Santigrat Dergisi Sayı:17

Page 1

www.santigrat.com.tr

SANTİGRAT DAIKIN TÜRKİYE YAYINIDIR / PUBLISHED BY DAIKIN TURKEY

DAIKIN TÜRKİYE, SODEX FUARI’NDA DAIKIN IN SODEX FAIR

TEMMUZ/JULY l AĞUSTOS/AUGUST l EYLÜL/SEPTEMBER 2012 SAYI/ISSUE 17

NEREDE O ‘ESKİ’ RAMAZANLAR... THE GOOD OLD RAMADANS...

SAYI / ISSUE 17

KOMŞU’NUN UFAK TEFEK ADALARI NEIGHBOUR’S TINY ISLANDS

ORMANADA PROJESİNDE DAIKIN VRV FARKI... DAIKIN VRV STARRING IN ORMANADA PROJECT



003_005_icindekiler

7/16/12

6:06 PM

Page 1

ÖNSÖZ/EDITO

Yenilikçiyiz, lideriz... We are innovative, we are the leader… Daikin Türkiye olarak geçti¤imiz üç ay boyunca son derece yo¤un bir gündem yaflad›k. Öncelikle 2 - 5 May›s aras›nda gerçekleflen ISK-SODEX Fuar›’na odakland›k. Sektörün en önemli buluflma noktas› olarak kabul edilen fuar› bu y›l yerli-yabanc› 82 binin üzerinde kifli ziyaret etti. Daikin Türkiye olarak hem Daikin hem de Airfel

On behalf of Daikin Turkey, we left a very busy agenda behind in the last quarter. Above all, the ISKSodex Fair which took place between 2-5 May was in our focus. Regarded as the major meeting point of the industry, the fair was visited by over 82 thousand national and international guests this year. We have

markalar›m›zla kat›ld›¤›m›z Sodex’te, devrim niteli¤ine sahip VRV IV

taken part on behalf of Daikin and Airfel in the Sodex Fair,

ürünümüzü sektörle ilk kez tan›flt›rman›n mutlulu¤unu yaflad›k. Bizi

where we experienced the happiness of introducing our

mutlu eden bir baflka olay da Daikin Europe N.V Baflkan›

revolutionary VRV IV to the sector. Another reason of joy was

Mr. Masatsugu Minaka’n›n, fuar›n ilk günü stand›m›z› ziyaret ederek

Daikin Europe N.V President Mr. Masatsugu Minaka’s

gözlemlerde bulunmas› oldu. Fuarda, önemle üzerinde durdu¤umuz

observations, visiting our booth on the first day of the fair.

konu bafll›klar›ndan biri de dünyada Daikin’in öncülü¤ünü üstlendi¤i

A particular theme we emphasized on in the fair was the

“Sezonsal Verimlilik” konusuydu. Avrupa’da 2013 y›l›ndan itibaren

“Seasonal Efficiency” issue globally pioneered by Daikin. On

resmi olarak kullan›lmaya bafllanacak bu yeni enerji verimlili¤i stan-

behalf of Daikin Turkey team, we shared all the knowledge

dart› ile ilgili bilgileri Daikin Türkiye ekibi olarak, Türkiye’de ilk kez

regarding this new energy standard which will get in use in

sektör temsilcileriyle paylaflt›k. Tüm y›l boyu gerçek enerji

Europe by 2013 officially with the sector representatives. With

perfomans›n›n ölçümlenebilece¤i bu yeni kriterler sayesinde iklim-

these new criteria to evaluate the actual energy performance

lendirme cihazlar›n›n çevresel etkisi en aza indirgeniyor ve kullan›c›lara önemli maliyet avantaj› sa¤l›yor. Daikin Türkiye’nin 2015 y›l› hedeflerini anlatt›¤›m çeflitli toplant›larda, iklimlendirme pazar›nda yüzde 20’lik pazar pay›yla sektör lideri olmay›

throughout the year, the environmental effects of air conditioning devices are minimized and users are enabled significant cost benefits. In various meetings where I find the chance to talk about the 2015 goals of Daikin Turkey, I declare

amaçlad›¤›m›z› büyük bir heyecanla belirtiyorum. Y›l›n ikinci yar›s›na

with great enthusiasm that we aim to be the sector leader with

girdi¤imiz bu dönemde hedefe emin ad›mlarla yaklaflt›¤›m›z› görüy-

a market share of 20 per cent in the air conditioning market.

oruz. ‹stihdam say›m›zda da güncelleme yapmam›z› gerektiren

Entering into the second half of the year, we acknowledge that

geliflmeler söz konusu. Günü geldikçe bütün geliflmeleri çeflitli

we are moving forward in steady paces to our goal. Some

mecralarda sizlerle paylaflaca¤›m. Daikin Türkiye, sizin de

developments lead us to update our numbers of employment.

katk›lar›n›zla liderlik koltu¤una oturacak. Dergimiz size ulaflt›¤›nda r

I will be sharing these developments in various media when

amazan ay› gelmifl olacak. Bu kutsal ay›n tüm ‹slam alemine kutlu

the time comes. Daikin Turkey will take the leadership with the

olmas›n› dilerim... Bütün bu sözünü etti¤im konular› dergimizin sayfalar›nda daha genifl olarak okuyabilirsiniz.

help of your contributions. Ramadan will have arrived as you will be reading this issue. I wish this holy month to bring blessings to the entire Islam world…

Bunun yan› s›ra ilginizi çekecek daha birçok haberimiz sizi bekliyor... You can read all these themes in detail in the pages of our

Hasan ÖNDER Daikin Turkiye CEO

magazine. In addition, there are lots of interesting articles awaiting for you inside…

Hasan ÖNDER Daikin Turkey CEO

SANT‹GRAT 3


003_005_icindekiler

7/17/12

10:33 AM

Page 2

‹Ç‹NDEK‹LER/CONTENTS

M

16

“NEREDE O ESK‹ RAMAZANLAR” SÖZÜNÜ SIKÇA DUYARIZ. NELER YAfiANIRMIfi O RAMAZANLARDA; B‹RAZ YAD EDEL‹M... WE HEAR THE VERSE “OH THE GOOD OLD RAMADANS” SO FREQUENTLY. LET US RECALL WHAT HAS BEEN LIVED DURING THOSE RAMADANS…

10 L 2-5 MAYIS TAR‹HLER‹NDE GERÇEKLEfiEN VE TÜRK‹YE’DE SEKTÖRÜN EN ÖNEML‹ BULUfiMA NOKTASI OLARAK KABUL ED‹LEN ISK-SODEX FUARI’NA HEM DAIKIN HEM DE AIRFEL MARKALARI DAMGASINI VURDU. BOTH DAIKIN AND AIRFEL LEFT THEIR MARKS ON THE ISK-SODEX FAIR, CONSIDERED AS THE MAJOR MEETING POINT OF THE SECTOR IN TURKEY, ON 2-5 MAY.

40

M BAfiARI ‹fiE ALMAKLA MI BAfiLAR?... M.RAUF ATEfi, JAPON ‹fi KÜLTÜRÜNE DE DE⁄‹ND‹⁄‹ YAZISINDA KONUYU ‹NCEL‹YOR. DOES SUCCESS BEGIN ON RECRUITMENT? M.RAUF ATEfi DELVES IN THE THESIS IN HIS ARTICLE ON JAPANESE BUSINESS CULTURE.

52 L ZEKER‹YAKÖY’DE YAPIMI SÜREN ORMANADA PROJES‹N‹N ‹KL‹MLEND‹RME ÇÖZÜMLER‹ B‹RÇOK PROJEDE OLDU⁄U G‹B‹ DAIKIN’DEN GELD‹... THE AIR CONDITIONING NEEDS OF THE PROJECT ORMANADA UNDER CONSTRUCTION IN ZEKERIYAKÖY IS OFFERED AS USUAL BY DAIKIN. 4 SANT‹GRAT


003_005_icindekiler

7/16/12

6:06 PM

Page 3

20 SANT‹GRAT TEMMUZ/JULY - A⁄USTOS/AUGUST - EYLÜL/SEPTEMBER 2012 SAYI/ISSUE: 17

Daikin Is›tma ve So¤utma Sistemleri San. Tic. A.fi. Ad›na ‹mtiyaz Sahibi On Behalf of Daikin Air Conditioning Systems Ind. Trade Inc.

Hasan Önder

BEYAZ BADANALI, MAV‹YE BOYANMIfi KAPI VE PENCEREL‹ KÜB‹K EVLER, BEGONV‹LLERLE BEZENM‹fi DAR SOKAKLAR, HAREKETL‹ CADDELER‹YLE “KOMfiU”NUN ADALARINDAYIZ... CUBICAL HOUSES PAINTED IN WHITE WITH BLUE DOORS AND WINDOWS, NARROW PATHS COVERED BY BEGONVILLAS, LIVELY STREETS: WE ARE IN THE “NEIGHBOUR’S” ISLANDS… DÜNYA KL‹MA DEV‹ DAIKIN, 4’ÜNCÜ NES‹L VRV ‹LE VER‹ML‹L‹K ÇITASINI DAHA DA YÜKSE⁄E TAfiIYOR. ÜRÜN YÜZDE 25 DAHA DÜfiÜK ENERJ‹ MAL‹YET‹ SA⁄LIYOR. THE GLOBAL AIR CONDITIONING GIANT DAIKIN RAISES THE STANDARDS OF EFFICIENCY EVEN FURTHER WITH THE FOURTH GENERATION VRV. THANKS TO THE PRODUCT, 25 PER CENT LESS ENERGY IS SPENT. 26 SHOPING FEST ETK‹NL‹⁄‹NDE DAIKIN’‹N KARAKTERLER‹N‹ Ç‹ZEN USTA M‹ZAHÇI ERD‹L YAfiARO⁄LU DERG‹M‹ZE ÖZEL B‹R RÖPORTAJ VERD‹. THE INGENIOUS HUMOURIST ERD‹L YAfiARO⁄LU, WHO DREW DAIKIN CHARACTERS DURING THE SHOPPING FEST EVENTS, GAVE AN INTERVIEW FOR OUR MAGAZINE. 30 ECO D‹ZAYN D‹REKT‹F‹ (ERP) UYARINCA AVRUPA ÜLKELER‹, 2013 YILINDAN ‹T‹BAREN ISITMA VE SO⁄UTMA C‹HAZLARININ GERÇEK ENERJ‹ VER‹ML‹L‹⁄‹N‹ ÖLÇEN “SEZONSAL VER‹ML‹L‹K”E GEÇ‹YOR. IN ACCORDANCE WITH THE ECO DESIGN DIRECTIVE (ERP), THE EUROPEAN COUNTRIES PASS ON TO THE “SEASONAL EFFICIENCY” TO MEASURE THE ACTUAL ENERGY EFFICIENCY OF THE HEATING AND COOLING DEVICES BY 2013. 34 GÜNÜMÜZDE SADECE B‹R SANAT OLARAK KABUL GÖREN GELENEKSEL JAPON DAVULU TAIKO, SAVAfiTA ORDUYU CANLANDIRMAK, HALKI BAYRAM KUTLAMALARINA DAVET ETMEK G‹B‹ B‹RÇOK NEDENLE ÇALINIYORDU. REGARDED TODAY AS A MERE FORM OF ART, THE TRADITIONAL JAPANESE DRUM TAIKO USED TO BE PLAYED TO ENCOURAGE THE ARMY IN WAR AND TO INVITE PEOPLE OVER FOR THE FESTIVE CELEBRATIONS. 39 DAIKIN’‹N ‹LER‹ TEKNOLOJ‹ HAVA TEM‹ZLEY‹C‹S‹, STREAMER TEKNOLOJ‹L‹ HAVA TEM‹ZLEY‹C‹S‹ MC70L ‹S‹ML‹ ÜRÜ, ALERJENLER‹ VE ZARARLI BAKTER‹LER‹ AYRIfiTIRIYOR. DAIKIN’S HI-TECH AIR CLEANER WITH STREAMER TECHNOLOGY NAMED MC70L REFINES THE AIR FROM ALLERGENS AND HARMFUL BACTERIA. 44 G‹RESUN’UN KARABÖRK BELDES‹’NDE KONUfiULAN B‹R ÇEfi‹T ISLIK D‹L‹, BELK‹ DE DA⁄DAN DA⁄A HABERLEfiMEN‹N EN ‹Y‹ YOLU... A KIND OF WHISTLING LANGUAGE USED IN G‹RESUN’S KARABÖRK REGION IS PROBABLY THE BEST WAY OF COMMUNICATING BETWEEN MOUNTAINS… 46

Yönetim Yeri/Headquarter: Daikin Is›tma So¤utma Sistemleri San. Tic. A.fi Hürriyet Mahallesi E-5 Yanyol Üzeri No: 57 Kartal / ‹stanbul Tel/Phone+90 216 453 27 00 www.santigrat.com.tr santigrat@daikin.com.tr Yaz› ‹flleri Müdürü (Sorumlu)/(Managing) Editor in Chief fiule fientarl› Kreatif Direktör/Creative Director Belma Kuyucu Editör (Kurumsal)/Editor (Corporate) Hülya Dinçer Editör (‹çerik)/Editor (Content) Salih Akkaya Çeviri/Translation Services Gökçe Aktu¤ Foto¤raf/Photography Deniz Aç›ksöz Katk›da Bulunanlar/Contributors: Seyra Faralyal› Erdalo¤lu, Ümmü Taylan, Bora Erdin, Murat Kurt, Bask›/Printing Aktif Matbaa ve Reklam Hizmetleri San. Tic. Ltd.fiti. Sefaköy Halkal› Cad. No. 245 Küçükçekmece / ‹stanbul Tel: 0 (212) 698 93 54 © Bu yay›n›n her hakk› sakl›d›r. Bu dergide legal olarak yay›mlanan yaz›, makale, foto¤raf, çizgiroman ve illustrasyonlar›n sorumluluklar› sahiplerine ait olup, copyright haklar› Daikin Is›tma ve So¤utma Sistemleri San. Tic. A.fi.’ye aittir. ‹çeri¤in, Daikin Is›tma ve So¤utma Sistemleri San. Tic. A.fi.’den yaz›l› izin almaks›z›n herhangi bir ortamda ço¤alt›lmas›, bas›lmas›, referans gösterilmesi ve yay›mlanmas› yasakt›r. © All rights reserved. The legal responsibility for all the articles, images and illustrations published in this magazine belong to their owners, whereas their copyrights to Daikin Air Conditioning Systems Ind. Trade Inc. Reproduction in whole or part without the written permission of Daikin Air Conditioning Systems Ind. Trade Inc. is strictly prohibited.

Geri dönüflümlü ka¤›da bas›lm›flt›r. / Printed on recycled paper.

SANT‹GRAT 5


Ameliyat yapmak çocuk oyuncağı Operation as a piece of cake Londra’da doktorlar oyun konsollarında kullanılan ve alışıldık kontrol panelleri yerine harekete ve sese duyarlı sensörlerle işlem yapılmasını sağlayan teknolojiyi hassas ameliyatlarda kullanmak için denemeler yapıyor. Bu yeni sistem doktorların görüntüleri klavye yerine ses ve el hareketleri ile kontrol edebilmesine olanak tanıyor. Cerrahlar bu yeni teknolojinin kendilerine daha kontrol sahibi olma imkanı sağladığını ve dikkatlerinin dağılmasını engellediğini söylüyor. Uzmanlar bu yeni teknolojinin 15 yıl içinde tüm ameliyatlarda kullanılmasına başlanabileceğini düşünüyor. Scientists from London are working on adapting the motion and sound sensitive sensor technology that has replaced the common control pannels in game consoles to critical operations. The new system enables doctors to control the images using their voices and gestures instead of keyboards. Surgents state that the new technology gives them much more control and prevents them from disconcentration. According to the experts, the technology will be put in us efor all operations within 1 years.

Adınız geçince koku salgılayan robot This robot emits odour on hearing your name

Akıllı telefonla tatlı rüyalar Sweet dreams with smart phones Uzmanlar rüyamızda ne göreceğimizi kontrol edip edemeyeceğimiz üzerine bir araştırma başlattı. Seslerin rüyayı yönlendirebileceği tezi sınanacak. Bu deney için geliştirilen bir akıllı telefon uygulaması, uyuyan insanlara ormanlık bir yerde ötüşen kuşların ya da kıyıya vuran dalgaların seslerini çalacak. Scientists initiated a research on whether our dreams could be taken under control. The thesis under trial is on whether the dreams could be manipulated through sounds. A smart phone application playing the sounds of birds chirping in the forest or waves hitting on rocks is specially developed for the experiment. 6 SANTİGRAT

Eskiden biri hakkınızda konuşunca kulaklarınız çınlar denirdi. 21’inci yüzyılda ise biri hakkınızda konuştuğunda bunun kokusunu alacaksınız. Yeni icat edilen Olly adlı bir robot sosyal medya sitelerinde sahibinin adının geçip geçmediğini kontrol ediyor ve biri sahibinden bahsettiğinde ortama bir koku yayarak onu haberdar ediyor. Olly, Mint adlı teknoloji şirketinden Benjamin Redford tarafından geliştirildi. Redford, Olly’i yaratırken internete bağlı ancak ekranı olmayan bir robot yapmak olduğunu söyledi. They used to say that your ears woul burn when someone talked about you. In the 21st century, you will smell the fact instead! The new invention named Olly checks its owner’s reputation in social media sites and alerts by giving off an odour when s/he is mentioned. Olly is developed by Benjamin Redford by Mint Technologies. Redford’s primary impetus was creating an online robot with no monitors.


Uzaya ilk özel kargo gönderildi First special space cargo is sent ABD’de SpaceX şirketi, dünya yörüngesindeki uzay istasyonuna gıda ve yedek parça ulaştıracak olan kapsülü taşıyan bir roketi ‘California’daki Cape Caneveral Üssü’nden başarıyla fırlattı. Bu uçuş ilk özel kargo taşıması olarak tarihe geçti. Roketin Dragon adındaki kapsülü, yükü boşaldıktan sonra, dünyaya geri dönecek. Yerküreye düştüğünde içinde tamir edilmesi gereken malzemeler olacak.

Japonlara özel cep telefonu yapıldı Special cell phone for Japanese Japonya’da piyasaya sürülecek olan bu cebin diğerlerinden çok farklı bir yeteneği var. Japonya’nın üçüncü ağ operatörü Softbank, tüketicilere yönelik radyasyon ölçerli telefonun hazırladı. Radyasyon ölçme özelliği, Pantone cep telefonunun standart bir özelliği olacak. Pantone, iPhone’dan sonra Softbank tarafından satılan en popüler cep telefonu. Pantone 5, Sharp tarafından geliştiriliyor ve cebin bu sürümü Android ile çalışıyor. Aynı zamanda su geçirmeyen bir kaplamaya sahip cep telefonunun elde taşınması da çok pratik.

The US company SpaceX successfully launched a rocket carrying a capsule loaded food and spare parts to the space station in the world’s orbit from the Cape Caneveral in California. The blast-off went down in history as the very first special cargo to the space. The rocket capsule “Dragon” is going to return on Earth after dropping load, loaded with parts in need of repair.

The new cell phone to hit the Japanese market has a very special talent. Softbank, the third network operator of the country, developed a radiation measuring cell phone for consumers. This attribute of radiation measurement will be standard for the cell phone Pantone, which is the most popular mobile phone following iPhone ever sold by Softbank. Pantone 5 is developed by Sharp and the new release works on Android. The phone with an impermeable lining is very easy to carry around. SANTİGRAT 7


Herkesin robotu kendine / To each his own robot Araştırmacılar sıradan bir insanın evindeki bilgisayarı kullanarak 24 saat içinde kendi robotunu tasarlayıp, bu tasarımı özel bir yazıcı sayesinde üretmesini sağlamayı hedefliyor. ABD’de yürütülen proje başarıya ulaşırsa, evlerde robot tasarlayıp bunları yazıcılarda basmak 10 yıl içinde mümkün olabilecek. Araştırmayı yürüten ekip bu proje sayesinde amaca özel robotlar yaratmanın çok kolay hale geleceğini ve bunun toplum üzerinde önemli etkileri olacağını düşünüyor. Araştırma, Amerikan Ulusal Bilim Vakfı’nın 10 milyon dolarlık bağışı ile finanse ediliyor. Researchers are working on enabling any computer user to design his own robot in 24 hours by using his own pc, and to produce it with the help of a special printer. In case the US study gains success, designing an printing one’s own robot at home will be possible within a decade. The research team believe that targetoriented robots will be very easy to produce and will have a high impact on society once the research becomes successful. The study is financed by the 10 million USD donation of the US National Science Foundation.

Ay’a gideceklere önemli uyarı / Important notice for Moon travellers Eğer bir gün yolunuz uydumuz Ay’a düşerse, NASA’nın bu tehdit gibi açıklamasını unutmayın. Google’un Lunar X Prize yarışması ile birlikte şirketler Ay’a robot göndermek için çalışmalara başladı. Tabii bu hummalı çalışma NASA’yı rahatsız etmiş olacak ki, NASA, Ay’da bıraktığı emanetlere ve izlere kesinlikle zarar verilmemesini istedi. Ay’da bıraktığı Amerikan Bayrağı, Apollo Rover aracı, çarpışma bölgeleri, test ekipmanları ve ayak izlerinin hepsini Ay’ın tarihi mirası olarak görüyor. If you happen to visit our satellite one day, remember this threatening announcement of the NASA! Starting with the Lunar X Prize contest by Google, companies began working for sending a robot to the Moon. NASA is apparently disturbed by all these devoted studies, for they asked for absolutely no damage on the charges and traces they left on the satellite. The US flag, Apollo Rover vehicle, collision zones, trial equipments and foot marks left by NASA are considered as the historical heritage of Moon. 8 SANTİGRAT


Jobs’un notları açık artırmada / Jobs’ s notes in auction Steve Jobs’un daha Apple bile kurulmadan önceki bir mühendislik notu Sotheby’s’de açık artırmaya çıktı. Apple’ın geçen yıl hayatını kaybeden CEO’su Steve Jobs’un 1974’te Atari’de görev yaptığı zamanlara denk gelen eliyle yazdığı Atari Dünya Futbol Kupası oyununu geliştirmeyi amaçlayan dört sayfalık raporu, Sotheby’s tarafından satışa sunulacak. Jobs’un 19 yaşındayken yazdığı ve New York’ta açık artırmaya çıkarılacak raporun en az 15 bin dolar satılması bekleniyor. An engineering note taken by Steve Jobs even before Apple was founded went on the block in Sotheby’s. The four page report aiming for the improvement of Atari World Soccer Cup game, written by the recently deceased CEO of Apple in 1974, during his position in Atari will be put in auction by Sotheby’s. The report written down by the 19 year old Jobs will go on the block in New York and is estimated to be sold for a minimum of 15 thousand dollars.

350 yıllık problemi 16 yaşında çözdü / 16 year old solved the 350 year old problem Tarihin en büyük bilim insanı ve matematikçilerinden biri kabul edilen Sir Isaac Newton tarafından 350 yıl önce yazılan bir problem, Almanya’da yaşayan 16 yaşındaki bir öğrenci tarafından çözüldü. Dresden kentinden yaşayan Hint asıllı Shouryya Ray, iki temel parçacık dinamiği teorisini çözmesinin ardından bilim dünyası tarafından “dahi” olarak kabul ediliyor. Fizikçiler, Newton’dan kalan bu problemleri geçmişte bilgisayarların yardımıyla çözebilmişti. Ray’in sunduğu çözüm, bilim insanlarının fırlatılan bir topun havada izlediği yolu hesaplanmasına yardımcı olacak.

The problem written down 350 years ago by Sir Isaac Newton, who is considered as one of the greatest scientists and mathematicians in history, is solved by a 16 year old student in Germany. Having solved the two fundamental particle dynamics theory, the Indian-origined Shouryya Ray from Dresden is considered a “genius” by the world of science. In the past, physicians could solve the Newton problems with the help of computers. The solution offered by Ray will help scientists in calculating the itinerary of a ball thrown in the air. SANTİGRAT 9


Nerede o ‘eski’ ramazanlar… ‘ESKİYE RAĞBET OLSA BİT PAZARINA NUR YAĞAR’ DEMİŞ ATALAR. OYSA RAMAZANDA DA, BAYRAMDA DA ‘NERDE O ESKİLER’ SÖZÜNDEN GEÇİLMEZ ORTALIK. DİLİMİZE PELESENK OLMUŞ BİR KERE. SÖYLERİZ SÖYLEMESİNE AMA PEK DE BİLMEYİZ. NEYMİŞ BU ESKİNİN HİKMETİ… NELER YAŞANIRMIŞ O RAMAZANLARDA… Yazı/By: BENGÜ BADE

Bağışlanmanın, bolluğun, bereketin bir o kadar da toplumsal dayanışmanın ayı ramazan. ‘Bin aydan daha hayırlı.’ İslam aleminde heyecanla, coşkuyla beklenen, sevinçle, saygıyla karşılanan başka bir zaman yok, inananlar için. Bugün de, geçmişte de... Alışkanlıklar değişiyor, adetler de yerini yenilerine bırakıyor. Eski ramazanların peşine düşüp neredeler şöyle bir 10 SANTİGRAT

Ramadan is the month of forgiveness, abundance, blessing, and last but not least, of social solidarity. ‘More blessed than a thousand months.’ For the

faithful, no other month is anticipated with more enthusiasm, more eagerness, more joy and respect in the world of Islam. There is not, there has never been… The


bakalım, Osmanlı’dan bugüne birlikte gezelim istedik. Ramazan’ın müjdecisi ‘Ramazan Hilali’ydi eskiden. Şaban ayının 29’uncu günü sabırsızlıkla hilalin çıkmasını bekleyenler şimdiki gibi koca koca gökdelenler olmadığından, Galata Kulesi’nden cami minarelerine, buldukları en yüksek yerlerde nöbet tutarlardı. Ay takviminde aylar 29 ya da 30 çekebileceğinden hilal görülmeden ramazan ilan edilmezdi. Çocuklar bu işin en sıkı takipçisiydi, elbette. Davullarla hilalin görüldüğü herkese bildirilir, çocuklar en küçüğünden en büyüğüne davulcuların peşine takılır, sokak sokak dolaşarak neşe içinde müjdeyi verirlerdi sağa sola. ALTIN NOHUTLAR... Dayanışma ibadet kadar önemli ramazanda. İftar için bütün kapılar ardına kadar açıktı, herkese. Davete bile gerek yoktu. Rastgele bir konağın kapısını çalıp, “İftara Tanrı misafiri!” diyen ne yadırganır, ne de ayıplanırdı. Evlerde davetsiz misafirler için de sofralar kurulur. Ev sahibi ne yiyorsa, onlar da aynısını yerdi. Çat kapı gelen bu misafirleri iftarın sonunda bir de sürpriz beklerdi: Diş kirası. Ev sahibi yemeğe gelen misafirleri uğurlarken para ya da küçük hediyeler verirdi. Bu genelde kadife

habitudes change, so do the traditions. That is why we wanted to keep track of the old Ramadans and see what has come and gone… ‘The Ramadan Crescent’ used to be the harbringer of Ramadan. As there were no giant skyscrapers back then, those waiting eagerly for the new moon to rise on the 29th day of the month of Şaban (the 8th month of the Muslim calendar) kept guard on the highest places they could find, from the Galata Tower to the minarets. The months could last 29 or 30 days in the moon calendar, which was why Ramadan did not start before the new moon’s rise. As expected, children were keenest followers. The rise of the crescent was announced with drums, which were followed by children of all ages, wandering from street to street to announce the good news with pleasure. THE GOLDEN CHICKPEAS Solidarity counts as much

as worship in Ramadan. All doors were wide open for anyone during ‘iftar’ (the breaking of the fast). No invitation was needed. Knocking on a random door as an unexpected dinner guest was neither found odd nor condemned. Tables were also set for unexpected guests, to whom the same meals were served as the rest of the household. There was a surprise waiting for out-of-the-blue visitors after dinner: the hosts saw their dinner guests off with small gifts or some money; which was usually a silver or golden coin in a velvet sac. The tradition first started by Mahmut Pasha, the Grand Vizier of Sultan Mehmet II, and in time became widespread. Rumour has it that Mahmut Pasha hides golden chickpeas in rice, and said: “He who enjoys wealth should have gold in his mouth to spend unselfishly.” And families of moderate means invited their neighbours on seven dinners during Ramadan. Cold fruit juices, lemonades were served from the

Good “old” ramadans… A TURKISH PROVERB SAYS, “IF THERE WERE DEMAND FOR THE OLD, THE FLEA MARKET WOULD BE THE LAND OF MILK AND HONEY.” DURING RAMADAN AND THE FEAST, HOWEVER, EVERYBODY KEEPS TALKING ABOUT THE GOOD OLD DAYS. LIKE THE HARP ON THE SAME STRING, WE REPEAT IT AGAIN AND AGAIN, WITHOUT KNOWING MUCH WHAT WE ARE TALKING ABOUT. WHAT IS SO GOOD ABOUT THE OLD? WHAT USED TO HAPPEN ON THOSE RAMADANS? SANTİGRAT 11


kese içinde gümüş akçe veya altın paralar olurdu. İlk kez Fatih Sultan Mehmet’in sadrazamı Mahmut Paşa tarafından uygulanmaya başlanan bu gelenek giderek yaygınlaştı. Bir rivayete göre Mahmut Paşa pilava altın nohutlar koyar: “Servete nâil olan kimsenin ağzında, cömertçe sarf etmek için altun bulunmalıdır” derdi. Orta halli ailelerse ramazan boyunca komşularını 7 akşam iftara çağırırdı. Hemen hemen her mahallede bulunan sebillerde soğuk meyve suları, limonatalar dağıtılırdı. Sultanahmet Meydanı’ndaki Alman Çeşmesi’den ise ramazan boyunca şerbet akardı. Bir başka adet ise ‘zimem defteri’ yani veresiye defteriydi. Ramazanda zen-

12 SANTİGRAT

fountains which were present in every other neighbourhood; and sherbet pulsed from the German Fountain in Sultanahmet Square throughout Ramadan. Another tradition concerned the credit book. In Ramadan, the rich did as much as their wealth permitted to charge off the debts of the poor to the grocer or the butcher. Neither the debtor knew by whom his debt was charged off, nor the benefactor knew

whom he helped. The Friday prayers were performed in certain places as well. The address of the first Ramadan Friday was Haghia Sophia, and the following Fridays were addressed to Eyüp Sultan, Fatih and Blue Mosques respectfully. The people did not sleep until dawn, waiting for sahur (meal eaten before starting fasting in Ramadan). Promenading around Istanbul shimmering with ‘mahyas’, i.e. decorative lights hung between minarets, after dinner was a unique pleasure. Some enjoyed the encomiast or the galanty show, others spent time in mosques. The mosques used to be open until dawn.


ginler herhangi bir bakkala, kasaba ya da manava girer, serveti elverdiğince yoksulların borçlarını kapatırdı. Ne borçlu borcun kim tarafından ödendiğini bilirdi. Ne de hayrı yapan bunu kime yaptığını. Cuma namazlarının da nerelerde kılınacağı belliydi. Ramazanın ilk cuması Ayasofya’da, onu takip eden cumalar sırasıyla Eyüp Sultan, Fatih ve Süleymaniye camilerinde. Halk sabaha kadar uyumaz, sahuru beklerdi. İftardan sonra mahyalarla süslenmiş ışıltılı İstanbul’da gezmek ayrı bir keyifti. Kimi

Here were served sahur and iftar meals. The moral life was enriched further by Koran readings and religious chats. Like people, mosques too welcomed Ramadan in their best. In addition to the first and the last days of

this month, minarets were dressed in caftan, in other words decorated with lines of candles also in the Night of Decree and the evenings of fest. FROM SINOP TO ERZURUM... Every region had their own

SANTİGRAT 13


meddah ya da Karagöz seyredip eğlenirken, kimi de vaktini camide geçirirdi. Camiler de sahura kadar açıktı, buralarda sahur ve iftar yemekleri dağıtılırdı. Okunan Kur’anlarla, dini sohbetlerle manevi hayat daha da renklenirdi. İnsanlar gibi camiler de süslenerek karşılardı, ramazanı. Bu ayın ilk ve son gecelerinde olduğu gibi, Kadir ve Bayram gecesi de cami minarelerine kaftan giydirilir, yani dizi dizi kandille donatılırdı. SİNOP’TAN ERZURUM’A... Bir de her yöreye özgü ramazan adetleri vardı. Bursa’da iftar sofrasına gelen misafirlere salonun kapısında şimşir kaşıklar dağıtılırdı. Kaşıklarda Kur’an’daki sure isimleri yazar, herkes aldığı kaşıkta hangi sure ismi yazıyorsa, o ismin yazılı olduğu sofraya otururdu. Böylece zengin-fakir hiçbir ayrım olmadan yan yana yemek yerdi. Yörede yaşadığı söylenen gölge oyunu karakterleri Hacivat ve Karagöz gösterilerini Bursa’da seyretmek de bir 14 SANTİGRAT

Ramadan rituals. In Bursa, iftar guests were presented boxwood spoons at the door of the living room. On the spoons were written the names of Kuran sections, and people were seated on tables which carried the same name with that on

the spoons. Hence, people sat and ate together with no divisions as rich or poor. Watching the galanty shows of Karagöz and Hacivat, who are rumoured to have lived in the region, was a distinct pleasure in Bursa. Kayseri’s famous ‘Arabian soup’ was cooked to bring everyone together. This poultry and dough soup was shared by a number of families. Dropping the dough in the soup had the penalty of cooking the next soup and invite new people over. On the night bridging the 14th day of Ramadan to the 15th, basket festivals were held in Samsun’s Bafra county. After dinner, children collected tips from households with lanterns called ‘baskets’ in their hands. In Sinop, adolescents went out for the same purpose. After dinner, they collected tips with lanterns and candles from households on finely decorated rowboats. They stopped the boats by the destined houses, sang verses and asked for tips, which were thrown from the houses wrapped in handkerchieves, the ends of which were burned to be seen in dark. The first time faster kids


başka güzeldi. Kayseri’de yapılan arabaşı çorbası da herkesi bir araya getirmek içindi. Tavuk, hindi ya da kaz etleriyle yapılan bu hamurlu çorba birkaç aile bir araya gelinerek yenirdi. Çorbaya hamuru düşüren cezalı sayılır ve bir sonraki arabaşını yaparak yeni konuklar davet ederdi. Ramazan ayının 14’ünü 15’ine bağlayan gece Samsun’un Bafra ilçesinde sele-sepet şenlikleri yapılırdı. İftarın ardından çocuklar sele-sepet adı verilen fenerlerle evleri dolaşarak bahşiş toplarlardı. Sinop’da da gençler ‘helesaya çıkardı’. İftar sonrası özenle süslenmiş kayıklar eşliğinde ellerde fener ve mumlarla mahalleleri dolaşılarak bahşiş toplarlardı. Kayığı, gidilen evin önüne koyan gençler mani söyleyip bahşiş ister, bahşişler evlerden bir mendile sarılarak atılır. Gece karanlıkta düştüğü yer görülsün diye de mendilin ucu yakılırdı. İlk defa oruç tutan çocuklara Erzurum’da hediyeler verilir, Kütahya’da da iftardan sonra aile büyükleri tarafından sırtlarında gezdirilirdi. Karaman ve Aksaray’da yüksük oyunu¸ tura oyunu¸ yıldız sayma¸ yumurta saklama gibi oyunlar oynanıp büyüklerin anlattığı hikayeler¸ anılar yöresel masal ve efsaneler dinlenirdi. İzmir’in Kemeraltı, Edirne’nin Selimiye Meydanı’ndaki ramazan eğlenceleri, Tekirdağ’da sandalla sahil turları, Isparta’da cami minarelerinin tırtır denilen süslü kağıtlarla bezenmesi, Sivas’ın tel helvası, ramazanın vazgeçilmez tatlarındandı. Eski ramazanlardaki geleneklerin bir kısmı unutulup gitti, bir kısmı ise hala sürüyor. Adetler tam olarak kaybolmuyor belki ama zamana, yaşama biçimimize göre şekil değiştiriyor. Her kapıyı çalıp misafir olamıyoruz. Ama evine yetişemeyenler için iftar çadırları var. Diş kirası yerine lüks otellerde verilen ihtişamlı iftar yemekleri. Değişmeyen bir şey varsa yardımlaşma ve dayanışma ruhu. Her zaman telaşla, sevinçle beklenen bu ayın bağışlanma ve ibadet ayı olduğu bir de. Eskileri özlüyoruz özlemesine. Bugün de ramazanlarda başka tatlar, başka heyecanlar var kuşkusuz. Kim bilir belki 50 yıl sonra bugünleri de anıp “nerde o eski ramazanlar” diyeceğiz.

were given presents in Erzurum. In Kütahya, they were carried around on the backs of family elders after dinner. In Karaman and Aksaray, games of thimble, heads, counting stars, hiding eggs were played; stories and memories of grown-ups, local tales and legends were listened. Ramadan festivities were noteworthy in Izmir Kemeralti and Edirne’s Selimiye Square, whereas in Tekirdağ boat rides, in Isparta paper minaret decorations, in Sivas string havla were among Ramadan’s indispensable pleasures.Some of these old Ramadan traditions were forgotten by, other still survive. Perhaps customs do not die completely, but are transformed in parallel to the time and lifestyles. We cannot knock on random doors to be invited in. But there are iftar tents who

cannot make up to their homes. Instead of gifts or money, there are glorious iftar dinners in luxury hotels. What still remains is the spirit of cooperation and solidarity. And the fact that this month always waited in anticipation and joy is a month of forgiveness and worship. Yes, we miss the good old days, but present Ramadans surely offer other pleasures and emotions. And who knows, we will probably chant the same tune on the good old days 50 years from now on…

SANTİGRAT 15


020_025_yunan

7/12/12

1:41 PM

Page 2

Komflu’nun ufak tefek adalar› BEYAZ BADANALI, MAV‹YE BOYANMIfi KAPI VE PENCEREL‹ KÜB‹K EVLER, BEGONV‹LLERLE BEZENM‹fi DAR SOKAKLAR, KIPIR KIPIR CADDELER, UFKA UZANAN YEMYEfi‹L BA⁄LAR, BAfiKA B‹R ZAMANDAN GEL‹P KONMUfi G‹B‹ TEPELERDEN BAKAN YEL DE⁄‹RMENLER‹, PLAJLAR, NEFES KESEN GÜNBATIMI MANZARALARI… ‹fiTE KIKLAD ADALARI… Yaz› / By SEYRA FARALYALI ERDALO⁄LU

20 SANT‹GRAT


020_025_yunan

7/12/12

1:42 PM

Page 3

Yunan Adalar› deyince biz Türklerin akl›na önce Oniki Adalar gelse de, dünyan›n kalan k›sm›n›n bu konudaki alg›s› farkl›. ‹yon Denizi, Ege ve Akdeniz’de irili ufakl› yüzlerce adaya sahip olan Yunanistan (hatta birini yak›nlarda Katar fieyhi’ne satt›lar) s›n›rlar› içinde bir adalar toplulu¤u var ki, Yunan Adalar› deyince akla ilk onlar geliyor: Kiklad Adalar›. Yunan Mitolojisi’ne göre Leto’nun Artemis ve Apollon’u do¤urdu¤u kutsal Delos adas›n› çevreleyen adalardan oluflan Kiklad Adalar›, bugün Yunanistan’›n en popüler turizm merkezlerinin bafl›n› çekiyor. Aralar›nda Mykonos, Santorini, Paros, Naxos ve Ios’un da bulundu¤u 39 adadan oluflan bu adalar toplulu¤unun 24’ü yerle-

We, the Turkish people, recall the Dodecannes when the Greek Islands are mentioned; the rest of the world, however, share a different perception. The Cyclads are the first among the Greek archipelago (one island of which has recently been sold to a Qatar Sheikh) spread around the Ionian, the Aegean and the Mediterranean seas. According to the Greek Mythology, the Cyclads embrace the holy Delos island, where Leto gave birth to Artemis and Apollo. Today, these islands are the shining stars of Greek tourism. 24 of the 39 islands, among which Mykonos, Santorini, Paros, Naxos and Ios are also included, are settlements. In addition to private yachts and cruise ships, the Cyclads

can be reached by ferries departing from Athens, Thessaloniki and Crete. It takes six hours of ferry ride from Athens to reach the most popular island Mykonos. Airway is another alternative to arrive the island. With a reputation as the most expensive vacation spot of Greece, “the Island of Entertainment” is comparable to Ibiza, the wildest island of the Mediterranean. The central streets are

The neighbour’s tiny islands WHITE CUBICAL HOUSES WITH DOORS AND WINDOWS PAINTED IN BLUE, NARROW ROADS COVERED IN BEGONVILLAS, LIVELY STREETS, GREEN VINEYARDS STRETCHING ALONG THE HORIZON, WINDMILLS ON THE HILLS THAT SEEM TO BELONG TO A DIFFERENT TIME, BEACHES, OUTSTANDING SUNSETS… WELCOME TO THE CYCLADS! SANT‹GRAT 21


020_025_yunan

7/12/12

1:42 PM

Page 4

Santorini

flime aç›k. Kiklad Adalar›’na özel yat ve cruise gemisi d›fl›nda Atina, Selanik ve Girit’ten feribotla ulafl›labiliyor. Bu adalar›n en popüleri Mykonos’a Atina’dan feribotla 6 saatte ulafl›l›yor. Adaya gelmek için di¤er bir seçenek de havayolu. Yunanistan’›n en pahal› tatil merkezi olarak tan›mlanan e¤lence adas› Mykonos, Akdeniz’in en ç›lg›n adas› ‹biza ile k›yaslan›yor. Adan›n merkezindeki sokaklar her daim kalabal›k ve hareketli. E¤lence 24 saat devam ediyor. Her ne kadar Mykonos pahal›l›¤›yla ün yapm›fl olsa da, merakl› bir gezgin kendine uygun koflullarda konaklayacak ve adan›n tad›n› ç›karacak ortam bulabilir. 85 kilometrekarelik yüzölçümüyle Kiklad Adalar›’n›n küçüklerinden biri olan Mykonos’un merkezine en yak›n ve dolay›s›yla en kalabal›k plajlar› Malalianos ve Tourlos. Sakl› cennetleri sevenler Plati Yialos plaj›ndan kalkan küçük teknelerle Elia Plaj›’na gidebilirler. Mykonos’ta su sporlar›, plaj partileri, dans ve e¤lenceden vakit bulanlar için kültürel ziyaret noktalar› da var. Folklor Müzesi, Arkeoloji Müzesi, Deniz Müzesi ve Kültür Müzesi bunlardan en önemlileri. Parapotiani Kilisesi de görülmeye de ¤er. Adada y›l›n her dönemi festivaller ve dini bayramlar kutlan›yor. Görkemli bir flekilde kutlanan festivallerde yeme, içme, yerel mü22 SANT‹GRAT

crowded and vivid all around the clock. The party continues 24 hours. Despite its reputation for being expensive, a curious voyager can accomodate under budget-friendly conditions and enjoy the island. With a surface area of 85 square kilometers, Mykonos is one of the smallest islands of the Cyclads. Malalianos and Tourlos are the nearest beaches to the center, therefore also the most crowded. The lovers of hidden paradise prefer to sail to the Elia Beach with the little boats that depart from the Plati Yialos. Mykonos also has cultural spots for those who can spare time from water sports, beach parties, dance and entertainment. The Museum of Folklore, the Museum of Archeology, the Maritime Museum and the

Museum of Culture are the most significant. The Church of Parapotiani is also worth visiting. All around the year, several civil and religious festivals are celebrated on the island. These spectacular festivites include dining, wining, local music and dances all through the night. During summer months, widespread cultural and artistic events are organized. Linen and lace handcrafts, ceramic souvenirs produced by Mykonos women are on the top of the gift lists. There are many restaurants that appeal to all kinds of tastes. Still, it is the appetizers and fish dishes that come forth. MYSTICAL SANTORINI Santorini is one of the most mystical and attractive one of the volcanic islands. Allegedly, the most amazing sunset to be seen is here. It is as fun as Mykonos, with the bonus of a romantic twist, which makes it a leading honeymoon destination. Some scientists go as far as to claim that Santorini is the lost Atlantis of Platon. From 3600 BC until the great volcanic explosion in 1500 BC, the island was one of the Minos colonies. The volcanic explosion in Santorini was so big that the Minos Civilization in Crete 70 sea miles away was destroyed by the tsunami it caused. The ruins of the ancient city, which were perfectly


020_025_yunan

7/12/12

1:42 PM

Page 5

Paros

zik ve danslar gece boyunca devam ediyor. Her y›l yaz aylar›nda genifl çapta kültürel ve sanatsal aktiviteler gerçeklefltiriliyor. Mykonoslu kad›nlar taraf›ndan üretilen keten ve dantel el iflleri, seramik hediyelik eflyalar hediyeliklerin bafl›nda geliyor. Adada her tür damak zevkine hitap eden restoranlar mevcut. Yine de mezeler ve bal›k spesiyaliteleri öne ç›k›yor. G‹ZEML‹ SANTOR‹N‹ Volkanik adalar›n en gizemli ve caziplerinden biri ise Santorini. Dünya üzerinde görülebilecek en eflsiz günbat›m› manzaras›na sahip oldu¤u söyleniyor. Mykonos’tan fark›, e¤lenceli oldu¤u kadar romantik de olmas›. Balay› için tercih edilen güzergahlar›n bafl›nda geliyor. Santorini’nin Platon’un kay›p Atlantis’i oldu¤unu iddia eden bilim insanlar› bile var. Ada MÖ 3600 y›l›ndan MÖ 1500 y›l›nda gerçekleflen fliddetli volkanik patlamaya kadar Minos Medeniyeti’nin kolonilerinden biriymifl. Santorini’deki volkanik patlama öylesine fliddetliymifl ki, 70 deniz mili uzaktaki Girit Adas›’ndaki Minos Medeniyeti bu patlaman›n oluflturdu¤u dev dalgalar, yani tsunami ile yok olmufl. Kat›laflm›fl tüflerin alt›nda binlerce y›l çok iyi bir flekilde korunan antik kent kal›nt›lar› adan›n benzersiz bir güzelli¤e sahip olmas›na katk›da bulunmufl. Volkanik patlama sonucunda bugünkü krater görünümüne sahip olan Santorini, y›l boyu bir milyonun üzerinde turistten ve balay›

preserved for millenia under the solidified tuff, contributed in the magnificient beauty of the island. Owing its crater-like look to the volcanic explosion, Santorini welcomes over one million tourists and honeymooners annually. Situated between Ios and Anafi in the south Cyclads, Santorini has a surface area of 73 kilometersquare. The coastline is 69 km long.

Santorini is not famous for its beaches, as most of the island coastline is covered in black volcanic sand. Even still, bathing on these beaches is a unique pleasure. Especially the red beach which is surrounded by black and white volcaniz rocks is a sight to see. Perissa and Kamari are the island’s other noteworthy beaches. The main attractions of the island are Acrotiri and Thira ruins. The Museum of Thira must be visited in order to see colourful frescoes excavated from the 3600 year old Acrotiri ruins. There are numerous entertainment centers on walking distance. A noteworthy Jazz Festival is SANT‹GRAT 23


020_025_yunan

7/12/12

1:42 PM

Page 6

Mykanos

held every year on the island. World-famous bands of mainstream jazz, ethnic and funk is a major tourist attraction. Most of the traditional island architecture is now restored, some of which serve as hotels. Fira, Immerovigli, Firostefani and Oia villages which protect their traditional lifestyles must be seen. THE TRICK OF THE 100TH DOOR Paros Island is situated right in the heart of the Cyclads and is surrounded by Naxos, Mykonos, Ios, Sifnos and Syros. As the third biggest island of the archipelago, it has a surface area of 186 kilometersquares, and a coastline of 120 km. Paros beaches are organized in the perfect way to answer every need. In addition to all kinds of water sports, some beaches offer the opportunity of windsurfing. Golden Beach is one of the world championship beaches in windsurf. The middle section of the island is hilly, where-

çiftinden oluflan ziyaretçi ak›n›na u¤ruyor. Kiklad Adalar›’n›n güneyinde, Ios ve ve Anafi adalar›n›n aras›nda yer alan Santorini’nin yüzölçümü 73 kilometrekare. Adan›n k›y› fleridi 69 km uzunlu¤unda. Santorini’nin plajlar› meflhur de¤il, çünkü adan›n ço¤u kumsal› siyah volkan kumuyla kapl›. Yine de bu plajlarda denize girmenin ayr› bir keyfi var. Özellikle siyah ve beyaz volkanik kayalarla çevrilmifl k›rm›z› kumsal görülmeye de¤er. Adan›n di¤er ünlü plajlar› ise Perissa ve Kamari. Adada gezip görülecek yerlerin bafl›nda Akrotiri ve Thira harabeleri geliyor. 3600 y›l öncesinden kalma Akrotiri harabelerinden ç›kar›lm›fl rengarenk duvar resimlerini görmek için Thira Müzesi’ne gidilmeli. Yürüyüfl mesafesinde birçok e¤lence merkezi bir arada bulunuyor. Adada her y›l çok önemli bir etkinlik olan Caz Festivali düzenleniyor. Mainstream Jazz, Ethnic 24 SANT‹GRAT


020_025_yunan

7/12/12

1:42 PM

Page 7

Syme

and Funk gibi dünyaca ünlü gruplar›n festivale kat›lmas› turistlerin ilgisini art›r›yor. Adan›n geleneksel mimarisine ait evlerin büyük bir k›sm› restore edilmifl durumda. Bunlar›n bir k›sm› otel olarak hizmet veriyor. Geleneksel yaflam tarzlar›n› koruyan Fira, ‹mmerovigli, Firostefani ve Oia köyleri mutlaka görülmeli. YÜZÜNCÜ KAPININ MAR‹FET‹ Paros Adas›, Kiklad Adalar›’n›n tam kalbinde yer al›yor. Çevresinde Naxos, Mikonos, Ios, Sifnos ve Siros bulunuyor. Adalar toplulu¤unun bu üçüncü büyük adas›n›n yüzölçümü 186 kilometrekare. K›y› fleridinin uzunlu¤u ise 120 km. Paros’un plajlar› her türlü ihtiyaca cevap verebilecek flekilde düzenlenmifl. Her türlü su sporunun yan› s›ra plajlar›n bir k›sm›nda rüzgar sörfü yapma imkan› da var. Golden Beach rüzgar sörfü dünya flampiyonas›na ev sahipli¤i yapan plajlardan biri. Adan›n orta k›sm› da¤l›k, yamaçlar ise verimli ovalarla çevrili. Ovalar, yemyeflil ba¤lar, meyve ve zeytin a¤açlar›yla kapl›. Paros’un merkezi olan Parikia düzenli feribot ve katamaran seferlerinin yap›ld›¤› liman. Parikia’n›n k›y› fleridinde leziz yemeklerin sunuldu¤u kafe ve restoranlar yer al›yor. Adan›n canl› müzik yapan tavernalar› e¤lenmek için ideal. Parikia’da yer alan Ekatontapiliani Kilisesi 1700 y›ld›r ibadete aç›k. Bu kilise Yunanistan’daki en önemli Bizans yap›s› olarak kabul ediliyor. 100 kap›l› kilise anlam›na gelen Ekatontapiliani Kilisesi’nin bugüne kadar 99 kap›s› bulunmufl. Efsaneye göre yüzüncü kap›n›n bulundu¤u gün ‹stanbul Yunanl›lar taraf›ndan al›nacakm›fl. Adada görülmeye de¤er bir baflka güzellik Kelebekler Vadisi. Haziran-Eylül aylar› aras›nda aday› mesken tutan özel bir kelebek türüyle burada tan›flmak mümkün. Mykonos, Santorini ve Paros’un yan› s›ra Ios, Tinos, Naxos da Kiklad Adalar›’n›n en çok ziyaret edilen adalar›ndan. Kiklad Adalar›’n›n en büyü¤ü olan Naxos, fiarap Tanr›s› Dionysos’un adas›. Ada, zeytin a¤açlar›, üzüm ba¤lar›, alt›n renkli plajlar›, küçük ve sevimli köyleriyle pastoral manzaralar sunuyor. Ada merkezindeki Venedikliler’den kalma kalede iki önemli müze bulunuyor: Venedikliler Müzesi ve Arkeoloji Müzesi.

as the skirts are surrounded by abundant plains, which are covered with green vineyards, orchards and olive groves. The capital of Paros, Parikia is a harbour of regular ferry and catamaran services. Along the Parikian coastline, there are numerous cafés and restaurants serving delicious food. The island taverns are ideal party places with live music. The Ekatontapiliani Church of Parikia has been open for worship since 1700 years. The church is regarded as the most significant Byzantine architecture in Greece. Literally translated as the church of 100 doors, the Ekatontapiliani Church has its 99 doors discovered until present. The legend has it that the the day the 100th

door is found, Istanbul would be taken by the Greeks. The Valley of the Butterflies is another island beauty. Here, a unique butterfly species can be encountered between the months of June and September. Together with Mykonos, Santorini and Paros; Ios, Tinos and Naxos are the most frequently visited islands of the Cyclads. Being the biggest member of the Cyclads, Naxos is the island of the wine god Dionysos. The island offers pastoral sights caharcterized with olive trees, vineyards, golden beaches, small lovely villages. The Venetian castle in the island center houses two important museums: the Museum of Venetians and the Museum of Archeology. SANT‹GRAT 25


Daikin Türkiye, Sodex Fuarı’na damgasını vurdu TÜRKİYE’DE SEKTÖRÜN EN ÖNEMLİ BULUŞMA NOKTASI OLARAK KABUL EDİLEN ISK-SODEX FUARI 2- 5 MAYIS TARİHLERİ ARASINDA İSTANBUL CNR EXPO’DA GERÇEKLEŞTİ. DAIKIN TÜRKİYE OLARAK, HEM DAIKIN HEM DE AIRFEL MARKALARIMIZLA FUARA DAMGAMIZI VURMAYI BAŞARDIK.

Daikin Turkey left its mark on Sodex Fair REGARDED AS THE MAJOR MEETING POINT OF THE INDUSTRY IN TURKEY, ISK-SODEX FAIR TOOK PLACE ON 2-5 MAY IN ISTANBUL CNR EXPO. ON BEHALF OF DAIKIN TURKEYİ WE LEFT OUR MARK ON THE FAIR WITH BOTH OUR BRANDS DAIKIN AND AIRFEL. 16 SANTİGRAT


Daikin Türkiye ekibinin özverili çalışmaları ile beklentimizin çok ötesinde bir fuar yaşadık. Bin metrekarelik standımızın kurulmasında yaklaşık 300 kişi çalıştı. Fuar süresince stantta 100 kişi görev aldı. Tüm ziyaretçilerimizi evimizin konukları gibi ağırlamaya özen gösterdik. Bu doğrultuda kafetaryamız, canlı müziğimiz ile tüm misafirlerimize keyifli bir ortam sunmayı amaçladık. Fuar süresince standımızı ziyaret eden bayilerimiz, iş ortaklarımız ve mühendislerle birebir iletişim kurduk. Standımızda yer alan hem Daikin hem de Airfel markalı ürünlerimiz ile ilgili her türlü detaylı bilgiyi tüm ziyaretcilerimizle paylaşma imkanı yakaladık. Daikin Türkiye’nin çalışmaları ve gelecek döneme ilişkin vizyonu ile ilgili bilgileri konuklarımıza aktarma fırsatı bulduk. Sodex fuarında genç meslektaşlarımızla, farklı üniversitelerden gelen öğrenci arkadaşlarımızla da bir arada olma şansına sahip olduk. Üniversite öğrencileri standımıza büyük ilgi gösterdi. İklimlendirme sektörünün en son teknoloji ile üretilen ürünlerini

Another fair beyond our expectations went by thanks to the committed efforts of Daikin Turkey. About 300 people worked for the building our 1000 squaremeter stand. Throughout the fair, 100 people worked at the stand. We did our best to welcome each of our guests like the guests who came to our homes. In this respect, we aimed to present a pleasant atmosphere for our guests with our cafeteria and live music.

We established direct communication with our dealers, business partners and engineers who have visited our stand throughout the fair. We had the opportunity of sharing all kinds of detailed information regarding our Daikin and Airfel products presented in our stand. We had the chance to communicate the knowledge regarding the projects and vision of Daikin Turkey to our guests. In Sodex Fair, we also had the chance to come together with our young counterparts

SANTİGRAT 17


Hannover-Messe Sodeks Fuarcılık tarafından düzenlenen ISKSODEX 2012’de yabancı alım heyetlerinin de katkısıyla 1.2 milyar dolarlık ihracat bağlantısı yapıldı. Yerli yabancı 82 bin üzerinde kişinin ziyaret ettiği fuarda, çekilişe katılan 10 kişiye Daikin marka klima, 10 kişiye de Airfel marka kombi hediye edildi. Daikin FTXN-L 9000 BTU model klima ve Airfel DIGIFIX DUO KM1-24CE model kombi kazanan talihliler, hediyelerini almak üzere Daikin İstanbul Genel Merkez’e davet edildi. Şehir dışında olan şanslılara ise hediyelerini Daikin bayilerinden alma fırsatı sunuldu.

detaylı olarak inceleme fırsatı bulan öğrenciler, kuramsal ve teorik bilgilerinin pratik uygulamalarına da tanık oldular. Isıtma soğutma alanındaki en büyük fuar unvanına sahip Sodex’te, devrim niteliğine sahip VRV IV ürünümüzü sektörle ilk kez tanıştırmanın mutluluğunu yaşadık. Alanında yeni bir çığır açan VRV IV lansmanına sektörden çok sayıda davetlinin katılması ürünümüze olan ilginin bir göstergesi olarak bizleri oldukça heyecanladırdı. Fuarda önemle üzerinde durduğumuz konu başlıklarından birini de dünyada Daikin’in öncülüğünü üstlendiği “Mevsimsel Verimlilik” konusu oluşturdu. Avrupa’da 2013 yılından itibaren resmi olarak kullanılmaya başlanacak bu yeni enerji verimliliği standartı ile ilgili bilgileri, Daikin Türkiye ekibi olarak, Türkiye’de ilk kez sektör temsilcileriyle paylaştık. Bundan sonraki süreçte de “Mevsimsel Verimlilik” kriterlerine uygun ürünlerimizle konunun liderliğini yapmaya devam edeceğiz. Daikin Türkiye adıyla sektörle ilk buluşmamızı gerçekleştirdiğimiz Sodex Fuarı’nda bir ilke daha imza atarak ilk reklam filmimizi herkesten önce bayilerimiz, sektör temsilcilerimizle beraber izlemenin heyecanını yaşadık. Reklam filmimizin ana karakteri “Eskimo” da fuar süresince bizlerle birlikteydi. Eskimo karakterimiz fuarda adeta bir süper star gibi karşılandı ve sempatik tavırlarıyla büyük beğeni topladı. Hayatlarında ilk kez gerçek bir Eskimo ile karşılaşan ziyaretçilerimiz bu anı ölümsüzleştirmek için bol bol fotoğraf çektirdi. 18 SANTİGRAT

and students from various universities, who paid great interest in our stand. With the opportunity of a close-up investigation of the hi-tech products of the air conditioning industry, the students witnessed practical applications as well as theoretical know-how. In Sodex, renowned as the greatest fair of air conditioning sector, we proudly presented our revolutionary VRV IV to the industry for the first time. A groundbreaker

in its field, the launch of VRV IV was attended by many invitees from the industry, which was a direct prof of the interest in our products and made us very happy. One of the major topics we emphasized in the fair was the concept of “Seasonal Efficiency”, which is globally pioneered by Daikin.


On behalf of Daikin Turkey team, we communicated the knowledge about this new energy efficency standard, which will officially be put into action in Europe by 2013, with the industry representatives in Turkey. In the upcoming period, we will keep leading the topic with our products that comply the “Seasonal Efficiency” criteria. In the Sodex Fair, where we have made our first encounter with the sector as Daikin Turkey, we brought in something new by watching our first commercial in the company of our dealers Daikin’in gövde gösterisi yaptığı ISK-Sodex Fuarı’nda Daikin standının önemli bir konuğu vardı. Daikin Europe N.V Başkanı Mr. Masatsugu Minaka, fuarın ilk günü standımızı ziyaret ederek gözlemlerde bulundu. Fuarın ilgi odağı olan standımızda Daikin Türkiye CEO’su Hasan Önder, Genel Müdür Yardımcıları Tuna Gülenç ve Zeki Özen basın ile bir araya gelerek çeşitli bilgi paylaşımlarında bulundu. Günde binin üzerinde ziyaretçiye ev sahipliği yaptığımız fuarı biraz yorgun ama başarının verdiği mutlulukla tamamladık. Aynı keyfi konuklarımızın da aldığını umuyor, artan motivasyonumuzla yeni başarılara doğru yol alıyoruz.

and industry representatives before everybody else. Our commercial’s protagonist “Eskimo” was also with us during the fair. In the fair, Eskimo was welcomed like a superstar and was appreciated for his congenial attitude. Having met a real Eskimo for the first time in their lives, our guests made several photos to render the moment eternal. Daikin not only made an appearance at the ISK Sodex Fair, but also welcomed an important guest.Daikin Europe N. V. President Mr. Masatsugu Minaka visited our stand on the first day of the fair and made observations. Daikin Turkey CEO Hasan Önder, Vice Presidents Tuna Gülenç and Zeki Özen came together and shared information with the press at our spotlighted stand. We completed the fair, where we had welcomed over one thousand guests on daily basis, with a little weariness and much happiness from our success. Hoping that this joy has been shared by our guests as well, we move forward to new achievements.

Fair nots:

Organizes by Hannover-Messe Sodeks Expo, ISK-SODEX 2012 has been the implementation point for 1,2 billion USD export connections, with the participation of foreign purchasing delegates. The fair was visited by over 82 thousand national and international visitors, 10 of which won Daikin air conditioners and another 10 won Airfel combi boilers with a lottery. The lucky Daikin FTXN-L 9000 BTU air conditioner and Airfel DIGIFIX DUO KM1-24CE combi boiler winners are invited to the Daikin İstanbul General Center to get their gifts. The lucky winners out of town are presented the opportunity to take their presents from Daikin dealers.

SANTİGRAT 19


026_029_vrv

7/12/12

1:40 PM

Page 2

Klima sektöründe devrim:

VRV IV DÜNYA KL‹MA DEV‹ DAIKIN, 4’ÜNCÜ NES‹L VRV ‹LE VER‹ML‹L‹K ÇITASINI DAHA DA YÜKSE⁄E TAfiIYOR. VRV IV’ÜN DEVR‹M N‹TEL‹⁄‹NDEK‹ YEN‹L‹KLER‹ SAYES‹NDE KULLANICILAR, K‹fi‹SEL KONFORDA YEN‹ STANDARTLARA KAVUfiURKEN YÜZDE 25 DAHA DÜfiÜK ENERJ‹ MAL‹YET‹ ÖDÜYOR.

26 SANT‹GRAT


026_029_vrv

7/12/12

1:40 PM

Page 3

Daikin öncüsü oldu¤u VRV sistemlerinin 4’üncü nesli olarak tan›mlad›¤› VRV IV modeli ile sektörel standartlar› yükselterek, kullan›c›lar›na farkl› avantajlar yaratmay› amaçl›yor. VRV IV, de¤iflken so¤utucu ak›flkan s›cakl›¤›, ›s› pompas›nda kesintisiz ›s›tma ve basitlefltirilmifl devreye alma özellikleri ile sektöründe 盤›r açacak yeniliklere imza at›yor. Dünyan›n en büyük klima üreticisi Daikin’in Türkiye’de ilk kez Sodex Fuar›’nda sektör temsilcileri ile buluflturdu¤u yeni ürünü VRV IV, Ekim 2012’den itibaren sat›fla sunulacak. VRV IV’ün ›s› geri kazan›m üniteleri ise Mart 2013’te piyasadaki yerini alacak. Is› pompas› teknolojisinde dünya lideri olan Daikin taraf›ndan gelifltirilen VRV IV, de¤iflken so¤utucu ak›flkan teknolojisi sayesinde her projeye özel olarak enerji ve konfor dengesini optimize edebiliyor. VRV IV teknolojisi ile bir dizi ön ayar yap›larak, sistem ihtiyaçlara paralel olarak özellefltirilebiliyor. VRV IV, y›l boyunca en yüksek verimlilik seviyeleri için otomatik modda yap›land›r›l›p, en s›cak günlerde bile h›zla tepki vererek her dönem konforlu iklimlendirme sa¤l›yor. So¤utucu ak›flkan s›cakl›¤›n› sürekli olarak d›fl hava koflullar›na paralel olacak biçimde ayarlayabilen VRV IV, Avrupa’da 2013 y›l›ndan itibaren kullan›lmaya bafllanacak yeni enerji verimlili¤i kriteri “Sezonsal Verimlilik” de¤erine tümüyle uygunluk gösteriyor. Bu ba¤lamda VRV IV yüzde 25 enerji avantaj› sa¤l›yor. Farkl› projelere özel olarak enerji ve konfor dengesi optimize edilebilen seçene¤i ile dikkat çeken VRV IV, geçifl mevsimleri gibi so¤utman›n daha düflük kapasitelerde kullan›ld›¤› dönemlerde, sistem so¤utucu ak›flkan s›cakl›¤› 6 °C’den (piyasadaki mevcut standart) daha yüksek bir s›cakl›¤a de¤ifltirebiliyor. Tüm bu otomatik ayarlama özellikleri sayesinde sistem daha az enerji harcayarak sezonsal verimlili¤ini önemli ölçüde art›r›yor. VRV IV’ün, defrost s›ras›ndaki sürekli ›s›tma özelli¤i ise ›s›tma konforuna yeni standart getiren devrim niteli¤indeki bir di¤er yenilik olarak dikkat çekiyor. Bu özelli¤i ile VRV IV, geleneksel ›s›tma sistemlerine göre en iyi ›s› pompas› alternatifi olarak ön plana ç›k›yor. Is› pompas› defrost modunda bile sürekli ›s›tma sa¤lad›¤› için bilinen ›s› pompas› dezavantajlar›n› da ortadan kald›r›yor.

Daikin raises the sectoral standards with VRV IV, defined as the fourth generation in the VRV systems, hereby offering additional benefits for the customers. VRV IV is an industrial groundbreaker with its revolutionary features including variable cooling liquid heat, continuous pump heating, and simplified start-up. The VRV IV, which was introduced in Turkey by the global air conditioning leader Daikin in the presence of sectoral representants in the Sodex Fair, will be put on the market by October 2012. The heat recovery units of VRV IV will hit the market on March 2013. Developed by the world heat pump technology leader Daikin, the VRV IV can optimize the energy-comfort balance to meet the needs of any project, thanks to the variable cooling liquid technology. With the VRV IV technology, the system can be specified in line with the needs using a series of presettings. VRV IV can be configured in the automatic mode to function in the

highest levels of efficiency throughout the year and rapidly reacts even in the hottest days to offer a comfortable air conditioning. Continuously adjusting its cooling liquid heat in parallel with the outside weather conditions, the VRV IV matches with all the principles of “Seasonal Efficiency”, the new energy efficiency criteria which will be put in action by 2013 in Europe. In this respect, the VRV IV generates 25 per cent energy saving. Standing out for its special energy-comfort balance optimizing option, the VRV IV can adapt the system cooling liquid heat from the industrial standard of 6°C to higher levels during the mid seasonal periods when the cooling function is used in lower capacities. Thanks to all such automatic settings, the system consumes less energy and considerably increases the seasonal efficiency. VRV IV’s continuous heating feature during defrost stands out as another revolutionary new standard in the heating comfort. With this attribute,

Revolutionary air conditioner: VRV

IV

THE GLOBAL AIR CONDITIONING LEADER DAIKIN ONCE AGAIN RAISES THE EFFICIENCY STANDARDS WITH THE FOURTH GENERATION VRV. THANKS TO THE REVOLUTIONARY IMPROVEMENTS OF VRV IV, THE USERS ENJOY NEW COMFORT STANDARDS AND PAY 25 PER CENT LESS IN LINE WITH LESS ENERGY CONSUMPTION. SANT‹GRAT 27


026_029_vrv

7/12/12

1:40 PM

Page 4

S‹STEM N‹Ç‹N ÖNEML‹? Tüm ›s› pompalar› ›s›tma ifllemi s›ras›nda buz oluflturur ve bu buzlar›n periyodik olarak eritilmesi gerekir. Bugüne kadar defrost ifllemleri dondurma döngüsünü tersine çevirerek odada geçici olarak s›cakl›k düflüflüne neden oluyordu. VRV IV’de defrost fonksiyonuna atanm›fl enerji sa¤layan benzersiz bir ›s› biriktirme eleman› bulundu¤undan, iç üniteler ›s›tma sa¤lamaya devam ediyor. Bu da sürekli olarak konforlu bir iç ortam iklimi sa¤l›yor. VRV IV’ün dikkat çeken di¤er bir yenili¤i ise VRV konfigüratörü. Bu özelli¤i sayesinde VRV IV, devreye alma ve özellefltirmeyi kolaylaflt›ran geliflmifl bir yaz›l›m çözümü sunuyor. Böylece sistemin d›fl ünite konfigürasyonu için çat›da daha az zaman harcan›yor. Mühendislerin çal›flma verileri ve hatalar›n› de¤erlendiren grafik arayüz sayesinde bak›m ifllemleri de kolaylafl›yor. VRV konfigüratörü, farkl› yerlerde bulunan çoklu sistemlerin tamam›n›n ayn› flekilde yönetilmesini sa¤layarak, basitlefltirilmifl iflletme avantaj› da sa¤l›yor. VRV IV’DEN AKILLI ÇÖZÜMLER Daikin VRV IV sistemini tamamlamak için yeni Intelligent Touch Manager’i görüntülenebilir bir zemin plan› ve sezgisel bir kullan›c› arayüzüyle sunuyor. 2560 gruba kadar iç ünite yönetilebilen Intelligent Touch Manager, verimlili¤i maksimize eden bir enerji yönetim arac› bar›nd›r›yor. VRV IV sistemi çok çeflitli havaland›rma üniteleri, s›cak su hydrobox’lar›, Biddle hava perdeleri, enerji tüketimini y›lda yüzde 49’a kadar azaltan ve otomatik günlük kendini temizleme özellikli filtreye sahip Daikin’in en son dairesel at›fll› kasetleri ile birlikte kullan›labiliyor. Dairesel at›fll› kaset, odada kimse yokken ayar noktas›n› düzenleyerek veya üniteyi kapatarak enerji tüketiminde yüzde 27 daha tasarruf sa¤layan hareket sensörlü bir modele de sahip. 28 SANT‹GRAT

the VRV IV shines out as the best heat pump alternative in comparison with the traditional heating systems. As the heat pump offers continuous heating even in the defrost mode, all the handicaps of the common heat pumps are eliminated.

performance data and the faults of the engineers, maintenance is also easier. The VRV configurator enables the multiple systems in various places to be managed in the identical way, thus offers simplified operation advantage.

THE IMPORTANCE OF THE SYSTEM All heat pumps generate ice during the cooling process, which need to be periodically defrosted. Until recently, the defrosting process used tor everse the freezing cycle hereby resulting in a temporary decrease of heat in the ambiance. As there is a special heat saving unit in VRV IV related to the defrost function which provides energy, the internal units continue producing heat. And this leads to a comfortable indoor climate. Another striking feature of the VRV IV is the VRV configurator. With this feature, VRV IV provides an advanced software solution which simplifies the start-up and specification. Therefore, less time is spent for the outdoor unit configuration. Thanks to the graphical interface which evaluates the

SMART SOLUTIONS BY VRV IV Daikin offers the Intelligent Touch Manager with a displayable floor plan and intuitive user interface, to complete the VRV IV system. Controlling an indoor unit of up to 2560 groups, the Intelligent Touch Manager incorporates an energy management tool that maximizes the efficiency. The VRV IV system can be used with various air conditioning units, hot water hydroboxes, Biddle air baffles, and Daikin’s newest round flow cassettes which save energy up to 49 per cent annually and own a self-cleansing filter. The round flow cassette also has a motion sensored model which saves up to 27 per cent by optimizing the setpoint or turning down the unit when there is noone in the room.



“Mizahımda tek bir sınır tanırım, o da hakaret" MİZAH DERGİLERİNİ TAKİP EDENLER ERDİL YAŞAROĞLU’NU YAKINDAN TANIR. PENGUEN DERGİSİ’NİN ARKA KAPAĞINDAKİ KOMİKAZE İSİMLİ KÖŞESİ ÇOK ÜNLÜDÜR. ÇİZDİĞİ KARİKATÜRLERLE AİLENİN TAKTİRİNİ KAZANAN KUZENİNİ KISKANDIĞI İÇİN ÇOCUK YAŞLARDA ÇİZMEYE BAŞLADIĞINI SÖYLEYEN ERDİL YAŞAROĞLU, SHOPING FEST ETKİNLİĞİNDE DAIKIN İÇİN ÇİZDİ. Hazırlayan/ Prepared by: ŞULE ŞENTARLI Biz gülmeyi çok seviyoruz... En sıkıntılı anında bile gülecek bir şeyler bulan ve durumla dalga geçen insanlarımız ihtimalen bu sayede direnebiliyor hayatın zorluklarına. Laz ve Bektaşi fıkralarının yurdu, Nasrettin Hoca’nın yaşadığı bu topraklarda yıllar içinde ince bir mizah duygusu da gelişmiş. Birçok kişi gündemi mizah dergilerinden takip ederken, en iyi muhalefeti de o dergilerin yaptığını bilir. O yüzdendir belki, bu ülkede en çok mizah yazarları para cezası öder. Bu sayıda ünlü bir mizahçıyı, Erdil Yaşaroğlu’nu sayfalarımıza konuk ediyoruz. Onu Penguen Dergisi’nin arka sayfasında çizdiği Komikaze isimli köşesinden ve tabii ki özellikle hayvanlar üzerinden yaptığı mizahtan tanıyoruz. Erdil Yaşaroğlu aynı zamanda Shoping Fest etkinliği çerçevesinde Daikin’in sokaklarda yer alan çantalarına karikatürler de tasarladı. Yine onun hazırladığı sticker’lar bayilerimizin vitrinlerini süslüyor. Usta mizahçı Erdil Yaşaroğlu sorularımızı Santigrat için yanıtladı: Biz sizi mizah dergilerindeki çalışmalardan tanıyoruz. Bunun dısında ne yaparsınız?

We are extremely fond of laughing… Finding something to laugh at and making fun of even the most unpleasant situation, our people probably survive the hardships of life by laughing. In time, a subtle humour had developed in this homeland of Hodja Nasreddin, as well as Laz and Bektashi jokes. Many people keep track of the agenda via comic magazines, aware that they are the truest opponents. Probably thereupon, the humourists pay the highest fines in this land. In this issue,

we welcome a celebrated humourist, Erdil Yaşaroğlu in our pages. He is renowned for his corner titled Komikaze on the back page of the Penguen magazine, and his faunal sense of humour. Yaşaroğlu also created comics for the Daikin bags which showed up on the streets as part of the Shopping Fest. And the stickers designed by himself decorate our dealers’ windows. The famous humourist answered our questions for Santigrad. We know your works in the humour magazines. What

“My humour has no boundaries apart from insult" THE HUMOUR MAGAZINE FANS KNOW ERDİL YAŞAROĞLU BY HEART. HIS BACK PAGE CORNER “KOMİKAZE” IN THE PENGUEN COMICS MAGAZINE IS VERY FAMOUS. CONFESSING THAT HE BEGAN TO DRAW IN THE AGE OF CHILDHOOD AS HE WAS JEALOUS OF HIS COUSIN WHO WAS APPRAISED BY THE FAMILY FOR HIS COMIC DRAWINGS, ERDİL YAŞAROĞLU DREW FOR DAIKIN IN THE SHOPPING FEST. 30 SANTİGRAT


Bir sürü şey yapıyorum ama yaptığım hiçbir şeyi iş olarak görmüyorum. Hepsi hobi benim için. Karikatür çizmekten yorulunca dinlenmek için heykel yapıyorum. Heykel yapmaktan yorulunca, biraz yazı yazıyorum. O da yorarsa, resim çiziyorum. Sonunda da günde 15-20 saat çalışmış gibi oluyorum ama bana hiç de çalışmışım gibi gelmiyor. Çizgi, hayatınıza ne zaman girdi? İlk yayınlanan karikatürünüzü hatırlıyor musunuz? Ben anaokuluna gittiğim zamanlardan beri resim çiziyordum ama karikatür nedir bilmiyordum. Sonra İzmir’e gittim. Kuzenim Varol var. “Kocakafalar”ı, “Baba Haber Bülteni”ni yapan Varol Yaşaroğlu. Ona gittim. Varol karikatür çiziyor. Çok yetenekli. Ben 9 yaşındayım, o 13 yaşında falan. Bir baktım bu Yeni Asır’da profesyonel

else do you do other than that? There are many things I do, none of which I see as work. For me, all of them are hobbies. When I get tired of drawing comics, I sculpt to rest. When I get tired of sculpting, I start writing. If that tires as well, I paint. At the end of the day it’s like I have worked for 15-20 hours, but I don’t feel like it.

When has comics entered your life? Can you recall your first published comic? I have been drawing since my kindergarten years, but I was not aware of comics. Then I went to İzmir. There was my cousin Varol. Varol Yaşaroğlu, the creator of “Kocakafalar” (The Bigheads), “Baba Haber Bülteni” (Alternative News Bulletin). I went to him. Varol drew comics. He was very talented. I was 9, and he was about 13. Just about then, he had began drawing for Yeni Asır Daily. All family was very fond of him. “Our boy is so talented,” they kept saying. I became jealous. I saw that he was drawing things like mine, only more funny. You start laughing as you see… I asked “What’s that?”; “Comics, man!” he said. I stole one of his comics to be loved. After everyone fell asleep, I drew a replica all night long. It was my first comics. I asked Varol “What are we gonna do with this?” He said, “There are contests and magazines.” My earliest professional drawings were published by Güneş Daily. After that, I began working in Limon magazine, which in the later years changed name as Leman. I left there in 2002, and founded Penguen with my colleagues. I am still drawing there. You still draw Komikaze on the back page of Penguen. You tell jokes mainly through animals...

SANTİGRAT 31


çizmeye başlamış. Bütün aile bunu çok seviyor. “Bizim oğlan çok yetenekli” diyorlar. Ben bunu kıskandım. Baktım; benim çizdiğim gibi şeyler çiziyor ama komik. Bakınca gülüyorsun. “Ne bu?” dedim, “Karikatür oğlum” dedi. Beni de sevsinler diye arakladım onun bir karikatürünü. Herkes uyuyunca, gece sabaha kadar aynısını taklit ettim. İlk karikatürüm odur. Varol’a “N’apcaz bunu?” dedim. O da “Yarışmalar var, dergiler var” dedi. İlk profesyonel çizgilerim Güneş Gazetesi’nde yayımlandı. Sonra Limon Dergisi’ne girdim. Limon dergisi sonraki yıllarda adını Leman olarak değiştirdi. 2002 yılında oradan ayrıldım ve arkadaşlarımla Penguen Dergisi’ni kurdum. Hala da orada çizmekteyim. Halen Penguen’de arka kapaktaki Komikaze’yi çiziyorsunuz? Genel olarak da hayvanlar üzerinden anlatıyorsunuz...

32 SANTİGRAT

It’s not my discovery, actually. A centuries old technique also used by Aesop and La Fontaine. Their world is much more entertaining. Besides, drawing animals is a lot of fun! What do you regard as “funny”? You’d laugh at me if I said what I find funny. I like the real life comics more. The

non-fiction, natural idiocities… Years ago, there was a banner hung in Adana. On it was written “We follow Atatürk’s footsteps”. It was signed as Mustafa Kemal Atatürk under. It’s things like that… In Turkey, the best of the opposition is realized by humourists via humour magazines. What can you say about that? Comics are always opponent. That’s why they irritate the ruling parties. The ruling parties need not always be the government. The General Staff is also the ruling party for us, so is the opponent party. The school principal is a ruling party in my regard, too. I began drawing in high school by making fun of the principal. I could draw nothing if I’d think what would happen. I usually become the object of lawsuits because of my political comics. Those are what I draw for the cover and social-political pages of Penguin. I draw them on the facts and people that piss me off. I draw with a calm indignation. I have but one limit: the insult. I force as far as I can without trespassing the border of insult. Which are your favorite comics? I read anything drawn. I learned to read with comics. Il Grande Blek, Capitain Miki, Zagor, Mister No… They were my best childhood friends. I have lots of friends now as well.


Benim bulduğum birşey değil aslında. İnsanları hayvanlar üzerinden anlatmak, Ezop ve La Fontaine tarafından yüzyıllardır kullanılmış bir teknik. Onların dünyası daha eğlenceli. Bir de hayvanları çizmek çok zevkli. Neleri “komik” bulursunuz? Benim komik bulduğum şeyleri size söylesem, siz bana gülersiniz. Ben gerçek hayattaki komikleri daha çok severim. Kurgusuz, doğal salaklıkları yani. Yıllar önce Adana’da bir pankart asılmıştı. Kocaman “Atam İzindeyiz” yazıyordu pankartta. Lafın altında da imza olarak Mustafa Kemal Atatürk yazıyordu. Bunun gibi şeyler mesela. Türkiye’deki en iyi muhalefet mizah dergileri dolayısıyla mizahcılar tarafından yapılıyor. Bu konuda neler söylersiniz? Karikatür her zaman muhaliftir. Bu yüzden iktidarları sinirlendirir. Bu iktidarın illa hükümet olması gerekmiyor. Genelkurmay da bir iktidardır bizim için, muhalefet partisi de. Okul müdürü de iktidardır benim için. Lisede, okul dergisinde müdürle dalga geçerek başladım ilk çizgilerime. Başımıza ne gelir acaba diye düşünerek çizsem, hiçbirşey çizemem. Genelde siyasi karikatürlerim yüzünden davalarla muhatap oluyorum. Bu da Penguen’in kapağı ve siyasi-sosyal sayfalarına çizdiklerim anlamına geliyor. Yaşadığım olaylara, kişilere kızıyorum da çiziyorum o karikatürleri. Kızgınlıkla ama sakince çiziyorum. Kafamda tek bir sınır var: Hakaret. Kişilere hakaret sınırını aşmadan zorladıkça zorlarım. Hangi çizgi karakterleri seversiniz? Çizgili gördüğüm herşeyi okurum. Çizgi romanla okumayı öğrendim ben. Teksas, Tommiks, Zagor, Mister No... Çocukluğumdaki en yakın arkadaşlarımdı. Şimdi de bir sürü arkadaşım var. Beğendiğiniz çizerler kimler? Türkiye’den bütün çizerleri takip ederim. Sonuçta ben yaklaşık 25 senedir profesyonel olarak karikatür çiziyorum. Amatörle beraber 30 yıl bitti. Ama yaklaşık 35 senedir karikatür okuyucusuyum. Okumayı öğrendiğimden bu yana karikatür okumayı sürdürüyorum. Keşke ben çizseydim dediğiniz bir çizgi karakter var mı? Keşke ben olsaydım dediğim çizgi karakterler var ama keşke ben çizseydim dediğim yok. Daikin için hazırladığınız karikatürler var. Bunlar nasıl ortaya çıktı? Asıl karakteri ben yaratmadım. O zaten sizin sürekli Daikin diyen Eskimonuzdu. Ben de onun yanına bir sinirli penguen ekledim. Akıllı, meraklı, kurnaz ama sinirli. Eskimo Türk halkına Daikin konforunu tanıtmak için Türkiye’ye geliyor. Sinirli penguen ise Türk insanını iyi tanıyor. Eskimo’ya yardımcı olmak için o da ülkemize geliyor ve maceraları başlıyor. Bu ikisinin yanına zamanla yeni karakterler de eklenecek tabii ki. İzleyin ve görün.

And your favorite humourists? I follow all Turkish humourists. After all, I have been drawing professionally since 25 years. 30 years including my amateur experience. But I have been reading comics for about 35 years. I have been reading comics ever since I learned reading.

Is there a comic character you wish you have drawn? There are ones that I wish I was them, but none I wish to have drawn. You have drawn for Daikin için. How did they come into life? I did not create the main character. It was your Eskimo who kept saying “Daikin”. I just added an agry pinguin by him. Smart, curious, sly, but angry. Eskimo comes to Turkey to promote the Daikin comfort. The angry pinguin, on the other hand, knows Turkish people well. He comes to our country to help the Eskimo and thus starts their adventure. More characters are yet to be added eventually. Wait and see! SANTİGRAT 33


A sınıfı enerji etiketleri tüketiciyi yanıltıyor mu? A SINIFI, B SINIFI GİBİ ENERJİ ETİKETLERİ, ENERJİ VERİMLİLİĞİNİ İFADE ETMEKTE YETERSİZ KALIYOR. BU YÜZDEN ECO DİZAYN DİREKTİFİ (ERP) UYARINCA AVRUPA ÜLKELERİ, 2013 YILINDAN İTİBAREN ISITMA VE SOĞUTMA CİHAZLARININ GERÇEK ENERJİ VERİMLİLİĞİNİ ÖLÇEN “SEZONSAL VERİMLİLİK”E GEÇİYOR.

A class energy labels misleading? ENERGY LABELS SUCH AS CLASS A OR B ARE INSUFFICIENT IN DEFINING ENERGY EFFICIENCY. HENCE, IN ACCORDANCE WITH THE ECO DESIGN DIRECTIVE (ERP), THE EUROPEAN NATIONS WILL START TO USE THE “SEASONAL EFFICIENCY” WHICH EVALUATES THE REAL ENERGY EFFICIENCY OF HEATING AND COOLING DEVICES FROM 2013 ON. 34 SANTİGRAT


“Çevreci yönetim” kültürü, günlük aktivite ve gelişim stratejilerinde anahtar rol oynayan Daikin, enerji tasarrufunun artırılması ve ekolojik ayak izinin azaltılmasına somut olarak katkı sağlayacak “Sezonsal Verimlilik”e liderlik ediyor. Günümüzü zenginleştirip geleceği korumak anlayışından hareket eden Daikin, çevre karşı duyarlılığını, “Azalt, yeniden değerlendir, yeniden kullan” sloganı ile tüm iş süreçlerine taşımaya özen gösteriyor. Üretimin bütün aşamalarında “SIFIR atık” ve “SIFIR emisyon” hedeflerini benimseyen Daikin, her zaman ozon ile dost gazların kullanımını teşvik etme konusunda alanında öncülüğünü sürdürüyor. “Eko dizayn” ilkesine gönülden bağlı olan Daikin, sürekli olarak ürünlerindeki “yeşil” içeriği geliştirmeyi hedefliyor. Bu yaklaşımı doğrultusunda Daikin, verimli enerji kullanımıyla çevre performası yüksek ürünler sunmanın yanı sıra iklimlendirme sektörünün dev bir değişimi olan “Sezonsal Verimlilik”e liderlik ediyor. Eco Dizayn Direktifi (ERP) uyarınca Avrupa ülkeleri, 2013 yılından itibaren ısıtma ve soğutma cihazlarının gerçek enerji verimliliğini ölçen “Sezonsal Verimlilik” kriterine geçiş yapmaya hazırlanırken Daikin, ürünlerini sezonsal verimlilik kriterlerine entegre ederek, sektörel öncülüğünü bu alana da taşıyor. “Sezonsal Verimlilik” kriterlerine uygun olarak tasarlanan cihazlar, enerji tasarrufunun artırılması ve ekolojik ayak izinin azaltılmasına somut olarak katkı sağlayacak. Buna göre klimalarda mevcutta kullanılan “Nominal Verimlik” yöntemi, yerini “Sezonsal Verimlilik”e bırakarak A sınıfı, B sınıfı gibi enerji etiketleri kaldırılarak sezonsal verimlilik etiketleri kullanılmaya başlanacak. DAIKIN, “SEZONSAL VERİMLİLİK”E UYGUN ÜRETİM YAPAN İLK ŞİRKET “Sezonsal Verimlilik” kriterlerine uygun ürünlerin üretimine başlayan ilk şirket olan Daikin’in Türkiye CEO’su Hasan Önder, “Dünya klima sektöründe ilklere imza atmayı ilke haline getiren Daikin, ‘Sezonsal Verimlilik’te de bir kez daha sektörün öncülüğünü üstleniyor. Tüm yıl boyu gerçek enerji perfomansının ölçümlenebileceği bu yeni kriterler sayesinde iklimlendirme cihazlarının çevresel etkisi en aza indirgenebilecek ve kullanıcılara önemli maliyet avantajı yaratılacak. Biz de Daikin Türkiye olarak ‘Sezonsal Verimlilik’e uygun cihazlarımızı 2013 yılı başından itibaren Türkiye’de satışa sunmayı amaçlıyoruz” dedi.

Daikin’s “eco-management” culture, which plays a key role in the corporate routine and development strategies, pioneers the “Seasonal Efficiency” to take concrete steps in increasing energy saving and decreasing the ecological footprints. Inspired by the notion of enriching the present and preserving the future, Daikin reflects their eco-sensitive philosophy to all business processes with the motto “Reduce, reevaluate, reuse”. Adopting the goal of “ZERO waste” and “ZERO emission” in all production phases, Daikin maintains the sectoral leader status in always encouraging

the use of ozone-friendly gases. Devoted to “eco-design” principle, Daikin continues their mission of improving the “green” ingredients in their products. In line with this approach, Daikin pioneers another sectoral revolution in the air conditioning industry, the “Seasonal Efficiency” to offer products with high energy efficiency and high ecological performance. As the European nations are working to adapt to the “Seasonal Efficiency” criteria that evaluates

the actual energy efficiencies of the heating and cooling devices by 2013 in accordance with the Eco Design Directive (ERP), Daikin maintains their sectoral leadership by integrating their products to the seasonal efficiency criteria. Devices designed in line with the “seasonal efficiency” criteria will contribute in increasing the energy saving and the diminishing of ecological footprints through concrete steps. Accordingly, the prevalent “Nominal Efficiency” method used in the air conditoners will be replaced by the “Seasonal Efficiency”; as the Class A or B energy labels will be replaced by the seasonal efficiency labels. DAIKIN IS THE FIRST “SEASONAL EFFICIENCY” CONGRUENT PRODUCER Daikin is the first company to start their production in line with the “Seasonal Efficiency” criteria. Daikin Turkey CEO Hasan Önder says: “Having adopted as principle to lead the way in the global air conditioning sector, Daikin once again pioneers the industry with “Seasonal Efficiency”. Thanks to these new criteria which will evaluate the year round energy performances, the environmental effects of the air conditioning devices will be reduced to a minimum, hereby offering significant cost benefits to the users. On behalf of Daikin Turkey, we aim to introduce our “Seasonal Efficiency” congruent devices by 2013 to the Turkish market.” SANTİGRAT 35


036_039_taiko

7/12/12

1:39 PM

Page 2

Günefli ça¤›ran enstrüman

Taiko Yaz› / By. SEYRA FARALYALI ERDALO⁄LU

GELENEKSEL JAPON DAVULU TAIKO, SAVAfi ALANINDA ORDUYU CANLANDIRMAK, KÖYLERDE VE KASABALARDA HALKI BAYRAM KUTLAMALARINA DAVET ETMEK, P‹R‹NÇ HASADINI HABER VERMEK YA DA HASAT SIRASINDA BÖCEKLER‹ KAÇIRMAK ‹Ç‹N ÇALINIRDI. GÜNÜMÜZDE ‹SE TA‹KO, SANATSAL B‹R PERFORMANS OLARAK ‹ZLEYENLER‹ BÜYÜLÜYOR.

‹nsano¤lunun an›msayamayaca¤› kadar eski bir zamanda F›rt›na Tanr›s› Susanowo-no-Mikoto, denizler üzerindeki taht›n› b›rak›p karaya ç›kar ve tüm öfkesiyle yeryüzünü k›r›p geçirmeye bafllar. Öfkesi öylesine vahfli ve fliddetlidir ki, k›z kardefli Ameterasu Ohmikami (Günefl Tanr›ças›) bir ma¤araya saklan›r ve giriflini büyük bir kara parças›yla örterek bir daha yüzünü göstermemeye yemin eder. Tanr›çan›n

36 SANT‹GRAT

At irrecollectibly ancient times, the God of Tempest Susanowo-noMikoto abandons his throne over the seas and wrathfully starts to destroy the earth as soon as he lands. His

rage is so wild and violent that his sister Ameterasu Ohmikami, the Goddess of Sun, hides in a cave the entrance of which she closes with a giant rock, swearing never to show her


036_039_taiko

7/12/12

1:39 PM

Page 3

face ever again. With her abdication, the earth surrenders to eternal darkness. Knowing that life would be at end without Ameterasu Ohmikami, the gods of the Sky and Earth meet by the cave and try to persuade her to get out in vain. Eventually, they begin to force the rock that closes the cave entrance.

Meanwhile, a very old goddess with a face full of wrinkles due to her old age and many laughters approaches and says she could convince Ameterasu Ohmikami to get out of the cave. The gods make fun of the old goddess. She only smiles and starts a wild dance jumping on a big barrel she takes out. Her

gitmesiyle dünya sonsuz karanl›¤a düfler. Ameterasu Ohmikami olmadan yaflam›n sona erece¤ini bilen Gök ve Yer tanr›lar› ma¤aran›n önünde buluflurlar ve onu ç›kmas› için ikna etmeye çal›fl›rlar. Ama ne fayda? Sonunda ma¤aran›n giriflini kapatan kayay› zorlamaya bafllarlar. Bu s›rada yanlar›na yafll›l›ktan ve gülmekten yüzü k›r›fl k›r›fl olmufl bir tanr›ça gelip Ameterasu Ohmikami’yi ma¤aradan ç›karabilece¤ini söyler. Tanr›lar yafll› tanr›çayla alay ederler, o gülümsemekle yetinir ve ortaya ç›kard›¤› büyük varilin üzerine z›play›p vahfli bir dansa bafllar. Ayaklar›n›n güçlü, sert ve tutkulu darbeleri, daha önce hiç duyulmam›fl bir gürültü ç›kar›r. Ritim o kadar canl›, o kadar bulafl›c›d›r ki, bir süre sonra di¤er tanr›lar da yafll› tanr›çaya kat›l›r ve dans edip flark› söylemeye bafllarlar. Müzik yeryüzünü doldurur. Kutlaman›n gürültüsüne ma¤aradan ç›kan Ameterasu Ohmikami, nefleli yüzleri görünce yeryüzüne yeniden ›fl›¤›n› yayar. Sonunda Günefl Tanr›ças› geri gelmifl, F›rt›na Tanr›s› ait oldu¤u yere dönmüfl ve bu müzikten taiko do¤mufltur. Geleneksel Japon müzik enstrümanlar›ndan taiko davulunun do¤ufluyla ilgili bu efsane MS 7 ila 8’inci yüzy›llar aras›nda kayda geçmifl. Taiko’nun efsanesi ne kadar aç›ksa tarihsel kökeni o kadar belirsiz. Kimileri temel ritmini kalp at›fllar›ndan alan bu mü-

The sun drummer

Taiko

THE TRADITIONAL JAPANESE DRUM “TA‹KO” WAS USED FOR RAISING THE SPIRIT OF THE ARMY, INVITING VILLAGE OR TOWN PEOPLE TO FESTIVITIES, ANNOUNCING THE RICE HARVEST, OR FOR CHASING AWAY THE PEST DURING HARVEST. TODAY, IT IS AN ENCHANTING ARTISTIC PERFORMANCE. SANT‹GRAT 37


036_039_taiko

7/12/12

1:39 PM

Page 4

zik aletinin insanl›k tarihi kadar eski oldu¤unu söylerken kimileri de Japon tarihinde 3000 y›l gerilere uzand›¤›n› söylüyor. Eh bu da yeterince köklü bir tarihe iflaret ediyor. Japon tarihinde taiko davulu, savafl alan›nda Japon ordusunu canland›rmak, düflman ordusunda ise endifle uyand›rmak için kullan›l›rm›fl. Ayn› zamanda köylerde, kasabalarda insanlar› bayram kutlamalar›na ça¤›rmak ve pirinç hasad›n› haber vermek için çal›n›rm›fl. Davulun sesinin böcekleri uzaklaflt›rd›¤›na inan›l›rm›fl. Ya¤mur duas› s›ras›nda ve dini seremonilerde çal›n›rm›fl. Baz› Budist geleneklerinde davulun sesi Buda’n›n sesini temsil eder. Bu nedenle fiintoist rahipler taiko eflli¤inde dua ederler. Taiko günümüzde, bir grubun geleneksel Japon davulunu, savafl sanat› hareketleri ve ki-ais denen yüreklendirici sesler ile birlefltirerek yapt›¤› sanatsal gösteri olarak da tan›n›yor. Japonya’da 20’nci yüzy›lda sanatsal performans olarak yeniden gün yüzüne ç›kan taiko, 1950’den sonra baflta ABD olmak üzere tüm dünyaya yay›ld›. Bugün Japonya’da 8000’i aflk›n taiko grubu oldu¤u san›l›yor. Çal›nma biçimi itibariyle büyük bir güç ve dinamizm isteyen enstrüman›n çeflitli boyutlar› ve biçimleri var. Davullar ebatlar›na göre de¤iflen uzunluk ve k›sal›ktaki bachi ad› verilen sopalar ile çal›n›yor. Sopalar›n yap›m›nda kullan›lan a¤ac›n cinsi (mefle, akçaa¤aç, gürgen) davuldan ç›kan sesi etkiledi¤inden taiko gruplar› sahnelenecek performans›n niteli¤ine göre bachi’lerini belirliyor. Üç ana taiko boyutu bulunuyor: Odaiko ad› verilen büyük davul, jozuke denilen orta büyüklükteki davul ve shime ad›n› tafl›yan küçük davul. Odaiko biçim olarak her iki yan› deriyle kapl›

38 SANT‹GRAT

strong, turbulent and passionate steps resonate a never ever heard of noise. The rhythm is so vibrant and catching that the other gods soon join her, dancing and singing. The music captures the earth. Getting out of the cave upon the festive sound, Ameterasu Ohmikami casts her light again as she sees the happy faces around. At last, the Goddess of Sun is back, the God of Tempest is back to where he belongs,

and Taiko is born to this music.This legend on the origin of Taiko drum, the traditional Japanese instrument, dates back to the 7th-8th centuries AD. Contrary to its detailed legend, the historical roots of Taiko is quite ambiguous. Some claim that this instrument, the principal rhythm of which is based on the heartbeats, is as old as the history of mankind; others say that its history


036_039_taiko

7/12/12

1:39 PM

Page 5

flarap f›ç›s›na benziyor. Bir ayak üzerine yerlefltirilen davul tek tarafl› ya da çift tarafl› olarak çal›n›yor. Taiko gruplar›na dojo ismi veriliyor. Uchite denen davulcular happi denen k›sa ceketler giyer, momohiki ad› verilen bol pantolonlar›n›n üzerine obi denen kemerlerini takarlar. Bafllar›na hachimaki diye bilinen bir bant takarlar. Ayaklar›na ise tabi ad› verilen geleneksel ayakkab›lar giyerler. Farkl› boyut ve biçimlerdeki taiko davullar› temelde üç ana ritimle çal›n›r. Kalp at›fl›n› simgeleyen çift vurufllu Do-Ko. Koflan bir at› simgeleyen Do-Ko-Don. Festival ritmi olarak bilinen Don-Do-KoDon-Don. Her flark›n›n melodisi bu üç ana ritim üzerinde 4, 8 ve 10’un katlar›n› içeren vurufllarla infla edilir. Dört farkl› taiko performans tarz› vard›r. Çok davul-çok davulcu; çok davul-tek davulcu; tek davul-çok davulcu, tek davul-tek davulcu. Geleneksel taiko besteleri yaz›l› de¤ildir. Besteler kulaktan kula¤a kuchishowa adi verilen sözlü gelenekle ö¤retilir.

goes back to 3000 years, which is a deep-rooted history enough. In Japanese history, Taiko drum was used to raise the spirits of the Japanese army, and to raise anxiety in the enemy. In the same time, it was played to invite village and townspeople to festivities, and to announce the rice harvest. The sound of the drum was believed to keep the pests away. It was also played during the rain prayer and religious ceremonies. According to certain Buddhist traditions, the sound of the drum symbolizes the voice of Buddha. That is why Shintoist priests pray in the company of Taiko. Today, Taiko has a reputation as an artistic show combining the traditional Japanese drum, martial moves and encouraging screams called ki-ais. Reappearing in the 20th century Japan as an artistic performance, Taiko became famous around the world with the 1950’s, starting with the USA. It is estimated that there are over 8000 Taiko groups today in Japan. Demanding great strength and dynamism to play, the instrument comes in various sizes and styles. The drums are played by sticks names bachi in varying lengths, depending on the size of the drum. As the tree species used for making the

drumsticks (oak, maple, hornbeam) effects the sound obtained, Taiko groups select their bachi’s in line with their performance. There are three basic Taiko sizes: the big drum called Odaiko, the medium-sized named Jozuke, and the small one named as Shime. Odaiko looks like a wine barrel covered in leather in both sides. Placed on a leg, the drum is played on one or both sides. Taiko groups are called Dojo. The drum-players called as Uchite wear short jackets named Happi, loose pants called Momohiki, and belts named Obi. Around their heads they put a band called as Hachimaki. They wear traditional shoes known as Tabi.Taiko drums in varying sizes and shapes are played in three basic rhythms. The dicrotic Do-Ko symbolizes the heartbeat. Do-Ko-Kon signifies a running horse. Don-Do-Ko-DonDon is known as the festive rhythm. All songs have their melodies based on these three rhythms, with beats built on the multiples of 4,8 and 10. There are four different Taiko performance styles. Multiple drums and drummers; multiple drums and one drummer; one drum and multiple drummers; one drum and drummer. Traditional Taiko compositions are not written down, but are learned by the verbal tradition known as Kuchishowa. SANT‹GRAT 39


Ormanada, Daikin VRV sistem klimalar ile konforunu artırdı ECZACIBAŞI GAYRİMENKUL GELİŞTİRME VE YATIRIM’IN KORAY İNŞAAT İLE BİRLİKTE İSTANBUL ZEKERİYAKÖY’DE YAPIMINI SÜRDÜRDÜĞÜ ORMANADA PROJESİNİN İKLİMLENDİRME ÇÖZÜMLERİ DAIKIN’DEN GELDİ... 220 DÖNÜMLÜK ARAZİ ÜZERİNDE GERÇEKLEŞEN PROJE ‘BİRLİKTE YAŞAM’ KONSEPTİNİ TAŞIYOR. Hazırlayan /By: NAZLI ÇINAR - Mühendislik Sistemleri Ürün Sorumlusu / Engineering Systems Product Specialist

İstanbul Zekeriyaköy’de, bugüne kadar yapılan en büyük villa ve müstakil konut projesi Ormanada hayata geçiyor. Dört bir tarafı orman ile kaplı doğanın içinde bir yaşam sunan Ormanada, sürdürülebilir bir yaşam felsefesiyle doğanın sadeliği ile modern mimarinin buluştuğu 220 dönümlük yaşam alanı üzerinde kuruluyor. Brüt 380 metrekarelik 188 adet beş farklı tip villa ve 89 adet 15 farklı tip sıra evden oluşan Ormanada projesinin 25 dönümü yeşil alan olarak tasarlandı. Projede sosyal yaşam alanları da yerini aldı.

40 SANTİGRAT

The biggest villa and detached house project Ormanada is made real in Istanbul Zekeriyaköy. Offering a nature-embraced life surrounded by forests, Ormanada rises on a 220 acre surface, intertwining the philosophy of sustaina-

ble life, natural minimalism, and modern architecture. Comprising of 188 villas in five different versions with a gross surface area of 380 squaremeters, and 89 collateral houses of 15 different styles, the Ormanada project has 25 acres of green


KONFORUN ADI: DAIKIN ‘Ormanada projesinin tüm soğutma ve havalandırma sistemleri Daikin tarafından çözüldü. Ağırlıklı olarak konutların soğutma ve geçiş dönemlerindeki ısıtma ihtiyacı villa bazında seçilen Daikin marka VRV-RXYQ-P9 model heat pump inverter dış üniteleriyle sağlandı. Ormanada projesindeki H3-H4-H5 tipi villaların salon gibi büyük mekânlarında iç ünite olarak Daikin marka FXSQ-P model inverter fanlı orta statik basınçlı kanallı tip VRV sistem klimaları yer aldı. Bu blokların tamamında KNX protokol arayüzü KLIC-DI ile bina yönetim sistemi entegrasyonu gerçekleştirilerek bloklar içerisinde kullanılan iç üniteler kumanda edilebilecek. Diğer H1-H2 tipi villalarında ve C tipi sıraevlerinde soğutma ihtiyacı bakır borulama alt yapısında branş sağlayıcı kutu kullanılarak en iyi 4 tasarım ödülü alan tasarım harikası FTXG-J model Emura şık iç üniteler ile karşılanacak. Dış üniteler ise yine villa bazlı olarak şık iç ünitelere bağlanabilen RXYRQ-P model heat pump inverter dış ünite serisinden seçildi. VRV® III HEAT PUMP DIŞ ÜNİTELER Daikin’in ticari binalara yönelik öncü VRV®III teknolojisi, optimum kompresör verimliliği sağlamak üzere Daikin’in değişken soğutucu akışkan debi teknolojisi ile inverter kontrolünü kullanarak VRV® III heat pump daha yüksek COP/EER değerlere ulaşıyor. Ayrıca yeni modellerde bulunan otomatik şarj ve soğutucu akışkan testi hem zamandan tasarruf hem de en iyi performans için optimum soğutucu akışkan şarjı sağlıyor. Daikin’in yenilikçi teknolojisinin gelişmiş örneklerinden VRV® III heat pump inverter RXYQ-P9 model dış üniteler tek bir sistemde 5 ila 54 HP kapasite aralığına sahip. Tamamı inverter kontrol teknolojisinde bulunan, az yer kaplayan kombinasyon özelliğindedir. Gelişmiş kompresör yapısı ve yenilenmiş kondenser yüzeyi ile 4.5’a varan yüksek COP ve 4.29’a varan yüksek EER değerlerine sahip RXYQ-P9 model dış üniteler, proje çözümlerinde geniş borulama esnekliğini kullanıma sunar. Maksimum kritik borulama uzunluğu 165 metre ve toplam borulama uzunluğu 1000 metredir. Esnek dış ünite

space. Recreational areas are also included in the project. COMFORT RENAMED: DAIKIN All heating and cooling systems of the Ormanada project is offered by Daikin. The cooling and mid-seasonal heating needs of the residences are mainly answered by Daikin’s VRV-RXYQ-P9 model heat pump inverter outdoor units per villa. In bigger spaces of Ormanada’s H3-H4-H5 type villas, such as the living rooms, Daikin’s medium static pressure slotted type VRV system air conditioners with FXSQ-P model inverter fans are used. In all these blocks, the indoor units used inside the buildings will be controlled by realizing the integration of the KNX protocol interface KLIC-DI with the building management system. In the remaining H1-H2 type villas and the collateral C-type houses, the cooling need is going to be answered by the stylish FTXG-J model Emura indoor units, the quadruple design awards

winner with branch provider boxes used in its copper piping infrastructure. Meanwhile, the outdoor units are chosen from the RXYRQ-P model heat pump inverter outdoor unit series, which can be tied to stylish indoor units in villas. VRV® III HEAT PUMP OUTDOOR UNITS Daikin’s leader VRV®III technology designed for commercial buildings reaches higher COP/EER values by making use of Daikin’s variable cooling liquid flow technology and inverter control, in order to attain optimum compressor efficiency. Furthermore, the automatic charge and cooling liquid test available in the new models enables time saving and optimum cooling liquid charge for the ultimate performance. As a fine example of Daikin’s advance

Ormanada upgrades comfort by Daikin VRV system air conditioners THE AIR CONDITIONING SOLUTIONS FOR THE PROJECT ORMANADA, CONSTRUCTED BY ECZACIBAŞI REAL ESTATE DEVELOPMENT AND INVESTMENT TOGETHER WITH KORAY CONSTRUCTION WORKS IN ISTANBUL ZEKERİYAKÖY ARE OFFERED BY DAIKIN. THE 220 ACRE PROJECT BEARS THE CONCEPT OF “LIVING TOGETHER”. SANTİGRAT 41


kombinasyonu, düşük yer kaplayan kombinasyon ve yüksek COP kombinasyonu ile maksimum 64 adet iç ünitenin bağlanmasına olanak tanır. Özellikle rezidans, orta ölçekli ticari alanlar, ofisler, oteller ve zincir dükkanlara yönelik olarak kullanılabilecek sistem -5°C ile +43°C sıcaklıkları arasında soğutma ve -20°C ile + 15°C sıcaklıkları arasında ısıtma yapabilme yeteneğine sahiptir. VRV iç üniteler ve Daikin Emura, Nexura model şık ve sessiz iç üniteler ile kombine edilebilen yenilikçi VRV teknolojisine sahip VRV® heat pump inverter RXYRQ-P model dış üniteler, yüksek COP seviyelerindedir. Tek bir modül dış ünite ile 8 ila 18 HP kapasite aralığına sahip ürün gamından oluşarak 39 iç ünite kadar bağlanabilir. -5°C ile +43°C sıcaklıkları arasında soğutma ve -20°C ile + 15°C sıcaklıkları arasında ısıtma yapma özelliğindeki dış üniteler sıcaklık kontrolü, taze hava sağlama, sıcak su üretme fonksiyonlarının tamamını tek bir sistemde birleştirir. Tüm iç üniteler bireysel olarak kumanda edilir ve kullanıcıya kademeli montaj imkânı sunar. TASARIM HARİKASI EMURA Projede, H1-H2 tipi villalarda ve C tipi sıraevlerinde A enerji sınıfına sahip, enerji tasarruflu mühendislik harikasının muhteşem karşımı Emura inverter duvar tipi iç üniteler tercih edildi. 6 farklı model de 1,3 kW-5,3 kW soğutma kapasite aralığına sahip. Ultra ince profili, mat kristal beyazı veya eskitme alüminyum şık dış yüzeyi her türlü iç dekora sorunsuz uyum sağlıyor. Konfor modu, sıcak veya soğuk havanın doğrudan insan vücuduna doğru üfle-

42 SANTİGRAT

technology, the VRV® III heat pump inverter RXYQ-P9 model outdoor units have 5 to 54 HP capacity range in a single system. All of them have inverter control technology and storable combination as standard. With their advanced compressor structure and renewed condenser layer, the RXYQ-P9 model outdoor units reach COP values of up to 4,5 and EER values of up to 4,29; and present a vast piping elasticity in project solutions. The maximum critical piping length is 165 meters and the total piping length is 1000 meters. With flexible outdoor unit combination, storable combination and high COP combination, they enable the configuration of up to 64 indoor units. Particularly suitable for residencesi medium sized commercial areas, offices, hotels and chain stores, the system has the potential of cooling from -5°C to +43°C, and heating from -20°C to + 15°C. The VRV indoor units and Daikin Emura, the VRV® heat pump inverter RXYRQ-P model outdoor units with

VRV technology which can be combined with stylish and silent Nexura models reach high COP levels. Up to 39 indoor units from 8 to 18 HP capacity range can be connected to a singular module outdoor unit. The outdoor units with a cooling capacity from -5°C to +43°C and heating capacity from -20°C to + 15°C combine heat control, fresh air and hot water production functions in a single system. All indoor units are commanded individually and offer the user the opportunity of gradual installation. EMURA, THE WONDER OF DESIGN The A class energy efficient engineering wonder Emura inverter wall type indoor units are prefered for the project’s H1-H2 villas and C-type houses. All six models have a cooling capacity range of 1,3 kW-5,3 kW. The ultimate thin profile, the matte crystal white colour and the stylishly worn out aluminium surface perfectly match any interior. The comfort model restrains


mesini engelleyerek soğuk hava etkisi yaratmadan çalışıyor ve klima çarpmalarının önüne geçiyor. İç ünite ve dış ünite sessiz çalışma modları iç ve dış ünitelerin çalışma sesini 3 dbA azaltıyor. Sahip olduğu hareket sensörü oda boşken ünite 20 dakika bekledikten sonra ekonomi moduna geçerek kullanılmayan odalarda enerji tasarrufu sağlıyor. Odaya biri girdiğinde ise normal konumda çalışmaya başlıyor. Gece ayar modu ile odadaki havanın aşırı soğumasını veya ısınmasını önleyerek sağlıklı bir konfor sağlıyor. Aynı zamanda güçlü modu, hızlı soğutma veya ısıtma için istendiğinde seçilebilir. Standart olarak cihaz içerisinde yer alan titanyum apatit fotokatalitik hava temizleme filtresi sürekli olarak havayla taşınan toz partiküllerini temizler, kötü kokuları güçlü şekilde kırarak bakterilerin, mikropların çoğalmasını önlemede yardımcı olur. YENİ NESİL KANALLI TİP VRV İÇ ÜNİTELER H3-H4-H5 tipi villalarda kullanılan 2,2-16,0 kW kapasite aralığına sahip FXSQ-P model inverter fanlı kanallı tip üniteler, önceki seriye kıyasla yeni DC fan kullanımı sayesinde yüzde 20 güç tasarrufu sağlıyor. 3 kademeli üfleme kontrolü sayesinde konfor seviyesi artırılmış ve iç ünite yapısında standart olarak hava filtresi ve drenaj pompası bulunuyor. Fan moduna getirildiğinde, soğutma veya ısıtma yapmadan sadece fan olarak da kullanılabiliyor. Kablolu kumanda ile cihaz dışı basıncın değiştirilme imkânı ve hava debisinin optimizasyonu sağlanıyor. Bunun yanı sıra kanal basınç kaybını algılayarak debi ayarını otomatik olarak yapıyor ve bu sayede montajı kolaylaştırıyor. Otomatik soğutma – ısıtma geçiş özelliğiyle ısıtma veya soğutma modunu otomatik olarak seçiyor. Otomatik yeniden başlat ve otomatik arıza teşhisi özellikleri de bulunuyor.

the warm or cool air from directly blowing on human body, and prevents aşr conditioner related concussions by working without creating a cold air effect. The indoor and outdoor unit working modes diminish the engine noise by 3 dbA. The movement sensor passes on to the economy mode 20 minutes after the room becomes empty, hereby saves energy in unused spaces. It is reactivated as soon as someone enters the room in the standard mode. With the night mode, the extreme cooling or heating of the room is eliminated and a healthy comfort is maintained. At the same time, the power mode is

also available for rapid cooling and heating when necessary. The standard titanium apatite photocatalytic air cleaning filter inside the device incessantly cleans the dust particles carried around by air, eliminates bad scents, and helps preventing the production of bacteria and microbes. NEW GENERATION SLOTTED VRV INDOOR UNITS The FXSQ-P model inverter fan slotted units with a capacity range of 2,2-16,0 kW that are used in H3-H4-H5 type villas save up to 20 per cent energy with respect to the previous series through the new DC fans. Thanks to the three phase blowing control, the comfort level is further raised. In the indoor unit structure, air filter and drenage pump is standard. When the fan mode is on, air ventilation can be enjoyed without cooling down or warming up. With the cable controller, the pressure outside the device can be altered and the air flow can be optimized. In addition, the slots perceive the pressure loss and automatically arrange the flow, hereby render the installation easier. With the automatic cooling-heating modulation feature, the cooling or hetaing mode is automatically selected. There are also automatic restart and automatic troubleshooting features available.

SANTİGRAT 43


Streamer teknolojili hava temizleyicisi

MC70L bir mihenk taşı olacak DAIKIN, İLERİ TEKNOLOJİ HAVA TEMİZLEYİCİSİ, STREAMER TEKNOLOJİLİ HAVA TEMİZLEYİCİSİ MC70L İSİMLİ ÜRÜNÜ PİYASAYA SÜRDÜ. TAŞINABİLİR BİR ÜNİTE OLAN MC70L, ALERJENLERİ VE ZARARLI BAKTERİLERİ AYRIŞTIRIYOR VE ODAYA ARINDIRILMIŞ HAVA YAYIYOR. SAĞLIK AÇISINDAN ORTAMIN KALİTESİNİ YÜKSELTEN ÜRÜN, KULLANICIYA SON DERECE EFEKTİF ÇÖZÜMLER SUNUYOR.

Air cleaner with streamer technology

MC70L will be a breaking point DAIKIN INTRODUCED A NEW AIR CLEANER WITH ADVANCED STREAMER TECHNOLOGY CALLED AS MC70L. THE PORTABLE MC70L UNIT ELIMINATES ALLERGENS AND INSANITARY BACTERIA, AND CIRCULATES REFINED AIR INSTEAD. ENHANCING THE QUALITY OF LIFE IN TERMS OF HEALTH, THE PRODUCT OFFERS INCREDIBLY EFFICIENT SOLUTIONS TO THE USER. 44 SANTİGRAT


Çoğu hava temizleyicisinin çalışma prensibi basit filtre sistemlerine dayalıdır. Bunu yetersiz bulan Daikin, konuyla ilgili araştırmalar yaparak, hava temizleyici sistemlerine yeni çözümler üretti. Streamer teknolojili hava temizleyicisini yeniden yapılandıran Daikin, bu segmentte yeni bir standartı sektöre kazandırmış oldu. Tasarımda basit bir filtre yerine, çok-katmanlı bir filtre sistemi kullanıldı. Sadece alerjen ve bakterileri değil, toz partikülleri, kötü kokuları, hayvan tüylerini, küfleri, polenleri ve küçük böcekleri de yakalayıp ayrıştıran, sonrasında yok eden 6 ögeli sistem sayesinde yüksek derecede arındırma sağlandı. Ünitenin yüksek enerji verimliliği ve fonksiyonelliği gelişmiş taşınabilir uzaktan kumanda ile daha da artırıldı. MC70L, ultra-sessiz çalışması, kompakt ve kolay taşınabilir boyutu ve gelişmiş kontrolleriyle bu ürün segmentinde önemli bir gelişme olarak öne çıkarken, hava temizleyiciler kategorisinde yeni bir standart oluşturuyor. MC70L’NİN ÖZELLİKLERİ: MC70L, 8.5 kg ağırlığı ile kolayca taşınabiliyor. Ultra sessiz çalışan ürün, 46 metrekareye kadar olan alanlarda iyi sonuçlar veriyor. Ürün, güçlü fanı sayesinde bulunduğu odanın her köşesine ulaşabiliyor. Standart 5 yedek filitre ile gelen ürün 10 yıl boyunca yeni bir filitre maliyeti oluşturmuyor. Turbo modu sayesinde havayı çok hızlı temizliyor, inverter güç tüketimini azaltmak için motorun dönüş hızını etkin biçimde kontrol ederek enerji tasarrufu sağlıyor. DAIKIN STREAMER TEKNOLOJİSİ NEDİR? “Streamer Deşarj” yüksek hızlı elektronların oksijen ve nitrojen molekülleriyle çarpışıp aktif hale geldiği ve bakterilerin oksidatif ayrıştırılmasını sağlayabildiği bir çeşit plazma deşarjıdır. Bu deşarj türü sayesinde bakteri ve küfler kadar tehlikeli kimyasal maddeler ve alerjenleri de yok edilebilir. Standart plazma deşarja (akkor deşarj) göre Daikin’in Streamer Deşarjı daha geniştir. Bu sayede, elektronların havadaki oksijen ve nitrojenle çarpışması daha kolay hale gelir. Aynı elektrik gücüyle 1.000 kat daha yüksek oksidatif ayrıştırma hızına ulaşılır.

Most of the air cleaners work on a basic filtration system. Considering this as insufficient, Daikin conducted several researches to offer new air cleaning solutions. Restructur,ng the streamer technology air cleaners, Daikin gained the industry a brand new standard. Instead of a simple filter, a multi-layer filtering system is used in the design. Thanks to the six-segmented system which eliminates and destroys dust particles, bad odours, animal hair, mold, pollens, and tiny bugs as well as allergens and bacteria, a high level of refining is rendered possible. the high energy efficiency and functionality of the unit is further increased by a remote controller. Shining out as a significant development in this product segment with its over-quiet engine and compact size that brings ease of portability, MC70L brings a new standard to the category of air cleaners. THE FEATURES OF MC70L: MC70L is very easy to carry with a weight of 8,5 kg. The product operates extremely quiet and gives good results in areas up to 46 squaremeters. Thanks to a powerful fan, it reaches to every corner of the room. With the standard of five spare filters, it generates no additional filter costs for the next decade. The turbo mode cleans the air rapidly, and efficiently controls the engine speed to decrease the power consumption in order to save energy.

WHAT IS DAIKIN STREAMER TECHNOLOGY? “Streamer Decharge” is a plasmic decharge where high speed electrons crush nitrogen molecules and become activated, hereby rendering the oxidative separation of bacteria. With this type of decharge, it can eliminate not just bacteria and mold, but dangerous chemicals and allergens as well. Daikin’s streamer decharge is more capacious in comparison to the standard plasmic decharge (incandescent decharge). Thus, electrons more easily crush the oxugen and nitrogen in the air. With the same electric power, 1000 times higher oxidative separation speed is attained. SANTİGRAT 45


“Tek rakibimiz GSM” YÖRESEL GİYSİLER GİYMİŞ İKİ KADININ GURURLA YANINDA DURDUĞU BİR PANKART; ÜZERİNDE DE “TEK RAKİBİMİZ GSM” YAZISI. NEREDE Mİ? KUŞ DİLİ ŞENLİKLERİ’NDE. SÖZÜNÜ ETTİĞİMİZ, GİRESUN’UN KARABÖRK BELDESİ’NDE KONUŞULAN BİR ÇEŞİT ISLIK DİLİ. DAĞDAN DAĞA HABERLEŞMENİN EN İYİ YOLU BELKİ DE. SÖYLENDİĞİNE GÖRE 5 KİLOMETRELİK BİR ALANDA ETKİLİYMİŞ. YANİ, ‘ÇEKİM GÜCÜ’ HAYLİ YERİNDE. Yazı/By: ÜMMÜ TAYLAN


Dünya genelinde 60 kadar ıslık dili kullanılıyor. Biz, Fransız Biyoakustik Mühendisi Julien Meyer’in yalancısıyız. Güney Meksika’da Huautla Jimenez bölgesi, İspanya Kanarya Adalarında La Gomera bölgesi (Silbo Gomero ıslık dili), Fransız Pireneleri’nde Aas Köyü, Yunanistan’da Euboa bölgesi, Amazonlar ve Tayland günümüzde ıslık dilinin konuşulduğu yerlerden birkaçı. Mühendis Meyer’in araştırmaları Güney Meksika’da kullanılan dilin günlük yaşamın içine işlediğini söylüyor. Pazarda, evden eve, bir dükkandan diğerine; adeta telefon niyetine. Tayland’da aşıkların da dili olmuş ıslıklar. Kompliman yapmak için. Kapı önünden pencereye. Kısa mesaja kim prim verir? Kanarya Adaları’nda konuşulan ıslık dili ise 2003’ten beri ilkokullara zorunlu ders olarak konmuş. Islık dilinin konuşulduğu bölgelerin ortak noktası coğrafya. Sorun aynı. Hepsi de dağlık, yerleşim seyrek, insanların birbirine ulaşması zor.

There are about 60 whistled languages used around the world. So claims the French bio-acustic engineer Julien Meyer. The huautla Jimenez region in Southern Mexico, La Gomera in the Spanish Canary Islands (the Silbo Gomero whistled language), Aas village in the French Pyrenees, Euba region in Greece, the Amazon and Thailand are a few of these places. The researches

conducted by Meyer indicate that the whistled language used in Southern Mexico has become integrated in daily life. In the market, between houses and shops – it is used in place of telephones. Whistling has become the language of lovers in Thailand, to make compliments from the door sill to the window. Who gives a damn to sms? The whistled language spoken in

“Our only rival is GSM” A BANNER CLAIMS NEAR TWO LADIES DRESSED IN REGIONAL CLOTHES, STANDING IN FULL PRIDE: “OUR ONLY RIVAL IS GSM”. YOU WONDER WHERE? IN THE “BIRD-LANGUAGE” FESTIVAL! WE ARE TALKING ABOUT A KIND OF WHISTLED LANGUAGE SPOKEN IN GİRESUN’S KARABÖRK REGION. THIS IS PROBABLY THE BEST WAY OF COMMUNICATING FROM MOUNTAIN TO MOUNTAIN. IT IS CLAIMED TO HAVE A RADIUS OF 5 KILOMETERS. IN OTHER WORDS, IT HAS GREAT RECEPTION! SANTİGRAT 47


Bizim de bir ıslık dilimiz var. Kuş dili. Giresun’da, Çanakçı ilçesine bağlı Karabörk beldesine bağlı köylerde konuşuluyor. Sis Dağı’nın batısında. En çok da Kuşköy’de. Belde 15 yıldır da şenlik düzenleniyor. Amacı bu ilginç dili tanıtmak. UNESCO’ya başvurmuşlar bile. Dilin kültür mirası listesine alınması an meselesi. Kuş dilinin geçmişi oldukça eski. Neredeyse 15’inci yüzyıla kadar uzanıyor. Şifreli bir dil değil. Türkçe kelimeler teker teker ıslığa çevrilerek söyleniyor. Kelimeler arasında da kısa aralıklar veriliyor. Dağdan dağa sohbet ediliyor deyim yerindeyse. Islık çalarken parmaklarla dile özel şekiller veriliyor ki kelimeler net bir biçimde çıkabilsin. Islığı böyle çalmanın bir faydası var elbette. Parmaklar sesin fazlasıyla kuvvetli çıkmasını sağlıyor. Uzaklardan duyulabiliyor. Çekim kuvveti daha da artıyor. Yöredeki ıslık dili konusunda Şaban Kutlu’nun bir de çalışması var. Valilikçe basılan kitapta İbrahim Cırıt’ın geniş bilgilerinden de yararlanılmış. Yöreden derlenenler kitaba aktarılmış. Hatta kitap için İngilizce gramer çalışması yapılmış. Hatta çevirisi de bitmek üzere. Bütün bunların yanında bir de büyük bir tartışma var yöre halkı arasında. Kuş dili tek ama sahiplenen çok. Karabörklülerle Kuşköylüler bu dili siz buldunuz, biz bulduk diye savaş halinde neredeyse. Kuş dilinin patenti Kuşköy’e ait. Onlar patent ofisine önce başvurmuş. Karabörklülerse Kuşköylülerin bu dili kendilerinden öğrendiği iddiasında. Çoban ıslıklarından geliştirilen dilin buraya yerleşen Karabörk 48 SANTİGRAT

the Canary Islands has been an obligatory course in primary schools ever since 2003. The common point of all these regions is their territories. The problem is but one: all are mountainous, sparsely populated, and communication is hard. We too have a whistled tongue: the bird-language is spoken in Giresun, around the villages of Karabörk region of Çanakçı county. It is widely used in the west of Sis (Misty) Mountain, especially in Kuşköy. The region celebrates a festival since 15 years. The mission is to promote this curious language. They have even applied to UNESCO. The

language is about to be included in the world heritage list. The history of the bird-language dates far back, up until the 15th century. It has never been a cryptic language. Turkish words are pronounced in whistle, one by one. Short intervals are left between words. This is literally a chat between mountains. Tongues are given special shapes while whistling to enable a precise pronunciation. Such kind of whistling has its private merits. Fingers enable a much stronger voice that can be heard from afar. That is to say, they enable a more powerful reception. Şaban Kutlu has done a study on


TÜRKÇE - KUŞDİLİ MİNİ SÖZLÜK

İmece: Jandarmalar: Ormancılar : Muhtar: Tabanca: Sabah: Yarın: Buraya: Ben: Var: Gel: Git: Söyle: Taşı:

İföçö Çoççoçfoçoç Oçfoççoç Foççoç Çofoçço Çofoç Çoçoç Foçoço Föç Foç Köç Kiç Çöççö Çoço

A MINI DICTIONARY OF TURKISH THE BIRD - LANGUAGE Play ball: Gendarmerie: Forresters: Headman: Gun: Morning: Tomorrow: Here: I: Present: Come: Go: Say: Carry:

İföçö (ee-pheau-cheu) Çoççoçfoçoç (chotch-chotch-photchoch) Oçfoççoç (otch-photch-chotch) Foççoç (photch-chotch) Çofoçço (cho- fotch-cho) Çofoç (cho-photch) Çoçoç (cho-chotch) Foçoço (pho-cho-cho) Föç (pheautch) Foç (photch) Köç (keutch) Kiç (kitch) Çöççö (cheautch-cheau) Çoço (cho-cho)

the regional the bird-language . In his book printed by the governorate, he has cited the vast knowledge of İbrahim Cırıt. The collected works on the region are narrated in the book. An English grammar study has also been carried for its sake. The translation is about to be finished. Aside of these, a big discussion keeps going among the region folk. Though there is only one whistled language, there are many claimers. The people of Karabörk and Kuşköy are almost fighting to gain its right. The language’s

patent is held by the folk of Kuşköy, for they are the ones to apply first. Whereas the people of Karabörk claim to have taught them the tongue. Saying that the language derived from the shephard whistles was spread by the here settled Karabörk clan and developed into an actual tongue due to hard conditions of communication, the people of Karabörk believe that their tongue is much more comprehensible compared to the “stolen” Kuşköy tongue. The local researcher İbrahim Cırıt says: “The word ‘say’, for instance, is pronunced as ‘cheautch-cheau’ in Kuşköy, whereas as ‘seay-yeah’ around Karabörk. Here, the letter L is not pronounced and all other words can be used in Turkish. Ali is Ayee, Veli is Veyee, Ahmet is Ah-et, etc…” Stating the arguments to support his claim, Cırıt does

SANTİGRAT 49


boyu ile yayıldığını daha sonraları ulaşım ve haberleşmenin zorluğundan dolayı bir konuşma dili haline geldiğini söyleyen Karabörklüler, kendi konuştukları dilin daha anlaşılır olduğu Kuşköylülerin konuştuğunun daha doğrusu çaldığının ise çapraşık olduğu fikrindeler. Yerel araştırmacı İbrahim Cırıt: “Örnek olarak ‘söyle’ kelimesi Kuşköy’de çöççö olarak söylenirken, Karabörk’de söyye olarak söylenmektedir. Burda (L) harfinin telaffuzu yapılamamaktadır ve diğer bütün kelimeler Türkçe olarak kullanılabilmektedir. Ali-Ayi, Veli-Veyi, Ahmet-Ah-et biçiminde söylenişi gibi.” Cırıt iddiasını destekleyecek argümanları sıraladıktan sonra köyün adı üstünde kuş dili ve Kuşköy diyecekler için de saptamasını da sakınmıyor: “Kuşköy’ün ıslıkla bir ilgisi yoktur. Kuşbükü’nden gelir ve Pontus Rumları’ndan kalma bir isimdir. Kuşköy halkı bu dili Karabörklülerden öğrenmiştir. Kuşköy ıslığı, Karabörk ıslığının kalıplaşmış bir kopyasıdır.” Islığın kime ait olduğunun hiçbir önemi yok aslında. Ama ilginç ve eğlenceli tarafları var. Her harf çıkmıyor ıslıktan elbette. F, ç, k gibi sessizler ve sesli harfler telaffuz edilebiliyor sadece. Kuşköy ağzında: “Jandarma geliyor, tabancanı sakla…” Islıkçada: “Çoççofo köçiçoç çofoççoço çökço…” şeklinde telaffuz ediliyor. “Yarın sabah bana imeceye gelir misin?” de “Çoçoç çofof foço iföçöçö çöçiç fiçiç?” diye. Bir zamanlar bütün Karadeniz’de yaygın olarak konuşulan kuş dili

50 SANTİGRAT

not spare his detection concerning the bird language and Kuşköy: “Kuşköy (Birdsville) has nothing to do with whistling. The name comes from Kuşbükü (Birdsbay) from the time of the Pontus Empire. The people of Kuşköy learned this language from the people of Karabörk. Kuşköy whistling is a stereotype of Karaköy whistling.” In fact, it makes no difference to whom the whistling belongs. Yet, it has something curious and funny about it. Not every letter is pronunciable when whistled, naturally. Only the consonants such as f, ch and k and the vocals can be pronounced. In Kuşköy

tongue, “Gendarmerie is coming, hide your gun!” is translated into “Chotch-chophoe keau-chee-chotch cho-photch-choe-choe.” And “Come by for help tomorrow” is “Cho-chotch cho-phoff photcho ee-pheau-cheau-cheau cheautchitch pheetcheetch.” Once upon a time, the bird language used to be widely spoken around the Black Sea, whereas it only survives around Sis Mountain and Kuşköy near Çanakçı. It is not much suitable for chit-chat, as everyone is aware of its codes. It is just used for common purposes. And perhaps the women who forget to tell their husbands their orders after they leave say


şimdi sadece Sis Dağı ve Çanakçı yakınlarındaki Kuşköy’de yaşıyor. Pek öyle dedikodu falan yapılmıyor bu dille. Zira herkes vakıf şifrelere. Genel konular konuşuluyor ancak. Belki eşine sipariş verip de eşi uzaklaştıktan sonra hatırına düşen kadınlar; ‘Aman kasabaya inince zeytinyağını da unutma!’ diyorlar ancak. Her ne kadar kelimeler benziyorsa da yöre halkının birbirini yanlış anladığı görülmemiş. Kuş dili deyip geçmeyin... Kuş diliyle köyden köye seslenerek, asker olacakların isimleri okunmuş, Kurtuluş Savaşı’na katılınması için haber yollanmış. Çağrı yapılmış. Sayesinde zafer bile kazanılmış. Mustafa Köse’nin 15.02.2008’de yayınlanan yazısı Ruslara karşı bu parola dilin nasıl kullanıldığını anlatılıyor. Ormanda ilerleyen Rus askerleri kuş seslerinden şüphelenmemiş bile. Oysa her biri birer uyarı mesajıymış bunların. Çeteler böylece Rus askerlerini kıstırmışlar hiç zorlanmadan. “Rus işgali sırasında görülen Rus askerlerinin gelişi, yol üzerindeki köylere, insanlara haber veriliyordu kuş diliyle. 1’inci Dünya Savaşı’nda Ruslar, Kuşköyü ve diğer yöreleri işgal ettiğinde halk düşmanın anlamaması için kuşdilini kullanmış ve Ruslara karşı savaşın kazanılmasında önemli rol oynamıştır.” İnternet de, cep telefonu da peynir ekmek gibi satılırken kuş dilinin artık haberleşmede etkin olması düşünülemez. Şimdiden bilenler azalmış, zaten. Ama bir kültürel miras olarak korunması ve unutulmaması şart. En azından böyle güzel hikayeleri varken.

“Do not forget to buy olive oil from the town!” Even if the words are similar, it is uncommon for the region folk to misunderstand each other. Do not dare to underestimate the bird language… It was used to call the names of the soldiers from one village to the other to the War of Independence. Victories were gained thanks to it. An article by Mustafa Köse dating 15/02/2008 tells how the language was used against the Russians. Walking in the forrest, the Russian soldiers were not suspicious about the chirping of the birds. But these were all warning messages. Guerillas shot in the Russian soldiers with no

difficulty. “The approach of the Russian soldiers during the Russian invasion was announced to the villages and people via bird language. When Russians invaded Kuşköy and other regions during the World War I, the people used the bird language to prevent the enemy comprehension and played an important part in the victory.” In a time when internet and cell phones sell like hotcakes, bird language cannot be deemed an efficient means of communication. The speakers are already diminishing. However, it should be taken under protection as a cultural heritage. With so many stories to tell…

SANTİGRAT 51


052_055_rauf

7/12/12

1:36 PM

Page 2

Baflar› ifle almakla m› bafllar? M. RAUF ATEfi

Capital&Ekonomist&CEOLIFE&PCnet Yay›n Direktörü/Director of Publication

52 SANT‹GRAT


052_055_rauf

7/12/12

1:36 PM

Page 3

Japon ifl kültüründe “ömür boyu istihdam” stratejisi geçerlidir. fiirketler, ifle ald›klar› çal›flanlar›n›, bir pozisyonda baflar›l› olmamalar› halinde, baflka pozisyon ya da bölümlere kayd›rma yöntemiyle onlar› iflte tutmaya çal›fl›rlar. ‹flten ç›karmak, en son de¤il, asla akla gelmeyen bir çözümdür. Daikin gibi Japon kökenli flirketler, bu nedenle ifle al›mlarda adeta “k›l› k›rk” yar›p, kendileri için en uygun aday› bulmaya çal›fl›rlar. Ald›klar›n› da en iyi flekilde e¤itip, flirketin kültürüne adapte etmeye çal›fl›rlar. S›radan gibi görünen bu ifle al›m süreci, asl›nda çok say›da flirket için en kritik aflamalardan birini oluflturur. Bunun en iyi örneklerinden birini son y›llar›n en baflar›l› e-ticaret giriflimlerinden olan Zappos’da gördüm. Daha do¤rusu Zappos’un kurucusu Tony Hsieh’in kitab›nda okudum. “Mutlulu¤u Da¤›tmak” adl› kitab›nda, çok s›radan gibi görünen bir alanda k›sa sürede müthifl bir baflar› yakalayan, kurdu¤u flirketi Amazon.com’a satan Tony Hsieh, bu baflar›y› yakalama hikayesini ayr›nt›l› olarak anlat›yor. Asl›nda kitab›n pek çok ilginç taraf› ve paylaflt›¤› öykü var. Ama benim dikkatimi en çok insan kaynaklar› stratejisi ve ifle al›m yaklafl›m› çekti. Örne¤in, ifle al›m mülakatlar› bile çok farkl›… Tony Hsieh bu süreci flöyle anlat›yor: “Biz Zappos’ta iki ayr› mülakat yap›yoruz. ‹fle al›m müdürü ve ekibi, ilk önce gerekli deneyim, teknik bilgi ve ekibe uygunluk gibi özellikleri araflt›rmak üzere standart mülakatlar› yapar. Ama daha sonra insan kaynaklar› bölümü sadece kültüre uygunluk aç›s›ndan de¤erlendirmek üzere ayr› bir mülakat yürütür. Adaylar›n ifle girmek için bu iki mülakat› da baflar›yla tamamlamas› gerekir. Ciromuza veya karl›l›¤›m›za çok olumlu etkisi olaca¤›n› bildi¤imiz pek çok yetenekli kiflinin baflvurusunu reddettik. Bu kiflilerin kültürümüze uygun olmad›¤›n› anlad›¤›m›z için uzun vadeli kültürümüzü ve markam›z› korumak amac›yla k›sa vadeli ç›karlar›m›zdan feragat ettik.”

“Employment for a lifetime” is what counts in the business culture of Japan. Companies try to keep their employees by engaging them in other positions or departments in case of their lack of success in a given position. Severance is not an alternative solution, let alone be the last. Therefore, Japanese companies such as Daikin split hair while employing and try to find the best candidate. Once hired, these candidates go through an adaptation process to be integrated in the corporate culture. Although it may appear as routine, this employment process is indeed one of the most critical phases for any corporation. I have come across a very good example in Zappos, one of the forecoming e-trade companies of the recent years. To be more accurate, I read it in the book written by Tony Hsieh, the founder of

Zappos. In his book “Delivering Happiness”, Tony Hsieh, who achieved tremendous success by selling his company to Amazon.com, tells about the story of his success in detail. Actually, the book has many interesting feautures and stories to be shared. But the thing that has gained my attention the most are their human resources policy and recruitment approach. Even their recruitment interviews are out of the ordinary… Here is how Tony Hsieh describes the process: “In Zappos, we make two seperate interviews The Recruitment Manager and his team conduct the standard interviews to evaluate the qualities like experience, technical know-how and team harmony. Later on, the Human Resources Manager conducts a seperate interview to evaluate the cultural relevancy. The candidates have to pass both these

“BU fi‹RKETE G‹RME PARA VEREL‹M” Emin flimdi paylaflaca¤›m anekdot ifle girme ya da ifl mülakat› aflamas›nda hiç kimsenin bafl›na gelmemifltir. Bir ifle baflvuruyor, formlar dolduruyor ve mülakatlardan geçiyorsunuz. En sonunda insan kaynaklar›ndan, “‹fle kabul edildiniz” mesaj› da al›yorsunuz. Ancak, o da ne; hemen ard›ndan, “Bize gelmeyin, size para verelim” teklifi geliyor. Bu durumda ne yapard›n›z?

Does success start with recruitment? SANT‹GRAT 53


052_055_rauf

7/12/12

1:36 PM

Page 4

Sizi bilmiyorum ama Tony Hsieh, kendi stratejilerini flöyle anlat›yor: “‹fle ald›¤›m›z adaylara, e¤itimin ilk haftas›n›n sonunda tüm s›n›fa bir teklif sunar›z: Herkese çal›flt›klar› sürenin ücreti ve buna ek olarak 2000 dolar karfl›l›¤›nda ifli b›rakma seçene¤i. Bu teklifimiz e¤itim döneminin sonuna kadar geçerlidir. fiirketimizde çal›flanlar›n sadece ücret için çal›flmad›klar›ndan emin olmak isteriz. Çal›flanlar›m›z›n uzun vadeli vizyonumuza inanmalar›n› ve kültürümüzün bir parças› olmay› arzu etmelerini isteriz. Genellikle bu teklifimizi kabul edenlerin oran› yüzde biri geçmez.” MÜDÜR OLMA SÜRES‹ DE VAR Çal›flanlar, özellikle de yeni dönemin gençleri için “kariyer yönetimi” çok önemlidir. Ne zaman, nas›l ve hangi durumda terfi edeceklerini ö¤renmek, hayatlar›n› ona göre planlamak isterler. Ancak, çok say›da flirket için bu pek mümkün de¤ildir. Zappos’da ise Hsieh, çal›flanlar›na bu olana¤› sunuyor: “Biz Zappos’ta farkl› bir felsefeye sahibiz. Her y›l çal›flanlar›m›z› bir varl›k olarak de¤erlendirmek yerine, her bir bölümde çal›flan en alttan en üst düzey liderlik pozisyonlar›na kadar farkl› beceri ve deneyime sahip kiflilerden oluflan bir insan kaynaklar› havuzu 54 SANT‹GRAT

interviews successfully to be employed. We turned down the applications of many talented candidates who could have contributed to our revenue and profitability for sure. We sacrificed from our short-term benefits in order to protect our long term culture and brand, for we perceived that these people did not match our culture.” “WE WILL PAY YOU NOT TO GET THIS JOB” I am confident that this anecdote is a one of a lifetime experience in any recruitment or job interview. You apply for a job, fil lup

forms and attend interviews. Finally, the Human Resources department says “You are hired”. But wait a minute! Right after they offer to pay you not ro accept the job. What would you do? I do not know about you, but Tony Hsieh describes their strategy as such: “First we hire our candidates and after the end of the first week of training, we make an offer to the whole class: The payment for the period they have worked plus 2000 dollars for them to leave the job. The offer is valid until the end of the training period. We want to be sure that


052_055_rauf

7/12/12

1:36 PM

Page 5

our employees do not work just for the money. We would like them to have faith in our long term vision and to want to be a part of our culture. Usually, those who accept our offer are limited to one per cent.” IT TAKES TIME TO BE MANAGER “Career management” have crucial importance for the employees, especially for the new generation.They would like to know when, how and under what circumstances they will get their promotion, oluflturuyor ve kurdu¤umuz bu yap›y› bir varl›k olarak de¤erlendiriyoruz. ‹fle ald›¤›m›z elemanlar›n ço¤unun girifl seviyesinde olmas›n› ve flirketin verdi¤i e¤itim ve yönlendirme sayesinde yaklafl›k 5 ila 7 y›l içinde k›demli birer yönetici haline gelme f›rsat›na sahip olmas›n› istiyoruz. Bu üzerinde çal›flmaya devam etti¤imiz bir konu ve gelece¤ine yönelik, gerçekten büyük heyecan duyuyoruz.” BU STRATEJ‹LER ÇOK ÖNEML‹ Zappos’un ‹K stratejilerini okurken birkaç uygulama daha dikkatimi çekti. Paylaflmakta yarar görüyorum: • Girifli seviyesindeki personelden bekledi¤imiz en önemli fley, çal›flt›¤› ekibin sorumlu oldu¤u ürün kategorisine tutkuyla ba¤l› olmas›d›r. Moda ekibimiz için eleman seçerken moda dergileri okumaktan hofllanan kiflileri tercih ediyoruz. H›zl› hareket etmesi gereken elemanlar›m›z› maratonculardan seçiyoruz. • fiirket d›fl›nda çal›flmas› gereken elemanlar›m›za da hafta sonlar› düzenli olarak yürüyüfllere ç›kan veya kamp kurmaktan hofllanan kiflilerden seçiyoruz. • Her bölüm için özel e¤itim programlar› olmakla birlikte bütün bölümlere yönelik kurslar veren bir de ‹nsan Kaynaklar› Havuzu Ekibimiz bulunmaktad›r. Bu kurslar›n ço¤u flirket içinde hangi bölüm olursa olsun terfi edebilmek için al›nmas› zorunlu dersleri içerir. • Her bölüm için havuzumuz tam anlam›yla dolduktan sonra, çal›flanlar›m›zdan biri flirketten ayr›l›rsa, onun önünde veya arkas›nda bulunan ve onun sorumluluklar›n› üstlenebilecek biri mutlaka haz›r olacakt›r. Bu flekilde bir tek çal›flan de¤il, eleman ‘havuzumuz’ esas varl›¤›m›z olacakt›r.

and to plan their lives accordingly. This is, however, not usually possible for most companies. By Zappos, Hsieh offers this chance to the employees. “By Zappos, we have a different philosophy. Instead of treating our employees like assets, we form a human resources pool to include people from all departments and levels of talent and experience, and we accept this structure as an entity. We want our employees to start the job usually in the beginning level and to become a senior manager within 5 to 7 years, with the

help of our trainings and consultance. This is an issue we have been working on, and we are very enthusiastic about its future.” THE CRUCIAL STRATEGIES A number of practices drawn my attention while reading the Zappos HR strategies, which I deem important to share: • Our number one expectancy from the beginner level employee is their devotion to the product category for which their team is responsible. We prefer to employ people who love reading fashion magazines while recruiting for our fashion team. We pick the employees who has to move fast among the maraton runners. •We choose our employees who has to work out of office among people who regularly go for walks in the weekends and enjoy camping. •In addition to special training programs for each department, we have a Human Resources Pool Team that organizes courses for all departments. These programs include mandatory courses to be promoted in any department. •For each department, there is a back-up person ready to take under the responsibilites of any employer in case he quits the job, once our pool is literally full. This way, our pool of employees will be our real asset, and not any particular employee. SANT‹GRAT 55


056_059_moda

7/12/12

1:34 PM

Page 2

fiimdi do¤aya dönüfl moda… ARTIK HER fiEY‹N ORGAN‹⁄‹ TERC‹H ED‹L‹YOR. MODA DA BU RÜZGÂRDAN NAS‹B‹N‹ ALIYOR. TASARIMLARDA K‹MYASAL ‹fiLEMLERDEN, SENTET‹K KUMAfiLARDAN VAZGEÇ‹L‹RKEN, PAMUK, KENEV‹R, BAMBU VE HATTA ISIRGANDAN YAPILAN KUMAfiLAR GARDIROPLARA G‹RMEYE HAZIRLANIYOR. Yaz› / By. ÜMMÜ TAYLAN

Malum küresel ›s›nma tehlikesiyle dünyan›n k›ymetini anlad›k. Çevre bilincimiz geliflti. Sebze, meyve, oyuncak derken modada da bu e¤ilim hakim oldu. Ama organik giyim deyince ifl do¤al kumafllar› kullanmakla bitmiyor. Örne¤in pamuk. Düflündü¤ünüz kadar masum de¤il. Basit bir pamuklu tshirt üretmek için yaklafl›k 500 gr kimyasal gübre ve böcek ilac› kullan›l›yor. Bunlar›n ço¤u kanserojen. K›sacas› ask›da öylece du-

56 SANT‹GRAT

Inevitably, we began to appreciate the world with global warming. Our environmental-consciousness has been raised. Following vegetations and toys, now it is the turn of

fashion for this trend to rule. However, organic wear is not just about finding the right fabric. Let’s say cotton, for instance… It may not be as innocent as you would think. Some 500 grams of


056_059_moda

7/12/12

1:34 PM

Page 3

chemical fertilizers and pesticides are used to produce a simple cotton shirt. And most of these are carcinogenic. In fact, the shirt hanging in your wardrobe begins to harm the nature during the production phase. And it harms you when you wear it. No matter how many times they are washed, rendering clothes

free from chemicals is not possible. So now, designers working for organic wear or in other words ecological garments create their collections with chemical-free fabrics and dyes. These materials widely range from bamboo to beech, soy to chemical-free organic cotton and linen… Organic baby clothing is now very frequent

ran gömle¤iniz daha üretim aflamas›nda do¤aya zarar vermeye bafll›yor. Giyerken de size. Üstelik ne kadar y›kansa da, giysileri kimyasallardan ar›nd›rmak mümkün olmuyor. Organik giyim ya da di¤er ad›yla ekolojik giyim için ter döken tasar›mc›lar hiçbir kimyasal kullanmadan elde ettikleri kumafllar ve boyalarla haz›rl›yorlar art›k koleksiyonlar›n›. Bambudan kay›n a¤ac›na, soyadan kimyasal ifllemlerden geçmemifl organik pamuk ve ketene genifl bir yelpazeye yay›l›yor materyaller. Bebekler için üretilmifl organik giysiler art›k çok rahatl›kla bulunuyor ve yeni do¤an bebekler için anlaml› bir hediye olarak ilgi çekiyor. Do¤a dostu tasar›mlar sadece ülkemizde de¤il Paris, New York moda haftalar›nda da büyük ilgi görüyor. Y›llar önce Vikinglerin dayan›kl›l›¤›ndan dolay› deniz savafllar›nda yelken olarak kulland›¤› ›s›rgan otundan yap›lan kumafllar için de Ar-Ge çal›flmalar› sürüyor. Hem de ülkemizde. Is›rgandan yap›lan kumafllar terletmedi¤i gibi buruflmuyor da. Organik giyim için sadece sertifikal› kumafllar kullan›labiliyor. Üreticinin bu belgeyi alabilmesi için çevresel risklerden kaç›nmas›, dünyan›n kaynaklar›n› verimli kullanmas›, çevre kirlili¤ini minimize etmesi, sosyal adalete yard›mc› olmas› yani üretimde çal›flan iflçilerin haklar›n› korumas› flart. Etik ilkeler ekolojik giyim trendinin olmazsa olmaz›. Çevreci grup U2’nun solisti Bono ile efli Ali Hewson’›n yaratt›¤›

Back to the nature… THERE IS NO END TO LIFE ALTERING INVENTIONS. IT IS NOT THE MAJOR INVENTIONS WHICH HAVE CHANGED THE COURSE OF HISTORY SUCH AS THE WHEEL, AIRPLANE, AUTOMOBILE, OR NUCLEAR ENERGY; BUT THOSE WE ALL USE 7/24 IN OUR DAILY LIFE THAT WE ARE TALKING ABOUT: THOSE ANONYMOUS LIKE THE SAFETY PIN, THE PAPER CLIP, THE DISHWASHER OR THE VACUUM CLEANER… SANT‹GRAT 57


056_059_moda

7/12/12

1:35 PM

Page 4

‘Edun’ ad›ndaki marka da etik de¤erlere vurgu yap›yor. Peru ve Türkiye’den organik kumafl alarak, Afrika’daki çevre ve insan dostu fabrikalarda üretim yapan marka, sadece giysi üretmeyi de¤il dünyan›n geliflmekte olan bölgelerinde ifl alanlar› açmay› da hedefliyor. Modaya yön veren birçok markan›n ve tasar›mc›n›n organik giyim koleksiyonlar› vitrinlerde yerini alm›fl durumda. Marks&Spencer, Nike, Gap, Louis Vuitton, Stefanel, Armani kenevir ve organik pamuktan giysiler üretiyor. Dünya markalar›na organik kumafl üretimi yapan ülkemizde de organik giyim trendi h›zla yay›l›yor. Sadece ekolojik üretim yapan Pema Organik koleksiyonlar›yla oldu¤u kadar haz›rlad›¤› sosyal sorumluluk projeleriyle de çevreye ve insana duyarl›l›¤›n›n alt›n› çiziyor. Bambu tiflört tasar›mlar›yla Triplus, yine bambudan ve soyadan yap›lm›fl ipliklerle haz›rlad›¤› 58 SANT‹GRAT

and is appreciated as a sensible gift for newborns. Environmental-friendly designs draw huge attention not only here, but in Paris or New York fashion weeks as well. Our R&D departments are still working on fabrics made out of nettle, which the Vikings used to make their sails for their resist-

natural resources, minimize pollution, contribute in social justice, a.k.a. vindicate the workers in production in order to be certified. Ethical values are the sine qua non of ecological wear trend. The brand ‘Edun’ created by the lead singer Bono of the environmentalist band U2 and his wife Ali Hewson also lay emphasis on ethical values. Purchasing organic fab-

ance in naval wars centuries ago. Besides, fabrics made out of nettle are antiperspirant and crease-resistant. Only certified fabrics can be used for organic wear. The producer has to stay away from environmental risks, make an efficient use of the

rics from Peru and Turkey, and producing in eco- and humanity-friendly factories around Africa, the brand aims to create employment in developing countries while producing clothing. The organic collections by many leading brand and


056_059_moda

7/12/12

1:35 PM

Page 5

designer are already on display. Marks&Spencer, Nike, Gap, Louis Vuitton, Stefanel, Armani produce clothes from hemp and organic cotton. The trend of organic wear is rapidly gaining popularity in our country, where organic fabrics for many global brands are produced. The 100% ecological producer Pema Organic lays emphasis on environmental and humane consciousness with their collections and their social responsibility projects. The bamboo tshirts of Triplus, the bamboo and soy-fabric collection of Yeflim Textile, the ‘Purelife’ collection of Morera Underwear, Mavi Jeans, Big

Star Jean and Sarar’s collection created by the Spanish designer Miguel Adrover are among the eco-wear stars in the new season. There are numerous benefits to organic clothing. It prohibits allergies, adapts the skin. Fabrics made of natural yarns are resistant, hygienic, anti-bacterial and refreshing. Not to mention their environmentalist nature and eco-friendly disposition…

koleksiyonla Yeflim Tekstil, ‘Purelife’ koleksiyonu ile Morera ‹ç Giyim, Mavi Jeans, Big Star Jean ve ‹spanyol Tasar›mc› Miguel Adrover’e haz›rlatt›¤› koleksiyonla Sarar yeni sezonun ekolojik giyim y›ld›zlar› olmaya aday firmalardan. Organik giyimin faydalar› çok. Alerjiyi önlüyor, tene uyum gösteriyor. Do¤al ipliklerden elde edilen ürünler dayan›kl›, hijyenik, antibakteriyel ve serinletici. Çevreci tavr› ve do¤ay› korumas› da cabas›.

SANT‹GRAT 59


İhracatta en hızlı büyüyen şirket

Daikin Türkiye TÜRKİYE’Yİ AVRUPA, ORTADOĞU VE AFRİKA’NIN AR-GE, ÜRETİM VE LOJİSTİK ÜSSÜ OLARAK KONUMLANDIRMAYI VE BÖLGENİN EN ÖNEMLİ İKLİMLENDİRME PAZARI HALİNE GETİRMEYİ HEDEFLEYEN DAIKIN, SON BİR YILDA İHRACATINI YÜZDE 46 ORANINDA ARTIRARAK İKLİMLENDİRME SANAYİSİNDE BİRİNCİLİK ÖDÜLÜNE LAYIK GÖRÜLDÜ.

The fastest growing company in export

Daikin Türkiye AIMING TO MAKE TURKEY THE R&D, PRODUCTION AND LOGISTICS BASE OF EUROPE, MIDDLE EAST AND AFRICA AS WELL AS THE MAJOR AIR CONDITIONING MARKET OF THE REGION, DAIKIN RAISED ITS EXPORT BY 46 PER CENT IN THE PREVIOUS YEAR, IS HEREBY GRANTED THE NUMBER ONE PRIZE OF THE AIR CONDITIONING INDUSTRY. 60 SANTİGRAT


Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri (OAİB) ihracatta gösterdikleri performanstan dolayı Türkiye’nin başarılı şirketlerini ödüllendirdi. Son bir yılda ihracatını yüzde 46 oranında artıran Daikin Türkiye, iklimlendirme sanayisinde birincilik ödülüne layık görüldü. Ödüller Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri’nin yeni hizmet binasında düzenlenen törenle sahiplerine verildi. Törende, İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği birincilik ödülünü, Daikin Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Zeki Özen, Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin elinden aldı. Daikin Türkiye’nin ihracat performansı ile ilgili bilgi veren Zeki Özen, “Hendek fabrikasında ürettiğimiz Daikin ve Airfel markalı ürünlerimiz bugün 31 ülkeye ihraç ediliyor. İhracatımızı, dört yıl içinde altı katına çıkartarak 161 ülkeye ve 125 milyon Euro’ya yükseltmeyi hedefliyoruz” dedi. Geçtiğimiz yıl Airfel’i satın alarak Türkiye pazarına yatırım yapan dünya klima uzmanı Daikin, Türkiye’yi Avrupa, Ortadoğu ve Afrika’nın Ar-Ge, üretim ve lojistik üssü olarak konumlandırmayı ve bölgenin en önemli iklimlendirme pazarı haline getirmeyi hedefliyor.

The Central Anatolian Exporters Union (OAİB) awarded the successful companies of Turkey for their export performances. Increasing their export by 46 per cent in the last year, Daikin Turkey was awarded the first prize of the air conditioning industry. The companies took their awards with a ceremony that took place in the new service building of the Central Anatolian Exporters Union. In the ceremony, Daikin Turkey Vice General Director Zeki Özen was presented the Air Conditioning Industry Exporters Union first prize by Turkish Exporters Assembly President Mehmet Büyükekşi.

Giving insight into the export performance of Daikin Turkey, Zeki Özen said: “Our products produced in the Hendek factory under the Daikin and Airfel brands are exported to 31 countries today. We are aiming to increase our export sixfold within the next four years to reach 161 countries and 125 million Euros.” Having invested in the Turkish market by taking over Airfel in the previous year, the world air conditioning expert Daikin is aiming to make Turkey the R&D, production and logistics base of Europe, the Middle East and Africa, hereby turning it into the major air conditioning market of the region.

SANTİGRAT 61


062_067_cizgi

7/16/12

6:09 PM

Page 2

Çizgi dünya

Küllerinden do¤uyor B‹R KUfiA⁄I BÜYÜTEN ZAMANIN “ZARARLI” E⁄LENCES‹ Ç‹ZG‹ ROMANLAR, SON DÖNEMDE BAMBAfiKA FORMATLA KARfiIMIZDA. EDEB‹YAT KLAS‹KLER‹N‹N Ç‹ZG‹ ROMANA UYARLANMASIYLA BAfiLAYAN BU SÜREÇ, BUGÜN HEM BÜYÜKLER HEM DE M‹N‹KLERCE ‹LG‹YLE TAK‹P ED‹L‹R HALE GELD‹. HATTA BAfiKA B‹R ANLAMDA Ç‹ZG‹ ROMAN KÜLLER‹NDEN YEN‹DEN DO⁄DU! Yaz› / By. C‹HAN DEM‹RfiEVK

Hepimizin çocuklu¤unda çizgi romanlarla iç içe geçen bir dönemi olmufltur. Kimileri için edebiyata girifl olan bu çizgi roman evresi, baz›lar›m›z için kesinlikle vazgeçilmez bir tutkuydu… Anne-babalar içinse çocuklar› dersten al›koyan tam bir bafl belas›… Ders kitaplar›n›n aras›nda saklanan, uykudan feragat edilerek ayr›lan vakitlerde saatlerce hiç s›k›lmadan okunan çizgi romanlar, bu dünyan›n d›fl›na ç›kman›n yegâne yoluydu. Çizgi romanlar bir baflka deyiflle “Teksas-Tommiks”ler bugün birçoklar› için geçmiflte kalan bir an› olsa da, baz›lar› için hâlâ büyük tutku. Bu ‘özel’ kitleyi yaln›zca okur olarak de¤erlendirmek yeterli de¤il belki de. 7’den 70’e her yafltan ve kesimden oluflan ve kesinlikle net bir profili olmayan bu kesim için çizgi roman bambaflka bir dünya. Daha çok 40’l› yafllar›n e¤lencesi olarak bilinen çizgi roman› yeniden keflfetmek isteyenler için, imkanlar çok müsait… Üstelik yay›nevlerinin ilgisinin de, kitaplar›n kalitesinin de çok artt›¤› flu günlerde bitimsiz bir dünya gibi çizgi romanlar. YEN‹ BAfiLAYANLAR ‹Ç‹N Ç‹ZG‹ ROMANA G‹R‹fi Genellikle edebiyat türevlerinin tarihi anlat›l›rken yüzy›llar öncesine gidilir ama çizgi roman dünyas›nda durum farkl›. Çizgi roman bir yirminci yüzy›l sanat›. Edebiyat› resim gibi e¤lenceli k›lmak amac›yla ortaya ç›kan çizgi roman, bu basit tan›m› aflarak

62 SANT‹GRAT

We all have undergone a period intertwined with comic books during our childhood. For some of us, it signified an introduction to literature, for others it was an irreplaceable passion… For the parents, it meant trouble which kept their children up from their studies… Hiding them in the school books or sacrificing our precious sleep hours, we used to read comic books for endless hours, which was the only way of escaping the world as we knew of it. Comic books, or in other words “Teksas-Tommiks” (Il Grande Blek-Capitan Miki) books are a by-gone memory for many of us, but for some, they are still a great passion. It would be underestimating to call this “special” popula-

tion as mere readers. This is quite a vague population consisting of people from all ages and without a definite profile; and for them, comic books are a world of their own. The rediscovery of the world of comic books, which is generally regarded as the entertainment of the people in their 40’s, is now very easy… With the increasing interest of the publishing houses and the quality of the books, comic books are nowadays a huge endless world… INTRODUCTION TO COMIC BOOKS FOR STARTERS The story of the literary arts usually starts from centuries ahead in time, but this is not the case for comic books. Comic books are the art of the twentieth century. Invented to render literature more entertaining through


062_067_cizgi

7/16/12

6:09 PM

Page 3

pictures, comic books have overcome this description and developed a set up, narrative and visual style of their own.“The Yellow Kid” (1896) by Richard Fenton Outcalt is usually cited as the first example of this art. What distinguishes Yellow Kid from others which had appeared on the press before was this: for the first time ever, the written sequences of the story that developed around the little protagonist were placed within the drawing, which were actually the precedent of the speech bubbles. The comic strips that were produced for the US papers to act as a primary element in the journal competitions in the early 20th century soon began to be gathered under a magazine format, reprinted and redistributed. This also signified the start of the comic books magazines. In time, the inventories that had been produced for the

The world of comic books

Rebirth from the ashes COMIC BOOKS, THE “CORRUPTIVE” ENTERTAINMENT OF THE GOOD OLD DAYS WHICH HAS RAISED A GENERATION ARE ONCE AGAIN ON THE STAGE IN A TOTALLY ALTERED FORMAT. THE ADVENTURE STARTED WITH THE ADAPTATION OF LITERARY CLASSICS AND BECAME AN OBJECT OF DESIRE EITHER FOR GROWNUPS AS WELL AS THE CHILDREN. IN A SENSE, COMIC BOOKS ARE REBORN FROM THEIR ASHES! SANT‹GRAT 63


062_067_cizgi

7/16/12

6:09 PM

Page 4

TÜRK Ç‹ZG‹ ROMAN KAHRAMANLARI G Abdülcanbaz:

1957 y›l›nda Turhan Selçuk taraf›ndan Milliyet gazetesi için çizilmeye bafllanan çizgi roman ve çizgi roman›n baflkahraman›. G Tarkan: Sezgin Burak taraf›ndan yarat›lan kurgusal Hun savaflç›s› ve ayn› isimli çizgi roman serisi. Daha önceki çizgi romanlardan gerek anlat›m gerekse çizgi aç›s›ndan çok farkl› olarak tasarlanm›fl, 14 Nisan 1967’de Hürriyet’te günlük bantlar halinde yay›mlanmaya bafllam›flt›r. Tarkan karakterinin “At›l kurt!” sözü kendisi kadar ünlüdür. G Karao¤lan: ilk kez 1 Nisan 1963’te Türkiye’de yay›mlanmaya bafllayan, Suat Yalaz’›n yaz›p çizdi¤i haftal›k tarihi çizgi roman dergisi. Farkl› dönemlerde de¤iflik yay›nevleri taraf›ndan yeniden yay›mlanan dergi, en son 2000’li y›llarda bir kez daha yay›mland›. Dergi haline gelmeden önce de ilk kez 3 Ocak 1962’de Akflam Gazetesi’nde tefrika edildi. G Yüzbafl› Volkan: Ali Recan’›n Türk Hava Kuvvetleri’ne mensup genç bir pilotun maceralar›n› anlatt›¤›, 1970 y›l›nda yay›n hayat›na bafllayan kahraman. G fiehir Köpe¤i: fiehir Köpe¤i, Murat Bozkurt’un yaratt›¤›, maceralar› vahfli atmosferli bir ‹stanbul'da geçen çizgi roman kahraman›. G Muhlis Bey: Behic Pek ve Latif Demirci’nin G›rg›r’da yaratt›klar› efsanevi tipleme. G Utanmaz Adam: 1959 y›l›nda Türk çizgi roman dergi okuru ilk kez mizahi bir çizgi roman kahraman› ve onun kendi bafll›¤›n› tafl›yan ba¤›ms›z dergisiyle karfl›laflm›flt›r: O¤uz Aral’›n çizdi¤i Utanmaz Adam. G Avanak Avni: Avanak Avni, karikatürist O¤uz Aral’›n G›rg›r sayfalar›nda yaratt›¤› ünlü bir çizgi-kahraman›.

kendi kurgusu, anlat›m ve görsel tarz›n› yaratt›. Bu sanat›n ilk örne¤i olarak genellikle Richard Fenton Outcalt’in ‘The Yellow Kid (Sar› Çocuk)’ (1896) gazete band› gösteriliyor. Daha önce yaz›l› bas›nda yer alan baz› denemelerden Yellow Kid’i ay›ran özelli¤i ise, devaml› bir karakter olarak bantta görülen küçük çocuk etraf›nda geliflen hikâyede, ilk defa çizim içine yerlefltirilmifl yaz›lar›n yer almas›yd› ki, bunlar yaz› balonlar›n›n atas›yd›! 20’nci yüzy›l bafllar›nda Amerika gazetelerine üretilen ve bu gazete rekabetinin önemli bir ögesi haline gelen çizgi-bantlar daha sonra dergi format›nda toplanarak yeniden bas›lmaya ve da¤›t›lmaya baflland›. Bu, çizgi roman dergicili¤inin de bafllang›c›yd›. Zamanla gazete için üretilen stoklar›n talebi karfl›lamamas› dergiler için özgün üretim ve çizgi roman yay›mc›s› firmalar›n oluflumunu tetikledi. Bunun sonucu olarak 1933 y›l›nda, günümüzde de genifl bir hayran kitlesine ulaflan ‘Süperman’ kahraman› yarat›ld›. ‹lk çizimlerde kel ve kötü bir uzayl› olarak yarat›lan süper kahra64 SANT‹GRAT

newspapers failed to meet the demand, triggering the foundation of original cartoon producers and publishers. Eventually, “Superman” was created in 1933, whose popularity has continued to

the present. Presented as a bald and evil alien in the early drawings, the super hero did not sell for five years and began faltering. In 1938, he was commissioned by DC Comics to serve


062_067_cizgi

7/16/12

6:09 PM

Page 5

man, 5 y›l boyunca satamad› ve bocalama evresine girdi. 1938’de ise DC Comics taraf›ndan bir süper kahraman olarak insanl›¤›n hizmetine girdi. Nietzsche’nin Ubermensch (üstün insan)’›na benzetildi. Zaman içerisinde güçleri artt› ama küçük de¤ifliklikler olsa da Amerikan bayra¤›n› simgeleyen mavi-k›rm›z› renklerden oluflan bildi¤imiz taytl› kostümü hep sabit kald›. Asl›nda, ilk efsane olan Superman’den de anlayabilece¤imiz en önemli unsur çizgi roman›n tam bir Amerikan icad› oldu¤u… Okumaktan çok izlemeyi tercih eden Amerikan kültüründe sineman›n popülerleflmesine kadar, en önemli e¤lenceydi diyebiliriz. Superman’in yaratt›¤› etki, arkas›ndan birçok kahraman› getirdi. Bunlar›n bafl›nda deneme çizimlerinde bir kaç macerada Superman’e yard›mc› olan Batman geliyordu. Yard›mc› rol tutunca, o da süper kahramanlar listesinde yerini ald›.

TEKSAS TOMM‹KS’‹ B‹LMEYEN VAR MI? Ülkemizde ebeveynler taraf›ndan ‘Teksas-Tommiks’ olarak adland›r›lan çizgi roman kültürü, hep kötü bir al›flkanl›k olarak görüldü. Anneler babalar hatta ö¤retmenler onlarla y›llarca mücadele etti… Çok sonradan çizgi romanlar›n, hayal gücünü gelifltiren önemli bir etkinlik oldu¤u anlafl›ld›. Çizgi romanla, çocuklar›n okumaya e¤lenceli bir bafllang›ç yapt›¤› ve hatta bunun

TURKISH COMIC BOOK HEROES G Abdülcanbaz:

Turhan Selçuk began drawing the series named after the protagonist in 1957 for Milliyet daily. G Tarkan: Created by Sezgin Burak, the series takes the name from the mythical Hun warrior. It was very different than its precedents in terms of narrative and drawing techniques. Having begun its life on 14 April 1967 in Hürriyet daily, Tarkan was famous with his motto: “Leap up, wolf!’” G Karao¤lan: Created by Suat Yalaz, the historical cartoon magazine was first published on 1 April 1963 in Turkey. Published by various houses in time, for the last time in the 2000’s. Before becoming a magazine, it had first been published on 3 January 1962 in Akflam daily. G Yüzbafl› (Captain) Volkan: Created by Ali Recan, the series was concerned on the adventures of a young pilot in the Turkish Naval Forces and was first published in 1970. G fiehir Köpe¤i (Urban Dog): Murat Bozkurt created this cartoon hero and his adventures in an Istanbul of wild setting. G Muhlis Bey: The legendary figure created by Behiç Pek and Latif Demirci for G›rg›r magazine. G Utanmaz Adam (Shameless Man): In 1959, the Turkish cartoon reader was introduced to a comic cartoon hero and an independent magazine named after him: the Shameless Man by O¤uz Aral. G Avanak Avni (Avni the Fool): The famous cartoon character designed by O¤uz Aral for G›rg›r. humanity as a super hero. He was compared to Nietsche’s Ubermensch. His powers improved in time, but his blue-red tight costume that symbolized the USA flag remained the same despite small modifications. As could be understood from the Superman example, the main feature of the comic books, in fact, is that they are an authentic American invention. They served the American culture, which prefered watching over reading, as the primary source of entertainment until cinema

gained popularity. The trend initiated by Superman was continued with many other heroes. Batman, who assisted Superman in several adventures during the SANT‹GRAT 65


062_067_cizgi

7/16/12

6:09 PM

Page 6

demo-drawings, was the forerunner. When the supporting role was a success, he entered the list of super heroes himself.

gerçek edebiyata ön haz›rl›k oldu¤unu savunuldu. Asl›nda pek ço¤umuz dünyaya dair ilk önemli bilgilerimizi çizgi romanlardan ö¤renmedik mi? Mesela, ‘hipnotizma’y› Mandrake’den; Amerika’n›n bir dönem ‹ngiliz iflgalinde oldu¤unu ‘Çelik Bilek’ Teksas ve Kaptan Swing’den; beyaz sömürgecilerin Afrika ormanlar›n› nas›l talan ettiklerini K›z›lmaske’den, Amazon ormanlar›n›n dünya için önemini Mister No’dan... K›sacas› ebeveynlerin düflman› Teksas-Tommiksler çocuklara hayata dair ipuçlar› verdi hep…

66 SANT‹GRAT

THE COMIC VIP’S The cartoon culture, referred to as “Teksas- Tommiks” (Il Grande Blek- Capitan Miki) by our parents, was always regarded as a bad habit. Not only parents, but also teachers have fought against them… It was only much later that comic books were understood to be a facility of importance which encouraged imagination. It was claimed that through

comic books, children made a joyful start to reading and that comic books were a preparatory step to genuine literature. Haven’t we all gained our very first insights of the world through comic books? We have learned ‘hypnose’ from Mandrake; the British occupation of America from Il Grande Blek and Captain Swing; the white colonizer’s destruction of the African forrests from Redmask; the importance of the Amazons from Mister No… In short, these enemies of the parents were the ones who gave children hints of what life is…


062_067_cizgi

7/16/12

6:09 PM

Page 7

TÜRK‹YE’DE Ç‹ZG‹ ROMAN Amerikal›lar taraf›ndan icat edilen ve gelifltirilen çizgi roman kültürünün ülkemize uyarlamas› biraz zor oldu. Yerli kahramanlar yarat›lsa da bir Tommiks veya bir Örümcek Adam etkisi do¤uramad› hiçbir zaman. Onlar›n renkli kostümleri ve do¤aüstü güçleri, bizim ‘Tarkan’lar›n ‘Kara Murat’lar›n at üstünde maceralar›ndan çok daha fazla ilgi çekti. Bu ilgi karfl›s›nda Yeflilçam yap›mc›lar› bofl durmad› ve Hollywood’un ‘Superman’lerine karfl› çizgi romandan uyarlama filmler çektiler. ‘Türk Süpermen’ mavi gözleriyle uzun uzun bakarak trenlerin çarp›flmas›n› engelledi, bilim insan›n› kötü adamlar›n elinden kurtard›. Yine de çizgi romanlarda yarat›lan havaya bir türlü yaklaflamad› ve okuyucular›n gözüne giremedi. Zaten Yeflilçam da bu konuda fazla ›srarc› olmad›. Türkiye’deki çizgi roman hayranlar› da, uzun bir süreyi eldeki mecmualarla geçirse de yeni macera ihtiyaçlar›n› ayl›k-haftal›k karikatür dergilerinden karfl›lamaya al›flt›. YEN‹ NES‹L… Son birkaç y›ld›r çizgi romanseverler yeni bir kavramla tan›flt›: “Klasik çizgi romanlar”… Belki de buna klasikleflmifl romanlar›n çizgi hali dersek do¤ru tan›mlam›fl oluruz. Bu hikâyeler, bugün ödüllü çizerler ve yazarlar›n aylarca süren çal›flmalar› sonucunda ortaya ç›kart›l›yor. Ve tabii ki, hikayeler de anne babalar›n ‘basit’ ve ‘gereksiz’ olarak nitelendirdi¤i hikayelere hiç benzemiyor. Dosteyevski, Tolstoy, Shakespeare ya da Kafka gibi devlerin hikayeleri karfl›m›za ç›k›yor. Üstelik günümüzde kitap okumayan yeni neslin romanlara daha çok yaklaflmas›n›, en az›ndan onlar› tan›mas›n› sa¤l›yor. Hatta romanlar› sevmeyen ya da okumaya vakit bulamayan büyüklerin bile vazgeçilmezi olmaya bafll›yor bu yeni nesil çizgi romanlar…

the readers. Yeflilçam, after all, did not insist much either. The Turkish cartoon fans spend long years with the magazines at hand, and learned to satisfy their hunger for new adventures with the monthly-weekly magazines.

COMIC BOOKS IN TURKEY The cartoon culture, being an authentic American invention and production, was hardly adapted into our society. Local heroes created could never initiate an Il Grande Blek or Spiderman effect. Their colorful costumes and supernatural powers were far more attractive the riding adventures of our ‘Tarkan’ or ‘Kara Murat’. Motivated by this interest, Yeflilçam (Turkish movie industry) producers shot cartoon adaptations to compete the Hollywood’s Supermen. ‘The Turkish Superman’ prevented train collisions with his long blue glances, saved scientists from the bad fellas. Even still, he could not come close to the cartoonic atmosphere, thus was never favoured by

NEW GENERATION… The cartoon fans were recently introduced to a brand new concept: “ the Classics”. They are better described as the cartoon versions of the classic novels. These stories are the production of months of hard work of award-winning illustrators and writers. And naturally, they are not a bit like the old stories our parents called ‘simple’ and ‘unnecessary’. We encounter the stories by masters such as Dosteyevski, Tolstoy, Shakespeare or Kafka. They help to draw the new generation of non-readers closer to novels, or at least to get to know them. In fact, they become the indispensable for the elders who are not fond of novels or have no time to read them… SANT‹GRAT 67


068_ivana

7/16/12

6:11 PM

Page 2

‹vana Sert, Daikin reklam›nda DÜNYA KL‹MA UZMANI DAIKIN, YEN‹ REKLAM KAMPANYASI ‹LE SEZONA HIZLI G‹RD‹. “BUGÜN NE G‹YSEM?” ADLI PROGRAMIN BE⁄EN‹LEN JÜR‹ ÜYES‹ IVANA SERT’‹N KAPR‹SL‹ B‹R STARI CANLANDIRDI⁄I DAIKIN REKLAMI ALAMET‹FAR‹KA TARAFINDAN HAZIRLANDI. 2011 y›l›nda Airfel markas›n› sat›n alarak Türkiye’ye güçlü bir yat›r›m yapan Daikin, yeni reklam kampanyas›yla büyük be¤eni topluyor. Dünya klima uzman› Daikin reklam kampanyas›nda markan›n vaatlerini ve ürünlerin özelliklerini Eskimo karakteri üzerinden anlat›yor. Bir teaser ve iki filmden olusacak kampanyan›n ilk filminde ünlü manken ‹vana Sert de Eskimo karakteri ile birlikte kamera karfl›s›na geçti. Reklam senaryosunda kaprisli bir süper star› canland›ran ‹vana Sert, elindeki dondurman›n erimesinden flikayet ederken Daikin’in Eskimosu kaprisli star› kurtar›yor. Yay›na girdi¤i andan itibaren büyük ilgi toplayan Daikin’in yeni reklam filmi, Alametifarika taraf›ndan 5 günde çekildi. Jingle’› besteleyen Nil Karaibrahimgil, ayn› zamanda seslendirmesini de gerçeklefltirdi. Reklam filminin yönetmenli¤ini ise Özer Feyzio¤lu üstlendi.

KÜNYE / CREDENTIALS: Yap›m flirketi/ Production: Yönetmen/ Director: Post Production/Post Production: Reklam Ajans›/ Advertising Agency: Alametifarika Ekibi/ Alametifarika Team:

Müzik/ Music: Müzik düzenleme/ Musical Arrangement: Medya Ajans›/ Media Agency: Mecralar/Channels:

Traffic Film Özer Feyzio¤lu Filimiflleri Alametifarika Emrah Karpuzcu, Kenan Ünsal, Melda Doyduk, Kerem Çar, Ça¤r› Ark, Berkay Tahmaz, Sertu¤ Alptekin, Baflar Sar›kaya Nil Karaibrahimgil jingle house Cereyan Medya Tv, radyo, bas›n, aç›khava /Tv, radio, press, outdoor

Having made an ifluential investment in Turkey by taking over Airfel in 2011, Daikin attracts attention with a new tv commercial. The global air conditioning expert Daikin emphasizes the brand’s promises and the product features via an Eskimo in the tv spot. In the first spot of the campaign, which will consist of a teaser and two commercial films, the renowned model Ivana Sert appears in the

company of an Eskimo character. In the commercial, Ivana Sert plays a capricious superstar who complains from the melting of her ice cream, and is saved by the Daikin Eskimo. Daikin’s new spot, which is produced by Alametifarika in five days, drew great attention with its very first broadcast. Nil Karaibrahimgil composed and performed the jingle. The commercial is directed by Özer Feyzio¤lu.

Ivana Sert on Daikin commercial THE GLOBAL AIR CONDITIONING EXPERT DAIKIN ENTERS THE NEW SEASON IN FULL SPEED WITH A NEW TV COMMERCIAL. IVANA SERT, A.K.A. THE ADMIRABLE JURY MEMBER OF THE TV SHOW “WHAT SHALL I WEAR TODAY?” APPEARS AS A CAPRICIOUS STAR IN THE DAIKIN SPOT PRODUCED BY ALAMET‹ FAR‹KA. 68 SANT‹GRAT


Airfel’in reklam filmi yürekleri ısıtıyor DAIKIN TÜRKİYE, AIRFEL KOMBİ REKLAMIYLA DA EKRANIN İLGİ ODAĞI OLDU. BEĞENİYLE İZLENEN REKLAMDA “YALAN DÜNYA” DİZİSİNDE “REİS” KARAKTERİNE HAYAT VEREN ÖMÜR ARPACI, AIRFEL YETKİLİ SERVİSİNİ CANLANDIRIYOR. REİS KARAKTERİ KENDİNE ÖZGÜ ÜSLUBUYLA KOMBİNİN GÜVENLİK ÖZELLİKLERİNE VURGU YAPIYOR. Airfel kombinin 13 güvenlik sensörünün ön plana çıkarıldığı reklam filmi, hayatında hiç bebek bakmamış, deneyimsiz bir babanın panik halleri ve bebeğin ağlamasıyla başlıyor. Airfel Güvenli Kombi servis yetkilisini canlandıran Ömür Arpacı ise babanın yardımına yetişerek bebeği sakinleştiriyor. Bir evde en önemli ihtiyacın “güvenlik” duygusu olmasından hareketle, Airfel kombinin güvenlik fonksiyonu bu esprili senaryo ile anlatılıyor. Yayına girdiği andan itibaren ilgiyle karşılanan Airfel reklam filmi, Alametifarika tarafından 1 günde çekildi. Reklam filminin yönetmenliğini ise Sinan Çetin üstlendi.

Airfel combi boiler commercial spot emphasizing the 13 safety sensors starts with the cry of a baby and the panic of the unexperienced father who has never taken care of a baby before. And Ömür Arpacı playing the Airfel Safe Combi Boiler authorized service comes to the father’s aid and calms down the

baby. Based on the fact that the sense of “security” is the most important need of a household, the entertaining script emphasizes the safety features of Airfel combi boiler. Appreciated ever since the first broadcast, the Airfel spot is shot by Alametifarika in a day. The commercial is directed by Sinan Çetin.

Künye / Credentials: Yapım şirketi/ Production: Plato Yönetmen/ Director: Sinan Çetin Post Production/ Post Production: Filimişleri 
 Reklam Ajansı/ Advertising Agency: Alametifarika
 Alametifarika Ekibi/ Alametifarika Team: Emrah Karpuzcu, Kenan Ünsal, Melda Doyduk, Kerem Çar, Çağrı Ark, Berkay Tahmaz, Sertuğ Alptekin, Başar Sarıkaya, Yaşar Ezbider Müzik/ Music: Nil Karaibrahimgil Vokal/ Vocal: Melda Doyduk Müzik Düzenleme/ Musical Arrangement: Jingle house Cereyan Medya Medya Ajansı/ Media Agency: Tv, radyo, basın/ Tv, radio, press Mecralar/ Channels:

Heart-warming spot from Airfel DAIKIN TURKEY ATTRACTS ATTENTION WITH AIRFEL COMBI BOILER TV SPOT. ÖMÜR ARPACI, A.K.A. “REİS” OF THE POPULAR TV SERIES “YALAN DÜNYA/HOLLOW WORLD”, PLAYS THE AIRFEL AUTHORIZED SERVICE IN THE COMMERCIAL, EMPHASIZING THE SAFETY FEATURES OF THE COMBI BOILER WITH THE ONE-OF-A-KIND REİS STYLE. SANTİGRAT 69


070_ceoclub

7/12/12

2:18 PM

Page 2

Japon klima devi Daikin’in enerjisi CEO’lar› da serinletti CAPITAL VE EKONOM‹ST DERG‹LER‹N‹N ÖNCÜLÜ⁄ÜNDE KURULAN CEO CLUB ÜYELER‹ DAIKIN SPONSORLU⁄UNDA DÜZENLENEN “CEO BAND” ETK‹NL‹⁄‹YLE YAZI KARfiILADI. ETK‹NL‹KTE MÜZ‹⁄E GÖNÜL VERM‹fi GEN‹fi B‹R SKALAYI B‹R ARAYA GET‹REN DAIKIN, CEO’LARA GENÇLERE VE ‹ZLEY‹C‹LERE UNUTAMAYACAKLARI B‹R MÜZ‹K Z‹YAFET‹ YAfiATTI. Türkiye’nin önde gelen flirketlerinin tepe yöneticileri müzik alan›ndaki hünerlerini sergiledi. Dünyan›n klima uzman› Daikin’in de sponsor oldu¤u CEO Band organizasyonu hem sahne alan profesyonellere hem de izleyenlere keyifli dakikalar yaflatt›. Capital ve Ekonomist dergilerinin öncülü¤ünde kurulan CEO Club, Türkiye’nin en önemli CEO’lar›n› bir araya getiren bir platform olarak öne ç›k›yor. CEO Band etkinli¤inli¤i ile ilgili bir de¤erlendirme yapan Daikin CEO’su Hasan Önder, “‹fl hayat›n›n yo¤un temposuna k›sa bir ara vermek ve ifl hayat›n›n stresinden bir nebze de olsa uzaklaflmak için en iyi yöntem müzik. Bu tip k›sa molalara hepimizin ihtiyac› var. Daikin olarak bizde bu keyifli organizasyonlar› desteklemekten büyük mutluluk duyuyoruz” dedi. CEO Band gecesine ifl hayat›n›n profesyonellerinden oluflan “Az Mesai” ve “Ecza Dolab›” gruplar›n›n etkileyici performas› damgas›n› vurdu.

The leading executives of Turkey performed their musical talents. The CEO Band organization sponsored by the world’s air conditioning giant Daikin offered pleasant moments to the professionals on stage and the audience. Founded in the leadership of Capital and Economist journals, the CEO Club shines out as a platform that brings Turkey’s major

CEO’s together. In his assessment of the CEO Band event, Daikin CEO Hasan Önder said: “Music is the best way to take a short break out of the busy routine of the business life and to get away from its stress. We are all in need of such short breaks. On behalf of Daikin, we are very happy to give our support to such pleasant activities.” The fascinating performances by the bands “Az Mesai” (Less Worktime) and “Ecza Dolab›” (The Medicine Chest) of business professionals made their marks on the CEO Band evening.

Japanese air conditioning giant Daikin cooled CEO’s down with its energy THE MEMBERS OF THE CEO CLUB, FOUNDED IN THE LEADERSHIP OF CAPITAL AND ECONOMIST JOURNALS, WELCOMED SUMMER WITH THE “CEO BAND” EVENT SPONSORED BY DAIKIN. BRINGING A WIDE-SCALED MUSIC-LOVING COMMUNITY TOGETHER IN THE EVENT, DAIKIN PRESENTED A MUSICAL FEAST TO REMEMBER TO THE CEO’S, THE YOUTH AND THE AUDIENCE. 46 SANT‹GRAT


071_shoping

7/16/12

4:47 PM

Page 3

Daikin’in Eskimo’su, al›flverifle ç›kt› 9-29 HAZ‹RAN 2012 TAR‹HLER‹ ARASINDA GERÇEKLEfiEN ‹STANBUL SHOPPING FEST (ISF) KAPSAMINDA fiEHR‹N CADDELER‹N‹ fiENLEND‹REN DEV ÇANTALARDA YER‹N‹ ALAN DA‹K‹N, ERD‹L YAfiARO⁄LU KAR‹KATÜRLER‹YLE FEST‹VAL RUHUNU YANSITIYOR. ISF süresince Ba¤dat Caddesi, Bebek Park› ve Teflvikiye Caddesi’nde bulunan dev Daikin çantalar›, al›flverifl merakl›lar›n› gülümsetti. Festival boyunca Daikin, Ba¤dat Caddesi Showroom’unda nakitte yüzde 12 indirim, kredi kart›na ise yüzde 5 indirim ve peflin fiyat›na 12 ay taksit imkan› sundu. Reklam filmlerinde, “Daikin” repli¤iyle dikkatleri üzerine çeken eskimo ve Erdil Yaflaro¤lu’nun yaratt›¤› sinirli penguen karakterinin Shopping Fest ile bafllayan maceralar› yepyeni projelerle önümüzdeki günlerde de devam edecek.

The huge Daikin bags that were placed in Ba¤dat Street, Bebek Park and Teflvikiye Street put a smile on the faces of shopaholics during the ISF. Throughout the festival, Daikin offered 12 per cent cash discount, 5 per cent credit card discount and 12

month installments on the cash price at the Daikin Ba¤dat Street Showroom. The Eskimo renowned for his “Daikin” cue in the commercials and the shopping adventures of Erdil Yaflaro¤lu’s angry pinguin will continue with brand new projects to come.

Daikin Eskimo goes shopping TAKING PART IN THE HUGE BAGS ENLIVENING THE STREETS OF THE CITY AS PART OF ISTANBUL SHOPPING FEST (ISF), WHICH TOOK PLACE BETWEEN 9-29 JUNE 2012, DAIKIN REPRESENTS THE FESTIVE SPIRIT WITH THE COMICS OF ERD‹L YAfiARO⁄LU. SANT‹GRAT 45


Daikin Türkiye Akademi faaliyetlerine başladı... 27 MAYIS’TA SAKLIKÖY COUNTRY CLUB’TA DÜZENLENEN PİKNİĞE, DAIKIN TÜRKİYE ÇALIŞANLARI AİLELERİYLE BİRLİKTE KATILDI. DAIKIN TÜRKİYE AKADEMİ’NİN BU ORGANİZASYONUNDA ŞİRKET ÇALIŞANLARI ÇEŞİTLİ YARIŞMALARDA HÜNERLERİNİ GÖSTERİRKEN, ÇOCUKLAR DA KENDİLERİNE AYRILAN ALANDA OYUNLAR OYNAYIP, MUTLU SAATLER GEÇİRDİ.

Bugüne kadar Airfel çatısı altında düzenlenen geleneksel pikniğimiz, bu yıl ilk kez Daikin Türkiye Akademi organizasyonuyla gerçekleşti. Önemli bir fark da pikniğin ilk kez şirket bahçesinin dışında bir mekanda yapılıyor olmasıydı. Piknik için seçilen Saklıköy Country Club, çoktan unuttuğumuz doğanın en güzel haliyle hepimizi kendine hayran bıraktı. Çimenlerle kaplı büyük bir alana yayılmış masalar, oyun alanları, yemek bölümleri ile herşey güzel bir gün geçirmek için yeterliydi. Misafirlerimiz piknik alanı girişinde görevli arkadaşlar tarafından karşılandı. Büyüklere şapka, miniklere ise şekerler dağıtıldı. Açık büfede mükellef bir kahvaltıyla güne merhaba diyen piknikçiler, uzun sohbetler eşliğinde arkadaşlarıyla hasret giderdi. Açık büfe öğlen yemeği ise görülmeye değer zenginlikteydi. Açık havanın acıktırdığı piknikçiler, büfenin tadını çıkardı. Şirket çalışanları, saatler ilerledikçe animatörlerin yönlendirdiği birçok etkinliğe katılmaktan kendini alamadı. 72 SANTİGRAT

Our traditional picnic, which used to be organized by Airfel until recently, was realized for the first time by Daikin Turkey Academy this year. For the first time ever, the picnic took place in a place other than the company garden. Saklıköy Country Club, which was chosen as the picnic area, was admired by everyone with its most beautiful and natural aspect. Tables scattered around a vast meadow, recreational areas, dining areas all served

for a lovely day. Our guests were welcomed by the attendants at the entrance of the picnic area. The grownups were presentes hats, and the children were presented candies. The picnickers saluted the day with a sumptous open buffet breakfast and enjoyed long chats with their friends. The open buffet lunch was an enriched sight to see. Appetized by the outdoor, the picnickers enjoyed the buffet. Later in the day, the employees could not keep


Daikin Turkey Academy in service… DAIKIN TURKEY EMPLOYEES ATTENDED THE SAKLIKÖY COUNTRY CLUB PICNIC WITH THEIR FAMILIES OBN 27 MAY 2012. IN THE DAIKIN TURKEY ACADEMY ORGANIZATION, THE EMPLOYEES WORKED THEIR MAGIC IN VARIOUS COMPETITIONS, WHEREAS THE CHILDREN PLAYED HAPPILY IN THE SPECIAL FIELD DEDI CATED TO THEM. SANTİGRAT 73


Halat çekme, sumo güreşi, sulu pantolon gibi yarışmalar büyük çekişmelere sahne oldu. Hep birlikte keyifli saatlerin geçirildiği piknikte en mutlu olanlar ise yine çocuklar oldu. Onlara ayrılan alanda, kendilerine yardımcı olan gözetmenleriyle resimler yaptılar, oyun hamurlarıyla hayal güçlerini çalıştırdılar, boyama kitaplarındaki desenleri boyadılar. Hızını alamayanlar geniş çimenlerde koşturup, top oynadı. Gün batarken, artık gitme vakti de gelmişti. Güzel geçen bir günün ardından evlerimize dönerken, yoğun geçecek bir haftaya hepimiz çoktan hazırdık bile...

74 SANTİGRAT


themselves away from many events lead by the animators. Tug of war, sumo wrestling, water pants contests witnessed great competition. Children were the most happy ones of the merry picnic hours. They painted pictures, triggered their imagination with play-doughs, painted

books in the company of their overseers in a special section. Those unable to slow down ran around the green fields and played with balls. With the arrival of dusk, it was time to leave. As we returned to our homes after a fine day, we felt ready for another busy week to come‌

SANTÄ°GRAT 75


Efsane kamyonetler iş başında KAMYONET SİZİN İÇİN BİR YÜK TAŞIMA ARACI OLABİLİR. ANCAK ABD’DE BAŞLAYAN BİR ÇILGINLIK KAMYONETLERİN NASIL BİR LÜKS HALİNE GELDİĞİNİ GÖSTERİYOR. ABD’DE ÇİFTLİK HAYATI NEDENİYLE TERCİH EDİLEN PICK-UP’LAR BİR KÜLT HALİNE GELDİ. ASLINDA BU ARAÇLARIN TERCİH EDİLMESİNİN EN BÜYÜK NEDENİ UCUZ VE KULLANIŞLI OLMALARIYDI. Hazırlayan/By: BORA EDİN Amerika Otomotiv Endüstrisi yaptığı bir araştırmada ABD’deki her 10 gençten 6’sının ilk aracının kamyonet olduğunu belirledi. Bu araştırmada dikkat çeken başka bir unsur ise ilk aracı kamyonet olan tüketicilerin yüzde 90’ının 2’nci aracının da kamyonet olmasıydı. Tahmin edeceğiniz üzere en iyi kamyonetler yine ABD’den çıktı. Ancak Avrupalı üreticiler de boş durmadı. YAŞAYAN EFSANE SILVERADO General Motors, 1930 yılında ilk kamyonetini üretim bandına soktuğunda isim bulma konusunda hiçbir atılım yapmamıştı. Ta ki şasesinde kullanılan alüminyumun parlaklığının gümüşe bezemesi nedeniyle fabrika işçileri ona “Silverado” diyene kadar. 1975 yılında halkın hitap ettiği ismi kamyonete uygun gördüler ve pazara bir Chevrolet efsanesi verdiler. Bugün 1975-1980 modelleri eğer orijinalse 100 bin TL’den başlayan fiyatlarla alıcı buluyor. Fakat aynı modeli üreten iki marka var. Biri, Geleceğe Dönüş filminden aşina olduğumuz GMC markası. Silverado ismiyle satışa sunulan model GMC’nin “K” modeline karşın daha sadeydi. Fakat aynı araç olmasına rağmen Chevrolet ismiyle daha fazla sattı. Bugün halen aynı isimle üretimi devam eden aracın artık hibrit modeli bile var. Fakat hiçbiri V8 motorun verdiği hazzı vermiyor.

A research conducted by the US Automotive Industry showed that 6 adolescents out of 10 in the USA had owned a pick-up as their first vehicle. Another point of attention is that 90 per cent of these pick-up users had had another pick-up after the first one. As may be guessed, the best pick-ups were also American. Still, the European producers did not give up. THE LIVING LEGEND: SILVERADO When General Motors produced their first pick-up in 1930, they did not bother to find a name. Until one day the factory workers began calling it “Silverado”,

for the aluminium shine on its chassis resembled silver. This popular nickname became official in 1975, and thus a Chevrolet legend was introduced to the market. Their original 1975-1980 models are now sold for a minimum of 100 thousand Turkish liras. But there are two brands to produce the same model. One is GMC, with which we are familiar thanks to the movie Back to the Future. The model Silverado used to be plainer than the “K” by GMC. Yet the car was sold more under the Chevrolet brand. The car is still produced with the same name an deven has a hybrid version. Yet none gives the same bang as the V8 engine.

Legendary pick-ups on the go A PICK-UP MAY BE JUST A BOXCAR TO YOU, BUT THE LATEST FRENZY IN THE USA PROVES THAT PICK-UPS HAVE BECOME A LUXURY. ONCE THEY WERE USED FOR THE FARM LIFE IN THE USA, BUT NOW THEY ARE A CULT. IN FACT, THESE VEHICLES ARE MAINLY PREFERED FOR BEING CHEAP AND FUNCTIONAL. 76 SANTİGRAT


KAMYONETİN BÜYÜK BÜYÜK AĞABEYİ MERCURY Ford 2’nci Dünya Savaşı sırasında artan askeri araç talebine karşılık vermek için arazi aracı üretmeyi denedi fakat Willys’in tahtına konamadı. 1946 yılında Ford üretim bandına bugüne kadar görülmemiş derecede işçilik barındıran bir kamyonet soktu: Mercury. O güne kadar sadece taşıma amaçlı kullanıldığı varsayıldığı için kamyon ve kamyonetlere yumuşak koltuklar yapılmıyordu. Hatta hız göstergesi bile koyulmuyor, kapı gibi gereksiz detaylara ihtiyaç olmadığı düşünülüyordu. 1946’da kamyonetin herkes tarafından kullanılabilecek bir araç olduğunu fark eden Ford Mecury ile kamyonetlerin büyük büyük ağabeyi üretti. Bugün orijinal bir Mercury 120 bin dolara kadar satılabiliyor.

PICK-UP’S BIG BROTHER: MERCURY Ford attempted to produce a land vehicle to meet the increasing military vehicle demand during the World War II, but could not manage to dethrone Willys. In 1946, they introduced an unusually elaborate pick-up into the market: Mercury. Until then, trucks and pick-ups

did not have soft seats as they were intended only for transportation. Indeed, they did not even have speed indicators, nor unneccessary details such as the doors. Having realized that pick-ups could be used by everybody in 1946, Ford produced the big brother of pick-ups by Mercury. Today, an original Mercury is worth up to 120 thousand dollars. THE FRENCH FANTASY Europe has its pick-up legends as well. The first is from France: Citroën 2CV. The vehicle which began to be produced in 1948 with the French name “deux cheavaux” meaning “two horsepowers” owned its existence to the evolution of family sedans. The 2CV is considered as a most iconic Citroën model. After a technical analysis in 1953, the pick-up was chosen the most original design ever since Ford T. Designed with motives of low cost, ease of use, multi-functionality, reliability and off-road

SANTİGRAT 77


FRANSIZLAR FANTASTİK YAPTI Avrupa’nın da kamyonet efsaneleri var. Bunların ilki Fransa’dan geliyor: Citroën 2CV. Fransızca “deux chevaux” yani “iki kat beygir gücü” ismiyle 1948’de üretime başlanan araç aslında binek aile tipi otomobilin değişimiyle hayat buldu. 2CV modeli, Citroën’nin en ikonik otomobillerinden biri olarak kabul edilir. Kamyonet modeliyle ilgili yapılan teknik incelemede 1953 yılında Ford’un Model T’sinden sonra en orijinal tasarım olarak seçildi. Düşük maliyet, kullanım kolaylığı, çok yönlülük, güvenilirlik ve off-road sürüş için tasarlanan araç ne yazık ki beklenen etkiyi yaratamadı ve efsane devam etmedi. Ancak geçtiğimiz yıl Paris’te özel bir 2CV modeli 200 bin Euro’ya alıcı buldu. İNGİLİZLER DE DENEDİ AMA OLMADI İngiltere’de ilk kamyonet girişimlerinden biri olan Karrier araba ve ticari araç şirketi 1’inci Dünya Savaşı’nda kullanılan kamyonetleri üretti. Hatta çizgiyi biraz aşarak hem rayda hem de karayolunda giden kamyonetler yaptı. Rayda giden kamyonet fikri daha baskın gelmiş olacak ki şirket tren üretimine yöneldi. 1908 yılında, Karrier araba yapmaya başladı ve 1920 yılında Karrier Motors Ltd şirketi olarak adını de78 SANTİGRAT

drives, the vehicle unfortunately did not create the expected effect, and the legend failed to last. However, a particular 2CV was sold for 200 thousand Euros last year in Paris. THE BRITISH ALSO TRIED IN VAIN One of the earliest pick-up entrepreneurships of England, Karrier cars and commercial vehicles

company produced the pickups that were used in the World War I. Moving even further on the line, they produced pick-ups that worked on rail and land. The idea of rail pick-up was apparently more intriguing that the company steered for train production. In 1908, Karrier began the car production and in 1920 changed its name as Karrier Motors Ltd. In 1929, Karrier began producing the three-wheeled pick-up “Colt” for Huddesfield Corporation. In 1965, they totally disappeared from the scene after the take over by the US Dodge.


ğiştirdi. 1929 yılında Karrier Huddersfield Corporation için “Colt” isimli üç tekerlekli kamyonetin üretimine başladı. 1965 yılında ABD’li Dodge’nin satın alması sonrasında ortadan tamamen kayboldu. Fakat 3 tekerlekli ve rayda da gidebilen kamyonet fikriyle fark yarattı. Hatta Land Rover’ın fikir babaların büyük kısmı Karrier Motors’dan yetişti.

Yet the three-wheeled rail pick-up was a huge groundbreaker. In fact, most of the inventors of Land Rover have been brought up in Karrier Motors.

BU DA BİZİM EFSANEMİZ: OTOSAN 600D KAMYONET İç ticaretin gelişmesi, özellikle küçük esnafın hafif yük taşınmasında “kamyonet” (pick-up)’lere olan ilgisini artırdı. Bunun üzerine önce bir miktar yekpare fiberglas gövdeli (kabin ve kasa) kamyonet yapıldı. Ancak bu aracın üretim ve kullanımının pratik olmaması nedeniyle saç kasalı fiber kupalı kamyonet üretimine geçildi. 1971 yılında seri üretimi başlayan Anadol kamyonetler P2 koduyla Otosan 500 olarak piyasaya çıktı ve 1300cc benzinli motorla donatıldı. 1980’den itibaren 1300cc’lik benzinli motorla beraber 1200cc’lik Erk dizel motor da üretimde kullanıldı. Daha sonra ise Ford Taunus’larda da kullanılan 1600 cc’lik Ford OHC benzinli motor, çift boğazlı Weber karbüratörle birlikte kullanıldı. Isıtma kontrol çubukları da yatay değil, dikey yerleştirildi. 83 sonrası modeller P2 Otosan 600D olarak piyasaya çıkmış, 4 silindirli, düz, üstten kamlı 1900 cc ERK diesel motorla donatıldı.

HERE IS OUR LEGEND: OTOSAN 600D PICK-UP The development of domestic trade increased the small retailers’ demand for pick-ups for freightage. Thereon a number of integral fiberglass carcass pick-ups were produced. However, sheet iron case fiber cup pick-ups took the place of these vehicles, as they were not practical to be produced or to be used. Anadol pick-up trucks whose mass production began in

1971 entered the market with the code P2 under the name Otosan 500, equipped with 1300cc fuel engine. By 1980, 1200cc Erk diesel engine was also used in production together with 1300 cc fuel engine. Later on, 1600cc Ford OHC fuel engine present in Ford Taunus was used with the dual-throat Weber carburetor. And heat control rods were placed vertically instead of horizontally. The models after 1983 entered the market under the name P2 Otosan 600D and were equipped with four-cylinder, flat 1900cc ERK diesel engines with overhead camshaft.

SANTİGRAT 79


Bayilerimiz İzmir’de bir araya geldi Our dealers united in İzmir 6 Nisan 2012 tarihinde Kaya İzmir Termal&Convention Otel’de gerçekleşen toplantıda buluşan bayilerimiz günün yorgunluğunu akşam gala yemeğinde attılar. Galada sahne alan müzik grubuna ilgi yüksek oldu. Our dealers came together for the meeting at Kaya İzmir Thermal & Convention Hotel on 6 April 2012 and relieved tiredness at the gala dinner. The music band which took the stage gained great interest.

Yeni web sitelerimiz yayında... Daikin ve Airfel internet siteleri yenilenen yüzleri ve daha fonksiyonel kullanımı ile hizmetinizde. Airfel sayfamızın İngilizce versiyonu da artık hayata geçti. Bu sitelere ek olarak www.daikinsehri.com adresiyle henüz yayına giren Daikin Şehri isimli sitemiz müşterilere görsel olarak bilgi sağlamasının yanı sıra market, restoran, ofis gibi alanlarda hangi Daikin ürünüyle ne kadar enerji tasarrufu yapılabileceğini hesaplama özelliği ile dikkat çekiyor. www.daikin. com.tr ve www.airfel.com.tr adreslerini yeni haliyle ziyaret etmenizi öneririz...

Our new web sites are online... Daikin and Airfel websites are in service with their renewed interfaces and more functional usage. The English version for our Airfel website is also online. In addition, our new Daikin City website via www.daikinsehri.com offer visual knowledge to our customers and present the opportunity of calculating how much energy can be saved with a given Daikin product at markets, restaurants and offices. We suggest you take a look at our websites www.daikin.com.tr and www.airfel.com.tr in their new versions…

80 SANTİGRAT


Belçika’da “Heating Days” seminerindeydik... We were in Belgium “Heating Days” seminar... 25 Nisan 2012 tarihinde Danışmanlık Satış Müdürü Turgay Yay ve Bireysel Sistemler Satış Müdürü Hüseyin Mulhan’ın eşlik ettiği 13 bayimiz Belçika’da Daikin Europa tarafından düzenlenen “Heating Days” seminerine katıldı. Bayilerimiz Türkiye’ye dönmeden önce Belçika’daki fabrikayı gezme imkanı buldular.

Airfel bayileri Bursa’da buluştu Airfel dealers met in Bursa 27 Nisan 2012 tarihinde Bursa Almira Otel’de bayi ve bayi adaylarından oluşan ve toplamda 158 kişinin katılımıyla gerçekleşen bölgesel bayi toplantısı son derece verimli geçti. Toplantıda katılımcılara Airfel’in tarihi ve distribütörlük hakkında bilgiler verildi. The local dealers meeting organized on 27 April 2012 in Bursa Almira Hotel with the participation of 158 dealers and dealer nominees efficiently took place. In the meeting, the participants were informed about the Airfel history and distribution.

Our 13 dealers pioneered by our Consultancy Sales Manager Turgay Yay and Private Systems Sales Manager Hüseyin Mulhan took part in the “Heating Days” seminar organized by Daikin Europe in Belgium on 25 April 2012. Our dealers had the chandce to visit the Belgium factory before retuning to Turkey.

İnfomobil çalışmaları hız kesmeden sürüyor / Infomobile works in progress Nisan ayı içinde Antalya Sertek Doğalgaz, Samsun Isıtma Soğutma Sistemleri, İzmir Bölge Mühendislik, Diyarbakır Osmanoğulları, Sivas Eltes Isı’da infomobil çalışmaları yaptık. We realized infomibile projects in Antalya Sertek Natural Gas, Samsun Heating Cooling Systems, İzmir Regional Engineering, Diyarbakır Osmanoğulları, Sivas Eltes Heating in April.

SANTİGRAT 81


Yeni kampanyaları tanıttı / New campaigns promoted Daikin Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Tuna Gülenç, Marketing Türkiye kanalında katıldığı programda reklam kampanyalarını ve Daikin Türkiye’yi anlattı.

Hazırladığımız poster, broşür ve Eskimolu cut-out’larımız bayilerimizde yerini aldı. Our posters, brochures and Eskimolu cut-outs took place in our dealer shops.

Daikin Turkey Vice President Tuna Gülenç told about Daikin Turkey and its commercial campaigns on the Channel Marketing Turkey.

Sosyal medyada adımızı duyurduk / We made our name in social media Mayıs ayındaki reklam kampanyaları ve Sodex Fuarı ile hız kazanan sosyal medya çalışmalarımız çok iyi sonuçlara ulaştı. Fuarda standa gelemeyenlere Facebook sayfalarımızdan ulaştık.

We obtained great results in social media which had gained speed with the May commercial campaigns and Sodex Fair. We reached the ones unable to visit our stand in the fair via our Facebook pages.

Nisan’da yeni servisler açtık / New services launched in April Trabzon’da yeni açılan Daikin Shop’la birlikte servis ağımıza yeni bölgeler eklendi. Pendik, Silivri, Bursa, İstinye, Çekmeköy ve Levent başta olmak üzere 13 servis noktamız hizmete girdi. Shop ve servis ağımız büyümeye devam edecek... New regions are added in our service network with the newly opened Trabzon Daikin Shop. There are 13 service points launched including Pendik, Silivri, Bursa, İstinye, Çekmeköy and Levent. Our shop and service network will keep developing… 82 SANTİGRAT


TV’de Daikin’i anlattı / Daikin on TV Daikin Türkiye CEO’su Hasan Önder, Skyturk 360 kanalında yayınlanan, sunuculuğunu Capital ve Ekonomist Dergileri Yayın Direktörü Rauf Ateş ve gazeteci Murat Sabuncu’nun yaptığı Ceo Club programına konuk oldu. Programda Airfel’in kuruluşunu, Sanko’ya ve sonrasında Daikin’e satılma sürecini anlatan Hasan Önder, Daikin Türkiye’nin hedeflerinden söz etti. Daikin Turkey CEO Hasan Önder was the guest of the CEO Club TV Show broadcasted on Channel Skyturk 360, co-hosted by Capital and Ekonomist Journals Editor in Chief Rauf Ateş and journalist Murat Sabuncu. On the show, Hasan Önder told about Airfel’s foundation and its take-over process by Sanko and Daikin respectively, and mentioned the goals of Daikin Turkey.

Pazartesileri kahvaltıda buluşuyoruz We meet on Monday breakfast Pazartesi sendromunu Daikin Türkiye olarak aştık! 11 Haziran tarihinden itabaren her Pazartesi günü tüm çalışanlarımız sabah kahvaltısında bir araya geliyor. Yoğun ve yorucu bir haftaya pozitif bir şekilde başlayan çalışanlarımız bu uygulamadan çok memnun. Etkinlik, kurum içi iletişimi artırması açısından da önem taşıyor. Daikin Turkey overcomes the Monday syndrome! Beginning from June 11, our employees come together for Monday breakfast every week. Commencing a new busy week in the most positive way, our employees are very happy with the new tradition. The event is important for intracorporate communication.

Boğaz’da Daikin rüzgârı Daikin breeze in the Bosphorus Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ndeki belirli noktalarda yer alan klimalar Daikin marka klimalar ile değiştiriliyor. Toplam 16 adet standart Daikin klimanın ilki 20 Haziran günü Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ndeki yerini aldı. Sırayla montajlanacak olan klimalar, Daikin bakımını yaptığı sürece orada kalabilecek. The air conditioners on several points of the Bosphorus and Fatih Sultan Mehmet Bridges are replaced by Daikin air conditioners. The first of the 16 Daikin air conditioners is placed in Fatih Sultan Mehmet Bridge on June 20. The air conditioners will be placed respectively and will remain in their positions as long as maintained by Daikin. SANTİGRAT 83


084_085_mekan

7/12/12

84 SANT‹GRAT

1:48 PM

Page 2


084_085_mekan

7/12/12

1:48 PM

Page 3

Hattufla UNESCO Dünya Miras Listesi’ne 1986 y›l›nda giren Çorum’un Bo¤azköy mevkiindeki Hattufla, Hitit ‹mparatorlu¤u’nun baflkentiydi. Yaz›l› belgelere göre, kent MÖ 1700’lerde, ilk Hitit Kral› olan Anitta taraf›ndan al›nd› ve daha sonra yine onun taraf›ndan y›k›ld›. Kent, yüzy›l kadar sonra I. Hattuflili taraf›ndan tekrar kuruldu ve 400 y›ldan uzun bir süre varl›¤›n› koruyacak Hitit Uygarl›¤›’n›n baflkenti oldu. Genifl bir alana yay›lm›fl olan Hattufla’da 5 kültür katman› ortaya ç›kt›. Bu katmanlarda Hatti, Asur, Hitit, Frig, Galat, Roma ve Bizans dönemlerinden kalma kal›nt›lar bulundu. Kentin, “Yukar› flehir” denilen bölgesinde tap›naklar, kutsal alanlar ve surlar yer al›yor. Sur üzerinde 5 kap› bulunuyor. Güney surunun do¤u ve bat› ucunda, karfl›l›kl› olarak Kral Kap›s› ve Aslanl› Kap› yer al›yor.

Hattusa Having entered the UNESCO World Heritage List in 1986, Hattusa in ÇorumBo¤azköy was the capital of the Hittite Empire. As stated in the documents, the city was captured by the first Hittite King Anitta around 1700 BC and was later destroyed by himself. A century later, it was refounded by Hattuflili I, becoming the capital of the Hittite Civilization for the next 400 years. Five cultural

layers have been discovered in the great city of Hattufla. On these layers, remains from the Hatti, Asyrian, Hittite, Phrygian, Galatian, Roman and Byzantian periods. The so-called “Uptown” region is crowded by temples, holy places and city walls with its five gates. At the eastern and western ends of the southern wall, the King’s Gate and the Lion’s Gate face each other.


086_090_ajanda

7/12/12

1:17 PM

Page 2

Sezen Aksu’dan yaz sürprizi... / Summer surprise by Sezen Aksu... “Sezen Aksu Acoustic Band”, müzi¤in en saf ve samimi hali ile icra edildi¤i, anl›k do¤açlamalar›n ve yorumlar›n dünya standartlar›nda bir müzikal altyap› ile sunuldu¤u özel bir “Performans Serisi” olarak tasarland›. Bugüne kadar özel festivallerde seyircisiyle buluflan bu konsept, 14, 17, 18 Temmuz’da BKM Organizasyonu’yla Cemil Topuzlu Harbiye Aç›khava Tiyatrosu’nda izleyici karfl›s›na ç›k›yor.

“Sezen Aksu Acoustic Band” is designed as a special “performance series” to perform music in its purest and sincerest form, where spontaneous improvisations and performances are displayed with a musical background of global standards. Having met the audience in special festivals until now, the concept will be taken to the stage by BKM Organization on 1417-18 July in Cemil Topuzlu Harbiye Amphitheatre.

Motorsiklet tutkunlar›na../ For motorcycle fans... 6’nc› Kufladas› Motosiklet Festivali bu y›l 14-17 Temmuz tarihleri aras›nda gerçekleflecek. Kufladas› Belediyesi ile Kufladas› Motosiklet Kulübü taraf›ndan ortaklafla düzenlenen festivale Türkiye’nin dört bir yan›ndan motosiklet tutkunlar› kat›lacak. Ünlü gruplar›n sahne ald›¤› festival 4 gün sürecek. The 6th Kufladas› Motorcycle Fest will take place between 14-17 July this year. Organized by the Municipality of Kufladas› and Kufladas› Motorcycle Club, the festival will be attended by motorcycle fans from around Turkey. Popular bands will take stage in the four day long festival.

86 SANT‹GRAT


086_090_ajanda

7/12/12

1:17 PM

Page 3

Pink Martini 19 Temmuz’da Kuruçeflme’de Türkiye’de büyük bir hayran kitlesine sahip olan Pink Martini, grubun 17 y›ll›k kariyerlerini özetledi¤i best of albüm “A Retrospective”in Avrupa turnesi kapsam›nda Türkiye’ye geliyor. Pink Martini, 8 Temmuz’da Çesme Aç›khava Tiyatrosunda, 9 Temmuz’da Ankara ODTÜ Mezunlar Derne¤i Viflnelik Tesisleri’nde verece¤i konserin ard›ndan 19 Temmuz’da Kuruçeflme Arena’da sahneye ç›kacak.

Pink Martini in Kuruçeflme on July 19

Dünya bar›fl›na katk›... Contribution in the world peace...

Enjoying a huge number of Turkish fans, Pink Martini comes to Turkey as part of the European tour of their best of album “A Retrospective”, which summarizes the band’s 17 years of profession. Pink Martini will take stage in Çeflme Amphitheatre on 8 July, in Ankara ODTÜ Alumni Association Viflnelik Facilities on 9 July, and in Kuruçeflme Arena on 19 July right after.

49’uncu Uluslararas› Troia Festivali bu y›l 10 - 13 A¤ustos 2012 tarihleri aras›nda geçekleflecek. Festival, kültürel ve sanatsal etkinlikleri yo¤unlaflt›rmak, UNESCO taraf›ndan dünya miras› olarak gösterilen Troia Antik Kenti kültürünü, dünya bar›fl›na katk› için kültürel de¤erleri buluflturmak amaçlar›yla düzenleniyor. Festival çat›s› alt›nda, alan›nda baflar›l› isimlere “Homeros Bilim-Kültür-Sanat Ödülü” de veriliyor. The 49th International Festival of Troia will take place on 10-13 August 2012. The mission of the festival is to emphasize cultural and artistic activities, and to integrate the culture of the Ancient City of Troia, which is considered among the UNESCO world heritage list, with the cultural values that contribute in the world peace. The achieved personalities will be honoured with “Homeros ScienceCulture-Art Award” within the scope of the festival.

‹KSES’12 / ‹KSES’12 Bal›kesir Üniversitesi Bal›kesir Meslek Yüksekokulu taraf›ndan düzenlenen 1’inci Ulusal ‹klimlendirme So¤utma E¤itimi Sempozyumu, iklimlendirme ve so¤utma alan›nda ihtiyaç duyulan teknik eleman ve mühendisleri yetifltirecek ö¤retim elemanlar›n›n bu alandaki bilgi ve teknik birikimlerini paylaflmak amac›yla düzenleniyor. 5-7 Eylül tarihlerindeki sempozyuma Tübitak, Teknosav, Deneysan, ‹flbay Makina, Baü Vakf›, ISSAV, ESS‹AD destek veriyor. Organized by Bal›kesir University Vocational School, the 1st National Symposium on Air Conditioning Education has the mission of sharing the know-how of academicians who will educate the technical staff and engineers needed in the heating and cooling sector. The symposium will take place on 5-7 September with the support of Tübitak, Teknosav, Deneysan, ‹flbay Machine, Baü Society, ISSAV and ESS‹AD.

SANT‹GRAT 87


086_090_ajanda

7/12/12

1:17 PM

Page 4

10’uncu Bodrum Uluslararas› Bale Festivali 2012 / 10th Bodrum International Ballet Festival 2012 Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlü¤ü taraf›ndan düzenlenen “Bodrum Uluslararas› Bale Festivali” 15 A¤ustos’ta, ‹stanbul Devlet Opera ve Balesi’nin “‹stanbul Mozaik” adl› gösterisiyle bafllayacak. Bodrum Belediyesi’nin ev sahipli¤inde ve destekleriyle tarihi Bodrum Kalesi’nde yap›lacak festivalde, 18 A¤ustos’ta St. Petersburg Boris Eifman Devlet Bale Toplulu¤u, 21 ve 22 A¤ustos’ta Alman Mecklenburg Schwerin Devlet Bale Toplulu¤u, 25-26 A¤ustos’ta Washington Bale, 1, 2, 3 Eylül’de ise ünlü ‹spanyol topluluk Los Vivancos sahne al›yor. “Bodrum International Ballet Festival” organized by the State Opera and Ballet will take start with ‹stanbul State Opera and Ballet’s “‹stanbul Mosaic” show on 15 August. In the festival will be hosted by the Municipality of Bodrum in Bodrum Castle, St. Petersburg Boris Eifman State Ballet will take stage on 18 August, the German Mecklenburg Schwerin State Ballet will perform on 21 and 22 August, the Washington Ballet on 25-26 August, and the renowned Spanish group Los Vivancos on 1-2-3 September.

Yenikap›’n›n Eski Gemileri Sergisi... / Ancient Vessels Exhibit in Yenikap›... Yenikap›’da 2004 y›l›nda bafllayan Marmaray ve Metro projeleri inflaat alan›nda ortaya ç›kan ve son y›llar›n en dikkat çekici arkeolojik verileri olarak kabul edilen Theodosius Liman› kal›nt›lar›n›n foto¤raflar›n›n yer ald›¤› “Yenikap›’n›n Eski Gemileri” Sergisi 20 Nisan’da Rahmi M. Koç Müzesi’nde aç›lm›flt›. Halen devam eden sergi 16 Eyül’e kadar gezilebilir. The exhibition “Ancient Vessels of Yenikap›” including the photographs of the ruins of the Theodosius Harbour, which were discovered during the construction works of the Marmaray and metro projects and are considered among the most striking archeological data of the recent has been open since 20 April in Rahmi M. Koç Museum. The exhibit will remain open until 16 September.stage at the festival.

Cohen tek konser için geliyor / Cohen comes for concert Müzikseverlerin y›llard›r dört gözle bekledi¤i efsanevi müzisyen, söz yazar›, flair Leonard Cohen, 2012 Old Ideas Dünya Turnesi kapsam›nda, 19 Eylül 2012 tarihinde sadece tek konser için ‹stanbul’a geliyor. AEG Live ve Purple Concerts organizasyonu ile gerçekleflecek etkinlik için biletler 15 Haziran tarihinde sat›fla ç›kt›. Konser, Ülker Sports Arena’da. 88 SANT‹GRAT

The long anticipated legendary musician, lyricist and poet Leonard Cohen comes to ‹stanbul on 19 September 2012 for a single concert as part of the 2012 Old Ideas World Tour. The concert is organzied by AEG Live and Purple Concerts. The tickets have been on sale since 15 June. The concert venue is Konser, Ülker Sports Arena.


086_090_ajanda

7/12/12

1:17 PM

Page 5

Foto¤raf›n dünü bugünü... / The past and the present of photograph... ‹stanbul Modern, kuruluflundan bu yana oluflturdu¤u foto¤raf koleksiyonundan bir seçkiyi “Dünden Sonra” adl› sergiyle izleyicilerle buluflturuyor. Sergi, Osmanl›’dan günümüze uzanan süreçte Türkiye’de foto¤raf›n teknik ve kavramsal geliflimini ortaya koyuyor. Ülkemizin, bünyesinde koleksiyonu ve galerisiyle ba¤›ms›z bir foto¤raf bölümüne sahip tek müzesi olan ‹stanbul Modern’in foto¤raf koleksiyonu, Osmanl› döneminden Cumhuriyet bafllang›c›na, Türkiye’de foto¤raf›n temelini oluflturan 50’ler sonras›ndan 60’lara, 70’lere ve günümüzün önemli sanatç›lar›na uzan›yor. 23 Eylül’e kadar izlenebilir. ‹stanbul Modern presents a compilation among the photographs brought together ever since its foundation with the exhibition titled “After Yestarday”. The exhibition portrays the technical and conceptual development of photography in Turkey from the Ottoman period to the present. The photo collection of ‹stanbul Modern, the only national museum with a seperate collection and gallery dedicated to the art of photography, reaches from the Ottoman era to the early years of the Republic, and to the 50’s (which found the basis of Turkish photography), the 60’s, the 70’s and the major artists of the present. The exhibit will continue until 23 September.

1’inci Uluslararas› Türkiye Balon Festivali bafll›yor / 1st International Turkey Balloon Fest starts “Yurtta ve dünyada bar›fl” mottosuyla ülkeleri Türkiye’de buluflturan Balon Festivali, tüm dünyadan balon kulüpleri ve pilotlar› 09 -17 Eylül 2012 tarihleri aras›nda ‹zmir’de a¤›rlayacak. Balonlar 18 - 20 Eylül 2012 tarihlerinde ise ‹stanbul’un misafiri olacak.

Bringing nations together around the motto “Peace at home, peace in the world” in Turkey, the Balloon Fest will welcome world’s balloon clubs and pilots on 9-17 September 2012 in ‹zmir. The balloons will visit ‹stanbul on 18-20 September 2012. SANT‹GRAT 89


086_090_ajanda

7/12/12

1:17 PM

Page 6

Modern resmin duayeni: Burhan Do¤ançay / The connoisseur of modern painting: Burhan Do¤ançay Kent Duvarlar›n›n Yar›m Yüzy›l›: Burhan Do¤ançay Retrospektifi, sanatç›n›n son 50 y›ll›k çal›flmalar›n›n bir dökümü niteli¤ini tafl›yor. Burhan Do¤ançay, 1960'l› y›llar›n bafl›ndan bugüne duvarlar arac›l›¤›yla modern ve ça¤dafl kent kültürünün toplumsal, kültürel ve politik dönüflümünü araflt›r›yor. Afifllerden sloganlara, cinsel içerikli mesajlardan ciddi gazete kupürlerine kadar zaman›n her türlü müdahalesine aç›k bu yüzeyleri bir antropolog gibi inceliyor. 23 May›s’ta aç›lan sergi 23 Eylül’e kadar izlenebilir. Five decades of Urban Walls: The Burhan Do¤ançay retrospective portrays a summary of the artist’s last fifty years of work. From the early 1960’s to the present, Burhan Do¤ançay delves into the social, cultural and political transformations of the modern and contemporary urban culture through the walls. He studies the surfaces from posters to slogans, sexual messages to serious newspaper articles that are open to all kinds of temporal interventions like an anthropologist. The exhibition will be open from 23 May to 23 September.

Sabanc› Müzesi’den kültüre katk›... / Sabanc› Museum’s cultural contribution... Sabanc› Müzesi, ça¤dafl bir anlay›flla yenilenen Atl› Köflk’teki “Kitap Sanatlar› ve Hat Koleksiyonu”nu, may›stan itibaren ziyarete açt›. SSM koleksiyonlar›n›n ve arflivinin dijital ortama aktar›ld›¤› yeni teknolojik düzenlemeyle, Türk ve ‹slam sanat›n›n nadir elyazmas› kitaplar› sayfa sayfa incelenebiliyor. Sergide, ‹slam sanat›n›n 14’üncü yüzy›ldan 20’inci yüzy›la kadar uzanan dönemine ait ünlü hattatlar›n ve kitap sanatç›lar›n›n elinden ç›km›fl baflta Kuran-› Kerim nüshalar› olmak üzere nadir elyazmas› kitaplar, k›ta ve murakkalar, levha ve hilyeler, tu¤ral› ferman ve beratlar›n oldu¤u 200’den fazla eseri yer al›yor. In May, Sabanc› Museum opened its “Book Arts and Calligraphy Collection” in Atl› Köflk, which has been restored with a contemporary approach. Thanks to the new technological application by which the SSM collections and archive have been transfered to the digital platform, the rare handwritings of the Turkish and Islamic art can be viewed in full detail. The exhibition presents over 200 rare handwritten books, verses, manuscripts, plates, royal decrees with the Sultan’s signature and certificates written by famous calligraphs and book artists of the Islamic art in between the 14th-20th centuries, including certain copies of the Koran.

Cirque du Soleil, Alegria ile büyüleyecek / Cirque du Soleil enchants with Alegria Dünyan›n en prestijli gösteri toplulu¤u Cirque du Soleil tekrar ‹stanbul’da! Performans›n doru¤a ç›kt›¤› muhteflem bir gösterileri Alegria, 22 Eylül – 14 Ekim tarihleri aras›nda Ülker Arena ve Ora Arena’da sahne alacak. Bugüne kadar 100 milyondan fazla kifliizledi¤i Kanada-Quebec’li Cirque du Soleil toplulu¤unun gösterisi Alegria, ‹spanyolca’da mutluluk, sevinç ve baflar› anlamlar›na geliyor. 90 SANT‹GRAT

The world’s most esteemed show group Cirque du Soleil is once again in ‹stanbul! Their ultimate performance show entitled Alegria will take stage on 22 September-14 October in Ülker Arena and Ora Arena. Having seen by more than 100 million people, the Canadian group’s show named Alegria signifies happiness, joy and success in Spanish.




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.