Sputnik Sevgilim - Haruki Murakami Sputnik Sevgilim Konusu Haruki Murakami Sputnik Sevgilim Haruki Murakami’nin Sputnik Sevgilim kitabı soyut bir varoluş yolculuğuna sizleri Roma, İsviçre ve Yunanistan’a davet ediyor. Myu, Sumire ve anlatıcı arasında geçen diyaloglar Haruki Murakami’nin leziz varoluş resmedişi ve sembolik anlatımında kendinize mutlaka bir yer bulmalısınız. Sputnik Sevgilim kitabı Myu, Sumire ve anlatıcı arasında zaman akışını kırarak geçmiş ve gelecek arasında bir seyahat kitabı gibi gözüküyor.Yazarokur.com sitesine özgü çok farklı bir yorumla kitabın incelemesini okuyabileceksiniz. Haruki Murakami kedileri, akıcı ve sade anlatımıyla, okuyucuyu saran bir çeviriyle okurun karşısına çıkıyor. İlk başlarda Myu, Sumire ve anlatıcı, üniversite hayatları ve Sputnik’in anlamıyla okuyucuyu karşılıyor. Tam anlamıyla okurun son sayfalarda ulaştığı Sputnik bilinmezliğe seyahat eden bir Rus kozmonot. Okuduğunuzda bu hikayeden etkilenmemeniz mümkün değil. Myu, Sumire ve anlatıcı başlangıçta bir aşk üçgeni gibi resmediliyor. Okurken Myu’nun kendini sorguladığını ve geçmişe sürekli döndüğünü görüyorsunuz. Başlarda Myu ve Sumire arasında olan ilişkiyi bir trans’ın öncesi ve sonrası olarak yorumlamıştım. Roman ilerledikçe karakterler kendilerini eşcinsel olarak tanımlıyorlar. Kitabın sonuna doğru Sumire’nin kaybolduktan sonra anlatıcının Myu’yu boş bir kabuk olarak görmesi bazı noktalarda fikrimi değiştirdi. Roman içerisinde ‘’Gerçekle suyun yansımasındaki illüzyon hiç ayrılabilir mi?’’ tarzı imalar bu yolculuğun hiçbir yere varmamasını anlamlı kılıyor. Myu bu hikâyenin Sumire’nin olduğunu söylese de bir travmadan sonra yarattığı bir diğer kişilik. Kitapta çok kısa rolü olan bir kişi var. Bence romanın gerçek kritik noktası Ferdinando. İsviçre’de Myu’nun yaşadığı bir deneyimin kahramanı. Myu ve Sumire’nin rüyalarında gördükleri dönerek çıkılan merdiven ve lunapark sonrası yaşadıkları bir cinsel çocukluk travmasını ve karakterlerin duman gibi buharlaşan insanlara verdikleri umursamaz tepkiyi mantık çerçevesine sokuyor. Kapak tasarımına baktığımızda da bir insanın içerisinde iki farklı göz görüyorsunuz. Bu da iki farklı yaşantının bir kabuğu olarak bir kadın resmedilmiş. Aslında yazarın ne demek istediğini bilmemiz çok zor ama bir okurun deneyimleri paylaşılabilir. Benim okurken karşılaştıklarımın bir kısmı bunlar. Varoluş ve kendini arayan bir kitapta kurgudan da az da olsa bahsedelim. Kitap yazarlık konusunda saplantılı Sumire’nin iki arkadaşını sürüklediği bir yolculukla ilgili. Bu yolculukta anlatıcının bağlanma konusunda sorunlu ve şıpsevdi olmasına rağmen hemen kabul etmesi, bu yolculuğun fiziksel bir yolculuktan ötede geçmişle gelecek arasında olduğunu gösteriyor. Bu yolculuğun tamamen yaz tatilinin bitmesiyle sona ermesi de bir diğer ilginç nokta. Çünkü o kaybolduktan sonra karakterler biraz daha Güneş’in tadını çıkarmışa benziyor. Üniversite ortamında başlayan bu dostluk Sumire’nin yazarlık için okulu bırakması ardından Myu’nun yanında çalışması ve birden kendini Roma’da bulmasıyla devam ediyor. Myu bu kayboluş esnası arasında haber alamadığı Sumire’den bir mektup alır ve Yunan adalarına arkadaşını bulmaya gider. Acaba Myu arkadaşını bulabilecek midir? Yoksa aradıkları sahip oldukları mıdır? Yoksa gerçekten var olmak için kaybolmak gerekli midir? Bütün bu soruların cevabını bulmak pek mümkün değil. Ama
kitabı okuduğunuzda Sumire’nin yazı geleneğiyle kitabın yazımı arasında büyük benzerlikler görüyoruz. Sumire acaba yazar olabilir mi? Bu kitabın sonunun açıklığı ve soyutluğu bir başlangıçtan ve pek çok şeyden ibaret olabilir. Tek bildiğimiz şey tek bir sonun olmadığı. Son söz Haruki Murakami’nin Sputnik Sevgilim kitabından: Şöyle yazmıştı – aklımda kaldığı kadarıyla: ’’İnsan(…) çarpışmadan kaçınmak için ne yapsa iyi olur? Teorik olarak söylersem, bu basit bir şeydir. Yanıt, rüya görmek. Rüya görmeye devam etmek. Rüya alemine girip oradan çıkmamak. Sonsuza dek rüya aleminde yaşamak.’’(sy.178)
Sputnik Sevgilim Pdf
Sputnik Sevgilim Okuyucu Yorumlar Yorum-1 Murakami'nin bir kitabını daha okumak güzel. Yazarın, içinde doğa üstü olabilen, gerçekçiliğin ipinin ucunun kaçtığı, başka diyarlara dahi insanı götürebilen ve ama bu nasıl olabilir ki , diye düşündüren eserleri, ne olursa olsun, duyguların ince ince dokunduğu güzel eserler aslında. Olayları anlamasak, nasıl meydana geldiğini kavrayamasak ve onları gerçekçi bir şekilde algılayamasak da karakterlerin duygularını, açmazlarını anlıyor ve onlara kendimizi yakın hissediyoruz. Sputnik Sevgilim, Yaban Koyununun İzinde kitabındakini andıran, ama yanılmıyorsam oradakinden daha yalın, daha etkileyici duygularla örülü bir eser. Burada da, diğer eserlerinden hatırladığım o bir başka yer, bir başka mekân, gidilen tanık olunan, anlatılsa da kavrayamadığımız ama hislerin tercümesine aşina olduğumuz, bize yabancı gelmeyen bir duygu, bir edebiyat tadı var. Kitabın son bölümünün geri kalan bölümlerinden daha güzel olduğunu düşünüyorum, belki de Murakami'nin kaleminin daha duygusal olduğu bir bölüm burası, karakterlerimizin hikâyesi bir sona bağlanırken yazar belki de üzülerek veda ediyormuş gibi bir his hissettim...ya da ben veda ettiğim için hissettim böyle. Sputnik Sevgilim'i bütün Murakami severlere öneriyorum. Yorum-2 Bu yazarın okuduğum ilk kitabı. Merakla başladım ve keyifle okudum. İlk önce “Sputnik” kelimesini araştırmakla başladım, zira anlamını bilmiyordum. Sputnik , Sovyetler Birliği'nin 1957 yılında uzaya fırlattığı dünyanın ilk yapay uydusunun adı. Rusça kelime anlamı yoldaş, yol arkadaşı demekmiş. Kitabın ana teması bana göre yalnızlık dı. Kitaptan bir alındı: “Neden insanlar bu denli yalnız olmak zorundalar? Neden bu denli yalnız olunmak zorunda? Bu dünyada bu kadar çok insan yaşarken, her birimiz bir başkasından bir şeyler beklerken, neden bu kadar yalnızız? Yoksa gezegenimiz, insanların yalnızlığından beslenerek mi sağlıyor dönüşünü?” Kısaca konusuna gelince: Kahramanlarımız iki kadın ve bir erkek. Kitapta ismi anılmayan K. genç, bekar bir ilkokul öğretmeni.
Baş rol oyuncumuz ise K. için çok değerli olan Sumire. 22 yaşında, en büyük hayali yazmak olan genç bir kadın. Mui ise yıllar önce yaşadığı bir olayın etkisinde kalmış ve buna dayalı hayatı, iç dünyası ve ruhu değişmiş bir kadın. Ayrıca yabancı ülkelerdeki küçük şarap üreticileriyle iş anlaşmaları yapan ve ithal ettiği şarapları restoranlara satan bir iş kadını. Sumire, Mui’nin şirketinde işe başlar ve birlikte iş seyehatine çıkarlar. Sonrasında tatil için gittikleri Yunan adasında umulmadık şeyler olur ve Sumire bir anda ortadan kaybolur ve Sumireyi arama süreci başlar. Bu süreçte neler olur? Yunan adasının tarihi hakkında bilgiler verilirken, Türkler için kullanılan cümleler hoşuma gitmedi ve bu ırkçı düşüncesini hiç sevmedim!!!! Belirtmeden geçemeyeceğim.... Üç karakterin de kendi iç dünyalarındaki sorgulamalar ve yalnızlıkları işlenmişti. Klasik müziğe dair keyifli esintiler vardı. Kitabın sonu ise tamamen havada kalmış biçimde bitti. Sumire ile ilgili bir çok cevaplanmamış sorular vardı. Kitabın devamı olur mu bilemiyorum ancak bu şekilde çok eksik kalmış oldu.... Yazarın diğer kitaplarını da okuyacağım. Kitabı tavsiye ediyorum :) Yorum-3 Yazar'ın aşık olduğu kadın Sumira ve Sumira'nın aşık olduğu Myu arasındaki aşk üçgeni onları Yunanistan'a sürüklerken, Sumira'nın ortada in kayboluşu beraberinde cevapsız soruları getirir. Murakami'nin Sputnik Sevgilim'ini oldukça akıcı buldum. Kitapta geçen Türk düşmanı ifadeleri de çok talihsiz buldum. Bana kalırsa romanına mekan olarak seçtiği ülkeden tarihi dinlemekle yetinmeseymiş keşke... Yorum-4 İsmi oldukça ilgimi çekti bu sebepten merak edip okudum. İçeriği de oldukça keyif vericiydi. 3 kişi arasında geçen bir aşk hikayesi. Japonyadan Yunanistana uzanıyor ve bir kaybolma hikayesi ile daha da ilginçleşiyor. Akıcı bi kitap ben çok keyif aldım okurken tavsiye ederim. Yorum-5 ''...belki de bu yüzden, gençliğimin ortalarında, bir noktada, kendimle diğerleri arasına göze görünmeyen bir sınır çekmiştim. fark gözetmeksizin herkesle arama bir mesafe koyup, bu mesafenin kısalmamasına dikkat ederek karşımdakinin tavırlarını gözledim. söylenenleri olduğu gibi almadım. bu dünyada sınırsız bir tutku duyduğum şeyler sadece kitaplar ve müzikti. ve doğal olarak da yalnız bir insana dönüşmüştüm.'' Benlik algısı, yalnızlık, aşk üzerine. Kesin bir son isteyenler bulaşmamalı.
Sputnik Sevgilim Pdf indir
Sputnik Sevgilim Kitaptan Alıntılar Alıntı-1 Yeterince bildiğimizi düşündüğümüz şeylerin arkasında, bir o kadar da bilmediklerimiz gizlidir. Alıntı-2 Kim ayırabilir ki deniz ile üzerine yansıyanı. Ya da yağmurun yağışı ile yalnızlık birbirinden ayrılabilir mi? Alıntı-3 Mükemmel olmayan yaşamlarımızda boşa harcanmış zamanların da yeri önemli değil midir? Eğer bu mükemmel olmayan yaşamlarımızdan tüm bu boşa harcanmışlıkları çıkaracak olursak, yaşamlarımız mükemmel olmama özelliğini bile yitiriverir. Alıntı-4 "Her hikayenin anlatılacak bir zamanı vardır" diye açıkladım Myu'ya. "Eğer anlatılmazsa insanın yüreği hep o sırrın hapsinde kalır." Alıntı-5 Bir süre sonra, arkamda bıraktığım şeyler sanki en baştan beri hiç benim olmamış gibi bir hisse kapıldım. Alıntı-6 Her insanın, hayatının özel bir zamanında elde etme şansına sahip olduğu birtakım özel şeyler vardır. Bunlar, küçük birer kıvılcım gibidirler. Dikkatli ve şanslı olanlar, bunları özenle korur, büyütür, meşale olarak kullanır. Ancak bir kez kaybedince o kıvılcım bir daha geri gelmez. Alıntı-7 Suların yükselip alçalması, mevsimlerin değişimi gibi, elimizde olmayan, değiştiremeyeceğimiz bir şeydi. Bu anlamda bizimki değiştirilemeyecek bir kaderdi denebilir. Alıntı-8 Ben bir günden diğerine sözcüklerle kendimi onaylıyorum. Alıntı-9 Ben bu kadına aşık oldum. Bir anda farkına vardı Sumire. Şüphe yok (buz soğuktur, gül kırmızı). Ve bu aşk beni sürükleyip bir yerlere götürmeye çalışıyor; öyle güçlü bir akıntı ki ondan kendimi korumam neredeyse olanaksız. Bana tek bir seçme hakkı bile verilmiş değil çünkü. Sürüklenip götürüldüğüm yer bugüne değin hiç görmediğim özel bir dünya olabilir. Belki de çok tehlikelidir. Orada gizlenmiş olan şeyler beni derinden, öldürücü şekilde yaralayabilir. Şimdi sahip olduğum her şey elimden çıkıp gidebilir. Ama artık dönüş yok. Kendimi bu akıntıya bırakmak dışında bir şey yapamam. Yanıp kül olsam da, yok olup gitsem de.
Alıntı-10 Tek başına olmak, yağmurlu bir akşamüzeri, geniş bir nehir ağzında dikilip, suların denize dökülüşünü izleyip durmak gibi bir duygu.
Sputnik Sevgilim Pdf indir