Santigrat Dergisi Sayı 29

Page 1

DAIKIN TÜRKİYE YAYINIDIR / PUBLISHED BY DAIKIN TURKEY

santi̇grat l EYLÜL/SEPTEMBER

Y R A ML R!

İ

BA

A

“SAKURA KIZLARI” PROJESİ İLK MEYVESİNİ VERDİ

2015 SAYI/ISSUE 29

İY

TEMMUZ/JULY l AĞUSTOS/AUGUST

THE FIRST FRUITS OF THE “SAKURA GIRLS” PROJECT

H

AP

PY EID

!

“BULUT” TEKNOLOJİSİ HAYAT KURTARIYOR “CLOUD” TECHNOLOGY SAVES LIFE

“IŞIK YILI” KUTLANIYOR CELEBRATING “THE YEAR OF LIGHT”

YENİ YÖNETİM BİNAMIZA TAŞINDIK DAIKIN IN ITS NEW HEADQUARTER

OSMANLI RAMAZAN’I BİR BAŞKA YAŞARDI RAMADAN BACK IN THE OTTOMAN DAYS



ÖNSÖZ/FOREWORD

Dünyanın gündemi karışık… Yaz mevsimi genel seçim telaşıyla başladı. Sadece Türkiye değil, dış dünya da büyük bir dikkatle takip etti seçimleri. Seçim sonuçları tek bir partiyi işaret etmedi ama genel kanı ülkedeki istikrarın sürmesinden yanaydı. Şimdi hükümetin kurulma süreci başladı. Bunun için erken seçimin de dahil olduğu çeşitli senaryolar var. Biz içeride, seçim telaşı, hükümetin kurulması gibi süreçleri yaşarken komşumuz Yunanistan tarihi bir karar almak üzere referanduma gitti. Komşu, önceki hükümetlerin borçlarını ödemeyeceğini, bunun kendilerine en uygun biçimde yapılandırılmasını istiyordu. Çoğunluk hükümeti destekledi. Bu sonuç kimilerine göre AB’ye karşı kazanılmış bir zafer, kimilerine göre de AB’den çıkmaya kadar uzanan kötü bir sürecin başlangıcı… Bekleyip, göreceğiz… Aynı günlerde dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olan Çin’den de ekonomik sıkıntıları işaret eden sesler yükselmeye başladı. Çin borsası bir ay gibi bir sürede yüzde 25’e ulaşan değer kaybı yaşadı. Şirketlerin piyasa değeri milyar dolarla ifade edilen miktarlarda eridi. Bu da olası bir krizin ne kadar yakın olduğunu gösteriyor. Dünyanın gündemi hayli karışık. Bizim gibi birçok şirket gelişmeleri dikkatle izliyor. Gelişecek olası durumlar için stratejiler üretmek bu gibi zamanlarda çok önemli. Umuyorum bütün bu dalgalanmalar yerini umut dolu günlere bırakır… “Sakura Kızları” projemizin ilk meyvelerini almak, bizi en çok sevindiren olayların başında geldi. KALDER, KOSGEB ve Daikin işbirliği ile hayata geçen bu proje ile 8 başarılı girişimci kadın sektörde yerlerini almış oldu. Projenin ikinci etabı için de geri sayımı başlattık. Konuyla ilgili detaylı haberimizi dergimizin ilerleyen sayfalarında okuyabilirsiniz. Bütün bu belirsizlikler ve karmaşa sırasında Ramazan ayı manevi dünyamıza derinlik kazandırıyor. Bayram geldiğinde birçok sorunun çözüldüğü, endişelerin bittiği günlerin de gelmesini diliyorum…

The global agenda is quite unsettled… Summer began with the rush of general elections. Not only Turkey, but the entire world warily followed the elections. The election results failed to point a single party, but the general opinion was in favour of continuing stability. Now the government formation is in process. Various scenarios include early elections. As we are experiencing the election rush and government formation processes, our neighbour Greece held a referandum for a historic decision. The neighbour refused to pay the debts of former governments, and asked for a proper restructuring. The government was supported by the majority. For some, the results signify a vistory against the EU, for others it is the start of a tough process which will lead to leaving the EU… We have to wait and see… In the meantime, voices of economic problems started to rise from the massive economy of China. Chinese stock exchange lost value up to 25 per cent within one month. Market value of companies devaluated as much as billion of dollars, which indicate how close a potential crisis is. The global agenda is quite unsettled. Most companies including us keep a close track of the news. Developing strategies for potential circumstances is crucial at such times. Hopefully, all these fluctuations will soon be replaced by hope… The first fruits of our “Sakura Girls” project have caused us great joy. The co-project of KALDER, KOSGEB and Daikin gained eight successful women entrepreneurs to the sector. The second phase of the project is counting down. You can find the project in full detail in the following pages. Among all these incertainities and confusions, the month of Ramadan brings depth in our moral world. I hope the eid will bring solutions to most problems and worries…

Bayramınız kutlu olsun…

Happy Eid…

HASAN ÖNDER DAIKIN TÜRKİYE CEO

HASAN ÖNDER Daikin Turkey CEO

3


İÇİNDEKİLER/CONTENTS DAIKIN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ BUNDAN BÖYLE ATAŞEHİR’DE YER ALAN ALLIANZ TOWER’DAKİ YENİ BİNASINDAN HİZMET VERECEK. BİNA, PEK ÇOK İLKİ DE BÜNYESİNDE BARINDIRIYOR. DAIKIN HEADQUARTERS MOVED TO ITS NEW ADDRESS IN THE ALLIANZ TOWER, ATAŞEHIR. THE BUILDING IS A TRAILBLAZER IN MANY ASPECTS.

10

28

KOSGEB, KALDER VE DAIKIN İŞBİRLİĞİ İLE OLUŞTURULAN “SAKURA KIZLARI” PROJESİ İLK MEYVELERİNİ VERDİ. EĞİTİMDEN GEÇEN ADAYLAR, DÜZENLENEN BİR TÖRENLE ANAHTARLARINI ALDILAR. THE “SAKURA GIRLS” CO-PROJECT BY KOSGEB, KALDER AND DAIKIN BORE THE FIRST FRUITS. THE CANDIDATES SUCCESSFULLY COMPLETED THE TRAINING AND WERE PRESENTED THEIR KEYS.

RAMAZAN AYI, OSMANLI DÖNEMİNDE OLDUKÇA FARKLI YAŞANIRDI. BUGÜN ÇOKTAN UNUTULMUŞ RİTÜELLER VARDI... GEÇMİŞE KISA BİR YOLCULUK YAPMAK İSTERSENİZ YAZIMIZA BİR GÖZ ATIN...

36

THE MONTH OF RAMADAN WAS A UNIQUE EVENT DURING THE OTTOMAN PERIOD. IT WAS SEIZED WITH MANY RITUALS WHICH NO LONGER SURVIVE… HERE IS A LOOK AT THE PAST…

DÜŞÜK KÜRESEL ISINMA POTANSİYELİNE SAHİP SOĞUTUCU AKIŞKAN R32 İLE İKLİMLENDİRME SEKTÖRÜ YENİDEN ŞEKİLLENİYOR. DAIKIN BU SÜRECİ HIZLANDIRACAK ÇALIŞMALARIN ÖNCÜLÜĞÜNÜ YAPIYOR. THE COOLING LIQUID R32 RESHAPES THE CLIMATIZATION SECTOR WITH LOW GLOBAL WARMING POTENTIAL. DAIKIN IS LEADING THE ACCELERATION PROCESS. 4

16


u REKLAMCILIĞIN OSCAR’I OLARAK KABUL EDİLEN EFFIE, İKİNCİ KEZ DAIKIN’IN OLDU... BU YIL 7’NCİSİ DÜZENLENEN ETKİNLİĞE 366 BAŞVURU OLMUŞTU... EFFIE AWARDS, WHICH IS RENOWNED AS THE ADVERTISING OSCARS, CELEBRATED DAIKIN FOR THE SECOND TIME. IN ITS 7TH YEAR, THE EVENT ATTRACTED 366 APPLICATIONS. 22

u TİCARİ AMAÇLA YAPILAN GÖSTERİŞLİ IŞIKLI TABELALAR, IŞIL IŞIL AYDINLATILAN BİNALAR, DIŞ CEPHE VE SOKAK AYDINLATMALARINDA YAPILAN HATALAR IŞIK KİRLİLİĞİNİ ARTIRIYOR. BM BU NEDENLE 2015 YILINI “IŞIK YILI” OLARAK İLAN ETTİ. SPLENDENT FLASHING SIGNS INTENDED FOR COMMERCIAL PURPOSES, SPARKLING BUILDINGS, STREET LIGHTING MISTAKES INCREASE LIGHT POLLUTION. THEREFORE, THE UN ANNOUNCED THE YEAR 2015 AS “THE YEAR OF LIGHT”. 30

u DAIKIN, BAŞTA AVRUPA OLMAK ÜZERE TÜM DÜNYADA YATIRIMCI VE

MÜTEAHHİTLERİN GİDEREK ARTAN “YEŞİL BİNA SERTİFİKASYONU” TALEPLERİNE YANIT VEREBİLMEK İÇİN UZMAN KADROSUNU GENİŞLETİYOR. DAIKIN ENHANCES THE TEAM OF EXPERTS TO MEET THE INCREASING “GREEN BUILDING CERTIFICATION” DEMANDS OF INVESTORS AND CONTRACTORS IN EUROPE AND THE REST OF THE WORLD. 44

u TEKNOLOJİNİN GÜNLÜK HAYATTA VE İŞ YAŞAMINDA DAHA ÇOK YER KAPLAMASI MALİYETLERİ HEM DE YETİŞMİŞ İNSAN GEREKSİNİMİNİ ARTIRDI. BU NOKTADA DEVREYE GİREN BULUT TEKNOLOJİSİ ADETA CAN SİMİDİ OLDU... THE EXPANDING USE OF TECHNOLOGY IN DAILY LIFE AND BUSINESS INCREASED THE COSTS AND THE NEED FOR QUALIFIED PERSONNEL. AND AT THIS VERY POINT, CLOUD TECHNOLOGY BECAME A LIFE SAVER… 46

u SEÇİM SONRASI SENARYOLAR BUGÜNLERDE EN ÇOK KONUŞULAN KONU. BU KONUDA HERKESİN BİR FİKRİ YA DA YORUMU VAR. MEKSA YATIRIM MENKUL DEĞERLER GENEL MÜDÜR YARDIMCISI FİGEN ÖZAVCI, SÜRECİ DERGİMİZ İÇİN YORUMLADI. POST-ELECTION SCENARIOS ARE THE HOT TOPICS IN THE RECENT DAYS. EVERYONE HAS AN IDEA OR A COMMENT ABOUT IT. MEKSA INVESTMENT AND SECURITIES VICE GENERAL MANAGER FİGEN ÖZAVCI EVALUATED THE PROCESS. 54 u SON YILLARDA DÜNYAYI SARAN YOGA NEDİR HİÇ MERAK ETTİNİZ Mİ? HER YAŞTA KİŞİNİN YAPABİLECEĞİ YOGA, HAREKETLER VE NEFES TEKNİKLERİNİN TÜMÜ OLARAK TARİF EDİLİYOR. HAVE YOU EVER WONDERED WHAT THE TRENDING YOGA TOPIC IS ABOUT? SUITABLE FOR ALL AGES, YOGA CAN BE DEFINED AS A HOLISTIC PHILOSOPHY OF POSTURES AND BREATHING TECHNIQUES. 58

u ARTIK HERKES NAKLEN YAYIN YAPABİLİR! BUNUN İÇİN IOS İŞLETİM SİSTEMİYLE ÇALIŞAN BİR CEP TELEFONUNUZUN OLMASI YETERLİ. MECRA O KADAR YENİ Kİ, TELİF HAKLARI VE CEZA KOŞULLARI HENÜZ BELİRLENMEMİŞ... NOW EVERYONE CAN BROADCAST ONLINE! ALL YOU NEED IS A CELL PHONE WITH IOS OPERATING SYSTEM. THE FIELD IS SO BRAND NEW THAT PENALTY CODES ARE YET LACKING. 66

u YOLUNUZ EDİRNE’YE DÜŞERSE TUNCA NEHRİ KENARINDAKİ SULTAN II. BEYAZID KÜLLİYESİNE MUTLAKA UĞRAYIN. EDİRNE’YE BİR HASTANE KAZANDIRMAK İÇİN KURULAN KÜLLİYE HALEN MÜZE OLARAK ZİYARETÇİLERİNİ BEKLİYOR. IF YOU HAPPEN TO PASS EDIRNE, MAKE SURE TO VISIT THE SULTAN BEYAZID II ISLAMIC-OTTOMAN SOCIAL COMPLEX BY THE TUNDHZA RIVER. ESTABLISHED AS A HOSPITAL IN EDIRNE, THE COMPLEX NOW WELCOMES VISITORS AS A MUSEUM. 76

u ÜNLÜ BİLARDOCUMUZ SEMİH SAYGINER VE TÜRK MİLLİ TAKIMI OYUNCULARININ NEFES KESEN GÖSTERİLERİYLE KATILDIĞI DAIKIN BİLARDOMAX LİGİNDE FİNALLER YAPILDI. FINAL GAMES HAVE TAKEN PLACE AT DAIKIN BILLIARDSMAX LEAGUE WITH BREATHTAKING SHOWS OF OUR FAMOUS BILLIARDS PLAYER SEMİH SAYGINER AND THE TURKISH NATIONAL TEAM. 82

SANTİGRAT TEMMUZ/JULY l AĞUSTOS/AUGUST l EYLÜL/SEPTEMBER 2015 SAYI/ISSUE 29 Daikin Isıtma ve Soğutma Sistemleri San. Tic. A.Ş. Adına İmtiyaz Sahibi On Behalf of Daikin Air Conditioning Ind. Trade Inc. Hasan Önder Yönetim Yeri Küçükbakkalköy Mahallesi, Kay›fldağ› Caddesi, Rönesans Tower No:1 34750 ‹stanbul Telefon : 0216 453 27 00 (Pbx) Faks : 0216 671 06 00 www.santigrat.com.tr santigrat@daikin.com.tr Yazıişleri Müdürü (Sorumlu) Editor in Chief (Managing) Şule Şentarlı Kreatif Direktör/Creative Director Belma Kuyucu Editör (Kurumsal) Editor (Corporate) Hülya Dinçer Editör (İçerik) Editor (Content) Salih Akkaya Fotoğraf/Photography Deniz Açıksöz Katkıda Bulunanlar/Contributors Lale Erol Ulutaş, Nuran Savaş, Cihan Demirşevk, Ebru Damran D.

Bu yayının her hakkı saklıdır. Bu dergide legal olarak yayımlanan yazı, makale, fotoğraf, çizgi roman ve illüstrasyonların sorumlulukları sahiplerine ait olup, copyright hakları Daikin Isıtma ve Soğutma Sistemleri San. Tic. A.Ş.’ye aittir. Daikin Isıtma ve Soğutma Sistemleri San. Tic. A.Ş.’den yazılı izin alınmaksızın herhangi bir ortamda çoğaltılması, basılması, referans gösterilmesi ve yayımlanması yasaktır. All rights reserved. The legal responsibility for all the articles, images and illustrations published in this magazine belong to their owners, whereas their copyrights to Daikin Air Conditioning Systems Ind. Trade Inc. Reproduction in whole or part without the written permission of Daikin Air Conditioning Systems Ind. Trade Inc. is strictly prohibited.

5


EKNOLOJİ TECHNOLOGY TEKNOLOJİ TECHNOLOGY TEKNOLOJİ TEKNOLOJİ TEKNOLOJİ TECHNOLOGY TEKNOLOJİ TECHNOLOGY

HNOLOGY

EKNOLOJİ T E KNO LOJ İ T E C H N O L O G Y TEKNOLOJİ TECHNOLOGYTE Dijital enerji santrali geliyor / Digital power plant is on the way Dünya enerji devi General Electric, yenilenebilir enerjinin, mevcut enerji şebekesine daha etkin bir şekilde entegre olmasına yardımcı olması planlanan dijital rüzgar santrali teknolojisini açıkladı. Bu teknoloji, bir rüzgâr santralinin enerji üretimini yüzde 20’ye kadar artırıyor ve rüzgâr endüstrisi için yaklaşık 50 milyar dolarlık bir değer üretilmesine olanak tanıyor. Teknolojinin kullanımının artmasıyla yenilebilir enerjilerin maliyetlerinin düşmesi de bekleniyor. Global energy leader General Electric announced the digital wind plant technology which is aimed to contribute to a more efficient integration of renewable energy to the present energy network. The technology increases the energy produced by a wind plant up to 20 per cent and enables 50 billion dollars worth value generation for a wind plant. Energy costs are expected to decrease with the increased use of technology.

YouTube’da 8K keyfi! / YouTube presents 8K pleasure! YouTube’un geçtiğimiz yıllarda çıkardığı ve video izleme keyfini arttıran 4K video kalitesi artık 8K’ya çıktı. YouTube’un 8K (4.320p) çözünürlükteki yeni video desteğini popüler video yapımcısı Marques Brownlee, Google+ hesabından duyurdu. Tabii ki videoyu izlemek için iyi bir internetinizin ve 8K’yı destekleyecek bir bilgisayar ekranınızın ya da televizyonunuzun olması gerektiğini hatırlatalım. YouTube’s recently introduced 4K video quality presenting a higher quality watching experience is now 8K. Popular video producer Marques Brownlee announced YouTube’s new video standard of 8K (4.320p) resolution on his Google+ account. Keep in mind that a good internet connection and 8K compatible monitor is required to enjoy the service. 6


İ TEKNOLOJİ TECHNOLOGY TEKNOLOJİ TECHNOLOGY TEKNOLOJİ TEKNOLOJ

TECHNOLOGYTEKNOLOJİ TECHNOLOGY

EKNOLOJİTEKNOLOJİ TECHNOLOGY TECHNOLOGYTEKNOLOJİ Rüzgar ve güneş enerjisi ile çalışan geleceğin evi “Ecocapsules” Wind and solar-powered house of the future: “Ecocapsules”

Nice Architects şirketi tarafından tasarlanan Ecocapsules isimli tasarım, her yerde ve koşulda yaşam imkânı sunan çevreci bir mini ev. Bilim kurgu tasarımlarını anımsatan bu fütüristik dizayn içerisinde güneş ve rüzgar enerjisinden faydalanan sistemleri barındırıyor. Böylelikle sıcak su, ısınma ve elektrik ihtiyacını karşılıyor. Yağmur suyu yakalayan bir sistemle su depolayabilen Ecocapsules, bu sayede su ihtiyacını da çevreci şekilde gideriyor.

Designed by Nice Architects, Ecocapsules is a mini eco-house enabling living conditions anywhere and under any circumstance. Reminding of sci-fi creations, the futuristic design comprises wind and solar powered systems, hereby providing hot water, heating and electricity. Ecocapsules can stock water by holding rain, thus presents an environmentalist opportunity to answer the water need.

Güneş enerjisi ile çalışan “Akıllı Yüzer Çiftlikler” / Solar-powered “Smart Floating Farms” İspanyol Javier F. Ponce çevreye yararlı kentsel tasarımlarına bir yenisini ekledi. Akıllı Yüzer Çiftlikler adını verdiği proje ile suda bitki yetiştirme yöntemi ile sebze üretmeyi hedefliyor. Aynı zamanda akuakültür ile deniz tarım faaliyetleri de çiftliğin planları arasında bulunuyor. Dikdörtgen şekilde yüzer balık çiftliklerinden ilham alarak tasarlanan çiftlik, nüfus artışı karşısındaki gıda kıtlığı soru çözümüne katkı sağlamayı amaçlıyor.

Spanish Javier F. Ponce presents another ecofriendly urban design. The Smart Floating Farms project targets vegetable production by hydroponics method. Aquaculture and sea farming are also among the farm’s projections. Inspired by rectangular fish farms, the farm aims to contribute to providing solutions against food shortage due to increasing population. 7

TECHNO


EKNOLOJİ TECHNOLOGY TEKNOLOJİ TECHNOLOGY TEKNOLOJİ TEKNOLOJİ TEKNOLOJİ TECHNOLOGY TEKNOLOJİ TECHNOLOGY

HNOLOGY

EKNOLOJİ T E KNO LOJ İ T E C H N O L O G Y TEKNOLOJİ TECHNOLOGYTE 5 yılda okyanuslar temizlenir mi? / Can oceans be cleaned in 5 years? 20 yaşındaki üniversite öğrencisi 5 yılda okyanusları temizlemeyi hedefliyor. Dünyanın en büyük çaplı temizleme sistemi 2 kilometre genişliğinde temizleme işlemi gerçekleştirebiliyor. Japonya’nın Tsuşima Adası kıyılarında test çalışmalarına başlayan sistem, çöpleri yönlendirdikten sonra birikenleri yüzen bariyerler yardımı ile toplanabilir hale getiriyor. Ayrıca sistemin sudaki canlı yaşamına da zarar vermeyeceği söyleniyor. A 20 year old college student is planning to clean the oceans within 5 years. The world’s largest-scaled cleaning system can do cleaning in 2 kilometers width. Tested in the Japanese Tsushima Island shores, the system directs wastes to collect them through floating barriers. The system is claimed to preserve the life in water.

Hem ofis hem TV hem de PC! / Office, TV and PC at once!? Microsoft’un sadece ofisler ve şirketler için çıkardığı Surface Hub satışa sunuldu. “Toplantı merkezi” gibi görev yapabilen dev ekranlı bilgisayar, çoklu dokunmatik ekranı, skype ile görüşme yapabilme olanağı ve 4K görüntü kalitesi sunuyor. İçeriğinde Intel Core i7 işlemci ve Nvidia GPU barındıran Surface Hub, Windows 10 desteği ve Office ile birlikte satışa çıktı 8

Microsoft introduced Surface Hub for offices and companies to the market. The giant screen computer serves as a “meeting center” with multi touch screen, skype service and 4K image quality. Incorporating Intel Core i7 processor and Nvidia GPU, Surface Hub is on sale with Windows 10 and Office.


İ TEKNOLOJİ TECHNOLOGY TEKNOLOJİ TECHNOLOGY TEKNOLOJİ TEKNOLOJ

TECHNOLOGYTEKNOLOJİ TECHNOLOGY

EKNOLOJİTEKNOLOJİ TECHNOLOGY TECHNOLOGYTEKNOLOJİ 2100’de Everest’te buzul olmayacak / No icecaps on Everest in 2100 Araştırmacılar, Himalayaların Everest bölgesindeki buzların, 2100 yılına kadar yüzde 73 ila yüzde 96 oranında kaybedileceğini öngörüyor. Everest Dağı, mevsimsel buzul erimesinin yaşanmasının ardından bölgedeki canlılar için hayati olan su kaynaklarını sağlıyor, ancak yok olan buz, aynı zamanda birçok doğal riski ortaya çıkartıyor. Eriyen buzun oluşturduğu su, dev ölümcül sellere dönüşmeden önce birikinti barajlarının ardında toplanması gerekiyor. Researchers predict that the icecaps on the Everest region of the Himalayas will be lost by 73 to 96 per cent by 2100. The Mount Everest provides water resources essential for the living species with the seasonal ice melts, so the disappearing of ice leads to numerous natural risks. The water from the ice melt needs to collect behind barage deposits before turning into huge and fatal floods.

Google lensler geliyor / Countdown for Google lenses Günlük yaşam yardımcısı kontakt lensler devri başlıyor. Google’ın şeker hastaları için ürettiği glikoz ölçer kontakt lens bu konuda üretilen ilk ürünlerden. Henüz test aşamasında olan lensin arasına ufacık bir kablosuz çip ile küçük bir glikoz sensörü yerleştiriliyor. Bu ikili her dakika başı göz yaşındaki glikozu ölçüyor. Henüz oldukça yeni olan bu teknolojiye bir de LED ilavesi düşünülüyor. Böylece kan şekeri belli bir düzeyin üzerine çıktığında lenste ışık yanacak ve bireyi uyaracak.

The age of life supporting contact lenses begins! Google’s glucose measuring contact lense design for diabetic patients is one of the first products intended for that matter. A tiny glucose sensor is placed by a mini wireless chip inside the lense, which is currently under testing, to measure glucose in the tear every minute. The new technology is projected to be further improved by LED addition. Accordingly, when the blood sugar is elevated beyond a certain level, the lense will flash to signal the user.

NASA Uzay taksisi yapıyor NASA produces space taxi NASA, ticari mürettebatını uluslararası uzay istasyonuna götür getir uçuşunu yapacak ilk CST-100 uzay taksisi siparişini Boeing’e verdi. Taksi, 2017 tarihinde uçuşlara hazır olur olmaz insanlı uçuşlara başlayacak. Günümüzde ABD’li astronotların uzay istasyonuna ulaşımını Rusya sağlıyor ve koltuk başına 70 milyon dolar alıyor. NASA, Boeing ve SpaceX’in koltuk başı fiyatının 58 milyon dolar olacağını tahmin ediyor. NASA gave Boeing the order for the first CST-100 space taxi to transport its commercial crew to the international space station. The taxi is planned to start human spaceflights in 2017. At present, the space station transportations of the American astronauts are realized by Russia at the expense of 70 million dollars per seat. The estimated seat price of NASA’s Boeing Space X is 58 million dollars. 9

TECHNO


DAIKIN

DAIKIN SAKURA PROGRAMI’NIN İLK KADIN GİRİŞİMCİLERİ İŞ YAŞAMINA ADIMLARINI ATIYOR FIRST WOMEN ENTREPRENEURS OF DAIKIN SAKURA PROGRAM ENTERS PROFESSIONAL LIFE

DAIKIN’İN YAŞAMA GEÇİRDİĞİ ‘DAIKIN SAKURA PROGRAMI’NA KATILAN İLK KADIN GİRİŞİMCİ ADAYLARI EĞİTİMLERİNİ TAMAMLAMALARININ ARDINDAN İŞ YAŞAMINA ADIMLARINI ATIYOR. KOSGEB, KALDER VE DAIKIN İŞBİRLİĞİ İLE GERÇEKLEŞTİRİLEN VE 3 YILDA 100 KADIN GİRİŞİMCİYE ULAŞMAYI HEDEFLEYEN DAIKIN SAKURA PROGRAMI’NIN İKİNCİ ETABI İÇİN GERİ SAYIM BAŞLADI. THE FIRST WOMAN ENTREPRENEUR TRAINEES OF THE DAIKIN SAKURA PROGRAM ARE STARTING THEIR PROFESSIONAL LIVES AFTER COMPLETING THEIR TRAININGS. REALIZED WITH THE COLLABORATION OF KOSGEB, KALDER AND DAIKIN, THE DAIKIN SAKURA PROGRAM IS COUNTING DOWN FOR THE SECOND PHASE AND TARGETING TO REACH 100 WOMEN ENTREPRENEURS WITHIN 3 YEARS. 10


n İklimlendirme sektörünün öncü kuruluşu Daikin, Türkiye Kalite Derneği (KalDer) ve Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) işbirliği ile yaşama geçirdiği “Daikin Sakura Programı” ile üniversite mezunu, girişimcilik potansiyeli olan kadınların, bu potansiyellerini ortaya çıkararak geleceğin iş kadınlarını ülke ekonomisine kazandırıyor. 3 yılda 100 kadın girişimciyi iş hayatına kazandırmayı hedefleyen Daikin Sakura Programı’nın ilk etabını tamamlayan 8 kadın girişimci, 22 Nisan Çarşamba günü Wyndham Grand İstanbul Levent’te düzenlenen törenle plaketlerini aldı. Geçen yıl programa katılan Alev Aktürk (İstanbul), Emine Mira Demir (İstanbul), Melek Demircan (İstanbul), Melike Gülbahçe (İstanbul), Müzeyyen Karagöz (Ankara), Özlem Erginsoy Uruk (Bursa), Pelin Atak (Ankara) ve Zehra Erdem (Ankara) eğitimlerini başarı ile tamamlayarak, yaşadıkları illerde kendi işyerlerini açarak iklimlendirme sektöründeki yerlerini almaya başladı.

n The air conditioning leader Daikin gains the business women of the future with a graduate degree and entrpreneurship potential to the national economy by bringing out their potentials with the “Daikin Sakura Program”, which is realized with the collaborative supports of Turkish Society for Quality (KalDer) and Small and Medium Industry Development Organization (KOSGEB). After successfully completing the first phase of the Daikin Sakura Program, which aims to gain 100 women entrepreneurs within 3 years to business life, eight women entrepreneurs were presented plaquets at the ceremony which took place on April 22, Wednesday at Wyndham Grand Istanbul Levent. Alev Aktürk (Istanbul), Emine Mira Demir (Istanbul), Melek Demircan (Istanbul), Melike Gülbahçe (Istanbul), Müzeyyen Karagöz (Ankara), Özlem Erginsoy Uruk (Bursa), Pelin Atak (Ankara) and Zehra Erdem (Ankara), who had applied the program last year, successfully completed their training to join the air conditioning sector by establishing their own firms in their hometowns.

11


KADIN GİRİŞİMCİLERİ DESTEKLEYEN SOSYAL SORUMLULUK PROJESİ Genç girişimcilere sertifikalarının verildiği gecede, program hakkında bilgi veren Daikin Türkiye CEO’su Hasan Önder, Sakura Programı’nı bir sosyal sorumluluk olarak gördüklerini belirterek, şunları söyledi: “Kurum felsefesinin temeline topluma değer yaratacak çalışmaları koyan 90 yıllık köklü bir kuruluş olarak, Sakura Programı’nı Türkiye’deki genç kadın girişimcileri destekleyen çok değerli bir sosyal sorumluluk projesi olarak görüyoruz.

Programın birinci etabına katılan 8 başarılı girişimci kadın ile yola çıktık. Bu program ile 3 yılda, 100’ü girişimci ve onların yanında işe başlayacak 100 kadın çalışan ile birlikte toplam 200 kadını iş hayatına kazandıracak olmayı hem sektörümüz hem de ülkemiz adına çok önemli buluyoruz.” Sakura Programı kapsamında KalDer ile birlikte genç girişimcilere finans, girişimcilik, perakende ve yönetim eğitimlerinin yanı sıra teknik konularda eğitim verdik-

lerine de işaret eden Önder, “Kapsamlı bir eğitim ve hazırlık sürecinin ardından Daikin bayii olarak aramıza katılan bu 8 genç arkadaşımız, rol model olarak ekonomik ve sosyal hayata kazandırılacak” dedi. Önder, “Spordan iş hayatına kadar kadını hayatın her alanında desteklemeyi kendine görev edinmiş bir kuruluş olarak, KOSGEB ve KalDer ile birlikte böyle bir projeyi hayata geçirerek bu tür işbirliklerine de örnek oluşturmayı amaçlıyoruz” diye konuştu.

A SOCIAL RESPONSIBILITY PROJECT TO SUPPORT WOMEN ENTREPRENEURS Sharing detailed information about the program at the certification ceremony with young entrepreneurs, Daikin Turkey CEO Hasan Önder said that the Sakura Program should be acknowledged as a social responsibility project, and continued: “As a deep-seated 90 year-old company with the principal corporate philosophy of value adding projects for the society, we regard the Sakura Program as a valuable social responsibility project to support the young 12

women entrepreneurs of Turkey. We started the first phase of the program with eight successful women entrepreneurs. We place great value in gaining 200 women -half of them entrepreneurs and half of them their future employees- to business life within three years both for the sake of our sector and our nation.” Stating that within the context of the Sakura Program, finance, entrepreneurship, retail, management and technical trainings have

been given to young entrepreneurs together with KalDer, Önder said: “Our eight young colleagues who joined the Daikin team as dealers after a comprehensive training and preparation process will be gained to economic and social lives as role models.” Önder continued: “In line with our principle of supporting women in all areas of life from sports to business, we aim to set an example for further cooperations by realizing such a project with KOSGEB and KalDer.”


KOSGEB’TEN GERİ ÖDEMESİZ 30 BİN TL

KOSGEB GIVES NONRECOURSE LOAN OF 30 THOUSAND TRY

KOSGEB İstanbul Anadolu Yakası Hizmet Merkezi Müdürü Serhat Öztürk, KalDer ve Daikin ile işbirliği yaptıkları Daikin Sakura Programı’nın bu kapsamda hayata geçirilen önemli bir çalışma olduğunu vurgularken, KOSGEB olarak verdikleri desteği şöyle anlattı: “KalDer ve Daikin tarafından verilen eğitimlerin sonunda, girişimcilerimiz kurumun toplam 30 bin TL’yi bulan işletme kuruluş, donanım, işletme giderleri ve sabit yatırım desteklerinden geri ödemesiz olarak yararlandı. Gelecek 2 dönemde de seçilecek girişimcilerimize aynı şekilde destek vereceğiz.”

Underlining the importance of the Daikin Sakura Program which is co-realized with KalDer and Daikin, KOSGEB Istanbul Anatolian Side Service Center Manager Serhat Öztürk briefed the support of KOSGEB: “At the end of the trainings given by KalDer and Daikin, the entrepreneurs benefited from KOSGEB’s 30 nenrecourse loans of 30 thousand TRY, including foundation, equipment, management and fixed investment costs. In the next couple of years, we will be supporting our future candidates in the same manner.”

SAKURA İLE YENİ BİR STATÜ KalDer Yönetim Kurulu Başkanı A. Hamdi Doğan ise, sürdürülebilir bir kalkınma için kadın yeteneklerinin kazanılması ve fırsat eşitliğinin sağlanması konusuna özel bir önem verdiklerini vurgulayarak, KOSGEB ve Daikin işbirliği ile hayata geçirilen Daikin Sakura Programı’nın bu amaca

hizmet ettiğini kaydetti. Daikin Sakura Programı’nın yalnızca kadın girişimci yetiştirmekle kalmayacağını, iş sahibi kadın statüsü kazandıracağına dikkat çeken Doğan, “Ülkemizdeki kadının iş hayatına katkısını artıracak bu proje, kalkınma çalışmalarına bu yönü ile önemli

bir doğrudan etki yapacaktır. Ülkemizin kalkınma sürecinde çalışan kadın oranını arttırmak kadar kadın girişimci sayısını arttırmak da önemli. Yaşamın iş boyutunda oransal artış kadar kararda etkin olacak pozisyonlarda olmaları da bir o kadar önemlidir.” dedi.

A NEW STATUS BY SAKURA Emphasizing the importance given on gaining women’s talents and leveling the playing field for sustainable development, KalDer Chairman of the Board A. Hamdi Doğan stated that the Daikin Sakura Program by KOSGEB and Daikin served this principal mission. He also added that the program is not only confined with training women entrepreneurs, but will also gain them the status of business owners: “The project is designed to reinforce the participation of women in the business life, hereby making a direct impact on the projects of development. In the national development process, it is important to increase the number of women entrepreneurs as much as the ratio of working women. That is, the occupation of decision making positions is as crucial as relative growth.” 13


2’NCİ ETAP BAŞVURULAR BAŞLADI Daikin Türkiye Akademi Koordinatörü Neslihan Yeşilyurt da, Daikin Sakura Programı’nın işleyişi hakkında şu bilgileri verdi: “İlk etabı başarıyla tamamlayan 8 girişimci genç kızımız, yaşadıkları şehirlerde Daikin bayi olarak ilk showroom’larını açmaya başladı. Yeni dönemde bir yandan bu 8 girişimcimizi desteklemeye devam ederken, diğer yandan da ülkemize yeni girişimciler kazandıracağız. Sakura Programı’nın ikinci etabına katılmak iste-

yen üniversite mezunu kızlarımız, Mayıs ayı itibariyle başvurularını yapabiliyor. Daikin Sakura Programı’na başvurmak isteyen girişimci adaylarını www. daikinakademi.com adresinden bilgilendireceğiz.” 3 yılda 100 girişimci kadını iklimlendirme sektörüne kazandıracak olan Daikin Sakura Programı’nın 2’nci etabı, mayıs ayında başlayacak. KalDer ve KOSGEB yöneticilerinin yanı sıra iş dünyası ve basından değerli isimlerin yer

PROJEYE NEDEN SAKURA ADI VERİLDİ? Proje adını; Japon kültüründe yeniden doğuşun yanı sıra sonsuzluğu simgeleyen kiraz ağacı Sakura’dan alıyor. Bu projenin süresi 3 yıl olarak planlandı, ancak isteniyor ki, üstlendiği misyon ile örnek bir proje olsun. İçeriği ve işleyişi açısından bir ilk özelliği taşıyan bu projenin, özel sektör-devlet-STK işbirliğinin güzel bir örneği olarak yeni projelere de ilham vermesi amaçlanıyor. Proje ile 3 yıllık dönemde 100 kadın girişimci, işyeri sahibi olacak ve örnek girişimciler olarak topluma değer katacak. Bu da sürdürülebilir bir gelecek açısından önemli bir adım olarak görülüyor.

WHY IS THE PROJECT NAMED AFTER SAKURA? The project is named after the cherry tree Sakura, which is the symbol of rebirth and infinity in the Japanese culture. The project is planned to last as long as three years, but is designed to set an example with its mission. Blazing a trail with respect to its content and operational process, the project is aimed to inspire future projects as a successful example of private sector-state-NGO collaboration. With the project, 100 women entrepreneurs will become business owners and contribute to society as role models in three years, which is regarded as a major step for a sustainable future.

14

aldığı bir jürinin yaptığı mülakat ile seçilecek adaylar Ağustos ayı itibariyle eğitime başlayacak. Program ile yalnızca kadın girişimci yetiştirmekle kalınmayacak, eğitim alan kadınlara “iş sahibi kadın” statüsü kazandırılacak. Daikin Sakura Programı kapsamında KalDer ile birlikte kadın girişimcilere finans, girişimcilik, perakende ve yönetim eğitimlerinin yanı sıra teknik konularda toplamda 120 saat süren eğitim verilecek.

APPLICATIONS START FOR THE SECOND PHASE Daikin Turkey Academy Coordinator Neslihan Yeşilyurt informed on the Daikin Sakura process: “The eight successful young women who have successfully completed the first phase began to launch their first Daikin showrooms in their hometowns. In the next season, we will continue to support our eight entrepreneurs, while gaining our nation new entrepreneurs. College graduate ladies who would like to join the second phase of the Sakura Program can apply as of May. Entrepreneur candidates who would like to apply Daikin Sakura Program can find detailed information at www.daikinakademi.com.” The second phase of Daikin Sakura Program, which is going to gain 100 women entrepreneurs to the air conditioning sector within three years, starts in May. The interviews will be made by the jury, including distinguished figures of the business and the media in addition to KalDer and KOSGEB executives. The training of the selected candidates will start in August. The program is not confined with raising women entrepreneurs, but will earn them “business owner” status as well. Within the scope of Daikin Sakura Program, women entrepreneurs will be given finance, entrepreneurship, retail, management and technical trainings of 120 hours with KalDer.



TARİH/HISTORY HAZIRLAYAN / ARTICLE: EROL ÇALI Araştırmacı-Yazar / Researcher Writer

OSMANLI’DA RAMAZANLAR THE OTTOMAN RAMADAN OSMANLI TOPLUMUNDA RAMAZAN GELMEDEN EVVEL BÜTÜN İNSANLARDA TATLI BİR TELAŞ BAŞLAR VE HAZIRLIKLAR YAPILIRDI. KOMŞU VE AKRABALAR BİR ARAYA GELEREK MEVSİMİNE GÖRE ERİŞTELER, TURŞULAR, KONSERVELER, REÇELLER YAPARLARDI. BİRÇOK YÖRENİN KENDİNE HAS YEMEKLERİ, İFTAR VE SAHUR SOFRALARINI SÜSLERDİ. RAMAZAN’IN ‘YÜKÜ’ VEZİR- İ AZAM’LARIN ÜZERİNDEYDİ.

16

IN THE OTTOMAN SOCIETY, EVERYONE WAS CAPTURED BY A SWEET RUSH AND THE PREPARATIONS BEGAN BEFORE RAMADAN. NEIGHBOURS AND KINS CAME TOGETHER TO PREPARE HOME MADE NOODLES, PICKLES, PRESERVES AND JAMS. IFTAR (BREAKING OF THE RAMADAN FAST) AND SAHUR (MEAL BEFORE DAWN DURING RAMADAN) TABLES WERE SWARMED WITH REGIONAL DELICACIES. THE ‘BURDEN’ OF THE RAMADAN WEIGHED UPON THE GRAND VIZIER.


n Ramazan ayının en önemli organizasyonu, veziriazamın, yani dönemin başbakanının iftar davetleriydi. Osmanlı döneminde iftar davetleri Ramazan’ın ilk günüyle birlikte başlamazdı. İnsanların vücutlarını ve psikolojilerini oruca hazırlamaları, ayrıca Ramazan’ın ilk günlerini aileleriyle birlikte geçirmeleri için davetler, Ramazan’ın 4’üncü gününden sonra başlardı. Vezir-i Azam ve diğer üst düzey devlet adamları, bu günden itibaren âlimleri, bürokratları ve askerin ileri gelenlerini protokol kurallarına göre iftara davet ederlerdi.

n The foremost organization of the Ramadan month was the iftar feasts given by the grand vizier, a.k.a. the chancellor of the time. Back in the Ottoman era, iftar meals did not begin with the early days of Ramadan. To allow people’s bodies and souls to align with the act of fasting, and to leave the early days of Ramadan to be enjoyed in the family, iftar invitations started only after the fourth day of Ramadan. The Grand Vizier and other senior statesmen summoned scholars, bureaucrats and senior soldiers for iftar in accordance with the protocol.

SARAYDA İLK DAVET NAKİB’ÜL EŞRAF VE ULEMAYA THE FIRST FEAST IN COURT IS FOR NAKİB’ÜL EŞRAF AND ULEMA Vezir-i Azam’ın davetine katılacak devlet adamlarının listeleri düzenlenerek padişahın onayına sunulurdu. İftar davetlerinin en önemlisi Vezir-i Azam’ın hükümet merkezinde vereceği ziyafetlerdi. Vezir-i Azam’ın verdiği bu ilk davete, peygamber ailesine mensup olan Seyyid ve Şeriflerin defterini tutan Nakib’ül Eşraf ve alimler katılırdı. Ramazan’ın 4’üncü gününde selatin camilerin şeyhleri, 5’inci gününde şeyhülislam, 6’ncı gününde Rumeli ve Anadolu kazaskerleriyle, daha sonra ordunun ve bürokratların önde gelenleri makamlarına göre tespit edilmiş günlerde, Vezir-i Azam’ın sofrasında iftar yaparlardı. Vezir-i Azamlar, Ramazan aylarında devlet ileri gelenlerine günlerce iftar ziyafetleri vermelerinin yanı sıra, padişaha, valide sultana, harem ağasına, sarayın üst düzey memurlarına, şeyhülislama ve ulemanın önde gelenlerine “iftariyelik” denen hediyeler gönderirlerdi. Osmanlı padişahları ise iftarlarını genelde sarayda yaparlardı. Padişahların saray dışında iftar yapmaları istisnai bir durumdu.

The list of statesmen to be invited by the Grand Vizier was submitted to the Sultan’s approval. The supreme iftar feasts were given by the Grand Vizier at the county seat. Nakib-ül Eşraf (the governor responsible for keeping the records of the Prophet’s descendants) and scholars were invited to the first feast of the Grand Vizier’s. On the fourth night of Ramadan dined the shaykhs of the Selatin mosques (mosques that were built upon the orders of Sultans), on the fifth night the Shaykh alIslam, on the sixth night the Rumelian and the Anatolian kadi-ul askers (judges of the army), to be followed by the senior military services and bureaucrats on selected days depending on their ranks at the Grand Vizier’s table. In addition to giving senior consecutive iftar feasts for the statesmen, Grand Viziers used to send special presents called “iftariyelik” to the Sultan, Sultana, Eunuch, senior court officers, shaykh al-Islam and leading scholars during Ramadan. Ottoman sultans usually had their iftar dinners at the palace. On rare occasions they dined outside the palace. 17


RAMAZAN’IN BAŞLANGICINI BİLDİRENE ÖDÜL VERİLİRDİ Osmanlı’da Ramazan ayının başlayıp başlamadığı hilalin izlenmesiyle tespit edilirdi. Ramazan ayının başlangıç ve bitişini, Kadir Gecesi’nin ne zaman olduğunu tespit etmek kadı efendinin göreviydi. Yüksek yerlere gönderilen devlet görevlilerinin veya halktan bazı insanların hilalin göründüğünü, yani yeni

hilalin doğduğunu bildirmesiyle Ramazan başlardı. Hilali görmek yetmezdi, şahit de istenirdi. Hilali görenler hemen şahitlerini de bularak mahkemeye giderek durumu bildirirlerdi. Bu konuda 2 kişinin şahitliği gerekirdi. Durum araştırılır, denilen doğru çıkar da Ramazan’ın başladığına veya bitip de bayram olduğuna karar verilirse, haberi

getirenler ve şahitler yüklü miktarda ödül alırlardı. Ramazan’ın başlangıcı bu şekilde tespit edildikten sonra durum Bâbıali’ye, oradan da padişaha bildirilirdi. Padişahın onayından sonra Ramazan’ın başladığı halka duyurulurdu. Cami minarelerinde kandillerin yakılması durumun halka ilânıydı.

THE HARBINGERS OF RAMADAN WERE AWARDED In the Ottoman times, the beginning of Ramadan was identified by observing the new moon. It was kadi’s (the Muslim judge) duty to determine the beginning and the end of Ramadan, and the Qadr night. Ramadan began as the senior statesmen or certain people among the common folk 18

heralded the rising of the new moon. Seeing the new moon was not enough, witnesses were required. The detectors of the new moon applied to the court in the company of two witnesses. The claim was studied, in case it was true that the Ramadan actually began or ended to herald the eid, the

heralds and their witnesses were awarded huge sums. Once the start of Ramadan was determined, it was reported to Bâbıali (the Sublime Port) and the Sultan. Following the Sultan’s approval, a public announcement was made by lighting candles on the minarets of mosques.


KONAKLARDA İFTAR KÜLTÜRÜ

THE IFTAR TRADITION IN THE MANSIONS

Ramazan geldiğinde, İstanbul’un bütün evleri, herkesin kudretine göre birer ziyafet evi haline gelirdi. Herkes akraba ve dostlarını evine iftara davet eder, maddi durumuna göre ziyafet vermeye çalışırdı. Büyüklerin konaklarında Ramazan akşamları büyük hazırlıklar yapılır, süslü ve çeşitli sofralar kurulurdu. Büyük konaklarda ev sahibi için hazırlanan sofradan başka, her günkü gibi kâhya odasına, divan efendisi, kitapçı, mühürdar ve imam efendi odalarına da zengin sofralar kurulur, gelen misafirler rütbelerine göre buralara alınırdı. Ev sahibinin her akşam kurulan sofrasına, Ramazan ayına mahsus olan ekmeklerden başka, uzun yumuşak pideler, muhtelif ufak halka çörekler, gümüş veya değerli bir tepsiye çeşitli meyvelerden yapılmış reçeller, sucuk, pastırma, peynirler ve bilhassa hurma ile çeşit çeşit zeytinler konurdu. Ortasına da saplı, kulplu ve kapaklı küçük kristal bardak içinde Mekke’den getirilmiş zemzem suyu yerleştirilirdi. En ağır kıymetli takım ve tabaklar, sırmalı havlular, gümüş leğenler hazır edilirdi. İftar vaktine yarım saat kala odanın münasip bir köşesine konmuş buhurdanlarda ödağacı veya buhur, pek kibar ailelerde misk anber yakılır, odanın kapısı çekilirdi. Akşam ezanına çeyrek kala hane sahibi yemek odasına girer, ayakta kendi sofrasına alınacak misafirlerin gelişini bekler, karşılar, herkes sofrada yerini alınca daire imamı efendi derhal Kur’an-ı Kerim’den bazı ayetler okumaya başlar, herkes sessizce dinlerdi. Bu arada vaktin geldiğini bildiren top da atılmış olurdu. Önce zemzem içilerek oruçlar açılır, iftarlık denen reçeller ve önlerindeki çöreklerden yemeye başlanırdı. Zenginler yemekte iki çeşit çorba, en az üç çeşit tatlı, iki çeşit börek ve hoşaf ile beş-altı türlü sebze bulundururdu. Sofraların meşhur tatlıları baklava, samsa, revani, şekerpare idi.

With the start of Ramadan, every household in Istanbul became a feast house as much as could be afforded. Everyone invited kins and friends for iftar feasts to the extent their budget allowed. Huge preparations were done for Ramadan evenings in the mansions of the elderly, sumptuous festive banquets were held. In big manors, aside from the main table of the host, rich tables were set for the butlers, council masters, bookmen, sealers and imam magisters to welcome guests in accordance with their ranks. In addition to the special Ramadan bread, the host’s table included soft pitas, assorted biscuits, jam varieties, sausage, bacon, cheese, dates and olives served in silver trays and the like. Amidst was placed zam-zam water from Mecca in delicate crystal carafs. The most valuable tablewares, brocaded towels, silver washbowls were made ready. About half an hour before the iftar, aloewood or frankincense was burned in incensories in a corner of the room, with the privilige of musk ambrette in select households, with the doors kept closed. A quarter hour before the evening prayer, the host entered the dining room and waited up for his guests, and welcomed them. When all is seated, imam effendi started citing certain verses from the Qur’an while everyone silently listened. In the meantime, the gunfire announced that it was time to break fast. The fast was broken with zam-zam, to be followed by jams and biscuits. The well-off had at least two different soups, three desserts, two pastries, stewed fruits, and 5-6 vegetable dishes. The most famous of the desserts were baklava, samsa (a sweet pastry soaked in syrup), sweet semolina pastry and dry switheet.

19


KONAKLARDA SAHUR Her konak sahibi kendi gücüne göre sahur ziyafeti verirdi. Her sınıftan halk kendi mali gücüne göre sahur için yemek hazırlardı. Vezirler ve devlet adamlarının konaklarında da geceleri mutfaklarda hazırlanan yemekler, hizmetliler tarafından harem ve selâmlığa taşınırdı. Yine gündüz gibi sofralar kurulursa da akşam yemekleri gibi olmazdı. Sahur yemeğinde, suyu alınmış söğüş et veya ızgara köfte ve donmuş paça, hususi yapılmış makarna, hafif tatlılardan sütlaç, muhallebi, ayva ve elmas tatlısı, hoşaf olurdu. Bu büyük konaklara geceleyin de sahur yemeği için fukara gelir, onlara ayrılan sofralarda yemekler yedirilirdi. Ancak gelen fakirlerin çoğu İstanbul’un uzak semtlerinde oturdukları için sahur yemeğini konakta yemez, mutfağa gider, arkasında taşıdığı zembilindeki kaplara akşamdan kalan yemeklerden koyup, dönerlerdi. Yakında oturanlar sahura kalırdı.

20

SAHUR AT THE MANSIONS Each mansion gave a sahur feast in line with their budget. People from each class prepared the sahur meal they could afford. Meals prepared in the kitchens of Grand Viziers and statesmen during the night were served in the harem and the selamlık (the rooms of the house reserved for men) by the servants. Tables were set as in the daytime, though they were not in the same fashion as iftar dinners. The typical sahur meal included cold cuts or grilled meatballs and frozen trotters, homemade noodles, and a light dessert like rice pudding, milk pudding, quince or apple dessert, or compote. Bigger mansions welcomed the poor at sahur around tables reserved for them. Moreover, as these guests were mostly from the outer districts of Istanbul, they did not have their sahur meal in the mansion, but went to the kitchen to take the leftover meals home with them. The guests living nearby stayed for sahur.


SURE İSİMLİ SOFRALAR Hizmetçilerin, misafirlere salonun kapısında takdim ettiği şimşir(tahta) kaşıklarda Kur’ân’daki sûre isimleri yazar, herkes aldığı kaşıkta hangi sûre ismi yazıyorsa, o ismin yazılı olduğu sofraya otururdu. Böylece zengin-fakir, resmi-sivil yan yana yemek yerdi. Yemekten sonra da şimşir kaşıklar, üzerlerinde sûre isimleri yazılı olduğu için yakılır ve külleri gül bahçesine dökülürdü. Ramazanlarda padişahın huzurunda tefsir ve hadis dersleri okunur, dini sohbetler yapılırdı.. Padişahın huzurunda okunduğu için bu derslere “Huzur Dersleri” denirdi. Bu dersler genelde haftada 2 gün, Ramazan boyunca ise 8 defa yapılırdı. Dersler saray salonlarından birinde, öğle ile ikindi arasında yapılırdı. İlk huzur dersleri Osman Gazi zamanında başlamış, Sultan Murad Hüdavendigâr’ın isteğiyle resmîleşmişti. Âlimler halk için de câmilerde tefsîr, hadis ve fıkıh dersleri yaparlar, umûmî vaazlar verirlerdi. İşte Osmanlılar, bu mübârek ayı, her şeyiyle rengârenk ve dopdolu yaşıyorlardı.

TABLES NAMED AFTER VERSES Names of the verses from Qur’an were inscribed on the wooden spoons served to each guest by the servants, each guest was seated at the table of the same name. So the rich dined with the poor, the official with the civil. After the meal, the spoons were burned for carrying verses’ names on them, and the ashes were scattered over the rosery. During the Ramadan, Qur’an interpretations and hadiths (the deeds of the prophet) were recited, and religious conversations took place at the Sultan’s presence. These course were called as “the Courses of Peace” for taking place at the presence of the Sultan. They usually took place twice a week, and 8 times during the Ramadan in one of the court halls in the afternoon. The earliest courses of peace started during the reign of Sultan Osman, and became official upon the order of Sultan Murad Hüdavendigar. Scholars conducted interpretation, hadits and islamic law courses, and preached sermons for the common people in the mosques. Thus was the holy month enjoyed in full colour and spirit by the Ottomans. 21


DAIKIN

DAIKIN, REKLAMCILIĞIN OSCAR’I EFFIE’Yİ İKİNCİ KEZ KUCAKLADI DAIKIN ONCE AGAIN EMBRACES THE ADVERTISING OSCAR ‘EFFIE’

İKLİMLENDİRME SEKTÖRÜNÜN KÜRESEL LİDERİ DAIKIN, REKLAM DÜNYASININ EN PRESTİJLİ ÖDÜLLERİNDEN OLAN EFFIE’DE BU YIL, DAYANIKLI EŞYALAR KATEGORİSİNDE RAKİPLERİNİ ELEYEREK ÖDÜL ALAN TEK MARKA OLDU. İLK ÖDÜLÜNÜ 2012 YILINDAKİ LANSMAN KAMPANYASI İLE ALAN DAIKIN, BU YIL DA ‘UZMANLIK’ ALGISINA VURGU YAPTIĞI REKLAM KAMPANYASI İLE ÖDÜLE LAYIK GÖRÜLDÜ. 22

THE GLOBAL AIR CONDITIONING LEADER DAIKIN HAS BEEN SINGLED OUT IN THE CATEGORY OF DURABLE GOODS TO BE AWARDED THE PRESTIGIOUS ADVERTISING PRIZE OF EFFIE. DAIKIN HAD WON ITS FIRST PRIZE WITH THE LAUNCH CAMPAIGN IN 2012. THIS YEAR, IT HAS BEEN AWARDED THE PRIZE WITH ITS “EXPERTIZE” ORIENTED CAMPAIGN.


n Dünya klima sektöründeki 90 yıllık öncülüğünü Türkiye’ye taşıyan Daikin, uzmanlığın önemine dikkat çektiği reklam kampanyası ile Effie Ödülü’nün sahibi oldu. İlk ödülünü 2012 yılındaki lansman kampanyasıyla alan Daikin Türkiye, bu yıl ise uzmanlık algısını perçinlediği kampanya ile bir kez daha ödüle layık görüldü. Daikin Türkiye ödül kazanan reklam kampanyasında klimadaki 4 ayrı uzmanlık alanını, farklı alanlarda uzmanlaşan 4 başarılı ismin onayına sunuyor. Bu yıl 7’nci kez düzenlenen ve 226 projenin finale kaldığı “Effie Türkiye Reklam Etkinliği Ödülleri”ne bu yıl beklenenin üzerinde başvuru gerçekleşti. Toplamda 366 başvurudan finale kalan kampanyalar arasından 20 kampanyaya altın, 23 kampanyaya gümüş, 22 kampanyaya bronz Effie verildi. Daikin Türkiye ise “Dayanıklı Eşyalar” kategorisinde rakiplerini eleyerek ödüle layık görülen tek marka oldu. Alametifarika tarafından hazırlanan ödüllü reklam kampanyasında Daikin, klimadaki 4 ayrı uzmanlık alanını farklı alanlarda uzmanlaşan 4 başarılı isimle birlikte kullanıcıların bilgisine sunuyor. İlk kez 1968 yılında Amerika’da reklam-

ların etkinliğini ve başarısını ölçmek ve ödüllendirmek üzere başlatılan Effie’de ödüller, günümüzde 40 ülkede yapılan yarışmada “hedeflediği sonuca ulaşan” en etkili kampanyalara veriliyor. Effie ödülleri reklamdaki yaratıcılığı değil reklamın, harcanan bütçeye göre yarattığı etkiyi, elde edilen rakamsal sonuçlar doğrultusunda reklamın asıl amacına hizmet edip etmediğini sorguluyor ve jüri seçimini elindeki net veriler doğrultusunda yapıyor. Diğer reklam ödüllerinden ayıran en önemli özelliği sonuç odaklılığı olan Effie Reklam Etkinliği ödüllerinin puanlamasında, Strateji yüzde 23.3, Yaratıcılık ve Büyük Fikir yüzde 23.3, Uygulama ve Hayata Geçirme yüzde 23.3, Sonuçlar da yüzde 30 etkili oluyor. Bir reklamın ya da kampanyanın Effie Ödülü alabilmesi için mutlaka söz konusu ürün ya da şirkete katkısını, pazar araştırma şirketleri, sektör raporları, satış rakamları gibi tarafsız kurumların belgelemesi gerekiyor. Effie ödüllerinde ayrıca kampanyaya ortak bir proje gözüyle bakılıyor ve şirket ile reklam ajansı ortak olarak ödüllendiriliyor.

n Flying the flag of nine decades of global air conditioning leadership in Turkey, Daikin won the Effie prize with its advertising campaign focusing on the significance of expertise. Daikin Turkey had won its first prize with its 2012 launch campaign, and has been awarded once again in this year’s awards with its campaign that reinforces the notion of expertise. In the award-winning campaign, Daikin’s four main expertise fields are confirmed by four successful names from four different expertises. 226 projects have been shortlisted in the 7th “Effie Turkey Advertising Event Awards”, which has attracted applications beyond expectations. Among the 366 applications, 20 finalists were awarded gold, 23 silver and 22 bronze Effies. Daikin Turkey singled out in the “Durable Goods” category by winning the prize. The award-winning campaign is created by Alametifarika, and presents four different expertise fields in air conditioning to the audience with the presence of four successful names with different expertises. Effie began in 1968 in the USA to assess the effect and efficiency of advertisements, and to promote them. Today, Effie awards are given to the most effective campaigns “that meet the target” in 40 countries. Instead of creativity, Effie focuses on the effectiveness of campaigns by studying statistics in terms of impact versus budget, and the jury makes the final decision accordingly. In the Effie Advertising Events, which is singled out for its solutionoriented approach, scores are given for Strategy (23.3%), Creativity and Big Ideas (23.3%), Application and Realization (23.3%), and Results (30%). To win the Effie prize, a campaign or advertisement must be certified by independent bodies such as market research companies, sectoral reports, sales figures etc. with respect to their contribution of the product/company. Effie considers the campaign as a shared project and awards both the company and the advertising agency. 23


TEKNO ZOOM/TECHNO ZOOM YAZI/ Article: CİHAN DEMİRŞEVK

TÜM YÖNLERİYLE ANDROİD BİR HAYAT! EVERYTHING ABOUT AN ANDROID LIFE

ANDROİD’İn YALNIZCA TELEFON YAZILIMI /İŞLETİM SİSTEMİ OLDUĞUNU DÜŞÜNMEYİN. ŞİMDİLERDE BUZDOLABINDAN OYUN KONSOLLARINA, SAATTEN OTOMOBİLE HAYATIN TAMAMEN İÇİNDE! YAKIN GELECEKTE VAZGEÇİLMEZ OLACAK ANDROİD’İN BU KADAR GELİŞMESİNİN NEDENLERİ: AÇIK KAYNAK, UYARLANABİLİR VE TABİİ EN ÖNEMLİSİ ÜCRETSİZ OLMASI…

DO NOT UNDERESTIMATE ANDROID AS A MERE TELEPHONE SOFTWARE/OPERATING SYSTEM. NOWADAYS, IT IS EVERYWHERE FROM REFRIGERATORS TO GAME CONSOLES, FROM WATCHES TO AUTOMOBILES! HERE ARE THE REASONS FOR THE SOON TO BE INDISPENSABLE TECHNOLOGY: OPEN RESOURCES, ADAPTABILITY AND, MOST IMPORTANTLY, BEING COST-FREE… 24


n Google’ın mobil işletim sistemi Android, akıllı telefonlarla başlayan yükselişine, şimdilerde akıllı saatler, buzdolapları, araç içi eğlence sistemleri, fitness ekipmanları kısacası hayatınızın her anını kolaylaştıran cihazlarla devam ediyor. Google’ın 2005 yılında Android Inc.’i satın almasının ardından kurucularının da Google’da çalışmaya başlamasıyla giderek gelişen Android aslında Linux tabanlı bir yazılım sistemi. Android ilk olarak HTC Dream’in işletim sistemi olarak telefona dünyasına giriş yaptı. Bu sürüm; kamera desteği Wi-Fi, Bluetooth, klasörler, internet tarayıcısı, uyarılar, sesli arama, YouTube, alarmlı saat ve galeri gibi özelliklere sahipti. 2008 yılında satışa sunulan ilk akıllı telefonun ardından Android, 2013 istatistiklerine baktığımızda piyasanın yüzde 80’ine sahip oldu ve günde 1.5 milyon satış rakamına ulaştı. Peki, Android neden bu kadar popüler oldu?

Sistemin telefonla başlayan ürün yelpazesinin genişlemesi kullanıcılar için olduğu kadar geliştiriciler için de Android’i rakipsiz bir platform haline getirdi. Ayrıca, açık kaynak ve uyarlanabilir olması, herkesin kod temelini kolayca adapte edebilmesi ve ücretsiz olduğu için geliştiricileri herhangi bir ücret ödemek zorunda bırakmayışı Android’i zirveye taşıdı. Android sistemi elbette birden çok parçadan oluşuyor. Bu parçalardan ilki sistemin sahibi Google. İkinci sırada ise cihaz üreticileri

geliyor. Firmalar, donanımı ve özel parçaları üretiyor. Ardından sistemin en önemli parçası yazılım geliştiricileri geliyor. Sistemin son halkası ise serbest çalışan Android yazılımcıları. Bu yazılımcılar, yazılım yetenekleriyle ekosisteme katkıda bulunuyor. Aynı zamanda kendi uygulamalarını oluşturarak Google Play üzerinden satarak para da kazanabiliyor. Android, geliştiriciler için olduğu kadar son kullanıcı için de oldukça çekici. Android’lerde uygulamalardaki esneklik kullanıcıya özgürlük duygusu yaşatıyor. Kişiselleştirme olanakları ve her beğeniye göre ulaşabilme imkanı da cazip özelliklerden biri. Örneğin iPhone ile farklı telefonlar arasında MP3 ve JPG formatlı fotoğraf paylaşmak ve yollamak konusunda zorluk yaşanırken Android’de bu tip zorluklara pek rastlanmıyor. Android kullanıcıları isterse başka yerlerden de telefonlarına uygulama indirebiliyor. Android telefonlarda hafıza için

25


Mini SD kart girişi mevcut, hafıza kartı alarak telefonun kapasitesi artırılabiliyor. Özgürlük ve bireysellik arayan kullanıcılar için Android ideal bir işletim sistemi olarak öne çıkıyor. Sistemin uygulama dünyası da sürekli büyüyor. Bugün Google Play’de 1 milyondan fazla uygulama bulunuyor. Android platformunda yer alan uygulamaları, ilk servis edildiği dönemle kıyaslarsak, bugün gelinen noktada kaliteli ve hayatı kolaylaştıran uygulamalar seviyesinde çok iyi bir yerde. Akıllı telefon teknolojisi de oldukça gelişti. Ancak Android platformu eski ve yeni

ayrımı yapmadan yüz binlerce uygulamayı aynı havuzda bulunduruyor. Uygulamaların çok iyi seviyede olması, güncellemelerin hızlı olarak yapılması ve üreticilerin de üst seviyedeki telefonlarını sadece Android tabanlı olarak satışa sunması da Android’in sıklıkla tercih edilmesinde etkili faktörler arasında. Android’in basit ve ücretsiz geliştirilebilir yapısı oyun maliyetleri açısından da oldukça eşitlikçi. Maliyetler azaldıkça oyun geliştirici küçük firmalar büyük firmalarla yarışabiliyor. Android’in geliştiriciler için artıları bununla da bitmiyor. Öncelikle

Android’li buzdolabı: Samsung’un Android işletim sistemli ve 8 inç boyutunda LCD ekrana sahip 4 kapılı bir buzdolabı modeli olduğunu biliyor muydunuz? Android’li karaoke cihazı: Android Lemon KTV Karaoke Makinesi 1 GB RAM ve Mali 400 grafik işlemcisine sahip. Araç İçi Navigasyon: Android işletim sistemli navigasyon, ilk defa Parrot 26

Android’de uygulama geliştirmek oldukça basit. Başlangıç için iOS gibi özel bir donanıma ihtiyaç duyulmuyor. Tüm masaüstü işletim sistemlerinde geliştirilebiliyor. Bu sayede başlangıç maliyetleri oldukça düşüyor. Sistemin kaynaklarına erişim iOS ile karşılaştırıldığında daha fazla. Bu da uygulama arası etkileşimleri kolaylaştırıyor. Geliştirici, uygulamayı Android Play Market’e sokmak için AppStore’dan daha kısa süre bekliyor. Android ekosistemi telefon ve tablet dışında çok geniş bir ürün yelpazesine sahip. Bunlardan bazıları ise şöyle:

Asteroid’de. 6.2 inç boyutundaki ekran araçlardaki standart 2-DIN boyutuna tam olarak sığacak şekilde tasarlanmış. Araç içindeki hoparlörleri de kontrol edebilen cihazda USB girişi ve SD kart yuvası da bulunuyor. Ouya: Android’li oyun konsolu Ouya büyük ses getirdi. Android 4.1 Jelly Bean işletim sistemini kullanan Ouya gücünü 1 GB RAM’den ve Nvidia Tegra 3 çip setinden alıyor.


Google’s mobile operating system Android started to rise with smart phones, and now continues to do with smart watches, refrigerators, in-vehicle recreation systems, fitness equipments, basicly anything that renders our lives easier. Following the acquisition of Android Inc in 2005 by Google, their founders resumed their careers in Google. Android is in fact a Linux based software system, which made its first appearance in telephone as the operating system of HTC Dream. The release was equipped with features including camera support, Wi-Fi, Bluetooth, folders, internet browser, announcements, voice call, YouTube, alarm clock and gallery. After the first smart phone sale in 2008, Android has acquired the 80 per cent of the market by 2013, and has percent 1,5 million daily sales. But why did Android become so popular? The system’s extension in terms of product range beginning with telephone made it an unrivalled platform both for users and developers. In addition, its open resources and adaptability enabled everyone to easily adapt the code base; and its being totally free of charge carried Android to the top. The Android system consists of multiple elements. First is the system owner Google. Second are the device producers. The companies produce the hardware and special parts. Next come the most important part of the system; the software developers.

The final link of the system are the freelance Android software developers, who contribute to the ecosystem by their software competence. At the same time, they can create their own applications to sell via Google Play and earn money. Android is as attractive for the end customer as for developers. The flexibility of applications create a sense of freedom in the user. The options for personalization and the opportunity to answer all tastes make it even more attractive. For instance, sharing and sending MP3 or JPG formatted images between iPhone and any other device can be hard, Android rarely creates such difficulties. When they choose, Android users can download applications from anywhere. Android telephones come with Mini SD inlet for memory, and

Android refrigerator: Did you know that Samsung has a four-door refrigerator with Android operating system and an LCD screen of 8 inches?

its debut in Parrot Asteroid. The 6.2 inch monitor is designed to fit the standard 2-DIN size inside the cabin. The device controls the loudspeakers and comes it an USB entry and SD card socket.

Android karaoke: Android Lemon KTV Karaoke Machine has 1 GB RAM and Mali 400 graphic operator. In-vehicle Navigation: A navigation with Android operating system makes

the phone capacity can be enhanced through memory card. For users who desire freedom and individuity, Android steps forward as an ideal operating system. The system’s world of applications is constantly extending, too. At present, Google Play presents more than one million applications.

When the applications available on Android platform are compared to the date of its first service, the current status is outstanding thanks to high quality and life-easing applications. The smart phone technology has also improved extensively. Yet the Android platform comprises hundreds of thousands of applications regardless of being old or new. The high quality of applications, the speed of upgrades, and the fact that developers present their top level phones only in Android base are among the reasons Android is more than often prefered. Its simple structure which can be improved with no extra cost is quite equlitarian in terms of game costs. As the costs decline, small-sized game developer companies can compete with the bigger ones. Android has even more to offer for developers. First of all, application development is quite easy on Android. For a start, there is no need for a special hardware such as iOS. It can be developed in all desktop operating systems. Therefore, the starting costs are quite low. Access to system resources are greater compared to iOS, which eases interactions between applications. The developer has a shorter waiting time to introduce the application to Android Play Market compared to AppStore. The Android ecosystem offers a significantly vast product range in addition to telephone and tablet. Here are to name a few:

Ouya: The Android game console Ouya has caused a stir. Using the Android 4.1 Jelly Bean operating system, Ouya draws its strength from 1 GB RAM and Nvidia Tegra 3 chip set. 27


DAIKIN

DAIKIN TÜRKİYE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ARTIK YENİ ADRESİNDE DAIKIN TURKEY HEADQUARTERS AT ITS NEW ADDRESS

DAIKIN TÜRKİYE UZUN YILLARDIR HİZMET VERDİĞİ İSTANBUL KARTAL’DA BULUNAN GENEL MÜDÜRLÜK BİNASINI ÇOK DAHA MODERN ŞARTLARDA HİZMET VERMEK ÜZERE ATAŞEHİR ALLIANZ TOWER’A TAŞIDI. HAZİRAN AYINDAN İTİBAREN FAALİYETLERİNE BURADAN DEVAM EDEN DAIKIN TÜRKİYE’NİN YENİ ADRESİ A PLUS OFİS KONSEPTİ İLE İNŞA EDİLDİ. 28

TO CONTINUE ITS SERVICES IN MORE ADVANCED CONDITIONS, DAIKIN TURKEY MOVED ITS HEADQUARTERS TO ATAŞEHIR ALLIANZ TOWER FROM KARTAL, WHICH HAS BEEN USED AS HEAD OFFICE FOR MANY YEARS. DAIKIN TURKEY CONTINUES ITS SERVICES UNDER THE NEW A PLUS OFFICE CONCEPT SINCE JUNE.


n Daikin Türkiye’nin bundan sonra faaliyetlerini yürüteceği yeni Genel Müdürlük binası Allianz Tower, mimarlık ve mühendislik literatürüne girecek pek çok ilki de bünyesinde barındırıyor. Türkiye’nin ilk LEED Platin sertifikalı kulesi olan Allianz Tower, iklimlendirmede Daikin-McQuay sistemlerini tercih etti. Rönesans Gayrimenkul Yatırım’ın projesi Allianz Tower, 44 katlı, 185.5 metre yüksekliğindeki tek bir kuleden oluşuyor. İstanbul Anadolu Yakası’nın önemli iş merkezlerinden biri olan Kozyatağı-Ataşehir’de, E-5 ile

TEM bağlantı yollarının kesiştiği stratejik bir noktada farklı mimarisi ile dikkat çeken Allianz Tower, hem mimarlık hem de mühendislik literatürüne girecek pek çok ilke sahip bulunuyor. Toplam 44 bin 900 metrekare kiralanabilir ofis alanının yer aldığı Allianz Tower, her katında 250 metrekare ile bin 400 metrekare arasında değişen esnek ofis seçenekleri sunuyor. Türkiye’nin ilk LEED Platin sertifikalı kulesi olan Allianz Tower, betonarme taşıyıcı sistem, “Performansa Dayalı Tasarım” (PBD) yöntemiyle inşa edildi. Bunun yanı sıra deprem güvenliği

n Daikin Turkey’s new headquarter Allianz Tower blazes many architectural and engineering trails. Making its mark as Turkey’s first LEED Platin certified tower, Allianz Tower prefered Daikin-McQuay air conditioning systems. The 44 storey building is a single tower of 185,5 meters, and is a Rönesans Real Estate and Investments project. Located at the strategic junction of E-5 and TEM highways in Kozyatağı-Ataşehir, one of the major business hubs of Istanbul’s Anatolian side, Allianz Tower attracts with its unique architecture, blazing many architectural and engineering trails. Boasting a total office space of 44,900 squaremeters for rent, Allianz Tower offers flexible office solutions from 250 to 1400 squaremeters

*

için Türkiye’de ilk defa uygulanan bir ‘outrigger’ sistemi bulunan kulede, Burkulması Önlenmiş Çaprazlar (BRB) olarak adlandırılan anti-sismik cihaz kullanıldı. Rönesans İnşaat tarafından yapımı tamamlanan kulenin, tasarımını FX Fowle Architects, LLP, FEHMIKOBALDESIGN Architects üstlendi. Axis Facades, VDA’nın danışmanlık yaptığı Rönesans Tower’ın mekanik elektrik projesi Okutan Mühendislik, Cosentini Assosiates tarafından dizayn edildi. Kulenin mekanik tesisat işleri ise Birleşim Mühendislik tarafından yapıldı.

on every floor. Making its mark as the first LEED Platin certified tower in Turkey, it has been built with Performance Based Design (PBD) and solid concrete conveyor system. In addition to the Buckling Restrained Braces (BRB) anti-seismic device, an aseismic ‘outrigger’ system was used in the building for the first time ever in Turkey. Projected by Rönesans Construction, the tower has been designed by FX Fowle Architects, LLP and FEHMIKOBALDESIGN Architects. Axis Facades, VDA provided consulting services, and the mechanical electricity design was conducted by Okutan Engineering and Cosentini Assosiates. The mechanical installation works of the building was realized by Birleşim Engineering.

Daikin Türkiye’nin Genel Müdürlüğü’nün bulunduğu kulenin adresi ise şöyle / The address of the new headquarters of Daikin Turkey is: Allianz Tower, Küçükbakkalköy Mahallesi, Kayışdağı Caddesi, No:1 Ataşehir / İSTANBUL Allianz Tower, Küçükbakkalköy District, Kayışdağı Street, No:1 Ataşehir / ISTANBUL

29


ENERJİ/ENERGY YAZI/ Article : Nuran savaş

IŞIK HAYATI TEHDİT EDER Mİ? DOES LIGHT THREATEN LIFE GECE BİR UÇAK YOLCULUĞU YAPIYORSANIZ, ŞEHRİN ÜZERİNE GELDİĞİNİZDE, AŞAĞIDA GÖREBİLDİĞİNİZ TEK ŞEY GÖKYÜZÜNÜ KAPLAYAN SAVURGAN AYDINLIK OLACAKTIR. TİCARİ AMAÇLA YAPILAN GÖSTERİŞLİ IŞIKLI TABELALAR, IŞIL IŞIL AYDINLATILAN GÖKDELENLER, BİNALARIN DIŞ CEPHE AYDINLATMALARINDA VE SOKAK AYDINLATMALARINDA YAPILAN YANLIŞLAR IŞIK KİRLİLİĞİNİ ARTIRIYOR. IŞIK KİRLİLİĞİ SAVRULMUŞ IŞIK, BOŞA GİDEN ENERJİ, BOŞA GİDEN YAKIT KAYNAKLARI, BOŞA GİDEN VERGİ, BOŞA GİDEN PARA VE BOŞA GİDEN KARANLIK GÖKYÜZÜDÜR. 34

DURING A NIGHT FLIGHT, ALL YOU CAN SEE DOWN BELOW IS THE LAVISH LIGHT DOMINATING THE CITY SKY. FLAMBOYANT FLASHING SIGNS SERVING COMMERCIAL PURPOSES, OSTENTATIOUSLY ILLUMINATED SKYSCRAPERS, ERRONEOUS STREET LIGHTINGS CONTRIBUTE TO THE INCREASING LIGHT POLLUTION. LIGHT POLLUTION MEANS WASTED LIGHT, WASTED ENERGY, WASTED FUEL RESOURCES, WASTED TAXES, WASTED MONEY AND WASTED DARK SKIES…


n Yapay ışık, insanın en büyük icatlarından biri, ilerlemenin, teknolojinin temeli. Karanlığı yenmek, daha iyi görmek, güvende hissetmek, güzel bir çevrede yaşamak isteyen insanoğlu, çevresini aydınlatmaya başladı. Hatta bir şehrin nasıl aydınlatıldığı o şehir ve o şehirde yaşayan insanların yaşam kalitesi için bir ölçüt olarak ele alındı. Yanlış ve kötü aydınlatma, artık ciddi bir çevre sorunu olarak duruyor karşımızda. Bu sorunun adı da ışık kirliliği. Tıpkı su kirliliği, hava kirliliği, toprak kirliliği gibi gezegeni, sürdürülebilir yaşamı, insan sağlığını, doğal kaynakları, bitkileri, hayvanların yaşamını tehdit ediyor. Çünkü insanoğlunun hayatına önce kolaylık ve konfor olarak giren yapay ışık, ne yazık ki bugün gezegenin doğal dengesini, dünyanın biyolojik saatinin işleyişini tehdit ediyor. Göçmen kuşlar yollarını şaşırıyor, aşırı parlak gökyüzü gökbilimi çalışmalarını zorlaştırıyor, sürekli aydınlık insan vücudunun biyolojik saatini alt üst ediyor, stres uykusuzluk, hatta bazı kanser türlerini tetikliyor.

n Artificial light is one of the most fundamental discoveries of mankind, and the basis of development and technology. Overcoming the dark, enjoying a better vision, feeling safe and desiring a better habitat, man started to illuminate his whereabouts. Indeed, a city’s lighting began to be acknowledged as an indicator of the life quality of its people. Bad and erroneous lighting now appears as a serious environmental issue. The issue is called light pollution. Just like water pollution, air pollution and earth pollution, it poses a threat on sustainable life, human health, natural resources, vegetations and the animal life. Once introduced as ease and comfort in the human life, now artificial light unfortunately threatens the natural balance of the planet and the Earth’s biological clock. Excessive skylight makes the passagers lose their tracks, challenge astronomical studies, incessant light wreck the biological clock of mankind, triggering stress, insomnia, even certain cancer types. 35


2015 NEDEN IŞIK YILI OLDU? Birleşmiş Milletler (BM) 2015’i ‘ışık yılı’ olarak ilan etti. Çünkü çevrecilik serüveni yeni sorunlar, yeni örgütler, yeni ilkeler, yeni yasalar, yeni araştırma çalışmaları, yeni pazar arayışları, yeni üretim teknikleri, doğada yaratılan yeni tahribatlar, yeni kirlilikler olarak devam ediyor. Yeni çevre sorunumuz ‘ışık kirliği’ var gündemde. Aslında bunun iki farklı boyutu var. Birincisi, BM ışık ve ışık temelli teknolojilerde; küresel bilinçlenmeyi desteklemeyi, sürdürülebiWHY IS 2015 DECLARED AS THE YEAR OF LIGHT? The United Nations (UN) declated 2015 as the international ‘year of light’, as the environmentalist quest persists through new problems, new organizations, new principles, new laws, new studies, new market searches, new production techniques, new environmental destructions, and new pollutions. ‘Light pollution’ is the new environmental problem in agenda. And it comes in two aspects: first of all, in light and lightbased technologies, UN aims to support global awareness, encourage sustainable

32

development, propose solutions, and to emphasize the importance of lightbased technologies in the fields of energy, education, agriculture and health. Secondly, fighting against the light pollution is encouraged. Against erroneous lighting which forms the basis for light pollution, it is aimed to promote correct and innovative lighting solutions, reduce energy consumption and environmental impacts, and to contribute to the awareness about the beauty of our universe in a dark sky.

lir kalkınmayı teşvik etmeyi ve çözümler sunmayı, enerji, eğitim, tarım ve sağlık alanlarında ışık bazlı teknolojilerin önemini vurgulamayı amaçlıyor. İkincisi ise ışık kirliliği ile mücadeleyi teşvik etmek istiyor. Işık kirliliğinin temelini oluşturan yanlış aydınlatmalara karşı doğru ve yenilikçi aydınlatma çözümleri, enerji tüketimini ve çevresel etkilerini azaltırken, aynı zamanda karanlık bir gökyüzünde evrenin güzelliğinin farkına varmamızı da sağlayacak.


KENT İNSANLARI HİÇ YILDIZ GÖRDÜNÜZ MÜ Dünyanın gelişmiş ülkeleri gibi Türkiye de gözünü uzaya ve gökyüzüne çevirdi. Bir yandan bu tür projelerle, uzayın derinliklerini keşfetmeye niyetlensek de ışık kirliliği amatör gökbilimcilerin gökyüzünü incelemelerine engel oluyor. Çünkü yapay gök parlaklığı, gökyüzünü ve yıldızları görmemizi engelliyor. Türkiye’deki ışık kirliğine ilişkin eldeki verileri güncellemek hedefiyle İstanbul Kültür Üniversitesi tarafından Temmuz 2010’da Türkiye’de gece gökyüzü parlaklığının ölçülmesi başlıklı bir proje başlatıldı. Bu projenin

amacı; Türkiye’de seçilmiş yerleşim bölgelerinde, seçilmiş “karanlık” yerlerde, astronomi gözlemevlerinde ve milli parklarda, doğal yaşam alanlarında geceleyin gök parlaklığını ölçmek ve bu ölçümleri yıldızlı gecelerin doğal gök parlaklığı ile karşılaştırmak. Yerleşim yerlerinin gök parlaklığı verilerinden, ışık kirliliğinin ekonomik, çevresel ve kültürel boyutunun değerlendirilmesi amaçlanıyor. Nüfusumuzun yüzde 25’i Samanyolu’nu hiç görmüyor. İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa gibi büyük kentlerde yaşayanlar gece gök-

yüzüne baktıklarında gerçek parlaklığında bir yıldızı hiçbir zaman göremiyorlar. Gökbilimciler, bir yandan gözlemevlerini kurmak için karanlık kasabalar, köyler, kentler bulmak için gökyüzü parlaklık ölçümleri yapıyorlar, bir yandan da yanlış aydınlatmalarla, ışık kirliliğine karşı mücadele veriyorlar. Onlar sadece uzaya kaçan ışığı önlemek, doğru aydınlatma yapılmasını sağlamak, aynı zamanda ekonomik israfın önlenmesini ve enerji kaynaklarının daha verimli kullanılmasını sağlamaya çalışıyorlar.

URBAN PEOPLE, HAVE YOU EVER SEEN THE STARS? In the same way as developed nations, Turkey has turned her face to the space and the sky. As we intend to discover the depths of space through these projects, the light pollution prevents astronomers from studying the sky, for the artificial light blocks the vision of the sky and the stars. In order to update the present data on the light pollution in Turkey, Istanbul Kültür University initiated a project in July 2010 on measuring the light on the night sky in Turkey. The mission of the project is to measure the skylight in selected “dark” zones in certain settlements, astronomy observatories, national parks, and natural habitats in Turkey, and to compare them with the natural skylight. Using the skylight data of the settlements, it is aimed to assess economic, environmental and cultural aspects of light pollution. 25 per cent of our nation has no vision of the Milky Way. Citizens of big cities including Istanbul, Ankara, Izmir and Bursa never see a star in its authentic light when they look at the night sky. Astronomers calculate skylight to find dark towns, villages and cities to build observatories, and fight against erroneous lighting and light pollution at the same time. All they are fighting for is to prevent the light from being squandered to the space, to ensure correct lighting, simultanenously prevent economic waste and enable a more efficient use of energy resources.

© Alaaddin Savaş © Alaaddin Savaş

33


GEZEGENİN BİYOLOJİK SAATİ Araştırmalar çevrede ışık kirliği artıkça, doğal yaşam çevrimin olumsuz etkilendiği gösteriyor. Okyanuslardaki bazı mercan resifleri renklerini kaybediyor, bazı kuş türleri üreme dönemlerini değiştiriyor, deniz kaplumbağası yavruları karadaki yapay ışıklar yüzünden yollarını şaşırıyor ve denize ulaşamıyorlar. Yapay ışıkla uzayan yapay gündüzler çoğu canlı için fazla beslenme süresi anlamına geliyor. Bu da biyolojik davranışlar olan göç ve yumurtlama zamanlarının değişmesine neden oluyor. Ayrıca yollarını ay ve

güneşi takip ederek bulan göçmen kuşlar, ışık kirliliğinin önemli kaynaklarından olan aşırı ışıklandırılmış gökdelenlerin etrafında dönmeye başlayıp, yollarını şaşırıyor, yorgunluktan ölüyorlar. Gece beslenen memeliler-çöl kemirgenleri, porsuklar, keseli sıçanlar-yapay “dolunay” tehlikesi altındalar. Karatavuklar, bülbüller gibi kimi kuşlar doğal olmayan saatlerde ötüyorlar! Kelebeklerin üreme çevrimleri, yarasaların beslenme şekilleri, bitkilerin fotosentez çevrimi etkileniyor.

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ? • Dünyada ilk sokak aydınlatması bugünkü Antakya’da yapıldı. MÖ 300 yıllarında kurulan Antakya’nın Herod caddesi meşalelerle aydınlatıldı. • Dünyada ilk sokak lambası İspanya’nın Kurtuba şehrinde yapıldı. Endülüs Emevileri her yüz metrede bir içerisinde gaz lambası olan direkler dikmişlerdi. • İlk elektrikli sokak aydınlatması 1857 yılında Fransa’nın Lyon kentinde başladı. • İstanbul’da ilk sokak aydınlatması 1910’da yapıldı. Dersaadet Gaz Şirketi 3 bin 943 adet sokak lambası-feneri koyarak şehri aydınlatmaya başladı. • İstanbul’da ilk elektrik üretimi 1914’de, modern anlamda sokak aydınlatmasında kullanılmaya başlaması ise 1920’lere denk düşüyor. •1997’de Türkiye’den yaklaşık 120 milyon KWsaat elektrik enerjisini uzaya kaçmıştır. Kaynak: isikkirliliği.org 34


EARTH’S BIOLOGICAL CLOCK Studies show that as the light pollution increases, natural life cycle is negatively influenced. Certain coral reefs in oceans lose colour, some bird species mutate their reproduction periods, baby sea turtles lose their ways because of the artificial lights and fail to reach the sea. Artificial days elonged with artificial light signify a longer nutritional time for most speies, which result in the changing of biologic patterns such as migration and egg laying times. Furthermore, passagers finding their tracks by following the moon and the

sun start circling around the excessively illuminated skyscrapers, which are among the major sources of light pollution, eventually losing their track and dying of exhaustion. Nocturnal mammals –desert rodents, badgers, opossums- are faced with the artificial “full moon” threat. Certain bird species such as blackbirds and nightingales are warbling at unnatural hours! Reproductive cycles of the butterflies, nutrition styles of the bats, photosynthesis cycles of the plants are all effected.

© Alaaddin Savaş

DID YOU KNOW? • The world’s first street light was produced in Antioch. In 300BC, Herod Street of the city was illumninated by torches. • The world’s earliest street lamp was made in the Spanish city of Cordoba. Andalucian Emevis had erected posts incorporating gas lamps at ever hundred meters. • The first electrical street light was used in 1857 in Lyon, France. • The first street light in Istanbul dates back to 1910. Dersaadet Gas Company illuminated the city by 3,943 street lanterns. • The first electricity production in Istanbul began in 1914, and started to be used in the street lights in the modern sense during the 1920’s. • In 1997, about 120 million kW/h of electric energy was squandered to space in Turkey. Reference: isikkirliliği.org

© Alaaddin Savaş

35


DAIKIN HABER/DAIKIN NEWS

DAHA KÜÇÜK VE DAHA AZ ELEKTRİK TÜKETEN KLİMALAR GELİYOR COUNTDOWN FOR MORE COMPACT AND LESS ENERGY CONSUMING AIR CONDITIONERS DÜŞÜK KÜRESEL ISINMA POTANSİYELİNE SAHİP SOĞUTUCU AKIŞKAN R32 İLE İKLİMLENDİRME SEKTÖRÜ YENİDEN ŞEKİLLENİYOR. AVRUPA’DA OLDUĞU GİBİ TÜRKİYE’DE DE R32 SOĞUTUCU AKIŞKANINI İÇEREN İLK SPLİT KLİMALARI PİYASAYA SUNAN DAIKIN, BU SOĞUTUCU AKIŞKANIN YAYGINLAŞMASI İÇİN ÇALIŞIYOR. ÇÜNKÜ ÇEVRE DOSTU BU YENİ NESİL SOĞUTUCU AKIŞKAN İLE DAHA KÜÇÜK VE DAHA AZ ELEKTRİK TÜKETEN KLİMALARIN ÜRETİLMESİ MÜMKÜN.

36

AIR CONDITIONING SECTOR IS BEING RESHAPED WITH THE COOLING LIQUID R32 WITH LESSER GLOBAL WARMING POTENTIAL. INTRODUCING THE FIRST SPLIT CONDITIONERS WITH R32 COOLING LIQUID IN TURKEY AS IN EUROPE, DAIKIN IS WORKING TO GENERALIZE THIS COOLING LIQUID. BECAUSE WITH THE NEW GENERATION COOLING LIQUID, THE PRODUCTION OF MORE COMPACT AND LESS ENERGY CONSUMING AIR CONDITIONERS WOULD BE POSSIBLE.


n Enerji verimliliğini en üst düzeye çıkarmak ve sistemlerin küresel ısınma etkilerini en aza indirmek için önemli bir faktör olan soğutucu akışkan seçimi, iklimlendirme sektörünün geleceğine de yön veriyor. Çevreye olan bağlılığının bir parçası olarak daha düşük çevresel etkiye sahip sistemler geliştirmeyi amaçlayan Daikin, Avrupa’nın ve Türkiye’nin ilk R32 soğutucu akışkanını içeren cihazlarını piyasaya sunarak pek çok alanda olduğu gibi bu alanda da öncülük ediyor. Daikin Yeşil Enerji ve Çevre Bölüm Koordinatörü, Makine Yüksek Mühendisi Dr. Andaç Yakut, sektördeki yeni gelişmeler hakkında bilgi verirken, R32 soğutucu akışkanı sayesinde daha küçük boyutlarda cihazlar üretilmesinin mümkün olacağını söyledi. Daikin’in tüm cihazlarının yüksek enerji verimliliği ile düşük CO2 salımına sahip olduğunu hatırlatan Dr. Andaç Yakut, Daikin’in R32 soğutucu akışkanının yaygınlaşması yönünde çalışmalar yaptığını da vurguladı. Bunun nedenini ise R32 soğutucu akışkanının şu an split klimalarda kullanılan R410A soğutucu akışkanına göre daha fazla enerji verimliliği sağlaması olarak açıklayan Dr. Yakut, şu bilgileri verdi: “R32’nin küresel ısınma potansiyeli, R410A’nın sahip olduğu küresel ısınma potansiyelinin yaklaşık 3’te birine eşit (GWP=675). Dolayısıyla R32 daha çevre dostu bir soğutucu akışkan. Ayrıca R32 kullanarak daha az miktarda soğutucu akışkan ile daha küçük boyutlarda cihaz elde etmek mümkün.”

n The selection of the cooling liquid, which is a preliminary factor to maximize energy efficiency and to minimize the systematic effects of global warming, shapes the future of the air conditioning sector. Dedicated to developing systems with lesser environmental impacts in line with their eco-loyalty, Daikin is leading the sector once again by introducing the first devices with R32 cooling liquid in Turkey and in Europe. Informing about the new sectoral advances, Daikin Department of Green Energy and Environment Coordinator and Senior Mechanical Engineer Dr. Andaç Yakut indicated the possibility of producing more compact devices by using the R32 cooling liquid. Emphasizing the high energy efficiency and the low CO2 emission standard in all Daikin products, Dr. Andaç Yakut also pointed out Daikin’s continuing process on the generalization of R32 cooling liquid. Dr. Yakut explained the reason behind with the higher energy efficiency generated by R32 cooling liquid compared to the R410A cooling liquid, which is currently used in split air conditioners. He said: “R32 has a global warming potential equivalent to one third (GWP=675) of R410A’s global warming potential. Accordingly, R32 is a more eco-friendly cooling liquid. In addition, it is possible to produce more compact devices by using lesser amounts of cooling liquid with R32.”

37


KLİMALAR DAHA AZ ELEKTRİK TÜKETECEK R32 kullanımı ile birlikte cihazların daha küçük boyutlu ve daha yüksek verimlilik değerlerine sahip olacağını vurgulayan Dr. Yakut, “Ayrıca R32 soğutucu akışkanının özelliğinden dolayı bu cihazlar çevreye daha az zarar verecek” dedi. Şu an 30’dan fazla ülkede kullanılan R32 ile Türkiye’nin, Daikin’in Haziran ayında satışa sunacağı Yeni Ururu Sarara ve Yeni Emura ile tanışacağını belirten Dr. Yakut, bu yeni soğutucu akışkanın son kullanıcı açısından faydalarına da şöyle dikkat çekti: “Daha çevre dostu bir soğutucu akışkan olan R32, şu an split klimalarda kullanılan R410A soğutucu akışkanına göre daha fazla enerji verimliliği sağlıyor. Bu da tüketicinin daha az elektrik faturası ödemesini sağlayacak.” Bireysel olarak yeni alacağımız ürünlerde yüksek enerji verimli ürünleri tercih etmemizin daha az CO2 salımı ile küresel ısınmanın azaltılmasına

katkı sağlayabileceğini vurgulayan Dr. Andaç Yakut, Avrupa Birliği’nin (AB) 2050 hedefleri doğrultusunda son kullanıcılara düşen görevleri ise şöyle sıraladı: “AB’nin 20/20/20 politikasının, küresel ısınmayı sınırlayacak AB düşük karbon yol haritası 2050 hedefini sağlamakta yeterli olmayacağı görüldü. Bu konuda daha sıkı önlemler almak amacıyla 23 Ekim 2014 tarihinde, sera gazı emisyon değerlerini 2030 yılına kadar yüzde 40 oranında azaltma, yenilenebilir enerji kullanımını yüzde 27’ye ve enerji verimliliğini en az yüzde 27’ye çıkarma konusunda bir anlaşmaya varıldı. Buna da ‘AB Yeni 40/27/27 Politikası’ adı verildi. Bu doğrultuda Sera Gazı Emisyon değerlerini azaltmak için F Gaz Yönetmeliği denilen Florlu Sera Gazları Yönetmeliği yayınlandı. Son kullanıcılar da, bu hedeflerin gerçekleşmesini sağlamak amacıyla daha yüksek enerji verimli

ürünleri tercih edebilir ve dolayısıyla daha az CO2 salımı ile bu hedeflerin gerçekleşmesine katkı sağlayabilir.” Daikin’in, bu konuda da sektörüne öncülük yaptığına dikkat çeken Dr. Yakut, şunları söyledi: “Biliyorsunuz, Daikin hem Avrupa’da hem de Türkiye’de sezonsal verimliliğin öncülüğünü yaparak AB’nin 20/20/20 hedeflerine büyük katkı sağladı. Şimdi de Daikin, cihazlarında düşük küresel ısınma potansiyeline sahip R32 soğutucu akışkanını kullanarak AB’nin Yeni 40/27/27 hedeflerine ulaşılmasına büyük yararı olacaktır. Daikin halen dünya çapında 70’den fazla üretim tesisinde ürün geliştirme ve üretim faaliyetleri yürütüyor. Bugüne kadar AR-GE Merkezlerine 300 milyon dolardan fazla yatırım yapan Daikin, yeni nesil soğutucu akışkanlara uygun cihazları geliştiriyor.”

AIR CONDITIONERS WILL CONSUME LESS ENERGY R32 Soğutucu Akışkanının Özellikleri l Ozon tabakasına zarar vermez. ODP değeri 0. l GWP değeri (küresel ısınma potansiyeli ) halen klimalarda kullanılan R410A’nın GWP değerinin yalnızca 3’te biri (GWP=675). l R410A’ya göre daha az soğutucu akışkan kullanımı mümkün. l R410A ile kıyaslandığında daha yüksek enerji verimliliği. l Daha kompakt tasarım mümkün. l Tek bileşenli bir akışkan olduğu için geri dönüşümü ve yeniden kullanımı kolay. l Gelişmekte olan ülkeler için daha ekonomik. Qualities of R32 Cooling Liquid l Does not harm the ozone layer. Its ODP value is 0. l Its GWP (global warming potential) value is only one third of the currently used R410A’s GWP value (GWP=675). l Enables a lesser cooling liquid use compared to R410A. l Generates higher energy efficiency compared to R410A. l Enables a more compact design. l Ease of recycling and reusing for being a single component liquid. l More economic for developing countries.

38

Dr. Yakut pointed out that with the use of R32, devices will become more compact and equipped with higher efficiency rates: “Furthermore, they will give less environmental damage thanks to the properties of the R32 cooling liquid.” He also indicated that Daikin will be introducing the R32, which is currently being used in more than 30 countries, in Turkey with the New Ururu Sarara and the New Emura to Turkey in June; and emphasized the benefits of the new cooling liquid for the end customer: “Being a more eco-friendly cooling liquid, R32 generated more energy efficiency than the currently used R410A in split air conditioners, which will reduce the electricity bills of the consumers.” Stating that opting for high energy efficiency in new individual purchases will contribute in the diminishing of global warming by generating less CO2 emission, Dr. Andaç Yakut listed the duties of the end customers in line with the 2050 goals of the European Union: “It has been understood that the EU’s 20/20/20 policy would be insufficient to meet the EU low carbon roadmap 2050 goals, which aims to limit global warming. In order to take more strict measures, an agreement has been made on

23 October 2014 to reduce the greenhouse gas emission rates by 40 per cent, raise the use of renewable energy up to 27 per cent, and energy efficiency to the minimum level of 27 per cent by 2030. And this agreement was named as ‘EU New 40/27/27 Policy’. In this respect, the Fluorinated Greenhouse Gases Regulations, also known as F-Gas Regulations, have been issued to reduce the greenhouse gas emission rates. Accordingly, the end customers could prefer products with higher efficiency, hereby contributing to the meeting of these targets by generating less CO2 emission.” Yakut remarked that Daikin leads the sector again in this respect: “As you know, Daikin has contributed largely in the EU’s 20/20/20 targets by pioneering the seasonal efficiency in Europe and in Turkey. Once again, Daikin will help the meeting of the New 40/27/27 targets of EU by using the R32 cooling liquid with lesser global warming potential in their devices. In the meantime, Daikin is continuing R&D and production operations at over 70 production facilities in the global scale. Having since realized more than 300 million dollars of R&D investment, Daikin has been improving devices accordant withnew generation cooling liquids.”



YAŞAM/LIFE YAZI/ Article : CİHAN DEMİRŞEVK

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ANAHTARIN ÖYKÜSÜ THE STORY OF KEY FROM PAST TO PRESENT

İNSANLARIN GİZLEMEK, SAKLAMAK İSTEDİĞİ HER ŞEYİN KAPISINI AÇAN ANAHTARLAR BUGÜN TEKNOLOJİK GELİŞMELERLE FARKLI FORMLARDA VÜCUT BULDU. MÖ 2000’LERDE MISIRLILARIN MİRASI BUGÜN PARMAK İZİNİ YA DA GÖZ RETİNASINI OKUYAN, HATTA İNSAN SESİNİ TANIYAN SİSTEMLER OLARAK KARŞIMIZDA… ANAHTARIN TARİHTEKİ ANLAMLARINA VE GÜNÜMÜZDEKİ VERSİYONLARINA GÖZ ATMAYA NE DERSİNİZ?

OPENING UP THE DOORS TO ANYTHING WE WOULD LIKE TO HIDE, THE KEYS HAVE TAKEN VARIOUS FORMS WITH MODERN TECHNOLOGICAL ADVANCES. THE EGYPTIAN HERITAGE FROM THE 2000 BC NOW READ FINGERPRINTS OR RETINAS, EVEN RECOGNIZE VOICES. LET US TAKE A LOOK AT THE KEY’S MEANING THROUGHOUT HISTORY AND ITS MODERN VERSIONS… 40


n Mısır mitolojisine göre günümüzden 4-5 bin yıl önce Seth’in, Osiris’i anahtarsız ve kilitsiz bir tabuta hapsetmesiyle başladı anahtarın serüveni… Seth, tabutu Nil’e attığında Osiris’in karısı İsis onu aramaya koyuldu. Nil Nehri’nde aramasından dolayı Mısır hiyerogliflerinde en çok kullanılan sembollerden biri olan ‘Ankh’a ‘Nil’in Anahtarı’ ismi verildi. Mısır mitolojisinden aktardığım bu bölüm aslında insanoğlunun saklamaya- gizlemeye olan tutkusunun ne kadar eski olduğunun bir kanıtı. İlk anahtarların, mitolojide de değinildiği üzere, antik Mısır’da kullanılması bizleri şaşırtmamalı; zira günümüzde kökü antik çağlara dayanıp da Mısır’a uğramamış bir alet neredeyse yok. Elbette antik Mısır’da kullanılan anahtar kilit ikilisinin, kullanış amacı dışında günümüz anahtarlarına benzeryen bir yanı yok. Mısır kilitleri, içi boşaltılmış dili bulunan pimli bir türdü. Çalışma prensibini kısaca anlatmakta yarar var çünkü bilinen ilk anahtar-kilit ikilisinin neye benzediği aklımızda canlanmalı. Anahtar; eğri ucunda pimler bulunan, yassı bir tahta çubuktan oluşurdu. Anahtar kilide sokularak yukarı doğru kaldırıldığında pimler, dilin yukarı doğru kalkıp, geri çekilmesini sağlardı. Bu kilitler yaklaşık 60 cm büyüklükte yapılıyordu. İlk zamanlarda piramit ve saray çevresinde kullanırken daha sonra soylulara ve sıradan halka yayıldı. Ardından tüm Mısır’a ve dünyaya...

n According to the Egyptian mythology, key’s adventure began 4-5 thousand years ago, when Seth imprisoned Osiris in a coffin with no key or lock. As he throw away the coffin into the Nile, Osiris’s wife Isis began looking for her husband. As he was searched long the Nile, this most frequently used hieroglyphic symbol of ‘Ankh’ was given the name ‘The Key of Nile’. This episode from the Egyptian mythology proves the ancient roots of human passion for hiding and keeping. As explained in mythology, it should come as no surprise that the earliest keys have been used in the ancient Egypt; as there is hardly a single tool that has its roots in ancient ages and has not passed through Egypt. The key and lock pair that were used in the ancient Egypt certainly has nothing in common with its modern counterparts aside from its use. The Egyptian locks had empty key bits with pin. It is essential to tell how it operates briefly, in order to have a view of the earliest known key and lock. The key consisted of a flat wooden rod with pins on its crooked end. When the key was placed in the lock and hold upwards, the pins made the key bits go up and draw back. These locks had a size about 60 cm. At first, they were used in the Pyramid and the court, and it spread around the noblemen and common people in time, to be followed by the entire Egypt and the world…

SEMBOLİK ŞEHİR ANAHTARLARI Yüksek surların arkasında kurulan şehir devletleriyle birlikte anahtar, insanlık tarihine “şehir anahtarı” kavramını kazandırdı. Şimdilerde yalnızca simge olarak şehre gelen devlet yetkilisine ‘şehir senin’ vurgusuyla verilen anahtarlar; eski çağlarda şehrin “teslim bayrağı” anlamına gelirdi. Şehir devletini kuşatan orduya kral, şehrin anahtarını teslim ederdi. Bu, kimi zaman simgesel ama çoğu zamansa gerçek bir anahtar olurdu. Çünkü surlarla

çevrili şehirlerin gerçek birer kapıları ve o kapıları açmak için anahtarları vardı. Teslim edilen anahtarlar sayesinde şehirler yağmalanmaktan kurtulur; anahtarla birlikte şehir de kuşatmayı yapan devlete verilirdi. Bu şekilde savaş, kan dökmeden sonuçlanırdı. Osmanlı Devleti’nin bu yöntemle çok sayıda şehri savaşmadan sınırlarının içine kattığı da bilinen bir gerçek. Bir savaş âdeti olan ‘teslim olma’ işareti zaman geçtikçe sembolik anlamlar kazandı.

THE SYMBOLIC KEY TO THE CITY With the city states founded behind high city walls, the key presented the history of civilization the notion of “the key to the city”. Now presented to state officials as a symbolic gesture, the keys used to stand for “the white flag”. The king used to present the invading army the key to the city. Sometimes this used to be a symbolic key, but for the most time a real one, fort he cities surrounded by city walls had

actual city Gates with their keys to enter. As the keys were delivered, the cities escaped looting, and they were delivered to the invading state together with the key. Thus the war ended without spilling any blood. Ottomans are known to seize many cities this way, without waging an actual war. This sign of “surrender” which used to be a tradition of war gained symbolical attributes in time.

41


SIRLARI SAKLAYAN ANAHTARLAR... Anahtar, Orta Çağ Avrupası’nda gizem ve sır ile eşdeğerdi. Kilitli dolaplar, odalar ve tavan araları Kilise’nin özellikle İslam alimlerinden edindikleri bilgileri halklarından saklamalarının en kolay yoluydu. Aynı zamanda Avrupalı bilim insanları da aydınlanmayı sağlayacak bilimi Katolik Kilisesi’nden yine bu yöntemle saklıyordu. Ne zaman ki o kilitleri açacak bir anahtar bulundu, işte o zaman Katolik Kilisesi’nin Avrupa üzerindeki egemenliği sona erdi. Bu egemenliğin sona ermesi bir son değil aslında yükselişin bir başlangıcı oldu. Rönensans, reform ve

ardından bir de sanayi devrimi ile insanlık tarihi de aniden değişime uğradı. Sanayi devrimi ile birlikte saklanacak konuların başında zenginlik ve zenginlik kaynakları gelmeye başladı. Seth’in kilitleri artık sadece müzelerde görülmeye başladı ama insan hayatındaki kapılar/anahtarlar gittikçe arttı. Her bir bireyin kendine ait anahtarları oldu. Ev, araba, kasa derken anahtar da form değiştirerek zamana ayak uydurdu. Kilit-anahtar ikilisi gitti yerine “güvenlik sistemler”i geldi. Etrafında tek bir kez çevrilince, kapıyı 4-5 ayrı yerden kilitleyen anahtarlar çıktı. Ama şu bir

gerçek ki; ortada bir kilit varsa mutlaka onu açan bir anahtar da vardır! İşte tam bu noktada en basit şekliyle ‘maymuncuk’ ortaya çıkıyor. “Her kilidi açmaya yarayan, demirden, eğri ve sivri araç” olarak tanımlanan ‘maymuncuk’un onlarca çeşidi ve tüm çeşitlerininse tek bir amacı var: Geride açılmayan kapı/kilit bırakmamak! Yüksek güvenlikli kilitler maymuncukla açıldıkça, yeni kilitler doğdu. Güvenlik için yepyeni anahtarlar icat eden insanlar, sürekli yanında taşıdığı ama hiç bir zaman kaybetme ihtimalinin olmadığı o anahtara imza attılar: Parmak izi…

with renaissance, reform and the industrial revolution which soon followed. With the industrial revolution, the wealth and wealth resources became the matters that needed to be hidden. The locks of Seth now appeared only in museums, but the doors and their keys in human life increased in number. Every member of the society had their private key. It included the house, the car and the locker, changing aspect in time. The key-lock combination was replaced by “security systems”. Keys that were locked at 4 or

5 different parts at a single turn were introduced. But the truth is, when there is a lock, there is surely a key to open it! Here we come face to face with picklocks. Defined as “a crooked and sharp tool of iron that opens all keys”, the ‘picklock’ appears in many shapes, with a single purpose: leaving no unopened door/key behind! As the highly secure keys were opened up by the picklock, new keys were born. Inventing brand new keys for safety, man invented a key that is available at all times and is never lost: the fingerprint.

KEYS AS SECRET KEEPERS... The key signified mystery and secret in the Middle Age Europe. Locked cabinets, rooms and attics were the simplest way fort he Church to hide the Islamic knowledge from their people. At the same time, European scientists used to hide their science that would bring enlightenment from the Catholic Church. The hegemony of the Catholic Church over Europe ended when the keys to these locks have been found. This end actually signified the beginning of progress. The history of civilization suddenly changed

42


YENİ ÇAĞIN YENİ ANAHTARLARI Her insanın kendine has bir parmak izi var ve parmak izinin benzer olması ihtimali dünyada kırk milyarda bir. İzin bu kadar eşsiz olmasının nedenleri, genetik kodlar, amniyon sıvısı gibi doğum öncesi etkenler, doku içi hormonlar ve büyüme faktörleri... Bilim insanları bu benzersiz izi anahtar olarak kullanmayı başardı. Parmak izi anahtar oldu ve sadece parmağın sahibinin açacağı kilitleri meydana çıkardı. Kapılara konulan küçük bir algılayıcı ile önceden belirlenmiş parmak izleri sadece açmaya yetkili kişilere kapıları ardına kadar açtı. Belki de ilk kez kilit anahtarı değil; bir anahtar kilidi ortaya çıkardı. Bilim bununla da yetinmedi daha özel ve temassız bir anahtar daha keşfetti. İşte karşınızda göz-anahtar… Yani gözün retina tabakası taranarak kilidin yalnızca yetkili kişiler tarafından açılabilmesi. Kartların ve şifrelerin kolaylıkla kırılabildiği günümüzde, parmak izi, yüz ve retina tarayıcıları, ses tanıyıcılar ve bunların akıllı kart teknolojileriyle olan bağlantıları, geleneksel anahtar-kilit sistemlerini “eski” olmaya mahkum etti. “Biyometrik” olarak adlandırılan bu sistemlerde, aslolan, güvenlik sistemini açacak anahtarın oldukça farklı, kişiye özel, hatta eşsiz, en önemlisi de, taklidinin kesinlikle imkansız oluşudur. Parmak izi, yüz, el, retina ve ses, sıralanan tüm bu kriterlere kesinlikle uyuyordu. Bu tarz biyometrik sistemler anahtar rolünü üstlendiği gibi yeni bir rol daha edindi. O da kimin kaç defa yanlış ya da yasak giriş yaptığını tespit edip kaydetmek! Yani sizin gözünüzdeki anahtarla açtığınız kapınızı başka gözler zorlarsa bu kişilerin de kim olduklarını öğrenebileceksiniz. Son teknoloji biyometrik sistemler şimdilik gerçekten çok önemli saklayacak sırlar ve zenginlikler için kullanılıyor ama bir gün kendinizi, evinizin kapısındaki küçük kameraya gözünüzü çıkarırcasına bakıyor olarak görürseniz şaşırmayın…

NEW KEYS FOR THE NEW AGE Everyone has their unique fingerprint, and the similarity of two fingerprints is one in forty billion. This uniqeness is due to genetic codes, prebirth effects such as amniotic fluid, intertextural hormones and growth factors. Scientists managed to use this unparallel print as a key. Keys made of fingerprints made up the way for locks which can only be opened by their owner. With the help of a tiny receptor placed on doors, the predetermined fingerprints opened up the doors for the authorized only. Perhaps for the first time ever, the key developed

the lock instead of vice versa. Science was not satisfied and invented an even more special and touchfree key: meet the eye-key! By scanning the retina, this key opens up for only the authorized. In an age when cards and passwords can easily be hacked, fingerprint, face abd retina scanners, voice recognizers and their connection with smart card technology comdemned the good old key-lock systems to “antiquity”. The main feature of these so-called biometric systems are the unique, tailor-made, more importantly uncopiable keys that pass

beyond the security system. Fingerprint, face, retina and voice perfectly meet these criteria. Such biometric systems gained yet another attributer in addition to the role of the key: recording who makes how many erroneous or forbidden entries in a year! So, if anyone but you forces to enter your door with their own eyes, you will get to know who these people are. For the time being, hi-tech biometric systems are used to keep really important secrets and wealth in safety, but do not be surprised when you find your eyes locked on the small camera at your door one day! 43


DAIKIN HABER/DAIKIN NEWS

DAIKIN TÜRKİYE’NİN “YEŞİL BİNA UZMAN KADROSU” GENİŞLİYOR DAIKIN TURKEY’S “GREEN BUILDING EXPERTS TEAM” EXPANDS DAIKIN, BAŞTA AVRUPA OLMAK ÜZERE TÜM DÜNYADA YATIRIMCI VE MÜTEAHHİTLERİN GİDEREK ARTAN “YEŞİL BİNA SERTİFİKASYONU” TALEPLERİNE YANIT VEREBİLMEK İÇİN KADROSUNU GENİŞLETMEYE DEVAM EDİYOR. BU ÇALIŞMALARA DESTEK VEREN DAIKIN TÜRKİYE’NİN UZMAN KADROSU DA BÜYÜYOR. IN ORDER TO ANSWER THE INCREASING “GREEN BUILDING CERTIFICATION” DEMANDS OF INVESTORS AND CONSTRUCTORS PARTICULARLY FROM EUROPE AND THE REST OF THE WORLD, DAIKIN CONTINUES TO EXPAND ITS TEAM. DAIKIN TURKEY’S EXPERTS TEAM IS REINFORCED TO SUPPORT THE PROJECT. 44


n Building Research Establishment (BRE) İngiltere’de iki aşamalı olarak yapılan BREEAM AP (Accredited Professional) sınavını başarıyla tamamlayan Dr. Andaç Yakut, Daikin Europe’un BREEAM Yetkili Uzman kadrosuna katılmaya hak kazandı. Böylece, Dr. Andaç Yakut, BREEAM Yeşil Bina Projeleri’nin sertifikasyon sürecinde Daikin’in Sürdürülebilir HVAC-R Çözümleri ile birlikte danışmanlık hizmeti verebilecek. Daikin’in genişleyen ‘Yeşil Bina’ uzman kadrosuna katılan Dr. Andaç Yakut, Avrupa’daki yeni bina projelerinin büyük bir bölümünün 2015 yılından itibaren yeşil bina projesi olmasının beklendiğine işaret ederek, “Yatırımcı ve müteahhitlerin yüzde 93’ü yeşil sertifikasyonun önemli olduğunu düşünüyor” dedi. Yakut, bu konuda şu bilgileri verdi: “BREEAM (BRE Environmental Assessment Method), binalar için dünyada en çok kullanılan çevresel değerlendirme metodudur. BREEAM, bir binanın çevreye olan etkilerini basit ve ekonomik bir şekilde değerlendirebilmek ve bu etkileri azaltabilmek amacıyla 1990 yılında İngiltere’de oluşturuldu. BREEAM ile öncelikle binaların çevreye olan etkilerinin azaltılması hedefleniyor. Ayrıca binaların çevresel yararlarına göre tanınması, binalar için güvenilir, çevresel bir etiket sağlanması ve sürdürülebilir binalar için talebin teşvik edilmesi öngörülüyor.” Daikin’in, Avrupa ve Türkiye’de müşterisine yardımcı olmak amacıyla birçok BREEAM Yetkili Uzman’a (BREEAM AP) sahip olduğuna dikkat çeken Dr. Andaç Yakut, şunları söyledi: “Bu uzmanlar BREEAM sertifikası alınması sürecinde yeşil bina projelerinin sürdürülebilir HVAC-R çözümleri için danışmanlık hizmeti sağlayarak ilgili kategorilerden kredi kazanılmasını sağlıyorlar. Ayrıca Daikin Uzmanları, istenilen BREEAM sertifikasının elde edilmesi için en uygun maliyetli tasarımın seçilmesine de yardımcı oluyor.”

n Completing the two-phase BREEAMAP (Accredited Professional) test of the Building Research Establishment (BRE) England with success, Dr. Andaç Yakut is entitled to join Daikin Europe’s BREEAM Accredited Professionals team. Accordingly, Dr. Andaç Yakut will be providing consultancy services during to BREEAM Green Building Projects certification process with Daikin’s Sustainable HVAC-R Solutions. Dr. Andaç Yakut, the new member of Daikin’s expanding ‘Green Building’ experts team, pointed out that the majority of the new building projects in Europe will be expected to be green building projects by 2015, and added: “93 percent of investors and constructors believe green certification is crucial.” He said: “BREEAM (BRE Environmental Assessment Method) is the most widespread environmental assessment method for buildings. BREEAM was founded in 1990 in England for a simple and economic assessment of a building’s environmental impacts, and to minimize them. BREEAM principally aims to reduce the environmental impacts of buildings. Furthermore, it is projected to recognize buildings in terms of environmental benefits, to provide an eco-label, and encourage demand for sustainable buildings.” Stating that Daikin has a large team of BREEAM Accredited Professionals (BREEAM AP) in Europe and in Turkey to assist customers, Dr. Andaç Yakut said: “These experts provide consultancy services for sustainable HVAC-R solutions of green building projects during the BREEAM certification process, hereby earning credits from related categories. In addition, Daikin professionals help the selection of the most budgetfriendly design to obtain the BREEAM certificate.” 45


TEKNOLOJİ/TECHNOLOGY

46


TEKNOLOJİ “BULUT”LARDA! TECHNOLOGY IN THE “CLOUD”S! TEKNOLOJİNİN GÜNLÜK HAYATTA VE İŞ YAŞAMINDA DAHA ÇOK YER KAPLAMASI HEM MALİYETLERİ HEM DE YETİŞMİŞ İNSAN İHTİYACINI ARTIRDI. TAM BU NOKTADA DEVREYE GİREN BULUT TEKNOLOJİSİ, MALİYETLERİ AZALTARAK ŞİRKETLERİN ÜZERİNDEKİ YÜKÜ HAFİFLETMEYİ AMAÇLIYOR.

AS TECHNOLOGY BEGAN TO OCCUPY MORE AND MORE SPACE BOTH IN THE PROFESSIONAL AND THE DAILY LIFE, THE COSTS AND THE NEED FOR QUALIFIED MANPOWER INCREASED. AT THIS POINT ENTERED THE CLOUD TECHNOLOGY, TAKING THE LOAD OFF FROM THE COMPANIES BY REDUCING THE COSTS.

n Fotoğraf, video ve daha birçok bilgi şirket veya işletmelerin server’larında büyük bir alanı kaplıyor. Bu verileri saklamak, onların güvenliğini sağlamak, yeni programlar kurmak ve güncelleyip, kullanmak şirketlerin teknolojik talepleri arasında yer alıyor. Şirketler, tüm bu ihtiyaçlarını bulut bilişim sayesinde servis sağlayıcıların veri merkezlerinden temin edebiliyorlar. Bulut teknolojisi, bilgisayarlara yüklenen verilerin tüm teknolojik aygıtlardan takip edilmesini sağlıyor. Aslında hepimiz bir şekilde ‘bulut’u kullanıyoruz. İşyerinde bilgisayarınıza gelen bir e-maili eve gittiğinizde akıllı telefonunuzdan açtığınız da mail bulutunu kullanmış oluyorsunuz. Bu açıdan değerlendirdiğimizde ‘bulut’

bir üründen çok, hizmet olarak karşımıza çıkıyor. Üstelik bunun için donanım ve yazılıma yüklü miktarda yatırım yapmalarına gerek kalmadan, tıpkı su, elektrik hizmetleri gibi sadece kullanım bedelini karşılıyorlar. İhtiyaç arttıkça yeni donanım yatırımı yapmadan hizmet anlaşmalarını geliştirerek bu teknolojileri kullanmaya devam edebiliyorlar. Bulut teknolojisinde işletmenin çalıştırdığı yazılımlar bilgisayarda değil, internet üzerinden erişilebilen veri merkezlerinde bulunuyor. Yazılımlara uzaktan erişimin işletmeye en büyük yararı, daha mütevazı donanımlarla çok daha kapasiteli işler gerçekleştirebilmesi oluyor. Ayrıca, işletmeler

yürüttükleri işleri sadece kendi bilgisayarları üzerinden değil istedikleri lokasyonda bulunan ve internet erişimi olan her türlü bilgisayarda devam ettirebilme şansını da yakalıyor. Bulut bilişim teknolojileri internete bağlı aygıt sayısının sürekli artmasıyla gittikçe daha çok yaygınlaşıyor ve sadece bilgisayar üzerinde değil mobil aygıtlar üzerinde de uygulanabiliyor. Ve bunun en büyük yararı düşük donanım maliyeti. Minimum kaynak kullanımıyla güncel, en güçlü kişisel bilgisayarların performanslarına erişiliyor. Dolayısıyla da bulut bilişim kullanan bilgisayarların düşük kapasiteli sabit diske, belleğe ve işlemciye sahip olması, performans kaybı yaşanmasına

n Images, videos and various other data occupy a vast space of company servers. Saving and securing these data, installing, updating and using new programs are among the technological needs of companies. And thanks to the cloud informatics, companies can provide all these needs from the data centers of service providers. The cloud technology enables to follow up all uploaded data through all technologic devices. As a matter of fact, we are all using the ‘cloud’ somehow. When you open up a mail in your office computer through your smart phone at home, you are using your mail cloud. In this perspective, ‘cloud’ is rather a service than

a product. And it requires no substantial investments on hardware or software, and is given just life water or electricity services. Without any added investments in hardwares, the service deals are enhanced as the need grows, enabling a further use of these technologies. In the cloud technology, software applications are preserved in data centers which can be accessed through internet, instead of computers. The biggest advantage of remote access to the software for the company is the opportunity of conducting higher capacity works using more modest softwares. Moreover, companies get the chance to resume

their works not only on their computers, but on any computer with internet access anywhere. Cloud informatic technologies are becoming more widespread as the number of gadgets with internet connection constantly increase. And it is used not only in computers, but in all mobile devices. The biggest advantage is the lower software costs. At the expense of minimum resources, the performance levels of the most up-to-date and the most powerful pc’s can be obtained. As a result, computers using cloud informatics have lower capacity harddisks, memories and processors, none of which result in performance loss.

47


BAYİLER İÇİN BULUNMAZ ‘BULUT’ FIRSATI Bulut sistemlerinde bayiler/işletmeler için öncelikle daha az kaynak tüketimi gerçekleşiyor. Kullandığınız uygulamalar yeni güncelleme geldiğinde kendi kendine güncellendiğinden, tüm kullanıcılarla birlikte aynı anda en güncel sürümü kullanabiliyorsunuz. Bunun yanı sıra bulut teknolojisinde verileriniz güvende. Eğer bilgileriniz buluttaysa, bilgileri yanında taşımanıza gerek kalmıyor. Mobil aygıtların bozulması, kırılması ya da çalınması gibi durumlarda bilgilerin kaybolma sorunu da ortadan kalkıyor bu sayede. Çünkü her şey buluttan geri yüklenebiliyor! Kapasite artırılarak saklanan veri boyutu büyütülebiliyor. Bulutta saklanan veriler yurt içi ya da yurt dışı fark etmeden, PC, MAC, tablet veya akıllı telefonda aynı şekilde görüntülenerek üzerinde aynı anda birden çok kişi tarafından düzenleme yapabiliyor. Bu özellik, işletme içerisinde ortak iş yürüten ekipler için oldukça önemli bir ayrıntı olarak dikkat çekiyor.

48

A GOLDEN ‘CLOUD’ OPPORTUNITY FOR DEALERS Cloud systems generate lower resource costs for dealers and ventures. As your applications are automatically updated, you enjoy the newest version at the same time with other users. In addition, your data are safe with the cloud technology. If you have your data in cloud, there is no need to carry them with you. Even if your mobile device breaks down, gets lost or stolen, the safety of your data is guaranteed. Because everything can be downloaded back from the cloud! The protected data size can be enhanced by expanding the capacity. The preserved data in the cloud can be monitored and organized simultaneously on the PC, MAC, tablet and smart phone, whether at home or abroad, which is a very important feature for teams and teamworks.


BULUT’UN DEZAVANTAJLARI Online sistemlerin avantajları olduğu kadar dezavantajları olması da kaçınılmaz. Bulut teknolojisinin olmazsa olmazı sabit internet bağlantısı. Sistemler sadece online çalıştığı için mutlaka yüksek hızda bir internet bağlantısı istiyor. Hızlı bir bağlantınız olsa bile web tabanlı uygulama ve servisi çalıştıran sunucu aşırı yoğunsa kullanılan uygulama normalden daha yavaş çalışabiliyor. Ayrıca bir veri internet üzerindeyse birtakım güvenlik problemleri yaşayabileceğiniz riskini de göze almanız gerekiyor. Bazı ‘hacker’ grupları özellikle büyük şirketlere ait verilere düzenli olarak saldırı düzenleyebiliyor. THE DISADVANTAGES OF CLOUD Online systems have their advantages and disadvantages. The absolute must have in cloud technology is a fixed internet connection. As the systems only work online, a high-speed internet connection is required. Even if you have a highspeed connection, when the webbased application or the server is too busy, the application can work slower than usual. Moreover, when a data is on internet, you have to bear the risk of multiple security issues. Certain hacker groups organize regular attacks on the data of big companies. AMAN DİKKAT! Bulut teknolojisi kullanmak isteyen şirketlerin, ilk aşamada birtakım araştırmalar yapması gerekiyor. Öncelikle kullanacakları yazılımı üreten şirketin dünya çapında büyük bir servis sağlayıcı ile çalışıyor olmasına dikkat edilmeli. Ayrıca, “veriler nerede, hangi ülkede, nasıl korunuyor?” gibi güvenlik faktörlerini de mutlaka sorgulamalı. Firmalar ya da bayilerin önceliklerini iyi belirleyerek, kullanılacak yazılımları ve saklanacak verileri mutlaka kesinleştirmeleri gerekiyor. Çok özel şirket sırlarını asla Bulut’a taşımamalı mesela.

ATTENTION! Companies interested in the cloud technology need to conduct a number or researches at the first step. First of all, the software company should be working with a massive service provider in the global scale. In addition, you should question certain security factors as to where and how the data are preserved. Companies or dealers must determine their priorities and finalize the applications to be used and the data to be preserved. Top secret company data should never be put in the cloud. 49


DAIKIN HABERLER/DAIKIN NEWS “Daikin Aİle Pİknİğİ” yİne çok eğlencelİ geçtİ… Fun time at “Daikin Family Picnic” Daikin Türkiye’nin Hendek, Sakarya’da bulunan üretim tesisleri çalışanları ve aileleri için Mayıs ayında piknik düzenlendi. Güzel bir pazar gününde, Poyrazlar Gölü’nde düzenlenen pikniğe toplamda bin 500 kişi katıldı. Kahvaltı ile başlayan organizasyon boyunca çocuklar kendileri için hazırlanan oyun parkurlarında çeşitli oyunlar ve etkinliklerle eğlenceli saatler geçirirken, yetişkinler de düzenlenen yarışmalarla hem eğlendi hem de stres attı. Gün boyu süren etkinlikle çalışanlar ve aileleri iş stresinden uzak, keyifli bir gün geçirme şansı buldu. Daikin Turkey’s Hendek Sakarya production facility team came together for a picnic in May with their families. The picnic took place on a fine Sunday morning at Poyrazlar Lake with the participation of 1500 people. The event started off with breakfast, followed by fun hours while children played and participated various events as their parents reposed and enjoyed several competitions. During the day, both employers and families had a pleasant day away from the daily work stress.

Adana müteahhİtlerİ bİr araya geldİ Adana contractors came together Daikin, Adana Yapı Müteahhitleri Derneği (AYAMDER) üyeleriyle Adana Masel Otel’de bir araya geldi. Adana Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Daikin yöneticileri ve iş ortakları ile 67 AYAMDER üyesinin katılımıyla gerçekleşen toplantıda Adana ve çevresinde çalışmalarını yürüten müteahhitler, Daikin’in farklı yönlerini ve geniş ürün gamını tanıma şansı buldu. Daikin came together with members of Adana Constructors Association (AYAMDER) at the Adana Masel Hotel. Contractors working in the Adana hinderland had the chance to get to know various aspects and the vast product line of Daikin at the meeting which took place with the participation of Adana Seyhan Mayor Zeydan Karalar, Daikin executives and business partners, and 67 AYAMDER members. 50


Aktİf Isı’dan sektöre önemlİ bİr katkı Major sectoral contribution from Aktif Heating Aktif Isı tarafından, Aktif Akademi’de Daikin sponsorluğunda gerçekleştirilen “Türkiye Ekonomisinde Mekanik Tesisat Sektörünün Bugünü ve Yarını” konulu panel, sektörün bileşenlerini bir araya getirdi. Aktif Grup Yönetim Kurulu Başkanı Halim Özdemir moderatörlüğünde gerçekleştirilen panele, 3’üncü Göz Danışmanlık CEO’su Hikmet Baydar, Tanrıöver Mühendislik sahibi Cevat Tanrıöver ve Bahri Türkmen Mühendislik adına şirket sahibi Bahri Türkmen gibi sektörün önde gelen isimleri konuşmacı olarak katıldı. Toplantı açılışında söz alan

Halim Özdemir, “Mekanik firması, projeci, üretici, satıcı, yatırımcı gibi sektörün her kademesinde iş yapan bizler, bu zincirin birer halkasıyız. Bu halkalardan biri zarar görürse sistem aksamaya başlar. İşte bunu engellemek için Aktif Akademi olarak bu toplantıları her seferinde yeni bir konuyu analiz edecek şekilde sürdürmeyi düşünüyoruz” dedi. Daha sonra söz alan toplantı sponsoru olan Daikin Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdür Yardımcısı Zeki Özen ise yurtdışında iş yapan inşaat şirketlerine değinerek, “Geçen yıl itibari ile dünyanın en büyük 250 inşaat şirketinin arasında

42 tane de Türk şirketi olduğunu gördük. Bu sektörümüz için büyük bir fırsat. Biz bu şirketlere malzeme veriyoruz, taşeronluk yapıyoruz; dolayısıyla bu avantajı çok iyi kullanmamız lazım. Bu birlikteliği sağlayacak gerekli adımları atmalıyız. Bu toplantı da o adımlardan biri konumunda. Ülkemiz için çok iyi sonuçlar alacağımıza inanıyorum” şeklinde konuştu. Panel sonunda katılımcılara günün hatırası olarak adlarına TEMA Vakfı’na yapılan fidan bağışı sertifikaları verildi. Daha sonra gerçekleştirilen kokteyl ve akşam yemeği ile toplantı sona erdi.

“The Today and Tomorrow of the Mechanical Installation Sector in Turkish Economy” pannel brought all elements of the sector with the organization of Aktif Heating and the sponsorship of Daikin. Leading names of the sector including The 3rd Eye Consultancy CEO Hikmet Baydar, Tanrıöver Engineering owner Cevat Tanrıöver, and Bahri Türkmen Engineering owner Bahri Türkmen made speeches in the pannel that was moderated by Aktif Group Chairman of Board Halim Özdemir. In his opening speech, Halim Özdemir said: “From mechanical firms

to projectors, from producers to sellers and investors, each and every one of us taking part in all levels of the sector are the rings of the chain. When one of those rings is harmed, the system breaks down. In order to prevent this, Aktif Academy aims to continue these meetings by analyzing a different subject every time.” The speech was followed by Daikin Chairman of Board and Vice General Manager Zeki Özen, on behalf of the sponsor, speaking of construction companies engaged in international projects: “As of last year, we have seen

42 Turkish companies among the world’s 250 biggest construction companies. This is a major opportunity for our sector. We provide equipments to these companies or work as sub-contractors; which is why we need to seize this opportunity. We need to take the essential steps to reinforce this collaboration. And this meeting is one of the steps. I believe we will reach roaring results for the sake of our country.” At the end of the pannel, participants were presented certificates of sapling donations made on their behalf to TEMA. The event ended with a cocktail and dinner.

51


MMO İle eğİtİmler sürüyor MMO trainings continue Daikin Türkiye’nin Makine Mühendisleri Odası ile Türkiye’nin farklı illerinde düzenlediği eğitimler devam ediyor. Geçtiğimiz aylarda Mersin MMO’da düzenlenen seminerde, Daikin’in üstün teknolojili, ısı geri kazanımlı VRV IV ürünü ilk kez sunuldu. Sektörün önemli yatırımcı, akademisyen, MMO üyeleri ve devlet kademesindeki ilgili kontrolörlerin katılımları ile zenginleşen etkinlikte Daikin personeli ve iş ortakları da hazır bulundu. Daikin Turkey’s trainings organized with the Chamber of Mechanical Engineers (MMO) around Turkey continues. Daikin’s cutting edge heat-recovery VRV IV made its first public audience at the seminar which recently took place at Mersin MMO. Daikin team and business partners were present at the event which was participated by leading investors from the sector, academicians, MMO members and public inspectors.

“Daikin Usta” klİma kullanıcılarına yol gösterecek! “Master Daikin” will guide air conditioner users! Yenilikçi ve öncü uygulamalarıyla sektöre ve tüketiciye ışık tutan Daikin, yaza girerken klima kullanımı ile ilgili rehber niteliğinde bir kitapçık hazırlayarak Japon çizgi karakteri Daikin Usta’yı da tanıttı. Klima seçimi ve montajının yanı sıra teknik terimler ve doğru klima kullanımı ile yol gösteren Daikin Usta, verimlilik ve çevre ile ilgili de ipuçları veriyor. Daikin’in kullanıcı ile tanıştırdığı Daikin Usta, klima ile ilgili her türlü soru için tüketicinin dilinden konuşan bir referans noktası olacak. Setting light to the sector by its leading and innovative approaches, Daikin prepared a guidebook on the use of air conditioners and introduced the Japanese manga figure Master Daikin. Master Daikin guides on choosing and installing air conditioners, technical terms and the correct use of air conditioners, and shares hints on efficiency and environment. Master Daikin will assist the consumer as the reference figure of Daikin for all questions. 52


DAIKIN

TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK KARMA PROJESİNİN RADYATÖR TERCİHİ AIRFEL OLDU TURKEY’S BIGGEST JOINT PROJECT CHOSE AIRFEL RADIATORS TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK KARMA PROJESİ TEMA İSTANBUL, ISITMA İHTİYAÇLARININ ÇÖZÜMÜNDE DAIKIN’İ TERCİH ETTİ. TEMA İSTANBUL PROJESİNDE, YÜKSEK ISI VERİMLİLİĞİ VE KULLANILAN BOYA TEKNOLOJİSİ TAM BİR ÇEVRE DOSTU OLAN AIRFEL PANEL RADYATÖR VE AIRFEL KROM HAVLUPAN KULLANILDI. n İklimlendirme sektörünün lider markası Daikin, Türkiye’nin prestijli projeleri arasındaki yerini alan Tema İstanbul’un da tercihi oldu. Türkiye’nin en büyük karma projesi olan Tema İstanbul sakinlerinin ısınma ihtiyacını Daikin Isı Grubu’nun güçlü markası Airfel panel radyatörler karşılayacak. Bu ay itibariyle yaşamın başlayacağı Tema İstanbul, doğa dostu Airfel Panel Radyatör ile ısınma konforu yaşayacak. Mesa, Artaş, Öztaş ve Kantur-Akdaş Ortak Girişim Grubu’nun hayata geçirdiği Tema İstanbul, İstanbul Halkalı’da yükseliyor. 1 milyon 500 bin metrekare alan üzerinde inşa edilen Tema İstanbul’da, konutların yanı sıra eğlence alanları, spor alanları, fitness merkezi, sauna, alışveriş alanları, yüzme havuzu ve buhar odası gibi sosyal alanlar da yer alıyor. Bu sosyal imkanlara ek olarak Türkiye’nin ilk ve en büyük uluslararası temalı eğlence parkı olan Tema Word İstanbul da yer alıyor. Yazgan Tasarım Mimarlık imzası taşıyan Tema İstanbul Showroom peyzaj düzenlemesi Avrupa’nın önemli gayrimenkul ödüllerinden biri olan “International Property Awards”da, “Ticari Yapılar İçin Peyzaj Tasarımı” kategorisinde 5 yıldızla “Highly Recommended” ödülünü aldı. 12 YIL GARANTİLİ AIRFEL PANEL RADYATÖR Ekonomik ve ekolojik özellikleri ile öne çıkan Tema İstanbul, mükemmel konfor için Daikin ısıtma ürünlerini tercih etti. Toplamda 30 bloktan oluşan ve 5 bin konut, AVM, okul ve Tema parkı içeren Tema İstanbul’da 20 bin adet Airfel Panel Radyatör ve 6 bin 300 adet Airfel Krom Havlupan kullanıldı. Zirkonium ve kataforez boya teknolojisi sayesinde korozyona ve darbelere karşı daha dayanıklı olan Airfel Panel Radyatörler, çevre dostu özellikleri ile öne çıkıyor. Tema İstanbul, 12 yıl garantisi olan Airfel Panel Radyatörler ile sakinlerine uzun süre bu konforu sürme imkanını da sunuyor.

TURKEY’S BIGGEST JOINT PROJECT TEMA ISTANBUL CHOSE DAIKIN FOR THE HEATING NEEDS. AT TEMA ISTANBUL, AIRFEL PANNEL RADIATOR WHICH STANDS OUT WITH THEIR HIGH EFFICIENCY AND ECO-FRIENDLY DYE TECHNOLOGIES,AND AIRFEL CHROME TOWEL WARMER, WERE USED. n Air conditioning leader Daikin was the selection of Turkey’s prestigious Tema Istanbul project. Turkey’s biggest joint project Tema Istanbul’s residents will warm up with panel radiators of Daikin Heat Group’s powerful brand Airfel. Tema Istanbul, where life begins this month, will seize heating comfort with the nature friendly Airfel Pannel Radiator. A co-project of Mesa, Artaş, Öztaş and Kantur-Akdaş Joint Venture Group, Tema Istanbul is in Istanbul Halkalı. Covering a surface area of 1 million 500 thousand squaremeters, the project comprises recreational areas, gyms, fitness center, sauna, shopping areas, swimming pool and steam room aside residences. In addition to these social benefits, Turkey’s first and biggest international theme park Tema World Istanbul is here. Bearing the signature of Yazgan Design Architecture, Tema Istanbul Showroom landscape has been awarded as “Highly Recommended” with 5 stars in Europe’s prominent real estate prizes “International Property Awards”, in the “Landscape Design for Commercial Buildings” category. AIRFEL PANNEL RADIATOR WITH 12 YEARS GUARANTEE Starring with economic and ecologic features, Tema Istanbul chose Daikin heating products for flawless comfort. Consisting of 30 blocks and comprising 5000 apartments, shopping mall, school and Tema park, Tema Istanbul used 20 thousand Airfel Pannel Radiators abd 6300 Airfel Chrome Towel Warmers. With enhanced resistance against corrosion and blows thanks to the zirconium-cataphoresis dye technology, Airfel Pannel Radiators boast striking environmental features. Tema Istanbul provides its residents a long life of comfort with 12 year guarantee Airfel Pannel Radiators. 53


EKONOMİ/ECONOMY YAZI/ Article : FİGEN ÖZAVCI Meksa Yatırım Menkul Değerler Genel Müdür Yardımcısı Meksa Investment Securities Vice General Manager

SEÇİM SONRASI SENARYOLAR… POST-ELECTION SCENARIOS…

54


n 13 yıllık tek parti iktidarından sonra gerçekleşen seçim sonucu koalisyon veya azınlık hükümetine işaret ediyor. Gelişmiş ülkelerde başarılı koalisyon hükümeti örneklerine rastlanırken; Türkiye’nin koalisyon hükümetleri konusunda karnesi oldukça zayıf. Geçmiş yıllarda herhangi bir konuda karar alma süreleri uzun, ortak çalışabilme süreleri kısa süren ve sonucu erken seçimle biten koalisyon hükümetleri dönemleri yaşadık. Aradan geçen yıllarda Türkiye gerçekleştirdiği reformlar ile birlikte finansal istikrardan sorumlu kurumlar, sistemik riskin takibi ve yönetimi kapsamında kendi görev, yetki ve sorumluluklarına giren alanlarda; özellikle makro riskleri azaltıcı politikalar uygulayarak çeşitli tedbirler alabilmekte. Merkez Bankası, önceliği fiyat istikrarı (enflasyon) olmak üzere finansal istikrar çerçevesinde para ve kur politikası ve ödeme sistemlerinde tüm para politikası araçlarını bağımsız, etkin bir şekilde kullanabiliyor. Özellikle iç siyasi ortamın kur üzerindeki yarattığı baskıyı bertaraf etmekte başarılı sayılabilecek bir merkez bankamız var. n After 13 years of one-party government, the election results indicate a coalition or a minority government. While successful coalition government examples abund in developed countries, Turkey has a poor history of coalitions. In the past, we have seen coalition governments that had long decision making processes, short collaborations which ended with early elections. In the passing time, as Turkey had undergone several reforms, organizations responsible from financial stability have become capable of taking precautions particularly by inducing macro-risk reducing policies in their fields of responsibility and operations to track and manage systemic risks. The Central Bank can independently and efficiently use all monetary policy media in monetary and currency policies and payment systems within the scope of financial stability, with particular emphasis on price stability (inflation). Our central bank is efficient enough to eliminate the pressure induced by the interior politics on currency. 55


Zira aynı şekilde kamu finansmanı ve mali politikalar konusunda Hazine Müsteşarlığı; bankalar ve finansal holding şirketleri ile finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketlerinin düzenlenme ve denetlenmesinde BDDK; sermaye piyasalarının düzen ve denetiminde SPK; tasarruf sahiplerinin hak ve menfaatlerinin korunması ile bankaların çözümlenmesinde TMSF gibi önemli kurumlarımız sistematik riskleri engellemek üzere görevlerini sürdürüyor. Geçmiş yıllarda olmayan veya daha az aktif olan bu kurumlar hükümet kurulana kadar sermaye piyasaları özelinde dalga boyutunu azaltmakta önemli bir etkiye sahipler. Koalisyon görüşmeleri süresince (45 gün) yatırımcıların soğukkanlı kalabilmesinde bu kurumlara olan güvenin etkisi yadsınamaz. Bir halen ülkemizde yatırımı ya da şirketi olanlarla ülkemize yeni yatırım yapmayı düşünenler var. Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda yol haritasının ne olacağı onlar için büyük önem arz ediyor. Kısaca,

hep beraber bu süreci takip ediyoruz. 45 gün olan hükümet kurma süresinde iktidara talip olan partiler bir uzlaşma sağlayamaz ise bu sefer masaya erken seçim ihtimali gelecek. Bu seçeneğe geçildiğinde 45 günün üzerine bir de 90 günlük erken seçim takvimi ekleniyor. Sürelerin tamamının kullanıldığını düşündüğümüzde yeni hükümet için takvim Kasım ayı ortasına işaret ediyor. Belirsizlik süresini uzatması, sermaye sahiplerinin karar almasını zorlaştırması ve neticesinde ekonomiyi yavaşlatacağı için erken seçim seçeneği şu an piyasa fiyatlamasında en negatif senaryo… Koalisyon seçeneklerinde partilerin çizdiği kırmızı çizgiler ve yapılan açıklamalar koalisyon ihtimalini azaltsa da herkes erken seçim seçeneğinin ülkemize zarar vereceği konusunda hemfikir. Uzlaşılan bu tek konu nedeniyle yatırımcılar kırmızı çizgiler konusunda yumuşama olabileceği ihtimalini düşünüyor. Karar alabilen hükümet kurulduğu anda

gözler ekonomi yönetimi kadrosuna dönecek. 2015 yılı büyüme açısından zorlu bir yıl oldu. Tamamlamamız gereken yapısal reformlar var. Partilerin ekonomi yönetimine aday isimleri geçmişte birbirine bir şekilde temas etmiş, ekonomi konusunda atacakları adımlar örtüşen, beraber çalışmaya uygun isimlerden oluşuyor. Bu bizim için büyük bir avantaj; yeter ki koalisyon hükümeti kurulabilsin… Türkiye’nin en büyük hikayesinin büyüme olduğu düşünülürse, uygulanacak politikaların etkinliği önem ortaya çıkıyor. Bağımsız Merkez Bankası altında gıda fiyatlarına tedbir alarak enflasyonu dizginleyen, hane halkı gelirlerini artıracak adımları atan ve bunun yanında yapısal reformları hayata geçirip, sistemin daha verimli çalışmasını sağlayacak bir ekonomi yönetimi yurtdışında da artı puan toplayacaktır. Derecelendirme kuruluşlarının seçim sonrası yazdıkları raporlarda altı çizilen en önemli başlıklardan biri de buydu hatırlarsanız… Risk olarak gördükleri konu erken seçim

Similarly, our primary organizations are operating to prevent systemic risks, with the Undersecretariat of Treasury in public finance and financial policies; Banking Regulation and Supervision Agency in the regulation and supervision of banks, finance holdings, financial lents, factoring and financial organizations; the Capital Market Board in the regulation and supervision of capital markets; the Saving Deposit Insurance Fund in the protection of rights and benefits of account owners and the analysis of banks. These corporations, which have been nonpresent or less active in the past, have a major impact in reducing the wave length of the capital markets until government formation. The investors’ confidence in in these organizations to remain calm throughout the coalition proceedings (45 days) is undeniable. On the other hand, there are also present investors, company owners and potential new investors in our country. For them, Turkey’s road map for the near future is crucially important. In short, we are all following the

process closely. If the parties fail to reach an agreement within the 45 days of government formation process, a possible early election will get in sight. In the given case, an additional 90 days of early election calendar will be added on the 45 days. In case all this time will be necessary, the formation of the new government is scheduled to mid-November. As the elongation of uncertainty makes it harder for capital owners to take decisions and slows down the economy accordingly, the early election option is the most negative scenario in market pricing. Even though the red lines drawn and the declarations made by the parties seem to put down the coalition option, everybody agrees that early elections will be more damaging for the country. Because of this single point of consensus, investors consider the potential of a compromise in the red lines. As soon as a decision-making government will be formed, all eyes will turn back on the economic administration staff. 2015 has been

a hard year of growth. There are structural reforms to be completed. Potential economic administrators from the parties include names who have somehow made connections in the past, have mutual economic approaches, and are willing to cooperate. This is a great advantage; as long as the coalition government is formed… Considering that growth is Turkey’s main issue, the effectiveness of the policies to be implemented are crucial. An economic administration that takes measures in food prices against inflation, take necessary steps to increase per capita income, and to efficiently run the system by implementing structural reforms through the independent Central Bank will raise its credits in the international scale as well. This was one of the main headlines underlined in the post-election reports of rating bureaus… They consider the early election possibility as a risk, and keep track of the direction of the resolution process. To sum up, a summer of high risks and uncertainties with investors holding on fire awaits

56


olasılığı ve takip ettikleri çözüm sürecinin hangi yönde ilerleyeceğidir. Toparlarsak kısa vadede risklerin ve belirsizliklerin yoğunlaştığı yatırımcıların yeni adımlar atmakta beklemeye geçtiği bir yaz sezonu geçiriyoruz. Hükümet kurulabilirse orta vadede iyileşen cari açık, sıkı bütçe, bağımsız Merkez Bankası, mevsimsel etkilerle düşen enflasyon (gıda), reformların desteklediği ekonomik büyüme Türkiye’nin hikayesini pozitif yönde dikkat çekici bir şekilde değiştiriyor. Bu dönem yatırım kararı alırken öne çıkan şirketler genelde yurtdışına ihracat yapan, iç siyasi gelişmelerden etkilenen, iç talep odaklı olmayan şirketlerdir. Sürecin devamında yani belirsizlik ortadan kalktıkça diğer

us in the short term. In case of government formation, the recovering current budget deficit, a tight budget, an independent Central Bank, seasonal decrease of inflation (food), economic growth supported by reforms will have a striking impact on the Turkey’s story in the positive sense. During this phase, companies that stand out while taking investment decisions are usually those engaged in exports, effected by internal politics, and are not internal demand oriented. In the continuing process, as uncertainty fades out, the cheaper values of other companies with respect to their international counterparts may direct investments in this

şirketlerin dünyada benzerlerine göre ucuz kalması yatırımların bu yöne kaymasını sağlayabilir. Dolar/TL paritesine baktığımızda dünyada FED’in faiz artırım sürecine yaklaşması ile tepe yapan dolar endeksi etkisinin yoğun olduğunu görüyoruz. İçeride yaşadığımız belirsizlikler üzerine eklendiğinde yılbaşından bugüne yüzde 17 değerlenen dolar kuru karşısında yüzde 6 değerlenen dolar endeksi görüyoruz. Dolar endeksinin üzerinde performans veren dolar/TL paritesi iç siyasi gündem sakinleşirse dolar endeksine paralel hareket etme eğilimine dönecektir. Ancak erken seçim riski hasıl olur ve FED, Eylül ayında yoğunlaşan faiz artırım beklentisini karşılar ise o zaman

direction. Regarding the USD/TRY parity, we see that the dollar index, which has topped in the global scale as FED draws closer to interest raising process, has a massive impact. With the given uncertainties at home, the dollar index gained value by 6 percent as the dollar currency has increased by 17 percent since the beginning of year. The USD/TRY parity, which is performing above the dollar index, will return to its parallel continuum with the dollar index if the interior political agenda calms down. But if the early election case appears and FED meets the increasing interest raise expectations of September, it might push the previously tested 2,81TRY summit.

bir önceki test ettiği 2,81 TL zirvesini yukarı yönde zorlayabilir. Şu an genel beklenti FED’in adımlarının minik, içeride koalisyon seçeneğinin masada olduğu senaryo. Koalisyon kurulabilirse dolar, fazladan aldığı primi sert bir şekilde geri verebilir. Altın fiyatlarında da FED fiyatlaması yoğun satış baskısı yaratıyor. Özellikle ons altında bin 130 seviyesi alım için takip edilebilir. Genel olarak yatırımcıların portföylerde ağırlığı sabit getirili enstrümanlara(tahvil, bono, mevduat) ayırdığı bir yaz dönemi geçiriyoruz. Borsa İstanbul tarafında ise ilk etapta istikrarlı bir şekilde temettü veren uzun vadeli, ihracat yoğun çalışan şirket ve sektörler ilgi görüyor.

At present, the general expectation is about tiny steps taken by the FED and the coalition option in evaluation. If a coalition can be formed, dollar might repay the excess premium it has gained sharply. FED pricing induces a massive sale pressure in gold prices. Particularly in ounce gold, 1130 TRY level is advisable for purchase. In the overall, we are going through a summer period when investors spare their portfolios for fixed income instruments (stocks, bonds, deposits). On the Istanbul Stock Exchange side, long term and export-based companies and sectors paying steady dividends are in demand. 57


SAĞLIK / HEALTH YAZI / Article: LALE EROL ULUTAŞ

58


YOGA: SAĞLIKLI BİR BEDENE DAVET YOGA: THE CALL FOR A HEALTHY BODY SON YILLARDA TÜM DÜNYADA GİDEREK DAHA POPÜLER BİR HALE GELEN YOGAYI HERKESİN İHTİYACINA CEVAP VEREBİLECEK, HER YAŞTA KİŞİNİN YAPABİLECEĞİ HAREKETLER BÜTÜNÜ VE NEFES TEKNİKLERİ OLARAK TARİF EDEBİLİRİZ. TABİİ Kİ BU TARİF ÇOK YAVAN KALIYOR… DAHA FAZLASI İÇİN YAZIMIZA BİR GÖZ ATIN…

YOGA, AN EXERCISE AND BREATHING ROUTINE WHICH CAN BE USEFUL FOR AND PRACTISED BY EVERYONE, IS BECOMING EVER MORE POPULAR IN THE GLOBAL SCALE. AS THE DEFINITION IS SOMEWHAT SIMPLE, CHECK OUT OUR ARTICLE FOR MORE JUICY STUFF…

59


n 21’inci yüzyılı en iyi tarif eden kelimelerden biri “hız” olsa gerek. Özellikle iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler dünyayı dev bir yarış alanına çevirmiş durumda. Hepimiz çılgıncasına bir koşuşturmanın içindeyiz. Hayatı ve gündemi kaçırmamak adına ne yana gittiğimizin bile farkında olmadan sadece koşuyoruz. Kariyerimiz için, satın almak istediğimiz nesneler için, çocuklarımızın daha pahalı okullara gidebilmeleri için kendimize kapasitemizden fazla yükleniyoruz. Bedenimizin ve ruhumuzun sesine hiç kulak vermeden günlerimizi, aslında içinde kendi varlığımız olmadan, sadece hedeflerimiz için ardı ardına tüketiyoruz. Kendimize belirlediğimiz hedeflerin bile ne kadarı gerçekten kendi

tercihimiz bunu bile bilmiyoruz. Düşünmeye, kendimizi ve bedenimizi dinlemeye sıra gelmiyor bir türlü. Oysa bedenlerimiz sürekli mesaj gönderiyor bize. Hepimizin sırtı ağrılar içinde, boynumuz ve belimiz tutuluyor, üstelik zihnimiz de yorgun. Konsantrasyonumuzu çabuk kaybediyoruz. İş toplantılarında sık sık konudan uzaklaşıyoruz. Eskiye göre biraz daha unutkanız. Elimize aldığımız bir kitabın konusuna adapte olmamız zaman alabiliyor, bu yüzden masalarımız bitirilememiş kitaplarla dolu. Tüm bu sinyalleri dikkate almamız, biraz yavaşlamamız gerekiyor belki de… Ruhumuzla ve bedenimizle olan bağımızı tekrar güçlendirmeliyiz. Kendimize küçük de olsa bir

n It would be no exaggeration to say that the 21st century can be best described by “speed”. Particularly the advances in communication technologies have transformed the world into a race track. All of us are living in a frenzy. To capture everything life and the agenda brings forward, we are running wild unaware of where we are headed. We are challenging our limits for the sake of our career, for the stuff we want to buy, for our children to go to expensive schools beyond our capacities. We are wasting our days for our goals without caring for our bodies and souls, with no true integrity. How much of our self-inflicted goals are truly ours is yet to consider. We have no time to listen to what our souls or bodies have to say. Yet

60

alan açmalıyız. İşte bu noktada yogayı deneyimleyebilir, hayatımızın bir parçası haline getirebiliriz. Çünkü yoga huzursuz bir zihne sakinlik, bazı sağlık sorunları olan bedenlere sağlık ve çalışanlara, öğrencilere keskin bir konsantrasyon kazandırır. Yoga duruşları (asanalar), binlerce yıl öncesinde atalarımızın doğayı ve hayvanları gözlemledikleri günlerde oluşmaya başlıyor. İnsanoğlu yaptığı bu gözlemlerle kendini daha güçlü kılmayı hedeflemiş. Örneğin kobranınki gibi esnek bir omurgaya, aslandaki cesarete ve deveninki gibi dayanıklı bir bedene sahip olmayı istemiş. Hayvanların hareketlerini taklit eden duruşlar, zaman içinde değişim geçirmişler ve bugünkü yoga pozisyonlarını oluşturmuşlar. our bodies keep sending us messages. We all suffer from back pain, stiff necks or waists; and our minds are weary. We lose concentration easily. We frequently get distracted at business meetings. We are far more absentminded than ever. It takes us so long to get involved in the books we read, that is why our desks are crowded with never-ending books. Perhaps we need to consider all these signals and take it more slowly… We need to rebond with our bodies and souls. We have to give us some space, even if a small one. Right here and now, we can experience yoga and make it a part of our lives. Because yoga brings peace to a restless mind, health to suffering bodies, and a sharp concentration to workers and students. Yoga postures (asanas) have begun to form thousands of years ago, as our ancestors observed the nature and the animals. Through these observations, man has aimed to gain strength, longing for the flexible spine of cobras, courage of lions, resistance of camels… Postures mimicking animal movements have then evolved into the yoga postures known today.


ASANALAR VÜCUDU NASIL ETKİLİYOR? Asana, Sanskritçe’de “duruş” anlamına geliyor. Yogadaki tüm duruş pozlarına genel olarak asana deniyor. Yoganın en temel amacı omurgayı olabildiğince esnetmek; çünkü yoga öğretisine göre omurgamız ne kadar esnekse vücut o kadar genç demek oluyor. Asanalar da bu amaç paralelinde omurgayı ve tüm vücudu esneterek kasları,

eklemleri ve tendonları güçlendirir, iç organlara masaj yapar, salgı bezlerinin işlevselliğini arttırarak toksinlerin atılmasına yardımcı olur. Asanalar, öncesinde ve sonrasında yapılan nefes egzersizleri ile birlikte zihni temizler ve dinginleştirir. Bir yoga seansından sonra cilt parlar, vücut derin bir uykudan uyanmış kadar

dinlenmiş hisseder. Asanalar bazı bedenler için başlangıçta zorlayıcı olabilir. Özellikle daha önce hiç spor yapmamış kişilerde, beden esnemeye direnç gösterebilir. Ancak yoga çalışmalarına düzenli katılan kişi çok kısa sürede bedenindeki ve zihnindeki olumlu değişimi fark eder ve yogaya ihtiyaç duyacak hale gelir.

HOW THA ASANAS EFFECT THE BODY? Asana is the Sanskrit word for “posture”. All yoga postures are basicly called asanas. The main principle of yoga is stretching the spine to the last extent possible; for according to yoga philosophy, the body is as young as the spine is flexible. Accordingly, asanas strengthen muscles, joints and tendones, massage internal organs, reinforce the functioning of glands to detox by stretching the spine and the whole body. Together with the

breathing exercises practised before and afterwards, asanas refresh and ease the mind. The skin starts to glow and the body feels as rested as it has just been awaken from a sound sleep after a yoga session. Asanas can be overwhelming for some bodies at first. Especially bodies unfamiliar with sports may resist stretching. But with regular practice, the positive changes in the body and the mind becomes apparent and yoga becomes a need. 61


HERKES İÇİN YOGA İlk adımda çalışmalara uzman bir eğitmen eşliğinde başlanırsa hem yoga pozları doğru öğrenilir, hem de sakatlanmaların önüne geçilir. Bel, boyun, diz ve eklemlerde sorun varsa çalışmaya başlamadan önce mutlaka eğitmene bilgi verilmelidir. Yogada her bedene ve her yaşa uygun pozlar mevcut, dolayısıyla eğitmeniniz size özel bir yoga programını rahatlıkla oluşturabilir. Hamilelik, bir kadının hayatındaki en önemli ve özel dönemlerden biri. Bu dönemi sıkıntısız ve mutlu bir şekilde geçirmek

için yoga yapabilir, kendinizi ve bebeğinizi rahat bir doğuma hazırlayabilirsiniz. Hamilelik sırasında kadın vücudu birçok değişimden geçer. Hormonal, fiziksel ve ruhsal değişimler kadında sıkıntılara yol açabilir. Gebelik ilerleyip vücut ağırlaştıkça omurganın doğal dikliği bozulur, belde, sırtta ve bacaklarda ağrılara neden olur. Yoga duruşları omurgayı ve etrafındaki kasları güçlendirerek yaşanan sıkıntıları asgariye indirir. İç organlar ve salgı bezleri üzerinde yaratacağı masaj etkisiyle hor-

monal dalgalanmaları dizginler. Bulantıları yok eder. Nefes egzersizleri akciğer kapasitesini açar, dolayısıyla vücudun ve bebeğin daha fazla oksijenlenmesini sağlar. Meditasyon çalışmalarıyla doğuma dair kaygı ve korkular yok olur. Bebeğinizi kucağınıza aldıktan sonra da yoga çalışmalarına devam etmeniz, bu yorucu ve uykusuz dönemi daha sakin atlatmanıza katkıda bulunur. Bebeğiniz dört aylık olduğunda ise anne-bebek yoga programına katılabilirsiniz.

YOGA FOR EVERYONE

ÇOCUKLAR DA YOGA YAPABİLİR

KIDS CAN PRACTICE YOGA TOO

Çocuk yogası 3-7 yaş arası çocuklar için hazırlanmış pozları içerir. Pozlar çocuğun fiziksel gelişimini destekler ve var olan vücut esnekliğini korur. Nefes egzersizleri ile doğru nefes almayı öğrenirler. Yoga çalışmaları sırasında asanalar öğretilirken resim, hikaye ve müzik gibi yan enstrümanlar da kullanılır. Bu yaş çocuğunda kendiliğinden var olan hayal gücü geliştirilmeye çalışılır.

Kids yoga comprises postures for children of 3-7 years. These postures support the child’s physical development and preserves the body’s flexibility. Breathing exercises teach how to breathe right. Yoga practices include the teaching of asanas using complementary instruments such as painting, storytelling and music to inspire the imagination of this age group.

62

It is advised to start yoga in the company of a yoga instructor to learn asanas better and to avoid injuries. The instructor should be informed about any problems of the waist, neck, knees or joints. Yoga consists of all kinds of postures for every body and age,so your teacher can design a personal program. Pregnancy is a special and memorable time for women. You can practice yoga to have a problem-free pregnancy, and prepare yourself and your baby for an easy birth. The female body goes through a multitude of changes during pregnancy. Hormonal, physical and spiritual changes may be quite disturbing. As the pregnancy advances and the body gains weight, the original erectness of the spine is disrupted, causing waist, back and leg pain. Yoga asanas strengthen the spine and the surrounding muscles to minimize the problems. The massaging effect on the internal organs and the glands restrain hormonal imbalances. They treat nausea. Breathing exercises enlarge the lung capacity, thus providing more oxygen fort he body and the baby. Birth anxiety and fears diminish through meditation. Continuing yoga after birth will help you overcome this exhausting and sleep deprived period in calmness. You can join mother-baby yoga courses as soon as your baby is 4 months old.


ASANALARA BAŞLAMADAN ÖNCE…

BEFORE THE ASANAS

• Çalışmaya başlarken mide, bağırsaklar ve mesane dolu olmamalı. • En az 2 saatlik açlık gerekiyor. • Duruşlarınızı yoga matı denilen çok ince minder üzerinde yapmalısınız. Kaygan zeminler yoga için hiç uygun değil. • Burnunuzun açık olmasına özen gösterin. Yoga çalışmaları sırasında nefesler çoğunlukla burundan alınır, burundan verilir. • Asanalar sırasında ayak parmaklarınızın yere köklenmesi çok önemli. Bu yüzden çalışma sırasında ayaklarınızın çıplak olması gerekiyor. • Giysileriniz rahat ve esnek olmalı. Üzerinizde takı bulunmamalı.

• You should start with an empty stomach, bowels and bladder. • A minimum of 2 hours should have passed since your last meal. • You should practice postures on a thin yoga mat. Slippery grounds are not suitable for yoga. • Make sure that your nose is not blocked. Yoga breathing requires inhaling and exhaling through the nose. • It is important that your feet are rooted during asanas. So your feet must be bare. • Wear loose and comfortable clothes. Do not wear any ornaments.

63


TEKNO ZOOM/TECHNO ZOOM YAZI / Article: CİHAN DEMİRŞEVK

HER AN HER YERDEN CANLI YAYIN:

PERISCOPE

LIVE BROADCAST AT ANY TIME, ANY PLACE: PERISCOPE AKILLI TELEFONLAR PERISCOPE SAYESİNDE ARTIK BİRER CANLI YAYIN ARACI! EVDEN, SİNEMADAN, KONSERDEN HATTA TAKIMINIZIN MAÇINDAN CANLI YAYIN YAPABİLECEĞİNİZ BU UYGULAMA SİZİ FENOMEN DE YAPABİLİR, SUÇLU DA! AMAN DİKKAT...

16

THANKS TO THE NEW PERISCOPE, SMART PHONES ARE NOW A MEANS OF LIVE BROADCAST! ENABLING LIVE BROADCASTING FROM HOMES, THEATERS, CONCERTS, EVEN FOOTBALL GAMES, THE NEW APPLICATION MIGHT MAKE YOU A PHENOMENON OR A CRIMINAL! SO BEWARE…


n Facebook, Twitter gibi anlık paylaşım ağlarına bir yenisi daha eklendi: Periscope. İran asıllı Amerikalı bir girişimci tarafından bulunan uygulama, 100 milyon doların üzerinde bir rakamla Twitter’a satılınca da tüm ilgiyi üzerinde topladı. Periscope, en basit tanımla akıllı telefonunuzdan canlı yayın yapabileceğiniz bir uygulama. Bir sosyal ağ gibi çalışan Periscope’ta kullanıcılar birbirini takip edebiliyor ve canlı yayına başladığındaysa akıllı telefonlara bildirim gidiyor. Canlı yayın paylaşımları ise kullanıcıların Periscope hesabına yükleniyor. Örneğin, bir yerde bir olay veya eylem olduğunda kullanıcılar artık bu görüntüleri canlı olarak akıllı telefonlar üzerinden takip edebiliyor ve yorum yapabiliyor. Yani, akıllı telefon sahipleri artık birer canlı yayın ekibi sayılabilir. Peki, medya ve yayıncılıkta devrim yaratması beklenen Periscope nasıl kullanılıyor? Öncelikle, Periscope için iOS ya da Android işlemcili bir akıllı telefona ihtiyacınız var. Persicope’u akıllı telefonunuza indirip çalıştırdıktan sonra “Sign in with Twitter” kısmına tıklayarak Twitter hesabıyla giriş yapabiliyorsunuz. Twitter hesabınız otomatik olarak eş zamanlanıyor. Ortadaki yuvarlak ikona tıkladığınızda canlı yayın sekmesi açılıyor. Çıkan ekranda “Start Broadcast”e tıkladığınızda yayına başlayabiliyorsunuz. Ekranda çıkan “Live” yazısı yayına başladığınızı belirtiyor. Ve artık yayındasınız! Eğer ekrana 2 kez tıklarsanız telefonun ön kamerasına geçiş yapabilir; ekranın üst kısmındaki “Stop Broadcast” sekmesine tıklarsanız yayını bitirebilirsiniz.

n The world of social networks like Facebook and Twitter welcomes a new member: Periscope. Developed by an American entrepreneur of Persian origin, the app became the center of attention when it was acquired at over 100 million dollars by Twitter. Periscope is basicly a live broadcasting application via smart phones. With the working principle of a social network, Periscope enables users to follow each other and sends news alert to smart phones in case of a live broadcast. Live broadcast posts are uploaded on the Periscope accounts of users. In case of a scene or demonstration, users can track them and comment through their smart phones. So now smart phone users have literally become live broadcast teams. And how is the trailblazing Periscope used for news and broadcasting? First of all, you need a smart phone with iOS or Android processor. After downloading Periscope on your smart phone, you can “Sign in with Twitter” using your Twitter account, which is automatically synchronized. A new broadcast tab opens up as you click on the circular icon in the center. Clicking on “Start Broadcast” on the new tab, you can start your broadcast. The “Live” sign on the screen means you are on line! When you click on the screen twice, you can activate the front cam, and end the broadcast by clicking on “Stop Broadcast” at the top of the monitor. 65


KALPLER SİZİN İÇİN ATIYOR! Yayın sırasında ekranın sağ alt köşesinde kalpler çıkıyor, sakın şaşırmayın! Bu kalpler yayının beğenildiğini göstermek için kullanılıyor, yayınınız ne kadar çok beğenilirse (kalp/like alırsa) arama sonuçlarında ve discovery sekmesinde görüntülenme ihtimaliniz artıyor. Kimlerin canlı

yayın yaptığını ise uygulamayı açtığınızda “Watch” sekmesine basıp görebilirsiniz. Yayın başlamadan önce yayıncı otomatik olarak Twitter üzerinden yayının başladığını duyurabiliyor. Bilgisayardan da Twitter linkine basarak web üzerinden canlı yayın takip edilebilirsiniz ancak yayını

tekrarlarını izlemeniz olanaksız. Tekrarlar web üzerinde yer almıyor. Periscope canlı yayın özelliğine sahip olduğu için asla montaja uygun değil. Bu özellik de, bir suç sırasında yapılan gizli bir canlı yayına, sonradan yalanlanma fırsatı vermiyor.

ALL HEARTS BEAT FOR YOU! Do not be surprised as a number of hearts appear on the bottom right of the screen during broadcast! They are used to rate the popularity of the broadcast; the more it is liked, the more your visibility increases on 66

searched and discovery tabs. You can see who is online by clicking on the “Watch” tab. Before starting, the publisher can automatically announce his/her broadcast via Twitter. You can as well be followed on computer

through the Twitter link, though the reruns are not available on web. As it is intended for live broadcast, Periscope is not suitable for montage. This feature prevents denegation of a hidden live broadcast from a crime scene.


ROADCASTING RIGHTS MIGHT BECOME AN ISSUE

YAYIN HAKLARI SORUN OLABİLİR Yayının tekrarını yalnızca 24 saat izleyebiliyorsunuz. Bu sürenin sonunda Periscope video dosyasına erişimi kaldırıyor. İsterseniz videonuzu “Save to camera roll” butonuna tıklayarak telefonunuza da kaydedebilirsiniz. Yayın haklarına takılan görüntüleri, kayıt özelliğiyle telefonunuza kaydetmeniz başınıza iş açabilir. Periscope’un en çok tartışılan noktası aslında tam da bu, yani yayın hakları. Öyle ki, Süper Lig maçına gittiniz, akıllı telefonunuz ile canlı yayın yapmak istiyorsunuz. Önünüzde bir engel yok canlı yayını yapabilirsiniz ama yayıncı kuruluşa yakalanırsanız işin rengi değişir! TFİ kuruluş ve görevleri hakkındaki kanuna göre, yayıncı kuruluş dışında futbol maçlarını canlı ya da banttan yayınlamak yasak. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na göre 1-5 yıl arasında hapis istemiyle dava açılıyor. Ancak Periscope’un bir de gizli yayın özelliği var. Periscope’da ortadaki yuvarlak ekrana tıkladığınızda çıkan ekranda canlı yayının gizli (private) veya genel olmasını seçebiliyorsunuz. Bu seçim yayın hakları ihlâli yapığınızı bir şekilde gizliyor. Ve yapılan ihlaller karşısında, yayıncı kuruluşlar bu türden yayınları engellemek için harekete geçti bile. Terör örgütlerinin eylemlerini ya da infazlarını canlı yayınla aktarmaları da olası sıkıntıla-

rın başında geliyor. Teknolojik gelişmeler konusunda kalkanlarını kaldıran devletler de Persicope’a temkinli yaklaşıyor. Askeri ya da yasak bölgelerden yapılan yayınların da önemli güvenlik tehditleri oluşturacağı iddia ediliyor. Tüm bu tartışmalara rağmen Periscope’un, yeni medya düzeninde önemli bir yere sahip olacağı kaçınılmaz görünüyor.

Reruns are available for only 24 hours. At the end of this period, Periscope blocks off access to the video file. If you prefer, you can download your video by clicking on “Save to camera roll” on your phone. Images subject to broadcasting rights might cause you trouble if you record, which is the hottest debate issue about Periscope, a.k.a. the broadcasting rights. Say you are at the stadium for a Super League match, and you want to broadcast via your smart phone. There is no obstacle to prevent your broadcast, unless you get caught by the broadcaster! The law prohibits everyone except the broadcaster from live or taped broadcast of football games. The Law of Intellectual Property Rights entitles pressing charges from 1 to 5 years of prisonment. However, Periscope has a hidden broadcasting feature as well. When you click on the round screen at the center, you can choose between a private and a general broadcast, which somehow disguises your infringement. And broadcasters have already taken action against these infringements. Potential problems include terrorist organizations broadcasting their acts and executions live. Raising their shields against technological advances, governments approach Periscope with caution. Broadcasts from military or prohibited zones are claimed to pose major security threats. Against all odds, it is inevitable that Periscope will hold a significant place in the world of new media. 67


OTOMOBİL/AUTOMOBILE YAZI/ Article : CİHAN DEMİRŞEVK

ÖZGÜRLÜĞÜN DİĞER ADI: KARAVANLAR FREEDOM, ALIAS CARAVANS DİLEDİĞİNİZ ZAMAN DİLEDİĞİNİZ YERE GİTME ÖZGÜRLÜĞÜ SUNAN KARAVANLAR, SİZDE DE BİR ARAÇTAN ÇOK SIMSICAK BİR YUVA İZLENİMİ YARATMIYOR MU? BU SICAK YUVAYA KAVUŞMAK ÇOK DA UZAK BİR HAYAL DEĞİL. ÜSTELİK MEVSİM OLARAK DA TAM ZAMANI! YETER Kİ SİZ, NASIL BİR KARAVAN İSTEDİĞİNİZE KARAR VERİN.

GIVING YOU THE FREEDOM TO TRAVEL WHEREVER AND WHENEVER YOU WANT, CARAVANS REMIND OF HOMES RATHER THAN MERE VEHICLES. AND IT IS NOT SO HARD TO REACH THIS DREAM. BESIDES, THIS IS JUST THE RIGHT SEASON! ALL YOU NEED TO DO IS TO DECIDE WHICH CARAVAN IS THE RIGHT ONE FOR YOU!

n Tatilde özgürlüğün diğer adı olan karavanlar temel olarak iki gruba ayrılıyor. Çekme karavan ve motokaravan. Çekme karavanlar mevcut bir aracın arkasına takılarak yola koyulan araçlar. En büyük avantajları ise motokaravanlara kıyasla çok daha ucuz olmaları. Çekme karavanlarda 750 kiloya kadar herhangi bir ruhsat, muayene ya da yıllık vergi bulunmuyor. Karavanın takıldığı aracın sınıfı ehliyet için de belirleyici oluyor. 750 kg üzerinde olanlarda ise tüm bu belgeler gerekli görülüyor. B sınıfı ehliyeti olanların sınava girip ehliyetlerine römork çekebilir şerhi koydurması gerekiyor. Görüldüğü gibi bir çekme karavan sahibi olmak oldukça kolay. Ancak çekme karavanlar kullanış ve sürüş için biraz zahmetli. Araç arkasına takıldığı

için bir romörk gibi oluyor. Özellikle viraj ve geri gidişlerde ustalaşmak biraz zaman alıyor. Diğer tür olan motokaravanlara gelirsek, size sürüş rahatlığı ve güvenliği sağlayacakları şüphesiz. Motorlu karavanı kullanabilmek için yüklü ağırlığı 3 bin 500 kiloya kadar (dingil sayısından bağımsız) için B sınıfı ehliyet yeterli oluyor. Daha ağır olanlar için C sınıfı ehliyet almanız gerekiyor. Ülkemizde panelvan ve kamyonet sınıfı araçlarla aynı boyutlarda bulunan motokaravanlar kendileri araç olduğu için bir taşıtın tüm zorunluluklarını da bulunduruyor. Ruhsat, plaka ve muayene mutlaka olması gerekiyor. Özetle karavan alırken de en önemli konu bütçeniz. İşte fiyat ve lükste farklılık gösteren tekerlekli oteller…

68


n Caravans, a.k.a. the synonimous of free traveling, can be categorized in two groups. Trailer caravans and motor caravans. Trailer caravans are towed after a present car. The main advantage they offer is their much cheaper price compared with motor caravans. Trailer caravans are subject to no license, inspection or annual taxes up to 750 kilograms. Trailer caravans are subject to no license, inspection or annual taxes. The driving licence requirement is decided according to

the car it is towed. Above 750 kilograms, all these licences are required. B class driver licences have to be annotated for towage by a test. Apparently, it is quite simple to own a trailer caravan. However, they are a bit hard to drive. They basicly serve as trailers for being towed. It takes quite some time to master in road bends and back ups. Motor caravans, on the other hand, offer an easy drive as well as safety. A B class driving licence is required to drive a motor caravan of up to 3500 kilograms

regardless of the number of axles. Heavier models require C class driving licence. In our country, motor caravans are about the same size as panel vans and pick-up trucks, and they have the same requirements with all other vehicles, as they are too vehicles themselves. Licences, numberplates and inspections are required. To sum it all, budget is the main key when you are considering to buy a caravan. Here are some hotels on wheels in different price and luxury categories‌

69


ÇEKME KARAVANLAR Caretta: Çekme karavan deyince ilk akla gelen en küçük model olan ‘Caretta’lar. İçinde 2 kişilik yatak olan karavanda ayağa kalkmak mümkün değil. Karavanın içindeki yataklar çıkıp yük taşımada da kullanılabiliyor. Ebadı nedeniyle park ve yer sorunu yaşanmıyor. Karavanın arka tarafında bulunan bir dolap size mutfak olarak hizmet veriyor. Caretta, özellikle hafta sonu kaçamakları ya da çok uzun tatili olmayan doğaseverler için oldukça kullanışlı. Fiyatı da 16 bin TL. Pino Pi 2010: Bu modelde iç donanım olarak bir tuvalet ve mutfak bulunuyor. 15 bin TL olan Pi 2010, 2 kişilik yatak ve 3 kişilik de oturma kapasitesine sahip. Caretta’dan farklı olarak araç içinde ayakta durmak mümkün. Erba 5.25 Karavan: Eğer büyük bir aile iseniz bu karavan tam size göre. Arasında sürgülü kapı bulunan iki yatak odası ile tam 4 kişilik. 6 kişilik yemek masası, buzdolabı, mutfak, yarım fırınlı ocak, duş, lavoba, gardrop, kimyasal WC, 150 LT su deposu ve otomatik yat hidroforu ile bir karavanda olmasını istediğiniz tüm özelliklere sahip. Açık alanlarda konaklayacağınız için en önemli özellik olan su geçirmezlik garantisi veren Erba’nın satış fiyatı yaklaşık 19 bin TL. İkinci el piyasasında da en çok tercih edilen modellerden biri. Saly 8.75 Palace: Saly markasının ürettiği 8.75, oldukça geniş ve rahat iç hacmiyle 6 kişilik bir aileye fazlasıyla yetiyor. 8.75 de size küçük geldiyse aynı markanın dubleks karavanını da düşünebilirsiniz.

70


TRAILER CARAVANS Caretta: The first compact trailer caravan that comes to mind are the ‘Caretta’s. They comprise a double bed and are impossible to stand up inside. The beds can be moved out to enable loading. Its compact size prevents parking problems. The back cabin serves as a kitchen. Caretta is especially ideal for weekend getaways and short breaks. The price is 16,000TRY. Pino Pi 2010: It comprises a toilet and a kitchen as well as a double bed and seating capacity for three. The price is 15,000TRY and enables standing up inside on the contrary of Caretta. Erba 5.25 Caravan: This is the caravan for large families. It is designed for 4 people with two bedrooms seperated by sliding doors. It comprises everything you ask for in a caravan, including a table for 6, fridge, kitchen, mini stove, shower, sink, wardrobe, chemical WC, 150 lt water tank and automatic yacht hydrophore. The essential water-proof feature for outdoor lodging is warrantied. Erba has a sales price of 19,000TRY, and is one of the most popular second hand model. Saly 8.75 Palace: Saly 8.75 is quite sufficient for a family of 6 with its spacious and comfortable interior. If 8.75 is too small for your needs, you might consider the duplex version.

71


MOTOKARAVANLAR Ülkemizde motokaravanlar ticari araçlardan devşirme olarak üretiliyor. Bunların içinde karavan sevdalılarının gözdesi ise Fiat Ducato Motokaravan. Ayırdığınız bütçeye göre aracınızı siz de karavan haline getirebilir ya da karavan imalatı yapan şirketlere götürüp, Ducato aracınızı 4 kişilik bir karavan şekli vermelerini izleyebilirsiniz. Sadece Ducato da değil, otomotiv piyasasında bulunan neredeyse tüm araçlar profesyonel ellerde birer karavana dönüşebiliyor. Bu modeller, Citroen Camper, Iveco, Mercedes Sprinter, Peugeot Boxer Camper, Volkswagen Crafter ve Renault Master gibi araçlar olabiliyor. 72

Karayolları uygunluk belgesi ve tip onay belgesi sadece Sanayi Bakanlığı’ndan belgeli üreticilerin ürettiği karavanlara veriliyor. Karavan tutkunlarının işini zorlaştırıp maliyeti artırsa da sürüş ve çevre güvenliği için önemli olan uygunluk belgesi, karavan sürücülerinin güvenlikleri için gerekli. Bu tarz karavanların en lüksü, 12,2 metre uzunluğundaki dev RV EleMMent Palazzo geçtiğimiz günlerde, Dubai’de tam 3 milyon dolara el değiştirdi. 40 inçlik HD TV’si, şöminesi, barbeküsü, şık bir yatak odası, yerden ısıtması bulunan karavanın ayrıca manzara seyretmek için bir de terası bulunuyor. Türkiye’de siz, bu denli

lüks olmasa da hayalinizdeki ortalama bir motokaravana (ikinci el de dahil) 25 bin ile 250 bin TL arasında sahip olabilirsiniz. Motokaravanlar, ticari araç statüsünde olduğu için yasal şartların yerine getirilip getirilmediğinin de aracın durumu kadar önemli olduğunu unutmayın.


MOTOR CARAVANS In Turkey, the production of motor caravans are adapted from commercial vehicles. Among these, Fiat Ducato Motor Caravan is the favourite of caravan lovers. Depending on your budget, you can transform your car to a caravan, or take your Ducato to a caravan producer to adapt it as a caravan for four. Not only Ducatos, almost every model available can be turned into caravans in professional hands. These models include Citroen Camper, Iveco, Mercedes Sprinter, Peugeot Boxer Camper, Volkswagen Crafter and Renault Master. Highways Certificate of Conformity and Type Approval Certificate are only given to caravans by Ministry of Industrycertified producers. Though it makes it harder for caravan-fans by increasing the costs, the Type Approval Certificate is crucial for environmental safety and security of caravan drivers. The most luxurious of these caravans is the 12,2 meter long RV EleMMent Palazzo recently changed hands in Dubai for 3 million dollars. Boasting a 40 inch HD TV, fireplace, barbecue, an elegant bedroom and floor heating, the caravan also has a terrace to admire the view. Although not as luxurious as this one, you can own an average caravan in Turkey, from 25 thousand to 250 thousand TRY including second hands. Motor caravans are categorized as commercial vehicles, so keep in mind that the legal procedures are extremely important.

EV KONFORU İÇİN: PROTOHAUS Avrupa’da SİT alanı ya da yapılaşmanın yasak olduğu arazilerde karavandan çok eve benzeyen ‘ProtoHaus’lar son derece popülerleşti. Ev konforu sağlamak amacıyla üretilen bu karavanların tekerlekleri neredeyse sadece kullanılacağı araziye götürülmeye yarıyor. Güneş enerjisi panelleri ve entegre atık su sistemleri mevut olan bu karavanların ortalama fiyatı 14 bin pound civarında. Üretimini yapan birkaç şirket olsa da Türkiye’dekiler daha çok prefabrik evi andırıyor.

FOR HOME COMFORT: PROTOHAUS In Europe, the ‘ProtoHaus’ which resembles a house rather than a caravan has become hugely popular in protected areas or lands which ban housing. Designed to provide home comfort, these caravans have wheels just to carry them where they would be used. With solar energy pannels and integrated waste water systems, they come at an average price of 14,000 pounds. There are only a few companies engaged in its production, but the examples in Turkey are more likeprefabricated houses. 73


DAIKIN HABER/DAIKIN NEWS

DAIKIN TÜRKİYE, ORTA ASYA’DAKİ İLK BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜNÜ KAZAKİSTAN’DA AÇTI DAIKIN TURKEY OPENS THE FIRST CENTRAL ASIAN DISTRICT OFFICE IN KAZAKSTAN TÜRKİYE’NİN YANI SIRA DOĞU AVRUPA, TÜRK CUMHURİYETLERİ, ORTADOĞU VE KUZEY AFRİKA’NIN DA AR-GE, ÜRETİM VE LOJİSTİK ÜSSÜ OLARAK KONUMLANAN DAIKIN TÜRKİYE, BU BÖLGEDEKİ BÜYÜME PLANLARINI KAZAKİSTAN’DAKİ ÇALIŞMALARI İLE DEVREYE SOKTU. DAIKIN TÜRKİYE’NİN ORTA ASYA BÖLGESİNİN GELİŞEN ÜLKESİ KAZAKİSTAN’DA AÇTIĞI BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ FAALİYETLERİNE BAŞLADI. n Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de iklimlendirme sektörünün önde gelen markası olan Daikin, Orta Asya’da yapılanmasını sürdürüyor. CIS ülkelerinin (Azerbaycan, Özbekistan, Gürcistan, Türkmenistan, Kazakistan, Kırgızistan ve Ermenistan) sorumluluğunu üstlenen Daikin Türkiye, bölgedeki ilk müdürlüğünü Kazakistan’da açtı. Daikin, coğrafi ve kültürel yakınlığının yanında, Türk müteahhitlerin ülke pazarında söz sahibi olması nedeniyle 2013 yılından itibaren Kazakistan’a yönelik faaliyetlerin sorumluluğunu Daikin Türkiye’ye verdi. Bu görevi üstlendikten sonra Rusya ve Belarus ile gümrük birliğine girerek 170 milyon nüfuslu bir pazar oluşturan Kazakistan’ı odağına alarak çalışmalarına hız veren Daikin Türkiye, Almatı’da 2, Astana’da 1 adet olmak üzere Kazakistan genelinde 3 distribütör ile satış ve pazarlama faaliyetlerine başladı. Kazakistan, Belarus ve Rusya’nın dahil olduğu gümrük birliği anlaşmasıyla bu ülkeler arasında serbest ticaret yapılabildiği için, Daikin Türkiye, Kazakistan üzerinden bu ülkeleri de hedefine koydu.

74

POSITIONED AS THE R&D, PRODUCTION AND LOGISTICS BASE OF EASTERN EUROPE, TURKISH REPUBLICS, MIDDLE EAST AND NORTH AFRICA ALONGSIDE WITH TURKEY, DAIKIN TURKEY ACTIVATED ITS GROWTH PLANS IN CENTRAL ASIA BY KAZAKSTAN. DAIKIN TURKEY’S DISTRICT OFFICE STARTED OPERATIONS IN THE DEVELOPING CENTRAL ASIAN COUNTY KAZAKSTAN. n Pioneering the air conditioning sector in Turkey and around the world, Daikin continues restructuring in Central Asia. Taking responsibility for the CIS countries (Azerbeijan, Uzbekistan, Georgia, Turkmenistan, Kazakstan, Kirghizstan and Armenia), Daikin Turkey opened the first district office in Kazakstan. In 2013, Daikin Turkey was given the responsibility of operations in Kazakstan due to geographical and cultural proximity and the domination of Turkish contractors in the national market. Since then, Daikin Turkey joined the customs union with Russia and Belarus, and speeded up operations around the Kazakstan market of 170 million population, conducting sales and marketing operations with three distributors in Kazakstan - two in Almaty, one in Astana. Thanks to the free trade opportunity enabled by the customs union of Kazakstan, Belarus and Russia, Daikin Turkey turned its focus on these countries as well.


ULUSLARARASI ORGANİZASYONLARA EV SAHİPLİĞİ YAPACAK Orta Asya cumhuriyetleri içinde yüzölçümü ve 13 bin 500 dolar ile kişi başı milli geliri en yüksek ülke olan Kazakistan 100 milyon dolara yaklaşmakta olan iklimlendirme cihazları pazarıyla da bölgede ön sıralarda yer alıyor. Kazakistan’da, 1997 yılında başkentin Almatı’dan Astana’ya alınmasıyla birlikte yeni başkente yapılan 30 milyar dolarlık inşaat yatırımlarının önümüzdeki dönemde daha da hız kazanması bekleniyor. Özellikle Astana’nın Expo 2017’ye ev sahipliği yapacak olması, Almatı’da düzenlenecek olan Universiade Olimpiyatları ile birlikte 2022 Kış

olimpiyatlarına aday olması ülkedeki yatırım iklimini de olumlu etkiliyor. Artan enerji maliyetlerinden dolayı, diğer doğalgaz ve petrol zengini ülkelerde olduğu gibi, verimi yüksek cihazların kullanımı ve bilinci Kazakistan’da da her geçen gün yükseliyor. Kazakistan pazarında yüksek verimli ve doğa dostu cihazların pazar payı her geçen gün artıyor. Yüksek enerji verimliliğine sahip cihazlar, satış öncesi ve sonrasında verilen mühendislik hizmetleri ile büyük projelerin altına imza atan Daikin, büyük şehirlerde yer alan distribütör ve alt bayilerinin koordinasyonunu da

Almatı’da yer alan ofisi ve Türkiye merkez ofisin desteği ile sağlamayı planlıyor. Bu stratejiye uygun adımları attıklarını belirten Daikin Kazakistan Bölge Müdürü Yerbolat Omirzakov, “160 ülkede faaliyet gösteren bir dünya markası olarak, müşterilerimize en yakın lokasyonda faaliyet göstermeye özen gösteriyor, onların iklimlendirme konusundaki tüm ihtiyaç ve beklentilerini hızla karşılamak için çalışıyoruz. Bu doğrultuda, Daikin Türkiye çatısı altında, üstleneceğimiz projeler ve yatırımlarla Kazakistan’dan başlayarak bölgedeki hizmet ağımızı büyüteceğiz” dedi.

PREPARING TO HOST INTERNATIONAL ORGANIZATIONS Kazakstan, the number one country of Central Asia in terms of its surface area and 13,500 dollars of gross national income per capita, also occupies the top ranks with respect to its air conditioning market which is growing close to 100 million dollars. 30 billion dollars of new construction projects invested as the capital city moved from Almaty to Astana in 1997 are expected to grow even further in near future. With Astana to host Expo 2017, the Universiade Olympic Games to take place in Almaty, and the nomination to host 2022 Winter Olympic Games

all have a positive impact on the investment climate. Due to increasing energy costs, the use and awareness of high efficiency devices improve every day in Kazakstan as in other countries rich in natural gas and oil. Accordingly, the market share of high efficiency and environmental-friendly devices increase every day in Kazakstan. Realizing big projects with high energy efficiency devices, pre and post-sales engineering services, Daikin is planning to execute the coordination

of distributors and sub-dealers in big cities through the Almaty office and the Turkey headquarters. Daikin Kazakstan Regional Director Yerbolat Omirzakov stated to take steps accordingly: “As a global brand operating in 160 countries, we care to operate in the closest location to our customers to meet all their air conditioning needs and expectations in full speed. In this respect, we are going to develop our regional service network starting from Kazakstan through projects and investments we will take on under the roof of Daikin Turkey.”

75


MÜZE/MUSEUM YAZI/ Article : Nuran savaş fotoğraflar/ photos : alaaDDİN SAVAŞ

500 YILLIK MÜZİKLE TEDAVİ MERKEZİ 500 YEAR OLD MUSICAL TREATMENT CENTER SULTAN II. BEYAZİD KÜLLİYESİ YALIN MİMARİSİ, İYİ TAŞ İŞÇİLİĞİ, SÜKUNETİYLE İNSANI KENDİSİNE ÇEKİVERİYOR… 100’ÜN ÜZERİNDEKİ İRİLİ UFAKLI KUBBE DE KÜLLİYEYE MİSTİK BİR GÖRÜNÜM KAZANDIRIYOR. KÜLLİYENİN DARÜŞŞİFA BÖLÜMÜNE GİRDİĞİNİZDEYSE, UZAKTAN GELEN MÜZİK VE SU SESİ ADETA HUZURA DAVET EDİYOR… 400 YIL BOYUNCA TEMEL TIP BİLİMLERİNİN ÖĞRETİLDİĞİ BİR ÜNİVERSİTE OLAN KÜLLİYE, BUGÜN GÖRÜLMEYE DEĞER ÖDÜLLÜ BİR MÜZE… 76

THE SOCIAL COMPLEX OF SULTAN BAYEZID II IS AN ALLURING EXAMPLE OF MINIMAL ARCHITECTURE, FINE MASONRY AND SERENITY. ONE HUNDRED PLUS DOMES OF VARIOUS SIZES ADD UP TO ITS MYSTIC CHARM. AS YOU ENTER THE DARÜŞŞİFA (HOSPITAL) SECTION, THE DISTANT SOUND OF MUSIC AND WATER IS A LITERAL INVITATION TO PEACE… HAVING SERVED FOR 400 YEARS AS A FACULTY OF MEDICINE, THE COMPLEX IS NOW AN AWARD-WINNING MUSEUM WORTHY OF VISITING.


n Edirne’de Tunca Nehri kenarında, mimarlık tarihimizin en görkemli yapılarından biri olan Sultan II. Bayezid Külliyesi yer alıyor. Osmanlı’nın ikinci başkenti Edirne’nin önemli mimari örnekleri arasında yer alan yapı, ilk bakışta insanın gözünü okşayan bir mimariye sahip. Son derece başarılı taş işçiliğiyle dikkat çeken yapı, camisi, imareti, tabhanesi (misafirhane), köprüsü, medresesi ve şifahanesi ile birbirini tamamlayan yapılardan oluşuyor. 100’ün üzerinde irili ufaklı kubbe külliyeye mistik bir görünüm kazandırıyor. Sultan II. Bayezid Külliyesi’nin yapımına Fatih Sultan Mehmet’in oğlu Sultan II. Bayezid tarafından 1484’de başlanır. 4 yıl gibi kısa

sürede bitirilen külliyenin mimarının kim olduğuna dair farklı görüşler var. Yaygın görüş tarihi belgelerle güçlendirilmemiş olsa da Mimar Hayrettin olduğu yönünde. Bazı araştırmacılar ise Yakup Şah Bin Sultan Şah olduğunu ileri sürüyor. Külliyenin kuruluş amacı, dönemin en önemli şehirlerinden Edirne’yi bir darüşşifaya yani hastaneye kavuşturmak. Yüzyıllar boyunca bu külliyede tıp öğrencileri yetiştirilir, hastalara şifa dağıtılır, fakir fukara doyurulur. Külliyenin İslam aleminin en saf ve yalın anlatımlı camilerinden biri olarak kabul edilen camisi önemli bir ibadet yeri olur, mumhanesinde Edirne’yi aydınlatıcı mumlar dökülür ve tabhanelerinde ise misafirler ağırlanır.

n The Social Complex of Sultan Bayezid II is a stupendous example in our history of architecture, rising by the Tundzha River in Edirne. Standing out among the major architectures of the second Ottoman capital Edirne, it pleases the eye at the first sight. The complex draws attention with its exquisite masonry and is constituted of a mosque, a soup kitchen, a guesthouse, a bridge, a madrasah and a hospital. Its one hundred plus domes of various sizes enhance the mystical appearance. The construction of Sultan Bayezid II Complex was started by Sultan Bayezid II, the son of Sultan Mehmet the Conqueror, in 1484. The construction was completed

in only 4 years, yet there are numerous claims on the identity of its architect. Although the common belief lacks documentary proof, it is attributed to Architect Hayrettin. Other historians claim that the architect was Yakup Şah Bin Sultan Şah. The purpose of the complex was to gain the great town of Edirne a darüşşifa, a.k.a. a hospital. For centuries, medical students were trained, patients were treated and the poor was fed in this complex. Its mosque is recognized as one of the purest and minimal examples of the Islamic world. It becomes a major prayer house; candles were made to illuminate Edirne in its candlehouse, guests are welcomed in its guesthouse.

77


ÖNEMLİ SAĞLIK MERKEZİ Darüşşifa dönemin en önemli sağlık merkezlerinden biridir. 400 yıl boyunca aralıksız hizmet verir. Daha sonraki yıllarda şifahane, ruh hastalarına yönelir. Hastalar, dönemin tıp bilgi ve ilaçlarının yanı sıra, su sesi, müzik, güzel kokular ve çeşitli uğraşlarla tedavi edilir. Uzun yıllar boyunca hastalara şifa dağıtan bu şifahane, 1850’li yıllardan sonra, sadece ruh hastalarının tecrit edildiği, bakımsız bir kurum haline gelir ve boşaltılır. 1896 yılında gördüğü onarım sonrası bir süre daha ruh hastalarının tecrit ve tedavilerinde kullanılır. 1910 yılında Alman mimar Cornalius tarafından tekrar onarımı

78

gerçekleştirilen hastanenin 1916’lara kadar açık olduğu biliniyor. Avrupa’da akıl hastalarının yakıldığı bir dönemde hem ruhsal hem de diğer hastalıkların tedavisi için müzik, su sesi, güzel kokular ve diğer pek çok şey düşünülerek planlanmıştır. Hastanenin havalandırma sistemi döneminin çok ilerisindedir. Bu mükemmel özelliği ile hem dönemine hem de sonraki yıllara ışık tutmuştur. Rönesans dönemi referans hastanesi mimarisi Ospedale Magiore’ye (kuruluş tarihi 1456, Milano- İtalya) oranla daha etkili olmuş ve çığır açmış bir örnek olarak kabul edilir.


A CAPITAL SANITARY CENTER Darüşşifa was among the major health centers of its time. It has uninterruptedly served for 400 years. In the later years, it focused on healing mental patients. Alongside with the medical knowhow and the medicine of the era, patients were cured with the sound of water, music, fragrances and various activities. After treating patients for many long years, the hospital turned into a neglected place with the sole purpose of isolating mental patients, and was finally evacuated. After the maintenance works in 1896, it was used for the isolation and treatment of the mentally sick for another while.

Following the repairment works which was conducted by the German architect Cornalius in 1910, the hospital was used until 1916. At an era when the mentally ill was burned in Europe, the hospital was planned to treat mental and physical diseases using music, the sound of water, fragrances and many other methods. The hospital’s ventilation system was beyond its time. This was an excellence which shed light to its time and the future. Its architecture is recognized as a more effective and trailblaizing example than the Renaissance hospital Ospedale Maggiore (est. 1456, Milan, Italy). 79


ÖDÜLLÜ MÜZE Külliye, 1984 yılında Trakya Üniversitesi’ne devredilir ve 1997 yılında müzeye dönüştürülür. Külliyenin darüşşifa bölümü, dünyanın en prestijli müzecilik ödüllerinden olan Avrupa Konseyi 2004 Yılı Avrupa Müze Ödülü’nü alır. Müze, Trakya Üniversitesi’nin, kültürel miras ve korumacılık alanında gerçekleştirdiği en büyük projelerden biridir. Burada 500 yıl öncesinin bir “Osmanlı bimarhanesi” (bimar:hasta, hane:ev) canlandırılır. Mekanda, tedavide kullanılan yöntemler ve geçmiş zengin bir görsel anlatımla günümüze taşınır. Daha birinci avluya girince müziğin güçlü tınısı sarar etrafı.

Müzenin ana mekanı olan “Psikiyatri Tarihi Bölümü” ise adeta yüzyıllar öncesinin bir müzik terapi ortamını yaşatır ziyaretçilerine. Ortadaki havuzun şadırvanından akan suyun sesi, neyin mistik sesiyle birleşir… Hastalar, hekimler, hasta bakıcılar, hanende ve sazendeler, ışık ve ses düzeninin de yardımıyla canlı gibi duruverir… Darüşşifa’da ilk avlunun bulunduğu birinci bölümde vaktiyle poliklinik odaları olarak kullanılan odalarda şimdi çeşitli sergiler yer alıyor. İkinci avluda yönetici odaları, üçüncü bölümdeyse hastaların yatırıldığı alanlar var. Burada 4 yazlık, 6

kışlık oda ve bir müzik sahnesi yer alıyor. Geçmişte ruh hastalarının müzik, su sesi ve güzel kokularla tedavi edildiği akustiği ile ünlü şadırvanlı havuz ise ortaya konumlanmış. Hastanenin tıp fakültesi olan Tıp Medresesi (Medreset-ül Etibba) hemen yan avluda yer alıyor. Dönemine uygun biçimde canlandırmalar yapılmış. Ders gören öğrenciler, anlatan eğitmenler, kütüphanede ders çalışanlar… 1652 yılında Edirne’yi ziyaret eden Evliya Çelebi, külliyeden; “Orada bir Darüşşifa vardır ki dil ile tarif edilmez, kalemler ile yazılmaz” diye övgüyle bahseder.

AWARD-WINNING MUSEUM In 1984, the complex was assigned to the University of Thrace, to be transformed into a museum in 1997. The hospital section of the complex was awarded the prestigious 2004 European Museum Award by the European Council. The museum is known as a major project of the University of Thrace in the field of cultural heritage and protection. Inside the museum, an Ottoman hospital dating back to 500 years ago has been revived. The cures are brought to present through a rich visual representation. No sooner than the first court, the visitor is embraced by the powerful tune of 80

music. The main section of “History of Psychiatry” revives the musical therapies from centuries ago. The sound of the water from the central fountain blends in the mystical sound of the reed flute… Patients, physicians, nurses, songsters and musicians almost seem alive with the help of the light and sound system. The rooms in the first courtyard section of the hospital, which was once used as outpatient clinics, are now housing exhibitions. The second courtyard houses managerial rooms, and the third section is spared for in-patients. This section incorporates four summer and six winter

rooms as well as a musical stage. The fountain pool famous for its acoustics is centrally located to treat mental patients with music, the sound of water and fragrances. The faculty of medicine which belonged to the hospital (Medreset-ül Etibba) is located in the adjacent courtyard. Historical animations include scholars teaching lessons, students in class, and others working at the library… In his visit to Edirne in 1652, Evliya Çelebi praises the complex: “There is a hospital in there, which is beyond description or depiction.”


MUSİKİ MAKAMLARI VE HASTALIKLAR Müzik sadece ruh hastalıklarının tedavisinde değil, diğer birçok hastalığın tedavisinde de kullanılırdı. Hanende ve sazendeler, haftanın belirli günleri hastalara müzik çalarmış. Hangi makamın hangi rahatsızlığı tedavi ettiğine ilişkin ilginç bilgiler var. Rast Makamı : Havale ve felç illetine iyi gelir. Irak Makamı : Menenjit, akıl ve beyin hastalıklarına faydalıdır. İsfahan Makamı: Zihni açar, zekayı arttırır, anıları tazeler. Zengule Makamı: Kalp hastalıklarının devasıdır. Rehavi Makamı: Baş ağrısına devadır. Buselik Makamı: Kulunç ve bel

ağrılarının ilacıdır. Zirefgent Makamı: Sırt ve eklem ağrılarının ve kuluncun tedavisinde faydalıdır. Büzürk Makamı: Ateşli hastalıklara iyi gelir, zihni temizler, vesvese ve korkuyu uzaklaştırır. Hicaz Makamı: İdrar zorluğuna iyi gelir, cinsel yönden uyarıcı etkisi vardır. Uşşak Makamı: Kalp, karaciğer, sıtma ve mide hastalıklarının ilacıdır. Neva Makamı: Gönül okşayıcıdır. Kötü düşünceleri uzaklaştırır. Kadın hastalıklarına iyi gelir. Hüseyni Makamı: Ferahlık verir. Çocukların kalp ve ruhlarının iltihabını söndürür. Ateş düşürür.

MUSICAL MODES AND DISEASES Music was used not only for the treatment of mental illnesses, but for many physiological ones as well. Songsters and musicians used to play music for the patients on certain weekdays. There are interesting findings on which mode treats which disease… Rast Mode: Eclampsia and stroke. Irak Mode: Meningitis, mental and brain diseases.

Isfahan Mode: Alerts the mind, boosts intelligence, refreshes memories. Zengule Mode: Cures cardiac diseases. Rehavi Mode: Treats headache. Buselik Mode: Cures cramps and back aches. Zirefgent Mode: Treats back and joint pains and cramps. Büzürk Mode: Good for inflammatory diseases. Cleanses mind, relieves anxiety

and fear. Hicaz Mode: Good for dysuria, stimulizes the libido. Uşşak Mode: Treats heart, liver, stomach diseases and malaria. Neva Mode: Soothes, keeps bad thoughts away. Good for genital diseases. Hüseyni Mode: Refreshes the hearts and souls of children. Reduces fever.

Kaynak: Osmanlı şair hekimlerinden Şuuri Hasan Efendi’nin “Tadil-ül Emzice” adlı eserinden. Reference: Based on the book “Tadil-ül Emzice”by the Ottoman poet-physician Şuuri Hasan Efendi.

81


DAIKIN

DAIKIN BİLARDOMAX LİGİ’NDE MUHTEŞEM FİNAL SPECTACULAR FINAL AT DAIKIN BİLARDOMAX LEAGUE DÜNYACA ÜNLÜ SPORCUMUZ SEMİH SAYGINER VE TÜRK BİLARDO MİLLİ TAKIMI OYUNCULARININ NEFES KESEN GÖSTERİ MAÇLARI YAPTIĞI DAIKIN BİLARDOMAX LİGİ FİNALLERİNDE, KUPAYI TAYFUN TAŞDEMİR KALDIRDI. n Sektörün öncü kuruluşu Daikin’in sponsorluğunda düzenlenen Daikin BilardoMax Ligi, dünya yıldızlarının şovuyla renk kattığı final maçlarıyla sona erdi. Daikin BilardoMax Ligi, aylar süren mücadelelerin ardından yapılan final maçları sırasında usta bilardocuların nefes kesen gösterilerine sahne oldu. Bu yıl 13’üncü kez yapılan Daikin BilardoMax Ligi’ne rekor katılım sağlandı. Toplam 154 sporcuyla başlayan 13’üncü Daikin BilardoMax Ligi’nin onur konuğu, 7 yıl ara verdiği faal sporculuk hayatına 6 ay önce geri dönen, Türkiye’nin en önemli bilardocusu Semih Saygıner oldu. Yoğun rekabet altında geçen lig maçlarının ardından düzenlenen finaller sırasında, Dünya Bilardo Şampiyonu ünlü sporcumuz Semih Saygıner’in yanı sıra, Bilardo Milli Takımı oyuncuları Tayfun Taşdemir, Murat Naci Çoklu ve Adnan Yüksel’in gösteri maçları nefes kesti. Turnuva sonunda 16 kişilik final turuna kalmaya hak kazanan 12 amatör sporcuya Türk Bilardo Milli Takımı oyuncuları Tayfun Taşdemir, Adnan Yüksek ve Murat Naci Çoklu ile yarışma fırsatı da doğdu. Daikin BilardoMax Ligi’ne bugüne kadar sırasıyla, dünyanın kabul ettiği en büyük bilardo sporcuları ve şampiyonları Torbjorn Blomdahl, Flippos Kasidokostas, Daniel Sanchez, Frederic Caudron ve Dick Jaspers da katıldı. Daikin BilardoMax Ligi Direktörü İlhan Aydın, “Ülke içinde özel organizasyonlara katılmayı pek tercih etmeyen, ünlü bilardocumuz Semih Saygıner’in Daikin BilardoMax Ligi’ne katılması, organizasyonumuzu daha da önemli hale getirdi” diyerek şunları ekledi: “En az Semih Saygıner kadar kıymetli milli takım oyuncu82

TAYFUN TAŞDEMİR WON THE CUP AT THE FINAL GAMES OF DAIKIN BILARDOMAX LEAGUE WHICH TOOK PLACE WITH BREATHTAKING PERFORMANCES BY THE WORLD-RENOWNED SEMİH SAYGINER AND THE TURKISH NATIONAL BILLIARD TEAM.


larımıza ve final turuna kalmayı haketmiş olan diğer sporculara çok teşekkür ediyorum. Daikin BilardoMax Ligi’nde amatör oyuncular ünlü bilardo oyuncularıyla yarışarak unutulmaz anlar yaşadılar ve nefes kesen bir final maçı izlediler. Amacımız bu turnuva ile bilardo sporunun daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlamak ve amatör sporcularımızı desteklemek. Daikin BilardoMax Ligi bu amacımız doğrultusunda başarılı bir turnuva oldu. Bundan sonra da bilardo sporuna hizmet vermeye devam edeceğiz.”

n Sponsored by the sector leader Daikin, Daikin BilardoMax League ended with spectacular final games spiced up by world stars’ shows. After months of challenging games, Daikin BilardoMax League witnessed breath-taking shows of poolsharks at the finals. The 13th Daikin BilardoMax League was realized with a record-breaking participation. The honorary guest of the 13th Daikin BilardoMax League which started with 154 athletes was the Turkish billiard master Semih Saygıner, who made return to his professional sports career 6 months ago, following a 7-year break. The heavy competition ended with the finals, witnessing amazing shows of our World Billiard Champion Semih Saygıner, and the National Billiard Team players Tayfun Taşdemir, Murat Naci Çoklu and Adnan Yüksel. The 12 amateur athletes who made it to the final 16 had the chance to compete with the National Billiard Team players Tayfun Taşdemir, Murat Naci Çoklu and Adnan Yüksel. Until present, Daikin BilardoMax League has been respectively participated by the world-renowned poolsharks and champions Torbjorn Blomdahl, Flippos

Kasidokostas, Daniel Sanchez, Frederic Caudron and Dick Jaspers. Daikin BilardoMax League Director İlhan Aydın said: “The participation of our famous billiard player Semih Saygıner, who rarely attends private national organizations, have reinforced our organization.” Aydın continued: “I would like to thank our equally esteemed national team players and all other finalists. At Daikin

BilardoMax League, amateur players had memorable moments while playing against famous billiard masters, and enjoyed a breathtaking final game. We aim to gain billiard a wider audience and support amatuer players with this tournament. In this respect, Daikin BilardoMax League has been a successful organization. We are going to keep serving the sport of billiard.”

83


DAIKIN

DAIKIN’DEN YAZI KARŞILAMA KAMPANYASI DAIKIN WELCOMES SUMMER WITH A CAMPAIGN

İKLİMLENDİRMENİN LİDER MARKASI DAIKIN, BU YAZI SERİN SERİN KARŞILAMAK İSTEYENLERİ MUTLU EDECEK BİR KAMPANYA BAŞLATTI. DAIKIN’İN ÜSTÜN TEKNOLOJİLİ VE ENERJİ TASARRUFLU KLİMALARINI TÜKETİCİ İLE BULUŞTURMAK AMACIYLA DÜZENLENEN KAMPANYA, 15 TEMMUZ’A KADAR YÜZDE 25’E VARAN İNDİRİMLER SUNUYOR. 84

AIR CONDITIONING LEADER DAIKIN LAUNCHED A NEW CAMPAIGN TO MAKE ALL WHO WANTS TO KEEP COOL THIS SUMMER. THROUGHOUT THE CAMPAIGN, DAIKIN’S HIGH TECHNOLOGY AND ENERGY SAVING AIR CONDITIONERS WILL BE AVAILABLE WITH UP TO 25 PERCENT DISCOUNTS UNTIL JULY 15.


n Gelişmiş teknolojisi ve sektörün en üst segmentinde yer alan klima modelleri ile kullanıcılarına enerji verimliliği yüksek, konforlu bir iklimlendirme sunan Daikin, yeni sezona indirimle başlıyor. “Daikin’de yüzde yüz serinlik yüzde 25’e varan indirimle” sloganıyla yeni sezonun açılışını yapan Daikin, yazı serin serin karşılamak isteyenlere indirim fırsatı sunuyor. İklimlendirme konforu yaşamak isteyen herkesi klima sahibi yapmak isteyen Daikin, 15 Temmuz 2015 tarihine kadar sürecek olan kampanya ile en beğenilen modellerinden Tegora, Shira ve yeni Emura II split klima modellerinde yüzde 25’e varan indirim uyguluyor. Bu kampanya ayrıca, yaz hazırlığına başlayan Garanti Bonus Card sahiplerine hem indirim

hem de taksit olanağı sunuyor. Garanti Bonus Card sahipleri 15 Temmuz 2015 tarihine kadar Daikin Tegora, Shira ve yeni Emura II split klimalarına peşin fiyatına 9 taksit ile sahip olabilecekler. Kampanya kapsamında yüksek konfor ve yüksek verimlilik değerleri ile öne çıkan Tegora Seasonal Serisi klimalardan biri ile serinlemek isteyenler, ihtiyaçları olan kapasiteye (Btu/h) göre 495 TL ile bin 181 TL arasında daha az ödüyor. Gerek enerji tasarrufu gerekse kullanıcı konforunu artıran özellikleri ile öne çıkan Shira, 15 Temmuz’a kadar 708 TL ile 2 bin 135 TL arasında indirim avantajıyla alınabiliyor. Ödüllü şık tasarımı ile teknolojiyi birleştiren Emura II ile yazı karşılamak isteyenler ise 920 TL ile bin 656 TL arasında indirim avantajından yararlanabiliyor.

n Presenting users energy efficient and comfortable air conditioning with its cutting edge technology and high-end market models, Daikin starts the new season with discounts. Welcoming summer with the motto “Daikin presents 100 percent coolness with up to 25 percent discounts”, Daikin gives cool summer lovers an opportunity. With the aim of making everyone who desires the comfort of air conditioning an air conditioner owner, Daikin gives up to 25 percent discounts at the most popular Tegora, Shira and the new Emura II split air conditioner models until 15 July 2015. The campaign brings both sales and installment advantages to Garanti Bonus Card holders getting ready for the summer. Garanti Bonus Card holders can have Daikin’s Tegora, Shira and the new Emura II split air conditioners with 9 installments at the cash price until 15 July 2015. Throughout the campaign, Tegora Seasonal series will provide high comfort and high efficieny at the needed capacity (Btu/h) with lower prices from 495TRY to 1181TRY. Standing out with energy saving and comfort enhancing features, Shira will be sold with discount advantages from 708 TRY to 2135 TRY until July 15. Bringing award-winning elegant design and technology together, Emura II’s will be presented with discounts from 920 TRY to 1656 TRY.

85


MÜZİK sinema fair agenda MÜZİK agenda kitap sinema ajanda kitap kitap sinema ajan ajanda k i t ap inema b o o k F U A R MUSIC cinema b o o k F U A R müzik cinema b ook F

MÜZİK sinema agenda kitap sinema

fair

İstanbul Bianeli Eylül’de başlıyor Istanbul Bienal starts in September İstanbul Kültür Sanat Vakfı İKSV tarafından düzenlenen 14’üncü İstanbul Bienali başlıyor. Carolyn Christov-Bakargiev tarafından “Tuzlu Su: Düşünce Biçimleri Üzerine Bir Teori” başlığıyla bir dizi işbirliğiyle şekillenen 14’üncü İstanbul Bienali, 5 Eylül - 1 Kasım 2015 tarihleri arasında şehre yayılacak. Bienal ücretsiz olarak izlenebilir.

Adana’da film zamanı Movie time in Adana 22’nci Uluslararası Altın Koza Film Festivali, 14-20 Eylül tarihleri arasında yapılacak. Festival kapsamında her yıl olduğu gibi ulusal uzun metraj film yarışması, ulusal öğrenci filmleri yarışması ve Akdeniz ülkeleri kısa film yarışması gerçekleştirilecek. Ayrıca bu yıl ilk olarak Adana konulu senaryo yarışması düzenlendi.

The 14th Istanbul Bienal by Istanbul Foundation of Culture and Arts is counting down. Curated by Carolyn ChristovBakargiev and a number of collaborations under the title “Salt Water: A Theory of Thought Forms”, the 14th Istanbul Bienal will take place through 5 September – 1 November 2015. The Bienal can be viewed free of charge.

The 22nd International Golden Coccoon Film Festival will take place between 1420 September. Traditionally, the festival is composed of a national feature-length film competition, national student films competition, and the Mediterranean countries short-film competition. In addition, this year’s festival comprises a screenplay competition about Adana for the first time.

Genç fuarımız büyüyor! / The fresh fair keeps growing! Uluslararası Çağdaş Sanat Fuarı ArtInternational, bu yıl 3’üncü kez düzenleniyor. 4-6 Eylül tarihleri arasında Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek fuara dünyanın önde gelen galerileri ve sanatçıları katılacak. Henüz çok genç olmasına rağmen yılın en beklenen sanat olaylarından birine dönüşen fuarı geçen yıl 20 bin kişi gezdi. 86

The International Contemporary Art Fair ArtInternational is taking place for the 3rd time this year. The fair will take place in Haliç Congress Center on 4-6 September with the participation of leading galleries and artists of the world. Despite its young age, the fair has already become one of the most anticipated art events, entertaining 20 thousand guests in the previous year.


MÜZİK sinema F U A Rfair MÜZİK sinema agenda fair cinema boo K sinema fair agenda kitap sinema ajanda nda k i t ap cinema b o o k kita p MUSICag ki t a p

U A R MUSIC MUSIC cinema bo ok MUSIC kitap sinema ajanda F U A R sinema Aspendos yine büyüleyecek! / Aspendos charms again! Yılın en önemli sanat olaylarından biri olan Aspendos Opera ve Bale Festivali, 5 Eylül 2015’te Antalya Devlet Opera ve Balesi Orkestra ve Korosu’nun vereceği gala konseriyle perdelerini açacak. 28 Eylül’de son bulacak festivalin bu yıl 22’ncisi gerçekleşecek. 2 bin yıllık Aspendos Tiyatrosu’nda yapılan ve dünyanın en iyi opera ve bale festivalleri arasında gösterilen festivale, özellikle yabancı turistler büyük ilgi gösteriyor. Festival programı için; www.aspendosfestival.gov.tr One of the biggest artistic events of the year is the Aspendos Opera and Ballet Festival, which will be opened on 5 September 2015 with the gala concert of Antalya State Opera and Ballet Orchester and Chorus. The 22nd year of the festival ends on 28 September. The festival takes place at the 2000 year old Aspendos Theatre and is considered among the best opera and ballet festivals of the world with a huge participation of foreign tourists. For the festival program: www.aspendosfestival.gov.tr

Enka kültür sanat buluşmaları Enka culture and arts union Çoktan geleneksel hale gelmiş olan Enka Kültür Sanat Buluşmaları, 1-31 Temmuz 2015 tarihleri arasında gerçekleşecek. Sanatseverleri bir araya getirecek etkinliklerde tiyatro, sinema ve müzik birlikte yer alacak. Bu yıl 27’ncisi düzenlenecek olan ENKA Kültür Sanat Buluşmaları’nın programına www.enkasanat.org adresinden ulaşabilirsiniz.

Mişmiş Park’ta fuar / Fair at the Mişmiş Park Kayısı memleketi Malatya’da 4’üncü Yapı ve Dekorasyon fuarı düzenleniyor. Malatya Büyükşehir Belediyesi’nin organize ettiği fuar Mişmiş Park’ta gerçekleşecek. Fuarda ahşap yapı elemanları, inşaat malzemeleri ve teknolojileri, ısıtma soğutma, tesisat ve yalıtım, mobilya içi dekorasyon, doğalgaz teknolojisi konusunda faaliyet gösteren çok sayıda şirket katılımcı olarak yer alıyor. Fuar, 29 Temmuz- 2 Ağustos 2015’te ziyarete açık olacak. The 4th Construction and Decoration Fair will take place in the apricot land Malatya. The fair organized by the Malatya Metropolitan Municipality will be realized at the Mişmiş Park. A vast number of companies operating in wooden construction elements, construction materials and technologies, heating-cooling, installment and isolation, furniture, decoration, natural gas technologies will be participating the fair from 29 July to 2 August 2015.

Enka Culture and Art Meetings, which have already become a classic, will take place on 1-31 July 2015. The artistic event will bring theater, cinema and music together. The detailed program of the 27th of Enka Culture and Art Meetings can be reached at www.enkasanat.org. 87


MÜZİK sinema fair agenda MÜZİK agenda kitap sinema ajanda kitap kitap sinema ajan ajanda k i t ap inema b o o k F U A R MUSIC cinema b o o k F U A R müzik cinema b ook F

MÜZİK sinema agenda kitap sinema

fair

Modifiye tutkunlarına müjde! / Good news for modifiers! Otomotiv ve yan sanayi konusunda firmaları bir araya getiren önemli bir fuar var İstanbul’da. Burada her şey modifiye tutkunlarını mutlu etmek için hazırlanmış adeta. 13 Ağustos 2015’de Yeşilköy’de İFM’de açılacak olan fuarda modifiye, modifiyeli araçlar, aksesuarlar ve yan sanayi ekipmanları birlikte görücüye çıkacak. Fuar 16 Ağustos’a kadar açık.

Istanbul houses a big fair bringing automotive and side industry companies together. Everything here seems to be designed to make modifiers happy. The fair opens on 13 August 2015 at Yeşilköy IFM to introduce modified vehicles, accessories and side industry equipments. The fair can be visited until 16 August.

Şangay buluşması/ Shanghai union ISH Shanghai Cihe 2015 Isıtıcılar, Havalandırma, Ölçü Sistemleri ve Baca Yapımı Fuarı, kapsamı oldukça geniş tutulan bir fuar. 23-25 Eylül 2015’de gerçekleşecek fuara sektörün bütün bileşenleri katılıyor. Sektörlerinin önemli şirketleri en iyi ve en yenileri görmek ve göstermek için bu fuarda olacak. ISH Shanghai Cihe 2015 Heaters, Ventilators, Measuring Systems and Chimney Construction Fair comprises a vast context. The fair on 23-25 September 2015 will bring all elements of the sector. The major companies, the bests and the newest members of the sector will be here.

88

Orta Asya’da AquaTherm Almty AquaTherm Almaty starts in Central Asia Isıtma, soğutma ve havalandırma sektörünün önemli uluslararası buluşma noktalarından olan AquaTherm Almty, Kazakistan’ın eski başkenti Almaty’da yapılacak. 2 Eylül 2014-05 Eylül 2015 tarihleri arasında ziyaretçilerini ağırlayacak olan fuarda, havuz, sauna ve SPA evsel ve endüstriyel ısıtma, su temini, hijyenik klima, havalandırma, ekipmanları sergilenecek. 8’incisi yapılan fuar, Kazakistan pazarında faaliyet gösteren uzmanları tanımak için bir fırsat sunuyor. Aqua Therm Almaty, a major international meeting point of the heating, cooling and air conditioning sector, will take place in the former Kazak capital Almaty through 2 -5 September 2015 and will bring together pool, sauna, SPA, household and industrial heating, water supply, hygienic air conditioner, ventilator equipments for visitors. On its 8th year, the fair provides an opportunity to meet the experts in the Kazak market.


MÜZİK sinema F U A Rfair MÜZİK sinema agenda fair cinema boo K sinema fair agenda kitap sinema ajanda nda k i t ap cinema b o o k kita p MUSICag ki t a p

U A R MUSIC MUSIC cinema bo ok MUSIC kitap sinema ajanda F U A R sinema Masal sembolleri ve yaratıcı iletişim/ Fairy tale symbols and creative communication İstanbul Sakıp Sabancı Müzesi’nde çocuklar için bir dizi yaz okulu düzenleniyor. Bunlardan en dikkat çekici olan ‘Masal Sanatı’. 27-31 Temmuz tarihleri arasında yapılacak olan yaz okuluna 2003-2009 doğumlu çocuklar katılabilecek. Çocuklar, Kaf Dağı’nın ardındaki hayal diyarı için sanat eserleri yaratacaklar. Çalışmayı, Pedagog Sibel Şengül ve Akademisyen Eğitimci Suzan Tokgöz yönlendirecek.

Istanbul Sakıp Sabancı Museum organizes a series of workshops for children. ‘The Art of Fairy Tales’ is one of the most enchanting. The summer course takes place on 27-31 July and accepts children who were born from 2003 to 2009. Kids will create artworks for an imaginary land beyond the Mount Kaf. The workshops will be monitored by pedagog Sibel Şengül and academician Suzan Tokgöz.

Nostaljik bir yolculuk / A nostalgic journey İstanbul Rahmi M. Koç Müzesi, o çok ünlü koleksiyonuna dünyanın en zengin insanlarından olan son Haydarabad Nizamı Osman Ali Han’ın dönemine ait olan faytonu dahil etti. Fayton Chowmalla Sarayı (Haydarabad, Hindistan) içindeki ulaşımı sağlamak için kullanılmış. Haydarabad Nizamı Osman Ali Han 1886 – 1967 yılları arasında dünyanın en zengin insanı olarak tarihe geçmiş.

Istanbul Rahmi M. Koç Museum enriched its valuable collection with the coach of the late Nizam of Haydarabad Osman Ali Han, who was one of the wealthiest people of all times. The coach was used as a transport inside the Chowmalla Palace (Haydarabad, India). Osman Ali Han, the Nizam of Haydarabad, who lived between 1886-1967 made a name in history as the wealthiest person in the world.

Eğlenmeye hazır mısınız?/ Are you ready for fun? Dünyanın en çok izlenen ve en uzun soluklu müzikalleri arasında yer alan Mamma Mia, 29 Eylül’de İstanbul’da müzikal tutkunlarıyla buluşacak. Zorlu Performan Sanatları Merkezi Turkcell Sahnesi’nde saat 21.00’de açılacak perde. 20 yılda 54 milyon kişi tarafından izlenen müzikali kaçırmayın.

Mamma Mia, one of the most popular and long-lasting musicals of the world, will meet the musical lovers on 29 September in Istanbul. The curtains will be opened at Zorlu Performance Arts Center Turkcell Stage at 9pm. The musical has been watched by 54 million people within 20 years.

89


MÜZİK sinema fair agenda MÜZİK agenda kitap sinema ajanda kitap kitap sinema ajanda ajanda k i t ap inema b o o k F U A R MUSIC cinema b o o k F U A R müzik cinema b o o k

MÜZİK sinema agenda kitap sinema

fair

Paris’ten sevgilerle / From Paris with love Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde, en uzun soluklu yaz konser serilerinden biri olan ‘Yıldızlı Geceler’ başladı. Etkinliğin ilk konserini ülkemizde de çok sevilen genç Fransız sanatçı Zaz verecek. Konser 28 Temmuz, saat 21.00’de başlayacak. ‘Starry Nights’, one of the longest-running summer concerts starts at Harbiye Cemil Topuzlu Amphitheater. The first concert will be given by the popular French star Zaz on 28 July, at 9 pm.

İnternet aşkı tiyatroya taşındı / Online affair transfers to the theater Levent Özdilek’in yönetmenliğini yaptığı ‘İnternette Tanışan Son Çift’ oldukça eğlenceli bir tiyatro oyunu. Bir yandan güldürürken, bir yandan günümüzün sanal dünyasını, bu dünyada yaşanan ilişkileri tatlı tatlı eleştiriyor. Akasya Asıltürkmen ve Ozan Akbaba’nın rol aldığı oyun, İzmir Bostanlı Suat Taşer Sahnesi’nde 11 Ağustos günü saat 21.00’de izlenebilir.

Kendi peynirini kendin yap / Make your own cheese Beslenme uzmanlarının hiç bitmeyen uyarıları, insanları hem sağlıklı beslenmek, hem de yeni şeyler üretmenin keyfini yaşamak için mutfak çalışmalarına yöneltiyor. Siz de kendi peynirinizi ve yoğurdunuzu evde yapmak istiyorsanız İstanbul Kitchen Craetes’de 29 Ağustos saat 11.00-14.00 arasında peynir ve yoğurt nasıl yapılır temalı çalışmaya katılabilirsiniz. Nutritionists call us to kitchen for the sake of healthy nutrition and the pleasure of creating. If you too would like to make your own cheese and yoghurt, you can take part in the dairy making workshop at Istanbul Kitchen Creates on 29 August, from 11 am to 2 pm.

90

Directed by Levent Özdilek, ‘The Last Couple Who Met Online’ is an entertaining stage piece. While making you laugh, it gently criticizes the online world and its affairs. Featuring Akasya Aslıtürkmen and Ozan Akbaba, the play can be seen at Izmir Bostanlı Suat Taşer Stage on 11 August at 9 pm.




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.