TEK DERGİ FİYATINA BENZERSİZ 3 DERGİ BİR ARADA PC EXTRA SAYI 25 TEMMUZ 2012 • TEKNOLOJİ DÜNYANIZI YENİLEYİN • HER YÖNÜYLE AĞ VE İNTERNET • NOTEBOOK MU, ULTRABOOK MU? •
ISSN 1304-0634
www.pcextra.com.tr
ISSN 1304-0634 ISSN 1304-0634
A’dan Z’ye en yeni trendleri takip etmenizi sağlayacak ürün rehberiniz
9
TEKNOLOJİ DÜNYANIZI YENİLEYİN
www.pcextra.com.tr
Her yönüyle ağ ve internet
BİLGİSAYAR ALIRKEN NELERE DİKKAT ETMELİSİNİZ?
24 24
771304 063404
SAYI 25 / 2012 FİYATI: 10 TL 7KKTC 7 1 3 0FİYATI: 4 0 6 312.50 4 0 4 TL 9
Blanche Medya
Blanche Medya
771304 063404
EN YENİ ÜRÜNLERİN AYRINTILI İNCELEMELERİ
Terfi zamanı
ANAKARTINIZI VE NOTEBOOK’UNUZU DEĞİŞTİRMEDEN HIZLANIN
ELEKTRİK HATTINDAN İNTERNET VE KABLOSUZ AĞLARIN AĞ SEÇENEKLERİ
Notebook mu, ultrabook mu?
9
24
Yazıcı deyip geçmeyin
DEĞİŞEN ÖZELLİKLERİYLE 2012 MODEL YAZICI SATIN ALMA REHBERİ
A’dan Z’ye depolama SSD, SABİT DİSK VE USB BELLEKLER HAKKINDA
KATKILARIYLA KAPAK copy.indd 1
7/20/12 4:24 AM
ON_KAPAK_ICI.indd 1
7/19/12 6:12 AM
www.pcextra.com.tr Yayın Yönetmeni ve imtiyaz sahibi
Murat Güzel
Yayın Direktörü
H. Yıldıray Gökkaya
murat@pcextra.com.tr yildiray@ckupbilisim.com
Yayın Koordinatörü Ersin Akman ersin@pcextra.com.tr
Teknoloji Editörü
Tolgay Pehlivan tolgay@pcextra.com.tr
Erdem Peremeci erdem@pcextra.com.tr
Görsel Yönetmen
Müjgan Eroğlu mujgan@pcextra.com.tr
Multimedya Editörü Onur Eyibaş onur@pcextra.com.tr
Katkıda Bulunanlar Alper Zengin, Cem Çapur, Kayra Otaner, Murat Deligöz, Ozan Akgün, İdris Gülmez
REKLAM Reklam ve Proje Ufuk Taşdelen Direktörü (Sorumlu) ufuk@pcextra.com.tr Reklam Satış
Ece Batumlu ece@blanchemedya.com
Sinem Denizhan sinem@blanchemedya.com
YÖNETİM Yayınlar Koordinatörü Handan Güzel handan@blanchemedya.com Finans Direktörü
Ayhan Olgun ayhan@blanchemedya.com
Muhasebe
Yıldıray Kurban ykurban@blanchemedya.com
Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama Tel: 0216 585 90 00
Baskı: Star Medya Yayıncılık A.Ş. PC EXTRA, C Küp Bilişim tarafından yayınlanmaktadır. Bu dergideki yazılar ve görsel malzemeler elektronik ya da basılı ortamda izin alınmadan ya da kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Basım Tarihi: Temuz 2012, Yayın Türü: Yaygın, süreli
PC Extra için yeni bir dönem başlıyor!
İ
lk sayısı 2003 yılının Mayıs ayında yayınlanan PC Extra, onuncu yaşına girmeye hazırlanırken çok büyük yenilikler hedefliyor. Eminim ki birkaç ay içinde daha detaylı bir şekilde paylaşacağımız bu yenilikler sayesinde ülkemizdeki bilişim yayıncılığının kalitesi bir adım daha ileri taşınacaktır. Zaten siz okurlarımız da yapacağımız tüm bu yenilikleri ve hayata geçireceğimiz projeleri ilk elden görüyor, fikirlerinizle bize yön veriyor olacaksınız. Şimdilik detaylandıramadığımız bu yeniliklerin çok beğenileceğine eminiz. Neden mi? Çünkü 10 yıla yakın bir zamandır bağımsız ve tarafsız bir yayın yapan PC Extra, özgün içeriğiyle hep takdir topladı. Okurunu aldatmadığı için, güvenilir olmaktan ödün vermediği için okurları ve reklam verenleri tarafından hep desteklendi. Teknolojinin günümüzde ulaştığı hız konusunda pek bir şey söylemek mümkün değil. Bugün için “yeni” dediğimiz tüm ürünler ve hatta bu ürünlerin ana fikri olan teknolojiler bile göz açıp kapayıncaya kadar “eskiyor.” Teknoloji, dünyanın neresinde üretilmiş olursa olsun anında ürüne dönüşüp son kullanıcının beğenisine sunulabiliyor. Gerek üretimin gerekse de tüketimin hızı, ürünlerin yaşam ömrünü gittikçe kısaltıyor. Bu şartlar altında geriye sadece bilgi kalıyor; sahibine güç veren bilgi. PC Extra da okurlarıyla şu veya bu marka ürünü değil, etrafımızdaki dünyayı dört bir yandan kuşatan teknolojinin temellerini paylaşmayı hedefliyor. İşte bu nedenle PC Extra, gazete bayilerindeki diğer teknoloji veya bilgisayar dergilerinden ayrılıyor. Belki de sadece bu yüzden okurlarımız PC Extra’ya diğer dergilerden daha fazla değer veriyordur. Biz de okurlarımızın gözünde ve gönlünde özel bir yerimiz olduğunu bilerek PC Extra’yı geliştirmeyi hedefliyoruz. Yeniliklerin hayata geçeceği bu süreç boyunca lütfen görüşlerinizi bizimle paylaşın. Hatta PC Extra için neler yapabileceğinizi de bize yazabilirsiniz. Bakarsınız yakın gelecekte birlikte çalışama şansı bile yakalarız ;) Henüz sürprizlerimizi bilmiyorsunuz ama yine de nasıl bir bilgisayar ve teknoloji dergisi istediğinizi bize yazın. Eksiklerimizi tamamlama konusunda yorumlarınızı bekliyoruz. Çünkü biliyoruz ki okurlarımızın desteği olmadan PC Extra gibi bağımsız bir derginin 10 yıl boyunca yayın hayatına devam etmesi mümkün olmazdı. Gelin yeni dönemdeki PC Extra’yı birlikte şekillendirelim. Sağlık ve mutluluk dolu günler dileriz...
Ersin Akman ersin@pcextra.com.tr
BLANCHE MEDYA Gülbahar Mh. Cemal Sururi Sk. Halim Meriç İş Merkezi No: 15 Kat:4 D:22 Mecidiyeköy/ İSTANBUL Tel: 0 (212) 438 49 35 Fax: 0 (212) 438 49 43 PC EXTRA bir BLANCHE MEDYA yayınıdır. C KÜP Bilişim Yayıncılık tarafından yayına hazırlanmaktadır. www.blanchemedya.com
pcextra.com.tr 3 03_04_05_edito_icindekiler 1
7/19/12 3:11 AM
içindekiler
Temmuz 2012
20 Bir solukta donanım upgrade
36 Tabletlerin gözü notebookların tahtında
50 Monitörünüzü yenileyin
4 pcextra.com.tr 03_04_05_edito_icindekiler 2
7/19/12 3:11 AM
High-Tech 6 Yeni kral o: Canon EOS 5D Mark 3
8 Bu klavye bu dünyaya ait değil DEPOLAMA
32 Şimdi yeni bir notebook alma zamanı
42 Telefonunuzu yenileyin
10 300.000 Dolar’lık ağır çekim lüksü 76
UYDU
100
Piyasada yüzlerce farklı depolama ürünü ve çeşitli depolama teknolojileri bulunuyor. Bu yazımızda eski depolama ürünlerinizi yenilerken neleri dikkate almanız gerektiğini anlatıyoruz.
Yeni nesil uydu alıcıları televizyonunuzu Smart TV’ye çevirmekle kalmıyor, teknolojinin tüm nimetlerinden yararlanmanızı sağlayarak evinizde bir dijital medya ağı kuruyor. Tabii nasıl kullanılacağını bilirseniz...
YAZICI
AKSESUARLAR
82
Eğer bu yıl yazıcınızı yenilemek istiyorsanız, paranızı doğru bir şekilde kullanabilmek için ihtiyaçlarınızı doğru belirlemeniz gerekir. Bu yazımız sayesinde yeni nesil yazıcılarla ilgili aradığınız pek çok soruya yanıt bulacaksınız.
Teknoloji sürekli gelişiyor, tabiî ki bilgisayar bileşenleri ve çevre bileşenler de. Bu yazımızda aksesuarlarınızı yenilerken nelere dikkat etmeniz gerektiğini sizlerle paylaşacağız.
KABLOSUZ AĞ
ÜRÜN İNCELEME
88
106
112
Kablolu ya da kablosuz ağ kurulumu ve kullanımı konusunda her şeyi bildiğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Bu yazımızda belki de ağınızı yenilemenize neden olacak bazı hatırlatmalar yapıyoruz.
Sizin için seçtiğimiz ürünlerin incelemeleri.
ANTİVİRÜS
WINDOWS 8
94
Antivirüs yazılımı kullanmadan bilgisayar kullanmak, kışın kar yağarken üzerinize bir şey giymeden dışarı çıkmanıza benzer. Yani tehlikelidir...
OYUNLAR
120
Oyun dünyasından en son haberler.
126
Microsoft Windows 8 ile birlikte işletim sistemi kavramı yeniden mi şekilleniyor? Yoksa Windows Vista gibi bir hayal kırıklığı mı bizi bekliyor?
60 Smart TV’ler 66 Ses sistemleri 03_04_05_edito_icindekiler 3
pcextra.com.tr 5 7/19/12 3:11 AM
HABERLER
Microsoft’tan korsanlara barış çağrısı: Windows 8 upgrade fiyatı sadece 40 Dolar Microsoft, bu sonbaharda piyasaya çıkacak olan yeni işletim sistemi Windows 8 ile birlikte radikal bir hamle yapıyor. Microsoft, tüm korsan kullanıcılara göz kırparak Windows XP’den bu yana her ne kullanıyorsanız kullanın, Windows 8 Professional Edition’a yalnızca 40 Dolar’a terfi edebileceğinizi duyurdu. Microsoft’un 40 Dolar’a Windows 8 Pro download teklifi 31 Ocak 2013 tarihine dek geçerli olacak. Mağazadan satın almak isteyenlerse kutulu sürüm için 70 Dolar ödeyecekler. www.microsoft.com
Yeni kral o: Canon EOS 5D Mark 3 Efsanevi EOS 5D Mark II modelinin performansı esas alınarak geliştirilen EOS 5D Mark III, hem fotoğraf hem de Full HD video çekiminde daha yüksek hız, daha iyi çözünürlük ve daha fazla işletim gücü sunuyor.
C
M
Y
CM
En talepkar fotoğrafçılar için benzersiz sanatsal özgürlük tanıyan 5D Mark III, Canon’un yeni amiral gemisi konumunda. 22.3 MP full-frame sensör, 61 noktalı otomatik odaklama, 100-25.600 ISO değeri, 14 bit DIGIC 5+ işlemci ve 3.2 inç ekranıyla profesyonel DSLR sınıfında olan bu ürün özellikle düşük ışıklı ortamlarda harika netlikte sonuçlar vermekle ünlü. www.canon.com
MY
CY
CMY
K
Polaroid Z2300: Şipşak makinelerin 2012 modeli Şipşak fotoğraf çekip basan Polaroid fotoğraf makinesi tozlu raflarda eskiye dursun, Polaroid şık ve modern görünümlü ama 10 fotoğraf kağıdı kapasiteli yeni 2012 modeli Z2300’ü tanıttı bile. 10MP’lik bir kamera olan Z2300’ün 3”lik LCD ekranı ve çekilen fotoğrafları kaydetmek için SD kart yuvası bulunuyor. Zink kağıtlarla çalışan ürünün içine 10 adet fotoğraf kağıdı konabiliyor. Tabi ki basılan fotoğrafların boyutu da bu makine gibi küçük: 2’3” yani 5’7.6 cm ebatında. Polaroid Z2300 baskı hızı ise 1 dakikanın altında. Polaroid bu cihaza kullanıcılar tarafından fotoğraf çerçevesi biçimleri ekleme özelliği de katmış. Kulağa çok hoş geliyor. Bakalım fotoğraf severler beğenecek mi? www.polaroid.com
6 pcextra.com.tr 06_11_haberler_pex.indd 1
7/19/12 3:21 AM
Y
06_11_haberler_pex.indd 2
7/19/12 3:21 AM
HABERLER
Google gözlüğü için sadece geliştiricilerden ön siparişler alınmaya başladı; fiyatı 1.500 Dolar Google’ın Project Glass adıyla hayata geçirdiği yeni oyuncağı, yani Google gözlüğü için Google IO 2012 konsefransında bir sunum yapıldı. Üzerinde minik bir kamerası olan, Android’li bir cep telefonunun hemen hemen tüm nimetlerini bünyesinde barından Google gözlüğünün ne zaman piyasaya çıkacağı da kısmen belli oldu. Bizzat Google CEO’su Sergey Brin tarafından tanıtılan Google gözlüğünün fiyatı 1.500 Dolar olacak. Ön siparişe hemen açılan bilim kurgu filmlerinden fırlamış gibi duran bu gözlüğe şimdilik yalnızca Google IO 2012 konferansına katılın geliştiriciler arasından ön sipariş veren 3.000 kişi kavuşabilecek. www.google.com
Bu klavye bu dünyaya ait değil
Sıra dışı teknolojik tasarımlarıyla ün yapan Art Lebedev stüdyosunun son harikası Optimus Popularis isimli klavye oldu.
C
M
Her bir klavye tuşu üzerinde bağımsız olarak programlanabilir minik LCD ekran bulunan Optimus Popularis’in fiyatı yaklaşık 1086 Dolar. Yani dünyanın en pahalı klavyesi. Optimus Popularis’in en ilginç yanı ise tuşların hemen üzerinde boylu boyunca enlemesine uzanan dijital ekran. Bu ekran aynı zamanda bağımsız bir bilgisayar gibi çalışıyor. Örneğin ekranın bir kısmına Nasdaq endeks grafiğinin canlı veri akışını monte edebiliyorken, diğer alanlarına ekolayzer, hava durumu, doviz kurları gibi pratik bilgiler atanabiliyor. Tabii bu bilgi ekranı için ön tanımlı farklı modlardan birinin seçilmesi gerekiyor. www.artlebedev.com
Y
CM
MY
CY
CMY
K
Asus Taichi: Tablet ile notebook arasında Asus, Computex 2012’de Asus Taichi isimli yeni bir konsept notebook - tablet karışımı bir ürün tanıttı. Çift ekranlı ürün kapalıyken tablet, açıkken ise hem tablet hem de notebook oluyor. Notebook’un hibridi de olur muymuş demeyin. Asus Taichi biri 13.3”, diğeri 11.6”lik iki kocaman ekranlı bir bilgisayar. Notebook ekranı 13.3” büyüklüğünde. Notebook’un arkası ise kasa değil, komple bir başka ekranı, yani tablet kısmının ekranını barındırıyor ki o da 11.6”lik ebada sahip. Her iki ekran da 1920�x 1080 piksellik HD çözünürlük destekli. www.asus.com
8 pcextra.com.tr 06_11_haberler_pex.indd 3
7/19/12 3:21 AM
C
HEM MONİTÖR HEM TV... ÜSTELİK 3D! · Resim içinde resim · USB’den hızlı görüntüleme · Infinite surround sound · 2 HDMI girişi · Gerçeğe en yakın renkler · Geniş izleme açısı · Yumuşak renk geçişi · Rahat 3D gözlükler · Titreşimsiz 3D · 2D’den 3D’ye dönüştürme · 3D derinlik kontrolü · Alternatif ekran boyutları: 23” ve 27”
LG DM52 www.lg.com/tr
M
Y
M
Y
Y
MY
K
06_11_haberler_pex.indd 4
7/19/12 3:21 AM
HABERLER
Phantom Flex: 300.000 Dolar’lık ağır çekim lüksü Bu alet dünyanın en popüler süper slow motion video çeken kamerası. Saniyede 640 x 480 çözünürlüğünde 5000 kare, 2560 x 1600 çözünülürlüğünde ise 725 kare çekebiliyor.
Bu kamera ile bir kurşunun havada gidişini, içi su dolu bir balonun patlayış anını ve bir insanın hapşırması gibi birçok hızlı gelişen olayı saniye saniye görüntüleyebilirsiniz. Youtube’da Slow Mo Guys adlı ikilinin, bu kamerayla yaşadıkları müthiş maceralarını izlemenizi şiddetle öneririz. www.visionresearch.com
Eski dost yeni yüzüyle karşımızda Soundblaster ses kartlarını duymayanınız var mı? Bir zamanların en popüler ses kartı, şimdi ultra lüks bir konseptle, Soundblaster Axx isimli hoparlörle karşımızda. Creative’in anakartlara ses kartı chipset’i eklenmesinden beri bir kenara atılan Soundblaster markası, bugün yeni bir teknoloji ile adından söz ettirmeye başlıyor. Soundblaster Axx, kule tipli bir hoparlör içinde mikrofon ve mobil cihazlarla bağlantı sunuyor ama tek yaptığı bu basit işlemler değil. Noise cancellation (gürültü giderici), Bluetooth hoparlör, berrak ses kalitesi ve daha nice işlevsel özellik de Soundblaster Axx içinde toplanmış. www.soundblaster.com
Mobee K1500 tabletler PC Extra farkıyla sizin olabilir Sınırlı sayıda Mobee Nett K1500 Tablet çok özel avantajlarla PC Extra okurlarına sunuluyor. Mobee ve PC Extra işbirliğiyle 10”lik Android 4.0’lı kapasitif ekranlı tabletlere piyasa fiyatının yüzde 30 altındaki fiyatlarla sahip olabilirsiniz. Kampanya katılım koşulları ve şartları için lütfen 23. sayfamızı dikkatle inceleyin. Tabletsiz kalmayın.
10 pcextra.com.tr 06_11_haberler_pex.indd 5
7/19/12 3:22 AM
06_11_haberler_pex.indd 6
7/19/12 3:22 AM
SEKTÖRE SORDUK
A
Epson Türkiye Ofisi Müdürü Sevil Kanat ile Epson’ın global pazardaki konumunu ve sektördeki ilk sürekli mürekkep beselemeli yazıcı modelleri hakkında görüştük.
”EPSON DİZEL PRINTER ÜRETTİ” Epson ve ürün guruplarından biraz bahseder misiniz? Epson dünyanın teknolojiye yön veren en önemli markalarından biri. Dünya genelinde 79 bin çalışanı ile faaliyet gösteren firmamız, 50 bin’in üzerindeki patent sayısı ile teknolojiye ne derece yön verdiğini fazlasıyla sergiliyor. Epson her ne kadar yazıcı segmentindeki başarılı ürünleri ile bilinse de, projeksiyondan, tarayıcılara, POS sistemlerden, robot ve lens üretimine kadar birçok ürün gurubunda önemli bir konumunda. Türkiye’de hangi ürün grubuna ağırlık veriliyor? Ülkemizde genç nüfusun sayısı oldukça fazla. Bunun yanında küçük ve orta ölçekli şirketler oldukça dinamik aynı zamanda teknolojiye fazlasıyla ihtiyaçları var. Bu nedenle Avrupa’da hatta dünyada en fazla baskı ihtiyacı duyan ülkelerden biriyiz. Epson bu baskı ihtiyacını en iyi şekilde karşılamak için yazıcı ürün grubuna ağırlık vermiş durumda. Fakat bununla paralel olarak ülkemizde ev eğlence kavramının gelişmesi, okullarda görüntülü eğitimin yaygınlaşması ve şirketlerin ihtiyaçları doğrultusunda projeksiyon cihazlarında da pazara ciddi oranda hakimiz. Şuan dünyanın en büyük projeksiyon üreticisiyiz.
Sürekli mürekkep beslemeli ürün gamınızın hakkında bilgi verebilir misiniz? Epson dünyada bir ilke imza atarak, marka onaylı dünyanın ilk sürekli mürekkep beslemeli yazıcı serisini üretti. Aslında daha önce merdiven altı diye tabir edilen bazı firmalar lisanslı olmayan sürekli mürekkep sistemlerini satıyorlardı. Fakat bu ürünler cihazlarla tam bir entegrasyon sağlayamadıkları için kısa ve uzun vadede yazıcıları kullanılmaz hale getirebiliyorlar. Bizde bu durumun önüne geçmek için uzun araştırma ve geliştirmeler sonucunda sürekli dolum sistemini yazıcılarımıza dahil ettik. Bir başka değişle Dizel Printer üretmiş olduk. Bu sistem sayfa başına maliyeti kaliteyle birlikte sunuyor. Böylelikle printer üreticileri arasında bir ilki başarmış olduk. Kartuş sayısı ile kalite doğru orantılı mı? Kesinlikle doğru orantılıdır. Daha fazla kartuş, daha fazla renk anlamına gelir. Geleneksel 4 renkli yazıcıların sunduğu renk oranıyla 6 renkli yazıcıların sunduğu renk oranı farklıdır. Bu yüzden daha fazla renk daha gerçek renkleri yakaladığından daha yüksek kaliteyi sunar. Bu arada kartuş sayısını dünyada arttıran ilk marka biziz. 2000-2001’li yıllarda daha fazla ve gerçekçi renkleri sunmak için kartuş sayısını arttırmıştık.
z
12 pcextra.com.tr 12_15_sektoresorduk_pex.indd 1
7/19/12 3:31 AM
ASUS_U
ASUS ZENBOOK™
zen’i keŞFet
Güzellik ve gücün mükemmel dengesini yaratmak için, ASUS ZENBOOK™’un ilham ve yenilikle buluştuğu noktayı keşfet! Yüksek çözünürlüklü ekran ve süper ince dizayn ile farkı gör! Asus sonicmaster ve bang & olufsen ICepower® sisteminin üstün ses kalitesiyle her şeyi daha önce duymadığın gibi duy! Intel® Core™ i7 işlemcinin gücünü ve Instant on teknolojisi ile anında hazır olmanın hassasiyetini hisset. tüm bunlar, hayat seni nereye götürürse götürsün daha fazla işlemi aynı anda yapmanın keyfini yaşaman için özel olarak tasarlandı...
zenbook.Asus.Com/tr
12_15_sektoresorduk_pex.indd 2 ASUS_UX_21x29,7.indd 1
Intel, the Intel Logo, Intel Inside, Intel Core, ve Core Inside, Amerika ve diğer ülkelerde Intel’in ticari markalarıdır.
ASUS, Windows® 7 ürününü önerir.
İnanılmaz ultrabook™. bir Intel eseri. 7/19/12 3:31 AM 21.06.2012 10:05
SEKTÖRE SORDUK
TWISTED PAIR’DEN TRUSTED POWER’A
TP-Link Ülke Müdür Yardımcısı Ali Dinçer ile network ürünleriyle ilgili öngörülerini ve firmanın ürün portföyünü konuştuk. TP-Link, Türkiye’de ülke ofisi açan ender firmalardan biri. Firmanın uzmanlık alanı tamamen ağ ürünleri üzerine kurulu. ADSL ve VDSL modemlerden, router’lara, katma değerli özellikleri bulunan medya sunucularına kadar kablolu ve kablosuz geniş bir ürün yelpazesi var. Zengin bir ürün grubu ile Türk tüketicilerin karşısına çıkan TP-Link ve ağ ürünleri ile ilgili olarak TP-Link Ülke Müdür Yardımcısı Ali Dinçer ile yaptığımız söyleşideki ilginç detaylar bu ürün grubunun geleceği hakkında önemli ipuçları taşıyor.
Ürünlerinizden bahseder misiniz? TP-Link olarak ağ ürünleri üreticileri arasında çeşitlilik açısından en çok ürün portföyüne sahip firmaların başında geliyoruz. Türkiye’de de ürünlerimiz çok tutuluyor. Bazı kategorilerde pazar payı lideriyiz. Bu başarıya karşın, arızalı ürün departmanımızın küçücük bir oda olduğunu söylesem sanırım ne demek istediğimi anlayacaksınız. TP-Link, elektrik hattından internet ve ağ erişimi sunan Powerline adaptörlerden, şarj edilebilir pille çalışan 3G’li hotspot cihazlar gibi yenilikçi konseptlere de imza atmış bir firma. Yalnızca tüketici bazlı değil, kurumsal çözümlere odaklı ürünlerimiz de özellikle fiyat avantajlarıyla ilgi görüyor. TP-Link adı nereden geliyor? Nasıl bir firma kısaca anlatır mısınız? TP-Link, daha 16 yaşında bir firma ama bu 16 yılda sadece Türkiye’de değil, dünyada da bilinen bir marka oldu. TP-Link’in ilk kuruluş amacı ağ kabloları üretmekti. Zaten adımız da Twisted Pair kelimesinin baş harflerinden geliyor. Daha sonra bu iki harf kurumsal sloganımız olan Trusted Power’ı oluşturdu, yani “Güvenilir Güç” ilkemizi. TP-Link bugün yüzlerce ürün modeli olan bir firma konumunda. Ürünlerimizin kalitesi ve fiyat politikası kısa sürede pazarda saygın bir yer kazanmamızı sağladı. Yenilikçi ürünlerimizin de bu saygınlığın sağlanmasında katkısı büyük elbette.
3G’li ürünler çok kısa bir sürede milyonlarca adete ulaştı. Bu tip ürünlerin geleceğini nasıl görüyorsunuz? Tabletler ve telefonlara 3G üzerinden internet erişimi sunan ve gömlek cebinize bile sığabilen yeni 3G’li modemlerimiz gibi konseptlerin yakın bir gelecekte bu segmente hakim olacağını düşünüyoruz. Tek bir modemle, tüm cihazlarınızı internete çıkarabileceksiniz. Tabletinizi 3G’li almak, yeni telefonunuza 3G data paketi açtırmak ya da bilgisayarınızı tatilde, yolda internete bağlamak yanınızdan ayırmayacağınız bu yenis cihazlarla pekala mümkün. Bu tür ürünlerin popülaritesinin giderek artacağını şimdiden söyleyebilirim.
14 pcextra.com.tr 12_15_sektoresorduk_pex.indd 3
7/19/12 3:31 AM
ADVERTORIAL
Bütünü oluşturan en iyi parçalar yine Segment’ten Segment bilgisayar kablosuz çevre bileşenlerden oluşan ürün gamına yeni bir ürün daha ekledi. Bu ürünlerden en fazla dikkat çekeni ise KB-BT807 isimli Bluetooth klavye oldu.
B
ilgisayarlara hükmetmemizi sağlayan klavyeler bilgisayarlarımızın en önemli çevre bileşenlerinden biridir. Klavyeler artık sadece bilgisayarımız için değil cep telefonu ve tabletlerimiz için de oldukça gerekli ürünler haline geldi. Dokunmatik ekranlı olan bu cihazlar kontrol bakımından rahatlık sağlasalar da, uzun yazı yazımlarında yeterince konforlu ve hızlı değiller. İşte tam bu noktada bu cihazlar için klavyeye ihtiyaç duyuluyor. Segment bilgisayar tarafından ülkemizde satışı yapılan Everest KB-BT807 isimli kablosuz klavye, Bluetooth bağlantı birimi
ile tüm cihazlara bağlanabiliyor. Ürünün en önemli özelliği Apple’ın başarılı ve satış rekorları kırmış cihazları olan iPad ve iPhone desteği de sunması. Everest KB-BT807 Bluetooth klavye yanında deriden yapılmış koruma ve stant özelliği taşıyan özel bir iPad kılıfı ile birlikte geliyor. Yeniden şarj olabilen ürün uzun saatler çalışma imkanı sağlıyor. Everest-BT807’yi sadece Apple cihazlarla değil salon PC’lerde de kullanabilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey, LCD TV’nize bağlı olan salon PC’nize Everest KB-BT807’yi bağlamak. Ultra ince ve hafif olan KB-BT807 ile koltuğunuza uzanın ve PC kullanımının keyfini yaşayın.
pcextra.com.tr 15 12_15_sektoresorduk_pex.indd 4
7/19/12 3:31 AM
TEKNOLOJİNİ Yenile
Teknolojinizi yenileyin ama nasıl? PC Extra olarak ilk sayımızdan beri okurlarımıza bir teknoloji rehberi olma misyonumuzu sürekli her şeyin önünde tutuyoruz. 2012 yılının bu yoğun gündeminde de çevremizi saran teknoloji odaklı hemen her ürün grubu için yeni ve kapsamlı bir rehberle karşınızdayız. Bu sayımızda teknolojinizi A’dan Z’ye yenileyin diyoruz ama dergimizi okudukça aslında teknoloji bilginizi yenileyin dediğimizin farkına varacaksınız. Çoğumuzun evinde ya da iş yerinde bir daha yüzüne bakmayacağımız, ya da satın aldıktan kısa bir süre sonra pişmanlık duyarak bir kenara atıp unuttuğumuz ürünler var. PC Extra’nın elinizdeki sayısı işte en çok şikayetçi olduğumuz bu yaramıza bir nebze olsun parmak basacak seçkin içeriklerle dolu. Popüler ürün grupları ile ilgili hazırladığımız satın alma rehberleri, belki daha önce neden bilmediğiniz için hayıflanacağınız ipuçları ve bolca bilgi.
Teknolojimizi ne zaman yenilemeliyiz? Basit bir HDMI kablodan tutun, en becerikli cep telefonuna, en yeni nesil dizüstü bilgisayara ya da kulaklarınıza hitap eden hoparlörlere uzanan geniş bir yelpazede ihtiyaçlarımız hiçbir zaman bitmez tükenmez. Bunu kabul edelim. Ama maddi imkanlarımızın bu şekilde sınırsız bir kaynağı yok elbette. Bu nedenle ne satın alırsak alalım, ince eleyip sık dokuyalım, ihtiyaçlarımızı gözden geçirelim ve satın alma kararımızı bu kriterlere göre verelim. Bizim için ihtiyaçlarınız kadar cebiniz de önemli. Çoğu zaman en son çare olarak yeni bir ürün satın alırız. Kimi zamansa hemen yeni bir ürün çıktığında eskisinden kurtulup yenisine yelken açarız. Peki ama her seferinde de doğru adımları mı atmış oluruz? Teknoloji ucu bucağı olmayan bir konsept. Bekleyin, yenisi çıkacak kavramındaki anahtar kelime olan beklemek kelimesi günümüzde çok kısaldı. Örneğin Apple her sene yeni bir telefon ve tablet çıkarır oldu. Keza rakipleri de. Yen işlemciler, diskler, televizyonlar derken neredeyse teknolojinin tamamı baştan aşağı sürekli ve hızlı bir trendde yenileniyor. Bu devinimin içinde kaybolmamanız için teknoloji yatırımlarınızı bu sayımızda altını kalın çizgilerle çizdiğimiz sorularımız, yönergelerimiz ve ipuçlarımızla yapmanızı öneririz.
16 pcextra.com.tr 016_018_teknolojiyiyenile 16
7/19/12 3:42 AM
ADVERTORIAL
iPod, iPhone ve iPad projektörü: Epson MG-850HD
DOĞRUDAN İPOD, İPHONE VE İPAD’İNİZDEN MÜZİK, VİDEO VE FOTOĞRAFLARI İZLEMENİZİ VE PAYLAŞMANIZI SAĞLAYAN 3LCD HD-READY PROJEKTÖR. Büyük ekranda eğlence
Kolay kurulum
Projektörün arkasındaki iPod kenetleme istasyonu müzik, videolar ve fotoğrafları, ayrıca iTunes’tan önceden indirdiğiniz TV programlarını ve uzun metrajlı filmleri izlemenizi ve paylaşmanızı sağlıyor. Geniş bağlantı seçenekleriyle, Blu-ray ve DVD oynatıcılardan, PC’lerden, TV set üstü kutularından ve oyun konsollarından çok çeşitli epey bir içeriği de kolayca seyredebilirsiniz.
Manuel yatay kaydırıcısı ve otomatik dikey trapezoid düzeltme özelliği sayesinde MG-850HD’nin kurulumu hızlı ve kolaydır. Asıl projektör açısı ne olursa olsun, düz ve doğru bir görüntü sağlamak için projeksiyonu kolayca hizalayabilirsiniz ki, bir filmi izlemek için çabucak kurulabilmenizi sağlar. Tak ve çalıştır işlevselliği sayesinde bu eğlence sistemini en az çabayla hızlı ve kolaylıkla kurabilir ve kullanabilirsiniz, içe çekilebilir koluyla ise nereye giderseniz gidin büyük ekran deneyimini yanınızda götürebilirsiniz.
Yüksek kaliteli projeksiyonlar Epson’un en son teknolojisiyle donatılmış bu projektör, eşit düzeyde yüksek 2.800 lümenlik Beyaz ve Renkli Işık Çıkışı ve 3.000:1 yüksek kontrast oranını sağlayarak gün ışığında bile yüksek kaliteli görüntüler yansıtıyor. Epson’un 3LCD teknolojisi, görüntülerin net ve parlaklığını sağlaması bir yana gözleri de yormuyor.
Kullanıcı dostu denetimler
Epson’un özel tasarlanan menüsü, iPod, iPhone veya iPad’inizi bu projektöre bağladığınız anda seçtiğiniz içerik konusunda size kılavuzluk etmeye başlıyor. Geniş, kolayca okunabilen semboller, menü ağacında nerede olduğunuzu gösteriyor (Video, Müzik, Fotoğraflar ve Kurulum) ve oynatılacak içeriği seçmeyi
olabildiğince kolaylaştıran bir seçenek listesi eşlik ediyor. Projektörün uzaktan kumandasının eşsiz tasarımı basit bir düğme düzenine sahip ve muntazam bir arka ışıkla başkalarını rahatsız etmeden karanlıkta kolayca çalıştırabiliyorsunuz.
Sadece bir projektör değil MG-850HD, lambasını açmadan müzik ve diğer sesleri çalabilme olanağını sunuyor. Bu özellik, yalnızca lambasının kullanım ömrünü uzatmakla kalmıyor, aynı zamanda bu projektörü yerleşik 10W hoparlörü ile normal bir kenetleme istasyonu olarak da kullanabileceğiniz anlamına geliyor. • Çok parlak çıkış: 2.800 lümenlik Beyaz/Renkli Işık Çıkışı • Yenilikçi: iPod, iPhone ve iPad için üretildi • Çok yönlü: Geniş bağlantı seçenekleri • Mükemmel görüntü: 3LCD HD-Ready teknolojisi • Kolay kurulum: Trapezoid düzeltme
pcextra.com.tr 17 016_018_teknolojiyiyenile 17
7/19/12 3:42 AM
TEKNOLOJİNİ Yenile
Ucuzunu satın alacak kadar zengin misiniz? Bu klişe başlık hayatımızın her alanında geçerli. Teknolojide de öyle. Üreticiler ürünlerini pazarlerken elbette fiyat kriterini ön planda tutuyorlar ama öyle ürünlerle karşılaşıyoruz ki, kullan at dercesine fiyatla tüketici ilgisini çekip, ardından sizi sonradan farkedeceğiniz şekilde işinize yaramayacak modellerle baş başa bırakıyorlar. Eğer bu tür tuzaklara düşmek istemiyorsanız, bilinçli bir tüketici olma yolunda doğru adımlar atmalısınız. Mesela adı sanı duyulmamış ürünlere her zaman temkinli yaklaşmakta yarar var, her ne kadar o ürün belki de ileride bir dünya markasına doğru gidecek olsa da, biz yine de bu uyarımızı tekrarlayalım. Sırf fiyatı ucuz, hatta çok ucuz diye (alırsam ne kaybederim ki diyerek) bir teknoloji ürünü satın alınmamalı. Satın alma kararını etkileyecek diğer faktörler de göz önünde bulundurulmalı.
Teknolojinizi yenilerken dikkat etmeni gerekenler neler? Aslında bu sayımızdaki hemen her konuda üzerinde ısrarla durduğumuz bir kaç detayı burada baştan özetlemek istiyoruz. Her ne alırsanız alın, elbette önceliğiniz ihtiyaçlarınız olmalı. Satın alacağınız o ürün bir ihtiyacı ortadan kaldırıyor mu? Bütçesi nasıl? Alternatifleri neler? Marka mı ürün mü? Desteği iyi veriliyor mu? Kullananlar ne diyor? Siz o ürüne kolay alışabilecek misiniz?
Bu soruları uzamak mümkün ama çekirdeğinde hep aynı öz var. İhiyaç, bütçe, kullanım ve servis. Bu muhteşem dörtlüde bir zincir aksarsa istediğiniz verimi alamazsınız. Bu nedenle lütfen teknoloji yatırımlarınızda gerekiyorsa kılı kırk yarmaya devam edin ve mümkün olduğunca satın aldığınıza pişman olmayacağınız ürün seçmeye özen gösterin. Yardım gerekiyorsa, biz zaten bunun için varız.
18 pcextra.com.tr 016_018_teknolojiyiyenile 18
7/19/12 3:42 AM
ADVERTORIAL
Ultra - İnce Ultra - hızlı Ultra - çekici
B
ir dizüstü bilgisayardan neler beklersiniz? Güç, hız, performans, tasarım, yeni nesil teknolojiler, verimlilik, uzun pil ömrü, hafiflik, kullanım kolaylığı… Bu seçenekleri arttırmak kolay fakat bunların hepsine bir anda sahip olmak çok zordur. Geleneksel dizüstü bilgisayarlar, tablet bilgisayarlar ve akıllı telefonların her birinin kendine özel tasarımları ve avantajları bulunuyor. Bu yukarıda saydığımız avantajlar farklı teknolojik cihazlarda bulunuyor. Dizüstü bilgisayarlar işlem gücü, hız, performans ve verimlilik sağlarken, akıllı telefonlar ve tablet bilgisayarla ise hafiflik, kullanım kolaylığı, uzun pil ömrü, mobilite ve
pratiklik sağlıyorlar. Intel, kullanıcıların taşınabilir bilgisayarlardan bekledikleri bu özellikleri, Ultrabook isimli konseptle bir araya getirdi. Ultrabook konsepti yukarıda saydığımız tüm kullanıcı beklentilerini bir arada sunabiliyor. Daha fazlasını ise Acer sunuyor !
Acer Aspİre S3 Ultrabook sİze neler SUnar?
Acer Aspire S3 serisi Ultra-İncedir ve hangi açıdan bakarsanız bakın, aynı inceliği görürsünüz. En ince noktasında yalnızca 13 mm’dir ve devrimsel görüntü teknolojisi
kenar kalınlığını üçte bire incelterek 13.3” çerçeve oluştururken size hayattan bir kesit sunar. Ultra-Hafif olan Alüminyum/Mg-Al tasarımı, Aspire S Serisine şık bir görünüm ve duygu katarken, 1,4kg’dan az ağırlığıyla dizüstü bilgisayarı tüy gibi hafif hissettirir. Aspire S3 serisi Ultra-Akıllı Performans sunar. Enerji tasarrufu sağlayan 2. nesil Intel Core işlemciler çoklu görevleri hızlandırması ve ihtiyacınız olduğunda size ekstra performans sunmasının yanında, gelişmiş multimedya keyfi için keskin ve zengin görseller sağlar. Opsiyonel Katı Hal Sürücüsü (SSD) sayesinde dosyalarınıza hızla erişebilir ve opsiyonel sabit disk sürücüsü ile çok büyük saklama kapasitesine sahip olabilirsiniz. Dahili lityum-polimer pili SSD ile tek şarjda 7 saate kadar ve sabit disk sürücülü versiyonuyla 6 saate kadar Ultra-Pil ömrü sunar.
Aspire s3 UltrAbook’Un sAhİp oldUğU yenİlİkçİ teknolojİler Acer Green Instant On: Acer Green Instant On, bilgisayarın açılıp kapanması sırasında harcanan zamanı ortadan kaldırır. Aspire S3, en son kullandığınız uygulamaları ve verileri flash belleğinde saklar, böylece bilgisayarı uyandırdığınızda her şeyi aynen bıraktığınız gibi bulursunuz. Instant Connect: Uzun bağlantı sürelerine elveda deyin! Aspire S3 favori erişim noktalarınızı hatırlar anında yeniden bağlanır, böylece internete yalnızca 2,5 saniyede bağlanabilirsiniz. Yenilikçi Termal Tasarım: Aspire S3 saatler boyunca kullandığınızda bile rahat-
sızlık vermeyen yenilikçi bir termal tasarıma sahiptir. Yeni hava akımı tasarımı Ultrabook’u sürekli olarak serin tutmak için serin havayı klavyenin boşluklarından alır ve sıcak havayı cihazın arkasına, sizden uzağa yönlendirir. Kaliteli ve Zengin Dolby Ses: İnce ve çarpıcı olan Aspire S3 Dolby Home Theater v4 ile profesyonelce ayarlanmış hoparlörler sinema kalitesinde sesler sunarken, HDMI bağlanabilirlik yüksek tanımlı büyük ekran eğlenceye giriş biletinizdir.
www.acer.com.tr
pcextra.com.tr 19 016_018_teknolojiyiyenile 19
7/19/12 3:42 AM
AAAAAUPGRADE SOFT AAAAATolgay Pehlivan tolgay@pcextra.com.tr
Hala iki üç sene önceki donanım teknolojilerini kullanan bilgisayar sahiplerinin dikkatine! Upgrade makinesi ayağınıza geldi… İşlemci kenarına, anakart, bellek ve ekran kartı kenarına upgrade yapılır… BIR GÜN yeni bir bilgisayar satın alırsınız. Oldukça hızlı olan ve tüm beklentilerinizi karşılayan o yeni bilgisayarınız gün gelir yavaşlar, beklentilerinizi karşılayamaz, yeni yazılımları çalıştıramaz veya çok yavaş çalıştırır hale gelir. Peki bu bilgisayara ne olmuştur? Ve neden bu kadar fazla yavaşlamıştır?
Bir donanım 1 pcextra.com.tr 20 pcextra.com.tr 20_29_softupgrade_pex.indd 1
7/19/12 3:47 AM
Aslında sahip olduğunuz o bilgisayar hiç yavaşlamamış ve hatta hala ilk gün ki performansında çalışıyordur. (Tabii yazılımsal veya virüssel olarak bir sorun yaşamadığınızı varsayarak söylüyoruz). Sizde yavaşlık hissini uyandıran o yeni dediğiniz gün ve gün itibariyle eski bilgisayarınızın güncel teknolojilerin gerisinde kalmasıdır. Bir başka değişle, sürekli gelişen yenilenen ve büyüyen dijital içerik, sahibi olduğunuz bilgisayar sisteminde bulunan donanım bileşenlerinin en güncel olanlarıyla uyumlu olarak üretilmiştir. Böylelikle eski sisteminiz, yeni dijital içeriğe ayak uyduramaz ve yavaş çalışır. Bu durumu örneklendirecek olursak 2009 yılında bilgisayarınızda PES 2009 oyununu çok rahat bir şekilde oynayabiliyorsunuzdur. Fakat yıl 2012’ye geldiğinde PES 2012 oyununu çok daha yavaş bir şekilde oynarsınız. Belki de hiç oynayamazsınız. Bunun sebebi PES 2012 oyununun 2012 yılında piyasaya çıkmış en güncel donanım bileşenleriyle uyumlu olarak geliştirilip üretilmesidir. Daha hızlı işlemci, daha hızlı ekran kartı ve daha hızlı bellekler. Çünkü görüntü kalitesi ve oyunun fiziksel motoru gelişip çok daha fazla işlem gücüne ihtiyaç duyar, eski sisteminizde bu ihtiyacı karşılayamaz.
solukta
Böyle bir durumda paranız varsa yepyeni bir bilgisayar satın alabilir veya daha az bir bütçeyle ufak tefek upgrade’ler yaparak sisteminizi oldukça hızlandırabilir ve zamana ayak uydurabilirsiniz.
upgrade
pcextra.com.tr pcextra.com.tr 212 20_29_softupgrade_pex.indd 2
7/19/12 3:49 AM
SOFT UPGRADE
İşlemci upgrade
Bir bilgisayarın en önemli ve en yüksek fiyat etiketine sahip bileşenlerinden biri olan işlemci, genel sistem performansında çok önemli ve etkili bir rol oynar. Hatta pek çok kullanıcı bir bilgisayarın onlarca parçası olmasına rağmen sadece işlemcisine ve işlemci hızına bakarak o bilgisayarın ne derece hızlı olup olmadığı hakkında fikir sahibi olabilir. Tıpkı kaynayan bir suyun kaynama hareketi ve çıkardığı buhara bakarak o suyun ne kadar sıcak olduğu hakkında fikre kapılmak gibi. Günümüzde iki büyük işlemci üreticisi bulunuyor. Bunlardan biri AMD diğeri ise Intel. Uzun yılardır büyük bir çekişme içerisinde olan ikili son dönemlerde tarzlarını biraz farklılaştırdı. Intel yeni nesil işlemcilerinde çekirdek sayısını aynı tutarken mimari yapısında değişikliğe giderek hızlı işlemciler üretiyor. AMD ise çekirdek sayısını arttırarak yüksek sistem performansı peşinde.
Ivy Bridge işlemcilerle maksimum performans Ivy Bridge kod adı ile anılan Intel’in yeni işlemcilerinde 22nm teknolojisi kullanılıyor. Bu rakam, son kullanıcılar için pek bir şey ifade etmiyor aslında. Teorik açıdan aynı sayıda transistörün, daha az yer kaplayacak şekilde imal edilmesi diyebiliriz. Ya da aynı alana daha fazla transistör tanımı da yapabiliriz. İşlemci teknolojisinde nm, yani nanometre kavramı ile bir transistörün ortalama büyüklüğü kastediliyor. Ivy Bridge, üretim teknolojisi olarak yenilikle geldi. Intel, IVY Bridge işlemcileri 22nm’lik 3D Tri-Gate transistör adını verdiği 3 boyutlu üretim tekniği ile üretti. Kullanıcı olarak bu teknik detayların bir yararı yok. O nedenle derine inmeyerek sadece şu konuyu açıklayalım: Bu yeni üç boyutlu teknoloji sayesinde Intel birim alan başına daha çok transistör yerleştirmiş ve üçüncü boyutun getirdiği avantaj sayesinde güç tüketiminde önemli bir iyileştirme sağlamış. Ayrıca grafik performansı da bazı Ivy Bridge işlemcilerde iki kat kadar artmış. Ivy Bridge işlemciler geniş bir ürün gamına sahip olacaklar ama Intel ilk etapta sadece dört çekirdekli olanlarını piyasaya çıkardı. 2 çekirdekli Ivy Bridge işlemciler yakın da piyasada olacak.
3D Tri-Gate nedir? 3D Tri-Gate kavramı bir transistörün anatomisine yakın temas sağlandığında anlam kazanıyor.
Güncel işlemcilerdeki transistörlerde akım tek bir yüzeyden geçiyor ve bu köprüdeki akımı bir köprüleme anahtarı açıp kapatıyor. İşte bu anahtarın aç kapa işleminde erişebildiği hız, o işlemcinin hızını simgeliyor. Intel’in 3D Tri-Gate adını verdiği mimaride, yani Ivy Bridge’li işlemcilerde, söz konusu akım üç boyutlu bir yüzeyden geçiriliyor. Böylece Intel’in verdiği bilgilere göre hem akım geçen yüzey alanı arttırılıyor, hem daha fazla enerji tasarrufu sağlanıyor, hem de bu 3 boyutlu yüzeydeki akımlar ayrı ayrı kontrol edilebilerek daha hızlı aç kapa yapılabiliyor. Yani sonuç olarak daha az enerji tüketebilen, daha hızlı çalışabilen ve daha küçük ebatlara sahip işlemci üretimi yapılabiliyor.
İŞLEM PERFORMANSI açısından Ivy Bridge işlemciler aynı saat hızındaki Sandy Bridge’lere göre çok çok az bir fark getiriyorlar. Ivy Bridge ile Sandy Bridge işlemcilerin karşılaştırıldığı testlerde örneğin 700 MB’lık dosya sıkıştırma işleminde 90 saniyede sadece 3 saniye fark var. Ama asıl performans farkı ekran kartında ortaya çıkıyor. Zaten bu grafik performans artışından dolayı, Intel Ivy Bridge işlemcileri iki arada bir derede misali Tick+ olarak tanımladığı teknolojik evrimle anıyor (Intel, işlemcilerindeki platform değişikliklerini Tick ve Tock olarak adlandırıyor. Tick’ler iyileştirme içeriyor, Tock’lar ise başlı başına yeni bir platform ve muazzam performans artışını simgeliyor. Bu nedenle Ivy Bridge işlemciler ikisinin arasında bir yerde konumlanıyor. İşlemci performansı açısından Tick ama grafik performansı açısından Tock).
IVY BRİDGE İŞLEMCİ İÇİN ANAKART DEĞİŞTİRMEYE GEREK VAR MI?
Hem evet, hem hayır. Eğer Intel 1155 soket’li bir anakartınız varsa, ki bu Nisan 2012 itibariyle Z77 chipset’li demek oluyordur, yeni bir anakart almanıza gerek yok. Çünkü Ivy Bridge işlemciler de soket 1155 kullanıyor ve Z77 ile uyumlular. Ama yoksa ve upgrade yapmayı düşünüyorsanız, anakart almanız şart.
22 pcextra.com.tr 20_29_softupgrade_pex.indd 3
7/19/12 3:49 AM
Bu fırsat kaçmaz PC Extra okurlarına özel Mobee Nett 10” K1500 Tablet
¨ 399¨499 yüzde 20 indirimle sadece
PC Extra ve Mobee’den kaçırılmayacak fırsat. Android 4.0 işletim sistemli 1.2GHz ilemcili, 10 noktadan dokunmatik kapasitif ekranlı Mobee Nett 10” K1500 tablet, PC Extra farkıyla yanlızca 399 TL. Sınırlı sayıdaki bu kampanyadan yararlanmak için acele edin.
Nasıl satın alabilirsiniz? 1- Banka havalesi 2- Kredi kartınızla ödeyerek 3- İnternetten sipariş vererek • Aynı gün kargo • 2 yıl garanti • Android 4.1 Jelly Bean’e güncellenebilir
BANKA BİLGİLERİ
C KÜP Bilişim Yayıncılık Ltd. Şti. Garanti Bankası FULYA Şubesi Şube no: 0537 Hesap no: 6299027 IBAN: TR88 0006 2000 5370 0006 2990 27
Mobee Nett 10” K1500 Tablet Teknik Özellikleri İşlemci Ünitesi: Arm A10, 1.2 - 1.6 Ghz • GPU (3D görüntü işletme özelliği): Mali- 400 @350 MHz • PMU (Power Management System): AXP209 güç yönetimi sistemi Sistem Hafızası: 1 GB DDR3 Ekran: 10” kapasitif çoklu dokunmatik ekran (10 noktadan) 1024 x 600 çözünürlük Yön Sensörü: 3GT - Yer çekimi sensörü & Jiroskop - Denge sensörü Kablosuz Ağ: Entegre Kablosuz Ağ (IEEE 802.11 b/g) İşletim Sistemi: Google Android 4.0 Ice Cream Sandwich USB Portu: 2xmini USB Portu Depolama: 8 GB NAND, 32 GB’a kadar mikro SD desteği Ses Sistemi: 1x Hoparlör, 1 x Kulaklık çıkışı, Mikrofon Girişi, HDMI (1080p görüntü aktarımı) Web Kamera: Ön kamera 1.3 MP Batarya: 5000 mAh entegre 3.7 V, 6 saate kadar (20 gün bekleme süresi) Ağırlık ve Boyut: 268 x 166 x 9 mm, 670 gr
Kredi kartı ile satın almak isterseniz lütfen mail order formumuzu doldurmak için bizimle irtibata geçiniz.
Ayrıntılı bilgi için www.pcextra.com.tr/k1500 adresini ziyaret edebilirsiniz.
20_29_softupgrade_pex.indd 4
Bu kampanya stoklarla sınırlıdır (200 adet)
7/19/12 3:49 AM
SOFT UPGRADE
Sandy Bridge mi, Ivy Bridge mi? Eğer konu masaüstü bilgisayarlarsa bu sorunun net bir yanıtı iki olasılık eşliğinde var. Ekran kartı performansı gerektiren uygulamalarınız yoksa, oyun oynamayacaksanız, Ivy Bridge işlemci almanıza gerek yok. Ama bildiğiniz gibi Intel Sandy Bridge ile birlikte Intel HD Graphics teknolojisini işlemcinin içine taşıdı. Yani bazı işlemcilerin içinde gömülü ekran kartı da var. Keza, Ivy Bridge’lerde de öyle. Ve Intel bu yeni üçüncü nesil işlemcilere HD2500 ile HD4000 serisi yeni Intel HD grafik yongaları entegre etti. Bu yongalar, Nvidia ve AMD’nin ekran kartlarıyla kıyaslanamaz belki ama HD video oynatma, oyunları orta karar kalite ayarlarıyla oynama gibi işlemlerde gayet başarılılar. Ya da testler en azından öyle gösteriyor.
APU Nedir?
Ivy Bridge işlemci fiyatları Intel Core i7 3770K 3.4 GHz fiyatı .............................851 TL Intel Core i7 3770 3.4 GHz fiyatı ...............................728 TL Intel Core i5 3570 3.4 GHz fiyatı ...............................584 TL Intel Core i5 3550 3.3 GHz fiyatı ...............................519 TL Intel Core i5 3540 3.1 GHz fiyatı ...............................478 TL
AMD fiyat - performans oranı ve entgre grafik yongası ile kullanıcıları etkiliyor.
Intel, Sandy Bridge işlemcilerindeki başarısını Ivy Bridge ile devam ettirirken AMD cephesi de boş durmadı. İlk olarak LIano serisi işlemcilerle Sandy Bridge işlemcilere rakip olan AMD, Intel’in Ivy Bridge serisi işlemcilerine Trinity platformuyla karşılık verdi. Intel Ivy Bridge platformuyla çok güçlü işlemciler ile ön planda olurken AMD, çok güçlü entegre grafik yongaya sahip olan APU işlemcileriyle ters orantlılı bir denge kuruyor. AMD’nin yeni nesil işlemci platformu Trinity’de yer alan APU’ların grafik yongalarında önceki nesil APU’lara oranla ciddi bir performans artışı kaydedildi. Grafik işlemciyle bildiğimiz sıradan işlemciyi tek bir işlemci çatısı altında birleştiren APU işlemciler, düşük güç tüketimini yüksek performansla birleştiyorlar. Bunun yanı sıra bu işlemciler PCI Express ekran kartlarıyla birleştikleri zaman sistem performans çıtası daha da fazla yükseliyor.
“Accelerated Processing Unit” yani Hızlandırılmış İşlem Ünitesi anlamına gelen, içerisinde hem CPU hem de GPU bulunduran işlemcilere verilen genel isimdir. AMD Fusion serisi işlemcilerin genel ismi olup içerisinde grafik ünitesi barındıran tüm AMD işlemcileri kapsar. APU işlemciler, Laptop, Tablet ve Netbook gibi bilgisayarların, görüntü işlemcilerinden yararlanarak, sahip olunan uygulamaların kullanım hızını arttırması yanında daha düşük güç tüketimi sunar.
St
24 pcextra.com.tr 20_29_softupgrade_pex.indd 5
7/19/12 3:49 AM
Zirveyi fethedin! İş hayatında her zaman zirvede kalmak için şirketinizin kurumsal güvenliğini ESET ile koruma altına alın.
www.facebook.com/ESETTurkiye
www.twitter.com/Eset_Turkiye
Stratus Bilişim Sistemleri Tic. A.Ş. www.eset.com.tr
20_29_softupgrade_pex.indd 6
İstanbul merkez: 0212.251 51 80 Ankara: 0312. 473 20 74 satis@eset.com.tr
7/19/12 3:49 AM
SOFT UPGRADE
AMD Trinity işlemcilerin performansları nasıl? İlk olarak taşınabilir bilgisayarlar için piyasaya sürülen ikinci nesil Fusion işlemci ailesi olan Trinity APU işlemcilerin A-Serisi masaüstü işlemcileri önümüzdeki ay veya Eylül-Ekim ayları içerisinde raflarda yerini alacak. A6, A8 ve A10 model isimleriyle raflarda olacak olan işlemcilerin giriş seviyesi A4 işlemcileri de bulunuyor. 32Nm üretim teknolojisi ile üretilen işlemciler 4 çekirdekli olarak gelecekler. AMD ilk olarak iki adet A8 ve iki adet A10 işlemcilerini piyasaya sürücek. A6 ve A4 işlemciler daha sonra son kullanıcılarla buluşacaklar. Serinin en güçlü işlemcisi A10-5800K isimli işlemci olacak. Bu işlemci 4 çekirdekli olması ile birlikte 3.8 Ghz işlemci hızına sahip. Bu hız TurboCore 2.0 ile 4.2 Ghz’e kadar çıkabiliyor. 100W TDP değerine sahip olan işlemci içerisinde Radeon HD7660D grafik yongasını barındırıyor. Bu grafik işlemci ise 800Mhz hızla çalışıyor. Yeni seri işlemciler A85X çipsetli anakartlarla kullanılabilecek. Bu özellikleriyle yeni nesil masaüstü Trinity işlemciler grafik ağırlıklı tatmin edici bir performans sunabilecekler.
Hangi işlemciyi almalı ? İki büyük işlemci üreticisinin son nesil işlemcileri ve özelliklerine değindikten sonra şimdi geldik karar anına, bir başka değişle “zurnanın zırt dediği yere geldik.” Yeni bir işlemci almak istiyorsunuz ve hangisini seçmeniz gerekiyor bilmiyorsanız size şu şekilde yön gösterebiliriz. a-) Mevcut sisteminiz Intel’mi AMD’mi dikkat edin. Çünkü hangi işlemciyi kullanıyorsanız ona uygun olan chipsete sahip bir anakartınız var demektir. Seçeceğiniz işlemcinin eski anakartınızla uyumlu olup olmadığı çok önemli. Uyumsuz bir model seçtiğinizde anakartınızı da değiştirmek zorunda kalırsınız. En hesaplı yoldan işlemci güncellemesi için bu kriteri her zaman kulağınıza küpe edin. Üretici firmaların web sitelerinden işlemcilerin hangi yonga setleriyle uyumlu olduklarını kolayca öğrenebilirsiniz. b-) ”Anakartımın uyumlu olması önemli değil, ben doğru ve performanslı işlemciyi satın almak istiyorum ve gerekirse anakartımı da değiştiririm” diyorsanız ilk düşünmeniz gereken bilgisayarınızdan ne derece bir performans beklediğiniz. Eğer benim işlemcim her işi hızlı yapsın ve maksimum performansa sahip olsun diyorsanız ve birazda cebinizde para varsa, Düşünmeden Intel’in Ivy Bridge
veya Sandy Bridge serisi işlemcilerinden birini tercih edin. Bu tercihte sisteminizde sahip olduğunuz ekran kartınında önemi büyük. Çünkü bu işlemciler yüksek CPU performansına fakat aynı performansı gösteremeyen GPU performansına sahip. Bu işlemcilerle bir sürü uygulamayı aynı anda açabilir ve HD içerikleri kullanabilirsiniz fakat oyunlarda biraz sıkıntı yaşayabilirsiniz. Fakat iyi bir ekran kartınız varsa, hiç bir sıkıntı yok. Ama benim ekran kartım yok ve oyun da oynamak istiyorum ve biraz az bütçeye sahibim diyorsanız tercihinizi AMD’den yana kullanmanızda fayda var. AMD işlemciler her ne kadar Intel’in yeni seri işlemcilerine yetişemese de, iGPU yani entegre grafik ünitesiyle korkunç bir fark atmış durumda. Hele bir de herhangi bir AMD Radeon ekran kartınız varsa, grafik performansını katlayabilirsiniz. Grafik kalitesi bu düzeydeyken oynayamayacağınız oyun yok.
26 pcextra.com.tr 20_29_softupgrade_pex.indd 7
7/19/12 3:49 AM
Anakart Upgrade Bundan iki yıl önce, Intel’in bir önceki nesil platformu olan Sandy Bridge ile tanışmıştık. Günümüzde hala performans canavarı olan bu platformla birlikte Intel, H67 ve P67 serisi yongasetlerini piyasaya sunmuştu. Bu iki anakart modeli Sandy Bridge işlemcilerini iki farklı kullanım stiliyle bize sundu. Bilgisayarı uçuşa geçiren Overclock ve daha iyi grafik deneyimi. Her ikisi de sistem performansını arttıran özellikler olsada, anakartların yetenekleri ve performans sonuçları tabiki farklı. H67 çipseti, entegre grafik yongası ile ekran kartının uyumlu çalışmasını sağlayarak performanslı grafik çözümü ile öne çıkarken P67 serisi anakartlar ise yüksek overclock yetenekleriyle ön plana çıkıyor. Bu iki anakartın ardından Z68 çipsetlerle tanıştık ve bu çipset H67’nin yüksek grafik yetenekleri ile P67’nin overclock yeteneklerini bir arada sundu. Eğer bu adından bahsettiğimiz yonga setlerinden daha eski bir anakart yongası kullanıyorsanız öne çıkan özellikleri ve paranızı hesaba katarak bu anakartlardan birini seçebilirsiniz.
Eğer bir anakart üzerinde “askeri“ ya da “military” şeklinde ibareler görürseniz, bu anakartların sadece ordu için üretildiğini düşünmeyin. Bu tip anakartlar yapımı sırasında kullandıkları sağlam materyallerle maksimum dayanıklılık sunarlar.
INTEL, işlemci upgrade konumuzda da değindiğimiz gibi, en güncel platform olan Ivy Bridge için üç anakart yonga seti çıkardı. Bu yongalar H77, Z75 ve Z77. Üç anakart modeli de Ivy Bridge işlemcilere tam uyumlu olarak çalışabiliyor. Yeni modellerden H65 giriş, Z75 orta ve Z77 üst sınıf sistemleri hedefliyor. LGA 1155 soket tipini kullanan anakartlar, Sandy Bridge işlemcilerle uyumlu olarak çalışabiliyor. 7 serisinin en önemli özellikleri arasında PCIe 3 ve USB 3.0’a tam destek vermesi bulunuyor. Tam destekten kastımız, bu anakartlar USB 3.0’ı ek bir yongaya ihtiyaç durmadan doğrudan kullanabiliyor ve Ivy Bridge işlemci kullanımında PCIe 3.0 işlevini sergiliyor.
Anakart üreticileri X bir model anakart için aynı yongayı kullansalar da, bu yongaların üzerine kendi teknolojilerini ekleyerek referans modelden çok daha fazla dayanıklık ve performans sunan anakartlar üretebilirler. Bu yüzden aynı yongalı fakat farklı markalı anakartlar birbirlerinden farklı performanslar gösterirler.
AMD cephesinde işler biraz farklı. Eğer Athlon veya Phenom AMD işlemciye sahipseniz ve upgrade yapmak istiyorsanız, kesinlikle Liano serisi A ve E işlemcilerini tercih etmeyin. Biraz daha bekleyerek Trinity platformunu bekleyin. Fakat Trinity platformunu ve bu platforma yönelik çıkacak olan anakartları beklemek istemiyorsanız AMD 9-serisi, A55 veya A75 chipsetli anakartlara terfi edebilirsiniz. Fakat biz ısrarla Trinity platformunu beklemenizi öneririz. Çünkü AMD kullanıcıları yine fiyat performans avantajları ile vurmak isteyeceğinden yeni platformun çok yüksek fiyat etiketlerine sahip olacağını düşünmüyoruz.
pcextra.com.tr 27 20_29_softupgrade_pex.indd 8
7/19/12 3:49 AM
SOFT UPGRADE
Ekran Kartı Upgrade Sıra şimdi bilgisayar performansını doğrudan etkileyen en önemli bileşenlerden biri olan ekran kartlarına geldi. Ekran kartı seçimi yapmak hem çok zor hem de çok basit. Zor diyoruz çünkü çok fazla çeşit ve detay var, kolay diyoruz çünkü üst düzey ekran kartlarının belli başlı özellikleri var. Sözü fazla uzatmadan asıl konumuza değinelim. Hangi ekran kartını satın almalı? BU SORUNUN cevabı her zaman olduğu gibi kullanım amacınız ve cebinizdeki paraya göre değişir. Eğer sadece internet kullanıcısı iseniz, HD film izliyorsanız veya ofis programları gibi basit programlar kullanıyorsanız, daha önce bahsettiğimiz işlemci upgrade konusundaki yeni nesil işlemciler ihtiyacınızı fazlasıyla görecektir. Intel’in HD 4000 iGPU’su ile AMD’nin HD 7000 serisi iGPU’ları tüm ihtiyaçlarınızı karşılayabilir. Bu yüzden ekstra bir ekran kartı almanıza gerek yok. Fakat, sağlam bir oyuncu veya ağır 3D uygulamaları çalıştıran bir kullanıcı iseniz giriş ve orta seviye ekran kartlarına hiç bulaşmayın deriz. Çünkü sürekli gelişen oyun dünyası herhangi bir model ekran kartını 1 senede bile eskitebiliyor. HANGI SEVİYE ekran kartını almak gerektiğini belirledikten sonra sıra geldi bu satın alımı için ayıracağımız bütçeye. Üst seviye ekran kartları 400 TL’den başlayıp 2500 TL’ye kadar çıkmakta. Tabii bu iki fiyat birimi arasında da ince bir sınıf varkı var. Üst seviye ve high-end denilen en üst seviye kartlar. Bu noktada karşınıza çok fazla model ekran kartı çıkıyor. Bu kartları birbirinden ayırmak için kartların sahip olduğu teknik özellikler hakkında biraz bilgi sahibi olmanız gerekiyor. EKRAN KARTI seçerken dikkat etmeniz gereken teknik özelliklerin başında GPU hızı, veri yolu genişliği, bellek kapasitesi ve bellek hızı geliyor. Ekran kartı fiyatları bu dört özelliğin ortalaması ile meydana geliyor. Örneğin 800 Mhz GPU + 128bit veri yolu + 1GB bellik kapasitesi ve 2.4 GHz bellek hızlı bir kartın 300 TL olduğunu var sayalım. 800 Mhz + 256bit + 1GB + 3.2 Ghz özellikli bir katın fiyatıda 500 TL. Görüldüğü gibi 256bit veri yolu genişliğine sahip olan ekran kartı hem daha hızlı hem de daha pahalı. Bu iki örnekten yola çıkarak şu tip özelliklere sahip ekran kartları ile de karşılaşabilirsiniz: 800 Mhz + 128bit + 2GB + 2.4 Ghz ....................400 TL 650 Mhz + 320bit + 1GB + 2.4 Ghz ....................400 TL 900 Mhz + 128bit + 1GB + 2.4 Ghz ....................400 TL 600 Mhz + 256bit + 1GB + 3.2 Ghz ....................400 TL Yukarıdaki 4 örnek ekran kartı modeli farklı özelliklere sahip olsa da aynı fiyat etiketine sahip. Bu ekran kartlarının gösterecekleri performans birbirine çok yakın. Çünkü bir ekran kartının hızı bu 4 birimin birbiriyle olan iletişim hızıyla alakalı. Bu hızın tam ismi ise “Bellek bantgenişliği”.
Bellek bantgenişliği ve önemi nedir ? Bellek bantgenişliği bir ekran kartının çalışma performansını en iyi şekilde belirginleştiren teknik özelliklerden biridir ve kartın çalışma hızını temsil eder. Bilgiler GPU’da işlenir ve sonra veri yolu aracılığı ile ekran kartının belleklerine iletilir. İşlenen veri buradan monitöre iletilir ve görüntü oluşur. Bu işlem ne kadar hızlı gerçekleştirilirse görüntüler bir o kadar hızlı oluşur. Bu da performans dediğimiz şey... Bantgenişliği, GPU ile ekran kartı belleğinin arasında saniyede aktarılan toplam veri miktarıdır. Bellek veriyolunun Byte cinsinden karşılığının, bellek hızıyla çarpılması sonucu hesaplanır ve GB/s olarak ifade edilir. Bellek ile GPU arasındaki hızı ifade eden bu değer ekran kartının hızını temsil eder.
Örnek hesaplama: A ekran kartı
Bellek frekansı: 3.1 Ghz Veri yolu genişliği: 256 bit = 32 byte (1 byte = 8 bit) Bellek bant genişliği: 3.0 x 32 = 99.2 GB/s
B ekran kartı:
Bellek frekansı: 3.6 Ghz Veri yolu genişliği: 128 bit = 16 byte (1 byte = 8 bit) Bellek bant genişliği: 3.0 x 16 = 57.6 GB/s
C ekran kartı:
Bellek frekansı: 2.4 Ghz Veri yolu genişliği: 448 bit = 56 byte (1 byte = 8 bit) Bellek bant genişliği: 2.4 x 56 = 134.4 GB/s
D ekran kartı:
Bellek frekansı: 1.8 Ghz Veri yolu genişliği: 512 bit = 64 byte (1 byte = 8 bit) Bellek bant genişliği: 1,8 x 64 = 115.2 GB/s
Yukarıdaki örnek hesaplamalara baktığımızda, ekran kartının tek bir özelliğinin genel sistem performansına kesinlikle yetmediğini görüyoruz. D ekran kartı 512 bit veri yolu genişliğine sahip olmasına rağmen 448 bit’lik C ekran kartından daha yavaş çalışabiliyor. Ya da B ekran kartı 3.6 Mhz hızında çalışan belleklere sahipken, 3.1 Ghz bellek hızına sahip A ekran kartından daha yavaş çalışabiliyor. Bu yüzden ekran kartı satın alırken tek bir teknik özelliğe takılmadan en iyi bantgenişliğini size sağlayacak teknik özelliklerin ortalamasına bakın.
28 pcextra.com.tr 20_29_softupgrade_pex.indd 9
7/19/12 3:49 AM
Bellek tipi
Yanda verdiğimiz örnekler içerisinde gizli bir kahraman yatıyor. O da bellek tipi. GDDR isimli bu bellek tiplerinin modelleri arasında çok ciddi hız farkları bulunuyor. Örneğin en yeni GDDR5 bellekler, GDDR3 belleklerden iki kat, GDDR2 bellekerden ise 4 kat daha fazla bant genişliği sunuyor. Satın alacağınız ekran kartının özelliklerinde yukarıdaki hesaplaplamaları dikkate alarak bellek tipinin önemini unutmayın. Tabii ki ekran kartı seçimi bu kadar kolay değil fakat önemli noktaları az önce sizinle paylaştıklarımızdı. Ekran kartı seçiminde dikkat edilecek diğer detaylar ise ekran kartının bağlantı çıkışları, büyüklüğü ve güç yapısı. Bağlantı çıkışları: Ekran kartınızın teknik özelliklerini bir şekilde görüntüleri algıladığınız monitöre aktarması gerekiyor. Bu noktada kartın sağlayabildiği görüntü çıkışları önem kazanıyor. Burada dikkat etmeniz gereken şey, ekran kartınız ile monitörünüzün uyumu. Örneğin DVI çıkışlara sahip bir ekran kartınız ve sadece D-Sub görüntü birimine sahip olan bir monitörünüz var. Bağlantı için DVI’dan D-Sub’a dönüştüren bir dönüştürücü kullanmanız gerekiyor. Böyle bir senaryoda görüntüyü alabilir fakat tam kalitede alamazsınız. Bu kalite farkı, HDMI ve diğer birimler arasındaki dönüştürmelerde de farkını belli ettirir. Bu yüzden monitörünüzün sahip olduğu çıkışları dikkate alarak ekran kartı seçin veya ekran kartınızın çıkışlarına uygun monitörü kullanmayı seçin. Karar sizin.
Ekran kartının boyutları: Tüm teknik özellikler hakkında bilgiye sahipsiniz, cebinizde paranız da var ve en önemlisi almanız gereken kartı biliyorsunuz. Kartı gidip alıyorsunuz. Eve gelip kasanızı açarak yeni kartınızı bilgisayarınıza takmak istiyorsunuz. Ama o da ne? Yeni aldığınız ekran kartı boyutlarından dolayı kasanıza sığmıyor. Böyle bir durumla karşılaşmamak için kasanızın iç yapısına biraz hakim olmanız gerekiyor. Yeni nesil ekran kartlarının boyları oldukça büyük. Bunun sebebi ise ekran kartlarının üzerine konulan soğutucular. Kimi ekran kartları, kasanın arka kısmında iki adet slotu işgal edebilir. Bu gurum anakart içerisinde PCIe soketinin hemen yanında bulunan PCI soketin birinin üzerine gelerek bu slotu kullanım dışı da bırakabilir. Bu yüzden ekran kartı satın alırken ya ekran kartınızızın boyutlarına ve kasanızda bulunan boş alanlarınıza dikkat edin.
Güç yapısı: Ekran kartları çok yoğun çalıştıklarından dolayı oldukça ısınırlar. Kartın stabil çalışması içinse soğutma şart. Durum böyle olunca hem kartın bileşenlerinin hızlı çalışması hemde soğutma için oldukça fazla güçe ihtiyaç vardır. Bu yüzden üst düzey ekran kartları anakarttan aldıkları enerjinin çok daha fazlasına ihtiyaç duyarlar. Bu enerji takviyesi de direk olarak güç kaynağından gelir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, güç kaynağınızın verebildiği enerji ve ekran kartınızın performanslı çalışması için gereken enerji ihtiyacıdır. En yeni ekran kartları performanslı ve sorunsuz çalışabilmeleri için en az 500 W’lık güç kaynaklarına ihtiyaç duyarlar. Bu yüzden ekran kartı satın almadan önce güç kaynağınızı ve alacağınız ekran kartının ne kadar güce ihtiyacı olduğuna dikkat edin.
Bellek Upgrade Bilgisayarınızda en basit ve zahmetsiz upgrade yapabileceğiniz donanım bileşeni belleklerdir. Takılıp sökülmesi de oldukça kolay olan belleklerin çok karmaşık bir yapıları yoktur. Bellekler hakkında bilmeniz ve dikkat etmeniz gerekenler bellek miktarı, bellek hızı, gecikme süreleri ve bellek türüdür. Bellekler işlemciden aldıkları verileri harddiske ulaştırmakla yükümlüdür. Bu yüzden işlenen veriler sadece geçici olarak bellekte kalır. Verilerin asıl depolandıkları yer sabit disklerdir. Sistem belleğinin kapasitesi ne kadar fazla olursa, işlemcinin ürettiği veriyi tek seferde sabit diske ulaştırabilir. Çok basit bir örnek verecek olursak, işlemcinin 3 GB’lık bir veri oluşturduğunu var sayın. Bu veriyi 1 GB’lık bir bellek işlemci ile sabit disk arasında 3 seferde git gel yaparak taşır. Fakat elimizde 4 GB’lık bir bellek olsaydı, bu veriyi tek seferde depolama biriminine ulaştırabilirdi. Bellek kapasitesinin önemini bu örnekten anlayabiliriz. Bellek miktarımız ne kadar fazla olursa, bilgisayarlarda kullanılan uygulamalarda ve özellikle oyunlarda daha hızlı veri iletimi sağlanabilir. Bellek tipi işin en temel kuralı. Yeni bir bellek satın alırken anakartınızın hangi tip belleklerle çalıştığına dikkat etmelisiniz. Örneğin anakartınız DDR3 belleklerle çalışıyorsa zaten fazla bir alternatifiniz yoktur. Bu aşama da devreye giren özellik ise belleğinizin çalışma hızıdır. Belleğin çalışma hızı, az önce de örneğini verdiğimiz işlemci ile sabit disk arasında taşınan veriyi taşırken ki sahip olduğu hızdır. Burada sakın kapasiteyi ve hızı birbiriyle karıştırmayın. Kapasite tek seferde taşınabilecek verinin boyutunu, bellek hızı ise bu taşıma işleminin yapıldığı hızdır.
Örnek: X bellek: 2 GB kapasite + 677 Mhz hız Y bellek: 1 GB kapasite + 2000 Mhz hız Yukarıdaki örnekte X belleği elde edilen 2 GB’lık bir veriyi tek seferde fakat 2 dakikada ulaştırabiliyorsa, Y belleği aynı veriyi yaklaşık 30 saniyede ulaştırabilir. Çünkü X belleği, aldığı veriyi tek seferde sabit diske ulaştırana kadar, Y belleği iki seferde ulaştıtır fakat daha kısa sürede ulaştırır. Bu yüzden bellek satın alırken bu iki oranın ortalamasına dikkat edin. Şu an piyasada 4GB kapasiteli bellekler oldukça ucuzladı. Eğer hala 2 GB kapasiteli bir belleğe sahipseniz hiç durmadan koşup bellek kapasitenizi arttırabilirsiniz. Piyasada 50 TL civarlarında 1333 Mhz hızında 4 GB kapasiteli bellekler bolca bulunuyor. Son olarak hatırlatmamız gereken bilgi ise anakartınızın ve işlemcinizin en fazla kaç Mhz bellek desteklediğidir. Örneğin anakartınız maximum 2000 Mhz hızlı bellekleri destekliyorsa, sizin kullanmak istediğiniz 2400 Mhz’lik bellek hiç bir işinize yaramayacaktır. Bellek hızlarına dikkat!
pcextra.com.tr 29 20_29_softupgrade_pex.indd 10
7/19/12 3:49 AM
ADVERTORIAL
Sony’nin ilk Ultrabook’u olan VAIO T13, oldukça ince, hafif, zarif, esnek ve tüm ara yüzlere sahip. Sony VAIO T13, gittiğiniz her yerde yanınızda olacak.
Dayanıklılık ve performans bu seride buluştu
Sony VAIO T13
V
AIO T Serisi, ofis veya üniversite amfisine yapacağınız günlük yolculuklar için de çok ideal. Dayanıklılık ile performansı bir araya getiren VAIO T Serisi, VAIO adını gururla taşıyan ilk Ultrabook olma özelliğini taşıyor. Sony ve Intel’in sunduğu en son teknolojiler ile yüklü olan VAIO T Serisi, iş verimliliğinizi ve keyfinizi en üst düzeye taşıyacak şekilde tasarlandı. 33,7cm (13,3 inç) ekrana sahip olan VAIO T, çantalara zahmetsizce yerleşerek ev ile iş arasında kolaylıkla taşınabiliyor. Alüminyum ve magnezyum karışımından üretilen gövdesi ile son derece sağlam olan Sony VAIO T Serisi, Rapid Wake + Eco ile saniyeler içinde kullanıma hazır hale geliyor. Dokuz saate kadar pil ömrü sunan ürün daha uzun çalışma imkanı sunuyor. Zengin renkleri ile net, parlak, 13 inç LCD ekran ile geliyor. SSD veya hibrit HDD/SSD ile verilere hızla erişim imkanı sunarken, xLOUD ve Clear Phase ile mükemmel ses kalitesi armağan ediyor.
RApiD WAke + ecO ile hARekeTe heR zAmAn hAzIRSInIz Siz Ultrabook’un kapağını açar açmaz
Rapid Wake + Eco bilgisayarınızı saniyeler içinde çalışır hale getiriyor. Mola vermek istediğinizde ise kapağını kapatarak VAIO’nun enerji tasarrufu sağlayan derin bir uykuya dalması ve pili tükenmeden 90 güne kadar verilerinizi güvenli şekilde saklaması sağlanabiliyor. T Serisi, iş gününün sonuna kadar size yetecek kadar enerjiyi de depolayabiliyor. VAIO T Serisi kullanıcıları, şarjlar arasında yedi saat süre ile toplantı ve derslere katılmak, belgeleri üzerinde çalışmak ve çevrimiçinde arkadaşları ile sohbet etmek için yeterli enerjiye sahip oluyor.
UlTRA hIz, UlTRA VeRimlilik
Ultrabook’ların en önemli özellikleri incelik ve hafifliği yüksek performansla birlikte sunabilmeleri. Cihazın süper dayanma gücü etkileyici bir verimlilik ile tamamlanıyor. En son nesil Ultra Düşük Voltajlı Intel Core işlemciler sayesinde ödevlerinizi, sunumlarınızı ve daha fazlasını süratle tamamlama imkanı sunuyor. Hızlı önyükleme süreleri ile daha fazla depolama alanı için SSD
önbelleği yüksek kapasiteli HDD sürücü ile bir araya getiren yeni Intel Smart Response Teknolojisi’ni (iSRT) kullanan ‘Hibrit’ modeller kullanıcılara yüksek hızda erişim sunuyor. VAIO T Serisi, HDMI, VGA ve RJ45 ağ bağlantı noktalarının yanı sıra bir SD/MMC kart yuvasını aralarında bulunduran cömert ara yüz seçenekleri ile iş yaşamı için yaratıldı. Beraberinizde maharet gerektiren aparat veya adaptörler taşımaya ihtiyaç duymaksızın monitörlere, projektörlere ve daha birçok cihaza hızlı ve kolay bir şekilde bağlanmak sizin için vazgeçilmez hale gelecek. Web sayfaları, sunumlar ve fotoğrafların tümü, net, parlak VAIO Ekran’ın sunduğu zengin renkler ile
30 pcextra.com.tr 30_31_SONY.indd 1
7/19/12 3:54 AM
ADVERTORIAL
mükemmel görünüyor. Bu ekranda, belgeleriniz ve medya koleksiyonu nuz arasında dolaşmak da ayrı bir keyif oluyor. Büyük, düğmesiz touchpad’i (dokunmatik fare) sezgisel kaydırma, hafif vuruş, kıstırarak büyütme ve döndürme hareketlerine yetecek geniş yüzey alanı sunuyor.
DAhA kAliTeli göRünTü Ve eğlenceli SeS Deneyimi
VAIO T Serisi’nin ince ve hafif görünümünün yanı sıra daha zengin, daha eğlenceli bir ses deneyimi de sunuyor. xLOUD ve Clear Phase teknolojileri ses düzeylerini herhangi bir bozulmaya yol açmaksızın yükselterek, net ve canlı internet görüşmeleri gerçekleştirme, video izleme ve oyun oynama imkanı sunuyor. Dahili “PC için Exmor” HD web kamera ile görüntülü görüşmeler de daha da tatminkar hale geliyor. Aileniz ve dostlarınız loş ışıklar altında bile sizi daha net görebilmenin tadını çıkarıyor. VAIO T Serisi ile medya koleksiyonunuzu düzenlemek, paylaşmak ve kullanmak daha da büyük bir keyif haline geliyor. VAIO’da ilk defa, T Serisi PDF belgelerini kolaylıkla yaratmanızı ve paylaşmanızı sağlayacak Adobe® Acrobat® X Standard’ın tam işlevsel bir sürümünü de içeriyor.
model işlemci işletim Sistemi Bellek Sürücü ekran grafik kartı Optik Sürücü Diğerleri
VAIO SVT1311m1e
Boyutlar (Dxyxg) Ağırlık
yaklaşık 226 x 17,8 x 323 mm
Intel® core™ i3-2367m işlemci Orijinal Windows® 7 home premium Service pack 1 64bit 4gB DDR3 1333mhz SDRAm 320gB hDD 5400rpm 33,7cm (13,3 inç) VAIO ekran (1366x768) geniş (16:9) görüntü oranı ile Intel® hD graphics 3000 WlAn 802.11b/g/n; Bluetooth® Ver. 4.0 + hS; USB 2.0 (x1), USB şarjlı USB 3.0 (x1); hDmI çıkışı, stereo hoparlörler; ‘pc için exmor’ ile çalışan hD Web kamera (1,31 megapiksel), Web, VAIO ve Assist düğmeleri, hareket desteğine sahip klavye ve touchpad
yaklaşık 1,6kg (birlikte verilen standart pil ile)
cep TelefOnUnUzU, AkIllI TelefOnUnUzU heR zAmAn şARj eDin
Yollardayken telefonunuzun pilinin tükenmesi sizi hiç endişelendirmesin. Yakınlarda telefonunuzu takabileceğiniz bir priz yoksa, VAIO T Serisi akıllı telefonunuzu her zaman bağlayabileceğiniz kullanışlı bir şarj cihazı haline de geliyor. Tek yapmanız gereken, bilgisayarınız kapalı veya uyku modundayken bile telefonunuzun pilini doldurmak için USB üzerinden takmak.
AkSeSUARlAR DA TAm ihTiyAcInIzA göRe
Hareket halindeyken VAIO T Serisi’ni kişiselleştirmek ve geliştirmek için aralarında taşıma çantası, yumuşak seyahat kılıfı ve kablosuz mini farenin de bulunduğu uyumlu tarzdaki aksesuar seçenekleri de mevcut.
30_31_SONY.indd 2
www.sony.com.tr
pcextra.com.tr 31 7/19/12 3:54 AM
DİZÜSTÜNÜ YENİLE
Murat Güzel murat@pcextra.com.tr
Notebook mu, ultrabook mu, netbook mu?
Hangisini neden almalı?
Şimdi yeni bir
notebook alma zamanı
32 pcextra.com.tr 32_35_notebook.indd 1
7/19/12 3:55 AM
Nasıl bir notebook almak istiyorsunuz? Kararınızı bir türlü veremiyorsanız, bu rehberimizdeki kavramları iyice gözden geçirerek, ihtiyacınızı karşılamayan ya da bütçenizi aşan bir ürünle eve dönmeyin. Notebook deyip geçmeyin. Eğer eski notebook’unuz artık işinizi göremez duruma geldiyse şu uyarılarımıza kulak vererek yeni bir notebook satın almanızın zamanı gelmiş mi kendiniz karar verin. Sonuçta bir kerelik bir yatırım yapmış olacağınız için adımları doğru bir şekilde atmanın sayısız yararı var. Çünkü bugün satın alacağınız bir notebook sizi muhtemelen en az 4-5 yıl götürecek. Tabii seneye çıkacak olan yeni modeller aklınızı başınızdan almazsa (ve ondan sonraki yıl çıkacaklar olanlar, artı daha sonra çıkacaklar).
Netice itibariyle notebook en hızlı değişen tüketici elektroniği segmentlerinden biri konumunda. Dış görünümleri uzun yıllardır (neredeyse 10 yıldır) sadece iki kere değişti ve şu anda o ikinci değişim sürecinin içindeyiz. Artık hayatımızda sadece notebook’lar yok. Ultrabook’lar da var. İlk değişim ne diye soracak olursanız onu da yanıtlayalım: Netbook’lar. Peki gerçekten de yeni bir notebook ya da ultrabook satın almalı mısınız? Eğer şu sorularımızı gönül rahatlığıyla olumlu yanıtlayabiliyorsanız, evet, yeni bir notebook satın alma zamanınız gelmiş demektir:
Notebook almanız şart mı? 1
2
3
Notebook’unuz çok mu yavaşladı? Hemen evet yanıtı verenlere bir de bonus sorumuz var. Hiç format atmayı düşündünüz mü? Çünkü bilgisayarların işlemcileri ya da bileşenleri zamanla yavaşlamazlar. Yavaşlayan işlem yapma gücüdür. Çünkü bilgisayarınızdaki yani diskinizdeki veriler zamanla o kadar çok şişmiştir ki işlemciniz hala ilk günkü performansıyla çalışıyor olsa bile, size istediğiniz bir programı çalıştırmak için resmen kumda koşmak zorunda kalmaktadır. USB 3.0, PCI Express portunuz yok mu? Eğer bu portları kullanacak çevre birimlerine gerçekten ihtiyacınız varsa sözümüz yok. Ama sırf bu nedenle de notebook satın alınmaz ki. Diskinizde yer mi kalmadı? USB diskler ne güne duruyor? Onlardan birini alacağınıza neden notebook almayı düşünüyorsunuz?
4
5
6
7
8
9
Notebook pili hemen bitiyor mu? 1-2 saat neyinize yetmiyor? Saatlerce notebook başında oturmayı mı planlıyorsunuz? Çok mu ısınıyor? Eğer öyleyse bir servise götürüp baktırdınız mı? Neden hemen yeni bir notebook almanın zamanı geldi diyorsunuz? Bu bellek bu işletim sistemini kaldırmıyor mu? O zaman çözüm basit. Ek bellek alın (ek bellek takacak yer yoksa da dünyanın sonu değil, gereksiz programları çalıştırmayıverin; antivirüs, duvar kağıdı, renkli Windows temaları vs). Yeni modeller çok mu havalı? Notebook hava atılacak bir kavram değildir. Eğer tek derdiniz buysa hemen bir sonraki konumuzu okumaya başlayın. Notebook’unuz çok mu ağır? Sonuçta tüy kadar hafif bir şey yoktur ki şu hayatta. Sırf ağır diye notebook değiştirilmez ki. Zaten hiç notebook’unuz olmadı mı? Demek ki
bir şekilde notebook’suz yaşayabiliyorsunuz. Neden bu kararınızdan vazgeçesiniz ki? 10 Bir taşla bir kaç kuş vurup internet, iş, oyun, film, müzik gibi hain planlarınız mı var? Sinema sinemada seyredilir, oyunsa oyun konsollarında oynanır. Yeni notebook’unuzla herşeyi yapabileceğinizi mi sanıyorsunuz?
Bu sorular böyle uzayıp gider. Umarız kinayeli sorularımız sizi eğlendirirken notebook’ların kronik rahatsızlıklarını ve hangi durumlarda notebook’unuzu değiştirmeniz gerektiğini dolaylı olarak açıklayan yanıtlardan gerekli mesajları almışsınızdır. Eğer bu listemizdeki sorulardan en az 5’ini kendinize yakın görüyorsanız, bütçesini ayarlar ayarlamaz ilk fırsatta yeni bir notebook satın almaya hazırlanmanızı öneririz. pcextra.com.tr 33 32_35_notebook.indd 2
7/19/12 3:55 AM
DİZÜSTÜNÜ YENİLE
Peki ya tablet ya da netbooklar?
Tabletler her ne kadar taşınabilir bilgisayarlara sıkı bir alternatif olsalar da, 2012 yılı itibariyle bu konuda ciddiyetten uzak görünüyorlar. Günlük bilgi ve kısmi eğlence ihtiyaçlarımızın geri kalan tüm kısmı için notebook’lara muhtacız (eğer masaüstü ya da All in One tarzı bir bilgisayar kullanmıyorsanız). Tabletler ya da netbooklar hafifliklerinden ve kolay taşınabildiklerinden dolayı ikinci bir bilgisayar amaçlı olarak tercih ediliyorlar ve edilmeye de devam edecekler. Ama görünen o ki, eğer evdeki minik canavarları eğitmenlerinin de tavsiyelerini alarak bir bilgisayarla ödüllendirmek istiyorsanız, onları önce netbook ve tabletlerle tanıştırmanız daha iyi olabilir.
Ultrabook almalı mı?
Pil süresi, klavyesinin büyüklüğü, hafifliği, incecik tasarımının verdiği cazibesi ve SSD sınıfı disk kullanan modellerdeki üstün performansı ultrabooklar için geleceğin standart notebook vizyonu diyebiliriz. Ama fiyat konusunda eğer güncel trendleri yakalayabilirlerse. Aksi takdirde ultrabook’lar, ultra pahalı notebook kategorisinde bulunmaya devam edecekler. Bütçesi uygun olmayanlar ise sadece dergilerde, internette ya da reklamlarda gördükleri ultrabook modellerine hayran hayran bakamalarıyla yetinmek zorunda kalacaklar.
Ultrabook satın almak için dikkat etmeniz gerekenler 1
Ultrabook denince bizim aklımıza performans ve hafiflik geliyor. Ama şunu sakın unutmayın. Intel’in geliştirdiği bu akımın bazı teknik şartları var. Başlıcaları işlemci, SSD ve kasa yapısı. Buna uyan üreticiler modellerine ultrabook adını veriyorlar. Ancak bu şartlar da ürünlerin fiyatını 1.000 Dolar’ın üstünde tutuyor. Yani Türkiye için konuşursak, KDV’yi de ekleyince en az 2.000 TL’lik bir bütçe ayırmanız gerekiyor. Bu madalyonun bir yüzü. Diğer yüzünde ise bazı üreticilerin aynı anakart ve incecik kasanın içine fiyatı 600 Dolarlara kadar inebilecek şekilde düşük performanslı bileşenlerle
2
3
ürettikleri modeller var. Tamam, onlara ultrabook demiyorlar ama uzaktan baktığınızda gördükleriniz size doğrudan ultrabook’ları çağrıştırıyor. Bu konuya lütfen dikkat edin. Her incecik notebook’u ultrabook sanmayın, özelliklerini sorgulayın. Eğer marka ve model sizin için önemliyse alternatif satış kanallarını araştırın. Teknoloji marketlerde 12 taksitle bulabildiğiniz modelleri, örneğin Turkcell üzerinden 36 ay taksitle, üstelik kredi kartı kullanmadan satın alabilirsiniz. Ultrabook, ikinci bir notebook olarak görülmemeli. Bazı modellerin diskleri sınırlı
4
kapasite olabilir ama şunu da unutmayın. SSD’ler standart sabit disklere göre kapasite açısından en az 10-15 kat daha pahalılar. Üreticiler de belirli bir fiyatta durabilmek için Ultrabook modellerine düşük kapasiteli SSD koyuyorlar. Şu anda piyasada bulunan gerçek ultrabookların en ucuzu 2.000 TL’nin üstünde fiyat etiketlerine sahipler. Bunların ucuzlamasını beklemek istiyorsanız, takvimlerinizi en az 2 yıl sonrasına ayarlayın. SSD’ler ucuzlamadığı sürece, satış adetleri de artmadığı sürece bu segmentteki ürünler ucuzlamayacaktır, aklınızda olsun.
34 pcextra.com.tr 32_35_notebook.indd 3
7/19/12 3:56 AM
Notebook’unuzu Ultrabook’a dönüştürmek mi? Neden olmasın?
ULTRABOOK’LAR 2013’TE ÇAĞ ATLAYACAK
Ultrabook olarak adlandırılan incecik notebook’larda asıl çıkış 2013’te olacak. Bu bilgisayarlara 3D ve dokunmatik ekran desteğinin Intel’in 22 nm üretim teknolojisinin ilk platformu olacak Haswell chipset’li anakartlarla birlikte gelmesi bekleniyor. Artı bazı sensörler de seneye ultrabook’lara eklenecek. Bu sensörlerinden en çok akla yatanı ise tabi ki hareket sensörü ya da göz takip sensörü. Eğer bir ultrabook satın alacaksanız, 2012 yılından bir sene bekleyin demek çok saçma olacağından kararı size bırakıyoruz. Ama Windows 8 ile birlikte etrafı dokunmatik bilgisayar deneyiminin saracağını müjdelersek, yüklü yatırımlar için bazı planları ertelemeyi planlayanların aklına da su kaçırmış olacağız. Zira ultrabook’lar neredesinden baksanız 2.000 TL üstü maliyetlerle karşılaşıyoruz ki o rakama iki notebook satın alabilirsiniz diyoruz.
Bir notebook bilgisayarı Ultrabook’a doğal olarak dönüştüremezsiniz. Elimizdeki listeye bakalım. Notebook’unuzun hali hazırdaki işlemcisi 2. ya da 3. Nesil Intel Core i3, 5 ya da 7 olamaz, çünkü anakartınızla uyumlu olmayacak, hafif olamayacak çünkü bazı parçaları çıkarıp atacak değilsiniz. Bu iki önemli kriterin dışında tek avantajınız diskiniz. Eğer IDE olmayan, yani SATA port’lu bir disk kullanan çok eski olmayan bir notebook’a sahipseniz, bilgisayarınızın diskini bir SSD ile değiştirebilirsiniz. İnanın çok şey farkedecek. Bilgisayarınızın açılış ve kapanış hızından tutun, programların çalışma hızlarına, bilgisayarınızda büyük boyutlu dosyaları kopyalamaya kadar diske dayalı neredeyse tüm işlemlerde daha önce neden SSD kullanmamışım diyeceksiniz. Ama tabi bunun da bir bedeli var. SSD’ler fiyat olarak eskiye oranla ucuzlar ama hala herkesin erişebileceği fiyat mertebesinde değiller. Bugün 1 GB’lık SSD için yaklaşık 1.5 Dolar’lık bir bedel ödemeniz gerekmekte. Oysa sabit diskler için aynı 1.5 Dolar’ı neredeyse 15-17 GB için harcıyorsunuz. Karar yine de sizin.
Sadece internet ve mail Ofis uygulalamaları Film, müzik ve internet TV, eğlence ve geniş ekran Oyun, multimedya ve 3D Video işleme, tasarım,
Netbook
Giriş seviyesi notebook
Orta sınıf notebook
Her işe yarayan notebook
İş ve eğlence amaçlı notebook
Multimedya notebook
Oyun için performanslı notebook
✓ -
✓ ✓ -
✓ ✓ ✓ -
✓ ✓ ✓ ✓ -
✓ ✓ ✓ ✓ ✓ -
✓ ✓ ✓ ✓ ✓ ✓
✓ ✓ ✓ ✓ ✓ ✓
3D ve ötesi Açıklama
Fiyat aralığı
Netbook’lar ikinci bir notebook olarak görüldüklerinden kendilerinden fazla bir performans beklenmemelidir. Uygun fiyatları ve hafiflikleri pek çok ihtiyacınızı giderecek niteliktedir ama oyun ve film ancak yeni nesil kısmen pahalı modellerde mevcut.
500 - 700 TL
Giriş seviyesinde genelde kampanyalı notebook’lar göze çarpıyor. Düşük hızlı işlemcili olan bu gruptaki ürünlerle herşeyi çalıştırabilirsiniz ama bunun için bolca sabrınız olması gerekmekte. Çünkü sınırlı sistem kaynaklarını zorlayan uygulamalar çok yavaş çalışacaktır.
700 - 900 TL
Bı sınıftaki notebook’ların ortak özelliği her türlü uygulamayı çalıştıracak tipte olmaları. Sistem kaynaklarını zorlayacak oyunlar ve tasarım ile video işleme gibi performans gerektiren uygulamalar hariç, diğer tüm uygulamaların hızı sizi memnun edecektir.
900 - 1200 TL
Bu sınıf çok geniş. İşin içine her işe yarama kavramı girince seçenekler de çoğalıyor, zaten en bol seçenek de bu kategoride yer almakta. Ortak özellikleri işlemcilerinin Intel Core2’li olmaları ve 4GB bellekle gelmeleri.
1300 - 1500 TL
İş ve eğlence dendiğinde seçenekleriniz biraz sınırlanıyor. Çünkü iyi bir iş bilgisayarı için performansa odaklı bileşenler yüksek oluyor ama hoparlör ya da 3D gibi özelliklerden kısılıyor. Ama dış görünümleri son derece modern oluyor.
1500 - 2000 TL
Biraz fazla bütçesi olanların başından ayrılmadığı bir segment olarak görülüyor. Multimedya notebook’lardaki ses çıkışlarında mutlaka ekstra bir farklılık var. 3D de işin içine girince bu bilgisayarları evinizin medya merkezi bile yapabilirsiniz ama bütçeleri biraz zorluyor.
2000 - 2500 TL
Paranın satın alabileceği en iyi notebook bilgisayarlar bu sınıfta. Kasalarından her biri ince elenerek seçilmiş bileşenlerle en üst düzey performans sunan bu sınıfta fiyat etiketlerinin tek rakibi THY oluyor diyebiliriz.
2500 TL +
pcextra.com.tr 35 32_35_notebook.indd 4
7/19/12 3:56 AM
TABLETİNİ YENİLE
Tolgay Pehlivan tolgay@pcextra.com.tr
TABLETLER’İN GÖZÜ
NOTEBOOK’LARIN T 36 pcextra.com.tr 36_39_tablet_pex.indd 1
7/19/12 4:01 AM
Ü
Bağımsız araştırma raporlarına göre tablet bilgisayarlar, rakamsal bazda notebook’ların satış rakamını en geç 2016 yılında geçecek(miş). Miş diyoruz çünkü bu raporlar her yıl gelişen trendlere göre değişiyor. Bu cihazlar için “netbook’ların klavyesizi” tanımı yapabiliriz ama işin birde ekran boyutu var ve olayı çok farklı boyutlara taşıyor. Zaten tablet konseptinin tutmasının en önemli nedeni kullanıcı deneyimindeki etkileşim olsa gerek.
N TAHTINDA 36_39_tablet_pex.indd 2
İnternet ve/veya wifi bağlantısı, 10 parmak dokunmatik deneyimi, hafiflik, hızlı açılış süreleri, hayatınızı kurtaracak ya da elinizden bırakmamanızı sağlayacak uygulamaları, internet etkileşimi ve kolay taşınabilmesi (Lütfen buraya dikkat: Notebook’lar için de taşınabilir diyoruz, peki ama insanın yani biz kullanıcıların tabletler ne oluyor o zaman diyesi geliyor) bu cihazları resmen başlı başına bir ürün kategorisi haline getirdi.
pcextra.com.tr 37 7/19/12 4:02 AM
TABLETİNİ YENİLE
Tablet bilgisayarlarda 2012 vizyonu Teknolojisi yenileyin derken, tabletinizi de yenileyin dememiz gerekiyor. Çünkü eğer ilk çıkan tabletlerden alanlardansanız sizi yeni nesil, çift çekirdekli tercihen 1 GHz üstü hızlarda işlemciye sahip ve en az Android 4.0 işletim sistemli modellerle tanıştırmak isteriz. Gerçi bu teknik özelliklerden önce
düşünülmesi gereken bazı konular da var ama zaten daha önce tablet aldıysanız o konuları (gerçekten bir tablete ihtiyacım var mı? Tableti nerelerde, nasıl kullanabilirim? gibi) aşmışsınız demektir. Çünkü günümüzdeki yeni nesil cep telefonları ile tabletlerin, arama özellikleri haricinde hiçbir farkları
İşletim sistemi
Tablet piyasasında üç farklı işletim sistemi bulunuyor. Bunlar IOS, Android ve herkesin yakından tanıdığı Windows. Bu işletim sistemlerinin içerisinde en yaygın olanı Android. IOS sadece Apple’ın iPad isimli tabletlerinde bulunuyor. Piyasadaki diğer tabletlerin çok büyük bir bölümü Android, az bir bölümü ise Windows işletim sistemine sahip. Kullanıcıların yatkınlığı bakımından en rahat işletim sistemi aslında Windows, fakat görsel arabirimlerden ve sistem performansından çok fazla çaldığı için pek tercih edilmiyor. Ama siz yinede ben bildiğimden (Windows) şaşmam diyorsanız Windows işletim sistemli bir tablete terfi edebilirsiniz. Tabii şu anki tabletinizde bulunan işletim sisteminden memnun değilseniz… Bu durum düşük bir ihtimal olsa da mümkün. Dünya genelindeki tüm kullanıcıların Android ve IOS’tan sonuna kadar memnunlar diye siz de memnun olmak zorunda değilsiniz. (Sanırız burada vermek istediğimiz mesajı anlamışsınızdır) İşletim sisteminin önemi aslında sistem performansının yanı sıra uygulama desteğiyle alakalı. Çünkü tabletler sizin yükleyeceğiniz uygulamalarla bir işe yararlar. Uygulamasız bir tablette hiçbir şey yapamazsınız. Piyasada bulunan üç işletim sisteminin, birbirinden bağımsız üç farklı uygulama mağazası bulunuyor. Bunlar Apple Store, Google Play (eski adıyla Android Market) ve Windows Store. Şu an bu mağazaların içerisinde bütçesel ve içerik olarak en oturmuşu ve en eskisi Apple store. Bu yüzden en fazla uygulama desteğini Apple sağlıyor. Apple Store’un ardından Google Play geliyor. Google Play içerisinde yer alan uygulamaların sayısı gün geçtikçe artıp gelişiyor. Yakın bir gelecekte Apple Store’u yakalaması bile bekleniyor. Bunun sebebi Google Play’de yer alan uygulamaların birçoğun ücretsiz ve kullanıcı dostu olması. Hatta bazen Apple Store’da 0.99 Dolara satılan bir uygulama Google Play’de
bulunmuyor diyebiliriz. Sonuçta iki tür de aynı işletim sistemleri kullanıyor. Son olarak sizin sahip olduğunuz tablet bilgisayarı bilemediğimiz için yazımızda genel bir anlatım dili kullanacağız. Önerilerimizi dikkate alarak size en uygun ürünü kendiniz belirleyebilirsiniz.
kısa bir süreliğine ücretsiz olarak verilebiliyor. Yalnız burada bir parantez açmakta fayda var. Apple Store’da bulunan uygulamaların çok büyük bir bölümü ücretli. Uygulamaların ücretli ve diğer uygulama marketlerden sayı olarak fazla olmasının sebebi ise uygulama geliştiricilerin bu işi hobi amaçlı değil de haklı olarak para kazanmak için yapmaları. Yani siz bir uygulama geliştiricisi olsanız ve bir uygulama geliştirseniz, bunu çok cüzi bir miktarla Apple Store’a ekleyip uygulama indirildikçe para kazanmak mı istersiniz, yoksa Google Play’i tercih edip isminizi duyurmayı mı? Basit bir hesap yapalım. Güzel ve basit bir oyun geliştirdiniz. Bu oyunu da 1 Dolardan satışa sürdünüz. Uygulamanız çok beğenildi ve 1 milyon kişi tarafından satın alındı. Elde ettiğiniz kazanç tam 1 milyon dolar. Bunun 300 bin dolarını Apple hizmet bedeli olarak alsa size temiz 700 bin dolar kalıyor. Yeterince iyi değil mi? İşte tam olarak bu yüzden bir çok yeni uygulama öncelikle ve hatta tek olarak Apple Stora geliyor. Fakat son dönemlerde geliştiriciler iki platforma da aynı anda yazılımlarını sunuyorlar.
38 pcextra.com.tr 36_39_tablet_pex.indd 3
7/19/12 4:02 AM
Bağlanabilirlik
Donanım
Her şeyde olduğu gibi uygulamaların da kalitesi giderek artmakta.
Hatta bundan 2-3 sene önce bilgisayarlarımızda oynadığımız, o zamanın süper grafikli oyunları şimdilerde cep telefonlarımıza ve tabletlerimize girmiş durumda. Bunlara Mass Effect, GTA 3, Spiderman, PES ve FIFA serileri de dahil. Tabi bu oyunları akıcı bir şekilde çalıştırabilmek için güçlü bir işlemciye ve görüntü donanımına ihtiyacınız var. İlk nesil olarak tabir ettiğimiz tabletlerde bu tip uygulamalar çok ağır çalışmakta ve tabletinizin ciddi derecede ısınmasına ve kilitlenmesine de yol açmakta. Yeni nesil tabletler en az çift çekirdekli ve hatta dört çekirdekli olarak üretiliyorlar. Sadece oyun değil HD film izlerken de hızlı bir işlemci ve görüntü yongasına ihtiyaç duyuyorsunuz. Bu yüzden en az çift çekirdekli bir tablete terfi ederek en güncel uygulamaları rahatlıkla çalıştırabilirsiniz.
Wi-Fi ve 3G
İnternet desteği tabletlerin varoluş amacıdır aslında.
Bu noktada düşünmeniz gereken tableti nerede ve ne amaçla kullandığınız. Wi-Fi artık tüm tabletlerde bulunuyor. Önemli olan ürünün 3G desteği. Eğer sürekli mobil haldeyseniz ve internete her an ihtiyacınız varsa 3G’li bir model şart. Eğer dışarıda sürekli internete ihtiyacınız yoksa, iş yerinizdeki veya evinizdeki kablosuz internet işinizi görüyorsa, 100 dolar daha fazla verip 3G’li model almak zorunda değilsiniz. (Bu konu ile ilgili aşağıda bahsedeceğimiz altın öğütlerin dördüncü maddesine göz atabilirsiniz.)
Tablet bilgisayarınıza içerik yüklemedeki en önemli unsurdur bağlanabilirlik.
Eğer tabletinize USB ve SD kart birimlerinden veri yüklemek istiyorsanız bunu sadece Android işletim sistemli modellerde uygulayabilirsiniz. Apple’ın iPad’leri için mecburen bir bilgisayar ve özel iTunes programını kullanmak zorundasınız. Bu yüzden Android cihazlar bu konuda çok daha cazip.
Ekran
Tablet seçiminde ve yeni bir modele terfi etmede en önemli konu ekrandır.
Yalnız ekranlarda dikkat edilecek iki farklı konu var. İlki ekranın boyutu, ikincisi ise ekranın dokunmatik teknolojisi. Dokunmatik teknolojiler ile ilgili monitör konumuzda detaylı bilgiler verdik. Burada size kısaca söyleyebileceğimiz kapasitif ekranların rezistif ekranlardan daha kaliteli ve kullanımı kolay olduğu. Eğer rezistif ekranlı bir tablete sahipseniz düşünmeden kapasitif ekranlı modellere yönelin. Ekran boyutuna gelince, eğer oyun oynuyor, film izliyor ve kitap okuyorsanız, 10” hatta 11” lik modelleri tercih edebilirsiniz. Bu ekranlar tablet kullanım hissinizi bir üst noktaya taşıyacaktır. Tabi kapasitif ekran olmak şartıyla.
Yeni tablet alacaklara altın öğütler 1 2
Markasız tablet alınır mı? Evet alınır ama satın alacağınız markayı iyi araştırmanızı öneririz. Kapasitif ekranla resistif ekran farkı ne? İkisi de dokunmatik ama biri yani rezistif olan “bastırmatik” diğeri olan kapasitif ise “hissetmatik” diyebileceğimiz bir teknolojiye sahiptir. Bazı tabletler çok ucuz, neden? Çünkü o ucuz tabletlerin 3G modemleri yok, dışarıdan ayrıca USB ile modem takabilirsiniz ama sadece yazılım lisansı maliyeti üreticiye 60 Dolar’a mal olunca, aynı tableti 3G’li olarak haliyle maliyet aşamasında 100 Dolar üstüne üretmek istemiyorlar. Kaldı ki bazı ülkelerde 3G’li ürünlere
3
ek vergiler de var (Bilin bakalım en çok hangi ülkede var; baş harfi T). Diğer yandan ucuz tabletlerde elbet bir şeylerden çalmışlardır mantığı da var. Gerçi çalmıştır demesek daha doğru olacak. Malzeme kalitesi, içindeki sensörler, kutulama, çifte kamera, bunların hepsi maliyet kalemi olduğundan ucuz tabletlerde bu tür ek özellikleri maliyet açısından ekonomik fırsatlar yaratacak bileşenler tercih ediliyor. 3G’siz tablet tekerleksiz arabaya mı benzer? Yanlış. 3G bir lüks, bütçeniz varsa gidip 3G’li bir tablet alabilirsiniz. 3G’li bir tablet kullanıcısının sizden tek farkı istediği her yerde “dur internetten
4
bakayım” diyecek olmasıdır. Eğer sizin hali hazırda bir Android’li ya da iOS’lu telefonunuz varsa, siz de tethering yaparak cep telefonunuzdaki interneti tabletinize Wi-Fi üzerinden paylaştırabiliriniz. Windows 8 tabletler nerede? Şu an için sadece kağıt üstündeler. 2012’in son çeyreğinde artık iOS yani Apple cephesi, Android yani Google cephesi ve sonunda Windows 8 RT yani Microsoft cephesi diyebileceğiz. Blackberry cephesi de üstelik Türkiye’de cazip kampanyalar eşliğinde var ama tüketici ilgisi muhtemelen bu üç kategoride olacak. Keşke Blackberry de ciddi bir alternatif olsa.
5
pcextra.com.tr 39 36_39_tablet_pex.indd 4
7/19/12 4:02 AM
ADVERTORIAL
wwww.mobee.com.tr
Mobee Nett ve Mobee Blade serisi
tabletler ile eğlenceye dokunun Mobee’nin her türlü ihtiyaca hitap eden bir tableti bulunuyor. Dilerseniz Blade serisinden T1500 ile zorlu ofis işlerinizin üstesinden gelebilir, dilerseniz K1500 ile oyun dünyasının seyrine kendinizi kaptırabilir, dilerseniz S1200 ile internetin tüm nimetlerinden son sürat yararlanabilir ve dilerseniz S800 ile gittiğiniz her yerde keyifli uygulamaları kullanarak can sıkıntınızı giderebilirsiniz. Seçim sizin…
Mobee Blade T1500 Yeniden Keşfet
Üst segment kullanıcılara hitaben tasarlanan Blade serisinin ilk ürünü Mobee Blade 9.7” T1500, 16 GB büyüklüğündeki dahili Nand diski ile yüksek adette veri depolamaya olanak sağlıyor. İster sevdiğiniz filmleri, ister iş dosyalarınızı, ister beğendiğiniz birçok uygulamayı her an yanınızda taşıyın. “Shelves” adlı e-kitap okuyucu ile dilediğiniz her yerde e-kitaplarınızı okuyabilir, “Documents to Go” adlı uygulama ile ofis programlarını (Word, Excel, Powerpoint, PDF) kullanabilirsiniz. 6 saat kullanım süresi ile hareket halindeki kullanıcıların tercihi olan Mobee Blade 9.7” T1500, HDMI çıkışı ile 1080p görüntü aktarımı gerçekleştirebiliyor. Toplantılarda sunumlarınızı projektöre aktarabilir, internetten izlediğiniz videoları evde televizyonunuza bağlayarak televizyondan izleyebilirsiniz.
40 pcextra.com.tr 40_41_MOBEE.indd 1
7/19/12 4:05 AM
Mobee Nett S800 Her yerde Eğlence
Mobee Nett K1500 Eğlenceye Dokun
Üstün video performansı Mobee Nett 10” K1500’ü diğerlerinden ayıran diğer bir özellik. 2160 piksel video oynatabilen Mobee Nett 10” K1500, 3D video desteği ile birlikte 1080p yüksek çözünürlüklü video aktarımına olanak sağlıyor. HDMI çıkışı ile indirdiğiniz video ve filmleri televizyon ekranına, sunumlarınızı ve videolarınızı da projektöre aktarabilirsiniz. Desteklediği video formatları; AVI, RMKB, MKV, MPEG ve FLV’dir. Mobee Nett 10” medya oynatıcı görevi de görüyor. Android 4.0 sürümünü kullanan Mobee Nett 10” K1500, 1024 x 600 çözünürlükteki A+ kapasitif 10 noktadan dokunmatik yüksek hassasiyetli 10.1” dokunmatik ekranı ile mükemmel dokunmatik deneyimi sunuyor. Bütün web sayfalarını rahatlıkla açan Mobee Nett 10”, 1.6 GHz hızına kadar çıkan işlemcisi ve 3D video/oyun görüntülüme işlevi ile kusursuz performans sergiliyor. Hızı, grafik performansı ve mükemmel dokunmatiği ile yeni Mobee Nett 10” oyun meraklılarına hitap ediyor.
MOBEE
Mobee Nett S1200 Dünyaya Açıl
Son teknoloji çoklu çekirdekli işlemci kullanan Mobee Nett 7” S1200, güç tüketimi birimi, 3D görüntü işletme özelliğine sahip grafik kartı, denge sensörü ve yer çekimi sensörü ile bir yüksek performans ürünüdür. Oyunseverler için özel olarak üretilmiş S1200, 4 saat kullanım süresi ile de göz dolduruyor. Şimdi Android 4.0 desteği ile daha yüksek performans gösteriyor. Ürünü diğerlerinden ayıran en önemli özellik 802.11 b/g/n kablosuz internet protokolünü destekleyen bir kablosuz ağ bağdaştırıcısına sahip olması. S1200 bu bağdaştırıcı ile yüksek hızlı ve geniş menzilli kablosuz veri aktarımını sağlayabiliyor.
T1500
K1500
Android 2.2 sürümünü kullanan Mobee Nett 7” S800 Tablet, şimdi parlak kırmızı renk seçeneği ve arttırılmış performansı ile karşımızda. 800 x 480 çözünürlükteki yüksek hassasiyetli 7” dokunmatik ekranı ile mükemmel internet deneyimi sunuyor. Bütün web sayfalarını rahatlıkla açan Mobee Nett 7” S800, internet üzerinden banka işlemlerini kolayca halletmenizi sağlayacak. E-posta gönderip alabilir, çevrimiçi gazete okuyabilir, Facebook gibi sosyal medya araçlarında gezinebilir, web sayfalarında istediğiniz videoları izleyebilirsiniz. Video izlemek için gerekli formatı bulmanıza artık gerek kalmıyor. Flash desteği ile internette tam özgürlük sağlıyor. Çoklu dokunmatik ekranı ile internet sayfalarına iki parmağınızla yakınlaşabilir, veya uzaklaşabilirsiniz.Küçük boyutlarıyla her zaman her yerde yanınızda taşıyabileceğiniz S800, küçük boyutuna rağmen en büyük eğlence kaynağınız olacak.
S1200
S800
İŞLEMCİ
Arm A10 1.2 - 1.6 GHz
Arm A10 1.2 - 1.6 GHz
Arm A10 1.2 - 1.6 GHz
Via 8650 800 MHz
GPU
Mali - 400 (350MHz)
Mali - 400 (350MHz)
Mali - 400 (350MHz)
-
PMU (Güç yönetim sistemi)
AXP209
AXP209
AXP209
-
BELLEK
1 GB DDR3
1 GB DDR3
1 GB DDR3
256 MB
EKRAN
9.7 inç IPS, Kapasitif
10 inç Kapasitif
7 inç Kapasitif
7 inç TFT, Rezistif
ÇÖZÜNÜRLÜK
1024x768
1024x600
800x480
800x480
SENSÖR
Entegre
3GT yerçekimi,
3GT yerçekimi,
Entegre
yön sensörü
jiroskop ve denge
jiroskop ve denge
yön sensörü
KABLOSUZ AĞ
802.11 b/g
802.11 b/g
802.11 b/g/n
802.11 b/g
İŞLETİM SİSTEMİ
Android ICS 4.0
Android ICS 4.0
Android ICS 4.0
Android 2.2
USB PORTU
2 x Mini USB
2 x Mini USB
1 x Mini USB
2 x USB (Adaptör)
DEPOLAMA
16 GB Nand
8 GB Nand
8 GB Nand
4 GB Nand
EK DEPOLAMA
max. 32 GB SD kart
max. 32 GB SD kart
max. 32 GB SD kart
-
KAMERA
0.3 MP ön, 2.0 MP arka
1.3 MP ön
1.3 MP ön
0.3 MP ön
BATARYA
7500 mAh
5000 mAh
3000 mAh
2600 mAh
PİL SÜRESİ
6 saate kadar
5 saate kadar
4 saate kadar
3 saate kadar
AĞIRLIK
600 gr
670gr
285gr
400gr
pcextra.com.tr 41 40_41_MOBEE.indd 2
7/19/12 4:05 AM
TELEFONUNU YENİLE
Murat Güzel murat@pcextra.com.tr
42 pcextra.com.tr 42_47_telefon_pex.indd 1
7/19/12 4:07 AM
Telefonunuzu YENİLEYİN Eski telefonunuzdan sıkıldınız mı? Çevrenizdeki herkes, cep telefonunda oyun oynarken, internette sörf yaparken veya videolar çekerken, siz hala sadece “alo alo” diyor ve yılan oyunu mu oynuyorsunuz? Zamana ayak uydurmanızın zamanı geldi…
T
eknolojik cihazlar içerisinde cep telefonlarının yeri bambaşkadır. Çünkü cep telefonlarımıza her zaman ihtiyacımız vardır ve çoğu zaman hayat bile kurtarırlar. Güncel cep telefonları teknolojinin nimetlerinden en fazla yararlanan ve gelişme gösteren elektronik cihazların başında geliyorlar. Eskiden sadece hesap makinesi, rehber, alarm ve takvim gibi oldukça basit menülere sahip olan telefonlar şimdilerde akıl almaz özelliklere sahip. Yazımıza biraz eski bir tarihten giriş yaptığımızı itiraf ediyoruz. Şu an günümüzde o dönemin renksiz ekranlı telefonlarını kullanan kişi sayısının yok denecek kadar az olduğunu biliyoruz. Fakat hala dokunmatik ekranı olmayan, 0.3 MP ve tek kameralı, sınırlı depolama alanına sahip ve en önemlisi Wi-Fi desteği olmayan telefon modelleri piyasada dolanıyor. Sözü fazla uzatmadan telefonunuzu yenilerken dikkat etmeniz gereken unsurlara
değinelim. Çok ilginçtir ki diğer teknolojik ürünlerde sizlere sürekli söylediğimiz kullanım amacı ve fiyat unsurları cep telefonu satın alırken olmazsa olmazlardan değiller. Elbette kullanım amacı ve fiyat önemli fakat yeni nesil telefonların hemen hemen hepsi aynı ve artık standartlaşmış özelliklere sahipler. Fiyat konusuna gelince, bu cep telefonları çok yüksek fiyat etiketlerine sahipler fakat GSM operatörlerinin avantajlı kampanyalarıyla çok uygun fiyatlara ve kredi kartı gerektirmeden taksitli şekilde sahip olunabiliyorlar. Yeni nesil cep telefonlarında fiyat ve kullanım amacı haricinde dikkat edilecek unsurlar arasında ergonomi, ekran, performans, uygulamalar, pil süresi, ek özellikler ve internet bağlantısı bulunuyor. Bizde bu özellikleri günümüzün en popüler ve zirveyi oynayan iki telefonunu birbiriyle kıyaslayarak açıklamaya çalışacağız.
pcextra.com.tr 43 42_47_telefon_pex.indd 2
7/19/12 4:08 AM
TELEFONUNU YENİLE
iPhone 4S mi, Galaxy S3 mü?
Hangisi daha iyi?
Samsung Galaxy S3 mü, iPhone 4S mi? Günümüzün teknoloji meraklılarının en çok merak ettiği soru bu. Yanıtı ise sadece ürünlerin teknik özelliklerinde gizli değil. Kullanım deneyimi de bir o kadar önemli.
1 Fiyat
2 Ergonomi
Kimi kullanıcı için fiyat çok önemli, kimisi içinse ikinci planda. Ama şu bir gerçek ki, bir ürün segmentinin en pahalı ürünleri en çok ilgi çekenleri olarak da görülüyor. Bu gerçek ışığında iPhone 4S ve Galaxy S3 fiyatı bize pazara yeni giren ürünün daha pahalı olduğunu gösteriyor. Zira operatör kampanyalarını bir kenara bırakırsak, iPhone 4S fiyatı kontratsız olarak bugün 1.899 TL civarında bir değere sahip. Samsung Galaxy S3 fiyatı ise 100 TL daha pahalı, yani 1.999 TL civarında. Bu durumda ilk kriterimizde Galaxy S3, iPhone 4S’e oranla daha az puan alıyor.
Gerek iPhone 4S’in, gerekse Galaxy Zaten bu detay piyasada en pahalı S3‘ün ergonomisi biraz tüketici model olmalarını açıklamaya beklentisine göre değişiyor. iPhone yetmiyor. Ergonomi konusunda daha oturaklı ve ağır bir telefon. tek eleştirimiz her iki telefonun Galaxy S3 ise daha ince bir yapıya da dokunmatik klavyelerinin sahip. Burada sağlamlık hissi de tombul parmaklarla rahat kullanılamıyor oluşu. Tabi ekranı önemli. Bu konuda iPhone bir yatay çevirirseniz, tombul parmak adım önde. Zira iPhone’un Gorilla Glass’lı ekranının yanında arka sorunu ortadan kalkıyor ama bu yüzeyi de bu camla kaplanmış. da sürekli yatay kullanım anlamına Ergonomik açıdan bu detay ne işe geliyor. Zaten her iki telefondan da yarıyor derseniz bize göre daha ilk kırdığımız ergonomi puanlarının jenerasyondan bu yana sağlamlık ana kaynaklarını bu tombul duygusunu arttırıyor. Galaxy S3 ise parmak meselesi oluşturuyor. bu konuda biraz cimri gibi. Arka Gerçi Galaxy S3, enlemesine 1.5, yüzeydeki pil kapağının plastik boylamasına da yaklaşık 2 santim olması eleştiri alan bir özellik daha büyük ama bu 1.5 santimlik genişlik yine de yan yana 10 ama bu özellik Galaxy S’den beri karakterin durduğu Q klavyede her var. Samsung bu konseptten bir karakter için ekstra 1.5 milimlik vazgeçmiyor nedense. Kısacası rahatlık anlamına gelse de, tombul ergonomi konusunda iPhone 4S parmaklar bu ek rahatlığı tam mi, Galaxy S3 mü sorusu biraz anlamıyla hissedemiyor. ortada kalıyor. İkisi de kolay ulaşılabilir tuş yapısına sahip ve ikisi de sadece ergonomileri baz Galaxy S3 ergonomi puanı: 8 iPhone 4S ergonomi puanı: 8 alındığında başa baş gidiyorlar.
Galaxy S3 fiyat puanı: 2.5 iPhone 4S fiyat puanı: 3
44 pcextra.com.tr 42_47_telefon_pex.indd 3
7/19/12 4:08 AM
3 Ekran
4 Performans
5 Uygulamalar
Samsung Galaxy S3’ün ekranı boyut olarak daha büyük. Diğer taraftan iPhone 4S’in ekranı ise daha canlı. Rakamları konuşmak gerekirse, Galaxy S3’ün 4.8”lik ekranına karşı iPhone 4S 3.5”lik bir ekranla yanıt veriyor ki bu da aralarında santimetrekare cinsinden yüzde 90 büyüklük var demek. Ama aynı büyüklüğü çözünürlükte görmüyoruz. Galaxy S3’ün ekranı 720’1280 pikselken, iPhone 4S’inki ise 640’960 piksel, yani yüzde 50‘lik bir fark söz konusu. iPhone 4S, ekran konusunda yalnızca ppi, yani bir inç kare içindeki piksel sayısı konusunda önde. Ama Samsung’un yeni Galaxy S3’ü ekran konusunda bir değil iki adım öne geçmiş. Çünkü bu cihazı sadece telefon olarak kullanmayacaksınız. Ekranda Facebook, Twitter, internet, oyun, video ve fotoğraf uygulamalarını muhtemelen sıkça kullanacaksınız. Bu nedenle Galaxy S3, ekran konusunda bariz bir şekilde önde. iPhone 4S ise Galaxy S’ün bu üstünlüğünü daha net görüntülerle bozmaya çalışıyor. Ama sadece çalışıyor. Diğer taraftan ekran demek aynı zamanda kullanım deneyimi de demek ama o kriteri ayrı bir başlık altında ele aldık.
Teknik özelliklere baktığımızda Gaalxy S3, teknolojik altyapı itibariyle üstün bir telefon. Hatta cep telefonu aleminde ilk dört çekirdekli işlemci kullanan modellerden biri oluşuyla üstün. Kullanıcılar ise bu üstünlüğü uygulamaları kullanırken hissedebiliyorlar. Ekrana dokunmayla çalışan programlar, menülere hızlı, takılmadan ulaşım, yüksek işlem kapasiteli işlemci sayesinde arka planda ek programların çalışabilme imkanı, ki bu imkan Galaxy S3’ün aynı anda video ve sörf, sürekli açık olan yakınlık sensörüyle çalışan uygulamaların yarattığı sistem yükünün kullanıcıya yansımaması gibi özelliklerin hepsi performansa odaklı. İPhone 4S’in 1 GHz’lik işlemcisi ismen bu telefona eksi puan kazandıracak gibi duruyor. Çünkü karşılaştırma yaptığımız Galaxy S3’te dört çekirdeli 1.5GHz’lik bir işlemci var. Ama Apple, işlemciye odaklı değil, işletim sistemine odaklı performansı ön planda tuttuğundan olsa gerek. Kullanım sırasında kağıt üzerindeki devasa performans farkını kullanıcıya yansıtmıyor. Yani iPhone 4S’in işlemcisi teorik olarak daha yavaş çalışıyor ama uygulamalarda bu yavaşlığı hissetmiyorsunuz. Hatta hiç hissetmiyorsunuz. Samsung Galaxy S3’teki işlemci ise bu avantajını aynı anda bir kaç program çalıştırarak biraz hava atarcasına kullanıyor. Bu avantajın görüldüğü en önemli özellik ise sürekli açık olarak çalışabilen proximity sensörü ile çalışan uygulamalar. Ki onlar da zaten Özellikler başlığında sırasını bekliyor.
İşte daha karşılaştırma yapmadan banko iPhone 4S diyebileceğimiz bir kritere geldi sıra. Eğer amacınız olabildiğince bol program kullanmaksa (ve harcayacak paranız olsun olmasın farketmez, keşfetmeye meraklıysanız), konu iPhone 4S mi Galaxy S3 mü sorusunun yanıtı ise iPhone 4S’i AppStore üstünlüğünden dolayı tek geçmek gerekir. Google Play üzerindeki uygulamar ne oluyor peki diye soranların da haklı olduğu bir gerçek. Ama Apple’ın App Store politikası öncelikle programların uyumluluğu konusunda çok titiz. Dahası en çok ilgi çeken ücretsiz program havuzu da iPhone platformu için var, ve asıl vurucu darbe ise jailbreak yapılan iPhone’lara Cydia üzerinden de alternatif program yüklenebilme olanağı iPhone 4S’i bu kriterde bir adım öne çıkarıyor. Gerçi Galaxy S3’ün de root’lanıp custom rom yani bağımsız geliştiriciler tarafından üretilen özel arabirimlerle bezenmiş uygulama ve temalarla kullanılabilmesi imkanı da var. Ve Android’in yıldızının parlamasının en önemli nedenlerinden biri de bu olsa gerek. Ama bu artılar, iPhone ve iOS dünyasının yıldızının üstüne çıkmaya yetmiyor. En azından PC Extra olarak ortak görüşümüz bu yönde.
Galaxy S3 ekran puanı: 9.5 iPhone 4S ekran puanı: 7.5
Galaxy S3 uygulama puanı: 8.5 iPhone 4S uygulama puanı: 10
Galaxy S3 performans puanı: 10 iPhone 4S performans puanı: 7.5 pcextra.com.tr 45 42_47_telefon_pex.indd 4
7/19/12 4:08 AM
TELEFONUNU YENİLE
6 Özellikler iPhone 4S mi Galaxy S3 mü sorusunda en çok zorlanılan kriter özellikler olsa gerek. Zira Apple ve Samsung amiral gemisi modellerine olabildiğince özellik doldurmuşlar. iPhone 4S’in Siri’sine karşılık Galaxy S3‘ün S-Voice’i (ne yazık ki Türkiye lokasyonlu sorularınıza net yanıt alamıyorsunuz, artı düzgün bir İngilizce diksiyona sahip olmanız gerekli) özellik açısından mobil asistan gibi davranıyorlar. Aralarında üstün olan yok gibi. iPhone’un biraz daha öne çıkan geniş tecrübesi var. Öte yandan Galaxy S3 ise proximity, yani yakınlık sensörü yardımıyla telefonda bolca özellik barındırıyor. Gelen SMS’in sahibini telefonla aramak için telefonu yanağınıza yaklaştırmanız mesela. Ya da video izerlen gözlerinizi algılaması ve göz kapaklarınızı kapattığınızda videoyu durdurması (ya da başka yere baktığınızda) özelliği de basit bir mantıkla çalışan sıradışı bir özellik aslında. Artı dört çekirdekli işlemcisi sayesinde Galaxy S3‘ün telefonu kastırmadan başka uygulamaları da eş zamanlı çalıştırarak kullanıcıya ek hizmetler sunması önemli avantajlar. Diğer taraftan iPhone 4S ise “ama o bir iPhone” dedirtecek özelliklere sahip. Her ne kada Mobile me hizmeti kapanıyor olsa da, yerini alan Cloud hizmeti sayesinde telefonunuza fabrika çıkışlı olarak uzaktan müdahale edebilmeniz, telefonunuzun nerede olduğunu görebilmeniz meraklıları için bulunmaz bir nimet. Galaxy S3 için Google Play’de bu tür uygulamalar var ama hiç biri eski adıyla Mobile me kadar hüner ve özellik taşımıyor ne zayık ki.
Galaxy S3 özellikler puanı: 9.5 iPhone 4S özellikler puanı: 9
7 Network – bağlantı Peşinen söyleyelim: Galaxy S3 bu kriterde birinci. Ama Apple’ın politikaları yüzünden birinci olduğunun da altını çizelim. 802.11n wifi, 3G, Bluetooth ve USB şeklinde havadan karadan ve kablodan bağlantı seçenekleri ve işlevsellikte en çok seçenek tabi ki Android’li cihazlarda. Bu durum Gaalxy S3�e özgü değil. Bluetooth ile dosya transferi, USB kablo ile yine dosya transferi ve
veri yedekleme kutusundan çıkan her Galaxy S3 (Android’li cihazlar demek daha doğru) için doğal bir olay. iPhone kullanıcıları ise kutusudan çıkan telefonlarını bu geniş seçeneklerle donatmak için jailbreak yapmak zorundalar. Apple, nedense telefonun kurcalanmasını istemiyor. İşin meraklıları bu sorunu gideriyor ama birazcık hacker ruhlu olmaları gerekiyor.
Galaxy S3 network – bağlantı puanı: 10 iPhone 4S network – bağlantı puanı: 8
46 pcextra.com.tr 42_47_telefon_pex.indd 5
7/19/12 4:08 AM
8 Hacker özellikleri
9 Pil süresi
10 Genel kullanım
iPhone 4S mi Galaxy S3 mü sorusunun yanıtında kriteriniz hacker’salsa ortada bir sonuca hazırlıklı olun. Bir tarafta jailbreak ile açılan Cydia dünyası ve diğer taraftan root’lanan Android’li cihazlarla istediğiniz özelliğin değiştirilebilmesi. Öyle ki sadece operatör ismi olan Turkcell, Vodafone ya da Avea yazılarını kendi ismiyle değiştmek için telefonunu hack’leyen kullanıcılar var. Bu kriterde her iki ürün de en yüksek skoru alıyor.
Tam dolu pille kullanım açısından Galaxy S3 üretici verilerine göre çok daha önde. Eğer şarj aletinizle uzun aralıklarla haşır neşir olmak istiyorsanız, Galaxy S3 uzak ara birinci. Fabrika verilerine göre bu telefonla bekleme süresi 1 aya yakın. Konuşma süreleri konusnuda iPhone 4S’ten yüzde 50 daha fazla kapasite sunuyor. Galaxy S3 pili 2100mAh, iPhone 4S pili ise 1400mAh. Ancak buradaki asıl önemli detay, bu pillerin kapasitelerinin ne kadarlık bir sürede erimeye yüz tuttuğu. Öyle ki günün birinde telefonunuzu her gün şarja takmak zorunda kalabiliyorsunuz ki buna memory effect, yani pilin gerçek kapasitesini unutması, kullanamaz hale gelmesi deniyor.
İşte en önemli kriter bu olsa gerek. Onca özelliğin yanında gerek iPhone 4S’in, gerekse Galaxy S3�ün kullanıcıların gözünde bıraktığı genel kullanım hissidir önemli olan. Ve bize göre bu hissin galibi net olarak yok. Foto finiş’e kalıyor son söz. Çünkü işin içine duygular katıldığında iPhone 4S sahibi ve Galaxy S3 sahibi editörlerimiz ortak bir noktada buluşamıyorlar. Fiyat önemli bir kriter ama 2.000 TL mertebesi için 100 TL o kadar da önemli değil. Ekran, telefonu multimedya yönü açısından kullanacaksanız bolca işinize yarayacak. Uygulama denizi, telefonunuza program kurmanız için önemli bir kriter. Bağlantı seçenekleri yine telefonunuzu nasıl kullandığınıza bağlı olarak önemli. Sonuç olarak genel kullanım açısından baktığımızda iPhone 4S, biraz da isminin ve yıllardır süren pazar hakimiyetinin (kendi segmentindeki hakimiyetten bahsediyoruz) verdiği avantajla, Galaxy S3�ün hayatımıza kattığı yeni nimetlerden doğan farkı kapatıyor, öne geçmesine izin vermiyor. Bize göre dudum bu. Tabi ki nihai kararı siz okurlarımız verecek.
Galaxy S3 hacker özellikleri puanı: 10 iPhone 4S hacker özellikleri puanı: 8
Galaxy S3 Pil süresi puanı: 10 iPhone 4S Pil süresi puanı: 7
iPhone 4S mi, Galaxy S3 mü karşılaştırması
iPhone 4S mi, Galaxy S3 mü genel değerlendirme
Yandaki tabloya baktığımızda Samsung Galaxy S3, bu karşılaştırma sonuçlarından 88 puan alarak 78 puanda kalan iPhone 4S’i net olarak geçmiş durumda. Bu sonuç, Galaxy S3’ün aslında iPhone 5, ya da belki yeni iPhone adıyla bu yılsonunda piyasaya çıkması beklenen yeni modele rakip olacak bir telefon olduğunu gösteriyor.
Galaxy S3 genel kullanım puanı: 10 iPhone 4S genel kullanım puanı: 10 Samsung Galaxy S3
Apple iPhone 4S
Fiyat puanı
2,5
3
Egonomi puanı
8
8
Ekran puanı
9,5
7,5
Performans puanı
10
7,5
Uygulamalar puanı
8,5
10
Özellikler puanı
9,5
9
Network bağlantı puanı
10
8
Hacker özellikleri puanı
10
8
Pil süresi puanı
10
7
Genel Kullanım puanı
10
10
Genel Toplam
88
78
pcextra.com.tr 47 42_47_telefon_pex.indd 6
7/19/12 4:08 AM
AOC´den sıra dısı bir ürün: USB monitör e2251Fwu Yeni ürün konsepti ile öne çıkan AOC’nin Full HD monitörünün en çarpıcı özelliği hem elektriğini hem de sinyalini tek bir USB kablosundan alması. Hafifliği sayesinde çok portatif olan 54.7 cm (21.5″) modeli, ekranının, netbook’unun, MacBook’unun, dizüstü veya tablet bilgisayarının görüntüleme alanını genişletmek isteyen kullanıcılar için mükemmel bir seçim.
www.aoc-europe.com
48_49_AOC.indd 1
7/19/12 4:09 AM
Bu bir ilandır.
USB bağlantısı sayesinde harika mobilite e2251Fwu modelini farkli kılan en önemli özelliklerden biri, sadece içeriği değil, aynı zamanda elektriği de tek bir USB 2.0 kablosundan sağlaması. Adaptörsüz USB özelliği sayesinde bu ekran pek çok bağlantı seçeneği sunuyor. Dizüstü bilgisayar, MacBook, notebook, netbook ya da tablet bilgisayardan hangisi olursa olsun, bu model ile kablo karmaşası olmaksızın kolaylıkla bağlantı kurulabiliyor.
İnce, ekonomik, akıllı LED arka aydınlatmalı süper-ince 16:9 modeli 1920 x 1080 piksel çözünürlük sunuyor. Sadece 5 ms’lik tepki süresi ve 800:1tipik kontrast oranı ile e2251Fwu modeli sadece iş uygulamaları için uygun olmakla kalmıyor, bunun yanı sıra oyunlar ve filmler için de kusursuz bir görüntü sunuyor. Enerji verimli LED arka aydınlatması yenilikçi USB bağlantısını destekliyor: Ekran standart kullanımda sadece 8 watt elektrik tüketiyor. Bu modelin başka bir akıllı özelliği de çıkarılabilir ayağı. Ayak çıkartıldığında monitör birkaç saniye içinde büyük ve şık bir dijital resim çerçevesine ya da sunum alanına dönüşebiliyor. Ayak olmadığında, e2251Fwu modelinin görüntü alanı dizüstü veya notebook ekranı ile hemen hemen aynı yükseklikte. Bu da ergonomik ve rahat bir çalışma pozisyonu sağlıyor. Kullanıcılara da geriye bu pratik işlevin tadını çıkartmak kalıyor.
Çevreyle dost AOC, diğerlerinde olduğu gibi, bu modelin üretiminde de kaynak verimliliği ve doğayla uyum konularında son derece duyarlı davranıyor. Hem PC hem de Mac bilgisayarlarla uyumlu olan e2251Fwu, enerji tasarrufuna özen gösteriyor. Tüm ürünlerini cıva kullanılmadan üreten AOC, elektrik tasarrufu sağlayan LED arka aydınlatma teknolojisi sayesinde ENERGY STAR 5.0 ve EPEAT Silver gibi pek çok çevre standardının gerekliliklerini yerine getiriyor. e2251Fwu modeli, AOC’nin diğer modellerinde olduğu gibi 3 yıllık bir garanti süresine sahip.
48_49_AOC.indd 2
7/19/12 4:09 AM
MONİTÖRÜNÜ YENİLE
Tolgay Pehlivan tolgay@pcextra.com.tr
Monitörler 2012 yılının ortalarında olmamıza rağmen teknolojiden uzak kalmış kişilerin tek başına bilgisayar olarak tanımladıkları monitörler, yeni teknolojilerle biraz daha geliştiler.
50 pcextra.com.tr 50_57_monitor.indd 1
7/19/12 4:11 AM
MONİTÖRÜN, bilgisayarın en önemli bileşeni olduğunu sürekli söyleriz. Belki bu cihazlar bilgisayarın hızına veya performansına bir işlemci, bir bellek veya bir anakart kadar etki etmese de, keyif, konfor ve özellikle sağlık konusu ele alındığında ne kadar önemli bir bilgisayar bileşeni olduğu rahatlıkla anlaşılabilir. Monitörler geçmişten bugüne en hızlı değişime uğrayan cihazlardan biridir. Bundan birkaç sene önce büyük ve ağır CRT monitörlerle uğraşırken şimdilerde ince ve hafif LCD monitörlerle keyif sürmekteyiz. Yine eskiden
bir monitörden sadece görüntü alırken, şimdilerde daha kaliteli görüntünün yanında ses alabiliyor, USB aygıtlarımızı monitöre bağlayabiliyor, hatta SD ve CF gibi hafıza kartlarını bu monitörlere bağlayıp dosyalarımızı direk görüntüleyebiliyoruz. Bilgisayar masamızın üstünde daha fazla yer kazanmamız ve en önemlisi çok daha fazla düşük güç tüketimi ile yeni nesil monitörler her ihtiyacımızı giderebiliyorlar. CRT monitörler ile LCD monitörleri kıyaslamaya aslında hiç gerek yok. Devir yeni nesil LCD monitörler ile eskilerini kıyaslama devri. Bizde bu yazımızda, eski monitörünü yeni nesil bir LCD TV ile değiştirmek isteyenlere bir takım önerilerde bulunmak istedik. Önerilerimize başlamadan önce her zaman izlediğimiz satın alma öncesinde yapmak zorunda olduğumuz kriterleri gözden geçirmek olmalı.
pcextra.com.tr 51 50_57_monitor.indd 2
7/19/12 4:11 AM
MONİTÖRÜNÜ YENİLE
Monitör alırken nelere dikkat etmeli? Monitör satın almadan önce ilk düşünmeniz gereken, satın alacağınız monitörü nerede ve hangi amaçla kullanacağınız olmalıdır. Eğer yeni monitörü odanızda bulunan bilgisayara almak ve kullanım amacı olarak film izlemeyi ve oyun oynamayı düşünüyorsanız tercihiniz büyük ekranlı bir monitör olmalı. Amacınız bu 24 inç ekran büyüklüğüne sahip bir monitör tercih edebilirsiniz. Büyük ekranlı monitör sınıfı 24 inçten başlayıp 42 inçe kadar gitmektedir. Monitörünüzü duvara asmak istiyorsanız 32 inç ve üzeri büyüklükteki monitörleri tercih edebilirsiniz. Monitöre olan uzaklığınızdan doğan göz sağlığınızı ve monitör karşısında kalma sürenizi hesaba katarsanız masa üzerinde 27 inç’in üzerine çıkmamanızı öneririz. Eğer bilgisayar kullanımınız sadece yazı yazmak, maillerinizi görüntülemek ve internette sörf yapmak ise tercihiniz 22 inç ve altı ekran büyüklüğüne sahip olan modeller olabilir. Bu kullanım şekli ofisler içinde geçerlidir. Fakat işyerinizde grafik tasarımı ile ilgileniyorsanız tercihiniz yine büyük ekranlı monitörlerden yana olmalıdır.
Kullanım amacınızı belirleyip ekran büyüklüğünü seçtikten sonra ilk dikkat etmeniz gereken unsur bağlantı birimleridir. Yaklaşık 30 seneden fazladır klasik görüntü birimi olan VGA (D-sub) evrensellik adına yeni nesil monitörlerde hala bulunmakta. DVI arabirimi gündemde olmamasına ve monitörlerde pek yer edinmemesine rağmen yeni nesil tüm ekran kartlarında bulunuyor. Aslında bu noktada ekran kartı üreticileri ile monitör üreticileri arasında DVI arabirimi hakkında uyuşmazlık söz konusu. Bir monitör üreticisi tüm cihazlara bağlanabilmesi için D-sub görüntü çıkışına yer verir. Aynı zamanda günümüzün en iyi görüntü çözümlerinden biri olan HDMI arabirimi ise standartlaşmak üzere. Bu iki birim varken DVI görüntü çıkışı hem gereksiz hem de ürünün maliyetini arttıran bir bileşen olmaktan başka bir işe yaramıyor. Fakat ekran kartı üreticileri ise HDMI görüntü çıkışı ile birlikte DVI arabirimini ürünlerinde kullanıyorlar. D-sub görüntü çıkışı sadece giriş seviyesi ekran kartlarında bulunuyor. Monitörünüzü terfi ettirirken ekran kartınızın sahip olduğu görüntü çıkışlarına mutlaka dikkat edin.
Monitör seçerken dikkat edilmesi gereken en önemli unsurlardan biri de panel tipidir. Panel tipi görüntü kalitesiyle doğrudan orantılıdır. Şuan piyasadaki ürünlerde bulunan en eski panel tiplerinden biri TN panellerdir. Düşük maliyetle üretilen ve hesaplı olan bu paneller fiyat bakımından oldukça avantaj sağlarlar. 16.7 milyon rengi tam anlamıyla sağlayamayan TN paneller renk konusunda en yoksul panellerdir. Bu yüzden film ve grafik çalışmalarının yapıldığı bilgisayarlarda tatmin edici görüntü sunmazlar. TN panellerin tek avantajları hızlarıdır. Piyasadaki tepkime süresi en az yani en hızlı monitörlerin çok büyük bir bölümü TN panele sahiptir. Bu panel en iyi oyun deneyimini sunar. MVA-PVA panel tipi ise TN panellerin biraz daha gelişmişi olup renk konusunda TN panellere göre çok üstündür. Daha geniş görüntüleme açısına sahip olan bu paneller gerçek 16.7 milyon rengi verebilirler. Bu becerileri, MVA-PVA panelleri filmlerde ve yoğun grafik çalışmalarında cazip hale getirir. Fiyat konusunda biraz pahalı olan bu paneller, overdrive tekniğiyle düşük tepkime sürelerine sahip olarak çok daha fazla performans sunabilirler.
52 pcextra.com.tr 50_57_monitor.indd 3
7/19/12 4:11 AM
STYLE
PRATİK VE TAŞINABİLİR USB MONİTÖR Hafif ve Enerji Tasarruflu e2251Fwu, ihtiyaçlarınıza tamamen uyum sağlıyor: Hızlı tepki süresi ve yüksek kontrast değerlerine sahip 54,7 cm (21,5″) boyutlarındaki bu ekran, elektriği ve içeriği tek bir USB kablosundan alıyor. Böylece bu Full HD monitör, sağladığı esneklik ve mobilite ile çalışma masanızı zenginleştiriyor. Çıkarılabilir tabanı sayesinde
Çıkarılabilir taban
Ultra-ince profil
İçerik ve elektrik için USB bağlantısı
birkaç saniye içinde notebook’lar için ekstra bir ekrana ya da taşınabilir bir dijital resim çerçevesine dönüşebiliyor.
www.aoc-europe.com
50_57_monitor.indd 4
7/19/12 4:11 AM
MONİTÖRÜNÜ YENİLE
En KALitELi PANELLER
IPS Paneller
Monitörlerde son dönemde adını sıkça duymaya başladığımız panel tipi olan IPS, İngilizce In Plane Switching gibi ilk bakışta hiç bir anlam ifade etmeyen bir tanımın kısaltması. Monitörlerde ne işe yaradığı sorusunun yanıtı ise görüş açısında gizli. IPS LCD ekranlar, ya da IPS TFT LCD ekranlara her açıdan neredeyse 180 derece kadar yatay bir konumdan bakabilirsiniz. IPS ekranlar aslında ilk olarak hayatımıza iPad ile girdi. Daha önce de varlardı ama profesyonel monitörlerde kullanılıyordu. Hani şu Asus’un bazı modellerinde olduğu gibi monitör ekranının 90 derece dönebildiği ürünlerde mesela. Özellikle çizimle uğraşan mimarlar ya da tasarımcıların çok işine yarıyordu monitörün dik kullanımı. Bir TFT LCD monitörde kullanılan her bir piksel için sadece tek transistor kullanılıyorken, IPS özellikli bir LCD ekranda her bir piksel iki transistörle besleniyor. Bu ikinci transistör, o pikselin yaydığı ışığın farklı açılardan da net şekilde görünmesini sağlıyor. Ayrıca IPS monitörler genelde 8 bit renk derinliği veriyorlar. Oysa TFT LCD’lerdeyse bu derinlik 6 bit ile sınırlı. IPS paneller tüketicilerin hayatına iPad ile girdi dedik ama aslında giren IPS teriminin kendisi oldu. Zira günümüzde akıllı cep telefonlarının ekranlarının neredeyse tamamı IPS
teknolojisine sahip. Evet, IPS bir yerde TFT LCD’lere göre daha fazla enerji tüketiyor ve bu da cep telefonu ve tabletler için dezavantaj ama gelişen teknoloji pil kapasitelerini 1.500 mAh düzeylerine çıkardığı için kullanım süresinde pek bir eksiklik dikkat çekmiyor. Sonuçta IPS monitörler demek her açıdan rahat görülebilen monitörler demek. Evinizdeki monitör IPS mi değil mi öğrenmek için ekrana ya üst taraftan ya da alt taraftan bakın ve ekranın görünüp görünmediğine dikkat edin. Bu açılardan bakarken olabildiğince alta inmeye çalışın. Zira IPS olmayan monitörlerin en önemli dezavantajı ekrana alt taraftan bakarken ortaya çıkar, ekranı göremezsiniz. IPS panel maliyeti TFT’ye göre yüksek olduğundan, piyasadaki IPS panel monitörlerle TFT LCD monitörler arasında biraz fiyat farkı var ama renklerin canlılığı ve bu farkı kapatmaya yeter nitelikte. Karar tabii ki sizin.
3D dönemi başladı
3D ekran teknolojisi aslında çok yeni bir teknoloji değil. Hatta artık dünya genelinde ciddi derecede oturmuş bir teknoloji. Ülkemiz bu tip yeniliklere yavaş yavaş ayak uyduran bir toplum. Sebep ise yüksek fiyat etiketleri. Sonuçta kullanıcılar her şeyden önce kendi ceplerini düşünmek zorunda. Gerçi 3D monitör fiyatları gün geçtikçe biraz daha aşağıya çekilip son kullanıcının rahatlıkla alabileceği konuma geliyor. 3D bir film izlemek veya oyun oynamak gerçekten büyük bir keyif. Eğer sizde bu keyfe erişmek istiyorsanız bütçeniz ve ihtiyacınız doğrultusunda 3D bir monitöre terfi edebilirsiniz. 3D monitör seçiminde iki önemli nokta var. Birincisi 3D teknolojisi, ikincisi kullanılan gözlük tipi. Günümüzde iki farklı 3D teknolojisi bulunuyor. Bunlar Pasif 3D ve Aktif 3D teknolojisi.
54 pcextra.com.tr 50_57_monitor.indd 5
7/19/12 4:11 AM
ADVERTORIAL Gerçek 3D dünyasının kapılarını, LG D2342P monitörün size sunduğu üstün 3D ve görüntüleme teknolojileriyle aralayın. LG’nin yeni nesil 3D monitörü, sıfır ekran paraziti, pilsiz 3D gözlükleri ve titreşimsiz görüntü sunan Flicker-Free özellikleriyle fark yaratıyor.
LG D2342P 3D LED Monitör
L
G D42P Serisi 3D Monitörler ile daha önce hiç yaşamadığınız benzersiz bir 3D deneyimine hazırlıklı olun. Geleneksel 3D teknolojisinin ağır ve pahalı gözlüklerini, baş ağrıtan ve göz yoran görüntülerini ayrıca mide bulantısı, baş dönmesi ve göz yorgunluğu gibi kullanıcılar üzerindeki olumsuz etkilerini unutun. Tamamen LG’ye ait olan Cinema 3D Teknolojisi, aktif gözlüklerin neden olduğu titreşim (flicker) sorununu tamamen ortadan kaldırarak, 3D keyfinin tadını başınız dönmeden ve mideniz bulanmadan uzun süreler yaşamanıza olanak veriyor. LG’nin yeni 3D gözlükleri titreşim sorununa nokta koyarken, Yeni Nesil 3D Panelleri de ekran paraziti sorununu ortadan kaldırıyor ve daha temiz, daha net bir 3D deneyimi sunuyor. Ürünün en önemli özellikleri arasında kutu içerisinden çıkan iki adet 3D gözlük geliyor. Gözlüklerden biri normalde gözlük kullanan kullanıcılar için çerçevesiz ve mandallı olarak tasarlanmış. Bu durum monitörü, iki kişinin aynı anda kullanmasına ve sürekli gözlük kullanan sinema severlerin ekranı daha rahat izlemelerine imkan sağlıyor. 23 inç ekran büyüklüğünde olan LG D2342P 3D Monitör, 1920 x 1080 piksel çözünürlüğe ve 5 ms’lik tepkime süresine
sahip. TN panel ile net ve akıcı görüntüler sağlayabilen ürün, 5.000.000:1 kontrast oranı ve 250 kandelalık parlaklık değeriyle de en canlı renkleri sunabiliyor. En yaygın kullanılan D-sub, DVI ve HDMI arayüzleriyle neredeyse görüntü çıkışı sağlayan tüm teknoloji cihazlarıyla bağlanabilirlik sağlayan LG D2342P 3D Monitör, beraberinde gelen özel yazılımlarla birlikte 2D formatındaki fotoğraf ve videoları 3D formatına çevirebiliyor.
TiTreşimsiz görünTü (Flicker-Free)
Mide bulantısı, baş dönmesi ve göz yorgunluğuna son. LG’nin Cinema 3D Teknolojisi aktif gözlüklerin neden olduğu titreşim (flicker) sorununu tamamen ortadan kaldırarak, 3D keyfinin tadını başınız dönmeden ve mideniz bulanmadan uzun süreler yaşamanıza olanak veriyor.
Parlak 3D görünTüler
Geleneksel 3D monitörlerden 2 kat daha
fazla parlaklığı ile LG D2342P çok daha aydınlık ve temiz görüntüler sağlar. LG’nin yeni 3D teknolojisi 3D görüntülerde oluşabilecek her türlü karartıyı ekrana yerleştirilen özel bir film ile giderir. Ayrıca 2D modunda da oldukça parlak görüntüler sunar.
2D’Den 3D’ye Çevirme özelliği
LG D2342P, sahip olduğu özel yazılım sayesinde her türlü 2D görüntüyü 3D’ye çevirir. Bu sayede 3D deneyiminin tadını her yerde, her zaman çıkarabilirsiniz.
HDmI BağlanTIsI
LG D2342P, her türlü 3D cihazı LG Cinema 3D monitörünüze bağlayabilecek arayüzü destekler. Bu sayede bilgisayar bağlantısına ihtiyaç duymadan, direk oyun konsollarına, Blu-Ray oynatıcılara bağlayarak 3D içeriklerinizin tadını çıkarabilirsiniz.
www.lg.com/tr pcextra.com.tr 55
50_57_monitor.indd 6
7/19/12 4:11 AM
MONİTÖRÜNÜ YENİLE
3D görüntü (Stereoskopi) nedir? 3D görüntü kaba tabir olarak üç boyutlu olarak tanımlanan görüntü türüdür. Peki üç boyutlu bir görüntünün oluşmasındaki temel mantık nedir? Görüntüleri gözümüzle algılarız ve her iki gözümüzün arasında 5-8 cm kadar bir mesafe vardır. Bu mesafe, aslında birbirine benzer fakat küçük farklılıklar gözeten görüntüleri gördüğümüzün en büyük ispatıdır. Bunu küçük bir deneyle gösterecek olursak, elinize bir kalem alın ve göz hizanızda tutun. Önce sağ gözünüzü kapatıp sol gözünüzle kaleme bakın. Sonra sol gözünüzü kapatıp sağ gözünüzle bakın. Kalemi farklı açılarda gördüğünüzü algılayacaksınız. İşte her iki gözden algılanan bu iki farklı görüntü beynimizde mükemmel bir perspektifte dengelenerek tek bir görüntü olarak algılamamızı ve nesneleri üç boyutlu olarak görmemizi sağlar. Günümüzde kullanılan 3D teknoloji beynimizin yaptığı bu işlemin aynısını yapmayı amaçlıyor. Bu yüzden 3D görüntü kaydeden kameralarda tıpkı insan gözü gibi çift görüntü algılayıcı (göz) bulunuyor.
Aktif 3D teknolojisi AKTİF 3D TEKNOLOJİSİ GÜNÜMÜZDE EN YAYGIN OLARAK KULLANILAN 3D TEKNOLOJİSİDİR. Elektronik gözlük kullanmayı gerektiren bu teknoloji ekran kartı üreticileri olan NVIDIA ve AMD’den tam destek almasıyla da biliniyor. Aktif 3D teknolojisi, kendi ismini verdiği Aktif shutter isimli elektronik gözlükler ile kızılötesi arabirimiyle iletişim kurarak çalışır. Aktif 3D ekran, iki farklı görüntü oluşturup aktif shutter gözlüklerin her birine farklı görüntüyü yollar. Yani monitörün oluşturduğu birinci görüntü sol göze ikinci görüntü ise sağ göze yansıtılır. Ekran her iki görüntüyü sıra ile gösterir. Gözlük ise ekranla aynı hızda, senkronize bir şekilde görüntüyü bir sol göze bir sağ göze verir. Bu işlemi, görüntüyü verdiği gözün ekranını açıp diğerini kapatarak gerçekleştirir. Bu çalışma sitili o kadar hızlı olur ki, gözlerimiz bunu algılayamaz ve görüntü beyinde 3D şeklinde gerçekleşir.
Pasif 3D teknolojisi
Pasif sistemler ise aktif sistemlere göre daha az kullanılırlar.
Pasif 3D teknolojisinde LG firmasının çok büyük katkıları bulunuyor. FPR’de denilen Pasif 3D teknolojisi, Aktif 3D görüntünün aksine her iki göze de aynı anda görüntüyü verir. Pasif 3D’li monitörlerin ekranları özel bir katmanla kaplıdır. Aynı zamanda Pasif 3D gözlüklerin camlarının biri dikey polarize diğeri ise yatay polarizedir. Pasif 3D ekrandan gelen dikey taranmış görüntüleri, gözlükteki dikey polarizenin olduğu gözümüzle, yatay taranmış görüntüleri ise gözlükteki yatay polarizenin olduğu gözümüzle görürüz. Beynimiz ise bu iki görüntüyü aynı anda algılayarak 3D algısını oluşturur.
3D teknolojisinin kullandığı Aktif shutter (SG) Aktif ve Pasif • Aktif gözlükler pahalı, Pasif 3D teknolojisinin kullandığı Pasif gözlükler ucuzdur. 3D teknolojiler • (FPR) Aktif SG gözlükler çalışması için pil ve batarya gibi kaynağına ihtiyaç duydukları için ağır, pasif hakkında ek enerji gözlükler enerji ihtiyacı olmadıkları için hafiftirler. 3D gözlükler (178 derece) ile her açıdan 3D bilgiler • Aktif izlenebilinir, fakat pasif gözlükler ile sadece dik ve belli bir açıdan 3D görüntü izlenir. • Aktif 3D gözlükler 1080p Full HD görüntü sunabilirken Pasif 3D gözlükler 720p görüntü sunabilirler. • Aktif gözlüklerde görüntü, Pasif 3D gözlüklere göre daha karanlıktır. • Aktif gözlüklerde görüntü, Pasif 3D gözlüklere daha nettir. • Aktif gözlüklerde ekrandaki görüntüyü izlerken hareket ederseniz görüntü kalitesi etkilenebilir fakat Pasif 3D gözlüklerle herhangi bir etkilenme olmaz.
56 pcextra.com.tr 50_57_monitor.indd 7
7/19/12 4:11 AM
Pasif 3D teknolojisinde dikey tarama yapıldığından 1080p formatında bir film izlerken filmi 720p kalitesinde izlersiniz. 720p bir film izlerken ise 480p kalitesinde izlersiniz. Pasif 3D ile Aktif 3D’ye oranla her video formatında %50’lik bir kayıp yaşanır fakat görüntüler Aktif 3D’ye oranla daha parlak ve titreşimsiz olarak gözünüze ulaşır.
Dokunmatik ekranlı monitörler 3D olduğu kadar günümüzün en popüler ekran türlerinden biri dokunmatik ekranlardır. Bu ekranlar yeni nesil cep telefonlarında olmazsa olmaz ekranlar olup, para çektiğimiz ATM’lerde, çok fonksiyonlu yazıcılarda hatta asansörlerde bile karşımıza sıkça çıkmakta. Konumuzla ilgili olan dokunmatik ekranlar ise özellikle tablet, dizüstü bilgisayar ve All in One (Hepsi bir arada) bilgisayarlarda karşımıza çıkmakta. Eğer bu biraz pahalı ama eğlenceli monitörlere terfi etmek istiyorsanız dokunmatik ekran türlerine göz atmanız gerekir. Çünkü dokunmatik ekranların dört farklı çeşidi bulunuyor ve bu çeşitler kullanım bakımından birbirlerinden çok farklı. Her zaman olduğu gibi kalite, hız ve fiyat skalasını göz önünde bulundurarak seçim yapmak zorunda kalacaksınız. Dokunmatik hissi çok hassas olan ekranlar daha pahalı olurken, dokunmatik hissi biraz daha az hassas olan ekranlar cebinizin dostu olabilir fakat beklentinizi ve kullanım amacınızı tam olarak karşılayamayabilir. Eğer parmağınız buz pistindeymiş gibi ekran üzerinde kaysın ve dokunmatik olarak yapacağım işlemler çok hızlı olsun istiyorsanız biraz pahalı olan kapasitif ve ülkemizde çok yaygın olmayan geleceğin dokunmatik teknolojisi olan kızılötesi dokunmatik ekranlı bir ürün seçebilirsiniz. Kapasitif ekranlı modeller ülkemizde mevcut fakat kızılötesi ekranlar için biraz daha beklemeniz gerekiyor.
Rezistif dokunmatik ekranlı monitörler
Rezistif dokunmatik ekranlı monitörler, dokunmatik ekranların en az hassasiyet oranına sahip olan çeşididir. Bu ekranlar, ekrana dokunulduğu zaman ortaya çıkan elektronik akımları izlerler. Direnç prensiplerini temel alan bu ekran teknolojisinde bilgisayara komut verebilmeniz için ekrana baskı ve basınç uygulamanız gerekir. Ekrana uyguladığınız basınç doğrultusunda ekranın altında bulunan tabakada koordinatlar oluşan voltajla belirlenir. Bu ekranlar oldukça dayanıklıdır. Su ve toz gibi etkenlerden etkilenmezler. Ekrana dokunmadıkça enerji harcamazlar. Dezavantajları ise yavaştırlar ve birden fazla dokunuşu (çoklu dokunmatik) algılayamazlar.
Kapasitif dokunmatik ekran monitörleri Bu tip ekranlar saydam iletkenle kaplı özel bir camdan üretilirler. Bu nedenle rezistif ekranlara göre daha dayanıklılardır. Çalışmaları için basınca ihtiyaçları yoktur. Sürekli akımla çalışan bu ekrana dokunulduğunda ekran arkasında bulunan özel sensör ve alıcılarla dokunulan nokta touchpad tarafından kontrol edilir ve ekrana her dokunulduğunda işlemci tarafından hesaplanır. Koordinatlar ekrandan işlemciye gönderilir ve emir yerine getirilir. Kapasitif ekranlar oldukça hızlıdır. Birden fazla dokunuşa olanak tanıdıkları gibi sürükleme işlemi de oldukça rahat yapılır. Çalışması için sürekli akıma gereksinim duyduğundan çok fazla enerji tüketir. Rezistif ekrana oranla daha pahalı olan bu ekrana özel kalemlerle veya parmağınızla dokunmanız gerekir. Kızılötesi dokunmatik ekran monitörleri
Bu tip dokunmatik ekranlar ekranda bulunan yatay ve dikey algılayıcıları kullanırlar. Kullanıcının parmağından yayılan ısıya karşı duyarlıdırlar ve algıladıkları ısıya karşılık verirler. Diğer dokunmatik ekran türlerine oranla kullanımları daha az yaygındır. Genellikle dayanıklılıkları sebebiyle orduda kullanılırlar.
pcextra.com.tr 57 50_57_monitor.indd 8
7/19/12 4:11 AM
ADVERTORIAL
Yeni Samsung 5 Serisi LED Monitörler ile dünyanızı renklendirin Yeni Samsung 5 Serisi LED Monitör optimize edilmiş temel özellikleri ve gelişmiş Touch of Color tasarımını bir arada sunuyor. Zengin bir izleme deneyimi için, 5 Serisi Mega DCR ve Magic Angle teknolojileri ile donatıldı. Dahası, dahili 5W hoparlörler, harici hoparlör ihtiyacını ortadan kaldırırken, çalışma alanında dağınıklığını önler. Yeni Samsung 5 Serisi LED Monitörler ile daha önce hiç görmediğiniz görsel şölene hazır olun.
M
odern tasarımlı yeni Samsung 5 Serisi LED Monitörler ile sofistike tarzınızı sergileyin. Samsung patentli Touch of Color dış tasarımı, doğanın zarafetinden ilham alır ve çerçevenin piyano siyahı kaplamasıyla kesintisiz harmanlanır. Gözleriniz çerçeve etrafında ilerlerken vurgulanan renklerin yavaşça değişimini izleyebilirsiniz. Daha da fazla görsel çekicilik için Crystal Neck, hafif bir görünüm sağlayarak zarifçe tüm çerçeveyi destekler. Hazır çevreden bahsetmişken yeni Samsung 5 serisi LED monitörler, enerji tasar-
rufuna her zaman önem vermiş ve bu yüzden en gelişmiş enerji verimliliği teknolojisi ile donatılmıştır. Eco Tasarruf ile üç farklı ayar üzerinden seçim yaparak monitörün tüketeceği enerji miktarını kontrol edebilirsiniz. İstediğiniz enerji tasarrufu hedeflerine bağlı olarak, Samsung LED Monitör tarafından tüketilen enerjinin %50’sine kadar tasarruf yapabilirsiniz. Oldukça dikkat çekici teknolojileri üzerinde barındıran Samsun 5 Serisi, mobil cihazlarınızı bağlayıp daha geniş bir ekranda içerik deneyimi edinmenize de olanak sağlar. İşte yeni serinin benzersiz özellikleri:
Mobile High-Definition Link Mobil cihazınızı monitöre kolayca bağlayın Mobile HighDefinition Link (MHL) ile cep telefonu içeriğinin keyfini daha büyük bir ekranda çıkarın. Artık tam boyutlu monitör ve yüksek kalitede görüntü keyfini yaşayabilirsiniz. MHL sayesinde telefon veya tabletinizdeki videoları ve diğer içerikler kolayca kutuya dahil edilmiş kabloyla monitöre bağlayarak izleyebilir mobil cihazınızın ekranını monitörünüzden görebilirsiniz. MHL sayesinde
58 pcextra.com.tr 58_59_SAMSUNG.indd 1
7/19/12 4:15 AM
ADVERTORIAL cep telefonunuz bağlıyken şarj edilir, böylece sınırsız eğlencenin tadını çıkarabilirsiniz. MHL cep telefonu portatifliğini en iyi hale getirilmiş Full HD görüntü kalitesi ev rahatlığıyla birleşiyor. Stereo Hoparlör Dahili Hoparlör ile ses-video çözümü Dahili Samsung stereo hoparlör ile muhteşem sesin keyfini çıkarmak için pahalı ve karışık ses sistemleri satın almanız gerekmez. Bu monitör 5 watt 2 kanal hoparlörü ile tam ses-video çözümü sağlar, size daha zengin ve daha gelişmiş çoklu ortam deneyimi sunmak için yüksek kalitede stereo ses sağlar. Samsung’un benzersiz sesi sayesinde, tiyatroda ya da konserde en sevdiğiniz filmlerin ve müziğin keyfine varabilirsiniz. Mega ∞ DCR (Dinamik Kontrast Oranı) mükemmel görüntü netliği için net bir secim! Samsung LED Monitör’ünüzdeki Mega ∞ DCR (Dinamik Kontrast Oranı), daha derin siyahlar, saf beyazlar ve doğada bulunan tüm renkler eşliğinde en gerçekçi görüntüyü üretir. 5,000,000:1’lik kontrast oranı ile daha önce hiç görmediğiniz görüntü kalitesinde sunar. Siyah renkler çok daha gerçekçi görünürken, aydınlık alanlar daha net ve detaylı olacak. Samsung LED Monitör’ün yoğun ve zengin renkleri sizi şaşırtacak. Mega DCR öylesine canlı ve net görüntüler yaratır ki bir monitörde izlenme-
si gerekenlerin nasıl olduğuna dair standartları belirler. Artık siz de tüm detaylarıyla sunulan güzelliği görebilirsiniz. Samsung Magic Angle Her acıdan daha fazlasını görün Önceden, geniş açıda deforme olmadan bir içerik izlemenin tek yolu pahalı bir monitör almaktı. Geleneksel monitörler çok dar ve sınırlı izleme acılarına sahipti ve bu yüzden yan tarafta oturduğunuzda, üstten veya alttan baktığınızda görüntüler net olarak izlenemezdi. Ancak Samsung, monitörlerin sanki daha geniş acılıymış gibi izlenebilmesini sağlayan Samsung Magic Angle teknolojisi ile tüm bunları değiştirdi. Bu sayede esneklik ve rahatlığın keyfini çıkararak Samsung monitörünüzle mükemmel görüntüler izleyebilirsiniz - neredeyse her açıdan!
2 HDMI Canlı bir HD deneyimi icin HDMI HDMI girişi, Samsung LED monitörünü gerçek bir multimedya eğlence merkezine dönüştürür. Mobil cihazlarda içeriğin keyfini çıkarmak için tek bir MHL kablosu ile MHL (Mobile High-Definition Link) özelliğinin avantajlarından faydalanabilirsiniz. HDMI girişi sayesinde birden fazla HDMI uyumlu cihazları, uydu alıcıları DVD ve Blu-ray oynatıcıları sıra oyun konsollarını da, doğruca monitöre yüksek hızlı aktarımını sağlar. En yüksek kalitede çok daha fazla içeriğin keyfini çıkarabileceğiniz anlamına gelir.
www.samsung.com
pcextra.com.tr 59 58_59_SAMSUNG.indd 2
7/19/12 4:15 AM
AKILLI TV
Murat Güzel murat@pcextra.com.tr
Smart tV, 3D tV, LED tV VE DiğErLEri
TV’niz
ne kadar akıllı? HD yayınlar arttıkça ve internet de hızlandıkça TV’ler daha da akıllanıyor. Ama asıl akıllanan TV’lerden ziyade biz tüketiciler olmalı diyorsanız, bir sonraki televizyonunuzu nasıl seçmeniz gerektiğinin detaylarını açıklıyoruz.
60 pcextra.com.tr 60_65_akillitv_pex copy.indd 1
7/19/12 5:06 AM
pcextra.com.tr 61 60_65_akillitv_pex copy.indd 2
7/19/12 5:06 AM
AKILLI TV AKILLI TELEVİZYON ya da Smart TV yakıştırması, içine minik bir bilgisayar eklenmiş televizyonlara deniyor. Tabii bu eklenti sayesinde televizyon uzaktan kumandası ile kontrol edilebilen bir multimedya cihazına dönüşüyor. Bunun içinse internet bağlantınızın olması ya da bu akıllı televizyonunuza bir USB disk veya flash bellek takmanız gerekiyor. İnternet bağlantısı içinse, Smart TV’nin kablolu ya da kablosuz olarak ev ya da işyerinizdeki ağa dahil edilmesi ön koşulu bulunuyor ki bu önemsiz bir ayrıntı. Zaten hali hazırda Smart TV’nizi kullanacağınız ortamda zaten bir ağın var olduğunu varsayıyoruz.
AKILLI TV’LER hayatı kolaylaştırır mı bilemeyiz ama TV izleme keyfinize renk kattıkları kesin. Piyasadaki Smart TV konseptli televizyon marka ve modellerinin daha içlerine bakmadan dış görünümleri bile insanın içini yeteri kadar gıdıklıyor zaten; amiyane tabirle “beni satın al” dedirtiyor. İncecik zarif hatlar, demo ürünlerin ekranlarında dönen muhtemelen Blu-Ray filmler gözleri ekrandan sonra fiyat etiketlerine çeviriyor ve ilk hüsran orada başlıyor. İkinci hüsran ise evinde hızlı interneti bulunmayan tüketicileri vuruyor. Çünkü Smart TV konseptindeki modellerden tam randıman alabilmek için 8Mbit’ten daha hızlı bir interneti tavsiye ediyoruz. Neden mi? Açıklayalım:
Smart TV artıları
1
ZENGİN İÇERİK Smart TV’ler, adı üstünde yeni nesil akıllı televizyonlar için kullanılan bir terim dedik. Bu ürünlerin anlaşmalı yayıncılardan sağladıkları zengin içerikler size internet üzerinden sunuluyor. Örneğin LG’nin Smart TV’leri LGApps isimli uygulama mağazasında tüketicilere geniş bir içerik ve hatta servis ve oyun bile sunuyor. LG, bu konseptteki televizyon modellerini Google TV yazılımı ile donatmış. Yani Google Play üzerinden LG Smart TV için uygulama yükleyebilir, TV’nizi Android’li cep telefonunuzdan da kontrol edebilirsiniz. Buradaki zengin içerikten kasıt, TV ekranının aslında uzaktan da olsa bir tablet ekranına ve tabletlerin işlevlerine dönüştürecek uygulamalardan ibaret.
2
3D TEKNOLOJİ OLAYI Smart TV’lerin büyük bir çoğunluğu 3 boyutlu teknoloji desteği sunuyor. Tamam hani 3D içerik nerede diyebilirsiniz ama bu özelliği öne çıkarmadan geçemeyeceğiz. Nadiren de olsa kimi yayınlarda 3D seçenekleri de mevcut. Ayrıca piyasaya çıkan çoğu film artık 3D desteği ile gösterime giriyor ki bu tür filmlerin Blu-Ray
formatlı disk ürünleri de aynı desteği sunuyor. Gerçi gözlük takarak 3D içerik seyretmek eski TV izleme alışkanlıklarından öte bir durum ama yine de neresinden baksanız bu bir yeni teknoloji. Ayrıca kimse size bütün gün bu TV’yi 3D gözlükle izlemelisiniz demiyor. Zaten ortada öyle bir içerik de yok (henüz).
Smart TV’ler kullanıcılara sundukları zengin içeriklerle bilgisayarlardan farksız hale geldiler. Tek yapmanız gereken Smart TV’ye internet bağlamak ve zengin içeriğin keyfini çıkarmak. Samsung, akıllı TV serisinde Smart Hub adını kullanıyor.
3
GÖZE HİTAP EDEN TASARIM Yeni nesil TV’lerde bir LED rüzgarı aldı başını gidiyor. LCD teknolojisinin bir uzantısı olan LED TV’lerdeki ana detay incecik ekranların üretilmesine olanak tanıması. Tabi ki dış çerçeve ya da çerçevesz kasalar da işin içine girince, ortaya kapalıyken bile baktığınızda gözlerinizi okşayan ürünler çıkıyor. Kim ne derse desin, yeni nesil Smart TV’lerde henüz “bu ne biçim televizyon tasarımı” dedirtecek bir ürün daha üretilmedi.
62 pcextra.com.tr 60_65_akillitv_pex copy.indd 3
7/19/12 5:06 AM
Smart TV eksileri
1
HIZLI İNTERNET BAĞLANTISI GEREKSİNİMİ Smart TV’lerin en cezbedici yanları internet üzerinden TV’nize multimedya içeriği, uygulama ve sörf gibi servislerin kazandırılmasıdır. Bu nedenle internet bağlantısı şart. Ama Smart TV’nizde uydu ya da kablodan aldığınız TV yayını dışında internetten içerik izlerken evdeki ya da işyerindeki intenet hattını kullanacağınız için, evdeki diğer cihazların internet erişim hızlarında sıkıntı yaşanabilir.
2
ERİŞİLEBİLİR FİYAT SEÇENEKLERİ SIKINTISI Smart TV’ler en yeni teknolojilerle donatıldıklarından ister istemez fiyatları da en yeni rakamlarla karşımıza çıkıyor. Üstüne bir de lüks tüketim vergimiz eklenince uygun fiyatlı Smart TV’leri örneğin 32-40-42” ebat aralığında bulmak zor. Zaten 32” altında da Smart TV sahibi olmanın pek bir anlamı da yok gibi. Veya bir anlamı varsa
da biz bilmiyoruz. 40 ve 42” üstü ise çoğu tüketiciye göre şimdilik sadece vitrinlik modeller. Eğer fiyatlar 1.000 TL bandına yaklaşırsa bunlardan her eve lazım diyebiliriz. Ama şu da bir başka gerçek. Tabletlere ve cep telefonlarına 2’şer bin TL ödediğimiz bir dönemde göz zevkimizi katlayacak Smart TV’lere bu civarda bütçeler ayrılabilir. Fakat demedi demeyin. Fiyatlar bu sektörde hızlı değişiyor. Fiyatlar değişmese de pazara giren yeni teknoloji ürünleri aynı fiyat skalasına sahip olup, bir yıl sonra gerilemeye başlıyor.
nedense sonradan biniyor ama ABD ve Avrupa’da Smart TV’ler akıllı uydu alıcıların ya da yayınların pabuçlarını dama atacak derecede hizmetler sunuyorlar. Örneğin tek bir TV ile aynı zamanda bir PVR’a, uydu alıcısına, internet cihazına ve oyun konsoluna sahip olabiliyorsunuz. Bu hizmetler şimdilik ülkemizde ayrı kanallardan sunuluyor. Hepsinin tek bir TV’ye gireceği döneme daha çok vakit var gibi.
3
YETERSİZ SMART TV İÇERİĞİ Aslında Smart TV’lerin potansiyelini göz önünde bulundurduğumuz için Smart TV içeriğini eksi kategoride sunuyoruz. Çünkü ucu bucağı olmayan bir potansiyele hitap ediyorlar. Özel anlaşmalı yayıncılardan alınan içerikler Smart TV’lere zenginlik katabiliyor. Gerçi Türkiye bu tür ikili anlaşmalarda hep trene
Şu an için rakiplerine göre daha pahalı olan Smart TV’ler için asıl sorun zenginleştirilmiş içeriğin azlığı. Daha doğrursu ülkemizdeki azlığı. Tabii eksiklikler arasında hızlı internet bağlantısının ülkemizde bir standart haline gelememiş olması da var.
pcextra.com.tr 63 60_65_akillitv_pex copy.indd 4
7/19/12 5:06 AM
AKILLI TV
TV’nizi yenilerken nelere dikkat etmeli? Televizyon, akşamların vazgeçilmez dostu, haber, eğlence ve bilgi kaynağımız. Sonuçta alt tarafı bir TV diyenlerdenseniz, bu yazımızı okumanıza gerek yok. Ama işin içine ince detaylar katıp kılı kırk yaran sorulara sahipseniz, TV satın almaya çıkmadan önce şu uyarılarımızı mutlaka not etmenizi öneririz:
1
GERÇEKTEN DE YENİ BİR TV’YE İHTİYACINIZ VAR MI?
İşte en can alıcı soru bu. Elinizde tuttuğunuz PC Extra’nın bu sayısı her ne kadar “Teknolojinizi yenileyin” temasına sahip olsa da, paranızı da boşu boşuına harcatacak önerilerden kaçınmayı sosyal sorumluklarımızın başında görüyoruz. Eğer zaten HD destekli bir LCD TV’niz varsa, muhtemelen son 1 ya da 2 yıl içinde satın alanlardansınız demektir. Siz bu durumda yeni teknolojiye 2 yıl geçmeden evdeki TV değiştirilmez diyenlerin sınıfına giriyorsunuz. Bu nedenle sizi “Neden yeni bir TV’ye ihtiyacınız var?” başlıklı bölümümüzü okumaya davet ediyoruz.
2
ÇÖZÜNÜRLÜK, HIZ, İNTERNET, 3D, EBAT VE ÖTESİ
Güncel TV’lerde 1080p çözünürlükten şaşmayın. Piyasada zaman zaman gördüğünüz mega kampanyalı modellerde 720p çözünürlük ve 50Hz tazeleme hızı olduğunu görüyoruz. Eğer bütçeniz uygun değilse, bu tür ürünleri illa LCD TV satın alma zorunluluğu hissetmeyenler dışındakilere önermiyoruz. Hız ise farklı bir olay. En az 100Hz’lik tazeleme hızı, özellikle hareketli görüntülerde çok fark yaratan biz özellik. Dolayısıyla sene 2012 normlarında yeni bir TV satın alacaksanız, Smart TV olup olmaması bir yana, hızının en az 100Hz olmasına özen gösterin. İnternete bağlanabiliyor oluşu ya da 3D desteği ise ekstra özellikler olacağından, almışken onları da içeren bir TV satın alayım diyenlerdenseniz hiç durmayın diyoruz. Ama işin içine 3D girince fiyatların zıpladığını zaten ufak bir araştırma yaparak göreceksiniz. Ebat konusunda ise minimum 32” ile yola çıkmanızı öneririz. TV’nizi kuracağınız mecrada TV’ye olan uzaklığınız da önemli bir kriter.
3
BÜTÇENİZE GÖRE EN UYGUN SMART TV HANGİSİ?
Yeni bir TV satın alacak okurlarımıza piyasadaki modeller arasında kaybolmamaları için önceden bütçelerine bir sınır koymalarını ve bu sınıra çok az esneme payı katmalarını öneririz (Çünkü biliyoruz, cebinizde 1.500 TL de olsa, çok beğendiğiniz bir TV için mağazadaki satıcı ya da dürtüleriniz sizi 1.699 TL’lik modeli satın almaya ikna edecektir). Öte yandan, hangi TV ya da Smart TV’yi satın alacağınıza karar vermeden önce bir bilene, daha doğrusu gönlünüzde yatan modeli kullanmakta olan birine danışmanız da önemli bir artı. Mağazalarda göreceğiniz sergi ürünleri genelde hep Blu-Ray’li filmler gösterdiğinden normal TV yayınlarını nasıl gösterdikleri sorusunun da yanıtını mutlaka öğrenmeniz ve sergideki ürünlerde ısrarla normal TV yayını izlemek istediğinizi belirtmeniz gerek. Sonuçta bir uzay gemisi almıyorsunuz ama evinizin en kutsal mekanına, oturma odanıza ya da yatak odanıza alacağınz bir TV’den de gözünüze hitap eden görüntü kalitesinin yanında, kullanırken saç baş yoldurtmayan kalitede bir ürün talep etmek herkesin en doğal hakkı.
4
NEDEN SMART TV ALMALI YA DA TV’Yİ DEĞİŞTİRMELİ?
Smart TV olsun olmasın farketmez, yeni bir TV satın alırken bütçenizi de zorlamamak gerek. Ama eğer bütçeniz varsa, güncel teknolojileri tadmanız için Smart TV furyasına katılmanızı şiddetle öneririz. Tabi ki ev ya da iş yerinizde 8Mbit’ten daha hızlı bir internet bağlantınız varsa, işte o zaman bu yeni platformun nimetlerinden gerçek anlamda yararlanabileceğinizi de aklınızda bulundurmanızda yarar var. Bütçenize en uygun TV seçmek itiraf edelim hayli zor bir kavram. Aklınızda marka sadakati yoksa, işiniz gerçekten zor. Çünkü her markanın Smart TV sınıfındaki modelleri birbirinden çekici. Ses ya da elle uzaktan kumandasız kontrol edilebilenlerde (ama biraz zor oluyor, bizden söylemesi), kendinizi bir tuşla Youtube’da neşeli vakit geçiriyorken bulabilirsiniz. Ya da bir filmi izleyebilirsiniz. Tüm bu nimetler için üstelik bilgisayar kullanmanıza da gerek yok. Ama başta da dediğimiz gibi her yeniliğin bir bedeli var. Bu bedeli karşılayabilecek olanlarımızı ise ilginç deneyimler bekliyor olacak.
Yeni bir televizyon almadan önce ihtiyaçlarınızı belirlemelisiniz.
64 pcextra.com.tr 60_65_akillitv_pex copy.indd 5
7/19/12 5:06 AM
ADVERTORIAL
LG M52 serisi Monitör TV’ler ile benzersiz multimedya keyfi LG’nin yeni nesil M52 Monitör TV serisinde yer alan 23 inç ekran büyüklüğüne sahip M2352D ve aynı özelliklere sahip fakat 27 inç’lik ekranıyla daha büyük olan M2752D Monitör TV, sahip olduğu IPS LED panelle tüm multimedya içeriğini en kaliteli şekilde kullanıcılara yansıtıyor.
T
eknoloji dünyasındaki multimedya içeriği her geçen gün biraz daha gelişiyor. Gerek oyunlar, gerek filmler, gerekse de TV yayınları tamamıyla yüksek çözünürlüklü ve yüksek kaliteli HD standartlarına tam uyum sağlayacak şekilde oluşturuluyor. Bu oluşum kullanıcılara oynadıkları oyunları daha gerçekçi, izledikleri filmleri daha keyifli ve seyrettikleri TV yayınlarını daha kaliteli görüntülemeyi amaçlıyor. Fakat bu amaca ulaşmak için saydıklarımız yeterli değil. Yüksek kaliteli multimedya içeriğine sahip olmak için size yüksek kaliteli içeriği görüntüleyebilecek bir monitöre ihtiyacınız var. LG’nin yeni M52 isimli Monitör TV serisinde yer alan M2352D ve M2752D, size ihtiyacınız olan tüm yüksek kaliteli multimedya içeriğini yine ihtiyacınız doğrultusunda size tam olarak sunmak üzere üretildi. Bu seride yer alan monitör TV’ler, IPS LED panelleri ile en keskin ve net görüntüyü sunabiliyorlar. Çok fonksiyonel olan bu monitör TV’ler, zengin bağlantı seçenekleri sayesinde bilgisayarlar yanı sıra DVD, Blu-ray oynatıcı, oyun konsolu ve uydu alıcılarına bağlanabiliyorlar. Üstelik çoklu bağlantı
seçenekleri sayesinde saydığımız bu cihazların bağlantı kablolarını tak çıkar yapmanıza gerek kalmadan aynı anda kullanabilirsiniz.
LG M52 SERİSİ MONİTÖR TV’LERİN ÖNEMLİ ÖZELLİKLERİ DTV Tuner Standart dijital TV yayın formatı olan dahili DTV tüneri (MPEG4 formatını destekler) sayesinde, başka bir alıcıya ihtiyaç duymadan, yüksek çözünürlüklü televizyon deneyimini mümkün kılar.
Resim içinde Resim (PIP)
Resim içinde Resim (PIP) özelliği aynı anda çoklu ekran kullanımını sağlar. Bu özellik sayesinde iki farklı görüntü kaynağını tek bir ekranda görüntüleyebilirsiniz. Aynı anda hem PC, hem de TV kullanmanın keyfini yaşayın.
USB Quick View (Divx Desteği)
LG M52 serisi monitörlerde bulunan USB arabirimine herhangi bir USB depolama aygıtını bağlayabilir müzik, resim ve video klipleri anında oynatabilirsiniz. Bu seride bu-
lunan dahili Quick View HD Play özelliği sayesinde bilgisayarınızı yeniden başlatmak zorunda kalmadan, sadece USB belleğinizi Monitör TV’nize bağlayarak belleğinizdeki video içeriklerini izleyebilirsiniz.
LED Arka Aydınlatma
LED Arka aydınlatma teknolojisi daha aydınlık ve temiz görüntü sağlar. Renk tonundaki en ufak değişiklikleri bile ayarlayıp yansıtabilen Mega Kontrast Oranı sayesinde çok daha keskin bir kontrast oranı mümkündür.
Zengin bağlantı seçenekleri ve 2 HDMI
LG M52 serisi Monitör TV’ler, çeşitli HD cihazlara bağlantı kurmak için iki adet HDMI portu destekler. 2xHDMI, 1xScart, D-Sub, USB, kompozit ve komponent bağlantıları bulunan LG M52 serisi Monitör TV’ler sayesinde kolayca ve zahmetsizce oyun oynayabilir, film seyredebilir ve dijital kameranızın içeriklerine ulaşabilirsiniz.
HD Surround ses
LG M52 serisi Monitör TV’ler sahip oldukları güçlü hoparlörler ile yüksek kalitesi HD Surround ses deneyimi sunar.
www.lg.com/tr pcextra.com.tr 65
60_65_akillitv_pex copy.indd 6
7/19/12 5:07 AM
SES SİSTEMLERİ
Tolgay Pehlivan tolgay@pcextra.com.tr
En iyi
ses kalitesi i doğru hoparlörü seçin!
66 pcextra.com.tr 66_73_sessistem_pex.indd 1
7/19/12 5:27 AM
es kalitesi aslında belirli standartlara dayalı sabit bir kavram olmasına rağmen derecelendirme ve beğeni olarak kişiden kişiye göre hep değişiklik göstermiştir. Bu yüzden gerçek ses kalitesinin tam olarak nasıl bir şey olduğu hakkında kesin bir yargıya varılamasa da, ses teknolojileri ile ilgili bazı ölçüm cihazları, matematiksel hesaplar ve ürünlerin teknik özelliklerini ortaya seren değerler ile hoparlörlerden çıkan kaliteli bir sesin tanımını yapmak mümkün. Yazı girişinde de bahsettiğimiz gibi kaliteli ses kavramının ilk çıkış noktası ses kaynağıdır. Ses kaynağı bir DVD/Blu-ray oynatıcı, televizyon, MP3 player ve cep telefonu olabildiği gibi bilgisayar, müzik seti ve radyo da olabilir. Ses kaynağının ürettiği ses frekanslarının tabii ki belli bir düzeyde kalitesi mevcuttur. Fakat bu ses frekanslarını hissedebilmeniz için hoparlöre, doğru ve kaliteli sesler içinse “doğru hoparlörlere” ihtiyacınız vardır. Yukarıdaki kaliteli ses aşamalarındaki çıkan sesin türü ve sesi dinleyen kişinin sese olan yaygınlığı en son ki aşamalardır.
için
Bir hoparlörden çıkan sesin kalitesi, bu sesi dinleyen farklı kişilerde farklı etkiler yaratabilir. Bu farkın ortaya çıkmasında ses kaynağı, çıkan sesin türü, sesi dinleyen kişinin çıkan sese olan yatkınlığı ve özellikle de hoparlörlerin kalitesinin çok büyük etkisi vardır.
pcextra.com.tr 67 66_73_sessistem_pex.indd 2
7/19/12 5:27 AM
SES SİSTEMLERİ
Hoparlör seçmeden önce İhtiyaç
Kullanılacak alan
nelere dikkat etmeli?
Hoparlör seçmeden önce tüm teknolojik cihazlarda uygulanan “ihtiyaç” faktörünü göz önünde bulundurmak gerekir. İhtiyacınız doğrultusunda seçeceğiniz ve sonrasında satın alacağınız hoparlör veya hoparlör seti, hem doğru ürünü satın alıp aldığınız üründen memnun kalmanıza, hem de cebinizi, gereksiz masraf yapmaktan koruyacaktır. Öncelikle ses sisteminizi kullanmak istediğiniz mekanı belirlemenizde fayda var. Çünkü ses sistemleri hem boyut olarak hem de güç olarak oldukça fazla çeşide sahip. Eğer ses sisteminizi odanızdaki bilgisayarda kullanmak istiyorsanız çok güçlü ve büyük ses sistemlerine sahip olmak zorunda değilsiniz. Fakat büyük bir salonunuz ve güzel bir sinema sisteminiz (LCD TV, Blu-ray oynatıcı gibi) varsa, bu sisteme yakışır şekilde büyük ve güçlü hoparlörleri tercih edebilirsiniz. Senaryolaştıracaksak, eğer küçük yatak odanızda ses çıkış gücü yüksek bir model tercih ederseniz ses o oda içinde boğulur ve beklediğiniz performansı alamayabilirsiniz.
Kullanılacak ses kaynağı Bir diğer dikkat edilecek husus ise ses sisteminizi hangi ses kaynağında kullanacağınız. Eğer ses sisteminizi salondaki DVD veya Blu-ray oynatıcısında kullanacaksanız büyük gelişmiş bir amphili ses sistemlerini tercih edebilirsiniz. Eğer sistemini, bilgisayarınızda kullanmak istiyorsanız dikkat etmeniz gereken bir husus daha var. Ses kartınız. Bilgisayarınız için tercih edeceğiniz ses sistemi kesinlikle ses kartınız ile uyumlu olmalıdır. Aksi taktirde yine istediğiniz performansı alamayabilirsiniz. Günümüzdeki ses kartları 6.1, 7.1, 8.1 kanal yapıya sahip. Bu rakamların ifade ettikleri anlamlar ise şu şekilde. Eğer bilgisayarınızdaki ses kartı 7.1 kanallı ise bu ses kartı maksimum 7 uydu hoparlör ve 1 subwoofer destekleyecek şekilde üretilmiş demektir. Ses kartının üzerinde sağ-sol, ön-arka merkez ve subwoofer çıkışları ayrı olarak konumlanır. Bu bağlantıları doğru yaptığınız sürece ses sisteminizden tam verim alabilirsiniz.
r Hoparlöken r satın alüı nün sürüc una boyut yın! a aldanm
68 pcextra.com.tr 66_73_sessistem_pex.indd 3
7/19/12 5:27 AM
A5+Premium Powered Speakers
Join the computer audio revolution
D2
S 8 Powered Subwoofer
P4 Passive Bookshelf Speakers
A2 Powered Desktop Speakers
D2-Wireless Dac
Ds 1 – Ds 2 Desktop Stands
D1-Dac
Cemil Topuzlu Caddesi Hacı Mehmet Sokak İş Bankası Blokları E Blok K:7 D:14 FENERBAHÇE/KADIKÖY T: 0 216 355 42 00 F: 0 216 363 81 91
www.mavihifi.com www.e-mavihifi .com
66_73_sessistem_pex.indd 4
7/19/12 5:28 AM
SES SİSTEMLERİ
Hoparlör uyumu Aslında bir ses sistemini oluşturan parçaların uyumu, hoparlör almadan dikkat edilmesi gerekenler içerisinde en önemlisidir. Çünkü çok kaliteli ve pahalı fakat birbiriyle uyumsuz olan ses ekipmanlarından oluşan bir müzik sistemi, oldukça mütevazi ve orta halli bir sistemden daha kötü sonuçlar vererek sizi hayal kırıklığına uğratabilir. Bu yüzden toplayacağınız ses sistemi bileşenlerinin özellikle ses çıkış güçlerine, bağlantı türlerine ve teknolojilerine dikkat etmeniz gerekir.
Fiyata dikkat! Ses sistemleri hakkında ne kadar fazla bilgiye sahip olursanız olun, cebinizdeki paranın limiti kadar ses sistemi satın alabilirsiniz. Hoparlörler fiyatları, bu hoparlörlerin türleri, güçleri ve kaliteleriyle doğru orantılı olarak artmaktadır. Hoparlör satın alırken sadece fiyat etiketine bakmakta yanlış bir yöntemdir. Satın almadaki en iyi sonucu, ihtiyacınız, teknik bilgileriniz ve bütçenizin ortalamasını hesaba katarak seçim yapabilirsiniz.
Kabin yapısı ve malzeme HOPARLÖRLERİN İÇ YAPILARI KADAR DIŞ YAPILARI DA OLDUKÇA ÖNEMLİDİR. ÇÜNKÜ HOPARLÖR YAPIMINDA KULLANILAN MALZEME SES KALİTESİNE DOĞRUDAN ETKİ EDER. Bazı hoparlörler dış kaplamalarının altında kat kat sıkıştırılmış sunta ve MDF kullanırken, bazı hoparlörler ise bu malzemeler arasında kumu sıkıştırarak eklerler. Bunların yanı sıra gürgen ve gül ağacından yapılan ahşap kaplamalar, özel plastikten yapılan kaplamalar ve hatta metal kaplamalı kabin türleri de bulunur. Ahşap kaplamalar özel renk seçenekleri ve sesi iyi toplamalarıyla çokça tercih edilir. Plastik kabinler kalitesizlik hissi yaratır fakat güncel teknolojilerle birlikte özel üretim plastik kabinlerden de başarılı ses çıkmaktadır.
Aktif ve Pasif hoparlörler
Ayrı bir elektrik kaynağıyla çalışan hoparlörlerle diğerlerinin farkı nedir? Temel olarak çok fazla hopanlör türü vardır. Fakat yapı itibariyle hoparlörlerin iki ana türü vardır. Aktif ve pasif hoparlörler. Aktif hoparlörler yapıları gereği bir güç kaynağına ihtiyaç duyarlar ve elektrik şebekesine bağlanmaları gerekir. İç yapılarında Amplifikatör görevi gören bileşenler vardır ve ses kaynağından gelen sesi yükseltebilirler. Pasif hoparlörler ise çalışmaları için elektrik şebekesine ihtiyaç duymazlar. Sadece amplifikatörden aldıkları sinyallerle çalışırlar. Bir ses sisteminde hem aktif hem pasif hoparlörler olabilir. Örneğin çoğu 2+1 sistemin subwooferı gücünü doğrudan elektrik şebekesinden alır. Uydu hoparlörler ise doğrudan subwoofera bağlanır. Bu sistemde subwoofer aktif hoparlörlere, uydu hoparlörler ise pasif hoparlöre en iyi örnektir. Başka bir örnek verecek olursak, 2.0 olarak bilinen masaüstü stereo hoparlörlerin elektrik şebekesine bağlananları aktif, diğer hoparlör ise pasiftir.
70 pcextra.com.tr 66_73_sessistem_pex.indd 5
7/19/12 5:28 AM
ADVERTORIAL Audioengine A5+ masaüstü stereo hoparlör, şaşırtıcı sadelikteki tasarımına rağmen inanılmaz kalitede sunduğu ses ile görenleri ve özellikle duyanları büyülüyor.
Audioengine A5+: Kendisi Küçük Sesi BÜYÜK...
P
rofesyonel kullanıcılar ve müzikle yakından ilgilenenler ile müzik adamları tarafından oldukça özel bir yere sahip olan Audioengine, yenilenen A5+ modeliyle tekrar sahnede. Kullanımı kolay, yüksek kaliteli ürünleri ile uygun fiyata, üstün performanslı dinleti deneyimi amaçlayan Audioengine, oldukça başarılı olan ve en iyi satış rakamlarına ulaşan modeli A5’i geliştirerek A5+ modelini üretti. Yeni modeli A5+ ile de A5 den farklı olarak kullanıcıların istekleri doğrultusunda yenilenmiş ve yükseltilmiş özellikler içeriyor. Audioengine A5+ özel kevlar woofer, ipek kubbeli tweeter ve el yapımı kabinleri ile uzaktan kumanda, çift ses girişi ve gelişmiş termal yönetiminide bünyesinde barındırıyor. USB güç bağlantı noktası ile iDevice şarj, PRE çıkış üzerinden de subwoofer ekleyebileceğiniz ürün, bilgisayarınızın kulaklık çıkışından direkt bağlantı yapabileceğiniz gibi; daha yüksek çözünürlükte dinleti için Audioengine D1 veya D2 DAC ünitesi ile de bağlantı yapabilmeniz mümkün… Bilgisayarınız için herhangi bir yazılım ya da yüklemeye ihtiyaç duymayan A5+, dahili amfisi sayesinde, başka hiçbir dış cihaza gerek kalmadan yerden tasarruf etmenizi sağlıyor. Yapmanız gereken sadece, A5+ ürünü bir AC prize takıp, kaynak cihazınızdan (bilgisayar,
CD, pikap, mp3 player, uydu, akıllı cep telefonu vb.) sinyal girişini bağlamak. Bütün bunlar tamamlandıktan sonra kumandanız ile keyifli dinleti artık sizin elinizde... Muadili ürünler de genellikle kontrolsüz ve gürültülü bir ses oluşurken, bu güçlü hoparlörde hacminin üzerinde şaşırtıcı ses ve odyofil ayrıntılar duyarsınız. Orjinal kaydedilmiş müziğe sadık bir ses tınısı ile ne olursa olsun bu keyiften kendinizi alamayacaksınız. Audioengine A5+ Premium Aktif Hoparlör Sistemi ile Audioengine’den beklenen performans ve estetik kalitesini fazlasıyla sunuyor. Aynı zamanda, multimedya müzik sistemleri ile Hi-Fi sistemleri arasındaki farkı kapatmaya devam ediyor. Bu ürün size, stüdyo monitör kalitesinde sound keyfinin ne demek olduğunu ispatlıyor. Audioengine D1 Premium 24-bit DAC (dijital-analog dönüştürücü) Bilgisayarınızın ses kartını veya kulaklık çıkışını kullanmadan, USB ya da optik çıkış üzerinden yüksek çözünürlükte ses göndermenizi sağlar.
Audioengine D2 Premium 24-Bit DAC Kablosuz Herhangi bir müzik sistemi için bilgisayarınızdan kablosuz olarak yüksek çözünürlükte ses akışı sağlar. D2, USB ve optik girişler ve kablosuz ağ izolasyonuna sahiptir. Kurulumu, herhangi bir yazılım ve ağa bağlanmaya gerek kalmadan, hızlı ve basittir. Audioengine W3 Premium Kablosuz Ses Adaptörü W3 adaptör, ses kalitesinde hiçbir azalma olmadan birden fazla alıcılara yayın yapma yeteneği ile CD kalitesinde stereo ses iletir. Audioengine DS1 - DS2 Stand Hoparlörlerinizi uygun açı ile yerleştirerek ses akışını daha doğru duyabilmenizi sağlayan aksesuarlardır.
www.mavihifi.com www.e-mavihifi .com
pcextra.com.tr 71 66_73_sessistem_pex.indd 6
7/19/12 5:28 AM
AAAAA SES SİSTEMLERİ AAAAA
Doğru hoparlör
Watt
nasıl seçilir?
Doğru hoparlörleri seçmek için öncelikle hoparlör türlerini ve bu hoparlör türlerinin teknik özelliklerini bilmek gerekir. Her ne kadar hoparlörün kalitesi için sisteme bağlamadan ikna olamasak da, yinede ürünün kalitesi hakkında ön bir bilgiye sahip olabiliriz. Teknik detay ve terimlerin yanında, ses sistemlerinin sahip olduğu temel bileşenlerin neler olduğunu ve ne işe yaradıkları hakkında da bilgi sahibi olmanız gerekir.
Peak
Peak ise RMS’ten farklı olarak hoparlörün anlık olarak çıkabileceği en yüksek ses çıkış gücünü gösteren değerdir. Örneğin RMS değeri 500W olan bir hoparlörün peak değeri 750W olabilir. Bu değer anlık olarak hoparlörün verebildiği ses gücüdür ve bu süre çok kısıtlıdır. Bir hoparlör peak değerindeki ses gücüne çıktığında ses belirli bir oranda bozulur. Bu süre biraz daha uzadığında hoparlörün diyaframı yırtılabilir veya mekanik aksanları bozulabilir. Bazı hoparlör üreticileri peak değerini olağan dışı olarak ifade eder. Piyasada 9500W’lık peak değerine sahip ürünler görebilirsiniz. Bu oran sizi asla yanıltmasın. Bu tip hoparlöre bırakın 9500W’ı 95W verdiğinizde tuzla buz olabilir.
Bir hoparlörün ses çıkış gücünü ifade ederken kullanılan en temel ve en yaygın ölçü birimidir. RMS ile aynı anlamı taşır. Çoğu firma ürünlerinde pazarlama politikası olarak uçuk kaçık watt değerleri kullanır. Bu değerlerin birçoğu yanlıştır.
RMS
“Root Mean Square” sözcüğünün kısaltması olan RMS, matematikte karekök ortalama hesaplaması anlamına gelirken ses sistemlerinde, çıkış amplifikatörünün sağlayabildiği sürekli maksimum elektrik gücünün ölçüsüdür. Bir hoparlörün RMS değeri, o hoparlörün sürekli olarak sağlayabildiği ses çıkış gücünü gösterir. Bu ses çıkış gücü ses dalgalarının karekökünün ortalaması alınarak hesaplanır ve hoparlörün gerçek ses çıkış gücünün tam olmasa da en gerçekçi ifadesidir. Firmalar hoparlörlerinin gücünü genelde RMS değeri ile ifade eder.
Distortion KELİME ANLAMI “BOZULMA” OLAN DİSTORTİON, HOPARLÖR VE SES SİSTEMLERİNDE ÖZELLİKLE BASS SESLERİN NEDEN OLDUĞU KALİTE BOZULMASI ANLAMINA GELİR. Bir hoparlörün sesini RMS seviyesine, yani maksimum düzeye getirdiğinizde, hoparlörün bass seslerinin ortaya çıktığı diyaframda aşırı bir hava basıncı oluşur ve diyafram ileri geri şeklinde hareket etmeye başlar. Bu hareket esnasında ortaya çok bozuk bir ses çıkar. Bu ses bozukluğuna distortion denir. Hoparlörlerdeki distortion oranı ne kadar düşükse hoparlör ters orantılı olarak bir o kadar kaliteli demektir. Bu hoparlörlerde ses düzeyini ne kadar arttırırsanız arttırın ses kalitesinde bozulma oldukça azalacaktır. Son ses olarak tabir edilen maksimum düzeyde bile kulağa güzel bass sesler gelebilir. Tabi ki distortion oranı düşük olan pahalı ve kaliteli hoparlörlerde...
7 pcextra.com.tr 72 pcextra.com.tr 66_73_sessistem_pex.indd 7
7/19/12 5:29 AM
Amplifikatör Kısaltması ampli olan fakat halk dilinde amfi olarak bilinen cihaz, yükseltici olarak tanımlanır. Amplifikatörün görevi ses kaynağı olan cihazdan (DVD oynatıcı, elektronik gitar, mp3 player gibi) çıkan ses sinyallerini, kendi içerisinde işler, yükseltir ve güçlendirerek hoparlörlere iletir. Amplifikatör ev sinema sistemlerinde olmazsa olmazlardan biridir. Güçlü ve kaliteli seslerde başrolü oynar.
(Musical Power/MP) MP değeri bir hoparlörün kalitesini en iyi ve doğru şekilde belirleyen ifadelerden biridir. Fakat ne yazık ki bu ölçü birimine sadece ürünlerine ve ürünlerinin kalitesine güvenen firmaların kılavuzlarında rastlayabilirsiniz. Müzik gücü, özel bir ses ölçüm cihazıyla, hoparlörün distortion üretmeye başlamasından hemen önceki çıkış gücünü ifade eder. Yani bir başka değişle MP, hoparlörün ses bozukluğuna uğramadan verebildiği en yüksek ve kaliteli ses birimidir.
Bazı hoparlörler RMS ve Peak birimleri yerine OP, yani çalışma gücünü kullanır. Watt cinsinden gösterilen bu değer, hoparlörün minimum yıpranma ve verebileceği ses gücünü ifade eder.
SubWoofer Woofer
Müzik gücü
Çalışma (Operating gücü Power/OP)
Ses sistemlerinde bass sesleri veren hoparlör tipidir. Woofer’lar sadece kalın ve güçlü bass sesleri ile düşük frekanstaki sesleri verirler. Woofer’lar tiz sesleri çıkaramazlar. Subwoofer’lar, woofer’ların veremedikleri incelikte ve derinlikteki bass sesleri verirler. Araba ses sistemlerindeki subwooferlar tekil halde olurken, ses sistemlerindeki kutulu subwooferların içlerinde küçük amplifikatör bulunabilir. 2+1, 3+1, 4+1 ve üzerindeki sistemlerde genellikle dahili ampli bulunur. Subwoofer içerisinde dahili ampli bulunmayan ses sistemlerinde ampli harici bir panelde subwoofer’a bağlanır.
Frekans Frekans bir hoparlörün band genişliği yani tepki verebileceği en bas ve en tiz seslerin oluşturduğu sayı doğrusu olarak düşünülebilir. Frekans aralığı, düşük frekanslı yoğun bass sesler olarak 20 Hz’den başlar ve yoğun tiz sesler olarak 20000 Hz’e kadar çıkar. Teknik olarak bu frekans aralıklarını tek bir hoparlörden almak imkansızdır. Ses sistemleri en iyi frekans aralığını yakalamak için subwoofer, tweeter ve amplifikatör bir arada kullanır. Subwoofer’lar en düşük frekansları sağlarken, tweeter’lar en yüksek frekansları sağlarlar.
Kullanıcının
ALGISI
Hoparlör türlerini, teknik verilerini ve ses kaynaklarını tanıdık. Yazımızın son aşamasını kullanıcılar oluşturuyor. Kullanıcıların ses sistemleri hakkında beklentilerinin hep farklı olduğunu söylemiştik. Beklentilerin yanı sıra ses kalitesi kavramı ve hoparlör kalitesi tanımı bile farklılıklar gözetir. Kimi kullanıcılar çok yüksek ses veren hoparlörleri çok kaliteli olarak tanımlarken, kimi kullanıcılar gümbür gümbür bass ses veren sistemleri daha kaliteli olarak algılar. Çok yüksek ses ve bass veren bir sistem hiçbir zaman kaliteli bir sistem olarak kabul edilmez. Çünkü müzik, film ve oyun gibi multimedya içeriklerinde çok çeşitli ses frekansları bulunur. Sadece bass veya tiz seslerin hakim olduğu bir ses, doğru bir ses değildir. Bu yüzden bu iki algıda yanlıştır. En iyi ses kalitesi, yüksek sesi en geniş bass ve tiz frekansıyla birlikte en az distortiona uğrayan sistemler tarafından elde edilir. Kullanıcıların kaliteli ses düşüncelerindeki bir başka unsur ise hoparlörlerden çıkan sesin türüdür. Örneğin sürekli Türk Sanat Müziği dinleyen bir kişiye bu tip hoparlörlerden rock ya da tekno müzik dinletip ses kalitesini yorulmasını istemek yanlıştır. Çünkü sesi kulaklarımızla işitiriz ve her kişinin bir kulak alışkanlığı vardır. TSM’de ya da türkülerde çalan enstrümanların frekans yapılarıyla, rock müzikte kullanılan bateri, elektro gitar veya tekno müziklerde kullanılan elektronik seslerin frekansları bir değildir. Bu yüzden kullanıcılar kulaklarına alışık oldukları sesleri duymadıkları ya da yabancı oldukları sesleri duydukları zaman veya doğru olduğunu zannettiği bozulmaları çok yüksek kaliteli sistemde duymadığı zaman, sistemin güçsüz, detaysız ve kalitesiz olduğunu düşünebilir. Bir hoparlörün ses kalitesini ölçerken bu unsuru da hesaba katmak gerekir.
pcextra.com.tr pcextra.com.tr 738 66_73_sessistem_pex.indd 8
7/19/12 5:29 AM
ADVERTORIAL
My Book Live serisi ile kişisel, hızlı ve güvenilir depolama Western Digital My Book Live ve iki kat daha fazla depolama alanı sunan çift sürücülü My Book Live Duo, kişisel bulut depolamanızı, evinizde ve çok daha güvenilir bir şekilde oluşturmanıza olanak sağlar. Bunun için tek yapmanız gereken, My Book Live ürününüzü evinizdeki ağa bağlamak.
My Book Live Duo PC, tablet, akıllı telefonlar ve DLNA destekli tüm cihazlar için çift sürücülü paylaşımlı depolama. • Kendi kişisel bulutunuzu yaratın • Çift korumalı yedekleme ile verilerinizi koruyun • Sınıfının en yüksek hızlı depolama ürünü My Book Live Duo, My Book Live’ın çok daha geniş depolama alanı sunan modeli. İçerisinde iki adet sürücü barındıran ürün, bu sürücüleri RAID teknolojisi ile tek bir parça olarak çalışabiliyor. My Book Live Duo’nun en önemli özellikleri arasında, disklerden birine aktarılan veriyi otomatik olarak diğer diske de kopyalayabilmesi bulunuyor. Ürünün, diğer WD ürünlerinde de olan otomatik yedekleme sistemi, sürekli olarak verilerinizin ikinci bir kopyasını saklıyor. Böylece veri kaybetme riskiniz ciddi oranda azalıyor. My Book Live Duo aynı zamanda kişisel bulut hizmeti sunuyor. Ürün ile aylık ücret ödemeden ve verilerinizi gizemli yerlere depolamadan kendi kişisel bulutunuzu yaratabilirsiniz. Medya ve dosyalarınızı sürücüde saklayabilir ve internet üzerinden güvenli bir şekilde erişebilirsiniz.Tablet bilgisayarınız ya da akıllı telefonunuzdan kolayca erişim sağlamak için WD’nin mobil uygulamalarını kullanarak, mobil cihazınız için 3-6 TB’a kadar ekstra depolama alanı sağlayabilirsiniz. Ürünü sadece tablet ve akıllı cep telefonlarınızda değil, DLNA destekli HDTV, PS3, Xbox 360 ve Blu-ray oynatıcı gibi tüm cihazlarda kullanabilirsiniz. My Book Live Duo’nun, iTunes sunucu desteği ile müzik ve video koleksiyonunuzu merkezileştirebilir ve iTunes bulunan bir Mac ya da PC’ye aktarabilirsiniz. My Book Live Duo, kablolu ya da kablosuz ağınızdaki verileri merkezileştirmek veya paylaşmak için mükemmel çift sürücülü çözüm.
www.wdc.com/tr
My Book Live Bilgisayarlar, tablet bilgisayarlar ve akıllı telefonlar için paylaşımlı depolama. • Kendi kişisel bulutunuzu yaratın ve medyaya her yerden erişin • Merkezi depolama ve kablosuz yedekleme • Medyanızı eğlence merkezinize aktarın • Tüm uygulamalarınız için gereken kas gücü ve beyin Bilinen bulutların aksine kişisel bulut, tüm içeriğinizi evdeki ağınızda güvenli bir şekilde saklamanızı sağlar. Kişisel bulut depolama, ofiste veya evde sadece sizin kontrolünüzde olan güvenli içeriktir. Dosyalarınız hiç bilmediğiniz depolama alanlarında değil, her zaman yakınınızda ve elinizin altındadır. My Book Live da, evinizde medya ve dosyalarınızı güvende ve her zaman yanınızda muhafaza etmenize en ideal çözümdür. My Book Live, ev ağınızda bulunan tüm PC ve Mac bilgisayarlarla uyumludur. Bu bilgisayarların yanı sıra DLNA destekli tüm teknolojik cihazlarla tam uyum ve bağlanabilirlik sağlar. Bu bağlantı evinizdeki ağ üzerinden sağlanır ve eş zamanlı olarak tüm cihazlarla uyumlu şekilde çalışır. My Book Live bu yoğun bağlantının üstesinden gelebilmek, aktarımdan, uzaktan erişime kadar tüm uygulamalarınızı beslemek üzere maksimum performans için 800 MHz hızında çalışan işlemciye sahip. En gelişmiş ethernet yongasına da sahip olan bu ürün, sınıfının en iyi okuma hızını sunar. Elde edilen okuma hızı değeri, bu işlemci Book Live ile ailenizin tüm filmlerini, müzik, fotoğraf ve önemli dosyaları, evdeki herkes için tek bir yerde depolayabilirsiniz. Sürücüyü sadece kablosuz yönlendiricinize takarak dosyaları depolayabilir ve evinizdeki tüm cihazlardan erişebilirsiniz.
74 pcextra.com.tr 74_75_WESTERN.indd 1
7/19/12 5:32 AM
ADVERTORIAL
küçük TasarıM, yüksek hız, Dev DePolaMa
Western Digital My Passport 2TB Y
eni nesil My Passport, leke ve iz bırakmayan şık tasarımı, taşınabilir bir sürücüde yüksek kapasite seçenekleri ile birlikte sunuyor. Ultra hızlı USB 3.0 bağlanabilirlik, USB 2.0 ile uyumluluk, Smartware otomatik yedekleme yazılımı, izinsiz kullanıma karşı dosyalarınızı koruyacak parola koruması ve donanım tabanlı şifreleme özelliklerine sahip olan yeni nesil My Passport’lar, sundukları 2 TB’a kadar kapasite ile, tüm fotoğraflarınızı, müziğinizi, filmlerinizi ve dosyalarınızı depolayacağınız bolca alana sahip olmanızı sağlıyor. Dış yüzeyi, çizik ve parmak izine dayanaklı olmasını sağlayan özel tasarımına ilave olarak, yeni My Passport harici sürücüler hızlı USB 3.0 bağlantı; USB 2.0 uyumluluğu; sürekli, otomatik yedekleme yazılımı; ve donanım şifreleme ile şifre koruma özelliklerine sahip. Kişinin, depolama seçeneklerinde sürücüyü özelleştirme esnekliği sağlayan yazılım içeriği; tüm özelliklerin kurulumunu, sadece ihtiyaç duyulan bileşenlerin kullanımını veya yazılım olmaksızın sürücünün kullanımını sağlıyor. Yeni 2TB modeli, cep boyutundaki küçük kasasıyla devasa bir kapasite sunarak, kullanıcıların fotoğraf, video, müzik
Ultra hızlı yedekleme ve depolama sağlayan Western Digital My Passport’lar, şimdi 2TB’lık geniş depolama alanı ve zengin renk seçeneklerini bir arada sunuyor.
ve diğer önemli dosyaları için güvenli, büyük bir depolama alanına imkan sağlıyor. Beyaz, siyah, gümüş, mavi ve kırmızı olmak üzere beş popüler renk seçeneği ve 500 GB’dan başlayan kapasiteler ile yeni My Passport taşınabilir sürücüler, dijital tüketicilere kendi kişisel stillerini yansıtabilecekleri yedekleme seçenekleri sunuyor. Ek olarak, yeni My Passport sürücüler kullanıcılarına, WD Smartware otomatik yedekleme yazılımı ile şifre koruma ve donanım şifrelemek için WD Security yazılımını ürünle beraber sunuyor. My Passport sürücüler, küçük ve kolay taşınabilir yapıları, şifre koruma ve donanım şifreleme gibi dahili güvenlik özellikleri sayesinde, dosyaları izinsiz kullanımdan koruyarak, sürücüleri güvenli veri ambarları haline getirir ve sürekli hareket halinde olan, meşgul kullanıcılara huzurlu ve rahat bir kullanım sunar.
WesTern DigiTal My PassPorT 2TB TeMel Özellikleri
Ultra yüksek aktarım hızları: USB 3.0 bağlantı noktasına bağlandığında, My Passport dosyalara ışık hızında erişmenize ve onları kaydetmenize olanak verir. USB 2.0 aktarım hızlarına göre aktarım süresini 3 kata kadar azaltın. Yüksek kapasite, küçük tasarım: 2.5 inç’lik kompakt bir sürücüde yüksek kapasite sunan My Passport, pek çok video, fotoğraf, müzik ve dosyasını yanında taşımak ve korumak isteyen herkes için idealdir. Otomatik ve sürekli yedekleme yazılımı: My Passport ile yedeklemenizin kontrolü sizde. Ürünün sahip olduğu yazılım, PC kaynaklarını en düşük ölçüde kullanarak, arka planda sessizce çalışır ve verilerinizi korur. Bir dosya eklediğinizde veya değiştirdiğinizde, dosya anında yedeklenir.
www.wdc.com/tr
pcextra.com.tr 75
74_75_WESTERN.indd 2
7/19/12 5:32 AM
DEPOLAMA
Tolgay Pehlivan tolgay@pcextra.com.tr
76 pcextra.com.tr 76_81_depolama.indd 1
7/19/12 5:35 AM
Piyasada yüzlerce farklı depolama ürünü ve çeşitli depolama teknolojileri bulunuyor. Bu yazımızda eski depolama ürünlerinizi yenilerken neleri dikkate almanız gerektiğini anlatıyoruz. Bilgisayar bileşenleri teknoloji ile birlikte hızlı bir gelişme sürecinde. Bu bileşenlerin içerisinde ne yazık ki en ağır gelişen ama en önemli olanı ise depolama birimleri. Diğer donanım bileşenleriyle kıyasladığımızda son 5 yılda depolama birimlerine yapılan geliştirmeler
oldukça kısıtlı. Gerçi durum o kadar da vahim değil. Birkaç yeni arabirim ve sabit disk teknolojisi haricinde devrim yaratacak bir gelişme bulunmuyor. Fakat yenilenen bu özellikler tercih edilmeye değer. Özellikle kablosuz depolama birimleri.
En hızlı ve
güvenli depolama
alternatifleri
pcextra.com.tr 77
76_81_depolama.indd 2
7/19/12 5:38 AM
DEPOLAMA
USB 2.0 öldü mü? Şu an piyasadaki en yaygın veri aktarım birimi olan USB 2.0’ı çok uzun bir süredir kullanıyoruz. USB 2.0 aslında ilk çıktığı zamanlarda da o günün teknolojisine göre fazla yeterli değildi. Bir önceki versiyonu olan 1.1’e karşı avantajlı olsa da, USB 2.0 arabirimine sahip olan disklerin SATA hızları çok daha fazlaydı, gerçi hala öyle. Daha yüksek hız için e-SATA arabirimine başvuruldu fakat e-SATA arabirimi de gelişen dijital içeriğe karşı yetersiz kaldı. Üstelik e-SATA birimi yüksek veri aktarım hızına ulaşmak için harici bir güç gereksinimine ihtiyaç duyuyor. Durum böyle olunca USB 2.0 taşınabilirlik ve enerji ihtiyacı göz önüne alındığında e-SATA’ya oranla daha avantajlı oluyor. Fakat tüm mesele taşınabilirlik değil. Kullanıcılar hız peşinde. Bu yüzden teknoloji üreticileri USB 2.0’ı geliştirerek aynı imkanları daha yüksek hızda sunmak için USB 3.0’ı geliştirdiler. USB 3.0 standartlaşma konusunda emin adımlarla ilerlese de, ömünüzdeki birkaç sene içerisinde USB 2.0 arabirimini kullanmaya devam edeceğiz. Bu yüzden USB 2.0 öldü diyemeyiz.
USB 3.0 arabirimi olmayan kullanıcılar ne yapmalı? USB 3.0’ın nimetlerinden faydalanmak istiyor fakat kişisel bilgisayarlarınız olan masaüstü ve dizüstü bilgisayarınızda USB 3.0 arabirimine sahip değilseniz üzülmeyin. Piyasada hali hazırda PCI Express üzerinden çalışan USB 3.0 kartlar bulunuyor. Ayrıca dizüstü bilgisayarlar için PCMCI Express USB 3.0 kartlar da mevcut. Böylelikle hem masaüstü bilgisayarınızı hem de dizüstü bilgisayarınızı ucuz yollu olarak USB 3.0’a çevirebilir hızlı dosya transferinin keyfini çıkarabilirsiniz.
USB 3.0 avantajları neler? USB 3.0 günümüz itibariyle çok yeni bir teknoloji değil fakat çok eski bir teknoloji de değil. Yeni nesil anakartların üzerinde eskiden iki adet USB 3.0 arabirimi bulunurken şimdilerde bu sayı 4 hatta 6’ya kadar çıkmış durumda. Anakartın içinde arka panelde kullanmak üzere konulan ek USB 3.0 portlarını da hesaba kattığınızda bir bilgisayar üzerinde 8 ila 10 arasında USB 3.0 girişi bulunabiliyor. Bu rakamları ifade etmemizin sebebi USB 3.0’ın bilgisayarlarımıza ve dolayısıyla hayatımıza ne derece enjekte olduğunu belirtmek. USB 3.0 arabirimli harici depolama ürünleri de oldukça yaygınlaştı. Artık piyasada oldukça fazla model var. Anakart desteği de tam olunca USB 3.0 tercih etmemek için hiçbir neden bulunmuyor. En hızlı USB 2.0 arabirime sahip olan harici diskin saniyede 30-35 Mb gibi bir veri aktarımını yapabildiğini ele aldığınızda, USB 2.0’a oranla 10 kat daha hızlı olan USB 3.0 arabiriminin saniyede ortalama 300350 Mb hıza ulaşabildiğini hesaplamak hiç de zor olmasa gerek. Günümüzdeki oyun film ve videoların oluşturduğu dijital içeriklerin kalitelerinin ve doğru orantılı olarak boyutlarının arttığını hesapladığınızda ise hızın ne derece önemli olduğunu bir kez daha anlayabilirsiniz. Örneğin Full HD kameranızla çektiğiniz bir videonun boyutunun 6 GB kadar olduğunu düşünün. Saniyede ortalama 30 Mb veri aktaran USB 2.0 arabirimli harici diskinizle 6 GB boyutundaki videonuzu yaklaşık 204 saniye yani 3 dakika 40 saniye gibi bir sürede kopyalayabiliyorsunuz. Aynı videoyu saniyede ortalama 300 Mb veri aktarabilen USB 3.0 arabirimine sahip aynı sabit diskle yaklaşık 20 saniye gibi bir sürede kopyalayabiliyorsunuz. Bu bariz olarak görülen fark beklemekten nefret eden kullanıcılar için hayati önem taşıyor. Bu yüzden yeni bir harici disk satın almak istiyorsanız veya eski diskinizi yenilemek istiyorsanız USB 3.0 arabirimine sahip olan bir harici disk almanızı şiddetle öneririz.
78 pcextra.com.tr 76_81_depolama.indd 3
7/19/12 5:38 AM
Yıldırım hızında veri transferine hazırlanın:
Thunderbolt USB 2.0’dan 20 kat, USB 3.0’dansa 2 kat daha hızlı olan Thunderbolt, USB portundan PCI Express arabirimi performansı sunuyor.
AMD yongAlı AnAkArtlAr ThunderbolT kullanabilecek mi? Intel tarafından geliştirilen Thunderbolt arabirimi için kafalara takılan en büyük sorun, Intel’in tek rakibi olan AMD’nin AMD yongalı anakartlarında bu yeni teknolojiye yer verilip verilmeyeceğiydi. Bu durum hala netlik kazanmasa da ilk çözüm ASUS firmasından geldi. ASUS, yeni nesil AM3+ anakartları için PCI Express arabimini kullanan ASUS ThunderboltEX kartlarını geliştirdi. Bu kart sayesinde AMD yongalı anakartlar da Thunderbolt’un nimetlerinden yararlanabilecek.
Kendi harici depolamanızı
kendiniz yapın
Günümüzdeki en hızlı ve güvenilir depolamayı SSD diskler sunuyor. SSD’ler kullanıldıkları her alanda yüksek hızı ve sağlamlığı beraberinde getiriyorlar. Bugün hali hazırda SSD disk kullanan harici depolama birimleri mevcut. Fakat yüksek fiyatları ve piyasada nadir olarak bulunmaları dezavantaj sayılabilir. Üstelik bu ürünler 32 ve 64 GB kapasitelerde bulunuyor. Eğer günümüz imkanlarında en yüksek hızlı diske sahip olmak istiyorsanız kolları sıvamalısınız. Yüksek kapasiteli ve hızlı bir diske sahip olmak için tüm gereken, USB 3.0 arabirimli bir harici disk kutusu ile bütçenizde doğru orantılı olan satın alabileceğiniz en geniş kapasiteli bir SSD disk. Şuan piyasada 2.5” boyutundaki SATA arabirimli USB 3.0 disk kutuları 30 TL gibi bir fiyat etiketine sahip. SSD fiyatları ise kapasite seçeneklerine göre oldukça geniş bir yelpazede. Oluşturduğumuz senaryoyla bağlantılı olan ihtiyacımızı hatırlarsak bize lazım olan kapasite seçenekleri minimum 120 GB alt limitinde. Piyasada 80 ve 90 GB’lık modellerde bir miktar işinize görebilir fakat amacımız daha yüksek kapasiteye sahip SSD disklerden harici disk yapabilmek. Şu an piyasadaki 120 GB’lık SSD’lerin fiyatları 250 TL’den başlıyor. Daha yüksek kapasiteye sahip olmak isteyenler ise 240 GB’lık SSD’leri tercih edebilirler. Bu diskler de 500 TL civarlarında. Satın alacağınız USB 3.0 disk kutusu ve SSD diskle çok hızlı ve dayanıklı bir harici diski kendiniz oluşturabilirsiniz.
Thunderbolt ilk olarak yeni Apple Macbook Pro serisiyle görücüye çıkmıştı. Intel’in Thunderbolt adını verdiği yeni USB benzeri arabirim, saniyede 10Gbps, yani yaklaşık 1.2GB veri transfer edebilme özelliğine sahip. Thunderbolt, Intel’de Light Peak adıyla geliştiriliyordu ve nihayet artık resmi bir isme ve bedene kavuştu. Intel, Thunderbolt teknolojisini PCI Express ve Displayport arabirimine bağlantı kurarak geliştirdi.
Thunderbold nedir ve PCI Express ile ilgisi nasıl? Örneğin ekran kartlarını ele alalım. Bu kartlar istisnasız PCI Express arabirimini kullanıyorlar çünkü bu arabirim teorik olarak 16Gbps hızına kadar yapılandırılmış durumda. Thunderbolt soketi ile anakartın PCI Express arabirimi arasındaki köprüyü ise Thunderbolt kontrolcüsü sağlıyor. Böylece Thunderbolt arabirimine sadece depolama birimleri değil, yüksek bant genişliğine ihtiyaç duyan diğer cihazları da bağlamak mümkün olacak. Mesela, monitör, video yakalama kartı ya da yüksek çözünürlüklü multimedya içeriği barındıran oynatıcılar gibi. Thunderbolt teknolojisi geliştirilirken DisplayPort teknolojisinden yararlanılmış. Böylece displayport yuvalarına Thunderbolt’lu ürünler takılabilecek. Daha düne kadar bu soket sadece Displayport destekli ekran kartlarında vardı. Ama Thunderbolt yuvası mini Display Port standartlarıyla aynı. Böylece bilgisayarınıza Displayport’lu, HDMI’lı, DVI’lı yada VGA’li bir monitörü Thunderbolt yuvasından da bağlayabileceksiniz. Macbook Pro’larda sadece tek bir Thunderbolt yuvasına yer verilmiş. Ama ileride Thunderbolt çoklayıcılar da çıkacaktır. Thunderbolt yuvası teknik olarak 10watt enerji verecek şekilde yapılandırılmış. Bu özellik sayesinde kimi ürünler için güç kablosu da gerektirmeyebilecek. Gerçi bu özellik daha çok sürekli prize takılı bilgisayarlar için geçerli. Notebooklar için 10 watt büyük bir enerji gideri demek. Thunderbolt’ların ilk defa bir notebook’ta kullanılması ise sektörde bir başka ilk olma özelliğini taşıyor. Apple Macbook Pro’lar Thunderbolt’lu ilk bilgisayar oldular. Bundan sonrası ise Thunderbolt arabirimli yeni ürünlerin çıkmasına bağlı olarak yaygınlaşacak.
pcextra.com.tr 79 76_81_depolama.indd 4
7/19/12 5:38 AM
DEPOLAMA
Harici disklerde boyutlar ve
Harici diskler çok uzun zamandır hayatımızda. 2.5 inç ve 3.5 inç formlarında olan bu diskler kapasite ve taşınabilirlik bakımından birbirlerinden ayrılıyorlar.
kapasiteler
Önceleri kapasite ihtiyacı olan kullanıcılara 3.5 inç formunda olan depolama ürünlerini tavsiye ediyorduk fakat günümüz teknolojisinde 2.5 inç diskler benzer kapasitelerle yer alıyor. Bu yüzden yeni bir harici disk satın alırken öncelikle kullanım amacınızı belirlemelisiniz. Eğer sürekli elektrik gücüne bağımlı kalmak istemiyor ve diskinizi mobil olarak kullanmak istiyorsanız 2.5 inç boyutlu diskleri tercih edebilirsiniz. Bu diskler günümüzde 1 TB kapasitelere ulaştı. Fakat ihtiyacınız olan çok daha fazla kapasite ise tercihiniz yine 3.5 inç diskler olacaktır. Önceleri 3.5 inç’lik diskler için 1-2 TB kapasiteleri telaffuz ederken şimdilerde 3TB, 4TB ve hatta 6-8TB kapasiteleri
konuşuyoruz. Yalnız bu kapasiteler çift sürücü modellerle sabit. Özellikle masaüstü bilgisayarlar için ideal olan bu harici diskler artık çok daha fazla özelliğe sahip. Bu disklere eklenen network desteği ile bu ürünler harici disklerden ayrılıp medya server olarak nitelendiriliyorlar. Özetleyecek olursak, eğer ihtiyacınız yüksek kapasite ise 3.5 inç diskleri ve en az 2 TB kapasiteli olan modelleri seçmelisiniz. Çünkü 1 TB kapasiteli 2.5 inç diskler 1 TB kapasiteli 3.5 inç disklerden hem daha ucuz, hem de taşınabilirler. Fakat amacınız taşınabilirlik olup verilerinizi her yerde yanınızda bulundurmak istiyorsanız seçiminiz 2.5 inç hatta 1.8 inç’lik diskler de olabilir.
maSaÜSTÜnde durum naSIl? Masaüstü disklerde ne yazık ki elle tutulur hiçbir yenilik bulunmuyor. Masaüstü disklerde 7200 rpm’lik hız ve minimum 1 TB’lık modeller şimdilik sabit ama bu disklerin sunacakları performans ne yazık ki kullanıcıları tatmin etmiyor. Hissedilir bir performans elde etmek için birkaç yönteme baş vurmak gerekiyor. Bunlardan ilki SSD dopingi. Masaüstü bilgisayarınızda kullandığınız yüksek kapasiteli sabit diske, 32 ya da 64 GB’lık uygun fiyatlı bir SSD ekleyerek genel performansınızı çok yukarılara taşıyabilirsiniz. Bunu yapmak için kullandığınız işletim sistemini ve kapasitenizi aşmayacak en sık kullandığınız yazılımları bu satın aldığınız SSD diske yükleyebilirsiniz. Diğer yazılımlarınız ve arşiviniz ise diğer sabit diskinizde kalır. Bu senaryo içerisinde SATA III arabirimi kullanırsanız elde edeceğiniz performans biraz daha hızlı olacaktır. Bunun için anakartınızın SATA III desteğinin olup olmadığını kontrol edebilirsiniz.
Mekanik HDD’lere SSD dopingi
Yeni trend kablosuz depolama
İlk örneklerini Seagate’ten gördüğümüz “Hibrit Disk” isimli sabit diskler az önce anlattığımız senaryoya yakın bir çalışma prensibine sahip. Seagate Momentus XT isimli sabit disk, yüksek kapasiteli mekanik depolama biriminin yanında, en sık kullanılan içerikler için bir de 4 GB kapasiteli katı halli SSD belleğine sahip. Tek sorun, bu katı halli depolama alanına dilediğiniz dataları yükleyemiyorsunuz. Sabit disk beraberinde gelen özel bir yazılımla bilgisayarınızda en sık kullandığınız uygulamaları otomatik olarak belirleyip bu alan içerisinde saklıyor ve ihtiyaç halinde anında önünüze sererek SSD performansına yakın bir performans sağlıyor. Fakat bu disklerden tam bir SSD performansı beklemek yanlış olur. Çünkü aradığınız dosyalar katı halli alanda değil de mekanik diskli alanda ise 7200 rpm’in size sunduğu hıza mahkumsunuz. Yine de bu teknoloji geleceğe umutla bakmamızı sağlıyor. Biz ileride bu disklerdeki katı halli depolama alanlarının daha yüksek boyutlara ulaşacağından ve dilediğimiz verileri bu alana kendimizin aktaracağından eminiz. Bunun için tek yapmamız gereken bekleyip görmek.
Depolama dünyasındaki en keyifli ve pratik yeniliklerden biri de kablosuz depolama. Yine Seagate ve Kingston’ın önderliğinde gelişen bu teknoloji ile bilgisayarlarınız ile harici diskleriniz arasında kablosuz iletişim kurarak depolama yapabiliyorsunuz. Bu alanda Seagate’in GoFlex Satellite ve Kingston’ın Wi-Drive ürünleri ilk örnekler olarak karşımıza çıkıyor. Kingston Wi-Drive özellikle Apple kullanıcılarını hedeflese de tüm sistemler için kullanılabiliyor. Ürün sadece bilgisayarlar ile değil iPod, iPad ve iPhone cihazlar ile de kablosuz veri iletişimi sağlayabiliyor. Depolama kapasiteleri ise 16 ve 32 GB ile sınırlı. Seagate’in GoFlex Satellite ürünü ise daha geniş depolama alanına sahip. 500 GB depolama alanı sağlayan ürün özellikle tablet cihazlar için ideal. Yaklaşık 7 saat pil ömrü sunan ürün, 802.11n Wi-Fi desteği ile aynı anda 3 kablosuz cihaza veri iletimi sağlayabiliyor. Eğer sizde tablet veya Apple ürünlerinize ek depolama alanı kazandırmak ve depolama yaparken “nerde bu diskin kablosu” demek istemiyorsanız kablosuz harici diskleri tercih edebilirsiniz.
80 pcextra.com.tr 76_81_depolama.indd 5
7/19/12 5:38 AM
Epson WorkForce Pro serisi Lazerden; daha hızlı, yarı maliyetli ve çok işlevli
WP-4545 DTWF
WP-4525 DNF
WF-7515
LAZER BASKIYLA KIYASLANDIĞINDA ZAMAN VE PARA TASARRUFU SUNAN YÜKSEK PERFORMANSLI, ÇOK İŞLEVLİ OFİS TİPİ HEPSİ BİR ARADA WORKFORCE PRO SERİSİ. bir YaZdIrma işi için beklemenin, hele de sadece bir kaç sayfa ise ne kadar can sıkıcı olduğunu hepimiz biliriz. İşte bu yüzden Epson, ağ kurulumuna hazır 4’ü 1 arada, Wi-Fi ve çift taraflı baskı özellikli, iki kağıt tepsisi ve geniş bir dokunmatik panele sahip WorkForce Pro serisi yazıcıları üretti. Hem içi hem de dışı modern ofise uygun olarak tasarlanan bu yazıcılar nihai profesyonel araçlardır. daha hızlı yazdırma: En çok satan 10 renkli lazer yazıcıya kıyasla sayfa başına % 50 daha düşük maliyet ve
WP-4545 dTWF: Serinin en karizmatik görünüme sahip modeli olan WP-4545 DTWF, diğer modellerin sahip olduğu baskı, tarama, fotokopi ve faks özelliklerini, içerisinde bulundurduğu Wi-Fi adaptorü sayesinde kablosuz olarak yapabilme yeteneğine sahip. Artık ihtiyacınız olan tüm baskı işlemlerini cep telefonunuzdan veya tabletinizden gerçekleştirebilirsiniz. Ürün 530 sayfalık kağıt kapasitesine sahip.
Epson Erişim Hattı: 0212 336 03 03
76_81_depolama.indd 6
küçük yazdırma işleri için daha hızlı baskı sunarlar. Ve çift taraflı baskıda, en yakın rakiplerinin iki katı daha fazla hıza ulaşırlar. ekonomik ve ekolojik: Önemli ölçüde maliyet ve çevresel kazançlar sağlayarak, rakip lazerlere kıyasla enerji tüketiminde muazzam % 80 bir azalma sunar. Mürekkep kartuşları temiz ve değiştirilmesi kolaydır. Kartuş, değiştirilmesi gereken tek parça olup işlem sorunsuz geçer. iş için tasarlandı: 4.800 x 1.200 dpi’a kadar yüksek bir baskı çözünürlüğü,
WP-4525 dnF: Ağ kurulumuna hazır, faks, fotokopi, tarayıcı ve çift taraflı baskı özellikli 4’ü 1 arada olan yazıcı en çok satan 10 renkli lazer yazıcıya kıyasla sayfa başına % 50 daha düşük maliyet sunar ve çift taraflı baskıda, en yakın rakibinin iki katı daha hızlıdır. Ayrica %80 daha az elektrik tüketir. Kullanıcıların telefonlardan ve tablet PC’lerden yazdırmasını sağlayarak, tüm mobil baskı ihtiyaçlarını karşılamak için Epson Connect ile birlikte gelir.
www.epson.com.tr
işletmelerin, anında kurudukları için su, dağılma, işaretleme kalemi ve solmaya karşı dayanıklı üstün kalitede baskılar alması anlamına gelir. Yüksek randımanlı, üstün kalitede DURABrite Ultra mürekkep kartuşları az bakım gerektirir ve gerektiğinde 2.400 ve üzeri sayfa üreterek düşük maliyetli baskı sunar. Bu serideki ürünler 530 sayfaya kadar geniş standart kağıt kapasitesi sunarak yüksek hacimli işler için idealdir. WorkForce Pro serisi yazıcılarda bulunan geniş dokunmatik paneller kolay kullanım sağlar.
WF-7515: Hem küçük işletmelerin hem de ev ofislerin ihtiyaçları dikkate alınarak tasarlanan WF-7515, grafik tasarımcılar, mimarlar ve mühendisler gibi kullanıcılar için idealdir; uygun fiyat, güvenilirlik ve hızın mükemmel bileşimini temsil eder. Verimlilik, daha az sıklıkta yeniden dolum için 250 sayfalık kağıt tepsisi ve aynı anda birden fazla A3’e kadar sayfayı tarama, kopyalama ve fakslayabilmeniz için, 30 sayfalık Otomatik Döküman Besleyicisi (ADF) ile arttırılmıştır.
pcextra.com.tr 81 7/19/12 5:38 AM
YENİ NESİL YAZICILAR
Murat Güzel murat@pcextra.com.tr
Yeni nesil yazıcılara
merhaba
Günümüzde Android’li telefon ve tabletlerden ya da iPhone ve iPad’den baskı almaktan tutun da, sürekli mürekkep beslemeli yazıcılara kadar bol seçenekler mevcut. Eğer bu yıl yazıcınızı yenilemek istiyorsanız, paranızı doğru bir şekilde kullanabilmek için ihtiyaçlarınızı doğru belirlemeniz şart. Bu yazımız sayesinde yeni nesil yazıcılarla ilgili aradığınız pek çok soruya yanıt bulacaksınız. 82 pcextra.com.tr 82_85_yazicilar_pex.indd 1
7/19/12 5:40 AM
Yazıcılar, bilgisayar dünyamızın ayrılmaz bir parçası haline geleli çok oldular. Gerçi internetin yaygınlaşması, kağıt kullanımını azaltacak deniyordu ama işin aslı öyle olmadı. Daha çok dijital içerik, daha çok dokümantasyon ve daha çok arşiv demekti. Yazıcılara doğru artan talepler, yazıcı üreticilerini de tüketicilerin taleplerine göre adım atmalarına neden oldu. Örneğin bu yıl ve sonraki yıllarda da en çok konuşulacak olan flaş bir gelişme yaşandı. Epson, son 10 yıldır merdiven altı firmaların ürettiği bir çözümü ilk defa bir yazıcı üreticisinin üretim bantlarından çıkar hale getirdi. Sürekli mürekkep beslemeli 3 yazıcı modelini pazara sunan Epson, tüketicilerin yazıcılardaki en önemli şikayeti olan yüksek baskı maliyeti, yani yüksek kartuş ve toner bedeli konusuna radikal ve markalı bir çözüm getirmiş oldu. 2012 yılı ve sonrası eskiyen yazıcılara makyaj yapılan bir yıl olarak öne çıkıyor. Ama radikal değişiklikler de yok değil. HP’nin geçen yıl başlattığı yüksek hacimli
mürekkep kartuşları adımından sonra Epson’ın bu sene devreye aldığı sürekli mürekkep beslemeli yazıcı konsepti, tüketiciler için bulunmaz bir avantaj aslında. Peki bu iki önemli gelişme ışığında önümüzde hangi alternatiflerin bulunduğundan ne kadar eminsiniz? Gelin kısaca bazı evrensel yazıcı tüyolarına ve bu yazımızı bundan 2 yıl sonra bile okusanız hiç eskimeyecek satın alma kriterlerine göz atalım. Tabi ki yeri geldikçe unutmamanız gereken bazı kıstasları da not düşerek...
pcextra.com.tr 83 82_85_yazicilar_pex.indd 2
7/19/12 5:40 AM
YENİ NESİL YAZICILAR
Nasıl bir yazıcı satın almalı? Açıkçası bir yazıcı satın almaya ihtiyacınız varsa, önerimiz önce ihtiyacınızı tam olarak belirlemek yönünde olacak.
Lazer mi, mürekkep püskürtmeli mi, hızlı mı yavaş mı, fotoğraf baskılı mı, kablosuz mu derken uzayıp giden geniş bir özellik kitlesi ile karşılaşacaksınız. Eğer popüler, havalı bir yazıcım olsun diyorsanız, bazı temel özelliklerine dikkat etmeniz gerekecek. Örneğin, kablosuz olması bir avantaj ama ya evinizde kablosuz ağ yoksa? Ya da fotoğraf konusunda uzman bir yazıcıyı tutup sadece fotokopi çekmek için almayın. Zaten piyasada belli başlı kategoriler altında yazıcılar bulunuyor. Eğer yazıcınızı yenileyecekseniz ya da başlığımızda dediğimiz gibi hala annenizin yazıcısını kullanıyorsanız, şu yazıcılardan birine terfi etmenizi şiddetle öneririz:
Lazer mi, mürekkep mi? Lazer yazıcılarla mürekkepli yazıcılar iki ayrı kulvardalar. Biri ağır iş yükü ama ilk sahip olma maliyeti yüksek demek, diğeri ise son derece pratik ve de ilk sahip olma maliyeti ucuz. Lazer yazıcı tonerleri ile mürekkepli yazıcıların kartuşları arasında mukayese kabul etmeyecek derecede derin uçurumlar var ama, biriyle tek bir tonerle 3-5 bin sayfa baskı alabilirken, diğeriyle 1.000 sayfa baskı almanız bile çok zor. Ki bu da zaten toner fiyatlarına doğrudan yansıyor. Hele işin içine renk mevhumu geldiğinde, lazer yazıcıda rakamlar uçuşa geçiyor. Bu nedenle renkli lazer baskısı olayı çok muhtaç olmadığınız senaryolar dışında sizin için bir lüksten öte gitmeyecektir. Renkli lazer baskısı adı üstünde renkli çıktılar almanızı sağlar ama tecrübelerimiz gösteriyor ki, konu fotoğraf bakısıysa ve bundan da ne kastettiğimizi algılıyorsanız, fotoğraf yazıcıları bu tür işler için asıl tercih etmeniz gereken yazıcı tipi olmalıdır ki onlar da mürekkepli oluyorlar (özel kimyasal baskı yapan foto yazıcılar hariç tabi ki).
Sonuç olarak, lazer yazıcılar yoğun baskı işlerinin bir numaralı işçi arılarıdır. Renkli lazerler ise tekrar edelim, arada sırada renkli baskı alacaklar için bir lükstür. Artı bu yazıcıların çoğunda tek bir toner bittiğinde, sadece siyah baskı bile alamazsınız; mutlaka biten tonerin değiştirilmesi gerekmektedir. Ama öte yandan lazer yazıcıların toplam sahip olma maliyetleri mürekkep yazıcılara oranla çok daha düşüktür. Bir lazer yazıcı, tek bir toneriyle 5.000 sayfa yazı yazmanızı sağlarken, aynı sayıda baskı almak için mürekkepli bir yazıcıda kartuşunuzu 10 defa değiştirmeniz gerekebilir. Artı mürekkep püskürtmeli yazıcıların hareketli aksamları bu kadar iş yükünü kısa sürede kaldıramaz ve fizik kuralı gereği mekanik parçalarda zamanla aşınma meydana gelebilir.
Kablolu mu, kablosuz mu? Artık herşey kablosuza doğru gidiyor. Bu nedenle olsa gerek güncel yazıcıların çoğunda ya Bluetooth ya da Wifi özelliği standart. Tabi işin içine cepten ya da tabletten de baskı girince kablosuz baskı ister istemez günümüzün önemli bir ihtiyacı haline geliyor. Bu nedenle yazıcınızı yenileyecekseniz, tavsiyemiz kesinlikle wifi ya da Bluetooth destekli bir yazıcı yönünde olacak.
All in one hepsi bir arada mı olsun? Artık devir 2012. Mürekkep püskürtmeli yazıcılar için söylüyoruz, artık neredeyse tamamı fotoğraf basabiliyor. Tabi fotoğraf basan yazıcılara üreticiler fotokopi ve tarayıcı özellikleri de ekliyor. Ev kullanıcısı olarak bu özellikleri çok az kullanacağınızdan dolayı üste para verip all in one ya da hepsi bir arada yazıcı alma zahmetine katlanmamanızı öneririz. Bu tip yazıcılar genelde adı üstünde fotokopi ya da tarama ihtiyacınız olduğunda devreye girmeli. Faks işlevi ise doğal olarak genelde ofislerin tercih ettiği bir özellik. Karar sonuçta sizin ama sizi bilgilendirme ve uyarma görevi de bizim.
Fiyatı nasıl olmalı? Doğruya doğru. Paranın satın alabileceği en pahalı yazıcı ile en ucuzu arasında sayısız fark vardır. “Sonuçta amacımız yazı ve fotoğraf bastırmak, piyasada neden bu kadar çok yazıcı modeli var?” diye soracak olursanız, yanıtını verelim. Çünkü bir o kadar da farklılaşabilen ihtiyaçlar var. Kimi üreticiler, ürün fiyatını ucuz tutmak için ister lazer, ister mürekkepli olsun farketmiyor, içine demo toner ya da kartuş koyuyor, yani yarım dolu toner ya da kartuşlar. Bu da ürünün fiyatını cazip kılıyor ama işin aslı sonradan çıkıyor. Eğer bütçe konusunda sınırsızsanız, size tabi ki en hızlı ve en çok özelliği olan yazıcıyı satın almanızı öneririz. Ve madem çok paranız var, o zaman hem lazer hem de mürekkepli alın deriz. Ama ne yazık ki böyle bütçeler çoğu tüketicide bulunmuyor. Bu nedenle akılcı ve bütçenizin el verdiği ölçülerde çözümlere yönelmeniz gerekiyor. Bu durumda da karşınıza fiyat/performans/özellik üçgeni çıkıyor. Yani uygun fiyatlı olması tek başına yeterli olmuyor. Satın alacağınız yazıcının ihtiyaçlarınızı da karşılayacak özelliklerde olması ve bunu yaparken de size sonradan pişman olacağınız maliyetler çıkarmaması en ideali olsa gerek. Peki böyle bir yazıcı var mıdır? Elbette. Neden olmasın. Yeter ki siz ne istediğinizi bilin ve paranızı doğru bir şekilde harcayın. Yani en iyisi en pahalısıdır demeyin, ya da işimi görsün yeter, o nedenle en ucuzu olsuna yönelmeyin. Mutlaka kullanım sırasında karşılaşacağınız maliyetleri de hesaba katın.
84 pcextra.com.tr 82_85_yazicilar_pex.indd 3
7/19/12 5:40 AM
Android telefon, tablet ya da iPad ve iPhone’dan nasıl baskı alınır? Diyelim Tabi fotoğraf ki yazıcınızı basan aldınız. Peki ya sonradan pişman yazıcılara üreticiler olursanız yapacaksınız? fotokopi venetarayıcı İşte böylesine can sıkıcı bir özellikleri de ekliyor. soruyla karşılaşmamak için Ev kullanıcısı olarak yazıcınızı değiştirirken ya da bu özellikleri çok az yeni bir yazıcı satın alırken kullanacağınızdan dolayı tüm tespit üste ihtiyaçlarınızı para verip all iyi in one etmeniz ve buna uygun ya da hepsi bir arada bir yazıcı almanız tavsiye edilir. alma zahmetine Örneğin son yılların en katlanmamanızı öneririz. popüler ürün segmentlerini Bu tip yazıcılar genelde ele alalım. Hiçbir cepya adı üstünde fotokopi telefonundan, hadi detaya da tarama ihtiyacınız girelim, Andoir’li bir telefon olduğunda devreye girmeli. /Faks tablet, ya da iOS’lu, yani işlevi ise doğal olarak iPhone ve iPad’den baskı genelde ofislerin tercih aldınız mı? Cevabınız ettiği bir özellik. Karar muhtemelen sonuçta sizin hayırdır. ama sizi Çünkü ya hiç ihtiyaç bilgilendirme ve uyarma duymadınız, ya da nasıl görevi de bizim. alınacağını bilmiyorsunuz. Çünkü bu cihazlar baskı alma özellikleri ön planda satılmıyorlar. Ama internette gördüğünüz bir bilgiyi ya da size gelen bir mesajdaki fotoğrafı diyelim ki yazdırmak istiyorsunuz. Bu durumda eğer iOS kullanıcısıysanız AirPrint özellikli bir yazıcı ile (ki bu yazıcı yüzde 90 kablosuz ağ ya da Bluetooth desteklidir) baskı işinizi halledebilirsiniz. Ama AirPrint destekli yazıcınız yoksa para harcayarak uygulama satın almanız gerekiyor. Android cephesindeyse Google Cloud hizmeti ve Chrome tarayıcısı ile istediğiniz bir belgeyi önce internete gönderip, ardından internete bağlı yazıcınıza gönderebilirsiniz. Ya da yazıcınız WiFi destekli ise ve Google Cloud onu destekliyorsa, doğrudan aynı ağdan da baskı alabilirsiniz. Bu konuyla ilgili detayları web sitemizde bulabilirsiniz (Android yazıcı diye aratmanızı öneririz).
Sürekli mürekkep beslemesi ne demek? Merdiven altı tabirini mutlaka duymuşsunuzdur. Yeri yurdu ya da bir temsilcisi olmayan bu sektör yazıcı dünyasına kazandırdığı ilginç buluşlarıyla ön planda. Şırıngayla dolabilen kartuşlardan, sürekli mürekkep beslemeli sistemlere kadar yeniliklerden hep bu merdiven altı sektör sorumlu. Sürekli mürekkep beslemesi genelde şu mantıkla çalışıyor. Yazıcınıza bir kartuş seti monte ediyorsunuz ama o set yazıcının dışında duruyor. O set, yazıcınıza sürekli mürekkep sağlıyor. Siz de azalan mürekkepleri zamanı geldikçe dolduruyorsunuz. Muazzam bir tasarruf elde ediyorsunuz, çünkü bu setlerin hacimleri oldukça büyük. Tek sıkıntıları ise yazıcınızı kullanmadığınız zamanlarda tüplerin içindeki mürekkebin kimyasından dolayı yazıcınızın hayati parçalarını (baskı kafalarındaki
mikroskobik delikleri) kapatması ve astarı yüzünden size pahalıya mal olması. Ama bunun da çaresi var (kısmen). Her gün baskı alırsanız, baskı kafalarını ya da mürekkep kanallarını kurumaktan kurtarırsınız, tabi onca iş ve gücünüzün arasında vakit bulabilirseniz. Sürekli mürekkep beslemesi işte konsept olarak böyle bir şey. Ya yeni bir yazıcı alırken sürekli mürekkep beslemesi seti var mı diye önceden kontrol edeceksiniz ve ona göre bir model alacaksınız, ya da şırıngayla dolabilen kartuşlar satın alacaksınız. Ama belirtelim, bu şekilde kullanılan mürekkepler, her ne kadar aksi iddia edilse de, yazıcı üreticilerinin kullandığı mürekkeplerden farklılar ve tortu üretiyorlar ki işte bu tortular yazıcının kılcal damarlarını tıkayarak çöpe atılmasına neden oluyorlar. Bizim başımıza geldi. Karar sizin.
Yazıcı satın alacaklara acı ama gerçek öneriler 1 Asla ve asla dış görünüşünden dolayı bir yazıcı satın almayın. Yani dış görünüş satın alma kararınızda öncelikli tercihiniz olmasın. 2 Yazıcı satın alırken her nereden satın alıyorsanız, sanki içinde kartuş yokmuş gibi hareket ederek kartuş fiyatını ve satılıp satılmadığını sorun, öğrenin. Kalmadı, biz satmıyoruz, yeni gelecek gibi yanıtlarla yazıcı ile beraber risk de satın aldığınızı unutayın. 3 Yazıcınızı evde ya da ofiste tek başınıza sadece fotoğraf bastırmak için alıyorsanız, bizi dinleyin, satın almayın. Bu iş için çok daha ekonomik çözümler var. Mesela mahalledeki fotoğrafçınız. Ya da bazı elektronik marketlerin içindeki fotoğraf baskı merkezleri. Üstelik kaliteli kağıt derdiniz de olmayacak. 4 Nasıl olsa kartuşunu ya da tonerini doldururum diyerek yazıcı alıyorsanız bir kere daha düşünün. Kesinlikle tavsiye etmesek de, sonuçta böyle bir sektör var ve baskı maliyetinizi düşürüyor ama kullanacağınız merdiven altı sektörün pazara sunduğu mürekkeplerin bir kaç
dolumdan sonra yazıcınızı çalışamaz duruma getirebileceğini aklınızın bir köşesinde hep tutun. Artı, bir de bonus önerimiz var. Yazıcı satın almadan önce, mutlaka ama mutlaka kartuş ya da tonerlerinin seri numaralarını internette araştırın ve dolum yapılıp yapılmadığını kontrol edin. 5 Son acı ama gerçek önerimiz ise kağıtla ilgili. 80 gramlık fotokopi kağıtları ile sadece metin tabanlı baskıları arzu ettiğiniz kalitede basabilirsiniz. Fotoğraf için pamuk eller cebe yapıp fotoğraf kağıdı almalısınız ki onlar da ayrı bir dünya. Ucuz, günlük fotoğraf baskısı almanızı sağlayan fotoğraf kağıtlarından uzak durmanızı öneririz. Çünkü işin içine kimya, kağıdın mürekkebi dağıtmadan emme, ışığa karşı koruma gibi Kopenhag kriterlerinden daha da ağır konular girince ucuz fotoğraf kağıtlarına bastığınız resimlerin zamanla canlılıklarını kaybedeceğini göreceksiniz. Yani pahalı ve yüksek gramajlı fotoğraf kağıdı satın almıyorsanız, bizce hiç satın almayın daha iyi.
pcextra.com.tr 85 82_85_yazicilar_pex.indd 4
7/19/12 5:40 AM
ADVERTORIAL
TP-LINK TL-MR3020 ve TL-MR3040 3G USB Cep Routerlar ile internet her zaman yanınızda. Hem de yakınlarınızla paylaşma ayrıcalığıyla…
TP-LINK 3G USB Cep Router’lar ile her yerde Wi-Fi !
M
ini portatif dizaynı ile yolculuklarınızda yanınızda taşıyabileceğiniz kadar ufak boyutu, mini USB portu, 150Mbps’a varan kablosuz bağlantı hızı ve 3G USB modemlerle yüksek uyumluluk sunan TP-LINK 3G USB Cep routerlar, bilgisayar, iPad ve Android gibi kablosuz özelliği olan cihazlarınıza, 3G bağlantınızı kablosuz paylaşmak için en ideal çözüm. Son derece portatif, batarya ve USB üzerinden güç alabilen, 3G modem bağlantısını 1’den fazla kullanıcı ile kablosuz olarak paylaştırabilen bu gelişmiş cihazlar, özellikle seyahatte, tatilde ve yolda kullanım için idealdir.
TP-LINK TL-MR3020
Minik, portatif ve şık dizaynı ile TLMR3020 seyahatlerinizde yanınızdan ayıramayacağınız kadar ufak boyuta sahip. 3G kapsama alanı içerisindeki yolda herhangi bir noktada 3G internetinizi kablosuz olarak paylaştırabilirsiniz. Sürekli seyahatte olan kişişler için TL-MR3020 yanlarından ayıramaya-
86 pcextra.com.tr 86_87_TP_LINK.indd 1
cağı ideal bir yol arkadaşıdır. Sizi sürekli olarak dünya ile bağlı tutar. 3G Router modu ile 3G modeminizi USB portundan bağlayarak 3G internetinizi herhangi bir noktada kablosuza çevirip paylaştırabilirsiniz. Travel Router Modu ile otel odaları ve benzeri yerlerde temin edilen kablolu internet bağlantısını anında ve zahmetsizce kablosuza çevirebilirsiniz. Ayrıca routerın yanında bulunan operasyon modu düğmesi WISP Client Router moduna getirerek WISP bağlantısı ile internet hizmeti veren cihazlara istemci olarak bağlanabilirsiniz. Ürün, USB portu ile 3G USB modem aracılığıyla Wi-Fi oluşturabileceği gibi, LAN/WAN portu ile de cihazda bulunan AP modunda, kablolu internet bağlantısı kolay bir şekilde kablosuza çevirebiliyor; böylece her noktada internet paylaşımı çözümüne sahip olunabiliyor. TL-MR3020’nin üzerinde bulunan bir mandal ile ürünün sahip olduğu 3 farklı çalışma modu olan 3G Router, Seyahat Router’ı (AP) ve WISP Kullanıcı Router modu arasında kolayca geçiş yaparak dilediğiniz özelliği aktif hale getirebilirsiniz. Bu
modlar arasında bulunan 3G modu ile ürün üzerindeki USB arabirimine 3G Modeminizi bağlayıp kablosuz internete erişebilir ve bu eriştiğiniz interneti çevrenize dağıtabilirsiniz. AP modu, yolculuk yaptığınız yerlerde veya otel odalarında bulunan kablolu bağlantıyı kablosuza çevirip paylaşabilmenizi, WISP modu ise kablosuz internet sağlayan istasyonlara abone olarak bağlanmanıza olanak sağlıyor. TL-MR3020’nin Wi-Fi bağlantısında sağladığı 802.11n destekli 150Mbps hız ile hızlı dosya transferi yapabilir ve tüm internet kaynaklarını kesintisiz olarak görüntüleyebilirsiniz. Ağ bağlantısının güvenliği ise cihazın üzerinde bulunan QSS düğmesine basarak kısa sürede oluşturabilirsiniz.
TL-MR3020’NİN BAZI ÖZELLİKLERİ ŞÖYLE:
• UMTS, HSPA, EVDO standartlarında 3G modemler ile uyumluluk • Yerel Kablosuz paylaşımda 150Mbps’a kadar çıkan veri hızı ile video akışlarını seyretme, online oyun oynama olanağı
7/19/12 5:46 AM
ADVERTORIAL
• 3G Router, WISP Kullanıcı Routerı ve Seyahat Routerı (AP), olmak üzere ihtiyaca göre değiştirilebilen 3 farklı kullanım modu • Laptop veya güç adaptöründen enerji aktarımını sağlayan mini USB port • QSS butonu ile kolayca şifre korumalı kablosuz ağ kurulumu. • Her PC’ye atanacak bant genişliğini belirlemek için yönetimsel Bant Genişliği Kontrolü
TP-LINK TL-MR3040
TP-LINK’in diğer portatif, bataryalı 3G USB Router’ı TL-MR3040, 3G USB modem aracılığıyla sağlanan internet bağlantısını WiFi ile paylaştırıyor ve ayrıca kablolu internet bağlantısını kablosuza çevirebiliyor. Dahili batarya ile güç kaynağı bulunmayan noktalarda bile internet paylaşımı çözümü sağlanabiliyor. Küçük ve şık tasarımı ile cihaz; ihtiyaç duyulan her yerde, WiFi uyumlu tüm cihazların aynı anda bağlanabileceği bir kablosuz veya tek bir cihaza hizmet verecek kablolu erişim noktası oluşturarak, kullanıcılara çeşitli internet bağlantı tip-
86_87_TP_LINK.indd 2
lerini kullandırmak için gelişmiş çözümler sunuyor. TL-MR3040’nin 3G Router, Seyahat Router’ı (AP), WISP Kullanıcı Router ve kablosuz router’ı olmak üzere 4 farklı çalışma modu seçeneği bulunuyor. Bunlardan 3G Router seçeneği: 3G USB modeminizi bağladığınız USB portundaki internetinizin kablosuz aracılığıyla paylaşımını; AP modu: seyahat etiğiniz noktalarda veya otel odalarında bulunan WAN kablosundan yapılan kablolu bağlantıyı kablosuza çevirmeyi ve paylaşımını, WISP Kullanıcı Modu, Kablosuz Internet Servis Sağlayıcı hizmeti veren istasyonlara abone olarak bağlanmayı, Kablosuz Router modu ise bir adsl modemden alınan internet bağlantısını kablosuza çevirmeyi sağlıyor. Bu modlar arasında geçiş yapılabilmesi ve diğer modların devre dışı bırakılabilmesi kullanıcıya çok zengin bir kullanım alanı yaratıyor. Cihaz batarya ile çalıştırılabildiği gibi Laptop veya güç adaptöründen enerji aktarımı da sağlayabiliyor. TL-MR3040’nin WiFi bağlantısında sağladığı 802.11n destekli 150Mbps hız ile kesintisiz video seyretmek, yüksek boyutlu dosya indirmek, online oyun oynamak müm-
kün. Kablosuz Ağ bağlantısının güvenliği ise WEP, WPA-PSK\WPA2-PSK şifrelemeleri ile sağlanmaktadır.
TL-MR3040’ın BAZI ÖZELLİKLERİ ŞÖYLE:
• UMTS, HSPA, EVDO standartlarında 3G modemler ile yüksek uyumluluk • Kablosuz paylaşımda 150Mbps’a kadar çıkan veri hızı ile video akışlarını seyretme, online oyun oynama olanağı • 2000 mAh dahili şarj edilebilir batarya ile 4-5 saat kesintisiz çalışma • Laptop veya güç adaptöründen enerji aktarımını sağlayan mini USB port • 3G Router, WISP Kullanıcı Routerı ve Seyahat Routerı (AP), Kablosuz Router modu olmak üzere ihtiyaca göre değiştirilebilen 4 farklı kullanım modu. • WEP, WPA-PSK\WPA2-PSK şifrelemeleri ile yüksek güvenlik.
pcextra.com.tr 87 7/19/12 5:46 AM
AĞINI YENİLE
Murat Güzel murat@pcextra.com.tr
Yeni nesil
hakkında her şey KABLOLU YA DA KABLOSUZ AĞ KURULUMU VE KULLANIMI KONUSUNDA HER ŞEYİ BİLDİĞİNİZİ SANIYORSANIZ YANILIYORSUNUZ. BU YAZIMIZDA BELKİ DE AĞINIZI YENİLEMENİZE NEDEN OLACAK BAZI HATIRLATMALAR YAPIYORUZ. Kablolu ağ kurmak kadar kolay bir şey yoktur herhalde. Keza kablosuz ağ kurulumu da aslında çok basit, yeter ki neye ihtiyacınız olduğunu bilin. Kablosuz ağ kurulumu ve kullanımında günümüzde 802.11n standardındaki ürünler büyük bir çoğunluktalar. Gerek kablosuz ya da kablolu ağ menzilinin arttırılması, gerekse ağ güvenliği konusundaki yenilikler 2012 itibariyle bizi Mars’a götürmeyecek ama bu yılın sonunda yeni nesil bir kablosuz ağ standardı ve akabinde de yeni ürünlerin saldırısına maruz kalacağız.
802.11ac ile Gigabit ethernet hızı kablosuza geliyor 802.11n standardı şu anda kablosuz ağda en yüksek teorik hızı veren standart olarak biliniyor. Ama 802.11ac bu hızı 3�e 5�e katlayacak gibi. Bildiğiniz gibi 802.11n ilk olarak MIMO adıyla çıkmıştı 802.11n standartlaşana kadar bu isimle anılmıştı. Teorik hızı 54Mbps olan 802.11g’den en az 3 kat daha hızlıydı. Derken 802.11n standartlaştı ve cep telefonlarına bile girdi. Ancak cep telefonlarında bazı tasarım sınırlamalarından dolayı 802.11n’in teorik hızı 150Mbps’lere ne yazık ki ulaşamıyor. Çünkü anten kablosuz ağ menzili ve veri trafiği hızı konusunda
önemli bir sınırlayıcı faktör. Şimdi sıra 802.11ac’de. Bu yılın sonunda taslaklaşması ve 2013�te resmi kablosuz ağ standardı olarak kabul edilmesi beklenen 802.11ac standardı kablosuz ağlarda teorik hızı minimum 450Mbps’e çıkaracak bir spesifikasyon. Tabi gelişen teknoloji sayesinde 2 ve 3 antenli özel tasarımlarda teorik hız 1.3Gbps’e kadar çıkabilecek. Ancak cep telefonu ya da tabletlerin için 3 tane anten yerleştirmek imkansıza yakın olduğundan, 802.11ac’li bu cihazların teorik Wifi hızları 450Mbps’te kalacak gibi.
88 pcextra.com.tr 88_91_wifi.indd 1
7/19/12 5:43 AM
5G Wifi ile 3G ve 4G’yi karıştırmayın 802.11ac, ya da diğer adıyla 5G Wifi ile cep telefonu şebekelerindeki 3G ya da 4G’yi karıştırmayın. Wifi birliği, nedense biraz hava olsun diyerek kısa menzilli bu kablosuz ağ standardına 5G adını verdi. Bunun tüketiciler açısından bir karışıklık yaratacağı kesin. Zira yakın bir gelecekte ürünlerde 5G yazısı göreceğiz ve o ürüne sim kart takılabildiğini sanacağız. Oysa bu 5G, WiFi klasmanında bir tanım.
KABLOSUZ AĞ SEÇENEKLERİ
Artık hemen her cihazı kablolu bir ağ içinde olsalar da kablosuz ağ üzerinden de ağa ve dolaylı olarak da internete bağlamak mümkün. Ama hızlı internetin popülerleştiği bir dönemde kablosuz ağın ne kadar hızlı olduğu konusu daha çok önem kazanıyor. Bu konudaki minik uyarılarımıza göz atarak kablosuz ağ konusundaki bilgi eksikliklerinizi gidermenizi ve eğer eski nesil cihazlarınıza yeni nesil çözümler getireme niyetiniz varsa, uyarılarımızı dikkate almanızı öneririz.
pcextra.com.tr 89 88_91_wifi.indd 2
7/19/12 5:43 AM
AĞINI YENİLE
1
2
KABLOSUZ AĞ MENZİLİ NASIL ARTTIRILIR?
Ağınızı daha uzak noktalara taşımanın en önemli kilit noktası ağ menzilini arttırmak. Bunu ancak saçma bir şekilde ya aradaki duvarları yıkarak, ya biraz zor ve garantili değil ama kablosuz erişim noktanızın antenlerini güçlendirerek ya da en pratik yol olan ağınıza yeni kablosuz tekrarlayıcılar takarak yapabilirsiniz. Bu yazımızda göreceğiniz gibi elektrik hattından internet ve ağ erişim sunan adaptörler de bir diğer çözüm olabilir. Ama en mantıklısı ağdaki kör noktalara yakın yerlere ağ tekrarlayıcıları serpiştirmek olacaktır.
Son dönemin en çok merak edilen bir diğer ağ konusu da elektrik hattından internet, ya da daha genel bir tabirle elektrik hattı üzerinden yerel ağ, ağ menzilini arttırma olarak karşımıza çıkıyor. Ülkemizde bu konuda iki ciddi ürün gamı görüyoruz. TP-Link ve Western Digital (evet disk devi Western Digital de bu işin içinde). Elektrik hattından ağ konusu kulağa çok hoş ama bir o kadar da temkinli geliyor. Çünkü işin içinde 220 Volt var :)
EMEKTAR MASAÜSTÜ BİLGİSAYARIMI AĞA NASIL KABLOSUZ BAĞLARIM?
Kolayı var. USB wifi dongle satın alıp bilgisayarınıza takacaksınız. Para harcamak istemiyorsanız ve kıyıda köşede duran bir emektar dizüstünüz varsa (belki bir netbook), onun kablosuz ağ kartını kullanarak, masaüstü bilgisayarınızla o notebook-netbook ile ethernet üzerinden bağlantı kurup notebook-netbook’taki kablosuz ağı o bilgisayardaki ethernet ile köprüleyerek masaüstü bilgisayarınızı ağınıza bu şekilde bağlayabilirsiniz. Yazması biraz uzun sürdü ama yapması hiç de o kadar uzun değil. Yeter ki notebook ve netbook’taki iki ağ adaptörünü nasıl köprüleyeceğinizi bilin. Gerisi çok basit.
3
Elektrik hattından internet ve ağ
KABLOSUZ AĞIMI KOMŞUMA KULLANDIRABİLİR MİYİM?
Evet kullandırabilirsiniz tabi ki. Şifrenizi komşunuzla paylaşmanız dışında sağlıklı bir bağlantı için komşunuz için kablosuz router ya da modeminizi tercihen cam kenarına koymanız işinizi kolaylaştıracaktır. Bu şekilde komşunuz sadece sizin üzerinizden internete bağlanmakla kalmayacak, sizinle aynı ağda olacağı için dosya paylaşabilecek, hatta ilgi ve alakanız varsa onunla karşılıklı oyun da oynayabileceksiniz. Hayat bu kadar güzel ve kolay mı? Hayır tabi ki. İşin bir de hukuki boyutu var. Ağınızı komşunuzla paylaşmanıza kimşe karışamaz ama internetinizi paylaştığınızda işler değişir. Kotanız sömürülürse ya da gayri hukuki bir işler çevrilirse internet sizin olduğu için tüm maddi ve manevi (ve de hukuki) faturalar size kesilecektir, bizden söylemesi.
ELEKTRİK HATTINDAN İNTERNET VE AĞ ARTILARI 1 Kablo çekme derdi olmadan ağ kurulumu 2 Kolay yoldan ağ menzilini arttırma olanağı 3 Son derece kolay kurulum ve kullanım
ELEKTRİK HATTINDAN İNTERNET VE AĞ EKSİLERİ 1 Odalar arası mesafe arttıkça düşen performans 2 Psikolojik olarak elektrik çarpması düşüncesi 3 Kablo çekmeye oranla yüksek maliyet
Elektrik hattından internet ya da yerel ağ kurulumu iki çift adaptörle sağlanıyor. Zaten piyasadaki ürünler de hep çift çift satılıyor. Bu adaptörlerden birini ağınızdaki IP adresi dağıtan cihaza (ki çoğunlukla bu router ya da modem oluyor) takmanız, diğerini de ağa katacağınız bilgisayara bağlamanız gerekiyor. Genelde kutudan çıkar çıkmaz hemen ağınıza katılıyorlar ama yine de kullanımdan önce bu cihazları resetlemekte fayda var. Elektrik hattından çalışan adaptörler yenilikçi bir ürün çeşidi ama performansları konusunda sizleri önceden uyaralım. Ev ya da işyerinizdeki tesisatın içinden geçen kabloların uzunlukları arttıkça performansları da haliyle azalıyor. İnternet bağlantınız hızlıysa, örneğin 20Mbit üstüyse, aynı evde iki uzak oda arasında kurabileceğiniz elektrikli adaptörlü ağda internet bağlantınızın hızından tam olarak randıman alamayabilirsiniz (aslında almazsınız demek lazım ama yine de açık kapı bırakmakta yarar var).
90 pcextra.com.tr 88_91_wifi.indd 3
7/19/12 5:43 AM
Elektrik hattı üzerinden internet ve ağ ile ilgili olarak şu sorular çok soruluyor: BENİ ELEKTRİK ÇARPAR MI? AYRI ELEKTRİK SAATİNE BAĞLI 2 1 İKİ DAİREYİ BU CİHAZLARLA Hayır çarpmaz. Elektrik hattından çalışan ağ adaptörlerinin içindeki elektriksel mekanizma, 220 V’luk AC akımı 5-12V’a indirgiyor, yani normal ethernet kablolarındaki eş değer elektrik akımına. Buradaki asıl soru şu olmalı. Bu cihazlar bozulur mu, bozulursa bilgisayarıma zarar veri mi? Bozulmaları için mucizevi şekilde olağan dışı bir arıza olmalı ama zaten ev ya da ofis tesisatınızdaki sigorta devresi otomatik olarak kısa devre algılayıp sigortaları attıracaktır.
3
AĞ VE İNTERNET PERFORMANSI NASIL OLUR?
Ne kadar az elektrik hattı, o kadar yüksek performans. Ama buradaki yükseklikten kastımız öyle ahım şahım bir performans değil elbette. Elektrik hattından internet kurulum kitleri 100Mbit ethernet kablo hattının yerini kesinlikle tutamazlar. Ancak kablo çekme ve ağ menzilinizi kolay yoldan arttırma gibi iki çok önemli konuda hayatınızı kurtarırlar.
WEP Mİ? ASLA!!! Kablosuz ağınızda 5 karakterli şifre kullandığınız WEP türü şifreleme kesinlikle kullanmayın. Şifremi kimse tahmin edemez diyenlerdenseniz, bizi bir 5 çayına davet edin ve daha çayımız bitmeden size ev ya da iş yerinizdeki kablosuz ağınızın nasıl kırılabileceğini gösterelim. WEP şifreleri çok basit bir algoritma üzerinde çalıştığı için birkaç dakika içinde kırılan bir ağ güvenliği yöntemidir. Bunun yerine en az 10 karakterli WPA türü şifrelemesi kullanmanızı öneririz. Aslına bakarsanız her şifre kırılır ama WPA’da bu süre için kimi durumlarda birkaç hafta ile ay arasında değişen süre gereklidir. Ama yine de kırılabilir, unutmayın!.
Kablosuz ağlarda cihazlara özel koruma
Kablosuz ağların en korunaklı güvenlik özelliklerinden biri de her makinenin sahip olduğı MAC adreslerine özel erişim kısıtlaması sağlamaktır. Böylece sadece sizin bildiğiniz bir cihazın ağınıza katılmasını sağlayabilirsiniz. Dışarıdan şöyle bir geçen birisi, ağınızın şifresini bilse bile ağınıza dahil olamayacaktır. Tabi bu senaryoda da karşımıza o ağı yöneten router’a erişim konusu gündeme gelecektir ki, bunun da basit olmayacak bir şifre ile koruma altına almış olduğunuzu varsayıyoruz (klasik admin admin ikilisini kullanmıyorsunuzdur umarız).
BİRBİRİNE BAĞLAYABİLİR MİYİM?
Teorik olarak evet bağlarsınız ama pratikte ise hayır bağlayamazsınız. Çünkü datalarınız elektrik hattının izlediği yol için binanızın trafosuna kadar git gel yapılacaktır. Bu nedenle trafoda yaşanan kayıplardan dolayı ancak mikroskobik bir cihazla sinyal alabilir duruma gelirsiniz ki bu da sorunun yanıtını otomatikman veriyor.
Ağ güvenliği deyip geçmeyin Kablosuz ağ için yalnızca ev ya da işyerinizdeki ağdan bahsetmiyoruz. Artık Mobil Erişim Noktaları da giderek büyük önem taşıyor. 3G’li cep telefonunuz ya da tabletiniz de bir anda mobil erişim noktasına dönüşerek çevrenizdeki diğer cihazları da kendi üzerlerinden internete bağlayabiliyor. Keza USB’li 3G modemler de bilgisayarınızı internete bağlıyor ama notebook ya da desktop bilgisayarınızdaki kablosuz ağ ya da ethernet ağ kartı üzerinden diğer bilgisayarlara da interneti paylaştırmanız mümkün. Eğer siz de sıkça mobil internet kullanıyor ve diğer cihazlarınızı da internete tethering yaparak bağlıyorsanız, ön tanımlı olarak karşınıza gelen WEP şifresini tercih etmeyin; onun yerine WPA PSK şifrelemesi kullanın. Neden bu yönde hareket etmeniz gerektiğini “WEP mi? Asla!!!” başlıklı paragrafımızda okumanızı şiddetle tavsiye ediyoruz.
KABLOSUZ AĞ ŞİFRESİ NASIL KIRILABİLİR?
Kablosuz ağların şifrelerinin kırılabilmesi için doğal olarak o ağa dahil olmanın birinci kuralı olan ağ şifresinin bilinmesi gerekiyor. Bunu bilmek içinse genelde söz konusu ağa sözlük saldırısı yapılıyor (dictionary attack). Yani dev bir lugat hazırlanıyor ve o lugattaki her kelime o ağa dahil olmak için deneniyor. Bu tabi ki en zor yöntem. Zira WEP’te bile her bir işlem için bir kaç saniye süre geçmesi gerektiği için kullanılmıyor. İşin kolayı ise ağı dinleyerek elde edilen şifreli dataların toplanarak bilgisayar ortamında kırılmasını sağlamak. Bu dinleme ve havadaki şifreli trafiği derleme için özel bazı protokolleri destekleyen kablosuz ağ kartları kullanılıyor. Elde edilen verilerdeki şifreyi kırmak için yine sözlük saldırısı yapılıyor ama bu sefer işlem kullandığınız bilgisayarın işlemcisinin gücüyle doğru orantılı olarak kısa olabiliyor. Öyle ki WEP’te ortalama 100 milyon şifre var desek, saniyede 100.000 şifre denense maksimum 15 dakikada WEP şifresi kırılabilir.
pcextra.com.tr 91 88_91_wifi.indd 4
7/19/12 5:43 AM
ADVERTORIAL
Bütünleşik Antivirus Koruması ve Güvenlik Duvarı ESET Smart Security sahip olduğu Antivirus, Antispyware, Güvenlik Duvarı ve Antispam özellikleri ile tam bir koruma sağlar. ESET zararlı yazılımları davranışlarına göre analiz ederek henüz imzası yayınlanmamış olsalar bile tespit eden ve ThreatSense® adı verilen yapay zekânın mucididir.
Minimum Kaynak Tüketimi
ESET Smart Security her türlü sisteme minimum kaynak tüketimi ile her türlü sisteme uyum sağlaması için geliştirildi.
Bütünleşik SysInspector
SysInspector işletim sisteminin analizini yapan bir tanılama aracıdır. Sistem üzerinde çalışan işlemler, hizmetler, kayıt defteri girdileri, başlangıç programları ve ağ bağlantıları gibi birçok işlevi inceleyerek sistemi tüm şeffaflığı ile görüntüler. SysInspector tarafından kaydedilen günlükler destek personelinin işini kolaylaştırır.
Gelişmiş Tarama Ayarları
Arşiv tarama ayarları derinlik, dosya boyutu, zaman aşımı gibi özelleştirilebilir seçenekler içerir.
Belge Koruması
Tüm MS Office belgeleri kullanıldıklarında zararlı yazılımlara karşı taranır.
Taşınabilir Bilgisayar Desteği
ESET Smart Security bilgisayarın elektriğe bağlı çalışıp çalışmadığını tespit ederek pil ile çalışıyor ise bazı görevleri otomatik olarak erteler.
30 pcextra.com.tr 92_93_NOD_32.indd 1
7/19/12 5:47 AM
pcextra.com.tr 31 92_93_NOD_32.indd 2
7/19/12 5:47 AM
ANTİ VİRÜS
Tolgay Pehlivan tolgay@pcextra.com.tr
Sizi hala anneniz mi
koruyor? Antivirüs yazılımı olmadan bilgisayar kullanmak, kapıyı kapamadan dışarı çıkmaya ya da kışın soğuğunda üzerinize bir şey giymeden sokaklarda dolanmaya benzer. “Bana bir şey olmaz” diyenlerdenseniz ya da hala her indirdiğiniz programa ve girdiğiniz siteye anneniz de şöyle bir bakış atıyorsa (tıpkı eski günlerdeki gibi), anti virüs yazılımı kullanmanıza gerek yok. Size şimdiden geçmiş olsun.
ntivirüs yazılımları hakkında bugüne kadar onlarca makale paylaştık. Bu makalelerde genel çalışma prensipleri, işe yaradıkları noktalar ve sizi hangi zararlılardan koruduklarına dair detaylı bilgiler verdik. Bu sayımızda ise sizi, eski antivirüs programınızı yenilemeye yönelik hangi adımları izlemeniz gerektiğini ve daha iyi bir antivirüs yazılımı seçerken nelere dikkat edilmesi gerektiği hakkında bilgilendirmeye çalışacağız. Piyasada genel adıyla virüs olarak tanımladığımız binlerce zararlı dosya bulunuyor. Bu dosyaları temizlemek ise antivirüs yazılımlarının işi. Piyasadaki virüslerin sayısı kadar olmasa da bu temizleme işini yüzlerce antivirüs yazılımı gerçekleştiriyor. Bu yazılımlardan ise sadece 10-15 tanesi dev bütçelerle diğer yazılımlardan sıyrılıyor. Dev bütçeli tanınmış antivirüs firmaları virüs temizleme konusunda birçok ücretsiz yazılımdan daha iyi sonuçlar elde ediyor. Çünkü bu konuda çok ciddi yatırımlar yaparak aldıkları paranın hakkını verebiliyorlar. Kullanıcı ise buna bakmıyor. Tek istenilen şey maksimum güvenlik ve bilgisayarın yavaşlamaması. Peki maksimum güvenliği en iyi hangi antivirüs programı gerçekleştiyor? İşte bu sorunun cevabı tam olarak net değil. Çünkü farkı firmaların farklı güvenlik çözümleri bulunuyor. Ayrıca aynı firmanın çatısı altında farklı güvenlik yazılımları da bulunabiliyor. Bu yazılımlardan biri sistemi tamamen korurken bir diğer yazılım ise sadece internetten gelebilecek zararlılara karşı koruma gerçekleştiriyor. Bazı yazılımlar ise iki korumayı ve daha fazlasını tek bir yazılım çözümüyle gerçekleştirebiliyor. Bu yüzden kimse çıkıp bu yazılım en iyisi, şu yazılım daha etkili gibi bir iddiada bulunamaz. PC Extra olarak biz de size böyle bir iddiada bulunamayız fakat size en iyi antivirüs yazılımını seçebilmeniz için birkaç ufak ipucu gösterebiliriz.
1 Antivirüs yazılımlarda olmazsa olmaz özellikler
94 pcextra.com.tr 94_97_antivirus_pex.indd 1
7/19/12 5:49 AM
2 1
Tüm virüsleri tanımalı
Bir antivirüs yazılımının sahip olması gereken özelliklerin en başında, geniş virüs veritabanı, yani virüs kayıt sistemi bulunuyor
Bu, antivirüs yazılımının hemen hemen tüm virüsleri tanıyıp onları bulması anlamıyla eş. Eğer bir antivirüs yazılımı virüs database’inde yeterli bir virüs kayıt bilgisine sahip değilse, bilgisayarınızdaki mevcut virüsleri bulamaz ve bilgisayarınıza bulaşabilecek dosyaları tanımadığı için engelleyemez. Bu yüzden virüs yazılımının kaç adet (bu sayı yüz binlerce telaffuz edilebilir) zararlı dosya tanıdığı önemlidir.
3
Sürekli güncel olmalı
Her gün yüzlerce yeni virüsün üretildiği bir dönemde yaşıyoruz. Bu yüzden antivirüs yazılımlarının güncel virüsleri çok hızlı bir şekilde tespit etmeli ve kullanıcılara bunu güncelleme olarak sunmalıdır. Piyasadaki başarılı antivirüs programları bilgisayarınızı her açtığınızda ana sunucusuna bağlanıp yeni bir güncellemenin olup olmadığını otomatik olarak kontrol eder. Başarısız ve kalitesiz yazılımlar ise haftalık hatta aylık güncelleme paketleri sunarlar. Fakat bu hiçbir işe yaramaz. Çünkü virüs bir kez bilgisayara girdiğinde düzeninizi büyük oranda bozabilir. Sonrasında temizlemeyle uğraşmak ciddi bir zaman ve emek kaybı olarak karşınıza çıkabilir. Satın almak istediğiniz Antivirüs yazılımınızın günlük olarak update yani güncellemesi olmasına dikkat edin.
Virüsleri bulaşmadan engelleyebilmeli Bu aşama antivirüs yazılımının tanıdığı virüslerle yani virüs database’i ile ilgili. Bir antivirüs yazılımının amacı sadece virüsü engellemek veya sadece temizlemek değildir. Önemli olan hem virüsün hiç bulaşmamasını sağlamak hem de virüslü bir sistemde bulunan zararlıları temizleyebilme özelliğine sahip olması gerekir. Fakat bundan önce sisteme bulaşmak üzere ulan zararlıyı tespit edip bulaşmayı engellemesi ve sizi bu konuda uyarması çok önemlidir. Hatta bazı başarılı yazılımlar, sizin zararlı dosyayı yanlışlıkla onaylamanıza rağmen sizin isteğinizi yerine getirmeyip zararlıyı etkisiz hale getirebiliyor. Bu özellik çoğu zaman dalgınlığınıza rağmen hayatınızı kurtarabilir.
pcextra.com.tr 95 94_97_antivirus_pex.indd 2
7/19/12 5:49 AM
ANTİ VİRÜS
4 5
6
Gerçek temizlik yapabilmeli Birçok antivirüs programı, herhangi bir dosyaya bulaşmış olan virüsü, ana dosyadan temizleyemez.
7
Kökten çözüm olsun diye virüsün bulaştığı dosyayı da silmek ister. Fakat bazen talihsiz şekilde hayati önem taşıyan ve başka bir kopyası olmayan belgelerimiz ya da diğer programlarımız virüslerden etkilenebilir. Önemli olan bir virüsü bulaştığı dosyadan çekip çıkarabilmek ve sonrasında onu yok edebilmektir. Bu özelliği piyasada çok az güvenlik yazılımı gerçekleştirebiliyor. Bu özelliği bulunan antivirüs yazılımları ile dosyalarınız hep sizinle kalabilir. Virüs bulaşsa bile…
Tüm zararlı türlerine karşı etkili olmalı Piyasada sayısız virüs çeşidi olduğunu söylemiştik. Fakat birde farklı görevler üstlenen zararlı türleri var. Örneğin klavyenizde bastığınız her tuşun kaydını tutan ve bu kayıtları karşı tarafa yollayan keyloger’lar, bilgisayarınızdaki tüm bilgileri toplayıp bir anda onlarca reklam penceresinin açılmasını sağlayan adware’lar ve bilgisayarınızdaki bilgileri karşı tarafa aktarmanın yanı sıra, karşı tarafın bilgisayarınıza sızmasını ve kontrol edebilmesini sağlayan trojanlar, en önemli zararlı türlerinin başında gelir. Normalde tüm bu zararlılar için sadece tek bir türü temizlemekle odaklı özel yazılımlar geliştiriliyor. Başarılı bir antivirüs yazılımı tüm bu zararlıların üstesinden gelebilmeli. Satın alacağınız antivirüs yazılımının, geleneksel virüsler haricinde, keyloger, trojan ve adware gibi zararlılara da karşı hassas olduğuna dikkat edin.
Sistemi yormamalı
Bazı antivirüs yazılımları maksimum güvenlik elde etmek için sistemi oldukça fazla yorarlar.
8 9
Fakat bu durum çoğu zaman kullanıcıyı çileden çıkarır. Çünkü bu antivirüs yazılımları belki üstün güvenlik çözümü sağlayabilirler fakat işlemci, bellek ve sabit diski aşırı kullandıklarından başka bir işlemi yapmanızı engelleyebilir veya çok yavaş yapmanıza neden olabilir. Yeni nesil antivirüs yazılımları, sanal bir arama ve temizleme motoru ile sistem kullanımını en aza indirip performans düşüklüğünü engellemektedir. Satın alacağınız güvenlik yazılımının bu tür sanal virüs arama ve temizleme motorunun olup olmadığına dikkat edin.
10
Çeşitli kullanım modları olmalı
Bir üst maddede olduğu gibi antivirüs yazılımı genel sistemi olumsuz etkilememeli, hızı düşürmemelidir.
Yeni nesil yazılımlar sanal motorlar yanı sıra özel kullanım modları ile sistem performansını ciddi anlamda koruyabiliyorlar. Örneğin online bir oyun oynarken, geleneksel antivirüs yazılımları sisteminizde ciddi bir ağırlığa sebep olur, hatta sürekli oyundan düşmenize sebep olabilir. Fakat oyun modu bulunan bir antivirüs yazılımı otomatik olarak çalışma sistemini düzenleyerek oynadığınız oyunu kesinlikle olumsuz etkilemiyor. İşlemci ve belleklerin sıkça çalıştıkları multimedya uygulamaları içinde özel modları bulunan güvenlik yazılımları, siz bir film izlerken güvenlik düzeyini otomatik olarak düşürürken işlemcinizden daha az faydalanıyor. Fakat internette geziniyor ve download yapıyorsanız, internet modu ile maksimum güvenlik elde edebilirsiniz.
Sıkıştırılmış dosya taraması yapmalı
Bir bilgisayara virüs, trojan ve keylogger gibi zararlı dosyaları yollamanın en mükemmel yolu, bu zararlı dosyaları RAR ve ZIP formatında sıkıştırıp yanına bir iki masum dosya ekleyerek karşı tarafa yollamaktır.
Çünkü piyasada dolaşan antivirüs yazılımlarının bir çoğu sıkıştırılmış dosyaların içerisini tarayamıyor. Tarama işlemini sadece dev bütçeli ve tanınmış antivirüs yazılımları gerçekleştiriyor. Sizde yeni bir antivirüs seçerken sıkıştırılmış dosyaların içini taradığından emin olun.
Virüslü dosyaları masum dosyalardan ayırt edebilmeli
Bu madde aslında yukarıda bahsettiğimiz 1 ve 4. Maddeyle oldukça ilgili.
Bazı antivirüs yazılımları, (tıpkı günümüzdeki bazı trafik polisleri gibi) kullanıcıya “ben çok çalışıyorum, tüm virüsleri yakalıyorum” şeklinde gözükmek için oldukça masum ve yararlı dosyaları da virüsmüş gibi algılayıp silerler. Bu masum dosyalar, printer driverı veya yazılımı olabildiği gibi, Word – Excel – Photoshop veya online oyununuz bile olabilir. Eğer eski antivirüs yazılımınız size bu ve benzeri tehlike iletilerini sık sık sunuyorsa, en güncel antivirüs yazılımlarından birine terfi edebilirsiniz. Yeni nesil büyük antivirüs firmalarının en güncel versiyonlu yazılımlarında bu sorun tamamen ortadan kalkmış durumda.
E-mail ve USB koruması ile gelişmiş firewall desteği olmalı Virüs bir bilgisayara ya internet, ya e-mail ya da USB depolama birimleri aracılığıyla bulaşır.
Bu yüzden antivirüs yazılımlarının özellikle bu üç bulaşma yolunda oldukça etkili olması gerekiyor. Antivirüs yazılımı, bilgisayarınıza herhangi bir USB depolama birimini bağladığınızda siz daha işlem yapmadan önce otomatik olarak depolama aygıtını taramalı ve bilgisayarınıza zararlı dosyaların bulaşmasını engellemelidir. Ayrıca size gelen mailleri, daha posta kutunuza düşmeden taramalı ve zararlı bir dosya ile karşılaştığında sizi uyarmalıdır. Firewall desteği ise internette sörf yaparken gezindiğiniz siteleri hızlıca tarayıp zararlı dosyaların bilgisayarınıza yüklenmesini engellemelidir.
96 pcextra.com.tr 94_97_antivirus_pex.indd 3
7/19/12 5:49 AM
ADVERTORIAL
En Yeni iPad’e, en İYİ kılıflar
Targus’tan
iPad kılıflarında pazar lideri olan Targus, Yeni iPad ’in kılıflarını Türkiye’ye getirdi. Targus’un yeni koleksiyonlarının en önemli özelliği göz alıcı renkleri…
D
ünyanın en fazla bilgisayar ve tablet kılıfı satan markası olan Targus, Yeni iPad kılıfları için özel bir koleksiyon üretti. Türkiye’de lansmanı daha yeni gerçekleştirilen Yeni iPad ’in kılıfları raflarda yerini aldı. Apple’ın en yeni ürünü olan Yeni iPad için tüketicilerin talepleri dinleyen Targus, işlevsellikle modayı biraraya getirdi. Müşteri memnuniyetini ön planda tutan Targus, iPad aksesuarlarını pazara ilk sunan firma olarak ön plana çıktı. Şık tasarımı ve hafifliği ile iPad kullanıcılarının onayını alan Targus’un yeni koleksiyonu; çok işlevli koruma sağlayan 5 farklı kılıftan oluşuyor. Profesyonel iş hayatının tüm ihtiyaçlarını karşılayacak bir portföy çantasından, sadece hareket halinde darbeden korun-
maya gereksinim duyan müşterilere kadar çeşitli kesimlere hitap eden bu seri farklı renklerde satışa sunuluyor. Targus’un Yeni iPad için ürettiği ürünler, yumuşak dokulu deri görünümlü materyallerden üretildi. Manyetik iPad başlatma, uyku moduna alma ve akıllı ekran kalemi konumlama gibi özelliklere sahip bu ürünler iPad kullanıcılarının talepleri doğrultusunda geliştirildi.
VersaVu™ Case with 360° Rotating Stand for The new iPad
(deri görünümlü siyah, cennet pembesi/grisi, kraliyet mavisi ve kurşun grisi) En talepkar iPad kullanıcıları için:Manyetik iPad başlatma/uyku moduna alma ve akıllı ekran kalemi konumlama özelliğine sahip altı
görüntüleme ve yazma konumu sağlayan bu döndürme mekanizmasıyla dikey veya yatay modda çalışabilirsiniz.
VuScape™ Stand & Cover for The new iPad
(deri görünümlü siyah, cennet pembesi/ grisi, kraliyet mavisi ve kurşun grisi) Manyetik iPad başlatma/uyku moduna alma, üç farklı eller serbest görüntüleme açısı ve akıllı ekran kalemi konumlama özellikleriyle üstün koruma
Premium Click-In™ Case for The new iPad
(siyah, cennet pembesi/grisi, kraliyet mavisi veya kırmızı) Manyetik iPad başlatma/uyku moduna alma ve akıllı ekran kalemi konumlama özelliklerine sahip, yumuşak dokulu ince ve hafif kılıf.
pcextra.com.tr 97 94_97_antivirus_pex.indd 4
7/19/12 5:49 AM
ADVERTORIAL
98_99_3VU+.indd 1
7/19/12 5:51 AM
ADVERTORIAL
98_99_3VU+.indd 2
7/19/12 5:51 AM
UYDU ALACILARI
Murat Güzel murat@pcextra.com.tr
Uydu alıcısı
deyip geçmeyin YENİ NESİL UYDU ALICILARI TELEVİZYONUNUZU SMART TV’YE ÇEVİRMEKLE KALMIYOR, TEKNOLOJİNİN TÜM NİMETLERİNDEN YARARLANMANIZI SAĞLAYARAK EVİNİZDE BİR DİJİTAL MEDYA AĞI KURUYOR. TABİ NASIL KULLANILACAĞINI BİLİRSENİZ...
100 pcextra.com.tr 100_103_uydu_pex.indd 1
7/19/12 5:54 AM
ydu alıcılar resmen çağ atlamış durumda. Fiyatı 40-50 TL’den başlayan en basit uydu alıcılar bir yana, 1.000 TL ve üstü fiyatlara kadar ulaşan bol markalı ve modelli bir sektör haline geldi. Eskiler bir yana, yeni nesil uydu alıcıların tek bir ortak özellikleri var: HD yayınları alabilmeleri. Ama çıtayı daha da yükseltip, içine performanslı bir işlemci ve anakart koyup üzerine de kendi özel işletim sistemlerini ya da bazı Linux türevlerini kuran uydu alıcıları da yok değil. Ki bunlar zaten fiyat açısından neredeyse 32”lik LCD ya da LED
TV fiyatlarına kadar çıkabiliyorlar. Ama mazeretleri de yok değil. Bu tür sıradışı uydu alıcıları ağızlarıyla kuş tutamıyorler belki ama, TV yayınlarını kaydedebiliyor, canlı yayını duraklatabiliyor, hatta sizin internetten download ettiğiniz / indirdiğiniz filmleri de izletebiliyorlar. İnternet bağlantılarını da unutmadan es geçmeyelim. Zira internete bağlı bu cihazlarla yapılabilecekler bir hayli geniş. İllegal işler de dahil olmak üzere, (ki o konu bizim ilgi alanımızın dışına çıkıyor ama yine de sizleri sadece üstünkörü bilgilendireceğiz) uydu alıcıları günümüzde bir multimedya merkezi rolü oynamaya soyunmuş durumdalar.
Yeni nesil uydu alıcılar neler yapabilir? Teknolojinizi yenileyin derken, uydu alıcıları es geçmek bu cihazlara büyük bir haksızlık olur. Çünkü yeni nesil uydu alıcılar artık 3-4 ayrı işi aynı anda görebilecek yeteneklere sahipler. Bir kere öncelikle uydu yayınlarını izlemenizi sağlıyorlar. İkincisi tek başlarına bir multimedya cihazı olarak çalışabiliyorlar. Yani bir anda PVR’a dönüşüp uydu yayınlarını disklerine kaydedebiliyorlar. Ya da USB diskinizdeki veya belleğinizdeki filmi TV’nizde seyredebilmenizi sağlıyorlar. Üçüncüsü ise internet ve ağ bağlantıları sayesinde uzaktan da uydu yayınlarını izletebiliyorlar ve internette sörf yapmanızı da sağlıyorlar. Uydu alıcıların dördüncü özelliği biraz karanlık işlere yarıyor ki o konuya kısaca yazımızın en sonunda zaten değindik.
Uydu alıcısı satın alırken nelere dikkat etmeli? • HD yayınları izlemek istiyorsanız, doğal olarak dijital tuneri olan bir uydu alıcısı alacaksınız. Ayrıca uydu anteninizde de dijital LNB olması gerekli ki artık analogu satılmıyor gibi birşey. Tabii evinizde HD çözünülük destekli televizyon yoksa HD yayınları seyredemezsiniz (uydu alıcınız o kanalları bulsa bile). Çünkü TV’nizin çözünürlüğü o yayınları göstermeye yetmeyeceği için yayın ekrana gelmez. Bu nedenle HD uydu alıcısı satın alacaksanız, TV’nizin de HD uyumlu olması gerektiğini unutmayın. Tamamen kullanamazsınız demiyoruz. Diğer kanalları izleyebilirsiniz tabi ki ama eğer HD TV almayacaksanız, paranızı boşuna harcamış olacaksınız. Çünkü o zaman geldiğinde yeni uydu alıcıları çıkmış olacak. • Uydu alıcınızdan tam randıman almayacaksanız, bol özellikli bir model alarak paranızı boşuna sokağa atmayın. Örneğin hiç kayıt yapmayacaksanız, içinde sabit diski bulunan bir uydu alıcısı almayın. Sadece bu disk, cihazın fiyatını en az 200 TL oynatır. Onun yerine USB’den bağlanan disklere kayıt
yapabilen bir model düşünebilirsiniz. • İnternete bağlanabilen uydu alıcıları, özellikle yerel ağdan stream ederken çok ısınabiliyorlar. Bu konuda önceden araştırma yapmanızı öneririz. Çünkü ucuz gibi görünen bol özellikli uydu alıcıları bu aşırı ısınma sorunu yüzünden belli bir süre sonra bozuluyorlar. Örneğin siz de balkonunuzda otururken laptop’unuzla uydu alıcınıza bağlanıp TV seyretmek isteyenlerdenseniz, bu sıcaklık sorununu sıkça yaşayacaksınız demektir. Ama iş işten geçmiş diyorsanız, piyasada satılan notebook soğutucularını alıp uydu alıcınızın altına koyabilirsiniz. Hatta bazı yerlerde sadece uydu alıcıları için bile özel 4 pervaneli soğutucular satılmakta, üstelik 10-15-20 TL fiyat aralığında. Demedi demeyin, uydu alıcınızı havasız bir yerde kullanmayın.
pcextra.com.tr 101 100_103_uydu_pex.indd 2
7/19/12 5:54 AM
UYDU ALACILARI
Hangi alternatifler var?
Uydu alıcı pazarına giriş modelleri size sadece uydu anteninizin gördüğü uydulardaki yayınları izlemenizi sağlıyor. Çok ucuz olduklarından çok da talep görüyorlar. Sade ve işlevsel. Çünkü amaç sadece TV izlemek ve net izlemek. Fiyatları 100 TL altında olan bu cihazların öyle ahım şahım özellikleri yok. İkinci uydu alıcı grubu için orta sınıf tanımı yapabiliriz. Bu sınıftaki uydu alıcılarda tek ya da çift tuner olabiliyor. Böylece aynı anda iki farklı uydu antenini tek bir alıcıya bağlayabiliyorsunuz. Çift tuner olayı, üst sınıftaki ve lüks sınıftaki uydu alıcılarda da var ki onlara da birazdan değineceğiz. Orta sınıf uydu alıcılarının bazılarında TV’leri Smart TV’ye dönüştürebilen özellikler de mevcut. Yani internete bağlanabilme, USB portuna takılan harici disklere kayıt yapabilme, o disklerdeki videoları oynatabilme gibi özellikler orta sınıfın öne çıkan detayları arasındalar. Bu sınıfın fiyatları ise 400 TL’ye kadar çıkabiliyor. Bu sınıftaki ürünler HD yayınlarla uyumlu oluyorlar. Uydu alıcı dünyasında üst sınıfı tek bir sınıfa ayırmak zor. Bu nedenle bir de lüks sınıf kategorisi üretelim dedik. Üst sınıf uydu alıcıların ürün tanımlarında mutlaka işlemcilerinden de bahsediliyor. İçlerine sabit disk takılabiliyor, USB’den disk ya da bellekler de bağlanabiliyor. Kısacası hem uydu alıcısı hem tam teşekküllü bir medya oynatıcısı haline dönüşüyorlar. Dijital platformlar için özel kart yuvalarından, HD yayınlara, televizyonunuzu akıllı tv’ye yani Smart TV’ye dönüştürebilen bazı ince özelliklere sahip olabiliyorlar. İnternet bağlantıları üzerinden kablolu ya da kablosuz olarak yerel ağdaki bir bilgisayardan içeriği bile alıp TV’nize aktarabiliyorlar. Satini kurup, şu saatte açılsın, bu saatte şu uydudaki şu programı kaydetsin gibi karmaşık komutlar alabiliyorlar ve aynen de o kayıtları gerçekleştirebiliyorlar. Bilgisayarınız üzerinden aynı ağdan uydu alıcınıza bağlanıp tarayıcı ekranından ya da özel streaming programları üzerinden yayın izlemenizi sağlayabiliyorlar. Dahası, ki burası çok güzel, eğer yeterli bilgiye sahipseniz, uzaktan uydu alıcınıza internet üzerinden bağlanıp, yani siz mesela şehir dışındayken, hani olur ya plajdayken, ve Turkcell TV Plus kullanmıyorken, evinizdeki uydu alıcığa bağlanıp istediğiniz yayını seyredebilme imkanına sahip olabilirsiniz. Tabi burada yeterli bilgi derken, elbette evdeki modeminizden port yönlendirmesi yapmayı biliyor olmanız gerektiğini ima ediyoruz.
Peki ya internetli uydu alıcılar?
Önce kısa bir tanımını yapalım. İnternetli uydu alıcılar iki amaca hizmet ediyorlar. En az işinize yarayacak kısmı internete bağlanması ve karşınıza Youtube, internette sörf, e-mail siteleri gibi internet hizmetlerini getirmeleri ilk amaçları. İkinci amaçları ise internetin kökeninde gizli. Çünkü internete bağlı bir uydu alıcı, aynı zamanda yerel ağa da bağlı bir yazıcı demektir. Yani lafı uzatmadan detaya girelim. Bu tür uydu alıcıları uzaktan da kumanda edebilirsiniz. Evde bir başka odadan, hatta balkondan kanalları değiştirebilirsiniz, hatta alıcınız uyumluysa siz evde yokken, istediğiniz bir programı kayıt bile edebilirsiniz. Ve daha fazlasını da yapabilirsiniz. Bilgisayarınızdan uydu alıcınıza bağlanıp seyretmek gibi... İnternet’li uydu alıcılar dendiğinde algılamanız gereken kriterler şunlar olmalı. İçinde bir işletim sistemi olan, doğal olarak kalbur üstü bir işlemciye sahip (ama o bildiğiniz işlemcilerden değil, uydu alıcının içindeki anakarta entegre edilmiş muhtemelen 1GHz altı bir işlemci) ve ethernet (ya da bazı uyumlu cihazlarda USB üzerinden WiFi yoluyla) üzerinden evdeki yerel ağa bağlanabilen uydu alıcılar akla gelmeli. Bu uydu alıcılar sahip olduğunuz internet erişimine bir bilgisayar gibi bağlanıp, kendi içindeki özel yazılım sayesinde sizi kısıtlı da olsa internetin bazı nimetlerinden yararlandırıyorlar. Ama kısıtlı dediğimize bakmayın. Bundan 5-10 yıl öncesine kadar bu tip özelliklere sahip uydu alıcılara uzaydan gelmiş gibi bakılıyordu. İnternetli uydu alıcıları, internette sörf, tabi ki Youtube, web tabanlı e-posta, forumlar, Facebook, Twitter, Friendfeed gibi platformları izlemenizi sağlıyor ama, işte aması var. Kullanabilene Aşk olsun. Notebook ya da bilgisayarınız ve hatta tabletinizdeki o rahatlık bu tip uydu alıcılarında yok. Varsa da biz alışamadık. Tamam, uzaktan kumandanın tuşlarıyla ekrandaki klavyenin harflerinde gezinme derdinden sizi kurtaran kumandalar da yok değil aslında. Örneğin bir yüzü kumanda, diğer yüzü minicik klavye tuşlarından oluşan kumandalar pek havalı ama kullanabilene, ya da o kumandaları kullanmaya alışabilene pek sorun çıkarmıyor. Onun dışında, içinde internet var dedirtiyor.
Uydu alıcıların karanlık dünyası
Uydu alıcılarla ilgili olarak bunca bilgi vermişken işin karanlık dünyası kısmına da değinmeden geçemeyeceğiz. Linux işletim sistemli uydu alıcılarının bazılarında kart paylaşımı teknolojisi kullanılarak abonelik gerektiren yayınlar abone olunmadan izlenebiliyor. Ve ilginçtir ki bu konuda ciddi bir pazar da var. Siz bu tip işlere yarayan bir uydu alıcısı satın alıyorsunuz ve onu internete bağlayıp, burada yolunu yordamını yazamayacağımız bazı adımlar atarak Hotbird ve Astra gibi uydulardaki dijital platformları o ülkelerdeki platform sağlayıcılardan herhangi bir paket satın almadan izleyebiliyorsunuz. Olay bu kadar basit. Yeter ki internet bağlantınız ve o bağlantınızın bağlanacağı bir sunucu olsun ki zaten asıl anlatamayacağımız kısım da burası.
102 pcextra.com.tr 100_103_uydu_pex.indd 3
7/19/12 5:54 AM
100_103_uydu_pex.indd 4
7/19/12 5:55 AM
ADVERTORIAL
ADVERTORIAL
çanta ve aksesuarlar, mODERn ve kullanışlı
dizaynlarıyla öne çıkıyor
Bugün yüzlerce ürün çeşidi ile mobil iletişim sektörünün en önemli markalarından biri durumuna gelen Targus, şık tasarımları ve fonksiyonel ürün çeşitliliği ile teknoloji dünyasının bir adım önünde gidiyor ve ihtiyaçları karşılıyor.
1
983 yılında Neil Bruce Copp tarafından kurulan Targus, yenilikçi ürünleri ile teknoloji kullanıcılarının hayatını kolaylaştırıyor. İlk üretimini gerçekleştirdiği günden bu yana sürekli en yeniyi ve en kullanışlı ürünleri tüketicilerle buluşturan Targus, tablet pazarında da iddiasını ortaya koyuyor. Özellikle IPAD, IPAD 2 ve Blackberry Playbook modelleri için ürünler geliştiren Targus, tablet bilgisayar pazarının ilerlemesine de katkıda bulunuyor. 360 derece dönen ve tablete istenilen açıdan bakılmasına olanak sağlayan kılıflar, koruyucu kılıflar, kalemler ve temizlik ürünleri, Targus’un en fazla satan tablet ürünleri arasında başta geliyor. Mobil aksesuar üretiminde de innovatif ürünler geliştirerek sektörün önünü açan Targus, şu anda kullanımda olan bir çok ürünü dünyada ilk üreten firmadır. İlk otomatik katlanan network/internet kablosu, dünyanın ilk ekranı kaydıran Optik Mini Faresi, Targus tarafından kullanıma sunulmuştur. 2007 yılında çevresel duyarlılığını ortaya koyan Targus, EcoSmart ürünlerini piyasaya sürdü. Targus 28 yıl önce dizüstü bilgisayar çantasını oluşturarak mobil aksesuar kategorisini yarattı. Targus, bugünün mobil yaşam tarzına uygun yenilikçi çözümlerle mobil aksesuarlar kategorisini geliştirmeye devam ediyor. Targus ürünleri, verimliliği, bağlanabilirliği ve güvenliği artırıyor. Ürünler, uyumlu ve rahatlığı
ile işyeri veya herhangi bir ortamda kullanıcıya özgürlük sağlıyor. Avrupa dışındaki ülkelerde de adından daha sık söz ettiren Targus, mobil aksesuar üretimine başladıktan sonra bir sektörde daha önemli bir marka haline geldi. Targus, dizüstü bilgisayar ve sırt çantaları üretiminde ömür boyu garantili ürünleri piyasaya sürüyor.
26 PC EXTRA 24 • 2012 104 pcextra.com.tr 104_105_TARGUS.indd 1
7/19/12 5:56 AM
ADVERTORIAL
pcextra.com.tr 105 104_105_TARGUS.indd 2
7/19/12 5:56 AM
AKSESUAR DÜNYASI
En son ne zaman sık kullandığınız aksesuarlardan birini değiştirdiniz? Kaç zamandır aynı klavyeyi, aynı fareyi, aynı web kamerayı ya da modemi kullanıyorsunuz? Eğer bu soruların cevaplarını net olarak kestiremiyorsanız, kullandığınız aksesuar ve çevre bileşenlerini değiştirme zamanınız geldi demektir. Bu yazımızda sizlere en sık kullanılan çevre bileşenlerin teknolojileri ve özellikleri hakkındaki yenilikler ile yeni satın alımlarda dikkat etmeniz gerekenleri anlatacağız.
Aksesuarlarınızı
yenileyin Teknoloji sürekli gelişiyor, tabi ki bilgisayar bileşenleri ve çevre bileşenler de. Bu yazımızda aksesuarlarınızı yenilerken nelere dikkat etmeniz gerektiğini sizlerle paylaşıyoruz.
106 pcextra.com.tr 106_109_aksesuar.indd 1
7/19/12 5:58 AM
Klavye ve fareler
102 tuşlu bir klavye ve 2 tuşlu fare yazı yazmak için yeterli. Hesaplı olan ve sadece harflerle sayılara basmaya yarayan bu klavye ve fareler iş ortamları için ideal. Yeni nesil oyunları oynuyorsanız, evinizde bir salon bilgisayarınız varsa ve ya birden fazla uygulamayı aynı anda çalıştırıyor, bunlar arasında anlık geçişler yapabiliyorsanız, standart 102 tuşlu bir klavye ve fareden fazlasına ihtiyacınız var demektir. Yeni nesil oyuncu klavyeleri akıl almaz özelliklere sahip oluyor. Genelde aykırı görünümlü bu dev klavyelerde özel fonksiyon tuşları bulunuyor. Bu fonksiyon tuşlarına klavye ile birlikte gelen yazılımı kullanarak oyunda yer alan özel komutları atayabiliyorsunuz. Son dönemlerde oyun klavyeleri giderek renklendi ve LED ışıklarla donatıldılar. Hatta renkli ve LCD ekrana sahip olanları bile var. Arkadan tuş aydınlatmalı olan modeller gece kullanımlarında çok büyük avantajlar sağlayabiliyor. Klavye üzerindeki LCD ekranlar ise oyun içerisinde size ek bilgiler verebiliyor. Eğer ihtiyacınız bir oyun klavyesi ise bu klavyenin programlanabilir fonksiyon tuşları, multimedya kısayol tuşları, kablolu bağlantı ve arkadan aydınlatmalı LED ışıklarının olmasına dikkat edin. Fareler iki çeşit yüzey tarama teknolojisine sahip. Optik ve Lazer tarama. Fare satın alırken farenin üzerinde ek fonksiyon
tuşlarının olmasına, Lazer yüzey tarama teknolojisine sahip olmasına ve yüksek DPI değerine sahip olmasına dikkat edin. Yüksek DPI’lı lazer fareler, elinizin en ufacık hareketini bile tespit ederek çok hızlı tepkiler verebiliyorlar. Hızlı tepki için farenizin kablolu olmasına da dikkat edin. Özellikle salon PC’lerde tercih edilen multimedya klavyelerinde aranan en önemli özellik, ürünün sahip olduğu kablosuz bağlantı teknolojisidir. Çünkü salon PC’leri büyük ekranlı TV’lere bağlanır. Ve bu TV’lere 3 metreden yakın bir mesafeden bakmak insan sağlığına zararlıdır. Piyasada 3 metre kabloya sahip bir klavye de bulunmadığı (zaten ihtiyaç da
yok) için kablosuz klavye olmazsa olmaz. Fakat bir klavyenin sadece kablosuz olması da yetmiyor. Önemli olan hangi kablosuz teknolojiyi kullandığı. Bu durum multimedya fareler içinde geçerli. Piyasada kızılötesi kablosuz klavyele-fare ve radyo frekansı kullanan bluetooth klavye ve fareler bulunuyor. Kızıl ötesi klavye ve farelerin nesli yavaş yavaş tükendi. Çünkü kesinlikle verimli değiller. Bu hesaplı klavyeler ve fareler masaüstü bilgisayarlar için fiyat-performans ele alındığında avantajlı olabilir. Fakat salon PC’si için 2.4 GHz hızda çalışan Bluetooth klavye ve fareye ihtiyacınız var. Bu ürünler ile kesintisiz kullanım deneyimi sağlayabilirsiniz. Multimedya klavyelerinde ürünün üst kısmında müzik ve video oynatıcınız ile web browser kısa yol tuşları bulunur. Bu tuşları kullanmanız halinde farenizi hiç kullanmaya da bilirsiniz. Bu klavyeler aynı zamanda zengin bağlantı çıkışlarına da sahip olabiliyor. Örneğin USB çoklayıcı, kulaklıkmikrofon çıkışları ve hatta küçük hafıza kart desteği sunan klavyelerde bulunuyor. Multimedya klavye ve fare seçerken bu özelliklere dikkat edebilirsiniz.
Bilgi Kablosuz klavyeler çalışabilmek için enerji kaynağına ihtiyaç duyarlar. Bu enerji kaynağı da pildir. Genelde kullanıcılar tekrar şarj olabilen pilleri tercih ederler. Fakat bu pillerin tüketim ve şarj olma süreleri kullanıma göre değişir. Tabi biten pili şarj etmek için de harcanan bir zaman mevcut. Eğer bunların hiç biriyle uğraşmak ve sürekli yeni pil satın alıp bunları tak çıkar yapmak istemiyorsanız sizin için bir alternatif daha var. Solar, yani güneş enerjisiyle çalışan klavyeler. İlk örneğini Logitech K750 isimli modelden gördüğümüz solar klavyeler gün boyu enerji ihtiyacını güneş ışığından karşılarken, gece kullanımları için de enerji depolayabiliyor. Üstelik odadaki ışıktan, hatta monitörünüzün ışığından bile ürünü şarj edebiliyorsunuz.
pcextra.com.tr 107 106_109_aksesuar.indd 2
7/19/12 5:58 AM
AKSESUAR DÜNYASI
USB 3.0 genişletici
Webcamler
Uzakları yakın eden webcamler son yıllarda popülerliklerini biraz kaybettiler. Çünkü ülkemizde gelişen 3G kavramı ve tüm akıllı cep telefonlarında çifter çifter var olan kameralar yüzünden webcamlara olan ilgi azaldı. Webcam’ler de HD furyasına katılan teknolojik ürünlerden biri artık. Eskiden daha yavaş internet bağlantılarıyla karşımızdaki kişiyle videolu konuşma yaparken piksel piksel olan kalitesiz bir görüntüye sahip olurduk. Şimdi ise geniş bant internet ve yüksek kaliteli HD webcam’ler ile görüntülü konuşma yaptığımız kişiyi cam gibi görebiliyoruz. Eğer eski web kameranızı değiştirmek istiyorsanız, dikkat etmeniz gereken ilk unsur, ürünün sahip olduğu ekran çözünürlüğü. Piyasadaki bazı webcam modelleri 8-12-20 gibi çok uçuk kaçık megapiksel değerleriyle kendilerini sattırmaya çalışıyor. Bu değerler kesinlikle gerçek değil. Şu an günümüzdeki
en iyi HD çözünürlük 2 megapiksele tekamül ediyor. Bu yüzden webcam tercih ederken Creative, Logitech, Microsoft ve Philips gibi bu konuda uzman olan ve gerçek megapiksel değerlerini veren markaları tercih edebilirsiniz. Webcam satın alırken dikkat etmeniz gereken ikinci önemli özellik ise video kayıt sırasındaki FPS değerleri. Webcam’in saniyedeki kare oynatım sayısı anlamına gelen FPS oranı videolu görüntülerdeki akıcılıkla alakalıdır. Yani yüksek FPS değerine sahip olan ürünler hem kaliteli hem de akıcı görüntüyü aynı anda sunabilir. Son olarak dahili mikrofon ve ürünle birlikte gelen özel animasyon yazılımları kullanımınızı daha keyifli hale getirebilir.
Günümüzün en gözde bağlantı arabirimi olan USB 3.0’a sahip ürünler gün geçtikçe çoğaldı. Kısa bir süre sonra standart olarak tüm harici ürünlerde yer edinecek olan bu arabirime hala sahip değilseniz üzülmeyin. İhtiyacınız olan ürün USB 3.0 portlu dahili kartlar. Bu kartlar sayesinde masaüstü bilgisayarlar için PCI Express yuvası aracılığıyla 3.0 portlarına sahip olabiliyorsunuz. Eğer sahip olduğunuz bilgisayar bir notebook ise ihtiyacınız olan PCMCI arabirimini kullanan USB 3.0 genişletici. Kısacası bu tip kartlar ile bilgisayarınız hangi türde olursa olsun USB 3.0 teknolojisini tadabileceksiniz.
Oyun aksesuarları Bilgisayarımızı klavye ve faremizle yönetiyoruz fakat bazı özel oyunlarda farklı kontrol birimlerine ihtiyaç duyabiliyoruz. Örneğin bir araba yarışı oynarken direksiyon seti, bir spor veya aksiyon oyunu oynarken gamepad ve bir uçak savaşı ya da simülasyonu oynarken ise joystick en büyük yardımcımız olabilir. Direksiyon seti veya joystick alırken ürünün size yansıtacağı gerçekçilik hissine dikkat edin. Bu tip ürünlerde bol özellik sunmak üzere ürünün her yerinde bir dünya fonksiyon tuşu bulunabiliyor. Örneğin bir direksiyon setinin direksiyonunun üzerinde yön tuşları olan modeller bile var. Bu ürünler belki ekstra fonksiyon sunabilir fakat gerçeklik hissini oldukça öldürüyor. Bu yüzden sadece ürünleri tercih etmenizi öneririz. Gamepad’ler deki durum ise daha karışık. Çünkü çok fazla çeşit ürün bulunuyor. Kablolular, kablosuzlar, titreşimliler,titreşimsizler, analoglu ve analogsuz modeller. Bu noktada size önerimiz analog yön çubuğu olan modelleri tercih etmeniz. Çünkü bu modeller size çok daha geniş ve rahat kontrol yeteneği sağlıyor. Seçiminiz kablosuz gamepad’lerden yana olacaksa dikkat etmeniz gereken tek şey ürünün Blutooth teknolojili olması. Kızıl ötesi alıcılı gamepad’ler zaman zaman kesiklik yaparak oynadığınız oyunlarda kontrolünüz dışında gelişen olaylara sebebiyet verebilir.
108 pcextra.com.tr 106_109_aksesuar.indd 3
7/19/12 5:58 AM
Modemler artık bedava
Artık modem sahibi olmak için extradan para vermenize gerek yok. Çünkü günümüzde tüm internet sağlayıcıları kullanıcılara özel olarak hazırladıkları internet kampanyalarının yanında ADSL modemleri ücretsiz olarak veriyorlar. Hatta mevcut internet tarifenizi yenilediğinizde bile ücretsiz modem kampanyasından yararlanıp modeminizi değiştirebiliyorsunuz.
Modemler
İnternete bağlanmamızı sağlayan modemler de gelişen ve yeni özellikler kazanan ürünlerden biri. Yeni nesil modemler sadece bizlere interneti sunmakla kalmıyor, aynı zamanda medya merkezi olarak da görev yapabiliyorlar. Yeni nesil modemlerde USB arabirimi bulunuyor ve bu arabirime herhangi bir USB depolama birimini bağlayabiliyorsunuz. Torrent desteği de sunan bu modemler aracılığı ile internetten indirdiğiniz herhangi bir dijital içeriği doğrudan bu harici depolama aygıtlarına yükleyebiliyorsunuz. Ayrıca download komutunu verdikten sonra bilgisayarınız kapalı olsa bile download işlemine devam edebiliyorsunuz. Üstelik bu depolama birimi doğrudan yerel ağ içerisinde olduğu için verilerinizi ağda bulunan diğer bilgisayarlarla da paylaşabiliyorsunuz. Yalnız bu ve benzeri özellikler gelişmiş kullanıcılar için faydalı. Sıradan kullanıcıların dikkat etmeleri gereken, modemin kablosuz çekim gücü. Bunun için satın almak istediğiniz modemin Wireless N yani 802.11n standartlarında olduğuna dikkat edin. 802.11n size hızlı internet ile birlikte ağ içerisinde hızlı veri trafiği sağlayacaktır. Hem de mesafenin uzak olduğu noktalarda bile.
Soğutucu
Taşınabilir bilgisayarlar olan notebooklar, her ne kadar dizüstü bilgisayar olarak isimlendirilseler de, soğutucu üstü bilgisayar olarak kullanılmaları daha doğru olacaktır. Çünkü dizüstü bilgisayarlar bir müddet kullanıldıktan sonra oldukça ısınmaya başlarlar. Bu ısınma bilgisayarınızı çalıştırdığınız ağır uygulamalarla çok zorlayacağınızdan kaynaklanabileceği gibi tozlanmadan ötürü de aşırı derecede ısınabilirler. Çözüm ise basit. Notebook soğutucuları. Dizüstü bilgisayarınızın altına koyacağınız soğutucu ile bilgisayarınızı serinletip daha uzun süreler güvenle çalışabilirsiniz. Yeni bir soğutucu alırken dikkat etmeniz gerekenlerden ilki ürünün enerji beslemesi, diğeri ise dakikada üfleyebildiği serin hava. Fanların çalışması için adaptör vasıtasıyla elektrik kaynağından güç alan soğutucular çok daha performanslı olarak çalışmaktadır. Özellikle içerisinde büyük fan barındıran modeller güç için adaptöre ihtiyaç duyar. USB üzerinden çalışan modeller de bir miktar soğutma gerçekleştirebilirler fakat adaptörlü ürünler kadar iyi değil. Ayrıca soğutucu seçerken soğutucunun hangi notebooklara uygun olarak üretildiğine dikkat edin. 15.4inç büyüklüğündeki bir notebook’a 17 inç büyüklüğündeki bir soğutucuyu bağlarsanız tam performans alamazsınız.
pcextra.com.tr 109 106_109_aksesuar.indd 4
7/19/12 5:58 AM
ADVERTORIAL
ADVERTORIAL
BilişiminHer HerAlanında AlanındaAradığınız Aradığınız Bilişimin Çözümler Segment Markalarında Çözümler Segment Markalarında Wireless çözümlerinden multimedya ürünlere, güvenlik sistemlerinden network çözümlerine kadar tüm ihtiyaçlarınızı Segment Bilgisayar’ın ürün ailesinden karşılayabilirsiniz.
Everest HDM-455 Full HD Media Oynatıcı Gerçek 1080p desteği, geçerli popüler görüntü ve ses formatları ile uyumlu. Blu-ray dosya formatı olan MTS ve M2TS dahil 1080p filmleri akıcı bir şekilde kusursuz oynatabilen Everest HDM-455 üzerinde resim ve müzik dosyaları için de gerekli güncel kodek’ler bulunmaktadır. Görüntü: H.264, MKV, M2TS, MTS (BDAV), TS, AVI, MPEG 1/2/4, HD DivX, Xvid, AVHCD, VOB, MPG, MP4, RM, RMVB, DAT Ses: DTS Digital/HD/ES, Dolby Digital, Dolby TrueHD, AC3, MP3, WMA, WAV, AAC, PCM, FLAC Resim: JPG, JPEG, BMP, GIF Altyazı: SUB, SRT, SSA, IDX+SUB, ASS, UTFB, ASCII
Everest NANO-587N NANO Wireless-N USB Adaptör Standartlar: IEEE 802.11n, IEEE 802.11g, IEEE 802.11b Arayüz Tipi: USB 2.0/1.1 Güvenlik: 64-bit/128-bit WEP şifreleme WPA/WPA2 ve WPA-PSK/ WPA2-PSK şifrelemeWi-Fi Protected Setup (WPS) Frekans çalışma: FCC: 2412-(Ch 1-Ch 11) 2462MHz ETSI: 2412-(Ch 1-Ch 13) 2472MHz LED Durum: Bağlantı Durumu, Etkinlik Desteklenen İşletim Sistemleri: Windows 2000, XP, Vista, Windows 7, Linux.
Everest SC-911 Web Kamerası
Everest KB-BT-60 iPad 2 kablosuz klavye
Yüksek Çözünürlük: 1280x960 Pixel Odaklama Mesafesi: 20mm ile sonsuza Görüş Açısı: 40-60 derece Çekim Kontrolü: Otomatik/manual USB 2.0 ile Bilgisayarlarda çalışır. Tak Çalıştır: Driver yüklemeden Windows XP Sp2, Vista ve üst işletim sistemlerinde otomatik çalışır.
Uyumlu model: Apple iPad 2 Bağlantı: Bluetooth Klavye Dili: Türkçe Q Klavye Türü: Standart Renk: Siyah/Beyaz
68 110 PC EXTRA 24 • 2012 pcextra.com.tr 110_111_SEGMENT.indd 1
7/19/12 6:00 AM
ADVERTORIAL
ADVERTORIAL
Everest HV-725 Güvenlik Kamera
Fsp EP1500 1500VA Ups Güç Kaynağı
Gerçek 1/3 Sony CCD Super Çift Bord 48 IR Led Gündüz ve Gece Netliği 100 Özel Power Bord Led , Isınmaya Son Gece Görüş Led Işık Ayarlanabilir Özelliği 45 – 80- 90 Su Geçirmez Kasa Out Door Çift Camlı
Kapasite: 1500VA/900W Voltaj: 110/120VAC veya 220/230VAC Voltaj Oranı: 81-145VAC/162-290VAC Voltaj Regülasyonu: ±%10 Transfer Zamanı: 2-6 milisaniye, 10ms azami Dalga tipi: Sinüs dalgası Tip& No: 12V/ 9AHx2 Şarj Süresi: 4-6 saat içerisinde kapasitesinin %90’ına ulaşır. Boyutları: 397x146x205mm Ne Ağırlığı: 11.1kg Nem: 40derecede 0-90%RH Ses seviyesi: 40dB den az USB/RS-232: Windows® 98/2000/2003/XP/Vista/2008, Windows® 7, Linux, and MAC işletim sistemlerini destekler.
Sinyal Sistemi: PAL / NTSC IR Led Sayisi: 48 IR LED Aydinlatma Mesafesi: 20 metre Çözünürlük: 480 TVLINE Piksel sayisi: PAL 512Hx492V Lens: 6 mm
Everest EWN-710 150 Mbps Usb Kablosuz Adaptör Standartlar: IEEE 802.11n (draft 2.0), IEEE 802.11g, IEEE 802.11b, Veri Hızı: 802.11b: 11 Mbps, 802.11g: 54Mbps, 802.11n: TX:150Mbps RX:150Mbps İşletim Sistemi Desteği: Windows 98se,ME,200, XP,Vista,7, Linux 2.6, Mac 10.4 veya Sonrası İşletim sistemleri desteklemektedir. Arayüz: USB 2.0 mini USB Anten Tipi: 1 x RP-SMA dişi kontektör Tek LED: Power / Satatus Wireless Act. Güvenlik: WEP 64/128, 802.1x destekler, Wi-Fi Protected Access (WPA),
Everest GM-08 Ethernet Switch Ürün Kodu: GM-08 Standartlar: Standartlar Port Yapısı: 8 Port Bilgi Transfer Hızı: 10/100 Bellek: Bellek Led Göstergesi: Led Göstergesi Güç Gereksinimi: Güç Gereksinimi Boyutlar: Boyutlar Diğer: Diğer Garanti: 2 Yıl
www.segment.com.tr 69 pcextra.com.tr 111
PC EXTRA 24 • 2012
110_111_SEGMENT.indd 2
7/19/12 6:00 AM
ÜRÜN İNCELEME
Künye Fiyat: 688 TL Firma: Epson Türkiye Tel: 0212 336 03 03 Web: www.epson.com.tr
Özellikler Performans: 5 Özellikler: 4 Fiyat/Performans: 4 Genel: 4,3
Dünyanın ilk sürekli mürekkep beslemeli fotoğraf yazıcısı
Epson L800 Photo yazıcı
Epson L800 sürekli mürekkep beslemeli fotoğraf yazıcısı ile uzun vaadede düşük maliyetli baskılar yapabilirsiniz. EPSON yeni iş modeli ile bir ilke imza atarak, üretici firma imzalı dünyanın ilk sürekli mürekkep besleme sistemine sahip yazıcılarını üretti. Epson L100, L200 ve L800 isimli bu yazıcılardan L100 klasik baskı yazıcısı, L200 çok fonksiyonlu yazıcı ve L800 ise fotoğraf yazıcısı olma özelliğini yaşıyor. Epson, bu yeni ürün serisini küçük ve orta ölçekli işletmelere, sayfa başına çok düşük maliyet sunmak için tasarladı. Test merkezimize konuk olan L800 fotoğraf yazıcısı dünyanın ilk sürekli mürekkep beslemeli yazıcısı olma ünvanına sahip.
L800 ‘ün gövdesinin yanında bir adet mürekkep tank haznesi bulunuyor. Bu tank haznesinin içerisinde ise 6 renkten oluşan mürekkep tankları yer alıyor. Bu tankların içine ürünle birlikte gelen ve sonrasında özel satış noktalarından da satın alabileceğiniz mürekkep tüplerini dolduruyorsunuz. Bu tüpler üzerinde standart mürekkep kartuşlarda bulunan özel çipler olmadığından dolayı geleneksel kartuşlardan çok daha uygun fiyat etiketine sahip. Epson L800’e herhangi bir mürekkep dolduramıyorsunuz. Doldursanız da
yazıcınız bu mürekkepleri kullanmıyor. Epson bu noktada özel bir güvenlik sistemi geliştirmiş. Satın aldığınız Epson mürekkep tüpleri üzerinde özel seri numaraları bulunuyor. Bu seri numaralarını ürünle birlikte size verilen özel yazılıma girip kayıt yapmanız gerekiyor. Yazılım internet aracılığı ile seri numaralarını kontrol edip onaylıyor. Onaylama işleminden sonra doldurmuş olduğunuz mürekkep, tanklardan çekilerek yazıcı içerisinde bulunan kartuşlara iletiliyor ve yazıcı baskıya hazır hale geliyor.
Epson L800 sürekli mürekkep beslemeli fotoğraf yazıcısı, 12 sn gibi bir sürede 10x15 fotoğraf baskısı alabiliyor.
L800’ün altı renkli mürekkep tankı bulunuyor. Tüplerdeki mürekkebi buradan kolayca doldurabiliyorsunuz.
Epson’ın mürekkep tüpleri üzerinde bulunan seri numaralarını ürünün özel yazılımına girmeniz gerekiyor.
112 pcextra.com.tr 112_119_uruninceleme.indd 1
7/19/12 6:02 AM
Künye Fiyat: 1168 TL Firma: Boğaziçi-KoyuncuMersa-İndex Tel: 212 331 00 00 216 528 88 88 - 212 654 82 00 212 321 21 21 Web: www.bogazici.com.tr www.koyuncu.com.tr www.mersasistem.com.tr www.index.com.tr
Özellikler
Dünyanın ilk 4 çekirdekli tableti
Performans: 5 Özellikler: 5 Fiyat/Performans: 4 Genel: 4,6
Asus Transformer Prime Tablet ASUS, tablet dünyasına sonradan katılmasına rağmen , kendine özgü tasarımıyla tablet sektörüne farklı bir yön getirdi. TF201 model numarasına sahip Eee Pad Transformer Prime, 10.1 inç boyutundaki çizilmeye ve darbeye karşı ultra dayanıklı Corning Gorilla Glass teknolojili Super IPS+ ekranında 1280800 çözünürlük sunabiliyor. Android 4.0 Ice Cream Sandwich işletim sistemine sahip olan ürün dört çekirdekli NVIDIA Tegra 3 işlemci kullanıyor. Transformer Prime’ın tek başına kullanım süresi 12 saati bulurken, özel klavye dock ünitesi ile birleştirildiğinde bu süre 18 saate kadar çıkıyor. Tam bir QWERTY
klavyeden oluşan ve touchpad’i de bulunan Transformer Prime’ın mobil dock ünitesi sayesinde, tablet bilgisayarlarda yazı yazmak çok kolay ve keyifli bir hale dönüşüyor. Üstelik yazılan yazıların, hazırlanan sunum dosyalarının rahatlıkla kullanılabileceği Polaris Office programı da tablete yüklenmiş olarak geliyor. Hiçbir tablet bilgisayarda bulunmayan bir ses performansı için SonicMaster ses teknolojisine sahip Transformer Prime, arka yüzündeki 8 MP kamerası ile Full HD video kaydediyor; kaydettiğiniz ya
da sistem üzerinde yer alan videoları da 1080p HD kalitesinde izleme imkanı sunuyor. Üstelik bu videolar tablet üzerinde yer alan mini HDMI çıkışı ile daha büyük ekranlı cihazlara aktarılabiliyor. Ön yüzde bulunan 1.2 MP’lik kamera da görüntülü konferanslarda kullanıcılara büyük kolaylık sağlıyor. Türkiye’de sadece 32 GB’lık versiyonunun satıldığı Eee Pad Transformer Prime’ın depolama kapasitesini arttırabilmek için tablet üzerinde 1 mini SD, dock üzerinde de 1 SD kart girişi bulunuyor.
10.1” Super IPS+ ekrana sahip olan ürün, Corning Gorilla Glass camı ile oldukça dayanıklı.
4 çekirdekli NVIDIA Tegra 3 işlemciye sahip olan ürün 1GB bellek ve 32/64 GB kapasite seçenekleriyle çok güçlü.
Asus Transformer Prime’ın modüler olan klavyesi aynı zamanda ürüne 8 saat daha fazla pil ömrü sunuyor.
pcextra.com.tr 113 112_119_uruninceleme.indd 2
7/19/12 6:02 AM
ÜRÜN İNCELEME
Oyunlarda en iyi kontrol ve konfor için…
Logitech F710 Gamepad BIRÇOĞUMUZ için bilgisayar oyunlarının çok özel bir yeri vardır. Hayranı olduğumuz bir oyun olduğunda saatlerce, günlerce hatta oyunun türüne göre (özellikle sonu gelmeyen online oyunlar için söylüyoruz) aylarca bilgisayarlarımızın başına gömülüp, deyim yerindeyse yemeden içmeden oyun oynayabiliyoruz. Bu oyunları oynarken genelde klavye ve fare kullanıyoruz. Fakat son yıllarda özellikle spor ve aksiyon oyunlarında ve özellikle konsollar için özel olarak çıkan oyunlarda en büyük yardımcımız gamepad’ler oluyor. Gamepad’ler bu tür oyunlarda üstün konfor ve kontrol yeteneği sağlayarak, oynadığımız oyunlarda hem başarılı olmamızı hem de bu oyunlardan keyif almamızı sağlıyorlar. Logitech’in PC’ler için ürettiği F710 isimli gamepad’i bu amaca en iyi hizmet eden ürünlerden biri. Ürünün en büyük özelliği ise kablosuz olması. 2.4 GHz veri iletim hızına sahip olan ürünün kablosuz bir alıcısı bulunuyor. Ürünün paket içeriğinde bir adet USB uzatma kablosu da bulunuyor. Böylelikle ürünü ister dizüstü bilgisayarınızda isterseniz de masa üstü bilgisayarınızda rahatlıkla kullanabiliyorsunuz. Ürünle birlikte özel olarak gelen bir profil yazılımı ile gamepad desteklemeyen oyunları bile Logitech F710’ile oynayabiliyorsunuz. Yazılım klavyedeki tuşları taklit ederek F710’un tuşlarına senkronize ederek kullanımı sağlıyor.
Künye Fiyat: 85 TL Firma: Mersa-Penta-Logosoft Web: www.mersasistem.com.tr www.penta.com.tr www.logosoft.com.tr
Kesintisiz ve aralıksız müzik keyfi
Creative WP-250 Bluetooth kulaklık
Künye Fiyat: 120 TL Firma: Koyuncu Tel: 0216 528 88 88 Web: www.koyuncu.com.tr
KULAK İÇİNE TAKILABİLEN ve aynı zamanda boyun askılı olan kulaklıklar son dönemde oldukça popüler oldu. Bu kulaklıklar sürekli hareket halinde olup müzik dinleme ihtiyacı duyan kullanıcılar için oldukça cazip. Bluetooth olmaları, kulak içine girerek hem yeterli düzeyde sesi verebilmeleri hem de kulağa iyice oturmaları ile oldukça konforlu ve rahatlar. Kablo olmadığı için bu kulaklıkların kablosuna asla takılmıyor hareket kabiliyetinizi sınırlamıyorsunuz. Ses konusunda uzman isimlerden biri olan Creative’in WP-250 ismindeki bluetooth kulaklığı, az önce saydığımız özelliklerin tam olarak eşgali. Ürün siyah ve gri tonlarındaki renkleri ile kalite hissini daha dışardan bakıldığında hissettirebiliyor. Ürün görünmez bir mikrofona sahip ve bu mikrofon yardımı ile eğer kulaklığı telefonunuza bağladıysanız gelen aramalarda karşınızdaki kişiyle konuşabilmenizi sağlıyor. Ürün siz müzik dinlerken gelen aramada ve aramanın sonrasında sorunsuz ve hızlı bir şekilde geçiş sağlayabiliyor. 10 metreye yakın kesintisiz ses aktarımı yapabilen ürünü Bluetooth destekli tüm cep telefonları, tabletler ve MP3 oynatıcılar ile kullanabiliyorsunuz. Ürün ayrıca Creative imzalı fakat üründen ayrı satılan bir USB Bluetooth alıcı sayesinde masaüstü bilgisayarlarda bile kullanılabiliyor. Yaklaşık 2 saat gibi bir sürede şarj olabilen ürün ortalama 8 saatlik müzik çalma, 9 saatlik de konuşma süresine sahip.
114 pcextra.com.tr 112_119_uruninceleme.indd 3
7/19/12 6:03 AM
Künye
Dev ekran boyutu, zengin bağlantı seçeneği
AOC e2752Vq monitör
Fiyat: 688 TL Firma: AOC Tel: 0212 336 03 03 Web: www.aoc.com
OYUNLAR, filmler, grafik çalışmaları... Dijital içerik her geçen gün kalitesini ve doğru orantılı olarak boyutlarını arttırıyor. HD kavramının hayatımızdaki yeri giderek sağlamlaştıkça biz de daha büyük ve kaliteli görüntüleri arar olduk. Monitör aleminin başarılı firmalarından biri olan AOC, bu konuda kullanıcıların beklentilerini karşılamak amacıyla e2752Vq isimli dev ekrana sahip modeli üretti. Monitör, model numarasından da anlaşıldığı gibi 27 inç ekran büyüklüğüne sahip ve 1920x1080 çözünürlüğünü destekliyor. Ürünün önemli özellikleri arasında A+ düşük enerji tüketimi sertifikası bulunuyor. Yani bu monitör 27 inç ekran büyüklüğüne ve zengin özelliklerine rağmen oldukça düşük güç tüketiyor. Güç tüketimi sadece 23 Watt. Ürünün diğer özellikleri arasında zengin bağlantı seçenekleri bulunuyor. AOC e2752Vq, VGA, HDMI, 24 pinli DVI ve 20 pinli DisplayPort görüntü çıkışı bulunuyor. Görüntü çıkışlarının yanı sıra ürün içerisinde kullanıcıya oldukça büyük fayda sağlayacak 4 portlu bir USB çoklayıcı bulunuyor. Bu USB portların iki adedi ürünün arka panelinde iki adedi ise ekranın yan kısmında bulunuyor. Bu USB çoklayıcıyı kullanmak için ürünün kutusundan çıkan özel USB kablosunu bilgisayarınızın USB portuna takmanız yeterli oluyor. AOC e2752Vq aynı zamanda 2.5 W ses çıkış gücüne sahip iki adet dahili hoparlöre sahip. Ürünün arka kısmında bulunan ses çıkışı portlarından bilgisayarınız ile bağlantı kurup sesi monitör üzerindeki hoparlörlerden alabilirsiniz. Dilerseniz HDMI bağlantı ile doğrudan ses alımı da sağlayabilirsiniz.
Salonlarını sinemaya çevirmek isteyenler için
WD TV Live WD TV Live’ın şüphesiz en başarılı özellikleri arasında NTFS harici depolama desteği bulunuyor.
PİYASADAKİ en başarılı medya oynatıcılarından birine merhaba deyin. WD TV Live bu küçücük yapısına rağmen boyundan büyük özellikleri kullanıcılarının önüne seriyor. Ürünün oldukça fazla özelliği bulunuyor ama öyle bir özelliği var ki benzerlerinden ve piyasadaki bir çok medya oynatıcısından bariz bir şekilde ayrılabiliyor. WD TV Live, üzerinde iki adet USB portu bulunduruyor. Bu USB portlar aracılığıyla harici diskinizi ürüne bağlayıp dijital içeriğinizi LCD TV’niz aracılığıyla görüntüleyebiliyorsunuz. Bunu hemen hemen tüm dijital oynatıcılar yapabiliyor fakat bir çoğu ne yazık ki NTFS dosya formatını desteklemiyor. Bilindiği gibi NTFS formatı ile harici depolama biriminize 4GB’tan daha büyük dosyaları kopyalayabiliyorsunuz. Yani bilgisayarınızda bulunan ve 4GB üzerinde boyutu olan (bu dosyalar genellikle HD içeriklerdir) dijital içeriği rahatlıkla LCD TV’nize bağlayacağınız WD TV Live ile görüntüleyebilirsiniz. Ürün üzerinde HDMI ve AV çıkışı bulunuyor. Ürünü, eğer LCD TV’niz varsa HDMI kablo ile CRT TV’niz var ise AV çıkışıyla kullanmanızı öneririz. Ürün hemen hemen tüm görüntü ve ses formatlarını oynatabiliyor. WD TV Live sahip olduğu ethernet port ile ev ağınızdaki cihazlara bağlanarak media arşivinize ulaşabiliyor. Üstelik bunu, Wi-Fi özelliği sayesinde kablosuz olarak da gerçekleştirebiliyor. Ürün aynı zamanda facebook, Youtube ve pek çok popüler sosyal ağa bağlanabiliyor. Tüm bunları uzaktan kumanda ile kontrol edebiliyor dilerseniz kablosuz klavye ve farenizi ürüne bağlayabiliyorsunuz.
Künye Fiyat: 306TL Firma: İndex Bilgisayar Tel: (212) 331 21 21 Web: www.index.com.tr
Özellikler Performans: 5 Özellikler: 5 Fiyat/Performans: 5 Genel: 5
pcextra.com.tr 115 112_119_uruninceleme.indd 4
7/19/12 6:03 AM
ÜRÜN İNCELEME
Hem tablet, hem netbook
Lenovo Thinkpad tablet ÖZELLİKLE dizüstü bilgisayarları ile dünya genelinde hatırı sayılı bir yere sahip olan Lenovo, ülkemizde dizüstü bilgisayarlarla birlikte tablet segmentinde de ağırlığını koymaya başladı. Firmanın ilk tabletlerinden biri olan IdeaPad’in aksine, doğrudan iş dünyasına hitap eden Thinkpad tablet, ilk bakışta kalitesini ve özelliklerini fazlasıyla belli edebiliyor. Lenovo Thinkpad tablet, bir tabletten bekleyebileceğiniz en önemli özellikleri bünyesinde barındırıyor. İncelik, sağlamlık, ekran kalitesi, bağlantı noktaları ve aksesuarları. Lenovo Thinkpad tümünü size sunabiliyor. 1GHz hızında çalışan çift çekirdekli Tegra 2 işlemciden güç alan Thinkpad tablet, Android 3.1 işletim sistemiyle birlikte geliyor fakat Android 4.0 güncellemesi hazır. 10.1 inç ekrana sahip olan tablet, IPS panele ve gorilla glass cam sayesinde parlak görüntü ve sağlamlık sunuyor. Ürünle birlikte gelen stand çok kullanışlı.
Künye Fiyat: 1068 TL Firma: Lenovo Türkiye Tel: (0216) 570 01 00 Web: www.lenovo.com/tr
Özellikler Performans: 5 Özellikler: 5 Fiyat/Performans: 4 Genel: 4,6
Ultrabook’ların tüm avantajlarına sahip
Acer Aspire S3 Ultrabook ULTRABOOK’LAR ilk çıktıkları zamandan beridir taşınabilir bilgisayarlar içerisinde en yüksek performansı sunan cihazların başında geliyorlar. Intel’in, Macbook Air’a rakip olarak ortaya koyduğu bu taşınabilir bilgisayar konsepti beklediği ilgiyi fazlasıyla gördü. Üretici firmalar da bir bir Ultrabook modellerini piyasaya sürmeye başladı. Bu firmalardan birisi de Acer. Aspire S3 diğer Ultrabook’lar gibi incelik ve performans odaklı bir ürün. En ince noktası 13mm olan ürün 13.3 inç ekran genişliğine sahip. Ürünün diğer Ultrabook’lardan farklılaştığı nokta, ekran kenarlarının diğer modellere göre biraz daha inceltilmiş olması. Alüminyum dış kaplamaya sahip olan ürün şık tasarımını 1.4 kg’lık ağırlığıyla harmanlayarak etkileyici bir mobilite sunuyor. Ürünün bir başka özelliği ise yalnızca 2.5 saniye gibi bir sürede internete bağlanabilmesi. Aspire S3 kullanıcının sık kullandığı erişim noktalarını hafızasında tutarak, anında yeniden bağlanma özelliği sunuyor. 1.6 GHz hızında çalışan Intel Core i5-2467M işlemciden güç alan ürün 4 GB DDR3 bellek ve 320 GB SATA diskle beraber geliyor. Ürün aynı zamanda hızlı açılış ve yüksek performans için 20 GB kapasiteli bir SSD diske de sahip. Aspire S3 Dolby Home Theater v4 hoparlörler ile oldukça temiz bir ses sunabiliyor. HDMI çıkış desteğine sahip olan ürünün clear.fi yazılımı ile kullanıcılar ev ve iş yerlerinde kendi bulutlarını oluşturabiliyorlar.
Künye Fiyat: 2050 TL Firma: Acer Türkiye Web: www.acer.com.tr
116 pcextra.com.tr 112_119_uruninceleme.indd 5
7/19/12 6:03 AM
Kablosuz network bağlantısı için pratik çözüm
TP-Link TL-PA251KIT EV ya da ofislerde kablolu ya da kablosuz ağ sıkıntısı yaşıyorsanız, uygun fiyatlı elektrik hattından çalışan network adaptörleri sorununuzu çözebilir. Ev ve iş yerlerine gelen interneti yerel ağda dağıtmak bazen sorun olabiliyor. Örneğin kablo sorunu yaşayabilirsiniz. Duvarların kenarlarından çekilen ethernet kabloları ile eve belli bir noktadan giren interneti diğer odalara dağıtmaya çalışmışızdır hep. Son dönemin yeni trendlerinden olan elektrik hattından internet ya da ağ kurulumu iki önemli soruna çare oluyor. Bunlardan ilki kablosuz ağ menzilini arttırmak, diğeri ise bir başka odaya interneti aktarmak. TP-Link TL-PA251 KIT ile elektrik hattının olduğu her noktaya ev ağınızı ve beraberinde internetinizi taşıyabilirsiniz. Yapmanız gereken internet kaynağınızın yakınlarındaki bir elektrik prizine TP-Link TL-PA251 Kit adaptörünü bağlamak. Modeminizden bu adaptöre RJ45 kablosunu bağlayın. Ürün otomatik olarak IP alacaktır. Sonrasında ise interneti ulaştırmak istediğiniz odadaki bir prize diğer adaptörü bağlayın. Bu adaptörün ethernet girişinden de interneti ulaştırmak istediğiniz cihazınıza diğer RJ45 kablosunu bağlamanız gerekiyor. Son olarak yapmanız gereken ise adaptörün üzerinde bulunan butona basmak. Böylelikle adaptörler hat üzerinde birbirlerini görerek ağ ve internet paylaşımını sağlamanızı sağlayacak. Bu ürünün performansı ise evinizdeki elektrik hattı tesisatının uzunluğuna göre değişiyor. Uzak odalarda hız dşüyor ama aynı ya da yan yana odalarda hayat kurtarıyor.
Künye Fiyat: 186 TL Firma: Arena Bilgisayar, Boğaziçi Bilgisayar Tel: (212) 364 64 64, (212) 331 10 00 Web: www.arena.com.tr, www.bogazici.com.tr
IPS panel ile her açıdan net görüntü
Mobee Blade T1500 DAHA önceleri orta sınıf segmente yönelik piyasaya sunduğu fiyat/performans özellikli tabletleriyle ülkemizde ciddi satış rakamlarına ulaşan Mobee, T1500 modelindeki “Blade” kod adlı ürünüyle üst segmente hitap ediyor. Ürünün üst segmente hitap ettiğini daha ürünün kutusunu elinize aldığınızda hissediyorsunuz. Android 4.0 sürümünü kullanan Mobee Blade Tablet, 1024 x 768 çözünürlükteki 9.7” IPS 10 noktadan dokunmatik kapasitif ekranı ile rahat ve kolay bir kullanım sağlıyor. Ürünün geniş ekranındaki dokunmatik klavye kullanımı çok konforlu. G-sensor ile ekran otomatik olarak elinizin hareketiyle dönüyor. Ofis işlerinizi yapabilir, e-posta gönderip alabilir, çevrimiçi gazete okuyabilir, Facebook gibi sosyal medya araçlarında gezinebilir, Youtube’da video izleyebilir, fotoğraf ve video çekebilirsiniz. Flash 11 desteği sayesinde tüm internet sitelerinin içeriğini sorunsuz olarak görüntüleyebilirsiniz. Mobee Blade, dış tasarımında dayanıklı alüminyum malzeme kullanmış. Ürün 1.5 GHz hızında çalışan A10 ARM işlemciye sahip. Ayrıca 1 GB DDR3 bellek ve 16 GB depolama alanı da mevcut. Micro SD kart yuvası ile 32 GB’lık ek depolama alanına da mevcut. Mobee Blade ile beğenilen GooglePlay uygulamaları cihazla birlikte yüklü halde geliyor.
Özellikler Performans: 5 Özellikler: 5 Fiyat/Performans: 4 Genel: 4,6
pcextra.com.tr 117 112_119_uruninceleme.indd 6
7/19/12 6:04 AM
ÜRÜN İNCELEME
Televizyondan yazı tahtası mı olur demeyin
LG Pentouch TV
Künye Fiyat: 5719 TL Firma: LG Türkiye Tel: 444 6 543 Web: www.lg.com/tr
GELİŞEN teknoloji sayesinde tüm elektronik cihazlar amaçlarının ve görevlerinin dışına çıkarak olmadık özellikleri tüketicilere sunuyorlar. Yakında internete bağlanan bir buzdolabı veya döküman çıktısı alan bir mikrodalga fırın görürseniz şaşırmayın. Tabi ki bu işin esprili kısmı fakat biraz sonra sizlere anlatacağımız televizyon, benzerlerinden bir adım önce. LG’nin 50 inç’lik Pentouch TV isimli 3D destekli plazma TV’si tek bir hareketle dokunmatik ekranlı bir yazı tahtasına dönüşüyor. Özel kalemiyle televizyonun ekranına dilediğiniz herşeyi yazıp çizebiliyor ve görüntülediğiniz her türlü uygulamayı kolaylıkla kullanabiliyorsunuz. Ürünle gelen özel bir yazılımı bilgisayarınıza yüklüyor ve bilgisayarınızı Pentouch TV’ye bağlıyorsunuz. Sonrasında tek yapmanız programı çalıştırmak. Pentouch TV’nin özel yazılımı ile internette sörf yapabilir fotoğraf ve videolarınızı düzenleyebilir ve sunumlarınızı hazırlayabilirsiniz. Pentouch TV’yi ofisinizde sunum yaparken de kullanabilirsiniz. Bu TV ile sunumunuzu yaparken lazer kullanmak yerine bizzat sunumda vurgulamak istediğiniz noktayı işaretleyerek daha etkili sunumlar gerçekleştirebilirsiniz.
Sıradan uydu alıcılarından çok öte
Vu+ Ultimo
TÜRKİYE pazarına girişiyle uydu alıcı kavramını ciddi oranda değiştiren Vu+ yeni ürünüyle sahnede. Vu+ Ultimo isimli cihaz bir önceki seri olan Vu+ Duo’nun oldukça gelişmiş hali. Ultimo tasarım bakımından Duo’ya benzese de ciddi teknik farklılıklara ve yeniliklere sahip. En önemli yenilik ürünün sökülüp takılabilen 3 adet tunere sahip olması. DVB-S2, DVB-C ve DVB-T tuner seçeneklerinden dilediğinizi, dilersenizde hepsini birden aynı anda kullanabilirsiniz. Ürünün 3 adet modüler tunere sahip olması size uydu yayınlarını, kablo tv yayınlarını ve karasal yayınları tek bir uydu alıcıda izleme imkanı sunuyor. Vu+ Ultimo’nun sahip olduğu evrensel kumandanın
Künye Fiyat: 1389 TL Firma: Dikey Elektronik Tel: (216) 394 18 00 Web: www.dikeyelektronik.com
arka kısmında QWERTY klavye bulunuyor ve bu yumuşak tuşlu klavye ile rahat ve hızlı şekilde yazı yazabiliyorsunuz. Bu klavye Vu+ Ultimo içerisine entegre edilen özel bir Web tarayıcı sı ile internette sörf yapmanız için geliştirilmiş. Paket içeriğinde gelen 300 Mbps kablosuz ağ hızını destekleyen USB Wi-Fi adaptör ile internete bağlanabiliyorsunuz. Ürünün ayrıca daha hızlı bir ağ iletişimi için ethernet girişi de bulunuyor. 1 GB Nand Flash belleği, fan hızını otomatik olarak ayarlayan oto fan kontrolü, PIP (resim içinde resim) özelliği, e-SATA, 2.5 inç ve 3.5inç HDD desteği ile Vu+ Ultimo tüm ihtiyaçlarınızı tek bir kutuda karşılayabiliyor.
118 pcextra.com.tr 112_119_uruninceleme.indd 7
7/19/12 6:04 AM
Künye
Seagate Momentus XT sabit disk
SSD ve HDD bir arada
Fiyat: 324 TL Firma: Datagate-ArenaPenta Bilgisayar Web: wwww.datagate.com. tr, www.penta.com.tr, www.arena.com.tr
SSD’nin önyükleme hızına ve HDD’in geniş kapasitesine sahip Hybrid disk Momentus XT, dizüstü bilgisayarınızdaki yavaşlığı gidermek için en iyi yöntem. Mekanik disk yerine bir SSD’ye sahip olmak gibi görünse de bu çözüm yolu kapasite sorununu ortaya çıkarabiliyor. Bu problemi çözebilmek adına Seagate, performans olarak SSD’ye, fiyat olarak mekanik sabit diske rakip olan melez diski Momentus XT’yi ikinci nesil olarak 750GB kapasite ile piyasaya sundu. Yüksek kapasite, hız ve fiyat üçgeninden en uygun şekilde yararlanabilmek için tasarlanan Seagate Momentus XT, Seagate’in Adaptive Memory ve FAST Factor teknolojileriyle güçlendirilmiş. Adaptive Memory, hard disk performansını en sık kullanılan uygulamalara göre düzenliyor Sık kullanılan dosyalar flash depolama alanına kopyalanarak öncelik ediniyorlar. Bu sayede kullanımda daha yüksek verim ve daha iyi performans sağlanıyor. FAST Factor teknolojisinde ise SSD ve sabit disk sürücülerinin güçleri harmanlanarak, uygulamalara daha hızlı erişim, daha hızlı boot-up ve daha yüksek sistem hızı kazandırılıyor. Ürünün üzerinde hem 4GB’lık katı halli bellek hem de 750 GB’lık mekanik disk bulunuyor. Bilgisayarlarda hızlı açmak istediğiniz verileri bu 4GB’lık alanda depolayarak dosyalarınıza çok seri bir şekilde erişebilirsiniz.Momentus XT, geleneksel hard disk sürücülerine göre 3 kat daha hızlı olmasıyla performansa maksimum düzeyde katkı sağlıyor. Tüm işletim sistemleriyle uyumluluk gösteren Momentus XT diskinin entegre edilmesi ve kullanımı da oldukça kolay.
Sade görünüm güçlü ses
Audioengine A2 Basit görünümlü fakat yüksek ses kalitesine sahip aktif hoparlör üreticisi Audioengine, son kullanıcı tarafından çok fazla bilinen bir isim olmasa da, ses sistemleri ve teknolojileriyle ilgilenenlerin yakından tanıdığı bir marka. 2002 yılında kendi alanlarında uzmanlaşmış ve uzun yıllar ses teknolojileri ile ilgili dünyanın en iyi ses ürünleri firmalarında çalışmış uzman kişiler tarafından kurulan Audioengine, ülkemizde de, deyim yerindeyse “ses getirmeye” başladı. Firmanın test merkezimize yolladığı ve firmanın ürün gamının en yeni ürünlerinden biri olan A2 isimli hoparlör ile ilk defa tanışıyorsanız, ilk etapta fazla beklentiler içerisine giremeyebilirsiniz. Fakat ürünü sisteminize bağladığınız an şaşırmaya hazırlanın. Ürünün kalitesinin sırrı, üretim teknolojisi ve hoparlör türünden geliyor. A2 aktif hoparlörler, Kevlar yapımı bass sesleri veren subwoofer, tiz sesleri veren tweeter sürücüleri ve özellikle kaliteli sesin ana kaynağı olan amflikatörü dahili olarak içerisinde barındırıyor. Audioengine A2, minimal yapısı ile kaliteli sesi size çok az yer kaplayan bir alanda sunabiliyor. Ürünün sol hoparlörü merkez üssü olarak çalışıyor. Ses düzeyi ayarlama butonu sol hoparlörde bulunuyor. A2, hem 3.5mm ses çıkışını hem de RCA ses çıkışını aynı anda barındırıyor. Ürününün kutusundan bu bağlantılar için gerekli olan tüm kablolar çıkıyor.
Künye
Fiyat: 527 TL Firma: Mavi Hifi Tel: (216) 355 42 00 Web: www.mavihifi.com.tr
Özellikler Performans: 5 Özellikler: 4 Fiyat/Performans: 4 Genel: 4
pcextra.com.tr 119 112_119_uruninceleme.indd 8
7/19/12 6:04 AM
OYUN HABER
İÇİNDEKİLER OYUN DÜNYASINDAN HABERLER • Witcher 2 Türkçe yama • Crysis 3 • Max Payne 3 • Diablo 3 • Google Play • Kinect PC YILA DAMGASINI VURAN OYUNLAR • En iyi mobil oyunlar (İos, Googleplay) • En iyi PC ve Konsol oyunlar
Oyun
dünyasından
haberler
The Withcer 2: Assassins Of Kings’e Türk imzası
Geçtiğimiz aylarda Türk oyun tarihi açısından çok önemli bir olay yaşandı. 2012 yılının en ses getiren oyunlarından biri olan The Witcher 2: Assassins Of Kings, Türkçe yaması ile Türk oyun dünyasını salladı. www.oyunceviri.com tarafından, 6 aylık bir çalışmanın sunucu hazırlanan The Witcher 2: Assassins Of Kings Türkçe yaması ile oyun %100 olarak Türkçe dil desteğine sahip oldu. Oyunun üretici firmasına gönderilen ve ardından kabul edilen yama, 17 Mayıs tarihinde indirilmeye sunulan Enhanced Edition sürümüyle birlikte dağıtıldı. Hazırlanan Türkçe yama ile yeni eklenti paketinde bulunan yeni görevler de Türkçe dil desteğine sahip oldu. Bu büyük başarıdan sonra oyun çeviri ekibi, Mass Effect 3, Skyrim, Assassin’s Creed 2 ve Batman Arkham City gibi oyun dünyasında büyük ses getiren oyunların Türkçe yamaları üzerinde çalışmalara başladılar bile.
120 pcextra.com.tr 120_125_oyun.indd 1
7/19/12 6:09 AM
Ve sonunda Diablo 3…
İlk Diablo 1996 tarihinde, Diablo 2 ise 12 sene önce, yani 2000 yılında çıkmıştı. Blizzard Entertainment’ın 12 yıl sonunda piyasaya sürdüğü Diablo 3 download ve ön sipariş rekoruna doğru emin adımlarla ilerledi. Oyun ilk gecede resmi olmayan rakamlara göre 2 milyondan fazla ön sipariş ve ayrıca yine 2 milyon download sayısına ulaşarak, Starcraft ve WOW Cataclysm’in rekorunu kırmayı başardı. Blizzard, bu efsanevi oyunun üçüncüsü olan Diablo 3‘ü tam 12 yıl sonra oyunseverlerle buluşturdu. Yeni oyunun piyasaya çıkmasından çok uzun süre çıkmasına ve neredeyse unutulma aşamasına gelmiş olmasına rağmen Diablo 3, yıllar öncesinin enerjisini ve heyecanını katlayarak günümüze taşımayı da başardı. Şeytani güçlerle savaşmamızı sağlayacak olan Diablo 3, başlangıç olarak yalnızca Mac ve PC platformu için çıktı. Günümüzün modern sinematikleri ve gerçekçi oyun motoruyla yenilenmiş Diablo 3 ülkemizde de büyük ses getirdi. Oyunun ithalatçısı olan Aral Game tarafından Taksim meydanında yapılan gece satışı oldukça büyük ilgi gördü. Bakalım Diablo 3 daha hangi başarılara imza atacak.
Google Play ile artık ücretli uygulama satın alınabiliyor
10 yıl aradan sonra Max Payne 3
İçinde bulunduğumuz sene oyun dünyasının en popüler oyunlarının üçlemeleriyle doldu taştı. Bu üçlemelerden biri de tam 10 yıl sonra geldi. Matrix filmindeki kurşun yavaşlatma sahnelerini oyun dünyasına ilk taşıyan ve bu tarz oyunlarda çağ atlatan oyun olan Max Payne, üçüncü oyunuyla hayranlarıyla buluştu ve beklenen o büyük ilgiyi gördü. Oyunun hayranları bu çok uzun bekleyişin ardından evlerine kapanıp harıl harıl oynamaya başladı. Bir önceki oyundan 8 yıl sonrasını konu alan oyunda kahramanımız Max Payne, ilişkilerini kestiği New York Polis Departmanından ayrılıp, Breziya’nın Sao Paulo şehrinde zengin müşteriler için özel güvenlik görevlisi olarak iş hayatına devam ediyor. Olaylar Max’in zengin bir müşterisinin karısının fidye için kaçırılmasıyla başlıyor. Çok büyük ve tehlikeli bir sokak çetesiyle karşı karşıya kalan Max’i zor bir görev bekliyor.
Eski adıyla Android Market, yeni adıyla Google Play üzerinden uygulama satın alabileceğinizi biliyor muydunuz? Google Play’den nasıl program satın alınır sorusu mazide kaldı. Çünkü Google, artık Türkiye üzerinden Google Play’de ücretli uygulama satın alımına izin verdi. Ödemelerinizi Google Vallet hesabınıza tanıtacağınız kredi kartınızla yapabilirsiniz. İyi alışverişler.
Kinect sonunda PC için geldi
Teknoloji dünyasının devrim yaratan ürünlerinden biri olan ve ilk çıktığı tarihte en hızlı satılan ürün rekorunu kıran Microsoft Kinect, sonunda PC’ler için geldi. İlk olarak Microsoft’un başarılı oyun konsolu Xbox360 için geliştirilen hareket algılayıcı Microsoft Kinect, 2012 yılı içerisinde PC’ler için de piyasada olacak. Oyun dünyasında çok farklı bir pencere açan üstün teknoloji ürünü Kinect, Xbox360’dan sonra Windows işletim sisteminin kurulu olduğu bilgisayarları da uçuracak gibi gözüküyor.
pcextra.com.tr 121 120_125_oyun.indd 2
7/19/12 6:09 AM
OYUN HABER
Yıla damgasını vuran mobil oyunlar 2012’Yİ BÜYÜYEREK KAPATAN İSİMLERDEN BİR DİĞERİ
Angry Birds Space Premium
Angry Birds için çok fazla söylenecek bir şey yok. Dünyanın en fazla ses getiren, şu zamana kadar en fazla indirilen, mobil uygulamaların patlaması ve önemli olmasındaki çıkış noktası olan Angry Birds, son oyunu Angry Birds Space ile istikrarlı başarısını devam ettiriyor. Angry Birds çıktığı ilk hafta 20 milyon indirilme adedini geçerek yeni bir rekora doğru emin adımlarla ilerlemişti. Tipik Türk hesabı gibi elimize kalem kağı alıp, bir haftada böyle bir oyunun üreticisine 20 milyon dolar ciro kazandırdığını söylemek hiç de zor değil. Başarılı oyunun yeni sürümü yer çekiminin olmadığı uzayda geçiyor. Bu yüzden oyuna yeni kuşlar, özellikler ve yenilikler eklendi. Yerçekiminin olmadığı uzayda kızgın kuşları daha zor kontrol edeceksiniz.
Infinity Blade 1-2
Sahip olduğu görüntü kalitesiyle cep telefonu oyun sektöründe çığır açan Infınıty Blade, tartışmasız mobil cephenin en yüksek görüntü ve ses kalitesini sunan oyunlar arasında zirvede. Blood & Glory ile aynı oynanış yapısına sahip olan Infinity Blade’in farkı, belirli bir hikayeye dayalı olması. Oyunda canlandırdığımız karakter, önüne gelen düşmanları geçerek en sonki büyük düşmana ulaşmaya çalışıyor. Büyük düşmana doğru ilerlerken önümüzde bazı kritik noktalarda yol ayrımları çıkıyor. Bu yol ayrımlarında dilediğimiz yoldan giderek farklı düşman türleriyle karşılaşıyoruz. Oyunda kazanılan XP puanlarıyla karakterimize seviye atlatıyor, kazanılan altınlarla da üstümüze başımıza güçlü zırh ve silahlar alabiliyoruz.
122 pcextra.com.tr 120_125_oyun.indd 3
7/19/12 6:09 AM
Cut the Rope
Mobil oyunların içerisinde, altını basarak söylüyoruz, kesinlikle en ama en şirin oyun kahramanı bu minik ve ne olduğu belli olmayan canavar. Kurbağaya benzeyen ve OM Nom isimli bu yeşil canavarı şekerle beslemeyi amaçladığımız eğlenceli oyun kesinlikle bağımlılık yaratıyor. Havada asılı olan şekeri, yine havada asılı olan yıldızlara değdirerek daha fazla puan kazanmaya çalışarak minik sevimli canavarımızı beslemeye çalışıyoruz. Oyunda önemli olan doğru zamanlamayla doğru ipleri parmaklarımızla keserek şekeri minik canavarımızın ağzına düşürmek. Şeker canavaramızın ağzına düştüğünde yüzündeki sevinci görmek oldukça keyifli. Cut the Rope bu zamana kadar 60 milyondan fazla indirilerek oynandı.
Dream League Soccer
Kısa adıyla DLS’yi mobil cephedeki en iyi grafik ve ses kalitesine sahip olan futbol oyunu olarak tanımlayabiliriz. Normalde bu alanı domine etmiş, ciddi bütçeli PES ve FIFA serisi oyunların gölgesi altında kalması gereken oyun ciddi bir farklılığa sahip. Öncelikle oyunun oynanışı PES ve FIFA’nın mobil versiyonlarını bırakın, konsol ve PC versiyonlarından bile kolay ve rahat. Bu kıyaslama biraz abartı olarak algılanabilir fakat, oyundaki 360 derecelik yön kabiliyeti sadece verilen pas ve ortalarla değil şutlarda da etkin. Demek istediğimiz, istediğiniz mesafeden istediğiniz açı ve dereceyle şut çekebiliyorsunuz ve çektiğiniz şut seçtiğiniz yöne ulaşıyor. Bu oyunun en mükemmel özelliği olarak öne çıkıyor. Oyunun diğer oyunlardan farklılığı, çeşitli turnuva ve menü seçeneklerinin olmaması. Oyuna başlarken bir adet futbolcu seçiyor ve oyunun size verdiği futbolculardan oluşan bir takımla başlıyorsunuz. Maç kazandıkça para kazanıp stad ve futbolcu satın alabiliyorsunuz. Dream League Soccer, kesinlikle oynanıp denenmesi gereken bir oyun. Bağımlılık yaratacağından eminiz…
Where’s My Water?
Mobil oyunlar boş vakitlerimizi değerlendirdiğimiz en keyifli ve eğlenceli etkinliklerden biri haline geldi. Bu oyunlar içerisinde en fazla beğenilen ve keyif verenler ise, içeriğinde bizi düşünmeye zorlayan, taktik ve strateji geliştirebileceğimiz oyunlar oluyor. Bunların en güzel örnekleri Angry Birds ve Cut the Ropes oyunları. Bu iki oyuna çok ciddi bir alternetif ise Disney’den geldi . Where’s My Water isimli Android oyunu, Sevimli bir timsaha banyo yaptırmayı amaçlıyor. Kötü kalpli timsahlarsa su borularına hasar verip sevimli timsahımızın banyo yapmasına engel oluyor. Amacımız toprağı eşeleyerek suyu bozuk borular yardımıyla ve arada minik ördekleri de sulayarak sevimli timsahımızın banyosuna ulaştırmak.
Blood & Glory
Blood & Glory, eski Roma döneminde arenalarda ölümüne dövüşen gladyatörleri konu alan harika bir dövüş oyunu. Bu arenalarda dövüşen bir gladyatörü canlandırdığımız oyun, başarılı görüntü ve ses kalitesiyle, konsol oyunlarını kesinlikle aratmıyor. Level sistemine sahip olan oyunda her biri 5 dövüşten oluşan toplam 12 round bulunuyor. Bu 12 round’un haricinde 2 adet Elite turnuva bulunuyor. Oyun içerisinde her dövüşten belli bir oranda XP kazanabiliyoruz. Bu XP’ler sayesinde karakterimiz seviye atlayabiliyor. Böylece HP, hasar gücü ve savunma yeteneklerimizi geliştirebiliyoruz. Oyun içerisinde çeşitli silah, zırh, kalkan ve kasket bulunuyor. Bu kalkanların büyük bir bölümünü her dövüşten kazandığımız Coins’ler ile satın alabiliyoruz. Güçlü zırhlar alabilmek için defalarca, günlerce hatta haftalarca savaşmamız gerekiyor. Eğer o kadar zamanımız yoksa belli ücretler ödeyerek, Ruby ve Coins paketlerinden satın alıp karakterimize daha güçlü ekipmanlar alabiliyoruz.
pcextra.com.tr 123 120_125_oyun.indd 4
7/19/12 6:09 AM
OYUN HABER
Yıla damgasını vuran konsol ve PC oyunları Batman Arkham City
Skyrim’den sonra tüm oyun dünyasını kasıp kavuran tartışmasız en iyi oyun Batman’in ikinci oyunu Arkham City oldu. İlk oyunuyla dikkatleri bir anda üzerine çeken, mükemmel grafikleri ve dövüş teknikleriyle oyuncuları mest etmeyi başaran Batman, ikinci oyunuyla beklentileri yine karşıladı. İlk oyunun oldukça başarılı olması, ikinci oyundan çok daha beklentinin oluşmasına sebep oldu. Üzerinde ciddi bir baskı hisseden oyun yapımcısı Rocksteady Studio ciddi bir çalışma sonucu Arkham City’i tamamlayıp oyuncuların beğenisine sundu. Tabiki ortaya çıkan oyun, herkesi fazlasıyla tatmin etti. Kahramanımız Batman yine birbirinden çılgın ve tehlikeli düşmanlarla mücadele içerisine giriyor. Başta en büyük düşmanı Joker olmak üzere Penguen, Riddler, Two-Face ve Mr.Freeze gibi zorlu düşmanların yanında yan görev olarak nitelendirilen diğer düşmanları da alt etmeye çalışıyoruz.
Mass Effect 3
Bioware’in muhteşem RPG serisinin üçüncü ve son oyunu Mass Effect 3 gerçekten de beklediğimize fazlasıyla değdi. MS3 bir önceki oyun MS2 ile oldukça büyük benzerliklere sahip. Zaten serinin son oyununun bir önceki oyun olan MS2 üzerinden yapıldığı da bilinen bir gerçek. Bir kaç ufak tefek yenilik haricinde özellikle oyun yapısında devrim niteliği taşıyan bir yenilik bulunmuyor. Hatta oyunun ortalama oynanış süresi bile aynı. MS3 sadece ana göreve odaklanırsanız 19 – 21 saat, yan görevlerin tamamını da hesaba katarsanız 39 – 41 saat kadar oynanış süresi sunuyor. Oyun içerisindeki dialoglar oldukça fazla. Hatta MS2’deki dialoglardan çok daha fazla. Galaksi’nin Polat Alemdar’ı olan Komutan Shepard, tüm galaksinin baş belası olan Reaper’lara son darbeyi vurmak için harekete geçiyor. Reaper’ların bu seferki hedefi evrenin en güzel gezegenlerinden biri olan Dünya. Dünya’nın saldırı altına uğradığını öğrenen Galaksi koruyucuları, nasıl bir savunma yapmalıyızı düşünürken saldırı altına uğrarlar. Yani Reaper’lar eş zamanlı olarak tüm güçleriyle her yere saldırmaya başlarlar. Galaksiyi de koruyacak tek bir kişi var tabi ki: Shepard. Oyundaki en büyük yeniliklerden birisi üzerimize aldığımız ekipmanlarla ilgili. MS2’deki gibi en fazla 3 silah taşımıyoruz. Silah kapasitemiz oldukça artmış durumda. Hatta karakterimiz Shepard tam bir cephanelik olmuş durumda. Shepard üzerinde bir seferde 5 silah birden taşıyabiliyor. Bir diğer yenilik ise PUNCH isimli yumruk. Eskiden “F” tuşuna bastığımızda karakterimiz dipçikle düşmana vururdu. Şimdi ise bu tuşa bir kere bastığımızda dipçikle, basılı tuttuğumuzda ise kolumuzdaki hologramlı cihazdan fırlayan lazerli bir hançer ile düşmana ölümcül bir darbe vurabiliyoruz. Bu hançerle düşmanı öldürmek çok keyifli ama bir o kadar tehlikeli. MS3 yılın en iyi oyunları arasında.
124 pcextra.com.tr 120_125_oyun.indd 5
7/19/12 6:09 AM
Skyrim
The Elder Scroll, Skyrim isimli son oyunuyla yine ortalığı kasıp kavurdu. Dünyanın önde gelen oyun yorumcuları, duayenleri ve tüm oyuncular tarafından tartışmasız en iyi RPG oyunu olarak gösterilen The Elder Scroll, geleneği bozmadı ve son oyunu The Elder Scroll 5: Skyrim ile beklentileri fazlasıyla karşıladı. Serinin son oyunu Skyrim, muhteşem oyun atmosferi, seslendirmeleri, oynanışı, karakterleri, hikayesi, zorluk seviyesi, muhteşem grafikleri ile yine oyuncuları büyülemeyi başardı. Oyunun en mükemmel yönü ise muhteşem grafiklerine rağmen sıradan sistemlerde bile rahatlıkla oynanabilmesi. Örneğin 4 çekirdekli, 512 MB ekran kartlı (AMD HD 4850) ve 2 GB belleğe sahip bir PC’de Witcher 2 en düşük ayarlarda bile sistemi zorlarken, aynı konfigürasyona sahip bilgisayarın yüksek ayarlarda Skyrim’i sorunsuzca oynatabilmesi muazzam bir olay. Skyrim yine bizi sonsuz bir dünyanın derinliklerine dalmamızı sağlıyor. Ejderhaları kesme konseptine sahip oyunda ejderhaları ve diğer yaratıkları kesmek hiç de kolay değil. Bunu yapabilmek için sağlam zırhlara, güçlü büyülere ve keskin silahlara ihtiyacımız oldukça fazla. Tabi bu saydıklarımızı yapabilmek için oldukça fazla efor sarf etmek ve zaman harcamak gerekiyor. Oyunda olay sadece zırh ve silah temin etmekle kalmıyor. Bunları elde edebilmek veya kullanabilmek için karakterinizin sahip olacağı özel yeteneklerinde gelişmesi gerekiyor. Skyrim tüm bu özellikleriyle yılın tartışmasız en iyi oyunu diyebiliriz.
The Witcher 2: Assassination Kings
Blizzard yapımı Witcher serisinin ilk oyunu dünya genelinde az ilgi görmüş, ülkemizde ise hiç tutulmamıştı. Çünkü ilk Withcer’ın kalitesi tatmin edici boyutlarda olmayıp, oynanış bakımından da oldukça kötüydü. Aradan yıllar geçti ve oyunun yapımcısı, geçen yılları iyi değerlendirmiş olacak ki mükemmel bir oyunla çıkış yaptı. Yeni Witcher 2, mükemmel ötesi grafik kalitesi, oldukça etkileyici seslendirmeleri, detaylı ekipman sistemi, artistik ve kolay hareket kabiliyetleri ve kusursuz senaryosu ile tüm dünyada büyük beğeni topladı. Hal böyle olunca oyun ülkemizde de belli bir kesim tarafından ilgi gördü. Oyunlar artık Türkçe! sloganıyla yola çıkan Oyun Çeviri ekibi tarafından 6 aylık bir çalışma sonucu tamamen Türkçe dil desteğine sahip olan oyun bu sayede ülkemizde çok daha fazla geniş bir kitleye hitap etmeyi başardı. Türk oyuncuları bu oyunu en ince ayrıntısına kadar anlayarak oynamanın keyfini yaşıyorlar. The Witcher 2’nin tüm bu saydığımız özellikleri içerisinde en fazla dikkat çekeni kuşkusuz sahip olduğu senaryosu. Rivia’lı Geralth’ı canlandırdığımız oyunda öyle bir kurgu işlenmiş ki, oyunun belirli aşamalarında oyunun ve senaryonun gidişatını tamamen değiştirecek tercihlerde bulunmak zorunda kalıyoruz. Bu tercihler doğrultusunda hikayenin taşları yerine oturuyor ve bizi o yönde içine sürüklüyor. Bu tercihler doğrultusunda birkaç farklı sonla oyun noktalanıyor. Bu demek oluyor ki, senaryoda A yönünde ilerleyip oyunu bitirdiğinizi düşünün. Oyun bitince, oyuna tekrar başlayın ve bu seferde B yönünde ilerleyip tercihlerinizi bu yönde kullanın. Karşınıza hiç karşılaşmadığınız görevler, olaylar ve düşmanlar çıkacak. Kısacası bam başka bir oyun oynamış olacaksınız…
Assassin’s Creed: Revelations
Asssassin’s Creed, oyun gündemini meşgul etmesi, çok ciddi fan kitlesi ve kalitesi ile dünya genelinde kendini fazlasıyla kanıtlamış bir yapıt. Bu ciddi başarısını ne yazık ki satış rakamlarında yeterince gösteremiyor. Sebebi ise yapımcı firma Ubisoft’un izlediği satış stratejisi ve torrent krizi. Yine de AC, hikayesi, kurgusu, oynanış sitili ve tartışmalarıyla gündemi meşgul etmeyi her zaman başarıyor ve dünya genelindeki popüler oyunlar arasında yerini her zaman ayırıyor. Serinin son oyunu AC: Revelations’ın Türk oyuncularını yakından ilgilendiren bir hikayesi var çünkü hikaye İstanbul’da geçiyor. Bir önceki oyun olan Brotherhood’un sonunda olan olaylar sonucu komaya giren kahramanımız Desmond Miles, zihnini geri alabilmek için Black Room ismindeki özel alana alınır. Hafıza kapısından geçen kahramanımız, Ezio’nun görünümüne girer ve suikastçıların sırlarını çözmek için yola koyulur. Desmond gelişen hareketli olaylar sonucu kendini İstanbul’da bulur. İstanbul’a geldiğinde Türk Suikastçilerinin lideri Yusuf Tazim ile tanışır ve o zamanda yaşayan Osmanlı şehzadesi Süleyman ile arkadaş olur. İşte bu güzel hikaye tüm Türk oyuncularının AC: Revelations’a yüklenmesine sebep oldu.
pcextra.com.tr 125 120_125_oyun.indd 6
7/19/12 6:09 AM
YENİ WINDOWS
Tolgay Pehlivan tolgay@pcextra.com.tr
Windows 8’in temeli Windows 7’ye mi dayanıyor?
Hoşgeldiniz
Windows 8’in sunduğu yenilikler
Windows Explorer da yenilendi
Windows Store
Windows 8 ile sisteminize daha fazla hükmedin
Birçok yardımcı yazılım Windows 8’de
Windows 8 için gerekli olan donanımın detayları
126 pcextra.com.tr 126_130_yazilim_pex.indd 1
7/19/12 6:10 AM
Windows 8 Microsoft’un en yeni ve renkli penceresine merhaba deyin
Microsoft Windows 8 ile birlikte işletim sistemi kavramı yeniden mi şekilleniyor? Yoksa Windows Vista gibi hayal kırıklığıyla mı sonuçlanacak?
pcextra.com.tr 127 126_130_yazilim_pex.indd 2
7/19/12 6:11 AM
YENİ WINDOWS Windows 1.0, 1986 yılında piyasaya sürüldüğünde, Microsoft’un MS-DOS üzerine inşa edilen ilk grafik ara yüze sahip işletim sistemi olarak tarihe geçti. 87’de ise Microsoft’un Word ve Excel gibi meşhur yazılımları ile Windows 2.0 piyasaya sürüldü. Windows 2.0 ile ilgili en dikkat çekici olay ise Apple’ın Mac OS’a çok benzediği için dava açması oldu. 90’da yayınlanan Windows 3.0 ile birlikte Microsoft işletim sistemi konusunda gelecekteki sürümlerinin ne düzeyde gelişeceği konusunda ilk sinyalleri vermiş oldu. Windows NT 3.5 sürümü 1994 tarihinde yayınlandığı zaman grafiksel düzelmelerin yanı sıra performans ve hız konusundaki çalışmalar ön plana çıkmaya başladı. Günümüzdeki Windows işletim sistemlerinin ilk temeli olan ve 1995 tarihinde piyasaya sürülen Windows 95 ise Microsoft’un Windows ile DOS işletim sistemlerini birleştiren ilk sürüm olarak kayıtlara geçti.
Windows 95 ile Windows işletim sistemlerinin günümüzde olmazsa olmaz alışkanlıkları olan masaüstü, sağ tık ve başlat kavramlarının kullanıldığı ilk sürüm olması da Windows 95’in Windows işletim sistemlerinin gelişimi konusundaki öncülerinden biri olduğunu gösteriyor. Windows XP, 2001 yılında piyasaya sürüldüğü zaman Microsoft işletim sistemi alanında geldiği noktayı tüm dünyaya duyurmuştu. Windows XP donanım gereksinimleri, performans, uyumluluk gibi birçok başlıkta son derece iyi bir izlenim bırakarak kullanıcılar tarafından en sevilen (meşhur mavi ekranla çıkan kilitlenme mesajından dolay da nefret edilen) işletim sistemi oldu. Windows XP’den sonra çıkan Windows Vista kullanıcıların beklentilerini karşılamadığı için, hem donanım hem de yazılımsal hataların çokluğundan dolayı Microsoft’un en başarısız işletim sistemi olarak tarihe geçti. Windows 7 piyasaya sürüldüğünde,
en çok kullanılan ve en iyi işletim sistemi olma hedefi Microsoft’un beklentilerinin yüksek olmasına neden oldu ve nitekim çok kısa sürede profesyonel kullanıcılar tarafından beğeniyle kullanılmaya başlandı. Özellikle kullanıcı dostu arayüz, performans, güvenlik, uyumluluk, güncellilik ve esneklik gibi başlıklarda kullanıcılardan olumlu puanlar aldı. Microsoft’un 4 yılda 1 işletim sistemi politikası gereği Windows 7’den sonra gelecek işletim sistemi Windows 7’nin çıkışıyla beraber merak konusu olmuştu. Sürekli Windows’un son sürümünün nasıl olacağı, isminin ne olacağı, yenilik ve avantajlarının ne olacağı konularında çıkan haberler gündemi meşgul etmeye yetmişti. Windows 8 RC sürümü 1 Temmuz 2011 yılında denemeye sürüldüğü zaman kafalardaki soru işaretleri bir nebze azalmıştı ama bu sefer gelen yeni arayüz ve özellikler ile daha çok soru işaretinin doğmasına neden oldu.
Windows 8’in temeli Windows 7’ye mi dayanıyor? Windows 8’den önce Windows 7’de ortaya çıkan birçok özellik ve yenilik Microsoft’un gelecekteki sürümlerde yapabileceği köklü değişimlerin sinyallerini veriyordu aslında. Windows 7’nin en belirgin özelliklerinden biri grafiksel arayüz ve donanım performansının son derece uyumlu bir şekilde çalışıyor olmasıydı. Özellikle 64bit mimari ile daha çok RAM ve HDD kapasitesi desteklemesi ve hem x86 hem de x64 uygulamaların aynı anda kullanılabiliyor olması da Windows 7’yi son derece avantajlı bir işletim sistemi haline getirdi. Windows 7 deki gelişmeler Microsoft’un gelecekteki işletim sistemlerinin nasıl şekilleneceği konusunda birçok yorum ve senaryonun ortaya çıkmasına da neden oldu. Bu senaryoların büyük bir bölümü yeni işletim sisteminin grafik arayüzü ile ilgiliydi. Kullanıcıların çok büyük bir bölümü Windows 7 ile gelen yeni arayüzün gelecek işletim sistemlerinde çok daha bariz bir şekilde ön planda olacağıyla ilgiliydi. Nitekim ortaya atılan tahminler gerçek oldu ve Windows 8, Metro arayüzü ile geleneksel Windows işletim sistemlerine yep yeni bir soluk getirdi. Windows 8 için Windows 7’nin süslenmiş püslenmiş hali desek yeridir. Birkaç grafik arayüzü değişikliğine sahip olan Windows 8’in temelinde Windows 7 ve özellikleri yatıyor. Birkaç ufak tefek farklılık dışında.
128 pcextra.com.tr 126_130_yazilim_pex.indd 3
7/19/12 6:11 AM
Windows 8’in sunduğu yenilikler Windows 8’in metro arayüzü şüphesiz işletim sisteminin en çok konuşulan yeniliklerinin başında geliyor. Fakat Windows 8 dokunmatik ekran desteği, SkyDrive, Flickr, HTML5 ve CSS3 desteğine de sahip. İşte Windows 8’in en önemli yenilikleri: Hızlı açılış süresi: Windows işletim sistemlerinin bir numaralı sorunu olan geç açılış Windows 8 ile tarih oluyor. Yeni işletim sistemi 10 ile 40 sn gibi bir sürede açılıyor. Uygulama mağazası: Microsoft uygulama mağazasını masaüstü bilgisayarlara getirdi. Windows 8 sayesinde tıpkı Apple Store’da olduğu gibi Windows Store’dan ve Google Play’den uygulamaları bulabilir ve bilgisayarınıza indirip kurabilirsiniz. SkyDrive teknojisi: Microsoft’un bulut teknolojisi olan SkyDrive ile metro arayüzü üzerinden depoladığınız tüm dosyalarınıza kolaylıkla erişebileceksiniz.
Windows 8: Hoşgeldiniz Windows 8 grafiksel farklılığını DOS ortamından Windows ortamındaki hoş geldiniz mesajına kadar geçerken hissettirmeye başlıyor. Oldukça sade ve sakin bir açılıştan sonra renkli bir arayüzle karşı karşıya geliyorsunuz. Bu arayüzün ismi Metro. Metro arayüzünde, bilgisayarınızda kullandığınız en sık uygulamalara kısa yoldan, tek bir tıklama veya dokunma ile erişebiliyorsunuz. Hava durumu, internet, resimler, müzikler, sosyal ağlar, alışveriş ve e-mailler. Bunlar ve dahası bu karşılama ekranında beliriyor. Metro arayüzü aslında bizim yakından tanıdığımız tırtılımız olan başlat menüsünün, kelebekleşmiş hali. Peki Windows 8 denilen yeni işletim sistemi sadece bu ekrandan mı ibaret? Tabii ki değil. Metro arayüzün sol alt köşesindeki Masaüstü kutucuğuna dokunduğumuzda karşımıza klasik masaüstümüz geliyor. Bu masaüstünü dilediğiniz gibi özelleştirebiliyorsunuz. Masaüstündeyken bir şeyin eksikliğini çekebilirsiniz. O da başlat menüsü ki zaten kendisi bizi işletim sisteminin girişinde karşılamıştı. Masaüstündeyken başlat menüsüne yani metro arayüzüne erişmek için herhangi bir kısayol tuşu bulunmuyor. Erişmek için parmağınızı veya fare imlecinizi ekranın sol alt köşesine sürüklemeniz ya da klvyedeki Windows logolu tşa basmasnız gerekiyor.
Masaüstünüz heryerde: USB belleğinize yükleyeceğiniz işletim sistemi ile son çalışmalarınızı her hangi bir bilgisayara bağlayarak SkyDrive üzerinden kendi masaüstünüze erişebilirsiniz. Cep telefonu ile senkronize: Microsoft’un bulut desteği sayesinde cep telefonunuz ve bilgisayarınız eş zamanlı olarak senkronize olacak. Böylelikle cep telefonunuzdan bilgisayarınıza erişebilecek ve çalışmalarınızı sürdürebileceksiniz.
“Ben metro arayüzünü beğenmedim ve bu arayüzü kesinlikle kullanmak istemiyorum” diyenlerdenseniz ufak bir registry ayarı yapmanız gerekiyor. Bu işlemi yapmak için Windows tuşu + R tuşuna basarak açılan pencereye “regedit” yazın ve sonrasında “Enter” tuşuna basın. Sol taraftaki küçük dosyacıklardan HKEY_CURRENT_USER\ Software\Microsoft\Windows\CurrentVersion\ Explorer yolunu takip edin ve burada Rpenabled değerini bulup buradaki değeri 0 yapın (normalde 1 olması gerekir). Oturumunuzu kapattık açtıktan sonra Windows 7 tipi masaüstü ve başlat menüsüne tekrardan ulaşırsınız.
Bilgisayarınızın ayarlarını yapacağınız
denetim masası ve diğer ekran ayarları içinse parmağınızı/farenizi
ekranın sağ kenarına sürüklemeniz gerekiyor.
Burada açılan menüden bilgisayarın tüm ayarlarını yapabileceğiniz menülere
ulaşabiliyorsunuz. Denetim masası da
grafiksel olarak değişikliğe uğramış durumda ve yeni ismi PC Settings. Sol tarafta alt alta sıralanmış olan bölümlerden dilediğiniz bölümlere ulaşabiliyorsunuz. Bölüm içerikleri sağ taraftaki geniş alanda listeleniyor.
pcextra.com.tr 129 126_130_yazilim_pex.indd 4
7/19/12 6:11 AM
YENİ WINDOWS
Windows Explorer da yenilendi Windows Explorer’ı açtığınızda ya da herhangi bir klasörü görüntülediğinizde sakın şaşırmayın. Açtığınız Microsoft Office bileşenlerinden biri olan Word ya da Excel değil, Windows Explorer’ın ta kendisi. Windows Explorer da köklü grafik değişiminden nasibini fazlasıyla aldı. Yeni arayüzde 3 temel bölüm var. Bunlar Home, Share ve View. Home bölümü klasörler için genel kontrolleri içeriyor. Kopyalama, taşıma, yeniden adlandırma, silme ve geçmiş gibi görevler içeriyor. Share bölümü adından anlaşıldığı gibi paylaşım, gelişmiş ağ paylaşımları ve baskı görevlerini içeriyor. View bölümünde ise görüntüleme, listeleme ve ön izleme gibi bileşenler bulunuyor.
Windows 8 ile sisteminize daha fazla hükmedin Windows 8’in getirdiği yenilikler ile bilgisayarınıza çok daha detaylı olarak müdahale edebiliyorsunuz. Örneğin herhangi bir kopyalama veya taşıma işleminde, okuma ve yazma hızlarını grafiksel olarak görebiliyor dilerseniz işlemi dilediğiniz anda durdurabiliyor ve devam ettirebiliyorsunuz. En önemli müdahaleleri ise Görev Yöneticisinden gerçekleştirebiliyorsunuz. Normalde görev yöneticisini takılma kilitlenme donma gibi durumlarda yani kısacası herhangi bir sorunla karşılaştığımızda kullanırız. Fakat Windows 8 ile birlikte görev yöneticisi bilgisayarımızın haber merkezine dönüşüyor. Çünkü buradan bilgisayarınızda çalışan en ufak bir uygulamanın ne kadar kaynak tükettiğini ve hatta geçmişte bile ne kadar kaynak tükettiğini görebiliyorsunuz. Bu uygulamalarda kullandığınız internet bağlantısı, download, upload, bellek ve işlemci kullanımlarınızı görebiliyorsunuz. App History ismindeki bu alanda kotalı internetinizi bile kolaylıkla hesaplayabilirsiniz.
Birçok yardımcı yazılım Windows 8’de Windows 8, bir bilgisayarda olmazsa olmaz olan dünya çapındaki programların ihtiyacını neredeyse sıfıra indiriyor. Bu programların başında güvenlik yazılımları geliyor. Daha önceleri Microsoft Security Essential antivirüs yazılımıyla, bağımsız antivirüs yazılımlarını saf dışı bırakmak isteyen Microsoft, Win 8 ile bu durumu bir adım ötesine taşıyor. Geçmiş işletim sistemlerinden de tanıdığımız Windows Defender, artık antivirüs koruması içeriyor ve güvenlik duvarının yanı sıra aktif koruma da sağlıyor. Yani Windows 8’i kurduğunuz andan itibaren bilgisayarınız kendini korumaya başlıyor. Diğer bir saf dışı edilen yazılım türü ise sanal disk sürücüleri. Windows 8 artık ISO dosyalarını doğrudan CD/DVD’lere yazabiliyor; üstelik bu dosyaları “mount” edebiliyor. Yani elinizde herhangi bir ISO dosyası varsa bu dosyayı Disc Image Tools altında mount edebilir, açabilir ve medyalara yazabilirsiniz.
Windows 8 için gerekli olan donanımlar neler? Microsoft’un tüm cihazlarda aynı işletim sistemini kullanma politikası sayesinde Windows 8 donanım gereksinimleri en düşük donanımda bile sorunsuz çalışabiliyor. Yani Windows 8’in çalışması için bir cep telefonu, tablet ya da masaüstü bilgisayarınızın olması hiç bir şeyi değiştirmeyecek. Windows 8 tüm performansını teknolojik cihazlara yansıtabilecek. 1 GHz’lik bir işlemci ve 1GB kapasiteli bir bellek bile işletim sisteminin sorunsuz çalışması için yeterli ama minimumlardan uzak durmakta yarar var.
İşlemci:
En az 1GHZ veya daha hızlı işlemci
RAM:
32bit için en az 1GB, 64bit için en az 2GB Ram,
Disk Kapasitesi:
En az 16GB (32bit için), 20GB(64bit için) disk alanı
Grafik Kartı:
Microsoft DirectX 9 destekli bir ekran kartı
Diğer Gereksinimler:
Multitouch destekli dokunmatik ekran Windows Store üzerinden uygulama indirmek için internet bağlantısı ve en az 1024�768 çözünürlük “Metro style” uygulamaları için en az 1024�768 çözünürlük şart olacak. Hyper-V özelliği SLAT destekli 64 bit bir sisteme gerek duyuyor.
130 pcextra.com.tr 126_130_yazilim_pex.indd 5
7/19/12 6:11 AM
ARKA_KAPAK_ICI.indd 1
7/19/12 6:13 AM
ARKA_KAPAK.indd 1
7/19/12 6:14 AM