Şato Pdf Franz Kafka Şato Kitabı Arka Kapak Bilgisi Kafka Şato'da, tıpkı Dava'da da olduğu gibi şeffaflıktan yoksun, işlemeyen kurumlarla, otorite ve bürokrasiyi hicveder. Esrarengiz bir kont, ona ait bir şato; diktatörce eğilimler gösteren, hiyerarşi içindeki çok sayıda bürokrat… Roman, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun modern ulus devletlere ayrışmasının ertesinde yazıldığından, Kafka geleneksel otoritenin nasıl bir düzene evrileceğini sorguluyor olsa gerektir. Okur, romanın muammalarını çözmek için her türlü karmaşa, ikilem ve belirsizlik arasından yolunu bulmaya çalışacağı "aktif" bir okumaya davetlidir. Franz Kafka Şato Kitabını aşağıdaki adresten pdf olaran indirebilirsiniz. http://www.pdfkitaplariindir.com/sato-pdf-indir.html
Franz Kafka Şato Kitabı Okuyucu İncelemesi Şato, Franz Kafka'nın ölümünden sonra yayınlanan üç kitabından bir tanesidir. Bu kitabında Kafka, "öteki" kavramını farklı yönlerden ele almıştır. Kitabın ana karakteri K., yeryazımcı göreviyle atandığı köyde yabancı ve öteki sıfatıyla yer almakta, yazar "öteki" nin nasıl hissettiğini şahsın kendi ağzından anlatmaktadır. Kafka aynı zamanda kitabında ulaşılmaz devlet yapısını da işlemiştir. Ana karakter K.'nın tüm uğraşlarına rağmen ne köyün yönetim birimi şatoya, ne de şatoyu temsil eden herhangi birine ulaşamamıştır. Bununla beraber, K.' nın köye yeryazımcı olarak atanmasına rağmen görevinin ne olduğu hakkında hiçbir fikrinin olmaması da bir eleştiri niteliğindedir. Şato, ilk bakışta görülemeyecek çok incelikli ayrıntılara sahip bir kitap. Çok fazla ayrıntı olduğundan kitabın tamamı okunmadan tam anlamıyla anlaşılabilmesi pek mümkün olmasa da, anlatılan hikaye genel olarak şöyle: Kitabın ana karakteri K., bir köye yeryazımcı olarak atanır. Başta köylüler onun yeryazımcı olduğuna inanmasa da, bir şato görevlisinin yardımcısının şatoyu aramasıyla yeryazımcı olduğu anlaşılır. Bir hana yerleşir, fakat köylüler yabancılara karşı pek misafirperver değildir. Görevi hakkında bilgi almak için şatoya gitmek istediğinden köylülere şatonun yolunu sorar, şatonun yolunu tarif etseler bile kimse onu şatoya götürmeye yanaşmamaktadır. Akşama doğru Arthur ve Jeremias adında iki genç çıkagelir. K.'ya onun asistanları olduklarını söylerler. K. onları daha önce hiç görmemiş olsa da, sorgulamadan onları hizmetinde çalıştırmayı kabul eder. Ertesi sabah, Barnabas adında bir ulak K.'ya Klamm adında bir şato beyinden gelen bir mektup getirir. Mektup, K.'nın görevleri hakkındadır. K. Barnabas'tan kendisini şatoya götürmesini ister, birlikte yola çıkarlar fakat Barnabas onu şatoya değil kendi evine götürür. Barnabas'ın ailesiyle tanışan ve biraz tuhaf bulan K., farklı bir hana kalmak üzere gider. Handa beylerden başka kimsenin kalamayacağını öğrenen K., en azından meyhaneye uğrar. Orada çalışan kız Freida'yla tanışır ve ona aşık olur. Freida ise sabah kendine mektup gönderen şato beyi Klamm' ın metresidir. K., Klamm ile konuşabilmek için Freida'dan yararlanmaya çalışır, fakat bir türlü beceremez. İlerleyen zamanda ise Freida ile nişanlanırlar.
Bir gün K. hala görevi hakkında bir şey bilmediğinden köyün muhtarına gider. Muhtar köyde yeryazımcıya ihtiyaç olmadığını söyler. Bunun üzerine K. Klamm'dan gelen mektubu çıkarıp muhtara gösterir fakat muhtar mektubun geçerli olmadığını söyleyerek K.'yı gönderir. Birkaç gün sonra muhtar, K.'ya haber gönderir. Köyün okulunda hizmetli kadrosu boştur ve eğer isterse nişanlısı ile orada çalışabileceklerdir. Bunu kabul eder ve Freida ile beraber okula yerleşir ve işe başlarlar. Fakat bir süre sonra işten ayrılırlar çünkü patronu onlara çok kötü davranmıştır. Bir gün K. hanın kapısında Klamm'ın kızağını görür. Fakat her yerde aramasına rağmen Klamm'ı bulamaz. Ertesi gün ise K.'yı sorguya çağırırlar. Sorgu sırasında uyuyakalan K. aslında suçunun ne olduğunu, neden sorgulandığını bilmemektedir. Daha sonra hancının karısı onu yanına çağırır ve ona aslında yeryazımcı olmadığını söyler. K. ne diyeceğini bilememiştir. Bu farklı hikayesinde Franz Kafka okuyucunun kafasını karıştırsa da, hikayenin sonunu çok iyi çözümlüyor. Franz Kafka Şato Oku
Franz Kafka Şato Kitabı Okuyucu Yorumları Yorum-1 ato, Franz Kafka’nın 1922 yılının başlarında kaleme aldığı, Max Brod’un 1926 yılında Kafka’nın ölümünden iki yıl sonra yayımladığı romanıdır. Kitap, Dava romanıyla ilişkilendirilebileceği gibi, başlı başına incelemeye değer bir eserdir. K. adında bir kadastrocunun bir köye gidişini ve o köyde yaşadıklarını anlatır. DİKKAT! BU BÖLÜM KİTAP HAKKINDA DETAYLI BİLGİ İÇERİR. Kitabın ana karakteri kadastrocu Bay K., Kont Westwest’in şatosuna ait olan bir köye atanır ve bir handa konaklamaya başlar. Handakilere şatoya kadastrocu olarak atandığını söyler fakat kimseyi inandıramaz. Daha sonra yayılan söylentilerin de yardımıyla K’nın yeni kadastrocu olduğuna herkes inanır K, köyde keşif yapmaya başlar. Amacı şatoya çıkıp Kont Westwest ya da onu temsil eden bir yetkili ile görüşüp, görevi hakkında bilgi almaktır. Köylülerin şatoya giden yol dedikleri yolu izler fakat yolu tarif eden köylülerden hiçbiri onu şatoya götürmeye yanaşmaz. Bunun üzerine hana dönen K, orada Artur ve Jeremias adında iki adamla karşılaşır. Adamların söylediğine göre kendileri K’nın hizmetine verilmiştir. K, bu iki yardımcının neden kendisine tahsis edildiği konusunu hiç sorgulamaz ve onları kendi hizmetinde kullanmayı kabul eder. Bir gün Barnabas adında bir haberci, K’ya Klamm adındaki şato beyinden gelen ve görevi hakkında bilgiler içeren bir mektup getirir. K, heyecanla Barnabas’tan onu şatoya götürmesini ister. Barnabas, K’nın koluna girer fakat onu şato yerine kendi evine götürür. K için şatoya gitme umudu bir kez daha suya düşmüştür. Barnabas’ın Olga ve Amelia adında iki kız kardeşi vardır. K, bu iki kız kardeşle tanışır fakat Barnabas ve ailesi K’ya garip görünmüştür. K, köylülerden hayli rahatsız olmuştur ve kendini fazlasıyla yalnız hissetmektedir. Bu yüzden tekrar hana dönmek istemez. Köydeki Beyler Hanı adındaki başka bir hana gider fakat “Beyler”in dışında bu
handa kimsenin kalamayacağı cevabını alır. K, buna bir anlam veremez. Yabancıların yalnızca meyhaneyi kullanabildikleri söylenir K’ya. K, meyhaneye girer ve orada Freida adında bir kızla tanışır. Freida, Klamm adındaki bir şato beyinin sözde metresidir. K, Freida’yı ayartır ve onunla birlikte olur. K ile Freida arasındaki ilişki Freida’nın annesini rahatsız eder. K’nın Freida hakkındaki niyeti ciddidir. Freida ile evlenmek istemektedir. Bu meseleyi ve kendi görevi hakkındaki sorularının cevabını bulmak amacıyla bu sefer Klamm adındaki şato beyi ile görüşmek ister. Fakat Freida, Klamm ile görüşmenin neredeyse imkânsız olduğunu söyler. Bunun üzerine K, Klamm ile görüşmenin bir yolu olup olmadığını, neden kadastrocu görevi ile ilgili bir iş almadığını öğrenmek üzere köy muhtarına gider. Muhtar, köyde bir kadastrocuya ihtiyaç olmadığını söyler. Bunun üzerine K muhtara daha önce Klamm’dan gelen mektubu gösterir. Muhtar, mektubun bir anlamı olmadığını ve bir gelişme olursa K’ya bildireceğini söyler. Hana geri dönen K, hancının karısı ile Klamm üzerine konuşur. Kadın, bir zamanlar kızı Freida gibi Klamm’ın metresi olduğunu, Klamm’a ulaşmanın çok zor olduğunu fakat bu konuda Freida’nın da kendisinin de K’ya yardımcı olabileceğini söyleyerek K’yı umutlandırır. Ertesi gün muhtar, K’yı çağırır ve K’ya köy okulunda hademe kadrosunun açık olduğunu, kabul ederse nişanlısı Freida ile bu görevi üstlenebileceğini bildirir. K, önce işi kabul etmek istemez fakat sonra Freida için bu işi kabul eder ve birlikte okula yerleşme kararı alırlar. O gece K, Beyler Hanı’nın kapısında bir kızak görür. Bu lüks kızak, Klamm’a aittir fakat Klamm etrafta yoktur. K, beklemeye karar verir. Bekleyişinin meyvesini alır ve handan bir adamın çıktığını, kızağa doğru yöneldiğini görür. Önce bu adamın Klamm olduğunu düşünür fakat sonra bu adamın aslında Klamm olmadığını öğrenir. Adam, K ile konuşmayı kabul eder, Klamm’ın sekreteri olduğunu, K dahil hiçbir yabancının Klamm’a direkt ulaşamayacağını, köy kayıtları için K’yı sorgulaması gerektiğini ve bir derdi varsa kendisine bildirmesi gerektiğini K’ya söyler ama K, sorgulanmayı reddeder. Ertesi gün Barnabas, K’ya Klamm’dan bir mektup daha getirir. Bu mektupta K’nın kadastrocu görevini ne kadar iyi yaptığı yazmaktadır. K, mektubun içeriğine hiçbir anlam veremez. Bunun üzerine K, Klamm’a Barnabas ile haber göndermeye karar verir. Bu sırada K ile Freida okula yerleşmiştir. K, hademelik görevini yapmaktadır fakat okulun öğretmeni K’yı, görevini hakkıyla yapmadığı gerekçesi ile suçlamaktadır. K’yı bu görevden kovdurmak niyetindedir. K da hademelik işinden pek memnun değildir ve öğretmenin de sert tutumu K’nın canını fena halde sıkmaktadır. K, en başında Freida’yı kullanarak Klamm’a ulaşmayı istemiştir fakat sonra Freida’ya karşı duyguları değişmiştir. Öyle ki Freida’ya göz koyduğu şüphesiyle kıskançlık krizine girmiş ve yardımcılarını kovmuştur ama Freida yine de K’nın Klamm’a ulaşma düşüncesinin, kendisine duyduğu aşktan daha ön planda olduğunu düşünmektedir. Bir gün K, Barnabas’ın evini ziyaret eder. K, Barnabas’ın evini ziyaret ettiğinde Olga ile karşılaşır. Olga, Barnabas’ın bile Klamm’ın kim olduğunu tam olarak bilmediğinden söz eder. Klamm hakkında köyde pek çok söylenti dolaşmaktadır. Bazı köylüler onu farklı zamanlarda farklı farklı şekillerde gördüklerini iddia etmektedirler. Ayrıca Olga, kardeşi Amelia’nın bir dönem Sortini adındaki başka bir memurla ilişkisinin olduğundan fakat Amelia’nın Sortini’nin habercisini terslemesi sebebiyle bütün ailesinin mimlendiğinden bahseder.
Olga’nın K’ya karşı ilgisi olduğunu bilen Freida, K’nın Olga’yı ziyaret ettiğini öğrenir ve K’dan ayrılma kararı alır. K, bu karar karşısında ne yapacağını bilemez. Önce Freida’ya durumu açıklamaya çalışsa da sonra bundan vazgeçer ve olayları akışına bırakır. K, Beyler Hanı’nda Bürgel ve Erlanger adında iki sekreter tarafından sorguya çağrılır. Sorgu sırasında uyuyakalır. Neden sorgulandığını, suçunun tam olarak ne olduğunu bilmemektedir. Daha sonra nişanlısına yakın davranması sebebiyle kovduğu yardımcıların şatoya şikâyette bulunmuş olabileceklerini düşünür. Beyler Hanı’nın yöneticisi K’yı çağırır ve konuşurlar. Hancı kadın K’ya “Sen aslında kadastrocu değilsin” der. K da kadına “Sen de sadece hancı değilsin, başka işlerin peşindesin” der. DİKKAT! BU BÖLÜM KİTAP HAKKINDA DETAYLI BİLGİ İÇERİR. Şato, oldukça karışık kurguya sahip bir eser. Kafka’nın tüm eserlerindeki o kasvetli ve umutsuz havanın yanında, kitapta kişiler arasındaki ilişkiler de oldukça karmaşık bir şekilde ortaya koyulmuş. Yaşanan olayların ve karakterler arasındaki diyalogların yoruma fazlaca açık olması bu noktada “K”nın, “Klamm”ın, “Freida”nın, “Barnabas”ın ve ondan da önemlisi “şato”nun kim oldukları ya da ne anlama geldikleri konusunda pek çok farklı açıklamaya gebedir. Kitap bende daha evvel “Dava”yı da okumuş bir okuyucu olarak Kafka’nın bu eserde dönemin bürokrasi anlayışını, insanın yabancı bir diyarda, çevresine ve kendisine yabancılaşmasını, otorite karşısındaki ezikliğini ve yok oluşunu sembollerle anlattığı fikrini oluşturdu. Kitabın başında “Şato”nun köyden hayal meyal seçilebildiği fakat oraya hiçbir köylünün ya da yabancının gidemediği bir yer olarak tasvir edilişi, “şato”ya bağlı “bey” adı verilen –ki Klamm’da onlardan biri- memurların sekreterleri ve ulaklar vasıtasıyla şato ile iletişim kurulması, “Şato”nun devlet otoritesini sembolize eden bir metafor olduğu gerçeğini gösteren en önemli etmenler kanımca. Burada K, sürgünle ya da atamayla gittiği bir köyde ne yapması gerektiğini bilmemektedir. Görevi kadastroculuktur fakat köyde bu görevi yapabileceği bir kadro yoktur. Öyle bir zaman gelir ki, K, kadastrocu olduğundan şüphe duymaya başlar ve kendi varoluşundan bihaber bir şekilde çekildiği sorgu sırasında uykuya dalar. Kitapta var olan fakat ağzından hiçbir şey duymadığımız Klamm karakteri ise, tek bir karakter değildir. Klamm karakteri, şatonun insanlara hükmetmesine yardımcı olan, bürokrasiyi daha da içinden çıkılmaz hale getiren, gözü yükseklerde fakat hiçbir iş yapmayan bürokratları sembolize etmektedir. Halkın çoğu Klamm adında birinin varlığından haberdardır fakat neye benzediği konusunda farklı görüşler vardır. K’nın Barnabas ve ailesi ile iyi ilişkiler kurması, köy tarafından dışlanmış bu ailenin tüm af dilemelere rağmen mimlenmiş oluşu ve K’nın kendini bu ailenin fertlerine karşı daha iyi ifade edebilmesi, toplum yapısının bireyler üzerindeki etkisini gösterdiği gibi Kafka’nın içedönük kişiliğinin de bir tezahürü gibidir. K, Freida’nın tüm ısrarlarına rağmen Olga ile görüşür ve bu görüşme sonucunda Freida ondan ayrılır. Burada, toplumun dışladığı insanlarla yakın ilişkiler kuran ya da toplumun hoş görmediği eylemler içinde bulunan insanların ötekileştirilmesi konusunda Kafka’nın önemli bir noktaya parmak bastığından söz etmek yanlış olmayacaktır.
Sözün özü şudur ki ; işin özündeki yabancılaşma, Kafka’nın eserlerinin neredeyse tamamında işlediği önemli bir olgu. Buradaki K’nın adı yoktur. Mesleği bellidir ama yapacağı iş belli değildir. Ona kim ne derse o işi yapmaktadır, sorgulamamaktadır ve kabullenmiş gibi görünmektedir fakat bireysel varoluşunu anlamlandırmak için “Şato”ya giden yolu aramaktan vazgeçmemektedir. Kitapta umut vadeden tek nokta belki de budur. Bu sebeple Kafka’yı ve Dava’yı anlamak için Şato, önemli bir eserdir. Yorum-2 Öncelikle; kitabın yorumunu yaparken bir kez daha okumuş kadar yoruldum. Emin olun arkadaşlar. Çok zekice kurgu, saatlerce düşünülen cümleler, metaforlar, felsefi düşünceler, vb.. Sizde okurken yorulacaksınız. :-) Hem yorumda, hem kitapta :-) İliğinize kadar bürokrasiye gömüleceksiniz. En ufak devlet memurundan, en yüksek rütbeye kadar muhteşem ötesi bir betimleme. Üslupla ilgili bir şey yazmayı asla düşünmüyorum. Kafka’yı eleştirmek benim haddime düşmez sanırım. :-) Yazarın Aforizmalar ve Dönüşüm kitaplarından sonra bu eserini okumak beni Kafka’ya daha fazla yönlendirdi ve sevdirdi. Çok anlamlı ve derin bu kitap okuduğum diğer eserlerine göre daha güzeldi. Geçelim kitabın içeriğine; Kitapta devletin, bürokrasinin karmaşıklığını, statü sahibi insanın ulaşılmazlığı eleştirmiş yazar. İnsanların bu otoriteye karşı çok derin bir saygı beslediğini, ayrıca hiyerarşik sistemi oluşturan tabakaların birbirlerinden ne derece kopuk olduğunu da anlatmış. Bürokratik çürümüşlüğü, kendine has üslubuyla, daha hikayenin girişinde okuyucunun ruhunu karartarak hop içine alıyor. Şato metaforu ile ( ulaşılamaz konum ) kendini üst devlet kademesine yükseltmeye çalışıp o uğraşının sonu gelmez imkansızlıklarla geri çevrildiğini konu etmiş yazar. İnsanın yabancı bir diyarda, çevresine ve kendisine yabancılaşmasını, otorite karşısındaki ezikliğini ve yok oluşunu sembollerle anlatmış. İnsan ilişkileri ve bürokrasinin insan yaşamını nasıl etkilediğini çok iyi anlaşılacağı bir roman. Toplum yapısının bireyler üzerindeki etkisini gösterdiği , toplumun dışladığı insanlarla yakın ilişkiler kuran ya da toplumun hoş görmediği eylemler içinde bulunan insanların ötekileştirilmesi bir aşk hikayesi ile de anlatılıyor. Büyük bir eleştiri kitabı. Farkında bile olmadan boyun eğdiğimiz şeyleri bize göstererek bir bakıma da utandırmıyor değil. ( Hele devlet memuru olup da, idarecilerin baskısı karşısında çaresizce bazı şeylere evet dediğimizi ) Bize verdiği en büyük anlam ise Şato’ya giden yolu aramaktan vazgeçmemek, bu yoldaki çabada kişiliğimizden ödün vermemek. Dil ve anlatım olarak sakin bir zihinle okunmasını tavsiye ederim. Başta dediğim gibi çok ağır bir kitap bence. Sürpriz :-)) Kitabın sonu yok ! ( Bu yüzden az kızmadım değil ) Güzel bir yayın evinden keyifle okumanızı tavsiye ederim.
Yorum-3 Sonunda bitirebildigime çok sevindim! Kafka'nın depresif ve boğucu anlatımı gerçekten güzeldir. Ama bir Kafkaokur olarak -her ne kadar Franz ömrünün son demlerinde geride böyle bir şaheseri ( YARIM ) bıraksa da - ben bu kitabı Düşünce Kabızı Laf İshali bir yazarın yazdığını düşünürdüm. Tamam ilk 200 sayfa bir amaç var ve karakterler gerçekten çok sinir bozucu ve her ne kadar uzun konuşmalar olsa da acaba sonraki sayfada neler olacağını merak ediyor insan. Ama bu merak da 200. Sayfalardan sonra yerini okurken dalginliga bırakıyor. Franz Kafka, günlük hayatta asosyal birisiymiş ve bütün gün insanlarla konuşamadıklarını bu kitabında toparlamış gibime geliyor. Bu kadar gereksiz konuşmalara yer vermesi gerçekten büyük bir eleştiriyi hak ediyor. Asıl konuya gelirsek, Şato temsili ve o Şato'ya bağlı köylülerin kitaptaki yerleri gerçekten etkileyici bir konu etrafında birleşiyor. Ama Sonu olmayan bir döngü içinde ilerleyen konular, bir de karı dırdırı eklenince ( dedikodular ve aşk ) işinden içinden çıkılmıyor. Eleştirime kulak verin! Yorum-4 Statü sahibi insanlar, diğer insanların sahip olduğu haklarını kendilerine katarak git gide büyüyen bir sıfat haline gelmiştir. Bir nevi hiyerarşik sistemde alt tabaka insanlardan sanki damar yolu açılarak kontun haznesine bağlanmış, kont tarafınca zihinlerini yönetme hali gibi. Başka bir noktadan ele alırsam statü sahibi insanın ulaşılmazlığı (günümüzde de oldukça mevcut) diğerlerinin hayal dünyasında fazlasıyla yer edinerek en uç noktaya yani tanrılaştırmasına sebep oluyor. Yazar her sayfasında bunu çeşitli karakterlerce dile getirmiş. Ayrıca hiyerarşik sistemi oluşturan tabakaların birbirlerinden ne derece kopuk olduğuna tanık oluyorsunuz. Artık öyle bir noktaya varıyorsunuz ki şato beyleri, kont gerçek mi hatta insan mı demeye vardırtıyor. Esrarengizliğin yarattığı felsefi yaklaşım burda devreye giriyor ana karakterin sorgulamalarıyla birlikte. Güzel kitap, yetkilerin felsefik açıdan ele alınışı en sevdiğim kısımlardan keyifle okumanızı dilerim. Yorum-5 Yanlış anlaşılmasın vermediğim iki yıldız kitaba değil yayınevinedir ve o yayınevinin kitabı burada bulunmadığı için farklı yayınevindeki kitabı oyladım. Berbat bir yazım imla bilgileri ve basımındaki inanılmaz hatalarla ilk Franz Kafka deneyimimi sonuna kadar lanetlemiştir kendileri.İsmi de Athena. Neyse kitaba dönecek olursak Şato metaforuyla kendini üst devlet kademesine yükseltmeye çalışıp o uğraşının sonu gelmez imkansızlıklarla geri çevrildiğini konu eder.Eserdeki tek durum bu değildir elbette.Baş karakter K.'nin yükselme ihtirası kadar Freida'nın ve diğer yan karakterlerin de K.kadar üst kademelere çıkmak ve bu yükselişi gösterenlere engel olmak amaçlarını da konu eder. Akıcılık konusu da pek iyi olmayan kitapta insanların birbirleri hakkında düşüncelerini ve bu düşüncelere göre hareket ettiğini görebiliriz.
Kafka eserlerine başlayarak kendime bir hoş geldin diyor ve diğer eserlerinin Şato'dan daha iyi olmasını diliyorum :) Yorum-6 Öncelikle; kitabın yorumunu yaparken bir kez daha okumuş kadar yoruldum. Emin olun arkadaşlar. Çok zekice kurgu, saatlerce düşünülen cümleler, metaforlar, felsefi düşünceler, vb.. Sizde okurken yorulacaksınız. :-) Hem yorumda, hem kitapta :-) İliğinize kadar bürokrasiye gömüleceksiniz. En ufak devlet memurundan, en yüksek rütbeye kadar muhteşem ötesi bir betimleme. Üslupla ilgili bir şey yazmayı asla düşünmüyorum. Kafka’yı eleştirmek benim haddime düşmez sanırım. :-) Yazarın Aforizmalar ve Dönüşüm kitaplarından sonra bu eserini okumak beni Kafka’ya daha fazla yönlendirdi ve sevdirdi. Çok anlamlı ve derin bu kitap okuduğum diğer eserlerine göre daha güzeldi. Geçelim kitabın içeriğine; Kitapta devletin, bürokrasinin karmaşıklığını, statü sahibi insanın ulaşılmazlığı eleştirmiş yazar. İnsanların bu otoriteye karşı çok derin bir saygı beslediğini, ayrıca hiyerarşik sistemi oluşturan tabakaların birbirlerinden ne derece kopuk olduğunu da anlatmış. Bürokratik çürümüşlüğü, kendine has üslubuyla, daha hikayenin girişinde okuyucunun ruhunu karartarak hop içine alıyor. Şato metaforu ile ( ulaşılamaz konum ) kendini üst devlet kademesine yükseltmeye çalışıp o uğraşının sonu gelmez imkansızlıklarla geri çevrildiğini konu etmiş yazar. İnsanın yabancı bir diyarda, çevresine ve kendisine yabancılaşmasını, otorite karşısındaki ezikliğini ve yok oluşunu sembollerle anlatmış. İnsan ilişkileri ve bürokrasinin insan yaşamını nasıl etkilediğini çok iyi anlaşılacağı bir roman. Toplum yapısının bireyler üzerindeki etkisini gösterdiği , toplumun dışladığı insanlarla yakın ilişkiler kuran ya da toplumun hoş görmediği eylemler içinde bulunan insanların ötekileştirilmesi bir aşk hikayesi ile de anlatılıyor. Büyük bir eleştiri kitabı. Farkında bile olmadan boyun eğdiğimiz şeyleri bize göstererek bir bakıma da utandırmıyor değil. ( Hele devlet memuru olup da, idarecilerin baskısı karşısında çaresizce bazı şeylere evet dediğimizi ) Bize verdiği en büyük anlam ise Şato’ya giden yolu aramaktan vazgeçmemek, bu yoldaki çabada kişiliğimizden ödün vermemek. Dil ve anlatım olarak sakin bir zihinle okunmasını tavsiye ederim. Başta dediğim gibi çok ağır bir kitap bence. Sürpriz :-)) Kitabın sonu yok ! ( Bu yüzden az kızmadım değil ) Güzel bir yayın evinden keyifle okumanızı tavsiye ederim. Yorum-7
Bitirmekte çok zorlandığım kitaplardan biriydi. Verdiği (veremediği) mesajı, konusunu, ve de kurgusunu anlamakta güçlük çektiğim bir ızdıraptı.Vasiyetine uyulup yakılsaymış,pek bir şey kaybetmezmişiz diye düşünmekteyim. Yorum-8 Statü sahibi insanlar, diğer insanların sahip olduğu haklarını kendilerine katarak git gide büyüyen bir sıfat haline gelmiştir. Bir nevi hiyerarşik sistemde alt tabaka insanlardan sanki damar yolu açılarak kontun haznesine bağlanmış, kont tarafınca zihinlerini yönetme hali gibi. Başka bir noktadan ele alırsam statü sahibi insanın ulaşılmazlığı (günümüzde de oldukça mevcut) diğerlerinin hayal dünyasında fazlasıyla yer edinerek en uç noktaya yani tanrılaştırmasına sebep oluyor. Yazar her sayfasında bunu çeşitli karakterlerce dile getirmiş. Ayrıca hiyerarşik sistemi oluşturan tabakaların birbirlerinden ne derece kopuk olduğuna tanık oluyorsunuz. Artık öyle bir noktaya varıyorsunuz ki şato beyleri, kont gerçek mi hatta insan mı demeye vardırtıyor. Esrarengizliğin yarattığı felsefi yaklaşım burda devreye giriyor ana karakterin sorgulamalarıyla birlikte. Güzel kitap, yetkilerin felsefik açıdan ele alınışı en sevdiğim kısımlardan keyifle okumanızı dilerim. Yorum-9 Kafka yine statükokırıcı yaklaşımıyla çıkıyor karşımıza.Her zamanki gibi kasvetli bir hava,dar bir olay mahali birbirine benzeyen yüzler,birbirine benzeyen evler,nereye geldiğini bilmeyen bir yeryazımcı...Ve yeryazımcının halk ile muhatap olurken nasıl ağız birliğiyle hareket ettiğini ve sistemin halkı dizayn edip nasılda aralarda,derelerde gezdirdiğini fakat kendi içindeki tutarlılığıyla yıkılmasının ne kadar zor olduğunu anlatıyor.Devleti ve onun erklerini ayrıca da halkı yine metaforlarla açıklayıp yapısökümcülüğe girişiyor ve yersiz-yurtsuzluğu,dünyaya fırlatılmışlığı yine kendine has üslubuyla okuyucuya takdim ediyor.Tabi kitaba başlamadan önce kesinlikle iyi bir önsöz ve ya inceleme yazısı okumanızı tavsiye ederim.Zira ilk defa Kafka romanı okuyorsanız 50. sayfada bırakmanız muhtemel.Zaten kafka zevk almak için okunmaz fikrimce bilhassa huzursuzlaşmak için okunur.Yine de okumayanların okumasını tavsiye ederim. Yorum-10 İşlerimin yoğun olduğu bir dönemde başladığım için bu kitaba açıkçası pişman oldum. Daha rahat bir zamanda çok daha keyif alarak okuyacağımı umuyorum. Okumam uzun aralarla bölündüğünden bazı vakitler zorlandım; çünkü kitap biraz durağan ilerliyor. Ancak Kafka, kendi üslubuyla bürokrasiyi tüm ayrıntılarıyla eleştirmiş. Kitabın durağanlığının en büyük sebebi bu. Gerçekten, ülkemizdeki bürokrasinin içinde biri olarak fazlasıyla yaşadıklarımın yansımasını yaşadım. Tavsiye eder miyim? Elbette, en başta Kafka severler mutlaka ki kaçırmamıştır bu kitabı. Henüz Kafka'nın hiçbir eserini okumayanlar için de hiç ara vermeden ve vakit ayıracağınız bir zaman diliminde okumalarını öneriyorum. Franz Kafka Şato Pdf
Franz Kafka Şato Kitabından Alıntılar Yorum-1
Çünkü insan unuttuğuyla yeniden tanışabilir. Yorum-2 Gözleri bağlı birini bezin arasından bakması için istediğin kadar yüreklendir, hiçbir şey göremeyecektir. Ne zaman bağı alırsın, görmeye başlar. Yorum-3 Evet engeller, kuşkular, düş kırıklıkları var; ama bu önceden de bildiğimiz gibi sana hiç bir şeyin bağışlanmayacağı, en ufak şeyi bile savaşarak elde edeceğin anlamına geliyor yalnızca; bu, moralsiz olman değil, gururlanman için bir neden daha aslında. Yorum-4 Burada aşağıda çalışacaksam, burada aşağıda kalmam daha akıllıca olur. Ayrıca korkarım yukarıda şatoda yaşamak bana göre değil. Ben hep özgür olmak isterim. Yorum-5 Ah, bütün yaptıkların, bütün konuştukların beni ne kadar üzerse üzsün, gene de bunlarda nasıl hayrıma bir taraf, hayrıma bir öz aradığımı bir bilsen! Yorum-6 Bilinmeyen birtakım yasalara istemeyerek aykırı davranıp işini yitirmekten korktuğundan kimseye bir şey sormaya cesaret edemiyor, alabildiğine bir güvensizlik içinde hissediyor kendini. Aslında yürekler acısı bu güvensizlik yok mu, bence onun durumunu bütün açıklamalardan daha çok açıklığa kavuşturuyor. Yorum-7 özgürlüğünü kimsenin yapamayacağı bir mücadeleyle elde etmişti ve kimse ona dokunamazdı, onu kovamazdı, hatta onunla konuşamazdı bile; ama bu inanç öylesine güçlüydü ki, sanki aynı zamanda da bu özgürlükten, bu bekleyişten, bu dokunulmazlıktan daha anlamsız ve çaresiz bir şey yoktu. Yorum-8 Gözlerinizden geçmiştekinden ziyade gelecekteki mücadele okunuyor. Gelgeldim bu dünyadaki engeller büyüktür, hedefler büyüdükçe bunlar da büyür, bu durumda küçük, etkisiz, ama bir o kadar da mücadeleci bir adamın desteğini garantilemek ayıp değildir. Yorum-9 Resmi makamlara karşı huşu burada hepinizde doğuştan var; yaşamınız boyunca da dört bir yandan ve çeşitli şekillerde içinize işletilmeye devam ediyor ve sizler buna elinizden geldiğince destek veriyorsunuz. Yorum-10
İşin derecesini kapsamı belirlemez, eğer böyle olduğunu düşünüyorsanız, resmi makamları zerre kadar anlamamışsınız demektir. Franz Kafka Şato Pdf indir