Mosmodern #1

Page 1

#1

mosmodern Ĺ&#x;iir eleĹ&#x;tiri dergimsi


ne i va m ün i r ye n i gülçı karı roğulları n dan . bisah ur op e rasyon uyla dün yaya ge ti ri li b

B İZ E M A TE R YA Lİ Z M İ YA PIS ÖK TÜ R E C EK Bİ H IRDA VA T Ç I LA ZIM

















“ Diga-a ”


zambi







Soru: Rahm an Yı ldı z C ev ap: Şakir Ö z üdoğ ru


“Arz u K uaförü” h ak k ı ndak i bu güz e lyorum un için te ş e k k ür e de rim önce lik le. Burada Adorno ve Be njam in’ in s anat k onus unda anlaş am adı ğıo tarih i çiz giye ge ri dönm e k faydalıolabilir. K abaca tarif e de ce k olurs ak , Adorno yük s e k s anatı n s anatçı yıöz e rk k ı ldı ğıüre tim alanı nıs avunurk e n, Be njam in s anatyap ı tı nı n ye nide n üre tilebilir ve k itlelerin h iz m e tinde olm as ı nıs avunur. Günüm üz de iş in bu k ı s m ık itlelerin leh ine s onuçlandıve e nine s onunda yük s e k s anat de diğim iz ş e yin içine p op üler olan da dah ile dildi. Günde lik olanı n p e rform ans s anatçı larıtarafı ndan k ullanı lm ayan ye ri k alm adı ;Baudrillard as lı nda bunu s öylerk e n aradak i bu s ı nı rı n ortadan k alkm as ı na da nih ilis tik bir tavı rla yak laş ı yor ve as lı na bak ars anı z s anat p iyas as ı nı n tüm ünü re dde diyor;e ğer h âlâ çok k ı sı tlıs ayı da s öz cük le k onuş an p rim itif top luluk lar ve onları n ritüe lleri k aldı ys a onlarıbunun dı ş ı nda tutarak –h oşbu top luluk ları n ritüe llerine tam anlam ı yla dah ilolm ayacağı mı z dan, h e r ş e y biz bu s e yrin içinde k i e tk in tük e ticiler için bire r p e rform ans olacak tı r


Kitabı n son bölümü olan 'Oval Ofiste Uçan Daire Kalı ntı ları ' daha çok deneysel (E. Altan'ı n Avangartı )ş iirlerden oluş uyor. Bu bölüm, önceki bölümlere nazaran lirik özneden daha uzak, dil arayı ş ı nı n hakim olduğu ve parodik ş iirlerler içeren bir bölüm. Ki kitap 'Behzat Ç . Ve Uzaylı lar: Sambrero'da Alelade Bir Yı lbaş ı Kutlaması 'ş iiriyle bitiyor. Bu ş iir, aslı nda kitaptaki arayı ş ı n deposu gibi. Denenen - deneyimlenen, aranı lan – bulunan, anlatı lan – durumlanan her ş ey bu ş iirde kendini gösteriyor. Bize 'Oval Ofiste Uçan Daire Kalı ntı ları ' bölümünün yazı lı rken ne tür bir zihinsel iş lev ile yaratı ldı ğı ndan ve o süreçten söz edebilir misin? Deneysel senin için ne anlam ifade ediyor?


evlenen adam, yumurtlayan kadı n, mağarada yaş ayan otuz santimetrelik Tarzan gibi haberlerdi sunulan haberler. Aynızat-ımuhteremin hem bu programı n yapı mcı lı ğı nıyapı yor hem ana haber bültenini hazı rlı yor olmasıironik olduğu kadar, gazeteciliğin simülatif ve manipülatif evrenine iş aret ederken, insanları n bu tip haberlerden neden haz aldı ğı nıve habercilik dizgeleri içinde ana akı m medyada söz sahibi olanları n bu haberlerden neden itina ile sakı ndı ğı nı , bunlara karş ıeleş tirel bir uzaklı ktan bakarak “kaka” dediklerini iyi düş ünmek gerekiyor. Aynıdönemde bir de acayip olayları n, zombilerin, vampirlerin, akı l almaz türlü sapı klı klar yapan insanları n, uzaylı ları n vb. konu edildiğibir gazete vardı , adı nı hatı rlamı yorum ş imdi. O dönem televizyonda ve gazetelerde patafizik olayları n, dünya dı ş ıyaratı kları n gezegenimizi ziyaretlerinin, Atlantis’in, kadim insan ı rkları nı n falan bolca konu edildiğibir zamandı , hatta Amerika Birleş ik Devletleri’ndeki gizli dünya dı ş ı yaş am araş tı rmaları nı n raporları nı n yayı mlandı ğıbir derginin bile çı ktı ğı nıhatı rlı yorum birkaç sayı , ismi, evet çok manidar, X-Flies’dıve içeriği Türkçe idi. Televizyonda hiçbir girdi olmadan enerji üretebilen “erge dönengeci” isimli, cismine dair kimsenin bir fikri olmadı ğı dünyayı değiş tirecek icat hak kı nda tartı ş malar dönüyordu. Behzat Ç . Ve Uzaylı lar’ıkonu edindin diye buradan bir girişyapayı m dedim. John Fiske bu tip haberler yapan ve yayan gazete ve televizyon programları için ş öyle buyurmuş , buna katı lmamak elde değil: "Bilimin baş arı sı zlı kları ndan ya da yetersizliklerinden (bilimadamları nı n beyin ameliyatıolan hastayıateş ler içinde bı rakan lazer ı ş ı nı nıya da uzaylımumyayı açı klamaktaki yetersizliklerinden) alı nan hazlar, dünyaya iliş kin baş at, egemen açı klamalarıçökme noktası nda görüyor olmanı n verdiği hazlardı r. Bu hazlar özellikle bilimsel olsun ya da olması n her tür egemen söyleme katı lmaktan alı konuldukları nıhissedenler için geçerlidir. Sansasyonel olan, olağanı n aş ı rıölçüde baş arı sı z oluş udur; normlarıkendi yeterlilik sı nı rları na doğru itekler ve ardı ndan bunlarıaş ar, en uç noktaya taş ı r." Bu durum bana göre, Paul Virilio'nun aş ı rıbilim ya da tekno-bilim dediğiş eye gayet halkçı l ve bununla birlikte zamanda atlamalar, boş luklar yaratan bir karş ı çı kı ş ıtemsil ediyor. Yani, bilim kurgu filmleri meselesine geri dönecek olursak, nükleer enerji ve zihinsel akı ş ları n birleş imi ile çalı ş an dev bir ultra teknolojik robot yapı yorsunuz ama bu dev-ultra-teknolojiniz dünya dı ş ıyaratı kları n istilası na karş ısavaş ı rken kı lı ç, gürz, mı zrak vb. savaşaletleri lanı yor; bunları n tek farkıbiraz daha parlak olmaalrıve bazı ları nı n oraya buraya ı ş ı n saçabiliyor olması(bkz. 2013 yapı mıPasifik Savaş ıisimli film, hatta Ninja Kaplumbağalar’ı n süper-teknolojik düş manlara karş ısavaş ı rken sopa, sai, nançaku ve katana kullanması ; son olarak eklemek isterim ki, ş imdi adı nıhatı rlamadı ğı m inş aat mühendisliği alanı na dair üniveristede okutulan bir kitapta Ay’a beton dökme ile ilgili bir bölüm var, evet.). Burada, halkçı l savaşimgeleri ile aş ı rı bilimin sı nı r aş ı mları nı n gelecekti uzlaş ı msı zlı ğı nıokumayıtercih ediyorum ben. Acayip haberlerimize geri dönersek, Fiske'nin popüler kültürden fazlaca devrimci bir misyon devş irmeye çalı ş tı ğı nıteslim ederek, bu tip yayı nları n gerçekten de entelektüel bir burnu havadalı k ile halkı n cahilliğine sı klı kla vurgu yapı larak açı klanması ndan ziyade, dı ş lanmı ş lı k, dahil edilmeme ve yaş amı nıbir biçimde belirleyen ş eyler üstünde zerre kadar bilgi ve dolayı sı yla söz sahibi olamamanı n tezahürü olarak yorumlanmasıgerekiyor gibi geliyor bana bütün bunlar. Söz’ün aidiyeti yittiğinde insanlar bazen ı rkçı lı ğa, cinsiyetçiliğe, tür düş manlı ğı na kadar varabilen yeni yaş ama alanlarıaçmaya çalı ş ı yor kendilerine ve makro ve mikro iktidar yapı larıbu dilin içinde beden buluyor. Şiirle haş ir neş ir olmaya baş ladı ğı m dan beri benim gözlemlediğim, ş iirin cemaatsel imgeler, kurgular ve semboller etrafı nda kendine hegemonik bir güç alanıbulan söz’ün kaydı nıtutmaya soyundurulması . Söz bazen iktidarı n dilsel yapı ları nıaş ı ndı rabilirken, bazen de bu iktidar alanı nıgeniş letmek ya da korunmak için muhafazakarlaş ı yor. Deneysel olan burada bir aş ı ndı rma ve ifş a mekanizmasıolarak devreye giriyor bence. Gerek ş iirin gerek ş iirselin yaygı nlaş tı rı lmasıdeğil belki ama deneysel-avangard olanı n hegemonik dilsel yapı larıaş ı ndı rma potansiyeli olduğunu düş ünüyorum. Ne zaman söz oyunlarış iir alanı nda başgöstermeye baş lasa, tarihi bir savunma hattı oluş turmaya giriş en kendini kanı tlamı şeleş tirmenler güruhu –ş iirin eş ik-bekçileri diyelim- bunun en belirgin gösterenlerinden biri


(bkz. Nazı m Hikmet fütürizmi, Garip Şiir, İ kinci Yeni, 1990’larda vuku bulan çevre ş airleri fenomeni ve nihayet 2000’lerde ortaya çı kan avangard-deneysel eğilimeler –Erhan Altan’ı n Sı fı rlı Yı llarda Şiirimizde Deneyi/m kitabı ndan izi sürülebilir- ve bu dönemlerdeki eleş tirmenlerin yorumları ). Deneyselin ya da avangard’ı n bu potansiyelinin, iletiş im teknolojilerindeki geliş melerle birlikte ş iirin kapalıcemaatini daha açı k ve özgür bir yapı ya dönüş türdüğünü/dönüş türebileceğime inandı ğı mısöyleyebilirim. Ö te yandan, gündelik dil ve davranı şkalı pları mı z içine yerleş en ve sorgusuz sualsiz kabul ettiğimiz ötekileş tirici, mikro-ayrı mcı lı k izlerini ifş a etmekte etkili bir araçdeney sel olan, ya da kendiliğinden olan – deneyin bir deneysellik hakikati peş inde kurgulandı ğıdeğil de bir ifade sı kı ş masıve duygulanı msal ve zihinsel süreçlerimizdeki kaymalarla birlikte ortaya çı kan atiklik ve bönlükle zuhur eden deneyin. Ç ünkü, kliş e belki ama dil bize yasa gibi içine girmemiz için çeş itli kalı plar oluş turur; biz insan türü hala kendimizi dünyanı n merkezi olarak atfederken, ilginç ama, fiziksel olarak dünyanı n evrenin merkezi olmadı ğı na inanmı şolsak da, zihinsel olarak bunu idrak edebilmişdeğiliz (bkz. Orson Scott Card’ı n romanı ndan uyarlanan 2013 yapı mıUzay Oyunları ). Yani, kuantumdan bahseden tekel bayii ya da evdeki tek çorapları n kayı p eş lerinin küçük uzay boş lukları tarafı ndan yutulduğuna inan Stephan Hawking. Biraz da gündelik süreçten bahsedecek olursak, sözünü ettiğin bölümdeki ş iirlerin çoğunluğu lisansüstü eğitime baş ladı ğı m dönem yazı ldı . Gerek o dönem yaptı ğı m ve etkisinde kaldı ğı m okumalar ve benim deneysel-avangard ş iirle olan ilgimin rotası nıoluş turan, çoğunlukla dı ş arı dan ama yakı n takibinde olduğum Zinhar-Heves-Ücra süreci içiçe geçince konvansiyonel ve lirik ş iirin mekanizmaları nıbiraz daha derinden kurcalamamıve en azı ndan ş iir’in ne olamayacağı na dair bir öngörü oluş turmamı sağladı . Behzat Ç . ve Uzaylı lar’da ayyuka çı kan kendini açı mlama gereksinimi bir yandan mesleki bir deformasyonken bir yandan da imgeden kurtulamamı şolmanı n beceriksizliği olarak okunabilir; tabi buna karş ı n ben bu etkileş imin diğer deneysel-avangard metinlerle kı yaslandı ğı nda kendim için de olsa bir özgünleş meye yol açtı ğı nı düş ünüyorum. Eğer sözcükler iletiş imsellik sayesinde içine ruh kı stı rı lmı şkalı plara dönüş müş se; bu Kartezyen ayrı mıortadan kaldı rı p, sözcüklerin kendi bedenlerini bütün yönleriyle deneyimlemeyebilmelerini sağlayabilecek ve bu arzu ve haz duyan bedenleri aracı lı ğı yla kuracaklarıiliş kileri önceleyebilecek bir güçolarak anlı yorum deneysel-avangard ş iiri, diye bitirelim.


“Bilocations 6” “Bilocations 4”

“Bilocations 3”

“Bilocations 1”

“Bilocations 2”

лβί ビル•ディ•ミケーレ‫ﺩﻝﻱﺏ‬ ‫ﻡﻱ‬ ‫ﻝﻱﻙﻱ‬ ‫ﻱ‬ λ λδημι χ ε λ ε ბილ დიმ იშე ლBILL DIMICHELE БилДиМише




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.