Rize ihl Tarih Bülteni

Page 1

Mazi-i-Zinde Rize Anadolu İmam Hatip Lisesi Tarih Bülteni Yıl:2011-2012 Sayı:2

Sevgili öğrenciler, ikinci sayımızda amacımız sizlerin de katkılarıyla tarihi olaylar ve kişilerden kesitler sunarak tarihi sevdirmek ve tarih bilincini pekiştirmektir. Bu sayımızda tarihimizin önemli dönüm noktalarından Çanakkale’ye özel bir yer ayrılmış ve Çanakkale Sehitleri üzerine yazılara, 18 Mart Sehitler Günü Anma Programımıza ve tarih bulmacasına yer verilmiştir. Emeği geçenlere teşekkürü borç biliriz.

Ah Çanakkale Ahh! Şu anda kalemimle seni anlatmaya çalışacağım fakat bunu başarabilecek miyim onu bilmiyorum. O kadar dolu ki kalemim ama nereden başlayayım bilmiyorum. Bir destansın sen başlı başına. Bir âlemsin sen… Eğer beni ve kalemimi bu âlemine kabul edersen bu âlemde bazen duygulanmak bazen ağlamak bazen de gururlanmak istiyorum… Öyle bir savaş düşünün ki tarihte başka bir eşine rastlanmamış ve rastlanmayacak olan bir savaş. Ey Gençler! Bugün rahata alışmış çile nedir bilmeyen gençler! O gün sizin yaşınızda binlerce genç evlat o âlemin içindeydi. Bir an olsun tereddüt etmeden, acaba demeden o küçücük kalplerindeki kocaman imanla birlikte düşmanla savaştılar. Günlerce açlık çektiler ama bir an olsun şikâyet etmediler. Rableriyle olan o sıkı bağlarını asla koparmadılar. Namaz vakti geldiğinde Mevlalarına öyle bir aşkla secde ettiler ki o an, o dem başları gövdelerinden kopsa onlar asla şikâyet etmeyecekti. Hiç şüphesiz bir de üç yüz melek gönderen Allah, Uhud’da yar olan Allah, Hendek’te düşmanı bir rüzgârla yok eden Allah, Çanakkale’de de rahmetini, azametini esirgememiştir. Öyle bir savaş düşünün ki mermiler havada çarpışıyor, başını siperden kaldırsan başın gidiyor. Lakin Çanakkale’de Allah var! Çanakkale’de Muhammed (Sav) var. Çanakkale’de düşmanı yerle bir eden, “Çanakkale geçilmez” dedirten iman var. Hele bir şehit onbaşı var, iki yüz yetmiş altı kiloluk mermiyi meleklerin yardımıyla omuzlayan, Hz. Muhammed’in hasretiyle o mermiyi namluya süren, Rabbi’nin yardımıyla düşmanın bütün planlarını alt üst eden Seyit Onbaşı var! Nice isimsiz kahramanlar var. Daha bıyıkları bitmemiş veya bıyıkları yeni yeni terleyen tertemiz isimsiz kahramanlar var. Üstad Âkif ne kadar da güzel söylemiş: “Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor. Bir hilâl uğruna ya Rab ne güneşler batıyor.” Evet doğruydu. O gün ne güneşler batmadı ki o her güneşin batışında bir ailenin ışığı, ısısı, aydınlığı kayboluyordu. Onlar geçmişlerdi anadan, babadan, yardan. Tek sevdaları vardı. O da bu vatanı ve bu dini bu topraklarda yaşatmaktı. Allah’ın izniyle bunu başardılar. Analar oğullarına hasret kaldı, kadınlar eşlerine hasret kaldı, çocuklar babalarına hasret kaldı. Evet böyle bir savaştı Çanakkale. Onlar şehit oldular. Bu vatanı, bu dini bizlere bıraktılar. Rabbimizden tek dileğimiz var. O da bu emanete hıyanet etmeden korumaktır. Sözlerimize son verirken Mevla’ya olan duayla bitirelim. Ya Rabbi bizleri Çanakkale ruhundan ayırma! Onu anlamayı bizlere nasip et Allah’ım. Saygılarımı sunuyor bir kez daha Çanakkale şehitlerine Allah’tan rahmet diliyorum. Bilal ARSLAN

ÇANAKKALE 1914-1918 yılları arasında yapılan I. Dünya savaşı başladığında Osmanlı devleti eski gücünden yoksundu. Bu sebepten dönemin padişahı savaşa dahil olmak istemiyordu. Ne yazık ki İttihat ve Terakki’nin oyunları ile koca cihan imparatorluğu kendini savaşın içinde bulmuştu. Osmanlı’nın savaşa girmesi İtilaf devletlerinin iştahını kabartmış ve “Hasta Adam” nitelendirmesinde bulundukları Osmanlıyı kendi aralarında bölmek için toplanmışlardı bile. Sanki kendilerine ait bir mirası taksim ederlercesine… Osmanlının tek amacı ise elindeki toprakları küffara karşı korumaktı artık. İtilaf devletlerinin ilk hedefi İstanbul’u ele geçirmekti. Çünkü bir devletin başkentini almak bütün ülkeyi almak gibiydi. İstanbul’a gitmek için bütün hazırlıklarını tamamlayan İtilaf devletleri, İstanbul’u almaya geliyorlardı. Ama evdeki hesap çarşıya uymamıştı. İstanbul’a gidebilmek için önce Çanakkale’yi geçmeleri lazımdı. İşte bu da imkânsız bir şeydi. Evet, İstanbul baştı, ülkeyi yönetiyordu; ama Çanakkale kalpti, onun için daha önemliydi. Eğer kalp dursa başın ne kıymeti kalır ki? Bunu bilen aziz ceddimiz, yediden yetmişe, bölük bölük, grup grup Çanakkale yolundaydı. Çünkü biliniyordu ki “Allah yolundu savaşarak ölürsem şehit, yaşarsam gazi olurum.” Ahirette şehide kul hakkı dışında soru sorulmayacak ve cennette “şehitlik” makamına kavuşacaktır. Gazi ise büyük ecir ve mükâfata nail olacaktır. Bu düşüncelere en güzel örnekte annesi tarafından eline ve saçına kına yakılarak askere gönderilen “Kınalı Hasan’ın” ordudaki komutanının sorusuna annesinden gelen cevap mektubuydu: “-Hasan'ım, Söyle zabit efendiye, bizim burada kurbanlık koçlar kınalanır. Allah’a kurban olsun diye. Bir de askere giden yiğitler kınalanır. Vatana kurban olsun diye. - Oğul, sen İsmail doğdun. Ben de seni vatana kurban adadım. Onun için saçını kınaladım - Allah seni İsmail Peygamberin yolundan ayırmasın. Seni melekler şimdiden Cennet ehline müjdeleyip, şimdiden rahmetle anacaklar. - Hasan'ım bir şey daha var. Ben senin ananım. Seni karnımda taşıdım. Helal süt ile büyüttüm. Aman ha oğul, yarın biz de rahmete kavuştuğumuzda, bizi de unutma. Bu fakir benim anamdır de. Gözlerinde öperim canım Hasan'ım.” Çanakkale bir iman ile küfür mücadelesi… Çanakkale varlık ve ya yokluk savaşı… Asr-ı Saadet kardeşliğinden sonra en güçlü kardeşliğin yaşandığı yer… Öldürüleceğini bildiği halde, düşman cesetlerini onların siperlerine götürecek kadar mert insanların yurdu ÇANAKKALE… Tek amaç uğruna iki yüz elli bin vatan evladının anasından, babasından sevdiğinden ayrıldığı yer… Türk, Kürt, Laz, Çerkez demeden sırt sırta, omuz omuza; din, vatan ve namus uğruna canlarını veren ecdadımızın yurdu… Dinimizin kardeş ilan ettiği Müslümanlar, ülkenin en doğusundan en batısına, en kuzeyinden en güneyine varıncaya kadar Çanakkale’ye koşmuş. El ele vererek eşine ender rastlanabilecek bir kardeşlik duvarı örmüşlerdir. Bu kardeşlik karşısında Avrupalı devletlerin ne topu ne tankı ne de tüfeği işe yaramış. Asr-ı Saadette olduğu gibi küffar ne kadar güçlü bir orduya sahip olursa olsun iman karşısında yenilmeye mahkûm olduğu bir kez daha kanıtlanmış oldu. M. Şemsi BALAT


Şehitlerimiz Anısına 18 Mart Şehitler Günü vesilesiyle okulumuzda bir anma programı düzenlendi. Tarih dersi öğretmenleri ve öğrenciler tarafından hazırlanan programda; günün anlam ve önemiyle ilgili konuşmalar yapıldı, şiirler okundu, dramalar canlandırıldı. Programdan bazı fotoğraf kareleri...

ÖĞRETMENDEN… BİR DESTANDIR ÇANAKKALE Güneş batmayan imparatorluk olarak bilinen İngiltere tek bağımsız Müslüman ülke olan Osmanlı Devletini böl parçala politikası ile diğer Avrupa Devletlerinin de iştahını kabartmıştı. Avrupalılar bir dünya savaşı olmaktan çıkıp Osmanlıyı parçalamaya dönen bu savaşta büyük pastayı yemek için harekete geçmişlerdi. Artık Osmanlı bitip tükenmişti; ama her bitip tükenme bir dirilişin habercisi değil miydi? Son yüzyıllarını savaşlarla geçirmiş balkan topraklarını kaybetmiş, içeride de siyasi çalkantılarının yaşandığı, azınlıkların büyük devletlerle işbirliği yaparak Osmanlıyı içten yıkma faaliyetlerinin olduğu bu dönemde Anadolu halkının ise elinde avucunda ne varsa vatan ve din uğruna arkalarına bakmadan topyekun harekete geçtiği, cepheden cepheye koştuğu bir varoluşun verildiği mücadelenin adıdır ÇANAKKALE ! İngilizler" iki üç haftaya kalmaz İstanbul artık bizimdir !" şarkılarını söylüyor, yarı aç yarı tok olan bu milleti daha önce sömürge haline getirdikleri diğer milletler gibi kolay yutulur bir lokma zannediyorlardı. YANILDILAR… Ancak unutulan Çanakkale’de var olma mücadelesini yazacak olan yiğitlerin imanı, kahramanlığı, fedakarlığı ve ruh yüceliğiydi, ferasetleriydi. Çanakkale bu yönüyle iman ve küfrün mücadelesi ve imanın zaferiydi. Asla ümitsizliğe yer vermeyen bir düşünürün "Şu İnkılabat-ı İslam içinde en gür seda İslam’ın sedası olacaktır" sözünde olduğu gibi insanımızın kendini yeniden keşfettiği, rabbine samimiyetle inanan bir neslin , engelleri tanımadan sonsuzluğa koşarak giden kahraman bir milletin destanlaştığı yerdir ÇANAKKALE… Bu savaş ile planları bozulan İngiliz Hükümetinin düşmesi ve Çanakkale de bir general olan Çörçil’in hüsrana uğrayarak artık saygınlığını yitirdiğinde "Biz orada yalnızca Türklerle değil onların Allahları ile de savaşıyorduk."demesi çaresizliğin dile getirilmesi değil midir? O halde Çanakkale Zaferi sadece insan gücüyle değil manevi dinamiklerin de harekete geçtiği, yeisin de ümide dönüştüğü bir mücadelenin adıdır ÇANAKKALE... Her çatışmanın kendilerini cennete götüren adeta dualarla şehadetle kanatlanan ve meleklerinde kıskandığı ve yardım ettiği Bedir’e denk bir savaşın adıdır ÇANAKKALE.. Ailelerinden habersiz cepheye koşan İdadi ve Sultani öğrencilerinin, o körpecik dimağların da şehadet şerbetini içtiği o büyük mahşer içinde, "bu topraklar ezansız kalmasın!" deyip medeni canavarlara karşı tertemiz Mehmetçiğin iman ve azimle" asla vazgeçmek yok!" dediği iradenin adıdır ÇANAKKALE... Şair "Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır!" deyip, vatan, din ve varoluş uğruna son bir gayretle " bu savaş bizim için felaket olursa öz yurdumuzda garip yaşayacağız!" diyen o kahraman evlatların zaferidir ÇANAKKALE... Bu savaş Trabzonlu Ahmet’in, Kürt Ali’nin, Laz Osman’ın, Maraşlı Ömer’ in ortak eseri olup bin yıllık birlik, kardeşlik ve sevginin sarsılmaz zaferidir. Bu zafer bizim millet oluşumuzun daha da güçlenip adeta abideleştiği zaferdir ÇANAKKALE... Bu savaşta kahramanca savaşan yiğitler ,ezanlar susmasın ,ocaklara ateş düşmesin diyerek Akif’in de "Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.Bu ezanlar ki şehadetler dinin temeli"…dediği gibi ebedileşen bir destandır ÇANAKKALE... Sadece aklı ile hareket eden vicdanından yoksun batıya, imanın insanı insan yaptığını göstermek, o fazilet sahiplerinin imanı olmayan insanlıktan nasibini almamış vicdansızlara insanlık dersinin de verildiği, savaşırken dahi düşmana merhametli olan asil ruhlu Anadolu insanının tertemiz oluşunun timsalidir ÇANAKKALE… Şairin dediği gibi "SEN sahip çıkarsan bu vatan batmayacaktır!".Artık sen de kendine gel ve kendini bul. Bul ki hedefine varasın. Bul ki Asımın nesli olasın. Bul ki ülkemin aydınlık yarınları bugün de seninle abideleşsin. Kökü, iradesi, sağlam imanı ile yetim Anadolu insanının manadan uzak, tek dişi kalmış medeni canavarlara verdiği, ÇANAKKALENİN GEÇİLMEZ OLDUĞU mesajını fark edesin ve artık kendine gelesin. Artık kendin olasın!... Ayşe TARLACI

TARİH BULMACASI

A B C D E F G H I 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15

1 - Bir ülkenin, başka bir ülkenin zenginlik kaynaklarını kullanması / Bir devletin

J K L M N O P Q R yönetim biçimi

2- Yabancı bir devlete verilen imtiyaz / Söz geçirme, egemenliği altında bulundurma 3- Fransız İhtilali’nin getirdiği en önemli akım / Osmanlı’da bir vergi çeşidi 4- Yenileşme hareketi / Mustafa Kemal'in yazdığı bir eser / Düşmanla savaşan veya savaş yapmış kimseye verilen unvan 5- Mustafa Kemal'in Kuzey Afrika'da ilk savaştığı cephe / I. Dünya savaşının çıkış tarihi 6- 1.Balkan savaşına katılmayıp 2. Balkan savaşına katılan devlet / Eskiden ortaokul derecesindeki eğitim kurumlarına verilen ad 7- II. Balkan savaşının çıkmasına sebep olan devlet / Antlaşmanın diğer adı 8- İngiltere, Fransa ve Rusya'dan oluşan grubun diğer adı / Bütün Slavları aynı yönetim altında toplama amacını güden politik akım 9-Osmanlı devletinin sınırları dışında savaştığı cephelerden biri / Bir hükümdarın ölümünden sonra tahta geçmeye hak kazanan kimse 10- I. Dünya savaşı öncesi Ege adalarının geçici süreyle bırakıldığı ülke / Türklerin Savaş esnasında kullandıkları taktiklerden biri / Siyasi partinin eski adı 11- I. Balkan savaşı sonunda Osmanlı devletiyle yapılan antlaşma / Dost olmayan / İngilizlerin, Osmanlı devletiyle Musul ve Kerkük petrollerini ele geçirmek için çarpıştığı cephenin adı 12- Enver Paşa'nın I. Dünya savaşında savaştığı cephenin adı / I. Dünya savaşında İngilizlerle birlikte savaşan Avustralya ve Yeni Zelanda askerlerinin kısa adı / Bir devleti himaye etme ve yönetme yetkisini elinde bulundurma 13- I. Dünya savaşı sonunda Osmanlı devletiyle yapılan antlaşmanın adı / 1.Balkan savaşı esnasında Osmanlı ile sınırı kalmadığı için bağımsızlığını ilan eden devlet 14- Yunanlıların 15 Mayıs 1919'da işgal ettiği ilimiz / Tüm dünya Müslümanlarını bağlayıcı kararlar alabilen dini makam 15- 30 Ekim 1918 tarihli ateşkes antlaşması / Sanayi İnkılabını ilk gerçekleştiren ülkenin adı


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.