ÞUBAT 2006
01
NAZIM HÝKMET KÜLTÜR MERKEZÝ NÝN AYLIK YAYIN ORGANIDIR
Alýnýp satýlan sanat, pazar için üreten sanatçý istemiyoruz. Sanatýn ve sanatçý alýnýp satýldýðý bir dünya istemiyoru nýn z. Tekellerin istilasýna karþý sanatçýnýn isyanýný örgütlüyoruz. Sanatçýlarý özg ür sanat için mücadele etmeye davet ediyoruz. Üretmeye davet ediyoruz. NHKM tüm sanatçýlara kapýlarýný açýy or, olanaklarý birleþtirmeye çaðýrýyor. Sanat Cephesi, bu mücadelenin bayraktarlýðýný üstlenecektir. Sanat Cephesi, özgür sanatýn ve sanatçýnýn sesi olacaktýr.
ÇEKÝN ELLERÝNÝZÝ SANATIN YAKASINDAN SYF 02 TEKELLERÝN GÖZÜ KÝTAPLARIMIZDA VE AKLIMIZDA SYF 03 NAZIM TEKELLERE YAR OLMAZ SYF 04 KOMUNÝST NAZIM I UNUTTURMAYACAÐIZ SYF 05 ORHAN PAMUK YALNIZ DEÐÝLDÝR, ARKASINDA TEKELLER VAR SYF 06 CAZ FESTÝVAL ÝDEDÝÐÝN ÖYLE DEÐÝL BÖYLE YAPILIR SYF 08
ÇEKÝN ELLERÝNÝZÝ SANATIN YAKASINDA N
02
ÇEKÝN ELLERÝNÝZÝ SANATIN YAKASINDA N!
40 Picasso sergisi de açsalar sevimli olamazlar!
Haydarpaþa da Picasso, deniz otobü slerinin üzeri nde, Barb aros Bulv arý n da yine. .
Olacak iþ mi?
Hep hayalini kurduðumuz bu deðil miydi? Sokaklarda maðaza reklamlarý yerine sanat afiþleri... Sergilerin binlerce kiþi tarafý ndan gezilmesi..
Sabancýlar saðolsun...
Herkes çok memnun..
Tabii ki biz buna da bir kulp buluy oruz. Zaten hiç bir þeyden memnun olmu yoruz. Alla h bir dese ler inan maya caðý z.
Saba ncý n ýn Emir gan d aki deniz e nazýr müzesi þimdilerde Picasso yu misafir ediyor. Daha doðrusu herkesin dilinde dolan an bu, Picasso misafir olmaya gönüllü mü bunu bilmiyoruz.
Þimd i Pica sso n un solcu luðun da dem vuracaðýz. Biraz bohemdi mohemdi ama düpedüz kýzýldý adam diye tutturacaðý z. Peki Picasso solcu olsa ne yazar?
Millet Picasso sergisini geziyor mu, gezm iyor mu?
Adamlar uðraþýp getir meseler, rekla mýný yapm asala r, kona klarý ný açma salar hiç göremeyeceðiz.
Ama ya bu kadar sanatsever olma saydý Sabancý sülalesi. Hoþ, ne kadar sanat sever olduklarý tartýþýlýr ama, ya bu iþin reklamý onlara baþka türlü edinemeyecekle ri bir saygý nlýk veriy or olma saydý .. Yine de düzenlenir miydi bu sergi?
Picasso nun solculuðunu da, Sovyetler Birliði sempatizanlýðýný da göz ardý edece k san at eleþtirmenleri bulamamýþ olsalardý. Oysa
Neden kimsenin aklýna gelmedi? Ýstan varmýþ... Sabancý Sülalesinin fertleri, bul da Picasso sergisi açmak Takýmý torpille Dünya Kupasý na soksAy a çýkmýþ kadar oldu. Milli alar, ancak bu kadar tantana kopardý. Oysa lütfedip memleketin sana muazzam katký, Picasso nun adýný satýn t camiasýna yaptýklarý bu þey deðildir. Memleketi bataða soka almaya çalýþmaktan baþka bir n para babalarý olarak, onurlu ve yaratýcý bir sanatçýnýn adýný pazarlaya rak kendilerini aklamaya çalýþýyorlar akýllarýnca.
Picasso için siyasal kimliði gayet önem liydi. Ve apaç ýktý. Ýki kez Leni n niþan ýyla ödüllendirmek bir yana Sovyetler Birlið 'ni açýktan desteklemiþti de. Tabii ki 51 yaðlý boya, 47 çizim, 13 seram ik, 12 heykel, 8 gravür, taþbaskýsý ve iki halýyý Türkiye ye getirmek her yiðidin harcý deðil. Taþým asý bir dert, sakla masý bir dert, sergilemesi bir dert. Ya bunlar için yeterli parayý kasasýnda biriktirememiþ olsaydý Sabancý sülalesi; veyahut mali bir krize giriverseydi? Ne olacaktý? Ya da parayý bastýran düdük hakk ýný da kullansaydý.. Picasso yu Ýstanbul a getiren sanatý, siyasal kiþiliði deðil ünüdür. Toplu msal yaþamda ne ifade ettiðinin zerre kadar önemi yoktur. Daha doðrusu vardýr ve Picasso kesinlikle kara listedir. Ancak ünlüdür. Pahalý bir arabaya binmek gibidir, bir müce vher takmak, modayý takip etmek gibi. Toplu msal konumunuzu saðlamlaþtýrýr.. Sabancýlar, sanata yatýrým yapan yegane holdi ng deðil . Anca k Pica sso sergi si, doðrudan bir reklam kampanyasýna dönüþ tü. Sabancýlarýn, ne kadar kültürlü ve sanata düþkün olduðu kamuoyunca öðrenilmiþ oldu. Bu entelektüel ailenin memleket üzerine söyleyeceði her þeye bir dokunulmazlýk halesi eklen miþ bulu nuyo r. Bu kada r mý? Sabancý sülalesi, ayný zamanda toplu mlarý için ne büyük fedakarlýklarda bulun uyor. Öyle ya, daha hayýr sever i olabi lir mi memlekette. Sorumluluk duygusu denen artýk anýmsanamayan deðer öyle aþýnmýþ ki... Para kazanmak dýþýnda eli taþýn altýna sokmak salaklýk anlamýna gelir olmuþ... Boþ vakitleri televizyon dýþýnda bir þeyle doldurmak öyle uzak bir alýþkanlýða dönüþmüþ ki.. Saban cýlar neredeyse uzaydan geldi sanýlacak. Merh aba dünyalý..
Býrakýnýz Türkiye de Picasso gibi ressam larýn çýkmasý meselesini, Türkiye de ressam olmak
bile baþlý baþýna bir mücadeledir. Kendini geliþtirmek tahmin edildiðinden çok daha zordur. Özgün çalýþmalar için gerekli cesarete seyrek rastlanmaktadýr. Para kazanmak için, ortal aman ýn dýþýn a çýkm ak nered eyse imkansýzdýr. Ya da, uçuk kaçýk iþlerle , sadec ve sadece farklý olmaya çalýþarak baþka e bir yoldan yine ayný kapýya çýkýlacaktýr. Piyas aya göre resim yapmaktan baþka çare bulun uyor mu? Ne öðren im haya týnda ne de günd elik yaþam da sanat la resim le doðr u düzg ün tanýþmamýþ, sanatý da resmi de seçmeli derslerde az buçuk öðrense de bir türlü sevmemiþ, sevdirilmemiþ insanlarýn salon larý için resim yapmak ressamlarýn bir kader idir. Bütün zorluklarýna katlanmaya deðer mi? Ya da sana t sevic ilerin in cicili bicil i kokteyllerinin gündemine bomba gibi düþmek için marj inalle þmek . Bu da kade rlerin ikincisidir. Ressamlarýn hak ettiði bu deðildir. Oysa bu güzel ülkede ve bu boktan kentsel harabelerle kimsenin pek ilgilenmedið i kýrsal bölgelerde ilham verecek o kadar çok þey var ki. Ve bu resimlerin hayatlarýný deðiþtirebil eceði o kadar çok insan... Bu buluþma bir türlü gerçekleþmiyor. Sanat piyasasý arada bir duvar, ressamlarý da bu ülkede yaþayan halklarý da resimden ayýrýyor. Ve birbirlerinden... Liberalizmin özgürlüðü, bu buluþ amama özgü rlüðü nden baþk a bir þey deðil dir. Türkiye de sanat hayýrseverlerden dilenm eye mahkum olacak bir duruma düþürülmü þtür. Saba ncý n ýn payý yok mudu r bura da? On yýllardýr, para getirmeyen hiçbir alanda doðr u düzg ün bir yatýr ýmýn olma dýðý Türkiye ye bütün bu liberal saçmalýkla rý kim soktu?
Hayatýmýzý kariyer planlarýyla kim doldu rdu?
Çalýþma saatlerini sürekli arttýrmak için bin bir takla atýp, zama nýmýz ý kim çaldý ? Geric iliði besle yenle r, eðitim sistem ini köreltenler kim? Düþü nmey en, sorgu lama yan, haya týný sürdürebilecek kadar paraya tüm vakti nde robot gibi çalýþmasý gereken iþçiler yarat mak kimin hayalidir? Saba ncý sülal esini n deðil de kimi n? Türkiye'de sanatýn bu noktada olma sýnda sanatçýnýn geçim sorunun payý vardýr. Elbette, sanatý tüketecek toplumun aldýðý eðitim in, baþýna dayanmýþ televolelerin, dizile rin payý vardýr. Günün 3 saatini yolda 10 saatin i iþte geçir meni n payý , fazla sýyla vard ýr. Picasso nun nefret ettiði tam da bu durum dur. Saba ncýla r, Pica sso y u bu yüzd en getir miþle rdir tam da. Ülke nin bu hale gelmesinden býrakýn sorumlu olma yý, buna bizzat ihtiyaç duyan baþ belasý kapit alist düzen, kendini aklamak istiyor. Bush yönetimi Irak a savaþ açtýðýný Birleþ miþ Milletler in toplantý salonundan açýkl ama gerek sinim i duym uþ, anca k kürsü nün arkasýnda Guernica yý bulunca apar topar bu resm i örtm ek zoru nda kalm ýþtýr. Picasso ya bu düzenin verdiði yer örtünün altýdýr. Ama Picasso, örtülmek zorun da kalýnacak kadar da güçlüdür, kýþkýr týcýdýr hala.
Bugün Irak savaþý ile sermaye sýnýfl arý arasýndaki baðý kurmak hiç de zor deðil Ancak ABD ve Ýngiltere deki ayný serma . ye sýnýfý, savaþlar sayesinde ayakta duruy or, palazlanýyorken, emin olun sanata Sabancý Sülalesi nin onlarca katý yatýrým yapm akta. Sade ce bu pisli ði temi zlem ek için. Ancak temizlemek, gerçeði deðiþtirmi yor. Picasso sergisi, Sabancý Sülalesi ne hayra nlýk duymak için bir vesile deðil, üç kaðýt larýnýn ortay a dökü ldüðü bir þere f aklam a operasyonudur.
tap zetesinin yeni ki rýný topladýðý galiði mutlaklaþtýracak rla þo m le ka va rju en tekellerin egembir pazarlama konusu, Aydýn Doðan, bu ý ýlýk sektöründe ekinde, yayýnc rtlarýný alkýþlýyor. Yayýncýlýð n tekelci zihniyete karþý olan AB standa okuru bir tüketici olarak göre kitabý bir meta, n elinizi kitaplarýmýzdan! çýkýyoruz: çeki
TEKELLERÝN GÖZÜ KÝTAPLARIMIZDA VE AKLIMIZDA
rca dolarlýk endiði milyonla nesnesine indirg faydalarýný bir çýrpýda ktýr ca na ko ýn e rýn rin la ye kitap fuar tür reklam kazandýrýp bir ekçi kitlelerin karanlýða n yazý, sýralayývermiþ. bizzat em artlarý diye dert yana nd da ðil sta ya de AB yle r. lk bö ktý doðal ha e ca ve ind ola t es e vle sil ülk de ve in de ne er esi rin ya indirgemenin ýk ell gömülm recinde Yayýncýl n ndan AB ülkele ýlý k se kt ör ün ü cýlýðý pazarlama da olduðu gibi AB n ýn ve diðer tek den ya Sü yýn ða B er Ya Do A dið k ýn ca ra tap nc a erik eti? AB mý kurta i, ya yý daha baþta Milliyet Ki ýndan memlek bir sonucu, Am ap tüketimiyle ilgili pazar kü tü ph an el er rumak için, çýkan hemen dosyasý, niyetini kodlarýný yayýn politikalar ma sý içi n me de t um an baþlýklý ilk sayý elerinde de kit ar aþ týr ma la rla ya yýn lumun davranýþ yacak ülk steklemek ve ko . Ya yý nc ý, m al iy et in i týr de top ar ir ý a, B ýn rýn r. la ar iyo Bu sa týþ ýy or ay dý nl açýk ed i saðla ön em li ar aþ týr ma la rý. ayarak geniþ n in ke nd i he r ya yý ný al klü bir deðiþim pt ýð ý sa týþ la rla k paralar harc te ke lle r, AB dar deðer verdiðini sadece belirleyerek kö asý nýn sorunlarýnýn, AB tü ph an ele re ya diyerek Türkiye de tekelleri büyü n hoþlandýðýný, ne okumak ka kü ne ny et. dü ýna r elb lar yýn tla tçý dir ar ya or na de sa rýy ekler stand olan i romanýn ve yýðýnlarýn neler retleriyle ölçec burjuvazisi miktarda kurta ni n de vl et te n de st ek a vaad edilen umak istedikler ödenen telif üc ri pa üyeliði sonucund eðinden emin Aydýn Doðan istediklerini, ok teliklerini analiz ediyor. ya yý n te ke lle ha týr la týy or. Do ða n ýn gericileþen Avru kadar sahip lec k zü ere rý çö e gid nla diy ru ki, ni so þýp Pe n i ile hatta yazarýn ný sa pt ay ab ilm ek iç in e, Sartre a ne be kl ed ik le rin geldiðinde devletin elinden yayýn dünyasýný ðý bugün Brecht u? Bi r ge ce ve ekibi. Tabii ýn so ru nl ar ýn ýn Tü rk iye ne Ne yi n sa ta ca araþtýrma yapýlýyor. Gerici, dürüstlüðü, iþi hi p çý ký yo r m ce uzayan n kamuya çamur Sa k ða ra isi Do r? ala , ilg yo rý r en ký bi rk çý nla ler erine gi de ala tre üz an ek ir. rh me ma ec kt he týr ve tir me a aþ ge en en r ar ýyl dil ril e maruz kalan ka ar nl nc e öncesinden gi il bir ideolojiy Doðan bir ldiðinde yardým halkýnýn soru uk la rý ye te ri akýl dýþý, benc ine göre tekellerin resmen atmak, iþine ge tmek gerekiyor. Po tt er ku yr y r r ler Ha olmadýðýný belir ve de rd i da ha fa zl a lep ? de en tam kitlelerin ta mu bu soruyu ir iyor. Piyasanýn e et m ez ler se cevaplamýyor ya yý n te ke lid et tik ler i, di kt eri mistik kitaplar, Kitap, devam ed a alýþkanlýðý ve t e ye kt di illi M n . ariþ ettikl yayýncýlýkta asýyla okum kazanmaktýr tla ilg ili özgüründen sip yýn tekelleri, rekabete açýlm rupa ülkelerinde olduðu ey le rklý aþ k ve ha ya Açýktýr ki, ya iyo r, bu ve sil in r sektörden fa O yýsý da Av ri m et in le r, r tam em bi sa ler peynir ðe ke kl gi tin ur as be me þ an ok me ra rh mi fik pa he dir iç ra , a og e ka az. ya ln ýzc Yayýncýlýk akla alýklar ile porn ðl am la þt ýrm ak yun eti için? Olam reklamý tacakmýþ. Neler sa çm ar olm niy de i i sa r ek zih gib rin bi ks el le yü le tek ý lik ki He yýs bo ta sa yor. eg em en olabilir mi bütün lý. Milliyet Kitap e öyle ya da böyle bulutu mek gibi gidi bet? Oysa okur a, ma ye ek ka nd þe . ma re su r ne þýr he nu þa yfi n ko la ke ikl mu eyin toplu li okur en özell etsizlik zaman faz yapýldý mý, deðm yacak bir harek birlikte, nitelik ð u g i b i , t e k e l l e r i n manýn önemind eðmesini saðla de va m et m ek is tiy or. dosyada pazarla yayýncýlýkta tekelleþmede ýyl a ta rih i n y a d a o l d u de de ciddi bir düþüþ ü d e n, ey ke tm lur lun ür ru yo ld ýrm ak am ac en AB pü sk dem vu çilmeyen ndartlarýna gid upa da emenliðindeki Ko m ün izm e sa le soyunan, pek çok üye ge eg n sta de p ur rin ta þh be ki me ha n ü, ün bi azin Avr AB ni deðiþtirmeye yasak olduðu rýn ýn dü þü kl üð söz konusu. Mag ýzc a ma ga zin le me þg ul itimle atýlýyor: nist partilerin Ki ta p sa týþ la yetersizliðine baðlayan bu ln ilk adýmý da eð n yayýncýlýk sektöründeki ülkesinde komü giriþimlerinin bulunduðu ga ze te ler in , ya rinin sayýsý her geçen gün da ýný p sýn lar ta ma ap yýn ki ya kit rla sa n za m ol ni pa iti ma ile eð AB ya da yasakla ki , te ke lle r ar ac ýlý ðý yla çö zü m ü, ol sa dedikodu derg daha az kitap -60 civarýnda. o zih ni ye tin te k mak, reklam panolarýna or. Bir yandan oraný yüzde 40 özelleþtirilmesiyle birlikte, AB , gö rü ne n ge çir ip ki ta p pi ya sa sýn ý biraz daha artýy yani aslýnda tirajlarýnýn n artýr mi le ýný ý iti kit ar eð rýn , ml da ýlla eri rýn kla ak ell re rla , ele tek fua ý an erinin ýð nd ap an cil cýl ðu nd kit eti , ya du yýn ek tük er un ya i tta böylelikle rm ok dið ve tek n leyebilecek, ha kitap ilanlarý yakýnan Doðan, ilk önce gelecek ýyor. Görülüyor ki Aydýn ve m ar ka la þa dilediðince belir fii len ya sa kl ý ha le bi le düþüklüðünden ýþý eðitim sistemini de bal lýþ i öz en di rm ek týr. Bö yle bi r in tim ke tü rý la ðd esir almaya ça k a z a n m a n ý n ö t e s i n i girsek ki m i ya yýn tm ak ol ac ak akýl dýþý ve ça re k, to pl um u bi lim de n, a upa Birliði ne þsa dir ya za rla r ya ra Avþar ýn kitap eleþtirisi Doðan, par ta, ilecektir. Avr st ek le ye bir yayýn tekeli ula ak eb e de n, tir tm yin ða tu ge bi ze gi Do ak lya dü k ir. uz Hü yýncýlýk AB dü r. Ye de ol du ðu nu ortamda natçýsýndan düþünmekted layca de Türkiye de ya turan Doðan, olsa olsa bu ma sý mü mk ün yazarýndan, sa Ne de n he ve sli popüler ve ko ya zm ay a ba þla lcularýn gözlüklerini takýp ve he ve sli di r. . Türkiye nin AB ye girmesi da dý r. zenle barýþýk, n e v a r s a o n a ellerini ovuþ e dü u diy bo on ðil fut e de nu r sa an ýn se vd as ýn ind Ba ya n kulübes anlamak zo ta n pa y ka pm i l e b i l i r o l a Do ða n gi bi ya yýn tam iþleyen pi ka ns ýz m ýd ýr? vete t týþ e im de k sa ý ü ör t as kt se um e er ok ki ta p vetten da ak ta dý r. demek h için. Eðitimd ýyo r: Ki ta p ko þu lla nd ýrm zeteleri, düzeysiz kitaplarý, e bir kitapla da s olabilir. demek kendisi hý zla nm as ý ki ba rc a uy ar Alkan ýn elind mekanizmasý na t Ce ph es i kötü bir kabu de n iyi ye elleri yalaka ga le, yozlaþmanýn bizzat , de vr im ci Sa iyi se zla tek fa in im en in en n m ý ks de as tir re in ge riy rið koþm öz ell eþ ta pl ar ýn ý içe lemek dýnlanmanýn ya þa m sa l bi r ka sayfa güzelle ra ðm en on la rýn de rd i, ki ay ar ý, m i az iti kl re olm Eð ge . sa az r ki belir de m ek nd isi di r. Bu na er i bu yo zl aþ m ay la mücadelenin olm kin elinizi kitaplarýmýzdan! i olasýdýr, yete baþtan aþaðýya ke r ps t da he ka ? iye ef ill mi ýna les M ir ým kl aa Çe m, M ttü daðýt r olabil temel besinidir. edilsin! Niteki do ðu ru p bü yü düzeyini ya da okur un an güzel habe r meblað temin enstitüsünün desteklediði, demek... Bund birden! ne toplumun kültü k olabilir mi hiç? Tekeller þ m ý ku ç me sýn ka bil ça p, pa þla ta ta en Ki ma Bir et ideolojisind n deðil, kaç niteliðini artýr kapitalizmin lan veya yeni pek çok yayýnýn n kâðýtta yaza de n tu tu lsa için önemli ola eski p ek i, ne re sin e de büyük þ ta mý ki ma ýn n ýra ða sýy bi r tü ke tim Do ýð ý, ki ta bý n sattýðýdýr. yandan Türkiy kurumlarý gö rü cü ye çý kt dökülüyor. Bir vlet tij de es a pr ýnd ya as ýr sýr kt kazandýraca yayýncýlarýn ilk Eðitim Bakanlýðý pazarýn Kitap ya para illi bulunmakta; M hi çb ir Av ru pa bu p; hi sa ne yü zd e 50 si
03
04
NAZIM TEKELLERE YAR OLMAZ! Yapý Kredi nin Koç tarafýndan satýn alýnmasýyla birlikte, Yapý Kredi Yayýnlarý (YKY) ve dolayýsýyla Nâzým Hikmet in yayýn haklarý üzerindeki tekel de Koç un eline geçmiþ bulunuyor. Pekiyi, Nâzým tekellere yâr olur mu? Açýktýr ki bu soru, aslýnda bir mücadelenin konusu. Çek elini san atýn yakasýndan diye haykýran Nâzým ýn mücadelesi, bugün kültür-sanat insanlarý tarafýndan paylaþýlmayý, yükseltilmeyi bekliyor.
Maddi üretim araçlarýndaki tekelleþme süreci, entelektüel üretim araçlarýndaki tekelleþmeyle kültür-sanat alanýnda da karþýlýðýný buluyor. Tüccar zihniyet i içselleþtirmeye zorlanan kültür-sanat emekçileri, üretimlerini rekabetçi serbest piyasa koþullarý içinde pazarlamaya, satmaya ve tükettirmeye koþullandýrýlýrken, bunu gerçekleþtirmenin olanaðý olarak tekeller biricik özne biçiminde sunuluyor. Kültürel-sanatsal üretimle birlikte bu üretimi gerçekleþtiren de alýnýp satýlýr bir metaya, piyasa koþullarýna göre deðer kazanabilen , transfer edilebilen, el deðiþtirebilen bir hisse senedi kâðýdýna indirgenmiþ durumda. Sadece üretmekte ve üretilmekte olana deðil, üretmiþ ve üretilmiþ olana da saldýrýyor, sahip olmak istiyor tekeller. Olmuþ ve olmakta olan ne varsa birer tüketim nesnesine indirgemek, piyasada dolaþýma sunmak, anlamsýzlaþtýrmak, deðersizleþtirmek istiyorlar Tekellerin elleri aklýmýzda, yüreðimizde, gördüðümüzde, düþündüðümüzde, ürettiðimizde. Tekellerin elleri sanatýmýzda Bir zamanlar adý sol ile anýlan kimi yazarlarla birlikte Nâzým ýn düzene devri ni önemli bir kâr kapýsý olarak gören tekeller, onun temsil ettiði deðerlere saldýrmayý ya da bu deðerlerin üzerini örtmeyi de unutmadýlar tabii ki. Ehlileþtirilerek sadece bir aþk þairine dönüþtürülmek istenen Nâzým, kapitalizmin her þeyi indirgediði meta düzeyine indirgenmeye, mücadelesi, deðerleri hiçleþtirilmeye ve bütün yaþamýný onunla mücadeleye ayýrdýðý sömürü düzeninin çýkarlarýnca sömürülmeye çalýþýldý. Sanat ürünü kimin malýdýr , komünist þair Nâzým Hikmet in eserleri bir tekelin mülkiyetinde olabilir mi gibi sorularý soran kültür-sanat emekçilerine ise þu mesaj veriliyordu: Her þeyin alýnýp satýlabildiði bir dünyada birtakým deðerler için mücadeleye etmeye deðer mi? Bakýn; Nâzým bile artýk YKY de! Ýþte sanatýn ve sanatçýnýn dostu tekellerden büyük bir kültür hizmeti daha: Nâzým artýk kaliteli sayfalara, parlak ciltlere basýlacak ve (parasý olan tarafýndan) okunabilecek! Eee; devir paranýn devri! Gelin sizi de biz pazarlayalým! Hem de kaliteli kâðýda, kalýn kapakla! Ama öyle her þeyi yazmak falan yok! Alýcýsý olan neyse onu yazacaksýnýz; yoksa satamayýz sizi. Kendinizi sattýðýnýz sürece paranýzý da alýrsýnýz elbet! Bütün bunlar çok mu kaba ifade edilmiþ gibi görünüyor? Dinleyin öyleyse: Sermaye tarafýndan bir mal mýþ gibi satýn alýnan Nâzým ýn yayýn haklarý üzerindeki mülkiyet, üstelik þiirleri sansürlenmeye devam ederek ve tabii kârlý olduðu sürece yine tekelci sermaye düzeninin büyükbaþlarýndan Koç tarafýndan taþýnacak artýk. Nâzým ýn herhangi bir dizesini kullanmak isteyen yazar, onun bir þiirini müziðe dökecek olan müzisyen burjuva hukukunun kurallarýna göre, artýk Koç tan izin almak zorunda. Tekeller, paraya ve onun iktidarýna, saltanatýna sahip olduklarý sürece her þeye egemen olabileceklerini sanýyorlar. Pekiyi bu oyun tutar mý? Sorumuzu yinelersek, Nâzým tekellere yâr olur mu? Yaðma yok diyenler, sanat ürünü tekellerin deðil toplumun malýdýr diyenler bu sürece müdahil oluyor, seslerini yükseltiyorlar. Nâzým Hikmet Kültür Merkezi ve Sanat Cephesi, Nâzým ýn kavgasýný sürdürmeye, çekin ellerinizi sanatýmýzýn yakasýndan diyerek mücadele bayraðýný kültür-sanat emekçileri cephesinden yükseltmeye kararlý. Nâzým ýn, düþüncenin, kültürsanat emeðinin, emeðin, üretenin satýn alýnmasýnýn önüne, ancak sermaye düzenine mutlak biçimde karþý çýkarak geçilebileceðinin bilinciyle Behey! Kaburgalarýnda ateþ bir yürek yerine idare lambasý yanan adam! Behey armut satar gibi san atý okkayla satan san atkâr! Ettiðin kâr kalmýyacak yanýna! Soksan da kafaný dükkânýna, dükkânýný yedi kat yerin dibine soksan; yine ateþimiz seni yaðlý saçlarýndan tutuþturarak bir türbe mumu gibi damla damla eritecek! Çek elini san atýn yakasýndan çek! Çekiniz! (Nâzým Hikmet - Ayaða Kalkýn Efendiler, 1925)
KOMÜNÝST NAZIM I UNUTTURMAYACAÐIZ KOMÜNÝST NAZIM 104 YAÞINDA
Nâzým Hikmet þairdir. Nâzým Hikmet yazardýr. Nâzým Hikmet hümanisttir, büyük insanlýða, onun eþitlik ve özgürlük kavgasýna sevdalýdýr. Nâzým Hikmet, yarin yanaðýndan gayrý her þeyde ortak olunan bir dünya düþünün komünist ozanýdýr. Tekeller ne kadar uðraþýrsa uðraþsýn; Türkiye de ve dünyada bütün dostlarý, okurlarý, yazarlar, çizerler, ressamlar, tiyatrocular, onu böyle hatýrlayacaklar.
Okuma Tiyatrosu, 104. doðum gününde sahneledi ði büyük ozanýn Þöhret veya Unutulan Adam adlý oyunla tekellerle ve tekellerin Nâzým ý unutturma çabalarýyla kavgasýný sürdürüyo r. Nâzým ýn yüreði yüreðimiz, aklý aklýmýzdýr Nâzým ýn Þöhret veya Unutulan Adam oyunu, þöhret olmuþ kiþiliklerin, görünür yanlarýnýn dýþýnda taþýdýklarý yükleri, acýlarý anlatýrke n, þöhretin nasýl kazanýlýp þöhretlerin ne denli çabuk unutulduðuna, þöhret diye üzerimize aldýklarýmýzýn ya da bize giydirilenlerin bizlerle ne denli iliþkili olup olmadýðýna dikkat çekiyor. Oyun, bugüne yaslanýp izlendiði nde, neden bugün sergilendiðinin izlerini de açýk ediyor: Neden tekeller in Nâzýmýn a karþý bizim Nâzýmýmýz dediðimizi Bugün þöhret olma mutluluðuna erenlerin aksine Nâzým ýn þöhreti, onun halkýna, dünyaya, insana dostluðundan, sevgisinden, büyük insanlýðýn varlýðýna, mücadelesine olan inancýndan geliyordu. Bu, bugün de deðiþmedi. Ancak tekeller bugün Nâzým a bunca sahip çýkarken , onu þöhret yapan kimliðini de unutturmak istiyorlar. Eþitliðin, özgürlüðün, sömürüsüz bir dünyanýn, yarin yanaðýndan gayrý her þeyin paylaþýldýðý bir dünyanýn komünist ozaný Nâzým, onu Nâzým yapan tüm bu nitelikleriyle birlikte Unutulan Adam haline getirilmek isteniyor. Nâzým, tekellerin elinde bir pop-kültür öðesine, bir pop sanatçýsýnýn þöhretine indirgeniyor ve onu bütün dünya halklarýn ýn aklýnda, yüreðinde þöhret yapan her þeyden sýyýrýlýyor, soyuluyor, soyutlanmak isteniyor. Þöhret veya Unutulan Adam ýn þöhretli doktoru oyunun ortasýnda kendi kýzýna, istemeye istemeye, belki kýzýnýn ýsrarýyla,
ama ayný zamanda þöhreti onun gayrý meþru çocuðunu kaldýrmayacaðý için kürtaj yapýp onu öldürür. Yýllar sonra, hapisten çýktýðý zaman artýk kimse tanýmamaktadýr onu. Evinin karþýsýndaki kahvede saatlerce otursa da kimse yüzünü bile hatýrlamaz. Yýllar sonra, henüz þöhretliyken onun fotoðrafýný çekerek þöhret olmak isteyen ve bunun için doktorun peþinden ayrýlmayan gazeteci bile Neredeyse 50 resmini çekmiþimdir; ben bile unutmuþum diyecektir. Nâzým ýn mücadeleci kimliði, siyasal görüþü unutturulmak isteniyor bugün tekellerce. Hatýrlansa bile, bir aþk þairi olarak, hýzlý bir çapkýn olarak hatýrlansýn isteniyor Nâzým. O, tekeller için, unutulma sý gereken, unutturulmasý gerekenlerden biri çünkü. Ve onu konulduðu o hapishaneden, tekellerin elinden bir an önce kurtarmazsak, belki de YKY nin Nâzým ý, Koç un Nâzým ý olarak hatýrlanacak büyük ozan. Bugün tekellerin varlýðýnd an herhangi bir rahatsýzl ýk duymayan aydýn geçinenler , yýllar sonra çýkýp, valla bütün þiirlerini okumuþumdur; ama ben bile unutmuþum diyecekler belki de, hiç utanmadan.
Ankara Çaðdaþ Sahne Kültür de bundan 30 sene önce Nâzým günleri düzenlerdik. 30 sene sonra, Nâzým adýna yapýlan bir etkinlikle bu defa Ýstanbul da olmak, aradan geçen zamaný da düþünürse k, benim için çok önemli
ÞENAY GÜRLER
Metin Coþkun la ilk buluþmamýz da bir Nâzým oyunuydu. Ancak Nâzým Hikmet 104 Yaþýnda baþlýðýnda gerçekleþtirdiðimiz bu Okuma Tiyatrosu benim ilk Okuma Tiyatrosu deneyimim. Doðumunun 104. yýlýnda Nâzým Hikmet bütün eserleriyle, oyunlarýyla, þiirleriyle hâlâ büyük bir ozan
METÝN COÞKUN
Sunduðumuz bu oyunun ruhu unutulmak . Umarým unutulma yýz, umarým Nâzým unutulmaz. Okuma Tiyatrosu olarak Nâzým ýn oynanmamýþ oyunlarýný oynama misyonunu taþýyoruz. Þöhret veya Unutulan Adam da eskiden beri aklýmda kalmýþ, oynamayý istediðim bir oyundu. Nâzým bu oyununu 1941 de yazmýþ ve o dönemde, Çehov dan da etkilenmi þ. Nâzým ýn 32 oyunu var. Bunlarýn on tanesinden fazlasý bugün kayýp.
Nazým a iyi ki doðdun demediniz mi yoksa? Nazým a iyi ki doðdun demek için toplanan diðerleriyle tanýþmadýnýz mý? Yazýk olmuþ Sakýn bir dahaki doðum gününe kadar beklemeyin.. Hemen Nazým Hikmet Kültür Merkez ine gelin. Hemen. Nazým ýn dünyanýn bunca köþesinde seviliyor olmasý yalnýzca Nazým ýn yetenekleriyle açýklamak yetersiz olacaktýr. Ya da Nazým ýn þairliði, 20. yüzyýlýn devrimci dalgasýnýn sýrtýnda yükselmiþt ir. Nazým devrimci heyecanýný þiire taþýyabildiði için Nazým dýr. Nazým bin bir ressam karikatürist tarafýndan çizildiði için büyük þair deðildir. Nazým Bu kadar çok ülkede tanýndýðý için de önemli þair deðildir. Hatta büyüklüðü de önemi de bir kenara atýn. Nazým þairdir. Komünisttir. Bu dünyayý ve insanlarý öyle güzel sevmiþtir ki Nazým ý sevmemek mümkün deðildir. Nazým ý seviniz .
Resimlerin bir kýsmý Nazým Hikmet i kendi ülkelerind en biriymiþçe sine görmüþ. Aralarýndan biri kadar uzak ülkelerde belki hiç tanýmadýð ý insanlarýn hislerini yaþayabilmiþtir. Cana yakýndýr bu yüzden. Þairi, insan aklýný karanlýktan çýkartmak için uðraþýp didinirken gösteren sanatçýlarýn sayýsý da hiç az deðildir. Ýyi ki deðildir. Özgürlük ve özgürlüðün simgeleriyle iç içe geçmiþtir bir çok resimde. Kuþlara, bulutlara aðaçlara karýþmýþt ýr. Yakýþmýþt ýr. Nazým ýn kim olduðunu, ne kadar çok kiþi olduðunu hatýrlamak için.. Nazým ý siz de çok özlemediniz mi yoksa?
Oyunun bir yerinde, þöhretinden yorulan doktor, yüreðini çýkarmak, yerine duymadan duyuran bir radyocuk koymak isteðini dile getirir. Oysa bizim Nâzýmýmýzýn yüreði hiç durmadan atýyor hâlâ. Nâzým ýn yüreði atmaya devam ettikçe, tekeller onu daha fazla hapsetme ye, þöhretini edindiði deðerlerd en soyutlaya rak unutturm aya çalýþýyor. Oysa biliyoruz ki, yüreði atmaya devam eden Nâzým kendisini, tekellerin Nâzýmýna karþý bizim Nâzýmýmýz diyen dostlarý onu hatýrlatmayý inatla sürdürüyor, sürdürecekler.
15 Ocak 2006 SES Tiyatrosu Nazým ýn 104. doðum günü Þöhret Ya da Unutulan Adam Okuma Tiyatrosu sonrasýnda oyuncular KÖKSAL ENGÜR
NAZIM I SÝZ DE ÇOK ÖZLEMEDÝNÝZ MÝ?
20 civarýndaki oyunu basýlmýþ. Ýþte bunlardan oynanmamýþ olanlarýný oynamayý hedefliyor uz biz.
RENAN BÝLEK
Böyle bir yerde ve etkinlikte yer almak gurur verici. Okuma Tiyatrosu ile bu ilk buluþmam, ama þunu söylemeliyim ki bugün burada Nâzým a sahip çýkan bu kalabalýk bizleri gerçekten heyecanla ndýrdý. Nâzým ýn oyunlarýnýn, Nâzým ýn unutulmamasý için, gerçek Nâzým ýn hatýrlanmasý için umarýz katkýmýz olmuþtur.
RASÝM ÖZTEKÝN
Bizim için çok önemli bir etkinlikti. Gönül ister ki, Nâzým ýn oyunlarýný normal oyun haline getirip, bir hafta sürecek bir oyun ile bir Nâzým Haftasý etkinliðine dönüþtürebilsek
ORHAN AYDIN
Türkiye d e Okuma Tiyatrosu geleneðin i yeniden diriltiyoruz. Bu geleneðin Nâzým adýna baþlamasý ayrýca çok önemli. Biz, ömrümüz elverdiðince, Okuma Tiyatrosu nu NHKM bünyesinde yaþatacaðýz. Bizlerden sonra da yaþarsa, ne mutlu bize
DÜNYA ÇÝZERLERÝNDEN NAZIM HÝKMET PORTRELERÝ SERGÝSÝ NHKM Sergi Holü, 15 Ocak-10 Þubat 2006
Afganistan: Atiq Shahid Almanya: Erdoðan Karayel, Avni Odabaþý, Ercan Tuna Avusturya: Hule Hanusic Belçika: Ýsmail Doðan Bosna-Hersek: Hasan Fazlic Brezilya: Carlos Augustor, Cival Einstein, Jorge Barreto, Luiz Carlos Fernandes Bulgaristan: Rumen Dragostinov, Tsocho Peev Çek Cumhuriyeti: Pavel Hanak, Pavel Stary Fransa: Rene Bouschet Hollanda: Willem Rasing Ýngiltere: Stephan Mumberson Ýran: Bidjan Assadipour, Habib Haddad, Jamal Rahmati, Masoud Ziaei Zardkhash, Rahim Asghari Ýspanya: Luis Pereiro Ýsviçre: Mehmet Karaman Ýtalya: Andrea Bersani Özbekistan: Mahmud Eshankulov Polonya: Tadeusz Krotos Sýrbistan: Aleksandar Blatnik Suriye: Raed Khalil Türkiye: Ali Olgun, Alperen Köseoðlu, Aþkýn Ayrancýoðlu, Atay Sözer, Cihan Demirci, Deniz Dokgöz, Eray Özbek, Hicabi Demirci, Kamil Yavuz, Muhammet Bakýr, Mustafa Bilgin, Nuri Bilgin, Ömer Çam, Tan Oral, Ümit Müfit Dinçay, Vahit Akça Uruguay: Raquel Orzuj
05
06
ORHAN PAMUK YALNIZ DEÐÝLDÝR!
ARKASINDA TEKELLER VAR! AYNALI DOLABA DÖRT EL REVOLVER romanlarýný ilk Uzunca bir süredir yazmak istiyorduk. Uzun dediysek epey uzun. Belki da Alman okumaya baþladýðýmýzda doðdu, giderek kendini hissettirdi, son olarak kaçýnýlmaz oldu. Yayýncýlar Birliði Ödülü ardýndan yaptýðý konuþmayý okuduðumuzda þaþkýnlýðýn ve Hatýrlýyor um, bugünkünden daha az þiddetli bir kýzgýnlýk deðildi ama Ada vapurunda, aptal yerine konmamýzýn býraktýðý burukluktu. Ýki ya da üç yaz öncesiydi. yazar tarafýndan bir gazetenin pazar ekini okuyordum. Orhan Pamuk üzerine yabancý bir Pamuk un yazýlmýþ, yurtdýþýnda yayýmlanmýþ bir yazýnýn çevirisi vardý gazetede. Yazýda ü mücadelesine ne kadar deha sahibi olduðu, Türkiye deki kararlýlýkla sürdürdüð bir ülkede baðlanýyordu adeta. Bir özgürlük savaþçýsý olarak tanýmlanan Pamuk, karanlýk yaþamýyordum, korkusuzca savaþýyordu binbir tehlikeye raðmen. Þaþýrdým. Ya ben bu ülkede karþýyaydýk. ya Orhan Pamuk baþka biriydi ya da inanýlmaz bir samimiyetsizlikle karþý Ne biçim bir Pamuk un romanlarýnda sýkça kullandýðý kumpas sözcüðü aklýma geldi. kumpas içinde idik böyle! neden? Gerçi bu Demek iki Orhan Pamuk var. Ýki Orhan Pamuk gereksinimi var. Peki býrakmaz. duygu, yani çok yüzlülük duygusu Pamuk un romanlarýný okurken de yakanýzý Avrupalýlara Türkçeyi öyle çeviri diliyle kullanýr ki, kitaplarýn Türk okuyucuya deðil olan, oysa bizim yabancýlara- yazýldýðýný düþündürtür. Oryantalizme göndermeleri anlatýr ki týpký gündelik yaþamýmýzda dokularýmýza sinmiþ olaylarý, davranýþlarý öyle bir duygunuz Pier Loti gibi izlersiniz. Tuhaf bir yabancýlýk duygusuyla izlersiniz. Gerçeklik inden baðýmsýz yiter, samimiyeti sorgulamaya baþlarsýnýz. Çünkü Pamuk, ne söyleyeceð Neden Orhan olarak, kime söyleyeceðiyle ilgilenir. O halde, yine ayný soru, peki neden? Avrupa da Pamuk bir yandan böyle yazarken büyük romancý oluveriyor ve neden özellikle aydýnlardan ülkesine dönemeyen Ortadoðulu ya da 80 darbesi ertesinde Avrupa ya kaçmýþ i var? biri olarak sunuluyor? Buna Avrupa nýn mý, Orhan Pamuk un mu gereksinim bulunmuþ, hatta Aziz Nesin i hatýrlýyorum. Ülkesinde her türlü ilerici mücadelenin içinde giriþimlerinden örgütleyicisi olmuþ Nesin, defalarca tutuklanmýþ, hapiste yatmýþ, suikast kuþaðýnýn kurtulmuþ, yakýlarak öldürülmek istenmiþ bir aydýn. Bu ülkenin en çilekeþ yabancý zýpkýn delikanlýsý, ama Aziz Nesin ve yoldaþý diðer yazar ve aydýnlarýn aðzýndan, sürecek tek bir basýna ülkesini kötüleyecek, Avrupalý emperyalistlerin ekmeðine yað paylarýný açýklama alamadýlar. Çünkü onlar sömürge valisi havasýndakilere aðýzlarýnýn rdý. Neyse vermesini biliyorlar, karþýlarýndakinin dertlerinin ne olduðunu kavrýyorla ile deðil. oydular, ne eksik ne fazla. Yazdýklarýyla eyledikleriyle vardýlar, imajlarý Emperyalizmle mücadele ettiler, emperyalistlerle birlikte deðil. ve ülkesini Orhan Pamuk, Batýlýlaþmacýlýða içtenlikle inanan, hatta bu yüzden de kendini bir aileden saflýkla, olduðundan daha fazla Batýlýlaþmýþ gören, görmek isteyen Ýstanbullu romancýlardan, gelir. Babasýnýn büyük kütüphanesi vardýr. Ve o çocukken, babasý, büyük babalarýn evde Mann dan, Kafka dan, Dostoyevski den ya da Tolstoy dan baþka bazý ve romancýlar, paþalardan ya da evliyalardan söz ettiði gibi söz ederdi. Bütün bu romanlar konuþur Orhan daha çocukken kafasýnda bir Avrupa düþüncesiyle birleþmiþ miþ. Böyle konuþmasýnda. Pamuk büyük ödül konuþmasýnda. Böyle hitap eder Avrupa ya büyük ödül , aslýnda hiç Böyle sunar iþte kendini ve öteki olarak tarif ettiði kendini Avrupa ya ný. Sevgili de korkunç ötekiler den deðilim anlamýnda sürdürür de sürdürür konuþmasý Rönesansýnýzla, Haþmetmahap Avrupa, Avrupa Birliði düþüncesi, siz yalnýz ve yalnýzca ve Rönesans büyük romancýl arýnýzla, ýþýltýnýzl a orkestra sal müziðini z resminizle...siz...siz...siz... için mücadele Orhan Pamuk, AB kapýsýný zorlayan çoðulcu ve özgürlükçü bir Türkiye olduklarýný veriyor. Bu aydýn, eskiden beri var olan devlet doktrininden hala hükümlü gibi diyorlar. düþünen herkesin gözüne bir diken gibi batýyor; týpký bütün Avrupa projesi e müdahale eden Pamuk un iktidardaki AKP den ziyade bazen demokratik geliþmeler ral-Avrupa orduyu demokrasi için bir tehlike olarak gördüðünü söylemesi, gerici-libe upa Birlikçi Birlikçi kardeþliðinin kutsanmasý veya milliyetçi-statükocu ya da liberal-Avr ýn eteklerine yüz olmalýsýnýz ikilemini dayatmalar ve sömürge vali vekilleri kýlýklýlarýn yandan öfke ve sürülmesi... Daha saymalý mý, hepsi ama hepsi içimi sýzlattý, içimi. Bir da olur mu deyip þaþkýnlýk duygumun yitmemesine sevinerek, bir yandan da bu kadar ah u zar ederek yazmalýyým ille de dedim naçizane.
BU BÝR REKLAMDIR!
YENÝK ROMAN ÜZERÝNE AFORÝZMALAR Size tarihinizle çýlgýnca övünün diyorlar. Ýþgalcileri Anadolu dan kovun. Çýlgýn olun. Yenik romanlar yazýyorlar, kurgular yapýyorlar, sýrf sizin içiniz rahat olsun diye Kafa tutun koca ABD ye. Baþýnýza geçen poþeti boþ verin. Okuyun, uyuþun, unutun
Bunca zaman etliye sütlüye karýþmam ýþ olan Pamuk, birden özgürlük savaþ çýlýðýna soyundu. Reklamýný yaptý mý, yaptý . Düþünce, bir mücadele aracýdýr. Tehlikelidir. Yaþadýðýmýz bu düzen, insan üzeri nde tahakküm kurmak için kullanýyor onu. Emekçi sýnýflarýn elinde, ne kadar güçlü bir silaha dönüþeceðini biliyor. Bu yüzde n, düþünce özgürlüðünü, masum ve biçimsel bir hale sokuyor. Ýyilik yapýn iyilik bulun pragmatizmine indirgiyor. Herkesin düþündüðünü söyleyebilmesi ile düþünce özgürlüðün ü ayný kefeye koyuyor. Düþünce, ancak eþit bir dünya da gerçekten özgür olabilir. Bu yüzde n, Orhan Pam uk u n rekla mlar ýnýn, düþü nce özgü rlüðü ile hiçb ir ilgis i yokt ur. Avrupa Birliði gelecek, Kira öder gibi demokrasi sahibi olacaðýz. Avrupa Birliði gelecek, zenginlik durur mu? Çýkmaz demeyin, siz de þansýnýzý deneyin. Avrupa Birliði gelecek, Avrupa Birliði, yol su elektrik , eðitim, saðlýk, iþ olarak size geri döncek. Avrupa Birliði gelecek, Avrupa Birliði sinemayý, tiyatroy u, edebiyatý ihya edecek; memlekete zaman makine si ile ölümsüzlük iksirini getirecek. Avrupa Birliði gelecek, Orhan özgürlüðün savaþçýsý olacak. Avrupa Birliði gelecek, Orhan yalnýz bir kovboydur, tek kiþilik ordudur, aslanlar gibi vuruþur. Avrupa Birliði gelecek, ödül olarak da Nobel e aday olunacak
BU TÜRKÝYE ROMANDIR NHK M Ede biya t Atöl yesi nin sürd ürm ekte oldu ðu Tü rkçe romanýn doðuþu ve geliþimi konulu çalýþma, birinci bölümünü sonl andý rdý. Çalý þma nýn birin ci bölü mün de 19. yüzy ýl Türk rom anýn ý ince leye n atöl yeni n vardýðý sonuçlar, günümüz romaný ile karþ ýlaþt ýrýld ýðýn da çarp ýcý.
dayken kaleme Þemsettin Sami'nin henüz 22 yaþýn ýn, 1850 doðumlu dilbilimci ve yazar yatýnýn ilk romaný sayýlmaktadýr. Yapýt edebi Türk t, Fitna ve Tal'at uk-ý ek üzere aldýðý Taaþþ olduðu mutsuzluklara dikkat çekm neden klerin evlili an yapýl yle görücü usulü sorunlara iþaret mat dönemi romancýlarý, toplumsal yazýlmýþ olduðu gayet açýktýr. Tanzi yüreklilikle sal yarar gözeterek yazdýklarýný açýk toplum için, halk ve rlar yazýyo üzere etmek ir. iþlerd getirm dile a daim ne gönderildiði kaleme alýnan Ýntibah, yazarýn sürgü 1876 yýlýnda Namýk Kemal tarafýndan k Kemal (1840Namý ýðý tanýd k olara þairi n vata Magosa da yazýlmýþtýr. Cümlemizin göre çözüm muþ bir mücadele adamýydý. Ona 1888), sanatta toplumsallýðý savun getirilmesinde yatýyordu. imin yönet bir er ment parla sal, Ýmparatorluða, temsilî, anaya t gibi eski ayabilmek için, vatan, hürriyet, mille Osmanlý halkýna düþüncelerine açýkl terminolojisine uygun yeni nin lizmi libera l yüzyý 19. ek, verer sözcüklere yeni anlamlar ýný þiddetle arýnda, dýþarýya borçlanma politikalar bir sözcük daðarcýðý yaratmýþtý. Yazýl bir pazar haline getireceði açýk ye yi Türki rýna mala anlaþ t eleþtirdiði, serbest ticare ir. kaygýsýyla karþý çýktýðý da bilinmekted nýnda yarattýðý Felatun Bey ile Râkým Efendi roma ekten Ahmet Mithat Efendi (1844-1912), nýn ilmini ve dilini öðrenirken gelen Batý gibi, si kendi týpký , terini laþmýþ, Râkým karak nlý aydýný olarak tasarlar. Aþýrý batýlý Osma bir irmiþ yetiþt ni kendi kendi kopmamýþ, 7-1913) Araba Recaizade Mahmut Ekrem in (184 alafranga züppeler, bu dönemde, karþ ýmýz a. rlar çýka ek diler hicve a da Sevd asý gibi baþk a roma nlard Memnu ile de yazýlan Eylül, Mai ve Siyah ve Aþk-ý Edebiyatýmýza gerçekçilik bu dönem girmiþtir.
i (1864-1944) eninden bahsedip de Hüseyin Rahm Romanýmýzýn 19. yüzyýldaki serüv ve halkýn eðitim düzeyini lanan yarar ekten gelen e erind adýný anmamak olmaz. Eserl bir bakýma. at Efendi nin izleyicisi sayýlabilir yükseltmeyi amaç edinen Ahmet Mith t Mithat tan farklý olarak, Hüseyin Rahmi Ahme þan payla Ancak halkýn deðerlerini yerleþik ahlâký sýkýca sorgular. Halk için i Gürpýnar ýn verdiði yanýt þöyledir: aya Yazarlýðýný eleþtirenlere Hüseyin Rahm izlik içinde boðulsun, koca bir ulus yýkýlm bilgis Halk an! hezey Ne mýþ... zda edebiyat olmaz öyle mi? Siz edebiyatý kendi araný lým, baka e seyrin dan karþý biz , mahkûm olsun istiyorsunuz. azýnlýðýn malý bir þifreye çevirmek dönüp dolaþýr kalp akçeye, yalnýz
yeni K roman-1 Ýlk gençliðimizde yeni solcu diye bir taným. Yeni tanýmý küfür gibi bir þeydi. Madem ki konumuz post modernizm ile alakalý ve madem ki o janrý kullanarak daha þýk küfredilebiliyor. O halde yeni K romanlar diyelim ilgili olduðumuz türe ve küfür romanlarý tanýmlamasýný yeniden sürelim okurun önüne. yeni K roman-2 Kimi zaman ABD baþkanýnýn önünde el pençe divan duran baþbakaný izliyor, kimi zaman avuçlarýna kadar aranan bakanlarýn CIA ajanlarý karþýsýnda baþka bir arzunuz diyen bakýþlarýný yakalýyoruz. AB ye köpek kapýsýndan girmeye çalýþan biri olarak resmedilmekten gocunmayan devlet büyükleri oradan da olsa girelim bu AB ye tavrýyla yüzünüzü kýzartmaya devam ediyor. Ulusal onur, gurur, þanlý geçmiþimiz gibi martavallarý internet sitelerindeki tosuncuklar terennüm ediyor yalnýzca. Ne olacak bu memleketin hali? Kim onlara tüm bu olanlar yaþanýrken yeni idoller, yeni hayal dünyalarý yaratacak ve bu dünyada -mýþ gibi hissettirecek. Asilmiþ gibi, gururluymuþ gibi, kahramanmýþ gibi. yeni K roman-3 Ýþte bu noktada devreye ideolojik mücadele giriyor. Kimi zaman romanlarla, kimi zaman tv dizileriyle, kimi zaman ise sinemayla. Ýdeolojilerin bittiði lafzý kocaman bir yalan, sanat-siyaset iliþkisi olmaz lafzý koca bir yalan. Sanatý siyasete alet etmeyin sloganý, sosyalizmi anlatan kitaplar yazmayýn, insanlara eþitlikten bahseden fikirlerin olduðu metinler okutmayýn, sanatçýyý aydýnlýktan yana olmakla eþ görmeyin, aydýn taraftýr, toplumuna karþý borçludur demekten vazgeçin demenin baþka bir türü oluyor. Sosyalizmden yana taraf olmayýn da ne yazarsanýz yazýn. Ve hatta mümkünse yaþama deðmeyin çünkü yaþama deðdiðiniz her yerden kapitalizmin çürümüþ kokusu dýþarýya çýkýyor. Sakýn ifþa etmeyin. yeni K roman-4 Birey olun, birey olmaktan intihar edecek kadar yalnýzlaþmayý anlayýn, küçük dar dünyalarýnýzý anlatýn okuyucuya. Örneðin kitaplýðýnýzdaki kitaplarý nasýl yeni içki þiþelerinize yer açýlsýn diye hurda kâðýtçýya verip geniþlettiðinizi anlatýn. Okuyucu demek röntgenci demek deðil midir biraz da. yeni K roman-5 Özel yaþantýnýzýn kapýlarýný yarý açýk býrakýn. Yataðýnýza aldýðýnýz yeni edebiyatçýlarý anlatýn. Siz yeni starlarýsýnýz bu ülkenin. Yazdýklarýnýzdan daha çok gamzeleriniz konuþulsun. Bir tek bile kitabýnýzý okumamýþlar ezberden saysýn birlikte olduklarýnýzý. Siz edebiyatçýsýnýz, siz yazarsýnýz, onlar ise okur. yeni K roman-6 Karakter olmasýn romanlarýnýzda tipler olsun. Hiç derine inmeye gerek yok; uzun tasvirler karakter oluþturmaya uðraþan cümleler sýkar okuyucuyu. Siz iyisi mi çýkýþsýz olun, boðulun, bunaltýlara gelin, bunaltýn. Neden yazýyorsun sorusuna cevabýnýz ben de yapabilirim diye düþündüm olsun netekim. yeni K roman-7 Edebiyatý siyasal bir araç olarak kullanacaksanýz bu sosyalizm gibi bir siyasal taraf olmasýn. Her þeyden önce sýrtýnýzý dayayacak bir taraf bulun. Bu tarafýn omuzlarý kalabalýk olsun. Sol gösterin ama sað vurun. Satýr aralarýnda komünistlere de küfredin, þeriatçýlara da. Ortaya karýþýk olsun. Ama öyle göz yaþartýcý satýrlar ekleyin ki aralara, taþ kalplilerimiz bile, inanýn aðlamadan okuyanýn Türklüðünden þüphe ederim desin. Ülkesini seven bu kitabý okur deyin. Sýrtýný dayadýklarýnýz, ülkemizin alî menfaatleri için müttefiklerimizle iliþkilerimizi iyi tutmalýyýz, ayrýca AB emperyalizmine evet, dediklerinde duymazdan gelin, önemsemeyin. Siz siyasetçi deðil yazarsýnýz. yeni K roman-8 Satýyorum sattým mezatlarýný görmezden gelin. Siz yazarsýnýz okuyucunuza da mýþ gibi yaþatma göreviniz var. Okuduklarýnda romanýnýzý emperyalizme karþý ilk onurlu savaþý veren atalarý gibi olmak istediklerini yazsýn bir takým aklýevveller. Keþke o tarihte yaþasaydým diye notlar düþülsün yorum sayfalarýna. Yanlarýnda kafalarýnda sopalar kýrýlan yurtseverlerin hangi yurdu sevdiklerine kafa yormasýn okuyucunuz. Siz onlarýn yerine koruyun, kurtarýn yurdu. Okuyucunuza yeni þeyler düþünecek alanlar tanýmayýn. Bir kitap okusun ve hayatý deðiþsin. Öyle bir sundurun ki kitabýnýzý, resmi tarih diye anlatýlandan farklý bir þey okuduðunu sansýn. Sormasýn, sorgulamasýn, sorgulatmasýn. yeni K roman-9 Ya da en iyisi siz baþka bir taraf bulun sýrtýnýzý dayayacak. Þeriatçý gözüksün ve her þeriatçýnýn soðuk savaþtan beri -belki daha önceden gizli anasý olan emperyalizmin kucaðýnda yetiþenlerden olsun. ABD nin bir gün ülkemizi iþgal ettiðini anlatan satýrlarla titretin, paranoyak edin, bomba manyaðý edin okuyucuyu. Her bir satýrýnýz Amerika bizim düþmanýmýz derken alttan alta gizli korkular aþýlasýn okuyucuya. Siz yazarsýnýz, siz edebiyatçýsýnýz. Sizin göreviniz þaþýrtmak okuyucuyu. Þaþýrtýn, þaþkýna çevirin. Amerikan emperyalizminin bir çýrpýda ülkenizin her yanýný bombaladýðý zannýna kaptýrtýn okuyucuyu. Korksun, korkak bir tarla sýçaný olsun. Sesini çýkarmasýn. Siz onun yerine baðýrýn. yeni K roman-10 Odanýza kapanýn ve daha iyi fikirler bulmaya çalýþýn. Bilim kurgu yazýn, tarihi roman yazýn, ya da tarihi bilim kurgu yazýn. Ama lütfen acele edin. Piyasa denilen canavarý doyurmak gerek Safiye Sultan dan boþalan yeri dolduracak bir kitap yazdýnýz. Kimse sizden Bocaccio olun 600 yýl kitabýnýz okunsunu beklemiyor. Siz yeni K yazarsýnýz. Metal Fýrtýnalar koparýn, Çýlgýn Türk olun. Yaptýklarýnýz milliyetçiliðe yazsýn. Þeriatçýlýða yazsýn. Emper yalizm yandaþlýðýna yazsýn. yeni K roman-11 Kalýn olsun ama sade suya tirit olsun, çabuk okunsun. Hayatýmda ilk kez bu kalýnlýkta kitap okuyorumcular okusun. Reklamý iyi kullanýn. Kýyak fotoðraflar çektirin. Edebiyat hakkýnda konuþmayýn, aþk hakkýnda tanýmlar verin, kýsaltmalar verin. Siz yazarsýnýz, cebinizi doldurun. En sevdiðiniz yazar elbette sizin gibi birisi olsun. Salonunuz ve çalýþma odanýz düzenli dursun. Fotografçý yollayacak kitap ekleri, medya devleri, tekeller. Siz yazarsýnýz okuyucunuzun gönlünü hoþ edin. Gülümseyin fotoðraflarýnýzda. Tekeller memnun olsun. Arzý da talebi de yaratan onlar!
07
CAZ FESTÝVALÝ DEDÝÐÝN ÖYLE DEÐÝL BÖYLE YAPILIR!
08
Caz, halkýn içinden çýkmamýþ mýydý? Muhalif kimliði ile gurur duymadýk mý hep?
Cazýn Nazým a taþýnmasýnýn pek çok nedeni var. Cazý caz yapanýn olduðu gibi. Baþka deyiþle, cazý cazdan çýkaranýn olduðu kadar. Bir þeyin pek çok nedeni olmasý, ne ifade ettiði bir yana, benim bir türlü ýsýnamadýðým bir kalýp.
Öyleyse NHKM de caz a alýþýn. Kadýköy Caz ý, yaný sýra Volkan Terzioðlu nun etkileyici caz fotoðraflarýndan oluþan sergisi yalnýz býrakmadý. Bunlara caz atölyesi eklenmeseydi, caz üzerine düþünülmeseydi, tartýþýlmasaydý olmazdý. Donovan Mixon Quartet ise olan biteni duyup, Ben burada konser vermek istiyorum! dedi ve konserini Þubat ayýnda verecek.
Biri bunu söylediðinde, sanki meselenin gerçek nedenini bilmiyormuþ gibime geliyor. Sanatta da bir çok þeyi mantýksal nedenlere oturmuþ uzun uzun projelendirilmiþ bir halde bulamazsýnýz. Ancak bu defa kalýplar baþka bir açýdan gündeme gelir. Hep olmasa da... Kalýplarý kýrmak temel bir hareket olur. Caz Türkiye de kalýplarýyla çok fazla uðraþýlabilecek kadar yaygýn deðil. Caz üzerine ise ortalama bir bilgiye sahip Türkiye de müzik dinleyicileri. Ortalama bilgi ise caza tamamen uzak olsa gerek. Siyahlarýn geleneksel müziði olmakla birlikte, 60 lardan itibaren proteset kültürün en yaratýcý ifadelerinden biri de olsa, siyasal bir içerik atfetmek her daim mümkün deðildir caza. Net bir sol anlamsal kodlama içinde var olmasý ise daha da zordur. Geleneksel boyutu ise onu sevmek için bir nedense bile bir dinlemek için deðildir. Türkiye de halk müziði ile ne kadar içli dýþlýysak cazýn ortaya çýkýþý ile de o kadar ilgilenilebilir ancak. Caz müziðinin birkaç özelliðini öne çýkarýp, yorumlayacak olursak, cazýn ideolojik zemininin hangi düzlemlerle kesiþtiði ortaya çýkacaktýr. Ritim duygusu üzerine kurulu tek sanatsal tür caz olmamakla birlikte caz için çok hayatidir. Ancak modern toplumlarda, iþ yerinde sürekli ayný þeyi yapmanýn, günün 24 eþit saate bölünerek saniyesine kadar programlandýðý, yüzeyselleþme ve aynýlaþmanýn coðrafyalar arasý bir boyut kazandýðý bir çaðda, ritim duyumu üzerine kýrýlmalar ve içe içe geçmiþ motiflerle baþka bir düzlemde bilinçlilik yaratmak büyük bir olanaktýr. Dýþ dünyaya bir karþýtlýk yaratmaktýr. Yaný sýra müziðin bir anda keyfine varýlmayacak, dikkatle takip edilerek dinlenecek bir tarzýnýn olmasý bile günümüzün gerek sanatsal gerek gündelik kalýplarýn dýþýna taþmak için çok iyi de bir fýrsattýr. Ýnsanlýðýn ilerleme hýzýyla ilgisi olmayan, kaotik, bireyi sanal labirentler içinde son hýzda dört döndüren, modanýn, zappingin, paranýn akýþýnýn hýzýna karþý iç dünyanýn yavaþladýðý kendiyle baþ baþa kalmanýn anlarýný yaratmak maharet istemektedir. Biraz da caz müzisyenin anlýk dýþavurumlarý ile þekillendirdiði doðaçlamalarla hem kendisi hem dinleyici için dýþ dünya ile daha gerçek ve yavaþ bir iliþki kurulabilir. Ritim matrikslerini duyumsamak burada gerçekliðin ve yavaþlýðýn zeminini oluþturur. Bu bir kayboluþ deðil, bir nefeslenme aralýðýdýr. Günümüzün sanal, ama elde avuçta bir türlü durmayan, tanýmlanamayan, dolayýsýyla da deðiþtirilmesi imkansýz sanallýðýna ve hýzýna karþý, bu içe dönme anlarý, dünya ile daha baþka bir iliþki kurmak için bire birdir. Dolayýsýyla, doðaçlama, içinde bulunulan aný sarmalayarak, müzisyen ile dinleyici arasýnda bir kollektifin oluþmasýný olanaklý kýlar. Tam da bu noktada caz, cazdan çýkarak, hayata karýþabilir. Diðer yandan Kadýköy Caz ý avant-garde bir performans dizisi olarak da okumamak gerekiyor. Türkiye de cazýn durumu, toplumun sanatla iliþkisi için bir seçenek gündeme gelmiþ durumda. Fortis Türkiye kupasý, Avea Cumhurbaþkanlýðý Köþkü gibi uzayan bir listede, bankalarýn adýný verdiði festivaller de yer alýyor diye, baþka yerde caz dinleyemeyecek miydik? Türkiye de bundan rahatsýz olanlarýn ve bankalarý öteden beri sevememiþ kiþilerin sayýsý bir elin parmaklarýný geçmiyor olabilir belki. Ben elin bir parmaðýnda olmakla gurur duyuyorum. Ancak sanatýn geldiði noktada caz müzik, Türkiye özelinde elitizimden kafasýný dýþarý bir türlü uzatamamýþ olduðu söz konusu olunca, sanatýn kurumsallýðýnýn da belli kalýplarý kýrmasý gerektiði ortadadýr. Sanatýn mekansallaþtýðý ortamýn sanat üzerindeki belirleyici etkisini görmemek mümkün müdür? Bankalarýn düzenlediði festivaller insan haklarýna aykýrý deðillerdir. Kuþkusuz banklarýnýn keyfine göre bir seçim politikasý izlemekle birlikte büyük çaplý sansürlerden söz edilemez. Sanatýn ve sanatçýnýn bu nahif dostlarý, parayý bastýrdýklarýna göre, o kadar da haklarý olmalýdýr ama deðil mi? Ýnsan haklarýna aykýrý deðildir yaptýklarý. Ama insan haklarý da benzer bir þekilde, hep ne yapýlamamasý gerektiðini dikte etmez mi? Kötü olaný tanýmlar. Bir yasaklar dizisidir. Varolan sponsorluða dayalý kurumsallýk da, cazýn geliþimi için nasýl bir çýkýþ gerçekleþtirilmesi üzerine yorum yapmaz. Ama yapýlamamasý gerekenleri bilir ona uyar, gerisine karýþmaz. Çok kiþinin izlemesi ile ilgilenilmez. Yeniliðin önünü açmayý umursamaz. Oysa sanatýn en önemli kýrýlmalarý hep toplumsal yaþamda bir karþýlýðýnýn olduðu çýkýþlardýr. Cazýn, toplumun geniþ kesimleriyle baðlanmasý temel alan bir yaklaþým olmaksýzýn, düzenlenecek organizasyonlarýn sýnýrlarý çok da geniþ olamayacaktýr. Burada caz müziðinin kiþiselleþmiþ anlatým olanaklarýnýn, bir iletiþim ortamý olarak bu gün bu coðrafyada nereye ulaþabileceðinin denemeleri yapýlmalýdýr. Hem bunun üzerine düþünülmeli, hem çalýnmalýdýr. Cazýn sokaklarda ne kadar etkileyici olduðu biliniyor. Çalýþma esnasýnda doðduðu da açýk. Ancak yine de konser salonlarýnda çalýnmadan kendini vererek ne dinlemek ne de çalmak çok mümkün gözükmüyor. Cazýn gündelik hayatla yaklaþmalýdýr, evet! Ancak cazýn gündelik hayata karýþmasý, baþka bir þeyler yaparken caz dinlemek olmamalýdýr. Cazýn yarattýðý farkýndalýk aný her ne kadar öznel de olsa, müzik dinlemek fizyolojik bir haz deðil düþünsel bir etkinliktir. Caz hem bir bilinç yükü taþýyabilir hem de baþka türlü ya da baþka bir anda ifade edilmesi mümkün olmayan özgün bir derinliktir. Bu çift kutuplu deneyim toplumsal yaþamýn neresine yerleþtirilecektir? Kadýköy Caz, bu sorularý üretebiliyor olmalýdýr. Toplumsal yaþamda caz müziðinin tüketim standartlarýna karþý olmak Kadýköy Caz ýn çýkýþ noktalarýndan birisidir. Diðeri, cazýn hayatla kuracaðý iliþkinin hangi yaratýcý baðlamlarda yolunu bulacaðýdýr. Bir baþkasý ise, müziðin devrimcisinin nasýl olmasý gerektiðidir, amiyane tabiriyle. Kadýköy Caz, bir baþlangýçtýr. Sýrf baþlangýç olduðu için bile güzeldir. Simgesel olarak da olsa cazýn kabuðu içinde yaþamasýný protesto eden bir etkinlik dizisidir. Etkinliðin ruhuna sinmiþ protest bir ruhtan bahsedilebilir mi bilmiyorum. Ancak, bir dahaki sefere daha yaratýcý, daha kapsamlý, daha avant-garde olmak üzere denebilir, denmelidir.
SANATTA KOLEKTÝVÝZM
SANAT CEPHESÝ NDEN
NEDEN DÝYE SORMADAN OLMAZ He rha ngi bir kit apç Bu onca dergi nin pek ýda onc a der gi var ken .. çoðunun dergiciliðin uðu rak am ý 2 d en son ras ýný rsu çýk ara ma dýð ýný bil iyo z olmamýza raðmen.. r
CEKETÝ KAPIDA BIRAKMAK 1917 Ekim Devrimi nin ardýndan, II. Dünya Savaþý öncesi ve sonrasýnda ve özellikle 1960 lý yýllarýn sonlarýnda yazar ne kadar özgürdür sorusu yoðun olarak ele alýnmýþtýr. Brecht, Becher ve daha pek çok yazar, bu soruyu, kapitalist sistemde yazar olunduðu sürece, özgür yazar olmanýn olanaksýz olduðunu belirterek yanýtlamýþlardýr. Sanatsal üretimin her alanýna uygulanabilecek bu yanýta göre, kapitalizm sanatý da diðer her þeyle birlikte metalaþtýrmaktadýr. Yazar ya da sanat üreticisi de, kâr üzerine kurulu bu sistemde, ücretli emek sömürüsü çarkýnýn tam ortasýndaki bir fabrika iþçisi kadar özgürdür ancak. Tek geçerli gerçeðin piyasanýn dinamikleri ve bunlarýn belirleyiciliði olduðu savlanan bu düzen içinde sanat emekçisi, kapitalist pazarýn kendisinden üretmesini beklediðini ürettiðince varolabilir. Bugün hem kendisini çok daha yakýcý bir biçimde dayatan bu gerçeðe karþý, hem de her türlü üretimin, insanýn bile alýnýp satýlabilirliðiyle, tüketilebilirliðiyle, zorlu rekabet koþullarýna cevap verebilirliðiyle ölçüldüðü kapitalist sistemin kendisine karþý sanat emekçisinin tavýr almasý kaçýnýlmazdýr. Günümüz sanatçýsýnýn yapmasý gereken, aklýna, yaþamýna, varoluþ kaynaklarýna yapýlan bu çok yönlü saldýrýya karþý, düzenin bireyci, gerici, yalnýzlaþtýrýcý köklerine iyice sarýlmak yerine; direniþi ve karþý saldýrýyý örgütlemek. Bu cephe, kolektif sorumluluk ve üretimlerle örülmediði sürece, sanatçý ve sanat metalaþmaya ve giderek hiçleþmeye devam edecek gibi görünüyor. Deðiþtirmek istediðimiz düzenin içinde yaþýyoruz. Kapitalist-emperyalist sistem, özellikle 1990 lardan bu yana yoðunlaþtýrdýðý yoz kültür bombardýmaný ile bir yandan insanlarý tek tek küreciklere hapsederek onlara özgür bireyler olduklarý hissini vermeye çalýþýyor, diðer yandan ideolojilerin öldüðünü iddia ederek, tarihin hiçbir öznesinin bulunmadýðýný söylüyor. Gerçeðin kendiliðinden ilerleyen ve deðiþtirilemez bir olgu olduðunu savunarak dayattýðý kadercilikle, sunduðu mistisizmle, örgütlülüðü lanetleyerek, aklý ve iradeyi yaþamlarýmýzdan çýkarmak için uðraþýyor. Ýnsan bu süreçte giderek yalnýzlaþýyor, bireycileþiyor ve piyasa iþleyiþlerine sýkýþýp kalýyor. Bu kirlenmeyi ortadan kaldýrmak için mücadele ederken, çirkefin
bir biçimde ceketlerimizin eteklerine, paçalarýmýza bulaþmamýþ olmasý elbette mümkün deðil. Sanatsal yaratýmýn toplumsal alandan beslenip yine ona dönse de özünde bireysel olduðu söylenebilir ve bu sav doðruluk da taþýr. Ancak bu söylem, bireysel üretimlerin kolektif örgütlenmesi ve yeni bir bütünsel ürünün oluþturulmasýný olanaksýzlaþtýrmaz. Nâzým Hikmet Kültür Merkezi (NHKM) bünyesinde yaratýlan Sanat Cephesi, iþte böyle bir kolektif çabanýn ürünü olarak okurlarýyla buluþuyor. Sanat Cephesi, tekellerin kültür-sanat evrenimizi, akýllarýmýzý pervasýzca kirlettikleri bir zamanda giderek yalnýzlaþan, bireycileþen, umudunu, mücadele gücünü yitiren, piyasanýn talepleri doðrultusunda üretmeye mahkum edilen sanatçýlar, aydýnlar, düþün ve kültür emekçileri için özgür ve yaratýcý bir üretim sürecinde ortaklaþmanýn adý bugün; yani sadece kültürelsanatsal üretimlerin yan yana gelmesinin deðil birlikte yaratma çabasýnýn da bir ürünü. NHKM bünyesinde birlikte öðrenen, çalýþan, üretim yapan atölyeler, kültür-sanat emekçileri, postmodern dünyanýn tüm dayatmalarýna karþý sanatýn özgürlüðü için kolektif sorumluluk üstlenmek gerektiðinin bilinciyle Sanat Cephesi nde üretiyor, paylaþýyorlar. Ortak hedefler doðrultusunda yaþayarak, hissederek, paylaþarak, deðiþerek, deðiþtirerek geliþecek olan yaratýcý gücümüz, kolektif aklýmýz ve üretimimizle, insanýn hiçleþtirildiði, aklýn esir alýndýðý, mücadelenin anlamsýzlaþtýrýldýðý kapitalist-emperyalist dünyanýn karþýsýna yepyeni bir cephe örüyoruz: Sanatta kolektif üretimin, mücadelenin cephesini Bunu yaparken, deðiþtirmek istediðimiz düzenin bize bulaþtýrdýðý çirkefi, yorgunluklarýmýzý, yýlgýnlýklarýmýzý, bireyciliði, yani düzenden ceketimize sýçramýþ ne varsa dýþarýda býrakýyoruz ceketimizle birlikte, bir daha giymemek üzere. Bu içeriðe uygun bir biçim yaratmak üzere, Sanat Cephesi ne katký koyan hiç kimse, yazýlarýnýn altýna ismini koymuyor. Bütün yazýlarýn altýnda Sanat Cephesi nin, NHKM nin kolektif tavrýnýn, üretiminin ismi yer alýyor. Piyasanýn, tekellerin, kapitalizmin örgütlü saldýrýlarýna sanat cephesinden kolektif bir üretimle yanýt vermeye hazýr olan, ceketini girerken kapýda býrakýp çýkarken almayacak herkes, bu kavgamýza davetlidir
Yeni bir dergi çýkartýyoruz kadar tehlikeli bir söz . Yeni sözcüðü, en az dergi yeni kol geziyor ki, kýscük. Ortalýkta o kadar çok ýk sesle söylemek gereki nerdeyse korkudan. Tehlike yor Tehlike, yeni olmanýn, ne , kaybolup gitmekte deðil. olu ndu ðun un önü ne geçmesi. Bir þeyin gerçekten ortaya çýkmasý için bir gereksinim varsa yenidir. Sanat-Cephesi, bu açýdan yenidir. Sanat Cephesi Na zým Hik me t Kü ltü Bir böbürlenme aracý olar Me rke zi nin yay ýný dýr. ibaresine karþý, Sanat Cepn not düþülen baðýmsýzdýr As lýn da tam da bu yüz hesi baðýmsýz deðildir. Yaþadýðýmýz saçma sapan den bað ým sýz dýr zat en. düzenin dayattýklarýndan baðýmsýz olmak için, bir Sa nat Ce phe si, NH KMbirimize baðlý olmalýyýz. Kýsaltmasý maalesef NH ye içt enl ikl e bað lýd ýr. tarafýndan kýsaca NazýmKM olan, ancak dostlarý Merkezi, varolan kültür olarak çaðrýlan Kültür kutup oluþturabilme düþ sanat yaþantýsýna bir karþý Ancak ne yazmak bugününcesindedir. Bu, biliniyor. yalnýzca bir araya gelme tek baþýna yeterli, ne de k. Hem yazýsal üreti düþündüklerimizi birbir m i k ö r ü k l e m e l i , h e m imizle yüz yüze tartýþm birlikten enerji üretmeliyi alý, z. Sanat Cephesi, geniþletilm iþ bir etkinlik programý deðildir. Sanat Cephesi, tanýtalým bari dergisi hiçaman yaptýðýmýz etkinlikleri deðildir. Nazým da, üzerine düþme bir konu üzerine, yaratýc k gerektiðine inandýðýmýz çalýþmalarý düzenlemenin ý iþler, etkinlikler ve atölye de duyuyoruz. Derinleþm yanýnda yazmak gereksinimi Ama daha çok da, sanek, bazen de eleþtirmek için. bütünlükten taviz veremiyoata öyle baktýðýmýz için, kaprisi midir yoksa? Öyl ruz. Bu da bir çeþit sanatçý gayet siyasal bir tavýrdýr.e ya da deðil, ayný zamanda Sanat Cephesi, kültür uzak duracak. Bir þeysanat alanýnda ezberlerden i ne adet öyle olduðu yapacak, ne sözünü esirgey için ecek. Ýlk ezber bozumum kolektivizm olacak. uz Nazým, sanatçýlar ile onl genelde hep unutulan am arý takip eden kitleyi ve bir araya getirecek, onl atör bir sanatçý toplamýný arý birbirine olabildiðin yakýnlaþtýracak. ce Sanat üretimiyle, sanatýn ayýrmayacaðýz. Sanatýn kurumsallýðýný birbirinden düþüneceðiz. Dahasý, sanüretimi ile tüketimini birlikte sanatçýlar deðil, ilgili at söz konusu olunca, sadece ve kaygýlý herkesi hareke geçireceðiz. te Ba ðbo zum und a ise yep yen i bir san at ala cað ýz.
09
10
NHKM SÝNEMA TOPLULUÐU:
DESTANIMIZDA YALNIZ ONLARIN MACERALARI VARDIR!
Sinemanýn, giþe hasýlatý ile militarizm, aksiyon ve baldýr bacak arasýna iyice sýkýþtýrýldýðý bir kesitte, kendi üretim alanýmýz olarak toplumsal yaþamdan dýþlananlarýn eksene konduðu bir doðrultu oluþturmayý hedefliyoruz. Yaratýlan toplumsal / iktisadi deðerlerin bölüþümünden alýnan paydan, toplumsal yaþama dahil olmaya kadar, kýyýya itilenlerin, üstü çizilenlerin yeniden altýný çizmeye soyunuyoruz. Çözümleyici bir bakýþ, bellek oluþturma ve bir gelecek tasarýmý kurma iradesinin, yapým/daðýtým/gösterim tekellerinin, fon / banka / bira sponsorlarýnýn yani sinema piyasasý nýn sinemacýlarý içine ittiði çaresizlik karanlýðýnda, temel ýþýk kaynaðý olduðunu iddia ediyoruz. Sinemanýn, müþteri / tüketici-seyirci den, düþünen / hisseden-katýlýmcý ya doðru bir dönüþtürme iþlevi üstlenmesi gerektiðini vurguluyoruz: Dýþlananlar kim mi? Elbette, aslýnda sermaye düzeninin içerdiði ve pohpohladýðý marjinaller ve marjinalcilik deðil! Bizim dýþlananlardan anladýðýmýz, toplumsal düzlemde alenen alt-üst edilen kimliklerdir: Emekçi kimliði ve aydýn kimliði * Emekçi kimliðinin altýný yeniden çizmekten; bin türlü cefayla boðuþarak, açlýkla, sefaletle, cehaletle yüzyüze býrakýlan ve buna raðmen, hayatý kuranlarýn ve yaratanlarýn toplumsal temsilini anlýyoruz. Sýnýfý kendi gücünün farkýna vardýracak, yanýlgýlarýný, bunalmýþlýklarýný, yalnýzlýðýný aþma yollarýný düþündürtecek bir dil ve biçimi arýyoruz * Aydýn kimliðinin altýný çizmekten; her türlü ideolojik kuþatmaya, piyasa cenderesinde boðuntuya getirilme çabalarýna raðmen, hatta tam da bu yüzden, cüretkârlýk, meydan okuma, coþku, dürüstlük, bir söz söyleme ve sözünün arkasýnda durma, radikallik ve inat ýn, aydýn kimliðinin omurgasýný oluþturmasýný anlýyoruz Verili toplumsal sistemin insanlýk ve akýl dýþý uygulamalarýyla hesaplaþmaya soyunan, akýl fenerinin ýþýðýna sahip çýkan, ýrkçýlýða ve militarizme karþý, barýþtan yana, toplumsal faydayý ve ilerlemeyi gözeten, eþit ve özgür bir insanlýk ütopyasýna sahip çýkan kimlik ve arayýþlara cesaret taþýyacak bir dil ve biçimi hedefliyoruz Dostlarýmýzý, yaþadýðý topraklara ve insanlýða sorumluluk duygusuyla ve tarih bilinciyle yaklaþan, heyecan duyan ve yaratan, sermayeden, sponsordan baðýmsýzlaþmýþ, insanlýðýn ilerici birikiminden ve özgürlükçü düþünceden yana, anti-emperyalist, militan bir sinema için birlikte düþünmeye, birlikte üretmeye davet ediyor uz. Sinema bir þenliktir ve yeri ezilenlerin þöleni dir!
Sinema birimi, çalýþmalarýný bir kaç koldan sürdürüyor. Bir yandan Yeni Ýnsan Yeni Sinema dergisinin kurumsallaþmasý için düzenlemeler yaparken, diðer yandan film üretimi alanýnda kimi projeleri hayata geçirmeye baþlýyor. Halen çalýþmalarýna devam eden Kýsa Film Atölyesi , Þubat ayý içinde ilk deneme filmlerini çekmiþ olacak. Bunun dýþýnda, Ýþçi Konseyi için Ýþçi Sýnýfý Ayaða Kalkýyor broþüründen yola çýkarak hazýrlanmakta olan filmin yanýsýra, Haziran ayýnda gerçekleþtirilecek festivalde gösterilecek filmlerin araþtýrma, senaryo ve çekim hazýrlýklarý için çalýþma gruplarý kuruluyor.
KISA FÝLM ATÖLYESÝNDEN SENARYO TASLAKLARI KADR. NO
MEKAN
ÇEKÝM ÖLÇEÐÝ
SÜRE
[FÝLM] A. Yatakhane GP Ýç / gece TÝLD TRV II. OP YP
KADRIN ÝÇERÝÐÝ VE DÝYALOGLAR
SES VE MÜZÝK
TEKNÝK HUSUSLAR
Ýlkokul çocuklarýnýn kaldýðý bloktaki kýzlar yatakhanesindeyiz. 9-10 yaþlarýnda, yaklaþýk 30-40 kadar kýz öðrenci, bir kadýn öðretmenin çevresini sarmýþlar. Öðretmenler gününde hepsi hediyelerini verme, telaþý içerisindeler. Kimileri hediye alamadýklarý için anca çiçek verebiliyor, kimileri ise güzel paketler içindeki hediyelerini veriyor
Yatakhanenin doðal gürültüsü... Kýzlarýn baðrýþmalarý, gülüþmeleri
Hediye verme telaþýndaki öðrencilere tek tek PNR. Son kýzdan öðretmenin yüzüne kadar açýlma. Küçük kýzýn hareketini PNR ile takip. Omuz kamerasý.
Tüm bunlar olup biterken, küçük bir kýz öðrenci saða sola gidip geliyor, dolabýný altüst ediyor, çantasýnda bir þeyler arýyor. Zaman zaman durup arkadaþlarýna ve öðretmenine bakýyor. Yatma vakti gelmek üzere olduðu için öðretmen hepsini öpüp, iyi geceler dileyip gitmek üzereyken bu küçük kýz iki eliyle öðretmeninin kolunu tutuyor:
Öðretmenin elleri profilde. Ellerden yüzüne ÇY PNR
Küçük kýz Bir dakika bekler misiniz öðretmenim? Bir süre kayboluyor ortadan Birkaç dakika sonra elinde bir kutu ile geliyor ve öðretmenine uzatýyor. Öðretmen öðrencisini belli ki sevindirmek için, meraklý bakýþlarla kutuyu hafifçe sallýyor. Kutuyu açýnca, içinde dört tane düðme ile karþýlaþýyor. Ne olduðunu anlamaya çalýþýrken birden fark ediyor ki; öðrencisi kendisi için hýrkasýný feda etmiþ, hýrkasýnýn düðmelerini kesip kendisine hediye etmiþtir KADR. NO
MEKAN
ÇEKÝM ÖLÇEÐÝ
GP [FÝLM] B. Ev Ýç / akþam TRV OP YP
SÜRE
KADRIN ÝÇERÝÐÝ VE DÝYALOGLAR
SES VE MÜZÝK
TEKNÝK HUSUSLAR
Bir öðrenci evi. Yedi genç aralarýnda konuþuyorlar Kapý çalýnýyor Biri kalkýp kapýya yöneliyor. Silahlý bir güruh içeri dalýyor. Evdekileri derdest ediyorlar. Bir tanesi birþey koklatmaya çalýþýyor gençlere. Silahlýlardan biri bir küfür sallýyor:
Konuþmalar Bir taraftan da pikaptan gelen müzik sesi: Eþkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz Boðuþma ve evdeki kargaþanýn sesleri
Kapýyý açarken bir önceki plan kesilerek bununla kurgulanacak. Bir önceki plan ile bakýþ yönüne dikkat!!!
Haluk Kýrcý Hay anasýný Böyle olmayacak. Eterle, tek tek uðraþýlmaz. Eskiþehir yolunda halledelim ikiþer ikiþer... Abdullah Çatlý Tamam, öyle daha iyi. Geri kalanlarý sonra hallederiz. Evde kalanlarýn baþýnda üç kiþi býrakýyorlar. Dördünü alýp çýkýyorlar...
NHKM SÝNEMA TOPLULUÐU ÇALIÞMALARINA HIZ VERDÝ
NAZIM HÝKMET KÜLTÜR MERKEZÝ SÝNEMA TOPLULUÐU-
KISA FÝLM ATÖLYESÝ
Video teknolojisin geliþimi son 30 yýl içinde, genel olarak, görüntü kaydetme ve yeniden üretme edimini kolaylaþtýrmýþ ve ucuzlatmýþtýr. Her yeni teknolojik icatta olduðu gibi, video kayýt sistemleri teknolojisinin ortaya çýkýþý ve geliþi mi, temelde savaþ sanayiinin dinamikleri ve piyasa koþullarýna koþut seyretmiþ, onlar tarafýndan belirlenmiþtir. Bu geliþim süreci ayný zama öykülerini anlatmak ve yeni ifade biçim nda, film yaparak kendi leri için yeni araç sal olan akla r anla aramak peþinde olanlar mýna da gelm ekted ir. Nazým Hikmet Kültür Merkezi-Kýsa Film (Sinema) Atölyesi, film yapmak isteyenlere, sinema sanatýna iliþkin temel pratik bilgi ve deneyimleri kazandýrmayý amaçlamak tadýr. Atölye, bunu yaparken, sinema tarihinin onlarca yýllýk anlat ý geleneðinden ve biçimsel birikiminden yararlanmakla beraber, esas olarak video teknolojisi zemininde uygulama çalýþmalarýna odaklanmaktadýr. Bu tercihin en temel nedeni, sinema endüstrisin in ulaþýlmasý güç ve pahalý araçlarýnýn alternatiflerini kullanmak ve bu yolla, ayný zamanda, onun dönü þtürü cü üreti m ve daðýt ým kalýp larýn ýn dýþýn da kalabilmektir. Temelde kýsa film aðýrlý klý olmasý, atölyenin, sinema sanatýna bütünsel bir yaklaþým geliþt irmesine engel deðildir. Amaç sadece kýsa film yapmayý öðrenmek deðil; görüntü ve seslerle özgün bir dil oluþturmak için hangi araçlara sahip olduðumuza dair bir farkýndalýk edinmektir. Bu araçlar, temelde video teknolojisinin saðladýðý teknik olanaklarýn yanýnda, genel olarak hareketli görüntü ürünlerini (medya, video sanatý vb.), özelde ise sinemayý okuma, yeniden yorumlama ve üretme yollar ýdýr. Bu çerçevede, atölye boyunca film dili aracýlýðýyla kendi öykülerini anlatmak isteyenler için kýlavuzluk edebilecek temel izlekler sunulmaktadýr. Nazým Hikmet Kültü r Merkezi-Kýsa Film Atölyesi bittiðinde, katýlýmcýlar çevremizi kuþat an ve gerçekliðin yansýmasý olma iddiasýný taþýyan ya da yeni hayatlar vaat eden hareketli görüntü yýðýný karþýsýnda daha sorgu layýcý bir bakýþ edinirlerse, çalýþmalar amacýna ulaþmýþ olaca ktýr. Bir sonraki aþama artýk, kendilerine tüketmek üzere sunulmuþ bu teknolojik araçlarý, kendi özgün yenid imgesel malzemeyi ve en üretim çalýþmalarýnda kullanmalarýdýr.
TO PL UL UÐ U: NH KM FO TO ÐR AF
ðun yüzünde
Savaþýn bütün dehþetini tek bir çocu gösterebilen bir fotografçý:
A Þ A V A S Z BÝ ! Z I Y I Þ R A K
ROBERT CAPA (1913-1954)
ðunu biliyordu. büyük ölçüde duygu oldu eyeceðini çünkü savaþýn eleyebiliyordu. ilem belg rý çek n gula fýný duy gra için foto çektiði Savaþýn e, savaþýn içinde fotograf n Steinbeck. yerd Joh üðü du. sürd yor þýn bili sava tere bu gös Ama o tek bir çocuk yüzünde ni þeti deh kýn hal bir Bütün 70.000 den fazla çatýþmanýn da bulunduðu büyük savaþ ve elli yakýn þsam ve hep iþsiz çalý beþ da ak kýta olar ý üç e fçýs gra rind Ýçle þ foto Capa, Keþke hep sava ul görecek olan negatifi ardýnda býrakan rse de günümüze dek kab aþ fotograflarý þa olan nefretini dile geti kalsam sözleriyle sava fotografçýsý olarak bilinmektedir. Sadece sav aþ maþýklaþan hayatý, kar rek gide i, rler þehi ý, dünyanýn en büyük sav klar a sýradan insanlarý, çocu n, Gene Kelly gibi çekmemiþ, ayný zamand yanýsýra, Ingrid Bergma nlar üzerindeki etkilerinin ay, Bresson, Steinbeck gibi ünlü sanatçý göç ve yoksulluðun insa ingw filmlerini de Picasso, Matisse, Hem Hollywood yýldýzlarýný, Hawks gibi arkadaþlarýnýn John Huston ve Howard dostlarýný, Hollywood da görüntülemiþtir. ailenin çocuðu Budapeþte de Yahudi bir kurulan, dmann, 22 Ekim 1913 te s Kassak ýn önderliðinde Lajo am Gerçek adýyla Endre Frie ress ve þair a, fýndan rýnd tara yýlla k çlik lulu Gen top i. Bu geld . a ýldý yay ða kat olarak dün fçýlarýn rla uðraþan bir toplulu gra atla foto san ünlü rt nga gibi ava Riis ve ob sosyalizm Hine ve Jac n da bir dönem adlý dergide ilk kez Lewis 1931 yýlýnda Macarista çýkartýlan Munka (Ýþ) sý ile fotografla tanýþtý. iþi, 1931¢'27de nma ilk þ ýnla nmý yay ýnla ýnýn Yay ý. flar zorland fotogra ðu için ülkesini terk etmeye an Leon Trotsky fotograflarý olmuþtur. oldu i üyes tisi Par t ünis Kom a yap çýktý ve burada i üzerine ateþli bir konuþm Kopenhag da Rus Devrim i ele geçirdiðinde Andrei de Paris e doðru yola ýþtý. Serbest tan etim ile yön o ler Tar Hit da Ger a da any olan k Alm onu Capa haline getirece a ''ünlü, ve zengin Amerikalý fotografçý'' hayatýnýn aþký olan ve cýyl arý sýkýntýlarý çözmek ama süre sonra Andrei artýk Robert Capa'ydý. gazetecilikteki yaþadýkl Capa adýna çalýþtýlar. Bir ra Capa, Gerda diye lanse ettikleri Robert asýndan birkaç haf ta son nya Ýç Savaþý'nýn baþlam rýna karþý direnen Cumhuriyetçileri 1936 Aðustosunda, Ýspa ula ord çok tartýþýlan l Franco'nun faþist cephesinde 20. yy'ýn en Taro ile birlikte Genera çektiði anya'ya gitti. Cordoba en önemli fotografýný inin iyer fotograflamak üzere Ýsp Kar ti. çek Düþen Asker i bu devirde Çin e fotograflardan biri olan ý savaþa kurban verdikten sonra ruhen çöktüðü da'y flar Çin in savaþ topraklarda sevgilisi Ger graflar çekti, bu fotogra cepheden unutulmaz foto yolculuk yaptý. Burada . oldu i rin tek belgeler boyunca kazandýðý zafe r diye yanýt yakýn deðilsiniz demekti sorusuna. deðilse, olaya yeterince iyi ilir? e çek ýl rinc nas yete fý nýz gra rafý n foto Fotog larca yöneltilen Savaþý 1944 sabahý defa iran ne Haz disi 6 : ken a iþtir Cap verm dini ele vermiþtir rlerin içinden, graflarýnda defalarca ken Yanýt aslýnda Capa nýn foto konuya en yakýn yerden, sahile çýkartma yapan aske da geçen kurþunlar k asýn ara rtm lday çýka ili výzý en Sah rind aha Om üze asýný dönerek kafasýnýn Alman bataryalarýna ark en önemli karelerini. ýn arasýnda çekmiþtir hayatýn er ve William id Seymour, George Rog ri Cartier Bresson, Dav Magnum u kurarlar. olan biri n ýnda slar 1947 de arkadaþlarý Hen ajan en prestijli fotograf k'taki Magnum Vandivert ile beraber hala çoðunu Paris ile New Yor i bölümünde zamanýnýn ði genç fotografçýlarla etti et dav sa ajan Yaþamýnýn bundan sonrak i zevk ye adar. En büyük r Capa ancak bürolarýnda iþleri yürütme yardýmcý olmaktýr. Paris te bir Parisli gibi yaþa ra yetler Birliði'nde birlikte çalýþmaktýr, onla r için ara verir: 1947'de John Steinbeck'le Sov iþle sya Güncesi adlý bu keyifli hayata önemli n yazýlarýndan oluþan Ru kitabý flarýndan ve Steinbeck i Israel (Ýsrail Raporu) adlý on ort bir ay kalýr, onun fotogra Rep ile w Sha ng Irvi 9'da 194 nýr. ýrla bir kitap haz hazýrlar. bir çekim yattýktan sonra 6 haftalýk hindi ye zlanýr, bir süre hastanede Çin atsý ðýna rah aylý n bir ýnda isi sýrt derg da yýlýn 1953 yken, Life 4 Mayýs ýnda Japonya'da günü Kýzýl Nehir için Japonya ya gider. 195 hindi savaþýnda 25 Mayýs ek üzere olan Fransýz Çin eden bir Fransýz konvoyuyla ilerlerken erm a Son r. iste i esin t gitm boþaltma göreviyle hareke deltasýnda iki karargâhý bir mayýna basar. marka makinesini e bile onu elinde Contax acý þekilde veda ettiðind li bir de siyah beyaz renk bir nün üntü 41 yaþýnda hayata böyle gör ý ular. Son kareleri ayn hala sýký sýký tutarken buld fotograflarý idi. olarak kabul iþ, hep bir foto muhabir an sanatçý olarak görmem ðu akýl, tutku, yetenek ve zarafet dolu Capa kendini hiçbir zam oldu ip sah sanatçýnýn ruhuna etmiþtir. Fakat gerçek bir . çalýþmalarýndan belli olur
NHKM Fotograf Toplulugu: Hangi fotografý çekmek istediðini bilenlerin kolektifi. NHKM Fotograf Topluluðu, Ocak ve Þubat ayý etkinliklerini savaþýn yol açtýðý yýkýma ayýrdý. 28 Ocak Cumartesi günü Saat 18:00 de, dünyaca ünlü savaþ fotografçýsý Robert Capa nýn hayatý ve elbette ki fotografý üzerine NHKM Fotograf Topluluðu ndan Nur Muslu bir sunuþ yapacak. Þubat ayýnda ise Türkiye den fotografçýlar ile savaþ üzerine söyleþirken fotograflarýný seyredeceðiz. 18 Þubat Cumartesi günü ise ABD ve müttefiklerinin yarattýðý Irak dramý fotograflarýmýza konu olacak. Savaþsýz bir dünya, halklarýn kardeþçe bir arada yaþadýðý bir dünya için fotograf çekmeye NHKM olarak devam edeceðiz. Herkes fotograf çekebilir. Herkes yine her türlü fotografý çekebilir. Günlük yaþamý dondurabilir, belgesel fotograf çekebilir, toplumsal yaralara parmak basabilir, dert ettiðini anlatmaya çalýþabilir ya da ne bileyim ben, gidilmesi görülmesi gereken yerleri tanýtan, seyahate özendiren, keþke þimdi orada olabilseydim dedirten fotograflar çekebilir. Her fotografçý istediði fotografý çekebilir Olmuyor, ne kadar zorlarsam zorlayayým kendimi buna ikna edemiyorum Ýstediðim fotografý çekemiyorum. Trenlere atlayýp, uçaklara binip fotografýný çekmek istediðim coðrafyaya gidemiyorum. Gidemiyorum, sponsorum izin vermiyor; yahut, izin veriyor da para vermiyor. Orasý olmaz, buraya git diyor. Destination farklý. Oraya baþka bir havayolu þirketi iniyor, oraya baþka bir tur organizatörü gidiyor. Oradaki belediye bizim deðil! Gidemiyorum. Çantamý topluyorum. Evin içi soðuk. Nasýl olsa gideceðim diye kombiyi kapatmýþtým ama ensemden aþaðýya ter doluyor. Alným boncuk boncuk. Eðilip kalktýkça baþým dönüyor. Çantayý yataðýn üzerine fýrlatýyorum. Ýçim sýkýlýyor. Gitmek istemiyorum. Ben istediðim fotografý çekmek istiyorum. Otobüsün saati yaklaþýyor. Çarpýntým var. Derin derin nefes almaya çalýþýyorum. Otobüse binince hemen uyurum diye düþünüyorum. Hemen uyurum. Uyuyamýyorum. Fotograf çekmek için hayatýmý deðiþtirdim. Uyuyamýyorum. Hâlâ ter içindeyim. Ýstediðim bu deðildi hayatýmý deðiþtirirken. Fotograf çekmek istiyordum. Fotograf çekmek istiyordum. Ne çekmek istediðimi de biliyordum. Þimdi düþünmek istemiyorum, uyumak istiyorum. Uyumak Ya þimdi? Ne çekmek istemediðimi biliyorum. Oraya gitmek istemiyorum. Gitmek istemiyorum. Zorla fotograf çekmek istemiyorum. Zorla, zorla, zorla Zorla çektiðim fotograflarý beðenmek ve beðendirmek zorundayým! Baþka þansým kalmadý; kalmadý çünkü enseme para dayadýlar. Birkaç kuruþ. Kalmadý çünkü; ne çekmek istediðimi ben de bilmiyorum. Kalmadý çünkü, ben kalmadým! Ben Ýnmeliyim, bu otobüsten inmeliyim.
11
manda dan olan ve ayný za sinin sorumlularýn n Coþkun ve Orhan Aydýn ye öl At tro ya Ti eti M NHKM rulu üyeliði yapan a çýkan Yolcu adlý oyunu NHKM Yönetim Ku karþýsýn ici ey izl z yeni bir evre ke ilk Aralýk ayýnda atro çalýþmalarýnda kültür merkezi tiy in n KM NH sahneye koydular.len Nâzým Hikmet imzalý bu oyun ve larý eþliðinde olarak deðerlendiri dýn la sohbet ettik. Yolcu nun fotoðraf hakkýnda Orhan Ay
o dönemin cu neyi anlatýyor? n psikolojilerini ve a baþlayalým Yol Doðrudan þu soruyl erberlik yýllarýnda yaþayan insanlarý savaþ gazisi eri dið e nd gü sür i sef Nâzým Hikmet in zinde insan var. Bir þefliði yapanýn karýsý ve bir ý bir oyun. Merke on havasýný yansýttýð iþe tutuþturulmuþ iki adam, istasy , hesaplaþmalarý, bir di n ken iç dünyalarý olmasý nedeniyle yaþayan bu üç kiþini i kimi geliþmeler sorgulanýyor. Bir a ond asy Ýst or. r. Dediðim gib askerden oluþuy örnek. Sonuç ýþmalarý anlatýlýyo söyledikleri buna birbirleriyle olan çat gelmesi ve Çerkes Ethem hakkýnda e düþünüyorum. diy il deð klý ýp far çýk r askerin ansýzýn dokusu o kada Türkiye nin insan ini olarak þu an da lý bulunurken, kimiler mesi kimilerince hak hakkýnda yorumunuz ýlan hain gönder em yap Eth e s em rke Eth Çe s ki rke de oyunda Oyunda Çe tarihsel olarak hem urlar. rahatsýz etti. Hem nunu Kemalist bul na r Nâzým ýn bu oyu arý elle yal nedir? evv dün ý iç akl di i ken kim ni arsan, kendileri oyunda Oyunun geneline bak ada ikinci dünya savaþýnda, hem ele almýþtýr. Bizim bur arý zým anl Nâ ins . iþ tur ihe ilm yok Tar Ýlgisi hapsed ridir. sistem tarafýndan sözleri ve düþüncele n, yazýlý hapsetmiþ hem de iz birebir Nâzým ýn r ola im Va dið dir tir. len net dil çok da kýn Ethem e bakýþý da zým ýn oyunda anlattýklarý Çerkes Ethem hak ünistlerin Çerkes Nâ bakýldýðýnda da kom tarih vardýr ve buradaki gerçekler i de söylüyor olsaydý da ben bir sin il tarihin dýþýnda siv düþüncelerimizden ziyade Nâzým ter tartýþmaya sebep ki tir. Öte yandan bir gibidir. Bu konuda inancým o kadar net ide n gö zde n geç irm iþ olu rla r. n ola a zým Nâ . r. Ta rih i yen aynen oynardým þey. Aç ýp ok usu nla olm asý da iyi bir þlar çalýþmalarýnýzý lyesinden bazý arkada çalýþýrken fotoðraf atö leyelim. ý arýn val pro nun Aziz Bu arada siz oyu aðzýnýzdan din ata geçirmek üzere bu süreci bir de sizin oðraf atölyesini hay fotoðrafladýlar. Bu girdiðinde biz de ne di. NHKM deki fot mi rim eti öne yön zi im rke ben a Bu çalýþm ve kültür me e Ankara da ýz görev aldýðýnda yaklaþýk 30 yýl önc Hatman arkadaþým ýndaydýk. Oyunu fotoðraflaþtýrmayý uðu zaman müthiþ bir enerji lar uþt oyunu yapma aþama Bunun seyirciyle bul a kendi dünyamýza dair bir ecinde denemiþtik. ledim. zýr elimizin altýnd Çaðdaþ Sahne sür Ha . hep m rdu sýnýn gerektiðini söy ona þünüyo bir çalýþma yapma ýp sal le kazandýrdýðýný dü lay böy baþ nin den lye ler atö ven , bu rdi atölyemiz de varken a destek vererek hayata geçirdi. Me nun bir estetik bir parçasý bun oyu Aziz arkadaþým da ar oyuna ait bir dil olarak dur uyor, Dolayýsýyla oyuna ve kültür r. afl teþekkür öge olarak dur uyo kadar çýkan fotoðr nu bütünleyen bir arkadaþlara da çok olarak dur uyor, oyu yor diye düþünüyor um. Bu anlamda Yakup Hapyan ýnkiler tam edi le merkezine hizmet fotoðraflar, özellik hepsinin çektiði deðer. ederiz. Gerçekten ; hepsi görülmeye dýr arý afl oðr fot o anlamýyla tiyatr Yani çok izleyiciye þe baþarýsý nasýl? soru ama, oyunun gi bir k açý az bir ya bir umda? Yanlýþ anlaþýlma rlarý da kendilerine r. anlarýn ilgisi ne dur soL dergisinin oku ulaþabildiniz mi? Ýns var. Aslýnda bunu iði ölçüde izlenmiyo ekt þey ger bir ýz asý ým olm dýð r, o izlenmiyo Þimdi algýla lemiyorum ul edebilirler. Tiyatr düþünüyorum. Yalnýz Yolcu için söy den eleþtiri olarak kab rda toplamda ner un olduðunu ola sor atr bir tiy l el öze tem a, çok osu nd olarý bir Bunun rýnda, Þehir Tiyatr da. Özellikle devlet ve þehir tiyatr ola atr tiy t vle De anbul bunu. akýn siyasi bir zenginliktir. Býr öncelikle ýn perde açýlýyor Ýst baksanýz 30 a yak Oyun seyretmek baþlý baþýna insani n eke ger asý uþm bul ar. insani zenginlikle e her þey bizim insanýmýz sigara parasý kad bir zenginliktir. Bu önc ani ce ins ben i, a lið am gin ki zen bel bir m var ve bu için ýk bir sanat hayatý zdýr. Her þey insan bizim insanlarýmý var açýkçasý. 34 yýll sonrasýnda bu oyunlarý gerek da ým çlýð kan kýs için. Bu konuda bir ýlarýn topluca oyuna gittiklerine ve ýna tanýk oldum. Bizde de lar yap sürede kimi siyasi ekse de oyunu yaratanlarla tartýþtýk ak konusunda bir ger geleneði oluþturm bu n nu lcu Yo kendi aralarýnda . yor ihte NHKM deki eki tar ger ýn asý yak þm en , olu yok i böyle bir geleneðin i düþünüyorum ve ben yarýndan tez tartýþsýnlar. Bir le im Biz . ler iðin sün ekt gör adým olmasý ger orum. Gelsinler ve erinde konuþabiliriz, ne yapmamýz liy bek ýzý rým þla t oyunlara arkada týþmaya açýktýr. Üz Yaptýðýmýz iþe hizme ürettiði her þey tar a ihtiyacýmýz var. sanatçýnýn yaptýðý, biliriz. Bizim de bun aya apl hes n ide yen gerektiðini ve önemlidir. övgü kadar güzel su nu z? ediyorsa eleþtiri de yý pla nlý yo r mu bir oy un oy na ma amýz biraz da Yolcu nun me t te n ba þk a unm Hik soy zým iþe Nâ bir i te olarak yen Ge lec ek oynanabilir. Nâzým Oyuncularý arýnýn da oyunlarý Elbette... NHKM de çaðdaþ oyun yazarl n Aydýn olacak diye de bir þka Ba tir. net çok rha gidiþatýna baðlý. Bu nde Metin Coþkun-O o çalýþmasýnýn içi Yapýlan her tiyatr ne ler dir ? þey þart yok. n ve pro jel eri niz NHKM nin ge lec ek tek i pla üz te hen lik a bir çýt o z ile mi KM iði gerektiðini söyled Bu an lam da NH diyordun ne iz ve yükseltmemiz i de ne oldu? Çýta Sürekli bahsettiðim lcu bir ürün. Siz iþte yaptýnýz ab týðý o süreçte laþ cak ku la yaz Yo üzerine konmadý. ziraný nda, baharýn arabilirsek, bu deðil. 2006 Ha NHKM olarak kot tuðumuzu oldu? Hayýr çýta Hikmet Kültür ve Sanat Festivali ni re tut üze k ma dýr kal zým arý Uluslararasý Nâ bir ucundan yuk kýþýn benzeri yoruz. Arkasýndan nlarý gibi. irebilirsek, çýtanýn bu konuda ses get aylarda bir dizi etkinlik gerçekleþtiri çocuk oyu rý, nla oyu eki ik nçl üzd rý olacak. Ge gösterir. Önüm ýyacak diye Yeni oyun çalýþmala hedefe doðru taþ çalýþmalar sürecek. devam edecek. Bu bizi o yüksek zi artýk bizim olduðu rke me r ltü ye Kü me . ril yor ste Yolcu gö emiz gereki herkes orayý þeye çok dikkat etm NHKM Kadýköy de görüyoruz ki içeri düþünüyorum. Bir tililerin deðil, yemek için, ya da par av z pil lný e Ya uly in. fas u kes kur , aný gibi için kadar her ek kov ý içm Ar ve or. kah ýþýy dak çay dolu çal kullanýyor. Bir bar gisi izlemek için Atölyelerimiz bileþimlere lamýyorsunuz. Ve ser girip bir fotoðraf zý akþamlar yer bu baþarýlý olmaya baþladýðýný, ba an zam z ini dið nin üretiyor. Kafeye gir yüzler, yeni insanlar. Bu da NHKM kaldýrýlmaya yeni anlar tarafýndan da z bütün bu bakýyorsunuz hep n deðil oradaki ins mu zda onu mý afý sal a tar Am im . biz þey , dilerim hatta çýtanýn yalnýz gösteriyor. Bu da umut verici bir u n arkadaþlarýmýz çok yardýmcý olunduðun e yetmiyor ne yazýk ki. Ütopyalarý ola bir salon sahibi oluruz. Yeni ük biz buluruz, daha büy izde baþka iþleri yapmak için meseleye bir çözüm kýn zamanda sahnem anlamda yakýn tarihte de bu r ve izleyiciler için bu gerekiyor. Ya ütsel örg ik, tel lik bir cýla bir a ille de politik yüzler, yeni yaratý Önemli olan eceðiz. Bu insanlarl ýþýmýz ortak olsun. t bilindik yüzler gör Yeter ki dünyaya ve insanlýða bak öngörülerine hizme ki kte ece il. gel deð a ne elleri olmak zor und düþüncelerine, em n ýný çat o a, ... ýnd o çatýnýn alt lka büyüyecek de ortaklaþmak. Ha dil eri z. edecek bir üretim ýzd a ba þa rýl ar a, ça lýþ ma lar ým Ça lýþ ma lar ýný zd z. eri ed r kü ek Ço k teþ (Kasým 2005)
NHKM NÝN YOLU ve YOLCU su
12
YASAKLARI
BÝR KEZ DAHA KALDIRDIK Ýki eski oyun.. Ýkisi de yasaklarla þüphe var mý? Belli ki halk için halaçevrili. Bu eski oyunlarýn ne kadar da güncel olduðuna NHKM, Nazým Hikmet ve Alfred Jarrçok zararlý! Hala sivri dilli, kýþkýrtýcý, kafa karýþtýrýcý.. y nin yepyeni oyunlarýný gururla suna r..
ATEÞÝ KÖRÜKLEME ZAMANIDIR
Fransýz Yazar Alfred Jarry'nin "Kral Übü" adlý oyunundan uyarladýklarý Übü yü Þubat ayýnda NHKM de oynayacak olan Deðiþim Atölyesi Oyuncularý ndan (DAO) Nevzat Süs ile DAO, Übü, tiyatronun sorunlarý, geleceði ve tiyatro-siyaset iliþkisi üzerine sohbet ettik Türkiye'de tiyatronun çok iyi bir dönemden geçtiði söylenemez. Tiyatrolar da toplumun gereksindiði dinamizm ile hareket edemiyorlar. Siz tiyatronun geleceðine nasýl yaklaþýyorsunuz? Oyunlarýmýzý sokaklarda, meydanlarda, üniversitelerde, varoþlarda, sahnelerde yani insanýn olduðu her yerde oynamaya çalýþýyoruz. Türkiye'nin birçok yerinde tiyatrolar gerek borçlarý yüzünden gerekse izleyici sorunlarý yüzünden kapanýyor. Bugün Türk tiyatrosunun içinde bulunduðu durum bir felaket gibi görünse de, genç, yeni ve dinamik unsurlarýn varlýðýný biliyoruz. Bu unsurlarýn Türk tiyatrosuna gelecekte katacaklarý kuþkusuz bu felaketin üstesinden gelmemizi saðlayacaktýr. Yaþam hepimizi bir buhrana doðru sürüklerken tiyatrolarýn da bundan etkilenmemesi düþünülemez. Fakat en büyük sanatsal akýmlar bu buhranlardan doðar. Baþta ABD olmak üzere emperyalist devletler varlýklarýný korur ve Ortadoðu da savaþ ve yaðma çýlgýnlýklarýný sürdürürken, Türkiye nin bataða biraz daha saplanmamasý, tiyatronun bundan nasibini almamasý düþünülemez. Tabii bu çýkýþý olmayan bir süreç deðildir. Tiyatro topluluklarý bu sömürü düzenine baþkaldýrdýðý sürece ayaklarýnýn üzerinde durma þanlarý olacaktýr. Baþkaldýrý ayný zamanda yeni biçimleri de beraberinde getireceðinden, tiyatronun geleceði önemsenmesi gereken bir olgu olarak karþýmýzda duruyor. Tiyatro oynamak sizin için yalnýzca bir eðlence olmasa gerek. Ancak diðer yandan, siyasetle içli dýþlý olmak, tiyatronun önünü kesebilir mi? Hayýr, tersine Beþ yaþýna girerken elbette daha çocuðuz ve büyüyeceðiz. Büyümek, ateþi yakmaktan baþlar. DAO belki de özel tiyatro olarak ilk defa baþka bir þehirde ayný adla bir topluluk daha kuruyor. Deðiþim atölyesi oyuncularý Ýstanbul Bir kibrit çöpü de ateþ yakar fakat hemen sönmemesi için baþka kibritleri de yakmasý gerekir. Aksi halde sönüp gidecektir ki, buna tahammülümüz olmaz. Kimileri seyirci yokluðundan tiyatrolarýný kapatýrken, dönüp seyircilerini nasýl kaybettiklerinin muhasebesini yapmalarýný çocuk halimizle salýk veriyoruz. Elbette bizim de milyonlarca seyircimiz yok, bunun için tiyatro kapatmak bizim son yapacaðýmýz "þey"dir. Bugünkü dünyayý görüp onunla hesaplaþmamak bataklýða gitmektir. Ülkemizi baþka ülkelere ve çeþitli sermaye gruplarýna satmak açýkçasý hainliktir. Tiyatro gruplarýnýn böyle bir tarzý asla olamaz. Buna ses çýkarmadan sanat yapmak da hainliðin baþka bir ifade biçimidir. Siyasal yaþam bütün benliðimizi ve bütün yaþayýþ biçimlerimizi sararken, "politik sanat yapmayýz" diyenler, ne kadar politik davranýyorlar öyle deðil mi? Biz NHKM'de sanatýn siyasal olduðunu saklamak bir yana, doðrudan bunu vurgulamak için elimizden geleni yapýyoruz. NHKM'nin, bu anlamda, tiyatronun dönüþtürücü gücü için bir merkeze doðru evrildiðini hissediyoruz. Deðiþim Atölyesi Oyuncularý belirttiðiniz gibi iki kardeþten oluþuyor. Ayný çizgide sanatçýlarýn farklý kentlerde de olsa birlikte hareket edebileceðinin bir örneði sanýrýz DAO'nun çift merkezli olmasý. Ankara'daki büyük kardeþ neler yapýyor bu aralar? Ankara'daki grubumuz "vatandaþ oyunu" isimli oyununu yakýnda gösterime sunacak. Orta oyunu tadýnda olan "vatandaþ oyunu", yine ülkemiz insanýnýn hangi biçimlerde aldatýldýðýný gösterirken aldatanlara da bir çift söz söyleyecek. Ayrýca DAO Ankara, her hafta Nazým Kültürevi'nde memleket hallerine dair seyircilerin aktif katýlýmýyla yarý doðaçlama oyunlar üretmeye devam ediyor. Seyircilerle kurulan bu temasla, onlarýn edilgen konumlarýndan çýkartýlmalarý hedefleniyor. Bu genel amaç, ayný zamanda tiyatro anlayýþýmýzýn temelini de oluþturmakta. Biraz Übü'den bahseder misiniz? Yazýldýðý dönemde yasaklanmýþ bir oyun olan Übü'yü neden oynuyorsunuz? Fransýz Yazar Alfred Jarry'nin "Kral Übü" oyununu uyarladýk. Þubat ayýnda NHKM'de baþlayacaðýz oynamaya. "Ubu Roi", ilk yazýldýðý dönemde bir yandan skandal olarak yorumlanmýþ, bir yandan da öncü bir yapýt olarak göklere çýkartýlmýþtýr. Kral olan Übü bizim uyarlamamýzda Baþkan (prizident) oluyor ve oyun günümüzde herhangi bir ülkenin kanalizasyon borularýnda geçiyor. Bizler de, sermaye sýnýfýnýn ve onun yönetici kadrolarýnýn bayaðý ve kaba yanlarýný ortaya çýkartarak, bir anlamda burlesk biçime dönüþtürerek bize sunulan renkli hayatýn aslýnda nasýl aþaðýlýk bir iliþkiler aðý üzerinden belirlendiðini göstermeye çalýþýyoruz. Absürd ve gerçeküstücü öðeleri de barýndýran oyun temel olarak, Übü'nün iþgalci ve paragöz kimliðini gözler önüne seriyor. Bugün her anlamýyla Übü'leþen kapitalist siyasetçiler parodik olarak yerle bir ediliyor. Bir ateþ yakarsýnýz fakat onu körüklemezseniz söner. Ateþ her yeri sardýðýnda ise, o özlenen büyük 'deðiþim' gerçekleþmiþ olur. Þimdi ateþi körükleme zamanýdýr.
13
14
ÞUBAT AYI ETKÝNLÝKLERÝNDEN FÝLM GÖSTERÝMLERÝ
TEKELLERE KARÞI, HAYATIN YANINDA!
CEM YALIN 22 OCAK PAZAR GÜNÜ NAZIM HÝKMET KÜLTÜR MERKEZÝ NDE ANILDI Tiyatro yaþamý boyunca birçok oyun yazan ve yöneten, amatör tiyatro alanýna yazdýðý ve yönettiði oyunlar, kurduðu topluluklar ve yetiþtirdiði tiyatrocularla önemli katkýlarda bulunan Cem Yalýn (1954 -1999), 1973 te Bakýrkö y Halkevi nde çalýþmaya baþladý. Ayný yýl, çoðunluðu Bakýrköy Lisesi mezunu olan arkadaþlarýyla Halk Sahnesi Oyuncularý adlý yarý amatör -yarý profesyonel bir grup kurdu. 1980 yýlýnda Ýzzet Ünver Lisesi nde Tiyatro Kolu nu kurdu. 1987 de, buradan yetiþen bir grup oyuncu ile Bakýrköy Oyuncularý ný kurdu. Tüm bu süre boyunca, onlarca oyun yazdý ve yönetti. Amatör Tiyatrolar Çevresi nin (1985) ve 1999 yýlýnda baþvurusunu gerçekleþtirdiði Amatör Tiyatrocular Üretim ve Yayýn Kooperatifi nin kuruluþ çalýþmalarýnda etkin olarak yer aldý. Gerçek dergisinde redaksiyon, Evrensel Gazetesinde kültür sanat servisinin yönetimini üstlendi, Evrensel Kültür dergisinde resim sanatý üzerine yazdý; resim sergileri açtý. 1997 yýlýnda yakalandýðý kansere 24 Ocak 1999 da yenik düþtü. Onun ardýndan arkadaþl arý son oyunu Kapý Çalýnýyo r u sahneled iler ve Bakýrkö y Oyuncu larý ný sürdürdüler
Cem Yalýn ýn Politik Duruþu Biz -onu yitirdiðimiz günden bu yana- yýllardýr onu anmaya mezarý baþýna gitmiyoruz. Çünkü ölmeden önce orada olmayacaðýný açýkça vurgulamýþtý.
Sermaye düzeni, yapýsý gereði üretiyor tekelciliði... Ve tekel ve tekelcilik olgusu, bireyin yaþam karþýsýndaki konumunu da meta ya indirgemekten, kiþilik bölünmesine kadar yaþamlarýmýzý doðrudan belirliyor. Kitlesel üretim , kitlesel yýkýmlara, kitlesel kýyýmlara da kaynaklýk ediyor emperyalizmin elinde... Yaþamýn her alanýna el atan büyük þirketler, yaþamýn her uðraðýna kendi kirlerini ve çürümüþlüklerini de taþýyorlar. Ýþçi sýnýfý sefaletin pençesinde, sanatçý sponsor arayýþýnda; üretmenin ve yaratmanýn çoþkusu ise yerini koca bir karanlýða terkediyor. Sermaye düzeni, tüm insanlýðý Þekspir in lanetlediði o para nýn kölesi haline getiriyor. Bu ayki gösterimlerimizde, hem tekelci düzenin yýkýcýlýðýna (Modern zamanlar, Atlarý da vururlar), hem de bu düzene boyun eðmeyenlerin, kafa tutanlarýn mücadelesine, inadýnaüretenlere ve hayatý yeniden yaratanlara (Sümeyra, Devrim TV den yayýnlanmayacak) çeviriyoruz bakýþýmýzý... Seyretmek için deðil, mücadele etmek için! 07/10/11 ÞUBAT 19:45
SERÇELERÝN SÜVARÝSÝ: SÜMEYRA
BELGESEL FÝLM / NHKM SÝNEMA BÝRÝMÝ
07/10/11 ÞUBAT 20:00
MODERN ZAMANLAR CHARLES CHAPLIN
14/17/18 ÞUBAT 19:45
ATLARI DA VURURLAR
SYNEY POLLACK
21/25/28 ÞUBAT 19:45
O, Firuzköy mezarlýðý nda sýradan bir ölü gibi yatmýyor. Örneðin Avcýlar da Moliere sahnelemeye çalýþan Kemal Bilginer in provasýna dalýyor. Ortalýða çaktýrmadan Kemal e reji önerilerinde bulunuyor. Oradan çýkýyor Beyoðlu nda Orhan Kemal üzerine çalýþan Bakýrköy Oyuncularý ndan Ercan Temel in kafasýný karýþtýrýyor. Benim özene bezene düþündüðüm kafamdaki oyun taslaðýna bir darbe indirip bambaþka bir öneri patlatýyor.
AY DEVRÝM TELEVÝZY ONDAN YAYINL ANM
AC AK
K. BARTLEY / D. O BRIAIN
Cem Yalýn yaþarken sýradan davranmadý ölüyken de ondan sýradan olmasýný beklemek saf dillilik olur. Yaþamý boyunca dünyanýn deðiþebilirliðini ve deðiþmesi gerektiðini savunmuþtu. Cem Yalýn kültür, sanat siyaset iliþkisinde bilgece davranmýþ, ince dengeleri sorgulamýþ, öneriler getirmiþ bir sanatçýydý. Politik, ekonomik mücadelenin kültürel, sanatsal mücadeleyle iç içe geçmedikçe hedefine ulaþamayacaðýný savunurdu. Cem eleþtiri oklarýný içinde yer aldýðý muhalif çevrelere de yöneltti. 12 Eylül öncesi iki kitap okuyarak araþtýrmadan, incelemeden atýp tutan, kendinden baþka herkesi gerici, tutarsýz ilan eden anlayýþa karþý durdu. Bu nedenle ayný politik görüþü paylaþtýðý arkadaþlarýyla bile sert tartýþmalar yaptý. Politik çürüme ve yozlaþmanýn hýzla yaygýnlaþtýðý, arkadaþýna ve savunduðu politik görüþlere ihanetin doruða çýktýðý 80 lerde Cem yazdýðý bir oyununda arkadaþýna bir bardak sýcak çay ikram etmenin erdemini anlatýyordu. Kansere yakalanýnca içine kapanmak yerine üretimin ortasýnda durma, üretme tutumu ölüme karþý aldýðý politik tavrýn bir göstergesiydi. Yaþamý boyunca sanatýný ezilen kitleler için, onlarýn içinde, onlarýn çocuklarý yla üretti. Onlarýn macerala rýný yazdý ve sahneledi . Birincilik ödülü aldýklarý bir liselerarasý tiyatro yarýþmasýnda sahneye çýkarken bu durumu kýskanan biri þöyle fýsýldadý; torpil var . Cem le birlikte oyunu üreten bir öðretmen arkadaþý sahneye çýkarken durdu acý bir gülümseyiþle; Torpil yok. Ayaðýmýzda çamur var dedi. Sahnede ayakkabýlarý çamurlu bir dolu genç ve çocuk Cem Yalýn la omuz omuza duruyordu.
DIA 04 ÞUBAT CUMARTESÝ 18:00
18 ÞUBAT CUMARTESÝ 18:00
NHKM FOTOGRAF TOPLULUÐU
Teodorakis:
! N I N A UT Yunanlý müzisyen
in de süredir komünizm gericiler uzun bir l edilmesine dönük bir ki de i n ey ns Ko n kabu Avrupa ýk suçu olduðunu ma önerisini faþizm gibi insanl ler. Konsey 24 Ocak ta bir kýna caðý oturum na de faaliyet içerisin den milletvekillerinin de oy kulla etkinlikleri oylayacak. Türkiye ede komünistler ve ilericiler protesto a yapan ünlü öncesinde birçok ülk deki giriþime karþý sert bir açýklamaydýnlar imza ey de ns a Türkiye de düzenliyor. Ko steklemek amacýyl ya ili þk in bi r di zi ey le m nu Yunan müzisyeni de ko de P TK dý la r. to pl am ay a ba þla açýkladý. gerçekleþtireceðini þembe PHE GÜNLÜÐÜ,
YURTSEVER CE
Per 29 ARALIK 2005
kahramanlar nlar saldýrganlarla, acak; tarih karar verdi. Kurba kon eye rm eye iþti kef ý deð ayn ihi rle Avrupa Konseyi tar komünistler Nazile ýcýlar iþgalcilerle, suçlularla, kurtar lu yerine koyuyor çarpýtýlacak. i komünistleri, suç r uluslararasý ük düþmanýný, yan cile büy ler en n Hit mi kü ziz çün Na ; Avrupa Konseyi, nip protesto ediyor ihm al ed ilm iþ, uyor! Hatta dertle r þim diy e ka da r tle nis mü ve Nazilerle bir tut ko , en ýrk an kýn an nd afý ka mu oyu tar n Avrupa Konseyi kýnanmamýþlar! akta toplanacak ola amanýn 23 27 Oc sý ön er ili yo r. kýn ma pýl usu ya kon a söz , nd r ulu Ýþte bu yüzden ble si Ge ne l Ku am da As ler er nt leri suçlar hakkýn Pa rla me st rejimlerin iþledik elerde halen yasal u totaliter komüni ülk ý uoy baz am er k rtil yi Pa nse st Komüni Avrupa Ko ri için sýrt çevirmedikle ve ayný zamanda bilinçsiz olduðu için hatta kimi örneklerde suçlarýna ve ý lar uk old ve aktif kronisos endiþeliymiþ. cellâtlarýnýn ve Ma re anlar Gestapo nun Avrupalý komünistle a Konseyi, bir zam mýþ rup ma Av , cay iþle den dey rin bir fikirle Baþka lerin de hedefi olan, eci enc iþk aki . yor ý nd n edi Kamp leceðini önceden ila tler ve lar ve böylece Hi gelecekte zulüm edi lama kararý alacak Bilindiði gibi, bu ikisi ak yas i ler rti pa ünist klar. Belki de yarýn kom rýnýn geçmesi için kapýyý aralayaca ölüm kamplarýna týkarak ri kla Himmler in hortla ayarak ve komünistle akl yas ri tile par st kariyerlerine komüni n ölünün ve baþlamýþlardý. liði ndeki 20 milyo eketlerinin ýn, Sovyetler Bir har rýn þ nla eni dir rba ku sal di ulu ýn dört bir yanýnda Fakat sonunda ken ðuldular. ak üzere Avrupa n nistin kanýnda bo Yunanistan dahil olm veren diðer yüz binlerce komü ýný Avrupa ön saflarýnda can leri diriltmek isteyen hkûm edilmiþ yöntem kan hapishaneleriyle dolu ma de din nez r kla eri Ancak, tarih ve hal ndiler ikinci sýradalar. Çünkü, Am ni bir þekilde efe banýn korkunç ve ale Konseyi ndeki bey , binlerce masum kur Hitlervari yöntemlerle halklarý lan aký býr e ind hal olarak, harap a olduðu gibi, n geçirildiði Irak t ildiler. her gün iþkencede ABD tarafýndan geç i ki ler bey aða ük ve Guantanamo da katleden büy bu suç karþýsýnda hiç bir þey i yo k. ýða karþý iþlenen k anl ins ece , ley nin yi söy nse Avrupa Ko lar ýna da ir ri iþk en ce ka mp enceden ça ðd aþ Hi tle rva ayan insanlarý iþk bir hakka sahip olm il ýþýk yakanlarýn, samimi hiç e, bil a da rup Av yeþ a de, rýn rin kla ele n CIA uça Kendi ülk hapishanelere taþýya nasýl inanabiliriz? geçirmek için özel ilgilendiklerine dan ýyla lar hak an ins beylerini Vietnam olarak hkemesi büyük aða eri amazlar. Tarih ma ndýrdýðýnda, kendil lay ala tas cez k cýlý için sav suç ar ýsýz r suç i say Bu insanl racaklar, tabi eðe ka dan Irak a iþledið otu eri de Am sin ney lye Gü , da Þili ye ýk san mak nedeniyle san de suça göz yum anmýyorlarsa. gýl ayým. Bu yar n nda ýðý akl ort uþmak dur umund plarýnda ade ölüler adýna kon yaþayanlardan ziy layabilmek için Gestapo da, ölüm kam ün bug ki ýk yaz dilere Ne kut fen eye üðü b ürl bu özg ve na, k me ým adý yüzden, Nazizmi yen yaþamýný yitiren komünist yoldaþlar ve idam sehpalarýnda üm var: UTANIN! söz söyleyecek tek bir Atina, 22.12.2005 S MIKIS TEODARAKI
15
Tekellerin Ýstilasý ve Sanatçýnýn Ýsyaný NHKM GÜNDEMÝ
Sizlere sesleniyoruz müzisyenler! Sizlere sesleniyoruz, tiyatrocular, sinemacýlar, ressamlar, fotoðrafçýlar, yazarlar, tüm sanatçýlar bu çaðrý size.
1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9.
Piyasa için sanat ile özgür yaratý çeliþir mi? Satýcý konumda olan tekeller, ürüne açýktan karýþýyor mu? Otosansür nerede devreye giriyor? Bu piyasada alýcýlar-tüketiciler kim? Üretirken sadece satýþ kaygýsý mý hakim? Üretirken, düzeni tahkim etme kaygýsý doðuyor mu? Sanatçýnýn düzen karþýtý, muhalif, eleþtirel kimliði aþýn ýyor mu? Tekelsiz, sponsorsuz sanatçý açlýða mý mahkum? Tekelsiz, sponsorsuz bir sanatsal üretim mümkün mü?
Mücadeleye var mýsýnýz?
Bir zamanlarýn Halk için sanat, sanat için sanat tartýþmasý bugün yerini piyasa için sanat yanýtýna neredeyse býrakmýþtýr. Hatta Tekeller için, tekellerle birlikte! yanýtýna Biz buna Tekellerin Ýstilasý adýný verdik. Yýllardýr, sermaye ve tekeller kültür sanat alanýný piyasalaþ týrmaya çalýþýyorl ar. Sanatý ve sanatçýyý düzeninin en büyük destekçis i haline getirmeye çalýþýyorlar. Buna engel olacaðýz. Ýddia ediyoruz ki, günümüzde sanat ve sanatçý piyasa iliþkilerinin belirleyiciliði altýna girmiþtir. Bir yandan tekellerin kârý için sanat üretilmektedir. Öte yandan da, tekelci düzenin ihtiyacý olan kültür ve ideoloji ýsmarlanm aktadýr özgür sanatçýya : Sormayan , eleþtirmeyen, aydýnlatmayan. Satýn alýnan ve satýlan, üzerinde spekülasyon yapýlan bir meta haline gelmiþtir sanat ve nihayetinde sanatçý... Sanatçýlarýn belli bir kýsmýnýn, bu iliþkiden rahatsýz olduklarýn ý düþünüyo ruz. Bir kýsmýnýn bu iliþkiyi reddettiðini biliyoruz; bir kýsmýnýn kurtulmaya bile çalýþtýðýný; bir kýsmýnýn bu iliþkiyi istemediðini ama mecbur olduklarýný varsaydýklarýný; bir kýsmýnýn ise bu iliþkide bir sorun görmediklerini tam tersine bu iliþkiden memnun kaldýklar ýný... Tekelsiz sanat olmaz, tekelleri n hamiliði olmadan olmaz, tekelleri n himayesini istiyoruz, yakarýþlarý, bu istilanýn gücünü göstermiyor mu? NHKM, kültür sanat alanýnýn tekellerce istila edilmesine karþý mücadele etmektedir; bu mücadele yükselerek devam edecektir. Mücadele ayný zamanda açýk bir daveti içermektedir: NHKM ye buyurun davetini: Beraber mücadele edelim!.. Olanaklarýmýzý paylaþmak istiyoruz. Olanaklarý birleþtirmek istiyoruz. Ama önce soruyoruz. Þubat ayýndan baþlayarak, tekellerin sanatý ve sanatçýyý tutsak ediþini deþifre etmekle kalmayacaðýz, sanatçýlarla, kütür insanlarý ile bir dizi toplantý yapacaðýz ve onlara bazý sorular soracaðýz, birlikte tartýþacaðýz. Tartýþacaðýz çünkü, sanatýn ve sanatçýnýn sermayeye ve tekellere mahkum olmadýðýna inanýyoruz. NHKM olarak, tekellerin himayesinde sanat yapmak mümkün deðildir, diyoruz. Mümkündür, diyenlerle de tartýþmak istiyoruz. Yüksek sesle söylemenizi, açýk açýk söylemenizi, tekeller olmazsa biz de sanatýmýzý icra edemeyiz demenizi, bu açýk yürekliliði göstermenizi bekliyoruz. Herkesin gözü önünde, tekellerin kârý ve düzenin tahkimi için sanatýmýzý üretiyoruz ve bundan da gayetle memnunu z, diyebilece ðinizi umuyoruz . Umduðum uz bir baþka þey de, tekellerle olmaz yürekliliðinin yüksek sesle ifade edileceðidir. Mücadelemiz bu sesle büyüyecek!
SAHÝBÝ ERKÝN TUFAN ÖZALP SORUMLU YAZI ÝÞLERÝ MÜDÜRÜ EKÝM ORHAN ÝSMÝ ADRES OSMANAÐA MH. SANATCILAR SK. NO:7 KADIKÖY ÝSTANBUL TEL 0216 414 22 39 WEB www.nazimhikmetkulturmerkezi.org BASKI HAS MATBAACILIK SAN. TÝC. LTD. ÞTÝ. 100. YIL MAH. MAS-SÝT MATBAACILAR SÝTESÝ 3. CADDE 199/A BAÐCILAR TEL: 0212 629 02 49 SATIÞ FÝYATI 1.50 YTL (KDV DAHÝL)