Aldatmak Pdf Paulo Coelho Aldatmak Kitabı Arka Kapak Bilgisi ... yaşadığım sokak, sokak lambaları, şu an içinde bulunduğum ev, salondaki mobilyalar, bir gün hepsi ortadan kaybolacak... tıpkı bedenim gibi. Ama bir şey var ki kâinatın ruhunda iz bırakacak: sevgim. Linda ayrıcalıklı bir yaşama sahip olduğunun bilincinde. Yine de her sabah yeni bir güne açtığı gözlerini hemen kapayası geliyor. Arkadaşları ilaç kullanmasını öneriyor. Oysa Linda'nın istediği hissizleşmek değil, yaşadığını hissetmek... Çünkü yaşamak sevmektir. Paulo Coelho Aldatmak'ta diğer kitaplarından farklı olarak kışkırtıcı, tene dokunan ve tutku dolu bir hikâyeyle çıkıyor okurun karşısına. Her şeyin mümkünmüş gibi sunulduğu bir dünyada, imkânsız aşkın izini sürüyor. Ruhun kuytularında kaybolmaya çekinmeden... Ne de olsa bazen kim olduğumuzu bulmamız için kendimizi kaybetmemiz gerekir. Paulo Coelho Aldatmak kitabını aşağıdaki adresten pdf olarak indirebilirsiniz. http://www.pdfkitaplariindir.com/aldatmak-pdf-indir.html
Paulo Coelho Aldatmak Kitabı İncelemesi Hemen her gün insanların ne kadar samimiyetsizleştiğini, ve bitmek bilmez sitemlerine tanıklık ederiz. Hiçbir şeyden memnun olmama, hayal kırıklığı, öfke ve üzüntüyle harmanlaşan duyguların günden güne arttığı artık kaçınılmazdır. Bunun nedeni hayatlarımızın otomatikleştiği mi yoksa beklentilerimizin tam olarak karşılanmaması mı? Ya da hayattan ne istediğimizi bilememek mi? Dünya edebiyatının en çok okunan yazarlarından Paulo Coelho da bugüne kadar yayınladığı kitaplarından farklı bir çizgiye sahip “Aldatmak”ta bu konuya değiniyor. Modern şehir kadını Linda’nın kendini bulma yolculuğunu felsefik bir yaklaşımla ustaca anlatıyor yazar. Linda 31 yaşında, dünyanın yaşaması en rahat metropollerinden Cenevre’de yaşayan iki çocuk annesi bir kadındır. Kendisine sırılsıklam aşık ve İsviçre’nin Bilan dergisi tarafından en zengin üç yüz kişisi arasında yer alan bir kocası var. Dünyanın en güvenli ülkesinde en iyi gazetelerden birinde gazetecidir. Bu yılın başına kadar çok az kişinin sahip olduğu kusursuz bir hayatı olduğunu düşünür ve hiçbir şeyi sorgulamaz. Yaşantısını olduğu gibi yaşamaya devam eder. Ta ki o röportajı yapana kadar. Bir yazar sohbet sırasında şöyle der: “Mutlu olmak hiç ilgimi çekmiyor. Aşk ve tutkuyla yaşamayı yeğlerim ki bu tehlikelidir çünkü karşımıza neler çıkacağını bilmeyiz.” Ertesi gün hayatından hiçbir risk olmadığını fark eder ve günlük rutin işlerini yaparken “Yani her şey bundan mı ibaret?” diye düşünür. Bundan sonra içini müthiş bir yoksunluk duygusu kaplar. Her gün mutsuz uyanmaya başlar. Fakat bir gün 16 yaşında iken aşık olduğu sevgilisi siyasetçi Jacob König ile karşılaşır. Jacob, kendisinden bir yaş küçük ve evlidir. Gazete için röportaj yapacaklardır. Fakat birden Linda röportaj sonrası Jacop’a yakınlaşır ve bu onu çok tahrik eder. Tekdüze giden hayatında yeni bir başlangıç yaptığını ve bu olağandışı olayın kuytularda kaybolan ruhunu tekrar geri getireceğini düşünür. Jacob da bu hamleye karşılık verir ve gizli gizli buluşmaya başlarlar. Bu dönemden sonra Linda, içinde gizli kalmış ne kadar arzu, istek, duygu varsa açığa çıkarır. Bu durum ona farklı duyguları katsa da “eşini aldatma” olgusu onu çok rahatsız eder. Jacob’a aşık olduğunu hatta onsuz yapamayacağını düşünür. İlerleyen günlerde Jacob’un karısını defalarca aldattığını öğrenir. Bu durum onu rahatsız eder. Ona sadece sıradan kaçamak yaptığı bir kadın olmadığını anlatacaktır. O sıralarda yoga dersi almaktadır. Yoga hocasının
söylediği bir şey Linda’yı çok etkiler. “Işıktan bir zırhın bedenimizi sardığını hayal et. Her günümüzü bu zırhın bizleri tehlikelerden koruyacağına güvenerek geçirmeliyiz, böylece varoluşun iki yönlülüğüne bağlı kalmaktan kurtulacağız. Üzerinde sevincin ve acının değil, yalnızca derin bir huzurun bulunduğu orta yolu aramalıyız.” Linda ise bunu başaramadığını, zırhın görüntüsü zihninde binlerce parçaya ayrıldığını ve yerini Jacob’un karşısına çıkan, istisnasız her güzel kadından hoşlandığına dair duyduğu kesinliğe bıraktığını fark eder. Bu arada Marienne’den nefret etmeye başlar. Aklınca ondan intikam almak ister. Küçük bir servet ödeyerek kokain alır ve çalıştığı iş yerine bırakıp polise ihbar etmeyi amaçlar. Artık büyük bir açmazın içindedir. Jacob König, kâbuslarında, odasında ve yatağındadır. Zihninden çıkaramaz. Bu arada Kübalı bir şamanla bir dizi röportaj yapar. Çok beğenilir. Şaman Lİnda’ya “Ruhunun içinde aydınlık, karanlıktan fazla. Ama bunun işe yaraması için senin sonuna kadar gitmen gerekiyor.” der. Bu sözler Linda’yı çok etkiler fakat yine de Jacob’la buluşmaya devam eder. Bir gün seçimlerden sonra bir kutlamada König çiftiyle karşılaşırlar. Madam König Linda ve eşine akşam yemeği teklif eder. Hotel des Armutes’in restoranını seçerler. Yemekte Marienne kıskançlık konusunu açar. Jacob ve Linda gerilir. Aralarındaki ilişkiden Marienne’in şüphelendiğini düşünürler. Marienne, kocasının evlilik dışı maceralarından haberi olduğunu ve bunu umursamadığını söyler. Yattığı kadınları küçümsemektedir. Linda dayanamaz, kocanla ilişkiye girseydim bu fark etmezdin, çünkü aptal değilim, der. Bu konuşmayla aldatılan eşler şüphelenmeye başlarlar. Ertesi gün Jacob, her şeyi mahvettiğini ve karısının artık doğruyu bildiğini söyleyen bir mesaj atar. Linda çok üzülür. Jacob sayesinde yitirdiği mutluğu geri kazandığını, yalnızlık çukurundan uzaklaştığını ama yemekten sonra bugünlerin ebediyen geride kaldığını düşünür. Fakat, yine de Jacob’un ofisine gitmekten geri kalmaz ve son kez beraber olurlar. Linda, kalbi paramparça da olsa ilişkiye son verme kararı alır. Çünkü ona elini uzatan tek kişi kocasıdır. Şüphelense de kocasının sevgisi şüphesine üstün gelmiştir. Kocasına karşı dürüst olmaya karar verir. Artık Jacob sayfası bitmiştir. Kocasıyla bir tatile çıkarlar. Tatilde eşinin teklifiyle paraşütle atlama deneyimi yaşar. Bu deneyim ona çok iyi gelir. Meseleleri artık çözdüğüne karar verir. Şöyle düşünür: Zaman insanı olduğundan farklı birine dönüştürmez. İnsanı olduğundan farklı birine dönüştüren tek şey sevgidir. Gökyüzündeyken hayata, kainata duyduğu sevginin her şeyden daha güçlü olduğunu fark eder. Bu kitap aslında sadece Cenevre’de yaşayan Linda’nın sorunu anlatmıyor, günümüz kadınlarının da açmaza düştüğü problemleri de usta bir dille yansıtıyor. Linda sonunda sevginin gücünü keşfediyor ve kendini bulmayı başarıyor. Dileğim tüm dünya kadınlarının başına… Aldatmak pdf oku
Paulo Coelho Aldatmak Kitabı Okuyucu Yorumları Yorum-1 Araştırarak almış olduğum bir kitap değil. Eğer Öyle olsaydı almayacağım bir kitap niteliğinde. Bir kadının 10 yıllık evliliğinden sonra rutine binen evliliği sorgulamaya başlaması takıntılı bir aşk yaşadığı yanılsaması ve yazarın zorlayarak içine tutku ve arayış katmaya çalışmış olduğu , kötü ve şişirilmiş kitaplardan birisi . Aldatmak derken Lev Tolstoy'un Anna Karenina gibi olmasınıda beklemiyordum. Lakin bu kadar da kötü olabileceğini düşümemiştim . Konunun ve karakterlerin bu kadar kötü işlemiş olmasına rağmen kitap oldukça akıcı ve içerisinde güzel tanımlamaların ve cümlelerin yer aldığı bir
kitap az da olsa. Kötü işlenmiş cümlemin altını doldurmak isterim Kötü işlenmiş çünkü ; Roman kahramanı kadının , hastalık boyutunda ki takıntısı ,elde etmek istediği adamla ,aşk yaşamaya başlayınca bitiyor. Takıntılı ruh hali hiçbir zaman bitmez yön ve hedef değiştirir. Yazar bu anlamda doğru geçişleri yapamamış Şamanizm gibi bir mevzuyla felsefi ve ruhani içerik katmaya çalışmış olmasına rağmen , Roman kahramanının duygu geçişlerini veremediğini hissettim.Okuduğum dönem Türkiye ve Orta doğu gündemi bu kadar yoğun iken, kitaba Dünyanın en zengin ülkesinde ki İsviçre de yaşayan bir kadının bunalımlarına objektif bir ruh haliyle bakamıyor olmama neden oldu. Okumaya değer mi ? Bakış açısına göre ve anlamlandırmaya göre değişir. Sanırım benim okuduğum dönem insan ruhunun ve iç dünyasında ki karmaşasının, İnsan hayatının daha öncelikli olduğu bir dönemime denk geldiği için ve bu durumunda kötü işlenip anlamlandırma eksiği olduğundan dolayı ,kitapla ilgili olumsuz duygular içinde kalmış olabilirim. Yorum-2 Araştırarak almış olduğum bir kitap değil. Eğer Öyle olsaydı almayacağım bir kitap niteliğinde. Bir kadının 10 yıllık evliliğinden sonra rutine binen evliliği sorgulamaya başlaması takıntılı bir aşk yaşadığı yanılsaması ve yazarın zorlayarak içine tutku ve arayış katmaya çalışmış olduğu , kötü ve şişirilmiş kitaplardan birisi . Aldatmak derken Lev Tolstoy'un Anna Karenina gibi olmasınıda beklemiyordum. Lakin bu kadar da kötü olabileceğini düşümemiştim . Konunun ve karakterlerin bu kadar kötü işlemiş olmasına rağmen kitap oldukça akıcı ve içerisinde güzel tanımlamaların ve cümlelerin yer aldığı bir kitap az da olsa. Kötü işlenmiş cümlemin altını doldurmak isterim Kötü işlenmiş çünkü ; Roman kahramanı kadının , hastalık boyutunda ki takıntısı ,elde etmek istediği adamla ,aşk yaşamaya başlayınca bitiyor. Takıntılı ruh hali hiçbir zaman bitmez yön ve hedef değiştirir. Yazar bu anlamda doğru geçişleri yapamamış Şamanizm gibi bir mevzuyla felsefi ve ruhani içerik katmaya çalışmış olmasına rağmen , Roman kahramanının duygu geçişlerini veremediğini hissettim.Okuduğum dönem Türkiye ve Orta doğu gündemi bu kadar yoğun iken, kitaba Dünyanın en zengin ülkesinde ki İsviçre de yaşayan bir kadının bunalımlarına objektif bir ruh haliyle bakamıyor olmama neden oldu. Okumaya değer mi ? Bakış açısına göre ve anlamlandırmaya göre değişir. Sanırım benim okuduğum dönem insan ruhunun ve iç dünyasında ki karmaşasının, İnsan hayatının daha öncelikli olduğu bir dönemime denk geldiği için ve bu durumunda kötü işlenip anlamlandırma eksiği olduğundan dolayı ,kitapla ilgili olumsuz duygular içinde kalmış olabilirim. Yorum-3 Herşeyi bir kacış olarak gördüğümüz üzere aldatmayıda bir kacış olarak görüyoruz.kadın yada erkek bunun cinsiyetle değil de daha ziyade kişilikle alakası var.Herşey gibi bunuda bahanelerin arkasına sığınarak yapıyoruz..Halbuki bilmiyoruz ki aldatmıyoruz aldanıyoruz. Zaten konun temeli bahane.Kitapta ele aldığı gibi kadın depresyoun arkasına sığınarak aldattı kocasını . Aslına bakarsanın birazda elimizdeki şeylerin değerini bilmediğimizden kaynaklanıyor. Hep daha fazlasını istemek, hep daha güzelini,hep daha çokunu.. oysaki bilmiyoruz ki elimizdekiler aslında ulaşamadığımız şeylerden daha çok mutlu ediyor bizi. Ama insan oğluyuz herşey de hep gözümüz yukarıda oluyor daha güzeli neden olmasın daha iyisi neden olmasın nasıl olsa bu benim denemekten ne kaybederim ... Aslında bilmiyorlar ki o kadar çok şey kaybolup gidiyor ki Neyse konuya gelelim.Kitap daha önce okuduğum diğer paulo kitaplarına kıyasla çitti anlamda sıkıcıydı. Linda evli iki çoçuk annesi gazeteci bir kadın. Bi rgün yaptığı bir röportaj sonrası uyandığı sabah kendini sorgulamaya başlar ve hayatının boşa geçtiğini fark eder. Olaylar böyle
başlar.kitabın sonunda şu sonuçu tekrar anladım her ne olursa olsun ilk verdiğimiz kararlar her zaman doğrudur ve elimizdeki hayatların değerini her zaman bilmemiz gerekir.var olan bir şeyi yok etmek yerine değiştirmek belki daha kolaydır. Yorum-4 Hemen hemen herkesin ilgisini çekecek bir konuda P.Coelho'da yazmış, Başlangıç ve mantık kurgusu bana "Ye, Sev ve Dua et" kitabını anımsattı. Gerçi yaşananlar aynı o kitaptaki gibi, çok inandırıcı ve olasılıklı gibi gelmedi bana. Kendi halinde ve tamamen sorunsuz gibi görünen, kocası ve ailesiyle de hiç bir çatışması ve problemi olmadığı halde, normal bir kadının "aniden ve tesadüfen mutsuz olduğunu farkedip", içindeki şeytanı ortaya çıkarıp, olmadık macera ve risklere girmesi bana oldukça akıl dışı geldi. Diyeceksiniz ki, "normal olan ve normal yaşam kalıpları içinde yaşayan biri için bu tip sıradışı yaşam tarzları tabii ki anormal gelecektir." Ama buna rağmen yine de bu kadarı fazla abartma ve inandırıcılıktan uzak bana göre. Paulo amcam artık yaşlandı ve benzer konuları çok yaza yaza biraz farklı ve uçuk olsun derken kendi fantezilerini fazla abartmış gibi geldi bana. Evlilik kurumunun sorgulanması, hemen hemen her evliliğin geçirdiği aşamaları irdeleyip, tartışması da ilginç geldi ve hoşuma gitti. Her zaman yaptığı gibi bu konuda da gerçekten güzel tespitler yapıp, işin felsefesine girmiş ki, bu kısmıyla okunmayı hak ediiyor. Son zamanlarda yazdığı hemen hemen her kitapta şamanizmden bahsedip, konuyu bir yerde şamanlığa bağlaması da bu konuda bir takıntısı olduğunu düşündürüyor. Ya da son yıllarda bu konuda çok fazla araştırma yaptığı için, bazılarının etkilenip bir tarikata girmesi gibi şamanist düşünce tarzını kabullendiği de düşünülebilir. Sonuç olarak çok beklentiye girmeden ve mantık zorlamalarını baştan kabul ederek, bazı felsefik tartışmaları için okunabilir, okunmalıdır derim.. Yorum-5 Bu, yazarın okuduğum ikinci kitabı. İlki, tahmin edilebileceği gibi Simyacı'ydı. "Sİmyacı"yı okurken daha sindirerek okuma gereği duymuşken, bu kitap bir solukta bitti. Bir solukta okumuş olmam, içinde felsefe ya da sorgulama olmadığı anlamına da gelmiyor tabii. Kitabın 100. sayfalarına yaklaşırken ana karakter olan Linda'nın evliliğini, hayatta istediği şeyi, kendini sorgulamaya başlıyor. Psikiyatri, şaman ile görüşmeler... Kitabın sonlarında ise varoluşu sorgulama... Bütün bunlar "Aldatmak" konusu eşliğinde işleniyor. "Her şey berbattır. Lütfen, beni rahat bırakın, gözyaşım kalmadı, kalbim dayanmıyor, gözüme uyku girmiyor, içim bomboş, hissizim, sizler de aynı şeyleri hissediyorsunuz; kendinize sorabilirsiniz. Ama onlar ısrarla, sadece kötü bir dönemden geçtiğimizi veya depresyon geçirdiğimizi söylerler çünkü her şeyi açıklayan o lanetli sözcüğü kullanmaya korkarlar: yalnızlık. Bizse bu esnada bizi mutlu eden yegane şeyi, yani şaşaalı zırhıyla ortaya çıkıp ejderhayı öldürecek, gülü sahiplenip dikenlerini sökecek şövalyeyi bıkıp usanmadan aramaya devam ederiz." (sf. 168) Aldatmak pdf
Paulo Coelho Aldatmak Kitabından Alıntılar Alıntı-1 Bazen kim olduğumuzu bulmamız için kendimizi kaybetmemiz gerekir.
Alıntı-2 Aşırı sevgi gösteren insanlardan çekinirim. Alıntı-3 Doğru erkeği sevmeyi öğrenmek mümkün müdür? Elbette mümkündür. Esas mesele, yoldan geçerken kapıyı açık görüp izinsiz içeri giren yanlış erkeği unutabilmektir. Alıntı-4 Herkesin sürekli mutlu olmasına gerek yoktur. Dahası, dünyada kimse bunu başaramaz. Hayatın gerçekleriyle başa çıkmayı öğrenmek gerek. Alıntı-5 Neden söyleyeceklerimi ondan önce kendim duymak istemiyorum? Korkuyor muyum yoksa? Gri, mutsuz günlerin birbirini tekrar ettiği bir hayattan daha fena ne olabilir ki.. Alıntı-6 ...ellerine güç geçtiğinde içlerine gizemli bir canavar girmiş gibi başkalarına acı çektiren kişiler akşam eve döndüklerinde tatlı babalara, yurtsever vatandaşlara, mükemmel kocalara dönüşürlermiş. Alıntı-7 "Körlerin en fenası görmek istemeyendir." Alıntı-8 Hayallerinin peşinden koşmanın da bir bedeli vardır. Alıntı-9 Hayattaki zorlukları düşmanımız değil de tecrübe edinebileceğimiz kaynaklar olarak görmek daha faydalı değil midir? Alıntı-10 Kusursuz bir yakınlık kurabilmek için konuşmak çok önemlidir. Aksi takdirde sessiz kızgınlıklar ve aldatıcı memnuniyetler kaçınılmazdır. Aldatmak pdf indir