Aylık Anne ve Çocuk Sağlığı Dergisi
Sayı:1 Mayıs 2014
?
miyim
ÇALIŞAN ANNE ! Ondan ayrılmak zor... BEBEKLER İÇİN EGZERSİZ Ne kadar önemli !
2.ÇOCUK OLMAK Ailenin 2. ferdinin hissettikleri
Bebeklerin Banyosu Bebeklerde Gaz Sancisi KONAK Neden olur, Nasıl Geçer
Uzm. Dr Ayşe ZENGİN TURAN Yazdı... Emzirmenin Önemi
Oyuncak Seçimi
Doktorumuz Diyor ki ; Çalışan Annelerde emzirme ... Bebeğiniz büyümeye başladı. İlk haftalarda yaşadığınız sorunlar ve stres geride kaldı. meme başı problemleri geçti, emzirme çok daha keyifli bir hal aldı. Bebeğinizin gaz sancıları geçti, gece uykuları düzene girmeye başladı. Bebeğiniz sürekli sizi takip ediyor, onunla ilgilenin diye gözünüzün içine bakıyor. Agulamalar, gülücükler sanki daha bir kaç gün önce sabahlara kadar ağlayıp bağıran o değilmiş gibi birden herşeyi unutturuverdi. Babanın işten gelme saatini bile öğrendi. Akşam olunca kapı çalındığında o da sizinle birlikte heyecanlanıyor. Herşey çok güzel, tam yoluna girdi, derken o gün gelip çattı. Şimdi herşeyi bırakıp işe başlamak ne zor. Bebeğe kim bakacak? Ben yokken stres yaşar mı? Yeterince beslenebilecek mi? Ya biberonu almazsa? Ya sonra beni emmeyi bırakırsa?, ?, ? ... Kafanızda birçok soru işareti var değil mi? Bu dönem için en önemli problemlerden biri de beslenme. Bebeğiniz bugüne kadar sadece emerek beslenirken hem anneden ayrılıp hem de biberonla veya kaşıkla beslenmeye başlaması ilk başta zor olacak. Ancak hiç merak etmeyin, bebeklerin uyum mekanizmaları çok iyi çalışır. Her türlü duruma erişkinlere göre çok daha iyi uyum sağlarlar. Hem zaten emzirmeyi bırakacak değilsiniz. Bu dönemde beslenme saatlerini ve miktarını iyi ayarlarsanız bebeğiniz hem biberonla veya kaşıkla daha rahat beslenir, hem de sizi emmeyi bırakmaz. En çok yapılan yanlışlardan biri çalışmaya başlamadan önce biberona alıştırmaya çalışmak veya ek gıdaya başlamaktır. Merak etmeyin, açlık temel içgüdüdür. Bebeğinizde bir sağlık problemi olmadığı sürece mutlaka beslenecektir. Yeter ki siz ona uygun olan gıdayı, uygun zaman ve miktarda verin. Altıncı aydan önce kesinlikle ek gıda başlamayın. Bebeğinizin sindirim sistemi hazır olmadan ek gıda verilmesi ileride daha büyük sorunlar yaşamanıza neden olabilir. Emzirmenin devamı açısından süt izninin iyi kullanılmasında fayda var. Eviniz işyerinize yakın ise öğlen saatinde eve gidip emzirmeniz veya bebeğinizin işyerine getirilmesi çok iyi olur. Gün içinde emzirmek hem süt yapımını uyaracak, hem de bebeğiniz ve sizin için rahatlatıcı etkisi olacaktır. Eğer gün içinde emzirme imkanınız yok ise üç saatte bir kısa bir dinlenme molası vererek birşeyler atıştırmanız ve sütünüzü sağmanız gerekiyor. Bunu kesinlikle ihmal etmeyin, emzirmenin devamı için çok önemlidir. Sağdığınız sütü süt kaplarına veya poşetlerine koyarak buzdolabında saklayabilirsiniz. Bu dönemde bebeklerin süt ihtiyacı bebeğe göre değişmekle birlikte yaklaşık 150 ml kadardır. Eğer sağdığınız süt iki gün içinde tüketilmeyecekse üzerine sütün sağılma tarihini yazarak eve gittiğinizde derin dondurucuya kaldırmanızda fayda var. Çalışmaya erken dönemde başlandığında bazen sütünüzde bir miktar azalma görülebilir. Bu durumda bazen günde bir veya iki kez mama takviyesi gerekebilir. Mamayı bebeğin ihtiyacı olduğu zaman uygun miktarda verdiğiniz takdirde emzirmeyi kesinlikle etkilemeyecektir. Önemli olan bebeği sık sık beslememek ve ilk altı ayda başka gıda vermemektir. Emerek beslenme her zaman için bebek için en keyifli beslenme şeklidir. Bebeğinizin bakımıyla ilgilenen kişiyle iletişiminiz çok önemlidir. Beslenme saatlerini ve miktarını mutlaka belirleyin. Üç saatte bir 120-180 ml arasında beslenme genel olarak uygundur. Bazen bebek beslenmeyi bir seferde tamamlamayabilir. Bebeğinizin gazını çıkarıp biraz rahatladıktan sonra kalan miktarı verebilirsiniz. Beslenme süresi 40-45 dakikayı geçmemelidir. Ek gıdalara 6. aydan sonra, mutlaka doktor kontrolünde ve uygun şekilde başlanmalıdır. Unutmayın ki önemli olan bebeğinizle geçirdiğiniz süre değil bu süreyi ne kadar etkin şekilde kullandığınızdır. Full time annelik hiç kolay değildir. Bazen işe gidip farklı ortamlarda bulunmak bebeğinizle geçirdiğiniz süreyi daha iyi kullanmanızı bile sağlayabilir. Keyifli bir annelik yaşamanız dileğiyle...
UZM. DR.Ayşe ZENGİN TURAN Çoçuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı
Doktorumuza İstediğiniz konuda Danışabilirsiniz www.aysezenginturan.com • info@aysezenginturan.com
“Çalışan annenin yapması gereken, evden ayrılırken bebeğine tekrar geleceğini anlatması ve buna onu ikna etmesidir. “
ÇALIŞAN ANNE & SUÇLULUK Bugün herhangi bir çalışan anne ile konuşun, size söyleyeceği kaçınılmaz tek sözcük vardır, o da suçluluk. Anneler çocuklarını evde bırakmak konusunda suçluluk duyarlar ve bunun kısa ve uzun vadeli etkileri konusunda endişe duyarlar, çünkü bu durumun gelecekte çocuklarının gelişimini etkileyebileceği kaygısı taşırlar. Anneler yaşadıkları bu yoğun suçluluk duygusu nedeniyle işten eve döndüklerinde çocuklarının her istediğini yapma ve onları şımartma eğilimindedirler. Oysa ki anneden bir ebeveyn olarak beklenilen en önemli şey çocuğuna ilgi, şevkat vermesi, kurduğu iletişim ile çocuğunun “ben değerliyim”, “güvendeyim”, “mutluyum” duygusunu yaşamasını sağlamasıdır. Çocuklar varolduklarına dair geri bildirim isterler. Aile içindeki etkileşim çocuğun bu gereksinimi yerine getirebilmelidir. Ayrıca çocuk emniyettte olduğunu hissetmeye, annesine karşı yakınlık hissetmeye ihtiyacı vardır. Bütün bunların sağlanabilmesi için de 24 saate ihtiyaç yoktur. Önemli olan annenin çocuğu ile geçirdiği zamanın niteliği, onunla kurduğu iletişimin türüdür. Suçluluk duygusu, uyarı vermeden gelir ve birdenbire mideniz delinmiş gibi hissedersiniz. Birçok çalışan anne de bir kez ya da birçok kez suçluluk hissetmiştir. Eğer birşey hakkında suçluluk hissediyorsanız, büyük olasılıkla hayatınız içinde ele almanız gereken bir konu vardır. Suçluluğu ilk hissettiğiniz anda kendinize neden bu duyguyu yaşadığınızı sorun. Suçluluğu azaltmak için yollar var mı? Önceliklerinizi değiştirecek yollar var mı? Bu değişiklik olumlu bir değişiklik mi? Eğer olumlu ise değiştirin. Eğer değilse gereksiz suçluluğa yol açan adımları değiştirmek gerekir. Çalışan anneler olarak kararınız ile ilgili rahat hissetmeniz önemlidir. Araştırmalar Ne Diyor? Çalışan anneler ve çocukları üzerinde yapılan araştırmalar arasında bulgular genellikle, annenin çalışmasının çocuğu olumsuz şekilde etkilemediği yönündedir. Araştırmalar her gün işe giden annelerin çocuklarının gelişiminin yavaş olmadığını ve zarar görmediklerini gösterir.
Çalışan annelerin çocuklarında herhangi bir gelişimsel sorun bulunamamıştır.. Annnin çocuğun bakımı için önemli bir kaynak olduğu ancak annenin çocuğu ile güçlü bir ilişki oluşturması için 24 saate ihtiyaç olmadığı saptanmıştır. Bazı çalışmaların ana sonuçları şunlardır: • Annenin dışarda çalışması çocuğun gelişimini geciktirmiyor. • Çalışan anneler ev işleri ve boş zaman faliyetlerine daha az zaman harcıyorlar. • Annenin evde kalması ya da dışarda çalışıyor olması çocuğun sosyal davranış, bilişsel yetileri ve dil gelişiminde farklılık yaratmıyor. • Çalışan anneler izin günlerinde çocukları ile daha fazla zaman geçiriyor. • Önemli olan annenin çocuğu ile geçirdiği sürenin kısa ya da uzun oluşu değil, çocuğu ile geçirdiği sürenin niteliğidir. • Annenin işinden tatmin olmamaması, çocuğunun bakımı ve emniyeti konusunda endişe duyması ve çalışma şartlarının çok ağır olması gibi faktörler çalışan anne ve çocuğu arasındaki etkileşimi olumsuz etkileyebilmektedir. • İşinde mutlu olan ve çocuğunun bakımı konusunda endişe duymayan anneler iyi bir ebeveyn rolüne sahiptirler. Öneriler: Değerlerinizi keşfedin ve nasıl bir anne olacağınıza karar verin. Nasıl bir anne olacağınıza karar vermek, çocuğunuzun sağlıklı ve mutlu olduğundan nasıl emin olacağınızı sağlar. Kararlarınıza güvenin ve onları uygulayın. Bazen verdiğiniz karar doğru , bazen yanlış olacak ve bazen de ne doğru ne de yanlış olacaktır. Hata yapmak için kendinize izin verin, hatalarınız sayesinde öğreneceksiniz. Hata yaptığınızı düşündüğünüzde samimi bir özür ve açıklama sunun. Sadece bir duruş alın ve sonuçları ile karşılaşmak için güçlü olup olmadığınızı bilin. Ebeveyn rolünüzü unutmayın. Her ailenin kendine özgü kuralları ve sınırları vardır. Ailenizde koyduğunuz kurallar ve sınırlar esneyebilir ancak suçluluk duygusuyla kuralları ve sınırları kaldırmayın. Kendinize iyi bakın. Yeterli uyku, beslenme, egzersiz yapma ve sizi mutlu eden şeyleri yapmak önemli. Bilin ki sizin mutluluğunuz ailenizin mutluluğudur. Az zaman ayırmak, az sevgi vermek demek değildir. Önemli olan beraber geçirdiğiniz zamanı nasıl değerlendirdiğinizdir. Çocuğunuzla beraberken onun sevdiği faliyetleri yapın. Örneğin; resim yapmak, sinemaya gitmek vb. Zamanınızın sınırlı olduğu durumlarda, örneğin ev işi yapmanız gereken durumlarda işinizi yaparken çocuğunuz ile sohbet edin ya da çocuğunuzun yaşına ve yeteneğine göre ondan yardım isteyin. Çocuğunuza az da olsa düzenli zaman ayırın.
Başka birşey söylemeye gerek var mı ?
0242 349 5565 0532 450 7325
zigzagkidsclub@hotmail.com Çaglayan Mahallesi, 2004 Sokak, No.26, Lara, Antalya.
‘We have two teachers in each class, one of whom speaks only English with the children and the other is trained in early childhood education and supports the children's Turkish language development.’
Zigzag Kids Club is a home away from home to our children. We are a family run creche and every one who joins us at Zigzag Kids Club is loved as part of our family. Our aim is to raise children who are happy, fun-loving, confident, responsible, creative and curious about the world. We believe that play is the most important method by which children learn and that children should have plenty of opportunities to explore their world naturally through free play. In our preschool there are no formal lessons and no workbooks. Our children learn through hands on meaningful interaction with materials and the world around them as they play. Zigzag children are lucky children. Most of the time they don't even realise how much they are learning because they're having so much fun. They're also lucky because they have a headstart when it comes to learning English. Our class teachers are all native English speakers and they speak English with the children all day long. As our children are immersed in an English speaking environment they learn the language in a natural and therefore more permanent way. We have two teachers in each class, one of whom speaks only English with the children and the other is trained in early childhood education and supports the children's Turkish language development. Our curriculum combines the English and Turkish early years programmes and we strive to promote high standards in physical, emotional, social and intellectual development. Above all we believe that we should let kids be kids as childhood is a precious gift to be lived only once. By providing plenty of opportunities to play, learn, explore and create in a safe and loving environment we give our children a chance to build a great foundation for future learning while having lots of fun.
Bu ay Röportaj için Zig - Zag kreşinin sahibi ve öğretmenlerinden Ziggy ÖREN’le konuştuk. Lara Çağlayan Mahallesi 2004 sokakta bulunan Zigzag Kids Club Antalya'da daha önceden deneyimlenmemiş bir model ile çıkıyor yola. Özgür, yaratıcı ve mutlu çocuklar yetiştirebilmek için odaklanmışlar SORU: Zigzag Kids Club'ın amacı nedir? CEVAP: Dünyayı keşfederek öğrenen, özgüveni yüksek, mutlu, bağımsız ve farklı yönleriyle öne çıkan bireyler yetiştirebilmek amacımız. Hergünü çocuklarımız için 'en iyi gün 'olacak şekilde planlamaya çalışıyoruz. Oyun temelli ve ilgi alanlarıyla bağlantılı şekilde oluşturduğumuz müfredat ile birlikte, minik öğrencilerimiz hem eğleniyor hem de öğreniyorlar. Bunların hepsini yapmaya çalışırken çocuklarımızın akademik gelişimlerini de göz ardı etmiyoruz tabiî ki. Okulumuzun akademik amacı İngilizce'nin temelini küçük yaşlarda vermektir. Ayrıca sağlıklı nesiller yetiştirmeye de özen gösteriyoruz. Ailelerle açık ve dürüst bir ortaklık kurarak beraberce yol alıyoruz. Böylece çocuklar keyifle burada zaman geçirirken ailelerimiz de gönül rahatlığıyla çocuklarını bize teslim ediyor… SORU: Bize biraz müfredatınızdan bahseder misiniz? CEVAP: Müfredatımız temel olarak İngiltere'nin Erken Yaş Çocuk Gelişim Müfredatı ile Türkiye'de kullanılan eğitim sisteminin bir sentezidir. Çünkü çocuklar altı yaşına kadar her şeyi oyun oynayarak öğreniyorlar. Bu sebeple sistemimiz oyun oynayarak ve eğlenerek öğrenme modeli üstüne kurulmuştur. Günümüzde çocukların gelişimlerini ölçmeye yarayan standart kriterler var. Bütün bunlardan yola çıkarak bu müfredatı oluşturduk. Altı yaşına kadar her şeyi oyun oynayarak öğrenebildikleri için bütün müfredat oyun temellidir. Bizde ders yok, çalışma kitabı yok, sadece oyun, müzik ve eğlence var. Böylece çocuklar daha doğal bir şekilde öğreniyor ve öğrendikleri de belleklerinde kalıcı hale geliyor. SORU: Eğitim sisteminiz hakkında bilgi alabilir miyiz ? CEVAP: Amerika ve bazı Avrupa ülkelerinde son yıllarda yaygın olarak kullanılmaya başlanan ve Milli Eğitimin Bakanlığı'nında pilot bölge ve okullarda test etmeğe başladığı öğrenme merkezleri sistemini (istasyon sistemi) kullanıyoruz. Sistemin en dikkat çekici taraflarından biri çocukların özgür olması ve zamanlama kararlarını kendilerinin vermesi. Doğal olarak bu da özgüvenlerine çok ciddi pozitif bir katkı yapıyor. Jean Piaget adlı düşünür; 'bir çocuğa bir şey öğrettiğinizde onun keşfetme fırsatını elinden almış olursunuz.'diyor. Sınıflarımızda ana dili İngilizce olan bir sınıf öğretmenimiz ve çocuk gelişimi konusunda eğitim görmüş bir Türk öğretmenimiz aynı anda bulunmaktadır. Sınıf öğretmenlerimiz sadece İngilizce eğitim programlarını uygularken partner olan Türk öğretmenlerimiz ders programlarının planlanması ve uygulanmasında destek vermektedir. Ayrıca çocuklarımıza hergün en az bir tane Türkçe faaliyet yaptırmaktadırlar. Bunların yanı sıra müzik, dans ve mutfak gibi branş derslerimizin tamamı yine bu konuda eğitim görmüş anadili İngilizce olan öğretmenler tarafından verilmektedir. Sadece Drama branş dersimiz Türkçe yapılmaktadır, çünkü bu dersin temel amacı çocukların hayal güçlerini gelişmesine yardımcı olmaktır ve bunu yaparken de kendi ana dillerini kullanmaları daha kısa zamanda daha olumlu sonuçlar alınmasını sağlamaktadır. Ben ise burada uyguladığımız sistemle ilgili İngiltere'de eğitim aldım ve devamında öğretmenlik okudum. İngiltere'de Middlestreet Brighton Preschool'da ve Antalya'daki birçok özel okul ve kreşlerde çalıştım. Ve sekiz yılı aşkın süredir iş hayatımda edindiğim tecrübelerimin hepsini bu eğitim programını hazırlamakta kullandım.
SORU: Okulunuzda çocuklar İngilizceyi nasıl öğreniyorlar? CEVAP: Biz çocukların çocuk kalmasına çok önem veriyoruz ve verdiğimiz eğitim eğlenirken öğrenmeye dayalıdır, tamamen İngilizcedir.Ödev, ders gibi kavramlar bizim kreşimizde kullanılmamaktadır. Çocuklarımız,günboyu anadili İngilizce olan öğretmenlerimiz ile beraberler. Oyun oynarken, yemek yerken, bahçedeyken, montlarını giyerken bile her zaman İngilizce konuşuyorlar. Bu şekilde hiç farkında olmadan ve hiç baskı hissetmeden hem dünyayı keşfediyorlar, yeni şeyler öğreniyorlar hem de yeni bir dil. Ortak faaliyet oyun ve ortak dil İngilizce olduğunda öğrenmek ve konuşmak daha yumuşak bir geçişle sağlanıyor ve öğrenmek daha kolay oluyor.
SORU: Hangi yaş gruplarında ne gibi eğitim programlarınız var? CEVAP: 2-6 yaş kreş bölümümüz, 0-3 yaş anne-bebek oyun gruplarımız, yaz okulu programlarımız ve İngilizce drama kurslarımız bulunmaktadır. SORU: 0-6 yaşları arasındaki çocuklar yabancı bir dil öğrenmek için küçük değiller mi? CEVAP: Bu yaşlar yeni bir dil öğrenmek için en doğru ve en kolay dönemdir. Bebekler doğduğu zaman bütün dünya dillerini öğrenme kapasitesine sahiptir ama gün geçtikçe ve kapasitelerini kullanmadıkça öğrenme maalesef daha da zorlaşır. Bebekler doğduğundan itibaren duydukları sesleri filtre etmeye başlıyorlar, az duydukları sesleri hafızalarına almıyorlar ama çok duydukları ya da ilgilerini çeken sesleri hemen öğreniyorlar. Çünkü beyinleri zaten öğrenmeye programlanmış durumda. Ben kendi kızımda da bunu gözledim. Doğduğundan beri ben kızımla İngilizce konuştum ve babası da Türkçe konuştu. Şimdi kızım 3 yaşında, her iki dili de çok iyi anlıyor ve konuşuyor. Bu yaşlarda öğrenmek çok doğal bir durum ve çocuklar hiç zorlanmıyorlar. Ayrıca yapılan araştırmalara göre küçük yaşta ikinci bir dili öğrenmenin büyük faydaları var; küçükken alınan yabancı dil eğitimiyle birlikte ilerleyen yaşlarda yeni bir dil öğrenmek istemeleri durumunda yeni dilin daha çabuk ve daha kolay öğrenilmesi, akademik derslerde daha başarılı olunması ve Alzheimer gibi hastalıkların önlenmesinde büyük faydasının olduğu kanıtlanmıştır. SORU: Kreşinizde bulunan çocuklardaki hedefiniz sadece İngilizce öğretmek mi yoksa başka hedefleriniz de var mı? CEVAP: Elbette var, İngilizce öğrenmeleri ve konuşmaları tek hedefimiz değil. Çocuklarda oyun oynamak çok önemli ve ciddi bir iş.Çünkü oyun fiziksel, duygusal, sosyal ve entelektüel gelişimin birinci unsuru. Bizim sınıflarımızda çocuklarımız özgür bir şekilde özel olarak hazırlanmış aktiviteler ve oyunlar içerisinden seçim yapabiliyorlar. Böylece bunlar arasında seçim yaparken karar verebilmeyi, tercih yapmayı, sıra beklemeyi, arkadaşlarıyla beraber çalışmayı ve sorumluluklarını öğreniyorlar. Aynı zamanda bu özgüvenlerinin gelişiminde de katkı sağlıyor. Ayrıca yaşları gereğince gerek akademik gerek sosyal anlamda öğrenmeleri gereken ne varsa burada hepsini doğal yollardan öğreniyorlar. SORU: Beslenme konusunda ne gibi farklılıklarınız olduğunu düşünüyorsunuz ? CEVAP: Sağlıklı nesiller yetiştirmek için sağlıklı beslenme şart. Bu konuda menümüzde yer alan yemeklere ve içeceklere çok dikkat ediyoruz. Mesela sadece taze sıkılmış meyve suları veriyoruz çocuklarımıza. Fast food dan uzak, ev yemeklerinin ağırlıkta olduğu, hiçbir şekilde tavuk kullanılmayan, kızartma yapılmayan,beyaz ekmeğin yerine sadece tuzsuz tahıllı ekmeklerin olduğu,katkı maddelerinin kullanılmadığı, et-süt ürünlerinin tanınan ve bilinen tedarikçilerden temin edildiği, mevsim sebze ve meyvelerinin kullanımına dikkat edilen bir mutfağa sahibiz. SORU: Son sözünü alabilir miyiz? Bize zaman ayırdığınız ve çocuklarımızın eğitimi hakkında detaylı bilgiler sunduğunuz için teşekkür ederiz. CEVAP: Çocuklarımızı gerçek hayata hazırlarken bireysel gelişimlerine destek olmak, doğayla barışık , meraklı, girişimci ruha sahip, sanatla bir şekilde ilgilenen dünya vatandaşları olmalarında katkıda bulunmak hedefimiz. Ben teşekkür ederim. Yeni çıkan derginizde sizlere de başarılar dilerim.
O Y U N C A K S E Ç İ M İ
Çocuklarımızın çevrelerini ve kendilerini tanımaları açısından her yaş döneminde kendi yaşına uygun oyuncakla oynamalıdır. Bedensel ve zihinsel gelişimi için çok önemlidir.
0-6 ay arası bebeklerde; Görsel ve işitsel duyularına hitap edecek şekilde seçilmeli oyuncaklar. Bebeğin yatağının üzerine asılan hareketli, ses çıkartan farklı renklerde oyuncaklar seçilebilir.
6ay - 1 yaş arası; parmaklarıyla tutabileceği oyuncaklar alınmalı. Kumaş bebek kitapları, çıngırak gibi hareketle ses çıkaran oyuncaklar, Yumuşak toplar tercih edilebilir. Bu dönemde oyun halıları kullanılabilir. Bebekler herşeyi ağızlarına götürebilecekleri için küçük oyuncaklar, kopabilecek veya parçalara ayrılabilen oyuncaklar tercih edilmez. Telefon ve kumanda gibi cihazlar bebeğin eline verilmemelidir.
1-2 yaş arası; ilgisini oyuncak hayvanlar çekecektir. Tekerlekli hareketli oyuncaklar, müzik çalan objeler, el - göz koordinasyonunu geliştirebilecek eğitici oyuncaklar, resimli kitaplar bu dönem için uygundur.
2 yaşından sonra ; Legolar, yap-boz, tren, otobüs, oyun hamuru ve boyamalara geçilmeli. Bu arada çocuk kitapları bu yaşta da olabilir. Ebeveyn gözetiminde çocuk makaslarıyla kesme eğitimi başlayabilir.
!
LÜTFEN
DİKKAT
çocuğunuzun sağlığını olumsuz etkileyebilecek malzemelerin oyuncak üretiminde kullanılmadığından emin olmak gerekir.
Bebeklerde Pişik Neden Olur? Bebeklerde bezin yeterince sık değiştirilmemesi, kalitesiz bez kullanılması, cildi tahriş edecek ıslak bezlerin kullanılması pişik oluşmasına sebep olmaktadır. Bebek cildine uygun yapıda olmayan ve bebeğe küçük gelen bezler de pişiğe neden olabilir. Ayrıca diş çıkarma dönemleri, ek gıdaya geçiş, antibiyotik kullanımı da pişik oluşmasına sebebiyet verebilir. Pişiği Önlemek İçin Neler Yapabiliriz? Pişiği önlemek için bebek cildine uygun özellikte ve emme gücü yüksek olan bezler kullanılmalıdır. Bez sık aralıklarla değiştirilmeli ve bebeğin cildi havalandırılmalıdır. Cilt bakımı için pişik önleyici kremler kullanılabilir. Pudra kesinlikle kullanılmamalıdır. Pişik; batma, yanma, bebekte huzursuzluğa ve cilt enfeksiyonlarına neden olabilir. Alınan önlemlere rağmen pişik devam ediyorsa doktora başvurulmalıdır. Mantara veya egzamaya bağlı pişiklerde doktorunuz duruma göre tedavi önerecektir.
BEBEKLERDE UYKU NEDEN ÖNEMLi ? BEBEKLER NE KADAR UYUR? 0-2 yaş çocuklarında uyku saatleri 1-25 gün 1-6 ay 6-12 ay 1-2 yaş 2-4 yaş 4-6 yaş 7-8 yaş
!
18-22 saat 15 saat 14 saat 13 saat 12 saat 11 saat 10 saat
Belirli yaşlar için normal süresi belirtilmiş olmakla birlikte, her çocuğun kendine özgü biyolojik bir ritmi olduğundan bu saatlerde uyuması beklenmemelidir. Bazı çocuklar belirtilen ölçülerden daha az uyumakla da dinlenebilirler.
Uyku beyin ve vücut gelişimi için en temel fizyolojik ihtiyaçtır. Büyüme hormonu bebeğin derin uykusunda salınır. Ciddi uyku problemlerinde bu hormon yeterince salınmaz ve vücut gelişimi sekteye uğrar. Bebek beyni doğumda erişkin beyninin % 30'u kadardır. Yaşamın ilk 3 yılında beyin hızlıca büyür ve erişkin boyutuna yaklaşır. Beyin gelişimi bebeğin REM (hızlı göz hareketleri döneminde - derin uyku) gerçekleşir. Bu dönem sık bölündüğünde bebekte öğrenme güçlüğü gelişir.
BEBEKLERDE KONAK
Bebek cildi çok hassastır ve keratin seviyesi az olduğu için bebeklerde özellikle ilk üç ay içinde çeşitli cilt problemleri görülebilir. Bunlardan biri de KONAK (seboreik dermatit) tir. Nedeni tam olarak belli olmamakla birlikte; genetik yatkınlık, çeşitli hormonal nedenler, beslenme ve bazı mantar enfeksiyonları ile ilişkili olduğu düşünülmektedir. Çoğunlukla doğumdan sonraki ilk haftalarda başlar, 4-5 ay içinde azalarak kaybolur , nadiren bir yıla kadar uzayabilir. Bebeklerde saçlı deride, bazen alında, kaşlar ve kulak arkası bölgelerinde görülebilen ciltte kızarıklık, ince pullanma ve kabuklanmalarla seyreden tekrarlayıcı bir cilt hastalığıdır.
Bu durum bebekte kaşıntı ve huzursuzluk yaratabilir. Konak oluşan saç derisinin düzenli olarak her gün koku, renklendirici içermeyen özel şampuanlarla yıkanması ve yumuşak bir tarakla taranması iyileşmesini çabuklaştırır. Banyo dışında günde 2-3 kez yumuşak bir tarakla taramak, pullanmanın kaybolmasına yardımcı olur Saçlı derideki pulların tek seferde temizlenmeye çalışılması durumunda pullanmanın kalın olduğu bebeklerde alttaki hassas cilt açığa çıkıp zarar görebileceği için tavsiye edilmez. Bu nedenle günlük banyolarla pullanmış bölgeyi 7-10 gün içinde temizlenmesi alttaki cildin düzelmesi için ihtiyaç duyulan zamanı sağlayacaktır. Şiddetli seyreden durumlarda çeşitli cilt enfeksiyonları ve bölgesel saç dökülmeleri görülebilir. Takip ve tedavi açısından doktorunuza danışınız.
6-12 ay yaş gruplarında; bebeğin ayak tabanlarından desteklenerek emekleme pozisyonuna getirilmesi, denge kontrolünün gelişmesi ve kas gücünün artması açısından faydalıdır. Sağa sola tam dönüş egzersizleri bu dönemde de yapılmalıdır. 8 aydan sonra, oturan bebeğe kendisine doğru gelen topu tutması, yakalaması, sonra kendisi yuvarlaması gibi yerde topla yapılan egzersizler önerilebilir. Bu egzersizler bebeğin koordinasyon ve kas gelişimini desteklerken oyun becerisini de geliştirir.
B E B E K L E R D E
E G Z E R S İ Z
12-24 ay yaş gruplarında; Bebeklerde; yürüme egzersizleri, denge kontrolünü sağladıktan sonra ayakla topa vurma, itme çekme faaliyetleri faydalı olur. 2 yaşa doğru tırmanma, hoplama zıplama gibi aktiviteler yapılmalıdır. Bu yaşlarda, saklambaç oyunu çocuğun algılama ve araştırma yeteneğini geliştirir. Yaşına uygun egzersizleri ebeveyn desteğine rağmen yeterli seviyede yapmayan bebeklerde, bu durum kas ve kemik gelişimindeki bozukluk ya da gecikmelerin habercisi olabileceği için çocuk doktoru ile görüşülmesinde fayda olacaktır.
0-2 yaş, bebeğinizin hem fiziksel hem de bilişsel olarak en hızlı geliştiği dönemdir. Kemik ve kas gelişiminin çok hızlı olduğu bu dönemde, bebeğe yaptırılacak egzersizler de önem kazanıyor. Bu fiziksel egzersizlerdeki amaç; çocuğun yaşına uyumlu aktiviteler ile fiziksel gelişimini desteklemek, motor ve bilişsel gelişimini sağlamak, sosyal ve d u yg u s a l o r ta m l a ra u y u m u n u a r tt ı r m a kt ı r. Elbette ki bu egzersizler, bebeğinizin tek başına değil, sizin desteğinizle yapabileceği egzersizlerdir. Ne zaman ki sizin yardımınızla yaptığı hareketleri tek başına yapabilecek, işte o gün birey olduğunun farkına varacak!0-2 yaşındaki bebeğinize şu hareketleri yaptırabilirsiniz:
0-6 ay yaş gruplarında genel olarak ebeveynlerin yaptırdıkları iki basit egzersiz önerilmektedir. Birincisi; sağa sola dönme egzersizleri (bebek sırt üstü yatırılarak bir bacağı diğer bacağının üzerinden öteki tarafa çevrilir ve dönmesine yardımcı olunur), ikincisi; çocuğun yerde yüzüstü yatar pozisyonda kolları üzerinde doğrulması ve bu şekilde sırt ve boyun kaslarının çalıştırılmasıdır. Bebeğin yerde kendi başına dönme egzersizleri yapmasına izin verilmelidir.
O Y N BA
NAM-I DİĞER BICI BICI NASIL YAPILMALI ?
1. Ellerimizi yıkadıktan sonra bebeğimizin kıyafetlerini, havlusunu, şampuanını sabununu ve lifini hazırlıyoruz. 2. Suyun sıcaklığını banyo için ideal olan 38 dereceye ayarladıktan sonra bebeğin omuzlarının da suya girebileceği bir miktar suyu küvete koyun. Bebeğin kaymaması için küvetin içine havlu koyabilir veya banyo filesi kullanabilirsiniz. 3. Bebeğinizi yavaşça ve güvenli bir şekilde küvete yatırın: Öncelikle bebeğinizin ayakları suya girmelidir. Bir elinizle bebeğinizin başını ve boynunu destekleyin. Bebeğinizin üşümemesi için vücuduna düzenli olarak su dökün. 4. Bebeğinizi boynundan aşağı köpüklü lif yardımıyla temizlemeye başlayın, sırtını, kollarını, gövdesini yıkadıktan sonra poposunu ve genital bölgesini önden arkaya doğru yıkayın. Bacaklarını ve ayaklarını da köpüklü lif ile temizleyin. En son bebeğinizin başını arkaya doğru yatırarak, göz yakmayan bebek şampuanı ile masaj yapar gibi yıkayın. 5. Bebeğinizi küvetten çıkarmadan önce iyice durulayın. Vücudu ıslanmış bebekler ellerinizin arasından rahatlıkla kayabilir. Bunu önlemek için bir elinizle bebeğinizin boynunu ve başını, diğer elinizle poposunu desteklerken uyluk kısmını başparmağınız ve işaret parmağınız ile tutunuz. 6. Bebeğinizi bir havluya sarın, derhal kurulayın ve giydirin. Bebeğiniz artık mis gibi O’nu dinlenmesi için yatağına yatırabilirsiniz.
Yeni doğan bebeklerin yaklaşık % 40 ında veya daha yüksek bir oranla görülebilmektedir.
Bebeğin gaz sancısı çektiği zamanlarda annelerin yapabileceği birkaç yöntem mevcut. Bunlar şu şekilde özetlenebilir:
Bebeğinizin sindirim yolunu izleyerek karnını ve ayaklarını ovun. Bebeğinizi kolunuzda ya da bebek salıncağında sallayın. Bebeğin karnına sıcak havlu koyun veya o bölgeye masaj yapın. Bebeğinizin gaz sancısı damlasını yemeğinden 20 dakika kadar önce verin. Dereotu, rezene, papatya gibi bebeğinizi rahatlatıcı bitkisel çaylar içirin. Ancak bunların miktarı ve sıklığı konusunda muhakkak doktorunuza danışın. Bu tür bitkisel ilaçları kullanırken kullanım oranının 120 ml'nin üzerine çıkmaması gerekir. Bu miktar göz kararı ile 1 gün içinde en fazla bir çay bardağı anlamına gelir. Halen bebeğinizi emziriyorsanız gün boyu dinlenin ve sütünüzün gece birikmesini sağlayın. Daima bolca sıvı alın ve dengeli beslenin. Bu sayede sütünüz bebeğiniz için yeterli olur.
BEBEKLERDE GAZ SANCISI
2.
ÇOCUK OLMAK
1. çocuk hemen büyütülür ve onun da çocuk olduğu unutulur. küçük diye tüm ayrıcalıklar ona tanınabillir. ‘kazanın dibi’ gibi tabirlerimiz vardır.
İlk çocukta herşeyin yenisi alınır, 2. çocuğumuz hele de aynı cinsiyette doğmuşsa 1. çocuğun kıyafetlerini giyer, oyuncaklarını oynar.
2. çocuk 1. ço cuğa tabi olur. Baz en hatta 1. çocuk istediği için doğrulur. Varl ığını ona borçludur o y üzden 1. çocuk nasıl is terse davranma ha kkı görür kendind e.
Her zaman yanında olan, onu çok seven, istediğinde sırtını dayayabileceği bir ablası , abisi vardır Herşeyden önemlisi