EK-1

Page 1

EK-1 MODÜLER SİSTEME DAİR BİR DİYALOG M: Okul Müdürü A: Okul Müdürünün Arkadaşı  A: Merhaba, sevgili dostum. Nasılsın, okulda işler nasıl gidiyor?  M: Merhaba… İyiyim, okulda da işler fena değil. Ama sanırım bütçemiz, yapmamızı istediklerini gerçekleştirmemize olanak tanımayacak kadar kısıtlı. Fakat bizim için bu durum yeni bir şey değil.  A: Demek “Eski hamam, eski tas”... Her şeyin yolunda gittiğini ve sorun edilecek bir şeyin olmadığını duyduğuma sevindim.  M: Aslında, uygulamaya geçirilecek yeni bir ulusal müfredat reformu var; Doğruyu söylemek gerekirse bu günlerde bu konu beni biraz kaygılandırıyor. Görünüşe bakılırsa köklü bir değişim bizi bekliyor. Bu değişime gerçekten ihtiyaç var, çünkü; genel olarak öğrenciler arasında kayıt silme oranı çok yüksek ayrıca sektör ve işletme temsilcileri öğrencilerimize öğrettiklerimizin çoğunun 10-15 yıl öncesinin ihtiyaçlarına cevap verebilecek düzeyde olduğunu söylüyor. Hata kendi özel eğitim ihtiyaçlarını karşılamak için kendi şirket-içi mesleki eğitim sistemlerini kurabileceklerinden söz ediyorlar. Böyle bir durum hem benim kolejimin hem de diğer pek çok kolejin sonu olur; Öğrenciler şüphesiz mesleğe daha yakından odaklı şirket-içi eğitim programlarını tercih eder, okulumuz ise ikinci seçenek haline gelir.  A: Bunu söylemekten çekiniyorum, kulağa biraz duyarsızca gibi gelebilir, ama sence de ülkedeki mesleki eğitimi kısmen özel şirketlere bırakmak çok mu kötü bir fikir? Sonuçta şirketler kendi ihtiyaçlarını kendileri daha iyi bilecektir.  M: Elbette mesleki eğitimi işletmelerle şu ana kadar sürdürdüğümüz yakın işbirliği olmadan yürütemeyiz. Söylemeye çalıştığım şu: her meslek için tek bir ulusal müfredat olmalı, ancak elbette yerel alternatiflere de olanak tanınmalı. Ben politikacı değilim, ama 10.000 adet tamamen özel ihtiyaç odaklı şirket-içi mesleki eğitim programının, örneğin eğitime tabi tutulmuş donanımlı bir işçinin seçim yapma özgürlüğü üzerindeki etkisini bir düşün. Bir şirketin bu işçiye vereceği bir sertifika, acaba bu işçi B şirketine geçmek istediğinde orada da kabul görecek mi? Bunun da ötesinde, büyük şirketlerin hiçbiri, daha çok küçük çaplı işyerlerinde ve hizmet alanlarında ihtiyaç duyulan mesleklere yönelik mesleki eğitim sunmayacaktır. Kamu mesleki eğitim sektörü de bu alanlar sayesinde ayakta durmaya çalışmak zorunda kalacak.  A: Bence olaylar asla o raddeye varmaz. Abartmadığından emin misin?  M: Umarım abartıyorumdur, ama, şimdiden buna ilişkin sinyaller alıyoruz ve ulusal çapta etkili bir girişimin başlatılıp kararlılıkla sürdürülmemesi durumunda diğer ülkelerde bunun kolayca gerçekleştiğini biliyoruz.  A: Öyle diyorsan, öyledir… Yanılmıyorsam az evvel bu reformun gerekli olduğuna katıldığını söyledin… Peki reformla birlikte neler olacak?  M: Reformla, öğrencilerin sektörde ihtiyaç duyulduğu belirlenen yeterlikleri edinmesi amaçlanıyor.  A: Güzel… Araç-gereç kullanma, tır kullanma, metal üzerine delik açma, voltaj ve akım ölçme, müşteriye hizmet sunma, bilgisayar kullanma, buzdolabının arızalı bir parçasını değiştirme gibi yeterliklerden söz ediyorsun herhalde… Ama bu zaten siz, teknik liselilerin hep yaptığınız şey değil mi; aradaki fark sadece varolan materyallerinizin endüstriyel ve ticari organizasyonlarla işbirliği yapılarak güncelleştirilmesi değil mi?

1


 M: Evet, aslında müfredatımızı sürekli olarak güncelleştirmek için her zaman elimizden geleni yaptık. Eskiden bunu bir şekilde hallediyorduk, ama zaman içinde teknolojinin giderek artan bir hızla ilerlemesinden dolayı bu imkansız hale geldi. Varolan uygulamada, mesleki eğitim sisteminde ihtiyaç duyulan yeni bilgi ve kabiliyetleri belirlemek, tanımlamak ve uygulamaya yansıtmak çok zaman alıyor. Sektörden gelen şikayetlerin ana sebebi de muhtemelen bu…  A: Anlıyorum, ama sadece; aranan beceri ve bilgileri belirlemenizi sağlayan sektör araştırmalarını daha sık yapma yoluyla da bu süreci hızlandıramaz mıydınız?  M: Ne yazık ki ihtiyaç belirlemeyle ilgili sorunun kaynağı başka… İzlenimlerim, sektör temsilcileriyle çok sayıda farklı müfredatımızın gözden geçirilerek güncelleştirilmesi için bir araya geldiğimizde pek etkin bir iletişim kuramadığımız yönünde... Bizler düşünürken, konuşurken, adımlarımızı atarken mesleki eğitim programında yer alması gereken eğitim-öğretim konularına ve başlıklarına odaklanıyoruz ve tüm bunları sayfalarca yazı halinde, ayrıntılarıyla birlikte sıralıyoruz. Onlar ise ürünlerinin üretilmesi için gereken bilgi ve becerileri esas alıyor. Bir sektör temsilcisi bir konu, başlık ya da uygulamanın pedagojik çerçeveyle bağlantılarını kuramıyor, hangi konu, başlık ve uygulamanın yerine yenilerinin getirilmesi gerektiğini bilemiyor. Uygunluğunu tartışmayı isteyeceği türden şeyleri bizim müfredatımızda bulamıyor. Dolayısıyla vazgeçiyor ve çok az şey değiştirilmiş oluyor. Ayrıca, kararlaştırılan değişikliklerin müfredata yansıtılması, genellikle formalitelerden dolayı yıllar alıyor.  A: Az evvel, müfredatın güncelleştirilmesi için gerekli bilgileri almak üzere ürünlerle yakından alakalı bilgi ve beceriler hakkında sorular sorman gerektiğini mi söyledin?  M: Evet ve bunu yaptık da... Ayrıca aldığımız bilgileri; uygulamaya ilişkin işlemlerin hiyerarşik bir sınıflandırmasını oluşturacak ve bu işlemlerin diğer işlemlerden bağımsız yürütülebilecek şekilde kendi içinde bütünlük sahibi olmasını, nihai ürüne yakından bağlantılı olmasını ve bir mesleğin bir parçasını teşkil etmesini sağlayacak şekilde çözümleyerek kendi süzgecimizden geçirdik. Eğitimciler olarak biz bu tür işlemlere yeterlik adını veriyoruz.  A: Bu, az evvel sözünü ettiğim araç-gereç kullanma, tır kullanma, voltaj ve akım ölçme, metal üzerine delik açma, müşteriye hizmet sunma örneklerinin bu bağlamda birer yeterlik olmadığı anlamına mı geliyor?  M: Benim taslak kurallarıma bak ve cevabı kendin bul; Sözünü ettiğin işlemler eğitimci olarak bizim yeterlik olarak addettiğimiz işlemlerden mi? Söylediğin örnekler: Pratik mi? Kolay anlaşılır mı? Kendi içinde bütünlük sahibi mi? Ürünle yakından alakalı mı? Bir mesleğin bir kısmını teşkil ediyor mu?  A: Tır kullanmak elbette öyle olmalı...  M: Evet, ama ancak tır kullanmak gümrük belgelerini doldurmak, bir trailer soğutma sistemini idare etmek gibi diğer bazı yeterliklerle bir arada ele alındığında... Hal böyleyken tır kullanmak Tır Şoförlüğü alanında bir yeterliktir. Aynı şekilde, müşteriye hizmet sunmak da pek tabii bir başka alanda bir yeterlik olabilir. Diğerleri ise daha çok bir araya geldiğinde yeterlik teşkil eden birer beceriye benziyor.  A: Peki sözünü ettiğin 5 kritere dayalı bu tanım sence her zaman güvenilir bir tanım mıdır?

2


 M: Muhtemelen bu tanımın güvenilir olmayacağı örnekler de vardır. Lütfen unutma, kullandığım ifade “taslak kurallar”dı. Dünyada hiçbir şey mükemmel değildir. Ayrıca ben, sektörde belirlenen yeterliklerden söz ediyorum. Halbuki gençlerin liselerimizde öğreneceği başka şeyler de olacaktır.  A: Güzel, en azından yeterliklerin kullanılması açısından iletişim sorununu çözmüş gibi görünüyorsunuz.  M: Öyle umuyorum... Öyle sanıyorum... Bunu ilerde anlayacağız.  A: Senin adına sevindim. Demek ki sorun çözüldü ve liseniz ayakta kalmayı başaracak...  M: Kayıt silme sorununu unuttun mu?  A: Ama güncelleştirilmiş müfredatlar oluşturulduğunda öğrencilerin okulda kalıp programlarını tamamlayacağını sanıyordum.  M: Bunun elbette etkisi olacaktır, ama korkarım kayıt silme oranı yine çok yüksek, motivasyon düzeyi ise yine düşük olacak...  A: Yani, kayıt silmeyle ilgili daha önemli sebepler mi var?  M: Öğrencilerin motivasyonunun düşük olmasına yol açan pek çok etmen olduğunu ve bunların kültür ve teknolojideki değişikliklere bağlı olduğunu düşünüyoruz. Öğrencilerin, geçmişe nazaran genel olarak daha bağımsız ve farklı bir yaklaşımı var. Böyle olması aslında iyi, çünkü çağdaş bir toplum böyle bir yaklaşım gerektirir. Aynı zamanda gençler her konuda, anne babalarının onların yaşındayken edindiğinden çok daha fazla bilgi ediniyor. Dolayısıyla günümüzde genç nesil ilginç deneyimlerle ilginç olmayanlardan ayırt ediyor ve ilginç deneyimlere odaklanırken ilginç olmayanları kenara itiyor. Tüm bunlar, toplumumuzda yetki sahiplerine duyulan güvenin genel olarak azalması ve gençlerin doğalarından kaynaklanan sabırsızlığı gibi etmenlerle birleşince okulumdaki kayıt silme oranlarının giderek artmasına yol açıyor. Teknolojik gelişmelerden dolayı eğitim programlarımızın daha uzun sürmesi de buna tuz biber ekiyor.  A: Demek günümüzde öğrenciler çabalarının sonucunu hemen görmek istiyor ve eskiden anne babalarının yaptığı gibi öğretmenlerinin çok ileriki zamanlarda edinecekleri ödüllendirici sonuçlara ilişkin vaatleriyle yetinmiyor?  M: Evet.  A: ...ve öğrenciler okulunuzda bir eğitim programına başlayıp istedikleri mesleği icra etmeye başlamalarına izin verilmeden önce yıllar boyunca ana konularda eğitim almaları gerektiğini öğrendiklerinde motivasyonlarını kaybedip okuldan ayrılabiliyor.  M: Evet, biz böyle olduğuna inanıyoruz ve ben bu durumdan pek hoşnut değilim.  A: O zaman ya toplumu değiştireceksin, ya da okulunu. Bunlardan başka seçenek yok.  M: Evet, müfredat oluşturma yöntemimizi ve kullandığımız pedagojik yöntemleri değiştirmemiz gerektiğini biliyoruz – en azından bazılarımız biliyor... Bu yüzden geleneksel doğrusal yaklaşımı terk ederek modüler bir yaklaşım getirmeye çalışıyoruz.  A: Modüler yaklaşım mı?

3


 M: Evet, yeni reformun amacı, tüm meslekler için yeterliğe dayalı modüer müfredatın oluşturulması. Hala ayrıntılar üzerinde çalışıyoruz ve muhtemelen bu çalışmaları birkaç yıl daha sürdüreceğiz. Ama istersen senin için bir yeterlik profili çizebilirim.  A: İlgi duyduğum bir konu olmasına rağmen detayları pek anlayamadım, bu yüzden çizmen iyi olur. Yeterlikler Beceriler Yeterlik 1 A B C D E F G H Yeterlik 2 Yeterlik 3 . . .  M: Evet, işte bir TIR Şoförünün yeterlik profili. Soldaki yeterlikler sütununda yaklaşık 10 yeterlik olabilir. Sağda ise her yeterliğin kapsamında yer alan becerileri görüyoruz. Sözünü ettiğin yeterliği, kamyon kullanmayı, 1’inci yeterlik olarak ele alalım ve konuyu açıklamak için bu yeterlik için gerekli bazı becerilere bakalım: Yeterlik 1: kamyon kullanmak Beceri A: motoru kontrol etmek Beceri B: fren sistemini kontrol etmek Beceri C: tekerlekleri kontrol etmek Beceri D: ışık sistemini kontrol etmek Beceri E: kuru zeminde kamyon kullanmak Beceri F: karlı ve buzlu zeminde kamyon kullanmak Beceri G: acil fren tekniği Deneyimlerimiz öğrencilerin bu yeterliği yaklaşık 200 saatte kazandığını gösteriyo, bu yüzden muhtemelen bu yeterliği birkaç modüle böleceğiz.  A: Yani örneğin modül 1’de A, B veC, modül 2’de D, E ve F, modül 3’te de G ve H olacak, öyle mi? Basit bir mantık gibi görünüyor.  M: Bazı durumlarda becerileri senin söylediğin şekilde dağıtabiliriz. Öte yandan, bazı ülkelerde edinilen tecrübeler, bu yöntemin böyle bir yeterliğin beraberinde getireceği motivasyon sorununu çözemeyeceğini gösteriyor. Elimizdeki örnekte, öğrencinin kamyonu kullanmasına izin verilmeden önce uzun süre aracın kontrol ve bakımlarıyla uğraşması gerek. Durum böyleyken öğrencinin motivasyonunu yitirip programdan ayrılma olasılığı yüksek olur.  A: Ama öğrenciye aracın kontrolünü yaptırmadan kamyon kullandırmazsınız herhalde, değil mi; hiçbir profesyonel TIR şoförü bunu yapmaz?  M: Haklısın, hiçbir profesyonel şoför herşey kontrol edilmeden araç kullanmaz. Ancak bizler eğitimciyiz ve bizim işe yaklaşımımız mesleki gerçeklikleri sadece belli durumlarda yansıtır –bu örneğimizde de motivasyon mesleki gerçekliklerin önüne geçiyor.  A: Peki… O zaman, yemeğe tatlıdan başlayacak ve kamyonu ilk modüllerde kullanmalarına izin verip kontrol modüllerini sonraya bırakacaksınız, öyle mi?  M: Yo, hayır – durum dediğin şekilde yapmazdım. Fakat ilk modülde aracı kullanmalarına izin verirdim. Her modülde motive edici işler ile daha az motivasyon unsuru taşıyan işleri bir arada tutmaya çalışırdım. Ele alığımız örnekte otive edici iş, elbette kamyonu kullanmak, kontroller ve bakımlar ise daha az ilgi çekici… Dolayısıyla ilk modülün örneğin 1/3 C + 1/6 E şeklinde düzenlenebileceğini düşünüyorum; örneğin, lastik basıncını kontrol etmek ve düz ve sakin bir

4


yolda kamyon kullanmak. Aynı yeteliğe ait ancak daha ileride işlenebilecek bir diğer modül de 1/3 C+ 1/3 F şeklinde olabilir; bu da, tekerleklere kar zincirlerinin takılması ve temel düzeyde karda sürüş olabilir.  A: Bu iş oldukça karmaşık olacağa benziyor!  M: Bir yeterliğin motivasyon unsuru kaybedilmeden nasıl birden fazla modüle bölünebileceğini göstermek için özellikle uzun zaman gerektiren bir yeterlik seçtim. 2 haftalık tek bir modülle kazanılabilecek yeterlikler de olacaktır. Bu tür durumlarda yapılacak iş basittir. Yine de haklısın, bu yaklaşım gerçekten yerine göre karmaşıklaşabilen bir yaklaşım gibi görünüyor. Basitleştirme amacı güdüldüğünde bir yeterliğin 2 veya 3 yeterliğe bölünecek şekilde yeniden tanımlanması da düşünülebilir. Her modülde motivasyon sağlayıcı öğelerin bulunmasını sağlayacak her yaklaşım uygundur.  A: Anlıyorum. Az evvel 2 hafta mı dedin?  M: Motivasyon açısından bakıldıında bir modülün süresi önem taşır. Bir öğrencinin örneğin 2 haftada bir ödüllendirici bir sonuç elde ediyorsa bu öğrenci için motivasyon unsuru, bu sonuçları 4 haftalık aralıklarla elde etme durumuna kıyasla daha etkili olacaktır. Ancak modüliçin belirlenecek süre üzerinde etkisi olan başka etmenler de vardır, örneğin; yerel lojistik imkanları, modüllerin çeşitli müfredat oluşturacak şekilde modül bankasında ne şekilde gruplanacağı, vesaire… Yine de ben bu konuda da motivasyon unsurunun herşeyden ağır basması gerektiğini düşünüyorum, çünkü amaç, kayıt silme oranını azaltmak…  A: İşte yeni bir kelime daha – modül bankası… Ben sadece yeterliklerin; belli meslekler bünyesinde yer aldığını ve edinilmelerini sağlayan modüllerde yer alan becerileri içerdiğini sanıyordum.  M: Yine haklısın, arkadaşım, ama modüller bir sisem kurmanın çözümlenmesi gereken ilginç bir de yan etkisi var. Çok sayıda farklı eğitim programında ortak olarak kullanılacak modüller oluşturmak için çaba gösterirsek, öğrencilerin meslek seçiminin ertelenebilceği bir sistem oluşturabiliriz. Bu kayıt silme oranlarının daha da azalmasını sağlayacaktır. Modüllerin ortak olması program geliştirmeyi de kolaylaştıracaktır.  A: Tüm bunlar başımı döndürdü. Pek çok değişiklik olacak, bunu anlıyorum. Peki, bütün bu uygulamaları kim yapacak?  M: Öğretmenlerimden bazıları bu konuya ilgi gösterdi.  A: Peki çalışmalarının karşılığını onlara nasıl ödeyeceksiniz?  M: Aslında bu hala cevaplanamamış bir soru. Bütçemin pek artırılacağını sanmıyorum, ama elbette onları mümkün olan her şekilde şahsen destekleyeceğim. Ayrıca bunu ulusumuz için yapılması gereken önemli ve onurlu bir görev olarak göreceklerini umuyorum.  A: Yani onlara yapacağın ödeme, faziletle ilgili nutuklar şeklinde mi olacak?  M: Sevgili arkadaşım, yaklaşımın çok sert… Ben de aynı şekilde sert bir dille konuşacak olsam, onlara bu işin bir öğretmenin görevleri arasında yer aldığını, dolayısıyla karşılığını maaşlarıyla zaten aldıklarını söylerdim. Ama böyle bir yaklaşımla hiçbir yere varamazdım, çünkü burada yapmaya çalıştığımız iş, yaratıcılık gerektiren bir iş. Bu yüzden başka bir yol izlemeyi; onların günlük işlerini hafifleterek gelişim odaklı çalışmaları için onlara zaman tanımayı tercih ederim. Ayrıca, örneğin modüllerin kapaklarına modül geliştirmeden sorumlu öğretmenlerin isimlerinin yazılması yoluyla bu kişilerin tanınmasını da sağlayacağım.

5


 A: Sence bu kadarla yetinirler mi?  M: Evet, sevgili arkadaşım. Öğretmenlerim arasından bazılarının bununla yetineceğine gönülden inanıyorum. Bu kişisel aklaşımla ilgili bir mesele. Bir zamanlar yabancı bir ülkede bir müzede büyük bir devlet adamı tarafından söylenmiş bir vecize dikkatimi çekmişti: “Öğretmenler, ulusun tek kurtarıcılarıdır.” Bu cümleyi altın harflerle ofisimin duvarına yazdıracağım.  A: Bu reformda sana büyük şans diliyorum. Bu konu üzerinde düşüneceğim. Seninle sohbet etmek her zaman çok güzel. Şimdilik hoşça kal.  M: Güle güle, arkadaşım.

6


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.