Kuran 500 kelime v3[1]

Page 1

KUR’AN-I KERIM’DE EN SIK GEÇEN 500 KELIME (Dilimizde olmayan 275 kelime)

(Kuran Kelimelerininin %80’i)  Konularına Göre Kelimeler  Temel Dilbilgisi Notları  Örnek Ayet Çözümlemeleri www.ilimtalibi.com info@ilimtalibi.com



Kur’an-ı Kerim’de En Sık Geçen 500 Kelime Dilimizde olmayan 275 kelime (Kuran Kelimelerininin %80’i) Rahmân ve Rahîm Allah'ın (cc) adıyla

ِ‫كِتاب اَنْ زلْناه ا‬ ِ َ‫ار ٌك لِيَدَّبَّروا ٰايَاتِه َولَِيتَ َذ َّكر اُولُوا ْاْلَلْب‬ ‫اب‬ ‫ب‬ ‫م‬ ‫ك‬ ‫ي‬ ‫ل‬ َ َ ُ َ​َ ٌ َ ْ َ ُ َ َ ُ Övgü yalnızca Allah’a (cc) aittir. Barış ile esenlik Hz. Muhammed (S.A.V.) üzerine olsun. Cenabı Hak şöyle buyurmaktadır: "Bu Kur'an, âyetlerini düşünsünler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır. [38:29]." Eğer anlamazsak, ayetler üzerinde nasıl düşünebiliriz! Sevgili peygamberimiz (Sav) Kuran’ın önemine şöyle işaret eder: “Sizin en hayırlınız, Kur’an’ı öğrenen ve öğretendir.” (Buharî, Fedâilu’l-Kur’an, 21) Kuran’da yaklaşık 2000 farklı kelime bulunurken, hepimizin fark ettiği üzere çoğu kelimelerin çok sık tekrar etmesinden dolayı, toplamda 77800 kelime yer almaktadır. Bu kitapçık Kuran’da en sık tekrar eden yaklaşık 500 kelimeyi içermekte olup bu kelimeler tekrarlarıyla beraber (64282 toplam kelime) Kuran’ın %82.6’sını meydana getirmektedir. Bizlerin çok önemli bir avantajı ise zaten bu kelimelerin pek çoğunu (ilim, melek, tefekkür, inkar, vb.) dilimizde kullanıyor olmamızdır. Bu kitapçıkta Kuran kelimelerinin %80’ini oluşturan yaklaşık 500 kelimenin yaklaşık 225 tanesi; Kuran kelimelerinin %70’ini oluşturan yaklaşık 425 kelimenin ise yaklaşık 190 tanesi zaten dilimizde mevcuttur. Dolayısıyla net olarak 70% seviyesine ulaşmak için 235 kelime, 80% seviyesine ulaşmak için ise 275 kelime öğrenmek yetecektir. Bu kelimeleri az bir gayret sarfederek inşaAllah öğrenmek suretiyle ve arapça dilbilgisine dair birkaç önemli kuralı öğrenerek okuduğumuz bir sayfanın 80 %’ı hakkında fikir sahibi olmak mümkün olur. Elbette anadili arapça olan insanların dahi ayetlerdeki her inceliği ve anlam zenginliğini anlamaları mümkün değildir. Ancak şu da bir gerçektir ki zamanla Kuran’da geçen kelimeleri ve dilbilgisini öğrendikçe, bunun yanında tefsir kaynaklarından mümkün mertebe istifade edildikçe inşaAllah Kuran-ı Kerim’den istifade nispeti o derece artacaktır. Aynı kelime hazinesinin hadis-i şeriflerde de geçtiğini düşünürsek bu kelimeleri öğrenmenin bir faydası daha anlaşılır. Bu aşamadan sonra isteyenler zaman içerisinde geri kalan Kuran kelimelerini de çalışarak ve diğer kaynaklardan istifade ederek Cenabı Hakk’ın bizlere yol göstermek için indirdiği mukaddes kitabı daha iyi anlamaya gayret edebilirler. Başarı Allah-u Teala’dandır.


Bu çalışma aşağıda listelenen arapça kaynaklardan yararlanılarak önce ingilizce dilinde hazırlanmış, daha sonra türkçeye de çevrilmiştir. Biz önceki çalışmalardan yararlanıp gerekli düzeltme ve eklemeleri yaparak bu çalışmayı geliştirmeye gayret ettik. Kitapçıkta çalışmayı kolaylaştırmak için önce isimler konularına göre (sayfa 1-14), ardından fiiller türlerine göre (sayfa 15-33), her sayfa içinde ise mümkün mertebe arapça alfabetik olarak dizilmiştir. Kelime kısmının sonunda arapça bilmeyenler için giriş mahiyetinde, önemli dilbilgisi bilgilerini ve öğrenilen kelime ve dilbilgisi konularını uygulama açısından bazı örnek ayet çözümlemelerini içeren bir kısım da ayrıca hazırlanmıştır. Bu çalışmanın hazırlanmasında istifade edilen ya da benzer şekilde hazırlanmış bir kısım kaynaklar şunlardır:

‫ محمد حسين أبو الفتوح‬- ‫قائمة معجمية بألفاظ القرآن الكريم ودرجات تكرارها‬ ‫علي حممد سالم‬- ‫املفردات القرأنية‬ ‫حممد زكي حممد خضر‬- ‫معجم كلمات القرآن الكرمي‬ Kuran Kerim Lügatı- Timaş Yayınları www.understandquran.com http://www.al-mishkat.com/words/index.htm

Lütfen eksiklerimizi, tavsiye ve önerilerinizi ileterek bu ve başka çalışmaların gelişmesine siz de ortak olun. Sevgili Peygamberimiz’in (Sav) “Hayra yol gösteren, hayrı yapan gibidir” (Tirmizi, İlm 14) hadis-i şerifini hatırlayarak bu çalışmaların yayılmasına siz de yardımcı olun inşallah. Bu tür çalışmaların kolay anlaşılır, ücretsiz temin edilebilir, rahatlıkla erişilebilir ve pratik olması, herkese hitap etmesi büyük önem arz eder. Cenabı Hak yüce kitabını en iyi şekilde öğrenmeyi, öğretmeyi ve yaşamayı hepimize nasip etsin. Zaman içinde benzeri çalışmaları www.ilimtalibi.com adresinden takip edebilir, konu ile ilgili benzer web sitelerinin ve başka kaynakların (kitap vb) linklerini bulabilirsiniz. email: info@ilimtalibi.com

YOL HARİTASI 1) Kelimeler kısmını çalışın. 2) Dilbilgisi ve ayet çözümlemeleri kısmını çalışın. 3) Kelimeler kısmını tekrar edin.


4) Vakti müsait olanlar bir hafta müstakil çalışmayla, olmayanlar ise haftaiçi günde bir saat haftasonları birkaç saat ayırarak bir ay çalışmayla yukarıdaki aşamaları tamamlayıp inşaAllah okuduğunuzun 80%’ini anlayacak seviyeye gelmeyi hedefleyin. Daha sonra: 5) Namaz sürelerini (Fatiha, İhlas, vb) kelime anlamlı bir Kuran-ı Kerim’den faydalanarak çalışın. (Sürede geçen kelimeleri öğrenip ayet çözümlemelerini yaparak) 6) Ayet-el Kürsiyi (Bakara 255) aynı metodla çalışın. 7) Yasin süresini kelime anlamlı bir Kuran-ı Kerim’den faydalanarak çalışın. (Sürede geçen kelimeleri öğrenip ayet çözümlemelerini yaparak) 8) Mülk süresini aynı metodla çalışın. 9) Zümer ve Rum sürelerini aynı metodla çalışın. 10) Her gün kelime anlamlı bir Kuran-ı Kerim’den düzenli olarak en az 2 sayfa, not alarak ve ayetlerin dilbilgisine dikkat ederek okuyun. 11) Tefsir kaynaklarına müracat ederek okuduğunuz sürelerin inceliklerini, anlam zenginliklerini, ayetlerin iniş sebeplerini, vs. öğrenmeye çalışın. www.ilimtalibi.com sayfasında yer alan tefsir, hadis, siyer, vb. konularında kaynak ve linkleri inceleyin. 12) Websiteyi ziyaret ederek yeni çalışma ve kaynakları takip edin. 13) Dostlarınızı, yakınlarınızı, çevrenizdeki insanları bu çalışmalardan haberdar ederek siz de bu çalışmalara ortak olun. Kolaylık açısından bahsi geçen süreler için o sürede geçen kelimelerin anlamlarıyla beraber listesi (o süreye özel bir sözlük) www.ilimtalibi.com adresine ileride eklenebilir.

Bu çalışmanın dilbilgisi ve ayet çözümlemeleri kısımlarına eklemeler yapıldıkça websayfasında bu eklemeler ve çalışmanın son hali yayınlanmaktadır. Öğrendiğiniz kelimelerden tam istifade edebilmek için çok önemli olan bu dilbilgisi notlarını değerlendirmek için siteyi ve sitedeki kitapçığın son halini mutlaka takip edin.


1

Bu, şu...! erkek bu İşte bu

erkek

bu

kadın

İşte bu

kadın

bunlar

erkek/kadın

şunlar

erkek/kadın

kendisi, o ki

erkek

kendisi, o ki

kadın

Onlar ki

erkek

bunlar

)çoğul (

şunlar

)çoğul (

o ki

)çoğul (

Toplam kelime (ilk 6 sayfada): 32263

Hayır, Hayır!!!

‫ه َذا‬ ‫ا‬ ِ ‫ك‬ ‫ل‬ َ ‫ذ‬ ٍ‫هذه‬ ِ ‫ْك‬ َ ‫تِل‬

‫هؤَْلء‬ ُ ِ‫ك‬ َ ِ‫اُولئ‬ ‫الَّ ِذي‬ ‫الَّتِي‬

ِ َّ ‫ين‬ َ ‫الذ‬ ِ‫هذه‬ ِ ‫ْك‬ َ ‫تِل‬ ‫الَّتِي‬

ilah yoktur Ancak Allah (cc) vardır asla olumsuzluk ön eki (gelecek zmn) olumsuzluk ön eki (geçmiş zmn) olumsuzluk ön eki (şimdiki zmn) olumsuzluk (isim cümlesinde yükleme olumsuzluk anlamı veren kelime)

evet, gerçekten başka ...den başka, ...den daha az ancak, aksi halde evet Yüzde (ilk 6 sayfada) : 41.5

‫َْل إِ َله‬ ‫إَِّْل اهلل‬ ‫َك اّل‬ ‫لَ ْن‬ ‫لَ ْم‬ ‫َما‬

‫ت‬ ْ ‫س (لَْي َس‬ َ ‫لَْي‬

) kadın ‫بَلَى‬

‫غَ ْير‬ ‫ُدو َن‬ ‫إَِّْل‬ ‫نَ َع ْم‬


2

Kimin? …nun, onun

erkek

…lerin, onların

erkek

…in, senin

erkek

…niz, sizin

erkek

…im, benim …mız, bizim

erkek/kadın

…i, onun

kadın

…ları, onların

kadın

…in, senin

kadın

…leri, o ikisinin

çift

…leri, ikinizin

çift

Toplam kelime (ilk 6 sayfada): 32263

Kim?

‫ه‬... ‫ه ْم‬... ُ ‫ك‬... َ

‫ ُك ْم‬... ‫ي‬... ْ ‫نَا‬... ‫ها‬... َ

‫ه َّن‬... ُ ِ ‫ك‬... ‫ه َما‬... ُ

‫ ُك َما‬...

O (erkek)

erkek

onlar

erkek

sen

erkek

siz

erkek

ben

erkek/kadın

Biz

erkek/kadın

O (hanım)

kadın

onlar

kadın

sen

kadın

o ikisi

çift

siz ikiniz

çift

Yüzde (ilk 6 sayfada) : 41.5

‫ُه َو‬ ‫ُه ْم‬ ‫ت‬ َ ْ‫أَن‬

‫أَنْ تُم‬ ‫أَنَا‬ ‫نَ ْح ُن‬ ‫ِه َي‬ ‫ُه َّن‬ ِ ْ‫أَن‬ ‫ت‬ ‫ُه َما‬

‫أَنْ تُ َما‬


3

Nerede? üstünde, üzerinde altında, altı önünde, karşısında arka, geri, sonraki önünde arkasında sağında; yemin solunda arasında etrafında nerede olursa nerede olursa Toplam kelime (ilk 6 sayfada): 32263

Sorular?

‫فَ ْو َق‬ ‫ت‬ َ ‫تَ ْح‬

‫ْي يَ َد ْي‬ َ ْ َ‫ ب‬،‫بَ ْي َن أَيَ َدي‬ ‫ْف‬ َ ‫َخل‬ ‫ام‬ َ ‫أ َ​َم‬ ‫َوَراء‬ ) çğl ‫يَ ِم ْين (أ َْْيَان‬ ) çğl‫ِش َمال ( َ​َشَائِل‬

‫بَ ْي َن‬ ‫َح ْو َل‬

‫ث‬ ُ ‫َح ْي‬ ‫أيْ نَ َما‬

ne?, o şey ki kim?, kimse ne zaman? nerede? nasıl? Kaç, ne kadar? hangi? nereden ?, nasıl? …mi? ne? niçin? aksi halde Yüzde (ilk 6 sayfada) : 41.5

‫َما‬

‫َم ْن‬ ‫َمتى‬

‫أَيْ َن‬ ‫ف‬ َ ‫َك ْي‬ ‫َك ْم‬ ‫َي‬ ُّ ‫أ‬ ‫أَناى‬

‫ َهل‬،َ‫أ‬

‫َما َذا‬ ‫ لِ َماذَا‬،‫لِ َم‬ ‫لَ ْو َْل‬


4

Çeşitli …in sahibi

‫ ِذي‬،‫ َذا‬،‫ذُو‬

‫ذَات‬ ‫ أ ُْولِي‬،ْ‫أ ُْولُوا‬

…in sahibi … sahipleri

‫أ ْهل‬

Ehl, yakınlar

‫آل‬

aile

‫أَ​َْل‬ ‫نِ ْع َم‬ ِ‫ب‬ ‫س‬ ‫ئ‬ ْ َ

dikkat edin;yapmaz mısınız? ne güzel ne kötü

ِ ‫س َما‬ َ ‫ب ْئ‬

ne kötü

Ne Zaman?, … Önce, ilk sonra zaman, dönem ne zaman

geçmiş ( )zmn

ne zaman

gelecek ( )zmn

o zaman, sonra ve (sıra manalı), öyleyse

bilakis

yakın, ile, birlikte olmaz….ancak…., sadece

mesel kimden Toplam kelime (ilk 6 sayfada): 32263

‫َمثَل (أ َْمثَال‬ ِ ِ )‫م ْن‬+ َ ‫م َّم ْن (م ْن‬

çoğul

olmaz….ancak…., sadece olmasın diye Yüzde (ilk 6 sayfada) : 41.5

‫قَ ْب َل‬ ‫بَ ْعد‬ ‫ِحين‬ ‫إِ ْذ‬ ‫إِ َذا‬ ‫ثُ َّم‬

‫ف‬ َ ‫بَل‬ ،‫ لَدى‬،‫ِع ْن َد‬

‫لَ ُد ْن‬ ‫إِ ْن … إَِّْل‬ ‫َما… إَِّْل‬

)‫ل‬+ َ ‫أََّْل (أَ ْن‬


5

Edatlar + ‫… َما‬ ne ile; çünkü ne hakkında ki içinde gibi, -e benzer ne için

..den, ..den dolayı, ne den ise, -e gelince eğer; ya… / ya da şu doğrusu, aslında sözde ne zaman ... ise, her ... -diğinde Toplam kelime (ilk 6 sayfada): 32263

‫بِ َما‬

‫َع َّما‬ ِ ‫يما‬ َ‫ف‬ ‫َك َما‬ ‫لِ َما‬ ‫ِم َّما‬ ‫أ ََّما‬ ‫إِ َّما‬

‫أَنَّ َما‬ ‫إِنَّ َما‬

‫َكاَنَّ َما‬ ‫ُكلَّ َما‬

Edatlar ile …den içinde Gibi (kelime başında) için (kelime başında) den e doğru, içine

hatta üst, üzerinde beraber ve Yüzde (ilk 6 sayfada) : 41.5

ِ ‫ب‬ ‫َع ْن‬ ‫فِي‬

‫َك‬ ‫ِل‬ ‫ِم ْن‬ ‫إِلَى‬

‫َحتَّى‬

‫َعلَى‬ ‫َم َع‬ ‫َو‬


6

Fiiller için önek, … geçmiş zamanla bazen, geniş zamanla elbette

…ecek (yakın gelecek) …ecek (uzak gelecek) elbette elbette Elbette (kelime başında) emir ön eki Harf-i tarif (önüne geldiği ismi belirli bir isim yapar) veya? veya bazı herkes; tümü Toplam kelime (ilk 6 sayfada): 32263

İnna …

)‫فعل‬+( ‫قَ ْد‬ )‫فعل‬+( ‫س‬ َ

)‫فعل‬+( ‫ف‬ َ ‫َس ْو‬

َّ ‫فعل‬+‫َل‬ ‫ن‬+

)‫فعل‬+( ‫لَ​َق ْد‬

‫َل‬ )‫ِل (أ َْمر‬ ْ ‫ال‬

‫اَ ْم‬ ‫اَ ْو‬ ‫بَ ْعض‬

‫ُك ُّل‬

andolsun ki, gerçekten muhakkak sözde; -miş gibi, -cesine ancak, fakat umulur ki …meyi (fiilin önüne gelir, mastar yapar) eğer, şayet yalnız; sadece umulur ki her ne zaman eğer, şayet Ey! Yüzde (ilk 6 sayfada) : 41.5

‫إِ َّن‬ َّ ‫أ‬ ‫َن‬ َّ ‫َكأ‬ ‫َن‬ ِ ( ‫لك َّن‬ ِ )‫لك ْن‬ ‫لَ َع َّل‬ ‫أَ ْن‬ ‫إِ ْن‬ ‫إِيَّا‬

‫سى‬ َ ‫َع‬

‫لَ َّما‬

‫لَ ْو‬ ‫ يَاأَيُّ َها‬،‫يَا‬


7

Bazı nitelikler (ALLAH (cc) ve diğer) Haberdar

Rabb Merhamet sahibi Sağlık, esenlik/ Esenlik veren işiten Şükreden (kul) / Şükre karşılık çok mükafat veren (esma-i hüsnadan) Üstün, kuvvetli

affeden Kudret sahibi, gücü yeten uyarıcı yardımcı vekil Toplam kelime (bu sayfada):

‫َخبِير‬

‫ب‬ ‫َر ا‬ ‫َر ْحمن‬ ‫َس َّلم‬ ‫َس ِميع‬ ‫َش ُكور‬ ‫َع ِزيز‬ ‫غَ ُفور‬ ‫قَ ِدير‬

‫نَ ِذير‬ ِ َ‫ن‬ ‫صير‬ ‫َوكِيل‬

45

970

57

42

47

24

99

91

45

44

24

24

1977

)‫ُول‬ َ ‫أ ََّول (أ‬ ِ son )‫آخر (آ ِخَرة‬ [ diğer ( ‫[آخر (أُ ْخَرى‬ َ emin ‫أ َِمين‬ ِ‫ب‬ Gören ‫صير‬ َ uzak ‫بَِعيد‬ Tövbeleri kabul ‫تَ َّواب‬ eden Gözetici, koruyucu ‫َح ِفيظ‬ Hikmet ve hüküm ‫َح ِكيم‬ sahibi Yumuşak davranan, ‫َحلِيم‬ hoşgörülü Övülen, övgüye ‫َح ِميد‬ layık samimi (arkadaş); ‫َح ِميم‬ kaynayan su ilk, başlangıç

Şimdiye kadarki yüzde:

82

40

65

14

53

25

11

26

97

15

17

20

44,03


8

ِ ‫اسم تَ ْف‬ Üstün isimler‫ضيل‬ daha şiddetli daha yüksek daha alim, daha iyi bilen daha yakın daha büyük Daha çok, en çok daha güzel daha doğru; daha layık Edna, daha düşük daha zalim daha iyi rehber daha iyi, evla Toplam kelime (bu sayfada):

‫أَ َش اد‬ ‫أَ ْعلَى‬

‫أَ ْعلَم‬ ‫أَق َْرب‬

‫أَ ْكبَر‬ ‫أَ ْكثَر‬ ‫سن‬ ْ‫أ‬ َ ‫َح‬ ‫َح اق‬ َ‫أ‬ ‫أَ ْدنَى‬ ‫أَظْلَم‬

‫أَ ْه َدى‬ ‫أ َْولَى‬

Bazı nitelikler … 31

şiddetli

11

yüce

49

alim

19

yakın, yakında

23

büyük

80

çok

36

hızlı

10

merhametli, bağışlayıcı

12

Azim, Çok ulu, büyük

16

az

7

şerefli

11

latif; lütufkar

1078

‫َش ِديد‬ ‫َعلِ اي‬ ‫َعلِيم‬ ‫قَ ِريب‬ )‫َكبِير ( َكبِ َرية‬ )‫َكثِير ( َكثِ َرية‬ ‫َس ِريع‬ ‫َرِحيم‬ ‫َع ِظيم‬

)‫قَلِيل (قَلِيلَة‬ ‫َك ِريم‬ ‫لَ ِطيف‬ Şimdiye kadarki Yüzde:

52

11

162

26

44

74

10

182

107

71

27

7

45,42


9

Resûller ve …

)çoğul ‫(رسل‬

Resûl

Nebî Nebîler

‫إِبْ َر ِاهيم‬ ‫إِ ْس َحاق‬ ‫وسف‬ ُ ُ‫ي‬ ‫صالِح‬ َ

şeytan, iblis

Allah (cc)’ın işaretleri…

َ‫َم ْرَمي‬ (çoğul

firavun Ad kavmi Semûd kavmi Toplam kelime (bu sayfada):

ُ ُ ‫َر ُسول‬ ‫نَبِ اي‬ ‫ أَنْبِيَاء‬،‫ نَبِيِّْي‬،‫نَبِيُّون‬ ‫نُوح‬ ‫آدم‬ َ ِ ‫لُوط إِ ْ​ْس‬ ‫اعيل‬ َ )‫يَ ْع ُقوب(إِ ْسَرائِيل‬ ‫ُهود ُش َعْيب‬ ِ ‫موسى‬ ‫ابن‬ ‫ى‬ ‫يس‬ ‫ع‬ َ ُ ُ َ ِ ‫َشيطَان ( َشي‬ ‫اطْي‬ ْ َ ‫فِ ْر َع ْون‬ ‫َعاد‬ ‫ثَ ُمود‬

332

ayet, işaret

75

şahit, delil Kur'an-ı Kerim

137

davar, sığırlar

56

dağ

86

deniz

30

güneş

195

ay

88

gece

74

gün

24

yeryüzü, yer

26

gök

2729

)‫آيَة (آ يَات‬ )‫بَيِّ نَة (بَيِّ نَات‬ ‫قُ ْرآن‬

‫أنْ َعام‬

ِ ‫جب ل‬ )‫(جبَال‬ َ​َ ‫بَ ْحر‬

‫َش ْمس‬ ‫قَ َمر‬

‫لَْيل‬ ‫نَ َهار‬ ‫أ َْرض‬ ‫َس َماء َْسَاوات‬ Şimdiye kadarki Yüzde:

382

71

70

32

39

38

33

33

80

57

461

310

48,9


10

Son gün, …

arkadaş, yoldaş akibet, son azap, cefa ceza Kıyamet mülâkat, görüşme sabit, belirli ateş nehir; ırmak yuh olsun, yazıklar olsun gün O gün Toplam kelime (bu sayfada):

ِ )‫َص َحاب‬ ْ ‫صاحب(أ‬ َ ‫َعاقِبَة‬ ‫َع َذاب‬ ‫ِع َقاب‬ ‫قِيَ َامة‬ ‫لَِقاء‬

‫س َّمى‬ َ ‫ُم‬

‫نَار‬ )‫نَ َهر (أَنْ َهار‬ ‫َويْل‬ )‫يَ ْوم (أَيَّام‬ ‫يَ ْوَمئِ ٍذ‬

94

ebediyen

32

Ücret, ödül

322

Ecel

20

Ahiret

70

elem, acı, üzücü

24

Sevap

21

Cehennem ateşi

145

Karşılık; ceza ya da mükafat (2 anlamlı)

54

Cennet

40

Cehennem

393

hesap

70

saat

2048

‫أَبَ ًدا‬

)‫ُجور‬ ْ‫أ‬ ُ ‫َجر (أ‬ ‫َجل‬ َ‫أ‬ ‫ْاْل ِخ َرة‬ ‫أَلِيم‬ ‫ثَ َواب‬ ‫َج ِحيم‬ ‫َج َزاء‬

)‫َجنَّة ( َجنَّات‬ ‫َج َهنَّم‬ ِ ‫ساب‬ ‫ح‬ َ ‫اعة‬ َ ‫َس‬

Şimdiye kadarki Yüzde:

28

105

52

115

72

13

26

42

147

77

39

47

51,6


11

Din, … husus, konu/ emir takva gerçek, hakikat; düzgün batıl, hakikat dışı hikmet hamd din zekat Şehid / şahid namaz, dua apaçık Nur Toplam kelime (bu sayfada):

İman, …

)‫أ َْمر (أ َُمور‬ ‫تَ ْق َوى‬

‫َح اق‬ ِ‫ب‬ ‫اطل‬ َ ‫ِح ْك َمة‬

‫َح ْمد‬ ‫ِدين‬

‫َزَكاة‬ )‫َش ِهيد ( ُش َه َداء‬

‫ص َّلة‬ َ ‫ُمبِين‬ ‫نُور‬

13

Eşi, benzeri olmayan; Tek

17

ilah, tanrı

247

şerik, ortak

26

şahitlik

20

arş

43

ahd, söz

92

Ğayb; görülmemiş

32

kitap

56

kelime

83

melek

119

misak, anlaşma

43

Eşi, benzeri olmayan

1557

)‫َحد (إِ ْح َدى‬ َ‫أ‬ )‫إِله ( ِآِلَة‬ )‫َش ِريك ( ُشَرَكاء‬ ‫ادة‬ َ ‫َش َه‬ ‫َع ْرش‬ ‫َع ْهد‬

‫غَ ْيب‬ )‫كِتَاب ( ُكتُب‬ ‫َكلِ َمة‬ )‫َملَك ( َم َالئِ َكة‬ ‫ِميثَاق‬ ِ‫و‬ ِ ‫احد (و‬ )‫اح َدة‬ َ َ

Şimdiye kadarki Yüzde:

85

34

40

26

26

29

49

261

42

88

25

61

53,6


12

Fiiller, … Ameller, işler iyilik kötülük Hayr; iyilik, güzel şer; kötü, fena, zararlı günah günah, suç günah haram isim hadis; söz iyi, temiz, hoş Toplam kelime (bu sayfada):

İyi dilekler, … çoğul

‫أَ ْع َمال‬

)‫سنَة ( َح َسنَات‬ َ ‫َح‬

)‫َسيِّئَة ( َسيِّئَات‬

‫َخ ْير‬ ‫َش ار‬ ‫إِثْم‬

)‫َذنْب (ذُنُوب‬

‫ُجنَاح‬ ‫َح َرام‬ )‫اِ ْسم (أ َْْسَاء‬ ِ )‫َح ِاديث‬ َ ‫َحديث(أ‬

)‫طَيِّبَة (طَيِّبَات‬

41

nimetler

31

sultan; otorite, hüküm/ güç

68

fazilet; inayet

186

su

29

mülkiyet, sahiplik

35

Nimet, İhsan

37

hepsi

25

öyleyse

26

zarar, sakınca

27

tamamı

23

Benzer; eşit

30

fırka, grup

1064

çoğul

‫آْلء‬ َ

‫ُسلْطَان‬ ‫ضل‬ ْ َ‫ف‬

‫َماء‬

‫ُملْك‬ ‫نِ ْع َمة‬ ‫َج َم ِعين‬ ْ ‫ أ‬،‫َج َم ُعون‬ ْ‫أ‬ ‫إِذَن‬ ‫بَأْس‬ ‫َج ِميع‬ ‫َس َواء‬ ‫فَ ِريق‬

Şimdiye kadarki Yüzde:

34

37

84

63

48

37

26

39

25

53

27

33

54,9


13

Yakınlar, … anne

baba eş adam kadın veled, çocuk baba

Karakter (vücut parçaları…)

)‫أ ٌُّم (أ َُّم َهات‬ ِ ‫ أَب‬،‫أَب‬ )‫ت (آبَاء‬ َ )‫َزْوج (أ َْزَواج‬ )‫َر ُجل ( ِر َجال‬ )‫اِ ْم َرأَة (نِ َساء‬ )‫َولَد (أ َْوَلد‬ )‫َوالِد ( َوالِ َديْن‬

‫ذُ ِّريَّة‬ ‫اِبْن‬

Zürriyet, soy oğul, çocuk oğullar, çocuklar kardeş kardeşler Toplam kelime (bu sayfada):

‫ أَبْ نَاء‬،‫بَنُون‬ )‫ أ َِخي‬،‫أخ (أ َُخو‬ ‫إِ ْخ َوان‬ çoğul

35

yüz

117

göz

76

Görme

57

ağızlar

83

lisan, dil

56

kalp

20

göğüs

32

el

41

ayak

22

nefis

67

ruh

22

kuvvet

1482

)‫( ُو ُجوه‬ )‫(أ َْع ُْي‬ çoğul

‫وجه‬ ْ

‫َع ْين‬

‫صار‬ َ ْ‫أَب‬

‫أفْ َواه‬ )‫لِ َسان (أَلْ ِسنَة‬ )‫قَ لْب (قُلُوب‬ )‫(ص ُدور‬ َ ُ ‫ص ْدر‬ )‫يَد (أَيْ ِدي‬ )‫ِر ْج ٌل (أ َْر ُجل‬ )‫نَ ْفس (أَنْ ُفس‬ ‫ُروح‬ çoğul

‫قُ َّوة‬

Şimdiye kadarki Yüzde:

72

47

38

21

25

132

44

118

15

293

21

28

56,8


14

Dünya, … ev

oturulan yer, yurt Dünya Yol Sırat Alem imtihan/ eziyet, işkence/ bela, musibet kasaba mal, varlık Dünyalık, faydalanılan şeyler/ faydalanma mescid; cami

mekân

Toplam kelime (bu sayfada):

)‫بَ ْيت (بُيُوت‬ )‫َدار ( ِديَار‬

‫ُدنْ يَا‬ )‫َسبِيل ( ُسبُل‬ ِ ‫ص َراط‬ )‫َعالَم ( َعالَ ِمْي‬ ‫فِ ْت نَة‬

)‫قَ ْريَة (قَُرى‬ )‫َمال (أ َْم َوال‬

‫َمتَاع‬ )‫َم ْس ِجد ( َم َس ِاجد‬ )‫َم َكان ( َم َكانَة‬

İnsanlar, … 64

ümmet; millet

48

kavim

115

insan

176

insanlar

46

erkek

73

kadın

34

kul, esir, köle

57

düşman

86

kafirler

34

suçlu

28

Önde gelenler

32

dost

1950

)‫أ َُّمة (أ َُمم‬

‫قَ ْوم‬ ِ‫ا‬ ‫سان‬ ‫ن‬ ْ َ ‫نَاس‬ )‫ذَ َكر (ذُ ُكور‬ )‫أُنْ ثَى (إِنَاث‬ )‫َع ْبد ( ِعبَاد‬ )‫َع ُد او (أ َْع َداء‬ ‫ُك َّفار‬ ‫ُم ْج ِرم‬ ‫َم َ​َل‬

)‫َولِ اي (أ َْولِيَاء‬

Şimdiye kadarki Yüzde:

64

383

65

248

16

30

126

44

21

52

22

86

59,3


Fiil tablolarında format

Mastar hali

‫فِ ْعل‬

Yapmak

Fiili Emir Şimdiki Geçmiş yapan kipi zaman zaman

ِ َ‫اِفْ عل ف‬ ‫اعل‬ َْ yapan

yap

‫يَ ْف َع ُل‬

yapıyor

‫فَ َع َل‬

yapmak

Fiillerin çekimleri üçüncü tekil şahısa göre yapılmıştır.

Fiiller kök kısmında bulunan harf sayısı ve bu harflerin illet harfi (‫ى‬ ayrılmıştır.

‫ ) ا و‬içerip içermemesine göre gruplara


‫‪15‬‬

‫فِعل ثالثي ُ​ُمَ​َّرد َف َت َح‬ ‫‪105‬‬

‫‪29‬‬

‫‪65‬‬

‫‪346‬‬

‫‪40‬‬

‫‪35‬‬

‫‪28‬‬

‫‪49‬‬

‫‪131‬‬

‫‪27‬‬

‫‪42‬‬

‫‪60,5‬‬

‫َي ْف َتح‬

‫فَ َع َل * يَ ْف َع ُل‬ ‫فَ تَ َح * يَ ْفتَ ُح‬ ‫ث‬ ‫ث يَ ْب َع ُ‬ ‫بَ َع َ‬ ‫َج َع َل * يَ ْج َع ُل‬ ‫َج َم َع يَ ْج َم ُع‬ ‫ب‬ ‫ب يَ ْذ َه ُ‬ ‫ذَ َه َ‬ ‫َرفَ َع‬ ‫َس َح َر‬

‫صلَ َح‬ ‫َ‬ ‫لَ َع َن‬ ‫نَ َف َع‬

‫يَ ْرفَ ُع‬ ‫يَ ْس َح ُر‬ ‫صلَ ُح‬ ‫يَ ْ‬ ‫يَل َْع ُن‬ ‫يَ ْن َف ُع‬

‫‪Şimdiye kadarki Yüzde:‬‬

‫اِفْ َع ْل‬ ‫اِفْ تَ ْح‬ ‫ث‬ ‫اِبْ َع ْ‬ ‫اِ ْج َع ْل‬ ‫اِ ْج َم ْع‬ ‫ِ‬ ‫ب‬ ‫ا ْذ َه ْ‬ ‫اِ ْرفَ ْع‬ ‫اِ ْس َح ْر‬ ‫اِ‬ ‫صلَ ْح‬ ‫ْ‬ ‫اِل َْع ْن‬ ‫اِنْ َف ْع‬

‫فَ ِ‬ ‫اعل فِ ْعل‬ ‫فَاتِح فَ ْتح‬ ‫بِ‬ ‫اعث بَ ْعث‬ ‫َ‬ ‫جِ‬ ‫اعل َج ْعل‬ ‫َ‬ ‫َج ِامع َج ْمع‬ ‫ذَ ِ‬ ‫اهب ِذ َهاب‬ ‫َرافِع َرفْع‬ ‫سِ‬ ‫احر ِس ْحر‬ ‫َ‬ ‫صلَ َحة‬ ‫صالِح َم ْ‬ ‫َ‬ ‫َْل ِعن لَ ْعن‬ ‫نَافِع نَ ْفع‬ ‫‪897‬‬

‫‪yapmak‬‬ ‫‪açmak; zafer kazanmak‬‬ ‫‪diriltmek‬‬ ‫‪yapmak, kurmak‬‬ ‫‪toplamak‬‬ ‫‪gitmek‬‬ ‫‪kaldırmak‬‬ ‫‪Sihir yapmak‬‬ ‫‪Doğru olmak, salih olmak‬‬ ‫‪lanet etmek‬‬ ‫‪fayda vermek‬‬ ‫‪Toplam kelime (bu sayfada):‬‬


‫‪16‬‬

‫ص ُر‬ ‫ص َر َي ْن ُ‬ ‫فِعل ثالثي ُم َجرَّد َن َ‬

‫فَ َع َل *‬

‫‪92‬‬

‫‪49‬‬

‫‪43‬‬

‫‪43‬‬

‫‪80‬‬

‫‪61‬‬

‫‪83‬‬

‫‪248‬‬

‫‪78‬‬

‫‪163‬‬

‫‪122‬‬

‫‪61,86‬‬

‫ص َر *‬ ‫نَ َ‬

‫بلَ َغ‬ ‫تَ َر َك‬

‫ش َر‬ ‫َح َ‬ ‫َح َك َم‬ ‫ج‬ ‫َخ َر َ‬ ‫َخلَ َد‬ ‫َخلَ َق‬

‫َد َخ َل‬ ‫ذَ َك َر *‬ ‫َرَز َق‬

‫‪Şimdiye kadarki‬‬ ‫‪Yüzde:‬‬

‫يَ ْف ُع ُل‬

‫ص ُر‬ ‫يَ ْن ُ‬ ‫يَ ْب لُ ُغ‬ ‫يَ ْت ُر ُك‬ ‫ش ُر‬ ‫يَ ْح ُ‬ ‫يَ ْح ُك ُم‬ ‫ج‬ ‫يَ ْخ ُر ُ‬ ‫يَ ْخلُ ُد‬ ‫يَ ْخلُ ُق‬

‫يَ ْد ُخ ُل‬ ‫يَ ْذ ُك ُر‬ ‫يَ ْرُز ُق‬

‫اُفْ ُع ْل‬

‫فَ ِ‬ ‫اعل فِ ْعل‬

‫اُنْصر نَ ِ‬ ‫صر‬ ‫اصر نَ ْ‬ ‫ُْ‬ ‫اُبْ لُ ْغ بَالِغ بُلُوغ‬ ‫اُتْ ُر ْك تَا ِرك تَ ْرك‬ ‫شر ح ِ‬ ‫اشر َح ْشر‬ ‫اُ ْح ُ ْ َ‬ ‫اُ ْح ُك ْم َحاكِم ُح ْكم‬

‫اُ ْخ ُر ْج َخارِج ُخ ُروج‬ ‫اُ ْخلُ ْد َخالِد ُخلُود‬ ‫اُ ْخلُ ْق َخالِق َخلْق‬ ‫اُ ْد ُخ ْل َدا ِخل ُد ُخول‬ ‫اُذْ ُك ْر ذَاكِر ِذ ْكر‬ ‫اُ ْرُز ْق َرا ِزق ِر ْزق‬ ‫‪1062‬‬

‫‪Yardım etmek‬‬ ‫‪Vasıl olmak, erişmek‬‬ ‫‪terk etmek‬‬ ‫‪toplamak‬‬ ‫‪Hüküm vermek‬‬ ‫‪çıkmak‬‬ ‫‪Ebedi olmak‬‬ ‫‪hiçbirşey yokken‬‬ ‫‪yaratmak‬‬ ‫‪girmek,‬‬ ‫‪Hatırlamak / anmak‬‬ ‫‪Rızk vermek‬‬ ‫‪Toplam kelime (bu sayfada):‬‬


‫‪17‬‬

‫ص ُر‬ ‫ص َر َي ْن ُ‬ ‫فِعل ثالثي ُم َجرَّد َن َ‬ ‫‪49‬‬

‫‪29‬‬

‫‪63‬‬

‫‪89‬‬

‫‪143‬‬

‫‪54‬‬

‫‪93‬‬

‫‪23‬‬

‫‪56‬‬

‫‪461‬‬

‫‪43‬‬

‫‪95‬‬

‫‪63,4‬‬

‫َس َج َد‬ ‫َش َع َر‬ ‫َش َك َر‬ ‫ص َد َق‬ ‫َ‬

‫َعبَ َد *‬ ‫س َق‬ ‫فَ َ‬

‫قَ تَ َل‬ ‫قَ َع َد‬ ‫ب‬ ‫َكتَ َ‬ ‫َك َف َر *‬ ‫َم َك َر‬ ‫نَظَ​َر‬

‫‪Şimdiye kadarki‬‬ ‫‪Yüzde:‬‬

‫يَ ْس ُج ُد‬ ‫يَ ْش ُع ُر‬

‫اُ ْس ُج ْد‬ ‫اُ ْش ُع ْر‬

‫اُ ْش ُك ْر‬ ‫ص ُد ْق‬ ‫اُ ْ‬ ‫اُ ْعبُ ْد‬ ‫س ْق‬ ‫اُفْ ُ‬

‫يَ ْش ُك ُر‬ ‫ص ُد ُق‬ ‫يَ ْ‬ ‫يَ ْعبُ ُد‬ ‫س ُق‬ ‫يَ ْف ُ‬ ‫يَ ْقتُ ُل اُقْتُ ْل‬ ‫ْع ْد‬ ‫يَ ْق ُع ُد اُق ُ‬ ‫ب‬ ‫ب اُ ْكتُ ْ‬ ‫يَ ْكتُ ُ‬ ‫يَ ْك ُف ُر اُ ْك ُف ْر‬ ‫يَ ْم ُك ُر اُ ْم ُك ْر‬ ‫يَ ْنظُ​ُر اُنْظُْر‬

‫سِ‬ ‫اجد ُس ُجود‬ ‫َ‬ ‫َش ِ‬ ‫اعر ُش ُعور‬ ‫َشاكِر ُش ْكر‬ ‫صِ‬ ‫ادق ِ‬ ‫ص ْدق‬ ‫َ‬ ‫ادة‬ ‫َعابِد ِعبَ َ‬ ‫اسق فِ‬ ‫فَ ِ‬ ‫سوق‬ ‫ف‬ ‫ق‪،‬‬ ‫س‬ ‫ُ‬ ‫ْ‬ ‫ُ‬ ‫قَاتِل قَ ْتل‬ ‫قَ ِ‬ ‫اعد قُ ُعود‬ ‫َكاتِب كِتَابَة‬ ‫َكافِر ُك ْفر‬ ‫َماكِر َم ْكر‬ ‫نَ ِ‬ ‫اظر نَظَر‬ ‫‪1198‬‬

‫‪Secde etmek‬‬ ‫‪Şuur; algılamak‬‬ ‫‪Şükür etmek‬‬ ‫‪doğru olmak, doğruyu‬‬ ‫‪söylemek‬‬ ‫‪İbadet ve kulluk etmek‬‬ ‫‪Açıkça günah işlemek,‬‬ ‫‪isyankarlık yapmak‬‬ ‫‪Öldürmek‬‬ ‫‪oturmak‬‬ ‫‪yazmak‬‬ ‫‪Inkar etmek‬‬ ‫‪hile yapmak, tuzak‬‬ ‫‪kurmak‬‬ ‫‪Bakmak / beklemek‬‬ ‫‪Toplam kelime (bu sayfada):‬‬


‫‪18‬‬

‫ض ِرب ُ‬ ‫ب َي ْ‬ ‫ض َر َ‬ ‫فِعل ثالثي ُم َجرَّد َ‬

‫‪58‬‬

‫‪50‬‬

‫‪94‬‬

‫‪266‬‬

‫‪59‬‬

‫‪49‬‬

‫‪95‬‬

‫‪47‬‬

‫‪76‬‬

‫‪62‬‬

‫‪49‬‬

‫‪64,57‬‬

‫فَ َع َل‬ ‫ب*‬ ‫َ‬ ‫ض َر َ‬ ‫َح َم َل‬ ‫صبَ َر‬ ‫َ‬ ‫ظَلَ َم *‬ ‫ف‬ ‫َع َر َ‬ ‫َع َق َل‬

‫غَ َف َر‬ ‫قَ َد َر‬ ‫ب‬ ‫َك َذ َ‬ ‫ب‬ ‫سَ‬ ‫َك َ‬

‫ك‬ ‫َملَ َ‬

‫‪Şimdiye kadarki‬‬ ‫‪Yüzde:‬‬

‫يَ ْفعِ ُل‬ ‫ب‬ ‫يَ ْ‬ ‫ض ِر ُ‬ ‫يَ ْح ِم ُل‬ ‫صبِ ُر‬ ‫يَ ْ‬ ‫يَظْلِ ُم‬ ‫ف‬ ‫يَ ْع ِر ُ‬ ‫يَ ْع ِق ُل‬ ‫يَ ْغ ِف ُر‬ ‫يَ ْق ِد ُر‬ ‫ِ‬ ‫ب‬ ‫يَ ْكذ ُ‬ ‫ِ‬ ‫ب‬ ‫يَ ْكس ُ‬ ‫ك‬ ‫يَ ْملِ ُ‬

‫اِفْعِ ْل‬ ‫ب‬ ‫اِ ْ‬ ‫ض ِر ْ‬ ‫اِ ْح ِم ْل‬ ‫ِ‬ ‫صبِ ْر‬ ‫اْ‬ ‫اِظْلِ ْم‬ ‫ف‬ ‫اِ ْع ِر ْ‬ ‫اِ ْع ِق ْل‬ ‫اِ ْغ ِف ْر‬ ‫اِق ِْد ْر‬ ‫ِ‬ ‫ب‬ ‫ا ْك ِذ ْ‬ ‫ِ ِ‬ ‫ب‬ ‫ا ْكس ْ‬ ‫ك‬ ‫اِ ْملِ ْ‬

‫فَ ِ‬ ‫اعل‬ ‫ضا ِرب‬ ‫َ‬ ‫َح ِامل‬ ‫صابِر‬ ‫َ‬ ‫ظَالِم‬

‫فِ ْعل‬

‫ض ْرب‬ ‫َ‬

‫َح ْمل‬

‫ص ْبر‬ ‫َ‬ ‫ظُلْم‬ ‫َعا ِرف َم ْع ِرفَة‬ ‫َعاقِل َع ْقل‬ ‫غَافِر َم ْغ ِف َرة‬ ‫قَ ِ‬ ‫ادر قَ ْدر‪،‬قُ ْد َرة‬ ‫َك ِ‬ ‫اذب َك ِذب‬

‫َك ِ‬ ‫اسب َك ْسب‬ ‫َمالِك ِملْك‬ ‫‪905‬‬

‫‪Vurmak/ misal getirmek/‬‬ ‫‪sefere çıkmak‬‬ ‫‪Taşımak‬‬ ‫‪Sabır etmek‬‬ ‫‪Zulüm etmek‬‬ ‫‪Tanımak, bilmek‬‬ ‫‪Anlamak‬‬ ‫‪Mağfiret etmek, affetmek‬‬ ‫‪Gücü yetmek/ daraltmak /‬‬ ‫‪kadrini bilmek‬‬ ‫‪yalan söylemek‬‬ ‫‪kazanmak; kazandırmak‬‬ ‫‪sahip olmak‬‬ ‫‪Toplam kelime (bu sayfada):‬‬


‫‪19‬‬

‫سم َِع َي ْس َم ُع‬ ‫فِعل ثالثي ُم َجرَّد َ‬

‫فَعِ َل‬ ‫َس ِم َع*‬ ‫َح ِز َن‬ ‫ِ‬ ‫ب‬ ‫َحس َ‬ ‫ظ‬ ‫َح ِف َ‬ ‫َخ ِس َر‬ ‫َرِح َم‬ ‫َش ِه َد‬ ‫َعلِ َم*‬ ‫َع ِم َل*‬ ‫َك ِرهَ‬ ‫صَر‬ ‫بَ ُ‬

‫‪100‬‬

‫‪30‬‬

‫‪46‬‬

‫‪27‬‬

‫‪51‬‬

‫‪148‬‬

‫‪66‬‬

‫‪518‬‬

‫‪318‬‬

‫‪25‬‬

‫‪13‬‬

‫‪66,29‬‬

‫‪Şimdiye kadarki‬‬ ‫‪Yüzde:‬‬

‫يَ ْف َع ُل اِفْ َع ْل‬ ‫يَ ْس َم ُع اِ ْس َم ْع‬ ‫يَ ْح َز ُن اِ ْح َز ْن‬ ‫يحسب اِ‬ ‫ب‬ ‫س‬ ‫ح‬ ‫َْ َ ُ ْ َ ْ‬ ‫ظ‬ ‫ظ اِ ْح َف ْ‬ ‫يَ ْح َف ُ‬ ‫ي ْخسر اِ‬ ‫س ْر‬ ‫خ‬ ‫ْ‬ ‫َ َُ‬ ‫َ‬ ‫يَ ْر َح ُم اِ ْر َح ْم‬ ‫يَ ْش َه ُد اِ ْش َه ْد‬ ‫يَ ْعلَ ُم اِ ْعلَ ْم‬ ‫يَ ْع َم ُل اِ ْع َم ْل‬ ‫يَ ْك َرهُ اِ ْك َرْه‬ ‫ص ْر‬ ‫صُر اُبْ ُ‬ ‫يَْب ُ‬

‫فَ ِ‬ ‫اعل‬ ‫َس ِامع‬ ‫َحا ِزن‬ ‫حِ‬ ‫اسب‬ ‫َ‬ ‫َحافِظ‬ ‫َخ ِ‬ ‫اسر‬ ‫رِ‬ ‫احم‬ ‫َ‬ ‫َش ِ‬ ‫اهد‬ ‫َعالِم‬ ‫َع ِامل‬ ‫َكا ِره‬ ‫بِ‬ ‫صري‬ ‫َ‬ ‫‪1342‬‬

‫فِ ْعل‬

‫اعة‬ ‫َس َم َ‬ ‫ُح ْزن‬ ‫َح ْسب‬ ‫ِح ْفظ‬ ‫ُخ ْسر‬ ‫َر ْح َمة‬

‫َش ُهود‬ ‫ِعلْم‬ ‫َع َمل‬ ‫ُك ْره‬

‫صر‬ ‫بَ َ‬

‫‪duymak‬‬ ‫‪üzülmek‬‬ ‫;‪göz önüne almak‬‬ ‫‪hesap etmek‬‬ ‫‪muhafaza, koruma‬‬ ‫‪Hüsrana uğramak‬‬ ‫‪Acımak, merhamet‬‬ ‫‪etmek‬‬ ‫‪şahitlik etmek‬‬ ‫‪bilmek‬‬ ‫‪yapmak‬‬ ‫‪hoşlanmamak‬‬ ‫‪izlemek; görmek‬‬ ‫‪Toplam kelime (bu sayfada):‬‬


‫‪20‬‬

‫ضا َعف‬ ‫فِعل ثالثي ُ​ُمَ​َّرد ُم َ‬

‫‪83‬‬

‫‪45‬‬

‫‪39‬‬

‫‪31‬‬

‫‪113‬‬

‫‪68‬‬

‫‪17‬‬

‫‪24‬‬

‫‪17‬‬

‫‪58‬‬

‫‪18‬‬

‫‪67‬‬

‫فَ َّل‬ ‫َح َّي‬

‫يَ َف ُّل‪ ،‬يَِف ُّل‬ ‫يَ ْحيَا‬

‫يَ ُر ُّد‬ ‫َر َّد‬ ‫ص ُّد‬ ‫ص َّد‬ ‫يَ ُ‬ ‫َ‬ ‫ض ُّر‬ ‫ض َّر‬ ‫يَ ُ‬ ‫َ‬ ‫ض َّل * ي ِ‬ ‫ض ُّل‬ ‫َ‬ ‫َ‬ ‫ظَ َّن * يَظُ ُّن‬ ‫يَ ُع ُّد‬ ‫َع َّد‬ ‫يَِغ ُّر‬ ‫غَ َّر‬ ‫يَ ُم ُّد‬ ‫َم َّد‬ ‫س‬ ‫س يَ َم ُّ‬ ‫َم َّ‬ ‫يَ َو ُّد‬ ‫َو َّد‬ ‫‪Şimdiye kadarki Yüzde:‬‬

‫اِفْلِل‪،‬اُفْ لُل فَال فَل‬ ‫َح اي َحيَاة‬ ‫اِ ْح َي‬ ‫َرا اد َر اد‬ ‫اُ ْر ُد ْد‬ ‫ص اد‬ ‫ص ُد ْد‬ ‫اُ ْ‬ ‫صا اد َ‬ ‫َ‬ ‫ض ار‬ ‫ض ُر ْر‬ ‫اُ ْ‬ ‫ار َ‬ ‫َ‬ ‫ضا‬ ‫ض َّلل‬ ‫ضلِ ْل‬ ‫ضا‬ ‫اِ ْ‬ ‫ض َّللَة‪َ ،‬‬ ‫ال َ‬ ‫َ‬ ‫ظَا ان ظَ ان‬ ‫اُظْنُ ْن‬ ‫َعا اد َع اد‬ ‫اُ ْع ُد ْد‬ ‫اِ‬ ‫ِ‬ ‫ار غُ ُرور‬ ‫غ‬ ‫ر‬ ‫ر‬ ‫غ‬ ‫ْ‬ ‫َ‬ ‫ْ‬ ‫ا‬ ‫َما اد َم اد‬ ‫اُ ْم ُد ْد‬ ‫اِ‬ ‫س‬ ‫م‬ ‫اس‬ ‫م‬ ‫س‬ ‫س‬ ‫م‬ ‫ْ‬ ‫َ ْ َ ا َ ا‬ ‫َوا اد ُو اد‬ ‫اِ ْو َد ْد‬ ‫‪513‬‬

‫‪Kökün son iki harfi aynı‬‬

‫‪yaşamak‬‬ ‫‪geri vermek‬‬ ‫‪Yoldan saptırmak‬‬ ‫‪zarar vermek‬‬ ‫‪Yoldan sapmak‬‬ ‫;‪Zannetmek‬‬ ‫‪inanmak‬‬ ‫‪saymak‬‬ ‫‪aldatmak‬‬ ‫‪yaymak,‬‬ ‫‪genişletmek‬‬ ‫‪dokunmak, temas‬‬ ‫‪etmek‬‬ ‫‪sevmek, arzulamak‬‬ ‫‪Toplam kelime (bu sayfada):‬‬


21

Kökün ilk harfi ‫ و‬veya ‫ي‬

Bırakmak (ilgilenmemek, alakayı kesmek) koymak, kurmak başına gelmek vermek, nasip etmek bulmak miras almak yüklediğini taşımak tanımlamak vâât etmek, söz vermek korumak, kurtarmak sarmak, geniş olmak Toplam kelime (bu sayfada):

‫َو ْعل‬ ‫َو ْذر‬

‫ضع‬ ْ ‫ُو‬

‫َوقُوع‬

‫َو ْهب‬ ‫ُو ُجود‬ ‫َوَراثَة‬ ‫ِوْزر‬

‫صف‬ ْ ‫َو‬ ‫َو ْعد‬ ‫ِوقَايَة‬

‫َس َعة‬

‫فِعل ثالثي ُم َجرَّد ِم َثال‬

ِ ‫ ِعل و‬،‫ يعِل عل‬،‫ي عل‬ ‫اعل‬ ‫َو َع َل‬ َ ْ ْ َ ُ َ ُ َ​َ ‫َو ِاذر‬ ‫َذ ْر‬ ‫يَ َذ ُر‬ ‫َو َذ َر‬ ِ ‫و‬ ‫اضع‬ ‫ض ْع‬ ‫ض ُع‬ َ َ‫ض َع ي‬ َ َ ‫َو‬ َ ‫َواقِع‬ ‫قَ ْع‬ ‫يَ َق ُع‬ ‫َوقَ َع‬ ِ‫و‬ ‫اهب‬ ‫ب‬ ‫ب‬ ْ ‫َه‬ َ ُ ‫ب يَ َه‬ َ ‫َو َه‬ ِ‫و‬ ‫اجد‬ ‫ِج ْد‬ ‫َو َج َد * يَ ِج ُد‬ َ ‫َوا ِرث‬ ‫ث‬ ‫ث‬ ْ ‫ِر‬ ُ ‫ث يَ ِر‬ َ ‫َوِر‬ ‫َوا ِزر‬ ‫ِز ْر‬ ‫يَ ِزُر‬ ‫َوَزَر‬ ِ ‫ف و‬ ِ ِ‫ف ي‬ ‫اصف‬ ‫ف‬ ْ ‫ص‬ ُ ‫ص‬ َ ‫َو‬ َ َ ‫ص‬ َ ِ‫و‬ ‫اعد‬ ‫ِع ْد‬ ‫َو َع َد * يَِع ُد‬ َ ‫َواق‬ ‫ِق‬ ‫يَِقي‬ ‫َوقَى‬ ِ ‫و ِسع ي وسع اِيسع و‬ ‫اسع‬ َْْ ُ َ َْ َ َ َ 437

Şimdiye kadarki Yüzde:

45

22

20

23

107

19

19

14

124

19

25

67,5


22

Kökün ikinci harfi ‫ و‬veya ‫ي‬

Tevbe etmek, pişman olmak / tevbeyi kabul etmek tadına bakmak başarmak; zafer kazanmak söylemek ayağa kalkmak olmak ölmek korkmak Neredeyse, az kalsın Hile yapmak/ hilelerini boşa çıkarmak artmak Toplam kelime (bu sayfada):

‫فِعل ثالثي ُم َجرَّد أَ ْج َوف‬

‫يُفُو ُل فُلْ فَ ِائل فَ ْول‬

‫تَائِب تَ ْوبَة‬ ‫َذائِق َذ ْوق‬ ‫فَائِز فُ ْوز‬ ‫قَائِل قَ ْول‬ ‫ قَ ْوَمة‬،‫قَائِم قِيَام‬ ‫َكائِن َك ْون‬ ‫َمائِت َم ْوت‬ ‫َخائِف َخ ْوف‬ ‫َكائِد َك ْود‬ ‫َكائِد َك ْيد‬ ‫ادة‬ َ َ‫ِزي‬

‫َزائِد‬

3590

‫ال‬ َ َ‫ف‬

‫ب‬ ُ ُ‫يَت‬ ْ ُ‫وب ت‬

‫اب‬ َ َ‫ت‬

‫ذُ ْق‬ ‫فُ ْز‬

‫َذا َق‬ ‫از‬ َ َ‫ف‬

‫قُ ْل‬ ‫قُ ْم‬ ‫ُك ْن‬ ‫ت‬ ْ ‫ُم‬ ‫ف‬ ْ ‫ِخ‬ ‫كِ ْد‬ ‫كِ ْد‬ ‫ِز ْد‬

‫يَ ُذو ُق‬ ‫وز‬ ُ ‫يَ ُف‬ ‫ول‬ ُ ‫يَ ُق‬ ‫وم‬ ُ ‫يَ ُق‬

‫يَ ُكو ُن‬ ‫وت‬ ُ ‫يَ ُم‬

‫اف‬ ُ ‫يَ َخ‬ ‫اد‬ ُ ‫يَ َك‬ ‫يَ ِكي ُد‬ ‫يَ ِزي ُد‬

* ‫ال‬ َ َ‫ق‬

‫ام‬ َ َ‫ق‬ * ‫َكا َن‬ ‫ات‬ َ ‫َم‬ ‫اف‬ َ ‫َخ‬ ‫اد‬ َ ‫َك‬

72

42

26

1719

55

1361

93

112

24

‫اد‬ َ ‫َك‬

35

* ‫اد‬ َ ‫َز‬

51

Şimdiye kadarki Yüzde:

72,13


23

Kökün son iki harfi ‫ و‬veya ‫ي‬ okumak Dua etmek affetmek Zulmetmek, haddi aşmak / istemek, aramak akmak karşılığını vermek, ceza ya da mükafat vermek hüküm vermek Yeterli olmak Doğru yola (hidayete) erdirmek Korkmak, sakınmak Razı olmak unutmak Toplam kelime (bu sayfada):

ٍ َ‫ت‬ ‫ال تَِّل َوة‬ ‫َد ٍاع ُد َعاء‬ ٍ ‫َع‬ ‫اف َع ْفو‬ ‫بَ ْغى‬

‫بَ ٍاغ‬

‫َجا ٍر َج َريَان‬ ‫َجا ٍز َج َزاء‬ ٍ َ‫ق‬ ‫ضاء‬ َ َ‫اض ق‬ ٍ ‫َك‬ ‫اف كِ َفايَة‬ ٍ ‫َه‬ ‫اد َه ْدى‬ ٍ ‫َخ‬ ‫اش َخ ِشيَّة‬ ٍ ‫َر‬ ‫ض َوان‬ ْ ‫اض ِر‬ ٍ َ‫ن‬ ‫اس نِ ْسيَان‬ 891

‫اُتْ ُل‬ ‫ع‬ ُ ‫اُ ْد‬ ‫ف‬ ُ ‫اُ ْع‬ ‫اِبْ ِغ‬ ‫اِ ْج ِر‬ ‫اِ ْج ِز‬ ِ ‫اِق‬ ‫ْض‬ ِ ‫اِ ْك‬ ‫ف‬ ‫اِ ْه ِد‬ ِ ‫ش‬ َ ‫ا ْخ‬ ِ‫ا‬ ‫ض‬ ‫ر‬ َ ْ ِ‫ا‬ ‫س‬ ‫ن‬ ْ َ

‫فِعل ثالثي ُم َجرَّد َناقِص‬

‫يَ ْت لُو‬ ‫يَ ْد ُعو‬

‫يَ ْع ُفو‬ ‫يَ ْب ِغي‬ ‫يَ ْج ِري‬

‫يَ ْج ِزي‬ ِ ‫ي ْق‬ ‫ضي‬ َ ‫يَ ْك ِفي‬ ‫يَ ْه ِدي‬ ‫شى‬ َ ‫يَ ْخ‬ ‫ضى‬ َ ‫يَ ْر‬ ‫سى‬ َ ‫يَ ْن‬

‫تَ​َّل‬ * ‫َد َعا‬ ‫َع َفا‬

61

197

30

‫بَغَى‬

29

‫َج َرى‬

60

‫َج َزى‬

‫ضى‬ َ َ‫ق‬ ‫َك َفى‬

* ‫َه َدى‬ *‫َخ ِش َي‬ ِ‫ر‬ ‫ض َي‬ َ ‫نَ ِس َي‬

Şimdiye kadarki Yüzde:

116

62

32

163

48

57

36

73,28


‫‪24‬‬

‫فِعل ثالثي ُم َجرَّد َم ْه ُموز‬ ‫‪119‬‬

‫‪17‬‬

‫‪142‬‬

‫‪101‬‬

‫‪232‬‬

‫‪25‬‬

‫‪13‬‬

‫‪269‬‬

‫‪263‬‬

‫‪277‬‬

‫‪39‬‬

‫‪236‬‬

‫‪75,51‬‬

‫َل‬ ‫َسأ َ‬ ‫قَ َرأَ‬ ‫َخ َذ‬ ‫أَ‬ ‫أَ َك َل‬

‫أ َ​َم َر *‬ ‫أ َِم َن‬ ‫أَبَى‬

‫َرأَى *‬

‫أَتَى *‬

‫اء *‬ ‫َش َ‬ ‫َساءَ‬ ‫َجاءَ‬

‫‪Şimdiye kadarki‬‬ ‫‪Yüzde:‬‬

‫‪Kökün son üç harfinin herhangi birinde hemze‬‬

‫َل َس ْل اِ ْسئَ ْل َسائِل ُس َؤال‬ ‫يَ ْسأ ُ‬ ‫ي ْقرأُ اِ‬ ‫قَا ِرئ قِ‬ ‫ْ‬ ‫اءة‬ ‫ر‬ ‫أ‬ ‫ْر‬ ‫ق‬ ‫َ​َ‬ ‫َ‬ ‫َ​َ‬ ‫ِ‬ ‫آخذ أَ ْخذ‬ ‫يَأْ ُخ ُذ ُخ ْذ‬ ‫آكِل أَ ْكل‬ ‫يَأْ ُك ُل ُك ْل‬ ‫ِ‬ ‫آمر أ َْمر‬ ‫يَأْ ُم ُر ُم ْر‬ ‫ِ‬ ‫آمن أ َْمن‬ ‫يَأ َ​َم ُن ائْ َم ْن‬ ‫يأْبى اِ‬ ‫ٍ‬ ‫آب اِبَاء‬ ‫ب‬ ‫ئ‬ ‫ْ‬ ‫َ​َ‬ ‫َ‬ ‫ٍ‬ ‫ي‬ ‫يَ َرى َر‬ ‫َراء َرأْ ٌ‬ ‫ٍ‬ ‫يأْتِي اِئْ ِ‬ ‫آت اِتْ يَان‬ ‫ت‬ ‫َ‬ ‫شاءُ َشأْ‬ ‫َش ٍاء َم ِشيئَة‬ ‫يَ َ‬ ‫َسا ِوئ َس ْوء‬ ‫سوءُ ُس ْؤ‬ ‫يَ ُ‬ ‫َج ٍاء َم ِجيء‬ ‫يَ ِجيءُ ِج ْئ‬ ‫‪1733‬‬

‫‪sormak‬‬ ‫‪okumak‬‬ ‫‪almak; yakalamak‬‬ ‫‪yemek‬‬ ‫‪Emretmek‬‬ ‫‪emin olmak‬‬ ‫‪yanaşmamak‬‬ ‫‪görmek‬‬ ‫‪gelmek‬‬ ‫‪İstemek‬‬ ‫‪kötü, fena olmak‬‬ ‫‪gelmek‬‬ ‫‪Toplam kelime (bu sayfada):‬‬


‫‪25‬‬

‫فِعل ثالثي َم ِزيد فِيه فَ َّع َل‬ ‫‪33‬‬

‫‪48‬‬

‫‪35‬‬

‫‪26‬‬

‫‪48‬‬

‫‪26‬‬

‫‪31‬‬

‫‪49‬‬

‫‪42‬‬

‫‪27‬‬

‫‪198‬‬

‫‪76,23‬‬

‫فَ َّع َل*‬ ‫بَ َّد َل‬

‫بَ َّ‬ ‫ش َر‬ ‫بَيَّ َن‬ ‫َزيَّ َن‬ ‫َسبَّ َح‬ ‫َس َّخ َر‬

‫ص َّد َق‬ ‫َ‬ ‫ب‬ ‫َع َّذ َ‬ ‫َعلَّ َم *‬ ‫قَ َّد َم‬ ‫ب*‬ ‫َك َّذ َ‬

‫‪Şimdiye kadarki‬‬ ‫‪Yüzde:‬‬

‫‪ّ varsa‬‬

‫ُم َف ِّعل‬

‫يُ َف ِّع ُل فَ ِّعل‬ ‫ِّل بَد ْ‬ ‫ِّل ُمبَدِّل‬ ‫يُبَد ُ‬ ‫ش ْر ُمبَ ِّ‬ ‫ش ُر بَ ِّ‬ ‫يُبَ ِّ‬ ‫شر‬ ‫يُبَ يِّ ُن بَيِّ ْن ُمبَ يِّن‬ ‫يُ َزيِّ ُن َزيِّ ْن ُم َزيِّن‬ ‫سبِّ ُح‬ ‫يُ َ‬ ‫ِّر‬ ‫سخ ُ‬ ‫يُ َ‬ ‫ص ِّد ُق‬ ‫يُ َ‬ ‫ب‬ ‫يُ َع ِّذ ُ‬ ‫يُ َعلِّ ُم‬

‫َسبِّ ْح‬ ‫َسخ ِّْر‬

‫سبِّح‬ ‫ُم َ‬ ‫سخِّر‬ ‫ُم َ‬

‫صدِّق‬ ‫صد ْ‬ ‫ِّق ُم َ‬ ‫َ‬ ‫ب ُم َع ِّذب‬ ‫َع ِّذ ْ‬ ‫َعلِّ ْم ُم َعلِّم‬

‫ِّم ُم َقدِّم‬ ‫ِّم قَد ْ‬ ‫يُ َقد ُ‬ ‫ب ُم َك ِّذب‬ ‫ب َك ِّذ ْ‬ ‫يُ َك ِّذ ُ‬ ‫‪563‬‬

‫تَ ْفعِْيل‬ ‫تَ ْب ِديْل‬ ‫تَ ْب ِش ْير‬ ‫تَ ْبيِيْن‬ ‫تَ ْزيِين‬ ‫تَ ْسبِْيح‬ ‫تَ ْس ِخير‬ ‫ص ِديْق‬ ‫تَ ْ‬ ‫تَ ْع ِذيْب‬ ‫تَ ْعلِ ْيم‬ ‫تَ ْق ِديْم‬ ‫تَ ْك ِذيْب‬

‫‪Kökün 2. Harfinin üstünde‬‬

‫‪değiştirmek‬‬ ‫‪müjdelemek‬‬ ‫)‪Açıklamak (beyan‬‬ ‫‪süslemek; güzel‬‬ ‫)‪göstermek (zinet‬‬ ‫‪tesbih etmek‬‬ ‫‪Hizmetine vermek‬‬ ‫‪tasdik etmek‬‬ ‫‪azab etmek‬‬ ‫‪öğretmek‬‬ ‫‪Önceden yapmak,‬‬ ‫‪hazırlamak‬‬ ‫‪yalanlamak‬‬ ‫‪Toplam kelime (bu sayfada):‬‬


26

Kökün 2. Harfinin üstünde kökte ilave elif harfi varsa Haber vermek indirmek kurtarmak Çevirmek/ yönelmek/ dönüp kaçmak/ idaresine vermek

Güç sarfetmek, gayret etmek dövüşmek Çağırmak (nidâ) Münafıklık (iki yüzlülük) yapmak hicret etmek Toplam kelime (bu sayfada):

ّ varsa ya da

‫ُمنَبِّ ْئ تَ ْنبِئَة‬ ‫ُمنَ ِّزل تَ ْن ِزيْل‬ ‫ُمنَ ِّجي تَ ْن ِجيَة‬ ‫ُم َولِّي تَ ْولِيَة‬ ِ ‫اعلَة‬ َ ‫ُم َفاعل ُم َف‬ ِ ‫اه َدة‬ َ ‫ُم َجاهد ُم َج‬ ‫ُم َقاتِل ُم َقاتَلَة‬ ٍ َ‫من‬ ‫اد نِ َداء‬ ُ ‫ُمنَافِق ُمنَافَ َقة‬ ِ ‫اج َرة‬ َ ‫ُم َهاجر ُم َه‬ 396

‫يُنَبِّ ُئ نَبِّ ْئ‬ ‫يُنَ ِّز ُل نَ ِّز ْل‬ ‫يُنَ ِّجي نَ ِّج‬ ‫يُ َولِّي َو ِّل‬ ِ َ‫اعل ف‬ ِ ‫ي َف‬ ‫اع ْل‬ ُ ُ ِ ‫اه ُد ج‬ ِ ‫يج‬ ‫اه ْد‬ َ َُ ‫يُ َقاتِ ُل قَاتِ ْل‬ ِ َ‫ادي ن‬ ِ َ‫ي ن‬ ‫اد‬ ُ ‫يُنَافِ ُق نَافِ ْق‬ ِ ‫اجر َه‬ ِ ‫اج ْر‬ ُ ‫يُ َه‬

‫اع َل‬ َ َ‫ ف‬، ‫فِعل ثالثي َم ِزيد فِيه فَ َّع َل‬

َ‫نَبَّأ‬ *‫نَ َّز َل‬ ‫نَ َّجى‬ ‫َولَّى‬

‫اع َل‬ َ َ‫ف‬ *‫اه َد‬ َ ‫َج‬ ‫قَاتَ َل‬ *‫ادى‬ َ َ‫ن‬ ‫نَافَ َق‬ ‫اج َر‬ َ ‫َه‬

Şimdiye kadarki Yüzde:

46

79

39

45

31

54

44

34

24

76,74


‫‪27‬‬

‫فِعل ثالثي َم ِزيد فِيه أَفْ َع َل‬

‫أَفْ َع َل*‬

‫‪36‬‬

‫‪72‬‬

‫‪108‬‬

‫‪45‬‬

‫‪33‬‬

‫‪135‬‬

‫‪23‬‬

‫‪72‬‬

‫‪120‬‬

‫‪34‬‬

‫‪40‬‬

‫‪77,66‬‬

‫ص َر‬ ‫أَبْ َ‬ ‫س َن‬ ‫أْ‬ ‫َح َ‬ ‫ج*‬ ‫أَ ْخ َر َ‬ ‫أَ ْد َخ َل‬ ‫أ َْر َج َع‬ ‫أ َْر َس َل‬

‫ف‬ ‫َس َر َ‬ ‫أْ‬ ‫َسلَ َم*‬ ‫أْ‬

‫أَ ْش َر َك*‬ ‫َصبَ َح‬ ‫أْ‬ ‫َصلَ َح‬ ‫أْ‬

‫‪Şimdiye kadarki‬‬ ‫‪Yüzde:‬‬

‫‪Kökün başında ilave hemze varsa‬‬

‫يُ ْفعِ ُل‬ ‫ي ْب ِ‬ ‫ص ُر‬ ‫ُ‬ ‫يُ ْح ِس ُن‬ ‫ج‬ ‫يُ ْخ ِر ُ‬ ‫يُ ْد ِخ ُل‬ ‫يُ ْرِج ُع‬ ‫يُ ْر ِس ُل‬ ‫ف‬ ‫يُ ْس ِر ُ‬ ‫يُ ْسلِ ُم‬ ‫يُ ْش ِر ُك‬ ‫يُ ْ ِ‬ ‫ح‬ ‫صب ُ‬ ‫صلِ ُح‬ ‫يُ ْ‬

‫أَفْعِ ْل ُم ْفعِل إِفْ َعال‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫صار‬ ‫أَبْص ْر ُم ْبصر إِبْ َ‬ ‫َح ِس ْن ُم ْح ِسن إِ‬ ‫سان‬ ‫ح‬ ‫ْ‬ ‫أْ‬ ‫َ‬ ‫أَ ْخ ِر ْج ُم ْخ ِرج إِ ْخ َراج‬ ‫أَ ْد ِخ ْل ُم ْد ِخل إِ ْد َخال‬ ‫أ َْرِج ْع ُم ْرِجع إِ ْر َجاع‬ ‫أ َْر ِس ْل ُم ْر ِسل إِ ْر َسال‬ ‫ف ُم ْس ِرف إِ ْس َراف‬ ‫اَ ْس ِر ْ‬ ‫َسلِ ْم ُم ْسلِم إِ ْس َّلم‬ ‫أْ‬ ‫أَ ْش ِر ْك ُم ْش ِرك إِ ْش َراك‬ ‫صبَاح‬ ‫َصبِ ْح ُم ْ‬ ‫صبِح إِ ْ‬ ‫أْ‬ ‫أَصلِح م ْ ِ‬ ‫ص َّلح‬ ‫صلح إِ ْ‬ ‫ْ ْ ُ‬ ‫‪718‬‬

‫‪görmek; izlemek‬‬ ‫)‪iyilik etmek (ihsan‬‬ ‫‪çıkarmak‬‬ ‫‪girdirmek‬‬ ‫‪döndürmek‬‬ ‫‪göndermek‬‬ ‫‪israf etmek‬‬ ‫)‪Teslim olmak (islam‬‬ ‫)‪Ortak koşmak (şirk‬‬ ‫‪olmak‬‬ ‫‪Islah etmek, ara‬‬ ‫‪bulmak‬‬ ‫‪Toplam kelime (bu sayfada):‬‬


‫‪28‬‬

‫فِعل ثالثي َم ِزيد فِيه أَفْ َع َل‬ ‫‪53‬‬

‫‪21‬‬

‫‪36‬‬

‫‪40‬‬

‫‪16‬‬

‫‪70‬‬

‫‪190‬‬

‫‪22‬‬

‫‪17‬‬

‫‪69‬‬

‫‪25‬‬

‫‪58‬‬

‫‪78,46‬‬

‫ض‬ ‫أَ ْع َر َ‬ ‫أَ ْغ َر َق‬ ‫س َد‬ ‫أَفْ َ‬

‫أَفْ لَ َح‬ ‫ت‬ ‫أَنْ بَ َ‬ ‫أَنْ َذ َر‬

‫أَنْ َز َل *‬

‫شأَ‬ ‫أَنْ َ‬ ‫أَنْ َع َم‬ ‫أَنْ َف َق‬

‫أَنْ َك َر‬ ‫ك‬ ‫أَ ْهلَ َ‬

‫‪Şimdiye kadarki‬‬ ‫‪Yüzde:‬‬

‫‪Kökün başında ilave hemze varsa‬‬

‫ض‬ ‫يُ ْع ِر ُ‬ ‫يُ ْغ ِر ُق‬ ‫يُ ْف ِس ُد‬ ‫يُ ْفلِ ُح‬ ‫ت‬ ‫يُ ْنبِ ُ‬ ‫يُ ْن ِذ ُر‬ ‫يُ ْن ِز ُل‬ ‫يُ ْن ِش ُئ‬ ‫يُ ْن ِع ُم‬ ‫يُنْ ِف ُق‬ ‫يُ ْن ِك ُر‬ ‫ك‬ ‫يُ ْهلِ ُ‬

‫ض‬ ‫أَ ْع ِر ْ‬ ‫أَ ْغ ِر ْق‬ ‫أَفْ ِس ْد‬

‫أَفْلِ ْح‬ ‫ت‬ ‫أَنْبِ ْ‬ ‫أَنْ ِذ ْر‬ ‫أَنْ ِز ْل‬ ‫أَنْ ِش ْئ‬ ‫أَنْ ِع ْم‬ ‫أَنِْف ْق‬ ‫أَنْ ِك ْر‬ ‫ك‬ ‫أَ ْهلِ ْ‬

‫ُم ْع ِرض‬ ‫ُم ْغ ِرق‬ ‫ُم ْف ِسد‬ ‫ُم ْفلِح‬ ‫ُم ْنبِت‬ ‫ُم ْن ِذر‬ ‫ُم ْن ِزل‬ ‫ُم ْن ِشئ‬ ‫ُم ْن ِعم‬ ‫ُمنْ ِفق‬ ‫ُم ْن ِكر‬ ‫ُم ْهلِك‬ ‫‪617‬‬

‫إِ ْع َراض‬ ‫إِ ْغ َراق‬ ‫ِ‬ ‫ساد‬ ‫إفْ َ‬ ‫إِفْ َّلح‬ ‫إِنْبِات‬ ‫إِنْ َذار‬ ‫إِنْ َزال‬ ‫شاء‬ ‫إِنْ َ‬ ‫إِنْ َعام‬

‫إِنْ َفاق‬ ‫إِنْ َكار‬

‫إِ ْه َّلك‬

‫‪Yüz çevirmek‬‬ ‫‪boğmak‬‬ ‫‪ifsad etmek, bozmak‬‬ ‫‪kurtulmak‬‬ ‫‪büyümesine neden‬‬ ‫)‪olmak (nebat‬‬ ‫‪Uyarmak‬‬ ‫)‪indirmek (inzal‬‬ ‫‪Meydana getirmek‬‬ ‫)‪(inşâ‬‬ ‫‪nimet vermek‬‬ ‫‪harcamak‬‬ ‫‪inkar etmek‬‬ ‫‪helak etmek, yok‬‬ ‫‪etmek‬‬ ‫‪Toplam kelime (bu sayfada):‬‬


‫‪29‬‬

‫فِعل ثالثي َم ِزيد فِيه أَفْ َع َل‬ ‫‪17‬‬

‫‪64‬‬

‫‪21‬‬

‫‪18‬‬

‫‪68‬‬

‫‪20‬‬

‫‪22‬‬

‫‪139‬‬

‫‪65‬‬

‫‪74‬‬

‫‪67‬‬

‫‪21‬‬

‫‪79,22‬‬

‫أَتَ َّم‬ ‫ب‬ ‫َح َّ‬ ‫أَ‬ ‫َح َّل‬ ‫أَ‬

‫َس َّر‬ ‫أَ‬ ‫َض َّل*‬ ‫أَ‬ ‫َع َّد‬ ‫أَ‬ ‫أَ َذا َق‬ ‫اد *‬ ‫أ َ​َر َ‬

‫اب‬ ‫َص َ‬ ‫أَ‬ ‫اع‬ ‫أَطَ َ‬ ‫ام‬ ‫أَقَ َ‬ ‫ات‬ ‫أ َ​َم َ‬

‫‪Şimdiye kadarki‬‬ ‫‪Yüzde:‬‬

‫‪Kökün başında ilave hemze varsa‬‬

‫يُتِ ُّم أَتْ ِم ْم‬ ‫ب‬ ‫يُ ِح ُّ‬ ‫ب أْ‬ ‫َحبِ ْ‬ ‫ِ‬ ‫َحلِ ْل‬ ‫يُح ُّل أ ْ‬ ‫ِ‬ ‫َس ِر ْر‬ ‫يُس ُّر أ ْ‬ ‫يِ‬ ‫ضلِ ْل‬ ‫ض ُّل أَ ْ‬ ‫ُ‬ ‫يُِع ُّد أَ ْع ِد ْد‬ ‫يق أ َِذ ْق‬ ‫يُ ِذ ُ‬ ‫يُ ِري ُد أَ ِر ْد‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ب‬ ‫يب أَص ْ‬ ‫يُص ُ‬ ‫ي ِطيع أ ِ‬ ‫َط ْع‬ ‫ُ ُ‬ ‫يِ‬ ‫يم أَقِ ْم‬ ‫ق‬ ‫ُ ُ‬ ‫ت‬ ‫يت أ َِم ْ‬ ‫يُ ِم ُ‬

‫ُمتِ ام إِتْ َمام‬ ‫ِ‬ ‫ب إِ ْحبَاب‬ ‫ُمح ا‬ ‫ُم ِح ال إِ ْح َّلل‬ ‫ُم ِس ار إِ ْس َرار‬ ‫مِ‬ ‫ض َّلل‬ ‫ض ال إِ ْ‬ ‫ُ‬ ‫ُم ِع اد إِ ْع َداد‬ ‫ُم ِذيق إِ َذاقَة‬ ‫ادة‬ ‫ُم ِريد إِ َر َ‬ ‫ِ‬ ‫صابَة‬ ‫ُمصيب إِ َ‬ ‫اعة‬ ‫ُم ِطيع إِطَ َ‬ ‫ُم ِقيم إِقَ َامة‬ ‫ُم ِميت إِ َماتَة‬ ‫‪596‬‬

‫‪tamamlamak‬‬ ‫‪sevmek‬‬ ‫‪helal ve mübah‬‬ ‫‪kılmak /‬‬ ‫‪konaklatmak‬‬ ‫‪gizlemek‬‬ ‫‪Doğru yoldan‬‬ ‫‪saptırmak‬‬ ‫‪hazırlamak‬‬ ‫‪tattırmak‬‬ ‫‪istemek‬‬ ‫‪başına getirmek‬‬ ‫)‪(isabet‬‬ ‫‪itaat etmek‬‬ ‫‪Yerleşmek / güzelce‬‬ ‫‪yapmak, dosdoğru‬‬ ‫)‪kılmak (namaz‬‬ ‫‪öldürmek‬‬ ‫‪Toplam kelime (bu sayfada):‬‬


‫‪30‬‬

‫فِعل ثالثي َم ِزيد فِيه أَفْ َع َل‬ ‫‪53‬‬

‫‪18‬‬

‫‪44‬‬

‫‪41‬‬

‫‪71‬‬

‫‪23‬‬

‫‪72‬‬

‫‪18‬‬

‫‪782‬‬

‫‪274‬‬

‫‪16‬‬

‫‪81‬‬

‫َحيَا‬ ‫أْ‬ ‫أَ ْخ َفى‬ ‫أ َ​َرى *‬ ‫أَ ْغنَى‬ ‫أَلْ َقى‬ ‫أَنْ َجى‬

‫أ َْو َحى‬

‫أ َْوفَى‬ ‫آم َن *‬ ‫َ‬

‫آ تَى *‬ ‫آ َذى‬

‫‪Şimdiye kadarki‬‬ ‫‪Yüzde:‬‬

‫‪Kökün başında ilave hemze varsa‬‬

‫يُ ْحيِي‬ ‫يُ ْخ ِفي‬ ‫يُ ِري‬ ‫يُ ْغنِي‬ ‫يِ‬ ‫لقي‬ ‫ُ‬ ‫يُ ْن ِجي‬ ‫ي ِ‬ ‫وحي‬ ‫ُ‬ ‫يُوفِي‬ ‫يُ ْؤِم ُن‬ ‫يُ ْؤتِي‬ ‫يُ ْؤِذي‬

‫َح ِي ُم ْح ٍي إِ ْحيَاء‬ ‫أْ‬ ‫ف ُم ْخ ٍ‬ ‫أَ ْخ ِ‬ ‫ف إِ ْخ َفاء‬ ‫اء ة‬ ‫أَ ِر ُم ٍر إِ َر َ‬ ‫أَ ْغ ِن ُم ْغ ٍن إِ ْغنَاء‬ ‫أَل ِْق ُم ٍ‬ ‫لق إِل َقاء‬ ‫أَنْ ِج ُم ْن ٍج إِنْ َجاء‬ ‫أ َْو ِح‬ ‫أَو ِ‬ ‫ف‬ ‫ْ‬ ‫ِ‬ ‫آم ْن‬ ‫ِ‬ ‫آت‬ ‫ِ‬ ‫آذ‬

‫يحاء‬ ‫ُم ٍ‬ ‫وح إِ َ‬ ‫م ٍ‬ ‫وف إِي َفاء‬ ‫ُ‬ ‫ِ‬ ‫يمان‬ ‫ُم ْؤمن إِ َ‬ ‫ُم ْؤتِي إِيتَاء‬ ‫ُم ْؤِذي إِي َذاء‬ ‫‪1412‬‬

‫‪diriltmek‬‬ ‫‪gizlemek‬‬ ‫‪göstermek‬‬ ‫‪zenginleştirmek‬‬ ‫‪atmak / bırakmak, salmak‬‬ ‫‪kurtarmak‬‬ ‫‪vahyetmek‬‬ ‫‪yapmak, yerine getirmek‬‬ ‫‪inanmak‬‬ ‫‪vermek‬‬ ‫‪eza vermek, üzmek‬‬ ‫‪Toplam kelime (bu sayfada):‬‬


‫‪31‬‬

‫اع َل‬ ‫فِعل ثالثي َم ِزيد فِيه تَ َف َّع َل‪ ،‬تَ َف َ‬ ‫‪17‬‬

‫‪51‬‬

‫‪44‬‬

‫‪18‬‬

‫‪17‬‬

‫‪79‬‬

‫‪25‬‬

‫‪9‬‬

‫‪9‬‬

‫‪81,38‬‬

‫تَ َف َّع َل*‬ ‫تَ َف َّك َر‬ ‫تَ َذ َّك َر*‬ ‫تَ َوَّك َل‬

‫تَ بَ يَّ َن‬ ‫ص‬ ‫تَ َربَّ َ‬ ‫تَ َولَّى *‬ ‫تَ َوفَّى‬ ‫اع َل‬ ‫تَ َف َ‬ ‫ار َك‬ ‫تَ بَ َ‬ ‫اء َل‬ ‫سَ‬ ‫تَ َ‬

‫‪Şimdiye kadarki‬‬ ‫‪Yüzde:‬‬

‫يَتَ َف َّع ُل‬ ‫يَتَ َف َّك ُر‬

‫يَتَ َذ َّك ُر‬ ‫يَتَ َوَّك ُل‬ ‫يَتَبَ يَّ ُن‬ ‫ص‬ ‫يَتَ َربَّ ُ‬ ‫يَتَ َولَّى‬ ‫يَتَ َوفَّى‬ ‫اع ُل‬ ‫يَتَ َف َ‬ ‫ار ُك‬ ‫يَتَبَ َ‬

‫‪ ve ّ varsa ya da‬ت ‪Kökte ilave‬‬ ‫‪ ve elif varsa‬ت ‪İlave‬‬

‫تَ َف َّع ْل ُمتَ َف ِّعل تَ َف ُّعل‬ ‫تَ َف َّك ْر ُمتَ َف ِّكر تَ َف ُّكر‬ ‫تَ َذ َّك ْر ُمتَ َذ ِّكر تَ َذ ُّكر‬ ‫تَ َوَّك ْل ُمتَ َوِّكل تَ َوُّكل‬ ‫تَ بَ يَّ ْن‬ ‫ص‬ ‫تَ َربَّ ْ‬ ‫تَ َو َّل‬ ‫تَ َو َّ‬ ‫ف‬

‫اع ْل‬ ‫تَ َف َ‬ ‫ار ْك‬ ‫تَ بَ َ‬ ‫اء ْل‬ ‫سَ‬ ‫سَ‬ ‫اء ُل تَ َ‬ ‫يَتَ َ‬

‫ُمتَبَ يِّن تَ بَ يُّن‬ ‫ُمتَ َربِّص تَ َربُّص‬ ‫ُمتَ َول تَ َول‬ ‫ُمتَ َوف تَ َوف‬ ‫ِ‬ ‫اع ْل‬ ‫ُمتَ َفاعل تَ َف ُ‬ ‫ارك‬ ‫ُمتَبَا ِرك تَ بَ ُ‬ ‫مت ِ‬ ‫ساءُل‬ ‫ساءل تَ َ‬ ‫َُ َ‬ ‫‪269‬‬

‫)‪düşünmek (tefekkür‬‬ ‫‪hatırlamak; öğüt almak‬‬ ‫‪tevekkül etmek, güvenmek‬‬ ‫‪belirmek‬‬ ‫‪beklemek‬‬ ‫‪Yüz çevirmek/ dostluk‬‬ ‫‪kurmak‬‬ ‫‪Ruhunu kabzetmek‬‬

‫‪mübarek olmak‬‬ ‫‪Birbirlerine sormak‬‬ ‫‪Toplam kelime (bu sayfada):‬‬


‫‪32‬‬

‫فِعل ثالثي َم ِزيد فِيه اِفْ تَ َع َل‪،‬اِنْ َف َع َل‬ ‫‪52‬‬

‫‪140‬‬

‫‪128‬‬

‫‪215‬‬

‫‪59‬‬

‫‪61‬‬

‫‪48‬‬

‫‪20‬‬

‫‪16‬‬

‫‪82,33‬‬

‫اِفْ تَ َع َل*‬ ‫ِ‬ ‫ف‬ ‫ا ْختَ لَ َ‬ ‫اِتَّ بَ َع *‬ ‫اِتَّ َخ َذ‬ ‫اِتَّ َقى‬

‫اِفْ تَ َرى‬ ‫اِ ْهتَ َدى*‬ ‫اِبْ تَ غَى‬ ‫اِنْ َف َع َل‬ ‫اِ‬ ‫ب‬ ‫ل‬ ‫ق‬ ‫ن‬ ‫َ‬ ‫َ‬ ‫ْ‬ ‫َ‬ ‫اِنْ تَ َهى‬

‫‪Şimdiye kadarki‬‬ ‫‪Yüzde:‬‬

‫يَ ْفتَعِ ُل‬ ‫ف‬ ‫يَ ْختَلِ ُ‬ ‫يَتَّبِ ُع‬ ‫يت ِ‬ ‫َّخ ُذ‬ ‫َ‬ ‫يَت َِّقي‬ ‫يَ ْفتَ ِري‬ ‫يَ ْهتَ ِدي‬ ‫يَ ْبتَ ِغي‬ ‫يَْن َفعِ ُل‬ ‫ي ْن َقلِ‬ ‫ب‬ ‫َ ُ‬ ‫يَ ْنتَ ِهي‬

‫اِفْ تَعِ ْل‬ ‫ف‬ ‫اِ ْختَلِ ْ‬ ‫اِتَّبِ ْع‬ ‫اِتَّ ِخ ْذ‬ ‫اِتَّ ِق‬ ‫اِفْ تَ ِر‬ ‫اِ ْهتَ ِد‬ ‫اِبْ تَ ِغ‬ ‫اِنْ َفعِ ْل‬ ‫ِ ِ‬ ‫ب‬ ‫انْ َقل ْ‬ ‫اِنْ تَ ِه‬

‫ُم ْفتَعِل‬ ‫ُم ْختَلِف‬ ‫ُمتَّبِع‬ ‫مت ِ‬ ‫َّخذ‬ ‫ُ‬ ‫ُمت ٍ‬ ‫َّق‬ ‫ُم ْفتَ ٍر‬ ‫ُم ْهتَ ٍد‬ ‫ُم ْبتَ ٍغ‬ ‫ُمْن َفعِل‬ ‫ُم ْن َقلِب‬ ‫ُم ْنتَ ٍه‬ ‫‪739‬‬

‫اِفْتِ َعال‬ ‫اِ ْختِ َّلف‬ ‫اِتِّ بَاع‬ ‫اِتِّ َخاذ‬ ‫اِتِّ َقاء‬ ‫اِفْتَِراء‬ ‫اِ ْهتِ َداء‬ ‫اِبْتِغَاء‬ ‫اِنِْف َعال‬ ‫اِنِْق َّلب‬ ‫اِنْتِ َهاء‬

‫‪ varsa ya da‬ت ‪İlave elif ve‬‬ ‫‪ varsa‬ن ‪ ve‬إ ‪İlave‬‬

‫‪Ayrılığa düşmek‬‬ ‫‪uymak‬‬ ‫‪edinmek‬‬ ‫‪korunmak; sakınmak‬‬ ‫‪iftira etmek‬‬ ‫‪doğru yolu bulmak‬‬ ‫‪talep etmek; aramak‬‬

‫‪değişmek‬‬ ‫‪sona ermek‬‬ ‫‪Toplam kelime (bu sayfada):‬‬


‫‪33‬‬

‫ِ ِ‬ ‫ِ‬ ‫ْع َّل‪ ،‬اِ ْستَ ْف َعل‬ ‫فعل ثالثي َم ِزيد فيه اف َ‬

‫‪3‬‬

‫‪3‬‬

‫‪20‬‬

‫‪42‬‬

‫‪48‬‬

‫‪23‬‬

‫‪28‬‬

‫‪42‬‬

‫‪47‬‬

‫‪82,66‬‬

‫اِفْ َع َّل‬ ‫اِ ْس َو َّد‬ ‫ض‬ ‫اِبْ يَ َّ‬ ‫اِ ْستَ ْف َع َل*‬ ‫اِ ْستَ ْع َج َل‬ ‫اِ ْستَ ْغ َف َر*‬ ‫اِ ْستَ ْكبَ َر‬ ‫اِ ْستَ ْه َزأَ‬ ‫ِ‬ ‫اب‬ ‫ا ْستَ َج َ‬ ‫ِ‬ ‫اع‬ ‫ا ْستَطَ َ‬ ‫ِ‬ ‫ام‬ ‫ا ْستَ َق َ‬

‫‪Şimdiye kadarki Yüzde:‬‬

‫يَ ْف َع ُّل‬ ‫يَ ْس َو ُّد‬

‫ض‬ ‫يَ ْب يَ ُّ‬ ‫يَ ْستَ ْفعِ ُل‬ ‫يَ ْستَ ْع ِج ُل‬ ‫يَ ْستَ ْغ ِف ُر‬ ‫يَ ْستَ ْكبِ ُر‬ ‫ئ‬ ‫يَ ْستَ ْه ِز ُ‬ ‫يَ ْستَ ِجيب‬ ‫ِ‬ ‫يع‬ ‫يَ ْستَط ُ‬ ‫يستَ ِ‬ ‫يم‬ ‫ق‬ ‫َْ ُ‬

‫اِفْ َع َّل‬ ‫اِ ْس َو َّد‬ ‫ض‬ ‫اِبْ يَ َّ‬ ‫اِ ْستَ ْفعِ ْل‬ ‫اِ ْستَ ْع ِج ْل‬ ‫اِ ْستَ ْغ ِف ْر‬ ‫اِ ْستَ ْكبِ ْر‬ ‫اِ ْستَ ْه ِز ْئ‬ ‫ِ ِ‬ ‫ب‬ ‫ا ْستَج ْ‬ ‫اِ ْستَ ِط ْع‬ ‫اِ ْستَ ِق ْم‬

‫ُم ْف َعل‬

‫ُم ْس َود‬

‫ُم ْب يَض‬ ‫ُم ْستَ ْفعِل‬ ‫ُم ْستَ ْع ِجل‬ ‫ُم ْستَ ْغ ِفر‬ ‫ُم ْستَ ْكبِر‬ ‫ُم ْستَ ْه ِزئ‬ ‫ُم ْستَ ِجيب‬ ‫ُم ْستَ ِطيع‬ ‫ُم ْستَ ِقيم‬ ‫‪256‬‬

‫اِفْعِ َالل‬ ‫اِ ْس ِو َداد‬ ‫ِ‬ ‫ضاض‬ ‫ابْيِ َ‬ ‫اِ ْستِ ْف َعال‬ ‫اِ ْستِ ْع َجال‬ ‫اِ ْستِ ْغ َفار‬ ‫اِ ْستِ ْكبَار‬ ‫اِ ْستِ ْه َزاء‬ ‫اِ ْستِ َجابَة‬ ‫ِ‬ ‫اعة‬ ‫ا ْستِطَ َ‬ ‫اِ ْستِ َق َامة‬

‫‪ varsa ya da‬ل ‪İlave elif ve‬‬ ‫‪ varsa‬است ‪İlave‬‬

‫‪kararmak‬‬ ‫‪beyazlamak‬‬

‫‪acele etmek‬‬ ‫)‪af dilemek (istiğfar‬‬ ‫‪kibirlenmek,‬‬ ‫‪büyüklenmek‬‬ ‫)‪alay etmek (istihzâ‬‬ ‫‪kabul etmek; cevap‬‬ ‫‪vermek‬‬ ‫‪güç yetirmek,‬‬ ‫‪…ebilmek‬‬ ‫‪Yönelmek‬‬ ‫)‪(istikamet‬‬ ‫‪Toplam kelime (bu sayfada):‬‬


34

‫صلَةُ ا ْلفِ ْعل‬ ِ + ‫فِعل‬

Fiile edat geldiğinde anlamını değiştirir

darbe, vuruş misal verdi affetmek affetmek, bağışlamak hükmetti arasında hükmetti

‫ب‬ َ َ ‫ض َر‬ ‫ب َمثًَّل‬ َ َ ‫ض َر‬ ‫َع َفا‬ ‫َع َفا َع ْن‬ ‫ضى‬ َ َ‫ق‬

‫ضى بَيْ َن‬ َ َ‫ق‬

geldi getirmek aramak, istemek zulmetmek tevbe etti tevbeyi kabul etti gelmek

koymak; koyuldu kaldırmak döndü; döndürdü …e döndü …den döndü

‫ض َع‬ َ ‫َو‬ ‫ض َع َع ْن‬ َ ‫َو‬ ‫َولَّى‬ ‫َولَّى إِلَى‬ ‫َولَّى َع ْن‬

getirmek gitmek götürmek uzaklaşmak memnun oldu ...den memnun

‫أَتَى‬ ِ ‫أَتَى‬ ‫ب‬

‫بَغَى‬ ‫بَغَى َعلَى‬

‫اب إِلَى‬ َ َ‫ت‬،‫اب‬ َ َ‫ت‬ ‫اب َعلَى‬ َ َ‫ت‬

‫اء‬ َ ‫َج‬ ِ ‫اء‬ ‫ب‬ َ ‫َج‬ ‫ب‬ َ ‫َذ َه‬ ِ ‫ب‬ ‫ب‬ َ ‫َذ َه‬

‫ب َع ْن‬ َ ‫َذ َه‬ ِ‫ر‬ ‫ض َي‬ َ ِ‫ر‬ ‫ض َي َع ْن‬ َ


DİLBİLGİSİ Dilbilgisi kısmında ayetleri anlamamızda gerekli olan en önemli kuralları öğrenmeye çalışacağız. İsim ve fiil cümleleri, fiil çekimleri, isim çekimleri ve cümle kuruluşlarıyla ilgili bir takım püf noktaları gözden geçireceğiz. Amacımız ayetleri anlamak için gerekli bilgileri dilbilgisinin detaylarına boğulmadan, gerekmedikçe teknik terim isimleri kullanmadan, pratik ve anlaşılır bir biçimde inşallah kavramak. ZAMİR, EDAT VE ZARFLAR: Zamirleri kelimeler kısmında 1. sayfada (işaret zamirleri) ve 2. sayfada (kişi zamirleri) görmüştük. Edatlar ve zarflar (yer zarfı, soru zarfı, vs.) ise 3, 4, 5 ve 6. sayfalarda geçmişti. Hatırlamak için bu sayfaları gözden geçirmenizde fayda var. Şimdi Kuran’dan örnekler üzerinde bunları inceleyelim:

‫ َربَّ ُك ْم‬kelimesi ‫ب‬ ‫( َر ا‬rab) ve ‫( ُك ْم‬sizin) kelimelerinden oluşuyor. “Sizin rabbiniz” anlamına geliyor. Arapçada zamirin ismin sonuna ek olarak geldiğine dikkat edin.

‫ َعلَْي ِه ْم‬kelimesi ‫( َعلَى‬üzerinde) ve ‫( ُه ْم‬onlar) kelimelerinin birleşmesi ile oluşmuş. “Onların üzerine/ üzerinde” anlamına geliyor. Dikkat edilirse Türkçenin aksine kelime sırası önce zarf (üzerinde), sonra zamir (onların) şeklinde.

‫ِك‬ َ ‫ َق ْبل‬kelimesi “senden önce” anlamına geliyor. Bu kelimenin hangi iki kelimeden oluştuğunu ve kelime listemizin kaçıncı sayfalarında yer aldığını siz bulun.

‫“ فٖ ي ِه‬onun içinde”, ‫لَ ُه ْم‬

“onlar için”

İSİMLERDE TEKİL/ ÇOĞUL VE ERKEK/ DİŞİ: Türkçe’nin aksine arapçada çoğul yapmak kelime sonuna –ler, -lar eki eklemek gibi bir yolla değil de belli kalıplar dahilinde yapılır. Aşağıdaki bazı çoğul örnekleri verilmiştir. Kelime çoğulları, kelime listesinde parantez içinde gösterilmişti. Ayrıca, arapçada her isim ya erkek ya da dişi kabul edilir. Gerçek ya da mecazi anlamda olabilen erkek/ dişi ayrımı, bu isimlerle bağlantılı olarak fiil çekimleri ve zamir seçiminde etkili olur. Bazı örnekler aşağıda sunulmaktadır. Kelimelerin çoğul şekillerinin hangi kalıplarla elde edildiği zamanla öğrenilir.

‫ َر ُسول‬elçi (erkek) ‫ ُر ُسل‬elçiler ‫ َْسَاء‬gök (dişi), ‫ َْسَاوات‬gökler ‫ َجنَّة‬cennet (dişi), ‫ َجنَّات‬cennetler


İSİM TAMLAMASI: Arapçada isim tamlamasında Türkçe’ye göre tamlayan, tamlanan sırasının ters olduğunu fark edeceksiniz.

‫ين‬ َ ٖ‫“ َرب ْال َعالَم‬Alemlerin rabbi” örneğinde olduğu gibi, tamlamaya anlam verirken Türkçe’ye göre tersten okuyoruz.

‫ين‬ ٖ ‫“ َمالِكِ َي ْو ِم‬Din gününün sahibi” birleşik tamlama örneğinde “din günü” ِ ‫الد‬ tamlaması “sahibi” kelimesiyle birleşiyor. Yine kelime sırasını fark ediyoruz. َ ‫ الص َر‬bu tamlamayı da siz inceleyin. ‫اط ْالمُسْ َتقٖ ي َم‬ SIFAT TAMLAMASI: Sıfat tamlamasında da, Arapçada Türkçe’ye göre tamlayan, tamlanan sırasının ters olduğunu (önce isim, sonra sıfat geldiğini) fark edeceksiniz.

‫“ اَجْ ر َع ٖظيم‬Büyük mükafat” , ‫“ َقبُول َح َسن‬güzel bir kabul” ُ ‫“ َكلِ َم‬Rabbinin güzel sözü” bu yapıda hem bir isim tamlamasının ‫ك ْالحُ سْ ٰنى‬ َ ‫ت َرب‬ “Rabbi’nin sözü” hem de sıfat tamlamasının “güzel sözü” içiçe olduğunu görüyoruz. İSİM CÜMLESİ: Cümle anlamlı bir kelime topluluğudur. Bir iş veya oluştan bahsedip bahsetmemesine göre isim ve fiil cümlesi olarak ikiye ayrılır. Aşağıdaki örnekleri incelerken isim cümlesinin kuruluşuna dikkat edin. İsim cümlesinde çoğunlukla özne önce, yüklem sonra gelir.

‫ين‬ َ ٖ‫ِل َرب ْال َعالَم‬ ِ ٰ ِ ‫“ اَ ْل َح ْم ُد‬Hamd (övgü) alemlerin Rabbi olan Allah (cc) içindir” ‫ك ْاْلَ ْك َر ُم‬ َ ‫“ َو َر ُّب‬Ve Rabbi’n ikram sahibidir” ‫ْب فٖ ي ِه‬ َ ‫ك ْال ِك َتابُ َْل َري‬ َ ِ‫“ ٰذل‬Bu kitap ki içinde şüphe yoktur” ‫َوه َُو َع ٰلى ُكل َشیْ ء َق ٖدير‬

“O, her şeye hakkıyla gücü yetendir. “


ٰ ُ ‫ك م َِن ْاْل‬ ‫ولى‬ َ َ‫“ َولَ ْ ْٰلخ َِرةُ َخيْر ل‬Muhakkak ahiret senin için dünyadan daha hayırlıdır” (Ahiret kelimesinin başındaki “le” öneki “muhakkak” anlamındadır.) FİİL CÜMLESİ: Aşağıdaki fiil cümlesi örneklerini inceleyerek cümle kuruluşlarına, özneyüklem-nesne sıralarına dikkat edin ve Türkçe’yle karşılaştırın. Türkçe’yle en önemli fark dilimizde yüklem cümle sonuna gelirken, arapçada yüklem önce nesne ise genellikle sonra gelir. Aşağıdaki cümlelerde yüklem kırmızı ile işaretlenmiştir.

‫“ ِا َّنا اَ ْن َز ْل َناهُ فٖ ى َل ْيلَ ِة ْال َق ْد ِر‬Muhakkak biz onu (Kuran’ı) Kadir gecesinde indirdik” ‫“ قُ ْل ه َُو للاُ اَ َحد‬De ki O Allah’tır, bir tektir” َ ‫“ َخلَ َق ْال َم ْو‬Ölümü ve hayatı yaratmıştır” ‫ت َو ْال َح ٰيو َة‬ ‫يح‬ َ ‫ص ٖاب‬ َ ‫َولَ َق ْد َز َّي َّنا ال َّس َما َء ال ُّد ْن َيا ِب َم‬

“Andolsun biz, en yakın göğü kandillerle

donattık”

CÜMLECİK (İsim/ Sıfat/ İlgi): Cümlecikler cümle yapısında çok önemli olan bir kısım olup özellikle uzun ayetlerin çözümlenmesinde bu konunun iyice anlaşılmasının büyük önemi vardır. Özetle Türkçe’de “o şey ki, o kimse ki” anlamına gelen

‫َما‬

(cansız varlıklar için),

ْ‫( َمن‬canlı varlıklar için), ‫( الَّذٖ ى‬canlı / cansız erkek), ‫( الَّتٖ ى‬canlı /cansız bayan), ‫ين‬ َ ٖ‫الَّذ‬

(çoğul) kelimeleri ile kurulan cümle kısımlarıdır. Dikkat edilirse “o şey ki bilmiyor” yerine “bilmediği şey”, “ o insan ki geliyor” yerine “gelen insan” gibi ifadeler kullanırız. Arapça cümleleri ifade ederken de aynı şekilde önce “o şey ki, o kimse ki” ifadeleriyle anlamı kavrayıp daha sonra Türkçe’deki gibi daha uygun ifadelerle cümle toplanır. Aşağıdaki örneklerde cümlecikle kırmızıyla işaretlenmiştir.

‫ان َما لَ ْم َيعْ لَ ْم‬ َ ‫اْل ْن َس‬ ِ ْ ‫“ َعلَّ َم‬insana o şeyi öğretti ki bilmiyordu” yani “insana bilmediği şeyi öğretti”

‫ك الَّذٖ ى َخ َل َق‬ َ ‫“ ِا ْق َر ْا ِباسْ ِم َرب‬Rabbinin ismiyle oku ki O yarattı” yani “Yaratan Rabbi’nin ismiyle oku”

‫ت‬ ِ ‫ين ٰا َم ُنوا َو َع ِملُوا الصَّال َِحا‬ َ ٖ‫“ الَّذ‬Onlar ki inanırlar ve iyi işler yaparlar” yani “inanan ve iyi iş yapanlar”


‫ون‬ َ ‫“ ٰهذِهٖ َج َه َّن ُم الَّتٖ ى ُك ْن ُت ْم ُتو َع ُد‬Bu cehennem ki siz onunla vaad olunuyordunuz” yani “size vaad olunan (söz verilen) cehennem budur”

‫“ اَ َْل َيعْ لَ ُم َمنْ َخلَ َق‬Bilmez mi ki yaratmıştır?” yani “Yaratan hiç bilmez mi?” ‫‘ َما‬NIN ÜÇ FARKLI KULLANIMI ‫َما‬

kelimesi “nedir?”, “değildir” yahut “o şey ki” anlamlarından biriyle kullanılır. Şimdi bu üç farklı kullanım şekillerini sırasıyla inceleyelim: 1) Soru edatı olarak “Nedir?” anlamıyla:

‫ون‬ َ ُ‫“ َف َما َخ ْط ُب ُك ْم اَ ُّي َها ْالمُرْ َسل‬Asıl işiniz nedir ey elçiler?” 2) Olumsuzluk eki olarak “değildir” anlamıyla:

‫“ َقالُوا َما اَ ْن ُت ْم ا َِّْل َب َشر م ِْثلُ َنا‬Dediler ki siz bizim gibi insandan başka bir şey değilsiniz”

ُ‫“ َو َما َعلَ ْي َنا ِا َّْل ْال َب َْل ُغ ْالم ُٖبين‬Bize düşen açık bir tebliğden başka bir şey değildir” ‫ين‬ َ ‫“ َو َما للاُ ي ُٖري ُد ُظ ْلمًا ل ِْل َعالَ ٖم‬Allah (cc), âlemlere hiç zulüm etmek istemez.” 3) Cümlecik kuruluşunda “o şey ki” anlamıyla:

‫“ نَ ْح ُن اَ ْعلَ ُم بِ َما يَ ُقولُو َن‬Biz onların dedikleri şeyi biliyoruz”


FİİL ÇEKİMİ: Fiillerin şahıslara (biz, siz, onlar gibi) ve zamana (geçmiş zaman, şimdiki zaman) göre çekiminin aşağıdaki iki tabloda gösterildiği şekliyle ana hatlarıyla bilinmesi gerekir. Fiil çekim tablolarında dikkat edilirse, geçmiş zaman için fiil kökünün sonuna, şimdiki zaman için ise fiilin başına yapılan değişikliklerle istenen çekim elde edilir. Mazi َ ْ‫صر‬ çekiminde sona gelen ek çoğu zaman ilgili kişi zamirini anımsatır. Mesela, ‫ت‬ َ ‫“ َن‬sen

َ ‫“ أَ ْن‬sen” zamirinin son kısımları benzerdir. Bu tablolarda özellikle yardım ettin” ile ‫ت‬ renkli işaretli hücrelerde yer alan çekimler Kuran’da çok daha sık geçtiği için öncelikle bunların çok iyi öğrenilmesi gerekir. Diğer çekimler çok nadir geçtiğinden onlar için ihtiyaç oldukça tabloya bakılabilir. Aslında ezbere bildiğimiz namaz sürelerinde geçen fiillerin çekimlerine dikkat edilse çok daha rahat bir şekilde bu konu öğrenilebilir. Mesela Fatiha süresinde geçen ‫“ َنعْ ُب ُد‬biz kulluk ederiz” (şimdiki/ geniş zaman, biz zamiri) fiili َ ْ‫“ اَ ْن َعم‬sen nimet verdin” (geçmiş zaman, sen zamiri) yahut yine Fatiha süresinde geçen ‫ت‬ fiili zaten her gün namazlarda 40 defa geçmekte olup biraz dikkat ile dilbilgisi yönüyle de rahatlıkla kavranabilir.

Çoğul

‫صرُوا‬ َ ‫َن‬ ‫صرْ َن‬ َ ‫َن‬ ‫صرْ ُت ْم‬ َ ‫َن‬ َّ‫صرْ ُتن‬ َ ‫َن‬ ‫صرْ َنا‬ َ ‫َن‬

İki kişi

Tekil

‫ص َرا‬ ‫ص َر‬ َ ‫َن‬ َ ‫َن‬ ْ ‫ص َر‬ ‫ص َر َتا‬ َ ‫ت َن‬ َ ‫َن‬ َ ْ‫صر‬ ‫صرْ ُت َما‬ َ ‫ت َن‬ َ ‫َن‬ ‫صرْ ُت َما‬ ِ ْ‫صر‬ َ ‫ت َن‬ َ ‫َن‬ ُ ْ‫صر‬ ‫ت‬ َ ‫َن‬

Bazı Örnekler:

Geçmiş Zaman 3. şahıs (erkek) 3. şahıs (bayan) 2. şahıs (erkek) 2. şahıs (bayan) 1. şahıs

‫َر َز ْق َنا ُه ْم‬

Çoğul

‫ُون‬ َ ‫َيسْ َمع‬ ‫َيسْ َمعْ َن‬ ‫ُون‬ َ ‫َتسْ َمع‬ ‫َتسْ َمعْ َن‬ ‫َنسْ َم ُع‬

İki kişi

Tekil

‫ان‬ ِ ‫َيسْ َم ُع َيسْ َم َع‬ ‫ان‬ ِ ‫َتسْ َم ُع َتسْ َم َع‬ ‫ان‬ ِ ‫َتسْ َم ُع َتسْ َم َع‬ ‫ان‬ َ ‫َتسْ َمع‬ ِ ‫ِين َتسْ َم َع‬ ‫أَسْ َم ُع‬

Şimdiki Zaman 3. şahıs (erkek) 3. şahıs (bayan) 2. şahıs (erkek) 2. şahıs (bayan) 1. şahıs

biz onları rızıklandırdık  Fiilin sonuna gelen ekler

kimin kimleri rızıklandırdığını açıklıyor.

‫اَ ْن َز ْل َنا ُه‬

biz onu indirdik (Kadir süresi),

‫اك‬ َ ‫اَعْ َط ْي َن‬

biz sana verdik (Kevser

süresi)

‫ون‬ َ ‫ ي ُْؤ ِم ُن‬onlar inanırlar, ‫ُون الص َّٰلو َة‬ َ ‫ ُيقٖ يم‬onlar namazı kılarlar ‫َقالُوا ٰا َم َّنا‬

onlar dediler ki biz iman ettik


MEÇHUL (EDİLGEN) FİİL: Edilgen çatısında fiilin ilk harfinin harekesi ötre yapılır.

‫ْك‬ َ ‫ ا ُ ْن ِز َل ِالَي‬sana indirildi ‫ُون‬ َ ‫ َو ِالَ ْي ِه ُترْ َجع‬O’na döndürüleceksiniz ‫ ِا َّنا َف َتحْ َنا‬Biz açtık (etken çatı) iken ‫ت ال َّس َما ُء‬ ِ ‫َوفُت َِح‬

ve gökyüzü açıldı (edilgen çatı). Karşılaştırma için fiilin her iki örnekte ilk harfinin harekesine dikkat edin. EMİR KİPİ: Aşağidaki örnekleri inceleyin. Emir kipinde fiilin son harfinin cezm olduğuna dikkat edin.

‫ك الَّذٖ ى َخ َل َق‬ َ ‫ِا ْق َر ْا ِباسْ ِم َرب‬ ‫قُ ْل ه َُو ٰللاُ اَ َحد‬

“Yaratan Rabbi’nin adıyla oku”

“De ki O Allah’tır, bir tektir”

‫ك َواسْ َت ْغ ِفرْ ُه‬ َ ‫ َف َسبحْ ِب َح ْم ِد َرب‬Rabbine hamd ederek tespihte bulun ve O’ndan bağışlama dile (Nasr süresi)

 Kelime listesinin fiiller bölümünde her fiil için geçmiş zaman, şimdiki zaman, emir kipi şekilleri gösterilmişti. Kelimeleri çalışırken bu şekillere de muhakkak dikkat edin.


Aşağıdaki tabloda bir fiilin başına gelen ön ekler yoluyla kazandığı değişik anlamlar özet biçimde gösterilmiştir. Bu önekler kelime listesinin 1, 5 ve 6. sayfalarında geçmişti. Bu tablonun çok iyi bir şekilde öğrenilmesi gerekmektedir.

ÇEŞİTLİ FİİL ÇEKİMLERİ VE ÖNEKLER ‫ص َر‬ َ ‫ما َن‬

Yardım etmedi

‫لَنْ َيسْ َم َع‬

Duymayacak

‫ُنصِ َر‬

Yardım edildi

ْ‫لَ ْم َيسْ َمع‬

Duymadı

‫ْل َيسْ َم ُع‬

Duymuyor

‫ان َيسْ َم ُع‬ َ ‫َك‬

Duyuyordu

‫يُسْ َم ُع‬

Duyuluyor

َّ‫لَ َيسْ َم َعن‬

Kesinlikle duyacak

‫َس َيسْ َم ُع‬

Duyacak (yakında)

ْ‫لِ َيسْ َمع‬

Duysun

‫ف َيسْ َم ُع‬ َ ‫َس ْو‬

Duyacak

ْ‫ِاسْ َمع‬

duy

‫لَ ْم َيل ِْد َولَ ْم يُولَ ْد‬

“O’ndan çocuk olmamıştır (Kimsenin babası değildir). Kendisi de

doğmamıştır” (İhlas süresi)

ٰ ْ‫ك َف َتر‬ ‫ضى‬ َ ‫يك َر ُّب‬ َ ‫ف يُعْ ٖط‬ َ ‫( َولَ َس ْو‬Ey Peygamber) Şüphesiz, Rabbin sana verecek ve sen de hoşnut olacaksın. (Duha süresi)

‫يل‬ ِ ‫ك ِباَصْ َحا‬ َ ‫ْف َف َع َل َر ُّب‬ َ ‫ اَلَ ْم َت َر َكي‬Rabbinin, fil sahiplerine ne yaptığını ِ ٖ‫ب ْالف‬ görmedin mi? (Fil süresi)

َ ‫اَ َراَي‬ ‫ين‬ ٖ ‫ب ِب‬ ُ ‫ْت الَّذٖ ى ُي َك ِّذ‬ ِ ‫الد‬

Gördün mü, o hesap ve ceza gününü yalanlayanı!

‫للا َو ْال َف ْت ُح‬ ِ ‫ِا َذا َجا َء َنصْ ُر‬

Allah’ın yardımı ve fetih (Mekke’nin fethi) geldiğinde

(Maun süresi)

(Nasr süresi)


Aşağıdaki tabloda ise bir fiil kökünden türetilen çeşitli isim türleri gösterilmektedir.

BİR FİİLDEN TÜRETİLEN ÇEŞİTLİ İSİM ŞEKİLLERİ ‫َعالِم‬

Bilen

‫َفاعِ ل‬

Yapan

‫َعْلَّ َمة‬

Çok bilen

‫َفعَّالَة‬

Çok yapan

‫َمعْ لُوم‬

bilinen

‫َم ْفعُول‬

yapılan

‫َعلِيم‬ ‫أَعْ لَم‬

Herşeyi bilen En iyi bilen

‫َفعِيل‬ ‫أَ ْف َعل‬

Herşeyi yapan En iyi yapan

‫ب َوال َّش َهادَ ِة‬ ِ ‫َعالِ ُم ْال َغ ْي‬

Gaybı da (görünmeyeni de), görünen âlemi de bilendir

‫ين‬ َ ٖ‫َوه َُو اَعْ لَ ُم ِب ْال ُم ْه َتد‬

O, doğru yolda olanları da en iyi bilendir. (Nahl süresi

(Haşr süresi)

125)

Günlük namazlarda 40 defa okunan Fatiha süresinde neredeyse yukarıda işlenen tüm dilbilgisi konuları uygulama alanı buluyor. Okuduğunuz dilbilgisi konularının zihninize yerleşmesi ve pekişmesi için siz de Fatiha süresi başta olmak üzere diğer bildiğiniz namaz sürelerini bir de dilbilgisi yönüyle dikkatlice inceleyerek, kelime ve cümle yapılarını yukarıdaki bilgiler ışığında değerlendirin.


AYET ÇÖZÜMLEMELERİ ‫ك الَّ ٖذى َخلَ َق‬ َ ‫ِا ْق َر ْا ِباسْ ِم َرب‬

1)

Yaratan Rabbinin adıyla oku! (Alak, 1)

‫الَّذٖ ى‬

‫َخلَ َق‬ yarattı

O ki

yaratan

‫ك‬ َ ‫َرب‬

rabbin

‫ِا ْق َر ْا ِباسْ ِم‬ ismi ile oku

Rabbinin ismi ile

Görüldüğü gibi, ayette geçen tüm kelimeleri öğrenmiştik

Yaratan Rabbinin ismiyle

2)

‫َولَ َق ْد َيسَّرْ َنا ْالقُرْ ٰا َن ِللذ ْك ِر َف َه ْل ِمنْ ُم َّد ِكر‬ Andolsun biz, Kur’an’ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan? (Kamer, 17)

‫َيسَّرْ َنا‬

fiili biz kolaylaştırdık demektir. Fiil kökünün sonuna gelen yerine kullanıldığını çekim tablosunda görmüştük.

‫ َنا‬ekinin biz zamiri

‫ َيسَّرْ َنا ْالقُرْ ٰا َن‬nesne olan “Kuran” kelimesi yüklemin ardından gelerek “Kuran’ı kolaylaştırdık” anlamı vermektedir.

‫ لِلذ ْك ِر‬zikir (düşünmek, öğüt almak) kelimesinin başına gelen ‫ ِل‬öneki “öğüt almak için” anlamı veriyor. Buraya kadarki cümle “andolsun biz Kuran’ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık” anlamındadır.

‫ َه ْل‬kelimesi soru edatı olup –mi? anlamında kullanılmış.


‫ ُم َّدكِر‬kelimesi aslında zikir kökünden geliyor ancak müzzekir olacakken müddekir olarak ses değişikliğine uğramış. Dolayısıyla anlamı “zikir eden” yani düşünüp öğüt alan demek. Cümlenin bu ikinci kısmının anlamı da “düşünüp öğüt alan var mı?” şeklindedir.

3)

‫ارك لِ َي َّد َّبرُوا ٰا َيا ِته َولِ َي َت َذ َّك َر اُولُوا‬ َ ‫ك ُم َب‬ َ ‫ِك َتاب اَ ْن َز ْل َناهُ ِالَ ْي‬ ‫ب‬ ِ ‫ْاْلَ ْل َبا‬ "Bu Kur'an, âyetlerini düşünsünler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır. (Sad, 29)

‫ِك َتاب‬

kitap

ُ‫ه‬

‫َنا‬

‫اَ ْن َز ْل‬

onu

‫َك‬

‫ِا َل ْي‬

senin

üzerine

biz indirdik

‫ارك‬ َ ‫ ُم َب‬mübarek ‫ِل َيدَّ َّب ُروا‬

düşünüyorlar için

‫ه‬

‫ت‬ ِ ‫ٰا َيا‬

onun

ayetleri

‫َي َت َذ َّك َر‬

‫ِل‬

‫َو‬

‫اُولُوا‬

öğüt alıyorlar

sahipleri

‫ب‬ ِ ‫ ْاْلَ ْل َبا‬temiz akıl

için ve


4)

‫ت َعلَْي ِه ْم بِ َجبَّا ٍر فَ َذ ِّك ْر بِالْ ُق ْرٰا ِن‬ َ ْ‫نَ ْح ُن اَ ْعلَ ُم بِ َما يَ ُقولُو َن َوَما اَن‬

‫اف َو ٖعي ِد‬ ُ ‫َم ْن يَ َخ‬

Biz onların ne dediklerini çok iyi biliyoruz. Sen, onlara karşı bir zorba değilsin. O hâlde sen, benim uyarımdan korkan kimselere Kur’an ile öğüt ver. (Kaf, 45)

‫بِ َجبَّا ٍر‬ ‫فَ َذ ِّك ْر‬ ‫بِالْ ُق ْرٰا ِن‬

zorba Öyleyse öğüt ver Kuran ile

‫َم ْن‬

Kim (o kimseyi ki)

‫اف‬ ُ ‫يَ َخ‬ ‫َو ٖعي ِد‬

Korkar

Yani uyarımdan korkan kimseyi

uyarı

‫نَ ْح ُن اَ ْعلَ ُم بِ َما يَ ُقولُو َن‬ ‫ت َعلَْي ِه ْم بِ َجبَّا ٍر‬ َ ْ‫َوَما اَن‬ ‫اف‬ ُ ‫فَ َذ ِّك ْر بِالْ ُق ْرٰا ِن َم ْن يَ َخ‬

‫َو ٖعي ِد‬

‫نَ ْح ُن‬ ‫اَ ْعلَ ُم‬ ‫بِ َما‬

‫يَ ُقولُو َن‬ ‫َوَما‬

‫ت‬ َ ْ‫اَن‬ ‫َعلَْي ِه ْم‬

biz biliyoruz

Yani O şeyi ile ki diyorlar

Yani dediklerini

ne dediklerini biliyoruz

Ve değildir

Yani sen Onlar üzerinde

ve sen onlar üzerinde değilsin

Biz onların ne dediklerini çok iyi biliyoruz Sen, onlara karşı bir zorba değilsin O hâlde sen, benim uyarımdan korkan kimselere Kur’an ile öğüt ver.

Tahlil: Görüldüğü gibi ayet-i kerime üç kısımdan oluşuyor. İlk cümle bir fiil cümlesi, ikincisi isim cümlesi, üçüncüsü fiil cümlesi. Aşağıda hatırlanması gereken çok önemli üç hususa işaret edilmekte: 

Dikkat edilirse ilk cümlede özne-yüklem-nesne sırası izlenmiştir.


Yine dikkat edilirse 1. ve 3. cümlelerde altı çizili kısımlar

‫َما‬

ve

‫َم ْن‬

edatları ile

kurulmuş, cümlede nesne görevi gören cümleciklerdir. Burada bu iki edat “ne” ve “kim” anlamlarıyla soru sormaktan ziyade, “o şey ki” ve “o kimseler ki” anlamlarıyla kullanılıyorlar. 

Son olarak dikkat edilirse, 2. cümlede geçen

‫َما‬

edatı “değildir” anlamıyla

olumsuzluk ifade etmek için kullanılmıştır. Hatırlanacağı üzere,

‫َما‬

edatının asıl

anlamı “nedir?” demektir. Dolayısıyla bu örnek ayet-i kerimede gayet açık bir şekilde görüldüğü üzere,

‫َما‬

edatının Kuran-ı Kerim’de herhangi bir ayette bahsi

geçen üç anlamından (“nedir?”, “değildir” yahut “o şey ki”) hangisi ile kullanıldığı anlamak için cümlenin geri kalanına bakmamız gerekmekte.

5)

‫ين‬ َ ٖ‫ِانَّ ٰهـ َذا ْالقُرْ ٰا َن َيه ْٖدى ِللَّتٖ ى ِه َى اَ ْق َو ُم َو ُي َبش ُر ْالم ُْؤمِن‬ ‫ت اَنَّ لَ ُه ْم اَجْ رً ا َك ٖبيرً ا‬ ِ ‫ون الصَّالِ َحا‬ َ ُ ‫ين َيعْ َمل‬ َ ‫الَّ ٖذ‬ Gerçekten bu Kur’an en doğru olan yola götürür ve iyi işler yapan mü’minler için büyük bir mükâfat olduğunu müjdeler. (İsra, 9) Bu uzun ayeti 2 kısımda inceleyebiliriz.

‫ِى اَ ْق َو ُم‬ َ ‫ه‬

O (hidayet) en doğrudur

‫ِل لَّتٖ ى‬

Öylesi içinki (Öyle bir hidayete ki)

‫َيهْدٖ ى‬

Hidayete erdirir

‫اِنَّ ٰهـ َذا ْالقُرْ ٰا َن‬

Muhakkak bu Kuran

En doğru yola (hidayete)

Gerçekten bu Kur’an en doğru olan yola götürür


‫اَنَّ لَ ُه ْم اَجْ رً ا َك ٖبيرً ا‬

Onlar için büyük bir ecir (mükafat) vardır

‫ت‬ ِ ‫ون الصَّال َِحا‬ َ ُ‫َيعْ َمل‬

Salih (iyi) işler yaparlar

‫ين‬ َ ‫ين الَّ ٖذ‬ َ ٖ‫ْالم ُْؤمِن‬ O inananları ki

ُ‫َو ُي َبشر‬

Ve müjdeler

Iyi işler yapan müminleri

ve iyi işler yapan mü’minler için büyük bir mükâfat olduğunu müjdeler.

6)

‫ين َو َْل‬ َ ٖ‫َو ُن َنز ُل ِم َن ْالقُرْ ٰا ِن َما ه َُو ِش َفاء َو َرحْ َمة لِ ْلم ُْؤمِن‬ َّ ‫َي ٖزي ُد‬ ‫ين ِا َّْل َخ َسارً ا‬ َ ٖ‫الظالِم‬ Biz Kur’an’dan, mü’minler için şifa ve rahmet olacak şeyler indiriyoruz. Zalimlerin ise Kur’an, ancak zararını artırır. (İsra, 82)

‫ين‬ َ ٖ‫ َو ُن َنز ُل ِم َن ْالقُرْ ٰا ِن َما ه َُو شِ َفاء َو َرحْ َمة ل ِْلم ُْؤمِن‬Ayeti kerimenin bu ilk kısmında en önemli husus ‫ما‬ َ edatının 4. örneğimizin tahlilinde

açıklandığı şekilde, burada 3 anlamından (“nedir?”, “değildir” yahut “o şey ki”) hangisi ile kullanıldığını tespit etmek. Ayetin bu kısmına baktığımızda “o şey ki” anlamının kullanıldığı (“o şey ki müminler için şifa ve rahmettir” = “müminler için şifa ve rahmet olan şey”) rahatça anlaşılıyor.

َّ ‫ َو َْل َي ٖزي ُد‬Bu kısımda ise Kuran’da çok sık rastlanan ‫ين ا َِّْل َخ َسارً ا‬ َ ٖ‫الظالِم‬ bir kalıp karşımızda. ‫ َْلَ ا َِّْل‬şeklindeki bu yapı “değildir.. ancak” anlamına gelmekte(Kelime-i şehadette olduğu gibi). Bu kısmın anlamı, o halde, “zalimlerin ise artırmaz ancak zararını” yani tekrar düzenlersek “zalimlerin ise zararını artırır” şeklinde olmaktadır.


7)

‫اب ِت ْب َيا ًنا لِ ُكل َشیْ ء َوه ًُدى َو َرحْ َم ًة‬ َ ‫ك ْال ِك َت‬ َ ‫َو َن َّز ْل َنا َعلَ ْي‬ ‫ين‬ َ ‫َو ُب ْش ٰرى لِ ْلمُسْ لِ ٖم‬ Sana bu kitabı; her şey için bir açıklama, doğru yolu gösteren bir rehber, bir rahmet ve müslümanlar için bir müjde olarak indirdik. (Nahl, 89)

Bu ayet-i kerime uzun olmasına rağmen cümle yapısı oldukça basit.

‫اب‬ َ ‫ك ْال ِك َت‬ َ ‫َو َن َّز ْل َنا َعلَ ْي‬

asıl cümleyi oluşturan bu kısımda “kitabı sana biz indirdik” anlamını kolayca görebiliyoruz. Sonra gelen kısımda Kuran’ın 4 özelliği sıralanmakta.

‫ِت ْب َيا ًنا لِ ُكل َشیْ ء‬

açıklama anlamına gelen “tibyan” kelimesinin aslında “beyan” kelimesi ile aynı kökten geldiğine dikkat ediniz. Bu ilk özellik Kuran-ı Kerim’in “her şey için bir açıklama” olduğunu belirtiyor. Ardından gelen 3 özellik ile de hidayet, rahmet ve müslümanlar için bir müjde olduğu bildiriliyor.

8)

‫ث ِك َتابًا ُم َت َش ِابهًا َم َثا ِن َى َت ْق َش ِعرُّ ِم ْن ُه‬ ِ ‫َ ٰللا ُ َن َّز َل اَحْ َس َن ْال َح ٖدي‬ ‫ين َي ْخ َش ْو َن َر َّب ُه ْم ُث َّم َتلٖ ينُ جُلُو ُد ُه ْم َوقُلُو ُب ُه ْم ِا ٰلى‬ َ ‫جُلُو ُد الَّ ٖذ‬ ٰ ٰ ‫للا َيه ْٖدى ِبهٖ َمنْ َي َشا ُء َو َمنْ يُضْ لِ ِل‬ ِ ‫ك ُهدَى‬ َ ِ‫للا ٰذل‬ ِ ‫ِذ ْك ِر‬ ‫ٰللا ُ َف َما لَ ُه ِمنْ َهاد‬ Allah, sözün en güzelini; âyetleri, (güzellikte) birbirine benzeyen ve (hükümleri, öğütleri, kıssaları) tekrarlanan bir kitap olarak indirmiştir. Rablerinden korkanların derileri (vücutları) ondan dolayı gerginleşir. Sonra derileri de (vücutları da) kalpleri de Allah’ın zikrine karşı yumuşar. İşte bu Kur’an Allah’ın hidayet rehberidir. Onunla dilediğini doğru yola iletir. Allah, kimi saptırırsa artık onun için hiçbir yol gösterici yoktur. (Zümer, 23)


Bu son ayeti siz çözümlemeyi deneyin. Ayet, yukarıdaki örneklerdekine benzer şekilde birkaç kısımdan oluşuyor. Önce bu kısımlara ayeti bölüp sonra tek tek kelimelerin anlamlarını inceleyip cümle kuruluşlarının nasıl yapıldığına dikkat edin.

YOL HARİTASI 1) Kelimeler kısmını çalışın. 2) Dilbilgisi ve ayet çözümlemeleri kısmını çalışın. 3) Kelimeler kısmını tekrar edin. 4) Vakti müsait olanlar bir hafta müstakil çalışmayla, olmayanlar ise haftaiçi günde bir saat haftasonları birkaç saat ayırarak bir ay çalışmayla yukarıdaki aşamaları tamamlayıp inşaAllah okuduğunuzun 80%’ini anlayacak seviyeye gelmeyi hedefleyin. Daha sonra: 5) Namaz sürelerini (Fatiha, İhlas, vb.) kelime anlamlı bir Kuran-ı Kerim’den faydalanarak çalışın. (Sürede geçen kelimeleri öğrenip ayet çözümlemelerini yaparak) 6) Ayet-el Kürsiyi (Bakara 255) aynı metodla çalışın. 7) Yasin süresini kelime anlamlı bir Kuran-ı Kerim’den faydalanarak çalışın. (Sürede geçen kelimeleri öğrenip ayet çözümlemelerini yaparak) 8) Mülk süresini aynı metodla çalışın. 9) Zümer ve Rum sürelerini aynı metodla çalışın. 10) Her gün kelime anlamlı bir Kuran-ı Kerim’den düzenli olarak en az 2 sayfa, not alarak ve ayetlerin dilbilgisine dikkat ederek okuyun. 11) Tefsir kaynaklarına müracat ederek okuduğunuz sürelerin inceliklerini, anlam zenginliklerini, ayetlerin iniş sebeplerini, vs. öğrenmeye çalışın. 12) Websiteyi ziyaret ederek yeni çalışma ve kaynakları takip edin. 13) Dostlarınızı, yakınlarınızı, çevrenizdeki insanları bu çalışmalardan haberdar ederek siz de bu çalışmalara ortak olun. Kolaylık açısından bahsi geçen süreler için o sürede geçen kelimelerin anlamlarıyla beraber listesi (o süreye özel bir sözlük) www.ilimtalibi.com adresine ileride eklenebilir.

Bu çalışmanın dilbilgisi ve ayet çözümlemeleri kısımlarına eklemeler yapıldıkça websayfasında bu eklemeler ve çalışmanın son hali yayınlanmaktadır. Öğrendiğiniz kelimelerden tam istifade edebilmek için çok önemli olan bu dilbilgisi notlarını değerlendirmek için siteyi ve sitedeki kitapçığın son halini mutlaka takip edin.


Kuran’ı Anlayalım Kuranı Kerim anlaşılsın diye indirilmiştir. "Bu Kur'an, âyetlerini düşünsünler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır. [Sad:29]." Kuran-ı Kerim’i okumayı öğrenmek ne kadar önemli ise, okuduğumuzu anlamak çok daha önemlidir. Bu çalışmanın amacı hiç bir arapça altyapısı olmayan ancak Kuran’ı anlama yolunda bir adım atmak isteyen herkesin, anlaşılır, pratik ve öz bir şekilde, bir altyapı kazanmalarına vesile olmaktır. Bu amaçla Kuran’da en sık geçen ve tekrarlarıyla Kuran’daki toplam kelimelerin 80%’ini oluşturan 500 kelime konularına göre düzenlenerek sunulmuş, ardından temel dilbilgisi kurallarıyla kelime ve cümle yapıları incelenerek örnek ayetler üzerinden bu kelime ve dilbilgisi bilgileri uygulamaya konulmuştur. Günde birkaç saat düzenli bir çalışmayla bir ay gibi bir sürede inşallah tamamlanması mümkün olabilecek bir gayret sonucu okuduğumuz yüce kitaptan çok daha farklı bir istifade imkanı doğabilir. Cenabı Hak’tan bize kitabını hakkıyla anlamayı, öğrenmeyi ve öğretmeyi nasip etmesini dileriz.

Kuran Kelimelerininin %80’i


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.