Antoine de Saint-Exupery Küçük Prens
BÜYÜKLERE MASAL: KÜÇÜK PRENS Küçük Prens, Antonie De Saint Exupery tarafından 1943 yılında Newyork'ta bir otel odasında yazılmıştır. Kendisi de bir pilot olan Fransız yazarımız, Küçük Prens adlı başka bir gezegenden gelen bir çocuğun gözünden büyüklerin yanlışlarını anlatır. Küçük Prens kitabı yazarın 6 yaşında iken Yaşanmış Öyküler adlı bir kitapta, avını yutan bir boğa yılanının resmini anlatarak başlar. Bundan esinlenerek fil yutmuş bir boğa yılanı çizer. Büyüklere "korktunuz mu" diye sorar. Herkes bir şapkadan korkmayacaklarını söyler. Hiç kimse onun fil yutan bir boğa yılanı olduğunu anlamaz. Bunun üzerine büyükler tarih, aritmetik, coğrafya, dil bilgisine yoğunlaşmasını söyler ve yazarımızın resim yeteneği kaybolur. Yıllar sonra büyür ve pilot olur. Sahra Çölü üzerinde giderken bir uçak kazası yapar, motorunun bir parçası bozulur. Yardım isteyecek kimse yoktur. Ölüm kalım meselesi olur, çünkü yanında sadece 8 günlük suyu kalmıştır. Uyurken "Bana bir koyun resmi çizer misin?" diyen birinin sesiyle uyanır. Kimseye benzemeyen sarı saçlı küçük bir çocuktur bu. Farklı bir gezegenden gelen Küçük Prens'tir. Önce fil yutan boğa yılanını çizer. Prens, "Ben fil yutan bir boğa yılanı istemiyorum" der. Pilot şaşırır, çünkü kimse o güne dek bu resmi anlamamıştır. Sonra bir kaç denemeden sonra kapalı bir kutu çizer, içinde koyun var der. Prens bu resme bayılır. Sonra Küçük Prens kendi öyküsünü anlatmaya başlar. Biri sönmüş üç volkanı ve harika, kainatta eşi benzeri olmayan bir çiçeği ve baobap ağaçları kaplı küçük bir gezegende tek başına yaşadığını söyler. Kendine bir uğraş bulup bilgisini ve görgüsünü artırmak amacıyla bölgesinde bulunan diğer asteroidleri gezmeye karar verir. Hepsinde çok farklı ve ilginç karakterler vardır. Her gezisinin sonunda "Şu büyükler, kesinlikle çok ama çok tuhaf insanlar der." Gezenin birinde her şeyini yönettiğini söyleyen bir kral, diğerinde kendini beğenmiş bir adam, sayılarla uğraşan bir işadamı, devamlı fenerini yakıp söndüren bir fenerci ve devamlı içen bir ayyaşla karşılaşır. En sonuncu gezegende buluşlarını kaybeden bir kaşife rastlar. Kaşif ona dünyaya gitmesini salık verir. Böylece prensimizin gittiği yedinci gezegen dünya olur. Dünyada bir tilkiyi evcilleştirir. Tilki ona bir sır verir: "İşte sırrım, çok basit: En iyi yüreğiyle görebilir insan. Gözler asıl görülmesi gerekeni göremez." der. Diğer gezegenlerde gördüğü karakterlerin aynısının dünyada binlerce olduğunu görür. Böylece bir yıl kaldığı dünyadan kendi gezegenine dönmek ister. Çünkü orada bakmak zorunda olduğu bir çiçeği vardır. Aslında o çiçekten dünyada binlercesi vardır ama büyükler çiçeklerinin kıymetlerini bilemezler. Ayrılık pilotumuz için zor olur çünkü aradığı konuşma arkadaşını çok geç bulmuştur. Küçük Prens gezegenine döner, pilotumuz da uçağı tamir edip ülkesine döner. Hiçbir zaman prensi unutamaz ve altı yıl sonra bu öyküyü kaleme alır. "Eğer yolunuz Afrika'ya düşerse, eğer bir çocuk size doğru geliyorsa, gülüyorsa, altın sarısı saçları varsa o olduğunu hemen anlayacaksınız. O zaman n'olur, beni böyle kederler içinde bırakmayın geri döndüğünü yazın..." diyerek öyküsünü sonlandırır. Kitap aslında bir masal gibi dursa da hem çocukların hem de özellikle büyüklerin okuyup anlamlar çıkarması gereken bir kitap. Kitap, büyüklerin hatalarına, yaptıkları yanlışlıklara
eleştirel göndermeler yapıyor. İnsanların büyüdükçe çocuk ruhunu nasıl unuttuklarını anlatıyor. Kesinlikle yaşarken okunması gereken kitapların başında geliyor. Küçük Prens Pdf indir Antoine de Saint-Exupery Küçük Prens Okuyucu Yorumları 1-) Biz büyükler dünyayı o kadar yaşanmaz hale getiriyor, hayatımızı o kadar zorlaştırıyor ve anlamsızlaştırıyoruz ki. Keşke içimizdeki çocuğa erişip tekrar onun gözüyle bakabilsek etrafımıza. “Küçük Prens” 6 yaşındaki bir çocuğun saf, irdeleyici, ısrarcı, ön yargısız, merhametli dünyasına açılan bir pencere; farklı yaşlarda okuyup farklı anlamlar çıkarabileceğiniz felsefi bir kitap. Kitabı 6 yaşındaki kızıma okuyarak aslında dolaylı olarak okumuş oldum. Okurken beraber internetten beobab ağacını araştırdık, dünya haritasını inceledik, bir sürü kavram hakkında sohbet ettik, kitabın resimlerini yorumladık… Bizim için güzel ve kaliteli bir paylaşım oldu. Kitapla ilgili birkaç enterasan bilgiyi de sunmak istedim: • Dünyada, kutsal kitaplar ve Das Kapital’den sonra en çok dile çevrilmiş ve en çok satılan kitaplardandır. • Her yıl yaklaşık iki milyon satmakta ve şu ana kadarki toplam satış miktarı 140 milyonu aşmaktadır. Dünya üzerinde toplamda 250’den fazla dil ve lehçeye çevrilmiştir. • Kitaptaki tüm çizimler yazara ait suluboya çizimlerdir. • Fransa euro’ya geçmeden önce 50 frankların üzerinde Küçük Prens ve Saint-Exupéry’nin resimleri bulunuyordu. • Japonya’nın Hakone isimli şehrinde bir Küçük Prens müzesi bulunuyor. Ayrıca, Güney Kore’de Gyeonggi-do kentinde Küçük Prens temalı bir köy bulunuyor. Müze ve köy turistlerin uğrak noktalarından. 2000 yılında da yazarın doğup büyüdüğü Lyon’da bulunan havaalanına Saint Exupéry’nin adı verildi. 2-) Kitap hakkındaki tespitlerimden birkaçı, 1) Kitabın başında, çocuğun çizdiği fil yutmuş Boa yılanını büyüklerin ''Şapka'' olarak görmesi, bakış açılarının darlığını, çocuğun ise bunu detaylıca çizdiğinde ise bunu önemsemeyip daha önemli gördükleri şeylerle (coğrafya,tarih,matematik,aritmetik) uğraşmasını öğütlediler. Sanki resmin hiçbir kıymeti yokmuş gibi. 2) Biraz sonrasında ise Asteroid B-612'yi tanıtan Türk araştırmacıyı dış görünüşünden dolayı izleyicilerin takmamasına da şaşırmadım.İnsanlar böyleyiz işte, farklı olanı ilk başta garipseriz.Dışlarız,ötekileştiririz. Bu zamana kadar bu kitabı neden okumadığıma hayret ediyorum.Denildiği gibi, iş kitabı elimize almaya bakar.Her yaştan insanın okuması gereken bir eser olduğunu düşünüyorum.Okurken zerre sıkılmadım.Özellikle Küçük Prens'in gezegenleri ziyaret ettiği bölümleri zevkle okudum. En beğendiğim sözlerden biri ise... ''Büyükler çok tuhaf!'' :) Bir diğeri ise gezegende tek başına krallığını sürdüren kişinin ona rastladığında Küçük Prens'i adalet bakanı yapmak istemesi, ee iyi de kimi yargılayacağız? Kendini yargılarsın, en zoru da bu değil mi zaten.. Diyaloga bak sen. :) Genel olarak fazlasıyla beğendiğimi söyleyebilirim.Çocuk olmak, hatta büyüdüğünde de içindeki çocuğu öldürmemek böyle bir şey...
3-)
"Günaydın" dedi Küçük Prens. "Günaydın" dedi bir krala, bir sarhoşa, bir palyaçoya, bir bilgine... "Günaydın" dedi bir yılana, bir tilkiye, bir çiçeğe... "Günaydın" demeli insanlara, bitkilere, canlılara... Tanımaya çalışmalı canlı cansız tüm varlığı. Sadece sayılarla görmemeli Dünyayı. Renkleriyle, duygularıyla tanımaya çalışmalı, sorgulamalı, ısrarla sorgulamalı insan, öğrenmek için, anlamak için... İşte böyle yapıyordu Küçük Prens ve daha fazlasını. Bu küçük kitabı, bu derin kitabı, bu tatlı kitabı, bu yoğun kitabı tüm küçükler, tüm büyükler okumalı. 4-) Çocukken okuduğum bu kitabı tekrar okumak, o zamana yolculuk yapmamı ve gülümsememi sağladı... Altı yaşındaki bir çocuk saf, masum bakışı ile biz büyüklere kendi çizimleri ile kendini ifade etmeye, anlatmaya çalışıyor. Çizdiği resimleri büyükleri anlamamakla beraber ona daha önemli konular üzerine yoğunlaşmasını öğütlüyorlar.. Küçük Prens ise bencillik, açgözlülük, dünyada kendinden başka değer tanımayarak, kendi dünyalarında yaşadıkları yalnızlığı hayretler içinde anlamaya çalışıyor... Küçük Prens kendi gezegeninde sahip olduğu bir çiçek dostken, büyüklerin dünyasında kendilerine seçtikleri roller dışında dost kavramının zayıflığına hayret ediyor... Tüm gezegenlerde karşılaştığı kişilerden sorularının cevabını almadan ayrılmayan Küçük Prens en son geldiği dünyadan bildiklerini anlatıp, yıldızlara bakarak nasıl gülümsene bileceğinin öğüdünü veriyor...
5-) Dün gece kitabı okurken elektrikler kesildi ve oflayip puflayarak kitabı elimden birakmak zorunda kaldım.sonra düşündüm ve bir mum yaktim ve mum ışığında okuyup bitirdim kitabı. İlkolukdayken köyde elektrikler kesilince aynı şeyi yaptığım geldi aklıma. . O kadar sürükleyici o kadar samimi bir kitap ki sayfaların bu kadar az olması can sıkıyor. Küçük prens o kadar sevimli bir karakter ki keşke gerçek olsa dedirtiyor.Bu kitap benim için bir öykü, bir masal bir tatlı roman,bir kişisel gelişim. . Herşeyi içinde fazlasiyla barındırıyor. Özellikle kitaptaki o resimler beni benden aldı. Dakikalarca resimleri inceledim.sanki ben Küçük prenstim ve dünyayı sorguluyordum hatta gezegenleri... Küçük prens hem cocuklarin hemde özellikle yetişkinlerin okuması gereken bir kitap. Bence çocuklar buyuklere pekçok şey ogretebilir özelliklede hayal kurmayı. .. 6-) Mutlu olmak çok da zor değil aslında bazen bir çiçek, bazen resim yapmak hatta bazen çölün ortasında kalmak... Önemli olan bizim olaya yaklaşımımız, hissettiğimiz, baktığımız değil gördüğümüzdür mutluluğumuz. Güzelliğini içinde saklayan onu keşfetmemizi kendimizi de katarak anlam yüklememizi bekleyen milyonlarca sebep var hayatımızda. Hatta aynı durumdan defalarca farklı yorumlar bile çıkarabiliriz çünkü her dakika düşünüyoruz, bakış açısı geliştiriyoruz. Milyonlarca yıldızın gülümseme sebebi olduğunu, uğruna emek verdiklerimizin önemini ve daha nicelerini oğluma okuduğum bu kitaptan öğrendim. ve artık hayatımın tilkisiyim ölene kadar gönül bağı kurduğum her şeyden sorumluyum. Küçük Prens Pdf Antoine de Saint-Exupery Küçük Prens Kitaptan Alıntılar
Alıntı-1 "Küçük Prens yine konuşmaya başladı: 'İnsanlar nerede? Çölde biraz yalnızlık duyuyor kişi...' 'İnsanların arasında da yalnızlık duyulur' dedi yılan." Alıntı-2 "Sevdiğiniz çiçek milyonlarca yıldızdan yalnız birinde bile bulunsa yıldızlara bakmak mutluluğunuz için yeterlidir." Alıntı-3 ''Kişinin kendisini yargılaması, başkasını yargılamasından çok daha zordur. Eğer kendini doğru bir biçimde yargılamayı başarırsan, gerçek bir bilgesin demektir.'' Alıntı-4 Küçük prens ekledi: '' Ama gözler kör. Yüreğiyle bakmalı insan...'' Alıntı-5 İnsan ancak yüreğiyle bakarsa bir şeyi iyi görür, iyi anlar. Gözler bir şeyin özünü göremez. Alıntı-6 Yıldızlardan birinde ben yaşıyor olacağım. Ben gülüyor olacağım bir tanesinde. Ve geceleyin gökyüzüne baktığında Bütün yıldızlar gülüyor gibi olacak… Yalnızca senin gülen yıldızların olacak! Alıntı-7 ''Büyükler böyledir işte. Ama bunu onlara anlatabilmek olanaksızdır. Çocuklar büyükler karşısında her zaman sabırlı ve anlayışlı olmak zorundalar.'' Alıntı-8 Büyükler sayılara bayılırlar. Onlara yeni bir arkadaşınızdan bahsettiğinizde gerekli soruları asla sormazlar. "Sesi nasıl?" diye sormazlar mesela. "Hangi oyunları sever?Kelebek koleksiyonu yapıyor mu?" diye sorduklarını asla göremezsiniz. Onlar sadece, "Kaç yaşında? Kaç kardeşi var? Kaç kilo? Babası ne kadar kazanıyor?" diye merak ederler. Bunları öğrenince arkaşınızı tanıyabileceklerini sanırlar. Büyüklere, kırmızı tuğlalı, pencerelerinden sardunyalar sarkan, çatısında güvercinlerin uçuştuğu çok güzel bir ev gördüm" derseniz bu evi gözlerinde canlandıramazlar bile. Onların anlayabilmesi için, "Yüz milyonluk bir ev gördüm", demeniz gerekir. İşte o zaman, "Aa, ne kadar da güzelmiş!" derler. Alıntı-9 "Sizin dünyada insanlar," dedi Küçük Prens, "bir bahçede beş bin gül yetiştiriyorlar; yine de aradıklarını bulamıyorlar." "Bulamıyorlar." dedim. "Oysa aradıkları tek bir gülde, bir damla suda olabilir." "Doğru," dedim. Küçük Prens ekledi: "Ama gözler kördür. İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu bulabilir." Alıntı-10 Ama kendini beğenmiş adam onu duymamıştı bile. Kendini beğenmiş kişiler övgüden başka bir şeye kulak vermezler. Küçük Pdf indir