ey savaĹ&#x;sÄąz kalan hangi zafer hangi kibirsizin koynunda
1
size çiçekler getirdim kırmızı beyaz mavi
geceleyin sizi ne kadar öptüm haberiniz yoktu
yastığınızın altında buldum papatyaları
2
biri çıkıp kesti bütün dallarımızı hadi insanlar neyse bıçaklar niye konuşmadı yağız bir ağzın bademciğinde dolaşan topal palyaçoydu dilim dilim şimdi denizin kanı
3
bir aygır kasığı gelip tim kurdu kucağımda
aşk artık çamaşırsız bir dönme
çitlembiksiz kaldı mezarlar
4
cigarası oyuncak
zeytinlerini dağda unutmuş
zamanla daha iyi olacak diyorlar
kim var orada
5
sahiplenemeyince acıyı burnu bıçakla yarılmış eski bir mermiyi saklayıp duruyoruz boş odalarda kendisinden daha da kötü bir şekilde bularak yalnızlığı
6
dürül ey kalp yoğrul alabildiğine şimdi gitmezsen bir daha ne zaman şarkılar geçti, şiirler geçti, sen ne zaman.
7
gençtim iyi severdim içimde biri dolaşmadan önce
gel dinlenelim diyorum gelmiyorsun
ikimizi de aramıyor kimse ne güzel
8
ey kadim güç biraz daha
ikinci savaş ikinci yara değil bu
bu kendi savaşlarımdan kalma bir yara
bir can bir bahar daha
9
baharın ustasından umut bekliyoruz en eşitsiz yavşaklar da toprağa doğru ağmalı o zaman baldırkıranlar ter içinde
10
putların uykusudur bu kadının ellerinde erkek leşi günde beş kez temizlese de çıkmaz yine teninin ölgesi kamburlaşan gözleri her gittiği yerde
11
aşk evcilleşmeyecek taşralıyız hepimiz çünkü yaşamak için isyan çıkartıyoruz dişi dökülmemiş insanlar tarafından tehdit ediliyoruz taşmış boğunganlıkların avazıyla yetişkin pasaklılık istiyoruz yavuklusunu terk eden devrimler değil ortasındayız karnaval düşkünü ölümlerin
12
taşıdığımız tedirginlik çok yordu beni
böcek dolaşıyor aramızda kaç yaşında bilmiyorum
güvercinler avlamak istiyorum esmer avuçlarında
böyle bozulmaz bu sessizlik
13
üst üste atılmış bacaklarla toplayıp gidiyoruz öteki anlamını bulmadan masaya dayanmış kolları ayrılıklardan korkmuyorsak yontulacak yaramız da yok bu durumda durdurulmalı durdurulmalı
14
bir sokağın köşesinde soğuk döver çocukları arası açık pirketli evlerde silahlar bile üşür kaç battaniyede ısınır ki bir direnişçinin kanı az sonra vurur herkesi yoksulluk tankların ve füzelerin yıkamadıkları adamları ayaz vurur
15
ölümden başka hiçbir uzağa gitmiyor akşam çocuklar eve dönmeli çünkü sever her kurşun deldiği yeri ve sevmeli evet atların da yanakları var öpülesi
16
eşiğe gelinir
eşikten geçilir de eşikte durmak iyi değildir
yorar kalbi
artık gagası çatlamış kuş olmalıyız
elbet sızar birisi içeri
17
hatırla, göğün çelikleri dövülüyordu ne denizi ne de gemileri görüyordu acemilikten topa tutulan ağzımız yalan da olsa utançtı gittin özlemekten yeşile çalan gözlerimi de alarak yanına. hatırla, sırt sırta dururken apansız dudağından aldığım şarkıları bir köprü yamacında soğan kokan nefeslerimizde ne kalmıştı hatırla
18
böyle yasakken böyle yarı bıçkınlığı görünmez katilliğinin sert yanakların tay coşkunluğu kollarıma değmemişken barışına dayanabilmem için kırıldı kırılacak belin gibi olmalıyım
19
beni yanına al hep geçip gitme elbiselerine sar uyut acı öldürmez insanı al oğul de bana kral de fakat kendi isteğinle terk ederek tahtını vur kır dök çünkü susarsa aldatır kadın tenin aldanışı değil ama
20
ne güzel onarılamayacak bir yanı olması ikimizin bu yüzden isteriz ya hani gitmek uzaklara ellerimize bakıyoruz çalınmış olmasaydı kaynadı kaynayacak terlemiş gözlerimiz yüzümüzün çatlakları koptu kopacak birbirine ve kirli yalnızlığımızla ilahi intiharlardan çok korkuyoruz
21
uzağa en uzağa uzatacağız ellerimizi artık yanmasın diye kendi yüzümüzle dövüşeceğiz mağaramıza dönüp hiç bir yere hiç bir yere kendi içimizden başka
22
sahiplenemeyince acıyı burnu bıçakla yarılmış eski bir mermiyi saklayıp duruyoruz
sahiplenemeyince acıyı burnu bıçakla yarılmış eski bir mermiyi saklayıp duruyoruz
23