Yıl: 6
Sayı: 125 01 MAYIS 2013
Bilgi Evi’nde neler var?
Gençler bu evi sevecek Gençlerin her alanda gelişimine destek vermek için çalışan ve bu anlamda sürekli proje üreten Pendik Belediyesi, bu kez “Bilgi Evi” Projesi’ni hayata geçirdi. Bahçelievler Semt merkezi’ndeki Bilgi Evi’yle lise düzeyindeki gençler,
Bahçelievler Semt Merkezi’ndeki Bilgi Evi’nde gençler için herşey düşünüldü. Etüt Merkezi, Bilgisayar odası, kütüphanenin yanı sıra merkezde, oyun odası, konferanssinema salonu ve folklor salonu da bulunuyor. Gençler burada sosyal etkinliklerden ücretsiz bir şekilde faydalanabilecek. Öte yandan Bilgi Evi’nde gençlerin kendi ilgi alanlarına yönelik kulüpler oluşturuldu. Eğitim, dil, gezi ve medeniyet, medya ve sahne, kariyer ve meslekler, proje geliştirme kulüpleri ile gençler yeteneklerini ortaya çıkaracaklar.
sınavlara hazırlık kurslarından internete, yarışmalardan sosyal organizasyonlara kadar onlarca etkinlikle boş zamanlarını değerlendirme fırsatı yakalayacaklar. Başvuru formu ile Bahçelievler Semt Merkezi’ne gelinmesi yeterli oluyor.
Üyelik için neler gerekli? Bilgi Evi’ne üye olmak çok kolay. İki adet fotoğraf, öğrenci belgesi, nüfus cüzdanı fotokopisi ve başvuru formu yeterli.
Genç Girişimciler için Erasmus Teklif Çağrısı Kendileri küçük albenileri büyük Creative Design köşemizde yine birbirinden ilginç tasarımları sunuyoruz. İlk tasarımımız bir halı. Halıya belli bir açıdan bakıldığında aşağıya inen bir merdiven görülüyor. Diğer tasarım ise bir Japon’a ait kartvizit. Kaset şeklinde tasarlanmış kartvizit akılda kalacak türden. Bir diğeri ise kalemlik. Aynı zamanda bant kesme makinesi olarak da kullanılan bu kalemlik
görünümüyle bir hayli dikkat çekiyor. Ve son tasarıma geldik. Telefon görünümlü bu alete akıllı telefonunuzu yerleştirerek konuşabiliyorsunuz. Aynı zamanda telefonunuzu şarj eden bu eski görünümlü telefon sizi radyasyondan da koruyor.
Ülkemizdeki koordinasyonu Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yürütülen Rekabet Edebilirlik ve Yenilik Programı (CIP) kapsamında “Genç Girişimciler için Erasmus” konulu proje teklif çağrısı yayınlandı. AB tarafından yapılması planlanan maksimum finansmanı 4milyon 650binAvro olan proje kapsamında 10-15 proje desteklenecek. Son başvuru tarihi 9 Temmuz olan çağrının amacı Genç Girişimciler için Erasmus Programını uygulayacak aracı kurumların (Intermediary OrganizationsIO) seçilmesi. Kamu ve Özel sektörün başvurabildiği teklif çağrısı kapsamında kurulacak ortaklıkların en az 4 farklı
katılımcı ülkeden 5 farklı kurumu içermesi gerekiyor. detaylı bilgiyi şu linkten öğrenebilirsiniz: http://www.sanayi.gov. tr/Files/Documents/genc-girisimcilericin-er-418201334052PM.pdf
10
01 MAYIS 2013
Meslek Seçimi ve Kişilik Yapımız Başarının yollarını araştırsak herkes muhakkak ki güzel fikirler verecektir. Mahallemizdeki bakkalın da, ticareti yöneten ceoların da zirve kavramları vardır.
Zirve; sizce nedir? Liseden mezun olurken tüm herkes bir hayalin peşinden büyük umutlarla üniversiteye gitmeye koyuldu. Ne müthiş bir duyguydu bu… Herkes hiç duraksamadan hayata devam ediyordu. Bense okulun bahçesinde durmuş ve ne yapmak istediğimi anlamaya çalışmıştım. Resim derslerimde çok iyiydim, hobilerimi düşündüm. Fotoğrafçılık, el sanatları, kitaplar… Beynim ne kadar da karışık. Bu güne kadar benim sevdiğim hiçbir şey; eğitim sistemi içerisinde bana “başarılı” bir öğrenci statüsünü kazandırmıyordu. Peki, ama ben bu eğitimi alıp gelecekte mesleğimi seçecek ve “en iyisi” olmaya çalışacaktım… Bu kolay bir karar değildi. Kimseye de bırakmamalıydım bu kararı. Kalemime gerçekten sarılışım o dönemin bende bıraktığı bir mirastır. Ailem, dostlarım herkes dinlenmeden koşmamı beklerken ben dinlenmek, nerede olduğumu ve ne yapmak istediğimi anlamak istiyordum.
Hepimiz dünyaya bir amaç için geliriz Hepimiz iyi birer cerrah olamayabiliriz. Ancak herkesin iyi olabileceği alanlar vardır. Bu dinlenme safhamda bende herkes gibi doktorluktan başlayıp, birçok mesleği inceledim. Eğitimde kendimi matematik ve fizik alanlarında iyi görüyordum. Ama hobilerime de ara vermeden yapabileceğim meslekleri arıyordum. Nitekim iki yıl geçti… Herkes üniversitede ikinci sınıfını tamamlarken ben üniversite sınavıma yeni giriyordum. Birçok arkadaşımla görüşmelerimde “keşke sende bizimle girseydin. İyi-kötü bir diploman olurdu” diyorlardı. Peki, ama iyisi neydi? İyi kavramının olduğu yerde bence kötü kavramına mahal vermemek gerekir. Kötüyü herkes yapabilir. İstemediği mesleği seçenler, istediği ortamı bulamayanlar, iş yerlerinde istediği imkânların sağlanmadığı, arabası olmadığı için işe geç kalandan, aracı arızalandığı için işini yapmayana kadar herkes “kötü” kavramlarını oluşturabilecek yeteneğe sahip. Ancak siz kendi iyi yeteneğinizi bulup, bahanelerle değil “işlerle” kendinizi ifade edebilirsiniz. Öncelikle 119. Sayımızdan itibaren büyük bir özenle sizlere kendinizi keşfetmeniz için metodlar sunuyorum. Her metodu ayrı ayrı işleyerek, hem bir dizin oluşturma hem de ufak bir serüvene tanıklık etme çabasındayım. Serüven mi? Bir insan kendini tanırken bir serüven yaşar mı?
Kişinin kendini tanıması, en mühim serüvenlerdendir Lise birinci sınıfta, “marifet” kelimesini ilk duyduğumda, anlamını bilmiyordum. Okuma alışkanlığım ya da sözlüklere bakma gibi bir hobimde yoktu. Okul kitaplarımı bile okumaz, yazılılara uzun uzun çalışmazdım. Ancak Türkçeyi iyi anlamak, doğru kullanmak için birkaç kitap karıştırıp, farklı kelimelerle karşılaştıkça, okumanın keyfine varmıştım. Nihat Sami Banarlı’nın ‘Türkçenin Sırları’ adlı kitabı o dönem geçmişti elime ve kısa sürece okumuştum. Üniversitede meslek seçimi söz konusu olduğunda, herkes meslekleri puanlarına göre belirleme işine giriştiğinde; meslekleri en iyi tanıyacağım yerin kitaplar olduğunu düşündüm. Kitapları kurcalamak, onlarla haşır neşir olmak çok mühim bir mevzu… Kitaplar bir kişinin hayat tecrübelerini yazdığı, eserler. Onlara gerekli önemi
ı bilmiyorum ın r ır s ın ın r a ş a B ğın yolu ama başarısızlı n etmeye u n m e m i s e k r he eçer. çalışmaktan g Bill Cosby
verdiğinizde, siz de gerekli önemi göreceksiniz. Çünkü kitaplar hiç kimsenin bilmediği sırların taşıyıcılığını üstleniyorlar. Her biri kendi alanında uzman, farklı hayatları yaşamış insanların, kendi dil ve üsluplarıyla, kendi perspektiflerinden hayata bakışlarının eseridir kitaplar. Bizler ise o kocaman kitapları “kelime” yığınları olarak görür ve bir köşeye koymayız. Hiçbir alan “kitaplar” kadar geniş ve geçirgen değildir. Hangi bilimi, hangi ilmi öğrenirseniz öğrenin, okumakla aranızda bağ yoksa her zaman “kendi bilginizin yok edici sınırlarında” kalırsınız. Kendinizi tanımaya başladığınızda göreceksiniz ki; hayatta yaşadığınız her şey sizde bir iz bırakıyor. Bu yüzden başkalarıyla olan ilişkilerinizde daha nazik, daha saygılı ve daha fazla empati kurmaya özen göstereceksiniz. Çünkü herkesin hayatında bir iz bırakacağınızın bilincinde olacaksınız. Sizin kişiliğinizi neler şekillendiriyor, hayatınızda neler öncelik sırasında, kimler sizin için kıymetli. Bunların hepsi sizdeki izleri tanımanıza, kendinizi ve çevrenizi bilinçli şekillendirmenize yardımcı olacaktır. Bizler 20 yaşımıza kadar etrafımızdaki birçok şeyden etkileniyor, 20-40 yaşları arasında da kendi etrafımızda etkin bir role sahip olma çabasına girişiyoruz. 40 yaş ve sonraki yaşamımızda da etrafımızdaki bireylerin hayatlarında etkili rollere sahip oluveriyoruz. Peki, bu safhaların hiçbirisinde, nasıl bir yol izlememiz gerektiğini bize ifade edebilecek bir stratejimiz ya da bize hangi yolları izlememiz gerektiğini belirten bir büyüğümüz var mıdır? Nevzat Tarhan, ‘Güzel İnsan Modeli’ adlı kitabında milletlerin oluşum serüveninden yola çıkarak bireyleri, “ben” olma serüvenlerine kadar birçok konuyu ele alıyor. Kendi ufkunuzu, kendi geçmişinizi ve kendinizi şekillendirme noktasında “sizi, siz” yapan kavramları gördükçe çok etkileneceğinize eminim. Bu serüven sadece mesleğinizi değil, davranışlarınızı, konuşmanızı, duruşunuzu bile etkileyecektir. En yakın arkadaşınızın ismi aklınıza geldiğinde ne çok anınız, ne çok olay birden aklınıza geliyor… Peki, siz başkalarının fikrinde nasılsınız? Hayat size hangi görevi uygun görmüştür? Dünyanın size uygun gördüğü rol nedir? Serüveniniz başladıktan sonra göreceksiniz ki; her birinin cevabı da içinizde gizli…
11
01 MAYIS 2013
Sadece Tahtadan... Sadece Tahtadan Bir Oda Tasarlayalım Mı? Güzel bir oda için; ihtiyacımız olan tek şey tahta paletler, tahta kasalar, sandalyeler ve mandallar olacak… Yataktan koltuğa, sehpadan gardroba, duvar dolaplarından, aydınlatmalara varıncaya kadar herşeyi hem ucuza mâl edeceğiz, hem de kendimiz tasarlayacağız…
Yatak Bazalar genç odalarının vazgeçilmezi olmaya başladılar. Ancak düşünüldüğünde; tahta paletlerden çok güzel bir yatak oluşturabiliriz. Öncelikle tahta paletlerin kıymıklarının batmaması yahut kumaşlara zarar vermemesi için yağlı boyayla istediğimiz renge boyayabiliriz. Boyama işlemimiz, hem yatağımızı daha güzel gösterecek hemde tahtanın daha uzun süre dayanmasını sağlayacaktır. Ardından üst üste koyacağımız paletleri boyumuza göre ayarlamalıyız. Paletleri boyumuza göre ayarladıktan sonra çiviyle üst üste montalayalım. Bu montalama işlemimizden sonra, üzerine yatak(döşek) koyabiliriz. Koyduğumuz döşekle birlikte ucuz ama şık bir yatağımız var. Genç odalarına kendi imzanızı atıp; kendi fikirlerinizle güzelleştirebilirsiniz.
Koltuk Odamıza gelecek olan misafirlerimizi ağırlamak için, yatak dışında bir de oturulabilecek alanlar inşa etmeliyiz.
Paletlerden oluşturduğumuz koltuklar; hem odamızda
uyumuz sağlayacak, hemde kendi elimizle oluşturduğumuz için bizi yansıtacaktır. Öncelikle üç veya dört paleti öncelikle boyayıp, ardından da çivilerle üst üste sabitleyelim. Bu sabitlediğimiz üç palet oturacağımız alan olacak, bir başka paletidearka-sırt bölümüne çivileyelim… Oturabileceğimiz bir alan oluşturduk, ancak isterseniz kollarınızı koyacağınız iki yana da birer palet çivileyebilirsiniz. Daha sonrasında kendi dikdiğiniz veya hazır aldığınız minderi de yerleştirerek; kendi oluşturduğunuz mekanda hoş vakitler geçirebilirsiniz. • Yanlara koyacağınız paletlerin alt kısımlarını dışa doğru çivilerseniz, dışarıda oluşacak raf gibi kısımları başka amaçla da kullanabilirsiniz. Mesela koltuğunuzda kitap okurken, dışarıda oluşmuş olduğumuz alana kitaplarımızı koyabiliriz.
Gardrop ve Dolaplar “Yatak ve koltuğumuzu oluşturduk; iyi ama bunlar bir oda için yeterli değil ki!” diyebilirsiniz. Ancak sandalyelerden
çok güzel bir gardrop ve kasalardan çok güzel bir dolay oluşturabilirsiniz. Gardrop için öncelikle sandalyelerimizi, ulaşabileceğimiz bir yükseklikten durava monteleyelim. Böylece sandalyelerimizin alt kısmındaki bölümler; askılık, üst kısmındaki oturma bölümü de dolap ihtiyacımızı karşılayacaktır. Kasalarımızı -kıyafetlerimize zarar vermemesi için- boyayabiliriz böylece; hem rengarenk bir gardrop, hem de kullanışlı bir mekan oluşturabiliriz. Dolaplar için kasaları kullanacağız. Kullanacağımız kasa sayısı kadarını boyayıp, çivilerle birbirine sabitleyiniz. Bu işlemden sonra dolaplara koyacağımı eşyalar için kasaların ön kısımlarına ince çıtalarla düzenlemelerde yapabilirsiniz.
Sehpa ve Diğer Ayrıntılar Orta sehpa için yandaki görseldeki gibi kasaları bir araya getirebilir veya farklı kombinasyonlarla kendi sehpanızı oluşturabilirsiniz. Aydınlatmalar için üç farklı seçenekle odanıza şıklık kazandırabilirsiniz.
12
01 MAYIS 2013
Bir saniyeden kısa sürede şarj olan batarya Sabahın Altısında Bir Kalp Kırıldı Kitap: Sadık Şanlı Yazar: Yayınevi: Pozitif Sahafları gezmeyi severim. Pendik’te üç sahaf var. Eski kitapların, sarı sayfaların, okunmuş ama bir köşeye bırakılmış kitapların kokusu… Bilgisayar muhakkak ki hayatımızın vazgeçilmezi oldu. Ancak keşke o eski kitapların kokusu da vazgeçilmezler arasında yerini alsaydı. Nitekim kaybolup gitmez; fikirlere beşiklik ederdi. Sadık Şanlı’nın kitabını da sahafın tavsiyesi üzerine okumaya başladım. Sahi sabahın altısında kimin kalbi kırılmıştı? Kitabı yine kendi dilinden anlatmak hevesindeyim; Nasıl geçtiğini anlayamadığımız üç koca saatin ardından misafirim; “ Geç oldu, bana müsaade…” diyerek muhabbetimize noktayı koydu ve kalktı. Sokağın başına kadar eşlik etme isteğime, “Memnun olurum” cevabını verdi. Birlikte çıktık. Sokağın başına vardığımızda: -Şimdi ayrılık vakti... Ben gidiyorum, ta ki benden hayırlısı gelsin inşallah, diyerek elini uzattı. Kucaklaşırken, dostumun duasına alışkanlıkla “amin” dedim. Ve arkadaşım sokağın köşesini döndü gitti. Eve dönerken arkadaşımın veda sözleri takıldı aklıma: “Ben gidiyorum, ta ki benden hayırlısı gelsin.” Düşündüm, düşündükçe ürperdim. Bu ilk kez duyduğum yaman bir dua idi. Gayri ihtiyarı birkaç kez tekrarladım. Sıcacık duygularla doldum. Bir şey tarafından kuşatılmıştım, bütün benliğimi dolduran güzel bir şey… Ertesi gün ilk işim arkadaşımı telefonla aramak oldu. “Nedir, nereden duydun” diye sordum. Bu özlü duadan çok etkilendiğimi anlayan dostum: -Hz. İsa Aleyhisselam’ın, Peygamber Efendimiz’in geleceğini müjdelediği duaymış bu, dedi...
*** Her sabah “Namaz uykudan hayırlıdır!” siye seslenen müezzin hayra çağırır. Yanlış bir adımda kalbin derin bir yerinde uç veren sızı hayra çağırır. Hayır her adımdadır. Can kulağını açık tutana… Ninelerimiz, evin çatısında ötüp duran kargaya: “Hayrola karga, hayır isen öt, şer isen git!” derler, karganın ağzından hayrı çağırırlardı. Dedelerimiz, ters giden, sarpa sarmış işlerini; “Hayırlısı olur inşallah”!” der, bir çırpıda aşıverirlerdi. Şimdi hayra sarılıp hayır dileyenler ne kadar az. Daha hayırlısı bunun için mi gelmiyor ne?... Diyor Sadık Şanlı ilk sayfalarında. Muhakkak ki; içimizdeki enerji, dünyayı değiştirebiliyor. O yüzden her daim iyi şeyleri ummalıyız. Peki ama sabahın altısında kalp kıran kimdi? Sadece fikrinize değil, kalbinize de dokunacak hikayeler… Kısa, güzel ve akıcı bir kitap. Daha iyi eserleri ortaya koyabilmemiz için; daha fazla okumamız gerekiyor. Rica etsem; bilgisayarınızdan biraz uzaklaşıp seksen sayfalık bu kitabı okur musunuz? Keyifli okumalar dilerim…
Illinois Üniversitesi araştırmacıları, sadece birkaç milimetre genişliğinde ürettikleri lityum iyon bataryalarla, elektronik cihazların enerji tüketiminde çığır açmayı planlıyor. Mekanik bilimi ve mühendisliği alanında Profesör olan William P. King başını çektiği araştırma ekibi, geliştirdikleri teknolojiyle akıllı telefon bataryalarını, hatta araba akülerini bile bir saniyeden kısa sürede şarj edebileceklerini belirtti.Çapı bir santimetreden daha küçük olan mikrobataryalar, yeniden şarj edilebildikleri gibi, mevcut tüm bataryalardan 1000 kat daha hızlı şarj oluyor.
Tweetdeck Tarih Oluyor Twitter ve Facebook üyeliklerine tek bir program altında erişebilmeyi sağlayan Tweetdeck’in kapanış tarihi kesinleşti. Mart ayının sonuna doğru ise Twitter tarafından yapılan açıklamada; Tweetdeck uygulamasın artık Twitter hesaplarına erişim sağlayamayacağı belirtiliyor-
du. Ancak bu erişim izninin iptali için kesin bir tarih söylenmemişti. Tweetdeck 7 Mayıs günü hizmetlerini durduracak. Ayrıca iOS ve Android platformlarında bulunan uygulamaları da mağazalardan kaldırılacak. Ayrıca Tweetdeck’in, Facebook entegrasyonu da devre dışı kalacak.
Toshiba Dünya’nın En İnce 13 Megapiksel Kamerasını Yaptı Toshiba dünyanın en ince 13 megapiksel kalitesindeki kamerasını üretti. 13 megapiksel görüntü kalitesindeki kamerası ile çıkan şirketin kendini diğerlerinden ayırdığı nokta ise kamerasının inceliği. Tam olarak 4.7 mm kalınlığında olan Toshiba’nın yeni kamerası akıllı telefonlar ve tabletlerde kullanılmak için tasarlandı. Diğer üreticiler için numune ürünlerin Mayıs ayının başlarında gönderilmesi planlanıyor ve 2013 yaz döneminde cihazlarda yerini alması bekleniyor. Toshiba’nın üründen beklentisi ise yıl sonuna kadar ayda 1 milyon adet kamera üretimi ve satışı gerçekleştirmek. Giderek incelen ve hafifleyen akıllı telefon dünyasının Toshiba’nın bu ürününe büyük ilgi göstermesi bekleniyor.