T.C. ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ BİLGİ VE BELGE YÖNETİMİ BÖLÜMÜ
ERZURUM’DA VATANDAŞLARIN BİLGİ KURUMU OLARAK MÜZELERDEN YARARLANMA BİLİNCİ
HAZIRLAYANLAR Sadet DOĞAN Şule YILDAR Görkem KILINÇ Tuğba ÖZTÜRK
SORUMLU ÖĞRETİM ÜYESİ Doç. Dr. Hüseyin ODABAŞ
Erzurum 2013 İÇİNDEKİLER I. BÖLÜM 1
I.1. Araştırmanın Konusu……………………………………………………………………..5 I.2. Araştırmanın Amacı……………………………………………………………………....6 I.3. Araştırmanın Önemi……………………………………………………………………....7 I.4. Araştırmanın Yöntemi…………………………………………………………………….8 I.4. 1. Kavramsal Çerçeve……………………………………………………………..8 I.4. 2. Varsayımlar…………………………………………………………………….10 I.4. 3. Kapsam………………………………………………………………………...11 I.4. 4. Sınırlılık………………………………………………………………………..11 I.5. Araştırmanın Evreni……………………………………………………………………...11 I.6. Araştırmanın Gözlem ve Tekniği………………………………………………………...12 I.7. Zamanlama……………………………………………………………………………….12 II. BÖLÜM: II.1. Müze Sözcüğünüm Kökeni ve Anlamı…………………………………………………13 II.2. Müzenin Tanımı ………………………………………………………………………..13 II.2.1. Müzenin Amaç ve Görevleri………………………………………………….14 II.2.2. Müzenin Temel işlevleri ……………………………………………………..16 II.2. 2.1. Müzelerin Eser Toplama İşlevi ……………………………………16 II.2.2.2. Müzelerde sergileme İşlevi………………………………………….17 II.2.2.3. Müzelerde Koruma; Bakım, Onarım işlevi………………………….17 II.2.2.4. Müzelerde Depolama İşlevi………………………………………….18 II.2.2.5. Müzelerin Eğitim İşlevi……………………………………………...18 II.3. Müze Çeşitleri ………………………………………………………………………….19 II .3.1. Koleksiyonlarına Göre Müzeler………………………………………………20 II.3.2. Bağlı bulunduğu İdari Birimime Göre Müzeler…………………………….…20 II. 3.3. Hitap Ettikleri Kitleye Göre Müzeler…………………………………………21 II.3.4. Hizmet Ettikleri Bölgeye Göre Müzeler…………………………………….…21 II. 3.5. Koleksiyonlarını Sergileme Yöntemlerine Göre Müzeler…………………….21 II.4. Türkiye’de Müzecilik………………...………………………………………………….21 II. 5. Erzurum’da Bulunan Müzeler…………………………………………………………..22 II. 5. 1. Erzurum Arkeoloji Müzesi…………………………………………………...22 II. 5. 2. Türk İslâm Eserleri ve Etnografya Müzesi…………………………………...22 II. 5. 3. Atatürk Müzesi…………………………………………………………….....23 III. BÖLÜM: BULGULAR VE DEĞERLENDİRMELER III.1. Katılımcıların Genel Durumu………………………………………………..…………24 III.2. Müze Ziyareti ile Cinsiyet İlişkisi………………………………………………………25 III.3. Cinsiyet ile Müze Kullanım Sıklığı Arasındaki İlişki…………………………………..26 III.4. Müzeleri Beğenme Durumu ile Cinsiyet İlişkisi………………………………………..27 III.5.Müze Ziyaretinin Yaş Durumuna Göre Karşılaştırılması……………………………….28 III.6.Yaş Durumunun Müzelerdeki Eser Çeşidinden Beklenti Düzeyleri……………………29 III.7. Eğitim Durumunun Ziyaret Sıklığı Üzerindeki Etkisi………………………………….30 2
III.8. Kullanıcıların Eğitim Durumuna Göre Müze Beğenisi………………………………...31 III.9. Kullanıcıların Eğitim Durumlarına Göre Eser Çeşitliliğini Yeterli Bulma Durumu…...32 III.10.Yaş Durumuna Göre Müzelerdeki Kullanıcı Rahatsızlığı……………………………..33 III.11. Ziyaretçilerin Müzelerden Beklentilerinin Eğitim Durumuna Göre Ele Alınışı………34 III.12.Ziyaretçilerin
Eğitim
Durumuna
Göre
Müzelerin
Kültür
Merkezi
Olarak
Görülmesindeki Etkileri………………………………………………………………………35 III.13.Eğitim Durumunun Müzelerin Bünyesinde Bulunan Eserlerin Eğitici ve Bilgilendirici Değer Taşıması Konusunda Tutumu………………………………………………………….36 III.14.Eğitim Durumunun Müzeleri Kütüphaneler Gibi Bilgi Merkezi Olarak Görülmesindeki Etkisi………………………………………………………………………………………….37 III.15. Müzelerin Bilgi Merkezleri Olarak Görülmesinde Yaşın Durumu……………………38 III.16. Yaş Durumuna Göre Müzelerden Çeşitli Aktivite Beklenme Durumu……………….39 III.17. Müzelerde Uygulanan Programlarla ile Yaş İlişkisi…………………………………..40 III.18. Müzelerdeki Sosyal Alanlar ile Eğitim Durumu İlişkisi………………………………41 III. 19. Müzelerdeki Eserlerin Bakımının İlgili Kişilere Verilmesi ile Eğitim Durumu……...42 IV. BÖLÜM: SONUÇ VE ÖNERİLER IV. 1. Sonuç…………………………………………………………………………………43 IV. 2. Öneriler……………………………………………………………………………….44 KAYNAKÇA EK-1 Anket EK-2 Fotoğraf
1.BÖLÜM: GİRİŞ 1.1.KONU 3
Görsel sanatlar eğitimi günlük yaşantımızın her alanında karşımıza çıkan ve bireyi etkileyen, bireye şekil veren vazgeçilmez bir alan olarak tüm eğitim sistemi içinde özel bir yere sahiptir. Bu alanın en önemli araştırma ve uygulama mekânlarını müzeler ve galeriler oluşturmaktadır. Müzelerin topluma ulaşılabilirliği, gerçekleştirdiği çalışmaların kimlere, nasıl ve ne ölçüde ulaştığı ile değerlendirilmektedir. Bu değerlendirmeler iletişim alanında müzelerle ilgili çalışmaların artmasıyla 20.yüzyılda başlamıştır (Uralman, 2000, s. 108). Çağdaş müzecilik anlayışında tüm müzelerin ortak amacı, iletişim sürecinde toplumun gelişimine katkıda bulunmak ve içinde bulunduğu toplumun göstergesi olmaktır. Bu ortak özellik, Uluslararası Müzeler Birliği (International Council of Museums-ICOM) tarafından yapılan müze tanımında belirtilmektedir. Bu tanıma göre müze; “eğitim ve eğlence amacıyla koleksiyon oluşturan, koruyan, araştıran, iletişim kuran ve sergileyen, toplumun ve gelişiminin hizmetinde olan, kar amacı gütmeyen sürekliliğe sahip bir kuruluş olup, insanoğlunun ve çevresinin soyut ve somut bir göstergesi şeklinde tanımlanmaktadır (ICOM 2004). Bu tanımın yanında Allan müzeyi “eşya koleksiyonlarını inceleme, araştırma ve yerleştirmek için düşünülmüş bir bina şeklinde tanımlamaktadır (Önder, Abacı ve Kamaraj s. 107). Müzeler toplumu geliştirme ve toplumun bir göstergesi olabilmek için hizmet sunan kuruluşlardır. Endüstri toplumundan bilgi toplumuna geçiş sürecinde bilgi yönetimi pek çok kurum gibi müzeleri de ilgilendirmiştir. Müzelerde bilgi yönetimi sadece nesnelerin toplanıp depolanmasını değil, toplumun gelişimine katkıda bulunan hizmetlerin geliştirilmesini desteklemektedir. Müzelerin bilgi kurumu olarak örgütlenmeleri, bilgi hizmetlerini geliştirmeleri ve bunun sonucunda toplumun gelişimine katkıda bulunmaları kütüphane ve arşiv çalışmalarından, araştırma birimlerinden, yürütülen projelerin niteliklerinden, belgeleme ve koruma faaliyetleri toplumun gelişimine katkıda bulunmaktadır. Eğitim çalışmaları, yayınlar, bilgi-belge merkezleri, gösteriler, toplantılar, söyleşiler ve kurslar müzelerin toplumla yakınlaşmasını sağlayan en yaygın hizmetler olarak bilinmektedir. Müzedeki hizmetler nesne odaklı hizmetler, nesne odaklı bilgi hizmetleri ve bilgi hizmetleri olarak gruplandırılmaktadır. Nesne odaklı hizmetler veren müzelerde bilgi sunulan nesnelerle sınırlıdır ve ziyaretçiye ulaşma kaygısından çok bir gösteriş ögesi olarak algılanmaktadır. Nesne odaklı bilgi hizmeti veren müzeler de nesneye sahip olmanın önemi devam eder ancak, nesneler bilgilerle desteklenerek halka sunulmaktadır. Bilgi odaklı hizmetler veren müzeler de bilgi toplumunun çerçevesinde gerçekleşmektedir (Uralman, 2000, s. 120).
4
Müzeye gelen ziyaretçilerin müzeyi etkin olarak kullanabilmeleri için bu konuda bilinçli olmaları gerekmektedir. Bu bağlamda da müze eğitimi öne çıkmaktadır. Müze eğitimi ile müzeciliğin tarihi, türleri, amaçları ve işlevleri ile ilgili bilgiler edinme, müzeleri eğitim amaçlı kullanabilme alışkanlığı edinme, müzelerde yer alan farklı kültürlere ait sanat eserleri ve tarihi eserlerdeki benzerlik ve farklılıkları fark edebilme gibi özellikler amaçlanmıştır (Buyurgan, Mercin ve Özsoy, 2005, s. 129). Araştırmanın konusunu toplumun müze kullanım bilinci, müzenin önemi ve gerekliliği oluşturmaktadır.
1.2. Araştırmanın Amacı Atagök ve diğerlerine göre (1985), “müze, toplumun bilimsel ve kültürel geçmişini yansıtan ve geleceğini biçimleyecek öğeleri araştıran, toplayan ve koruyan, sergileyen, belgeleyen, yaşatan ve yönlendiren yaygın bir eğitim kurumudur.” Bu tanımdan yola çıkarak müzelerin toplumun her alanında bir eğitim kurumu olarak kullanıldığı görülmektedir. Tarih boyunca bütün müzeler geçmiş hakkında gerek işitsel gerekse görsel materyaller açısından zengin bir koleksiyona sahiptirler. Müzeler bulundukları çevrenin geçmişine kaynaklık edecek her türlü malzemeyi toplayarak, koruyarak, saklayarak ve bunları toplumun yararına sunarak gelecek nesillere aktarmakta önemli rol oynamaktadır. Müzeler kaynakları belirli aşamalardan geçerek eskimeden, yıpranmadan, hiçbir kayba ve zarara uğramadan korunmasına önem gösteren bir kurumdur. Bu bakımdan müzelerde belirli önlemler alınması başta gelen amaçlarındandır. Ziyaretçiler müzeye girdiklerinde görevliler tarafından bu önlemler için bilgilendirilmektedir. Aynı zamanda ziyaretçilerin daha iyi şekilde bilgilenmesi amacıyla rehberler görsel materyallerin hangi amaçla, ne zaman, nerede ve niçin kullanıldıkları hakkında bilgi vermektedirler. Müzeler, bir yandan konusu gereği topladığı, depoladığı, arşivlediği, koruduğu eserlerle kültür ortamı olma amacını gerçekleştirirken, diğer yandan sergileme ve uygulama çalışmaları gibi yollarla eğitim amacını da gerçekleştirerek bir bütün olma özelliğine ulaşmaktadır.
Bu bağlamda araştırmamızın amaçları aşağıdaki gibidir; Müzeciliğin tarihi, amaçları, işlevleri ve müze türleriyle ilgili bilgiler edindirme 5
Kültür ve uygarlıklar, müze ve sanat, müze ve eğitim, müze ve toplum konularında bilgiler edindirme Müzeleri sanat eğitimi amaçlı kullanabilme alışkanlığı kazandırma Müzelerde yer alan farklı kültürlere ait eserlerdeki benzerlikleri görme ve farklılıkları ayırt edebilmeyi kazandırma Müzede yapılan sanat eğitimi aracılığıyla sanat eserlerine ilgi duymayı ve değer vermeyi sağlama, eserleri koruma bilinci kazandırma Müzede yapılan sanat eğitimi aracılığıyla bireylerin sanat eserleriyle karşı karşıya gelmelerini sağlayarak onlara uygulama çalışması ve eser eleştirisi yaptırabilmelerini sağlama (Denizci ve Mirza, 2012, s. 70).
Bu amaçlar doğrultusunda halkın müze kullanma bilincini ölçmek hedeflenmiştir. Yukarıda yer alan maddelerin dışında araştırmanın asıl amacı halkın müzelere olan ilgisini arttırmak ve müzeler hakkındaki tutumlarını daha da güçlendirmektir.
1.3.Araştırmanın Önemi Müzeler, her yaş ve özellikteki birey için tarihsel mirası tanıyarak, bu mirası sahiplenme, koruma, geliştirme, üst düzey bir kültürel bilgi birikimi sağlama açısından son derece önemli kurumlardır. Günümüz koşullarının, nasıl bir geçmişten etkilenerek oluştuğunu anlamak, geleceği yapılandırırken daha zengin ve bilinçli bir düşünce yapısına sahip olunmasını sağlar. Müzeler, tarihin en alt dönemlerinden kalan kültürel değerleri, objeleri, koleksiyonları ve milletlerin tarihini yansıtan en önemli kurumlardan birisidir. Geçmişimize sahip çıkmak, koruma altına almak için günümüzde müzelerin önemi artmaktadır. Müzelerdeki koleksiyonlardan geçmişin nasıl yorumlandığı anlaşılarak hayatımıza büyük katkı sağlayarak tarih bilinci uyandırmaktadır. Kısaca geçmişe ışık tutması bağlamında müzeler büyük önem taşımaktadır. Günümüzde, müzeler farklı eğitim ortamı olarak çağdaş eğitimi önemseyen ülkelerin en çok yararlandığı kurumlar olmuştur. Müzelerin geçmişine bakılacak olursa, altında koleksiyonculuğun yattığı görülür. Günümüze dek değişik coğrafyalarda ve dönemlerde var olan uygarlıkların oluşturdukları kültürlerin özelliklerini yansıtan, ait oldukları uygarlığın yaşam biçiminin önemli kanıtları olan ve ait olduğu dönemin estetik beğenisini yansıtan
6
özenle toplanmış nesnelerin, bir zaman sonra belirli bir yapı içinde korunma gereksinimi ortaya çıkmıştır (Önder, Abacı ve Kamaraj s. 104). Müzeleri önemli kılan özellikler aşağıdaki gibi sıralanacak olunursa; Halkı müzelerdeki materyalleri koruma açısından bilinçlendirmek Materyallerin
geçmişte
hangi
koşullarda,
nasıl
kullanıldığı
hakkında
bilgilendirmek Geçmişle gelecek arasında ilişki kurmak Müzelere gitmenin insanlığa yararlı olunacağı hakkında bilgi sağlamak Yaratıcı düşünme, estetik, mantık, problem çözme gibi faaliyetlerde yarar sağlamak Görsel algılama bilinci aşılamak Yer alan sanat eserlerini koruma, değer verme, ilgi bilinci geliştirmelerini sağlamak. Bu özelliklerden hareketle müzeler, nesne odaklı olmaktan çıkıp bilgi odaklı bir bilgi kurumu haline gelmiştir. Araştırmamızın önemi müze kullanımı hakkında daha bilinçli bireyler yetiştirmek ve topluma yararlı işler yapmayı sağlamaktır. Erzurum halkının bilgi kurumu olarak müzelere bakış açısını ortaya koyan bu araştırma, müzeleri daha etkin kullanması beklenen kullanıcılar hakkında bilgi vererek daha bilinçli kullanıcılar yetiştirilmesi için kaynak sağlamak ve yapılacak araştırmalara katkı sağlaması bakımından önemlidir. 1.4. Araştırmanın Yöntemi 1.4.1. Kavramsal Çerçeve Literatürde müze konusunda çok sayıda yayın hazırlanmıştır. Söz konusu olan yayınlarda müzeler ve müzelerin önemli sorunları halk açısından önemi ve bu konuya ilişkin sorunlar incelenmiştir. Akademisyenlerin konu hakkında hazırladıkları araştırmalar ve bu araştırmaların özellikleri şu şekilde sıralanabilir: Hanzade Uralman, “Müzelerin Topluma Ulaşabilirliğinde Bilgi Yönetimi” adlı çalışmasında çağdaş müzecilik anlayışında tüm müzelerin ortak amacının, bu iletişim sürecinde toplumun gelişimine katkıda bulunmak ve içinde bulunduğu toplumun bir
7
göstergesi olmak olduğunu belirterek kültürel değerleri halka ulaştırmada bilgiyi yönetmenin önemine vurgu yapmıştır (Uralman, 2006, s. 108). Yine Hanzade Uralmanın , “Müzelerin Topluma Ulaşabilirliği Bilgi Yönetimi” adlı çalışmasında müzeleri ilgilendiren standartları izleyerek bunlara katılmak, aktivitelerin devamını ve gelişimini sağlamak için değişik kaynaklar elde etmek ve sunmak; müzelerin ziyaretçi tipini, bir kerelik ziyaretçiden devamlı ziyaretçiye dönüştürmek için çalışmak; bilimsel ilerlemeyi desteklemek nesneyle doğrudan ilgili olmayan müzeciliğin yeni gelişen alanları olmuştur. Ayrıca yeni bir araç olan elektronik ortamda, nesnenin aslı değil, bilgisi ön plandadır ve günümüzde nesnelerin görüntüsü elektronik ortama aktarılmakta ve belgeye dönüştürülmektedir (2006, s. 112). Müzelerin eğitim ve öğretimde kullanılmasına ilişkin ulusal ve uluslararası çeşitli araştırmalar yapıldığından bahseden Kaya
Yılmaz
ve
Mustafa
Şeker,
“İlköğretim
Öğrencilerinin Müze Gezilerine ve Müzelerin Sosyal Bilgiler Öğretiminde Kullanılmasına İlişkin Görüşlerinin İncelenmesi” adlı çalışmasında bu araştırmalardan elde edilen bulguları kısaca şöyle özetlemiştir; Müzelerin insanların geçmişle günümüz arasındaki ilişkiyi görmelerini sağlama açısından tarih kitaplarından ve okullardaki geleneksel tarih öğretiminden daha etkili olduğu; müzelerin lise tarih öğretmenlerinden, üniversite profesörlerinden ve tarih kitaplarından daha güvenilir tarihsel bilgi kaynağı olarak görüldüğü; insanların geçmişten kalan gerçek nesneleri barındıran müzelerdeki tarihi sevdikleri ama ezber gerektiren okullardaki tarihi sevmedikleri belirlenmiştir (2012, s. 24). Bozkurt
“İletişim Bağlamında Müze Teknolojileri ve Müzelerde Enformasyon adlı
çalışmasında her geçen gün topluma biraz daha yaklaşan müzeler elde ettikleri verileri, araştırma sonuçlarını ve bilimsel bulguları kamuya sundukları gibi, eğlence ve keyifli vakit geçirme amacıyla oluşturdukları alt yapılar yardımıyla da ziyaretçi- müze ilişkisine yeni bir boyut kazandırmayı hedeflediğini belirtmektedir (2012, s. 23-25). Yine Bozkurt “İletişim Bağlamında Müze Teknolojileri ve Müzelerde Enformasyon adlı çalışmasında günümüz toplumlarının sosyolojik, teknolojik ve algısal olarak bir dönüşüm süreci içinde olduğunu düşündüğümüzde, topluma dönük hizmetlerde de bir değişim gelişim süreci olduğunu ifade etmiş. Toplum hizmetinde olan kurumlar olarak müzeler iletişime, iletişimin temel öğelerine ve bu kavramları çıkış noktası olarak kullanan halkla ilişkiler 8
olgusuna hakim olabilirse, toplumsal ve bireysel dönüşüme yön veren ya da referans noktası olabilen bir yapı kazanabileceklerini ifade etmiştir (2012, s. 25). Kuruoğlu” Müzelerin Eğitim Ortamı Olarak Kullanımı” adlı çalışmasında müzelerin eğitim işlevini belirli programlar hazırlayarak ya da okulların hazırladığı programlara yardımcı olarak doğrudan gerçekleştirmeleri gerektiğini açıklamıştır. Bunun için, hedef kitlesine göre çocuklar, gençler, yetişkinler için ayrı ayrı programların uygulanması gerektiğini ifade etmiştir (2002, s. 278). Türkiye’ de yapılan diğer bir çalışma Mustafa Serdar Sezer’e aittir. “Türkiye Turizm Sektöründe Müze Turizminin Payının Değerlendirilmesi” adlı yüksek lisans tezinde müzeleri kullananlar üzerinde durarak, dünyanın en nadide eserlerini içinde barındıran müzenin ziyaretçisi olmadan bir hiç olacağını belirtmiştir (2010, s. 18). Literatür araştırmasından da anlaşılacağı üzere kullanıcıların müzelere olan tutumunu ele alan çalışmalar yetersizdir. Çalışma, literatüre kaynak sağlaması açısından önem arz etmektedir.
1.4.2.Araştırmanın Varsayımı Müzeler, kültür ve bilim tarihine ait eserleri toplayıp, koruma, sergileme işlevini yerine getirirken; yayınları, hazırladıkları eğitim programları, sanatsal ve kültürel etkinlikleri ile toplumun eğitimine katkıda bulunmaktadırlar. Müzelere gelen ziyaretçilerin müzelerden etkin bir biçimde faydalanmaları için müze eğitimi gerekmektedir. Müze eğitimi ile halk bilinçlendirilerek müzenin önemi belirtilmektedir. Müze eğitiminin eleştirel düşünme, yaratıcı düşünme, iletişim, araştırma ve sorgulama, problem çözme gibi yararları bulunmaktadır. Bu bağlamda araştırmanın varsayımları aşağıdaki gibi sıralanmaktadır; Kullanıcılar Erzurum’daki müzelerden habersizdirler Erzurum halkı müzeleri kullanmamaktadırlar Kullanıcılar müzeleri en önemli kurumlar arasında görmektedir Kullanıcılar müzeleri de kütüphaneler gibi bilgi merkezleri arasında görüp, sergilenen eserleri eğitici ve bilgilendirici bulmaktadır.
1.4.3. Araştırmanın Kapsamı 9
Çalışmanın kapsamını vatandaşların bilgi kurumu olarak müzelerden yararlanma bilinci ve müzelere bakış açıları oluşturmaktadır. Çalışmada öncelikle vatandaşların müzelerden yararlanma bilinci ele alınmış müzenin amaç ve işlevleri incelenmiştir. Erzurum’da bulunan vatandaşların müzeleri kullanım sıklığı, müze hakkındaki görüşleri incelenerek bilgi kurumu olarak müze kullanımı üzerinde durulmuştur. Müzelerden bilgi kurumu olarak yararlanılması için yapılması gerekenler üzerinde durulmuştur.
1.4.4. Sınırlılık Erzurum’da bulunan vatandaşların müzelerden yararlanma bilincinin ortaya konulması için yapılan bu çalışmada, zamanın yetersizliğinden dolayı Erzurum ilçelerinde bulunan halk çalışmanın kapsamı dışında kalmıştır. 1.5. Araştırmanın Evreni Araştırmanın evrenini Erzurum halkı oluşmaktadır. Araştırmada örneklem olarak Erzurum halkı bünyesinde olan 150 kişi ile anket uygulaması yapılacaktır. Örneklemi, Erzurum’da yaşayan halk temsil edecektir. Örnekleme yöntemi olarak önceden belirlediğimiz özel bir alan olmadığı için olası örnekleme yönteminden olan basit rastlantısal örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Basit rastlantısal örnekleme, örnekleme giren birey ve objelerin yerine başka birey ve obje koymadan örneklemin seçilmesidir. Örnekleme temel olarak alınan listeden alınan her birey ve objenin yerine başka birey ve obje konulmadan örneklem yapılması basit rastlantısal yöntemin esasını oluşturmaktadır (Aziz, 2008, s. 51).
1.6. Araştırmanın Gözlem Tekniği Bu araştırmada öncelikle dolaylı gözlem(veri toplama) yöntemiyle kaynak taraması yapılmıştır. Dolaylı gözlem(veri toplama) yöntemi: Araştırma ile ilgili veriler, doğrudan gözlemlenecek birey ve objeden alınması yerine, konu ile ilgili yayımlanmış her türlü kaynağın taranması ile elde edilir şeklinde tanımlanmıştır (Aziz, 2008, s. 73). Dolaylı veri toplama ve gözlem tekniğinin uygulanmasında uyulması gereken biçimsel özellikler vardır. Bu biçimsel özellikler, araştırmanın kaynak taramasının hem çabuk, hem güvenilir olmasını sağlamaktadır (Aziz, 2008, s. 73). 10
Araştırmada gözlem teknikleri arasından sormaca(anket) tekniği de kullanılmıştır. Anket, Aziz tarafından, araştırma yapılacak konu ile ilgili soruların yer aldığı bir soru kağıdı olarak tanımlanmıştır (Aziz, 2008, s. 98). Bu yöntemde, kişilerden anket formlarını doldurmaları istenmektedir. Böylece konu ve konu ile ilgili kişilerin durumu, düşüncesi, tutumu, davranışı, vb. hakkında kişilerin kendisinden bilgi elde etmek mümkün olmaktadır.
1.7. Zamanlama Araştırma 25.02.2013 tarihinde başlayıp, 04.04.2013 tarihinde bitecek şekilde yaklaşık 6 haftalık sürede tamamlanacaktır. Bu süre içerisinde yapılan işlemler aşağıda sıralanmaktadır: Kaynak araştırması
1 hafta
Kaynakların okunması
2 hafta
Anket uygulaması
1 hafta
Araştırma metninin yazılması
2 hafta
Toplam
6 hafta
II.BÖLÜM : II.1. Müze Sözcüğünün Kökeni ve Anlamı Günlük yaşantımızda görsel sanatlar eğitimi her alanda karşımıza çıkmakta ve günden güne artarak bireylerin gereksinimlerini karşılamaktadır. Bu alanda en önemli araştırma ve uygulama mekânlarını ise müzeler oluşturmaktadır. Müze, bir düşünce olarak insanların güzel sanatlara olan düşkünlüğü ve eser biriktirme eğiliminden doğmuştur. “Müze” sözcüğünün kökeni Grekçede kullanılan “mouseion” (museyon)a dayanır. Bu kelime Yunan mitolojisinde ilham perileri olan “Musalar” adındaki tanrıçalara adanan tapınak ve Atina’da bu tanrıçalara ayrılan tepe anlamındadır (Denizci ve Mirza, 2012, s. 14). 11
Eski çağlarda ilk koleksiyonların tanrı ve tanrıçalara adanmak amacıyla tapınaklarda saklanan çeşitli eşyalardan oluştuğu görülür. Antik Yunan’da sanatların koruyucusu olan “Musalar”a adanan eşya ve yazıtlar buna örnek olarak gösterilebilir (Uralman, 2006, s. 22). Sanat eseri toplama eğiliminin çok eskilere dayandığı bilinmektedir. MÖ 12. yy. da Elam kralının Mezopotamya’ya yaptığı seferlerde ele geçirdiği birtakım ganimetleri alıp sarayına götürdüğü ve burada sergilediği sanılmaktadır. MÖ 9. yy.da Asurlular da bazı savaş ganimetlerini Asur şehrine getirip çeşitli yerlerde sergilemişlerdir. Bulunan eserleri sergileme geleneği Batı’da da gelişme göstermiştir. Roma İmparatorluğu’nun şaşaalı döneminde zenginlerin çeşitli koleksiyonlar yaptıkları, bazı zenginlerin evlerini halktan kişilere de gezdirdikleri bilinmektedir. Erken Rönesans Döneminde de derebeyleri, bilginler ve halk bu geleneği sürdürerek tabloları, heykelleri, değerli eşyaları toplamışlardır. Tüm bu gelişmeler koleksiyonculuğun başlamasını, bunun sonucu olarak müzeciliğin ortaya çıkmasını sağlamıştır (Denizci ve Mirza, 2012, s. 16). II.2. Müzenin Tanımı Müze; Icom’un 1995de Hollanda’da toplanan 18. Genel Kurul sonuç bildirgesinin İkinci maddesinde müze tanımı içerisine; ‘’Toplumun ve gelişimin hizmetinde olan, halka açık, insana ve yaşadığı çevreye dair tanıklık eden malzemelerin üzerinde araştırma yapan, toplayan, koruyan, bilgiyi paylaşan ve sonunda inceleme, eğitim ve zevk alma doğrultusunda sergileyen, kar düşüncesinden bağımsız sürekliliği olan bir kurumdur.’’ Şeklinde tanımlamıştır (Atagök ve diğerleri, 1999, s. 6). Bu konuda söz sahibi başka bir birlik olan Amerikan Müzeler Birliği’nin tanımına göre; Müze, topluma açık, toplum çıkarları çerçevesinde yönetilen, federal ve eyalet vergilerinden muaf olan sanatsal, bilimsel, tarihsel ve teknolojik materyaller de dahil olmak üzere eğitimsel ve kültürel değerlere sahip nesne ve örnekleri koruyan, muhafaza eden, inceleyen, yorumlayan, bir araya getiren ve toplumun öğrenmesi ve eğlenmesi için sergileyen, kar amacı gütmeyen daimi bir kurumdur (Demir, 1998, s. 5). Bu tanımlamaya botanik bahçeleri, zooloji parkları, akvaryumlar, planetaryumlar, tarihi kuruluş ve evleri de kapsamaktadır, ancak burada önemli olan tanımlamada daha öncede belirtilen kar amacı gütmeyen kuruluşlar açıklamasıdır. İngiltere Müzeler Birliği’nin tanımına göre de Müze, kamu yararı için maddi kanıtları ve kanıtlarla ilgili bilgileri toplayan, belgeleyen, muhafaza eden, sergileyen ve yorumlayan bir kurumdur (Demir, 1998, s. 5). Ayrıca müze tanımı içerisine; I- Toplum ve çevresi ile ilgili malzemeyi sunan, koruyan, toplayan müze karakterindeki sit alanları, sit alanları ve tarihi anıtlar, doğal, arkeolojik ve etnografik anıtlar ve sitler,
12
II- Yaşayan bitki ve hayvan türleri ile ilgili koleksiyonları bünyesinde barındıran botanik ve zoolojik bahçeler, akvaryumlar ve vivariumlar gibi kuruluşlar III- Bilim merkezleri ve planeteryumlar IV- Arşiv merkezleri ve kütüphaneler tarafından sürekli tutulan sergilemeler ve koruma enstitüleri V- Doğal rezerv alanları VI- Müzelerden sorumlu uluslararası, ulusal, bölgesel yada yerel organizasyonlar, idari birimler VII- Müzeler ve müzeoloji ile ilişkin araştırma, eğitim, belgeleme ve diğer etkinlikleri yürüten kazanç sağlama endişesinden uzak kurum ve kuruluşlar dahil edilmişlerdir (Atagök ve diğerleri 1999, s. 8). II.2.1. Müzenin Amaç ve Görevleri Müze ICOM 1995 bildirgesinde toplumun hizmetinde olan, halka açık, insan ve yaşadığı çevreye dair tanıklık eden malzemelerin üzerinde araştırma yapan, toplayan, koruyan, bilgiyi paylaşan ve sonunda inceleyen, eğitim, zevk alma doğrultusunda sergileyen, kar düşüncesinden bağımsız, sürekliliği olan kuruluş olarak tanıtıldı. Beş temel sorumluluk alanları içerisinde Toplama, Koruma, Araştırma, Sergileme ve Eğitim bulunmaktadır. Müzelerin asıl çıkış noktası henüz tam olarak saptanmış değildir, nedenleri ve nasılları arasında bir çok teori üretilmiş bunların arasına bazı romantik mitolojik efsaneler bile yerleştirilmiştir, ilkel kabilelerde bile, ki bu toplayıcı ve avcı topluluklarında içerisine alır, kişiler ve topluluklar tabiat veya düşmanlarına karşı olan başarılarını sergilemek amacı ile başlatmış dahi olabilirler. Müzelerin sanat ve bilim adamlarına tetkik ettikleri konular üzerinde malzeme sağlamak, halkın kültürünün artmasına yardımcı olmak gibi görevleri bulunmaktadır. Bu görevlerin yanında yine müzelerin okullara materyaller ödünç verme, sınıf dışı sunum olanakları sağlama ve öğretmenlerin mesleki gelişimlerine katkıda bulunma gibi görevleri de bulunmaktadır. Müzelere gelen ziyaretçilerin ve müzelerin amaçları farklıdır. Ziyaretçiler açısında bu amaçları şu şekilde ifade edebiliriz: Diğer insanlarla birlikte olmak ya da sosyal etkileşim, Değerli bir şeyler yapmak, 13
Yeni yaşantılar geçirmek, Öğrenme fırsatı yakalamak, Aktif katılım, Huzurlu bir ortamda kendini rahat hissetmek gibi çeşitli sebepler içermektedir (Altın ve Oruç, 2007, s. 128). Müzelerin amaçlarını da farklı fikir ve duyguları bir araya getirmek, kültürel farklılıkların anlaşılmasına yardımcı olmak, ziyaretçilerin ilgilerini ve meraklarını desteklemek, özgüven uyandırmak ve yeni öğrenmelere devam etmeyi sürdürmek gibi amaçları bulunmaktadır. İnsanın en önemi özelliklerinden biriside sahip olma içgüdüsüdür, bu bazı kişilerde hiçbir şeyi atamama gibi ciddi psikolojik sorunlara sahip olabiliyorlar. Bu toplama ve sahip olma içgüdüsü zamanla orta çağda zenginliklerin sergilenmesi ve bir çeşit güç gösterisi haline geldi, zaman içerisinde bu sergilenme işlevi müzeciliğe dönüştü. Şu anda içinde yaşadığımız çağda müzeler, toplumun bilimsel ve kültürel geçmişini yansıtan ve geleceğini biçimleyecek öğeleri araştıran, toplayan, koruyan, sergileyen, belgeleyen, yaşatan ve yönlendiren yaygın bir eğitim kurumudur (Atagök ve diğerleri 1999, s.70). II.2.2. Müzenin Temel İşlevleri Müzeler, insanlığın geçmişine ait materyalleri ve bulunduğu çevreyi araştırır, korur. Elde edilenleri halka sunarak halkı eğitmeyi, eğlendirmeyi geliştirmeyi amaçlar. Müzeler, toplumun hizmetinde sürekli ve kalıcı olan, kâr amacı gütmeyen kurumlardır. Müze işlevleri, eser edinme, konservasyon, bakım, restorasyon, belgeleme, sergileme ve eğitim hatta eğlendirmedir. Günümüzde müze ulusların kendi kültür, sanat değerlerinin bir yerde toplanarak sergileme, muhafaza etme amacını geçmiştir. Toplumun gelişmesinde, modernleşmesinde kullanılan önemli bir araç görevini de üstlenmiştir. Bazı geleneksel müzeler sosyo-ekonomik konuları yansıtırken, çoğu müze mevcut olan durumu, başarılarının ve gurur duydukları askeri zaferleri yansıtmıştır. İnsanlığın en büyük sorusu nereden gelindiği üzerinedir, bu geçmişin devamlı sorgulanmasına, geçmiş ile ilgili materyallerin değer kazanmasına sebep olmuştur. Günümüz dönemi, kimliğine dair belli bir geçmişi temelinde yaratır, geçmiş, kimliğin hem temellerini oluşturur, hem de asıl kimliğe yön verir, dolayısı ile evrimsel gelişimi doğruya bilecek bir zemin işlevi görür. Müzeler geçmişin en fazla sergilendiği ve bilimsel bir açıklama arayan kurumlar olarak önemli rol oynarlar (Tüzün, 2010, s.7).
14
Tüm bunların yanında müzelerin başlıca işlevlerinin arasında sanat kalitesini geliştirmeye yönelik, görgü, eğitim ve araştırma alanı oluşturmak da bulunmaktadır. II.2.2.1. Müzelerin Eser Toplama İşlevi Müzelerin eserleri bir çatı altında toplama isteği, onların zaman ve mekânda dağınık bir takım nesnelerin kolaylıkla izlenmesini sağlama amacından kaynaklanmaktadır. Müzeler, eskiden olduğu gibi günümüzde de işlevsel amaçlarından biri olan toplama görevini farklı bir biçimde yerine getirmektedirler. Müzeler toplama işlevlerini, Satın alma, zor alım ( kaçak kazılarda yakalanan mallara el konulması), bağış, hibe ve değiş tokuş yoluyla yerine getirirler. Hemen her müze bu toplama işlevini, müzenin niteliğine, politikalarına, programlarına ve fiziki altyapılarına uygun olarak kendi personeli aracılığı ile yapar. Müzelerin en sık başvurdukları toplama yöntemi satın almaktır, ancak Türkiye’de müzelerin kısıtlı imkânları buna pek uygun değildir. Bu sorun son zamanlarda tüm dünyadaki müzelerde en önemli sorun haline gelmiştir. Bir müze yönetimi bünyesinde bulunan eserleri çok iyi tanımalıdır, bu bilgileri yeni koleksiyon alımlarında yetersiz mali yapının yerinde ve lüzumunda kullanılması açısından çok önemlidir. Ayrıca müzeler temin edecekleri eserlerin kalitesi konusunda da çok dikkatli olmalıdırlar. Toplama işlevi müzelerin en önemli işlevidir. Bunun için müze personeli ve idarecileri, uzmanlar müzenin amacına uygun doğru eserlerin nerede, kimlerde olduğunu çok iyi takip etmeleri ve bunların müzelerine nasıl kazandırılacağını çok iyi bilmelidirler. Müzeler kaynak bulma sıkıntılarını devlet desteği olmadan gideremezler, bunun fon idaresi ve satın alma yöntemlerinde yeni uygulamalar esastır (Buyurgan ve Mercin, 2005, s. 57). II.2.2.2. Müzelerin Sergileme İşlevi Sergileme müzelerin varoluş sebepleridir, eserlerini gösterme, insanları etkileme, eğitme, eğlendirme bölümüdür. Müzeler yaşamak, varlıklarını sürdürebilmek için ziyaretçiye ihtiyaçları vardır, ve ziyaretçinin bir müzeyi en iyi değerlendireceği yer sergi salonlarıdır. Salonların fiziki özellikleri yükseklikleri, ısıları, aydınlatılmaları, vitrinlerinin temizlikleri, görevlilerin davranışları müzenin bütünü bu sergileme işlevi içindir. İyi bir müze yönetimi sahip olduğu eserleri iyice planlamalı, estetik açıdan en güzel bir şekilde alıcılara yani ziyaretçilere sunmalıdır. Sunum çok önemlidir, Eserlerin tasnifi, belli bir sırayı takip etmesi, yerleştirilmeleri çok önemlidir, yan yana duran eserler bir bütünlük sağladıkları gibi birbirlerini de fazla etkilememelidirler. Objelerin bir albenisi olmalıdır ziyaretçiyi kendisine çekebilmeli, etrafında yeterli alan olmalıdır, eser ile ilgili detaylı bilgiler eserin hemen yanında, küçük çocukların da 15
okuyabilecekleri yükseklikte veya yaşlılarında iyice seçecekleri büyüklükte yazılar halinde olmalıdırlar (Tüzün, 2010, s. 7). II.2.2.3. Müzelerin Koruma, Bakım Onarım İşlevi Müzelerin koruma işlevi en önemli fonksiyonlarıdır, eserler doğal olarak eski, yıpranmış belki de hasarlıdır, eşyanın tabiatı gereği zaman içerisinde madde eskir, yıpranır, küflenir ve bozulur. Müzeler eserleri korumak için ciddi bir uğraş vermeleri gerekebilir, bunun için ön araştırma, sırayla belgelendirme, tedavi ve sağlamlaştırma yapmaları gerekir. Eserlerin bulundukları yerin nemi, ısısı, ışığı, havanın kalitesi çok önem arz eder. Hangi eserin neden yapıldığı ona ne tür zararların gelebileceği son derece önemli ve ihtisas isteyen bir iştir. Nem, sıcaklık, kirlilik, ışık ve etraftaki canlılar (buna ziyaretçiler dahildir)en çok kontrol edilmesi gereken ve eserleri en çok etkileyen etkenlerdir. İtalya Floransa’da bulunan ünlü Ufizzi müzesinde eserlerin tadilatlarının yapımları halkında açıkça görebileceği bir camlı mekânda yapılmaktadır, böylelikle teşhirde olmayan eserlerin nerede olduğu, nasıl zor işlemlerden geçtiği izleyici kitlesine bir mesajla iletilmekte, aynı özen izleyici kitlesinden de beklenilmektedir. Bunu sağlamak içinde ihtisas sahibi çalışanlara, Teknik donanıma, zamana ve finansmana ihtiyaç vardır. Müzelerde koruma işlevi üç kısıma ayrılır, Konservasyon, Restorasyon, Depolama. Müzenin en önemli işlevi korumaktır. II.2.2.4. Müzelerin Depolama İşlevi Müzeler tüm sahip oldukları materyalleri kayıt altına almak zorundadırlar, Bunu için satın aldıkları, hibe yoluyla gelen veya alıkonulan materyallerin fiziki özelliklerine göre uygun
ortamlarda
koruma
amaçlı
olarak
depolayabilirler.
Müzelerin
bu
işlevi,
koleksiyonlarındaki eserlerin hem kolayca bulunabilmeleri, hem de kaybolmamalarını sağlamak içindir. Depolanan eserlerinde belgelenmeleri gerekir. Belgelemede farklı yöntemler kullanılabilinir. Yapılacak belgelemeler eserlerin kronolojik sıralamasına olabileceği gibi, belli dönemlere ait olarak da tespit edilebilirler (Tüzün, 2010, s. 8). Şuan yapılan uygulama materyallerin envanter defterine envanter numarası ile kayıt yapılarak depoda veya teşhirde tutularak saklama şeklindedir. II.2.2.5. Müzelerin Eğitim İşlevi Eğitimin hayatımızdaki yeri ve önemi oldukça büyüktür. Bütün alanlarda önemli bir yeri olan eğitim müzelerde de olmazsa olmazlar arasında yer almaktadır. Müzeler eskiden var olan sorumluluklarının yanında, bugün çok önemli bir misyonu, eğitim misyonunu üstlenmişlerdir. Çünkü müze ziyaretlerinin sürekli olması, kültürlerarası iletişimin canlı tutulabilmesi ve eğitim süreci içerisinde önemli bir rolü olduğunu
16
benimsetebilmek için eğitsel misyonunu yerine getirmek zorundadır (Altın ve Oruç, 2007, s. 127). Eğitim sadece okullarla sınırlı kalamaz, müzelerde verilen eğitim çocukların varlıklarını sorgulayabilecekleri, değişik zaman birimleri hakkında yorum yapabilecekleri, düşünce tarzlarına değişik boyutlar kazandırabilecekleri mekânlardır. “Müzelere ziyaret, bireye sanat eseri, sanatçı, akım hakkında bilgi vermekle kalmıyor, ona üst düzeyde bir yaşanmışlık ortamı sunarak onu dürtülüyor, onun insan olarak yaşam düzeyini geliştiriyor ve sadece bireyin değil aynı zamanda toplumdaki çoğu bireylerin estetik ve düşünce düzeyinde buluşmasına, toplum olarak gelişmişlik düzeyinin yükselmesine neden olmaktadır’’(Buyurgan ve Mercin, 2005, s. 61). Yirmi birinci yüzyılın başlarında, müzelerin sayısında ve çeşidinde olan artış ve gelişme, toplumların sanata ve kültüre olan ilgisini yansıtır. bunun içinde müzeler bu değerli eserleri koruma, sergileme ve gelecek kuşaklara aktarma görevleri vardır. Bu görevi hakkıyla yapabilmesi içinde bir eğitim kurumu gibi çalışmak zorundadır (Buyurgan ve Mercin, 2005, s. 62). II.3. Müze Çeşitleri Ülkemizde çeşitli kurumlara bağlı olarak faaliyetlerini devam ettiren müzeler bulunmaktadır. Kültür ve Turizm Bakanlığı başta olmak üzere diğer Bakanlıklara ait müzeler, TBMM'ye bağlı saray müzeleri, vakıflara ait müzeler bu kapsamda değerlendirilmektedir. 2011 yılı Ekim ayı itibariyle, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü bünyesinde müzecilik faaliyetlerini yürüten 189 müze ve bu müzelerde 3.106.066 eser bulunmaktadır. Bakanlığımız denetimindeki özel müze sayısı ise 155 olup, bu müzelerde bulunan eser sayısı 285.627 adettir (Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2012, s. 31). Müzelerimiz ağırlıklı olarak arkeoloji ve etnografya müzeleri olarak çeşitlenmektedir. Kültür ve Turizm Bakanlığı, modern müzecilik anlayışına uygun ülkemiz müzelerinin yenilenmesi, bakım ve onarımlarının yapılması, yeni müzelerin açılması adına belli programlar yürütmektedir. Gaziantep Zeugma Müzesi, Eskişehir Eti Arkeoloji Müzesi bu anlayışa uygun olarak ziyaretçiye açılan müzeler şeklinde açıklanmıştır (Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2012, s. 31). Müzeler çeşitli alanlarda gruplandırılmıştır. Bu gruplandırma müzenin cinsine, statüsüne, bağlı olduğu kuruma göre farklılık göstermektedir. En iyi gruplandırmayı müzelerin içerdiği koleksiyonlara göre yapılan gruplandırma oluşturmaktadır. 17
Bu bağlamda müze çeşitleri şu başlıklar altında ele alınmaktadır. II.3. 1. Koleksiyonlarına Göre Müzeler · Genel Müzeler · Arkeoloji müzeleri · Sanat müzeleri · Tarih müzeleri · Doğa tarihi müzeleri · Etnografya müzeleri · Jeoloji müzeleri · Bilim müzeleri · Askeri müzeler · Endüstri müzeleri · Ulaşım müzeleri · Anı müzeleri II.3. 2. Bağlı Bulundukları İdari Birime Göre Müzeler · Devlet müzeleri · Yerel yönetim müzeleri · Üniversite müzeleri · Askeri müzeler · Bağımsız veya özel müzeler · Ticari kuruluş müzeler II.3. 3. Hitap Ettikleri Kitleye Göre Müzeler · Eğitici Müzeler · Uzmanlaşmış müzeler · Genel toplum müzeleridir. II.3. 4. Hizmet Ettikleri Bölgeye Göre Müzeler · Ulusal Müzeler · Bölgesel Müzeler · Yerel Müzeler · Kent Müzeleri II.3. 5. Koleksiyonlarını Sergileme Yöntemlerine Göre Müzeler · Geleneksel Müzeler · Açık Hava Müzeleri · Anıt Müzeler II.4. Türkiye’deki Müzecilik 19. yüzyılın ortalarında kurumlaşan ve 20. yüzyılın ortalarına kadar gelen modern müzecilik, nesneleri toplama ve sergileme temeline dayanıyordu. Ülkemizde de 19.’ yy. da başlayan
müze
kurma
faaliyetleri,
Cumhuriyet
döneminde
hızlanmıştır.
Müzeler
kuruluşlarında önceleri tüm eserleri barındırırken zamanla yeni bir ayrıma gidilmiş sergilenen eserlerin niteliğine göre sınıflandırılmaya başlanmıştır, ancak Türkiye’de devlet müzelerinde genelde karma eserler mevcuttur, bugün her türden eserini aynı teşhirde yapan müzelerimiz
18
olduğu gibi sadece bir eser grubuna hitap eden müzelerimiz de mevcuttur (Tüzün, 2010, s. 18). Türkiye’de müzecilik sistemi merkezi bir yapıdadır. Türkiye’de eser toplamak, korumak ve değerlendirmek genel olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın kontrolündedir. Bakanlık bu görevi Kültür vakıfları ve Müzeler genel müdürlüğü kanalı ile yürütmektedir. Tarih, kültür ve tabiat varlıkları, taşınır taşınmaz tüm eski eseler, anıt ve kalıntıları tespit ve tescil etmek, korunmalarını sağlamak, cami, medrese, mescit, han, kervansaray, gibi tarihi eserlerin onarımını yapmak, tasnif etmek, kayıt altına almak, bunları müzelerde depolamak, korumak, teşhir etmek Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün görevidir (Gerçek, 1999, s. 137). II. 5. Erzurum’da Bulunan Müzeler Türkiye’nin her şehrinde müzeler bulunmaktadır. Türkiye’ de ki şehirlerin müze sayısı o şehrin tarihine, yapılan yatırıma, gelişmişlik düzeyi gibi etmenlere bağlı olarak değişmektedir. İstanbul, İzmir, Aydın gibi bazı illerimizde müze sayısı fazladır. Mardin, afyon, ağrı gibi bazı illerimizde müze sayısı azdır. Erzurum da müze sayısı az olan illerimizden birisidir. Erzurum da 3 adet müze bulunmaktadır. Bu müzeler şunlardır; Erzurum Arkeoloji Müzesi, Türk İslâm Eserleri ve Etnografya Müzesi, Atatürk Müzesi. II. 5. 1. Erzurum Arkeoloji Müzesi Erzurum ve çevre illerden çeşitli şekillerde kazandırılan eserlerin sergilendiği müze, 1942 yılında Çifte Minareli Medrese'de faaliyete geçmiş, 1967 yılında yeni binasına taşınmıştır. 1994 yılında Yakutiye Medresesi Türk-İslâm Eserleri ve Etnografya Müzesi'nin açılması ile Arkeoloji Müzesi'ne dönüştürülmüştür. Bağlı birimleri Türk-İslâm Eserleri Müzesi ve Atatürk Evi Müzesidir. Ayrıca çevre illerdeki geniş bir bölgede çalışmalarını sürdüren
müdürlüğün
idari
işleri
de
bu
binada
sürdürülmektedir.
(http://www.kulturvarliklari.gov.tr/TR,43806/erzurum-arkeoloji-muzesi.html) Bugün bu eserlerin bir kısmı teşhir edilmekte olup, büyük bir kısmı ise depolarda korunmakta ve saklanmaktadır. 2 kattan oluşan müzede eserlerin teşhiri için 5 salona ayrılmıştır. Bu salonlarda Bizans, Helenistik, Roma ile MÖ. 2000 Transkafkas eserleri, kazılardan çıkartılan Urartu eserleri, Tabiat tarihi ve Ermeni Katliamı eserleri sergilenmektedir (Hatipoğlu, 1997, s. 1). II. 5. 2. Türk İslâm Eserleri ve Etnografya Müzesi
19
1984 yılından 1994 yılına kadar, Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nce onarılmış olan Yakutiye Medresesi, 29 Ekim 1994 tarihinde Türk İslam Eserleri ve Etnografya Müzesi olarak hizmete açılmıştır. Türklerin Anadolu’ya gelişlerinden hemen sonra başlayan Anadolu’yu değişik amaçlı mimari eserlerle donatma çabası bütün tarihi olaylara rağmen devam etmiş ve Selçuklu Dönemi geleneksel mimari tarzı Yakutiye Medresesi’nde de sürdürülerek anıtsal bir yapı ortaya çıkarılmıştır. Yakutiye Medresesi’nde sergilenen eserler, bölge kültürü ve sanatı ile ilgili etnografik seksiyonlardır. Sergilenen eserler sırasıyla kadın takıları ve giysileri, kumaş eserler silahlar, madeni mutfak eşyaları, dokumacılık ve ehram, halı ve kilim yazma eserler, tarikat ve tartı aletleri, Erzurum Odası, Selçuklu Seramikleri, kemer ve köstekler ayrıca Oltu taşından yapılmış eserler bulunmaktadır (Hatipoğlu, 1997, s. 2) II. 5. 3. Atatürk Müzesi Müze Çaykara Caddesi, Çaykara Sokak'ta bulunmaktadır. XIX. yüzyılın sonlarında Erzurumlu bir zengin tarafından konak olarak yaptırılmıştır. 1915-1916 yıllarında 9 ay kadar kısa bir süre için Alman Konsolosluğu olarak kullanılan yapı, 12 Mart 1918 tarihinde Erzurum'un kurtuluşunu müteakip, Erzurum Valiliği'ne ikametgâh olarak verilmiştir. Vali Mahir Akkaya 3 Temmuz 1919 tarihine kadar burada oturmuş, onun Erzurum'dan ayrılması ile konak boşalmıştır. Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a çıkmasından sonra kongre için gelmiş olduğu Erzurum'daki bu konağa 9 Temmuz 1919 tarihinde Hüseyin Rauf Bey ve arkadaşları ile yerleşmeleri, 29 Ağustos 1919 tarihine kadar 52 gün Erzurum Kongresi çalışmalarını sürdürmeleri ile konak, tarihsel bir önem kazanmıştır. Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın Erzurum'dan ayrılmaları üzerine ev yine vali konağı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Cumhuriyet'in ilanından sonra 13 Eylül 1924 günü Erzurum'a gelişlerinde, Belediye Başkanı Nazif Bey tarafından Erzurumlu bir kuyumcuya yaptırılan altın anahtar ve evin tapusu şehir adına Mustafa Kemal Paşa'ya armağan edilmiştir. 1930-1934 yılları arasında Erzurum kolordu kumandanlarının ikametine verilen konak, Atatürk'ün ölümü üzerine kız kardeşi Makbule Boysan Hanım'a intikal etmiş ve tapu kayıtlarından elde edilen bilgiye göre, onun da ölümünden sonra isteği üzerine 12.10.1944 tarihinde Çocuk Esirgeme Kurumu'na devredilmiştir. Bu kurum tarafından 1980 yılına kadar kullanılan bina 8.5.1984 tarihinde Sağlık Bakanlığı tarafından Kültür Bakanlığı'na devredilmiştir.
20
Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı özel müze statüsünde bulunan bu salonda kongre üyelerinin fotoğrafları, biyografileri, o dönemden kalma sıralar ve benzeri kongre belgeleri sergilenmektedir (Hatipoğlu, 1997, s. 3).
III. BÖLÜM: BULGULAR VE DEĞERLENDİRMELER Bu bölümde Erzurum halkından 150 kişiye anket çalışması yapılmıştır. Anket Erzurum’da bulunan halkın müzelerden yararlanma bilinci ve müzeleri kullanma tutumunu ortaya koymak amacıyla yapılmıştır. Ankette Erzurum halkının yaşlarına, cinsiyetlerine ve eğitim durumlarına göre müzelerden yararlanıp yararlanmadıkları ve müze eğitiminin toplumdaki statüsü ortaya konmaya çalışılmıştır. Bu anket çalışmasında elde edilen sonuçlar SPSS 16.0 For Windows programıyla analiz edilerek değerlendirilmiştir. Değerlendirme ölçütleri, sonuç ve bulgular aşağıda verilmiştir. III.1.KATILIMCILARIN GENEL DURUMU Tablo 1’de olgusal sorular bir arada gösterilmiştir. Tablo 1: Olgusal sorular (Kişilerin cinsiyetleri, yaşları ve eğitim durumları )
Cinsiyet Bay Bayan Toplam Yaşları Alt yaş grubu(-28) Orta yaş grubu(29- 57) Üst yaş grubu(58-86) Toplam Eğitim Durumu
21
Frekans N
Yüzde %
54 96
36,0 64,0
150
100
114 30 6
76,0 20,0 4,0
150
100
İlköğretim Ortaöğretim Üniversite Toplam
14 45 91 150
9,3 30,0 60,7 100
Araştırmanın evreninde de belirtildiği üzere katılımcılar 54 bay, 96 bayan olarak toplam 150 kişiden oluşmaktadır. Örnekleme yöntemi, rastgele örnekleme seçildiğinden dolayı; cinsiyet, mekân ve yaş sınırlılığı yapılmamıştır. Tabloda da görüldüğü gibi alt yaş grubu(-28) 114 kişi, orta yaş grubu(29- 57) 30 kişi, üst yaş grubu(58-86) 6 kişi olarak yaşları belirtilmiştir. Tabloda katılımcıların 14’ü ilköğretim, 45’i ortaöğretim, 91’i üniversite öğrenimi görmüş kişilerden oluşmaktadır. Ankete katılanlardan büyük bir kısmı bayanlardan oluşmaktadır. Eğitim durumu ise; üniversite mezunları olarak çoğunluktadır. Yaş aralığının büyük çoğunluğunu alt yaş grubu oluşturmaktadır. III.2.MÜZE ZİYARETİ İLE CİNSİYET İLİŞKİSİ Müzeler, kültür aktarımında geçmiş ve gelecek nesiller arasında köprü konumunda bulunan, önemli kurum ve kuruluşlardır. Bu durum, müzelerin ziyaret edilmesini oldukça önemli kılmaktadır. Gerek görsel; gerekse eğitici materyalleri bünyesinde bulundurarak ziyaretçilere, bilgi kaynağı niteliğinde hizmet sunmaktadır. Eserlerin çeşitliliğinin beğenilme durumu, ziyaretçilerin cinsiyetlerine göre değişiklik göstermektedir. Tablo 2’de, müze ziyareti yoğunluğunun cinsiyetlere göre dağılımı incelenmiştir.
Tablo 2: Cinsiyete Göre Müze Ziyareti Katılımcıların Cinsiyeti Bay Bayan % N % N Evet Hayır
34 20
63,0 37,0
45 51
46,9 53,1
54
100
96
100
150
N
Toplam %
79 71
52,7 47,3 100
Toplam
Tablodaki veriler incelendiğinde, müze kullanıcılarının çoğunluğunu bayların oluşturduğu görülmektedir. 22
Bayların 34(%63)’ü “Erzurum’da müzelerden herhangi birini ziyaret ettiniz mi?” sorusuna evet yanıtını verirken, 20(%37)’si hayır yanıtını vermiştir. Buna karşın bayanların 45’i (%46,9)’u evet; 51(%53,1)’i hayır yanıtını vermiştir. Yukarıdaki tabloya bakıldığında ankete katılım oranı bayanlarda daha çok görülmesine rağmen bayların müze ziyaret oranı daha fazla olduğu görülmektedir. Bayların müzeyi daha çok ziyaret etmelerinin nedeni tarihe daha fazla ilgi göstermelerinden kaynaklandığı sanılmaktadır. Tablodaki veriler arasında anlamlı bir ilişki olduğu görülmektedir. III.3.CİNSİYET İLE MÜZE KULLANIM SIKLIĞI ARASINDAKİ İLİŞKİ Müzeler, bünyelerinde bulundurdukları tarihi ve kültürel eserleri, ziyaretçilerine sunma açısından önemli bir göreve sahiptir. Müzelerin bu görevi yerine getirmesi, elbette kullanımları ile doğru orantılıdır. Müzelerin ziyaret sıklığı ise; cinsiyetlere göre de farklılıklar göstermektedir. Bu açıdan bakıldığında da müze kullanım sıklığı ile cinsiyet arasında doğrudan bir ilişki söz konusudur. Tablo 3’te müze kullanım sıklığının cinsiyete göre oranlarına ilişkin sonuçlar belirtilmiştir. Tablo 3: Müze kullanım Sıklığı ve Cinsiyet İlişkisi Katılımcıların Cinsiyeti Bay Bayan
Toplam
% 37,0 3,7 14,8 44,4 0
N 51 0 8 36 1
%
N
%
Yanıtsız Hafta bir Ayda bir Yılda bir Hiç
N 20 2 8 24 0
53,1 0 8,3 37,5 1,0
71 2 16 60 1
47,3 1,3 10,7 40,0 0,7
Toplam
54
100
96
100
150
100
Veriler incelendiğinde en çok müze kullanım sıklığının yanıtsız ve yılda bir seçeneğini olduğu görülmektedir. Tablodaki oranlar; bayların 20(%37)’si yanıtsız, 2(%3,7)’si haftada bir, 8(%14,8)’i ayda bir, 24(%44,4)’ü yılda bir cevabını verirken katılımcıların hiç biri, hiç cevabını vermiştir. Bayanların 51(%53,1)’i yanıtsız cevabını verirken hiç biri hafta da bir,8(%8,3)’i ayda bir, 36(%37,5) yılda bir, 1(%1,0) hiç cevabını vermiştir. 23
Bayanların Erzurum’daki müzelerden haberdar olmadıkları ve erkeklere nazaran daha az ziyaret etmeleri bu sonucun çıkmasına sebep olmuştur. Tablodan da anlaşılacağı üzere, bayan katılımı çok olmasına rağmen müze kullanım sıklığı oranı baylarda daha çok görülmekte olduğundan dolayı anlamlı bir ilişki yoktur.
III.4.MÜZELERİ BEĞENME DURUMU İLE CİNSİYET İLİŞKİSİ Müzeler görsel ve işitsel olarak ziyaretçilere bilgi aktarımı konusunda oluşturulmuş bilgi merkezleri arasında yer almaktadır. Sergilenen eserler çoğunlukla tarihi değerler taşıdığından ziyaretçilerin ilgisini çekecek şekilde dizayn edilmektedir. Müzeleri beğenme durumu ziyaretçilerin ilgi alanlarına göre de değişiklik göstermektedir. Tablo 4’te ziyaretçilerin cinsiyete göre müzeleri beğenme oranlarına ilişkin sonuçlar belirtilmiştir.
Tablo 4: Cinsiyete göre müzeleri beğenme durumu Katılımcıların Cinsiyeti Bay Bayan % N % N Yanıtsız 20 37,0 51 53,1 Çok beğendim 9 16,7 14 14,6 Beğendim 11 20,4 23 24,0 Fena değil 12 22,2 6 6,2 Az beğendim 2 3,7 2 2,1 Toplam
54
100
96
100
Toplam N
%
23 34 18 4
47,3 15,3 22,7 12,0 2,7
150
100
71
Tabloda da görüldüğü üzere, katılımcıların müzeleri beğenme durumu en çok yanıtsız seçeneği olurken, bunu diğer bir seçenek olarak beğendim şıkkı takip etmektedir. Tablodaki oranlar; bayların 20(%37)’si yanıtsız,9(%16,7)’u çok beğendim, 11(%20,4)’i beğendim ve 12(%22,2)’si fena değil, 2(%3,7)’si az beğendim seçenekleri arasında dağılmıştır. Bayanlarda ise bu durum 51(%53,1)’i yanıtsız, 14(%14,6)’ü çok beğendim, 23(%24,)’ü beğendim, 6(%6,2) fena değil, 2(%2,1)’si az beğendim olarak oranlanmıştır.
24
Yukarıdaki tabloya bakıldığında müzelerin beğenilme durumunun bayanlarda daha çok olduğu görülmektedir. Bayanların müzeleri beğenme durumunun baylara göre daha çok olması müzelerden beklentilerinin farklı olmasından kaynaklanmaktadır. Tabloda ki veriler arasında anlamlı bir ilişki olduğu görülmektedir.
III.5.MÜZE ZİYARETİNİN YAŞ DURUMUNA GÖRE KARŞILAŞTIRILMASI Müzelere gelen ziyaretçilerin yaşları birbirinden farklılık göstermektedir. Bu farklılık müze ziyaretini büyük ölçüde etkilemektedir. Müzeler bilgi merkezleri olduklarından dolayı bulundurdukları materyaller de her kesimden kullanıcıya hitap etmektedir. Her yaş grubundan insan müzeleri ziyaret ederek bilgi sahibi olmaktadır. Tablo 5’te yaş durumunun müze ziyareti etkisine ilişkin sonuçlar belirtilmiştir.
Tablo 5:Yaşa Göre Müze Ziyareti Katılımcıların Yaşları altyaşgrubu(-28) N
%
Evet Hayır
54 60
47,4 52,6
ortayaşgrubu( üstyaşgrubu( 29- 57) 58-86) N % N % 21 70,0 4 66,7 9 30,0 2 33,3
Toplam
114
100
30
100
6
Toplam N
79 52,7 71 47,3
100 150 100
Müze ziyaretine verilen cevaplar: alt yaş grubu 54(%47,4)’ü evet, 60/%52,6)’ı hayır; orta yaş grubu 21(%70)’i evet, 9(%30)’u hayır; üst yaş grubu 4(%66,7)’ü evet, 2(%33,3)’si hayır olarak dağılmıştır. Tabloya genel olarak bakıldığında orta yaş grubu katılımcıların %70’i evet yanıtı verirken, alt yaş grubu katılımcıların %52,6’sı hayır cevabını vermiştir. Yukarıdaki tabloya bakıldığında orta yaş ve üst yaş grubunun müzeleri ziyaret etme sıklığı gençlere oranla fazla olması, tarihe verdikleri önemin artmasından ve geçmişe olan bağlılıklarından kaynaklandığı sanılmaktadır. Bu verileri tek tek incelediğimizde tabloda anlamlı bir ilişki olduğu görülürken, genel olarak incelediğimizde ise değişkenler arasında anlamlı ilişki olmadığı görülmektedir.
25
%
III. 6. YAŞ DURUMUNUN MÜZELERDEKİ ESER ÇEŞİDİNDEN BEKLENTİ DÜZEYLERİ Müzeler kar amacı gütmeyen, toplum yararına olan ve her kesimden kullanıcıya hitap eden kurum ve kuruluşlar arasında bulunmaktadır. İçerdiği materyallere göre çeşitli müzeler bulunmaktadır. Bu müzeler, kullanıcı yaşlarına, ilgi alanlarına din ve milletlere ve hatta cinsiyetlere göre genelden daha özele oluşturabilir. Bu nedenlerden dolayı da yaş gruplarının eser çeşidinden beklentileri karşılaştırılmıştır. Tablo 6’da yaş gruplarının eser çeşidindeki beklenti durumları karşılaştırılmıştır.
Tablo 6: MÜZELERDE ESER ÇEŞİDİ İLE YAŞ Katılımcıların Yaşları ortayaşg üstyaşgr altyaşgr rubu(29- ubu(58- Toplam ubu(-28) 57) 86) N % N % Yanıtsız Çok yeterli Yeterli Az yeterli Fikrim yok 114
N
%
N
%
60 5
52,6 4,4
9 1
30,0 3,3
2 0
33,3 ,0
71 6
47,3 4,0
20 27
17,5 23,7
8 11
26,7 36,7
0 4
,0 66,7
28 42
18,7 28,0
2
1,8
1
3,3
0
,0
3
2,0
100
30
100
6
100
150
100
Toplam
Tablo 6’daki verilere bakıldığında katılımcıların %47,3’ü yanıtsız kalırken, %28’inin az yeterli görüşünde olduğu görülmektedir. Tablodaki veriler: alt yaş grubu 60(%52,6)’ı yanıtsız, 5(%4,4)’i çok yeterli, 20(%17,5)’si yeterli, 27(%23,7)’si az yeterli, 2(1,7)’si fikrim 26
yok; orta yaş grubu 9(%30)’u yanıtsız, 1(%3,3)’i çok yeterli, 8(%26,7)’i yeterli, 11(%36,7)’i az yeterli, 1(%3,3)’i fikrim yok; üst yaş grubu 2(%33,3)’si yanıtsız, 0(%0)’ı çok yeterli, 0(%0)’ı yeterli, 4(%66,7)’ü az yeterli, 0(%0)’ı fikrim yok; üst yaş grubu 2(%33,3)’si yanıtsız, 0(%0)’ı çok yeterli, 0(%0)’ı yeterli, 4(%66,7)’ü az yeterli, 0(%0)’ı fikrim yok şeklindedir. Yukarıdaki tabloya bakıldığında katılımcıların tüm yaş grupları müzedeki eser çeşidini az yeterli buldukları görülmektedir. Bunun sebebi katılımcıların müzedeki eserlerin konusuyla eserlerin arasındaki bağlantının farkında olamadıkları düşünülmektedir. Tablodaki verilere bakıldığında anlamlı bir ilişki bulunmamaktadır. III.7.EĞİTİM DURUMUNUN ZİYARET SIKLIĞI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ Ziyaretçilerle bilgi kaynakları arasında verimli bir ilişki sağlamak amacıyla kurulmuş olan müzeler, içinde bulundukları toplumun bilgi gereksinimini karşılayarak topluma hizmet verirler. Müzeler üzerinde bilginin kayıtlı olduğu materyalleri toplamak, düzenlemek ve ziyaretçilerin hizmetine sunmak için çalışmaktadır. Teknolojik gelişmeler ile görsel materyaller sergilenen eserleri insanlığın hizmetine sunmayı olanaklı hale getirmiştir. Tablo 7’de katılımcıların eğitim durumuna göre kütüphane kullanım sıklıkları irdelenmektedir.
Tablo 7:Eğitimin ziyarete yansıması Eğitim Durumu İlköğreti m Ortaöğre Üniversi tim te Toplam N % N % Yanıtsız 9 64,3 16 35,6 Haftada 1 7,1 1 2,2 bir Aydabir 0 ,0 7 15,6 Yıldabir 3 21,4 21 46,7 Hiç 1 7,1 0 ,0
N 46 0
% 50,5 ,0
N 71 2
% 47,3 1,3
9 36 0
9,9 66,7 0
16 60 1
10,7 40,0 ,7
Toplam 14
91
100
150
100
100
45
100
Tablodaki veriler: ilköğretim 9(%64,3)’u yanıtsız, 1(%7,1)’i haftada bir, 0(%0)’ı ayda bir, 3(%21,7)’ü yılda bir, 1(%7,1)’i hiç gitmeyen; orta öğretim 16(%35,6)’sı yanıtsız, 27
1(%2,2)’i haftada bir, 7(%15,6)’si ayda bir, 21(%46,7)’i yılda bir, 0(%0)’ı hiç; üniversite 46(%50,5)’sı yanıtsız, 0(%0)’ı haftada bir, 9(%9,9)’u ayda bir, 36(%66,7)’sı yılda bir, 0(%0)’ı hiç şeklindedir. Yukarıdaki verilere bakıldığında, müze ziyaretinin eğitim durumu ile ilişkili olduğu yani eğitim seviyesi yükseldikçe müze ziyaretinde de bir artış olduğu görülmektedir. İlkokul ve ortaokul eğitim programlarına müze gezilerinin eklenmesi bu oranı artırabilir, üniversiteli öğrencilerin ise bu konuya daha bilinçli yaklaşmalarından dolayı eğitim ile müze ziyaret ilişkisinin paralel bir yükseliş gösterdiği sanılmaktadır. Tablodaki verilere bakıldığında anlamlı bir ilişki bulunmaktadır. III.8. KULLANICILARIN EĞİTİM DURUMUNA GÖRE MÜZE BEĞENİSİ Müze hakkında genel bilgilerin bilinmesi, kullanıcıların materyallerden ve müze hizmetlerinden etkin şekilde yararlanması açısından önemli görülmektedir. Müze ziyaretinde bulunan kullanıcıların eğitim durumları farklılık göstermektedir. Buna bağlı olarak da müze beğenisi konusunda tutumlar değişiklik göstermektedir. Tablo 8’de kullanıcıların eğitim durumlarına bakılarak müze hakkındaki beğeni düzeyleri ele alınmıştır. Tablo 8:Müze Beğenisi ve Eğitim Durumu Eğitim Durumu ilköğreti m Ortaöğre üniversit tim e Toplam N % N % Yanıtsız 9 64,3 16 35,6 Çokbeğe 2 14,3 6 13,3 ndim Beğendi 2 14,3 12 26,7 m Fena 1 7,1 8 17,8 değil Az 0 ,0 3 6,7 beğendi m 14 100 45 100 91 Toplam
28
N 46 15
% 50,5 16,5
N 71 23
% 47,3 15,3
20
22,0
34
22,7
9
9,9
18
12,0
1
1,1
4
2,7
100
150
100
Tablo 8’deki verilere bakıldığında, Erzurum halkının müze beğenme durumlarının eğitim durumu arttıkça beğenme durumunun arttığı görülmektedir. Tabloya bakıldığında: ilköğretim 9(%64,3)’u yanıtsız, 2(%14,3)’si çok beğendim, 2(%14,3)’si beğendim, 1(%7,1)’i fena değil yanıtını verirken hiçbiri az beğendim yanıtını vermemiştir. Orta öğretim 16(%35,6)’sı yanıtsız, 6(%13,3)’sı çok beğendim, 12(%26,7)’si beğendim, 8(%17,8)’i fena değil, 3(%6,7)’ü az beğendim yanıtını vermiştir. Üniversite 46(%50,5)’sı yanıtsız, 15(%16,5)’i çok beğendim, 20(%22)’si beğendim, 9(%9,9)’u fena değil, 1(%1,1)’i az beğendim yanıtını vermiştir Yukarıdaki tabloda ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinin müzeyi üniversite öğrencilerinden daha az beğenmeleri müze farkındalığının yerleşmemiş olmasından kaynaklanmaktadır. Nedeni olarak üniversite düzeyindeki öğrencilerin tarihi değerlere olan duyarlılıkları ilköğretim düzeyindeki öğrencilere göre daha yüksek seviyede olduğundan kaynaklanmaktadır. Tablo incelendiğinde veriler arasında anlamlı bir ilişki olmadığı görülmektedir. III. 9. KULLANICILARIN EĞİTİM DURUMLARINA GÖRE ESER ÇEŞİTLİLİĞİNİ YETERLİ BULMA DURUMU Müzeler bünyelerinde birçok farklı nitelikte eser çeşidi bulundurmaktadırlar. Eser çeşidinin yeterli ya da yetersiz olması kullanıcıların bilgi gereksinimlerini farklı derecede etkilemektedir. Müzeye gelen kullanıcıların eğitim durumlarının değişkenlik göstermesinden dolayı da eser çeşitliliği konusundaki tutumları değişmektedir. Tablo
9’da
kullanıcıların
eğitim
durumlarına
göre
değerlendirilmiştir.
Tablo 9: Eğitim Durumunun Eser Çeşidinin Yeterliliğine Etkisi
29
eser
çeşidi
yeterliliği
Eğitim Durumu İlköğreti m Ortaöğre üniversit tim e Toplam N % N % Yanıtsız 9 64,3 16 35,6 Çokyete 1 7,1 1 2,2 rli Yeterli 2 14,3 11 24,4 Azyeterl 2 14,3 16 35,6 i Fikrim 0 ,0 1 2,2 yok 14 100 45 100 91
N 46 4
% 50,5 4,4
N 71 6
% 47,3 4,0
15 24
16,5 26,4
28 42
18,7 28,0
2
2,2
3
2,0
100
150
100
Toplam Tablodaki verilere göre katılımcıların Erzurum da ki müzedeki eser çeşitliliğinin az olduğu kanısındadır. Verilere göre: ilköğretim 9(%64,3)’u yanıtsız, 1(%7,1)’i çok yeterli, 2(%14,3)’si yeterli, 2(%14,3)’si az yeterli yanıtını verirken katılımcıların hiçbiri fikrim yok yanıtını vermemiştir; ortaöğretim 16(%35,6)’sı yanıtsız, 1(%2,2)’i çok yeterli, 11(%24,4)’i yeterli, 16(%35,6)’sı az yeterli, 1(%2,2)’i bir fikrim yok; üniversite 46(%50,5)’sı yanıtsız, 4(%4,4)’ü çok yeterli, 15(%16,5)’i yeterli, 24(%26,4)’ü az yeterli, 2(%2,2)’si bir fikrim yok yanıtını vermiştir. Yukarıdaki tabloda tüm eğitim durumları incelendiğinde her eğitim grubu da eserleri az yeterli bulmaktadır. Yaş-eser durumu tablosunda olduğu gibi eserlerin yetersiz bulunma sebebi müze farkındalığının yerleşmemiş olduğu düşünülmektedir. Tabloda anlamlı bir ilişki olmadığı görülmektedir.
III. 10. YAŞ DURUMUNA GÖRE MÜZELERDEKİ KULLANICI RAHATSIZLIĞI Müzelerde eserlerin, kullanıcıların yararlanma biçimlerine göre dizayn edilmesi gerekmektedir. Işıklandırma, ses, güvenlik, eserlerin sergilenme biçimleri gibi özellikler kullanıcılara uygun ve rahatsızlık vermeyecek şekilde sunulması bakımından önem taşımaktadır. Sergilenen eserlerin her yaştan kullanıcı kesimine hitap etmesi için rahatsızlık vermeyecek şekilde düzenlenmesi müzelerin verimliliğini de arttırmaktadır. 30
Tablo 10’da Müze içerisinde kullanıcılara rahatsızlık veren durumların yaş üzerindeki etkisi ele alınmıştır.
Tablo 10:Yaş Durumunun Rahatsızlığa Etkisi Katılımcıların Yaşları altyaşgr üstyaşgr ubu(-28) ortayaşg ub(58rubu(29- 86) 57) Toplam N % N % 60 52,6 9 30,0 Yanıtsız Evet 6 5,3 2 6,7 Hayır 48 42,1 19 63,3 Topla 114 100 30 100 6 m
N 2
% 33,3
N 71
% 47,3
4 0 100
66,7 ,0 150
12 67
8,0 44,7 100
Tablo 10’da katılımcıların yaşları göz önünde bulundurularak Erzurum müzelerini gezerken rahatsız edici bir durumla karışıp karşılaşmadığını belirlemek amacıyla yapılan çalışmada katılımcıların çoğunluğu hayır yanıtını verirken yarısı da cevaplamamıştır. Tablodaki oranlar; alt yaş grubu 60(%52,6)’ı yanıtsız, 6(%5,3)’sı evet, 48(%42,1)’i hayır yanıtını vermiştir. Orta yaş grubu 9(%30)’u yanıtsız, 2(%6,7)’si evet, 19(%63,3)’u hayır yanıtını vermiştir. Üst yaş grubu 2(%33,3)’si yanıtsız, 4(%66,7)’ü evet cevabını verirken katılımcıların hiçbiri hayır cevabını vermemiştir. Yukarıdaki tablo incelendiğinde üst yaş grubunda artış gözükmektedir. Bu durumun temel nedeni yaş oranının artmasından dolayı müzelerden beklentilerinin de fazla olmasından kaynaklanmaktadır. Tablodan da anlaşılacağı üzere, en düşük yaş grubu ile en yüksek yaş grubu arasındaki fark anlamlı bir ilişki olduğunu belirtmektedir.
III. 11. ZİYARETCİLERİN MÜZELERDEN BEKLENTİLERİNİN EĞİTİM DURUMUNA GÖRE ELE ALINIŞI Müzelere gelen her ziyaretçi bilgi gereksinimlerini karşılayabilmek için müzelere ihtiyaç duymaktadır. Ziyaretçiler bilgi ihtiyaçlarını giderebilmek için müze bünyesinde
31
bulunan materyallerden yararlanmaktadır. Her ziyaretçinin eğitim düzeylerinin birbirinden farklı olmasından dolayı beklentileri de bu bağlamda farklılıklar göstermektedir.
Tablo 11: Eğitim seviyesinin müzelerden beklenti durumuna etkisi Eğitim Durumu İlköğreti m ortaöğret üniversit im e Toplam N % N % N % Yanıtsız Evet Hayır 14
9 3 2 100
64,3 21,4 14,3 45
16 17 12 100
35,6 37,8 26,7 91
46 30 15 100
50,5 33,0 16,5 150
N
%
71 50 29 100
47,3 33,3 19,3
Toplam
Tablo 11 değerlendirildiğinde katılımcıların eğitim düzeyi yükseldikçe müzelerden beklentilerin karşıladığını oranlarının arttığı görülmektedir. Oranlar şu şekildedir: ilköğretim 9(%64,3)’u yanıtsız, 3(%21,4)’ü evet, 2(%14,4)’si hayır; orta öğretim 16(%35,6)’sı yanıtsız, 17(%37,8)’si evet, 12(%26,7)’si hayır; üniversite 46(%50,5)’sı yanıtsız, 30(%33)’u evet, 15(%16,5)’i hayır yanıtını vermiştir. Halkın müzelerde bahsettiği tüm olumsuzluklara rağmen müzelerin beklentileri karşıladığı sonucu çıkması yaşadıkları şehrin olumsuzluklarını kapatmaya çalışmalarından ileri gelmektedir. Bu verileri tek tek incelediğimizde tabloda anlamlı bir ilişki olduğu görürken, genel olarak incelediğimizde ise değişkenler arasında anlamlı ilişki olmadığı görülmektedir.
III. 12. ZİYARETÇİLERİN EĞİTİM DURUMUNA GÖRE MÜZELERİN KÜLTÜR MERKEZİ OLARAK GÖRÜLMESİNDEKİ ETKİLERİ
32
Günümüz müzeleri toplumun geçmişini yansıtan, tarihe ışık tutan ve gelecek nesillere doğru bilgi aktarımı konusunda en başta gelen kültür merkezlerindendir. Kültür bilgisi ise bireylere eğitim ile aşılanmaktadır. Bunun neticesinde de eğitim durumu günümüz müzelerinin kültür merkezi olarak görülmesinde en önemli etkendir. Tablo 12’de katılımcıların müzeleri değerlendirebilmesi için ‘Müzeler kültür aktarımının en önemli kurumlarındandır’ ölçekli soruyla eğitim düzeyleri göz önünde bulundurularak irdelenmeye çalışılmıştır.
Tablo 12: Müzelerin kültür kurumu olarak görülmesinde eğitimin katkısı Eğitim Durumu ilköğretim ortaöğretim üniversite Katılıyorum Kararsızım Katılmıyorum Toplam
N 11 2 1 14
% 78,6 14,3 7,1 100
N 41 2 2 45
% 91,1 4,4 4,4 100
N 83 8 0 91
% 91,2 8,8 ,0 100
Toplam N 135 12 3 150
% 90,0 8,0 2,0 100
Tablodaki verilere göre katılımcıların geneli müzelerin bir kültür kurumu olduğu kanısındadır. Verilere göre: ilköğretim 11(%78,6)’i katılıyorum, 2(%14,3)’si kararsızım, 1(%7,1)’i katılmıyorum; ortaöğretim 41(%91,1)’i katılıyorum, 2(%4,4)’si kararsızım, 2(%4,4)’si katılmıyorum; üniversite, 83(%91,2)’ü katılıyorum, 8(%8,8)’i kararsızım cevabını verirken katılımcıların hiçbiri katılmıyorum cevabını vermemiştir. Tabloya bakıldığında katılımcıların müzelerin öneminin farkında olduğu görülmektedir. Tablodaki verilere bakıldığında anlamlı bir ilişki bulunmamaktadır.
III. 13. EĞİTİM DURUMUNUN MÜZELERİN BÜNYESİNDE BULUNAN ESERLERİN EĞİTİCİ VE BİLGİLENDİRİCİ DEĞER TAŞIMASI KONUSUNDA TUTUMU Müzede bulunan eserlerin kullanıcılar açısından eğitici ve bilgilendirici nitelikte düzenlenmesi gerekmektedir. Bu düzenlemeler yapılırken kullanıcıların beklentileri de göz 33
önünde bulundurulması gerekmektedir. Bu düzenlemeler kullanıcılar açısından değer taşıdığından dolayı eğitim düzeylerine göre etkileri görülmektedir. Tablo 13’te katılımcıların müzeleri değerlendirebilmesi için “Müze bünyesinde sergilenen eserler eğiti ve bilgilendirici değer taşımaktadır” ölçekli soruyla eğitim düzeyleri göz önünde bulundurularak irdelenmeye çalışılmıştır. Tablo 13: Müze eserlerinin eğitici ve bilgilendirici bulmada eğitim durumunun etkisi Eğitim Durumu ilköğreti m Ortaöğre üniversit tim e Toplam N % N % N % N % Katılıyor 11 78,6 40 88,9 82 90,1 133 88,7 um Kararsız 2 14,3 4 8,9 6 6,6 12 8,0 ım Katılmıy 1 7,1 1 2,2 3 3,3 5 3,3 orum 14 100 45 100 91 100 150 100 Toplam
Tablodaki verilere göre: ilköğretim 11(%78,6)’i katılıyorum, 2(%14,3)’ü kararsızım, 1(%7,1)’i katılmıyorum; ortaöğretim 40(%88,9)’ı katılıyorum, 4(%8,9)’i kararsızım, 1(%1,1)’i katılmıyorum; üniversite 82(%90,1)’si katılıyorum, 6(%6,6)’sı kararsızım, 3(%3,3)’ü katılmıyorum yanıtını vermiştir. Tablo geneline bakıldığında katılımcılar müzelerin bünyesinde yer alan eserleri eğitici ve bilgilendirici olduğu görüşü ön plana çıkmıştır. Üniversite öğrencilerinin müzedeki eserlerin, beklentilerini karşılamasından dolayı bu sonuca ulaşılmıştır. Tablo incelendiğinde veriler arasında anlamlı bir ilişki olmadığı görülmektedir.
III. 14. EĞİTİM DURUMUNUN MÜZELERİ KÜTÜPHANELER GİBİ BİLGİ MERKEZİ OLARAK GÖRÜLMESİNDEKİ ETKİSİ 34
Müzeler bünyesinde bulundurdukları görsel materyallerle ziyaretçilerine bilgi kapısını açmaktadır. Kütüphaneler ise basılı ve elektronik kaynaklarla kullanıcılara bilgi aktarımında bulunmamaktadır. Bilgi kaynaklarını toplamak, düzenlemek ve kullanıcılarına sunma özellikleri her iki kurumun da ortak yanlarındandır. Ziyaretçilerin müzeleri de kütüphaneler gibi bir bilgi merkezi olarak görmelerinde eğitim durumlarının farklılık gösterme etkisi oldukça büyüktür. Tablo 14’te katılımcılara sorulan ‘Müzeler de kütüphaneler gibi bilgi merkezleri arasındadır’ ölçekli sorusuyla eğitim düzeyleri göz önünde bulundurularak irdelenmeye çalışılmıştır. Tablo 14: Müzelerin Kütüphaneler Gibi Bilgi Merkezi Olarak Görülmesinde Eğitimin Etkisi Eğitim Durumu İlköğreti m ortaöğret üniversit im e Toplam N % N % N % N % Katılıyor um Kararsız ım Katılmıy orum 14
10
71,4
32
71,1
79
86,8
121
80,7
3
21,4
7
15,6
8
8,8
18
12,0
1
7,1
6
13,3
4
4,4
11
7,3
100,0
45
100
91
100,0
150
100
Toplam Verilere göre: ilköğretim 10(%71,4)’u katılıyorum, 3(%21,4)’ü kararsızım, 1(%7,1)’i katılmıyorum; ortaöğretim 32(%71,1)’si katılıyorum, 7(%15,6)’si kararsızım, 6(%13,3)’sı katılmıyorum; üniversite 79(%86,8)’u katılıyorum, 8(%8,8)’i kararsızım, 4(%4,4)’ü katılmıyorum yanıtını vermiştir. Tablo geneline bakıldığında müzeleri kütüphane gibi bilgi merkezleri arasında gören katılımcıların sayısı ağırlıktadır. Bu oran yine üniversite öğrencilerinde daha fazladır. Nedeni olarak üniversite düzeyindeki kullanıcıların aldıkları eğitimden dolayı bilgi merkezleri konusunda daha bilinçli olmalarından kaynaklanmaktadır. Tablo incelendiğinde veriler arasında anlamlı bir ilişki olmadığı görülmektedir 35
III. 15. MÜZELERİN BİLGİ MERKEZLERİ OLARAK GÖRÜLMESİNDE YAŞIN DURUMU Gelişen teknoloji ile birlikte meydana gelen değişimler, toplumun bilgiye verdiği değerin artması ile birlikte etkin bilgiye erişim ihtiyacının daha da belirginleşmesine neden olmuştur. Müzelerde toplum tarafından bilgi gereksinimlerinin karşılandığı kurumlar arasındadır. Tablo 15’de katılımcıların yaşları ile müzelerin bilgi merkezi olarak görülmesinde etkisi incelenmeye çalışılmıştır. Tablo 15: Yaş durumuna göre müzelerin bilgi merkezi olarak görülmesi Katılımcıların Yaşları altyaşgr üstyaşgr ubu(-28) ortayaşg ubu(58rubu(29- 86)Topla 57) m N % N % N % N Katılıyor um Kararsız ım Katılmıy orum 114
%
58
50,9
19
63,3
6
100,0
83
55,3
35
30,7
3
10,0
0
,0
38
25,3
21
18,4
8
26,7
0
,0
29
19,3
100
30
100
6
100
150
100
Toplam
Katılımcıların bilgi merkezinden yararlanan kullanıcıların müzelerden de aynı derece yararlandıklarına verilen cevaplar: alt yaş grubu 58(%50,9)’i katılıyorum, 35(%30,7)’i kararsızım, 21(%18,4)’i katılmıyorum; ortaöğretim 19(%63,3)’u katılıyorum, 3(%10)’ü kararsızım, 8(%26,7)’i katılmıyorum; üniversite 6(%100)’sı katılıyorum, 0(%0)’ı kararsızım, 0(%0)’ı katılmıyorum yanıtını vermiştir. Tablo geneline bakıldığında müzeleri bilgi merkezleri arasında gören katılımcıların sayısı üst yaş grubunda diğerlerine göre ağırlıktadır. Yaşam tecrübesi arttıkça bireylerin tarihe olan ilgileri aynı oranda artış göstermektedir. Genel olarak incelediğimizde ise değişkenler arasında anlamlı ilişki olduğu görülmektedir. 36
III. 16. YAŞ DURUMUNA GÖRE MÜZELERDEN ÇEŞİTLİ AKTİVİTE BEKLENME DURUMU Kullanıcıların
yaş
durumlarına
göre
müzelerden
beklentileri
de
farklılık
göstermektedir. Aktiviteler sayesinde insanlar birçok konuda bilgi sahibi olmaktadır. Bu aktiviteler müzelerde de uygulandığında yarar sağlama açısından önemli görülmektedir. Kullanıcıların
yaş
durumlarına
göre
müzelerden
beklentileri
de
farklılık
göstermektedir. Tablo 16’da katılımcılara sorulan “Müzelerde de kütüphaneler gibi çeşitli aktiveler olmalıdır” ölçekli sorusuyla yaş düzeyleri göz önünde bulundurularak irdelenmeye çalışılmıştır.
Tablo 16: Çesitli Aktivite ile Yaş
Katılıyor um Kararsız ım Katılmıy orum 114
Katılımcıların Yaşları altyaşgr üstyaşgr ubu(-28) ortayaşg ubu(58rubu(29- 86)Topla 57) m N % N % N
%
N
%
81
71,1
21
70,0
6
100,0
108
72,0
19
16,7
2
6,7
0
,0
21
14,0
14
12,3
7
23,3
0
,0
21
14,0
100
30
100
6
100
150
100
Toplam
Verilere göre: alt yaş grubu 81(%71,1)’i katılıyorum, 19(%16,7)’i kararsızım, 14(%12,31)’ü katılmıyorum; orta yaş grubu 21(%70)’i katılıyorum, 2(%6,7)’sı kararsızım,
37
7(%23,3)’si katılmıyorum; üst yaş grubu 6(%100)’sı katılıyorum, 0(%0)’ı kararsızım, 0(%0)’ı katılmıyorum yanıtını vermiştir. Tablodaki verilere göre katılımcıların geneli müzelerde de kütüphaneler gibi çeşitli aktiveler olması gerektiği kanısındadır. Bu aktivitelerin müze ziyaretini arttıracağı düşünülerek halk tarafından yapılması gerektiği düşünülmüştür. Ancak ilkokul öğrencilerinin diğerlerinden fazla beklenti içinde olması yaş grubunun olağan üstü beklentilerine dayanmaktadır. Tablo incelendiğinde veriler arasında anlamlı bir ilişki olmadığı görülmektedir. III. 17. MÜZELERDE UYGULANAN PROGRAMLARLA İLE YAŞ İLİŞKİSİ Kurum ve kuruluşlarda yapılan çeşitli programlar insanların o konu hakkındaki dikkatini daha çok çekmektedir. Müzelerde de bu durum ele alındığında ziyaretçilere müzeler hakkında yarar sağlayacağı uygun görülmektedir. Tablo 17’de katılımcılara sorulan “Müzeler de insanları başka alanlara yönlendiren ve müzelere bakış açısını değiştiren programlar olmalıdır.” ölçekli sorusuyla yaş düzeyleri göz önünde bulundurularak irdelenmeye çalışılmıştır.
Tablo 17: Programlar ile Yaş Katılımcıların Yaşları altyaşgr üstyaşgr ubu(-28) ortayaşg ubu(58rubu(29- 86)Topla 57) m N % N % N Katılıyor 97 85,1 27 90,0 6 um Kararsız 9 7,9 0 ,0 0 ım Katılmıy 8 7,0 3 10,0 0 orum Toplam 114 100 30 100 6 100
% 100,0
N 130
% 86,7
,0
9
6,0
,0
11
7,3
150
100
Verilere göre: alt yaş grubu 97(%85,1)’si katılıyorum, 9(%7,9)’u kararsızım, 8(%7)’si katılmıyorum; orta yaş grubu 27(%90)’si katılıyorum, 0(%0)’ı kararsızım, 3(%10)’ü
38
katılmıyorum; üst yaş grubu 6(%100)’sı katılıyorum, 0(%0)’ı kararsızım, 0(%0)’ı katılmıyorum yanıtını vermiştir. Tablodaki verilere göre katılımcıların geneli müzelerde insanları başka alanlara yönlendiren ve müzelerin bakış açısını değiştiren programlar olması gerektiği kanısındadır. Programlar sayesinde ziyaretçilerin daha bilinçli hale geleceği düşünülerek programların gerekliliği savunulmuştur. Tablo incelendiğinde veriler arasında anlamlı bir ilişki olmadığı görülmektedir
III. 18. MÜZELERDEKİ SOSYAL ALANLAR İLE EĞİTİM DURUMU İLİŞKİSİ Müzelere gelen ziyaretçilerin her türlü ihyacını gidermeleri için çeşitli sosyal alanların olması gerekmektedir. Ziyaretçiler buralarda ihtiyaçlarını gidererek ziyaretlerine daha sağlıklı bir şekilde devam etmeleri sağlanmaktadır. Bu tür sosyal alanların olması ziyaretçi memnuniyetinde etkili olmaktadır. Tablo 18’de katılımcılara sorulan “Bilgi merkezlerinde bulunan kantin, çalışma salonu, lavabo gibi yerlerin müzelerde de bulunması gerekmektedir” ölçekli sorusuyla eğitim düzeyleri göz önünde bulundurularak irdelenmeye çalışılmıştır.
Tablo 18: Çalışma Salonu ve Kantin ile Eğitim Durumu
39
Eğitim Durumu N % Katılıyor 11 um 78,6 Kararsız 0 ım ,0 Katılmıy 3 orum 21,4 Toplam 14 100
45
N
%
N
%
N
%
28
62,2
54
59,3
93
62,0
6
13,3
12
13,2
18
12,0
11
24,4
25
27,5
39
26,0
100
91
100
150
100
Verilere göre: ilköğretim 11(%78)’i katılıyorum, 0(%0)’ı kararsızım, 3(%21,4)’ü katılmıyorum; ortaöğretim 28(%62,2)’i katılıyorum, 6(%13,3)’sı kararsızım, 11(%24,4)’i katılmıyorum; üniversite 54(%59,3)’i katılıyorum, 12(%13,2)’si kararsızım, 25(%27,5)’i katılmıyorum yanıtını vermiştir. Tablodaki verilere göre katılımcıların geneli bilgi merkezlerinde bulunan çalışma salonu kantin lavabo gibi yerlerin müzelerde bulunması gerektiği kanısındadır. Bu gibi yerlerde sosyal alanlar bulunmasından hoşnut olmayan katılımcılar müzelerin kültürel bir değer olduğunu düşünüp bu kanıya katılmadıklarını ifade etmişlerdir. Tablo incelendiğinde veriler arasında anlamlı bir ilişki olmadığı görülmektedir.
III. 19. MÜZELERDEKİ ESERLERİN BAKIMININ İLGİLİ KİŞİLERE VERİLMESİ İLE EĞİTİM DURUMU Müzelerdeki eserlerin gelecekteki kullanıcılara aktarılabilmesi için bilinçli personeller tarafından muhafaza edilmesi gerekmektedir. Personellerin tarihi eserlere bakım ve onarım konusunda her türlü hassasiyetleri göstermeleri önemli bir husustur. Tablo 19’da katılımcılara sorulan “Müzelerdeki eserlerin bakımı ile ilgili sorumlulukların, bu konuda gerekli bilgiye sahip kişilere verildiği görüşündeyim” ölçekli sorusuyla eğitim düzeyleri göz önünde bulundurularak irdelenmeye çalışılmıştır.
40
Tablo 19: Eserlerin Bakımı ile Sorumluluklar ile Eğitim Durumu Eğitim Durumu İlköğreti m Ortaöğre üniversit tim e Toplam N % N % N % Katılıyor 5 35,7 26 57,8 46 50,5 um Kararsız 7 50,0 12 26,7 28 30,8 ım Katılmıy 2 14,3 7 15,6 17 18,7 orum 14 100 45 100 91 100 150 Toplam
N 77
% 51,3
47
31,3
26
17,3
100
Verilere göre: ilköğretim 5(%35,7)’i katılıyorum, 7(%50)’si kararsızım, 2(%14,3)’si katılmıyorum; ortaöğretim 26(%57,8)’sı katılıyorum, 12(%26,7)’si kararsızım, 7(%15,6)’si katılmıyorum; üniversite 46(%50,5)’sı katılıyorum, 28(%30,8)’i kararsızım, 17(%18,7)’si katılmıyorum yanıtını vermiştir. Tablodaki verilere göre katılımcıların büyük çoğunluğu müzedeki eserlerin bakımı ile ilgili sorumlulukların bu konuda gerekli bilgiye sahip kişilere verildiği görüşündedir. Üniversitelilerin bu duruma bakışı aldıkları eğitim ve bunun sonucunda yapacakları işin bilincinde olmaları bu konuya olan hassasiyetlerini göstermektedir. Tablo incelendiğinde veriler arasında anlamlı bir ilişki olmadığı görülmektedir.
IV. BÖLÜM: SONUÇ VE ÖNERİLER IV. 1. SONUÇLAR Müzeler içerisinde barındırdıkları bilginin kayıtlı olduğu materyalleri düzenleyerek insanlığın kullanımına sunan kurumlar arasındadır. Geçmiş ile gelecek arasında köprü vazifesi görmektedir. Müzelere toplum tarafından yapılan ziyaretlerde gerekli ilgi ve saygınlığın gösterilmemesi müzelerden yararlanma verimliliğini zedelemektedir. Erzurum’da bulunan halkın müze kullanım bilinci yeterli düzeye erişmemiştir. Bunun çeşitli nedenleri vardır. Bu nedenlerin başında kültürel eksiklik gelmektedir Ayrıca bilgi toplumu aşamasından uzak olmamız ve ziyaretçilerin müzeleri sadece gezip, görülecek mekanlar olarak görmeleri, müzelerin sıradan bir kurum olarak algılanması bilgi merkezi
41
olarak düşünülmesini engellemiştir. Toplum tarafından müzelerden yararlanma bilincinin oluşturulması için müzeler hakkında halkın bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Erzurum halkının müzelerden yararlanma bilinci ve müzelere karşı tutumları yapılan anket çalışmasıyla irdelenmiştir. Araştırma sonucunda elde edilen veriler şunlardır: Okullarda verilen müze eğitiminden sonra yapılan müze ziyaretleri müzelerin aktif olduğunu göstermektedir. Yaptığımız anket çalışmasında da bu düşünce doğrulanarak müzelerin aktif eğitimi destekleyici nitelikte olduğu görülmüştür. “Müzeler yaygın eğitim kurumu olarak halkı eğitici faaliyetler düzenlemektedir” düşüncesinin doğru olmadığı yapılan anket çalışmasında görülmüştür. Müzelerde yapılan çeşitli programlar sayesinde halkın müzeyi ziyaret etme isteği öne çıkmaktadır. Halkın çeşitli aktivitelere ilgisi çekile bilmektedir. Müzelerde yapılan programlar sonucu ilgisini çekebileceği düşüncesine varılmıştır. “Kullanıcılar Erzurum’daki müzelerden habersizdirler” varsayımı bay ve bayanlara yapılan anket sonucunda her iki cinsiyet durumunda Erzurum’daki müzelerden habersiz oldukları ortaya çıkmıştır. Ziyaret edilen müzelere gidildiğini fakat gidilen yerlerin müze olarak bilinmediği anlaşılmıştır. “Erzurum halkı müzeleri kullanmamaktadırlar” varsayımı yapılan araştırmalar sonucunda doğrulanmamıştır. Tablo: 2’de kullanıcıların ağırlıklı olarak evet yanıtını verdikleri görülmektedir. “Kullanıcılar müzeleri en önemli kurumlar arasında görmektedir” varsayımı yapılan araştırmalar sonucunda doğrulanmıştır. Halk, kültür aktarımının ve tarih bilincinde olduğundan dolayı müzeleri önemli kurumlar arasında görmektedir. “Kullanıcılar müzeleri de kütüphaneler gibi bilgi merkezleri arasında görüp, sergilenen eserleri eğitici ve bilgilendirici bulmaktadır” varsayımı yapılan araştırmalar sonucunda doğrulanmıştır. Müzeleri ziyaret etmemelerinin sebepleri arasında kullanıcıların beklentilerini karşılamaması ve eser çeşitliliğinin yetersiz olması yatmaktadır. Yapılan anket sonucunda bu kanı doğrulanmıştır. Aynı zamanda katılımcıların müzedeki eserlerin konusuyla eserlerin arasındaki bağlantının farkında olamadıkları düşüncesine de varılmıştır. IV. 2. ÖNERİLER Gelişen teknoloji ile kullanıcıların tüm gereksinimleri karşılamayı amaç edinen müzeler değişen koşullara uyum sağlamak zorundadırlar. Bu teknolojik gelişmelerle müzelere uygulayarak eserlerin yıpranması eskimesi yok olmasını koruyarak kültür aktarımını en 42
sağlıklı şekilde yapmaktadır. Toplumun müze kullanımını arttırmaya yönelik çalışmalar yapılması ve müzelerin sıradan bir kurum olmadığını, uzmanlık ve beceri isteyen bir bilgi merkezi olduğunu topluma benimsetilmesi için genel anlamda aşağıdaki önerilerin yapılması gereklidir: Müzelere gereken önem verilmeli ve bu kurumun toplum için gerekliliği her platformda ifade edilmelidir. Kullanıcılara müzelerin kullanımı ile ilgili eğitim verilmelidir. Kullanıcıları müze kullanımına teşvik etmek için çeşitli sosyal aktiviteler düzenlenmelidir. Müzelerde görevli olan kişiler müzecilik hakkında bilgili olması gerekmelidir. Müzelerde bulunan materyallerin korunması, bakımı ve onarımında teknolojiye başvurulması gerekmelidir. Müzelerde sergilenen eserler kullanıcıların eğitimi destekleyici nitelikte olmalıdır. Müzelerin çocuk-genç-yetişkin eğitimine yönelik bağımsız programlar hazırlamaları, bu programları okul ve öğretmenlere duyurmaları, yararlı olacaktır. Öğretmen ve okul yöneticilerinin müze eğitimi ve müze eğitiminde yeni teknolojilerden nasıl yararlanılabileceği ile ilgili hizmet içi programlara yer verilebilir.
KAYNAKÇA Altın, B. N. ve Oruç, S. (2007). Tarih ve Coğrafya Eğitiminde Müze Eğitimi ve Yaratıcı Drama. I. Ulusal İlköğretim Kongresi’nde bildiri olarak sunulmuştur. Hacettepe Üniversitesi, Ankara. Altunbaş, A ve Özdemir, Ç.(2012). Çağdaş müzecilik anlayışı ve ülkemizde müzeler. Bilgi Dünyası. 2 -19. Atagök, Tomur ve diğerleri (1999), Yeniden Müzeciliği Düşünmek, Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul. Aziz, A. (2008). Sosyal bilimlerde araştırma yöntemleri ve teknikleri. Ankara: Nobel Yayınevi. Boyraz, B. (2012). İletişim bağlamında müze teknolojileri ve müzelerde enformasyon .Edebiyat Fakültesi Dergisi, 1, 16-20. Buyurgan, S., Mercin, L. ve Özsoy V. (Ed). (2005). Görsel Sanatlar Eğitiminde Müze Eğitimi ve Uygulamaları. Ankara: Görsel Sanatlar Eğitimi Derneği Yayınları. Denizci, A. ve Mirza, H. (2012). Müze eğitimi. Ankara: Milli Eğitim Bakanlığı. 43
Güleç, S ve Alkış, S. (2003). Sosyal bilgiler öğretiminde müze gezilerinin iletişimsel boyutu. Eğitim Fakültesi Dergisi, 17, 1-55. Önder, A., Abacı, O.ve Kamaraj, I. (2009). Müzelerin eğitim amaçlı kullanımı. Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 25, 17-20. Özkoç, A, G. Ve Duman, T. (2008). Müzelerde Sergilenen Eserlerin Elde Edilmesi ve Korunmasına Yönelik Müze Yöneticilerinin Görüşleri. Turizm Araştırmaları Dergisi,19, 157-168. Özsoy, V ve Mercin, L. (2005). Sanat Eğitiminde Müzelerin Kullanılmasında İlgili Kurum ve Kuruluşların Karşılıklı Görev ve Yükümlülükleri. Serdar, M. E. (2010). Türkiye turizm sektöründe müze turizminin payının değerlendirilmesi. Yayımlanmış yüksek lisans tezi, Hacettepe Üniversitesi, Ankara. 25 Mart 2013 tarihinde http://teftis.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/1289,mustafaserdarsezertezipdf.pdf?0 adresinden erişildi. Tüzün, A. B. (2010). Modern Müze İşletmeciliği. Yayınlanmış yüksek lisans tezi, Çukurova Üniversitesi, Adana. Uralman, H. (2006). 21.yüzyıla girerken bir bilgi kurumu olarak müze. Bilgi Dünyası, 2, 250266. Uralman, H. (2006). Müzelerin topluma ulaşılabilirliğinde bilgi yönetimi. Türk Kütüphaneciliği, 12-18. Ülkü, C. (2009). Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Öğrencilerinin Mersin Resim ve Heykel Müzesi’ndeki Sanat Deneyimi Üzerine Bir Çalışma. Bilgi Dünyası, 5, 17-27. Yılmaz, K ve Şeker, M. (2012). İlköğretim Öğrencilerinin müze gezilerine ve müzelerin sosyal bilgiler öğretiminde kullanılmasına ilişkin görüşlerinin incelenmesi. Bilgi Dünyası, 1, 22-36.
EKLER: EK 1: ANKET FORMU 44
ANKET FORMU Erzurum’da Vatandaşların Bilgi Kurumu Olarak Müzelerden Yaralanma Bilinci Bu anket çalışması Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü öğrencileri tarafından Sosyal Bilimlerde Araştırma Yöntemleri Dersi İçin “Erzurum’da Vatandaşların Bilgi Kurumu Olarak Müzelerden Yararlanma Bilinci” konusu hakkında bilgi edinmek üzere hazırlanmıştır. Müze; toplumların bilim ve sanat ürünleri ile yer altı ve yer üstü zenginliklerini sergilemek, tarihin eski dönemlerinde yaşamış toplumları bilim ve sanat açısından inceleyerek, hem günümüzü hem de geleceği aydınlatmak, bireylerin geçmişi daha iyi tanımalarını sağlamak amacıyla oluşturulmuş kurumlardır Çalışmanın genel amacı, Erzurum halkının müzeden yararlanma bilinci, müzeler hakkındaki görüş ve tutumları değerlendirilmektedir. Bu anket çalışmasının uygulanması ve yorumlanması aşamalarında katılımcıların kimlik bilgileri hiçbir şekilde istenmeyecek ve kullanılmayacaktır. Değerli katkılarınızdan dolayı şimdiden teşekkür ederiz. Sadet DOĞAN Şule YILDAR Görkem KILINÇ Tuğba ÖZTÜRK
1)Cinsiyetiniz nedir? ( )Bay ( )Bayan 2)Yaşınız? (Lütfen yazınız) …….. 3)Eğitim durumunuz nedir? ( )İlköğretim ( )Ortaöğretim ( )Üniversite 45
( )Diğer…. 4)Erzurum’da müzelerden herhangi birini ziyaret ettiniz mi? () Evet () Hayır Not: Cevabınız ‘hayır’ ise 11. Sorudan itibaren cevaplayınız. 5)Müzeleri hangi sıklıkla ziyaret edersiniz? ( )Haftada bir ( )Ayda bir ( )Yılda bir ( ) Hiç 6)Erzurum Müzesini en son ne zaman ziyaret ettiniz? ( )Bu yıl ( )Geçen Yıl ( )Daha Önce ( )Hatırlamıyorum 7)Erzurum müzelerini beğendiniz mi? ( )Çok beğendim ( )Beğendim ( )Fena değil ( )Az beğendim (Hiç) 8)Erzurum müzelerinde sergilenen eser çeşidi sizce yeterli mi? ( )Çok yeterli ( )Yeterli ( )Az yeterli ( )Fikrim yok 9)Erzurum müzelerini gezerken sizi rahatsız eden bir durumla karşılaştınız mı? ( )Evet ( )Hayır 10)Erzurum’da müzeler beklentilerinizi karşılıyor mu? ( )Evet ( )Hayır 11) Müzeler ile ilgili tutumlarınızı derecelendiriniz? katılıyorum 1)Her müzede eserlerin güvenliliği tam olarak sağlanmalıdır. 2)Müzeler kültür aktarımında en önemli kurumlardandır. 3)Müze bünyesinde sergilenen eserler eğitici ve bilgilendirici değer taşımaktadır.
46
kararsızım
katılmıyorum
4)Müzeler de kütüphaneler gibi bilgi merkezleri arasındadır. 5)Bilgi merkezlerinden yararlanan kullanıcılar müzelerden de aynı dereceden yararlanmaktadır. 6) )Müzelerde de kütüphaneler gibi çeşitli aktiveler olmalıdır. 7)Müzeler de insanları başka alanlara yönlendiren ve müzelere bakış açısını değiştiren programlar olmalıdır. 8)Bilgi merkezlerinde bulunan kantin, çalışma salonu, lavabo gibi yerlerin müzelerde de bulunması gerekmektedir. 9)Eserlerin güvenliğinin sağlanmasında güvenlik personellerinin gerekli hassasiyeti gösterdikleri düşüncesindeyim. 10) Müzelerdeki eserlerin bakımı ile ilgili sorumlulukların, bu konuda gerekli bilgiye sahip kişilere verildiği görüşündeyim.
EK-2 Fotoğraf ATATÜRK EVİ
47
YAKUTİYE ETNOGRAFYA MÜZESİ
48
49
ARKEOLOJİ MÜZESİ
50
51