SMASH
FILLES A PAPA
SHOPIGO.COM
Genel Yayın Yönetmeni & Kreatif Direktör Anıl Can anil@smashthemag.com Editörler Ece Somay Özge Akpınar Grafik Tasarım Elvin Akkan Reklam & Pazarlama Direktörü Onur Yılmaz reklam@smashthemag.com İletişim smash@smashthemag.com www.smashthemag.com +90 212 243 36 30 Katkıda Bulunanlar Arzu Baykar, Aytekin Yalçın, Ceren Akdeniz, Chloé İmre, Devlet Ayşe Ata, Elif Seydioğlu, Emre Uğur Sezgin, Gamze Tığlı, Gökay Çatak, Kadir Kılıç, Koral Sagular, Samet Kilci, Soner Sertbaş, Yasemin Kılıç Lisans Sahibi Ari̇va Medya Yayıncılık A.Ş. Sorumlu Müdür Anıl Can Smash The Mag, Ariva Medya Yayıncılık A.Ş. lisansıyla yayımlanmaktadır. Bu dergide yer alan yazı, makale, fotoğraf ve illustrasyonlar elektronik ortamlarda dahil olmak üzere çoğaltılma hakları Ariva Medya Yayıncılık A.Ş.'ye aittir. Yazılı ön izin olmaksızın hangi dilde ve hangi ortamda olursa olsun materyalin tamamının ya da bir bölümünün çoğaltılması yasaktır. Bu dergi, basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir. Yayın türü aylık, yaygın, süreli yayın Yönetim Ari̇va Medya Yayıncılık A.Ş. Müeyyetzade Mah. Serdar-ı Ekrem Cad. No: 26/ 8 34425 Beyoğlu – İstanbul +90 212 243 36 30 www.arivamedya.com ariva@arivamedya.com Baskı Portakal Baskı Matbaacılık San. Ti̇c. A.Ş. Huzur Mah. Tomurcuk Sok. No: 5/1 4 Levent - Seyrantepe - İstanbul www.portakalbaski.com.tr
Sergiler, heyecanla beklenen ilk koleksiyonlar, muhteşem defileler, işbirlikleri, lansmanlar… Son çeyreğine girdiğimiz 2015’e şimdiden “Moda dolu bir yıl oldu” diyebiliriz. Jean Paul Gaultier’in Grand Palais’daki muhteşem sergisi, John Galliano’nun ilk Maison Martin Margiela koleksiyonu, Givenchy’nin mistik defilesi, YSL’nin couture hayatına 13 yıl aradan sonra geri dönüşü, tabiki WOW dedirtecek cinsten! İlk sayımızda, bize "WOW" dedirten, hayranlık uyandıran herkes ve herşey ile karşınızdayız.
#FACELESS Bizim için pek özel olan ilk sayıda, tüm dünyadaki Glam Chic hakimiyetine #faceless hashtagi ile meydan okuyoruz! Vak dalgalı saçlar, kırmızı rujlar, dumanlı gözler, omuza atılan ceketler, derin bakışlar, seksi pozlar. Alayına karışıyız! Gül cemalimizi kapatıyor, modanın alternatif yüzü ile tanıştırıyoruz sizleri.
ANIL CAN
MASHTEHMAG.CO
#FACELESS
Aytekin Yalçın ile gerçekleştirdiğimiz moda çekimimizin videosu smashthemag.com'da.
JEAN PAUL GAULTIER SERGİSİ
Tasarımcının, Grand Palais'da gerçekleşen retrospektif sergisinin detayları smashthemag.com'da.
CHRISTIAN LOUBOUTIN JEWELLRY LIPSTICK
smashthemag.com'da.
LUCA MANINI
DONATELLA &GIVENCHY FLÖRTÜ
smashthemag.com'da.
Podyumdaki uzun bacaklar ve kırmızı dudaklar büyük patlama sonucu kaotik bir dünya oluşturuyorlar. Kolaj ve gif sanatçısı Luca Mainini ile tanışmak için smashthemag.com'a tıklayın.
WARHOL'UN POLAROIDLERİ Gün yüzüne çıkan polaroidler smashthemag.com'da.
SAINT HOAX
Güzelliğin altında yatan provokatif gerçekler smashthemag.com'da.
DOLCE & GABBANA ALTA MODA FALL 2015
Dolce & Gabbana'nın Portofino'daki masalsı defilesinin detayları smashthemag.com'da.
#selfie
GÖKAY ÇATAK
Gökay Çatak İstanbul doğumlu. Bir süredir yaşadığı Brüksel’den taze döndü. Dönüşünü fırsat bilip kapak çekimini kendisiyle gerçekleştirdik. Bilgi Üniversitesi Fotoğraf & Video Bölümünden mezun olduktan sonra Belçika’da fotoğrafçılık üzerine master yapan Gökay’ın işlerinin odak noktasını moda ve portre fotoğrafçılığı oluşturuyor. Şu ana kadar sanat galerilerinde, birçok online ve basılı dergide yer alan Gökay aynı zamanda American Apparel gibi moda markalarıyla da iş birlikleri içerisinde. Fotoğraflarında ince düşünülmüş, iyi gizlenmiş bir feminenlik yakalayarak bizi cesur ama derin bir gerçeklikle baş başa bırakıyor.
AYTEKİN YALÇIN
Aytekin 1991 İzmir doğumlu. Ege Üniversitesi’nde Fizik Öğretmenliği okurken fotoğrafçı olmaya karar veriyor ve hikayesi başlıyor. Okulu bırakıp İstanbul’a yerleşen Aytekin, büyük gelişimi ile kariyer basamaklarını ikişer üçer çıkmaya devam ediyor. Birçok büyük moda markasının kampanya fotoğraflarının altında imzası bulunan Aytekin, dergilerde hayran bırakan çekimleri ve aynı marjinal vizyon ile çektiği albüm kapakları ile portfolyosunu hep bir adım öne taşımayı başardı. Aytekin, ilk sayımızın hashtagini belirleyen çekim #Faceless ile moda ve sanatı birbirinden ayırmayan duruşumuzun sağlamasını yaptı. Çıkardığı harika iş için kendisine binlerce teşekkür Smash The Mag ekibinden geliyor.
#selfie
#selfie
KADİR KILIÇ
Işık Üniversitesi’nde Moda üzerine aldığı lisans eğitiminden sonra master eğitimini, İtalya’da, Polimoda International Institute of Fashion Design & Marketing'de bitirdi. 2012 Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışması’nda birinci olan Kılıç, yerli markaların yanında, İtalya’da yaşadığı dönemde Patrizia Pepe ve Emilio Pucci gibi dünyaca ünlü markalara da tasarım hizmeti verdi. 2014 yılının son aylarında, birçok ülkede satmaya devam eden kendi markası MiiN’i kurdu. Kadir, #Faceless çekimimiz için muhteşem maskeler ve bodysuitler tasarladı. Ellerine sağlık Kadir!
CEREN AKDENİZ
Ceren yirmi bir yaşında; eğitimini moda tasarımı üzerine aldı. Tumblr'i onu asosyalliğe iten bir ilham kaynağı olarak görüyor. Beğendiği fotoğrafları kolajlarında kullanarak değerlendiren Ceren keşfettiği her sanatçı için duyduğu heyecanı bilgisayar başında geçirdiği saatlerle pekiştiriyor. Onunla Eminönü’nde dolaşırken, bit pazarlarını talan ederken ve en bulunamayacak şeyleri bulunur hale getirirken karşılaşabilirsiniz. Ceren bu ay tüm çekimlerde bize yardım etti. Mottosu olarak benimsediği “I am a thinker not a talker” sözünden anlaşıldığı üzere yola çıkarken yalnız değil; Ceren fikirleriyle birlikte uzun soluklu bir keşifte.
#selfie
Moda fotoğrafçısı Aytekin Yalçın ile yaptığımız #FACELESS moda çekimimizin starı, Respect Models'den Erjena Avokadnas. Kendisi model olanlardan değil, model doğanlardan!
erjena avokadnas
ACKSTAGE kadir kılıç
Aytekin Yalçın ve Kreatif Direktörümüz Anıl Can'ın birlikte kurduğu dekorlar, Look34'ün bize özel sağladığı pek özgür mekan ile hepimizi havaya sokmayı başardı. Çekimi öyle sıcak bir havada yaptık ki kürkler ve bodysuitler içinde terleyen Erjena'nın performansı görülmeye değerdi!
#FACELESS
arzu baykar
Geçtiğimiz aylarda yapılan Koza Genç Tasarımcıları Yarışması ikincisi Arzu Baykar'da setimize uğrayanlar arasında! Kendisine ikincilik getiren koleksiyonundan bazı parçalarını bizimle paylaşan genç tasarımcıya teşekkürler. Favori parçamız harikulade bodysuiti oldu!
fotoğraflar: devlet ayşe ata
ceren akdeniz
Saç ve makyaj artistlerinin olmadığı set kalabalık değil sanmayın! Çekimin videolarını üstlenen Emre Uğur Sezgin, aynı zamanda set djimiz oldu. Erjena ile beraber hepimiz kah dans ettik, kah yerlere yattık. Hem eğlendik hem çektik. Tüm ekibe kocaman teşekkürler!
anıl can
aytekin yalçın
NEWS
Givenchy Couture'15 YSL Couture Kimliksiz Trends Sonbahar-Kış Trend Raporu Gucci Resorts'16 Maison Margiela Couture Chanel Couture Fall'15
14
57
MEET CREATIVE PEOPLE Kenzo Takada Yazbukey Özgür Masur Hande Çokrak Selim Baklacı Ece Gözen Luca Mainini Maurizio Di Iorio Dina Lynnyk
F*CKING COOL THINGS
26
Giyilebilir Sanat Couture Aksesuarlar Kulaklık Takım Elbise Concept Shooting: F*cking Smashed Things
105 FASHION EDITORIALS Designer Drugs Faceless
GIVENCHY NEWS
14 / SMASH
GIVENCHY FALL 2015 MENSWEAR
Ricardo Tisci, ilhamını Katolik mezhebinden aldığı sonbahar erkek koleksiyonu ile tüylerimizi ürpertirken kendine hayran bırakıyor. Podyum, şeytani kırmızı-siyah dansı ile adeta cehenneme giden bir otoyol gibiydi. Üstelik tek şerit!
hazırlayan: anıl can
Makeup Artist Pat McGrath, tüm makyaj uygulamalarını Afrika kabilelerine ve Gotik sanata dayandırdığını iddia etse de bütün o ekstrem suratların altında şeytani bir şeyler vardı. Podyuma, beklemediğimiz anda fırlayan kadınlar adeta büyü yapmak için atıyorlardı kedi adımlarını.
Sen çekiniyordun ama tüm looklar seni içine çekiyordu. Tehlikeli ve çekici erkekler vardı Givenchy’nin podyumunda özetle! -olması gerektiği gibiÖzgür ve serbest Kızılderili desenlerini, keskin terzilik becerileriyle jilet hale getiren Tisci, metal iplerle dikilmiş ağızlar ve parlak bir cisimden enfeksiyon kapmış gibi görünen makyajlar ile bu sezonun “En Ruhani Koleksiyon” unvanını hakediyor. Gösteriden sonra Tisci, “Şeytan her zaman kötü değildir.” dedi bilgiç bir gülümsemeyle. Haklıydı. Biz bu şeytana BA-YIL-DIK!
YSL COUTURE NEWS
18 / SMASH
19
/ SMASH
VE SONUNDA... YSL COUTURE!
En son 2002 yılında couture koleksiyonuna kavuştuğumuz Yves Saint Laurent, on üç yıl sonra aramıza yeniden geri dönüyor. Markanın kreatif direktörü Hedi Slimane’nin hazırladığı couture koleksiyonunun çekimleri, Paris’teki Hôtel de Sénecterre’de yapıldı. Çekimler, nefes kesen keskinlikte siyah-beyaz bir fotoğraf serisi ile karşımıza çıkıyor.
hazırlayan: ece somay
17. yüzyıla ait bir malikâne olan Hôtel de Sénecterre, Slimane tarafından adeta yeniden inşa edilerek bir moda evine dönüştürülüyor. Projesine 2012’de başlayan Slimane, malikâneyi üç ayrı parçaya ayırıyor: müşterilerin parçaları denedikleri stüdyo “Salon Couture”, kıyafetlerin yapıldığı atölye “Atelier Flou” ve terzilerin atölyesi “Atelier Tailleur”.
Atölyede müzisyenler ve film yıldızları için özel el yapımı gündelik ve gece elbiseleri de dikiliyor. Bu parçalar tek tek numaralandırılıyor ve bu özel koleksiyon sadece fildişi rengi ipek ve saten kumaştan oluşuyor. Atölyenin, couture parçalarının gizli bir kaydını tutmak için altın bir monogram kitabı hazırladığını da belirtmeden geçmeyelim. Malikânenin içindeki tüm mobilya ve sanat eserleri özel olarak Slimane öncülüğünde seçildi, bir kısmı ise kendi özel koleksiyonuna ait. Moda evinin içi kadar, dışı da YSL etkileri taşıyor. Bahçe düzenlemesi de tabii ki Slimane tarafından özel olarak yaptırıldı.
KiMLiKSiZ
NEWS
20
/ SMASH
Hood by Air
Givenchy
Rick Owens
21
/ SMASH
#FACELESS
Maison Margiela, Rick Owens, Iris Van Herpen, Junya Watanabe, Gareth Pugh, Comme des Garçons, Givenchy, Hood By Air ve daha niceleri. Son sezon defilelerde ve çekimlerde gözümüze en çok takılan şey, modellerin dönüşüme uğratılarak kimlik kaybı yaşamaları oldu. Birçok tanınmış markanın uyguladığı bu yöntemin amacı; ilgiyi modelden çekerek sadece koleksiyondaki kıyafetlere yönlendirmek ve insanların doğru yere odaklanmasını sağlamak. Modelin yüzündeki herhangi bir ifadeyi veya karakterini ortaya çıkaracak ayrıntıları engellemek adına oluşturulmuş, yaratıcılıkta sınırları zorlayan muhteşem enstelasyonlar. Zaman zaman ise modeller bu enstelasyonlar ile istenilen kimliklere sokuluyor ve koleksiyon bu yolla daha da beslenerek güçlenebiliyor. Bazen aksesuar, bazen makyaj ile, bazen de kıyafetin devamı niteliğinde. Her biri de içinde bulunduğu koleksiyonla kusursuz bir bütünlük içinde…
Iris Van Herpen
Sosyal medyanın tuz biber ekmesiyle birlikte, adeta takıntıya dönüşen bireyselleşme olgusunun ve tutkusunun bu denli arttığı bir yüzyılın içinde yaşıyorken, moda adına atılmış en akıllıca adımlardan birine şahit oluyoruz. “Önemli olan kıyafeti kimin giydiği değil, kıyafettir” diyoruz. Undercover
Alexander McQueen
hazırlayan: ece somay
Jacquemus
NEWS
22
/ SMASH
VANS x ELEY KISHIMOTO Vans ve Eley Kishimoto işbirliği ile oluşan yeni kapsül koleksiyonu. Vans, bu koleksiyondan aldığı cesaretle, kendi adına bir ilke imza atarak parmak arası terlik modellerini de piyasaya sürdü. Vans hakkında fazlasıyla bilgiye sahibiz, yazarak sizi sıkmayacağız. Peki ya Eley Kishomoto? Eley Kishimoto, evli bir çift olan Mark Eley ve Wakako Kishimoto’dan oluşan bir marka. Modern Yoko Ono ve John Lennon misali… Her ikisi de moda eğitimi almış, yeteneklerini dünyayı benzersiz desenleri ve baskılarıyla kaplamaya adamış. İlham kaynaklarının “hayatın ta kendisi” olduğunu söylüyorlar. Ürün ve desen tasarımı yapıyorlar. Eley Amerika’dan, Kishimoto ise Japonya’dan. İki farklı kültürün tasarımlar üzerindeki yansımaları ise leziz. Organik ve bilinçaltından beslenen bir yaratım süreci. Vans elementleri, Eley Kishimoto’nun kendine has yorumuyla harmanlanmış. Geometrik formlar ve renkler ile desenlere ait bir oyun parkı yaratılmış.
ADIDAS x MARY KATRANTZOU
Adidas Originals ve Mary Katrantzou işbirliğinin ikinci sezonu başladı. Yine can alıcı bir koleksiyona hazır olun. 80’lerin spor kıyafetlerine gönderme yapan; soyut kolajlar, figüratif ve atletik motifler içeren enfes bir yaratıcılık örneği. Katrantzou’nun ikonik, feminen, cesur, güçlü ve zeki tasarımlarının tadından yenmiyor. Originals’da eşsiz elektrik renkler ve dokuların oluşturduğu dinamik ve futuristik bir duruş. Katrantzou’nun formları manipüle etme ustası bir dijital baskı kraliçesi olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz sanırım. Bu kapsül koleksiyonu, Katrantzou’nun sihirli değneği sayesinde spor giyimden çok daha fazlası. Parçalardaki olimpik semboller, tenis raketi, badminton topu ve kronometre bir spor kıyafeti giydiğinizi hatırlatan detaylar. Bu işbirliği sayesinde spor deneyiminizi bir üst boyuta çıkartarak ruhunuzu geliştirebilirsiniz. Fakat koleksiyon, her ne kadar kendi içinde benzersiz olsa da, Nike’ın 2014 yılında çıkardığı Caleidoscope koleksiyonunu biraz anımsatıyor. Söylemeden geçemedik…
hazırlayan: ece somay
NIKE x PIGALLE
Nike ve Pigalle işbirliği, spor ve moda dünyasının aşk dolu ilişkisi gibi. Pigalle, kendini bir markadan öte, bir yaşam tarzı olarak görüyor. Bu sebeple işbirliğinin Nike ile olması çok doğru bir karar olmuş. Markanın tasarımcısı Stéphane Ashpool’un ilham kaynağı ise, yaşadığı bölgede sokakta basketbol oynayan 15 yaşındaki Mamadou. Hatta koleksiyon adını bile Mamadou’dan alıyor. Ashpool senelerce basketbol oynadıktan sonra, kendi tarzını ve çevresini en doğru şekilde yansıtacak kıyafetleri tasarlamak istedi. Böylece, sokak ve spor stilinin en iyi şekilde harmanlanmış halini ortaya çıkardı. Sporun insan hayatında artan yerini ve yükselen popülaritesini göz önünde bulundurursak, sahip olduğu minimal dokunuşlar ile birlikte, koleksiyonun bu sezona damgasını vuracağını söyleyebiliriz.
NEWS
24
/ SMASH
MARNI’NIN GİZLEDİKLERİ Sonbahar/Kış 2015 kampanyasında Marni kadını, bağımsız karakterini anlatmak ve özgür ruhunu yansıtmak için yüzünü göstermek zorunda değil. Afrikalı çiftçilerle yaptığı Terrain serisiyle tanınan fotoğrafçı Jackie Nickerson, objektifiyle bizi geleneksel moda çekimlerinden uzak bir dünyaya sürüklüyor. Model Marte Mei Van Haaster yüzünü bizden saklarken tasarımlar öne çıkıyor. Ortaya çıkan enerji, Marni’nin ruhuyla mükemmel bir bütünlük sağlıyor. Çekimler için markanın kreatif direktörü Conseuelo Castiglioni, “Gerçek ve çarpıcı olmak istedik.” diyor. Marni bundan sonra her sezon için bir reklam kampanyası yürütme sözü vererek giderek daha da globalleşeceğinin sinyalini vermiş oluyor.
MIU MIU BAHÇESİ Muiccia Prada 1993’de Miu Miu markasını yarattığında 90’lar kadın modasını monoton minimalizmin içinden kurtarmıştı. Temsil ettiği kadın; stil sahibi, hareketli, güçlü ve oyuncuydu. 2015’de Miu Miu, ilk parfümünü piyasaya sürerek yenilikçi vizyonunu bir kez daha vurgulamış oldu. Birçok koku tasarımcısı tercihini tatlı ve şekerli notalara sahip kokulardan yana kullanırken Miu Miu zambak, yasemin ve gül esansları ile aralarından ayrılıyor. Parfümün yaratıcılığını ise daha önce Bulgari Opera Prima, Gucci Eau de Parfum, Kenzo Le Monde est Beau gibi koku hafızamızda yer edinmiş parfümlerin arkasındaki isim Daniela Andrier üstlenmiş durumda. Markanın hissini veren en doğru kokuya ulaşana kadar 1200 denemeden geçen parfüm için Andrier “Bir kez çekici ve cezbedici bir şeye sahip olduğunuzda duramazsınız. Sadece çekici değil aynı zamanda albenili; sadece cezbedici değil aynı zamanda ilginç dedirtebilmelisiniz.” yorumunda bulunuyor. Parfüm kampanyasının yüzü olarak seçilen Stacy Martin, bilboardları süslemeye başlamışken parfümün bu ay piyasada olması bekleniyor.
CASUAL GIGI
Geçen iki sezon boyunca Topshop reklam kampanyalarında karşımıza çıkan Cara Delevingne’nin yaptığı anlaşma bitti ancak gözlerimizin Cara’yı aramasına fırsat vermeden markanın yeni yüzü olarak 20 yaşındaki model Gigi Hadid seçildi. Gigi’yi Sonbahar/Kış 2015 boyunca günlük kıyafetlerinin içinde rahatlığın peşindeyken göreceğiz. Instagram hesabında model arkadaşlarıyla NYC ve Malibu arasında mekik dokuyan, ünlü markaların yüzü olmaya devam eden Gigi’nin yükselişi hem sofistike hem kozmopolit duruşuyla uzun bir süre daha konuşulmaya devam edecek gibi görünüyor.
TESTINO VE BEYAZ HAVLULARI
hazırlayan: özge akpınar
Lüksün ve modanın sembolü olarak Mario Testino’nun beyaz havluları… Fotoğrafçı, "Towel Series" adını verdiği serisinde bugüne kadar Irina Shayk’dan Miley Cyrus’a pek çok ünlü ismi beyaz havlular içerisinde kadrajında ağırladı. Testino için her şey Kate Moss’u beyaz bir havluyu saçlarının etrafında dolamış otururken görmesiyle başlıyor. Objektifi karşısına geçenlerin özgür hissetmesiyle ilgili olaraksa Testino; “Bence insanlar kendilerini ifade edebildikleri noktada özgür hissediyorlar çünkü bir havluyu nasıl kullanmaları gerektiği konusunda önceden belirlenmiş herhangi bir kural yok. Ne isterlerse onu yapabilirler… Nasıl isterlerse o şekilde kullanabilirler…” diyor. Anna Wintour da Testino’nun yarattığı bu özel kulübün son ziyaretçisi olarak yerini aldı. Wintour, tarzını siyah beyaz çerçeveye de taşıyarak havlu konseptini en klasik ve şık haliyle bir bornozla yorumladı. Küt kesimli ikonik saçları bozulmadan Testino serisinde yeni bir stil yaratıldı.
SUPERSHELL ARTWORK COLLECTION
New Yorklu çağdaş sanatçı Todd James, Amerikalı fotoğrafçı ve yönetmen Cass Bird, Japon çağdaş sanatçı MR. ve Irak asıllı mimar Zaha Hadid. Her biri Pharell Williams tarafından seçilmiş dört büyük isim. Sonbahar/Kış 2015 koleksiyonunda Adidas Superstar’ın deniz kabuğunu andıran ikonik ön kısmı, Supershell adı altında birer kanvasa dönüşüyor. Ancak bu işbirliğinin sadece başlangıcı. Devamında gelen tasarımlarda ayakkabıların ön kısmı alışılmış dokularından farklı olarak işleniyor; yeni kabartmalarla markanın kırk yılı aşan geçmişi vurgulanıyor. Tamamı siyah ve beyaz üstüne çalışılmış olan koleksiyon, Superstar sahiplerine diledikleri kadar mixmatch yapabilecekleri bir alan tanıyor.
NEWS
26 CAT FIGHT Proenza Schouler markasının Sonbahar-Kış 2015 kampanyası bugüne kadar gördüklerimizden epey farklı. Modellerin en iyi ve en güzel pozlarını çekmek yerine, fotoğrafçı David Sims, “hareket ve özgürlük” temalarından yola çıkarak en doğal anları yakalamış. Ortaya çıkan fotoğraflar bir defile ile bir bar kavgası arasında gidip geliyor. Louis Vuitton’un da favori modelleri arasında yer alan Liya Kebede, Anne Catherine Lacroix, Karolin Wolter ve Liisa Winkler’ın kavga ettikleri karelerdeki duygu yoğunluğu fotoğraflardan adeta taşıyor. Tam da “minimal”den artık çok sıkıldık derken, benzersiz ve dışavurumcu bir örneğini görüyoruz. Çekim tekniği ve tabii ki modellerin hareketlerindeki doğal enerji sebebiyle, kıyafetler karelerde fazlasıyla iyi görünüyor. Karışıklık, düzensizlik gibi yabani ve ham olguların yansıtıldığı kampanya, farklı ve iddialı olduğu kadar başarılı da olmuş. Tebrikler.
/ SMASH
UZAY YOLCULUĞU
Italia Independent, 2015-16 Sonbahar/Kış koleksiyonu ile gözlüklerini takanları uzay yolculuğuna çıkartıyor. Italia Independent’in yeni sezon reklam kampanyası, markanın sanatsal ayağını yürüten kreatif ajans, Independent Ideas’ın elinden çıkmış. Marka başından beri sürdürdüğü futuristik tasarım çizgisini yine bozmuyor fakat ünlü sanatçı Pierpaolo Ferrari işbirliği ile başka bir boyut kazanıyor.
hazırlayan: ece somay
Reklam kampanyası; markanın DNA’sındaki İtalyan ruhunu yok etmeden, dinamik tasarımı ve cesur yaklaşımıyla, bağımsız ve asi bir duruş sergiliyor. Ürünlerdeki farklı materyal kullanımı ve özel uygulamalar ile içinde bulunduğumuz teknoloji çağına fazlasıyla gönderme yapılmış. Yaratılan bu içerik ile geleceğin dışa vurumunu benzersiz bir şekilde görüyoruz. Gerçek dışı ve zamandan bağımsız karakterler arasında; hem gerçeklerin, hem de hayallerin ötesinde evrenlerde dolanıyoruz, sürreal bir dünyaya geçiş yapıyoruz. Buna reklam kampanyası demek yerine bir yolculuk ve keşif demek daha doğru olur.
www.25thhourstore.com
SONBAHAR-KIŞ 2015 TREND RAPORU Sonbahar-Kış sezon trendleri tartışılırken, herkesin hem fikir olduğu tek bir trend var: 70’ler hakimiyeti! 70'lerden başlayıp Wes Anderson’a kadar giden kapsamlı trend raporu ile karşınızdayız!
DSQUARED2
ROCHAS
CHLOE
ISABEL MARANT
CHLOE
70'LER DEVRİ Bohem akımı en lüks hali ile karşımızda! Dsquared’in göz alıcı pançosu, Rochas’ın seksi ve elit 70’ler yorumu, Chloé’nin şifon elbiseleri, Sacai’nin grafik desenleri öne çıkan parçalar arasında!
SACAI
SACAI
ANDREW GN
RALPH LAUREN
SALKIM SAÇAK NINA RICCI
Trend 70'ler olur da püskülsüz koleksiyon mu olur? Olmaz. Vücuttan fışkırır gibi duran farklı materyallerdeki ipçikler yürüyüşünüze asalet katıyor. Andrew Gn'in etek ucunda kullandığı püskül detayına bayıldık. Ralph Lauren ise püskülün nasıl kullanılacağına dair bir ders verir gibi. Tabii ki en iyi parça Sacai'den geliyor. Her şeyiyle bir tasarım harikası!
BURBERRY PRORSUM
BURBERRY PRORSUM
BURBERRY PRORSUM
RALPH LAUREN
ANDREW GN
hazırlayan: anıl can
ROBERTO CAVALLI
NAEEM KHAN CELINE
OPENING CEREMONY
RAG & BONE
YANIK TURUNCU Bu sezon kılıklar; yanmış portakal, zeytin yeşili kahverengi gibi dünyevi ve doğal tonlarda arz-ı endam ediyor. Kışın soğuk havasına sezonun sıcak renkleri ile savaş açın! Opening Ceremony ve Fendi, yanık kokulu bu rengi en iyi kullananlardan.
OPENING CEREMONY
VOGUE EYEWEAR
iNCi DERi FENDI
iNCi DERi
JASPER CONRAN
PRADA
JASON WU
PRADA
YAĞ YEŞİLİ
hazırlayan: anıl can
Yeşilin şaha kalktığı moda haftalarında "En İyi Yeşil Oscarı" tabii ki Prada'ya gidiyor. Hemen ardında yer alan Jason Wu ise hem yeşiliyle hem kumaş seçimiyle takipçilerini büyüledi. Yeşili sev, modayı koru!
3.1 PHILLIP LIM
Pilot ceketinin en alası.
JENNY PACKHAM STELLA MCCARTNEY
BURBERRY EYEWAEAR iPEKYOL
İpekyol'un asi bileziklerine bayıldık!
ANTHONY VACCARELLO
HOTiC
iPEKYOL
KAHVENİN ELLİ TONU Podyumlar toprak, çikolata ve kahve tonlarına bürünüyor. Vivienne Westwood palto şuh kadınlara maskülen bir hava katarken, Rochas'ın harikulade kahve looku bizden yıldızlı pekiyi aldı. Anthony Vacarello'nun süet kullanımı ise takdire şayan.
NETWORK
ROCHAS
VIViENNE WESTWOOD MICHAEL KORS
VINCE CAMUTO / VEPA'62
RALPH LAUREN
iPEKYOL ALBERTA FERRETI
GIAMBA
BCBG MAX AZRIA
TWiST
ROBETRO CAVALLI
TORY BURCH
BOHO GIRL!
hazırlayan: anıl can
Bohemin lüksle buluşmasına şahit oluyoruz. BCBG Max Azria'nın müthiş formlara sahip çizmelerle buluşturduğu bohem desenler, Roberto Cavalli'nin uçuşan etekleri, Tory Burch'in casual ama melankolik lookları alışveriş listenize ilk sıradan girmeye hazırlanıyor.
HOTiC
HOTiC
MIU MIU iPEKYOL
HOTiC
BALLY
ROYAL TENE
NBAUMS
WES ANDERSON ETKİSİ Wes Anderson'ın "Tenenbaum Ailesi"nden esinlenerek hazırlanan koleksiyonlar, ünlü yönetmene verilmiş birer ödül niteliğinde. Modaya yön veren filmler çekmek her yönetmenin harcı değil pek tabii. Kendisine bayılıyor, alkışlıyoruz. Lacoste'un müthiş looklarını da unutmamak lazım!
BALLY
LACOSTE
LACOSTE
GUCCI
ASLI FiLiNTA
RAG & BONE TOMMY HILFIGER
MERVE ODABASI QUE
THORNTON BREGAZZI
ALEXiS MABILLE
GYM'DEN ÇIKMIŞ GİBİ Sport Couture diyebileceğimiz akım, Gym kıyafetlerini alıyor, detaylandırıyor, yeniden yaratıyor ve hem kumaşlara hem kılıklara yeni kullanım alanları oluşturuyor. Paco Rabanne'nin güçlü kadınları, Thornton Bregazzi'nin maskülen looklarına meydan okuyor. Bize de bu cat fight'ın keyfini sürmek kalıyor. Meeoow!
hazırlayan: anıl can
PACO RABANNE
CHANEL
SACAI
BALENCIAGA
BALENCIAGA
KAFESTEYİM KAFESTE KAFESTE! Kafes deseni bu sezon vücutlarımızı sarıp sarmalıyor. Yaz aylarında bir çok markanın ipuçlarını verdiği desen, sonbahar-kış gardroplarımızda yerini garantiye aldı bile! Sacai ve Balenciaga kafes formunun hakkını verenlerden.
ROBERTO CAVALLI
BCBGENERATION / VEPA'62
Ayaklarınızı da kafesleyin.
DURO OLOWU
BALMAIN UNDERCOVER MAISON MARGIELA
CHLOÉ
PALTOLARA BOY VERİYORUZ
hazırlayan: anıl can
Onlara sezonun en iddialı parçaları desek yeri! Uzun paltolar, dominant kadınların vazgeçilmezi olmaya geliyor. John Galliano imzalı yerleri süpüren mor palto favorimiz!
JOHN GALLIANO
CHLOE
Şapka, pelerin gizemini destekleyen en asil parça
PELERİN ASALETİ Uzun paltoların ayyuka çıktığı sezonda hemen ardından gelen pelerinler ile sokakların tozunu attırmaya hazır mısınız? Biz hazırız. Chloé ve Tommy Hilfiger'in pelerin örnekleri casual şıklığın dibini gösteren cinsten. Bu arada hala yapmadıysanız, Tommy Hilfiger'in tüm koleksiyonuna bir göz atın deriz!
BURBERRY PRORSUM
TOMMY HILFIGER
DOLGE & GABBANA
NANETTE LEPORE
CHALAYAN
LEMAIRE
ESTEBAN CORTAZAR
iPEKYOL
NETWORK
YAKALARA KÜRK GELDİ
NETWORK
Bu kış yaka kürkleriniz ceketlerinizden büyük olacak. Ceketi sadece bir detaymış gibi gösteren kürkler, nude tonlarda yapacağınız makyaj ile asi bir glam chic imajı yaratabilir. Jason Wu yine yapacağını yapmış ve iki parçalı şaheser kürkü ile dikkatleri üzerinde toplamayı başarmış gibi görünüyor. Ye kürküm ye!
ALTUZARRA
IPEKYOL
MACHKA RODARTE
iNCi DERi
JASON WU
DRIES VAN NOTEN
hazırlayan: anıl can
iPEKYOL
Yaka kürklerinizi saç aksesuarları ile tamamlayın. CiGDEM AKIN
MATTHEW WILLIAMSON
LIE SANG BONG
iNCi DERi EMILIA VICKSTEAT
Kırpık paçalı pantolonlarınız hem stiletto ile hem de kunduralar ile kombinleyebilirsiniz.
PAUL SMITH
EMPORiO ARMANi
VALENTINO
KISA PANTOLONLU HALLER Evet, birçok tasarımcının o hallerini artık biliyoruz. Paçalarımızı kırpıyor, kombinimize uygun ayakkabılarımızı cilalıyoruz. Emilia Vicksteat'in pudra takımına hayranlık duymamak elde değil. Valentino ise kısa pantolonu en cool tasarlayanlardan.
iPEKYOL
MEHTAP ELAiDi
EMILIO PUCCI
FİYONK YAKALAR Kendinden aksesuarlı gömlekler geri döndü! Minik küpelerinizi takın ve bu aşırı feminen detayı maskülen ögelerle birleştirin. Her an atına binip gidecekmiş gibi görünen Emilio Pucci lookuna bizden tam puan geliyor. Chanel ise bu looku biraz abartmış görünüyor. Olsun, hayat.
BOTTEGA VENETTA
PRADA EYEWEAR
ROCHAS
hazırlayan: anıl can
CHANEL
44
STYLE
/ SMASH
ZIMMERMANN
KRALİÇE VIKTORIA ZAMANI Bazı podyumlarda bir saray avlusundaymışsınız gibi hissettiren victorian detaylar vardı. Tabii ki bu podyum sahiplerinin başını Alexander Mcqueen çekti. Bizi sarayına götürdü, hayran bıraktı ve uğurladı. Giles'i fazla deneysel bulsak da görmezden gelemedik.
GILES GIANBATTISTA VALLI
PHILOSPHY DI LORENZO SERRAFINI
ALEXANDER MCQUEEN
45
/ SMASH
RACHEL ZOE OSCAR DE LA RENTA
MARNI
EUDON CHOI
ZAMANSIZ BALIKÇI YAKA
SEDRICK CHARLIER
hazırlayan: anıl can
Küçükken önlüklerimizin içine giydiğimiz beyaz balıkçılar dönüyor dolaşıyor, bu sezon trend listesinde karşımıza çıkıyor ve Sedric Charlier'in muhteşem kombininde can kan buluyor. Marni, Oscar de La Renta, Rachel Zoe ve BCBG Max Azria'da da harikulade örneklerrini görmeniz mümkün.
STYLE
46 DIESEL BLACK GOLD
/ SMASH
BAJA EAST
FAY
1205
TRİKO Modanın en sağlam kalelerinden biri tabii ki triko. Hayatımızdan çıkacağını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz! Her sezon daha da güçlenip çıkıyor karşımıza. 1205'in aşırı cool lookuna saygı duruşundayız. Baja East'ın örgü yorumu ise tam puanı hakediyor.
hazırlayan: anıl can
ALTUZARRA
ALTUZARRA
Kış koleksiyonunun ardından, Gucci Resort 2016 defilesi ve koleksiyonu da, bu yeni soluğun en güzel yansıması olmuş. Defiledeki sembolik detaylar aslında koleksiyonun tamamlayıcı birer parçası. New York’ta doğu yakasındaki bir otoparkta gerçekleştirilen defilede, sokak trafiğe kapatılarak modellerin yolun karşısındaki bir asansörden çıkıp otoparka girmeleri sağlanmış. Zemin, buram buram Kapalı Çarşı kokan Türk-Fas işi halılar ile donatılmıştı. Konuklar için yerleştirilen Fransız sandalyeleriyle de tüm detaylar tamamlanıyordu. Gucci her zaman 70'lerin izlerini taşısa da, 60'ların da dokusunu yaşatan bu koleksiyon, materyal ve renk açısından fazlasıyla zengin. Fantastik bir hikayenin içinde kaybolduğunuzu hissedebilirsiniz, korkmayın. Tüm çarpıcı renkleri, desenleri ve bir araya geldiğinde müthiş kullanımıyla mucizevi bir bütünlük oluşturan materyalleri ile huzurlarınızda Gucci Resort 2016… Michele, geçmiş yılların ve Gianni’nin izlerinin üzerine bir gökkuşağı çekerek emin adımlarla ilerlemeye devam ediyor. Deneysel olduğu kadar kuvvetli, cesur olduğu kadar görkemli bir koleksiyon. Ayakta alkışlıyoruz.
hazırlayan & tasarlayan: ece somay
Dönüşüm
Gregor Samsa’nın dönüşümünden sonra, moda devi Gucci’nin dönüşümüne şahit oluyoruz. 2006 yılından bu yana markanın kreatif direktörlüğünü yapan Frida Gianni’den sonra bu görev, Nisan ayında Alessandro Michele’nin ellerine teslim edildi. Michele sayesinde Gucci’nin yeniden doğduğunu söyleyebiliriz.
fotoÄ&#x;raf: kevin tachman
Koleksiyonun gücünün etkisini ve doyuruculuğunu, defilenin dekorundaki aşırı sadelik ve ferahlıktan da fark etmek mümkün. Güzel-çirkin, şefkatli-acımasız, şık-dağınık ve maskülenfeminen dokunuşların bir arada yer aldığı koleksiyonda zıtlık ve çelişkileri kucaklayarak geziniyoruz. Galliano’nun hayal dünyasına yapılan bir yolculuğa çıkıyoruz adeta. Kıyafetler ve saç/makyaj bütünlüğü ise ustalıkla yapılmış ve göz doldurucu derecede güzel. İkisi de bu kadar iddialı olduğu için bir an kendi aralarında yarışıyorlar gibi hissedebilirsiniz. Zanaatkar-zanaat ilişkisi tadında bir işbirliği. Giyilebilir olduğu kadar çarpıcı, cesur ve can alıcı bir koleksiyon. Yepyeni fikirlerle dolu, klişelerden çok uzak ve belki de biraz fazla yaratıcı. Rengarenk deneme tahtasında tasarımların şekillenip boyutlandığı şiirsel bir vurgu gibi.
hazırlayan & tasarlayan: ece somay
Garip ama Gerçek
Maison Margiela Sonbahar 2015 koleksiyonu için, önündeki kocaman tuvale kendine has fırça darbeleri ile muhteşem bir resim çizmiş John Galliano. Margiela markasından çok Galliano’nun duygusal dünyasını ve moda duruşunu yansıtan bir eser çıkmış ortaya. İngiliz tüvitiyle buluşan Çin ipeği şeritleri, boyalı neopren kumaşları süsleyen Madagaskar rafyası ve kazara ortaya çıkmış imajı çizen bir ihtişam. Bir patates çuvalını alarak onu haute couture parçası haline getirmek için “Galliano” olmak gerektiği tüm dünyaya bir kez daha kanıtlanıyor. Koleksiyonun konsepti olan “geri dönüşüm” ise markanın ve kendisinin hikayesi ile fazlasıyla bütünleşen ironik bir tema.
Sonbahar-Kış 2015/2016 haute couture koleksiyon defilesi için Grand Palais, bir Casino’ya dönüştürüldü. Slot makineleri, blackjack ve rulet masalarının hazırlandığı ana salonda yaklaşık yirmi ünlü davetli Casino’nun ortasında yer alan bu masalara oturdu ve defilenin bir parçası olarak yer aldı. Modeller masaların arasında en seksi ve en ciddi havalarını takınarak yürürken, ünlüler de defile sırasında poker oynadı. Poker oynayan tüm misafirler Chanel giyinmişti. Tabii ki bununla bitmedi. Hatta daha yeni başlıyor. Misafirler, ilk olarak 1932’de Gabrielle Chanel tarafından hazırlanan tek mücevher koleksiyonu olan Bijoux de Diamants koleksiyonundan tasarımlar takmışlardı. 67 parçalık koleksiyon, geleneksel Haute Couture yöntemleriyle teknolojinin muhteşem harmanlanması sonucu ortaya çıktı. 3D sürümünde seçici lazer kalıplama tekniği kullanıldı. Asimetrik çizgiler taşıyan parçalara tüvitler, danteller, tüller, lazerle kapitone görünümü sağlayan kumaşlar, satenler ve deriler; payetlere düğmeler, boncuklar, ışıltılar ve simli işlemeler, tüylere ise fırfırlar ve saçaklar eşlik ediyordu. Tasarımlarda yaka ve omuz detaylarına fazlasıyla vurgu yapılmıştı. Modellerin elmacık kemiklerinde biten aşırı küt siyah saçları ve kalın kaşları sert ifadelerinin en önemli parçasıydı. Kırmızı yanaklar ve dudaklar da bu duruma seksilik katan unsurlar. Defilenin finaliyse bir gelinlikti: beyaz, saten bir smokin. Yakası çiçekli ceketin arkasından yere uzanan beyaz bir tül duvak. Böyle bir defilenin ve koleksiyonun hak ettiği sıradışılıkta bir final. Karl Lagerfeld ve eşsiz bir sıradışılık. Yine, yeni, yeniden. Gözle görülen ve iliklerde hissedilen bir defile değil de, aslında içinde zevkten kaybolduğumuz bir tiyatro oyunu…
hazırlayan & tasarlayan: ece somay
Sıradışılık
Her seferinde daha fazla şaşıramayacağımızı düşünüyor, en mükemmeline şahit olduğumuzu sanıyoruz. Ama yanılıyoruz. Çünkü o, hep çok daha iyisini yapmayı başarıyor. Bambaşka bir dünyadan, sınırların ve hayallerin ötesinde karşımıza çıkıyor.
kristen stewart
julianne moore
lara stone
MEET
CREATIVE PEOPLE
57
MEET CREATIVE PEOPLE
/ SMASH
hazırlayan: özge akpınar
kenzo takada
Kenzo Takada ilk mağazası Jungle Jap’i 1970’de Paris’de açtı. İlk defilesini gerçekleştirmesiyle moda dünyası doğunun ve batının parlak renklerinin sentezinde birleşti. Kenzo Takada, bugün olduğu kadar iddaalı olmayan Japon modasını ve kültürünü dünya seyircisine tanıtmakta bir öncü olmuştu. Yedi çocuklu bir ailede geleneksel değerlerle yetiştirilip ailesinin isteğiyle edebiyat okumaya başladı. Ancak; ailesine karşı çıkarak döneminde moda okumayı seçen ilk birkaç erkekten biri olacak kadar radikal, yirmi dört yaşında hiçbir şeyi yokken Paris’e gidecek kadar cesurdu. Önlük kesimli elbiseler, büyük beden tulumlar, genişletilmiş kollar, özgün omuz kalıpları en başından KENZO stilinin alameti farikasıydı. 1999’da markasını asistanlarına devrederken başlattığı en önemli şey pret-a-porter’ın güç kazandığı tasarımlarla sokakta da şık olabilme fırsatını yaratması oldu. Kenzo’nun geleneksel duyuları modernize eden çizgisiyse sadece yeni nesil Japon tasarımcılar için değil aynı zamanda tüm dünya için bir ilham kaynağı olmaya devam ediyor. Çocukluk döneminizin ve Japon kültürü ile yetişmiş olmanızın kariyeriniz üzerinde nasıl bir etkisi oldu? Geleneksel değerler içinde yetiştim. Çocukluğum 2. Dünya Savaşı sonrasına denk geliyordu ve o dönemde Japonya’nın büyük bir kısmı zarar görmüştü. Yetiştiğim çevre oldukça otoriterdi, insanlar çok sıkı çalışmak zorundalardı. Sıkı kurallar içinde büyüdüğüm için çalışmanın bir anahtar olduğunu anlamam uzun sürmedi. Beni, dönemimdeki diğer erkeklerden ayıran modaya ve tasarıma olan ilgimdi. O yıllarda moda okullarına sadece kadınlar gidebiliyordu. Bunka Fashion College’nin erkekleri de kabul etmeye başladığını duyduğumda başvurdum. Tüm Japonya’da moda okuyan az sayıda erkekten bir tanesi de ben oldum. Filmlerden ve görsel medya üzerinden gördüklerim batıya özgü olan değerlere karşı beni cezbetmişti. Avrupa’ya gitmek benim hayallerimden biriydi. Annemin giydiği kimonolar gibi geleneksel kıyafetler içerisinde büyümüş olmak Japon stilini Avrupa kültürüyle birlikte eritme isteğimi doğurdu. Daha sonra kariyerimde, kültürler, uyruklar ve etnikler arası farklı füzyonları denedim. Meraklı bir adamım diyebilirim. Dünyanın içindeki çeşitlilikle ilgili çok tutkuluydum, bu yüzden Japon kültürünü diğer kültürlerle birlikte tasarımlarımda eritmeyi denedim. O dönemde neden Paris’e gitme kararı aldınız? Paris her zaman için modanın başkentiydi. İçindeki romantizmden, büyük moda endüstrisinden, mimari yapılarından ve 20. yüzyılda orada yaşayan aydınlardan ve sanatçılarından etkilenmiştim. Moda eğitimimin ve profesyonel hayatımın başlarında da her zaman aklımda Paris’e gitme düşüncesi yatıyordu. İçimdeki bu istek o kadar güçlüydü ki sadece çok az bir parayla yola çıktım. İlk başlarda düşüncem sadece altı ay boyunca orada kalmaktı. Çünkü Paris’te kalıp çalışmama izin verilmez gibi geliyordu, sonuçta hayatımın büyük bir kısmını burada geçirmiş oldum.
MEET CREATIVE PEOPLE
Avrupa’ya gelen bir Japon tasarımcı hakkındaki en genel önyargı o dönemde neydi? 60’larda Avrupa’ya vardığımda birçok Asyalının hemen hemen aynı kefeye konduğunu hatırlıyorum. Bu fikir genellikle kırsal bölgelerdeydi ama sonuçta devir 60’lar dönemiydi. Kendini ispatlamak, bir çıkış yapabilmek büyük ihtimalle şimdiye göre daha zordu. Fransızcam da yeterli seviyede değildi. Tanınmış çok fazla Japon erkek tasarımcı yoktu. 60’larda Japonlar Avrupalıların gözünde taklitçi olarak görülüyorlardı ve bu benim kesinlikle karşı olduğum bir şeydi. Zaman geçtikçe harika bir ülke olan Fransa beni daha çok benimsedi ve ben Fransa ile ilgili her ayrıntıyı giderek daha çok sevdim. Günümüzde Fransa, daha iyi bir gelecek için farklı kültürlerin birleştiği bir nokta oldu. Yeni nesil KENZO kadını ile eski nesil KENZO kadını arasında ne gibi farklılıklar var? Koleksiyonlarım çok kültürlü bir füzyonun etkisindeydi ve hazır giyimin ilk zamanlarında moda çevresini hedef alıyordu. KENZO’nun şu anki tasarımcıları Carol ve Humberto yaptıkları işte gerçekten çok başarılılar. Son dönemlerde trendlere daha çok odaklanan markanın
58
/ SMASH
hayran kitlesi de gençleşti. Benim tasarımlarımın altındaki KENZO ile şu andaki KENZO markası arasında bir duvar örülü diyemem; sadece ikisi farklı dönemlere aitler. Bence bir marka her zaman kendini geliştirmeli ve yenilikçi fikirlerle ilerleyerek çağına ayak uydurabilmeli. İyi giyinen bir kadının bugünkü tanımı nedir? Bu konuda herhangi bir sınır olduğunu düşünmüyorum. Bir kadının giydiği kıyafetler ona özgüven aşıladığı ve kendini rahat hissetmesini sağladığı sürece onu mutlu da eder. Bu, kıyafetin doğru olduğunun bir göstergesidir. Sonuç aynı zamanda bulunduğu ortamdaki etkenler ve gördükleriyle de alakalıdır. Kişisel tavsiyemse; bir kadın üzerinde her zaman biraz renk veya şaşırtıcı bir parça taşımalıdır. Sizin için modada tüm zamanların idolü kimdi? Daha sonradan arkadaş olma fırsatını da yakaladığım Yves Saint Laurent’di. Kendisine her zaman çok saygı duymuşumdur. Gardrobunuzdaki en önemli üç parça nelerdir? İyi kesimli bir yelek, koyu renk bir jean ve beyaz bir tişört.
59
/ SMASH
Modanın günümüze kadar geçirdiği evrimde şu anda geldiği noktadan memnun musunuz? Evet, tabii ki. Etrafta çılgın ve yeni birçok marka ve tasarımcı var. Moda devamlı değişmek ve yenilenmek için var; yeni teknolojilere uyum sağlamak, aynı zamanda da geçmişe karşı yeterli saygıyı göstermek için. Maalesef ki, bugünlerde mükemmellik zor, piyasa da kırk yıl önce olduğundan daha global. Tahminimce kolay ve hızlı bir şekilde seyahat edebilmenin, internetin ve medyanın geldiği noktanın bu değişimdeki rolü büyük. Etrafta birçok yeni yetenek var; hepsi yeni fikirlerle birlikte farklı alanlardan dahil oluyorlar. Bütün bu genç kreatörlerin ve sanatçıların gerçekten fayda sağlayabilecek büyük miktarda bilgiye, aynı zamanda da bir şeyleri yapmanın yeni teknolojik yollarına erişimleri var. Dağıtım ve ürün yerleştirme başarının anahtarı haline geldi; ama özellikle internet yeni bir kapı açtı ve tüm yeni girişimciler için bir araç haline geldi.
zorundalar. Eğer önemli bir hacimde üretim yapamazlarsa perakende fiyatlarına erişemezler. Ama ben daha eşsiz parçaları almayı tercih eden, yeni kreasyonlar ve tasarımlar arayan tüketicilere güveniyorum. Geçtiğimiz elli yıl içerisinde hazır giyim endüstrisi çok daha önemli ve global bir noktaya geldi, görünüşe göre global trendler modernize edildi. Aynı zamanda da buna ulaşmak isteyenler arasından dünyanın farklı noktalarından müşteriler gelmeye başladı. Moda aslında sadece küresel bir talebe cevap veriyor.
2000’lerin hazır giyim parçaları hakkındaki düşünceleriniz neler? Milenyumun hazır giyim jenerasyonu yaratıcılıkla dolu, ürünlerin piyasadaki aralığı her zaman olduğundan daha geniş. Başarılı olabilmek pazaralama gücüne ve iletişim yeteneğine daha çok bağlı diyebilirim. Kaliteli ürünler hemen hemen her yerde rastlanabilir hale geldi. Genç markalar ve yaratıcıları dev lüks grupları, H&M, Uniqlo, Zara gibi markalar karşısında yarışabilmek için gerçekten yenilikçi olmak
Moda kariyerine geri dönmek hakkında ne düşünüyorsunuz? Bugün hala moda ile oldukça ilgiliyim. Şahsen diğer markalarla işbirlikleri yaparak, yan markalar yaratarak çalışmayı tercih ediyorum. Daha demokratik bir bakış açısından bakarak lüks ürünleri herkes için tüketilebilir hale getirmeyi amaçlıyorum. Bunu yapmak gerçekten hoşuma gidiyor. Tüm ortaklarım çok yaratıcı insanlar. Hala çalışmayı seviyorum, beni düşünmeye ve her gün yeni şeyler öğrenmeye itiyor.
Modada “yeni olan” ne sizce? Sanırım teknoloji yeni unsur. Bugünlerde çalışma şekli bilgisayarlara bağlı. Bu işlerin verimli bir biçimde yürümesini sağlıyor; gerçekten takdir ediyorum. Fakat ben bir kalem yardımıyla çizmeyi ya da bir ürünü yaratırken ellerimi kullanma tarafında biraz daha geleneksel kalmayı yeğliyorum.
/ SMASH
Altın, elmas, gümüş ve zümrüt; lüks denildiğinde aklımıza gelen birkaç şey. 2000’lere kadar hayatımızda plastiğin en değerli olduğu parça Barbie bebekten fazlası değilken Yaz ve Emel Kurhan plastikten takılar üretmek için kolları sıvıyorlar. Soylarının Mehmet Ali Paşa’ya dayandığı düşünülürse, Mısırlı prenseslerin mücevher kutusundan pop kültürünü peşinden sürükleyecek plastik takılar beklemek aslında imkansız. Küçüklüğünde kardeşiyle birlikte amcasının pleksi fabrikasındaki makinelerle oynayarak saatlerini geçiren Yaz için bu materyal yıllar sonra kariyerine yön veriyor. Yazbukey tasarımlarıyla birlikte pleksi yükselişe geçiyor ve lüks olarak kabul görmeye başlıyor. Yazbukey markası 2010’dan beri sadece Yaz’ın elinde. Ailesiyle birlikte Suudi Arabistan, Mısır, İskandinavya ve Cezayir’de yaşadıktan sonra Endüstri ve Grafik Tasarımı okumak için Paris’e taşınan Yaz mezun olduktan sonra Alexander McQueen, Givency ve Maison Martin Margiela gibi moda devlerinde çalışıyor. Jeremy Scott’ın ilk asistanı olarak iki sezon boyunca yanında çalışmasının ardından radikal bir kararla kendi aksesuarlarını tasarlamak için ablasını da ikna ederek işini bırakıyor. Akıllarındaki fikir çok basit: siyah düz bir elbiseyi süsleyebilecek takılar yaratmak. İlk koleksiyonun Björk tarafından alınmış olması büyük bir şans, belki de bir dönüm noktası. Bugün zeki ve oyuncu diyerek özetleyebileceğimiz tasarımlarla Yaz kendi dünyasını bizlerle paylaşıyor. Kırmızı rujlar sürüldü, sürmeler çekildi ve modanın Osmanlı prensesi bir Parizyen, bir dedektif, belki de bir Türk lokumu olarak tasarımlarıyla birlikte karşımızda.
KİM ..Yazbukey’in ilham perisidir? Kendisi. KİMİNLE..asla işbirliği yapmazsın? Tasarımın önemini anlamayanlarla. NEREDE..tatil yapılır? Sha Wellness Clinic. NE ZAMAN..perde kapanır? David Lynch’in filmlerinde.
hazırlayan: özge akpınar
yazbukey
MEET CREATIVE PEOPLE
60
63
/ SMASH
Her mailinin sonunda, gülümseyerek okuduğumuz “Sent from Yazbukeyland” imzasında bahsi geçen Yazbukeyland nasıl bir yer? Pembe, altın ve yeşillik dolu bir dünya , özgürlükler ülkesi… Tasarımlarında hissettiğimiz enerjinin kaynağı nereden geliyor? Şovlarımdan geliyor. Her sezon komple şovu tasarlayarak başlıyoruz. Hep aynı ekiple çalışmaksa devamlı olarak biraz daha enerji dolu bir hikaye anlatabilmemizi sağlıyor. Tasarımlarım sahne enerjisiyle dolu. İlk tasarımın neydi? Sana neler hissettirdi? 15 yil önce Bjork’un satın aldığı üstünde tilki işlemesi olan bir pelerindi. Tabii ki ilk tasarımımın Björk tarafından giyilmesi çok gurur vericiydi. Ünlü marka ve tasarımcılarla çalıştın. Pozitif dedikodularından duymak isteriz... En Sevdiğim Margiela’da geçen dönemimdi. Hiç kimsenin onun kim oldugunu bilmemesi ve aslında yirmi kişilik bir ekibin onunla el ele çalışıyor oluşu özel bir his katıyordu. Alıştığımız lüks algısını pleksi ile kırdın. Yarattığın Moda entegreli Endüstri Tasarımı trendi herkesçe kabul gördü. Hızlı yükselişini neye bağlıyorsun? Şu anki pop trendi benden çıktı. Başlarken istediğim şey plastik olarak görülen bir malzeme olan pleksiyi lüks bir şekilde sunmak ve pleksiden yapılmış bir objenin de bir taş veya altın kadar kıymetli olmasını sağlamaktı. Beklenmedik yerlerde olmaksa beni yenileyen şey oldu.
Kendi markanın yüzü olmak nasıl bir his? Markayla bir olduk, öyle olması da gerekiyordu. Her sezon kampanyalarda değişik insanlara bürünüyorum ve değişik hayatlar yaşıyorum. Bir gün hemşire olurken ondan sonraki gün Marlene Dietrich’ye dönüşebiliyorum. Her sezonu müziğinden makyajına kadar böyle yaşıyorum. En son hangi tasarımcının işine “WOW” dedin? Eskilere hep WOW diyorum. Chanel x Colette x Yazbukey üçlüsü nasıl bir araya geldi? St. Honoré’de Chanel pop-up mağazası açılmıştı. Colette ve Chanel’in birkaç tasarımcı seçmesiyle serüven başlamış oldu. Yazbukey’in yeni sezonda broş ikonu kim? Taklitler giderek arttığı için artık surat tasarlamıyoruz. Sadece yakında Müzedechanga için özel bir proje ile geliyoruz. İzlemekten bıkmadığın, her izlediğinde yeni bir yanını keşfettiğin bir filmin var mı? Blake Edward’nin In the Party filmi ve Vincente Minelli’nin An American in Paris filmi. En sevdiğin çizgi karakter? Aynı zamanda lakabım da olan Bambi. Ünlü Yazbukey dudakları konuşsaydı ne derdi? Orgazm olan bir dudak olduğu için “Ahhh” derdi, o yüzden adı C'est!
özgür masur
MEET CREATIVE PEOPLE
64
Aklındakileri ilham kaynaklarıyla çevrelemeye gerek duymayan bir tasarımcı düşünün. İşin ucunda Özgür Masur varsa ilhamdan çok hikayeler, zarif tasarımların ve kumaşın yarattığı güç var. 2008’de katıldığı Galata Moda’da sergilediği mikro koleksiyondan sonra hızlı ve büyük adımlarla uzun bir yol kat etti. Şu ana kadar elbiselerinin içinde kimi hayal ettiyse o kişi Özgür Masur giydi. Özgür Masur tasarımlarını minimal tutarak anlatılanlara kulak verilmesini isteyenlerden; çünkü artık kumaşı konuşturmanın, insan bedenini iyi tanıyan kalıpları uçuşturmanın sırası.
/ SMASH
2001’de Lesshow Moskova’da “Geleceğin Tasarım Yıldızı” ödülünü ve 2002’de İTKİB’den Genç Tasarımcılar yarışması üçüncülük ödülünü aldınız. Bu yarışmaların kariyerinizde büyük sıçramalar yarattığını söyleyebilir misiniz? Yarışmalar, sadece motivasyon olabiliyor. Kariyerinizdeki sıçramayı yaratacak tek gerçek kendinizsiniz. Galata Moda’ya katılmanızı sağlayan radikal kararın arkasındaki sebep neydi? Bu yolda olduğunuzu hâlihazırda hissediyor muydunuz? Tüm çalışmalarımı kendi markamı yaratma hedefiyle başlatmıştım. Galata Moda, kendi koleksiyonlarımı insanlarla paylaşabilmenin o dönemdeki en doğru yoluydu. Bildiğimiz kadarıyla ilham kaynağına inanmıyorsunuz. İlham yoksa sizce ne vardır? Tasarımlarınızı ortaya çıkarma sürecini anlatabilir misiniz? İhama inanmamak değil de doğrunun peşinde olmak aslında… Daha analitik bir düşünce sistemine inanan biriyim. Ne yapmak istediğini ve neye yönelmek istediğini kişi kendisi belirler. Dışarıdan ne kadar olumlu ya da olumsuz baskı hissedilse de kişi yapmak istediğine yine bir şekilde kendisi karar verecektir. İlham hazır olan ve var olan anlamında geliyor.Ben hiçbir çalışmamda hazır olanın üzerinden ilerlemedim. Yöntemler her zaman bana yardımcı olmuştur. Moda dilinde ilham yerine kullanılacak başka birçok kelime vardır. İlham kelimesini başkaları kullansın lütfen.. Dizileri takip etmiyor, oyuncuları tanımıyor olsak bile öyle bir an geliyor ki Özgür Masur giydiklerini biliyoruz. Bu bilgiler kulağımıza nasıl geliyor? Bir tasarım bu başarıya nasıl ulaşır? Dizileri izlemesek bile ülkemizin gündemindeki etkisinden kaçamıyor ve bir şekilde hepimiz onu takip ediyor oluyoruz. Benim için ise bu süreç doğru projede doğru isimle eşleşebilmekle ilgili oldu diyebilirim. Bunu sağladığınız zaman etkisi de güçlü oluyor ve yaptığınız işi bir şekilde herkes biliyor.
haz覺rlayan: 繹zge akp覺nar
66
/ SMASH
KİM...Özgür Masur giymeli? Charlize Theron. KİMİNLE...aynı masada oturulmaz? Yalancı ve sahte olanlarla. NEREDE...günün ilk kahvesi içilir? Evde. NE ZAMAN...İstanbul’a hoşçakal demeli? Yaz aylarında.
Tasarımlarınızı giyen kadınlar biraz karanlık biraz melankolik bir havaya bürünüyor diyebilir miyiz? Ben bana özel bir hikaye yazıyorum, o hikayenin bir parçası olmak isteyen kadınlar da bana katılıyor. Bu hikayenin tonunun her zaman melankolik olduğunu söyleyemeyiz ama dramın, tasarımı da kadını da güçlendirdiği bir gerçek. Yetenek, ruh ve eğitim… Bu üçü bir yemeğin malzemeleriyse, yeni nesil tasarımcılar için tarifi daha detaylı anlatır mısınız? Vizyon her zaman yönetilebilecek bir durumdur. Yeteneği de aynı şekilde yönetebilirsiniz ve yönlendirebilirsiniz. Bir de salt yetenek vardır. Bu doğuştan gelen ve gerçek anlamda hayal gücünün sınırlarını zorlayabileceğiniz bir durumdur. Eğitim ile bakış açınızı yönlendirebilirsiniz çünkü yöntem bilimlerine de çoğu zaman ihtiyacınız oluyor. Giysilerin bir matematiği var mı? Evrenin bir matematiği olduğu gibi evrenin içindeki her şeyin de bir matematiği vardır. Biz her ne kadar renkli şifonlar ve uçuşan ipekler görsek de biraz daha siyah beyaz bir insan olduğunuzu söyleyebilir miyiz? Kesinlikle! Kendi hayatımda da inişleri çıkışları iki uç noktada buluşuyorum. Çoğu zaman ufuk çizgimi yakalayamıyorum. Sınırları ya çok dipte ya da çok üstte yaşıyorum. Bu her şekilde işimden özel hayatıma kadar yansıyabiliyor. SS’15 Özgür Masur kadınları lila ve toprak tonlarının içindeydi. Sonbaharda hangi tonlar hakim olacak? Sonbaharda aborjin, gri, mavi, bakır ve soft lavanta tonlarından yana kullanıyorum tercihimi. Defilelerde tasarımlarınız kadar tasarımlarınızı taşıyan modeller de konuşuluyor. Bu isimleri belirleme sürecinde neler etkili oluyor? Her koleksiyonun bir ruhu oluyor ve bu ruh ile örtüşen isimlerle birlikteliği koleksiyon sunumunun kilit noktasına dönüşüyor. Alternatifleri ekibimiz ile değerlendiriyor ve kıyafetlerin ruhuna uygun modellerle örtüşmesi üzerine yapıyoruz tüm kurgumuzu. Her
koleksiyon ve her anlatım da kendi öz hikayesi içerisinde geliştiriyor süreci. Nasıl kadınların hikayeleri Özgür Masur’un koleksiyonunun konusu olur? Güçlü kadınlar her zaman daha çok hikayeyle birlikte gelir. LA moda haftası deneyiminizi anlatabilir misiniz? İstanbul Moda Haftası’ndan farkı neydi? Buradaki etkinliklerin uluslararası alanda daha çok duyulabilmesi için sizce neler yapılabilir? Los Angeles Moda Haftası’nın kapanışını yapmak üzere davet edildik. Casual giyimin hükümdarlığındaki bir şehirde couture bir koleksiyon sergilemek iddialı olsa da büyük beğeni topladık, Los Angeles basını, bizden çok güzel olarak bahsetti. Bu ilgi karşısında ben bile şaşırdım. Buradaki etkinliklerin uluslararası basın ile daha çok buluşması gerektiğine inanıyorum. Yaptıklarınız ne kadar başarılı olsa da sektörel başarıyı tam anlamda yakalaması için asıl gerekli olan kitlesi ile buluşması. Ruh olarak, duygu olarak bir şekilde buluşturmak gerekiyor. Hikayenin içinde sadece sen varsan o hikayeyi yine sadece sen yaşıyorsun ve hikayen sonuca ulaşmamış demektir. Kolektif bilinçle birlikte tasarım ve sanat alanında “acaba taklit mi esinlenme mi” sorusuyla karşı karşıya kalabiliyoruz. Siz bu soruyla nasıl baş ediyorsunuz? Bu soru ile hiçbir zaman baş edemeyeceğiz. Her sanatçının ve tasarımcının başlangıç aşamasında bir hikayesi vardır. Siz bir tasarımcı olarak hikayenizi yazıp o hikayeyi yönetebiliyorsanız hangi alanda olursa olsun karşınıza çıkacak olan taklit mi esinlenme mi gibi sorularda kendinizi savunup yapmış olduğunuz işin arkasında durup, onu kabul ettirebilirsiniz. Esin kaynağı sizin matematiğiniz için de zaten olması gereken o matematiği tamamlayan bir olgu ama bunu duygusu olmayan hikayesi olmayan bir durum içinde sergiliyorsanız o zaman maalesef hiçbir şekilde başa çıkamıyorsunuz. Özgür Masur tasarımlarını nerelerde bulabiliriz? Nişantaşı Showoom’umuzda ve Eylül ayında kapılarını açacak olan Nişantaşı Gizia Gate’de bulabilirsiniz.
hande çokrak
MEET CREATIVE PEOPLE
68
2013’de MBFWI’da koleksiyonunu tanıttığında Instagram’ımız bir anda devasa gözlerin ve beyaz kanatların istilasına uğramıştı. Pozitif, farklı, renkli ve biraz da serseriydi… Hande Çokrak, spot ışıklar üstündeyken eğlenceyi elden bırakmayarak her zaman "acaba bir sonraki sezonda neler olacak?” dedirtmeyi başardı. Maid in Love adını verdiği markası, tasarımlarıyla bize hayal gücünün sonu olmadığını hissettirirken listemize her sezon başka bir benim olmalı parçası ekletiyor. Rahat kesimler, dijital baskılar, renkli tasarımlar nasıl tanımlanırsa tanımlansın sınırlara yer vermeyen bir enerji yarattıklarına dair hiç şüphemiz yok.
/ SMASH
Lisede aldığın çizim dersleriyle başlayan hayalin London College of Fashion portfolyonu teslim etmenle birlikte gerçek oluyor… Bu hayali tetikleyen nelerdi? Yetenekli, şanslı, hırslı… o zamanlar için kendin hakkında neler söyleyebilirsin? Hayatımın her noktasında sanata ilgim vardı. Lisede güzel sanatlara hazırlanırken modayla ilgili bir dalda ilerlemek planlarımın içinde yoktu. Bir arkadaşımın tavsiyesi ile spontane bir sekilde Londra’ya gidip London College of Fashion’a başvurdum ve kabul edildim. Sonrası ise iplik söküğü gibi geldi. Çok hırslı biri değilim fakat bu yolda hedeflerime ulaşmak için doğru adımlar atıp, çok çalıştım diyebilirim. Önümde kendime daha fazlasını katıp ilerlemem gereken uzun bir yol var. Geriye dönüp baktığımda çok doğru kararlar verdiğimi düşünüyorum. Yaptığım iş tutku olmadan yapılacak bir iş değil ve ben de kendimde bu tutkunun olduğunu biliyorum. Londra’da kalmak yerine neden Türkiye’ye dönmeyi tercih ettin? Londra’da yaşamanın bana kattığı değerler ve vizyon gözardı edilemez. Buraya dönüp dönmeme kararı çok kolay olmadı benim için. Ailemin, yakın arkadaşlarımın, hayatımın burda olması kararımı biraz hızlandırdı. Kendi markamı kurma yolunda da Türkiye’nin bir tekstil ülkesi olarak bana sunduğu avantajları gördüm. Kendi markanı kurma kararını aldığın güne geri dönersek misyonunu bize özetleyebilir misin? Kendi tarzımı, hayata karşı olan bakış açımı ve özgür ruhumu tasarımlarıma yansıttığım bir marka oluşturmak istedim. Maid in Love markasıyla kendimi ifade ettiğimi ve insanlarla iletişim kurduğumu düşünüyorum. Tasarımcılar genelde kendi isimlerini taşıyan marka adlarıyla ilerlerken “Maid in Love” adı nasıl ortaya çıktı? Markamı sadece Türkiye’de değil, dünyada konumlandırma hedefim vardı. İngilizce bir ismin yeni doğan bir marka için daha akılda kalıcı olacağını biliyordum. ‘Love’ gibi güçlü bir kelimenin de marka isminde yer almasını istedim. 'Maid in Love' hem markanın espiri anlayışını yansıtmış oldu hem de herkesin kolayca hatırlayacağı bir isim oldu.
haz覺rlayan: 繹zge akp覺nar
71
/ SMASH
KİM...Hande’nin ilham perisi? David Bowie. KİMİNLE...asla yemeğini paylaşmazsın? Tek çocuk olmama rağmen, isteyen herkesle yemeğimi paylaşırım :) NEREDE...keyif yaparsın? Evde koltukta. NE ZAMAN...kış başlar? Kazaklar çıktığı zaman.
Tasarımlarına baktığımızda güzellik algının beklenenlerden ve her zaman gördüklerimizden farklı olduğunu hissediyoruz. Farklı bakış açının kaynağı nereden geliyor? Garipliklerdeki güzellikleri görmekten geliyor sanırım. Capitale de la Creation’da yılın tasarımcısı ödülünü aldın. Bir tasarımcıdan bahsederken genelde aldığı ödüllerin altı çizilir. Sende bunun etkisi nedir? Dışarıdan kolay gibi gözüksede markalaşmak çok ama çok zor bir iş. Bunca zorluğun içinde takdir görmek ve ödüllendirilmek bana her zaman bir adım daha atma gücü veriyor. Yurtdışında Capsule New York, Who’s Next Paris, Tranoi, Scopp London gibi gözleri parlak tasarımcılara çeviren fuarlarda yer aldın. Uluslarası alanda olmak senin için neden önemli? Zaten uluslararası alanda kendimi göstermek istediğim bir marka kurma hedefiyle yola çıktım. 'Maid in Love' sokak modasına yakın bir marka. Sokak modasının ve kişisel tarzın daha rahat ifade edildiği ülkelerdeki insanlara da ulaşmak istedim. Her anlamda globalleşen bir dünyada sadece Türkiye’de var olarak sınırlı kalmanın doğru olduğunu düşünmüyorum. Koleksiyonundan parçaları bir anda birçok kişinin üstünde görmeye başladık. Bir koleksiyonu bu kadar alınır kılmanın sırrı nedir sence? Markayı alınır kılan tek bir etken olamaz bence. Kadınların kıyafet tercihlerini kendilerini daha özgür bir şekilde ifade edebilmek için kullanması ve buna paralel olarak markanın hedeflediği kitlenin de büyüyor olması en büyük etkenlerden biri. Ayrıca satış noktalarının elliyi geçmiş olması, yurtdışında her sezon katıldığım fuarlar, Paris ve Milano’da çalıştığım showroom’larda koleksiyonumun yer alması, Türkiye’de ise dört sezon üst üste İstanbul Fashion Week’de yer almam markamın bilinirliğini ve ulaşabilinirliğini arttırdı. Kendi tasarımlarını giymek nasıl bir his? Kendi tasarımlarımı giymekten daha güzel olan his, bunları başka birinin üzerinde görmek.
Yaptığın sunumlardan sonra Instagramlarımızı bugüne kadar kanatlı gözler, ananaslar ve eriyen dondurmalar süsledi. Neden bu ikonları seçtin? Her koleksiyonumda beni etkileyen, görmekten hoşlandığım, renkli, eğlenceli, bazen garip, hayata bakış açımı veya beni yansıtan ikonlar kullanıyorum. Koleksiyona bütün olarak bakınca, iletmek istediğim mesaj daha net gözüküyor. Bazen hayatı fazla ciddiye almakla dalga geçiyorum bazen esprili bir şekilde hayatın klişelerini anlatıyorum. Superbad’de süper güçleri olan kötü kahramanlarla tanıştık, Don’t K My J’de 80’lerde yaşayan bir plaja gittik. Bir sonraki koleksiyonda bizi nasıl bir macera bekliyor? Önümüzdeki kış koleksiyonunun teması 'Save the Galaxy Get the Girl' (Galaksiyi kurtar, kızı kap), uzay çağında geçen video oyunlarındaki karekterleden ilham alıyor. Her hikayede gerçek olamayacak kadar yakışıklı baş karakter yaratıkları yenip, kötü adamın gezegeni ele geçirmesini engeller ve bu senaryo aşağı yukarı hep aynıdır. Kötü karekterler her zaman küllerinden doğar ve güzel kızı kurtarmak hep daha da zorlaşır. Bu koleksiyonda yaratıklar: çift başlı kaplanlar, ağzında gözleri olan bitkiler, kocaman dişli dev çiçekler seklinde karşımıza çıkıcak. Önümüzdeki sezonda Fashion Week’de yer alacak mısın? Mercedes-Benz Fashion Week tasarımcılar için küresel anlamda güçlü bir platform. Ben de dört sezondur markamla bu oluşumun içinde olmaktan mutluyum. Her show Maid in Love için etkili oluyor. Önümüzdeki sezon da MBFWI'nın bir parçası olmak istiyorum. En son hangi tasarımcının işine "WOW" dedin? GUCCI’nin yeni kreatif direktörü Alessandro Michele’nin Resort 2016 koleksiyonunu çok beğendim. Mudo ile yaptığın işbirliğinin tasarımlarını yeni bir kitleye ulaştırdığını düşünüyor musun? Yolda başka işbirlikleri de var mı? Mudo FTS64 ve Maid in Love işbirliği iki marka için de çok etkili oldu. Bu işbirliği ile Türkiyede çok daha geniş ve yeni bir kitleye ulaşmış oldum. Böyle güzel bir enerji yakalamışken önümüzdeki kış sezonunda da yeni bir kapsül koleksiyonla devam etmeyi düşünüyoruz.
MEET CREATIVE PEOPLE
72
/ SMASH
selim baklacı
KİM...Selim'in ilham perisidir? Sokaklar. KİMİNLE...dans etmezsin? Hükümetle. NEREDE...bisiklet binilir? Bisiklet iyiyse heryerde. NE ZAMAN...özgür hissedersin? Çantayı alıp gidince.
Lise eğitimini hazır giyim üzerine aldı. Sonrasında MSÜ’de Tekstil programından mezun oldu. 2007’de Project Runway Türkiye’de aldığı birincilik moda kariyerinde atacağı büyük adımlar için sadece bir başlangıçtı. Devam eden yıllarda Bridges to Fashion organizasyonunda sergilenen koleksiyonu, Berlinische Gallery’de Fast Couture adı altında sunduğu karma defilesi, Rusya’da Catherine Palace’de açtığı kişisel sergisi ile uluslararası alanda da ismini duyurdu. Deforme ederek yarattığı kumaşlarda hakimiyet süren canlı renkler, işlerini eğlenceli kılıyor. Erkeği ve kadını özgürleştirerek bizi bildiğimiz beden ve cinsiyet kodlarının dışına çıkarıyor. Seçilen renkleri, malzemeleri ve uygulanan kalıpları hızlı hareket edenlere ve bunu yaparken de şık görünenlere ithaf eden Selim Baklacı ile tanışın.
haz覺rlayan: 繹zge akp覺nar
MEET CREATIVE PEOPLE
İlk tasarımın neydi? Bu işe ilk başladığında aldığın tepkiler nasıldı? Hatırlayamıyorum ama ilk tasarımlar uzun uğraşlar sonucu ortaya çıkıyordu.Yenilik aradığım için dikkat çekmeyi hedefliyordum sanırım. Lisede hazır giyim üzerine eğitim aldın, üniversitede tekstil okudun. Bu yolda ilerlerken hiç olmayacak galiba dediğin anlar oldu mu? Lise çok garipti, üniversiteden biraz zor mezun oldum. Project Runway birinciliği üniversiteyi bitirmemi kolaylaştırdı diyebilirim. Project Runway Türkiye’ye katılmadan önce programın orjinalini izlerken böyle hayaller kuruyor muydun? Bu yarışmayı kazanmış olmanın hangi kapıları araladığını söyleyebilirsin? Programın hala devam ediyor oluşu ve dünyada bu kadar ilgi görmesi büyük başarı. Böyle bir şeyde yer almayı istiyordum; ancak Türkiye'de yapılması ve benim katılmam aklıma gelmemişti. Yarışmaya katılıp kazanmamla birlikte dergiler, tanınırlık, koleksiyon ve defile imkanı gibi birçok kapı açılmış oldu. Geçtiğimiz yıllarda İstanbul Moda Akademisi'nde kreatif drapaj eğitmenliği yaptığını duyduk. Genel anlamda bir tasarımı veya üstünde uygulanan tekniği yaratıcı kılan nedir? Başta bakış açısı ve tekniği uygularken işe özgün bir ruh katabilecek her şey. Malzemelerin nasıl kullanılacağından ağdalı tekniklere ve hatta pratik yollara kadar yoğurdu her şekliyle yemeyi denemek. Tasarımlarında giysiler özgürleşiyor, formlar erkek ve kadın olarak kısıtlanmaktan kurtuluyor. Tüm bunlar hissedilirken gördüklerimiz yaratım sürecinde nelerden besleniyor? Genelde spor giysilerde kadın erkek sınırını ortadan kaldırıyorum. Beden seçeneğiyle herkes kendine uygun olanı giyebiliyor. Bu tip seçimlerin beni ve giyen kişiyi özgürleştirdiğini düşünüyorum. Bildiğimiz kadarıyla ofisin Galata’da. Galata dışında İstanbul'da seni nerede, ne yapıyorken bulabiliriz? Cankurtaran ve boğaz arası bisiklet sürerken, parklarda yayılmış otururken bulabilirsiniz.
74
/ SMASH
Selim Baklacı ürünlerini bulabileceğimiz yer neresi? selimbaklaci.com lidyana.com 365ist.com ve Bilstore’ larda… Selim için perde ne zaman açılır ve ne zaman kapanır? Sabah 09:00’da açılır, akşam 18:00’de kapanıyormuş gibi yapar ve gece yarısı gerçekten kapanır. Rotterdam Historic Museum'da sergi ve defile ile FW'09 koleksiyonunu tanıttın, iki yıl sonra Berlinische Gallery'de "Fast Couture" isimli koleksiyonun ile karma defilede yer aldın. Bu etkinliklerin bir parçası olmak nasıl bir deneyimdi? Hepsi tatlı etkinliklerdi. Böyle organizasyonlarda yer alıyor olmak kafa açıcı. Hazırlanma aşaması da çok profesyonel geçiyor. Sırf bu yönleri bile katılmak için yeterli sebebi yaratıyor. Türkiye'deki genel moda algısıyla ilgili bir şeyi değiştirmek istesen bu ne olurdu? Moda bir endüstri olarak ele alınmıyor. Doğru yönlendirilmediği için moda ile ilgilenen kitle ve moda endüstrisi yaratmaya çalışılan kitlenin kucaklaşmadığı bir anlayışın uçurumu gibi. Bu uçurumu yok etmek harika olurdu. En son hangi tasarımcının işine "WOW" dedin? Peter Dundas.
ece gözen
MEET CREATIVE PEOPLE
76
Bize gelecekten bir parça gibi hissettiren ne varsa Ece Gözen için aslında şu ana ait. MSGÜ’de Tekstil ve Moda Tasarımı bölümünü bitirirken hazırladığı ve evrenin matematiksel yapısından ilhamını alan "Illusional Harmony" koleksiyonu ile modanın yüksek mercilerinin dikkatini çekmeye başladı. Kendi markasını yaratmadan önce Ezra Tuba Çetin ve Hakan Yıldırım gibi isimlerle birlikte çalışma fırsatını yakaladı. Hakaan markasının İstanbul, Paris ve Londra moda haftalarında yıldızı parlarken sahne arkasında Ece Gözen tasarımcı olarak profesyonel kariyerinde ilerliyordu. 2012’de katıldığı Muuse-Vogue Talents yarışmasında “En Vizyoner Tasarımcı” seçilmesi bir tesadüf değil. Değişimden ve yeniliklerden hoşlanan karakteri en şık haliyle tasarımlarına da yansıyor. Sportif görünümün ardında gizlenen feminenlik yani "sportcouture" markasını tanımlamak için kullanabileceğimiz en doğru sözcük. 2013’den beri MBFWI'da podyumda küçük matematiksel oyunlarla beklenmeyeni, sanat ve bilimle birleştiriyor. Siyah, mor, açık gri ve neon yeşili gibi renkler; file, koton, ipek gibi kumaşlar ve özel deriler ile tasarımlarında kendi denklemini kuruyor.
KİM...Ece’nin ilham perisi? Carl Sagan. KİMİNLE...bir suç işlersin? BA ile. NEREDE...kahve içersin? Moc’da. NE ZAMAN...kaçmalı İstanbul’dan? Her defile sonrası!
/ SMASH
haz覺rlayan: 繹zge akp覺nar
79
/ SMASH
Bu sabah gördüğün en güzel şey….. Ağaçların arasındaki yeşil bir papağan.. Sonradan hikayesini öğrendim ki papağanları taşıyan kamyon kaza yapınca hepsi kaçmış ve oradaki ağaçlara papağanlar yuva yapmış.
Ece’nin tasarımlarını satın almak istiyoruz. Nereye gitmeliyiz? Istanbul’da Brandroom, Beymen, Ankara’da S9Boutique ya da Dubai ve Munih’e gidebilirsiniz. Hiçbir yere gitmek istemezseniz online mağazada Lidyana.com’dayız.
İlk tasarımın neydi ve sana neler hissettirdi? Gerçekten hatırlamıyorum, her tasarımımı aynı tutkuyla tasarlıyorum.
MUUSE ve Vogue Italya seni “En Vizyoner Tasarımcı” seçti. Senin “En Vizyoner Tasarımcı”n kim? Nicolas Ghesquiere
Sana ödül kazandıran Illusional Harmony koleksiyonuna ilham veren M.C. Escher ile ne zaman ve nasıl tanıştın? 2012’de Paris’teki Gibert June’da 'şu an öyle bir kitap bulacağım ki hayatım değişecek' fikriyle gezerken birden karşıma Taschen’in Escher kitabı çıktı ve gerçekten de hayatım değişti. Detaylar ile bir illüzyon yaratıyorsun diyebilir miyiz? (Dedik gitti!) Benim için illüzyon hayatın ta kendisi… Çağın ilerisinde tasarımlar yapan bir tasarımcı olarak 2095’de geçecek bir filmin kostümleri için nasıl bir şeyler geliyor aklına? (Back to the Future Effect) Bilim adamlarının 2007’de keşfettiği, geleceğin maddesi olarak tanımladıkları "graphene" materyalinin alanlar uzerindeki etkisi en yüksek seviyeye ulaşacağından kostümlerde de bunun yansımasını göreceğimizi düşünüyorum. Dünyadaki en saydam, en iletken ve en güçlü madde olan graphene sayesinde vücuda yapışık neredeyse deri kadar ince ama hareket hızını arttırıcı özellikleri olan kostümler göreceğiz bence. Olabildiğince minimal ama teknolojik olarak son derece gelişmiş kostümler olacaklar. Tasarımlarında etkisini hissettiğimiz bilim, teknoloji, sanat ve kültür hareketini, film ve müzik tercihlerinde de muhafaza ediyor musun? Elbette ediyorum, en çok izlediğim film ve belgeseller genelde scifi temalı oluyor. Genel olarak defile müziklerimizde de bu hissiyatı vermeye çalışıyoruz.
"Ece Gozen for Fabrika”nın 3 kelime ile tabusunu yapar mısın? Yenilikçi, sportif ve şık. Yeni koleksiyonda bizi neler bekliyor? Gelin ve görün derim, her şey sürpriz. En son hangi tasarımcının işine “WOW” dedin? Csm mezunu Dilara Fındıkoğlu’nun mezuniyet projesine dedim. Kendisini tebrik ederim, wowluk bir proje yaratmış. Tasarımcı olmaktan son anda vazgeçtin! Ece şu an ne yapıyor olurdu? Astronomi ve uzay bilimlerinden mezun olmuş, Nasa’nın kapısını zorluyor olurdu. Bize gardrobundan bir “Sık Kullanılanlar” üçlemesi yapacak olursan… Siyah deri ceket, siyah Ece Gözen tişörtüm ve neon Nike’larım. Satın aldığın son şey… Pro gamer mouse
Vodafone Red’in 7 artısıyla tanışın Bildiğiniz tarifeleri unutun, gelin siz de Vodafone Red’in 7 artılı dünyasına adım atın. Arayın, gelelim: 0850 250 20 55
Vodafone
Kampanya kapsamında verilen “Vodafone Red’in 7 artısı”, Red Tarifesi kullanan aboneler için geçerlidir.
Bol İnternetli Tarifelerde en yüksek internet içeriği 8 GB’dir. Tarifeniz Yurtdışında da Geçerli özelliği, Her Şey Dahil Pasaport’a günlük 9,90 TL ödemesiyle, 51 ülke için mümkündür. Yurtdışıyla Yurtiçi Gibi Konuşma, her yöne dakikalar ile Türkiye’den 22 ülkedeki özel servis ve uydu numaraları haricindeki tüm cep ve sabit numaraları için geçerlidir. Özel Müşteri Temsilcisi’ne 7008’i arayarak ulaşılır. Mobil Destek Ekibi; Red 7 ve Red Elite üyeleri için İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Bursa, Kocaeli, Adana ve Mersin illerini kapsamaktadır. Aile İndirimi, Red Tarifesi üyelerinin MERNİS kontrolü ile doğrulanan yakınlarına %35 indirim sağlamasıdır. Özel Fırsatlar ve tüm diğer detaylar için vodafone.com.tr/red sayfasını ziyaret ediniz.
luca mainini
MEET CREATIVE PEOPLE
81
Podyumdaki uzun bacaklar ve kırmızı dudaklar büyük patlama sonucu kaotik bir dünya oluşturuyorlar. Bu kaotik dünyanın bir parçası olmak isteyenler arasında sadece dergilerden kesilen mankenler değil Givenchy, Dolce & Gabbana ve Moschino da var. Kimi zaman Dolce’nin dev dudakları Prada’nın etolünden rol çalıyor. Tüm bu olanlara gözümüz alışmaya çalışırken algımız sürreal bir yolculuğa sürükleniyor. İtalyan GIF sanatçısı Luca Mainini’nin çalışmalarının ilk bakışta bıraktığı etkiyi başka çok az şey yaratabilir. Luca’nın etrafında gördükleri kusursuz bir pop kültürden ziyade arızalı, pürüzlü, eksantrik bir endüstrinin yansımaları. Seçtiği küçük parçaları beklenmedik şekilde bir araya getirerek yepyeni görseller elde ediyor. Luca'nın sürreal dünyasına hoşgeldiniz.
Gif üzerine çalışmaya karar vermende en etkili faktör ne oldu? Eski aktör ve aktrisleri izleyerek büyüdüm, filmler benim hayatımdı. Giflerle kendi ekranımda çılgın bir filmin yönetmeniymişim gibi hissediyorum, karakterlerim hareket kazanıyor.
Çalışmalarında bir mesaj gizli mi? Mesaj vermek gibi bir amacın var mı? Tabi ki. Ama bence işin en ilginç tarafı çalışmalarımı gören insanların tepkileri ve onlara kattıkları.
Gif yaparken hazır görseller üzerinden gitmekle animasyonları kullanmak arasında nasıl bir fark var? Bir Gif’i yapmaya başlamadan önce her zaman kağıt üzerinde çalışmaya başlıyorum. Gif’in nasıl bir hareket kazanacağı fikri ortaya çıkan kolajı bilgisayarımın ekranında gördükten sonra şekilleniyor ve bu yol bana keyif veriyor.
Moda endüstrisine nasıl dahil oldun? Moda endüstrisindeki ilk işim 2012’de Excelsior Milano için yaptığım bir video kolajdı. Sonra herkes işlerim için çıldırmaya başladı.
Giflerinde kullandığın görseller hem çok doğal hem çok satirik şekillerde bir araya geliyorlar. Bunu nasıl başarıyorsun? Kendi dilimi yaratmayı seviyorum; saçılmış, çılgın, satirik, grotesk ve eğlenceli. Bu dille konuştuğumda hepsi bir araya geliyor.
hazırlayan: özge akpınar
/ SMASH
Dudaklar, bacaklar, popolar, eller… gördüklerimizin dışında neler var? Bence bu benim dünyam. Görüntüler ve takıntılardan oluşan büyük kaotik bir dünya ve ona ait olabilecek her şey. Sanat okudun mu yoksa en başından beri her şey içinden mi geliyordu? Hayır sanat okumadım. Kendi kendime öğrendim. Sanatı ve çalışmalarımı her zaman kendim için icra ettim. Böyle yapmayı istedim, buna ihtiyaç duydum.
Biraz dedikodu yapmak istiyorum. Moda devleriyle çalışırken ne gibi zorluklar karşına çıkıyor? İletişim kurmayı becerebildikten ve ne istediklerini anladıktan sonra aslında çok zor değil. Arada bir his oluşturmak gerekiyor. Ufukta senin ve çalışmaların adına neler var? Giflerin videolara dönüşeceği birkaç yeni proje üzerine çalışıyorum. Hazır olun… Bir sonraki işbirliğin kiminle olacak? Şu anda gelen teklifleri değerlendiriyorum ama yakında çok çılgın haberlerim olacak!
/ SMASH
“Mesaj vermeye çalışan fotoğraflardan hoşlanmıyorum. Dev bir diş fırçası (sağda) ne anlatmak istiyor olabilir?" diyor İtalyan fotoğraf sanatçısı Maurizio Di Iorio. Sanatçı sıra işlerine geldiğinde hiç çekinmeden büyüleyici ışık bilgisiyle objeleri tanrısallaştırıyor. “Fotoğrafçılığı asla anı yakalamak olarak görmedim. Detaylar ilk bakışta ortaya çıkmaz, her zaman ikinci bir bakışa bizi iter.” sözleriyle özetliyor sanatını. Maurizio’nun işlerine baktığımızda titiz bir yaratıcılıkla çekilmiş fotoğraflar görüyoruz. Etrafında neler olup bittiği kamerası elinde olduğu sürece çok da önemli değil. Biraz durup düşünmeyi , ortaya çıkacak olan görselin üstünde kendi estetik zevkini, kompozisyon prensiplerini ve renk kullanımını göstererek kontrolü sağlamayı tercih ediyor. 2015’in tasarım akımı super still life'de keskin çizgiler çizen objeler beklenmedik açılardan fotoğraflanıyor ve daha dinamik, ilgi çekici görsellere dönüşüyor. Super still life parmağımızın ucundaki küçük ekranları ele geçirirken Maurizio’nun kadrajından çıkanlar da bu trendin öncüsü olup yükselerek parlıyor. Fotoğraflarında bağlı kaldığı dinamiklerin tamamı tüketici toplumu, yemek kültürü ve “insanlık”a ait objelerle alakalı. Bu dinamikleri aynı zamanda işlerinin ilham kaynağı olarak da görüyor. Sanatçı, estetik gerçeklikle bizi buluşturmadan önce objelere gündelik anlamlarından daha fazlasını yüklemiyor ya da onları idealize etmiyor. Böylece gözlerimiz detaylarla buluşurken gündelik yaşamımızdaki kullanımından bağımsızlaşıyor. Renkli, basit fakat arkasında her zaman şehvetli bir tehdit barındıran fotoğraflar ile Maurizio Di Iorio’yu keşfedin.
hazırlayan: özge akpınar
maurizio di iorio
MEET CREATIVE PEOPLE
84
dina lynnyk
Sorduğumuz sorulara cevap verirken kelimelerle arasının pek iyi olmadığını söylese de biz onun görsellerle arasının harika olduğunu biliyoruz. Ukraynalı Dina Lynnyk hem bir moda tasarımcısı hem de bir görsel sanatçı. Vaktinin çoğunu kendi markası It’s Me için tasarımlar yaparken harcıyor olsa da geri kalanını dijital tabanlı kolajlar yaparak geçiriyor. Photoshop videolarında onlarca modelin suratından kesilen küçük parçalar beklenmedik formlarda tek bir yüzde kaynaşıyor. Ortaya rahatsız edici ve sıra dışı görseller çıkaran sanatçı çirkin şeylerin varolmadığına inanıyor. Ona göre her şey bizim güzelliği algılama yetimize bakıyor. Dina’nın kolajlarıysa bu algıyı provokatif bir şekilde tekrar sorgulamamızı sağlıyor.
/ SMASH
Esinlendiğin şeyler neler, kimler ve neredeler? Çalışacak enerjiyi bulamağımda ben de kendime aynı soruları soruyorum. İnan bana cevaplar hep değişiyor ve bilemiyorum. Kahramanım diyebileceğin birileri var mı etrafta? Benim için kahramanlık, geçmişte hiçbir deneyimi olmadan hedeflerine ulaşabilen insanların işi. Etrafımda gördüğüm, bunu yapabilen herkesi kahraman sayıyorum… Bir sonraki adımın ne olacak? Tasarım ve sanat alanında kendimi geliştirmeye devam edeceğim. İlgi alanlarımın tamamını içeren projeler yapmak istiyorum. Bir sonraki adımım için merakımı uyandıran şeyleri bir araya getirmek istiyorum. Hayatın ve moda kariyerin için kendine koyduğun en yüksek hedef nedir? Sadece kalan tüm zamanımı kendi projelerim için harcamak istiyorum. Bunu yaparken para umrumda olmamalı. Ne tarz desenler ve motifler için kesinlikle Dina’nın elinden çıkmıştır diyebiliriz? Eğer parçaların arasında eriyen, birbirine katılan ve parlayan bir şeyler görürseniz bilin ki ben yapmışımdır. Kolajların ve tasarımların birbirini nasıl etkiliyor? Bu iki alan bugünlerde birbirinden bağımsız olarak ilerliyor. Kolajı ve tasarımı birleştirebileceğim çok özel ve fantastik denebilecek bir şeylerin hayalini kuruyorum. Günlük hayatta nasıl giyiniyorsun? “Sıradan sosyal giysi” bu sözler en sevdiğim dizi karakteri Dwight Schrute’a ait… Şu an üstünde ne var? Genişlemiş salaş bir tişört ve kafamda da bir havlu var. Tasarımlarını kimler giymeli? Espiriden anlayan, aynı zamanda da çok düşünen insanlar giymeli. Kolajlarına kimler “wow” demeli? Sanatta beklenmedik şeyler arayanlar; çünkü onları şaşırtmak her zaman daha zor.
hazırlayan: özge akpınar
MEET CREATIVE PEOPLE
96
F*CKING
COOL THINGS
GiYiLEBiLiR SANAT
101
/ SMASH
VALENTINO FALL/ WINTER 2015
HOOD BY AIR FALL/ WINTER 2016
FANTICH & YOUNG FALL/ WINTER 2015
JUNYA WATANABE FALL/ WINTER 2015
MODANIN EN SANAT HALİ!
hazırlayan: ece somay
Sezonun en sanatsal parçaları, sonbahar/kış gardroplarımızı bir galeriye dönüştürüyor. 3 boyutlu elbiseler, sanat eserine dönüşen gömlekler, bir heykeltraşın elinden çıkmış gibi duran aksesuarlar…
NOVIS FALL 2015
102
F*CKING COOL THINGS
/ SMASH
VIKTOR & ROLF FALL/ WINTER 2015
Kapak รงekimimizde ! BORA AKSU FALL/ WINTER 2015
JEAN PAUL GAULTIER FALL/ WINTER 2015
DOLCE & GABBANA FALL/ WINTER 2015
AGI & SAM FALL/ WINTER 2015
MADE IN ATELIER FALL 2015
FABRIKA FALL/ WINTER 2015 MANISH ARORA FALL/ WINTER 2015
YAZBUKEY FALL/ WINTER 2015
FALL/
WINTERMSGM 2015
VINCENT BOTTESI FALL 2015
MERVE BAYINDIR FALL/ WINTER 2015
Dolce&Gabbana'nın bir çocuğun resim defterinden fırlamış gibi görünen elbiseleri, Agi&Sam'ın bir resmi andıran ceketleri ve tabii ki Valentino'nun giyilebilir tabloları, bu sezonun öne çıkan en sanat parçaları.
MARY KATRANTZOU FALL 2015
ARMANI FALL/ WINTER 2015 KONSTANTIN KOFTA FALL 2015
MARCO DE VINCENZO FALL/WINTER 2015 ASLI FILINTA FALL/ WINTER 2015
MERVE ODABASI FALL/ WINTER 2015
ALEXANDER MCQUENN FALL/ WINTER 2015
F*CKING COOL THINGS
GIAMBATTISTA VALLI FALL/WINTER 2015
ULYANA SERGEEN FALL/WINTER 2015 CIGDEM AKIN FALL/ WINTER 2015
DOLC
E&G ABB FALL ANA 2015
CHANEL FALL 2015
Yalın ve geometrik formlar parmaklarınızda!
Chanel'in yarasa formlu ayakkabısı bir sanat eserinden farksız!
PP FROM LONGWY FALL/ WINTER 2015
ARMANI FALL/WINTER 2015
MADE IN ATELIER FALL/WINTER 2015
PP FROM LONGWY FALL/ WINTER 2015
Bir tabloyu giymek gibi...
GULCIN CENGEL FALL/ WINTER 2015
ACNE STUDIOS FALL/WINTER 2015
1NDEPENDENT FALL/WINTER 2015 ALEXANDER MCQUEEN FALL 2015
F*CKING COOL THINGS
SONBAHAR-KIŞ 2015 COUTURE
AKSESUARLAR DOLCE & GABBANA ALTA MODA 2015
MAISON MARTIN MARGIELA FALL 2015 COUTURE
JEAN PAUL GAULTIER FALL/ WINTER 2015
Valentino’dan Helenistik dokunuşlar..
VALENTINO FALL 2015 COUTURE
DOLCE & GABBANA ALTA MODA 2015
107
/ SMASH
ATELIER VERSACE FALL 2015 COUTUR E
LLI SCHIPARALE URE UT CO 15 FALL 20
FENDi FALL 2015
BANA & GAB DOLCE LTA MODA A 015 FALL 2
GIAMBATTIS TA VALLI FALL 2015 COUTURE
CHANEL 15 COUT URE
FALL 20
MAISON MARGIELA FALL 2015 COUTURE
GARETH PUGH FALL 2015
SCHIAPARELLI FALL 2015 COUTURE
GIAMBATTiSTA VALLI FALL 2015 COUTURE
haz覺rlayan: an覺l can
PRADA FALL 2015
BEATS BY DRE ROYAL EDITION
KULAKLIK MOLAMI
109
/ SMASH
DIESEL x MONSTER
PARROT BEATS BY ALEXANDER WANG
DOLCE & GABBANA FALL 2015
HARMAN KARDON
URBANEARS LSTN
Barok döneminin ihtişamı
SKULLCANDY
HAPPY-NES SU JEONG YI
Kişiselleştirilebilir kapaklar
FRENDS
CHANEL X MONSTER FALL 2014
DOLCE & GABBANA FALL 2015 CAEDEN
CHANEL SS 2014
hazırlayan: ece somay
DOLCE & GABBANA FALL 2015
F*CKING COOL THINGS
EDUN RES 2016
ALEXANDER WANG FALL 2015
FABRIKA FALL 2015
CELINÉ
ETA VEN 015 GA 2 E BOTT WINTER / FALL
STELLA MCCARTNEY FALL 2015
INCI DERI FALL 2015 FABRIKA FALL 2015
Maskülen ruha sahip kadınlar bu sezon da yaşadı! Takım elbiseler muhteşem sonbahar-kış yorumlarıyla podyumlardan rüzgar gibi geçti. Ellery'nin fırfır detaylı takım elbisesi bu sezonun gözbebeği olmaya aday. Resort 2016 koleksiyonlarından seçtiğimiz Edun ve Gucci lookları ile gelecek sezonun trenleri hakkında bir fikriniz olabilir!
ANI IO ARM EMPOR TER 2015 WIN FALL/
NETWORK FALL 2015
WALTER VAN BEIRENDOCK FALL 2015 DSQUARED2 FALL/ WINTER 2015
IPEKYOL FALL 2015
ELLERY FALL 2015
ADEAM FALL 2015
TAKIM ELBiSE
111
/ SMASH
DKNY RESORT 2016
INCI FALL/ WINTER 2015
YVES SAINT LAURENT FALL/ WINTER 2015
EDUN RESORT 2016
GUCCI RESORT 2016
haz覺rlayan: ece somay
ZEYNEP TOSUN COUTURE 2015
DICE KAYEK FALL/ WINTER 2015
Elbise: Zeynep Tosun
F*CKING SMASHED THINGS Photographer & Art Director: Koral Sagular Photographer Assistant: Gamze Tığlı
Gözlük: Miu Miu Ceket: Maid in Love / Fashion Incube Kolye: Made in Atelier / Showroomist
Gözlükler: Miu Miu / Showroomist Elbise: Topshop Trençkot: Carven / shopigo.com
Etek: Zeynep Tosun Harness / Choker: Koral Sagular Clutch: Louis Vuitton
Bluz: Ece G繹zen / Fashion Incube Etek: Maid in Love / Fashion Incube Aksesuarlar: Made in Atelier / Showroomist Ayakkab覺: Beymen Club
Stamp: Dilara Irmak / 432 Tasar覺m Bodysuit: Kadir K覺l覺癟 Etek: Maid in Love / Fashion Incube
Çantalar: Louis Vuitton Harness: Koral Sagular Elbise: Topshop Ayakkabı: Louis Vuitton
Bodysuit: Morphsuits Clutch: Yazb端key / shopigo.com G旦zl端k: Miu Miu / Showroomist Aksesuarlar: Yazb端key / shopigo.com Kolye: Made in Atelier / Showroomist
DESIGNER DRUGS Photographer: Gökay Çatak Model: Ali Walsh / Option İstanbul Fashion Editor: Anıl Can Make-up: Chlóe İmre Hair: Samet Kilci Fashion Assistant: Ceren Akdeniz
Çanta & Bluz: Merve Odabaşı / Showroomist
#FACELESS
Çanta & Bluz: Merve Odabaşı / Showroomist
Yelek, Ceket & Etek: Bora Aksu / Showroomist
Yelek, Ceket & Etek: Bora Aksu / Showroomist
Gözlük: Dolce & Gabbana/ Showroomist Etek: Tuğba Ergin / Fashion Incube Ayakkabı: Ece Gözen / Fashion Incube
Gözlük: Miu Miu / Showroomist Ceket: Hande Çokrak / Fashion Incube Ayakkabı: Ece Gözen / Fashion Incube
Gözlük: Miu Miu / Showroomist Elbise: Hande Çokrak / Fashion Incube Ayakkabı: Ece Gözen / Fashion Incube
Bluz, Pantolon & Eldiven: Nazlı Bozdağ
Gözlük: Emporio Armani Eyewear Bluz & Etek: Ece Gözen
#FACELESS
Bluz, Pantolon & Eldiven: Nazlı Bozdağ
Ceket & Body Suit: Arzu Baykar Etek & Çoraplar: MiiN Eldiven: Adamo Ayakkabı: Vintage
Photographer: Aytekin Yal癟覺n Model: Erjena / Respect Models Fashion & Creative Director : An覺l Can Fashion Assistant: Ceren Akdeniz Location: Look34
FACELESS
Kürk: Adamo Eldivenler: Nazlı Bozdağ Etek: Elif Domaniç Maske: Kadir Kılıç Ayakkabı: Vintage
Ceket & Body Suit: Arzu Baykar Etek: MiiN Eldiven: Adamo
Elbise: Selim Baklacı Kürk: Arman Barın Eldivenler: Adamo Maske: Kadir Kılıç
Kürk Pardösü: Tuğba Ergin / Fashion Incube Ceket: MiiN Yelek: Giray Sepin / Fashion Incube Elbise: Selim Baklacı Ayakkabı: Vintage Maske: Kadir Kılıç
Body Suit: Kadir Kılıç Sutyen: Penti Eldivenler: Zara Palto: Niyazi Erdoğan / Fashion Incube Etek: Maid in Love / Fashion Incube
Kürk Pardösü: Tuğba Ergin / Fashion Incube Ceket: MiiN Yelek: Giray Sepin / Fashion Incube Elbise: Selim Baklacı Ayakkabı: Vintage Maske: Kadir Kılıç
Body Suit: Kadir Kılıç Yelek: Giray Sepin / Fashion Incube Elbise: Bora Aksu / Showroomist Eldivenler: Nazlı Bozdağ
Kürk: Adamo Etek: Elif Domaniç Maske: Kadir Kılıç Eldivenler: Nazlı Bozdağ
Body Suit: Kadir K覺l覺癟 Sutyen: Penti Eldivenler: Zara Etek: Maid In Love / Fashion Incube
Maske: Kadir Kılıç Ceket: Selim Baklacı Kolluk: Elif Domaniç
WO
OW
YACHTING i l e t i ş i m : 4 4 4 8 4 8 0 | w w w. g u l e t y a t . c o m
CİHANGİR/ÇUKURCUMA/GALATASARAY/TAKSİM 360 37B 7GR CAFE FİRUZ CAFFE NERO GALATASARAY CEZAYİR İSTANBUL DAI PERA GALERİ ZİLBERMAN GATE TATTOO GEYİK GEZİ İSTANBUL HOME ROOM HAIRMAFIA JOURNEY KAHVE ALTI KAKTÜS KAHVESİ KASABIM KİKİ CİHANGİR KRONOTOP LUSH HOTEL MAKASBLISS DRIP SHELTER MANUEL CAFE MESTA MISS PIZZA MOMO MÜNFERİT NON GALERİ OPUS 3A PANDORA KİTABEVİ PAROLE Pİ ARTWORKS POINT HOTEL TAKSİM RAFİNERİ SAN LAZZARO TRATTORIA PIZZERIA SİMURG KİTABEVİ SMYRNA SUSAM CAFE SWEDISH COFFEE POINT THE HOUSE APART CİHANGİR THE HOUSE APART GALATASARAY THE HOUSE APART İSTİKLAL THE HOUSE HOTEL GALATASARAY URBAN WE WHITE MILL WITT SUITES İSTANBUL ZENCEFİL GALATA/ŞİŞHANE/TÜNEL AHESTE ARZU KAPROL BABYLON BAHAR KORÇAN BALKON CAFFE NERO İKSV CHERRYBEAN COFFEE ÇOKÇOK THAI DELICATESSEN DELIRIUM ECE AKSOY FAKÜLTE AJANS GALATA NO:5 KUAFÖR GALERİST GROOVE HELVETIA KÖŞE BRASSERIE KULİNATA KULP LAUNDROMAT LEB-İ DERYA LES BENJAMINS GALATA LOMOGRAPHY GALLERY STORE MANO BURGER MASA MAVRA NAR PERA OPHORM OTTO SOFYALI PARISTEXAS PICANTE PLIEE QUE TAL RAFİNERİ ROBINSON CRUOSE SALT BİSTRO SELF ESTATE ŞİMDİ SNTRL DÜKKAN STAY SUMAHAN SUSHİ EXPRESS TANKUT AYKUT GALERİ THE HOUSE CAFE TÜNEL UGLY KARAKÖY BEJ CAFE BALTAZAR DEM CAFE EGERAN GALERİ FERAH FEZA İSTİKAMET KARAKÖY KARABATAK KOMODOR WOM ON/ OFF COLONİE LOKANTA MAYA MUHİT MUMS CAFE OPS CAFE UNTER BEBEK/BEŞİKTAŞ/KURUÇEŞME/ ORTAKÖY 40 48A LOUNGE AŞŞK BAYLAN BEBEK KAHVE BEBEK KORU KAHVESİ BLOOM CAFFE NERO BEBEK CAFFE NERO AKARETLER CAFFE NERO BARBAROS CAHİDE CASITA BEBEK CORVUS WINE & BITE CREMERIA MILANO ÇELLO DERİN DESIGN HAPPILY EVER AFTER KIRINTI LUCCA LULU’S MANGERIE MIDNIGHT EXPRESS MIDPOINT TAPS THE HOUSE CAFE ORTAKÖY THE HOUSE HOTEL BOSPHORUS VOGUE W İSTANBUL YILDIRIM ÖZDEMİR BEBEK YILDIRIM ÖZDEMİR AKARETLER ETİLER/LEVENT/MASLAK/İSTİNYE/ YENİKÖY ALL SPORTS CAFFE NERO MASLAK CAFFE NERO YENİKÖY LA VIE EN ROSE TARABYA BIG CHIEFS DA MARIO RISTORANTE & PIZZERIA GRAM İSTANBUL HAMSİLİ KARADENİZ LOKANTASI HARVARD CAFE HILLSIDE CITY CLUB ETİLER HILLSIDE CITY CLUB İSTİNYE LE PAIN QUOTIDIEN KANYON LES BENJAMINS MSA-THE CULINARY ARTS ACADEMY OF İSTANBUL SOSA THE HOUSE CAFE İSTİNYE PARK THE HOUSE CAFE KANYON TRIBECA KANYON MAC ULUS 29 GAYRETTEPE/MECİDİYEKÖY CANTINERY EATELY JAMIE’S MORINI MUSE İSTANBUL OKAFE PIOLA POINT HOTEL BARBAROS RAFFLES NİŞANTAŞI/TEŞVİKİYE 400 DERECE ALL SPORTS AŞŞK CAFE BACKHAUS BEYMEN BRASSERIE BLUSH BREAD & BUTTER CAFFE NERO NİŞANTAŞI CASITA NİŞANTAŞI DELICATESSEN DEN CAFE DİVANE HARDAL HÜNKAR İSTANBUL MODA AKADEMİSİ JUNO KANTİN KIRINTI KOZMONOT NAGNOLIA MAHALLE MAC GMALL MAKAS MIDPOINT MOC İSTANBUL NESPRESSO PATİKA KİTABEVİ PLUMON POP-UP CAFE SALOMANJE SHOPIGO SODA SUSHICO THE HOUSE APART THE HOUSE CAFE CORNER THE HOUSE CAFE TEŞVİKİYE TOST BİLDİKLERİM TOUCHDOWN TRIBECA UNION 22 MODA 180 COFFEE BAKERY ARKA ODA AYI BİSANFA CHERRY BEAN COUPE LOUNGE ÇEKİRDEK HERA HOLLYWOOD BURGER HOUSE KABİNE NADİRE KARGA MAMBOCINO COFFEE MUAF MUNCHIES CREPE & PANCAKE NAAN BAKESHOP TASARIM BOOKSHOP WALTER’S COFFEE YER ZEPLIN | You can ask for us at cool hair saloons, innovative art galleries and all premium hotels and beaches in BODRUM. |