K
ullandığımız işletim sistemleri ve yazılımlar, tıpkı bilgisayarlar gibi zaman içerisinde ciddi bir değişime uğradı. Örneğin, iPhone’un ya da Apple ürünlerinin bu kadar beğenilmesinin altında, pazarlama stratejileri kadar, sorunsuz çalışması ve işleri basitleştiren arayüzleri yatıyor. Windows için bu arayüz, ancak Windows 7’de nispeten rahatladı diyebiliriz. Buna karşın, işletim sisteminin ve çevre birimlerinin ayarlarını yapmayı bilmeyen çok sayıda kullanıcı bulunuyor. Oysa, bu ayarlar ile cihazları hızlandırabileceğiniz gibi, işleri de kolaylaştırabilirsiniz.
Bilgi düzeyi yüksek olmayan kullanıcılar için, teknoloji dergilerinin genelinde yayınlanan bilgisayarınızı hızlandırın benzeri yazılar önem taşıyor. Bu sayımızda, biz de bu furyaya katılıyoruz ve Windows işletim sistemi ve çeşitli çevre birimlerinin kullanıcılarına naçizane tüyolar veriyoruz. Bilgisayarı hızlandırmanın bir yolu da, elbette yeni nesil ürünleri kullanmaktan geçiyor. Sıradan teknoloji sever için yeni bir cep telefonu, video kamera gibi ürünler ne ifade ediyorsa, donanım meraklıları için de işlemci, ekran kartı gibi bileşenler fetiş objesi niteliği taşıyor. Bir süredir konuşulan ve Nvidia Fermi teknolojisini taşıyan GeForce GTX 480’i bu sayıda test ettik ve detaylarını sizinle paylaştık. Yeni dizileri takip edenler, filmleri İnternet’ten indirenler ya da müzik dinlemek, fotoğrafları TV’ye aktarmak isteyenler için bilgisayarı TV’ye bağlamaktan daha iyi ve kullanışlı çözümler bulunuyor. Ancak çoğu kullanıcı bu yeni ürünlerden haberdar değil. Daha çok kulaktan kulağa yayılan medya oynatıcıları karşılaştırdığımız yazımızı okuyarak, HD keyfine pratik yoldan ulaştıran cihazları tanıyabilirsiniz. Bu sayımızda, insan beyninin kullanımı üzerine ilginizi çekeceğini düşündüğümüz bir makale de hazırladık. Çalışma şekli ve yapısı konusunda her geçen gün bir yeniliğin açığa çıktığı insan beyni, bir süredir süren araştırmalarla uzaktan yönetim için kullanılabiliyor. Elbette bu çok karmaşık bir süreç, ancak yapılan bir çalışmanın detaylarını okudukça bu konuda bilimin hangi noktada olduğunu göreceksiniz.
Yayın Koordinatörü İlkay Zaman ilkay@scroll.com.tr
Genel Yayın Yönetmeni Aytun Çelebi aytun@scroll.com.tr
Yazı İşleri Müdürü Hakan Güngör hakan@scroll.com.tr
Editörler
Gülriz Sansoy gulriz@scroll.com.tr Fatih Ünlü fatih@scroll.com.tr Hasan Selman hasan@scroll.com.tr Metin Altınsoy metin@scroll.com.tr Mahmut Saral mahmut@scroll.com.tr
Görsel Yönetmen Oğuz Taşdan oguz@scroll.com.tr
Fotoğraflar
Adem Başaran adem@scroll.com.tr
Web Tasarım
Burak Karababa burak@scroll.com.tr
Katkıda Bulunanlar Murat Deligöz Melih Şabanoğlu Altuğ Kayauman Nuri Kethüdan Abdullah Tepe Yeşim Kıngöz
Bir sonraki sayıda görüşmek üzere,
Aytun Çelebi Genel Yayın Yönetmeni aytun@scroll.com.tr
İ.Z. Halkla İlişkiler Danışmanlık ve İletişim 19 Mayıs Mah. Sultan Sk. İmbat Apt. No:24/3 D.7 Kozyatağı İSTANBUL Tel: 0216 478 31 18 (Pbx) 0216 478 31 86 Fax: 0216 478 45 02 info@scroll.com.tr
SCROLL NİSAN 2010 3
6
Sektörden
Bilişim Sektöründen Yenilikler
46 Pratik
Taşınabilir Cihazlarda Her Videoyu Oynatın 4
SCROLL NİSAN 2010
12 Haber
Türjiye’den ve Dünyadan Haberler
48 Trend
nVidia Optimus
38
Kapak Konusu
Daha Hızlı Teknoloji
14 Cebit 2010 20 Yeniler En Yeni Teknolojik Ürünler 36 iPhone Uygulamaları 52 Test RAM
56 Trend Akıl Maddeyi Geçiyor
62 OS Windows MacOs Linux
58 Fotoğraf Yeni Ürünler Ve 68 Fotoğraf İpucu Dünyasından Gelişmeler 70 Oyun 60 Nasıl Çalışır OLED Ekranlar
SCROLL NİSAN 2010 5
XEROX’TAN “HASSAS” YAZICI
X
erox, geniş format yazıcılarda ürün gamını genişletmeye devam ediyor. Xerox, karmaşık ve hassas detaylar içeren dokümanları yüksek verimlilikte ve düşük maliyetle basmak ve taramak isteyenler için Xerox 6279 geniş format yazıcıyı öneriyor. Xerox 6279; ticari baskı merkezleri, mimarlık, mühendislik ve çizim firmaları için uygun bir makine olarak gösteriliyor. Görüntü kalitesine ve detaylı teknik çizim yazdırma özelliklerine sahip Xerox 6279, dakikada 7 veya 9 A1 baskı yapabilme hızı ile sınıfının en verimli yazıcılarından biri. Xerox 6279; 600 x 600 dpi baskı ve tarama kapasitesi ile karışık planlar ve şemalarda bile detayların kusursuzca basılmasını ve taranmasını sağlıyor. İsteğe bağlı onboard (entegre tarayıcı) tarama özelliğiyle saniyede 6 ips hızına kadar tarama yapabilen Xerox 6279; buruşmuş yada ıslanmış belgelerin arka planını saklayarak orjinaline uygun şekilde düzeltilmiş olarak basabiliyor ve belgelerdeki önemli detayları koruyor. Xerox Türkiye PSG Grubu Pazarlama Müdürü Serra Yılmaz; “Görüntü kalitesinin, operasyonel kolaylık ve maliyet öğeleri ile birlikte geniş format yazıcı kullanıcıları için en önemli unsur olduğunu biliyoruz. Xerox 6279; müşteri taleplerine hızlıca yanıt vermek ve yüksek kaliteli dokümanlar üretmek isteyenler için, görüntü kalitesi ve hızının yanı sıra modüler yapısıyla da ideal bir yazıcıdır.” dedi.
VODAFONE “CEP AVANTAJ FATURALI TARIFELERI” İLE YURTIÇI VE YURTDIŞI GÖRÜŞMELERI ÇOK DAHA AVANTAJLI
Y
eni Cep Avantaj Faturalı Tarifeleri ile Vodafone aboneleri çok avantajlı fiyatlarla, bütçelerine en uygun yedi Cep Avantaj paketinden birini seçerek ev telefonları, iş telefonları, Vodafone’lular ve diğer operatörlerle özgürce konuşma ayrıcalığını yaşayacaklar. Vodafone bu hizmeti sunarken Türkiye’de yine bir ilke imza attı. Tarifelerin sunduğu her yöne dakikalar ile sadece Türkiye’deki sabit ve cep telefonu numaraları değil; aynı zamanda yurt dışındaki 333 milyon Vodafone abonesi ve Avrupa ve Amerika’yı da kapsayan 50’ye yakın ülkedeki sabit hat numaraları da aranabilecek. Cep Avantaj Faturalı Tarifeleri’ni değerlendiren Vodafone Türkiye Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Öğüt şunları söyledi: “Mobil iletişim teknolojilerindeki global bilgi birikimimizi ve gücümüzü değer yaratan hizmetlere dönüştürerek, Türkiye’deki abonelerimizin hizmetine sunuyoruz. Cep Avantaj Tarifeleri ile sadece yurtiçini arama değil, yurtdışını arama avantajını da abonelerimizin cebine taşıyoruz. Örneğin, 15TL olan Cep Avantaj Mini tarifemizi seçen bir abonemiz tarifenin sunduğu her yöne 150 dakika ile ister yurtiçindeki isterse de Almanya’daki yakınlarıyla hiçbir ek bir ücret ödemeden konuşabilecek. Türkiye’de bireysel abonelere sunulan bir ilk olan bu avantaj ile abonelerimize dünya mobil iletişim devi Vodafone’nun global gücünden gelen olanakları sunuyoruz. Müşteri memnuniyetini arttırmaya, müşterilerimizin ihtiyaçlarını karşılayarak onlara gerçek anlamda değer yaratmaya odaklanan hizmet anlayışımız devam edecek.” 6
SCROLL NİSAN 2010
SCROLL NİSAN 2010 7
GELECEĞINIZ VODAFONE’A, VODAFONE GELECEĞINIZE ŞEKIL VERIYOR
Ü
niversite öğrencilerine Vodafone’da eşsiz bir iş deneyimi yaşayarak potansiyellerini keşfetme ve yeni mezunlara dünya mobil iletişim devinde kariyerlerine başlangıç yapma olanağı sunan Vodafone All Stars programlarına başvurular alınmaya başlandı. All Stars programları kapsamında Vodafone, Vodafone All Stars Yeni Mezun ve Genç Yetenek adları altında iki temel programı hayata geçiriyor. 15 Nisana kadar sürecek olan başvuru sürecinin tamamlanmasının ardından Vodafone All Stars Yeni Mezun Programı’na kabul edilen gençler kariyerlerine Vodafone’da parlak bir başlangıç yapacaklar. Vodafone All Stars Genç Yetenek Programı’na katılmayı hak kazanan öğrenciler ise Vodafone bünyesinde farklı bir çalışma deneyimi yaşayacaklar. Temmuz - Eylül süresince gerçek bir iş sorumluluğu olarak proje üzerinde çalışarak Vodafone tecrübesini edinecek ve sonrasında yarı zamanlı olarak çalışmaya devam edebilecek olan üniversite 3. sınıf öğrencilerine yönelik Vodafone All Stars Genç Yetenek Programı her geçen yıl katlanarak artan bir talep alıyor. Vodafone’un bu yıl ilk kez düzenlediği Vodafone All Stars Yeni Mezun Programı ise üniversitelerin lisans veya yüksek lisans programlarından yeni mezun olmuş veya en fazla 1 yıl iş tecrübesi bulunan gençlere yönelik olarak geliştirildi.
LENOVO IDEAPAD SERISININ İLK TABLET ÜRÜNÜ S10-3T
L
enovo IdeaPad S10-3t, tablet netbook kategorisini yeniden şekillendiriyor. 12 saate varan pil ömrü, 10.1 inç boyutlu çoklu dokunuşa sahip ve döndürülebilen ekran yapısıyla tüketicilere tablet netbook deneyimi yaşatıyor. 180 derece dönebilen ekran, çelik bağlantı noktalarıyla sağlam olduğu kadar şık bir görünüme de sahip. S10-3t, DirectShare özelliği sayesinde, internete bağlanmadan başka bir bilgisayarla dosya paylaşımına olanak verirken, Aktif Koruma Sistemi ile netbook’u düşme veya başka nedenlerle meydana gelebilecek darbelere karşı koruyor. Ayrıca Maplife - Harita yazılımı ve Veriface - Yüz tanıma özelliği ile tüketiciye kullanım kolaylığı yaşatıyor. S10-3t’nin diğer özellikleri arasında; E-kitap okuyucu ve stereo hoparlörleriyle Dolby® Headphone audio özellikleri de bulunuyor. Bir tanesi Yu Hua taş desenli olmak üzere iki farklı renk seçeneğiyle satışa sunulan IdeaPad S10-3t’nin fiyatı 499 Dolar + KDV. 8
SCROLL NİSAN 2010
Windows®. Sınırsız Yaşam. ASUS, Windows 7 ürününü önerir.
Muhteşem “Süper Sonik” Multimedya Keyfi. USB 3.0 ile Kusursuz Görsel - İşitsel Performans • ASUS SonicMaster teknolojisi ile muhteşem ses deneyimi • Kristal netliğinde görüntü kalitesi sunan grafik işlemcisine sahip ASUS Video Magic teknolojisi • En son Intel® yeni Core™ işlemci Multimedya artık birden fazla duyuya hitap ediyor. Intel® Core™ i5 işlemci ve Windows® 7 Home Premium tarafından desteklenen ASUS N61J Serisi notebook, parmaklarınızın ucuna sınırsız bir eğlence dünyası getiriyor. Zengin multimedya içeriği çağımızın trendlerine son derece uygun. USB 2.0 ile karşılaştırıldığında 10 kata kadar daha hızlı veri transferi yapabilen USB 3.0 ile dosyalarınızı arkadaşlarınızla paylaşmak artık daha da kolay. Yüksek tanımlı videolar, TV programları, MP3... ASUS N61J ile hiçbir şey imkansız değil. N Serisi’nin görsel ve işitsel performansı tek kelimeyle muhteşem. MP3’lerin ses kalitesini artırmak üzere tasarlanmış SonicMaster, çarpıcı netlik ve canlılık seviyesi sağlayan Intelligence Splendid ve Video Magic teknolojileri sayesinde işitsel ve görsel performansın sınırlarını zorluyor. Yeni ASUS notebookla, daha önce hissetmediğiniz bir multimedya deneyimi yaşayacaksınız.
Celeron, Celeron Inside, Centrino, Centrino Inside, Core Inside, Intel, Intel Logo, Intel Atom, Intel Atom Inside, Intel Core, Intel Inside, Intel Inside Logo, Intel Viiv, Intel vPro, Itanium, Itanium Inside, Pentium, Pentium Inside, Viiv Inside, vPro Inside, Xeon ve Xeon Inside markaları, Intel Corporation’ın ABD ve diğer ülkelerdeki ticari markalarıdır.
SYSTEM X AILESININ EN GÜÇLÜ ÜYESI EX5 GELIYOR
I
BM x86 platformunu temel alan ve çok daha fazla ölçeklendirilebilen, iş yüküne uyarlanmış bilgiişlemle teknik sınırları ortadan kaldıran yeni sistemleri tanıttı. Şirketin yeni eX5 sunucuları, kurumsal boyuttaki x86 tabanlı sistemlerin işletim ekonomisinin iyileştirilmesine yönelik üç yıllık mühendislik çalışmasının sonucunda ortaya çıktı. eX5 portföyü, IBM’in 2010 yılında tanıttığı, zorlu iş yüklerine yönelik olarak tasarlanan ve mevcut BT altyapısının maliyetlerini önemli ölçüde düşüren ikinci ürün ailesini oluşturuyor. İlk kez Almanya’da düzenlenen CeBIT fuarında tanıtılan sistemler, pazara sunuldu. Yeni sistemlerin, IBM’in pazar payındaki artışı desteklemesi bekleniyor. IBM, 2009’un her çeyreğinde, gelirler açısından sektörün diğer önde gelen x86 satıcısı firmalarından daha fazla pay elde ederek, yaklaşık %20’lik pazar payına ulaştı. Küresel pazar araştırma şirketi IDC’nin verilerine göre bu artış yıllık 3.5 puan anlamına geliyor. Yine IDC’ye göre, IBM, 2009’un dördüncü çeyreğinde blade sunucu pazarında da önemli bir başarı yakalayarak gelirlerini %64 artırdı ve pazar payını 5.7 puan yükseltti.
HTC MINI İLE HD2 DENEYIMI
H
TC Corporation, popüler HTC HD2 deneyimini daha kompakt bir tasarımla sunan HTC Sense tabanlı Windows telefonu HTC HD mini’yi tanıttı. HTC HD mini, şık tasarımı ile kullanım rahatlığını destekliyor. Telefonun montajında kullanılan hassas tespit elemanları, ince bir işçiliği yansıtacak biçimde dıştan görülebiliyor. Batarya kapağının altında parlak sarı iç yüzeye sahip güçlü tasarım telefon açıldığı anda beklenmeyen bir sürprizle devam ediyor. HTC HD mini’de, telefonun daha basit ve doğal bir biçimde çalışmasını sağlayarak kişi odaklı bir kullanıcı deneyimi sunan HTC Sense teknolojisi kullanılıyor. Bu teknoloji kişilerin nasıl yaşayıp, iletişime girdiklerini izleyerek ve dinleyerek geliştirilmiş üç temel prensip etrafında yoğunlaşıyor. “Benim Olsun”, “Yakınımda Kal” ve “Beklenmeyeni Keşfet” şeklinde özetlenebilecek bu temel prensip yeni HTC Sense deneyiminin de kilit öğeleri olmaya devam edecek. HTC HD2 gibi HTC HD mini de kişisel iletişiminizin akıllı bir görüntüsünü sunan ve komple Outlook entegrasyonuna sahip kişi odaklı iletişimi merkez almayı sürdürüyor. HTC’nin hayatınızdaki kişilerle iletişim anlarınızı ses, mesaj, durum güncellemesi ya da e-posta aracılığıyla olmasına bakmaksızın tek bir “kişi görüntüsü” altında gösteren kişi odaklı iletişim yaklaşımı sayesinde HD mini önemli dostlarınız ve iş arkadaşlarınızla yakın kalmanızı sağlıyor. Cihazda HTC’nin Windows tabanlı Twitter uygulaması HTC Peep de bulunuyor. 10
SCROLL NİSAN 2010
CEBIT HANNOVER 2010’DA EKONOMIYE YÖN VEREN TÜM SEKTÖRLERE KUCAK AÇIYOR
H
er yıl onbinlerce teknoloji tutkununu Almanya’nın Hannover kentinde buluşturan dünyanın en büyük teknoloji fuarı CeBIT’te, CeBIT Hannover, TÜRKSAT ve Hannover Messe International Istanbul & HİFAŞ ortaklaşa bir basın toplantısı düzenledi. Geçtiğimiz yıllardan farklı olarak, ekonomiye yön veren tüm sektörlerin yer aldığı dünyanın en büyük teknoloji buluşmasında; akıllı ev teknolojilerinden, Green IT’ye, navigasyon sistemlerinden, finans sektörü için geliştirilen uygulamalara kadar, tüm yenilikler katılımcı basın mensuplarıyla paylaşıldı. CeBIT Hannover, teknoloji tutkunlarını büyülemeye devam ediyor. İspanya’nın konuk ülke olduğu, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 68 ülkeden 4 bin157 şirketin katıldığı fuarın ikinci gününde, CeBIT Hannover, Hannover Messe ve TÜRKSAT ortaklaşa bir basın toplantısı düzenledi. CeBIT Hannover Başkan Yardımcısı Gerald Munderloh, Hannover Messe International İstanbul ve HİFAŞ Genel Müdürü Alexander Kühnel’in yanısıra bu yıl ve önümüzdeki yıl CeBIT Bilişim Eurasia’nın ana sponsorluğunu üstlenen TÜRKSAT Genel Müdür Yardımcısı Dr. Ahmet Kaplan’ın da katıldığı toplantıda, CeBIT Hannover’de sergilenen, bireysel ve kurumsal alanda geliştirilen en yeni teknolojilerle tüm yenilikler paylaşıldı.
Almanya Başbakanı Angela Merkel ve İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero ile kapılarını açan dünyanın en büyük bilgi teknolojileri ve iletişim fuarı CeBIT Hannover’in bu yıl daha geniş kitlelere hitap ettiğini belirten Gerald Munderloh; “Teknoloji dünyasında yaşanan yakınsama, bilişim sektöründe yeni alanları, ürün ve hizmetleri de beraberinde getiriyor. Bu yılki düzenlediğimiz fuarda, bu yakınsamayla birlikte sektöre katılan tüm yenilikleri 68 ülkeden 4 bin 157 katılımcının ve onbinlerce ziyaretçi ile paylaşabilmeleri için ev sahipliği yapıyoruz. 2010 yılında tüm dünyada 40’a yakın organizasyon iptal edilirken, CeBIT sahip olduğu vizyoner bakış açısı ile sapa sağlam ayakta. Bu yıl önceki yıllardan farklı olarak, sadece donanım dünyasındaki gelişmelere yer vermekle kalmayıp, aynı zamanda yazılım ve toplam çözümleri de ön plana çıkaracak, yeni bir fuar hazırladık. Günlük hayatta yaşam alanlarımızı saran tüm yenilikleri CeBIT Hannover 2010’da teknoloji tutkunlarıyla buluşturuyoruz. Bu anlamda bu yıl iş dünyası ağırlıklı olmak üzere, Green IT, akıllı ev teknolojileri, CeBIT House, tüm dünyada hızla gelişen web teknolojileri ve “CeBit Sounds” adı altında müzik özel bölümüyle teknoloji dünyasındaki tüm trendleri gözler önüne seriyoruz” açıklamasını yaptı.
TEST NVIDIA İLE FERMI ZAMANI
Uzun süredir beklenen Fermi teknolojili ilk ekran kartı olan Nvidia GeForce GTX 480 sonunda elimize geçti. Benzer şekilde rakibin tek yongalı ekran kartıyla karşılaştırdığımız Fermi’nin teknik detayları için okumaya devam edin.
EDİTÖRÜN
SEÇİMİ
E
kran kartları bir süredir yalnızca ekran kartı olmaktan çıktılar. Mimarinin sunduğu transistör sayısındaki artış, yonga hacminde ufalma ve işlem gücüne karşılık düşük güç tüketimi gibi avantajlar bir araya geldiğinde oldukça yüksek bir işlem gücü bilgisayarın emrinde oluyor. Bu da kullandığımız işlemcilerin belki iki nesil sonrasında görebileceğimiz faydayı şimdiden sunuyor. GeForce GTX 480, üç milyar transistör taşıyor ve 480 adet CUDA çekirdeği barındırıyor. Nvidia’nın C, C++, Fortran, OpenCL, DirectCompute gibi dillerde yazılan uygulamaları çalıştırabilen CUDA altyapısı, böylece farklı işlerde de kendini gösterebiliyor. Her CUDA işlemcisi tam sayı aritmetik mantık ünitesi (ALU) ve kayar nokta ünitesi (FPU) taşıyor. Eski modellerde 24 bit’le sınırlanan bu üniteler artık 32 bit destekliyor. Cihazda 60 adet dokulandırma ünitesi bulunduğunu da hatırlatalım. GeForce’un çekirdeği 700 MHz hızında çalışıyor ve 1536 MB’lık GDDR5 bellekler ise 3696 MHz’lik veri hızına sahipler. CUDA çekirdeklerinin hızına baktığımızda, bunların da 1400 MHz hızında olduğunu görüyoruz. 40 nm mimari ile hazırlanan GTX 480, 2 adet Dual-Link DVI ve 1 adet HDMI bağlantı taşıyor. Güç bağlantısı için bir adet 6, bir adet de 8 pin’lik bağlantı takmak gerekiyor. Tavsiye edilen güç kaynağının 600 Watt olduğunu ve çift yuva kapladığını da söylemekte fayda var. Bunun yanında, 3D Vision ile üç boyutlu görüntü desteği sunan cihaz, ikinci bir kartla eşlendiğinde, 3D Vision Surround ile çoklu monitör desteği kazanıyor. Bu ürünle birlikte desteklenen DirectX 11’in de çok 12
SCROLL NİSAN 2010
konuşulan bir özelliği olan Tesselation, yani döşeme, bu üründe gerçekten fark yaratıyor. Bu tekniği elinden geldiğince iyi kullanan ürünü farklı testlerden geçirdik. Öncelikle DirectX11 destekleyen Just Cause 2’deki performansı çok daha iyi durumda. DX10 destekleyen Resident Evil 5’te de farkını koruyor. DX11 destekleyen ve tesselation için özel bir test yazılımı olan Heaven Benchmark 2.0 ise GTX 480’in HD 5870 karşısında yüzde 25’e varan iyi sonuçlar almasını sağlıyor. 3DMark ve PCMark da işin içine katılınca, biraz geç de olsa, Nvidia’nın cevabının kuvvetli olduğunu gösteriyor. JUST CAUSE 2 1920 x 1080 32xCaa/16X Concrete Jungle Desert Sunrise The Dark Tower 1680x1050 8x/10x Concrete Jungle Desert Sunrise The Dark Tower RESIDENT EVIL 5 1920x1080 DX10 C16XQ 1680x1050 Low HEAVEN BENCHMARK 2.0 1920 x 1080 DX11 TES NORMAL8AA 16AF 3DMARK VANTAGE Performance GPU PCMARK VANTAGE Gaming
Nvidia GeForce GTX 480
ATI Radeon HD 5870
16,47 30,04 27,8
26,4 37,25 31,02
31,43 49,67 39,24
28,56 46,69 31,91
94,2 162,4
84,3 135,6
34,3
24,7
19921 16605
15600 16171
5720
5309
SCROLL MART 2010 13
CEBIT 2010
Daha çok ekonomik buhranla geçen bir yılın ardından, dünyanın en büyük ikinci teknoloji fuarının da küçülmesi bekleniyordu. Herkes adımları küçültmüş ya da yerinde saymaya razı olmuşken, bu sene Hannover’de düzenlenen CeBIT Fuarı, eskisi kadar canlı olmasa da, bilişim dünyasının hareketleneceğinin işaretlerini verdi.
14
SCROLL NİSAN 2010
İnternetteki eviniz
Profesyonel Hosting Hizmetleri www.ontek.com.tr SCROLL NİSAN 2010 15
ASUS EEE PC PRIME 1018P
C
eBIT Fuarı’nda büyükstandıyla dikkat çeken ASUS’un Eee PC adını verdiği netbook ailesine yeni katılan 1018p, yeni nesil teknik özelliklere sahip bir model. 10,1 inç ekran boyutu ve 18 mm inceliğindeki yapısı kadar, üzerinde USB 3.0 bağlantı yuvası bulundurması da ilgimizi çekti. Bu bağlantı ile yeni nesil harici depolama birimlerine yüksek hızda veri aktarılabiliyor. Aynı zamanda bu üründe parmak izi okuyucu da bulunuyor. Böylece verilere sahibinden başkasının ulaşmasını önlüyor. Cihaz bir yeni nesil bağlantı tipi daha destekliyor. Bluetooth’un 3.0 sürümünü de bu ürünle kullanmak mümkün, ancak ihtiyaç duyulan aparatı ayrıca satın almak gerekiyor. Intel Atom N470 işlemcisi taşıyan cihaz 2 GB belleğe, 500 GB’a kadar depolama alanı sunan sabit diske, 802.11n ağ bağlantısına sahip olacak. Satışa çıkış tarihi ise bu sene içerisinde olacak, ancak firma kesin bir tarih vermiyor. http://www.asus.com.tr
ASUS NX90
A
SUS yeni teknolojilere olan bağlılığını Bang & Olufsen’in ICEpower ses sistemini taşıyan yeni dizüstü bilgisayarıyla gösteriyor. NX90, cilalı alüminyum dış kaplaması ve mat siyah klavyeyi tamamlayan alüminyum bileklik kısmıyla dikkat çekiyor. Ürün üzerinde biri solda,biri sağda olmak üzere iki adet Touchpad yer alıyor. Böylece her iki elle kullananlar için de ciddi bir kolaylık sağlanmış. Ayrıca klavyede yazı yazarken yanlışlıkla dokunmanızı önlüyor. Bazı dizüstülerdeki TouchPad’i kapatıp açma gibi gereksiz bir zahmete girmeye de gerek kalmıyor. 18,4 inç büyüklüğünde geniş ekrana sahip NX90, Blu-ray sürücü, çift sabit disk desteği, 2 MP web kamerası, USB 3.0 bağlantısı ve Nvidia GeForce GT 334M grafik yongasıyla her işi karşılayacak nitelikte çözüm sunuyor. Üründeki ICEpower ses sistemi ise oldukça kaliteli ses çıkışı sağlıyor ve harici hoparlöre gerek kalmadan müzik ve filmlerden alınan keyfi artırıyor. http://www.asus.com.tr 16
SCROLL NİSAN 2010
DIGITUS KULLANICILARI YENI TEKNOLOJILER ILE TANIŞTIRIYOR
Y
eni teknolojiler görmeye alıştığımız CeBIT Fuarı’nda herkes elinden geldiğince en kullanışlı ürünleri sergiledi. Bunlardan birisi de çok çeşitli alanlarda ürünler hazırlayan, Alman menşeli Digitus oldu. Standdaki ürünlerin çoğu USB 3.0 destekleyen kart okuyucu, disk kutusu ve ek kartlar ile 802.11n destekli ağ ürünleri ve multimedya çözümlerden oluşuyordu. Uzun süredir beklenen ve konuşulan USB 3.0 bağlantısına sahip ek kart, eski sistemine USB 3.0 terfisi yapmak isteyenlere hitap ediyor. PCI Express yuvasına takılan DS-30220 ve dizüstüler için benzer işlevi gören Express Card arabirimi taşıyan DS-31220, Nec’in D720200 yonga setini taşıyor ve takıldığı sisteme 2 adet USB 3.0 yuvası ekliyor. Bu sayede 5 Gbps (Super Speed modu), 480 Mbps (USB 2.0’ın desteklediği High Speed modu) ve 12 Mbps (USB 1.1 ile desteklenen Full Speed modu) ve 1.5 Mbps (USB 1.0’ın desteklediği Low-Speed modu) hızlarına erişilebiliyor. Dolayısıyla cihaz geriye dönük uyumluluk taşıyor. Yeni nesil multimedya cihazlara bağlantı sağlayabilmek için KVM ürünlerine de ağırlık veren firma, ev eğlence sistemleri için DVI ve analog ses bağlantısını HDMI’a dönüştürüyor. Analog VGA bağlantısının yerini dijital DVI
bağlantısının aldığı günümüzde, çok sayıda PC bulunan evler için, bu cihazı kullanarak yönetimi tek noktadan yapabilmek mümkün oluyor. Plug & Play ve Hot Swap desteği sayesinde Windows sistemlerde işlem yapmadan kurulabilen ve istendiğinde kolayca bağlantı sağlanan bu ürün, 1920 x 1080 piksel yani Full HD çözünürlüğü destekliyor. Şu anda varolan en hızlı kablosuz ağ bağlantısını 802.11n standardı sunuyor. Digitus, bu standardı taşıyan yeni yönlendiricileri ve kablosuz ağ adaptörleri ile veri aktarımını kolaylaştırmayı hedefliyor. Bu ürünler 2,4 GHz frekans bandında çalışıyor ve 300 Mbps / saniye hızına kadar erişebiliyorlar. Multiple Input Multiple Output teknolojisi sayesinde çoklu anten kullanan ürünler, böylece sinyallerin daha güçlü iletilerek hızın ve kapsama alanının korunmasını sağlıyorlar. Ürünler güvenlik açısından da WPS (cihaza fiziksel olarak erişerek güvenlik), WPA2-PSK (256 bit şifreleme ile güvenli veri aktarımı) standartlarını destekliyor. Ayrıca ağ bağlantısının yavaşlamasını önlemek için sesli görüşme, web gezintisi gibi istenen işlemlere de QoS (Hizmet Kalitesi – Quality of Service) desteğiyle belirlenen sıraya göre öncelik tanıyabiliyor. http://www.bimel.com.tr SCROLL NİSAN 2010 17
ARCHOS 8 HOME SLATE
A
lmanya’daki CeBIT Fuarı’nda ilk kez tanıtılan ürünlerden bir tanesi de multimedya cihazlarla hatırı sayılır bir ün sahibi olan Archos’un yeni tablet bilgisayarı oldu. Android işletim sistemi taşıyan cihaz, Archos 8 Home Slate adını taşıyor. Ürün 4 GB harici depolamaya sahip. Ayrıca 12 mm incelikte ve yalnızca 400 gram ağırlığında. Archos 8 Home Slate’in Mayıs ayında piyasaya çıkması bekleniyor. Bu ürün aradığınızdan büyükse, firmanın bir de Archos 7 Home Tablet adlı bir çözümü bulunuyor. Bu cihaz da Android işletim sistemi kullanıyor, 12 mm incelikte bir yapıya sahip ve 7 saate varan pil ömrüyle dikkat çekiyor. Bu cihaz da Nisan ayı içerisinde satışa sunulacak. Ürünler İnternet bağlantısı için kablosuz ağ kullanıyorlar ve birisi 7, diğeri ise model adından anlaşılabileceği üzere 8 inç dokunmatik ekrana sahip. Her iki ürün de 129 Sterlin fiyat etiketiyle satışa çıkıyor. http://www.archos.com
MSI DUAL SCREEN NETBOOK
E
-kitap okuyucuların yaygınlaştığı şu sıralar, birçok firma farklı ürünler hazırlıyor. Henüz bu konuda standart oturmadığından bu konuda hayal gücünü zorlayan örnekler de dikkat çekiyor. Bunlardan birisi de Hannover’de tanıtılan yeni MSI netbook oldu. Intel’in Menlow adlı mobil İnternet cihaz platformunu kullanan Atom Z serisi bir işlemciye sahip bu netbook, ince ve hafif bir tasarıma sahip. Üzerinde iki adet ekran bulunduran cihaz, Windows 7 Home Premium işletim sistemi kullanıyor. Ekranlarının her biri 10 inç büyüklüğünde ve kapasitif yapıya sahip. Dolayısıyla hantal bir dokunmatik sistem yerine, Apple iPhone’daki gibi hızlı yanıt veriyor. Bu da kullanımı büyük ölçüde kolaylaştırıyor. İçerisinde depolama birimi olarak SSD teknolojisini kullanılıyor. İkinci ekran birinci ekranın uzantısı gibi kullanılıyor ve açılan uygulama pencerelerini birinden diğerine sürüklemek mümkün oluyor. Ürün hakkında daha fazla teknik bilgi verilmediği gibi, fiyatı da açıklanmıyor. Tek bilinen şey ise bu yılın ikinci çeyreği bitmeden piyasaya çıkmayacağı. http://www.msi.com.tr 18
SCROLL NİSAN 2010
Yeni Nesil Anakartlar
H55/H57 USB 3.0 Anakartlar
Intel® Grafik Teknolojisine sahip bir işlemci gereklidir.
GA-H55M-USB3
www.gigabyte.com.tr
www.arena.com.tr T 212-364 64 64
Hız ayarları GIGABYTE’ın garantisi altında değildir. Özellikler ve resimler haber verilmeden değiştirilebilir. Logo ve görsellerin her hakkı saklıdır. GIGABYTE izni olmadan kullanılamaz. Overclock uygulamaları sırasında işlemci, anakart ve diğer bilgisayar bileşenlerinde oluşabilecek herhangi bir hasardan GIGABYTE sorumlu değildir.
www.kont.com.tr T 216 -528 55 00
CB P r kı a SCROLL NİSAN 2010 B 19
HTC HD2 EDİTÖRÜN
SEÇİMİ
HTC HD2 ise başarılı özellikleri ve şık arayüzü ile Windows Mobile işletim sisteminin yavaş çalıştığı kanısını yalanlıyor ve gördüğümüz en iyi Windows Mobile sistemli telefon olma özelliğini kazanıyor.
H
TC HD2, iPhone’dakine benzer kapasitif ve çoklu dokunma destekleyen 4,3 inç büyüklüğündeki geniş ekranı kadar, Windows Mobile’ı adeta yamaladığı HTC Sense arayüzüyle de ilk bakışta iyi bir izlenim bırakıyor. Cihazın teknik özellikleri Windows Mobile’ı kesintisiz kullanabilmek için fazlasıyla yeterli. Quallcom’un 1 GHz’lik SnapDragon işlemcisi ve 448 MB’lik belleği aslında Windows Mobile dışın-
20
SCROLL NİSAN 2010
daki işletim sistemlerinde hız canavarı yaratabilecekken, Windows Mobile’ı ancak rahat şekilde çalıştırabilir duruma getiriyor. Cihazda HSDPA yani 3G desteğinin yanı sıra, Wi-Fi, Bluetooth ve GPS özellikleri bulunuyor. Ön yüzde çağrı başlatma, sonlandırma, geri dönme, Windows ve Bugün ekranına dönüş tuşları yer alıyor. Sol yanda ses seviyesini ayarlayabileceğiniz tuşlar bulunuyor.
Alt kısımda 3,5 inçlik kulaklık jakı ve micro USB bağlantısı mevcut. HTC bugüne dek kullandığı standart bağlantı yerine daha ince bir USB yuvası kullanmış. Bu yüzden bu kabloyu yanınızda taşımanız gerekebilir. Arka yüzde ise 5 megapiksel çözünürlüklü kamera ve oldukça güçlü bir flaş bulunuyor. Kamera otomatik odaklama yapabiliyor ve görüntü kalitesi de gayet iyi. Cihazın kullanımına gelirsek, HTC Sense ciddi bir rol oynuyor. Neredeyse Windows Mobile sisteminin hiçbir özelliğini kullanmadan, çok daha kullanışlı bir benzerini yaratmışlar. Öyle ki, mesajlaşma ve takvim arayüzlerini bile değiştirmişler. Bunun sonucunda dokunmatik açıdan daha kullanışlı bir hâle gelmiş. HD2’nin içerisinde Internet Explorer’ın yanı sıra Opera Mini de yüklü ve bu sayede rahatça Flash tabanlı siteler de gezilebiliyor. Menüler içerisinde genel dolaşım hızı çok iyi ve ayarlara girmek istediğinizde Sense’in Denetim Masası da çok kullanışlı. Telefonun üzerindeki hoparlör müzik ve videoların sesini rahatça duymanızı sağlıyor. İçerisinde FM radyo bulunması beğenimizi kazandı. Buna karşın, DivX vb. videolar için özel bir medya oynatıcı ciddi bir eksiklik. Twitter ve Facebook uygulamaları hazır geliyor, daha fazlasını ise
kendiniz yükleyebilirsiniz. Facebook’un adres defterine entegre edilmesi de çok iyi olmuş, böylece adres defterindekilerin fotoğrafları Facebook’taki profille eşleştirilebiliyor. Ayrıca doğumgünleri ve Facebook’taki telefon numaraları da deftere eklenebiliyor. Telefon klavye olarak tam boy sanal klavye kullanıyor ve Windows Mobile’ın küçük tuşlu klavyesi yerine anında titreşimle tepki vererek kullanıcıyı tuşlara bastığını hissettiren, geniş ve iPhone’unkini andıran bir klavye bulunuyor. Kısa sürede alıştığımız bu klavye de rahatça kullanılabiliyor. Sonuç olarak, HD2 şimdiye kadar kullandığımız en iyi Windows Mobile işletim sistemli cep telefonu. Buna karşın, bu özelliklerle başka bir sistem tercih edilebilirmiş. Flash desteği ve Windows uyumluluğunun yanında uzun pil ömrü de beğenimizi kazandı. Windows’tan kopamıyorsanız ve iPhone’a güçlü bir alternatif arıyorsanız HD2 tam size göre.
CEP TELEFONU 4,3 inç kapasitif dokunmatik ekran Windows Mobile 6.5 işletim sistemi 1 GHz SnapDragon işlemci 448 MB bellek microSD bellek kartı yuvası microUSB bağlantı 3,5 mm kulaklık jakı 3G, Bluetooth, Wi-Fi bağlantı GPS ve FM alıcı 120,5 x 67 x 11 mm boyutlar 157 g ağırlık Bilgi için http://www.htc.com.tr Fiyatı 1500 TL + KDV Geniş ekran Başarılı teknik özellikler Uzun pil ömrü
SCROLL NİSAN 2010 21
HP OFFICEJET PRO 4500 WIRELESS
Kablosuz bağlantı ile kolayca erişilen yeni Officejet Pro, uygun fiyat karşılığında ofis yardımcınız olmaya aday.
O
fficejet Pro 4500 Wireless, mürekkep püskürtmeli baskı teknolojisi kullanmasının yanı sıra, faks, fotokopi işlerini de görüyor. Yüksek kapasiteli siyah kartuş ile ofislerde kullanım için tasarlanan cihaz, Windows 7 uyumlu ve 802.11g kablosuz ağ bağlantısı taşıyor. Üst kısımda 20 sayfalık otomatik belge besleyici, ön kısımda ise 100 sayfalık giriş tepsisi yer alıyor. Ön panelde tüm ayarları yapmanızı sağlayan tuş takımının yanında 2 satırlık bir LCD ekran yer alıyor. Menü biraz karışık olsa da, ayarlar hızlı şekilde yapılabiliyor. Üst kısımda tarayıcı, altta yazıcı yer alıyor, ancak ergonomi açısından bir sorunu var. Ön yüzdeki kağıt koyma yeri belirgin değil. Bu sebeple çıktılar da boş kağıtların üzerine geliyor ve karışıklığa se-
22
SCROLL NİSAN 2010
bep oluyor. Bir adet siyah ve bir adet renkli kartuş kullanan Officejet Pro 4500 Wireless, dakikada yaklaşık 6 sayfa siyah beyaz ve 2,5 sayfa renkli baskı yapabiliyor. Bu değerler aynı sınıftaki giriş seviyesi yazıcılarla eşdeğer. Baskı kalitesi ne yazık ki ortalama. Özellikle fotoğraf basmak isterseniz, sonuçları biraz soluk bulabilirsiniz. Buna karşın, taramada ise gayet iyi olduğunu görüyoruz. Cihazın donanım tabanlı çift taraflı baskı yapamaması ve kart okuyucusu bulunmaması da göze çarpan dezavantajları. Ancak, sonuçta uygun fiyata ağdan kullanılabilen çok işlevli cihaz almak isteyenler için sayfa başı maliyeti de düşük bir seçenek sunuyor. Dolayısıyla ufak ofislerdeki işleri halletmek için iyi bir aday.
ÇOK İŞLEVLİ YAZICI Mürekkep püskürtmeli yazıcı 64 MB bellek USB, 802.11g arabirim 2 satır mono LCD ekran 4800 dpi’a kadar baskı çözünürlüğü 1200 dpi’a kadar tarama çözünürlüğü 100 sayfa giriş tepsisi 20 sayfa ek tepsi 100 sayfa faks hafızası 17 Watt güç tüketimi 428 x 420 x 215 mm boyutlar Bilgi için http://www.hp.com.tr Fiyatı 151 USD + KDV Düşük sayfa başı maliyet Kablosuz bağlantı Uygun fiyat Fotoğraf baskı kalitesi düşük
LENOVO THINKPAD EDGE
ThinkPad serisinin aşırı ciddi görüntüsünden sıyrılan Edge, küçük ve orta boy işletmelerdeki çalışanlar için taşınabilir ve performanslı bir dizüstü bilgisayar.
DİZÜSTÜ BİLGİSAYAR 13,3 inç geniş ekran AMD Athlon Neo X2 L335 (1,5 GHz) işlemci 3 GB DDR2 bellek ATI Radeon HD 3200 ekran kartı 500 GB 7200 RPM SATA sabit disk 802.11n, Ethernet, HDMI, 3 x USB bağlantı Bellek kartı okuyucu Windows 7 Ultimate işletim sistemi 332 x 228 x 31,3 mm boyutlar 1,65 kg ağırlık Bilgi için http://www.lenovo.com.tr Fiyatı 849 USD + KDV Şık ve sağlam yapı Zengin teknik özellikler Performansı giriş seviyesinde
24
SCROLL NİSAN 2010
T
asarımı hantal görünümlü ThinkPad’lerden ziyade, Idea serisindeki ürünleri andıran Edge’in kırmızı renkte bir kapağı ve 13,3 inç büyüklüğünde geniş LCD ekranı bulunuyor. Ekranın etrafındaki geniş çerçeve şık durmuyor, ancak iskeletin büyük olması da tam boy bir klavye kullanmamızı sağlıyor. Üründe IBM’den miras kalan parmakla fare yönetebileceğiniz kırmızı tuş klavyenin ortasında yerini almış. TouchPad ise oldukça geniş ve büyük. Ayrıca çoklu dokunma destekliyor ve yazılımı kuruluyken işleri basitleştiriyor. Cihazın WiMAX destekli 802.11n ağ bağlantısını açıp kapatmak için ayrı bir düğmesi bulunmuyor. Bellek kartı okuyucu, 3 adet USB yuvası, VGA ve HDMI bağlantısı, Ethernet ve Kensington güvenlik bağlantıları gibi standart sayabileceğimiz
teknik özelliklere sahip olan ThinkPad Edge, ne yazık ki optik sürücüden yoksun. İçerisinde Norton Internet Security, 60 günlük Office 2007 deneme sürümü, Microsoft AutoCollage 2009, Windows Live Essentials ve Skype for Business yazılımları kurulu geliyor. Ayrıca Lenovo Vantage Toolbox ile sistem güvenliği, ağ bağlantıları ve hata tanıma işlevlerinden faydalanılabiliyor. AMD’nin yeni nesil çift çekirdekli mobil işlemcisini kullanan Edge, giriş seviyesinden biraz daha yukarıda sonuçlar alıyor. Ofis uygulamaları ve web gezintisi için yeterli, bu sebeple hedeflediği kullanıcıya uygun bir seçenek sunuyor. Dört hücreli pil ile üç buçuk saat çalıştırabildiğimiz cihazın, altı hücreli pil seçeneği de bulunuyor. Performans olarak eşdeğer düzeyde olsa da, benzerlerine göre daha kaliteli, sağlam bir yapı ve güçlü bir yazılım ve destek paketi sunarak avantaj sağlıyor.
ASUS NUVIPHONE M20
Geçtiğimiz sene Computex Fuarı’nda görücüye çıkan nuviphone M20, sonunda ülkemize geldi. GPS uzmanı Garmin ile ortaklaşa hazırlanan ürün, konum bazlı iletişimi öne çıkartan, sosyal özellikleri tam bir akıllı telefon.
CEP TELEFONU Windows Mobile 6.1 işletim sistemi Quallcom 528 MHz işlemci 256 MB bellek 2,8 inç dokunmatik ekran 4 GB depolama alanı 3G, Bluetooth, Wi-Fi bağlantı MiniUSB, GPS bağlantı 3 MP kamera 95,3 x 52,5 x 12,8 mm boyutlar 99 g ağırlık Bilgi için http://www.asus.com.tr Fiyatı 545 USD + KDV Başarılı GPS özellikleri Uygun fiyatlı WinMo 6.1 kullanıyor Sanal klavyesine alışmak zor
26
SCROLL NİSAN 2010
G
armin ve ASUS’un ortaklaşa hazırladığı M20, giriş seviyesindeki bir akıllı telefona göre çok sayıda işlev taşıyor. İlk olarak, ufak boyutlarıyla her cebe sığıyor. 2,8 inç büyüklüğündeki dokunmatik ekranın çözünürlüğü benzerlerinden yüksek, dolayısıyla video ve web gezintisi için verdiği sonuçlar gayet iyi. Ancak çözünürlük simgeleri de ufaltıyor ve menüler arası dolaşımı kalem olmadan yapmak zor. Cihazın ön yüzünde çağrı yapma, sonlandırma ve dolaşım tuşları yer alıyor. Bu tuşlar daha ufak tutularak ekran daha geniş yapılabilirmiş. Ayrıca, ekranı kapatmak için iterek çalıştırılan bir düğme yapılması da garip olmuş. M20’nin işletim sisteminin 6.5 yerine 6.1 olması da bir dezavantaj, ancak sitesine 6.5 için güncelleme ekleneceği belirtiliyor. Mini USB ile her sisteme kolayca takılıyor. 3,5 mm’lik kulaklık jakı için kutudan çıkan minik adaptörü kullanmak gerekiyor. Kutuda arabaya montaj paketi de bulunuyor. M20’nin en dikkat çekici özelliği, başarılı bir GPS yongası taşıması. Üstelik telefonun arayüzü de adeta bu özelliğin etrafına konumlandırılmış. Bir adrese tıkladığınızda harita üzerinden gösterebiliyor, GPS üzerinde belirli yerleri işaretlemenizi ve tanımlamanıza olanak sağlıyor. Daha sonra bu mekanları haritada saklıyor. 3G, Bluetooth ve Wi-Fi destekleyen telefon, arkadaşlarınıza harita üzerindeki yerinizi göndermenize de olanak sağlıyor. Arabada ise yönlendirme yapabiliyor, ancak ekran bunun için yetersiz kalıyor. 3 Megapiksellik otomatik odaklama yapabilen kamerasının flaşı yok. Bu yüzden aydınlık ortamlarda daha iyi sonuçlar veriyor. İçerisindeki sanal klavyeye de alışması zor, üstelik ekranı yan çevirdiğinizde tuşları Q yerine alfabetik sıraya diziyor. Buna karşın, işletim sistemi akıcı çalışıyor. GPS açık kullanıldığında pili bir günde biten cihaz, GPS özelliğini sık kullananlara, yüksek meblağlar ödemeden zengin bağlantı seçenekleri sunan şık ve ufak bir seçenek sunuyor.
WESTERN DIGITAL MYBOOK ESSENTIAL
Verilerinizi otomatik olarak yedeklemek, kapasite durumunu kendi üzerinden göstermek gibi farklı özellikleri olsa da Essential, hız açısından sınıfta kalıyor.
HARİCİ SABİT DİSK 3,5 inç form faktör 2 TB kapasite USB 2.0 arabirim Kapasite göstergesi Güç düğmesi 256 bit şifreleme yazılımı 165 x 135 x 48 mm boyutlar 1,18 kg ağırlık Bilgi için http://www.wd.com.tr Fiyatı 199 USD + KDV Güvenlik özellikleri başarılı Ön panelden kapasite durumu gösteriyor Performansı düşük
28
SCROLL NİSAN 2010
M
yBook Essential, yalnızca USB 2.0 bağlantısı ile cihazlara bağlanabiliyor. Yazılım paketi içerisinde güvenlik ve yedekleme yazılımı mevcut. Ön yüzdeki led lambalarının bulunduğu bölümde yeşil ışık yanıyor. 3,5 inç form faktördeki bu cihaz, 2 TB kapasiteye sahip bir Western Digital disk barındırıyor. Arka yüzde USB ve adaptör bağlantısı yer alıyor. Bunların yanında bir de güç düğmesi mevcut, böylece cihazı kullanmayacağınız zamanlarda tamaman kapatabilirsiniz. Uyku modu artık her cihazda olduğu gibi MyBook Essential’da da var, ancak sonuçta cihazın elektrik almasını engellemiyor ve bu da ömrünü kısaltmak için yeterli bir sebep. Kutudan çıkan yazılımla otomatik yedekleme yapılabiliyor, ayrıca yedekler her seferinde tüm sistem yerine, değişen dosyalardan alınıyor. Böylece işlem kısalıyor. Verilerinizi kriptolayarak saklamanız da olası. Bunun için bir parola belirlemenizi isteyen yazılım, verilere başkasının erişmesini önlüyor. Disk kilitlendiğinde öndeki Led lambadan bunu görebiliyorsunuz. Ayrıca bu Led’in üzerindeki çubuk, disk kapasitesinin ne kadarının dolduğunu gösteriyor. Bu gerçekten benzersiz bir özellik. Cihaz uzun vadede ısınmıyor ve gürültü çıkartmadan çalışıyor. Testlerimizde saniyede 33 MB okurken, 14,5 MB veri yazan cihazın rastgele erişim süresi ise 21,7 ms. Okuma değeri gayet iyi, ancak yazma konusunda ne yazık ki vasat. Veri erişim süresi de aynı şekilde vasat. Kapasiteyi göstermesi, şık tasarımı ve yazılım desteği size yeterli geliyorsa, tercih edebilirsiniz.
AĞ DESTEKLİ YAYIN CİHAZI Ethernet, kızılötesi verici bağlantısı Kompozit, komponent, S-video bağlantısı Windows XP / Vista desteği Mac OS X 10.3.9 uyumlu 294 x 243 x 88 mm boyutlar 1,3 kg ağırlık Bilgi için http://www.bestbuy.com.tr Fiyatı 399 TL + KDV Kolayca kuruluyor Cepten yayın izlenebiliyor
30
SCROLL NİSAN 2010
SLINGBOX SOLO
Televizyonunuzu, DVD çalarınızı, Media Center’ınızı ya da güvenlik kameralarınızı evden uzaktayken de seyretmek isterseniz, Sling Media’nın yeni oyuncağı olan Slingbox Solo, kolay kurulabilen ve yönetilebilen bir seçenek sunuyor.
S
lingbox Solo’yu TV alıcısına ya da kablo TV’ye, isterseniz benzer bir alıcıya takabilirsiniz. Üzerindeki kompozit, komponent ve S-video bağlantıları sayesinde cihazlarla bağlantı kurulabiliyor. Daha sonra İnternet için Ethernet yuvasını kullanmanız gerekiyor. İki adet led lamba ile güç ve ağ bağlantısının çalıştığını belirten cihaz, PC üzerinden kendi yazılımı ile ayarlanabiliyor. Bir de USB yuvası var, ancak Sling Media bu yuvanın henüz işlevsiz olduğunu ve ileride yapılabilecek Firmware güncellemesiyle etkinleştirileceğini belirtiyor. Bu yuvanın kablosuz ağ adaptörü ya da harici depolama için kullanılması olası. Kızılötesi vericisi bulunan cihaz, uzaktan alıcınızı kumanda edebilmeyi sağlıyor. Kurulum oldukça kolay, Digiturk’e komponent bağlantıyı yaptıktan sonra, Windows ve Mac altında yazılımı kullanarak kısa sürede her şeyi ayarlayabiliyorsunuz. Burada Digiturk’ün ve birçok cihazın kumandasının bulunması da şaşırtıcı. Böylece ek bir ayar yapmaya gerek kalmıyor. Kurulum tamamlandıktan sonra evinizdeki diğer sistemlerden, ofisteki bilgisayarınızdan ya da cep telefonunuzdan yayınları izleyebiliyorsunuz. Evinizdeki bağlantının veri gönderme (upload) hızına bağlı olarak görüntü kalitesi değişiyor. Kullanıcı adı ve şifre ile korunan bu yayını arkadaşlarınızla da paylaşabilirsiniz. Denemelerimizde bağlantı kalitesi düşse de, akıcılığın kaybolmadığını gördük. WMV ve farklı biçimleri destekleyen yayın sistemi, cep telefonundan bağlanmak için uygun. Ancak iPhone, Windows Mobile, Palm OS, Symbian 60 destekli yazılım için 30 dolar ödemeniz gerekiyor. Bunun için 3G bağlantınız olması gerektiğini de hatırlatalım. Cihaz şu anda ne yazık ki yalnızca BestBuy’ın tek şubesinin bulunduğu İzmir’de satılıyor.
İnternetteki eviniz
Profesyonel Hosting Hizmetleri www.ontek.com.tr
SAMSUNG C3510 GENOA
Samsung’un giriş seviyesi akıllı telefon pazarına hakim olmak için hazırladığı Genoa, 3G bağlantısından yoksun oluşu kadar, zayıf teknik özellikleri ve uygulama desteğinin zayıflığıyla da tavsiye edilmeyi zorlaştırıyor.
U
CEP TELEFONU 2,8 inç kapasitif ekran EDGE, GPRS, Bluetooth 2.0 bağlantı microUSB arabirim 8 MB dahili bellek 1,3 MP kamera Opera Mini tarayıcı microSD bellek kartı yuvası 104 x 55 x 13 mm boyutlar 90 g ağırlık Bilgi için http://www.samsung.com.tr Fiyatı 160 USD + KDV Dokunmatik performansı iyi
Çoklu dokunma yok Hiçbir özellik tam işini görmüyor
32
SCROLL NİSAN 2010
ygun fiyatlı akıllı telefon pazarı büyüyor. Yakın gelecekte kullanıcıların çoğu web tarayıcısı bulunan, e-postalarına rahatça erişebileceği ve sosyal ağlarla entegre özellikler sunan telefonları kullanıyor olacak. Bu anlamda, giriş seviyesi modellerin gelişmesi önem taşıyor. Samsung da bu yönde yatırım yapıyor. Yeni giriş seviyesi akıllı telefonu olan Genoa, yani C3510’da 2,8 inç büyüklüğünde 240 x 320 piksel çözünürlükte dokunmatik bir ekran bulunuyor. Kapasitif yapıdaki ekranın dokunmatik performansı başarılı, buna karşın çözünürlüğü düşük. Ana ekranda dinamik uygulama desteği sunan cihaz, kendine has bir işletim sistemi kullanıyor. Samsung’un birçok telefonunda rastladığımız bu sistem, 3G bağlantısı olmadığından, EDGE ya da GPRS üzerinden İnternet’e bağlanıyor. Sayfaları büyütüp küçültebilmek dışında, web tarayıcının göze çarpan bir özelliği yok. Flash desteklemiyor, Java’yı ise ayrıca kurmak gerekiyor. Dahili takvim, Google arama, Gmail, basit bir fotoğraf düzenleyici, not defteri, görevler, dünya saati, kronometre ve hesap makinesi gibi uygulamalar kurulu gelen cihazın, müzik çaları orta seviyede. Çok müzik dosyası ekleyecekseniz, filtreleme olmadığını söyleyelim. MP3, WMA, eAAC destekliyor, FM radyosu var ve 3,5 mm’lik jak ile istediğiniz kulaklığı kullanabiliyorsunuz. 8 MB’lık dahili hafızası ancak kendine yetiyor, dilerseniz microSD kart takarak dosyalarınızı taşıyabilirsiniz. Samsung telefona neredeyse en basit şeyleri doldurmuş ve satışa çıkartmış. Bluetooth ve kamera olması bile, bu anlamda bizi şaşırttı. 1,3 MP’lik kamerası giriş seviyesi ve otomatik odaklama, Xenon flaş gibi özelliklerden yoksun. Video kayıt çözünürlüğü oldukça düşük. Konuşma ömrü 4 saate varan cihazın bekleme süresi ise 400 saati buluyor. Denemelerimizde bir saat konuşma, yarım saat müzik dinleme ve standart kullanım ile 2 gün çalıştırabildiğimiz cihaz, uygun fiyatlı ve uygulama yüklemekle uğraşmak istemeyenler için basit özellikler sunan bir telefon.
PANASONIC DMB-BD45EG-K
Blu-ray DVD’leri seyredebilmek ve uygun bir oynatıcı satın almak için teknoloji konusunda bilgi sahibi olmanıza ya da ek özellikler konusunda kafanızın karışmasına gerek yok.
BLU-RAY OYNATICI Blu-ray disk desteği CD-R/RW, DVD-R/+R/RE/+RW/RAM desteği MP3, JPEG, DivX desteği DolbyDigital, Dolby TrueHD, DTS, DTS-HD MA uyumlu Kompozit, HDMI görüntü bağlantısı Analog stereo ve optik ses bağlantısı USB ve bellek kartı okuyucu 430 x 207 x 40 mm boyutlar 1,9 kg ağırlık Bilgi için http://www.panasonic.com.tr Fiyatı Firmayı arayınız DivX destekliyor USB ve bellek kartı destekliyor İnternet desteği yok
34
SCROLL NİSAN 2010
T
ürkiye pazarına hızlı bir dönüş yapan Panasonic, HD destekli ürünleriyle dikkat çekiyor. Blu-ray oynatıcı modeli olan DMB-BD45’in arka kısmında HDMI ve kompozit görüntü bağlantılarıyla optik ses bağlantısı bulunuyor. Ön yüzde ise USB ve SD bellek kartı okuyucu mevcut. Bu bağlantılar sayesinde Panasonic fotoğraf ve video kameralardaki fotoğrafları ve videoları oynatmak mümkün oluyor. Ancak buraya bellek kartı ya da sabit disk takarak, medya dosyalarını oynatabilirsiniz. Cihazın, HD çözünürlükte DivX biçimli videoları oynatması beğenimizi kazandı. Görünüm olarak baktığımızda, derli toplu bir yapısı olduğunu görüyoruz. Disk yuvası bir ka-
pağın ardına gizlenmiş. Üst kısımda güç ve diski çıkartmak için iki adet tuş yer alıyor. Ön kısımda basit bir LED panel yer alıyor ve buradan medya yönetimi yapılabiliyor. Panasonic’in diğer makinelerindeki kumandanın aynısı bu ürünle geliyor ve kontrol açısından yeterli bir çözüm sunuyor. Her ne kadar firma cihazın yarım saniyede açıldığını iddia etse de, cihaza bir film takıldığında uzun süre beklettiğini gördük. Ürünün menüleri arasındaki geçişler gayet hızlı, menü tasarımı da dolaşımı kolaylaştıracak şekilde yapılmış. Üründe Profile 2.0 ve İnternet erişim gibi özellikler bulunmuyor. Giriş seviyesinde, kaliteli bir Blu-ray oynatıcı arayanlar için iyi bir seçenek sunuyor.
VERBATIM EXTERNAL HARD DRIVE
Harici depolama birimi ararken en önem verdiğiniz kriter hız ise, Verbatim’in 1 TB’lık çözümü işinizi görecektir.
O
ptik depolama medyaları, flash bellek ve sabit diskler konusunda uzun bir süredir çalışan Verbatim, 3,5 inç form faktördeki masaüstü harici depolama cihazları ile de iddialı bir seviyeye gelmiş durumda. Seride FireWire ve USB kullanan ve 2 TB’a kadar kapasite sunan seçenekler bulunuyor. Bu ay test merkezimize gönderilen External Hard Drive ise bunların aksine sade bir seçenek. USB 2.0 bağlantısı ile cihazlara bağlanabiliyor, adaptör ile güç beslemesi alarak çalıştırılıyor. Cihazın arka kısmındaki bağlantıların yanında bir de güç düğmesi bulunuyor. Ön yüzde ise çalışma durumunu gösteren bir Led mevcut. Ürünün boyutları 3,5 inç büyüklüğündeki diskten biraz daha büyük, bu sebeple masaüstünde kullanılabildiği gibi, dizüstü bilgisayar çantasında da rahatça taşınabilir. Cihazı bilgisayara taktıktan sonra içerisinde Windows kullanıcıları için Nero BackItUp 2 Essentials yazılımı olduğunu gördük. Bu yazılımla istediğini gibi yedekleme yapabiliyorsunuz. Verbatim bu üründe Samsung’un 7200 RPM hızındaki sabit diskini kullanıyor ve 1 TB kapasite sunuyor. Arkada fan için ufak bir hava çıkışı var, ancak cihaz nedense denemelerimizde gürültülü çalıştı. Dış malzemesi sebebiyle çok ısınmasa da, sessiz bir ortamda kendini belli ediyor. Testlerimizde saniyede 34,8 MB hızında veri okuyan cihaz, 25,2 MB yazarak başarılı bir sonuç elde etti. Rastgele erişim süresinin de 15,8 ms ile iyi bir değer olduğunu belirtmeliyiz. Verbatim External Hard Drive, sade tasarımlı, ufak yapıda ve hızlı bir cihaz arayanlar için uygun bir depolama çözümü.
HARİCİ SABİT DİSK 3,5 inç form faktör 1 TB 7200 RPM SATA sabit disk USB 2.0 bağlantı Güç düğmesi ve 1 x Led lamba NeroBackItUp 2 Essentials yazılım 202 x 114 x 40 mm boyutlar 1 kg ağırlık Bilgi için http://www.verbatim.com.tr Fiyatı 105 USD + KDV Yüksek hızda çalışıyor Uygun fiyata sahip Disk gürültülü çalışıyor
SCROLL NİSAN 2010 35
TREND
iPhone UYG iPhone ve iPod Touch ile kullanabileceğiniz oyun ve yazılımlardan bir seçki yaptık.
TOYSTORYMANIA – 5 USD Disnet theme-park türündeki bu oyun, Toy Story karakterlerini beş adet karnaval temalı minik oyuna yerleştiriyor. Burada yumurta, dart oku, halka ve tüfekle hedefleri vurarak bilet kazanmak hedefleniyor. Beş oyundan her biri de kendine has bir temaya sahip. Woody ile Western türü bir ortamda atış yaparken, Buzz Lightyear ile uzay çağından bir halkayı atmanız gerekiyor. Her birinde de kontroller değiştiğinden, oyunu kendini tekrar tekrar oynatıyor. Oyunda üç zorluk seviyesi bulunuyor ve bu sayede her yaştaki çocuğa uygun.
CONVERT 1.0.1 – 2 USD Bu yakışıklı uygulamayla beş birim arasında çevrim yapılabiliyor. Alan, açı, ağırlık, hacim, uzunluk, derece gibi basit ölçülerden tutun da, enerji, para birimi, güç, basınç ve tipografi gibi zor değerler arası da çevrim yapılabiliyor. Çevirerek tür değiştirdiğiniz arayüzü oldukça ilginç. Ayrıca basit bir hesap makinesi de bulunuyor. Böylece çevrimler sonrasında hesaplamalar da yapabilirsiniz.
JR HEXATONE PRO 1.1 – 10 USD Bu ritim uygulamasına alışmak için gerçekten de biraz vakit geçirmek gerekiyor. Adını Dream Theater’ın klavyecisi Jordan Rudess’ten alan uygulamadaki altıgenleri kullanarak müzik yapabiliyorsunuz. Buna alıştıktan sonra JR Hexatone gerçekten de kullanışlı bir yazılım. Her altıgen bir müzik sample’ı ile neler yapabileceğinizi belirten açıklamalar taşıyor. Ekranda 90 adet altıgen bulunuyor, bunlarla davul paternleri oluşturup kompleks bir davul solo yaratabilirsiniz. JR Hexatone şimdiye kadar gördüğümüz en yetenekli müzik araçlarından birisi. 36
SCROLL NİSAN 2010
Yazar: hakan güngör hakan@scroll.com.tr
GULAMALARI NOTIFYME 1.4.1 – 4 USD
Yapılacaklar listesi hazırlamak için basit bir uygulamaya ihtiyaç duyuyorsanız, kullananı uyaran bu yazılım tam size göre. NotifyMe, tam zamanlı görev yöneticileri kadar iddialı değil, ancak basit ve sade olmasıyla birçok kullanıcıyı etkileyecek türden bir araç. Uygulama gün içerisinde akıldan çıkan ufak tefek işleri hatırlatmak için biçilmiş kaftan. Yapmanız gereken işinizi yazmak, kategori seçmek ve tarih / saati belirlemek. Zaman geldiğinde NotifyMe uyarı yaparak işinizi hatırlatacaktır.
BIRDBRAIN – 3 USD Twitter hesabınızdaki değişiklikleri takip eden ve haber veren bu uygulama, 20 dakikada bir otomatik olarak çalışıyor. Yenilik olduğunda artı işareti ile kullananı uyaran Birdbrain, kullanıcılar hakkında bilgiye erişime de olanak sağlıyor. İsterseniz kullanıcı bilgisine erişebilir, izleyebilir ya da takip listenizden çıkartabilirsiniz. Özet sekmesi ise zaman içerisinde oluşan istatistikleri gösteriyor. Buna karşın bir Twitter modülü değil, Twitter için faydalı bir araç olarak görmek lazım.
MYPANTONE – 10 USD Yetenekli renk kalibrasyon araçlarının yerini tutamasa ya da genel özelliklerinin çoğunu barındırmasa da, myPantone adlı bu iPhone uygulaması çapraz referans sistemi kullanarak renkleri ve renk gruplarını kendi ana renk kütüphanesini kullanarak oluşturmanızı sağlıyor. Arayüzdeki ufak eksikler ve iPhone ile renk seçimi yapmanızın çok mantıklı olmayışı dışında tasarımcılar hızlı bir araç niyetine iPhone’larını bu uygulamayla donatarak kullanabilirler.
SCROLL NİSAN 2010 37
TEKNOLOJİYİ H
Teknolojiye ayak uydurmak için elinizden geleni yapıyor olabilirsiniz, ancak kullandığınız teknolojiler de size ayak uyduruyor mu? Bilgisayarınızı, çevre birimlerini ve kullandığınız diğer araçları size zaman kazandırmak için ayarlayabilirsiniz. 38
SCROLL NİSAN ŞUBAT 2010
Yazar: Scroll, info@scroll.com.tr
HIZLANDIRIN
SCROLL ŞUBAT NİSAN 2010 39
PC’Yİ HIZLANDIR
WINDOWS 7’NIN AÇILIŞ SÜRESINI KISALTIN Windows 7’nin daha hızlı yüklenmesini sağlamak için izlenebilecek çeşitli yollar var. Başlat’a tıklayıp, arama kutusuna msconfig yazın ve Enter’a basın. Sistem Yapılandırması penceresinden Önyükleme sekmesine girin ve Zaman Aşımı süresini 30’dan 3’e düşürün ve GUI Önyüklemesi Yok’u işaretleyin. Gelişmiş Seçenekler’e girin ve İşlemci Sayısı’nı belirleyin. Önce Tamam’a, daha sonra Uygula’ya tıklayın ve tekrar Tamam’a tıklayın. Sisteminizi yeniden başlatın ve açılışın daha kısa sürdüğünü göreceksiniz. GÜÇ SEÇENEĞINI DEĞIŞTIRIN Windows 7’nin varsayılan güç planı enerji tüketimini dengelemek üzerine kuruludur. Belirli bir süre bilgisayarı kullanmadığınızda sabit diski
40
SCROLL NİSAN 2010
kapatır ve kullanılmayan USB cihazlarının elektriğini keser. Özellikle güç tüketimi konusunda endişelenmiyorsanız, daha iyi performans sunacak bir güç planına geçebilirsiniz. Bunun için Başlat’a tıklayın, Denetim Masası’na girin ve Sistem ve Güvenlik’e tıklayın. Burada Güç Seçenekleri’ne girin ve Ek Planları Göster’e tıklayın. Buradan Yüksek Performans’ı seçin. Bu planı Plan Ayarlarını Değiştir’e ve daha sonra Gelişmiş Güç Ayarlarını Değiştir’e tıklayarak özelleştirebilirsiniz. Arabaşlık: Aero temasını kapatın Windows Vista ve Windows 7 işletim sistemlerinin ikisi de grafik olarak bilgisayar kaynaklarını yoğun bir şekilde kullanırlar. Birkaç yaşında bir PC ya da dizüstü bilgisayara sahipseniz, sistemi şık göstermek için kullanılan özellikler sisteminizi gözle görülür ölçüde yavaşlatabilirler. Kaynak müsrifi Aero temasını kapatmak sistem hızını iyileştirecektir. Masaüstünde boş bir alana fare ile sağ tıklayın ve Kişiselleştir’e tıklayın. Vista’da ise Pencere Rengi ve Görünümü’ne girmeniz gerekir. Daha sonra temalardan Windows Vista Basic’i seçin. Windows 7’de Temel ve Yüksek Karşıtlık Temaları’ndan birisini seçerek Aero’yu kapatabilirsiniz. GEREKSIZ BAŞLANGIÇ ÖĞELERINI KAPATIN Çoğu program kendini Windows açıldığında çalışacak şekilde ayarlar. Anti virüs yazılımınız için bu ihtiyaç duyulan bir özellik olsa da, MSN, QuickTime gibi yazılımların her seferinde açılmasına gerek duymayabilirsiniz. Üstelik bunlar arkaplanda
READYBOOST İLE SİSTEMİNİZİ HIZLANDIRIN 2 Özellikler penceresi karşınıza gelecek. USB’nizi başka bir amaçla kullanmak istemiyorsanız, karşınıza gelen üç seçenekten, Bu Aygıtı ReadyBoost’a Ada’yı seçin. Azami sekiz cihazı ReadyBoost için sisteme ekleyebilir ve toplam 256 GB alan kullanabilirsiniz.
1 Bilgisayarınızı hızlandırmak amacıyla kullanacağınız USB flash belleği takın. Otomatik Çalıştırma penceresi karşınıza gelecek. Buradan Sistemimi Hızlandır’ı seçin.
çalışarak bellek ve işlemci kullanırlar. Engellemek için Başlat menüsüne tıklayın ve arama kutusuna msconfig yazıp, Enter’a basın. Başlangıç sekmesine girerek istemediğiniz programların yanındaki işareti kaldırın. Uygula’ya tıkladıktan sonra sisteminizi yeniden başlatın.
3 Cihazı aynı anda başka bir amaçla kullanmak isterseniz, Bu Aygıtı Kullan seçeneğini işaretleyin ve kapasiteyi belirlerseniz, ReadyBoost etkinleşecektir. Bu araca alternatif olarak WinPatrol 2010’u (http://www. winpatrol.com) kullanabilirsiniz. Bu yazılım açılışta yüklenen programların belirleyeceğiniz bir süre geç açılmasını sağlayabiliyor. Böylece her şeyin bir anda açılması yerine belirli aralıklarla çalıştırabilirsiniz. Bu aralık, bir saate kadar sabitlenebiliyor. READYBOOST KULLANIN Bilgisayarınızdaki sanal bellek dosyası, uygulamalara fiziksel bellek yetmediği durumlarda da çalışabilmek için ek bellek alanı sağlar. Bu dosya genelde sabit diskinizde saklanır, ancak Vista ve Windows 7’de bulunan ReadyBoost özelliği ile bu dosyayı bir USB flash belleğe aktarabilirsiniz. Flash belleklere okuma ve yazma daha hızlı başlatılabildiğinden ve aynı anda sabit diskiniz kullanılmadığından, performansını artıran bu yöntem sistem performansını olumlu etkiler. Buna karşın, yavaş bir sistemin aniden hız canavarına dönüşmesini beklememek lazım. Bu sebeple, düşük bellekli sistemlerde daha çok işe yarar. SCROLL NİSAN 2010 41
PC’Yİ EN İYİ ŞEKİLDE KULLAN 7’de Denetim Masası altından Programlar ve Özellikler’e girin. Sol panodan Windows Özelliklerini Aç veya Kapat’a tıklayın ve listedeki Windows Araç Platformu’nun seçimini kaldırın.
İSTENMEYEN WINDOWS BILEŞENLERINI KALDIRIN Windows içerisinde çok sayıda tümleşik bileşen yer alır. Bunlardan bazıları ise uygun donanımlar olmadığında kullanılamaz. Buna en iyi örnek Tablet PC bileşenleridir. Windows 7’de bunları kaldırmak için Başlat > Denetim Masası > Programlar ve Özellikler’e girin. Pencerenin solundaki panodan Windows Özelliklerini Aç veya Kapat’a tıklayın. Kaldırmak istediklerinizin yanındaki işareti kaldırın. Windows Vista’da aynı şekilde istenmeyen bileşenleri kaldırabilirsiniz. Windows XP’de ise Program Ekle / Kaldır penceresindeki Windows Bileşenleri Ekle / Kaldır’a tıklamalısınız. WINDOWS ARAÇLARI’NI KALDIRIN Windows altında çalışan araçları istemiyorsanız, sistem kaynaklarını serbest bırakmak için kapatabilirsiniz. Vista’da Başlat > Denetim Masası > Kişiselleştirme’ye girin. Buradan Windows Kenar Çubuğu Özellikleri’ne tıklayın ve Windows Başladığında Kenar Çubuğu’nu Başlat ibaresinin yanındaki işareti kaldırın. Windows
42
SCROLL NİSAN 2010
BELLEK EKLEYIN Bilgisayarınızın performansını artırmanın en kolay yollarından birisi sisteme ek bellek takmaktır. Ancak bu konuda belirli sınırlarınız olduğunu unutmayın. Windows XP ya da 32 bit’lik başka bir sürüm kullanıyorsanız 4 GB’dan fazlasını sistem desteklemeyecektir. Ayrıca anakartınızın da bunu desteklediğinden emin olmak için üretici sayfasını ziyaret etmelisiniz. 64 bit’lik Windows 7’nin ise Home Premium sürümünde 16 GB, Ultimate ve Professional sürümlerinde 192 GB’a kadar desteklediğini belirtelim. Crucial adlı üreticinin (http:// www.crucial.com) sitesinde bellek tavsiyesi veren bir araç bulunuyor. EKRAN KARTINI YENILEYIN Ekran kartınız eskidiyse ya da tümleşik ekran kartı kullanıyorsanız, yeni bir karta terfi etmek oyunların daha iyi ve hızlı çalışmasını sağlayacağı gibi, Windows Vista ve Windows 7 gibi grafiksel açıdan sistem kaynağına ihtiyaç duyan sistemleri de rahatlatacaktır. Takacağınız kart anakartınızdaki yuvaya uygun arabirimde olmalıdır. Güncel sistemler PCI Express kullanırken, eski bilgisayarlarda AGP ya da PCI yuvası bulunabiliyor. Anakartta iki adet yuva varsa, ikinci bir kart takarak ciddi bir performans artışı sağlayabilirsiniz. Bunun için öncelikle http://www.ati.com ve http://www.nvidia.com adresinden CrossFire X ve SLI hakkında bilgi alın, böylece uyumsuz bir karta boşuna para vermemiş olursunuz. İŞLEMCINIZE HIZ AŞIRTMA YAPIN İşlemcinizi ya da ekran kartınızı daha yüksek hızda çalıştırabilirsiniz. Bu işleme hız aşırtma (overclock) adı veriliyor ve belirli riskleri var, ancak ufak bir performans
NVIDIA EKRAN KARTINA HIZ AŞIRTMA NASIL YAPILIR? 1 Windows 7’de hız aşırtma yazılımı kullanmak için öncelikle sürücülerinizi www.nvidia.com adresinden güncelleyin. Kurduktan sonra, Evga’nın yazılımını açın ve ayar çubuklarında değişiklik yaparak çekirdek, gölgelendirici ve bellek hızlarını ayarlayabilirsiniz. Auto seçeneği ile sistemin fan hızını da değiştirmek mümkün. 2 Monitoring penceresinden ekran kartınızın durumu hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz. Birden fazla ekran kartınız varsa, Sync seçeneği ile ayarları ikisine de uygulayabilirsiniz. Program ayarlarını da Configuration altından değiştirebilirsiniz. 3 Program ayarların Windows başlangıcında uygulanmasına izin veriyor. Böylece hep yüksek hızda kalabilirsiniz. Ancak bu hızları birden çok yükseltmek iyi değil. Ufak ufak yükseltin ve işlerin nasıl gittiğini kontrol edin. Reset All ile ayarları her zaman standart değerlere getirebilirsiniz. artışını rahatça elde edebilirsiniz. Bunun için bilgisayarınızı yeniden başlatın ve BIOS’a girmek için gereken tuşa (çoğunlukla Del, F2 ya da F10’dur, ancak ekranda bu tuşun ne olduğu da yazar) basın. Daha sonra Front Side Bus, memory timing ya da CPU multiplier ayarlarını değiştirin. Bunlar genelde aynı sayfada karşınıza çıkarlar. Günümüzde çoğu sistem hız aşırtma için hazır modlar sunuyor ve bunları da kullanabilirsiniz. Nvidia ekran kartınız varsa EVGA Precision aracını (http://www.evga.com/precision) kullanabilirsiniz. ATI ekran kartları için de MSI Afterburner (http://event.msi. com/vga/afterburner) yazılımlarını deneyebilirsiniz. SABIT DISK TERFISI YAPIN Sabit diskinizde yer kalmadıysa, değiştirmenin ya da sisteme yeni bir tane eklemenin zamanı geldi demektir. Harici diskler yedekleme ve taşınabilirlik açısından daha iyi bir çözüm sunarlar ve bir sistemden diğerine verileri taşımak istediğinizde de işinizi görürler, ancak sisteme dahili takacağınız diskler kadar hıza erişemezler. Yeni bir dahili disk istiyorsanız, SATA ya da pahalı SSD çözümlerinden birisini tercih edebilirsiniz. Devir hızının 7200 RPM ve üstü olmasına dikkat ederseniz performans konusunda sıkıntı yaşamazsınız. ARAMA ENDEKSI’NI KAPATIN Windows Vista ve Windows 7 sabit diskinizdeki dosyaları otomatik olarak bir endekse kayıt eder ve bu sayede hızlı şekilde sistemde arama yapabilmenizi sağlar. Bunu sistem etkin olarak kullanılmadığı zamanlarda yapsa da, endeks özelliğini kapatmak sistem kaynaklarını serbest bırakır ve arama yapmanızı önlemez. Tek dezavantajı aramaların biraz yavaşlamasıdır. Başlat > Denetim Masası > Yönetimsel Araçlar’a girin. Daha sonra Hizmetler’e çift tıklayın.
Sağdaki hizmet listesinden Windows Search’e sağ tıklayın ve Özellikler’e tıklayın. Karşınıza gelen pencerede Durdur’a tıklayın ve Başlangıç Türü’nü Devre Dışı olarak seçin. Daha sonra Tamam’a tıklayarak pencereyi kapatın. Arabaşlık: Sabit diskinizi en iyi şekilde çalıştırın Disk birleştirmek performans konusunda eskisi kadar etkili sonuç vermiyor. Bu fark, yeni nesil disklerin yüksek performansından kaynaklanıyor. Yine de hız konusunda çeşitli iyileştirmeler yapabilirsiniz. Auslogics Disk Defrag (http://www.auslogics.com) gibi başarılı yazılımlar sık erişilen programları da diskin sık kullanılan bölgesine yerleştirerek performansı artırabiliyorlar. ANTI VIRÜS ARAÇLARINI DIZGINLEYIN Bazı anti virüs programları sistemi ciddi şekilde yorarlar ve yavaşlatırlar. Böyle bir yazılım kullanıyorsanız, daha az sistem kaynağı kullanan bir çözüme yönelebilirsiniz. Panda Cloud AntiVirus (www.cloudantivirus.com) bunlardan birisidir ve virüs tanımlarını İnternet üzerinden alır. Kendi programınızı kullanmaya devam etmek istiyorsanız, düzenli tarama özelliğini kapatabilirsiniz ve gerektiğinde kendiniz elle yapabilirsiniz. HER ŞEYI YENIDEN KURUN Bu biraz uçuk bir çözüm olabilir, ancak sistemi hızlandırmak için birebirdir. İlk olarak tüm dosyalarınızı yedeklemeniz gerekir, daha sonra sistemi biçimlendirip işletim sistemi ve yazılımları baştan kurmalısınız. Böylece sisteminiz birçok gereksiz şeyden kurtulur ve her şeye baştan başlayabilirsiniz. Buna karşın, bunu sık sık yapmak mantıksızdır. Yılda bir kez yapmanız performans açısından sistemi etkileyecektir. SCROLL NİSAN 2010 43
BAĞLANTI KALİTENİZİ ARTIRIN GENIŞBANT BAĞLANTINIZI GÜÇLENDIRIN Kablolama sebebiyle ortaya çıkan elektronik gürültü ve sinyal karışmaları ADSL bağlantınızı yavaşlatabilir. Eski kablolar kullanıyorsanız, tüm tesisatınızı kısa bir sürede yenileyerek bağlantınızın daha iyi çalışmasını sağlayabilirsiniz. SERVIS KALITESI HIZMETI’NDEN YARARLANIN Quality of Service (QoS) olarak bilinen hizmet artık güncel modemlerin ve yönlendiricilerin neredeyse hepsinde bulunuyor. Bu hizmet ile belirli işlemlerin öncelikli olmasını sağlar ve yapılabilecek birkaç ayarlar, örneğin dosya indirirken bile Web’de hız sıkıntısı yaşamadan dolaşabilirsiniz. Bunu çevrimiçi oyunlar, sesli İnternet görüşmeleri için de kullanmak mümkün. Modeminizin ayarlarında QoS’yi bulun ve önemli uygulamaları ekleyerek öncelik ayarlarını yapın. 802.11N’E TERFI EDIN Yaygın kullanılan ve 54 Mbit/sn hızındaki 802.11g yerine, 802.11n adlı yeni nesil ve 300 Mbit’e varan hızlarda çalışabilen kablosuz ağa terfi edebilirsiniz. Bu bağlantı çalışma mesafesini de olumlu etkiler. Böylece evinizde ya da işyerinizde daha önce kablosuz ağın erişmediği noktalarda
da İnternet bağlantısı kullanabilirsiniz. Geriye dönük uyumlu olsa da, bağlantı ekibinizin tümünü yenilemeniz gerekebilir. Modemi değiştirmek yeterli olmayacaktır, bilgisayarlarınızdaki bağlantı için de USB adaptörler almanız gerekebilir. Yeni nesil dizüstüler ise genelde 802.11n desteği taşıyorlar. TARIFENIZI YÜKSELTIN Mobil genişbant ya da ADSL, bunlardan hangisini kullanırsanız kullanın daha yüksek hızdaki tarifeye geçiş yapabilirsiniz. Mobil genişbant kullanıcıları için bazen hız artırmadan daha etkili olabilecek bir çözüm, modemi USB uzatma kablosuyla daha iyi çeken bir yere yerleştirmek olabilir. Aynı şekilde kablosuz ağ adaptörlerini de bu şekilde daha iyi çeken noktalara konumlandırabilirsiniz.
ÇEVRE BİRİMLERİNİ HIZLANDIRIN BASKI KALITESINI DÜŞÜRÜN Bir çıktının kalitesinin artması, baskı süresinin ve kullanılan mürekkep miktarının da artması anlamına gelir. Kaliteyi (çözünürlük) düşürmek işlerinizi hızlandıracaktır. Hatta çoğu durumda kalite olarak da bir fark görmek mümkün olmaz. Ayarları değiştirmek için herhangi bir yazılımda Yazdır’a tıkladıktan sonra, Özellikler’e girin ve baskı kalitesi ayarından kaliteyi düşürün. Genelde taslak modunun üzerinde iki kalite bulunur. Bunlardan ortadakini seçerseniz, hem hız hem de kalite açısından en ideal sonucu alabilirsiniz. SAYFA SAYISINI AYARLAYIN Tek bir sayfa çıktısı almak her zaman için iki sayfa çıktısı almaktan daha hızlı olacaktır. Aynı zamanda daha az kağıt harcarsınız. HP’nin Web Baskı Araçları gibi bu işi otomatik yapacak bir yazılımınız yoksa, aralardaki boşlukları azaltarak ya da sayfa oranını düşürerek daha hızlı çıktı alabilirsiniz. Dosya seçeneğinden Yazdır’a girerek, iki sayfayı tek sayfaya basabilirsiniz. Bu özellik ilk pencerede karşınıza gelmezse, Özellikler altına da bakabilirsiniz. 44
SCROLL NİSAN 2010
En yeni güncellemeleri yükleyin Donanım üreticileri ürünler için sık sık güncellemeler hazırlarlar. Bunları belirli aralıklarla kontrol ederek yazıcı, tarayıcı, ekran kartı gibi cihazlar için yeni yazılımlar olup olmadığını görebilirsiniz. Bunlar cihazlarınızın daha kararlı çalışmasını sağladığı gibi performansı artırırlar ve nadiren de olsa yeni özellikler kazanmalarını sağlarlar. Üretici web sayfasından Destek’e girmek ve modelin alt sayfasında güncelleme olup olmadığın kontrol etmeniz yeterlidir. FAREYI HIZLANDIRIN Kullandığınız farenin varsayılan hızı iyi görünebilir, ancak ağır kaldığını düşünüyorsanız kolayca değiştirebilirsiniz. Başlat >Denetim Masası altından Fare’ye girin. Windows 7’de Donanım ve Ses altında bu ayarı görebilirsiniz. Düğmeler sekmesindeki çift tıklama hızı, Tekerlek sekmesindeki Dikey ve Yatay Kaydırma, İşaretçi Seçenekleri’nde işaretçi hızı ayarlarıyla fareyi daha hızlı kullanabilirsiniz.
ARAÇLARI HIZLANDIRIN DAHA HIZLI BELLEK KARTI KULLANIN Dijital fotoğraf makineleri ve cep telefonlarında kullanılan bellek kartları ne kadar hızlı olursa, yapacakları işlemler de o kadar hızlanacak ve beklediğiniz süreyi azaltacaktır. Günümüzdeki en hızlı kartlar SDHC modelleri ve bunlar genelde 2, 4 ve 6 adlı sınıflara ayrılıyorlar. Buna karşın, 10. sınıfta kartları da piyasada bulmak mümkün. Bu sınıflar yazma hızının asgari değerini gösteriyor. Yani 2. sınıf bir kart saniyede 2 MB veri yazabilirken, 10. sınıf bir kart saniyede 10 MB yazabiliyor. Fiyatlar da buna göre değişiyor. Tek bir çekimde belki farkı hissetmeyebilirsiniz, ancak hemen sonrasında bir başka çekim yapmak isterseniz, yakalayacağınız kareyi kaçırmanıza sebep olabilirler. IPOD’UNUZUN DISKINI BIRLEŞTIRIN Standart iPod’larda sabit disk bulunuyor ve bu da zaman içerisinde verilerin dağıldığı ve erişimin zorlaşarak yavaşladığı bir duruma geliyor. Cihazı bilgisayarınıza bağlayın, iTunes’u açın ve Özet sekmesindeki Özellikler’e girin. Buradan Disk Kullanımını Etkinleştir ibaresini işaretleyin. Bilgisayarım’ı açın ve iPod’unuza sağ tıklayıp Özellikler’e girin. Daha sonra Araçlar altından Diski Birleştir’e tıklayın ve Windows aracı işe koyulsun. Birkaç saat kadar sürdükten sonra şarkılar arası geçişlerin ve dosyalardaki dolaşımın hızlandığını göreceksiniz. Ne yazık ki, iPod Nano, Shuffle, Touch ve iPhone diskleri birleştirilemiyor, çünkü sabit disk yerine flash bellek kullanıyorlar. DAHA HIZLI FOTOĞRAF ÇEKIN Hareketli kareleri yakalamayı seviyorsanız, kameranızın işleri ertelemesi hoşunuza gitmeyecektir. Bu yüzden varsa Spor moduna geçmeniz çekimleri kolaylaştıracaktır. Birçok kullanıcı fotoğraf makinesi desteklediği hâlde bu modlardan haberdar değil. Üst modellerde apertür hızını değiştirme seçenekleri de yer alır. Böyle bir özellik yoksa, kendinize daha uygun bir makine satın almalısınız. Ancak bundan önce ISO ayarını artırmayı deneyebilirsiniz, böylece apertür hızı ve diyafram ayarları otomatik olarak buna göre değişir. Böylece makineniz daha hızlı şekilde görüntü yakalayabilir. Yüksek bir ISO değeri düşük aydınlatma koşullarında da daha rahat çekim yapmayı sağlar. Kötü yanı ise fotoğrafların eskisine oranla daha grenli olmasıdır. CEP TELEFONUNUZDA YER AÇIN Kısa mesajlar ve arama kayıtları gözünüze ufak görünse de, cep telefonlarını kolayca yorarlar. Fotoğraflar ise çok daha kötüdür. Bunlar depolama
alanının kolayca bitmesine sebep olurlar. Telefonunuzun bellek kartını dahil etmeden, genelde kısıtlı olan hafızasındaki mesajları temizlerken, gönderilenleri de temizlemeyi unutmayın. UYGULAMALARI KALDIRIN iPhone ya da benzeri akıllı telefonlar birçok uygulama destekliyorlar ve kullanıcılar da farklı işlevlerden yararlanmak için bunları kuruyorlar. Ancak bunlar depolama alanını doldurduğu gibi sistemi de ağırlaştırıyorlar. Kullanmadığınız uygulamaları düzenli olarak temizlemek cihazı hızlandıracaktır ve daha fazla boş alana sahip olmanıza yarar. iPhone’a kurulu olmasa da, uygulamalar iTunes altında saklanır ve dilediğinizde yeniden kurabilirsiniz. Buradan bir uygulama silmek için üzerine basılı tutun ve tüm simgeler titreyene kadar bekleyin, daha sonra, ekranın sol üst kısmında çıkan ufak çarpı işaretine tıklayın. Oyunları silerken, bulunduğunuz aşamayı tutan kayıtların silineceğini unutmamalısınız. IPHONE’U YENIDEN BAŞLATIN Bugün iPhone’unuz ya da iPod Touch’ınız çok iyi durumda çalışabilir, ancak yavaşladığında ve pil ömrü kısaldığında, cihazı yeniden başlatmak işlerin düzelmesine sebep olabilir. Cihazın ekranını kapatıp açın ve daha sonra Sleep ve Home tuşlarına, cihaz kapana kadar basılı tutun. Kısa bir süre bekledikten sonra cihazı açın. SCROLL NİSAN 2010 45
TAŞINABILIR CIHAZLARDA
iPhone, iPod ya da Zune HD gibi taşınabilir medya cihazları ve cep telefonları bazı video dosyalarını oynatabilseler de, MKV ya da WMV gibi biçimleri desteklemek konusunda sıkıntı yaşıyorlar. Birkaç basit adımla, tüm videolarınızı yanınızda taşıyabilir ve sıkıntısız bir şekilde seyredebilirsiniz. 46
SCROLL NİSAN 2010
Yazar: Hakan Güngör, hakan@scroll.com.tr
A HER VIDEOYU OYNATIN V
ideo dosyaları sıkıştırıldıktan ve H.264 benzeri codec’lerle işlendikten sonra dosya biçimi olarak saklanmaya hazır hâle gelirler. Bunlardan bir tanesi, HD yayınlar ve filmlerin de artmasıyla yaygınlaşan MKV adlı dosya biçimi. Matroska Video’nun kısaltması olan MKV, tek bir dosyada birden fazla video, ses ve altyazıyı birleştirebiliyor ve tamamen açık kaynaklı bir yapı sunuyor. Bunlar bilgisayarlar için sorunsuz bir şekilde çalıştırılabiliyor olmasına karşın, iPhone, iPod Touch ya da Zune HD gibi cihazlarca tanınmıyor. Bunu yapabilmek için MKV dosyalarını başka bir biçime dönüştürerek, her yerde ve her cihazda izlenebilir hâle getirebilirsiniz. İlk olarak http://bit.ly/5S9L2h adresinden HandBrake adlı yazılımın son sürümünü indirerek işe başlayabilirsiniz. Bu ücretsiz ve açık kaynaklı yazılım aracı Windows XP’den Windows 7’ye kadar tüm sistemlerde çalıştırılabiliyor ve hatta Linux kullanıcıları için de bir sürümü bulunuyor. Üstelik, kullanımı da kolay. HandBrake’i açtığınızda, pencerenin sağ kısmında hazır ayarların bulunduğu bir pano göreceksiniz. iPhone ya da iPod’unuz varsa, buradan seçerek ayar yapmakla uğraşmadan video dönüştürebilirsiniz. Seçim yaptığınızda tüm ayarlar otomatik olarak yüklenecektir. Ayrıca Zune için de hazır bir seçenek yer alıyor. Başka bir cihaza göre ayar yapmak ya da çıkartılan video dosyasının özelliklerini belirlemek için de Custom seçeneğinden faydalanabilirsiniz. İşleme başlamak için Source simgesine tıklayın ve Video File’ı seçin. Daha sonra başka biçime çevirmek istediğiniz MKV dosyasını seçin ve Next’e tıklayın. Çıkartılacak videonun kayıt edileceği yeri belirlemek için de Browse simgesine tıklayın. Burada Container menüsünde MP4’ün seçili olduğundan emin olduktan sonra Start simgesine tıklayarak dönüştürme işlemini başlatabilirsiniz. Videonun boyutuna ve PC’nizin hızına göre birkaç dakikadan birkaç saate kadar süren bir işlem başlayacaktır. Bu işlem tamamlandığında MPEG-4 biçimli dosyayı her tip taşınabilir cihazda oynatabilirsiniz.
WMW DOSYALARINI ÇEVIRMEK
Microsoft’un Windows Media Video (WMV) biçimi Zune ya da Windows Mobile işletim sistemli cep telefonlarında oynatılabiliyor, buna karşın Apple’ın cihazlarınca destelenmiyor. Bunları MP4 dosyasına dönüştürmenin de birkaç yolu bulunuyor. Gereken codec’ler kurulu ise, HandBrake yazılımını kullanabilirsiniz, ya da VLC Media Player (http://www.videolan.org) içerisindeki çevirici aracı kullanabilirsiniz.
İlk olarak WMV dosyasını VLC içerisinde açın. Daha sonra Next’e tıklayın ve Convert/Save simgesine tıklayarak ya da CTRL + R tuşlarına basarak işlem penceresini açın. Burada Add simgesine tıklayarak WMV biçimli video dosyasını ekleyin ve Convert/Save simgesine tıklayın. Sonra karşınıza gelen pencerede Browse’a tıklayarak kayıt edilecek yeri ve kayıt dosyasının adını belirlemelisiniz. Dosyaya MP4 uzantısı vermeyi unutmayın. Aksi taktirde uzantı .ps olacaktır ve işlem süresini boşa harcamış olacaksınız. Profile adlı aşağı uzanan menüden MPEG-4 + AAC (MP4) seçeneğini işaretledikten sonra Save simgesine tıklayın. Karşınıza bir hata mesajı gelirse, bir önceki adıma giderek (ilk pencereye) Capture Device sekmesindeki Capture Mode’u Desktop olarak belirlemelisiniz. SCROLL NİSAN 2010 47
NVIDIA OPTIMUS
Dizüstü bilgisayarlarda pil ömrünü artırmak için hazırlanan ekran kartı değiştirme teknolojisi, sistemi yeniden başlatmak gerektiğinden rahat bir kullanım sunmuyordu. Nvidia, bu teknolojiyi çok daha kullanışlı hâle getirerek yeniden piyasaya sunuyor.
B
ugün piyasadaki dizüstü bilgisayarlara bakıldığında, çok azının dizüstü bilgisayarda melez grafik sistemi kullandığını görüyoruz. Düşük güç tüketen ve dizüstünün yonga setine tümleşik durumdaki grafik kartından, yüksek performanslı grafik kartına geçiş yapmak genelde üst seviyedeki ince ve hafif dizüstülerde görülüyor. Üst seviye sistemlere meraklı kullanıcılar için bu çok önemli, zira güçlü grafik kartları güç tüketimini artırıyor ve pil ömrünü düşürüyor. Bu yüzden oyun ya da HD video seyretme gibi grafik işlem gücü gerektiren uygulamalar kullanılmadığı zamanda tümleşik
48
SCROLL NİSAN 2010
karta geçmek benzer ürünlerden daha iyi pil ömrü elde etmeyi sağlıyor. Buna karşın, pratikte melez grafik sistemli dizüstü bilgisayarlar kendilerinden bekleneni vermekten uzak durumdalar. Çoğu durumda böyle bir geçişten sonra tüm uygulamaları kapatıp, sistemi yeniden başlatmanız gerekiyor. Bunun yerine geçişin anlık yapılabilmesi birçok kullanıcı tarafından tercih edilecektir. Nvidia’nın yeni Optimus grafik teknolojisi işte bu değişimi gerçekleştiriyor. Bu sistemin gerçeğe dönüşmesi yalnızca sistem
Yazar: Metin Altınsoy, metin@scroll.com.tr
ASUS’un NV61Jv adlı modeli, Nvidia’nın Optimus teknolojisini taşıyan ilk ürünlerden birisi olma özelliğini taşıyor.
donanımları ve sürücüler tarafında bir değişim kadar, ciddi bir elektriksel aktarımı da gerektiriyor, çünkü grafik üretimi yapan kartlardan birinden diğerine geçildiği gibi, ekrandaki görüntünün de geçişi yapılmak durumunda kalınıyor. Yazılım tarafından bakınca, belirttiğimiz gibi işletim sistemi ve sürücüler bunu desteklemeli. Nvidia’nın Optimus teknolojisi bu işi kolayca hallediyor. Optimus ile Nvidia’nın grafik işlemcisi tüm dokulandırma verilerini tümleşik karta aktarıyor ve daha sonra görüntü kaynağı aktarımı tamamlanıyor. Grafik motorları yalnızca kullanılan çekirdeğe aktarılıyor, ancak görüntü aktarımını LCD’ye yapmak için her zaman tümleşik kart kullanılıyor. Nvidia şimdilik bunu GeForce G200 serisi mobil yongalarında kullandığı gibi gelecek yongalarda da, görüntüyü tümleşik karta aktarabilecek Optimus Copy Engine bulunacak. Böylece grafik işlemci veri transferi ile uğraşmak durumunda kalmayacak. Nvidia bu işlemi yapmak için donanım olduğu kadar
yazılım tarafında da çalışıyor. Sürücünün desteklediği oyun ve yazılımlar açıldığında profil devreye girerek bu işlemi başlatabiliyor. Bu yazılım ve oyun listesi düzenli olarak güncelleniyor, ancak profil oluşturmak isterseniz sürücünün denetim masasından kendiniz de hazırlayabilirsiniz. Burada yapacağınız değişikliklerle pil ömründen kazanç elde etmeniz de olası. Örneğin World of Warcraft gibi oyunları tümleşik kartla oynayacak bir profil hazırlayarak, boşuna grafik yongası çalıştırmanıza gerek kalmayabilir. HD filmlerde tümleşik kartın kalitesinden memnun değilseniz, Media Player yazılımınızın grafik işlemci kullanmasını sağlayarak daha kaliteli bir multimedya deneyimi de yaşayabilirsiniz. İşin en güzel yanı ise bir düğmeye basmanız ya da işletim sistemi ve programlarınızı kapatıp yeniden açmak zorunda kalmamanız olmuş. Şu anda yalnızca az sayıdaki dizüstü sistemde bulunan Optimus, üreticilerin belirlediği fiyatlar çok yüksek olmazsa, bu sene birçok üründe karşımıza çıkabilir.
SCROLL NİSAN 2010 49
SANALLAŞTIRMA EVİNİZDE
Yakın zamana kadar, sanallaştırma yalnızca kurumların BT departmanlarında ya da güçlü konfigürasyona sahip bir PC’ye sahip kullanıcıların çalıştırabildiği uygulamalarda kullanılıyordu. Ancak bellek ve disk alanı arttı ve donanımsal olarak sanallaştırma destekleyen işlemciler yaygınlaştı. Böylece her kullanıcı, masaüstü ya da dizüstü bilgisayarında bunu gerçekleştirebiliyor.
50
SCROLL NİSAN 2010
Yazar: Metin Altınsoy, metin@scroll.com.tr
S
anallaştırma ne işimize yarayacak derseniz, başka bir işletim sistremine geçiş yaparken test safhası için kullanabilirsiniz. Windows kullanıcıları Linux’a ya da yeni nesil Windows’a, hatta 64 bit’e geçmeden bu denemeyi sanal makine üzerinde gerçekleştirebilir ve sıkıcı bir kurulum ve bilgisayarsız kalma derdinden de kurtulurlar.
USB’den bağlı cihazların güvenilirliğini etkileyen başka faktörler de mevcut. Harici bir Hub üzerinden bağlanan cihazlar, güç bağlantısı gerektiren cihazlar, doğrudan bağlananlara göre problem yaşamaya daha meyilliler. Örneğin, VirtualBox bu gibi cihazları tanımayabiliyor.
SÜRÜCÜ PROBLEMLERINI SANAL MAKINEYLE AŞIN
Sanal makineler bilgisayarınızdaki işletim sisteminden tamamen ayrı olarak çalışıyorlar. Ancak çalışan sistemin bir kopyasını çıkartma işlevi taşıyorlar ki, böylece işletim sisteminizin temiz bir kopyasını kenarda tutabiliyorsunuz. Bir uygulamayı test etmek için kurmadan bir görüntü kayıt ederseniz, kurduktan sonra buna geri dönebilir ve hiç kurulmamış gibi, sistemde iz bırakmamışçasına rahat bir deneyim yaşayabilirsiniz. Yeni bir işletim sistemi kurmaktansa, hazır bir işletim sistemini test etmek isterseniz Microsoft’un Internet Explorer Application Compatibility Virtual PC sistem görüntülerini http://bit.ly/7bcr8 adresinden indirebilirsiniz. Bunlar VHD biçiminde saklanmaktadır ve Windows XP ve Windows Vista’nın tam çalışan kopyalarını içerirler. Bu kopyalar 120 gün çalıştırılabilirler, ancak yeni kopyalar sürekli güncellendiğinden indirip kurabilir ve kullanmaya devam edebilirsiniz. Sanal makineler gerçek sistemden ayrı çalışırlar dediysek, elbette tamamen kopuk olmak zorunda olduklarını ima etmiyoruz. Dilerseniz sisteminizdeki disklere ve buradaki bilgilere de erişebilirler. Bunun ağ üzerinden ve istemci / konuk entegrasyon sistemi olmak üzere iki yolu bulunuyor. Ağ üzerinden bir başka sisteme erişim vermenin aynı zamanda bir güvenlik açığı yarattığının farkındayız, bu yüzden entegrasyon hizmeti daha güvenli olabilir. Entegrasyon hizmetleri, istemci ve konuk sistemde kullanılan uygulama ve sürücülerden oluşur. Her iki sisteme kurulan uygulama ile sürükleyip bırakarak ya da kopyalama panosundaki veriler paylaşılabilir. Tam donanımlı bir sanal makine uygulamasını kurmak istemeyenler için Sandboxie adında (http://www. sandboxie.com) bir uygulama bulunuyor. Böylece sabit disk dahil tüm sistemi yalıtarak sanal makine kullanmak mümkün oluyor.
Windows 7 ilk çıktığında 32 ve 64 bit için birçok sürücü bulunmuyordu. Bu esnada kurulum yaptıktan sonra sisteminizden tam verim alabilmek için ya da eski işletim sistemini baştan kurmak ya da sanallaştırma yaparak kullanmak. Windows 7 Business ve Ultimate sürümlerinde 32 bit sürücüleri kullanabilmeniz için Windows XP Modu yer alıyor. Bu aslında arka planda sanallaştırmayı kullanıyor ve cihaz taktığınızda sürücüleri 32 bit Win XP modunda çalıştırırsanız, cihazlar da sanallaştırma modunda kullanılabiliyor. Bu modla sürücülerin yanı sıra programları da kullanabilmek mümkün. Win XP modunda program çalıştırmak için iki seçeneğiniz var. İlki sanal makine altında bir pencerede masaüstüne geçerek kullanmak. Buraya istediğiniz cihazı ekleyebilirsiniz ve sanal makine bunu tanıyabilir. Ayrıca kendi sistem masaüstünüzde de cihazı takarak sanal modda çalıştırabilirsiniz. Win XP modu ne yazık ki PCI kartlar için çalıştırılamıyor, yalnızca USB gibi harici bağlantılı cihazları tanımayı sağlıyor. Win XP modu, 32 bit sürücüleri çalıştırabilmek için tek yol değil. Oracle’ın VirtualBox (http://www.virtualbox.org) ya da VMware’in VMware Player (http://www.vmware.com) yazılımlarını da kullanarak normalde sisteme tanıtamadığınız cihazlardan faydalanabilirsiniz. Bu yazılımların her ikisi de USB cihazları tanımasına karşın, en iyi çözümler değiller. VirtualBox’un USB cihaz desteği, sanal makine durdurulup devam ettirildiğinde ya da cihaz kullanılırken çıkartıldığında, sorun çıkartabiliyor. Vmware Player ise bu gibi durumlarda biraz daha güvenilir ve otomatik cihaz tanıma işlevi de var. Ancak performans olarak diğerlerinden geride kalıyor.
SANAL DÜNYA GERÇEĞINDEN AYRI
SCROLL NİSAN 2010 51
TEST FİLM SEYRETMEK DAHA KOLAY OLMAMIŞTI
Bir DVD oynatıcı ya da bir bilgisayar çoğunlukla ev sinema sistemi kurmak için gerekli görünebilir. Bizim gibi bunların dertleriyle biraz olsun uğraştıysanız, daha iyi çözümlerin multimedya kutular olduğunu fark edebilirsiniz.
M
ultimedya dosyalar günümüzde oldukça yaygın şekilde seyrediliyor. İnternet’ten indirilen filmleri, dizileri ya da fotoğraf makinesiyle, video kamerayla çekilenleri seyretmek, müzik dosyalarını evdeki büyük ses sistemine aktarmak isteyenleri zorlu bir mücadele bekliyor. Ekipmanlarınıza bağlı olarak, bunları DVD’ye yazmanız, USB belleğe aktararak TV’ye takmanız ya da bilgisayarınızı ara kablo ile TV’ye bağlamanız gerekebilir. Ancak bu durumlarda da çeşitli sıkıntılar çıkabiliyor. DVD yazma süresince beklemek, TV’nin MKV gibi yeni ve kaliteli dosya biçimlerini desteklememesi ya da altyazıları oynatamaması, dizüstü bilgisayarınızın şarjı azsa bir yandan
52
SCROLL NİSAN 2010
adaptörü çıkartıp şarj etmek gibi şeyler, bir iki seferliğine sorun olmayabilir. Ancak bunu daha sık yapmaya başlayınca, daha iyi bir çözüme ihtiyaç duyabilirsiniz. Bu ay test ettiğimiz az sayıdaki medya oynatma kutusu, bu işleri kökünden çözmeye yarıyor. Sabit disk bağlantısı üzerinden ya da kendi içindeki sabit diski kullanabilen, TV bağlantısı kolayca yapılan ve uzaktan kumandasıyla rahatça kontrol edilebilen bu ürünler ciddi bir kolaylık sağlıyorlar. Peki bu ürünlerden hangisi daha iyi? Aralarındaki fiyat farkını size konfor olarak yansıtabiliyorlar mı? İşte tüm bu soruların yanıtlarını, ürünlerin tüm teknik detaylarını ve test sonuçlarını bu yazıda bulabilirsiniz.
WESTERN DIGITAL WD HD TV
TEKNİK ÖZELLİKLER HDMI, kompozit, komponent bağlantı 2 x USB, Ethernet arabirim Bellek kartı okuyucu 190 x 45 x 125 mm boyutlar 585 g ağırlık NOT DEFTERİ Toplam puan Özellikler Ergonomi Fiyat/Performans BİLGİ Web Fiyat
W
estern Digital’in ikinci multimedya kutusu olan bu ürün, 2 adet USB, optik ses, S-video, kompozit ve HDMI görüntü bağlantısı taşıyor. Böylece HD görüntü çıkışı verebilen cihazın Ethernet yuvası bulunmadığı gibi, bellek kartı okuyucusu da
mevcut değil. Western Digital çok zengin bağlantı seçenekleri sunmuyor. Buna karşın MP3, FLAC, OGG, AC3, DTS, MKV,WMV uyumluluğu oldukça iyi. Uzaktan kumandası ise ufak ve marifetli görünse de ses seviyesini ayarlayacak bir tuş olmaması kötü olmuş.
SEAGATE FREEAGENT THEATER+
TEKNİK ÖZELLİKLER HDMI, kompozit, komponent bağlantı 2 x USB, Ethernet arabirim 185 x 175 x 30 mm boyutlar 470 g ağırlık NOT DEFTERİ Toplam puan Özellikler Ergonomi Fiyat/Performans BİLGİ Web Fiyat
İ
lk olarak yapısıyla dikkat çeken cihaz, Seagate’in 2,5 inç taşınabilir sabit disk modeli FreeAgent Go için özel bir yuvaya sahip. Bu cihaza sahipseniz, kablo kullanmadan bu yuvaya oturtarak verilere erişebilirsiniz. Farklı sabit disk kullanmak isteyenler ise 2 adet USB yuvasından faydalanabilirler. HDMI, komponent, optik dijital ses bağlantısı taşıyan cihazda kart okuyucu yer almıyor. Ethernet bağlantısı
http://www.wd.com.tr 124 USD+KDV
http://www.seagate.com.tr 179 USD+KDV
ise ağa bağlanarak, her yerden ve farklı cihazlardan kolayca erişim sağlıyor. DivX, Mov, MKV, AVCHD, H.264, WMV biçimlerinin yanı sıra, SRT ve SUB altyazı destekleyen cihaz, AAC, MP3, DTS, FLAC, WMA, OGG başta olmak üzere her tip ses dosyasını da oynatabiliyor. Cihazın bir özelliği de YouTube videolarını seyrettirebilmesi, fakat ne yazık ki HD videolar düşük kalitede görüntüleniyor. SCROLL MART 2010 53
TEST ASUS O!PLAY AIR HDP-R3
TEKNİK ÖZELLİKLER HDMI, kompozit bağlantı 2 x USB, 802.11n, Ethernet arabirim Bellek kartı okuyucu 181 x 47 x 125 mm boyutlar 506 g ağırlık NOT DEFTERİ Toplam puan Özellikler Ergonomi Fiyat/Performans BİLGİ Web Fiyat
B
u tarzdaki ilk ürünü hazırlayan ASUS, üretim kalitesi ve yazılım açısından oldukça iyi bir sonuç almış. Üründeki bağlanabilirlik seçenekleri oldukça zengin. İki adet USB yuvadan birisi eSATA destekliyor. Üzerinde bazı modellerdeki Ethernet’in yanı sıra, yeni nesil kablosuz bağlantı olan 802.11n desteği de mevcut. Bu sayede ağ depolama birimleri üzerindeki medya dosyalarını da oynatabiliyor.
2 adet USB bağlantısı yer alıyor. Ayrıca az sayıda bellek kartı okuyucuya sahip üründen birisi olması da dikkate değer. Bu konuda da benzerlerinden ayrılarak SD gibi ufak form faktördeki kartların yanında CompactFlash da destekliyor. Cihazın kullanımının kolay olması da beğenimizi kazanan noktalardan birisi oldu. Buna karşın Türkçe altyazı desteği olmaması ciddi bir eksiklik.
RAIDSONIC ICY BOX IB-MP305
TEKNİK ÖZELLİKLER HDMI, kompozit, komponent bağlantı 2 x USB, Ethernet arabirim Bellek kartı okuyucu 190 x 45 x 125 mm boyutlar 585 g ağırlık NOT DEFTERİ Toplam puan Özellikler Ergonomi Fiyat/Performans BİLGİ Web Fiyat
G
örünüş olarak en etkileyici seçeneklerden birisi olan Icy Box IB-MP305, alüminyum yapıdaki kasasında krom malzemeden üretilmiş bir güç düğmesi taşıyor. Üzerinde HDMI, kompozit ve komponent görüntü bağlantısı ile optik ve analog ses bağlantısı taşıyan cihaz, Ethernet ve 2 adet USB ile zengin bir bağlanabilirlik sunuyor. Kart okuyucusu bulunan cihaz fotoğraf makinesi ya da cep telefonu
54
SCROLL NİSAN 2010
http://www.asus.com.tr 189 USD+KDV
http://www.dijitaltrend.com Firmayı arayınız
gibi cihazlardan kolayca multimedya dosyalarını TV’ye aktarmanızı sağlıyor. Bilinen neredeyse her dosya biçimini desteklemesi ve İnternet radyosu desteği olması da ürünü tamamlıyor. Buna karşın ciddi bir dezavantajı bulunuyor. Ürün ciddi oranda ısınıyor, bu sebeple en iyi seçenek olmasına karşın uzun vadede nasıl bir performans vereceği konusunda emin değiliz.
MARKA Model
Seagate FreeAgent Theater+
ASUS O!Play Air HDP-R3
Raidsonic Icy Box IB-MP305
Western Digital WD TV HD
Bilgi için Fiyatı
www.seagate.com.tr 179
www.asus.com.tr 189
www.dijitaltrend.com Firmayı arayınız
www.wd.com.tr 124
TEKNİK ÖZELLİKLER Video bağlantısı Ses bağlantısı Diğer bağlantılar
HDMI, kompozit, komponent Analog, optik 10 / 100 Ethernet, 2 x USB
HDMI, kompozit Analog, optik 802.11n, 10 / 100 Ethernet, 2 x USB CF / SD / MMC / MS / MS Duo + Kompozit
HDMI, kompozit, komponent Analog, optik 10 / 100 Ethernet, 2 x USB SD / MMC / MS
HDMI, kompozit Analog, optik 2 x USB
+ Kompozit, komponent
Kompozit
Uzaktan kumanda
Uzaktan kumanda
Uzaktan kumanda
181 x 47 x 125 mm 506 g
190 x 45 x 125 mm 585 g
155 x 43 x 125 mm 492 g
JPEG, GIF, TIFF, BMP MP3, AAC, WMA, OGG, FLAC, AC3, DTS AVI, DivX, MP4, MKV, OGM, WMV SRT, SUB, SSA, SMI + + YouTube, Flickr, Picasa, Meteo, Finans, Video podcast
JPEG, GIF, TIFF, PNG, BMP MP3, AAC, WMA, OGG, AC3, DTS
JPEG, GIF, TIFF, BMP MP3, AAC, WMA, OGG, AC3, DTS
JPEG, PNG, BMP MP3, WMA, AC3
AVI, DivX, MP4, MKV, OGM, WMV SRT, SUB, SSA, SMI + + -
AVI, DivX, MP4, MKV, OGM, WMV SRT, SUB, SSA, SMI + + İnternet radyosu
AVI, DivX, MP4, MKV SRT, SUB, SSA, SMI + + -
0,9 Watt 8,2 Watt 48,7 C
0,7 Watt 9,1 Watt 44 C
1,1 Watt 9,3 Watt 49,9 C
0,7 Watt 6,3 Watt 33 C
Kart okuyucu UPnP desteği Kablo Aksesuar Boyutlar Ağırlık UYUMLULUK Fotoğraf Ses Video Altyazı Çoklu ses desteği Çoklu altyazı desteği Online hizmetler
TESTLER Güç tüketimi (bekleme) Güç tüketimi (film oynatma) Çalışma ısısı
Kompozit, komponent, alıcı, Ethernet Uzaktan kumanda, kompozit/ SCART adaptörü 183 x 175 x 30 mm 470 g
MULTİMEDYA DOSYALARINI SEYRETMENİN DİĞER YOLLARI Yeni bir donanım alacak param yok diyorsanız, videoları, fotoğrafları ya da müzik dosyalarını TV’ye aktarmanın başka yolları da var. Bunların başında dizüstü ya da masaüstü bilgisayarı TV’ye bağlamak geliyor. Bunu yapabilmek için televizyonunuzdaki bağlantının ne olduğuna bakmalısınız. Tüplü TV’ler için SCART, kompozit ya da S-video bağlantıları bulunurken, yeni nesil plazma ve LCD TV’lerde HDMI, komponenet, DVI, VGA gibi bağlantılar yer alıyor. Bunlardan birisi mutlaka ekran kartınızda yer alıyordur. Uymuyorsa, çevirici satın almayı deneyebilirsiniz. Bunu tamamladıktan sonra, sıra geldi aktarmaya. TV kartınız varsa, beraberindeki medya oynatıcı yazılımı kurabilir ya da web sitesinden indirebilirsiniz. Böylece uzaktan
kumandayı kullanma şansınız olacaktır. Bunun yerine Windows Media Center’ı da kullanabilirsiniz, ancak uzaktan kumandayı ayrıca satın almanız gerekiyor. Daha sonra, filmleri derleyip toplayacak bir yazılıma ihtiyaç duyabilirsiniz. Media Center bu işi tam olarak görüyor diyemeyiz, bunun için ek yazılımlar kurabilirsiniz. Örneğin MyMovies (http://bit.ly/2PO1SL), filmlerinizin adını klasör isimlerinden toparlayarak, kapaklarını, yönetmen ve oyuncu bilgilerini, puanını ve özetini İnternet’ten indirir ve filmleri bu bilgiler ışığında filtrelemenizi sağlar. Ayrıca In The Movies (http://bit.ly/dl43hY), Movie Collector(http://bit.ly/aJZeTL) yazılımlarını da tercih edebilirsiniz.
SCROLL MART 2010 55
AKIL MADDEYİ GEÇİYOR
Beyin dalgalarını algılayan ve yorumlayan sistemler ile sadece düşünerek bilgisayarı yönetmek, kısmen de olsa mümkün. Bu konudaki ünlü araştırmacılardan Dr. Gerwin Schalk’ın hazırladığı SIGFRIED projesini yakından inceliyoruz. 56
SCROLL NİSAN 2010
Yazar: Hakan Güngör, hakan@scroll.com.tr
İ
nsan türü uzun yıllar boyunca fiziksel dünyayı düşüncelerle değiştirmeyi düşledi. Bugün, bilim insanları kullanıcıların PC’yi düşünceyle yönetmesi konusunda önemli ilerlemeler peşindeler ve tüketicilere yönelik ilk Beyin Yönetim Arayüzü için kulaklık ve mikrofon setleri piyasaya çıktı bile. Şu anda bunlar basit oyunlar için kullanılabiliyor ve donanım ve uygulama desteği de nadiren görülüyor. Yine de, bu durum bilgisayarlarla etkileşimimizin büyük ölçüde değiştirecek önemli bir gelişmeye işaret ediyor. Tıp dünyası için, bu omurilik sakatlığı, beyin travması ya da felçli hastalar gibi fiziksel olarak mâlul durumdakilere yardım etmek için bir fırsat değeri taşıyor. Bunlardan ALS hastaları gibi vücudunun neredeyse tüm kasları felçli durumda olan ve konuşamayan hastalar için, BYA bir gün dış dünyayla iletişim kurabilmenin en iyi yolu olabilir. Henüz bir bilgisayarın beyin yönetim arayüzü ile etkin kullanımı mümkün değil, ancak süreç başlamış durumda. Bu keşfin ön saflarınd yer alan Dr. Gerwin Schalk, 12 yıldır BYA üzerinde çalışıyor. New York Kamu Sağlığı Departmanı’na bağlı bir kamu sağlık labaratuarı olan Wadsworth Center’da araştırmacı bilim adamı olarak çalışan Schalk’ın buluşu SIGFRIED Projesi adını taşıyor. Araştırmanın odak noktasında BYA’lar ile yaptığı araştırma teknolojisi yer alıyor. Gelişmiş patern tanıma ve görselleştirme aracı olan SIGFRIED, kliniklerin ve araştırmacıların beyin yönetim teknolojisinde kullanılan algılayıcılardan gelen devasa büyüklükteki verileri daha iyi anlamalarını ve yorumlayabilmelerini sağlıyor. Bilgiayar gibi harici bir cihazı yönetebilmek için SIGFRIED’in bu ilk işlevi yeterince güçlü sinyaller yaratmayı başarabiliyor, ayrıca önceki nesillere göre daha gelişmiş kabiliyetler barındıran ve daha seri tepki verebilen BYA uyumlu bir yazılıma sahip.
BEYNIN NERESI IZLENIYOR?
Daha detaylı bakıldığında, teknolojinin ne gibi işler yaptığını görebiliyoruz. Teorik olarak bu teknikle beynin herhangi bir bölümü izlenebiliyor. Ancak iletişim kurabilmek ve cihazları uzaktan yönetebilmek için ağırlıkla beyindeki motor işlemleri yapan bölgeler izleniyor. Böylece, örneğin elinizi oynatıp oynatmadığınız ya da hangi yöne oynattığınız belirlenebiliyor. Temelde bu motor işlevlerle ilgili sinyalleri tanımlamak gerekiyor. Daha sonra bu sinyaller ayrıştırılıyor ve kesin sonuç alınan sinyaller kayıt ediliyor. Cihazın yazılımı ise kayıt edilen sinyalleri kontrol ederek hareketleri belirliyor.
belirtmeliyiz. Böylece şu anki cihazlarda olduğu gibi bir kalibrasyon arayüzü oluşturulabiliyor ve kullanıcıya göre bunlar ayırt edilebiliyor.
BYA VÜCUDA BIR YONGA TAKARAK DA UYGULANABILIR MI?
Ameliyatla bunu gerçekleştirmek mümkün. Kafatasını açarak beynin yüzeyine bir kağıt inceliğinde elektrotlar yerleştirilebiliyor. Ancak şimdilik dışarıyla haberleşmek kolay değil. Gelecekte kablosuz haberleşme ile dış bağlantısı olmayan ve dışarıdan anlaşılamayacak şekilde implant yapılabilecek. Hatta bu prosedür yatarak değil de ayakta geçirilen ufak bir operasyonla halledilebilecek. Hatta göğüs büyütme ameliyatından daha ufak bir delik açılarak gerçekleştirilebilecek ve riskli olmayacak.
BU ARAŞTIRMADA GELINEN AŞAMA NEDIR?
Şu anda düşünce yoluyla yazı gönderme üzerine çalışılıyor ve dakikada 20 karakter hızına erişilebiliyor. Bunun için ekranda görünen karakterlerin bulunduğu satır ve sütunlar öne çıktığında, beyinde ortaya çıkan farklı sinyaller algılanıyor. Şu anda ise ikili sistemdeki sayıları temel alan bir şekilde geliştiliyor ve bu sayede hız daha da artırılabilecek.
GERÇEK HAREKETLE, HAREKET DÜŞÜNCESI NASIL AYIRT EDILIYOR?
Bu konuda ciddi büyüklükte bir tartışma bilim dünyasında sürüyor. Son araştırmalar parmağınızı oynattığınızı hayal etmeniz ve gerçekten oynatmanız durumunda beynin tam olarak aynı bölgelerinin etkin olduğunu kesin olarak gösteriyor. Konuşmada ise durum daha farklı. Konuşmayı hayal etmeniz, yüzünüzü nasıl hareket ettireceğinizi de hayal etmenizi gerektirmiyor. Bu yüzden yüz hareketleri bölgesinde bir etkinlik gerçekleşmiyor. Buna karşın, yürümeyi hayal ettiğinizde motor sistem fiziksel hareketleri simüle ediyor. Yine de, hayal etme ile alınan sinyallerin hareketin gerçekleştirilmesi ile alınan sinyallerden daha zayıf olduğunu SCROLL NİSAN 2010 57
SIGMA APO 150-500MM F/5-6.3 J
apon lens üreticisi Sigma, APO 150-500 mm f/5-6.3 DG OS HSM lensinin Sony ve Pentax makineler için uygun başlıkla piyasaya sunulacağını duyurdu. Şu ana kadar Canon, Nikon ve Sigma için başlıkları bulunan ürünlerin, Sony versiyonları 27 Mart, Pentax versiyonları ise 23 Nisan’da satışa sunulacak. Önceden duyurulduğu kadarıyla 17-70mm f/2.8-4 DC Macro OS HSM lens de Sony ve Pentax’lar için yaklaşık 620 dolar fiyatla satışa sunulmuştu. Buna ek olarak, Sigma’nın ABD ofisinin açıklamasında, Canon EF için uygun başlıklı lensin fiyatının 2400 USD olacağını belirtiliyordu. http://www.sigma.com.tr
PANASONIC LUMIX DMC-G2
P
anasonic dokunmatik ekranlı ve değiştirilebilir lense sahip ilk dijital fotoğraf makinesi olan Lumix DMC-G2’yi tanıttı. Micro Four Thirds sistem standardını kullanan DMC-G1’in GH1 modeli ile 1920 x 1080 (Full HD) video kayıt yapılabiliyordu. GF1 ise ince yapısıyla dikkat çekiyordu. DMC-G2’de ise bu özelliklerin yanına dokunmatik bir LCD ekran eklenmiş. Buradan tüm ayarlar yapılabileceği gibi, deklanşör işlevi de kullanılabiliyor. Canlı önizleme işlevi ile 3 inç ve 460.000 piksel çözünürlükteki akıllı LCD ya da 1.440.000 piksellik dijital vizör kullanılabiliyor. 12,1 MP’lik Live MOS algılayıcı ve akıllı çözünürlük teknolojisi kullanan Venus Engine HD II görüntü işleyiciyle donanan makine, AVHCD Lite, motion JPEG kayıt edebiliyor. Video kayıt yaparken, 58
SCROLL NİSAN 2010
net görüntü yakalayarak fotoğraf da kayıt edebilen cihazda, HDMI görüntü çıkışı yer alıyor ve ekran istendiğinde 180 derece döndürülebiliyor. http://www.panasonic.com.tr
TEKNIK ÖZELLIKLERI • 4/3 type MOS algılayıcı • 12,1 MP çözünürlük • RAW, JPEG fotoğraf kayıt • AVHCD Lite, QT Motion JPEG video kayıt • ISO 6400 desteği • SD/SDHC/SDXC bellek kartı yuvası • 124 mm x 84 mm x 74 mm boyutlar • 593 g ağırlık
Yazar: Fatih Ünlü, fatih@scroll.com.tr
SANYO VPC X1420 TEKNIK ÖZELLIKLERI • 1/2.3 inç CCD algılayıcı • 14 MP çözünürlük • f/2.8-6.3, 28-112 mm objektif • 64-6400 ISO değeri • ½ - 1/1000 sn pozlama süresi • 3 inç LCD ekran • USB 2.0 bağlantı • 4288 x 3216 piksel fotoğraf kayıt • 1280 x 720 piksel video kayıt • 91 x 55 x 18 mm boyutlar • 135 g ağırlık
D
ual Camera ürün ailesine odaklanan Sanyo, son zamanlarda yeni bir ürün piyasaya çıkartmamıştı. Avrupa’da sessizliğini üç yeni fotoğraf makinesiyle bozdu. Bunların en üst modeli olan VPC X1420, 14 Megapiksel çözünürlükte algılayıcıya ve 3 inç LCD ekrana sahip. Lens olarak 28 mm’lik geniş açı kullanıyor ve 4x optik zum yapabiliyor. Parlak alüminyum kasaya sahip ürün, panorama özelliği sayesinde manzara çekimi de yapabiliyor. Üründeki Best Shot seçeneği, kullanıcının
belirleyebileceği farklı ayarları hızla uygulayarak aynı kareyi farklı şekillerde çekebiliyor. Üründe 720p çözünürlükte ve saniyede 30 kare hızında video çekme özelliği de bulunuyor. 135 gram ağırlığa sahip olan VPC X1420, ISO 6400’e kadar artırılabilen ışık hassasiyeti ile kötü ışık koşullarında da etkili oluyor. SD, SDHC ve SDXC kart destekleyen ürün, USB ile PC’ye bağlanıyor. Siyah ve kırmızı renkte piyasaya çıkacak olan bu makinenin fiyatının 149 Euro olması bekleniyor. http://www.sanyo.com.tr
PENTAX OPTIO W90 O
ptio adlı su geçirmez dijital fotoğraf makinelerinin 11. nesli olan W90, macera severlere hitap ediyor. Yeni model, 6 metreye kadar su geçirmiyor, 120 cm’e kadar düşmeye dayanıklı ve dondurucu soğuklarda dahi çalıştırılabiliyor. Bunun yanında toz için de koruma sistemi bulunuyor. Üründe 12,1 Megapiksellik algılayıcı, 5x optik zum yapabilen geniş açı lens (28-140 mm’ye denk), 2,7 inç büyüklüğünde ve 16:9 oranlı geniş ekran ve 720p çözünürlükte, saniyede 30 kare hızında HD video kayıt özellikleri bulunuyor. Optio W90’ın ilgi çekici bir özelliği de Dijital Mikroskop adını taşıyor. LED lens aydınlatma sayesinde ufak objeleri de 1 cm’lik makro mesafesinden net bir şekilde yakalamayı sağlıyor. Ek olarak, Eye-Fi kablosuz SD bellek bağlantı desteği de, fotoğrafları bilgisayara aktarmayı kolaylaştırdığı gibi, Picasa, Flickr, Facebook ve YouTube’a da gönderim yapabilmeyi sağlıyor. Pentax Optio W90’ı 330 dolar fiyatla Nisan ayında piyasada görebilirsiniz. http:/www.pentax.com.tr
TEKNIK ÖZELLIKLERI • 1/2.3 inç CCD algılayıcı • 12,1 MP çözünürlük • f/3.5-5.5, 28-140 mm objektif • 80-6400 ISO değeri • 1/4 - 1/1500 sn pozlama süresi • 2,7 inç LCD ekran • USB 2.0 bağlantı • 4016 x 3008 piksel fotoğraf kayıt • 1280 x 720 piksel video kayıt • 108 x 59 x 25 mm boyutlar • 144 g ağırlık SCROLL NİSAN 2010 59
YENIDEN ŞARJ EDILE
Lityum iyon, nikel kadmiyum ve nikel metal hidrit bataryalar yeniden doldurulabiliyor. Peki nasıl çalıştıklarını ve onlardan en yüksek verimi nasıl alacağınızı biliyor musunuz?
K
alem piller ve saydığımız teknolojileri kullanan bataryalar hayatımızın önemli bir parçası haline geldiler. Taşınabilir bilgisayarda, telefonda, farede, arabada, uzaktan kumandada, kamerada, fotoğraf makinesinde ve benzeri birçok cihazda kullanılıyorlar. Batarya teknolojisi, tasarımı, özellikleri ve taşınabilir her cihazın kullanım alışkanlıklarını etkiliyor. Hayatımızdaki çoğu batarya yeniden şarj edilebiliyor ve dünyadaki trend de tek kullanımlık alkali bataryaların yerine bu teknolojileri koyuyor. Yine de bunların nasıl çalıştığı ve verimlerinin nasıl artırılacağı ciddi bir muamma olmayı sürdürüyor.
TEMEL BİLGİLER
Sık kullanılan batarya tiplerinden bahsetmeden önce, bataryaların çalışma prensibini incelemekte fayda var. Her batarya iki elektroddan oluşur: Anot ve katot. Yeniden doldurulabilir standart bir bataryada, kimyasal bir reaksiyon anodu oksitler (genelde bakır metal tozu kullanılır), böylece serbest elektronlar, elektrolit boyunca hareketlenirler ve negatif uca yönlenirler. Bu işlem devreyi pozitif uçta kapatarak devam eder. Bu sayede katoda (genelde magnezyum diyoksit tozu kullanılır) doğru sürekli bir akım oluşur. Yeniden şarj edilebilen bir batarya ise elektron akışı 60
SCROLL NİSAN 2010
tersine çevrildiğinde enerji depolayabilir. Çünkü oksitleyen kimyasal reaksiyon elektrik uygulamasının değişimiyle tersine çevrilebilir. Bu elbette çok kaba bir anlatım oldu, zira reaksiyon çok daha detaylıdır ve batarya tipine göre de değişiklik gösterir. Standart kurşun asit bataryalar ilk ticari bataryalardır ve günümüzde gördüğünüz çoğu cihaz nikel kadmiyum (NiCad), nikel metal hidrit (NiMH) ya da lityum iyon (Li-ion) yapıya sahiptir. Bu üç batarya tipi hakkında bilgi sahibi olmanız, yeniden şarj edilebilen bataryaların %99’unu tanımanız anlamına gelir. Tüm yeniden şarj edilebilir bataryalar enerji yoğunluklarına göre ölçülür. Burada esas, ağırlık birimi başına saklanabilen enerjidir. Farklı bataryalar, farklı enerji yoğunluklarına sahip olurlar, ancak yoğunluk aynı zamanda tasarım ve üretim ile artırılabilmektedir.
NIKEL KADMIYUM
Nikel kadmiyum ya da NiCad bataryalar, araçlarda kullanılanlar hariç, ilk ticari üretimi yapılan yeniden şarj edilebilir bataryalardır. Bundan 15 yıl önce her yerde kullanılan bu bataryalarda, anot uçta nikel hidroksit, katod uçta ise metal kadmiyum kullanılmaktadır. Günümüz standartlarındaki benzerlerinden düşük enerji yoğunluğuna sahip ürünlerin kilo başı yoğunluğu ortalama 50 Watt’tır. Nikel kadmiyum bataryaların önemli özelliği,
Yazar: Metin Altınsoy, metin@scroll.com.tr
EBILEN BATARYALAR
yüklü miktarda enerjiyi bir anda boşaltabilirler ve bu esnada batarya zarar görmez. Ayrıca şarj edilmeleri de kısa sürer, dolayısıyla taşıtlarda ve güçlü motora ihtiyaç duyan cihazlarda kullanılırlar. Kadmiyum zehirli bir metal olduğundan, bu eski bataryaları geri dönüştürmek zordur. Nikel kadmiyum bataryanız varsa, uzun süre tam dolu olarak ve kullanmadan saklamamanızı tavsiye ederiz. Tamamen deşarj edilmeden şarj edilmeyen bu bataryalar, uzun süre de tam şarjlı şekilde saklanamazlar. Uç kısımlarda geniş kristaller oluşur ve bataryanın tam şarjını önler. Her beş şarjda bir tamamen deşarj olmalarını ve tam şarj edilmelerini sağlamak gerekir.
NIKEL METAL HIDRIT
Nikel kadmiyum’a en yakın batarya tipi olan NiMH, çoğu markette karşımıza çıkacak kadar yaygınlaşmıştır. Nikel Kadmiyum’a oranla %30-40 daha yüksek enerji yoğunluğu bulunan bu bataryalar, kadmiyum yerine hidrojen absorbe eden alaşım ile daha çevrecidirler. Buna karşın, hızlı şarj edilemezler ve deşarjları da nispeten uzun sürer. Bu yüzden kaliteli bir “hızlı şarj cihazı” kullanarak pilin ömrünü uzatmak mümkün olabilir. Hatta şarjı koruma de olumlu etkiler. NiMH piller şarj süreleri azalmaya başlamadan önce 200300 kez şarj edilebilirler. Ancak üretimdeki gelişmeler bu
sayıyı artırıyor. Yeni nesil bataryalar 1000 defaya kadar şarj edilebiliyorlar. Benzer geliştirmeler şarjlı durumda bekleme sürelerini de uzatmakta etkili oldu. Buna karşın tekrar kullanacağınız zaman tam deşarj ve şarj etmenizde fayda var.
LITYUM İYON
Dizüstü bilgisayar ya da cep telefonu gibi birçok cihaz bu batarya tipini, yani Li-ion’u tercih ediyor. Bu batarya tipinde pozitif elektrot genelde lityum kobalt oksit olurken, negatif elektrot karbon oluyor. Buan karşın, elektrotlar güvenlik ve performans endişeleri yüzünden son birkaç sene içerisinde çok kez değiştirildi. Lityum iyon bataryalar diğerlerine oranla daha hafif ve NiMH’a göre daha fazla enerji yoğunluğu taşıyor (kilogram başına en az 100 Watt). Ayrıca NiCad ya da NiMH gibi uzun süre şarj tutamama ya da tam deşarj isteme özellikleri de yok. Kapasitelerini kullanılsalar da kullanılmasalar da belirli bir zamanda yitiriyorlar, bu yüzden bir yıldan önce üretilmiş bir lityum iyon pil satın almamanızı tavsiye ediyoruz. Her şarjda elektrolitin içerisinde lityum iyonlarının anot ve katot uçlar arasında hareket etmesini sağlayan form bozularak toplam şarj kapasitesini düşürüyor. Bu düşüş yüksek ısıda ya da tam şarjdayken daha yüksek oluyor. Örneğin dizüstü bilgisayarınızı uzun süre kullanamaycaksanız, yarı dolu şarjda bırakmanız bu yüzden en iyisi olacaktır. SCROLL NİSAN 2010 61
WINDOWS 7 KÜTÜPHANEL Kişisel dosyalarınız çok sayıda klasörde ve farklı depolama birimlerinde olsa bile, Windows 7 bunları birleştirerek tek bir yerden ulaşım sağlayabiliyor.
W
indows 7, kütüphane yapısı sayesinde dosyalarınıza yeni bir erişim yöntemi sunuyor. İlk bakışta, müzik, resim, doküman gibi dosyalar kendiliğinden klasör benzeri bir yapıda gruplanıyor. Aslında Windows 7, sabit diskteki dosyaları dizin hâline getirerek onlara kısayol oluşturmaktan başka bir iş yapmıyor. Bir klasörü kütüphaneye eklediğinizde orijinal yerini kaybetmiyor. Ana klasördeki dosyalarınız değiştirildiğinde, bu durum kütüphaneye de yansıyor. Dosyaları çoklu noktalardan toparlaması sayesinde daha düzenli ve rahat çalışmanızı sağlıyor. Windows 7’nin kurulumdan sonra gelen standart kütüphanelerini dokümanlar, müzikler, resimler ve videolar
62
SCROLL NİSAN 2010
oluşturuyor. Burada ne yazık ki bir kısıtlama var ve 50 klasörden fazlası bir kütüphaneye eklenemiyor. CD, DVD ya da USB flash bellekler gibi harici depolama ortamlarındaki dosyalar eklenemiyor. Buna karşın, ağdaki sürücüler ile harici USB diskler destekleniyor.
1
Kütüphaneye erişim için Windows araç çubuğundaki Dosya Gezgini’ne tıklayın. Karşınıza kişisel klasör gelecektir. Soldaki erişim panosundan ise varsayılanları görebilir ve yenilerini de oluşturabilirsiniz. Varolanları yeniden adlandırmak için sağ tıklayıp Yeniden Adlandır’a tıklamanız yeterli. Benzer şekilde, kütüphaneleri silebilirsiniz.
Yazar: Hakan Güngör, hakan@scroll.com.tr
LERINDEN YARARLANIN 2
Varsayılan Kayıt Yeri olarak işaretleyin.
5
Kütüphanelerdeki dosyaları istediğiniz gibi dizebilirsiniz. Kütüphane penceresinin sağ üstünde yer alan Düzenleme Ölçütü’ne tıklayarak çeşitli kriterleri görebilirsiniz. Bunlardan Değiştirme Tarihi’ne tıklayın ve daha sonra dosyaların üstünde çıkan bölgeye sağ tıklayıp, daha fazla sıralama ölçütü ekleyebilirsiniz.
6
Filtreleme işinizi kolaylaştırır. Detaylı görüntü veren bir Düzenleme Ölçütü altında, Tür sekmesinin yanındaki oka basarak yalnızca belirli tipteki dosyaları da görebilirsiniz.
7 Windows 7, kütüphanelerin içeriğine göre çeşitli kolaylık sağlayan ayarlamalar yapmanızı da sağlıyor. Örneğin video dosyalarını bir noktada topluyorsanız, kütüphaneye sağ tıklayıp Özellikler’e girin. Buradan uygun seçeneği işaretleyin ve Tamam’a tıklayarak bitirin.
3
Kütüphaneye dosya eklemek de çok kolay. Herhangi bir klasörü seçtiğinizde sol panoda Kütüphaneye Dahil Et yazısı çıkacaktır ve buraya tıklamanız yeterli olacaktır. Daha sonra hangi kütüphaneye ek yapacağınızı belirlemelisiniz.
4
Kütüphaneler klasörlere kısayol oluştursalar da, tek bir dosya için bunu yapamazsınız. Dosyaları kütüphaneye sürükleyip bıraktığınızda, o kütüphanenin varsayılan klasörüne kopyalanırlar. Bu da ilk eklediğiniz klasördür. Bunu değiştirmek için panodan kütüphaneye tıklayın ve burada ekli konum sayısını belirten rakamlara tıklayın. Karşınıza ekli klasörler gelecektir, burdan istediğinize sağ tıklayın ve
Kütüphaneden dosya sildiğinizde orijinal konumundan da silinirler. Yalnız kütüphaneden silmek isterseniz, kütüphane penceresinin sol üstündeki konum sayısına tıklayın ve buradan kütüphaneden çıkartmak istediğiniz klasörü seçip, sağdaki Kaldır simgesine tıklayın.
8
Kütüphanelerin birbiri altına yerleşebilmeleri en başarılı özelliklerinden birisi. Bir kütüphaneyi diğerine eklemek için sürükleyip diğerinin üzerine bırakmanız yeterli oluyor. Kaldırmak için sağ tıklayıp Sil’i seçmeniz yeterli olacaktır.
9
Windows 7 Ev Ağı kurduysanız, kütüphaneleri bir grup kullanıcı ya da belirli kullanıcılarla paylaşabilirsiniz. Kütüphaneye girdikten sonra araç çubuğundan Paylaş’ı seçebilirsiniz. Karşınıza çıkan listeden yazma izni de atayabilirsiniz. Ayrıca tek tek kütüphaneye erişmesini istediğiniz kullanıcıları da belirleyebilirsiniz. Kütüphane içindeki belirli dosya ve klasörleri paylaşmamak için burada Hiçkimse’yi seçerseniz, belirli dosyalara erişimi de engellemiş olursunuz.
10
Ağda paylaşılan dosyaları da kütüphaneye eklemek mümkün. Bir kütüphaneye sağ tıklayın ve Özellikler’e girin. Klasör ekle’ye tıklayın ve pencerenin solundan Ağ sekmesine tıklayarak istediğiniz klasörü seçin.
SCROLL NİSAN 2010 63
MAC’I GÜNCEL TU Yazılım , sürücü ve işletim sistemi güncellemeleri yapmak, ciddi bir mesai harcamayı gerektiriyor. Oysa tek bir yazılımla tüm güncelleme işlerini kolaylaştırabilirsiniz.
M
ac’teki çoğu uygulama belirli aralıklarla güncellemeleri kontrol ederek kullamnıcıyı yeni sürüm çıktığı zaman uyarır. Giderek artan sayıda uygulama arka planda güncellemeleri indirme özelliğine kavuşuyor, bu yüzden kullanıcının tek yapması gereken, bunları seçip, yükle demek oluyor. Ancak bu süreçte yazılımları ya da güncelleme araçlarını açık tutmanız anlamına geliyor. Bazı durumlarda sistemi zorlayabilen bu iş, OS X güncellemesi esnasında uygulamaları çalıştırmanızı da engelliyor. Bazen de kendiniz web siteleri arasında mekik dokuyarak gerekenleri indirebiliyorsunuz. Bundan kurtulmak ve sisteminizi en iyi şekilde çalışır durumda tutmak için kendiniz belirli aralıklarla güncelleme yapabilirsiniz. Hatta tatile gidip döndükten sonra ilk iş bunu yapmak isteyebilirsiniz. Bu işi kolaylaştırmak için MacUpdate Desktop adlı yazılımı kullanabilirsiniz. Yazılımın işi Mac yazılımlarını güncel tutmak ve yalnızca tek bir noktadan tüm güncellemeleri edinmek.
1
MacUpdate Desktop’ı açar açmaz uygulamalarınızı taramaya başlayacaktır. Böylece en güncel sürümlere sahip olup olmadığınızı belirler. Daha
64
SCROLL NİSAN 2010
sonra karşınıza bir liste çıkartır ve buradan güncellenmesi gereken yazılımları kırmızı renkte görebilirsiniz.
2
Yazılım yalnızca Uygulamalar klasörünüzü kontrol etmekle kalmaz, aynı zamanda ekran koruyucular, pano araçları ve özellikler panosundakileri de inceler. Dilerseniz Uygulamalar dışında yazılım kurduğunuz klasörleri de MacUpdate Desktop’ın kontrol edilecek yerler listesine ekleyebilirsiniz.
3
Üstteki üç simge ile tüm yazılımları, güncellenmemiş olanları ve güncel olanları kolayca görebilirsiniz. Tek bir şeyi güncellemek isterseniz bunlar içerisinde kaybolmadan arama çubuğunu da kullanabilirsiniz. Çok sayıda uygulama kullananlar için bu özellik de oldukça faydalı.
4
MacUpdate Desktop ile çalışmanın en kolay yolu tarama bittikten sonra CTRL + X + D tuşlarına basmaktır. Bunu menüden yapmak isterseniz, Updates içerisindeki Download + Install All Updates seçeneğine tıklayabilirsiniz. Böylece her
Yazar: Metin Altınsoy, metin@scroll.com.tr
UTMANIN 8 YOLU
şey otomatik olarak indirilir ve kurulur. Herhangi bir problem yaşanırsa da Downloads penceresinde karşınıza gelecektir.
yeni güncelleme çıktığında size e-posta gönderilerek haberdar edilmenizi sağlar.
5
Preferences altında birkaç tıklama ile farklı uygulamalardan da haberdar olabilirsiniz. Community Applications, Hot Picks ve Popular Listings seçenekleri emrinize amade.
Otomatik güncelleme yapmak yerine kendiniz elle güncelleme yapmak isterseniz, ana penceredeki özetlerden istediğiniz seçip Download + Install’a tıklayabilirsiniz. Paralı bir güncelleme varsa, Buy Now bağlantısı karşınıza çıkar ve tıkladığınızda gerekli web sitesine sizi yönlendirir.
6
Yazılım penceresinin sol altındaki + simgesine tıklarsanız, Watchlist adı verilen bir liste oluşturabilirsiniz. Böylece belirli işler için kullandığınız uygulamaları gruplayabilirsiniz. MacUpdate hesabınızda saklanan Watchlist’ler,
7
8
MacUpdate Desktop’ın hatalı bir iş yaptığını görürseniz, raporlayarak sistemin doğru çalışmasına katkıda bulunabilirsiniz. Bunun için uygun olmadığını düşündüğünüz güncellemeyi seçin ve Ctrl + B’ye basın. Menüden gerçekleştirmek için Updates altından Bad Match’e tıklayın. Daha sonra, isterseniz bu konuda bir bilgi kutusu da doldurabilirsiniz.
SCROLL NİSAN 2010 65
LINUX’TA UZAKTAN BA
Evde ya da işyerindeki bilgisayarınıza uzaktan bağlanmak için Windows kullanmanıza gerek yok. Linux sisteminize erişebileceğiniz gibi, Linux üzerinden de uzaktan erişime açık bilgisayarlara bağlanabilirsiniz.
V
NC ya da Windows’un içerisindeki Uzak Masaüstü (Remote Desktop) benzeri programlar, İnternet ve ağ vasıtasıyla bilgisayarı uzaktan yönetmeye yarıyor. Teknik destek amaçlı da kullanılabilen bu yazılımlar Linux için de mevcut. Etkili bir seçenek arıyorsanız VNC ve RDP bağlantılarını destekleyen KRDP’yi kullanabilirsiniz. KDE masaüstü sistemi içerisinde sunulan bu yazılımı kurmak oldukça kolay.
66
SCROLL ARALIK NİSAN 2010 2009
KURULUM
Uzaktan bağlanılacak sistemde Krfb’yi çalıştırın. İnternet ana menüsü altındaki Bağlanabilirlik menüsünden yazılımı çalıştırabilirsiniz. Daha sonra Ayarla tuşuna basın.Bilgisayarınızın bağlanabilirliğinin duyurulup duyurulmayacağını belirledikten sonra bağlantı port numarasını belirleyin. Yazılımdaki varsayılan değer olan 5900’ü de kullanabilirsiniz. Güvenlik sekmesine girerek
Yazar: Hakan Güngör, hakan@scroll.com.tr
AĞLANTI “Davetsiz bağlantılara izin ver” seçeneğindeki işareti kaldırırsanız, bilgisayar başında olmadığınız zaman da bağlantı kurabilirsiniz. Aksi taktirde onayınızı soracaktır. Bağlanan kullanıcının masaüstünü de yönetebilmesini istiyorsanız, “Uzak bağlantılara izin ver...” ibaresini işaretleyin ve Tamam’a tıklayın.
BAĞLANTI
Yeni davet gönder’e tıkladıktan sonra ekrana gelen IP adresini, port numarasını ve parolayı kayıt edin. Bunu açtıktan sonra bir saat boyunca geçerli olur ve “E-posta ile davet gönder” seçeneğini kullanarak başkasına da bağlantı bilgilerini gönderebilirsiniz. Bunları yaptıktan sonra Kapat’a tıklarsanız, programın simgesi sistem tepsisine yerleşir ve bağlantı almak istediğiniz süre boyunca burda çalıştırmanız gerekir. Bağlanacak bilgisayardan ilk olarak Krdc’yi çalıştırın ve “Bağlan:” ibaresine tıklayın. Burada vnc’yi seçtikten sonra IP adresi ve portu 192.168.1.100:5900 şeklinde girip, Bağlan’a tıklayın.
YÖNETIM
Bağlantı yaptıktan sonra pencerenin tepesinde beş adet yönetim simgesi göreceksiniz. Bunlardan Tam Ekran ile pencereyi tam ekran haline getirebilirsiniz. Fareyi ekranın en üstüne getirdiğinizde burada yönetim simgelerinden oluşan bir çubuk karşınıza çıkacaktır. Buradan Ekran Görüntüsü’ne tıklandığında bilgisayarın ekran görüntüsü alınarak, sistem panosuna kopyalanır. Daha sonra bunu bir klasöre ya da resim düzenleme yazılımına kopyalayarak kayıt edebilirsiniz. “Yalnızca görünüm” seçeneği ise yönetim işlevini kapatır. Bu sebeple, örneğin şirketlerde, kullanıcıların sistemlerinde yapılan işleri görmek için ya da çalışan bir sistemin durumunu kontrol etmek amacıyla kullanılabilir. Böylece yanlışlıkla sistem ayarlarının değiştirilmesi de önlenmiş olur. Yerel İşaretçi ise fare simgesini ekrana getirir, böylece bağlanılan bilgisayarın ekranında değişiklikler daha rahat yapılabilir. Tuşları Yakala seçeneği
ise başka bir pencere bile açık olsa, basılan tuşları uzak bağlantı penceresindeki sisteme gönderiyor. Boyutlandır ile yüksek çözünürlüklü uzak masaüstü ekranını, monitörünüze sığdırıyor. Aynı sisteme yeniden bağlanmak isterseniz, bu bağlantıyı üst menüdeki Sık Kullanılanlar’a kayıt edebilirsiniz. Uzak bağlantıyla işiniz bittiğinde Bağlantıyı Kes’e tıklayın. Artık KDE kurulu sistemlerinizi uzaktan yönetebilirsiniz.
SCROLL SCROLLARALIK NİSAN2009 2010 67
MICROSOFT EXCEL
ÇALIŞMA SAYFASININ ADINI GÖRÜNTÜLEYIN
H
ücre işlevini kullanarak çalışma sayfasının adının bir hücrede çıkmasını sağlayabilirsiniz. Bunun için aşağıdakini bir hücrenin içine yazmanız gerekir: =Hücre(“Dosya adı”) Bu sayede aşağıdaki gibi bir sonuç elde edersiniz: C:\Belgelerim\[dosya.xls]Bu ay Burada dosyanın diskteki yolu, dosya adı ve çalışma sayfasının adı olacak şekilde sırayla görüntüleme yapılır. Yalnızca çalışma sayfasının adını görüntülemek için şunu yazmalısınız: =Orta(Hücre(“dosya adı”,A1).BUL(“]”.HÜCRE(“dosya adı”,A1))+1,32)
MICROSOFT OUTLOOK 2007 ETKINLIK UYARILARINI KAPATIN
M
icrosoft Outlook 2007’nin ikide bir uyaran alarm pencerelerinden kurtulmak isterseniz yapmanız gerekenler çok basit. Özellikle geçmişte kalan olaylar için de uyarı çıkması can sıkıcı olabiliyor. Bunun bir yolu uyarı tarihini ertelemek, ancak bu bir kez daha karşılaşmanıza sebep olduğundan, yalnızca geçici bir çözüm. Tamamen kurtulmak için etkinliği düzenleyin ve burada uyarıyı görmezden gelme seçeneğini işaretleyin. Unutursanız ve hatırlatma penceresi karşınıza gelirse, görmezden gel seçeneğine tıklamanız yeterli olacaktır.
MICROSOFT WORD 2000
KAYBOLAN BIÇIMLENDIRMEYI GERI GETIRIN
W
ord dosyalarını .doc biçiminde kayıt edip tekrar açtığınızda biçimlendirmenin kaybolduğunu görüyorsanız, bu hatadan kurtulmanın bir yolu var. Dosya aç seçeneğiniz yanlışlıkla bir dosyadan veri kurtarma ayarında kalmış olabilir. Bunu Tüm Word dokümanları olarak değiştirdiğinizde, biçimlendirmeniz kaybolmadan dosyalarınızı açabilirsiniz. 68
SCROLL NİSAN 2010
Yazar: Scroll, info@scroll.com.tr
MICROSOFT OUTLOOK 2007 TAKVIMI VARSAYILANA GETIRIN
O
utlook’unuz açıldığında Takvim doğrudan karşınıza gelsin istiyorsanız, öncelikle şunu bilmelisiniz ki, Gelen Kutusu, Takvim, Adres Defter, Notlar ya da Görevlerden istediğinizi açılışta karşınıza getirebilirsiniz. Bunun için Araçlar menüsünden Seçenekler’e tıklayın. Karşınıza gelen pencerede Diğer sekmesini seçip, İleri’ye tıklayın. Daha sonra Gelişmiş Seçenekler penceresinin üst kısmında yer alan Başlangıç’a gelin. Burada Seç dedikten sonra, Outlook’un açmasını istediğiniz klasörü seçin ve Tamam’a tıklayarak ayarı kayıt edin.
MICROSOFT EXCEL
HÜCRE BIÇIMLENDIRMESINI DEĞIŞTIRIN
E
xcel’in alışık olduklarının dışında bir hücre içeriği giriyorsanız, bunu otomatik düzeltecek ve sizi uğraştıracaktır. Örneğin 12-6 yazmak istediğinizde bunu 12.Haz olarak değiştirir. Bundan kurtulmak için hücrenin veri tipini ayarlamanız gerekmektedir. Giriş yapacağınız hücreleri, kolonu ya da satırı seçtikten sonra fare ile sağ tıklayıp Hücreleri Biçimlendir’e tıklayın. Karşınıza gelen pencerede Metin’i seçin ve buradan Metin’i seçin. Tamam diyerek ayarınızı kayıt ettiken sonra, bu hücrelere girdiğiniz her şey, girdiğiniz gibi görünecektir.
MICROSOFT WORD
DOKÜMANI TEK SAYFAYA SIĞDIRIN
W
ord dokümanları, içeriği hangi boyutta ve puntoda yazı ya da resimlerle dolu olursa olsun, tek sayfaya sığdırılabilir. Bazen dokümanın çok ufak şekilde ikinci sayfaya taşması çıktı alanların işini zorlaştırabilir ve karışık sayfaları küçültmek de çok uğraştırıcı olur. Tüm yazı biçimlerini ufaltmak, resimleri küçültürken sayfa şeklini bozmanıza sebep olur. Böyle bir sıkıntı yaşamadan tek sayfaya sığdırmak için, Word 2007 kullanıyorsanız Office tuşuna tıklayın (pencerenin sol üstündeki tuş) ve daha sonra Yazdırma Önizlemesi seçeneğine tıklayın. Önizleme penceresinden Tek sayfaya sığdır’ı işaretleyin. 2007’den önceki sürümlerde bu ekrana Dosya menüsü altında Yazdırma Önizlemesi seçeneğinden ulaşabilirsiniz. Aynı ayarı yaptıktan sonra Yazdır dediğinizde yalnızca tek sayfada tüm içeriği görebilirsiniz. SCROLL NİSAN 2010 69
PRISON BREAK Conspiracy 70
SCROLL NİSAN 2010
(PC) İnceleme Türü Aksiyon Yapımcı Zootfly Yayıncı Deep Silver Çoklu oyuncu Var
Hapishane hayatı acımasızdır
1
997 yılında yayınlanan Oz dizisi, hapishane konseptini çok iyi uygulayarak Türkiye'de hatırı sayılır hayran kitlesi edinmişti. Hapishanenin acımasız yaşam koşullarını gözler önüne seren yapım 6 sene boyunca dünya piyasasında kendine yer bulmuştu. Seneler 2005 yılını gösterdiğinde ise dünya gençliğini ve dizi severleri memnun edecek, Oz gibi hapishane konseptini uygulayan Prison Break çıktı. Çıkması ile popüler olması bir oldu. Bilhassa zekâ isteyen bölümleri, gerekse heyecanı hep üst düzeyde tutması hayran sayısını git gide artırdı. Lincoln Burrows'u oynayan Dominic Purcell ve Michael Scofield'i oynayan Wentworth Miller'ı kendilerinin bile beklemediği kadar meşhur etti. Oyun dünyası da beklenen şekilde büyük hayran kitlesi olan diziyi kendi sektörüne uyarlamaya başladı. Aslında bunun için geciktiklerini bile söyleyebiliriz. Film veya diziden uyarlanan oyunların birçoğu hayal kırıklığı ile sonuçlanmıştır. Arada istisnalar olsa da bu tarz yapımlara soğuk baktığımı söyleyebilirim. Bunun sebebi ise genellikle dizinin veya filmin hayranlarının duygusunu sömürüp, içi boş yapımlar piyasaya sürmeleridir. Şimdi
ise elimizde aslında kurt yapımcıların önceleri çıkarmalarını beklediğim meşhur dizinin Zootfly tarafında geliştirilen, Deep Silver tarafından yayınlanan oyunu Prison Break: Conspiracy var. FOX RIVER'A GERI DÖNÜŞ Kendimize kullanıcı ismi oluşturup, new game dediğimiz anda ilk sürpriz ile karşılaşıyoruz. Parmaklarımızın ucunda bulunan karakter yakından tanıdığımız Michael Scofield değil 'The Company'
SCROLL NİSAN 2010 71
adına çalışan ajan Tom Paxton. Görevimiz ise Michael Scofield'ın banka soyup hapishaneye girme teşebbüsü arkasında yatan gerçekleri bulmak. Kısacası biz de onun gibi belli amaç doğrultusunda isteyerek hapishaneye düşüyoruz. Prison Break'i takip edenlere müjdem ise ilerleme boyunca dizide açığa çıkmayan, üstü örtülü olayları öğrenebiliyoruz. Hikâye örgüsü olarak başarılı bulduğum yapım dizinin ilk sezonu ile paralel gidiyor. Bunun sonucunda yaptığımız görevlerin birçoğu kapalı alanlarda geçmekte. Zaman zaman dışarı çıksak da yine hapishane sınırları içerisinde bulunuyoruz. Yakından tanıdığımız önemli 72
SCROLL NİSAN 2010
karakterler ile konuşabiliyor, onlar adına görevler gerçekleştirebiliyoruz. Bunlar arasında Sucre, T-Bag, Bellick, Sara Tancredi, Lincoln, Scofield, C-Note ve en sevdiğim karakterlerin başında gelen Abruzzi bulunmakta. Tabi bunun kısa konuşmalar olduğunu söyleyelim. Hatta çoğu, hikâyemiz boyunca önümüze çok az çıkıyorlar. Fox River gayet canlı tasvirlenmiş olup, sanki oradaymış havasını yansıtmayı Zootfly iyi kotarmış. Amacımıza ulaşmak adına girilmeyen yerlere girmeli, gizli dosyaları çalmalı ve bazı kişiler için pis işler yapmalıyız. Bunları yaparken pek aksiyon beklemeyin. Zira 9 chapter’dan oluşan yapımda, sonu hariç sadece bir bölümde aksiyon var. Onun da basit yumruklaşmalardan ibaret olduğunu ekleyelim. Oynanışın temeli saklanma üzerine kurulmuş. Hatta stealth-aksiyon türünde bulunan görülmeden yaklaş, düşmanını etkisiz hale getir olayı bile yok. Sadece saklan ve gitmen gereken yere git. Bunu yaparken havalandırma boşluklarını açabilir, dolapların içine gizlenebilir ve borulara, duvarlara tırmanabiliriz. Ayrıca açılmayan bazı kapıları çilingir ustalığı ile açabiliyoruz. SCOFIELD GÖTÜR BIZI BURALARDAN Dikkat etmemiz gereken nokta ise bazı zamanlarda işlemi hızlı şekilde halletmemiz gerekirken, bazı zamanlarda yavaşça ses çıkarmadan yapmalıyız. Aynı tavrı
havalandırma boşluğunun veya elektrik şalterinin bulunduğu kutunun vidalarını sökerken de almalıyız. Ne kadar işimizi hızlı halletmeye çalışırsak, o kadar gürültü çıkaracağımızı unutmamız gerekli. Dibinizde polis uyurken havalandırma boşluğunu vidalarını acele ile açmaya çalışırsanız, yakalanmanız kesindir. Ama öyle anlar geliyor ki tam tersini yapmak zorunda kalabiliyorsunuz. Ekranın ortasında beliren fark edilme derecemizi gösteren bar mevcut. Bu ne kadar artarsa o kadar fark edilmiş, yakalanma riskimiz artmıştır. Kamera açılarına gelirsek bildiğiniz TPS kamerası kullanılmış. Yaptığımız hareketler sonucunda bazen kamera otomatik olarak yer değiştiriyor. Doğrusunu söylemek gerekirse kamera problemleriyle oyun boyunca pek karşılaşmadım desem yeridir. Kontroller ise klavye-fare kombinasyonu ile gayet kolay. Bu sebeple gamepad'i olmayan arkadaşlar da rahat bir şekilde oyunu oynayabileceklerdir. Konsollara çıkan TPS yapımlarında bulunan, ekrana çıkan tuşlara aynı anda basma olayı Conspiracy'de de mevcut. Zaten hikâyemizin azımsanmayacak kısmı video gibi ilerleyen bu bölümlerden oluşmakta. Maceramızı yaşayacağımız yer, sadece hapishanenin bulunduğu alandan ibaret. Tabi bu demek değil ki hep aynı yerlerde görevimizi sürdürüyoruz. Bazen çatıda kedi misali hoplayıp zıplarken, yeri geliyor lağımlarda, kimi zaman ise koridorlarda amacımıza ulaşmak için geziyoruz. Arasıra bahçede yer aldığımız bölümler de mevcut. Buradayken ağırlık kaldırarak veya kum torbasına vurarak dövüş skillerimizi artırabiliyoruz. Tabi o kadar ağırlık kaldırdıktan sonra emeğimizin karşılığını bolca aksiyona girerek alamamamız hoş olmamış. Yapımın genelinde kendini tekrar eden oynanış hâkim. Standart şekilde q tuşu ile siper al, backspace ile karşı sipere atla durumu mevcut. Tabi bu türü seven arkadaşlar için elimizde çok çeşit olmadığını düşünürsek hiç yoktan iyidir diyebiliriz. Bilhassa arada bulmaca gibi çeşitlilik bekleyen ben hayal kırıklığına uğradım. Aksiyon olmamasını normal karşılayabiliriz çünkü bizi aksiyona eriştiren olgu saklanmamız ve bunun gerilimidir. Ama bu tür küçük oyunların bulunmaması Conspiracy'nin eksi hanesine yazılacaktır. Oynanışta en kötü bulduğum unsur ise gizlendiğimiz kişilerin statik hareket etmesi. Belli zaman aralıklarında belli hareketler yapmaları
hem oyunu kolaylaştırıyor hem de kişileri robotlaştırıyor. Bu sayede sürprizler ile de karşılaşamıyoruz. Zaman zaman yapay zekânın dengesiz davrandığını da belirteyim. Bunlardan en dikkat çekeni ise görülmemin kesin olduğu durumlarda yakalanmamam ama tam tersi yakalanmamın zor olduğu anlarda ise bir anda polis memurlarımızın kartal gözlere sahip oluvermesi. FOX RIVER, FOX RIVER OLALI BÖYLE KIŞILER GÖRMEDI Yüz modellemeleri gayet başarılı şekilde aktarılmış. Diziden tanıdığımız karakterler gerçeklerine benzemekte. Oyun sektörünün geldiğini noktaya bakarsak bunun normal olduğunu görebiliriz. Fox River grafiksel olarak iyi detaylandırmış olsa da 2010 yılının ortalarında hala dinamik ışıklandırma kullanılmaması hayal kırıklığı yaratıyor. Zaten grafik menüsünde ayarlarını değiştirebileceğiniz az seçeneğin de bulunması oynamalar yapmanıza engel olmakta. Gelelim Conspiracy'nin en beğendiğim noktasına, yani seslerine. Gerek kişi seslendirmeleri, gerekse müzikler orijinal temasından bire bir aktarılmış. Tabii ki de dizinin fanları bu durumdan benim gibi memnun olacaktır. Tekrar sizi havaya sokan müthiş müzikleri duymak ya da T-Bag'in alaycı konuşmalarına şahit olmak için bile oynayabilirsiniz. Tanımadığımız karakterlerin sesleri de gayet güzel aktarılmış. Bilhassa polislerin aralarındaki konuşmalarda gülmenize neden olacak kadar güzel espriler geçebiliyor. Yeri gelmişken söyleyelim ki Prison Break'in ve Conspiracy'nin müzikleri Ramin Djawadi'ye ait. Kendisi Batman: Begins, Karayip Korsanları, Blade: Trinity ve Flash Forward müziklerinin de bestekârıdır. Müzikleri beğenen arkadaşlarımıza Prison Break'in soundtrack albümü olduğunu da duyuralım. HER ŞEYIN BIR SONU VAR Bize yeni olarak bir şey vermese de stealth-aksiyon türünü sevenlerin denemesi gerektiğini belirteyim. Çoğu yazar tarafından acımasızca yerden yere vurulsa da o kadar kötü olduğunu düşünmüyorum. Kendini tekrar eden sıkıcı oyun yapısına sahip olsa bile yine de hikâyeye tutunmanızı sağlıyor. Bütün bunlara rağmen tavsiye olarak sadece dizinin hayranlarına ve gizlenme işini sevenlere öneriyorum. Diğer arkadaşlarımız oynayarak boşuna vakit kaybetmesinler.
Genel Grafik Ses Oynanabilirlik
50 55 70 40
Artılar Sesler, tanıdık karakterler ve iyi modellemeler Eksiler Kendini tekrar ederek sıkıyor, dövüş bölümleri yetersiz, animasyonlar kötü SCROLL NİSAN 2010 73
COMMAND AND CONQUER 4
Tiberian Twilight 74
SCROLL NİSAN 2010
(PS3) İnceleme Türü Strateji Yapımcı EALA Yayıncı EA Games Çoklu oyuncu Var
Bu barış can yakacak
İ
yisiyle, kötüsüyle Tiberium serimizin sonuna geldik. Command & Conquer, strateji bazında oyuncuların gönlünde ayrı bir taht kurmuştur. Nedendir bilinmez; C&C oyuncuları kolay kolay aynı tadı başka bir oyundan alamazlar. Sadece bağlılık olarak değil, geçtiği ambiyans ve sundukları olarak da C&C oyunları akranlarından ayrılır. Tiberium Wars ve onun genişleme paketi olan Kane's Wrath'ten 2 sene sonra, Command And Conquer 4: Tiberian Twilight ile karşı karşıyayız. Tiberian Twilight'ta oyun anlayışını değiştirebilecek yenilikler görüyoruz. Lafı daha fazla uzatmayalım, açıkçası biz de durumu size aktarmak için oldukça sabırsızlanıyoruz. BAŞKASINA BENZEMEZ SENIN VIDEOLARIN!.. Video ve C&C denildiğinde genelde şöyle bir durulur, hemen genel oyunlardaki videolar göz önüne getirilir. Gerçek oyuncularla birlikte çekilen videoları ile her oyununda adından epeyce söz ettiren C&C serisinin son oyununda da durum değişmiş gibi görünmüyor. Az önce epeyce değişiklik var demiştik, ancak burası her zamanki halini koruyor. Videolarda harikulade bir hava hakim. Videoları yine birinci şahıs kamerasından görüyorsunuz. Muhtemelen serinin son oyunu olmasının verdiği gazla, C&C 4 oynarken "komuta bende" havalarına girebilirsiniz. Girin tabii, sonuna kadar
haklısınız. Çünkü yapım içerisinde yer alan ara sinematikler o kadar güzel hazırlanmış ve gaz verici ki; izlerken o sıkıntılı havanın kokusunu alabiliyor, kendinizi kurtarıcı addedebiliyorsunuz. Tabii renklerin oldukça soluk olmasının da etkisi var. Oyunda 3 adet 'topluluk' görüyoruz. Bunlardan birisi Allied'lar değil tabii ki. Oyunda Küresel Savunma Girişimi (Global Defense Initiative) ve NOD örgütü dışında bir de The Forgotten (unutulmuşlar) topluluğu bulunuyor. The Forgotten sınıfındakiler, tiberyum zehirlenmesiyle bir nevi mutasyona uğramış kabilelerden oluşuyor. Saf insanları sevmeyen bu grup mensupları, paralı asker gibi kullanılabiliyor. YARGI, YASAMA, YÜRÜTME Yapımdaki 'kutsal gübre' dedirtecek değişikliklerden bir tanesi, seçtiğimiz fraksiyonun da kendi içerisinde ayrılması. Oyundaki her iki örgütte de 3 farklı sınıf bulunuyor. Bunlar Offense, Defense ve Support. Her grubun kendisine özgü üniteleri bulunuyor. Bu bağlamda oyunun kullanıcılara daha zevkli bir deneyim sunacağına inanıyoruz. Zira bu şekilde henüz başlamadan, bir bakıma oyun karakterinizi belirlemiş oluyorsunuz. Offense birimi daha saldırı odaklıyken, Defense'te adı üzerinde; savunma yapıyoruz. Support ekibinde çok ağır silahlı olmayan ancak bir o kadar yetenekli -ara eleman- üniteler bulunuyor. Support üniteleri işinizi hiç ummadığınız bir SCROLL NİSAN 2010 75
anda kolaylaştırabiliyor. Az önce de söylediğimiz gibi, her grup ünitelerinin farklı bir özelliği var. Ancak biraz daha genellememiz gerekirse, GDI üniteleri hafif havada olduğundan daha iyi zıplayabiliyorken, NOD üniteleri yer altından giderek haritada kendisini rakibe belli etmiyor. C&C4'te fevkalade mobil bir ambiyans yer alıyor. Crawler adlı ana üssünüzü istediğiniz yere taşıyabiliyorsunuz. Bu durumun farklı savaş taktikleri geliştirmek adına çok iyi olduğunu söyleyebiliriz. Üssünüzü klavye kısayolu 'F' ile olduğu yere kurabilir, ya da olduğu yerden kaldırabilirsiniz. Bu vesileyle kolay bir şekilde dilerseniz haritanın ortalık yerine yapı dikebilir, rakibinizi zor duruma sokabilirsiniz. Harita ve üretim paneli Generals'ta olduğu gibi ekranın alt tarafına taşınmış. Bireysel olarak sağ tarafta yukarıdan aşağı uzanan panel sistemini ben daha çok seviyordum; alışmıştım da. Neyse, canımız sağolsun. Bu panelde ekranın en sol tarafında harita yer alırken, orta bölümde ünite bilgisi, sağ tarafta ise üretim bölümü yer alıyor. NE? ATEŞKES Mİ?! Buyrun size şok dalgası. Oyunun giriş videosunu izlediğinizde, tiberyum elementinin GDI yapılarına dahi yavaş yavaş sıçramaya başladığını görüyorsunuz. Bir helikopter geliyor ve GDI binasına iniyor. İçindeki bir grup kişi, karargahın toplantı salonuna 76
SCROLL NİSAN 2010
doğru gidiyor. Sözü geçen kişiler apar topar toplantı salonuna girdiğinde takke düşüyor, kel görünüyor. Ortaya kim çıkıyor? Hep bir ağızdan sesi uzata uzata "Kane!!!" diye bağırdığınızı duyar (!) gibiyiz. Evet, önümüze taş koyan, insanları örgütüne dahil ederek onların resmen beyinlerini yıkayan Kane bu sefer farklı bir öneriyle karşımızda: Ateşkes!.. YENI EKLENEN BIRIMLERLE SAVAŞLAR ARTIK ÇOK DAHA ETKILEYICI İlk görevimiz olarak Kane'in grubuna eskortluk yaparak, ana üssünü güvenli bir şekilde bölgesine taşımasını sağlıyoruz. Belki bu karardan memnun olmayabilirsiniz. Ancak yalnız değilsiniz. Sinematiklerde göreceğiniz üzere karakterler de Kane ile uzlaşmaya gidilmesinden pek memnun değil. GÖZLERE TIBERYUM BANYOSU Oyunun otomatik olarak düşük grafiklerde açılması önce biraz korkuttu. Zira otomatik algılama sonucunda bilgisayarım oyunu düşük ön-ayarlarla açtığı için, yüksek grafiklerden biraz çekindim. Gözümü karartıp çözünürlüğü ve grafikleri yükselttiğimde ise, bambaşka bir tiberyum dünyasıyla karşılaştım. Size tavsiyem; zaten uçuk bir sistem istemeyen bu oyunu mümkün mertebe
yüksek grafiklerde oynamanız. Tiberian Twilight'ın renkleri göze fazlasıyla hitap eder nitelikte. Tiberium Wars'tan öte çok fazla değişiklik gördüğümü söyleyemeyeceğim, ancak ışıklandırmalar ve yeşil tonları -zümrüt yeşili- göze daha iyi görünüyor. Fizikler doğrultusunda, araçların tekerlek izleri, düşen ağaçlar, dumanlar ve türevi detaylar çok iyi görünüyor. AL KIRDIN KIRDIN! Oyunda her ünitenin bir tür cephanesi bulunuyor. Ünite ateş ettikçe, atış türüne göre gücünün hemen altında yer alan indikatör düşmeye başlıyor. Bunun yanında cephanenin yenilenmesi için tamamen bitmesi gerekiyor. Atış gücüne gelen gerçeklik ünitelerin "har har har" ateş etmesinin önüne geçmiş. Ayrıca askerlerinizi yönetebileceğiniz komutlar bu oyunda da göz önünde duruyor. Üniteyi seçtiğiniz anda, ekranın sağ alt tarafında kalan panelde seçenekler beliriyor. Bunun yanında bazı ünitelerin ikinci özellikleri de mevcut. Yapım, içerisinde geliştirmeleri bulunduruyor. Geliştirmeler, doğal olarak gruplar ve fraksiyonlar arasında dağıtılmış durumda. Tahmin edebileceğiniz gibi, teknolojinizi geliştirerek üniteleri bir üst seviyeye taşıyabiliyor, saldırı, savunma ya da destek özelliklerinizi
güçlendirebiliyorsunuz. C&C serisinin vazgeçilmezi tabii ki ara videoları... 10 kişiye kadar çoklu olarak oynama şansınız var. Ancak LAN oyunu C&C4'te bulunmuyor. Zaten DRM korumasından ötürü oyunu oynayabilmek için İnternet bağlantısına her koşulda ihtiyaç duyuyorsunuz; o bakımdan, yerel oyun eksikliğinin oyunculara çok çok problem yaratacağını düşünmüyoruz. YARDIR MEYHANECI C&C ve müzik konusu açıldığında eller şöyle bir kaldırılır "bi' dakka" denir. Aslına bakarsanız sadece Command & Conquer serisi için değil, FIFA olsun, NFS olsun Electronic Arts'ın yaptığı diğer bütün oyunlarda müzik fazlasıyla ön planda. Tiberian Twilight'ta da seslerin kulağa oldukça güzel geldiğini belirtmeliyiz. Menü müzikleri tek kelimeyle şahane. Oyunun sinematiklerini izleyip de havaya girdikten sonra müzikler gerçekten 'katalizör' görevi görerek ateşlenmenizi sağlıyor. Ancak şahsen Red Alert 2, 3 tarzı müzikleri sevdiğimden, C&C4'ün bazı oyun içi klasik şarkıları beni ne yazık ki tavlayamadı. Ancak grafikler ve videolarla gelen soğuk ve gergin ortamdan sonra müzikler fevkalade tamamlayıcı bir görev görüyor. Fanatikleri uyarıyorum, sonra "ben Charmander'ım" diye kendinizi camdan atmayın!..
Genel Grafik Ses Oynanabilirlik
68 75 75 60
Artılar Videolar, seslendirmeler, ambiyans... kısacası bir strateji oyunu nasıl filme dönüşür, bunun son örneği karşımızda. Eksiler Yeni oyun sistemi fanatikleri bile usandırabilir. LAN oyunu bulunmuyor. SCROLL NİSAN 2010 77