www.seyrupedal.com
Manisa - İzmir Bisiklet Gezisi
atlanırın modifiye süreci uzun bir zaman aldığından günübirlik bisiklet gezilerine ara vermek zorunda kalmıştım. 14 günlük bisiklet turundan döndükten ve Bisiklet Gezgini’nde yaptığım sunumdan sonra boş geçecek olan haftayı değerlendirmek için Manisa-İzmir gezisi yapmaya karar verdim. High Mountain K2 Rüzgar Geçirmez Polar Pantolon
Rotam belliydi; yüksekliği 1.517 metre olan Spil Dağı’nı aşarak İzmir’e varacaktım; tabii benim tırmancağım yükseklik 1.305 metre olacaktı:) Tekli rahat koltuklarını sevdiğimden biletimi her zaman olduğu gibi Kamil Koç firmasından almıştım. Saat 00.23’te yağmurlu bir İstanbul gecesinde hareket ettik. Sabahleyin Manisa otogarına vardığımızda bedenimi sevgiyle karşılayan soğuk karşısında, “evet arkadaş, kış gelmiş,” diye mırıldandım. Üzerimde yazlık pantalonum vardı ve artık kışlık bir pantalon almanın vakti gelmişti. Bu geziden sonra High Mountain markasının (ki güvenli bir Türk markasıdır) K2 rüzgar geçirmez pantolonu satın aldım. Bir arkadaşım bu pantolonu dağda kullanıyor ve oldukça memnun olduğunu söyledi. Polar kumaş sayesinde ısı yalıtımı iyi ve paçalardaki bantlar sayesinde aynakol ile bir sorun olmuyor, ancak soğuk havalarda nasıl bir sonuç vereceğini zaman gösterecek.
1539 tarihinde, Kanuni Sultan Süleyman Han tarafından validesi Hafsa Sultan adına yaptırılan Sultan Hamamı. Cumhuriyet’in ilanından sonraki yıllarda aslına uygun olarak restore edilmiş ve günümüzde kullanıma açık.
2
Bisikleti ve eşyaları toparlarken iki adam yanıma geldi. Selamlaşmanın ardından içlerinden birisi; “bisiklet kaç para?” diye sordu. Aslında cevapları hazırdı ya, “900 TL.”deyince, “ucuzmuş,” dedi ve devam etti; “geçenlerde bir tanesi, 2.000 TL. demişti. Arkadaş bir bisiklete 2.000 TL. verilir mi?” Cevap vermediğim gibi oralı bile olmayınca bozulup yanımdan ayrıldılar. Bu tür gramaj beyinli heriflerden hoşlanmadığımdan dolayı muhabbeti kısa kesiyor ve yoluma devam ediyorum. Bunun en güzel yolu da bisikletin fiyatını ucuz tutmaktan geçiyor. Yoksa bisikletimin değeri 2.500 TL. Otogarın çıkışında bulunan pastanenin sıcacık ikinci katında bir masaya oturdum. Kurt gibi acıkmıştım ve kendime Ayvalık tostu söyledim. Normalde Ayvalık tostunu yerken içerisindeki malzemelerden dolayı eziyet çekilir ki böylesi bir eziyet büyük keyiftir, ancak masaya gelen Ayvalık tostu öyle cılızdı ki yediğimden hiçbir şey anlayamadan masadan kalktım. Tosta ve çaya 4 TL. ödeyip, ismi Naturel olan pastaneden keyifsiz bie şekilde ayrıldım. Pastanenin önünde hazırlanırken bir adam yaklaşıp bisiklet ile sorular sormaya başladı. Kendisinin de katlanır bisikleti varmış ve bisikletimle oldukça alakalı oldu:) Ayrılmak üzereyken yoculuk nereye, diye sorduğunda Spil Dağı’nı aşıp İzmir’e gideceğimi söylediğimde çok şaşırdı. Açıkçası Ermenistan’da 8 saat süren tırmanışla 2.535 m.’ye tırmandığım Megri Geçidi’nden (Meghri Passing) sonra rampayı pek umursadığımı söyleyemem. İlk önce Fatih Parkı’na gittim. Manisa’ya gelmişken Manisa Tarzanı’nın (Ahmet Bedevi) heykelinin bir fotoğrafını çekeyim dedim ama heykeli kaldırmışlar. Parkta sadece Fatih Sultan Mehmet’in heykeli bulunuyordu. Bu park zamanında şehzade olan Mehmet’in has bahçesiymiş.
Fatih Parkı’nda bulunan Fatih Sultan Mehmet’in heykeli.
1500’lü yıllarda yaşamış, Türk sufi, hekim ve Halveti Tarikatı’nın Sünbüliye kolu şeyhlerinden, asıl adı Müslihittin Ebu Taki Musa bin Mustafa bin Kılıç olan Merkez Efendi’nin heykeli.
3
İmarethane bölümünde bulunan lahitlerden bir tanesi.
Vakit varken Manisa Müzesi’ni de ziyaret ettim. Giriş ücreti olarak 3 TL. ödedim. Müze’nin sadece üç tane odası ziyarete açıktı. Arkeolojik eserlerin sergilendiği imarethane bölümünde Bronz Çağdan Bizans Dönemi sonuna kadar heykel ve lahit gibi parçalar bulunuyordu.
4
Geleneksel kadın kıyafetleri 19-20. yüzyıl.
Osmanlı dönemi, zikir tespihi.
Bakır ve bakır alaşımlı metallerin altın ve civa karışımı yardımıyla yaldızlanarak yapılan altın kaplamalı Tombak’tan bir örnek.
Odadan görüntüler
5
Hat eserlerinin sergilendiği odadan
Koridorda bulunan heykellerden
Avluda yer alan mezar taşlarının altında ait olduğu kişinin bilgileri yer alıyordu.
6
Müzeden çıktıktan sonra yola devam ettim. Spil Dağı yoluna girdiğimde tırmanışta başlamıştı. İlerlerken bir tabela gördüm; İzmir yolunun kapalı olduğu yazıyordu. İllaki geçecek bir yer bulurum, bulamasam bile geri döner ve başka bir yoldan İzmir’e doğru devam ederim, dedim. Özellikle rampayı tırmanmak istiyordum ki geri dönmek hiç içimden gelmiyordu. Zirveye doğru, çeşme başında dinlenmekte olan birisine sorduğumda ise yolun açık olduğunu öğrendim.
Böylesi bir manzaraya sahip olan yoldan geri dönülür mü?
Çam ağaçlarıyla çevrili bu yolda; ağaçların yapraklarını okşayan rüzgarın o büyülü sesi eşliğinde ilerlerken üstüme sinmiş olan şehir hayatının stresi de eriyip yok oluyordu.
Çare Şükran:)
7
Milli Park girişi.
8
17.5 km. sonra 757 m. yükselmiştim.
Spil Dağı boyunca yolda park etmek ya da piknik yapmak yasak. Dinlenmek veya piknik yapmak için bu tür alanlar yapılmış.
22 km. sonra, saatim 14:20’yi gösterdiğinde 1.140 m. tabelasının önündeydim ve manzara gerçekten harikaydı.
Rüzgar gittikçe şiddetini artırıyordu. Rüzgar geçirmez polar eldivenlerimi giydim. Bu eldivenler dağcılık yaptığım zamandan kalma. Dış iç yapısı kaymayayı engelleyen bir mazemeyle kaplı; dağda kazma ve batonları tutmak için ideal olan bu sistem gidon üzerinde pek kullanışlı değildi. Eldiven kaymadığından dikiş yerleri parmak aralarımı tahriş ediyordu ya yapacak bir şey yoktu:) Bu turdan sonra güzel bir ders daha edindim; arşivini asla tek bir harici harddiske kaydetme. Cihazda bed sektör (bad sector) oluşmuş. Bu turda çektiğim fotoğraflar dahil arşivde yedeklediğim birçok bir fotoğrafı kurtaramadık. O yüzden bu kısımdan sonra malesef fazla bir fotoğraf yok.
1.300 m.’de rüzgar artık coşmuştu. Zaman zaman bisikletin üzerinde dengemi kaybediyordum… Ama yol harikaydı.
9
İnişe yaklaştığım sırada, yol çalışması yüzünden yol kapatılmış ve stabil bir yoldan istikamet verilmişti. Stabil yolları sevdiğimden (her ne kadar yol bir süre sonra asfalt bir yola bağlansa da) keyifle pedalladım. Katlanır bisikletim bu tür yollar için uygun değildi, ama başka bir bisikletim olmadığına göre… dayan küçük dostum dayan. Saatim 16:40 gösterdiğinde güzel bir inişten sonra Sütçüler beldesinden çıkmış ve İzmir karayoluna girmiştim. Ayrıca sanayi bölgesi olan bu yolda 19 km. pedalladıktan sonra Bornova’ya varmış ve güzel bir gezinin daha sonuna gelmiştim.
Bornova
Mesafe: 78.29 km. Bisiklet kullanma süresi: 7:06:44 Ortalama hız: 11 km/h. Maksimum hız: 53 km/h. 10
ŞEHİR BİSİKLETİNDEN TUR BİSİKLETİNE, BİR KATLANIRIN DEĞİŞİM ÖYKÜSÜ
www.seyrupedal.com