Turizm, Yatırım ve Gezi Dergisi
PETROL KENTİNDEN TEKSTİLKENT’E BATMAN IRAK PAZARI BİR SINIR İKİŞEHİR: MARDİN / HALEP ROBOT BİLİMİN BABASI CİZRELİ EBU’L İZ EL-CEZERİ MARDİN’DE TURİZM VE KONAKLAMA
MARDİN’DE BİR CENNET KÖŞESİ: SAVUR
YIL: 01
SAYI 01
ŞUBAT 2012
Dicle Kalkınma Ajansı Yönetim Kurulu Adına İmtiyaz Sahibi Genel Sekreter Abdullah ERİN Genel Yayın Yönetmeni Selim DURAN Genel Koordinatör İlkay BİLGİÇ Yayın Kurulu Bedri YAY, Kadir ÖZ, M. Emin PAÇA, Mehmet UNCU Tabip GÜLBAY, İlkay BİLGİÇ, Elçin DEMİREL Editör Müge ÖZTÜRK Kapak Fotoğrafı Utku ŞAHİN Yapım Fikri Alem Reklam Ajansı Ankara Cinnah Cad. Güneş Sok. 17/2 Çankaya Tel:+90.312 4662010 Faks: +90.312 4662001 İstanbul Hare Sok. No:16 Akatlar Tel:+90.212 2848420 Faks: +90.212 279 91 67 www.fikri-alem.com.tr İletişim Adresi T.C. DİCLE KALKINMA AJANSI Adres: Savurkapı Mah. Nusaybin Cad. No:31 Meydanbaşı / Mardin / TÜRKİYE Tel: +90.482 2121107 Faks: +90.482 213 14 95 tanitim@dika.org.tr www.dika.org.tr Yayın Türü Periyodik Baskı
Teşekkürler, Ahmet KÜÇÜKASLAN, Asım DİVLELİ, Ayhan MERGEN, Lokman TOPRAK, Markus ÜREK
SUNUŞ Kamu kesimi, özel kesim ve sivil toplum kuruluşları arasındaki işbirliğini geliştirerek, kaynakların yerinde ve etkin kullanımını sağlayarak ve yerel potansiyeli harekete geçirerek, ulusal kalkınma plânı ve programlarda öngörülen ilke ve politikalarla uyumlu olarak bölgesel gelişmeyi hızlandırmak, sürdürülebilirliğini sağlamak, bölgeler arası ve bölge içi gelişmişlik farklarını azaltmak amacıyla Mardin, Batman, Şırnak ve Siirt illerini kapsayan TRC3 Bölgesi’nde 10/11/2008 tarih ve 2008/14306 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kurulan ve “Değişim Başladı” sloganı ile yola çıkan Ajansımız; o günden bu güne bir kısmı aşağıda belirtilen önemli faaliyetleri gerçekleştirmiştir. 2009 yılında kurumsallaşma sürecini büyük ölçüde tamamlayarak, 2010 yılında Ön Bölgesel Gelişme Planı’nın DPT tarafından onaylanmasını takiben ilk proje teklif çağrısına çıkan Ajansımız, ilk etapta KOBİ ve Küçük Ölçekli Altyapı Mali Destek Programlarını başarıyla yürütmüştür. Ayrıca aynı yıl içinde Doğrudan Faaliyet Desteği ve Teknik Destek kapsamında başarılı bulunan faaliyetler için destek sağlayan Ajans’ımız, 2010 yılının ilk yarısında faaliyet alanındaki dört ilde Yatırım Destek Ofislerini de hizmete açmak suretiyle etki alanını genişleterek daha etkin ve süratli hizmet vermeye başlamıştır.
Abdullah ERİN | Genel Sekreter
2011 başında yeni personel alımının tamamlanmasıyla birlikte yapılan uzman personel takviyesi ile Yatırım Destek Ofislerinin kapasitelerinin güçlendirilmesi ve işlerliğinin arttırılması, Ajans’ın kurumsal ve teknik kapasitesinin güçlendirilmesi, 2011 - 2013 yıllarını kapsayan Bölge Planı çalışmalarının tamamlanması sağlanmış, Ajans’ın 2011 yılında uyguladığı Sektörel Gelişme Mali Destek Programı, Kentsel Yaşam Kalitesinin İyileştirilmesi Mali Destek Programı, Müşterek Sanayi ve Ticaret Alanlarının İyileştirilmesi Mali Destek Programı ve Doğrudan Faaliyet Desteği başta olmak üzere diğer tüm faaliyetler Bölge Planı öncelikleriyle uyumlu bir şekilde planlanarak uygulamaya konulmuştur. 2011 - 2013 yıllarını kapsayan üç yıllık dönemin, TRC3 Bölgesi’nde köklü değişimlerin yaşanacağı bir dönem olması öngörülmektedir. 1989 yılından bu yana devam eden GAP’ın, TRC3 Bölgesi’nin kalkınmasında kilit rol oynayacak sulama, ulaşım ve enerji projelerinin tamamlanması bu dönemde gerçekleşecektir. Bölge’nin sınır komşularıyla ilişkileri ve sınır ülkelerde oluşacak siyasi ve ekonomik istikrar da yine bu dönemde Bölge’nin kalkınmasında belirleyici bir rol oynayacaktır. Bölge’nin turizm, enerji, lojistik, madencilik, tarım, hayvancılık ile tarıma ve inşaat sektörüne dayalı endüstrilerde sahip olduğu potansiyeller Bölge içinden ve dışından giderek daha çok yatırımcının ilgisini çekmektedir. Bölge’nin sahip olduğu bu potansiyellerin etkin bir şekilde değerlendirilmesi, Bölge’nin iş ve yatırım ortamının geliştirilmesine yönelik alınacak altyapı, finansman, tanıtım, bilgilendirme ve işgücüne yönelik tedbirlerle, Bölge’deki kurumsal yapının etkinleştirilmesi ve yönetişimin geliştirilmesiyle, beşeri gelişmenin, sosyal içermenin ve sürdürülebilir kentleşmenin sağlanmasıyla mümkün olacaktır. Kuruluş Kanunu, Bölge Planı ve ilgili diğer bağlayıcı metinlerde belirlenen hedefleri gerçekleştirme ve bölge vizyonuna ulaşma yolunda mesafe katetmeyi amaçlayan Ajansımız, bütün çalışmalarını tam bir objektiflik, şeffaflık, hesap verebilirlik ve sonuç odaklılık ilkelerine uygun olarak yürütmeye devam edecektir. Bölgeyi kültürel ve sosyal açıdan tanıtmak ve özellikle yerel potansiyeli harekete geçirebilmek için Bölgenin potansiyelini muhtemel yatırımcılara aktarmak amacıyla tanıtım faaliyetleri çerçevesinde Ajamsımız tarafından çıkarılan “Dicle” dergisinin Bölgemize ve Bölge insanımıza hayırlı olmasını diliyorum.
İÇİNDEKİLER
6 9 11 13 15 17 20 23
AJANSTAN
AJANSIMIZ & HEDEFLERİMİZ RÖPORTAJ
BATMAN VALİSİ ve YÖNETİM KURULU BAŞKANI AHMET TURHAN: BATMAN YDO, BATMAN’DA YATIRIMIN İLK ADRESİ BÖLGE GÜNCEL
DİCLE’DE HAVA ULAŞIMI BÖLGE GÜNCEL
DOĞALGAZDA SON DURUM BÖLGE GÜNCEL
ILISU: BİR GÖÇ HİKAYESİ... BÖLGE GÜNCEL
PETROL KENTİNDEN TEKSTİLKENT’E BATMAN ANALİZ
IRAK PAZARI KÜLTÜR
BİR SINIR İKİ ŞEHİR: MARDİN / HALEP
KÜLTÜR
SÜRYANİLER VATANLARINA DÖNÜYOR KÜLTÜR
MARDİN BAĞ EVLERİ TARİH
ROBOT BİLİMİN BABASI CİZRELİ EBU’L İZ EL-CEZERİ TARİH
TİLLO’DA BİR IŞIK HADİSESİ GEZİ
MARDİN’DE BİR CENNET KÖŞESİ: SAVUR GEZİ
MARDİN’DE TURİZM VE KONAKLAMA ETKİNLİK TAKVİMİ
SEMPOZYUM VE ETKİNLİKLER GELECEK & GEÇMİŞ ETKİNLİKLER BAĞLANTILAR
NE YENİR, NERDE KALINIR ?
27 30 32 34 36 38 44 47
6
AJANSIMIZ & HEDEFLERİMİZ Ajansımızın temel faaliyet sebebi, doğal ve kültürel varlıkların korunması, bölgemizin beşeri sermayesi ve maddi kaynaklarının sürdürülebilir bir çerçevede, etkili bir şekilde kullanılması, yatırım ortamının iyileştirilmesi, bölgemizin ve yatırım potansiyelinin tanıtımı, istihdam ve rekabet gücünün artırılmasıdır. Tüm bu süreçte, Ajansımızın amacı proje ve destek faaliyetleri adı altında hibe dağıtmak değil, bölgenin kalkınmasına kalıcı ve sürdürülebilir projelerle katkı sağlamak isteyenlerle çok yönlü bir işbirliği içinde çalışmaktır. Desteklenen Başarılı Projeler
Tüm bu süreçte, Ajansımızın amacı proje ve destek faaliyetleri adı altında hibe dağıtmak değil, bölgenin kalkınmasına kalıcı ve sürdürülebilir projelerle katkı sağlamak isteyenlerle çok yönlü bir işbirliği içinde çalışmaktır.
Dicle Kalkınma Ajansı kurulduğu 2008 yılından bu yana, toplumun farklı kurumları arasında işbirliğini geliştirmek, kaynakların etkin kullanımını sağlamak ve yerel potansiyeli harekete geçirmek suretiyle, ulusal kalkınma plânı ve programlarında öngörülen politikalarla uyumlu olarak, bölgesel gelişmeyi hızlandırmak, sürdürülebilirliğini sağlamak ve gerek bölgeler arası, gerekse bölge içi gelişmişlik farklarını azaltmak amacıyla faaliyet göstermektedir.
Ajansımız elbette ki, bölge kalkınmasına katkı sağlamak amacıyla, “mali destek programları” çerçevesinde bölge ve bölge halkı için önem arz edecek projelere destek vermektedir. Bu kapsamda 2010 yılında yapılandırdığı “2010 Yılı Küçük Ölçekli Altyapı Projeleri Mali Destek Programı” ve “2010 Yılı KOBİ Mali Destek Programı” kapsamında birçok projeye 15 Milyon TL değerinde mali destek sağlamıştır.
2010 Yılı Küçük Ölçekli Altyapı Projeleri Mali Destek Programı çerçevesinde, devam eden 12 sözleşmeye 5 Milyon TL civarında mali destek sağlanmıştır. Bu projelere iyi örnekler arasında Mardin OSB Enerji Nakil Hattı Projesi sayılabilir. Söz konusu projede ajansımız %75 oranında mali destek sağlamış, bu sayede bölgedeki ortak üretim ve yaşam alanlarının fiziki ve sosyal altyapı eksiliklerinin giderilerek kentin yaşanabilirliğinin artırılması sağlanmıştır. Bir diğer örnek gösterilebilecek proje Şırnak Ajansımız bu doğrultuda, merkezi ve Yağmur Suyu Projesidir. yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve uluslararası kuruluşlarla işbirliğinin Ajansımızın yine %75 oranında mali destek geliştirilmesine ve bütün aktörler arasında sağladığı bu projede ise Şırnak ilinde çevre etkin ve sürekli bir iletişim sürecinin ve sağlık koşullarıyla uyumlu olarak fiziki oluşturulmasına katkı sağlamayı amaçlar.
AJANSTAN
altyapının geliştirilmesi ve açık alanlarda 2011 Yılı Mali Destekler ortak kullanıma yönelik sosyal altyapı eksikliklerinin giderilmesi öngörülmüştür. Başvuruları tamamlanmış olan 2011 yılı Mali Destek Programları ile, “Sektörel 2010 Yılı KOBİ Mali Destek Programı Gelişme”, “Kentsel Yaşam Kalitesinin kapsamında, fiilen devam eden 47 İyileştirilmesi”, “Müşterek Sanayi ve Ticaret sözleşmeye 10 Milyon TL tutarına yakın Alanlarının İyileştirilmesi” başlıkları altındaki mali destek sağlanmıştır. Bu program projelere 17 Milyon TL destek verilecektir. çerçevesinde destek alan başarılı projelerden biri Batman’da yer alan Ezer DİKA’dan Teknik Destek Gıda, Ambalajlı Dondurma imalatında çeşitlik artırma yatırımıdır. Ajansımızdan Ajansımız, sağladığı mali destek %45 oranında mali destek alan yatırım için, programları dışında, ihtiyaç sahiplerine dondurma ve her türlü sıvı içecek dolumu, “Teknik Destek Programları” adı altında şekillendirme ve ambalajlama ünitesi ve destek de sağlamaktadır. Teknik Destek soğutma tesisi kurulmuştur. Programı’nda bölgedeki yerel aktörlerin, bölgesel kalkınma açısından önem arz eden; Başarılı projelere örnek gösterilebilecek bir ancak kurumsal kapasite eksikliği nedeniyle diğer mali destek yatırımı da Siirt’te yer alan hazırlık ve uygulama aşamalarında sıkıntı ile Pervari Arıcılık Üretim Kapasitesini karşılaşılan çalışmalarına destek sağlamak ve Kalitesini Artırma Projesidir. amaçlanmıştır. Bu bağlamda, 2010 yılında Ajansımzdan %50 oranında mali destek Ajansımızın teknik destek programından alan proje bu sayede Bal Dolum Tesisi ve 40 kurum yararlanmış, Mardin, Batman, Ürün Test Laboratuarı açmıştır.
7
Siirt ve Şırnak illerini kapsayan TRC Bölgesi’nden 3274 kişi bu destekler kapsamındaki eğitimlerden faydalanmıştır. DİKA’dan Kısa Kısa… Siirt’te Modern Sulamanın Yaygınlaşması İçin Etkin İşbirliği Siirt’te Kırsal Kalkınmaya yönelik modern sulama projelerinin hayata geçirilmesi için yürütülen işbirliği başarıyı getirdi. Tarım Bakanlığının desteğiyle gerçekleştirilecek 7 proje ile yaklaşık 30 bin dönüm alanda modern sulama altyapısı kurulacak. Tarım Bakanlığı tarafından verilen Kırsal Kalkınma desteklerine başvurular 09 Mayıs 2011’de sona erdi. Siirt bir önceki programda 11 başvuru yaparken bu yıl yapılan başvurular 23’e çıktı. Başvuruların artmasında doğru bilgilendirme ve yönlendirmenin yanı sıra daha önce başvuru yapılmayan sulama gibi alanlarda
8 yerel işbirliği ile başvuru yapılmasının yılı sonuna kadar 1050 kişiye istihdam taahhüt ediyor. Ajansımızın kısa zaman sağlanması etkili oldu. önce gündemine aldığı Mazıdağı Fosfat Tesisleri’nde yapılan saha çalışması ve DİKA’nın Desteğiyle Batman’da piyasa araştırması ile tesislerin potansiyeli Kuruyemiş Üretim Tesisi Açıldı ve dünya fosfat piyasasındaki yeri ortaya Batman Organize Sanayi Bölgesi’nde, kondu. Bölgedeki diğer madenleri de Ajansımızın KOBİ Mali Destek Programı ile araştıran uzmanlarımız “TRC3 Bölgesi finansman desteği sağladığı “Hasankeyf Yeraltı ve Yerüstü Zenginlikleri Raporu” Kuruyemiş” isimli fabrikanın açılışı yapıldı. hazırladı. Özelleştirme İdaresi, Meclis Açılış Maliye Bakanı Sayın Mehmet Maden Komisyonu ve ilgili kurumlara ŞİMŞEK’in ve Batman Valisi Ahmet sunulan çalışmalar sayesine Özelleştirme İdaresi ihale sürecini hızlandırdı. Turhan’ın katılımlarıyla gerçekleşti.
Avrupa Birliği Katılım Öncesi Mali Yardımları (IPA) kapsamında yer alan ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından uygulanan Bölgesel Rekabet Edebilirlik Operasyonel Programı çerçevesinde yaklaşık 9,5 milyon avro’luk bir hibe ile destekleniyor. Bölge’de özellikle de Siirt’te artan üretimiyle gün geçtikçe stratejik önemi belirginleşen Siirt Fıstığının bölgeye daha fazla katkı sağlayabilmesi için yerinde işletilebilmesi ve markalaşarak pazara sunulması önem taşıyor. Tesis, soğuk hava depoları aracılığı ile yüksek kalitede giriş yapan hammaddenin istenilen standartlarda işlenilmesine olanak sağlayacak. Gıda kalite yönetimi sistemlerinin uygulanacağı tesis modern alt yapısı ile tüketiciye güvenilir ve kaliteli fıstığı ulaştıracak. 2-3 yılda tamamlanması hedeflenen projenin hayata geçmesiyle birlikte önemli bir istihdam kapısı olması da bekleniyor. Bu yatırım bir tarım şehri olan Siirt’e yapılan en büyük tarımsal imalat yatırımı olacak. Yurtdışı Çalışma Ziyaretleri
Siirt Fıstık Üreticileri Birliğinin IPA programından daha önce ön kabul alan projesi Ajansımızın doğrudan faaliyet desteği ile tam kabul almaya hak kazandı.
Özelleştirilen Fosfat Tesisleri 1050 Kişiye İstihdam Sağlayacak 1994 yılından bu yana atıl durumda bulunan Mazıdağı Fosfat Tesisleri’ni tekrar ekonomiye kazandıracak ihale sonuçlandı. İhaleyi Etibakır ve Park ortaklığı bulunan TMC Enerji Yatırımları Sanayi ve Ticaret A.Ş kazandı. TMC verdiği teklifinde 2016
Siirt Fıstığı Projesi Meyvelerini Veriyor AB tarafından desteklenen IPA (Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı - Instrument for Pre-Accession Assistance) programına başvuran Siirt Fıstık Üreticileri Birliği, Siirt ilindeki fıstık üreticilerinin ortak kullanımına yönelik hizmet verecek günlük 5 ton kapasiteli modern fıstık işleme ve paketleme tesisi kurulması amacı ile 2009 yılında proje başvurusunda bulundu. Yapılan başvurular arasında birinci seçilen proje, ihtiyacı olan teknik desteği temin edebilmek için DİKA 2010 yılı Doğrudan Faaliyet Destek programı kapsamında destek almaya hak kazandı. Siirt Fıstığının gerek ilin gerekse de bölgenin kalkınmasına olan doğrudan etkisini arttırmayı amaçlayan “Fıstık Üretiminin Altyapısının İyileştirilmesi ve Geliştirilmesi Projesi” sözleşmesi Eylül 2011’de imzalandı. Siirt Fıstık Üreticileri Birliği’nin yürüteceği proje,
Ajans Çalışma Programları doğrultusunda Yönetim Kurulu Üyeleri ve Uzmanlardan oluşan heyetlerle bu güne kadar İspanya, Birleşik Arap Emirlikleri, Irak, Suriye ve Federal Almanya ve İsveç Krallığı’na çalışma gezileri düzenlenmiş, benzer fonksiyonu icra eden ajanslar, devlet kurumları ve STK’lar ziyaret edilerek tecrübe paylaşımında bulunulmuş ve gezi sonrası izlenimler ve muhtemel işbirliği imkanları hazırlanan ‘Ülke Raporları’ ile kayıt altına alınmıştır.
RÖPORTAJ
9
BATMAN VALİSİ ve YÖNETİM KURULU BAŞKANI AHMET TURHAN: BATMAN YDO, BATMAN’DA YATIRIMIN İLK ADRESİ
Dergimizin çalışmaları henüz yeni başlamışken, Batman Valisi ve Ajansımız Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Ahmet Turhan ile Batman’da son dönem gerçekleştirilen yatırımları konuşmak için izin istiyoruz. Sayın Valimiz bizi kırmayarak değerli vaktinden ayırıyor. Kendisine yatırımlar konusunda gerek Ajansımızın, gerekse yatırım destek ofislerimizin nasıl bir yol izlemesi gerektiğine dair önerilerini soruyor, bu vesileyle dergi projemizle ilgili fikirlerini alıyoruz.
İlerleyen sayfalarda bu konuya daha detaylı olarak değineceğiz ancak Ajans penceresinden baktığımıza, Batman’da son dönemde tekstil konusunda çok ciddi yatırımlar yapılıyor, Ajansımızın Yatırım Destek Ofisleri, özellikle bölgede bulunan Batman Yatırım Destek Ofisimiz (YDO) bu hususta neler yapabilir?
bölge kalkınmasının bir unsuru haline getirmek YDO’nun işi olmalı. (…) Biz yakın zamanda tekstil yan sanayinin de bölgede gelişeceğine ve ciddi bir yatırımın oluşacağına inanıyoruz. Yatırım Destek Ofislerinin gerek altyapı çalışmasında, gerek tanıtımda, gerekse yatırımcılara destek olmak konusunda aktif rol oynaması gerekiyor. (…)
Batman Yatırım Destek Ofisi bu hususta üzerine düşen görevi yapmıştır, yapmaktadır. Tanıtımda, raporlamada YDO aktif rol oynadı ve büyük bir katkı sağladı. Tabii tekstil konusunda doğrudan valiliğin girişimi olmuş olsa bile, bunun sürdürülebilmesi tamamen YDO’nun çalışması olmalı. Yani yardımcı olmak yerine konuyu sahiplenip, bunu
Bölgedeki önemli bir diğer husus da kalifiye eleman konusu. Bu konuda YDO’larımız açısından nasıl bir çalışma yürütülebilir? Kalifiye eleman konusu YDO’ların yardımcı olabileceği bir diğer önemli husus. Bölgeye yatırım yapan firmalar haklı olarak kalifiye eleman bulmak ve çalıştırmak istiyor.
10 açısından önemli bir unsur olacağına inanıyorum. YDO’ların da konuyla ilgili yine bir rapor hazırlayıp Üniversite’ye sunması gerektiğini, bunun çok faydalı olacağını düşünüyorum. Bu anlamda özellikle Kozluk ve Beşiri’de tekstil alanında Yüksek Okul şart. Tabii bu hususta Üniversite’ye yardımcı olmak çok önemli. Çünkü Üniversite henüz yeni kuruldu. Şehir merkezinde daha altyapıyı tamamlamadan ilçeler bazında karar almanın sakıncalı olacağı kanaatindeyim. YDO’nun yine bir rapor hazırlayarak bu hususta Üniversite’ye Bölgedeki tekstil yatırımları bu kadar yardımcı olabileceğini düşünüyorum. artmışken eğitim konusunda da şimdi bölgeyi ve mesela bir yüksek okul açılması gibi Ajansımız gerçekleştirilen yatırımları tanıtmak bir girişim söz konusu olabilir mi? amacıyla “turizm, gezi ve yatırım” Bu çok doğru bir yaklaşım. Esasen tekstil dergisi hazırlıyor. Öncelikle dergimiz konusu çok yeni gelişti Batman’da. Bunun için hangi ismi önerirsiniz? teorisini düşünmeye dair vakit olmadı. Özellikle meslek liselerinden başlayıp Dicle güzel bir markadır. Derginin adı Dicle konunun yüksek okula taşınması gerek. olmalı. Bölgenin terör olayları sebebiyle Üniversiteler artık bölgenin ihtiyacını batıda kötü bir imajı var maalesef. Bunun gözetmek zorunda. Aksi halde yeterice aksini de gösterecek bir çalışma yapılmalı. başarılı olamayacaktır. Tekstilin ben Her şeyi tek seferde anlatamayız tabii. Her önümüzdeki dönemde sadece Batman’da sayıda bir konuyu aktarmak lazım. Bir alimi, değil, Güneydoğu’nun kalkınması bir coğrafyayı, bir kültürü aktarmalı. Mutlaka Çünkü tekstilde eleman yetiştirmek masraflı bir iş. Bu konuda Valilik olarak bize İş-Kur, Halk-Eğitim kanalıyla kalifiye eleman yetiştirmek görevi düşüyor. Bu hususta Kalkınma Ajansı ve Valilik işbirliği yaparak bu eğitimlerin hızlandırılması ve formalitelerin kolaylaştırılması açısından Ankara’ya önerilerde bulunabilir ve raporlar sunabilir. Çünkü Batman YDO’nun bölgemizle ilgili daha önce hazırladığı birtakım raporlar doğrultusunda bazı değişikliklerin yapıldığını söyleyebilirim.
bir tanıtım köşesi olmalı dergide. Bölgenin yetiştirdiği insanlarla da röportaj yapmak lazım: siyasilerle, profesörlerle, sanatçılarla, iş adamlarıyla… Herkes dergide bir şeyler bulabilmeli. Dergide hangi konuların özellikle ele alınması gerektiğini düşünüyorsunuz? Ilısu Barajı konusunun mutlaka ele alınması lazım. Bölgede Dargeçit’e kadar 130 km su yolu yapılıyor. Adeta deniz geliyor bölgeye. Bu sadece bölgenin coğrafyasını değil, iklimini, kültürünü, sosyal yapısını değiştirecek bir proje. Hasankeyf kültürel mirasın yok edildiği konusuyla gündeme geldi hep, böyle bir algı oluştu insanlarda. Oysa ki, bu dünyada benzeri olmayan bir proje ve Hasankeyf açısından da yeni bir cazibe merkezi doğuracağını söyleyebiliriz. Tarihisel ve kültürel mirasın korunması için yürütülen ciddi bir faaliyet var. Ciddi para harcanıyor. Eğer Ilısu projesi olmasaydı Hasankeyf’teki bu kültürel miras koruma altına alınmayacak, taş üstünde taş kalmayacaktı. Barajın her şeyden önce böyle bir katkısı olduğunu da belirtmek lazım.
BÖLGE GÜNCEL
11
DİCLE’DE HAVA ULAŞIMI MÜGE ÖZTÜRK - RECEP DEMİR
Ulaştırma, ekonomik büyümeyi tetiklerken, bölgeler arası eşitsizliklerin asgariye inmesini ve toplumların temel hizmetlere ulaşmasını sağlıyor. Dicle’de Hava Ulaşımı Dicle Bölgesi’nde 2011 yılı itibariyle 3 havaalanı faal durumda bulunuyor. Bunlar, yolcu kapasitelerine bakıldığında, Mardin, Batman ve Siirt olarak sıralanıyor. Şu an için bölgemizde bulunan alanların tümü sadece iç hat seferlerine açık. Burada yer alan Mardin ve Siirt Havaalanları sivil nitelikte olup DHMİ sorumluluğunda faaliyet gösteriyor. Batman Havaalanı ise askeri amaçlarla kullanılmakla beraber, sivil uçuşlar da ev sahipliği yapıyor.
Dicle Bölgesi’nde hava ulaşımı yatırımlarına bakıldığında, 2000’lerin başından bu yana önemli bir gelişme söz konusu. Bunun başlıca nedeni, artan yatırım ve giderek gelişen turizm sektörü ile Bölgemizin son yıllarda daha çok talep görüyor olması.
Yıllık 400.000 yolcu kapasitesi ile Dicle Bölgesi’nin en büyük havaalanı olan Mardin Havaalanı, 1999 yılından bu yana hizmet veriyor. Şehir merkezine 20 km uzaklıkta bulunan alan, artan talebe daha iyi cevap verebilmek için haziran ayında onarıma girdi. Halen devam eden pist genişletilmesi ve PAT sahalarının onarımı Ulaşım Neden Önem çalışmasının yıl sonunda tamamlanması Arz Ediyor? öngörülüyor. Özel sektöre ait kuruluşlarla Türkiye havayolu ağı kalitesi itibariyle birlikte Mardin’den haftanın 7 günü dünyada 54. sırada yer alıyor. TÜİK İstanbul ve Ankara’ya, 3 gün de İzmir’e verilerine göre Türkiye Havacılık direkt sefer bulunuyor. Sektörü 2002-2009 yıllarında, toplam yolcu taşımacılığında %153 oranında Şehir merkezine 7 km uzaklıkta bulunan ve büyüme gösterdi. Koltuk kapasitesinin sivil-askeri kategorisinde değerlendirilen aynı periyodda % 91 oranında artması Batman Havaalanı ise, yıllık 200.000’i göz önünde bulundurulursa, yolcu bulan yolcu kapasitesi açısından Mardin taşımacılığındaki bu gelişme, havacılık Havaalanı’ndan sonra Dicle Bölgesi’nde sektöründeki verimlilik artışına işaret ikinci sırada yer alıyor. Son yıllarda yolcu trafiğinde ciddi bir artış gösteren Batman ediyor. Havaalanı’nın artan ihtiyaca cevap Ulaştırma altyapısı özellikle yatırım verebilmesi amacıyla yeni terminal binası kararlarında etkin rol oynayan unsurlardan yapımı 2010 yılında tamamlandı. İki şirketin birisi. Öte yandan bölgelerin yaşanabilirlik faaliyet gösterdiği Batman Havaalanı’nda durumunu ortaya koyan ve ziyaretçi haftanın tüm günleri İstanbul ve Ankara’ya çekebilme kriterlerini belirleyen ögelerden. direkt sefer bulunuyor.
12 Siirt Havaalanı yıllık 100.000 kişi yolcu kapasitesi ile Dicle Bölgesi havaalanları arasında son sırada yer alıyor. Şehir merkezine 14 km uzaklıkta bulunan ve 1998 yılından bu yana hizmet veren Siirt Havaalanı’nın 2010 yılında pist uzatımı ve Pat sahalarının onarımı çalışması tamamlandı. Dicle TRC3 Bölgesi illerinden Şırnak’ta ise havaalanı yapım çalışması halen sürüyor. İl merkezine 60 km uzaklıkta bulunan alan için, konvansiyonel boyutlarda pist, apron, taksirut ve üstyapı tesisi yapımının temelleri 2010 yılında atıldı. Bölgenin topografik ve stratejik konumu göz önüne alınarak emniyetli, hızlı ve konforlu bir ulaşım sağlamak amacıyla planlanan havaalanı projesinin bitiş tarihi ise 2014. Bölge Genelinde Hava Ulaşımının Geldiği Nokta... DHMİ verilerine bakıldığında, Dicle Bölgesi’nde havayolu taşımacılığı 20042010 yıllarında hızla gelişerek yolcu sayısını 22.050’den 492.739’a çıkardı. İniş-kalkış yapan uçak sayısı da 2004’te 384 iken 2009’da 3671’e ulaştı. Uluslararası Rekabet Araştırmaları Kurumu tarafından hazırlanan “İllerarası Rekabetçilik Endeksi” raporunda yer alan “Erişebilirlik Endeksi” çalışmasına bakıldığında TRC3 Bölgesi illerinin 20072010 yılları arasında sıralamada 2 ila 4 puan arasında yükseldiği görülüyor.
Batman Havaalanı
Özetle, Dicle Bölgesi özelinde, ulaştırma altyapısı hususunda önemli mesafelerin kat edildiği görülüyor. Bunun en iyi örnekleri Batman Havaalanı yeni terminal binası, Mardin Havaalanı genişletilme projesi ve yapımı halen devam eden Şırnak Havaalanı projesi. Sosyal ve ekonomik hayat kalitesini önemli ölçüde etkileyen ulaşım alanında atılan bu adımlar, Bölgemizin kalkınmasına, yatırımların ve turizmin artmasına dair gelecek adına oldukça umut verici.
DHMİ verilerine bakıldığında, Dicle Bölgesi’nde havayolu taşımacılığı 2004-2010 yıllarında hızla gelişerek yolcu sayısını 22.050’den 492.739’a çıkardı.
Siirt Havaalanı
Mardin Havaalanı
BÖLGE GÜNCEL
13
DOĞALGAZDA SON DURUM MÜGE ÖZTÜRK - ALPER DEMİR
40.000 metreküpü bulsa da, bu oran ülke üretiminin %1’inden daha az bir kısmını karşılıyor. İdil’e bağlı Yolaçan sahasında da 2 adet gaz kuyusu bulunuyor. Ancak kardondiyoksit ve doğalgazın karışık biçimde üretim yapılabildiği sahada, TPAO’dan alınan bilgilere göre, iki gazı birbirinden ayırabilen proses işlemlerini gerçekleştirebilecek bir tesis kurulması yönünde çalışmalar devam ediyor. Bu tesisin tamamlanmasıyla bölgedeki doğalgaz üretim kapasitesinin günlük 150.000 m3 civarına ulaşması öngörülüyor. Doğalgaz Dağıtımı
Bölgemizde aktif olarak üretimde bulunan firmaların yer aldığı OSB’ler çoğunlukla Mardin, Batman ve Siirt illerinde konuşlanmış durumda. Bölgede doğalgaz çıkaran özel şirketlerin yanında kamu iktisadi teşekkülü olarak TPAO ve doğalgaz taşımacılığı ve ticareti konusunda da BOTAŞ faaliyet gösteriyor.
BOTAŞ’ın yürüttüğü DiyarbakırBatman-Siirt doğalgaz boru hattı projesi kapsamında doğalgaz arzı planlanıyor. Söz konusu proje çerçevesinde DiyarbakırBatman boru hatlarının yapım çalışmaları tamamlandı ve Mayıs 2011’de kısmi-geçici kabulü yapılarak boru hattına gaz verilecek hale getirildi. Dolayısıyla Batman, Mayıs Enerji sektörü Bölgemizde, özellikle ayından bu yana gaz alacak durumda. sanayi alanında, önemini daha fazla hissettiriyor ve gerek yatırımları, gerekse Batman-Siirt arasındaki boru hattı yapım işletme maliyetlerini etkiliyor. Dicle’de çalışmaları ise tamamlandı ve hidrostatik kurulu Organize Sanayi Bölgelerinin iyi bir test çalışmaları son aşamaya geldi. Tüm enerji altyapısına ulaşmış olması yatırımlar projenin bitim tarihi 2011’in sonu olarak açısından belirleyici rol oyunuyor. görünüyor. Doğalgaz Üretimi
Diyarbakır - Batman - Siirt doğalgaz boru hattının inşasının 2011 yılında tamamlanması ile EPDK’dan Batman, Siirt ve Kurtalan için dağıtım lisansı almış olan Anadolu Doğalgaz Dağıtım A.Ş. bünyesindeki Siirt-Batman Doğalgaz Dağıtım A.Ş. aktif hale gelecek.
2001 krizi öncesiyle kıyaslandığında, o dönemden günümüze, doğalgaz üretiminde gözardı edilemeyecek seviyede gelişme yaşandı. Dicle Bölgesi’nde doğalgaz açısından değerlendirilebilen yegane alan, Mardin’e bağlı Nusaybin ilçesindeki Çamurlu Sahası. Sahada Yine BOTAŞ verilerine göre, Mardin’deki doğalgaz üretimi TPAO tarafından doğalgaz boru hattı için de “arazi etüt gerçekleştiriliyor. Üretimin günlük hacmi harita ve kamulaştırma mühendislik işi”
14
için Ağustos 2008’de sözleşme imzalandı. Söz konusu etüt çalışmalarının Haziran ayı içinde tamamlanması ön görülüyor. Akabinde de, 2011 yılı içerisinde Mardin doğalgaz boru hattı yapım işi ihalesine çıkılması planlanıyor. Doğalgazın Kullanımı Çamurlu sahasından çıkarılan doğalgaz Mardin Çimento Fabrikası ve Nusaybin Bölge Yatılı Okulu’nda (YİBO) yakıt amacıyla, bir kısmı da iç ihtiyaç olarak Çamurlu Petrol Proses tesislerinde kullanılıyor. Doğalgazın Mardin Organize Sanayi Bölgesi’ndeki kuruluşlara satışı, küçük tüketici şirketlere satılacak gazın faturalandırılması ve tahsilât konusunda öngörülen problemler nedeniyle gerçekleştirilemediği TPAO Bölge Müdürlüğü tarafından ifade edildi.
Yerli gaz ayrıca 2010 yılı temmuz ayına kadar Marsan Nuhoğlu Kireç fabrikasında da kullanılıyordu. Ancak doğalgaz fiyatlarındaki artış şirketi kömür kullanımına zorunlu bırakmış.
alınacak ancak tüm bu yatırımlar daha fazla doğalgaz arzı gerektiriyor.
Kuşkusuz ki Dicle Bölgesi son on yıl içinde doğalgaz açısından önemli yatırımlara tanık oldu. Sanayi alanında taşıdığı potansiyeli Bölgeye yatırım sebebiyle bekleyen yakın zamanda daha fazla ortaya üreticiler arasında Umpaş Seramik, Kale çıkartabilmesi için doğalgaz yatırımlarının Seramik ve İpek Bulgur da bulunuyor. katlanarak devam etmesi gerekiyor. TPAO yetkilileri Çamurlu’da devam eden doğalgaz üretiminin, TİWAY firması Şırnak doğalgaz boru tarafından Nusaybin Bagok mevkiinde açılan yeni doğalgaz kuyusu ile arttığını hattı projesi ise Botaş’ın belirtiyor. Kuyu ile ilgili test çalışmalarının yatırım programına alındı devam ettiğini, Temmuz 2011’de Bölge’de ve yıl içinde ihalesinin petrol ve doğalgaz amaçlı yeni kuyuların çıkması planlanıyor. açılmasının planlandığını da aktarıyorlar. Mardin OSB Bölgesi’nde tamamlanan boru hattıyla gerçekleştirilecek üretimin büyük bir kısmı İpek Bulgur tarafından
BÖLGE GÜNCEL
15
ILISU:
BİR GÖÇ HİKAYESi... MÜGE ÖZTÜRK - İLKAY BİLGİÇ | FOTOĞRAF UTKU ŞAHİN
Köy Muhtarı | Mehmet Nezir Çelik
Köyün muhtarından Ilısu’yu dinliyoruz...
Mardin’in Dargeçit İlçesine bağlı Ilısu Köyü baraj nedeniyle evleri sular altında kalacak köylüler için yaptırıldı. Şimdi Ilısu sakinleri barajda çalışırken, bir yandan da köylerine alışmaya çalışıyor...
Midyat’tan Dargeçit’e uzanan tozlu yollarda ilerlerken bölgenin yabani doğası insanı hayranlık içinde bırakıyor. Ilısu Köyü ile ilgili okuduğumuz onca şeyden sonra neyle karşılaşacağımızı düşünmemek elde değil. Bölgeye vardığımızda önce Dargeçit Kaymakamı Şenol Kaya’nın yanına uğruyor, baraj inşaatı ve köyle ilgili genel bilgiler alıyoruz. Kısa bir görüşmeden sonra bizi hemen köy muhtarı Mehmet Nezir Çelik’e yönlendiriyor. Yeniden yola koyuluyor ve Ilısu Köyü’ne doğru hareket ediyoruz. Yaklaştığımızda ilk fark ettiğimiz dağların ortasında “bu da nereden çıktı” dedirtecek bir yaşam bölgesi. Bulunduğu kurak doğayla tam bir tezat oluşturan bu konut kümelenmesi, Ilısu Barajı nedeniyle evleri sular altında kalacak insanlar için yaptırılan Ilısu Köyü.
Şu an için 48 haneden oluşan köy evlerinin anahtar teslimi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla 2011’in Ekim ayında gerçekleşmiş. Dicle kıyısında bulunan eski köyün yaklaşık üç kilometre gerisinde yüksek bir tepeye kurulan yeni Ilısu Köyü, çevresi bahçeyle çevrili muntazam biçimde sıralanmış evleri, camisi, köy konağı ve oyun parkıyla oldukça iddialı bir yaşam bölgesi havasını veriyor. Köy muhtarının anlattığına göre, evler ilk teslim edildiğinde, tatil köyünü andırırcasına yemyeşilmiş her yer. Ancak “çim kimseye ekmek vermiyor” diyor Mehmet Bey. Dolayısıyla köylüler bahçelerine, en azından kendilerine yetecek kadar sebze, meyve ekmişler. Muhtarın aktardığına göre köydeki hane sayısı, yeni evli çiftlere de yapılacak evlerle birlikte 48’den 60’a çıkacak. En çok sevindikleri husus da yakın zamanda her aileye 60 m2’lik hayvan barınağı yapılacak olması. “Eski köyden çıkarken barınak olmadığından hayvanları sattık” diyor
16
DSİ 16. Bölge Müdürü | Mahmut DÜNDAR
muhtar “ama şimdi söz verdiler, yeni barınak yapıyorlar” diye ekliyor. Eski köyden herkes yeni bölgeye gelmiş. Köyden olup dışarıda yaşayanlar da kamulaştırma paralarını almışlar. Şimdi köydeki her haneden bir ya da iki erkek baraj inşaatında çalışıyor. Mehmet Bey’in aktardığına göre yeni köy daha avantajlı: “Arazisi olmayan için bir şey farketmiyor aslında, hatta şimdi ev sahibi bile oldular, ben de ev sahibi oldum mesela” diye açıklıyor durumu.
Köylü kadınlar tabii ki bu değişimi daha farklı yaşamışlar. Burada yalnızca çocuklarla ve evle uğraştıklarını, halbuki eski köyde tarla tapan olduğunu vurguluyor, yeni köyde zamanın geçmek bilmediğinden yakınıyorlar. “Burada evler temiz, ama hayat eskisi gibi değil” diyor konuştuğumuz köylü kadınlardan biri. Kiminin eşi, kiminin oğlu baraj inşaatında çalışıyor. “Şimdi işleri olduğu için memnunuz, ama baraj bitiminde ne olacağını biz de kestiremiyoruz” diye endişelerini de paylaşmadan edemiyorlar. Barajın Katma Değeri Ilısu Köyü’ne gitmişken, DSİ Bölge Müdürü Mahmut Dündar ile görüşüyor, inşaatın son durumu ve barajın getirileri üzerine bilgi alıyoruz. Mahmut Bey’in söylediği ilk şey Ilısu’nun “kentsel dönüşüm” geçirdiği. “Kasaba olacak yakın zamanda” diye vurguluyor hatta. Bölge müdürünün bize aktardığına göre kamulaştırmalarla birlikte baraj inşaatının maliyeti 5 milyar TL, ancak 7-8 sene içinde masraflarını çıkartması bekleniyor. Ilısu Barajı faaliyete başlayınca Dicle üzerindeki en büyük baraj ve Hidroelektrik Santral konumuna gelecek, hatta Cizre Barajı gibi başka küçük barajların da yapımının gerçekleşmesini sağlayacak.
Proje tamamlandığında Batman’ın çevresini kaplayacak şekilde, şehrin etrafında bir göl oluşturması planlanıyor. “Barajın ülkeye ve bölgeye sağlayacağı katma değer çok önemli” diye vurguluyor Mahmut Bey. Barajda toplanacak suyun çevrede ikamet eden vatandaşın beyaz et ihtiyacını karşılayacağını ve deniz ulaşımının bölge insanına çok büyük rahatlık sağlayacağını Köylü kadınlar ne düşünüyor? söylüyor önce. Ardından Hasankeyf’e Mehmet Bey’in yanından ayrıldıktan sonra değiniyor ve sular dolunca teknelerle köyü dolaşıyor ve karşılaştığımız Ilısu Yukarı Kale’ye çıkıp kültür varlıklarını sakinleriyle sohbet etmeye çalışıyoruz. gezmenin mümkün olacağının altını
çiziyor. Ayrıca bölgenin hayvancılık açısından cazip olduğundan ve tarımsal alanların da vatandaşa verilmesi için yeni düzenlemelerin gündeme geldiğinden bahsediyor: “Özetle, diyor Mahmut Bey, Ilısu Barajı’nın, enerji fazlası dışında, balıkçılık, kültür-turizm, ulaşım, hatta su sporları anlamında büyük getirileri olacak”. 1300 işçinin çalıştığı Ilısu Barajı inşaatının tamamlanmasıyla yılda 4 milyar kilovat saat elektrik enerjisinin üretilmesi planlanıyor. Türkiye’nin 2. büyük dolgu hacimli ve 4. büyük kurulu güce sahip olacak barajın ülke ekonomisine yılda 600 milyon TL katkı sağlaması ve inşaatının 2015 sonu bitmesi öngörülüyor. Biz de, Mahmut Bey’in özellikle vurguladığı “bölge açısından önemli ilerlemelerin gerçekleşeceği”ni umarak Ilısu’yu ardımızda bırakıyor, yeniden Dargeçit yollarına koyuluyoruz.
Ilısu Barajı
BÖLGE GÜNCEL
17
PETROL KENTİNDEN TEKSTİLKENT’E BATMAN MÜGE ÖZTÜRK - İLKAY BİLGİÇ | FOTOĞRAF UTKU ŞAHİN
Konuyla ilgili röportaj yaptığımız Batman Valisi Sayın Ahmet Turhan durumu “yerelin doğru zamanda müdahalesi” olarak açıklıyor ve Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek’in bölgeye bakışından kaynaklanan güvence sayesinde fiili bir durum oluştuğunun altını çiziyor. Avrupa’nın Çin’e koyduğu engellemeler, Orta Doğu’da yaşanan gelişmeler, genel olarak dünya piyasalarında yaşanan sıkıntı, İstanbullu tekstilcilerin yeni bir arayış içine girmelerine neden olduğundan ve hükümetin bölgedeki ciddi teşviklerinin ve yerel insiyatifin oluşturduğu rahatlığın etkisiyle, yatırımcıların Batman’a yöneldiğinden söz ediyor. Sayın Valimizin aktardığına göre, tütün fabrikalarının tekstile tahsis edilmesi tamamen Çok Amaçlı Toplum Merkezi (Çatom) kaynaklı: “Bölgede kadının güçlendirilmesine yönelik bir proje sonucu okulumuzun çok amaçlı salonunda faaliyet gösteren Çatom bir firmanın dikkatini çekiyor. Ortaklaşa kurdukları şirketin üretimini genişletmek ve markayı büyütmek Batman Tekstilde Ön Plana Çıkıyor amacıyla bize gelerek yer talep ediyorlar. Bizim de aklımıza Tekel binaları geliyor. Bu denli baskın olan tekstil, ülkemizde Eski tütün fabrikalarının tesktile tahsisi bu esasen Denizli ile özdeşleşse de, yakın şekilde gerçekleşiyor”. zamanda bir başka ilimiz, Batman, ön plana çıkıyor. Tekel’in özelleştirilmesi ile Uygun Ücretli İstihdamda Batman’ın atıl durumda kalan 30 bin m2’lik kapalı Alternatifi Yok... alana sahip eski tütün işleme atölyelerinin, Valiliğin girişimiyle konfeksiyon firmalarına Batman’ın yeni yatırımcıları çekmesindeki tahsisi sayesinde, yıllardır petrol ile anılan en önemli unsur, tekstilde nitelikli Batman, yepyeni ve dinamik bir sektör elemanları büyük kentlerde asgari ücretle sahibi oldu ve adeta “tekstilkent” haline çalıştırmanın zorlaşması. Bu bağlamda, geldi. Bu tabiri kullanarak abarttığımızı bölgenin, hükümetin teşviklerinin yanında, ucuz iş gücüne de sahip olması önemli bir düşünmeyin çünkü, il merkezi, Kozluk, avantaj arz ediyor. “Özellikle kalifiye eleman Beşiri ve Bekirhan’daki Tekel binalarında bulmada ve uygun ücretle istihdam ve Batman Organize Sanayi Bölgesi’nde oluşturmada bölgenin alternatifi yok” diyor yer alan yaklaşık 15 firma halihazırda Sayın Valimiz. Önceleri petrole endeksli üretim halinde. sanayi yapısı içindeki Batman ilinde gelişen
18
Batman ilinde gelişen hazır giyim sektörü, her şeyden önce önemli bir istihdam sağlamış. Batman’daki tekstil bölgesinde 1500 kişi çalışıyor. Ancak tekstil, sadece kent merkezinde değil, ilçelerde de istihdamı tetiklemiş ve birçok vatandaşa gelir kapısı olmuş. hazır giyim sektörü, her şeyden önce önemli bir istihdam sağlamış. Batman’daki tekstil bölgesinde 1500 kişi çalışıyor. Ancak tekstil, sadece kent merkezinde değil, ilçelerde de istihdamı tetiklemiş ve birçok vatandaşa gelir kapısı olmuş. Ahmet Turhan, Kozluk’ta 340 kişinin, Beşiri’de de 300 kişinin tekstil sektöründe çalıştığının, ancak bölgede faaliyet gösteren firmaların taahhüdlerinin 1000 kişi olduğunu açıklıyor.
Batman Valisi ve DİKA Yönetim Kurulu Başkanı | Ahmet TURHAN
Tekstil’in ortaklarından Süleyman Kutlu ile görüşüyoruz. Bize ilk aktardığı, herhangi bir pazar sıkıntısı yaşamadıkları. Üstelik hem yurtiçine, hem de yurtdışına üretim yapıyorlar. En büyük pazar İstanbul. Zaten bölgede yer alan firmaların çoğu İstanbul’da da faaliyette bulunan Batmanlı iş adamları ve yatırımcılar. “Kendi halkımıza yatırım için geldik” diyor Süleyman Bey. Batman’daki tekstil bölgesinin istihdam kaldıracağını, personel bulunması durumunda 4000 kişinin bile çalışabileceğinin altını çiziyor. Bölgedeki yatırımcıların yakın dönem stratejilerinin, mümkün olduğunca yeni makine ve teçhizat almak olduğunu vurguluyor özellikle. Yeni alımlarla yatırımların ilerleyen zamanlarda ikiye, hatta üçe katlayabileceğini, öyle ki, geçenlerde, doluluktan dolayı 2-3 firmayı geri çevirmek zorunda kaldıklarını söylüyor.
önem taşıdığını ve buralarda açılan kurslarla yüzlerce işsizin 3-4 ay gibi kısa sürelerde kalifiye hale getirilmesinin söz konusu olduğunu aktarıyor bize. Yöre insanının kalifiye elemana dönüştürülerek üretime katılmasının sağlanmasıyla Batman’ın yolunun açık olduğunu ifade ediyor Vali Bey ve ilin tekstil açısından dönüm noktasında olduğunu ifade ediyor: “Son bir viraj kaldı, onu da doğru dönersek ülkenin tekstil üssü olabiliriz”. Batman’da Ediyor
Tekstil
Gelecek
Vaad
Batman açısından tekstilin gelecek vaad ettiğini söylersek abartıyor olmayız sanırım. Çünkü Vali Bey’den öğrendiğimize göre kastettiği son viraj, ikinci “tekstilkent”. Bunun için yeni bir hazine arazisi daha tahsis edilmiş. Ayrıca, mevcut Organize Sanayi Bölgesi’nde de yaklaşık 500 dönümlük bir ilave çalışmasıyla, OSB dördüncü etabında da önemli bir tekstil yatırımı söz konusu. Ahmet Bey ciddi firmalardan talep olduğunu, hatta yakın dönemde, iğneden ipliğe tekstil yan sanayinin de oluşacağına inandıklarını vurguluyor.
Süleyman Bey’e göre sektörün önemli sorunlarından biri kalifiye personel sıkıntısı. İstanbul’da 40 kişi ile yapılabilen bir üretimin burada ancak 80-85 kişiyle yapılabildiğini açıklıyor. Yine ilerleyen zamanda peyderpey kalifiye personel Üreticiler’de Memnun teminiyle bu sıkıntıyı da asgariye indirmek istediklerini ifade ediyor. Bu bağlamda, Konuya bir de üreticiler açısından Batman Valisi Ahmet Turhan da Çatom, Batman’da tekstil sektörünün gelişimini yaklaşmak arzusuyla, Batman merkezdeki İş-Kur veya Halk-Eğitim kanalıyla kalifiye değerlendiren Vali Bey çok kısa sürede tekstil bölgesinde bulunan firmalardan YK eleman yetiştirmenin bölge için büyük önemli mesafeler alındığının altını çiziyor
BÖLGE GÜNCEL
son olarak. Önceleri özellikle terör olaylarıyla gündeme gelen bölgede hiçbir müesseseleşme söz konusu değilken şimdi tekstilkent gibi önemli bir oluşum ve yatırımla gündeme geldiklerini vurguluyor
19
ve tekstilin önümüzdeki dönemde sadece Batman’da değil, Güneydoğu’nun kalkınmasında da önemli bir rol oynayacağına inandığını ifade ediyor.
Batman açısından tekstil gelecek vaat ediyor; öyle ki, ikinci tekstilkentin yakın zamanda kurulması söz konusu. Ayrıca, mevcut organize sanayi bölgesinde de yaklaşık 500 dönümlük bir ilave çalışmasıyla OSB 4. etabında da önemli bir tekstil yatırımı gündemde.
20
IRAK PAZARI MÜGE ÖZTÜRK - BEDRİ YAY
gıda maddeleri, ilaç ve tıbbi malzemeler ile sınırlandırılması sonucunda oldukça yavaşladı. Ancak kesintiye uğrayan ticaret ilişkileri 2003 yılında BM ambargosunun kaldırılmasıyla başlayan süreç ile yeni bir döneme girerek hız kazandı ve ticari ilişkilerimizde önemli bir artış meydana geldi. Ticaret Kalemleri ve Verileri İki ülke arasındaki ticaret verilerine göre Türkiye-Irak ihracat payı 2007 yılında %2,65’ten 2010’da %5.30’a yükseldi. 2003’te 829 milyon dolar olan ihracat oranı, 2010 yılında ise 6 milyar dolara ulaştı. Bu oran bir önceki yılın bile %18 üzerinde. Türkiye’nin Irak’a ihraç ettiği belli başlı ürünler arasında demir-çelik çubuklar, izole edilmiş kablo-tel, demir-çelikten inşaat aksamı, çimento, demir-çelik tüpler, borular, buğday unu, hayvansal ve bitkisel yağlar, ekmek, margarin, çikolata ve kakao içeren gıda müstahzarları bulunuyor.
Irak, Türkiye’nin 80’lerden sonra ihracata dayalı büyüme politikası çerçevesinde önemli ticaret ortaklarımızdan biri olarak yer alıyor. 2003 yılında BM ambargosunun kaldırılmasıyla başlayan süreç ile kesintiye uğrayan ticari ilişkilerinde önemli bir artış meydana geldi.
Irak’ta, Mart 2003 sonrasında, Saddam Hüseyin yönetiminin askeri müdahaleyle sonlandığı yeni bir siyasi ve ekonomik yapılanma süreci başladı. ABD öncülüğünde ve Birleşmiş Milletler gözetiminde kurulan ilk yönetimi, 2005 tarihinde genel seçimler ile oluşan hükümet takip etti.
İhraç edilen mallardan bir coğu Irak’ta müteahhitlik projesi üstlenen firmalarımızın malzeme, makine ve inşaat ürünleri ihtiyacına yönelik. İhracatın diğer bir bölümü de Irak Ticaret Bakanlığı tarafından karne sistemi çerçevesinde ihale ile alınan ve halka dağıtılmakta olan un, buğday, ayçiçeği yağı, süt gibi gıda ürünlerinin tedariği kapsamında gerçekleştiriliyor. Bir diğer önemli ihracat grubu da, özellikle Kuzey Irak’taki temsilcileri aracılığıyla Türk firmaları tarafından gönderilen temel gıda, temizlik maddeleri ile elektrik ve elektronik ürünlerinden oluşuyor.
Irak, Türkiye’nin 80’lerden sonra ihracata dayalı büyüme politikası çerçevesinde önemli ticaret ortaklarımızdan biri olarak yer alıyor. Körfez Savaşı öncesinde ekonomik ilişkilerin en yoğun olduğu ülkeler arasında bulunan Irak ile ilişkiler, 1990 itibariyle yürürlüğe giren BM yaptırımlar Türkiye’nin Irak’tan ithal ettiği ürünler rejimi sebebiyle, ülkeye yönelik ihracatın arasındaysa ilk sıralarda ham petrol ve
ANALİZ
21
Habur Sınır Kapısı, yeniden inşa edilmiş mevcut haliyle, ülkemizin en modern sınır kapılarından biri.
petrol yağları bulunuyor. Bu ürünler toplam konut, askeri tesis, yol, köprü, baraj, hastane, okul inşaatı alanlarında faaliyet ithalatın %96’sını oluşturuyor. yürüten Türk firmaları, projelerin %60’ını İki ülke arasında 2009 yılında Kapsamlı yerel makamlardan edindi. Ekonomik İşbirliği Antlaşması imzalandı. Söz konusu antlaşma, Türkiye- Türkiye’nin Irak’a coğrafi yakınlığı iki ülke Irak arasındaki ekonomik, ticari, bilimsel ve arasındaki ticaretin gelişimi için elbette teknik ilişkilerin geliştirilmesini hedefliyor. ki önemli bir avantaj. Erbil’in Türkiye İşbirliği antlaşmasıyla iki ülke arasında sınırına 3,5 saat uzaklıkta olması şehirdeki transit geçişlerin serbestleştirilmesi, tarife inşaatların büyük bölümünün Türk ve tarife dışı engellerin kaldırılması, yatırım firmalarının üstlenmesini sağlamış. Kuzey ortamının iyileştirilmesi, şirket faaliyetlerinin Irak’ta faaliyet gösteren 300 civarındaki firmanın 190’ı Erbil’de bulunuyor. kolaylaştırılması gibi avantajlar bulunuyor. Yoğunlaşmanın yoğun olduğu diğer iki Irak ile 2003 sonrası dönemde en yoğun şehir ise Süleymaniye ve Kerkük. ve hızlı gelişen alan kuşkusuz müteahhitlik ilişkileri oldu. Irak coğrafi ve lojistik avantajları Öte yandan, 2008 yılından bu yana, Türk nedeniyle Türk müteahhitlik firmaları için firmaların ülkede yürüttükleri faaliyetlerin önemli bir pazar haline geldiğinden, inşaat Kuzey’den yavaş yavaş Güney’e kaydığı alanında bölgede faaliyet gösteren Türk gözlemleniyor. Ülkede istikrarın artmasıyla özellikle Bağdat ve çevresinde firmalara firmalarda büyük artış yaşandı. yeni iş fırsatlarının doğması muhtemel 2003 yılında başlayan savaş sonrası gözüküyor. dönemde altyapı ve üstyapı ihtiyacı sebebiyle bölgeye yatırımlar hız kazandı. Taşımacılık 2003 yılında 242 milyon dolar tutan Türk müteahhitlik firmalarının Irak’taki faaliyetleri, Irak’ta ürünlerin dağıtımında çok fazla mevcut değil. Karayolu 2008 yılında yürütülen 72 projeyle 1,43 alternatif taşımacılığının yanı sıra demiryolu da miyar dolara ulaştı. giderek gelişme gösteriyor. 2001 yılında Türk firmaları Irak’ta 2003-2008 yılları Irak demiryolu trafiğinin açılması ile birlikte arasında 4,8 milyar dolar değerinde, sayısı Irak’a, Nusaybin ve İslahiye/Meydanı ekbez 450’yı aşkın proje üstlendi. Ülkenin savaş sınır garlarından demiryolu ile taşımalar sonrası yeniden yapılanma sürecinde başlamış. Ancak 2003 sonrası demiryolları
hattının coğunlukla kapalı olması nedeniyle taşımalar gercekleştirilememiş ya da oldukça aksamış. Karayolu taşımacılığına gelince, Türkiye ile Irak arasındaki karayolu ile yolcu ve eşya taşımaları 1980 tarihli “Uluslararası Karayolu Taşıma Anlaşması” ve bu anlaşmaya bağlı olarak düzenlenen protokoller çerçevesinde yürütülüyor. Uluslararası Nakliyeciler Derneği verilerine göre, Irak’taki savaş döneminden itibaren bugüne kadar 200’den fazla TIR tamamen kullanılamaz hale gelirken 500’e yakın TIR da önemli hasarla sonuçlanan bombalama olayına maruz kalmış. Irak’a yönelik taşımaların son yıllarda büyük oranda artmasıyla iki ülke arasındaki Habur /İbrahim Halil sınır kapılarındaki araç trafiği de iyice yoğunlaşmış ve kapılarda uzun kuyruklar oluşmaya başlamış. 2010 yılında Habur’da hala çok sayıda bekleme yaşanması üzerine Habur Gümrüğü’nde yapılan incelemelerde Türkiye’den Irak’a gerçekleşen çıkışlarda 3 gün, geri dönüşlerdeyse 9-10 güne varan bekleme yaşandığı tespit edilmiş. Ancak alınan önlemler sayesinde gümrük kapısında personel yetersizliği giderilmiş. Habur Sınır Kapısı, yeniden inşa edilmiş mevcut haliyle, ülkemizin en modern sınır kapılarından biri. Gümrük ve Ticaret Bakanı
22 kurulması için Türkiye ile ortak projeler, aynı şekilde bankacılık sektöründe de bilgi ve deneyim paylaşımıyla ilgili ortaklıklar gerçekleştirilebilir. Ülkede artan enerji ihtiyacı ve düşük üretim sebebiyle santral yapımı ya da modernizasyonu alanları da yatırımcılara önemli fırsatlar sunuyor. İlerleyen dönemlerde de gelişen Irak pazarı Türk iş adamları için önemli alanlardan biri olmaya devam edecek. Not: Yazı için IGEME’den Ahmet Küçükaslan’ın Irak raporundan ve Uluslararası Nakliyeciler Derneği verilerinden yararlanılmıştır.
Sayın Hayati Yazıcı’nın Habur’u ziyaretiyle 2011’in ilk 2 haftasında çıkışlardaki bekleme süresi 12 saate, girişler de 2-3 güne inmiştir. Daha önce sadece 2 peronun çalıştığı sınır kapısında, gündüz 6, gece de 4 peronun çalışması bekleme süresini azaltmış durumda.
sağlıklı işlememesi, ayrıca Irak’ın genelinde lojistik temini de sıkıntı yaratıyor. Irak ile iş yaparken, yasal düzeyde Iraklı iş adamlarıyla çalışma zorunluluğu olmasa da pratikte böyle bir ihtiyaç kendini gösteriyor.
Bu nedenle, Irak’ta iş yapmak isteyen Türk firmalarına Iraklı yerel temsilcilikler veya acenteler ile çalışmalarını tavsiye edebiliriz. Karşılaşılan Engeller Böylelikle hem bürokratik engeller, hem de ve Yatırımcılara Öneriler dil kaynaklı sorunlar aşılmış oluyor. Yerel Irak ile ticarette elbette ki bazı sorunlar ortaklar iş fırsatlarının takibinde oldukça mevcut. Örneğin üstlenilen işlerin faydalı hizmet veriyor. öngörülen şartnameye uygun şekilde tamamlanmasında sorunların yaşandığı Irak ileriye dönük yeni iş olanakları biliniyor. Aynı şekilde ödemelerde için hala önemli bir potansiyel taşıyor. aksamaların olması, bankacılık sisteminin Ülkedeki organize sanayi bölgelerinin
Irak ileriye dönük yeni iş olanakları için hala önemli bir potansiyel taşıyor. Ülkedeki organize sanayi bölgelerinin kurulması için Türkiye ile ortak projeler, aynı şekilde bankacılık sektöründe de bilgi ve deneyim paylaşımıyla ilgili ortaklıklar gerçekleştirilebilir. Ülkede artan enerji ihtiyacı ve düşük üretim sebebiyle santral yapımı ya da modernizasyonu alanları da yatırımcılara önemli fırsatlar sunuyor.
KÜLTÜR
23
BİR SINIR İKİ ŞEHİR:
MARDİN / HALEP ARŞ. GÖR. A. ASIM DİVLELİ MARDİN ARTUKLU ÜNİVERSİTESİ MİMARLIK BÖLÜMÜ | FOTOĞRAF A. ASIM DİVLELİ
İkisi de kapıların şehridir. Mardin’e Diyarbakır ve Savur kapılarından girilirken, Halep’e Nasr, Ferec, Cihan, Antakya, Nesrin, Makam, Neyreb ve Kanat kapılarından girilir. Şimdi sadece adlarıyla yaşayan Mardin kapıları şehrin doğu ve batı ucunu birleştiren tek bir yolun, uç noktalarıdır. Halep’te ise kapılar, iç kaleye doğru uzanan, kimi zaman bir çarşı kimi zaman bir cami olan yolların başlangıç noktasıdır. Mardin sokaklarında yürürken, her köşe size yeni bir ova manzarası sunar. Halep’te ise durum tam tersidir. Her döndüğünüz köşe bir sonraki köşede yaşayacağınız heyecanı perçinler.
Bir Mardinli için Halep’te olmak, bir Halepli için Mardin’de olmak yabancılık hissettirmez insana. Hiçbir Halepli için Mardin gurbet olmadığı gibi, hiçbir Mardinli için de Halep gurbet değildir. İki şehrin sokaklarında da aynı kimlikler dolaşır.
Kimliğimizin değil benliğimizin farkına vardığımız şehirler vardır. Bu şehirlerde kendin olmanız için hiçbir yapay sınır engel değildir. Bir Mardinli için Halep’te olmak, bir Halepli için Mardin’de olmak yabancılık hissettirmez insana. Hiçbir Halepli için Mardin gurbet olmadığı gibi, hiçbir Mardinli için de Halep gurbet değildir. İki şehrin sokaklarında da aynı kimlikler dolaşır. Mardin ne kadar Müslüman ise Halep de o kadar Müslüman, Halep ne kadar Süryani ise, Mardin de o kadar Süryanidir. Fakat ruhların bu denli benzerliğine bedenler ve coğrafyalar farklılaşarak karşı çıkmaktadır. Mardin Mezopotamya’nın bittiği, dağların başladığı yerde bir yamaç şehri iken, Halep ovanın ortasına inşa edilmiş kalenin etrafını kuşatan bir şehirdir.
Müslümanların Halep’i fethiyle şehre girdikleri Antakya Kapısı şehrin en eski yerleşim yeridir. Antakya kapısından şehre girince, eski dar sokaklardan başlayarak sırasıyla Behram Paşa Camii, Ahmediye Medresesi, kumaş ve baharatın satıldığı kapalı çarşılar, Ulu Camii ve Vezir Han’ından geçerek yüksekçe bir tepede yer alan elips biçimindeki iç kalenin ihtişamıyla karşılaşırsınız. Kapılardan iç kaleye ulaşan güzergahların tamamında, bize sürekli mihmandarlık yapan sağlı sollu, ahşap ve taş şerefeli minareler yer alır. Kimi Emevilerin, kimi Selçukluların, kimi Osmanlıların Halep’e bıraktığı birer hediyedir bu minareler. Mardin’de ise yerleşim ve sokak dokusu oldukça farklıdır. Diyarbakır kapıdan Savur kapıya kadar uzanan tek bir cadde ile, kesişen yüzlerce kılcal sokak bulunmaktadır Mardin’de. Doğuya doğru yürürken, kale beden duvarları size yol boyunca arkadaşlık eden heybetli bir dosttur. Aynı zamanda, bu kale duvarları Mezopotamya ovasına baktığınızda hissettiğiniz özgürlüğü arkamızdan dizginleyen ürkütücü bir sınırdır. Ana
24
Halep Ulu Camii cadde boyunca ilerlerken mahalle içlerinde yer alan kiliseler, çan kuleleri ile camiler ise minareleriyle kendilerini belli eder. Yerleşimin eğimli bir topoğrafyada olması, büyük ölçekli yapıların inşasına müsaade etmemiştir. Halep’te sıkça karşılaştığımız büyük yapıların yerine, Mardin’de daha küçük yapılar görürüz. Öyle ki minareleri kaldıracak olsak bir çok caminin varlığından haberdar olamaz insan. Hem Halep hem de Mardin sık sık aynı yollardan sefere çıkan orduların istilasına uğramış ve her seferinde büyük tahribatlara uğramıştır. Halep en parlak ve müreffeh devrini Selahattin Eyyubi’nin oğlu Melik Gazi (1186-1212) devrinde yaşamıştır. Bu dönemde şehirde ticari hayatın canlanması bir çok mimari eserin de yapılmasını sağlamıştır. Uzun bir aradan
sonra şehir tekrar ilim ve kültür merkezi haline dönüşmüştür. Mardin ise en parlak dönemini bugün var olan dokunun büyük kısmının sahibi olan Artuklular döneminde yaşamıştır. Halep’in ve Mardin’in bugün hala önemli bir şehir olması önceden ticaret yolları üzerinde bulunmalarındandır. Halep, Hicaz’dan Anadolu’ya giden, Mardin de Bağdat ve daha doğusundan Anadolu’ya uzanan ticaret yolları üzerinde bulunmuştur. Özellikle Osmanlı hakimiyetinde Halep’in doğu ile batı arasında, ticari değiş tokuş merkezi olması şehrin her açıdan gelişmesine yardımcı olmuştur. Bir çok ticari yapı, hem külliye içinde hem de külliyelerden bağımsız olarak bu dönemde inşa edilmiştir. Kurtbek Han (1540), Behram Paşa Külliyesi (1583), Vezir Han
(H.1093) ve Dukakinzade Mehmet Paşa Külliyesi etrafındaki vakıf çarşılar bu ticari yapıların en önemlileri olmuştur. Mardin’de ise ticari dokuyu ana caddenin kuzeyindeki Sürur Hanı ve güney kısımdaki irili ufaklı bedesten ve arastalar oluşturmaktadır. Mardin’de hanlar haricinde ticaret cadde üzerindeki dükkanlarda da yapılmaktadır. Mardin ve Halep ticari dokuları kadar medreseleri, camileri,kiliseleri, konutları, çeşmeleri, tekke ve zaviyeleri ile de önemli şehirlerdir. Şüphesiz Halep denilince akla gelen ilk yapı Ulu Camiidir. Hz Zekeriya’ya izafe edilen türbeden dolayı bir adıyla da Zekeriya Camii olarak bilinen Ulu Camii (715) Emevi Halifesi Süleyman B. Abdülmelik tarafından bir katedralin avlu
KÜLTÜR
veya haziresi üzerine, yarı açık revaklarla çevrilmiş orta avlu etrafında cuma mescidi olarak inşa edilmiştir. Kare planlı ve beş katlı minaresi Suriye’deki Selçuklu sanatının günümüze kadar ulaşan nadir örneklerindendir. Halep’in bir başka önemli yeri, yüksekçe bir tepeye inşa edilmiş İç Kaledir. 50 metre yüksekliğe inşa edilmiş Kalenin etrafında geniş ve derin bir hendek bulunmakta ve kaleye merdivenlerle çıkılan tek bir girişten ulaşılmaktadır. Eski yerleşim yeri olan İç Kalede bugün çarşı, hamam, tapınak, askeri kışla, anfi tiyatro gibi bir çok şehir kalıntısı yer almaktadır. Elips şeklindeki kalenin manzarası şehrin tamamına hakim vaziyettedir. Halep’in bir diğer önemli mimari dokusunu da sufi tekkeleri oluşturmaktadır. Selçuklu döneminde Halep’te yayılmaya başlayan tasavvufi akımlarla beraber tekkelerin sayısı giderek artmaya başlamış, Abbasiler döneminde
hângâh veya ribat olarak adlandırılan sufi evleri Osmanlı döneminde tekke ve zaviye olarak adlandırılmıştır. Sufi evleri kullanım şekillerine göre farklı büyüklüklerdedir. Bunlardan en büyüğü ve önemlisi Mimar Sinan tarafından yapıldığı söylenen Hüsreviye Tekkesi ve Camii’dir. Kozmopolit yapısından dolayı Mardin de birbirinden farklı bir çok mimari esere sahiptir. Öncelikle camiler, medreseler ve kiliseler şehridir. 12. yüzyıl Artuklu eseri olan Ulu Cami görkemli minaresi ile Mardin’in simgesidir adeta. Artukoğulları Melik Sultan Tahir İsa tarafından yaptırılan Zinciriye Medresesi (1385) ile Akkoyunlulara ait Kasımiyye Medresesi (1445) Mardin’in en önemli medreseleridir. Mar Behnam Kilisesi, Surp Hovsep Kilisesi (1894) Meryem Ana Kilisesi (1895), Mar Şimuni Kilisesi (6.yy), Mar Mihail Kilisesi (5.yy) ve Deyruzzafaran Manastırı (4.yy) şehrin en önemli dini yapılarındandır. Mardin’in
25
yamaca yerleşmiş mütevazi dokusu ve bir o kadar heybetli topoğrafyası, her yapının ovayı rahatça görebilmesini sağlarken, Halep’te şehre hakim tek yer İç Kale’dir. Bütün bu fiziksel farklılıklara rağmen Halep sokaklarında dolaşmanın bir adı da Mardin, Mardin’de yaşamanın diğer adı da Halep’tir. Ve elbette Mardin’de içilen mırra ile Halep’te içilen çayın tadı her iki şehirde de benzer zevkleri bırakır damaklarda. Kaynakça Uluçam, A, 2003. “Halep”, İslam Ansiklopedisi, Türk Diyanet Vakfı, İstanbul, Cilt 15, s.240-249 Coşkun, Y, 2010. Halep’te Adım Adım Osmanlı’nın İzinden,Gaziantep Üniversitesi Yayınları, Ankara Altun, A, 1971. Mardin’de Türk Devri Mimarisi, Gün Matbası, İstanbul
Halep Geleneksel Ahşap Evler
26
Halep Bahremiye Camii
Mardin Ulu Camii
KÜLTÜR
27
SÜRYANİLER
VATANLARINA DÖNÜYOR MÜGE ÖZTÜRK - ELÇİN DEMİREL | FOTOĞRAF UTKU ŞAHİN
toprak ağaları ve köy korucuları da köylerini yaşanmaz hale getirdi. 2001 yılında dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in Süryanilere “ülkenize dönün” çağrısı ise umutların yeniden yeşermesini sağladı. Yatırımlar Artıyor... Süryani vatandaşlarla yaptığımız sohbetlerden anladığımız kadarıyla bölgedeki yaşamları ve bölge algıları, özellikle son on yılda çok farklılaşmış. Avrupa’dan ilk dönüşler 1995 yılından bu yana hız kazanmış. 90’ların sonundan bu yana da yaz dönemi gelenlerin sayısı artmış durumda. Bir kısım Süryani vatandaşlar senenin altı ayını burada, altı ayını da yurtdışında geçiriyor. Ancak son yıllarda temelli geri dönüş söz konusu.
2000 yıllık geçmişe sahip Süryaniler Mezapotamya’nın yaşayan en eski halkı. Günümüzde dünya üzerinde 20 milyonu aşkın Süryani halktan, tahmini rakamlara göre 25.000’e yakını Türkiye’de yaşıyor.
2000 yıllık geçmişe sahip Süryaniler Mezapotamya’nın yaşayan en eski halkı. Günümüzde dünya üzerinde 20 milyonu aşkın Süryani halktan, tahmini rakamlara göre 25.000’e yakını Türkiye’de yaşıyor. Yakın geçmişe kadar Mardin, Midyat ve çevresinde sayıları on binleri bulan Süryani vatandaşlarımızdan, şu an geri göçenlerle birlikte yalnızca 4000’e yakını bölge topraklarında. Süryani vatandaşlar 1970’lerden başlayarak, özellikle 80 darbesinden sonra ülkelerini terk etmek zorunda kaldılar. 100.000’e yakın Süryani vatandaşımız Avrupa’ya, çoğunlukla da İsviçre ve Almanya’ya göç etti. Köyleri güvenlik gerekçesiyle yakılıp boşaltıldı. Çatışma ortamının yarattığı yeni baskı grupları,
Mardin’e geri dönenler arasında Avrupa’ya göç etmiş Süryani işadamları da bulunuyor. Önceleri, güvenlik sorunundan dolayı kendi memleketlerine yatırım yapmayı düşünmeyen işadamları bölgedeki ılımlı hava sayesinde durumun değiştiğini ifade ediyorlar. Bölgede özellikle bağcılık, turizm yatırımları, enerji gibi konulara ilgi büyük. Artık yatırım çalışmaları, inşaat, ağaçlandırma yapılıyor, dernek sayıları artıyor, köyler yeniden restore ediliyor. Biz de bunun en güzel örneklerinden biri olan “Kafro Köyü”ne gidiyor, hem çevreyi geziyor, hem de köy sakinlerinden biriyle uzun uzun sohbet ediyoruz. “Geçmişe Takılırsak Gelecek İçin Yol Alamayız”... Kafro Köyü 1994-2004 yılları arasında terör olaylarından dolayı boşaltılmış. Ancak yakın zamanda köyden Avrupa’ya göç eden 25 aile geri dönerek Kafro’daki evlerini tarihi dokuya uygun olarak yeniden
28
yaptırmışlar. Mardin taşından yaptırdıkları “villalar” ile Kafro, köyden çok lüks bir tatil beldesini andırıyor. Köyde spor tesisi, sağlık ocağı ve diğer sosyal imkanların da yer alacağını, altyapı konusunda valiliğin gerekli desteği sağladığını öğreniyoruz. Sohbet etme imkanı bulduğumuz köy sakini, 18 yaşına kadar Kafro’da büyümüş. Akabinde de, artan terör olayları yüzünden ailesiyle birlikte İsviçre’ye göç etmiş. Neden döndüklerini sorduğumuzda “dönmek doğal bir şeydi bizim için, akrabalarımız burada, mezarlarımız burada” diyor ve ekliyor: “Herkes nasıl yaşamak istiyorsa biz de öyle yaşamak istiyoruz. Turist gibi değil”. Zamanlama konusu tabii ki çok önemli: “Bugün biraz daha umut var. Güven ortamı var. Devlet izin vermese olmazdı hem” diye ifade ediyor ve dönemin Valisi Mustafa Temel Koçaklar’ın bu hususta önemli bir rol oynadığını vurguluyor. “Geçmişi taramak kimseye bir şey getirmez ama geleceğe ışık tutar” diyor gülümseyerek ve belki de genel olarak Süryani vatandaşların düşüncelerini dile getiriyor: “Geçmişe takılırsak gelecek için yol alamayız. Sonuçta inancı ne olursa olsun bu topraklar hepimizin”. “Sağlıklı ve Barışçıl Bir Hayat Yaşıyoruz”... Bölgedeki bir başka Süryani köyü olan Midin’e (Öğündük) gidiyoruz. Köyün sakinlerinden Lahdo Barınç hiç çekinmeden evinin kapılarını bize açıyor. Misafirperverliğine diyecek yok. Evinin
terasında, aile fertleriyle bir arada, çok sıcak bir sohbet gerçekleştiriyoruz. Konumuz tamamen günlük yaşantıları. Öğrendiğimize göre temel geçim kaynakları tarım ve bağcılık. Kimi vatandaşların seyyar mandıralara sütlerini, kimilerinin de İdil ya da Midyat’ta yaptıkları peynirleri sattığını anlatıyor. Ancak özellikle tarımın ekonomik olarak çok fazla bir getirisi olmadığını, sadece günlük yaşantılarını çevirmeyi sağladığını söylüyor Lahdo Bey. Büyük şehirlere genel olarak göç olmadığını, bazen gençlerin çalışmak için gittiğinden bahsediyor. Süryani vatandaşlarda aile
ve sosyal yaşantı çok önemli. O nedenle çocuklar da, eğer ki okumak için değilse, ailelerinden pek uzaklaşmıyorlar. “Dinen ya da sosyal yaşantı anlamında, komşularımızla iyi geçinmek, kimsenin güvenini sarsmamak için çaba sarfediyoruz” diyerek bölgede yaşayan tüm halklarla iyi ilişkiler içinde olmak için ellerinden geleni yaptıklarını ifade ediyor Lahdo Bey. Geçmişi konuştuğumuzda ise, insanların eğitim düzeyinin giderek yükseldiğini ve dışarı daha çok açıldıklarını söylüyor: “ancak 15-20 yıl önce bölge
KÜLTÜR zaten genel olarak sıkıntılıydı” diye ekliyor. Şimdilerde sağlıklı ve barışçıl bir hayat yaşadıklarını vurguluyor. Bölgede olduğu gibi özellikle kendi köylerinde de işsizlik kaygısıyla okuma oranının oldukça yükseldiğini aktarıyor Lahdo Bey. Bunun en iyi örneklerinden biri de kendi kızı Meryem. Meryem’in Gözünden Gençler ve Gelecek... Meryem 19 yaşında bıcır bıcır, konuşkan, neşeli, dışa dönük bir genç. Onu farklı kılan, köylerinde üniversiteye hazırlanan tek genç kız olması. Biz görüştüğümüzde henüz sınava girmemişti. Batı’da iyi bir üniversitede okumayı arzuladığını, ancak orada kalmaktansa geri dönüp bölgeye, şehrine, ailesine faydası olacak bir meslek icra etmek istediğini anlatıyor heyecanla. Ve şimdi Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesin’de lisans öğrenimi gören pırıl pırıl bir geç olarak ülkesine , bölgesine, insanına, Midin’e vereceği emeğin hayallerini kuruyor Meryem.
Meryem’in okuma süreci çok da kolay olmamış. Aslında bölgedeki kızlara has bir durum bu. Yol sıkıntısından dolayı açık öğretime girmiş. Sınavlara hazırlanmak için de geçen sene dershaneye başlamış. “Açık öğretimden geldiğim için sürecin zor olduğunu farkındayım, yine de diretmekte kararlıyım” diyor gülümseyerek. Doğu’da genel olarak kızların okumasında sorun olduğunu ancak ailesinin kendisine çok destek olduğunu vurguluyor. Gençlerin genel olarak umutlu olduğunu aktarıyor Meryem. Mardin’in küçük köylerinden biri olan Midin’de bile sosyal hayat var: “Tiyatro yapıyoruz, pikniğe gidiyoruz, kızlı erkekli karışık voleybol oynuyoruz, köyde voleybol sahası bile var” diye anlatıyor. Geriye dönüşün son zamanlarda arttığını, zaten köydeki yaşantıyı gördükten sonra artık çocukların da geri dönmek istediklerini söylüyor. Maddi, manevi, toplumsal ve siyasi anlamda bölgede 90’ların sonundan bu
29
yana bir rahatlama söz konusu olduğunu anlıyoruz. Meryem’in umut dolu bakışları geleceğe dair çok şey ifade ediyor. Zaten görüştüğümüz tüm Süryani vatandaşlar da dostluk, kardeşlik ve barış diyor. Yeter ki hepimiz, aynı hisleri paylaşalım.
Meryem’in okuma süreci çok da kolay olmamış. “Açık öğretimden geldiğim için sürecin zor olduğunu farkındayım, yine de diretmekte kararlıyım” diyor Meryem. Doğu’da genel olarak kızların okumasında sorun olduğunu ancak ailesinin kendisine çok destek olduğunu vurguluyor.
30
MARDİN BAĞ EVLERİ
MÜGE ÖZTÜRK -MEHMET UNCU | FOTOĞRAF UTKU ŞAHİN
Sarı kalker taştan oluşan ve genellikle 2 veya 3 katlı olan bu yapılar, mahremiyet ve korunmadan ötürü duvar eklenerek avlu içinde bırakılmış. Söz konusu evler, eski Mardin’de olduğu gibi Mezapotamya Ovası’na dönük değil, eyvanın içinde bulunduğu bahçenin topografyasına göre kurulu. Dolayısıyla, evlerin konumlandırılmasında suyun önemi büyük. Bağ evlerini kısaca avlu içinde kalan, 3 tarafı kapalı, tek tarafı selsebilli eyvandan oluşan ve avlusunda havuz bulunan taş yapılar olarak tanımlamak mümkün. Eyvanda bulunan selsebil vasıtasıyla kaynak suyu taş kurnaya, oradan da eyvanın içinden geçen kanal vasıtasıyla havuza taşınıyor. İşte bu yöntemden dolayı bağ evlerinin adeta “doğal klima” özelliği taşıdığını ifade etsek abartıyor olmayız.
Mezapotamya Ovası’na yüzünü dönen eski Mardin evlerinin dışında, Mardin yöresinin Zınnar diye anılan daha yeşil ve sulak yerlerinde tarihi Mardin bağ evlerinin en güzel örneklerini görmek mümkün.
Güneydoğu Anadolu’nun kendine has bir mimari dokusu var. Ayakta kalan eski evlerde, anıtsal özelliklere sahip taş mimari geleneğinin izlerini görmek mümkün. Günebakanlar misali Mezapotamya Ovası’na yüzünü dönen eski Mardin evlerinin dışında, Mardin yöresinin Zınnar diye anılan daha yeşil ve sulak yerlerinde tarihi Mardin bağ evlerinin en güzel örneklerini görmek mümkün. Geleneksel Türk evi olarak tanımlanan sofalı evlerdeki sofanın yerini bu evlerde “eyvan” adı verilen mimari özellik alıyor. Kökeni Ortadoğu’nun eski kültürlerine dayanan eyvanın asıl kullanım amacını, oturup dinlenme ve serinleme yeri olarak açıklayabiliriz.
Mardin’deki anıtsal yapılarda “eyvan ve su” beraberliği bağ evlerinin karakteristik özelliğini oluşturuyor. Bağ evlerinin yapılmasındaki en önemli sebep iklim şartları. Mardin’de yazları sıcaklık 45 dereceye kadar çıktığı için, bağ evlerini, iklim şartlarından korunmak amacıyla ortaya çıkan mimari sonuç olarak açıklayabiliriz. Dolayısıyla iklimin ve tarihsel koşulların meydana getirdiği, sıcak yörelere özgü olan eyvanı, yöresel bir mekan olarak tanımlamak da mümkün. Tarihi kaynaklarda Mardin bağ evleri Artuklu sultanlarının dinlenmelik sayfiye yeri olarak geçiyor. Şehir merkezinden 2 ila 15 kilometre uzakta bulunan bağ evlerine aileler Nisan-Mayıs aylarında gitmeye başlıyor ve bağ bozumu sonrasına, yani Ekim-Kasım aylarına kadar kalıyorlar. Bağ evleri, Zınnar ve Bakıri gibi yeşilin ve kaynak suyun bol olduğu yörelerde yapılmış. Evlerin sulak ve yeşil bölgelere kurulmasının sebebi özellikle iklim koşulları,
KÜLTÜR
31
çünkü bu bölgeler ile şehir merkezi arasında ciddi derecede sıcaklık farkı var. Selsebilli eyvan ve avludaki havuzun bahçeyi sulama işlevinin yanında, serinletme amacı en önemli özelliği. Kaynak 2010 Dicle Üniversitesi, Mimarlık Anabilim Dalı Diyarbakır, Murat Çağlayan “Geleneksel Mardin Kasırlarının Mimari Özellikleri Ve Korunması Üzerine Bir Yöntem Araştırması”
Mardin’deki anıtsal yapılarda “eyvan ve su” beraberliği bağ evlerinin karakteristik özelliğini oluşturuyor. Bağ evlerinin yapılmasındaki en önemli sebep iklim şartları. Mardin’de yazları sıcaklık 45 dereceye kadar çıktığı için, bağ evlerini, iklim şartlarından korunmak amacıyla ortaya çıkan mimari sonuç olarak açıklayabiliriz.
32
ROBOT BİLİMİN BABASI
CİZRELİ EBU’L İZ EL-CEZERİ MÜGE ÖZTÜRK - KIVANÇ AMBER
Dönemin Artukoğulları hükümdarı Karaaslan, 25 yıl boyunca buluşlar gerçekleştiren El-Cezeri’nin üretmiş olduğu değerli eserlerin sonraki kuşaklara da aktarılabilmesi için eserlerini bir kitapta toplamasını talep eder. El-Cezeri bunun üzerine büyük bir titizlikle “Olağanüstü Mekanik Araçların Bilgisi Hakkında Kitap” adlı eserini kaleme alır. Eser, hem sayısı 50’yı bulan icatlarıyla ilgili detaylı bilgi, çizim ve kullanım esaslarını, hem de kendisinden önceki bilim insanlarının çalışmalarını içeriyor. Altı bölümden oluşan eserde sırasıyla su saati, çeşitli kap kacak, ibrik ve tas, havuz ve fıskiye, müzik otomatları, su çekimi aletleri ve muhtelif şekillerin yapımıyla ilgili detaylı açıklama ve çizim yer alıyor.
1136-1233 yılları arasında Cizre’de yaşayan Ebu’l İz İbni İsmail İbni Rezzaz El-Cezeri robotik biliminin babası olarak kabul edilen “sibernetik” üzerine çalışmalar yapan ilk müslüman bilim adamı ve mühendis.
Sibernetik ve hidromekanik alanının en büyük dahisi kabul edilen fizikçi, robot ve matriks ustası Ebu’l İz hakkında sahip olduğumuz az sayıdaki bilgiye, kaleme aldığı eserinin giriş bölümünde bizzat kendi yazdıklarından ulaşıyoruz. El-Cezeri, 1136-1233 yılları arasında, şimdiki Cizre topraklarında yaşamış. Öğrenimini Camia Medresesi’nde tamamlayan El-Cezeri, fizik, sibernetik ve hidromekanik alanlarına yoğunlaşarak sekiz asır önce, halen kullanılmakta olan buluşlarıyla bilim tarihine adını yazdırmış bir isim. Sadece su ve mekanik parçalarla çalışan makineler ve su robotları tasarlayan ElCezeri eserlerinin birçoğunu günlük hayata geçirmeyi de başarmış.
El-Cezeri’nin eserlerinin önemi, zamanının çok ilerisinde buluşlar olmasından kaynaklanıyor. İcatlarında kullandığı enerji kaynakları su, hava ve buhar gücü. Ayrıca tasarladığı otomatik sistemlerin yanında, sistemler arası denge kurmayı başarmış olması da engin dehasını ortaya koyuyor. Kullandığı hidro-mekanik denge esaslarının yanı sıra, bazı icatlarında da dişli çarklarla karşılıklı etkileme sistemleri üzerine çalışmış. El-Cezeri’nin otomasyon konusundaki en önemli katkısı ise tamamen su ve basınç gücüyle denge ve ayar yapan alet tasarımları. El-Cezeri’nin 25 yıllık çalışmalarını derlediği “Olağanüstü Mekanik Araçların Bilgisi Hakkında Kitap” adlı eserin aslı ne yazık ki kayıp. Ancak kopyaları Topkapı Sarayı III. Ahmet Kütüphanesi ile Ayasofya Kütüphanesi’nde bulunuyor. Kültür Bakalığı’mız da bu kopyadan tıpkıbasım ile 3000 adet çoğaltmış.
TARİH
El-Cezeri ile henüz şahsını bulunmuyor. Mardin’deki
ilgili yaşadığı topraklarda ve eserlerini tanıtan müze Ancak yakın zamanda Kasımiye Medresesi’nde
33
hazırlıkları büyük oranda tamamlanmış yurt içinde, hem de yurt dışında daha çok olan El-Cezeri Bilim Müzesi’nin açılması tanınması sağlanacak. bekleniyor. Böylece topraklarımızda yaşamış bu değerli bilim insanının hem
El-Cezeri’nin 25 yıllık çalışmalarını derlediği “Olağanüstü Mekanik Araçların Bilgisi Hakkında Kitap” adlı eserin aslı ne yazık ki kayıp. Ancak kopyaları Topkapı Sarayı III. Ahmet Kütüphanesi ile Ayasofya Kütüphanesi’nde bulunuyor.
34
TİLLO’DA
BİR IŞIK HADİSESİ MÜGE ÖZTÜRK - ÖMER FARUK MERGEN
Bu eserde aynı zamanda ilk defa bir alim tarafından “güneş sistemi” tarif ediliyor. İbrahim Hakkı’nın araştırıp yazdığı konular arasında tasavvuf, din, psikoloji, edebiyat gibi alanların yanı sıra, zaman, mevsimler, gezegenler, geometri, enlem, boylam ve yön tayini, engebe ve mesafe ölçümü gibi alanlar da bulunuyor. Kendisinin pozitif bilimlerdeki başarısının en büyük kanıtı kuşkusuz ki hocası İsmail Fakirullah için Tillo’da bizzat yaptırdığı “kozmografik” türbedir. İsmail Fakirullah’ın Türbesi ve Işık Hadisesi Tillo İlçesi Siirt’e 7 km mesafede bulunuyor. “Yüksek ruhlar” anlamına gelen Tillo çok sayıdaki türbe, camii ve medreseyle kültürel zenginliğin had safhada olduğu küçük bir ilçe. Tillo’yu bu kadar özel yapan bir diğer husus ise dünyada eşi benzeri olmayan “Işık Hadisesi”.
Ülkemizde inanç turizmine ev sahipliği yapacak ilerden illerden biri de Siirt kuşkusuz. 6000 yıllık tarihi geçmişe sahip Siirt, inanç, bilim, edebiyat açısından önemli kültürel değerler barındırıyor. Bu bağlamda ilde değerli izler bırakan alimlerden biri de İbrahim Hakkı.
İbrahim Hakkı Kimdir? 1703 yılında Erzurum’da dünyaya gelen İbrahim Hakkı, tıpkı babası gibi, Siirt’in Tillo ilçesinde, öğrencisi olarak İsmail Fakirullah’ın hizmetine girmiş. İleri seviyede din ve fen bilimleri öğrenimi gören İbrahim Hakkı, tasavvuf, edebiyat, astronomi, fizik, psikoloji ve din gibi birçok konuda çalışmalar yürütmüş. Yazdığı kırka yakın eser arasında en bilineni “Marifetname” birçok konuda ansiklopedik bilgi özelliği taşıyan ve halkın anlayabileceği yalınlıkta kaleme alınmış bir eser. 400’e yakın kitaptan faydalanılarak oluşturduğu eser için, İbrahim Hakkı, 1752 yılında Sultan I. Mahmud’un özel izniyle Saray kitaplığından da yararlanmış.
İsmail Fakirullah’ın “en büyük eserim İbrahim Hakkı’dır” sözüyle yücelttiği İslam Alimi, hocasının ölümünden sonra, projesini kendisinin çizdiği bir türbe yaptırır. Botan Çayı’nın 3 km uzağında yüksek bir tepeye, “Kalat’ül Üstat” denilen taştan duvar ördürür. Duvarın ortasında küçük bir pencere boşluğu bıraktırır. Her sene 21 Mart ve 23 Eylül tarihlerinde, yani ekinoks olarak adlandırdığımız, gece ve gündüzün eşit olduğu dönence zamanlarında, tam tepenin arkasından doğan güneş, duvardaki pencereden sızarak İbrahim Hakkı’nın hocası için yaptırdığı türbenin kulesine vurur. Kulede bulunan bir ışık kırıcı sayesinde de ışık hüzmesi İsmail Fakirullah’ın türbede bulunan mezarını aydınlatır. “Yeni yılda doğan ilk güneş hocamın mezarını aydınlatmayacaksa, ben
TARİH
neyleyim o güneşi” diyerek “Işık Hadisesi” adı verilen düzeneği tasarlayan ve yaptıran İbrahim Hakkı bu sayede hocasına hörmetlerini sunmuş, kendisi de 1780 yılında vefatının ardından vasiyet ettiği gibi hocasının ayak ucuna defnedilmiş. 1960’ların başında türbede yürütülen restorasyon çalışması sırasında İbrahim Hakkı’nın hocası için yaptırdığı ışık düzeneği maalesef zarar görmüş ve işlemez hale gelmiş. Yakın zamanda Siirt Valisi Sayın Musa Çolak’ın girişimleriyle oluşturulan bir bilim heyeti bölgede incelemeler yaptı ve sistemin düzeltilmesi için araştırmalar yürüttü. Bu araştırmalar sonuç verdi ve 23 Eylül’de bu düzeneğin yeniden çalıştırıldığı bir etkinlik düzenlendi. Dönemin en önemli pozitif ilim eserlerinden biri olarak kabul edilen “ışık düzeneği” TÜBİTAK’ın yapmış olduğu çalışmalar, Kültür Bakanlığı, GAP, DİKA ve Siirt Valiliği başta olmak üzere destekçi kurumların işbirliğiyle 23 Eylül’deki ekinoksta asırlar sonra izleyenleri hayretler içinde bıraktı. Sabah 05:00 sularında Tillo’da eseri görmek için toplanan ziyaretçiler, turistler ve basın mensupları, kilometrelerce ötede bulunan Kalet’ul Ustad’dan doğan ilk güneş ışığının İbrahim Hakkı’nın asırlar önce kurduğu düzenekten hocasının mezarına yansıdığı anları şaşkınlıkla yaşadı. 21 Mart ve 23 Eylül’de doğan ilk güneşin sandukasını aydınlatması ile dünyada başka örneği olmayan “Işık Hadisesi” sayesinde Siirt inanç turizminin yeniden canlanacağını, Tillo’nun gerek yurt içi, gerek yurt dışında adını giderek daha fazla duyurmasıyla bölgedeki hareketliliğinin de güçleneceğini öngörmek mümkün.
1960’ların başında türbede yürütülen restorasyon çalışması sırasında İbrahim Hakkı’nın hocası için yaptırdığı ışık düzeneği maalesef zarar görmüş ve işlemez hale gelmiş. Ancak, yakın zamanda yürütülen çalışmalar sonucunda, düzenek restore edilerek geçtiğimiz 23 Eylül’de yeniden çalıştırıldı.
35
36
MARDİN’DE BİR CENNET KÖŞESİ:
SAVUR MÜGE ÖZTÜRK - MEHMET UNCU | FOTOĞRAF UTKU ŞAHİN
Arabayı gölge bir alana çekip, yürümeye başlar başlamaz sokaklara dökülmüş günün ilk çaylarını içen ilçe sakinleriyle karşılaşıyor, kısa sohbetler ediyor ve fotoğraf çekiyoruz. Yavaş adımlarla gezimize başlarken, ilk baktığımız yer Savur Kalesi. Yüksek bir tepenin üzerindeki düzlükte bulunan bu kale milattan sonra II. yüzyılda Romalılar tarafından yığma taşlardan yapılmış. Stratejik yönden yöreye hakim bir konumda bulunan kale yıllar içerisinde Romalılar ile Araplar arasında el değiştirmiş. Kalenin konumu geçmişte İpek Yolu’nun ve eski kervan yollarının korunması açısından da önemli bir rol oynamış. Günümüzde, kalenin surları yıkılmış olsa da bir kısmı halen zamana meydan okuyor.
Mardin’in 47 km kuzeyinde dağ yamacında kurulu olan Savur, bölgenin en yeşil, en huzur dolu ilçelerinden biri.
Sabahın ilk saatlerinde şehrin kalabalığı sokaklara dökülmeden arabaya atlayarak Savur’a doğru ilerliyoruz. Sıcaklık kendini iyice hissettirirken bölgenin kurak coğrafyası Savur’a yaklaştıkça yerini yemyeşil bir doğaya bırakıyor. Yanınızdan gelip geçen arabaların plakalarına aldırmazsanız, Fransa taşrasında ilerlediğiniz ve sayfiyeye gittiğiniz hissine kapılıyorsunuz.
Savur içinde dolaştıkça, dikkatimizi ilk konakları çekiyor. Öğrendiğimize göre, Savur’un özellikle Hacı Abdullah Bey ve Hacı Hamdullah Bey konakları ilçe için müze niteliği taşıyan eserler arasında. Biz de büyük bir ilgiyle Hacı Abdullah Bey Konağı’nı görmeye gidiyoruz. Süryani ustaların hayat verdiği muhteşem bir mimari ve inanılmaz ince detay işlemeleriyle adeta hayranlık içinde gezdiğimiz bu konak, dışarıdan bakıldığında kale görünümü taşıyor. 200 yıl öncesinin taş içiliğinin sergilendiği konak Hacı Abdullah Bey’in torunları tarafından işletiliyor. Taze demlenmiş çayımızı yudumlarken, her köşesinden tarih akan duvarları, çerçeveleri ve aksesuarları inceliyoruz. İlçeyi gezmeye gelenler, önceden rezervasyon yaptırmak şartıyla Savur’a tepeden bakan bu mekânda konaklayabiliyorlar da.
Patikaların arasında bir süre yol aldıktan sonra, Mardin’in kuzeyinde dağ yamacına kurulu olan ve il merkezine 47 kilometre uzaklıkta bulunan Savur’a varıyoruz. Süryanice “savro”, Arapça “savr” olarak geçen ve boyun anlamına gelen Savur Mardin’e bağlı bölgenin en yeşil ve en Savur’un özenle korunan Hacı Abdullah Bey Konağı’ndan ayrıldıktan sonra, Dereiçi huzurlu ilçelerinden biri. (Qillit) Süryani köyünde bulunan, yaklaşık
GEZİ
1700 yıllık geçmişe sahip Mor Yuhanon Dilimoyo Kilisesi’ni ziyaret ediyoruz. Halen tüm ihtişamıyla ayakta duran bu kilise 2006 yılında tadilat geçirdikten sonra yeniden ibadete açılmış. Bunun yanısıra, Dereiçi yakınlarında yer alan Mor Dimet ve Mor Abay Manastırı’nın da kalıntılarını halen görebilmek mümkün. Mor Dimet ziyarete gelen romatizma hastalarına verdiği şifa nedeniyle “romatizma manastırı” olarak da anılıyor. Mor Abay ise, XV-XVIII yüzyılları arasında ilim yuvası olmuş ve Savur’un metropolitlik merkezliğine de ev sahipliği yapmış. Yörenin diğer önemli kilisesi de Başkavak Köyü yakınlarında bulunan Romaniye Kilisesi. Başkavak köyünde ayrıca Hacı Abdullah Berk tarafından yaptırılan tarihi Başkavak Köprüsü de oldukça dikkat çekici.
37
Savur’un özellikle Hacı Abdullah Bey ve Hacı Hamdullah Bey konakları ilçe için müze niteliği taşıyan eserler arasında.
38 Savur geçimini en çok kavakçılık, bağcılık, sebzecilik ve tahıl ekimi ile sağlıyor. Bir zamanlar Mısır’a kadar yollanan Savur kavakları halen ihraç ürünleri arasında ilk sırada yer alıyor. İlçe aynı zamanda bir zamanlar çok meşhur olan üzümleriyle de tanınıyor. Tarihi ve kültürel dokularla bezeli bu huzur dolu ilçenin yerel kalkınma modeli olarak değerlendirilen “cittaslow” olma yolunda ilerlediğini de vurgulayalım. İtalyanca “şehir” anlamına gelen “citta” ve İngilizce “yavaş” anlamına gelen “slow” kelimelerinin birleşiminden oluşan cittaslow (sakin şehir) küreselleşmeyle insanlar arasındaki iletişimin ve farklılıkların törpülenmesine tepki olarak yerel değerlere sahip çıkılması ve korunması amacıyla oluşturulan uluslararası bir ağ. Bu bağlamda belirli kriterleri taşıyan yaşam alanları “cittaslow” ilan edilerek, kentsel ögelerin, doğal ve tarihi dokunun korunabilmesi, kültürel ve sosyal geleneklerin yaşatılması amaçlanıyor. Savur’da vakit geçirdikten sonra, şehrin dokusunun, tarihinin, renginin, müziğinin, uyum içinde ve yaşayanlarının zevk alabilecekleri bir hızda yaşanması anlamını taşıyan “cittaslow” için biçilmiş kaftan olduğunu anlayabiliyorsunuz. Etrafı kavaklarla ve bağlarla bezeli Savur’dan ayrılmadan önce, ilçeye bereketiyle renk veren Savur Çayı’nın kenarında yorgunluk çayı içiyoruz. 38 dereceyi bulan sıcaklıkta, Savur’un yemyeşil doğasında çay kenarı bize adeta bahar havası yaşatıyor. Ağaçların gölgesi ve çayın serinliği tüm yorgunluğumuzu alıyor. Savur’un neden bu kadar beğenildiğini bir kez daha anlıyoruz. İnanılmaz bir huzur ve sukunet hissi içimizi kaplamışken Savur’dan ayrılmak olası gelmiyor...
Bereketiyle ilçeye renk veren Savur Çayı ve etrafına kurulu küçük çay bahçeleri, kavurucu sıcakların kendini iyice hissettirdiği yaz döneminde muhteşem bir kaçış noktası.
GEZİ
39
Tarihi ve kültürel dokularla bezeli bu huzur dolu ilçenin yerel kalkınma modeli olarak değerlendirilen “cittaslow” olma yolunda ilerlediğini de vurgulayalım. Cittaslow İtalyanca “şehir” anlamına gelen “citta” ve İngilizce “yavaş” anlamına gelen “slow” kelimelerinin birleşiminden oluşuyor. Belirli kriterleri taşıyan yaşam alanları “cittaslow” ilan edilerek, kentsel ögelerin, doğal ve tarihi dokunun korunması, kültürel ve sosyal geleneklerin yaşatılması amaçlanıyor. Şehrin dokusunun, tarihinin, renginin, müziğinin, uyum içinde ve yaşayanlarının zevk alabilecekleri bir hızda yaşanması anlamına gelen “cittaslow”un adeta Savur için yaratılmış bir kavram.
40
MARDİN’DE
TURİZM VE KONAKLAMA MÜGE ÖZTÜRK - SEMRA KARABOĞA | FOTOĞRAF UTKU ŞAHİN
bulundurmuşlar. Yine de otelin açılışının üzerinden kısa bir süre geçmesine karşın, rakamların beklediklerinden daha yüksek olduğunu söylüyor ve konuyu hemen kentin değişen çehresine getiriyor. Değişen Mardin...
Mardin giderek artan ziyaretçi sayısı nedeniyle otel yatırımlarının ilgi odağı olmuş durumda. Halihazırda devam eden inşaatların yanı sıra, kentin 425 yatak kapasiteli ilk 5 yıldızlı oteli Erdoba Elegance kapılarını misafirlerine açmış bulunuyor. Biz de otelin ortaklarından, aynı zamanda restorasyon konusunda uzman bir mimar olan Şeyhmus Dinçel ile görüşüyor, Mardin’deki turizm ve otelcilik sektörüyle ilgili değerlendirmelerini alıyoruz.
Yaklaşık 5 yıl önce başlayan kentsel dönüşüm projesi Mardin’i epey değiştirmiş. Eski Mardin’deki 570 beton binanın yıkımı ve restorasyon çalışması için önemli bir bütçe ayrılmış ve çalışmalar büyük hızla sürüyor. Kent güzelleştikçe ilgi de aynı oranda yoğunlaşıyor. Şehirde artan turist sayısı nedeniyle müthiş bir canlılık gözlemek mümkün, zaten ekonominin yarısı turizm ve hizmet sektörü üzerinden dönüyor. Mardin’in en önemli özelliği kentin tarihi dokusu olduğundan, yapılan her türlü restorasyon ve düzenlemenin kentin ruhunu bozmadan yapmak gerektiğini vurguluyor. Şeyhmus Bey: “Mardin ruhunu yitirdikten sonra buraya 5 milyon turist gelecekse hiç gelmesin daha iyi. Mardin’in kendi değerlerini turizme heba etmemesi 5 Yıldızlı Otel ve Öncesi... lazım. 3 yıldızlı olsun, 5 yıldızlı olsun, herkesin müşterisi var. Yeter ki buranın Turizme yaklaşık 10 sene önce hobi ruhunu korumayı başaralım”. olarak başladıklarını ve çıkış noktalarının esasen kendi misafirlerini ağırlamak Konaklamada Son Durum... olduğunu anlatıyor Şeyhmus Bey. Mardin’de giderek daha fazla hissedilen Konaklama konusuna değinen Şeyhmus konaklama problemi nedeniyle, önce Eski Bey, kenti Kapadokya örneği haline Mardin’de açtıkları butik otelleri, 2011 getirmemek ve kısa vadede 5 bin yatak yılında Erdoba Elegance takip etmiş. kapasitesini aşmamak gerektiğini ifade Tabii bu işe gözleri kapalı girmediklerini, diyor: “Ürgüp’te yatak sayısı 10-12 bin geride 10 yıllık bir birikimin olduğunu olsa herkes kazanacak, ama 22 binde anlatıyor: “Bakkal çocuğuyduk biz. Hasan şu an. 5000 yatak kapasitesi Mardin için Ayyar çaşısında büyüdük, orası bir nevi yeterli. Devamına sonra bakmak lazım. üniversiteydi bizim için” diye devam Kapadokya’nın düştüğü sıkıntıya düşmek ediyor. Ancak stabil bir ekonomik altyapı istemeyiz. Oteller çok az kazanıyor orada, olmadığından, konaklama sektörünün ayakta kalabiliyorlar ancak. Türkiye’de kimi zaman saman alevi gibi parladığını, oteller, lüks ve kalite olmasına rağmen, kimi zaman söndüğünü de göz önünde
GEZİ
yanlış rekabetten dolayı Avrupa’daki gibi özel gün var. Diğer zamanlar daha zayıf geçtiği için yeni pazarlar oluşturmak örneklerine nazaran çok az kazanıyor”. gerektiğini söylüyor. Esas stratejilerinin Şeyhmus Bey’in aktardığına göre buraya gelenleri müşterileri yapmaktansa, getirip müşteri yapmak Mardin’de geceleme oranı 1.3, oysa gelmeyeni bunun en az 3’e, 4’e yükseltilmesi olduğunu anlatıyor. gerektiğini söylüyor. Bu nedenle kentin tanıtımını yapmanın gerekliliğini vurguluyor. Bu bağlamda, Mardin’in özellikle kongre Bu noktada hava ulaşımı da büyük rol turizmi için alternatif olmaya aday oynuyor: “Acenteler arayıp günde kaç uçak olduğunu aktarıyor. Nitekim açtıkları yeni geliyor diye soruyorlar” diyor Şeyhmus Bey. otel, bir yandan yerel yapıdaki konaklama Havaalanının yapımı şehri çok değiştirmiş merkezlerinden birinde kalmak yerine daha elbette ancak kapasitesi henüz yetersiz. lüks konaklamayı tercih eden kişiler için bir Mardin havaalanı Haziran ayında altı aylık alternatif oluştururken, öte yandan kongre tadilata girerek genişletilecek ve günlük turizmi için de önemli bir adım niteliği taşıyor. “Her firmanın bir toplantısını almak kalkan uçak sayısında artışa gidilecek. istiyoruz” diye açıklıyor Şeyhmus Bey ve hedeflerinin yurtdışı fuarları olduğunu Turizmin Geleceği... ekliyor. Sonra büyük bir heyecanla, çok Şeyhmus Bey’in aktardığına göre, yakın bir zamanda otellerinde hizmete Mardin’de otellerin %100’e yakın doluluk açacakları yeni bir restaurant ile “gurme yaşadığı 30’a yakın, bayram, yılbaşı vb. turizmi” yapacaklarını anlatıyor ve ekliyor:
41
“Mardin ruhunu yitirdikten sonra buraya 5 milyon turist gelecekse hiç gelmesin daha iyi. Mardin’in kendi değerlerini turizme heba etmemesi lazım. 3 yıldızlı olsun, 5 yıldızlı olsun, herkesin müşterisi var. Yeter ki buranın ruhunu korumayı başaralım”.
42 başarılı olabilmek için “Kendi talebinizi kendiniz yaratmanız lazım. Turizmde topyekûn savaşmak gerektirdiğini, yerel Bazen tesisler de insanı çeker”. yönetiminden, esnafına, restoranından, Mardin’de turizm ve konaklama sektörünün turizm işletmelerine kadar, herkesin geleceğinden bahsediyoruz son olarak. taşın altına elini koyması gerektiğini “Turizm ateşe benzer, onunla evini de söylüyor. İlerleyen sürecin Mardin için yakabilirsin, yemeğini de pişirebilirsin” hızlı gelişeceğine ancak şehrin henüz diyerek doğru adımlar atmanın önemini tam anlamda hazır olmadığına değiniyor: “Ulaşım, su, elektrik gibi özellikle altyapı vurguluyor Şeyhmus Dinçel. konularında halledilmesi gereken sorunlar
Şeyhmus Dinçel, “turizm ateşe benzer, onunla evini de yakabilirsin, yemeğini de pişirebilirsin” diyerek turizm yatırımlarının önemini vurguluyor.
var, ancak Devlet bölgeye sıcak bakıyor” diye ekliyor. İnsanların gelip kaldıkça, devamında yüksek standartlarda müşteriler getirebileceklerini, ancak bunun için sabır ve zaman gerektiğini aktarıyor. Şeyhmus Bey’in ısrarla vurguladığı husus ise Mardin’de konaklama ve hizmet sektörünün amatör ruhunu kaybetmemesi gerektiği; “o da misafirperverlik” diyor gülümseyerek.
GEZİ
43
Mardin’in ilk 5 yıldızlı oteli Erdoba Elegance’ta ortak alanlardan odalar kadar her türlü konfor düşünülmüş. Mardin’im muhteşem coğrafyasındaki bu görkemli otel şimdi sizleri ağırlamak için bekliyor.
44
SEMPOZYUMLAR VE ETKİNLİKLER Gelecek Etkinlikler Seyreyle... Ara Güler Mardin’de
Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi - Dilek Sabancı Sanat Galerisi, Sabancı Vakfı’nın desteğiyle açtığı yeni sergide, yaşayan en büyük fotoğraf sanatçılarından Ara Güler’i ağırlayacak. 3 Kasım 2011’den itibaren bir yıl süreyle açık kalacak “Seyreyle... Ara Güler Mardin’de” başlıklı sergide, yaşamın akışı içinde saptanan “an”ların belgesi, sanatseverlerle buluşacak. Sergi boyunca, 7-14 yaş grubundaki çocuklar için eğitim programları da düzenlenecek. Uçsuz bucaksız Anadolu platosu, dağlar, kentler Ara Güler’in fotoğraf karelerinde farklı bir estetikle “Tanımak ve Anlamak” adı altında sunuluyor. Düğünlerden kahvelere, sürü başındaki çobandan bulgur açan kadınlara kadar pek çok şeyi görüntüleyen sanatçı, insanımızı anlatan her fotoğrafıyla, yaşama bakışını yansıtıyor. Serginin açılışı nedeniyle uzun bir aradan sonra yeniden Mardin’e gelen Ara Güler, şehre yeni bir gözle bakarak, bir kentin dönüşümünü belgeleyecek.
Şırnak, Uluslararası Bilim, Düşünce ve Sanatta Cizre Sempozyumu 6-8 Nisan 2012 Şırnak iline bağlı Cizre ilçesi önemli bir bilim ve kültürel mirasında sahibidir. Guti İmparatorluğu’nun önemli merkezlerinden olan Cizre; Asur, Pers, Roma, Sasani, Mervani, Eyyubi ve Osmanlı dönemlerinde de bölgenin merkezi kentlerinden biri olmayı sürdürmüştür. Anadolu ile Mezopotamya arasındaki önemli bir geçiş alanında kurulan Cizre, tarih boyunca idari, askeri, kültürel ve ticari bakımdan merkez olmuştur. Cizre’nin sahip olduğu zengin kültürel birikim ve potansiyel, aynı zamanda önemli şahsiyetlerin de bu kentten çıkmasına neden olmuştur. Cizre’nin bilim, düşünce ve sanatta sahip olduğu büyük potansiyelin ilim dünyasına kazandırılması amacıyla Şırnak Üniversitesi ve Mardin Artuklu Üniversitesi tarafından “Uluslararası Bilim, Düşünce ve Sanatta Cizre Sempozyumu” düzenlenecektir.
GAPGENÇ Festivali Mayıs 2012
GAPGENÇ 2012 Festivali bu yıl Mayıs ayında Siirt’te gerçekleştirilecek. Farklı kültürlerden gelen gençlerin farklı bakış açıları görmelerini ve gençlerin duygularını rahat bir platformda paylaşmalarını sağlamak amacıyla yola çıkan, sırasıyla Mardin, Batman ve Gaziantep’te gerçekleştirilen GAP Gençlik Festivali’nin dördüncüsü bu yıl Siirt’te gerçekleştirilecek. Her GapGeç’te olduğu gibi Siirt’te de gençlerin yaratacağı aktif, üretken ve evrensel ortamda empatiyi, gönüllülüğü ve işbirliğini yeniden keşfedecek olan gençler bu sayede yeni bakış açıları kazanacaklar.
ETKİNLİKLER
45
Geçmiş Etkinlikler Mardin, “Uluslararası Mimari, Kültür ve Bilim Sempozyumu” 18 Mart 2011
Mardin, Uluslararası Ömerli, Ömeran ve Çevresi Sempozyumu 13-15 Mayıs 2011
Siirt, Uluslararası Veysel Karani’yi Anma Sempozyumu 23 Mayıs 2011
“Uluslararası Mimari, Kültür ve Bilim Sempozyumu” Harvard Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Merkezi ve Mardin Artuklu Üniversitesi işbirliğiyle 17 Mart’ta Mardin’de düzenlendi. Dicle Kalkınma Ajansı, Mardin Valiliği, Mardin Artuklu Üniversitesi, Mardin Belediyesi, Harvard Üniversitesi ve Mardin Milletvekili Sayın Cüneyt Yüksel’in işbirliği ve katkıları ile gerçekleştirilen sempozyuma Harvard Üniversitesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Cemal Kafadar, Prof. Dr. Gülru Necipoğlu, New England Türk Amerikan Kültür Derneği Başkanı Erkut Gömülü, Belediye Başkanı Beşir Ayanoğlu, Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Serdar Bedii Omay ve akademisyenler katıldı. “Mardin’in Mimari Mirası ve Kadim Geçmişi ile İlişkisi”, “El–Cezeri ve Eseri: Bir Bilimsel ve Kültürel Yaratıcılık Örneği”, “Ortaçağ ve Osmanlı Dönemlerinde Mardin Tarihine Bakışlar” ve “Bölgenin Kültürel ve Entelektüel Tarihi üzerine Çalışmalar” başlıklarından oluşan dört oturumluk sempozyumda birçok önemli konuşmacının sunumları yer aldı.
Türkçe, Süryanice, Ermenice, Kürtçe, Arapça ve İngilizce olmak üzere toplam 6 dilde tebliğlerin sunulduğu “Uluslararası Ömerli, Ömeran ve Çevresi Sempozyumu “ Dicle Kalkınma Ajansı, Mardin Artuklu Üniversitesi, Şarkiyat Araştırmaları Derneği, Ömerli Kaymakamlığı ve Ömerli Belediyesi işbirliğiyle 13-15 Mayıs 2011 tarihleri arasında Artuklu Üniversitesi Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşti. Yurtdışından gelen 5 akademisyenle birlikte 44 bilim insanının tebliğlerini sunduğu sempozyumda; Ömeran özelinde Tur Abdin Bölgesi’nin sosyal dokusu, tarihi, coğrafyası, bölgedeki aşiretler, aşiret yapıları ve bölgeye mal olmuş âlimleri konuşuldu.
Baykan Kaymakamlığı tarafından, Ajansımız ve GAP İdaresinin Şarkiyat Araştırmaları Derneğinin katkılarıyla düzenlenen Veysel Karani’yi Anma Etkinlikleri kapsamında ilk kez uluslararası bir sempozyum gerçekleştirilmiştir. İlk defa bir beldede bu kadar geniş katılımlı ve çok dilli bir sempozyum gerçekleştirilmiş, etkinlik aynı zamanda Veysel Karani ile ilgili olarak dünyada düzenlenen ilk uluslararası sempozyum olmuştur. Bir kısmı yurt dışından olmak üzere 30 tebliğ sunulmuş, bu sunumlarda özellikle İran ve bölge üzerindeki etkileri ele alınmıştır.
46
Siirt, 23 Eylül Tillo Etkinliği 23 Eylül 2011
18. yüzyılın ortalarında ünlü astronomi ve tasavvuf bilgini İbrahim Hakkı Hazretleri tarafından hocası İsmail Fakirullah için yapılan ışık sisteminin, 1960’lı yılların başında gerçekleştirilen restorasyon sonrası işlemez hale gelmesinin ardından, Siirt Valisi Sn. Çolak tarafından yapılan girişimler sonucu düzenek yeniden restore edilmiş ve işler hale getirilmiştir. Ünlü ışık sistem, her yıl gece ve gündüzün eşit olduğu 21 Mart ve 23 Eylül günlerinde yılda iki kez çalışabilecek. 23 Eylül 2011 günü büyük bir şölen düzenlenerek Tillo ve Siirt bütün dünyaya tanıtılmıştır.
Mardin Keşf-i Kadim: Madiate’den Midyat’a Uluslararası Midyat Sempozyumu 07-09 Ekim 2011
“Uluslararası Mimari, Kültür ve Bilim Sempozyumu” Harvard Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Merkezi ve Mardin Artuklu Üniversitesi işbirliğiyle 17 Mart’ta Mardin’de düzenlendi. Dicle Kalkınma Ajansı, Mardin Valiliği, Mardin Artuklu Üniversitesi, Mardin Belediyesi, Harvard Üniversitesi ve Mardin Milletvekili Sn. Cüneyt Yüksel’in işbirliği ve katkıları ile gerçekleştirilen Uluslararası Mardin sempozyumuna Harvard Üniversitesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Cemal Kafadar, Prof. Dr. Gülru Necipoğlu, New England Türk Amerikan Kültür Derneği Başkanı Erkut Gömülü, Belediye Başkanı Beşir Ayanoğlu, Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Serdar Bedii Omay ve akademisyenler katıldı.
Batman “Bal ve Ceviz Festivali”, Sason İlçe Merkezi, 15-22 Ekim 2011
Batman’ın Sason ilçesinde 2001 yılından bu yana hem ilçe tanıtımı hem de bu iki ürünün üretiminin artırılması için bal ve ceviz festivali düzenleniyor. Gelenekselleşen festival her yılın Ekim ayında gerçekleşiyor. Festival boyunca çeşitli gösteriler yapılmakta, en güzel ve en kaliteli üretim yapan çiftçilere çeşitli ödüller verilmekte, resim sergileri yapılmakta, halk için eğlenceler düzenlenmektedir.
“Mardin’in Mimari Mirası ve Kadim Geçmişi ile İlişkisi”, “El–Cezeri ve Eseri: Bir Bilimsel ve Kültürel Yaratıcılık Örneği”, “Ortaçağ ve Osmanlı Dönemlerinde Mardin Tarihine Bakışlar” ve “Bölgenin Kültürel ve Entelektüel Tarihi üzerine Çalışmalar” başlıklarından oluşan dört oturumluk sempozyumda birçok önemli konuşmacının sunumları yer aldı.
T.C. M‹ KAYM DYAT AKAM LII
M‹DYA ULUSL T SEM ARARAS POZY I UMU
INTERN ATIO MIDYA T SY NAL
MPOSI UM MatiateKef-i Kadim ’tan : K 7-9 EkiMidyat’a F ef-i Kadim: ro m m 20 Midya t, Türk 11, Octob Matth iate to M er iye M id idyat, T7 -9 th, 2011, yat urkey
Prof. Dr. Serdar Onur Bedii Omay Kurulu / Hon Abdullah (Mardin Artuk our Com Erin (D‹KA lu Ünive mittee rsitesi Fatih Genel ehmus Rektö rü) Nas›ro¤lu Akkaya (Midy Sekreteri) / (Gene / (Rector of at (Midy ral Mardin at Beled Kaymakam Artuk ›) / (Midy Secretery of iye Baka Üyeler Düzenlem lu Unive D‹KA at Gove / Memb n›) / (Presi Sekreterya ) rsity) e Kuru rner) ers: Ö¤r. dent of / Secret lu / Orga Gör. Ekrem Midya Baka ariat: Ahme t Muni n / Presid Ö¤r. t A¤›ra nization Akma cipality) kça ent: Doç. n, Hori Gör. Ahme (Erciy (‹stanbul Committ t Abdü es Ünive Gabriyel Dr. ‹brah Üniversitesi lhadio ee rsitesi), Üniversitesi Akyüz, im ), Ahme Christine ), Ejder Yrd. Doç.¤lu, Ar. Gör. Özcoar Teule t Kank Bilim Okum Allison Ahme Dr. (Radb al Kuru u Zülkü (Dicle (University Bruinessen (Osmangaz oud lu / Scien f Kara, t Demirda¤, Üniversitesi (Utrec University i Ünive of Exete Ar. Gör. Yrd. Doç. (Gazi tific Advi ), Ayhan rsitesi r, Üniversitesi ht University, Nijmegen, Murat Dr. Musa Öztür The Nethe ), George UK), Ciba¤ sory Com Küçük The ), Zekka Öztür Seyfüddin k (Cumhuriye Grigore rlands k, Yrd. r (Dam Önder Aytaç Netherlands mitt (University ), ‹brah Kablo ee ascus Doç. Dr. (Damascust Üniversitesi im University,(Gazi Ünive ), Mehmet Lokm Çelik (CelalAslan (Gazi of Bucharest, ), Aye rsitesi an Topra Unive Syria), antep Ça¤lar Roma Bayar eyhm ), Recep entü k (Central nia), Halilrsity, Syria) ÜniversitesiÜniversitesi us Balo¤ rk (Fatih , Do¤u Europ lu (Neva Ergil ), Mesu ), Joseph Asma Çiçek (Anka ean Yasin da Unive Üniversitesi Aktay ra Ünive (Ankara Ünive University, r Malk ), Saadi t Ye¤en (‹stan (Selçu Hungary), rsitesi), i (Syria rsitesi), Harut k Ünive rsity, USA), ), Kadri Hasan i (Colle bul ehir Ünive inasi rsitesi), Tahsin E. Füsun Alio¤ Celaleddin Y›ld›r›m ge of Art rsitesi), H.L. Murr Gündüz Çelik Fendo (Mard (‹stan Salah Musta ¤lu (RTÜ lu (Kadir Has e-van in Artuk fa Oflaz den Berg bul Üniversitesiadden Unive K Üyesi Son Bavu lu Ünive Önemli (Mard rsity, (Leide ), Herm De¤er rsitesi ru Tarih Tarihler n Unive ), Turhan Kaçar Iraq), Suavi in Artuklu lendir i: 15 Hazir Üniversitesi), Martin Van an rsity, The Ayd›n / Dead Program›n me Sonuç (Pamu (Hace kkale Nethe lines Tam Metin Yay›nlanmalar›: 30 Hazir an 2011 / Abstr Üniversitesi ttepe Ünive), Naci Bosta rlands ) nc› act rsitesi), Gönderilme s›: 5 Eylül an 2011 / ), Velid NotificatioSubmission Suhey Redva 2011/ Sempozyum Tarihi: l : June n (Syria Publi n of 15, 2011 15 Eylül cation Accep ), Tarihi: 7-9 Ekim 2011 / Final of the Progr tence: June am: Septem 30, 2011 2011 / Manu Symposium script Due: September 5, 2011 Date: ‹letiim Octob ber 15, E-posta / Con er 7-9, 2011 / E-ma tact 2011 il: midya URL: tsymp sympo sium.kadim osium@gma il.com www.artuk akade mi.org www.midy lu.edu.tr at.gov .tr
Batman, “Yılmaz Güney Film Festivali”, 13-18 Aralık 2011
13 - 18 Aralık 2011 tarihlerinde gerçekleşen festivalde film yapma süreçleriyle ilgili aşamaları kapsayan seminerler, insan hakları temalı uzun metrajlı film gösterimleri ve sinema üzerine panel ve söyleşiler düzenlendi. Festival bu yıl kısa film yarışması, belgesel film yarışması ve öykü kısa film yarışması olmak üzere 3 kategori üzerinden gerçekleşti.
BAĞLANTILAR
BATMAN
Ne Yenir, Nerede Kalınır ? Mert Ocakbaşı Adres: Gercüş/BATMAN Tel: 0 488 341 28 88
Geçit Otel Adres: Merkez/BATMAN Tel: 0488 213 91 53
Villa Park Adres: Merkez / BATMAN Tel: 0 488 218 07 72
Güzel İlçe Pide Lahmacun Salonu Adres: Gercüş / BATMAN Tel: 0 488 341 30 00
Dörtyol Oteli Adres: Merkez/BATMAN Tel: 0488 213 15 22
Kazım Usta Kebap & Lahmacun Adres: Merkez / BATMAN Tel: 0 488 213 14 14
Kardelen Sofra Salonu Adres: Kozluk / BATMAN Tel: 0 488 411 27 57
Altınbaşak Oteli Adres: Merkez/BATMAN Tel: 0 488 2139153
Çömçe Et Lokantası & Künefe Salonu Adres: Merkez / BATMAN Tel: 0 488 213 17 76
Göknas Et Lokantası Adres: Kozluk / BATMAN Tel: 0 488 411 40 03
Çırağan Kavurma & Et Salonu Adres: Merkez / BATMAN Tel: 0 488 212 63 11
Şark Yol Et Lokantası Adres: Kozluk / BATMAN Tel: 0 488 411 21 21
Motel Adres: Hasankeyf/BATMAN Tel: 0 532 464 38 32
Momento Cafe Restaurant Adres: Merkez / BATMAN Tel: 0 488 213 53 66
Nas Lokantası Adres: Sason / BATMAN Tel: 0 488 461 31 66
Has Bahçe Konaklama Adres: Hasankeyf/BATMAN Tel: 0 530 464 38 32
Hanedan Fırınlı Et Lokantası Adres: Merkez / BATMAN Tel: 0 488 214 17 07
Kervan Lokantası Adres: Sason / BATMAN Tel: 0 488 461 20 73
Bato Termal Otel Adres: Kozluk/BATMAN Tel: 0488 426 60 41
Park Restaurant Adres: Merkez / BATMAN Tel 0 488 213 27 10
Vitamin Lokantası Adres: Sason / BATMAN Tel: 0 488 461 28 29
Öğretmenevi Adres: Hasankeyf/BATMAN Tel: 0 488 381 24 11
Ali Büryan Salonu Adres: Merkez / BATMAN Tel: 0 488 212 36 56
Muhtarın Yeri Adres: Sason / BATMAN Tel: 0 488 461 31 65
Öğretmenevi Adres: Kozluk/BATMAN Tel: 0 532 267 19 74
GURME (Batman Merkez)
Balıkçı Cevat Adres: Merkez / BATMAN Tel: 0 488 212 38 22 Geçit Büryan Adres: Merkez / BATMAN Tel: 0 488 214 32 42
GURME (Batman İlçeler)
47
KONAKLAMA
(Batman Merkez)
Asko Oteli Adres: Merkez/BATMAN Tel: 0488 214 94 34 Bozoğulları Oteli Adres: Merkez/BATMAN Tel: 0488 215 04 44
Has Bahçe Lokanta Adres: Hasankeyf / BATMAN Tel: 0 530 464 38 32
Zeki Otel Adres: Merkez/BATMAN Tel: 0488 213 36 39
Elit Izgara Salonu Adres: Hasankeyf / BATMAN Tel: 0 488 381 20 26
Turhan Otel Adres: Merkez/BATMAN Tel: 0488 213 52 03
Antikkent Lokantası Adres: Hasankeyf / BATMAN Tel: 0 488 381 21 36
Gapel Otel Adres: Merkez/BATMAN Tel: 0488 213 37 71
KONAKLAMA
(Batman İlçeler)
Öğretmenevi Adres: Beşiri/BATMAN Tel: 0 488 311 22 55 Öğretmenevi Adres: Gercüş/BATMAN Tel: 0 505 234 39 01 Öğretmenevi Adres: Sason/BATMAN Tel: 0488 461 24 11 Avcı Pansiyon Adres: Sason/BATMAN Tel: 0536 530 58 09
48
MARDİN
GURME (Mardin Merkez)
Ne Yenir, Nerede Kalınır ?
GURME (Mardin İlçeler)
Cercis Murat Konağı Adres: Merkez/MARDİN Tel: 0 482 213 68 41
Midyat Saray Lokantası Adres: Midyat/MARDİN Tel: 0 482 462 34 36
Kaburgacı Selim Amca Adres: Merkez/MARDİN Tel: 0 482 212 38 38
Dünya Et Lokantası Adres: Midyat/MARDİN Tel: 0 482 462 57 00
Antik Sur Cafe & Restaurant Adres: Merkez/MARDİN Tel: 0 482 212 24 25
Midyat Gelüşke Hanı Adres: Midyat/MARDİN Tel: 0 482 464 14 42
RIDO Adres: Merkez/MARDİN Tel: 0 482 212 17 44
Köşem Lokantası Adres: Midyat/MARDİN Tel: 0 482 462 24 33
Babil Sofrası Diyarbakır Ciğercisi Adres: Merkez/MARDİN Tel: 0 482 213 45 47
Cihan Lokantası Adres: Midyat/MARDİN Tel: 0 482 464 15 66
Çağ Urfa Salonu Adres: Merkez/MARDİN Tel: 0 482 212 65 55
Bahar Lokantası Adres: Midyat/MARDİN Tel: 0 482 462 11 13
Ebrar Mahalli Yemekler Adres: Merkez/MARDİN Tel: 0 482 212 16 48
Grand Estel Restaurant Adres: Midyat/MARDİN Tel: 0 482 462 66 00
Münir Usta Adres: Merkez/MARDİN Tel: 0 482 213 66 68
Matiat Otel Restaurant Adres: Midyat/MARDİN Tel: 0 482 462 47 47
Artuklu Şark Sofrası Adres: Merkez/MARDİN Tel: 0 482 213 13 70
Has Dinlenme Tesisleri Adres: Midyat/MARDİN Tel: 0 482 464 33 66 Kadmer Kızıltepe Sofrası Adres: Kızıltepe/MARDİN Tel: 0 482 313 21 00
Kaburgacı Kino Adres: Merkez/MARDİN Tel: 0 482 212 77 47 Mini Mutfak Adres: Merkez/MARDİN Tel: 0 482 213 19 90 Berivan Et Lokantası Adres: Merkez/MARDİN Tel: 0 482 213 49 49 Kale Restoran Adres: Merkez/MARDİN Tel: 0 482 212 66 55 Mehmet Mecnun Kebap Salonu Adres: Merkez/MARDİN Tel: 0 482 212 59 10
Vahap86 Restaurant Adres: Kızıltepe/MARDİN Tel: 0 482 312 86 86 Tadım Fast Food Cafe Adres: Kızıltepe/MARDİN Tel: 0 482 312 13 23 Belediye Parkı Lokantası Adres: Yeşilli/MARDİN Tel: 0 482 591 25 13 Hacıoğu Lokantası Adres: Yeşilli/MARDİN Tel: 0 482 591 13 58
Festival Lokantası Adres: Yeşilli/MARDİN Tel: 0 482 591 25 26 Hasan Usta Lokantası Adres: Nusaybin/MARDİN Tel: 0 482 416 09 64
KONAKLAMA
(Mardin Merkez)
Erdoba Evleri Tel:0482 212 76 77
Tatlıdede Butik Oteli Tel: 0482 213 27 20
Yay Grand Oteli Seyr-i Merdin Otel Tel: 0482 212 57 77 Tel: 0482 213 47 41 Zinciriye Butik Otel Otel Bilem Tel: 0482 212 48 66 Tel: 0482 212 55 68 Artuklu Kervansarayı Öğretmenevi Tel: 0482 213 73 53 Tel: 0482 213 70 80 Büyük Mardin Oteli Tel: 0482 213 10 47
KONAKLAMA
(Mardin İlçeler)
Kasr-ı Nehroz Adres: Midyat/ MARDİN Tel: 0 482 464 25 25
Doğu Oteli Adres: Nusaybin/ MARDİN Tel: 0 482 415 59 60
Matiat Otel Adres: Midyat/ MARDİN Tel: 0 482 462 68 81
Öztopraklar Otel Adres: Kızıltepe/ MARDİN Tel: 0 482 312 33 86
Nezirhan Otel Adres: Nusaybin/ MARDİN Tel: 0 482 446 34 16
Denktaş Turistik Tesisleri Adres: Derik/ MARDİN Tel: 0 482 258 11 58
Aydınlar Konaklama Tesisleri Adres: Nusaybin/ MARDİN Tel: 0 482 415 19 25
BAĞLANTILAR
SİİRT GURME (Siirt Merkez) Adanalı Lokantası Tel: 0 484 224 02 24
49
Ne Yenir, Nerede Kalınır ? Merkez Lokantası Adres: Eruh / SİİRT Tel: 0 484 311 23 01
KONAKLAMA
(Siirt İlçeler)
Halk Sofrası Adres: Pervari / SİİRT Tel: 0 484 361 21 14
Kurtalan Öğretmenevi Kurtalan / SİİRT Tel: 0 484 411 29 97 - 411 30 01
Ezgi Et lokantası Adres: Pervari / SİİRT Tel: 0 484 361 21 17
Baykan Öğretmen evi Baykan / SİİRT Tel: 0 484 561 24 91
Durak Kebap Salonu Tel: 0 484 224 36 99
Kent Lokantası Adres: Pervari / SİİRT Tel: 0484 361 25 18
Eruh Öğretmenevi Eruh / SİİRT Tel: 0 484 311 20 16
Ali Osman Döner-Kebap Lahmacun Salonu Tel: 0 484 223 33 85
Fahrettin Izgara Adres: Şirvan / SİİRT Tel: 0484 511 25 45
Pervari Öğretmenevi Pervari / SİİRT Tel: 0 484 361 24 11
KONAKLAMA
Şirvan Öğretmenevi Şirvan / SİİRT Tel: 0 484 511 21 42
Hünkar Sofrası Tel: 0484 224 03 53 Lokanta Osman Tel: 0 484 223 20 29
Ali Büryan Salonu Tel: (0484) 224 06 04 Erçelik Büryan Salonu Tel: (0484) 223 75 63 Örnek Büryan ve Lahmacun Salonu Tel: (0484) 224 29 99
GURME (Mardin İlçeler) Tillo Lokantası Adres: Aydınlar/SİİRT Tel: 0 484 461 21 80 Can Döner Adres: Kurtalan/ SİİRT Tel: 0 484 411 52 13 Kent Orman Lokantası Adres: Baykan / SİİRT Tel: 0 484 561 20 40 Turistik Lokantası Adres: Baykan / SİİRT Tel: 0 484 565 20 57 Nida lokantası Adres: Eruh / SİİRT Tel: 0 484 311 25 45 Durak Kebap Salonu Adres: Eruh / SİİRT Tel: 0 484 311 24 58
Otel Erdef Tel: 0484 223 10 81 Büyük Otel Tel: 0484 223 50 58 Vatan Oteli Tel: 0484 223 25 38 Özer Oteli Tel : 0484 223 26 11 Siirt Polisevi Tel: 0484 223 70 83 Siirt Öğretmenevi Tel: 0484 223 12 54
(Siirt Merkez)
50
ŞIRNAK GURME (Şırnak Merkez)
Ne Yenir, Nerede Kalınır ?
KONAKLAMA
(Şırnak Merkez)
Sinan Lokantası Merkez/ŞIRNAK Tel: 0 486 216 10 66
Acar Otel Merkez/ŞIRNAK Tel: 0 486 216 10 52
Muşule Yayla Restaurant Merkez/ŞIRNAK Tel: 0544 433 85 07
Şehr-i Nuh Menekşe Oteli Merkez/ŞIRNAK Tel: 0 486 2161902
Köşem Restaurant Merkez/ŞIRNAK Tel: 0486 216 30 30
Otel İlkar Merkez/ŞIRNAK Tel: 0 486 216 64 64
Özlem Lokantası Merkez/ŞIRNAK Tel: 0486 216 34 02
Hotel Murat Merkez/ŞIRNAK Tel: 0486 216 28 57
Yayla Et Lokantası Merkez/ŞIRNAK Tel: 0486 216 38 58
GURME (Şırnak İlçeler) Hotel Grand Silopi Restoran Silopi/ŞIRNAK Tel: 0 486 518 11 12 Hotel Grand Onşar Restoran Cizre/ŞIRNAK Tel: 0 486 616 94 32 Sinan Lokantası Cizre/ŞIRNAK Tel: 0 486 616 45 66 Çamlıca Lokantası Cizre/ŞIRNAK Tel: 0505 699 65 22 Balcı Alabalık ve Dinlenme Tesisleri Uludere/ŞIRNAK Tel: 0 486 351 20 29 Divan Restaurant İdil/ŞIRNAK Tel: 0486 551 41 04 Keyfet Restaurant İdil/ŞIRNAK Tel: 0486 551 33 11
KONAKLAMA Hotel Habur Silopi/ŞIRNAK Tel: 0486 518 13 78 Hotel Grand Silopi Silopi/ŞIRNAK Tel: 0486 518 11 12 Hotel Grand Onşar Cizre/ŞIRNAK Tel: 0 486 616 9432 Belkız Ana Oteli Güçlükonak/ŞIRNAK Tel: 0 532 226 70 41 Hotel Başak Cizre/ŞIRNAK Tel: 0 486 616 1911 Otel Kadoğlu Cizre/ŞIRNAK Tel: 0 486 616 3201 Bayrak Otel Silopi/ŞIRNAK Tel: 0486 518 50 37 Turistik Otel Silopi/ŞIRNAK Tel: 0486 518 16 31
(Şırnak İlçeler)