Cogito dergisi Adorno, Schönberg'in atonaliteden “sadece birbiriyle ilişkili on iki ses” ile beste yapma yöntemine doğru gelişimini, aydınlanmanın diyalektiğinin bir uğrağı olarak yorumlar. Müzikal malzeme olarak tonalite on dokuzuncu yüzyılın sonunda bir nevi (ikinci) doğaya dönüşmüştür. Atonaliteye geçiş ise müzikal öznenin malzemenin sınırlamalarından kurtulduğu ve onun üzerinde rasyonel bir egemenlik kurduğu bir süreçtir. Yine de, atonalitenin mutlak özgürlüğü “zorunlu” bir ilerlemeyle, rasyonel anlamda daha etkin olan on iki ses yöntemine yerini bırakmıştır. On iki ses müziğinde “malzeme” (yani ikinci “doğa”), kısa bir serbest atonalite sürecinin ardından bir kez daha özne üzerinde egemen olmuştur.24 Özne, sistemin rasyonelliği yoluyla müzik üzerinde egemenlik kurar, ancak bizzat rasyonel sistemin kendisine boyun eğmeye mahkûmdur... On iki ses tekniği gerçekten de özneyi ortadan kaldırır.25 Schönberg'teki “müzikal özne” böylece en az Stravinsky'deki kadar “kişisizleştirici” olur. Bu nedenle iki kutup, yani Schönberg ile Stravinsky, artık hiç de o kadar birbirine uzak değillerdir.26 Zorunlu bir başarısızlığın paylaşımıyla bir araya gelirler, çünkü dünyanın kurtarılmamışlığı bütünüyle gerçekleşmiş, yeterli ve doyurucu sanatı olanaksız kılar. Sanatın ulaşabileceği göreli “başarı” bile kendi parçalılığı, tutarsızlığı, kusurları ve kaba hatları yoluyla, içinde yaşadığımız dünyanın içkin yetersizliğini göstermekten öteye gidemez.27 Sanatın bunu yapması, yönelebileceği “hakikate” ulaşması demektir. Adorno geleneksel sanat eserinin “olumlayıcı” olduğunu söyleyerek zaman zaman bu noktaya parmak basmaktadır; bu olumlayıcılık, gerilim/çatışma ve çözülme mantığıyla kendini gerçekleştirir; gerilimi artırıp çözmede –en az “çaba”yı harcayıp en az malzemeden en çok form çeşitliliği ortaya çıkararak– Leibniz'in ekonomi ya da cimrilik ilkesini28 düstur kabul ettirdiği, ayrıca bu formel çözülme dünyanın –aksini gösteren görünüşlere rağmen– düzenli, “rasyonel” ve “iyi” olduğu gerçeğini olumlama olarak deneyimlendiği sürece başarılı olabilir. Adorno'nun iddiasına göre “olumlayıcı” sanat artık “yanlış”tır, çünkü dünyamız temelde düzen içinde değil, aksine kökten kötüdür. Bu nedenle “yeni” müzik, neredeyse olanaksız olan, tutarlı eserler yaratma talebini karşılar ki bu tutarlılık da en iyi çağdaş müzisyenlerin çok gelişmiş estetik duyarlılıklarını tatmin ederken, eserin estetik niteliklerinin mevcut dünyanın bir olumlaması olduğu yolunda yorumlara ya da duygulanımlara yol açacak herhangi bir araç ya da formun kullanımından kaçınır. Ne var ki sanat doğası gereği olumlayıcıdır. İçsel olarak tutarlı, estetik olarak doyurucu bir eserin yaratılmış olduğu gerçeği dünyayla uzlaşmaya doğru bir eğilim yaratır. “Yeni” sanatın olumlayıcı olmaması zorunluysa, bir anlamda sanat olmaktan kaçınması, uyumlu ve estetik olarak doyurucu sanat eseri fikrini görmezden gelmesi gerekir: “Günümüzde gerçekten dikkate değer olan eserler, artık eser bile sayılamayanlardır.”29 Bu nedenle artık sanat olanaksız kılınmıştır. 24 Schönberg'in on iki ses sisteminin varlığını reddedip bir yöntem ya da teknik geliştirdiğinde ısrar ederken karşı çıkmak ister göründüğü şey tam da budur: “Dizileri izlemek
zorunludur, yine de en az eskisi kadar serbestçe beste yapılabilir” (“Man muss der Grundreihe folgen; aber trotzdem komponiert man so frei wie zuvor”, Stil Und Gedanke). Schönberg her zaman, Adorno'nun meseleyi anlamadığını söylemiştir. (bkz 27 Temmuz 1932'de Rudolf Kolisch'e yazdığı mektup: Stil und Gedanke). Adorno Moments Musicaux'a önsözünde kendini savunmaya çalışır (GS 16). Sadece kendi aralarında bağlantılı on iki notayla beste yapma yöntemi sadece bir yöntemse ve “yeni sorunların çözümünde izlenecek tek yol değilse” (Maegard, “Zu TH. W. Adornos Rolle”, s. 218) Philosophie der neuen Musik'in ana varsayımlarından biri çökecektir. Schönberg'in ünlü sözünün başka (ve çok daha akla uzak) bir versiyonu daha olduğunu hatırlatmak gerek: “Diziler izlenir, ama beste eskisi gibi yapılır” (“Man folgt der Grundreihe, komponiert aber im übrigen wie zuvor”). On iki sesle beste pekala tonal beste “kadar serbest” olabilir, fakat tıpkı onun gibi olacağına inanmak hiç de kolay değildir. 25 Adorno, Philosophie der neuen Musik; GS 12: “Das Subjekt gebietet über die Musik durchs rationale System, um selbst dem rationalen System zu erliegen.”; “Die neue Ordnung der Swölftontechnik löscht virtuell das Subjekt aus.” 26 Adorno GS 14, s. 9. 27 Adorno GS 12 s. 122-26. 28 Adorno, GS 18, s. 668. Adorno'nun bıkıp usanmadan Berg'in “ekonomi”sini övdüğüne dikkat edilmelidir (örneğin, GS 18, s. 642). 29 Adorno, Philosophie der neuen Musik, “Die einzigen Werke heute, die zählen, sind die, welche keine Werke mehr sind.” GS 12, s. 37.
Cogito Adorno: Kitle, Melankoli, Felsefe Sayı: 36 / Yaz 2003 Raymond Guess