunda, 1978 yılından bu yana çalışmalarını sürdüren, Türkiye’nin en prestijli projelerinde imzası bulunan elektrik taahhüt sektörünün en saygın firmalarından biri olan Erde Mühendislik ile gücümüze güç katacağımıza inandığımız bu stratejik alımı gerçekleştirdik. Hedeflerimize ulaşmada bize büyük katkı ve destek sağlayacak bu güç birliği ile her iki firmanın deneyimlerini, bilgi birikimlerini bir araya getirerek Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen firmalarının yatırımlarına elektro mekanik olarak imza atacağız” dedi.
500 milyon TL proje büyüklüğüne ulaşmayı öngördüklerini söyleyen Mesut Altan, “Birleşim Grup olarak hedefimiz; elektromekanik alanında Türkiye ve dünyanın öncü kuruluşu olmak, daha önce Rusya, Türkmenistan ve Azerbaycan’da tamamladığımız prestijli projelerin benzerlerini diğer ülkelerde de yaparak global bir firma olmak. Vizyonumuz, hisselerimizi halka arz ederek daha şeffaf bir yapıya sahip olmak ve kuracağımız yeni stratejik ortaklıklarla yılda 1 Milyar TL proje büyüklüğüne ulaşmak” dedi.
Altan, “Vizyonumuz yılda 1 milyar TL proje büyüklüğüne ulaşmak”
Dünyada yaygın trend, ‘elektromekanik anahtar teslim hizmet’ sunmak
İş birliği sayesinde üç yıl içinde yılda
Gelişen dünyada artık büyümenin
8
bir zorunluluk olduğunu belirten Erde Mühendislik İcra Kurulu Başkanı Ceren Atapek Ataman, “Bunu gerçekleştirebilmenin en güzel yolu; stratejik güç birliktelikleri. Ülkemizden farklı olarak dünyada yaygın olan trend, ‘müşterilere elektromekanik anahtar teslim hizmet’ sunmak. Artık bu yapının ülkemiz içinde geçerli olması gerektiğini düşünüyoruz. Bu güç birliğinin gerek sektörümüze, gerek gelişen piyasalara, gerekse Türk ekonomisine yepyeni bir enerji getireceğine inanıyorum” dedi.
Haberler
Klimaplus prestijli otellerin
iklimlendirme çözüm ortağı LaresPark Hotel Taksim, Mitsubishi Electric Klima’yı tercih etti KLİMAPLUS, profesyonel mühendislik yaklaşımını doğru cihazlarla birleştirerek iklimlendirme konusunda otellerin çözüm ortağı oluyor. Konfor odaklı yaklaşımını tüm detaylarıyla misafirlerine yaşatan LaresPark Hotel, KlimaPlus güvencesiyle konfor, verim ve dayanıklılığın en yüksek standartlarını gösteren Mitsubishi Electric City Multi VRF sistemlerini tercih etti.
Otelde hayat devam ederken, iklimlendirme sistemi sessiz sedasız yenilendi LaresPark Hotel Taksim, deluxe konforu, merkezi konumu, sıcak, güler yüzlü hizmeti ve tüm yenilikleriyle misafirlerine hem iş hem de tatil amaçlı seyahatlerinde benzersiz bir deneyim sunarak, keyifli bir konaklama için üstün nitelikli rahat odalar sağlıyor. Otelin iklimlendirme projesinde KlimaPlus ve Mitsubishi Electric City Multi VRF sistemlerini tercih etmesinin en önemli sebebi, otelde hayat devam ederken, iklimlendirme sisteminin komple yenilenebilmesi oldu. Otel, normal işleyişine devam ederken sistem yenileme çalışmaları kat bazında yapıldı, böylece diğer katlarda konaklayan misafirler rahatsız olmadı. Yeni kurulan, ısı geri kazanımlı ve yüksek verimli City Multi VRF sistemi ile her odada konaklayan misafirlerin, kendi tercihlerine göre sistemi çalıştırmalarına imkan veriliyor. Isı geri kazanımlı sistem sayesinde bir odada ısıtma yapılırken, diğer bir odada soğutma yapılabiliyor.
Yüzde 25’e varan enerji tasarrufu Projede ısı geri kazanımlı City Multi VRF sistemlerin tercih edilmesinin bir başka sebebi de esnek kullanım özelliği ve yüksek verimli olmaları. Isı geri kazanımlı sistemlerin verimi, ısıtma ve soğutmadan gelen atık enerjinin, ihtiyaç duyulan mekanlara transfer edilmesinden geliyor. Bu sistemler, ısıtma yapılan mahal ile soğutma yapılan mahal arasında enerji transferi yaparak ısı geri kazanımı sağlıyor ve işletme maliyetleri düşüyor. Heat Pump bir sistemle karşılaştırıldığında yüzde 25’e varan enerji tasarrufu sağlanabiliyor. Aynı zamanda ısıtma modundan soğutma moduna geçiş süresi çok kısa olduğundan, herhangi bir konfor kaybı yaşanmıyor. Misafirler, tek bir tuşa dokunarak, istedikleri mevsimde, istedikleri konfor sıcaklıklarına en verimli şekilde ulaşabiliyorlar.
10
Haberler City Multi ısı geri kazanım sistemi sadece ikili bakır boru tesisatı uygulaması ile sektörde tek City Multi ısı geri kazanım sistemleri, tüm binada bir gidiş ve bir dönüş hattı olmak üzere sadece ikili bakır boru tesisatı uygulamasıyla sektörde tek örnek. Bu özelliğiyle hem yatırım maliyetlerinde avantaj hem de montaj kolaylığı sağlıyor. Isı geri kazanımlı City Multi sistemin kalbi olan BC Akış Kontrol Ünitesi (Branch Controller), içinde likit/gaz seperatörlerine sahip. Böylece dış üniteden ısıtma için gaz, soğutma için likit olmak üzere iki fazlı bir karışım, aynı boru içinden BC’ye gönderilebiliyor. Bu karışım BC akış kontrol ünitesine ulaştığı zaman doğru faz ısıtma ya da soğutma ihtiyacına göre iç ünitelere yönlendiriliyor. Üç borulu ısı geri kazanımlı sistemlerde ise her bir faz ve dönüş için ayrı birer boru kullanılıyor. Bu da daha fazla miktarda boru kullanılması ve çok daha fazla sayıda bağlantı (kaynak) noktası oluşması anlamına geliyor. Her
bağlantı noktası, soğutucu akışkan gaz kaçağı açısından risk teşkil edeceğinden, sistemde ne kadar az sayıda bağlantı noktası olursa sistem o kadar güvenli çalışıyor.
Minimum alanda en uygun çözümle maksimum konfor Odalarda kullanılan ince gizli tavan tipi iç üniteler, sessiz çalışmaları sayesinde kullanıcılara evlerindeki rahat ortamı sağlıyor. Bu iç ünitelerin yüksekliklerinin sadece 20 cm olması, minimum alanda en uygun çözümü sunuyor. Kumanda üzerinden yapılabilen üç kademeli fan hızı ayarıyla misafirlerin konforu maksimize ediliyor. İnce gizli tavan tipi iç ünitelerin cihaz dışı statik basınçları 5 Pascal (Pa) ile 50 Pa arasında ayar yapmaya imkan veriyor. Bu statik basınçların mevcut durumdan daha düşük bir değere ayarlanması yetersiz bir iklimlendirmeye, daha yüksek bir değer ayarlanması ise iç ünitelerin fan sesinin artmasına sebep olabiliyor. Bu projede iç üniteler oda giriş
kapılarının hemen üzerine konumlandırıldı. Odadan emilen hava şartlandırılarak direkt olarak odaya üfleniyor. Bu sebeple statik basınç değerleri 15 Pa’a ayarlandı. Otelin lobi bölümünde dört yöne üflemeli kaset tip iç üniteler kullanıldı. Bu üniteler dört kademeli fan hızı ayarına ilave olarak otomatik fan hızı ayarına da sahip. Otomatik fan hızı; hızlı, etkili ve konforlu bir iklimlendirmeyi garanti ediyor. Bütün sistem, merkezi bir kumandayla kontrol ediliyor. Ayrıca her odada, kullanıcıların set sıcaklığı ve çalışma modunu ayarlayabildikleri bireysel kumandalar yer alıyor. Her bir merkezi kumanda 50 adede kadar iç üniteyi kontrol edebiliyor. Projede yer alan toplam 253 adet iç ünite için altı adet merkezi kumanda kullanılıyor. Bu merkezi kumandalar üzerinden her bir iç ünite için açma/kapama, set sıcaklığı ayarı, zaman programlaması, fan hızı ayarı, hava akış yönü, bölgesel çalışma gibi en temel kontrollerden en gelişmiş uygulamalara kadar pek çok detaylı ayar yapılabiliyor.
Türkiye’de Google Glass’a özel ilk emlak uygulaması Türkiye’de ilk defa Google Glass’a özel emlak uygulaması geliştirildi. Bütün işlemlerin sesli komutlar ve parmak hareketleriyle dokunmatik olarak gerçekleştirildiği Google Glass uygulamasında size en uygun evi artık akıllı gözlüğünüzle bulmak mümkün. GEÇTİĞİMİZ yıl emlak sektörüne adım atan teknoloji odaklı yeni nesil seri ilan sitesi Metrekare.com sektörün ilk Google Glass uygulamasını geliştirdi. Tüm işlemlerin sesli komutlar, hareket algılayıcılar ve dokunmatik alandaki parmak hareketleriyle yönetildiği Google Glass için, tamamıyla içeride geliştirilen uygulamada kullanıcılar o an yakınlarında bulunan ve kriterlerine uygun olan satılık ve kiralık evlerden hemen haberdar olup harita üzerinde görüntüleyebiliyor, ilan detaylarını dinleyebiliyorlar. Eşzamanlı emlak arama olarak da anılan bu özellik, sektörde giyilebilir teknolojilerin önemini de artırıyor. “Doğru ev” için “doğru zamanda” harekete geçme fırsatı sunan Google Glass uygulaması kusursuz bir emlak arama deneyimi yaşatma hedefinde.
İlan sahibine anında ulaşan akıllı gözlükler Uygulamanın pratik ve kullanıcıyı rahatlatan çözümlerinden biri de “İlan Sahibini Ara” özelliği. Bir el hareketiyle ilan
12
sahibine ulaşmanızı sağlayan uygulama oldukça pratik. Haftalar, aylar hatta seneler süren ev arayışlarını minimuma indirmeyi hedefleyen uygulama sade ara yüzü ile sadece aradığınız bilgiyi bulmanızı, reklamlardan arındırılmış ilanlarda rahatça dolaşabilmenizi sağlıyor.
Söyleşi
Karma projelerde mekanik sistem bir merkezden
çözülmeli İSTANBUL’UN merkezinde inşaatı devam eden, hem İstanbul’a hem de Maslak bölgesine yeni bir bakış açısı getiren, en kapsamlı ve en iddialı karma projelerden 42 Maslak’ın mekanik tesisat projesine imza atan Detay Mühendislik İnşaat Taahhüt Ltd. Şti. Kurucusu Makine Mühendisi Kani Korkmaz ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Geçmişten günümüze mesleğinizi değerlendirir misiniz? Bizim işe başladığımız 1970’ler, yap-sat döneminin ilk yıllarıydı. Binalarda sıhhi tesisat projesi yapılır, az sayıda binada ısıtma yapılırdı. Yine az sayıda yapılan otel, fabrika, hastane v.b. yapıların tasarımları, bizden önce işe başlayan ve sektörün ilkleri olarak kabul edilen İstanbul’dan sayın Kevork
14
Çilingiroğlu ve arkadaşları ile Ankara’dan sayın Celal Okutan ve arkadaşları tarafından yapılırdı. Daha öncesinde ise, elimize geçen projeleri incelediğimizde, mimarinin arkasına eklenmiş ve yine mimar tarafından basitçe çizilen statik ve tesisat projeleri görüyoruz. Bu dönemin en önemli özelliği, her yerde inşaatların hızla artması sonucu oluşan ihtiyaca cevap vermek üzere bir anda binlerce mekanik tasarım bürosunun ortaya çıkışı olmuştur. Bu duruma bağlı olarak, tasarım açısından hissedilen insan kaynağı ihtiyacını, makina mühendisliğinin diğer alanlarında çalışan ve ya yeni mezun olan meslektaşlarımız karşılamıştır. Buna ek olarak, tasarımların uygulanması için gerekli malzeme üretimi ve satışında da ciddi oranda artış gerçekleşmiştir. Sonrası dönemde, ekonomik gelişmelere bağlı olarak şehirleşmenin artması, hızla büyüyen şehirlerde mevcut binaların bir kısmının ömürlerini doldurmadan yıkılarak, siteler, iş merkezleri, oteller ve AVM’ler gibi büyük ölçekli yapılara yer açılması, sektörün gelişimini ve kurumsallaşmasını beraberinde getirmiştir. Kurumsallaşma
noktasında, MMO’nun yanısıra kurulan sektörel dernekler ile sosyal etkileşim ve bilgi paylaşımının önü açılmış ve uluslararası ilişkiler gelişmeye başlamıştır. İnşaatların hızla artması sonucu ortaya çıkan tasarım ofisleri hakkındaki görüşleriniz neler? Tasarımlar ve Tasarım Ofisleri açısından baktığımızda sayıları çok fazla, yaklaşık 8.000 adet tescilli ofis bulunmakta. Bunların büyük bir oranı 1-2 kişiden oluşmakta. Orta ölçeklilerde yaklaşık 8-15 kişi çalışmakta. Büyük ölçekli olarak nitelendirebileceğimiz ofisler 20-40 ve üzeri çalışandan oluşmakta ve bunların sayısı oldukça az. İnsan kaynakları açısından küçük ofislerden büyük ofislere geçiş neredeyse yok denecek kadar az. Genelde büyük ofisler kendi çalışanlarını yetiştirmekte veya kendi aralarında çalışan transferi gerçekleştirmekte. Üniversitelerin mekanik tasarım bölümleri yok veya yeni oluşmaya başladı. Yetkilendirme süreçleri karmaşık bir durumda. Kurulan büroların tescili, MMO vize işlemleri, itfaiye onayı, belediye onayı,
denetim kurumları v.b. benzeri ilişkilerin nasıl yapılacağı, sorumluluk sınırları ve görevleri net olmaktan uzak. Büroların çalışma mekanlarından başlayarak, çalışanlarına sağladığı sosyal haklar da yetersiz. Mesleğin geleceği açısından önem arz eden gençlerin sektöre yönelimleri için gerekli mekanizmalar da oluşturulamamış durumda. Tüm bunlara rağmen, inadına bir gelişme çabası devam ediyor. Bu çabayı ve sektörün ülke ekonomisi açısından önemi göz önüne alınarak, devletin tasarım ofislerini bir an evvel destekleyecek mekanizmaları geliştirmesi gerekiyor. Ülkemizde pek çok sektöre yönelik ciddi oranda devlet desteği mevcut iken, sektörümüze yönelik destekler maalesef ya yetersiz ya da başvuru süreçlerinin karmaşıklığı nedeniyle amacına ulaşamıyor. Sektöre yönelik desteklerin kapsamının genişletilmesi ve başvuru süreçlerinin sadeleşmesi, kalifiye eleman sayısının artmasını, mevcut kapasitenin gelişmesini ve uluslararası rekabet gücü ile lobi çalışmalarının artmasını da beraberinde getirecektir.
15
Söyleşi
Bu noktada devletin sağlayabileceği temel destekler nelerdir? Tasarım programlarının alımının ve geliştirilmesinin sağlanması, vergi destekleri, özellikle yeni mezun ve genç mühendislerin sektörde kalıcılığının sağlanmasına yönelik maddi ve sosyal destekleri olarak sıralanabilir. Bununla birlikte, MMO, sektörel STK’lar ve ofislerin görüşü alınarak, tasarım ofislerinin kademelendirilmesi, tanıtılması, akredite olması, yeni ofis açma kriterleri v.b. benzeri konularda yeni yönetmelikler oluşturulması gerekmektedir. Mekanik sektör tüm alanları ile toplam inşaat sektöründen düşük bir pay almaktadır. Aynı şekilde, mekanik tasarım ücretleri de diğer ülkelere göre oldukça düşüktür. Bu payın arttırılması için, mevcut kriterler yeniden değerlendirilerek düzeltilmelidir. Bu alan özellikle sadece serbest rekabet kriterlerine bırakılmamalıdır. Bu noktada yaşanan sıkıntıların giderilmesi için mekanik, elektrik, statik ve mimari tasarım ofislerinin ortak hareket etmeleri de önem taşımaktadır.
Maslak 42 projesinden bahseder misiniz? Uzun yıllar birlikte çalıştığımız bir grubun inşaatı olan Maslak 42 Projesi, 270.000 m2’lik bir alanda iki kule ve baza katları olan, ofis, konut, AVM ve otelden oluşan
16
karma bir projedir. Konsept projesi İspanyol mimarlar ve Türkiye’den Piramit Mimarlık tarafından gerçekleştirilmiştir. Ofis bloklarının projesi, Ömer Moltay danışmanlığında Leed Platin Sertifikası almıştır. Yangın güvenlik danışmanlığını Abdurrahman Kılıç ve Kazım Beceren Hocalarımız yapmıştır. Eski bir çorap fabrikasının arsası üzerine yapılan ve çevreye duyarlı olarak tasarlanmış bu yapıda, sanatsal faaliyetlerin gerçekleştirileceği bir kültür merkezi de olacaktır. Maslak 42 projesinde kullanılan mekanik sistemler hakkında bilgi verir misiniz? Bu büyüklükteki karma yapılarda mekanik sistemin bir merkezden çözülmesi benim ilk tercihimdir. Bir merkezden çözümlemede fonksiyonların kullanılma zamanlarının farklılığı, sistem büyüklüklerinin optimize edilmesinde ve işletme verimliliğinde büyük avantajlar sağlayabilmektedir. Örneğin trijen uygulamaları için uygun olabiliyor. Ancak gerek satış gerek işletme talepleri her fonksiyonun ayrı ayrı çözülmesi gereğini öne çıkarttı. Tesisin ısıtma - soğutma sistemi fan coiller ve pencere önlerinde yer konvektörleri, sıcak su konutta daire istasyonları, otel AVM alanlarında merkezi
sıcak su, ofislerde elektrikli ısıtıcılarla sağlandı.Tüm mekanlarda temiz hava ve egzos sistemi ısı geri kazanımlı bypass damperli santraller, mutfak banyo egzosları frekans kontrollü merkezi fanlarla sağlandı. Banyo egzoslarından ısı geri kazanımı yapıldı. Sinema tiyatro balo toplantı salonları ve benzeri alanlarda tam havalı V.A.V sistemler kullanıldı. Yine fonksiyonlara bağlı olmak üzere, su soğutmalı santrifüj ve hava soğutmalı gruplar, frekans kontrollü pompalar ve yoğuşmalı kazanlar kullanılarak genel sistem verimliliği analizi yapıldı. Ayrıca yağmur suyu toplanıp bahçe sulaması, araç sulaması ve rezervuarda kullanılması öngörüldü. Mekanik tesisat sektörünün duayenlerinden Baycan Sunaç 15 Şubat 2014 tarihinde aramızdan ayrıldı, hakkın rahmetine kavuştu. Baycan bey için eklemek istedikleriniz var mı? Mekanik tasarımın önde gelen saygın bir duayeniydi. Benim de çok değerli eski bir dostumdu. Sık sık görüşüp teknik , sosyal konuları tartışırdık. Bazen çok hararetli olan bu tartışmalar saygı çerçevesinde kalır, karşılıklı fikirlerimizi ve duruşumuzu belirlerdi. Onu tüm arkadaşlar gibi ben de arayacağım.
Haberler
WILO 2014 yılında %100 müşteri memnuniyetini hedefliyor POMPA sistemleri sektörünün lider markası WILO’nun, Türkiye geneline yayılmış yetkili servisleri hedef paylaşım toplantısında bir araya geldi. Toplantıda konuşan WILO Türkiye Genel Müdürü Ercüment Yalçın, satış kadar satış sonrası hizmetin de büyük önem taşıdığını ifade ederek, 2014 yılında %100 müşteri memnuniyeti hedeflediklerini söyledi WILO’nun tüm yetkili servisleri, 25 Ocak 2014’de Marriott Asia Hotel İstanbul’da gerçekleştirilen Hedef Paylaşım Toplantısı’nda bir araya geldi. Satış sonrası müşteri memnuniyetini sürekli kılmak için yetkili servislerine yönelik eğitim ve toplantılara büyük önem veren WILO, Yetkili Servisler Hedef Paylaşım Toplantısı’yla 2013 yılının deneyim ve birikimini 2014 yılına taşıdı. 2013 yılının sektör ve şirket açısından değerlendirildiği toplantıda 2014 yılına yönelik strateji ve hedefler paylaşıldı. Toplantıda açılış konuşmasını yapan WILO Türkiye Genel Müdürü Ercüment Yalçın, satış sonrası
sürecin önemine değinerek mutlak müşteri memnuniyeti için kusursuz bir sistem yaratmayı amaçladıklarını ifade etti. Yalçın konuşmasında, yükselen satış grafiğinin yanı sıra hızlı ve etkili servis desteğinin önemine değindi. Satış sonrası hizmet dönüşlerinde %98’lik bir müşteri memnuniyeti yakaladıklarını ifade eden Yalçın, “2014 yılında en önemli hedefimiz; %2 oranında olan memnuniyetsizliğin nedenlerini anlayarak servis hizmetlerimizi %100 memnuniyete çıkarmak” dedi. WILO Türkiye Operasyonlar Müdürü Tolga Ünal ise yaptığı konuşmasında sektöre yönelik değerlendirmelerde bulundu. Toplantı, 2013 yılının çeşitli alanlarda en başarılı
yetkili servis ekiplerine plaket ve ödüllerin takdimi ile tamamlandı.
Yetkili servisler araba yarışı oyunu ile moral depoladı Hedef paylaşım toplantısında yapılan konuşmaların ardından eğlenceli saatler yaşandı. Toplantı katılımcılarından oluşturulan 10 takım, kendilerine verilen tekerlek, direksiyon ekipmanları gibi malzemelerle en hızlı arabayı yapmak için mücadele etti. Yarışma sonunda şampiyonlara ödülleri verildi. Heyecan ve yaratıcılığın iç içe geçtiği yarışmayla WILO yetkili servisleri, yoğun geçecek 2014 yılı için moral depoladı.
Amerikalı CMC, artık Rockwool’un DÜNYA taş yünü pazarının lideri Rockwool, 140 milyon dolarlık Amerikan tavan şirketi CMC (Chicago Metallic Corporation) satın almasını tamamladı. Amerika’nın önde gelen tavan şirketlerinden CMC (Chicago Metallic Corporation) Rockwool Grubu bünyesine katıldı. 140 milyon dolara gerçekleşen satışın ardından CMC Genel Müdürü John Medio, “Bu işlem, hem ekibimiz hem de müşterilerimiz için yeni bir dönemin başlangıcı olacak” dedi. Rockwool Grubu’nun küresel büyüme stratejisi çerçevesinde şu ana kadarki en büyük satın alması olan ve 600 çalışanı bulunan CMC’nin yıllık cirosu 139 milyon dolar, önceki yıllara göre EBITDA artışı ise %14. Bu satın almanın Rockwool Grubu’nun cirosuna %10 katkı sağlaması bekleniyor. Grubun Kuzey Amerika ve Asya bölgelerinde tavan alanındaki mevcut büyümesini hızlandıracak olan CMC satın almasıyla birlikte Rockwool, tavan panellerinin yanı sıra asma tavan sistemlerinin ana unsuru olan metal ızgara ürünleri sunabilecek.
18
Haberler
IFC ve EBRD’nın Hazırladığı
Türkiye’de İklim Değişikliği Uyum Raporu Açıklandı İKLİM değişikliği tüm dünyada olduğu gibi, özellikle su sıkıntısının büyümesi nedeniyle Türkiye’de de iş dünyasının gündeminde yer alıyor. Dünya Bankası Grubu kuruluşu IFC ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası EBRD tarafından hazırlanan yeni bir rapor, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler için bu konuyu somut önlemlerle ele almanın mümkün olduğunu ortaya koyuyor. “Türkiye’de İklim Değişikliğine Uyum Sağlama Pilot Çalışması” adlı raporda Türk şirketlerinin alması gereken öncelikli önlemler sıralanıyor. Rapor, iklim değişikliği konusunda oluşabilecek risk ve fırsatlara değinerek şirketlerin oluşabilecek değişiklikleri öngörmelerine ve hazırlık yapmalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Türkiye’de özel sektörün iklim değişikliği konusunda daha bilinçli ve tedbirli olması gerektiğine dikkat çeken IFC İklim Yatırımları Bölümü Direktörü Stephanie Miller, yayınlanan raporun işletmelere iklim değişikliği ile ilgili konularda alınabilecek ve aynı zamanda iş sürdürülebilirliği açısından da faydalı olacak öneriler sunduğunu söyledi. EBRD İklim Değişikliğine Uyum Bölümü Kıdemli Müdürü Craig Davies ise şunları söyledi: “Türkiye’de özel sektör için iklim dostu teknolojiler ve uygulama alanında önemli bir yatırım potansiyeli bulunyor. Diğer uluslararası finansal kuruluşlarla beraber Türkiye’de iklim dostu yatırımların yeni finansman araçlarıyla desteklenmesi amacıyla çalışmalar yürütüyoruz.” Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile beraber yapılan çalışma, yağış azalması ve sıcak hava dalgası gibi iklim değişikliği unsurları nedeniyle
20
ortaya çıkan kuraklığın Türkiye için artan bir risk olduğunu ortaya koyuyor. Türkiye Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İklim Değişikliği Şube Müdürü Gürcan Seçgel, bu çalışmada yer almış olmaktan dolayı memnuniyet duyduklarını belirtirken, raporun iklim değişikliği ile mücadelede özel sektörün rolünü vurguladığını söyledi. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ise iklim değişikliği konusunda pratik bilgi ve tavsiyelerin ve yeni ticari fırsatların Türk özel sektörü tarafından her zaman ilgiyle karşılanacağını belirtti. Çalışmaya katılan Türk şirketlerinin %45’i son 3 yıl içerisinde iklim değişikline bağlı bir nedenden ötürü önemli şekilde etkilendiği belirtirtti. Ayrıca, çalışmayı yapan araştırmacıların görüştüğü şirketlerin büyük bir bölümü de değişen iklim karşısında tespit ve önlem alma konularında şirketlerinin somut bilgiye sahip olmadıklarını söyledi. IFC ve EBRD tarafından ortaklaşa yapılan çalışma özellikle su verimliliğini artırmak için damla sulama yapılması, kuraklığa karşı dayanıklı tohum kullanımı gibi somut önlemlerin, %64 oranında yatırım geri dönüşü sağlayabileceğini ortaya koyuyor. Ayrıca raporda tarım işlemleri, imalat ve belediyecilik gibi sektörlerde daha verimli işleme, geri dönüşüm ve su geri kullanımı gibi yöntemlerin %30’a kadar yatırım geri dönüşümü sağlayabileceği belirtiliyor. Aynı zamanda binalar için makul yatırımlarla yapılabilecek pencere yalıtımı, yağmur suyu biriktirilmesi, kanalizasyon ve havalandırma değişikliklerinin de büyük bir etkisi olacağı raporun bulguları arasında yer alıyor.
ONEFLEX, İran Esfehan’da gerçekleşen Yalıtım Semineri’ne katıldı
DAS Kauçuk Oneflex markalı ürünleri ile yurt dışında ki etkinliklerde yerini alıyor. İran Esfehan’da, 15 Şubat 2014 tarihinde Aseman Otel’de düzenlenen Yalıtım Semineri’ne Oneflex Genel Müdürü Koray Sarı konuşmacı olarak katıldı. ONEFLEX elastomerik kauçuk köpüğü yalıtım levhaları ve elastomerik kauçuk köpüğü yalıtım boruları hakkında teknik bilgiler ile kullanım alanları konulu detaylı bilgiler veren Koray Sarı, 2014 yılında yeni ürünler üzerinde çalıştıklarının altını çizdi. Çevreci ve know-how’ı kendilerine ait olan ses yalıtım ürünü FONEC hakkında bilgiler verdi. Ses yalıtımı yanısıra ısı yalıtımı özelliği ile faydalı ürün kategorisine giren yeni ürünlerinin, atıklardan geliştirilmiş olması nedeniyle çevreci olmasının hem ülke ekonomisine faydaları hem de dünya için öneminden bahsetti. Ürünlerin geniş kullanım alanları hakkında bilgiler veren Sarı, mekanik tesisat müteahhitleri, makine mühendisleri, yalıtım malzemesi satıcıları ve akademisyenlerden oluşan 250 kişilik davetliye hitap etti.
Haberler
Kristalşehir’de Mimsan sıcaklığı BİNA ve toplu konutlarda yaptığı merkezi ısıtma projeleriyle adını Türkiye ve Avrupa’da sıkça söz ettiren Mimsan, İhlas Holding’in İstanbul’daki 5.000 konutluk Kristalşehir Projesinin de çözüm ortağı olarak çalışmalara başladı. Beylikdüzü, Esenyurt ve Büyükçekmece’nin kesiştiği noktada E-5
karayolu üzerinde inşa edilen Kristalşehir projesinde 18 blok ve 2 rezidance blok Mimsan’ın merkezi doğalgaz kazanları ile ısınacak. İlk etap daire teslimlerine önümüzdeki günlerde başlanacak olan projede, 48 adet doğalgaz yakıtlı Mimsan marka merkezi sistem sıcak su kazanı kullanılacak.
Yeşili unutun, rengimiz şeffaf Tasarımın Yeşil Zirvesi ‘‘EKODesign Konferansı’’ 7.yılında “Şeffaflık” teması ile gündeme damgasını vuracak YAPI-ENDÜSTRİ Merkezi tarafından bu yıl 7’ncisi düzenlenen EKODesign Konferansı, 15 Nisan 2014 salı günü, “Şeffaflık” teması ile YEM’de gerçekleştirilecek. 7 yıldır yarattığı tartışma ortamı ve yayınları ile ülkemizde sürdürülebilir tasarım ve kentleşmenin önünü açmayı hedefleyen EKODesign, bu yıl da “Şeffaflık” kavramının çevresel, ekonomik ve toplumsal boyutları ile ele alınacağı oturumlar, birbirinden beslenen birçok disiplini bir araya getirecek. EKODesign 2014 kapsamında; kentsel strateji, yatırım, şehir planlama, mimarlık ve peyzaj uzmanları, ortak yaşam alanlarının korunması ve tasarlanması konusundaki deneyimlerini aktaracaklar. Yapı-Endüstri Merkezi tarafından 15 Nisan 2014 Salı günü YEM Etkinlik Salonu’nda gerçekleştirilecek olan EKODesign Konferansı’nın bu yılki teması daha şeffaf ve katılımcı politikalara, stratejilere, planlara, programlara, proje ve uygulamalara duyulan gereksinim sonucu belirlendi. Birbirinden beslenen farklı disiplinleri bir araya getirecek olan konferansta, her şeyin “yeşil” etiketlenerek “çevre dostu”, “enerji verimli”, “sürdürülebilir”, “ekolojik” kılındığı
22
ve bu kavramların bulanıklaştırıldığı günümüzde katılımcılığın ön planda olduğu, çevreye zararı en aza indirilmiş ve özel yaşam alanlarına sahip olabilmek için “Yeşili Unutun, Rengimiz Şeffaf” söylemi ile “şeffaflık” kavramı çevre, ekonomi ve toplum boyutlarıyla ele alacak.
Şeffaflık sürdürülebirliğin neresinde? EKODesign 2014 için bir araya gelecek uzmanlar, “Şeffaflık kavramını yerel yönetimlerin çevre dostu yaklaşımlarında / ‘yeşil girişimlerinde’ görebiliyor muyuz?”, “Geliştiriciler ve yatırımcılar kentsel büyüme ve gelişmede anahtar olabilecek yeşil yenileme, ‘green retrofitting’ kavramını ‘şeffaflık’ ve ‘katılımcı politikalar’ çerçevesinde ele alabilirler mi?”, “Bina ölçeğinden mahalleye ve kentsel tasarıma kadar çevreci politikaları, şeffaf ve katılımcı yaklaşımla nasıl harekete geçiririz?” gibi sorulara yanıt arayacak.
Yerel yönetimlerin “yeşil girişimleri” Uzmanlar, çevre dostu yerleşim ve planlama anlamında girişimleri olan
yerel yönetimleri planlama ve uygulama sürecindeki deneyimlerini şeffaf bir platformda izleyicilerle paylaşacak. Mevzuat sorunları, imar süreçlerinde yaşanan sorular, konuttan masterplan ölçeğine projelendirmelerde zorluklar ve fırsatlar moderatörün sorularıyla masaya yatırılacak. EKODesign 2014 öncesinde sosyal medya üzerinden gelen soruların yerel yönetim yetkilileri ile paylaşılması sayesinde daha fazla şeffaflık sağlanacak. Konferansa Twitter üzerinden #ekodesign2014 ve twitter. com/YEMEtkinlik bağlantıları ile soru ve görüş iletmek mümkün olacak.
Enerji altyapısı ve sürdürülebilir kentsel planlamanın uzlaşması Sürdürülebilir kentsel planlama ve çevre dostu gelişim için altyapının önemini vurgulamayı da hedefleyen EKODesign 2014’te enerji altyapısı ve ülkenin enerji politikaları değerlendirilecek. Uzmanlarla birlikte “Çevresel politikalar, enerji politikaları, sürdürülebilir kentsel planlama uzlaşamaz mı?”, “Şeffaf ve katılımcı bir strateji mümkün mü?” gibi sorulara yanıt aranacak.
Haberler
Form Solar, İpekyüz Elektrik ve Yingli Solar
Türkiye işbirliği Antalya ve Dalaman havalimanlarının enerjisi güneşten FORM SOLAR, İpekyüz Elektrik – Çetin İpekyüz ve Yingli Solar Türkiye, firmaları işbirliği ile tamamlanan projede Dalaman Havalimanı ve Antalya Havalimanı’na kurulu gücü toplam 500 kWp olan zemine monte güneş enerjisi santralinin kurulumu tamamlandı. İki santralin yıllık enerji üretim kapasitesi ise toplam 796 bin 093 kw olarak tasarlandı. Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü tarafından talep edilen proje kapsamında hazırlanan iki güneş enerjisi santralinin yapımına Ağustos 2013 tarihinde başlandı. Güneş panelleri Yingli Solar Türkiye tarafından tedarik edilen projede Form
Solar, ihale sahibi olan İpekyüz Elektrik firmasına projelendirme, ürün temini uygulama desteği ile birlikte devreye alma hizmeti sundu. Üç firmanın iş birliği sonucunda güneş enerjisi santralleri hızla tamamlanarak Aralık 2013 tarihinde devreye alındı.
Yingli Solar’ın dünya lideri tecrübesi Yingli Solar Türkiye Ülke Müdürü Uğur Kılıç, havalimanlarında yapılan projeyi Form Solar ile birlikte hızla ve eksiksiz bir şekilde tamamladıklarını belirterek, Yingli Solar’ın 2012 ve 2013 yılında dünya pazar lideri olarak kapattıklarını hatırlattı.
Kılıç şunları söyledi: “Bu iki projede Yingli Solar’ın Dünya tarafından kalitesi ve verimliliği ispatlanmış panellerimizi kullandık. Her projede 962 adet olmak üzere toplam bin 924 adet 260 W yüksek verimlilik sağlayan Yingli Solar paneli yer aldı. Bu panelleri DHMİ’nin yüksek verimlilik talebine cevap vermek amacıyla çok hızlı bir şekilde tedarik ederek, projeyi tamamladık. Havalimanlarının ihtiyacı olan elektrik ihtiyacının büyük bir bölümü Yingli Solar panelleriyle sağlanacak. Yingli Solar olarak kısa zaman içinde Türkiye’de pek çok yeni projeyi hayata geçirmeyi planlıyoruz” dedi.
Güneş enerjisi hızla artacak Uğur Kılıç
24
Enis Behar
Form Temiz Enerji Genel Müdürü Enis Behar ise havalimanlarında gerçekleştirdikleri projenin kendileri için önemine dikkat çekerek, “Havalimanları, otel ve tatil merkezleri gibi günün her saati elektrik enerjisine ihtiyaç duyan kurumların güneş enerjisi projelerine yatırım yapmaları olumlu bir gelişme” dedi. Behar, Türkiye’nin güneş enerjisi bakımından çok avantajlı bir ülke olduğunu anlatarak şirketlerin bu enerji kaynağını en iyi şekilde kullanmaları için güneş enerjisi yatırımlarını geç kalmadan yapmaları gerektiğine, 2014 yılının ise bu yatırımı yapmak için en uygun dönem olduğuna inandığını sözlerine ekledi.
Haberler
Önce ısı yalıtımı yapılmalı sonra Enerji Kimlik Belgesi alınmalı Türkiye’deki binaların enerjiyi daha verimli ve tasarruflu kullanmaları için Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığının çalışmaları doğrultusunda hazırlanan Enerji Kimlik Belgesi (EKB) alma zorunluluğu ile, Türkiye’de şimdiye kadar 150.000 konut EKB aldı. 2007 YILINDA yayınlanan “Enerji Verimliliği Kanunu” ve 2008 yılında yayınlanan “Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği” ile birlikte yeni yapılan binalar 1 Ocak 2011 tarihinden itibaren zorunlu olarak Enerji Kimlik Belgesi almaya başladı. Mevcut binalara ise 2017 yılına kadar Enerji Kimlik Belgesi alma zorunluluğu getirilmişti. Binanın enerji ihtiyacı ve enerji tüketim sınıflandırması, yalıtım özellikleri (ısıtma/soğutma sistemlerinin verimi) ile ilgili bilgileri içeren Enerji Kimlik Belgesi, yeni binaların belediyelerden yapı kullanma izni alması aşamasında zorunlu tutuluyor. Filli Boya Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Gülay Dindoruk konuyla ilgili olarak “Ülkemizde enerjinin yaklaşık %37,2’sini binalarda, binalarda harcadığımız toplam enerjinin de %70’ini de bina ısıtmasında kullanıyoruz. Bu durum, ülkemizdeki toplam enerjinin %26’sını binaları ısıtmak için harcadığımızı gösteriyor. Toplam enerjimizin yaklaşık %75’ini ve doğalgazımızın neredeyse
26
belgelendirilmesinin son derece önemli olduğunu vurgulayan Dindoruk sözlerine şöyle devam etti: “ Isı yalıtımı sonrası alınmış EKB ile konutların sahibi veya kiracısı hem ısı yalıtımının sağladığı %50 tasarruftan istifade ediyor, hem de binanın alım-satımdaki değerinin artmasını sağlıyor.”dedi.
Mevcut binalar EKB’yi neden almalı
Gülay Dindoruk Filli Boya Paz. Gen. Müd. Yrd.
%100’ünü ithal yollarla tedarik ettiğimizi göz önünde bulundurursak, binalarda uygulanacak olan verimliliğinin ne kadar önemli olduğunu görebiliriz. ” dedi. Binalarda tüketilen enerjiyi azaltmak için, alınacak tedbirlerin EKB ile
Isı yalıtımı ile sağlanan yakıt tasarrufu ve ısı yalıtımı sonrası alınmış EKB’nin binanın değerine sağladığı katkı göz önünde bulundurulursa, mevcut binalara önce ısı yalıtımı yapılması, ardından da EKB alınması hem binaya değer katacak hem de kış aylarında doğalgaz yaz aylarında ise klima kullanımı ile oluşacak elektrik maliyetini düşürecektir. Isı yalıtımı öncesi durumu bilmek ısı yalıtımının sağladığı katkıyı görmek açısından önemlidir, ancak unutulmamalıdır ki, ısı yalıtımı sonrası EKB’nin yenilenmesi gerekecektir. Bu sebeplerden dolayı, izlenmesi gereken en doğru yol, önce ısı yalıtımı yaptırmak ardından EKB almaktır.
Haberler
Ankara Belpa Buz Pateni projesinde REHAU buz pateni soğutma sistemi tercih edildi BAHÇELİEVLER’DE yer alan proje, mevcut bir buz pateni salonunda yer alan pistin renovasyonunu içermekteydi. Buz pisti 60 m uzunluğunda, 30 m genişliğinde nizami ölçülerde olup, projede 22.500 m 25x2,3 mm ölçüsünde REHAU RAUTHERM-S PE-Xa boru kullanıldı. Boruların sahada üretimi yapılan ve 750 ağızlı Tichelmann kolektörüne bağlantısı REHAU’nun %100 sızdırmazlık garantisine sahip geçme manşon bağlantı tekniği ile gerçekleştirildi. Projede kullanılan borular şantiyenin gereklerine uygun olarak belirlenen kangal uzunluğunda özel olarak üretildi. Buz pateni sistemleri için kullanılan REHAU sistem bileşenleri aşağıdaki özellikleri ile ön plana çıkmaktadır: ❐ Esnek boru malzemesinin sıfırın altında (-10ºC -20ºC) sıcaklıklarla işletilen ve büyük çekme kuvvetlerini oluşturan sistem için uygunluk göstermesi
❐ Düşük dönüş yarıçaplarının gerçekleştirilebilmesi ❐ Boruların projeye özel kangal uzunluklarında üretilmesi sayesinde firelerin bertaraf edilmesi ❐ Kullanılan bağlantı tekniğinin %100 sızdırmazlık garantili ve çözülemez
olması. Hızlıca uygulanabilmesi, uygulamacıdan bağımsız ve hep aynı kalitede gerçekleştirilebilmesi, hemen basınçla yüklenebilmesi Projenin uygulaması REHAU Ankara bölge bayilerinden DASER Mühendislik tarafından gerçekleştirilmiştir.
Buderus bayileri Amsterdam’da Buderus, bayilerini 24-26 Ocak 2014 tarihinde Hollanda’nın Amsterdam kentinde ağırladı. Buderus’un Deventer’daki fabrikasına düzenlenen geziye 240 kişilik bir grup katıldı.
BUDERUS fabrikasında yapılan turda bayiler; fabrikanın tarihçesi, yeni çıkacak cihazlar, üretim teknolojisi gibi konularda bilgi alırken, canlı olarak üretimi görme fırsatı da buldular. Fabrikada düzenlenen toplantıda Buderus satış müdürü ve pazarlama müdürü, pazarın durumu,
28
2013 yıl sonu kapanış rakamları, 2013’de gerçekleşen ve 2014 için planlanan pazarlama faaliyetleri hakkında bilgi verirken, ürün yöneticileri ise bayileri yeni Buderus ve LG markalı cihazlar hakkında bilgilendirdiler. Toplantı sonunda düzenlenen ödül töreninde 2013 Üstün
Başarı Ödülü’nü kazanan bayilere bereketi sembolize eden nar şeklinde ödül takdim edildi. Amsterdam’ın en önemli ve tarihi lokasyonlarını gezme fırsatı bulan grup, gala yemeğini Amsterdam’ın en tarihi oteli olan Grand Hotel Krasnapolsky’nin ünlü restoranında aldı.
Haberler
Pik boruda yeni alternatif Aydın Global ile Türkiye’de Avrupa’nın en büyük pik döküm boru ve ek parçaları üreticinden biri olan Fp Preis artık Aydın Global ile Türkiye’de. AVUSTURYA’NIN döküm teknikleri alanında en büyük ve en teknolojik firması olan Fp Preis; Aydın Global bünyesinde Türkiye’deki büyük projelerin pissu ve yağmur suyu deşarjı ihtiyaçlarını karşılamaya başladı. Kalitesi ve üretim tekniği ile sektöründe Avrupa’nın en iyi markalarından Preis; Türkiye’de boru sektöründe son 40 yıla damgasını vurmuş Aydın Grup bünyesindeki firmalardan Aydın Global ile sektöre giriş yaptı. 2007 yılında çıkan yangın yönetmeliğinde belirtildiği üzere yüksek binalarda pissu ve yağmursuyu deşarjında minimum B1 yangın sınıfı pissu borusu kullanılması gereği açık olarak belirtilmektedir. Türkiye’de bunu karşılayan tek boru “pik boru” dur. Pik borular A2 yangın sınıfında olup damlatma ve duman çıkarma boyutunda da alternatiflerinin çok önündedir. (A2-D0-S1) Projelerin ihtiyacı olan her tür sertifikasyonu portföyünde bulunduran Preis; mekanik tesisat sektörüne pik boru alanında taze kan olmaya kararlı. Aydın Global ; Türkiye’ de mekanik sektörüne Preis markası ile boru fittings ve birleştirme kelepçesini tamamen Avrupa orijinli ve tamamı aynı marka olarak sunmaktadır. Bundan dolayı boru ve ek parçaları arasında herhangi bir uyumsuzluk ihtimali ortadan kalmaktadır. Aydın Grup Türkiye’de Aydın Boru, Saytek Metal ve Giacomini Unival firmalarıyla mekanik tesisat ve enerji sektörünün çelik çekme boru, ek parçaları ve her tip vana ihtiyacını son derece donanımlı ekibi ve yeterli stokuyla karşılamaktadır. Giacomini Unival firması dünyanın en büyük pirinç vana üreticisi olan İtalyan Giacomini ile partnerlik yaparken kendi
30
üretimi olan Unival marka vanalarla da sektöre kaliteli çözümler sunmaya devam etmektedir; aynı zamanda Victaulic distribütörlüğüyle yangın tesisatı alanında; Flowcon distribütörlüğü ile ise dinamik balans vanası alt kırılımında yine sektöre ciddi fayda sağlamaktadır. Çelik çekme boru ve ek parçaları(dikişsiz) alanında Dünya’nın önemli üreticilerinin Türkiye’deki tek distribütörlüğünü ise Aydın Boru ve Saytek Metal yürütmektedir. Aydın Grup firmalarından olan Aydın
Global ise Türkiye de ve Ortadoğu da Fp Preis tek distribütörlüğünü yürütürken aynı zamanda Türkiye civarındaki ülkelerde Aydın Grup’un etkinliğini sürdürmeyi hedeflemektedir. Aydın Global firma ortaklarından Şevket Yavuz; Hedeflerinin Türkiye de pik boru ve ek parçaları pazarını büyütmek olduğunu belirtirken, Türkiye’nin bu konudaki potansiyelinin gelişmeye son derece açık olduğunu belirtmektedir.
Haberler
Victaulic Kuruluma Hazır Teknolojisi Boru Birleştirmeyi Hızlandırıyor Yazanlar: Onur Şahin – Victaulic HVAC – Madencilik – Su ve Su Arıtma Sistemleri / Özgür Özoğul - Victaulic HVAC – Denizcilik – OEM
Önceden birleştirilmiş, kompakt ve gevşek parçası bulunmayan Victaulic QuickVic® kaplinler basınç altında son derece başarılı MEKANİK boru birleştirme sistemleri alanında dünya lideri olan Victaulic, mekanik boru birleştirmeyi hiç olmadığı kadar verimli hale getiren, patentli kuruluma hazır teknolojisi yelpazesini tanıtıyor. Style 107H QuickVic Rijit Kaplin ve Style 177 QuickVic Esnek Kaplin, HVAC, şebeke tesisatı ve proses borulama sistemleri için idealdir. Bir kaplin, kaplin kelepçeleri, bir conta ve iki somun ve civatadan meydana gelir. Mekanik boru eklemleri, daha geleneksel boru birleştirme yöntemlerine kıyasla çok büyük avantajlar sağlarken gerilim altında eşit veya daha yüksek performans gösterirler. Style 107H, 5170kPa (750psi) ve Style 177 ise 6900kPa (1000psi) basınca dayanıklıdır. Her iki kaplin de standart olarak -34°C ila 121°C (-30°F ila 250°F) arasındaki sıcaklıklara dayanabilen EHP conta teknolojisine sahiptir ve 50 ila 200 mm (2 ila 8”) ebatlarında sunulmaktadır. Ayrıca nitril contalar da mevcuttur. Kuruluma hazır kaplinler, orijinal yivli sistemi bir adım öteye taşıyarak geliştirirler: Bunlar, kurulum öncesinde parçalara ayırma gerekliliği olmaksızın kuruluma hazır olarak teslim edilirler. Kaplin tek bir ünite halinde yivli boru uçlarına kolayca takılıp bir darbeli anahtar veya standart el aletleriyle sıkılabilir. Bu özellikler kurulumu hızlandırarak boru tesisatını çok daha verimli bir hale getirmektedir. Aslında Victaulic kuruluma hazır kaplinler, kaynaktan 10 kata kadar, flanşlamadan 6 kat ve standart mekanik yivli kaplinlerden 2 kat daha hızlı kurulabilmektedirler. Kurulumun daha
32
az sayıda aşamayla tamamlanmasının sonucu olarak, istikrarlı biçimde daha sıkı boru eklemleri ve daha kısa tesisat kurulum süresi sağlanmakta ve bu da yüklenicilerin ekip büyüklüğünü daha optimize biçimde ayarlayabilmelerine ve proje takvimlerine uyabilmelerini ve hatta zamanından önce teslim edebilmelerini mümkün kılmaktadır. Kaynak işlerine ihtiyaç olmadığı gibi, düşebilecek veya kaybolabilecek herhangi bir gevşek parça da bulunmadığından, malzemelerle çalışma ve yanı sıra yaralanma riski de azalmaktadır.
Victaulic HVAC Türkiye Satış Mühendisleri Özgür Özoğul ve Onur şahin “Victaulic yenilikçi çözümler sağlamaya odaklanmıştır. Kuruluma hazır kaplinler hızlı kurulum sağlayacak şekilde tasarlanmaktadırlar ve müşterilerimiz için daha da yüksek verimlilik düzeyleri vaad etmektedirler. Yatırıcımlar, Taahhüt firmaları ve projeciler yalnızca zamandan tasarruf etmekle kalmayıp aynı zamanda maliyet tasarrufu, güvenlik geliştirmeleri ve çok daha yüksek kullanım kolaylığına da kavuşmaktadırlar.” dedi.
Haberler
Daikin Türkiye, yetenekli genç yönetici adaylarını arıyor Daikin Türkiye, bu yıl üçüncüsünü düzenlediği Global Trainee projesi ile geleceğin yönetici adaylarını iş hayatına kazandırmaya devam ediyor. ‘İlk İşiniz Pasaport Almak!’ sloganı ile üniversiteden yeni mezun gençlere benzersiz bir kariyer fırsatı sunan Daikin Global Trainee 2014’e, 6 Nisan gününe kadar başvurmak mümkün. 3 ay boyunca da Avrupa’nın farklı ülkelerindeki Daikin ofislerinin birinde ülk çalışma fırsatı bulacak. Kazanan diğer ça iki aday ise 9 ay boyunca Daikin ik Türkiye’de, 3 ay süresince de Daikin Tü Belçika’da görev alacak. Bir yıl boyunca Be farklı departmanlarda hem eğitim alma fa he hem de çalışma olanağı yakalayan bu gençler, istemeleri halinde Daikin Tü Türkiye bünyesinde çalışmaya devam e edebilecek.
DÜNYANIN önde gelen iklimlendirme kuruluşu Daikin, Türkiye’deki üniversitelerden mezun olmuş genç yetenekleri profesyonel hayata kazandırmak için yürüttüğü Global Trainee projesinin bu yıl 3’üncüsünü hayata geçiriyor. ’İlk İşiniz Pasaport Almak!’ sloganı ile gençlere uluslararası deneyim edinme olanağı veren Daikin Global Trainee 2014, sunduğu eğitim ve çalışma olanakları ile gençlere benzersiz bir kariyer fırsatı tanıyor.
Gençler göz doldurdu G
Başvurular nasıl yapılacak Her yıl 4 başarılı gence Daikin dünyasının kapılarını açan Daikin Global Trainee’ye başvurular 19 Şubat-6 Nisan 2014 tarihleri arasında yapılabilecek. Bu özel programa katılmak için www.daikinkariyer. com ve www.facebook. com/daikinturkiye internet adreslerinde yer alan formları doldurmak yeterli olacak. Başvuruda bulunan her adayın değerlendirmeye alınacağı Daikin Global Trainee’de, ilk değerlendirmeleri Daikin Türkiye ve Global CV İK yöneticileri yapacak. Bu değerlendirme sonucunda, belirlenen kriterlere uygun adaylar arasından 15 kişi finale kalmaya hak kazanacak. Ardından seçkin isimlerin yer aldığı bir jüri tarafından değerlendirmeye alınacak olan adaylar, yapılacak mülakatta kendini ifade etme olanağına sahip olacak. Eğitim geçmişi, İngilizce düzeyi, liderlik ve girişimcilik özelliği, geleceğe yönelik hedefleri ve bunu
34
sergileme kabiliyeti ile sivil toplum kuruluşlarında görev alma becerisi ve hobiler gibi çok yönlü bir değerlendirmenin yapılacağı bu mülakat sonucunda seçilecek 4 başarılı genç, Daikin bünyesindeki kariyer yolculuğu başlayacak.
Eğitim ve çalışma fırsatı Daikin Global Trainee’ye katılmaya hak kazanan 4 genç yönetici adayı, Daikin bünyesinde benzersiz bir kariyer olanağına sahip olacak. Kazanan adaylardan ikisi; 9 ay boyunca Belçika’daki Daikin Merkez Ofisi’nde,
D Dünya çapında 51 binden fazla ççalışanı, yıllık yaklaşık 20 milyar ddolarlık cirosu ile 160 ülkede faaliyet g gösteren Daikin, insan kaynakları k konusunda değer yaratan özgün ç çalışmalar geliştirmeyi ilke ediniyor. D Daikin Türkiye bünyesinde hayata g geçirilen Daikin Global Trainee de son i yıldır elde ettiği sonuçlar ile dikkat iki ç çekiyor. Daikin Global Trainee’nin ilk y yılında Belçika’da eğitim ve çalışma fırsatı yakalayan gençlerden Sabancı Üniversitesi mezunu Gülnur Durak kariyerine Daikin Belçika Satın Alma Departmanı’nda devam ederken, Bilkent Üniversitesi mezunu Mert Gönlüşen aldığı teklif üzerine Daikin Avusturya’da Satış Planlama Departmanı’nda kariyerini sürdürüyor. Boğaziçi Üniversitesitesi mezunu Funda İdil Tezcan ile Ömer Adışen halen Daikin Belçika bünyesinde iş hayatına atılırken, Boğaziçi Üniversitesi’nden Roza Sarı, Konya Selçuk Üniversitesi’nden Muhammet Mehdi Taşyüz, Sabancı Üniversitesi’nden Gökçen Sümer ve Boğaziçi Üniversitesi’nden Mehmet Ali Yılmaz da Daikin Türkiye bünyesinde profesyonel olarak görevler almaya devam ediyor.
Haberler
Mechanic Dergisi,
Daf Enerji’ nin davetlisi olarak Ecobuild 2014 fuarını ziyaret etti
DÜNYANIN sürdürülebilir yapı konusundaki en büyük fuarıdır. Kendi alanlarının en prestijli fuarlarından birisi olarak kabul edilen Ecobuild 2014 fuarının ana teması “Sürdürülebilir Tasarımlar, Yeşil Yapı Ürünleri ve Hizmetleri Fuarı” olmasıdır. Dünyanın en büyük çevreci tasarım etkinliği olan fuarda; yapı malzemeleri, güneş enerjisi, inşaat sistemleri, aydınlatma, iç
tasarım, dış cephe ürünleri, havalandırma ve arıtma sistemleri, altyapı, ısıtma ekipmanları, ölçme ve kontrol ekipmanları, iş makineleri, çevre teknolojileri, su teknolojileri, mimari detaylar gibi sektörler yer almaktadır. Ecobuild Fuarı, Dünya’nın sürdürülebilir yapı konusundaki en büyük fuarıdır. Bu sene 4 – 6 Mart 2014 tarihlerinde Londra’da düzenlenen fuar, 120 ülkeden, 1.250’den fazla katılımcı ve 45.000 ziyaretçiyi bir araya getirmiştir. Ayrıca fuar kapsamında ücretsiz konferanslar ve seminerler de yer almaktadır. Fuara en fazla katılım gösteren 20 ülke şöyledir: İrlanda, İtalya, Almanya, Fransa, İspanya, Hollanda, Belçika, Polonya, Çin, Belarus, Brezilya, Finlandiya, İsveç, Portekiz, Danimarka, Türkiye, Rusya, Amerika, Kolombiya ve Yunanistan. Mechanic Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Evren Demirci fuarda hem Türk hem yabancı katılımcıları ziyaret etti. Derginin ilk sayısını tanıttı. Derginin bundan sonraki durağı 18-21 Mart 2014 tarihlerinde Mostra Convegno Expocomfort (MCE) Milano Uluslararası Isıtma, Soğutma, Klima, Havalandırma, Yalıtım, Pompa, Sıhhi Tesisat ve Su Arıtma Teknolojileri Fuarı.
96.000 Konut ısı gider paylaşım sistemlerinde Daf enerji’yi tercih etti 2007 yılında çıkan Enerji Verimliği Kanunu sonrasında, MAS-DAF Grup’un yöneticileri tarafından yarım asırlık sektör tecrübesi ile 2009 yılından tamamen %100 Türk sermayesi ile kurulan Daf Enerji, 87 kişilik kadrosu ile üç ana başlıkta hizmet vermektedir; 1. Üretimi alanı yaklaşık 4.000 m2 olan Tuzla Sanayi Sitesindeki fabrikasında Isı İstasyonu üretimi yapar. Üretim tesislerinin kendi kontrolünde olmasından dolayı müşterinin ihtiyacı ve talebi odaklı olarak özel üretim yapma kapasitesine sahiptir. 2. Isı gider paylaşım sistemi için gerekli olan ısı istasyonu, ısı sayacı, ısı pay ölçer, sıcak ve soğuk su sayaçları gibi ürünlerin satışı, bununla birlikte gider paylaşım sisteminin doğru
36
ve eksiksiz kurulumu için gerekli olan teknik desteği verir. Türkiye’nin dört bir yanında 96.000 den fazla konut sistem kurulumunda DAF Enerji’yi tercih etmiştir. 3. Isı gider paylaşım sistemi firmamız tarafından ya da başka bir firma tarafından (m-bus protokollü) kurulmuş olan binalara okuma ve hizmet paylaşımı yapmaktadır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş firmamız 66.000 konutun okuma ve paylaşım hizmetini yapmaktadır. Sektörde, “Satış Sonrası Hizmetler” ve “Teknik Servis ve Destek” departmanlarında açık ara en fazla personel bulunduran öncü firma, ülkemizde genellikle site-apartman yönetimleri, dairelerin yakıt bedellerini aylık sabit avanslar ile yıl boyunca aidat içinde veya her ay yakıt faturasını arsa payına bölerek hesaplar ve toplar. Ülkemizde bu durum çok yaygın olmasına rağmen Avrupa’da böyle bir uygulama yoktur ve yasal değildir. Aynı zamanda adil bir çözüm de değildir. Bu durumda birçok daire tüketmediği yakıtın parasını yıllarca ödemek zorunda kalmaktadır. Söz konusu teknoloji bu uygulamaya son vermektedir. 02.05.2007 Tarihinde çıkan 5627 numaralı Enerji Verimliliği Kanunu ile birlikte merkezi sistemle ısıtılan binalarda ısı pay ölçer/ısı sayacı sistemi zorunlu olmuştur. Yeni uygulamada, her daire kendi kullandığı kadar ısı bedeli öder. Bireysel ayarlamalar sayesinde kazan faturasında %15 ile %45 arasında yakıt tasarrufu sağlanır.
Haberler
Vadistanbul projesinde Daf Enerji ısı istasyonları tercih edildi DAF Enerji argeden üretime tüm yatırımlarıyla ülkemiz ısıtma ve inşaat sektörüne yüksek standartlarda ürünler sunmaya devam ediyor.
INDIRECT Heating ile merkezi sistemlerde tamamen bireyselleşmiş ısıtma sağlamak mümkün. Belgrad Ormanları’yla çevrili eşsiz bir arazi üzerinde yükselen yeni projelerden Vadi İstanbul Teras, rakipsiz mimarisine ek olarak yüksek konfor ve teknolojiyi konutlarına taşıyor. Enerji verimliliğini ön planda tutan ve sektördeki en son gelişmelerin uygulama alanı bulduğu mekanik projesiyle de bir adım öne çıkıyor. Projenin tamamında çağın gereklerine uygun ileri teknoloji ve deneyim ürünü ısıtma sistemleri kullanılıyor. Bu sistemlerin çevreyle dost ve kullanıcı konforunu ön plana alan belirleyici öğelerinin başında ısı istasyonları geliyor. Kullanım sıcak suyunu bir eşanjör vasıtasıyla ani ısıtma prensibine dayanarak hazırlayan ısı istasyonları, binalarda balanslama ve gerektiğinde otomasyon işlevlerini üstlenerek ısıtma sisteminin de kontrolünü sağlıyor. Isı istasyonları, başta montaj kolaylığı olmak üzere, yüksek konfor, güvenli kullanım ve enerji verimliliği yönünde gerek uygulayıcı, gerek tüketici, gerekse çevre açısından pek çok avantajı beraberinde getiriyor. Vadi İstanbul Teras’ta kullanılan ısı istasyonlarında DAF Enerji’nin üst segment ürünleri arasında yer alan “Indirect Heating” serisi tercih edildi.
38
Bu seri ısı istasyonları, kullanım sıcak suyunu yüksek kapasitelerde düşük kazan sıcaklığı ile üretebiliyor. Projede yer alan ısı istasyonları debi değişimlerinden bağımsız olarak sabit kullanım suyu sıcaklığını verebilme özelliğine sahip. Daire büyüklüğü ve oturan sayısına göre belirlenen sıcak su ihtiyacı, plakalı ısı eşanjörü vasıtasıyla bekleme süresine ihtiyaç duyulmaksızın karşılanıyor. Vadi İstanbul Teras’ta bu ihtiyaç 38 kW’tan 80 kW’a kadar geniş bir yelpazede yer alıyor. Bu sayede kullanıcıya, anında ve kesintisiz sıcak suya erişim imkânı sağlanmış oluyor. Projede enerji verimliliği ve tüketici konforu ön plana çıkarılmış. 1111 konutun tamamında döşemeden ısıtma sistemleri uygulanıyor. Bu noktada ısı istasyonları, konut içi ısıtma hattını da üzerinde bulunan ikinci bir ısı eşanjörü ile tamamen bireyselleştiriyor. Her dairenin ısıtma hattı ısı istasyonu içerisinde bulunan genleşme tankı ve frekans kontrollü sirkülasyon pompası aracılığıyla kapalı devre haline getiriliyor. Bu sayede güvenlik, konfor ve yüksek kontrol kabiliyeti tüketiciye bir arada sunuluyor. Dahası her bir konutta dış hava sıcaklığı konutun binadaki konumuna bağlı olarak ayrı ayrı ölçülüyor ve döşemeden ısıtma sıcaklığı buna bağlı olarak değiştiriliyor. Böylece konfor maksimum seviyeye
taşınırken ısıtmada enerji verimliliği en üst noktada konumlanıyor. Vadi İstanbul Teras’ta sıcak su üretiminin hiçbir noktasında depolama yapılmadığı için kullanıcı bekleyen suda oluşan lejyonella bakterisi gibi bakterilerin yarattığı hastalıklardan korunmuş oluyor. Merkezi ısıtma sisteminde birer arayüz görevi gören ısı istasyonları, enerji üretimi yapmayıp, sadece ısı merkezinden gelen sıcak suyu dairenin ihtiyacına göre kontrol ederek yönlendiriyor. Bu istasyonların kullanıldığı projede, daireler içerisinde her hangi bir yanma prosesi gerçekleşmediği ve özel baca bulunmadığı için baca gazından zehirlenme ihtimali ortadan kaldırılıyor. Aynı zamanda ısı istasyonları doğal gaza ihtiyaç duymadığından, mutfaklarda elektrikli ocakların kullanılmasıyla, doğalgaz hattının bina içerisinde bulunmasına gerek kalmıyor. Böylece binalar bu hatların getirdiği risklerden arındırılmış oluyor. Üstün teknoloji ve yenilikçi tasarımların bir araya geldiği Vadi İstanbul Teras, DAF Enerji’nin büyük sektör deneyimi ve teknolojik alt yapısı ile sıcak su hazırlama ve ısıtma sistemiyle de yüksek konfor, maksimum güvenlik, düşük işletme maliyeti, çevre duyarlılığı ve kaliteyi tek çatı altında buluşturuyor.
Evren UYGUR
Mepro Mühendislik Makine Mühendisi Firma Sahibi
Yangın
Temel proje dizayn ve saha montaj hatalarına karşı önlem ve gereklilikler Sulu söndürme sistemlerinin bütünü için belki de en önemli kısım olan, yeterli debi ve basınçtaki suyu akış ekipmanlarına sağlayan basınçlandırma sistemleri, bir başka deyişle yangın pompaları, en yaygın olarak projelerin dizayn ve montaj gerekliliklerinde bağlı kalınan NFPA standartlarında üretilmekte ve uygulanmaktadır. Birçok konstrüksiyonda dizayn ve imal edilen yangın pompalarının, en yaygın olarak santrifüj tipleri kullanılmaktadır. Yatay-düşey bölünebilir gövdeli, In-Line ve End-Suction gibi alt konstrüksiyon tipleri de bulunan bu pompaların özellikle mekanik ve elektriksel saha montajlarında bazı standart hataları ve uygunsuzluklar çoğu projede maalesef tekrarlanmaktadır. Aşağıda; temel ve en çok karşılaşılan uygunsuzluklar üzerinden NFPA-20 gerekliliklerine bağlı, uygun montaj detayları belirtilmeye çalışılmıştır. Bu gerekliliklerin bir kısmı yerel yönetmeliğimizde de tanımlanmıştır. Projelerin dizaynı ve saha uygulamalarında , tüm sorumlu ve yetkili taraflarca bu gibi uygunsuzlukların giderilmesi ve uygun çalışma yapılması, sistemlerin gerekli şekilde çalışmasını ve olası bir yangın veya acil durum anında amaca, dizayna ve kararlaştırılan senaryolara uygun şartları oluşturmasını sağlayacaktır. 1. Basınç hissetme hatları boru malzemesi; bakır, piriç veya paslanmaz çelik olmalıdır. Siyah veya
40
NFPA-20’ye uygun yangın pompaları galvaniz çelik boru kullanılmamalıdır. Bu hatlar, pompaların basma hattı çek vanası ve kesme vanası arasından alınmalıdır. Hatlar üzerinde kesme vanası bulunmamalı, 1,5m mesafe ile 2 adet çek vana konumlanmalıdır, kesme vanaları yalnızca çek vanalar öncesinde ve sonrasında oluşturulacak test-drenaj hatlarında kullanılmalıdır. Çek vanalar akışa ters bağlanmalı, klapeleri veya akış kesitleri ortadan 2-3mm lik delik oluşturacak şekilde delinmelidir. Temiz su, özellikle basınç hissetme hatları için çok büyük önem arz etmektedir. Hatların küçük ölçüde olması tıkanma riskini arttırmaktadır. Mümkün olduğu kadar temiz, tortusuz ve yabancı maddeden arındırılmış su kaynağı oluşturulmalıdır. 2. Ana relief vanalar; her pompadan bağımsız olarak, basma hatlarının çek vanası öncesinden alınmalıdır. Hatlar, her biri bağımsız ve su deposuna geri dönüş olarak devam etmelidir. Bu geri dönüş hatları direkt pompa emişine de verilebilir fakat su deposuna geri dönüş kullanılması önerilir. Relief vana çıkışındaki borulamada 1 den fazla dirsek kullanılacak ise, tanımlı çıkış boru ölçüsü 1 boy büyütülmelidir. Relief vana hatlarında kesme vanası kullanılmamalıdır. Relief vana çıkışlarında su akışı gözlemlenebilir olmalıdır. Bu koşul, gözetleme camlı taşma konu kullanılarak sağlanabilir. 3. Flow metre bağlantısında, cihaz öncesi ve sonrası kesme vana konum mesafelerinde üretici gerekliliklerine uyulmalıdır. 30,5m.
4.
5..
6..
7.
8.
uzunluğu geçen test hatları için boru ölçüsü, standartta tanımlananın bir boy büyüğü seçilmelidir. Test hatları pompaların basma çek vanası ve kesme vanası arasından alınmalıdır. Ana yangın pompalarından genel gidere verilecek salmastra, casing relief vana, soğutma suyu drenaj hatları her biri bağımsız olarak ve hatlardan su akışı gözlemlenebilir şekilde oluşturulmalıdır. Yangın pompaları, üretici gerekliliklerine uygun ebatta ve içerikteki beton kaideler üzerine oturtulmalı, ankrajlanmalı ve betonçelik kaideler arası “grout” betonlama yapılmalıdır. Tüm pompa dairesi borulaması; pompa çalışma, test ve deprem durumlarına uygun şekilde askılanmalı, desteklenmeli ve özel uygulamalar ile korunmalıdır. Tesisatın duvar, zemin, tavan vb. geçişlerinde esnek kaplin, geçiş noktası çevresinde açıklık ve gerekli yerlerde açıklık içi esnek malzeme kullanımı ile koruma uygulamaları sağlanmalıdır. Pompaların dönüş yönleri ve ölçüleri montajdan önce mutlaka tespit edilerek borulama, yerleşim dizaynı ve su deposu bağlantı lokasyonları uygun şekilde oluşturulmalıdır. Motor ve kontrol panoları tüm elektriksel bağlantıları ve kablolama içeriği üretici gerekliliklerine uygun gerçekleştirilmeli ve montaj esnasında kontrol panoları içerisinde birikebilecek çapak, toz, kir mutlak kontrol edilmeli ve gerekiyor ise temizlenmelidir.
9. Yangın pompa emiş hatlarında, boru ölçüsünün 10 katı mesafe içerisinde yatayda yön değişimi uygulanmamalıdır. 10. Pompa emiş ve basma hatlarında, pompa bağlantı flanşları ve hatlar arasında ölçü farklılığı var ise, emişte eksantrik basmada ise konsantrik çap düşürücü veya arttırıcılar kullanılmalıdır. 11. Dizel pompa ile yakıt tankları arası besleme ve geri dönüş hatları yükseklikleri üretici gerekliliklerine göre sınırlandırılmalıdır. Hatlarda siyah çelik boru kullanılmalı, galvaniz ve bakır boru kullanılmamalıdır. 12. Yakıt tankları havalık ve dolum boru çıkışları pompa odası dışına alınmalıdır. Tankların taşıma ayakları deprem, vibrasyon, vb. koşullara uygun şekilde desteklenmelidir. Çift cidarlı tanklar veya taşma havuzlaması yapılmış tek cidarlı tanklar kullanılmalıdır. 13. Pompa odası içerisindeki yerleşim, acil durumlarda ve bakım anında tüm kritik cihaz ve ekipmanlara ulaşımın engelsiz ve kolay şekilde olmasını sağlayacak şekilde düzenlenmelidir. Müdehaleyi ve gerekli erişilebilirliği sağlayacak yeterli aydınlatma sistemi sağlanmalıdır. Genel olarak donma riskini ortadan kaldıracak ve dizel pompa kullanımında dizel motor üretici kriterlerine uygun sıcaklık sağlayacak ısıtma sistemi, ve yeterli temiz havayı sağlayacak havalandırma sistemi kurulmalıdır. 14. Pompaların emiş hatları su deposu iç kısımlarında vorteks önleyici plaka kullanılmalıdır. Standartlara uygun ölçülerde ( her kenarı emiş boru çapının 2 katı ) imal edilmeli ve su deposu tabanından yeterli mesafede ( minimum 15,3cm veya emiş boru çapının yarısı – hangisi büyük ise ) konumlanmalıdır. 15. Pompaların basma tarafındaki tüm ekipmanların basınç dayanımı, pompaların kapalı vana basıncını karşılayacak şekilde belirlenmelidir. 16. Pompa emiş hatlarında kelebek vana kullanılmamalıdır. OSY gate vana kullanımı uygun olacaktır. Basma hattında onaylı kelebek ve OSY gate vana kullanılabilir.
Kaynaklar : NFPA-20_Standart_for_the_Installation_of_ Stationary_Pumps_for_Fire_Protection Binaların_Yangından_Korunması_Hakkında_ Yönetmelik
41
Makale
Prof. Dr. Gerhard Hausladen
Yüksek Mimar Gencay Tatlıdamak
gencay.tatlidamak@ ibhausladen.de
Geçmişten Günümüze bir “Yesil Bina” 1999-20.. Fotoğraf/Grafikler: Yüksek Mühendis Florian Hausladen Enerji Danışman Mühendis, IBHausladen
florian.hausladen@ibhausladen.de
Günümüzde daha yeni farkındalık yaratabilen yapılardaki yüksek enerji tüketimi ve bu tüketime bağlı yüksek karbon salınımları, aslında uzun zamandan günümüze sessizce gelen küresel bir problemdir. İnşa ettiğimiz yapıların doğamız üzerindeki direk ve dolaylı açılardan etkileri, düşündüğümüzden daha kuvvetlidir. Farkındalığımızın artması, günümüzde yeşil bina fikirlerinin çoğalması ile paralel doğrultudadır. Sertifikalandırdığımız yapılarımız çevreye duyarlılıkları ile önem taşır iken, ekonomik açıdan da yatırımcının yüzünü güldürmektedir. 20. Yüzyıl sonlarında, sertifika sistemleri henüz daha kurulum aşamasında iken (yani trend değil iken), yeşil binalar yada bu binaların oluşmasını tetikleyen fikirler nelerdi? Gerçek şu ki, günümüzde sertifikalı bir binam olsun diye başladığımız proje, o zamanlarda çevre ve enerji etkin bir bina olsun diye başlanılmış projeler olmuşlardır.
Çevre Koruma Daire Başkanlığı “Yeşil Binası”, Augsburg
42
MULTI-DİSİPLİN (Mimarlar, Mühendisler, Teknisyenler, Yatırımcı) bir çalışma sonucu tasarımı gerçekleştirilip, Eylül 1999´da teslim edilen Çevre Koruma Daire Başkanlığı Binası, “yeşil bina” tarihi sürecinde birçok yeniliklere de imza atmıştır. Tasarım ve yapım aşamasında mevcut teknolojiden maksimum yararlanmakla da kalmamış, mevcut teknolojilerin geliştirilmesinde de önemli katkıda bulunmuştur. Almanya genelinde ilk Absorpsiyonlu soğutma sistemi kullanımlarından biri bu yapıda kullanılmış ve yaşam döngüsündeki analizleri ile teknolojileri geliştirilmiştir. Mevsimsel enerji deposu olarak kullanılan “Aquifer”, birçok literatürde başarılı örnekler arasında yer almaktadır. Çevre Koruma Daire Başkanlığı ön tasarım aşamasında kendi misyon ve vizyonlarını öne çıkaracak bir yapının ihtiyaç programını belirlemiş ve multi-disipliner grup ile aşağıdaki tasarım hedeflerini beraberce almışlardır: • Kaynaklardan tasarruf sağlayabilecek bir enerji ve mimari tasarım konsepti • Fosil yakıt kullanımı yerine, yenilenebilir enerji ya da bio-enerji kullanımı (güneş enerjisi ve bio-yakıt) • Düşük karbon emisyonu ve salınımı • Düşük enerji ihtiyacı olan mekanik tesisat konsepti • Düşük su tüketimi
Bu hedeflerin gerçekleştirilmesi doğrultusunda kurulmuş olan gruba mimari tasarım için Wimmer & Wimmer ve enerji konsepti için Ingenieurbüro Hausladen dahil edilmiştir. 450 çalışanı için yaklaşık 16 000 m2 kullanım alanı olan, içinde ofislerin ve laboratuvarların bulunduğu bu yapı ortaya çıkmıştır.
Mimari Konsept İdari bölümler ve laboratuvarlar üçer katlı 100´er metre uzunluğundaki doğu-batı yönlerinde uzanan 3 ayrı blok da düzenlenmişlerdir. Bu bloklara dik açıda gelen giriş bölümü ise tek katlı ve ortak kullanım fonksiyonlarını içermektedir. Laboratuvarlar ve buna bağlı ofis alanları kuzey blok da yer alır iken, idari bölümler güney de yer alan iki blok içinde çözümlenmiştir. Blokların en üst katları mekanik-teknik tesisatlar (termal güneş kolektörleri, fotovoltaik üniteleri, Vaziyet Planı 1: 2000 havalandırma cihazları ve ısı değiştiricileri) için kullanılmaktadır. 3 ayrı yapı bloğunun ana cepheleri kuzey-güney yönlerindedir. Bu da yapıya enerji ve aydınlatma açısından yaz ve kış dönemlerinde büyük avantaj kazandırmaktadır.
Multi-Disiplin ve Bütüncül Tasarım Amaç, bütüncül bir tasarım yaklaşımı ve multi-disiplin bir çalışma ile hedef odaklı yapıyı ortaya çıkarmaktır. Başka bir deyişle, mimari, mühendislik ve enerji birbiriyle tamamen uyumlu olmalıdır. Böylece teknik ve teknoloji yapıya entegre edildiğinde, yapıya sonradan eklenen bir ilave değil, mimari konsept ve tasarımın bir parçası olduğu ortaya çıkarılmalıdır. Bu konuya bir örnek yapıdaki fotovoltaik sistemidir. Çatı tasarımında istenilen doğal aydınlatmayı sağlayabilecek bir açıklık, ama aynı zamanda güneşten ve ısı kazanımından korunma, ilave olarak da enerji üretilebilecek bütüncül bir çözüm aranmaktaydı. Çözüm enerjiyi üretecek olan fotovoltaik elemanlarının çatının üstünü örtecek olan çift cam sisteminin içine monte edilmesiydi. Böylece çatı hem doğal aydınlatmayı destekleyen hem de yarı saydam güneş kırıcıları (fotovoltaik) ile güneşten koruyan bir tasarıma sahip olmuştur. Tasarım sürecindeki diğer bir örnek ise çalışma alanları ile atriumlari birbirinden ayıracak bölme sistemlerdir. Bölme duvarlar yerine bu işlevi üstlenecek “bölme dolaplar” tasarlanmıştır. Bunlar mekânları birbirinden ayırırken, teknik ve mekanik tesisat sistemlerinin de bir parçası olmuşlardır. Arşivleme fonksiyonlarının yanında ses izolasyonu sağlayabilecek bir yapıdalardır. Havalandırma ve
43
Makale ısıtma üniteleri bu dolaplara gizlenmiştir. Böylelikle mimari, enerji ve mühendislik bir bütünlük oluşturmuştur. Çalışma mekânlarında asma tavanlar yerine beton taşıyıcılar açık bırakılmıştır. Böylece yapının yaz dönemlerinde fazla ısıyı gün boyunca saklayabildiği, gece havalandırması ile de bu ısıyı tekrar Enerji Akış Şeması Yenilenebilir Enerji Kullanımı-Vaziyet Planı 1/2000 boşaltabildiği bir sistem düşünülmüştür. Bu da özellikle yaz döneminde daha az soğutma enerjisine ihtiyaç duyulmasını sağlamıştır. Bahsettiğimiz bu örnekler göstermektedir ki, multi-disiplin ve bütüncül bir tasarım elde etmek istediğimiz hedefler doğrultusunda olması gereken bir çalışma prensibidir. Önemli olan hedeflerimizin doğru belirlenmesidir.
Enerji Konsepti Bir yapının enerji konsepti iki bölüme ayrılır. İki bölüm de birbirileri ile %100 uyumlu çalışmak zorundadır. Bir bölümde enerji üretilir iken diğer bölümde üretilen enerjinin verimli kullanılması sağlanır. “Yeşil Bina” kavramının en önemli yapı taşı da tam olarak burasıdır. Yapının ihtiyacı olan enerjinin nasıl üretildiği, üretirken ne ölçüde karbon salgıladığı ya da yenilenebilir kaynaklardan nasıl yararlandığı enerji konseptinin birinci bölümünü oluşturur. Bu bölümde ürettiğiniz yeşil enerjinin yüksek verimlilik ve en az kayıp ile kullanılmasından da ikinci bölüm sorumludur.
Enerji Konsepti – Bölüm 1: Enerjinin Üretilmesi Düşük Karbon Enerji Üretimi
Enerji Üretimi - Isıtma ve Soğutma
2000´li yılların basındaki mevcut teknoloji ve teknik göz önüne alındığında düşük karbon hedefli bir yapı için fazla tercih şansınız yoktu. Bu yüzden zamanının ötesinde yenilikçi bir düşünce ile yapının ihtiyaç duyduğu ısı enerjisi 3 ayrı sistem ile gerçekleştirildi. Büyük ebatta termal güneş kolektörleri ısıyı üretip mevsimsel termal enerji deposunda (yapay akifer) saklayacak, kanola-biodizel-kazanı da “peak” enerji ihtiyacını karşılayacak. Yapının ihtiyaç duyduğu ısı enerjisinin %60’ı bu kolektörler ve enerji akiferi sayesinde karşılanmaktadır. Böylelikle ısıtma sistemi, sıcak su ihtiyacı ve adsorbe soğutma sistemi için gerekli ısının büyük bir kısmı güneş yolu ile elde edilmektedir. Geri kalan ihtiyacı da boiler kazanı desteklemektedir. Yakıt olarak kanola-biodizel kullanarak enerji üretiminde normal yapılara kıyasla %95 daha az karbon salınmaktadır.
Enerjiyi Çakıl ve Su ile Depolamak Birçok depolama teknolojileri mevcuttur ki, yazın ürettiğimiz enerjinin mevsimsel süreçte depolanmasını ve soğuk dönemlerde kullanılmasını sağlar. Su bilindiği gibi enerji mukavemeti yönünden en iyi maddelerden biridir. 1 m3 suyun depolama mukavemeti 1 m3 çakılın iki kati gibidir. Bu projede ise Su-Çakıl-Depolama kullanılmıştır. İnşaat sahasında mevcut bulunan çakıl taşları geri dönüşüm ile bu mevsimsel depolama sisteminin bir parçası olmuşlardır. Gerekli olan su miktarı ise yeraltından alınarak, tamamen mevcut malzemeler kullanılarak ekonomik-ekolojik bir depolama sistemi inşa edilebilmiştir. 1999 yazı, güneş kolektörlerinden üretilen sıcak su ile ilk depolama görevine başlamıştır. Yapılan ölçümlerde Kış mevsimine kadar suyun sıcaklığını 85 C de tutabilmiştir. Bu sıcaklık ise ısıtma sisteminin direk kullanabileceği bir performans sağlamıştır.
44
Enerji deposunun temeli
Koruma duvarları
Isı yalıtımı
İlk kat kum
Sızdırmazlık
İlk kat borulama
İlk kat çakıl
Diğer katlar
Borular ve dağıtım şebekesi
Dağıtım şebekesi
Üst kat ısı yalıtımı
Son durum
Enerji Konsepti – Bölüm 2: Enerjinin Kullanımı Cephe, Isıtma, Soğutma ve Havalandırma İdari bölümlere ait olan blokların cephelerinde çelik-alüminyumdan oluşan bir taşıyıcı sistem ve çift-cam ısı koruyucu paneller kullanılmıştır. Pencerelerin doğal havalandırma fonksiyonları bulunmamaktadır, çünkü mekanik havalandırma hem gerekli temiz havayı hem de iklimlendirmeyi sağlamaktadır. Güney cephesi güneş kırıcıları yapının dışında konumlandırılarak, taşıyıcı sisteme acil çıkış koridorları fonksiyonu verilmiştir. Güneş kırıcıları otomatik bir sistem ile kullanıcı isteğine bağlı olarak kontrol edilebilmektedir. Bu bloklardaki ısıtma sistemi havalandırma sistemi ile gerçekleştirilmektedir, mekanlara sıcak hava verilmekte ve atriumlardan ısı transferi için toplanmaktadır. Soğutma ise aynı konsept ile adsorbe soğutma makinesinden elde edilen enerji ile mekanlar soğuk hava ile beslenmektedir. Havalandırma konseptinin diğer bir parçası ise geceleri dışarıdan alınan soğuk havanın mekânlara verilmesi ile gündüz ısınan yapının soğutulması gerçekleştirilmektedir.
45
Makale
Idari Blok – Kış, 1/250
idari Blok – Yaz (gece) 1/250
Laboratuvarlar – Kış, 1/250
Laboratuvarların olduğu binada standart bir cephe sistemi ve açılabilir pencereler yer almaktadır. Isıtma sistemi için sabit radyatörler düşük ısı enerjisiyle çalışabilecek şekilde düzenlenmiştir. Laboratuvarların temiz hava ihtiyacı yüksek olduğundan, bu blok için özel bir yeraltı hava kanalı yapılıp, dışarıdan emilen havanın bu kanallarda ısısının değiştirilmesi sağlanmıştır. Soğutma ihtiyacının bu blokta daha yüksek olmasından dolayı fan-coiler uygulaması tercih edilerek mekan içindeki hava soğutulmuştur.
Sertifikasız bir “Yeşil Bina“ Bütüncü tasarım kararları ve multi-disiplin bir çalışma ile gerçekleştiren bu yapı, günümüze geçmişten gelen başarılı bir örnektir. Tasarım ilkelerine bakıldığında günümüz binalarının sertifika alabilmek için uyması gereken kuralların birçoğunu içerdiğini görmekteyiz. Harfiyatın geri kullanımı, lokal malzemenin kullanılması, yenilenebilir enerji vs. gibi. Burada anlatılmak istenen “Yeşil Bina“ yapmak ya da sahip olmak istememizdeki sebeplerin belirtilmesidir. Hangi yönde kazanç sağlamak istiyoruz, sürekli yükselen enerji fiyatlarından etkilenmemek mi, çevremize daha az zarar vermek mi yoksa sürekli enerji harcayan değil enerji üreten bir binaya mı sahip olmak. Not: Düşünüldüğünün aksine bütüncül bir yaklaşım ve multi-disiplin bir çalışma ile hedef odaklı tasarlanan ve inşa edilen yapılar yüksek bütçelere gerek duymaz. Gerek duyulan en önemli şey, mimariyi-enerjiyi-teknolojiyi iyi bilmektir. Laboratuvarlar – Yaz, 1/250
Yeraltı Hava Kanalı - Vaziyet Planı, 1/2000
46
Sürdürülebilir Dünya
Yeşil Ofis diplomasını aldı 1965 yılından beri iklimlendirme ve yenilenebilir enerji sektöründe faaliyet gösteren Form Şirketler Grubu, Türkiye’de sektörünün ilk “Green Office (Yeşil Ofis)” diploması alan firması oldu.
K
ÜRESEL iklim değişikliği ile mücadele kapsamında, çalışma ortamında tasarruf mekanizması oluşturarak bir çevre yönetim sistemi oluşturması Form Maslak Merkez Ofis’e WWF-Türkiye’nin “Green Office (Yeşil Ofis)” diplomasını kazandırdı. FORM, “Green Office” diplomasını WWF Türkiye Mütevelli Heyeti Üyesi Engin Şenol ve Form Şirketler Grubu Yürütme Kurulu Başkanı Tunç Korun’un katılımıyla düzenlenen bir WWF-Türkiye’nin “Green Office (Yeşil Ofis)” diploması alınması ile ilgili düşüncelerini paylaşan Form Şirketler Grubu Yürütme Kurulu Başkanı Tunç Korun, “Firmamız, yıllardır tedarik ettiği ve ürettiği birçok üründe, kurduğu klima sistemlerinde, yüksek verimli ve çevreci ürünlerle çalışmaya özen göstermiştir. Bu çalışma ve bilincin doğal bir devamı olarak yüksek verimli yeşil bir ofis yaratma çabası ile “Green Office” diploması aldık. FORM olarak Türkiye’de düşük karbon ekonomisine geçiş sürecindeki kararlılığımızı ortaya koyduk ”dedi. Program kapsamında çevre üzerindeki negatif etkileri en aza indirmeye odaklanan FORM, Ocak 2013’de Maslak Merkez Ofis’de çalışanların oluşturduğu sekiz kişilik “Green Office” ekibiyle çevre dostu tercihler yaparak başlattığı sürecin sonucunda, 1 yılda su, elektrik, kağıt tasarrufu ve atık yönetimi konularında önemli çalışmalar gerçekleştirdi.
Elektrik tüketiminde 1 yılda %15 düşüş Form Şirketler Grubu, “Green Office”
48
iyileştirme alanı olarak ilk yılında elektrik, su, kağıt tüketimi ve atık yönetimi konularını öncelik olarak belirledi. Elektrik tüketimi alanındaki çalışmaları kapsamında kullandığı elektriği yenilenebilir enerji kaynaklarından temin etmeye önem vererek enerjinin küresel iklim değişikliğine etkisini azaltmaya çalıştı ve ofis içerisinde enerji tasarrufu sağlamaya odaklandı. FORM, bu çalışmaları kapsamında Maslak Merkez Ofis’de ortak alanlardaki aydınlatmalarda ışık sensörü ve tasarruflu ampul kullanımına başladı. Ofis içerisindeki gereksiz aydınlatmalar devre dışı bırakıldı. Green Office denetimleri yapılarak çalışanların masalarına notlar bırakıldı. Konuya hassasiyet gösteren personel ödüllendirildi. Bir yılın sonunda elektrik tüketiminde %15 oranında tasarruf elde edildi.
Elektronik atıklar geri dönüşüme “Green Office” programı kapsamında Evciler Kimya ile elektronik atıkların
dönüştürülmesi bertarafı konusunda çalışıldı. Evciler Kimya yetkilileri FORM çalışanlarına “Elektronik Atık Nedir?” başlığı altında bir sunum gerçekleştirdi. Ardından şirket içinde çalışanlara yapılan duyurular ile evlerinde bulunan elektronik atıkların getirilmesi sağlandı ve evciler kimya yetkililerine teslimatı gerçekleştirildi. Toplamda 275 kg’lık e – atık geri dönüşüme verildi. Kağıt tasarrufuna yönelik olarak, tek yüzü kullanılmış kağıtlar bir araya getirilip diğer yüzlerinin de kullanılması için müsvedde defterler oluşturuldu ve çalışanlara dağıtıldı. Çift taraflı baskı alınması özendirildi. Sonuç olarak bir yıl içerisinde kağıt tüketiminde %32’ lik bir düşüş sağlandı. İklimlendirme ve yenilenebilir enerji sektöründe yıllardır yaptığı çalışmalarda yeşil bina oluşumunu destekleyen yüksek verimli sistemler temin eden Form Şirketler Grubu aldığı diploma ile diğer “Green Office ( Yeşil Ofis )” ’ler arasında yerini aldı.
Sürdürülebilir Dünya
Su verimliliği sağlayan dijital armatürler GROHE Ondus® Digital ve GROHE Veris F-Digital koleksiyonları ise en son teknolojiyi kullanarak su tasarrufu sağlıyor ve istenen akış oranı, sıcaklık ve süreye göre programlamaya olanak veriyor.
GROHE dijital bataryalar, programlanabilir aralıklı “durdur/başlat” akış özelliği ile özellikle diş fırçalarken bataryayı bir açıp bir kapatmaya gerek bırakmadan gerekli ve yeterli su akışını sunuyor.
Su tasarruflu el duşları Doğru el duşunu seçerek, hem keyifli ve canlandırıcı bir duşun tadını çıkarmak hem de su tüketimini büyük ölçüde azaltmak mümkün. Su tasarrufunda kaliteli malzeme, birinci sınıf tasarım ve gelişmiş mühendislik büyük bir rol oynar. Bu özellikleriyle GROHE EcoJoy™ el duşları kullanıcılara su akışını azaltma ve entegre akış sınırlama olanağı
50
sunuyor. GROHE Rainshower® Icon, el duşlarının gövdesinde su tasarrufu sağlayan Eco buton bulunuyor. Duştayken butonu kolayca kaydırarak yüzde 40’a kadar su tasarrufu sağlamak mümkün. Vücudunuzun her bölgesine dengeli bir şekilde dağılmasını sağlıyor. GROHE Power&Soul® Koleksiyonu’ndaki el duşları, çekici tasarım ve yenilikçi teknolojileri ile de dikkat çekiyor. GROHE Power&Soul® el duşları, GROHE EcoJoy® teknolojisi ile daha az su tüketimi ve mükemmel akış sağlarken, el duşlarının arkasında bulunan butonlar “Tek Dokunuşla Duş” özelliği ile fark yaratıyor. Koleksiyon, GROHE Rain O2,
Rain,Bokoma ve Jet akış seçeneklerinin yanı sıra, birbirleriyle kombinlendiğinde yedi farklı akış şekli sunuyor.
Su tasarruflu termostatik bataryalar Termostatik bataryaların seçiminde güvenlik ve konforun yanı sıra, su tüketimi de önemli bir etken. Termostatik bataryalar, su sıcaklığının duş boyunca aynı derecede muhafaza edilmesini sağlar. Böylece evin başka bir noktasında su kullanımı gibi nedenlerle su debisi değişse bile sıcaklığını yeniden ayarlamaya gerek kalmadan rahat kullanım sunar.
Ürün
Speedrive ESPA Efficient Engineering Üstün performans, sabit basınç, enerji verimliliği, dayanıklılık, güvenilirlik Espa Speedrive ESPA artan pazar taleplerine; rekabetçi, çok yönlü ve düşük maliyetli yanıt vermektedir. Espa Speedrive, basınçlandırma ve pompa uygulamalarında yüksek hidrolik performans, akış dalgalanmaları olmaksızın sabit basınç, enerji tasarrufu, düzgün, problemsiz ve sessiz çalışma sağlayan; yenilikçi bir değişken frekans sürücü sistemidir. Diğer bir deyişle; rahatlık, sürdürülebilirlik, performans ve mali etkinliği sayesinde geleneksel sabit hızlı hidropnömatik grupları büyük ölçüde geride bırakmış yenilikçi bir cihazdır. Su temininde özellikle pompa ve hidrofor sistemlerinde gerekli debi ve basınç performansının ayarlanmasında en etkin sistem değişken devir teknolojisinin kullanılmasıdır.
Kullanım alanları ve genel özellikleri En yaygın kullanım alanları; akışkan transfer pompaları, ısıtma-soğutma sistemlerinde kullanılan sirkülasyon pompaları, kullanma suyu ve bahçe sulama hidrofor sistemleridir. Tek pompalı bir sistemde kullanılabildikleri gibi parelel bağlı maximum 4 pompaya kadar olan sistemlerde de kullanılabilmektedir. Tek sürücü ile 4 pompanın kontrolü mümkün olduğu gibi her pompa motoru üzerine birbirleriyle iletişim halinde 4 ayrı speedrive kullanılabilir. Çoklu pompa sistemlerinde cihazlar arası haberleşme RS 485 seri port ile mümkündür. Sabit basınçlı su temini esaslı kullanılan bu cihaz istenildiği taktirde programlanabilir ve sabit debi elde etmekte de kullanılabilmektedir.
52
Cihaz hava soğutmalıdır. Sistem parametrelerinin dışarıdan izlenmesi ve kontrolü RS 485 ile mümkündür. Cihaz üzerinden minimum çalışma frekansı ayarlanabilmektedir. Cihaz üzerindeki ekrandan set basıncı, fark basınç, maksimum motor gerilimi, durdurma frekansı, modül sıcaklığı, operasyonel kayıtlar ve alarmlar görüntülenebilir. Operasyon sırasındaki start sayısı, çalışma süresi kayıt altına alınabildiği gibi; güç kesintilerinde, kısa devre durumunda ve modül sıcaklığının belirli değerin üzerine çıkması durumunda sistem alarm verir ve kayıt altına alınır. İleri parametre ayarlarına erişim, operasyonel kayıtların silinmesi ve alrm kayıtları şifre korumalıdır. Speedrive, pompa üzerindeki herhangi bir IEC motor kumanda
kutusu üzerine doğrudan ve kolayca monte edilebilir. Sabit pano sistemlerine göre kompakt bir yapıya sahiptir, az yer kaplarlar ve pompadan sökülüp başka bir sisteme monte edilmesi çok kısa zaman içerisinde gerçekleştirilebilmektedir. Sistem üzerinde tüm korumalar mevcuttur. Yüksek voltaj, faz koruma, faz sıralama (Şebeke üzerinde fazlar yer değiştirse bile pompa dönüş yönü değişmemektedir. ) Yumuşak kalkış sayesinde su dalgalanmaları, su koçu darbelerine çözüm olmanın yanı sıra; bir yandan elektrik şebekesindeki yükü azaltırken motora ve motora bağlı tüm ekipmanların ömrünü uzatır. Klasik hidroforlara göre gürültü seviyesi son derece düşüktür. Klasik hidroforlarda şalt sayısını düşürmek için kullanılan büyük hacimli ve pahalı denge tankları yerine speedrive sisteminde çok küçük hacimli tanklar kullanılabilmektedir.
Yer tasarrufu sağlayan Mitsibushi Electric su soğutmalı dış üniteler SU soğutmalı sistemlerin avantajı, suyun optimum sıcaklık ve debide çevrilebilmesi sayesinde esnekliğin artması, COP (ısıtmadaki enerji verimliliği) ve EER (soğutmadaki enerji verimliliği) değerlerinin yükselmesidir. Mitsubishi Electric tarafından geliştirilmiş olan eşsiz soğutma teknolojisi sayesinde, su soğutmalı dış üniteler gövdeden ısı yaymazlar. Bu nedenle, bulundukları ortamda ilave bir havalandırma yapmaya ihtiyaç yoktur.
City Multi Su Soğutmalı WY Serisi Dış Üniteler (Heat Pump – Isı Pompası) Su kaynağını kullanan WY serisi üniteler, hava soğutmalı Y serisi ürünlerin tüm avantajlarına sahiptir. WY serisi üniteler bina boyut sınırlaması olmaksızın geniş tasarım esnekliğine olanak sağlayarak iç ortama yerleştirilebilir. Kapasiteye bağlı olarak, 17-50 arası iç ünite modelleri bireysel veya merkezi kontrollü olarak tekli WY serisi ünitelere bağlanabilir. Serinin kompakt boyutları da önemli bir özellik olarak öne çıkıyor. Geliştirilmiş üstün kart soğutma teknolojisine sahip dış ünite bunu fan yardımıyla değil soğutucu akışkan devresi ile gerçekleştirir. Böylelikle gövdesinden ısı yaymaz, sadece ön bölümde servis müdahale boşluğu gereklidir.
City Multi Su Soğutmalı WR2 Serisi Dış Üniteler ( Heat Recovery - Isı Geri Kazanımlı) Isı geri kazanımlı City Multi su soğutmalı dış üniteler ile eş zamanlı ısıtma ve soğutma çalışması yapılabilir. Çift ısı geri kazanım teknolojisi sayesinde yüksek verim değerlerine ulaşılır. Birinci ısı geri kazanım soğutkan sisteminde gerçekleşir. İç üniteler arasındaki ısı geri kazanımı sayesinde eş zamanlı soğutma ve ısıtma çalışması yapılabilir. İkinci ısı geri kazanım PQRY ünitesi (dış ünite) sayesinde su döngüsü içinde gerçekleşir. Aynı anda
ısıtma ve soğutma modunda çalışan dış üniteler arasında da bir ısı geri kazanımı gerçekleşir. Çift ısı geri kazanımı, enerji verimliliğini artırırken sistemi kışın bile bazı alanlarda soğutma ihtiyacı bulunan günümüzün modern binaları için ideal bir çözüm haline getirir. Tüm yıl boyunca soğutma ihtiyacı olan binalarda, örneğin; içinde mutfak ve ofis bir arada bulunan binalarda ya da içinde sistem odası ve ofis bir arada bulunan binalarda tercih edilmesi uygundur. Kış aylarında ofis bölümlerinde ısıtma yapılırken, sistem odası ya da mutfak gibi alanlarda soğutma yapılabilir. Bu şekilde eş zamanlı yapılan ısıtma/soğutma çalışmalarında, atık ısıdan faydalanılarak, sistem verimliliği arttırılmış olur. Ayrıca ısı geri kazanımlı City Multi sistemleri, güneş alan odalar ile almayan odalar arasında büyük sıcaklık farkı bulunan binalar ve özellikle oteller için de uygun bir tercihtir.
• • •
Su Soğutmalı City Multi Sistemlerin Avantajları:
•
•
• • •
Dış hava sıcaklığı (-) eksi değerlere düştüğünde, hava soğutmalı sistemlerin kapasiteleri de düşer. Su
soğutmalı sistemlerin çalışma mantığı dış hava sıcaklığından bağımsızdır. Isıtmada defrost çevrimine gerek yoktur. Hem ısıtma hem de soğutma için yüksek verimlilik sağlar. Toprak ve su sıcaklığı, yaz ve kış mevsimlerinde havaya göre daha az değişkenlik gösterir. Bu sayede yüksek verim değerleri elde edilir. Hava = -5 ~ 35 °C Su = 10 ~ 15 °C (6 m derinlikte) Toprak = 10 ~ 15 °C (4 m derinlikte) Enerjinin tekrar kullanımı mümkündür. (Çift ısı geri kazanımı) CO₂ salımı düşüktür. Sessiz çalışma sağlanır. Dış ünite boyutları küçüktür.
53
gezgin
Yaylaları, kanyonları, mağaraları, manastır ve kiliseleri ile görülmeye değer birçok güzelliği bünyesinde barındıran yeşilliklerle bezeli bölgemiz Karadeniz, yemekleri ile de gönlümüzde taht kuruyor. Giresun Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yer alan Giresun bir yarımada üzerine kurulmuş. Doğal ve tarihi değerler açısından turizme oldukça elverişli olan Giresun’da bakir ormanlar, yaylalar ve akarsular dikkat çekiyor. Kirazın anavatanı, fındığın başkenti olarak bilinen Giresun özellikle yayla turizminin gelişmesiyle birlikte Kümbet, Bektaş, Yavuz Kemal Sisdağı, Paşakonağı gibi doğal güzellikleriyle öne çıkıyor. Giresun’da bulunan Gogora Kilisesi 18. yüzyılda yapılmış ve halen müze olarak kullanılıyor. Müzede antik eserler, taş kabartmalar, eski tarihlerde kullanılan silah, giysi ve para örnekleri sergileniyor.
Rize Rize’nin güneyindeki Kaçkar Dağları’nda dünyaca tanınan Anzer balı ile bilinen Anzer köyü aynı zamanda bitki örtüsü ve yürüyüşlere elverişliliği açısından hoş bir yerleşim. Anzer ve İkizdere yaylaları arasındaki İkizdere Kanyonu planör sporu için en uygun yerlerden biri. Aynı zamanda, buradan bölgeyi kuşbakışı seyretmek
54
de mümkün. Kış aylarında kar vadileri doldurur, yaylaları örter ve evler görünmez olur. Yaz tırmanışları için en uygun zaman ağustos ve eylül, kış tırmanışları içinse en uygun zaman şubat ve mart aylarıdır. Zil Kale, bölgenin en dikkate değer eserlerinden birisidir. Fırtına Deresi’nin batı yamaçları üzerinde kurulu kalenin üzerinde inşa edildiği sarp kaya kütlesi denizden 750, dere yatağından yaklaşık 100 metre yüksekliktedir. Kale, dış surlar, orta surlar ve iç kaleden meydana gelir.
Trabzon Doğu Karadeniz’de yer alan bir diğer ilimiz Trabzon, Kafkasların ve İran transit yolunun başında yer alıyor. Karadeniz’e kıyısı olan diğer ülkelerin limanlarıyla bağlantısı vardır. Tarihi ve doğa güzellikleri ile dört mevsim gezip görülebilecek turistik bir şehirdir. Kızlar, Kaymaklı, Kuştul ve Vazelon manastırları, Santa Maria Kilisesi görülmesi gereken yerlerin başında gelir. Zengin turistik potansiyele sahip Uzungöl, Trabzon’a 99, Çaykara ilçesine 19 kilometre uzaklıkta, deniz
seviyesinden 1090 metre yüksekliktedir. Çevrede trekking, kuş gözlemi, botanik amaçlı turların yanı sıra daha yükseklerdeki dağların arasındaki göllere veya yakınlarındaki Şekersu, Demirkapı, Yaylaönü gibi diğer yaylalara geziler düzenleme olanağı vardır. Yaban hayatı bakımından zengindir.
Ordu Karadeniz illeri arasında otoyol nedeniyle bozulmadan kalabilen yegâne il Ordu’dur. Sarmaşık Kaplıcası, Gaga Gölü, Ulugöl, Boztepe, görülmesi gereken güzellikler arasında ilk sırayı alır. İl merkezindeki Taşbaşı Kilisesi, kentsel sit alanı içersindedir. Kilise doğu-batı yönünde uzanır, plan olarak dikdörtgen bir tarzdadır. Kültür Bakanlığı’nca restore ettirilen kilise, tümü düzgün kesme taştan 19. yüzyıl ortalarında yapılmış, bir ara cezaevi olarak kullanılmıştır. Bolaman Kalesi, Tozkoparan ve Delikkaya kaya mezarları, Ünye ve Gölköy kaleleri de muhakkak görülmelidir.
Gezgin
Karadeniz mutfağı
Artvin, Tokat, Samsun ve Sinop
Sümela Manastırı
Artvin Doğu Karadeniz’de yer alır, Türkiye’nin Gürcistan sınırında yer alan kuzeydoğu köşesidir. Erzurum, Ardahan ve Rize illeriyle komşudur ve milli parklarıyla meşhurdur. Şavşat ilçesinde bulunan Karagöl-Sahara Milli Parkı içerisindeki Şavşat Karagöl ve Borçka Karagöl görülmeye değerdir. Tokat, Orta Karadeniz’in iç kesiminde yer alan, tarihi kültürel ve doğal güzelliklerini günümüze kadar taşıyan bir Anadolu şehridir. Maşat Höyük, Sebastapolis, Horoztepe, Taşhan mutlaka görülmelidir. Samsun, doğal tarihi ve kültürel zenginlikleri, deniz, kara, hava, demiryolu ulaşım olanakları ile bölgenin turizm potansiyeli en yüksek kentlerinden biridir. Anadolu’nun savunulmasını planlamak amacı ile Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da gelmesi ile Samsun, İstiklal Savaşı’nın başladığı yer olma özelliği ile önemini her zaman korur. İkiztepe Ören Yeri, Tekkeköy mağaraları, Bafra Asarkale ve kaya mezarları ve birçok tümülüs görülmesi gereken tarihi güzellikler arasında yer alırken, Kızılırmak Deltası, Kunduz Ormanları da görülmeden dönülmemeli. Karadeniz’in ortasında yer alan Sinop’un adının Amazon tanrıçası Sinope’den geldiği sanılıyor. Sinop’ta turizm bakımından önemli merkezler, Akliman, Sülük Gölü, Karakum (Nisiköy), tarihi merkezler, Sarıkum ve şehir merkezine bakan plajlardır. Şehir merkezinde tarihi Sinop Cezaevi yer alır. Bu binanın yanında yer alan Alaattin Camisi, Pervane Medresesi, Paşa Tabyaları, Balatlar Kilisesi ve Serapis Tapınağı şehrin diğer tarihi merkezleridir.
Sümela Manastırı, Trabzon’un Maçka ilçesinin Altındere köyü sınırları içinde, Altındere vadisine hâkim Karadağ’ın eteklerinde sarp bir kayalık üzerine kuruludur ve halk arasında “Meryem Ana” adı ile anılır. Vadiden yaklaşık 300 metre yükseklikte bulunan yapı, bu konumuyla manastırların şehir dışında, ormanlarda, mağara ve su kenarlarında kurulma geleneğini yansıtıyor. Meryem Ana adına kurulan manastırın “Sümela” adını “siyah” anlamına gelen “melas” sözcüğünden aldığı söylenir. Bu ismin manastırın kurulduğu koyu renkli Karadağlar’dan geldiği düşünülür. Sümela Manastırı’nın 18. yüzyılda birçok bölümü yenilendi, bazı duvarlar fresklerle süslendi. 19.yüzyılda büyük binaların ilave edilmesiyle manastır muhteşem bir görünüm kazandı, en zengin ve parlak dönemini yaşadı. Bu dönemde son şeklini alan manastır pek çok yabancı seyyahın ziyaret ettiği, yazılarına konu ettiği bir yer haline geldi. 1916-1918 yılları arasındaki Rus işgali sırasında manastıra el konuldu, 1923’ten sonra tamamıyla boşaltıldı. Sümela Manastırı’nın başlıca bölümleri; Ana Kaya Kilisesi, birkaç şapel, mutfak, öğrenci odaları, misafirhane, kütüphane ile kutsal ayazmadır. Bu yapılar topluluğu oldukça geniş bir alan üzerine inşa edilmiştir.
Ayder Yaylası, Fırtına Vadisi Ayder, Çamlıhemşin ilçesinin 19 kilometre güneydoğusunda 1350 metre yükseklikte çam ormanları ile kaplı daha ziyade yayla niteliğinde bir yerdir. Ayder, Aşağı ve Yukarı Ambarlık (Gelin Tülü) şelalesi, yayla evleri, çiçekleri, bunlardan elde edilen balı ve
Karadeniz deyince aklımıza ilk fındık ve hamsi gelir. Karadeniz’de, tahıl tarımı için gereken geniş düzlükler olmadığından ve fazla hayvancılık da yapılamadığından, bahçe sebzeciliği ve balıkçılık gelişmiştir. İlk akla gelen otlar arasında yer alan melevcan (diken ucu), hoşuran, mendek, baldıran, taflan, sakarca, tirmit, karalahana, pazı, ısırgan, artık Türkiye’de yaşayan hemen herkesin bildiği sebzelerdir. Etli karalahana dolması, fasulye turşusu, ısırgan yağlaşı, Laz böreği, Karadeniz pidesi, mıhlama başlıca lezzetlerden birkaçı. Hamsinin ise her çeşidi yapılıyor. Saymak imkânsız.
şifalı kaplıcasıyla çam örtülü yamaçlarla kaplı bir cennettir. Milli park statüsündeki Fırtına Vadisi dünyanın korunması gereken iki yüz ekolojik bölgesinden birisi. Fırtına Deresi bir zamanlar baraj yapımı ile de gündeme gelmişti. Fakat doğal yapının bozulmasına neden olacağı için uzun bir yargı sürecinden sonra proje iptal edildi. Fırtına Vadisi’ne bir dere, ona ulaşan küçük su kaynakları, bin bir çeşit ağaç ve rengârenk çiçeklerden oluşan bir manzara hâkim. Ayrıca bu dere üzerine kurulmuş kemer köprülere ve yamaçlardan dökülen küçük şelalelere rastlanıyor. Tepelerinde ve yamaçlarında Karadeniz’e özgü değişik mimari tarzda evleri ve teleferikleri de görülecekler listesine eklemek gerekir.
55
Spor
Dağ Maratonunda pusula kullanarak zamana karşı yarışın DAĞ Koşusucu Özlem Yasmut’ un macera yarışları hikayesi 2004 yılında Borusan tarafından düzenlenen g4 challange ile başladı. O gün bugündür bilmediği arazilerde yeni yerler keşfetmek düşüncesi ile dağları ve ormanları koşarak, göller ve denizleri yüzerek aşıyor. Bolu Dağı’nda gerçekleştirilen ve her yıl geleneksel olarak yapılan Anadolu Dağ Maratonu (ADAM)’ nda 2007 yılında iller arası yarışan özel ödülü alan Özlem Yasmut ile Dağ Maratonu deneyimleri üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Dağ Maratonu’na nasıl başladınız? Maraton, yarı maraton koşuları için antrenmanlar yapan bir ekip ile Fuat Bozak koçluğunda arazi koşuları yaparak yarışlara hazırlanıyorduk. Gerek g4 sırasında aldığım eğitimler, gerekse İstanbul orienteering grubundan (www. iog.org.tr ) aldığım eğitimler ve Belgrad parkurunda ki antrenman çalışmalarım sonrasında o dönem ismini çokça duyduğum Dağ Maratonu’na merak sardım. Dağ Maratonu Ankaralı bir gönüllü ekip tarafından kurulmuş dernek olan DASK (Doğa Araştırmaları, Sporları ve Kurtarma Derneği ) tarafından ADAM ( Anadolu Dağ Maratonu )ismi ile her sene Bolu dağlarının kendileri tarafından hazırlanan bir etabında yapılıyor. Yürüyüş, dağcılık ve yön bulmayı içeren yarışma, uluslararası dağ maratonu standardına sahip. Yarışma hakkında bilgi verebilir misiniz? Yarışmada ikişer kişilik takımlar, kendilerine verilen 1/25.000 ölçekli haritalarla, pusula kullanarak, yürüyerek/ koşarak/yön bularak zamana karşı yarışırlar. Takımlar kendilerine verilen koordinatlardaki istasyonlara uğramak şartıyla, rotalarını kendileri belirlerler. Yarışma sırasında kendi gereksinimleri olan yiyecek/içecek ve malzemeyi (çadıruyku tulumu vb.) kendileri taşırlar. İki gün
56
süren yarışmada; Birinci gün Ana kamptan çıkış alan takımlar gün sonunda ulaştıkları ara kampta konaklarlar (ara kampta içme suyu ve sıcak su dışında diğer gereksinimlerini yanlarında taşıdıkları malzemeyle sağlarlar). İkinci gün ara kamptan tekrar çıkış alarak ilk gün çıktıkları yere (ana kampa) dönerler. Anadolu Dağ Maratonu’nda, uzunlukları ve zorluk dereceleri farklı 4 parkur seçeneği bulunmaktadır. Parkurların % 50-70’i patikaların olmadığı doğal alanları içermektedir. Ultra(90km ),uzun(70km ),orta (50km )ve kısa (30km). 2007 yılında ilk kez katıldığınız Anadolu Dağ Maratonunu anlatır mısınız? Maratonda yarışırken neler hissettiniz? Kendisinin uzun yıllar dağcılık yaptığını bildiğim, doğa koşuları, koşu yarışları ve triatlondan yakın arkadaşım Kurtuluş Anıl ile bu konuda bir ekip oluşturarak ilk olarak 2007 yılında ADAM a kayıt yaptırırken her sene gününü iple çekeceğim bir organizasyona dahil olduğumu açıkçası tahmin etmiyordum. İstanbul’dan Cuma akşam üstü işlerimizden çıkarak yollara
düştük. Kamp alanının krokisi ile Bolu Gerede bölgesinde bulunan 1500 rakımlı Mehmet Beyli yaylasına vardığımızda saat:21.00 civarıydı. Birçok ekip gelmiş, çadırlarını kurmuş, kampın ateşi yakılmış, çorbalar ısıtılmaya başlanmıştı. Hızla kayıt işlemlerimizi tamamladık. Biz 308 no’lu ekiptik. Yarın sabah start alacak yarışın parkur bilgilerinin ve start saatlerinin verileceği, ekiplerin açıklanacağı ateşin başında toplanmıştık. ADAM ekibi, gönüllüleri hepsi son derece yardımcı detaylar hakkında brief aldık. Bir an önce uyumamız gerekiyordu. Sabah 05.35 te startımız vardı. Biraz heyecan, biraz uyku derken saat 04.45 te çadırımızı topladık, son kez çantalarımızı kontrol ettik. Bu bizim ilk ADAM yarışımız ve biz uzun parkurdaydık. Güç açısından hiç endişem yoktu, fakat doğa da gücün tek başına yeterli olmadığını Kurtuluş da bende çok iyi biliyorduk.
“Heyecandan kalbimin sesini duyuyordum” Çadırımız, suyumuz, pusulamız, yiyeceklerimiz, yedek giysiler hepsi yaklaşık 8 kg adam başı bulan sırt çantalarımızla haritamızı alıp bize verilen ilk günün 10 koordinat noktasını harita üzerinde işaretleyerek bir rota belirledik ve yolumuza koyulduk. Sabahın o ilk saatlerinde henüz orman karanlık ve sessiz, heyecandan kalbimin sesini duyuyordum. Her ne kadar yaz aylarında olsak da rakım ve coğrafya gereği hava 0 derecelerde günün aydınlanması ve güneş ile birlikte ısınmaya başlıyordu. Kondisyonumuz ve moralimiz yerinde 45 metreyi bulan köknar ve çam ağaçlarının altında ki patikalardan koşuyorduk. Geçtiğimiz her metre aştığımız her tepe çıktığımız her zirve ki bu yarışta 10 noktanın 7 sinde yaklaşık 1,5003,000 metre yüksekliklere çıkıp 800-700 metrelere inerek gördüğümüz doğa ve güzellikler içinde hayret, sevinç ve mutluluk içindeydik.
“Ekip arkadaşınızın tecrübesi ve uyumu çok önemli” Kurtuluş’un dağcılık konusunda ki tecrübesi açıkçası beni çok rahatlatıyordu. Hangi dakikada ne yiyeceğimizi bile düşünen bir partnerim vardı. Çok şanslıydım. Aralarda meyvelerimizi, sandviçlerimizi yiyor, bol sıvı alıyorduk. Nehirlerden geçiyor, dağ sırtlarında sonsuz derinlikte ki vadilere dalıp çayımızı içiyorduk. Yarış devam ediyor, müthiş zevk alıyorduk. Ekiplerin bu konuda ki uyumu böyle yarışlarda daha da bir önem kazanıyor. İlk günkü etabı hesabımıza göre saat 17.00 civarında tamamlarsak iyi bir derece de olacağımızı biliyorduk. Bu bize yarın sabah start alacak 2.etap içinde dinlenme fırsatı verecekdi. Vardığımız her hedefte ADAM’ın ekibi bizi güler yüzü ile karşılıyordu. Yaklaşık 60-70 km sürecek bu ilk etap için açıkçası vardığımız her hedef bizi mutlu ediyordu, özellikle hedefe 500 metre kala attığımız deparlar görülmeye ve takdir edilmeye değerdi. Sanki sabahın o saatinden beri koşmuyormuşuz gibi adeta sevinçten uçuyorduk. Doğanın bize sunduğu görsel şölen sayesinde 9.noktaya geldiğimizde kendimizi çok dinç hissediyorduk ve son noktaya yaklaşık 5 km’lik mesafeyi belirleyip haritamızı çantaya arkaya koyup, başlıyoruz sıkı bir koşu ya derken 1 saat geçti. Hedefi göremiyorduk. Son noktaya giderken yaptığımız heyecan ve haritayı dikkate almama hatası ile kayıp olduğumuzu anlamamız yaklaşık 2 saatimizi aldı. Saat 19.00’ du ve biz haritada hangi noktada olduğumuzu tayin edemiyorduk. Ben ekip arkadaşım iyi bir dağcı olduğu için şükrediyordum. Kafa lambamızı yakmadan(karanlıkta ışık bir süre sonra sadece aydınlattığı noktayı gösterir)nasıl bir plan yapmamız gerektiğini (geceyi ormanda çadırımızı kurarak geçirebiliriz) anlatarak beni ve kendisini soğuk kanlı tutmayı başardı. O
heyecan ile nasıl koştuysak biz tahminen 5 km koşacağız derken elimizde olan harita paftasının dışına çıktık. Yaklaşık gece 00,00 civarına kadar Bolu Dağları’nın zirvelerine inip çıkıp kamp alanımızı bulmaya çalıştık. Bu arada bir ağaç kesme ekibi ile karşılaşdık, biz hala kendimizi Bolu da sanıyorken onlardan Beypazarı’nın Balaklar mevkiisinde olduğumuzu öğrendik. Bolu’da başladığımız yarış bizim için artık Beypazarı’nda sürüyordu. Bizi barakalarına davet ettiler, açıkçası durunca yorulduğumuzu anladık. Barakanın içi dışarıdan daha sıcak fakat onlar kuzine sobayı yaktılar. Ayaklarımız tamamen su toplamış durumda, kendimizi toplamaya çalışıyoruz derken ikram edilen ayran ve sıcağın etkisi ile uykuya daldık. Sıcacık ekmek ve çay kokusu ile uyandığımda saat 04.45 civarındaydı. Bizim yola erken koyulacağımızı bildiklerinden uyanıp kahvaltı hazırlamışlardı. Doğada insan hala kendini koruyabiliyor. Yorgun olan bir komşuma bile kahvaltı hazırlamayan ben açıkçası kendimden utanmıştım.
ekibe telefon edebileceğimiz bir noktaya götürdü. Benli yaylasına geldiğimizde daha önce doğa da bu kadar yakın görmediğim bir yağmur başladı, yıldırımlar gündüz gözü ile yakınlarımıza düşüyor ve doğa yine bize görsel bir şölen sunuyordu. Ekibe ulaştığımızda onların sesinde ki mutluluğu sizlere anlatmam imkansız. Bizi 3 saat sonra araçları ile gelerek alabildiler. İlk kez bir ekibe ulaşamamışlar ve tüm jandarma bölgede bizi arıyormuş. Biz yerimizi bildirdiğimizde şaşkınlıkları daha da arttı. Ankara’da idik ve Köroğlu dağlarını yaklaşık 120 km’lik bir alanı sırtımızda çantalarımız ile koşarak geçip “İller arası yarışan özel ödülü” nü almaya hak kazanmıştık. Bizi Pazar günü kamp ateşinde yaptığımız ödül töreninde sucuk ekmeklerimiz ve bolunun vadilerine sızan tulum sesi bekliyordu. O gün bugündür Adam’ları kaçırmam, birçok kez farklı ekipler ( burada partnerlerimden FERAY SARAL’ı da sevgi ile anıyorum ) ve etaplarda yarıştım. Fakat o ilk yarışın tadı hala damağımdadır.
“Kaymaklı, ballı, yoğurtlu sofraya konuk edildiğimizde kaybolduğumuza sevinmiştim”
Dağ Maratonlarına katılmanız size neler kattı? Doğa size çok şey öğretiyor. Sabır etmek, egoya yenilmemek, sevgi ile karşılık beklemeden vermek. Görsel sunumlar da cabası…
Bu arada hiçbir şekilde telefon ulaşımı sağlanamadığından, ekip bize biz ekibe ulaşamıyorduk. Biz onların meraklandığını düşünerek, telefon ile onlara ulaşabileceğimiz bir nokta aramaya devam etmek üzere ormancıların barakasından ayrıldığımızda saat 06.00 civarındaydı, ormancıların tarifi ile en yakın yayla ya yaklaşık 3 saat sonra vardık. O yayla Ankara yaylalarından biri olan Eğriova Yaylası idi. Yaylanın muhtarı olan Kemal abinin yayla evinin verandasında kaymaklı, ballı, yoğurtlu sofra ile konuk edildiğimizde, açıkçası kaybolduğuma sevinir durumda olduğumu itiraf etmeliyim. Muhtar sonrasında bizi
Bu sene Anadolu Dağ Maratonu (Adam) hangi tarihlerde düzenlenecek? Yarışmaya katılmak isteyenler nasıl başvuru yapabilirler? Bu sene DASK ekibi ADAM’ı 7-9 Ağustos 2014’de Bolu Köroğlu Dağları’nda düzenliyor. Yarışmanın şartnamesi, ulaşım ve kayıt bilgileri Mart 2014’den itibaren www.dask.org.tr adresinde duyurulacak. Email: hgonendik@gmail.com – adam@ dask.org.tr
57
Sağlık Diyetisyen Elvan Odabaşı Kanar’dan 2014’ün beslenme kararları
Yeni yılda yepyeni bir beslenme sayfası açın hem sağlığınızı hem formunuzu koruyun SAĞLIKLI bir yaşama sahip olmak, formda ve dinç kalmak insanın kendine yapabileceği en büyük iyiliklerden biri. Beslenmeyle ilgili atacağınız doğru adımlarla tüm hayatınızda sihirli bir dokunuş hissedebilmek aslında çok kolay. Yeni yılda daha sağlıklı ve daha formda olmak için işe kendinize yeni bir sayfa açıp beslenme düzeninizi değiştirmekle başlayabilirsiniz. Bugün diyet kavramı geçici bir beslenme programı olarak değerlendirilirken öncelikle bu anlayışı değiştirmek gerekiyor. Yaşam boyu keyifle sürdürülebilecek ve böylelikle mucizelere ihtiyaç duyulmayacak bir beslenme biçimi oluşturarak 2014’te ideal formunuza sağlıklı bir şekilde kavuşmanız mümkün. Doygun Ekmek’in sosyal medyada ilerleyen Doygun’la Hayata Dair projesi kapsamında sağlık ve beslenmeye dair bilgiler veren Diyetisyen Elvan Odabaşı Kanar, 2014 yılına girdiğimiz bu günlerde kilolarınızla vedalaşmak, formda ve sağlıklı kalmak için hemen hemen herkesin kolaylıkla uygulayabileceği genel beslenme kurallarını açıkladı. İşte Diyetisyen Elvan Odabaşı Kanar’dan size geçmişe mazi, kaybettiğiniz kilolara da elveda dedirtecek 2014’ün yeni beslenme kuralları!
Öğleden sonra iki ara öğün yapın, formunuzu koruyun Öğleden sonra yapacağınız 2 ara öğün ile akşam yemeğini daha hafif geçirebilirsiniz. Bu yıl saatlerinizi öğleden sonra 15.00 ve 17.00’a kurun, iştahınızdaki sihirli değişimi fark edin.
Diyette her gün tatlı yemek hayal değil Diyetin en tatlı saati 15.00! Diyetinizde tatlıyı daha sağlıklı bir alternatife dönüştürebilir ve kendinize gün içerisinde bir tatlı saati belirleyebilirsiniz. Bu saat lütfen saat 17:00’dan geç olmasın. Tüketeceğiniz tatlının kalorisini 100-150 kalori civarında sınırlandırın ve 5-8 gram civarında yağ içeriğinin üzerine çıkmamaya özen gösterin. Artık şeker ilavesiz birçok diyet tatlı alternatifi var, bunları da tercih edebilirsiniz. Tatlıya zaafınızı tarçın, vanilya gibi baharatlarla kontrol altına alabilirsiniz.
Cilt, saç ve tırnaklarınızı kıştan korumak için su için Susuz bir kış; daha kuru bir cilt, yıpranmış saçlar ve kırılan tırnaklar demek. Her daim ışıl ışıl parıldayan bir cilde ve saçlara sahip olmak istiyorsanız kışın su tüketimini 2 litrenin altına düşürmeyin.
Meyvenin azı karar çoğu zarar Bu yıl sınırsızca meyve tüketme hakkınız yok unutmayın! Meyve, porsiyonuna dikkat etmeniz gereken bir besin. Günde 400 gramın üzerine çıkmayın ve bu porsiyonu da 2-3 öğüne bölüştürmeyi unutmayın.
Kalıcı zayıflık için verilen kilolar en az 6 ay geri alınmamalı Yeni yılda kaybettiğiniz kiloları en az 6 ay korumalısınız. Tartı 6 ay aynı rakamı göstermeli ki verdiğiniz kilolar kalıcı olsun.
58
Diyetiniz size özel olursa verdiğiniz kilolar kalıcı olur Diyet kişiye özel planlanmalı. O zaman artık buzdolabının üzerinde duran popüler diyetleri atmanın zamanı çoktan geldi de geçiyor bile. Unutmayın, kalıcı kilo kaybını ancak ve ancak size özel planlanan dengeli bir beslenme planı ile sağlayabilirsiniz.
Protein diyetleriyle verdiğiniz kiloları geri alırsınız Proteinden zengin diyet listeleri ile kilo vermek ne kadar kolay değil mi? Peki tekrar kilo kazanmanın da bu kadar kolay olacağını biliyor muydunuz? Diyet tarihinin en popüler diyetleri olan protein diyetlerinin mağduru olmayın!
Ara öğüne vaktiniz yoksa atıştırmalık paketler hazırlayın Ara öğün yapmak istiyorum ama zamanım yok diyorsanız bu yılın en sağlıklı atıştırmalık paketlerini hazırlamaya ne dersiniz? Bu paketlerde ne mi var? 15 adet çekirdekli kara üzüm, 5 adet çiğ badem ve 2 tüm ceviz. Üstelik sadece 138 kaloriJ
Güneş girmeyen eve tartı girer Kış güneşiniz eksik olmasın! Kışın yağlanmak istemiyorsanız D vitamini alın! Kışın D vitamini depolamak için; güneşli havada 20 dakika yürüyüş yapabilir veya 1000 IU Dvit3 kullanabilirsiniz.
Günde 3 fincan kahve ile metabolizmanızı hızlandırın Kışın kahve keyfi, metabolizma keyfi! Günde 3 fincan kahve tüketin. Dikkat, kafein tüketimi için en son saat 17.00! Bu saatten sonra alınan kafein uyku kalitenizi bozarak yağlanmanıza neden oluyor. Kışın en fit kahve tarifi: yeşil kahve, kakule, tarçın, yağsız süt.
2014’ün en fit besini balık, en fit yağı balık yağı Haftada 2 gün mutlaka balık tüketin! Balık tüketmediğiniz günler gece yatmadan önce 1 tablet balık yağı (omega-3/krill oil) tableti tüketin.
Kansere karşı renkli meyve ve sebzeleri tüketin En renkli sebze ve meyveler sizi kansere karşı koruyor unutmayın! Kırmızı, yeşil, mor, turuncu tabağınızda her daim bulunsun.
Hindi etini sadece yılbaşı gecesi değil yıl boyu tüketin Yılbaşı sofralarının yıldızı hindi 2014 sofralarının da yıldızı olsun. Haftada 1-2 gün hindi eti tüketin, formda kalın. Sağlıklı, formda ve güzel bir 2014 dilerim. Diyetisyen Elvan Odabaşı Kanar
59
hayata dair
Uy msuz Vizyon Tarihi: 28 Mart 2014 Disney’in çocuk klasikleri arasına giren Güzel ve Çirkin masalının yeni bir uyarlaması olan film, fantastik ve romantik unsurların yanı sıra gerilim tonu olan bir yapım. Filmin yönetmenliğini ve senaristliğini, daha önce Kurtların Kardeşliği, Sessiz Tepe gibi filmlere imza atmış olan Christophe Gans üstlenirken, başrolleri Fransız oyuncular Vincent Cassel ve Léa Seydoux paylaşıyor.
Polis Akademisi’nin Tim’ de efsane komedyeni tek içingecesi Türkiye’ye geliyor Blues gösteri Brothers Michael Winslow - Stand Up Comedy Tarih: 22 Mart 2014 20:00 Yer: Beşiktaş Kültür Merkezi, İstanbul 10.000 sesi taklit edebilen stand up sanatçısı Michael Winslow, dünya turnesi kapsamında 22 Mart’ta İstanbul’da sahne alacak. Ses efekti konusunda dünyanın en iyileri arasında gösterilen Michael Winslow; Tebeşirin tahtada çıkardığı korkunç sesten jet uğultusuna, havlayan köpeklerden ıslak spor ayakkabısı sesine, radyonun cızırtılı sesinden gitarın coşkulu melodilerine kadar
binlerce sesi bire bir taklit edebilen bir isim. Michael Winslow aynı zamanda bir dublaj sanatçısı.”Geleceğe Dönüş” ve “Terminatör” gibi filmlerde seslendirmeler yapan Winslow televizyonda ise “Robo Chicken” ve Family Guy”daki seslendirmeleri ile biliniyor. Amerika’dan Kanada’ya, Finlandiya’dan Avustralya’ya ve birçok ülkede sahne alan efsane komedyen tek gösteri için 22 Mart’ta İstanbul’da olacak. İngilizce olarak sahnelenecek gösteride tercüman kullanılmayacak.
şem te h u m e v i s e n h a s n MFÖ özlene dham Hotel’de r huyla Wy t 2014 20:00 Tarih: 28 Mar Hotel, İstanbul Yer: Wyndham n, Fuat Güner ve Mazhar Alanso Boyu, Yalnızlık Ömür Özkan Uğur’un n, de in İç Güllerin Ele Güne Karşı, bah udum Var, Bu Sa m U la Benim Ha leler, nbul’da, Sarı La Yağmur Var İsta
60
ra bi tüm zamanla Hep Yaşın 19 gi n le uş en sevi damgasını vurm acak repertuvar uş ol n şarkılarında ul el gecede İstanb ile MFÖ; bu öz el öz en in hr a’da şe Kalamiş Marin e l’d te Ho am dh Wyn mekanlarından sahne alacak.
GÖKYÜZÜYLE KONUŞAN ÇOCUK BİR PSİKİYATRİSTİN GİZLİ DEFTERİ Yazar: Gary Small, Gigi Vorgan Yayınevi: NTV Gerçek hikâyeler kurgudan çok daha tuhaftır. Dr. Gary Small da bunu gayet iyi biliyor. Psikiyatriyle ve insan beyni üstüne çığır açıcı araştırmalarla geçen otuz yıl içinde Dr. Small pek çok şey görmüş. Şimdi ofisinin kapılarını açmaya ve kariyerinin en gizemli, ilginç ve tuhaf hastalarını anlatmaya hazır. Bu kitap bir psikiyatristin zihnine ve onun giderek gelişim gösteren mesleki yaşamına yapılan aydınlatıcı bir yolculuk. Aynı zamanda bu branşın ve daha önce görülmemiş, tanısı koyulmamış çeşitli akıl hastalıklarının perde arkasına da bir bakış… Kitabı okurken kendinizi, bizi insan yapan şaşırtıcı tuhaflıklar üstüne düşünürken bulacaksınız.
Yazar: Nadifa Mohamed Yayınevi: Pegasus BEYRUT’ TA DÜET Yazar: Mishka Ben-David Yayınevi: Koton Kitap 2011 yılından beri 2050, Limasol, Koreş, Mossad - Büyük Operasyonlar, St. Petersburgda Yasak Aşk, Günde Bir Doz MotiVasyon, Her An Mucize, Stoner, Hitlerin Şirret Kadınları gibi ses getiren kitaplarla tanınan Koton Kitap, yine çok konuşulacak bir romanı daha okuyucuyla buluşturdu. İsrail gizli servisi Mossadda 12 yıllık ajanlık kariyerine son vermesinin ardından çok satan ve ödül alan casus romanlarına imza atan Mishka Ben-Davidin son kitabı Beyrutta Düet raflara çıktı. Usta yazarın gerçek bir operasyondan ilham alarak yazdığı Beyrutta Düet kitabında heyecanın dozu hiç düşmüyor. Yazar, başarısızlıkla sonuçlanan bir suikast girişiminin ardından yaşananları ustaca bir kurguyla anlatıyor. Hedefin kızı beklenmedik şekilde olay yerinde belirdiği için tetiği çekmekte tereddüt ederek Hizbullah liderini öldürmek için düzenlenen bir operasyonun başarısızlıkla sonuçlanmasına neden olan bir ajanın hikâyesi.
1935. Yemenin tozlu ve tehlikeli sokaklarında yaşayan küçük Cuma hayatta kalmak için her gün ayrı bir savaş verir. Ancak onu çok seven ve sürekli azarlayan annesini de kaybedince dünyada yapayalnız kalır.Ailesinin ülkesi olan Somali’ye dönmek zorunda kalan Cuma, kendini günbegün yaklaşan çok daha büyük bir savaşın içinde bulur. Doğu Afrika’yı ellerinde tutan faşist İtalyanlar hazırlık yapmaktadır. Cuma ise hiç görmediği ama yaşadığından emin olduğu babasının peşinden gitmeye ve ne pahasına olursa olsun onu bulmaya kararlıdır.Böylece Cumanın Cibuti, Eritre, Sudan ve Mısır boyunca süren efsanevi yolculuğu başlar. Küçük bir çocuğun özgürlüğe doğru yolculuğunu anlatan bu roman aynı zamanda İkinci Dünya Savaşının Afrikayı nasıl etkilediğini de gözler önüne seriyor. “Mohamed, Mussolini hâkimiyetindeki Doğu Afrikayı ve birkaç parça giysi ile bir kap yemek için İtalyanın faşist ordusuna katılan Afrikanın en fakir insanlarının hikâyesini anlatıyor.” -Independent-
AİLE ÇAY BAHÇESİ
Yazar: Yekta Kopan Yayınevi: Can Yayınları Yekta Kopan’ ın yeni romanı Aile Çay Bahçesi’nin, çoğu kadının kendinden izler bulacağı unutulmaz bir kahramanı var: Müzeyyen… Aile yaşamının gizli şiddetine başkaldıran, kardeşinin doğumuyla kendi varlığının silinmeye başladığını hisseden bir kadın... Kopan’ın romanı, güçlü, okuru kıskaca alan bir atılımla sarsıcı bir finale uzanıyor. Çoğu roman kolayca tarif edilebilir, el yordamıyla birtakım kalıplardan dalanarak romana referans yaratmayı başarırsınız. Ancak bu, Aile Çay Bahçesi ile mümkün değil! Çünkü roman, okuyanın hayatına sinerek, herkes için başka bir hikayeye bürünüyor. Herkesin kendi gerçeğine…
61
ı r a l u r o s a k e z i l e c n e l g E
Eğlenceli zeka
a
met Amc
Meh 1. Çiftçi
ini lik bahçes a 500 m2 ci gün rd in a h İk a r. b e n rısını ek Amca so a y t e in m n h e e ç er gün, n bah Çiftçi M et amca h Birinci gü m r. h e la ş M a b e c e bitirir? ekmeye ker. Siz kaç günd yarısını e i y ın e ç m h ıs a k b kalan ı ekerek ın yarısın kalan kısm
3. Yuvarlak Pasta
2. Koşucu sında Bir atletizm yarışma çiyor. ge yü cü ün üç koşucu uştur. Koşucu kaçıncı olm
4. Köprü
Zeynep’in doğum gününde babası pastaneden yuvarlak bir pasta alır. Mumları üflemeden önce babası Zeynep’ e sorar: “Bu pastayı sadece 3 kere keserek en fazla kaç parçaya ayırabiliriz?” Zeynep’e yardımcı olabilir misiniz?
5. İki kap
n 29 araç 3 km oyunda buluna Bir düğün konv ektedir. Köprü köprüden geçm uzunluğundaki daki araçların nıklı ve konvoy ya da ke yü kg 25.000 00 kg. am ağırlığı da 25.0 toplam 500 gr na geldiklerinde sı ta e or zc Si ün r. ün yo pr Kö ine konu ş araçların üzer ku üç da ın ığ ırl ağ köprü yıkılır mı?
10 ve 6 litrelik iki kabımız var. 8 Litre suyu nasıl ölçeriz?
5 10 litrelik kabımızı doldurup, 6 litrelik kaba boşaltırız. 6 litrelik kaptaki suyu bahçe sulama veya diğer işlerde kullanırız. 10 litre kapta kalan 4 litre suyu 6 litrelik kaba boşaltırız. 6 litrelik kapta hala 2 litre suya yetecek yer var. 10 litrelik kabı doldurur ve 6 litrelik kapta kalan 2 litrelik boşluğu tamamlarız. Böylece 10 litrelik kabımızda 8 litre su kalır. 4 Yıkılmaz. Çünkü araçlar köprünün yarısına gelene kadar 500 gramdan fazla yakıt tüketirler. 3. 8 Parçaya ayırabiliriz. Önce pastayı + şeklinde keserek 4 eşit parçaya bölebiliriz. Sonra da yan yüzeyinin tam ortasından zemine paralel olacak şekilde kestiğimizde pasta 8’e bölünmüş olur. 1 Hiç bitiremez 2. Koşucu 3. Olmuştur. 62
SAYI
BİLGİ... BİRİKİM... KANİ KORKMAZ GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE YEŞİL BİNA NFPA-20 YANGIN POMPALARI UNUTAMAYACAĞIZ BAYCAN SUNAÇ DAĞ MARATONU 2014 BESLENME KARARLARI EĞLENCELİ ZEKA SORULARI