T.C. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI BAKANLIK İL MÜDÜRLÜĞÜ ÇİFTÇİ MEKTUBU : 2005/6
NEDEN ORGANİK TARIM ? İnsanoğlu tarımla uğraşmayı meslek haline getirip, bu işten para kazanmaya başladıktan sonra, birim sahadan daha çok ürün elde etme isteği artar. Bunun için tarlasına verim artırıcı şeyleri ilave etmeye başlar. Önce kimyasal gübreleri daha sonra hastalık ve zararlılarla mücadelede kimyasal ilaçları kullanmaya başlar. Sanayinin gelişmesi ile sentetik gübre ve sentetik zirai ilaçlar yaygın bir şekilde kullanılmaya başlanır. Zamanla tarlasına uyguladığı kimyasalların toprağını, suyunu zehirlediğini, bitkiye attığı kimyasalın hem toprakta, hem de bitki bünyesinde birikerek tüketildiğinde kendi vücudunu zehirlediğini anlar. Üstelik attığı kimyasallara dayanıklı hale gelen hastalık ve zararlılara karşı daha çok kimyasal atması gerekmektedir. Verimi artırmak amacıyla uygulanan kimyasal gübrelerin bitkiler tarafından alınamayan kısımları sulama suları veya yağmur suları ile yıkanarak toprağın derinlerine inerek taban suyuna veya yüzeysel yıkanma sonucunda akarsulara karışarak denizlere ulaşır. Gübrelerdeki kimyasallar topraktaki, akarsu ve denizlerdeki canlıların bünyesine geçerek onların zehirlenmesine yol açar. Bunların gıda olarak tüketilmesi sonucunda aynı zehir insan bünyesini de etkiler. Zirai mücadele ilaçlarında ki bazı kimyasallar bitki bünyesine girerek bitkide kalır. Fazlası ise toprağa girip gübrede olduğu gibi aynı yolu izleyerek hem topraktaki, hem de akarsu ve denizdeki canlıları etkilerler. Gübre ve kimyasal ilaçların bitki bünyesi tarafından alınan kısımları ise bitkiyi gıda olarak tüketen insan veya hayvanların bünyesine geçerek etkilerler. Öte yandan toprak bünyesindeki veya doğadaki yararlı canlılarda bu kimyasallardan etkilenerek yok olurken, kimyasalların bilinçsizce kullanılması bu durumu daha da olumsuz hale getirmektedir. Yalnızca daha yüksek verimi; daha ucuza mal etmek için doğadaki tahribatı hiçe sayan gidişatın durdurulması gerektiğini düşünen bilim adamları Organik Tarım fikrini ortaya koyar. Avrupa Ülkeleri başta olmak üzere Dünyanın birçok yerinde uygulanmaya başlanan organik tarım Yönetmelik ve Yasalarla desteklenmektedir. Çiftçiler ürünlerini organik olarak üretirken, tüketicilerde organik gıdaları tüketerek hem kendi sağlığını, hem doğayı hem de organik tarım yapan üreticileri desteklemektedirler. Türkiye de 1994 yılında bir yönetmelik çıkarılır. Yapılan düzenlemelerle “Organik Tarımın Esasları ve Uygulamasına İlişkin Yönetmelik” diye adlandırılarak son şeklini alır. Organik tarım yetiştirilen ürüne hiçbir muamele yapılmaması anlamına gelmez. Yetiştirilen ürünü kaderine terk etmek değildir. Üretirken doğadan aldıklarımızın geri verilmesi gerekir. Karşılığını vermeden almak dengeyi bozmak demektir. Organik tarım yönetmelik çerçevesinde izin verilen girdi ve yöntemlerin kullanıldığı doğaya saygılı, sağlıklı bitkisel ve hayvansal üretim yaparak, sağlıklı ürünlerin elde edildiği bir tarım şeklidir.
Organik tarım; üretimden tüketime kadar her aşaması kontrol edilerek elde edilen ürünün sertifikalandırıldığı bir üretim biçimidir. Bu sistemde sentetik gübre ve ilaç kullanımı azaltılmaktadır. Yetiştiricilikte tek ürün yerine çok çeşitlilik esastır. Kimyasal kalıntı içermeyen ürünü elde edebilmek için, bitki beslemede doğal olarak elde edilen gübreler (çiftlik gübresi, kompost, yeşil gübre, organik atıklar ve doğal mineraller) hastalık ve zararlılarla mücadelede ise biyolojik mücadele ( yararlı böcekler vs.) ve koruyucu kültürel tedbirlerin uygulandığı bir tarım şeklidir. Amaçları :
Bitki hayvan ve insan sağlığını en üst seviyede korumak. Toprak içindeki canlı varlıklar ve organizmaların yaşayabilmesi için toprağın fiziksel yapısını koruyarak verimliliği geliştirmek. Bitkilerin doğal ortamlarını koruyarak çeşitliliği devam ettirmek. Toprakla insan, toprakla bitki-hayvan, insanla bitki- hayvan arasında bozulan ilişkileri güçlendirmek. Tarımsal faaliyetten kaynaklanabilecek her türlü kirliliğin önüne geçmek. Çevre koruyucu model içinde doğa ile uyumlu çalışmak. Üretimde mümkün olduğu kadar bölgesel kaynakları kullanmak. Üretim planlaması ile fazla değil yeteri kadar ve kaliteli gıda üretmek. Bitkisel ve hayvansal üretimi birlikte yaparak, birbirlerinin girdilerini desteklemek. Üreticilere güvenilir bir çevrede çalışma ve yeterli gelir sağlamak. Tarımsal üretimin sosyal, ekonomik, ve çevresel boyutunu birlikte düşünmek.
Türkiye konumu itibarıyla organik tarım yapmaya çok uygun bir ülkedir. Halen Türkiye de üretilen organik ürünlerin büyük çoğunluğu yurtdışına ihraç edilmektedir. Organik tarımın yaygınlaşması ve kendi insanımızın da organik gıdalar tüketebilmesi için; Organik Tarım hakkında daha çok bilgi edinin. Organik olarak yetiştiricilik yapın. Organik gıdalar tüketin. “Doğa, insanın yenmesi gerektiği bir düşman değil, dostça yaşaması gereken parçası olduğu bir bütündür.”
TARIM DANIŞMANI ALİ YÜCEL TEL: 05452796017