On küçük zenci pdf

Page 1

On Küçük Zenci Pdf Agatha Christie On Küçük Zenci Kitabı Arka Kapak Bilgisi Yargıç Wargrave birinci mevki kompartımanında purosunu tüttürerek The Times gazetesinin politika haberlerini dikkatle okuduktan sonra gazeteyi bırakıp camdan dışarı baktı. Somerset'den geçiyorlardı. Daha iki saatlik yolları vardı. Zenci adası hakkında şimdiye kadar gazetelerde okuduklarını düşünmeye başladı. Adanın deniz ve yat meraklısı bir Amerikalı milyoner tarafından satın alındığını, Devon sahillerine yakın olan adaya modern ve lüks bir köşk yapıldığını biliyordu; ama, anlaşıldığına göre, Amerikalı milyonerin yeni evlendiği üçüncü karısı denizi sevmiyordu ve adayı satışa çıkarmıştı. Satış için gazetlerde birçok ilan çıkmıştı. Sonunda adanın Owen adında biri tarafından satın alındığı duyulmuştu. Bu haberden sonra gazetelerin dedikodu yazılarının fısıldaşmaları başlamıştı. Zenci adası aslında Gabrielle Turl adında Hollywood'lu bir film yıldızı tarafından satın alınmıştı. Yıldızın bu adada kimse tarafından rahatsız edilmeden birkaç ay geçirmeyi düşündüğü ileri sürülmekteydi. Başka bir yazar ise, Zenci Adasının bazı gizli deneyler için İngiliz Amirallik Dairesi tarafından satın alınmış olduğunu iddia ediyordu... Agatha Christie On Küçük Zenci kitabını aşağıdaki adresten pdf olarak indirebilirsiniz. http://www.pdfkitaplariindir.com/on-kucuk-zenci-pdf-indir.html

Agatha Christie On Küçük Zenci Kitabı İncelemesi Yıl 1938’dir. Birbirlerini hiç tanımayan on kişiye, arkadaşları, akrabaları, meslektaşları vs. tarafından tatillerini Zenci Adası’nda geçirmeleri için mektupla davet gelir. Bu on kişi adaya doğru yol alır ve yolda birbirleriyle tanışmaya başlarlar. Konuklar adaya vardıklarında adanın sahibi Bay ve Bayan O’Nyme ’nin hizmetkarları tarafından karşılanıp malikaneye yerleştirilirler. Ancak konukların her biri tesadüf olmayan esrarengiz bir biçimde orada bulunduklarını kısa bir sürede anlayacaktır. Misafirler odalarına yerleştiklerinde her birinin duvarında On Küçük Zenci hakkında çocuk şarkısına benzeyen bir yazı vardır: “On küçük zenci yemek yemeğe gittiler. İçlerinden biri boğuldu ve geriye dokuzu kaldı. Dokuz küçük zenci gece geç saatlere kadar uyanık kaldı. İçlerinden biri uykudan uyanmayı unuttu ve geriye sekizi kaldı.….“ Şeklinde yazı devam eder. Saat sekizde yemek salonuna gelen misafirler masanın üzerinde on adet küçük zenci heykeliyle karşılaşırlar ve hepsi odalarındaki yazıdan bahseder, herkesin odasında yazı bulunması çok gariplerine gider ve o sırada arka fondan bir insan sesi işitilir. Bu ses gramofondan gelmektedir. Gramofondaki ses odada bulunan on kişinin geçmişte verdikleri kararlarla birilerinin ölümüne neden olduklarını tek tek söyler: 1-Doktor Edward Georges Armstrong, 14 Mart 1925’te Louise Mary Gless’in ölümüne sebep oldunuz. 2-General John Gordon Mac Arthur, 04 Ocak 1917 günü, karınızın sevgilisi Arthur Richomd’u soğukkanlılıkla ölüme yolladınız. 3-William Henry Blore, 10 Ekim 1928 günü James Stefen Landor’un ölümüne sebep oldunuz.


4-5-Thomas Rogers ve Mary Rogers siz, 6 Mayıs 1929’da Jennifer Brady’i ölüme terk ettiniz. 6-Teğmen Philip Lombard,siz Doğu Afrika’da bir kabileden yirmi bir kişiyi ölüme sürüklediniz. 7-Vera Elisabeth Claythorne, 11 Ağustos 1932’de siz Cyril Oglive Hamilton’u öldürdünüz. 8-Anthony James Marston, geçen yıl 14 Kasım’da (1937) siz John ve Lucy Combes’u öldürdünüz. 9-Emily Caroline Brent, 5 Kasım 1931’de siz Beatrice Taylor’un ölümünden sorumlu tutuldunuz. 10-Yargıç Lawrence Wargrave, 10 Haziran 1930 günü, Edwaed Seton’u ölüme sürüklediniz. Ve suçluların kendilerini savunacak bir şeylerinin olup olmadığını sorar. Odadaki on kişinin geçmişteki ölümler hakkında kendilerince çeşitli mazeretleri bulunmakta ve kendilerini masum görmektedirler. Kimse ölümüne yol açtıkları kişilerin sorumluluğunu üstlenmemekte ve kesinlikle kendilerinde en ufak suç bulunmadığını söylemektedirler. Her biri panik yaşar ve aralarında tartışmaya başlarlar. Hatta malikane hizmetçisi Mary Rogers bu suçlama yüzünden fenalaşır, onu odasına taşırlar. Tam o sırada içkisinden bir yudum alan Tony MARTSON yere yığılır, bardağına baktıklarında bardağın dibinde siyanür bulurlar. On küçük zenci yemek yemeğe gittiler. İçlerinden biri boğuldu ve geriye dokuzu kaldı. Odadaki herkes içlerinden birinin ölmesi yüzünden gerginleşir ve masaya baktıklarında zenci heykellerinin dokuz adet kaldığını fark ederler. Hizmetli Bay Rogers’in malikane sahibinin kim olduğunu sorarlar, Hizmetli Bay O’Nyme’i hiç görmediğini, karısıyla birlikte bir ajans tarafından işe alındıklarını söyler, kendisine gönderilen mektubu incelediklerinde altındaki imzanın A.N.O.‘Nyme yani ANONİM imzalı olduğunu keşfederler. Buradaki her şeyin bir oyun olduğunu düşündüklerinde herkesin sinirleri daha bir gerginleşir. -Doktor Edward Georges Armstrong, çok fazla hatırlamadığı bir ameliyat sırasında Louise Mary Gless adlı bir hastanın kurtarılamadığını anlatır. İşin gerçek yüzü ise Doktor, alkollü olmasına rağmen ameliyata girmiş ve hastanın ölmesine neden olmuştur. -General John Gordon Mac Arthur, 04 Ocak 1917 günü Arthur Richomd’un savaş sırasında öldüğünü bundan doğal ne olabileceğini, karısına da iftira atıldığını söyler. Oysaki karısının sevgilisi Arthur Richomd’u soğukkanlılıkla isteyerek asla sağ çıkamayacağı savaşta ölüme yolladığını içten içe bilir. -William Henry Blore, rütbeli bir polis olduğu sıralarda bir banka soygunu olduğunu ve bir bekçinin öldürüldüğünü, tanıklığıyla James Stefen Landor’un mahkum olup, hapishanede öldüğünü ve kendisinin adamın ölümüyle hiçbir alakasının olmadığını, hiç de pişmanlık duymadığını anlatır. -Thomas Rogers ve Mary Rogers, hizmetinde çalıştıkları yaşlı Bayan Brady’nin fırtınalı bir gecede (6 Mayıs 1929) hastalandığını, telefonun kesilmiş olduğu için yürüyerek doktor çağırmaya gittiklerini ancak doktorla geldiklerinde artık çok geç olduğunu ve yaşlı kadını kaybettiklerini anlatırlar. İşin gerçeği ise Thomas Rogers ve Mary Rogers hastalanan yaşlı kadını ölüme terkedip yüklü mirasına konmuş olmalarıdır.


-Teğmen Philip Lombard, Doğu Afrika’da bir kabileyle çalılıklar arasında kaybolduğunu, onlara (yirmi bir kişi) hiçbir şey bırakmadan bütün yiyecekleri yanına alıp onları orada terk ettiğini, şerefli birşey olmadığını fakat bu insanlar için ölmenin kolay kabul edildiğini ve onları ölüme terk ettiğini itiraf eder. -Vera Elisabeth Claythorne, Cyril Oglive Hamilton’un bakıcısı olduğunu ve ele avuca sığmayan çocuğun deniz kenarında oyun oynarken gözetiminden çıkarak 11 Ağustos 1932’de denizde boğulduğunu anlatır. Bu olayda kendisinin bir kabahati olmadığını söyler. Işin aslı ise Vera çocuğun üvey ağabeyine aşıktır. Üvey ağabeye miras kalamadığı için evlenememektedirler. Vera çocuğun ölümüne ortam hazırlamış ve mirasın onlara kalarak mutlu yaşayacaklarını düşünmüştür. Oysaki sevdiği adam çocuk boğulduktan sonra onu terketmiştir. -Anthony James Marston, 14 Kasım 1937 tarihinde Cabridge yakınlarında John ve Lucy Combes adlı iki çocuğu aşırı sürat yaptığı için arabasıyla ezip öldürdüğünü hatırlar ve kabahatin kendisinde olmadığını, arabaların hızlı gitmek için yapıldığını anlatır. -Emily Caroline Brent, yanında çalışan Beatrice Taylor’un hamile kaldığını öğrendiğinde kızı işten çıkarmış ve umutsuzluğa kapılan hizmetçinin kendini nehre atıp intihar ettiğini, onu öldürenin kendi günahı olduğunu, kızın ölümünden kendisinin sorumlu tutulamayacağını Vera Elisabeth Claythorne’e anlatır. -Yargıç Lawrence Wargrave, yargıç olduğu dönemde aşağılık bir katile ölüm cezası verilmesi için jüriyi ikna ettiğini ve 10 Haziran 1930 günü, Edwaed Seton’u idam ettirdiğini itiraf eder, bu kararından da asla pişman olmadığını adaletin yerini bulduğunu söyler. Gece geç saate kadar uyumayan konuklar ertesi gün sabah erzak getirecek tekneye bineceklerinin planını yaparak odalarına çekilir. Herkes odasının kapısını kilitler. Her biri yataklarında kabus görür çünkü unutmaya çalıştıkları, o zavallı insanların ölümlerine yol açtıkları durumu tekrar hatırlamışlar ve bu durum, sözüm ona kabul etmeseler de vicdanlarını rahatsız etmiştir. Konukların yatmalarından birkaç saat sonra Bay Rogers, Doktor Armstrong’un kapısına gider ve karısını uyandıramadığını söyler. Doktor hizmetçi kadını kontrol ettiğinde onun ölmüş olduğunu anlar ve ‘Dokuz küçük zenci gece geç saatlere kadar uyanık kaldı. İçlerinden biri uykudan uyanmayı unuttu ve geriye sekizi kaldı.‘ Kadının da zehirlenerek öldürüldüğünü anlarlar. On küçük zenci rondunun kıtalarının ritmine uygun bir biçimde davetlilerin sayısı azalmaya başlamıştır. Kimsenin gözünün yaşına bakmadan, acımasızca malikanede ölümler gerçekleşir ve herkes birbirinden şüphelenmektedir. İçlerinden biri davetlileri çok iyi tanıyor ve tanıdıklarını kullanarak Zenci Adasına geçmişteki yaptıklarının bedelini ödetmek için planlı bir şekilde getirtmiştir. Sabah olduğunda konuklar teknenin gelmesini beklerler fakat tekne Zenci Adasına gelmez. Bu arada masanın üstündeki zenci heykellerinin de sekiz adet kaldığını fark ederler. Yemek servisi yapılacağı sırada General Mac Arthur’un ortalarda görünmediğini fark ederler, onu aramaya başladıklarında da cesediyle karşılaşırlar. Sekiz küçük zenci Devon’da gezintiye çıktılar. İçlerinden biri oradan ayrılmadı ve geriye yedisi kaldı. Bu arada masanın üzerinde de yedi adet heykel kalmıştır.


Artık herkes birbirinin üzerine iftira atıp tartışmaya başlamıştır. Ölüm korkusu herkesin çıldırmışçasına hareket etmesine sebep olmaktadır. Akşam olmuştur dışarıda çok şiddetli fırtına vardır. Ortalıkta görünmeyen Rogers’in nerede olduğunu merak ederler ve aramaya başlarlar. Rogers’in kanlar içindeki bedeniyle karşılaşırlar, kilerde yerde oturmuş kafasından kanlar akmakta ortada da bir balta bulunmaktadır. Yedi küçük zenci ormana odun kırmaya gittiler. İçlerinden biri kendisini ortadan ikiye biçti ve geriye altısı kaldı. Biraz tartışmak için yarım saat sonra salonda toplanmaya karar verirler. Salona geldiklerinde Emily Caroline Brent’in sandalyede oturur vaziyette cansız bedeniyle karşılaşırlar. Masanın üzerinde ölmüş bir yaban arısı vardır ve kadının boynunda da iğne sokması izi vardır. Doktor yanında bulundurduğu çantasının içine bakar ve şırıngasının yerinde olmadığını görürler. İçlerinden biri Emily’e şırıngayla zehir enjekte etmiştir. Altı küçük zenci arı kovanıyla oynadılar. İçlerinden birini yaban arısı soktu ve geriye beşi kaldı. Vera migreni olduğunu biraz uyumak istediğini söyler, odasına girdiğinde odasının yosunlarla kaplanmış olduğunu ve Yargıç Lawrence Wargrave’ni başında bir yün ve perdeden bir pelerin giydirilmiş halde odasında ölü bulurlar. Beş küçük zenci hukuk tahsili yaptılar. İçlerinden biri avukat oldu ve geriye dördü kaldı. Armstrong görünürde yoktur geriye kalan üç kişi onu aramaya başlarlar. Herkes çok tedirgin ve korkuyordur. Malikanenin içine girmek istemezler fakat William Henry Blore açlığa dayanamaz ve yemek yemek için malikaneye girer. Malikaneye girmesinin ardından içeriden gürültü duyulur ve baktıklarında ayı heykeli ile Blore’un kafasına vurulup öldürülmüş olduğunu görürler. Üç küçük zenci hayvanat bahçesine gittiler. İçlerinden birini ayı ezdi geriye ikisi kaldı. Adada iki kişi kalmışlardır ve Armstrong hala görünürde yoktur. O sırada Teğmen Philip Lombard kıyıya vuran bir cismi fark eder. Bu Armstrong’un kıyıya vurmuş cesedidir. Vera iyice çıldırır ve o heyecanla Teğmenin belindeki silahını kapar, artık dayanamadığını her şeyi bildiğini söyleyip Teğmene ateş eder ve onu öldürür. Iki küçük zenci güneş altında oturdular. İçlerinden biri güneşte kavruldu geriye biri kaldı. Vera psikolojik olarak çökmüştür. Malikaneye girer ve masanın üzerinde duran zenci heykellerini yere atıp kırar. Aklı başında değildir sürekli küçük çocuğun boğulması için kumsaldaki diyalogları kafasından geçer. Odasına gider. Odada tavana bağlanmış ip vardır, sinirli oluşu, ortamın ipnotik gücü ve geçmişte işlediği suçtan ötürü duyduğu pişmanlıkla ipin altına sandalyeyi koyar, ipi boynundan geçirir sevdiği adamın ihanetini kaldıramaz ve sandalyeyi ayağıyla iterek kendini asar. İşin ilginci malikanedeki herkes ölmüştür. On Küçük Zenci Pdf

Agatha Christie On Küçük Zenci Kitabı Okuyucu Yorumları


Yorum-1 gatha Christie; Çeviren: Semih Yazıcıoğlu ; Altın Kitaplar Yayınevi (7)(Ağustos 2007) Bir yazarın herhangi bir eseri tavsiye edildiğinde hep merak etmişimdir:Önerilmiş olan kitap Yazar'ın en iyi kitabı mıdır? diye. Bir zamanlar -Agatha Christie henüz hiç okumamışken- Yazarımız Ahmet Ümit'in bir beğeni yazısını görüp okumuştum On Küçük Zenci adlı romanı...Ahmet Ümit ne kadar gerçekçi idi ON KÜÇÜK ZENCİ'yi methederken? Veya Agatha Christie'nin kaç romanını okumuştur acaba,yoksa sadece ON KÜÇÜK ZENCİ adlı cinayet romanını mı okumuştur? Bu akşam ise Agatha Christie'nin bir başka romanını okudum:ROGER ACKROYD CİNAYETİ. Beğendiğimi söyleyemeyeceğim;üstelik bu romanını da tavsiye üzerine edinmiştim.AslındaYazar'ın DOĞU EKSPRESİNDE CİNAYET adlı romanını satın alacaktım. Beylikdüzü'ndeki TÜYAP Kitap Fuarı'nın Altın Kitaplar standındaydım. Sağ yanımdaki kadın hissedilir bir heyecanla yanındaki küçük kıza 'Aaa,bak bu da var,şu da var,' diye Agatha Christie'nin kitaplarını gösteriyordu. Kadına danışsam mı? diye geçti zihnimden:bir bilene sormak iyidir.Siz Yazarın hayranısınız anladığım kadarıyla..? mealinde başlangıç sözüyle danışmaya başladım! Pek memnun bir tavırla bana döndü kadın...'Ben de hangisini alsam diye bakınıyordum Doğu Eksp...' diye sormama kalmadı bir hışım Roger Ackroyd Cinayeti adlı kitaba el atıp bana uzattı ve sordu: 'On Küçük Zenci'yi okudunuz mu?' Okudum,diye cevap verdim.'O zaman bu kitabı almalısınız..!' dedi.Teşekkür ettim ve kadının dediğini yaptım.Hâlâ düşünüyorum Yazar'ın okumuş olduğum tek romanını bu hanım nasıl bildi? Agatha Teyze 79 roman yazmış..! Gerçekten roman Christie'nin en sıkı romanı idiyse bu romanını nasıl değerlendireceğimi aşağı yukarı tahmin edebiliyorum,diye düşündüğümü hatırlıyorum.Romanı okurken epeyce sıkıldım;methedilen bir romandı üstelik. ON KÜÇÜK ZENCİ adlı romanı okuduktan sonraki bir zamandan notlarım: Kime sorduysam, Agatha Christie'nin hangi romanını okusam? diye bana On Küçük Zenci'yi salık verdiler.Agatha Teyzemiz'in (bu hitap bana ait değil,piyasa böyle diyormuş!..) seksen civarındaki romanından tavsiye edile edile bu cinaî romanın çıkması hayal kırıklığı yarattı bende.Demek,en iyisi buysa kalan yetmişdokuz kadarını okumama gerek kalmıyor... Haz alarak okudum romanı inkar etmiyorum;hazzettim ama beklediğim derecede değildi.Eğer bir konu, yazarın ne kadar akıllı olduğunu,ne kadar karmaşık örgülerden geçse de anlamlı bir sonuca ulaşabildiğini gözüme sokuyorsa rahatsız oluyorum; kitabın sonuna ulaştığımda beni şaşırtmıyorsa hüsrana uğruyorum. On Küçük Zenci'nin ardından Ahmet Ümit'in 'Beyoğlu Rapsodisi' adlı romanını okudum;bana,On Küçük Zenci'den daha fazla okuma hazzı vermişti. Kaldı ki Ahmet Ümit'in On Küçük Zenci romanından övgü ile bahsettiğini de bir yerlerde okumuş olduğumu adım gibi biliyorum. Polisiye Yazarlar


Derneği'nin yayımladığı en iyi polisiye romanlar arasında 100 kitap seçilidir ve ON KÜÇÜK ZENCİ en beğenilen 19'uncu romandır bu listede!..Amerika'nın Gizemli Yazarları'nın yayımladığı listede ise 100 roman arasından 10'uncu olmuştur...Hayret! Yorum-2 İlk okuduğum Agatha Christie Kitabı. Bu kitabın gazıyla 1 tane daha okudum sonra ama yok, bu kitap ile arasında dağlar kadar fark vardı. Sanırım yazarın en iyi kitabı bu. 10 tane insan evladı bir adada toplanırlar. Sonra da sırayla ölmeye başlarlar. Bir yerde sonra fark ederler ki her bir kişi öldüğünde masanın üzerinde duran 10 küçük zenci biblosundan biri eksilmektedir. Lan derler demek ki katil bu evden biri. Sonra tabii ölüm korkusuyla tüm sırlarını dökerler ortaya, aslında buradaki insanların hepsi bir şekilde geçmişte birbirleriyle bir ilişki içindedir. Neden orada olduklarını ve katilin amacının ne olduğunu çözmeye çalışırlar tabii öncesinde katilin kim olduğunu da. Bunlar çalışırken katil de boş durmaz elbette, biblolar git gide azalır. Katil kim ulan diye hızlı hızlı okuyup geçersiniz sayfaları ve romanı diğer romanlardan -en azından bir süreliğine- ayıran sürprizi fark edersiniz. Yorum-3 Okuduğum ilk Agatha Chrıstie kitabıydı.Kitaba gelirsek çok beğendim ve polisiye kitaplardaki olağının dışında olarak gerilim ve heyacanda katmış yazar eserine, bunun yanında sürükleyiciliği ve akıcılığıda eklenince elden bırakılmadan yarım günde bitirilebilecek bir eser çıkmış ortaya. Bir iki mantık hatası vardı sanki evet ama göz ardı edilebilir. Kurgu yönünden olaylar Dan Brown,Harlan yada Tess Geritsen gibi zekice hazırlanmış değil tabiki ama eser çok fazla dinamik olduğu için okutuyor kendini. Bunun gibi güzel, heyecanlı,dinamik Agatha Christie eserleri biliyorsanız lütfen bana mesaj atın çünkü okuduğum son Agatha kitabı olmasını istemiyorum (: Yorum-4 Yazar polisiye türünde ilk akla gelen isimlerden olunca bize de okumak düşüyor :) Yazarın tarzı diğer okuduğum polisiye yazarlarından oldukça farklı. Polisiye tarzı olunca aksiyon, gerilim, korku istiyor insan. Fakat Agatha Christie romanlarında durum pek de öyle değil. Daha çok düşündürmeye dayalı. Yazar uzun uzun betimlemelerle boğmuyor sizi, olay ve kişiler ön planda. Yabancı isim hafızam kötü olduğundan fazla karakter olması okurken zorladı beni :) Yazarın dili ve kurgusu güzeldi. Ancak daha önceki okuduğum "Doğu Ekspresin'de Cinayet"te olduğu gibi bu romanında da "Zenci Adası" olarak mekanı sınırlandırmasa daha heyecanlı olurdu sanırım. :) Yorum-5 İlk Agatha kitabım olmadığı için, okuduktan sonra üzülmüştüm. Böylesine bir kitabı nasıl göz ardı etmiştim sahi! Asıl hayranlık bu on küçük zenciden sonra başladı ve uzun listeler, azalan kitaplara işaretler derken zamanla koptuk birbirimizden. Mamafih on küçük zenci hala benimle! Harikulade kurgusu, kendine özgü her bir karakter ve atılan her bir adım hala aklımda.


En beğendiğim, en sevdiğim, en biriciğim Agatha kitabım. Yorum-6 Bir polisiye roman daha okudum. Evet buda çok güzeldi. Herkes bir nevi suçludur. Hiç kimse masum değildir. İster kazayla ister isteyerek olsun her şekilde suçlu suçludur. Ve adalet yerini bulmalıdır. Çok güzel bir kurguyla ilerliyor kitap okunması gereken kitaplar arasında ve benim favorilerim arasında yerini aldı. Yorum-7 Agatha Christie' nin şu ana kadar okuduğum en güzel kitabıydı.Bence Agatha Christie'yi diğer yazarlardan ayıran özelliği son sayfaya kadar katilin kim olduğu hakkında bir yorumda bulunamamak bu da kitaplarının mükemmel olmasına sebep oluyor. Yorum-8 Okuduğum 10. Agatha Christie kitabı 10 Küçük Zenci ile oldu. Biraz tesadüf biraz da iyi olur edasıyla denk getirdim diyebilirim. Agatha Chrsite'in romanlarında pek çok baş karakter olduğunu biliyoruz. Hercule Poirot ve Mrs. Marble bunlardan ikisi. Ben sadece Poirotlu romanlarını okumuştum. Bu kitapla birlikte ilk defa Porotsuz bir Agatha Christe okumuş oldum. Kitap aslında adını On Küçük Zenci adlı bir şiirden alıyor. Kitap içerisinde geçen bu şiir aslında romanın bir özeti. Zenci adasına çağrılan 10 kişinin şiire göre teker teker ölmesi ve herkesin birbirinden kuşkulanması üzerine kurulu çok başarılı bir kurguya sahip. Kim katil değil derken sayfalara kapılıyor ve merakınız son hızıyla artıyor. Agatha tarzı müthiş bir son ile de finali yapıyor. Okuduğum en iyi Agatha Christie romanlarından oldu. Roger Acroyd Cinayeti ile birlikte bu kitap kesinlikle tavsiye edebileceğim romanlarıdır. Yorum-9 Yazarın en mükemmel eserlerinden biri. Çeşitli bahanelerle 8 kişi Zenci adasına davet edilir. Adaya gelen konuklar arasında doktorlar, yargıçlar ve askerler de bulunmaktadır. İki de hizmetli bulunmaktadır adada. Hepsinin toplandığı ilk gün bir gramofondan konakta bulunan şahısların işlediği suçlar anlatılır. Bu kişilerin hepsi suç işlemiş ancak ceza almamıştır. Ve salonda 10 adet zenci biblosu vardır. Adada cinayetler işlenmeye başlar. Her cinayet sonrasında bir biblo eksilmektedir. Herkes ölür ancak katil kimdir? Katil kendini bir mektup ile ifşa edecektir. Tek kelime ile mükemmel bir roman. Yorum-10 Yazarın okuduğum ikinci kitabı oldu. İlgi gören bir kitap olmasına rağmen, çok etkilendiğimi ve beğendiğimi söyleyemem. Beklentimi yüksek tutmuş olabilirim! :( Birbirinden habersiz ve birbirine yabancı on kişinin, ıssız bir adaya davet edilmeleri, sonrasında da birer birer öldürülmelerini konu alan, akıcı bir polisiye-cinayet romanı... İlgi duyanlara iyi okumalar! On Küçük Zenci Pdf


Agatha Christie On Küçük Zenci Kitabından Alıntılar Alıntı-1 Ve bir deli en akla gelmedik şeyleri yapabilir. Bir akıllıdan en az iki kat kurnazdır deliler. Alıntı-2 Kötüler sonunda cezalarını kendi kendilerine bulacaklar. Günahkârların yeri cehennemdir! Alıntı-3 "Şu halimize bakın. Denizin ortasındaki bir adada birbirinden korkan beş kişi, kendisini korumak için garip bir şekilde kenetlenmiş beş düşman..." Alıntı-4 Gelgelelim bir sanatçının doyum bulması, yapıtının başkaları tarafından beğenilmesi, alkışlanmasıyla olanaklıdır. Alıntı-5 Şimdi ne demek istediğini anlıyorum yavrum. Evet, Örnekse Bay Lombard yirmi kişiyi ölüme terkedip kaçtığını kabul ediyor." "Ama terkettikleri zenciymiş." Emily Brent sert bir sesle Vera'nın sözünü kesti. "Derisi ne renk olursa olsun herkes insandır. Bütün insanlar kardeştir." Alıntı-6 Ona göre yeni kuşak utanç verici ölçüde saygısızdı. Trende, sokakta, her yerde... Alıntı-7 On küçük zenci yemeğe gitti; Biri boğuldu, sayıları Dokuz'a indi. Dokuz küçük zenci geç saate kadar oturdu; Biri fazlaca uyuyunca sayıları Sekiz oldu. Sekiz küçük zenci gezmeye gitti; Biri oraya yerleşti, geriye kaldı Yedi. Yedi küçük zenci odun kesmeye kalktı; Biri kendini kesti, sayıları oldu Altı. Altı küçük zenci bir kovanla oynadı.


Eşek arısı soktu birini, sadece Beş tane kaldı. Beş küçük zenci mahkemenin yolunu tuttu; Biri temyize gidince, sayıları Dört oldu. Dört küçük zenci denize açılalım dedi; Birini balık yutunca sayıları Üç'e indi. Üç küçük zenci hayvanat bahçesindeyken; Ayı kucakladı birini, İki tane kaldı hemen. İki küçük zenci güneşte oturmaya kalktı; Biri kavrulup gitti, geriye Bir tanecik kaldı. Bir küçük zenci tek başına kalınca; Gitti kendini astı... Ve geriye hiç kimse kalmadı. Alıntı-8 "Çocukluğumda yatak odamda, çerçeve içinde asılı bir sözü hatırladım. (Günahın seni daima izler bunu unutma.) Çok doğru sözmüş. Günahları insanı nereye gitse izliyor." Alıntı-9 Günahkârlar kendi eserleri olan batağa batacaklar! Gizlenmek için örmüş oldukları ağlar, kendi ayaklarına takılacak. Tanrı, varlığını kullarına adaleti ile belli eder. Kötüler sonunda cezalarını kendi kendilerine bulacaklar. Günahkârların yeri cehennemdir! Alıntı-10 "Sürat her zaman için tehlikelidir. Herkes için tehlikeli. Sizin gibi gençler toplum için korkunç bir tehlike haline geldiler," On Küçük Zenci Pdf indir


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.