Mavi Saçlı Kız Pdf Mavi Saçlı Kız Kitabı Arka Kapak Bilgisi Yaşam ve ölüm arasındaki çizgi bazen çok incelebilir. Bu çizgide yaşanan hayatlar vardır. Can yakıcı hayatlar. Emek emek büyütülen sevgiler vardır. Cesaret olmadan tek adım atılamayacak tehlikelerin içine sokar insanı. Acıya beklenmedik faturalar çıkarır. En umulmadık anda, renkler değişir. Küçücük bir yaşamın ardında kalan, insanın kendisinden büyütüp sevdiği, korumaya yazgılı olduğu bağlılıklar vardır. Burçak Çerezcioğlu, 16 yaşında lösemiden öldüğünde, cesareti, sevgiyi ve yaşamı tanıyordu. Bu kitapta, kısa bir yaşamın kederini, güzelliğini acısını, bir savaşı okuyacaksınız. Ne yazıktır ki kurmaca olmayan bir hayatın öyküsünü.Bir babaya, bu dizeleri yazdırmış bir hayatın. Sabahları Hasta uyanmanı istiyorum. Hastaysan eğer Yaşıyorsun demektir. Mavi Saçlı Kız Kitabını aşağıdaki adresten Pdf olarak indirebilirsiniz. http://www.pdfkitaplariindir.com/mavi-sacli-kiz-pdf-indir.html
Mavi Saçlı Kız Kitabı Okuyucu İncelemesi Mavi Saçlı Kız kitabı, lösemi hastası bir kızın günlüğünün derlemesiyle oluşmuştur. Bu da okuyucuya, kitabın gerçekçiliğini olduğu gibi yansıtmıştır. Küçük yaşta bir kızın hastalığıyla olan savaşını, kısaca küçücük yaşamının her anını okurken bazen üzülecek, bazen gülümseyeceksiniz. Mavi Saçlı Kız kitabıyla hayatta yaşadığımız her anın ne kadar kıymetli olduğunun farkına varacaksınız. Belki de küçük bir günlük tutacaksınız kim bilir? Burçak Çerezcioğlu on üç yaşında iken teninde sararma ve kemik ağrıları şikayeti ile hastaneye gider. Önce psikolojiktir denilse de kırk elli tahlil sonucunda Brusella tanısı konur. Bu hastalığa uygun tedavilere devam ederken, kan değerleri günden güne düşer ve ağrıları artar. Bunun üzerine Burçak tekrar kontrolden geçirilir. Uyuşturulmadan göğsünden ilik alınır. Neyse tüm bu acılar sonunda doğru tanı konulur. Burçak lösemi hastasıdır. Yani kan kanseri. Doktorların tavsiyesi ile hastalığı Burçak' tan saklanır. Kemoterapi tedavisine başlanacaktır. Kemoterapinin rahat olması için göğüs ile omuz arasına ameliyat ile bir alet yerleştirilir. Cerrahpaşa' da ilk kemoterapi tedavisi başlar. Burçak yaşama sevinciyle doludur. Ancak hastalığı onu zaman zaman çıkılmaz bir boşluğa düşürse de o bu boşluktan yine çabalarıyla kurtulur. Küçücük ömrüne o kadar çok değer ve anlam katar ki... Maalesef o çok küçük yaşta olgun biri olur. Yaşama sımsıkı sarılır. Burçak'ın en büyük hayali ise Amerika'dır. Burçak kemoterapi tedavisi alırken, bu arada ailesinin birçok dostu kampanya başlatır. Yurt dışında birçok vakıf araştırılır. Derken Burçak ve ailesi kendilerini Almanya- Hannover' a uçarken bulurlar. Orada Prof. Riehm bu hastalıkla ilgili tedavisini geliştirmiş bir uzmandır. Burçak'ın ailesine hastalığın
özel bir seyir izlediği ve deneysel tedavi gerektirdiği halde, rutin tedavi uygulanması onun hayatını büyük tehlikeye koyduğunu söyler. Eğer Almanya' ya gelmeselerdi beş gün kadar ömrü kalmıştı der. Burçak' a hastalığının söylenmesini, bunu bilmesini ve bu gerçekle yüzleşmesini ister. Kanserli hücreler hastalık başlangıcında olduğu gibi %98' e yükselmiştir. Burçak'a uygun deneysel tedaviye karar verilir. Hannover' da ikinci tedavi başlar. Bu arada ailesi Burçak' a hastalığını uygun bir şekilde açıklarlar. Burçak ilk başlarda inanmak istemese de yavaş yavaş hastalığına alışır. Onu tüm olumsuz düşüncelerinden yaşama arzusu ve Amerika hayali arındırır. Burçak ilk hastalığını öğrendiği zaman güncesine şunları yazar. ' Kan kanseri deyince, kulağa çok korkunç geliyor ama burası dünyanın en iyi lösemi hastanesiymiş. Yani lösemi hastalığından bu hastaneye yatan çok kişi iyileşiyormuş kemoterapi ile. Umarım bende yakın zamanda iyileşeceğim. Eğer ailemden birinin iliği tutarsa ilik nakli yapılacak, ama belki. ' Burçak'ın kendi kendini teselli etmesi, olumlu düşünmesi iyileşeceğine olan inancı ona güç verir. Tabi ailesi de her zaman destekçisidir. Babasının dostları, Türkiye' de Burçak için verilen konserler düzenlerler. Herkes onun bir an önce sağlığına kavuşmasını diler. Hannover' da yapılan ilk tedavi sonrası kanser hücresinde istenilen oranda düşüş olmadığı anlaşılır ve daha yüksek dozda tedaviler yapılır. Üçüncü kemoterapi sonrası Burçak' ta promoni (Akciğer İltihabı) gelişir. Solunum yetersizliğinden Burçak' a oksijen cihazı takılır. Dördüncü kemoterapi sonrasında ise enfeksiyon akciğer mantarı baş gösterir. Kanserli hücre oranı hiçbir kemoterapi sonrası düşüş göstermez. Son kez kemoterapi riskli olsa da denerler. Son umut kemoterapi yapılır ancak Burçak' ın bütün iç organları yara olur. Ancak kanserli hücreler yine tedaviye cevap verip düşüş göstermez. Doktorlar tedaviyi keser. Noel' den bir gün önce artık tıbbın yapacak bir şeyi kalmadığı söylenir. İyileşme tamamlanmadığı için ilik bile arayamazlar. Doktorlar Burçak' ı kendi haline bıraktıklarından, yaşam süresi biçtikleri hastanın hayatta en çok yapmayı istediği şeyi önerirler. On beş gün idare edecek ilaçlar verilip, en büyük hayalini gerçekleştirmek üzere Burçak Amerika' ya yol alır. Burçak' a iyileştiği için Amerika' ya gideceği söylenir. Burçak Noel'e bağıra bağıra şarkı söyleyerek girer. Tam da rüyalarında ki gibi çok güzeldir Amerika. İlerde burada yaşayacağını düşünerek hayaller kurar. Burçak' ın yemesi içmesi düzelir. Enerjisi, kuvveti yerine gelir. Kendini artık çok sağlıklı hisseder. Amerika' da dostluklar kurar ve baya eğlenir. On beş günün sonunda Hannover' a geri dönerler. Kan değerlerine bakılır. Doktorlar bu olana sadece mucize diyebilirler. Burçak çok hızlı bir şekilde iyileşir ve kan değerleri normale döner. Burçak Almanya' da Tim adında bir tıp öğrencisiyle tanışır. Tim' e gün geçtikçe aşık olmaya başlar ve onunla çok güzel vakit geçirir. Tim her gün ona çok sevdiği yapraklardan hediye eder. Burçak'ın hastanede ki dosyasının başında artık 'Burçak Aşık' yazarlar. Doktorlar Burçak'ın hastalığında inanılmaz bir iyiye gidiş gözler. Kemoterapi tamamen kesilir ve ilaç verilerek hastalığın gidişi gözlenir. Bu arada Burçak ile Tim Paris' e tatile gitmeye karar verirler. Orada çok keyifli vakit geçirirler. Artık Burçak' ın durumu çok iyidir. Doktorlar bir ay sonra Hannover' e kontrole gelmesini söylerler. Bunun üzerine ailesi ve Burçak Türkiye' ye gitmeye karar verirler ve yola çıkarlar. Tim ile Burçak'ın ayrılıkları da burada böylece başlamış olur. Burçak Türkiye' de okuluna devam etmek ister. Burçak İzmir' de okumak ister ve burada dostluklar kurar. Yeni aşklara yelken açar. Hakan adında bir gençle tanışır ve ondan hoşlanmaya başlar. Hakan ise ona dost kalmalarını söyler ancak Burçak onu sevmeye devam eder. Burçak doğum gününe bir ay kala saçını maviye boyatır. Ancak ikinci baharında her şey güzel devam ederken Burçak' ın elinde hafif bir morartı, baş ağrısı ateşlenme şikayetiyle İzmir 9 Eylül Hastanesi' ne giderler. Hastalık en başındaki haline, iki yıl öncesine dönmüştür.
Almanya' ya giderler ancak orada yapılacak bir şeyin kalmadığı söylenir. İzmir' de kan ve trombosit tedavisine devam edilse de Burçak 11 mayıs 1995' te on altıncı doğum gününe dört gün kala mavi uçuşan saçlarıyla hayallerine ve hayatına veda eder. Yazar: Nisanur Duvarcı Mavi Saçlı Kız Pdf
Mavi Saçlı Kız Kitabı Okuyucu Yorumları Yorum-1 Burçak Çerezcioğlu, çok fazla şey isteyen bir insan. Tabii ailesinin zengin olması bu durumu pohpohluyor. Çevrede bu kadar ilgi odağı olması zenginlikten kaynaklanıyor bence. Sürekli her gece içkili mekanlara gitmesi, hadigari, aktur gibi yerler felan sürekli bir şeyler isteyen ve eldekilerin kıymetini bilmeyen bir kişilik ( Bende ergenim de bu kadar sınırı aşmıyorum). Sonuçta yakın tarihte yaşamış bir insan, 90 lardan söz ediyoruz. 90 lar da yaşayan bir insanın bu kadar yeri gezmesi çok zordur ( Yurtdışından söz etmiyorum, kanser iken Almanya, Fransa, Amerika gibi birkaç ülkeye gitmişti). Yani kısacası zenginliğin verdiği özgüvenle sıradan orta gelirli insanların okuyunca imreneceği bir kitap ve her okuyan şu düşünceyi aklından geçiriyordur " Bu kız çok fazla şey istiyor, kendini bir şey zannediyor." Kanserle mücadele etmesi, hayata bakış tarzı güzel ama benim kitap hakkındaki düşüncem budur. Yorum-2 ''Karışık bir odada yaşanmışlık vardır. Ben düzeni severdim. Al işte...'' bu dizelerle anlatmıştı baba Mehmet Çerezcioğlu duygularını. Bu dizelerle anlatılmıştı Burçak, babası tarafından. ''Sabahları hasta uyanmanı istiyorum. Hastaysan eğer, yaşıyorsun demektir.'' ve işte aynı şekilde lise hayatımın ilk yıllarında realist bir biçimde bu dizeler anlatmıştı bana, yaşamla ölüm arasındaki çaresizliği, kabullenişi, yenilmişliği.. Sevgili Burçak; sen gibi olmasa da, çocukluktan bu yana hastane koridorlarında kan, trombosit kontrollerini beklemenin ne demek olduğunu iyi bilen, kitabı okurken seni bu konuda bir nebze de olsa anlayabilen biri olarak çok şey söylemek vardı şimdi sana.. Ama şimdilik; hayattayken mavi saçlarını savuran rüzgarın, şimdi yattığın yere dualarımı savurması dileğiyle rahmetle.. Yorum-3 Yıllar önce bir tiyatroya gitmiştim. "İlk Gençliğim" çok başarılı bir oyundu. Sonra bir gün gazetelerde "İlk Gençliğim Burçak Çerezcioğlu için oynanacak" başlığını görmüştüm. Burçak kimdi, oyun neden onun için oynanıyordu, ilgilenmedim. Unuttum gitti. Bir kaç yıl sonra herkesin elinde Mavi Saçlı Kız, herkes okuyor, konuşuyor, tartışıyor, oku diye ısrar ediyor... Sırf meraktan alıp okudum, o zaman öğrendim, o gencecik kızın göçüp gittiğini, o oyunun ona destek için oynandığını... En çok el değiştiren kitabımdır, kim bilir en son kim okudu, kimde kaldı... Mavi Saçlı Kız'ın hikayesi böyle yayıldı gitti.
Gerçek bir hikaye nasıl eleştirilir ki, yürekten yazıyor sonuçta, hastalığına rağmen yaşama azmine hayran kalıyor, iyileştim derken ölmesine anlam veremiyorsunuz.. Yorum-4 akşam saat 21.00'da elime aldım gece 02.00'de bitmişti..ama doğruyu söylemek gerekirse kitabın başlarında kitabı bırakmamak için mücadele ettim..ikinci günlüğüne geçtiğimde biraz daha iyiydi..hastalığıyla ilgili detaylardan bahsettiği kısımlar hoşuma gitti..geriye kalan kısımlarda fazlasıyla çocukça bi günceydi..tabi böyle olması normal 16 yaşına değin yazılmış bi günce.Burçak'ın fazlasıyla şıpsevdi olup hasta bakıcısına bile aşık olması yer yer beni güldürdü..tabi bu sadece sayamayacağım kadar fazla olan aşklarından bi tanesi.kitabın bana kattıklarına gelirsek, hayatta çaresi olmayan hastalıklarla mücadele eden bi çok insan var..her şeye rağmen yaşamak güzel..ufak şeyler yüzünden birbirimizi kırmamalıyız ve en önemlisi bizi sevenlerin kıymetini bilmeliyiz.. Yorum-5 İlk defa bu türde bir kitap okudum.Birinin günlüğünü okumak hele ki 16 yaşında hayata gözlerini kapamış bir kızın günlüğünü okumak çok farklı hissettirdi.Hayat sevinci,direnci,umudu...Yalnız kitapta beni rahatsız eden %100 zıt bir yaşam tarzı ve anlayışımız olmasından değil,sadece lösemi hastası olan bir kızın gece yarılarına kadar bar bar gezip alkol kullanmasının yaşı ve sağlığı açısından doğru olmadığının göz ardı edilmiş olmasıdır.Buna rağmen güzel bir kitaptı... Mavi Saçlı Kız Oku
Mavi Saçlı Kız Kitabından Alıntılar Alıntı-1 "Hiçbir zaman, hiçbir yerde bulamam mutluluğu, çünkü o içimde. Boşuna aramamalı onu. Boşuna kaçmamalı. Kaçmak, sadece kendinden kaçıştır. Sadece... " Alıntı-2 " Bir güç var ve bu güç bizi bir araya getirdi. Ben yaşamdan bıkmış, hiç yaşama isteği olmayan biri, sen ise yaşama gücünle iyileşmiş, yaşam dolu birisin... " Alıntı-3 " İstanbul insanı yiyip bitiren bir şehir. Çok kalabalık, çok pis, çok gürültülü. Bir de sanki İstanbul'un üsütünde kara bir bulut varmış gibi, huzurlu bir şehir değil bence. İnsanları sürekli mutsuz. Sabah sokağa çıktığınız da yüzü gülen kaç kişi görebiliyorsunuz? " Alıntı-4 “İster acıklı, ister mutlu; ister uzun,ister kısa.. Film bitiyor bir gün. Olması gereken, olması gerektiği zamanda oluyor.. O an ışıklar yanıyor.. Perdedeki görüntüler sona eriyor.
Seyrettikleriniz hayal oluveriyor..” Alıntı-5 " Neden hepimiz hayatı dolu dolu yaşamak yerine, hayatı monoton bir halde yaşıyoruz. Eğer yaşamak buysa biz yaşamıyoruz. Muhakkak bir şeylerin elimizden kayması ve acı günlerimi yaşamamız gerek sanki? Bunlar ders olmadan anlayabilsek yaşamanın değerini, her şey çok daha güzel olurdu." Alıntı-6 " Hayatım boyunca yaptığım, ayakta kalmak, mutlu olmak, başarabildiğim tek şey daha güzel, daha mutlu günleri beklemek oldu. Her zaman bir şeyleri bekleyerek yaşıyorum. " Alıntı-6 Her zaman, herkes bir şekilde sevdiklerini kaybediyor, ayrılıyor onlardan, ya acı, ya ölüm, ya mesafe , ya vefasızlık, sonuçta bir şeyler ayırıyor insanları ... Alıntı-7 İster acıklı, ister mutlu;İ ister uzun, ister kısa... Film bitiyor bir gün. olması gereken, olması gerektiği 'zaman'da oluyor... O 'an' 'ışık'lar yanıyor. Perdedeki görüntüler son'a eriyor. Seyrettiklerimiz hayal oluveriyor. 'Işık' ve 'ışıklar' var, artık... Alıntı-8 Sevdiğim sayılı insanlardan biri o. Sayılı diyorum, çünkü ben hayatta az insanı severim. Alıntı-9 Sabaha değin oturup bekliyorum karanlıkta Başına karanlık şeyler gelmesin diye... Alıntı-10 Değerini bil her şeyin.Çünkü insan ancak kaybedince anlıyor bazı şeylerin değerini. Mavi Saçlı Kız Pdf indir