Dosya
Emek hırsızlığına, taşeron belasına, asgari ücret sefaletine karşı
direniyoruz!
H
ayatta seyircilere yer yoktur. Ya kaderinizi ellerinize alır, kendi yolunuzu kendiniz çizersiniz; ya da rüzgarda savrulan yapraklar misali ona boyun eğersiniz. İşte biz de uzun yıllar boyun eğenlerdendik hep, ta ki kaderimizi nasırlı ellerimizin arasına alıp da onu değiştirmeye karar verene dek... İlerisini görememenin getirdiği tarifsiz korkular yok artık; geleceğini şekillendirmenin verdiği tatlı heyecanına bıraktı yerini şimdi. İşte bu duygularla sizlere, Hadımköy’deki işgal fabrikamızdan sesleniyoruz.
Kimiz biz? Bizler Esenyurt-Hadımköy kurulu Greif (Sunjüt) Çuval fabrikasının işçileriyiz. Taşeronlarla beraber 1500 kişiye yakınız. Yakın zamanda Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Tekstil İşçileri Sendikası’nda örgütlendik. Geçtiğimiz Kasım ayında, firma yönetiminin eline sendikanın toplu sözleşme yetkisi ulaştı. Bunun üzerine şu anda GREIF (Sunjut) Hadımköy İşyeri Temsilcisi olan Ferhat Alsaç arkadaşımızı işten attılar. Ancak biz “Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için!” diyerek arkadaşımıza sahip çıktık. Hadımköy’de 170’i kadrolu, Dudullu’da ise 80 kadrolu sendika üyesi arkadaşımızla üretimi durdurduk. GREIF yönetimi 8
2
saat sonra arkadaşımızı işe geri almak zorunda kaldı. Bizler biliyorduk ki bir fabrikada işçiler kadrolu ve taşeron olarak bölünmüşse orada elde edilen kazanımları korumak kolay olmayacaktır. Patronların işçileri böl, parçala,yönet politikası boşa düşürülemeyecektir. Bunun için 44 farklı taşeron firmada çalışan taşeron işçisi kardeşlerimizi de örgütlemeye başladık. Taşeron şirketlerdeki örgütlenmeyi Hadımköy’deki fabrikamızda başlattık ve geçtiğimiz kasım ayından toplu sözleşme görüşmelerinin son oturumuna kadar da taşeron şirketlerde çalışan arkadaşlarımızın sendikaya üyeliklerini sürdürdük. Tüm bu örgütlenme sürecinde tek tek taşeron şirketlerde toplu sözleşme yetkisi almamızın ne kadar zor olduğunu biliyorduk. Çünkü, Türkiye’deki mevcut yasalar bizim örgütlenmemizi zorlaştırıyordu. Taşeron sistemi kölece çalışma koşulları, güvencesizlik ve işçileri bölen bir sistemdi. Her şeye rağmen birlikte örgütlendik ve Hadımköy’deki fabrikamızda kadrolu işçilerle taşeronda çalışan işçiler arasındaki birliği kurduk. Bunu başarmamızı kolaylaştıran ana neden ise, kadrolu veya taşeronda çalışan işçi arkadaşlarımızın üretim sürecinde aynı işi yapmaları ve ücret düzeyi anlamında aralarında fark olmamasıydı. Bizler, kadrolu taşeron ayrımı yapmadan aylar boyunca oturduğumuz mahallelerde iş çıkış saatlerinde toplantılar
TiS SÜreCi ve Taleplerimiz! GREIF yönetimiyle sendikamız DİSK/Tekstil’in yönetimi arasında başlayan yasal toplu sözleşme sürecinde ise TİS taleplerimizin başında Hadımköy ve Dudullu fabrikalarında, yasalarca da açıkça suç olarak kabul edilen taşeron çalıştırmanın kaldırılması ve sendika üyesi işçilerin tamamının kadroya geçirilmesiydi. Bu talep, halen daha kırmızı çizgimizdir. * Yıllardır düşük ücretlere ve kölelik koşullarına mahkum edilen işçiler olarak ücretlerimizin yükseltilmesini istedik. Bu kapsamda, ilk altı ay için yüzde 15, ikinci aylık dilim için yüzde 7 ücret zammı istedik. Sözleşmenin sonraki yıllarında 2. ve 3. dönemler için ise TÜFE+5 puan ücret iyileştirilmesi talebimiz oldu. Ortalama ücretlerin asgari ücret düzeyinde olduğu bu fabrikada yanısıra 120 TL ücret iyileştirmesi talep ettik. * Her türlü sosyal haktan yoksun olarak çalıştığımız fabrikamızda sosyal haklara sahip olmak istiyoruz. Bunların başında ise senede 4 ikramiye talebimiz yer aldı. İşte en insani ve temel taleplerimize kulak tıkanması nedeniyle haklı-meşru taleplerimiz için eylemdeyiz. Kardeşler, emek ve kavga dostları! Ancak, bu haklı ve meşru taleplerimiz GREIF yönetimiyle gerçekleştirilen beş oturum boyunca savuşturuldu ve görmezden gelindi. Bizler de 6. TİS oturumunun gerçekleştiği 10 Şubat 2014 günü, GREIF yöne-
kimiz biz?
gerçekleştirdik, eğitimler yaptık. Kendi kararlarımızı, oluşturduğumuz fabrika komitesiyle birlikte aldık. Direniş sürecimizde de bölüm komiteleri ve fabrika komitesi toplantılarını aksatmayarak her türlü kararı işçi demokrasisine yakışır biçimde fabrikamızda aldık. Özetle, kendi kendimizi yönetmeyi öğrendik.
ticilerinin “Taşeronu kaldırmam. Gerekirse fabrikayı kapatırım sizleri de kapı önüne koyarım” tehditleri üzerine Hadımköy ve Dudullu’daki fabrikalarımızda yüzlerce arkadaşımızla birlikte üretimi durdurarak karşılanmayan TİS taleplerimiz için fiili bir eylem başlattık. Böyle bir eyleme başladık çünkü, bu taleplerimizin, mevcut yasalar çerçevesinde elde edilemeyeceğini biliyorduk. Ne kazanacaksak “dilene dilene” değil “direne direne” kazanacaktık. Başlattığımız fabrika işgal eylemi toplu sözleşme sürecinde çıktığımız yasal bir eylem değildi. Bunun bilincindeydik. Eğer yasal süreci takip etseydik sendika üyesi taşeron işçisi kardeşlerimizin grev hakkı olmayacaktı. Biliyorsunuz, sendikalı işçi sayısının yüzde 5’lerde olduğu ülkemizde sendikalarımızın durumu ortada. Çalışma ve yaşam koşullarımız her geçen gün kötüye gitmesine rağmen sendikaların üye sayıları günden güne eriyor. İşte böyle bir süreçte, üyesi olduğumuz DİSK/Tekstil Sendikası’nın yönetimi tarafından ortada bırakıldık. Sendikanın genel başkanı Rıdvan Budak, toplu sözleşmede taşeron sisteminin kaldırılması ve diğer taleplerimizi hayal olarak nitelendirdi. Oysa ki, bu talepleri fabrikada çalışan tüm arkadaşlarımızla beraber belirleyip sendika yönetimine sunmuştuk. Bu da yetmiyormuş gibi sendika yönetimi, direnişimizi sahiplenmeyen açıklamalara imza attı. DİSK/Tekstil Genel Merkez yönetiminin bu tavrı halen devam etmektedir. Biz bu mücadelenin sadece Greif işçilerinin değil, ülkedeki tüm işçi ve emekçilerin mücadelesi olduğunu görüyoruz. Özellikle de sürdürdüğümüz işgal eyleminin, kölelik koşullarına mahkum edilmek istenen milyonlarca işçi ve emekçiye umut olacağını görüyoruz.
4
DİSK ve DİSK/Tekstil Sendikası’ndan
taleplerimiz!
D
irenişimizin ilk gününden itibaren DİSK ve DİSK Tekstil yönetiminin direnişimizi sahiplenmesini istedik. Sendikamızın ve konfederasyonumuzun yöneticileri bu konuda bir adım atmadılar. Defalarca görüşmeler yapmamıza rağmen bir sonuç elde edemedik. Yoğun çabalarımız sonucu DİSK yönetimi ve DİSK’e bağlı sendikaların yöneticileri 19 Şubat’ta direnişimize destek ziyareti gerçekleştirdiler. Atılan adımı anlamlı ve önemli bulduk. Gelen heyete GREIF işgalinin kazanmasının tüm işçi sınıfının ve DİSK’in kazanması olduğunu ifade ettik. Bu doğrultuda dayanışma ve desteğin sadece erzak yardımı ve ziyaretlere indirgenmemesini, gerçek anlamıyla eylemli sınıf dayanışması ve sahiplenme sergilenmesi gerektiğini vurguladık. DİSK yönetimine ve bağlı sendikalarının yöneticilerinin olduğu heyete taleplerimizi sunduk. Sunduğumuz talepler olduğu gibi ortada kaldı. Ziyarete gelen DİSK heyeti ve DİSK/ Tekstil Sendikası direnişimize karşı kayıtsız kaldı. DİSK/ Tekstil yönetimi daha da ileri giderek direnişimizi karalamaya kalktı. Direnişimizin 33. gününde patron tarafı ve taşeron patronlarının bazı sendika üyesi olmayan işçileri kullanarak gerçekleştirdiği provokatif saldırıyı açıktan sahiplendi. Taşeron patronlarını işçi olarak göstermeye kalkıştı. Patron tarafı ve taşeron patronlarının direnişimize karşı gerçekleştirdiği saldırı girişimini DİSK yönetimine bir gün önceden haber verdik ve destek istedik. Saldırı günü DİSK
yönetimini tekrar aradık. Fakat sessizce izlemekle yetindiler. DİSK/Tekstil yönetiminin bu tutumları bardağı taşıran son damla oldu. DİSK/Tekstil yönetimine sırtımızı ne zaman döndüysek bizi arkadan hançerlediler. Patron tarafı da her seferinde sendika yönetiminin tutumunu direnişimize karşı kullandı. Direnişimize zerre kadar katkısı olmayan yönetimin patrondan taraf tutumlarının önüne geçmek için direnişimizin 36. gününde sendikamız binasında görev nöbetine başladık. İlk gün nöbete giden 8 arkadaşımız yöneticilerin saldırısına uğradı. Bunun üzerine sendikaya Dudullu’da eylemde olan arkadaşlarımız geçti. Yöneticiler yaptıkları saldırıdan dolayı özür dilemek zorunda kaldılar. Yönetimin saldırılarını yine sonlandıramadık. Kendi sendikamızda tuttuğumuz görev nöbetinden rahatsız olan Rıdvan Budak bizden şikayetçi oldu. 3 arkadaşımızın gözaltına alınmasına neden oldu. Görev nöbetine başlamamızla beraber DİSK yönetimi bizimle görüşmek istediğini bildirdi. Bunun üzerine görüşmelere başladık. Komite oluşturuldu Gelinen aşamada, DİSK ve bağlı sendikaların yöneticileri olumlu bir adım atarak direnişe sahip çıkacağını ifade etti. Bundan sonra süreci yürütmek için bir komite oluşturulması kararı alındı. Komitenin DİSK yönetiminden, DİSK/Tekstil yönetiminden ve GREIF işçileri temsilcilerinden oluşturulması kararlaştırıldı. DİSK yönetimi sürecin bundan sonraki
DİSK ve DİSK/Tekstil yönetiminden taleplerimiz: 1- Direnişimizin işgal eylemi olduğu gerçeği gözardı edilmemelidir. Direnişimizin amacı ve hedefleri kamuoyuna doğru yansıtılmalıdır. 2- DİSK ve bağlı sendikalar direnişimizle eylemli dayanışma içerisine girmeli, örgütlü oldukları tüm fabrika ve işletmelerde direnişimizi anlatmalı ve dayanışma eylemleri planlamalıdır. İş yavaşlatma, iş durdurma kitlesel eylem, miting, yürüyüş, etkinlikler vb. örgütlenmelidir. 3- Üyesi olduğumuz DİSK/Tekstil Sendikası Greif patronuna ait ÜNSA’da grev kararı almalıdır. 4- Direnişimize karşı gerçekleşebilecek her türlü saldırı karşısında DİSK ve bağlı sendikalar hazırlık yapmalı, saldırı karşısında direnişimizi anında sahiplenmelidir. 5- Direnişimize uluslararası destek sağlamak için çeşitli adımlar attık. Uluslararası desteği arttırmak için DİSK ve Tekstil Sendikası tüm imkanlarını seferber etmelidir. 6- Eylemlerimizi işgal fabrikamız dışına da taşıyoruz. Başta Greif patronuna ait fabrikalar olmak üzere Greif’in fason iş verdiği (Polimer, İnci Plastik, Cesur Çuval vb.) tüm firmalar hedefımizdedir. Bu eylemlerimizde, ulaşım sorununu çözmek için direniş bitene kadar sürekli kullanabileceğimiz araç ihtiyacımızı DİSK ve DİSK Tekstil karşılamalıdır. 7- Direnişimizle maddi dayanışma çağrısı DİSK’e bağlı sendikaların örgütlü olduğu tüm fabrika ve işletmelerde hemen başlatılmalıdır. Dayanışma için başlattığımız “GREIF işçileriyle 1 yevmiyeni paylaş!” kampanyası DİSK tarafından sahiplenilerek yaygınlaştırılmalıdır.
taleplerimiz
seyrini yürütecek komitenin sağlıklı işlemesi için bizden görev nöbetimizi sonlandırmamızı istedi. Durumu değerlendirdik. Atılan adımı önemsediğimizi göstermek için görev nöbetini sonlandırdık. Direnişin 10. gününde gelen heyete sunduğumuz taleplerimiz olduğu gibi ortada duruyor. Oluşturulan komitenin ilk görevi bu talepleri hayata geçirmek için çaba sarf etmektir. İşgal eylemimiz karşısındaki sahiplenmenin göstermelik olmadığını göstermenin tek yolu da budur. Biz aşağıda DİSK ve DİSK/Tekstil yönetimine sunduğumuz taleplerin takipçisi olacağız.
DİSK Yönetim Kurulu’nun 20 Mart 2014 tarihli açıklaması:
“Konfederasyonumuza bağlı DİSK Tekstil sendikamızın üyesi Greif işçileri, taşeron sistemine ve sefalet ücretlerine son verecek bir toplu iş sözleşmesi için 39 gündür bir hak alma mücadelesi yürütmektedir. İşverenin direnişçi işçileri işten çıkarma ve fabrikayı kapatma yönündeki eylemleri ve söylemleri süreci kilitlemektedir. Bu nedenle Konfederasyonumuz ve konfederasyonumuza bağlı sendikaların gerçekleştirmiş olduğu direniş ziyaretlerinin ve dayanışmanın devamlılığı önemlidir. Greif’te DİSK Tekstil üyesi işçilerin iradesini ve taleplerini yansıtacak bir toplu sözleşme için konfederasyon düzeyinde de sürecin takipçisi olunacak, gerekli girişimlerde bulunulacaktır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”
5
6
Direnişimizin geldiği aşama... Bizler taleplerimiz kabul edilmeden buradaki işgal eylemimizi sonlandırmayacağız. Patronun diğer fabrikalarına da daha önce yaptığımız gibi taşıyarak mücadelemizde pes etmediğimizi göstereceğiz
D
irenişimizde gelinen aşamada Greif yönetimi Ali Cengiz oyunlarıyla sonuç almaya çalışıyor. Fabrikayı kapatma kararı aldığını ilan eden yönetim şu günlerde “kapatılan fabrikadan” işçi attığını açıkladı. Ama bu oyunlara ve tehditlere prim vermiyoruz. Direnişin 40. gününde bir kısım arkadaşımızın hesaplarına aylıkları yatırılarak, iş akitlerinin tek taraflı olarak fesih edildiği haberini aldık. HaberTürk gibi bazı gazetelerden, patronun yaptığı açıklamaya göre 135 işçinin işten çıkarıldığını okuduk. Bu girişim açık ki, sendikal örgütlülüğümüze yönelik bir saldırıdır ver bizler açısından yok hükmündedir. Bizler taleplerimiz kabul edilmeden buradaki işgal eylemimizi sonlandırmayacağız. Patronun diğer fabrikalarına da daha önce yaptığımız gibi taşıyarak mücadelemizde pes etmediğimizi göstereceğiz. Taleplerimiz kabul edilene kadar hiçbir baskı ve tehdide boyun eğmeden, mutlaka kazanacağız. GREIF yönetimiyle 14 Mart’ta gerçekleştirdiğimiz görüşmede patron tarafının bize sunduğu ve üzerinde anlaşma sağlanamayan maddeler. a- Konfeksiyonlar taşeron olarak devam edecek. b- İlk 6. ay %9, ikinci 6. ay %7 , 3, 4, 5, 6 dönem 6. ay zamları %1 c- İkramiyeler ilk 18 ay için 3, ikinci 18 aylık dönem için 4 olarak öneriliyor. d- Aylık verilen prim yerine maşlara sabit 120 TL brüt iyileştirme eklenecek.
Taşeron sistemi köleliktir! lt işveren (taşeron) ilişkisinin hükümleri, 4857 sayılı Yeni İş Kanunun 2 maddesinde“...Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal ve hizmetlerin üretimine ilişkin yardımcı işlerde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren- alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işvereninin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden alt işveren ile birlikte sorumludur. Asıl işverenin işçilerini alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi halde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işvereninin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler.
İşletmenin veya işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez” şeklinde düzenlenmiştir. Uzun yıllardır çalıştığımız fabrikamızda ise yasadışı biçimde sürdürülen taşeron uygulaması adeta kural haline getirilmiş ve bu kölelik uygulamasına göz yumulmuştur. Kadrolu işçiler dışında kalan 1000’e yakın işçi 44 ayrı taşeron şirkette çalıştırılmaktadır. Her türlü güvenceden yoksun biçimde güvencesiz koşullarda çalıştırılmak anlamına gelen taşeronluk sisteminin kaldırılıp kadroya geçirilmemiz en doğal ve insani hakkımızdır. GREIF gibi, sektöründe dünyanın önde gelen firmlarından biri olan şirkette bu hukuksuzluk en kaba biçimiyle yapılmaktadır. Direniş sürecinde sendikaya üye olan işçi arkadaşlarımızın kayıtlı oldukları taşeron şirketin adı “Uğur Gıda” olmasına rağmen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı kayıtlarına göre bu şirket “Gemi yapımı” ve “deniz taşımacılığı” işkolunda faaliyet gösteriyor gözükmektedir. Bu bile, taşeron köleliği konusunda daha fazla söze gerek bırakmamaktadır.
kararlıyız
A
Dayanışma faaliyetleri
D
irenişimizin başladığı ilk günden itibaren özellikle Avrupa’daki emek dostları ve duyarlı kurumlardan önemli destekler aldık. Başta, Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde örgütlülüğü bulunan İşçilerin Birliği Halkların Kardeşliği Platformu (BİR-KAR) olmak üzere Avrupa’nın dört bir yanından dayanışma mesajları elimize ulaştı. Fransa, Hollanda, Almanya, İsviçre’den dostlarımız gerek maddi gerekse de manevi anlamda direnişimizin yanında oldular. Şu ana kadar, yemek, otobüs ve diğer temel ihtiyaçlarımızı büyük oranda yurtdışından gelen maddi desteklerle karşıladık. BİR-KAR’ın çağrısı üzerine 20 Şubat’ta Greif işgalini selamlamak ve Greif patronlarını protesto etmek için, Greif’in Köln-Lövenich’teki ana merkezinin önünde eylem yapıldı. Yaşanacak Dünya, Kaldıraç ve ADHK da eyleme katılım sağladı. 7 Mart’ta BİR-KAR, Greif’in Almanya’nın Köln/Lövenich’teki ana merkezinin önündeydi. Köln/Lövenich’teki Greif’te sanayi fıçısı (bidon da denebilir) üretiliyor.
Direnişimizle dayanışma amacıyla Almanya Berlin’de Greif Direnişiyle Dayanışma Komitesi (BİR-KAR, EÖC, ADHK, Devrimci Proletarya) kuruldu. Bu komite son olarak 22 Mart Cumartesi günü dayanışma etkinliği düzenledi. Almanya’nın birçok kentinde büyük otomotiv fabrikalarında çalışan işçilere GREIF direnişini anlatan bildiriler dağıtıldı. Yanısıra, direnişin taleplerini ve GREIF yönetimini anlatan İngilizce metinler şirketin ABD’deki genel müdürlüğüne mail yoluyla iletildi. Şirketin Türkiye’de iş ilişkisinin bulunduğu firmalar da süreç hakkında bilgilendirilerek uyarıldı. Türkiye’de ise Bursa, İzmir, Antalya ve daha birçok yerelde dayanışma komiteleri ve platformlar kuruldu. Yine, İstanbul’un Avrupa ve Anadolu yakalarından forumlar ve dayanışmalar GREIF direnişiyle dayanışma amacıyla stand, bildiri dağıtımı, bağış ve eylemli dayanışmayı örgütlemeye devam ediyorlar. Tüm bunlarla beraber Hadımköy’deki işgal fabrikamıza destek ve dayanışma ziyaretleri devam ediyor.
7
- Temizlik malzemeleri: Sabun, Peçete, Tuvalet kağıdı, Çamaşır suyu, Kağıt havlu, Bone, Hijyen eldiveni, Yemek maskesi, Kolonya, Dezenfekten, Kağıt banyo havlusu, Şampuan, Bulaşık deterjanı - mutfak malzemeleri: Plastik -karton bardak, Plastik çay kaşığı, - Gıda: Çay, Şeker, Kuru Gıda-Bakliyat (Pirinç, bulgur, nohut, mercimek vb.) -Dayanışma için getirilen malzemeler dışarıda pişirilebiliyor- Genel ihtiyaçlar: Yağmurluk, çorap, iç çamaşırı, havlu
İletişim bilgileri/ziyaret adresi engin yIlGIn: 0 542 650 65 25 0 539 414 35 45 e-mail: greifiscileri@gmail.com Facebook: Greif İşgal Grev Direniş adres: Yeşilbayır Mah., Hadımköy İstanbul Yolu Cad., No: 59 Arnavutköyİstanbul (Esenyurt-Hadımköy’deki pervanelerin -rüzgar tribünleri- hemen yanı. Yenibosna’dan kalkan Hadımköy otobüsleriyle tek araçla, metrobüsle Beylikdüzü’ne kadar herhangi bir duraktan aynı otobüslere binilerek aktarmayla ulaşılabilir.) Direnişe parasal destek için banka hesap numarası ve diğer destekler için iletişim telefonları şöyle: Garanti bankası *Ferhat Alsaç adına.. *Türkiye için: Hesap No: 6683726 BIC: TGBATRISXXX IBAN: TR97 0006 2000 5440 0006 6837 26 BLZ (Banka kod numarası): 00544 almanya için: KontoInhaber: Ferhat Alsac Kreditinstitut: Garantie Bankasi BLZ: 00544 Kontonummer: 6683726 BIC: TGBATRISXXX IBAN: TR97 0006 2000 5440 0006 6837 26 İletişim: Ferhat Alsaç: 0 536 977 19 93 Engin Yılgın: 0 542 650 65 25
dayanışma
Greif ihtiyaç listesi!