BEŞ ŞEHİR Ahmet Hamdi Tanpınar
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Beş Şehir adlı kitabının; 34. Basım, İstanbul: Dergah Yayınları, 2015 kaynaklı kitabı ele alınmıştır.
Bir kitap okuyan kişi sayısı kadar farklı şekillerde yorumlanır. Kitabı okuyan kişi kitabın kendinde bıraktığı izlenimi zihninde taşır. Nesne kitap tasarımında amaçlanan zihinde bırakılan izlenimi kitap formunda yeniden ortaya koymaktır.
BEŞ ŞEHİR Ahmet Hamdi Tanpınar
Mine Yağız
BEŞ ŞEHİR
AHMET HAMDİ TANPINAR
“Anafartalar ve Dumlupınar’ın kahramanı, son muharebenin sabahında tek başına, ağzında sigarası, bir tepeye doğru ağır ağır ve düşünceli çıkar.” s. 14
BEŞ ŞEHİR
AHMET HAMDİ TANPINAR
“...bazen bir kartal yuvası gibi erişilmesi imkânsız yükselir.” s. 13
BEŞ ŞEHİR
AHMET HAMDİ TANPINAR
“1928 sonbaharında Ankara’ya ilk geldiğim günlerde Ankara Kalesi benim için âdeta bir fikr-i sabit olmuştu.”
s. 14
BEŞ ŞEHİR
AHMET HAMDİ TANPINAR
“Keskin bir ışık, etrafımda bir zafer borusu gibi çınlıyor.” s. 24
BEŞ ŞEHİR
AHMET HAMDİ TANPINAR
“Bu dağlardan sonra Âşık Kerem benim için bir hayalet yolcu gibi kervanımıza takılmıştı.”
s. 28
BEŞ ŞEHİR
AHMET HAMDİ TANPINAR
“Ben babamla, annemle gittiğimiz siyah kehribarcıları şimdi bir masal gibi hatırlıyorum.”
s. 30
BEŞ ŞEHİR
AHMET HAMDİ TANPINAR
“Her yerde marazî denebilecek bir bahar şenliği vardı. Kıvamını henüz bulmamış olan bu canlılık insanı on yıl önce görmüş olduğum muhteşem yazdan daha başka türlü sarıyordu.” s. 31
BEŞ ŞEHİR
AHMET HAMDİ TANPINAR
“Ölüm bu kadar yakından kokladığı insanların peşini kolay kolay bırakmıyordu. Er geç bir tarafta karşılarına çıkıyor, sofrasını açıyor, “Buyurun!” diyordu.” s. 33
BEŞ ŞEHİR
AHMET HAMDİ TANPINAR
“O günlerde çocukluğumdan beri bildiğim ve sevdiğim Erzurum’da herkesin tanıdığı kıt’alarını birçok defa dinlediğim Geyik Destanı’nın tamamını bulurum hülyasına kapılmıştım.” s. 47
BEŞ ŞEHİR
AHMET HAMDİ TANPINAR
“Sıla hasreti bu kadar geniş bir bayrağı pek az açmıştır.”
s. 53
BEŞ ŞEHİR
AHMET HAMDİ TANPINAR
“Sonra insanoğlu mesut olunca bütün varlık nasıl değişiyor, ölüme kadar her şey nasıl sevimli, can yakın oluyor, hiçbir şey kendi alın teri kadar bir insanı tatmin edemez.” s. 60
BEŞ ŞEHİR
AHMET HAMDİ TANPINAR
“Cinisli ihtiyarla küçük kızın bende uyandırdığı hayallerden kurtulamıyorum.”
s. 61
BEŞ ŞEHİR
AHMET HAMDİ TANPINAR
“Konya, bozkırın tam çocuğudur.”
s. 65
BEŞ ŞEHİR
AHMET HAMDİ TANPINAR
“...sizden uzakta geçmiş çocukluğunu ve gençliğini de hediye etmek isteyen, kesik, başı boş hatırlamalarla onları anlatan, güzel ve sevmesini bilen bir kadın gibi mazisini açar.” s. 66
BEŞ ŞEHİR
AHMET HAMDİ TANPINAR
“...Kösedağ Muharebesi’yle (1243) Anadolu’da Moğol hâkimiyeti başlar. Seneden seneye artan vergilerin, müdahalelerin devri açılır ve nihayet, Mevlânâ’nın ölümünden bir sene sonra 1274’de asıl istilâ vukua gelir.” s. 71
BEŞ ŞEHİR
AHMET HAMDİ TANPINAR
“Türkçede Ş ve L harfleri daima en güzel terkipler yapar.”
s. 95
BEŞ ŞEHİR
AHMET HAMDİ TANPINAR
“...boş sarayının odalarında tek başına dolaşıp içlenen, gümüş kaplı küçük el aynalarında
saçlarına düşmeye başlayan akları seyrede ede ihtiyarlayan eski masal sultanlarına benzer.” s. 99
BEŞ ŞEHİR
AHMET HAMDİ TANPINAR
“...Velhasıl Bursa sudan ibarettir.” diyerek bitirir. Canım Evliya! Sade bu iki cümlen için benim hafızamda adın Bursa ile birleşiyor.” s. 100
BEŞ ŞEHİR
AHMET HAMDİ TANPINAR
“Üst kattaki gramafonla yan taraftaki radyo arasında bir uğultu değirmenine dönen bugünün kafası için...”
s. 128
BEŞ ŞEHİR
AHMET HAMDİ TANPINAR
“...bin türlü sürprizleriyle bayram yerleri şehre gündelik hayatından çok başka, çok renkli bir görünüş verirdi. Çocuk bu günlerin tek hâkimiydi.” s. 132
BEŞ ŞEHİR
AHMET HAMDİ TANPINAR
“İstanbul, ya hiç sevilmez; yahut çok sevilmiş bir kadın gibi sevilir; yani her haline, her hususiyetine ayrı bir dikkatle çıldırarak.” s. 134
BEŞ ŞEHİR
AHMET HAMDİ TANPINAR
“...Mozart kahvesine girdiğim zaman garson tıpkı gençliğimde İstanbul kıraathanelerinde olduğu gibi bir yığın gazeteyi önüme koyunca epeyce şaşırmıştım. ” s. 168
BEŞ ŞEHİR
AHMET HAMDİ TANPINAR
“...mavna ay ışığının açtığı yolda bir koydan bir koya gidiyorlar ve sonra geç vakit o geceyi temin eden yalının önünde dağılıyorlardı.” s. 204
BEŞ ŞEHİR
AHMET HAMDİ TANPINAR
“Onu musikinin kadehinden istiyorum; kadeh boşalıyor, susuzluğum olduğu gibi kalıyor; çünkü sanat da aşk gibidir, kandırmaz, susatır. Ben seraptan seraba koşuyorum.” s. 206
Teşekkür Ederim