Santigrat Dergisi Sayı:5

Page 1


‹Ç‹NDEK‹LER

SANT‹GRAT/05 AIRFEL, MITSUBISHI HEAVY INDUSTRIES ‹LE YEN‹ B‹R ANLAfiMA ‹MZALAYARAK, ÜRÜN PORTFÖYÜNÜ ARTIRDI… ‹K‹ DEV‹N B‹RLEfiME ÖYKÜSÜ…

38

4

24 ANADOLU KADINI SÖYLEYEMED‹⁄‹ NE VARSA, OYALARLA SÖYLED‹. ÜZÜNTÜYÜ, HASRET‹, TEMENN‹Y‹ OYALARA ‹fiLED‹

46 KARAGÖZ – HAC‹VAT… GÖLGE OYUNU… BEBERUH‹, TUZSUZ DEL‹ BEK‹R VE D‹⁄ERLER‹… YIKTIK PERDEY‹ EYLED‹K V‹RAN...

SANT‹GRAT Eylül - Ekim - Kas›m 2008 Say›: 05 Airfel Is›tma ve So¤utma Sistemleri San. Tic. A.fi. Ad›na ‹mtiyaz Sahibi: Hasan Önder Yönetim Yeri: Airfel Is›tma So¤utma Sistemleri San.Tic.A.fi Hürriyet Mahallesi E-5 Yanyol Üzeri No: 57 Kartal / ‹stanbul 0 216 453 27 00 www.santigrat.com.tr - santigrat@airfel.com Yaz› ‹flleri Müdürü (Sorumlu): fiule fientarl› Kreatif Direktör: Belma Kuyucu Editör (Kurumsal): Hülya Dinçer Editör (‹çerik): Mesut Y›lmaz Çeviri: Sabri Kaliç Foto¤raf: Selin Demircio¤lu, Tolga Erbay, Tolga Özgal Katk›da Bulunanlar: Ebru Damran, Seyra Faralyal› Erdalo¤lu, Murat Levent Albayrak Bask›: Özgün Ofset Tel: (90) 212 280 00 09 © Bu yay›n›n her hakk› sakl›d›r. Bu dergide legal olarak yay›mlanan yaz›, makale, foto¤raf, çizgiroman ve illustrasyonlar›n sorumluluklar› sahiplerine ait olup, copyright haklar› Airfel Is›tma ve So¤utma Sistemleri San. Tic. A.fi.’ye aittir. ‹çeri¤in, Airfel Is›tma ve So¤utma Sistemleri San. Tic. A.fi.’den yaz›l› ön izin almaks›z›n hangi ortamda olursa olsun ço¤alt›lmas›, bas›lmas›, referans gösterilmesi ve yay›mlanmas› yasakt›r.


5

Yaz ve Tatil...

14 PROF. DR. MEHMET ÖZ. TIP DÜNYASININ EFSANE ‹SM‹. B‹RÇOK ÜNLÜ ‹S‹M ‹K‹NC‹ HAYATINI ONA BORÇLU… GERÇEK B‹R BAfiARI ÖYKÜSÜ…

22 ‹NfiAAT DEV‹ OYAK ‹NfiAAT, ‹STANBUL’DA YAPTI⁄I OYAKKENT PROJES‹N‹N ‹LK ETABINDA AIRFEL ÜRÜNLER‹N‹ TERC‹H ETT‹.

28 HAYATIN B‹RÇOK TARAFINDA EK‹P ÇALIfiMASINA ‹HT‹YAÇ VAR. PEK‹ YA ‹Y‹ B‹R EK‹P OLUP, BAfiARIYA ULAfiMAK ‹Ç‹N ENNEAGRAM NE ÖNER‹YOR? HASAN ÖNDER’‹N KALEM‹NDEN…

42 FERGAN M‹RKELAM… POP MÜZ‹⁄‹N BAfiARILI ‹SM‹ BU SAYIMIZDA DERG‹M‹Z‹N KONU⁄U… AIRFEL ‹Ç‹N RADYO CINGILI BESTELEYEN SANATÇI, MÜZ‹K HAYATINI ANLATTI.

52 YAZDI⁄I YÖNET‹M K‹TAPLARIYLA ADINDAN SÖZ ETT‹REN M.RAUF ATEfi’‹N BU SAYIMIZDAK‹ KONUSUNUN BAfiLI⁄I: “KURUCU AÇMAZI” TÜRK‹YE ‹Ç‹N B‹R TEHD‹T M‹?

54 ACI: TAYLAND MUTFA⁄ININ ANA UNSURU… BAHARATLAR, DEN‹Z ÜRÜNLER‹, ACI-EKfi‹, ACI-TATLI SOSLAR… MÜTH‹fi B‹R LEZZET SENTEZ‹…

Bütün y›l çal›fl›nca art›k tatili hak ettim düflüncesi hepimize hakim olur. Ve bafllar›z plan yapmaya. Kimimiz için tatil; s›k› bir dinlenme iken kimimiz ç›lg›nca e¤lenme ve iflten uzaklaflma olarak görürüz. Ama flu gerçek ki, tatil sonras› hem fiziksel hem de zihinsel olarak daha zinde iflimize döneriz. Tavsiyem tatillerinizi aksatmay›n, hatta ve hatta yöneticiyseniz personelinizi izin kullanma yönünde teflvik edin. Milli tak›m›n baflar›s› hepimizi gururland›rd›. Milletçe sevinmeyi o kadar özlemifliz ki, belki biraz da abartt›k. Teflekkürler Fatih Terim ve Aslanlar›. Tüm dünyan›n bizim h›rs›m›z› ve baflar›m›z› kutlamas›, ülkemizin ad›n›n çokça görsel medyada yer almas›, ekonomik olarak da meyvesini verecektir. Yo¤un bir dönem geçirdik. Bu say›m›zda iklimlerden yaz› ifllemeye ve üç ayda Airfel’in neler yapt›¤›n› anlatmaya çal›flt›k. Is›tma-So¤utma sektörü için çok önemli olan SODEX 2008 fuar›na kat›ld›k. fiampiyonluk maç› öncesi Galatasarayl› futbolcular›n stand›m›z› ziyaret etmesi ve ziyaretçi say›m›z›n yo¤unlu¤u ile en verimli fuarlar›m›zdan birini geçirdik. Global bir marka olma yolunda ilerleyen Airfel için yurtd›fl› fuarlarda bulunduk. Yine bu say›m›zda tatil yapmak isteyece¤iniz yerler ile ilgili ›fl›k tutaca¤›na inand›¤›m›z, gezi sayfalar›m›za daha fazla yer ay›rd›k. Ayr›ca herkesin korkulu rüyas› olan kilolar ile ilgili kilo verme çabalar›n›za yard›mc› olaca¤›n› düflündü¤ümüz Diyetisyen Dilara Koçak ile size özel bir röportaj yapt›k. Tabii bu arada Airfel Akademi de bofl durmuyor, çal›flmalar›na tüm h›z›yla devam ediyor. Bence bu aylarda yapt›¤›m›z en güzel etkinlik Airfel Akademi bünyesinde kurulan tiyatro kulübü. Konservatuvar mezunu bir oyuncu olan Müfit Aytekin yönetiminde 14 kiflilik bir ekip kurduk. Arkadafllar›m›z mesai sonras› büyük bir özveriyle hem tiyatro e¤itimi al›yor hem de sergileyecekleri oyuna çal›fl›yorlar. Hedefimiz Aral›k ay›nda oyunun sahnelenmesi. Sizlerden gelen olumlu elefltiriler ile her say›m›z bir öncekinden daha güzel oluyor ve dergimize emek veren arkadafllar›m›z›n çoflkusu art›yor. Sayfalar›m›z›n siz dostlar›m›za da aç›k oldu¤unu tekrar hat›rlatmak istiyorum.

68 SON YILLARIN YÜKSELEN YILDIZI LOJ‹ST‹K SEKTÖRÜ

Yeni say›m›zda görüflmek üzere, sevgiyle kal›n.

NEREYE G‹D‹YOR? AIRFEL BU ALANDA NE G‹B‹ ÇALIfiMALAR YAPIYOR…

72 DEN‹Z FENERLER‹.. BU G‹ZEML‹ DEN‹Z BEKÇ‹LER‹ K‹MB‹L‹R KAÇ DEN‹ZC‹N‹N HAYATINI KURTARDI…

Hasan ÖNDER


5

Yaflas›n Hayat !

14 PROF. DR. MEHMET ÖZ. TIP DÜNYASININ EFSANE ‹SM‹. B‹RÇOK ÜNLÜ ‹S‹M ‹K‹NC‹ HAYATINI ONA BORÇLU… GERÇEK B‹R BAfiARI ÖYKÜSÜ…

22 ‹NfiAAT DEV‹ OYAK ‹NfiAAT, ‹STANBUL’DA YAPTI⁄I OYAKKENT PROJES‹N‹N ‹LK ETABINDA AIRFEL ÜRÜNLER‹N‹ TERC‹H ETT‹.

28 HAYATIN B‹RÇOK TARAFINDA EK‹P ÇALIfiMASINA ‹HT‹YAÇ VAR. PEK‹ YA ‹Y‹ B‹R EK‹P OLUP, BAfiARIYA ULAfiMAK ‹Ç‹N ENNEAGRAM NE ÖNER‹YOR? HASAN ÖNDER’‹N KALEM‹NDEN…

42 FERGAN M‹RKELAM… POP MÜZ‹⁄‹N BAfiARILI ‹SM‹ BU SAYIMIZDA DERG‹M‹Z‹N KONU⁄U… AIRFEL ‹Ç‹N RADYO CINGILI BESTELEYEN SANATÇI, MÜZ‹K HAYATINI ANLATTI.

52 YAZDI⁄I YÖNET‹M K‹TAPLARIYLA ADINDAN SÖZ ETT‹REN M.RAUF ATEfi’‹N BU SAYIMIZDAK‹ KONUSUNUN BAfiLI⁄I: “KURUCU AÇMAZI” TÜRK‹YE ‹Ç‹N B‹R TEHD‹T M‹?

54 ACI: TAYLAND MUTFA⁄ININ ANA UNSURU… BAHARATLAR, DEN‹Z ÜRÜNLER‹, ACI-EKfi‹, ACI-TATLI SOSLAR… MÜTH‹fi B‹R LEZZET SENTEZ‹…

68 SON YILLARIN YÜKSELEN YILDIZI LOJ‹ST‹K SEKTÖRÜ

Bu yaz›y› okuyabilirsan›z dünyadaki birçok kifliden daha flansl›s›n›z. Dünya üzerindeki do¤al afetler, savafllar, açl›k, ekonomik kriz, çevre sorunlar› ve kaybedilen canlar. Herfleye ra¤men muhteflem bir dünyada yafl›yoruz. Ve çok flükür ak›l sa¤l›¤›m›z yerinde. Elimizdekilerin k›ymetini bilip, hayata s›k› s›k› sar›lal›m. Dertler, krizler gelir, geçer. Tabii ki uyar›lara kulak verip, tedbirleri zaman›nda almak ve uygulamak zorunday›z; yoksa en büyük sorun sorunlar görememekten veya görmemekten kaynaklan›r. “‹nsan›n kendini aldatmas›ndan daha kolay bir fley yoktur. ‹nsan arzu etti¤i fleyin do¤ru oldu¤una kendini hemen inand›r›r” demifl, milattan önce yaflam›fl bir politikac› olan Demosthenes. Sorunlar›n sebepleri bizsek, onlar› düzeltecek olanlar da bizleriz. Bir y›ld›r sizlerle Santigrat Dergisi arac›l›¤›yla bulufluyoruz. Airfel’in sektördeki farkl› duruflu, hedefleri ve baflarmak istediklerini yans›tan Santigrat’›n birinci y›l›n› doldurmas› gururunu ve mutlulu¤unu sizlerle paylaflmak istiyorum. 3 ayl›k periyotlarla yay›nlanan dergimizde kimi zaman Airfel Akademi’nin faaliyetlerini, kimi zaman baflar›l› projelerimizi anlatt›k. Gezi, hobi, röportaj sayfalar›yla sizlere keyifli zaman geçirirken ufkunuzu da geniflletmeyi hedefledik. Yeni say›lar›m›zda farkl› konular ve ilgi çekici konuklarla sizlerle buluflmaya devam edece¤iz. Eme¤i geçen herkese teflekkür ediyorum. Airfel ailesi olarak yine yo¤un bir y›l geçirdik. Hedeflerimize ulaflabilmek içim tempomuzu hiç düflürmedik. Yo¤un çal›fl›rken de paylaflmay›, birlikte vakit geçirmeyi unutmad›k. Geçti¤imiz Ramazan ay›nda ekibimizle iftar yemekleri düzenledik. Ramazan ay›n›n geliflini hep beraber kutlad›k. Ard›ndan bayram ile dinlenme f›rsat› bulduk. Bu vesileyle geçmifl bayram›n›z› kutluyorum. Yaz döneminde sizleri serinlettikten sonra bugünlerde k›fla haz›rl›k dönemine bafllad›k. Sonbahar yapraklar›n›n her yan› sard›¤› bu günlerde dinamik konularla dolu yeni say›m›zda, birbirinden renkli yaz›larla karfl›laflacaks›n›z. Sonbahar modas›, bitkilerin flifal› dünyas› bu günlerde çok iflinize yarayacak. Mirkelam’›n keyifli sohbeti, Tayland mutfa¤› önerileri, geleneksel el sanatlar›m›zdan ‘oya’ ve ilgiyle okuyaca¤›n›z› düflündü¤üm daha pek çok konu içinizi ›s›tacak. Baharlar yenilenme zaman›, yeni heyecanlar, yeni umutlar. Yeni y›lda, yeni konular, konuklarla buluflmak dile¤iyle, sevgiyle kal›n.

NEREYE G‹D‹YOR? AIRFEL BU ALANDA NE G‹B‹ ÇALIfiMALAR YAPIYOR…

72 DEN‹Z FENERLER‹.. BU G‹ZEML‹ DEN‹Z BEKÇ‹LER‹ K‹MB‹L‹R KAÇ DEN‹ZC‹N‹N HAYATINI KURTARDI…

Hasan ÖNDER


6

B‹L‹M - TEKNOLOJ‹ Do¤al ve bitkisel eflyalar yayg›nlafl›yor Tüketti¤imiz besinler kadar kulland›¤›m›z eflyalar›n da zararl› maddeler içermemesi sa¤l›k aç›s›ndan oldukça önemli. Çin’den gelen oyuncaklar›n çocuklar›n kullanmas›n›n ileride do¤uraca¤› olumsuz etkiler, yak›n bir zamanda vurgulanm›flt›. Kulland›¤›m›z eflyalar›n üretiminde, daha sa¤l›kl› bir yaflam için bitkisel lifler kullan›lmaya baflland›. Özellikle, soya lifi kullan›larak üretilen battaniyeler, son günlerde Türkiye’de ve dünyada ilgi çeken do¤al eflyalar aras›nda. Özellikle Uflak ili bu alanda söz sahibi, ki Türkiye pazar›n›n yüzde 90’n›n›, dünya pazar›n›n da yüzde 60’n› elinde tutuyor. Soya kaynakl› antibakteriyel battaniyeler, ayn› zamanda zararl› ultraviyole ›fl›nlar›n› yüzde 99.8 oran›nda emiyor, televizyon benzeri elektronik cihazlar›n yayd›¤› elektromanyetik dalgalar› da yüzde 77’ye varan oranda engelliyor. Bu battaniyeler di¤erlerine göre yüzde 60 daha pahal›. Alternatif üretim malzemesi olarak yosun ve sütten de faydalan›lmas› düflünülüyor.

Türkiye’nin ilk gezegenevi kuruldu Planetaryum, çeflitli gök cisimlerini ve onlar›n uzay bofllu¤undaki hareketlerini bir seyirci toplulu¤una izletebilmek için özel olarak tasarlanm›fl bir salon. Salonda yar›m küre biçimli, bir kubbe ekran fleklinde perde bulunuyor. Kurgulanm›fl bir senaryo çerçevesinde yans›t›lan astronomik görüntüler, karanl›k salonun kubbesinin iç yüzeyine yans›t›larak izleyicilere uzay bofllu¤unda gezinti yapt›klar› hissi veriliyor. Türkiye’de de ilk planetaryum (gezegenevi) Mart ay›nda ‹zmir’de aç›ld›. ‹TK Gezegenevi’nde, gökbilimden, sanata ve teknolojiye kadar birçok alanda gösteriler sunulacak. 132 metrakarelik yüzey alan›na sahip perdede, izleyiciler görüntülerin içinde seyahate ç›kacaklar. Dünyada 3 bin tane var olan benzeri gezegenevlerinden birinin de Türkiye’de kurulmas› sevindirici bir haber.

Teknoloji çöplükleri büyüyor

Bilgisayar, i-pod, yaz›c›, fax, cep telefonu, mp3 çalar, Lcd televizyon gibi birçok cihaz, kullan›m ömürlerinin dolmas›yla elektronik at›klar aras›nda yerini al›yor. Her geçen gün, performans ve donan›m aç›s›ndan h›zla de¤iflen teknolojik cihazlar, eskilerinin ömrü dolmadan dahi geri dönüflüm zincirinin içinde yer al›yor. Bu da, e-at›klar›n günümüzde, di¤er at›klara oranla 3 kat daha h›zla artmas›na sebep oluyor. Sa¤l›k koflullar›n›n sa¤lanmas› ve detayl› iflçilik yüzünden e-at›klar›n flimdilik sadece yüzde 10’u tekrar kullan›labilir hale getiriliyor. Geliflmifl ülkeler, e-at›klar›n geri dönüflümünü hapishanelerdeki ucuz ifl gücü veya Asya ülkeleri üzerinden sa¤lasalar da, daha verimli ve sa¤l›kl› tesisler infla edilmeye çal›fl›l›yor. Tüm bu ürünlerin ayr›flt›r›lmas› ve geri dönüflümü s›ras›nda ortaya tehlikeli at›klar da ortaya ç›k›yor. Kurflun, kadmiyum, civa gibi zehirli metallerin yer ald›¤› elektronik cihazlar›n, eat›k tesislerinin kurulmas›yla do¤aya verdi¤i zarar›n önüne geçilecek ve yer alt› kaynaklar›n›n daha az tüketimi sa¤lanacak. Önümüzdeki y›llarda 10 milyon tona ulaflacak olan e-at›klarla ilgili olarak ülkemizde de, Hollanda ile birlikte yasal yükümlülükler ve teknik altyap› üzerine çal›flmalar yürütülüyor.

Yol haritas› için otomobiller bilgi toplayacak Trafi¤e kapal› yollar, bozuk yol koflullar›, hava durumu, trafik ak›fl› gibi bilgilerin,yoldaki sürücülere detayl› bir biçimde iletimi için, internet a¤›na benzer bir a¤ sistemi üzerinde çal›flmalar sürüyor. Planlanan bu yeni yol a¤›n›n, bilgi toplay›c›lar› da otomobillerin kendisi olacak. Otomobiller, seyahat s›ras›nda toplad›klar› yol bilgilerini hem di¤er sürücülerle hem de trafik yönetim merkezleri ile paylaflacak. Proje, birçok alg›lay›c› ile donat›lan otomobillerin trafi¤e ç›k›fl›yla beraber hayata geçecek. Yol bilgileri V2V ad› verilen bir yaz›l›m sayesinde GPS, W‹MAX veya internet üzerinden paylafl›lacak. Tüm araçlarda bu yaz›l›m›n yer almas›yla, tüm dünyan›n yol haritas›, kötü hava koflullar›, trafik durumu, kazalar gibi birçok bilgiyle beraber tüm sürücülere güncel olarak sunulabilecek.


7

Biyoyak›t tart›flmalar› sürüyor... Canl› organizmalar ya da onlar›n metabolik ç›kt›lar›ndan elde edilen biyoyak›t, çevreci enerji kayna¤› olarak birçok alanda kullan›lmaya baflland›. Petrol, kömür ya da nükleer yak›tlardan farkl› olarak, biyoyak›t yenilenebilir olmas›yla dünyan›n ilgi oda¤› haline geldi. Ayr›ca bu yak›tlar›n yak›lmas› sonucu, çok az karbondioksit sal›n›m› oldu¤u için, atmosferdeki sera gazlar›n›n art›fl›n›n önüne geçilebilece¤i umudu, çevrecilerin biyoyak›t kullan›m› art›rmak istemelerinin sebeplerinden biri. Biyoyak›t›n birçok alanda güvenle kullan›labilece¤ini göstermek üzere, Hollanda-‹ngiltere aras›nda insans›z bir uçak seferi gerçeklefltirildi. Uça¤›n motorlar›ndan birine biyoyak›t verilerek çal›flmas› sa¤land› ve sefer hiçbir sorun oluflmadan gerçekleflti. Uçak seferlerinin atmosfere, tüm Afrika k›tas›n›n kabondioksit sal›n›m›ndan daha fazla sera gaz› b›rakt›¤› düflünülürse, biyoyak›tlar›n kullan›m› daha önemli bir nokta oluflturuyor. Biyoyak›t, alternatif ve çevreci bir enerji kayna¤› olmas›n›n yan›nda, ekonomi üzerinde derin tart›flmalara da sebep oluyor. fieker kam›fl›, bu¤day, m›s›r gibi temel besinler kullan›larak üretilen biyoyak›t, bu g›da maddelerini daha de¤erli hale getiriyor. AB ülkelerindeki sebze ve tah›l üretiminin yar›s› biyoyak›t için ayr›lm›fl durumda ve bu da daha az geliflmifl ülkelerde g›da fiyatlar›nda yükseliflin sebebi olarak gösteriliyor. Fiyat art›fllar› da g›da krizlerinin ortaya ç›kmas› riskini yükseltiyor. Güvenilir ve çevreci bir enerji kayna¤› olan biyoyak›t, di¤er tarafta g›da krizlerinin sebebi olarak tart›fl›lmaya devam ediyor.

Bir afl›yla ömür boyu ba¤›fl›kl›k Grip, çok ciddi bir hastal›k olarak alg›lanmasa da, ülkelerin sa¤l›k harcamalar›nda en büyük gider hanelerinden biri olarak yerini hala koruyor. Her y›l milyonlarca kifli bu hastal›kla en az bir hafta bo¤uflmak zorunda kal›yor ve büyük ifl kay›plar› oluyor. fiimdilerde, ölümlere rastlanmasa da, 1928 y›l›nda ‹spanya’da 20 milyon kifli grip salg›n›ndan ölmüfltü. Grip, hepsinin ötesinde hala afl›s› bulunamayan hastal›klardan. Fakat Oxford Üniversitesi’ndeki bilim adamlar› gribe karfl› kal›c› çözüm olabilecek bir afl› bulduklar›n› duyurdular. Befl yafl üzerindeki herkesin olabilece¤i afl›, kifliye ömür boyu bir ba¤›fl›kl›k sa¤layabilir ve gribi tamamen ortadan kald›rabilir. Bu sayede, hem sa¤l›k harcamalar›ndan büyük bir yük kalkacak hem de bu afl› her y›l yenilenmek zorunda kalmadan stoklanabilecek.

Domateslerin rengi de¤iflecek

Çevreci betonarme yap›lar havay› temizliyor Havan›n egzoz gazlar›ndan ar›nd›r›lmas› için Hollanda’n›n Twente Teknik Üniversitesi’nde özel bir beton gelifltirildi. Buluflun yap›s›ndaki özel kimyasallar sayesinde egzoz gaz› emilerek, günefl ›fl›¤› sayesinde etkisiz hale getiriyor. Egzoz gazlar› yüzünden kararan beton, ya¤mur suyuyla y›kan›nca yeniden eski renk parlakl›¤›na dönüyor. Yeni infla edilecek yap›larda bu özel betonun kullan›lmas›yla, temiz bir hava için, kendili¤inden bir ad›m at›labilir. Hatta, ya¤murla y›kanan yap›larda ya¤mur suyunun bir yerde toplanmas› sa¤lanarak, sonras›nda egzoz kimyasallar› tafl›yan suyun yeniden kazan›m›yla proje daha da geniflletilebilir. Havay› temizleyen beton, flimdilik üniversitenin bulundu¤u kentte bir y›l süreyle test edilecek.

ABD’li g›da bilimcileri, k›rm›z› domatesten daha yararl› olan ve vücut taraf›ndan daha rahat emilen bir likopen türü içeren ‘turuncu domates’ yetifltirdi. Bir antioksidan türü olan likopen, ayn› zamanda sebze ve meyvelere renklerini veren madde. Araflt›rma s›ras›nda, 12 gönüllüyü turuncu ve k›rm›z› domates soslar›yla yap›lm›s makarna testinden geçiren g›da bilimi profesörleri, turuncu domatesten likopen emiliminin, k›rm›z› domatesten emilimden 2.5 kat daha yüksek oldu¤unu tespit etti. K›rm›z› domatesin daha çok likopen içerdi¤ini, ancak bunun büyük bölümünün vücudun iyi ememeyece¤i biçimde oldu¤unu belirten bilimadamlar›, ‘turuncu domatesler’ sayesinde likopenin vücutta daha fazla emilebilece¤ini söylüyorlar.


8

B‹L‹M - TEKNOLOJ‹

Gelece¤in en büyük konforu: AKILLI B‹NALAR HER TÜRLÜ ELEKTRON‹K C‹HAZIN, TEK B‹R UZAKTAN KUMANDA ‹LE YÖNET‹LD‹⁄‹ AKILLI B‹NALAR, GÜVENL‹KTEN E⁄LENCEYE HER ALANDA ‹NANILMAZ B‹R KONFOR SA⁄LIYOR. AKILLI B‹NALARDA YAPAB‹LECEKLER‹N‹Z, GELECEKTE HAYAL GÜCÜNÜZLE SINIRLI OLACAK. YAZI: MESUT YILMAZ

aflam, al›flverifl ve ifl alanlar›m›z teknolojinin geliflmesiyle ‘yaflayan’ birer mekan haline geliyor. Orada bulunmasak da yaflam alanlar›m›z, her an haberdar olabilece¤imiz, uzaktan kontrol edilebilir teknolojik özellikler kazan›yorlar. Ses, veri ve bilgi iletiflim sistemlerinin bina otomasyon sistemleri ile bir çat› alt›nda toplanmas›yla tek bir platform üzerinden ak›ll› binalar›n kontrolü sa¤lan›yor. Bu sayede, mekandaki her türlü elektronik cihaz, merkezi bir sisteme ba¤lanarak internet, cep telefonu veya uydu ba¤lant›l› bir uzaktan kumanda ile yönetilebiliyor. Tüm bunlar, bina içerisine bina otomasyon sistemlerinin ve sensörlerin yerlefltirilmesi ile mümkün hale geliyor. Ak›ll› binalar, sa¤lad›klar› konforun yan›nda, enerji tasarrufu ve üretimi aç›s›ndan da, çevreye duyarl›lar. Her fleyi zamanlayarak, beklemeden, her türlü iste¤inize kolayca ulaflabilece¤iniz ak›ll› binalarda yapabilecekleriniz, gelecekte sadece hayal gücünüzle s›n›rl› olacak.

Y

NE KADAR AKILLILAR? Ak›ll› ev sistemleri, kullan›c›n›n birçok komutu arka arkaya getirerek üretti¤i senaryolar› gerçe¤e dönüfltürüyor. Tek tuflla tüm bina içerisindeki cihazlar›n istedi¤iniz konuma gelmesi sa¤lan›yor. Sabah belirli bir saatte kahve makinas› çal›flt›r›l›yor ve siz kalk›nca kahveniz s›cak ve taze bir halde haz›r oluyor. Evden ç›karken, tek bir tuflla evdeki tüm ›fl›klar kapat›labiliyor, alarm sistemi evin güvenli¤i için aktif edilebiliyor, ›s›t›c› ekonomik moda al›nabiliyor. Hatta, siz evden ayr›ld›¤›n›z anda, ev telefonunuz ifl yerini

arayarak, evden ayr›ld›¤›n›z› haber verebiliyor. Tüm elektrik ve elektronik sistemler, otomasyon sistemi taraf›ndan kontrol alt›nda tutuldu¤u için, gaz kaçaklar›n›n sebep olaca¤› tehlikeli durumlar› en aza indiriyor. Sadece gaz kaçaklar› için de¤il, su bask›nlar›na varana kadar bir çok durum, alg›lay›c›lar sayesinde kontol alt›na al›nabiliyor, ya da cep telefonunuz arac›l›¤›yla ilgili kifliler haberdar edilebiliyor. Tüm güvenlik avantajlar›n›n yan›nda, zaman kayb›ndan kurtaran ve büyük konfor sa¤layan di¤er yanlar›yla gündelik hayat›n›z› kolaylaflt›r›yor. Eve gelirken küvetinizin s›cak suyla dolu olmas›n›, seçti¤iniz dvd filmin haz›r konumda sizi beklemesini internet üzerinden veya birkaç sms komutuyla gerçeklefltirebiliyorsunuz. Ak›ll› binalar›n yapabildiklerinin birkaç› flunlar: Ak›ll› beyaz eflyalar› istedi¤iniz flekilde yönlendirebilir, buzdolab›n›n içindekileri görüntüleyebilir, sms yoluyla var olanlar›n listesini alabilirsiniz. Çamafl›r veya bulafl›k makinesini çal›flt›rabilirsiniz. Ar›za durumunda, sms yoluyla haberdar ediliyorsunuz. Ya¤mur alg›lay›c›lar›, ya¤›fl an›nda aç›k olan tüm panjurlar› otomatik olarak kapatabiliyor. Eve gelmeden önce f›r›ndaki haz›r yeme¤i ›s›tmak için, komut verebiliyosunuz. Evde olmad›¤›n›z anlarda, ›fl›klar› belirli aral›klarla aç›p kapayarak, h›rs›zlara karfl› evde oldu¤unuz izlenimini verebiliyorsunuz. Bahçedeki çimlerin belli aral›klara sulanmas›n› sa¤layabiliyorsunuz. Yang›n an›nda, sadece ç›k›fl yolu üzerindeki ›fl›klar› aça-


9

rak, ç›k›fl yolunu gösterebilyor. Ev içinde her odada, farkl› bir müzik yay›n› yap›lmas›n› sa¤layabiliyorsunuz. TÜM B‹NALAR “AKILLI” OLACAK IP tabanl› bilgi a¤lar› ve bina sistemlerinin birlefltirilmesiyle ortaya ç›kan ak›ll› mekanlar, güvenlikten iletiflime, asansör ve otopark kontrolünden yang›n alarm›na kadar pek çok noktada fark yarat›yor. Hastaneler, al›flverifl merkezleri, fabrikalar, krefller, flantiyeler, ofisler ve konutlar yak›n gelecekte tüm bu özelliklere sahip olacaklar. Bu sistemler sayesinde uzaktan eriflimle lokal müdahalelerde bulunma flans› elde ediliyor. Mesafelerin getirdi¤i dezavantajlar ortadan kald›r›larak etkin zaman yönetimi sa¤lan›yor. Ak›ll› bina sistemleri, WiFi, bluetooth üzerinden tüm elektronik cihazlar›n kontrolünü sa¤lad›¤› için kablo karmafla-

s› da yaratm›yor. Elektronik cihazlar bluetooth sayesinde kablosuz eriflimi kendi aralar›nda sa¤l›yor ve bu da bina içerisinde tamamen kablosuz bir dünya oluflturuyor. Otomatik olarak kontrol alt›nda tutulan cihazlar›n bir di¤er avantaj› da enerji tasarrufu sa¤lamalar›. ‹ç ve d›fl mekan aras›ndaki ›s› al›flverifli, d›fl hava koflullar›n› sürekli ölçen alg›lay›c›lar sayesinde en az enerji kayb› olacak flekilde korunuyor. Bu da ak›ll› bir binalar›n çevreye duyarl›l›¤›n› art›r›yor. Adeta bir teknoloji üssünü and›ran ak›ll› binalarda herfleyi kiflisellefltirerek en yüksek konforu yakalamak mümkün. Ak›ll› ev giriflinin geleneksel evlere göre bir di¤er fark› ise kap› kolunun olmamas›. ‹çeri girifllerde ak›ll› kart kullan›l›yor ve sistemde tan›mlanan kifliler retina kontrolünün ard›ndan otomatik olarak aç›lan kap›dan içeri girebiliyor. fiimdilik ak›ll› ev sistemine sahip olmak bir ayr›cal›k gibi görünse de, gelecekte bu bir ayr›cal›k olmaktan ç›kacak.


10

B‹L‹M - TEKNOLOJ‹ Görüntüde boyut art›yor

Mobil iflletim sistemi: Midori Microsoft’un biliflim dünyas›na kazand›rd›¤› ve dünyada milyonlarca bilgisayar kullan›c›s›n›n iflletim sistemi olan Windows’un yerini alacak olan, yine Microsoft’un gelifltirdi¤i, Midori adl› sanal iflletim sistemi üzerinde çal›flmalar devam ediyor. ‹nternet merkezli olan sanal iflletim sistemi, bilgisayarlar üzerinde de¤il merkezi sunucular üzerinde çal›flacak. Böylece internet ba¤lant›s› olan her bilgisayar, kendinde kay›tl› olmayan verilere, mobil olarak istedi¤i noktadan ulaflabilecek. ‹flletim sisteminin mobil dünyaya uygulanm›fl hali olan Midori’nin, yüksek donan›mlar gerektirmeksizin her bilgisayarda sorunsuz çal›flaca¤› bildiriliyor. Microsoft’un Windows’u kullan›mdan kald›rmas›yla büyük paralar kaybedece¤ini söyleyen uzmanlar, Midori’nin biliflim a¤›nda çok farkl› uygulamalar kazand›raca¤›n› da belirtiyorlar.

Dünyan›n önde gelen teknik üniversitesi MIT’de bilim adamlar›, 3-boyut yerine 6-boyutlu görüntüler yaratma yolundalar. Holograms› görüntüler sunan 6-boyutlu resimler, köfleli ekranlar ve çeflitli mercekler kullan›larak elde ediliyor. Böylece, görüntüye olan bak›fl aç›s› de¤ifltikçe, ›fl›¤›n gelifl yönü ve k›r›lmas› sayesinde, ayd›nl›k ve karanl›k alanlarla boyut say›s› art›r›lm›fl oluyor. Sistem üzerinde, elektronik bir mekanizma olmad›¤› için, kontrol edilmesi de söz konusu de¤il. ‹zleyici aç›s›n› de¤ifltirdikçe, görüntü izleyice uyum sa¤l›yor. Sistemin önce reklam panolar›nda denenmesi kararlaflt›r›lm›fl, ileri tarihlerde simema görüntü sistemlerine de adapte edilmesi bekleniyor. Bilim adamlar› ‘süper gerçekçi görüntü’ peflinde araflt›rmalar›n› sürdürüyorlar.

Samsung’tan büyük yenilik Cep telefonlar›yla çekilen foto¤raflar›n kalitesi art›yor. Mobil foto¤rafç›l›¤a büyük katk›da bulunan cep telefonlar›, geliflmifl kamera teknolojileriyle dikkat çekmeye bafllad›lar. Samsung’un INNOV8 modeli de 8 megapiksellik çözünürlük de¤eriyle, foto¤raf makinesi ve cep telefonunu ayn› bünyede tam anlam›yla birlefltiriyor. Mobil internet uygulamalar›, sesli sinematik videosu ve di¤er multimedya seçenekleriyle kullan›c›lara genifl olanaklar sunuyor. INNOV8, 8GB’l›k belle¤i ve GoogleMaps gibi özellikleriyle de, her aç›dan bütün bir cihaz.

Spam mailler 30 yafl›nda Her gün istenmeyen yüzlerce e-postayla karfl›lafl›yoruz. Ürün tan›t›mlar›ndan, reklamlara birçok mail, istemedi¤imiz halde posta kutumuza düflüyor. Bilgisayar literatüründe ‘spam’ dedi¤imiz bu e-postalar asl›nda 30 y›ld›r internetin içinde ve neredeyse tüm kullan›c›lara ulafl›yor. 3 May›s 1978’te, ABD’de yaklafl›k 400 kifliye gönderilen reklam mesaj›, ilk spam olarak kabul ediliyor. ‹lk ‘spam’i gönderen kifli, al›c› adreslerini tek tek yazmak zorundayd›, ancak günümüzdeki virüsler ve programlar sayesinde ‘spam’ler binlerce adrese ayn› anda gönderilebiliyor. 30 y›lda ‘spam’lerin içeri¤i ve gönderilme amaçlar›nda da büyük de¤ifliklik oldu. ‹lk gönderilen ‘spam’ yeni piyasaya sürülen bir ürünün reklam›yken, bugün kendilerini Nijeryal› prensler ya da internet bankac›l›¤› yetkilisi olarak tan›tan kifliler, doland›r›c›l›k amac›yla binlerce kifliye ‘spam’ gönderiyor. Son 4 y›lda, 4 kat artan spam’lere kesin çözüm bulunamasa da, e-posta kutular›na düflecek spam mailleri en aza indirmek mümkün. Spam’lerin önüne geçmek için internet üzerinde yüzlerce güncel kara liste bulunuyor. Aktif olan mail sunucular›n›n bu kara listelerden güncelenen spam filtreleriyle senkronize olmas›, flirketler ve son kullan›c›lar için istenmeyen durumlarla karfl›laflman›n önüne geçmek için en etkili yol.


12

ENERJ‹

Sonsuz bir kaynak: GÜNEfi ENERJ‹S‹ KULLANDI⁄IMIZ ENERJ‹ KAYNAKLARI G‹TT‹KÇE TÜKEN‹YOR. BUGÜNKÜ HAL‹YLE B‹LE YÜKSEK MAL‹YETLER OLUfiTURUYOR. ALTERNAT‹F B‹R ENERJ‹ KAYNA⁄I OLAN GÜNEfi ENERJ‹S‹ ÜLKEM‹Z ‹Ç‹N DE ‹Y‹ B‹R ÇÖZÜM. AIRFEL ISITMA TEKNOLOJ‹LER‹ BÖLÜMÜ BU ALANDA YAPTI⁄I AR-GE ÇALIfiMALARINA SON SÜRAT DEVAM ED‹YOR. HAZIRLAYAN: CANER GÜÇER - So¤utma Ürün Mühendisi

ünümüzde, önemi her geçen gün biraz daha artan enerji kaynaklar›, ekonomik yans›malar› itibariyle de güncel yaflant›m›za fazlas›yla girmeye bafllad›. Enerji tasarrufu hakk›nda kamu kurumlar›, meslek odalar› ve ihtisas dernekleri sürekli çal›flmalar yap›yor, özel sektör ise ürün gelifltirmekle ve e¤itim faaliyetleri ile bu alandaki bilinci artt›rmaya çal›fl›yor.

G

Airfel olarak yenilenebilir enerji kaynaklar› konusunda yapt›¤›m›z çal›flmalar, günefl enerjisi kullan›m›nda termal ve elektrik üretimi olmak üzere iki gurup halinde devam ediyor. Güncel yaflant›m›za kolay bir flekilde giren günefl enerjisi sistemleri s›cak su temin etmek amac›yla kurulan termal sistemlerdir. Bu sistemler ülkemizde yayg›n bir flekilde kullan›l›yor.


13

Airfel A.fi. Araflt›rma ve Gelifltirme Bölümü (Ar-Ge) ile enerji ekonomisini destekleyecek yönde ürünler gelifltiriyor ve enerji ekonomisini ön planda tutan yeni tasar›mlar ile hayat›m›z› kolaylaflt›rmaya devam ediyor. fiirket bünyesinde yeni kurulan Is›tma Teknolojileri Bölümü arac›l›¤›yla, ithalat›n› yapt›¤›m›z ›s›tma ürünlerinin, Türkiye ›s›tma pazar›na sunulmas› ve yenilenebilir enerji kaynaklar› konusunda ürün temin edilmesi hedefleniyor. GÜNEfi ENERJ‹S‹N‹N ÖNEM‹ ARTIYOR Is›tma Teknolojileri Bölümü, bugüne kadar enerjinin etkin kullan›lmas› amac›yla yap›lan e¤itim faaliyetlerini yürüttü. Yenilenebilir enerji konusunda ithal etti¤i ürünleri tan›tarak, enerji ekonomisi ile uyumlu modeller oluflturmaya bafllad›. Halen yenilenebilir enerji kaynaklar›ndan “günefl enerjisi” ve “›s› pompas›” konusunda ise güncel projelere teknik destek ve çözümler sunuyor. Nitekim dünyada bir y›lda tüketilen enerji miktar› 9 GTPE (giga ton petrol eflleni¤i) olurken, bu tüketimi karfl›lamak amac›yla kullan›lan enerji kaynaklar›n›n en bafl›nda 800 GTPE ile kömür geliyor. Tüm bu tüketim ve kaynaklar›n yan› s›ra hiç bitmeyecek olan günefl enerjisi ise bir y›lda 25 bin GTPE enerjiyi yeryüzüne ulaflt›r›yor. Bu durum, fosil yak›t ve nükleer enerji kaynaklar› s›n›rl›yken, günefl enerjisine olan ihtiyac› aç›kça ortaya koyuyor. Güneflten gelen mevcut enerji co¤rafi bölgeler aras›nda ve tüm y›l boyunca de¤iflkenlik gösterdi¤inden, ekvatora yak›n kurak alanlarda, y›ll›k 2 bin 200 kWh/m2.y›l günefl enerjisi kaydedilmifl. Bu de¤er, Orta Avrupa’da eriflilen ortalama de¤erin, hemen hemen iki kat›d›r. Türkiye’de bu de¤erler güney bölgelerimizde bin 800 kWh/m2.y›l olarak tespit edilmifl. Örne¤in ‹stanbul için ise metrekareye düflen günefl enerjisi miktar› bin 500 kWh/m2.y›l’d›r. Bu tablo günefl enerjisinden yararlanma noktas›nda bir ipucu gibi görünse de, gelifltirilen sistemler sayesinde hemen hemen birçok bölgede verim sa¤lamak mümkün. AÇIK S‹STEMLER Ülkemizde kullan›lan termal sistemleri inceledi¤imizde genellikle aç›k sistem diye adland›r›lan sistemlerin yayg›n bir flekilde kullan›ld›¤›n› görüyoruz. Çat›ya konulan günefl enerjisi kolektörleri ve s›cak su deposundan oluflan bu sistemlerin verimi oldukça az olmas›na ra¤men, ilk yat›r›m maliyetinin düflük olmas› tercih etmeyi kolaylaflt›r›yor. Yaklafl›k 300 Euro tutar›nda ilk yat›r›m maliyeti olan bu sistemler, iflletmede sürekli bak›m gerektirirken, kullan›lan suyun s›cakl›¤› ve miktar› kontrolsüz oldu¤u için birçok kullan›c›n›n sistemini devre d›fl› b›rakabiliyor veya devre iptal olabiliyor. Aç›k sistemler, güney bölgelerimizde yayg›n bir flekilde kullan›l›rken günefl enerjisinin biraz daha az ve s›cak su ihtiyac›n›n daha fazla oldu¤u di¤er bölgelerimizde kullan›lm›yor. Bu sistemlerin amortisman süresi-

ni belirlerken flofbende kullan›lan gaz yak›t ile mukayese edilmesi gerekiyor. Aksi halde boyler’li bir kazan sistemiyle mukayese etti¤imizde s›cak su konforu ve bak›m giderleri hesaba dahil edilmemifl oluyor. KAPALI S‹STEMLER Avrupa’da yayg›n olarak kullan›lan ve günefl enerjisinden maksimum fayda elde etmek amac›yla tercih edilen günefl enerjisi sistemleri, genellikle kapal› sistemler diye adland›r›yoruz. Günefl kolektörünün çat›da, s›cak su deposunun kazan dairesinde oldu¤u bu sistemlerde donma ve paslanma sorunlar›na oldukça az rastlan›yor. Sistem, bak›m gerektirmeyen, daha dayan›kl› ve güvenli bir konumda oluyor. Sirkülasyon pompa ile sa¤land›¤›ndan, s›cak su deposu da dahil olmak üzere, sistemin büyük bir k›sm› bina içine monte edilebiliyor ve böylece ›s› kayb› düflük oluyor. Bu sistemde, kullanma suyuna seri olarak, an›nda su ›s›tan yard›mc› bir sistem kuruldu¤undan, düflük tüketimle yüksek verim elde edilebiliyor. Bu flekilde kurulan sistemlerin amortisman süresi 6 ile 8 y›l olarak belirleniyor. ‹lk yat›r›m maliyeti 4 bin 500 Euro olan kapal› sistemlerin ülkemizde yayg›nlaflmas› ile birlikte ilk yat›r›m fiyatlar› gerilerken, yak›t fiyatlar›ndaki art›fl nedeniyle de amortisman süreleri gün geçtikçe azal›yor.


14

BAfiARI ÖYKÜSÜ

Prof. Dr. Mehmet Öz: KALP HASTALI⁄I TEDAV‹S‹NDE ÇI⁄IR AÇAN TÜRK DÜNYACA ÜNLÜ KALP CERRAHIMIZ DR. MEHMET ÖZ, YAZDI⁄I “S‹Z” SER‹S‹ K‹TAPLARIYLA SON YILLARIN BEST SELLER L‹STELER‹NDEN ‹NMEYEN B‹R ‹S‹M. BULDU⁄U YAPAY KALP SAYES‹NDE TIP DÜNYASINDA B‹R ÇI⁄IR AÇAN ÖZ, TIME DERG‹S‹N‹N 2008 YILI ‹Ç‹N SEÇT‹⁄‹ EN ETK‹L‹ 100 ‹S‹M ARASINDA YER ALIYOR. HAZIRLAYAN: fiULE fiENTARLI


15

r. Mehmet Öz, dünyaca ünlü kalp cerrah›m›z. Kalp hastal›¤›n›n tedavisinde 盤›r açan, ilk yapay kalp naklini gerçeklefltiren ekibin bafl›ndaki dünyaca ünlü bu Türk cerrah, Amerika’da “Yeni Milenyum’un 10 Kalp Doktoru”ndan biri olarak tan›mlan›yor. Robotik cerrahi, kalp nakli, kapal› kalp ameliyatlar›, sol kar›nc›k destek ayg›t›, minival invasif kalp cerrahisi gibi kavramlarla özdeflleflen Dr. Öz, 1999’da Davos Dünya Ekonomik Forumu’nda “Yar›n›n Lideri” seçildi. Y›lda 125-150 aras›nda yapt›¤› kalp nakliyle dünyada en çok kalp nakli yapan doktor unvan›na sahip olan Öz, “ Bilim ve düflünürler” kategorisinde Time Dergisi’nin 2008 y›l› için seçti¤i dünyan›n en etkili 100 ismi aras›nda yer ald›. Halen Columbia Üniversitesi’nde Baflkan Yard›mc›s› ve Cerrahi Profesörü olan Öz, New York Presbyterian Hastanesi’nde Kalp ve Damar Enstitüsü ve Tamamlay›c› ‹laç Program›’n› da yönetiyor. Amerika’n›n en büyük medya ikonlar›ndan olan Oprah Winfrey Show’da Sa¤l›k Uzman› olarak bulunan Mehmet Öz, Discovery Communication’da bafl t›bbi dan›flman olarak görev yap›yor. Dr. Mehmet Öz’ün genifl kitleler taraf›ndan tan›nmas›nda yazd›¤› kitaplar›n yeri büyük. Bütün dünyada oldu¤u gibi Türkiye’de de ses getiren “Siz” seri 4 kitaptan olufluyor. Bu kitaplar›nda insan›n bedenini nas›l koruyaca¤›n›, nas›l genç kalaca¤›n› anlatan Dr. Öz, hergün düzenli spor yap›yor, sa¤l›kl› besleniyor ve sürekli hareket ediyor. Yapay kalbin mucidi Dr. Mehmet Öz, Türk bir ailenin çocu¤u olarak ABD’de dünyaya gelir. Babas› Prof. Mustafa Öz de ünlü bir kalp cerrah›d›r. Onun azmi ve disiplininden çok etkilenen Mehmet Öz, babas› gibi kalp cerrah› olur. Amerikal› kar›s› Lisa Jane, ünlü bir kalp cerrah›n›n k›z›d›r. Babalar›yla birlikte yeme¤e ç›kt›klar›nda tan›flan çift, k›sa bir süre sonra evlenir ve bu evlilikten 3’ü k›z, 4 çocuklar› olur. Dr. Mehmet Öz, Amerika’da do¤up, büyümesine ra¤men çocukluk y›llar›nda Türkiye’ye yapt›klar› uzun tatiller s›ras›nda her iki ülkenin kültürünü yak›ndan tan›ma ve karfl›laflt›rma f›rsat› bulur. Böylece Amerika’da yaflar ama Türk kimli¤ini korumay› baflar›r. Güne sabah 07.00’de bafllayan Dr. Mehmet Öz, aç›k kalp

D

ameliyat›, suni kalp, yard›mc› kalp, robot ameliyatlar›, kalp kapaklar› tamiri ve alternatif t›p üzerine çal›flan birçok araflt›rmac› asistan›yla bir saatlik yönlendirme toplant›s› ard›ndan kendi ameliyatlar›na giriyor. Mehmet Öz, alternatif t›pla da çok ilgili. Üniversitede böyle bir klinikte yönetici olarak çal›flan Öz, “Çin’de aç›k kalp ameliyat› yapt›m, o s›rada baz› teknikler ö¤rendim. Alternatif t›p, do¤ru mu yanl›fl m› sorununun araflt›rmadan ö¤renemezsiniz” diyor. Dünyaca ünlü bu kalp cerrah›m›z dergimizin sorular›n› yan›tlad›: Nas›l bir çocukluk geçirdiniz? Amerika’da do¤dum büyüdüm ama her sene yaz tatilinde üç ay için Türkiye’ye gelirdik ve mecburen iyi kötü Türkçe ö¤renebileyim diye akrabalar›mda kal›rd›m. Annemin ailesi Atabay ‹laçlar›’n›n sahibi olan ve 100 senedir ‹stanbul’da yaflayan bir aile. Anneannem Üvet Han›m sertçe bir kifliydi ama, benim için çok e¤lenceliydi. Babaannem ise çok dindard›, bana dualar ö¤retti. Kendini fazla gelifltirememiflti. Ancak çok iyi kalpli insand›. ‹ki aile de birbirinden çok farkl›yd›. Bu bana Türkiye’nin iki k›sm›n› da gösterdi. Sadece sentez etmiyordum bu durumu. Gerçekten içinden anlamak istiyordum bu iki kültürü. Sadece farkl› adetlerin söz konusu oldu¤unu içgüdülerim ve mant›¤›mla kabul ettim. Çünkü çok merakl›yd›m. ‹lk defa 10 yafl›nda babam›n büyüdü¤ü kazaya gittim. Maddi yönden fakir, ama insanl›k yönünden zengin bir yer buras›. Orada her gün sokakta futbol maç› oynar, De¤irmen Çay›’nda yüzerdim. Orada baflka bir yaflam›n tad›na bakt›m. Amerika büyüyen bir kifli için çok büyük avantajd› bu. Ben iki kifli olarak büyüdüm. Amerika’da bir ö¤renci, Türkiye’de ise orta s›n›f bir Türk olarak. ” Sizin motivasyon unsurunuz nedir? Tek amac›m en iyisi olmak. Bu anlamda meslek de pek önemli de¤il. Yeter ki yapmak istedi¤im fleyin en iyi yapay›m. Bu nedenle de Harvard’› seçtim. Bu üniversiteyi kabiliyetli oldu¤umu ispatlamak için seçtim. Çünkü Harvard’dan mezun olanlar için “Harvard’daki e¤itimi yendi, muvaffak oldu” denir. Hayatta sadece ak›ll› olmak önemli de¤il, tak›m kurmak da önemli. fiimdi biz robotik cerrahiden bahsediyoruz. Bunu yapmak için 30 kifli gerekiyor. Üstelik hepsi de kabiliyetli kifliler olmak zorunda.


16

Tak›m› yönetmek önemli bir ifl. ‹flte iyi bir tak›m yöneticisi olabilmek için Harvard’dan sonra t›pla birlikte iflletme de okudum. Nas›l Do¤u ile Bat›’y› karfl›laflt›rd›ysam ve birarada tutabildiysem, iflletme ve t›bb› da hayat›mda iyi-kötü bir araya getirdim. Baflar›s›zl›ktan korkar m›s›n›z? Asla korkmam. Hayatta baflar›s›zl›k olacakt›r, bunu kabul ediyorum ve geçiyorum. Belki sizden daha çok baflar›s›zl›¤›m var benim. Hasta kayb› say›m çok herkes gibi. Baz› cerrahlar der ki: “Hiçbir vakam olmad› böyle.” Demek ki çok fazla vaka yapmad›n. Çünkü e¤er her cerrah fazla va-

ka yaparsa, fazla hayat kaybedecek. Kalp cerrah› olmasam ne olurdum bilmiyorum. Kalp h›zl› karar, yeni teknoloji, en çal›flkan ve en cesaret gerektiren bir dal. Bize gol atarlarsa benim amac›m onlardan daha fazla gol atmak olur. Belki bunun için hayat›mda çok büyük hatalar yapt›m. Baz› yazd›¤›m yaz›lar ve çok kuvvetli düflündü¤üm fleyler yanl›fl ç›kt›, bazen hastalar kaybettim. Ancak hemen tekrar ameliyat yapt›m. Çünkü düflüne düflüne kendini mahvedersin. Dünyaca ünlü birçok hastan›z var. Birkaç isim verebilir misiniz? New York’ta en çok kalp ameliyat› yapan ve dünyada en çok kalp nakli yapan doktorum. Senede 125-150 aras›nda kalp nakli yap›yorum. Ahmet Ertegün, ‹shak Alaton, Nazire Dedeman, fiar›k Tara, Rauf Denktafl, Mustafa Koç, Çi¤dem Simavi, Sak›p Sabanc›. Uluslararas› ilk ünümü New York Yankee Kulübü’nün menejerinin kalbini de¤ifltirdi¤imde kazand›m. fiimdi o klübün ömür boyu maçlar›n› izleyebilece¤im bir locam var. Türkiye’ye dönmeyi düflünüyor musunuz? fiimdilik düflünmüyorum. Çünkü yapt›¤›m araflt›rmalar›n bir k›sm›n› orada yapamam. Alt yap›s› yok, yat›r›m laz›m. Amerika’da “Ben bunu yapaca¤›m’ diyorum, “Tamam” diyorlar. Türkiye’de ise çok daha sakin ve biraz daha tedbirli davranman gerekiyor. Ben de bu huylar yok. Büyük bir h›zla giderken bazen etrafta ne oldu¤unu görmüyorum bile..


18

GEZ‹

Dünyadaki cennet: HAWAI F‹RUZE RENG‹ DEN‹Z‹N ÇEVRELED‹⁄‹, AL‹ZELER‹N SER‹NLET‹C‹ KOLLARINDAK‹ HAWAI ADALARI, KARTPOSTAL GÖRÜNÜMLÜ KUMSALLARI, TROP‹KAL ‹KL‹M‹, MAV‹ VE YEfi‹L‹N B‹N B‹R TONUNUN BULUfiTU⁄U B‹R DO⁄A HAR‹KASI. HAZIRLAYAN: LEVENT U⁄URLU

H

awai, Maui, Kahoolawe, Lanai, Molokai, Oahu, Honolulu, Kaui... Asya ve Amerika k›talar› aras›nda uzanan, dünyan›n en büyük denizi Pasifik’ten geliyor bu melodi gibi adlar. Rüya gibi. Büyük ço¤unlu¤umuz için Büyük Okyanus’un kendisi tam bir rüya de¤il mi zaten? Zihinlerimizde hafifletici, rahatlat›c›, içimizi çekmemize sebep olan imgelerin s›raland›¤›, gerçeklerle mitlerin neredeyse birbirinden ayr›lamayacak bir flekilde iç içe girdi¤i bir âlemdir Büyük Okyanus. Kimimiz filmlerden, kimimiz romanlardan, kimimiz tarih sayfalar›ndan esinlensek de hepimiz cennetimsi tablolar çizeriz düfllerimizde ona dair. Yunanca kökenli bir kelime olan ve “çok say›daki ada” anlam›na gelen Polinezya, Büyük Okyanus’un üç önemli adalar grubundan birisi. Toplam 132 adan›n 2 bin 400 kilometrelik bir çizgide s›raland›¤›, San Francisco’ya 3 bin 900 kilometre uzakl›kta ve ABD’nin 50’nci eyaleti olan (Aloha State), turizm sektörünün, özellikle de Amerika ve Japonlar›n gözbebe¤i Hawai Tak›madas› iflte bu adalar grubunda yer al›yor. Adac›k, mercanada (atol), ada... Toplam› 132! Ama aralar›ndan en önemli sekiz ada say›l›r genelde. Bunlar, zümrüt bir kolye gibi dizilirler mavi sularda. Yeflil ve mavi tonlar›n kaynaflt›¤› büyülü bir tablodur. Güneyden kuzeybat›ya do¤ru Hawai, Maui, Kahoolawe, Lanai, Molokai, Oahu, Kauai ve Niihau. Bu adalardan beflini kuflbak›fl› gezece¤iz flimdi…


19


20

EN BÜYÜK HALKA: HAWAI Kolyenin en büyük zümrüt tafl›, ayn› zamanda eyalete de ismini vermifl olan, 103 bin nüfuslu ve 10 bin 500 kilometrekarelik Hawai’ye kar›fl›kl›k olmas›n diye “Big Island”, yani Büyük Ada deniliyor. Sadece yüzölçümü s›ralamas›ndaki birincilik veya çekici do¤as›yla yetinmiyor bu ada. Ayn› zamanda Kohala, Mauna Kea (Beyaz Da¤), Hualalai, Mauna Loa (Uzun Da¤) ve Kilauea (Kusan) volkanlar› ile de meflhur... Bunlardan Hualalai, Mauna Loa ve Kilauea’n›n hala faaliyette oldu¤unu, Mauna Kea’n›n ise her an uyanabilece¤ini düflünürsek, Hawai’nin sadece ‘Sörfçülerin Mekke’si olmad›¤›n› hemencecik anlayabiliriz. Gerçekten de volkan uzmanlar›n›n, da¤c›lar›n, yürüyüflçülerin, macera tutkunlar›n›n de ilgi oda¤›d›r bu Pasifik incisi. Ayr›ca, adan›n en yüksek da¤› olma unvan›na sahip Mauna Kea (4 bin 205 metre) gökbilimcilerin de¤iflmez adresi. Fakat iflin as›l ilginç taraf›, “Big Island”›n diplerden bafllayarak üste üste y›¤›lm›fl ve 10 bin 2 kilometre yüksekli¤e ulaflm›fl bir lav tabakas›ndan meydana gelmifl olmas›. E¤er içinizde 50 bin y›l kadar sabredebilecek birileri varsa, 30 kilometre güneybat›s›nda oluflmufl olan yeni bir volkan›n (lo’ihi = uzun) yarataca¤› yeni kara alanlar› sayesinde Büyük Ada’n›n daha da “büyük” olmas›n› görme flans›na sahip olacak. Hawai Tak›madas›’n›n dünyadaki tüm iklimlerden esintiler sundu¤u söylenir. Burada plajlar, çöl alanlar›, tropikal ormanlar ve senenin belirli bir döneminde da¤ tepelerinde görünen kar ayn› çerçevede yer buluyor kendine. Bat› sahili rüzgârlardan korundu¤u için sakin ve güzel plajlara sa-

hip. Dalgalarla bo¤uflan ve s›k s›k ya¤murla muhatap olan girintili ç›k›nt›l› bir k›y› fleridini, arka plandaki derin vadiler ve flelaleler tamaml›yor. Yürüyüfl yapanlar›n ya da do¤aseverlerin istikameti ise kamp yapma olana¤› veren Volkanlar Milli Park› (Volcanoes National Park). Macera arayanlar ise Kohala da¤lar›ndaki, neredeyse 600 metre yüksekli¤e kadar ç›kabilen diklikler aras›nda s›k›flm›fl kalm›fl ve sadece dar bir ormanl›k yolla ulafl›labilen Waipio vadisine do¤ru yönelecekler. Kültür kap›s›n›n anahtar›, Puuhonua O Honaunau Historical Park’ta. Tap›naklar, mezarl›klar, tanr› sembolleri, kraliyet tarihinin kokusu burada. Serinlik ise


21

beyaz kumsal› ile en çok dikkat çeken Hapuna Beach’te. VAD‹N‹N ADASI: MAUI Yelken ve sörfle özdeflleflleflerek uluslararas› bir ün kazanm›fl, özel plajlar› sayesinde ad›n› mutlaka bir yerlerden duymufl olman›z gereken ikinci ada Maui. ‹smi “vadinin adas›” anlam›na geliyor. Gerçekten de sönmüfl Haleakala ve Puu Kukui volkanlar›n› kudretli bir vadi ay›r›yor. Lahaina, Kaanapali ve Kihei bölgenin en tan›nm›fl turistik merkezleri. Uluslararas› ünün dikenli sonuçlar›ndan biri bölgedeki otellerin çoklu¤u. Bunlar›n da ço¤unlu¤u West Maui’de toplan›yor. Haiku, Kula ve Hana nispeten daha gözlerden ›rak. Plaj koleksiyoncular› ilginç isimli ve ayn› zamanda muhteflem bir dal›fl yeri olan Honolua Bay’deki Slaughterhouse Beach (mezbaha plaj›) ile bafllayabilirler. Sörf deyince, ilk olarak Paia yak›nlar›ndaki Hookipa Beach akla geliyor. Uykudaki 3 bin metrelik Haleakala volkan›, adan›n tüm do¤usuna hâkim; ziyaret etmemek affedilmez bir suç gibi… Güneflin buralarda bir baflka do¤du¤unu biliyorlard›r muhakkak tüm romantikler. Onlar tereddütsüz yamaçlar›na atacaklard›r kendilerini. “Fazla yorulmadan tropikal orman” diyenlerin yolu güler yüzlü Hana Highway olacakt›r. Bu yol bat›ya do¤ru gider. Adan›n en güzel, tarifi gerçekten zor manzaralar› buralardad›r. MOLOKAI ADASI VE OAHU Molokai adas› Maui’nin 14 kilometre kuzey-bat›s›na düflüyor. Yak›n gibi ama Maui’den kopuk hatta “dünyadan ko-

puk” da denebilir. Ama insano¤lunun önüne tüm cömertli¤iyle seriverdi¤i vahfli do¤as›, tüm çekicili¤iyle büyülüyor misafirlerini. Keflfe ç›kmaya niyetli olanlar›n en iyi iki dostu kat›r ve ayaklar Molokai’da... “Buluflma noktas›” diyorlar Oahu’ye. Takma ismi gayet yerinde; zira en geliflmifl ve tan›nm›fl ada buras›. Onun ünü biraz da konumuna ba¤l›. Çünkü Oahu, Havai’nin “ana girifli”. Honolulu ise Oahu’nin ve tak›madan›n baflkenti ve Waikiki ile birlikte turistik dalgan›n en önemli ipini gö¤üslüyor. Dolafl›rken zaman zaman ABD havas›na kap›laca¤›n›z bu bölgenin s›n›rlar›ndan kendinizi d›flar›ya att›¤›n›z an, insan›n henüz kirletemedi¤i muhteflem koylar, sarp da¤lar ve vadiler size kucaklar›n› tereddütsüz açacaklard›r. YEfi‹LLER ÜLKES‹: KAUAI Son adam›z ise “yefliller ülkesi”, s›k s›k “Maui ile rekabete zorlanan” hafif bas›k top fleklindeki Kauai. Ada, dünyan›n en nemli yerlerinden biri. Bu tak›madada her ada yeflil. E¤er bu konuda kafas›nda bir flüphe olan varsa ona, Jurassic Park’›n baz› sahnelerinin burada çekildi¤ini söylemek yeterli olacakt›r. T am merkeze konufllanm›fl, adan›n kral›nda, yani Waialeale Volkan›’n›nda s›ra. Görkemli volkan›n yamaçlar›ndan akan sular biçimlendirmifl aday›. Örne¤in Kokee State Park’in içinde, 23 kilometre uzunlu¤unda ve bin 115 metre derinli¤indeki kanyon nefes kesici. Yürüyüfl parkuru olarak bütün beklentileri karfl›layacak nitelikte.


22

PROJE

Oyak ‹nflaat Genel Müdürü O¤uz Demirk›l›ç

Devler ligi: ‹NfiAAT L‹DER‹ AIRFEL’‹ TERC‹H ETT‹ SEKTÖRÜNÜN L‹DER KURULUfiLARINDAN AIRFEL, DEV B‹R PROJEDE DAHA YER ALARAK GÜVEN‹RL‹⁄‹N‹ GÖSTERD‹. BUNDAN ÖNCE DE BAfiKA EL‹T PROJELERE ADINI YAZDIRAN AIRFEL, OYAK ‹NfiAAT’IN TOPLAM 12 B‹N KONUTLUK PROJES‹ OYAKKENT ‹LE BAfiARILARINA B‹R YEN‹S‹N‹ EKL‹YOR.

2

2005-2007 y›llar› aras›nda parlak dönemlerinden birini yaflayan konut inflaat sektörü, 2008 y›l›nda yurtiçinde ve yurtd›fl›nda geliflen olaylar›n ve özellikle ABD’de yaflanan Mortgage krizinin negatif etkisiyle, dura¤an bir döneme girdi. Bunun en önemli nedeni ise dünya ve Türkiye ekonomilerinde yaflanan dalgalanmalar ve resesyon tehlikesiydi. Yat›r›mc›lar, böyle bir ortamda riske girmemek için beklemeyi tercih ettiler ya da mevcut pozisyonlar›n› koruma arzusu içine girdiler. Son dönemde, Türkiye’de yaflanan siyasi ve ekonomik çalkant›lar ile dünyadaki güç dengelerinde oluflan çat›flmalar tüm ekonomik beklentilerin anl›k de¤iflmesine neden oluyor. Bunun do¤al sonucu olarak kredi faizleri yüksek seyrederken, kamu yat›r›mlar› daral›yor. Uzmanlar, 2009 y›l›nda yap›lacak olan yerel seçimler ve baz›

bölgelerde oluflan afl›r› konut arz›na ba¤l› olarak, 2010 y›l›ndan itibaren konut sektöründe dolayl› bir canlanma olabilece¤ini belirtiyor. Mevcut tablolar, konut stoklar›n›n eritilmesi için zamana ihtiyaç oldu¤unu gösteriyor. ‹nflaat sektörü, do¤ru fiyatland›rma yapabilmek için bir yandan önündeki riskleri iyi analiz edip, do¤ru hareket etmeli di¤er yandan konut taleplerinin trendlerini an›nda yakalayacak reflekslere sahip olmal›. Krizlerin oldu¤u dönemlerde, yat›r›mc›lar kolayca elden ç›kar›labilecek fiyatlardaki küçük konutlara yönelmekte, krizden kurtuldu¤u anda ise prim yapmas› beklenen bölgelerde markal› projelere ra¤bet etmekte. Art›k, müflteriler sadece bina de¤il, bir yaflam tarz› ve hayat standard› sat›n almak üzere bilinçli bir flekilde konut projelerine talepte bulunuyor. OYAK ‹NfiAAT, yaflanan durgunlu¤a ra¤men halen konut satabilen az


23

say›daki firmalardan biri. OYAK’›n verdi¤i güven duygusu, finansal gücü ve marka bilinirli¤i bunun bafll›ca nedenleri. OYAK ‹NfiAAT, 1982 y›l›nda OYAK GRUBU’nun bir ifltiraki olarak kuruldu. Amac› Ordu Yard›mlaflma Kurumu (OYAK) üyelerine uygun maliyetli ve kaliteli konut sa¤lamak olan firma, bugüne kadar 8 bin 405 adet konut inflaat›n› baflar›yla tamamlayarak hak sahiplerine teslim etti. Konut alan›ndaki birikimine ek olarak hastane, endüstriyel tesis, al›flverifl merkezi, otel, ifl merkezleri, liman, boru hatt›, yol ve benzeri altyap› inflaat› alanlar›nda da deneyime sahip. AIRFEL ‹LE YOLLAR NASIL KES‹fiT‹? Birçok baflar›l› projeyi hayata geçiren OYAK ‹NfiAAT’›n Airfel ile nas›l biraraya geldi¤inin hikayesi Ankara’daki Zirvekent konut projelerine kadar dayan›yor. OYAK ‹NfiAAT Genel Müdürü O¤uz Demirk›l›ç, projelerini gerçeklefltirirken hangi kriterleri dikkate ald›klar›n› ve hangi noktada Airfel’le bulufltuklar›n› flöyle anlat›yor: “fiirketimiz, yükümlülü¤ü alt›ndaki projelerin teslim sonras› kullan›m›nda, müflteri memnuniyetini ve beklentilerini karfl›layarak fark›ndal›k yaratmak için güvenlik ve kaliteyi ön planda tutmas›yla biliniyor. Projelerin gerçeklefltirilmesi s›ras›nda, çeflitli mal ve hizmet al›m›nda çözüm orta¤› olarak gördü¤ü uzman ekiplerle birlikte hareket eden firma, bu flekilde kaliteyi yakal›yor. Sat›nalma süreçlerinde, ilgili ihaleler davet usulü ile yap›l›yor. Karar verme aflamas›nda ise uzman ekiplerin seçiminde geçmifl tecrübeleri, teknik yeterlilik, üretim kapasitesi, iflin kalitesi, marka bilinirli¤i, finansal yap›s›, iflgücü gibi kriterANKARA Z‹RVEKENT

ler dikkate al›n›yor. Airfel firmas› ile ilk tan›fl›kl›¤›m›z, Ankara Zirvekent 4 ve 5’nci Etap Konut Projeleri, merkezi sistem ›s›tma kazanlar›n›n al›m› s›ras›nda, Viessman ve Buderus çelik kazan muadili ‹sviçre menfleili Hoval marka kazanlar›n temsilcileri olmalar› vesilesi ile bafllad›. Bu tan›flma, gerek medyada yap›lan reklamlar çal›flmalar›, gerekse yap› fuarlar›nda genifl kapsaml› tan›t›mlar›nda incelenen ürünleri ile geliflti. Hali haz›rda Airfel ile olan birlikteli¤imiz, ‹stanbul ‹kitelli OYAKKENT 1’nci Etap 1096 Konut Projesi’nde seçilen Airfel McQuay marka klimalar›n temin ve montaj› ile devam ediyor. Bu seçimde ozon tabakas›na zarar vermeyen, çevre dostu, enerji verimlili¤i çok yüksek R410A gazl› (hidroflorakarbon) split kliman›n enerji verimlili¤i, yüksek filtreleme özellikleri, emsallerine göre daha düflük ses seviyelerinde çal›flmas› ve EUROVENT (Uluslararas› Klima Sertifikaland›rma Kurumu) sertifikas›na sahip A s›n›f› olmas›, tercih kriterlerimizi oluflturdu.” ‹K‹TELL‹ OYAKKENT PROJES‹ OYAKKENT Projesi, ‹stanbul – Esenler’de 3 milyon 667 bin metrekare yüzölçümüne sahip Oyak arazisi üzerinde, toplamda 12 bin konut olarak planlanan devasa bir yat›r›m. 24 blokta bin 096 adet konut olarak planlanan ve 26 Nisan 2007 tarihinde ilk temeli at›lan 1’nci Etap Konutlar›’n›n, 2009 Haziran ay›nda hak sahiplerine teslim edilmesi hedefleniyor. 3 tip blokta 4 farkl› büyüklükte tasarlanan konutlar, Deprem Yönetmeli¤i’ne uygun olarak, radye jeneral temel ve modüler tünel kal›p sistemi ile infla ediliyor.


24

GELENEKSEL

Kad›n›n hem süsü hem düflüncesi:

OYA TÜRK KADININ G‹Y‹M‹NDE ÖZEL B‹R YER‹ OLAN OYALAR GEREK RENKLER‹ GEREKSE DESENLER‹YLE ANADOLU KADINININ TERB‹YES‹N‹, KIVRAK ZEKASINI, ZENG‹N ‹Ç DÜNYASINI GÖZLER ÖNÜNE SER‹YOR. KADINLARIMIZ YÜZLERCE YILDIR ‹NCE ‹NCE ‹fiLED‹KLER‹ GÖZ NURU OYALARLA DUYGULARINI D‹LE GET‹R‹YOR. YAZI ve FOTO⁄RAFLAR: MUTLU ÖZGEN

X

VII., XVIII. yüzy›lda ‹zmir’de kurulan basmahânede birbirinden güzel çemberler bas›lmaya baflland›ktan sonra, tüm Anadolu’yu bir “oya” merak› sarar. Bu tarihten sonra göz okflay›c› renk ve desenlerle bezenen yemeniler, gözümüzü ve gönlümüzü fetheden oyalarla donat›larak genç k›zlar›n ve kad›nlar›n bafl›nda birer sanat eserine dönüflmeye bafllar. Bu arada Anadolu’da XVIII. – XIX. yüzy›llarda “yazmac›l›k sanat›” en parlak devrini yaflarken; ünü s›n›rlar› aflan Kandilli ve Tokat yazmalar›n› süsleyen oyalar, Anadolu’da da gittikçe geliflmeye ve güzelleflmeye bafllar. Zamanla yörelere has

özelliklere bürünen oyalar Anadolu’da çeflitli adlarla an›lmaya bafllayarak k›sa sürede Türk kad›n›n elinde, bir “sanat eserine” dönüflür. Oya, Anadolu’da kuflaktan kufla¤a aktar›lan geleneksel bir halk sanat› haline gelir. Tüm Anadolu’da oyalar kad›n›n hem süsü hem dili hem de düflüncesidir art›k. Eskiden beri niflan ve dü¤ün bohçalar›n› birer çiçek bahçesine çeviren oyalar ve oyal› yazmalar genç bir k›z›n bafl›nda ayr›, evli bir kad›n›n bafl›nda ayr› bir anlama bürünür. Bu sebeple, oyalar ve oyal› yazmalar sadece sanatsal güzellikleriyle de¤il, tafl›d›klar› özel anlam, verdikleri ilginç mesajlarla da dikkate de¤erdir.


25

DUYGULARIN D‹L‹ OYALAR Yüzlerce y›ll›k geleneklerle Anadolu kad›n›, birçok kez içine att›klar›n›, konuflamad›klar›n›; k›saca aç›kça aktaramad›klar›n› oyalarla anlatma yoluna gider. Kad›nlar›n tercüman› olmufltur oyalar. Papatya oyas› “temizli¤i ve safl›¤›”, k›r menekflesi “yaln›zl›¤› ve çekingenli¤i”, mor sümbüllü oya, “gönlüne aflk atefli düflen genç k›zlar›” simgelerken sar› nergizler, “ümitsiz aflka düflüp, gönül ac›s› çekiyorum” demeye gelir. Anadolu’da genç bir k›z sevdi¤inin karfl›s›nda beyaz sümbül oyalarla süslü yazmayla ç›kmas›, “sana sad›¤›m ve ölene kadar da seninim” demenin sessiz bir yoludur. Bu sessiz ama renkli dünyan›n dilini ö¤renmeye devam ediyoruz. Dü¤ün ve niflan bohçalar›n›n vazgeçilmezi olan badem çiçe¤i ve gelincik, içerdikleri anlamlar bak›m›ndan Türk kad›n›n›n inceli¤inin de bir göstergesi gibi. Badem çiçe¤i oyas› kaynana için anlam› baflka bir önem kazan›r. Sözlenen veya niflanlanan bir genç k›z bu birlikteli¤i evlilikle sonuçland›rmak istiyorsa kaynanas›n›n niflan› takip eden ilk ziyaretinde bafl›na, kenar› badem çiçekleriyle bezenmifl bir yazma

ba¤lar. Bundan sonra ifl, mesaj› alan kaynanaya düfler. Kaynanaya özel oyan›n ad› “zembil” ve “gelincik”tir. Zembil sözlük karfl›l›¤› olarak “has›rdan örülmüfl iki kulplu torba” anlam›na geliyor ve halk aras›nda “kaynana oyas›” olarak bilinir.Görünüflü çok güzel olan bu oyan›n yap›m› da o derece zordur. Niflanl› genç k›zlar bu özelli¤i nedeniyle zembile “kaynana oyas›” ad›n› vermeyi tercih etmifl. Yani anlam son derece aç›k: Zembil oyas›n› yapmak ne kadar zor ise, kaynanan›n gönlünü hofl etmek de o derece zor. Kaynanaya zembil d›fl›nda gönderilen bir baflka oya da “gelincik”ad›n› tafl›yor. Kaynanaya gönderilen bohçada yer alan bu oya, gelinin baba evinde bir gelincik gibi narin yetifltirildi¤ini, güzelli¤inin ise yine bir gelincik kadar zarif oldu¤unu simgeliyor. Çiçe¤inin k›rm›z› rengi de gelinin el de¤memifl bir çiçek oldu¤unu anlat›r. Yani k›rm›z› renk, hem bekareti hem de kan simgelemekte. Kan ise yaflam›n ve do¤urganl›¤›n göstergesidir. K›sacas›, k›z taraf› “bizim k›z›m›z saf ve temiz; üstelik bir çiçek kadar da narin. Biz gözümüz gibi bakt›k,


26

GELENEKSEL


27

büyüttük. Kaynana, sen de k›z›m›za böyle davran” mesaj›n› veriyor erkek taraf›na, özellikle de kaynanaya. GÖRÜMCE ‹Ç‹N MENEKfiE OYASI Anadolu’daki yayg›n aile yap›s› içinde gelin-kaynana-görümce ba¤lant›lar› kimi zaman patlamaya haz›r bir bomba anlam›na da gelebiliyor. Yabanc› bir eve gelen gelin, evin iki hakimi yani kaynana ve görümce ile dirlik içinde yaflamay› baflarmak zorunda. Kad›nlar aras›ndaki bu iktidar çekiflmesinde gelinin ifli biraz daha zor. Oyalar yeni gelinlerin hislerinin tercüman› olmay› sürdürüyor. E¤er gelinin bekar görümcesi varsa, onun bir an önce evlenip gelin k›z›n bafl›ndan gitmesi için görümceye “menekfle” oyal› yazma verilir. E¤er görümce evlenip giderse o¤lan evinin tek k›z› gelin olacakt›r. Baz› oyalar çeyizlerde bulundurulurken baz›lar› da genç k›za mutsuzluk getirece¤i inanc›yla bulundurulmaz. Özellikle, “çilek oyas›” gelinin o¤lan evinde çileli günler yaflamamas› için bohçaya konmaz. Ayn› düflünceyle Zo¤al oyal› yazma da kaynanaya gönderilen bohçada yer almaz. Zo¤al, ekfli bir meyvedir ve gelinle kaynana birbirine ekfli görünmesin diye bohçaya konmaz. Anadolu’da kaynanaya verilen oyalar yan›nda, kaynanan›n da geline verdi¤i oyalar var. Gelinin beceriklili¤ini, marifetini göstermek için kaynana taraf›ndan yap›lan oyaya “gelin parma¤›” deniliyor. Bu oyan›n “on parma¤›nda on marifet” sözüyle de iliflkisinin oldu¤u san›lsa da “gelin parma¤› oyas›” kaynanayla gelin aras›ndaki iliflkinin ne kadar düzeyli oldu¤unu göstermesi aç›s›ndan önemli. “SEN‹N ‹Ç‹N GÖZYAfiI DÖKÜYORUM” Oyalar, Anadolu kad›n›n›n elinde, kimi zaman bir aflk namesine, kimi zaman bir flikayet mektubuna, bazen de sayfa sayfa okunan bir hayat hikayesine dönüflüyor. Öyle ki, efli taraf›ndan sevilen kad›nlar›n yazmalar›n› erik çiçekli oyalar süslerken, eflinin ilgisizli¤inden flikayet eden kad›nlar›n yazmas›nda da çal› çiçekli oyalar görülüyor. Koca evinde hayat›ndan memnun kad›nlar, akrabalar› geldi¤inde “çay›r çimen” oyal› yazmalarla örtünürken; kocas› gurbette olanlar›n yazmalar›nda “yaban gülleri” bulunuyor. E¤er bir kad›n›n yazmas›ndaki güllü oya inciliyse, “yaln›z›m senin için gözyafl› döküyorum” anlam›na geliyor. Bir kad›n çevresine “yaln›zl›¤›n›, bahts›zl›¤›n›, sevgisizli¤ini” dile getirmek isterse yazmas›nda “mezar tafl›” ad› verilen oyay› kullan›yor. Anadolu kad›n›n k›vrak zekas›n› oyalar›n renginde, seçti¤i ya da motifin gerçekli¤inde görmemiz mümkün. Anadolu’da her genç k›z›n ve her evli kad›n›n sand›¤›ndan büyük bir özenle saklanan oyalar, nesilden nesile ayn› titizlik ve coflkuyla aktar›l›yor. Bunca zaman kad›nlar›m›z›n hem süsü hem dili hem de düflüncesi olan oyalar, bu görevlerini daha uzun y›llar sürdürece¤e benziyor.


28

K‹fi‹SEL GEL‹fi‹M

ENNEAGRAM ve ‹DEAL TAKIM YAZI: HASAN ÖNDER

B

ireysel olarak hepimiz farkl› zenginliklerle ve farkl› avantajlarla dünyaya geliriz. Güçlü yönlerimiz veya zay›fl›klar›m›z hayatta bize biçilen rollerle daha da belirgin hale gelir. Üstlendi¤imiz rol, kiflilik yap›m›za uygun ise baflar› kaç›n›lmazd›r. Ama unutmamal›y›z ki, bireysel yap›lan sporlar hariç hayat›n birçok an›nda tak›m çal›flmas›na ihtiyaç vard›r. Peki ideal bir tak›m nas›l olur? Tak›m oluflturmada enneagram bize nas›l yol gösterebilir? Herfley rasyonel olarak tan›mlan›yorsa ve herkes bu bilgilere ulaflabiliyorsa, baflar›lar neden farkl›? Yukar›daki sorular› cevaplamadan önce tak›m nedir, enneagram nas›l çal›fl›r›n hat›rlatmas›n› yapmakta fayda görüyorum. Ekip veya tak›m nedir ? • ‹ki veya daha fazla kiflinin belirli bir hedefe ulaflmak için birbirlerini etkilemeleri ve çal›flmalar›n› koordine etmeleri halidir.

• Birbirini tamamlayan özellikli kiflilerin ortak bir amaca ve baflar›ya ulaflmak için sorumluluk hissetmeleridir. Etkileflim Together Kat›l›m Everyone ‹letiflim Achieves Paylafl›m More Hepimizin bildi¤i; “Kazlar›n Tak›m Oyunu”nu k›saca hat›rlayal›m: • Tüm kazlar nereye uçtuklar›n› ve hedefi iyi bilirler. V tarz› uçuflla yüzde 70 fazla yol katederler. Öndeki kaz yorulunca sürünün arkas›na geçer ve yerini bir baflka kaz al›r. Bir kaz›n yaralanmas› halinde di¤er bir kaz yan›nda kal›r. Arkadafllar› öterek destek verir. Kazlar ba¤l›l›kla do¤ru yere en k›sa sürede ve en az kay›pla var›rlar. Ekip-Hedef-Taktik-Paylafl›m-Sonuç


29

Yine bir basketbol tak›m› hepimiz için iyi bir örnektir: ‹yi bir koç, oyuncular› seçme ve görev da¤›tmada tam yetki ve sorumluluk al›r. Oyuncular ve koç birbirleriyle güvene ve deste¤e dayal› iletiflim içindedir. Oyuncular rollerini bilir. Oyunu kazanmak için iyi bir taktik ve plan gerekir. Koç, her oyuncuyu iyi tan›r ve buna göre motive eder. Hem tak›m için hem de bireyler için adil bir ödüllendirme sistemi kurulur. Ekip-Hedef-Taktik-Paylafl›m-Sonuç Bütün oluflturulan tak›mlarda mutlak ve belirgin bir hedef olmal›, her birey rolünü ve katk›s›n› iyi bilmeli, koordinasyonu sa¤layacak sorumlu bulunmal› ve sonuçta baflar›n›n paylafl›m› olmal›. Aksi takdirde hedefe ulaflmak tamamen tesadüflere ba¤l›d›r. Kazlara müdahale flans›m›z yok; olsa da daha iyi bir sistem önerecek durumda de¤iliz (uçakla gitmeleri hariç). ‹çinde bulundu¤umuz ifl hayat›nda ideal tak›m› oluflturmak için yapabileceklerimize bir bakal›m. Öncelikle tak›m› oluflturacak üyeleri iyi tan›mam›z gerekiyor. Güçlü ve zay›f yanlar›n›, yetkinliklerini, stres ve güvende nas›l hareket ettiklerini ve daha da önemlisi motivasyon flekillerini bilebilirsek yönlendirme ve yönetmede daha baflar›l› olabiliriz. Ayr›ca flunu unutmamam›z gerekiyor: Yönetici de tak›m›n bir parças›d›r ve tak›m oyuncular›ndan fazlaca bir üstünlü¤ü yoktur. Sadece sorumluluk alan› daha genifltir. Yetkinlik k›sm›na girmeyece¤im. Futbolu bilmeyen bir kifliyi sadece kiflilik tipine göre forvet yapamay›z. Ama iyi bir forvetin nas›l bir kiflilik tipinde olmas› gerekti¤ini söyleyebiliriz. Enneagram daha çok tak›m› organize edecek kiflilere fayda sa¤lar. Sony, Hewlett Packard, Motorola, Disney gibi birçok baflar›l› flirket üst düzey yöneticilerine enneagram e¤itimi ald›rmakta ve tak›m oluflturmada enneagram’›n avantajlar›ndan faydalanmakta. Ennegrama göre 9 farkl› kiflilik tipinin özellikleri her bireyde de¤iflik derece-

lerde yer al›r. Hiçbir kiflilk tipi di¤erine göre üstün veya noksan de¤ildir. Hepsinin farkl› art›lar› ve eksileri vard›r. Kifli mükemmelik yolculu¤unu tamamlay›ncaya kadar bunlar belirgin olarak gözükür. Tiplerin detaylar›na önceki say›lar›m›zdan veya santigrat.com.tr’den ulaflabilirsiniz. Tak›m›n›z amac›na göre seçebilece¤iniz (tab‹i ki mevcut kaynaklar›n›z› iyi tan›man›z gerekiyor) 9 kiflilik tipinin özelliklerini k›saca verelim:

8

9 1 2

7 3 5

4 5


30

EK‹PTEK‹ DUYGUSAL MERKEZL‹ T‹PLER : Tip 2: Yard›msever: Cömerttir, insanlar› memnun etmeye çal›fl›r. • Empatiyle birebir ilgilenir, gönül al›r. Kiflisel problemleri çözer ve bireylere bu konuda yard›mc› olur. ‹letiflim kalitesini artt›r›r. Pozitif enerji yayar. Özel günler organize eder.Yöneticiye bakar, onun ikinci adam› olarak görev yapar. Önemli kiflilerle network kurar. Uçlar› buluflturur, egolar› yumuflat›r (do¤al solüsyon). Aile veya yak›nl›k atmosferi oluflturur. Kiflisellefltirilmifl müflteri hizmetlerini tasarlar ve yürütür. • Fazla duygusal • Al›ngan •Konsantre olamayan Tip 3: Baflar› Odakl›: Azimlidir, kolay adapte olur, öz güvenlidir. • Tak›m› hedefe kilitler ve çok çal›flarak örnek olur. Proje bafllat›r, uygulamaya koyar, üretir. Motive eder, tak›ma heyecan ve güven yayar. Hedefin aç›k, net, ölçülür, gerçekçi olmas›n› sa¤lar. Takipçidir, aksiyona ve sonuca götürür. Süreci h›zland›rarak çabuk üretim yap›lmas›n› sa¤lar. Ürünü ya da hizmeti pazara tafl›ma, tan›tma, sat›fl sürecini çabuklaflt›r›r. Tak›m kurar ve yönetir. ‹fle odaklan›lmas›n› sa¤lar, kaynatmalar› önler. Pazar›n gerçeklerini ve taleplerini bilir ve aktar›r. Hedefe giden yoldaki engellerin afl›lmas›n› sa¤lar. F›rsatlar› görür. Performans de¤erlendirmesi yapar. • Fazla rekabetçi ve h›rsl› • ‹maj ve görünme tutkusu hakim • Aceleci davran›r Tip 4: Ferdiyetçi: ‹çe dönüktür, romantiktir, kendisinin fark›ndad›r. • Anlam arar, farkl›l›¤› bulur ve güzellefltirir. Kreatif ve tasar›mc› bak›fl aç›s› verir. Farkl›l›¤› vurgular ve taklitçili¤i önler. Kiflisel dokunufllar›yla özgünlefltirir. Güzelli¤e ve derinli¤e vurgu yap›lmas›n› sa¤lar. Esteti¤i bulur, güzellefltirir. Nifl yakalar. Yarat›c›l›k katar. Kurum kimli¤ini ve ruhunu arar. En iyiyi, en güzeli, kaliteyi ay›rt eder . • Fazla bireyci • Ümidi çabuk k›r›l›r. • Elit davran›r

EK‹PTEK‹ Z‹H‹NSEL MERKEZL‹ T‹PLER: Tip 5: Araflt›rmac›: Entelektüeldir, merakl›d›r, ba¤›ms›zd›r. • Araflt›rma ve gözlem yapar, bilgi üretir ve yönetir. Veriyi/datay›, bilgi kaynaklar›n› toplar. Veriyi ifller, süzer, anlamland›r›r, bilgiye dönüfltürür. Teknik problemleri çözer. Pazar›, teknolojiyi, rakipleri izler. Objektifli¤i ve bilimselli¤i savunur. Bilgiyi yönetir ve stratejik olarak kullan›r. Uzmanl›k gerektiren konularda dan›flmanl›k yapar. Teorik model ve formül oluflturur, kavramsallaflt›r›r. Duygusal ›s›nm›fl ortamda gözlemlik ve hakemlik yapar. Gelecekle ilgili senaryo kurgular. • ‹nsan iliflkileri so¤uk • Alan› dar • Paylafl›mc› de¤il Tip 6: Sad›k : Adanm›flt›r, güvenlik ve güvenilirli¤i öne al›r, sorumludur. • Riskleri görür, sorgular, uyar›r, sistemi korur. Kötü gidebilecek noktalar›, krizleri önceden haber verir. fieytan›n Avukat› rolünü oynar, sorgular. Önlem al›r. Sistemin koruyucu, kollay›c›s› ve sigortas› olur. Erken uyar› sistemi / alarm görevi yapar. ‹stihbarat görevi görür. Rakipleri izler. Grubun koruyuculu¤unu üstlenir. Gelecek için senaryolar kurar. Gruba yeni kat›lanlar› “çözer”. • De¤iflime kapal› ve statükocu • fiüpheci ve kötümser • Motivasyonu azalt›r Tip 7: fievkli-nefleli tip: Yenilikçidir, üretkendir, d›fla dönüktür. • Orijinal fikirler üretir, yenilikleri takip eder, ilham verir ve motive eder. Fikir ortaya atar, projeler bafllat›r. Tak›m› motive eder, pozitif enerji ve heyecan yayar. Gelece¤i görür, vizyon çizer, strateji üretir. ‹lham vererek kuyuya tafl atar. Sürecin daha e¤lenceli hale gelmesini sa¤lar. Risk almay› teflvik eder. Barda¤›n dolu taraf›n› görür. Alternatif üretir. Ar-Ge yönetimi ve dan›flmanl›¤› yapar. Beyin f›rt›nas› yap›lmas›n› sa¤lar. De¤iflim ve yenilik öncülü¤ü yapar. Disiplinler aras› bak›fl aç›s› sa¤lar. • Fazla iyimser ve uçuk • Yüzeysel • Yar›m b›rak›r


31

EK‹PTEK‹ F‹Z‹KSEL MERKEZL‹ T‹PLER: Tip 8: Meydan okuyucu: Güçlüdür, sonuç odakl›d›r, kararl›d›r. • Cesaret verir, risk al›r, engelleri aflar, hesap sorar. Tak›m kurar, yönetir, kaptanl›k ve liderlik yapar. ‹nisiyatif al›r, riski gö¤üsler. Hesap sorar ve takip eder. Haks›zl›klar› önler, gruptaki sessizlerin hakk›n› arar. Tak›mlar›ndaki kiflilere sahip ç›kar, savunur, ikramda bulunur. Projelere sponsorluk yapar. Gerekti¤inde rakiplerle mücadele eder. Yüksek enerjileriyle ve esprileriyle tak›mda tutkal görevi yapar. Kriz zaman›nda kaosu önler ve yön gösterir. Sonuca ulaflma sürecini h›zland›r›r. fiirket içi giriflimcili¤in öncüsüdür. De¤iflimin bafllat›lmas› ve uygulanmas›n› sa¤lar • Bask›n ve kontrolcü • Sert ve ürkütücü • Çabuk k›zar Tip 9: Bar›flç›: Kolay geçinilir, uyumludur, iyimserdir. • Herkesi dinler, diyalog kurar, ikna eder, fikir verir. Tak›mda uçlar› buluflturur, diyalog sa¤lar. Tart›flmalarda çözümleyici ve arabulucu rol oynar. Tak›mdaki dengenin ve uyumun korunmas›n› sa¤lar. Tüm perspektifleri detaylar›yla görür. Alternatiflerin pozitif ve negatif yönlerini de¤erlendirir. Z›tl›klar aras›nda ortak nokta bulup daha bütüncül sentez gerçeklefltirir. ‹flbirli¤ini ve tak›m çal›flmas›n› kolaylaflt›r›r. Karar verme sürecinde konsensusa ulafl›lmas›n› sa¤lar. Büyük resmi görür. Toplant›larda herkese söz verilmesini, farkl› görüfllerin ifade edilmesini sa¤layan moderatörlük yapar. Tak›mdakilerin cevherini, ihtiyaçlar›n› sezer ve ortaya ç›kar›r. • Belirsiz üslup • Karars›z ve tavizkar • Harekete geçemez Tip 1: Refformcu : Mükemmeliyetçi, idealist, istikrarl›d›r. • Hatalar› bulur ve düzeltilmesini sa¤lar. Mükemmeli ve ideali ortaya koyar. Hedefi büyütür ve en iyiyi arar. Kalite misyoneridir. Denetler ve sorgular. Standartlar› ortaya koyar. Önlem al›r. Detaylar› yakalar. Soyut yaklafl›mlar› somut ad›mlara döker. Sorumluluk bilinci yayar. Etik prensipleri ortaya koyar • Elefltirici ve nasihatç› • Endifleli ve stresli • Delege edemez

Yetkinlik birinci flart olmak kayd›yla, yapaca¤›n›z iflin amac›na göre (hizmet, üretim, e¤itim..) tak›m›n›z› farkl› tiplerin avantajlar›na göre oluflturursan›z baflar› beraberinde gelecektir. Tek tip orkestra olmaz. Tak›mda ideal bir denge için;

1234567-

Prensip ve Etik Odakl›l›k ‹nsan ve Hizmet Odakl›l›k Hedef ve ‹fl Odakl›l›k Anlam Odakl›l›k Bilim Odakl›l›k Sistem Odakl›l›k Strateji Odakl›l›k

8- Sonuç Odakl›l›k dafl Odakl›l›k 9- Tak›m ve Payd flartlar› sa¤lanmal›d›r. Bol kazançl›, mutlu ve huzurlu günlerin sizlerle olmas› dile¤iyle hoflçakal›n. Hasan ÖNDER h.onder@airfel.com


32

SA⁄LIK

Do¤an›n eczanesi: B‹TK‹LER‹N fi‹FALI DÜNYASI TIP, BUGÜNKÜ HAL‹N‹ ALMADAN ÖNCE HASTALIKLAR BÜYÜK ÖLÇÜDE B‹TK‹LERLE TEDAV‹ ED‹L‹YORDU. BUGÜN HALA B‹RÇOK ‹NSAN, DO⁄ANIN BU EfiS‹Z GÜCÜNÜN PEfi‹NDEN G‹D‹YOR. E⁄ER DO⁄RU KULLANMAYI B‹L‹RSEN‹Z, B‹TK‹LER B‹RÇOK SA⁄LIK SORUNUNUZU ÇÖZECEKT‹R. HAZIRLAYAN: MURAT LEVENT ALBAYRAK

›bb›n henüz bu kadar ileri olmad›¤›, her derde bir ilac›n üretmedi¤i zamanlarda insanlar ac›lar›n› dindirmek için birçok yöntem denedi. ‹lkel kavimler büyücülerine teslim oldu. Onlar için büyücü, tanr›larla konuflan, ruhlarla anlaflan ve flifa sa¤layan ulu bir kifliydi. T›ls›mlar, iksirler; k›saca hiçbir bilimsel temele dayanmayan türlü yöntem deniyordu büyücüler. Onlar›n hüneri gaipten haber alma yöntemine dayal›yd› ve tabii ki o gün için bunu reddetmek neredeyse mümkün de¤ildi. Hasta iyileflirse büyücüden; iyileflmezse “Tanr›lar”dan bilindi. Kimi zaman “Tanr›lar istiyor” diyerek kurbanlar verildi, kan ak›t›ld›. Kimi zaman atefle-günefle tap›n›larak çare arand›.

T

DO⁄AYI ‹ZLEYEREK Ö⁄REND‹LER Yabani nar çiçe¤i ile akrep, s›¤›rdili ile engerek y›lan› aras›ndaki benzerlikten dolay› bu bitkilerle yapt›klar› ilaçlar› akrep ve y›lan sokmalar›na karfl› kullan›ld›. Velhas›l, insanlar ac›lar›ndan kurtulmak için her yolu denedi. Her co¤rafya kendi özel “t›p” bilimini yaratt›. ‹nançlar, al›flkanl›klar ve törelerin yan› s›ra do¤a t›bb› derinden etkiledi. ‹nsanlar do¤ay› gözlemleyerek hastal›klar ve tedavileri hakk›nda ipuçlar› elde etmeye bafllad›. Mesela yaral› köpeklerin “ayr›kotun”a sürtünerek yaralar›n› tedavi ettiklerini, geyiklerin a¤r›lar›n› din-

dirmek için “Giritotu” yediklerini gördüler. Bu bitkileri ayn› maksatla kullanmaya bafllad›lar. Ayn› izleme yöntemiyle zehirli bitkileri keflfettiklerinde ise bu bitkiler onlar›n ellerinde öldürücü birer silah haline geldi. Milattan 4 bin y›l öncesine ›fl›k tutan belgeler eczac›l›¤›n temelinin Sümerler taraf›ndan at›ld›¤›n› gösteriyor. Bu eczanelerde sar›msak, rezene, hardal, kenevir, nar kabu¤u hurma, badem, elma, semizotu, gül, arpa, bu¤day gibi bitkilerin sat›ld›¤›n› o devirlere ›fl›k tutan belgelerden ö¤reniyoruz. AKTARLAR H‹ZMET‹M‹ZDE Temel mant›k flu: Hastal›k do¤an›n bir kural›. Çareler de do¤ada mutlaka olmal›. Mesele, hangi bitkinin hangi hastal›¤a iyi geldi¤ini bulmak. Bu sorunun yan›t›n› binlerce y›ld›r arayan insan, uzun tecrübelerin sonunda kayda de¤er sonuçlara ulaflt›. Alternatif t›bb›n efsane ismi Lokman Hekim’in her hastal›¤a bitkilerle deva buldu¤u söylenir. Bitkilerden elde etti¤i “ölümsüzlük iksiri”nin reçetesini Azrail’in kanat ç›rp›fl›yla suya düflürüp kaybeden Lokman Hekim, bundan sonraki y›llar›n› bu reçeteyi aramakla geçirir. Lokman Hekim gerçekte yaflam›fl m›d›r, yoksa bütün bunlar insanlar›n olmas›n› çok arzu etti¤i, ölümsüzlük umudunun mitleri midir, bilinmez. Bilenen o


33

ki, bitkileri do¤ru kullanmak birçok soruna çaredir. Özellikle Çin t›bb› bunun üzerinde bin y›llar› bulan çal›flmalar›yla bilinir. Zaten modern t›bb›n ilaçlar›n›n ço¤u da bitkisel esaslara dayan›r. fiifal› bitkiler, geçmiflte büyüklerin haz›rlad›¤› “kocakar› ilaçlar›”nda kullan›l›rken bugün “aktar” kültürü ile hayat›m›zdaki yerini koruyor. En basitinden ›hlamur, nane, kekik, karanfil, adaçay› gibi birçok bitki, evlerde özellikle so¤uk alg›nl›¤›, grip, bronflit gibi hastal›klarda ilkyard›m malzemesi ifllevi görüyor. Birçok insan, basit sa¤l›k sorunlar›nda naturel oldu¤u için bitkileri tercih ediyor. fiifal› olan bu bitkilerin ayn› zamanda zararl› da olabilece¤i gerçe¤ine dikkat etmek gerekiyor. En iyisi, bu konular› çok iyi bilenlerden yard›m almak, onlar›n bilgilerinden faydalanarak bitkileri kullanmak. ‹flte faydal› birkaç bitki… O¤ulotu (Melissa): Çok dall›, limon kokulu, beyaz çiçekli otsu bu bitki ince ve yumuflak yapraklara sahip. Yapraklar›nda tanen, reçine ve uçucu ya¤ mide ve ba¤›rsak a¤r›lar›n› kesiyor. Kalbi kuvvetlendiren o¤ulotu, haz›ms›zl›k, bafl a¤r›s› ve migrene iyi geliyor. Melankoli, sara, bafldönmesi, kulak ç›nlamas› ve sinir krizlerinde etkili oldu¤u biliniyor. Huzursuzluk ve s›k›nt›lar› gideren bitki, haf›za zay›fl›¤›na iyi geliyor. Melekotu: Kökleri kurutularak kullan›lan bu bitki özellikle mide ve ba¤›rsak hastal›klar›na iyi geliyor. Sinirleri kuvvetlendiriyor. Spazmlar›, ast›m nöbetlerini gideriyor. Hastal›k sonras› toparlanmay› çabuklaflt›ran melekotu, afl›r› zay›fl›k hallerinde ifltah aç›s› etkisi için kullan›l›yor. Romatizmal iltihaplar› önleyebildi¤i gibi mesane iltihab›na karfl› antiseptik aç›dan koruma sa¤l›yor. Karabaflotu: Mavi veya menekfle renkli çiçeklere sahip, otsu bir bitki olan Karabaflotu, a¤r›lar› geçiriyor. Kalbi kuvvetlendiriyor. Damar sertli¤inde fayda sa¤l›yor. Sara ve beyin hastal›klar›nda kullan›lan Karabaflotunun uyufluklu¤u giderici ve zindelik verici bir etkisi var. Adaçay›: Özellikle Akdeniz bölgesinde yetiflen bu ›t›rl› bitki mide va ba¤›rsak gazlar›n› giderici etkiye sahip. Mide bulant›s›n› kesiyor, sindirim sisteminin düzenli çal›flmas›n› sa¤l›yor. Bo¤az, bademcik ve difleti iltihaplar›n› gideriyor. Ast›mdaki s›k›nt›lar› geçirir. ‹drar ve ter söktürür. Günde, 3 kahve fincan›ndan fazla içilmemesi öneriliyor. Boynuzotu: Çiçekleri zehirli olan bu bitki A ve B vitaminleri içeriyor. A¤r›lar› dindiriyor, tansiyonu düflürüyor. Evde haz›rlanan ilaçlarda mutlaka konuyu iyi bilen birinin verdi¤i ölçüleri aflmamak gerekiyor. Rezene: Salata olarak yenilen bu bitkinin gölgede kurutulmufl olgun meyvelerinin sa¤l›k üzerinde baz› faydalar› saptanm›fl. Damar sertli¤i, gaz söktürücü, kramplar› giderici, yat›flt›r›c›, anne sütünü art›r›c›, sindirim problemlerin-

de olumlu etkileri en bileninleri. Rezene, küçük çocuklar›n sindirim ve gaz sorunlar›nda da etkili oluyor. Kiflnifl: Maydanoza benzeyen bu bitki ifltah aç›yor. Hazm› kolaylaflt›r›yor, sinirleri yat›flt›r›yor. Özellikle sinirsel bafla¤r›lar›nda etkili oluyor. Bayat yiyceklerin zararlar›na azalt›yor, sürmenajda faydal› oluyor. Ama fazla yememek gerekiyor. Semizotu: C vitamini ve demir aç›s›ndan zengin olan semizotu, mide ve ba¤›rsak kanamalar›nda olumlu etki yap›yor. Kan› temizliyor, bedene bir ferahl›k veriyor. fieker hastalar›n›n susuzlu¤unu gideriyor, dalak hastal›lar›ndaki flikayetleri kesiyor. Zay›flamaya faydas› olan semizotu, uykusuzluk, sinirlilik ve zihin yorgunlu¤un da iyi geliyor. Defne: Çok hofl kokulu bu bitki et ve bal›k yemeklerine lezzet vermesinin yan› s›ra sinirsel a¤r›lar› kesiyor, atefl düflürüyor. Bedene ferahl›k veriyor. Defne ya¤› vücuttaki parazitleri öldürüyor, romatizmal a¤r›lara iyi geliyor ve saç dökülmelerini engelliyor. Kuflburnu: Bol miktarda C vitamini bar›nd›ran kuflburnu, so¤uk alg›nl›¤›n› gideriyor, enfeksiyonlara karfl› bedeni koruyor, enerji ve güç veriyor. Hormon üretimine etkisi de ispatlanm›fl olan kuflburnu, vücudun direnç sistemini güçlendiriyor.


34

GEZ‹

A¤açlar sar›ya döndü: SONBAHARA ÖVGÜ YAZ, TAT‹L ANILARINI VE SICAKLI⁄INI TOPLAYIP G‹TT‹. D‹NG‹N VE ARAYIfi MEVS‹M‹ SONBAHAR, KUCA⁄INDA B‹RAZ HÜZÜN, B‹RAZ MASAL, BOLCA RENKLE ARTIK KAPIMIZDA. HAZAN MEVS‹M‹N‹ KEDER YER BIRAKMADAN YAfiAMALI. DO⁄ANIN HIRÇIN, BU⁄ULU VE G‹ZEML‹ YÜZÜNÜ KEfiFE ÇIKMALI. HAZIRLAYAN: LEVENT U⁄URLU

“Ç

içekli badem a¤açlar›n› unut. De¤mez, Bu bahiste geri gelmesi mümkün olmayan hat›rlanmamal›. Islak saçlar›n› güneflte kurut; Olgun meyvelerin bayg›nl›¤›yla Par›ldas›n nemli, a¤›r k›z›lt›lar… Sevgilim, sevgilim mevsim sonbahar…” Naz›m Hikmet

Naz›m’›n fliirinde oldu¤u gibi; çiçekli badem a¤açlar›n›n olgun meyvelerle, s›cac›k ö¤le güneflinin dinginlik ve bulut kümeleriyle takas edildi¤i ay sonbahar geldi yine. Güneflin çapk›n bak›fllar› uysallafl›p, küskünlefleli çok oldu. Eylül ve ekimin sar› saçlar› yüklendi a¤açlar›n omuzlar›na. Kas›m h›rç›n bak›fllar›n› çevirmede. Do¤a kostümünü de¤ifltirdi. Kimi zaman nar k›rm›z›s› elbisesini giydi kimi zaman gökkufla¤›n› dolad› boynuna. Ay ›fl›¤›nda bulutlar› aralad›. Gün bat›mlar›nda mor lekeli tepelerde fildifli ayd›nl›klar çiziktirdi. Yamaçlar› sise bo¤an, yapraklar› alt›n ›fl›lt›larla donatan, gökten ince nemler indiren sonbahar, dingin senfoniler besteledi. Süreyya Berfe’nin dizelerinde ilk güz günü; son yeflil yamaçlar, ilk güzel serinlik demekti. Ümit Yaflar O¤uzcan, büyülü sonbahar akflamlar›nda yaflanmam›fl hat›ralar›n izini sürdü. Üzerine türlü söylenceler yaz›ld› sonbahar›n; gerçek ile efsane birbirine kar›flt›.

YAfiAMA YEN‹DEN MEYDAN OKUMA ZAMANI Sonbahar, heybetli bulut katmanlar› ve pasl› yapraklar› ile gelip a¤›rkanl›l›kla yerini al›rken, dünyan›n sab›rl› yüre¤inin her bir at›fl› belirginleflmeye bafllad›. Uzaktaki küçücük sesleri bile duymaya olanak sa¤layan y›l›n bu ‘sa¤›r’ aylar›, kendi ritmi içinde iç zaman›n› sorgulat›yor seyircilerine. Belki yaln›zl›¤›n derecelerini yafl›yor, sivri ucunda geziniyor insan ama korkutucu de¤il gönül okflay›c›, dinginli¤i ve huzuru hat›rlatan bir yaln›zl›k bu; insan›n sürekli tutkuyla yaflad›¤› yeni bafllang›çlara gebe olan. Tam da bu yüzden k›sa bir duraklama mevsimi sonbahar; düflünmek, kopuk uçlar› birbirine ve yeni anlamlara ba¤lamak, yaflama yeniden meydan okumak… Sonbahar sakin sular›yla, tüm bunlar için gereksinim duyulan dinlenme zaman› belki de. Deniz kokan cümbüfllü yaz günlerinin sona erdi¤i, ›fl›k ve rayihan›n ortadan kayboldu¤u bu mevsimin genel halet-i ruhiyesine hüzün daha çok yak›flt›r›lsa da, yal›n düfller içinde yaflam› kucaklayan sevdalar da bar›n›yor içinde. Hüzünden haz duyanlar›n hüzün mevsimi, do¤an›n ahenkli halkas›ndaki her bir parçay› ayn› sevinçle karfl›layanlar içinse hayat›n apayr› bir gülüflü sonbahar. Güz yapraklar›nda bahar›n coflkun nabz›n› hissetmek zor de¤il. Çiçekli badem a¤açlar›n› bir süreli¤ine unutmak zorunda olsak bile rengarenk masal yollar› bizi hepten terk etmiyor. Halk aras›nda tavflan kula¤› denilen siklamenlerin muzip gülüfllerine sadece güz çi¤demi ve sümbülleri de¤il, son ›fl›k k›r›nt›lar›


35


36

aras›nda renklerini cömertçe sergileyen baflka çiçekler de efllik ediyor. Yanar döner k›rm›z›lar›, limon küfü ve alt›n hardallar›yla mantarlar, kuru yapraklar aras›ndan bafllar›n› uzat›yor. Dünyaya bak›p onu ilk kez görebilmek… ‹lk kez görüyormuflças›na yeniden sevebilmek… Baudelaire, sütunlar› canl› bir tap›na¤a benzetti¤i do¤ada anlafl›lmaz sesler duyar, tan›d›k bak›fllar yakalarken, Behçet Necatigil, tam otlar›n sarard›¤› zamanlar yere yüzükoyun uzan›p topraktaki telafl› izlemeye koyuluyordu. Siz de otlar›n sarard›¤› zamanlar flöyle bir uzan›verin yere bir kez de renkler çözüldü¤ünde çiçekten ve çiçekler sustu¤unda izleyin onlar›.

YEN‹DEN DO⁄UfiUN SENFON‹S‹ Erimifl yaz da k›r›nt›lar›n› b›rak›p gidince yeflilin duruflu dalg›nlafl›r, çiçeklerdeki berrak ve gürültülü renklerinde. Büyük etli yapraklar pörsümüfl, uçuflan mor k›v›lc›mlar sönmüfl, pembe pembe gözler ürpermifltir bir kere. Yeniden do¤uflun senfonisidir çalmakta olan. Do¤al çevrimin bir aya¤› daha tamamlanm›flt›r. Ak›llarda rüzgâr, ya¤mur ve serinlikle efl de¤er olan sonbahar, dikkatle bak›ld›¤›nda do¤an›n ve onu oluflturan her bir parçan›n eflsiz güzelli¤ini ortaya koyar. Anadolu da¤lar›, kocaman, çam sak›zl›, kekik kokulu, p›narl› ormanlar saklar gövdesinde. Yeflilin sar›ya, turuncuya, k›rm›z›ya sürüklendi¤i, do¤an›n vakurla boynunu büktü¤ü zaman; sonbahar, da¤larda sular›n serinli¤i, ol-


37

gun elmalar, ot kokusu, yeflilin zenginli¤i olarak uzay›p gider. Patikalar birbiri ard›na aç›lan görkemli kap›lar gibi esrarengiz köflelere ça¤›r›r, s›rlar› keflfetmeye. Dökülmeye bafllayan yapraklar, sar›, turuncu ve k›rm›z› tonlar›n›n bu¤ulu yeflilli¤e kar›flmas› pastoral bir an›dan çok, dört mevsim renklerini kendi koyu yeflilli¤inde harmanlay›p yans›tan ormanlarda fliir tad›nda anlar yaflat›r. Kâh yosun yeflili kâh gizemli bir mor. Zengin egzotik renkler sonbahar› müjdeler. Bu renk dalgalar› gelip geçerken, apans›z ya¤an ya¤mur alt›nda tüten yeflillik aheste bir varolufla sürükler, tazeler insan›. Reçineli yeflilliklerin aras›na kar›fl›p çam pürleri, dallar ve yaprak ç›t›rt›lar› eflli¤inde yürümenin en az yoga yapmak kadar rahatlat›c› oldu¤u farkedilir. SONBAHAR HER YERDE AYRI YAfiANIR Mevsim güze döndü¤ünde, tabiat›n gelgitlerine ayak uydurmaya çal›flan Anadolu flehirlerinde ayr›, taflras›nda ayr› telafllar yaflan›r. Yaflam ritminin kolay kolay de¤iflmedi¤i, küçük, flafl›rt›c› taflralarda huzur vadeden, ufku yeflerten k›fl haz›rl›klar› yap›l›r. Ne de olsa so¤uk aylara kayg›s›z olarak girmek bu memleketin geleneklerinden biridir. Asmalar›n kutlu arma¤an› üzüm toplanm›fl, ba¤lar›n özünü tafl›yan pekmezler kaynat›lm›flt›r. Yanacak için ne gerekiyorsa daha eylül ay› ç›kmadan haz›rlan›p bir köfleye konulmufltur. Sonra masallarda bahsi geçen k›rk gün k›rk geceki dü¤ünleri hat›rlatan bir haz›rl›k dönemi bafllar. Dipleri kapkara kazanlar k›pk›rm›z› kaynar. Dam üstleri, balkon gölgelikleri tepsi tepsi salçad›r art›k. Mis kokulu tarhanalar ovalan›r, eriflteler kesilir. K›z›lc›ktan ayvaya türlü reçeller de kavanozlan›p kuruluklar iplere dizildi mi, bu gürültülü haz›rl›klar sona erer.

Çalkant›l› ve oynakt›r kentler. Bu duruma al›flk›n, bunu önemsemeyen tavr›nda bir de¤ifliklik olmaks›z›n festivallere açar kap›s›n›. Özgün mekânlar›nda müzikten sinemaya “sanat›” a¤›rlar. Daha bir karmaflayla yüklenir flehirler, renkler yorgunlafl›r. Güzün ›fl›¤›, yans›d›¤› mekân flehir olunca donar kal›r. Do¤ada öyle midir ya? Büyülü imbiklerden geçen ›fl›k döküldü¤ünde, ›fl›kla kaynaflan renkler de¤iflir, büsbütün baflkalafl›r. Sonbahar›n renklerini seyretmek, ürperten ya¤murlar›n› hissetmek ve kokusunu solumak için en uygun mekânsa ormanlard›r. “Da¤›lan bir düflüncedir a¤aç / yaprak yaprak sonbahar› getiren” der Attila ‹lhan, ormana nas›l bakaca¤›n› bilemeyen insana ipucu verircesine. Hermann Hesse, baz› a¤açlar›n göz için baz› a¤açlar›n kulak için oldu¤unu söyler. Mevsimler; do¤adaki dönüflümün dört köfle tafl›. Çizdikleri çemberin içinde say›s›z güzellikler bar›nd›ran bu dört tafl içinde bahar; ilk ve son köfleleri kapm›fl, do¤ay› sil bafltan yaratm›flt›r. Tafl›m›z son köfleye geldi. Her fleyi dam›tan ya¤murlar ya¤d›. Ve flimdi do¤adaki çiçek saati ikindiye geldi¤inde ›fl›k ve rayiha kayboldu çiçeklerden. Yaln›zl›¤›n›n yorgun, ›l›k uykular›na dalan çiçekler f›s›ld›yor yine de. Ara s›ra yeknesak gibi görünüp insan› s›kan, aldatan tabiat›n asl›nda ne kadar zengin oldu¤unu f›s›ld›yor kula¤›m›za. Bu f›s›lt›lar aras›nda bir de fliir ulafl›yor Orhan Veli’den. “Sizin için, insan kardefllerim, / Her fley sizin için; / Gece de sizin için, gündüz de; / Gündüz gün ›fl›¤›, gece ay ›fl›¤›; / Ay ›fl›¤›nda yapraklar; / Yapraklarda merak; / Yapraklarda ak›l; / Gün ›fl›¤›nda bin bir yeflil; / sar›lar da sizin için, pembelerde…”


38

HABER

Klimada Türk –Japon iflbirli¤i: AIRFEL, MITSUBISHI HEAVY INDUSTRIES ‹LE DAHA DA GÜÇLEND‹ AIRFEL, DÜNYANIN EN BÜYÜK KL‹MA ÜRET‹C‹LER‹NDEN MITSUBISHI HEAVY INDUSTRIES (MHI) ‹LE YEN‹ B‹R ANLAfiMA ‹MZALADI. BÖYLECE ‹K‹ F‹RMANIN 2005 YILINDAN BER‹ DEVAM EDEN ‹fiB‹RL‹KLER‹ DAHA DA GÜÇLEND‹. YEN‹ ANLAfiMA ‹LE AIRFEL, MHI’IN KX MERKEZ‹ KL‹MALARININ YANI SIRA DUVAR T‹P‹ SPL‹T VE T‹CAR‹ T‹P KL‹MALARINI DA TÜRK‹YE PAZARINA SUNAB‹LECEK.

S

anko Holding flirketlerinden Airfel, uluslararas› firmalarla sat›fl ve temsilcilik anlaflmalar›n› iflbirliklerine dönüfltürerek, Türkiye ›s›tma, so¤utma ve havaland›rma sektöründeki at›l›mlar›n› sürdürüyor. Airfel, dünyan›n en önemli klima üreticilerinden biri olan Mitsubishi Heavy Industries (MHI) ile yeni bir anlaflma imzalayarak, ürün gam›na yeni klimalar ekledi. Bu anlaflmayla merkezi klimalar› kapsayan iflbirli¤ini, ev ve ofislere yönelik her türlü split klima alan›na da tafl›d›. Bu anlaflma çerçevesinde, endüstrinin en tasarruflu ve çevreye duyarl› MHI klimalar› Türkiye’de art›k Airfel güvencesiyle sat›lacak.

AVRUPA’NIN EN YÜKSEK C‹ROSUNU YAKALADI 2005 y›l›ndan beri devam eden Airfel-MHI aras›ndaki iflbirli¤inin son halkas› olan yeni anlaflma, 26 A¤ustos 2008 tarihinde The Ritz Carlton-‹stanbul’da düzenlenen törenle imzaland›. ‹mza törenine Sanko Holding Yönetim Kurulu Üyesi Sami Konuko¤lu, Airfel Yönetim Kurulu Baflkan› Hüseyin Hamut, Airfel Genel Müdürü Hasan Önder, MHI ‹klimlendirme Bölümü Genel Müdür Yard›mc›s› Kazunari Kuriyama, MHI D›fl Pazarlardan Sorumlu Sat›fl Müdürü Noritake Hossyo, MHI Türkiye Bölge Müdürü Daisuke Shigeta ve MHI ‹stanbul Genel Müdürü Ichiro Yokoyama kat›ld›.


39

Airfel Genel Müdürü Hasan Önder, Airfel’in MHI KX sistemlerinde 2007 y›l› Türkiye cirosunu 22 milyon dolar olarak gerçeklefltirdiklerini ve yüzde 35 pazar pay› ile sezonu lider olarak kapatt›klar›n› söyledi. “Airfel, bu baflar›s›yla, MHI’n›n Avrupa’da en yüksek ciroyu elde eden ifl orta¤› konumuna geldi. 20008 y›l› KX cirosunu ise 35 milyon dolar ve yüzde 40 pazar pay› ile kapatmay› hedefliyoruz.” diyen Hasan Önder, yeni anlaflma sonucunda, MHI ürünlerinin Airfel cirosundaki pay›n›n yüzde 25’lere ulaflaca¤›n› belirtti. YÜKSEK TEKNOLOJ‹ VE AR-GE ETKEN OLDU Türkiye ve Japonya’n›n bu iki büyük markas›n› biraraya getiren anlaflma iflbirli¤inin daha da genifllemesi ve güçlenmesi anlam›na geliyor. De¤iflken debili sistem olarak tan›mlanan kategoride KX ürünleri ile bafllayan birliktelik, Airfel’in MHI’n›n endüstrinin en çevreci ve en verimli split ve ticari klima modellerini Türkiye’de satmas›yla devam ediyor. MHI markal› split ve ticari klimalar Airfel’in yap›lanmas›na yeni bafllad›¤› Mitsubishi showroom’lar›nda sat›lacak. MHI ile olan iflbirli¤i kapsam›n›n genifllemesinde, Airfel’in en son teknolojiyi kulland›¤› üretim tesislerine sahip olmas›n›n, sürekli yat›r›m yapmas›n›n ve ürün gelifltirmeye verdi¤i önemin etkili oldu¤u belirtiliyor.

SEKTÖRÜN EN VER‹ML‹ ÇEVREC‹ KL‹MALARI Endüstrinin en yüksek verim de¤erine sahip olan split klimalar, Türkiye pazar›na Airfel güvencesiyle sunuluyor. MHI split klimalar çevre dostu, üst segment ve enerji tasarrufu sa¤layan ürünler olarak pazarda yer al›yor. Türkiye klima pazar›nda Türk ve Japon markalar› aras›nda yo¤un rekabet yafland›¤›na söyleyen Airfel Genel Müdürü Hasan Önder,


40

HABER

“Daha önce yap›lan anlaflma ile Türkiye pazar›na sunulan deri olmay› baMHI, KX sistemlerinde yüzde 35 ile pazar lid flard›k. Yap›lan bu yeni anlaflma ile 2009 y›l›nda liderlik koorumay› hedefliyoruz.” dedi. numunu güçlendirerek ko Klima sektörünü de¤erlendiren Hasan Önder, ”Artan çevre bilinci ve enerji tasarrufu üst segmentte sat›lan ürüne olan talebi art›rd›. Bizde Airfel olarak Avrupa ve Dünya ile ayn› anda MHI’nin gelifltirdi¤i endüstrinin en yüksek verimli (COP) cihazlar›n› Türk tüketicisi ile buluflturaca¤›z.” Bu ifl-

birli¤i ile hedeflerinin üst segment split klima pazar›nda yüzde 20 pay almay› hedeflediklerini belirten Önder konuflmleri ile Türkiye’de 22 mas›nda; “2007 y›l›nda MHI KX sistem milyon dolar ciro gerçeklefltirdik. 2008 y›l›n için hedefimiz olar ile yüzde 40’l›k pazar pay› gerçekleflise 35 milyon do tirmek. Yeni anlaflma çerçevesinde KX ve MHI split ve ticari klimalarda, 2009 y›l›nda 55 milyon dolarl›k ciroya ulaflmay› hedefliyoruz. Airfel’in 2009 y›ll›ndaki ciro hedefinin 220 milyon dolar oldu¤u göz önüne al›nd›¤›nda, cirosunun yüzde 25’ini MHI iflflbirli¤inden sa¤lamay› hedefledi¤i görülebilir.” dedi. MHI ‹klimlendirme Bölümü Genel Müdür Yard›mc›s› Kazunari Kuriyama toplant›da anlaflma ile ilgili flu bilgileri verdi: “MHI markas› uzun y›llard›r Türkiye’de. KX sisttemlerinde 2005 y›l›nda Airfel ile bir anlaflma imzalayarak, ürünlerin pazarlanmas› ve sat›fl sonras› hiizmetini gerçeklefltirmeye bafllad›k. Airfel k›sa sürede KX sistemlerinde pazarda yüzp hale geldi ve 2007 y›l›nda Avrupa’da en de 35 paya sahip yüksek sat›fl› elde eden ifl orta¤›m›z oldu. Bundan sonraki süreçlerde split ve ticari klimalar›m›z›n sat›fl›n› da kapsayaürkiye h›zl› geliflen cak flekilde anlaflmam›z› yeniliyoruz. Tü bir pazar, biz de pazar pay›m›z› art›rmak için Airfel gibi güçlü bir partner ile ifl birli¤ine gittik.”


42

SÖYLEfi‹

Mirkelam: “HERKES KEND‹N‹ ANLATMANIN B‹R YOLUNU BULMALI”


43

ADI FERGAN M‹RKELAM… AMA B‹Z ONU M‹RKELAM OLARAK TANIYORUZ. ENTERESAN fiARKI SÖZLER‹, SEY‹RC‹Y‹ B‹R ANDA KEND‹NE K‹L‹TLEYEN KL‹PLER‹YLE M‹RKELAM, SON YILLARIN EN BE⁄EN‹LEN fiARKICILARINDAN B‹R‹. ÜNLÜ fiARKICI AYNI ZAMANDA AIRFEL’‹N CINGILINI DA YAPAN ‹S‹M… HAZIRLAYAN: fiULE fiENTARLI

irkelam’› ilk nerede gördü¤ünüzü hat›rl›yor musunuz? ‹lk kez ne zanan dikkatinizi çekti¤ini? An›lar›n›z› yoklay›nca, muhtemelen o günler için farkl› say›labilecek giysiler içinde, “Bu yüzden, hergece ben, her gece üzülmüflüm” diye devam eden bir flark›y› koflarak söyleyen bu adam› hemen hat›rlayacaks›n›z. O gün bugün pek bir fley de¤iflmedi; Mirkelam hala bizi flark›lar›na, kliplerine kilitlemeyi baflar›yor. Farkl› flark› sözleriyle kendince hayat› yorumlad›¤›n› söyleyen Mirkelam, “Herkesin bu dünya ile iletiflim kuraca¤› bir yöntem vard›r, herkes bir an önce bu metodu bulmal›” diyor. Yak›n zamanda Airfel için bir de radyo c›ng›l› yapan Mirkelam, Santigrat’›n sorular›n› yan›tlad›: 1966 y›l›nda ‹stanbul’da do¤dum. ‹lkokul’u, F›nd›kzade’de, ortaokul ve liseyi Fenenerbahçe’de okudum. Üniversite e¤itimimi de Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nde tamamlad›m. Tabii ki, hayat›mda hep müzik vard›. Mühendislikte baflar›l› olamay›nca müzikle u¤raflt›m. ‹nsanlar beni müzikle u¤raflmam için teflvik ediyordu. Elbette katk›lar› da oldu. Ben de tümüyle müzi¤e yönelmeye karar verdim. Tabii ben flark›c› de¤ilim müzisyenim. Hayat›mda sadece flark›c›l›k yapmak istemedim. Birtak›m düflüncelerim vard› ve bütün bunlar› d›fla vurmak zorundayd›m. Mühendislik yapsayd›m onda da yine kendimi d›fla vuracak flekilde ifller ortaya koyard›m. Okulum 1990’da bitti. 1994 y›l›nda ‹skender Paydafl’la biraraya geldik. O da kendi alan›nda çok baflar›l› bir müzisyen. Elimizde birçok flark› vard› ve biz bunlar›n üzerinde uzun süre çal›flt›k. Karar vermekte zorland›k. fiark›lar› de¤ifltire de¤ifltire en sonunda “Her Gece” albümüne kadar geldik. 1995’de bir albüm, 1998’de baflka bir albüm, 1999- 2000’de, 2003- 2004’de di¤er albümleri yapt›m. Son olarak da ç›k›fl flark›s› “Asuman” olan “Mutlu Olmak ‹stiyorum” albüm raflarda yerini ald›. Çok renkli bir aileden geliyorsunuz? Bu durum sizin kariyerinizi nas›l etkiledi? ‹nsan kendisini oluflturuken, hayat›nda olan fleylerin büyük etkisini görüyor. Karakter böyle olufluyor. Ben hayat›m› oluflturuken annem ve babam›n etkilerini çok hissettim. Onlardan ald›klar›m beni baflar›l› olmam› sa¤lad›. Babam çok iyi müzik aleti çalard›. Sinemayla da ilgilendi. Ölmeden önce edebiyatla ilgilendi. Hep bir fleyler üretme derdindeydi. Babam kendi mesle¤i olan avukatl›¤› çok yapmad›. Onun sanatsal yetenekleri bende de ortaya ç›kt›; beni yönlendirdi. Müzik yapark ken insanlarla neleri paylaflm›fl hissediyorsunuz? Ben Hollanda’da yaflasayd›m ayn› fleyi hisseder miydim

M


44


45

bilmiyorum ama Türkiye’de yaflad›¤›m için bunlar› hissediyorum. Ayn› yollar, ayn› otobüsler, ayn› atasözleri hepimizi ayn› havuzda topluyor. Her ülkenin kendi özellikleri vard›r, ben de bir anlamda kendi buldu¤um yöntemle yani müzikle bunlar› yorumluyorum. Yani müzikte farkl› fleyleri denemek istiyorum. Ben böyle bir ç›k›fl yolu buldum. Hat›rlarsan›z Bar›fl Manço’nun da böyle flark›lar› var. Bilinen fleyler art›k istenmiyor. Bazen insanlar birbirine k›z›yorlar. Dünyay› keflfetmenin en büyük yolu müzik yapmakt›r. Bu notalar›n içinde kimse sizi engellemez. Muzikte bariyerler yok. Sanat›n baflka alanlar›nda da var olmak ister misiniz? Benim ruhsal durumum sanata çok yatk›n. Hep hayat›mda sanat olmufltur. Resim yapmak da var. Ama hep sanat vard›r. Müzik hep en a¤›rl›kl› ilgi alan›m oldu. fiark› sözlerinin içinde de roman vard›r. Bu da kendi içinde bir edebiyat oldu¤unun göstergesi. Sonuçta kendimi ifade edebilmemin sanattaki en güzel yolu belki de beste yapmak, flark›lar yazmak. Hayat stratejiniz ne? Benim stratejim önce kendi mutlulu¤umu sa¤lamak. Bunu sa¤lad›ktan sonra da çevremi mutlu ederim. E¤er kendiniz mutlu olursan›z çev- ‹NSAN KEND‹S‹N‹ OLUfiTURUKEN, HAYATINDA OLAN fiEYLER‹N BÜrenizi de mutlu edersiniz. Ifl›k YÜK ETK‹S‹N‹ GÖRÜYOR. KARAKTER BÖYLE OLUfiUYOR. BEN HAYAönce insan›n kendini ayd›nla- TIMI OLUfiTURUKEN ANNEM VE BABAMIN ETK‹LER‹N‹ ÇOK H‹SSETt›r. Benim öncelikli felsefem T‹M. ONLARDAN ALDIKLARIM BEN‹M BAfiARILI OLMAMI SA⁄LADI. budur. Bugünden 10 y›l ge eriye baksan›z ve ciddi bir hatan›z› görseniz; neler hissedersiniz? leyici unsur oldu. Airfel buluflmas› beni daha da mutBir daha yapmamaya çal›fl›r›m. Biraz bu mühensilikle il- lu etti. Çünkü flirketin büyüklü¤ü ve yapmak istediklegili birfley. Ben mesela ‘dangalak’ sözünü daha do¤rusu ri çok önemli. Üstelik benim yapmak istediklerimle küfürünü çok severim. Dangalak olmak istemem. Bunu çok alakal›. Bir ürün için müzik çok öneml‹ bir faktördedirtmemek için de yapt›¤›n›z hatay› tekrar etmemek dür. gerek. E¤er oluyorsa fliire, sanata sar›lmak gerek. Sana- “Yol Arkadafl›m” isimli dizide konuk oyuncuydunuz. ta adapte olmak gerek. Ben duygusal biriyim. Hatalara, Hat›r için mi oynad›n›z, ilerisi için böyle bir niyyetiniz mi var? sorunlara, ac›lara çok üzülen tiplerdenim. Klipleriniz her zaman çok farrkl› oluyor. Buradaki s›rr›- Tabii ki hepsi var. Hem hat›r hem deneyim bu iflte bulunmam için yeterli nedenler. Ben deneyimlere de çok n›z ne? Ben gözlem yapmay› çok severim. ‹ç dünyamda çok önem veririm. Son olarak fiener fien’le b›r müzikal mutluyum. Bir fleyleri bulmay›, bir klip çekmeyi seviyo- yapt›k. Oradan çok fleyle döndüm ben. Ustalar›n ararum. Kendi dünyamda birfleyler yaratmaya çal›fl›yorum. s›nda olmak çok önemli. Ayn› fley dizi için de geçerli. Bence her insan›n dünya ile iletiflim kurabilece¤i bir Büyük projelerde varolmak istiyorum. yöntem vard›r. Herkes bir an önce kendi metodunu bul- Gelecekle ilgili planlar›n›z? Daha çok müzik yapmak. Daha fazla albüm ç›karmak mal›. Airfel için bir c›ng›l yapt›n›z. Bunun devam› gelecek mi? istiyorum. Ayn› Sezen Aksu gibi hep üretmek istiyoDaha önce çok c›ng›l yapt›m. Ama Airfel için yapt›¤›m rum. Müzikten f›rsat buldukça konserler veriyorum. En c›ng›l›n özelli¤i ilk beste ve söz olmas›. Gode‹stanbul’la son Konya Ilg›n’a gittik. ‹lk defa gördü¤üm bir yerdi birlikte çal›fl›rken, onlar benim böyle bir fleyler yapabi- ama çok güzel bir atmosfer vard›. Konserlerin çok enlece¤imi söylüyorlard›. Benim yapt›¤›m flark›larla ilintisi teresan geri dönüflleri oluyor, bu benim için çok etkiolan bir durum. Onlar›n bunu bana hissetirmeleri tetik- leyici.


45

Kalem Kumanda’n›n baflar›s›: DESING TURKEY TURQUALITY ÖDÜLÜ AIRFEL’‹N OLDU TASARIM ALANINDAK‹ ÇALIfiMALARI TEfiV‹K ETMEK AMACIYLA KURULAN DESING TURKEY’‹N TURQUALITY ÖDÜLÜ BU YIL HULUS‹ NEC‹ TARAFINDAN TASARLANAN “KALEM KUMANDA”YLA AIRFEL’‹N OLDU. DÜZENLENEN TÖRENDE F‹RMA ÖDÜLÜ DEVLET BAKANI KÜRfiAD TÜZMEN TARAFINDAN ABDULKAD‹R KONUKO⁄LU’NA VER‹LD‹.

lkemizde üretim altyap›s› güçleniyor. ‹ç ve d›fl pazarlara yeni ürünler sunma potansiyeli giderek art›yor. Bugün küresel pazarda rekabet eden pek çok üründe ülkemizin kaliteli üretiminin damgas› bulmak mümkün. Globalleflen dünya, flirketlerin yaflamak için Ar-Ge yat›r›mlar›na önem vermesini gerektiriyor. Bunun sonucunda ürünlerde gerçekleflen teknolojik yenilik ve iyilefltirmelerin somut sonuçlar› giderek daha fazla izlenir hale geliyor. Kaliteli üretim ve teknolojik yenilikler, sonuç ürüne ancak endüstriyel tasar›m›n sa¤lad›¤› art› de¤er ile yans›t›labiliyor. Endüstriyel tasar›m› etkin bir araç olarak kullanan flirketler rekabette avantajl› hale geliyor. Bu dinamiklerle yap›lanan Design Turkey, Kavramsal Tasar›m ve Ürün Tasar›m› olmak üzere iki ana kategoride ödül veriyor. Airfel ad›na TURQUALITY® Program› dahilinde Desing 2008 Endüstriyel Tasar›m 2008 ödülünü “Airfel Kalem Kumanda Universal Klima Kumandas›”n›n tasar›mc›s› Hulusi Neci’ye verildi. Ayr›ca TURQUALITY® Tasar›m Ödülü de Airfel Is›tma-So¤utma Sistemleri A.fi firmas›na verildi. Firma ad›na Abdulkadir Konuko¤lu ödülü Devlet Bakan Kürflad Tüzmen’in elinden ald›. Airfel Kalem Kumanda, kumanda özelli¤inin yan› s›ra bir

Ü

oda nem ve ›s›ölçer, bir masa saati. Bugüne kadar al›fl›lagelmifl kumanda objesini gelifltirerek bir dü¤me ile kontrol etme rahatl›¤›, parmak ve avuç içi anatomisine uygun, en ergonomik kumanda haline getirdi. Airfel Kalem Kumanda primitif formlardan oluflan sade tasar›m, dünya dillerini ortadan kald›ran simgelerden oluflan ara yüz, görme engellilerin kullan›m›n› kolaylaflt›ran otomatik sekmesi seçene¤i gibi özeliklere sahip. Anti bakteriyel malzemeden yap›lan kumanda dünyan›n en ince ve tek kalem pille çal›flan ilk kumandas›. Desing Turkey nedir? Design Turkey TURQUALITY® Program› dahilinde, D›fl Ticaret Müsteflarl›¤› (DTM), Türkiye ‹hracatç›lar Meclisi (T‹M) ve Endüstriyel Tasar›mc›lar Meslek Kuruluflu (ETMK) iflbirli¤iyle düzenlenen bir ödül sistemi. Design Turkey Endüstriyel Tasar›m Ödülleri, endüstriye gelecek için yön gösterecek yarat›c› fikirleri teflvik etmek amac›yla her y›l belirlenen tema çerçevesinde, üretim için programa al›nmam›fl tasar›m projelerini de¤erlendiriyor. Yar›flmaya kat›lan eserlerden oluflan sergi 2 Kas›m gününe kadar Antrepolarda ziyaret edilebilir.


45

Kalem Kumanda’n›n baflar›s›: DESING TURKEY TURQUALITY ÖDÜLÜ AIRFEL’‹N OLDU TASARIM ALANINDAK‹ ÇALIfiMALARI TEfiV‹K ETMEK AMACIYLA KURULAN DESING TURKEY’‹N TURQUALITY ÖDÜLÜ BU YIL HULUS‹ NEC‹ TARAFINDAN TASARLANAN “KALEM KUMANDA”YLA AIRFEL’‹N OLDU. DÜZENLENEN TÖRENDE F‹RMA ÖDÜLÜ DEVLET BAKANI KÜRfiAD TÜZMEN TARAFINDAN ABDULKAD‹R KONUKO⁄LU’NA VER‹LD‹.

lkemizde üretim altyap›s› güçleniyor. ‹ç ve d›fl pazarlara yeni ürünler sunma potansiyeli giderek art›yor. Bugün küresel pazarda rekabet eden pek çok üründe ülkemizin kaliteli üretiminin damgas› bulmak mümkün. Globalleflen dünya, flirketlerin yaflamak için Ar-Ge yat›r›mlar›na önem vermesini gerektiriyor. Bunun sonucunda ürünlerde gerçekleflen teknolojik yenilik ve iyilefltirmelerin somut sonuçlar› giderek daha fazla izlenir hale geliyor. Kaliteli üretim ve teknolojik yenilikler, sonuç ürüne ancak endüstriyel tasar›m›n sa¤lad›¤› art› de¤er ile yans›t›labiliyor. Endüstriyel tasar›m› etkin bir araç olarak kullanan flirketler rekabette avantajl› hale geliyor. Bu dinamiklerle yap›lanan Design Turkey, Kavramsal Tasar›m ve Ürün Tasar›m› olmak üzere iki ana kategoride ödül veriyor. Airfel ad›na TURQUALITY® Program› dahilinde Desing 2008 Endüstriyel Tasar›m 2008 ödülünü “Airfel Kalem Kumanda Universal Klima Kumandas›”n›n tasar›mc›s› Hulusi Neci’ye verildi. Ayr›ca TURQUALITY® Tasar›m Ödülü de Airfel Is›tma-So¤utma Sistemleri A.fi firmas›na verildi. Firma ad›na Abdulkadir Konuko¤lu ödülü Devlet Bakan Kürflad Tüzmen’in elinden ald›. Airfel Kalem Kumanda, kumanda özelli¤inin yan› s›ra bir

Ü

oda nem ve ›s›ölçer, bir masa saati. Bugüne kadar al›fl›lagelmifl kumanda objesini gelifltirerek bir dü¤me ile kontrol etme rahatl›¤›, parmak ve avuç içi anatomisine uygun, en ergonomik kumanda haline getirdi. Airfel Kalem Kumanda primitif formlardan oluflan sade tasar›m, dünya dillerini ortadan kald›ran simgelerden oluflan ara yüz, görme engellilerin kullan›m›n› kolaylaflt›ran otomatik sekmesi seçene¤i gibi özeliklere sahip. Anti bakteriyel malzemeden yap›lan kumanda dünyan›n en ince ve tek kalem pille çal›flan ilk kumandas›. Desing Turkey nedir? Design Turkey TURQUALITY® Program› dahilinde, D›fl Ticaret Müsteflarl›¤› (DTM), Türkiye ‹hracatç›lar Meclisi (T‹M) ve Endüstriyel Tasar›mc›lar Meslek Kuruluflu (ETMK) iflbirli¤iyle düzenlenen bir ödül sistemi. Design Turkey Endüstriyel Tasar›m Ödülleri, endüstriye gelecek için yön gösterecek yarat›c› fikirleri teflvik etmek amac›yla her y›l belirlenen tema çerçevesinde, üretim için programa al›nmam›fl tasar›m projelerini de¤erlendiriyor. Yar›flmaya kat›lan eserlerden oluflan sergi 2 Kas›m gününe kadar Antrepolarda ziyaret edilebilir.


46

NOSTALJ‹

Hayal perdesinden yans›yan hayat:

GÖLGE OYUNU TÜRK GÖLGE OYUNUNUN EN B‹L‹NEN ÖRNE⁄‹ KARAGÖZ-HAC‹VAT’DIR. DER‹DEN YAPILMIfi F‹GÜRLER, MUM IfiI⁄ININ AYDINLATTI⁄I PERDEYE YANSIR…ONLARIN YANSITTIKLARI HAYALD‹R ASLINDA…O HAYAL‹ YANSITAN DA HAYALC‹…AMA B‹L‹N‹R K‹, KARAGÖZ OYUNU ‹BRETL‹KT‹R, TIPKI HAYAT G‹B‹… HAZIRLAYAN: NUH KÖKLÜ

H

ayal-› z›l, Z›l-› hayal ya da Hayal- el-sitare…Türkçe meali s›rayla; gölge hayali, hayal gölgesi ve de perde hayali. Ortak kelime hayal. Ama hayal kelimesinden kast edilen, hayal edilen fley de¤il, büsbütün hayat›n “hayali” olarak sunulmas›d›r. Türk gölge oyununun en bilinen karakteri Karagöz ile Hacivat da, hayalde yaflar. Anlat›lanlar efsanedir ya da tamamen kaybedilmifl zamana yak›lan a¤›tt›r; bilinmez ama, Karagöz ile Hacivat’›n figürlerini perdeye yans›tman›n onlar›n ruhlar›n› yaflataca¤›na inan›l›r. T›pk› onlardan bin 300 y›l önce Cava’da yaflam›fl olan Wayang Kulit’in atalar›n›n ruhlar›na tap›nmak için onlar›n deriden yap›lm›fl figürlerini oynatmay› denemesi gibi. ORTA ASYA’DAN BURSA’YA Rivayet muhtelif; araflt›rmac› Pertev Naili Boratav’a göre, gölge oyununun Anadolu topraklar›na gelifli Çin ve ‹ran üzerinden olmufl. Boratav’›n bu iddias›n› kan›tlayan iki de sebebi var: Çin gölge oyunlar›nda karakterlerden birisi iyiyi di¤eri de kötüyü simgeler. Yine Orta Asya’daki fiamanizm inanc› atalar›n ruhlar›n›n her daim yeryüzüyle ilintili olmas› için törenler düzenlenirmifl. fiimdi hat›rlayal›m, Karagöz ve Hacivat oyununda da iyi ve kötü karakterler vard›r ve yine Karagöz ve Hacivat’›n Bursa’y› mesken edinmeden önce geldi¤i yerler fiaman inanc›n›n yayg›n oldu¤u Orta Asya topraklar›d›r. Kur’an dan sonra en çok okunan metin olan Mevlit’in yaz›ld›¤› Bursa’da fieyh Küflteri taraf›ndan yarat›lan Karagöz ve Hacivat karakteri t›pk› Çin ve ‹ran’da oldu¤u gibi ölen birisinin “gölgesi”nin perdeye yans›t›lmas› esas›na dayan›r. Bu da Bursa’da cami inflaat›nda çal›flan ve bafllar› vurulan iki iflçinin hikayesinin fieyh Küflteri taraf›ndan bilindi¤inin göstergesidir. Küflteri’nin yaratt›¤› karakterler çeflitli aflamalar geçirdikten sonra en parlak dönemini 17. yüzy›lla birlikte yaflamaya bafllam›flt›r.


47


48

Bugünkü bilinen anlam›yla Karagöz ile Hacivat oyunu, önce göstermelik denilen ve ço¤u zaman oyunla ilgisi olmayan bir bölümle bafllar. Ard›ndan “nareke” denilen kam›fl çal›narak as›l oyuna geçilir. Oyundaki di¤er bir enstürman olan daire-i zilli def ise peri, cin gibi do¤aüstü yarat›klar›n gelece¤inin iflareti olarak kullan›l›r. Perdede önce bir semai okuyan Hacivat görünür. Bununla asl›nda gösterilenin bir oyun, hayal perdesine yans›tan bir hayat parças› oldu¤u vurgulan›r. Hacivat’›n okudu¤u semai ço¤u zaman bir arkadafl aray›fl›yla biter ve Karagöz gönülsüz de olsa perdede görünür. TUZSUZ DEL‹ BEK‹R VE BEBERUH‹ Bilindi¤i üzere alt tabakadan gelme Karagöz’le üst s›n›flar›n temsil eden Hacivat’›n karfl›l›kl› konuflmalar›na dayal› oyunda konuflmalar›n gidiflat›na göre çeflitli yan tipler de perdedeki yerini al›r. Mal› mülkü olan Çelebi, afyona merakl› Tiryaki, k›sa boylu ve yaygarac› bir cüce olan Bebe-

ruhi, aslen yeniçeri olan Külhanbeyi Tuzsuz Deli Bekir. Kastamonulu gibi Türk kökenli tiplerin yan›s›ra, Kürt Harputlu Haso, Arap Mercan A¤a, Rum doktor gibi tipler s›ras› geldikçe perdeye yans›r. Hacivat - Karagöz oyununun girifl bölümünde, Hacivat, “Zevk ve nefle sahipleri insanlar›n önündeyiz. Karagöz bir oyundur. Bezden, mumdan ve deriden oluflur. D›fl görünüfle bakarsan›z evet mumdan, bezden baflka fley de¤ildir. K›m›ldaflan hayaller, figürler sevincin habercisidir. Karagöz perdesi ibret yeridir” demektedir. Onlar deriden yap›lm›fl, mum alevinin önünde titreflen perdeye hayalleri vuruyor. Ömer Hayyam bir rubaisinde flöyle der: Biz gerçekten de kukla sahnesindeyiz / Kuklac› felek usta kuklalar da biz/ Oyuna ç›k›yoruz birer ikifler / Bitti mi oyun sand›ktay›z hepimiz / Hepimiz oyun bitince sand›¤a gidece¤iz…‹flte Hacivat ile Karagöz’ün perdeye yans›yan hayali de t›pk› Hayyam’›n Rubai’sinde oldu¤u gibi hayatidir.


49

Oyun, bir çerçeveye gerdirilmifl olan beyaz bir perdenin ard›nda oynan›r. Figürler, perdeye gölgenin vurmas›n› sa¤layan bir ›fl›k kayna¤›n›n önüne tutulur. Bütün tasvirleri Hayali denen usta yapar. Tef, zil, nareke gibi enstrümanlar ileride Hayali olacak “yardak” taraf›ndan kullan›l›r. Beyaz perdeye “ayna” denilir. Aynan›n çevresine kal›n, siyah bir perde kapat›l›r. Tasvir ad› verilen figürler 32 ila 40 santim boyunda ve manda, deve, dana, s›¤›r derisinden yap›l›r. Deve derisinden imal edilenler ›fl›¤› ve renkleri daha iyi geçirebilme özelli¤ine sahiptir. OYUNUN BÖLÜMLER‹: I. Mukaddime (Girifl) Oyun bafllamadan önce göstermelik ad› verilen limon a¤ac› veya çiçek demeti bofl perdeden yans›t›l›r. Girifl bafllad›¤›nda bu göstermelik yavaflça nareke düdü¤ün sesiyle birlikte kald›r›l›r. Sahnenin solundan Hacivat görünür ve evreni temsil eden aynan›n felsefesini anlatan flark›s›n› söyler.

II. Muhavere Bu bölümde, Karagöz ve Hacivat aras›nda tekerleme at›flmalar› ve konuflmalar› yer al›r. Bu karfl›l›kl› konuflma bir k›ssadan hisse ile son bulur. III. Fas›l Esas oyunun yer ald›¤› bölümdür. Ana tema bu bölümde oynan›r. Bütün figürler bu bölümde ortaya ç›kar ve rollerini oynarlar. IV. Bitifl Bu bölüm genellikle e¤lencenin ve kutlamalar›n yap›ld›¤› oyunun bitifl bölümüdür. Çengi, folklorcular dans eder ve de¤iflik sat›c›lar geçer. Oyun biterken Hacivat Karagöz’e seslenir: “Y›kt›n perdeyi eyledin viran, varay›m sahibine haber vereyim heman” Perde, evreni temsil ederken, sahipden kastedilen ise tabii ki Tanr›’d›r.


50

MODA

Yeni sezon vitrinlerde neler var?

SONBAHAR MODASI MODACILARIN SONBAHAR-KIfi SEZONUNA A‹T KREASYONLAR V‹TR‹NLERDEK‹ YERLER‹N‹ ALDI. Ç‹ZMELER, BOTLAR, KABANLAR, KAZAKLAR TEKRAR ‹LG‹ ALANIMIZA G‹RMEYE BAfiLADI. BAKALIM BU SEZON fiIK OLMANIN YOLU HANG‹ RENKLERDEN VE KUMAfiLARDAN GEÇ‹YOR? HAZIRLAYAN: S‹BEL KÖKLÜ

er mevsimin kendine göre renkleri vard›r… Sonbahar, biten yaz mevsiminin ard›ndan duyulan hüznün iflareti olsa gerek, daha çok bej-sar›-kahverengi-yeflil tonlar›n› içerir. K›fl›n ise ya¤an kara inat renkler koyulafl›r. Siyah, bordo, lacivert ve griler sarar çevremizi. Ama bu k›fl oldukça renkli geçecek gibi görünüyor. Moda trendleri do¤rultusunda üretim yapan bir çok marka, k›fl aylar›n› canland›rmak için al›fl›lmad›k renkler ve desenler kullan›yor. Örne¤in, erkek modas›nda bir klasik say›labilecek ‹GS bile gece mavisi, k›rm›z› ve yeflil renklere koleksiyonlar›nda yo¤un olarak yer veriyor. Gece ve gündüz, flehirli çizgisini günün her an›nda koruyan ‹GS’de platin gri ve siyah›n yan› s›ra lacivert de bu sezon dikkat çekiyor. Mor ve kahve renkleri ise paleti biraz yumuflat›yor. Kumafllar ise minik desenli veya düz. Baz› koyu tonlarda gölgeli desenli kumafllar kullan›l›yor. Belli belirsiz desenleriyle bu kumafllar, giysiye gizli bir ›fl›k ve derinlik veriyor. Siyah, gece mavisi ve beyaz öncülü¤ünde “Slimfit” diye ad-

H

land›r›lan dar kesimli tak›m elbiselerde rahatl›¤› artt›rmak için ‘lycra’l› kumafllar bile kullan›lm›fl. 1960 ve 1980’li y›llar›n etkisinin hissedildi¤i bu grubu, dar kal›pl› ve küçük yakal› gömlekler tamaml›yor. Kravatlar ise darlafl›yor. fiehirli ve spor bir tarz› temsil eden ‹GS Sport serisi ise k›rm›z› ve yeflilin etkisi alt›nda… Koleksiyonda rahat kal›plar ve yumuflak kumafllar kullan›l›yor. Akdeniz esintileri tafl›yan genç marka De Facto’nun erkek koleksiyonu ise farkl› tarzlar› içeriyor. Zarif, aristokratik bir fl›kl›¤a sahip koleksiyonda belli belirsiz ekose kumafl pantolonlar, doku özelli¤i olan kazaklar ve gömlekler bulunuyor. ALIfiVER‹fiTE BÜYÜK KOLAYLIK Her sezon tasar›mlar› ile fark yaratan Stefanel, ma¤azalar›ndaki Excutive Corner bölümü ile fl›kl›¤› ofis ortam›na da tafl›yor. Yo¤un ifl temposu nedeniyle al›flverifl yaparken zaman kaybetmek istemeyen ifl kad›nlar› için Stefanel’in çö-


51

zümü oldukça etkileyici. Tüm Stefanel ma¤azalar›nda bafllayacak olan uygulamada, müflteriler ma¤azan›n Executive Corner bölümünde özel e¤itim alm›fl kifliler taraf›ndan, ifl k›yafetinden gece k›yafetine kadar zevklerine ve fiziklerine uygun flekilde giydirilecek ve al›flveriflin tad›n› ç›karacaklar. 50’leri ve 70’leri günümüze uyarlayan Stefanel’de bu sezon bol ceketler, yüksek belli etekler, pantolonlar ve beli ortaya ç›karan kemerler revaçta. Yumuflak jarse ve çan pantolonlar öne ç›karken, balon ve kalem etekler bu sezonun yenilikleri aras›nda. Elbiselerde ise kadife, ipek kumafllar ve geometrik desenler yer al›yor. Bir yaflam tarz› markas› olan Dockers San Francisco, modern kad›n›n giyim tarz›na göre flekillendirdi¤i sonbahar k›fl koleksiyonu ile her zevke hitap ediyor. Ofisteki imaj›n› yükseltmek isteyen çal›flan kad›nlar, örne¤in Weekday koleksiyonundaki poplin kumafltan “capua shirt” veya önü büzgülü “elite shirt” gömlek modellerini tercih edebilir ve rahat giyim tarz›n› ifl k›yafetlerine uygulayabilir. Sonbahar›n serin akflamlar›na uygun ince trikolarla geceye devam etmek isteyen kad›nlar için yandan ba¤lamal› “japanese cardigan” ve dü¤meli model “button down cardigan” h›rka ideal. Ünlü ‹ngiliz markas› Marks&Spencer 2008 Sonbahar- K›fl koleksiyonunda ise ekose ve folklorik flal desenli yünlü ku-

mafllar›n gri, siyah ve asker yeflili tonlarla bulufltu¤u paltolar ve beyaz ekoseli maxi etekler göze çarp›yor. Marks&Spencer, siyah tonlar›nda fl›k kadifelerden, mavinin her tonunun hâkim oldu¤u günlük k›yafetlere, duman renklerinin kullan›ld›¤› k›fll›k k›yafetlerden büyük fiyonklu dü¤ümlerle süslenmifl k›rm›z›, aç›k sar› ve pembe renklerin kullan›ld›¤› desenli gömleklere kadar genifl bir ürün yelpazesi sunuyor. S‹VR‹ BURUNLAR GER‹ DÖNDÜ Hotiç Sonbahar-K›fl koleksiyonunda zengin detaylar kat›lm›fl bohemlik, keskin minimalizm, rustik twitler sezona damgas›n› vuruyor. 40’l› y›llar›n izlerini tafl›yan bu koleksiyonda, canl› renkler, gizli platformlar, kroko ve piton bask›l› deriler, açma, rugan, süet ve anelin deriler hakim. Sivri burunlu ayakkab›lar ise bu sezon tekrar hayat›m›za giriyor. Ayakkab› modas›n›n öncü isimlerinden, ‹talyan markas› Divarese, ayakkab› modas›nda trendleri yans›tmaya devam ediyor. Kad›n koleksiyonunda yer alan yüksek ökçeli, özel aksesuarlarla bezenmifl abiye ayakkab›lar birer sanat eseri görüntüsünde. Zarif tasar›ml› babetler, ince detaylarla hareketlendirilmifl sade ve rahat modeller, modaseverlerin tutkusu platform tabanl› seçenekler de göz al›c› bir koleksiyon oluflturuyor. Erkek koleksiyonunda ise kahve ve taba tonlar› hakim. Bir klasik olan siyah her zamanki yerini koruyor. Divarese erkek koleksiyonunda modeller kadar, kullan›lan malzeme çeflitlili¤i de önem kazan›yor. Ürünlerde kullan›lan derilerdeki özel y›kamalar, süet ve antik derinin kullan›ld›¤› modeller ilgi çekiyor.


52

‹fi DÜNYASI

“KURUCU AÇMAZI” SORUNU TÜRK‹YE ‹Ç‹N TEHD‹T M‹? M.RAUF ATEfi Capital&Ekonomist&PCnet Yay›n Direktörü

T

ürkiye’deki flirketlerin profilini ortaya koymak için yapt›¤›m çal›flmada, 5 milyon dolar ve üstünde ciroya sahip olanlar›n say›s›n› 5-6 bin civar›nda hesaplam›flt›m. Bu flirketlerin her y›l bir bölümü, örne¤in 300-400 adedi, bulunduklar› düzeyden bir aflama yukar› ç›k›yorlar. Daha aç›k ifadeyle “s›n›f atl›yorlar.” Ülke ekonomisi ve kendisinin h›zl› büyümesi sonucunda baz› flirketler birden çok daha fazla ciro ve insan yönetme gerçe¤i ile karfl› karfl›ya kal›yorlar. 10 kifliden 50 kifliye, 50 kifliden 100 kifliye ulaflan bu iflletmelerde, birkaç milyon dolar›n yerini 20-30 milyon dolarl›k cirolar al›nca, “ikileme” giden yolun kap›s› da aralanm›fl oluyor. “‹kilemden” kast›m, “kurucunun ikilemi”… Çünkü, çok say›da flirketin ömrünü k›saltan, gelece¤e giden yoldan eden bu sorun, sadece Türkiye’de de¤il, bütün dünyada kendi gösteriyor. ‹kilemi görüp, ona göre strateji belirleyen, kendini bu açmazdan kurtaranlar ise ülke, bölge ya da dünya devi olma yolunda ilerleyebiliyorlar. KURUCUNUN AÇMAZI NED‹R? Yabanc› bir flirketin genel müdürlü¤ünü üstlenen CEO, görevini b›rakt›ktan sonra küçüklükten kurtulma yolunda ilerleyen bir flirkette ayn› koltu¤u üstlendi. fiirket, h›zl› büyüyen teknoloji alan›nda faaliyet gösteriyordu. Sahibi, ifli eliyle kurmufl ve büyütmüfltü. Sektöründe güçlü idi, profesyonel kadrosu da vard›. Ancak, patron, flirketle, flirket de patronuyla özdeflleflmiflti. Patron, neredeyse bütün gününü flirkette, flirketi yönetmek, kendi deyimiyle genel müdürüne yol göstermekle geçiriyordu. Oysa, gerçek anlamda flirketi o yönetiyordu. Patron, flirketine daha önce genel müdür atamam›flt›. ‹lk genel müdürü idi. Genel müdürün de ilk aile ifliydi. Her ikisi de acemiydiler. O nedenle ifller beklendi¤i gibi gitmedi ve genel müdür 1 y›l›n› doldurmadan ifli b›rakt›. Çünkü, “Kurucu patron, ilk denemede büyük

bir açmaz” yaflam›flt›. “Ben kurdum, en iyi ben yönetirim” düflüncesini henüz terk etmemiflti. Sadece bu teknoloji flirketi de¤il. Türkiye’de çok büyük gruplar da dahil olmak üzere “kurucularda” benzer bir e¤ilim dikkati çekiyor. Araflt›rmac› ve yönetim dan›flman› Noam Wasserman, kurucular›n içine düfltükleri hatay› flöyle anlat›yor: “Kurucular, tam da baflar›lar› nedeniyle, ilk ürünlerinin ç›k›fl›n› kutlad›klar› s›rada bir dönemin sonuna gelmifl olduklar›n› anlamakta zorlan›r. Bu noktada, liderler farkl› türden ticari meydan okumalarla karfl› karfl›ya kal›r. Kurucu, büyük miktarlara ürünü pazarlayarak satabilecek ve müflterilere sat›fl sonras› hizmetler sunabilecek bir flirket oluflturmak zorundad›r. Giriflimin mali yap›s› karmafl›klafl›rken, CEO, finans yöneticilerine ve muhasebecilere ba¤›ml› hale gelir. Organizasyonun daha fazla yap›land›r›lmas›, CEO taraf›ndan formel süreçlerin tarif edilmesi, uzmanl›k rollerinin gelifltirilmesi ve yönetsel bir hiyerarflinin oluflturulmas› gerekir. Bu aflamada CEO’nun gereksinim duydu¤u beceriler h›zla artar ve bunlar ço¤u kurucunun oldu¤u yeteneklerden daha fazlas›n› talep eder!” TÜRK‹YE’DE 5 GRUP fi‹RKET VAR Gördü¤üm kadar›yla Türkiye’deki flirketleri flöyle s›n›flamak mümkün: 1. Çok büyük holdingler ve flirketler… Bunlar›n baz›lar›nda kurucu, baz›lar›nda ise ikinci kuflak ifl bafl›nda… Kurucular›n ifl bafl›nda oldu¤u gruplar›n tamam›nda, son sözü onlar›n söyledi¤i herkes taraf›ndan bilinir. Hatta baz›lar›nda kurucu, gerçek CEO olarak iflleri yürütür. 2. ‹kinci kufla¤›n ifl bafl›nda oldu¤u gruplarda, CEO ve profesyonel yöneticilerin rolü daha etkindir. Buralarda kurucuyu temsil eden ikinci kuflak, “ikilem” yaflama sorunu ile daha az yüzleflir. 3. Son 20 y›lda kurulan, h›zla büyüyen gruplar. Bunlar›n tamam›nda kurucu ifl bafl›ndad›r. Baz›lar›nda güçlü


53

genel müdür/CEO’lar olsa bile, “kurucu” neredeyse mutlak hakimdir. Gücü önemli ölçüde genel müdür ile paylafl›r. 4. Orta ölçekli flirketler ve Anadolu’nun büyükleri… Bunlarda “kurucu” hayatta ise mutlak hakimdir. Kardefl ve o¤ullarla birlikte yönetim onlardad›r. Zaten genel müdür ve kilit profesyoneller de aileden seçilmifltir. 5. KOB‹’ler… Onlar›n hakk›n› yememek laz›m. Henüz iflin bafl›nda olduklar›ndan tek söz sahibi olmalar› normal. Ancak, çok önemli bölümünde profesyonel kadrolaflmadan da söz etmek neredeyse olanaks›zd›r. AMER‹KALI KURUCULAR NE YAPAR? Yönetim dan›flman› Noam Wasserman, 1990 ve 2000’lerin bafl›nda kurulmufl 212 yeni flirketi analizinden ilginç sonuçlara ulaflm›fl. Buna göre, kurucular›n önemli bölümü flirketleri halka aç›lmadan önce yönetesel görevlerini profesyonellere devretmifl. Bu araflt›rmaya göre giriflimler 3 yafl›na geldi¤inde kurucular›n yüzde 50’si CEO’lu¤u b›rakm›fl oluyor, 4’üncü y›lda yaln›zca yüzde 40’› yönetsel görevlerini sürdürüyor. ‹lk halka arz s›ras›nda flirketlerini yönetmeye devam edenlerin oran› ise yüzde 25 gibi düflük düzeylerde seyrediyor. Yazar, bu saptamalardan sonra flu analizi yap›yor: “Ne var ki, kurucular görevlerinden kolayca uzaklaflm›yor. Benim araflt›rmama göre, 5 giriflimciden 4’ü CEO’luk görevinden ayr›lmaya zorlanm›flt›. Ço¤u da, yat›r›mc›lar kontrolü b›rakmalar› konusunda ›srarc› olduklar›nda flaflk›nl›¤a u¤ruyor ve görevlerinden hofllar›na gitmeyen flekillerde, isteyeceklerinden bir hayli önce çekilmek durumunda kal›yor. Liderin de¤iflimi, kurucuya ba¤l›l›k gösteren çal›flanlar›n buna karfl› ç›kt›¤› örneklerde çok daha olumsuz sonuçlar do¤urabilir. Gerçekten de, kurucular›n ilk liderlik de¤iflimini nas›l yönettikleri, s›kl›kla, yeni giriflimlerin kaderini belirler.” Araflt›rmac›y› hakl› ç›karan geliflmeler, özellikle halk› arz› izleyen y›llarda kendini gösterdi. fiirketin performans›ndan memnun olmayan kurucular, özellikle hisse senedi sahiplerinin de zorlamas›yla, yeniden CEO koltu¤una döndüler. Bunlar›n aras›nda Dell Computer’in sahibi Michael Dell geliyor. Türkiye’de de örnek-

leri var. En iyi örnek ise flirketini kurumsallaflt›rmak için dan›flmanlarla çal›flan, hatta ciddi bir ekip kurup, CEO atayan Escort Computer’in sahibi ‹brahim Özer de yer al›yor. O da Michael Dell gibi profesyonellerin yerine flirketin yönetimine dönüp, CEO koltu¤una oturmufltu. KURUCULARIN EN ÇOK YAPTI⁄I HATALAR -Önemli bölümü kendine fazla güvenir. Geçmiflte ulaflt›¤› baflar› ve kurdu¤u flirketin ald›¤› yolu abart›r, kendilerini “hata yapmaz” olarak görürler. “Kendine fazla güven” ço¤u zaman flirketleri bat›fla da götüren nedenlerden biri olarak öne ç›kar. Purdue Üniversitesi’nde strateji araflt›rmalar› yapan Arnold Cooper liderli¤inde yap›lan bir araflt›rma bu görüflü ortaya koyan verilere ulaflm›flt›. Araflt›rmac›lar, 3 bin KOB‹ sahibine “‹flletmenizin ve sizin iflletmeye benzer di¤er kurumlar›n baflar›ya ulaflma olas›l›¤› nedir?” sorusunu yöneltmifllerdi. Al›nan yan›tlar sorunu aç›kça ortaya koyuyordu. Çünkü, kurucular, kendilerinin baflar› flans›n› yüzde 81, di¤erlerininkini ise yüzde 59 olarak görüyorlard›. -fiirket belli büyüklü¤e ulaflt›¤›nda, de¤iflik beceri ve yetenekleri olan yöneticilere ihtiyaç duyar. Ancak, kurucular aras›nda “Bugüne ben getirdim, gelece¤e de ben götürürüm” yaklafl›m› hakimdir. O nedenle yeni yetenek çekme konusunda s›k›nt› çekebilirler. -Kurucunun bir baflka “ikilemi” iflleri devretmek ve emekliye ayr›lma konusunda ortaya ç›k›yor. Bunun ilk aflamas›n› “veliaht” seçme, ikinci aflamas› ise iflleri devretme oluflturuyor. Genelde 65 yafl civar›nda yap›lmas› gereken devir ifllemini, ABD, Avrupa ve Türkiye’de 80’lere kadar tafl›yanlar da var. -Kurucular, bütün dünyada en çok “erkek” çocuklar›n› veliaht olarak seçer. Bunu yaparken, “erkek ve büyük olmak” gibi s›radan bir seçim kriterine dayan›r. K›z çocuk ya da di¤er seçenekleri genelde göz ard› eder. -Son olarak kurucular›n en önemli “açmaz›”, önemli bölümü böyle bir sorunla, yani “açmazla” karfl› karfl›ya olduklar›n› bilmemeleridir. Genelde de çevrelerinde kendilerine bunu aç›kça söyleyecek, uyaracak, yol gösterecek birileri olmaz. Dolay›s›yla, açmaz, yeni açmazlarla büyür, tehditlere kadar ulaflabilir.


54

TATLAR

Ac›-ekfli soslar›n mutfa¤›:

TAYLAND UZAKDO⁄U’NUN EN ZENG‹N VE EN LEZ‹Z MUTFAKLARINDAN B‹R‹ TAYLAND’A A‹T. TA‹ YEMEKLER‹N‹N HAYRAN SAYISI HER GEÇEN GÜN DAHA ÇOK ARTIYOR. DEN‹Z MAHSULLER‹, P‹LAV, NOODLE, ÖRDEK VE TAVUK ETLER‹ ACI-TATLI VE EKfi‹ SOSLARLA BAMBAfiKA B‹R ARMON‹ OLUfiTURUYOR. ACININ HAK‹M OLDU⁄U TA‹ MUTFA⁄INI B‹R DENEYEN P‹fiMAN B‹R DE DENEMEYEN… YAZI: fiULE fiENTARLI

E

gzotik Uzakdo¤u ülkelerinden biri olan Tayland’›n özgün mutfa¤› tüm dünyada çok ünlü. Ac› ve ekflinin birarada bulundu¤u bir lezzet bu mutfa¤›n en ak›lda kalan taraf›. Günümüzde birçok mutfak zaman zaman moda oluyor, herkes bu trende uyarak o mutfaklar›n yap›ld›¤› restoranlara ak›n ediyor. Frans›z mutfa¤› ne kadar fl›ksa, Çin mufta¤› o kadar avam kabul ediliyor. Tai mutfa¤› için denecek fley ise, rafine bir damak tad›na uygun yemekler ve ac›dan ekfliye, bazen de ac›dan tatl›ya dönen tatlar… Tayland, sokaklar›ndaki restoranlar›n bollu¤u, çok k›sa sürede haz›rlan›p müflteriye verilen yemekleriyle ünlü. Hatta insanlar akflam yemeklerini buralardan al›p evlerine götürüyor. Ac›-ekfli soslar, bol deniz ürünü, bol soya sosu, bol noodle ve tabii ki pirinç.. ‹flte Tai mutfa¤›n›n k›sa bir özeti.

BÖLGEN‹N B‹R‹NC‹ GIDASI P‹R‹NÇ Bulundu¤u bölgedeki pek çok mutfak gibi Tai yemeklerinin de ana maddesi pirinç. Çünkü iklimi daha çok pirinç yetiflmesine olanak veriyor. Bundan da anlafl›laca¤› üzere pilav bu mutfa¤›n ana kraliçesi. Ama bizim al›fl›k oldu¤umuz türden bir pilav de¤il; ya¤s›z, buharda piflirilmifl bir pilavdan söz ediyoruz. Bunun birkaç nedeni var. Öncelikle baflta margarin olmak üzere ya¤lar o bölgede üretilmiyor ya da çok pahall›. Bir de tabii al›flkanl›klar var. Bir gram fazlas› olmayan Uzakdo¤u insan›n›n beslenme prati¤i aras›nda ya¤ tüketme al›flkanl›¤› neredeyse yok. Tai yemeklerinin ço¤u soslarla birlikte tüketiliyor. Büyük bir olas›l›kla Çin’de ortaya ç›kt›¤› düflünülen “noodles”da (pirinç makarnas›) Tai mutfa¤›nda önemli bir role sahip. Ac› ve baharat›n bolca kullan›ld›¤› Tai mutfa¤›nda körinin de


55

özel bir yeri var ama bu köri Hindistan körisinden daha farkl›. Tai körisinin temel maddesi sar›msak, ac› biber ve zencefil. Ayr›ca bizim baharatç›lardan ald›¤›m›z köri kar›fl›m›yla uzaktan yak›ndan alakas› yok. Taylandl›lar vaktiyle Güneybat› Çin’den göç ederek flimdiki yurtlar›na gelmifller. Mutfaklar›ndaki Çin etkisi bu nedenle çok belirgin. Bat› ile iliflkileri nedeniyle bat› piflirme tekniklerini ve damak lezzetine de aflina olmufllar. Sonras›nda bu iki farkl› yemek kültürünü harmanlam›fllar ve bugün hiç de az›msanmayacak bir hayran kitlesine sahip Tai mutfa¤› ortaya ç›km›fl. Buna k›saca sade, rafine, ac›ekfli-tatl›n›n en uygun bileflkesi olarak özetlenecek bir damak flöleni de denebilir. ACILI MUTFAKLARIN EN ÜNLÜSÜ Tai mutfa¤›nda girifl yeme¤i olarak Uzakdo¤u mutfaklar›n›n önemli ikilisi; sos ve so¤uk pirinç sunuluyor. Et çok pahal› oldu¤u için Tai mutfa¤›nda az kullan›l›yor. Bununla birlikte tavuk ve ördek eti ile pek çok yemek yap›l›yor. Tayland, körfez ve kilometrelerce uzunlu¤unda nehirler ve kanallarla a¤ gibi örülü oldu¤undan bal›¤›n ve di¤er deniz ürünlerinin özel bir yeri var. Bal›k soslar› hemen her bal›k yeme¤in yan›nda bulunuyor. Baz› yemekler palmiye ya da bambu yapraklar›na sar›larak pifliriliyor. Piflme s›ras›nda yapraktaki ya¤lar, rahialar yeme¤e geçiyor ve bambaflka bir lezzet kat›yor. Ayr›ca bu yapraklar bir tür


56


57

ya¤l› ka¤›t ifllevi de görüyor. Tai mutfa¤›nda kullan›lan di¤er bafll›ca malzemeler aras›nda hindistancevizi sütü, limon otu, tamarind, zencefil, karabiber, galangal, sar›msak, cilantro, fesle¤en, palm sugar, kimyon ve taze so¤an var. Bunlar›n ço¤u Türkiye’de bilinmeyen bitkiler. Ama ülkemizde yaflayan yabanc›lar›n bu alandaki talepleri, farkl› lezzetler sunan sat›fl noktalar›n›n ço¤almas› ile art›k bu malzeleri bulmas› da, bu yemekleri yapmas› da çok kolay. L‹MON YAPRA⁄I EKfi‹S‹ Ayr›ca 16. yüzy›l civar›nda Portekizliler taraf›ndan bu topraklara getirildi¤i san›lan chili biberi Tai mutfa¤›ndaki yemeklerin en önemli özelli¤ini yani “ac›l›” olmas›n› sa¤layan bafll›ca malzemelerden biri. Yemeklere hofl bir ekflilik katan limonotu ya da limon yapra¤› denilen bitki de yemeklerde bolca kullan›l›yor. Bu daha çok bizim ham li-

monu and›ran bir lezzet. Yani Tai mutfa¤› ac›l›-ekflili yemekler cenneti. Elbette Uzakdo¤u klasiklerinden soya sosu da yerini al›yor. Karides cipsi ise di¤er Uzakdo¤u ülkelerinde oldu¤u gibi bu ülkede çok seviliyor ve tüketiliyor. Karideslerin toz haline getirildikten sonra baharat kar›fl›mlar›yla harmanlanmas› ile elde edilen ve k›zg›n ya¤da k›zart›lan bu yiyecek, patates cipsi görünümünde. Yeme¤e karides cipsi ile bafllad›¤›n›zda karn›n›z› bununla doyurmak isteyebilirsiniz. Tai mutfa¤›nda yasemin çay›, bira, rom ve likör haricinde özel bir içecek yok. Tatl› olarak genellikle muz k›zartmas›, s›cak dondurma, dondurmayla servis yap›lan meyveler, hamur iflleri say›labilir. YEME⁄‹N SUNUMU DA ÖNEML‹ Tayland, mücevher iflleme gibi özel bir alanda önemli ustalar yetifltiren bir ülke. Ülke halk›n›n el sanatlar› konusundaki becerisi yemek süsleme sanat› olarak mutfakta yerini al›yor. Taylandl› ustalar›n her biri ›fl›k h›z›yla çal›flan ellere sahip. Türlü meyve ve sebzeler an›nda bir kufla ya da bir çiçe¤e dönüflebiliyor. Hiç akla hayale gelmeyecek figürleri yapmalar› birkaç dakikalar›n› al›yor. Bu alanda iyiler, çünkü yeme¤in tad› kadar sunumu da onlar için çok önemli. Tai mutfa¤› için bir not vermek gerekirse, e¤er ac› seviyorsan›z, ekfliyle de aran›z iyiyse on üzerinden on vermenin iflten bile de¤il.


58

HOB‹

Asil bir spor:

AT B‹NMEK B‹R SANATTIR

B‹N‹C‹L‹K TAM B‹R EK‹P SPORU. ATLA ‹NSANIN MÜKEMMEL UYUMU. ESTET‹K B‹R GÖSTER‹. AS‹L VE VAKUR AT VE ÜZER‹NDE ONA ZERAFETLE HÜKMEDEN B‹N‹C‹. KONSANTRASYON, SABIR, D‹S‹PL‹N, D‹KKAT G‹B‹ ÖZELL‹KLER‹N ÖNE ÇIKTI⁄I B‹N‹C‹L‹K, 1912 YILINDAN BER‹ OL‹MP‹YAT PROGRAMINA DAH‹L ED‹LM‹fi B‹R SPOR DALI. YAZI: ES‹N BOZYEL

inicilik, at ve insan›n mükemmel uyumuyla ortaya ç›kan son derece estetik bir spor. Atlar›n e¤itilmesini ve at binmeyi bir sanat haline getiren bir u¤rafl. Neredeyse 4 bin y›l geçmifli olan insan ve at dostlu¤unun da bir uzant›s›. Bireysel görünmesine ra¤men asl›nda tam bir ekip sporu. Bir sporun bir baflka özelli¤i de, bayan-erkek kategorisine ayr›lmadan üstelik bir canl›yla birlikte yap›lan tek olimpik spor olmas›. Konsantrasyon, disiplin, karal›l›k, uyum, dikkat gibi faktörlerin öne ç›kt›¤› binicilik, bu özellikleri gelifltirmesi bak›m›ndan önem tafl›yor. S›k› çal›fl-

B

ma ve sab›r isteyen bir u¤rafl. Buna at, seyis, antrenör, nalbant ve binicinin ortak çal›flmas› da diyebiliriz. At›n s›rt›nda durufl biçimi binicili¤in temelini oluflturuyor. Binicinin bafl› ve vücudu dik bir flekilde ama biraz öne do¤ru yat›k biçimde eyer üzerinde oturmas›, dizginleri de fazla gevflek tutmamas› gerekiyor. Aksi halde at›n kontrolü zorlafl›yor. Usta biniciler, sadece ayak uçlar›n› üzengiye yerlefltirirler. Bu biniciye daha iyi denetim imkan› veren tekniklerden biridir. Binici, at›n kontrolünü bacaklar›, sesi ve kamç›s›n› kullanarak sa¤lar. At binilen alana manej deni-


59

liyor. Atlar›n yürüyüfl biçimleri do¤ufltan geldi¤i gibi sonradan ö¤retilebilir de. Adeta, süratli(t›r›s) ve dörtnala denilen yürüfller do¤ald›r. Rahvan, eflkin gibi biçimler de e¤itimle verilebilir. Binicilikte iki esas biçim var. Bat› binicili¤i Amerikan kovboylar›na yani s›¤›r çobanlar›na özgü bir stilken, ‹ngiliz binicili¤i spor amaçl› bir tarz› anlat›r. Binicinin güvenli¤ini, at üzerindeki denetimini, at›n rahatl›¤›n› dikkate alan bir anlay›flt›r. Çocuklar›n at binmeyi ö¤renmeleri için pony ad› verilen atlar en idealidir. Bunlar ayaklar› yere sa¤lam basan, boylar› daha küçük atlar olduklar› için çocuklar›n kontrol etmeleri daha kolayd›r. 4 yafltan büyük çocuklar rahatl›kla at binme dersleri alabilir. Ortalama 30 saatlik ders sonunda at›n do¤al yürüfllerinin tümüne hakim olmak mümkün. ARAP ATI, ‹NG‹L‹Z ATI At yetifltirilen haralar, yar›fl kazanm›fl ve dolay›s›yla yüksek miktarda ödül alm›fl atlar, bunlardan do¤an taylar, jokeyler, yüksek ödüllü yar›fllar, gibi pek çok konu asl›nda binicili¤in d›fl›nda bir konu ama yine de de¤inmekte fayda var. At binmek kadar at yetifltiricili¤i ya da at sahipli¤i de günümüzde statü belirleyen hatta elitlere özgü bir hobidir. ‹ngiliz Kraliçesi’nin ya da Suudi Arabistan Kral›’n›n atlar› gibi tabirler binicilik camias›nda anlam kazan›r. ‹ngiliz safkan atlar ya da Arap atlar› fiziki ve anatomik yap›lar› nedeniyle hipodrumlarda düz yar›fl koflmak üzere yetifltirilir. Yar›fl için yetifltirilmifl atlar›n binicilik sporunda kullan›lmas› zordur


60

OTOMOB‹L

Otomobil modas›:

2009 YILININ GÖZDELER‹ ARTIK OTOMOT‹V SEKTÖRÜNDE DE MODAYI TAK‹P ETMEK ÇOK ÖNEML‹ OLDU. TÜKET‹C‹LER ARAÇ SATIN ALIRKEN SADECE ÖZELL‹KLER‹NE DE⁄‹L, MODELLER‹N NE KADAR D‹KKAT ÇEKECE⁄‹NE DE ÖNEM VER‹YOR. LAFIN KISASI ARTIK B‹R OTOMOB‹L MODASINDAN SÖZ ETMEK MÜMKÜN. HAZIRLAYAN: MERT DURAN

AUDI


61

er otomobil sahibinin kiflili¤ini yans›t›r derler. Hatta giyim tarz› bile insan›n otomobil zevkleri konusunda büyük fikirler veriyor. Sadece tekstil sektörü de¤i,l otomotiv endüstrisi de günümüzde fl›k, dikkat çeken ve sahibini en iyi flekilde yans›tan modeller üzerinde tasar›mlar›n› flekillendiriyor. Ancak sadece tasar›m de¤il, araçlar›n özellikleri de seçim faktörünü çok etkiliyor. 2009’a say›l› günlerin kald›¤› bu zamanlarda baz› modeller flimdiden ses getirmeye bafllad› ve görünen o ki bu araçlar önümüzdeki y›l boyunca bir hayli konuflulacak. Farkl› s›n›flardan

H

gerek tasar›mlar›, gerekse özellikleri ile en çok dikkat çekenlerin ve üzerinde konuflulacaklar›n ortak noktas› ise çevrecilerin yüksek egzoz emisyonlar› nedeniyle hiç sevmedikleri SUV’lar›n 2009 y›l›nda da bir hayli popüler olaca¤›. Audi Q5 Audi’nin kompakt SUV s›n›f›na girifl modeli olan Audi Q5, 2008 Pekin Otomobil Fuar›’nda tan›t›ld›. Yap›lan aç›klamaya göre y›l sonunda 2009 model olarak ülkemizde de sat›fla sunulacak olan Q5 sportif tasar›m ve sürüfl özellikleriyle öne ç›kan bir model. Quattro dört tekerlekten çekifl sistemiyle donat›lan modelde dizel ve benzinli zengin motor seçenekleri görev yapacak. Baz dizel motor seçene¤i olan 2.0 litrelik güç ünitesi d›fl›nda motor seçeneklerinde otomatik flanz›man›n sunulaca¤› araçta DVD player, Bang & Olufsen müzik sistemi, park asistan› gibi pek çok konfor ve güvenlik donan›m› standart olarak sunulacak. BMW 7 Serisi Resmi tan›t›m› Paris Otomobil Fuar›’nda yap›lan BMW’nin amiral gemisi 7 Serisi yenilenen versiyonunda daha fazla konfor ve sportifli¤i bir arada sunuyor. Üretiminde alüminyumun yo¤un olarak kullan›ld›¤› yeni modelde büyüyen boyutlarla birlikte daha fazla iç mekan yolculara sunuluyor. Farkl› sürüfl modlar›n›n iç mekandan bir dü¤me ile kolayca seçilebildi¤i 7 Serisi’nde s›n›f›n›n gerekti¤i tüm donan›mlar standart olarak sunulacak. Dizel ve benzinli motor seçeneklerinin tercih edilebilece¤i araçta ülkemizdeki vergi sistemi nedeniyle dizel motorlu 730d modelinin en fazla tercih edilen seçenek olmas› bekleniyor. Ön ve arka kamera, gece görüfllü ve yaya alg›lama özellikli radar sistemi, arka tekerlekleri de kontrol eden Aktif Direksiyon Sistemi gibi teknolojik yard›mc›lar sürücünün iflini bir hayli kolaylaflt›racak. Araç, Auto Show’dan sonra sat›fla sunulacak. Chevrolet Cruze Uzakdo¤ulu Daewoo’yu sat›n alan GM bu markadaki modellerine uygulad›¤› makyaj operasyonu sonucu bu araçlar› Chevrolet markas› alt›nda baflta ülkemiz olmak üzere pek çok Avrupa ülkesinde sat›fla sunmufltu. Ancak düflük malzeme kalitesi ve zay›f çarp›flma testleri nedeniyle pek çok elefltiri alan Chevrolet otomobilleri, firman›n tamamen yeni bir platformda tasarlad›¤› ve Avrupa baflta olmak üzere geliflmekte olan pazarlar› hedef ald›¤› modeli Cruze ile elini kuvvetlendirecek gibi. 5 kiflilik iç mekan›, rakiplerinden düflük sat›fl fiyat›, 1.4 ve 1.6 litrelik benzinli motorlar› ve 2.0 litrelik dizel motor seçene¤i ile sat›fla sunulacak olan Cruze 2009’un ilk çeyre¤inde sat›fla sunulacak. Model dünyada 140 ülkede sat›fla sunulacak. Ferrari California Son y›llarda ülkemizde Ferrari sat›fllar›nda ciddi bir yükselme bafllad›. Öyle ki, fiyatlar› 500 bin YTL’yi geçen Ferrari


62

BMW

HONDA JAZZ

CHEVROLET CRUZE

FERRARI CALIFORNIA

modelleri için 2 y›ll›k bekleme süreleri oluflmufl durumda. Ancak bu özel ve sportifli¤in doru¤undaki araçlar›n merakl›lar› için ne yüksek sat›fl fiyat› ne de uzun bekleme süreleri dert de¤il. Katlan›r metal tavan›yla dört mevsim sorunsuzca kullan›labilecek olan California 460 HP güç üreten motoruyla 4 saniyeden daha k›sa bir sürede 0-100 km/s h›zlanmas›n› tamaml›yor. Çift kavramal› 7 ileri flanz›manla donat›lan California’n›n alt yap›s›nda Formula 1 teknolojisinden yo¤un olarak yararlan›lm›fl. Honda Jazz De¤iflken iç yap›s› ve boyutlar›ndan beklemeyecek kadar

konforlu ve genifl olan kabin tasar›m› sayesinde tüm dünyada oldukça baflar›l› sat›fl rakamlar›na ulaflan Honda Jazz k›sa bir süre önce yenilendi ve Japonya’da sat›fla sunuldu. Auto Show Fuar› ile Türk tüketicilerine merhaba diyen model y›l sonunda ülkemizde de sat›fla sunulacak. Sadece benzinli motor seçenekleri bulunacak olan modelde baz 90 HP güç üreten 1.2 litrelik motor seçenek olurken üst versiyon 100 HP üreten 1.4 litrelik motor olacak. Otomatik flanz›man seçene¤inin de sunulaca¤› Jazz, t›pk› öncüsü gibi özellikle kad›nlar ve gençlerin favorisi olacak. Infiniti FX37 Asl›nda ülkemize sadece grey marketler taraf›ndan ithal edilen Infiniti buna ra¤men baflta FX35 modeli olmak üzere yüksek sat›fl rakamlar›na ulaflmay› baflard›. Nissan’a ba¤l› ve ABD’de baflta SUV olmak üzere farkl› karoser seçeneklerinin sunuldu¤u Infiniti modelleri k›sa bir süre sonra Avrupa’da daha yo¤un olarak görülecek. Avrupa’ya h›zl› bir girifl yapmak isteyen Infiniti’nin elindeki en önemli silahsa Paris Fuar›’nda tan›tt›¤› FX37 modeli. 320 HP’lik motoruyla 6.8 saniyede 0-100 km/s h›zlanmas›n› tamamlayan bu sportif SUV 235 km/s maksimum h›za ulaflabiliyor. FX37 Avrupa’da 56 bin Euro’luk fiyat etiketine sahip. Ancak modelin ülkemize ithal edilmesiyle fiyat›n›n 100-110 bin Euro seviyesine yükselmesi bekleniyor.


63

ni model özellikle h›zl› aile babalar›n›n yeni gözdesi olacak gibi. 2.0 litrelik turbo beslemeli bir motorla donat›lan ve gücün içeriden manuel olarak farkl› oranlarda tekerleklere aktar›labildi¤i Evo X’un 295 HP gücü yeni gelifltirilen çift debriyajl› sportronic flanz›manla yere aktar›lacak.

MERCEDES GLX

Opel Insignia Ülkemizde de üretilen ve orta s›n›fta elde etti¤i baflar›l› sat›fl rakamlar›yla GM’in yüzünü güldüren Opel Vectra’n›n yerine üretilmeye bafllanan Insignia sedan, hatchback ve station wagon karoser seçeneklerine sahip. Her ne kadar alt yap›s› haz›r olmad›¤› için ülkemizde kullan›lam›yor olsa da Insignia trafik iflaretlerini alg›l›yor ve sürücüsüne bu iflaretlere göre hareket etmesini söylüyor. Bu sayede Insignia’y› kullanan bir sürücü h›z limiti aflma cezalar›ndan neredeyse tamamen kurtulabiliyor. Otomatik flanz›man seçene¤inin de sunuldu¤u motorlar›nda baz versiyonun 115 HP üretti¤i Insignia’da 260 HP’ye ulaflan versiyon da bulunuyor. Dört donan›m seviyesinin sunulaca¤› Insignia Kas›m ay›nda ilk etapta belirli motor ve karoser seçenekleriyle sat›fla sunulacak.

INFINITI FX37

Mercedes GLK Arazi araçlar› son y›llarda birer statü sembolü haline geldi ve tasar›mlar› da daha yumuflak çizgilerden oluflmaya bafllad›. Bu nedenle bu araçlar› sat›n alanlar da onlar› araziden çok asfaltta kullanan kitleye dönüfltü. Efsanevi G Serisi’nin daha küçük boyutlu ve yeni bir versiyonu olan GLK köfleli ve sert çizgileri eski arazi araçlar›na göndermeler yaparken iç mekan›nda sundu¤u konfor ve kaputunun alt›nda yatan teknolojik yeniliklerle de asfalt kullan›c›lar›n› kendisine hayran b›rak›yor. Zengin dizel ve benzinli motor seçeneklerinin sunulaca¤› modelde en fazla tercih edilecek olan modelse kuflkusuz 170 HP güç üreten 2.2 litre hacimli dizel güç ünitesi olacak. Her ne kadar rakiplerinin 2.0 litrelik hacimleri nedeniyle vergi dezavantaj› bulunsa da yüksek marka imaj› sayesinde y›l sonunda sat›fl›na bafllanacak olan GLK’n›n yüksek sat›fl rakamlar›na ulaflmas›na kesin gözüyle bak›l›yor. Mitsubishi Evolution X Ralli sporuna ve h›za merakl› olanlar›n bildi¤i birkaç modelden birisi de Mitsubishi Evolution ailesidir. Günümüzde kadar 9 nesli geride b›rakan seride 10. versiyon k›sa bir süre önce tan›t›ld›. Geçti¤imiz aylarda ülkemizde de sat›fla sunulan yeni Lancer platformunda yükselen 10. nesil Evolution di¤er versiyonlardan çok daha sportif ve ayn› zamanda günlük kullan›ma da çok daha uygun. Bu birbirine z›t iki kavram› son derece baflar›l› bir flekilde harmanlayan ye-

OPEL INSIGNIA MITSUBISHI EVOLUTION X


64

AKADEM‹

Airfel Akademi

T‹YATRO GRUBU YOLU YARILADI… B‹R SÜRE ÖNCE PROFESYONEL B‹R T‹YATRO OYUNCUSUNDAN E⁄‹T‹M ALMAYA BAfiLAYAN AIRFEL AKADEM‹ T‹YATRO GRUBU, ARALIK AYINDA SERG‹LENMES‹ HEDEFLENEN OYUNUN ÇALIfiMALARINA SON SÜRAT DEVAM ED‹YOR. irfel Akademi, çeflitli alanlarda sosyal faaliyet çal›flmalar›n› sürdürüyor. Geçti¤imiz say›da da sözünü etti¤imiz üzere kurum çal›flanlar›ndan oluflan amatör bir ekip, profesyonel bir tiyatro-sinema oyuncusunun yönetiminde bir tiyatro eserini çal›flmaya bafllam›flt›. Daha önce de birçok amatör ekibi çal›flt›ran oyuncu Müfit Aytekin, May›s ay› bafllar›nda tiyatro yapmak isteyen 14 kiflilik bu ekiple bulufltu¤unda oyunculuk hakk›nda fikir sahibi olabilmeleri için ilk önce do¤açlama tekni¤i ile çal›flt›rm›fl. Bir süre hangi oyunu sahneleyecekleri konusunda beyin f›rt›nas› yapan ekip, hem kadrolar›na hem becerilerine en uyan oyunun Lady Gregory’nin yazd›¤› “Kulaktan Kula¤a” isimli eseri oldu¤una kanaat etmifl. Daha do¤rusu yönetmen Müfit Aytekin, bu oyunu co¤rafyam›za uyarlay›p, Türkiyeli hale getirmifl. Konusu pazar yerinde geçen ve kulaktan dolma bir bilgi üzerine cinayete kadar varan komik olaylar›n anlat›ld›¤› oyunun Aral›k ay›nda sahnelenmesi planlan›yor.

A

Müfit AYTEK‹N - Oyuncu/yönetmen “Çal›flmaya bafllad›¤›m›z andan itbaren iki ay boyunca do¤açlamalar yapt›k. Ekipteki arkadafllar›n internet üzerinden bulduklar› küçük skeçlerle oyunculuk ve sahne üzerine denemeler yapt›k. Burdaki asal amac›m›z haz›r bir metni ezberlemek, yorumlamak ve bir karakteri ya da tipi oluflturma aflamalar›n› tek tek yaflamakt›. Bir ayl›k bir süreç içinde bu çal›flmalarda aflama kaydettikten sonra as›l çal›flaca¤›m›z oyuna geçtik. Okuma provas›n›n ard›ndan rol da¤›l›m› yaparak sahneleri çal›flmaya bafllad›k. Yaz tatili ve Ramazan ay› dolay›s›yla sahne çal›flmalar›m›z biraz yavafl sürse de epeyce bir yol ald›k. Amac›m›z, Aral›k ay›n›n sonunda oyun sahnelemek. fiu ana kadar gördüklerimle ekipteki herkesin çok baflar›l› olaca¤›n› ve bu çal›flmayla yetinmeyeceklerini söyleyebilirim.” Serhat KEfiO⁄LU - Ar&Ge Proje Mühendisi “Hem sosyal bir aktivite olsun hem de flirket çal›flanlar›yla kaynaflmak için tiyatro çal›flmalar›na kat›ld›m. Bir anlamda bu çal›flma beklentilerimi karfl›lad›. Rol kabiliyetimi ve

oyunculu¤a olan merak›m› test ettim. Zor ve meflakkatli bir yol oldu¤unu gördüm. Bu ifl azmin ve sabr›n yan yana olmas› gereken gönül ifli. Bundan sonra yeni oyunlarda yer al›r m›y›m bilmiyorum ama öncelikle elimizdeki ifli ç›karal›m, sahneleyelim isterim. ‘Bi arkadafla bak›p ç›kan’ adam› oynamak isterdim do¤rusu.” Zeynep GÜNAY - Pazarrlama Departman› “Çocukluk döneminden beri tiyatroya ilgim vard›. Fakat tiyatro, o dönemlerden bu yana tad› dama¤›mda kalan bir u¤rafl olarak kald›. Hep bir f›rsat bulup bir yerlerde yeniden tiyatro ile buluflmay› istemiflimdir. Bu çal›flman›n grup dinamizmini sa¤lamak aç›s›ndan etkili oldu¤unu söyleyebilirim. Oyunculuk fazlas›yla disiplin gerektiren bir fley. ‹lk etapta bunu fark edemiyorsunuz ama iflin ciddiyetini görünce disiplin olmadan bu iflin olmayaca¤›n› da görüyorsunuz. Bu çal›flma baz› özelliklerimin, belki de yeteneklerimin fark›na varmam› sa¤lad›. Rol konusunda bir seçicili¤im yok ama birbiriyle çok z›t, farkl› karakterleri oynamak isterdim. Çünkü bu konudaki kabiliyetimi çok merak ediyorum. Mesela ‘Meczup’ ve ‘Bilge’ gibi…” Zeynep AKSAKAL - Cari Hesap ve Sistem Analiz Sorumlusu “ ‹lkokul döneminde yaflad›¤›m tiyatro deneyimim benim için unutulmazd›. Birinci s›n›fta Moliere’in ‘Cimri’ adl› oyunundan bir bölümü monolog olarak oynam›flt›m. Hala baz› replikler akl›mdad›r. Bu çal›flmaya bir beklenti içersinde kat›lmad›m. A¤›r basan daha çok zaman içersinde neler geliflecek ve neler olacak duygusuydu. fiu ana kadar benim için her fley olumlu ilerliyor. Gösteri zaman›n› heyecanla bekliyorum. Bu çal›flmalara kat›ld›¤›mdan beri kendime güvenimin artt›¤›n› ve duygular›m› daha rahat ifade edebildi¤imi düflünüyorum. Bu çal›flmalar›n devam›n›n gelmesini, yeni oyunlar çal›flmay› çok isterim. Benim için önemli olan çal›flman›n bir parças› olmak.” Turgut ÇINARLI - Teknik E¤iitim Sorumlusu “fiirket içi sosyal bir platformda flirketimizin di¤er çal›flanlar› ile kaynaflarak birlikte ortak bir baflar›ya imza atmak, ta-


65

k›m çal›flmas›n›n ve uyumunun baflar›y› ne kadar etkiledi¤ini di¤er çal›flma arkadafllar›m›za hissettirmek istedi¤im için bu çal›flmaya kat›ld›m. Benim için ayr› bir neden de kendim için önemli olan›, hissetmedi¤im bir duygu ve düflünceyi nas›l hissedebilirim ve karfl›mdaki bir toplulu¤a bunu nas›l aktar›r›m, nas›l hissettirebilirim düflüncesiydi. Tiyatronun o havas›n› solumak, o iflin perde arkas›n› görebilmeyi çok istiyordum. Fakat daha ötesi profesyonel bir tiyatro sanatç›s› ile çal›flma yapabilmek, hele ki Müfit Aytekin gibi bir e¤itmenle çal›flmak beklentilerimin üstünde bir fley oldu. Müfit Hocam, bu oyunu tek bafl›na sahneleyecek ve her karaktere ait o hissi verebilecek kadar profesyonel bir sanatç›. Bence bir karakteri canland›rabilmek için o karakterin yaflad›¤› zaman, olaylar, duygu ve düflünceler gerçek hayatta çok iyi gözlemlenmeli. Tarihi bir oyunda kahraman

bir Türk askerini oynamak benim çok istedi¤im bir rol olurdu.” Turgay Karakufl - Mühendislik Sistemleri “Tiyatro çal›flmalar› uzun zamand›r akl›mda olan bir fleydi. Kurumda böyle bir f›rsat yarat›l›nca, neden olmas›n diye düflünürken bir anda kendimi çal›flma ortam›nda buldum. ‹yi de oldu diyorum. Tiyatro ortam›nda bulunmak bile beklentilerimi karfl›lamaya yetti. ‹yi de bir ortam›m›z var; beraberce hem gülüyoruz hem de güldürece¤imizi ümit ediyoruz. Oyunculuk zor bir meslek, temelinde insan ve gerçeklik imgesini bar›nd›rmakta. Size verilen bir düflü herkesin görmesini sa¤lamak gerçekten kolay bir fley de¤il. Ne kadar gerçekçi oynarsan›z izleyenler de o kadar büyük ölçüde zevk alacakt›r. ”


04 66

AKADEM‹

Airfel’in geleneksel iftar yeme¤i gerçekleflti...

Sanko Holding flirketlerinden Airfel’in gelenekselleflen iftar yeme¤inde tüm çal›flanlar biraraya geldi. ‹ftarda 5’nci ve 10’ncu y›l›n› dolduran Airfel ve Sanko Makine çal›flanlar›na plaket verildikten

sonra bir de hediye çekilifli yap›ld›. Yeme¤e, ‹stanbul Valisi Muammer Güler, Sanko Holding Yönetim Kurulu Baflkan› Abdulkadir Konuko¤lu ve Airfel Genel Müdürü Hasan Önder de kat›ld›. ‹stan-

bul Valisi Muammer Güler, üretime ve çal›flan›na yat›r›m yapan Sanko Holding flirketlerinin baflar›s›ndan söz ederken, Sanko Holding Yönetim Kurulu Baflkan› Abdulkadir Konuko¤lu, plaketleri verdikten sonra, “Hareketli bir y›l geçirdik. Yeni ürünler ç›kard›k, uluslararas› iflbirlikleri gerçeklefltirdik. Bu tempoda özveriyle çal›flan tüm ifl arkadafllar›m›za teflekkür ederim” diye konufltu. Airfel’de 5’nci y›l›n› dolduran Ayhan Do¤an, Gülsinem Yesir, Fatih Gülcemal, Sedat R›za Önal, Betül Ülker, Zeynep Aksakal, Mehmet Mildan, Yavuz A¤bulak, Tu¤ba Canat, Gökhan Yenigün, Taner Özdo¤an ile 10’ncu y›l›n› dolduran Serpil Bafldo¤an, Hüseyin Hamut törenle hediyelerini ald›lar.


Bayram en çok çocuklar›n hakk›... Özellikle bayramlar hepimiz için ayr› bir duygu kayna¤›. Yafl› kaç olursa olsun, herkes mutlaka bir bayram nostaljisi yaflar. Akraba ziyaretleri, çocuklara verilen bayram harçl›klar›, yeni ayakkab›lar, elbiseler… K›saca bayram, tatil olman›n d›fl›nda bizim için duygusal pek çok anlama da sahip. Bayram belki de en çok çocuklar›n hakk›… Baz› çocuklar yuvalarda da kalsa, onlar›n da bayram›… Onlar›n, sevgimize, ilgimize, flevkatimize her daim ihtiyaçlar› var. Ama bayramlarda daha çok var. Airfel Akademi çal›flanlar›, bu bilinçle, yuvada kalan çocuklar›m›z› sevindirmek için kollar› s›vad›. Semiha fiakir Çocuk Yuvas›’na gitmek için öncelikle yuva yetkililerini arayan çal›flanlar›m›z, onlar›n arzu ve istekleri do¤rultusunda gerekli haz›rl›klar›n› yapt›. Burada en hassas nokta, oradaki çocuklar›m›z›n ruh sa¤l›klar›n› düflünerek hareket etmekti. Yuva yetkilileri bu konuda çok hassast›. Büyük bir duygu selinin yafland›¤› bu ziyarette biz de kurum yetkililerinin hassasiyetine kat›ld›¤›m›z için foto¤raf çekimi yapmad›k. Zaten oradaki tabloyu anlamak için foto¤rafa ihtiyaç yok. Çocuklar›m›z›n bizim ilgimiz karfl›s›nda ne kadar mutlu oldu¤unu, bize ne kadar duygusal anlar yaflatt›¤›n› hepimiz afla¤› yukar› tahmin edebiliriz. Ekipten birkaç arkadafl›m›z duygular›n› dergimize anlatt›: Arzu CAN BAKAN - Hakedifl Kontrol Sorumlusu “Böyle güzel bir organizasyonda bulunmak benim için son derece güzeldi. O kimsesiz küçücük çocuklarla karfl›laflt›¤›n›zda onlar›n ne kadar çok sevgiye ve ilgiye muhtaç oldu¤unu görüyorsunuz. Onlarla vakit geçirdi¤imiz süre içerisinde hepsinin son derece mutlu olduklar›n› ve yap›lan bu ziyaretten ne kadar çok keyif ald›klar›n› yüzlerinden ve sizinle konuflmalar›ndan çok daha iyi anlayabiliyorsunuz. Ben Airfel ailesi sayesinde gidip böyle güzel bir duyguyu yaflad›m. Herkesin de gidip bu duyguyu yaflamas› gerekti¤ini düflünüyorum. Airfel ailesine sonsuz teflekkürler.” Sündüs ÜNAL - Hakedifl Kontrol Sorumlusu “Manevi duygular›n doru¤a ç›kt›¤› Ramazan Bayram›’nda bir parça da olsa o dünya tatl›s› varl›klar› sevindirebilmek çok güzeldi. Bundan sonra yuvalar› daha s›kl›kla ziyaret edece¤im. Herkese de önerece¤im. Küçüklerin bayram sevinçlerini gönüllerimizde yaflatan herkese sonsuz teflekkürler….” Betül ÜLKER - Pazarlama Destek Uzman›

“Yuvada çocuklar›n rahat› ve sa¤l›¤› için her fley düflünülmüfl ama oradaki çocuklar›n muhtaç oldu¤u fley öncelikle sevgi. O güzel çocuklar, biz kap›dan girer girmez kendilerini kucaklar›m›za att›. Bu duyguyu herkesin yaflamas› gerekti¤ini düflünüyorum. Baz› çocuklar›n evlat edinildiklerini ö¤rendim. Bu sorumlulu¤un toplum olarak daha bilinçli bir flekilde yayg›nlaflmas› gerekti¤i inanc›nday›m. Belki de ifle önce biz ne yapabiliriz diye bafllamak en do¤rusu.” Birsen ATAKAY - Hakedifl Kontrol Sorumlusu “Gerçekten çok güzel ve yararl› bir aktiviteydi. Oradaki çocuklar›n biraz da olsa güler yüze ve ilgiye, d›flar›dan uzanan bir ele ne kadar ihtiyaçlar› oldu¤unu gördükten sonra bu ziyaretlerin her f›rsatta tekrarlanmas› gerekti¤ini daha iyi anlam›fl olduk. Airfel ailesine bu manevi hassasiyeti bizlere yaflatma f›rsat› sundu¤u için teflekkür ederim.” Sinem YES‹R - Bireysel Sat›fl Departman› Çok duyguland›r›c› bir ziyaretti. Küçücük ellerin, küçücük yüreklerin tan›mad›klar› halde size olan sevgi seliyle karfl›lafl›yorsunuz. O gülen gözlerin mutlu olan hallerin arkas›ndaki gerçeklerle karfl›laflmak y›k›yor insan›, a¤lamamak için zor tutuyorsunuz kendinizi. Belki doktor, ö¤retmen, iflçi ya da hiç bir fley…Yar›nlar›n›n ne olaca¤›n› bilemeden geride b›rak›p gitmek üzüyor insan›. Kimisi anne diyor sana kimisi hiç konuflmadan bir fleyler anlatmaya çal›fl›yor. Kimisi hiç b›rakm›yor elini; ellerini çekmek istemiyor saç›ndan. Kimisi en çok kimi seviyorsun sorusuna hiç görmedi¤i ‘BABA-


Lojistik: GELECE⁄‹N PARLAYAN SEKTÖRÜ SON YILLARDA ÖNEM KAZANAN SEKTÖRLER‹N BAfiINDA LOJ‹ST‹K GEL‹YOR. KONUNUN UZMANLAR LOJ‹ST‹⁄‹ ‹Y‹ YÖNETEN fi‹RKETLER‹N MAL‹YETLER‹NDE YÜZDE 50’YE VARAN TASARRUF SA⁄LADI⁄INI BEL‹RT‹YOR. AIRFEL, SEKTÖRDE BAfiARI SA⁄LAYAN B‹RÇOK UYGULAMAYI KEND‹NE, F‹RMA KOfiULLARINA ADAPTE EDEREK BU ALANDA C‹DD‹ B‹R YOL ALDI. HAZIRLAYAN: MEHMET TAfiYÜZ - Airfel Lojistik Müdürü


B

enzer birçok tan›m› olsa da en yal›n hali ile lojistik; “müflterilerin ihtiyaçlar›n› karfl›lamak üzere her türlü ürün, servis hizmeti ve bilgi ak›fl›n›n bafllang›ç noktandan, yani kayna¤›ndan, tüketildi¤i son noktaya, yani niai tüketiciye kadar olan tedarik zinciri içindeki hareketinin tkili ve verimli bir biçimde planlanmas›, uygulanmas›, tanmas›, depolanmas› ve kontrol alt›nda tutulmas› hizmetiir.” Bu tan›ma uygun olarak yap›lan iflleri gruplarsak; Deolama, tafl›ma, stok yönetimi, bilgi ve kontrol, ambalajlama, gümrükleme ve müflteri hizmetleri. Pazarlama ve lojisk konusunda dünyan›n önde gelen uzmanlar›ndan, Ohio Üniversitesi ö¤retim üyelerinden Prof. Walter Zinn, bu kouda flunlar› söylüyor: “Lojisti¤ini iyi yöneten flirketler, ma-

liyetlerinde yüzde 15 ile 50 aras›nda tasarruf sa¤l›yorlar. Günümüzde flirketler üretim maliyetlerinde ve kalitede olabilecek en iyi seviyeleri yakalad›lar. Art›k rekabet avantaj›n›n yolu, tedarik sürecini ve lojistik hizmetlerini en iyi flekilde yönetmekten geçiyor.” TÜRK‹YE LOJ‹ST‹KTE L‹DER OLAB‹L‹R Asya - Avrupa ile Karadeniz - Akdeniz aras›nda köprü konumunda olan Türkiye, üç k›tan›n kesiflim noktas›nda olmas› nedeniyle jeo-stratejik aç›dan büyük önem tafl›yor. Bu bak›fl aç›s›yla de¤erlendirildi¤inde Türkiye’nin Avrupa, Balkanlar, Karadeniz, Kafkaslar, Hazar, Orta Asya, Orta Do¤u ve Kuzey Afrika ülkeleri için da¤›t›m ve toplama (aktarma) merkezi olabilecek özelliklere sahip oldu¤u görülüyor Uluslararas› lojistik aç›s›ndan çok uygun bir konumda olan Türkiye, daha çok karayolu tafl›mac›l›¤›na odaklanm›fl durumda. Dünyada en çok TIR karnesine sahip ülke olarak bu konuda liderli¤i ele geçirmifl olsa da terimin genel anlam›n›n iflaret etti¤i kapasiteye henüz ulaflm›fl de¤il. Dünyada lojistik sektörünün yaklafl›k 5 trilyon dolar, Kuzey Amerika’da 1.2 trilyon dolar, Avrupa Birli¤i’nde 1 trilyon dolar oldu¤u tahmin ediliyor. Türkiye’de ise 50 milyar dolarl›k potansiyel bir pazardan söz ediliyor. Yap›lan bir baflka araflt›rmaya göre, Türkiye lojistik sektöründe toplam cironun yaklafl›k yüzde 80’i flirketlerin yüzde 20’si taraf›ndan gerçeklefltiriliyor Yüzde 20’lik dilim içinde yer alan uluslararas› flirketlerin oran› yüzde 46. Bu sonuca göre, yabanc› flirketlerin birleflmeler ve sat›n almalar yoluyla Türkiye pazar›na girmeyi bafllad›klar›n› görüyoruz. TNT POST GROUP, EXEL PLC , CAT LOGISTIC’S, SDV, TIBET BRITTEN, DHL, UPS gibi dünya markalar› bir flekilde Türkiye pazar›ndaki yerlerini alm›fl durumda. AB’de kara ve demiryolu tafl›mac›l›¤›n›n pay› yüzde 45 deniz ve nehir tafl›mac›l›¤›n›n pay› ise yüzde 43. Ülkemizde karayolu tafl›mac›l›¤›n›n pay› yüzde 93 seviyesinde. Demiryollar› ve limanlar›m›z›n gerek alt yap› gerekse iflletim aç›s›ndan yetersiz durumda oldu¤u y›llard›r konuflulan bir konu. Dünyan›n can kurtaran gözüyle bakt›¤› demiryolu tafl›mac›l›¤›n›n ülkemizdeki pay› sadece yüzde 5. Dünyada akaryak›t› en pahal› kullanan ülkelerden oldu¤umuz düflünüldü¤ünde yurtiçi karayolu tafl›mac›l›k maliyetlerimizin ne denli yüksek oldu¤u rahatl›kla görülebilir. AIRFEL’‹N LOJ‹ST‹K BAfiARISI Airfel, lojistik literatürde baflar›y› ifade eden birçok uygulamay› firmaya özgü bir yap›ya büründürerek hayata aktarmay› baflard›. Firmam›z›n henüz çok genç oldu¤u dikkate al›nd›¤›nda lojistikte önemli ifller ç›kar›ld›¤›n› söylemek abart› olmayacak. Tedarik zincirinin depolama ve da¤›t›m halkalar›nda; lokasyon, adresleme, yüzde 100 barkodlu ve seri numaral› sevkiyat, sevk yöntemi ve da¤›t›m rutl’ar› belirlemede optimizasyon, uygulamalar›m›zdan baz›lar›. Tüm bunlar›n uygulamas›nda teknolojik altyap›, personel kalifikasyonu, entegre bir iflletim sistemine gerek duyuluyor. Bu anlamda operasyonlar›m›z›n tamam› Oracle depo yönetimi modülü üzerinden gerçeklefltiriliyor. Sistemden maksimum düzeyde faydalan›p, personel kaynakl› hatalar› s›f›rlama ko-


70

HABER

da dahil tüm depolar›n stoklar› Oracle üzerinde anl›k izlenebiliyor. Merkezde toplanan siparifller uygun depolara ifl emirleri oluflturularak sevk ediliyor. Lojistik birimimizde, depolar dahil toplam 25 personel görev yap›yor. Airfel olarak lojistik hizmet üreten firma temsilcileri ile s›k s›k biraraya geliyoruz. Samimi bir sohbet ortam›nda gerçekleflen görüflmeler neticesinde iflbirli¤i f›rsatlar›n› de¤erlendiriyor, firmam›z›n geldi¤i son durum hakk›ndaki taze bilgileri sektör temsilcilerine aktar›yoruz. Ayn› flekilde sektördeki oyuncular›n güncel durumlar›, yat›r›mlar›n› izliyor ve bize gelen çözüm önerilerini de¤erlendiriyoruz.

ne baflka bir ürünün sevkine ya da eksik- fazla yüklemeye engel olan bir sistemimiz var. Seri numaral› ç›k›fllar sayesinde bölge ihlalleri yapan sat›fl noktalar›na, olas› hallerde ürünlerin spot piyasaya hangi kanallardan indi¤i bilgisi ya da çal›nt› ürün bilgisine bu yolla hemen ulaflmak mümkün oluyor. Ayr›ca SSH departman›m›z seri numaralar›n› kendi alan›nda ürünün kimli¤i olarak kullan›yor. DEPOLAMA VE TAfiIMA OLANAKLARIMIZ Airfel olarak Kartal’daki merkezimizde profesyonel donan›ma sahip bir özel antrepo ve depo iflletiyoruz. Ayr›ca Çorlu tesislerimizdeki kapal› alanlar›m›zda depolama yap›yoruz. Yine Çorlu’ da mevcut kapal› alanlar›m›z›n bir k›sm›nda faaliyet göstermek üzere ikinci bir özel antrepo iznini almak üzereyiz. Gümrüklü-gümrüksüz depolama operasyonlar› flimdilik toplam 12 bin 500 metrekare kapal› alanda gerçeklefliyor. Bu depolar›m›zda ithal edilen ve yurtiçi tedarikçiden temin edilen ticari ürünler mevcut. Bu alanlar›n Sanko Holding imkanlar› ile h›zla geniflletilmesi mümkün. Çorlu Klima Santrali, Hendek Klima-Kombi-Panel Radyatör fabrikalar›m›z›n üretimleri ise kendi depolama alanlar›nda bulunduruluyor ve sevkleri oradan sa¤lan›yor. Fabrikalar›m›z

ÜN‹VERS‹TE ADAYLARINA ÖNER‹LER H›zla büyüyen her pazarda oldu¤u gibi lojistik sektöründe de nitelikli personel s›k›nt›s› yaflanmaya bafllad›. Bu a盤› gören baz› devlet ve vak›f üniversitelerinde lojistik bölümü aç›ld›. Gelece¤in parlak mesleklerinden olan lojistik alan›nda yüksekö¤renim görmek isteyen aday say›s› ciddi seviyelere ulaflt›. Ancak bu bölümün bulundu¤u üniversite say›s›n›n yeterli oldu¤u söylenemez. Lojisti¤i meslek edinecek adaylar için bizim de birkaç tavsiyemiz var. Global trendler, sektörde teknoloji kullan›m›n›n çok daha yo¤un olaca¤›na iflaret ediyor. Adaylar›n e¤itimlerini sürdürürken s›kl›kla sahaya inmelerini ve güncel de¤ifliklikler hakk›nda pratikler yapmalar› kendilerine önemli ayr›cal›klar kazand›racak, tercih edilme sebepleri olacakt›r. Ö¤rencilerin lojistikte gelece¤in sistemi diyebilece¤imiz RFID ( Radyo Frekansl› Tan›ma) sistemini çok iyi ö¤renmelerini, bunun kendilerine çok fley kataca¤›n› belirtmek istiyoruz. Bunun d›fl›nda yine pratik olarak Barkodlu – el terminalli sistem uygulamalar›, depo raf sistemleri, yükleme – boflaltma sistemleri, depolama ve da¤›t›mda kaynak optimizasyonu hakk›nda maksimum bilgi edinmeleri gerekiyor. Teorikte ö¤rendiklerini pratikle birlefltirdiklerinde sektörde h›zla kariyer yapacaklar›ndan kuflku yok. Airfel olarak bütün adaylara uygulamalar›m›z hakk›nda mümkün olan her türlü deste¤i seve seve verece¤imizi hat›rlatal›m.



72

GEZ‹

Denizlerin sessiz tan›klar›: DEN‹Z FENERLER‹ HENÜZ TEKNOLOJ‹ BU KADAR ‹LERLEY‹P DEN‹ZC‹LER ELEKTRON‹K C‹HAZLARLA YOLLARINI BULUNMAZKEN GEM‹C‹LER‹N EN YAKIN DOSTU DEN‹Z FENERLER‹YD‹. YÜZLERCE YIL, YÜZLERCE GEM‹YE YOL GÖSTERD‹ FENERLER. BAZEN AZGIN B‹R FIRTINADA YOLUNU KAYBEDEN B‹R GEM‹YE UMUT IfiI⁄I OLURKEN, BAZEN DE AYLARCA DEN‹ZDE SEYREDEN GEM‹C‹LERE N‹HAYET KARAYA AYAK BASACAK OLMALARININ MÜJDES‹N‹ VERD‹LER… HAZIRLAYAN: ESMA BAYIR FOTO⁄RAF: GÜLTEK‹N BAYIR


73

GEL‹DONYA - ANTALYA

dan yollar›n› bulabilmesini sa¤lamak için yap›lan fenerler, sonralar› baflka mesajlar verme görevini de üstleniyor. Ifl›klar›n›n yanma süreleri, renkleri ve yükseklikleri fenerin ad› ve hava durumu gibi konularda bilgilendirir hale geliyor. Vaktiyle denizlerin gizli hakimleri korsanlar bu durumu kötüye kullan›p, gemileri yan›ltan iflaretler de vermiyor de¤ildi. Sahte fenerlerle iflaretler veren korsanlar, özellikle ticaret gemilerinin karaya oturmas›n› sa¤l›yor ve sonra da de¤erli mallar› ya¤mal›yorlard›. Uzun bir deniz yolculu¤una ç›km›fl bir gemi, yanaflt›¤› k›y›da o zamanlar›n korkulu rüyas› bulafl›c› hastal›klar›n varl›¤›n› yine deniz fenerlerinden ö¤reniyor ve tehlikenin içine düflmeden uzaklaflabiliyordu. Bu durum telsizin icad›na ve yayg›nlaflmas›na kadar da devam etti. DÜNYANIN YED‹ HAR‹KASINDAN B‹R‹ Dünyan›n bilinen en eski deniz feneri, ‹Ö 7. yüzy›lda Sigeon'da, bugünkü ad›yla, Kumkale'de (Çanakkale) yap›lm›fl. Ama bu fenerlerin belki de en bilineni antik ça¤›n yedi harikas›ndan biri olan ‹skenderiye Feneri’dir. ‹skenderiye Fe-

KIYIKÖY L‹MAN

ir deniz feneri ço¤umuz için sessiz, sakin bir k›y›da alabildi¤ine deniz manzaras›na doyas›ya bakmak anlam›na gelir. Geçmiflten gelen mistik öyküler, farkl› mimarisi, yaln›zl›¤› ve biraz da gizemli duruflu deniz fenerlerine olan ilgiyi hep s›cak tutar. Ama biraz seyrettikten sonra bu fenerlerin manzaray› enfeslefltiren bir parça olmad›¤› gerçe¤iyle kolayca yüzlefliverir insan. Sarp kayal›klar›n üzerine bütün gizemiyle kurulmufl bir deniz fenerinin tek bir derdi vard›r asl›nda: gece vakti, uçsuz bucaks›z denizde yolunu bulabilmek için y›ld›zlardan ve pusulas›ndan baflka bir fleyi olmayan denizcilere yol göstermek… Gemici için deniz fenerinin ›fl›¤› tam bir kurtar›c›d›r, hele sisli havalarda… Ne zaman ki, denizler ticaret yolu olarak kullan›lmaya bafllan›yor, deniz fenerleri de o zaman tarih sahnesindeki yerlerini al›yor. Önceleri gemilerin kaybolma-

B


74

GEORGIA

MALMÖ

neri di¤er ad› ile Faros Feneri MÖ 3. yüzy›lda M›s›r'da ‹skenderiye Liman›'n›n karfl›s›ndaki Faros (Pharos) Adas› üzerine yap›ld›. Beyaz mermerden inflaa edilen fener, yaklafl›k 120-130 metre yüksekli¤i ulafl›yordu. Fener’in aynas›, geceleri yaklafl›k 50 kilometre mesafeden görülebilecek kadar kuvvetli bir ›fl›k saç›yordu. Faros Adas›’ndan yay›lan ve çok uzaklardan görülebilen bu ›fl›k, günümüz otomobillerin farlar›na ve sahnelerde kullanan far ampullerine isim babas› oldu. Dünyan›n yedi harikas›ndan biri olan ‹skenderiye Feneri gelmifl geçmifl tüm deniz fenerlerinin içinde en yüksek olan›yd›. Zaman içinde birçok depremle y›k›larak kullan›lmaz hale geldi. Fenerin kal›nt›lar›, Memluklular taraf›ndan ‹skenderiye flehrini korumak için yap›lan Kay›tbay Kalesi'nin inflas›nda kullan›ld›. 15. yüzy›la gelindi¤inde ise fenerden hiçbir iz kalmam›flt›. Deniz fenerlerinden bahsedip Patara’daki deniz fenerini atlamak olmaz. Dünyan›n bilinen en eski olmasa da gövdesi en eski deniz feneri bugünkü Patara Liman›’n›n kuzeyindeki kumlar›n alt›nda bulundu. Fenerin 15-20 metre boyundaki kulesi bir tsunami dalgas› taraf›ndan y›k›lm›fl ve onu 11 metrelik kum tabakas›n›n alt›na gömmüfltü. Kum, feneri tamamen kaplayarak 2 bin y›l boyunca saklad› ve günümüze kadar sapasa¤lam gelmesini sa¤lad›. Halen arkeolojik çal›flmalar›n sürdü¤ü bu essiz yap›, çok yak›n bir zamanda yeniden aya¤a kald›r›larak eski yerine dikilecek. DÜNYADA 25 B‹N FENER VAR Dünyada irili ufakl› 25 bin adet deniz feneri var. Türkiye’nin 8 bin 334 kilometreyi bulan k›y›lar›nda ise farkl› karakterde ›fl›k veren 372 tane deniz feneri mevcut. Osmanl› ‹mparatorlu¤u döneminde inflaa edilen ilk deniz feneri olma özelli¤i tafl›yan Fenerbahçe Feneri, Kanuni Sultan Süleyman taraf›ndan 1562 y›l›nda yapt›r›ld›. Çok bilinen Ah›rkap› deniz feneri ise 1755 y›l›nda inflaa edildi. 1853-1856

K›r›m Harbi y›llar› ve sonras›nda Karadeniz’e giden ‹ngiliz ve Frans›z savafl gemilerinin Marmara ve bo¤azlardan geçiflini kolaylaflt›rmak için, çok say›da fener inflaa edildi¤i biliniyor. Fener kuleleri dayan›kl› olmalar› için ço¤unlukla tafltan örülüyor. Çünkü tafl, denizin dalgalar›na ve tuzlu suyun afl›nd›rmas›na karfl› çok dirençli. Günümüzün demirden yap›lan fenerlerinde ise dekromlu çelik kullan›l›yor.


75

CEYMAN ADALARI

Deniz fenerleri ilk zamanlarda atefl, reçineli odunlar veya madensel ya¤lar›n yak›lmas›yla elde edilen ›fl›¤› saç›yordu. Daha sonra deniz fenerleri hafif madenden yap›lmaya baflland›. ‹çlerinde ›fl›¤› güçlendirmek içinse ayna ve mercek kullan›ld›. Günümüzde küçük fenerlerde dönen reflektörler, büyük fenerlerde ise çok daha geliflmifl ›fl›k sistemleri kullan›l›yor.

GOTEBORG

FENERLER HAKKINDA B‹RKAÇ NOT Aç›k denizde kayal›klar üzerine tafltan inflaa edilmifl ilk deniz feneri, Smeaton taraf›ndan 1759 y›l›nda yap›lan Eddystone fener kulesidir. ‹nflaat mühendisli¤inin babas› olarak bilinen Smeaton, bu fenerin inflaat› s›ras›nda yeni uygulamalar icat etti. Tafllar›n birbirine geçme olarak kullan›lmas›, deniz çimentosu, tafllar› gemiden inflaat sahas›na aktarmak için kullan›lan özel vinçler bunlardan sadece birkaç›. Dünyada nükleer güçle çal›flan tek fener ise Estonya'daki Tallin Feneri. Fener ›fl›klar›n›n yo¤unlu¤unu artt›rmak için dev boyutlarda cam prizmalar ve mercekler kullan›lm›fl. Bunlar›n en büyü¤ünün a¤›rl›¤› 5 tona kadar ulafl›yor. Merceklerin ba¤l› oldu¤u platform c›va üstünde yüzüyor ve bir parmak itifli ile harekete geçebiliyor. Dünyan›n en yüksek feneri Japonya Yokohama’daki 106 metre yüksekli¤indeki çelik konstrüksiyon fener kulesidir. Fransa’da Brittany k›y›s› aç›klar›ndaki Vierge adas›ndaki 83 metre yükseklikteki fener ise dünyadaki en yüksek tu¤la fener kulesi olarak biliniyor. En flanss›z deniz feneri yap›mc›s› unvan› ise en sa¤lam deniz fenerini yapt›¤›na inanan Henry Winstanley'e ait. Winstanley, yapt›¤› fenerin sa¤laml›¤›na o kadar çok güveniyordu ki, herkese en fliddetli f›rt›nada bile güvenli¤i için fenerde kalmak istedi¤ini söylüyordu. Dile¤i gerçekleflti; yapt›¤› fener, ‹ngiltere tarihinin en büyük f›rt›nas›nda y›k›ld› ve kendisi de dalgalarla sürüklenen fenerde hayat›n› kaybetti.

GEL‹DONYA - ANTALYA


76

ZAMAN - MEKÂN

2 milyon y›ll›k oluflum: TUZ GÖLÜ TUZ GÖLÜ ‹Ç‹N ARTIK R‹SK YOK. ÇÜNKÜ, GÖL KURUDU. 2 M‹LYON YILLIK GEÇM‹fi‹ OLAN BU CO⁄RAF‹ VARLIK, 20 SENE ÖNCE UZAYDAN MAV‹ B‹R LEKE OLARAK GÖRÜLEB‹L‹RKEN fi‹MD‹ SADECE B‹R TUZ HAVZASI… FOTO⁄RAFLAR: fiENDO⁄AN YAMAKO⁄LU

ut Gölü’nden sonra dünyan›n en tuzlu 2’nci gölü olan Tuz Gölü, ayn› zamanda Türkiye’nin de 2’nci büyük gölü. Kimyasal bileflim aç›s›ndan bizim sofralarda kulland›¤›m›z karakterde bir tuza sahip olan göl, Türkiye tuz ihtiyac›n›n yüzde 55’ini sa¤l›yor. 2 milyon y›ll›k geçmifli olan göl kurudu ama korkulacak bir fley yok. Buradan hala tuz sa¤lanabilecek, kimse tuzsuz kalmayacak; ama ya do¤a? Gitgide azalan su kaynaklar›, azalan ormanlar, iyice sars›lan do¤a dengesi, nesli tükenen hayvanlar, bitkiler; bun-

L

lar ne olacak? Çok de¤il, 20 y›l önce uzaydan bak›ld›¤›nda mavi bir leke olarak görünen Tuz Gölü, art›k yok. Art›k sadece bir tuz havzas› var. Bir gazete, dünya tarihinde bilinen ilk toplu flamingo ölümünün geçen y›l Tuz Gölü’nde yafland›¤› haberini veriyor. Flamingolar, Tuz Gölü’nün ortas›nda üreyen pembe bacakl› bu kufllar beslenebilmek için neredeyse 20 kilometre yürüyor ve su olan yere gelip orada büyüyorlarm›fl yaz›lana göre. Geçen y›l yürümeyi baflarm›fllar ama uçmalar›na 20 gün kala sulak alanla beraber kuruyarak can ver-


77

mifller. Baz›lar›n›n köy çeflmelerine kadar gelip su içti¤i söyleniyormufl civarda. Bu y›l da yumurtadan ç›kan 500 yavrunun sadece 10 tanesi hayatta kalabilmifl. Bu noktadan sonra zaten gerçe¤in her türlüsü ac›. Yüzde 33 civar›nda bir tuzluluk oran›na sahip. Gölün derinli¤i 12 metreyi buluyor ama genel olarak ortalama su seviyesi 40 santim. Ya¤›fllar›n artt›¤› may›s ay›nda bu seviye bir metreyi biraz geçiyor. A¤ustos s›caklar› bast›rd›¤›nda ise 20 santimin alt›na düflüyor. Tuz oran›n›n fazlal›¤› buharlaflma fazla olmas›na,

bu da su kayb›na dolay›s›yla tuz tortulaflmas›na neden oluyor. Yaz sonlar›nda göl sahas›n›n büyük k›sm› kal›nl›¤› 30 santimi bulan tuz tabakas› ile örtülüyor. Uçsuz bucaks›zm›fl gibi duran bembeyaz bir tuz denizi… ‹klimin de¤iflmesi ve zaten zay›f beslenme kaynaklar›na sahip olan gölden yeralt› sular›n›n bilinçsizce çekilmesi nedeniyle göl kurumaya yüz tutmufl. Gölden beslenen yaflam durmufl. Bal›klar ve kufllar neredeyse kalmam›fl. Uzmanlar›n söyledi¤ine göre, böyle giderse 2015 y›l›nda Tuz Gölü sizlere ömür…


78

AJANDA

Her flehrin bir rengi vard›r! Yi¤it Yaz›c›’n›n Ç›ra¤an Palace Kempinski Sanat Galerisi’nde açt›¤› “fiehirlerin Renkleri” isimli resim sergisi ziyaretçilerini dünyan›n en önemli flehirlerinde gezintiye ç›kar›yor. Küratörlü¤ünü Beste Gürsu’nun üstlendi¤i serginin kahramanlar›, ‹stanbul baflta olmak üzere Berlin, St. Petersburg, Dubai, Cenevre gibi, insanl›¤›n binlerce y›ll›k kültür birikiminin en önemli noktalar›… Sergi 22 Ekim’e kadar görülebilir.

Saray ressam› y›llardan sonra ‹stanbul’da II. Abdülhamid zaman›nda saray ressam› olarak görev yapan Fausto Zonaro’nun resimleri ilk kez ‹stanbullularla bulufltu. ‹stanbul’daki günlük hayat üzerine 49 renkli gravürün yer ald›¤› bu sergiyi 1 Kas›m tarihine dek Yap› Kredi Kültür Merkezi Sermet Çifter Sergi Salonu’nda gezebilirsiniz.

Okullar aç›lsa da Red Kit maceraya doymuyor! Yap› Kredi Yay›nlar› tatil sonras› e¤lenceye devam ediyor ve çocuklara yaln›z kovboy Red Kit’in “Kervana Hücum”unu arma¤an ediyor. Red Kit bu kitapta Kaliforniya’ya giden göçmenlerin yard›m›na kofluyor. Birbirinden ilginç karakterlerden oluflan e¤lenceli ve bir o kadar da tehlikeli serüveni edinen çocuklar› ayr›ca bir sürpriz bekliyor: Morris ve Goscinny ikilisinin Red Kit efsanesinin do¤uflunu ve Red Kit'in geçirdi¤i dönüflümleri içeren 16 sayfal›k özel bir bölüm.

Dali, ‹stanbul’da Sak›p Sabanc› Müzesi, Picasso ve Rodin’in ard›ndan, geçti¤imiz ay Bat› sanat›n›n bir di¤er büyük ismi Salvador Dali’yi a¤›rlamaya bafllad›. Küratörlü¤ünü Montse Aguer Teixidor’un üstlendi¤i sergiyle, Dali ilk kez ‹stanbullularla bulufltu. Akbank’›n sponsorlu¤unda ve Gala-Salvador Dali Vakf›’n›n iflbirli¤iyle, “‹stanbul’da Bir Sürrealist: Salvador Dali” bafll›¤› alt›nda sunulan sergide, ya¤l›boya tablolar, çizimler ve grafiklerden oluflan eserler, el yazmalar›, foto¤raflar ve çeflitli dokümanlardan oluflan toplam 270 eser sergileniyor. Sergiyi 19 Ocak 2009 tarihine kadar ziyaret edebilirsiniz.

Troya flaha kalkt›! Anadolu Atefli Dans Toplulu¤u, üç bin y›l sonra Troya efsanesine hayat verdi ve y›k›nt›lardan yükselen 盤l›¤› seyirciyle buluflturdu. Mustafa Erdo¤an’›n sanat yönetmenli¤ini yapt›¤› muhteflem gösteri, görmezden gelinen tarihe karfl› müzikal bir baflkald›r›! 125 dansç›n›n sahnede oldu¤u muhteflem gösteriyi 14 ve 22 Kas›m tarihlerinde ‹stanbul Gösteri Merkezi’nde (Eski Mydonose) izleyebilirsiniz.


79

Çok özel bir koleksiyon

Filmekimi’ne haz›r m›s›n›z? Yedi y›ld›r sinemaseverlerin severek takip etti¤i, yaklaflan yeni film sezonunun habercisi Filmekimi 10–16 Ekim tarihlerinde yine Beyo¤lu Emek Sinemas›’nda… ‹stanbul Kültür Sanat Vakf› taraf›ndan Nokia Nseries sponsorlu¤unda düzenlenen Filmekimi bu sene de dünyan›n belli bafll› festivallerinde gösterilen, çok ses getiren ödüllü yap›tlara ve büyük ustalar›n son filmlerine yer veriyor. Yedi gün boyunca toplam 21 filmin gösterilece¤i Filmekimi’nde, her gece 21.30 seans›nda bir filmin galas› yap›lacak. Ayr›nt›l› bilgi: www.iksv.org/filmekimi

Müzik dünyas›n›n son 40 y›l›n›n en önemli müzisyenlerinden Leonard Cohen 5 CD’lik çok özel bir koleksiyonla karfl›m›zda! Sony BMG taraf›ndan ç›kar›lan 5 CD’lik özel boxset albümü “The Collection”, her müzikseverin sahip olmas› gereken arflivlik bir set. Çünkü herkesin bildi¤i üzere, zaman geçtikçe daha derin ve gizemli hale gelen eserleriyle Leonard Cohen yaflayan bir efsane!

Acaip Bi Film

40 y›l önce 40 y›l sonra… Okurlar›n, yeni ç›kan kitaplarla tan›flmas›na arac› olan, edinmek istedikleri kitaplara daha kolay ulaflmalar›n› sa¤layan ve pek çok yazar› okuruyla buluflturan ‹stanbul Kitap Fuar› 1 Kas›m’da yeniden kap›lar›n› aç›yor. 27. kez ‹stanbullularla buluflacak olan ve toplam 9 gün sürecek fuar›n bu y›lki onur konu¤u de¤erli yazar Füruzan. Fuar›n bu y›lki ana temas› ise “1968 - 40 Y›l Önce, 40 Y›l Sonra”. Bu tema çerçevesinde yurt d›fl›ndan de¤erli yazar ve konuklar davet edilecek; bu kapsamda, yurt içinde ve yurt d›fl›nda 68 hareketinin ruhu ve bugüne yans›malar› üzerine etkinlikler düzenlenecek. Ayr›nt›l› bilgi: www.iksv.org

Ekim’de Caz, Akbank Caz… Akbank 18. Caz Festivali, 9 – 19 Ekim 2008 tarihlerinde yine dünyan›n en önemli caz sanatç›lar›n› ülkemizde a¤›rlayacak. Ron Carter, James Carter, Stephan Micus, Rhoda Scott, Tomasz Stanko Band, gibi caz›n usta isimleri Akbank Caz Festivali’nin bu y›lki a¤›r toplar› aras›nda. Ayr›ca Caz Festivali kapsam›nda sadece konserler de¤il, workshop ve paneller de olacak. Cazseverlerin kaç›rmayaca¤› heyecan dolu günler 9 Ekim’de bafll›yor. 10 gün boyunca durmak yok, tembellik yok. Çünkü bu program›n tekrar› yok! Ayr›nt›l› Bilgi: www.akbanksanat.com

Sex and the City’den Iron Man’e, her türden popüler filmin parodisini yapan “Acaip Bi Film” (Disaster Movie), 17 Ekim’de vizyonda. Jason Friedberg ile Aaron Seltzer’in yönetti¤i ve Matt Lanter, Vanessa Minnillo, Nicole Parker ile Crista Flanagan’›n baflrollerini üstlendi¤i filmde, bilinen her türlü do¤al felâketin -göktafl›, kas›rga, deprem- yafland›¤› bir gecede hayatta kalmaya çabalayan 20’li yafllardaki bir grup gencin bafl›na gelenler anlat›l›yor.


80

AJANDA

‹zmir unutulmufl bir kent mi? 1922’deki büyük yang›n ‹zmir’i karanl›k bir unutulma dönemine hapseder. Yine de, bu liman flehri kendi küllerinden yeniden infla olmay› baflar›r. ‹letiflim Yay›nlar›’ndan ç›kan “‹zmir Unutulmufl bir Kent mi? (1830 - 1930) Bir Osmanl› Liman›’ndan Hat›ralar”, daha çok bu yang›ndan önceki ‹zmir’i, yani Osmanl› ‹zmir’ini inceliyor. MarieCarmen Smyrnelis’in derledi¤i ve ‹zmir’in kozmopolit zenginli¤ini ortaya ç›karan bu çok yazarl› kitap, 1830 - 1930 y›llar› aras›nda, ‹zmirlilerin hikâyesini anlat›yor.

Bir Ekip Yaratmak / ‹fl Bankas› Kültür Yay›nlar› Güçlü organizasyon baflar›lar›n›n ard›nda ekipler vard›r. Ama yöneticiler de ekiplerin kazanaca¤› baflar› ya da baflar›s›zl›kta önemli bir rol oynayabilir. Ekibe dayal› bir çal›flmay› nas›l organize edecek ve nas›l yöneteceksiniz? Richard Luecke’›n yazd›¤› ekip üyelerinin ve liderin daha etkili olabilmeleri için tavsiyelerle dolu kitap “Bir Ekip Yaratmak”, ekip çal›flmas›nda ihtiyaç duyaca¤›n›z tüm beceri ve yeterliliklere genel bir bak›fl sunuyor.

Masumiyet Müzesi / ‹letiflim Yay›nlar› Nobel ödüllü yazar›m›z Orhan Pamuk’un son kitab› Masumiyet Müzesi kitapevlerinin raflar›nda yerini ald›. Hem de ne almak, tüm kitapç›lar›n vitrinleri Pamuk’un roman›yla süslendi desek yeridir. Okurlar›n uzun zamand›r bekledi¤i, yazar›n da 10 y›ld›r bu kitap için çal›flt›¤› bilince bu denli ilgi hiç de fazla de¤il. Orhan Pamuk severler çoktan edinip okumufllarsa da bu kitab› biz özellikle Pamuk’un dilini a¤›r bulanlara ve s›rf bu yüzden yazar›n kitaplar›n› eline almaya bile cesaret edemeyenlere anlatal›m. Çünkü kitap hikayesinin ilgi çekicili¤i d›fl›nda kolay okunabilirli¤iyle de kimsenin elinden düflüremeyece¤i türden bir yap›t olarak ç›k›yor karfl›m›za. Masumiyet Müzesi, esas olarak 1975 ile 1984 y›llar› aras›nda geçiyor ama hikâye günümüze kadar uzan›yor. Roman, Niflantafll› zengin çocu¤u 30 yafl›ndaki Kemal ile uzak akrabas› 18 yafl›ndaki Füsun’un uzun soluklu aflk maceras›n› konu ediniyor. Ama roman yaln›zca aflk konusunu derinlemesine ele alm›yor. Tart›flma, birlikte gezme, “flört”, niflanlanma, evlilik öncesi seviflme gibi konulara da cesaretle giriyor. K›z istemeler, niflan törenleri, ilk buluflmalar, ayr›l›klar, evlilikler, iliflkiler ve aflklar anlat›l›yor. Pamuk'un bu roman› da, önceki kitaplar›n›n ço¤u gibi ‹stanbul’da geçiyor. Özellikle 1975 ile 1984 y›llar› aras›ndaki ‹stanbul’un sokaklar›, sinemalar›, Beyo¤lu, Bo¤az, kitab›n kalbinde. 592 sayfal›k roman›n 150’ye yak›n kahraman›n›n bir k›sm› gerçek hayattan al›nma, bir k›sm›ysa okuyucunun tan›d›¤› baz› ünlü kiflilerden. Keyifle okuman›z dile¤iyle…

Can Atilla’yla ilahi aflka geldik Elektronik New Age müzi¤in temsilcilerinden Can Atilla, Mevlâna’n›n an›s›na yazd›¤› “800. Y›l Oratoryosu”nun ard›ndan yine Mevlâna konulu ve tümüyle özgün bir esere imza att›. Atilla, ilk Türk balesi olma özelli¤i tafl›yan “Ça¤r›” Dans Gösterisi’nin müziklerini “Mevlâna’dan Ça¤r›-dans müzi¤i”nde toplad›. Sony BMG’den ç›kan albümde Mevlâna’n›n 1207 y›l›nda Afganistan’da bafllayan ve yüzy›llara yay›lan hayat hikayesi anlat›l›rken aray›fl dolu sevgisinin, ilahî aflka dönüflmesi müzikle yeniden canland›r›l›yor.

Müflteriler neden geri döner? / Neden Kitap Müflterileriniz sizden ikinci, üçüncü ya da dördüncü kez sat›n al›ncaya kadar kâr etmifl say›lmazs›n›z. O halde; müflterilerinizi nas›l elinizde tutaca¤›n›z› ö¤renmek, yeni bir müflteriyi kovalamaktan daha önemli ve kârl›d›r. Manzier R.Lawfer’in yazd›¤› ‘Müflteriler Neden Geri Döner?’, sürekli müflteriler yaratma konusunda ciddi olan herkese, bilinmesi gereken ve gerçeklefltirilmesi için ihtiyaç olan her fleyin tasla¤›n› sunuyor.


81

K›saca…Üç Maymun

29 Ekim’de Mustafa geliyor

Küçük zaaflar›n büyük yalanlara dönüflerek parçalad›¤› bir ailenin gerçe¤i örtbas ederek her fleye ra¤men bir arada kalma çabas›... Alt›ndan kalkamayaca¤› ac›lara ya da sorumluluklara maruz kalmamak ad›na gerçe¤i bilmek istememek, onu görmemek, duymamak, hakk›nda konuflmamak ya da günümüz tabiriyle “Üç Maymun”u oynamak, gerçe¤i de¤ifltirir mi? 61. Cannes Film Festivali'nde, Nuri Bilge Ceylan'›n en iyi yönetmen ödülü kazand›¤› “Üç Maymun” 24 Ekim’de sinemalarda!

Madagascar 2 Hepimizin çocuklu¤undan beri dinleyegeldi¤i, erken yaflta babas›n› kaybetmifl, ilkokulu yar›m b›rakmak zorunda kalm›fl annesi ve iki k›z kardefli ile evlerini terk edip Selanik’te bir çiftlikte kâhyal›k yapan day›s›n›n yan›na s›¤›nan “Mustafa”n›n öyküsü beyaz perdeye aktar›ld›. Can Dündar’›n yaz›p yönetti¤i, müziklerini Goran Bregoviç’in yapt›¤› Mustafa Kemal Atatürk’ün Selanik y›llar›n›n anlat›ld›¤› belgesel film “Mustafa” 29 Ekim’de vizyona giriyor.

Geçen ay›n en çok izlenenleri F‹LM Garfield Komedi Festivali Ak›ll› Ol Beni Aya Uçur Mumya: Ejder ‹mparatorlu¤unun Mezar› Anamorf Aynalar Zohan’a Bulaflma Kara fiövalye Ziyaretçiler Annemin Yeni Sevgilisi

SEY‹RC‹ 68.302 63.895 17516 415.421 12.620 61.800 75.835 402.416 70.365 45.717

SALON 127 87 30 141 48 57 49 72 49 38

Önerilerimiz F‹LM Sevgi F›rt›nas› The Accidental Hus.. Aflk Tutulmas› Devrim Arabalar› Mükemmel Bir Gün Son Cellat Kar Gomorra Osmanl› Cumhuriyeti The Burning Plain

YÖNETMEN George C. Wolfe Griffin Dunne Murat fieker Tolga Örnek Ferzan Özpetek fiahin Gök Aida Begic Matteo Garrone Gani Müjde Guillermo Arriaga

V‹ZYON TAR‹H‹ 17 Ekim 2008 17 Ekim 2008 24 Ekim 2008 24 Ekim 2008 31 Ekim 2008 07 Kas›m 2008 07 Kas›m 2008 14 Kas›m 2008 21 Kas›m 2008 28 Kas›m 2008

New York hayvanat bahçesi sakinleri Aslan Alex, Zürafa Melman, Zebra Marty ve Hipopotam Gloria’n›n maceralar› devam ediyor, hem de Afika’da! Çok be¤enilen animasyon film Madagaskar’da kahramanlar›m›z New York’tan Madagascar Adas›’na gelmiflti, ilk filmin devam› olan Madagaskar 2’de ise kahramanlar›m›z›n Afrika maceras› anlat›l›yor. Eric Darnell ile Tom McGrath’›n yönetti¤i Madagaskar 2 (Madagascar: The Crate Escape), 28 Kas›m’da vizyona ç›kacak.


82

AJANDA

Sadri Al›fl›k yeni sezona haz›r

Yerli yazarlar›m›z›n oyunlar›n› sahnelemeyi misyon edinen Sadri Al›fl›k Tiyatrosu, bu sezon üç oyunla perdelerini açacak. Memet Baydur’un “Yeflil Papa¤an Limited”, Orhan Kemal’in “72. Ko¤ufl” ve Atilla ‹lhan’›n fliirlerinden derlenen “Ne Kad›nlar Sevdim”. Bu üç oyunun yan› s›ra gençlik ve çocuk oyunlar›yla da seyirci karfl›s›na ç›kacak olan tiyatro, Kandemir Konduk’un yazd›¤› ve geçti¤imiz y›l sahnelenmeye bafllanan “Çapraz Aflklar” isimli oyunu da sahnelemeye devam edecek.

Cesaret Ana ve Çocuklar›

Karagöz-Cad›lar ve Hint Fakiri

Kuruculu¤unu Haluk Yüce’nin yapt›¤› ve 1984 y›l›ndan bu yana Karagöz ve Kukla gösterileri yapan Tiyatro Tempo, “Karagöz-Cad›lar ve Hint Fakiri” isimli üç parçadan oluflan tek bölümlük oyununu 18 Ekim’de Akbank Sanat’ta sergileyecek. Birinci bölümde klasik Karagöz oyunlar›ndan “Cad›lar” oyunu, ikinci bölümde jonglörlük gösterisi son bölümde ise “Eflarp Kukla”n›n dans› ve ipli kula “Hint Fakiri Rüfldü” yer al›yor. Sahne üstünde Haluk Yüce’ye asistanl›k (yardanl›k) görevini Marina Yüce, sahne gerisi teknik ve ›fl›k tasar›m›n› da Savafl Bayram üstleniyor.

Ça¤›n “vakanüvis”i ‹stanbul’da

Semaver Kumpanya yine ça¤dafl bir masalla karfl›m›zda! Bu y›l alt›nc› yafl›n› kutlayan topluluk, kuruldu¤undan bu yana William Shakespeare, Orhan Kemal, Max Frisch gibi klasikleflmifl yazarlar›n oyunlar›na flimdi de Tilbe Saran’›n “Cesaret Ana” rolüyle sahneye ç›kt›¤› bir klasik daha ekliyor. Semaver Kumpanya’n›n ilk olarak geçti¤imiz y›l Tiyatro Festivali’nde sahneledi¤i Bertolt Brecht’in önemli eserlerinden biri “Cesaret Ana ve Çocuklar›”n›n yönetmenli¤ini Ifl›l Kasapo¤lu üstleniyor. Kendinizle ve dünya ile yüzleflmek için mutlaka izleyin!

Ça¤›m›z›n “vakanüvis”i olarak nitelendirilen, insanlara tan›d›k görünen fleyleri yepyeni ve çarp›c› bir biçimde betimleyen Martin Parr’›n foto¤raflar› ‹stanbullularla bulufluyor. Yenilikçi imgeleri, toplumsal belgesele ayk›r› yaklafl›m› ve foto¤raf kültürüne sa¤lad›¤› katk›lar›yla uluslararas› bir üne sahip Magnum foto¤rafç›s›n›n foto¤raflar›, nas›l yaflad›¤›m›z›, kendimizi baflkalar›na nas›l tan›tt›¤›m›z› keskin bir ironiyle gösteriyor. “Son Tatil”, “B›kk›n Çiftler”, “Küçük Dünya”, “‹ngiltere’yi Düflünmek”, “Almanya’y› Düflünmek”, “Telefon Projesi”, “Knokke le Zoute”, “Glasgow”, “Meksika”, “Lüksemburg” ve “Sa¤duyu” bafll›klar› alt›nda sunulan ve 156 eserden oluflan retrospektif sergi “Assorted Cocktail” 30 Ekim’e kadar Santralistanbul’da görülebilir.



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.