Hayattan ne derece memnunuz?

Page 1

HAYATTAN NE DERECE MEMNUNUZ? Hani en zor zaman kavramı vardır ya… Neyse zaten o zaman kavramındayken hiç kimse olmaz yanında. Hani şu iyi gün dostlarından bahsediyorum. Sesleniyorum! Ben sizin yanınızdayken ;şimdi tam da size ihtiyacım olduğunda nerelere kayboldunuz ? Yoksa benim bu kötü günleri atlatıp , iyi günlerime dönmemi mi bekliyorsunuz? Yanılıyorsunuz. Aslında size teşekkür ederim. Çünkü bana kimin doğru , kimin ise yanlış olduğunu öğretiyorsunuz. Ha bu süreçte canımı yakmıyor değilsiniz, ama olsun üzerimde emeğiniz çok !

Ben Nur. Hayatta birtakım şeylere mecbur bırakılan ben, elbette gün gelecek o mutluluğunuzdan bir tutam koparacağım. Gün gelecek huzurunuz benim olacak. Ve artık o gün intikamın soğuk alınacağından emin olacaksınız. Bunun içinse gerekli olan tek şey yalnızca ZAMAN! Hani kalıplaşmış sözler vardır ya ;zaman her şeyin ilacıdır, akışına bırakmalı bazı şeyleri, baktın olmuyor salla gitsin vs. sözcükler hayatımızda hep baş tacı olmuştur. Genellemelerden biraz özele gidersek ; hayatım hep bunalımlı, işler genelde yolunda gitmiyor. Fakat şu hayatta becerdiğin en iyi oyun içim kan ağlarken , dışarıya dünyanın en mutlu insanı gibi görünmek. Evet, bu tür oyunlar benim işim! Peki neden böyleyim ? Neden Mevlana’nın sözüne uymuyorum ? Belki de bunun cevabını bana zaman verecektir, kim bilir. Beklide her zaman doğal davranmak gururumu okşuyordur. Gurur. Gurur öylesine lanet bir şeydir ki ; hayatta yapmak istediklerinin önüne geçer hep. Yeri gelir herkes gibi mutlu olmanı engeller. Sonucunda ise sahte mutluluk pozları vermek kaçınılmaz olur. Belki isyankârım. Fakat her şeyde olduğu gibi bununda bir nedeni vardır elbette. Nedenini sanırım az çok kavrayabiliyorum. Mutsuzluk! Peki neden mutsuzum ? Çünkü bir an için hayatın benim değil de bir başkası tarafından veya başkaları tarafından yönetildiğimi düşündüğüm için. Belki de bu yalnızca benim düşüncem değildir, Kim bilir, belki bunu dışarıdan gören ama sessizce izlemekten başka elinden bir şey gelmeyen ne çok insan vardır. Hayat ne kadar da acımasız değil mi? Hançerleri ne yazık i bitmek tükenmek bilmiyor ve hiç beklenmedik bir anda hançerlerini saplıyor sana. Peki benim suçum neydi, günahım neydi ki bunları yaşıyorum? Ne o?Yoksa bunun cevabı da mı zaman da saklı? Bunun cevabını henüz bilmiyorum ve sanırım öğrenemeyeceğim de.Neyse . Hançerlerin biri var ki en çok canımı yakan belki de hançerin açtığı bu yara hiçbir zaman geçmeyecek ve her gün artacak. Her gün biraz daha anımsayacaksın geçmişteki anılarını ve her geçen gün biraz daha özleyeceksin yitirdiklerini. Ben de yitirdim, ben de her geçen gün biraz daha özlüyorum. Şu hayatta belki birçok şeyi unutabilirsin. Ama ÖLÜMÜN senden aldıklarını unutmak en zor ve hatta çok zor unutursun. Çünkü hayat unutturmamak için elinden geleni yapar, muhakkak hatırlatır sana kaybettiklerini ve bir daha geri dönmeyeceklerinin yarana basa basa anlatır. Anlatır ki aklından , hayalinden hiç çıkmasın. Ve yalnızca rüyalarında gösterir sana. Sonra da sanki hayat iyi ki varmış gibi “Bak rüyalarına gönderdim, kıymetimi bil“ der. Marifetmiş gibi. Sonra da mutsuz ol ve bunu


etrafına hiç belli etme. Daima mutlusun ya sen, aynen devam et. Kimsenin umurunda değilsin ama yine de senin açığını kollayanlara karşı hep güçlü görün ve asla unutma ki hiç kimseye güvenme. Zaten bu güven darbesini bir sefer aldın mı ikincisi kolay kolay gelmiyor. Gelse de sen korkuyorsun.“Acaba“mı diye.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.