2
www.elvandemirkan.com Hayatla Mücadeleden Yaşamaya Geçiş, Erken Akıllan, Geç Yaşlan ve Hayalden Gerçeğe Mutluluk kitaplarının yazarı Elvan Demirkan, Simithsonian Institute ve hastanelerde yoğa öğretiyor. American University’de kredili ders veriyor. Türkiye’de stres yönetimiyle ilgili motivasyonel konuşmalar/seminerler düzenliyor. Demirkan ayrıca, Sabah gazetesi, “Günaydın” ekinde “Açık Düşünce” başlığıyla köşe yazıları yazıyor. Akıllı Arzular Elvan Demirkan’ın dördüncü kitabı.
AKILLI ARZULAR__03
AKILLI ARZULAR
ELVAN DEM襤RKAN
Ak覺ll覺 Arzular
3
4
Elvan Demirkan
AKILLI ARZULAR / Elvan Demirkan
© Remzi Kitabevi, 2012 Her hakkı saklıdır. Bu yapıtın aynen ya da özet olarak hiçbir bölümü, telif hakkı sahibinin yazılı izni alınmadan kullanılamaz. Editör: Ayşe Başcı Çizimler: Randy Glasbergen (s. 43, 51, 75, 96, 101, 108) Kemal Urgenç (s. 20) Kapak: Ömer Erduran
ısbn 978-975-14-1499-1 birinci basım: Nisan 2012 Kitabın basımı 2000 adet olarak yapılmıştır. Remzi Kitabevi A.Ş., Akmerkez E3-14, 34337 Etiler-İstanbul Tel (212) 282 2080 Faks (212) 282 2090 www.remzi.com.tr post@remzi.com.tr Baskı ve cilt: Remzi Kitabevi A.Ş. basım tesisleri 100. Yıl Matbaacılar Sitesi, 196, Bağcılar-İstanbul
AKILLI ARZULAR_Elvan Demirkan_03
AKILLI ARZULAR
5
Bu kitabı, bana olan inancını ve desteğini hiçbir zaman esirgemeyen anneme ithaf ediyorum. Ve dış dünyada bir yer edinmek için olduğu kadar, iç dünyasını geliştirmek için de zaman ayıran herkese…
6
Elvan Demirkan
AKILLI ARZULAR_Elvan Demirkan_03
AKILLI ARZULAR
İçindekiler
Bu Kitabı Neden Yazdım?...........................................................9 Park Yerindeki İnek ..................................................................19 Kendi Fikrimiz Gerçeklerden Daha Önemli . .........................22 Düşünceden Reaksiyona… .....................................................31 Düşünce Şeklimiz Stresimizi Artırıyor mu, Azaltıyor mu?.........................................................................34 Düşüncenizle İlişkinizi Değiştirin!...........................................36 Beklentilerimiz ve Mutluluk Arasındaki İlginç Bağ................39 Başarı ve Mutluluk....................................................................42 Para ve Mutluluk.......................................................................49 Kurumsal Hayatta Daha “Kendinden Memnun” Olabilmenin Yolu ..................................................................50 Popülerlik ve Mutluluk.............................................................53 İstemediğimiz Ama Kaçamadığımız Bir Hayat mı Yaşıyoruz?...............................................................................56 Aşk/Evlilik ve Mutluluk ...........................................................59 Çocuk ve Mutluluk...................................................................64 Anı Yaşamak ve Mutluluk.........................................................67 Neden Yalnız Kalmaya İhtiyacımız Var?..................................73
7
8
Elvan Demirkan
Kişisel Gelişim ve Mutluluk......................................................79 Düşündüğümüz Her Şeye İnanmayalım!................................87 Stresle Baş Etmeye Çalışırken Neyi Yanlış Yapıyoruz?............95 Değişmeye Hazır mısınız? . ....................................................100 Nasıl Rahatlayacağız? .............................................................106 Strese Karşı En Etkili İlaç… . .................................................110 Kim Daha Uzun Yaşıyor?........................................................116 Hayatı Yaşamaya Değer Kılan Nedir? . ..................................119 Mutluluktan Kaçmak Mümkün Değil!..................................121 Teşekkür...................................................................................125
AKILLI ARZULAR_Elvan Demirkan_03
AKILLI ARZULAR
9
Bu kitabı neden yazdım?
1999 benim için zor bir yıldı. Eşim iflas etti, ağır bir trafik kazası geçirdim, çok sevdiğim bir yakınımı kaybettim ve zaten uzun süredir kopukluk hissettiğim evliliğim sona erdi. Hayatta en korktuğum şeyleri art arda yaşıyordum. Ailem yanımda yoktu. Amerika gibi koskoca bir ülkede tek başıma, elimde koltuk değnekleri, kucağımda 2 yaşındaki kızım ve köpeğim ile kalakalmıştım ortada… Kazada akordeon haline gelen arabamın içinden, tavanını keserek bir saatte çıkartmışlar beni… Arabamın halini gören “Buradan nasıl canlı çıktı?” diyormuş. İki ameliyat ve aylar süren fizik tedaviyle o zor koşullarda tekrar yürümeyi öğrendim. Yoğun sancılar, yalnızlık, endişe ve ümitsizlik… Bu hislerin ağırlığına sıradan bir zihnin dar perspektifiyle baktığım sürece, durumla başa çıkabilmeme imkân yoktu. Her şeyin bir nedeni vardır. Zor olan, o nedeni anlamaktır. O dönem yaşadıklarım, beni insan doğasını daha derin araştırmaya yönlendirdi. Hipnoz, geçmişten gelen duygu-
10
Elvan Demirkan
sal tıkanmaları açma tarzı terapilerle mutluluk vaat eden gurular hiç bana göre değildi. Antidepresanlara da karşıydım. Istırabınızı azaltmaya yardımcı olsalar da içinizdeki boşluk hissini gidermiyorlar. Yani mutsuzken, belki daha az mutsuz oluyorsunuz. Ama insanı hayata bağlayan bir özellikleri yok. Nitekim bilim, depresyonu tedavi eden ilacı henüz bulamadı. Mevcut olanların hepsi semptom giderici ilaçlar. Pozitif psikolojinin kurucusu Martin Seligman, hayatının büyük bir bölümünü depresyon ilaçlarının etkilerini ölçerek geçirmiş. Seligman, Flourish adlı kitabında sık kullanılan depresyon ilaçlarının kirli sırlarını ortaya çıkartıyor. Çok ağır bir depresyon geçiriyorsanız, ilaçlar kriz dönemini idare etmek için etkili olabiliyor ama orta veya hafif dereceli depresyonlarda (ki çoğumuzun sorunu bu) ilaçların hiçbir etkisi olduğuna inanmıyor Seligman. Hatta antidepresanların etkisini plasebo etkisiyle neredeyse bir tutuyor. Dahası, klinik psikoloji ve biyolojik psikiyatrinin depresyon tedavisindeki etkisinden umudunu tamamen kaybettiğini bile belirtmiş. Terapi bittiğinde veya ilaç bırakıldığında en başa dönüyorsunuz. Etkileri kalıcı olmuyor. Bunların içinde belki gelecek için en umut vaat eden madde psilosibin. O da genel kullanıma açık değil. Johns Hopkins Hastanesi’nde yapılan araştırmalarda, bilim insanları psilosibin maddesi içeren halüsinojen mantarların olumlu etkisini araştırıyor. Johns Hopkins’te bu araştırmayı yöneten Prof. Dr. Roland Griffiths’i aradım. Psilosibin verilmeden önce katılımcıları fiziksel ve psikolojik bir testten geçiriyorlarmış. Profesör Griffiths, bu maddeyi nasıl tatbik ettiklerini, araştırma sırasında (6-8 ay sürüyor) ve sonrasında katılımcının
AKILLI ARZULAR_Elvan Demirkan_03
AKILLI ARZULAR
11
nasıl değiştiğini anbean anlatan dokümanları benimle paylaştı… “35 yıldır çok çeşitli ilaçlarla bu araştırmaları yapıyorum, bu kadar etkili ve kalıcı bir deneyim yaşamadım. Bu heyecan verici çünkü tıp dünyasında çok farklı kapılar açabilir,” diyor. Psilosibinin etkisi LSD kadar kuvvetli. İnsana müthiş bir mutluluk ve anlam hissi veriyor, hem de vücuda toksin yüklemeden ve bağımlılık yapmadan… Ama psilosibinin kesinlikle kontrol altında verilmesi gerekiyor. Araştırma henüz sonuçlanmadığı için uzun vadede ne tip etkileri olabileceği bilinmiyor. Amerika’da FDA (Gıda ve İlaç Dairesi) ilacı bu yüzden henüz onaylamadı. Zaten bir ilaç içerek kendimi mutlu hissetme fikrine hiçbir zaman ısınamadım. Kendi gerçeğinden kaçarak, bir balon içinde yaşamak gibi geliyor bana. Pink Floyd’un Dark Side of The Moon şarkısının sözleri gibi, “İçimde birisi var ama o ben değilim…” Antidepresan fikrini bir kenara bırakıp, beni şöyle bir yere çarpıp sonra da silkeleyen hayatla başa çıkabilmek için yaşam tarzımı ve alışkanlıklarımı tekrar gözden geçirmeye ihtiyacım vardı. Koşullarımı olduğundan daha pozitif görmeye çalışmak, kendimi kandırmak gibi geliyordu. İnsanlar geçmişteki kırgınlıkları, utancı, suçluluğu, reddedilmeyi, hayal kırıklığını ve benzer kötü hisleri benimsemeye, hatta sevmeye çalışıyorlar. Bu hisleri sevgiye dönüştürmek imkânsız, en azından benim için… Öte yandan, sürekli negatif düşünsem kendimi daha da sınırlayacaktım, şikâyet ettiğim ortamdan çıkış yolunu bulmam daha da zorlaşacaktı. O hislerin acı verdiğini kabul edip, bıraktıkları izi düşüncemde ve kalbimde dondur-
12
Elvan Demirkan
madan, kendimi “daha değerli hissedebileceğim” doğru kanallara yönlendirebilmem gerekiyordu. Başlangıç noktam da kendi düşünce ve davranış alışkanlıklarımdı… Hayatta bazı şeyleri değiştiremiyoruz. Ailemizi ve yetiştirilme biçimimizi değiştirmek elimizde değil… Yapılan araştırmalar mutluluğun yüzde 50’sinin genetik olduğunu savunuyor. Daha negatif veya pozitif düşünen bir insan olarak doğuyoruz. Ben daha analitik düşünenlerdenim. Her şeyin önce kötüsünü düşünürüm. Ama neyse ki sadece genetik yapımızla sınırlı değiliz. Dış koşulların mutluluğumuz üzerindeki etkisi ise sadece yüzde 10. Halbuki mutluluğu koşullara bağlayan bir anlayışımız vardır genelde… Evet, yeni bir ilişkinin heyecanı, popülerlik, daha çok para hayatı zaman zaman daha kolay ve eğlenceli hale getirir. Ama bunlar değişken, yüzeysel ve kontrolünüz dışında olduğu için kaygıyı artırır, kendimizi kalıcı olarak iyi hissedemeyiz… Geriye kalıyor yüzde 40’lık bir pay. İşte başlayabileceğim en kuvvetli yer buydu. Yüzde 40 az değildi. Sağlığımız büyük ölçüde kendi elimizde; enerjimizi, zamanımızı ve tecrübemizi yönlendirme biçimimiz bizim elimizde; olaylara nasıl reaksiyon göstereceğimiz ve kendimizi nasıl hissedeceğimiz de bizim elimizde… Depresif ve umutsuz hissettiğimiz zamanlarda bile fonksiyonumuzu sürdürebilme alışkanlığını geliştirmek, yine bizim elimizde. Charles Darwin’in teorisine göre hayatta kalanlar, türlerinin en güçlü ve zeki olanları değil, uyum kapasitesi en fazla olanlardır. Ben de hayatımdaki zorlukları, uyum sağlama
AKILLI ARZULAR_Elvan Demirkan_03
AKILLI ARZULAR
13
becerilerimi geliştirebileceğim fırsatlar olarak görmeye başladım. İnsan sınanana kadar bu kapasiteyi fark etmiyor. ABD’nin önde gelen kalp uzmanlarından Prof. Dr. Dean Ornish’in bütünsel sağlık alanında çığır açan “kalp hastalığını tersine çevirme” programında kullandığı Integral Yoga Institute’tan kapsamlı yoga, meditasyon, rahatlama teknikleri, anatomi eğitimi ve sertifikası aldım. Smithsonian Institute’tan Johns Hopkins Üniversitesi’ne kadar dünyaca saygın kurumlarda insan doğasının evrimini inceleyen bilim insanları ile görüştüm. Zihnimin nasıl çalıştığını daha iyi anladıkça, kendimi de daha farklı gözle görebiliyordum…Düşüncelerimin, hislerimin aslında her zaman gerçeği temsil etmediğini, mutluluk hakkındaki görüşlerimin beni daha da mutsuzlaştırdığını fark ettim. Kendimde sevdiğim yönlerim kadar sevmediğim yönlerimi, karakterimin güçlü yönleri kadar daha zayıf yönlerini de zaman içinde görebilmeye ve kabul edebilmeye başladım. Beyniniz doğru çalışmıyorsa, olmak istediğiniz insan olmanız çok zor. Zihninizi daha esnek ve yapıcı bir biçimde şekillendirebileceğiniz, sınırlarınız arasında sıkıştıkça esneyebileceğiniz yolları öğrenmek ve uygulamak gerekiyor. Hayat boyu sürecek günlük ve ısrarlı bir pratiğin sonucu kazanılan zor bir yetenek anlayacağınız… Ama bir o kadar da tatminkar bir tecrübe… Bir kez bu yola girdiniz mi geriye dönüş yok. Çünkü zihniniz gelişmeye, gerçekleri farklı düzeyde algılamaya başladı mı yanılgıya geri dönemezsiniz. Hayata karşı bir rahatlık ve güven hissi başlar. Kazadan sonra doktorlarımı bile şaşırtan bir hızla iyileşiyordum. Hani Nietzsche demiş ya, “Beni öldürmeyen her şey
14
Elvan Demirkan
güçlendirir,” diye… Çoğumuz, hayatta incindikçe masumiyetimizi yitiriyoruz. İnsanlara güvenimiz azalıyor. Daha agresif olmayı güçlü olmakla bir tutuyoruz. Halbuki güçlü olmak için katı ve acımasız olmak gerekmiyor. O masumluğa bir gün tekrar ihtiyacımız olacağını fark edebilmeliyiz. Winston Churchill, kendi depresyonunu tanımlarken, “Cehennemin içinden geçiyorsanız, yürümeye devam edin,” demiş… Yaşadıklarınızın, büyük yolculuğun bir parçası olduğuna inanmalı ve sizi değiştirmesine izin vermelisiniz. Beynimin içindeki ses hâlâ negatif konuşuyor, karşılaştırıyor, yetersiz olduğumu söylüyor ama ben o sesi artık kısabiliyorum. Hatta o sese rağmen, tüm bu süreçte kendim ile ilgili öğrendiklerim sayesinde, kendinden çok daha memnun ve iyi bir insan olabildim. Ancak bu şekilde “beni anlayan bir hayat” yaşayabiliyorum. Bu kitapta dikkatinizi çekmek istediğim şey mutlu olmanın yolları değil. Sonsuza kadar mutluluk, romantik komedilere mahsus. Zaten mutluluk kelimesini o kadar çok kullanıyoruz ki sanki bir anlamı kalmadı. Daha doğrusu bu kelimeyi tek bir anlamın karşılığı olacak şekilde sınırlandırma alışkanlığını bırakmalıyız. Kendimizi daha iyi hissetmek konusunda daha zengin/kapsamlı bir bakış açısı geliştirmeliyiz. Hayatın iniş ve çıkışları içinde, sahip olduğunuz veya olamadığınız şeylerden bağımsız olarak, ruh halinizi dengeleyebileceğinizi; düşündüğünüzden daha dayanıklı, esnek, iyileşebilen ve uyumlu bir sisteminiz olduğunu göstermek istiyorum. Okuyacaklarınız zaten kendi içinizde, hayat tecrübe-
AKILLI ARZULAR_Elvan Demirkan_03
AKILLI ARZULAR
15
nizde mevcut. Bu kitabın içinizdeki zenginliği fark etmenize yardımcı olacağına inanıyorum. Kendinizi daha iyi hissedebilirsiniz, düşündüğünüzden çok daha iyi hissedebilirsiniz.