Yıl: 7
Sayı: 142 01 ŞUBAT 2014
Gençler için 5 Bilgi Evi Üye sayısı 13 bini geçen bilgi evlerine yenileri ekleniyor. Şu anda 3 ayrı yerde gençlere hizmet veren Bilgi Evi sayısı, yakında 5’e yükselecek. Bahçelievler, Fevzi Çakmak ve Yenişehir Mahallelerinin ardından Dumlupınar ve Velibaba Mahallelerine de Bilgi Evi açılıyor. Pendik Belediyesinin ilk olarak Bahçelievler Semt Merkezi’nde oluşturduğu gençlik platformu ‘Bilgi evi’ ilçenin diğer noktalarına yayılıyor. Lise düzeyindeki gençlere sınavlara hazırlık kurslarından internete, yarışmalardan sosyal organizasyonlara kadar onlarca etkinlikle boş zamanlarını değerlendirme fırsatı veren bilgi evleri, Fevzi Çakmak Arif Nihat Asya Semt Merkezi
ile Yenişehir Yahya Kemal Beyatlı Etüt Merkezi’nde de çalışmalarını başlattı. Yine yapımları yeni tamamlanan Dumlupınar Hamid Aytaç Semt Merkezi ve Velibaba Ali Ulvi Kurucu Etüt Merkezi’nde de açılacak bilgi evlerinden yüzlerce genç yararlanabilecek. Kurulduğu günden bu yana 13 binin üzerinde üyeye ulaşan bilgi evleri, şimdiden gençlerin yeni ve gözde mekânları haline geldi.
Bu tasarımlar sizi farklı gösterecek Bu sayımızda yine yepyeni tasarımları Kreatif Dizayn köşemizde sizlere sunuyoruz. İlk ürün tamamen atık maddelerden yapılmış bir (D. I. Y. Do İt Yourself) “kendin yap” tasarımı. Eski su boru ve vanalar kullanılarak yapılan bu okuma lambası görenleri hayrete düşürecek cinsten. Lambanın anahtarı da yine eski bir vanadan yapılmış. İkinci ürünümüz ise Psychic Factory adlı şirkete ait. Sık seyahat ediyorsanız bu “bavul” sizin oldukça işinize yarayacaktır. Bavulumuzun en büyük özelliği yürüyen bir gardırop olması. Çekmecelerine yerleştirdiğiniz giysilerinizi seyahat sonrasında çekme
gidonuna asabilirsiniz. Son tasarımımız ise Tobiah Adam imzalı bir şemsiye. Şemsiye sıradan olsa da sokak dövüşlerinde kullanılan bileklikten yapılmış tutma yeri, sizi ve görenleri ürkütebilir.
10
GÜNDEM
01 ŞUBAT 2014
Biliyor musunuz?
n u n u l ğ o İnsan lıkları: a b r i m de
Denizaltılar
İnsanoğlu diğer canlılara oranla yetenekleri sınırlı varlıklardır. Ama zekâları ile diğer canlıları iyi analiz ederek, onların özelliklerinden faydalanarak hayatımızı kolaylaştırıcı araçlar icat etmişlerdir. Kuşların gökyüzünde özgürce ve sınırsızca uçabilmelerine özenen insanoğlu uçakları; balıkların denizin dibinde süzülerek yüzmelerine imrenerek denizaltıyı icat etti.
İlk denizaltı
O kadar ağır bir makine nasıl oluyor da denizde batmadan yol alabiliyor. Burada hemen aklımıza fizik derslerinde öğrendiğimiz ayrıntı bir bilgi aklımıza geliyor. Bir cismin su üstünde yüzebilmesi için yoğunluğunun, suyun yoğunluğundan az olması gerekir. Peki, nedir bu yoğunluk denilen kavram? Bir cismin yoğunluğu, cismin ağırlığının cismin hacmine eşittir. (Yoğunluk=Ağırlık/Hacim) Soğuk ve tatlı suyun yoğunluğu 1 gram / santimetreküptür. (Yani, suyun 1 santimetreküpü 1 gram ağırlığındadır) Yoğunluğu bundan az olan bir cisim su üstünde yüzebilir. Örneğin; bir tahta yaklaşık olarak 0,5 gram/santimetreküp yoğunluğa sahiptir ve su üstünde yüzebilir.
Akla şöyle bir soru geliyor: Tahtadan yapılmış bir tekne su üstünde yüzüyor da, yoğunluğu sudan büyük olan demirden yapılmış bir tekne nasıl batmıyor? Bu sorunun sorulmasının sebebi, demirin yoğunluğunun 7,85 gram/ metreküp gelmesindendir. Dolayısıyla su üstünde yüzemez. Örneğin; demir bir parayı atın suyun içine, olduğu gibi dibe batar. Peki, bir tası suyun üstüne koyduğunuzda ne olacak? Batmıyor. Neden? Sorunun cevabı çok basit. Tasın
içinde bulunan havanın yoğunluğuyla beraber tasın kendi yoğunluğunun ortalaması, suyun yoğunluğundan daha azdır. Bu yüzden tas batmadan su üstünde yüzer. Gemilerin basit bir şekilde yüzme prensibini çözmüş oluyoruz. Gelelim denizaltılara. İki türlü dalış metodu vardır. Statik dalışta bir denizaltı normal bir tekne gibi su üstünde yüzebilmektedir. İlginç olan nasıl suyun içine dalış yaptığıdır. Bunun nedeni, denizaltıların yoğunluklarını içlerine su alarak değiştirebilmeleridir. Su sarnıçlarında hava olduğu zaman, denizaltının yoğunluğu suyunkinden daha azdır ve denizaltı yüzeye doğru çıkar. Safra tanklarına su dolduğu zaman ise denizaltının yoğunluğu suyun yoğunluğuna eşit veya daha fazla duruma geçer. Bu ise denizaltının dibe dalmasına yol açar. Dinamik olarak ise denizaltı başında ve sonunda bulunan dümenlerinin hareketleriyle hafif bir şekilde baş aşağı duruma gelir ve dibe doğru yol alır. Denizaltılarda itici güç için dizel motorundan elde edilen elektrik enerjisi kullanılır. Elektrik enerjisi bataryalarda toplanır ve elektrik motorlarına iletilir. Denizaltılar su altında yönlerini giroskop pusula yardımıyla tayin ederler. Su üstündeki gemileri ve cisimleri tayin için periskop ve radar antenleri kullanırlar. Su altındaki cisimlerin ve denizaltıların yerini saptamak için SONAR (Sound Navigation and Ranging) denilen ses dalgalarıyla çalışan sistemi kullanırlar.
m Bourne e matematikçi Willia ’d 78 15 z ke ilk ı rım edi, Denizaltı tasa sarımını hiç denem ta bu ne ur Bo i. ild rımlı tarafından geliştir na çok benzer tasa bu l be eb Dr s iu el rn de denedi. ama 40 yıl sonra Co kez Thames Nehri’n ilk ve ti et şa in ltı ında su bir deniza kaplıydı ve bordalar le riy de i er üz ın sın vardı. Ahşap omurga rı uzanan 12 küreği şa dı an ad am pl ka bel’in oksijen geçirmeyen deri iki saat kalınca Dreb da tın al n yu su sı ltı yılmıştı. Deniza a dair söylentiler ya un uğ ld bu i in em nt liz Bahriye üretme yö masına karşın, İngi ol ı rıl şa ba n ni isi er Deneme göst etmedi; bu fikrin denizaltısını kabul n l’ı be eb Dr ı, lığ zır Na ktı. Modern aki mucitlere kalaca nr so ha da i es ilm ilir. Holland’ın geliştir lland olarak kabul ed Ho . J.P i id uc m n nı elliklerini denizaltı denizaltının tüm öz r bi n er od m e, kn geliştirdiği te nkları, derinliği çimli gövde, safra ta bi r di ayan lin Si : du or şıy ta havaya ihtiyaç duym ve en m dü y ta ya n arını kullanıyor, ayarlamaya yaraya su altında bataryal , ltı za ni de Bu ı. ağ rdu. Holland, güç kayn nmalı motorla gidiyo ya en içt ise da ın yüzeye çıktığ leri’ne verdi. ı ABD Deniz Kuvvet sın ltı za ni de e ’d 00 19
11
GÜNDEM
01 ŞUBAT 2014
Sevgi emek ister... Sevgililer gününde, ince bir düşünce ve biraz emekle hediyelerinizi kendiniz hazırlayabilir veya hazırladığınız hediyelere farklı bir ambiyans oluşturabilirsiniz.
Aldığınız hediyeyi koymak için kalp şeklinde bir kutu hazırlamaya ne dersiniz?
Ya da sadece sevgilinizde bulunacak bir telefon kılıfı?
Ortak şarkılarınız, tanıştığınız yer, birbirinize seslendiğiniz kelimeler…
Aslında ne çok hatıra var yazılabilecek. Uzun uzun anlatmak yerine, ufak bir defter hazırlayıp, içerisine birkaç kelimelik notlar düşmek, hem okurken sevgilinizin yüzünde tebessüme sebep olacak hem de hatıralarınızı daha uzun süre saklayacaktır.
Kurutulmuş çiçekleri ve telefon modeline uygun düz bir kılıfı alınız.
Duvarda üç boyutlu kalp…
Kuruyunca saydamlaşan tutkalla, çiçekleri kılıfa yapıştırınız. Kılıfın dışına istediğiniz kadar çiçeği koyduktan sonra kurumasını bekleyiniz.
Kalp şeklinde zarfalar...
Vernik sürünüz ve ardından kurumasını bekleyiniz. Sevginizin daim olması dileğiyle… Mutluluklar.
12
GÜNDEM
01 ŞUBAT 2014
Bir Bilim Adamının Romanı Mustafa İnan
Oğuz Atay İletişim Yayınları Bir bilim adamı nasıl yetişir? Nasıl bilim adamı olunur? Bir paragrafla bunu özetlemek gerekirse;
Meselelere yukardan bakmayı bildikten sonra dünya gibi gezegenler insana çok küçük görünür. Newton da, ‘Başkalarından daha ilerisini görebiliyorsam, bunu, devlerin sırtına çıkmama Bilim uzun ve çetin bir yoldur çocuklar. Bilimi borçluyum,’ demiştir. Evet, Newton adlı dev bile yarı yolda bırakmayın, olur mu çocuklar? başarıya ulaşmak için Descaktes, Kepler ve GaliOppenheimer gibi hissediyorsanız, bırakın le gibi devlerin sırtına çıkmak zorunda kalmıştır. yüksek binaları başkası yapsın, büyük barajlarda Bir öğretmen, öğrencilerine kendi birikimini başkası çalışsın. Bazılarına çok uzaklardan bile sunar. Öğrenci bunu bir basamak olarak görüp, görünen yüksek yapılar kurmak çekici gelecektir. daha ileriye, güçlü bir adım atabilir. İşte o zaman Bırakınız bu işleri öyleleri yapsın. Bazıları da öğretmenin bilgi birikimi ve öğrencideki yeni insanları çalıştırmak, büyük teşebbüsleri idare başlama hevesiyle nice keşiflere imza atılır. etmek ihtirası ile yanarak kuvvetli olmak isteSen çok iyisin, açıksın… Dünyada bundan daha yeceklerdir. Bırakınız parayla da onlar uğraşsın. mesut bir şey tasavvur edemiyorum… Zaten bu Sizin kuvvetli olmak gibi bir derdiniz yoksa, siz büyük alemde kendimizi ayrı ayrı düşünecek de Leonardo Da Vinci gibi ‘Kuvvet nedir?’ diye olsak mutlak değerimiz sanki nedir… Eğer birimimerak ediyorsanız buyrun sizlezin bir kıymeti varsa, ri Mekanik kürsüsüne beklerim. o da diğerinin ona Çünkü bazılarına göre ‘Kuvvet’ verdiği değerdir… imi sana para ile organizasyonun çarpıİşte tam da bu nokta“Yazarken kend orum.” ediy ss hi n mına eşittir; bize göre de kuvvet da, Mustafa İnan gibi kı ya ha da lenen kitaplar, ivme ve kütleyi ilgilendiren bir bilim adamlarımıza, Kitaplığımıza ek yeni insanlar… en len büyüklüktür. Bu iki formülü öğrencilerine kendini ek ıza hayatım Gündemi gazete birbiriyle karıştırmayın olur mu adamış öğretmenik nd Pe n, gü Bu bölümünün ilk çocuklar? Kürsü ile ticarethanelerimize gerçekten mizdeki Kitaplık ç eser, ka bir l yi birbirine karıştırmayın olur çok kıymet vermek ze gü ım yılı. Umar aklınızda kalıcı mu çocuklar? gerektiğini bir kez ya ve le m cü ç birka Mustafa İnan’ın hayatına kıydaha vurgulamak işizdir. ilm ab ak bır t ta bir metli anıları bu kitapta bulabiistiyorum. Onlar lirsiniz. Kitap bittiğinde, “keşke” dünyayı değiştirmek diyor insan, keşke Mustafa İnan hayattayken için; insanları değiştirmek, eğitmek ve yetiştironu dinleyip, deneyimlerini kitaplaştırsaydık. mek gerektiğini bilirler. Ancak bizler, bu güzel Kitapta arkadaşlarının, mektuplarının, anektod- yaklaşımı tam anlamıyla anlayamayız. Çünkü larının dışında Mustafa İnan’ın taze fikirlerine de eleştirmek ve dışlamak basit; kabullenmek ve yer verebilseydik… desteklemek zordur. Kitabı kapattığımda alttaki Ben gene kendimi kurtardım doktor; binlerce konuşma aklıma takıldı: Mustafa İnan damdan düştükten sonra öldü, binlerce Mustafa İnan hala kuyumcu yanına, Mustafa yalnızdı, kendini Fuzuli gibi hissedieczacı yanında çalışıyor, birçok Mustafa İnan da yordu: soğuk evlerde, sefertasıyla ısıtılan yemeklerde “Ne yanar kimse bana âteş-i dilden özge istediği tadı bulamadığı için bilimden ayrıldı. Ne açar kimse kapım bâd-ı sabâdan gayrı” Mustafa İnan’ın sefer tasında ısıttığı öğle “Nereden çıkarıyorsunuz bunu?” dedi genç yemeğini yiyerek, bilimle uğraştığını bilmek adam, “Kalabalık bir çevre içinde yaşadığını bile kırıyor biraz kalemi. Fikri bir mücadelede, söylemediniz mi?” “Arkadaşlarının sözlerinen çetin yol işte bu evredir. Verdiğin emeğin den çıkarıyorum. Onlara, ‘Mustafa’yı anlatın karşılığını ilk evrelerde bulamazsınız. Ancak bana’ dedim, Mustafa’nın kendilerine anlattığı sabırla gidildiğinde, emeğinizin karşılığını kat ve fıkraları naklettiler. Başlarından geçen komik kat alabilirsiniz. olayları anlattılar. Onun olağanüstü yeteBaşarısızlıklarını bozuk düzenin sırtına yükleneklerinden birkaç kelimeyle söz ettiler; iyi men belki seni ferahlatır, fakat kurtarmaz. yaşamayı seven, iyi yemek yemeyi seven, kuvBaşarılar başarısızlıklardan beslenir. Bahaneler vetli bir hafızayı tanıttılar bana. Asıl Mustafa ise sadece daha fazla başarısız olmanıza sebep İnan’la ilgilenmemişlerdi anlaşılan. Mustafa olur. Öyle ki zamanla bahanelerden gerçekleri da, belki onlara bakarken içinden hafifçe gügöremezsiniz. İşte sırf bu yüzden, gerçek neyse lümsemişti. Asıl Mustafa’yı onlara tanıtmadığı ona odaklanmak lazım. Mustafa İnan yokluk için gizli bir memnuniyet duymuştu.” içinde yaşayan ancak bilimle, bilgiyle güzel bir toplum oluşturabileceğimizin bilincinde bir bilim Kim bilir kaç kıymetli öğretmenimi, beni hayata adamıdır. hazırlayan insanı gereken hassasiyetle inceleAncak, birtakım girişimcilerde bulunarak işlerin yemedim. Onların görüş ve çabalarına gerektiği güçlüğünü kavrayan bir insan, efsane kahrama- kadar önem veremedim… Daha naif, nazik ve nının eşsiz gücünü değerlendirebilir. Sokrates hisli bir yüreğe sahip olmak için insanların ne de ancak Platon gibi bir öğrenci olduğu için giyindiğiyle değil, ne düşündüğüyle ilgilenmek ölmezler arasında yer aldı. daha doğru bir hedeftir. Kendimize imkansız kahramanlar oluşturmak İşte sadece bu yüzden yazarken sana kendimi yerine, kendi gücümüzün yettiği kadarıyla daha yakın hissediyorum, sevgili okur… Çünkü zorlukları aşmak en iyisidir. Mustafa İnan iyi bir yazarken sadece hissettiklerimi yazıyorum. öğretmen olarak nice öğrenciler yetiştirmiş, Tür- Kıyafetlerim, saç rengim, göz rengim… Bunların kiye’ye kıymetli bilim adamları miras bırakmıştır. hepsi bir hologram, orada ne göründüğüne Bu maddi değil ayrıca maddiyatla ölçülemetakılanlar, esaslı bir keşiften mahrum kalıyor. yecek kadar büyük bir mirastır. İşte bu yüzden Umarım bu yıl, güzel yürekli insanlar tanırsın. kıymetli bir bilim adamı ve öğretmendir. Keyifli okumalar.
Mobil projeksiyonla cepten film izleyebilirsiniz Türkiye’ye getirilen yeni teknoloji mobil projeksiyon sayesinde telefonunuzdan görüntüleri duvara yansıtarak daha büyük ölçekli izleyebiliyorsunuz. Özellikle iş dünyasında ürünlerini pazarlayan firmaların sunum yapmalarına da olanak sağlayan cihaz, birçok alanda ihtiyacı karşılayabilecek. Yüksek kontrastlı, 20 bin saat ömürlü LED ampullere sahip projeksiyon, 150 cm ekran boyutuyla İphone marka telefonlarda doğrudan bağlantıyla kullanılabiliyor. Dizüstü bilgisayar, tablet ve diğer akıllı telefonlarda ise HDMI-Giriş desteği gerekiyor. Birçok mağazada ürün satışa sunulmuş durumda.
Türkiye’nin elektrikli ilk yerli otomobili Eskişehir’deki Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nde kurulan bir firma, 15 farklı üniversiteden 30’dan fazla akademisyenle birlikte yürüttüğü çalışmayla Türkiye’nin elektrikli ilk yerli otomobilini 2017 yılında piyasaya sürmeyi hedefliyor. Firma yetkilisi araçta çok yeni teknolojiler kullandıklarını ifade ederek yenilikçi teknik özellikler kurguladıklarını belirtti. Otomobil tam şarjla 160 kilometre yol kat ediyor. Ancak batarya kapasitesi ve menzille ilgili çalışmalar devam ediyor.
Lokma sayan çatal Pendik’in en önemli STK’larından biri olan PESİAD’ın üyeleri, Belediye Başkanı Dr. Kenan Şahin’le bir araya gelerek bölgede yapılan çalışmalar ve yeni projeler hakkında bilgi edindi. Ev sahipliğini Hüseyin Yavuz’un yaptığı Gelenekselleşen Onur Kurulu Kahvaltısının konuğu olan Pendik Belediye Başkanı Kenan Şahin, Yönetim, Denetim, Onur Kurulu ve PESİAD üyeleriyle buluştu. Pendikli sanayici ve işadamlarına belediyenin çalışmaları ve projeleri hakkında bilgi veren Başkan Şahin, soruları cevaplandırdı.