Vahşetin Çağrısı Pdf Vahşetin Çağrısı Kitabı Arka Kapak Bilgisi Amerikan edebiyatının büyük ustalarından Jack London'ın unutulmaz romanı Vahşetin Çağrısı hemen tüm dillere çevrilmiş, gerçek anlamda bir klasik niteliği kazanmıştır. Dünya edebiyatında kendi kendini yetiştiren yazarların en yetkin örneklerinden biri olan Jack London, en güçlü ve etkileyici yapıtlarından biri sayılan Vahşetin Çağrısı'nda, kızağa koşulan bir kurt köpeğinin amansız yaşam savaşını anlatır. Alaska'nın yabanıl ortamında yaşayan insanların acımasızlığından payına düşeni alan Buck, ayakta kalabilmek için inanılmaz bir savaş verecek, giderek yabanın çekiciliğine kapılarak özgür seçimini yapacaktır. Ne ki, Buck'ın bir köpek olduğunu bilmesek, onun başından geçenleri bir insanın zorluklarla dolu yaşamöyküsü olarak da okuyabiliriz. London, bir köpeğin öyküsünün ardında, insanlık durumunun ürkütücü bir panoramasını önümüze serer. Vahşetin Çağrısı'nı Seçkin Selvi'nin Türkçesiyle sunuyoruz. Vahşetin Çağrısı Kitabını aşağıdaki adresten Pdf olarak indirebilirsiniz. http://www.pdfkitaplariindir.com/vahsetin-cagrisi-pdf-indir.html
Vahşetin Çağrısı Kitabı İncelemesi Vahşetin Çağrısı kurtların zamanla tüylerinde bazı değişikliklerin görüldüğü bir zamanda geçer. Kurulan tuzakların parçalandığı, hayvanların çalındığı güçlü, hayali bir köpeğin geçmişi anlatılır. Kutuplarda kızak köpeğiyken buza saplandıklarında ölmemek için tüyleri yanarcasına ateşin etrafında koşmak zorundadırlar ya da buz tutan tüylerinin bütün kanını akıtmasını beklemekten başka tercihleri yoktur. Uysal bir köpeğin zamanla vahşi bir kurttan daha nefret dolu olması ‘’eli sopalı insan’’ karşısında köpekler için tek hayatta kalma yoludur. Bunun da en büyük şahidi Buck adlı köpektir. Altının arayışında geçen bir arka plana sahip kitabı okurken efendilikten köleliğe uzanan; sosyolojik yanları olan bir yolculuğa çıkacaksınız. Her defasında da insanın acımasızlığı ve hırslarıyla dolu sahnelerle bu kanlı yolculuğun ve soğuğun en ölümcül yanının insan hırsları olduğuna inanamayacaksınız. Bir ev köpeğiyken satılarak çeşitli işlere koşulan köpeğin öncelikle savaşı vahşi doğa şartları gibi görünse de insanları tanırken çok daha fazla acı çekecektir. Eğitim sırasında sopayla eğitilir. Sopa karşısında çaresizliğini bütün yaşamı boyunca hisseder. Ta ki ilk insanın şah damarını koparana dek… Sonrasındaysa John Tornton’un katillerine ölüm karşısında kurbanla oynama zevkini bile tattırmaz. Buck adlı köpeğin bütün saldırganlıklarında sahibine olan sadakat ve yaşama dürtüsünden başka bir şey yoktur. Kışın zor koşulları ve insanların köpekleri hesaplamadan aç bırakmaları onları zamanla değiştirecektir. Posta kızağına sürüldüğünde Spitz adlı saldırgan bir köpekle liderlik savaşına girer. Köpeklerin yeterince yemek yiyememelerinden dolayı; yemeğini hızlı yiyen köpekler diğerlerinin yemeklerini yiyebilmektedir. Spitz adlı köpekten korktukları içinde buna hiç ses çıkarmazlar. Çünkü o sürünün
lideri ve bu güne kadar yenilmemiş bir köpeğidir. Buck’u kendisine bir rakip olarak görmekte ve yemeğini ve yerini tehdit etmektedir. Her defasında sertçe hırlamakta ama bir şey yapmamaktadır. Bir gün Buck’un karın altında yaptığı yuvaya girmesi işleri değiştirecektir. Sahte hareketlerle Spitz’i yaralayan Buck onun gitmesini sağlayacaktır. O günden sonra artık bir liderdir. Vahşetin Çağrısı yer yer çok acımasız sahnelere yer verir. Güçsüzleştiği için Buck’un sahiplerinin yetersiz yiyecek almalarından dolayı oracıkta baltayla kafalarını keserler. Ölümün kavram olarak algılanmasının zor olduğu dönemlerde bu kitabın okunması çocuklar için uygun değildir. Lise düzeyinin üzerinde okunması daha anlamlı olacaktır. John Tornton sonrasında Buck’la yolları kesişir. Buck sahibinin kavga eden kişileri ayırmak istemesi sahnesinde yere düşer. Buck onu korur. Sonrasında bir iddiada para kazandıran Buck, sahibiyle kendisini çeken zaferin dürtüsüyle altının ve ölümün ortasına doğru yola koyulur. Bu zaman diliminde Buck öldürmeye alışmış bir canavara dönüşür. Tavşanları ve diğer hayvanları öldürebilecek güce gelir. Bazen de avıyla bir oyuncak gibi oynar. Soğuğun canını aldığı diğer köpekler gibi onlarında acı çekmelerini ister adeta… Sonrasında bir ses duyar. Bu ses Vahşetin Çağrısı’dır. Ormanın derinliklerinden gelir. Gözleri karanlıkta bir görünür bir kaybolur. Ölümün uysal bir kediyi bir katile çevirmesinin ardından daha da güçlü duyar bu sesi. Anılarından silinmiş bir geleceğin sesidir. Çok derinden gelen ve durduramadığı… Buck bu sesi insandan öğrenmiştir. Elinde sopası olan güçsüzün öldürüldüğü, dişe diş yasasının olduğu bir efendiden öğrenir. Öğrenmek içinde pek çok defa ölümün yanından, ucundan ve içinden geçmek zorunda kalır. Altına yolculuğun akıbeti bilinmez ama Buck’un sadakati gösterme günü gelmiştir. Tornton saldırıya uğrar. Buck ona saldıranların bir kısmını öldürür. Buck ormana karışır. Ve ardında okura bırakılmış bir efsane kalır. İlahi anlatıcı tarafından anlatılması okuyucuda ki merak duygusunu öldürse de pastoral bir resim içerisinde kendinizi buluyorsunuz. Soğuğun ve insan hırslarının ince bir dille eleştirildiği sosyolojik bir yaşamda kalma savaşını etkileyici bir şekilde okuyorsunuz. Bölümler halinde okuyucuya sunulan macera pek çok akılda kalıcı anıya sahiptir. Vahşetin Çağrısı Oku
Vahşetin Çağrısı Kitabı Okuyucu Yorumları Yorum-1 Bir köpeğin yaşadığı olayların onun gözünden anlatıldığı Vahşetin Çağrısı, Jack London'ın en meşhur kitaplarından biri. Roman 1903 yılında yayımlanmış, Londra'da en çok okunan kitap olmuş ve yazarın en iyi yapıtlarından biri sayılmıştır. Yukon ve Alaska'da altın bulunması, kızak çekecek büyük ve güçlü köpeklere olan ihtiyacı artırmıştır. Yargıç Miller'ın köpeği Buck, bahçıvan yardımcısı tarafından kuzeydeki birine satılıyor. Buck kendini kuzeyde buluyor. Zamanla alışıyor bu yaşama. Lider oluyor. Jack London sevdiğim bir yazar. Vahşetin Çağrısı da onun güzel bir kitabı. Ben Sis Yayınevi'nden okudum. Çevirisi güzeldi.
Kitap güzeldi. Tavsiye ederim. Yorum-2 Son derece güzel bir kitaptı. İlk Jack London romanım. Beyaz Diş'i henüz okumadım ama bu romanını okuyunca başlara doğru aldım sıralamasını. Gelelim içeriğe... Bir Sen Bernard ile çoban köpeği kırması olan evcil köpeğin gözünden dünya öyküsü. Bir anda satılarak vahşi yaşama alıştırılan akıllı ve devasa köpek. Vahşi yaşama alışırken başından geçen zorluklar süper İşlenmiş. Öncelikle roman hem kısa hemde çok akıcı. Son iki bölümdeki kahramanlıkları tam bir şaheser. Hayvanların nasıl sevgiyle yönetilip; anlaşılabileceğini de anlatmış. tavsiye edilecek roman... Tam film gibi diyecektim ki zaten filmi de mevcutmuş. Hatta birçok kez sinemaya ve diziye uyarlanmış... "Acımak, merhamet etmek, zayıflıktı. Vahşi hayatta merhamet diye bir şey yoktu. Merhamet, korku sanılırdı ve bu yanlış anlama, ölüm getirirdi. Ya sen öldürürsün ya da seni öldürürler, ya sen yersin ya da seni yerler; yasa buydu ve zamanın derinliklerinden gelen bu buyruğa uydu Buck." Yorum-3 Eğer doğayı, vahşi yaşamı, köpekleri ve kurtları seviyorsanız mutlaka okumalısınız. İnce bir kitap olmasına rağmen epey macera dolu. Ben kitabı İngilizcesinden okumaya çalıştım dili biraz ağır geldi. Zorlandım. Atlayarak yada göz gezdirerek okuduktan sonra yine İngilizce olarak detaylı özetini okudum. Çok iri ve evcil bir köpeğin sürekli dayak yiyerek, ağır doğa ve kış şartlarına ve farklı sahiplere alışmaya çalışmasını ve diğer köpeklerle mücadelesini anlatıyor... Yorum-4 Buck... Arkadaşlık,kahramanlık,cesaret,sadakat gibi kavramları üstün bir şekilde taşıyor Buck.Sopanın yasasının hüküm sürdüğü topraklarda Buck aslına bakarsanız kaderiyle karşılaşıyor.Ama Buck kaderini,haklılıkla,sabırla ve kararlılıkla değiştiriyor... Ya da şartlar ve ortam Buck'ı buna sevkediyor... İyi okumalar :))) Yorum-5 Kurt kırması bir köpeğin vahşi yaşamla mücadelesi; kuzey kutbunu ve alaskayı, hayal gücünü zorlayan bir anlatımla okuyacaksınız kitabı. London'un kaleminden okuyunca ormandaki vahşiliği ve ıssızlığı hissedebiliyorum veya kurt grubunun kızağı çektiğinde sendelemelerini, çaresizliklerini görebiliyorum ve de insanların acımasızlığını. Betimlemenin en güzel anlatımlarından biriyle karşılaşacaksınız sayfaları her çevirdiğinizde. Belki de benden kaynaklı bir şey bu, ama diğer eserlerine baktığımda ( Martin Eden, Beyaz Diş) da görebiliyorum. - Altın aramak isteyen binlerce kişi gibi London da Kanada'ya gitmiş ve yazarlık serüveninin başlangıcı olan "Vahşetin Çağrısı"nı kaleme almış. Kitabın 2007 yılında vizyona giren filminin de olduğunu hatırlatalım.- İzleyince incelemeyi mutlaka güncelleyeceğim.-
Bir kitabı 1-2 günde bitiremiyorum bunun nedeni kitabin üzerinde derin düşüncelerim; uzun veya kısa yaptığım araştırmalar geliyor. Bu kitabı bitirince de kurtlar ve köpekler üzerinde araştırmalar yapmaya başladım. Bir köpeğe sahip olmak düşüncesi uzak bir şey olmasa gerek. Tabiatına ve içgüdülerine tam hakim olabilmesi için şehir hayatı, istediğim üstün özellikli köpek için uygun değil onu da biliyorum,, Her şeyden öte bu türden kitapları okuduğunuzda macera hissiyatınız kabarıyor, değişik bir şeyler yapmak istiyorsunuz. - fakat bu macerayı sadece romanda yaşamakla yetinebiliyorsunuz... 12-17 yaş aralığına özellikle tavsiye edilir. J. London serisine " Demiryolu Serserileri" adlı kitapla, başka bir mevsim, başka bir zamanda devam edeceğim. Keyifli okumalar, Güzel maceralar... Yorum-6 Kitabın ilk basım yılı 1903, tartışmalı bir kitapmış zamanında, özellikle de diktatörlükle yönetilen Avrupa ülkeleri için çok sivri bulunmuş, karanlık bir kitap olarak görülmüş ve birçok ülkede yasaklanmış. Nazi döneminde kitap toplatılmış ve yakılmış böyle bir tarihsel geçmişi var Vahşetin Çağrısının... Kitaba gelirsek kitap bir köpek tarafından anlatılmıyor aslında insan tarafından köpeğin gözü ile anlatılıyor. Akıcı bir anlatımı var ancak birçok olayda da görüldüğü gibi burada da büyük balık küçük balığı yiyor ne yazık ki... Zorluğa ne kadar çabuk ayak uydurursan yaşama şansımızın o kadar fazla olduğunu iliklerimize kadar hissettiriyor bize Vahşetin Çağrısı… Buck adlı köpeğin şehirden zorlu vahşi yaşama doğru uzanan yaşam öyküsünü anlatan kitap, insanlar da dâhil olmak üzere zor duruma düşünce nasıl dört elle hayata sarılıp vahşileşebileceğimizi gözler önüne seriyor. Yaşamsal dürtülerin çok iyi analizi yapılmış bu kitabı muhakkak okumalısınız. İyi okumalar. Yorum-7 Jack London'un köpekler üzerinden insan doğasını ve insan ilişkilerini anlattığı romanıdır. İnsanın bin türlü koşulda bin türlü haline ayna tutmuştur Buck aracılığı ile. Değişimin nasıl da fark ettirmeden insanı yakaladığı, insanın aslında aklına bile getiremeyeceği ruh hallerine doğuştan varolmuşçasına bürünebileceğine kanıttır esasında bu. Hayatın belirli dönemlerinde dönüp yeniden okunması gerekenlerden vesselam. “Göçebe misali gelir eski özlemler, Aşındırır alışkanlığın zincirini; Uzun kış uykusundan tekrar
Uyandırır içindeki vahşiyi” Yorum-8 Bir köpeğin evcimen bir yaşamdan koparılıp vahşi,ilkel bir yaşama sürüklenişine tanık ediyoruz romanda.Buck adlı köpeğin dondurucu soğuklarla,çekmesi gereken ağır kızaklarla ve savaşması gereken diğer türdeşleriyle,tüyler ürperten macerası.Bir evrimleşmenin hikayesi.Bir köpeğin zeka gelişiminden ince anektotlar.Sopa ve diş yasasını kavrayışı,vahşi hayatı kavramaya başlayıp,güçlü olanın hayatta kalacağını öğrenip türdeşlerine liderlik etmeye kadar geçirdiği öğrenme ve uyum sağlama süreci.Sahibine sadakati..Diğer taraftan kaybetmeye başladığı merhamet duygusu..Faşizme ve makyavelizme,kendi doğasına yönelen,hırslarına kulak veren,vahşetin çağrısına,öldürme dürtüsüne boyun eğen bir köpeğin sıradışı hikayesi..Buck'mayanın pişman olacağı,bıkmadan okuyacağınız,tek oturuşta bitireceğiniz ve ilkelin ideolojisini,psikolojik gelişimini yakından göreceğiniz mükemmel bir eser..Keyifli okumalar... Yorum-9 Beyaz diş'deki öykünün bir nevi tersten işlenmiş hali. Yani o kitapda ormandan şehir hayatına geçerken burada şehir hayatından vahşi hayata geçiş konu alınmış. Ağır iğnelemeler barındıran müthiş bir yapıt.. Yorum-10 "Acımak, merhamet etmek, zayıflıktı. Vahşi hayatta merhamet diye bir şey yoktu. Merhamet, korku sanılırdı ve bu yanlış anlama, ölüm getirirdi. Ya sen öldürürsün ya da seni öldürürler, ya sen yersin ya da seni yerler; yasa buydu ve zamanın derinliklerinden gelen bu buyruğa uydu Buck." Bir köpeğin gözünden dünyayı izlemek ve hayata dair çokça mesajlar alabilirsiniz. İşte bir kısmını alıntıladığım bu muhteşem kitabı kesinlikle okumanızı öneririm, aynı şekilde çocuklarınıza da okutabilirsiniz. Hayal güçlerinin gelişimi için çok faydalı olacaktır. Çünkü Jack London'ın anlatımı tek kelimeyle muhteşem ve bütün Kuzey Toprakları'nı sanki siz de geziyorsunuz Buck ile birlikte. Kitabın kısaca konusu şöyle: Güney Topraklarında ve medeni dünyada bir evde yaşayan kendi halinde bir köpek iken, bir oyun sonucu tuzağa düşürülüp Kuzey'in o soğuk topraklarına gönderilen Buck'ın içindeki vahşi doğasının ortaya çıkışına ve geçirdiği evrime tanık olacaksınız. Alaska'da gittiği yerler ve her seferinde değişen sahipleriyle başına gelen maceraların destansı anlatımında duygulanacaksınız. Jack London bir köpeğin dünyasına girip onu o kadar güzel anlatmış ki eğer sizde bir hayvan sever veya köpek besliyorsanız mutlaka bu kitabı okumalısınız. Vahşetin Çağrısı Pdf
Vahşetin Çağrısı Kitabından Alıntılar Alıntı-1 Affetmek daha yumuşak iklimlere özgüydü. Alıntı-2
" Tanıdığı insanlara güvenmeyi ve her şeyi kendisinden daha iyi bildiklerine inanmayı öğrenmişti. " Alıntı-3 " Ya sahip olacak ya da sahiplenilecekti, affetmek zayıflıktı, ilkel yaşamda affetmeye yer yoktu. Yanlış anlaşılıyor, korku olduğu sanılıyordu ve bu tür yanlış anlamalar ölümle sonuçlanıyordu. Öldür ya da öl, ye ya da yem ol, kanun buydu ve Buck da zamanın derinliklerinden gelen bu emre itaat ediyordu. " Alıntı-4 " Vahşetin, sonsuz saatler boyunca örümceği ağında, yılanı büklümlerinde, panteri pususunda tutan bir sabrı vardır. Yaşamın kendisi kadar azimli, yorulmak bilmeyen, inatçı olan bu sabır, özellikle canlı yiyeceğini avlarken yaşamda görülür. Ve sürünün peşini bırakmaz, yürüyüşünü geciktirir, genç erkek geyikleri sinirlendirir, daha büyümemiş yavrularının yanındaki dişileri endişelendirir ve yaralı geyiği umutsuz bir öfkeyle deliye döndürürken, Buck'ta da bu sabır vardı. " Alıntı-5 "Acımak daha yumuşak iklimlere özgü bir duyguydu." Alıntı-6 " Hayatın zirvesini imleyen ve ondan sonra yaşamın daha ötesine yükselemeyeceği bir esriklik anı vardır. Yaşamın çelişkisi öyledir ki, birisi en canlı halindeyken bu esriklik gelir ve canlı olduğunu tamamen unutturur ona. Bu esriklik, yaşamın bu unutuluşu, alevlerle kaplanarak dalıp giden, kendinden geçen sanatçılarda, cehenneme dönmüş bir savaş alanında savaş çılgınlığına kapılarak, düşmanına aman vermeyen askerlerde olur. " Alıntı-7 "Avın sabrı daima avcınınkinden daha azdır." Alıntı-8 Buck, ilk hırsızlığını yapar. Medeniyetin tükendiği ve hayatta kalma eyleminin öne çıktığı an, bu meşru bir hal almıştır. Alıntı-9 Gördüğü günlerden ve aldığı soluklardan daha yaşlıydı. Alıntı-10 ''Yaşadığı günlerden daha yaşlıydı buck. başında çok olay geçmişti. geçmişi, yaşadığı güne ekliyor ve sonsuzluk buck'ın yüreğinde çarpıyordu.'' Vahşetin Çağrısı Pdf indir