.,
Jfl_
~
~;.-.;~C,.. ~.~l.ı;.Y..k..
: .. ::?.$R ~~~~ .1 Baba ve Anası ·•I · S . . ...........~.. D~ğu ''f•...~~l}J.fı~-f.':kk/ m Tar. ve Yeri . {<j_ t2 -J'"· .. ·····" İlilmın veya J}~'Jl:i\r
1--:..li-11·" . . ... . . 1 ·"l\ -.· ·"I
tutuklama karannuı Tarih,No.su Suçu ·
-
-
lfükü~Iü ~ : 1..1.'Q.\..~t.-ı:~.(@..i{,.Ji.,.1 Deften
Kayıt
N
o. su , ..
a J ..,c 0.
d.a. :ı.
..........
+1 Kitap 2006/26 Edebiyat/Söyleşi/O 1 Oktay Güze lo ğlu/Bütün Eserleri/01 Yüzyılın Do landırıcısı Selçuk Parsadan/Oktay Güzeloğlu
© Oktay
Güzeloğ l u
©Yayın Hakları Basım Yayın Matbaacılık
PMP
1. ve 2.
·'"····
Baskı
San. Tic.
A .Ş.'ye
+1 Kitap, Kasım 2006 (2 000 adet)
............ .
Editör Eyüphan Erkul Son Okuma Gürsel Caniklioğlu
[±] kitap
Düzelti Senem Kale - Cenk Gültekin Kapak Uygulama Nejat Ceyhan Grafik Uygulama Meryem Yardımcı Fotoğraflar
ve Belgeler © Oktay Güzeloğlu Arşivi ©Yeni Harman Dergisi Arşivi Baskı ve Cilt Euromat Entegre Sanayı
(ad No 17
Matbaacılık A . Ş.
Çobançeşme
Yenıbosna/lstanbul
Tlf 0212 451 70 70
ISBN 975-6063-26-2 PMP
aittir.
Basım Yayın Matbaacılık
San. Tic. AŞ .
Esentepe Mahallesi Kardeşler Sokak No:42/1 Esentepe 34 394 İstanbul
Tlf 0212 283 98 98 Faks: 0212 283 00 55 kıtap@pmpyayıncılık . com
www artıbırkıtap com
oktay güzeloğlu
y· 7.'JI ın ol d rlCI selçuk parsada
[±1] kitap
1
Ül\tay ui.i"'elı olu 1956'da Samsun, Bafra'da doğdu Hiç, Öküz, Kaçak Yayın, Yeni Harman, Hayvan, Esmer gibi dergilerde
yazdı.
Eserlerı : Beyoğlunda Garıbanın
Otopsisi Yapılmaz 1 ( Leman Kıtapları , 1999),
İJlümün Rütbesı Yoktur (Hıç Yayınları, Kitapları,
2003), Sokak Mobılyaları (Leman
1999), Turne Tıyatrocuları (Hiç Yayınları , 2003), Yeni Sokak Mobilyaları
(Parantez Yayınları, 1999), Yüzyılın Oolandırıcısı'na Mektuplar Selçuk Parsadan Ya Umut Ya Korku (Hıç Yayınları, 2002)
Hep anlatılırdı ama pek ihtimal vermezdik: Genç kuşağın yakın tarihi hiç bilmediği, daha on-on beş yıl önce yaşananlar hakkında hiçbir fikri olmadığı söylenirdi. Bazı gazetelerde Kenan Evren'in, Bülend Ulusu'nun kim olduğunu bilmedikleri yazmış tı da, bu "bilmezliğin" bu kadar yakınımızda olduğunun farkın da değildik. Oktay
Güzeloğlu'nun kitabını yayına hazırlarken
en çok aksoru buydu? Eğer bu kitapta geçen isimleri genç kuşak bilmiyorsa ne anlatılanlar ilginç olurdu ne de Parsadan'ın o keskin mizah zekası ortaya çıkabilirdi. Bu kaygılarla yakın çevremizde yirmili yaşlarında olanlara onları kırmadan sorular sorduk. İçlerinden en ilginci "Kenan Evren Atatürk'ün silah arlımıza takılan
kadaşıdır," cevabıydı.
Bu cevabın ardından Yüzyılın Dolandırıcısı Selçuk Parsadan'da geçen isimlerin kısa özgeçmişlerini kitabın sonunu ekledik. Dipnotlarda edisyon çalışmasını tamamen genç kuşağa yönelik hazırladık. Parsadan'ın isim zikrederken mesleğini söylediği kişileriyse aynı biçimde muhafaza ettik. Çok önemli olan bu sözlü tarih çalışmasını gelecek kuşaklara aktarabildiğimiz için çok mutluyuz. Eyüphan Erkul
Selçuk Parsadan 1952'de İstanbul'da doğdu . Mesleği dolandırıcılık . Ailesi Çerkez kökenli olan Parsadan'ın
Kadıköy
dedesi
Beyoğlu
Polis Müdürü,
babası Sabahattın
Parsadan ise
Emniyetinde merkez memuruydu. 1953'yılında polislikten
Başbakan
Adnan Menderes'in
ayrıldıktan
yakın korumalığını
dolandırıcılık mesleğine
sonra
girdi.
ayrılan
baba,
yapıyordu . Emnıyetten
da
B~şbakan
Adnan Menderes
döneminde, Başbakanlık Örtülü Ödeneği:ni dolandıran kişi olarak bilinıyor. Oğul
babasıyla aynı mesleği
Parsadan da
rasında
seçecek ama öncesinde
Galatasaray Spor Klübü'nde profesyonel basketbol
nedeniyle ba sketbolu
bırakıp,
sanatç ıların menajerlığini
Parsandan, sinema
12 Eylül
dönemde
süre Etibank'da
Halkçı
çalışacak
Fakat verem
Parti'ye
ve son-
hastalığı
gırer Ardından bazı
üstlenir.
sanatçısı
Perihan Savaş'ın adını kullanarak, dönemin
Polat'ı, dönemın Cumhurbaşkanı dolandırdığını ıddia
sonrasındaki
kısa
oynayacaktır.
Başbakanı
Süleyman Demirel'i, Gaziantep Belediye
eder. Ayrıca yuzlerce
iş adamı,
siyasi ve
Tansu Çiller'i, Adnan
Başkanı
bürokratı dolandırdığı
da
Celal
Doğan'ı
diğer iddiaları
arasındadır.
2 Kasım 1995 günü emekli Orgeneral Necdet Öztorun'un sesini taklit ederek, Başbakan Tansu Çiller' den Kemalistler Derneği adına 5 buçuk milyar lira ister Para ertesi gün Başbakanlık Örtülü Ödeneği'nden Parsadan'ın hesabına yatırılır. Balıkesir'ın Altınoluk ılçesine
Olay emniyet tarafından öğrenilır ve ardından Parsadan 10 Mayıs 1996'da
gidip
gizlenır
tek tek arayarak 21 Mayıs 1996 günü
Polis yetkilileri, düzenledikleri operasyonla ilçedeki 4000 evi
Parsadan'ı
yakalar. Parsadan, 1997
yılında
Ankara 9. Ağır Ceza
Mahkemesi'nce Örtülü Ödenek davasından 6 yıl 3 ay, mahkemeye hakarett€n 2 yıl ve başka bır dolandırıcılık davasından
3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına
Bayrampaşa [ezaevı'nden
Afyon [ezaevi'ne nakledilen ve
rafçısı
çarptırılır. Sabancı Suikastı davasının sanığı,
DHKP-[ iti-
Mustafa Duyar ile aynı hücrede kalır 1999 yılında kime düzenlendıği aydınlatılamamış bir saldırıda
ağır yaralanır
Parsadan, Mustafa
Duyar'ın
asıl hedefının kendısı olduğunu ıleri
infaz yasa sına
g ~re
4 yıl 8 ay 28 gün cezaevinde
Yakalandığı omurılık kanserı Okmeydanı Eğitım
Karagümrük Çetesi
mensuplarınca öldürüldüğü saldırının
sürer.
nedeniyle
tedavı
kalır
ve 19 Şubat 2001
tarihınde
tahliye
edılir.
gören Parsadan, 25 Temmuz 2006 tarihinde lstanbul
ve Araştırma Hastanesi'nde yaşamını yitirir.
YA UMACAKLAR YA KORKACAKLAR!
"Baba
işle
bak, bütün bu insanlar iki
şekilde
pa-
ra verirler: Ya wnacaklar, ya korkacaklar... Biı" msanm para vermesi içm üçüncü bir sebep yok! Ya da çok hümanist dır,
biı" msansındır. Kıyakçısm
tükenmiş
ki nesli
bir msan tipinden bahse-
diyoruz. Mesela, senle ben o
kafadayız ...
Yüzde
bir bizim gibi bir salak çıkar! Ruhunda, özünde kıyakçılık vardır,
efendilik
vardır.
Tersoluktan
anlayan, zamanında çok sürünmüştür de, korkmadan ya da bi'
şey
ummadan sana para verir.
Bunun
dışında
ild
cak; ya
adamı
belediyeci, maliyeci, bakan,
bakan diye sın
arayıp
şık
var: Ya korkacak ya umabaş
ümit vererek parasını alacak-
ya da general, emniyet müdürü diye korku-
tarak parasını alacaksm."
7
gençler bir yere gidiyor, kız kendi birasını veriyor, çocuk kendi birasını ... Ben hayatta böyle şey yapamam, sen de yapamazsın . Zorla girdik McDonald's'a. Bir tane Big Mac bana aldılar, bir de diyet kola ısmarladılar. Oturduk, bana ne güzel sorular soruyorlar.
Daha çok ne soruyorlar sana? Bilinçli olanlar bu olayın nüvesini, özünü soruyorlar. "Nasıl girdin bu işlere, nasıl yaptın, sen ilkokul mezunusun, kadın profesör olmuş1, Türkiye'ye sığmış bir insanı nasıl dolandırdın? Nasıl ya, bu eşyanın tabiatına aykırı," diyorlar. Ilkokul mezunu bir insan, bir profesörü, başbakanı kandırıyor. Bu aslında aklın alacağı bir olay değil. Ben de cevap veriyorum: "Bunları," diyorum "gözünüzde büyütmeyin, bunlar zeki meki, akıllı değil. Bunlar bir sistemin, ortak menfaat birlikteliklerinin, bir çevre oluşmasından dolayı güç 2 kazanmış insanları." Tabii ki öyle, mesela Demirel kimdir? Annemin ölüsünü göreyim, ben 16 yaşındayken Demirel'i dolandırdun . Daha ufacık yavruyum. Ilk telefonlarımdan biri Demirel'edir. Ne saltm ona? Geçmiş zaman ... "Paşa" olarak açtım. Galiba Atatürk tablosu satmışımdır ya da bir davet bileti satmışımdır. llk on konuş rnamclan3 biri. Babam bana, "Ara oğlum" dedi. "Baba, koskoca başbakan" dedim ... "Ara oğlum ara, bu anlamaz," dedi. Allah belamı vrrsin, "Oğlum n'olacak başbakansa, bunlar anlamaz," drdi. Anlıyor musun, "Ara dedi," aradım. Langırt! diye koydum parayı. .. IIiç unutmam para geldi, o zamanlar pat diye bilgisayarlarclaıı para gelmiyor. Bilirsin o zamanları, bankaya gidiyorsun "ı\nkara'dan bir havalemiz var," diyorsun. Cevap veriyor, hala g<'lrncdi, ncrden gelecek? Ankara, Başbakanlıktan. Nere' Balısı•clıl<>ıı kı ~i, !'ski ha~hak<uı Tansu Çille>r. 'S uleyıııaıı l lt•ıııirl'I !l. Cııııılııırhaşkanı.
' Dolaııdırıı·ılık argosııııd;ı yaptıkları ınes!Pğe "alo'culuk" yaptıklan işe de "alo" veya " konıışııı;ı " ıil'nılıyor
10
ye? Kıl-tüy derneğine, falan hesabı... Abi gidiyorsun, geliyorsun, üçüncü gün para geliyor. Alıyorsun havalara yumruk atı yorsun, böyle havayı dövüyorsun. Aldım parayı, biliyorsun Tophane'de Amerikan pazarları var. Kavuniçi Levi's'lar vardı o zamanlar, en pahalısından. Hakkıma düşen% lO'dan kavuniçi Levi's pantolon aldım bir tane, mont aldım, McGregor gömlekler vardı, onlardan bir tane aldım ... Demirel'iII parasıyla giyimnek. ..
Yaa Demirel'in parasıyla ... Ya tabii ya ama bak şöyle: Adamın lakabı Çoban Sülü. Çoban ne demek? Çobanın kendi koyunu olmaz, çoban senin 4 koyununu, onun 8 koyununu kira karşılığın da güder. Aydan aya da gidersin, sen bin verirsin öteki beş yüz verir. Yani meteliksiz ... Adam 67 senesinde başbakan oluyor. 70 senesinde kardeşlerinden birisi Yükseliş Koleji'ni alıyor, birisi Isparta'nın en zengini oluyor, 3-4 senede. Kardeşim kimse sormuyor, "Arkadaşım nasıl oldu bu yaa?" diye. Şevket (Demirel) vergi rekortmeni oluyor, kardeşim bunlara piyangodan arka arkaya 24 kere büyük ikramiye mi vurdu? Çünkü bir iki kereyle olmaz bu kadar servet... Kimse sormuyor. Yahu bu kadar tepkisiz toplum var mı ya? Aynen.
Çiller'e bak şimdi. Devlet bakanı olduğunda anılarını yazıyor. "80 yılında biz Amerika'dayken," diyor "kocam işsizdi, ben de öğre tim üyesiydim. 3000 dolar para alıyordum fakat masrafımız çok ağırdı. Bir yere gittiğimizde hamburger yerken yanında kola içecek paramız yoktu," diyor .. . Kadın Türkiye'ye dönüyor, 84 senesinde Yeniköy'deki yalıyı alıyor, 18 milyon dolara. Kimse bunu sormuyor. Abii, kardeş bi' dakka ya, n'oldu? Böyle bir şey var mı yaa Oktay? Peki Selçuk bir geldi?
şey soracağım;
Hangisi? 11
senin mesela
aklına
nerden
Parsadan '
ın mukavva
a
y Yapıştırıp od
asına astığı
gazete say•
ıası
8
·
Afy on Cezae ·· vı nden ...
OKTAY GÜZELOGLU- Sen bİr dönem çok paralı yaşadın değil mi? Ne durumdasın Selçuk? SELÇUK PARSADAN- Ben parasız olduğum zaman donsuz gibi hissediyorum kendimi ... Yani Taksim'den buraya gelene kadar kendimi gizlemek için gözlük mözlük takıyorum. Akşam saati gözlük mü takılırmış!
0.-Anhyorum ... S.- Abi Allah korusun bir hatun laf atacak ya da bazen bir durum olur ya .. . Ya tabii, bir çay içelim diyecek, bu akşam bİr yere gidelim diyecek. Cebimde bir lira yok, manyaklığına çıkmışım dolaşmaya. İki kız Mc Donald's'ın önünde pat diye çevirdiler mi beni .. . "Selçuk Abi n'olur!" dedi Boğaziçili kız, "N'olur McDonald's'da bir şeyler yiyelim." Eyvaaah! Bak şimdi, iki tane fıstık gibi kız, Izmirlilermiş. Etiler'de bekar evleri varmış . "Çocuklar," dedim "şimdi bir arkadaşımla yemekten çıktım." "Olmaz," dediler "biz davet ediyoruz lütfen ya, sana bir şey ısmarlamak istiyoruz." Birden orada rahatladım ... Çünkü şimdi kafadan alıyorlar. Şimdi mesela 9
Şu
örtülü
ödeneği
gelen şeyler bunlar. Demirel'le baş ladım. Sonra vali eşlerinden bilmem kimine kadar hepsini kopardım. Hepsi gitti ... Ama hiçbiri Çiller gibi kendi siyasi partisinin menfaatine kullanarak para vermedi. Çiller'den daha evvel de para aldım. Örtülü ödenek zaten bu tip şeylere açık . "Devletin ali menfaatleri" diye kullanılabiliyor. Ama senin kendi partine oy gelecek diye, rakiplerin oy kaybedecek diye bir teşkilata para vermen rezillik. Bir numaralı parti kapatılma sebebi. Bak siyasi partiler yasasına; en önemli kapatılma sebebi bu. 16
yaşımdan
çarpmak...
Hayır
beri
aklıma
Selçuk onu demedim, ötekileri akl111a ?
kopartırken,
bil" de bu
nasıl geldi
Baba, Çiller'den iki kere daha para aldım. Medyanın önde gelen insanları biliyorlar bunu. Uğur Dündar, Tuncay Özkan, Reha Muhtar biliyor. Çiller'den daha önce, "Fethullah Gülen" 4 olarak para aldım ben. Tabii .. . 5 Nisan kararlarından önce 1,5 milyar para aldım. Nasıl
ya11i?
Açtım
telefonu, Fethullah Gülen olarak
konuştum.
"Ben Fethullah Gülen'im," diye mi açt111 telefonu ?
Tabii. 1,5
milyarı kopardım .
Yani yedi mi?
Tabii, yedi ki verdi parayı ... Açtım "Işık evleri5 yaptırıyoruz dört-beş eksiğimiz var. Açılmak üzere ama eksiklikleri tamamlamak gerekiyor," diye konuştum, verdi ... Yani kadın tarikata da para veriyor. Tarikatçıların da oyunu alsın diye.
• F'etullah Gülen: Cemaat lirt ı? ri o lduğu iddia edilir. ' I ş ık evleri: Nurcu muritlrriııiıı yNiştirilrl iği ve barındırıldığı m es ke rıl ere verilen ad. Bunlar öze l yurtlar o l ab il Pceği gibi apartman daireleri de olabiliyor.
12
Parsadan omurilik kanserine yakalanmadan
kısa
bir süre önce çok sevdiği
"rakısıyla"
beraber.
Sen ondan iki kere mi aldın?
Bir kere Fethullah Gülen olarak aklım. Bir kere de Kenan Evren'in6 Marmaris'teki evine en yakın karakolun başkomiseri olarak aldım. Düşünebiliyor musun bunu; başkomiser arıyor, başbakanla konuşuyor: "Alarm sistemi yaptıracağız," diyor. "İçiş lerinden ödeneğimiz gelmedi, Allah korusun bir suika~t olur sayın Evren'e, mahvoluruz sayın başbakanım, bir buçuk milyar lazım." Böyle bir şey var mı yaa? • i\lıın et Kenan Evren: 7. Cumhurbaşkanı.
13
·
Yani üç kere
dolandrrdın?
Tabii ... Gazeteci bir abi dedi ki: "Şimdi bunları söylersen, son olaylara da inanmazlar, bizim halk saftır anlayamaz, masal gibi gelir, sen bu son olayla gir. Hepsini anlatırsan maskara olursun, altında başka şey ararlar. Bu adam delidir, psikopattır derler." Hakikaten de halkın yarısı inanmadı. "Iftira atıyor, ANAP'ın casusu, para yemiş Çiller'i yıpratmak için ... " falan dediler. Ne zaman ki cezaları aldım, aldım, aldım. "Harbiden yaa," dediler "demek ki varmış böyle bir şey ... " Hala insanların değil mi?
kafasında
''Abi
yaptın mı?"
diye bir soru var
Hala var. Binde bir olsa da çıkıyor abi. "Abi harbiden dolandır dın mı sen başbakanı?" diye soranlar oluyor. Başbakan ya .. : Kadını o kadar yüceltiyorlar ki, ben de ilkokul mezunuyum ya. "Yaa, nasıl olur ya?" diyorlar. Halbuki bunlardan başbakan falan olmaz, bunlar ... Bir insan ne kadar ihtiraslıysa o kadar kolay dolandırılır. Çok doğru laf..
Ne kadar gözü
kararmışsa, düşünme yeteneğini
Çok önemli bir yere
değindin.
Tabii bunu çözebilmek önemli. Bizim zim halkımız saf. Çözse zaten
başka
kaybeder.
yerlerde
halkımız
çözemez, bi-
olacağız.
Star gazetesinde tam sayfa çıktı. "Bu halka," dedim, "Aziz Ne-
sin % 60'1 salaktır diyerek en büyük yanlışı yapmıştır. Çünkü % 95'i salaktır! % 4'ü yarım akıllıdır. % 1'i zekidir, onlar da kötü niyetlidir," dedim. Hayır
80
bu tahlili yapmak her adamın
işi değil.
Bu konuştuğumuz şeyleri "doğru olarak" çok az kişi anlar. 50Hani Ahmet Altan, Mehmet Altan da deme bana.
kişi.
14
Alkol komasına girerek hastaneye kaldırılan Selçuk Parsadan, halkımızın zekası konusunda yaptığı yorumla Aziz Nesin'i de geride bıraktı
DOÇOlfnıclH11MMl$Tiı
• t.<q19
'-ri\:ılk
l
nıwno
ı-.'t~..:ı::"ııl:: ..............
~ bKI JwılCI l'\1111' t.r
hı -U11r'llulı.ı...ınıı..ıp.
ıtd-dl~lııııot
.....,,~,.~
...a
hltoıo•-•~Atır ,.1ııcıaq "ild•• ı.l\l'*t
l
h
..ıı
ı.ııutıı
lıo.o
:ıı
it
Parsadan hapisten
çıkıp
alkol komasına girdi.
15
Ben demem. Ne ikinci cumhuriyeti, ne üçüncü cumhuriyeti falan ... c Çıkmaz, çıkmaz...
3
s
Sen şimdi bu örtülü ödenek mevzusunu Selçuk. .. Tabii kafana esti... Tabii o arada seçim de vardı ... Zamanlama var yani. Tabii seçimlere 5 hafta vardı.
r
r
Eee zamanlama dedim ya ... Ee zamanlama, bu işte çok önemlidir. Tak diye atladı değil mi? Telefonu açmam, kapamam, paranın alınması, bana gelmesi 20 dakika ... Telefonu açmam (7-7,5 dakika sürdü); kapatmam ve paranın tahsilatı 20 dakika. Araya bir de Bayındır Holding'ten 250 milyon artı % 15 KDV, 287 milyon 500 bin lira. Yine arama, bağlama, tahsilatı dahil. Yolumuzun üzerindeydi çünkü. Holding7e ne ilgisi var ki? Oraya da iş bağlamıştım. "Giderken oradan da parayı alın, yolumuzun üstü," hesabı. Bayındır
lş adamı
Kamuran Çörtük'e ne sattm?
Ona da Atatürk olayı ... 3 sene 20 gün hapis cezasını ondan aldım. Aynı dakikalarda gitmişiz ... 6 sene 3 ay da Çiller olayından ceza1tldım. Toplam 10 küsur sene.
Çörtük'e de Atatürk Derneği olarak mı? Evet ona da Atatürk Derneği olarak başka bir şey sattım yani. Peki,
lslamcılara
Atatürk ürünleri sattm mı hiç?
Ooo ... Şevki Yılmaz, Halil Ürün, Halil İbrahim Çelik, Necmettin Erbakan, Şevket Kazan ... Bunlara hep Atatürk posteri sattım.
16
Sattm değil mi? Tabii. Şakır şakır hem de. Hele Şevki Yılmaz; sene 93 mü, 94 mü, Rize Belediye Başkanı o z_aman. 5 takım Atatürk ansiklopedisi satmak için aradım . "Sayın Paşam!" dedi, "Bizim adımız Atatürk düşmanı diye çıkmıştır, kaç takım ayırdınız bize?" dedi. "5 takım," dedim, "Paşam!" (Yüksek sesli kahkahaya
boğulmalar.)
Vay be! Yemin ederim sana, takımını iki bin dolardan satıyorum, Atatürk ansiklopedisinin ... Diyelim ki bugünün parasıyla 3 milyon liraya alıyorum , 2 milyar liraya satıyorum. Böyle büyük rakamlar. 1'e 2000 falan koyuyorum. "Lütfen Sayın Paşam, bizim belediyemize 25 takım yaptırın!" dedi. Hemen akşam, bir atladım otobüse, Ankara'daydım. O zaman doğru Rize'ye. Ertesi sabah saat lO'da elemana soruyorum "Parayı aldın mı?" "Ne demek," eliyor, "Çek verdiler." Aldık parayı yani. "Paşam" " Paşam!"
diyor sana
değil
mi? Vay bee ...
Atatürk düşmanına çıkmış ne hikiçin, n'olursunuz çok rica ederim, r linizde fazla varsa 25 takım yollayın Paşam! N'olur 25 takım gönderin!" dedi, Allah belamı versin. Bugünün parasıyla aldığım para, en az 50 milyar. diyor,
"Adımız
ın etse, Allah'ımıza inandığımız
(Bağıra çağıra gülüşmeler.. .)
Selçuk ben lıiçbir zaman böyle gülmedim yaa! En az 50 milyar. En az 50 milyar, bugünün rakamıyla. (Kahkahalar... )
11
Şeye ne dedin, Necmettin Erbakan'a? Valla en aşağı yüz kere değişik değişik şeyler... Necip Torumtay olarak aradım onu, rahmetli, pardon değil, Büled Ulusu olarak aradım, Necdet Üruğ olarak aradım.
Ölmedi Bülend Ulusu? Yok ben rahmetli dedim ya, ömrü uzadı, şimdi en aşağı 95 yaşına kadar yaşar... Neyse çok aradım Erbakan'ı yaa ... Hep Atatürk ciltleri mi sattm? Abi, bu Atatürk düşmanlarına hep Atatürk ürünleri
sattım.
Erbakan veriyor muydu parayı? Necmettin zaten Atatürk lafını duyar duymaz "Aman Paşaa am! Ne kadar memnun oldum!" diyor, başka laf bilmiyor. "Ne kadar mütehassıs oldum!" diyor, Allah belamı versin! Anmdayani. Bir kere kırmadı beni! Atatürk'ün
"A"sını duyduğu
anda.
Kaç kere Alo1adm onu? Saymadım tabii de en aşağı 30 kere Atatürk'le ilgili yayın, albüm sattım. Necmettin Erbakan'a? Tabii ... Bir tane daha var, hep anlatt1ğm; Halil lbrahim Çelik... Urfa Eski Belediye Başkanı. Ona ne yaptm? Aynen aynen. Açtım: "Belediyeniz bu eserlerimizden asmayı düşünür mü evladım?" "Paşam ne demek! Aradığınız için onur duydum, mütehassıs oldum' Ne kadar ayırdınız?" "20 takım ayır18
dun evladrrn." "Tabii tabii. rada!" filan diyor adam. O da
Ayrıca
ben bunlardan satarrrn da bu-
Konya Belediye Başkanı da vardi' mi? Halil Ürün aynen, sonra Mehmet Keçeciler 7 • 80 öncesi mahvettim onu. aldı.
80 öncesi? Tabii o zamanlar İstiklal Marşı'nı dinlerken paltoyu sırtına, omzuna alan adam, Atatürk'ün adını verdiğim anda başka biri oluyordu. O kadar enteresan yani. cildi gönder... Anında ... Bir de paşa gibi açıp telefonu "Evladrrn!" diye hitap ediyorsun. Alır mısın malır mısın yok. "Gönderiyorum beş takrrn, al cvladrrn!" "Paşam kaç lira bunun tanesi?" Bugünün parasıyla diyelim, işte "İki bin dolar." "Aman paşam müsaitseniz on beş takrrn gönderin!" Anında
Bir de fazla istiyorlar yani. Fazla istiyor ki gözüme girecek. .. Paşanın gözüne girecek, yarın öbür gün ihtilal yaparsam diye. Tabii
"Aldı
"Almış
bu ... "
bu zamanında, bunu öldürmeyin!" diye emir vereyim diye.
Selçuk mesela, bu lslamcılar çok korkuyorlar di mi zaman?
aslında
"/l;ışa maşa" dediğin
Korkmazlar mı? Çook. Türkiye'nin, laik cumhuriyetin tek dc'stckçisinin asker olduğunu biliyorlar.
Selçuk, mesela bu katmanlar, yani iş ndnııılan en çok neden çekiniyorlar? ., ~ l <'illııl'L Keçeciler: Eski Devlet Bakam.
19
adamları, islamcılar. lş
Baba işte bak, bütün bu insanlar iki şekilde para verirler: Ya umacaklar, ya korkacaklar... Bir insanın para vermesi için üçüncü bir sebep yok! Ya da çok hümanist bir insansınclır. Kıyakçısın cllr, ki nesli tükenmiş bir insan tipinden bahsediyoruz. Mesela, senle ben o kafadayız ... Yüzde bir bizim gibi bir salak çıkar! Ruhunda özünde kıyakçılık vardır, efendilik vardır. Tersoluktan anlayan, zamanında çok sürünmüştür de, korkınadan ya da bi'şey ummadan sana para verir. Bunun dışında iki şık var: Ya korkacak ya umacak; ya adamı belediyeci, maliyeci, bakan, başbakan diye arayıp ümit vererek parasını alacaksın ya da general, emniyet müdürü diye korkutarak parasını alacaksın. Şimdi
Selçuk, umut vermek derken, nasıl bir wmıt bu? Şimdi arıyorsun Istanbul defterdarı diye adamla konuşuyor sun. Bundan büyük umut var mı? Mart ayında langırt parasını alacaksın, gırtlağına dayanacaksın. Adam 400 milyar vergi kaçı racak, adamdan iki-üç milyar para istemişsin, mecbur verecek. Ya da paşa olarak aramışsın, adam korkuyor zaten askerden. Her dakika ihtilal olabilir Türkiye'de biliyorsun. Yarın oğlu askere gidecek belki, oğlunun arkasında bir paşanın kartviziti olsa fena mı? Işte ya umma ya korkma ... Iş adamlarının çoğu da ummakorkma kokteyli .. iş
adamlarma ne satıyordun mesela? Her şey ... Yani davetiye, büst, mask, gece yemekleri, jübile daveLiyC'leri. Aklına gelen her şekilde iş adamlarından para alıyordum. Alıyordun değil
mi? Her şekilde. Hiçbiri kurnaz değildir. Hepsi akıllıdır, anlıyor musun? Hepsi akıllı. O çark var ya, hepsini o çarkın birer dişlisi düşün. Altı-yedi bin tane dişli var. Her biri bir işi parsellemiş. Diyelim üç yüzü politikacı, yüzü üst düzey asker, altı bini iş adamı hüviyetinde hırsız ve parsellemiş. Böyle çark haline gelıniş. Bu devamlı dönecek. Allah göstermesin, bitene kadar dönecek. Bu20
ııa
hiçbir güç de engel olamaz. 76 yaşından sonra, zamanında lıiııl erce kez uğruna dayak yediğimiz başbakanınuz sayın Bülent l ~ccvit bile Fethullah'la haşır neşir olduktan sonra, artık gerisini sen düşün ... (N'oldu Oktay, rakı nu arıyorsun. Burada. Ben tek<'lime aldım ki, n'olmaz, n'olmaz.) 8
(Kahkahalar... ) Şimdi
çok
doğru bİr
tahlil yapmışsın. "Umınak ve Korkmak" diye.
Tabii. Bu lafım literatüre geçti be. Türk milleti olarak iki
şekil
' le para veririz. Saf bir toplumuz biz. Hani "Türk milleti misafir-
J)(' rverdir, yardımseverdir ... " Alakası yok, Türk milleti dünya mili<'l.inin bir parçasıdır . Bir de kültür, bilgi açısından daha geride ... lş adamlarına dalıa oıı lan
çok ne dersin,
"Paşa "
diye mi
arıyorsun
da?
En güzel paşayı konuşurum. Sonra eski lıaşbakan konuşurum, bakan konuşurum, milletvekili konuşu rum ... Başbakan olarak, rahmetli Naim Talu9 , Bülcnd Ulusu 10 olarak konuşurdum. Tabii,
çoğunlukla.
Az bilinen sesler...
Zaten önemli olan sesin tarunmaması. Kim Necip Torumtay Paşa'nı11 sesini tanır ki, asker özellikle medyatik olmaz ki, Hüseyin Kıvrıkoğlu" mesela ... Şimdi konuşayım üç bin iş adanundan ancak üç tanesi uyanır. Uyandığında zaten ben hissederim, kapatırım telefonu. Yahut Nihat Erim". Naim Talu, Bülend Ulusu ... Bunların sesini kimse bilmez. Şimdi seni beni bile arasa biri si Bülend Ulusu diye ... 11
"JlulPnL Eccvit: Eski Başbakan. " M<'lunet Naim Talu: Eski Başbakan. " Buleııd Ulusu: Eski Başbakan. " Nl'cip Torumtay: Genelkunnay Eski Başkanı. " l lıısf>yin Kıvnkoğlu: Genelkurmay Eski Başkanı . " Nihat Erim: Eski Başbakan.
21
Yeriz ... Sesi tamnz.
tanımıyoruz
zaten. Mesela Mesut
Yılmaz konuşsa
Tansu Çiller konuşsa tanırız ... Ben de konuşsam, atten sonra Tansu Çiller de beni tanır yam.
Tamr
değil
Artık
bundan sonra ona
artık
bu sa-
mi? sataşamam
yam.
(Kahkahalar. .. ) Yirmi dakikada verdi parayı ha ... Tabü konuşma, bağlama, parayı alma, komple muamele yam yirmi dakika. Bir de, o arada Kamuran Çörtük'ü götürdüm. Yirmi dakikaya dahil yani ... Sabancı 'nın
daha çok kanslill
dolandınrdm değil
mi?
Oooo, Türkan'dan haftada en az bir defa para alırdım, meyhane parası. .. Her hafta cep harçlığı ama ufak ufak. Türkan Hanım'ın verdiği en büyük para, dolar bazında söyleyeyim; bin dolardır. Hayatta miktar olarak en büyük paramı Rahmi Bey' den (Koç) aldım. 94 senesiydi galiba, 20 milyar tık diye.
Ona ne sattın? Ismi lazım değil, bir derneğe bütün Koç Holding'in bir senelik sosyal ilişkilere harcayacakları fonun tamamını aldım. dolar o zamanlar on iki bin lira falan.
Ne
derneği
Bir
sağlık derneği canım.
diye
aradın ?
Yazmam bak, söyle. Yazmam. Bir sağlık derneği canım işte. Ya Verem Savaş falan , ona benzer bir şey "şu" desem yanlış olur şimdi. Ah şöyle bir imkan olsa da şu kaseti, bilsem 150 milyara saLb yolunu buldu diye. Duysam, sevinirim be! 22
Hayır dediğim
o değil ... Hani her şeyi belgelemek lazım ama ;ıçmamak lazım. Yani yerine girip açmak lazım. Benle ilgili her şey açılsın abi. Bilsin insanlar ya. Tamam Selçuk açmayalım demedim.
Hani gözlerinde büyüttükleri adamların gerçek yüzlerini n'ıısin insanlar istiyorum. Ama zor.
öğ
Peki sen hiç, direk politikacılara, alttan politikacılara hiç şey JTU?
y;ıp tm
Milletvekillerine mi yani? Onlarla işim olmaz. I lep tepede
takıldm değil
mi?
Medyatik olacak büyük olacak. Şimdi mecliste beş yüz ıııilktvekili var. Bunların ellisi kendi yollarına bakıyor çaktırma daıı. Vasıf yok, bir şey yok, hepsi kendi çorbalarına bakıyor. Beııiııı bu adamlarla ne işim var. Tansu (Çiller) dururken. Mesut
Yılmaz'a
bir şey yapamadın JTU?
Mesut Bey'e saygım vardır. Ben Berna Hanım'la çok çalışma y;ıp tım, Berna Hanım'ın ev telefonu olan nadir insanlardandım. Milletvekillerinde bile olmayan numaralar bende vardı. Mesela, IH 'll Berna Hanım'ı aradığım zaman geceleri bile "Alo" derdi. Paşa
olarak JTU
arıyordun?
Paşa
bilmem ne, o kadar ...
! la.yır ama ya paşaydm ya
başka
Paşa,
birisiydin.
eski bakan, sporcu, artist, popçu ... O çünkü sosyal faaliyl'lkri olan bir insan. Ama hiç olmazsa gerçekten kendi parasını V<'riyordu o. Babasından kalmış paraları var. Aldığı faizlerle yar< lıııılar , bağışlar yapıyor, oradaki iyi niyet kesinlikle, doğruya doğ nı :;;imdi.
23
Hayır kalılıyorwn
ben ona. Hani sosyal yardım değil mi? Bir
ç1kar yok ortada ... Sağcının ılımaruru
da, katı olanını da hiçbirini sevmem ama, o hanımefendi harbiden, cebinden veriyordu. Jnan çalıntı para vermiyordu, öbürü çalıntı para veriyor. Tabü ki babasından kalan parayı veriyor ama babası çalmış mı, çırpnuş mı, ben bilemem. Fakat Çiller gibi yanlış para vermiyor, anlıyor musun? Bak şunu söylüyorum. Çiller ertesi gün Mesut'a başbakanlığı bırakacak, o gece Merkez Bankası'ndan beş yüz milyar lira para geliyor ve kayıp. Saat üçte geliyor para. Arabanın bagajına konuyor iki yüz elli milyarı dolar, iki yüz elli milyarı Türk lirası. dolar da yetmiş iki bin lira. Peki sen bu parayı önce
Tabü
canım
aldın
ben çok önce
ama.
aldım.
4-5 ay önc·e
aldım.
500 milyarın hesab1 verilmedi tabii, o ayn konu da.
Tabü veremedi Dedi ya, ye
hesabını
parayı verdiğim
o paranın. yeri söyleyemem, söylersem Türki-
kanşir...
Tabü ya karışır. Dümene bak. Ya ben başbakan olacakmışım aslında. Ne güzel sistem. "Al sana istediğin kadar para ama sakın nereye harcadığını söyleme." Alaaahhh! Sakın söyleme haa! Aman! Adı üzerinde; "Örtülü Ödenek."
Halka da böyle bir ödenek tanısalar da biz de çalsak, çırpsak n'olur? Yolumuzu bulsak. Örtüyse bizde de var örtü anasını satayım. Başbakana, cumhurbaşkanına tanıyorsun da böyle bir hak, halka da tam indirsin, kendini kurtarsın, daire alsın kendine.
24
BÜYÜK SIRLAR-1
''Annesinin
kanımdayken, babası
her şeyini kunıar
da kaybedip intihar eden bir adam. Arabasıyla kamyonun
altına girmiş. Doğmadan
babas1111 kaybedi-
yor. Annesi evleniyor. Mustafa on üç ğinde,
üvey
babası Mustafa'ııın
yaşına
geldi-
gözü önünde anne-
sini delik deşik ediyor. Bu çocuğun halini düşün. Cenazeden sonra Mustafa on üç Altı
yaşında.
Aksaray'a gidiyor, komilik
sene masalarda
masa örtüsü ...
sokağa bırakılıyor
daha
yapıyor.
yatıyor, kebapçılarda. Yorganı
Sabancı
Cinayeti'ne kadar, bütün ör-
güt geçmişi dokuz ay. 12-13 Mart Gazi Olaylan'nda Zeynep Poyraz isimli bir Alevi kızı, on
beş
gün ön-
ce tanışıp aşık olduğu kadın, Gazi Olayları'nda ölüyor . Kızııı cenaze töreninde bunu örgütçü
yapıyor
lar. O güne kadar böyle bir hayat yaşamış, hayatta ilk defa kendine sevgi gösteren,
şefkat
risiyle karşılaşıyor, on
beş gün
nuyla o insan ölüyor.
"Katılır mısın
gösteren bi-
sonra da polis kurşu bize kardeşim,"
diyoılar. "Katılırım n'apacağım?" "Zeyııep'iıı iııti.ka
m1111 alacaksın."
''Nasıl alacağım?"
"Sen gel önce ba-
kalım biz seni bir deneyelim ." işte üç-beş ay eğilim
veriyorlar,
silahtı ıııilahtı,
Jandaıma Kaı-akolu'nda
vesaire. Gidiyorlar Maslak
iki tane asker öldürtüyor-
lar. Mustafa'yla !smail Akkol, Sabancı Sui.kastı'nı 10 gün öncesine kadaı·
25
bilıııiyorJaı·.
"
11
8elçuk, hapishanede vurulma olayı da senin için çok önemli. Ne mesela vurulma olayı sence, tahlil ne?
Baba bizi yok o vurdurttu, yok Sabancı vurdurttu, yok bilıııeın ne ... Öyle değil ... 93-96 arasındaki Özer Çiller, Sörunez lüiksal, Mehmet Ağar üçgeninden -bak Tansu Çiller demiyorum farkındaysan- kalanlar, daha temizlenememişler öldürtmeye 14 kalktı bizi. Gerek bana, gerekse Mustafa Duyar'a da çok değişik :ıçıkları vardı.
llk temas Mustafa Duyar'a değil mi?
1!ayır, ilk önce benim kapıma geldiler bunlar, zabıtlarla her ~< 'yl e .
Ama Mustafa Duyar daha çok. Alakası yok. Benim yaşamam o saplantıyı veriyor insanlara. O iildiı diye, dört kurşun sıkıldı diye .. . Mustafa onlarla mücadele <'l Liği için, direk öldürücü yerine gelmediği için ona dört kurşun s ıktılar. Birini omzundan yedi, birini bacağından yedi. En son ya1ırıp sekiz kişi beynine sıktılar. Bana tek kurşun, burundan aldı gım için. Zaten iki tane de kurşunları kalmış. " Mıı x tafa Duyar: Sabancı suikastçı sı.
27
Afyon Cezaevi, solda Mustafa Duyar, sağda PKK davasından Ahmet (soyadı bilinmıyor) , ortada Parsadan.
Sekiz kişi oraya gidip, tek sana geldiğine göre asıl hedef oras1ymış.
Değil işte .
Ama
Benim kapıyı açamadılar ama.
şaşırma
da olabilir!
Değil değil, alakası yok. Değil baba yaa! Adamı merkezden bir
kere vurduktan sonra ikinci kurşunu sıkmaya gerek var mı? Bu değişik bir hedef şaşırtma taktiği. Nasıl
yani?
Bu, kendi verdiği (Mustafa Duyar'ın) ifadelerinde de var
28
zat.en. Alunct Ya ... (soyadı anlaşılmıyor) denilen çocuk, bir sene ;ıbilik yaptığım çocuk, o da bizi vuran insanlardan birisi. Adamlarıııclan biri diyor ki: "Yeşil'denı aldığımız bir talimata göre 1 trilyon lira para aldık," diyor.(Sabah gazetesinden). Tabii yalan o, il('def saptırma. Işte "Biri Sabancı'yı öldürdüğü için, biri de hül@net devirdiği için, bunların ikisinin de öldürülmesi meınleke1iıı menfaatinedir," diyor. 5
Tabii normal. Mustafa Duyar nasıl biriydi?
Mustafa benim hayatta kn ıırnış, saf bir çocuktu. Ne
anlatıyordu
tanıdığım
en mert çocuktu. Beyni yı
mesela sana?
l ler şeyi anlatırdı yani ... Annesinin karnındayken, babası her :,;<>y ini kumarda kaybedip intihar eden bir adam. Arabasıyla kam.voııun altına girmiş. Doğmadan babasını kaybediyor. Annesi evi(•ııiyor. Mustafa on üç yaşına geldiğinde, üvey babası Mustal";ı ' ııın gözü önünde annesini delik deşik ediyor. Bu çocuğun halıııi cliişün. Cenazeden sonra Mustafa sokağa bırakılıyor, daha on 11<: yaşında. Aksaray'a gidiyor, .komilik yapıyor. Altı sene masal; ı rcl;ı yatıyor, kebapçılarda. Yorganı masa örtüsü. Kısa özetliyo rıım. Mustafa'nın örgüte girmesi, Sabancı Cinayeti'ne kadar, l ıı ıl iiıı örgüt geçmişi dokuz ay. 12-13 Mart Gazi Olayları'nda /. ı ·y ı H' p Poyraz isimli bir Alevi kızı, on beş gün önce tanışıp aşık ııldıığu kadın, Gazi Olayları'nda ölüyor. Kızın cenaze töreninde 16
'"\ ı ·ş ıl Malıınut Yıldırım
adlı derin devlet tetikçisi. çoğunlukta olduğu İstanbul Gaziosmaııpaşa'da
kod
'" ı :<11.1 ()!ayları: Alevilerin
12 Mart belirsiz bir grup tarafından Gazi mahallesindeki beş k : ıl ıwlıaııeye ateş açıldı. Halil Kaya isimli yaşlı şalus öldürüldü ve yirmi beş kişi ) ;ıı ; ıl:ıııdı. Saldırının failleri yakalanamadı. Bu olaydan sonra, mahalle sakinleri, .ıı;ıl:ııı al.qten sonra polisin ilgisizliğini protesto etmek amacıyla caddeye çıkarak ı.. ı11vdıa11Plcrin ve Cemevi'nirı önünde toplandı. Gece yarısına doğru grup, mahalle l, ;ır:ıkolııııa ctoğru ilerlemeye başladı. Polis mahalle halkını havaya ateş açarak clurılıırııı;ıy:ı çalıştı. Bir kişi vurularak öldü ve yaralı sayısı biliruniyordu. Öğleye doğru ı " ı • ııH·vi önünden karakola yürümek isteyen grup, polisle karşı karşıya geldi. ı :ı ıs ı <'l"İ!'İ!rrcten 15 kişi yaşammı yitirdi, polis, jandarma ve gazetecilerin ele bulunılı ı gıı IOO'cleıı fazla insan yaralandı. Polis olayları önlemekte yetersiz kalınca askeri l, ııvvC'l lı·r olaya müdahale etti. iki gün sonra Gazi, Zübeyde ve Esentepe mahallı · lı · rıı ıılı• so kağa çıkma yasağı ilan edildi. ı !l!l!ı'I('
saat 21.00'da,
kimliği
29
bunu örgütçü yapıyorlar. O güne kadar böyle bir hayat yaşamış, hayatta ilk defa kendine sevgi gösteren, şefkat gösteren birisiyle karşılaşıyor , on beş gün sonra da polis kurşunuyla o insan ölüyor. "Katılır mısın bize kardeşim ," diyorlar. "Katılırım n'apacağım?" "Zeynep'in intikamını alacaksın." "Nasıl alacağım?" "Sen gel önce bakalım biz seni bir deneyelim." Işte üç-beş ay eğitim veriyorlar, silahtı milahtı, vesaire. Gidiyorlar Maslak Jandarma Karakolu'nda iki tane asker öldürtüyorlar. Mustafa'yla İsmail Akkol, Sabancı Suikastı'nı 10 gün öncesine kadar falan bilmiyorlar. Olayı
bilmiyorlar yani ...
kontrol altındalar devamlı ama bilmiyorlar. Olayı öğrendikleri anda zaten kampa alıruyorlar. Ve 9 Ocak 1996 sabahı gidiyorlar. Fehriye Erdal 17 bunları aşağıda garaj kapısında bekliyor. Fehriye'nin yaptığı iş asansör şifresini, kartları nı vermek. Sonra Fehriye Erdal toz oluyor. "Yirmi beşinci kata çıkacaksınız," diyor. Fehriye Erdal'ın, İsmail Akkol'la ve Mustafa'yla daha önce tanışmışlığı yok. O anda bir kaç saniye görüşü yorlar. Fehriye Erdal toz oluyor. Bunlar çıkıyorlar, öldürüyorlar. Tabii,
eğitiliyorlar,
Peki onlar Sakıp
Sabancı'yı mı
öldürmek istiyorlar?
Tabii Sakıp Sabancı'yı öldürmek için gidiyorlar. Sakıp içerideki odada, Yönetim Kurulu toplantısı yapıyorlar. Tesadüfen Sakıp Sabancı'nın odasında Özdemir Sabancı ve Haluk Görgün oturnyor. Sakıp Sabancı da koridorun on beş metre ilerisinde, toplantı salonunda. Şevket Sabancı, Erol Sabancı, Hacı Sabancı, Hazım Kantarcı, Hasan Güleşçi ve Sakıp Bey otmuyor, orada toplantı yapıyorlar. !çeriye giriyor bunlar ... İsmail, hemen sekreterin kafasına pat diye sıkıyor, susturuculu silahla tabii ki. Hemen soldaki odaya giriyor. Mustafa önce Özdemir Bey'e sıkıyor, sonra Haluk Bey'e sıkıyor, sonra yine Özdemir Bey'e sıkıyor. Onlar öldükten sonra çekip gidiyorlar. Bu kadar basit... Hala bazı insanlar, yok cinayetin arkasında şu var, bu var, bilmem ne var. 17
Fı;> lıriye Erdal: Sabancı Sııikasli'ııda
yanlun eden kız.
30
16
cezaevinde infaz
Snlt 18 Ş®rat 1999 ,.....,..•
... Ll~te
depremi
Duyar sırlarıyla gitti Sabaocı suıkııst•ıın sanığı tarafından
Alyon Cezae~·..ıe
KaraguııYııı- çetesı mensupları
wru1arak öldunıldlJ, dciaıldıncı Selçıık Parsaclan yaralır'O
ıs
.....,._
-.
.. ..w...._ .....-...
..... 1nc•
~
Söylenecek
söz yok
ısmıı;,
Vur emrini
'Nuriş'
verdi
Nıllıyı•I gazetesı
t >J;ı ,v lar \
;ı ı
arkasında kısaca clC'riıı g ı i<; l"ı
N<' ... ne ... ne bilmem nesi ... Abdi İpekçi cinay<'t.iylf', < lY.ılı ·
11111
l :ı ı
bu kadar basit... Hepsinin
Sabancı
cinayeti
arasında,
k .\«ık ... Ama emri veren
emri verenler
yukarısı.
31
açısınclıııı lııc; lııı
Size gelen Aynı
kurşun?
tabii, tabii ki
Hayır,
hep
aynı
aynı.
ama.
Emri veren hep aynı yer. Hep aynı işte. 3 harfli kısaca kullayer ... Ben bunu Tuncay Özkan'a da açıkladım. Kanal D'de yayınlayamadı. Gittim tam tezadı Doğu Perinçek'e, Ulusal TV'ye açıkladım. Orada da yayınlanamadı. nılan
Hayır
neden yayınlayamadı?
Sordum. "Devletin ali menfaatleri ... Elimizde kesin belge yok," dediler. Artık belgesi, bilgisi mi kalmış. Bu da benim
...
düşüncem
Bazı şeyler vardır
Hiç
sarıklı
diyeceksin yaa ...
ki; bilgiye, belgeye ihtiyaç yoktur ...
birini götürdün mü Alo'dan?
Ne! Hepsini götürdüm. Sen deli misin?! Fethullah Gülen'le de Cübbeli A... Hoca'yla da çalıştık' Ben on bir tane cami parası alarak, bir tane cami yaptırmama sevabını işleyen bir insanım! Sen deli misin be! çalıştık!
Cübbeli A. .. Hoca'ya telefon
açtın ım?
Cübbeliyle ortak çalıştık biz! Mahmut Bilmemneoğlu vardı 89 senesinde, Güngören'de, Bağcılar'da, Tozkoparan'da cami yaptı racağız diye, cami parası topladım. Hayır,
Mahmut Bilmemneoğlu'nun haberi var ımydı bundan?
Olmaz olur mu. Onla
nasıl tamştın
ld?
Abicim, hocaları, imamları dernek makbuzlarıyla yolluyordu . Bana gönderiyorlardı. Ülker Sokak'tayım, bir oğlanın evindeydim o zamanlar. Girişte sağdaki ilk apartmandaydım, orda bir ya32
zıhanem vardı.
Sabahtan akşama kadar. "Ben Ankara Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Öğretim Üyelerinden bilmem kim!" heesaaalıı Alo çekiyordum. Cami yaptırıyoruz hesaabuı. Onlara ilahiyattan hoca ya da profesör olarak açıyordun.
Tabii
"dekanım,
profesörüm" diye
Kime
açıyordun
mesela?
Aklına
açıyordum
telefonu.
gelen bütün genel müdürlere.
M. .. Hoca'ya da? M... Hoca'ya değil. Onlarla müşterek racağız diye onların makbuzuyla.
çalışıyoruz.
Cami yaptı
M. .. Hoca'yla olurup konuştw1 mu sen?
Bire bir değil. Ama aynı tezgah işte, onların da adamları geliyor, gidiyor. İmamları, hocaları geliyor, paralar öyle gidiyor. Senden mi alıyorlardı paraları? Parayı
topluyordum. Yüzde 50'sini ben alıyordum. Hesapta yiizde 50 ama verir miyim onlara, yüzde 90'ıru ben götürüyorclıım, % 10 veriyordum ... Veriyordun ama ...
Yahu yüzde 10 falan verip kandırıyordum yaa. Ben para verir miyim? Tezgah tabii ki. Diyelim ki günde elli bin dolar ı.opJuyordum mesela, beş bin dolar topladım diyordum, alın iki lıuçuk size, iki buçuk bana. Onlar da senin nasıl topladığım biliyorlar...
Tabii ... Bu kadar kazıklayacağımı düşünmüyorlardı herhalde. l~ilmez olurlar mı? Onların sistemi dolandırıcılık üzerine. Bunlarııı hangisi inanan insan yaa! Cübbeli A. .. 'nın deprem sırasındaki konuşmalarını dinledin mi? Herif nasıl toplarsa toplasın da, 33
bizim de hakkımızı versin. Aksın bir yerden para, gelsin diyorlar. Ve benim onlara fazla okkalayacağımı zanneLmiyorlar. Akıllarına
gelmiyor değil mi?
Gelmiyor ... "Yarısını alır, bırakır" diyorlar. Yarısını verir miyim ben ... işin bu kadar büyük geldiğini bilmiyorlar. Bunlar senden benden şeytan! Bak hayatta en kolay dolandıracağın insan inançlı insandır ... Bir insan ne kadar inanırsa, dünyevi olaylardan o kadar uzaklaşır. Ama onların adamları, takımı bana geldiler. Yani ben nasıl otuz sene adamları dolandırdım ve kimse benim yüzümü göremediyse, hepsinin taktiği böyledir. Sana
blJ'akıyorlar yani...
Bana bırakırlardı. Akşamleyin gelir, ben makbuzları n'aparım bilir misin; üsL koçanı diyelim Pamukbank'tan almışım yirmi milyon, alt koçanına iki milyon yazarım, onlar gelince yarı yarıya paylaşırız.
Alo yaptığını bilmiyorlar değil mi?
Biliyorlar topladığımı,
canım.
her
şeyi
Bende bir keramet biliyorlar, her şeyi.
olduğunu,
benim para
Yine de makbuzları getiriyorlar.
Getiriyorlar. Ne gelirse, nerden gelirse gelsin kardır hesabı. .. para topluyorlar biliyor musun? Cami yaptırma derneğine 10 lira, 20 lira, 5 lira toplarken ... Bir anda bunlara 20 milyon, 50 milyon (88'den bahsediyorum; o zaman bir Doğan alıyor sun 17-18 milyon anahtar teslim) Bunların ceplerine 5 milyon-10 milyon para koyuyorum, şaşırıyorlar. Ama bana 95 milyon koyuyorum o başka. Yani dört günde bir, bunlara sıfır araba parası veriyorum. Cami yaptıracaklar ya hesapta, uçuyorlar ... Bıpllar nasıl
lyi ama onlar da camiye 1 lira verecekler, 1Oliı"a cebe ...
Yahu ne cam.isi be abicim! Cami 34
dediğin
bedavaya
yaptırılır.
l~ıııılar yaptırır mı?
Yine gariban inananlar çalışır yapmak için yaa. Bunlar cebellezi, Uğur Dündar hepsini çıkarttı işte ya. Cebellezi di' mi?
Cebellezi tabii yaa. Bunlar yaa. En kolay Müslüman, Hıristi y;ı n , Katolik her neyse, inanan insanlar kazıklanır. Çünkü saftır l ;ı r . Hadi gelsinler beni inandırsınlar. .. Peki Selçuk bu ... camiciler, cübbeciler, Mahmutçular... vard1?
başka
lıi111
Baba v<• rirken
bw1ların
içinde en büyük Fethullah Hoca! Adam fetva anında ağlıyor, anında gülüyor... Millet de ağlıyor onun karşısında! Olınaz böyle bir şey! Peki sen bu telefonu açtığm zaman /•'et hullah diye açtın di' mi?
başbakan
Tansu ÇilJer'e,
Direk Fethullah Gülen diye konuştum . "Ne demek sayın Ho"aııı" dedi. Dedim "Beş tane 'şık Evi açıldı, biliyorsunuz okullar da açılmak üzere, çocuklar yurda gelecekler, bir sıkıntımız var." "NP kadar Hocam," dedi. Vallahi ... "Bir buçuk milyar," dedim. frdi buçuk de, öyle çıktı ağzımdan, ne desem verecek. Dolar da1ıcı on iki bin lira o zaman. 130 bin dolar para aldım ... "Hemen hoı·;ıııı," dedi. "Akın Bey'i görün," dedi. Akın Bey dediği de; babası ı rilyoner, önüne gelene para veriyor. Akın ...
35
Selçuk Parsadan annesi Nebiye
Hanım ' la,
Afyon Cezaevi, 5 Temmuz 199/
BABA MESLEGİ
kaçırciln mı
"Gündemi konuda petanı
konuşuyorsan
olman
kaybedersin. Mesela; ne
o konunun
lazım. 'Paşa'
uzmanı,
olarak mı
sun; askeriye ile ilgili her konuyu bilmen 'Bakan' olarak mı bakanlıkla
şarlarla
konuşuyorsun;
kom-
konuşuyor
lazım.
meclisle ilgili, o
ilgili, daha önceki bakanlarla, müste-
ilgili bütün
sela Turizm
teferruatı
Bakanı
bir soru geldi,
işte
olarak
bilmen
lazım.
Me-
arıyorsun, karşıdan
'Efendim Veli Bey n'apıyor?'
kim bu Veli Bey diyemezsin. Veli Bey belki bir önceki müsteşar...
Anladın mı?
Yani, o
bakanlığın
üst düzeyine tamamen hakim olacaksın. Sonra adam nasıl
müsteşarını
sorar,
tanımıyorsan,
bakan der,' piyaslos olursun,
demek istediğimi?"
37
'Ulan bu
anladın mı
ne
10- t-)ı <?.
t... (
ı L ~11'-ef-t
f::v hv.
. <
o/ . J
f'e;f-lı
"-. -
Y~ rv}_a/V ıYL{_ J-z__ /e el .M . r
ı~ l/cur'r(.(0
!fff.-
p f 4/ A e d
I')
1
l fdA.'/
u//r,
38
111
Selçuk, şimdi çocukluğundan başlayalım. Yetişme tarzm çok yani yetişmesi bir insanm ... Mesela önemli bir şey söyliiı ursun, "Babam bir yaşımdayken ayrıldı."
rıııc•ıııli,
1~abam
çok zampara bir adamdı.
Anneciğim meşakkatli
bir in-
·.. ıı ıclı. Çok güzeldi, babam da yakışıklıydı. Babamla arınem ayrı lıyor.
Annem sonra bir kaç evlilik
ı il kadırnnclan ı ·\
lacl1111
1 : ıf;ısına
yapıyor.
Istanbul'un en güzel
biriydi diyebilirim. Ondan sonra çok iyi bir
alıyor bağrına basıyor,
göre ... Ben
arıne,
onunla beraber yürüyor bir süre
okumadım, okumayı
sevmedim.
Neden? lııc·kJemeyi ı, ı ık ı <'rs
sevmedim. Vallahi top Lalan oynuyordum. Okumak
geldi. Gazeteyi ver bana küçük
ilanlarına
kadar okurum.
l l;ı ,v; ıt Bilgisi dersini verme abi. Ben zaten Hayat Bilgisi dersini ya'J. ı y; ırak öğreniyorum. Bcyoğlu'nda lıııyıı.vr·ıı çocuğa
ıı : ık ' t;ıki çocuğa
ver.
Gaziosmanpaşa'claki çocuğa
t ı,11,1
ver.
Şır
Beyoğlu'nda
o dersi okutursan çok yavan
kalır.
Ha-
bir çocuğa Hayat Bilgisi okuttur. Ver o kitabı çocuk yaz-
.ıı ı, dalıa kralını, ılı
Beyoğlu'nda
Hayat Bilgisi dersi vermeyeceksin. Onu git
lıııvıııııiiş, doğmuş çocuğa ı ıl ııısn'v'li
büyüdüm ben.
daha
doğrusunu yazsın.
l iı ' I<' o elin derslerinde
fılan
Yani baktım beni sarma-
böyle; yüce peygamberimizin yap-
o ı·.vlmılcr meylemlcr... Yemin ediyorum 12-13 yaşıma geleli-
39
ğim
zamanlar şöyle düşündüm; Ulan "Bir olaylar oluyor," dedim. Din Bilgisi kitabım okuduktan sonra, "Birileri bir şeyler kovalıyor," dedim, "bir tezgah var," dedim, daha 13 yaşında ... Nerden
aklı11a
geliyor?
Babam hapishanede, mektuplaşıyoruz, ziyarete gidiyoruz. götürüyor senede bir-iki.
Anacığım
Ne kadar yattı baban?
Dört sene falan
yattı.
Niye yattı? Dolandırıcılıktan.
Dört sene veriyorlar ıru?
Çok onun da, 8-10 dosya. Kalın dosyalarla mücadele etti ... "Oğlum derdi, sakın tezgaha gelme, çok sakat bir şeydir. Çok sakat bir toplumuz aman oğlum! Akıllı ol." Her gittiğimde bana elli kere akıllı ol derdi. Ulan derdim manyak nu bu herif ne demek istiyor ... Şimdi rakı muhabbetinde kırk kere "Aman Oktay gözünü seveyim akıllı ol, aman akıllı ol," desem huylanırsm benden değil mi? Hee ne ayak bu adam?
Öyle değil mi, ne iş dersin ... Şerefsizim hep akıllı ol dereli. Aslında adam bana en doğru şeyi söylemiş. Yani; kafanı çalıştır,
toplum çok kötü, ahmak insanların içindesin. Sen biraz akıllı ol ela bunların anasını ağlat dermiş ... Ama ben geç uyandım işe ... Anladın mı? Açıkça söylerdi bana: "Atatürk bu ülkeye gelmiş en önemli insan, çok farklı lafları da vardı; 'Türk Milletiii Çalışkan dur!' derken, en önce buna inanmayan oydu aslında. Gaz versin el.iye yaptı," diyordu bana kafası kıyakken. "Ama işte orada yanlış yaptı. Kendim.izi çalışkan, güzel, doğru bir insan zannettik. Türk milleti dünyanın en ... milleti," elerdi. 40
Sdçuk peki, babanla bir yaşında ,ı~l'i~vor,
işte
bağın kopmuş,
o aralarda mı
seni görüyordu?
senede bir-iki cezaevinde görüşüyorduk veya cezaevinde 15'te ya da ayda bir geliyordu, gö-
dı,ğilken, İstanbul dışındaysa ı ı ı~iiyorduk.
lslanbul dışına da mı çıkıyOimuş?
Tabii bir turneye çıkarlardı mesela 2 sene sürerdi ... Anadolıı 'da ... Gezerlermiş. Alo yok o zaman, telefon yok ki, nasıl ol:: 1111. .. Muhtar muhtar gezerek, koçancılık, abone ... Başbakanlık ı lz<'i Kalem Müdürü diye adam geziyor. Şırnak'ta muhtar muh1:ır dolaşıp para alıyor. Başbakanlık Özel Kalem Müdürü Şırnak'a gıdip ele para alır mı? Ama Şırnak'taki muhtar uyansa, Ankara'yı lı; ı ~ l>akanlığı aramaya kalksa, dört gün .. . Bir telefon bağlanamı yor, manyetolu telefon ... f<:~oçan
kesiyorlar
değil
mi?
Tabii koçan. l'ekİ
sen kaç yaşında öğrendin babanın bu işleri yaptığ1111?
Vallahi babam 1966'da Demirel affıyla cezaevinden çıktı... \ı ıtıl'ciğim ona bin lira para verdi, borç olarak. O bin lira parayl ; ı git ı i, Kuledibi'nden bir tane kırk yedinci el teksir makinesi aldı l~ir masa iki sandalye. Asmalımescit'te bir oda, belki sekiz-do1 ıı z ınC'tre kare ... Gittik baba oğul orada takılmaya başladık. O ııııııııııi kağıtları yazardı, teksirden çıkartırdı. Sonra ben adresleı ı ııı;Hlrrsleri yazarak; "Türk Basın Ajansını yeniden faaliyete lı : ı ~ lal l ık ," gibisinden işe başladım. f Jecliğiııi anladım da sen babanın o işi yaptığ1111 ne zaman öğ n •ıııfiıı? <_:ıktıktan
ılı· rnlııııC'Lli
sonra, bu işle öğrendim, on dört yaşımda falanım. Bir oldu mu bilmiyorum, Lale Bedia Yüzbaşıoğlu vardı.
41
Ölmecli daha ... Yaşıyor
mu? Bir de Lale Bedia Abla'nın sene 67-68'de bir derneği vardı. Onun kocası paşaydı. Oğlu da albaydı. Isme bak derdim: "Orduya Hizmet Eden Asker Ailelerine Yardım Cemiyeti." Bunun merkezi Anabala Pasajı 'nda. Ulan böyle bir isim olur mu yaa? Orduya hizmet etmeyen asker var rru? Ulan bu isime, Istanbul'da Nejat Eczacıbaşı'ndan , Vehbi Koç'undan, Sakıp Sabancı'sına18 kadar hepsi para verdi. Biri demedi ki; kardeşim zaten ismi bunun bi' kere faul. Orduya hizmet etmeyen asker olur mu? "Alo nerden arıyorsunuz?" "Yaaa evladımı Orduya Hizmet Eden Asker Aileleri Derneği. " Kim anyordu?
Babam, rahmetli Sebahattin Tözüm ve işin üstatlarıydı onlar.
İsmail
Göktürk. Bu
Tabii, tabii! işe,
Daha Istanbul'da 1000 harbiden ... Annpn biliyor muydu
hatlı
telefon yokken
babanın
bu
başlaımştılar
bu
işleri yaptığım?
Bilmez olur mu yaa, sana bir şey anlatayım da şaşır... Bunu Türkiye'de kimse bilmiyor. Anneciğimle babam, ben daha 19 doğmadan önce bir işte piyastos oluyorlar ve altı ay hapis yatı ymlar beraber, annem tahsilata gidiyor, yakalanıyorlar , altı ay hapis yatıyorlar. Hadi yaa! Şimdi aklıma
geldi.
Nejat Ec-zacıbaşı: HJ1:1'te doğup ! 993'te VPfaL etti. Kimya a l anında doktorası olan Eczacılıaşı ilaç vp yan sanayileri ıı clc Türkiyc'nin en bıiyiik top lulu ğunu kurdu. Velılıi Koc;: l !JO l 'de Aııkara'da doğdu, 1996 yılında vefat etli. Türkiyc'nin ilk smıayi cilerindc'n ve en varlıklı iş adanuydı. Sakıp Salıaıırı: rn:ı:rte doğup 2004'te vefat C'tti. Türkiye'ııin en taıımnuş iş adamı. P<'k çok alanda ıırC'I iıııi olan Salıaııcı Holdiııg'in sahibiydi. "Piyastos: HC'yoğlıı argosııııda, yakalanmak. 18
42
ilk alo'dan
mı?
Yok, o ara
işte.
Ne yapıyorlar ? nasıl sorayım. "Anneciğim nasıl
Ne bileyim, ı ı ı ı z'?"
diye mi
sorayım. Altı
piyastos oldu-
ay Sultanahmet Cezaevi'nde hapis
.va t ıyorlar birlikte ... 20
Vay bee! llk tufa di' mi?
Tabii ilk tufa. İlk sana söylüyorum bunu. Sene 49 veya 50 ... ı \ııııeciğim fıstık ı\lo 'c u.
gibi bir genç kız. Babamla tanışıyorlar. Peder de
Böyle bir hikaye.
Prki Selçuk 14-15'de mi kavradın sen bu 'ıııesleğini'. N'oldu da anladm? Bakıyordum
işleri,
kim ." "Ulan," diyordum "bu benim babam.
;ııJ;ıııı
t.clefonda, 8 tane
ıılıır, başbakan
S!'niıı
kafayı mı
cigaralık
lııl11J('11ı 1 lıı
işte;
amiral olur,
cumhurbaşkanı
'niye' diye.
önceden de, üç dört kereden sonra abi; bir
bakıyorsun
anlıyorsun.
bir babam var. !çerden gelen ses; ordu komutam Çakmak diye
J·:ı·ı· lınktm,
' J '; ılıii .
Ne
içeride bir Sebahattin
kim paşa konuşuyor. Yok general bilmem kim
l ·'ı·vz i
bu
çizdi?" Rahmetli Sebahattin Tözüm,
içer,
basmıyor
lı;ıs ıııayacak kafaımz
\ıılC'a'yla
N'apıyor
olur...
de kafan
!~asmıyor
babanın
odadan sesler geliyor: "Ben emekli Amiral bil-
ı ı H'lll
ı>,ı ıııcl<'
yani
aramadıkları kaldı.
O da
konuşuyor.
öldüğünden
yani.
bir yol dönüyor di ' mi?
Srbahattin Tözüm
kafayı çektiği
zaman hele , bir Yahu-
ı lı ı'.,; ; ıcl;ıırn vardı,
1.ılk ;ı_v;ığa!" •. 11.\ or "l\; ılk ' 1ııl:ı
"Ulan hala oturarak konuşuyorsun benimle, diye fırça atardı telefonda. Adam paşa olarak konu-
ayağa!"
diye
fırça atıyor.
\ıl\cııl;ı ı uzağa düşüıülmek , yanlışa
43
Kafa
kıyak
ya ela sakata gelmek.
tabii,
cigaralığı
içmiş.
Tokatlaya tokatlaya
alırlardı parayı
vallahi ...
Sonra n'oldu?
Ee işte böyle .. Rahmetli Işık vardı, Işık Tözüm. Sebahattin Tözüm ... Sebahattin Amca dediğim de İrfan Tözüm'ün babası. Işık da Ispanya'da rahmetli oldu, toz işine girdi. !ki sene evvel vuruldu, Kenan Kalav muhabbetleri falan. Yeni öğrendim onu da. Işte neyse, Işık'la beraber tahsilatlara gidiyoruz. 15-16 yaşla rındayız ama boylar 1.80-1.90 olduğu için büyük gösteriyoruz. Düşün yani 15 yaşındayken asker kıyafetiyle tahsilata gittim. Sifar Ilaç tahsilatında yakalanmıştık mesela. 67 senesinde. Niye? İşte, işe landık
gittik tahsilata, üzerimizde sahte asker kıyafeti, yaka2 gece yattık çıktık.
Tahsilata asker olarak gittiniz ...
Asker olarak, kafalar asker traşı. Orduya Hizmet Eden Asker Aileleri Yardım Cemiyeti ayağına. Nas1l tufaya geliyorsunuz ki? Işte araklandık orada, gittik Beşiktaş Askerlik Şubesi'ne, inzibat karakolu vardı. Bir gece orda kaldık. Harbiye'ye getirdiler orda da kaldık bir gece.
NasJl saldJlar ardan sizi? Vallahi babam mabam geldi, o zamanlar 15 yaşımdayım çok kafam basmadı. Geldiler aldılar bizi. N'aptılar, n'ettiler bilmiyorum. .. 15-16 yaşlarında öğrendim bu işi , sonra 1 sene içinde babamlar da dahil olmak üzere, oranın en iyi telefoncusu oldum. Yani bir mımaralı telefoncusu bendim şirketin. Hepsini emekli ettim. flk kime? 44
r:ı
... Ünlü bir ailedendi ... Allah rahmet eylesin, ilkti. 600 lira paaldım, 66 senesinde. Dört tane davetiye sattun ama inan ney-
di şimdi tam hatırlanuyorum. Yemek davetiyesiydi. 4 çarpı ı GO'den 600 lira parasını aldım. ilkti rahmetli... Ondan sonra ıkiııci işimde, Demirdöküm fabrikasından bir genel müdürün parasını aldım.
lı;ığladım.
Yeni Mahalle'deydi yeri. Aynı gün iki yerden parayı Ulan demek ki bu işi becereceğim dedim, kendi ken-
ıl il l IC'.
Askere gitmeden önce oluyor bunlar değil mi? Tabii
canım
bu
bahsettiğim
66-67 seneleri, 72'de gittim ben
: ı s kcre.
Peki o zaman Selçuk, peder seni destekledi tabii. Tabii,
baktı
ki
oğlan
cevher yani ... Rahmi Bey'i
babası
Vehbi
l\oc.; desteklemedi mi? Baktı cevher var, iş adanu olabilecek bir ı: o('uk, onu destekledi ... Peder baktı ki, solladı bu çocuk onları. 1 >ı ı ş ünebiliyor musun, üç kişi, bu işin imparatorları, üstadları. Sı·lıahattin Tözüm, Ismail Göktürk, Sebahattin Parsadan ortaklıgı
var ama alo'cu Selçuk Parsadan ... Aslan payı onların tabii, lıaııa yine yüzde 10. Ama o para, yüzde 10-15, iki tane general ıııaaşı
ediyor ... Ayda 20 tane Levi's aldığım dönemler oluyordu. ı ı zaman Levi's almak ne demek. Millet jean pantalon nedir bilıııiyor. .. Yazıhaneyi ayırdm mı
onlardan?
Askerden gelene kadar kendime yazıhane açmadım. Büyük basketbol oynamaya başladım. Galatasaray yıldız
ı : ı kıınlarda
~~ı · ııc; takımlarda .
13asket oynamak nerden geldi aklına? ı<;cc
boy uzundu. Benim üvey babam rahmetli sporcu Ahmet 1 h·rıııan'dı, Büyük Ahmet. O teşvik etti, baktı ki iyi basketçi oluyonıın.
Hem basketbol oynuyorum hem de bu 45
işleri
seviyorum.
Basketten aldığımız para cüzi bir rakam. Ben büyük paralar buluyorum, herkes beni zengin çocuğu sanıyor. Neyse, Galatasaray yıldız, genç derken oradan A takıma geçip, Eczacıbaşı'nda 2 sene oynadım, oradan askere gittim. Muhafız Gücü'nde oynadun. Askerden döndüm zaten bir artist kadına aşık oldum. Arkadan bir tüberküloz olayı geldi, verem oldum. Artist dediğin kimdi?
Eski büyük porno yıldızlarından birisiydi, Z... isimli. Zerrin mi?
Hee! Ha
anladım ...
Ama hangi Zerrin? Egeliler mi?
Yok
değil.
Doğan?
Evet. Sen ama
anlatmıştın
bana daha evvelden.
Yaa herkes biliyor da,
şimdi
çoluk
çocuğa karıştığı
için .. .
Biliyorum tabii, görüyorum onu ...
Görüyor musun hala? Bizim
sokağa
geliyor arada. (fmam Adnan Sokak.)
Evlenmiş,
13-14 yaşlarında bir kızı varmış. Vay be, hala görüyorsan n'olur selam söyle. Nasıl, hala şey mi, güzel mi? Havalı ... havalı, havalı ... Maşallah.
Çok özledim onu, büyük aşık oldum, büyük bir 46
aşk
l ', ıı o, .ıtl,ın meşhur rakı sofralarından birinde, İstanbul, 2000 .
47
yaşadım,
bir buçuk sene sürdü. Ondan sonra verem oldum. Basketten koptum, baba mesleğine geri döndüm.
Baba mesleğine dönüşün nasıl oldu Selçuk? Sanatoryumdan çıktıktan sonra oldu. 75'in başı, Ocak'ta. 74'ün Temmuz'unda sanatoryumluk oldwn. 75'in Ocak ayında iyileştim çıktım. Basket; artık olay bitti dediler. 75'in başında da Asmalımescid'de, Şahin Han'da ilk yazıhanemi tuttum. Kendi adıma, 23 yaşındaydım. Şakır şakır para kazanıyorum, anlatamam kazandığım parayı, her gün en az 20 general maaşı kazanı yordum orada.
rın
Peki Selçuk bu kadar çok para kazandın da, mesela faydalane oldu çevreye?
Benden kim ne isterse istesin, bu yaşıma kadar, çocuğum olsun ya da başkası olsun, "hayır" kelimesi kullanınadım. Bunu artık Türkiye biliyor. "Hayır" lafından nefret ettiğim kadar hiçbir laftan nefret etmem. Mesela gelirler benden, "Abi 200 milyon var mı?" derler. Yoktur, ama eğer mesela elimde varsa, inan onundur ... Yani o sıra mutlu olacak ya, ben yarın giderim yine 200300 dolar bulurum, ama o yapamaz. Onun için çok büyük değer ifade ediyor anlıyor musun? Kesinlikle. Ama insanlara yaptığım kıyağın çok daha fazlası kumara düştü. Tek üzüldüğüm konu odur. Kumar
değil
mi senin
yediğin?
Paramın
yüzde 90'ı kumara giderdi. Yüzde 5 kıyakçılıktır, yüzde 5'i de çoluk çocuğınnun geçirnidir. Ama o yüzde 5'le de çok mükemmel hayat yaşanır. Ben 2000 dolardan aşağı kirada oturduğumu hatırlamıyorum. Evimde tek hizmetçi olduğu dönem çok nadir olmuştur. Iki, üç hizmetçi olmuştur, haftada bir temizliğe gelen kadın hariç. Mutfağa ayrı kadın bakacak, temizlik işlerine ayrı kadın bakacak, bu kadar lüks yaşanır mı? Altım da en aşağı BMW oldu. Üç yüz tane en aşağı; aldım sattım, aldım 48
·:;ıl t ıın.
Bazen sabah 9'da ~\ıl ıııişimdir, 80 bin markı .ıklıııa gelen herşeyi sor.
aldım, akşam
vermişimdir,
5'te sattım. Yani sabah BMW'yi almışımdır. Sen
Selçuk, aslmda baban sem evladı değil, kullamlan bir madde 11/:ımk görmüş, baktığm zaman. ..
/\ llah rahmet eylesin. /in.vır hayır.
Bak şimdi, aslında sen 16 yaşma geldiğin zaman ı : ıııi babanm, tahsilatçıya ihtiyacı var. Zaten göndermişler her/, r •si, <'C bir de en yakım olursa güvenme var. Öyle olmuyor mu ' ıl ıi:'
Oyle oluyor. Yüzde lO'u da dışarı gitmeyecek. /hık gördün
mü?
()ylc, yani buysa eğer, insanın içine; karakterine bağlı. Öyle ta1ııi ... Mesela yakalandık. İki gün nezarette, eziyet de yapıyorlar, da1ı : ı 1Gyaşında çocuğum, inatçı bir herifim, beni konuşturamıyorlar.
l '.ıı ~a dan 70'lerin idol arabası Mercedes'iyle. Bagajda yazan yazıya dikkatı
49
Beşiktaş karakolunda olsun, Harbiye karakolunda olsun, 2 gün benim ağzımdan bir şey alamadılar. Dövemiyorlar da. Ee babanu verir miyim ben. Hapisten yeni çılmuş daha.
Onu söylemeye
çalışıyorum.
O kadar höt'lediler, vöt'lediler, ters baktılar, düz baktılar ... Gık yok.
Ama faça vermediniz. Kapkaranlık
bir odaya koydular. "Nerden geliyorsunuz?" Yalla biz Anabala Pasajı'ndan geliyoruz. Orduya Hizmet Eden Asker Aileleri Yardım Cemiyeti'nden. "Kim konuştu telefonla?" Yalla biz kimin konuştuğunu bilmiyoruz. Orada başkan Lale Ye.dia Yüzbaşıoğlu var. Biz dışarıda otururuz, bize makbuzu verirler, gidin şuradan şu parayı alın gelin, Ahmet mi konuştu, Mehmet mi konuştu, hiçbir şeyden haberimiz yok. Dövemiyorlar da, 15 yaşındayız, pırıl pırıl çocuğuz, sempatik de giyiniyoruz o zaman. Bakıyorlar çocuğuz yani, sakalı mız daha yok. "Lan," diyorlar "üstünüzde asker elbisesi var sizin ... " Yalla ne bileyim, o derneğin özel kıyafetleri bunlar. Milli bayramlarda biz bunları giyip yürürüz. Kuva-i Milliyeciler nasıl yürüyorsa, yürürüz. "Ama oğlum siz asker değilsiniz ki," diyor. Evlat, hem kurnaz, hem de cesur biraz, yürekli; konuşmuyor ... Şu anda benim dört dörtlük güveneceğim biri olsa, günde yine 10 bin dolar gelir, benim on beş yıllık infazım var, satıldığımız anda gidip on altı sene yatarız. Mesela benim oğlum, tam dokuz gün sonra askerden geliyor. Bir gün oğlumu tahsilata göndermeyi aklımdan geçirmedim.
Yaa anladın yor musun?
mı
bak, neden? işte bunun altmda yatan ne bili-
Tabii ya.
Senin zamanmda oraya itilmen... Yani bir yerden zaman o hayatı çözemeyiz. Benim
şeklim
normal bir insan 50
olsaydı ...
kaçtığımız
4-5 kere kalp krizi
ı •. ı • ı; irdim.
25 yaşında kalp krizi geçirdim. Biliyorsun değil mi, kagözümü oynatıyordum. Her yerim oynardı benim. Oğlum, ı•. ıl.s iıı bir yerde bodyguard'lık yapsın, barmenlik yapsın. ıJ ııııı
I 'eki Selçuk, sen ilk yazıhaneyi açtın. 23 yaşmda tek tabanca rı/ı lıııı. Cesaret nerden geldi Selçuk?
( ;C'saret gelmesi için, korku olması lazım. Bende korku yoktu 1ı yani. Tabii. Yazıhaneyi açtım, yazıhaneyi açtığım anda, yani l ıı ·r gün bir servet kazanıyordum. Her gün bir servet. Çünkü hep ıı,ı · ı wral maaşının ne olduğunu bilirdim. Emekli generalin, muaz.. ı r s ııbayın maaşının ne olduğunu bildiğim için, örneklendirmelı • rıı ı ı öyledir yani. Yaklaşık otuz senedir böyle gider. (:iinkü hep
"paşa"
diye
çalışıyorsun
ya!
<,: iinkü bazen konuştuğum adam soruyor, "Sayın paşam," di\ ı ı r , " ıı r kadar maaş alıyorsun?" Onu bilmek durumundasın. Hep ı ı ı ı: ı < ' ııdeksli örnek veriyorum. ( 'ı ık
g üzel ama, güzel anlattm.
M ı · se l a
ben albay olarak konuşmadığım için, albay bilmem ama general maaşı.. .
maaşının
ı ı ı · o lduğunu
Sı • ıı
lüç albay olmadm
mı?
l lır kaç kere oldum, çok az ... Ama hep general, hep general.
o tercihi yaptm? :; ııııdi general daha üst düzeyde bir insan, general dediğin ııı ı l :ı, Tiirkiye'de herkes pat diye donunu indiriyor yani. Şeriat ı ı ı o;: ı , " /\ın aıı paşam, hemen arkama geç," diyor adam. Tabii, yalııı l ı ıııl ıa:;; ı da var ama olmaz, paşa olucak, en büyüğü. Hatta imi 111 111 v; ırsa Genel Kurmay Başkanlığı'na tırman. / 'l'/.:i ııiçin
1 'rı /ı /l ;/,Ul7f
l lzı ııı
aına n 'apıcaksın?
51
Hayır,
ora da çok tepe yani.
Ama ben şu anda, yarım saatliğine genel kurmay başkanı olsam, 200 milyar yolumu bulurum. Hem de bu satte. Saat 12'ye çeyrek var, yemin ediyorum, şimdi Hüseyin Kıvrıkoğlu Paşa bana desin ki, saat 12'ye kadar benim adınu kullan, izin benden sana. Allah çarpsın, Eczacıbaşı'ru, Rahmi Koç'u, Sakıp Sabancı'yı arar 15 dakikada, 500 bin doları bu masaya koyarım şerefsizim. Peki Selçuk sen yazıhaneyi açtm. Açtm, girdin, telefonu bağ ladın değil mi?
Tabii, tabii
alındı
Yazıhanedeki
Ya
hepsi.
ilk iş neydi?
ya Türkiye Esirgeme Kurumu'na ya bilmem ne adına fason bir çalışma yapnuştım . Kendime böyle bir yer kurmam seksenlerin başını bulmuştur. Yani beş, altı sene böyle, 7580 arası ciddi derneklerin paycısı olarak çalıştım. Pay dediğimde en az yüzde 40'tır çünkü hakları vardır onların biliyorsun. Kızılay'a,
Biliyorum.
Bazen %40 alırım, bazan salak getirir bana makbuzu o zaman %1O'a çırak çıkar.
bırakır,
Onlarla işbirlikçi.
Tabii, öyle götürdük o dönem. Bağımsızlık
ne zaman
başladı
Bağımsızlık
84 yılında
başladı.
12 Eylül...
12 Eylül'den sonra. 12 Eylül'den sonra bir Kuva-i Milliye ne girdim ben. Kuva-i MilJiye neydi? 52
işi
l<uva-i Milliye'nin Genç ve Gaziler Derneği vardı, Adana'da. Hll senelik falan bir dernek. Ben n'aptım biliyor musun? "Kuva-i Mılliye Mücahit ve Gazileri Dergisi" diye bir imtiyaz aldım. Onlardan
mı aldın?
Yok, İstanbul Valiliği'nden, vilayetten, basın bürosundan. Bir ı ·: ıııı aldım,
bir de sayı çıkarttım, bitti olay. 3. hamur kağıda bir sa.ı ı <;ıkarttım. Tek forma bir dergi anlıyor musun? Bütün sayfalarda ı ı •klam, dergide hiçbir şey yok. O dergi çıktıktan sonra başladım •ı ı · ıı<·dc üç defa yemek gecesi yapmaya. Beş sene böyle gitti. Efenı lıı ıı ; "Kuva-i Milliye Mücahit ve Gazileri Dergisi'nden arıyorum'" ı lı y onım. O "dergisi" ve "derneği"ni ayırt edemiyor. O makbuzu bilı ·
. O kadar saf bir toplumuz ki, koskoca mali işler müdürleri, deıı ı ı y orlar ki burda "dergisi" yazıyor. Dernek makbuzuyla dergi ııı:ıklıuzunu ayırt edemeyecek insanlar, koskoca holdinglerin mali ı ·J l!'rin e bakıyorlar, müdür oluyorlar bilmem ne ... llıı
dergi yani.
1><·rgi yaa, böyle götürdüm beş-altı sene. Yemin ediyorum 12 ı ·:.v lııl 'dcn sonra, en kötü günde, şimdinin parasıyla 25-30 milyar ı ı. ı r; ı kazandım. Şimdi İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı açıklama ı ı ı pı yo r: "Böyle böyle, kulağımıza gelen istihbarata göre, telefonla ı ı ·. kı ·r isimleriyle yapılacak olan müracaatlara itibar gösterilmeme'• ' V<' ş u
nwnaralara ihbar edilmesi ... " diye her akşam beş kere radyodan. Ertesi sabah, yine saat dokuzdan akşak;ıdar, bütün holdingleri deviriyorum. Yemin ediyorum.
. ıııı ııı s yapılıyor 11111
f\l/Vil -i
Milliye ...
l\ir kere Selimiye'ye gitmeden, /le·~
beş
sene bu
işi
götürüyorum.
sene ha!
l\ı• ş
sene ... En kötü günde, bugünün 1; ı .. : ıııdıın. 25 bin dolar yani.
53
parasıyla
25-30 milyar
Günde 25 bin dolar! En kötü gün diyorum sana .. Faile Türün 21 oluyorum, daha kimler oluyorum kimler. Faik Türün yaa, sıkıysa parayı verme; işkenceci adam, o dönemin en büyük işkencecisi. Verecek tabii. Faile Türün arıyor. "Gelmezse bak, gelirim, çarmıha gererim," diyeceksin. Verecek, tabii ki verecek yaa. Adamın "İşkenceci Paşa" diye adı çıkmış. Telefonla beni de arasa "Gel buyur paşam," diyeceğim yani.
Holdinglere oluyor bu değil mi? Holdinglere, her yere. Zengin adamların faydasını görüyorum. Verecekler parayı ya. Faik Türün'ün bende çok ekmeği var biliyor musun? Aldığım paralardan adama yüzde 1 verseydim, şu anda Türkiye'nin en zengin paşası olurdu. Tahsin Şahinkaya falan yanında çırak çıkardı. Yaşıyor hala değil mi o? Geçenlerde öldü. Haa ... Neyse "Alo" diyorum; "Aaa ne demek paşam!" diyor herif. "Paşam ne kadar ayırdınız," diyor. İşte davetiye falan. "Kaç tane davetiye ayırdınız?" diye soruyor, "50 tane göndersem yeter mi?" diyorum, "Yeter Paşam!" diyor, "Yani yetmezse biraz daha davetiye var elimde," diyorum. Yem ek davetiyesi ha. Geliyorlar mıydı peki yemeğe? Korkusundan yüzde 5'i geliyordu.
Niye korkuyorlar? Korkuyorlar, "Bir de orada kesilebiliriz," diyorlar. Faile Türün 50 davetiyelilc yapmış, karşısına almamak için almış o da. Tabii. Bırak kaptırdığımızla kalalım diyorlar. Kapıcısını bile yollamıyor. 21
Faik Türün: 12 Mart'ta lstanbul'un Sıkıyönetim Komutanı.
54
Çok gülüyorum ben böyle. Aslında drama gülüyoruz değil mİ?
Dram ama aslında ... "Aman Paşam" diyor, "onurlandırdınız i>ı z i, ne demek yaa!" diyor. "Aman paşam" diyor "bir de kartınızı ı•.oııderirseniz makbule geçer." Tabii yanında bulunsun. Yarın ıılııir gün yeğeni askere gidecek ya. Yarın aradığı zaman, Kasım pa~a'mn telefonu değişmiş, bir daha da Paşa'nm telefonunu isi ılılıaraLtan bulabilir misin? Ya da düşünsene; Paşa'nm telefonu lıor<.tan dolayı kesile ifa
Jıaa!
Telefon isteclikleri zaman
vermİyor
muydun?
Veriyordum tabii ... Yahu bin tane kart yaptırıyordum ... Televeriyorum zaten genellikle, onlar beni geri arıyorlar.
lcıııtı
Tekrar
arıyor?
( )nlar beni
arıyor.
çıkıyorsun
Sen
telefona ...
lkıı ç ıkıyorum ııı ; ıılaıı
ama, önce sekreter olarak çıkıyorum, üç önce bana ulaşamazlar. Paşayım ya, Allahım yani?
aşa
N<' diyorsun? "~ tı
an
Sayın paşa,
l ı · lı ' f"oııcl a görüşüyor."
mesela Londra Genel Kurmay Başkarn'yla Onlar da bekliyor, Paşa'yla hemen görüşü
lı ır ıı ıiı '?
\111a söylüyorsun değil mİ ? Arayacaklar. l\('~;;i<c
her yere açsan da, direk karşına çıkmasa da, telefon bı ela, onlar daha heyecanlanarak arasalar. Sistem bu yani. J ıw,;ı ııı sene; "Şu paşa aradı, telefonunu bıraktı," diye bir not. Hiç .ık lııı ; ı iiylc bir şey gelmez. "Şayet müsait değilseniz akşam, ev nuııı:ır; ı s ıııı da bıraktı, saat 6'dan sonra paşa evinde." Düşün yaa ... ı .ıks: ııı
.'ı'l'ıı
;una saat verip kolluyorsun.
'l';ılıii,
yazıhanede
devamlı
55
oturuyorum. Benim bir de
felaket bir yazıhaneycli. İki üç tane sekreter, sevgilim, hepsi manken gibi, kakara kikiri, kızların hepsi zaten bana beynimden dolayı aşık. Beni Alain Delon, Kevin Costner gibi görüyorlar, anlıyor musun, zeki bir erkek, olur mu böyle birşey ... Türkiye'nin belli başlı bütün burjuvasıyla oynuyor yaa. Karşıların da 2 metre boyunda basketçi bir herif var, bütün burjuvayı ayıklıyor, dalga geçiyor. Böyle bir adama aşık olmamak elde mi? Geçen gün mesela; Star'dan bir kadın muhabir sordu "Hanımlar arasında çok cazipsiniz, neden?" diye. Ben dedim "Vallahi hiçbir zaman, hayatımın hiçbir döneminde çok yakışıklı bir erkek olamadım, ama siz olsanız, böyle zeki bir adama aşık olmaz mısınız?" dedim. Muhabir "Çok haklısınız," dedi. Kevin Costner'a mı aşık olursunuz, yoksa size şu an çizdiğim imaja mı aşık olursunuz? Karşısında bir adam, 30 yaşında, yaşamasını biliyor, yiyip içmeyi , h erşeyi biliyor. ilkokul mezunu ama Türkiye'nin burjuvasıyla , bakanıyla, başbakanıyla, kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyor. Doğru
söylüyorsun. Peki Selçuk bu iş ...
Sektör. Hayır,
senin yaptığın bil" iş yani yaa ...
Tabii ticaret
yaptım
ben .
•Bu işin n e kadar sıkıntısı var, Sıkıntısı
cliye bir
şey
çalışma, araştırma ...
yok.
Peki araştırma, yani bunun alt yapısı,
hazırhğı
vaJ" mı ?
Bunu araştırması bile zevkli yani. Oku ... Çocukluğumdan beri. .. Haberleri dinle, magazin dergilerinden tut, gazetelere, gündemi takip et, devamlı oku yani ama okunacak yerleri oku. Kim, nerede, ne yapıyor? lş adamlarıyla ilgili haberleri bileceksin, gündemi takip edeceksin, değerlendireceksin. Ayda bugünün parasıyla bir 100 dolar ayıracaksın, dergilere, gazetelere. Medya56
y;ı
en az günde bir saat zamanını ayırıp, bileceksin, bu kadar basit.
akşam
da haberlerle
g ı ı ı ıclemi
/>eki, bu magazinden ne
çıkar
daha çok?
Magazinlerden kim, nerde, nasıl eğlenir, bunun karısı nerde günü kutlar? Şarık Tara'nın da, Bülent Eczacıbaşı'nın da, l l ;ıluk Yöneyman'ın da karısının doğum günlerini, Yücel Çelik'in kansı Semra Çelik'in de mesela, yani hepsinin karılarının doğum Hı ın 1erini bilirdim. ı loğum
Bilirdin yani.
O kadının doğum gününde sabahleyin bir sepet gönderirsin ı•viııc, anlatabiliyor muyum. Ertesi gün bir Alo dersin, kadından ı;ok güzel para alırsın. "Dün gönderdiğim sepet elinize geçti mi?" " ı\aa , ben de sizi arayacaktım zaten biraz sonra ... " Kim olarak gönderiyorsun? i ş te,
o gün hangi işle ameliyat edeceksen onu, o şekilde. Kı z ılay diye arayacaksan, "Kızılay Tophane Şubesi doğum gününü'·" kutlar Sayın ... " diye yollayacaksın sepeti. Ertesi gün de pat ı liye arıyorsun. "Ah diyor ben de yarım saate kadar sizi arayaı ·; ı kLıın, teşekkür için ... " Nerden biliyordunuz diye bir soru geJımyor mu ?
13unlar artık topluma mal olmuş insanlar ya ... Hani benim doı( ııın günümü biliyorlar diye mutlu oluyorlar... Üç-beş cemiyet lı;ılı c rlerinde görülüyor ya, zannediyorlar ki bütün Türkiye, hepsi lıtınlarla ilgileniyor. "Siz benim doğum giinümü nerden biliyorsunuz?" diye sor1111 ıyor değil mi?
lliiç demiyor. "/ ferkes benim
doğum
giinümü 57
okumuş."
Kendilerini medya tik sanıyor. .. Bilmiyorlar ki, hafta sonunda o berbat gazetelerde çıkan şeyleri okuyan kitle sekiz-on tane ayak takımı. Onun farkında değiller, o kesim var ya; mesela Semra Çelik'i ben tanırım; Yücel Çelik'in karısı, Ayhan Şahenk'i tanı rım, karısını tanırım. Ulan seni Kızılay'ın Tophane Şubesi Başka nı nerden tanısın. Uyanmıyorlar işte . Çevresindekiler bunları o kadar dolduruyor ki, bunlar kendilerini peygamberin kızı sanı yorlar. Anladın mı? Burjuvazinin en büyük zaafıdır. Kendi kendini bir zannettirme metodudur bu. Peki, gündemi taki.p ediyorsun, yani, kim, nerede, ne yapıyor?
Gündemi kaçırdın mı kaybedersin. Mesela; ne konuda konuşu yorsan o konunun uzmanı, kompetanı olman la.Zım. "Paşa" olarak rm konuşuyorsun; askeriye ile ilgili her konuyu bilmen lazım. "Bakan" olarak mı konuşuyorsun; meclisle ilgili, o bakanlıkla ilgili, daha önceki bakanlarla, müsteşarlarla ilgili bütün teferruatı bilmen lazım . Mesela Turizm Bakanı olarak arıyorsun, karşıdan bir soru geldi, işte "Efendim Veli Bey n'apıyor?" Kim bu Veli Bey diyemezsin. Veli Bey belki bir önceki müsteşar ... Anladın mı? Yani, obakanlığın üst düzeyine tamamen hakim olacaksın. Sonra adam müsteşarını sorar, tanımıyorsan, "Ulan bu nasıl bakan der,'' piyastos olursun, anladın mı ne demek istediğimi? Anladım ...
~ Kim
varsa, önceki ve o andaki, hepsini bileceksin. Enerji Bakanı olarak konuşuyorsan , şu anda, "Efendim sayın müsteşar n 'apıyor?" veya "Oğuz Bey benim yiğenim" der. Oğuz kim ya dersen, bitti işte. Yandm ...
Onun için konuya vakıf olacaksın. Yoksa telefonu alıp da, bizim burada yapanlar var ya, ben şuyum, ben buyum diye açanlar; bitersin! Ben 28 sene bu işi müdüriyetlik olmadan götürdüysem, demek ki düşüneceksin! 58
\ Senin ıı ınk var.
dediğin
bir
şey
var, küçük oynamak var, büyük oyna-
Öyle tabii. Bugün 30 dolar ideali olan insan da var, 10 milyon dolar olan da, daha büyük olan da. Bir de, sen niye hiç Türk parasıyla konuşmuyorsun ? Abi çünkü geçmişi anlattığım için. Miktarlar iyi anlaşılsın, ()O'lardan 70'lerden bahsediyorum. Yoksa karıştırırız. Benim kü(;lik yaştan itibaren en ufak işte bile hedefim; bugünün rakanuyl ;ı l O bin dolar olmuştur. Anlıyor musun? lnandıncı
bir olay.
Evet. Tabii işte, rahat kumar
oynayacaksın,
özel masa açtıra
caksın .
1O bin dolar ne dem ek biliyor musun ? Evet, 12 milyar demek. f fer gün 12 milyar?
IIer gün. Her gün geldi mi Selçuk? Ya her gün onu hedeflersin; bazen 300'e düştüğü olur, bine ılı ı ~ tüğü olur ama bazen de 100 bine çıktığı olur, kurtarırsın. J\ ııı a ortalama 10 bin dolar. Evet .. . Ayda 200 bin dolardan aşağı lıi<; bir zaman para kazanmadım. Selçuk, 200 bin dolar ayda ... Mesela hiç, bir göz oda çakmarlııı ın1 kendine? 1liçbir zaman
almadım.
Neden ? 1!iç saymadım : : ıl'ır .
ama 300 tane BMW 300 tane en az. 59
aldım
kendime, hepsi de
/
I
/
/
Baktm
işler
Nasılsa zası
iyi gidiyor.
geliyor.
Başıma
Nasılsa
bir
iş
gelir...
gelse, bir bok gelse bu
işin
ce-
1,5 ay.
Peki, biliyorum onu da. Geldi de, hiç iki ay geçinecek kadar paran oldu mu? İşte Satılır,
versinler iki ay. Her zaman altımda son model araba var. geçinilir. İnsan ne bilsin böyle bir teşkilata geleceğini?
Anladım
ben; garanti. Garanti,
arabaydı.
Her zaman. Garanti ... Hapishanecinin şeyi vardır. Saati, yüzüğü vardır. Saati, yüzüğü, kolyesi vardır. Herkes onu başka şey zanneder. Hayır, bu alemde gezenin garantisidir işte o ... Onu bilmez herkes haa ... Tabii ... Yeri gelir bir sene taşır o. Niye taşır? O kurtarıcı ama herkes zanneder ki, bilmem ne .. . Hayır aslında o alemdeki adamın şeyi, can güvenliği. Hayatlilln diyor...
gelişimi,
mesela geldin, bir hayat kurdun,
işler
gi-
Ondan sonra işte evlilikler başladı. Yanımda çalışanları her zaman gırtlağına kadar doyurdum. Hiçbir zaman benim kazandığım parada gözlerinin kalmasını istemedim ve buna muvaffak oldınn. Anladım. Zat~n burjuvanın en büyük ayıbı odur ... Yanırndakinin sürünmesini istemem. Ben bakardım; benim elimdeki künyeyi kıskanı yorsa, özentisi varsa, hemen benim kuyumcuya getirirdim onu, künyesini aldırırdım. Yani beni sevsin adam. Senin kazandığın parada gözü kalırsa onun, satar seni ... Seni sevsin ve seni kaybettiği anda, kendisi için çok büyük bir kayıp olduğunu hissetsin.
A}Tıca tııfaya geldiği
zaman güvence ...
Tabii. Ondan bir kere eminler. Yani benim yanımda çalışan her insan beni Tanrı gibi görür! Selçuk abisini görüyor, bütün ba60
kanları, başbakanları
ipe geçiren bir herif. "Beni emniyet müdürlerinden, yakalandığım yerden kurtarır." Bu imajı veriyorsun.
Jnamyorum. O, yüzde 10 prim ne demekti biliyor musun sen ... Ben cebime 2 milyar koyuyorsam, 200 milyon o koyuyor. Yani bir gardiyanın ayda aldığı maaşı. Bir taksi gidip geliyor, parayı alıyor geliyor, cebine 200 milyon koyuyor ... Böyle bir sistem var mı yaa? Çık bakalım Beyoğlu'na kaç kişinin cebinde 200 milyon var?
Ben var demedim. Bana noktalan. ..
bunları
söylersen, çünkü
işin şey
Yanımda çalışanlara
her zaman kendimi, inan Tanrı gibi göstermişimdir! Niye? Hem onlara çok güzel davranmışımdır, yumuşağımdır ... Vakko'dan giyinmişsem, muhakkak onları da götürüp giydirmişimdir.
Peki, çok ücret vermenin de sakıncası var mıydı? Var tabii, bizim millet nankördür! Onu da ayarlayacaksın. Yeter ki kazandığın parada gözü kalmasın, sistemin özelliği bu ... Kalırsa, seni her konuda satar çünkü. Çünkü bir şeyi çok
verdiğin
zaman daha çok istemez mi?
!ster ama ne alacağını biliyor artık, öğreniyor. 2 milyar da alsan vereceğin para yüzde 10, iki milyon da alsan yüzde 10 ... Ayrıca kazandığı aylığına bir bakıyor ki, tezgahtar arkadaşından yirmi misli daha kazanıyor. Aman diyor ...
Çok eleman değiştirdin mi Selçuk? Zaten benim yanımda çalışan elemanın süresi 6 aydır. Niçin? Çünkü gittiği bir yere bir daha gidemez insan, para aldığı yere. Alındığı anda o adam çevrede, zaten bilerek alırım o adamı. Ondan sonra adam akıllıysa alo'cu olur, yoksa gider. 61
/ ', / ı , :, •/, 11/, ,,,, .. , l'/,ı
ıi : ıı suıım salıyorsun adamı ...
Kelek gel-
11111 ı 'I illi/
ııı 111111111 , ıı.ı · lııııyıır . /\kıllı olanlar zaten saldığım benim ... 600 l ı ı 1111111ıl.111ı~ı·ı: tıysc ' 10 kişi salrnışımdır. 590'u alo'cu olmuştur. : ııı , ıı ıı l.ı ı ıll ı · vıl;ıyC'Llcrinin yazıhanelerinin en az yarısı benden tü1ı·1111:J l11 Otıc'c' ralunetli babamdan, sonra benden türemiştir.
()/iııkü
orada yetişiyor.
Tabii, üniversite orası. Şu anda benim lzmir'de, Mersin'de, Ankara'da, Eskişehir' de, Afyon' da, Kütahya'da yazıhaneci olarak tonla arkadaşım var.
Burda da çok. Tabii. Buradakilerin yüzde 90'ı... Ama çoğu,. enteresandır; "Yaa bizim kardeşimiz," derler. Halbuki yani, bir masada bir bira içmişliğimiz yok.
Yok, çiinkü neden biliyorum: Senin onlarla hiç oturmuşluğun yok. Rahmetli
babamın köşesinden
geçemezlerdi.
Ben neden biliyorum; onlar seninle oturmadılar~ sen başka bir bölümde yaşadın. Onlar 6. smıfmeylıanelerde içtiler... Biliyo-
rum. Sağol...
Ben bunları söylemek istemiyordum amaı 18 yaşım dayke_n Klüp 33'lerde, Klüp Reşat'larda takllırken, onlar yine orda Asmalımescid'delerdi. Hala buralardalar. Onlar 48. meyhanelerde içtiler hep. Ama ben o meyhanelere gitmedim.
Peki Selçuk, bu lüks yeıleri tercihin niyeydi? lşte,
sosyeteye karışmak ... Tabii dünyaya bir kere geldiğime bir insanım ben. lnançlı bir insan değilim . lnsanlar doğa caklar, yaşlanacaklar ve ölecekler yani, gerisi boş ...
inanmış
62
Şimdİ
mesela bir sürü lüks yere gİdİyorsun sen değil mİ? Gİ en lükse gİdiyorsun. Bu en lükse gittiğin yerlerde, dedİğin adamlarda, aynı yerde bulunuyor musun?
cIİyorsun yanİ,
:ılo
Ha, evet. Onunla aynı yerde bulunup Arkadaş
oluyorsun ama sem
Bilmiyor tabü. Beni zengin, biliyor ...
arkadaş
oluyorsun.
bilmİyor herİf. Haymanalı, Ankaralı
bir toprak
ağasının oğlu
O kadar
değil mİ?
Bakıyorlar salak bir herif. Deli gibi bahşiş dağıtıyor. Garsonlara herkes bir veriyorsa, o beş veriyor. Verdiği bahşiş belki onların hesabı kadar, salağın teki zaten, boylu poslu, zaten uzun adamdan akıllı da çıkmaz ...
Ama alo
decliğin
adamlarla ald1ğm parayı yiyorsun. ..
le
aynı
yerdesin. Belki sabal1 ondan
Tabii ... Belki ona içki de ısmarlıyorum, Kamil'e ... Farkında bimusun?
değil, anlıyor
Yam hayatmm ilginçljğj burada değil mİ? 01.ınaz olur mu, o ayrı bir haz zaten. O anda benim mesela üç gündür yanımda başlamış fıstık gibi sekreterim de yanımda, orada tapıyor yani karı bana ... Bak diyorum şu Kamil'e, uzun boylu diyorum, işte o diyorum, bugün gidip senin parayı aldığın adamın oğlu. Hatun bana bir aşık olacaksa orada sekiz kez aşık oluyor. Anlıyor musun demek istediğimi?
Onun keyfi nasıl
Aynen bir tatmin Yam
kişisel
çıkıyor? şeklinde
yaa.
tatmin mj?
Tabü kişisel bir tatmin. den sonra.
Aşıyorsun
63
zaten bu tatminleri bir yer-
Aşar.
Artık alışıyorsun.
25'li
yaşlarda
falan
bunları yaşıyorsun.
On-
dan sonra rutin bir olay haline geliyor
Görev... Tabii
lşin
bu senin.
canım.
Hele Ankara'da
yaşadığım
90-94
yılları arası
ya ... Buradan bir kere volta olmamız durumu vardı, bürokratların
Bütün Ankara'da akşam gittiğimiz nı
görüyorduk.
bir yerde, mutlaka
Anlıyor
dum. Onlar beni
işte
biliyorlardı.
Derneği" adına
bir
basın ajansının
iki tane insa-
bile varnuyor-
genel müdürü,
adamdan 5 milyar lira
da aym yerde yiyorsun.
Akşam
d,a
lamışım,
farkına
biz de.
için, her
karımı
Tabii ben sabahleyin, "Emekli Su-
Akşam
aynı
kaçtık
olduğu
tokatladığımız
musun? Yani bazen
müdür yardımcısı baylar
en yüksekleri
var
tokatlamışım.
yerde yiyoruz. Ben ondan 5 milyar lira tokat-
o da devletten o gün 5 trilyon
tokatlamış.
Bu yani olay.
Aynen. Enteresan bir sistem, böyle gidiyor yani ...
Aynen. Yani ben bunu niye soruyorun1 biliyor musun Selçuk. .. Çok önemli bir şey yaptığın. Sen eğer bunu 38. meyhanede yapsan olmaz. Her zaman en güzel arabaya bineceksin, en güzel muhitlerde oturacaksın,
30 dolarsa,
en güzel yerlerde gezeceksin, ama günde idealim
Asmalımescid'de
de de ... Yok içerim sorun
içerim ben. Tek tekçi meyhaneler-
değil,
oralarda da içerim.
Tabii orada da içersin, ama ben sana şöyle katılıyorum; eğer ben bu anasını sattığımın işini yapıyorsam, bunun da cezası 1,5 aysa, o tepeye giderim. Tamamen öyle. bir süpermarketi
Hayatım
boyunca ne bir pastaneye girdim, ne
aradım.
64
Ona inanıyorum. Işim
olmaz!
Hep holding!
Holding, holding, holding! değil
Tek
Genel
mi kafandaki?
müdürlüğün altına
hiç
düşmedim!
Bu nereden sana geldi, yani kafana ... Hani tepeden gitmek.
Babamdan öyle gördüm çünkü. Babam da en tepeye oynayan insandı.
Hiç
aşağılara dokunmadı mı?
Kesinlikle, kesinlikle! Sadece telefon daha devreye girmemiş ken Türkiye'de, gazete-mazete çıkarırlardı o zamanlar, yıl 40-50 arası. Bir turneye çıkarlarmış , iki sene sürermiş turne. Karadeniz'den başlarlarmış, Doğu, Güneydoğu, Akdeniz, Ege, Istanbul derken 2 sene sürermiş. Koçan?
Koçan ... Hiç de sormuyorlar. "Ankara'dan geliyoruz, Özel Kalem Müdürü Yardımcısıyım," diye. N'apıcak?
Başbakanlığın çıkarmış olduğu
dergiye abone. Anlıyor musun? Öyle bir çıkıyorlar, çantalar dolusu parayla dönüyorlar. O zamanlar banka-manka n'olucak, en büyük bankanın 20 tane şu besi var o zamanlar. Telefon desen; adam huylansa, Başbakanlı ğı arayıp da cevabını alana kadar 4-5 gün, 1 hafta sürer ... Babandan ne var miras?
Babam öldüğünde bana, yemin ediyorum, bana kalan bir tane siyah kabanı var. Afyon cezaevindeyken bana oradan 65
göndermişti, şu göndermişti.
anda sakladığım. İki tane de balıkçı yaka kazak Iki garibana bırakmıştım giysinler diye.
Kendisinin mirası.
Kendisinin mirası bir şeyleri vardı, onları da kardeşim Cahit'in üzerine taşımıştı zamanında. !nan şunu kaçırdık, bunu kaçırdık desem de yalan olur. Onu söylemedim.. Babanın da çok mirası var mıydı?
Yedi, yedi ... O da çok paralar yedi. Onun kumarı yoktu. O, ka-
Afyon [ezaevi'nde gardıya nlarla, 1999.
66
•
rıya, kıza,
kalite aleme <'Has kumara kaçırdım.
kaçırırdı paraları.
Ben bunlarla birlikte
Olay o di' mi?
Tabii, babam karıya kıza çok düşkündü, helali hoş olsun. Ufak ı ('rrk bir şeyleri vardı. O da Cahit'e kaldı. Selçuk, dedin ki; gazeteci Tımcay Özkan 9-1 O gün talalrruş lı;ıhamm yanında. Koparmamış mıdır baban onu?
Babam mı?
Düşündüm
ama
sanmıyorum.
Neden?
Bilmiyorum, belki de
koparmıştır.
Onu Tuncay bilir.
Yapma Selçuk. ..
!nan Tuncay'la bir ... {{ayır, dediğini anladım
da ...
Şimdi
Sebahattin 'le sen, gele-
n•ksin de ...
O günkü ortamı ... Ama babam o zamanlar, o da bir havaya !( İrın.işti. Her akşam canlı yayındaydı. Yani o havanın verdiği relı ;ıvctle de şey olabilir. Çünkü babam da kendini bir başka türlü ~;; ııııyordu. Adam evde seni bir yükseltiyor ki, anlıyor musun? 1>ıışündüğüm dönemler oldu ama hiç üstünde durmadım. Sen içerdeydin peder öldüğünde. L~vet.
{(aç
76
yaşında
öldü?
yaşındaydı.
!\ma dinç duruyordu.
Son 7-8 sene kötüydü.
67
O kaç evjjjjk yaptı?
Yedi. Peki Selçuk, ben niye buralara girelim biliyor musun? Çünkü; bu alemde biliyorsun ki, tufaya gelen hemen satar alo yapam ... Hı
lu ...
Değil mi?
Hiç
Seni hiç satan
olmadı mı?
olmadı.
Hiç mi
olmadı mı?
Diyorum ya,
yanımdakiler Tanrı
gibi görürlerdi beni.
Çok önemli.
Hiç gidip de yazıhaneye memurlarla gelen olmadı. Memurları oyalayıp, bana kaçma payı sağlayan oldu, ama anında beni piyastos eden olmadı, hiç olmadı. Peki sen kaç kere o tür tufaya geldin?
Ben telefondan hiç
araklanmadım.
Telefondan çok, mesela; tufa, ispiyon. ..
Bir iki kere ufak ispiyonlara, ihbarlara geldim. düriyetlerde bağladık parayla. Tabii mecbursun
bağlamaya,
Onları
da mü-
çünkü tufa geliyor.
Verdiğim rüşvetlerle
de güzel üç-dört dairem olurdu. Yani bir haftalık hasılatı bir anda kaptırdığım oluyordu. Ama olsun ...
Elli bin
doları
veririm, yatmam yani ...
Bir de flaş olmadan çıkmak. Bence doğru bir tavır o.
Cebimde 100 bin dolar olsun, hepsini 68
alsın,
beni
bıraksın.
Hu doğru bir tavır, bunu herkes yapamaz biliyor musun? Kolay kazanıyorsan daha doğru tavır. /!ayır şundan
yapamaz, ödü karışır. Ulan işte ver... Flaşa girı ııı '. Yani mantığ1 bence o, dimi, çünkü bunun pazar1Iğ1 olmaz. 1( c sinlikle .
69
Gktay Güzeloğlu Selçuk Parsadan'la, İstanbul, 2003.
10
ASKLAR, EVLİ Li KLER. .. HAYAT! '
"Bir arkadaş yemeğinde, aile yemeğinde tanıdım. Yani inan ki sin,
tanımaz olaydım ...
tanıdığıın
gün
aşık
Allah
belamı
ver-
oldum. O anda da evlen-
mek üzere olduğum banka müdürü bir kadın vardı yanıında . ğim
O
kadınla
yani ... Zühre'nin
Hayatta en sarışın,
da
nişanlıyım,
güzelliğine
beğendiğim kadın
evlen ece-
bir tav oldum.
tipi; uzun boylu,
ela gözlü... Ondan sonra
anaını
belledi
benim işte, bugünlere geldik. .. Yemin ediyorum."
71
iV
;ıy
Peki Selçuk, geliyoruz ilk evliliğe ... llk evlilik... 77 yılında evlendim. 77'nin başlarında Alrnanya'ya gittik, 3-5 orada kaldık. N'aplm 3-5 ay? Akrabalarım vardı.
Hem orda Almanca öğrenirim hesabı, li": ııı öğrenirim hesabı. .. Iki Alman kızla değişik değişik nişanlan ı lıııı. Berlin'de bir kızla nişanlandım, kız yaz tatili için Mallarco'ya 1 1,ıl I i, ben lstanbul'a geldim. Dönüp evlenecektim, o an !stanbul'ı l;ı lıirinci eşimle Menekşe'de tanıştık, Florya'da. ı \lmanya'da
kalmadm.
1kş ay kadar
kaldım.
O{frPnclin mi Almanca?
Yani ... 15 sene orada
kalmış
bir
işçi
kadar
konuşurum ...
için mi gittin? Yani seyahat olsun, halalarım falan var, gel diyorlardı. Dolaş ı ı ı :ı.va gittim, gitmişken de bir lisan kapıyım dedim az da olsa ... faııj sırf bunun
I Wııdün sonra. 73
Döndüm ... Ilk eşimle tanıştım, 15 yaşındaydı. Menekşe'de yazlıkta. O'nu kaçırdım. Babası hapse attırdı beni, hapiste evlendik. Ilk cezaevine girişim öyle oldu. 98 gün yattım. Bayrampaşa Cezaevi'nde nikahımız kıyıldı, çıktım. Yaşı ufaktı, 15'ti çünkü. Ondan işte, oğlum Hakan doğdu, 81 yılının başında ayrıldık. Eee, nasıl aşk? Gençlik aşkı diyelim. Ondan sonra Filiz diye nin tek kızıyla, o da çok varlıklı bir kızdı ... Onunla nasıl tanıştın? Sheraton'da yaptığım bir gecede Sevenler Derneği'nin gecesinde tanıştık.
Bursalı
tanıştık.
bir aile-
Basketbol'u
Nasıl
oldu? gecede, Halis Kutmangil vardı, Bekir Kutmangil'in babası, ona davetiye satımştım . Akrabaları aynı zamanda. Abnan davetiyeleri Filiz'e veriyorlar. Filiz bir arkadaşıyla beraber oraya geliyor, biz de ordayız. Ondan sonra da eşimle ayrılıyoruz o dönemde, Filiz'i alıyorum. Filiz'le iki sene evliliğimiz sürüyor. Filiz'i boşuyorum, ondan sonra Canan'la evleniyorum. Işte
Filiz'den çocuk var mı?
Bir Filiz'den
çocuğum
yok.
Birinciden bir Hakan var.
Evet, Filiz'den yok. .. Canan 1a nasıl oldu?
Canan o zamanlar Hakan Peker'in dans
grubundaydı.
Nasıl tanıştın?
Işte,
onlar da Rejenuar'da (şimdiki Şaziye) program yapıyor lardı. .. Filiz'den yeni ayrılımştım. Işte, ben de Rejenuar'a gittim 74
bir gece, tanıştık. Çok büyük bir aşk başladı de iki mahkemeden sonra resmen ayrıldık. Hayır taruşma nasıl Tanışma
yani,
aramızda.
Filiz'den
oldu?
sakladı. ..
Sen? Kapıda
son model bir lacivert BMW vardı. Çıktım kapıda bekledim. O zaman Leyla Adalı da ardaydı. Dansçı kızların yaşı da 17-18, fıstık gibi kızlar. Kapıda bekledim. Hemen garsonu çağırdım, cebine indirdim parayı ... "Hakan Peker'in dans grubunda sarışın olan kız, dedim. Ona git şu kartımı ver." Zaten içerideyken çiçeğini miçeğini yollamıştım.
O biliyor muydu ne iş yaptığını? Daha bilmiyor. O gece orada onları seyretmişim. Ama her programa çıktıklarında bir çiçek yollamışım. "Size o çiçekleri yollayan arkadaş kapıda arabada bekliyor," diye haber yolladım. Güzel bir para indirdim elemana. Baktım bunlar Leyla'yla beraber çıktılar, arabaya geldiler. O gece başladı işte. Valetino'ya götürdüm, çorba-morba muhabbeti. Ondan sonra büyük bir aşk başladı. Sonra evlerine bı raktım onları. Ertesi gün buluştuk-muluştuk, aşk-meşk derken üçüncü eşim oldu. Derken ondan bir kızım oldu. Şu an 15 yaşında. Onunla da
aşk yaşadm
yani ...
Zaten aşk yaşamadan hiçbir kadınla evlenmedim. 84'ten 91 'e kadar evli kaldık. Yedi sene nikah, üç sene de öyle on yıl birlikteydik. Ondan bir kızım var işte Cansel. Hala görüşüyor musunuz? Yani, öz kardeş gibi diyalogumuz var, benim hayattaki en iyi dostum ... Ondan ayrıldıktan sonra zaten, sırf onu unutmak için falan , bunalımdayken ...
75
Ne
bunalımı?
İşte aşk-ayrılık bunalımındayken
Onu nerde
Zühre ile
tanıştık.
tamdın?
aile yemeğinde tanıdım. Yani inan ki Allah belamı versin, tanıdığım gün aşık oldum. O anda da evlenmek üzere olduğum banka müdürü bir kadın vardı yanımda. O kadınla da nişanlıyım, evleneceğim yani ... Zühre'nin güzelliğine bir tav oldum. Hayatta en beğendiğim kadın tipi; uzun boylu, sarışın, ela gözlü. Ondan sonra anamı belledi benim işte, bugünlere geldik. Yemin ediyorum. Bir
arkadaş yemeğinde,
tanımaz olaydım ...
Neden;
başka
biriyle giderken. .. Ama olur mu ?
Yaa ... Çok zengin banka müdürü bir kadınla evlenirken, bu iş leri bırakmak üzereyken ... Bırakır mıydın ?
Kesin bırakacaktım .. . Kadın bu karara vardırıyordu. Yeteri kadar maliyeti var, benim ne iş yaptığımı biliyor, bana deliler gibi aşık, evlenecektik, sadece kadının tek bir kusuru vardı, boyu kısaydı . Edi ile büdü gibi oluyorduk. 1.60 boyunda, 50 kilo ... İş te Zühre'yi gördüm, bir aşık oldum; 1 Ekim 1994'te tanıştık, 18 Ekim' de, 17 gün sonra evlendik . .Ötekim bıraktın.
Onu anında bıraktım. Büyük bir hayırsızlık örneği. Ondan sonra Zühre'yi aldım, ondan sonra ebemi gördüm kısacası. Yeryüzünün iyi insanlarından biri ama, Oğlak burcu, Yugoslav Arnavut'u, inat, gurur; sana anlatamam,.gaddarlığı Hitler'den kötü, inan buna bak. Peki ama
aşıksın ...
Oldum tabii, oldwn.
Olınamak
76
elde
değil.
Selçuk,
başka
bir şey konuşuyoruz. Tam yaşamı
başka
bir ye-
re dönüştürürken, tık diye biri geçiyor.
Hayattaki en büyük ızdırabım. Allah'ın bana vermiş olduğu en ceza Zühre'dir.
lıüyük
Şunun
için söyledim ...
İçimden
geldi ... Dur abi.
Hayır, yaşamım dönüştürmeye
Demezsem adiyim
karar
vermişsin ...
şimdi ...
(Selçuk Parsadan telefonu eline ahp Ziihre'yi arıyor.) Klrma
şimdi
Yok yok (Tuşlara
numarayı
çeviriyor.
lütfen beni yaa ...
kırmak değil.
basmaya devam em.yor.)
Kırmayaa ...
Yok bir şey demiyorum. Allahın bana vermiş olduğu en büyük <'('Za, Zühre'dir. Buna inan ... "Al," dedi "ebeni ... senin!" dedi. "Günkü üç karına çok yaptın ... " (Bekliyor, telefon elinde ve telesekretere not Şimdi
bırakıyor.)
bir yerde bir röportaj yapıyoruz. Şimdi ağzımdan sponı aııc bir olay çıktı. Kızmazsın inşallah; "Allah'ımın," dedim "bana v<'rmiş olduğu en büyük ceza Zühre'dir!" Ağzımdan çıktı ama köı ıı bir laf değil, kötüleyerek söylemedim, "Allah'ın bana vermiş o lduğu -her neyse senin yüzünden değil- en büyük ceza Zühre'ılir." Evet bunu duy, kapatıyorum . (Telefonu
kapatıyor.)
77
Şimdi
bak hayatı çok güzel yakaladık.
Yalla, yemin ediyorum .. . O kadar güzeldi ki ... Dönüşüne
bak ama; şimdi karar veriyorsun, yaşamı dönüştü Tam dönüştüreceğin zaman bir kadın çıkıyor ortaya ve aşık oluyorsun ...
receğim. . .
Ve bir anda oluyorsun. 44 yaşında bir herif yapıyor bunu yaa, olacak iş mi yani. Aynen harfi harfine. Şimdi
normal,
yaşı
yok.
Yok tabii.
Bu nereye getiıiyor seni biliyor musun ? Bugünkü olaylara doğru gelmeye başlıyorsun artık. Hayır, dönüşürken değil mi? Yahu, olacak hal değil ... Hayatta bir kadın bu kadar çabuk ve bu kadar büyük sevilmez ve bu kadın bu insanın sonu oluyor.
Sonu oluyor demeyelim islersen. Hapse giriyoruz, vuruluyoruz, ölümlerden dönüyoruz.
Bak Selçuk, öyle deme istersen. Şimdi burada düğüm noktası neresi biliyor musun? Bil· kadın sana diyor ki; Selçuk seni seviyorum, paramız var, pulumuz vaı~ dönüşelim, ben seni seviyorum diyor. Banka Müdürü'nden bahsediyorsun. Tabii,
dönüşüm noktası burası değil
Hem de
Selçuk Tabii.
mi senin?
nasıl!
bmık
bunu,
paramız
Hayatımızı yaşayalım
var, pulwnuz var, diyor, benden üç
işimiz yaş
var.. .
da büyük.
Tam dönüşürken, bir aşık oluyorsw1. Bak düğün1 noktalan. Ondan sonra da bW1iar oluyor, serüven giriyor... Anam ... 78
Zühre biliyor muydu senin bu hayatlJll? Aynen harfi harfine . Yok şeyi biliyor muydu, Her
şeyi ...
Ben bütün
yaptığın işi?
sevdiğim kadınlara,
her
şeyi
bir günde
;ııılatırım.
flk günü mü söyledm? Aynen ... Biyografimi aynen
anlattım .
Ne dedi? Önce inanmadı tabii. Sonra bir kaç defa yaşadı olayları yaıı ı ınclayken, çıldırdı. Bütün kadınlarım biliyordu. Anladım ...
Ben sana sakladın demiyorum. Ben senin saklamayalandan biliyorum. Birisi geliyor, hayatma giriyor, birlıkl e gidiyorsunuz yolu. Yolu beraber yürüyorsunuz ama değil ıııi, beraber değil miydmiz? \'ilrnğmı
Evet, evet.
Yiirürsün. Bak, yıl kaç, 94 müydü? 94. Tanışma, evlenme, çoı · ııA , birlikte hareket ve seni hiç yalnız bırakmayan aşık olduğun lıır kadm ... Aşk bu işte. Tabii Hak /ı: ı/ı .
canım.
işte
En iyi dost, en kötü
dedim ya sana; bir
aşk,
düşman
oldu bana ...
birlikte hareket, serüvene
Gönül ...
ı·:v e t...
/\ına
gönül bu işte ... Biz şeyi yazamıyoruz. Hayatın hani kadeı ı yok, hayata reçete yazamazsm, nasıl yazacaksm reçeteyi? NC'yse
boş
ver ...
79
Neyi boş vereceğiz Selçuk, hayat bu yaa ... Hayat da, yanlışlıklarla dolu ... Bir hayat bu kadar yanlışlıklar la dolu olamaz ya ... Ben ona yanlış diye bakmıyorum Selçuk! Sana katılmıyorum. neresinde bunun?
Yanlışlık
Bir insana tanıştığın gün, sırf güzelliğinden ötürü, tanımadı ğın bir insana evWik teklifi edilir mi, aklı başında bir insan yapar rru bunu? Aşk bu yani, sevgi değil ... Aşk
bu,
mantığın bittiği
yerde
başlar.
Deli insan efendi olur, efendi adam serseri olur. Mantığın bittiği
yer işte .. .
Tabii, tabii ...
80
İKİ BUÇUK YILLIK SERÜVEN
''Abiciğiın düşüniiyorwn, lstanbul'da şöyle bir
meyhane, yani 5-6 içeceğim.
Benim
masalık.
hayatımda
Kendi yerimde yiyip içki olacak mutlaka,
kendim hizmet yapacağm1. On beş yirmi dolarlık bir iş yapsan1 umudum var. 'Nerden yapacaksın'?' diye sorarsan cevap ver emem ... "
81
v
Peki Selçuk Parsadan Şehir dışındaydım.
olmanın
mç faydasım gördün mü? açtım,
SSK hastanesine Göztepe'ye geçirmiş anneciğimi babası, rahmetli dedem işçi emeklisi olduğu için kartı var. Neyse Istanbul'a vardık. Doğru Göztepe SSK'ya, anneciğimi Jördüm perişan bir durumda. Sağ bacak kalçadan itibaren dize kadar kemik kalmamış, darmadağın, kristal nasıl kırılır öyle, o şekilde. Sonra gittim. SSK ile ilgili bakanı aradım sağ olsun çok yardımcı oldu, hastanede anneciği min ameliyatı dört dörtlük yapıldı, platin taktılar, gariban bir hasta olsa bulunmazdı, ama Selçuk Parsadan olmanın bir şeyini gördüm orda çok enteresandı... Peki Bakan 1a mı
Yolda telefon
görüştün?
Önce Müsteşar'la görüştüm. lşin doğru olduğunu öğrenince başhekim "Talimatı veriyorum," dedi. "Annenizin ameliyatı en güzel şekilde yapılacak, hayati tehlikesi var," dedi. Kırıklarda bir olay varmış, kan pıhtılaşması beyne yürüyüp bir anda ani ölüme sebep olurmuş. "lki gün zarfında, iki üç günü atlattıktan sonra ameliyata alacaklar," dedi. Neyse cebimde para yok. Anneciğimi ameliyata alacaklar 8 ünite kan istiyorlar. Ünitesi 80 milyon lira, 640 milyon lazım, altımdaki Rent a Car'ın arabasını mı satayım? 83
Çevremde kimse yok o anda, Uğur Dündar'ı aradım. Çok enteresan şimdi bunu yaz Oktaycığım. Aradım, koruma polisi çıktı. Cebinden aradım, dedim ki "Böyle böyle kardeşim. Ben Parsadan." "Ha buyurun Selçuk Bey." "Uğur abiye hemen ulaşmam lazım," dedim. "Şu anda toplantıda," dedi. "Anneciğim çok önemli bir trafik kazası geçirdi. Kendisinin yardımlarına ihtiyacım var. Manevi yardımlarına ihtiyacım var." Anlıyor musun ... "Lütfen beni arasın." "Aaa tabii Selçuk Bey." Ne zaman aradı, hemen mi? Aman abiciğim! Dört ay, beş ay sonra aradı beni. Çok enteresan olaydır bu ... Enteresandır ... Neyse ailem ettim, kallem ettim. Bazı aile dostlarımıza yüzümüzü kızartacak ne şekil varsa onları gösterdim. Burada anneciğimin hayatı söz konusuydu. Sonunda sekiz ünite kanı buldum. Annemin ameliyatı başarılı geçti ve Allah razı olsun, yine üçüncü eşim Canan, bu vaziyette evine kabul etti. Bakılması gerekiyordu. Hayatının bundan sonrasını yatalak olarak geçirecekti. Anlatabiliyor muyum? Cebimde param yok, pulum yok, hallettim. Sonra Ankara'ya döndüm. Çok enteresandır. Bana arabayı veren çocukların parasını geç ödedim, belki d bu arada hakkımda çok şey düşündüler. Peki orada ne iş yaptın da ödedin? lnan o parayı hangi kanaldan bulup ödediğimi hatırlamıyo rı.ım . Ama eş dosttan parça parça aldım. Emine yardım etti, bir yerlerden ödendi. O parayı verdiğim zaman yeryüzünün en mutlu insanı ben oldum. Çünkü o adam, arabayı bana verip bir de üstüne para vermiş, ya anlıyor musun. Geciktiğim için kim bilir n . düşünmüştür. Ufak bir para 300-400 milyondu. Haklısın
bu kadar küçük bir şey için bütün geçmişin biterdi. Tabii, ben ona bu parayı öderken muhakkak benim hakkım da kötü şeyler düşündü.
84
Evet o da hakh, düşünse de sen ödeyince geri almıştır. Büyük paralardan sonra bu küçük paralar yüzünden acılar <;<'kilmesi çok kötü. Şey
var tabii, iyi gün dostların ortada yok. l liçbiri yok, hepsinin de dolaylı olarak haberi var. Kafadan anı ıı'nlİ öldü diye düşündüm. Rıdvan Bıyık'ı aradım, "Rıdvan ," dedim "~ ıı anda anneciğim çok kötü," dedim. Rıdvan, beni Afyon'dan tahlı.vı' olduğum gün gelip alan ekibin başı. "Annem herhalde öldü, lı;ıııa haber vermiyorlar. Sen gazeteci olarak bu haberi n'olur al, lı;ıııa ilet," dedim. Beş dakika sonra beni aradı, "Abi," dedi "annen lı;ıyatta, çok ağır, bir an önce gel." Sağ olsun ... Hiçbiri aramıyor c;ııııkü işleri bitti. Zamanında Çiller için bu adam kullanıldı. Artık ı ·s kinliş bir malzeme, paşa . O kadar basit, artık işleri bitti. Selçuk, hayatın gerçeği ile .'lı•ıı hir malzemesin.
karşı karşıya
gelince anhyorsun .
Kesinlikle ... Örtülü ödenek skandalı zamanında, beni iki üç ı\ıııulr Türkiye'nin, belki de dünyanın en çok tanınan Türk'ü ya11:111 medya, işim bittikten sonra beni paçavra gibi gördü ... Ya da o 1111;~jı yarattı benim üzerimde.
I'eki o zaman, sana iyi
yaklaşan insanlaım
samimiyetlerine
///,il il llJŞ mıydın?
nıııılarm
hepsi samimiyetsiz.
//;ı,vır başta inanmış mıydın?
l\ı' sinlikle inanmıştım,
cezaevinde. Ulucanlar Cezaevi'nde be111111 lıl'r zaman iki tane cep telefonum vardı. Haber müdürleriylı · ı·ıı az günde üç kere görüşüyordum . \';111i inanıyordun. 'l';ılıii
Emin
(Çölaşan)
abiyle de günde en az bir kere
' ı ın lııııı. 85
görüşü
Yani
inanıyordun.
Çok enteresan bir olay vardır. Bu da benim için bir anekdot. Cezaevinde Türkiye'nin bütün medya patronları, medya krallarıy la cezaevinde modern hücremde her gün görüşüyordum. Özellikle Ulucanlar Cezaevi'nde ilk üç-dört ay için bahsediyorum. Görüşüyorduk ... "Nasılsın, iyi misin Selçukçuğum?" İşte böyledir, şöy ledir, "Nasıl gidiyor hayat?" Benden alınması gereken tüyoları alı yorlar kapatıyorlar. Bir tek Bekir Coşkun Abi -sık sık konuşurduk onunla da- her telefonu kapatmadan "Selçukçuğum bir ihtiyacın var mı?" diye sorardı. Hürriyet gazetesinde biliyorsun üçüncü sayfa yazarıdır. Bekir Coşkun'la kapatırken böyleydi. Bunu daha önce birkaç tane televizyon programında da söyledim; bir tek Bekir Abi "Bir şeye ihtiyacın var mı, yapabileceğim bir şey var mı?" diye sorardı. Bunwı haricinde hepsi kakara kikiri yapardı. Aünak istedikleri doneleri alırlardı ve telefonu kapatırlardı. "Selçukçum bir ihtiyacın var mı? Cezaevinde rahat mısın, müdürle savcıya bir şey söyleyelim mi? Hadi öptüm yanaklarından ," der kapatırdı ... Yani kısacası eliyorsun ki; o zamanlar venmemem gereldnniş ... Gerekirmiş.
güvemmştim
ama gü-
Tabü, tabü.
Bilseydin o zaman belki farklı davramr mıydın?
Onlara güvenmezdim abi. Belki
başka şeyler
de söyleyebilirdin. ..
Yani ... Onlarla da kedi fare gibi oynardım. Onlara pek çok yalanlar söyleyerek, onları da dolandırabilirdim. Anlatabiliyor mu yum? lmajlarırn kesinlikle sarsardım. Yok böyledir yok şöyledir , bilmem nedir... Emin Abi benle ilgili yirmi beş-otuz tane köşe ya zısı yazdı. Her yazısında "Mert adamdır. Parsadan dolandırıcıdır ama mert adamdır, yalan söylemiyor ... " diyerek beni onurlandı r mış insandır. lş bitti yapı paydos oldu. Anlatabiliyor muyum? Çok büyük vefasızlıklara uğradım. Cczaevinden çıktıktan sonra sürü ıı 86
ılıığüme
en fazla bunlar şahittir ... Çok enteresandır. Emin Abi'ye nylc bir şey diyemiyorum, "Bana söz verdi de yapmadı," diyemiyorııın. İçlerinden birisi var ki, en aşağı sekiz-on kere "Selçukçuğum ııwrak etme iki ay sonra işe başlıyorsun," diyordu. Yok Dinç Bilgin lıapisten çıksın , yok Aydın Doğan'ı ikna etmek üzereyim ... "Sen en kml l.alk-show'u yapacaksın. Çünkü bu yeteneğin var, çünkü onl : ınlan daha fırlamasın, daha zekisin," diye beni oyaladı ...
Bu durum seni bugün rahatsız ediyor değil mi? /\normal rahatsız ediyor. Bana hayali umutlar verdiler. Çok kııt.ii bir şeydi, beni çok sarstı. "Büyük bir beklenti içine girdim, kı·ııdi kendimi motive ettim," dedim. "Selçuk biraz daha dayan," ılı•di . !nandım. Çünkü karşında sana söz veren insan ... Herkesçe ıılol olmuş bir insan, dürüst tarunan bir insan. Bu adam herhalclı· lıu sözleri yemez diye düşünüyordum. Senin için bir iyilik yapar diye düşünüyordım. Kesinlikle. Bana bir iş verdireceğini, meşru yoldan benim ark;ııııda olacağını samyordw11. Çünkü şöyle diyordu; "Sana geleı · ı ·k her türlü saldırıya karşı koyabilirim ben," diyordu. "Aç bir ılııl;ındırıcıya iş verin derim. Dolandırıcıya iş vermeyelim de tekı: ır sizleri mi dolandırsın derim," diyordu. "Gerekirse karşısına ı, ıkarım," diyordu. Bu çok doğru bir mantıktı. "Tabii ki onların ı. ; ır~ısına çıkarım. Tmkan verin ki bundan sonra meşru yaşasın, ılı ırıi st yaşasın. Sizlerin en azından canlarını yakmasın, başka bir lıııkiimetin düşmesine vesile olmasın derim," diye konuşuyordu. l •'; ıkat çok büyük hata yaptı. İnan kendisini çok seviyordum, çok .oı.\ gı el uyuyordum. Şu anda benim için çok önemsiz biri. Uir şey ifade etmiyor mu? l ·~ve t ...
' lı ı ı ı .
Çünkü ben ona özellikle "Abi bir 13ütün vaatler öncelikler ondan geldi.
\ ! ıni bu vaatlerin
altında
iş
bul bana," deme-
amaç senden doneler almak mı? 87
Senden malzemeyi almak... Gizli kalmış bazı şeyler varsa almak. Örneğin Tansu Çiller olayında bana ilk gaz veren ünlü müteahhit arkadaşımdı. Ben 5 Aralık 200 1'de basın toplantısı yaptım. Çiller olayında medyaya açık lamamdaki bana en fazla gaz veren insanın, bu arkadaşım o lduğunu açıklayınca camia karıştı. onları
Yani seni kullanarak arkadaşını sallamak mı istiyor?
Tabii ki. Arkadaşım benim. 90-91 senelerinde kaçaktım. O zaman daha önemsiz bir olaydan dolayı aranıyorum. Arıkara'ya yerleşmiştim. İstanbul 'dan kaçmak durumw1da kalmıştım ... Neyse, gece aleminde bu adamla tanıştım. Bu adam benim gibi kurnaz biri. Çevresi geniş bir adam olduğumu anladıktan sonra, beni ken-
.1
>---1 c 1
/
[_
r ~c· .. _') - I
1:-) ,,
l
1 ,
}
2(, E
t ./'' .~7 "
(r · / _{ 1
r 1
Parsadan'ın
el yazısı.
88
"
)
»
1 ı .·
kullanmaya başladı. Mesela adama bugünün parasıy la en az 3 milyon dolarlık naylon fatura verdim. Tabü ... Bunu açık ladım. Basın toplantısında, ihbar ettim savcılara, maliyeye ... Ih bar <'l tim. Kimseye bir şey olmadı. .. Bıraktılar, işin peşine düşmedi ic'r. Türkiye'yi yeniden, karmakarışık bir hale getirecek bir olaydı lıu. O kadar güzel, o kadar sessiz örtbas edildi ki, anlatamam. Bu cla sadece Türkiye'de olabilir. Benim hapis cezası alıp da, Tansu <,:iller'in tekrar politika yapması kadar ilginç bir olaydı ... <li
işlerinde
Pekİ
Selçuk "Beni gaza getİımesİ," dedin, nedİr bu ''gaz"?
Bu adam benim arkadaşımdı. Ben başbakan Tansu Çiller'i dosonra, buna söyledim, gırgır şamata yaptık. Dedim "Tansu'yu dolandırdım." "N'aptın?" dedi. "Beş buçuk milyar lira da ondan aldım," dedim. Hadi kakara kikiri kapattım. lki veya üç giin sonra beni aradı. "Selçuk manyağı," dedi "biz bu olayı niye atlıyoruz," dedi "bu çok önemli bir olay. Gel bunu siyasi tabloda kullnnalım . Ben bunu geçen gün Mesut Bey'e söyledim," dedi. "Hem .w rlere yattı , hem de Parsadan bunu açıklar mı diye sordu bana. l lc 'ıı ele çok iyi arkadaşımdır, onu ben ikna edersem, açıklar abi dc-dim," dedi. Bana söyledi, dedi ki; "Seni ben Cem Uzan'la tamş ı ırncağım. 1 milyon dolar sana para alacağım." (24 Aralık 1995) "Star televizyonuna çıkacaksın seçim yasakları başlamadan altı yı 'd i saat önce. Çıkacaksın bunları anlatacaksın ve Star seni poli:, ı ' teslim edecek." Anormal bir gazetecilik olayı yapacaklar, 1 milvoıı dolar da alacağım. Gireceksin 3,5 ay da yatacaksın, çıkacak • ,ııı. lfem halkın kahramarn olacaksın hem Türkiye'yi kurtaracak:. ııı... Hem de sen para kazanacaksın. Bu kadar. landırdıktan
FJC'e, sen gaza
mı
geldin?
Evet gün geldi tam ben para alacağım, canlı yayına çıkaca1 ~1111 , bir anda dedi ki, bir adam var, o zamanki Genel Yayın Yöııd ı ııcni, Star Haber'in, üst düzeydeki adamlarından biri; "Se 1ı · ı ık , " dedi "kusura bakma ortada fazla belge bilgi yok, ancak · .: ıııa 200 bin dolar para verebiliyoruz," dedi. Ben de televizyona 89
çıkmak
üzereyim, yani canlı yayına girmek üzereyim.
Gireceğim,
parayı alacağım, çoluğuma çocuğuma parayı kaçıracağım.
Hesabıru kitabımı da yapmışım sonra teslim olacağım. Iki yüz bin doları görünce ben makyaj odasından kaçtım.
Gerisini sonra ahrdm. Bir milyon dolara sattım şimdi kendimi ... Nasıl güvenebilirim, ben kendim dolandırıcıyım, bana 200 bin dolar verecekler. 800 bin doları nasıl alacağım ... Senet yok, sepet yok. 200 bini almadın mı? 200 bin kurduğum hayallerimin hiçbirini gerçekleştirmiyor du. O zamanlar Selçuk Parsadan için önemli bir para değildi ki, ş u anda 100 milyon bile bir şey. Ne yaptın peki? Çıktım gittim ... Kaçmaya başladım. Star televizyonunun içinden biri vasıtasıyla . Adam daha Tansu Çiller'i dolandırdığınu bilmiyor. Neyse, 5 aylık bir kaçış sonrası bildiğiniz gibi Altınoluk'ta eski eşim Zühre ile beraber kıskıvrak yakalandık. Demek Selçuk, diyorsun ki sen, bazı böyle para babalan bizi medya adanılan kullandı ... Neyse, şimdi sen kendini paçavra gibi mi hissediyorsun? kullandı,
·Kesinlikle. yani. Artı, altında,
Kullanılmış, atılmış
bir
kağıt
yapmak istediğin meşru işlerin ne olabilir?
mendil gibi bir
engellenmiş.
şey
Peki bunun
Bir de altında çok önemli insanların karıştığı bazı olaylar ela ortada. Benim cezaevinrle biliyorsun Mustafa Duyar'la beraber vurulrnanuz, onun ölmesi, tesadüfen benim sağ kalınanı?
Evet,
televizyoncuların ilgisiııi
90
çekti. O olay nasıl oldu Selçuk'?
ı Eğıtundc Millıyc,t
••
farh
I BSSı _
TAM 160 SAYFA
---
1
~ M.H!!Y~! ı•~~,~~~~ğ~'
J
SUSTURDULAR Sabancı suikastı sanığı
Duyar öldürüldü. Susuriuk sahnede Kilit silö:ı Mercedes'te bulundu
... ·1-E.-:--~:: __ .___ .................... .-. ·~ -·
_-.. __
_....,..,.,._, ........,_..,. ... ............ _ (
""
.ı:-
Tetikcıler 15 gün ilnce geldı
·--·--,
1
Oökuluyoruz!
Beni bir televizyondan muhabir bayan aradı "Selçuk Bey," dedi "görüşebilir miyiz?" "Gel kardeşim," dedim. Ankara'daydım o arada. "Pazar günü lstanbul'da olacağım." Annemin oturduğu bölgedeki evin adresini verdim. Kızcağız geldi. "Selçuk Bey, biz 9 Ocak günü, Sabancı Cinayeti'nin belgeselini yapacağız . Mustafa Duyar'la, son zamanlarını paylaşmış tek insansınız," dedi. "Peki, siz bu belgeseli yapmaya nasıl karar verdiniz," dedim. "Vallahi yönetimle konuştum. Okey aldım," dedi. "Senin üst yönetiminde ... Bu olay patronun kulağına gittiği anda yarım saat içinde görevd n alınırsınız ... Başka bir medya grubunda da iş bulamazsın," dedim. "Aaa niye?" dedi. "Niyesi var mı? Mustafa Duyar'ın öldürülme olayı dümdüz değil," dedim. Tabü onlar da bu belgeselde dediğim gibi anlatmayacaklardı. Doğru
olabilir.
Her neyse. Bu olay gündeme gelirse ... Bunun ucu nereye dokunur bilmiyorum ama tahmin edebilirim. Senin ne suçun
vardı
ki,
yatıyordun!
beni? Neticede bir dolandırıcısın, c zam yatıyorsun ... Hücrede Mustafa Duyar'la birlikte olmayı ben is temedim ... Ben de öyle bir şey istemedim ... Ve dünyanın hiçb ir ülkesinde, bir siyasi mahkumla, hele ünlü bir siyasi mahkum l ; ı adli bir mahkum aynı hücrede olmaz ... Yani bir dolandırıcı ile bir siyasinin beraber yattığı ancak bir filmde olabilir.· Bunu da ki nı se gündeme getirmedi. Vurmaları mı lazımdı
Haklısın,
bir dolandırıcı ile bir terörist ancak fihrıde olur.
Yani zaten, böyle bir şey hukuken yasak. Böyle bir şey büti ıı ı dünya için geçerli. Bu siyasi mahkumla adli mahkumların blo k lan bile ayı·ıdır. Siyasi mahkumlar kendilerinin halk kahramrn ıı gibi görür, adli mahkumlarda adli mahkumdur. Evet. 92
Bizi bir araya getirdiler. Yatırdılar. Bunun müsebbibi ben c !eğilim. Bunun amacı da, beni Mustafa Duyar'a karşı, Mustafa Duyar'ı bana karşı kullanmaktı. Bazı istihbarat organlarının bilgi almasıydı. Bunları ben çıktıktan sonra zaten pek çok gazetede açıkladım. Gizli kapaklı bir şey kalmasın diye. Evet.
Bu işleri, bittikten sonra da başka para babalarını da açıkla ıııak ... Çünkü ortada büyük para döndü, 8- 1Omilyon dolar da para döndü. Nasıl?
Bizim
vurulmamızla
ilgili.
Peki abi Mustafa Duyar'ın vurulmasll11 az da olsa mantık kalıııl ediyor ama sen neticede bir dolandmcısm ... Ne eliyorsun?
Ama ben Türkiye'de 93-96 yılları arasında başbakanlık yapıııış birini dolandırdım ve o kadının ortak olduğu hükümetin yı kılınasına neden oldwn. O zaman senin vurulman yine derin meseleleri gündeme get ı r~ vor!
Kesinlikle tabii ki, derin ... Yani
kısaca şunu
söylemeye
çalışıyorsun anladığım
kadany-
l:ı .. . "ikimizi bir anda kaldırmak istediler," mi eliyorsun? ı•:vet
ikimizi bir kalemde, çünkü ikimizin temizlenmesinin olan bir kitle vardı.
l:ıyc!alı olacağı görüşünde
l~vet.
Krsinlikle, ben bu işin arkasında bir kaç tane para babasının kanaat getiriyorwn. Hükümet mafyaya para ııTıp vurdurtmaz.
'ılclıığuna şuradan
93
Ama para
babasımn
bundan
çıkan
ne?
Bak, şimdi bizi vuranlardan, benim kafama kurşun sıkan örneğin, Sami diye bir çocuk Mustafa'yı öldüren Ahmet... Sekiz kişilik çetenin iki elemanı biri beni vuruyor, diğeri Mustafa'yı vuruyor. Sami'nin dayısının banka hesabında Sinop'ta 500 bin dolar çıkıyor.
lş adamlarımn ne menfaati olabilir sizin ölümünüzden?
Benim
kastettiğim
hepsi
değil yalnızca bazıları.
Senin anlattıklarına istinaden söylüyorwn. Sen Mustafa Duyar'daki gizli kalmış şeyleri istihbarat birimlerine mi aktardm?
Zaten fazla yoktu. Laf ararruzda zaten fazla bir şey yoktu. Zaten Mustafa itirafçı olduğu için her şeyi anlatmış. Bazı teferruatlar vardı. TefeJTuatlan da senden aldılar. Öyle mi?
Evet benden aldılar ama o teferruatlar çok can alıcı şeyler Yoksa ben burada anlatır, oynayabilirim ... Ama teferruatlar vardı. Hele benim hakkımda Mustafa'nm söyleyeceği hiçbir şey yoktu. Zaten her şeyi ben açıklamıştım. Mustafa'ya da çocukluk anılarımı anlattım sadece. değildi.
Galiba, seni hükümeti yık.mandan, onu da den ötürü vurdular?
Ama bwı.ların arkasında para babaları layamaz çünkü para çıkıyor arkadan. Para
çıkabilir,
Sabancı
cinayetin-
olduğu gerçeğini,
sak-
mutlaka ama ...
O çetenin zengin olması, örneğin diyeceksin ki, onlar daha büyük eylemler yaptılar. Büyük horozlar topladılar, tamam ... Burada senin vurdurulman enteresan zaten.
Beni vurmaları kamuflaj, sadece Mustafa Duyar'ı vurmadık bak Parsadan'ı da vurduk yani bu cezaevindeki pasif bir isyan. 94
Yani
olayı
cezaevi isyanma soktular
değil
mi?
Tabii, çete isyanı, tabii ki kamufle etmek için araya soktul;ır 1>('JÜ. Daha medyatik olsun diye. Mustafa Duyar da önemli bir in sandı ama bir Selçuk Parsadan ölseydi, ufak bir haber olabi lirdi . (,:ok büyümezdi. Ama ikimizin vurulması olayı büyüttü. Gündemi değiştirdiler. Evet gündem değişti ama zamanlamaya bak. Tesadüf <lcf(ıl lıuıılar. 24 saat gündemde kaldı, 24 saat sonra günlük l>ir g;ız,• /ı•de, 4,5 sat1rlık haber olarak geçti.
Madem içeri atılmışsın, hücredesin korunman gerekiyo r aı11<1 ucuz isyan ayağına getirilerek yok edilmek isteniyorsun \vukatlarımdan biri Levent Yurdakul, "Ben dava açacağ ını ," l"i lan dedi ama yapmadı.
ı;ok
Hayatın gitmiş, işsiz
güçsüz
bırakılıyorsun ...
Doğru
ama bunları kim düşünecek zaten beni bazı giic; lc' r ıH ' dl·n öldürmüyorlar, zaten ölü hayatı yaşıyorum. Böyle yaşas ııı IH'r gi ııı ölsün diyorlar. Ölüm benim inancıma göre bir kurtuluş zat.ı•ıı Selçuk
şu
anda ekonomik durumunun
kötülüğü ortm/;ı , l ııı
r lıırumu nasıl yırtacaksın ?
Valla Oktaycığım, bilemiyorum, "Bir insan kalkıp ela Sc' l c;ı ık gı'I benim bir barım var burda barmenlik yap, sana gii nıl c' f"ıll ıııilyon veririm," dese, seve seve onu da yapacak duruınclayıııı. 1~;ı na öyle bir teklif gelmiyor. Zaten insanlar korkuyor, ha lk lı;ı ı ı;ı sempati duyuyor... Bana sempati duyan halk zate n s( iriiıııı rnr, adamın kendine hayı·ı yok ki bana olsun. Zenginler lıc'ıı<iı'ıı ııd"ret ediyor çünkü hepsini tokatlamışım ... Gazetelerde' 11) g ıııı ılızi olmuş, yani bana kim iş verecek? Bana sokaktaki g;ı ril>; ıı ı ıııı iş verecek? Adamın kendi işi yok ki, biraz işi olan ela ko rkıı d:ııı vermiyor. Zenginler de var bana sempati duyan ama korkıı yor, korkma hakkını kullanıyor. 95
Hakh şimdi bu adamı işe alacağını, ağrımayan başlfl11 niye ağ diyordur.
rıtayım
Tabii, tabii yoksa beni yalnız garibanlar sevmiyor ki, zenginler de var ama adam korkuyor. Haklı, parası olan adamın kaybedecek çok şeyi vardır, sitem etmiyorum. Senin de ona
hakkın
yok.
Ama direneceğim ... Bir güç, bir adamın gırtlağına kadar gelir mi? Bu herifin arkasında 15 sene infaz var, tekrar bunu zorda bı rakırız da, eski işlerine döndürürüz diye bekliyorlarsa daha çok beklerler. Yani bu adamı atalım içeriye, soyutlayalım. İçeride ölsün, yani alacağım bir senelik ceza, 15 sene de infaz, 16 sene eder, yaşım 52, 67 yaşında çıkmam gerekir ki öldüm demektir, dayanamam. yandın
Zaten
demektir.
Sürünmeyi cezaevinde yatmaya tercih ediyorum, bunda
ıs
rarcı olacağım.
Tabii
canım aptallık yapacak
halin yok.
Bazı
insanlar çıkıyor, abi ya diyor "Sen Amerika'da, İngilte re'de, Almanya'da olsaydın, villalarda, yatlarda otururdun, film ler yapılırdı , diziler yapılırdı üzerine ... Anlıyor musun? • Kimle konuşsam insanlarda şöyle bir inıaj var, bana soruyor lar, bu adamın mutlaka parası vardır diyorlar? Nasıl vardır
Hayır
ya bu adam aç geziyor.
bunu ben biliyorum yakından.
Demek ki ben yetmiş yaşına kadar o kadar iradeli bir herif ıni yim yani?
Dur gül dürme beni.
50
yaşından
yetmiş
yaşına
96
kadar
sürüneceğim
sonnı
yc>tmişimden
sonra bak
Oktaycığım
gör ne hayat
yaşayacağım ...
Affedersin. Tamam da, bunu ben biliyorum.
Evet. Yahu yanımda seni tanıyan bir ild kişi daha biliyorum, genelıl<' imaj şu, bu adam memleketi dolandırmış. Bunun mutlaka kenarında bir para vardır diye düşünüyor.
Benim
kenarımda değil,
kumarhaneliklerin
kenarında
paralar
var!
Tamam da insanlardaki imaj bu, gazetelerdeki listelerde do/; ıı ı<lırdığm iş adamlarmm isimleri ve paralar yayınlandı. Sebep o .ır;ı/iba.
Onlar inanmamak hakkını kullanıyor ben de sürünmek hakk:ı1111 kullanıyorum.
/)ur
oğlum
güldürme beni. Yani ilginç bir şey var ortada.
Vallahi gerçekten iki buçuk senedir ... İnsanlar beni, oradan lıııradan, TV programlarından, medyadan takip etti. Biraz oku-
vcırlarsa, benim
oynadığımı düşünüyorlarsa, sadece onlara saf Bir insan iki buçuk sene benim gibi renkli hayat yaşamış lıır insanın sürüngenleri oynaması normal mi? O kadar başarılı ı lsl'ar sanatçısı değilim ki ben, o kadar iradeli adam olsam, kudc•riın.
ı ı ı: ı rda
kaybetmezdim o
N<~yse bunları
Yok,
keşke
da
trilyonları.
açıklamış
olsa ... Ben
olduk inanmayanlara.
parayı
her zaman çok güzel, bayatlat-
ııı : ıdan, 111111.
son kullanma tarihi geçmeden harcamayı seven bir insaOyle bir şeyi, beni bir parça olsun tanıyanların benim para-
lı ııııajıın olduğunu düşündüklerini sanıyorum.
/ f;ıııi derler ya param olsun, fakirlere 97
dağıtırım,
bir para
geçse
şöyle yaparım
böyle yaparım
dİyenlere
mamr ımsm ?
Ben bu laflara inanırım. Kendim de inanırım. Şöyle bak, ben özellikle son eşimle evliyken, biz ne yapardık biliyor musun? Hem işten hem kumardan aldığım, nadir dönemler olurdu. Sabah kalkardık bir markete giderdik, iki arabanın bagajını erzaklarla doldururduk. Zarflara da en az 100 dolar para koyardık ... Zühre giderdi, Alibeyköy'ün, Yeşilpınar'ın tepelerinde, Gazi mahallesindeki gecekondulara dağıtırdı. Günah
JTU çıkartıyordunuz?
Yani ... Belki bu günah çıkarma değildi. Benim günahım olduÇünkü ben günaha inanmıyorum.
ğuna inanmıyorum.
Bu
ihtİyaç
nereden
doğdu
peki?
Bu ihtiyaç benimdi. Gönlümün çok yumuşak olması, duygusal olmam ... Zühre'yle de aynı kafa yapısındaydık .. . Giderdik be rı utanırdım. Zühre inerdi arabadan ... O dünyalar güzeli hoş kadın , giderdi gecekondunun kapısını çalardı. Bir kadın kapıyı açardı iki poşeti, zarfı verirdi geriye dönerdi. Yardım budur aslında. Kimin yardım yaptığı bilinmeyecek aslında. Yok benim arkamdan bir hayır duası okusunmuş. O okusa ne olacak, garibimin hayır dua sı kabul olsa kendisi sürünmeyecek. Onun duası bana hayır ola caksa ben de onun gibi sürünürüm sonra. Bırak dua etmesin. Yam
şmıcli
edebilirl er mi
Yani istiyorlarsa
şimdi
dİyorsun?
etsinler.
Nİye?
O kapılar çalındığında, onları götüren adam çok kötü sürün i'ı yor. Onlardan kötüyüm. Onların başını sokacak, bir gecekond u lan var benim o da yok. Otel otel geziyorum. Seyyarını ... En ucuzunda gezİyorsun
Yani beş
yıldız değil
de
otellerİn ...
beş
milyonluk otellerde geziyorum. 98
"Dua edeceklerse etsinler de sürümnekten yorsun ... Bu saatten sonra
dualarını
kurtulalım,"
eli
kabul ediyorum, yani.
Selçuk bakarsm sana bir af çıkar. Bu hükümet anormal demokrat aslında. Bana af çıkarması onların işine yarar; hepsi yargılanıyor. Onun için bir af bekliyorıım zaten ... Abiciğim düşünüyorum, Istanbul'da şöyle bir lll<'yhane, yani 5-6 masalık. Kendi yerimde yiyip içeceğim. Beı ı iın hayatımda içki olacak mutlaka, kendim hizmet yapacağım. <lıı beş yirmi dolarlık bir iş yapsam umudum var. "Nerden yapa<·aks ın ," diye sorarsan cevap veremem ... Senin hayallerin boldur... Boldu bu yaşıma kadar. Belki de seni hayallerin ayakta tutuyor? Pek tabü ama 44 yaşıma kadar kurduğum her hayali gerçeklı ·şLirdim. Cezaevinde kurduğum hayallerin hiçbiri gerçekleşme di. Mesleğini dünyada en iyi yapan insandlm, şimdi o mesleğimi l('ra edemediğim için, ikinci bir iş olanağım olmadığı için ...
99
Tabii
mesleğin dolandırmak.
Mesleğim
yok,
keşke tornacı olsaydım.
Peki şimdi dört çocuğw1 var. Onlara nasıl yardım ediyorsun. Kendine faydan yok, onlara ne faydan olabilir?
Evet. Anacığım var 80 yaşında sakat kaldı. Az az yürüyor garibim. Bir oğlum var 25 yaşında. Işte onlara ben bakmak durumundayım. Şu anda kızlarım annelerinin yanında. Bazen baz1
arkadaşlarının yanında takılworsun değil
mi?
Evet yardımcı olduğum arkadaşlarım var. Buralar kumarhane oluyor, bar oluyor... Gidiyorum görüntü oluyor, ne yapayım, ufak tefek pay alıyorum. Anladım. ..
Ankara'da zaten bütün Emniyet Teşkilatı yaptığım işi biliyor. Ankara'daki bana "Bir dernek lokali kur, bu saatten sonra namusunla yapabileceğin en uygun iş bu" diyorlar. "Müşteri tutarsın" diyen çok. Hümanist polis arkadaşlar var; "Yeter ki sen eski işle ri yapma. Karşımıza suçlu olarak gelme," diyenler var.
!ki küçük kızın biraz rahatsızdı bildiğim kadar.
Nasıllar şimdi ?
Terleme hastalıkları vardı. Zaten fazla göremiyorum onları. Çünkü anneleri bana onlardan uzak olduğum sürece, daha hu4urlu olduklarını söyledi. Beni inandırdı. Ben de bu konuda her fedakarlığı yapıyorum. Onlar büyüdükleri zaman benim ömrüm de vefa ederse, babalarının çok boktan adam olmadığına da inanırlarsa zaten gelir beni ararlar. Şu anda beni nasıl biliyorlar, bilmiyorum. Ama içirndeler. Mantığın
bu ...
Anladım.
Sağlığım
iyi şükür, tek eksiğim para.
Tersoluk. 100
Benim 20 bin dolarım başkasının 100 bin dolarını döver. Yani bu parayı ele geçirdikten sonra Beyoğlu'nda bir yer yaparım. Zaten sen de, ben de bu Beyoğlu'nda öleceğiz. lıen
Niye, bize başka yer yasak mı? Öyle, bizim başka yer şansımız yok. Küçük bir mekan kurarsam çocuğumun çoluğumun nafakasını çıkartırım, namerde ıııuhtaç olmadan, rezil olmadan ... Hayatı götürürüm. Evet. 60
yaşına
kadar götüremezsek huzurevleri bizim zaten.
Selçuk şu anda biz senin dışarıdaki iki buçuk yı1hk serüveni11i konuşuyoruz. Bir sürü istasyona uğraciJk, dolaştık durduk, geçmiş olayların faturasını ödüyorsun, belki haklı belki haksız :ınıa çok ağır olduğww görüyorum. Bu iki buçuk seneyi tam ko11ıışabildik mi? Şimdi
ben iki buçuk senenin tamanunı eski yaşantımın tam l<'rsi geçirdim. Tamamen parasız geçirdim. Şimdi bak düşünebi li yor musun? Geçmişte yaptıklarım hataysa zaten bana dolandı rıcılıktan ceza verdiler. Yaptım, ister Ahmet'i ister Mehmet'i ister Lrilyarderi, ister başbakanı, ister garibanı dolandır. Kanun önün<I<' cşitsin biliyorsun. Sen çok zengin adamı dolandırdın, kardeş i ın sana az ceza veriyorum diyen hakim yok. Bunların bedelini, y;ıni faturayı o kadar ağır ödedim ki, hem cezaevinde yattım, lıc'ın hücrede yattım tek başına. Beş ayı Mustafa Duyar'la olmak ı ı zne, dört yıl yedi ayı tek başıma yattım. Çıktığımda beş para:;ızdun. İki buçuk senedir sürünüyorum. Bunun karşılığında Türkiye'yi soyarılar ... En fazla bir buçuk sene yattı. Çıkınca katrilyo ıılarına kavuştular, şu anda helikopterleri, yalıları, yatları, katları, hepsi duruyor.
l lalkm parası. Tabü ki ... Yani bunu iddia ediyorum; 101
yaptığı
suçun bedelini
benim kadar Şöyle
ağır
ödeyen bir tek
kişi
var
nudır?
Siyasiler hariç.
bir soru sorsam?
Tabii ki sor.
Çiller'i dolandırdın. .. Bugün bunları yaşayacağını, bedelinin bu kadar ağir olacağını tahmin etseydin ne yapardın? Önlerinden geçmezdim. Ayrıca
da sen bana
fi de geldi. Bunu
söylemiştin:
yapmadığllTU
"Bana içerdeyken para teklisöyleyeyim diye." Niye kabul et-
medin? Evet avukatım vasıtasıyla 100 bin dolar teklif edildi. recektim. Şimdi
Yazılı
ve-
bu durumu yaşayınca bugün olsa yapmadım der miydin?
anki kafamla, kabul ederdim. Ben o Yargıtay aşamasındayclım, 97 sonlarıydı 98 Ocağında onaylandı. Yargıtay onaylaması aşamasında, 5-6 gün evvel benden istedikleri mektubu yazarclım ve "Türk halkının önünde Tansu Çiller'den özür diliyorum. Ben bu kadını dolandırmadım. Bu bir iki politikacı, bir iki gazeteci ile beraber bir komplomuz," diye yazardım. Dava da zaten bozulacaktı, dışarıya çıkacaktım . Çoluğumu çocuğumu kurtarırdım. bugün çektiklerimi çekmezdim. Bütün samimiyetimle söylüyorum. Arkamda olduğunu hissettiğim Türk medyasının işleri bittikten sonra tanımaz olduklarını bilseydim, kabul ederdim ... Şu anda beyefendi gibi yaşıyor olurdum. Kesinlikle ...
Şu
Gelen teklifin Çiller'den
olduğu
kesin miydi?
Kesin kesin ...
Peki oğlum hangi hJTstı bunu yaptıran? Biraz O zamanki
hırs, medyanın verdiği hırs,
maydı.
102
tantanalıydı.
tahrik, hem de patla-
Sem kışkırtanlar vardı galiba, gaza getirenler vardı? Vardı tabii, gaza getirenler medya diyor ki, "Selçuk c_·ıktığın hafta bizdesin".
yırttın,
Ne? Öbürüsü diyor ki; "Allah Selçuk bizdesin. Kimseye söz verme ... Sana ayda 15 bin dolar." da bir gaz var eli' mi? Allahı var.
Ayrıca
Gazın
Sen o arada
boşlukta
uçuyorsun tabii?
Hayal aleminde gezdirdi beni medya... Bir telefon açtırıyo rum, ertesi sabah Adalet Bakanlığı'ndan izin alıyorlar, Afyon Cezaevi'ne geliyorlar, program yapıyoruz. Böyle bir güce sahipsin.
Sana düşünme payı bırakılmadı mı? Abi bıralalmadı değil. Onlar da oyunu güzel oynadılar. Bak ne eliyorum sana... Bir telefon açıyorum, ben açrruyorum gardiyana açLırıyorum, para veriyorum, açtırıyorum. "Yarın Afyon Cezaevi'ne gel," diyorum. Telefon saat üçte açılıyor değil mi, ertesi gün saat üçte atlayıp geliyorlar cezaevine. Program yapıyoruz. Böyle bir şey var rru? Bu güce sahipsin. Çıkınca da sürüneceğini düşünmüyorsun. Yani hükümete karşı "Biraz gaz var," diyorum. Onların tepkisinde; ben, en büyük alet oldum. Çünkü sen o dolandırcıl.ık olayım yaparak, örtülü çarparak bunlarm eline koz verdin.
ödeneği
Tabii ki, tabii ki.
Sana
düşünme payı
vermediler diyorum.
Gayet tabii ki. Zaten ben akıllı bir insanım , zeki bir insanım. Arkamdaki medya kuvvetini gördükten sonra, Türkiye'nin en 103
büyük medya devleti arkamda, HüJTjyet gazetesi tutuyor, anılarını alıyor, 15 gün tam sayfa yayınlıyor ... söylemeye çalışıyorum, diyorum ki; bu kadar gaz Efraz yalmz kalabilseydin. Bu medya gazı olmasaydı, bu ünlü gazeteciler, danışıklı dövüş gföj üzeri.ne düşmeselerdj, farklı düşünebilirdin, gföj geliyor bana. Ben
şunu
olmasaydı.
Daha sağlık düşünebilirdim ... Kendimi o kadar güçlü hissettim ki ... Cezaevinde telefonlarım var, haberleri izliyonnn, bütün haberlerde ben varım. Senin için açık oturwn yapılıyor, bir yerde, açıyorum pat; katılıyorsun. Sen de biraz egonu tatmi.n edjyorsun galiba.
Tabii, tabii,
açıyorum
pat diye ordaynn, ediyorsun tabii.
Kendi.nj bir şey zannediyorsun o anda.
Ediyorsun tabii, ondan sonra Türkiye'de bir anda hükümeti yıkacak kadar şöhret olınuşsun. Düşünemiyorsun. Tabn sana çok iyi davranılır, bu kadar gaz verilirse düşüne mezsi.n tabn. "Sana düşünme payı vermediler, "diyorum anla.sana.
Vermediler tabii. Bunu yaptığın hareketlerle de zaten bunun meyvelerini alıyorsun. Bir açık oturum oluyor mesela, seni assolist olarak alıyorlar, küt diye ... Bu gücün
sahteliği.nj
gördün.
Ama sonra gördüm. Yahu
ayı11 şeyi
söylüyoruz. Tabn kj sonra gördün.
Demek ki, beni kullananlar, benden daha büyük dolandırıcıy diyorum.
mış
Tabn.
Belki, belki beni
kandırabildiler.
104
Sorun
işte
orada.
Hissettirdiler her hareketleriyle hissettirdiler. Açıyorum telefonu, var mı böyle şey abi? Televizyona, Hulki Cevizoğlu'nun Hayri Kozakçıoğlu'yla yaptığı Ceviz Kabuğu programına küt diye katılıyorsun. 22
Sana karşı öyle bir hücuma geçilırıiş ki; izlediğim kadarıyla senin üzerinde öyle bir ısrar var ki, sen nefes alacak durumda değildin. Senin ayakların yere basmıyor, mantığın yok olmuş o sırada.
Yok tabü, yok tabü. O anda bir hayal aleminde yaşıyorsun abi. Arkamda güvendiğim Türkiye'nin en büyük medya çalışanları var. En büyük sensin o ara.
O arada en büyüksün tabü. Ama bugün
baktığın
zaman bunun
boş olduğunu görüyorsun.
Sabah uyanıyorsun, bakıyorsun mektup kutunda en az 1O-15 mektup var. Helal olsunlar, geliyor. Hastaneye gidiyorsun; "En Büyük Parsadan" çekiliyor, bilmem ne oluyor, yahu bunlar, şa şırtıyor uçurtuyor tabü. Insanı alkışlayarak
idama götürüyorlar öyle mi?
Evet canım. Tabü gaz vererek adamın hayatuu söndürüyorlar. Belki de bunlar sana çok yüklenmeselerdi...
O zaman
sağlıklı düşünebilecektim.
HaYll· sağhkh düşünmenin ötesinde belki bu dolandlrma meselesini politikanın içine sokmasalardı bu kadar da ceza yemeyecektin.
Tabü 22
canım,
bu kadar yemezdim.
Hayri Kozakçıoğlu: Eski Vali .
105
O zaman sıradan bir dolandırıcılık olayı olarak kalacaktı. Evet öyle kalacaktı, şöhret de olmayacaksın ama çıkınca da sürünmeyeceksin. Evet yani o medyanın gazıyla her gün pata küte televizyonlar falan bilmem ne olunca; galiba yargı da etkilenerek cezanın en büyüğü geldi. En astronomiği geldi. Dünyada, iddia ediyorwn, benim yaptığım adi dolandırıcılığı yapan hiç kimse hücre hapsi yatmanuştır. Bi' de şu var, şöhretin güzel yönleri var ... Ama paran varsa ... Şimdi şöhretli bir insan olarak bir otobüse bindiğimi düşünebiliyor musun abi? Buradan Yenibosna'ya gidiyorsun, Taksim'den, Yenibosna'dan Büyüçekmece'ye gidiyorsun ... Bakıyor adam "Ulan bu herif Selçuk Parsadan," diyor. İşte o zaman kendi kendine adam; "Ne işi var herifin otobüste" diyor. O kadar kötü oluyorsun ki, ayakta böyle dikilmişsin sıcakta, kan ter içindesin. !ki metre boyunla.
lki metre boyundasın, gri tişörtün siyahlaşmış, terden koyu gri olmuş. Utanıyorsun tabii ki. Adamın sana olan saygısı da belki gidiyor; "Ulan bu adamın burada ne işi var." Benim arda kurcaladığım şurası oluyor, bunlar bir hükümrt i yıkmak için bu kadar yüklenmeselerdi ...
Ben de o kadar gaza gelmeyecektim. Sen o kadar gaza
gelmediğin
için de bu kadar ceza almaya
cltktın?
Tabii abi bir yerde, siyasi bir
kişilik
oldum. Beni gören
şu anc ın
şey düşünmüyor.
Yani o zaman dediler, ANAP'ın kışkırtması, oyunu falan dc<li kodular çıktı. Biliyordum ki senin hiçbir yerl e bağın yoktu.
Yok, organik bir tabii kı ufak ufak. ..
bağım
yok, tabii ki gaz verme
Öze1Jikle Tansu Çiller'in yıkılması için. 106
olayları v:ır
Yıkılması
kesinlikle. O kadının Türk siyasetinden silinmesi.
Amaca da erdiler ama. Fazlasıyla
dının
hem de. Ama o bakımdan mutluyum, çünkü o kaTürkiye için tehlike olduğunu ben her zaman söylerim.
Hayır
genel bir
şey
söylüyorum tehlikeli [aJan
olnıası başka
hir sorun. Başka maşka yok. Benim de senin de sorunun, 5 bin tane fai1i meçhul cinayet var abi onun iktidarında.
Ben oralara girrrıiyorum. Abi, yani birisinin hükümetten gitmesi için, kısacası aşırı yüklenme var. Bu bir dolandırıcılık. Tabii, Tofaş, Tedaş dosyaları vardı, biliyorsun. Onlar yetersizdi. Benim olay girince örtülü iideneğe sarıldı millet. Orada mahvolan ben oldum. Tabii Çiller de gitti, siyaseten bitti. Şu anda ben sürünmeye devam ediyorum.
Selçuk bugüne kadar mç kötü tepkj aldığın oldu mu? Kesinlikle olmadı. Sana bir örnek vereyim. Şimdi hatırladım. Scnegal'i yendik biliyorsun, Takım finale çıktı. Kızılay'da sevgilimle dolaşıyoruz, yemin ediyorum ... 50-60 kişilik bir grup, çok <'rıteresan ama şunu iyi dinle; Millet "Türkiye, Türkiye" diye lıağırırken, beni tanıdılar. "En Büyük Parsadan" çekmeye başla dılar ... O anda Kızılay Meydanı dolu. Bütün kameralar oradaydı. l·~rLesi gün bunu en ufak haber yapmadılar ... O gece sevgilim de ~aşırdı ve çok mutlu oldu. Benim için tek dezavantajı ünlü olı ı ıam. Eğer ben ünlü Selçuk Parsadan olmasaydım, şu ana kadar <;oktan evlenmiştik . Onu rahatsız eden tek olay benim Selçuk !'arsadan olmam. .. Yalnızca sevgi ile ilişkimiz ayakta duruyor.
Yam hiç kötü tepb almadm. Almadım ama istiyorum. Duymamazlıktan geleceğim. Arkanı <lan "Vay şerefsiz, dolandırıcıya bak," desin. En doğal hakkı.
107
Evet... Hakkı
yani.
Devamlı dolaşıyorum . Halkın arasındayım,
bul'da Beyoğlu'nda, Ankara'da, Kızılay'da tek kişiden kötü bir şey işitmedim.
lstanfalan gezerim. Daha
Aslında burada çok derine inersek, hükümet yıkan sen değil sin, hükümeti yıkmak isteyen gruplarm malzemesi oldun sen.
Evet canım. Tek başına bir Selçuk Parsadan ne yapar, arkanda medya olmadıktan sonra. Senin
olayınm kullanılarak hükümetin yıkılmas1 ...
Orda ben bir detay oldum, medya bütün gücüyle üstüme gidiyordu. Neyse, neyse yani neticede sen örtülü ödenek olayıycl111, buda onlar için kullamlma malzemesi olmuştu.
Bu arada örtülü ödenek diye bir yordu biliyorsun.
şeyi
bizim
halkınuz tanımı
Nerden bilecek. .. Bilmiyorlardı ,
bu nedir, ne durumda kullanılır? Başbakanııı kullanma yetkileri nelerdir? Koyun Türk halkı örtülü ödenek eli ye bir kurumun farkına vardı. Şimdi
de unuttu.
Tabii, tabii. Yanmn
ekmeğini düşünen
adam
bunları düşünemez.
Pek tabii ki karnı aç adamın. Bana gelen mektuplarda bile bir tepkiye rastlamadım. "Helal olsun" diye başlıyorlar. Benim kacl;ır yanağından öpülmüş politikacı çok azdır.
108
BÜYÜK Si RLAR-2
"içeride dengenin bozulması, iki saniyede başla dı ...
Sabah yediye bil" kala
çe bitti. 15 şey
şubat
1999
başladı.
sabahı
Yediyi bil" ge-
iki dakikada her
bitti. Mustafa'yla beraber VUI"ulduk. Onun
haricinde her sından."
109
şey
dört dörtlüktü,
koıwıma açı
~
.J." .' ,
.
Hük::ümlf;\ ~~ya
'.ftrmid.ttifin.ı,, -""., y..
"
Adı
Soyadı
. .c:.:...S..~:-.\.Ç;t~~~. -
-~~~-...
:
'!'-~·~«· ~~A-g, .$. ft: ~. &.~.. Baba ve Anası tı-\', j,t~\?,~~·:+~~t-:: . J;-:.\(. .k~.'J"-
Doğum Tar. ve yeri : {~.5]·:·.:.-il~J0.~!~ İlamın veya tutuklama kararının
Tarih, No.su Suçu '
.
~:Q.'ı-r'ıfr.r:i. ~ .\~~·~~k\.,-!.k:.. J
Hükümlü ve.!f~lu
Defteri
Kayıt No. su : ..~,~Ö ..fA.';i-:.lr. ........ .
Kimlikteki suçu bölümüne
dikkatı
110
Vll
Selçuk peki ilk içeri girdiğin yer neresi? Bayrampaşa.
Girdiğin
gün, içeride nasıl karşılandın?
!çeriye girdim, beni bir hücreye götürdüler, berbat bir hücre. Alna alaka dört dörtlük. Hücrem, iğrenç bir hücre; altı metre kare var yok. Bir tane kapısız mapısız alafranga tuvalet, lavabo, yatak.
Evet. İşte ufacık bir camı var, nereye baktığını bile bilmiyorum. Bir şeye çıktım, baktım.
Bir koğuşun avlusuna bakıyordu . Alaka dört
dörtlük.
Kimlerden? Müdürden, savcıdan, sekiz-on tane müdür yardımcısından fala11.
Sen
koğuşa
Koğuşa
girmedin mi?
hiç girmedim... Ceza
yatmadım.
111
hayatım
boyunca hiç
koğuşta
Peki meydana da mı çıkarmıyorlardı? Yok, bir tek Afyon'da kaldığım zaman bir iki saat avluya çıktım. Sen
Bayrampaşa'da
Bayrampaşa'da
ne kadar kaldın?
üç gece.
Oradan nereye gittin? Ankara, Ulucanlar'a.
Ulucanlar'da nerede kaldın? Ulucanlar' da yine bir hücreye koydular. Sonra sağ olsun orda Kadir Turgut var, Kürt Ahmet'in yeğeni. Bize 9. Koğuş diye bir koğuş açtırdı. Kardeşim Cahit de biliyorsun üç-dört ay yattı benimle, 9. Koğuş'ta. Bizi öldürmeye kalkacak bir insanın ulaşama yacağı bir koğuştu. Zaten önümüzde de DHKP-C'liler ve PKK'lı lar vardı . Onlar da saygı gösterirler yani, Ulucanlar' da. Çok rahat ve çok zor günlerim geçti. Yani arda koğuşta yattın? Yok canım. Hep hücre, sadece bir yerde kaldık.
yerde, küçü k
mahkumlarla birlikte yatmadm mı? Hayır, hayır, havalandırma mavalandırma, bahçe mahçe yok. .. Sekiz-on metre kare bir yerde kaldık. Tek başına yatıyorsun, sacl<' ce gördüklerin, müdür, ikinci müdürler, gardiyanlar ... Hiçbir za man diğer mahkumlarla yatmadım. Çünkü niye olmadım, bunu ıı sebebi, cezaevinde beni vurup da, şöhret olmak isteyenler çok faz la olduğundan. Yüzde 85'i bunu yapmayı düşünüyor. Bir ünlü acln mı şişle, iki tane müebbedi var arkasında. Otuz sene ceza yatacaı, Sürünüyor, aç ... Adam isim olursa daha başka şekilde yatacak. l\ıı şartlarda yatarsa, sürünecek. Onun bunun donunu yıkayacak. < ı bakımdan devlet beni fevkalade korudu. Vurulduğum olaya kacli ıı Vurulduğum olay da derin ... Yüzde yüz ama bunun haricinde l ııı Sen hiç
diğer
koğuş dediğim
112
~un ağrısa
doktor geliyordu. Efendime söyleyeyim, beni eskortla, hastaneye götürüyorlardı, gecenin dördü de olsa. Bir kere kalp spazmı geçirdim. Ufak tefek rahatsızlıklardan en aşağı 20-30 kere gittim. Devlet bana vurulduğum olay hariç dört dörtlük baktı. Bunun sebebi sadece ünlü olmamdır. Peki Selçuk cezaevinde kötüye gidiş nasıl
başladı?
İçeride dengenin bozulması, iki saniyede başladı ... Sabah ye1iye bir kala başladı. Yediyi bir geçe bitti. 15 şubat 1999 sabam iki dakikada her şey bitti. Mustafa'yla beraber vurulduk. Onun lıaricinde her şey dört dörtlüktü, korunma açısından.
<
Peki
vurulacağmızı
önceden hiç sezmediniz mi?
Bak Mustafa, Kırklareli Cezaevi'nden ilk geldiğinde " ı\bi bizi bir araya öldürtmek için getirdiler," dedi.
öpüştük;
Dedi yani? lıır
Hunu dedi. Ben de, "Oğlum bırak bu paranoyaları, gel şurada çay demleyelim, oturalım, moturalım, konuşuruz senle," de-
ı lıııı.
Sen ciddiye Almadım,
almadın
tabii.
ben ona diyordum ki; "Oğlum sen deli misin, sen en büyük adli skandalını gerçekleştir-
'l'ı ırkiye'nin gelmiş geçmiş ı ı ıı şs in."
<>11ıın aklına geliyor, senin gelmiyor tabii.
( lnnn geliyor, benim gelmiyor. O benden daha kıvrak zeka, ı l.ılı ; ı paranoya veya daha ileri görüşlü. Onun cezaevi hayatı geçıııı :,:ıııdt' daha öncede vardı, artı bir de adam siyasi mahkwn ... l lı ·r konuda deneyimli. ı :· 111i
sana, "Bizi aynı hücreye atmaları.run sebebi bu, " dedi.
l\ı •s inlikle ,
"Öldürtmek," dedi, daha gelir gelmez. Aynen. 113
"Bunlar bizi öldürtecek," dedi, yanımızda da yani. Mustafa'nın hiç umurunda değil ... Nasıl,
başsavcı
falan var
sert biriydi galiba?
Kafası bozulduğu zaman, en ufak haksızlığa maruz kaldığı zaman ... Hiçbir haksızlık olmadığı kanaatindeyim ben. Çok sinirliydi, psikopattı, gerek o gerek Semra Duyar. Ana avrat dümdüz gidiyorlardı. Hiç rütbe, silsile fark etmez, aramaya gelene kadar küfrediyordu. Zaten bir ara tartıştık. Nedeni, onun bu fevri davranışlarıydı. "Oğlum" dedim, "bak sana da ilgi gösteriyorlar, bana da. Abi diye sempati duyuyorlar, senle beraber kaldığımız müddetçe sen bu hareketleri yaparsan beninl de aleyhime olacak. Senin yüzünden ben de tepki alacağım. Bana da kötü bakacaklar," dedim. Bir ara bir ay falan küslüğümüz oldu yani. Ayırdınız
hücreleri yani?
Hemen yanımdaki hücreye verdiler. Arnmızda bir duvar vardı ama yine camdan cama, sohbetimizi kesmedik. Aramızda ab i kardeş, baba oğul şeyi vardı. -'S <e.'-'-N>-.\L.c,,
rv-'·
~ ~'i Aı'( ~
c.. <,~!:' v. ,.
l'l
~l'2..t_v\11..~...:.
~
,,
,,... ~l :ı
..,
C ...S@ '~...L p l\~Ai:>f\ı\J V-c,(L...\\ A
'(!:.h:ı N
C e~C..E-'-"ı
A.\='--\Oı\.J
KAPA! 1f,!:J:At.VI MüoOn• OGO MEKl Uı--' LJ K'JM,..'\ KOMIS YONU OURü1.co
114
Çok mu sinirliydi? Anormal agresifti.
Neden kaynaklamyordu? Adamın doğumundan
itirafçı olmuş,
itibaren
hayatı
trajedi.
içeride kral gibi?
Alakası
yok. Bünye olarak ruhsal açıdan zaten, acayip anti sosyal bir adamdı ... Aşırı sinirli, korkunun k'sini tanımıyor, ilginç lıir adamdı. Kısacık, ufacık, tefecik 1.60 boyunda bir çocuktu yaııi, G0-65 kilo bir ufacık oğlandı. ı \sosyal
miydi, anti-sosyal mi?
ı'\nti
sosyal... Çok iyi yönleri olan ama kimseyle geçinemeyen zor biri. Mustafa'yla beraber oturup da, onunla yirmi gün bir .ır;ıda yaşamak çok zordu. Beni de bir abi olarak görürdü, zaten ı ;ızclığı mektuplarda da farkındaysan bunu açık açık söylüyor. llı·ııi anormal sevmeseydi, onunla üç gün oturamazdım ... Anorııı;ıl saygısı, sevgisi vardı ve beni kaybetmek istemediğinden çok .ıll l;ın aldı. Yoksa ne benden korkan, ne Allahtan korkan biriydi. ( lı I<' bir herif, uyurken gelir şah damarını yarım dakikada keser ıılılıırür yani. Çay kaşığı ile adam öldürüyorlar cezaevinde. ı : ıık
1W.vlc bir yapısı var nuyd1? 'l';ılıii canım
tabü. Onla aynı hücrede yatmak, şimdi kendi kenı lııııı, <liişünüyorum da, aslında büyük cesaret isteyen bir olay. Yaı ıı ı Iı l!;iiincbiliyor musm1? Ruh hastası bir insanla yatıyorsun. Za1ı ı ı S;ılıancı Suikastı'nı yaparken, oraya intihar komandosu olarak 1,11 lı .ı ı ır . Bak bu an ti-parantez bunu unutmayın; orası bir çiftlik olılıı .ı'.ı ıı ıclan çıkıyor anladın mı? Onları arda öldürdükten sonra, ellı ı.111!' korwna bw1a saldıracak, çarpışarak ölecekler, lsmail'le. \ııı.ı ı: illlik, çıkıyor... Türkiye'nin demek ki sadece devleti, hüküııll'l lı · ri değil, ne diyeyim, özel sektörü ele aynı. Özel sektör de l ı ııılıııı koruyamıyor. Sabancı Suikastı'nclan sonra farkındaysan 115
korumalar morumalar arttı. Aslında Mustafa Duyar Türkiye'ye yeni bir sektör kazandırdı. On binlerce garibana iş olanağı sağladı. Bu açıdan bakarsan bu gerçek. Yani istihdam sağlad1 Türkiye'ye. Evet "koruma" diye bir meslek türedL.
Tabü hangi zenginin koruması vard1, Sabancı gibi Koç gibi üç beş tane zenginin işte ... Devlet iki tane polis vermişti. Arkadan geliyorlardl eskort diye. intihar komandosu olarak ım gidiyorlar binaya?
Tabü canım çarpışarak ölecekler. Eğer kurtulursanız, yüzcl<' bir ihtimal, şu evde saklanacaksırnz talimatı var. Ev de iki yüz metre yaklrnnda binanın. O kadar basit mi?
O kadar basit ölümüne gidiyorlar. Bizde bir yerleşik düşünce· vardır; bu tip intihar komandoları giderken uyuşturucu alırl a r , hap içerler diye, alakası yok. Onların beyinlerine ideolojiyi sok muşlar ... lsmail'in ölümü nasıl olmuş? İsmail
Yok
ölmedi ki.
CaJl1111
öldürüJc/ii ...
l Iayır canım İsmail Akkol. Hala fırarda. Yok
canım
öldiirüldü.
Hayır canım
lsmail Akkol firarda, yok abi
kayıp .
Belki ben öyle biliyorum.
Bu Mustafa'ya güvence veriliyor, bir sene yatmayacaksın dC' ııı liyor zaten pişmanlık yasasından yararlanacaksın bilmem ne fal<.u ı Selçuk özel sohbellerde nel er aı1iat1rd1 sana? 116
Mu stafa Duyar ve Selçuk Parsadan.
Abisinden bahsederdi. Şu odada sen de, ben de yatsak; bırak IH '~ ayı, altı gün bir arada kalsak, her şeyden bahsederiz. Zaten Y('clinci gün veya sekizinci gün biter. Sonra yalanlar başlar artık doğru biter, ondan sonra yalan gereksinimi duyulur. 1.,;.ıf olsun
diye hakhsm.
Mustafa öyle bir adamdı ki, yani yalan malan herifin dünyao; ııala yoktu. Zaten yalan söylemeyi akıl edecek adam değildi ... <,'ok zekiydi. Gerek duymazdı 26 yaşında olmasına rağmen bazı ıılgunlukları vardı. Üç ablası varmış. Onlardan konuşurdu. Annc:: ıı ıiıı, üvey babası tarafından nasıl öldürüldüğünü anlatırdı. 117
Defalarca anlatırdı, bıçaktan korkardı mesela. Çok enteresan, bir şeyden korkmazdı, bıçaktan korkardı. Sebebi ne biliyor musun? Söylemiştim; üvey babası bu 13 yaşındayken annesini Mustafa'nın gözleri önünde bıçaklayarak öldürüyor, bıçak korkusu vardı. Böyle ekmek keserken bile iki adım geriye gittiğini hatırlıyo rum. O kadar korkardı bıçaktan. Anormal bir fobi ama yani. Peki size içeride
bıçak
veriyorlar mıydı?
Bıçak vermiyorlardı. Bıçak şekline getirilmiş
Onunla
ekmeği mekmeği
kesiyorduk. Onunla
ufak bir şey. ancak şah
adamın
damarını alırsın, saplayamazsın.
Anlıyorum.
Ama çok büyük travmalar yaşamış, sana daha önce anlattım, annesi ölüyor. Annesini gömüyorlar. 1ki hayırsız amcası varmış, biri çok zenginmiş. Adana'da beş yıldız oteli varmış. Üç ablasın ı alıyorlar cinayet işlendiği için, evin önüne görtürüyorlar. Cenaz den dönünce bu çocuk daha on üç yaşında kapıda kalıyor. Gidiyo r Aksaray'a bir kebapçıya giriyor. "Abi, benim annem öldü! Şu anda sokakta kaldım, amcalarım da ablalarımı aldılar, beni sokakta b ı raktılar. Bana iş verir misin? diyor. Adam inanmıyor. On üç yaşm da bir çocuk, ufak tefek çelimsiz biri. "Gel bakim" diyor alıyor b ı ı nu götürüyor Şehzadebaşı karakoluna. "Bu çocuk dışarıda kalm ı ~ doğru mu?" diyor. Polis "Evet" diyor "bunun annesini üvey baba sı dün akşam öldürdü." Adam inanıyor ve bunu alıyor yanımı . Dört-beş sene komilik yapıyor, adam ölene kadar. Orada lokanta da yatıyor. Sadık, dürüst çalışıyor ... Her konumuyla trajedi yaş ı yor, adam ölüyor. Dükkan oğluna kalıyor, oğlu bunu sevmiyor, i ~ ten çıkarıyor. Değişik işlerde çalışıyor. Çok enteresan; Asm; ılı Mescit Sokağı'nda bizim işleri yapan bir adamın yanında bir ay <:<1 !ışıyor. Yani Koçancılık da yapıyor. 1 ay tahsilata gidip geliyor. Alo'culuk mu yapıyor? Hayır
alo'culuk
yapmıyor. Alo'cuların yanında
118
tahsilata giclip
gpliyor. Yüzde 10 primle. "Bir ay çalıştım güzel para da kazanı yordum ama bana çok ters geleli," diyordu Mustafa Duyar. Benim işleri yapan C. Grubu bir takımın, yani altıncı sınıf birinin yaı ı ında ayakçılık da yapıyor. Demek sizin mesleğe de bulaşITUş ha?
"Ya ben de sizin meslektendim, bir ara takıldım abi," diyordu. "Heni senin yanına boşuna getirmediler," diye gırgır yapıyordu. Galiba o zamanlar politize olmaITUŞ değil mi?
Tabii
canım
tabii, bütün siyasi
hayatı
sekiz-dokuz ay
işte.
Sadece tetikçi öyle değil mi?
Tabii, 13 Şubat Gazi Mahallesi polis baskınında Zeynep diye :;ı'vgilisi var, ölüyor. Cenaze sonrasında, diyorlar ki, "Kardeşim lıııııun intikanuru almak istiyor musun?" "Hemen eliyor." Hemen ()ııdan sonra bir kaç gazeteci deeli ki "Bunun Işçi Partisi'yle Türkı .v e 'de ilişkisi varmış." "Karr'eşim yok dedim ya." Zeynep Poyr; ız adlı kızla Bakırköy'de tanışıyor. O kız bunu alıyor, "Biz halk ııyııııları falan yapıyoruz folklor çalışmalarımız var," diye götürüy ıır . Ondan sonra, ilgi görüyor. Kız "Gel sinemaya gidelim," diy ıır , Mustafa şaşırıyor. llk defa kendisine bir kız ilgi duyuyor. Kı z; ı a~ık oluyor. Ondan on beş-yirmi gün sonra, "Gazi Mahallesi'nı lı ' y ürüyüşümüz var gelir misin?" eliyor. "Tabii," eliyor Mustafa. l :,. ı t ' orada kız polis kurşunuyla ölüyor. Orada da siyasete inti1 : ıııı için giriyor hepsi bu ... Sonrasını biliyorsun. Kaderi buymuş. \ y rıca tetikçi ama paralı değil. Paralıyla, parasız tetikçi arasın ı l : ı ı; ok fark var. İdeoloji uğruna tetikçilik yapmak başka, "Gel saıı : ı wrcyim 10 milyar, şunu öldür," demek çok başka. Mukayese ı ılııı ; ı z yani, biri pislik bir katil, ötekinin doğru veya yanlış düşün ' ı ·s ıvar . Ama ben hiçbir zaman yaptığı olayı benimsemedim, yü.1111<' devamlı söyledim. İlk başta savunma yapmak isteeli ... O da ıı, ı 11.l'l konuşurdu; zeki ya. Tabii sonunda kabullendi.
119
Pişman mıydı?
Çok pişmandı. Çok samimi söylediğine inanıyorwn. Zaten Mustafa bunlara yalan söyleseydi, şu anda yaşıyor olurdu. Ama ölüm kararını vermişlerdi. Ben ilk mahkemede davacı olmadım. Neden şikayetçi değildim? Özellikle Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde "Ben bunlardan şikayetçi değilim efendim. Bir kerametiniz varsa bunları azmettirenleri bulun," dedim. !kinci DGM bizi yargıladı. Hala sonucu bilmiyorwn. Ceza aldılar mı almadılar mı bilmiyorwn ... Peki Selçuk, Demirel'i doland11maktan da ceza yedin sen? İşte
bir buçuk ay ondan yattım zaten.
Peki Demirel'i
dolandığm
Ondan sonraki olaylardan
nereden çıktı.
çıktı?
Nafiye ihbar
etmişti
beni.
Haaa ihbar var?
!nan Kıraç, Dinç Bilgin, Sema Doğan, Aydın Doğan, Sezi n Kamuran Çörtük, daha başka bir sürü iş adamı fa lan ... Müftüoğlu,
Yani seni o kadm ihbar etti?
zaman, onları tabii Nafiye ihbar etti. "Bc ııi bırakın size şaşıracağınız bir iş vereceğim. O zamanlar ben b ı ı adamın kuryesiyim, yanındaki elemanlardan biriyim. Tansu Çil ler dolandırıldı," diyor. Evet
yakalandığı
Nerde yakalandı da
bunları
söylüyor?
Nafiye !stanbul'da yakalandı. Senin
işlerinde
mi?
Benim işte değil canım. Nafiye beni dövdürmedi mi bir rna r yaya, sonra ben Nafiye'yi ihbar ettim. Ondan sonra Nafiye b( ııi ihbar etti. O mafya yazıhaneme geldi, beni dövdü bitirdi. 20 ki şilerdi.
120
Demirel o zaman?
olayı
oradan mı patladı? Sen Demirel'e ne
Demirel'in o zaman, tam
hatırlamıyorum
satlYllşsın
ama 500 bin
lirasını
almıştım.
Demiı·eJ'i dolandırmaktan
ne kadar hapis yedin?
6 sene 3 ay örtülü ödenekten, 3 yıl 10 ay 20 gün Kamuran Çörtük'ten, 3 yıl 1,5 ay Demirel olayından, 2 sene, mahkemeye hakaretten, 3 sene de Cavit Çağlardan. Benim cezalarırm yattı ğım insanların hepsi şu an kanun kaçağı, anlıyor musun çok enlcrasan.
O kadın seni ihbar ettiği zaman, sen bunları reddetmedin mi? Edecek şekil olmadı ki, bütün belgeler bilgiler, koçanlar onun ı•lindeydi.
Belgeler derken ne belgesi? Makbuz koçanları, tabii hepsi onun elindeydi. "Ben canlı olarnk teslim olayım da, yakalanayırn" diyorum, başka bir şey dü~ıinmüyorum. O aralar MIT yakalamasın, mafya yakalamasın, 111C'zara gönderecekler. Yani Selçuk, bütün olaylan makbuzla
yaptığın
için mi yaka-
J;ındm .
rı
Hepsi teker teker çıktı ortaya. istediğin kadar kaç, makbuzlaben vermişim, bilmem ne gecesi bilmem ne gazetesi adına.
O kadın kurtuldu mu? Nafiye de 10 ay yattı o kadar.
çıktı,
ben sadece Süleyman Demirel ola-
v ıııdan yattım
Galiba bu sizin iç yok?
çekişmelerinizden kaynaklandı.
ıı;ııı
Tabii tabii,
canım
yok. .. 121
Yoksa uya-
Peki senin bu
kadınla bozuşma
sebebin neydi?
Bak neydi. Kardeşim Cahit'in annesi ölmüştü, cenazeye Ankara'ya gittim. O ara Kanal 6'da 500-550 milyon alacağımız vardı. Sahibi Mehmet Kurt'tan. O ara bu para alınıyor oradan. Nüzh t diy bir kız vardı sekreterim, o gidiyor parayı alıyor. Nafiye'ye getiriyor. Nafiy kıza 100 milyon lirasını veriyor sus payı "Selçuk'a para olmadı diyelim," diyor. Gelince Nüzhet de beni çekiyor; "Selçuk böyle böyle," diyor. Nafiye de bana "Az kalsın Nüzhet yakalanıyordu zor sıyırdık. O para yattı" diyor. Ben de yedim hesapta, buna iki tokat attun. Her zaman 8-10 bin dolarla gezerdim. Lazun olur. Anladım
ben ...
Açtım çantasını,
"Kaç paran var ulan" dedim. "Bu kadar. .. " Aldım hakkıma düşen parayı, bir tekme ... Ağlaya ağlaya gitti bu. Bundan evvel 20 kere bu hatayı yapnuştı affetmiştim. Peki yetenekleri neydi?
Çok iyiydi,
kadınlarda
en iyilerinden biri.
Alo mu çekiyordu?
Offf, bakan olarak, karşıyı paralardı ... Parayı alırdı. Artist olarak açardı, mesela Perihan Savaş olarak. .. Bir mafyayı dolandır mıştık ama biz adamın mafya olduğunu bilmiyorduk. Ben cezaevindeyken o mafya öldürüldü. Çok kuvvetli mafyaydı bunlar, Sarıyer'de iş tutarlardı. lşte onlar beni döverken, kardeşim "Bilmiyordum ben sizin mafya olduğunuzu. Bu kadın iş adanu diye verdi adresinizi," dedi. Beni güzel bir ezdiler, onun kolundaki 500 dolardık saati aldılar, bilmem neyi aldılar. 115 milyon lira varmış üzerimde onu aldılar. Yüzüğüme kadar aldılar. Ondan sonra ben pat diye Perihan Savaş'ı aradım. "Perihan Hanım merhaba siz beni tanımazsınız. Üç senedir Yılmaz Zafer'in hastalığın dan istifade ederek, sizin adınızı kullanarak piyasayı dolandrran kadının , adresi, telefonu bu böyle böyle kardeşim," dedim. "Fa122
kat bu işle benim zerre kadar ilgim yok, benim aşağılık işlerle işim olmaz. Bana ister inan ister inanma ... Zaten yarın çıkacak lıunlar, dmwn böyle böyle" dedim, kapadım. Yani sen de Yıllarca
bu
kadım
ispiyonladm?
kadın yanımdaydı.
Hak etti ...
Altı
saatte bunu vil-
l asından kapıyorlar.
Villası mı vardı
Nafiye 'nin?
Villa'da kirada oturuyordu. Ondan sonra, ben bunu yaptığım da, pat diye yola çıktım, çocukları kayınvalideye attık. Biz Zührey'le kaçmaya başladık. Önce Bmsa, Akçay, Ayvalık, işte Altı noluk sondu, yakalandık. Yani sizin iç
Ben olaya
çekişme işi bilirmiş?
vakıftım,
Star
olayından
sonra olan kendi iç
çatış
mamız.
Evet, belki Star
olayından
sonra
sıyırabilirdin.
Zor, çok az. Yaşatır mı kadın bizi, örtülü ödeneği götürmü;;ün. Arkasında polisi, mafyası var, yaşatmazdı. Niye yaşatsın? Hakhsın.
123
124
İSİMLERLE PARSADAN SÖZLÜGÜ
125
( /?,,ı~<JJe k"''(/ he/me~ h/7 J~c1n1ert1.C.Jde/!
d<l ft C"'-.
~
;;
/d/r
(/he kS;~/f'
{lf-~ım m~
o2f _ j_ Qcx-ıo
:z:zI.,.-
126
Vlll
Mehmet Kemal Ağar 1951 'de Çankaya ı·;ırmiyet
( :rnel
Köşkü'nde doğdu,
Başkanı. Babası
.v<ıprnıştı
Zülfikar
Ağar
ve Adnan Menderes'e
Tiirkiye'yi
dolaştı.
Elazığ'lı
aslen
Eski Genel Müdürü, Adalet ve
!çişleri
Adana Emniyet
yakındı.
bir aileden.
Bakanı,
Eski
Müdürlüğü
Çocukluğunda
1972 yılmda Emniyet Genel
DYP
Müdürlüğü
bütün
bursuyla
okuduğu Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültcsi'nden mezun rıldu. Cumhurbaşkanlığı
Koruma
S<' lçuk ve Derince ilçelerinde 1!l80'de İstanbul
Müdürlüğü yaptı. İznik ,
kaymakamlık
görevleri
Torul ,
yaptı,
Ocak
Siyasi Şube Müdür Yardımcılığı 'na getirildi.
1!J81 'de
lstanbul Errrniyet Müdürlüğü Personel Şube Müclürlüğü'ne
ı~ı·I irildi.
1988 yılında MİT Raporu Olayı sonrasında Ankara Emniyet
1\1 ı ıdürlüğü 'ne getirildi. Dönemin Başbakanı Turgut Özal'a düzenleı ıı'ı ı sııikastın soruşturmasuu yaptı. İstanbul 1!l!l2'cle
Erzurum
~lııdürlüğü'ne
l';ırt isi'nclen 1 lııkiiınette
.ılılı
Valiliği
getirildi. 1995 genel seçimlerinde
Elazığ
Yol
milletvekili oldu. 1996
yılmda
kurulan 53.
Bakanı
olarak görev
kurulan 54. Hükümet'te (Refah-Yol Koalisyonu)
lı: ı~iı'rİ Bakanlığı
görevinde bulundu. Susurluk Kazası'nın ardından
ı. :ııııuo.vw1da ilişkilerden l\11.111111 sağlık
ı~ınliği
Doğru
(ANAP-DYP Koalisyonu) Adalet
Ayıu yıl
'"' 'ra et ti.
Emniyet Müdürlüğü,
ve son olarak ela Emniyet Genel
haberdar olduğu yolw1da bir ortam doğdu.
problemleri
dolayısıyla
8
Kasım
1996'da görevinden
Korkut Eken, Tarık Ümit gibi isimlerle bir örgüLleıuncye
iddia edilen
Ağar,
DYP Genel 127
Başkanı
Tansu Çiller ile ters
Parsadan, Tansu Çiller'in
başbakanlığı
döneminde emekli Org<'-
neral Necdet Öztorun'un adını kullanarak örtülü ödenekten 5,5 milyar lira
almıştı. Açıklamalarıyla
çıkmasına
örtülü ödenek Mayıs
yol açan Parsadan, 22
dı. Davaları sırasında
skandalının
ortaya
1996'da Edremit'te yakalan-
dönemin Adalet Bakanı
Şevket
Kazan
tarafın
dan olayı kimseye anlatmaması kaydıyla 4 milyon mark teklif edildiğini açıkladı.
Temmuz 1997'de 6 yıl 3 ay hapis
cezasına çarptırıldı.
26/07/2006
ÖRTÜLÜ ÖDENEK DOLANDIRICISI PARSADAN PARASIZLIKTAN ÖWÜ TANSU Çiller'in
başbakanlığı
döneminde 1995 seçimlerinden
önce emekli Orgeneral Necdet Öztorw1'un adını kullanıp örtülü ödenekten 5 milyar lira alarak büyüle skandala yol açan Selçuk Parsadan'a bir süre önce omurilik kanseri
teşhisi
kondu. Maddi
sıkıntı
nedeniyle hastaneye yatamayan ve evde tedavisini sürdüren Parsaağrıları artınca
dan si'ne
kaldırıldı.
dün
Okmeydanı Eğitim
Kemoterapiye
tarılamadı. Parsadan'ın
dık,
adlı arkadaşı
Isabelle
çok kez tedaviye ara verdi.
ve
Araştırma
başlanması düşünülen
Ağrıları artınca
ancak kurtaramadık," diye
ise,
Hastane-
Parsadan, kur-
"Parasızlıktan
hemen hastaneye
bir
kaldır
konuştu.
15 YILA MAHKUM OWU
Selçuk Parsadan'ın, Örtülü Ödenek'ten 5 milyar lira aldığını bir televizyon
kanalında açıklaması
yakalanan Parsadan, 'nitelikli
gündemi
karıştırımştı.
dolandırıcılık'
Edremit'Le
ve mahkeme heyetine
hakaret suçlarından toplam 15 yıl ağır hapis ve 8 milyar lira para cezasına çarptırıldı.
Parsadan, 2001 'de Şartla Salıverilme Yasası'ndan yararlanarak tahliye oldu. Parsadan'ın 8 milyar liralık para cezas ı , ulusal
yayın
Parsadan
yapan bir televizyon
tarafından
kanalı
ödendi. 149
muhabiri ile eski
eş i Zülırr
27/07/2006 PARSADAN ÖWÜ Bazı kişi
ve kurumları dolandırdığı gerekçesiyle yargılandığı davalarda hüküm giyen Selçuk Parsadan (54) kaldırıldığı Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde omurilik kanserinden hayatını kaybetti. Emekli Orgeneral Necdet Öztorun'un sesini taklit ederek 1995'te dönemin Başbakanı Tansu Çiller'i telefonla arayan Selçuk Parsadan, Kemalistler Derneği için 5.5 milyar lira vermesini istedi. Parsadan 'ın sözde Öztorun adına istediği bu para Örtülü Ödenek'ten verildi. Ancak kısa süre sonra Çiller'in dolandırıldığı ortaya çıktı. Parsadan, eşi Yılmaz Zafer'in tedavisi için parasal sıkıntı çeken sanatçı Perihan Savaş'ın adını kullanarak aralarında dönemin Cumhurbaşkanı Demirel ve yine Başbakan Çiller ile bazı iş adamlarının da bulunduğu 25 kişiyi de dolandırdı. Perihan Savaş'ın adını kullanarak gerçekleştirdiği dolandırıcılık davasından yargılanıp 3 yıl 1 ay 15 gün cezaya çarptırılan Parsadan, 2001 'de şartlı tahliyeden yararlanıp serbest bırnkıldı. Parsadan, hükümlü bulunduğu Afyon Kapalı Cezaevi'nde Özdemir Sabancı suikasti faillerinden Mustafa Duyar'ın öldürüldüğü olayda, tek kurşunla yaralanmıştı.
150
başta
olmak üzere pek çok skandalda ismi geçer. Siyaset adamlarına yakınlığı ile tanınır. Süleyman Demirel
1924'te Isparta'nın Atabey ilçesine bağlı İslamköy'de doğdu . 1949'da İstanbul Teknik Üniversitesi lnşaat Fakültesi'nden mezun oldu. 1954-1955 yıllarında Amerika Birleşik Devletleri'nde barajlar, sulama ve elektrifıkasyon konularında uzmanlık eğitimi aldı. Uzun dönem başbakanlık görevinde bulundu. Üç askeri darbeyle görevinden uzaklaşıp, tekrar döndü. Türkiye'nin 9. Cumhurbaşkaıu olan Demirel; Baba, Çoban Sillo lakaplarıyla da anılır. Emekli ve Ankara'da yaşıyor. 1
Kasım
Aydın Doğan
l 936'da Kelkit'te doğdu. Ilk ve orta öğrenimini Kelkit'te, lise öğ renimini Erzincan'da tamamladı. 1956 ve 1960 yılları arasında İs tanbul Yüksek İktisat ve Ticaret Mektebi'nde okudu. 1958'de babasından ayrı olarak şirket kurdu. Nakliyecilik, müteahhitlik, iş ve inşaat makineleri ticareti yaptı. 1974'de ilk sanayi şirketini kurdu. 1979 yılında Milliyet Gazetesi'ni devir alarak yayıncılık alanına girdi. 1986-1996 arasında Türkiye Gazete Sahipleri Sendikası Başkanlığı yaptı. 1999'da T.C. Devlet Üstün HizmeL madalyası ile ödüllendirildi. Doğan Yayın Grubu'na bağlı 50 şirketin sahibi. Evli, 4 çocuk babası. •
Mustafa Duyar
9 Ocak 1996'da Sabancı Holding Yönetim Kurulu Üyesi Özdemir Sabancı, Toyotasa Genel Müdürü Haluk Görgün ve Sekreter Nilgün Hasefe'yi öldürdü. DHKP-C militanı Duyar, suikast sonrası yıırt dı şına kaçtı. DHKP-C örgütünden ayrılıp, PKK'ya katıldı. PKK ile DHKP-C'nin ortak eylem kararı alması sonucunda, can güvenliği olmaması nedeniyle 17 Aralık 1996'da Suriye Lazkiye'de güvenlik güçlerine teslim oldu. Ankara'ya getirilen Duyar, Sabancı ve Görgün'ü kendisinin, Hasefe'yi de İsmail Akkol'un öldürdüğünü itiraf etti. Kırklareli Cezaevi'nde Semra Polat adlı bir mahkumla evlendi. 130
Duyar, 15 Şubat 1999'da yattığı Afyon tesi olarak bilinen
Nmiş
ve
1. ır ıı
111111 ı ıl ı
adamları tarafmdcı rı nlıltır rılılıı ı ııı
dürüldükten sonra yazdığı 80 taya
Cezacvi' rıılı ·
sayfalık anılan
V<'
::ı• l ı
1 . ıı
t
ıı
ıı
il ti 11111
ııı
çıktı.
Semra Duyar 1973 yılında lstanbul'da doğdu. Bayrampaşa C:t•l'.• ıı ı ı ' ııılı 1rı il I' C tarafından göz hapsine tabi tutulan
itirafçı.
Li s<·
.v rll ı ır ııııl · ı 1 ıı
ıı
il
C ile
tanışıp öğrenimini yarım bıraktı. Tutuklandı vı· ııııoııııı lıııııl
mak
istediğini
kaldı.
söyledikten soma bir buçuk
Cezaevinde
tanıştığı
Mustafa Duyar'la evlendi ve iken
eşi
yıl
lı.ıp ı 1111
goz
Sabancı SuikasLı'rı d i ııı çocuğu
oldu. Fakat
ııı ıı 11
lıııl 11111
lıı •lıqtl
ı ı ı
Ilı
rıııılııl
öldürüldü.
Necmettin Erbakan 29 Ekim 1926'da Sinop'ta dünyaya geldi . l ıı l . ırıl ıııl
lı
1 ıııl
Üniversitesi Makine Fakültesi'nden 1948 yılında rıu •zıı ıı ıılılıı
ııı
fakültede asistanlık yaptı. Almanya'nın Aachen Tı ·<· ıır ••d111 l lııı ı ı sitesi'nde doktorasını tamamladı. İTÜ'de 1954'ci<' <1111,ı• ııl 1 profesör oldu. 1967'de Odalar Birliği Genel Sekrctc•rli>~l ' ııı
1 ıı
ııı
. ı ı ılı
it ,
sekreteri Nermin Hamm'la evlendi. lskenderpaşa Ca rıw . ı ' ııılı N ıl ı bendi
şeyhi
sonra,
Yeşilköy'deki Çınar
Mehmet Zahit Kotku Otel'de
tarafından kıyıları ılıııı ıııl ıılıı ııı sazlı
sözlü içkili
lııı ılıınıııılı
ı
lendiler. 1969'da Konya'dan milletvekili seçilmesinin arcl ırııln l ı ır il ıl I ıı ııı desteği olduğu
cak parti
kısa
iddia edildi.
1970'deMilliNizamParlisi ' rıı
bir süre sonra Anayasa Mahkemesi
tıldı. Erbakan, Isviçre'ye kaçtı.
I ıııılıı
tm: ıl'ııııl ıırı 1 ıı• ı ı
11 Ekim 1973'de MNI' ı, ıılııı
Milli Selamet Partisi'ni (MSP) kurdu. 1974-78
ııı
111 \
1ı
aras rıı<ln l· ıııııl ırı il•
koalisyon hükümetinde başbakan yardımcılığı yaptı. 1980'de meşhm Konya mitingindeki konuşmasıncları l ıı ·ı ı ıı ordu yönetime el koyarak askeri darbe
yaptı.
12 Eylül 1!IHll
ıı
,, ,, ıı
ı Lıı l ıı
ı
ııı
de tutuklandı, bir süre lzmir Uzunada'da gözaltında k:ılılı i l • 1 1ıııı 1980'de 21 MSP yöneticisiyle birlikte "MSP'yi illegal
131
lıır ı ıııııı~· I•
dönüştürmek
ve
laikliğe aykın
davrnnmak"
suçlamasıyla
tutuklanc!J.
24 Temmuz 198l'cle beraat etti. 1982 Anayasası gereğince 10 yıl siyaset yapma yasağı aldı. l 987'cleki halk oylamasıyla birlikte siyasete döndü. 19 Temmuz 1983'te kmulan Refah Partisi'ne daha sonra genel baş kan seçildi. 1991 seçimlerinde yeniden Konya'clan milletvekili oldu. 1995 scçimJerinde 158 milletvekili ile birinci parti oldu. DYPANAP koalisyonu
başarısız
olunca DYP ile başbakan
kümetinde 28 Haziran 1996'da başbakanlık
ğı
sert
vaş,
oldu. Tarikat liderlerine
söylemi
Mayıs
kullanması
kapatıldı.
Erbakan
hapis
ayrıca
yaptı
nedeniyle laik cephenin tepkisini
Yargıtay
1997'de
Cumhuriyet
Başsavcısı
RP'nin kapatılması için Anayasa Mahkemesi'ne
yıl ağır
REFAHYOL hü-
konutunda yemek daveti vermesi ve mitinglerde
İslami
çekti. 21
kurduğu
Vural Sa-
başvurdu
ve RP
Bingöl'de yaptığı bir konuşmadan dolayı 1
cezasına çarptırıldı.
Af
kanwıuyla
hapis
cezasından
kurtuldu. Emekli ve siyasi yasaklı. Fehriye Erdal
Fehriye Erdal ilk olarak,
Sabancı
Holding Otomotiv Grubu
BaşkanJ Özdemir Sabancı, ToyoLasa Genel Müdürü Haluk Görgün
ve sekreter
ilgün Hasefe'yi 9 Ocak 1996'da
öldüren Mustafa Duyar ve olarak adJru
duyıJrdu.
süre sonra 26
İsmail
Uzun süre
Kasım
Akkol'a yardJm eden
arandı
Center'da çaycı kız
ve izini kaybettirdikten bir
1999'da Belçika'da
2000'de Bruges Mahkemesi'nde
Sabancı
sorgulandı
yakalandı.
ve tutuksuz
15
Şubat
yargılan-
• mak üzere şartlı tahliye karan verildi fakat Savcılık bu kararın uygulanmasını
engelledi. Erdal,
davasında
gözleri yankJ yarattı fakat için serbest nerede
2000'de Gent Mahkemesi'ncleki
bantlanmış şekilde Yargıtay'da
bırakılmadı.
olduğu
Şubat
görüntillendi ve bu büyük Türkiye'nin iade talebi görüşilleceği
Temyiz
davaları
hala devam etmekte ve
bilinmiyor ..
lsmail Nihat Erim 1912'de
Kandıra'da doğdu
Türkiye Cumhuriyeti
ve 1980'de lstanbul'cla öldürilldü.
Başbakanlarından.
132
Galatasaray Lisesi'nden ve
İstanbul
Üniversitesi Hukuk FaküJtesi'nden mezw1 oldu. Paris Hukuk Fakültesi'nde doktorasını tamamladı. 1939'da A11kara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne kamu hukuku doçenti oldu ve 194l'de profesörlüğe yükseltildi. 1945-1950 arasmda CHP milletvekili olarak TBMM'de bulUlldu; II. Hasan Saka Hükümeti'nde Bayındırlık Bakanlığı, Günaltay Hükümeti'nde Başbakan Yardrmcılığı yaptı. CHP'nin yayın organı Ulus'un başyazarlığuu yaptı. Gazetenin 1953'te kaparunasıyla 1955'e kadar Yeni Ulus ve Halkçı gazetelerini çıkardı. Başbakan Menderes'in isteğiyle Kıbrıs Cumhuriyeti Allayasası'nın hazırlarunasına yardım PiLİ. 1961 'de CHP milletvekili olarak yeniden TBMM'ye döndü. 12 Mart 1971 thtilali'nin ardından CHP'den ayrıldı ve hükümeti kurdu. 26 Mart 197l'de kurduğu hükümetLen 3 Aralık 197l'de isfüa etti. Yeniden hükümeti kurmakla görevlendirildi. II. Erim Hükümcti 22 Mayıs 1972'ye kadar görevde kaldı. 1977'ye kadar Cumhuriyet Senatosu'nda kontenjan senatörü oldu. Bildiğim ve Gördiiğiim Ölçiilcr içinde Kıbns adlı bir kitabı var.
Ahmet Kenan Evren 1918'de Manisa ilinin Alaşehir ilçesinde doğdu. 1938'de Kara Harp Okulu'ndan, 1949'da da Harp Akademisi'nden mezun oldu. 12 Eylül l 980'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni feshederek askeri darbe yapıp ülke yönetimine el koydu. Darbe döneminde yüz binlerce kişi gözall ına alındığı ve binlerce kişiye işkence yapıldığı iddia edildi. İdam cezası tekrar uygulamaya konulup onlarca kişi asıldı. 1983'Le tekrar seçimlerin yapılmaya başlarunasının ardından cumhurbaşkanı olarak seçildi ve Türkiye Cumhuriyeti'nin 7. Cumhurbaşkanı oldu. Emekli ve Marmaris'te yaşıyor. Fetullalı
Gülen
27 Nisan 1941 'de, Erzurum ili, Hasankale (Pasinler) ilçesi, Korucuk köyünde dünyaya geldi. İlkokulu dışardan bitirdi. Uzuıı süre imamlık ve vaizlik yaptı. Erzurum Komürıizmle Mücacklr Derneği'nin kuruluşunda yer aldı. "Nurculuk" olarak bilinrıı 133
tarikatin lideri olduğu iddia edilir. Dünya çapında yüzlerce özel okulu, televizyonları, gazeteleri ve dergileri o lduğu da diğer iddialar arasındadır. Amerika'da yaşıyor.
Hasan Güleşçi 1937 yılında Adana'da doğdu. Iş adamı. lngiltere'de Manchester Üniversilesi'rıde Teksil Mühendisliği okudu. Evli ve üç çocuk babası olan Hasan Güleşçi, Topluluğa bağlı çeşitli şirkellerde ve Sabancı Holding'de en son CEO olmak üzere çeşitli üst düzey görevlerde bulwıdu ve 2000 yılında emekliye aynldı. Sabancı Holding Yönetim Kurulu Üyesi olmasının yanı sıra, Erdem Holding lcra Kurulu Başkanlığı yaptı. Amerikan Hastanesi Danışma Kurulu Üyesi, İstan bul Filatelistler Derneği ile Sağlık ve Eğitim Vakfı Üyesi. Abdilpekçi
l 929'da lstanbul'da doğdu. Gazeteci, yazar. 25 yıl Milliyet gazetesi genel yayın müdürlüğü ve 20 yıl başyazarlık yaptı. l 948'dc Galatasaray Lisesi'nden mezun oldu. Bir süre İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne devam etti. Yeni Sabah (1948-49) ve Yeni lstanbul (1950) gazetelerinde çalıştı. Istanbul Ekspres gazetesinde Yazı lşleri Müdürlüğü yaptıktan sonra 1954'te Milliyet gazetesinde Genel Yayın Müdürü olarak göreve başladı. 1959'da ise başyazar oldu . Tarafsız gazetecilik ve habercilik ilkesiyle basında saygın bir yer edindi. !pekçi, 1959'da Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanlığı, 1960'ta Basın Şeref Divanı Sekreterliği yaptı. 1961-70 arasında TRT'de açık oturum programlan yaptı. 1968'cle Jstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Gazetecilik Enstitüsü'nde öğretim görevlisi oldu. 1972'de Türkiye Basın Enstitüsü Başkanı seçildi. 1 Şubat 1979'da lstanbul'da bir suikast sonucunda öldürüldü . Eserleri: Afrika (1955), !Jıtilalin fçyüzii (1965), Inönii Alaliirk'ii Anlatıyor (1968), Liderler Diyor ki (1969), Dünyanın Dört Bucağından (1971). Yusuf Kenan Kalav
1957'de Almanya'cla
doğdu.
Aktör, pek çok film ve dizide oyun134
culuk
yaptı. Babası Tıp
profesörüydü.
Alınan ı.11.ı
1111 1
111
olduktan sonra, Marmara Üniversitesi Basın Y;ıyııı 'ıı~ ı kazandı
başlad ı ~ı.ı
fakat bitirmedi. Fotoromanlarla
Bıı
sürede bir çok filmde oynayarak devam etti. kaçakçılığı
yapmaktan hüküm giydi ve
olmak üzere 10
yıl
l 111 I ıllıı
lspaııya 'dıı ı
yattı. Çıktığında ka rı s ı 111111 ıı
hapis
kariyeri hemen hemen
1111
bitmişti.
lspanya'da bir
dı •ı l· 11
sahibi olan Kalav bir süre sonra bir dizide rol
alııı:ı\,ı 1
bir kaza sonucunda 6 ay boyunca hastanede
ya taı.ıl lııı ı
betti.
Şu
anda bir televizyon dizisinde
t1
oyuncuJ uğ;ı dı ·v. 1111 ı ıll
Hazım Kantarcı
1945'te
doğdu. Sabancı
Holding'in 32
yıllık
olarak tanınıyor. Tarsus Amerikan Kolejini biLirdiktı • ıı '"'"'' ı 1 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Sanayi lclmı luılıııııı ıı
mezun oldu. 1970'te
iş hayatına Sabancı
T.A.Ş.'de İşletme Uzmanı Müdürlüğü'ne atandı
rol
(:ııılııııııl ılı
olarak başladı. 1985'lı' l .. ı · · ı ll
ve Lassa'rnn Bridgestone ile
aldı; ortaklık sonrası
şirketin
Holding
orı : ıl. lıpıı ııl ı ıl
Genel Müdürlük görevini
:. ıııılıııılıı
Yönetim Kurulu'nda üye olarak görev yapt ı.
2000
yılında Sabancı
görevine
atandı. Kantarcı
Holding Chief halen
Sabancı
Executivı·
Holding,
Dusa International, Akçansa, Philsa, Philip
ı ııııı ı ı lı
l \rııııı ,
Morrissıı
1 ııı ıl
ıı
\'ııııı tlııı
Kurulları Üyesi'dir. Yakın bir süre önce CEO'luk gön'viııılı·ıı 11\ ı ılılı
ODTÜ ve Marmara Üniversiteleri tarafından verilen ıi s l ılıı lıl ~ ııı• ı ödülü ve doktora
unvanı vardır.
Şevket.Kazan
1933'te Sakarya'da doğdu. lstanbuJ Üniversitesi llııkıık l •'ıı l ııllı si'nden mezun olarak avukat oldu. Necmettin çeşitli
partilerde siyaset
milletvekilliği yaptı.
milletvekiliydi ve Adalet kişiyi
yaptı.
Milli Selamet
54. Hükümet
Erbcık;ııı ' l :ı lıııllll ı
ParLisi'rıılı · ıı
'""
Bakanlığı yaptı. Bakanlığı sır: ı :. ıı ıı
öldürdükleri için tutuklu bulunan Sivas 135
. ıı ıı
zamanında Refalı l':ıılı:.ı'ııılı ıı
l. ı
ı,
katliaıııı s ;ııııklill
111111
avukatlığını yaptı
ve bakan kimliğiyle
onları
cezaevinde ziyaret etti.
Cezaevlerindeki siyasi mahkumlarının ölüm oruçları sırasında "Kantinden yiyecek alıyorlar," demesinden sonra yüzden fazla kişi ölüm oruçlarında hayatını kaybetti. Emekli.
A!elunetJ(eçeciler 1944
yılında
Konya'da
doğdu.
1lk ve orta
öğrenimini
Konya'da
tamamladıktan
sonra 1967 yılında Konya Yüksek İslam Enstitüsü'nden ve 1968 yılında Siyasal Bilgiler Fakilltesi'nden mezun oldu. Bazı
kasabalarda kaymakamlık yaptı. 1977 yılında seçimlere katılıp Konya Belediye Başkanı seçilcU . Darbe döneminin ardından, 27 Aralık
1983'te Anavatan Partisi Kurucular Kurulu ve Merkez Karar Komitesi'ne ve Yönetim Kurulu'na seçildi. 1987'de Milletvekili Genel Seçimleri'nde Konya'dan TBMM'ye girdi. 1987-1988 yılları arasında
rulan
Genel Başkan Başyardımcılığı görevi yaptı. Kasım 1989'da kuYıldırım Akbulut Hükümeti'nde Petrolden Sorumlu Devlet
Bakanı
olarak görev aldı. Necmettin Erbakan'ın siyasi öğrencisi olan Keçeciler 1991, 1995 ve 1999 seçimlerinde Konya' dan milletvekili seçildi. Keçeciler Fransızca, Arapça ve Farsça bilmekte. Evli ve 4 çocuk
babası.
!nan ]{ıraç 1937 yılında Eskişehir'de doğdu. !ş adamı ve sanayici. Vehbi Koç'un kızı Suna Kıraç ile evli. Galatasaray Lisesi ve City College of Business'dan mezun oldu. Yıllarca Koç Holding'te çeşitli müdürlükler yaptıktan sonra 2003 yılında Yönetim Kurulu Üyesi oldu. TürkFransız ilişkilerinde üstlendiği önemli rol nedeniyle, Fransa Cumhuriyeti Devlet Başkanı tarafından 1997'de Legion D'Honneur nişa nı'nın Officier rütbesi verildi. Suna ve İnan Kıraç Vakfı ile çeşitli
enstitü ve müzeler kurdu. Son kurduğu müze Pera Müzesi. bir çok vakıfta yönetim kurulu üyesidir.
Ayrıca
Hüseyin J(ıvnkoğlu 1934'te Bilecik'te
doğdu.
Türk 136
Silahlı
Kuvvetleri'nin 23.
Genelkurmay Topçu
Başkam. Işıklar
Subayı
Askeri Lis
si' ıııl <· ı ı v ı ,
olarak Kara Harp Okulu'ndan
1illıl,
ı ılıı ıı l ı
ıı wzıı ıı ı ı l ılıı
1 ı·, ı
yılında
Topçu Okulu'nu bitirdi ve sekiz yıl boyunca \'<'~J ıl lı l ı ıı ıı ı ı l ı ı liklerinde takım ve batarya komutanlığı yaptı. 19()7 1!HiH ,ı ı11 , ıı 111ı l.ı 39.Tümen Topçu Komutanlığı
Komutanlığı'nda
1983
yıllarında
Yüksek
ise 9. P iya d<'
Kars) Karargah
l lı ı l. ıı ,ı.ı
' l ' ı ı ı ııı · ıı
Subaylığı yap t ı
Amirliği ,
(SHAPE) Harekat Merkez Komutanlığı
da 3. ve 11. Tugay
1984-1986
ll at.;ıy)
1!JHO
Belçika Mons'ta Nato Avrupa Müttefik KuvVl' f l ı• ıı
Karargahı
yıllarında
yıllarında
ve 1968-1970
Komutanlığı'nda (Sarıkamış,
(Dö rtyol,
yıllarında
Güneydoğu
NATO
Kuvvetleri (LSE) Kurmay
Başkam
198:3 1!JH•I
görevlerinde
buluııdı ı.
Avrupa Müttefik Kara
ve 1986-1988
yıllarında
ise'
Sarıkamış'ta
9. Piyade Tümen Komutanı oldu. 1988 yılında Korgeneralliğe terfi etti ve 1990 yılına kadar Genelkurmay Personel Başkam,
1990-93
yıllarında
Savunma
Bakanlığı Müsteşarı
ise 5. Kolordu oldu. 1993
Komutanlığı
yılında
ve Milli
Orgeneral olarak,
1996 yılına kadar NATO Güneydoğu Avrupa Müttefik Kara Kuvvetleri (LSE) Komutanlığı görevini sürdürdü. Orgeneral Kıvrıkoğlu ,
Genelkunnay
Başkanlığı
1997-1998 yıllarında Kara Kuvvetleri
görevine getirilmeden önce Komutanı'ydı.
Hayri Kozakçıoğlu 1938'de lık
Manisa-Alaşehir'de doğdu. Çeşitli
ve valilikler
yaptı. Olağanüstü
yerlerde
Hal Bölge ve
kayınakam
İstanbul Valiliği
gö-
revlerinde bulundu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden 1959'da mezun oldu ve makam Adayı olarak göreve
aynı yıl İçişleri Bakanlığı'nda
Kay-
başladı.
Sömnez Köksal
1940'ta İzmir'de doğdu. Eski Milli İstihbarnt Teşkilatı Müsteşarı. St.Joseph Lisesi, Torino Avrupa Bilimleri Enstitüsü ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde okudu. Mesleğine Dışişl eri Bakanlığı Birleşmiş
Milletler Dairesi'nde aday memur olarak başladı,
daha sonra İkili Ekonomik İlişkil er Dairesi'nde İkinci Katip , 137
Birleşmiş
Milletler Cenevre Ofisi
ezdindeki Türkiye Daimi Ekonomik Ilişkiler Dairesi'nde Şube Müdürlüğü, Burgaz'da Başkonsolosluk, Paris Büyükelçiliği'nde Müsteşarlık, Araştırma ve Orta Doğu Daireleri'nde Başkanlık, Uluslararası Ekonomik Ilişkiler Genel Müdür Yardımcılığı, Bağdat Büyükelçiliği ve Türkiye'nin Avrupa Konseyi Nezdindeki Daimi Temsilciliği yaptı. 1992-1998 yıllan arasmda MiT Müsteşarlığı görevi yaptı. Sonrasında da Paris Büyükelçisi oldu. 2002 tarihinde bu görevden kendi isteğiyle emekli oldu. Işık Üniversitesi'nde öğretim görevlisi ve İstanbul Ticaret Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı olarak da çalışmakta . Ternsilciliği'nde
Başkatiplik,
Uluslararası
Mehmet Kurt
1953'te doğdu. Adalet ve Kalkınma Partisi 22. Dönem Samsun Milletvekili. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde öğrenim gördü. Öğretmenlik, avukatlık ve noterlik yaptı. Evli ve beş çocuk sahibi. Ankara' da yaşıyor. Doğu
Perinçek 1942 yılında Gaziantep'te Babası yed k subaylık ve
doğdu. lşçi
Partisi Genel Başkanı. yargıçlık yaptığı için çocukluğu Türkiye'nin pek çok şehrinde geçti. Hemen hemen bütün eğitimini Ankara'da tamamladı. Üniversite yıllarında 10 ay Almanya'da işçilik yaptı ve Almanca öğrendi. 1964'te Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi ve Kamu Hukuku Kürsüsü'ne asistan olarak girdi. 1967 yılında Döniişüm dergisi Yazı Kurulu Üyesi ve Başyazarlığı yaptı. Almanya'da Türk Toplumcular Ocağı'ıu kurdu ve ilk Genel Başkam oldu. Türkiye İşçi Partisi (TİP) Üyesi ve Bilim Kurulu Üyesi, Güvenlik Komitesi Başkanı, TİP içindeki Devrimci Muhalefet Hareketi'nin önderlerinden biri. 1968 yılında Dev-Genç Genel Başkanı, Aydınlık dergisi kurucusu. Türkiye lşçi Köylü Partisi'nin kuruluşuna önderlik etti ve ilk Genel Başkam oldu. 1992'den beri İşçi Partisi Genel Başkanlığı görevini sürdürüyor.
138
Ayhan Şahenk
1929'da Niğde 'de
doğdu
ve 2001 'de lstanbul'da vefat etti.
Doğuş
yatırım yapılmasını sağladı.
1950'de Doğuş Holding'i kurdu ve turizm, g1da ve otomotiv alanlarında 1992 senesinde kendi adJru taşıyan bir
vakıf
yönelik
Holding'in kurucusu ve
iş adamı.
inşaat, bankacı11k, iletişim,
kurarak
Tahsin
eğitim alanına
hayır işleri yaptı.
Şahinkaya
1925'le Merzifon'da doğdu. 1978-1983 yılları arasında Hava Kuvvetleri Komutanı. Bursa Askeri Lisesi'nde okudu. 1943'te Harp Okulu'ııdan
mezun oldu. 1946-1949 yılları arasında ABD'de çeşitli dallarda ğitiın gördü. 1964'te Napoli 'deki NATO Hava Kuvvetleri Karargah1'nda Daire Başkanı olarak görev yaptı. 1966'da tuğgener alliğe, 1977'de orgenerall iğe terfi etti. 12 Eylül Darbesi'yle lıirlikLe, MilJj Güvenlik Konseyi Üyesi, anayasanın kabulünden sonra ise Cumhurbaşkanlığı Konseyi Üyesi olarak tüm kamuoyu tarafından tanındı,
medyada pek çok kez yer
aldı.
TankŞara
lş adamı.
Türk Yunan lş Konseyi Başkanı ve ENKA şirketinin sahibi. Kamuoyu genellikle onu 1985 yılının 600 milyon lirayla vergi rekortmeni olarak da tanJyor. Mehmet Naim Talu
1919'da lstanbul'da
doğdu.
Türkiye Cumhuriyeti Eski
Başbakanı. 1943 yılında İstanbul Ümversitesi lktisat Fakültesi'ni
bitirru. Memurluk ve banka yöneticiliği yaptı. lkinci Nihat Erim Hükümeti'nde Ticaret Bakanı olarak görev yaptı. 1972 yılında Ticaret
Bakanı
görevindeyken,
Cumhurbaşkanı
Cevdet Sunay
tarafından Senato Üyeµği'ne atandı. Cumhuriyetçi Güven Partisi ve Adalet Partisi'nin desteğiyle 36. Hükümet'i kurarak başbakan oldu. 1976 yılında Kontenjan Senatörlüğü sona erru. 15 Mayıs 1998'de yaşammJ yitirdj.
139
Necip Torumtay 1926'da Trabzon Vakfıkebir'd e doğdu. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 20. Genelkurmay Başkanı olarak görev yaptı. 1944'te Harp Okulu'ndan mezun oldu. 24 Temmuz 1987'de Genelkurmay Baş kanlığı'na atandı. 3 Arnlık 1990 tarihinde kendi isteği ile Genelkurmay Başkanlığı'ndan emekliye ayrıldı. Sebebin 1. Körfez Savaşı'nda hükümetin tutumuna tepki olduğu öne sürüldü.
Faik Türün 1913'te Bursa'da doğan Türün, 1933'te Işıklar Askeri Lisesi'nden mezun oldu. 1950 - 1951 yıllarında Kore Savaşı'na katılan Türün, 1969'da orgeneral rütbesini aldı. 12 Mart Muhtırası'nın ardından başlatılan 'Balyoz Harekatı ' sırasında, sıkıyönetim komutanı olarak görev aldı. Bu dönemde İstanbul' da iki kez sokağa çıkma yasağı ilan edildi. 'Fırtına l ' ve 'Fırtına 2' operasyonlarıyla aydın, öğretim üyesi ve binlerce vatandaşı gözaltına alıp, işkenceden geçirttiği idilia edilili. 1973'te 1. Ordu Komutanlığı görevinden emekliye ayrıldı. 12 Eylül 1980 darbesinden hemen önce Adalet Partisi tarafından cumhurbaşkanlığına aday olarak gösterildi. Faik Türün 15 Şubat 2003'te lstanbul'da vefat etti. Mezarı Eilirn ekapı Şerutliği'ndeclir. Bülend Ulusu
1923'te !stanbul'cla doğdu. Den.iz Harp Okulu'ndan mezun oldu. Branş Subaylığı, Bölüm ve Karargah Amirliği görevlerinde bulundu. 1964'de Tuğamiral oldu. 1974'de Oramiral oldu. 1977-1980 arasın da Deniz Kuvvetleri Komutanlığı yaptı. 1980 Ağustos ayında ordudan emekli oldu. 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra hükümeti kurmakla görevlendirilili. Seçimlerin yapıldığı 1983'e kadar Darbe Dönemi Başbakanlığı yaptı. Cem Uzan
Türk iş adamı ve siyasetçi. !stanbul Özel Alman Lisesi'ni bitirdi ve Amerika'da işl etme eğitimi aldı. Şirketlerine (Telsim, Star TV gibi) TMSF tarafından el konuldu. Motorola ve Nokia fırması ile 140
mahkemelik olması nedeniyle uluslararas ı gu ıı ı lt · ııı ılı · \1111111 ııl ıı ıı l yer aldı. Genç Parti'yi kurdu ve Kasım 2002 S<'<; iıııl ı • ı ı ı ıılı lılı lı ı \ 11 başarı elde etti. 1999 yılında Ürdün vatandaşlığ ııı ;ı gı·ı, ı ı : lıı il •• I ı ı 1 ı hızlı yükselişi nedeniyle TIME dergisinde yer alclı . Mustafa Necdet Ürug
1921 yılında lstanbul'da doğdu. Türk Silahlı Kuvvt•l l ı• ı ı'ı ı ııı 1 ı Genelkurmay Başkanı. 1939 yılında Bursa I ş ı k l ar ı\·ıl· • ı 1 Lisesi'nden, 1941 yılında Topçu Asteğmen rütbesi ılı • l l ı ıı ı ı Okulu'ndan mezun oldu. 1942 yılında Topçu Okulu'nu biLi rdi 1!J IH yılında girdiği Harp Akademisi'ni 1950 yılında bitirerek 1 ıınıı rıy oldu. 1966 yıl.ına kadar çeşitli karargah ve birliklerde görev yııpl ı 1966 yılında Tuğgeneral, 1969 yılında Tümgeneral, 1973 yılıııd:ı Korgeneral ve 1977 yılında Orgeneral oldu. Orgeneral rütbesiııdı· Yüksek Askeri Şura üyeliği yaptı. 1. Ordu Komutanı iken, 27 Ağustos 1981 tarihinde Kara Kuvvetleri Komutan Yardımcılığı'ııa atandı. Kara Kuvvetleri Komutan Yardımcılığı, 27 Ağustos 1981 - 15 Kasım 1982 tarihleri arasında Devlet Başkanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi Genel Sekreterliği , 15 Kasım 1982 - 1 Temmuz 1983 tarihleri arasında ise Cumhmbaşkanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi Genel Sekreterliği yaptı. 1 Temmuz 1983 tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na, 6 Aralık 1983 tarihinde de Genelkurmay Başkanlığı'na atandı. 1987 tarihinde emekli oldu.
Halil Ürün 194 7 yılında Konya'nın Yunak ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğre nimini Yunak'ta tamamladı. Parasız yatılı öğrenci olarak Adana Erkek Lisesini'nden mezun oldu. ITO Inşaat Fakültesi'nden Mart 1970'te mezun oldu. 1973'de mesleki çalışmalarda bulunmak üzere Üniversite tarafından bir yıl süre ile Ingiltere'ye yollandı . İTÜ Inşa at Fakültesi'nde başladığı doktora çalışmalarını 1978'de tamamladı. 1971-88 yılları arasında Istanbul Teknik Üniversitesi, Selçuk Üniversitesi ve Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde 17 yıl öğretim üyeliği yaptı. 1988'de Refah Partisi'nden Konya Büyükşehir Belediye 141
Başkanlığı'na
aday oldu. 26 Mart l 989'da yapılan seçimlerde %40'ın üzerinde oy alarak bu göreve seçildi. l 994'te %49 oyla ikinci kezseçildi. Tayyip Erdoğan döneminde AKP'den Konya Milletvekili seçilen Halli Ürün, Mayıs 2006'da eşi Esma Ürün tarafından aidatına ve dayak suçlamasıyla savcılığa şikayet edildi. Esma Ürün, olay basına yansıyınca şikayetini geri aldı. Halen milletvekili. Yeşil
Mahmut Yıldırım kod adlı derin devlet tetikçisi. Mahmut Yıldı rım: 1951 'de Bingöl'de doğdu. Gerçek adı Ahmet Demir. Kod adları Sakallı ve Yeşil. Yasadışı örgüt üyesiyken itirafçı oldu. 1975'de Milli Görüş hareketi içine giren ve Elazığ Etibank Ferrokroın tesislerinde çalışmaya başlayan Yıldırım'ın istihbaratçı olduğu öne sürülür. 1989'da jandarma ile çalışan Yıldırım'ın , faili meçhul cinayetlere karıştığı diğer iddialar arasında. Bazılarına göre Abdullah Öcalan'ı öldürmek için operasyon düzenlemeyi teklif etti ve kabul görünce Eylül 1994'de harekete geçti. Abdullah Öcalan'a 6 Mayıs 1996 ve 23 Kasım 1996'da başarısız iki suikast girişiminde bulunclu. Öldürüldüğü ya da bir yerde gözaltında tutulduğu iddia edildiyse de hakkında bir bilgi bulunmuyor. AJunet Mesut
Yılmaz
1947 yılında !stanbul'da doğdu. Kimya, tekstil ve ulaştırma şir ketlerinde üst düzey yönetici olarak çalıştı. Bakanlık ve başbakanlık yapq. Aslen Rize Çayeli Çataldere/Cimil köyünden. Amca tarafının soyadı, Akçal. 1971 'de Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye ve İktisat Bölümü'nden mezun oldu. 1972-1974 yılları arasında Almanya'nın Köln Üniversitesi İktisadi ve Sosyal Bilimler Fakültesi'nde yüksek lisans çalışması yaptı. 1983'te ve 1989'da Anavatan Partisi'nden Rize Milletvekili seçildi. 15 Haziran 1991 tarihinde yapılan Anavatan Partisi Büyük Kongresi'nde Genel Başkanlığa seçildi ve başbakan oldu. 24 Aralık 1995'teki genel seçimlerden sonra Anavatan Partisi ile Doğru Yol Partisi tarafından oluştmulan koalisyonda 53. Hükümet'in başbakanlığını üstlendi. Partisinin 3 Kasım 142
2002 seçimlerinde
aldığı
oy
oranı
yüzünden
gör<'v iııcl <• ıı ı ~; l ıf;ı ı·l l ı .
Evli ve iki çocuk babası. Şevki Yılmaz
1955'de lzmit'te
doğdu.
İslam
1980'de Istanbul Yüksek lında Avrupa
Derince Lisesi'ni de
clışarclaıı lıil ll'<lı.
Enstitüsü'nden mezun oldu. J !)8~ .v ı
Milli Görüş Teşkilatları Avusturya Bölge Başkan lıg ı gi ı
revinc getirildi. 1994'te Refah Partisi'nden aday olduğu seç iınl C'r so nucu Rize Belediye rak meclise girdi. Atatürk duğu
Ateşli
ve
karşıtlığı yaptığı
gerekçesiyle
alındı.
Başkam
Yurt
seçildi.
döndü. Evli ve üç çocuk
Rize Milletvekili
saldırgan konuşmalarıyla
video kasetle ri ortaya
hazırlanan
dı şına kaçıp
Ardından
cumhu riyC't
çıkınca "irticac ı "
iddianameyle siyasi yasaklılar
orada yedi babası.
143
yıl yaşadı.
o l ;ı V('
ol
a ras ın a
2004'te Türkiye'yc
ÖLÜMÜN ARDINDAN
144
IX
25 T emmuz 2006 SELÇUK PARSADAN ÖWÜ A.A. Bazı kişi
ve
kurumları dolandırdığı
gerekçes iy l<'
ynr~~ıl:ıııılıp,
valarda hüküm giyen Selçuk Parsadan, öldü. Yakalandığı hastalık
elan, durumu sine
nedeniyle uzun süredir tedavi gon · ı ı f ';
ağırlaşınca Okmeydanı Eğitim
kaldırıldı.
ve
Araşt ırııı ;ı
l l ı ı· ı ı .
Selçuk Parsadan hastanede öldü.
Eski Başbakan Tansu Çiller'in, emekli Orgeneral Nt·<·ıl<'I t J rwı'un adı kullanılarak
örtülü ödenek yoluyla
dolandırılııı:ı•; ı ııl.ı .~
da aralarında bulunduğu çeşitli suçlardan dolayı hükiiıı ı giyı ·ı ı ~ iı · Parsadan, 19 zaların
Şubat
2001 tarihinde
Şartla Salıverilrnc.v< »
Ertelenmesine Dair Kanun'dan yararlanarak
Parsadan , hükümlü olarak
bulunduğu
Afyon
1):ıv:ı \ı
t.alıliyı· ıı lıı ııı•
Kapalı< :ı· z; ıı • \ ı
Özdemir Sabancı suikasti faillerinden Mustafa Duyar'ııı iı ldıırıı l ğü
olayda, tek k'Urşunla yaralanmış ve kısmen yüz fcl<'i olııııı :,il ıı
145
26/07/2006
ÜNLÜ DOLANDIRJCI SELÇUK PARSADAN ÖWÜ RADtKAL - lSTANBUL - 'Örtülü ödenek dolandırıcısı' Selçuk Parsadan omurilik kanseri tedavisi
gördüğü
Eğitim
Okmeydarn
ve
Araştırma Hastanesi'nde öldü. Önceki gün öldükten sonra morga Parsaclan'ın
konulan
cesedini almaya kimse gelmedi. mesleği' dediği dolandırıcılığa
Türk kamuoyu 'Baba başlayan
Parsadan'la 10 yıl önce
tarnştı.
15
yaşında
1995'teki genel seçimlerden
önce emekli orgeneral Necdet Öztoruıı'un adını kullanarak, 'DYP'ye 30 bin üye
vaat eden Parsadan'a, dönemin
kazandırmayı'
Tansu Çillcr'in örtülü ödenekten 5.5 milyar lira deme bomba gibi
düştü.
rerken dönemin Adalet seye
dönemin
yıllarda
başbakaru
Deın.irel'in
ele
Aldığı lınpis
dan,
o
si üyelerince 1f) dan iki
olayı
kullanarak
arcl.ı.nclan
25
Cumhurbaşkarn
Süleyman
kişiyi dolandırdığı
orta.va
1999'cla
'Rahşan affıyla'
~·ctc'
ölclürülclüğü silahlı saldırı ela başın
Parsadan, 4.5
tahliye
çıktı.
Afyon Cezaevi'ne konu.lan Parsa-
tetikçisi Mustafa Duyar'm, Karagümri.ik
~ubat
sü-
kim-
Savaş'ın adını
oyw1cu Perihan
kurşıırıla yaralaııclı.
2001 'clc
yargısı
Kazan'm kendisiıw
Çiller ile dönemin
Sabancı Suikastı
gün-
4 milyon mark teklif ettiğini ileri sürdü.
aralarında olduğu
cpzasmm
verdiği iddiası
Edremit 'te yakalanan Parsadan
Bakanı Şevket
anlatmaması kaydıyla
Parsaclaıı'ııı
Başbakanı
yıl
hapis
yattıktan
soma
edilmişti.
26/07/2006 Türkiye'nin en ünlü dolandıncısıydı SELÇUK PARSADAN ÖWÜ Adını
Tansu ('illcr'in
başbakanlığı
146
clöncrnincle örtülü ödenekten
aldığı 5.5 milyar lirayla duyuran Parsadan, omuril ik kawwrı ıwılı ·
niyle 54
yaş md a hayatım
kaybetti.
lSTANBUL Milliyet Eski Başbakan Tansu Çiller'i telefonla arayıp ernl'k li Ot}\ı·ııı·ı.ıl Necdet Öztoruıı'un ismini kullanarak ört ülti öcle ı wkt <'il lira almasıyla tireli.
tanınan
Selçuk Parsadan, el tın 54 yaşında
Okmeydaııı f<~ğitim Vf' Araştırma
lerincle ölPn Parsadan,
Hastanesi'ndc•
yakalandığı onımilik
kansNi
;, rı ııııl y: ıı
.\'<l~:ı1111111
.\ ı
dıııı oglı· •;;ı,ıl
sc•lı«lıı.\' lı • l ı ıı
süredir tedavi görüyordu. Parsadan, HJU5'teki seçimlerden ünC'c ('illN'i tek>foıılu :ırn.vııı c >z lorun'uıı aclını kııllanarnk örtülü öclenc>k\Pıı 5.5 milyar lıra :ıldı.
Olayı
kendisi açıklamıştı
Açık l amalarıyla
.\·akalanclı.
hapis,
ı:3.7
Karar
skanclalm ortaya
c;ıkıııasına
yol
:ıc;l ı vı•
1!l!Hi ı l:ı
Ankara D. Ağır Ceza l\1ahkmwsi'ııce HJ!ll'ılı· !i .\ ıl .! .ı\ milyar lira para C('zasma c;arpl ınlclı.
Yargılay'cla onaylanınca,
Çiller'p de
yargılanııı;ı .\'nlıı :ı ıl
clı.
Ancak itiraz soııucu Danıştay 2. Dairesi, örtülü üdc•ıı<'gi 1 ııll:ııı
ına
yetkisinin başbakana ait olcluğıına karar vereli . Sanatçı
Perihan
Savaş'ın adını
kullanarak
C'umlıtırlıasl\:ıııı ,;ıı
leyman Deıııirc>l ik clöııcmin başhakarn (;iller'in ele' <1ral:ırııııl:ı l ıı ı luncluğu 25 kişi.\' i dolanclırclığı icldiası.\fa lstanlml :3. Agır < 'ı·z.:ı '.\l:ıl ı kcınesi'ncc'
;3 ~rıl bir aJ 15 gün hapis
C'Pz,ısına çarptırılaıı 1':ır:-.:ıı1.ıı ı ' ıı ı
cezası Yargıtay'('a lınzııldu.
Eski bir
lıaskPtlıoku
olan Parsadan, 1!J~Jffcla
yatı ıgı
\1\ ı ııı c 'ı •
zaevi'nde , Karagııınrtık C,'elesi sarnklarıınn Sabancı suikastı lıııl ı ıı ı ı lüsü :\Iustafa l>ııyar'ı iildürmesi smısıııda başından rnr:ıl:ıııdı c ıı ı ıı lü
öclenektPıı
ii.G milyar lira
yınca tutuklaıuın
bir
tclc'\.iz~·on kaııalııırl : ı ;ıı ıh;I ı
ve clolanclırıcılığm yarn sıra mahkc'tı ıc• 1ıı 'j ı ·t lı · ı ı ııı
hakaret ele olmak üznc 15 sına
aldığını
yıl ağır
çarptmlan Parsadan, 19
hapis ve 8 milyar lı nı p; ıı: ı ı ·u
Şubat
Cezaların Er\C'lt>ııııwsı Yasası'nclan
147
200l'cle
Şartla S:ılı\'ı•ıılıııı •
yararlanarak
talıli.\ı' ııldıı
ı ı
26/07/2006 ÇD...LER1 DOLANDIRAN PARSADAN ÔWÜ
Birçok ünlü siyasiyi ve kurumları dolandırdığı gerekçesiyle yardavalarda hüküm giyen Selçuk Parsadan öldü. Bir süredir omurilik kanseri tedavisi gören Selçuk Parsadan, dün evinde fenalaştı. Yakınları tarafından Okmeydanı Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Parsadan, burada doktorların tüm müdahalelerine rağmen kurtarı lamadı. Selçuk Parsadan adını, Tansu Çiller'in başbakanlığı döneminde, Aralık 1995 seçimlerinden önce emekli Orgeneral Necdet Oztorun'un adını kullanarak örtWü ödenekten 5.5 milyar lira aldığı yönündeki iddialarla duyurmuştu. Açıklamalarıyla örtülü ödenek skandalının ortaya çıkmasına yol açan Parsadan, 22 Mayıs 1996'da gizlendiği Edremit'te yakalanrruştı. Her duruşması olaylarla geçen Parsadan, yargılama sonucu Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi tarafmdan Terrunuz 1997'cle 6 yıl 3 ay hapis, 13.7 milyar lira para cezasına çarptırılmıştı. 2001 yılında tahliye olan Parsadan, hükümlü olarak bulunduğu Afyon Kapalı Cezaevi'ncle Ôzdemir Sabancı suikasti faillerinden Mustafa Duyar'ın öldürüldüğü olayda da tek kurştmla yaralanrruş v kısmen yüz felci olınuştu. gılandığı
ZAMAN 26/07/2006 ÇD...LER 1 DOLANDIRAN PARSADAN HASTANEDE ÖWÜ
Ünlü dolandırıcı Selçuk Parsadan SSK Okmeydanı Hastancsi'nde hayatını kaybetti. Parsadan'ın yakalandığı hastalık nedeniyle uzun süredir tedavi gördüğü , durumu ağırlaşınca kaldırıldığı Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesine önceki gün öldüğü öğrenildi. 148
Parsadan, Tansu Çiller'in başbakanlığı döneminde emekli Orgt'neral Necdet Öztorun'un adım kullanarak örtülü ödenekten 5,5 milyar lira almıştı. Açıklamalarıyla örtülü ödenek skandalının ortaya çıkmasına yol açan Parsadan, 22 Mayıs 1996'da Edremit'te yakalandı. Davalaıı sırasında dönemin Adalet Bakanı Şevket Kazan tarafuı dan olayı kimseye anlatmaması kaydıyl a 4 milyon mark teklif edildiğini açıkladı. Temmuz 1997'de 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı.
26/07/2006
ÖRTÜLÜ ÖDENEK DOLANDIRICISI PARSADAN PARASIZLIKTAN ÖWÜ TANSU Çiller'in başbakanlığı döneminde 1995 seçimlerinden önce emekli Orgeneral Necdet Öztorun'un adım kullanıp örtülü ödenekten 5 milyar lira alarak büyük skandala yol açan Selçuk Parsadan'a bir süre önce omurilik kanseri teşhisi kondu. Maddi sıkıntı nedeniyle hastaneye yatamayan ve evde tedavisini sürdüren Parsadan ağrılan artınca dün Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı . Kemoterapiye başlanması düşünülen Parsadan, kurtarılamadı. Parsadan'ın Isabelle adlı arkadaşı ise, "Parasızlıktan bir çok kez tedaviye ara verdi. Ağrıları artınca hemen hastaneye kaldır dık, ancak kurtaramadık ," diye konuştu. 15 YILA MAHKUM OWU Selçuk Parsadan'ın, Örtülü Ödenek'ten 5 milyar lira aldığını bir televizyon kanalında açıklaması gündemi karıştırmıştı. EdremiL'te yakalanan Parsadan, 'nitelikli dolandırıcılık' ve mahkeme heyetine hakaret suçlarından toplam 15 yıl ağır hapis ve 8 milyar lira para cezasına çarptırıldı. Parsadan, 2001 'de Şartla Salıverilme Yasası'ndan yararlanarak tahliye oldu. Parsadan'ın 8 milyar liralık para cezas ı , ulusal yayın yapan bir televizyon kanalı muhabiri ile eski eşi Zühre Parsadan tarafından ödendi. 149
BİR.Gün 27/07/2006 PARSADAN ÖWÜ Bazı kişi
ve kurumları dolandırdığı gerekçesiyle yargılandığı davalarda hüküm giyen Selçuk Parsadan (54) kaldırıldığı Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde omurilik kanserinden hayatını kaybetti. Emekli Orgeneral Necdet Öztorun'un sesini taklit ederek 1995'te dönemin Başbakanı Tansu Çiller'i telefonla arayan Selçuk Parsadan, Kemalistler Derneği için 5.5 milyar lira vermesini istedi. Parsadan'ın sözde Öztorun adına istediği bu para Örtülü Ödenek'ten verildi. Ancak kısa süre sonra Çiller'in dolandırıldığı ortaya çıktı. Parsadan, eşi Yılmaz Zafer'in tedavisi için parasal sıkıntı çeken sanatçı Perihan Savaş'ın adını kullanarak aralarında dönemin Cumhurbaşkanı Demirel ve yine Başbakan Çiller ile bazı iş adamlarının da bulunduğu 25 kişiyi de dolandırdı. Perihan Savaş'ın adını kullanarak gerçekleştirdiği dolandırıcılık davasından yargılanıp 3 yıl 1 ay 15 gün cezaya çarptırılan Parsadan, 200l'de şartlı tahliyeden yararlanıp serbest bırakıldı. Parsadan, hükümlü bulwıduğu Afyon Kapalı Cezaevi'nde Özdemir Sabancı suikasti faillerinden Mustafa Duyar'ın öldürüldüğü olayda, tek kurşunla yaralanmıştı.
150
EL YAZILARIYLA AFYON CEZAEVÄ° NOTLARI
151
x
f-}yır!tf.. /JRkcrdcır
20R
lfnu fu/mcı_k Cok Ar/
152
'-/A lı· ı?_, A f( rYl rf ı< L R 12, Fıl<ıR.. ZJ~ ?t'~· rr-ıRrvıElc..r t..1
153
r ~ <rfr ÇE'k'Ln kuh.JJ,I'.
!:1ek&,w,1
eis",;
<;/le_
l/ C /o
I'
/--/v.J o
(jo _f?-199?5.)
·------
·- -·- - - -
/JarfLJa.!'1111 }.er z.arrıar; afµ cL'n. f} m,,/
kefJ cl/,_J'lt'
asfJeı..
/J1. &JJ)th rr3/V1/
154
/ i/171/ /1 C I L fiC/[iM
r:z vc_----
rY)ollUlUl<l/11(_
t€ı "rrYl E 'ft
Mil 111<<./111Wlf'
r.fi fJ.LJtW~D4/\J 7 f - f _ 2-ooo
155
F' ''
'
'- ·(\•
;,
J'{ııJ
d
fU1 IJ '?
{f1.PfOA!
1fi /!-511
c
•ı
";
f)fl f\)
fıl1ff1Lf cp;Ç/WI
156
Merhaba Selçuk abi, Nasılsın güzel ağabeycim? Bu sa.na ilk mektubum ama son değil. l\ıısıır.ı
balana biraz gecikti. Aslında geliJ· gelmez yazacaktım ama i11ııııf.:i yı·ııı fiTsat buluyorum. Da.ha yeni yerleştim sayılır. Şu an iki arkad,1şlıı hirlıl"'' üç kişiyiz ve yalnız kalıyoruz. Yani koğuşta ka.lrruyorıım ve buııdıııı suıım da koğuşta filan kalmaya kesinlikle niyetim yok. Cezamm kalan kısııııııı sana sözünü ettiğim arkadaşımla kalarak bitireceğim. Tabii az ycı <fil çnf, bilmiyorum ama nasip olw-sa niyetim böyle.
Pazartesi günü seni TV'den izledim. Yine mahkemen vamıış ;111111 çı.lawı.mışsın. Da.ha önceki mahkemelerini görüntüleri ile verdilrr. Y:ııılış duymadıysam 3 sene 10 ay da.118 ceza a.lrruşsın. Bw7lar nr .Viltıııı;ı,ı ·:ı çalışıyorlar anlamadım. En büyük dolandıncılar tepede elleriıu koll:ırnıı sallayarak geziyor ama cezalarım sana veriyorlar. Oysa im /ı;ıl/11 uyandırdığın için ödülü hak ediyorsun sen.
Gerçekten de Selçuk abi sıcaklığıl1J, içtenliğini hala lıissec!C'/ıil~voıwıı Aslında ceza senin.le biıii.kte güzel yatılırdı. Ama biliyorsw1. Koşııllıır lıu. ı lı gerektiı'iyordu .
Selçuk abi fotoğraflarla birlikte mektup yollamamışsm gali/ı;ı. .'-ine lı ·ı·ı · fotoğraflar geçti eliJTie. Neyse; senden mektup bekliyorum ve s;ıy~ı/:1111111
iletiyorwn. En samimi dostum Ergül'ün ele sana çok selt1ıııı vnr. Un:ı rl.ı senden bahsettim. Kendine iyi bak ve sağlığına çok dikkat. el. Saygılarımla ve sevgileriınle... Kardeşm
Mustafa Duyar
Vurulup düşsem çırılçıplak kavgarnn ortasında derim yiğitçe olswı dostlukla biı·
düşmanlık;
böyle isterim.
157
Parsadan, Oktay Güzeloğlu'yla ...
158