Ocak 2014

Page 1

Sevda-Cenap And Müzik Vakfı

BüLTENi Ocak 2014

Vakıftan Haberler “Büyük bir olasılıkla bana bu ödülü vermeyi kararlaştıran Vakıf Yönetim Kurulu’nun sayın üyelerinin, eserlerimden hiçbirini dinlemediğini bile söyleyebilirim. Buna karşın bana bu ödülü verdiniz. O zaman sizlerden, eserlerimin tanınması ve geniş müziksever topluluklara ulaşması konusunda çaba göstermenizi, müziğime sahip çıkmanızı beklemek hakkımdır sanırım. Eğer bunu yapar sanız, ödülünüz kalbimdedir...”

2013 Vakıf Onur Ödülü Altın Madalya Töreni Yine bir Özel Konser ile Gerçekleşti Konser 6 Aralık 2013 Cuma, Saat 20.30’ da MEB Şura Salonun da gerçekleşti. Atatürk Savaşta ve Barışta Op. 30 “Piyano için “ “Seçilmiş bölümcükler...” Dengin CEYHAN, piyano Devrimci Ortamda Sazların Cumhuriyeti Op. 15 İlk seslendiriliş “Flüt, Keman ve Piyano için Üçül No. 3” Şafak CEYHAN, flüt Seda BAYKARA, keman Dengin CEYHAN, piyano Irsal Senfoni (Senfoni No.2) Op.43 Eşliksiz koro için üç bölümlü II.Bölüm (İlk seslendiriliş) Ertuğrul Oğuz Fırat Korosu Çiğdem AYTEPE, şef

2013 Vakıf Onur Ödülü Ertuğrul Oğuz Fırat’a Verildi Vakfımızca Ertuğrul Oğuz Fırat’a verilen ‘2013 Yılı Onur Ödülü Altın Madalyası töreni, 6 Aralık 2013 Cuma günü akşamı, Ankara’da MEB Şura Salonu’nda yapıldı. Ödül töreninde yaptığı duygu dolu konuşmada, Ertuğrul Oğuz Fırat, bestelerinin seslendirilmesinde ilk bestecilik yıllarından bu yana çeşitli güçlüklerle, hatta eserlerinin seslendirilmemesi yolunda kasıtlı pek çok engellemelerle, çirkin tuzaklarla karşılaştığını açıkça, çok heyecanlı, yer yer isyancı bir anlatımla dile getirdi. Öyle ki, kendisine bu ödülün verilmesini şaşkınlıkla karşıladığını ve nedenini uzun uzun düşündüğünü bile aktararak, açık kalplilikle şunları ekledi:

Geçmiş yıllardan verdiği örnekler o kadar çarpıcı, uğradığı haksızlıkları anlatırken duyduğu öfke öylesine canlı ve güçlüydü ki, salonu dolduran vakıf dostları müzikseverler, bestecinin anlattıklarını büyük bir sarsıntı ve bir tür isyan duygusuyla ve gözeri yaşararak dinlediler. Bu nedenle Sayın Ertuğrul Oğuz Fırat’ın yaşadıklarını müzik kamuoyuna ve onun temsilcisi medya ilgililerine duyurmayı bir görev sayıyor, müzik tarihimizin bu dik duruşlu öncü bestecisinin uğradığı haksızlıkları duyduktan sonra kendisini biraz daha yakından tanımak isteyeceğinizi düşünüyor ve bu nedenle ödül töreninde yapılan tanıtım konuşmasını da bu duyurumuza ekliyoruz. Bu konuşmada aktarılan olaylara pek çok başkasını da eklemek mümkündür. Ama burada aktarılanlar bile, büyük çabalar ile kendi kendini yetiştirmiş ve eserlerini peş peşe sıralamış bir besteciye karşı çoksesli sanat müziğimizi seslendirme amacıyla kurulmuş olan kurumların itici tutumlarını göstermeye yeterlidir. Bu, Ertuğrul Oğuz Fırat’ın sık sık karşılaştığı bir tutumdur.

Sevda-Cenap And Müzik Vakfı BüLTENi


Vakıftan Haberler

Sahibi Mehmet Akman BAŞMAN Yayın Yönetmeni Lütfü EROL Tasarım Özge YILDIRIM Adres Tunalı Hilmi Cad. 114 - 43 06700 Kavaklıdere Ankara - TR Telefon: (0312) 427 23 53 E-posta: muzikdosyasi.sca@gmail.com Web www.andmuzikvakfi.com Basım Yeri/Tarihi: Rekmay Tanıtım LTD ŞTİ. Ankara - Ocak 2014

Ertuğrul Oğuz Fırat’ın Teşekkür Konuşması Teşekkür etmekten başka ne söyleyebilirim? 91 yaşına gelmiş, eskiden ilgilendiğim tüm sanat dallarının hiçbiri ile ilgilenebilecek gücüm artık kalmamış, gözlerim görmez ve kulaklarım neredeyse işitmez durumdayken bana ödül vermenizin nedenini çok düşündüm. Çünkü ben, yapıtları basılmış, seslendirilmiş; resimleri sergilerde boy göstermiş bir sanatçı değilim. Ortaya koyduğum yapıtların sayısına göre, gösterime giren, başkalarının bilincine aktarılmış olan yapıtlarımın sayısı çok çok az. Öyle sanıyorum ki Sevda Cenap And Müzik Vakfı’nın

Öyle zamanlar olmuştur ki, besteci yazdığı eserlerin seslendirilmesi için ödülünü de kendi kısıtlı bütçesinden karşıladığı yarışmalar açmış ve ancak bu yolla birkaç eserinin seslendirilmesini sağlamıştır. Oysa bir bestecinin, yoğun bir yaratma süreci sonunda kâğıda döktüğü eseri, ancak seslendirildiği, yani çalındığı an müzik olmakta, seslendirilmediği sürece sadece bir yazı olarak kalmaktadır. O zaman bestecisi bile, yarattığı eserin nasıl tınladığını ancak iç kulağında tasarlayabilmekle yetinmek zorunda kalmaktadır. Bu, bir besteci için ne büyük bir hayal kırıklığı, nasıl bir ruhsal sarsıntıdır... Ne mutlu ki, özellikle son yıllarda İdil Biret, Fazıl Say gibi ünlü virtüozlarımız ve bestecinin çevresinde öbeklenmiş olan genç müzikçiler onun eserlerini seslendirmede birbirleriyle yarışır

Yönetim Kurulu’ndaki sayın üyelerin % 80’ i benim yapıtlarımın hiçbirini ne dinlemiştir, ne resim olarak görmüştür ne de kitaplarımı okumuştur. Böyle iken, nasıl oldu da, bunu evet, benim için bir başarı olarak kabul ettiniz ve bana madalya vermek istediniz? Bütün bunları düşündüm durdum. Ve ne düşündüğümü açıkça söylemek isterim. Aşağı yukarı bir haftadır ilgililer evime gelip gidiyorlar. Anladığım şu oldu: Usmanbaş… Onun önerisi ile bu ödül bana verildi. Ve ben bu ödülü dostum Usmanbaş’ı kırmamak için kabul ediyorum. Bir de Vakfın, bundan sonraki tek uğraşımda yanımda olmasını bekliyorum. –Onu da söyleyeyim, tek uğraşım, başka hiçbir yapıtım için değil, fakat aşağı yukarı otuz yıl kadar oluyor, benim için bugüne değin gelmiş geçmiş bütün büyük adamlardan en verimlisi, en etkileyicisi, en büyüğü olan ATATÜRK için… (alkışlar ) bestelediğim ve birinci bölümü senfoni, ikinci bölümü oratoryo olan bir yapıtım var, onun seslendirilmesidir.– Doksan yedi tane küğ yapıtım içinde nitelik ve nicelik bakımından en büyüğü saydığım yapıtımı bu güne kadar seslendiremedim.

duruma gelmişlerdir. Öyle ki bugün, Ertuğrul Oğuz Fırat’ın müzikleri CD’leri doldurmuştur. Bunun son örneği de İdil Biret’in seslendirdiği altı bölümden oluşan bir piyano yapıtıdır. Cumhuriyetimizle yaşıt Ertuğrul Oğuz Fırat olgusunu müzik kamuoyuna duyurmaktan amacımız, Cumhuriyetimizin büyük çabalar ve desteklerle yeşerttiği çoksesli çağdaş Türk Sanat Müziğimizi zenginleştiren ve alanını genişleten bu yaratıcı bestecimizi yeniden gündeme taşımak ve müzik tarihimize ibret alınması gereken bir not düşmekten başka bir şey değildir. Ülkemizde Ertuğrul Oğuz Fırat’lar zor yetişiyor. Yetişenlerin değerini bilmez ve onlara sahip Çıkmazsak, Cumhuriyetin bize sunduğu bu müzik kültürüne ihanet etmiş olmaz mıyız? Hele bu değerbilmezlik, seslendirici müzik kurumlarımızdan geliyorsa bu, onların kendi varlıklarını yadsımak değil midir?

Kısaca bir anımı belirtmek isterim: Öğrencilerimden biri, bana Cumhurbaşkanlığının bir kitaplığı var dedi. –Çünkü bu öğrencimiz Cumhurbaşkanlığı Bandosu’nda yönetici olarak çalışıyordu, onun için Cumhurbaşkanlığının kitaplığıyla ilgisi oluyordu– O, yapıtımı Cumhurbaşkanlığı kitaplığına göndermemi ve Cumhurbaşkanı’nın da ilgisini çekmek bakımından bir mektup yazmamı söylemişti. Önerisini kabul ettim, yapıtımı bastırttım. Kısa bir mektupla birlikte Cumhurbaşkanlığı kitaplığına konulması için işte öğrencime verdim, o, götürdü, verdi. Bir süre sonra Cumhurbaşkanlığı’ndan bir yazı geldi. Oratoryo için kullanmış olduğum şiirlerin, yazıların yeterli olup olmadığı ve seslendirilmesi durumunda yararlı olup olmayacağı yönünden incelenmesi için Türk Dil Kurumu’na gönderildiği bildiriliyordu. Bu TDK, biliyorsunuz, eski TDK – benim de üye olduğum– eski TDK değildi artık, bir memurlar topluluğu… Her ne ise; bakalım sonu ne gelecek diye düşündüm.

2 - Sevda-Cenap And Müzik Vakfı BüLTENi • www.andmuzikvakfi.com


Vakıftan Haberler Bir süre sonra bir yazı daha geldi bana, Dil Kurumu, incelemiş, seslendirilmesi durumunda yaralı olabileceği belirtilmiş. Ancak üyelerden bir tanesi, şiirlerden birinde “düşman almış ülkeyi” sözcüğünü “almış” değil, “kuşatmış” olmasının daha etkileyici olacağı yolunda bir eleştiriyle Cumhurbaşkanlığı’na göndermişler. Diyecek bir şey yok, ne yapabilirim… Biraz daha sonra yapıtın Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası yönetim kuruluna gönderildiği yine Cumhurbaşkanlığı Kalemi’nden bana bildirildi. Onun da sonucunu merakla bekledim. Sonunda gelen yanıt şu oldu: Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasının yönetim kurulu, Cumhurbaşkanı’na: “Biz yıllık programımızı tamamladık, onun için gönderdiğiniz yapıtı seslendiremeyiz” buyurmuşlar. Böylece CSO’ nın, artık taşlaşmış bir program anlayışı olduğunu kabul etmekten başka çare kalmıyor. Bilmezsiniz, onu da söylemek zorundayım. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası son olarak benim çembalo konçertomu seslendirmişti. Çembaloyu Sn. Leyla Pınar çalmıştı. Bu konçertomun seslendirilmesinden sonra orkestra şefi, Sn. Leyla Pınar ve ben, orkestra sahnesinin önünde konuşurken arkalardan bir çalgı çalar geldi. Yanımıza gelince, “Bu eserin sahibi siz misiniz?” diye sordu bana, “Evet benim” dedim. “Buna eser de denmez, tam bir rezalet”, dedi. Şaşırdım tabii çok. Sn. Leyla Pınar, o anda “Herkes, sizin gibi düşünmüyor” dedi. O sayın bay, “rezalet, rezalet..” diyerek yürüdü gitti. Sordum: “Kimdir bu?” Timpani çalarmış. Hemen sordum, “Çocukları var mı?”, “ Evet, ikiz çocukları var” dediler. Bunun üzerine beni aldı bir gülme, çünkü konservatuarda öğretmenliğe, küğ tarihi dersine öğretmen olarak gittiğimde, öğrencilerimin durumlarını anlamak için bir yazılı yoklama yapmıştım. “Hangi çağdaş bağdarları tanıyorsunuz?” , “Neleri dinlediniz?” , “Hangileriyle ilgilendiniz?” gibi sorular vardı. Verilen kâğıtlardan ikisinde aynı ifade: “Çağdaş müzikten nefret ediyoruz!” ve iki kardeş. Şimdi, bu aklıma gelince beni bir gülme tuttu.

Demek ki; babaları o kadar şey ki, çocuklarını bile çağdaş küğ ile ilgilenmekten önlemiş durumda diye… Ben bununla işin kapanmış olacağını düşündüm ve o sırada, PAN yayıncılığın çıkarmakta olduğu Umursanmamış Yazılar adlı kitabıma son bir yazı, “Son Yazı, Zor Yazı” başlığını taşıyan bir yazı yazdım ve o kitabın ilk yazısı oldu; gerisi daha önce yazmış olduğum yazılar, kitap öyle çıktı. Ama bitmemiş meğerse, çünkü aynı yıl benim ikinci bir yapıtımı da programa almışlardı. Üçüncü keman konçertom için Mart ayında bir gün verilmişti. O konuda konuşmak için CSO’ ya uğramıştım. Yönetim kurulunun odasında otururken birden içeriye, elinde basılmış notalarla Norveçli bir orkestra şefi girdi. Sık sık Türkiye’ye gelen orkestra şeflerinden birisi. Elindeki şeyi gösterdi, baktım benim Keman Konçertosu, ama gösterdiği yer çok belli bir şekilde suyla silinmek istenmiş, mürekkep değil de baskı olduğu için mürekkep yayılamamış fakat pütür pütür olmuş kâğıt. Şefin söylediği şu: “Ben, sizin küğünüze bir şey söyleyecek durumda değilim fakat bu baskı ile ben bu eseri, bu orkestrayı yönetemem.” Hiçbir şey söyleyemedim, fakat çok üzüldüm. Yabancı bir şefi iteliyorlar, notayı şurasından burasından silmeye çalışıyorlar. Ondan sonra da şefin eline veriyorlar, “Git işte bu şeyi idare edemeyeceğini söyle” diye. Yönetim kurulundaki arkadaşlar yeniden basarız falan filan dediler. Ben artık hiç üzerinde durmadım. “Nasıl isterseniz öyle yapın” dedim, ayrıldım. Aradan yirmi gün kadar bir zaman geçti, İstanbul’da yapıtımı çalacak kemancı arkadaşa telefon açtım, ne vaziyette olduğunu sormak için. Yanında İstanbul’daki Orkestra dergisini çıkaran Panayot Abacı’ da bulunuyormuş; telefonu birden kemancı arkadaşın elinden alarak bana “CSO’nun size karşı yaptığı hareketten çok üzüldük, böyle olmamalıydı” deyince şaşırdım. “Ne gibi bir şey var?” Efendim, sonradan anlaşıldı; o sırada operada avukat olarak çalışan bir arkadaş aracılığıyla soruşturdum, araştırmasını söyledim. CSO’dan kemancı arkadaşa bir yazı gidiyor: “Biz Ertuğrul Oğuz Fırat’ın Keman Konçertosunu programdan kaldırdık.

Siz daha önce bizim orkestramızla Prokofiev’in Birinci Keman Konçertosunu çalmıştınız; siz yine gelin ama Ertuğrul Oğuz Fırat’ın değil, Prokofiev’in Birinci Keman Konçertosunu çalın” diye bir yazı. Ve bana, yapıtımın programdan kaldırıldığı bildirilmiyor; gizli gizli, arkadan yapılıyor. Ve böylece, CSO’nun, benim yapıtlarıma karşı olan durumu açıkça ortaya çıktı. Şimdi benim demek istediğim şu: bana bu ödülü veriyorsunuz, ödülü vermek önemli değil, önemli olan küğ yaşamımızdaki bu maskaralıklara son verilmesidir. Benimle beraber olabiliyor musunuz? Bunların açıkça yazılması, söylenmesi gerektiğini düşünüyor musunuz? O zaman verdiğiniz ödül kalbimdedir. Bu konuşma Sayın Ertuğrul Oğuz Fırat tarafından, törende, Onur Odülü Altın Madalyasının kendisine verilmesinden sonra doğaçlama olarak yapılmıştır. Burada sunulan metin, konuşmanın ses kaydının sadık biçimde çözülmesiyle elde edilmiştir. İyi duyulamayan bir iki sözcüğün tahmin yoluyla eklenmesi, doğaçlama bir konuşmada kaçınılmaz olarak bulunabilecek bir iki tümce yapısı aksaklığının giderilmesi ve noktalamanın düzenlenmesi dışında hiçbir değişiklik yapılmamıştır. (SCAMV)

Sevda-Cenap And Müzik Vakfı BüLTENi - 3


Başkentte Bu Ay

Başkent sanat kurumlarının Ocak ayı programlarında sırasıyla şu konser ve gösteriler bulunuyor : 04 Ocak 2014 Cumartesi, 20:00 Don Giovanni Opera, 2 Perde 3 saat / DOB Ankara Sahnesi

05 Ocak 2014 Pazar, 11:00 Bremen Mızıkacıları Müzikli çocuk oyunu, 2 perde / DOB Ankara Sahnesi

Pazar, 16:00 Arşın Mal Alan Müzikal komedi, 2 perde / DOB Ankara Sahnesi

9-10 Ocak 2014 Perşembe-Cuma, 20:00 Yeni yıl haftasının ardından periyodik konserlerine devam edecek olan Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, bu tarihlerde Şef Marek Pijarowski ve Çellist Julian Steckel’i ağırlayacak. Orkestra ve solist Gershwin, Falla ve Ravel gibi ünlü bestecilerin eserlerini seslendirecek.

10 Ocak 2014 Cuma, 20:00 Allegra Ansamble Konser DOB Ankara Sahnesi

06 Ocak 2014 Pazartesi, 20:00

13 Ocak 2014 Pazartesi, 20:00

Harem Bale, 2 perde 1 saat 35 dk. / DOB Ankara Sahnesi

Yarasa Opera, 3 perde DOB Ankara Sahnesi

07 Ocak 2014 Salı, 20:00

14 Ocak 2014 Salı, 20:00

Fantastik Müzikal, 2 Perde DOB Ankara Sahnesi

Bachfest Ankara, Konser / ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi Kemal Kurdaş Salonu

08 Ocak 2014 Çarşamba, 20:00

15 Ocak 2014 Çarşamba, 20:00

Bir Yaz Gecesi Rüyası Modern Dans, 1 Perde 1 saat 10 dak. / DOB Ankara Sahnesi

MDT Gündüz ve Gece (Sezonun son temsili) Modern Dans, 1 perde / DOB Ankara Sahnesi

16 Ocak 2014 Perşembe, 20:00 Sıla İlyasoğulları Piyano Resitali Konser / DOB Operet Sahnesi Ankara

16-17 Ocak 2014 Perşembe-Cuma, 20:00 Barok Dönem seven dinleyiciler için CSO’da Şef Antonio Pirolli yönetiminde özel bir konser gerçekleştirilecek.

16 - 18 Ocak 2014, PerşembeCuma- Cumartesi, 20:00 Bilkent Senfoni Orkestrası Şef Işın Metin yönetiminde Puccini’nin La Boheme eserini sahneleyecek ve Bulgaristan Karma Festival Korosu

22 Ocak 2014 Çarşamba, 19:00 Orkestra Akademik Başkent tarihinde Şef Enriqe Batiz ile keman virtözü Vadim Tachiijk’i ağırlayacak. Konser Başkent Üniversitesi, İhsan Doğramacı salonunda.

Çarşamba, 20:00 09 Ocak 2014 Perşembe, 20:00 Sevginin Bedeli Bale, 2 perde / 2 saat / DOB Ankara Sahnesi

Fazıl Say – İlk Şarkılar Konser, Yenimahalle Nazım Hikmet Kültür Merkezin

4 - Sevda-Cenap And Müzik Vakfı BüLTENi • www.andmuzikvakfi.com


Başkentte 23-24 Ocak 2014 PerşembeCuma, 20:00 Şef Antonio Pirolli bu kez ünlü piyanistimiz Verda Erman ile sahnede buluşacak. Saint-Saens, Schumann ve Saygun’un eserlerinin yer alacağı bu konser bir hayli keyifli gözükmekte; Orkestra CSO.

25 Ocak 2014 Cumartesi, 20:00 Şef Pablo Heras Casado ve piyanist Hüseyin Sermet ile Bartok ve Sibelius’un eserlerini Ankara’lı sanat severler Bilkent Senfoni Orkestrası eşliğinde dinleme imkanı bulabilecek. Konser, orkestranın kendi salonunda.

Şef Pablo Heras Casado

Piyanist Hüseyin Sermet 30-31 Ocak 2014 PerşembeCuma, 20:00 Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ile ayın son konserinde Şef Gilbert Varga ve keman virtüözü Soyoung Yoon var. Bu konser ile CSO konser salonunda Bartok ve Enescu’nun eserlerini dinleme imkanı bulacağız.

• Bachfest Ankara -

14 Ocak 2014 Salı, 20:00 Her ay bir konserle büyük besteci Johann Sebastian Bach’ın eserlerini Ankara dinleyicisi ile buluşturuyor. İlk konser, 14 Ocak 2014 tarihinde ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi Kemal Kurdaş Salonu’nda gerçekleştirilecek. Bu konsere ait program notu şu şekilde : BBC Müzik Dergisi tarafından tüm zamanların en iyi sopranoları arasında gösterilen Emma Kirkby, Oxford’da öğrenciyken ve daha sonra öğretmen olduğu yıllarda korolorda ve küçük gruplarda şarkılar söyledi. 1971’de Taverner Korosu’yla ve 1973’te de Consort of Musicke’yle olan uzun birlikteliğine başladı. Yoğun kayıt faaliyetlerinin yanında, Kirkby meslektaşları ile canlı konserlerde geniş bir repertuvarı icra etmektedir. London Barok Topluluğu’nda 30 yılı aşkın performans sergilemiş usta kemancı Ingrid Seifert, barok müziğin büyük isimleri Harnoncourt ve Kuijken ile sayısız kayıtlar yapmış ve konserler vermiştir. Halen Londra’da Royal College ve Kraliyet Müzik Akademisi’nde masterclass çalışmalarına devam etmektedir. 25 yıla yakın zamandır birlikte oda müziği konserleri veren Bülent Oral ve keman sanatçısı Hakan Özaytekin, hayalini kurdukları İzmir Barok Topluluğu’nu hayata geçirmeyi başarmışlardır. Topluluğun göze çarpan en önemli özelliği, barok müziği, dönem enstrumanları ve stili ile seslendirmeleridir. Türkiye’de bunu gerçekleştiren ilk topluluk olmaları kendileri için ayrıca bir gurur vesilesi olmuştur. İzmir Barok Topluluğu’nun geçtiğimiz günlerde kaydedilen “16. yüzyıldan 18. yüzyılın İlk Yarısına Avrupa ve Osmanlı Saray Müzikleri” adlı albümleri müzik marketlerdeki yerini almıştır.

• Fazıl Say – İlk Şarkılar

15 Ocak 2014 Çarşamba, 20:00 Yenimahalle Nazım Hikmet Kültür Merkezinde Anadolu Konserleri Turnesi çerçevesinde gerçekleşen konserde Fazıl Say, solo piyano resitalinin yanı sıra, Nazım Hikmet’ten Metin Altıok’a, Can Yücel’den Ömer Hayyam’a yirmi yıl önce bestelediği şarkılarını Serenad Bağcan’ın vokali eşliğinde seslendirecek. İlk Şarkılar albümü yakında çıkacak olan dünyaca ünlü piyanist ve besteci Fazıl Say Anadolu Konserleri çerçevesinde dinleyicilerle buluşmaya devam ediyor. Programda Seslendirilecek Yapıtlar Şunlar: Nazım Hikmet “Memleketim” Metin Altıok “Düşerim” Metin Altıok “Bu Kekre Dünyada” Cemal Süreya “Dört Mevsim” Ömer Hayyam “Akılla Bir Konuşmam Oldu” Can Yücel “Sardunyaya Ağıt” Pir Sultan Abdal “Sordum Sarı Çiğdeme” Orhan Veli “Efkarlanırım” Orhan Veli “İstanbul’u Dinliyorum” Nazım Hikmet “Davet” Solist: Serenad Bağcan

Sevda-Cenap And Müzik Vakfı BüLTENi - 5


Başkentte Geçen Ayın İçinden 06 Aralık 2013 Cuma, 20:00

18 Aralık 2013 Çarşamba, 20:00

Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası büyük bir eseri önemli bir şef ile seslendirdi. Gustav Mahler’in 5. Senfonisi, Ankara’lı müzik severler ile buluştu. Rengim Gökmen yönetimindeki konserde beş bölümden oluşan eseri, müzikseverler dolu bir konser salonununda izledi.

Orkestra Akademik Başkent CSO konser salonunda dinleyiciler ile buluştu. Şef Ertuğ Korkmaz yönetimindeki konserde gitarist Costanza Savarese modern ve klasik gitar eserlerinden kurulu repertuvarıyla kalabalık dinleyici kitlesi tarafından beğeniyle karşılanan bir konser gerçekleştirdi.

CSO ve Şef Rengim Gökmen

Gitarist Costanza Savares

7 Aralık 2013 Cumartesi, 20:00

21 Aralık 2013 Cumartesi, 20:00

Bilkent Senfoni Orkestrası 07 Aralık 2013 Cumartesi akşamı Şef Işın Metin yönetiminde Wagner ve Strauss’un eserlerini seslendirdi.

Bilkent Senfoni Orkestrası, Şef Ion Marin ve piyanist Mona Asuka Ott ile, Beethoven’ın 5. Piyano Konçertosu’nu ve Berlioz’un Fantastik Senfonisi’ni seslendirdi.

12-13 Aralık 2013 Perşembe-Cuma, 20:00 CSO İsmet İnönü’yü Anma Konseri’nde Şef Adrian Prabava ve Çellist Johannes Moser; Shostakovich’in Viyolonsel Konçertosu’nu, Mendelssohn’un Trompet Uvertürü’nü ve Stravinski’nin Ateş Kuşu Bale Süiti’ni seslendirdi.

29 Aralık 2013 Pazar, 20:00 13 yıldan beri, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası tarafından düzenli olarak gerçekleştirilen periyodik yeni yıl konseri, bu sene 29 Aralık Pazar günü Ankara Arena Spor Salonu’nda gerçekleştirildi. Şef Rengim Gökmen’i bu ay ikinci defa arşesi ile sahnede gördüğümüz konserde ayrıca Londra’dan Swingle Singers grubu da yer aldı. Bu konser ile Ankaralılar olarak Saint-Saens, Donizetti, Strauss ve Ulvi Cemal Erkin gibi klasik dönem bestecilerinin eserlerinin yanı sıra, Gillespie, Ellington gibi günümüz bestecilerini de dinleme imkanı bulduk. Yaklaşık 10 bin kişilik s por salonu tamamen dolu olarak bu konseri izledi. Ayrıca aynı anda TRT HD kanalından canlı olarak yayınlanan konseri tüm ülke izleme şansına sahip oldu.

29 - 30 Aralık 2013 PazarPazartesi, 20:00

Şef Ion Marin

Yeni Yıl Konserinde Şef Antonio Pirolli ile Bilkent Senfoni Orkestrası müzik severler ile yine buluştu.

14 Aralık 2013 Cumartesi, 20:00 Şef Gürer Aykal ve gitarist Kağan Korad; Ferit Tüzün, L. Brouwer ve Tchaikovsky’nin eserlerini yine bu orkestramız ile seslendirdi.

Piyanist Mona Asuka Ott

6 - Sevda-Cenap And Müzik Vakfı BüLTENi • www.andmuzikvakfi.com

Şef Antonio Pirolli


Türkiye’den Seçmeler İstanbul 03.01.2014 Cuma, 20:00

11.01.2014 Cumartesi, 16:00

17.01.2014 Cuma, 20:00

Yusuf ile Züleyha Opera, 3 Perde / 2 saat 40 dak. Kadıköy Süreyya Operası

Giselle Bale, 2 perde / 2 saat 15 dak. Kadıköy Süreyya Operası

Dansmavi Bale, 1 perde / 20 dak. Kadıköy Süreyya Operası

05.01.2014 Pazar, 12:00

12.01.2014 Pazar, 11:00

25.01.2014 Cumartesi, 20:00

Fındıkkıran Çocuk Balesi, 1 Perde / 53 dak. Kadıköy Süreyya Operası

Kitap Aşkına Çocuk Müzikali, 2 perde / 2 saat / Kadıköy Süreyya Sahnesi

Arkeoloji Müzesi Dinletileri Konser, 1 perde / 1 saat / İstanbul Arkeoloji Müzesi

06.01.2014 Pazartesi, 20:00

13.01.2014 Pazartesi, 20:00

Carmina Burana Sahne Kantatı, 1 Perde / 1 saat Zorlu Center PSM Ana Tiyatro İstanbul

Hüsn-ü Aşk’a Dair Modern Dans, 2 perde Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat

08 Ocak 2014 Çarşamba, 20:00

16 Ocak 2014 Perşembe, 20:00

Dünyanın en ünlü oda orkestralarından Academy of St Martin In the Fields, Joshua Bell yönetiminde 8 Ocak 2014’te İş Sanat’ta... Joshua Bell yöneten/keman Eserler ; J. S. Bach İki Keman, Yaylılar ve Basso continuo için Konçerto, BWV 1043, Re minör J. S. Bach Keman, Yaylılar ve Basso continuo için Konçerto No. 2, BWV 1042, Mi Majör L. v. Beethoven Senfoni No. 3, Op. 55, Mi bemol Majör ‘’Eroica’’ sı 500’den fazla kayıtları ve oda orkestrasından senfoni orkestrasına kadar çeşitlenebilen yapısıyla dünyanın en ünlü oda orkestralarından Academy of St Martin In the Fields Sir Neville Marinner’den sonra müzik direktörlüğüne gelen ilk kişi olan Joshua Bell yönetiminde bir kez daha İş Sanat’a konuk oluyor. Nefes kesen virtüözitesi,enfes güzellikteki tonu ve karizmatik sahnesiyle “kemanın şairi” ve “klasik müziğin süper starı” unvanlarına layık görülen Bell, topluluğu hem yönetecek hem de konserin solistliğini üstelenecek. Olağanüstü bir odatopluluğunu dünyanın en önemli solistlerinden biriyle buluşturan gece İş Sanat’ın unutulmayacakları arasında yer alacak...

Şefliğini Sascha Goetzel’in üstlendiği Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası, efsanevi piyanist Murray Perahia ile birlikte Lütfi Kırdar Auditorium’unda... Sascha Goetzel: Şef Murray Perahia: Piyano Program : Schumann: Piyano Konçertosu, La minör, Op.54 Schreker: Vorspiel zu einem Drama Tüzün: Çeşmebaşı Erkin: Senfonik Bölüm Saint-Saëns: Samson ve Delilah’dan “Bacchanalle” Kariyeri boyunca Benjamin Britten, Peter Sears, Rudolf Serkin ve Pablo Casals gibi dev isimlerle çalışmış olan efsanevi piyanist Murray Perahia, Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası eşliğinde bir kez daha İstanbullu dinleyenleri ile buluşacak. Deneyimi ve müzikalitesini özenle seçtiği repertuarı ile birleştiren sanatçı, Schumann’ın piyano edebiyatına kattığı tek konçertosunu seslendirecek. Programda yer alan Ferit Tüzün ve Ulvi Cemal Erkin’in besteleri ile Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası, Türk bestecilerin yapıtlarını dünyaya duyurma misyonunu sürdürecek

30.01.2014 Perşembe, 20:00 La Cenerentola (Kül Kedisi) Opera, 2 perde Kadıköy Süreyya Sahnesi

• İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası Yer : Fulya Sanat Merkezi Saat : 20:00 Şef : Kojı Kawamoto Solist : Fevzi Onur Ustabaş (Klarinet) Solist : Yağızcan Keskin (Klarinet) Solist : Poyraz Baltacıgil (Viyolonsel) Program F. Mendelssohn : 2 Klarinet ve Orkestra İçin Konser Parçası No. 1 Op. 113 E. Elgar : Viyolonsel Konçertosu N. Kodallı : Telli Turna Y. Akutagawa : Trinita Sinfonica

Sevda-Cenap And Müzik Vakfı BüLTENi - 7


Türkiye’den Seçmeler İstanbul 17 Ocak 2014 Cuma, 20:00 İsviçreli piyanist Cédric Pescia, İstanbul Resitalleri kapsamında, Sabancı Müzesi’nde... İsviçreli piyanist Cédric Pescia’nın müzikal yaşamı tıpkı bir İsviçre saatini andırıyor. Ayrı ayrı çalışan her bir mekanizma bütünün mükemmelliğine hizmet ediyor. Pescia’nın farklı alanlardan damıtılmış bilgi ve becerileri onun piyanizmini zenginleştiriyor. Konser piyanistliği, jüri üyeliği, piyano profesörlüğü ve festival yönetmenliği gibi her biri ayrı bir beceri, ilgi ve zaman isteyen alanlardaki aktif çalışmaları sanatçının müziğe bağışlanmış hayatının en önemli göstergeleri. Pescia’yı özel kılan ise, tüm bunları genç yaşında bir arada yapabiliyor olması. İsviçreli sanatçının İstanbul Resitalleri öncesindeki durakları Almanya, Rusya ve Norveç. Lozan Konservatuvarı’nın ardından Cenevre Konservatuvarı’nda “Premier Prix de Virtuosite” ile onurlandırılan sanatçı, müzik eğitimini Berlin Güzel Sanatlar Akademisi’nde Wilhelm Kempff’in öğrencilerinden Alman piyano hocası Klaus Hellwig ile tamamladı. Pierre-Laurent Aimard, Daniel Barenboim, Henri Barda, Dietrich Fischer-Dieskau, Ivan Klansky ve Christian Zacharias ile müzik çalışmaları devam eden Pescia, 2003- 2006 yılları arasında İtalya’daki dünyaca ünlü Lake Como Uluslararası Piyano Akademisinden davet alarak Dimitri Bashkirov, Leon Fleisher ve Andreas Staier gibi önemli isimlerle birlikte çalışma fırsatı buldu. 2002’de, Amerika’da düzenlenen Gina Bachauer Uluslararası Piyano Yarışması’nda “Altın Madalya” kazanarak “Birinci” oldu; 2005 ve 2007’de Vevey’de düzenlenen Clara Haskil Competition’a jüri üyesi olarak davet edildi. 2012’den beri de Cenevre’deki Haute Ecole de Musique’e piyano profesörü olarak yer alıyor. Pescia, Almanya, İsviçre, Fransa, Avusturya ağırlıklı olmak üzere Avrupa’dan uzak doğuya, Güney Amerika’dan Kuzey Afrika’ya uzanan bir coğrafyada resital ve konserler veriyor. İstanbul Resitalleri’nden önce sahneye çıktığı salonlar arasında, Berlin Konzerthaus (Berlin), Hamburg Musikhalle (Hamburg), Mozarteum (Salzburg), Carnegie Hall (New York), Oriental Art Center (Şangay), Wigmore Hall (Londra) ve Tonhalle (Zürih) gibi klasik müziğin uluslararası platformdaki önemli adresleri var. Cédric Pescia’nın basından olağanüstü övgüler alan kayıtları Claves Records ve Aeon plak şirketleri tarafından yayınlanıyor.İlk solo albümü 2004 yılında yayınlanan Pescia’nın albüm kayıtları arasında Bach’ın “Goldberg Varyasyonları”, Schumann’ın solo piyano için tüm çalışmaları, Fransız bestecilerden Couperin, Messiaen ve Debussy, Busoni ve Beethoven’ın piyano sonatları bulunuyor. Bugüne kadar yayınlanmış sekiz albümü bulunan sanatçı 2012’de yayınlanan son albümünde ise John Cage seslendirdi.

Bursa

• Bursa Devlet Senfoni Orkestrası 16 Ocak 2014 Yer: Atatürk Kongre Ve Kültür Merkezi Merinos Saat: 20.00 Şef: Cemi’i Can Deliorman Solistler: “Dinçer Özer Vurmalı Çalgılar Topluluğu”, Dinçer Özer, Soner Özer, Hakan Yağuş, Emre Günay, Can Kıyıcı. Program: Rodion Shchedrin, Rodion Shedrin “Carmen” Vurmalı Çalgılar Gösterisi

Samsun

• Samsun Devlet Opera ve Balesi 16 Ocak 2014 Saat: 20.00 Yer: Büyük Salon

İzmir

• İzmir Devlet Senfoni Orkestrası 03 Ocak 2014 Saat: 20.30 Yer : Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi “Yeni Yıl Konser Şef: Hakan ŞENSOY Solistler: Burçin BÜKE -Piyano Ece Göksu Quartet Ece Göksu - Vokal Can Cankaya - Piyano Kağan Yıldız - Kontrbas Cem Aksel - Davul Program: G.Gershwin Mavi Rapsodi G. Gershwin Jazz Şarkıları L. Bernstein Batı Yakası Hikayesi - Senfonik Danslar

Duyuru Özel Sevda – Cenap And Müzik Kursu Piyano Kursu Öğrenci Konseri 14 Aralık, Cumartesi günü saat 19.00 da kurs merkezinde gerçekleşti. Öğretmen: Günay Tuzkaya Katılan Öğrenciler: Ala Irmak Kalaç, Bulut Bilgin Yavuz, Özdensu Kapkap, Alissa Lier, Savalan Şan Tebrizli, Günsu Aytekin Deniz Günay, Ilgın Ülgen, Özge Çelikkaya, Surya Yıldız, İlke Kalaç, Nehir Kırtaş, Eylül Deniz Polat Nisan Demiray, Ala Irmak Kalaç, Şan Tebrizli Yer: Özel SCA Müzik Kursu Tunalı Hilmi Caddesi 114 / 48 Kavaklıdere /Ankara 0312 – 427 08 55

8 - Sevda-Cenap And Müzik Vakfı BüLTENi • www.andmuzikvakfi.com


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.