4__

Page 1

m we .c o

.

URDİS TAN DEVRİMİ .

. . ,.

UZERİNE

te

~

ww

w.

ne

OPLu GÖRÜŞLERiMiz


co m

ew e.

et

w. n

ww T~KOŞIN


co m ew e. et w. n

ww

Sahibi:

Reşit

AsionoOlu

Sorumlu Yazı lflerl Müdürü: Yaşar Unutkan Yönetım

Yeri: Selamet

BasıldıOı

Pasalı

Yer: Kent

• Gaziantep

Basımevi

Istanbul, EyiOI 1979


om

te we .c

ne

w.

ww


ew e. co

m

ÇAGRI

ww

w. n

et

Günümüze kadar Kürdistan'daki ulusal hareketin önderliği burjuva-feodal geleneksel güçlerin tekelinde olagelmiştir. Önderliğin burjuva karakterinin yol açtığı durum ortadadır: Uzlaşma, oyalama, ihanet ve yenilgi. Ulusal Kurtuluş Hareketinin önderliği gele· neksel güçlerin elinden sökülüp alınmadıkça, hareketin önderliği üzerinde proleteryanın hegemonyası sağlan· roadıkça Kürdistan devriminin bir adım bile ileri at• ması olanaksızdır. Kürdistan halklan geleneksel önderliğin yeteneksizliğin} ve tükenıneye yüztuttuğunu bizzat kendi tecrübeleriyle göriiieye ve kavramaya baş­ lamışlardır. Bu yüzdendir ki hareketin kurmayı cyen1 strateji-ler yayınlayarak, strateji yeniliyor göZükıneye çalışmaktadır. Bu bir aldatmacadan öte anlam taşımaz; Öz eski öz'dür. Deği şen şey eski özün yeni kllıflar1a kamufle edilmesidir. Geleneksel önderlik yığınların gözünde umut olmaktan çıktıkça bu tür yöntemlere sık sık başvuracağa benzer. Kürdistan'da ulusal-demokrati k muhalefet her ge. çen gün genişliğine ve derinliğine boyutlanmaktaclır; Güçlü bir proleter önderlik yaratılmad ıkça bu toplum· 5


m

sal muhalefetin milli ve küçük burjuvazinin siyasal ör· gütlerine kanalize olması engellenemez. Burjuva-feodal önderliğin çarpıtılmış talepler uğruna halkımızın devrimci enerjisini heder etmesi önlenemez. Yenilgi· ler birbirini kovalayacak, sonuçta ne cotonomi• ne ba· ğımsızlık ne de başka birşey elde edilemeyecektir.

ww

w. n

et

ew e. co

Tek çözüm yolu ülkemizdaki yurtsever-devrimci hareketi proleteryanın öz politik örgütünün öncülüğü ile birleştirmektir. Harekette proleteryanın hegemon· yasını gerçekleştirmektir. Hem Kürdistan bütününde· ki ve hem de Kuzey Kürdistan özgülündeki objektif şartlar proleterya partisinin inşa sürecini olabildiğin· ce hızlandırmayı dayatmaktadır. Biz, K. Kürdistanlı sosyalistler. özgül görevlerimiz ve içinde buİunduğumuz aşamanın özellikleri gereği proleterya partisini öncelikle üzerinde bulunduğumuz parçada yaratmalıyız. K. Kürdistan'da proleterya partisi, işçi sınıfı ha· reketi içerisindeki akımların birleşmesi yoluyla da o~ luşabilir. Bu bir biçim sorunudur. Örnek vermek gerekirse, Çarlık Rusyası ve Vietnam'daki proleterya par. tileri ve Mozambik'te FRELİMO, b1,1 şekilde, yani bir· kaç grubun birleşmesi ile yaratıldı. Şüphesiz ki her halükArda birliğin temeli marksizm-leninizm'in ülke· mizin somut koşullarıyla birleşmesinden doğan ideolo· jik-politik çizgidir. Marksist görüş ve ilkelerden taviz verilerek, pazarlık konusu olamayacak şeyler üzerin· de pazariıkiara girilerek bolşevik anlamda birlikler oluştunılamaz. İhtiyaç duyulan şey, BOLŞEviK bir partidir, başka türden bir parti değil. TEKOŞİN, Kürdistan devriminin ideolojik-politik

hattını ı.

6

esas olarak belirlemiş durumdadır. TEKOŞİN 2, 3 ve 4·te bu görev esas olarak yerine getirilmiştir.


(are keti miz prog rarn soru nun a

eğilme

aşamasında­

ır.

e. co

m

urju va Tüm sosy alist grup lan, burj uva ve küç ük-b eder ek •bağımsız• kala n ıilliyetçiliğinin saflannı terk ve canlı bir üçle ri hare keti miz in görüşlerini yapıcı form u, ya. plat arzd a tartışmaya çağınyoruz. Tartışma şmeler yolu yla m plat form u başta olm ak üzer e, görü ilir. Bu tar· apta nab ilec ek çok çeşitli plat form lar olab ekleşmeli­ gerç e yind düze ışmalar önce likle siya setle r tir.

TEK OŞ İN

ww

w. n

et ew

bir aşama· Sosy alist siya sal birli k erte lene mey ecek de bulu nula n a.şarnayı ob· ladır. Sosy alist akımlan, için tabu yu yıka· ekti f olar ak değerlendirmeye, her türl ü bir ken ara i kiler çeliş ·ak, küç ük hesa plan ve yap ay gözd en ge· .tere k, savu nag eldi kler i görüşleri yen iden nde ki enge lle;irm eye ve sosy alist siya sal birliğin önü de bir gö· ri tem zile mey e çağınyoruz. Bu tarih sel önem rev dir.

7


we .c

om

I. BÖLÜM

TOPLUM BiÇiMLERİ ÜZERİNE GENEL

ww

w.

ne te

r. Tari hte başlıca toplu m biçim lerin in sayısı be~ti ci ·TopBunl ar. sırasıyla; İlkel Kom ünal ToplumJ K.Q.le lis~ Sosya ve um Topl lum. F:eodal Topl um, Kapi talis t k. olara l kura "ene l :roplum'lardız:: Bu toplu m biçim leri bu n birbi rleri ni izler ler. Anca k kimi halkların bütü da bir gerç ektir . Yaaşam aları bir bir ya,§amadıkları gecm eleri gere kdan ni tüm toplumların bu asamalın örneğin, köarın, halkl tiği gibi bir kura l yokt ur. Bazı doğ­ leci a.şarnayı atladığı ve ilkel toplu mda n doğrudan bazı ruya feod alite ye geçti kleri bilin mekt edir. Yine talis t aşamasını atlahalkların ekon omik evrim in kapi e ulaştıkları da alizm sosy yara k doğrudan doğruya ve kültü rel baadi gerç ektir. Çarlık Rusya ' sında iktis <Mo~olistan gibi) kımdan oldu kça geri olan h~lklann nieri n tarih i bunu kanıtlamaktadır. Bazı iç ve dış etke kün kılmaktadır. bileşimi bu tür durumları da müm biçim inde n da]W T9J?~rın evrim ini, bir toplu m belir leyen şe~, .maddi ~]Jll:.Lb.ir tgplu m biçim ine geçişi üret ici serv etier in ür_:etim biçim idir.. Qre,llm b iç~-~ ise

9

-.


~r

·--

ww

w.

ne te

we .c

om

ve bu üretici güçler düzeyine uygun dü§en!..._}:?u üretici güçlere tekabül eden üretim iliskil~riı_ıden_ol_u· şu.r:. üretici gücler denilgiğinde, üretim araçlan, bu araçlan <aletleri> kullanarak maddi servetleri jget~ insa~. insanın em~.k-gücü, ~ni is y~pma gücü ve.Jill~.h den,ey vb. gibi yetenekler anlaşı!ır. Üretiffi:~liskileri d~­ nildiğinde ise anlaşılması gereken, üretimde bulunan insanlann, bu üretim faaJjyeti sırasında hirhiwriyl~. kurduldan zorunlu ilişkiler ve üretilen üD:inleri!!..!?.ölüşüm bix~~eridi[i,ki bu ilişkileri belirleyen §ey de üret~ç_lert.n mevcut düzeyi ve üretimde bulunaniann y:wjli jiretjm a.mçlan karşısındaki konumlmilır.. Bir başka d~..Y!~e <hukuksal) üretim araçlannın mülkiyet biçimidir. Belirli bir topluma öz.g ü üretim il~kileri.. o_ to:ı:fuımun ekonomik temelini oluş~: Bu ekonomik temel. bütün ideolojik ve siyasal üst yapıf! belirler. • V arlıklannın toplumsal üretiminde, insaflıar, ... belirli ilişkiler kurarlar; bu üretim ilişkileri, on· lann maddi üretici güçlerinin belirli bir gelişme derecesine tekabÜl eder. Bu üretim ilişkilerinin tü. mü, toplumun iktisadi yapısını; belirli toplumsal bilinç şekillerine tekabül eden bir hukuksal ve siyasal üst yapının üzerinde yükseldiği somut temeli oluşturur. Maddi yaşamın üretim tarzı, genel olarak toplumsal, siyasal ve entellektüel yaşarn sürecini koşullandınr. İnsanların varlığını belirleyen şey_, .P.Uinçlert..değildjr; ta.m tersine, onlann bi-

10

~incini belirl~yen, toplums~

varlıklanQ.ı.r. Geliş­

melerinin belirli bir aşamasında toplumun maddJ üretici güçleri, e zamana kadar içinde hareket ettikleri mevcut üretim illşkilerine, ya da bunlann hukuksal tradesinden başka bir şey olmayan mülkiyet llfş1dlerine ters düşerler. Üretici güçlerin gelişmesinin biçimleri olan bu ilişkiler, onlann en-


w.

ne

te w

e. co

m

pUeri haJine gelirler. o zaman bir toplumsal devrim çap başlar. İktisadi temeldeki değişme, kocaman üst yapıyı, büyük ya da az bir hızla alt üst eder. Bu-gibi altüst oluşların incelenme sinde, daima, iktisadi üretim koşullannın .maddi altüst oluşu ile -ki, bu, bilimsel bakımdan kesin olarak saptanabi lir-, hukuksal, siyasal, dinsel, artistik ya da felsefi biçimleri, kısaca, insanların bu çatışmanın bilincine vardıklan ve onu sonuna kadar götürdükle ri ideolojik biçimleri ayırdetmek gerekir. Nasıl ki, bir kimse hakkında, kendisi için taşıdığı fikre dayanılarak bir hüküm verilmezse , böyle bir altüst oluş dönemi hakkında da, bu dönemin kendi kendini değerlendirmesi gözönünde tutularak bir hükme vanlam.az, tam tersine, bu değerlendirmeleri maddi yaşamın çelişkileriyle, toplumsal üretici güçler lle firetim ilişkileri arasındaki çatışmayla açıkl~ gerekir... Geniş çizgileriyle, asya üretim tarzı, antikçağ, Feodal ve modem burjuva üretim tarzlan, toplumsal- ekono. mik biçimleİıttıenin ,ileriye doğru . gelişen çağlan olarak nitelendiri lebilirler.• <K. Marks, E.P.E.K., abç.> üretim bicimJednd ek1 aıtılst oluşlar. değişmeler•

ww

.we~ic( ~Ç!!tl!L~IJL !li§_~ arasındaki uzlaşm~ çelişkilerden kaynaklanır. ll,u uzlaşmaz 9elt§kiler b8lir·u; bir ~etim ili kisii:iiıi' smırla.n i erisinde orta a çıkan ~ er ve özellikle ""de uzlaşmaz çeliş_kilerdif.: iltetim araçJaı;ı, üretimin en hızlı gelisen. en d~yrlm quaupıdıır. Üretici gyclerdeki gelişmeler öyle bit ~lü· .zeye ulH.ŞJr ki, fıretim ilişkileı:Lile üretici &üçler arasında ğaha t)nce yarolan uygunluk, tekabüliya t bQ.zu· J.!!r. Eski üretim iliskileri yeni iiretiQi güçlerin geli§l!le· si önünde ayakbağı olmaya haalar. Bu ım,~maz @liŞ· 11


ıp ancak toplums al Wı: devrimlt:',.. v&ıni 'il.Nti.Qlgüçlerin gelişim düzeyin e uygun düşen yeııi .üretim ili~ki~riı:ıiİl

~rul~ıyla ç~~~mle~ebi'!ir.

~ tO]!llı~_h~.d-farklıbll

te w

e. co

m

ijkel komüna l hiphnp lle scın!Ji...!!.J.oplUI!L~ariç tu~ W.!-t artı-ürüne elkoym a biçimle!!,J:._aı}i sönıürü 'f:!!: ~dp.ki Ca.rkhlıktır. Bu biçimle ri incelerk en. her topluiii biçimin in kendine özgü sömürü biçimle rine de değineceğiı. Her özgül toplums al-ekon omik biçimleniş, insanlığın tarihsel evrimin in belirli bir çağına denk düşer. Ne var ki bu çağlan birbirin den. kesin ve keskin sınır­ larla ayırdetmek güçtür, •Çünkü toplumu n tarihindeki çağlar, jeolojik devirler gibi birbirle rinden kesin ve belirli sınır çizgiler i ile a}ırılmamıştır.• CK. Marks. Kapital , cilt: I, s. 386, Sol Yayınlan) ~~itli tımlum biciJnlert..~l!f. ç!mcltı de vamlam a.zl&:.

Qnceki biçimle rden

ne

wcim. kendjpd en

z:!_Ve

halde. homoje n bir..hl: Her özgül toplums al-ekon omik

kendisinclelLSıOJliaki,-da.haJieri

kaJ.nuLkalıntıla·

--·

ww

w.

hiçimin tohuml~· !:J.lll yapışwda. şu ya da bu ölçilde tıw.r: Sosyali st üretim ilişkileri hariç tutulurs a, köleci ekonom i, ilkel ko· münal toplumu n, feodal ekonom i köleci toplumu n ve nihayet kapitali st ekonom i de feodal ekonom inin ya.. pısından doğup gelişmiştir. Bu dUrum üretim biçimi~· rinin neden saf halde bulunamayacağını açıklar. Aynca, iki ekonom i biçimin in özellikl erinin yanyan a ve birbirle riyle birleşmiş, kaynaŞmış bir biçimde varoldu... ğu geçiş halinde ki biçimle rde mevcut tur. Yan-feo dal toplum biçimi, böyle geçiş halinde ki toplumu n bir ör·

neğidir.

Şimdi ise ana hatlany la, ilkel toplum, köleci top· lum, feodal toplum ve kapitali st toplumu ele alacağıZ.

12


ı

-

İLKEL KOM ÜNA L TOP LUM

um hici mi ilk•.: İnsanlık tarih inde ~rrua.n ilk topl

--

-

n özell~ği sın~1ag.~_y.e _ ~tinal topl urnd uf. ~!çLmi t.Qplum_Q!çlm!, _ş_SJmürün~~ıdır . B_u_ne_ğ~Jlle....b..ı.ı.. hilmekted,ir. tlke i kom üniz m ol~ da adlaiJdırıla ukça düşük­ !rel toplumd_~_Qz.:etici güçl~_ğyzeyi QlcJ, Top lum sal iş· tü. İlkel deni lme sini n neu::mi de bud ur.

co m

ll:

i. Üret ici böıümü ve uzmanıaşma hen üz mevcÜtdeğild kenliği de üret , ilkel ve dolayısıyla emeğin

w. n

et

ew e.

güç ler geri a insa nlar yaşamak için aynı düze ydey di. Bu şartlard üret eme zler di. gere kli olan ürün leri ye.lnız başlarına bulu nma ya ve Bu duru m onları. ortaklaşa üret imd e şmeye zorld.bôlü eme kler inin ünin lenn i eşıt olar ak iden üret eyen l;:ı.rını mıştır. Anc ak bu koşulla, yaşam ak sahi p olabilm e imkanlarına, hPm de çok gü-; olar likl.e...tm:u:ak hıı IDS· bilmişlerdir. Q!:etim araçları ve özel . B~ğ.aki to12: eydi tern de tüm topl umu n mül kiye tind a.nnl! . . .Wu:.a.ba~ wm sal örgütlenm.Jt_ ~E;imleri kan bağlı l...Y.!i. a§ir et örgü..tk._nme: tık ilisk ileri ne dayalı_Q}an klJ:i.! d_e_bir...kastlaşma sözk o~ .. Klan ve aşiretlerin lçin uluk irad esi nus u deği!gi,. Topluluğun ~öneticileri, topl sahi p '!1!1:ğa calı ile beli rlen irdi ve he.r hang i bir ayrı mazlardı.

:q.

içeris!nd_? .üretj.m__ru:_qç~a, to_Eluluğu lisme oldu~JL~ bilg_i,_ tecr übe Aye ye.!&!:!?Jiliırinde ..bir._ge ). ve hayvan~_E}r­ ~~.ıysal iş bölü mü olar ak tarıll atçılığın orbiri nde n ayrıldı. Bun u yavaş yavaş zana ums al işbölÜ·­ taya cıkı§tJzledi: Bu, ikin ci büy ük topl a tedr icen bir .,mA.idi. T,mcı ve Havvancı topl uluk lard şmalerin sodeği şme ve _uzmanlaşma görill.dü. E.u geli anın şartları nuc u olar ak orta}sl~-üretimde bulunm erin deki yen i: Qitada.n kalkıyordu. Çün kü üret im güçl l. Ve artı-ürünün dağınasına ned en oldL likle r bir ... artı

ww

Şüreç

13


~ün

ortay a çıkması ile birlik te toplu luk bünyesin_ğ§ özel mülk~ bo~i,~-=ÜI! orta:Yi\ çıkma­ şı ola ı: da=d eliC ejii( ti, Değişim, başlangıçta, hayv an yettştirici toplu lukla rla tanmcı toplulukla r arasında, toplu lukla nn sınır nokta lannd a ve nadir en görül üyord u. ürün fazlaşi toplu lukla r arasın­ da tramp a ediliy ordu. Bu islem yavaş vavaş rastlAntı; _lara bağlı ye seyre k rastla nan bir olay olma ktan çıluP. boyutlandı ve bir düzen lilik kazandı. Toplu lukla r arasında ortay a çıkan ve gider ek sürek lilik kazan an değişim bilt\h are topluluğun kendi si içinde günd eme geliyord u. Toplu luk içi değişim, klan, aşiret tarzı eski toplu msal örgüt lenm e biçim lerind en ataer kil aile örgütle nmes ine geçişe paral el olara k doğuyordu. Özel mülk iyetin yerleşmesi, toplu luk bünye sinde ailele r arasındaki yeni değişim tipini yaratıyordu.

ew e.

co m

dtmun

Açıktır ki, qeğtsim ancak toplu msal uzmaniaşma varsa roJim künün alanına.

iabölü mü

u

w. n

et

MYQ r, ..B...ütüD bu gelişmeler, yani toJ?lumsal işbölümü ve uzmanl~· ma, artı-üp1n ye özel mülki yet;, Ukel komıina] toplu lyğun da.i:Jhp.parçaıanmuı I§!JD .!Smd a, _ür~ti ci @ele rdeki ve em.eğin üretkenliğindeki artyın sonu.2_u olara k ortay a çıkmıştır.

Daha önce üretic i güçle rin düzey i ile verili üretim

ilişkilert arasında

ww

bir uygu nluk sôzko nusuy du. Ne var ki bu toplu mun ekono mik evrim inin belirl i bir aşama­ sında, ilkel toplu lytun pa.:rçalanıp dağıl ması aşama­ sında, üretic i güçle rdeki gelişimin zorun lu sonuc u olarak bu uygu nluk bozul du. UmtiJıı..JU'~larının ort§.l t mülJ! iyetin in ııltalfmdinUtl. ea)d Dıe!:!m. ili1,kileri ~eti8 güçle rin nlism esing engel olma ya t?aşladı. Eski üretim ilişkileri yepnı YUii ketic l mç]e r düzey ine uygu n ~ni üretim iliski lerine b.ıraJsmalıYQL.)lkel komü nal.


l2J2lumun_~

daha ileri bir toplumsal-ekonomik_lE.:

~ olan KOledüi ~

Z-

·

KÖLECİ TOPLUM

m

tılkel komünal toplumun ekonomik yapısında~

geliaen köleci toplum tarihsel olara.k daha ileri bir. _toplum biçimidir. T~lum, tarihte ilk kez, köleci biçim~e. üretim ye gecim ·ara.,ıanna sahip olanlar ilEl.!!r.Eill.!!! arııdaondan yoksun olanlar biciminde sıpıflara böl~Q­ d:ü... Xani ijretimiHşkilerinin n.ü,eliği deği~ J5:öleci toE!J.ırndakj ild temel sım,f. üretim araçlarından ve he~ türlü mülkiyetten yoksun ve ~r~dileri ~özel mülki:: yet konusu olan köleler ile köJele.r dahil ~----ıyj)U:feii'İil ~~lannın müıki;".üP.} ellerind~ bulunduran efen<!r ler' dir_. Bu iki temel sınıttan başka köleci toplumda ken<n iıretım aletlerine sahip olan küçük mülkiyet (işlet~ me) sahibi özgür üyelerin oluşturduğu ikinci derecede önemli bir sınıfta mevcuttur. Şüphesiz ki bu sınıflar birdenbire oluşmadı, ilkel topluluğun bağnnda yavaş yavaş şekillenmişlerdi, köleci toplumda ise tam anlamıyla belirginleşerek temel sınıflar haline geldiler. Eskiden tonluluklarıırası sayasiarda tutsak edilenJ~ öldürülüyorlar ya da ender olarak topluluğun esit bir ~yesi olarak kabul ediliyorJ&rğ.J... Çürikü topluluk kendi gereksinmelElD!!i. zor k&rşılıyabi}iyordıı Oysa köWıi toplumda bu savaslardan elc;l.u_dileri tutsaklar öldii-

ww w.

ne

te we

.c o

ğup

rülmüıor. köJ~ statüsıine sokulaı:;ak amansızQa.

sömii-

_rülüyorlardı: ~ii emeğin_j,iı:etkenliğindekj artış bi-

reyin artı-ürün yaratmasını _mümkün kılmW;ı. Kaldı ki, ~~Q!!! tü!Jl emeğirut._el kenuluyorı. kendisine ise yaşamını zar zor devam ettirebileceği kadan veriliyordu. Ancak, karnı doyuruluyordu ..'{ek köle kaynağı sa' vas tutsaklan değildi..,-~ topluluk içerisinde m:Q.U~.15


u rayan özgür üyelerde bir başka kay Ne var ı, en onem ı ayna s~ vaşlarda ele geçirilen tutsaklardı. Bu iki kaynaktan devşirilerı...ıınsudar. salt {iilen değjj,_ ~lfi olara~ 9.3 j<:öle statüsündeydiler ~~e efendilerin_rn~al..ma.lı-~ılı:. . yorla:dı. Köle, bir efendiden bir baska efendjye gec~­ hllen.!... ya"ni alınıp-satılabilen bir meta'dan başka. bir şey değildi; Kölenin kendisi bir meta olmakla beraber, · ·emek-gücülien.Q.i_l!!.L!lleta hlğ!!J.~~memiştir. ~ disının em~-gyçy üzerinde kendisi tasa:qufta bult!:n~~· .~nu ·ke.P:~t.9?:_ ..!'1.~~t-olı!r..~k~~m~-~ ~ kendi iraaesi ile efendisini terkedem.ez....llıı_durum köleyi özgür-emekçiden, yani proleter'den a.ıu:ır. Köle;nin s_!;~tii~\!_şeif]ii:siBtTI"sünden ..da..geridif· GerÇi, .-_ .de (köylü) kendi iradesi Ue toprağı ve dolayısıyla toprağın sahibini (feodal bey'i) terkedemez. Ne var ki, o, toprak,la birlikte alınır ve satılır, birey olarak değil.~ .Serf. köleyE) nisbetle daha özgürdi!_ı:: süzle en,

ıkıma

te we

.c o

m

nağı oluşturuyordu.-

ki, ,ltöle sahipleri sınıfı, bu ölçüde korkunç bir sömürü ve zulüm düzenini zor kullanm~ksızın sür..... ~-·------düremezdi. Toplumun öz@r üyelerini ve köleleri ellerinde tııtaı.bilmelerinin tek yolu vardı. Bu ancak topıu­ lu~an ayn. sürekli bir zor örgütü o}j!bilirdi. Böylece .eg_~_gıen sınıfın baskı arag olan gçyJ~ ğoğfly, Bu devlet, köleci tipte bir devletti. liQJ~evıetin değisik biçi~!~~olmuştur. IS..9leci demokrasi ve .Ol!gru:şi_gi.bi. K<jJ~~~asi adı verilen devlet biçimi .,tü~lsL S.E-J:ı.i~X:i .~!ı:ı.!f.!!.ı~,çıkarlarını tems!LeJ!!Y.Qrd u, oysa Olh..... ~~_rşik denen siyasal egemenlik biçiminde tül!l...köle...sA.: lıl.Ple.ıj~in A:E!ğ:ij. Jf2Je...Mr.bibLşıı:nfw. _ıç~ı:i.f!i.J.Jc!~. __sad.e.ce b.tr..zYmrenin. en hüYiik JiÇ!le sahip~ri ziimresioin _cgeIIWI?-1!~!.~ida!:!_~öz konusuydu: O!!g~!"§!..~-<.!~xl..~J..!Ji~ ~.ınind~....ım:ı_~o_lı]ç_h~.k~.Y~nı_rlıı.oanlar. ·

ne

Açıktır

ww w.

------

16


ww

w.

ne

te we .c

om

da, toplum un oldukç a kücük bir bölüm ünü teşkil ecU-. yorclı~.. Bunlar •yurtlu k•lara sahip olanlardı. Değişimin, yani ürünün meta haline gelişinin küçük çapta da olsa daha ilkel komün al toplum un dağıl­ ma aşamasında, toplum sal işbölümü zemini üzerin de ortaya çıktığına işaret etmiştik. Toplum sal işbölümü zemini üzerin de diyoru z, çünkü toplum sal işbölümü . ortaya olmaks.ı;ıu de~işim olanağı yoktur . I?eğişimin Anştı. yaratmı de i eşdeğer ~~şı ye gelisınesi genel ve zaman kimi . cak o dönem de. genel esğeğer rolünü sayı!an yerde deri, h~!l· k.W:k..f~ vp, gibi önemli ü_!iipler QY_rı.~r.<!u. Köleci toplum.?-_l!.,~ genel eşdeğer rolü maden iere geçti, Demiı:. bakır, gÜJ.l!,Qş, altın gibi gördl;iqeğerli maden ler sırasıyla genel eşdeğer işlevi . ıktı. a orta ol~rak enel eşdeğer ler. Bö lece ı:aranın gene eşdeğer olarak ortaya cıkışı meta. idi. ~etiminde ye dolaşımında bir gelişmenin ifadesi ise unda Meta üretiminİJl ve ticaret in gelismes.i sQ..nuc bir tüccar tabakası ortaya çıktı. Tüccar lar, doğrudan Üret~ulunmuyor, sadece dÖğİ-udan üretici nin ürün fazlasını, yani ürünün meta olarak üretile n bÖlüm ünün bir bödeğişimi ile uğ.raşamk ye bu ürünün değerinin e lümün ü kendil erine malede rek para şeklind servet ediniyorlardı. Bu hareke tin form ühl :M-P.1dir. Meta ·da tüccarüretim inin ve ticaret in eli m esinin son ü toP· :ü,cünc da toplum köleci ile ı ların artaya çıkmas 'lumsa l · isbölüm ü doğdu. K.Ql.~i toplum da ~atçılığın ve ticaret in gelişm~­ si ile pazar merkez leri olarak kentıeı: beİirdi. Ticari · hayatın gelişmesi, paranın eşdeger ro1unü n yanısıra er .tefecil ile ası kazanm r ödeme aracı olarak yeni işlevle 9rta.ya çıktı. ~unlann başlıca mesleği faize para .YiU"~ mek sııwti'yle daha fazla para yıimak1J....J3uradaki haile formül e edilir._ r~1,ret

W

17


te we .c

om

Komün al toplumd aki eski toplums al örgütle nme biçimle rinin, klan ve aşiret tarzındaki örgütlen melerin ekonom ik temeli adım adım çöküyor , sınıfsal kurumlar tedricen bunların yerini alıyordu . .KöJ.eci t®hımun çerçeve si içerisin de gelisen yeni j!retici gücleri n düzeyi yeni üretim ilişkilerini ~rekli l~ılıyordu. Köle emeği verimli olmakta n çıkıyordu. Köleci düzenin yerini, köleciliğe kıyasla daba jled bir tap: l_umsal -ekonom ik biçimle nme olan Feodali te aldı. K.ğ­ leci ili:zkiler, ilkel komüna l topluluğun bağrında ortaya çıktığı gjbi, feodal ilişkiler de embriyo n halinde köleci düzenin bağrında ortaya çıkıp geliştiler. Feodal ilişkilerin gelişmesi önünde engel teŞkil ·eden-köıeci üst yapı, köleci devlet devrimc i bir ayaklan mayla yıkılabil­ dt ~ğlec1 Batı Roma ·İmparatorh_.ığunun ~19.lıs...tari.bi olan 476 yılı (5. yy.> ~öleci _diizenlıı_şol}_Q.Wduğu tarJh_ oJ.ru:ak kabul edilir.

FEODAL TOPLUM

3 -

ne

Feodali te çağı kendi içerisin de üç aşamaya aynlmaktadır. Avrupa ülkeleri açısından bu üç dönemi n sı­ nırları şöyle belirlen mekted ir:

- ·5/11.

w.

ı

ww

2 -

3 -

11/15.

15/17.

yüzyıl;

feodalit enin biçimle nme döne-

mi. yüzyıl;

feodalit enin

açılıp-gelişmesi

dö-

nemi. yüzyıl;

list

feodalit enin dağılması, kapitailişkilerin gelişmesi dönemi.

Feodal toplumd a en basta. gelen (te meD üretim atgprak'tJ .L ~eodal sömürü nün asıl kaynağı doğru­ d!n üreticll er olan .iiDdüle r ve ~naatçilar üzerindek~ -~Yani !eodaliz min ğz.'ünii doiJııdan ıireti~racı

ıa

.·.;;,


~ı!crle

·~

1 -

·-

~rı.Q_n_~ileslill.n_. __yasD.llla.sıJ_çj.n

gere kli gerckli:_ü rün ya da gerekli-emek'tir. Feodal beyin kendisine .mal.edindj~j k!_~WL _ p-y.

te we .c

<:ı.! an _k_ı_s_ı_!!.l,_Çu,

2 -

om

feoual bey arasındaki ili!;>kiler olu<;t. unı r . D ogn ı dan üreticiler olan köylülcrlc üretim araçları, C'n h aş t a da toprak arasındakj sıkı bağ feodal baskı ve sö nı ü d i niin koşuludur . Feoda l hic ; tnıcclc uret.il.en h e rş e y. kövlu ~ •ıl.;gwi..ı sonuc udur . Köylünün .emeğ.Lik..i._:ına. kısımdan oh.ı.sur:

ww

w.

ne

c!_a, artı-ürüı:ı ya da artı-~i oluşturur~ Y..a.ı:ı.L.Q; ! ç n­ memE; artı-emek'tir. feodal .toplumda. uödenmemiş artı-ı:meğin du_i~·';_i­ d~m €.!reticikrden cekilip alınmasının özel iktisadi biçiiT;i~.:_:: ~ks) )l,ant:. daha do:rusu~ ~eodal-ra~~ciı- · m alır. «Burada ödenmemiş art-9-m~.:..L k@lttS"fjjj _u_~­ çl_§l_ ettiği biçim, kar değil ranttır.,. CK. Marks, Ka pital, cilt: lif, 47. Bölüm, s. 828). _Qys_a. örneğin. kapitaliz~ kO!iYll§:rın~j)denmemiş artı-~J!leğin kendisini ifade ettiği biçim_mt değil ,kAı:'d~cn- ·rant yerine kar~ _artı:cfegerl"i-lilormal biçimi Öİmuştur .. .. «CA. y, s. 838) . Daha önce çeşitli sınıflı toplum biçimlerini ayıran esas ölçüt'ün sömürü biçimlerindeki farklılık olduğunu vur. gulamıştık. Feodal:_I"§lnt'ırı. ~ t~m.el biçimi mevc'!tt_l!~: 1-__J:mek.:n!.n.LY1L9JL~IJ.. 2_ - Ayn!-rant ya da 4L9.:.t!.:!:i!.IJ.t ve, 3--:_-...RG!!:f!-ral}._t · -------··- ·-

Feodalite, rant'ın bu temel biçimlerine göre de aşa­ m a lara ayrılmaktadır. Hangi rant- biçiminin, rant'ın ağırlık merkezini, egemen ve normal biçimini oluş­ turduğuna göre yapılır bu ayrım . Çünkü, emek-rant X~9.c!~l iteni.ıı_ ba_şlang_ıç aşamasınd~; a~nı-rant. -daha ge. lişm i ş bir aşamada, ve son olarak para-rant ise feodal!tcnin parÇaİanıp-dağ~lEla -~Ş-~P!~?.ın~ r~n~:ın ~ge-men ve normal b1çiinleri olurlar. . 19


.!.1!!~!:-r~ rant'ın basit _.Yl! .ill;<:~lJ>ir__J~.tç!:mJğir. E.!Uei::r~I!t...~.L. ..~!.~kte ..m.9a hy-

.?'-

Jiuke_:g_k.~ndi.~ill*J..W.t.alan.iş. a.letlerjiıj CsahaUv.sığ,ıcv~J.

feodal beyden hiQ bir karşılık

om

~ul!an~_!l.k, .. P..~f~a:~g,_ Eif._!<!~-~~-~<i~._g~rçek~~-IL kel}.ğ_]§i­ ~h!ı>.. ()lfi!Jğ,~ .~9J?.:ı;"~ğ,ı__ektWJ.e~!ÜEH:<;i~, almaksızın

feodal beyin

~ııE~~~~-iii~~..9il!.§~k~~~~--:c.ıs:·.M~ik~:-K--y:·s:··ssaf.·~ct~~

ru~~~!.: Doğrudan

üretici, bir parça toprağa ve iş aletyani üretim araçlarına sahiptir . «0, tarımsal faaliyetini ve onunla bağlantılı olan kırsal ev sanayil erini bağımsız olarak yürütür... <K. Marks, A yy,) O halde, nasıl oluyord a doğrudan üretici iktisadi açıdan belirli bir bağımsızlığa sahip olduğu halde, feodal toprak beyi için çalışmaya mecbur olmaktadır. Açıktır ki..Q.u. e.lf()I!omi~q:ı.§J ;z;..Qr. yoluyla.. .olınaktad.ı.r. «Böyle koşullar altında, toprağın ismi sahibi için artı-emek, bürünü len biçim ne olursa olsun, onlardan ancak ekonomi-dışı baskı ile alınabilir. Bu, köle ya da plantas yon ekonom isinden, kölenin yabancı üretim koşullan altında ve bağımsız olmadan çalışmasıyla aynlır. O halde kişisel bağımlı­ lık koşullan gereklid ir, ne ölçüde olursa olsun kişisel özgürlü k eksikliği ve toprağın bir eklentis i olarak toprağa bağlı olmak, sözcüğün gerçek anlamıyla bağımlılık. Eğer doğrudan üreticil er özel bir toprak sahibi ile karşılaşmayıp, Asya'da olduğu gibi, toprak beyleri ve aynı zamand a hükümdarlan olarak başlannda duran bir devletin doğ­ rudan emri altında iseler, o zaman, rant ve ver· giler çakışır ya da daha doğrusu, burada, toprak rantının bu biçimin den farklı olan hiçbir vergi bu. lunmaz . Böyle koşullar altında, bu devlete bağlı herkes için geçerli olandan daha güçlü bir siyasal ya da iktisadi baskının varlığına gerek yok-

ww

w.

ne

te we .c

leriiıe,

20


ww w

.n

et

ew e. co

m

tur. Devlet bu durumda en yüksek beydir. Bum· da, egemenlik ulusal çapta yoğunlaşmış olan top rağın sahipliğinden oluşur. Ama öte yandan toprağın gerek özel, gerek ortaklaşa zilY<''dliği ve ta· sarrufu olmasına karşın, toprağın özel mülkiyeti yoktur. Ödenmemiş artı·emeğin doğrudan üreticilerden çekilip alınmasının özel iktisadi biçimi, doğrudan üretimin kendisinden doğan ve kendisi de belirleyici bir öğe olarak onu etkileyen, yönetenler ile yönetilenlerin ilişkisini belirler. Ama, bunun üze· rine de, üretim ilişkilerinin kendilerinden doğan iktisadi topluluğun tüm oluşumu, böylece de aynı zamanda onun özel siyasal biçimi yerleşmiştir. Tüm toplumsal yapının ve onunla birlikte egemenlik ve bağımlılık ilişkisinin siyasal biçiminin, kısacası, buna uygun dÜşen özel devlet biçiminin, en içteki sırrını, gizli temelini açığa vuran şey her zaman, üretim koşullanna sahip olanlar :lle doğ­ rudan üreticiler arasındaki ilişkidir--bu, her zaman doğal olarak, emek yöntemlerinin gelişme~inde belli bir aşamaya ve böylece de onun toplumsal üretkenliğine uygun düşen bir ilişkidir. Bu aynı iktisadi temelin --esas koşullan açısından aynı­ sayısız farklı deneyimsel durumlar, doğal çevre, ırksal ilişkiler, dışsal tarihsel etkiler vb. yüzün. den yalnızca deneyimsel olarak verilen kpşullann tahlili Ue anlaşılabilen görünüşteki sonsuz değiş­ meler ·ve nüanslar göstermesini engellemez.

En basit ve en ilkel ranı biçimi olan emE)k-r&nt bakımından şu kadan açıktır; rant burada, artı-eme­ ğin ilkel biçimidir .ve onunla çakışır." {K. Mars, Kapital III, Sol Yayınlan, s. 828-830, abç.l 21


Görüldüğü

gibi, ·her üretim biçimi, !_ıakim sömüBu ilişki, yani belirlpyici iJiaki; doğrudan üreticiler ile ytetim ko§ııllw:ına J.yani araçlanna)_ şahi:g olanlar ar§Sındaki !J.iskidir. .Köleci toplumda. hakim iUşki köle sı.nıü ile köle sabipJ~ri s~fı arasındaki ili§ki<i!r.:. Feodal toplumda, hakim ilişki, doğrudan üreticiler olan köylülerle feodM, :bey-

m

dl. biçimiyle, iliskisiyle .belirlenir.

~~~~~uic1aki~ilijkid1i-~~li~-~~:ılcretli~.

eıııe.~çil~r, yani..i§çi şu;ufı

ew e. co

Ue sermaye. yani...hYr.i.YYl!&!. Şorasındaki ilişkidir. aer özel ilişki biçimi açıktır ki ü-

r;;tlC"rğüçlerin ve eı:ııelt üretkenliğindeki gelişimin belirli br aşamasİna· tekabül etmektedir. Ne var ki ·her . . toplum biçiminde sözünü ettiğimiz temel sınıflardruı. ~a, örne&in, köleci toplumda öz~!:_ çiftçile.ı:ı ~~ı:~­ ~ıcıiaim..Jırnr şekilde feodal tôiii'umda da zanaatk!f: Iıı-r.....Y~ öz&k-Yr.eticiler var.IDr. J3vnıa.r jizerindeki sa... mM!:ıl.~@ devJ.fıt ş.raçılıiıyla. . gerçeklQsm~..:... >e .Axnı-ran_!; feodal toplumun daha yüksek bir asa,masını öngöriir.:, }!UtaçUI. feodal bey artı-emeği. ürün olarak alır. Değişen şey rant'ın niteliği değildir. sMiece alım§ biçimi5fir..Eskiden feôdalbez artı-emeği doğru­ dan biçimiyle1 doğal biçimiyle alıyordu, . bur~da ise, c, •• b~..!!.l!..X8rine içind!! gerçekle§t,iği iirün]erin dağa] biçi!!liyle all!.:,. (Marks) J22&rudan üı:~!~~i artık eş]!i­ ~ olduju gibi feodal beY4!..!!!alikAnesinde ğ~ğjl. ke_.ıı: disinin islediki topra.l,ın üze~.Ll:i.!~..t.!!!L~:!!Eıınd~. çalışmakta ye f,9Qdal be ye a_z:!ryı.~n _..SLI.ls}p.~_y_~­ ~~ktedir. Eskiden üreti<:L!9P!~~ bey!zıin y~~_E.~n temsilcilerinin d_Qİrudan gözetimi ve zorlaması altın-

ww w

.n

et

-

g_~rl)~rü.yı~.,~f?rdu:..$!riid}~!~e.~~f~e·'~~-zo~: lama_olmaksızlll ..!!~dilijin<!~!l-~.~-e~... h~~~~-~~-~adır, D..QJamıyla tmek-za.ınanının bir bölümünü, artı-ürü-

_Jlilil_lıir MıomiiiıılJ!.~ncnBıiie~_a.r#.!!bil_P.J:~ki~~~~ti~-j!_~ g~_r_~!di-ürün_~~yıı~r.·.. ~ki burada. e~k.iY~- o~anlli, 22


ww w

.n

et

ew e. co

m

;rudan üretici nin statüsü nde nisbi bir ilerlem e vax•Aynı-rant, ne" ölçüde egeme n ve üstün toprak ~biçimi olursa. olsun. aynca, her zaman daha ön:i biçimi n kalmtılan, yani toprak beyi ister özel bir i ,ister devlet olsun, emek olarak , angary a-eme k rak ödenen rantın kalmtılan azçok buna eşlik eder.• !pital III, s. 8321 P&racm!!t'ta. ise doğrUdan üretici . ~ürün oJa.. ~ (!opl bJçlibjyJe de~l, Ü[ÜAÜ P fiyatı QJ~· ppi ~-olarak verir. Jly. demek tJr ki ütj1nıln bir bO)ıiAlii. ıap. dönqşmüa olma.Jıdn:. Bu durum , yani ürüiılebir bölynriinıln meta olaı:t:k. pazaı: icin iir@tjlm 9feoclal ekonom i üzerinde cözücü. etkU!mSe bulıın'!:!r: >dal ekonom i, kendin e yeten niteliti nl, yalıtık du:nunu azçok yitirir.· Burad a ürünÜn paraya çevrlle n lfuİıü ile hem yeni·ü retim araçla n ve hem degeç im tÇlan almdığına göre, yenide n -üreti m için Zo~· olan bu harcam alann ılzerindekı fazla belirleYici . oynar. :6.vnı-mntın pa,m-ranta dönıi~e&.J ·v.e JHH:!.· lttm ullJ8al çapta !femen ve w>qnat btduL_.... · ;aya tılgnası; ke~tlegm~. §Jl9ayi9$:'•. meta ·üi'etim i dolaşımmda ö!(en;ili öl~üdf~ JeV~Jifit.önaö~: .ntm en son biçi_&i~ _tırpt ,Npiirıi,; - - - ·birlikt e ra-rai lna da tfui'riıW'lı:llUtiÇfb4'1\ -~ ı. .ı ılretim !iCI olan topra e ba.lpmlı 4uru~-Vt ümiim ~ öıarğ. · <p&raya IDm sa,hibi ol§P feoda.J · beye. njistüı'Y!müa. ü:r;iin ı .. kg.qılıtı ösenll,!emiş emek har!M.kıMI1ld~.

.

para

. ..

,....

bir biçim değiştirmes[#e onun anti• tezi olatak para-r~t•. şimdiYe kad&r'incele<ıili­ miz toprak rantı tipinin, yan; attı-değerin ve üre~ tim koşullannın sahibi içfn harcanma!Jı-cgereken ödenmemiş artıeme~ :Q.ormal biçimi ·ol~ top~Aynı-rantm

23


rak rantının sona! Cnih~. Tekoşin) biçimi ve ay- · m zamanda da. son bul- biçimidir.• CA y, s. 836)

et

ew e. co

m

Belirtlneye gerek yok ki ·para.-ra.ntm egemen· biçim olatit.k ·ortaya çıkması halinqe- de daha önceki bi.: çimlertiı kalıntıları şu ya da bu ölçüde kendisiıle eşll.k eder. Yani em~k-rant ve aym-rant egemen olmayan biçimler olarak varlıklarını sürdürürler. Feodal ·ekonomi biçiıninin ayırdedici öze)likleri, kendi içine· ka~•. kendi lçendıne yeten bir· ekonomi oluşu, ~-ürüı;ı .• elde: etme yönteminin <sömürü yön te.:. mininJ kÔylüy:e Qretiinaraçlari <özel.olpk toprak) verilmesi koşUluna bağlı oluşu, doğrudan üreticilerin (köylü çiftçilerin) feodal beye kişiseı·oıarak bağımlı ol:ması. yani ciktiladi baskı dışında baskı· <Marks) 'nm varlığı ve son olarak da teknolojinin son derece geri CilkeU ve durağan oluşudur. Feodalltenin temel nitelikleri. bunlardır~ eBusya'da Kapitalizmin Gelişmesi• adlı yapıtmda, ~ l!_odall~~ bu d~ı:t-~~~!E!!!i~i~ . şöyle ıwıkJar:

ww w

.n

·Bu· sistemin varlığı, açıktır ki, aşağıdaki şu zorunlu koşullan öngörür: .biriljıcişi. ·dojal ekonoll.!!~!n hakimilleti_&odal m@tliMn~ kendi kendini fÖ~e Jtaeıı. dıi. qiin,.ıa Üe çok iU~J. .nl&n 9Y: varlık olına.Jı9!ı". özeliOOe, kin son döneminde gelişen, toprak beyleri tarafmdan satış için tahıl üretimi, daha şimdiden eski reJimin yıkıldığını müjdelemektedir. İkincisi, böz· le bir ikti!,aJı. do,ğry.dan üreticiye, gene~k üre. tiı!t 8.!"!9la!lJ!DlJ).W_olarakta ~E_rağ~- d~ sını ve aksi taktirde toprak beylerine, işçi sağlan·

az

serm:

I!lM1. ... güymCEt. · aıtmda oİÜıa~iffidan,-"'bü üreticinJn toptom bağianni&sım._~2re~~=

~ O~_!.de~ an&,a..r.Y~.~ ..iktı.şıı4.mc;i~---!~--- ~~P.~.24


,atist jktjsat koşu11a.nnğ~rg:ürl1E.

eld2 etme

ww w. n

et ew e

.c o

m

.xönteml eri tamamen birb~~ ~eıtıdır: birin~ cisi, üreticiye toprak sağlanması temeline aay-a:-· .1!!!2. i!dnçj.~i ise, üreticini n toprakta n kopanlm a.wa da,yamr:. <Engels bu konuda şöyle diyor: ·... ortaçağlarda, halkın toprağının elinden alınması değil, tam tersine, onlara toprak verilmes i feodal baskının kaynağı olmuştur. Köylü toprağı­ m koruyord u, ama ona bir serf ya da soylu olmayan köylü ·olarak bağlıydı ve be ye emek ya da ürün olarak haraç vermek zorunda bırakılmıştı.', Tekoşin, RKG, s. 170'den aktarma ) ~Çü~ü, böyle bir iktisat sistemin in bir koşulu da, oylünün toprak beyine kişisel bagımlılığıdır. Eğer toprak f.'ieyi köylünün kiŞilii! üzeri?~e üoğrildan :illç__ sahibi olmasaydı, bir parça toprağa sahip ve ken,df çiftliğini işleten bir qgamı. kQ.ndisi icin çalış: maya zorlayamazdı. Dolayısıyla, bu iktisat rejimini tanımlarkan Marks'ın dediği gibi, 'iktisadi baskı dışında baskı gerekliyd i, (ve yukarda daha önceden de belirtildiği gibi, Marks, bunu eniekranı kategoris ine dahil ediyordu ; Das Kapital III, 2, 324) Bu zorlama, köylünü n serf olı;na durumun dan, toplumsa l mevkiler de hak sahibi olmayışı­ na kadar uzanan, çok çeşitli biçim ve dereceler de olabilir. Dördünc-qsü ve sonuncus u, _t~anan bu iktjsat sistemini n bir kqsulu ve sonucu di;' -~ekniğin son derece dü$11k.xe..durgun halidir-;--Çü-n"lULWtcWk, yqksııllı,ığim ezdjği ve kişisel bai@:Jılik ve cehaletin alçalttığı, k.:Q&ük köylüleri n elin· ~------. ;S)adjr a <Lenin, ·Rusya'd a Kapitaliz min Sol Yayınları>

Gelişmesi,

s. 170,

25


ler,

Feod alited e kentıeşme önem li ölçüde gelişti. Kent~ zanaatwarın yerteştiği Cki zanaa.tç.ılar artık meta

et ew e

•"··

.c o

m

üreticil~rr OllnuŞt:a}, ·tefeci ve tücca r serm ayen in yo"! ğunlaştiğı~~ ticar i ütetlıİi merkezleri ·ha1ine ·gelmişti. Ti~ cari hayı:t.tın canlanması, gelişmesi, patanın önem ini daha fazla artınyocdu. Paran,:m rolü arttıkça doğrudan üreti ciler, emek çiler ve feOdal beyle r para ya daha faz.;. la ihtiy aç duya:r oldul ar. Bu sebeple feodal beyler, köylüden artı-ü.rilpün kaı-şlhğını para olara k· istiyo rdu:· üreti ciler in v~ ·feOdal ~yleriu para ya .duyd ukla n g~: .ı:-~I m~e-;.. tıa!o ··t~~$dan · :karşıhlnı.yordu. ParaYı' . . ciler .. ç;Jk yÜks ek bir ka;r yüzd esi ıle borç veren tefec iler öneml i nükt arda para- serve t ediniyorlardı. Meta üretimin in ve ticar etin gelişmesi tanm sal nüfu su da etkiHyor, para-rantı egem en ve norm al biçim yapıyor­ du. Eme k-ran t ve ürün -rant biçimleri gider ek kayb oluyo rdu.. ~~ 1lre~ biçf..m!n.ip .ögel eri yava ş y~v~. feq_.~ ekonominin ~a boyv~ı:!rordu ...!~~alite_: nin üreti m Iifşltiıeri, gelişmekte olan üreti ci guçT erie

~~ Ji!L~!!fşlill~:-aüşr~oroii. !!!ni ·üie_!!C1-iiis_ı a 2

te.;n:sil 009;tl_)ilJltll~ı:.,Jıaııüz oluşmuş

ww w. n

outfuvazi, prole ti~~.ö~İÜ D~vıkm.jeOdirsüütın!ie""~i&n§

ka;r~~W~A. ve Ionca kural!a!J118. ka.rş~ ~· v.aı.~&.P..!:- Şava.şı burju vaztn in önderliğinde esas·

üfara.kN.tBf"M'kŞiaiiaı:b<ıaill®l®ı bidınffiiKY.ernjL

---------

kapit alist toplu m aldı.

4 -

;__~._.:.

KAPITALİST TOPLUM

Kapi talist ekonom!, meta eJwn.omtşigin geli$imin.il! sonüCu olcmt.k dojnnıŞur Meta ekoiıQmisi Gli§irilipiJ ı ·~irli bir MtimMınde ·,DpiteJizme. döı;uişmıişPi.rı Bu dönUşümün nasıl ~rçekleştillııe geçm eden önce ma. ta. ekon omis inin evrim ini kısaca izley elim.

26


Her tmek ürünü nün. her topluında bir !çuHa.nım ~n varolmustur, Fakat üıilnftn meta. balini ala!ill : Ôir ni~.i ~ yanı e__!!Iİ@!..__ ae ~ _ol~ası sereki r. o le ürünılô metA biliiie pldjj: i çağ. değisim deA.~i:T mdığı ça.ğdn;:. • ... bu çağ, yararlı bir nesne nin üreiçin harca nan emeğin, bu nesne nin nesne l -nitelrtnde n birisi, yani onun değeri olarak ifade edilbiçlça.ğdır. BUDdaD şu sonuç çıkar kl,.ba sit.de. ter aym zaman da, bir emek Clrftndnftn. tarih içinde melarak ortaya çıktığı ilkel blçlm dir, ve bu \iriinl erln

we .c

om

:ln•m der, y::a rci

alara dönüşmesi, değer-blçlmintn.gellşmesi ile aynı

a ilerler .• <K. Marks , Kapita l, cllt I, s. 77, Sol Yaarı,

abç.>

İşte paranın değer-biçimi olması,

tretiıninde

bir

bu

~edenle,

me-

gelişmenin .ifades i olmaktadır.

ne te

O halde, iiriinJerin meta h!J.ine. dOnüSJJıtfi. ·WJ.Qi ya defdşim için üretUmeşi ·olduk ca esoıdan doeoru ... tir farjbe dayanır Değişim ilk kez, jl@I toplyl uklalıfrhirleriyle fA olmuştur.

temas halin&. geldiklejJ. smu" ngllta1a· Bilaha re topluh ijun kendi içerisi nde

takleşmiş tir.

ww

w.

•Ne var ki, üiiinle r, btf~;plul~ dıŞ Uişİiileri"yle bir kez metal ar haliıli .alinca, bUıilar gerisi n geriye tqplum içi ilişkilerde de meta halini alırlar... . (A, y, s. 103) Değişimin zaman la sürekl ilik kazanması ürünle bir bölüm ünün de~işim amacıyla· üretilm eSini getirmiştir. cİşte o andan itiban m. bir nesne nin tükeyaamacı için yararlılığı ile, değişim amaç lan ·için· kullalılığı arasındaki fark kesinl ik kaz~ır. Artık tir .... L değeri, değişim değerinden farklı hale gelmiş y, 8. 103)_ 27


Bir ürünün meta halini alması ~~'-ür~tiQ.niu..bi zat kendi gereksinmeleri için .d~!1 ;y~ kull~ım _ğ ~eri olarak de~YL.~sişim fj\mac!fla. iir~~lm~~l.~~~

om

Işte .4mııim değf)~.~ kullanım değe.!!_~den ayrılma ürünlerin bir. bölümünün me.ta olarak üretil~~ini i,_q

ürünler"trampa ediliyordu, giden ortaya çıktı, (Hayvan, deri, kfu vb. gibi) ve süreç içerisinde para değerin ifadesi old Bu daha çok köleci toplumda madenierin işlenme) başlanması ile gerçekleşti. Ürünlerin metalara dönü mesi için zorunlu .bir ön koşulda toplumsal iş bölüm ı nüıi varlığıdır. ürünıeri birbirleriyle değişen toplulu: lar, kabileler ve aileler, farklı koşullarda yaşadıkla için, ürettikleri ürünlerin türleri ve üretim araçları c farklı oluyordu. Topluluklar arasındaki bu farklılıkla ilişki kurduklarında değişimi mümkün kılıyordu. ~- Başlangıçta

ne te

we .c

çeşitli değer-biçimleri

ww

w.

Meta. üretimi ve dolaşımı görüldüğü gibi ilk e· vela boyutları çok küçükte olsa ilkel komünal toplurı da ilkel biçimde görülebilmektedir. Özellikle, ilkel k münal toplumun son aşamasında, ki toplumsal işb lümünün gerçekleştiği aşamadır bu. Kölecilikte ve fe dalitede ise meta üretimi ve ticaret bir hayli gelişmi ti. Ticaret merkezleri olarak kentler belirmişti. Ancıı bu üretim biçimlerinden hiçbirinde ürünlerin tümü 3 da büyük çoğunlugu meta halini almamıştı. Feodal to Ium biçimi gördüğümüz gibi kendi içine kapalılığı i karakterize olmaktadır. Ürünlerin büyük çoğunlug nun ya da tümünün metalar haline geldiği üretim l: çimi, kapitalist üretim biçimidir. Şimdi kapitalist ür tim biçimine geçebiliriz. •!SJDitalist ürpUın daha b~~!lgıç~~..Jki kfl:ı:fl.kt ristik öz~llikle S:,yrılır: Birin~isi, ürf!~~rini__m.et~~~-.<?.I~ı:a~. üretir. Me

28


üretmesi olgusu onu öteki üretim tarzlanndan aama, meta olmanın, ürünlerin egemen ve belirleyici karakteristiti olması olgusu, onu diğer üretim tarzlanndan ayınr. Bunun ilk ve başlıca anlamı, emekçinin, bizzat, sırf meta satıcısı olarak ve dolayısıyla serbest ücretli-emekçi olarak ortaya çıkması, böylece emeğin genellikle ücretli emek olarak kendisini ortaya koymasıdır. Yukanda söylenmiş olanlar gözönünde bulundurulursa, sermaye lle ücretll-emek arasındaki ilişkinin, üretim tarzının tüm niteliğini belirlediğini yeni baştan göstermek .gereksiz olacaktır. Bu üretim tarzının belli başlı aracılan, kapitalist lle ücretliemekçi, bu nitelikleriyle, yalnızcS.: sermaye lle ücretli emeğin somutlaşması,ldşlleşmesidirı toplumsal üretim sürecinin bireyler üzerine damgaladığı belirli toplumsal niteliklerdir: bu belirli toplumsal üretim ilişkilerinin ürünleridir.• <K. Marks, Kapital, cilt: III, s. 918, abçJ

et ew e

.c o

m

yırmaz;

ww w. n

-:J{api~~~..n ikinci mrdt'did_!l~~­ liği. üretimin d~aı:~~.amaçı Yil b~liı:~yiçi dürtüs.ü

olarak_a!iJ=dçğer

ümtimkJit. Sermaye, özü bakı­ mmdari. 'ifijilayayaratır ye bunu, ancak, artı..de-

i'er üretmesi

ölçüsünde ytipar...

CA. y, s. 919, abçJ

•Üretim ve geçim araçlan kendiliklerinden n~sıl sermaye değilse, para ve metalarda ken<Uliklerinden sermaye değildir. Bunların sermayeye dönüş­ meleri gerekir. Ama bu .dönüşümün kendisi, ancak belli koşullar altında olabilir, yani birbirinden çok farklı türden iki meta sahibinin yüzyüze ve temas haline gelmesi gerekir: bir yanda, baş­ kalarına ait emek-gücihıü satın alarak, ellerinde-

29


art1rmak isteğinde bulunaJ para, üretim aracı ve geçim aracı sahipleri; öt yanda, kendi emek-güçleri ni ve dolayısıyla erne) lerini satan özgür emekçiler. İki anlamda özgü emekçiler: Çünkü bunlar, ne köleler, serfler, vl gibi üretim araçlarının ayrılmaz bir parçasıdıı lar, ne de mülk sahibi köylüler gibi üretim ara~ larına sahiptirler; demek ki bunlar, kendi üretiı araçlan bulunmayan, böyle bir engel ve yükte kurtulmuş kimseler .olmalıdırlar. Meta pazant daki bu kutuplaşma ile kapitalist üretimin temı koşullan sağlanmış olur. Kapitalist sistem, emel çilerin, emeklerini gerçekleştirebilecekleri araçla üzerinde her türlü mülkiyet hakkından tarname ayrılmış ve kopmuş olmalarını öngörür. Kapit~ list üretim, ayaklan üzerinde doğrulur doğru maz, yalnız bu ayrılığı sürdürmekle kalmaz, bl nu gitgida artan boyı~tta yeniden üretir de. B nedenle kapitalıst sistemin yolunu açan süreç, 1 mekçinin elirıden üretim araçlarının sahipliğiı alan süreçten başkası olamaz; bu süreç, bir yaı dan toplumsal geçim araçlanm sermayeye dönüı türür; öte yandan, doğrudan üreticileri ücretli ı mekçilere dönüştürür. ~en ıze~ bu neden!Q, fimtidyi üretim aracianndan ayıra tarihsel süreçten başka birşey__!i~ğ.i,r,_llJ~el olı !"§k_görünür. çünkü, serm.a~ ve_J;ıuruı...JJSgun-.di ş.en..ür.e.tim~;nın tari:q:ÖJlcesi aşamasını -Oluşt1 değerler toplamını

ww w. n

et ew e

.c o

m

ki

ı::ur.•

(K. Marks, Kapital, cilt: I, s. 729, 26. Bölüm. 'İlk~ Birikimin Sım') (

gibi kapitalizmin iki ayırdedici özelliı vardır: Birincisi, ~Ienll..h~.m~P.- h~m.e!l__i'Q..m~~ii<n ~ Görüldüğü

30


bü~ çoğy_~u._t~~ ı.neta

halini almasıdır. Bu döancak işgücünün meta halini alması ile imkündür. İşgücünün meta halini alabilmesi için ğrudan üreticinin üretim araçlanndan tam ani~ yla kopması gerekir. Yani özgür-emekç i haline gelısi gerekir. Emeğin özgür-emek olmasının birinci annı budur. İkinci anlamı ise, kendi emekgücünü kenöz malı gibi sa tabilmesi demektir. Yani her türlü fiSel bağımlılıktan tam anlamıyla kurtulmalı, kendi tek-gücü üzerinde sadece kendisi tasarrufta bulunamelidir. Doğrudan üreticinin özgür emekçi olarak tta pazarına. girmesi, belirli bir süreci gerektirmiş­ . Bu süreç, adına ilkel birikim denilen süreçtir. İlkel ikim süreci, üreticinin üretim araçlarından zor yorla koparttınldığı, yani mülksüzleştirildiği süreçtir. nedenle Marks, .,Ve onların mülksüzleştirilmesini !atan bu öykü, insanlık tarihine, kandan ve ateşten rflerle yazılmıştır.ıt diyor. Kapitalizmin ikinci ayırdedici özelliği, üretimin .acıdır, burada amaÇ, artı-de,ter üreim;tr olmaıldır. sa, meta üretiminin amacı artı-değer üretmek değ;J, ~er üretmekti. D~er yasası tüm meta. üretimi döneboyunca ~eçerli çlm.Y§.tl!(. _Meta \iı:,etiminin He.l«mQ: ~xasş.sı. qeğer yasası~ _ _·· · _ Meta üretimmin gelişerek kapitalizme dömismekapitalist üretimin_özg9lekQnQmik_yasası olan artı­ 'eri doğurmuştur. Ancak artı-değer üretimi kaplfit --ui=etimi gerektirir, kapitalist üretimde daha önce ·olan bir para-sermaye yi zorunlu kılar._ ~sac;_u.ruıita.lü;t üretim için jki ön .~aşuJ, özgıir­ ekçilerin ve serm!Yenin Cp~:r~L yMlığı gereklidir.. ta pazarında kendi metaını S@IJ. 9zgür-emQ)rçi ile. ltim araçlap, P~..Yf!-..g,eçim aracJap · sa.bjhjnjn kar.şması kapitalist ür~_ti,!ll sürecini basla_tu;:. .. ......

ww

w.

ne

te w

e. co

m

şümde

-~·

~--

31


~~pj1,ali§t...:gıem_

üretiminin .ilifnci

ko~ı.~1\LQlan_J2.~

ra-se.r~aYfL!hl..bylıça iki yoİdan sağ!anmt~!!f:. -~!rit ~i. ticarej_ye tef!QiliktQn sağlan~n.!!f~9J~ES,~ar_!~

!llayesi;

ikiıleisi

e. co

m

i!ML.bitikim_~nda __~t&~~!.t. ve iai&iından sağlanan ser~maxedjr.. Sermay diyoruz, ancak, ..serma,.r~- gerçekte k~pitali~_E-r ~ tegorisidir; k;a~jt.alizmde ortaya çıkan .bii.Jl!§.kiQ._ir. Te feci-tüccar sermayesi ve sömürgecilik ten sağlanan ser maye, para-seqnaye dir. Bu P!ra-sermaıe ile çmek-gü cü_l!,~tln alınıp, artı-dejer üretilm..~e geçildi~hlde. w: tıdeğet ilivesfitlg \)u para.-s@rma:y:e, kapitalist f!.l}_l_ı:p:n ğ,3 sermayeye dönüsür. Sanar!_~er~~~ p~~E.iŞ...Y.l

~~ma

çıka.r......___

--

ne

te w

«Üretim ve geçim araçlarinın, ilk üreticinin mül kiyetinde kaldığı sürece sermaye olmadıklarını bi liyoruz. Bunlar ancak, aynı zamanda, emekçiy hem sömürme ve hem de boyunduruk altına al ma aracı olarak ruzmet ettikleri zaman, sermayE halini alırlar.,. CK. Marl{s, Kapital cilt: I, s. 786, 32. Bölüm, 'Kapi· talist Birikimin Tarihsel Eğilimi.')

ww

w.

Açıktır

ki

tJ1ç<_5~!" .\!.e_

tjife.çi. sermaye..ilıl. s~j ~.:C· Tüccar sermay~s!.P..mth!ı

~~'!~.min dilı.kategçırw.rsiJı:~

1 • · serrrL~Y~Jieğilc;tiL.,.!iiccar sermaıesiniu amacı üre.

r ~~-~ ~WWI •. fl•~ğVıJmg.U:.....I..ı:tç_ç_a:.-r 'ıl?

sürecine

s~rmay~şLQ-~ğer

vamt:

ka.t.ılaı~t.lliYı ..değ,e~ ..~

~<i<ıiJI1L5fir~Qiru;le.. .yani. dolaşım alanında.. .büYür. O._şal~

C?.,Ç!.Jolı'i ı)y~.J'.~i'i.,Ş,artayi S~,El~Y~~ini:g _f!l!!~fı._ürş7

'; 1ı Y.§ :: ;ıı~...QWX~~1€!dlrı!:!J~@r....ıüiDimJQ.ir, Dolayısıyla

'>anayi :';:)rmayesi üretim sürecine k.ı:ttılarak büyür. ·;ıo::ar ve tefı:ıci · ; mayo birikiminin sanayi sermaye''··':ı önkoşıılu o!d:ı 7~u. ta,rihsel olarak sanayi serma>•J<>in:' ·

i)nce ,,

-;t;ut

1

dıığu açıktır.


a.cağız.

ew e. co

m

_KapitaJiwde bellrleytci illtk!.. sermaıe lle ücrfl»• arasındaki iliskf<Ur. JYıpitaUst üretfın tarzının 1!!: ~ belirleye n ilişki h~Gimi budur. . Kamtau:ırnd~ ~ genellikl e ticretll-e mete dönüşmfi§tik: Pcretlt ~k ve sermaye .i.!!§kisi proleterya-burjuv_a~i ili§ki§.\ u somutıuır. KAQitaliimdeJidik!m sömür:ıl biçimi .. ınJi..emek üzerinde ki sömürüdiir. Feodal baskı ve ıürü biçimi yerini belirleyic i olarak kapitalis t baskı sömürüy e, ücretli-emeğin sermaye tarafından sô· rülmesin e bırakmıştır. Feodal sömürü kapitalis t sörüye dönüşmüştür. .!Ça,Pitalizmde, cödenmemiş artı-emeğin doğrudan ~icilerg~n çekilig aiiilmasmmöZellEISB:d_!_l:?i~imi.. ;..t değil._..üDiu:., Bu temel bilgileri, ülkemizi n topısal-ekonomik yapısını ele aldığımız bölümde kul-

w. n

et

•Kapitali st toplumm 'l ekonomi k yapJsı, feodal toplumun ekonomi k yapısından doğup gelişmiştir. Bu ikinci toplumu nda çözülmes iyle birinc.tni n öğe.._ leri serbest kalmıştır.• n Sım', Birikimi 'İlkel (Kapital, cilt: I, 26. Bölüm,

s.

730)

~ ürethı,! nu~:~

deffiı: 1i}~f#.U...U ·.ışı

ve ~!ir

!.fti!ldi ortaya

~a~ı

~mıt­

~.Ancak ~ta~ döuenıil) J?&ııımgıcı 16. mYllQır:

ww

pitBHzm çağl. mı yüzyıla birJikt~lw:....F~Ji.te:.

:z ~i~e~ :;·,=i~ m:inii{ii :·~: lillii~ ne birıik1G EC list 1LK~CüZ 2AA{ôld i~-:ı :f...&ft: ·'Ol~ ~-AXdmlestiier.. Ulusal 7j:::f K. 45=Z&r:ıa\PitaJiz~e ôz;ü

::= =

:lir: meta ekonomısme aitbır kategoridir. Ne' vl.r k1

ta ekonomi si altmda 'Ulusa.ı ölçüde bir pazar ortaya amazdı. Ulusal pazann ortaya çıkması meta e:.~ıno33


kapitali st meta ekonom isine dönüşmesi ile bil likte oldu. Bu dönüşüm, meta ekonoııllsi altında vaı olan yerel pazar!atı birbirle riyle bütiİhleştirerek bi ~~k u1~ 2 pazal' haline getirdi. · «Pazar,, gelişimi sını sinda kapitalist·ekono:ııiiye dönüşen mei:a. ekOnomisi~ ait bir kategoriıfir ve ancak kapitali st · ekonom i altı:rl da tam egemeiıİik ve evrense l geçerlil ik kazanır... <Ru ya.'da Kapital izmin Gelişmesi, Lenin,_ s. 25, Sol Yayın · · lan>

ew e. co

m

ın,isinin,

iç pazarda orta ya. çikar:· tç ~- b:u meta ekon:omisinm gelişmt siyle ya.ratili r ve toplums al iş bölümü nün yayı] ma dereces i, onun gelişme düz.eyini belirler; iç- pa za:r, meta üretimi nin. ürünler den işgücüne uzaıı ması ile yayılır; ve ancak işgücünün meta halin dönüşmesiyle orantılı olarak, kapitali zm, tüm u ke ekonom isini kucakla r, ki bu ekonom i, esas ola rak, kapitali st toplumda. gitgida daha önemli bl yer tutan üretim araçlan sayesin de ·gelişir. Kap talizm için elÇ pazar•, toplums al iş bölümü nü dE rinleştiren ve doğrudan üreticile ri, kapitali st y da işÇiye dönüştüren, gelişen kapitali zmin kend si tarafından yaratılır. İç pazarın gelişme deree4 si, ülkedek i kapitali zmin gelişme dereces idir. <Rusya 'da Kapital izmin Gelişmesi, s. 52, abçJ çıkınca.

ww

w. n

et

.·Meta .~konottıtsi Ortaya

kapitali st üretimi n ilk aşaması basit e:.: birlijid ir. Elbirl)tiııde ;i-eilieği ifelirtey ici rol oyn~ Teknik -pek az gelismis tir. Sadece eski zanaat teknii ~!Jla;yide

kııll!!'ı1arak-jiretimjn hoınıtlao genisletilmiş_tir.

Burf

.da. bj[ tılgçat, ~. ):& da paralı bir za.naat Ustası Ola gjrisim cl kapUali st. tşci haline &elen doğrudan üretic ~ri

bir a.fıelyedeı tapiQA rak çah5tınr §.öz konusu b

kapitali st atel;red e

34

henüz işbölümü yoktur. twım:J


emeğin

yapar: Buna rağmen ie nisbeten bir ilerleme vardır.

>Si aynı işi

Bir isbölümüne Jridilmistj.r.

m

yapmamaktadır

üretkenli-

Jlliışla:ı: bazı

ew e. co

nüfaktür i.§bölümüne dayanan elbirliğidir. Bu ma'a:tdüiUii en tipik özelliklerinden biridir. Ma.nüfakğapita.lizminde §ŞkiYe oranla teknik temel pek de~ediii icin büyÜk kapitalist ataiyeler kü@ertn ama şansim büyük ölçüde yok edemezler. Kücftk yönternlem .QM.vı.y:a,r.._ak var.lıklaril!!

Manüfaktür aşamasında ~ tararndap M..-. ~kla birlikte. bu aynlma tim oimEUita:n uzaktn:. tticinin tq-Qrakla <tanmla>.....-baldan bAJ.t\ mevcuttur.:. ıayi sermayesi tjjçca.r sermayesi ile sıki b&ğla.İi ~ Yı:, S~nayi sermayesinin tam e&ell\enliği beJ?üz k~ amamıştg. Üretimde tüccar sermayesinin büyük rol taması sanayi sermayesinin geriliğini göster~. Çünbu ikisinin gelişimi birbiriyle ters on,mtıhdır. Ma:aktür aşamasında evde çaJ.ışma biçimi ol~ça. yay-

et

~r.

w. n

dır. Kısaca, şanayi ka.pita.lizmt~ ma.iıüfakmr aşa~ ·

sının t~pik ~i}lliklari :ıntnıardıf:; ~:

RK.Gl

..

,

(Geniş

.

bilgi için ··~

~Sana;i. ka~ita.mminlıı. · 'yesLgehişw_~ ,kina sanayiidiı:,;.; Bu aş~ *kol-emeğinin yerini ~ina ~lnu§~ Bu ~eden!e ·:m~üfakt~ ~n;ı@ğ~

ww

-elis~vrl~

==

=:=~ :p:; ~<=e ~anıtı~e~nemli

_,, ·~u makirieler siste)ii· ~ ~. ~aniılil??' M;&keiiii •time katılması ma,;ü'aitür tekni~ilçl{l. b~lı!J:lli\=l ~ ~u aşama açıktır ki. re}s;a.beHn ·~oğJı1llfi:ştiı;s&

')


nayi Ue tanm atMında tam-iur.kopu!pııl gerçekl.~.şt!J şa.nayi s~rnıa.yesinin tücgı.r sermayefaiJlt .kesin o~ .r~k,{io'hfôHI altına. aldı!! ~~· Lenin , .;:man~ tiiktnr · evmde n· fabrik aya. geçiş, kapita lizmin gelişm4 Si:yle uğraştığımız zaman özellikle öneml idir. Her ki~ bu iki aşamayi kanştırırsa, kapita lizmin dônüştürüc1 ilerici rolün ü anlam a olanağından yokSun kalır; CA,. y, s. 397l demek tedir..

ew e. co

m

ve

ı..;;ı.ıı.ı.a.,uuc~ıu.ua.oı

paylaşım savaşla.rıiim~güİıaeme

ve yenide

·gelmesrdÜnyanni bl

~~ç ezmı Jllus ıti"~an~Ünpn:~T~tÇ.~~~üii nu

oluşturalı

ezilen ulusla ra bölün mesi vb.dir . KapüJ

uzın by 1samruitı- aSifikyecan2~şei1_:_~piii1Tzm.~!~

ww

w. n

et

_Kapitalizmin sözü.Iıü ettiğimiz bu a.şamalannı, se; maye. biçim lerine gôre, ticare t serma yesini n belirlt yici olduj u aşama, san,ayi serma~inin belirle yici ~ ama ve mali serma yenin' belirle yici oldu du aşam§ biÇ!minde de üç a.şam~ya o eb· iıiz. KaPitalist üretim biçim infn tarımcıaki-gelişimil ele alırsak, bu üretim biçimi, emeğin koşullarının <ı alınma raçlannınJ; doğrudan emekç ilerini n elinde n oldug una göre, tanm da da üretic llerin mülksüzleşme ve üc:;retli-emeğin gelişmesi kapita lizmin başlıca gö terges idlr. Ücretli-emeğin ortaya çıkması ile, taru kAr amacıyla y(irüt en kapita list kiracı çütçin in varlıi l>irbirin1 tamam lar. ·O halde, kapita list üretim tarzının ön koşulla şunlardır: Toprağı gerçek ten işleyenler, bir ka' 36


tallst tarafından, ta.rınıla, yalnızca sermayenin özel bir sömürü alanı olarak, özel bir üretim dalın­ daki sermayesi için bir yatınm olarak uğraşan kapitalist çütçi tarafından istihdam edilen ücretli

m

işçilerdir.•

ew e. co

CK. Marks, Kapital, cilt: III, 36. Bölüm, s. 653) •O halde, burada, birlikte ve karşılıklı zıtlık halinde, modern toplumun çerçevesini oluşturan üç sınıfın hepsi-ü~etli işçiler, sanayici kapitalistler ve toprak sahipleri - ortaya çıkmış oluyor.• CA, y, s. 654)

ww

w. n

et

Kapitalist kiracı çütçilik, devreye sanayici kapitalistin girmesiyle oluyor. Burada tanmsal emeği de boyunduruğu altına alan artık· toprak değil, sermayedir. Tl&omda kapita,lizmjn e-elj§mesinin bastt gelen göstergesinin üçretli-işcili~in yarlığı oldumMI is.areı ~-O halde tanmsal emeğin, ücretli-emeğe dönüş­ me d_.:_ırecesi tanmda kapitalizmin g:elişme derecesidir. öikemizde hakim üretim biçimi hangisidir sorusunun cevabını ararken, elimizdeki en önemli ölçütlerden biri budur. Tanmda Q.pltalist gelişiınfn Jıir ';'Jibr göstergesi ele tanmsal ndl'usl!fı tanm-dışı niliüs arasındakJ orandiL Kapitalizm. gelişmesi bovımca. sürekıl bir bicimde, ticari ve- sınai nüfusun Ctanm,-dısı niifıısıınl tanmsal nüfusun aleybine büyümesini sağlar. Bu konuda Marks, şöyle diyor: •Tanm-dışı

nüfusa oranla tanmsal nüfusu sürek-

li olarak azaltmak, kapitalist üretimin

niteliğinde

vardır,

çünkü sanayide (dar anlamda) değişme­ yen sermayenin değişen sermayeye göre artışı, değişen sermayede, nispi bir azalma olsa da, mutlak bir artışla bir arada gider; öte yandan, tanm37


m

da, belirl i bir topra k parçasından yarar lanm ak için gerek li olan değişen serma ye mutla k olara k azalır; böyle ce, bu, ancak yeni topra klann ekime açılması ölçüs ünde artab ilir, ama, bu da gene, ön koşul olara k, tanm-dışı nüfus ta daha da fazla bir büyür neyi gerek tirir.• <A, y, s. 672)

ew e. co

Kürd istan' da hakim üretim tarzını araştırırkan önem li bir ölçüt de bu olacaktır. Diölçüt leri konu yu ele aldığımız bölüm de belirt ece-

kullanacağımız ğer ğiz.

!,anında

kapit alizm in geli§m esinin iki tipilf yolu lUrin ci gelism e yolu, Qjr tonra k devri mini ve topra klann köylü lere dağltılmasını {çerir. Böylece üre:tici güçle r ve kapitali~m hızla geli§!L..l~J!.. zelişme,_ciz· gisi Amer ika'da ye Frans a'da i.~lenen ~Lo.ktu.kY...iQ.in.. buna •Ame rikan Sistem i• de denilm ekted .... ir. Amer ika'___..,... . ·d_ş. 1 1861-1865 Kuze y-Gün ey iç savaşından sonra.J.B62:de Linco ln hükü meti devle te ait toprak~ı:g-L,çif.1çileı:e bedel siz olara k ya da a~ bir paraka~ndJ! da~!mış ve yine aynı tariht e kölele re özgür lük verilmiştL ~u durum Anierik:a'd~ kapüaffzmiri_ç}LiQ.ter_eJiyie gruJ.ş_ti-. ril.me sini _sağladı. · .A Tanm da kapit alizm in gelişmesinin ikinci yolu, ka@tali zmin feoda l beyle r aracılığızia g~~ştfrilmesid_i_!'. ~çözüm devrim.cLbir~üm__®ğildi.f. Jlura da topra k a.ahip!,B:Q toı;ınıklannı ve eski nüfuzlarını korur lar. ~­ d_f!_r::O !-.':2.EI!~..k beyli.ği ekono misi ~rrı adım ka.Qitsı.li.2.t çkQJ:!Ql:QiY~. dönü§lj..r. Topra k sorun u çözül mede n kalır. Bu.gQ!.!§m.e çi~g!si Prnsy a'da ye Rusy a'da izlene n z_e~e ç~gisidi~. Bu neQ.~l)l~t_arımda kapita lizmin_.f;.!}.li.i_qıesiXJ.iJJJ.llLQ!ç,tm.ine. ~~~Yolu· da d~nir. Kapit alizm le birlik te üretic i güçle r düzey inde ve vardır;

·~-

ww

w. n

et

___

~--

--·


emeğin üretkenliğinde

.c o

m

büyük bir ilerleme olur. Kapi· talizm emeği toplumsallaştınr. Bu yüzden kapitalizm, feodalizme kıyasla, kapitalizm-öncesi üretim tarzlanna kıyasla, tarihsel bakımdan devrimci ve ilerici bir rol oynar. Kapitalizmin ilerici ve devrimci rolü emeği toplumsaliaştırma derecesine bağlıdır. Kapitalizmin hangi anlamda ve neden ilerici bir tarihi rol oynadığını Lenin'den dinleyelim:

ww w. n

et ew e

"Kapitalizmin ilerici tarihi rolü, iki kısa önermede özetlenebilir: toplumsal emeğin üretici güçlerinde artış, ve o emeğin toplumsallaşması. Toplumsal emeğin üretici güçlerindeki gelişme, ancak geniş-çaplı makineli sanayi döneminde tam olarak görülebilir. Kapitalizmin bu en yüksek aşamasına (Lenin bu sözl~jri 19. yüzyılın sonlarında, 1897'lerde söylemektedir. Tekoşin> erişi­ lineeye kadar, tamamen kendiliğinden ve son derece yavaş gelişen el üretimi ve ilkel teknik, hala varlığın ısürdürür. Reform-sonrası dönem, bu açı­ dan, Rusya tarihindeki önceki dönemlerden büyük ölçüde ayrılır. Kara saban ve tokaç, su değirmeni. ve el tezgahı Rusya'sı, hızla pulluk ve harman dövme makinası, buharlı değirmen ve motorla çalışan tezgah Rusya'sı haline dönü_şme­ ye başlamıştır. Ulusal ekonominin kapitalist üretimin egemen olduğu her dalında aynı-. ölçüde derinlemesine bir teknik değişimi görülür. Bu dönüşüm süreci, bizzat kapitalizmin yapısı gereği, bir dizi eşitsizlikler ve ora~sızlıklar ortasında gerçekleşir; refah dönemlerinin yerini bunalım dönemleri alır, bir sanayiin gelişmesi, bir başkası­ nın zayıflamasına yol açar, bir alanda, tanının bir yönünde ilerleme vardır, bir başka alanda, bir 39


yönde ise ticaret ve sanayi deki büyüm e tanmdak i büyürn eyi aşar vb. Narod nik yazari ann işledikleri hatala rm önemli bir bölümü , bu oransız. kasınınalı ve ateşli gelişmenin gelişme olmadığını başka

m

kanıtlama çabalarından kaynaklanır.

et ew e

.c o

Kapita lizmin toplum sal üretici güçleri geliştirme­ sinin bir başka özelliği de, üretim araçlarındaki büyüm enin <üretk en tüketir nin), kişisel tüketim deki büyürn eyi çok aşmış olmasıdır: bunun tanm ve sanayi de nasıl ortaya çıktığını birçok kerele r belirtm a fırsatını bulmuştuk. Bu özellik, kapita list toplum da ürünü n gerçekleştirilmesi genel yasalann dan kaynak lanma kta ve bu toplum un uzlaşmaz karşıtlıklar taşıyan yapısına tamam en uymaktadır.

ww w. n

Kapita lizmin emeği toplumsallaştırması aşağıda­ ki süreçle rde kendin i gösteri r: Birinci si, bizzat meta üretim indeki büyüm e, doğal ekonom iye özgü olan, küçük iktisad i birimle rin dağınık durumunu yok eder ve küçük yerel pazarları büyük bir ulusal (sonra da dünya) pazan halind e birleşti­ rir. Kendi için üretim , bütün toplum için üretim e dönüşür ve kapital izmin gelişmesi ne kadar büyük olursa, üretim in kollekt if niteliği ile mal edinmenin bireyse l niteliği arasındaki çelişki o kadar güçlen lr. İkincisi, kapital izm eski dağınık üreti min yerine, gerek tarımda, gereks e sanayi de görülmemiş bir yoğunlaşma getirir. Bu, kapital izmin incelem ekte olduğumuz özelliğinin en dikkat e değer ve en göze çarpan belirtis idir, ama tek belirtisi değil. Üçünc üsü, kapital izm, önceki ekonom ik sistem lerin ayrılmaz bir parçasını oluşturan kişi­ sel bağımlılık biçimle rini yok eder. Rusya' da, kapitaliz min bu yöndek i ilerici niteliği özellik le be-

40


lirgindir, çünkü ülkemizde, üreticinin kişisel batanmda değil, manüfaktür sanayiinde Cserf emeği kullanan ·fabrikalar-dal, madencilik ve metalurji sanayiilerinde, balıkçılık sanayiinde vb. gibilerinde mevcuttu. <Bu durum, bugünde kısmen sürmektedir.) Bağımlı ya da köle köylünün emeği ile karşılaştırıldı.ğında ücretli iş­ çinin emeği, ulusal ekonominin bütün dallannda ilerici nitelik taşır. Dördüncüsü, kapitalizm, zorunlu olarak, nüfusta hareketlilik yaratır; bu, önceki toplumsal ekonomik sistemlerin gereksınıne­ diği ve bu ekonomik sistemlerde geniş-çapta gerçekleşmesi olanaksız olan bir şeydir. Beşincisi, kapitalizm Cen geri toplumsal ve ekonomik ilişkilerin her zaman hüküm sürdüğü) tarımla uğraşan nüfus oranını, sürekli olarak azaltır, ve büyük sınai merkezlerin sayısını artırır. Altıncısı, kapitalist toplum, nüfusun birleşme, örgütlenme gereksinmesini artırır ve bu örgütlere eski günlerdekinden ayrı bir nitelik kazandırır. Kapitalizm, ortaçağ toplumunun, dar, yerel, lonca birliklerini yıkıp, arnansız bir rekabet yaratırken, bir yandan da, bütün toplumu, üretirnde farklı yerler işgal eden büyük insan gruplarına böler, bu grUpların her biri içinde, örgütlenmeye büyük bir hız verir. Yedincisi, kapitalizmin, eski ekonomik sisteme getirdiği yukarda değinilen bütün bu değişiklikler, ayrıca kaçınılmaz olarak nüfusun kafa yapısın­ da da bir değişikliğe yol açar. İktisadi gelişmenin kasınınalı niteliği, üretim yöntemlerinin hızla değişmesi, üretimin büyük ölçüde yoğunlaşması, tüm kişisel l:ıağımlılık biçimlerinin ve ilişkilerdeki ataerkilliğin yok olması, nüfusun hareketliliği, büyük sınai merkezlerin etkisi vb ... bütün bun-

ww

w. n

et ew

e. co

m

ğımlılığı, yalnızca

41


lar. bizzat üretici lerin niteliğinde derin bir deği­ şikliğe yol açmak zorundadır; Rus araştırmacıla­ rının buna uygun gözlem lerini belirtm ek fırsatını <Rusya 'da Kapita lizmin

m

bulmuştuk.•

Gelişmesi,

s. 51,6-519)

et ew

e. co

Açıktır ki kapita lizm daha önceki üretim biçimle rine kıyasla ve iktisad i bakımdan ilericid ir. Aynca belirtmek gereki r ki burada sözü edilen kapital izm. kendi iç dinamiği ile gelişen milli bir kapital izmdir . Emperyal izm çağında ise kapital izm gelişen üretici güçlere ayakbağı olmay a başlamıştır. Üretim in toplum sal niteliği ile mülk edinm enin özel niteliği arasındaki uzlaşmaz çelişki iyice keskinleşmiştir. Kapita lizmin bu temel çe.lişkisi sosyali st devrim le çözüm lenir.

ww

w. n

MüLKSÜZLEŞTİRENLER MÜLKSÜZLEŞTİRİLECEKTİR.

42


te we .c

om

II. BÖLÜM

YAPI TAHLİLiNDE GÜDÜLEN Al\1AÇ TOPLUMSAL SINIFLAR ÜZERİNE

ve

ww

w.

ne

Devrimini yapmış ülkelerin deneylerini incelediği­ mizde, sözkonusu ülke devrimcilerinin ilk iş alaFak, kendi ülkelerinin iktisadi ve to lumsal a ısını lar.a dayanarak ciddi bir tahlile ta15i tuttuk arını görüyoruz. Lenin'in 1894'de yazdığı ·Halkın Dostlan Kimlerdir ve Sosyal-DemokratlaraKarşı Nasıl Savaşırlar?• adlı yapıtı bir bakıma bu amaca yönelik bir araştır­ madır. Konunun özel olarak ve derinlemesine ele alın­ ması ise cRusya'da Kapitalizmin Gelişmesi .. adlı yapı­ tın amacı olmuştur. Yine Mao Zedung'un ilk yazılan Çin toplumunun toplumsal-ekonomik yapısının tahlili üzerinedir. Diğer ülkelerin devrimcileri de kuşkusuz aynı şeyi yapmışlardır.

1'

Toplumsal-ekonomik

yapı

tahlili

şu

konulara

açık­

lık kazandırmak amacıyla yapılır:

.,. \o

ı

- Devrimin Hedefleri,

2 -

Devrimin Görevleri, 43


,. J

3 4 -

Devrim in Itici Güçler i, Devrim in Niteliği.

ne

te we .c

om

Birbiri ne bağlı olan bu dört temel masele nin çö~ zümlen mesi ülkemi zin toplum sal-eko nomik yapısını tahlil ederek mümk ündür. Dogma tizme ve subjek tivizme düşmernek için bu tahlil ülkemi zin gerçek lerine, somut veriler e dayanmalıdır. Bilims el yöntem gerçeği olgula rda arar. Ne var ki aynı olgula ra dayan arak l sofarklı sonuçl ara. ulaşmakta mümk ündür. Siyasa sağla­ birliği ım yaklaş için, nek nuçlar üzerin de birleşr mak gerekli dir. Bu sebeple , ülkemi zin iktisad i ve toplumsal yapısına ilişkin veriler in değerlendirilmesine geçme den önce benzer toplum larda çoğunlukla mevcut olan toplum sal sınıfların iktisad i özellik lerine ve bu toplum sal sınıflan ayırt etmek için kullanılması gereken ölçütle re değinmeliyiz. Çünkü sınıflan ayırdet­ mek için kullanılması gereke n doğru kıstaslara sahip olamaz sak doğru bir tahlil yapamayız.

KÖYL üK BÖLGELERDEKi SINIFLAR Köylük bölgele rdeki altında ele alacağız:

sınıflan aşağıdaki başlıklar

w.

-t

·."ı -

ww

;2 -

\.

r3 -

:.4 -

5 -

Feodal Toprak Ağalan, Zengin Köylül er, Orta Köylül er, Yoksu l Köylül er, İşçiler.

Köylül ük içindek i farklılaşmanın boyutl anna bağlı olarak (ki bu da. tanmd a kapital izmin gelişme derece~ sine bağlıdır.>, •Köylülüğün bölündüğü temel iktisad i gruplan•. üç ana grup olarak ele almak ta mümkün~ dür: ı- Kırsal Burjuv azi, 2- Kır Proleteryası, 3-- Or~

44


in ta Köyl ülük. Nitek im, Lenin , ·Rusy a'da. Kapi talizm

sunu •üç Çelişmesi. adlı yapıtında köylü lük nüfu i.lgri kır köyli. .grup.. halin de incel er. ~.,_f.<;>lg>ul

ana

pr0e..

ar

om

etme ktedi r. Bunl leteiJ:_~_!Ilın kapsamına dahil dır. Köylülüğün •yaklaşık .. olara k yapılan saptamalar thang i iktisa di grup lara bölüneceği, biraz evve l belir

gibi köylü lük içind eki kutuplaşmanın derec emiz sine bağlıdır. Biz, köylülüğü yuka rda belirttiği iközell grup lar halin de ele alıp, bu grupların iktisa di lerin i kısaca belirteceğiz.

e. c

tiğimiz

Topr ak Ağaları L Topr ak ağası kırsal a~_g,e~ to.pr aklar a sa.bil: 'e) -ürün Q.lan. doğrudan üreti ciler in artı~meğina {art! sömü rüde bulu nan .ekonomi-dışı zor yoluy la el koya rak al l kims edir. p.ıı t~r~...§.Qmürüye feoda ran~...E~!· Feod itliçim ___ r~ sönr~ :. topra k rantı, topra k a.ğasın~n b~ca k. mişti değin <lir. Rant'ın üç ana biçim ine daha önce özAnca k bu ana biçim lerin dışında çeşitli ülkel erde teme l gül rant biçim lerin e de rastla nabil ir. Rant'ın üç (ay-rant ürün tl, k-ran biçim i, sırasıyla; anga rya <eme iri herb lerin biçim nı-rant> ve para-rant'tır. Bu teme l n liteni daha önce ki bölüm de işaret ettiğimiz gibi feoda ini belir li aşamalarmda egeme~ ve norm al rant biçim ğı­ kayna geçim esas nın ağası k oluştururlar. İşte topra köylü lerde n alı­ nı hang i biçim e bürü nürse bürü nsün ı:ıan bu rant oluşturur. Anca k topra k ağasının farklı ülkel erde farklı bazı topözell ikleri de olabi lir. Bu yüzd en hang i unsurların bu en ederk t tespi ğunu rak ağası sınıfına dahil oldu ng. Zedu Mao in, özell ikler bizi yanıltmamalıdır. Örneğ Çin'd eki topra k ağası sınıfını şöyle tanımlar: «Top rak ağası, toprağa sahip olan, çalışmayan ya , da çok az çalışan ve köylü leri sömü rerek yaşayan

ww

w. n

et ew

1 --

lJ

45


om

bir kimse dir. Topra k rantı, onun başlıca sömü rü biçim idir; aync a tefeci lik yapab ilir, işçi çalıştıra­ bilir, sanay i ya da ticare tle uğra.şabilir. Ama köylülerd en topra k rantı almak , onun başlıca sömü rü biçi:tnidir. İf!as etmiş_ bir. topra k. ağı:ı,.ŞJ"'-.@lışmayıp baş__~§!la.rı-_;nı__c!_ola.~d~ar~l! c!~!. ç~!!p~çırpıa.r.ak _ya...d ~ ..akr.a' balarından ve dostl annd an yardım görer ek hayatmı sifrdu rüyor sa· ·:va···şi}-attan bir ort~_)röx!üde~­ dah~. ~yi biı:". <l~nıçll!Y.~..ı...K~.!le _topra k ağ ası olarak sınıflandırılacaktır.

e. c

--~~· "-~·-- ·~---~

w. n

et ew

Topr ak ağalarına topra k rantım topla mada ve mülk lerini idare etmed e yardımcı olan, başlıca gelir kaynağı olara k topra k ağalarının köylü leri sömürm esine bel bağlayan ve sıradan orta bir köylüden daha iyl durum da olan kimse ler, topra k ağalarıyla aynı sınıflamaya girer. 'Tefec iler, başlıca gelir kaynakları tefeci lik yoluy la sömü rü olan ve sıradan orta köylü den daha iyi durum da bulun an kimse lerdir ve topra k ağalarıy­ la aynı sınıflamaya girerl er." <Mao Zedun g, Seçm e Eserl er I, 'Köyl ük Bölge lerdeki Sınıflar Nasıl Ayırt Edilm eli', Ekim 1933,

s. 160-16 1)

ww

Görü lüyor ki, bir topra k ağası pekal a tefeci lik yapabili r, sanay i ve ticare tle uğraşabilir, işçi çalıştırabi­ lir vb. Bütün bunla r onu topra k ağası olara k nitele meye engel değildir. Çünk ü., bütün . bunla ra rağmen topra k ağasının esas sömü rü biçim i va esas geçim kaynağı rant'tır. · Topra k ağası ile köylü ler arasında aracı fonks iyonu taşıyan, doğrudan emek çinin karşısına topra k ağa-

46


temsilen çıkan unsurlar da bu sınıfa dahil edilmiş­ bu tip unsurların da esas geçim kaynağı Çünkü, tir. üreticinin karşılığı ödenmeye n emeğine, dayanır. Eskiden toprak ağası olupta iflas etmiş kimi unsurlar ile esas gelir kaynağı tefecilik olan kimseler de toprak ağası sınıfına dahil ediliyor. Ancak, toprak ağasını temsil eden unsurları, iflas etmiş eski toprak ağalarını ve tefecileri toprak ağaları sınıfına dahil etmek için bunların 'sıradan bir orta köylüden daha iyi' bir durumda olmaları gerekir. 2 -

Zengin Köylüler:

e. co

m

sını

et ew

Zengin köylülük tarımda meta üretiminin ve ka.. }2itaiİzmjn gelismesin in sonucu ve kÖyiiilük içindeki .f.arklılasmapm iiriiniidiir Zengin köylülük kırsal (köy_lül burjuvazi ya da hali-vakti yerinde köylülük olarak <: da wllandn;ıhr,

ww

w. n

Lenin, zengin köylülük için şunları söyler: «Tahıl satmak amacıyla kirayla toprak tutma <tarımsal kuşakta) bunların çiftliklerin de çok büyük bir rol, çoğu kez verilmiş topraklard an da daha önemli bir rol oynadığından, bu hali-vakti yerinde köylüler arasından bir kapitalist çiftçiler sı­ nıfı doğar. Çoğu durumda, çiftliğin büyüklüğü, ailede mevcut olandan daha büyük bir emek- gücü gerektirir, bu nedenle, bir çiftlik emekçileri ve daha önemlisi, bir gündelikçi ler grubunun oluş­ ması, hali-vakti yerinde köylülüğün varolması için zorunlu bir koşuldur. Bu köylülerin net gelir biçiminde elde ettikleri fazla nakit, ya bizim kır­ sal_bölgele rimizde son derece gelişmiş olan ticari işlemlere ve tefeciliğe yöneltilir, ya da elverişli ko47


şullar altında

tirmeye vb.

toprak

yatırılır.

almaya, çiftliği iyileş­ Bir sözcükle bunlar, küçük satın

tarımcılardır.,.

et ew

e. co

m

<Lenin, Rusya'da Kapitalizm in Gelişmesi, Sol Ya·-.. yınları, s. 159) Yine Mao Zedung bu grubu şöyle tanımlar: ·Zengin köylü kural olarak toprağa sahiptir. Ama bazı zengin köylüler işledikleri toprağın sadece bir kısmına sahiptirler , geri kalanını ise baş­ kalanndan kiralarlar. Diğer bazılarının ise kendilerine ait hiç toprakları yoktur ve bütün topraklarını başkalarından kiralarlar. Zengin köylü, genellikle ortalamad an daha fazla ve daha iyi i\retim araçlarına ve daha fazla sermayeye sahiptir, ve kendisi de çalışır, ama gelirinin bir kısmı ve hatta önemli kısmı sömürüde n elde edilir. B~ ca sömürü biçimi. is ~ücü (uzun sür~li i§çil kirn· Iamaktır. Ayrıca topraklarının bir kısmını kiraya verebiliı• ve toprak kirası yoluyla da sömürüde bulunabilir, ayrıca tefecilik yapabilir ya da sanayi ve ticaretle uğraşabilir. Zengin köylülerin çoğu aynı zamanda kamu topraklarının idaresiyle de uğraşırlar. Oldukça çok miktarda iyi toprağa sa-J hip olan, toprağının bir kısmını işgücü kiralama-') dan kendisi işleyen, ama ba§ka köylüleri topraJsr 11 kirası,_]:?Q.r.:ç_!fi!ıt.ya da_başka:Y.oıı~rla. sömüren. biıf · . kimse de zengin köylü olarak ele alınacaktır. Zen~ gm köY.Tü1er-auzenii bir--ŞeidiCıa · ~Ömürüye katılır ve bir çoğu gelirlerini n büyük kısmını sömürüden

ww

w. n

---

48

sağlarlar.•

<Seçme Eserler, cilt: ı, s. 161) Mao Zedung bir başka yerde şunları da ilave eder: eÇin'deki pek çok zengin köylü, topraklannın bir


kiray a verdik leri, tefeci lik yaptıklan ve eri jçin, tarım emek çileri ni amansızca sömü rdükl olagenel t niteli k olara k yan-f eorlal dirler . Faka rak kendi leri de üretim e katılırlar ve bu anlam da köylülüğün bir parçasıdırlar.• (Seçm e Eserle r. cilt: 2, s. 322-32 3) , •' Kısaca özetle rsek, zengi n köylülüğün iktisa di özellik leri şunlardır: Eıwno·-l:ı·njn ticari niteliği (satış için üretim J de bulun makl , 2 - Esas gelir kaynağı sömü rüye dayanır ve esas sömü rü biçim i işgücü sömü rüsüd ür. q Bu özelli kleri ile zengi n köylü bir burjuvadır yan( kaPit alistti r. 3 - Kura l olara k toprağa sahip tir. 4 - Kura l olara k kendi si de üretim e katılır. Bu niteli kleri ile de, o bir köylü dür. Köylü burju -

et

vadır.'

ew e. co

m

kısmını

ww

w. n

· ~ncak tanm da meta üret,i minin ve kapite )i .min 1 ülkel erde deği­ gelişme düzey ine bağlı c nak değişik baktığımızda, nma şiJ.' özellilrl~ri de olur. Le'1in 'in tanır Rusy a'da zengi n köylülüğün ekono m ·sinde sahip olunan toprağır. daha a;; kiray la tutula n toprağın d!'l.ha fazla rol oynadığını görl'<_.roruz. Mao' nun tanırnma bakmisin de satığımızda ise, Çin'd eki zengi n köylü elwno amanın kiral k hip oluna n toprağın daha fazla, topra , ise da! a az rol oynadığını görm ektey iz. Birinc isinde zengi n köylü -ekon omic; i d··.ha çok kapita list. ikinci sin·

de ise daha çok

3 19:

yarı-feoda1dir.

Orta Köylü ler: Qrta köylüli.!_k J.ı_IJ]_~juvazi ile

(tarım ~ole.ı:iL-'"ı.:a.sm.d.al.ü_ara

urole tefkategoridır ... kırsal

49


Lenin, bu grubun ekonomisi

hakkında şunlan

söy-

ler:

·Bunlar meta üretimlrıdeki geUşnıenL"l asgari dü zeyde oluşuyla gö:l.e çarparlar. Bu köylü kategorisine ait bağımsız tanms8J emek, muhtemelen, ;e ;'jzellikle elverişli koşul­ yalnızca en iyi lar mevcut olduğu 'laman geçimlerini harşılarlar, bunun için de durumlan son derece tehlikelidir. Orta Iröylü çoğu k~z. emek-hizmeti vb. He knek iizere borçlanma. yoluna l:nı.şvnnrıadan. gene

ew e. co

m

4

kısmen, işg-üciinün satıhna&'l deınek ı)1an, f~tzladan

et

bir 'yardım~)ı' aramadan vb. iki yakasım birar~­ ya getiremez. Her kötü hasat, orta küylü yığınla­ nr:e fırlatır. Toplumsal iliş­ rını proleterya duyduğu ama ancak ;'[;liim gru;:', bu kilerinde küçük bir mutlu azmJığın dahil olmayı başardığı üst grupla, tüm toplumsal evrim hareketiyle hHdiği alt grup arasında sallanıp durur. Böylece, özel olarak, kapitalist ekonomiye has o1an bir süreç yer alır, ortadaki üyeleı· silinip gider, üçta. kiler pekişir, bu, 'köylülükten çıkma' sürecidir... <Rusya.'da Kapitalizmin Gelişmesi, s. 162) o:ı:ta..

ww

w. n

·Pek çok

köyWnün toprağı vardır. ~

sad!ilce qir kısmımı şahiptü: vQ. bask!!apndan 1dnı.1arlar., .Riğer hazılan: ıım.J,se hiç toprakla,n..y:olf.tur. v:eJ.llitfuı.lopr:a.kları::_ .nı )Jqkg.lanniiruı ltiralaı:lar....Hepsi de oldukça çok sayıda yının aracına. gı.biptir Orta. köylü, gelirinin tümünü ya. da büyük kısmını emeğiyle sağ­ lar. Kural olarak başkalanm sômürmez ve az da olsa toprak ve faiz ödemek zorunda. olduğundan~ çoku zaman ·kendisi başkalan tarafından sömürülür. Ama genelllkle işgücünil satmaz. Bazı orta. i§leğikleri t<mnıiln

~erisinJ

'


köylüle r (hali-va kti yerinde 9rta köylüler> küçük çapta sömürü de bulunur lar, ama bu onların düzenli ya da esas gelir kaynağı değildir... (Mao Zedung , Seçme Eserler, cilt: ı. s. 161·162)

4 -

te we .c

om

Özetle, 'bu gmbun iktisadi özellikl eri şunlardır: İk.:. tisadi bakımdan kendile rine yeterlid irler. Sık sık isgi!r )erini satı!!~k ya da borçlan mak .zorund a kalsala r da -~~ geçim kamalrJ .an ü.zgüçlerını sa.tma.k m AA bo.r2:. Janmak deiildii . Esas gelir karna1darı, kendi bağım­ ~ız çiftlikle ri ve kendi emekle ridir Küçük çapt@. sôrnürüde bulunsa lar bile. bu dfil.Qnları nitelend iren bil: Özellik değildir. Kural olarak başkaları tarafından sö, mürü1u rler. Yoksul Köylüle r

Yoksul köylülüğün ekonom isi dung şunları söylüyo r:

hakkında

Mao Ze-

ne

yoksul köylüle r bir kısım toprağa ve birkaç tarım aracına sahiptir ler, diğerlerinin ise hiç toprağı yoktur, ama birkaç tarım aracı vardır. Kural olarak yoksul köylüle r,. üzerind e Qalıştıklan toprağı kiralam ak zorund&.dırıar, ve toprak kiraı ve borç faizi ödemek ve bir ölçüye kadar işgüç­ ~" erini kiralam ak zorunda oldukları için sömürü ürler.

ww

w.

ı "Bazı

Genel olarak, bir .Qrta köylünü n kendi işgücllrui · ti acı ok tur, _QX.Sa ,yoksul, köylü işgü­ satm c!mün bir kısm~ı .. satmak zorundadır. ııu, ~ ~öylüyle yoksul köylüyü birbirin den axırt etme.=:;, · nin başlıca kıstasıdır.: (Mao Zedung , Seçme Eserler, cilt: ı, s. 162)

sf


5 -

te we .c

om

· Özetlersek , yoksul köylüler orta köylüler gibi genellikle kendi kendilerin e yeterli değillerdir. Topraklan ve tanm araçlan azdır. Bu nedenle kural olarak kendi tarım aletİeri ile işlernek üzere toprak kiralarlar ve işgüçlerini kısmen satarlar. Mao'nun belirttiği gibi Qunlan orta köylülerde n ayıran esas ölçü, orta köylüler kural olarak işgüçlerini satmadıklan halde yoks_ul köylülerin işg\içlerinin bir bölümünü satmadan yaşayamaz oluşlandır. Ancak bunlar tarım işçile­ ri gibi' geçimle~inl bütünüyle ya da esas olarak işgüç­ lerinf satarak "d:a sağla~Zıar. Yaksul köylülük, köylük bölgelerin yan-proletecyasıdır. Kır Proleteryası

ne

..tşçinin <tanm işçisi de dahm kural olarak hiç !oprağı ya da tarım araclan yoktur, ama bazıla­ nnın cok az miktardaı tcwraiı ye çok f!Z şayıck\ tarım araçlan olabiJir. İşçiler geç_imlerini. bütü~ Wl yle ya da esA§ olarak işgüçlerini satarak sağ-_ , larlar.•

<M8.9 Zedung, Seçme Eserler, cilt:

ı, s. 162)

ww

w.

Köylük alandaki grupların ' ... sınıf durumunu n belirlenmesi pin tek kıstasının sömürü ilişkisi olması gerektiği. .. ' <Mao, SE, cilt: 4, s. 273) açıktır. İktisadi bakımdan ·geri bıraktırılmış, sömürge ve yarı-sömürge ülkelerin çoğunluğunda, köylülük nüfusunun ezici çoğunluğunu yoksul köylülük + kırsal proleterya oluş­ tunrr,. Kırsal proleteryayı yoksul köylülüğün ya da proleteryanın kapsamına alırsak, «'Köylülük ' terimi· esas olarak yoksul ve orta köylüleri içine alır.• CMao, SE, cllt: 2, s. 323) 52


ı

- KÜÇÜK BUR.JUVAZİ

ww

w. n

et ew

e. co

m

Mao Zedung, Çin toplumundaki sınıflan tahlil ettiği, 'Çin Toplumundaki Sınıfiann Tahlili' <SE, cilt: ı, s. 11-Hi, Mart-1926) adlı yazısında Çin toplumundaki sı­ nıfları: 1) Toprak Ağalan Sınıfı ve. Komprador Sınıfı, 2} Orta (milli> Burjuvazi, 3) Küçük B1,1rjuvazi, 4} Yarı-Proleterya, 5) Proleterya şeklind~ ayırmaktadır. Burada köylülüğü ayrı bir sınıf olarak belirtnıemektedir. Mao, köylülüğü adı geçen sınıflar arasında şu şekilde dağıtmıştır: Zengin köylülü~ milli burjuvaziye orta köylülüğü küçÜk-burjuvaziy e; yoksuı··. köylülüğü yarı-proleteryaya; tarım işçilerini proleteryaya. 'Çin Devrimi ve Çin Komünist Partisi' <SE, cilt: 2, s. 318-325, Aralık-1939) adlı bir başka makalesinde ise, 'Çin Devriminin itici Güçleri' alt başlığı altmda Çin toplumundaki sınıflan şöyle . sıralamaktadır: ı> Toprak Ağası Sınıfı, 2) Burjuvazi CKomprador Burjuvazi + Milli Burjuvazi>, 3) Küçük Burjuvazinin':Kö ylülük Dışındaki Diğer Kesimleri. 4) Köylülük, 5) Proleterya. · ·· 6) Başıboşlar. Görüldüğü gibi, ikinci tahlilde; birincisinde tek sı­ nıf olarak tahlil edilen küçük-burjuvazi ikiye bölünerek ele alınmıştır: 1) Küçük Burjuvazinin Köylüluk Dı­ şındaki Diğer Kesimleri, ve 2} Köylülük (zengin + orta + yoksul köylülük). Köylüluk terirtıinin esas olarak yoksul ve orta köylüleri kapsaclığını ve genellikle bu anlamda kullanıldığını belirtmiştik. Mao, yazılarında genellikle küçük-burjuvaz1y i, köylülük ve köylülük dışındaki küçük-burjuva kosimler olarak ele almıştır. Küçük-burjuvazi nin köylülük dışındaki diğer kesimleri şu kategorileri kapsamaktadır: Aydınların alt kademeleri (öğrenciler + ilk ve ortaokul öğretmenle-

53


ri + alt kademedeki devlet memurlan + büro memurlan + küçük avukatlar vb. gibi gruplan kapsar>, küçük tüccarlar, zahaatkarlar ve serbest 'meslek sahipleri.

cİkinci

.

e. co

m

Aydıiılar ve öğrenci gençlik ayrı bii sınıf ya da tabaka meydana getirmezler, ..... bunların pek çoğu, aile kökenleri, yaşama şartlan ve siyasi görüşleri bakımın­ dan küçük-burjuva sınıflamasına dahil eçlilebilirier...

olarak, küçük tüccarlar. Bunlar genellikle

·küçdıt·~$Anlar işletirler ve biıka.ç yardımcı ça• Iişhnrlt\ii'·ya' d&

hiÇ yardımcı çalıştırmazlar.•

•Üçünctt.oıarak, zanaatkarlar. Bunların sayılan çok fazladır. Kendi üretim araçlarına sahiptirler,

et ew

ya hiç işçi çalıştırmazlar ya da sadece bir, iki yarya da çırak çalıştınrlar. Durumlan orta köylülerin durumlarına benzer.• . ·Dördüncü olarak, serbest meslek sahipleri. Bu kesim doktorlan ve diğer meslek sahiplerini kapsamaktadır. Başkalarını sömürmezler ya da çok az miktarda sömürürler. Durumlan zanaatkarların durumuna benzemektedir.• dımcı

ww

w. n

CSE, cİlt: 2,

s. 321-322)

Mao, ktiçük-burjuvaziy i iktisadi güçlerine göre de ayırır:

·Bu sınıfın bütün tabakalan aynı küçük-burjuva iktisadt tamele sahip olma.laı:ına rağmen üç ayrı bölüme aynlırlar.• diyor. CSE, cllt: 1, s. 13) . . ı - Her yıl kol ya da kafa emeğiyle tükettiklerluden fazla kazananlar. :Su bölüm orta-burjuvaziya yakın olan ve ona özenen küçük-burjuvazinin sağ-kanadını oluşturur.


co m

k 2 -- •İkinci bölü m, iktis adi bakımdan esas olara dana mey en elerd kend i kend ine yete rli kims gelir .• Bu orta- kana t, küçü k-bu rjuva zinin en kalabalık kesim idir. ge:;3 - Durumları süre kli kötüleşen, czar zor• ·. zidh rjuva nebi len sol-k anat, küçü k-bu

2 -

ew e.

ı: 'i Bu bölü mü tama mlam ak için, yan· ·söm ürge ve •.ıt müvr:; llikle gene l mürg e ülke lerde (ezil en ülke lerde de deolan kom prad or burju vazi ve milli burju vazi ya özell ikler tni belir ğinmeliyiz. Bu sınıflannda iktis adi sınıf­ lemeliyiz. Bira z ilerd e Kürd istan toplu mun daki tmiz sınıflarm ları tahli l edeceğimizden, sözü nü etti~ ırırkan bu ~k­ araşt nı ülke mizd e mev cut olup olmadığı tisad i özellikleri gözö nünd e tuta.cağız.

KOMPRAOOR BUlUUVAZİ ~e Mlu. .t . BURJUVAZİ ı

ww

w. n

et

erin 'Kom prad or burju vazi ' ke,vramını ilk kez kiml konu bu ca Ayrı uz~ kullandığım kesin olara k bile'rl\iyor kada nyo Irada r önem li de değildir. Anca k, bildiğimiz k. ögere . la·hu terim i ilk kulla nan Mao ZedUng·olSa. Wmak nem li olan kom prad or burj uvat l ttrim t iltf· ~l4 et· isten entn ne olduğudur. Bu noktanın açı~ da raDı t)lar ak Mao 'da vardır. · 'Kom prad or' kavramını salt aynı milli yette n olnıa sup men yan burju vazi için, yabancı (ezen) milliyet~ deni leburju vazi için kulla nanl ar yok değildir. Hatt a, kavr abu ki,. var Ne r. yıştı bilir ki, bu yaygın bir kavra ' e:.,§ln_ l~e~f bir·ü yış tarzı yanlıştır. 'Komnr&J.o.t' t~ı:imi

m.UliY. ate...ın~Y.IL~il.çi.t'LO~k.&.lıt..r_~yrı] c, ,ıu­ tan irı.ı liyet~ men sup buriuvazt~~.kuHanılıı.:._ystçl_o.J!

li:

da. hu.duı:. :Kom prad or b:ı.ıtiuvazi. ile. miHL_çılft.rakJıil _e.t~le!}en burjuva~i ar_asmdakLhaşlıca.iark....n:üll.i:y


~aa!!~~~~ fark kornpr~r karakterc!_eki Jgu;ı.llillizm. ile milli karaite rdet<i 1(apita lizm, bu · iki_t.ii.r.. kapita-

!t!3!!'"J~~UaRTTarlfffi."~H;ômiiiiidô!CJL~. kQ.@J2:..

smaaru -~

~~

co m

nı.dor karakt erdeld K:'apitali!.t~ilıu:.illi. rpHli burju~ ·vazTTse,-öiiiiunanti:tGii'öi;;:-u milli klW!kt~.:~.lı"Ck.a.ı>i· tallst ilişklleriİı temsücisfrlir:-Dô1a;;ıyla bu ikisi ara· ·fark l)asıt"bırlri.111i:Yet farkm.d.an ibaret olma1.:t yıp, bir nitelik 'farkı'ndan ibarett ir. ..lli:!.llf.Uiotr_ka:t~ bunlar a t~.ill..eden ikLtür burjıı~La:ı::.a.@Lllizm ila............... ....,

d.a uz~maz ..QU: . çe!işki mevcutty.r.. lllL.ıı~_r;eFş-_ .~!';, ~.!!i:...~ö!!!!Ul_erda _Y.A. belli· Qlçjiler:rle Cle ıılş_a..

~ti.mPi ı1sıfla.rda Yet-,Jllms.ı,sıw.... ~omprador· burjy~~niJ:L1Jıft11~Iuiaima.Jt~

ew e.

. J;UilJJ._lJ.utjuyazinin

Şi':devri.mci 8aflard a yüıjni .a:ımasıoı açı.klı\r_KomEr!':_~ doE, ~u!juv~g:L 8f!1_Eeryalist ve sömür~ecL~

göbeğinde!!._?a&mhdu:, ~-ru:x~Ji~t. PJ::lL:

et

juvazin in sömür_ge Yaş.at:ı..sömiirge ülk.:ı:de.kLuzan.tı: sıdır..Uluslararası b~~yazinin bir n.~rWLQ1!!n komprador karakterdelğ_ b!!_ıjuvazinii!ı • ... Varlığı Y!L.~~Eş· ~aJizma ba.ğlıdır.• CMao!. l}";zil~ ji~~~_<le· ki ' ... en geri ve en gerici üretim ilişkilerini temsil eder' ye':::üretici güçlertitgelrşmesirii ~:gelfer :':13~-­ azi, bir toplum teki burjuv Iedit kl, l{omprimor nitelik ·-···""::-"':""-~. kabıda~eğişen, artık eski üretim ilişkilerinin eden a6ui in~teR dü.zey güçler na-sİğınayan yeni üretici g~ n. güçleri üre-Hm~ilerini oogf["üretıct 'ôn'ünae barika t -Ölan ~ski ıiretim Uı,kilerinin smıfi!aJ <IIli§~~~L~e~s~_!çlJr ~.Kısaca Mao'n un çokça kul il 'eski' d ğı bir de i le ifad v~ buıiu erdeki karakt milli olanın temsllc isfdir. .Oysa ğü· gyçı_çr üretig_ -bir yere k~!!_!.e belli ölcüdş 'yeni' Z.mue- tekabü l eden Uişkilert temsil eder. Yani 'eski' }?lanı!l d~ 'i_enLolanm ııosııı:Itınıulıın birisid ir'. Mao Zedung , 19. yüzyılın ortalarına gelinc-eye ka-

ww

w. n

-

56

V


dar Çin'de 'ücbin yıl kadar ' hüjUm ıtüota feodal itenin büzyk bir değişikH~e uğrarna:d!lınJ....{akat, 19. YÜZyılın ortala nnda Çin'e 'yabancı kapit:altz:mJn' gjrme siyle birlikt e bu durum un değiştii;ini. dw:ak anh{p n sqn bulası -duğunu anlatır. Mao, yf.!!:>a~f!_..bPitaJizmjn zorlam

m

~~:di~~-~lumu _ke-~i içse}~miği_~

e. co

gidere k kapita list bir toplum a dönüşebilecekti, fakat 1 yahanci-kap~in zorlama;ş_ı.wn. bu süreci hı7.Jall;:. dırdıg1ıiilıelirterek, •1840 Afyon şayaşm<lwı soca:a ~in. .. S.i§ere~ yarı-sömürge, yan-fe odal bir toplum balina.. gelmiştir.• diyen Mao. devam la şöyle diyor:

--·•Qin'i n toplum sal e.kcm.omlsin.ln

cözıjlmeşind.e..Y!l::

et ew

yanpancı kapita lizm ö.n8mli- bir rol oy.nadı; .bir balmisini ekono dan Çin'in kendi ne yeterl i tabii n .. e:vleri. _taladı ve hem sehirl erdekt bem ·de köy a, il ~1 şanatlqn sana.yis1n ı ~ıktı; .öte yaıula hız.­ esini g~ljşm in .mt§in ye ilçeler deki meta ~kQ:OQ landırdı.

şekild-e geli$mgşi Cin'in feodal ..eb:o~omisin~n temelleril2§~Z~tıj_ı bu çö~ücü etkile rin Qlayların

bu

w. n

· · · dışında, Çin'de ka italist üretim in _ ıa ~asu · .şart.Ja.ruı .ve imkaN.a~ -pe i ol a t Çünkü , tabii ekQnomtı:ıtn_ yfkıltn'$:sı, ka-

-

-

·

,

~

_

.

,

.

ww

Eitaliz m için bir meta pazarı larattı; ayrıi'iama..n­ (lıi_çQ.l} Sisıda. kö)l:lüniin ve zana.a,tkB.nn ifiAşı. kapitaliz me, emEl,ğ_in bir meta olarak alınıp satılma-. s]~·iın-ka~--~ağladi:-- . . --·-,.._.._...,.___ _____ ._ . ikinci Aslında, altmış yıl kadar önce. 19. yüzyılın feove ile' etkisi n ı.lizmi yarısında yabancı kapit<. badolayı dal iktisad i yapıdaki bazı çatlak lardan rn zı tüccar lar, toprak ağalan ve bürok ratlar modr; sanay iye yatırım yapm aya başladılar. Bunda n Çin 'in kırk yıl kadar önce, yüzyılın başiann da,

57


ww

w. n

et ew

e. co

m

milli kapitalizmi ileriye doğru ilk adıınlannı attı. , {Mao'nunibu.ma kalesinin tarihi; Aralık-1939'dur. . Kırk yıl t)nCÜi de, 1899-1900'lerdir. Tekoşinl. Son· . ' l'ai~t1dlladar önce, birinci" emperyalist dün-·ya savafı sırasında ÇJn ınilll sanayisi özellilde do- kuma ve tın değirmencillği alanlannda gelişti: Çünkü~ Avrupa ve Amerika'daki emperyalist ül· keler savaş ile uğraşıyeriardı ve Çin üzerindeki b$Skılannı bir süre için azaltmışlardı. MUJt kapitallzmto ortaya çıkışının ve gelişmesinin. tarihi ayiıı zamanda Cin burjııya.zisinin ve prole· .teryasının do~şunun ve_gelişmesinin tarihidir Nasıl ki, tüccarların, toprak ağalarının ve bürokratların bir kesiıni Çin burjuvazisinin müjdecisi idiyse, aynı şekilde köylülerin ve zanaat işçileri­ nin bir kesimi de Çin proleteryasının müjdecisiydi. Çin burjuvazisi ve proleteryası ayn birer toplumsal sınıf olarak, yeni doğmaş ve daha önce Çin tarihinde görülmemiş sınıflardır. Bunlar feodal toplumun bağrında gelişerek yeni toplumsal sınıf­ lar olarak ortaya çıktılar. Bunlar, Çin'in eski (feodal> toplumunun doğurduğu ikiz kardeşlerdir; hem birbirlerine bağlıdırlar hem de birbirleriyle uzlaşmazlar. Bununla beraber, Qn proleteryası sadece Çin milli burfuvazisi ile birlikte d~ıı,_ fa.:.. 'kat, Çin'de doğrud~ruya emperya1i§tl.aı:...1& :ı-afmdan yönetilen işletmelerle b!!:Jlktu.f.ta)!:.a..,çık.­ ti-ve gelişti. Bundan dolayı Çin proleteryasının Çoli-büyük bir kesimi Çin burjuvazisinden daha yaşlı ve daha tecrübelldir, dolayısıyla daha büyük ve daha geniş bir tabana sahip olan bir toplumsal güçtür. Bununla beraber kapitalizmin ortaya çıkması ve gelişmesi, Çin'deki emperyalist müdahaleden bu

58


m

yana meydana gelen d~ğişikliğin sadece bir yö· nüdür. Bu detlşikliğin, kapitalizmle birlikte gelişen ve onu engelleyen bir yönü daha vardır: Emperyalizmin, Çin feodaİ güçleri ile birleşerek, Çin kapitalizminin gelişmesini durdurmak için kurduğu tuzak. Çin'i istilA. etmekte olan emperyalist devletlerin a.macL hiç de feoda1 Cin'i kaoitaJişt bir Cin hali: getirmek.değildir~ Tilm tersine amAçlan Cin'! liendi yan-sömürgeleri ya da sömürgeleri haline . _&etirmektiı:. Bu konuda, Çin'in giderek bir yan--sömürge ve sömürge haline gelebilmesi için, emperyalist devletler, askeri, siyasi, iktisadfve kültürel baskı yollanna başvurmuşlardır ve başvurmaktadırlar.• <SE, cilt: 2, s. 308·310)

et ew

e. co

!i-e

ww w. n

Bu uzun alıntıyı aktarma.yı gerekli gördük, çünkü, milli kapitalizm He emperyalizme bağımlı komprador kapitalizmin ilişkilerini ve sömilrge ve yan-sömürge ülkelerde e~peryalizme bağınılı burjuvazinin rolünü öğretici bir tarzda özetlemektedir. •yab~ncı kapita.ltılll'tn ~·<~.•, ~ft.eJ1ci ıl\il

çta:

a se.' · · korum olan feodali ni t ~rde ~· üzerinğe yapı ekonomik · topfumsal bulunmy§t.w:. Böylece, Çin feodal toplumu 19. WXıl •. ortasından itibaren adım adım xan~~~~ ·.·bil- topll;!:_ ma dönüşmüştür... Kapitaljş! .Y.ratim i!ijk.Ueri hızla ge.l!§;mlştir. Ancak, unutmamak gerekii:klı 'bu 'yabancı kapitalizm'. 19. yüzyıl top,r~şının· kapitali#rn:idir, serbest rekabetçi kapitalizmdir. Çok ·geçmeden . usco1870) adım adım emperyalizme dönJişen bu kaJ;ljtalizm. gerici karakterini açığa vurmuştuı:. Fakat, 'yabancı ka-

59


ww w. n

et ew

e. co

m

pitalizmi n' ve emperya lizmin iktisadi ve siyasi baskısı. na rağmen, bu şartlarda, milli karakter de bir kanitalizm ve burjuvaz i da iktisadi ve siy~si bakımdan ~cılız da olsa eloğup.gelişebilmiştir. Bu milli kapitaliz mi yaratan da emperya li?m olni1tştur. Fakat, o esas olarak komprad or kapitaliz mi geliştirir.. Milli kapitaliz min gelişmesini ise engeller. · ;Emperyalistleşen kapitaliz min amacı artık girdiği ülkelerde kapitaliZm*· geliŞtirttıek ·değildir; J\.ksine, o ülkeleri sömürge leri lialiıle getirmek ttt. Bu amaçla ik.tisadi, siyası, askeri ve kültürel her alaılda baskısını yoğunlaştırir. Nüfüztıııu· pekiştirmek' için, kendi lehine birtakım Siyasi ve askeri antlaşmalar yapar, o ülkenin ticaretini , ulaşımını, gümrüğünü denetimi altı­ na alır, hammad de· bol ve işgücü ucuz olduğundan, bu imkanla rdan yerinde yararlan mak amacıyla bir takım yatırımlara girişir, emekçi halk yığınlan üzerinde ki baskı ve söınürüsünü kolaylaştırmak amacıyla ülkenin her yanında kendisin e bağımlı bir komprad or ve tefeci-tü ccar sınıfı ve bu sınıfa dayalı bir sömürü şe­ bekesi örgütler. Mao, ·Empery alist devletler , komprad or s~nıfı kadar feodal toprak ağa.sı sınıfını da Çin'deki hakimiye tinin temel direği haline getirdiler .• diyor. Emperya lizm; f•İlk önce, kendinde n önceki toplumsa l yapının halkim tabakasıyla, yani feodal ağalar, ticaret burjuvazisi ve tefeci. burjuvaz i ile halk~n çoğunluğuna karşı ittifak yapar. Emperya lizm, her yerde, ken~ di gerici müttefik lerinin varlığının temeli olan bü. · tün kapitaliz m öncesi sömürü biçimleri ni Cözcllikle köylerd. e> korumay a ve devam ettirmey e çalı· şır ... (Stalin, MDD ... > J

.

1

60


ww w. n

et ew e

.c o

m

Feodal toprak agalarını, tefeci-tüccar burjuvaziyı hakimiyetinin temel dayanağı yapan emperyalizm, böylece ürHici güçlerin gelişmesini engellc:miş olur. Bir yönüyle eski (feodal} üretim tarzı üzerbde çözücü etkilerde de bulunur, fakat, bu durum kendi iradelerine rağmen ortaya çıkar. Çünkü, emperyalizmin amacı esas olarak e.:>ki üretim tarzını tasfiye e~m':k degil. onu ay<~ri:ta tutmaktır, girdiği ülkelerde aza-~,; sömürüyü gerçck!e~tü rnek, hammadde kaynak:a: ·~ı ve ucuz işgücünü s6mürmek, yağma vetalan etınektır. Dolayısıyla eski tirelim tarzı !'!zerinde ikili bir etkide bulunsa da, esas olarak üretici güçlerin ve milli kapit.alizmin gelişmesinin önünde engeldir. Emperyalizmin bir özelliginin de, girdiği ülkelerde kapitalizmi hızla geliştirmesi olduğunu söy~er, Lenin. Ancak, bu kapitalizm esas olarak milli değil, kornpradar karakterdedir. Ve bu kampradar kapitalizm de feodalizm karşısında 19. yüzyıl Avrupasında ve Rusyasında oldugu gibi ilerici bir tarihi rol oynamaz. Aksine, feodalizmle birleşerek tutucu ve gerici bir rol oynar. 1\a.pit~lizmin feod~e kıyasla ilerici bir .ı:.ol _oynamasının nedeni (örneğin, B. Avrupa ve Rusya'da> .üretimi toplumsallastırması idi. Çünkü kapjtaliz.miıı_ ilericiliği (ki bu tarihsel ve ekonomik anlamda bir ilericiliktirJ !l;retiroi to;glymsallaştırma derecesi ile ölçü· .lüJ;. Oysa., emperyalizrl}. ve emperyalizme bağımlı _ kampradar kapitalizm üretimin toplumsallaşmasının işlevi görür. önünde esas olarak ko_n:_ıpradqr b~ğımlı emperyalizme ve EmR,eryalizm kapitalizmin aksine milli ka.E_it~lizm feodalizme kıyasl!!_ ekonomik bakımd~_~g~_rici bir rol taşır,_ Fakat. Ys,U:A:... s~~ür~~~_ye -~Q~i!r_ge ü!~.E?~r<!~_ki milli kapiillJiım.Y.~ miJlJJ:nırj~_vı;ı.ztemperyalizmin..,_.sömürgeciliğin.J:e y.erli. fe~§.1i.~!!!in__ç_ift~_ baslnsı___~ı~~~~ olduğundan güdük

·w;-enger

61


Bu ülkelerin milli burjuvaz isi sözünü ettiğimiz şartlardan ötürü genellikl e şu özellikle re sahip olur: 1 - Mao'nun ifadesi ile, uYarı-sömürge bir ülkenin başlıca siyasi ve iktisadi özellikle rinden biri, milli burjuvaz isinin zayıf olmasıdır.·.. <SE, cilt: ı, s. ı83) 2 - «Milli burjuvaz i, toprttk ağası sınıfından daha az feodaldir ve kornprad or sınıfı kadar da komprador değildir.,. <SE, cilt: ı, s. 18ıl Çünkü, bu ülkelerde (hepsind e değil) milli burju· vazi köylük alanlard a feodal toprak rantı yolu ile yapılan sömürüy le ilgilidir ve bu sömürüd en o da sebeplenir. Bu özelliği, onun, feodalizm karşısında yalpalayan bir tutum takınınasma neden olur. Yine sömürge ve yarı-sörnürgelerin milli burjuvaz isi emperya lizm karşısında tam bağımsız değildir. Emperya lizm ve komprad or kapitaliz m ile de bağları vardır. Ancak milli burjuvaz i, burjuvaz inin, •emperya lizmle en az bağları olan kesimini» oluşturur. Bu yüzden de, emperyalizm ve kornprad or burjuvaz iye karşı mücadel ede yalpalar. 3 - Emperya lizmle, komprad or sermaye ile ve feodal toprak ağalarıyla bazı bağları olduğu için milli burjuvaz i, emperya lizme ve feodalizm e karşı mücade· lede yalpalay an bir tutum takınsa bile, «Bir yandan, emperya lizm tarafından baskı altında tutulmak ta ve feodalizm tarafından kösteklen mekte, dolayısıyla her ik isi ile de çelişınesi bulunmaktadır. Bu bakımdan devrimci güçlerde n birini meydana getirir.• <SE, cilt: 2. s. 320) uv zınm Milli burjuvaz i <Mao .. .!?ErOrta söyler. _olduğun~ esas olara _9.!_~__!l.rjuvazl köylük ve ndeki şehirleri juvazi için de, ·Bu sınıf Çin'in bO~l'l!rdekt-Impffiilistürellm ilişkilerini temsil-e t· iriektedir~ d1yörTe mpei-yal isr sermaye ve -toprak-;_ğa·

ww w. n

et ew e

.c o

m

~~·

62

---


ww w

.n

et

ew e. co

m

lanyla olan bağlarının derecesine göre, dolayısıyla devrime karşı takındığı tuLuma göre, sağ kanat, orta ve sol kanat olarak kendi içinde bazı farklılıklar taşır. Yani, homojen bir sınıf teşkil etmez. Dar anlamda, mıl ll burjuvazi ile milli sanayi burjuvazisi kastedilir. Gc~­ niş anlamda milli burjuva:ti ise, kırsal alanda kapitulist ilişkileri temsil eden zengin köylülük ile sağ-karıat küçük burjuvaziyi de (küçük-burjuvazi nin üst kanad., orta burjuvaziye yaklaşan kanadı) içerir. Emperyalizm. sömürge ve yarı-sömürge ülkelerde esas olarak kornpradar kapitalizmi geliştirmekle birlikte, kendisinin anti-tezi olan milli kapitalizmi ve mezar kazıcısı proleteryayı da yaratır ve geliştirir. Bir ülkede köylülük içerisinde hızlı bir farklılaşma sürecinin yaşanınası ve ticari tarımın hızlı büyümesi söz konusuysa, bu durum, esas olarak milli kapitalizmin gelişmesinin bir göstergesi olur. Çünkü komprador karakterde kapita· lizm. feodalizm ile ittifak kurduğundan bu ölçüde bir farklılaşmanın esas nedeni olamaz. Bu bölümü bağlarken, hatırıatmakta yarar var, amaç özel olarak Kürdistan'daki toplumsal sınıfları tahlil etmek değildi. Bu tahlili doğru olarak yapabilmek için gerekli olan teorik ön bilgileri kısaca da olsa vermekti. Çünkü, bazı teorik sorunlar doğru olarak kavranmadıkça isabetli bir tahlil yapabilmek mümkün olmaz.

.

63


ew e. co

et

.n

ww w m


.c o

m

lll. BÖLL'uvl

et ew e

KUZEY KOHDiST;\N'D:\ SOSYO- LKO:'\Cnl!K YAPI VE TOPLLJ:v1SAL SINIFLAH. ÜZEBİ:'\E devri minin hedef lerini , görev lerini , itici güçle rini ve dolayısıyla niteliğini doğnı olara k sap­ tam<: lt için Kürdistan'ın toplums:ıl ve ekono mik yapısı büistan Kürd n esase nı tahlil etmek gE:rekir. Bu tahlil tünü (4 TJarça) için yapılnır'lıdır Fakat , bölüm ün baş­ özel olara k K. lığmd<:•-ı ('a anlaşılucağı g''- • hü yazıda caktır. Şim­ durula nde üzeri Künh t<m'd aki <K.KJ yaiJl yla sınır­ parça uz dilik kendi mizi üzeri nde bulunduğum lerim igörev lıyor olmam iz, kendi parçamızdaki özgül zin yanısıra ülkem izin diğ·er parçalarındaki sosyo -ekonomik yapıyı :ağiık!ı olara k değerlenciirebilecek ölçür. de yeterl i verile ;·e sahip olamayışımız yüzün dendi ve omik -ekon Daha ilerid e ülkem iz bütün ündek i sosyo almak görev iy· ı;osyo-politik yapıyı ;:,ynntıl oisı ak ele le karşı karşıya olduğumu:'. wancındayız. Bu ölçü( > yet.erl i znnıı:: ·: kapsamlı bir gerev i yerin e getirm ek isf· ın:u V m;' lırw a ve imkfm hrdan bağımsız olara k ele durum da ise bu ölçüd e bir zamn n vo imkü na s:,ıbij;

ww w. n

Küı distan

65


değiliz. Ayrıca,

ww w. n

et ew e

.c o

m

ülkemizin sosyo-ekonomik, politik ve tarihsel gerçekleri konusundaki araştırmalar uzunca bir süreç boyunca gündemden eksik olmayacaktır. Bazı görevler vardır ki, onları şimdiden açıklığa kavuş­ turmak imkanı mevcut değildir. Tüm teorik sorunları bir çırpıda halletmek gibi bir ütopyaya da kapılma­ mak gerekir. Çözümü ancak daha ileri ki aşamalarda mümkünün alanına girebilecek bazı teorik meseleleri şimdiden gündeme almak ne mümkün ne de gereklidir. Zaten, hiçbir ülkede sorunlar bu boyutlarıyla daha başlangıçta ele alınamamıştır. Ayrıca, devrimci mücadele süreci boyunca ne gibi teorik ve pratik meselelerle karşı karşıya gelineceğini şimdiden bütünüyle kestirrnek olanağı da yoktur. Kuzey Kürdistan'daki sosyo-ekonomik yapıyı kavramaya yönelik bu çabamız da bir başlangıç niteliği taşımaktadır. Bu noktada da konunun ayrıntılarına girmeden mevcut yapının niteliğini göze batıracak bazı önemli olgular üzerinde durmakla yetineceğiz. Ayrıca, özel olarak K.K. toplumu ile ilgili de olsa bu yazıdaki yaklaşım Kürdistan bütünü açısından da genel anlamda geçerli sayılmalıdır. Çünkü, ele aldığımız konuda Kürdistan'ın dört parçasındaki durum birbirinden esasa ilişkin farklar taşımıyor. Parçaların herbirinin kendine özgü birtakım motifler taşıdığını reddetmiyoruz. Sadece bu benzemezliğin ya da kendine özgülüğün niteliksel düzeyde ele alınmaması gerektiğine işaret etmek istiyoruz. Örneğin, parçalar arasında, hakim üretim biçimi açısından, biz kendi payımıza bir ayrım göremiyoruz. Her parçanın sosyo-ekonomik gelişme düzeyleri nispeten farklı olmakla birlikte, bu farklılık aynı üretim tarzı çerçevesinde ele alınması gereken bir farklılıktır. Yoksa, bu farklılık ayrı ayrı üretim biçimleri arasındaki farklılık düzeyinde ele alınamaz. Kimi


.c o

m

parçalarda feodal ve aşiretçi yapı nispeten daha güçlü, kimisinde daha zayıf ya da başka bir deyişle kapitalist gelişme düzeyi kimi parçalarda daha geri kimisinde daha ileridir, vs. Parçalar arasındaki sosyo-ekon omik farklılığı biz bu çerçevede kabul ediyoruz. Bu nedenle, en temel mcselelcrd e bu yazıdaki yaklaşım Kürcb; tan bütünü açısından da doğru olacaktır. Bu durum her parçanın özel koşullarından kaynaklan an taiüik sel farklılıkları dıştalamaz. Bu konuda bir sonra ki bi"ı­ lümde baz: görüşlerimizi açıklıyacağız. K. K ÜROİST AN'DA T ARlMSAL YAPI

et ew e

Kürdistan (ok ucu bu terimden özel olarak K. K ·ın ekonomisi belirlezici kastedildiğini hatırda tutmalıl dayalı bir ekonomidahil). ık (hayvancıl tarıma .olarak araştırırken biçimini .®:. :fu.ı...ne_denle hakim üretim celikle tarımdaki üretim ilişkilerinin niteliğini belirlemek gerekecelr tir. l.Yfkeffiiztar1m-ında üretim iliskileri~"lı1llit€i1TEn:Csüsyo-ekonomik gelişme düzeyini sapta~ak için de aşağıdaki temel gösterge~cri kullanaca~ız:-

ön-

;. 1 -- Kentleşme ve Niteliği,

Pazar İçin Üretim Durumu, Teknolojik Düzey, Toprak Mülkiyeti ve Dağılımı.

ww w. n

., 2 ,., 3 -

~

4 -

--

Kentleşme

Jarımsal

(Ticari V e Sınai N üfusu n Büyümesil Ve Niteliği

nüfus

ilat.arım~.dışu.rnüı..,crt.a .. (J._içari_yc ::;ı­

nai nüf.!J.Ş]_Q_rtay!!__çıkan ..değişiklikler. .. bir 'YJ)<.ec!e ~_api~ talizmin gelişme düzeyini saptamada..kuUaı:ı.ıl!!çak göı:;­ biridir. Çünl<ii, metE;Lı;ir~i.mJ.rıin_ ve k?,pg~­ liz~lişimine paralel ol,gnıJUarım"d~ı nüfus..( kent·

~rgele~den

67


l.Lnüfus.Ltarımııal

nüfus.un...lku:saLnüfus) aleybine ol~­ Bu olgun un nedenlerine birinci bölümde kısaca değinmiştik. Bu nokta da K. Kürdistan'daki durum resmi kaynaklardaki verilere göre aşağıdaki tablodan (Tablo: 1) izlenebilir. TABLO: 1

KENT VE KIR

m

ı:aJ~,)' ürekli bi[.J?lçlmde_llliY1i~-kaydeder.

NÜFUS DEGIŞiMI (196a-1975}

(Bin)

(Sin)

Toplam

Top1nm

Ks::nt

Ni.ıfus

Nüfusu

1\lüfue iı;inr!?. ':'i.izdesl

(20

ıııı

(Bin) lC/ NüfL'''J

.c o

Kuzay Kürdistan

Topkım ~ıüfus

lt:lrıds Vü;:.;:':si

',-;,.ı

7"G:3'~

F> ı;~n

1915 rürkiye

:) ()23

(1975)

et ew e

1965 ~970

~...,

"'

~ ·.}')

e{;.

3.11ti

31 ~ı :']2

'•.i84 S.:,52

40.347

:8.86:)

4l.B

23/;l8

58,2

31.313

13.693

43,7

i 7,626

~~s.a

t-).:~.13

47 il

(1875)

-~--

Kaynak: Çec,;;tll

kaynoklcırdan

yorarionılarak

dCızenlenm 1 ştlr.

ww w. n

{1) KK kapsamına 20 il alınn':~.tır. Resmi kaynaklarca «Doğu AnarJolu ve Guneydoğu Anodolu Bölgesi~ olarak adlandırılan Coğraf. \'J'do yer olon bu 20 il: A.jrı. Bingöl, Bitlis. Elazığ, Erzincan, Er. zurunı, Hakkari, Kars. Malotya, Muş, Tunceli, Von, Adıyaman, Di· yarbakır, Gaziantep, Mardin, Siirt, Urfa, Maraş ve Sivas illeridlr. B<,:irtellm ki (20) rakamı bir kabüldür. Yoksa, hudut tesbitı ya. c•yor değiliz.

Tablo'da görüldüğü gibi fNo: 1) 1965 nüfus sayımı· na göre Kürdistan'da toplam nüfus 7.034 olup, bunun t.876'sı kentlerde, 5.158'i köylerde oturmaktadır. Buna göre, kentli nüfusun toplam ülke nüfusuna oranı lkentlc~me oranı) l96.5'te %26.7 oh;p, bu or;:,ı.n 1970'te

ljij


%31.9'a, 1975'te ise %35.2'ye yükselmiştir. Köylü. nüfus ise, 1965'te% 73.3 iken, bu oran 1970'te 'i-;_ 68.1 'e ve 1975'te ise %64.8'e düşmüştür. 0975) kesin sonuçlanna &ör~ K. Kürdistan1!L!~Tam nüfusu yaklaşık_ 9.029'duT.:-.Ş~_ rakamın 3,176'sı kentli . . ~~~ köylüdür. Yani.ı....J:.~. v~~la.lL__!5_~rd_i_ş_t~~~fu~ı.ır~_ım 'Y~ 35}__3~hi r! i~·­ ~) ise köylü<;! ür,_ Görül_s!üğü _gibi, ül~emiz nüfLı~~­ nun ezici çoğunluğ;WlU köylül~~!~~!':lr:r.ı~-~tadır.__~~E~ ulusu kğll_l!_ bir_.~~-~.!.~!': __!\-ürd.ist<ırı b_ütünü gözönüne alınırsa Kürt ulusunun köylüvasfı daha. bir açıklık sayımı

te we .c

om

Son nü[us

kaza-~iL_-------

--· --- - . .... - -- --

o:T~lg~___ _o..rtalam?!3.LE!Çısından

.

baktığımızda i_s.~L

ne

kentli nüfus %42, köylü nüfus %58'dir. Yirmi K. Kürdistan- iÜ~i~ctıŞıU:cta. Iffifan -4'r~-f'!'Ürkiy_e- cfiyoruzT i:g__ topTam nüfusunun ise_ %44'ü kentli %56'sı köylüdür, Kürdistan'daki oranların ortalama rakamların yanısı­ ra, 47 il'in kent ve kır nüfus oranlarının hayli altında olduğunu görmekteyiz. Kıyaslama K. Kürdistan ile 47 il (Türkiye) arasında yapıldığ<nda farkı daha açık gözlemlemek mümkün olabilrnektedir. ki bu fark gerçekte daha _Qüyüktür Çünkü, ~mi kaynaklarca benimsenen kır-kent ayrımı, bu ayrımda kullanılan ölçütler tutarlı olmaktf!.._n ve dolayı· sıyla gerç~l<!~-glbL do~nıya daha yfiikıDbiLbf:­ ç1md~L. .~~. J?S~tl1]_~ktan uzaktır. Ki resmi kaynaklarda bile kullanılacak ölçütler konusunda bir ayniyet yoktur. Sayım sonuçlarının düzenlenmesinde, köy, .. i} vJ ilçe merkezlerinin belediye sınırları dışında kalan bucak ile köy muhtarlıkları" olarak şehir ise cil ve ilçe merkezlerinin belediye sınırları içinde kalan alanı» olarak ele alınmaktadır. Yani buna göre.ı...§~nt..Jl ve il~rl.ce~a_!üsü~ sae,P_. ~~~n. ..Y~Iİ;;şil]e_c!irLI5;i,ir<!is-:

ww

w.

Kaldı

69


ww

w.

ne

te we .c

om

tan'da ise sömürg eci Türk burjuv azisi daha. çok askeri amaçla rla. stratej ik konum~p yerleşme birimle rini il ve ilçe merkez i statüsü ne almıştır. Dersim~- 1 P:!Il~ sonra. sadece pi_r}f~ç a.sk~.ri.Jpşlanm__boı.ılun_9j!ğ.!:! Qersim 'in Tuncel i adı ile il sta.tQ,§ü.ne alınması (1947) örnek ol~ra,k_yeriJ~bilir. Büğün de K. Kürdis tan'da bir çok il ve ilçe pazar ilişkilerinin merkez i olmak tan çok, ..... yöneti m örgütü ve kamu hizmet organi zasyon unun yönetoplandığı ve ekonom ik etkinli k olarak-başlıca tim işlevinin ihtiyaçlannı karşılamaya yönelik küçük zanaatkarlık ve ticaret in belirdiği bir toplulu k olarak biçimlenmiştir.• Bu tür il ve ilçeleri n ekonom isi tanmtadışı kesiml erden çok tanma dayalı bir özellik olduğu şımaktadır. Kısaca, K.K.'da kent statüsü içinde halde kırsal niteliği ağır basan, daha çok gelene ksel toplum lardak i kentler i andıran yerleşme birimle ri oldukça çoktur . Bu durum , K.K.'da genel kentleşme oragrafik, nının yüksel mesine yol açan faktörl er (Demo faktösel toplum sal ve yönetim seD arasında, yönetim rün önemli bir rol oynadığını gösteri r. Kentleşme oragöznı ve niteliği değerlendirilirkan K.K. için bu nokta [!, @!:~_Ağ __ ~ veriler ait yılına önüne alınmalıdır. _1976 dev~te ne e illerind i Bingöl , Hakka ri, Mardin ve Tuncel neJ!_e özel sektöre ait 10 ve daha~-~alıştırif; t~i ' bir sanayi kurulu §U dahi yoktur . Ama, bunlar_ resml . _kayııaklarda kent sayılmaktaçlır. 1965 genel nüfus sayımına göre K. Kürdis tan nü· fusunu n tüm Türkiy e nüfusu na (31.391 bin) oranı % 22.4'tü r. 1975 genel nüfus sayımına göre ise 9.029 bin olan K. Kürdis tan nüfusu nun tüm Türkiy e nüfusu na (40 347 bin) oranı %22.3'tür. On sene içinde KK. nüfusu yaklaşık iki milyon civarında artmasına rağmen, Türkiy e nüfusu içindek i nispeti , artış bir yana %0.1 ölçüsünd e eksilmiştir. Halbuk i, K. Kürdis tan'dak i nüfus 70


Türkiye ve 47 il'in ortalama nüfus oranlanndan yüksek olduğu da görülmektedi r.

artış oranının

artış

TABLO: 2

m

NÜFUS ARTlŞ ORANLARI

K. Kürdistan (19 ll Için) (%)

Türkiye (%)

e. co

Sayım Yılları

1945-50

1950-55 1955-60 1960-65 1965-70 1970-75

21.7 27.7 28.5 24.6 25.1

27.4 29.5 28.6 27.2 29.3

25.0

~

,-:--

et ew

Kaynak: 19G0-1975 Genel Nüfus Soy:rnicın. DiE, Ankara.

ma.· Tür U ye ortala ··--~--~.

.::ıü.-

}\ür·distan

. __ ,, _f;~\L' ;ırtı~

-~~:Jrn. K'}~~clL~j-<.LiJ

1ndx:::

'fı,n~1,:

'i-~-••him .b~ıyutl~u·

w. n

ı)·.::

-.. ı.:~

kımından

ilginçtir.

, ,··:::idlr'i Bu

ığ;1111

'••

'<

~h \JLJ.n ~~.h.tD

~

göstermesi ba-

Kürdistan'ın şehirlerinden yapılan

ww

gÖçün kırlarındaki göç oranından yüksek olduğunu da ayncct belirte1im . .Im gös;ün hemen hemen tamamı 15-3.5 vaş_ grubıı. içinde olan aktif nüfustıır.. Yani bir işçi göçü sözkonu: s.uduz::.Bjr arastırmanın sonuçlarına göre K.K.'ın sadece 13 ilinden <D. Anadolu illeril 1955-60 dönemih._~~-yıl~ da ortalama kırkbin kişinin, yani bu iller nüfusunun 1 %6'sının ülke dışına çıKtığı saptanmıştır. -Bazı_ illerele ise net göç!iJ:LiLrr:Q.f~§!!.~rş.l.lJ.% ~~:un_üZerindec:Ü~:.­ r-.fesela, Tunceli'de % 13.2, Malatya'da %11.5, Erzurum'-

da %19.4 oranları eld~ edilmiştir. 19~~-rılında ~lk~~~: 71


~en

ww

w. n

et ew

e. co

m

harice göçeden nüfus ~.226'dır.. Ki bu rakamlar bütün ilieri kapsamadığı gibi, sözkonusu iller içinde . gei:'çeği tam olarak yansıtmamaktadır. Resmi kaynaklardaki verilerin bir bakıma gerçeği gizlediği de hatırlaıimalıdır. Gerçek rakamın daha kabarık olacağı muhakkaktır. K. Kürdistan'dan harice devamlı olarak, ve artan boyutlarda ir raketi va u:. Harice 'de ·· k' 'nin b e yoğu~maktadır. Göçün en büyük bölümünü. İst!ın­ bul, 't, Ankara. Adana. İzmir, İskend§om.. Antalya yb. gibi merkezler almaktadır. K_ürdist~nlı işçiler mat: rapolde en ağır işlerde. en düsü.k ücretle çalışmakta ve sosyal güvenceden xoki;un .alanlarda yogunlaşmalita­ drrlar. Bu alanla,nn hrr özelliA-i de sendikal örg-ütlenmeden ve dolayısıyla. isçi sınıfın?n ekonomik-de:ırıo~ .~k haklarından en .J!Z yararlanan alanlar oluşlarıwı:. İnşaat sanayii, hamallık, kapıcılık, l&A-ımcıhk, çöpçülük, tuğla ve kömür ocaklan vb. gibi üstelik, genellik~.Kütt }.§,Çilerinin @lıştıp, işler mevsimlik işlerdir.._Mevsim bo~ yunca bir gün aç, bir gün tok, bir gün çalışmakta, bir gün işsiz beklemektedir. Tek kelime ile sürünmektedir. GOgNen piifnsun niteliği, miktan ve göç@ yönıi K. Kütdistan'ın_bi!: sömürge _Ql1J,ra.k._~tali~!!!i. V.e'f'ılrk buxju.vazişj içip herşeyden çok bir ucuz emek-. ·fES deposu özelliği taşu1ığını göstermekterur. ~ .JL.urjuvazisinin Kürdista.n üzetipdeki sömürüsjjpün a~ &[lık merkezini emitk-gücü sömürüsünün olusturdu ğu .söyienöbU!r:, _Yukanda verdiğimiz rakamlar bu gerçeği açık olarak göstermektedir. K.K.'dan harice yapılan göçün bir bölümü de Cdaha az> yurt dışına-akmaktadır. Türk blUiuvazisinin Türkiye proleteryasının yanısıra Kürdistan proleteryasının bu bölümü üzerindeki sömürüsü de bir sır olmasa ger.ıc H:. Kürd.i:ıt§n'dan sü.rekli olarak Tıid(jye'ıe akmyta olan bu &Oç ba.rekes. 72


kısa,ça, şiiıle fomnjle

etmek miimki)n· • ... ~üretim faktörü olan e!j~birdiğ:r üretim fak!Orii-=an sermayeye doğru b~tadır.• Böylesine bir sömürgede kentler ne kadar sanayi merkezi sayılabilir ve kentleşmenin niteliki ne olabilir ki? Kürdistan'da şehirleşme oranının gerçekte çok düşük olduğu fakat, yönetimsel ve demografik etken-lerin bu oranı yükselttiği açıktır. Çünkü, sözkonusu şehirleşme tanmda ve sanayide hızlı bir kapitalist gelişime paralel düşmemektedir. Oysa gerçek anlamda kentleşmeyi yaratan sebep, ekonominin çeşitli alanlannda kapitalizmin gelişmes]dir. Tanmsal alanda kapitalist ilişkilerin gelişmesi sonucu mülksüzleşen ve işsiz kalan kitleler kapitalist kent sanayii tarafından emilir. Bu süreçte tanmsal nüfus azalırken tanm-dışı (kent> nüfus sürekli olarak büyür. Kürdistan'da nispeten hızlı denebilecek bir kentleşme olayını yadsıyor değiliz. Fakat, bu olayda rol oynayan etkenlerden hangilerinin ne ölçüde rol oynadıtım ve bu sürecin niteliğini bilmek gerekir. Aksi takdirde sosyo-ekonomik yapıyı doğru oX.ak kan-anıak: müınkün olmaz.

w. n

et ew

e. co

m

Jipin nif4Uifni

2 -

Pazar İçin Üretim ı>urumiı

-

)deta üretiminin ve kapitalizmin

kırsal alandaki düzeyinin önemli bfr ağsterpsi da paza.r iM üretimin kaza:ıdığı boyutJPdır~ f&Zat. iCW üretimiq gJJllsmesi oranmda feodaJitefl )W:akterize tmf!n kendi _!_çine· kapalılık, kendine y§jttliHk dnnımıı da ııiderek yok olur. Ancak, _sık sık rastlanan bir yanılgıya yeri gelmişken işaret etmek gerekir. Kimileri kapitalizmden ya da onun cegemenlikıo kavramı ile ilişkisinden söz açıldıtında, Kürdistan'da pazar için üretimin varlığı-

ww

gelişme

1


74

et ew

w. n

ww

m

e. co


(Kap ital; I, s. 193) Dem ek olma kla :.1, kapi talis t üreti mde öz olara k meta üreti mi i üreötek onu ik ıirlikte belirttiğimiz bu iki teme l özell lpreyan olma im tarzl annd an olduğu gibi kapi talis t mf!her (S.pitalistl meta üreti mind en de ayınr. Kısaca: değildir. a. üreti mi kapi talis t anla mda meta üreti mi rak ihsoka şime deği rda )reti ci, ürün fazlasını paza Ya da lir. alabi iyaç duyduğu başka türd en meta lar olalmiş irün ün önem li bir bölü mü meta. olara k üreti en bah)ilir. Anca k, bura da kapi talis t meta üreti mnid mini n.. üreti meta t talis Kapi ;etm ek müm kün değildir. de­ artı.k ola.ra esas . !D)a.cı sade ce değer üretm ek değil ~er üretm ektir . Bu bilgi lerin ışığında K. Kürd istan 'da paza r için verilreti m duru mun u araştıracağız. B~un için bazı Kaa ya'd •Rus n, Leni r. ler kulla nma ya ihtiy aç. vardı büyü rın paza 'iç pitalizmin Gelişmesi• adlı yapıtında, erincel nunu mesi', 'met a dolaşı:ı;nının büyü mesi ', soru ğini l!en bu konu da ne tür göst erge ler kullanılabilece de belirtmiştir. (8. Bölüm, s. 479) Biz, ulaşım şebekesindekt büyü mey e ve şmai bitki k paüreU mind eki gelişmelere ilişkhı veril eri akta rara e rmey zara aÇI.lmanm boyutlarını ka.bac8... da olsa kesti

w. n

et

ew e.

co m

ldll. serm ue icin üreti r.•.

ça.lışe.ctı.kız.

-

Ulaşım Şebekesinin Dunımu

ww

ı

veril erine gö'si K Kürd iskm 19:75 re 8.008 km. olan dem iryol unun jse 'te tan'dadır. Yani taplarnın % '~4'ıj l975 bir a.ı:ki dem iryol u yzımlır~u 8.141 km 'dir 141 km 'lik

a)

Demiryollanı

'J:ürk iye'd e

1~5 yılı

Türkiye'de-

~arlık hö]ü mü-

tış sözkonus~u ~f4f~:;s:ıj:r::; olan~n:::Kuzey'§ "ısate ____ _:_.... _p__j____ z. Büyü k Yani r. mişti lenme sılıkla Kürd istan bu artıştan nasip

75


demiryol u · uzunluğUnun 1965'deki düzeyind e (1.975 km.> kaldığını varsayab iliriz. 1965-75 arasındaki on yıl · içinde herhang i bir ~rtışın olmadı~ görülüyo r. K. Kürdista n'daki demiryo llan batı-doğu istikame tinde ve dört paralel hat halinde uzanır. aa) Sivas-Er zincan-E rzurum-K ars ve hudut, (Sovyetler Birliği ile bağlantı). Bu hat 1936-1939 arasında yapılmıştır. Uzunluğu 483 km.'dir. y . bbf'S~vas-Çetinkaya- Malatya-Ela.zığ- Bingöl-Muş 'İ'at.v.a.n ve' hudut,· <Iran ile bağlantı>. Bu hat l934-1964 . yıllan.. arasında yapılmıştır. ~ eel Maraş - Malatya - Diyarbakır CErganD -Kurtalan, Çukurov a ile bakiantıyı sağlamaktadır. 1929-1944 yıllan arasında inşA edilmiş olup, en eski ve en uzun (664 kmJ demiryol u hattıdır. \# çç> Adana - Fevzipaşa - Maraş - Gaziante p - Mardin <Nusayb in). Suriye ile de bağiantıyı kuran hattır. Mana - Nusaybi n demiryol u bir Fransız §irkeü tarafından yapıldı.__!.927 vılında bu hatta çalışan işçiler Cço~ürt işçisU 20 gün süreli bir greve başvurdglıu:. Su mv Kemalist iktidar tara.fından· kana boguldu. Kür distan proleteryasının bu ilk ve şaıılı mücadele si, onu~ adır. nurof'un bu _miicadele tarihinde n önemli bir onuya ilgili sözlerini aktanp konuınuza dönelim:

ww

w. n

et

ew e.

co m

p

78

'~ cTürk (biz Kürt ve Türk diye okuyalım. TEKOŞİNl işçisinin mücadel esi için en· belirli örnek, 1927 Ağust.os ayında ·patlak veren Adana - Nu-

saybin demiryol u grevidir. Bu hatta çalışan yapı işçilerinin durumla n gerçekte n dayanılmaz bir halde idi. Fakat işçilerin işlerini bırakmalan aslında pek önemi olmayan bir nedene dayamyo rdu: bayram arifesind e kendileri ne istedikle ri avans ödenmemişti. Bundan önce işçi temsilcil eri


w.

ne

te we .c

om

31 dilek saptadı; bu dilekler oldukça mütevazı ve basitti: örneğin, iş sırasında bastalan an işçilerin ücretsiz tedavisi, yol harcırahının ödenmes i, şirketin yönetimi tarafından herhang i bir suç isnad edildiğinde, işçilere kendi avukatla n tarafından savunma hakkı, tatil günleri içinde ücret ödenmesi, yabancı işçilerin davet edilmem esi <birkaç uzman dışında) , izin verilmes i ve ücretli izin tanınması, fazla mesai için daha yüksek ücretieri n ödenmesi, keyfi işten çıkarmalara son verilmesi , sendikanın tanınması gibi. <Aslında işçiler, tabii haklan olan, fakat kumpan ya tarafından mahrum bırakıldıklan adaleti istiyorlardı.> Kapitalis tler bir türlü cevap vermedil er ve aradan birbuçuk ay geçtikten sonra da dilekçeyi reddettil er. Bunun üzerine başlayan grev 20 gün sürdü ve 850 işçi katıldı. İki gün tren işlemedi. Nihayet üçüncü gtin kumpany a <Fransız kapitalistler şirketi> grev kıncilara yardım için bir tren yolladı. O zaman birkaç yüz işçi kanlan ve çocukları ile hat boyunca ray üzerine yattı ve tren yolunu kapadılar. Buna karşılık Kemalist hükü. met yetkilller i askeri birlik gönderer ek ara.larmda çoluk çocuk ve kadın bulunan silA.haız Işçilere 9. feş açtırdı. Raylar alkana boy andı, 22 •elebaşı• tutuklandı.

ww

Grev yabancı kapitalis tler tarafından ezildi ve bu işe cdemokr atik· olan kemalist hüküme t de işt,i­ rak etti. Kapitalis tlerin sınıf kardeşliği, milli düş­ manlıklarınaan ağır bastı.•

(A.

Şnurof,

'I'ürkiye

Proleteryası,

s. 63-64)

gibi demiryol u şebekesi Kürdista n paKürdista n'a hudut iller yoluyla Türkiye' ye bağ-

Görüldüğü

zarını,

77

·~


ww

w.

ne

te we .c

om

layacak şekilde inşa edilmiştir. Amaç Kürdistan'ı talan etmektir. Kürdistan düzleminde üretim ve tüketim merkezlerini bpobirine bağlayacak bir demiryolu sistemi yoktur. Demiryolu hatlarının durumuna bakıldığın­ d bu rojenin askeri amaçlar gözetilerek de u lama alanına so uğunu görebilmek mümkündür .. Ulkemizde demiryolu yapımına ilk kez yaklaşıJs 1927-1929 yıllarında başlandığı görülmektedir. En e.s~ demirvolu hatlanndan biri de Ergani madenille ul~şan hattır. Bu yıllarda bi~ Türk <İş Bankasıl -Alman te~eli Ergani ma.denleriııe el atmıs!J.r. Diker demin:olu batlannın uF!k noktaıanna. b&kt).ğımızda da gördüğümüz budur; Hemen her ukfak noktası Kürdistan'da zengffi veraltı lgıynfl.lYa.rının bulundu&! yerlerdir. b~ Karayollan (Devlet -U ve köy yollanJ! ~965 verilerine göre devlet yollannın Türkiye tonla.mı 34.502 km.'dir. Bunun 9.322._km.'si, yani %27'si Kürdistan'da~ .!960'da bu uzunluk 9.182 km.'dir. 5 yılda uo km.'lik bir artiş olmuştur. Bu artış yeni yol yapımından değil, mevcut il yoUarının onanmından gelmektedir. 1a65 yılındıı gecit.xeren 31.523 km. devlet y:olun.!!!L~!!: cak 7.885 km.'si, yani %25'i; geçit vermeyen 2.979 km. d6viet yolunun ise 1.437 km.' si ( %48), yani hemen ·lı-e: men yarısı ü'!Ke_miZdedir.- ı Ma:~tl~ri!f-durumuna-ğö;~ ise Türkiye'deki 32.501 km. devlet yolunun 9 soo km.'si ( %30) ·ülkemizdedir. Bunun bü.Yük~böljj,münü 6.50-7.99 metre genişli.kli yollar oluşturmaktadır. ör:ı:ıeğin, 12 ffi.'den daha geniş yol kategorisi mevcut değildir. Yine ı Mart 1979 durumuna göre Türkiye il yolları toplam uzunluğu 27.489 km.'dir. Bunun 8.348 km.'si ülkemizdedir. <Kaynak: Devlet ve İl Yollan Uzunluğu, Karayollan Genel Md. ı Mart 1979). Karayollan da hemen hemen demiryolları ana doğ­ rultusunu izlemektedir. Trabzon - Erzurum-D. Beyazıt

78


om

iz'e; Erzinyolu (İran tran sit yolu> ülke miz i Kar aden ve İskenderun can - Tun celi - Elazığ - Mal atya -·Maraş ve Ma laty agat Yoz yolu Akd eniz 'e; Erz inca n- Siv asamaktadır. ~.· >, bağl Kay seri karayolları da İç Ana dolu ya a bak Son olar ak bir de köy yollarının duru mun yind e paz ara mak ta fayd a var. Çün kü, Kür dist an düze iyi biçi mde göst ereo ek açılmanın boyutlannı bize en olan köy yollarLT'lm duru mud ur. TABLO: 3

Ovada

Vadide

2.612

1.435

te we .c

ER (1976) KURULUŞ YERLERINE GÖRE KÖYL Etekte

Sırtta

2..932

1.441

Yamaeta

Bilinmeyen

Topkım

2.491

98

11.491

stik Vıllığı. Kaynak: KiB, YSE Gn. Md., 1976 istati

TABLO: 4 INiN DURUMU (1976) ELER ÜNIT YERLEŞiM Yer1~1m Ünite si Köyden Küçü k Topkımı si Ünite Yer1eşim Köy Buca k 25.337 14.141 11.196 295

hçe

ne

155

Kaynak: A.g.y ..

ww

w.

TABLO: 5 MU (1968) KIRSAL YERLEŞMELERiN YOL DURU .... Yolu Olmayan Köy Yolu Olmayan. Gentil Köy Genel Köy (%) Köy Sayısı Sayısı . 63.6 7.160 11.251

-.

Genel Köy Nüfu su (1965)

Yolu Olmayan Köy Nüfu ru

Yolu Olmayan Köy Nüfu su Genel Köy Nüfu su (%)

5.158.545

3.208.948

62.2

Kaynak: KiB, VSE Gn. Md., Ankara, 1968.

79


co m

Toplam

~apılan

ew

e.

TABLOı 8 KIRSAL VERLEŞM&LERE GOTOROL&N ULAŞIM HIZMETLERi (1878, lun.)

Yol (KapiCUJ~G+ Tesviye)

32.957 128.970 96.013

Yol

. ~52.552

19.595 43.133 23.538

w. n

Kaynak: A.g.y ..

Toplam Yapılan Yol Toplam Yol

Toplam Yol

0.62 0.75 0.80

172.103 119.551

et

Kuzey Kürdistan Türkiye 47 ll

Yapılacak

ı

ww

TABLO: 7 BÖLGELERE GÖRE KÖYLERIN DURUMU (%) (1986)

Anayola 20 km.'den Uzak Köyler ' ilce Merkeız!He 4 Saatten Uzak Köyler Pazara Yakın Olon Köyler

Ege B.

Mormara B.

Akdeniz B.

Karadenız

B.

Içenadolu B.

8

6 38 72

9 30 47

14 33 54

28 55.5

15 68

28

D~u

Anadolu B.

32.5 38.5 8.5

Kaynak: Freelerldı W. Erey, Regional Vorlotions In Rurol Turkey, Reglonoı Deveılopment Projeck. MIT, 1966.


om

'-' Bu rakamsal verileri toplu bir değerlendirmeye ta-bi tutacak olursak: a) Kürdistan'daki ana ulaşım şebekesi sömürgeci ~rjuvazinin askeri ve ekonomik cıkarıarına sıkı sıkı­ X!J>ağlı bir tarzda inşa edilmistir. Kürdistan'da, özellikle il, ilçe ve köy düzeyinde ulaşım şebekesi gelişti­ rilmemiştir.

l<u"sal yer1ewm iipiteleri oldukca dağınıktır. c) Yerlesim fıniteleri içerisinde köyden küı;ük <köy-altı) yerleşim üniteleri sa.yıça egomen durumd~ .dır. (yerleşim üniteleri toplamının yaklaşık %56'sıJ d) 1968 yılı verilerine göre konuşursak, K. Kürdistan'daki toplam 11.251 köyden 7.160'ının il, ilçe ve anayollar ile bağlantısı yoktur. Yolu olmayan köylerin to:R.ia-m köy sayısına oranı %63'tür. Bu gerçeği başka şe­ ~"flci"e"·i~~e ı::~e.rşels__!ll,?5_ş_~~IJŞ. göre 5.158.545 olan kırşalnüfusunun 3.20B.948'inin (kırsal nüfuKürdistan . ----------..-·...,----------=-_..,-~---~---··· ~ . . -·· ----sun %ti2'si ve toplam nüfus~ı:ı_Jiı4~-~a_;la_JJ~.n! lıietin1-v_~=:tlikeiiiil'.mi~~@x.tYlfı_..b~~ı~ntısı~n~=­ Bu dm·un:ı.cu bugün ne ölçüde decck düzeyde .fiŞtJglni ke;'n olarak bibmcmekle birlikte, 1976 yılına ait diger verner önemli bir gelişmenin olmadığını gösterrn cı ktedir. Sonuç olı:ı.rak, cTürkiye.!...Q.e pazar için üretim durumunun, pazara açılmanın en düşük seviyede oldu~

w.

ne

te we .c

b)

ww

~Ü~_ij!:):h~lif9:1.~[4!irrur_:"OTiremTzin kırsaTalanlarına:

veriler nispeten iça...ka.ı;ıa.lı bir ekonomik yapının sözkonusu olduğunu. kapitalist iliskilerin zayıf olduğunu göstermekteçiir. Ayrıca, ~ürk burjUVazisinin amacı da hiçbir dönemde, Kürdistan'ı kapi~alist bir ülke haline getirmek olmadı. Aksine, o, ülkeyi iliğine kadar yağma ve talan etme politiktisı izledi. Burjuvazinin Kürdistan'daki ulaşım politikasının i]~_rıdaki


bu amaca uygun miş bulunuy oruz.

düşen

bir politika olduğunu göstersözler bu politikayı güzel

Aşağıdaki

anlatıyor:

.Kemali zm şark vilayetl erine. hatta sömürü. . için zaruri olan yol yapma husysu nda bile geri '9ir sömürg e muame lesi yapıyor; 2- B.!!..§~ Kemali zmin tarihi ile beraber ba lar ... Kemaliz m, ur ıs an ı layıkıyla soyabil mek için: oranın zı­ rai ürün ve ilk maddel erini tefeci fiyatları <iley.nJ yok pahasına. çekebUrnek ve kendi sanayi ürünler ini orada sürüm edebilm ek için hiç olmazsa, bütün empery alist anavatanıann sömu:ı:gcle­ rinde yaptıklan kadar olsun, şark vilayeti nin yollarını düzeltm eye mecbur dur. Kürdistan'ın kapalı iktisadiyatmı parçala mak için bundan daha tabii bir zaruret ve mecbur iyat de yoktur. Ne çare ki Kürdist an esasen, •kendis i muht3cı himme tbir dede,. vaziyat inde olan Türk finan.ş-k~~li_giQi, pic bir kaEitali zmin sömürie sidif. Onun için orada Kemali zmin tatbik ettiği iktisadi usuller, hatta normal bir sömürg ecilik bile değilde, adeta bir taht-el müstem lekecili k <=sous- calonial isme) en aşağı sömürge ciliktir. ,. <Dr. Hikmet Kıvılcımlı, İhtiyat Kuvvet- Milliyet Şark, s. 125, Sol YJ

w.

ne

te we .c

om

cl -

ww

Bu satırıara ilı1ve edilecek pek bir şey olmasa gerek. Bu sözlerin 46 yıl önce söylendiği ve fakat bilinçli olarak saklı tutulduğundan başka ... Tabii ki, yine o Kemali zm •zılgıdı·ndan ötürü. Kemaliz mle olan göbek bağının bir türlü kopanlamayışmdan ötürü. Zaten Türk solunun bir türlü yaka.smı kurtaramadığı illet de bu değil midir? Kemaliz mle dirsek ~ması halinde olmak fakat yaman anti-kem alist görünm ek. 82


: -

Sına. Bitkilerin Ekimi Ve ÜretimJ _ Tarımsal

ürünlerin

niteliği

ve

niceliği

pazar için

te we .c

om

iretimin boyutlargıı_ v~ _j{apit~ist ili~!~rin_g~me _ lüzeyini kavramamua yarayan bi_r_gös.i.eı:ge_ aJıı:ıakta, ~Tarım ürünlerini nitelik açısından iki başlık altın­ la toplayabiliriz: ~ a) Tüketim için üretim özelliği ağır basan ürüner: Bu J.ategoriye şu ürün türleri girer: Buğday, Arpa, ~avdar, Yulaf vb ... b) Pazar için üretim özelliği ağır basan ürünler: kategoriye de başta sınai bitkiler- tütün, şeker ıancarı, pamuk, keten, kenevir ... - olmak üzere, yağlı ohumlar, yumru bitkiler, baklagiller, meyve ve sebzeer girer. Tarımda meta üretiminin ve kapitalizmin gi:ılişme uzına bağlı olarak özellikle ikinci gruptaki ürünlerin ·e daha çokta sınai bitki türlerinin ekim alanında ve Lretim miktarında bir artış beklenir. Buna ürün ..çeitlerindeki artış, yeni ürün tiplerinin geleneksel ürün:ırin yerini alması süreci eşlik eder. İkinci türden ürünlerin, yani pazar için üretim öelliği ağır basan ürünlerin bir diğer özelliği de belirli ·ir noktadan sonra ücretli-emeğe ve ileri bir teknolo_ye da1 ~a çok ihtiyaç göstermeleridir. örneğin, J:Qt:Q.n. ekemı:J.:gca.rı ve Eam.uk gibi sınai bitkilerin ekimi sözonusu olduğunda, i~letme alanı küçü!ç de olsa, daha :ızla emek-@_91 ye m odern girdiler zorunlu duruma elir. Üreticinin aile emeği işletmenin ernek-Bücü ge:: eksinimini karşılayamaz. _!?~za.r için iiretjrn özelliği_ ğ!r basan ürünlerin. özellikle de niteliği gereği, bü"iniiyle pazar icin üretildiğini söyl~ebileceğimiz sı­ ai bitkilerin önem.lLl;>lL_~rmay~~ ihtiya_ç göstereceği _çıktır. _fuı_ş.u...deınektir..kl.ID.ill!J. bitkileriıl üretildiği iş-_

ww

w.

ne

fu

83


letıneler

arre·

w.

ne

-

te we .c

om

bir noktadan sonra ücretli-emeğin ve serma:.. yenin ortaya çıkmasıyla kapitalist bir nitelik kazanır­ !§~:. Meta üretiminin ve kapitalizm in gelişme düzeyini araştırırkan sınai bitki üretiminde ki gelişmeyi bir gösterge olarak kabul etmenin nedeni de budur. Fakat, sınai bitki ekili tüm alanlan kapitalist ilişkilerin egemenlik alanı içerisinde görmek yanlıştır. ,Sanayide olduğu gibi tanmda da kapitalizm in baş belirtisi ücretli ~mektiLJakat. ücretli-eme k. kullanan her işletme_ka.­ pit§J.ist bir işletme. sayılmaz._ Sözkonusu i~letmede ücretli.;em.ee;n oynadığı rolü de· hesaba katmak &"Orqke~kth;.. ~msal bir işletmede, işletme srabibiniü · emeği ücretli-em ekten daha ağır basıyor ve elde edi·len gelir üretici ailenin geçimine ancak yet_trorsa, bu[_ada sözkonustu olan kapitalist meta üretim-Ldeğil basit meta üretimidir Çünkü, « ••• kapitalist üretim. yaljızca, meta üretimi değü. ,esas olarak artı-değer üretiJPicfir..• Sözünü ettiğimiz durumda ise üretimin esas amacı henüz artık-değer üretimi değil, genel olarak değer üretimidir . Üretilen ürünün bütünü pazarda değişime sunulsa bile bu durum değişmez. Şimdi de, ülkemizde yetiştirilen başlıca tarım ürünlerini ve sınai bitki üretiminin toplam üretim içindeki payını görelim.

ww

K. Kürdistan yüzölçümü nün yuvarlak hesapla %23'ü tarıma müsait, %77'si gayri müsait arazi ol?-rak tanımlanmaktadır. Tarıma müsait arazi (tarım arazisil tanımına, tarla, bağ, bahçe, sebze ve meyvelik alanlar ile nadasa bırakılan alanlar girmekted ir. Yine, 1970 ge~el tarım sayımı sonuçlarından çıkardığımız bilgile-o re göre K. Kürdistan 'da toplam işlenen alan <Ekilen+ Nadas) 7.172.076 hektar'dır. Bu alanın 4.033.254 hektan ekilen, geriye kalanı ise nadasa bırakılan alan olarak

94


co m

Çavdar

Mısır ,

16.500.000 3.659 .099

4.90Q.OOO 1.084.196

740.000 119.355

1.310.000 22.161

Pirine

Mahlut

Yulaf

Toplam

34.000 18.323

158.000 15.110

233.000 24.960

400.000 5.508

24.354 .500 4.948.712

Don

ew

Arpa

et

T.C. K.K.

BuOday

e.

TABLO: 8 TAHil ÜRETIMI (1976, Ton)

Nohut

Fasulye

Mercimek

FIO

Burçak

Bakla

DIOer

Toplam

33.344 170.0oo

29.781 159.000

157.555 210.000

18.290 90.000

19.879 57.500

21.805 47.500

8.970 12.192

289.624 752.042

ww

K.K. T. C.

w. n

TABLO: 9 BAKLIYAT (1976, Ton)


co m e. ew

TABLO: 10 MEYVE ORETIMI (1976, Ton) Yumuşak

Ta, Çekirdekliler

(1)

(2)

76.478 1.307.300

(4)

Turunçgnler (5)

Toplam

142.191

44.260

1.080.029

16

1.342.974

462.800

3.451.HlO

975.300

7.955.900

Armut. ayva, elma ..• Erik, kayısı, kiraz. şeftali, vişne, zerdali, zeytin, Antep fıstığı, badem, ceviz, fındık, kestane ... Dut, ıncır. nar, üzüm .•• Portakal

ww

(11 (2) (3) (4) (5)

Ozümsü Meyveler

1.759.400

w. n

K. K.

T.C.

Sert

Kabuklular (3)

et

Çekirdekliler

iğda ...


TABLO: 11 (1978, Ton) TOHUMLAR YA~LI Susam

Keten

Ay~lçql

134.146 759.723

3.911 25.000

2.955 6.900

6.781 550.000

Toplam 147.793 1.430.373

om

Y..K. T.C.

Çi~ lt

TABLO: 12 YUMRU BITKILER (1971, Ton)

I<.K. TC.

108.024 760.000

Hayvan Pancan

Patat..

te we .c

Sol)an

Sarmısak

Toplam

11.038

480.800

1.600

601.492

60.000

2.850.000

33.000

3.703.000

TABLO: 13 SEBZE ÜRETIMI (1971, Ton) So!)ansı

YapraOı

Yenen Sebzeler IC'.K. T.C.

ne

(1}

Meyvesi Yenen Sebzeler (2}

50.997 1.051.050

1.561.595 8.912.750

Yumru ve Kök Sebzeleri (3)

Baklagil Sebzeler (4)

Toplam

43.991

18.734

1.675.317

196.100

400.000

10.605.000

ww

w.

(1) Lôiıona, marul, ıspanak, pırasa ••• (2) Ka•un, karpuz, kabak, hıyar, patlıcan, bamya, domates, biber ... (3) Sarmısak, soğan. havuç, turp ••• (4) Fasulye, bezelye, bakla ...

K.K. TC.

TABLO: 14 SlNAI BITKILER (1978, Ton) Şeker

Tütün 30.100 313.864

Pancarı

Pamuk

Kenevir

DIOer

Toplam

1.163.417 9.406.150

84.441 474.827

1.806 12.000

8.050 13.411

1.287.814 10.246.079

87


co m 3.483.896

T.C.

13.580.870

241.532

ew

e. K.K.

Baklagiller

Sınai

YaOiı

Yumru

Bitkll er

Tohumlar

Bitkll er

630.310

Sebzelik

12.048

42.698

3.978.348

1.193.062

520.500

133.485

262.400

16.187.142

618.500

Kaynak: Tarımsal Yapı ve üretım. (1974-76), DIE'd en yororlonılorok düzenlenmiştir.

ww

Toplam

198.174

w. n

Tahıl

TABLO: 15 ALANLARlN DAGILIMI (1978, Hektar)

et

EKILI


TABLO: 16

IMI TARIM ALANININ KULLANILIŞA GÖRE DA~IL Göre) larına lionuç ı (1970 Genel Tarım Sayım Sebze Bahçeleri

Bağlar

Meyvetık

Zey11nllk

4.033.254

3.133.822

106.249

441.988

137.335

28.168

m

Eknen

Nadas

işlenen Alan

e. co

ak düzenlenmiştir. Kayna k: 1978 Cep Yıllı~ı. DIE'den yorarlanılar

TABLO: n L 0R0N VARLI~I (1976, Adet) ANSA HAYVAN VE HAYV Belediye

Mezbahalarında

et ew

Sağılan

Hayvanlar

K.K. T.C.

31.306.707 77.828.857

%

(40.2)

Hayvanlar

13.742.695 35.543.000

%

(38.6)

Kesilen Hayvanlar (Her Yaşta) 1.754.510 10.893.820

% (16.1)

ww

w. n

mikkabu l edilmiştir. 1976 veril erine göre ise ekili alan tahıl 5'u tan 3.978.348 hektar'dır. Ekile n alanların %87. l/4'ü ın alan ekili tahıl e iye'd ekili olan alandır. Türk bök büyü n alanı ekili ( %25.6) Kürd istan ' dadır. Tahıl ayni 'ya arpa ve lümü ana tahıl türle ri olan buğday 'sin%2o n mini üreti mıştır. Türk iye'd eki topla m tahıl n %22 'sind en fazmini üreti arpa ve ay buğd den fazlası, Buğdayın ülke mizlası K. Kürd istan 'da yapılmaktadır. payı %74, arpanın eki içind deki topla m tahıl üreti mi n geri kala n %4 mini ise yaklaşık %22'dir. Tahıl üreti mısır, yulaf , dan, pioranındaki bölü mün ü ise, çavd ar, rinç ve sair üreti mi oluşturmaktadır. aÜlke mizd e ekili alanların %87 .5'un u tahıl ekili ında %6's Ekili alanın lanların oluşturduğunu söyle dik. 89


te we .c om

TABLO: 18 HAYVANSAL ÜRÜNLER ÜRETIMI (1976, Ton)

Söt

Et

Oretımı

%

K.K.

1.884.825

(37.6)

T.C.

5.005.520

IJfı

Deri Üretimi

%

2.105.320

(16)

ne

Oretımı 44.125

(19.4)

w.

226.330

13.070.450

Yapağı

%

21.735

(40.3)

53.915

ww

Kaynak: Tarımsal Yapı ve üretim, 1974-76, DiE'den yorarlanılarak düzenlenmiştir.

!<ıl

4.855 8.790

%

(55.2)


ww

w. n

et

ew e.

co m

bakliyat, %4.9'und a sınai bitki, %1.6'sında ise yağlı tohum ve yumru bitki üretimi yapılmaktadır. Türkiye' deki toplam bakliyat üretimin in %38.5'u, meyve üretimin in % 16.8'i, sebze üretimin in yaklaşık % 16'sı ve diğer bitkilerin biraz daha küçük bölümü iÜkemiz toprakla nnda gerçekleştirilmektedir. Urfa, Divıı.rlx\kır. Mardin Antep. Maraş ye Siyg'Ja Kürdjst.a n'dakj buğday iiretimin in %62'si yapılmak­ tadg. ~a'nın da bu ora:ııa yakılı bir böhjmı) fiDA AY:_ rı merkezle rde elde edilmekt edir. 1970 tanm sayımı sonuçlan na göre Kürdista n'da sınai bitki ekili alan toplam ekili alanın %1.14'üd ür. 1976 için bu oran %4.98'dir. Türkiye ortalaması ise %7.37'dir. Sınai bitki ekili alanın toplam ekili alan içindeki payının ülkemizd e Türkiye ortalamasının bile hayli altında olduğu görülmek tedir. Sınai bitki ekili alanIann Türkiye toplamı 1.193.062 hektar'dır. Bunun 198.174 hektan, yani %16'sı ülkeİnizdedir. Yine 1976 verilerin e göre ülkemizd e sınai bitki üretimi 1.287.814 ton'dur. Bu rakam Türkiye toplam üretimin in (10.246.079 hektar>, %12.5'idir. ;SJnai bitki olarak K Kürdista n'da en çok ekilen ~ıras~la, Şj'k§r pancan .m&muk, tütjln ve kenevird ir; ŞelrPr pancan üretimi ençok sırayla. Y&TM. ~.S!:_ ~· ~. Erzurum ve Malatya 'da yapılmaktadır.• Bu altı şehirdeki.J>ancar üretimi, ülkemizP eki tgplam üretimin yaklaşık · %76'§ı kadardır .faımuk üretimin in ,%92'si Jıı:fa., Mar!§, ~in, Adıyaman, ~ ve...ı>. Bakır'da yapılmaktadır. lJ:itün üretimin in hemen he~ men tı1rnt1 ~ %98,6'§1l. Siil:t. A,.ğ.ıya,ma.u, Malatya, D Ba}W:. ~ ve Bitlis gibi' altı şehirde yer almaktadır.; Ke. revir üretimin in tümü iki şehirde. U.rfa ve Antep'te ya. pılmaktadır. Ana ürün tütleri açısından baktığımızda sınai bitki üretimin in belirli merkezle rde temerkü z et91


tiğini,

sathında yaygınlık göstermediğini görmekYağlı tohum ve yumru bitkilerd e ağırlıkla belirli

ülke

ww

w. n

et

ew e.

co m

teyiz. birkaç şehirde üretilme ktedir Ancalc, sınai bitk.iler üretiminin giderek artış kaydattiğini ve yaygınlaşma e.ğilimi tasıdığını da. heUrtme k gerekir _Aynca, ürüii" türü açısından giderek bir Ç9Şitlenme de görülmek tedir. Sınai bitki ekili alanların ne kadarlık bölümün de kapitalis t ilişkilerin egemenl!_Lkurd'!:lğunu saptayab i: lecek 'Verilere sahip değiljı,. Biran için sözkonus u ala'nın tümünde kapitalis t 'ilişkilerin hakim oldu~nu k~­ bul etsek 'dahi,._ bu alanın, tarım arazisi icindeki ~ ruP oldukça, küçük ekili alan icindeki payının is"ı ho{lÜZ sözü edilir bir boyut kazanmadığı aşikar olan bir~· Bununla geri kalan alanlard a bir tek üretim ilişkisi gördüğümüz anlaşılmasın. ,.Sınai bitki ekili a_lanlarda kapitalis t meta üretimin ağırlığını saptayaJ? i!ecek durumda olmadığımızı belirttik Jiakat. su kadannı rahatlıkla söyleyeb ilecek durumdayız: Bu alanlarda genel olarak meta. üretimi egeınen durumdadır:. Jl:. nutmayalım ki genel olarak meta üretimi ;:tyrk_ kapitaJist meta ıireümi am birşeydir. Bu noktaya yeterli ölçüde değindiğimiz inancındayız. !}lkemiz ekonomi sinde tanının yanısıra diğer... önemli sektör l}.ayyancıhktı.r. Kültür arazisini n (resmi yayınlarda kültür arazisi deyimi, tanm, orman, çayır ve mer'a alanlarının toplamını ifade etmekted ir.> yaklaşık %47'si çayır ve mer'alan n kapladığı alandır. Ekime elverişli arazi nisbeten az olduğu için çayır ve m er'alann açılması yoluna gidilmek tedir. Fakat, çayır ve mer'a alanlan yine de büyük bir yer tutmaktadır. hayvan ve hayvans al ürünler, ~ii'er tarımsal ürünlerle birlikte ülkemizd eki en önemli ilırgc, (deyim yerindey se) üpinlerid ir Resmi kaynakla rda yeraldığı 92

~anlı


w.

ne

te we .c

om

kadan yla bile bu gerçeği görme k mümk ün. <bkz. Tablo: 17 ve 18) Türkiy e'deki toplam bayvan safısının %40 a'si, Ji:. ğılan hayvan larm ise %38'si K Kürdjştajl'didır. Bu rakam larm güveni lir o1madığını, rakamları veren kuruluşun kendis i bile teslim etmekt edir. Kaynağın başında şöyle bir açıklama yer almaktadır: •Gerek Tarım ve gereks e Veteri ner teşkilatının bildirdiği rakam lar objekti f metotl ara dayan an bilgile r değildir.• Yine sözkon usu rakam lar için şöyle denilm ekte: «Mevc ut hayvan sayıları, yıl sonu itibariy le derlen mekted ir. Bu tarihte hayvan mevcu du, yıl içindek i en düşük seviyesinded ir.• CDİE, Tarımsal Yapı ve Üretim , 1974-76 ) Kı­ saca biz, hayvan ve sağılan hayvan sayısının yarıya yakın bölüm ünün ülkemi zde olduğunu söylers ak onlardan çok daha fazla objekt if davranmış olacağız. Yine I:0smi •,rerHere göre Tjirkjy e'deki süt üretim illin <aaı B)ı, yapağı üretim inip 04ı4Q 3'ii kıl üretim inin %55.2'~i ülkemi zde yamlmaktaqır. ~t iiretim i için bu oran % ı94, deri üretim i içjn ~ dalallm da ğu:. Tüm hayvanların %40.2's L sağılan hayvanların %38.6'sı ülkemi zde olduğu halde, et üretim inin % 19.4'ünün ve deri üretim inin ise ancak %16'sının ülkemi zde yapılabilmesi dikkat çekicid ir. Belediy e mezbahaların ­ da h: .. :ı en hayvan adedin in %16.1 gibi hayvan adedine nisbetl e çok küçük bir oran oluşu da aynı şekilde

düşündürücüdür.

ww

Ql,kem jzde havvan ye _lı.;_-:ıyyan ürünle ri tüketim inin üre~ime nisbet1e çQ.k düşük bir düzeyd e olduğu görülmek tedir. K. Kürdis tan'da s~tılan büyük ve küç~i1\. bas hayvanların ancaJs..% ıo'u kendi içinde tiiketilrnr.k:: te~lir. Geri kalan, %9o'ı işe Türkiy e'ye ihraç edilme kte.: illJ:. J-Iayva nsal üriin ihracı yerine sanayi gelistir ilmediği icin, canlı hayvan ihracı yamlmaktadır.

93


.§Ömıirü

te we .c

om

Ta Ilannda olduğu gibi hayvancılıkta da kullanılan teknik ve yöntemler ol u ça ilkeldir. Hala geleneksel yöntemler yaygın ve egeinenrur-:-üre=tim tekniği geri olduğu için verimlilik oldukça düşük­ tür. Ülkemizin zengin hayvan potansiyelinin büyük bölümü belirli şehirlerdedir . .JıJm hayvan :v:arlığını.u. j{ı42.4'ü Erzurum, .Ka.l:§, Yiw, Siluı.s. ve .Mrı gibi sadece dört ildedir. Ülkemiz tanimnda <haYVancılık dahill_ko;~"'·t.:.:ç_ .bir ~Ömürü te t;alanın ~ürürlükte olduiu acıktır. ,lli!._

ye talalJl )liiriiten

~miirgeci dexle~in pi~z.!U

w.

ne

kendisidir. TMO <ToprWf Mabsullerj gnsq EBK CEt ye ~alık Kur~, Ziraat Bankas~ <ZBb ZDK <Zirai Donatım Kuoı_. J ğibi ka,pitÖ)isf CievleU~~~llELtL§Q~]:IniZ ettiğimiz alanTan haraca ba~am~ardır. .J>.ürdista..n.:afiki fe/Ad ye tüccar bUrjÜiaz:(lço prador i;nırjuvJı.zil ile feodal toprak ağ~ları da adı geçen kuru.!!!_:~ku_rE.:_ luşlarla işbirliği halinde bu aJa.n.da ,önemli mLu~::.. makta.ı:iır. :rüm dıs ye iç ticareti tekeljude bull.lnd.ı.ının;_ bir avuc Kürdistanh işbirlikçi ;ıe birlikte adı geçen devlet ifJ?italist isletmeleridir. 3 -

Teknolojik Düzey

ww

Feodalitenin temel niteliklerinğen birisi çl~ &kno-· Jojinin !lkel Qlıışudnr ~knoloii kavramı. suni gqQ!:.e. Sülam.!!:, ürün türü Jibi bir dizi unsuru dı;ı. icermek.le biı:.-­ likte bu kavramdan özellikle tanmşal alandaki üre-tim araçlannın nitelik (düz:r:~elik durumu Jyılmalıdır· Bu anlamda, ___L~_, çeki vb. ,gibi a.rac ve gereeler feodaJite,-1; J,ı:aktğr, Hıi~. }ice[=döğer gibi araç ve gereeler ise kapitalist toplU:: riw simgeler nedenle tanındaki firetim araclannm

!'; :bay;,_:;._

au

94


J.Utelik ye nicelik.du rumu, başka bir deyişle kullanllaq J!knolojin in düzeyi, bir toplumdak i kapitaJistl~ş~ Qüzeyini ölçmeda başvurulacak en önemli gösterge olmaktadır.

Makina

JiCJJ.

kıı!lammmıu artması. kullanılan makjnav.e çeşidinde büyüme tarımda kapitalist.

sayısında

m

.

iöster:ir. B\l gelişime bir ölcüdtı paralel olarak köylülük içerisinde ya~~ş ya da h!?:l!. !Jir mülksüzleşme süreçi yaş_a_!!!I. Köylüle~in önemli bir HJı.zkilerin gelistiğini

1

.c o

1

]:ı..QliJ.roil proleterleşerek kırsal alanı terkeder Kentlerin nüfusu bu süreç boyunca sürekli ç~~alırken, kırsal n_~

ww w. n

et ew e

fusta bir azalnıa olur. ~ünkü, kol gücüg.ün yerini makina almaktadır. ,Bu süreçte. sözünü ettiğimiz mülksüzlesm.ı;ı ve tarımsal alandan kopma dQğrultuı:ıJ.Ul.d..~ki ~elişm~lere paralel.ola rak köylülüğün çeşitli gryplan. arasınd..fiki sınıf farklılaşm~sı da _g!.çlerek büyür ~ farklılaşmanm .büyümesi oranında ara katmanıann rolete a ve bur'uv zi lli&i:, dağılrnasıyl~ kö lülük sal nüfusun minde iki tem 1 s n .ı;ıroleterya ve burjuvazi biçimindSL.i}_{i temel şmıf aliirak kutuplaşll)..a.sı._kapitalist ür.sıJ;jm ilişkilerinin beUrleY,:icilik kazanmasıyla .mümkün ol~'f_ürkiye tarımında kapitalist· üretim iliskileri egemJlndir.:_ 1976 _yılı itibanyle Türkiye'de t.opJam işlenen aları.icü.24.243 bLn hektar'dır. Tnıktör sayısı ise..281.80~­ Qjy. Topta:ffii'Ş'lenen alanın..,21.135 bJ1l)ı~ktarı traktörle. 1 gw'i_Jiı~Jar.L~4-12.İll hektar ise hayyanla islenmek..tfı­ dir. Yani J!~~törle ijlenen aln.n...t®la m işlenEm alanın .%87.2'süı1. çW]ıayyanıyla i§lenen alan ise toplam iş­ lenı;m alanın % 12.8'inJ.Q.I.!:!§turmaktadı.r. Bu oranlar ortalamayı yansıtıyor..K. Kürdistan harjçiııtulduğıında, T:Qrkiye'§e işlene..!l. alanın neredeyse tümünün traktör~_iş~!J.diği_g:örü~ Fakat, K. Kürdistan 'da durum çok farklıdır. Aşağıdaki tablo bunu açıklıkla göstermektedir. 95


te we .c om

TABLO: 19 TARIM ARAÇLARININ NiTELİGi /NICELIGI/ DAGILIMI

1964 1973

479.017

1974 1975

592.0

5261123 512.208

3.031

"'17.217 ...-·,.-~

21.944

Karasaban

27.851 35.282

. Biçer.

Traktör

Biçer· DöOer

Karasaban

Traktör

Döğer

611

1.100

1.555.313

156.139

10.023

982.409

.~

8.923

1.120

200.466 243.066

10.796

948.679

11.245

855.019

178.522 215.215

9.676

1.266

1.540.691 1.381.142

1.120

1.340.712

281.802

12.586

828.504

.~

ww

1976

572~

Traktör

ne

Karaaaban

Blcer· Döpr

w.

Yıllar

47

Türkiye ·

K. Kürdistan

-:---

f

•M

""

9.979 11.466 ,-~-

Ncı: 1963-1967 KIBKEE sonuclarına göre elde edilen rakam:ar için ortaloma olarak 1964 tarihi gösterilmiştir.


te we .c om TABLO: 20

IŞLENEN ALAN, ÇiFT HAYVANI VE TRAKTÖR KULLANIMI

Hayvanla Yıl

T.C. K.K.

1976 1976

Işlenen Alan

ne

Olke

ltlenen Alan (Bin Hektar)

'

Traktör

Traktörle Işlenen Alan Toplam Işlenen (Bin Hektar) Alanlara Oranı

Sayısı

24.239

3.104

87.2

4.597

~

21.135

7.243

35.282 ___..

2.646

36.5

ww

w.

(Bin Hek2ar)


te we .c om

TABLO: 21 TOPRAK MOLKIYETI DURUMU VE IŞLETME ŞEKLi

Inn

Adı

iii ,., ;:.

ıo cı

:ı.::0

1) Adıyaman 2) A\'lrı 3) Bingöl 41 Bitlis

e

ıo cı

:ı.:::c

.!: cı

CDCI).

.!:

=

a:ıc

.!: ::ı

a:ı0

w.

ne

337 2 514 16 4 10 314 7 6 251 2 5) Diyarbakır 593 32 29 9 61 ElllzıO 568 4 2 13 7) Erzincan 554 2 2 1 8) Erzurum 981 10 4 44 9) Gaziantep 476 38 27 31 10) Hakkôri 119 1 12 2 11) Kars 764 12) Maraş 486 ı 1 3 13) Mardin 617 25 46 20 141 Muş 350 7 6 3 15) Malatya 510 16) Siirt 437 11 17 '4 17) Sivas 1277 1 2 1 18) Tunceli 368 12 34 19) Urfa 521 51 40 32 201 Van 546 535 11 Toplam (11208) (10572) (231) (230) (173) Kaynak: K§~ 30 ve 31 nolu 'tabl~lordan 'derlenmiştir.

ww

339 544 325 253 663 587 559 1039 572 134 764 491 708 366 510 469 1281 414 "544

Köy Arazisinin Aldiyati • a > i :. .! ,., :!! s: • !S!

Köyde arazlal olup şehir ve kasabalarda oturan alleler ve bu arazilerin Işlenma durumu

Işletme Şekli

.w

:!-

ı:ı .E

13-

:ı.::

32 1 12 50 25 31 170 55 11 92 40 26 133 1 96 143 41 14 (973) ,

~ t:

,.,

ıo

iii

s:. cı

iii

= ciaı

o

.:ı.::co

c

211 268 235 80 503 312 198

1 146

1044 614 711 1589 1140 2754 2639 2686 6372 229 2817 2000 2666 2081 1286 667 5176 1126 3913 573 (43483)

482

390 44 137 363 470 247 305 163 735 270 552 279 (6244)

168 146 124 325 340 247 385 466 25 397 188 249 318 199 120 677 2~·'

52/ ısa

(5408)

-

;e

~

ü

0..

~

129 130 115 66 300 240 198 258 353 14 170 147 190 275 92 70 532 145 496

4 1 8 40

.c

co

32 91 18 26 61 111 60 149

274 1 301 28 104 78 96 14 152 61 195 51 (1903)

J:ı

e

:ıır;

11 31 75 1

4 13 1 13 10 69 38 64 30 6

ıoo

(3947)

(487)


m

1 "''-~"-"'.

c.c.

Genel Aile Adıyaman Ağrı

Bingöl Bitlis Diyorbakır

Elôzığ

Erzincan Erzurum Gaziantep Hakkôri Kars Malatya Maraş

Mardin Muş

SIIrt Sivas Tunceli Urfçı

Van Toplam

Sayısı

42.612 32.162 26.368 19.131 57.494 41.255 46.379 90.046 50.841 12.397 91.548 59.229 65.078 58.328 31.062 37.394 124.592 26.581 54.989 30.716

Gerı,' '

Allesi

998.202

Hiç

Çiftçi

Say ısı

42.234 32.044 26.368 18.988 57.092 40.804 45.678 88.532 49.304 12.390 91.283 58.227 61.619 57.456 31.015 36.128 121.597

ww

lıln Adı

w. ne te we .c o

KUZEY KÜRDISTAN'DAKI TOPRAKSIZ AiLELER (ORTAKCIUK • KlRACILIK • TARIM iŞCI Li~l)

26.532

53.785 30.623

981.699

Ortakçı

4.193 970 1.173 441 8.524 1.006 1.294 2.560 1.837

)42~

156 916 1.634 4.005 416 1.093 479 1.644 10.700.. 295

43.544

Topraksız

K iracı

113 1 748 115

-

55 458 628 112 154 56

-

99 236 173 1.845 25 766 748

6.325

Aileler

Tarım l9çlsl

10.172 10.599 8.445 6.014 18.226 12.103 15.698 25.032 16.061 5.281 20.520. 16.975 17.737 19.249 9.971 12.235 41.301 7.407 18.050 4.504

295.580

Kaynak: cKôy Işleri Bakanlıt)ı Köy Envanter EtDdleriJndeki 29 nolu tablolardan derlsnmlştlr.

Oro nı Toplam

(%)

14.478 11 .570 10.366 6.570 26.750 13.164 17.450 28.220 18.010 5.577 20.735 17.891 19.470 23.490 10.560 15.173 41.805 9.807 29.564 4.799

34.0 36.1 39.3 34.6 46.8 32.3 38.2 31 .8 36.5 45.0 22.7 30.7 31.6 40.8 34.0 42.0 . 34.4 37.0 54.0 37.3

345.449

35.2


Kürdistan'dadır.

co m

Tablo'dan görüldüğü gibi UFB yı]ında 281.802 adet .tra,ktörden sadece 35.282'si K Kürdista.n'dadır. Diğer modern tanm araçlarının da küçük bir yüzdesi ve geleneksel araç ve gereç stokunun ise ezici çokunluğu K. Resmi kaynaklarda CDİE yayınıanndal traktörle tanm alanı, traktör sayısı 75 rakamı ile çarpı­ larak bulunuyor. Çünkü, ·Her traktöre 75 hektarlık iş kapasitesi hesaplanmıştır.• <DİE, TİY, 1977) Esasen. bu yöntemle gerçek durumu saptamak mümkün db~ikUr. Bu yöntem· traktörle işlenen alanı fazla, hayvanla iş­ lenen alanı ise az gösterir. Dolayısıyla feodal ve yarı­ feodal ilişkiler gizlenmektedir. Ancak, bu hesap yöntemine göre bile K Kürdistan'da traktörle islenen alan!!!:.toplam alanın %36 s'u, Itayvanla islenen a.l&Dlar ise toplam alanın. %63.5'udur.•

ew e.

işlenen

.

-----

ww

w. n

et

Toprak Mülld)'eti ve Dağılımı Toprak Sahipliği Bakımından Kırsal Aalleler. .lh_~istan'da ienel kırsal a.ile sayı.sı998.202'diJ:. ·Genel Aile Sayısı• terimi Köy İşleri Bakanlığı. Köy Envanter Etüdleri <KİBKEEl nde şöyle tanımlanır. eGenal aile, köyde oturan ve tanmla uğraşan veya uğraş­ mayan ailelerin tümüdür.•. Q.fjçi a~]_erini~ ~~Z!~ isa 981.699 bindir. •Çiftçi Ailesi• terimi lle de. köyde oturup, tannıla uğraşan aileler kastediliyor._!{. Kürdistan'da toplam 9~1.699 if i ailesinden · · · J{!riye kalan 636.250 aile ise toprl\ldı ailedir. Y.A!li__toRla~ çiftçi_~ili'~ %35,i'si hic toılı:ahız %64.8'1 ise topraklı ailedir. 4 -

Topraksız

Aileler. Tooraksız aile tanımına tanmla (çiftçiliklel l:6im: ;an. fakat ekecek toprağı olma.yan kiracı ortakcı. ta-

100


rıitJnekted!f. Topraksız

aile oraUnut- · ik. ""nınm K. Kürdi stan'd a %35.2 olduğunu belirtt oranı mayalım ki, gerçek te topraksız köylü ailele rinin n aileni sız tonra.k hic 9 345.44 m daha yükse ktir. Topla tarım de sso'i ,2Q5 ık, .9.§f4 'ü orto.kçılık, 6.325'i kjmçıl

nm i§cisi gibi a.ileler

Genel

Çiftçi Aile

Kırsal

TABLO: 23 Topraldı Aile Sayısı

Sayısı

Aile 998.202

m

yapma Jct.adg .

ew e. co

!JSillği

636.250

981.699

Topraksız

Ale

Sayısı

% 64.8

345.449

"

35.2

TABLO: 24

Hiç

Genel Çiftçi Allesi

Topraksız

981.699

345.449

Aile

Kiracı

Ortakçı Aile

%

Aile

%

43.544

12.6

6.325

2

Tanm ltclsl Aile

%

296.580

85

w. n

et

Tablo 'dan (Tablo: 22) izlenebileceği gibi 1}1' topa %46.~ J,)lksız aile oranı; 'l]rfa'd a %5!.Qa Diyarbakır'd HakkW"i'de %45.0 Siirt't~_%42, Mardi n'de %40.8 'Lbulmakta ; Kars't a ise %22.7~e dü~~~ J;_opraksız köylü ailele rin en {azla. ôidutJ) marüirl&, n Bakıc &!:iirdin, Antep yb,l fAQf}BJ x&l>ının en ~ç.Ul oldutu do' lM:Isıyla toprak soriınımun yatun iuk kazandığı illerdi r İşletmecfllk Biçtm leri (Ortakçıhk-Kiracıbk-Tanm

ww

lşçill~)

Jşletmeciİik biçiml eri, ~tim süreci nde toprak (üretim. aracı> ile insan arasm rla.ki ili&Jcileph p da bat=

ka. şekilde

üade ederse k. ffprak ve diker ü{etim

a.ra.Ç::

lanna sahip olanla rla dpmıdan i)retıcner ara.şmdalci U!§kilerin bir göster gesi olmaktadır. Bu biçim lerdel i birkaç ma kısaca değinelim.

101


et

,!wlıı:.

ew e. co

m

Ortakçılık: K. Kürd istan' da yaygınlık göste ren bir fi,istemdtr. Bu sistem feoda l rant'ın ana biçün lerind en Çiri olan ürün- rant'a tekab ül ed§f. joprağı işleyenin. topra k sahib ine ürünü n lirli bir oranını a nı olara k verı i bir bö üşüm ·ilisldsi<Jir. Bu sistem de ürün iQne! olara k üretic i ile topra k şahibi araim da 112 aranında (yan yany a) payed ilir. Bu sebep le yancılık olara.k da biUni r Çoğunlukla tarla ve tohum mal sahib inden olma k üzere ürünü n yan yany a paylaşılması esasına göre harek et edilir . Anca k, ortakçılık şartları bölgeden bölge ye hatta aynı ilin ilçe ve köylerind;c bile azçok farklılık göste rmek tooir. Tanm sal girdil erin (çift hayvanı, araç, tohum luk vbJ toprağı işleyenle topra k sahib i tarafından hang i tarzd a sağlandığına bağlı olara k ürün, 112, 1/3, 2/3 gibi değiş en oranl ar ü1 zerin den bölüşülür. Ortakçılık şartları farklılık taşı­ dığı içind ir ki, aynı sistem , farklı yerle rde başka adlarla anılır: Yancılık, ortakçılık, çanye k (1/4), mara bacılık gibt Ortakçılık yapan aileler ._ topra ksız kö\:'lıi.­ Ierin yanısıra küçü k topraklılar arş.sında.n da çıkınak·

w. n

Kiracılıkı ,Bu sistem para- rant'a tekab ül eder. §lı­ rada gerek kira bedel i gerek se de süre anlaşma ilQ. sapıawr. Topra k sahib inin rantı (topra k kirası) par& Ôlara k ödeni r.. A ıktır ki bu sis .. imi v para dola§ımın a ileri bir aşamayı öngör ür. Zaten mı­ ra.-ra nt, rant'm nihai bicim idjr ~_lirtmeye gerek yok ·kı, söıJinıi ettiğimiz rant. ka-pit alist rant değiL feoda l .. ranttır. 1hı iki rant tipi arasındaki a:Ynma gelinc e. her iki rant tipi de topra k mülk iyeti üzeri ndeki tekele da.: ·l!Wt · Fakat , birisi nde _feodal topra k mülki yeti, ~ ~ !!D,dB k!pit alist topra k mülki yet! söz _konu sudur . Yani. f!O<W rant ile kapit alist rant arasındaki fa.x:k, feodal üretim blcimt.!Uı k~pitalist üretim bicim1 arasında-

ww

-

102

--


e<W:. J).lpitalist

tarım

icin--L sınıfın üc •... modern toplumun çerç.eyesini hepsi-ücretli işciler, sanayici kapitalistler ve toprak sahipleri ortaya cıkmıs .. ,,. olmalıdır. Feodal isJetmcdsı emekçi ile toprak sahibi arasında dofrrudan bir ilişki ~· l2,evreye tanmcı kapitalistin girmesiyle bu iHş­ kinin yerini emekçi ile artık özgür isci- kiracı kac pitalist arasındaki doğrudan ilişki almıştır. Tonrak sahibi ile doı}'oıdao ilişkili olan da artık kapjta1isttir Ta~msal emek üzerinde artık toprağın ddJ.l, ~rmayenin t:wxunğuruiu yarğn:. rarımsal emek jjcretli emeie dönüştüğü için, kapitalist rantın kaynağı da ücreUi emek üzerindeki sömürüdür. Yani artı-değer'dir. Burada rant, feodal biçimlerde olduğu gibi artı-ernekle çakış­ maz. Rant, artı-değerin sadece bir bölümüdür. Diğer bölümü ise sermayenin karını oluşturur. Feodalizmde, ..... ödenmemiş artı-emeğin kendisini ifade ettiği biçim• rant iken, kapitalist üretim koşullarında, c ... rant yerine kar, artı-değerin normal biçimi olmuştur.• Kısa­ ca, sömürü biçimi değişmiş, feodal sömürü ve baskının yerini, kapitalist sömürü ve baskı almıştır. Tarım İşçiliği: KİBKEE'nde etanm işçisi aile• olarak tanımlanan bir kategori vanbr.· Bu kategoriye üc~!!!:!!9iler ,giriyor ·olma.kla prUkte · if;oeUil4e ''ncreffi "fö..:0 ür) isci statüsünde sayılagyACfJ,k kesimler -buraya dahil edilmiştir Bu durum, özellikle K. Kürdistan ilieri için söz konusudur. Çünkü, .K. Kürdistan'da etanın Işçisi aile• olarak iöstijrilen doğrudan üretici aileler üzerindeki'feoda l baskı ve sömürü ortakçı ve kiracı ailelere nispetle daha yotpndur. Esasen. burada mevcut olan ortakCılık sisteminin farklı bir biçimidir.~ le ki; t;Q.m araç ve gereçleri <öküz, karasaban. tobu,_m vb.> sa~layao toprak saJıihjdir. Doğruğan üretici araç ve gerece sahip de~ildir. Q sadece, emek-gücü ile~ ki niteUk farkıoa tekabül

ww w. n

et ew

e. co

m

oluşturan

103


ww w. n

et ew

e. co

ola. rant

m

tim sürecine girmektawc Bu nedenle doğrudan üreTiciye diğer biçimlerdeki ne nisı~etle ürünün daha küçük bir bölümÜ düşmektedir.•BurAda. doğrudan üreticiyi, üretim araçlanndan yoksun olmasından kalka.ra.k özgür işçi statüsünde görmek mümkün de.ğHdjr. Bir dafa ctanm işçisi aile• kesiplikle özg;:iir değildir Aksine üretici ailenin feodal beye bağımlılığı daha bir p,rtmış.!1!. ~~d::n ür:;ik, toprak sahibind;~et, almam.&!t!ı ~ . ~Q ôdemektedi ~84!!1 pir tapı-Ji-k kölA~ı aile _kaJ:e~dsi ile k&rsı ımrsıyam. Yine, burada, bir özgür işÇiler toplUluğu değil, aileler topluluğu söz konusudür. .Aile bireylerinin ortak emeği söz konusudur. Bu da işin başka bir yanıdır. Jiısaca değindiğimiz bu isletnıeçillk bicirnleti f.eo.. dal baskı ve sömürünün somutlaştığı biciınlerdir.a picimlerde meycut ilişki doğrudan üreticiler olan köylJilerJe__ tsısxit1 bQylçr l\_ı:asındaki mşkidjr. • ..,.Qdenme:; ,JDiş artı-emetin doğrudan üreticilerden çekilip alın­ .~yının W.el 1ktisa"\; biçimi. burada. ranttır: Afnı ya _da para. biçimiyle feodal rant söz konusudur. K._!Çürdistan tanınında fazla a ık östermese bile faoalitenin- başlangıç aşarnalarına özgü rant bicimi olan ~nprya.m da rastlamak mümkündür. Bazı farklı biçimler de gôzlemlemek mümkündür. .()rnea;m. Jıyat p:ıevsiıni geldikinde toprak ağalannın köylüleri hicbir · karsıhk ödemeksizin ça,lıstırmalan sıkça rastlanan _Jm:. oJgudı,ır Bunu bir nevt angarya olarak nitelernek yanlış olmasa gerek. Aynca, belirtmek gerekir ki, JC Kıir­ dists.n'da ffkldaJ üretJm ilişkiledpfn eiernenlik alanı or.

.

tj.kcı. kiraçı ıı;h

tekUJerdeki işletmelerin ala.nı ile sıdei:Udir. Fopda.ltynin wcünü bu IJBkilde sınırla­ JP•k Kıjrdisten pn;&kletdnd en bahegiz olmaktır:

_.wrlı

_,ÇOgkıl. geaeı

n-fegdtJ

104

claR'k

baskı

ve

KVıaeJ('n kırlannda

sömüıil,

hakim

baskı

feodal ve yave sömliııl bi·


ne te

we .c

om

_çjmic:Ut. Yukarıda sözünü ettiğimiz işletmelerde görülen de bu gerçeğin sadece bir parçasıdır. •~iirdistan taomında. kapitalist baskı ye sömıininıin meııçııt .o.1:. madığım şöylemiyonı.z, feodal sömıinj ye baskı ile yan... i,a"na ve içiçe kapitalist ~skı ye şömtinlyiı de e;özlem....: Y.roruz.. Ancak, kapitalist ili§kilerin hakimiyetinden ~qietmek içj.o {\, Kürdistan to.pra,ğında değil, başka tg,pJ:a.k!arda }raşa:mak ger'?J;W:. KürdiSt§:n tarımmda ll!!: kim ilJSKi bi_s:i.m_i Qcretlj emek ile serwaye atasındaki U.~.ki de~J.W.r. Birinci bölümde değindiğimiz gibi kA: ;:ı..ü:a list ilişkilerin egemen. olduğu yerde, belirleyici i~­ ki dp,.sermaye ile ücretli emek arasındaki iliskidit. Kapitalist üretim biçiminin niteliğini belirleyen ilişki biçimi budur. ~a.-gUalizmde emek genellikle ücretli-em~ ğe dönüsmüstür Ha.kjm sömürü bi_çimi ücrEıt.li emek üzerindeki sömürüdür Kürdls.tan tanınında ise ücret:,_ li em~k sömyr:(isü varolm~_kla !!.irlikte belirleyici bir konJ.Wlda. değildir Örneğin, Kuzey'den onbinlerce köJl: J.:ıl...a,.ilesnin katar katar Çukırr:ova'ya akın etmesi, ~ rnek-gücünü orada satması .R_u gerçeğin bir yapsıma.: ~

ww

w.

K. Kürdistan'da feodal ilişkilerin hakimiyet alanının ortakçılık, kiracılık gibi ilişkilerin varolduğu alanla-.· ·ınırlı olmadığı gerçeğini vurguladık. Buna rağ­ men cTürklyeıodeki ortakçı ve kiracı ailelerin ezici çoğunluğunun K. Kürdistan'da toplaştıkmı ve bunların toplam ailelere nisbetle önemli bir niceliğe sahip olduklarını görmekte yarar vaı·. Tablo'dan görüldü!rü gibi .I,\irkiye toplamı 71.077 oıan ortakçı ailelerin %61.2'siı kiracı ailelerin. %56.1'1. ~;..,Kürdistan'dadır. Ortakçılık ve kiracılık biçimindeki tanm işletmeciliğinin, ki bu koşullar altında işlenen topraklarda feodal üretim ilişkilerinin sözkonusu olduğuna işaret etmiştik, özellikle K. Kürdistan'da yaygın

lOS


Sayısı

Türkiye K. Kürdistan 47 il

3.802.805 981.699 . 2.821.106

Ortakçı

""]

43.544 27.53

Kaynak: KiBKEE (1963-1967).

Kiracı

11.~1 6.325

ı,eısı

1.074.727 { 295.580 779.147

om

Çiftçi Aile

TABLO: 25 Hiç Topraksız Alleler Tanm

U41

Toplam 1.158.070 345.449 812.621

ww

w.

ne te

we .c

bir gerçektir. Bu rakamiann gerçeği vansıtmadığı, feodal iliskileri gizlediği bir yana, ortak~ı-' lık ve kiracılık biçiminde tarımsal üretimde bulun{!ın aileler tablo'daki S@:Yılardan ibaret değildir. Çünkü, bu rakamlar sadece hiç topraksız olup ortakçılık ve kiracılık yapan aileleri göstermektedir. Oysa K. Kürdistan'da küçük topraklı aileler içinde de ortakçılık yapan ailelerin sayısı bir hayli kabarıktır. Toplam çiftçi aileler içinde bu tarzda üretimde bulunanların toplam sayısı­ nı ve bu tarzda işlenen alanların ağırlığını bilemediğimiz için burada saglıklı bir oran elde etmek mümkün olmayacaktır. K. Kürdistan'da feodal ilişkilerin gücünün bu rakamlara dayanarak saptanamayacağını vurgulamakla yetinelim. Ayrıca, Köy Envanter Etüdlerinde tarım işçisi aile olarak gösterilen ailelerin gerçekte hangi statüye sahip olduklarına değinmiştik. Bunların ağırlıkla özgür işçi statüsünde olmadıklarını, ağıt bir feodal baskı ve sömürüye tabi bulunduklarını söy;emiştik. Elbetteki, ücretli işçiliğin gelişme derecesi kaP;;_alist ilişkilerin gelişme derecesinin en önemli göstergelerinden biridir. Ne var ki, .. tar'm işçisi aile• savısı, tarım işçisi aileler özf!ür emekçiler olmadıkların­ dan K. Kürdistan tarımında kapitalizmin gelişme dü/r;:;ini ölçmede bir gösterge olarak alınam-?.z. Tarım işolduğu açık


te we

.c om

çlsi ailelerin çalıştığı alanlan kapitalist tanm işletme­ leri olarak göremeyiz. Bu, resmi kaynaklardaki verilerin içerdiği esaslı yanlışlan görmemek olur. Şayet, bu verilerle Kürdistan tarımında kapitalizmin gelişme derecesini belirlemeye kalkarsak hangi sonuçlara ulaşı­ rız? ]'anında kapitalist üretim ilişkilerinin Urfa'da, %33.5, Diyarbakır'da %31.9, Antep'te %32.5 olduğu halde, Hakkari'de % 42.6 olduğu son ucuna ulaşırız. Yani J5ü~<i!?.Y:l:ı:Lt?.nmıilllıı.=Jtapitalizmin en çok gelistigi IT Hakkari olur cıkar. ~sa, Hakkari kapitalizm-önce~i üretim ilişkilerinin TartıŞiima-i bir ağırlığa sahip oldu~u1Ümizdir. Buradan şu sonuç çıliailti.KEE'ni:ri «tarım İŞÇisf aile,. olarak tanımladığı kategori, ücretli işçi kategorisi değildir ve dolayısıyla kapitalizmin gelişme düzeyi araştırılırken ölçü olarak alınamaz. Mülkiyet Açısından Kürdistan Köyleri ~entlerU

(Ağa

Köy ve

ww

w.

ne

Dr. Hikmet Kıvılcımlı, 1932-33'lerde yazdığı ·İhti­ yat Kuvvet: Milliyet <Şarkl,. adlı kitabında bu konuda şunları söyler: • ... Kürdistan'da iki çeşit köyler var demiştik: ı- Ağanın idaresindeki köyler, 2- Serbest köyler. Fakat ağanın idaresindeki köylerde ayrıca iki çeşittir: al Ağanın köyü, b) Ağa idaresindeki köy. Baş­ ka tabir ile üc çeşit köv; var; ı= Ağanın köyü: Ağanın tapu mülküdür. 2- Ağanın idaresindeki köy: Sözde toprağı ekenlere ait olan fa~ dereb~atentesi altında bulunan köy 3- Serbest köy: Yani muhtarla idare ediİen Ye güya ağanın karışmadığı köy ... Hakikat halde bu üç çeşit köyde bugün fiilen Kürdistan ağa-beylerinin emrindedir.,. CA. g. y, s. 77-781

Kırkaltı yıl evvel yazılan bu gerçekler büyük ölçüde bugün de Kürdistan'ın gerçekleı:-idir. KİBKEE'ne


.c om

göre <Ta~!o: 21) Türkiye'de mülkiyeti bir. §ahsg ait 23'L. bir aileye ait 259 vEL,Qir sülaleye ait 201 köY olmalç ü~ re toplam .m. köy mevcuttl;!L Bu tip ·köylerin hemen hepsi K. KürdiStan'dadır.:. Mülkiı:eti bir _§ahsa ait_glan. köylerin 231'i, bir aileye ait..~anların 230'u, 'bir sülı!-~ ait alaniann 173'ü Kyrdist,.an köyleridir. Demek ki, tart lam 697 olan Ağa köylerinın_~4'ü K. Kürdistan'dadır. TABLO: 28 K6ylerfn Mülkiyet!

AOa

Köy

Bir

Bayısı

Halkına

Şah sa

Bir Aileye

Bir Sül61eye

Toplamı

11.208

10.572

231

230

173

634

te we

Köy

Köyleri ... %

6

Kaynak: KIBKEE (1963-1967). Aynı koyna!lın 1970'de tamamlanon SOnuçlarına göre, Ağa köyü sayısı: 943'tür. Bu köylerin tarım toprakları: 18.972.315 dönümdür. Bu köylerde 22.577 aile yaşamaktadır.

ww

w.

ne

Resmi istatistiklerde verilen rakamlara göre K. Kürdistan'da Ağa köylerinin toplam köy sayısına oranı yaklaşık % 6'dır. Geriye kalan 10.572 köy ise, sözde köy halkına, yani köylülere aitmiş. Tarımda feodal üretim ilişkilerinin ağırlığı kimilerince işte bu rakamlara göre saptanıyor. Buna göre, Türkiye'de feodal kalıntiların ağırlığı %2, Kürdistan'da ise %6 oluyor. ·Türkiye'de bu tip köylerin 700 civarında olduğu ve bunun %70'inin altı ilde olduğu düşünülürse, bu kalıntının %2 oranında bir ağırlık taşıdığı söylenebilir.• (Özlem ÖZgür, Türkiye'de Kapitalizmin Gelişmesi. s. 151) Resmi istatistiklerdeki verller temel alınırsa elbetteki böyle kemik sonuçlara ulaşılır. ~ir defa KEE Ai& köylerinin sayıslllJ_ tam olar§k vermemistic Elbetteki bu bilineli b~r~!!_­ <Jy:,_ fs~il Besikçi, bu rakfH!ılann güvenilir _ol~ı~~--

108


Nusay bin ve Cizre' de vqptığJ­ izre'nin mız ara§tırmalarda durum u şöyle saptadık;a_Ç 21 köiii vardır.-Bu köyler in 23'ü bir a&aya. veya sülaJ~­ ı.e.J!:it oldug u halde.lj{İBKEE'de 'Qu rakam sade~t'=. r_ak _g9_ş~mektedir. CKİBKEE. Mardi n. Cizelge: 31l sülale re Nuş~y_~j_p.)n~- 72 köyü vardır. Burad a Ağa ve ait~~2Y~~yısı 56 oldui u ba.lğe KİBKEF;'nin ııdı geçen Wt.{\_!)_ıpda !-~olarak gösterilmiştir. Öte yanda n, Diıarba­ !t !ı.(d_~.]~ı>ıJag ~öy tJI?olojisi çalısmasına ~?.~ 7_5l_t& 250_ toplam üzere _ağalara, ı 75'i de sülale re ait olmak k..9:t:ün mülkil _etinjn ağalara ait olduğu saptanm~!:: Q_ysa bu Diyarbakır Envan ter Etüdle rine göre, sad~e 70 gösterilmiştir ,. <Do[ffi Anado lu'nun Düzen i, s. 6l! Resmi kayna klarda ki verile rin ne ölçüde yanıltıcı ve yanlış olduğu açıktır. Beşikçi devam la şöyle der: «Öte yanda n, Doğu Anado lu'da tek bir köyün mülki yetine sahip olanla r yanında, tek bir kasah aya sahip olan sülale ler bile vardır. örneğin, son 8-9 yılın bir kasaba &, mlilkiye.ciaJıŞilo,E!_pöyledir. Tama men bir sjilale uia -----tinde olan bu kasah ada Belediye, özel idare ve mer--,....

te we

.c om

~: •Örneğin,

ne

m_~_ ke~_t_i~ar_enin memurlar!..P.it~--~K~~~-ı:l.l!lı__J~ndfg':

ww

w.

v~.: 1.2~2 a-Ynı~fuı da feadal.y8.pının, ırn­ bütün lük ~-lllerinde devlet bı'irokrasisi ile sıkı bir a mülki Burad . iç!n.®_QJ.duğunu ortaya koyntaktadır yapı kuüst yet ve üretim ilişkileri, akrabalık gibi bir rumuy la sıkı bir biçim de bütünleşmiştir.• CA. y, s. 63) Buna bir başka ilginç, fakat gerçek bir örnek te biz verelim. En iyisi, sözü hem büyük bir toprak ağası hem de Urfa CHP Millet vekili olan Celal Paydaş'a bırak-mak: bir yeritı-... ·Hilva n, Urfa yöresi nin çok geri kalmış boyu'diz diğine dir. Orada sefale t çembe ri alabil dur. Her zaman orada sesini duyurmuş, kendi ni kabul ettirmiş 4 aile vardır. Birisi bizim mensu p

109


olduğumuz Paydaş ailes idir. Biz aşiret olar ak ğil de aile olar ak bilin iriz. Bizi m dışımızda bir

.c om

deSüleym anla r Aşireti var, bir İzollar, bir de Mus tafa Kılıç'ın men subu olduğu bir aile var. Yan i Hilvan, , bu 4 alle üzer ine kuru ludu r. Biz öted en beri CHP 'Iiyiz . CHP 'nin iktid an bizim elim izde . Gerek Bele diye Başkanlığı, gere k İl ~nel Mec lisi. Muhtarlık heps i CHP 'Iidi r. (_Ya ni Paydaş ailes inin elind edir . TEKOŞİN> ...

ww

w.

ne

te we

Bele diye baştan da dediğim gibi Paydaş a.ile sinin elind e. Hat ta baba m 4 devr e Bele diye . Başk anlığı yaptı. Milletvekilliği de, İl Gen el Mec llsi'd e, Muh tarlık'ta bizim elim izde idi. Herş ey bizd en olm asın diye düşiindük.• (Aydınlık, 30 Haz iran 1979 , s. a, a.b.ç J Burj uva basınında yer alan bu ı>özlere ilave edile cek bir şey olm asa gere k. Bir ilced eki, hatt a bir ildek i tüm ekon omik ve polit ik iktidarın bir ya da birk aç feo<;!~1 topr ak ağasının elind e nasıl tekelle~Jtiiini bu -~ t~~çık__ ol~!:~l:t görm ek müm kün. Yine Çu örne kte tüm ı;ıolitik yaşamı kont rol eden unsu rlan n aynı zam anda Kür dista n'da feod al üret im ili.§.kilerJ,njn en ir.!J.~m.ş!lç}._ L~tl__Q.l..duğ],my_görme~teyiz .Yan i kimi çevr eleri n sandığı.riın aksi ne feod alizm in üst yapıdaki haki miy eti ekono mik yaşamdaki haki miye ti ile gene llikl e bir içiçe lik, bir bütü nlük taşıyor. Feod alizm in üst yapıda egemen , faka t alt yapıda egem en olmadığını ileri sürm ek Kür dista n gerçekleriyl~Lbağdaşnuyoı:. Çün yuk anda göst erile n örne kler Kür dista n gerçeğinkü, in bir makati gibi dir. Aynı gerç ekle ri sade ce bir kısı m il ve ilçele rde değil, ülke mizi n büyü k bölü mün de gözl emle mek zor olm asa gere k. Açıktır ki, Köy Env ante r Etüd lerin daki bilgi lerle

110


ww

w.

ne

te we .c

om

Kürdistan'da hakim üretim biçimini saptamaya kalkarsak, kapitalizm hakim üretim tarzıdır demek ola ki mümkündür. Fakat, mümkün olabilen şey ile gerçek olanı ayırdetmek gerekir. Gerçek ise, K. Kürdistan'da Ağa köylerinin resmi ra~amlan~~~YJ!L.Q.ştü_.rrd~.m.::_ duğunu, dahası, yalnız a~__köylerini~~ğg_~~_kent­ lerin irl-·dahi-bu 1üiid$nu (hem-Çi~_ R.~k. _çQk) .. gös_termekt~dir..=Bir--diğer olgu da, feodal baskı ve sömürünÜ;;-~adece ağaların mülkiyetinde ki köy ve kentlerle sınırlı olmadığıdır. A_ğ_a~nn siJiı.hlı hjrljkleri ye gelewksel nüfuzları sa~esjnde__bıı._alanlarm çok öteleri.ne... -tB.ştığıdır. Ayrıca, öyle köyler vardır ki, köyün bütünü bir tek kişiye ait olmadığı halde büyük bölümü bir kişiye aittir. Fakat, envanterlerd e bununla ilgili rakamlar yok. Orada yerleşme biriminin bütünü esas alın­ mış. Bu açıklamaların ardından şunu diyebilmek mümkün olsa gerek: K. Kürdistan'da kaç ağa köyü vardır demek yerine, ağaya ait olmayan kaç köy vardır demek ve bunu araştırmak gerekir. Sanırız, bu ikinci yöntemle sorunu araştırmak, biraz daha kolaydır. Öyle yerleşmeler biliyoruz ki. neredeyse her köyün bir ağası, bir hakimi vardır. Sözü uzatmadan Kürdistan'da feodal sömürü ve baskının egemen sömürü ve baskı biçimi olduğunu resmi kaynakları bırakıp, Kürdistan toprağına indiğimizde görmemiz pek zor değil. O topraklara döndüğümüzde ise yer yer burjuva bası­ nında bile yansıyan şu acı gerçeğe bütün somutluğuy­ la tanık oluyoruz: « .•• Köyünü, toprakları, meralan, hayvanları, evleri ve ortakçılan ile birlikte satıyor­ muş.,.,.

(31.3.1978)

Toprak Mülkiyeti Durumu ve Tanmsal İşletmelerin

Yapısı

Resmi kaynaklarda toprak mülkiyetinin

dağılımı-

lll


ilişkin

na

veriler bulmak zor. Sadece işletme büyüklügöre toprak düzeni hakkında bazı bilgiler· mevcut. Mülkiyet ve işletme durumu ise avrı seyler. ..Ia.prak mülkiyetL toprağın özel mülkiyet olarak hangi tarzda paylasıldığını göster;r. ,İşletme durumu ise._ topr~iın mülkiyeti ile belli ölçüde bağıntılı olsa da farklı Q.ir olgııdm: Şöyle ki; .;.ı_ t_~_tmeci, işlediği toprağın öze~ mülkiyetine sahip olabilir. bl IşletmeCf,lijediği tmıra: >"'"--*. »n.c . ğın özel mülkiyetine sahip değildir, anlaşmay],a saptanmış koşüllara göre ortakcı ya da kiracidır. Ort'ak-çılık ve kiracılık gibi biçimlerle işlenen toprakla~n mülkiyet durumu resmi kaynaklarda belirsiz olan bir durumdur. Bu durum, toprak mülkiyetinin dağıllnıını saptamada güçlük çıkarmaktadır. Çünkü, mülkiyet iİe işletme arasındaki bağıntı gizli kalmaktadır. Ne var ki, toprak. lann işletme büyüklüğü bakımından dağılımı da toprak düzeni hakkında bazı bilgiler üretmeyi mümkün

te we .c

om

ğüne

kılmaktadır.

TABLO: 27 Toprak Mülkiyet! Büyüklül)ü Aile Adedi %

ne

Alan

(DK)

0.10 11 .25

w.

26-50

178.038 128.110 114.444 48.808 38.401 39.517 22.037 569.355

51-75 76-100 101-200

ww

200+

Toplam

31 .27 22.50 2010 8.57 6.75 6.94 3.87 100.00

Tarımsal Işletme BüyüklüOü işletme Alanı %

925.859 2.224.316 4 289.066 2.920.340 3.431.711 5.684.300 11.510.852 30.986.444

2.99 7.18 13.64 9.42 11 .07 18.34 37.16 100.00

Kaynak: cDo() u Anadolu Bölgesi•. ii B /PlGM/BPD/1970 yarartan ıto. nılorak düzenlenmiştir . Rakamlar Sivas hariç 19 ll Içindir.

Tablo'daki veriler 1964 yılı baz kabul edilerek buolup 1963/1964/196 5 yıllarına ait verilerin orta·

lunmuş

112


Bu verilere göre, o ila. 100 dekar arasmda topratı•oıan çiftçi ailesi toplamı 507.801 olup, bu da topiam çiftçi ·ailesinin %89.2'siiıe tekabül etme~. Yine, o-100 dekarlık işletmelerin kapladığı alan ıa 791. 292 dekar olup, toplam işlenen al~ %44.5'una denk düşmektedir. 101-200 dekar arasmda toprağı olan çiftçi ailesi sayısı 39.517 olu_p, topı&m ·çiftçi ailesinin %6.94'üne; aynı kategorideki işletme ünitelerinin kapladığı alan 5._684.300 olup, toplam. alanın %18.3'üne tekabül etmektedir. 200 dekardan büyük toprağa sahip çiftçi ailesi. saY!Bi 22.037 olup, toplam ailelerin %3.87'· sini, aynı kategorideki işletmelerin toplam alanı ise 11.510.852 dekarla tüm işletmelerin kapsadığı alanın %37.16'sına tekabül etmektedir. özetle, toprak sa.bibi !,!lelerin %89 2'si ançak zP ilA 100. dekpf arasında bir_ toprağa sahipt;p: İsletmş büyüklüğü acısından ba,ktığı­ mızda ise g..ıoo,dekarlık işletmeler alanı toplam alanın !!1·5'uni. yani hemen hemen yansına yaktaıımakta­ ğır. Ayrıcı&.. 200 dekardan büyük topraia sahip aileler. ~lam ailelerin <ya da nüfusun) % 3.9';y gibi küçük bir_ böb'imiiııü alııştıırduklan halde, bu hüyiiklükteki işlet.2's1dir.. lam alanı nı t Kürdis· · Bu rakamlar hangi gerçeğin adesidir? işlAf­ ~,pm küQOk ız• ~·sta kjjçük toptak mülkiyetipin mQlerip,in ağırlı&-ının ifadesidir• Afnı amanrta bu rakamlar Kürdistan kırında feodallzmin. feod.al özel mülidyetin boyutlarını ve dolayısıyla toprak, devriminin ö_nemini göstermektedir. Ülkemiz tanınında küçük mülkiyet ve küçük işletme ile feodal büyük mülkiyet arasındaki bağı ifade etmektedir bu rakamsal gerçek. Bu iki olgumin birlikte yeralması doğaldır. cÇünkü feodal toprak mülkiyeti, özünde, kÜçük işletmeye dayanır. Ne denli büyük toprak mülkler olursa ·olsun, bunun toprak sahibi tarafından işleneni dışında kalan

ww w. n

et ew

e. co

m

lama.landır.

113


topraklar, ortakçılık ve bazan da kiracılık biçimi~de, olarak işletilir. Bir kişiye ya da aileye ait büyük topraklar, hatta bir veya birkaç köyün toprakları, toprak sahibi ailelerin işlediği alan hariç, tarlalar ha· linde, ortakçılıta verilir. Ortakçının emek gücüne ve çok zaman üretim aracına· göre, üç-beş tarladan sekizon tarlaya kadar, toprak, işletmelere bölünür. Mülkiyet büyük oldup h&ldtı is}etmeler kücüktür.Feoda.l t.a.o.ının küçii& iilt2t!Mifı! mC!!anması, özünde üretim a_raclarıDJJ] kı1~:jj~J.Iıı.AJma.sındap dolan<ıır.. Üretim araçlannıa. ~. V4"· gti.çbl olll!§.Sı (karasabınm yerini, tr&Jdôr• ve 'pullutuniın, orağin ve tırpanın yelini biçer~r makinesinin alması> halinde -işletmenin ~teJ.iiinin nasıl ye ne anlamda değişeceği konusunu bir y$11& bırakalım-, bu küçük işletmelerin yerini daha büyük işletmelerin alma olasılığının ortaya çıkması doğaldır. Ama feodal mülkiyete damgasını vuran, onun hem toprak alanının büyük olması, ve hem de tek bir işletme olarak işletilememesidir. Kölelik Cya da im· paratorlukta kull~arda>, toprağın büyük işletmeler halinde· işletilmesi, köle veya kullarm sayısına göre, olanak içerisindeydi. Feodal mülkiyet bu bakımdan farklılık gösterir, ve burada, işletmeler aile birimlerine göre bölünür. Bu feodal işletmelarm bir başka özelliğidir. Burada özgür ücretliişçi değil, aile topluluğu vardır.• <Toprak Reformu Kongresi-1978, M. Erdostl. Bilindiği gibi feodaliteyi niteleyen özelliklerd~n birisi, de ürettm teknoloJisinin geri ve ilkel oJnŞJıdıır Yam \&. retim kara.sa.ban. kağru. öküz vb. gibi üretjm araçla.-. oyla yamlmaktadır Bu yıjı.dendir ki, tAnmda küçük çaplı işletme birimlerinin taşıdığı ağırlık feodal üretim @lkilerinin ·ekonomide tatıd•jz ağıdığın bir ıösteaesi glmakt&tır MfiJkiptjn hıiyiik, işletme}edg Jniçük olması fAndo.Jiz:mtn 6zü ile ilgili bir dunımciur. •.: ~özün-

ww w. n

et ew

e. co

m

parçalı

114


ile, üretim

ara.Qlan.nın

küçük ve

cılız olrnyıpdan

dokt:'

.,Dğır.•

m

Denebil ir ki, bu, on beş yıl öncesin in manzarasıdır•. Ancak. bugün durumu n büyük ölçüde değiştiti iddia edileme z. Devlet Planlam a TeşkilAtı'nın bir araştırma-­ sına göre (1974) ·Doğu ve Güneydoğu Anadol u·da hane halkı reisierin in %66.17'si ı-so dönüm topraga sahiptir. 1-50 dönüm toprağa sahip olanların kontrol e~ ise tikleri ve işledikleri arazinin , toplam araziye SSt.toprağa dönüm 500 ila 100 % 19.3 gibi bir orandır. hip hane halkı reisierin in sayısı toplarnın %14.93'ü olduğu halde, kontrol ettikler i arazi toplarnın %47.75'idir. soı ve daha yukan tanm arazisin e sahip hane halkı reisierin in oranı % 1.15, sahip oldukla n ya da kontrol ettikler i tarım arazisi ise toplarnın %12.78'i kadardır.

et ew e

.c o

oram

TABLO: 28

Büyüklük

398.042 106.743 89.791 6.929

ww w. n

1-50 50-100 100-500

Hane Halkı Reisi Sayısı

501+

% 66.7 17.74 14.93 1.15

Dönüm

"

6.940.154 7.247.995 17.168.720

19.30 20.16 47.15

4.595.885

12'.18

Kaynak: Doğu ve GüneydoOu llleri Sosyal Yapı Araştırması; DPT. KÖYD, Ankara, 1974, e. ·tas.

Bu rakamların gösterdiği gerçekt e K. Kürdist an'da küçük işletmelerin ağırlığıdır. Toplam toprakl ann %12.78'ine sahip olduğunu gördüğümüz %1.15 nispetindeki grubun (toprak tı.ğalan) önemli bir bölümü kentlerd e oturmaktadır. Kentler de yaşayan toprak sahiplerin in %73.5'u 501 ve daha fazla toprağa sahip gruptandır.

pıkemizin kırlarında hızlı bir mülksüzleşme,

top-_ 115


ralrt an

VA

Jiret jm araç Ja,p ndap kopUS SÜre cjnjn

yaşa.n­

d!ianı da unu tma mak gere kir. ~ülksüzlesme olayı ka.-

pital i.st geli:aimin bir göst erge sidir . Faka t, sade ce mülk görm ek yete rli değildir. Bu işin bir yanıdır. Mülksüzleşme olayına para lel olar ak . tarımda !icre tli iıU;iliiln gelişip gelişmediğine de bakm ak gaz=e:. kiı; Soru na bu vanıvla eğildiğiın izde, mülksüzleşmeyle at başı Yürü van bir proleterleşme süre cini n varlığından bahs etme k zord ur; Bu. nok ta kapitalistleşmen in nitel iki ile ilgil idir. ,!ür diat an'd a aelis mek te olan kapi taliz min sahi perd e oldu~Jl' · gibi · kırlarcia da baki m biçim i

.c o

m

smleşine -olg usun u

·~mı de~miracror ka~italizmdir. Yö~ ~lke mizde {aroıan· hil.k Uim tne

:.t i ve

&iderek

a.rlık

ve

gçlişmesi

)

k kapii~ ·

et ew e

eıupeı:yalizme ha.ğımıı oıa.n bir kaRit.a.lizındtr Dola,yısıyla feod alizm le birli kte korn prad

ww w. n

Qr kapi taliz mde ülke mizd eki en geri ve geric i üret im ilis-. kiler i kate~m.Jsine &irer. Ülke mizi n şehirler inde ye k.ır­ l!Wn da. mill i nitel ikte kapita,lişt ilişkiler de roevcutt;w:. , Anc ak, belir li bir ölçü de üret ici güçl er düze yine u~ ~üşen bu kapi taliz m Cmiill), kapi taliz min haki m biçimi değildir. Ve gelişmesi ensellendiği icin za,yıf bir tQ: numdadg;~ Kür dista n'da kapi taliz min bu kara kter inden ötür ü, mülksüzleşmeye ve tanr om maki nalaşma­ sına para leldüşen bir süre ç gözl emle mek zord ur. Feoda.lizmle ittif ak içeri sind eki kom prad or kapi taliz m bu süre cin enge lidir . -lÇürdistan ta.omında. roakina}a~ma, topr ak topla~­ ma.sı ve mülksüzleşme gibi süre eler ver alm akta faka t. mülksüzleşen kitle ler aynı alan da Ücre tli işçili"e öner oli ölçü de geçe rnem ekte dir Tapm-dışı alan lard a da bu imkA n oldu kca sınırlıdır. Böyl e olun ça aynı alan da, pro lpter lesm e süre ci yeri ne. hızlı nıjfns artı9ııım fJa beıtle dip bir yığılma ve l"O.moen pmleterleşme sılr ed göoJ J-

mektedlr.

118


et ew

w. n

ww

m

e. co


ds,:betiri1Jı bir kutupla.şma yer almıyor. Köylülük hoyaplf,taa:~tan oık~. fabt, onu bir yan..

IN)jen.Jm··

aa:~ pr-o~ası; öte.· yan~e\.tanm burjuv~is.i

ve grup olarak üç ·ana

ı.

e. co

m

ikiamin ortasmda.. orta köylül~ ıutlinde tasnif etmek mümküh değildir. Farklılaşma. bu boyutlara ula.şnııt .değijdir. Bu ıied.enle kırsal alandaki sınıflan ancak. ~ald. tarzda koyarsak somut duruma uygun düpr bir belirleme yapmış· oluruz:

Toprak ~~AQI&ri.

~· Z«tnıJı{Köytüıük,

et ew

3. Orta Köylülük, 4. Yoksul Köylülük, 5. Tarım Proleteryası. Köylülüğün lar yukandan ~ya bu beş gruptur.

aynidığı

grUp-

KUZEY KüRDiSTAN 'DA SANAYİ KAPİTALİZMİNİN DURUMU VE Y APlSI

Bir toplumun ekonomik

yapısı,

sanayi,

tarım.

in-

şaat, ii~t. ulaştırma ve diğer hi<c.nısiJ~r e.skLün1 viDlfl.k llzete beş ana sektörden oluşur. Tarım ve sanayı

üretken sektörleri oluşturur. Bir önceki bOIQınde OJ.kemizdelti tanmsa.l yapıyı incelemiş bulunvJQnız. Bu bölümde ise ana hatlanyla sanayileşme­ d:llzeyt ve yapısı üzerinde dura.Caıız. S8iı&yi sektörü lr,endi içinde, imalAt Cyapım), ma,. dencutk .ve enerji sanayi olmak üzere üç kesime. aynlır. Sanayinin bu üç aİ~mnda. ülkemi7,dekj durumu görmeye ç&lıf&)ım. asıl

w. n

stktörleri

ww

mn

.

IMAJAT

111

'

...·

lT~· S4NAY1:

~


. j

-

ç tutuıursa. ilk sana yi tesisleı'in:in ~O'lar<h!n itiba bi·

edlld igini görm 6kt& ya. Bun un ~enlerin1 Önce mev cut sana i.Z ilerid e açıklamaya çalışacağız. dura hm. inde ilerin nicel igi ve niteliği ü:t.er ınşa

om

tn

kuTabl o 29 da K. Kürd istan 'da sana yi tesis lerin tn tabio yu incelediğiLlluş tarih leri göste rilme kted ir. Bu . üzde şunlan görm ektey iz: içki, tütllıf.1lo­ "'- 1) 1940 'lard a mev cut sana yi, gıda, mal:uma, deri gibi hem en hem en bütü nüyl e tüke tim :ı.n ürete n sana yiler dir. sana yiler sade ce, ;.( 2) 1940.50 döne mind e aynı tip il'de kurulmuş­ üç iazia ntep , Erzu rum ve Elazığ gibi ir saur. Bu on yıllık döne mde geri kala n 16 il'e hiçb tayi yatınmı yapılmamıştır. göre sanayileşme­ ~ 3l 1950 -60 döne mi önce ki yıll~a . Eski tip lin nisb eten hızlandığı bir döne m olmuştur kimy a, petra l gibi ıanayilere kauç uk, meta l, mob ilya, Sana yiler in c»&iftir. reni türd en sana yiler ilave edilm lmek tedi: t. görü ~aft dağılımmda da bir yaygınlaşma

ne

te we .c

i

1960 sonr asmd a. ise p:la san~yilerinin.l:1ulun~a­ oprak (çiiığı bazı iliere gıda, diğer b&zl iliere ise taş-t mı gibi yapı mento>, mAdeni eşya, giyim , taşıt araç lan ;ana yiler kuru lm,t ur. hiçb ir yatı­ 9' 5) Tabl o'da yera lmay an altı il'de ise nm sözk onus u değildir.

ww

w.

-"' 4)

n· Tabl o'dak i bilgi lerin ışığında 1940-63 yıllan araSı saat imal iren daki duru m kısaca budu r. 1964'den'Ii."ffi ebilinayi ndek i gelişmeleri ise aşağıdaki tablo 'dan izley riz.

118-


co m

T D

Erıınc:tn

E'rzuru~

Gozıar·tep

toş.top.

•·

gıda

3

T

10

D

4

()

.6

T

& 1

D

o 1'

1&

D

t

o

1!\

T

4:~

·D

4

o

·30

,...yen

gıda

dokuma

metal

3

Bilin-

kimyo

dokuma

dokuma

teki tiltOn gıda

ww

eıazıo

·o

2 tutOn

3

t\

ew

Dlyarb:ıkır

o

·3

(83 ve sonrası)

(toa)

(15-58)

et

o

w. n

.T

{41Ml ' ('SO.S4)

(4044)

1140 Bitila

e.

TABLO: 29 KUZEY KÜRDISTAN'DA SANAYI TESisı.piMIN. KURULU' YILLARI

cı ert

14 (ııda 3 lckl 3 dokuma 3 kimya

oCaç gıda

kimya

Içki

gıda

gıda

metal Içki

dokuma

mad.

ız.a.

makine

2

taş-top.

gıda

metaı··

kauçuk dokuma

3

matbaa 4 gida

matbaa kauçuk · 4

5 gıda 2 Içki 3 dokuma 2 metal

gıda

2

3

mobil

6 giyim

gıda

taş-top.

makine

gıda

4 gıda 5 dokuma kimya

gıda

metal

2 gıda 3 dokuma kimya

taş-top.

1 metal

mad. iza. 1 dokuma kimya


6

D ö

T Siirt

D ö

Adıyaman

T D ö

Urfa

T D ö

Von

T D ö

-

co m

T

tutün dokuma metal

gıda

dokuma

tut ün dokuma

dokuma

2

2

···--·

-T·

gıda

gıda

e.

Maraş

D ö

aoKuma

gıda

gıda

gıda

toş.top.

gıda

dokuma

ew

Malawa

10 4 6

2

6

3 3

mad.

eş.

et

T

-3

kimya petrol dokuma petrol

w. n

D ö

ww

Kars

Kaynak: Doi;iu Anadolu Bölgesi, Imar ve lskOn Bk. 197 O, 19 ll için. T - Toplam. D - Devlet. ö.- özel. Bu tablodaki bilgller tOm sınai kuruluşları lçer mektedlr,

tütÜf'

gıda

mak. son

clmentc gı~a


co m e.

TABLO: 30

10 VE DAHA FAZLA KIŞI CALIŞnRAN IMALAT

1 8. 4

-

Toplam

-

21}

2S7

2n5

3102

10.U

2.7

3.2

.1G1

Soyısı

17.036 326.000 5,2

w. n

K.tt T.C. K.K.IT.t.

ı,cı

Devlet

.

18 7 8 '"•ri Sayısı Ozel Toplam

ı,cı Bayısı

\

et

o.tet

Işyeri Soyısı Ozeı

SAYISI

ew

IŞYERI

49

407 12,0

5737

~

239 6144

3,3

3,8

-.3§.332 724.385 4,7

Kaynok: 1) Sanayı ve ltyerler l Sayımı. Imalat Sana'(ii, 1964. DiE, (19 ll icin).

ww

2) Yıllık imalot Sanayi Anket Sonuçları, 1976, DiE. (20 il ıcını. 3) Toblodo c •.• devlete ait olanların tümü lle özeı Kesime alt 10 ve daha fazla kişi çalıştıran işyerleri kapeanıYı ıftır.t


1964 Sana yi ve

İşyeri Sayınundan.gÜn,üınüze. k~~

P\1

ill~tpıelercte; ç~; sanayii.işyerleriı).in ve iiour~ Devl et ve lışan işçilerin sayısında .bir arlıt ~~~\l n> sa~ı ÖZel imAlat sana yi işyerleri UO.+kişi ça.lıştıra

dar imAlat

".'

•>'/.

,.

.

üstü nded ir.. ıoı'den 239'a li deNe var ki Türk iye'y e nisb etle bu. ~rtış pek önem Tür~ sm)n sayı i işyer ğildir. 1964'de K. Kürd istan 'daki k düşü kça. kiye toplamı içind eki oranı ~·gibi oldu gi· yıl bir orandır. 197QJ;ia ise bu ora~r. On iki bir -de~işildiğin; bi önem li bir zam an dilin}inde .: · · . ·· -. . olmadığını görm ektey iz. all çalış e. yind sana 1964'de K Kürd istan 'da imal at şi; l976 'da ~- %4,' f. işçi sayısı Türk 1yo toplamının %5,a' Kürd is· sidir . Anca k işyeri sayısındaki artışla. :b.ex:aber dnus usözk tış birar i misl iki Pt-n' daki işçi sayısında da

om

çıkmıştır. Artış,.yüzde.yüzüıı

te we .c

·craar

d~.

.

ww

w.

ne

ve 1976 yılında bile, Ağn, Bingöl, Hakk ari, Mar din ait re Tunc eli gibi beş il de ne devl ete ne de .özel sektö r yok(10 ve daha fazla sayıda işçi çahştıra~) fabr ikala sek,.. özel ı 190'n ete, devl tur. Diğer on beş il de ise 49'u l mev~ luşu kuru yi töre ait olma k üzer e topla m 239 sana 'u.. !ao.s -cutt ur. Yani yapını sana yind ek.l. fabri kala. nn.,: ete ait <levlete %79,5'u 6zel sektöre~tir..J"ak at d•vl iıJçfle­ dtl yimit sana at· imAl inde %20,5 oranındaki işyer in­ işyer ti ncla:ı OllUlı 5 rin %78,7'si; özel sektö re ait %79, çe.-' 3 %21, k de ise aynı sana yi kolu ndal d. iş~leri.n, ane& epn MY"P~ lışmaktadır. .ıma.ıa.t sana yjnd g ~ıP,n. işçil sayıda pölü mü Ante p Siıras, Elitık "*'Malatya ıfrlbJ az . . · . . . . _merkeule.tQR}a.nmı§tır Jin. K. Kürtllsttt.n'da imal at sm.fiyinde ~n ilçile ~ ~~ ~ -sayısı yuka ndak i rakamlardaiı- _lb~t olar sa· meli . Çün kü bu raka mlar sadece. ıô ve daha. fatla

On'd~·

r. · yıda işçi çalıştıran kuruluşları -kapsa:pıa.ıt.tadı raka m· bu ı sayı~ · işçi · az işçi çalıştıran işyerierindeki

123


lara

dahil değildir. Demek

ki, gerçek işçi sayısı bu ra·

kamla.n n kat kat üstünde dir. Resmi kaynak lara göre

~K.

ww

w.

ne

te we .c

om

Kürdist an'da lınalat sanayin de çahşanlann sayısı UJ60'da 59103: l!!~S'de ise 78960 kişiflir. lmalat sanayin · deki işçilerin büyük bölümü nün küçük ~.aplı sa.nayid e çalıştığı görülm ektedir. Küçük sanayi derken, resmi kaynak lar, çalışan kişi sayısı ve çevirici güç büyüklü ğünü esas almaktadırlar. Buna göre, ıo'dan daha az kişi çalıştıran ve so beygird en daha küçük çevirici güce sahip olan işyerleri küçük imalat S{tnayi işletmeleri sayılmaktadır. U970·Ayımına görel. Sanayid e küçük meta üretimi nde bulunan işletmeleri de dikkate almak gerekir . Bu tür işletmelerin özelliği, el emeğinin üretimd e önemli rol oynaması, yani tekniğin geri oluşu; aile emeğinin ücretli emeğe göre daha fazla rol oynaması; dolayısıyla sağlanan gelirin ancak işletme sahibin in geçimin i sağlayabilecek büyüklü kte oluşu. dur. Bu tür işletmelerinde pazar için üretimd e bulun- · duklarını ve ücretli işçilik kullandıklarını zaten biliyoruz. Bu işletmelerin kapitali st nitelikt e işletmeler olarak görülm esi yanlıştır. Özlem Özgür ·Kabaca , s'den daha az kişi çalıştıran yapım sanayii işyerlerinin küçük meta üretimi nde bulunduğu varsayılabilir• <Türkiy e'de Kapital izmin Gelişmesi, s. 213) demekt edir. Sonuç olarak ülkemiızde imalAt sanayin de çalışan işçilerin sayısı küçük sanayi'd e <küçük meta üretimi nde bulunan işletmeler dahill çalışanlarda dikkate alın· dığında yüzbinl erle ifade edilebil en rakaml ara ulaş­ maktadır. K. Kürdist an'da imalat şana~fnde kiiçük çaplı işletiiıeıeriii-oiiemu csay.ı.cal kir Y4)r h.ıttı ı ğı t gü-._ rülmekt edir. Fakat bu tür sanayil erin PiceHği öı:ıemlL olsa, bile topla.m üretimd eki pay:lan mn iQemsjz . olduğu___ ve daha çok yerel ihtiyaç lan karsılamak a.macıyla üretimde bulund uklan söylene bilir. Küçük çaplı yerel sa•.

124


m ew e. co

MADENCİLİK VE ENERJI SANA YI

w. n

et

K. Kürdistan'ın Türk hakim sınıflan ve emperyalizm için hammadde deposu özelliği taşıyan bir sömürge olarakta önemini yer yer vurguladık. Türkiye petwl rezei y.iuln tamamı. demir rezervlerinin %2Z,?i bakırın %24'ü. 6 kromun %32'si, kurşun ve çinkonun % 1 a'Lve mangenezin % 12'si ülkemizde bulunmaktadır Bu rakamlar 1965 yılı için resmi kaynaklann verdiği ve ondokuz ili kapsayan rakamlardır. Ülkemiz bÜtününün olduğu gibi, Kuzey parçasınında maden varlı~ ve rezervi yönünden oldukça zengin olduğu görülmektedir. Siirt ve Diyarbakır petrol yönünden, Elazığ ise bakır ve krom yönünden en büyük potansiyele sahip illerdir. Ülkemizin hemen hemen her ilinde zengin maden yataklannın bulunduğu söylenebilir.

ww

K. Kürdistan'ın maden varlığı ve rezervleri bu alan daki birkaç Türk ve uluslararası tekel tarafından payedilmiştir. Jlu tekeller, Mobil She!1 Cıılııs]ararası tekeller). Etibank, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı ye Ersan Şirketi'dir tIDU;ıank VQ TPAO Türk ka(TPAQ) . E!talişt deyletjekelle ridjr. Kendilerine bağlı yan kuruluşlarla birlikte Mobil ve Shell'den sonra bu alandaki en büyük tekellerdir ..._AJ}ıya.man-KAhta petrollerini iş­ _leten Ersan Şirketi ise Türk öz~l sektörüne aittir. Tablo 31 ve 32 ülkemizde mataneilik alanında dev125


et

ew e. co

m

Ersa nl toplet sekt örü ve özel sekt örün (Mobil, Shel l, ir. j?etr oi (jelam üret imd eki paylarını göst erme kted (başta Mob il ve ınir ye liny it üret imin de özel ttske ller Un ve çin_ShelD bast a gelm ekte dir. Bakır. krom , kl:!r§ devl et te· ci ürge ko üret imin de ise birin ci sırayı söm lik sa· enci kelle ri almaktadır . .J:iir kjye .gen elind e, mad ği hald e, gayj nde, özel sekt.öLJ;llı::in.cL.sırayı isgal_etti a geldiği göKürd istan özel inde devl et sekt örün ün başt sekt ör her özel rülm ekte dir, Gere k devlet~rekse de ~I).'a _}!~_!!!?_ alan da olduğu _g}p_iJ-_Eu alan da _ğ_~Kürd_i_ş__t tan kacın­ vade li ve cidd i boyu tlu _yatınmlaı: ya.ımıak vade de azam i kar sağla­ maktadıı:, Yatırımlarda kısa nma k pomak ve derh al ihra cata dön ük üret imd e bulu n yo:r· mizi ülke Nite kim iitikasına önce lik verilmiştir. uvaz i burj ürge ci Türk altı zeng inlik leri saye sind e söm i her alan önem li mik tard a dövi z sağlamaktadır. Yan manasıyla da olduğu gibi bu alan da da ülke mizd e tam r. bir soyg un ve· tala n yürü rlük tedi tı kayTürk ve emp erya list teke ller ülke mizi n yeral akkayn bu at Fak rdi. naklarına çok önce göz dikmişle ı. rd.m: işletilmesi ve üret ime ~s.n:ı_esi J94.Qli yılla

ların

sa.v~...Ya.

ww

w. n

itiba ren müm kün olabildi.Jkinci~_m.rugyJı.}!şt olm ak üzer e_ özel likle de 1960 sonra_ş_ıp.da b~.~trr>L endiği gö.:ı_U mad eiife rimi z üzerindeki~abetin ~tddı rüld ü. an da stK. Kür dista n ener ji pota nsiy eli bakımınd da marı rate jik önem taşır. Ülke nin ener ji k~ynak1a koşulmuş­ him biçim de Türk kapi taliz min in hizm etine tur. yind e çalışan .1965 yeri lerin e göre mad enci lik sana bun un çok !§_çi sayısı 917~dur. Fak at gerç ek rakamın üstü nde olması gerektiği açıktır. 126


.c om

Bakır

ElôzıO Diyarbakır

Gaziantep Erzurum

Van

o

ö

-

-

991.287 1.642.814

-

-

-

D

322.025 -

- -

47.951

-

o

-

- -

991.287 1.690.765 322.025 -

Ülke

991.287 1.780.433 817.401 -

~~

o

-

145.217

-

14.647

ŞIM

-

-

-

-

D

-

o

8.043

-

2.613

-

-

-

159.864 180.299

10.656

Linyit

Ku"' un

Çinko

D

o

D

o

o

-

-

21.900

-

21 .900

-

()

151.000 17.740 168.740 21 .900

441 21.900

872.622 672.674 270.333 314.326 4.640.728 1.708.967 21.900 11.39<; 21.900 6.4 19

· -

ww

tô9_)

o

- -

Bölge

%

K~om

w. n

Alt Bölge

Demır

et e

Petrol

we

TABLO: 31 ALT BÖLGELER ITiBARIYLE 1965 YILINDA (Petrolde - 1987) BIRINCI DERECEDE ÖNEMLI OLAN MADEN ÜRETIMI (Ton)

.

23.8

67

3,4

-

9,9

~

3,9 ·

~

- ..


TABLO: 32 ALT BÖLGELER ITIBARIYLE 1865 Y!UI DA IKINCI DERECEDE ONEMLI OLAN MADEN UR.:;TiMI (Ton)

(Özel Sektör lçln)

Elôzı() Diyarbakır

Gaziantep Erzıy·ıJrp

Mu;ıgaMı;

1.tı

11

"'/c

10.080

10.080

10.020 12,:380

18

11 G39

60

lOO

F

',

' :.

~,

13Q

'

;

ı

J,

~~

'

136 3819 3

im. Gn. Md.

; ;·

ne t

·"'~

Am,an:

nı-ın

;n

Ülke

Taş K&r.ıürü

11.639

1

Vor·ı

Sodyum Sülfat

Sarii

ew e. co m

Ait Bölge

w.

'Y

rıınl u b]ı· tü.r~,. r...·l

sürecml~'l

ürecin zo-

hlç ş-L:ır.~bt·:::,1L in ~--~:ıiıayinin \re malzemeleri sanayinm büyümcs5_ olgusudur. Nitekirrı K. Kürdistan'da diğer sanayılere göre inşaat sanayindeki gelişme oldukça belirgindir. Kürdistan'da giderek Lıüyümekte olan inşaat sanayii Türk kapitalizminin ürünlerine yeni bir pazar sağlamıştır ...;:riirkiye'ı:ıJn belirli kentlerinden Kürqistan_'ı:ı__tpğla, kjremjt çimento. sıhhi tesisat malzemeleri, tomruk. ahşap gibi sanayj ürünleri ihracı yapılm_;:ı.~adı:r:. Bu tür iiriinlerj

ww

yapı

128


ıraç eden merke zlerin başında, Adana , İstanbUl; &

ve Trabz on gelme ktedir . K. Kürdi:>tan':u-ı yapı malze meler i ür~ten sanaY,il~r ;inde bir tüketi m alanı özelliği taşıdığı ve Türk kapi, sa· :ı.1iunirıe bağ;.mlı ciduğu açıktır. Ne var ki inşaat geUş. nin samışi yerel a stan'd Kürdi .ayiilln büyüm esi ilerin be· :ıesini de kamçılamıştır. Niteki m yerli sanay ğı a· oynadı ı.rli bir gelişme kaydattiği ve öneml i bir rol nayiler :ı.nlann başında inşaat malze meler i sağJH.yan.sa ;elmek tedir. Tuğla, kirem it, kireç, kerest e vb. sanay iler :ibi. İnşaat sanay inde ihtiya ç duyul an malze meler in ö-

ew e. co m

işehir

_ ıeinli lılL.bölmn.üniLbizzat Kürdi stan'd aki yer]j sana.:..

ww

w.

ne t

rller üretm ektedi r. Bu sanay iler bütün üyle yerel tükeimi karsılamak amacıyla kurulmuslardır. Elazığ, Er:urum Malat ya Anteri sözün ü ettiğimiz sanayileriıı..Y.-Q:. üretile n rn.nlaştığı illerdi r Bu az ıtayıdaki merke zde meler i _uğla kirem it, çimen to ve sıhhi tesisa t malze \.ürdis tan düzey inde pazarlanmakt~ğı..r. H~ttA üretinin bir bölüm ü Karad eniz bölges indeki bazı iliere de hraç edileb ilmek tedir Yine ~ürdistan'ın hemen herye rinde ıersel tülqı­ .imi karsılamaya dönük , taş ocakla n, tuğla ve kömü r )cakJa n, kireç ocaklıın, ~riket ve kerest e imalA thaneyayeri WQucvttıır Bu alanla rda ilkel yönte mler hayli · nmaya, azımsa pn olmak la berab er toplam üretim in ;M bir bölüm ü gerçekleşÜril.nı.ektediı:... İnşaat ve inşaat malze meler i sağlayan sanayı alan· ıan Kürt komp rador burjuvazls~ (müte ahhitJ erin eri irileru yanısıra Kürt . rn.ıru .s anayi bW.JuvazİsincJ.e : nisbet en belirg in olduğu alanlardır. Aync a Kürdi stan proletecyasının olduk ça ön~miı bir bÖiüinü·cte ·(daha çok mevsi mlik :Proleter> rlııe· inşa· at sanay indedi r. 1965 verlle rine göre bu aland a 47.022"· 129


gôriilüyo rsa. c, . bu rakam gerçek sa-yının çok küçük bir bölümü ,,ıabilir. Resmi rakamla · rın güvenili r olmadığı bir yana, inşaat sanayind eki iş­ çilerin göçebe niteliği ve bu sanayiye özellikle egemen olan örgütsüz lük, işçi sayısını tam olarak saptama da güçlük çıkarmaktadır. Biz, bu rakamın, en azından bugün için, yüzbinin çok üstünde olduğuna işaret etmekle yetinelinı. ~jirdistım inşaat sanasind e feodal kalm.~ılann tasıd,ığı önep1_i vuq~ula!ll1!9ct!n-8:e.Qımıyelim . .E?2.::. dru kahntun nn bu sanş,.yi alanın!iakLyerir-~ecıda.l lfğkenli (y.fi da feodaD müteahh itlerin_ varlığı ve hem _2~, insa.gt işeiletiDin ya.rı-köy]ü_ye mevsimli k durumu tçözönüne alınd;ğnıc}a_rlaha .<lP tg,şılır olur....

ew e. co m

işçinin çalıştığı

TİCARET

!5. Kürdista n 'da_J:_if!'l:!:.\?,l ..~~-~!Q.ı.:..ı}~ug_elismiş

olanı- _

ne t

_dır. Ülkenin en Q..umnlLtkru:.e.Lmç_r:l.f~~J~r.L.Antep, Ma:

___________ _

Erzurum , ~arbakı latya,. - Elazığ, _,.,.._..... r ve Maraş'tır . ........... Bu iller ticari maliann toplandığı ve dağıtıldığı merkezle rdir. Ulaşım, haberleşme gibi alt yapı hizmet· , lerinin en çok geliştiği, kentleşmenin en ileri olduğu, olabildiği kadarıyla sanayi kuruluşlannın ·toplaştığı, ticari kurum ve kuruluşlannın, pazarlam a olanak ve tesislerin in odaklaştığı iller bu az sayıdaki illerdir. K. Kürdistan'ın Türk burjuvaz isi için meta ihraç alanı özelliği taşıyan bir sömürge olduğunu birçok kez belirtmiştik. Çünkü Kürdistan'ın sanayileşmesi bilinçli olarak engellenmiştir. • ... bir mıntıkanın sömürge vaziyetinde tutulduğu, bir kelime ile o ınıntıkada sınai inkişafın siyasi maksatla rla durdurulmasından anlaşı­ lır.• <Dr. Hikmet Kıvılcımlı, a.g.e, s. 110) ·~ ~den ülkemize ihraç edilen mallar arasın­ ~~~..Q"'»J!r~ otomobil , !!ı_şaa!_~-~~m_esi, ~~.

,_..,.._.,~,··~·

ww

w.

-......,.,.~."'"~

130

'""•'"'"'·--~~~,.,..-.·


!!gr a.

ar

anıklı eşyası, aka.ryakıt, day

lbu ulo l&b a. cam a.

yo, plk ap. dlk ls m'!Jcb:ıala· makinası, tele viz yon . rad an ürönledt-W.Jç!ın:_ vs.J ve dayanıksız {gıda san

ww w. n

et ew

e. co

m

! ı bas ta gel me kte dir · :erv e, şeker. vsJ ijjk etlm mallar edi len .ma llar tae.._ _ i\. _Kü rdb -tan 'da n Tür kiy e'y e ihr aç i ~~~~~erlC; ;anlı hay van fkü çük veder föl hli :tA ııw pey ıi: Lsa . (j[Jj, yapağı, yün , süt ye.p ma llar ile. ku.r Jkle buğday ve arp a) gib i tarımsal gib i mall~.BJL­ uk çap ta), pam ıniş, ma dcn (bü yük -ma mU l ma dde ola · lbra ç ür ünl eri ham ma dde ve yan l ola rak ta dışan­ Cak Olk em jzd en dışarıya. pıamül ma dan ülk em ize gir er. len ma llar özellikT'll rkiy e'dc n ülk em ize ihr aç edi i, Ko nya , Me rsin i!lele İstanbul, Ad ana , İzmir, Kay ser aki bel irli tica ri me rrln den gel me kte dir . Kü rdi sta n'd tancılar kanalıyla per a. kez lerd e toplaşan bu ma llar tap . Ülk em izd en Tür kiy e'ken dec iye ve tük etic iye uzanır adı geç en me rke zle rde ye ihr aç edi len ma llar ise ytn e lr. top lan ma kta ve sev k edilmekt~ tın ve ihracatın yımısı ala ith aki n'd Kısaca Kü rdi sta konuyıl bi:alat ve ihr aca t gib i kav ram lan , İth ur. bud ..-rak koy abi lme k acı,smline n kav ram lar la ve açık ola sen bu kai fS. mJ ar Qkudan zor unl u ola rak ·seç tik. Esa ldu kça ~arip gel iyo r. iüc uyu biJ miy oru z am a, biz e_g da. ihracatını da yap an_ Ç_ünkü Kürdistan'ın ithalatını güc ler sömAı=aeci dey ede n, aşağı yuk an bir ve avnı ban k. rPA O ys.d ir. ~ iet tek elle rid ir, _TM O, EBK, Eti a. konuşursak, ül~-eP'li~ var ki, yin e ben zer kav ram larl en tek elle rle isbirliğj, zin dış ve iç tica reti nde adı geç e me nsu p (Tü rk, Ar!!J?, _ hal ind e Kü rt v-e giğer mil liye tler azl de öne mli rol oyna,.. Erm eni. . .> kom pra dor bur juv izd eki kom pra dor buı1uvazide maktadır. Zat en ülk em Kü rjuyaıfsldir. Aynı sek ilde ~sas ola rak tica ret bur ajuv Ola rak tica ret bur dis tan mil li burluyazişide esa s 131


zisidir. J<:omJ>i'ador_vt}.J!tilli b_unUYazinin bBr ikiside .,:. lırlıkla .ticaret

eld:Arflnde yera]maktadn·. Sanayi,de bl·

raz ·zor seçilebilen Kttrt MIJ!t!>_~~!§~$ıi. ij.çjU"e_Lala·

ww w. n

et ew

e. co

m

mnda daha- belirgiİı olarak gözlelıılemek _mOmküo ol·. maktadir. Küçük-burjUva ve burjuva milliyetçi akım­ larla; oportünist çizgiİerin hemen hepsi ülkemizde mil· ll burjuvazinin varlığını yadsımaktadırlar. Çünkü onlar Kürdistan gerçeklerine büyük ölçüde yabancıdır­ lar. Ve milli buıiuvazi ile marksist literatürde neyin kastedildiğini ·araştırma. zahmetinede katlanmamışle rdıt. ·Milli kapitalizmin ve onun temsilcisi sınıf olan milli burjuvı:ı.;:.inin iktisadi ve siyasi özellikleri bilinmedik· ça höyla vah:i:in yanhşlar· yapmak. kaçınılmaz olur. llJkemizde miİli • burjuvazinin varlığını inkar et- . mek. burjuvazinin bütününü· komprador olarak nite:.... leyfp, aynı sepete koymakla bir ve aynı ~e~ Qla ki, biz, burjuvazinin hepsini komprador oıar;kcltelem~­ yoruz, komprador karakterde olmayan bir buduya ka~ tegorinin, örneğin diyelim ki orta burjuvazinindeJr,ar_;__ ıj'ğlrill{ib'üT ediyorUZ .gibi görüşlerle ortaya çıka.cak­ ıa.r olabilir düşunc~s;yıe; Q. ·orta burjuvazi denilen nesnenın milli b:iırjlufa:z.inill. ta kendisi olacağını hatırlat.; İiıakta yarar·' gÖrüyoh1!:~ Biz milli burjuvaziden küçük Q.yrjuyaziyi · a.illıyöıi]z' diyebnenlerde yok detiL Onla· m söylenebilecek tek şey, ma.rksist -ekonomi-politik -a~ ' diria konuşmaktan. vazgecmeleridir. "" ·. Ülkeiniide daha evV~l yeterli ölçüde tanımladığı· ri:ıız bir milii burjuvazfvardır. üstelik onun sınıf çıkar­ lan ·doğrultusunda mücadele halinde olan siyasi hare~ ketler bile vardir; CKDP,· KYB vb.>. Ülkede bir mill! bUrjuvazi görebilmek' iÇin, onun politik sözcüleriniiı. ;.."brz·miJli bhrju\tazitıin temsilCileriyiz,. diye bağırmaıa..: nnı bekleyecek değiliz> Çünkü böyle sözler şimdiye kadar ne duyulabi1di'·ne de· duyulabilir. Ama milli b ur132


bes-altı

ticart

merk&zd.fJ...l!.Qlwıl.Y.mıştır.

ww

w.

ne

te w

!iz ki

e. co

m

iuvazin in siyasal temsilc ilerinin , yerine göre c ••• biz wsyali st bir hareke tiz• tarzında konuşabildiği ve sosrallim maskP.si tA.ktığı hem görülmüş hem de g6rülmekted ir. Ülkem izde ticaret sektörQ nde çalışanlara gelince. l965 veriler ine göre bu sayı 46 4RJ 'dlı;. Bu rakam toP: lam caıwa.n nüfuşun 098.51 fıı ZH'sı oranındadır. Bu ;ektörd e calıs.an işeilerio büyük çoğunluğu da şüphe-­

133


ne

w.

ww e. co

te w m


e. co

m

4. BÖLÜM

te w

İŞİMlN KUZEY KÜRDiSTAN'DA KAPiTALİST GEL KISA BİR T AR1H1

ww

w.

ne

19 yy,' m .'f:QJidye'de kap ital ist üret im ili~Ueri Bıı, Batı Avr upa kap ital iz· başlanndan itib aren ieUşti yy.'ın jkjn cj ya~inin ülke ye S!rişiyle birl ikte .o1du. 19. 20 yy 'a gi· ndı kaza hız ci oşında kapitalistleşme süre dışa ba· zm, 'sin de kap itali rtldiğinde Osmanlı Tür kiye almış: afe li me§ iımlı ve çarpık bir yapıda da olsa haY doğrultusun· .Y:.. Fak at üre tim ilişkilerinde kap ital izm lması ve dağı n uju torl da kök lü blı: dönüşüm lmp ara emde dön ren izle !.923.te Cum hur jyet in kunılmasını gerç ekle sti. hıırjııva..demokra­ ... ]ür k burj uva zisi nin 20 yy 'da n, özle ri zayıf ye tik ~evrim doğrultusımdaki atılımla 'de feod al ilişkilerin çöztü:ı_arımda kals alar . Tür kiye ı Feo dali zm çöz ülüni bir ölçü de kolaylaştırdılM: ~esi

vor. kap itali zm

gelişiyordu,

Ancak ·s;u mhu riye t

sonr~r:

darı büy ük top rak ağa­ sında da bur juva zi poli tik ikti kal<U. Çün kü feodalızın belarıyla paylaşmak zoru nda ~ geri lem ekle birl ikte hal a güclüydü

lirli ölçü de

135


korudu.

te w

teUğini

e. co

m

Günümüzde ise, 'h.ırkıye·ae ıeoria.i .kaiuüılar mevcut olmakla birlikte, bu kalıntılann gücü önemli değildir. Bu kalıntılarm temsilcisi sınıfmda politik iktidarda fe...zla bir rolü yoktur.•:rYrk.iY~:de kapi~:Uzm. ha~m üretim biçimi konumuna çoktan yiikselmjştir. Aynca Türk burjuvazisinin bAkim...ka.nadı artık tjca,ret bur.jwzisi değil, ~nayi buriuyazjsjdir. Yine Türk burjuvazisi işbirlikçi ve tekelci bir burjuvazidir. Emperyalist burjuvazi ile uzak geçmişe dayalı gerici ittifakı, ona süreç içerisinde tekelci bir nitelik kazandırmış. Türkiye'de kapitalist ilişkilerin 19. YY.:. ba§,lfingıcıg­ çlıı ortaya çıkıp geliştiğine işaret ettik_,_Fakat bütüıı .19. u. boyunca Kuzey Kürdista!Lldikkat, K. K.:ü.rd.is~ t;nı kapitalizme kapalı tutuldu. Ülke salt_J~odal ni-_ yy, Türkiye'sinde burjuva-demokratik devrim; esk{ tip- tamamlanamadıysa da bu doğrultuda önemliEtesafe alınabildi. Oysa, Türk burjuvazisii{yrdistan'da burjuva-demokratik nit~kte bazı _reformlar bile yapamaıdı. _Feodalizme hiç mi hiç dokunınadı ~k ülkemizdeki (K.KJ sömürge ve feodal yapıyı daha da güçlendirdi. Türkiye'de feodalizm çözülüyor, kapita- lizm gelişiyorken; Kürdistan'da aynı zaman diliminde bir bakıma tersine bir süreç yaralıyordu. Sözünü ettigirniz dönem özellikle 1923-40 yılları arasındaki dönem_®::....1923-40 yıllan arasındaki dönemde, bir önceki bö· !ümde açıkladığımız gibi, birkaç girişim sayılmazsa, burjuvazinin Kürdistan'da hiçbir yatırıma yönelmediburjuvazisi ğini görmekteyiz. Oysa Kürdistan Türk için kolay kolay bıilitmayacağı zenginl_iklere sahip hiı; sÖmürgeydi. O da. bunun farkındaydı~ Buna ra.ğmen davranmadıysa, bunun en önem H nedeni Küffiists ım· . - -zarını güyenli bulmayışıydı.

ww

w.

ne

~o

136


ve sömürgeci ülkelerin sömüra:elerine· yöneHk politikalan nda açık ala.rak gözle.mlenebilen odak tir yön vardır: Sömürge ülke paz!trı.nı kendi yatınmları icin güvenli görmedikl eri sürece biçbir yatınma yönelmeme k,. İşte sözünü ettiğimiz dönem.de Türk burjuvazis i de benzer kaygıları taşıyordu. Çünkü ata yadigarı Kürdistan sömürgesi nde, yüzyıllardır süregelen sömürge rejimini devam ettirmek bir hayli güçleşmiş ti. 20. _yy'ın başlarında Türk sömürgeci lerinin K~ ilistan'dak i hakimiyeti ciddi yaralar almıştı. 19. yy. sonlarında -188ü- son buldu~u sanılan Kürt ulusal hareketi, 20. yy. başla1).$1Cmda iırk yıÜ_ık bir siikü.t dönemini takiben yeniden gündeme gelmişti Emperyali st savaş ve Ekim devrimi iJe birlikte hız kazanan ulusal kurtuluş devrimleri nin Kürdistan halkını etkilernem esi düşünülemezdi. Kaldı ki, Kürdistan toprakları Ekim sosyalist devriminin ve ulusal kurtuluş devrimleri nin toprağına bitişikti. Ayrıca imparatorlu$un parçalanması, ordularının dağıtılması :ve s~­ vaş sonrası koşullar Kürdistan 'da sömürgeci otoriteyi 't ahrip etmişti. Bir nevi otorite l:;ıoşluğu belirmişti. Kürt ulusal hareketi bu özgül durumu bir avantaj olarak kullanabili rdi. Türk burjuvazis iDin cKurtuluş Savaşı .. < süresince Kürt ulusuna yönelik vaadleri ve uluslarari! sı antlaşmalardaki sahte vaadler de Kürt ulusal hare-: ketinin önderliğine cesaret veren etkenler oluyordu. Böylece Kocgjrj ile başlayan isyan dalgası 1938 Dersim ıuraklanmasına. kadar ara.lıksız siirdü gitti. Türk burjuvazisi K. Kürdistan 'daki son ayaklanmavı Dersim_ . ancak 1940'larda hastırahi1di • Kısaca, 1940'lara kadar, Türk burjuvazis i Kürdistan'da sömürge duzertiril -k:orumanın ve devam ett'ir-" _menin peşinde oldu. Sonu_ç_ta, ~keri, siyasi, idari, iCI~ empecyalişt

ww w. n

et ew

e. co

m

Jiütiin

137


oloiik ve kültürel tüm kurum v~ kuru}uşlanyla ülke· mizdeki h@JWniyetini ye.Qi4en kurduı ıur tara.fta.n da kolonyal ekonomik sömüıiiy(t.Yot\ınJ.utmnaıa koyul-

Au-

o( Bütün sömürgeci devleUer, hAkimiyetler ini sağla-

m

mak için, sömürgelerin de ikili bir politika .uygulayagelmişlerdir:

-

Zor kullanarak boyun e~dirme ve, "'""' 2 - O ülkedeki en gerici egemen güçlede ulusun ezici çoğunluğuna karşı ittifak kurmak. ı

e. co

o<

da bu ikili politikayı, birlncisi .Şi Q§aS. i4incisi ..t41i _almak üzere ustalıkla uygulama alanına soktu. Tarihte benzerine ender ra.stla.n&n baskı yöntemleriyl e önce ülkemizdeki sömürge rejimini pekiştirdi. Eski yönetim örgütünde bazı yenilikler yaptı.

et ew

~haki msınıflan

ww w. n

Bilindiği gibi Çaldıran Savaşını (1514) takiben, bugünkü Suriye ve Irak Kürdista.n'ının ya.nısıra,,,Ka.rs. Mn. Van ve Hakkari topra.kla.rı hariç Tiirkiye Kürdistan'ı kapsamına giren bugünkü merjn hepsi de Osmanlı yönetimi tarafından iJba.k edilmişti Sözıinü ettiğimiz bu dört İl'de Kanuni'nin (1534-_1548-1553) .üç İran seferinden sonra yapılan 1555 •A.ma&ya antUaşması­ iJ.e Osmıa.f!lı devletine dahil edilmişlerdi.

Sömürgeci Osmanlı devleti ülkemizin bu ikinci yarısında, feodal toprak rejimi ile sıkı sıkıya bağlantılı bir yönetim örgütü kurmuştu. imparatorluk ta, bir ölçüde Kürdistan'a özgü olan bu yönetim örgütüdeken di içinde bazı değişiklikler taşıyordu: Kürdistan Hükümetleri, Yurtluk ve Ocaklıklar ve Osmanlı Devlet Sancaklan gibi. Bu ayn yönetim şekilleri, birbirlerinde n, merkezi otorite ile olan ilişkilerinde ve feodal toprak mülkiyetindeki nisbi farklılıklarda ayrılıyorlardı. 138


Kürdi stan toQra klan. klllşik sömürııelerde aenellikle rastlandığı gibi eyaletlere-Oama.nhl8.J'da. cBevle r-

'beyJ!k .. diye bilinen~_VA .e.yAletlerde.. sanea ldara ~

w. n

et

ew e.

co m

cak beYliği böljinmüştii •Beyle rbeyli k· dife de bilinen eyalet ler Türk gen.eLValileı:i,_..s.a,nç~}dar ise sancak beyler i tarafından yöneti lirdi. Tanımlanai bu yö- · netim düzen i yÜzyıll~r~_yürürlükte kaliJ. lİkbz 1839 o:Oülhane _HattlR ümav unu• ndan sQnra Avrup a ülkEtlerind en esinlenil~nlL.YQne.tim.J:wlümlerinin.___yenidtn düzen lenme si yolunfUti_dildi. Anlaşılan, adına •Nizaın-ı. ceata•, yani ·Yeni Düzen • denile n bu sahte reform lardan sömür ge Kürdi stan'd a nasibi ni almış. 1864 ta·rihli c Vilaye t Nizamnameslıo ile Sivas, Erzur um. Dilarbek ir_Kip i yilave tler kuruld-q, Fakat Kürdi stan'd ak{ yönet im örgütü nde bu doğrultuda esıl değisiklik Çumhuriye t sonrasınd~ yapıldı. 1928_yılıncia çıkarılan 1426 , .sayılı eVilay etler İdaresi Kanu nu. ile, İl, İlçe, Bucak düidari Bu i. Köy tarzındaki yeni İQ3ri düzen e gecild .Zen 5442 sayılı ..tı İdaresi Kanu nu. ile hAlA yürür lükte çlan dıizendir. Kürdi stan'd a bugün de devam etmek te olan siya:Sal ve idari düzen e geçişin kısa hikay esi bunda n iba-

.ret.

ww

Türk burjuv azisi yeni siyasa l ve idari düzen i ne1923<ıen gerekl i bulmuştur? Bu düzen in gerekliliğini, yılı 1928 . 40 dönem inin orijina litesi yeteri nce açıklar bu dönem in arasında bir yerded ir. Bu dönem de anlatageldiğimiz gibi merke zi otgrit~­ an otoribazı iç ve dış neden lerle Kürdi stan'd a sarsıl KürdiS : ve kten tesini kurm a ~şinde<:!!L Sömür g·ecili sanerin tan tarihi nden hayli haber siz olı,tn kimi çevrel değildir. dığı gibi Kürdistan'ı henüz sömürgeleştiriyor Bir _ıı:andan Kiiı:Lll.lus~~rini__~_a,:rı_ı;ı__QQğıgke~~er yanda n Kü_ı:_<!!~~~J.?:'.~I!_'Q~_!'_a ~öşeleriJ.!~Var~n~_ k~:

139


amadar kontm lünü_ yaygınlaştırmak ve pekiştirrnek düidari ve saf Tsiya cmdadır Türk hakim smıii8i]~-y,-:1 taryöne tim zen işte bu amac a uygu n düşmektedir~ ci baskı-. ür:ge ..scm lfm.. rm.şh pc~t. E· sömü rge düze nini Bu gerşımaz ıL!a.. anla.ı bir ~ı yoğunlaştırmaktan öte ~l..~ iı::,-l;) I4kır çaği kavr ayam ayan sQsya1-şo\ıQ..~ e yerin t li yerin e yirm i söm_ürg~2~isi, birka ç ~ale ::­ k~nin ~ömü:; adına ci}:. de.nile_n_20 eyaJe t olıınca..biLül.

co m

au

: geri zekalıdır­ ~lmı:ıktan. çıka<;·a.ğuu ıoana.ca.k kadaı vazis inin Wburju Türk ve Qsmanlı su!tar-Jarının

Jar: .

mY.rg_ş__dü~~tuL'P-~~=öTÇiW_~=İ_{~mufle

İni- ôiı-­ etme" yonte -----~----

----- - ·---

ew e.

~_rın.Jmfa.s:uıLka..rı.stır.mıst.ır:..

b_!-!_®..Y.azisi Kiirdistan.:da_Qş_manh.Jı.Jıkim sı­ J:ı.m koru~!_ı__clev_caldJ.Iü_ &.ömürgacLtasarrufla

~rk E~}~d

ı.-~

w. n

et

mak ve pekisfu.ırullLicin s~dece..zora..başmad l tQQ: olara k zora başvurdu_ Bunu n yanısıra ba...§!a feoda ta: rak ağaları olma k üzere Kürt to2b,ı.munun hakim yolukın ittifa bir ıu sa.ğia ve 'bakalarıyla yenid en. sıkı nü ~ aradı. Belki biraz geç ve de güç oldu ama sözü sran ağal k tapra ettiğimiz döne mde V923-4oı ıeodaı eyebildl,., Somı,ç· nırıy la ittifakını da büyü }t ölçüd e yenil ta Kürd istan halkına karşı işle~n_gerici ittifa k (.I.W;k en 'wgva6t~J.~ Kiirt!i.§,tan topra k ağaları sınıf.nıı_:rı_ yaçi aşiret ve in V;~ri) _gerçekleşmiŞ__cldıı.. Feod alizm burju vazi ar9,sın ... rgeci sömü iyl'3 lciler temsi pının en iri ek daki bu ittifa k süreç içeris inde ve her düze yde gider

ww

pekişti.

S..Qmürgeci burju vazi kend isine mütte~ik _.Q!~ Kür;. güçle ri sadec e t.çpra k ağalru:ı.Ji.r~mild.Jl..fırarrlli.dı. ndan _a-rstan toplu munu n bütü n y~t ~ayWJ:l, arası araeler zümr ve ç urtsuk ~endisiyle ittifa ka gireb ilece e direg iki lini teme yın bu),.Q.u'"* .. Kem alizm Şarktaki Cum iktir. vverl dayatıyorsa, direk lerde n birisi bu müne yürü yorsa , bakla haca iki a şarkt i huriy et burju vazis 140


cağın bir tanesi münevverll~tir.•f <İhtiyat Kuvvet: Mil-

s. 64) diyor. Dr. Hikmet Kıvılcımlı. Demek .ki somtırgeci devletin Kür<iistan"da kendisine davanak yaptığı en önemli iki güc. feocial topra:k apları ve Küı:t aydınlannın üst tahakalarıdır fakat burjuvazinin Kürdistan'da oluşturduğu ittifaklar silsilesi sadece bu au:ııf ve tabakalardan ibaret değil ·Sözü yine, bu dönemi özel olarak irdelemiş Dr. Hikmet'e bırakıyoruz: «Türk _!>uriuvazisinin ~ark Yilfiyetleriııde dayandıkı sınıf; ve zümreler hangileridir? Malüm: Başta büyük ar-azi sahipleriyle koca mjiteabhitler gelmek üzere. ge-. ®l olarak burjuvalaşan ye bıırjuvalaştıkç;a. kozmo-politleşerek Türkleşen ziımreler ve njhayet...isk.An. edileoletden tutunabUen ye siyrilen bazı Türk aileleri..; Yu-. karıda banka sermayesine iştirak ettikleri kayıt olunan 'bazı kimseler' daha evvelce Kemalizmin ağalıktan tefeci arazi sahipliğine doğru inkişaf ettirmeye uğraştı­ _ğı•.kirrtselerle, devJet hazinesinin kurdu haline gelmiş burjuvalaşmış unsurlardır.• <A. y . s. ·ııs> Görüldüğü gibi, Türk buDuvazisi Kürdistan'da ken·~iisine Kürt toplumunun bütün üst tabakaları arasmdan · müttefik de\"Sirmiştir. Fakat bu müttefikleri henüz yeterince giiVAnmr bııJmadığından olacak ki. kendisine: dayanak yapmak içiri ~~· ~ ~ iÇfle§titnie jD!ıına · gitmiştıı; ri:A:7 yeJ'ine gıiventlir müttefiklftr ihraç etmiştir; Kürdistan'a i~kan ettil'diği Türk nüfus ile sömürgeCi devlet Kürdistan'ı imha eyleminde siçrama t&hta.larf oluşturmak istemiştir. Yani ~~Yl_!itmW.lik köycükler~ inşa etmiştir. Anlaşılan· Türk burjuvazisi' sötnürgeci. atalari,; nı:rt: ve emperyalist· ağababalaniım iyi bir ·öğrencisidir.· · ·· Bu dÖnemde Türk bui;uvazisi _;_Sömürgeci Türk devl@ti demek daha doğru olsa gerek. Çünkü Dr.'unda belirttiği gi br;· «Avrupa'da büyük kapitalistlerin yaptı-

ww

w.

ne te

we .c

om

·uyet-Şark

.

:? ·

:i :


bizde Kematist devlet cih~zı y~pıyor• -~ örnegin. «Diyarbe kir'de 300.000 .lira sern· y:eli bir bankaıo kura~<~ Küi'distan'daki-d;-ğ:nı~ -ve küÇükilkefSei:~ mayeyı toparlam aya calışıyoı:. Ayrıca tek tük bazı kapitalist işletmelerde kurulmaktadır. Fırın vs. gibi. Bur~­ Luvazi bu tür girişimlerine adın~-an_2Jğ!~!~- sınıf ve ts:bakalard an en iri üiiSUrra.riaa orta,k_ed erek <özellikle: cTmarv eBayıridırlık,. imtiyazl an vererek) sağlam bir sömürü beraberliği oluSturmayS:Çahşıyor. Türk burjuvaz isinin Kürdista n paı.annı soymak amacıyla aracı olarak kullanabileceği bir Kürt ticaret. bu 'uvazisi 1923-33 dönemin de henüz mevcut d lkede meta üretimi ve. ticaret önemli ölçüde gelismi_a. olmakla bember kapita.lis t meta üretimi ortaya cık­ ıli'iŞdeğildi. Şüphesiz ki, Türk kapitaliz mi olmasaydı Kürdista n'da meta ekonomi si kapitalis t ekonomi ye kendi içsel dinamiği ile varabilecekti_,_ Türk kapitaliz -~nin girişi bu süreci nisbeten hızlandıran bir faktör oldu denebilir . Kürdsita n ekonomi si belirli bir süreçte kendi coğrafik ortamından kopartılarak bütünüyl e· Türk ekonomi sine tabi kılındı_ 1923-33 dönemin i inceleyen Dr. Hikmet Kıvılcımlı,. bu dönemde Kürdista n'da az-çok bağımsız bir pazann mevcut olduğunu ve Türk burjuvaz isinin Kürdistar~ pazarına henüı yabancı olduiunu anlatır. Dr. şöyle der: «Kürdist an'in kendisin in. bağım.s.ız· paı.ar münaseb etleriyle Anadolu 'dan ayrı kalışını bize açıkca i'ÖSterecek i~götürmez vak:'a var: ı- Kaçakçılık 2_:cümüıt, m" (A. y. s. 46). 1.923-33 dönemin de Türk parasınm.~ Kürdista n'da •ecnebi· bir para olarak_ görüldüğü ye· Türk burjuvaz isinin ülkemiz pazanna henüz nüfuz et-" mediğini görmekte yiz. önceki bölümler de anlattığımız. demiryol u ulaşımının) ulaşım şebekesinin <özellikle Kürdistan,paza.n-~ amacın durumun u hatırla<:I$mızda, . . -

ww

w.

ne te

we .c

om

.au!ı

----

142

-


u..u nüfy z etme k olduğu !Cıkça görü lür. Bu dö~ıninva...,

M

~tikası. Jsl!l yaqme §§ksu:ı cıiru:lAr• eev:&P 4fde ıg hem M~ ert hem de ekonoznik içıkarlaia. mindöne Q 1ft2!iH kim Nite . $f;ur Y§Ien bir pn1i tika olmu

om

mide Türk burju vazi si ülke mizd e aske ri ve siyas i hakl ekorle tmle yönt y_etini satıamlastırdığı gibi kapi talis t pa oom ik söm ürüy ü de baslatmıst~,r Artık KiiR UitaR Türk haki m sıoıfzımnı te:U llest irme ye yönelmiştir.

hAlA e An!:ı&· 1fı.onın sömü rge politikası J.üQ_)arfl. ka.fltır

w.

ne te

we .c

ı;on­ La fendaı danemın söai ürae politikası iken. ıaao i-. poHt irp sömı casmcia adım adım' Qpit aJiS \ anlşpıda ürü yönt emle ~~ı eB!m en olmaya. be.şlif'ı Feod al söm emle rine ri yerin i esas olara k kapi talis t söm ürü. yönt n bunyuka aşağı iklik bırakıyordu. Duru mda ki değiş istan Kürd gibi ğı dan ibare tti. Yok sa kimi lerin in sandı . lmadı sok.U 1923 sonrasında sömürgeleşme süre cine pemde i bu döne Yüzyıllardır süre gele n sömü rge rejim e te ülke otori i rgec sömü kü . mizd kiştirildi, o kada r. Çün a aoıır taıı ıgas' n'ın işt.a Xiird adamakıllı yara almıştı. p­ aykı e rhniz ekle şöınürgele-stirildiğini söyle mek eerç iği k&l)italizme özğır. Bu hatalı kavraYış, sömürgecil .ılr.ü: &ü bir olıu olara.k kAbul eden yay~ kavr&yışın Türk likle Qzel da. a m.lar _§}g nüdü r, Kür4iıtA:o:QJMÇL~~ ğu­ iQıunuıı sosyal-şoven bir1ı'nlerinden billaşmış olğu deda jiŞın SQlll et g.u sanu oruz . Kgrdiştan Cuinbııriy lsoku cJne sıire kil, ta 1514'den itiba ren ~mürgeleşme

meta ihra ç.

ww

,du. Çum buri yet döge mind e işe ~ürdiştan. ojaraJc önem ala,nı. ucuz isgü cü ve ham mad de depo su 3) · lsua nd ı CBkz. Tekoşin, sayı:

'l Söm ürge ci devletin, kendi~iyle Kuntiat&n .p&Z4ı ~t Kürt bil'eceği arasında aracı olara k kullanabil ~ burju vazi sinin ~3-3;l döne mind e mev cut _o sınıf oar i-tüo tefec işaret ettik . Gerç i Kürd istan 'da bir buı:juva unsu rlainde etler vilay k •Sar yok değildi. _Dr.

143


om

D yar mı? ıuı. Bu unsul'lann zümreleri nelerdir? _Şark vilayetlerinin klAsik aıııamı ile .. burluvad&n• ziyade •buriuJ!laPn• ~unsurlar içinde eggmelı ·tiQ: ttcaret set: :Dıatetlöt;ile tefeci sennayedandır~ !lu iki baslıca kata..: ğorideiı" sonra gelenler mali serinayedarlar ye en bellj belirsiZ olanlar da sanayi serınayedarlandır. Sanayi sermayesi burada hala koza devrinde eJ imalatlıanesi aşainasındad.Jr,. CA. y. s. 64) diyor. Evet, bir t'efeci ve ~ tü.ccar sermaye· ve bu sermayeye· sahip bir tefeci-tYÇ.:_ car tabaka vardı. Dr. bu tabakaya dahil unsurlah şöy_. le sayar:·· eBu zümre ye: a)tİşi küçükten büyüten bezir- · ganlar, manifaturacılar ilh ... azmanlan, bir kelime ile özellikle tactrler; b> Katırcılar <büyük veya küçük bir nevi ticaret kervancıları); c) Kaçakçı tüccarları girer .. .l'i <A. y. s. 64-65) Görüldüğü gibi sözü edilenJ,e:..... feci-tüccar tabiı.kaya tanımlanan «tacirler•, ckatırcı­ lar;. ·~-a· ..k'açakdlar;. girmekte. Bı1nla,ra modern anlam;;. Qa ticat$t butıuvazisr ·denemeyeeeği oldukÇa. açık. Zaten Dr. da bu unsurları' c burjuvalaşan unsurlar· ola.;.. rak nitelemektedir.

ww

w.

ne te

we .c

burJuvazi ise- yine embriyon haliiid$'


193Q'lar (1933'ler diyebiliriz) sonrasın~~ _l~~lirğk_ Bu sı:: sömürgeci devletin yaratığı olan bir sınıftı. Sömürgeci devlet, bu sınıfı, ken_<!Lirncağında v~-~~ta-~~:: sıda büyütür gibi ihtimamla büyüttü. Kendisiyle asla ken~isine oldukk~ sadık olma.:_ reka~e~ ede~~ecek sını ıstıyordıi: Bu sın_a dahll unsurlar _Üfalm:ım.-top­ lumunun üst tabakalan arasından devşirildi. Yani, ~ lardan, taeirierden ve üst tabaka aydınlanndaJk •Şark vilayetlerinin burjuvalaşma sürecino uyan unsurlar başlıca şu üç kökten gelir:

.ıııf

ı

-

2 -

ew e. co m

7/

Ağalardan,

Tacirlerden,

CA. y. s. 641 Sömürgeci devletin yaratığı olan komprador burjuvazinin varlığı ve gelişmesi doğal olarak Türk kapitalizminin varlığı ve gelişmesine bağlı kaldı. l933.lerde embriyon halinde olan kampradar bıırjııva,zj sürec. içerisinde belirl_i bir gelişme kaydettL Özellikle ~­ lardan ve daha çok da J960'lardıan sonraki dönemde. Ancak @rdistan ve Kürt komprador burjuvazisi baş­ ka sömürge ve yan-sömürge ülkelerde örneklerini gördüğümüz gibi •tekelci• bir konu mve yapı kazanamadı. Yani Kürdistan ve Kürt komprador burjuvazisi te, }ielci bir burjuvazi deiQldir. Kürdiş_truı_ pazarını yağma _y~_ta]an eden Türk ~italist devlet tekellerinin1 --~= mlg:g_şg_devletin işbirjili.çisi .Ql!.riii.!ııımiMır, o kadar. Örneğin bir Vietnam ve Çin komprador burjuvazilerine benzemez. 1lie.tna..'J1_ ve Çi_n,_kompradnr.-huxj.uv.azile.. ri kendi ülkillmnin pazarları il~ sömürgeci devlet ar:~: sın§~cı .9!arak nisbeten sa"lam.hir konum elde ed~­ bilmişlerdi. Ama Kürt ve KürdistruıJ~QmpradQr burjuvazisi bu alanda sağlam bir konuma sahip değildir. ÇÜ!lkü Kürdistan'da ekonominin bütün alanlan hizza.t _ _ş_ömürgeci devletin ekonomik.jşgalLaltındadır

ww

w.

--

Aydınlardan•

ne t

3 -

145


ww

w.

ne t

ew e. co m

Kürt milli burjuvazisine gelince. Türk kapitalizminin ülkeye adım adım yerleşmesi sonucu ve daha geç ortaya çıktı. Bu konuda kesin bir tarih saptayabilmek için elimizde yeterli veri yok, fakat 1940'la.rdan itiba-ren şekmendi dersek pek yaPılmış sayılmayız Tiirk kapitalizminin Kürdistanlıiaştınlması sür · D-gel ol,:. s nü le de milli baskısı feodalizminde ve kapitalizmin du. Komprador bir Zaten zayıftır. altında olan milli burjuvazi oldukça sömürgede, hem de •beter• bir sömürgede başka türlüsü düşünülemez. Mao Ze Dung, « y_~!}:~m~.!:g~__llli:_ ülkenin başlıca siyasi ve lkti~zellik~rinğ~JJ_b_iri.._ ~!Ili bt!rjUVf!.~!si~in ~_a_y!f_ Q.lmasıd.ırıo <SE, I, s. 183) diyor. Ülke, Kürdistan gibi, üstelik cbeter• bir sömürge olursa mill burjuvazi zayıf olmaz da ne olur? Proleterya ve kampradar burjuya.zi gibi milli bur-. j..uyazide 1940'lı, daha çok 1960'lı yılları takiben ~­ ten güçlendi ve yayılma. imkanı bulabildi Bu hurjıı-:_ vazinin de feodalizm1e, karnprador kapitalizmle ye sö:rpürgeci devletle bağları mevcuttur. Kimileri milli burjuvaziden •ekonoı:nik olarak bağımsız,. bir sınıf anla\ 'maktalar. Böylelerine az rastlamadık. Emperyalizm ça. ğında yaşadığımız biliniyor olmalı. Peki, bütün ülke e-: konomilerinin <sisteme dahiD bir tek zincirin halkalan haline geldiği bu çağda, bağımsız bir ülke pazarı, dolayısıyla bağımsız bir kapitalist sınıf düşünmek olası mıdır? Böyle birşey mümkün değildir. Kaldı ki, ~ ,mürge ve yan-sömürge ülkelerde milli burjuvazi de, her zaman deği!, ama genelJikle emperyalizmin ve sömürgeci kapitalist devletlerin ülkeı_e girmesiyle ortaya. çıkmıs~ Xani milll kapitaliZmi ve milli burjuvaziyi d_e_ hizimkl gibi ülkelerde kendişl»ln bir ö~ıide anti-tezi olarak yaratan Yine sömfu:cect kaıl1talizmdir. O halde, milU burjuvaziden cekonomik olarak bağımsız,. bir sı-_

146


D.Jfı

ne t

ew e. co m

anlamak , tek kelimeyl e sacmaJama.ktır. Doğaldır ki, milli "Qıırjuvazinin de sömür&e cilerle, emP!L~~~ _ le, feodalizm ve lromprad or kapitaliz mle baBlan ola.;. caktır. Ancak Mao'nun da belirttiği gibi, milli burJ.H:. v~zi. burjcyaz inin, • ... emperya lizmle en az bağlan <>: lım kesimini • oluşturur Yine, ·Milli burjuvaz i, top=r rak ağası sınıfından daha az feodaldir ve komprad o.r smıfı kadar da komprad or değildir". CSE, Cilt: I, s.181l MilU_'Q!lrjuvazinin bizim ~bi :ülkelerd e sömürge ci dev.: letler ve feodalizm le olan bu bağları, anlara karşı mıi­ cadele~-~_yalpaJamasınm.....n.e..dsınld.ir. Ne var ki ı.nillL burjuvaz i sömürgecili(ıin ve feodalizr oin ba.skı.sL.a.ltın.­ d.a.dır ye iSiişınesi engellen mektedir . Iiu yüzden mılar.: la çelişınesi yardır ve •, .. devrimci Etiiçierden birini mey-_ dana getirir ... • .Milli burjuvaz inin tqplumci a .ğeyrimci gü.Cierii etlbii:ini meydana getirmes i esas· qlarak oriun iktisadi konumu ndan ötürüdür..Milli burjuvaz i, tııiUi kapitaliz min temsilcis idir. Milli kapitaliz m ise kamp.: rador kapitaliz m gibi üretici güçlerin gelişmesi önünde esas olarak engel değildir+ Milli kapitaliz m, helirlL ölçüde üretici güçler düzeyine tekabül eden bir üretim

Jlişkisidiı;:. Bıı

nedenle milli kapitaliz min temsilcis i

sı.ı.

w.

nıf olan İnilli burjuvaz i de belirli ölçülerde ve belirli

bir yere kadar deiTimcidiJ:. Masele ana hatlanyl a bun· 1 . dan ibarettir. Yoksa, milli burjuvaz i, ekonomi si, sömürgeci devletler den, emperya lizmden, komprad or ka~ pitalizm ve feodalizm den bağımsız olan bir sınıf değil.:. dir ve olamazda . Milli burjuvaz inin toplumda ki iktisadi konumun u, temsilcis i olduğu üretim ilişkilerinin niteliğini kavramaksızm, onu, salt politik tavır alıŞıy~ la tanımlamaya kalmakt a temelsiz ve yanlıştır.· Her sınıfın politik tavrını son kertede belirleye n, onun ik· tisadi konumud ur. Ancak her sınıf, her zaman, iktisa.~ di konumu na tekabül eden, ona uygun düşen· bir per

ww

-

1

147


saldın ortamında yaşıyoruz.

ne t

ve

ew e. co m

litik tutum takmma z . .Bir sınıf kendi öz smıf ÇJkarla.n halkın devrimc i saflann da bulunmasını zorunlu .kıl­ dığı halde, belirli şartlarda ve belirli bir dönem.Jul.r.şı­ devrim safiann da yeralab ilir. Bunun örnekle ri sayıla­ mayaca k kadar çoktur. Bu, her sınıf -ya da «her" de~.- birçok diyelim - için olduğu gibi milli burjuva zi için de doğrudur. ~li burjuvaziyle,_ devrimi n öncüsü_ proleteryanın belirli bir yere kadar ve belirli c;!ü~eyJ~r: de ittifakının obje-ktif şartla.r.ı vardır. Ama bir ittifakın ob'ektif rtlarının var~ ayn birşey sözkpnu su ittiur a işin içi.:. şey ır. Cakın gerçekl e§eb' m~sı ayn ne bir dizi subjekt if etken katılır. Subjekt if durum ve. ortam objektif sartlan mevcut olan bir ittifakın ge.I:=.__ çekleşmesinin engeli olabiHr ye cok kere de olmuştur. Örneğin ülkemiz de devrim6 i ve yurtsev er güçlerin ittifakinın objektir ' Şartlan yok mudur? Şüphesiz ki var.; dır. Ama böyle bir ittifakın gerçekleşmediği de ortada değil midir? Bırakalım ittifakı, kıyasıya bir kopuşma. buıiuvazisininde _ sömürg eci devletle r, dor kapitali zm ve ieodalizınle kompra empery alizm. bağlan mevcut tut Kürt m.iill burjuva zisi ile Kürdist an KOınprador burjuva zisi arasında Çin Seddi yoktur. ... • ge c-... aynı bU!:jl,lVS. zaman. zaman birinde n diğerine çe-bilme ktedir. J{üı1 milli burjuva zisinin en çok daKürt feodalit esi ile bağlan yardır Bu nedenle Kürt milU bwiuya zisi. yan-feo dal, yarı-buriuva bir smıftıt diyebiliriz . .Yine Kürt -milli burjuva zisinin sömürg eci devletler ve Ci4erek. empery alizmle de bağlan vardır. Ama bütüQ ·hıt prjd batiann a ratınen. Kürt milli budu va-; zisi kendine · özgıl talepler le -QIONOMİ gibi- sö~ mürgeci devletlere ·karşı henüz mücade le halinde dir. Milli burjuva zi §{rjptlr gedHte karşı Ş5l_Yaştığı ölçüde ve_ s~~.. ~c;t!ğ1 ye-!'t:'· k~da-r özAllik le nll]s~J}(urtuluş devrimi n-

ww

w.

_Kürt milli

....

148

--·---~-'+-


. Esas konum uza devam edelim ... Kürdi stan'd a kapitaliS t ilişkilerin Türk kapita lizmin in girişiyle birlikt e ortaya çıktığı açık. Buray a. kadar söyled iklerim iZden de n toplum . . anlaşılacağı gibi kapita list iliskil er ve moder sal sınıflar milli hurjııvaziyi ka.tma zsak ]940 ön. Nisbi bir c~sinde henüz çekiri lek balind e mevcu tturlar özellik le sonra. dan gelişme kayde tmele ri 1940'lı yıllar azi ~~ 1960_ sonrası dönem de mümk ;ün old'+ M.UlUuıı:juy ~Uar­ d.e_.nisbeten eksik bilgile rle konuşıırsak 1940'lı dan itibare n şekillendi diyoru z ] A4Q önces inde burjuy_azinin ve proleteryanın henüz çekird ek haHE:de oluşu J923-U}_qöneminin belirttiğimiz özgüllü~nden kav~ naklam yor. 1923-40 dönem inde Ttirk hnrjııvazisi Kürrejimi ni ~istan'da kapita lizmi gelisti rmiyo r, sömür ge ir­ pekişt sini otorite aki stan'd Kürdi sağlamlaştınyo_rdu. ki Kaldı . iyordu medik çe de .ciddi hiçbir ratınma yönelm tan•ı Kürdis de Türk burjuv azisin in amacı hiçbir dönem kapita list bir ıilke haline ptirm ek olmadı ye olamazdı da. J(ürdi stan pazap üzerin de kendi tekelin i kurma k, amacıydı. Bu ı;!lkeyi yağma ve taıa.n etmek onun esas u ve üstekorud neden le de Kürdi stan'd a feodal yapıyı nin varik1eri lik güçlen dirdi. c ..J...kım.di gerici mütte! söml!rüJ~i­ lığının temeli olan bütün ka}2it allzm öneeşi çimler in <özellikle köyler del korull !aya ve devam etuğraşıdır. ~ye..... çalışmak bütün sömür gecile rin ağımlı yan-b e yalizm Türkiy e emper yalist detil. emper ak da~!!:-~~mürgeci ülke oldut una &öre bunu anlam ha kolaydır. Buisi n bir yönüd ür l'AB.! ki esa.s olan yöittifak tap araşındadı(,

w.

ne t

ew e. co m

_1e KürdiStaN proleteryafiU:UP

ww

~----

.wl:

Ama Türk kapita lizmi Kürdi stanim salt feodal e_konomisi üzerin de . çözüc ü etkile rde de bulun du. i ve kapi~u da işin tAli ve diğer yönüdüı:;. .Meta üretim 0, öm1193 ekono .l talizm çok yavaşta olsa gelişti..Eeoda


)~lJikle 1940'lı yıliardan

sonra adım adım ya.rı-[eodal e.:_ \ııomive dönı'iştii.. J)öılece, sömürge ve feodal Kürdistan. mstumu, sömÜl'Je ve ·yan-feodal bir toplum haline gelciL GünümÜZde de Kürdistan yarı-feodal ekonomiye bir ülkedir. ÜlkenUıdt kapitaliznı geUsmesine . rağn!en, hakim üretim biçimi değildir. Ayrica bu kru>i· talizm, esas olarak kompra.dor nitelikte bir. kapitalizm·. (ijr. Açıktır ki. Kürdistan tOplumu salt feodal bir top'. lum da değildfr. Feodalizm önemli bir ölçüde aşınmış \ve yan-feod§lipe d.ftilşm~ . Ülkemtaiıt ya~al nitel.iki bazı çevrelerce kavrana~. Hatta •Yari• ön· takısından hareketle .yan feodalizmi, • ... yarısı kapitalizm yarısı da feodaliZm• şeklinde yorumlayan sığ kavraytşlı kimseler• de vardır. Bu nedenle yan-foodal ekonomi üzerinde biraz duralım. Belld uzun, fakat öğretici bir pasajı Lenln'den a.ktarmayı yararlı buluyoruz. ·Demek ki.• k.apitalist ik.tisat heıiıen doğamaz, angarya iktisadıda hemen yok olamazdı. Bu yüzden de, Diünıldin olan tek iktisat sistemi, hem angarya ststemlnln hem de kapitalist sistemin özelliklerini birleştiren, geçici bir ststemdi. Ve gerçekten de, ' Reform sonrasında, toprak beylerinin uyguladıtı, çiftçilik sistemi, tam tamma bu özellikleri taşır. Geçici bir döneme özgü sayısız tilrde biçimlere sahip olan çattf&ş toprakbeyi tanım, çok çeşitli birletimler hauDde iki ana sistemden ibarettir" Emek. -;hizmeti sistemi ve kapitalist sistem Birinci sis:o

ew e. co m

1 ;--;.wp

.

ww

w.

ne t

1

tsO

te~ ~rak beyiıie ait to~raklann. ~on: k~ 'ie; ;;ıei)n1e AkUpıesi;r. (ödem; ıSte; iseRi re

ü~tekf

gibi i?a.ra .ôlari.k, ·ister

duğy ~· ~p

ys.ocıhkta

ol-

QltJJLI& ıatet 'iPRrlk ya da x~r ol@i

yapd&aıl..ödtmeain biÇPpl. bu sistemin t&Df~ niteliğini deiiftirınez. Btt. dotrudan doÇııya, $::.

rak


ve angary a ik· tisadının yukarıda açıklanan iktisadi nitelikle ri, h€;mcn hemen tümüyle , .ernek-hizmeti sistemin e uygulan abilmek tedir, (tek istisna, emek-h izmeti sistemin in biçimle rinden birinde, angarya . iktisadının koşullarından birinin yok olmasıdır, 1:ani bir

kalıntısıdır,

m

_m_a_ikt_i,_ş_@ının

!§_~~_ücrette, emeğin kar§ılığı aynı Dlı;ıra.k _dı;-,_~

git mtn!-Qlı!.ml<J.e.t'ilmekt.e.Wrl......Ka_p_i!!l:!.Ls!_dtkJ !ik

sahibin in aJrJ;Jert yle .iş}.a~ ~_!I!!lık, ~_siınl~nlJik, vb.l işçllerin~.J~i­ ralanmasından lbarettjı. Yl;!kandg. adı geçen sistemler gerçekt e. en ~şitli ve. görülmemiş bit:im!m:. de içiçe geçmiş!~: toprak beylerin e ait bir yığın malikan ede, bu iki sistemin farklı çütçilik biçım­ ıerine uygulan an bir bileşimi mevcut tur. Böyle farklı, ve hatta karşıt iktisat sistemle rinin uygulamada , bir dizi, çok derin ve karmaşık çatışma­ ya ve çelişkiye yolaçması, bu çelişkilerin baskısıy­ la, bir dizi çiftçinin iflas etmesi vb. çok doğaldır. Bütün bu olgular, her geçiş dönemi ne özgü olgu-

w. ne

te

we .c o

Şj)J~J.Qm:a,k

lardır.

Bu iki sistemin nispi etkileri nedir sorusun u ortaya atacak olursak , herşeyden önce, bu konuda h1ç,~:ıir leesin istat)stiğo sahirı olmadığımızı söyle""' ı.-. 1~--:,_J.,_

t;:

:~/or;

L"

-böy1e

türı tT'3.lü~~~,-,,.ıf~:··n değil,

ww

,, 1· ~.:n:

f\:n;'

:~

r

Lenin, yan-feo dal

<:w~:

biı"'şey

::..c:,d~;(. 1

:::)1.~.,

bütün malikan elerde uy-

;r:lem leri n

kı:ty1t1Eıxı

J. ~' .: .

f}:·.:;r-ıominin

gerı_·1;: ..

'

<

ne tür bir ekm-

olduğ·unu yukarıda açıklıkla anlatıyor.

··'Yıi

Biz, birinci b6151


[ümde, y_ine Lenin'e başvurarak feodal ekonominin aözellikleri, kendi içine kapalı, kendi kendine p:eten bir ekonomi oluşu. ş.rtı-ürün elde etme yönteminin (sömürü yönteminin) kö~ üretim..a.raçlım._, (özel olarak toprakl verilmesi· koşuluna bailı oluşy, ı;loğrudan üreticilerin (çütçilerin) feodal beye kisisel olarak bağımlı olması. xani «iktisadi baskı dıışnda baskı· nın varlığı ve son olarakta teknolojinin son derece . geri ve durağan olusudur, demiştik. saydığımız geliştikçe kapitalizm ve Meta iii'etüni bu temel niteliklere sahip feodal ekonomi, çözülür. Fakat, Lenin'in de belirttiği gibi feodal ilişkiler birden bire ortadan kalkmaz. Ve kapitalizm de hemen egemen duruma gelmez. «,.:mümkün olan tek iktisat sistemi hem angarya sisteminin (feodal sistem. Thkoşin) hem_ @ kapitalist sistemin özelliklerini birleştiren, geçici_ bir sistem ... • olur ...Kapitalist üretim ilişkileriyle fP-odal ilişkiler c ... en çeşitli ve görülmemiş .Qiçimlerde i_ç!:_ ç_e .... geçer; ·Bütün bu olgular, her geçiş dönemine özgü olgulardır.• Kısaca, yan-feodalizm. kapitalist üre:Um ilişkileriyle feodal ilişkilerlıı yanyana, iç içe, bireşmiş bir biçimde bulunduğu bir ekonomi biçimidir. ~mJle_ kapita izn!.._g,r_ruıJ.mla bir~ç]&__eko__ nomisidir Ancak feodru üretim iliskileriyle Js.apiüilist '(iretim ilişkilerinin etki derecesi kural olarak eşit ol!Jl&Z. Biri dilterine göre ağır basar, ya da başka hlLQfit}jşle biri diğerine egemen durumdadır. Egemenlik kP.vramını böyle kavramak gerekir. Yani verili bir toplumda ve verili bir süreçte birlikte ve içiçe varolan üretim ilişkilerinden Ce~s olarak feodal ve kapitalist üretim ilişklleril hangisi diğerlerine ya. da diğerine göre da.':" ha etkindir, • ... bu iki sistemin nispi etkileri nedir?· şeklinde kavramak gerekir. ·Egemenlik" kavramı nispl bir kavramdır. Aynca egemen üretim tarzı sapta-

ww

w. ne

te

we .c o

m

rırt~dici

152


ww

w.

ne

te w

e. co

m

el alınır. • .. .ik~ nrk en veri li topl um ve veri li süre ç tem için de bun lard an han gi ~di evri min gen el hare keti bir soru ndu r ;ini n öteY•.'i!1i safdlşı ettiği· <Leninl ayn yavaş yavaş n ında tarz gıbetteki ağırlık eski üret im üret im iliş­ ist y-enisine geçe r. Fak at bu nok tada kap ital ğide öne mlid ir. kile rini n ne ölçü de cye ni•y i tem sil etti ital izm eşas olar ak Örneğin §.ke miz de gelişen kap esas olara.k «'l'fl· kom prad or karakterd~. Dolayısıyla sioir.. En aert ve a;ertci ~nin değil ~eski-nin temsilci malıdır Kür disüret im ilişkileri kate gor isin de ele alın gibi a'sındaki tan' da gelişen kap itali zm Çarlık Rusy anla mda ile:ı;içi_ feod aliz me gör e tari hse l ye eko nom ik olru:!i!-k itbir I).itelik tasımaz. Aks ine feod aliz mle esas tifa k hali nde dir. ız gibi salt Kür dist an'd a bira z önc e tanımladığım dali zm, özel likle feod al bir yapı mev cut değildir. Feo ve kap ital izm 194 0'la rdan son ra öne mli ölçü de aşınmış şmiştir. Angeli li hay kom prad or nite likt e de olsa bir n çok uza kakta cak kap itali zm hak im üret im tarzı olm yapıdır. etçi an feod al ve aşir tır. Kür dist an'd a ağır bas yabancı sözStal in'in şu sözl eri bizi m ülke miz ade ler değildir: köy lüle rin geli rini n % 70'i c Eğer birÇok bölg ede yors a; eğer müt ega llib eye , top rak ağasına gidi kad ar yötopr ak ağası eko nom ik alan da olduğu a sahi pse; dar ikti neti m de ve yargılamada da fiili çoc ukla r ve kadınlar eğer birç ok eya lette bug ün bu ortaçağ koşullann­ alınıp satılıyorsa, o zam an, ü olduğu­ da hak im güc ün feod al kalıntılann güc bür okr asis inu, topr ak ağalarının ask eri ve sivi l özg ü bir dine ken nin güc ü olduğunu v-e bun un i kab ul iğin içiçe geçt şekilde tica ret serm aye si ile etm ek gere kir. • nlık Yay .l <Milli Dem okr atik Dev rim , s. 62, Aydı 153


ww

w.

ne

te w

e. co

m

Bu satırlarda ifadesini bulan gerçekler bizim de gerçeklerim izdir. Ancak ilave etmek gerekir: «Eğer birçok bölgede,. t:!k.a köyleri ve hatta ağa kentleri bile var, Si;bu-~ diledikleri nde •56 atlı• ile gece yarıları köyleri basıyor, kimini öldürüyor kimini dağa kaldın­ xorsa, köylünün nesi var nes.Lynk talan ..ediyorsa;_•Eğer birçok bölgede• aşiret kavgaları, kan davaları, nıezh..ru;ı çatışmalan bir türlü dinmek bilmiyorsa;.. «Eğer pirçok l?..ölgede» köyler, üstündeki köylülerle bir!ik~~lın!E_ s~ tılırorsa. alalar yalnız burjuva partilerini değil.~­ de devrimci grupları da kontrolüne ıa,l~Q_iliyorsa vb. 'llb,. ora.da, sbakjm gıiclin feodal kalmt.ılarm güciLoh.__ ,duğunu ... ~bul etmek gerekir.• Bu kısımda, K. Kürdistan 'da kapitalizm in gelişimi­ ni anahatlarıyla anlatmış olduk. İleri ki dönemlerd e daha ayrıntılı incelemele r şüphesiz ki yapılacaktır. Fakat Kürdistan devriminin temel meseleleri konusun~ daki görüşlerimizi, bir bütün olarak siyasi çizgimizi oturtacağımız temel, yani iktisadi tahlil anahatlarıyla yapılmış demektir.

154


m .c o et ew e

KÜRDİSTAN DEVRİ1V1İ ÜZERİNE -KüRDiSTAN DEVRİMİNİN NİTELİGİ

ww w

.n

Kürdistan devrimi, sömürge ve yan-feodal bir ülcenin devrimidir. Bugünkü Kürdistan toplumunun bu ki niteliği, yani sömürge ve yarı-feodal nitelikleri, Kürlistan devriminin karakterini tayin ederler. Çünkü !evrimin niteliği bir ülkedeki sosyo-ekonomik ve sos'O-politik yapının niteliği tarafından belirlenir. Kür~- devrimi!!in iki stra~ik görevi sömürgeciljği ve eodalizmi y1kmaktır. Yani sömürge ve yan-feodal ya•ıyı tasfıye etmektır. ESaa diişmanla.r...sömürg_ecilik ·erli~gericiliktir,-~imin iki stratejik görevi sömür:e ve yarı-fe-oaiifyapın ortadan kaldırmak içi.n_~J­ :eciliği kovmak, feodalizmi yıkmak olduğuna göre bu &vrTm-prÖleter-sosyalist çl~~il burjuva-demokratik nialikte bir devrimdir. Burjuva-demokratik devrimln_Kürdistan .zibi şö­ ıüfi~=~ yarı-feodal bir ülked~ki_açiı Ulusal Demo~.:... a.tik Devrirn.dl.r. Ulusal demokratik devrim kesintisiz e~~recinin İlk aşamasıdır. Biz Kürdistan Komü-

ve

.:55


ww w

.n

et ew e

.c o

m

nistlerinin nihai amacı sosyalist ve komünist bir Kürdistan toplumu kurmaktır. Bu, bütün dünya komünistlerinin de nihai amacıdır. Ne var ki, ilk adım olan demokratik devrimi tamamlam adan ikinci adım olan sosyalist devrime geçemeyiz . Sosyalizm yolunu açmak için demokrati k devrimi gerçekleştirmek gerekir. Bu aşamanın üstünden atlanamaz . Devrimimi z kesintisiz ve aşamalı bir devrimdir. Birinci aşama olan demokrati k devrim aşaması esas ola· rak tamamlandıktan sonra durmaksızın sosyalist devrime geçilir. Açıktır ki, j!lkemizde ki demokrati k devrim eskl_ tipte bir demokrati k devrim değil yeni tiQte__ bir_çl~n.i.Qk=­ ratik devrimdir. Yani yeni-demo kratik devrimdi~ kiden burjuva-de mokratik devrimin. öncü _şı_nıfı...lllu:: juvazi idi. Veb1irfüV aZicin önderliği~cleki devrim kaPitalist bir to12lum_g_g_ve-~a~!t_~1!~! _!;ipte-j)!_r _cii~ l"SÜrıJ{u_: rulması ile sonuçlanıyordu. Emekçi halk yığınlannın kazandığı zafer sayesinde burjuvazi kendi sınıf diktatörl ügün ü, bu rj u va-diktatörlüğünü gerçekleştiri yord u. Oysa, emperyali st sgvaş ve Ekim_ devrimi ile .birlikte._ artık, ·burjuva demokrati k devrimieri n öncüşii p,rg~­ tezyadır. Ve proleteryanın öncülüğündeki demokratik _ devrimin _sonucunda kurulan topluf!l ve devlet, ka_p_llit list nitelikte değil, yeni-tip~_l>ir .1Ql>lum ve y~_.ı;ıL~~ bir devlettir. Proleteryanın hegemonyasında., p.rolete.r· ya-~e müttefikle rinin ortak diktatörlüğü altındaki De· mokratik Halk Diktatörlüğü. Demokrati k halk dikta· törlü@ henüz proleterya diktatörlüğü değildir. Ne vm: ki bu, proleterya diktatörlüğünün özgül bir biçimidir ve belirli bir süreç içerisinde proleterva diktatörlüğ_ü-:­ ne dönüsür. Çünkü proleteryanın önderliğindeki de· mokratik devrim kesintisiz devrimin ilk adımıdır ve hiçbir kesintiye uiramaksızın sosyalist devrime dönü-

156


:ıcektir.

-------~---

ew e.

co m

Demok ratik devrimi n görevi, sosyalis t devlm için şartları -ıliZ:u:JamaEYe yo~aç_ma,li:tl[, Kesinsiz devrimi n bu ilk adımı nitelik olarak burjuva -dewkratik olmasına karşın, o, dünya proleter -sosyali st evrimin in ayrılmaz bir parçasıdır. Bağımlı ve sömüre ülkelerd eki devriml er, sosyalis t sistem ve kapitali st :mperya list ülkeiBrd eki devrimc i işçi sınıfı han:;ketleile uluslararası kapital izme-em peryali zme- .'Karşı .r bütün oluşturur. Artık burjuva -demok ratik devdm ;ki tipte değil, yeni tipte bir devrimd ir. Maa buna Ye.-demok ratik devrim eliyor. gmperya}iş_t __ş_§:_~~_ş_Hy~J917 EkimJ2 evrimin den Öll:-_ ckLsJlr:e.c. e_~ls.! tipte d_emokr:a ti_!c dc;_yrim smıf_lamas.ı1 ı dahil olan süreçtir . Em:rıe i"' " ve Ekim devIlli sonrası na tekabül eden süreç_ y~_!1i_:-_çlı;;ı:ınkr:a..tik_ ----- -------·· ·····-···- ------:vri_!!!_~üreçjqir" Bu, uluslararası platform da böyledir . :k tek ülkeler özgülün de ;;ski tipte demokr atik devn sürecin in yerini yeni sürece bıraktığı tarihsel dölm noktası uluslararası platform daki dönüm noktarla fiilen çakışmayabilir. Nitekim öyle olmaktadır. n e ği n. yflrıi -Qflmcı!fra !_i~-- i ev_Fj~ _!!_ig·~_c!_ B.~_özzü..:__ rıde 20. yy. girişinden, Çin~9-eA~h~ Ke_s.in gl,~ra!L_Çi_1!__ )münist-:f>artisi'nin- kurulduğu__1!)2J\len, Vietn~m.'<i.~ ~'iri-'Kunila.uku:1~:?o;{;IE:~,g itJbaren gelişti.. Ülkemi z özlünde de demokr atik devrim süiecü:l e bir göz ata-------------

"'·-

.fo__

-~~-

•'-

---····-- -"'~-~--------

~

w. n

et

-~------

1.

ww

Bir bütün olarak _!(_H!_"distsı.n'f!.~ ~ul:J.L!Ya-<!~rrı()krfl.: devrim süreci 19. yy.'ın başlannda şekillendi. Bu "ecfn - başiang!ci- iÇi:n · b~r tarili ~;p~ma:k -i~"!-ekirse >6'daki Abdurr ahman Paşa hareket ini alabiliri z. Xa:. ~ki-ti12!_e, demo~~.d.evrim süreci ülke~.?z~­ ıde ıaoa'dan itibaren gelişti ruyeollınz~-ş"üphesiz ki süreç günümü ze ka(:'ü~ çeŞitf(-a.şamalardan geçti. aşamalan kabaca şöylo sıralamak mümkü n: 157


-

2 3 4 -

19. yy. Kürt Ulusal Hareketl eri (1806-188 0)

Güney Kürdista n Kuıtuluş Hareketi Kuzey Kürdista n Kurtuluş Hareketi Mehabat Cumhuri yetinin Kuruluşu

6 -

ı

if

-

2 -

c-

3 -

19. yy. Kürt Ulusal Hareketl eri

,z_

4 -

(1946-}

(1806-188 01

Güney, Kuzey ve Doğu Kürdista n'daki ulusal ( 1918-46) hareketl er Kurtuluş n Güney Kürdista 0961-75) Hareketi 75 sonrası dönem ...

et

(!"-

U920-1938)

Güney Kürdista n Kurtuluş U961-1975) Hareketi 75 yenilgisi ni takibede n dönem ... Bu aşamalan dört ana başlık altında da toplayab iliriz:

ew e.

5 -

(1918-1946)

co m

ı

ww

w. n

Bütün bu a~cı.ü«~<H Ja ::;~irecin burjuva- demokra tik <nesnel olarak) niteliği değişmedi. Her _aşamanın ortak hedefi. ulusJ!.Ly_ç __şömürg.eçl_.bask..ıy_ı,. __ Y.~~~--yabancı ~ı.rn 0ıJ mğı.ınu._ortada.n.J~-~.tc!rrın!!:k. "' .. .kend.L toprakJar_ın9-a bağımsız...illi:._Kürdistan dev leJi kurmaktı.• Ula.:.. ~. Bu ortak yanın yanısıra, )ıer aşam~nın bazı ayı­ _rıcı ö~ellikler taşıdığında mu_l2:a~.:~-~k. Şi2Jle kJ, ~ ...a kadar burjuva- demokra tik uJg.e§llltln"_~eti_n_jindeı:J.iğj biitiiniiy le feodal unsurların eJLI!~eydL Ve _burjuy_~:!:_~ mokratik öz cılızdı. 20. yy.'ın birirı,_ç!_y~nsında feodal ·-·unsurla r örıderliği 1;>_el!ı-li ö}çii.deaydınlarla paylaştılar~­ Veulusa Chareke t ilk olarak ~isbe-ten-örgütıübir-·ya­ pıya kavuştu. Şüphesiz bu örgütler milliyetç i nitelikte örgütlerd i ve bu milliyetç ilik yarı-burjuva, yan-feod al özellikle r taşıyan bir milliyetç ilikti. Kürdista n Demok158


ızı

e

ew e.

co m

·at Part isi'n in fKDP J kuruluşunu izley en 1946 son·asındaki döne mde iso telah a belir gin olar ak 1961 son·asında) ulus al hare keti n önderliğ i adım adım Kür t nilli l~ıurjuvazisine ve küçü k ve orta topr ak ağalarına :eçti. 1975 yeni lgisi nden sonr a ye!Jiden boyv eren ve gütümü zde deva m eden ulus al hare keti n de önde rliği yi'e aynı sınıflarda, yani Kür t milli burj uvaz isi ile küçü k e orta topr ak ağaları {elb ettek i heps i değil bir bölü ıü> ndadır. KDP 'ler ve KYB Kür t mill i burj uvaz isi ile üçük ve orta topr ak ağalarının siya sal part ileri dir üzei li yılı aşkın bir döne mi kaps ayan burj uvadem ek· ~tik ulus al hare keti n önderliğ i üzer inde Kür dista n roleteryasının etkil eri <dah a çok ideo lojik ) yeni görü lcektedir. Fak at önde rlik hala esas olar ak milli burj u'd d' . m.l. .. ··ı·· ır. ·fnlra ~mıı..Q? uJY~d~J-:"""'. ~~ J.;::;:l'J'b _ıcıa_r

1' .f.:n. ~!§-

~ini söylediğimiz ~ski.:::tlpte burj uva-de~okrati~siev­ m sürecinin_J.ı~)~'iimc;__.Ql.duğı,ı .EJNL ~n-~bilir:_ 'inkü ulus al hare keti n önderliği hala milli burj uvaz i-

ww

w. n

et

dir. Anc ak burj uvaz i eski si gibi önde rlik konu sun. raki psiz değildir. Gün ümü zde devr imci prol eter ya .reke ti ile mill i burj uvaz i arasında önde rlik gibi bati bir soru nda gide rek f,liddctlanacek olaı1 kıyasıya · kavg a yeralmaktadır. Bu kavganın galib inin Kür ;tan proleteryasının öncü sü olacağı kesi ndir . Kür :tan' da devr imci prol eter ya hare keti ve yurt seve r reke tle marksizm-!e:::ünizmin bütünleşmesi, bu ikisi l sent ezin den bir Kür dista n Kom ünis t Part isi'n in ~ması uzak değildir. Bug ün yaşanmakta olan süre ç, böyl esin e bir sü' yani partileşma süre cidir . Partileşma süre ci her den burj uva Cmilli ve küçü k burj uva) milli yetçiliği refo rmis t ve revi zyan ist akımlarla prol eter sosy ahare keti n esas olar ak ideo lojik plat form da olma k re polit ik ve örgü tsel d;ize yde de hesaplaş ma süre -

r.

159


ııı1

cad el ec. i yu n i!

;ı<J...

son.

ınü­

kur tara mam ış,

co m

'·'··' 11

vaz tn in ğil!

mill i dev rim ci

~ir_ı, 1\.'~·Hdi s,;jıf

ç.:kç";.r1u

vo

kerıdi sınıf

oldu Kür yolu gu gibi y1 ı tik örg ütü nün öndist an pr!:•i~teıyasmır:ı, omın öz poli yok tur. cülüğüdür. Başh:a bir yol ve yarı-feodal Yen i-de mok rati k devrimın söm ürg e ınucudelo;' her kumdt~r Trck çıkış mah e ilgiy yı:,n

için ole.n

ew e.

dlktatôrıtF;;

defasında

bir

q~w-_

ww

w. n

et

okra tik_ bir ülke olan -~istan~ğ_a,_}ı:.ısal dem By dm im söı:nür­ rim olmasJ.-KErrJZktiğin~ tfic:ı.r:~t __ettik . ve feod aliz mj ~eciliki..Q.rtarl,an ~aJslırJııwı.jr;~-l11!~~ sal ve dem okUlu r· tasfU"e ed~ceği_jçin de d~mokratLKll dal mü-feo anti ve c: rati k göre vler , yan i anti -söm ürge en barind diğe Biri cad ele birlı1ri:-:c ·-,1:: S)kıya bağlıdır. in ak her dev rim oldu ğımsız olar ak düşünülemez. Anc de, birb iriy le bağıntılı ğu gibi , Kür dist an dev rim inin ardan geçeceği fak at birb irin i izle yen farklı aşamal okr atik deY.:. dem al a ulus unutulmamalıdır. Kür dist an'd eneb ilir: söyl ı::L11LŞ_:Qrecinin şu iŞamal~rdan geÇece~i ?ı and a oldu~ üıusal.KUrtuluş - ,., ı

-=

bevrfminfn--on

aşama,

<"'~

2 -

in, yaUlu sal Dev rim ile Dem okrn t ik Dev rim taşıya· m öne e ct'd ni her iki yön ün eşit dete bileceği aşama,

dığı aşama. 3 - Dem okr atik Dev rim in önc elik taşı mer kez i göre v ;Her aşamanın koşulları, dolayısıyla bir baş göre vi vardır ve bu farklıdır ..... . her aşamanın ~

160


·evin tam olarak kavranmasını ve bütün çabanın m yerine getirilmesi nde yoğunlaştırılması zorunluCVİPT,

s. 156)

ew e. co m

Ulusal demokrati k devrimimi zin bugün içinde buduğu aşama hangisidir sorusuna biraz sonnı cevap ·elim.

- KORDİST AN DEVRİMİNİN İTİCİ GÜÇLERİ VE HEDEFLERİ

ww

w.

ne t

Bir devrimin itici güçlerini, hedeflerin i ve görevini berrak bir şekilde ve doğru olarak kavramak bir~ temel meseleyi çözmek demektir. Mao, "Düşmanla­ uz kimlerdir? Dostlarımız kimlerdir? Bu, de,rrimin önemli meseleleri nden biridir» CSE, cilt: I, s. ll) dektedir. Dostlarımız ve düşmanlanmız konusunda ~ru bir kavrayışa ulaşmak ise ülkemizin toplumsal ekonomik yapısını doğru kavramak la mümkünd ür. ha önceki bölümlerd e bu konuyu yeterince incele~t.ik Şimdi de, ülkemizde ki toplumsal sınıfları, bu ıfların iktisadi ve siyasi özelliklerıni, kimlerin devümizin hedefini (düşmanlarını) ve yine kimlerin rrimimizin itici güçlerini (dostlarım) oluşrurdukla­ a bakalım. Önce köylük bölgelerde ki sınıfları sonla ülkemizin şehirlerindeki sınıflan inceleyelim . eniş bilgi için bkz: II. Bölüm) Ülkemizin kırsal alanlarındaki sınıfları, kırsal burazi, kırsal pm!Pterya ve ikisinin ortasında orta köyük tarzında koymanın gerçekçi olamayacağma demiş ve kırlarımııda kP ;:.\italist ilişkilerin bu ölçüde kutupiaşmaya neden z 'acak düzeyde gelişemediği­ Kürdistan'ın köylük alankaydetmiştik. Bu nedE: ındaki sınıfları, yu ka: ''\n aşağıya, feodal toprak 161


zengin köylüle r, orta köylüle r, yoksul köylül er ve işçiler biçimi nde beş başlı k altında toparlars ak doğ­ nı davnmmıcı olacağız, den-,: ik.

ağaları,

ı

- Toprak

ağas:i, çalışmayan

ya da çok az

ew e. co m

Toprak

Ağalan:

çalışan

ve

_top~_sahip olan kimsedir~Tefecilik.yapabilir, sanayi

ye ti"careUş_l,!ğfJlS,a_bilir. _işçi .çal.ış.tır.a..l;ıiliL vb.. Sırada,n hir ortuQ .xlüde n daha !Yl Jılr~vrun!Q!!. olmak_koşu­ ~u_yll!t-tcmrak ~uu.J;emsil e.de11 ııps_ı.ıriar, iflas etm}§ ması· tQp_mlL~ğ_alap....__tefeciler v.s. toprak ağası sınıfla kya· mürere na girerJe r. Toprak ağalar1kÖylülerTsö şarlar..Esıış_sö~nürü biçirr..!eri !.Qr>rak rantıdır. Ülke· mizde kimi to_2ra_lf_l!ğtı,_lıı.n_iom~:l~1~r!PI!L_bir 'Q_c)lümün· de kapital ist çiftçiliğide uygulamak~~ ve_kaill_tali§.: sö m ürüde _de _bu.hın._n:ıakta.drrlar:-·- Q~şi:r~..re.isi.~YlL5eY.it..de.da.ib. gib gj. ~u_Elar çoğunlukla tQPı:ak ağalan .sımfiamasına rerler_, Yani toprak ağaları sınıfı •ruhanı.. ağaları dE

ww

w.

ne t

kapsar . Bu •ruhan i• ağalar kimi zaman bizzat topral ağası konumundadır. Ülkem izde dini feodali tenin tem silcisi kurum ve kişileri, toprak üzerin deki feodal mül kiyette n, feodal baskı ve sömür üden ayrı düşünmal olanaksız gibi birşeydir. '!'2Erak ağaları sııııft_homoJ.en_değildiı:. BıL.sımi kendi wn.d~ ..!!) Büyük toprak ağaları J2] Orta topral ayırma] ağaları ve gl Küçük toprak ağaları biçimi nde gereki r. Bu ayırımı yapma k ülkemi z özgülü nde özel likle önemli dir. Toprak ağalannın genel kırsal nüfus içindek i sa yısı oldukç a azdır. Öyle olmasına rağmen toprak lam çoğunluğu bunların mülkü dür. Toprak ağala!"~!?ıfı,_ill-.keJ.P.izdekLen geri ~d _cUJ...!:_e~!gı il~ş_~~lerini!l: _t~_ll!s~lcisidir. Sömürgeciliğin ül -

162

..

-

-

.

-------


ımizdeki temel toplums al dayanağıdır. Üretici güç·

r. Bu nedenle rin gelişmesi önünde büyük bir engeldieliişınan ı yani ı sınıf Kürdist an devrimi nin azgın bir

-

3defi<Ur..

Zengin Köylüle r: Kürdist an kınndaki kap!.!~)}şt ilişkilerin -eşas ola. t.k milli kapital izmin- temsilci sidiL Esas gelir ka~­ :ı.ğı sömürü ye dayanır ve _E)_sas sömürü biçimi işgücü )mürüsü dür. Kural olarak toprağa sahiptir . Ama, toıt ı..kla.rının bir kısmım kiraya verebili r, bir kısım tont.kta kiralaya bilir. Kura.l olarak kendisi de üretime katılır. Bu nedenle bir köylüdü r. Sanayi ve ticaretl e uğraŞabilir, terecr.:- k yapabil ir. _Esas sömiir:Q._Q~ç_LI!lJ_~_a_.2ita1i~LsömüTIL .makla birlikte toprak kirası yoluyla , yani feodalt arz:ı. da sömürü de bulunduğu 1çin.~-.~-:niteiik oi~r~_y:ıi: ~TeO<fSJditiei?~ VaD.iian~ilurfuii._iı;-fı-ieQ<i~ özellik· 'r ıa,ıyan bir ekonom isi vardır. Toprak ağalarına karyÜrütül en topraKdey_rLmf" m_1icadelesind~p:ıülkünü· ttirme korkusu taş_ıd~dan genellik le __t.amfsıı;, ~vrime belirli ölçüde ve belirli bir yere kadar taraf ~r..Bu özel1ikle bir Sômürg ede böyle_dir, Zeııgiıı t>ylülüğü toprak ağalan sınıfından kesin olarak ayırt ;melidir. Onlar köylülüğün bir parçası olarak düşü­ ülmelid ir. ~.$\rli1EJ..Q<:i.~U-~m_jle k()l!l:Q:: tdor ka.pU.eJizmin ~ınıfJ:mslu.ş~. y~ _s()~üq~·e_ci!~ı:-ID milll. a.skısı altındadu:. Bu nedenle ekonom isi çok zayıftır. 'icelik olarakt a toprak ağalan sınıfı gibi kırsal nüfu-ın küçük bir bölümü ne tekabül eder.

rniUl

ww

w.

ne t

ew e. co m

-

-

ll

Orta Köylülerı Orta köylülü k, zengin köylülü k ile kırsal proleter arasındaki ara katt,gor idedir. Kendin e ~~terli bir__ _ 163


içierini satmak ve borçf~_k()ylu!ef111_esas~e~ çim ~.M:nağı ken~(bajnnsıi . . lUkleri ve kendi eımek­ ~~.ı1c!tı:._~:l\_ç_~~pt~_sÖmf.irü de·b~ıuns&a_ı:_l~H~. __!{u_~ ~~LQJ~rak toprak a.E!a.I_~I}-~!nıtı. lmrjuvaz i ve özellikle ~ömürgeci dev Iet~-~-~~-~~~- ~!_r_ş~z:ı!!lrüs ü ~-~~~~ad_:r­ l!L Kürdista n kırsal nüfusun un önemli bir bölümün-ü teşkil ederler. ·Orta köylüler sadece anti-emp eryalist denime ve top:rak devrimin e katılmakla kalma7,. aynı zamanda sosyalizm i de kabul edebilirle r. Bu yüzden bütün ~rta köylü!~ __prpl_~~_IT_!t_~l!!__ g_ü_yenilir _bi! ~...!~­ te~~ olabi.l_~!: ve_~ey_!i~!!_ ö~~mlJ J?ir. i_tic:;i _g!!cü9..fu:. Orta köylüler in olumlu ya da o!umslJz taVJrJan devrimde zaferi ya da yenilgiyi belirleye n etkenlerd en biridir; 1 ve bu toprak devrimin den sonra köylük bölgelerd eld nüfusun çoğunluğunu teşkil ettikleri zaman özellikle geçerli olacaktır•. (SE, cilt: 2, s. 322) Qrta kö~lillüğ.ü_ de kendi içinde sa_ğ. orta ve sol ka-

ew e. co m

ekonomi.l!._sa..!!!P.tir. Sık sık tanınak- zorunda()isaıa.r-da,

1

ne t

!!_a!__gl~rak ücL.J:~Q.şt~~mak olaniı.kllğlf. ~ .:bir.mikll!.r LaıJa. toprağa. ve. tarım aracına, Qrta J<..ana.t

w.

zar-zor kendine. y_eten_blı:_toprağa sa};lipttr. ~l._jı.ş~ğı k.@atTse-~_kendin~_y_!3tm~y~n ___ş.J; .bir _toıa:ruLp~_rç~_:_ fllill!!_ sahlb.idir~d..Cl.hic.....toprağı.~oktur.., Orta köylüle...9rta.kÇ1lık rin bir bölümü, özellikle sol kanadı, kiracılık.ı. ····-· --- -··--vuanm i§çiliği_y~~~k geçinir .. SQlJirul& t orta köylQl:QA.~!!.Jın-davrimci kanadıd1i___ _ '

·--~----------,....···-~--···--·

ww

4 -· Yoksul Köylüler : Orta köylüler gibi kendi kendileri ne yeterli değil­ lerdir. Joprakla l]. v~ t~l}!!l_~rş.ç~rı az!fır,_l{u_raL~]arak l_ç_~ndi_t_a.~ .!!!etleri ile işlernek üzere topr.ak tutarlar.)"_ruıL..ortakÇJ.Jı!ç_y~ kiracılık yaparlar . Kısmen işgÜÇie­

tlnL.de satarlar. Fakai-es as geÇim-·k aynakhin bu-de-

ğildir.

164

Yoksul köylülük , köylük bölgeleri n yan-prol e-


m

eryasıdır. Tarım proleteryası ile birlikte köylük nüfu:un ezici bölümünü oluşturur . .YQ.}fş_ul köylülük, Kürlistan prole!~_!Yasıp_ı_n__.._~~_i_~Y~-~l_i!_ınü.tiefikb. ve-~ ~n devriminin.__~~I1-~f_@_j!ici güc~~-d-~. Devrimci mvvetlerin •esas unsurudur». ~ Yqksul k9I.!f!!~r.!.-~.:..-n9_~k ı-ı:çıleter~an .m_@gerJJEin.fişJ{l:!.rtıJ.l~§~ J<~y1!§_abiUrJ~r. Yi.

ırol~terya ~E~ıtk y~~JIJ ~~-~~ !~lQl~!:l~ ~ğl_aı~! _!!lı·_

-

te we

.c o

ttifak kurarak devrimi zsMm:egötYr:ehllir. Aksi takdirLEL bunl~n -ger~le_ill!m~J~ _.miiınkiliı...deitildi.r.. ,. (SE, :ilt. 2, s. 322-323) Topra~~~Y.l"i~t genel olar_~k yo;!csu~ ~ orta köylülüğün._devrimL almaklaJ;!irlik.te_ esas oll\ak yoksul köy IQlerin_Q~YrJ_miruL..dü:.e. bil!r!~:. Kır Proleteryasıı

Kural olarak

toprağa

ve üretim

araçlarına

sahip

leğii'di; _A'Z-saiJ.ctatar!m aricina-ve az ffiürta~da

top:·

!l~aıiii)OI~ğlai:-Q§t__ ~~i".<!~~~:- ~s~s_:()J~i~~--g~çim_ı~~iiı-~~

~güçlerini

ii:nci

satarak

sağlarlar.

Köylük

alanların

en dev- -

sınıüdır. Kürdistan'-d~- klrsaf]?rol~~fia_riin-~~.

edilemeyecek

olm§Jt_lıı._JLera.~Q_nemlL12k

ne

~ _K~~i!.z:dı

ekün i;utınl:i.Z.

Kırsal proleteryayı

yoksul

köylülüğün

ya da pro·Köylülük tarimi esas larak yoksul ve orta köylüleri içine alır.• <Mao, SE, nt, 2, s. 323) Fakat geniş anlamda köylülük zengin, rta ve yoksul köylülüğü kapsar.

ww w.

~teryanın kapsamına alırsak,

Kürdistan kırlanndaki sınıfları yukandaki tarzda elirledikten sonra, şimdi de kısaca kentlerdeki sınıf­ ın inceleyelim. Kentlerdeki sınıfları kabaca burjuvaı ve proleterya olarak i' i ana başlık alt:mda. toplamak ıümkün. Burjuvaziyi, "·'mprador burjuvazi, milli burıvazi ve küçük-burjuv , olarak üç başlık altında ele Ima zorunluluğu vard , 165


Burju vazi

6 -

- Komprador Burjuvaıl· Kürdi stan'd aki komprador_~~p!~Jisi_ ı!ı:~!im_ilik_i!_eı:intı:ı -~-~~g~ı_şidir ~ v~a~ ı

ve__gelişmesi _büJ;jj_rn}yl_e__T'(trl_{_kaQ!talizmine, .sö.u.ıl!r_geci

m

sömür@:__ kapUalist_Q~vlı;rte bağlı_ olml!~~ur .. ~u_neci~n~ ~ (;l_ğ_ir. _ha.Jm.Q_ ittifçı.k olı;ı,r~~ ci burjuv azi ilş esa.s ile_s.öm.Y.r~c..i..Q~y­ ç~liski talidir .Top-

.c o

öz bir deyişle k9_~_pradocburjuvazi let ve devlet ler arasın<!~J.ttifü:k es~~.

rakagaiaiiY!a§i.kLl}ağları_me.vçu_ti.tı.r. Zaten köken oia:rak da bu sınıfa dahil unsurların çoğu feodal ve aydın

komp rador burjuv aziölçüde nirı toprR.k etkileiçiçelik} ve sösonra ndan miştir. Ülkem izde toprak ağaları sınıfı !UÜrg~f.Ülgı; ikiilcC t.emeT iopfum saf<fa }Taiia i!9Ji.kemizcteki en geri ve gerici üretim ilişkileri katego risine dahil olan komp rador kapita lizmin temsil cisi olesi önünd e duğu için üretic i güçler in özgür ce gelişm kapita lizrador komp engeld ir. Ülkem izin kırlarmdaki biçimi hakim min (kırsal aland aki kapita lizmin de komp rador nitelik tedir. Çünkü yukarıdan aşağıya feo~ daller ve sömür geci devlet eliyle (DÜÇ) geliştirilmiş­ tir. Kırsal &.lar.daki kamp radar kapita lizmin temsil cilerini kapita list bir katego ri olarak ayrıca belirtm ee konuşur­ miştik.) temsil cilerin i dA kapsa yacak şekild sak, kornp rador burjuv azi,. ül}{errıi~de_ ~ğırlıklfl,_ ticare t ()..Q ve _diş~ Hcare tCsek tôrü -9lma k üzer(1..J_fınm §_ekt9rl!, ~m~rkıJ4 inşaat ve imala t sş..n.ID0LYQ~ gibi_a lanl?-. rda _~çi sömürg ile ~t.miitir. Esas olarak Kürdista,_~_E_?.zarı lizkapita devlet arasında araq konumundadır:~Iürk minin maliariiiı pa~arla~a-rQi_oyn~~~Jak~i­ l:w&_ka bir vesile yle değindiğ~!:!!i7:_&!?i ağırlıkla mev~ yoktu r. o..lrl!:ı_~ bu aland a bile sağla...!E.. bir kongm u kornp rabiçimi Kürdi stan'd a kapita lizmin -hakim

köken lidir. Bu özgül

kimliğide

ww w.

ne

te we

sığalan sınıfıyla yakın ilişkiler (bir çok sıkı bir ittifak halind e olmasını

166

m-


ww w.

ne

te we

.c o

m

dor kapitalizm dir demiştik. Komprado r kapitalizm ini ikiye bölerek açıklamakta, daha çok ülkemize özgü diyebileceğimiz bir durumu kavramak açısından fayda var: a) Sömürgeci devletin (T.C> mülkiyetin de ve yönetiminde olan komprado r kapitalizm i. l'MO. EBK. ZDK, MKE Kurumıı, TPAO, Sümerban k, Etibank, TCDD Yolları, Devlet Uretme ÇiftJikleri CDÜÇJ ve daha bir jizi kurum ve kuruluşun işletmelerinde sözkonusu kapitalizm bu tür bir kapitalizm dir. Buna Türk ya da yaJtı.nc.;ı kapitalizıı.ı de diyebiliriz. Adını undığnnız k'..l.ru.uşlar kapitalist devlet tekelleridi r. Bu kuruluşlarda rürk özel sektörünü n payı da vardır. b) Kürt ve Kürdistanlı mu kavramı uygun düştü­ tü için kullanıyoruz. Çünkü agırlıkia l\.ürt nıilliyetin­ len de olsa başka milliyetler e mensup kamprada r buruva1arda sö?kunusu dur.>, özel komprado r grupların nülkiyetin deki komprado r kapitalizm i. Türk özel sekörünün mülkiyetin de ve yönetimin de olan konıpra- · !or kapitalizm i vurguluyo r fakat ayrıca belirtmiyo ·uz. Bu iki tip komprado r kapitalizm arasında öze iliş­ :in bir farklılık olmadığı gibi belirli bir ölçüde içeçeikte mevcuttur . Asıl bizim açıklamaya çalıştığımız meele başkadır. Şöyle ki, ülkemzide ki kamprada r kapializmin hakim biçimi birinci tip kapitalizm dir. Ve bu apitalizmin temsilcisi de sörnürgeci devletin bizzat .endisidir. Başka bir deyişle ~nı.izdekLkamprad.or ı;tPitalizmin b~_t.~!lü~e_.<:l~_ğil._amac~-s~~llçisiOOffiti.r-_

eci devlettir., --Bu ne demektir? Bu şu demektir ki. ~...2!!!.\!rg~J

dev-

~esabını fi;Örmek-a'>BA..Olarak ]rg_nm_r_q_çl_o.r...l<~Ptt~~­

zminde hesabını görrr c; k...demek.tjr,_ Kısaca .K.Q!<i_~ evrimi ~~-l!!I?Tlli!QL~.ruıitalis.t .. üre.tim ..ilis~ilerini_<:l~ 167


<Kürt ve Kürdistanlı özel komprador grupların yönetimindeki ve Türk özel sektörü yönetimindeki dahil) tasfiye edecektir. Fakat Küfı:i ,Lan devrimi genel ola-

ı:_~l:Lk~_ital!?~ t~~f!Y~·~EJeyecMflç~n__pro~t~ı:~Şçsya--.

---------

m

Us_tbir devrim olma~~~ktı~Kürd~~ta!_l ~~vri.l}}~niıı_~na: içeriği burjuva-demokratiktir. ------~----

te we

.c o

Birinci tip kapitalizmin tekelci olduğunu vurguladık. Ne var ki Kürt ve Kürdistanlı özel komprador gruplarca temsil edilen ikinci tip kapitalizmin tekelci oldu~ ğu söylenemez. Kürdistan pazarı Türk kapitalist devlet işletmelerince tekelleştirilmiştir. Kürt ve Kürdistanlı komprador burjuvazinin tekelci bir burjuvazi olmayışı bir özgiılhik olarak kabul edilebilir. Bu durum kornpradar burjuvazi ile milli burjuvazi arasındaki sınırlan n is be ten belirsizleştirme ktedi r . ..Ioprak_ağaları sınıfıuı.ı:ı

ve komprador. burjuvaz!-

!lin.silinürgeciliğin_tenwl topiurn.sal.dayanı;:ı,kları .oldu~}_!na_. ülke!?-'ı~~ciel.:;.i QP geı::!ci üretim ilişkqerini__~s~mür­

ww w.

ne

ge ve yan-feodal yapının üretim ilişkileri) wısu ..~­ tiklerirıe ye dolayısıyla Kürdistan dev:rimit1üJ ç!.üsmanl~ii_ Chsı_ç!~fi~i_tQ.ıçluJ<Jit!'lna_iş!lr.t;tt .et.mi.ş bJJ.illnlJYQ!:'Llb ~ iki sınıfmda sömür~L9-.~y_l~~l~ ilişkilerinde itti.fakın esa,§. çelişkinin tali olduğull:u da belirttik. Fakat bir noktayı daha gözardı etmemek gerekir. Bir ve aynı milliyete mensup burjuvazi ve toprak ağaları arasın­ da bile bazı çelişkilerin olduğu, bunların çelişkisiz bir bütün oluşturmadıkları hatırda tutulursa, Kürt ve Kürdistan burjuvazisi ve toprak ağaları ile sömürgeci burjuvazi arasında, farklı milliyetlere mensup olan bu hakim sınıflar arasında, daha ciddi çelişkilerin bulunması doğaldır. _Nite!im Kürt ~~ol..e.ri il~ Türk burjuvazisi arasıJJ,da uz~lı~l!li_şt~ _de k._alsı:ı, ç~l!şkilertn .9Il.._ planda g~lğiğici_ön~.mlex oimtıştur. Bu çelişkjl~rçi~n.~l!- __ ıeıa


ni

düş~n

kamptaki

çelişkilerden,

devrlmin

çıkarlan

doğrultusUilciayarari~on~miTorr·Jf..cmü~ur. - -

2 -

Milli Burjuvazi: Ülkemizin şehtr_lerirı~ milli

k~apitalizmin ~mslJ.cisid!~- Ağırlı}{la ..Yt~_fLiica.cr_~t

sek"m:..-

&·ü olm;~.k üzere, inşaat ve imaJA.t_ş_an_c:ı,yl_ı}ğ~ 9.ıtH:r11e·~--

w.

ne

te we

.c om

_cutt.ur. MillL~~italizm, üreticLg:Q_ç_~r__g:Qzey_!pe J:ı~JlrU_ öJçüde ux~EQ qüş_t.i.i_ğü.rıQ.~.P. -~§.~l;>~.ı:tJlexicidiı:.. Ye__ ol:!~!1 temsilcisi sım(_o)ı:ı,!!_!_l!.ilU.l?.t!J:'tl1Y_a_y5.l~ _l:ısıHrlL.91.çiıde__ye belirli bir yere kadar özellikle mH!.L_çl&vri.mçlen yana QJlJI. _yani !Pi~li.iiU.iT~i~~(~ilirtilür_yere kada ı: va..b!ı;: lirli ölçüde deffimin....itiQ:Lgüçl~.rLa.r:a.sındadır~ Bu nok· ta ülkemiz özgülünde oldukça açıktır. Milli burjuvazinin siyasal partileri özgül talepleri ile mücadele halindedirler. Ancak bu sınıf ikili niteliği gereği tutarlı değildir ve yalpalar. Özellikle proleterya partisi önderliğinde mücadelenin yükseldiği dönemlerde, devrim korkusu onunda yüreğini hoplatır ve tavrı değişir. Mil,li burjuvazide_kendi -~~nd~--~ağ, or1!!__ve sqL~~mı.t~~ r_ak üç bölüme_ ayrıl~Eil!~~ Bu -~rrıE_ı!__b~şt~ sörr_ıü.rgeci d~_vlet _Q!.m_it!Lüz.er.e... t_o_pra~.!t~~I!.__§_ıDlİ.LYe_Jwmp_ra­ dor burjJ,Iva_~i il_~_ 9,la,n bağlarının derecesine göre, dolayısıyla devrime karşı t8.Jiii1Cfıklar1--tutuni_a_iöre- yapi)iaK· gereki~~-UlkemiZclekf ninli burjuvazinin- Kürd:is~­ tan'ı sömürgeleştiren, Türk, Arap, Fars burjuvazileri ve emperyalizmle değişen ölçülerde bağları olduğu açı­ ğa çıkmış bir gerçektir. Dar anlamda milli burjuvazi ile milli sanayi bur..------ -----·juvazisini _geniş anlamda milll__b_ı.ırj.ııy.azLJle_®_milli sanayi burjuvazisinin yanısıra_, kırsal alandaki kapi-

ww

-

talist iİişkil~ri!!~_!llsi_lfişLQ]ruı .~engin_ kös.l\!lil,k__q1~-s_!

değil) ile küçük ~~yazinin üst kanadını .anlat~

!~iyoı~.

Milli burjuvazi il ılgili uzun teorik açıklamalan vesilelerle yaprıuş bulunduk. Aynı şeyleri burada aniatmayı gerek:;iz buluyoruz. çeşitli

169


w.

ne

te we

.c om

3 - Küçük-burjuvazi: Şel r küçük-burjuvazisi köylülük dışındaki diğer bütün 'üçük-burjuva iktisadi temele sahip tabakaları kapsar" ı~ üçük burjuvazi içine .§U kesimler girer:_ A]7dınların a!Tkademeieri Cöğrencı­ ler, ilk ve ortaokul öğretinenıer:ı-,-·-a.·u kacfemod.eki ctevkL!!ıemu~ı. b:Qro ~~urıax_ı,_ JiüÇÜka;u_k_atlar ~-b.Y, küçük tüccari~rJalliltatkaı:lar __y~ _s~rb~~L_gıeslek--sa:­ lıipleri. ~üçük burJ~azi_!{en9_i_i_çj_n_d~. ~ Q!ia ve ~1 kal.l.AL91flt.raJL1lç_ ~l~ı:.r!<i~)!l_ç~le_n~'b!!ir. •Normal şart_­ Iarda küçük-burjuvazinin bu üç bölümünün devrime karşı tavn farklıdır. Ama savaş zamanında, yani dev!:im dalgası )':QkS~ldi~i -~e zaf_e~ -y!'_t_!~Jl[g_§_rg_lg~~- ~a-_ t_!!.ai!ı__!{J!çg~-burjuvazinin sadece sol kan§:dı 4.EZk.tl, Qrta t<esir!l)de d_e_y:r!me kat!!a~~H.~-}!~tti!.Pı:oi~~~yanıJ?._ ve küç_ük-IJ.-grjy_y.f!.z.imn. s.oLkanadrrııp hEXi!~ ~5~Y!"im.9. <!?-lgası ile sürüklenen sağ-kanatçılar bile devrime katılabi­ _}ir::-T:Mao> Orta kariaÇküçük-buriu-~azi~in --e;- kalabalık kesimidir. En devrimci kanadı sol-kanat küçük burjuvazidir. Şehir küçük burjuvazisi ülkemizde hatırı sayılır·. bir niceliğe sahiptir. Siyasal düzeyde Kürdistan'da ağırlıkla küçük burjuvazlyi temsil eden akımlar mevcuttur. ş_ehir küçük Q.yrjııy.azisi devriı~l!l itiçLg~,Ç:_ lerinden biridir. 7 -

Proleterya

ww

Bütün ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de en devri m c i s ını i p ro le tery achr . .!?!"s>.l.~~ ~~->: a~~l.r.::ı.._QJLçl_e_y_ıimci_ş_l:.

mf

oln_ı@§lı_Ş01~_J'21?J.amda,__g_ı:nın ikti!?ç'd I kon_lJ_mı.ınci_~n

Ueri__._q;i?l.rn.~_lsl~çlJr"'·-J:.rgJe~s~rya _Q,retin::ı arnçJanndan.~:o.~_­

şu_l1_qı,.u:·:....Tek_geçi}:r! ~~:yrı§t~_t<ı?:rıçii . işgücüdür. Toplumsal üretimin en stratejik noktalarınd:::ı., can damarlarında çalışmaktadır. Diğer birçok sınıf gibi nicelik olarak giderek azalan değil sürekli çoğalan bir sınıftır. Yani geleceği olan bir sınıftır. Örgütlü ve kollektif mü-

170


Bunlar tum proleterülkemiz gibi, iünya. özellikBu trasında da varolan devrimci niteliklerd ir. lerin yanısıra ülkemiz proleteryasının olumsuz olarak rıitelenebilecek bazı özelliklerid e vardır. Genç ve tecrübesiz oluşu, sömürgeci ülkeler proleteryası ile kıyas­ landığında niceliksel olarak daha geri düzeyde oluşu [pbi. Proleteryamızın bu olumsuz yönleri, sömürge ve y-arı-feodal bir ülkenin proleteryası olmasından kay~deıe şartlan

ve

yeteneklerıne sahıptir.

.c om

proleteryasında olduğu

naklanır.

sömürgeci ülkebirlikte olmakla az ler proleteryasına göre nisbeten sömürkimi bazı eski sömürgele rle ve günümüzd eki gelerle kıyaslandığında aynı şeyi söylemek güçtür. Kaldı ki proleteryanın toplumdak i devrimci rolü onun :;ayısal varlığı ile ölçülmez. Ülkemizde modern sanayi ı_:ıroleteryasının sayısı azdı~anın genel.. ~itlesi acısından bakıldığında önemli bir yekfın tutar._ Ülkemiz proleterya sin m ezici bölümü bizzat s.Qmürgeproleteryasının niceliği

te we

Kürdistan

ne

~i <!~~I_L_ypnetimindekl işletmelerde toplanmıştır. Ayrıca sömürgeci devletin kurduğu ve kurduttug u ge-

ww

w.

rici, şoven ve faşist sendikaları tercihe zorlanmıştır. Sömürgeci devletler proleteryası ile kıyaslandığında sendikal örgütlenm esi oldukça zayıftır. Varolan sendikalarda sözünü ettiğimiz tipteki sarı sendikalardır. Kürdistan proleteryasının sömürge ve yan-feoda l yapıdan ötürü köylüiiikle sıkı ba~n I!l~~-.fu!-. durum isei-köylü temel ittifakının ger~ekle§mesJni ko~aylaştıran bir etken olarak ~~~ül~~~~~.~!· ,Eroleterya ülkemizde ki yeni üretici güçleri temsil eder. Kürdistan devrimiıi1n-4§nleiiiici gücüdür... Kürdistan devriminin geleceği proleteıyanın ellerindedi r. UJnsal demokrati k devrimin zaferi. bu deVIimi proleteryanın yönetın~si J~J!!Ümkündür. Proleteryanın ön-·-·--·

171


derliğinde,

.c om

onun partisinin yönetiminde olmaksızın devrim olanaksızdır. . LU~1PEN PROLETERY Aı Ülkemizin kırlarındaki ve ~Jıirlerindeki işsiz yığındır ·Başıboşlar· diye de tabiredilir. Geçimlerıni «gayr-i meşru• yollarla sağlayan hırsızlar, fahişeler, dilenciler, ·batıl itikatlardan yararlanarak geçinen sayısız insan• vb. bu gruba dahildirler. İstikrarsız, yapıcılıktan yoksun, kollektivizme, örgüt ve disipline uyması çok zor olan bir ta.bakadlr._Sö- _ mürgeci, gerici ve faşist güçl~r_J~xa_üz:ı:_c!~!! -~-~tırı.~Jın-_ ·maya yatkı~ pj_r__yapış!__var5lır~_l)-~yr!!!le si~ }{~_tı]~!:.>JE.r-:- _ _le!::__A~~-~: .. devrim_~-~-~1ıldı~ta!!_ sc:mra, gt}vrJmc:i _şaf:

te we

larda_JI_~~glnci.:_ı;ı.si _j~eo~ojl~In ve_an~r_şi_şLid1;1..Ql91iııin

kaynaklanndan bir olurlar.~. J~u yüzden o_nlru-~id..en biÇfmı~ilcuiJlıeyi_ya y]kı cilikıanna.karşı.kaı:unmeyı__pjJ­ meliy!z.• CSE, cilt. 2, s. 325) Ülkemizin sömür~ ve yar.ti~o._d._al_yEı:P_!_ş_!~dan___Qtürü lumiie:D.;pi:üi~eiY~ ~!.l~nl!1 bir niceliğe sahiptir _y~üsJiiliJcçoğı:ı,J_:m,aktad!r: da. --·--· ------·-·- --- Kürdistan toplumundaki sınıfları, iktisadi ve siyasi özelliklerini, ayrı ayrı başlıklar altında ve ana hatlarıyla özetlemiş olduk. Bu sınıfları daha geniş kapsamlı birkaç başlık altında toplamak da mümkündü. Fakat verilen şekliyle bunu yapmak kolaydır. Buraya kadar yaptığımız açıklamaların ışığında devrimimizin itici güçlerini ve hedeflerini, dostlarımızı ve düşmanlan­ mızı yeniden ve çok kısa olarak be1irtirsek: Ulusal demokratik devrimimizin ana hedefleri. sö!!_!ürgeciler ve onların ülkemizdeki s_osyal dayanaklan olan toprak ağalan sınıfı ile -~o~_[>_~_!ld~!:__burjuva~idi_I.:_ Devrimimizin itici güçleri ise proleterya, köylülük, ~hir kü'Çük-b~-~Tıi".Ya:~ış__Lve :· E_e_ı_irJLc:!Pıl~~rde-- ·-ve ~be- lirli ölçüde milli buri!!_yazigü:,__ --------~Bu müttefikler eşit ölçüde güvenilir olamazlar. Kimi güvenilir, kimi daha az güvenilir ve kimi pek gü-

ww

w.

ne

--~-·----~-·-~-·-

172

-


.c o

m

:üçlerini güvenilir lik (sağlamlık> derecele rine göre bir ıralamaya tAbi tutarsak, bizim ki gibi ülkeler için azok genel bir sonuç bizim içinde doğru olan sonuçtur : ıx... .. Köylülük işçi sınıfının sağlam bir müttefik idir; ehir küçük-bu rjuvazisi güvenilir bir müttef~k ve milli mrjuvazi de belli dönemle rde ve belli ölçülerde bir mütefiktir.,.. <Mao, SE: cilt. 2, s. 325) Kürdista n devrimin in önder gücü proletery a par!_si Önft~!!iğindeki prol~~~!'YI:!-.9-.!1::· Temel güc köylüliil~­

Q.!:.

KÜRDİST AN DEVRİMİNİN GÖREVLERİ

te we

:-

Ba~ımsızlık

Sorunu

ww w.

! -

ne

Kürdista n devrimin in niteliğini, hedefleri ni, ve iti:i güçlerini saptamış bUlunuyo ruz. Şimdi devrimim izin ~örevlerini açıklamaya geçebilir iz . .. BAGIM SIZ- DEMOKR ATiK VE BİRLEŞİK KÜR)İSTAN· ş~i, stratejik temel şianmızdır. Devrimim i:in stratejika temel görevleri esas olarak bu şiarda ifalesini bulmaktadır. Bu görevleri biraz daha açmakta rarar var.

'Olkemiz sömürge bir ljlkediı;. Halkımızm ıizerin:­ ~ki en ağır b~Ju JJ!y.sal baskıdır. O hald~ ulusal ve ~ömürgeci boyunduruğ"ll: ortadan k~ldır.m.~k y..e_.OO,ğım:~·­ ~~z. bir Kij.rdista n yaratma k gerekir. Sömürgeciliği yıkıp, bağımsızlık kazanılmadan ülcemizde hiçbir gelişme müm~ün değildir. ~ağımsızlığı ~~1).1Ilak ulusal devrimle mümkün dür. Ulusal dev:'im öz olarak bir k.QY:liLdevrimidir _ -· Kürdista n'da anti-söm ürgeci devrim ayrıı zamanda mU-emp eryalist bir devrimdi r. Türk sömürgeciliği ül-. 173


kemizd e toprak_~arı y_e kompr ador burjuv aziya dı­ ise emp~alizmEL_d~~l!flrp~kki~ - -------- ----

2 - Demok rasi Sorunu

m

Şarda

ne

te we

.c o

Ülkem iz yarı-feodal bir ü.~r. .Bu nedenl e Kür-_ distan 'da demok ratik d~vTiroln..Qıü to.Qrak detrJ.m.idjr_,_ Demok ratik bir Kürdis tan herşeyden önce, •Topra k İş­ leyenin • şiannın gerçeğe dönüştügü bir Kürdistan'dır. tçı_Q~ lm~_rş,_k_ d_e_yıjroi, söl_!!ürgecil!ğin ü1~emj_z<f~ki temel sömü~ ve baskı feodal zmi, feodali lumsal dayanağı olan ;üyü yoketm ek, to_piak taki mülkiyetilişkilerinde k:ök= iü _~ff'--d._~vz:im._ y~mak dem~Js.~tt:. .~Af~s.1.:1P. ezi<2L1Jölümünü oluşturan topraksız ve az toprakl .Lköyl üyü toQ:_ rağa ve özg_ürl~_kavu~t.urrn.ak deme~.!r:_ Devrim imizin demok ratik görevl eri içerisin de esas olanı toprak devrim idir. Fakat - demüK ratikg örevle rtoprak devri~ ibaret değildir. Ülkem izde ulus ni~ __ teliği taşımayan birçok ulusal azınlı.'kVB:rdır. Bu azın~ f1k halkla ri-ufU saive demok ratik haklarına kavuştur~ makta devrim imizin demok ratik gör~leri içerisin e girer. Yani Kürdis tan devrim inin çözmek le yüküm lü olmevduğu bir milli sorun (azınlıklar düzeyin de> da dir. C1lttur. Ve bu sorun önemli Kürdis tan'da varola n bir dizi dini ~zınlığı ~z_W:­ ak, leştirmek, kadın ve erkek haklarında. eşitliği sa.ğlam

ww w.

-

i~Ü!1ü n...Qrınal bjf cf11zere-İndirmek._y_Q~JleYrimi~

İnizin demok ratik görevl~idir. ----~-

-

Sömür geci devleti tüm kıırıım.-lUL kurıılıışlaoyJa_ ortada n kaldırmak, bu kurum ve kuruluşlarda yuvalanmış faşizmi de yoketm ekdem ektir. Kürdis tan devrimi resmi ve sivil tüm_jarıist gl!Yler ( ve Q.r~ _etmeyi en doğal_gQı:ru.d... bilecektir:.:_:~~-@ rev kurtuluş sürecin başından sonuna kadar elesi boyunc a, mücad.._,___ . ·----- -----,

___

174

,_

----


3 -

et ew e

.c o

m

gündemdö olan biı· göı·övdiL AnLi-fı:ı.iil~L mücadele ve anti-faşist görevler asla gözardı edilemez. Bu nokta Türkiye'de devlet biçimi sorunuyla da ilgilidir. Kimileri bu noktayı gözardı etmekte, devletin biçiminden •bize ne• demektedir. Bu gerici bir tutumdur. Şüphesiz Türkiye'de devletin biçimi ne olursa olsun, bu devlet bir burjuva devlet olarak kaldığı sürece, Kürdistan'da sömürgeci bir nitelik taşıyacaktır. Ancak buradan hareketle devletin biçimi sorunu •bizi ilgilendirmez,. diyemeyiz. Çünkü bu devlet, ordusu, bürokrasisi, hapishanesi, mahkemesi, polisi; kısaca askeri, bürokratik, ideolojik, kültürel tüm aygıtıyla Kürdistan'a da taşın­ mış bir devlettir. Bu nedenle salt bu açıdan bakılsa dahi devletin biçimi meselesi başkasını bilmeyiz ama, bizi oldukça ilgilendiren bir sorundur. BiRLEŞME SORUNU

Kürdistan devriminin stratejik görevlerinden biri-

si

de ülkemizin bölünmüşlüğüne son vermek, ulusu ye-

niden birleştirmektir. ülkemizin içinde bulunduğu dört statü emperyalist mihraklar ve onlann ortadoğu'daki uzantılan tarafından oluşturuldu. Orta-doğu'nun siyasi haritası özellikle Kürdistan'ın yeraldığı coğrafyada değiştirildi. Bugünde, bu çok parçalı statü bölgede egemen olan emperyalist güçler ve onlann jandarması rolündeki sömürgeci mihraklarca korunmaya ve sürekli kılınmaya çalışılmaktadır. Q:ün olduğu gibi bugünde ülkemizin parçalı konumu_ emperya lizmiıı frad~şini yans~ Birleşik bir Kürdişt~nı._Orta­ doğu'da emperyalizmin ve sömiirgeci işbirlikçilerinin iradesini kırmak. halkımızın iradesini egemen kılmak­ .tır. Dört parçada yasaya.n balkımızı birleştirmek için Kürdistan'ı bölen sun'i sınırlan; dikenli telleri, mayın

ww w

.n

parçalı

-

---·-

175


atmak devrimci bir Kürdista n ş ian üllr_elllizin dört P-ai-Ça.Sii:ıaa yaşayan l1alkıımzın şg~yU_ste.ml~rinl.rı. if~_:_--------- -------- -desidir. Kısaca, bağımsızlık ve demokra si temelin~e ülkemizi yeniden birleştirmek görevi, Kürdista n devriminin stratejik görevler inden birisidir. Kimileri bu noktayı kavrayamamaktadır. Çünkü fiilen geçersiz durumda olan bu sun'i sınırlar onların kafasında oldukça yeretmiştir. Bu uzun vadeli bir sorundu r diyenlerd e çık­ makta. Sanki yarın gerçekleşecek diyenler varmış gibi. Ülkemiz bütünü için bağımsızlık ve demokra si ne kadar uzaksa birleşmenin gerçekieşmeside o ka<iar tarlala.nnıl

karakol

aklarını SQ~_üp

et ew e

.c o

m

şörevdir. Ayrıca Birleşik

uzaktır.

Kürdista n devrimin in görevleri esas olarak bu saydıklarımızdır. Bu görevler~j_g~etirmek sömürg~ yarı-feodal yapıyı tasfiy:e etmekiş mümkün dür.

KüRDiST AN'DA TEMEL VE BAŞ ÇELİŞKİ arda t.e.mel çeliski, toplı.mıl Temel Çelişki: Bütün -------· ,--.üretici güçlerle_ üretim ilişkileri arasındaki çelişkidir. Şüphesiz ki bir üretim tarzının sınırları içerisind e ve yeni üretici güçlerle eski üretim ilişkileri arasındaki çelişkidir SÖZÜnÜ ettiğimiz. Öz bir deyişle, «yeni» ile «eSki» arasında~~lişlg. 'T~ çelişkinin bir kutbund a yeni üretici güçleri temsil eden, onların gelişiminden yana olan, bu gelişime ayak bağı olan tüm engellerı silip süpürme ve yolu temizlem e amacındaki devrimci sı­ nıf ve tabakala r; diğerkutbunda isemodası geçmiş üretim .ilişkilerini temsil eden sınıf ve tabakala r vardır. "'Yeni:ol'lin temsilcil eriyle «eski· nin temsilcil eri arasın­ daki çatışma devrimle sonuçlanır. Devrim, eslö i!:re:tim ilişkisini JgıJdıranı.k •. nnun _y.e.Iilii-_i_Eın.isin.§. koy f!r,_ ;;JJii de-vrimin niteliği, çözümlediği toplumsa l çelişki-

ww w

.n

4 -

176

---


~ın. yeı·ine getJnliği

4Sürevledu nll.öl!ğ.i. iltt 'Lelirlenlr, devrimin üretim ilişkilerinden hanrini kaldıracağı ve hangisini kuracağı sözkonusudu r. :&pitalist Toplum, s. 28) Feodal ya da kapitalist bir toplumda bir tek temel tiŞme vardır: _Ş!~~e_!!.ran-teodal bir toplum olan irdistan toplumunda ise, bu iklli nite den ötUrü : teme çe me vardırr emiz n ve lkiinızla. §zelllkle köyUUükle feodal toprak ~leri ufı arasındaki çe.lişme. Bu iki temel celismmıin W= lmesi demek sömürge ve yarı-feodal ya ının tasttsi deme tır. r stan p umu sosyalist devrim tsına bu iki temel çe ışmeyı ç zere ulaşabilir. Baş ÇeliŞidı Baş çelişki kavramı, özellikle siyasi bir vra.mdır. Toplumda mevcut diker çeliim&lere goce .ı.!!şbi siyasi önem bakımından ...• önq.Q_ B.Qleueliş- _ lir. :Belirli bir sürecin, belirli bir asamasında poli. II!_ücadelenin ağırlıkla kimi ya da kimiert hedef aıı.sı gerektiğini açıklar. , . Biraz önce ulusal demokratik de'Yrimin, birbirine ~lı fakat birbirini izleyen farklı aşamalardan geçe~ine işaret etmiş, her aşamada baş· Çelişkinin ya da ~ görevin <merkezi görev> farklı olacağına. detın:.. ştik. Ve -g!usal demokratik deYii.m.imizin bugün W!!-

bir

deyişle,

ww w. n

et ew e

.c o

m

,şka

bulunduğu aşama

hal.llisidir?

demtştik.

Kürdistan':..

)!ıusa;ı gem_oJitatik Ji•Vrimin bul'lA iQinde !!~Iy.ndu:.. aşama ulusal kurtuluş göre\1iJl!A_ öncelik tasıdığı ~madı.r. Mill1 devrim yonü ön plandadır_. ~mokratik . rrim yönü buna tAbidir. Bas s;eliskj, ulus ile sömür~

~llık araşmaald Celişkidir. Başka

bir deyişle

mıııı

ce-

ö, bs ~lişkidir. Kürdistan devrimi için aşağıdaki noktalar son de.. e önemlidı"r: ı - Devrime Marksist-Len inist proleterya partili

177


o

dır.

İşçi-köylü temel ittifakına dayalı, tüm yurt-

et ew e

3 -

.c o

---~-----~--

0

m

öncülük etmelidir . Üzerinde yeraldığımız parçadak i (Kuzey Kürdista n) özgül görevleri miz ve içinde bulunduğumuz,, aş~manın özellikle ri böyle bir J2artinin ön-_ c elikle Kuz~Kürdistan '~a.!"at~lması zorunl ullJ.K!:!~_!!_ dayatmaktadır. Fakat süreç_ke._risinde dört par_ç_~ı_kap­ sayan l?ir tek merkezi _I?Qlli_ik örgüt yaratma!t_J.ç_.i.!!_~~ mücadel e edilm~ 2 - İşçi sınıfı önderliğinde sağlam bir işçi-köylü ittifakı kurulmalıdır. Kürdista n devrimin in ittüakla n içerisind e belirleyic i olanı devrimci işçi-köylü ittifakı­

ww w. n

sever ve devrimci sınıf, tabaka ve unsurları· it;.Eıren geniş bir birleşik ulusal cephe kurulmalıdır. Birleşik ulusal cephe tüm yurtseve r ve devrimci güçlerin üzerinde birieşebildikleri özgül bir program a dayalı olacaktır. Birleşik cephe dar anlamda Kuzey Kürdista n'da, geniş anlamda dört parçada kurulmalıdır. 4 -- Düşman safları bölmek, kazanılması mümkün bütün güçleri kazanma k, tarafsızlaştmlması gereken güçleri tarafsızlaştırmak, saldırı hedefini olabildiğince daraltma k ve böylece en tehlikeli düşmanı yahUaya rak yoketme yi başarmak ,.(, 5 - Devrimc i si!Eı.hlı kuvvetle ri, halk ordusunu inşa etmek. Ordusuz devrim olmaz ...... bütün durumlarda iktidara giden yol, reformda n değil, devrimde n geçer,.. Devrim için devrimci şiddet kullanm aktan baş­ ka çıkar yol yoktur. Devrimc i şiddetin kurumu ve uygulayıcısı da halk ordusudu r. Halk ordusunu n ana gövdesini köylüler oluşturur. 6 - He!--~~ıuruınnı.özgüLko.ş_v..U~İ:ı.m dikkate alar~~o!üin_ınücadele_y~ __ör.güLJ;u.cimle~raWın: El~...Y~- fa~~t. he_!"_jrQŞ!,!ld~ J!le_g~li te_yj e!)(ts_a!!!!__a~ . ..En:_ o

.!i_~i~_y_ş_Eı.ş_k__ID..JlliLç~Q.el~yi_jJjr_l_~_ş!_i:!"m~k:.

178


Kürdistan devrimi dünya devriminin kopma.z 11r parçasıdır. Sosyalist sistem, sömürge ve. bağımlı ül:elerdeki ulusal ve toplumsal kurtuluş hareketleri va . !'apitalist-empery alist ülkelerdeki devrimci işçi sınıfı laraketleri Kürdistan devriminin uluslararası düzey~ki müttefikleridir. Kürdistan devrimi içinde yeraldığı coğrafyadaki tluslararası müttefiklerine özel önem vermelidir. TürJy&, İran. Irak ve Suriye'deki devrimci işçi sınıfı haeketleri ile •Marksizm,..Leninizm ve proleterya enterıaaıymlalizmi temeli üzerinde enternasyonal dayanış­ nayı • <Le Duanl güçlendirmelidir. Orta-doğu'daki di:erdevrimci kurtuluş hareketleriyle ittifaka yönelme~

e. co

m

7 -

ww w. n

et ew

8 -'- Halkımızın kurtuluş savaşı, uzun süreli bir talk savaşı olacaktır. Uzun süreli savaş stratejisinin llkemiz özgülünde de geçerli olacağı muhakkaktır. Wrdistan ile az-çok benzerliği olan ülkelerin devrimci 1ratikleri ve daha da önemlisi halkımızın yüzell.L yılı. ,şkın ulusal mücadele pratiği uzun süreli savaş straejisinin bizim içinde geçerli olacağının kanıtlarıdır. An ak Kürdistan'da halk savaşının izleyeceği çizgi diğer talk savaşlan pratiğinden belirli. farklarda taşıyabi­ ecektir. ,.., Uzun şüreli mücadele stratejisi Kürdistan devrim!:_ tin düşmanlannın maddi ve askeri bakımdan güçlü ol: nalanndan kaynaklanır. Q§_telik bizde__d.üşman bir de~iJ biNQktur. Ve arkalarında gü_9!l.emp_~:ryalist ülkeer vardır.

rı.a


ww w. n et ew e. co

m


e. co

m

6. BÖLÜM

et ew

D1n ELEŞTİRİ: · Al~ :5 RIZGARİ-ALA RIZCARi VE RIZO'A ÜZERİNE

GtRtş,

~~·t~!t~~ Tekoşin'in şimdiye kad ar ki ~~~~ f gt)rliştefıDit:: dev rim inin tem el mes elel eri kom isun daf ı·~·; :ıt«JaiStanıı

ww w. n

zi beli rlem eye çalıştık. Tekoşin ı~ v-ö·ı iİ~:{)~~~. r~ sosy alis tler in bağımsız . örgütle~~~!r :~"ij:fflılan ~0<"­ ~~ ~.tı' sub jekt if ned enle rini açıkladık. ferittl$Ct nul arü an biri olan örg ütle nme ~(j~mt Pf~~~- 90fu~1f!J yon alis t kavrayışı, dün ya devriı:htt\: ~ Tekoşli'{' 2id:\f ler ver erek açıklığa kavuşturdttk.::'Yi:iui ığe~~ oiiltna:J Kür dist an'd a cep he tarzı örgütıerltiıWhi~~iHırllfiakHn!l yacağına değinerek, «Kü rdis tan 'piSt~te i1» L:ne ''Şili~f:' sız öz örg ütü nü yar atm ak içirr ~ün~,! ı-.rüf.a selttik. Tekoşin 3' de sömül'g~iifki n üh ·:'de L~\t'a!fil' kem izde sömürgeleşme süre cini , .ijug 1 h., ·; rt~s§Y ~lUştl etm ekte olan dör t par ça h · stat ünü W '-ha:ıiflt~·yijb tuğunu, Kür t ulus al hareketletıfv& ThkcM!ı .ı;< ın:~ nilg isin in ned enle rini anıattık.· Ayricil

rük-


ww w. n

et ew

e. co

m

3'de ÇKP ve SBKP 'nin revizy onist politikalannın kısa Kürdi stan'd aki verili eleştirisini yapar ak bu tezleri n durum u kon~mayıJ. hi:zm'3t ~dAn tf:!71P.r nlduğnrıu, her biri bir devrim model i olan •sosya l-emp eryali zm•, •ÜÇ dünya teorisi • ve «kapit alist olma.yeı.n yoh gibi oportü nist tezlerl e Kürdi stan'd a devrim yapmanın olanaksız 4) Kürdi solduğunu vurguladık. Bu sayıda ise (Sayı: a katan'ın sosyo- ekono mik yapısı, Kuzey Kürdi stan'd hei. niteliğ inin devrim stan Kürdi esi, pitaliz min gelişm arda· konul temel gibi leri defler i, itici güçler i ve görev ki görüşlerimize yer verdik . Böylece, Kürdi stan devriminin en temel mesel eleri konus undak i görüşlerimiz hiHün lükJii bir üır7.da hP-lirlAnmiıı olmaktadır. Şüphesi:z. her konuy a değinmiş değiliz. Ayrıca, bazı konuları da özel olarak , ayrı bir başlık altında ele alıp incelemiş lmemiş değiliz. Yeteri nce işlenınemiş ve henüz değini Meız. alacağ konuları bunda n sonra yeri geldik çe ele konuselele ri ele alırken, amaç, güneşin altındaki her ya değinmek değil, en temel mesel eleri belirli bir sıra ilahili nde işlernek oldu. Özel olarak ele alamadığımız bir konud a Kürdi stan düzey indeki grupların eleştirisi idi. Çünkü biz, yöntem olarak , ilkin Kürdi stan devrim inin temel }Jo-nulan ndaki görüşlerimizi belirle mek, bilaha re, /bu temel üzerin de diğer grupla rla id~olojik bir IlfÜCadeleye girme yi doğru buldu k. Görüşlerimiz, bu son sayı ile birlik te açık ve berrak bir tarzda konulduğuna göre iriz. artık bir takım görüşlerin eleştirisine geçeb~l Önce kısa olarak Kürdi stan'd aki akımlara ve bu Kürdi sakımların sınıf niteliğine değinmek istiyor uz. Komii (Geçic tan'da ki siyasa l akımlar şunlardır: KDP te>, KYB (Kürd istan Yurts everle r Birliği), KUK (Kürdistan Ulusa l Kurtuluşçuları>, DDKD, Özgür lük Yolu, Apocu lar ... Rızgari, Ala Rızgari, Kawa, Denge Kawa, 182


w.

ne

te we

.c om

•Apocu" olarak bilinen hareketi bir ulusal-ih anet :ımı, sömürge cilerin ve işbirlikçilerinin yönlendirdiği r akm~ ohm=ı,k görüyoru z. Kürdista n'daki yurtseve r ve vrimci cepheyi saldırı hedefi olarak seçen ve buna ·gun. tı:-orilP-r icad eden bu akımı yurtseve r olarak rmenin imkanı yoktur. •Apocu,. hareketi n pratikte baktığımızda, ediği çizgiye (siyasal çizgisi yoktur> bu akı­ imizde, .un eylemini n muhtevasını incelediğ rn yurtseve r ve devrimci cepheyi içerden bölmeye lı~an bir provakas yon çizgisi olduğu şüpheye yer rakmaya cak ölçüde açıktır. Bu akımın sosyal temeli Lçük-burjuvazi ve lümpen proleteryadır. İdeolojisi , lı"ırnpen proleterv a ve küçük-bu rjuva ideolojile rinin c bileşimidir. Küçük-b urjuvaziy a ve lümpen-p roleter.ya dayalı bir hareketin , sınıf niteliği gereği, ipleri mürgecil erin ve işbirlikçilerinin eline vermeye müit olduğu ve nitekim sonucun bu olduğu bir gerçek·. Bu alnının devrimci maske altında ~arşı-devrimci r görev üstlendiği yeterince aç1ğa çıkmıştır. Bugün, rek Türk ve gerekse de Kürt solundak i birçok akım L gerçeği kabul etmekted ir. Faydacı yöntemle rden :ıdet uman birkaç oportüni st ve sosyal-şoven çizginin i akıma arka çıkma, ona şemsiye olma çabası bu gerği değiştirmez.

ww

«Apocu,. hareket konusun daki görüşümüz kısaca .dur. Bu görüşü benimsey en fakat resmi görüş olarak ıkiarnaktan kaçınan kimi gruplarında bu hareketi n teliği konusun da açık yürekli ve cesur davranm aKürdista n devrimi açısından sayısız fayıda .lar vardır. Bu ihanet akımını teşhir ve tec, etme görevini ihmal etmek, en berbat oportüni zm ve rkaklıktır. Bu hareketi n tabanındaki yurtseve r unrlan devrime kazanmanın yolu cesurca politik teş­ r görevine sarılmaktır. 183


Kürdistan'da ÇKP'nin revi zyonist çizgısının kuymisyonunu üstlenell, ·Denge Kawa.,.yı da. yurtsever hareketin dışınd a goniyoruz. Turkiye'de •PDA· ne ise Kürdistan'da da ·Denge Kawa• odur. KDP (G. Kl, Tüm KDP'ler ve KYB Kürt mılli burjuvazisi ile küçük ve orta toprak ağalarının siyasal partileridir. Bu partilerle bağlantılı olan KUK <KDP-GK. ile) ve DDKD <KYB ile> ise milli ve küçük burjuvazinin siyasal temsilc;ileridir. Özgürlük Yolu, Ala Rızgari, Rızgari ve Ka~a Cüç dünya teorisini reddeden AEP yanlısı Kawa> ise Kürdistan'da işçi sınıfı hareketi içerisinde gördüğümüz, sağ ı;e sol sapmalan temsil c;dc:n ak;.m!ardır. Kısaca, Kürdistan düzeyindeki akımların sınıf niteliğini böyle değerlendiriyoruz. Bundan sonra ki sayılarımızda ulusal hareket ve işçi sınıfı hareketi içerisinde gördüğümüzü söylediğimiz bu akımların eleşti­ risine yer vereceğiz. Bu yazıda o:Rızgari• ve «Ala Rızgari,.nin görüşleri üzerinde duracağız. Eleştırnerimiz birçok temel meselede her iki grubun da savunduğu ortak görüşlere yönelik olacaktır. Bu görüşler toplu bir biçimde Rızgari dergisinin 5. sayısmda mevcuttur. Bu nedenle Rızgari ve Ala Rızgari'nin eleştirisini yaparken şimdilik bütünüyle Rızgari-5'te yer alan görüşlere dayanacağız. Sanıyoruz Rızgari-5'i temel almak isabetli bir seçim olacaktır. Çünkü her iki grupta aynlığı takiben birbirlerini özellikle Rızgari-5'te yer alan görüşlere sadık kalmamakla eleştirdiler. Ayrıca, Rızgari-5 iki grup içinde özgül bir sayıdır. O kadar ki, Rızgari-5'e bir program gözüyle bakılmaktadır. Ala Rızgari'de şu satır­ lan okuyoruz: " ... örneğin, bir arkadaş Kürdistan devriminde sosyalistler açısın<tan bir program niteliğin­ de olan Hızgari-5'e katılmadıklarını sık sık vurgulamış-

ww

w.

ne

te we

.c om

rukçuluğu

184


tır

ve bu

görüşünü gidabildiği

her alanda da

açıkça

söylemiştir.• (Ala Rızgari, özeı Sayı: ı, s. 29, abç.) İşte bu yazıda, • ... Kürdistan devrimind e sosyalist-

1 -

ew e

.c om

ler açısından bir program niteliğinde olan Rızgari-5 ..... te yer alan görüşlere değinilecektir. Ve dolayısıyla Rız­ gari-5'in Cprogram demek olanaklıysa> hangi tür •Sosyalistler açısından•... bir program niteliği taşıyabile­ ceği de gösterilmiş olacaktır. Rızgari ve Ala Rızgari'ye yönelik eleştirilerimizi en önemli bulduğumuz noktalarda ve öz olarak taparlamaya çalışalım. Kürdistan 'da Hakim Ürettm Biçtml Kapttallzm Değil, Yan-Feodalizındir. Rızgarl-S'te

ww

w. n

et

Kürdistan 'da hakim üretim biçimi konusunda şunlar söyleniyor : «Belirtilme si gereken bir diğer nokta da şudur: Birinci Emperyali st Paylaşım savaşı sonrası ele geçirdikler i Kürdistan' da, <Kürdistan daha öne& ne durumdaydı? TEKOŞİN), sömürgeci ler Kürdistan'ı dize getirme eylemlerin den fırsat bulup,, onun zenginlikl erinden yararlanm a olanaklan na sahip olamamışlardır. Örneğin Türkiye'de bu süreç 1950'li yıllarda gelişme istidadı göstermiş ve ancak 1970'li yıllardan bu yana Kürdistan'ın zen-ginliklerin den, iş gücü ve pazannda n Türk bur-. juvazisi yeterince yararlanab ilme durumuna gelmiştir. Özellikle Türk burjuvazis inin meta ihraç alanı olarak Kürdistan, günümüzd e başlı başına. bir pazar durumundadır. Bu aynı zamanda Kürdistan'da üretici güçlerin gelişmesine görece katkılardır da. Burjuvazi sömürü olanaklannı arttır~ mak için «altyapı• tesislerini kurmak zor.undadır. 1946'lara kadar özellikle siyasal gerekçeler le ka185


tutula n Kürd istan, bugü n en ücra köyle rin bile pazar a açılrnesını sağlayacak tesisi ere ve iliş­ kilere kavuşturulmaktadır. Özces i, Kürd istan' da bütün ça.rpıkhğlna rağmen kapit alist üretim biçim i egem enlik kurm a yolun lik kadadır. Kapit alist üretim ilişkilerinin etkin ilişki­ üretim l zandığı Kürd istan' da kısmen feoda yapı üst l leri, fakat siyas al rlü:zeyde etkin feoda kurum lan halen ayaktadırlar. Ve bunla r zama n zama n önem il fonks iyonl ar taşımaktadırlar. üretim sürec ine girme si Kürdistan'ın kapit alist son derec e önem li bir b~:>,lirlı:ım~dir. Ve za.ten bü. lG-sa belirl emele ri yapmamızın neden i, genel olara k Kürd istan' da, özel olara k da Kuze y Kürd istan' da <Türkiye Parçası) anti-s ömür geci ulusa l demo kratik müca deled e prole ter devri mci önderliğin siyaset ini, günü müzd e acil çözüm bekle yen baş çeeyebi lmek lişmeyi ve bu çelişmenin niteliğini belirl içindi r.» <Rızgari Dergi si, Sayı: 5, s. 39-40, abç.l

w. n

et

ew e

.c om

palı

ww

Yuka nya çıkardığımız pasaj da yer alan, « ••• kapitalist üretim biçim i egem enlik kurm a yolundadır .. , üretim ilişkilerinin etkin lik kazandığı « ••• kapit alist Kürd istan' da ... ,., «Kürdistan'ın kapit alist üretim sürecine girme si...", « ... Kapit alist üretim sürec inin egem en durum a geldiği Kürd istan' da ... ,. şeklindeki ifade ler samıştır. Görü nıyoruz okuy ucunu n dikka tinde n kaçma i konu sunda biçim üretim lüyor ki, Rızgari'de hakim ler kullanıl­ ifade k açık ve kesin ifade ler yerin e, muğla makt a. Bunu anlam ak güç olmas a gerek . Bir ülken in kapit alist üretim sjirec ine girme si ayrı, kapit alist üretim biçim inin «egem enlik kurm a yolun da,. olması aylik kazanması,. rı, kapit alist üretim ilişkilerinin «etkin 186


tıştır.

ew e.

co m

rn ve ·kapitalist üretim sürecinin egemen duruma• )}mesi Cher ne demekse> apayrı bir şeydir. Aynı pasajda ve birbirini takibeden bu ifadeler arandaki çelişkinin Rızgarici arkadaşlar da farkında oı­ ,alılar. Görülen odur ki, Rızgari hakim üretim biçimi Jnusundak i görüşlerinden emin değildir. Yukandak i adelerden bizim edindiğimiz izienim budur. Şayet soınun bu muğlak konuluş tarzı, arkadaşlarımızın teıddütlerindcn kaynaklanmıyorsa, bu ifadeleri biz yan ~ algılıyorsak, o ~aman geriye şunu söylemek kalıyor: ızgari «egemenli k· ya da •etkinlik• kavramı ile ürem biçimleri arasındaki ilişkiden hiç bir şey anlama-

ww

w. n

et

Egemenlik kavramının, nisbi bir kavram olduğ-u­ u, bir ve aynı süreçte, yan yana ve içiçe bulumin retim ilişkilerinden hangisinin diğerine ya da diğer­ rine göre etkin olduğunu ifade ettiğine daha önce de aret etmiştik. Ayrıca, egemen üretim ilişkisi belirlelrken verili <mevcut> durum esas alımr. Yoksa, feo:ı.lizmin nispeten gerileyen ve kapitalizm in de çok ya:ış da olsa gelişmekte olan üretim ilişkisi olut;una bauak hakim üretim biçimini saptamaya çalışmakta :ınlıştır. Rızgari-5'te yer alan • ... kapitalist üretim bimi egemenlik kurma yolundadır•. ·Kürdistan'ın kaltalist üretim sürecine girmesi son derece önemli bir ~lirlemedir.• gibi görüşler bu tür bir anlayıştan kayaklanıyor olsa gerek. Bir başka noktaya da değinmekte fayda var. Rız­ :tri, "· .. 1946'lara kadar özellikle siyasal gerekçeler le apalı tutulan Kürdistan, bugün en ücra köylerin bile :tzara açılmasını sağlayacak tesisiere ve ilişkilere kallşturulmaktadır• diyor. Hatta bu sürecin 1950'li ve :tha çok da 1970'li yıllardan sonra geliştigina işaret :liyor. 187


açılmanın boyutları bir ülkede konusun da başvurulacak düzeyi kapitaliz min gelişme bir gösterge dir. Ancak, tek gösterge bu olmadığı gibi, salt pazara açılma sürecinin gelişiyor olmasına bakı~ larak kapitaliz min egemenliği şeklindeki sonuca u1aşılamaz. Kaldı ki, Rızgari'de pazara açılmanın boyutlarını gösterir bir tek rakam bile bulmak imkansız. Üstelik, « ... Kürdista n bugün en ücra köylerin bile pazara açılmasını sağlay~ak tesisiere ve ilişkilere kavuş­ turulmaktadır.• (abç.l denilerek , cbugün· e ve geleceğe ilişkin varsayımlar üzerinde durulmaktadır. Ayrıca, 1946'lara kadar siyasal gerekçel erle kapalı tutulduğu söylenen bir ülk~Jt:, CR.ı4get,:ci kapitali:;~ sömürüye kapalı tutulduğunu anlatmak istiyor. Bu kapitalizme de kapalı tutulması demektir . Rızgari, Kuzey Kürdista n'da kapitalis t gelişimin tarihine değinmiyor), kapitaliz m bu tarihten sonra gelişerek egemen üretim biçimi konumu na yükselmişse, doğrusu bu kapitaliz m pek de «çarpık .. ve «kompra dor" nitelikte bir kapitalizme benzemiy or. Aksine oldukça hızlı seyreden ve feodalizm i hızla tasfiye eden nitelikte bir kapitaliz mi anımsatıyor. Böyle, başdöndürücü hızla gelişen bir kapitalizm örneğine bizim gibi ülkelerde bugüne kadar rastlanmış değiL Çünkü, bizim gibi ülkelerde ve bizim ülkemizd e sözkonus u kapitaliz m esas olarak komprador nitelikte bir kapitaliz mdir. Komprad or kapitaliz m ise feodalizm le esas olarak ittifak halinded ir. Feoda· lizme göre ilerici bir mtelıge sahip değil, aksine feodalizmle birlikte en geri ve gerici üretim ilişkileri kategorisin e dahildir. Ülkemiz deki kapitaliz min .. çarpık,. ya da komprador k~rakterde bir lmpitaiiz m olduğuna Rızgari de işa­ ret eır..ıekieôh·. Fakat. ulaştığı sonuçlar a bakıldığında oJdıığu gözlenm ektedir. f.ccrkl~ Lir anlayışın egenı:m

pazara

ww

w. n

et

ew e.

co m

Şüphesiz,


d.ogruaa n bır bı~imcie eın,ı.>efyca.liL.ulin doğil, emperya lizme yan-bağımlı bir Türkiye' nin sömürgesi olduğunu unutmam ak gerekir. Kürdistaiı'a kapitz.l!z:n Türk ka.pitaJiz mi aracılığıyla sokuldu. Hiçbir emperya list ülkenin amacı sömürge lerinde kapitaliz :ni geliştirmek olmamıştır. Türk kapitaliz mi gibi •piç• b ir kapitaliz me gelince, onun böyle bir amaç taşıma­ yacağı ve taşımadığı oldukça açıktır. Fakat, 1946'lardan günümüz e CRızgari Türkiye Kürdistan·ı · için 1950 v13 1sno gibi iki tarih daha belirtiyor > kadar ki süreçte Kürdista n'da kapitaliz m hakim üretim biçimi durumuna geldiyse ve bu da Türk kapitaliz mi gibi •piç• bir kapitaliz min eliyle gerçekleştiyse, bu kapitaliz min niteUği tartışma götürüyo r olmalıdır. Rızgarici ve Ala Rızgarici arkadaşlar bu noktalar üzerinde düşünmeli ­ dirler. Ya da iddialannı soyutluk tan kurtanp somut veril ere dayandırmaya çalışmalıdırlar. Tekeşin'in bu sayısında birçok somut veri bulmak mümkün .

ew e

.c om

Kürdistan'ın

Kürdista n'da feocializm in gücünün farkın­ min etkinliğini salt üst yapıyla sı­ Feodaliz da değildir. nırlandırmaktadır. Oysa, Kürdista n'da feodalizm in üst yapıdaki etkinliği alt yapıdaki etkinliğine dayanma k- . ta ve onunla oirleşmektedir. Rızgari Kürdista n'da feodal üretim ilişkilerinin gücünü görarnediği -için demokra tik devrimim izin özün ün toprak devrimi olaca~ gerçeğiDin de farkında değildir. Çünkü, toprak devrimi iÇiiı temel · feodali~min, feodal baskı ve sömürün ün bizzat kendisid ir.

ww

w. n

et

Rızgari,

2 -

Rızgari

1emel

Rızgari-5

nel doğrulara için aşağıdaki

Çelişme

Meselesi ni

Kavramamıştır.

konusun da bir takı:m geişaret ettikten sonra Kürdista n somutu belirleme yi yapmaktadır:

temel

çelişme

1$


ww

w. n

et

ew e

.c om

·Temel çelişme, bütün bir insanlık tarihi boyunca üretim güçleri ile üretim : şkileri arasındadır. Bu çelişmenin kapitalis t toplumda emek-ser maye çelişmesi olarak somutlaştıb_qm biliyoruz . Kapitalis t üretim sürecinin egemen duruma geldiği Kürdistan'da da temel çelişme emek-ser maye çelişmesi­ dir,,. CA. g. y, f:. 40, abç.J Hızgari, önce hakim üretim biçiminin kapitaliz m oldugu tespitini yapmakt a (kendine özgü bir ifade ile ·kapitali st üretim sürecinin egemen duruma geldiği» cliyerflk) vA bnnı,dan hareketle temel çelişkinin emGksermaye ya da başka bir deyişle proletery a-burjuv azi çelişkisi olduğu sonucun a ulaOjmalrtadır. Bu anlayış bizce oldukça mekanik bir anlayıştır. Çünkü. örneğin, Çarlık Rusyası'da bir kapitalis t ülkeydi, fakat, Rusya'da demokra tik devrim aşamasında temel çelişki emek-ser maye çelişkisi olarak konulmu yordu. Hı:zgari, bazı temel meselale rde daha dikkatli davranır ve genellern elere girmektf ln kar:ımrsa yerinde olur sanıyoruz. Temel çelişkiyi araştırırken, belirli bir toplum ve belirli bir slıreç temel alınır. Sözkonu su süreçte bir dizi çelişki mevcuttu r. Bu çelişkilerin içerisind e sürecin Özünü belirleye n, sürece damgasını vuran çelişki te~ mel çelişkidir. Öyle ki, bu temel çelişme çözümlenme~ dikçe sürecin özü ya da niteliği değişmeden kalır. Bu noktayı daha da somutlaştırırsak, bir toplumu n temel çelişkisi, o toplumu n niteliğini değişt ırmek için yerine getirilme si gereken temel görevleri gösterir. Bu görevler yerine getirilme ksizin sürecin niteliğinde bir değiş­ me olmaz ve başka bir süreç başlarnaz. Kürdista n'da içinde bulunula n süreçte yerine getirilme si gereken temel görevler hangileri dir? Rızgari'~e kabul eder ki, bu görevler «anti-söm ürgeci» ve «anti-feo dal» görevlerd ir. 190


ww

w.

ne te

we .c

om

Bu iki temel görev iki temel çelişkinin çözümü ile olanaklıdır. Yani ulus ile sömürgecilik ve halk ile feodalizm arasındaki çelişkilerin çözümü ile. Peki, emeksermaye çelişınesi hangi temel göreve ya da görevlere işaret etmektedir. Açıktır ki, bu çelişki de ifadesini bı­ lan görev, kapitalizmin· tasfiyesi görevidir. Bir devrimin temel görevi genel olarak kapitalizmi, kapitalist özel mülkiyeti tasfiye etmekse o devrim, demokratik değil proleter-sosyalist nitelikte bir devrim olur. Çünkü, bir devrimin niteliği, çözmekle yükümlü olduğu toplumsal çelişkilerin ve görevlerin niteliği tarafından tayin edilir. Ya da başka şekilde ifade edersek, bir devrimin niteliği, hangi üretim ilişkilerini tasfiye edp hangisini kuracağına göre saptanır. Kürdistan devrimi sömürgeciliğin yanısıra esas olarak yeni üretici güçlerle çatışma içerisinde olan ve eskiyi temsil eden feodal üretim ilişkilerini tasfiye edecektir. Bir toplumun hangi devrim aşamasında olduğunu o toplumun temel çelişınesine bakarak öğrenebillriz. Ya da bu temel çelişme tarafından tayin edilen sınıf güçlerinin stratejik mevzileurnesi bize hangi devrim aşamasında o!undugunu gösterir. Stalin'in &-şağıya çı­ kardığımız sözleri oldukça öğreticidir: .,iktidarın hangi sınıfın ya da sınıfların elinde olduğu meselesi, hangi sınıfın ya da sınıfların devrıleceği ve iktidarın hangi sınıfın ya da sınıfların eline geçeceği meselesi: İşte •tütün devrimieriiı esas meselesi• budur. Devrimin şu ya da bu aşaması boyunca partinin straiejik temel sloganları, eger kesınltkle Lenin'in bu can alıcı tezine dayanmıyorlarsa, t~mel slogan oiara.k nüelenemczier.• ·Partinin stratejik sloganlan, ancak, smıf güçlerinin marksist tahlili açısından ve devrimin za191


ne te

we .c

om

feri için, iktidarın yeni sımfın eline geçme si için verile n mücad elede devrim in güçler inin dotru mıvzlla~c:.i aç15m dan değerl~ndir'Jebilir ... ·Devr imin birinc i aşamasındaki <burju va-dem okikind ratL.~ devrim ) strate jik slogan la, devrim in slojik strate i> devrim aşamasındaki (prole terya etkabul unu gan arasında temel bir fark olduğ aburjuv mek, yani devrim in birinc i aşamasında demo kratik devrim için bütün köylü lükle birlikte harek et ettiğirr.. zi, devrim in ikinci aşamasında ise serma yenin iktidarına karşı ve prolet erya devrimi için sadece yoksu l köylü lükle birlikt e hareket ettiğimizi kabul etmek gerekir_ Devri min birinc i ve ikinci aşamalannda sınıf güçlerinin tahlili bizi buna zorladığı için, bunu kabul etmek zorundayız. Aksi taktir de 1917 Şubat'­ ci-deına kadar prolet erya ve köylülüğün devrim ış olçalışm a altınd mokra tik diktatörlüğü sloganı ın slogan mamızı, 1917 Şubat'ından sonra ise bu yerine prolet erya ve yoksu l köylülüğün sosyal ist z.• diktatörlüğü sloganını koymamızı açıklıyamayı

w.

<Stalin, Milli Demo kratik , Devrim , Partin in Köylü Mesel esinde ki Üç Temel Sloganı Üzerin e, YanSki'ye Cevap , 15 Nisan 1927, s. 21-29, Aydınlık Yayınları>

gibi •teme l çelişme• ve •baş çelişme• gibi kavra mlarla . scrun u ilk kez formü le eden -tem el - Mao'd ur. çelişme kavramını Engel s'te kullanmıştır Böyle olmak la birlikt e Stalin 'in yukarıdaki satırların­ da sık sık geçen «Strat ejik Temel Sloga n. kavramı •temel çelişme• kavramı ile hemen hemen bir ve aynı anlamda kullanılmıştır. Stalin , Rusya 'da devrim in birinc i aşamasındaki -1905 /1917 Şubat- Partin in strate jik temel sloganı ile

ww

Bilindiği

192


ww w. n

et ew

e. co

m

devrimin ikinci aşamasındaki -1917 Şubat/1917 Ekimstratejik temel slogan arasında, burjuva-demokratik devrim ile proleter-sosyalist .devrim arasındaki farka tekabül eden temel bir fark bulunduğunu söyler. Kısaca, temel çclişme ile içinde bulunulan devrim aşaması ve sınıf güçlerinin stratejik mevzilerrmesi arasında doğrudan bir bağ vardır. Bu bağı gôrmeksizin temel çelişme meselesini ve- genel olarak çelişıneler me· selesini kavramak mümkün olmaz.: Kürd'istan'tla bugün yaşanan süreç ·demokratik devrim siirecidir, saı:yalist devrim ~ üreci değil. Bu iki sürecin bağlantısını gözardı etmeden aralarındaki temel aynmı görmek gerekir. İçinde bulunduğumuz sürecin niteliği sömürge ve yarı-feodal'dir . Başka bir deyişle süreç, · anti-sömürgeci ve anti-feodal demokratikdevrimci nitelikte bir süreçtir. Temel çelişkinin , niteliği ..de aynıd1r. Temel çelişme , sömürge ve yarı-feodal yapının ·üretim ilışkileriyle yeni üretici güçler arasın­ daki çelişmedır. Kuıdi~la.n toplumunun ikili niteliği yani sömürge ve yarı-feodal ·nitelikleri yüzünden bir değil ik~ temel çelişme ·mevouttur. Bu iki ·tem~l çeliş­ me. ulus ile sö mü! g~dlirt.' Yt: . ha~ k yığınla.n ile öze!Hkls feodalizm arasındaki ç_elişmelerdir.

bu gerçekleri . görarnediği ,için vahim hata; lara ·düşmektedjr. Nitekim, Rızgaıi, «Mücadelenin. te~ mel ~ .gücü ·olao·- yok.aı.ıJ. · .k.ö.ywHiğün ... ,. diy 8CE:k.~ -iqinde bulunduğumuz aşamada te:qıel~ gücün köylülük -(-ort&· ve yoksul köylülük) olduğunu inkara yönelmiştir. İş­ çi-köylü temel ittifakını işçi,+ yoJ.rsul kÇıylü ittifakın.a; sosyaiisL devriuıiı~ tt:ü.ıı:ıl itt;fakm& iüdi;;g€miştir, Ii.~z..c Rızgari·

gari',nin

: Ş,~}t y,pkıml köylülüğü ~emel giİÇ)?.larak

_sap-

t.a,m?;;ı, _P..if)u-~,~~ı;ı ~~l'<,;ül~'>; _&p.J•}lCU. d.~f;ild~)~.':'-~J'Ül'l,_Rı.L:­

gari ile Ala Rızgari ara ;'daki ayrılıklardan birinin de bu nokt~. olduğu. arıl~şılmaktadır. Ala Rızgarrde ..şun­ lar yazılı: 193'


ww w. n

et ew

e. co

m

dev rim cile r açı­ «Kü rdis tan dev rim ind e pro lete r bir öge si ola rak smd an çalışma tarzının öne mli yok sul köy lü·Kü rdis tan dev rim ind e tem el giıç rdis tan dev ri" dür ,. diy en tezi red ded ilm ede n «Kü ona köy iüve sul min de teme1 güç köy lülü k; yok ,. lük tür, . tezi de hay ata geç irile mez (Al a Rızgari, Öze l Sayı: ı, s. 21) gör enl er ve bir sür e cRIZGARİ'de ken disi ni sah ip RIZGARİ'lerin son ra süs eşyası hali ne gele nler in tek sayı ile bir Ve . dili nde n anlaması bek lene mez arını kaukl uşt bile olsa RIZGARİ ile ayrı dili kon tir ki, iş­ net sine nıtladılar. RIZGARİ'nin dili öyle l!:!::tk !'1er!ı"ı:ı?iy~tçilikten,. l~ıl.i.k :ına.dd<:ısi vl~r~k :-::n'. kitl e par tisi saPar ti anlayışı ola rak KD P tipi bir güç ola rak köy vun anl ard an, «Rızgari-8,.de tem el enle rde n, müt sed lülü kten , orta köy lülü kten bah dün ya görüşü­ te·filr ola rak sad ece ken di bur juv a ı hem en gör enü savunanları anl aya nla rda n fark bili r .... J (Al a Rızgari, Öze l Sayı: 1, s. 79, abç gari, Rızgari-B'in esk i tesGörüldüğü gibi , A1a R.ız ktü r dem esin i eleŞtir­ piti erin aks ine tem el güç köy lülü l yok sul köy lülü ktü r mek te ve tem~l gı1ç köy lülü k deği ürg ede bu tezl e ordem ekte dir. Kür dist an gib i bir söm arı din ami tlem ekti r. tay a çıkmak tek keli mey le ittifakl dev rim aşaması Tem el çeJişme ile için de bul unu lan zile nme si arasında ve sınıf güç leri nin stra teji k mev çeğin . demiştik Rızgari 'Qu ger doğrudan bir bağ vardır n ornde iği dil ken bili ncin de olsu n ya da olmasın o bağ itle ri: tay a çıkmıştır; işte Rızgari'nin tesp Hak im üre tim biçi mi kap ital izm dir. ı. Tes pit k-se rma ye çeliş­ 2. Tes pit : Tem el çelişme eme mes idir . lülü ktü r. 3. Tes pit : Tem el güç yok sul köy 194.


et

ew e.

co m

Şimdi ortaya oldukça ciddi bir soru çıkıyor, Rızga­ l'ye göre Kürdistan toplumunun önündeki tarihi adım edir? Önümüzdeki devrimci adım hangisidir? Rızga­ l'lerde bu sorunun berrak bir cevabını bulmak olduk:t güç. Gerek Rızgari ve Ala Rızgari dergilerinde ve erekse de her iki gruptan arkadaşlarla tartışmalarda k sık duyduğumuz bir ifade var; c:ANTİ-SÖMÜRGECİ LUSAL DEMOKRATiK MÜCADELE». Hatta bu ifade LSaltıla~ ··ASUDM.ıo şekline sokulmuş. Nedir bu can-sömürgeci. ulusal demokratik m lleade le• ya da cArJDM·? Önümüzdeki devrimci adımın adı mıdır? Şa­ ~t. Kürdistan toplumunun önündeki devrimci adımın iı olarak kullanılıyorsa. böyle ilginç buluşlara ne ge~k var? Biz ona Ulusal Demokratik Devrim <UDDl di>ruz. Marksist literatürde de böyledir. Yoksa RIZGAl'lerin bilipte söylemedikleri cçok gizli• bir gerçek ya it gerekçe mi var? Bizim bildiğimiz o ki, devrimciler eolojik-politik tezlerini gizlemezler. Bize ö7le geli~·or . bu özgül terminoloji, saklı tutulan özgül bir ka.vraşın ürünüdür. · Y...ı:;aca., Rızgari'!ardc, I~fudlsti.ıı devri.u.ıi.tı1:ü ı:ıit~li-

w. n

konusunda da açıklık yok. Demokratik devrim mi )ksa sosyalist devrim mi sorununu çözümlemiş deller. cASUDM· bu kafa kanşıklığının yaratığı olsa trek. Rızgari'ler Baş Çelişme

Meselesini Eksik ve Kürdistan Devriminin Bugiin İçinde .Bulunduğu

ww

-

Aşamayı Yanlış Kavra.mıştır.

Rızgari-5'te

bu konuda şu görüşlere yer veriliyor: •KUrdistan"da en geniş muhalefeti oir araya getirebilecek çelişme Kürdistanlılann her alanda yüzyüze olduklan ,'0 hayatın her alanında yaşa-

195


-~.IScime·~erle;.;~çali.oJıtelft4ir.• BUJuıeaı~!~A •~ı40;:abç.};ı <;;o,;?:tni.i:1I ::nöj rr(h

ıı:G;ilG~ ~t.a.n'd~;; O~ljcmra~-dn. Kil!:"ı.

~di8taol~par4Uında~·~bekle~n .~uşııı~ .s&u~gedıar:

.ve .on1a.nn :~K'ilrdlstan'daki

co m

ı~.U.,:.Kitt:,Jıalkı.;~dald ~lh)nl~

• ..A;çılti~aJ alfmda. bln;aBıJlifir#i ~..mtalı: 'ulır-! ,y~gl.jV: ba.amaıktadmcm. başta·_geıııwkt.edlr.~ \'{;A;•y,, .llltı4l~;&bÇ.-i ::0[!~~;·."::, ill~'b" ı'.ım~ tiO ~·. ~f;(_i ;;~

sal

. tısYıuıLı Jıedefi iÇibds :-;"er .ıan·:1'ilr'k

nıeJ!keziı lito'd'!

ew e.

,uslw;:na,daıüi$1ddmlt:Yumlaça'ks&:ronun.K&dJsı;) ıtat(.daJd~ tıZal\tmı.;;Ol&nrftbfdikçi' $IDJfJW !labakala-!

:m~Qa:aY'ııı ..W~" a~'lU:.IJ,iddNte•wrulaıtaktm•o'~ :.ı:·,;;o;;;~<:.ır::'''>: :;:çt!t::f ;:~·::· '~

AA,.;;.y.,.s.:44;,apç.:t:;.

· ;cMW-Böm:W:geiıW liitllialdel&c, ı,a.iım:rnman:ı~~ ·.sty&llal' lıedifin> ôııemll7 ibir:ü'n:StıM.ı ~t!!Kıti1titsicı~J

'ttaki·işblt!ltk~&il'. ~çidai'Vl'.mıiütk-llı..~soo·

et

yal sınıfı kapsamakla sınırlandınlamiliir.Söltı~

br·ir~ flJltre: ~e.. sögı~~~ .Uiı;;kileJ:iJt~\\~Yı..DY»il~n ya-

.t--1p ı.,;rı~ &t.'~Sf · J~'olıili 'ıilliırwfilf~~~ııbfr · ~~~Ç~~

ww

w. n

. c·

ını içindedirler. Kürdistan'da bunlann varlılC ,şar:!

malsınıq~ a!wı~~i).rd~·· tı söı:n,iir~m-e . · iak~ :·rıi~fl<mc _ıatl ~!t'i'tfrl!ı''. ?.. V-

ı~firriftH§a;'1fdlfd ~~. ~iltlfıP~~;B.,,-: ·.

ekçi üm .~utııtnBıt~~-- pJl. . .O~Jfit)ra­ .d,Qrı.elWUdiı1b. . .uzi:y•~fMdaL'.._.ıttlmıek­

yığınlarla yoksnır~ırö~Kiifl ff1iı:rtn.de-.,.~

ıtediMl'.~ ~ :.f.: rı! rı..~ 1eUn,·

;·,<4.0Vu!lof A4r4lL M>el)


; . Rızga:ri;;.s'deri:-yukarıya 'Çıkardığımı z alıntıUır<ia :un- bir kaf a katışikiığı-hakiilh :-;·: i<''- <.' ·_,.., ,· /,;,..

da

.,

ıönee: y~rttıde ve .,dogru alMak;~-:. .:: .Künlistan.'da·eıı sıılŞ:; muııaıe-:fıeti .bii ara ya ':fe t'itebil~k ;çe Hşma- ·s~ rur~ilEh-1e·otan çelişrnelertUr. ;,.:

om

ve «Aç'ık'işgal altında . ir s<m:ıüt~te o!ck .,su nda n utusaJ:~yan a.ğır bM mak tadw ~·başta ge1 rnn· .ted i:r,, deni Hyoı•. ')'

· ' Soiıf-a y "'" -~., ·. T ah ·1'titk i"'.<·" : ·

-!Ç~nd<:

J.i

:v·ıiitt~·~

we .c

-hedef n1i

'. ~ r

ne te

and a'. y'ÜTÜyf.·C'"~tsi 11.; uJı..:ısal ·yanırt hğır .I.~ UH ciÖy~ receksm ve L- , de sömurgecHere ".'(" büS işbir!ikr;il.eri~ · .i\yıh an~ : ve ayiu \· vru1 acah :t:r d.iyocek~ l.' Btt' 'ddd .i bir çeH $kld ir . THrkaç say fa 'ara He böy lö -bi cini d!Ştal'ayah söz!cr etm ek· hir! ü: · ~ı\şüridürücÜ

w.

nuy or mu? E~er 'için de bulundü,L:uinuz aŞamada· Önd e gelen rev Cmerkezi göi~ev r; uh:ısaJ kur tiii ş' gör evl i se'; Ulu· 'yar i ağır bas mak tay sa tki kes in)i kle böy lcdi rJ, sö:. lrgecflere ve işbirlikÇi1erlne ·.. aynı aiıd a ayiu 'şicl-~ te~ ~ürolanmz. Eri tehl ikel i ve baş duşman'söumr~ :il1ktıf.: Ye di ger icil ik o ise: Ikft rcr d·erecede önemil ~manÜır: DevHmCiler düşmanlar ara smd a ·da 'bit mı''· -§ap

u

ve

ar. E h te lllik e li' ·d uŞ:ıhanı ·baŞa . alif

ww

:ve s darbeYI.- ona · iöneıtir. <Bunu anlaniai a:ritıir :nev~ l ·Ya-paMazlar'. Ayr ica, du~fuan ·kalh ptak i çeliş:ıd~ ien tark rlan ma ·ve (~~Jşmanlar -m-a sintıa··bö1unme

atac ak bir pol itik a iz'~mmelidir. Bu düşman katiıPL [ ~Uşlillere beı bağ '.la, onlardEI D' med et :umuıa ıek deg ildi r. Kür dist . -~ dev riminm d fişmartlan oı~ ~a· çok tur. öno ellk 1e dör t aôtn ürg eci 'dev let" ve iş•


ww

w.

ne te

we .c

om

birlikç ileri ile sava.ştığımızı ha:ı:::-larsak, düşman kamp· taki çelişkilerden yararla nma ı onlar arasında bölünme yarata cak bir politik a izlsrı·.~enin önemin i daha iyi burkavrarız: Tekrar ediyoru z, bu ;~olitika. Kürt milli çelişki­ daki arasın juvazis inin dört sömürg eci devlet lere bel bağlama, onlard an meclet politikasından temelde farklı bir şeydir. Sorunu n marksl stçe konulu12 yönü tarzı budur. Devrim in milli yönü ile demok ratik Mil. taşımaz önem eşit da aşama içinde bulunduğumuz ir. çelişkid teki nitelik li yon ünde geur. Baş çeLişki milli biele mücad Smıf mücad elesi verili aşamada milli bir sö· ile çimine bürünmüştür. Bir av:;ç hain hariç ulus mürgee ilik (hem Kuzey Kürdis tan'da hem de Kürdis tan bütünü nde) arasındaki relişki baş çelişkidir. Bü· tün diğer çelişkiler ikincil v0. taLi ya da diger bir deikincil yişle tali plandadır. Diger iç ve dış çelişkilerin ve tali olma..sı bu çelişkilerin o.rtad<m kalkması ya da hafifle rnesi anlam mda değildir. baş çr-Hşkiye gör€ «Nİ SBİ SİY ASİ ÖNEM BAKIM INDA T· ~, ikincil ve tali'· dirler. Znten baş çelişki siyasal öne;m bakımından di· oyğer bütün çeli~Küerö ,sörc ö:ıdo gelen, önder rolü ger· bu nayan çelişki demek tir. Mesele budur. Rızgari çekleri kavramamıştır. Bir yerde ulusal yanın ağır bas· çi· tığını söylem esine rağmen sömürg ecilere ve işbirlik de· aktır» vurulac e lerine «aynı anda ve aynı şiddett mekle ulusal yanın ağır bastığım inkar etmekt e, ulusal yan ile demok ratik yanı eşitlemektBdir. Dolayısıylıı Kürdis tan devrim inin bugün içinde huJunduğu aşama· yı ulusal yan ile demok ratik yanın eşit önem taşıdığ: ­ aşarı;ı.a olarak görmeklt;ı vahim bir yanılgıya düşmek tedir. Rızgari'nin bir diğer yanlışı da «işbirlikçi» kavra· gö· mının kapsamı konusu ndaki görüşüdür. Rızgari'ye kapsa· re «İşbirlikçilik" ·kavramı tek bir sosyal sınıfı Hl8


ww

w.

ne te

we .c

om

ıakla sınırlandırılamaz,.. Bu kadarı doğru. Ancak, iki osyal sınıf, yani feodal sınıf ve kampradar burjuvazi iyecek olsa.k Rızgari için yeterli olur mu? Hayır olıaz! Neden? Çünkü, bu iki tanesi salt «başı,. çekiyor, da •genellikle-. Peki, bu işbirlikçi sınıf ve tabakalar aşka. kimlerdir? Sözü Rızgari'ye verirsek, «.,.sömüreciler ve emperyalistlerle, e~onomik, siyasal, kültürel e ideolojik olarak alış-veriş içinde olan tüm sınıf ve :ı.bakalar ... • diye cevap verir. Ancak, Rızgari'ye sorıak gerekir: Emekçi smıf ve tabakaların devrimin itii güçlerinin, sömürgeciler ve emperyalistlerle hiç de:. ilse «kültürel ve ideolojik olarak,. hiç mi calış-veriş•­ ıri yoktur? Yoksa bütün bunlar Kürdistan topraklaında değilde ayda ya da başka bir gazegende mi ya.yor? Arkadaşlar, sizin bu «ışbırlıkı.;ıük» U.ediğiniz nese öyle bir şey ki, evvelallah, sizi de, bizi de, hepimizi e tehdit edi;rvr. «Tanrı sizi korusun .. demekten haş­ a diyecek şey kalmıyor. Önce, bu işbirlikçi diye taım.ladıklarınız için «hedef değil engeldirler,. dediniz. onra bir özeleştiri ile bir adım ileri atarak nihayet nları da hedefe koydunuz. Fakat, bu defa da • ... sen tisirı beni engel iken hedef yapan" dereesine herifler epimizi kucaklamaya koyuldular . . Bir avuç iken çığ ibi büyüdüler. İşin esprisi bir yana, Rızgari'nin cişbirlikçilik· tatmı yanlış bir tanımdır. Ülkemizdeki işbirlikçi güçlen ana gövdesi feodal toprak ağaları sınıfı ve kompı.dor burjuvaziden oluşur. Diğer sınıf ve tabakaIT içerisinde işbirlikçi unsurlar elbetteki vardır. Ama birlikçi sınıfların içinde de yurtsever unsurlar vardır. Rızgari'nin «işbirlikçilikıo konusundaki anlayışı bir !'lllıyla da hedefi küçGltmeye ve -netleştirmeye değil, ksine hedefi azami öl - "; de büyültıneye ve karartmaya izmet eden sakat bir anlayıştır. Rızgari, adeta, nasıl

199


.olur-ı da .he.cieQ azamL..ölqüde büyiiltünlm ·çabası;{~ risina'girtniştiıt:\ ~tediği kadar hP.defi küçültmeden.~Mı­ setsın. ı:yaptığil bUdlil'; ": '. · i { i....'J · ; Li 2: I~: ~ ..,.j ...J,)ı-' 1

1

t.,,

,

~f!3'-, J\ııgarl-q~·Al4..,RJ1.8'3Ji

Jt~I ']'J t :b

-.}1:.-•J."

lH ,.çUstan'da

:.

;~

~ir. . ~lli . ·~,

lnkar ;Etm~~l~r..

om

• .ı :~ı rBıuiuv..a~·:Va.rlığJ,Ju

;:_.,

,

,!

.,;{., ..

__

we .c

•.,' ' TEKoştN~fu bu 'sayıs'mda nitlli butf u.vs.Zi liort\Istt butün yô·nıerf~e- ..t~ geniş bir •.biçimd& ' açiklanmı~til". ı:hkenıiz ' öigüiwıde de mHll blfrju~azt iktisadi .ıv'e siyasi yıtnhiriyla···tah1H ·~dilmiştil'. Bu- ·ne& rtl e y&rtİden bu· kôh'uya döıl·nıeyi 1 gereksii buluyoi'u.z:· :Slıt>ada Rızgım•nın b'S.-zi ç"elişkilerlne ve mtığlaK: ~görüşlerin e Efugitımekla ~tlfi~~egi7. .

-

·

"

.

·-~'

,:

'· Rızga.ri'~e' sık sık, -«.: .butjtNazinin sfyasaı•:-akJiyoı. ve «.~.. ulUsal tephe içinde yer alacak dlan ·burjuva~ zin siyasal 'aksiyonuna ... • {Sayı. 5, s. 55) gibi if&delere ta:stlama.ktaYıZ'; Ft\.ka-t; smıf tahlilleti -y~ıhrkew, tievrifnin itidf 'güçleri sa~ilırken l'nil~i burjuvazinlll adi ftiÇ anılmiyor.' E.Jyw bir sıhtfııı da varolduğrirla 'dair biitek satıra!rastlEinıffiYor. Hak-iı olcHt..k Etkhi,:.şöyle bir tfiı ..

ne te

in

ww

w.

sdtu takılr.ı.:>~P.ih~· Rtz~i. «. ·'.'b\uıuvazinin 's~Mı:UlitkJ. !i'yônu• derkert, hangi' burfuvamyl-Ve h~gi i»lır.juvazl'­ İil:il §fY~al aıt-sfY8nun\l a'tı1a:tti!afr 1 !Sll}for: - ~ ıs ' l'ıq~j Biliyoruz ki, •burjuvazi• kavramı ğ'e'ı\i~Ül}İtd~ tMrid1r 'v~ -lütbıica ·uçrhöhlm& tıüŞiinüıebtiitt!~Lw Kbınp­ rador Buı;uvm!i,r i:ll. Millt;Bh r;uv1b:i, s- cKtı~.f..-·'btf:tL juvail. Durum ba dldüğuria göi<e', .;bui'jnvatmin""' siy.il sM a'ksiyötıu• ifadesırfdeki ~ .reurjuv-.a.. &at-tigefinilti '.·ve bnU:n esiya-sal ·akhlyotıtl-riuh rkim Glduguna a~lık· R41 zahdırriiak -getekir: Mica'k, .JRızgan"'de ,.bitç6k<b'a;şkaı irlöL nüda okh.i~u gil;f ~ıi-Reiİuda ·dtf sö(utluk rv<#-~11lklık -=ı.· ~ b nh' i '1 ! : · · ı · ı: J " eg~~endlr: ' t:;:" c: siyastilrıak~fyori.ı. «burjuva bu ·~, Rızgarl'nln de~itıdi'ği I lin •ulusal · cephe·· kiride yer .. i olduğurta • göre,i';otıtın~

2oo

J


tbmprbli'*;bu~vltzt •oıama~rfltnlıyetiız;) tteriy~

nilli ~~ı fJıe ı'; k\iQtiW:..\:ı\itJ~-a:tii .kıa.1ıjot; ~F Riı.zgari nilli burjuvazinin V~{t~~~~ ~Jl9: .~8~ ~yp:ı~1<!ı*plf gö-

·e, ~\lçük-~.lJ};jp~~z;~:(.i. k.şst.~diroE }~~n;ıı;ıtı?~r. y;n~, ~ızga­ iYıili~s8zWıif ettr~r ~~:lYasaı alts1yoır.;ıtit'·Ktftt 1 ·a;i Ki)p' 1

ve

KYB

m

~ısa···: 'er~1dt::' söh~iC{ öıiırak !{1~: "ıirk v~· k YB ·~ı uı;ü1üi~J3T~i1·:·ıvaı.·'fii1~ :~ifaia.·;r ~§'i}'dilıai~i ör'iırak gör:afrf~a.&d:$frıy'o'r. ':Nit~~~1fh. 1 RJiğM·Flıfk'eıi~ .Yitrmlann-

.c o

doğrultuda iladelere rastladığımızı·'Ha{İrlıyo­ uz. Ancak, yine de emin değili~.:;~ürftfu," «bur)'uva siRf'-~sijl.öh~ va ... tlutfU'$ittPiht.ııty&tşiligı. fgi.M ığ\9nel ve mğlak ifadeler hiçbi~-'~i~m'ı~ıı·.ı:.,.n:w:.~:>

.a bu

et ew e

Ayrıca, Ala Rızgari'deki şu satıdfir 1Şi büsbütün ~m~Jl:r~şÇu:Jyor:.

..

:i;! .. ,

,_,

.. .

,.

•Yani>r98::ı ...70'Iet~ kadci~ Turki.ye Kui·ctiktan'ında 5

-:-: ; ~tülen: n::,üc:rı.dale: .. burjuya.,·millb~etçiliğt -çi7.gi.! :; am<ie ~geliştiği" gibi, bu tarlhle:ııe: #.~ar ulusal deı , mo~tik mücadeleye egemen sınıflar ·öndMlik et,...,

,~işlerdir~ı.

.. ,.

· 1',,

· ,ı

-· ·'' (Aıa:·nızga:n, Cı.e1 sa yi: ı/'s.' 52J · · ')f;ı-> ..

":

.

:ı:~

ww w. n

::;,:Jı:

··~!

~-~I:

.:L

.

>:.

' ..

~:

·

Lç:ı

· Ozota'takRızgari~da. ·diger ·bütihr akıınlar gibi Küriftan'dikFsi'yasal· akımlarm sınıf ııit&Jigf koousunda ~rraJc! !ve~ l:lçH[i görüŞlete sahip d~ildtr. Kürdistan'da r ;Jnıiitlı;biırfuıttazlnirı:.·v~rlığıriı. yadsımak~\.r, 1Dola~Y1& LKIJP'ter ı '*e •KVB 'n i n' -Kürt MHli) BU.t'jUvaızisi ile ~ viY:(jrt'~topıı:ı;I(\ağa.lanrr.in:bir böfü:m:O.nürt 'Siyasal 5Aiilen- 'ôld·u§l:'f gerÇ'e'ğ'i'ni :gôF~memektedit-. iia-ve eden: 'kı, RlZgan':ı'Utı ··fıtusaı .oopl\ede 'gördligu~bftıiu\ra si~t:alfBi:sı<Jnİarirt ı·& .• ıkgMltetrvu•ÖJn~FY«Iistlerle,

~dtfoltıitt,ı 'SJYSMI, ·Jt.aıt . . tGJ ·vi3 · ideolOjik:'<>l~ntk: a.tış-ve­ ,_ıertrwwıır..·Anta 'RıYi;al'! :mttari: ~blJ!'Ukçi' 'OlArak göfrtiye»'t .: ' ·~· · "·· , · 'i'i '> ·ır t ·.;: " ·

201


5 -

Kürdista n Proleteryasının Önderliği Salt İdeolojik Değil. Hem İdeolojik Hem Fiili önderlik tir. okuyonu : ·Sonuç olarak çağın en ctevrimci sınıfı olan ışçı sınıfı ittifaklar sistemine kendi öz örgütü ·ile katılmak ve mücadel eye damgasını vurmak zorundadır. Kürdista n'da bu önderlik ideolojik önderliktir... <A. y., s. 50, abçJ ·Kürdist an'da anti-söm ürgeci mücadele , proleter devrimci lerin öncülüğünde ... •

s. 57)

et ew e

!A. y.,

.c o

m

Rızgari-5'te şunları

kendi içinde üç kesime ayırarak inceler ve üçüncü kesim için şunlarısöyler: ·Üçüncü kesim ki, bu kesim sosyalizm e doğru kesintisiz aşamalı bir süreç izleyerek yol alan ulusal kurtuluş savaşlarında öncü müfrezey i oluştu­ racak kesimdir . Bunlar; emekçi yığınların gerçek kurtulu']uruı ı:ı,ncak marksizm -leninizm 'i kılavuz edinmiş bir mücadele örgütü önderliğinde ulaşı­ lacağına inanmış •sınıf intihann dan,. geçerek nitelik olarak proleterleşmiş unsurlardır. Yanl, bağımlı ve sömürge ülkelerde hayati ihtiyaç duyulan ve mücadel enin ilk etabında «demir disiplinli çelik çekirdek ·, öz örgüt te çoğunlukla bu) unabilecek daha doğı:usu bu çekirdeği yarataca k unsurlardır. Cılız işçi sınıfına ve çoğu zaman dünyada n habersiz yoksul köyİüye ulusal ve sınıfsal bilinci taşıyan, orta sınıflan da kurtuluşla.nnin,. ancak işçi sınıfının kurtuluşuna bağlı olduğuna ikna eden bu öncü rnüfrezel erdir. <altını çizen Rızgan, TEKOŞİN> Ayrıca bir süre sörniirge ci otoriteni n

ww w. n

Rızgari aydınları

202


militarist yanının zayıfladığını da kitlelere gösterecek olan da bunlardır.• (A. y., s. 55)

cılızdır.•

<A. y., s. 46} Rızgari

.c om

· · cFakat'Kü rdistan· (Kuzey) emperyaliz me bağımlı Türk egemen sınıflarının sömürgesi olduğundan, üretici güçlerin çarpık gelişimi oranında işçi sınıfı da gerek nicel ve gerekse nitel olarak bir hayli

ww

w.

ne

te we

Kürdistan proleteryasının nicel ve nitel oarak •bir hayli cılız,. olduğuıla işaret etmektedir . Fatat bu,· bizim proleteryamızın hangi ülkeler proleterrası ile kıyaslandığına bağlı olarak düşünülmelidir. Cimi eski ve günümüzd eki sömürgele rle kıyaslıyacak llursak proleteryamızıİl c bir hayli cılız, olduğunu söyeyemeyiz. Kürdistan'ı sömürgeleştiren ülkeler proJeeryası ile kıyaslıyacak olursak cbir hayli cılız,. olduğu loğrudur. Fakat, buradan ne ·çıkar? Türk solunda sos·al~şoven çemberi kıramamış kimi iflah olmaziara göe bu birlikte örgütlenm enin nedenlerin den birini teş­ :il eder. Bu yaklaşımın proleteryanın gücünü onun ayısal varlığı ile doğru orantılı olarak ölçen menşevik e oportünist bir yaklaşım olduğu açıktır. Oportünizıin bu biçimini iyi tanıyoruz. Bunu geçelim. Proleteramızın ·bir hayli cılız,. oluşu Rızgari'nin savunduğu Kürdistan' da bu önderlik ideolojik önderliktir • savını oğrular mı? Tek kelime ile ve kesin olarak hayır diyollZ. Cılız da olsa bir ülkede proleteryanın varlığı, pro~teryanm önderliğinin objektif koşullannın varlığına elalet eder. Subjektif koşullar eksik olabilir, onu olunlaştırmakta komünj<>tlere düşer. Bu proleteryanın >sya! bir sınıf olarak mevcut olduğu bütün ülkelerde öyle olmuştur. 203


ne

te we

.c om

,: :"ft.ızgat1 ·aergisiı·ddeOlOJ1k öc:H::ıer1ik mesele sini, bunun hangi tür ülkeler için gr5;:;~· i olacağinı:kavrama­ mıştır. İdeolojik önderli k, kapitr: ızmin_. dolayısıyla proleteryanın hiç. YA. da hemen h; :n.E:n hiç bulun:qıachğı illk,ele r .~çin geçerli dir. Marks is: litere.t ürde ve dünya devrim ci pratiğinde gördüğür:ı•l:z, budur. Bu konud a bik, yakın geçmişin en çarpıcı örno.:-d eri Gi:;e, Mozam tan Kürdis r. e1eridi sömürg eski Ai1gola gibi Portek iz'in baldo O r. degildi Cine bir Angola , Mozn.m bik ya da ik proleteryanın önderliği için «Kürd istan'd a bu önderl Rız­ ~1. ideoloj ik önderli kti,r .. demek neyin nesi? Kal~ gari vahim b;r ya.nlışa düşmü:ş ;;e Kürdü> i,a:n'da h,akinı üretirn biçimi nin lq:ı:pitah.zm oldugu nu söylemiştir. Ha: kim üretim biçimi kapitaJizn1:ı· ·· demr:•k, aynı zaman da Kürdis tan toplıınıundaha.kim ilişki hiçi_pü ücretli emek,. çiler yani. prolete rya ile serrnı;ı.ye ya~ıi . ,qur}uv~i arasındaki ilişkidir demek le bir v~ a.ynı ·: Ş!Jydir; ımırıiLü biç~JlliYr Çün.kü her üretim biçi.ml. l·.a.p!t~k Aır~, nir. :belirle le le ya· da ilişki biçimiy Q.~ pr.Ql~~ı:7 ilJşk;i,; tim taı:zıP•n niteliğini 'QeUde yen

T®lu;qı_uı:ı: ~uu"ı temel burjuv.azidir,. ,. -Hcı.nı Karditt-a.n'dtı -üretH;n -~biçimkli:ı-;:.dt"JQ~ksin;L.<~l

bw~juvaz.ı. .rya Vfi prolete sır.wiı

ya ve

kapital izm hakim

w.

ye çelişki eıfu.ık•Berrnaye çı;Hşki~idit-:,y~rtkprolettmYJ\ı. rişçi .de .h,eın ·\O burjuv azi t~:mel. .sunfle-tdır diyece ksin; •Pif sınıfı için ne. ile kıyasladığnn da bem ;{'tnwksiı.ln:

.·ve önderliği RideolojlJ.;: .f:ınıi.erlikti:r,. di~ . Rıı.gac:rıici ~r-: yeceks in. Bütün bunlan e..nlamak gü:ı tırınclU-ına-:­ lrını m.falt' mındanJ .kadaş1ar bu çelişkiler-yığ çok önem.;. açıkhk siyasal lıdırlar.. İcleolojikbecra..lthk vo );:. · ·! ll dir. Bir an içüı «Ki.irdist;ı:w'dn bu önck:.V~ ideokıjik ön:. derlikt ir' şeklindeki if&denın Hızgar!'dH es kaza y€1'aldığım düşünelim. Ve salt iôcoloji1{ öndE'rli~n ha:ngi

ww

hayli

204.

cıhzdır»


1r ülkeler için geçerli

olabileceğini Rızgaıici arkadaş­

~r biliyor.olmalıdırlar diyelim. Öyle olsaydı bu nokta~

L eleştiriye. değere

om

bulmaz, ve geQer.dik. Çünkü, eleş­ rmek için eleştirrnek gibi bir.-cEVIlayışm ,sa:):ıipleri de. iliz. Üstelik Rızgari'lerıde,,başk-a dergileri de okurken 11çelikle birlik nokralannı ara,.ştırmaktayız, ayrılık oktalan bulmaı.: için sinekten yağ çıkannak istercew @,§?~h~ çabş,yaı&irişıniyor~~. ~g~fAiP y.u~arı­ ~ ıif~e:som~t~~şan,gQ.r.'(işürıü: p~kişJtr~l! baş~a ol;ıı_

-tt% v,~ıgJi{Kla ... Öpıeğ\l'h· rR~zg~i de,r.g~ı~rini ,~4:Y~A1

we .c

.ı: ~Pr~~ter gev;rimci~ertn öncül\lğit· ,ifa~i-nJ~ çq~

k kullanıldığını biliyor olmal~la~ ~- Şüptı,esjz ft.JZg~~c;l, ~}uW~şlıır,

Evet:,

ww

w.

ne te

lm gerçeğ}rı dahf:ı: çok -farkında<iırlar. Oyyse proleteryanın önder 1 ;~! ya f!a m·nıeter;va partisin .QJ1d~rliği; ka,vramların,a, ,proleter devrimel lerin önLlüiü,. kavramının egemen kilınınası hangi aniayışin .revigiz:? Dergide Jıltı çizilmiş ,olar~-;ye,raJfln «öncü '\[FA~)~.• ya,rıj ,'fr·. bir sii~e ,şA?~~~~ci. ptoptenil)~ m,i; arist yanının zayıfladığını da kitlelere gösterec ek ~ .•. •, cön~ü müf.ı;ez.ele.rıo .,ve ay_drqların «üçüncü keTh-:ind~n oluşaçak olan «öncü müfrezel er.. nedir. ne yç.:ı,...ar? O, ..... bir süre» ne kadarlık bir~süredir.? ı d.e. birçokla n da. bu görüşlerin yabancısı_ değildir . .. bir süre" or:cü savaşı aşamasıdıf, «öı;ı.cü müfre.ze, .de ncü savaşçılar• dır. R.ızgari'nixı salt ideolojik önder' prol~~r devı:imçilerJ.n . .öncülüğü, •öncü. müfı'eze .. ·, v.s. gibi görüşleri ·<'I1-IKP-C,. ve .,J:J,~vrimci Yol,dan ünç ~ın:r;uş polit*cıla.rdır. Bu oldukç~ açık bir _ger{tir.

_

. _.-,, ı ,

Görülüy or ki. ~KürdiStan~da bu önderlik ideolojik tierliktir •,ifadesi Rııg<>ri dergisind e es k~za yeralmış ·.ifade değHdir; Ve b,; konuda d8i eleştirmekle Rız""­ rt'ye haksızlık ediyor .~iliz. Aksine. birliğitı ·önünde_ ~el olabilece k noktalF ·Jan bitıtolduğu için devrimçi


6 - ÖZET

om

bir uyan da bulun ma görev im:,, yapıyoruz. Evet, Kürdistan 'da proleteryanın önder ! <i salt ideolo jik değil, bem ideolo jik hem politi k ve i rı. de örgüt seldir . Rız­ gari'd e bugü n açığa çıkan parı anlayışı konu sunda ki ara dayanır. ayrılığın dayandığı temel bizcr: bural hakim üretim biçim i konu sunda ki tespit i yanlış ve tcmel sizdir.. Rızgari Kürd istan' da feoda lizmi n gücün ü küçüm seme kte ve bund an ötürü demo kratik devri min özünü n topra k devri mi olduğu gerçeğini görem emek tir. 2 - Rız.gari'nin temel çelişme konu sunda ki belirlemes i yanlıştır. 3 - Rızgari'nin baş çelişme konu sunda ki görüş­ leri eksik ve muğlaktır. 4 - Rızgari'nin Kürd istan Toplu munu n günd emind eki devri mci adımın niteliiYi knnu sunda açık görüşleri yoktu r. 5 - Rızgari, Kürd istan devri minin bugü n içinde dır. Kend i içinbulunduğu ı.:..:;em<prı yanlış saptamakta savunmaktadır. şı anlayı bir de ciddi ·çelişkiler taşıya:q. tma yerin e daral e 6 ---:- Rızgari, hedef i olabildiğinc alabildiğine büyü itme çabasındadır. 7 - Rızgari, demo kratik devri min ittifakları yerine sosya list devri min ittifaklarını geçir me eğilimi ta· şımaktadır. salt ideolo jikiği 8 - Rızgari, proleteryanın önderl tir diyer ek, Kürd istan gerçe kleri ile bağdaşmayan sakat bir görüşü savunmaktadır. 9 - Rızgari, ülkem izde milli burju vazin in olmaşı benim siyer dığı şeJdindeki yanlış ve ya,ygın anlayı siyas al partiinin gözük mekte , Kürt milli burju vazis lerini yanlış tammlamaktadır.

--

Rızgari'nin

ww

w.

ne te

we .c

ı

206


Rızgari uluslararası

komünist hareketteki' 1ölünfiıe konusunda açık düşüncelere sahip değildir. ,rogram niteliğinde olduğunu iddia ettiği Rızgari-5'te 1ile bu konuda bir tek söz söylememiştir. Ne var ki, Ua Rızgari'nin son yayınlarında eski tavırsızlığın aşıl­ lığını, SBKP ve ÇKP çizgilerinin revizyonist çizgiler ılarak nitelendiğini gözlemlemekteyiz. Rızgari'deki 1ölünme sonrasında Ala Rızgari'nin attığı bu adımı ollukça olumlu bir adım olarak görüyoruz. Böylece Te~oşin ile Ala Rızgari arasınd~ temel bir konuda görüş •irliğinin sağlandığını söylemek mümkün. İlave edeim ki, böyle önemli bir konuda üç yıl tavırsız kalan 1ir hareketin birkaç satır olsun özeleştiri yapması ge·ekirdi. Ala Rızgari'de bunu göremedik. 11 - Rızgari'nin Kürdistan'da sömürgeleşme süeci, uluslaşma süreci ve ulusal hareketlerle ilgili tesdtleri önemli yanlışlar içermektedir. 12 - Rızgari Kürdistan devriminin temel görevleinden biri olan birleşme sorununa değinmemektedir.

et ew

e. co

m

10 -

·-SONUÇ

ww w. n

Rızgari ve Ala Rızgari gruplarını, Rızgari dergisiLin bütün sayılarını ele alarak değil, görüşlerini nis•eten toplu halde bulabildigirniz 5. sayıyı temel alarak rleştirdik. Buraya kadar Rızgari'nin görüşlerine bir ad :oymaktan özellikle kaçındık.

Fakat, bu görüşlerin •sol• ve eklektik görüşler ollugunu, bu görüşlerde ısrarlı davranırsa, Rızgari'nin ol sapınayı temsile aday gözüktüğünü vurgulamakta ayda görüyoruz. Daha somut konuşursak, Rızgari'nin ;örüşlerinde ifadesini ,,·ulan hakim eğilim Troçkist bir ·ğilimdir. Sömürge w :. :tn-sömürge ülke sorunlarında .eninist bakış açısı ile Troçkist bakış açısı arasındaki 207


temel farklann

bilindiğini v21

ğilse şimdilik kısa.. tutmak i.st: giderek siste.mleştirilip bir çi;

'arak konuyu, hiç deuz Dileriz bu eğilim haline dönüştürülme..

sin.

et ew

e. co

m

c~t.;:ı, gelenek haline geSolun her iki kesiminde bir grup bölümneye len bir anlayış mevcu.t. Şöyle bi.:· ywın organı uğradığmda, genellikl.e ·her üzerinde taorg1:un yrtym bu n, olduğunda da mevcut Geçmiş ~:a­ bgşiar. kavga b~r ·ya .. raflar arasmd:,. ~·. ,ya' tarafından kanat yılardaki görüşleıln gerçekte hangi temsil edildiği meselesi büyük bir olay olur çık.ar. Bu kargaşa içerisinde geçmişte savunulan görüşlerin doğ­ ru mu, cgri rni oldugu sorun:.ı. pek cı.kla gelntez. Geç..; yeniden gözden geçi· nemiş te savunulan görüşlerin ·n arılarak doğ­ ::ın1o : ile rek. tctarlı hir özeleştiri ru1arm geliştirilmesine pek ç~üı~ılma·"'. İşte, bu aynı olumsu;~ geleneği l:ıölü:rp}:ıeyi taJc-'ben Rızgari ve Ala Rız­ gari'nin de sürdürdüğüne tarnli o1duk. Daha önce ya1 yınlanan ·,·q ..:\lu n. ,::~c<;"i'do de yer alan >ir b.nctıı;~ de. şunları okuyon.ız:

:; ı·· 0:r'''ikle imzami'tıi~1jia1ı beŞ'

seJtiz: broşür, J;ıif,~öz.ı:ıl.$El:Yt ve çe~itl,i1 }?j_ı~-~iler, deın,f.lçleı- . pe. ili~im#I;: !:fiç,b~r _ış'jiç __kese w~~' i JI~~ , .da. l?ıı sayilarıp ~eJPS:j),'?~Y~i,:b!~er,i~ı .Oll!-H:ıtt.WPHflf:: dır, Hem t;arih,):ı.e;rg egenı,ep. svıı[)nr •. ıtert(ı.;;_df1 h~i. boydan burjuva milliyetçisüıe karşı RIZPARi'n in tezlerine sahip çıkma, bu iezkri kitlele-re ·sunnı"a görevi blzfrrı oinuzlanmızdadır. t r~ı:::am!::Eı'l attığı;­ niiz bu tezler lı&·ügih RIZGArH ı;e o1ak'ili'ş1d1enC . . miz d~vam etm~ktetlir.» ·, . Sayı: ı, s.. . 7eı · U;.la Rızgari, : 6~~1 - . ,..

ww w. n

.&ayı,

-

Benzer Btz bu 20R

,~..

'

-'"

şeyleri Rızgari-8' dJ

anlayışın

zararl1 bir·

de oku Dı.:;. k

mümki.'ın.

anlayış olduğuna işa.:;


~

ww

w.

ne

te we .c

om

etmekle yetiniyor ve diyoruz ki, hem Rızgari hem Ala Rızgari geçmişte savunduklan görüşleri yenin gözden geçirmelidirler. Çünkü bu görüşler göster~imiz gibi devrimin en temel meselelerinde ciddi yantarla doludurlar. Bu yanlışlarda ısrar etme tavrı soslist siyasal birlige giden yolda ciddi bir engel teşkil ebilir. Rızgari ve Ala Rızgari arasındaki görüş ayrılıkları nüz yeterince netleşmediği için ve her ikiside geçş sayılarda savunulan görüşlere olduğ\! gibi sahip "tıklannı ·ileri sürdükleri için burada yapılan eleş.. iler her iki gruba da yöneliktir. İnimıyoruz ki, bu ~ştirilerimiz politik dostluğu zedeleyici değil, pekişti­ i, ve sağlam politik çizgi de birlik arzusunu güçlen·ici olacaktır. Rızgari ve Ala Rızgari arasındaki görüş ayrılıkla­ tın henüz yeter'nce netleşmediğini söyledik. Veya en ından bizim açımızdan henüz böyledir. Fakat Ala ~gari'den ayrılığa yol açan önemli- bir noktanın da rti anlayışı olduğunu öğrenmekteyiz. Biz bu konuya KOŞİN-2'de değinmiştik. Ancak, oldukça önemli bir nu olduğu için üzerinde tekrar ve kısaca durmak isoruz. Kürdistan'da proleterya partisi yerine cephe tarzı · örgütlanıneyi savunmak somuttamilli burjuvazinin asal partilerine taze kan vermek ve onlara bel bağ­ nak anlamına gelir. Kürt ulusal hareektlerinin yegiden yenilgiye sürüklenmesinde burjuva-feodal geteksel önderliğin rolü belirleyici olmuştur. Bu nokta )}eter devrimciler için tartışılmayacak ölçüde açık­ . Buradan hareketledir ki biz, «Kürdistan proletersının bağımsız öz örgü:ünü yaratmak için ileri!• şia­ ll yükselttik. Bu şiara karşı çıkmak burjuva milli· ~iliğinin bayrağı altında saf tutmak, bu şiara sıkıca 209


ww

w.

ne

te we .c

om

sanlmak ise marksizm-Ienini tm ve proleterya enter nasyonalizmi bayrağını yük:: ·rnek demektir. Ülkemil somutunda marksizm ile mil ·etçiliği birbirinden ayı ran en önemli ölçü budur. L :;r kim proleterya partis yerine cephe tarzı örgütlemı_ 3 önerisi ile ortaya çıkı yorsa, o, bilerek ya da bilmeyerek, "'· .. komünist un surlan bıırjuva milliyeı:çilerinin genel korosu içind~ eritme, lStalin} yi amaçlıyor demektir. Çünkü, K ür distan ..... hiç veya hemen hemen hiç proleteryası ol mayan ve sanayi bakımından hiç gelişmemiş olan ... • ülkeler kategorisinde ele alınamaz. Ayağı Kürdistar topraklarına basan, Kürdistan'da yaşayan herkes, eğeı bakar kör değilse bu gerçeğin farkında olmalıdır. Kür distan'da sayıca nisbeten zayıfta olsa bir işçi sınıfı var dır. Bu proleteryanın önderliğinin objektif koşulları vaı demektir. O halde görev bellidir: «proleteryayı kurtu luş hareketinin önderi olarak hazırlamak ve bu şerefi mevkiden burjuvaziyi bütün şatafatlı sözcüleriyle bir· likte adım adım uzaklaştırmaktır.,. (Stalin) Kürdis· tan'da bu görevi önüne koymayan bi: kimse ya da biı grup marksist sıfatını taşıyamaz. O, ancak geleneksel önderliği guçk:1lllrn~oye hi7met. eden bir milliyetçi O· labilir. Kürdistan kurtuluş hareketinde tarihsel bir döne· mece gelinmiştir. Ya geleneksel önderlik, ya da prole· teryanın önderliği. Ya milli burjuvazini:G önderlik üze· rindeki tekelinin sürmesine ve sürdürülmesine şu ya da bı1 şekilde yardımcı olunarak yeni yenilgilere ze· min hazırlanır, ya da kurtuluş hareketinde proleter· yanın hegemonyasını gerçekleştirmek için kıyasıya bir mücadele içeriSine girilir. Bu iki yol arasındaki müca· dele Kürdistan devriminin kaderini tayin edecek bir mücadeledir. Bu mücadele, Kürdistan'da devrimci marksizm ile burjuva mllliyetçiliği arasındaki mücadeledir. 210


om te we .c ne w.

ww

Yayloc覺k

Kan覺n '!'

rde kalmoyacokl


om te we .c ne w.

ww

Ahmet

Ballı

Cesaretin ve kararlılığın yoldaşlarına örnek olacaktır. Taşıdığın bayrak elimizde ve yükseklerdedlr. Rahat uyu.


we .c

om

HALKIMIZ At

ww

w.

ne te

30 Mart 1979 tarihinde Kürdistanlı devrimcile rin • Antep halkn.nn çok iyi tanıdığı ve sevdiği yiğit bir ·oleter sosyalist, Ali Yc.ylacık malta> kendisini cApol• diye lanse eden ülkemizde ki ih~et akımı tarafın-· m alçakça ve kalleşçe katiedildL Ateşli bir yurtse~r ve yiğit l?ir sosyalist olan Ali Yaylacık •Apocu" iha.~t akımının katiettiği ne ilk ne de son devrimcidi r. Buc·ovakasyon hareketini n silahlı saldnları sonucu ya.: Llanan ve şehit olan yurtsever ve devrimci unsurlar ~yılamayacak ölçüde çoğaldı. Antep'te Ali Yoldaşın :ı.tlini blr dizi başka saldırı ve cinayetler izledi. Bunu mi provakasy on ve cinayetieri n izleyeceğinden kurr ısu olanlar var mı, bilemiyoru z? Bızim bildiğimiZ iur ki, daha bir dizi devrimci ve yurtsever acımasızca ıtledilecek, bu cinayetier in ardı-arkası kesilmeyec ek-· r. Ali Y o1daş, yakından bildiği bu grup hakkında, gede bıraktığı notlar ıda, cTürk sömürgeci lerinin anlan• diyor ve bu '"Ubu yönlendire n unsurlann ıömürgecilerden göre'; aldıklarını· belirtiyor. Ali Yolış, bu grubun faaliy··' ~erini yakından bilen biri olalk bizzat yaşadığı birçok olayı aktarmaya · vakit buı-· 213


lendirilmişti.

om

muştu. Bu grubu yönlendiren u rı surların sömürgeciler le ve ülkemizdeki işbirlik:çilerivle olan ilişkileri konusunda önemli bilgiler sağlarrL . Öncelikle, saldırı hedefi olarak seçilmesinin nedeni de buydu. Ali Yoldaş, bu grubun içerisindeyke n Hih,an ve İskenderun'da iş­ lenen cinayetlere alet edilmişti. Her iki olayda da, öldürülenlerin ajan olduklarına inandırılımş ve görev-

ww

w.

ne te

we .c

. Hilvan'da, Paydaşlar ve Süleymanlar olarak bilinen iki aşiret arasındaki kavgada, sözünü ettiğimiz grup, Kürdistan'da ki vurucu gücünü Hilvan'a yığarak Paydaşlar hesabına Süleymanlar a saldırdı. Ve Süleymanlardan bir kişi öldürüldü. «Apocu• grubun yöneticileri bu görevin karşılığında bu aşiretin reisleri: ,.Jen CHP Milletvekili Celal Paydaş tarafındEm para ve silahla ödüllendirild iler. Bu olaya alet edilen Ali Yoldaş ise. olay sonrasında, önceden tespit edilmiş buluşma noktasına geldiğinde bu provakasyon u yöneten ve grubun yönetici unsl1rlan olan kişilerin {t,arafımızdan bilinen kişilerdir) arabayla kaçma;,a çalıştıklanna tanık oldu. Kendisi de rakip aşiretin, polis ve jandarmanın saldırısına terkedildL Saldırıya uğrayan a.şi­ rete m~msup ve olayın iÇyüzünü bilmeyen bazı kişilerin koruması sonucu . tesadüfen kurtulmuş­ tu. Bu sırada provakasyon u düzenleyen kiralık kişiler ise biraz evvel sözünü ettiğimiz feodal beyin köşkünde ve ziyafet sofrasında rahat ve huzur içindeydiler. Hem üstlendikleri tertibi başarmışlar ve hem de bu provakasyon a alet ettikleri dev rimeinin kendif!inden ve yaşadığı gerçekten kurtulduklarını hesaplamışlardı. Bir olayın özeti bu. · İkinci olay ise. bugüri, birçok devrimci çevrenin bilızisi dahilinde olan ve fakat üstüne gidilmeyip küllendirilen İskenderun olayıdır. Bu olayda öldürülen ki-·

214


,

cApocuıo

grubun yöneticileri tarafından cajan" olanitelenen ve ·Beş Parça»cılar olarak bilinen grum önderiydi. Bu işe alet edilen kişi ise yine Ali Yaycık'tı. Bu provakasyon da başarı ile sonuçlanır. İç yüinü bilarnediği ve bilinçsizce alet edildiği bu olayda, ~k

Yaylacık, üstlendiği cgörevıoi tamamladığında, aynı ıda ve yerde, makinalı tüfeklerle tarandı. Açılan ateş

m

li

ww

w.

ne

te w

e. co

nucu halktan sekiz kişi yaralanmıştı. Saldırının esas 1defi olan Ali Y oldiii-Ş ise bir önceki olayda olduğu gimucize kabilinden kurtuldu. Kurşunlar ceketini, ~ntalonunu, gömleğini delip geçmiş fakat kendisine tbet etmemişti. Ali Yoldaş makinalı tüfekle kendiıi tarayan k~şi ve kişileri tanımıştı. Bir müddet sonise «İşte arkadaşımıza arabadan ateş edilmiştir,. (Ali ~ylacık) şeklinde propaganda yR 1)t!dığın:ı tanık o1unşaşırmayacaktır. Yani Ali Yoldaş'ı tarayan kişiler ~zat cApocu• g~ ubun yöneticileriyd i. Ali Yoldaş bun'1 isim isim belirtmişti. Ölümden kıl payı kurtularak şadığı bu olaydan sonra Ali Yoldaş'ın bu grubun neticileri konusunda önceden varolan şüpheleri keJeşecek ve bu hareketle organik bağları belirli bir ~e sonra kopacaktır. Geride bıraktığı konuyla ilgili · ııs.nda şunları söyleyecektir : «Yine dikkat edilirse bir taşla iki kuş vurma planı var ortada. Ajanlar bir fiil bu tür olaylarda yer almıyor. Devrimcilere birbirini vurdutturuyo r. Yine Apocu hareketi bu olayda da bir bildiri yayınlayarak, işte Kürdistan devrimcileri ajan temizledi. Bu hareketin içinden ajanlar duramaz. Ve diı!erlerindekini de tesbit ettiğinde cezalandırılır gibi propaganda faaliyetlerini geJiştiriyor. Bu hareketin Kürdistan'a gelmesi ile Kürdistan'da bir provaka.svon tarihi '"''tışıı P"07önündAn kaçınılmaz­ dır. Aslında birçok irili ufaklı örnekler verilebilir. 215


te w

e. co

m

Bu tür şeylerden ziyade bu ajan provakatö rlerin kime hizmet ettiğini, kirr•' xovakasy ona getirdiği' ni gözönünde bulundurr Hk lazım. Durum çok a.çıktır. Apocu hareketi şö; ,.,; bir taktik izliyor: Dev. rimeileri birbirine vurd '.ma, heJkla devleti uzlaştırma, yani sömürge lle sömürgeci leri uzlaştır­ madır. DevrimcilP-rle halkın arasını açma ve halka devrimcile rin anti propagandasmı yaptırtma. Ve böylece provakasy onlar hazırlanıyor, halk devrimlerden nefret ettiriliyor. Bu dönemlerd e Türkiye'de ve Kürdistan 'da bir siyasi bunalım var. Yani birçok grupların olduğu dönem ki, hem Türk devleti birçok provakasy onlara hem de bu grup devrimcili k adına birçok provakasy onlara girişi­ yar. Böylece Apocu hareketi almış olduğu go1·evi yerine getirmiş oluyor.• <Ali Yaylacıkl Evet, Ali Yoldaş kendi sözlerini yukardaki biçimN e va:r ki, tüm bildiklerin i yazmaya vakti olmadı. Canice katledildi. Ali Yoldaş, öJdürti1düğü tarihe kadar •Apocu,. ihanet akımı tarafından sürekli olarak izlendi, bir defasında da kaçırılarak tehdit edildi. Ve kendisine cApocu,. hareket hakkında konuştuğu ve •TEKOŞİN•e katıldığı taktirde öldürüleceği söylendi. Çünkü, o dönemde hareketimi zle bağlantı kurmuştu. Ali Yoldaş, bütün bu saldın ve tehditlere rağmen yılmadı, bir süre sonra da hareketim ize katılarak cesaret ve kararlılık örnekleri verdi. Newrez'da zulme balyaz sallayan Kürt emekçisi Demirci Kawe'nin kızıl bayrağını Antep'te alabildlğine yükseltti. cApocu• ulusal ihanet akımının içerisinde yukarda sözünü ettiğimiz olaylarda bilmeyerek rol aldığı için kendisini affetmiyor du. Bu olayların bağlıyor.

ww

w.

ne

de

216


;kisi sonucu düştüğü bunalımdan kurtulması güç olu, fakat uzun sürmedi. Ne var ki Kürdista n devrimi ğruna sağlam bir politik çizgide kararlı ve inançlı bir ıücadeleye atıldığı sırada, namuslu ve onurlu bir mü:ıdele örneği vermeyi tasarladığı bir sırada kahpece ızağa düşürülerek katıedildL

ww w. n

et ew

e. co

Yoldaş'ın acımasızca

m

ve hunharc a katledilm esi iz Kürdistanlı v.coleterya sosyalist lerine bir gerçeği arpıcı bir biçimde öğretti: Bu gerçek Kürdista n' da ıanetin ulaştığı boyutların vehamet inin kavraml maı gerektiği ve bu ihanet akımına karşı mücadel enin yurtseve r avsaklaiıamayacağı gerçeğidir. Kendisin e e demınci diyen hiçbir grup ya da kişi daha bir dizi .evrimcin in katiedilm esini bekleyem ez. İhanetin üstü<.ı..srrt;r; 1:'"' ··Esine gelmesin i .e yürümek için saldın ıekleyemez. Eğer hıila kararsız ve tavırsız kalmakt a :;rarlı olanlar 'arsa, bu kararsızlığın halka ve devrirıe pahalıya mnlnlac:ğını düşünmelidirler. Tehlike s geçilecek türden değildir, ciddi ve hayati boyutlar a tlaşmıştır. Elleri sürekli olarak yeni bir yurtseve rin •e sosyalist in kanına bulaşan bu alçaklar, bu hain ~ere hain olan uşaklar teşhir ve tecrit edilmelid ir. Sah- · e «devrimc i- maskeler i yüzlerind en sökülüp alınmalı, ıain ve çirkin yüzler ihalka ve devrimci lere gösterilnelidir. Bu devrimci bir görev olarak kabul edilmelilir. Biz kehdi payımıza, alabildiğine militariz e edilmiş m ajan unsurlar a karşı mücadel eden yılmayacağız. )evrimci ler hayatta kalabilm enin teorisini yapamaz ar. Bizler proletery a sosyalistl eriyiz. Sosyalist bir ha·eketi duygusallığın belirlerneyeceği açıktır. Ama, duyrusal olmamak ayrı şıydir, bir bir pusuya düşürüle· ·ek katledile n devrimci lere rağmen duygusu z ve du· rarsız olmak ise ayrı ,ir şeydir. Bu duyarsızlık bizce, Ali

217


ww w. n

et ew

e. co

m

devrim de insan unsur unun taşıd• ı önemi kavra mamakta n ve olup bitenl ere eli kol ':>ağlı bir vaziye tte, alıale gücü ve cekendin de şu ya da bu şekilde rr sareti bulmaksızın teslim iyetten a vnaklanmaktadır. Biz ise her türlü teslim iyetin am a.nsız dü~manlanyız. Bu nokta ya işaret etmem izdeki amaç, sanırız anlaşılı­ yordu r. Biz bu akımı ihane t akımı olarak , prova kasyon çizgis i olarak nitele rken, harek et noktamız, salt katled ilen yoldaşım .z:ın ve daha ne kadar yaşayacağı belirli olmay an, hergü n takip ve tehdit edilen yoldaş­ zın anlarımızın anlattıkları değildir . Bu yoldaşlarımı bildibu i hepsin zin lerimi bildik lattıklarının ve bizim e Sadec . yoktur ı rinin boyutlarına sığdırmanın olanağ yeakla aktarm birkaç olayı anlattık ve bir kaçın ı daha bir tarzda tineceğiz . Ayrıca herşeyi burad a daha açık ndayız. Bizişlemenin de şu an doğru olmadı ğı inancı anlatm ada ya mızı yazma şeyler den daha inandırıcı ir. Ne çıkabil nler isteye Belge mızı bekley enler olabili r. n­ imkanı a m sağla yazık ki, biz istenc. n J.ı den belgel er ha çarmı dan yoksu nuz. Efend ilerind en, uşak laı·ını germe k içiıı bc)ge sai'rla yacak halim iz yok. Aktardığı­ r. mız bilgile r bizce yeterl i kanıtlar sayılmaktadı Bir harek etin niteliğini kavra mak için onun pratik çizgisi ne, eylem inin muhtevasına bakma k, bizim için hem yeterl i hem de doğru olan yaklaşımdır. Buradan harek etle bu grubu n birkaç pratiğine ve devrey e meyen birbaşka etkeni erin girmE:si sonuc u gerçekleşe kaç eylem planına göz atalım: a«Emeğin Birliği'nin 14 Mayıs 1977'de yapac ı boğ­ kana üşünü yürüy to ğı pahalılığı ve işsizliği protes mak için, iki faşistin evini tespit edip sempatizanla r~. izanların bunları öldürü n emri gelme si, fakat sempat a sebep başarısızlı ğı bu miting ten katlia m çıkmamasın ık) olm~ıştur." (Ali Yaylac 218


Ali Yoldaş'tan aktardığımız bu provakasyon planı tep'te ve belirtilen tarihte Emeğin Birliği'nin dütlediği bir miting'e ilişkindir.

gerçek1eştirilemedi.

«Antep'te, 1978'de, Nihat isimli bir dokuma işçisi, evinin önünde «aian" olduğu gerekçesiyle öldürüldü. Aynı aonemde :c:ürekli olarak diğer siyasi grupların Antep'teki yetkili unsurları hakkında ölüm kararları alınıyor­ du. Turk so.lunun devrimci olmadığım, ileri unsurlannın öldürülmesi gerektiğini söylüyorlardı. Cen<:ı?;3 törenlerinde olay çıkartıyor­ duk. Halkı polis'le karşı karşıya getiriyorduk. 1978'de .. Devrimci Yol» grubundan Orta-doğu öğrencisi Selami'nin Cena7c töreninde «Devrimci Halkm Birliği,. grubuııa mensup

w. n

et

2 -

ew e.

n

co m

Bu provakasyonun bir benzeri de, takriben birbu" yıl kadar önce, Tunceli' de, birçok devrimci grubun .ıldığı bir mJ ;:ıg için tasarlanmıştı. Kitle, rrıiting aında toplaştığı sırada, saldırıya geçilecek ve dağı­ caktı. Bu. provakasyonda rol almaları istenen bir: devrimcinin şiddetle karşı çıkmaları üzerine kat-

c ........... )

öldürmek maksadıyla oJay Çl.kartma kararı Olay çıka1·tılacak \e kargaşalıktan yararlanarak adı geçen devrimci öldurülecekti. Grubun yöneticilerinin bu direktifi yerine getirilmecli. Bu görevi biz kendi aramız­ da reddetmi.~tik. Fakat, cenaze töreni dağı­ lacağı sıra oiay çıkartıldı. Polis devrimcilere ateş etti ve · olayda DHB'den Ali isimli bir devrimci öLt.'m1Jdü. Çok sayıda kişi yaralandı, ve tuLıklandı.·

ww

alındı.

219


ew e.

co m

3 -

C•Apocu• ihanet akımının saflarını terkeden devrimciler.> cAntep'te, su deposunr! ı işçiler greve gitmiş­ tL Sendikanın yöm;:_,.ni ·Apocu-lardaydı. 100.000 lira karşılığında, işverenle anlaşılmış ve grev kırılmıştı. Bir işçi arkadaş Apocuları para yemekle suçladı. Aradan birkaç gün geçmeden, bu işçi arkadaş çıksorut'taki evine giderken tarandı ve sakat kaldı. Emeğin Birliği'nden bir arkadaş bunu görüyor. At~ş eden tanıdığı bir Apocu.• ( «Apocu,. ihanet akımının saflarını terkeden devrimciler.)

Kısa

bir süre önce Doğu Beyazıt'ta .. öze : · lük Yolu• grubundan Mustafa Çamlıbel adlı bir devrimci cApocu• grup tarafından katledildi, birkaç ki· , şide yaralandı. . 5 - Diyarbakır'da bir İGD üyesi (grubun ileri unsurlarından oldu,ğu söylemnehte (kitapeı: _;ı e düzenlenen bir saldırıda aynı grup tarafında katıedildL 6 -·- TULi:'"li'de a,vm gnıbı:ı. mensup bir devrimci olan Hasan Kuş öldurüldü. Hasan Kuş'un ağabeyi <ki yine aynı gruba mensuptur) kardeşıni vuranların cApocularıo olduğunu birçok gruba açıklamıştı. Bu yüzden kendisinin de süı~eklı olarak ölümle tehdit edildiğini belirtiyordu. 7 - Diyarbakır'da DDKD'li bir öğrenci «Apocular,. tarafından kendisine yönelik bir SA-ldırıdan sakat olarak kurtulabildL 3 - Muş'ta bir süre önce «Rızgari» grubundan bir grup devrimci yine ·Apocular• tarafından taranmış­

ww

w. n

et

4 -

ıardı.

Hepsini burada 220

sıralamak

mümkün

değil.

Bunlar


ww

w.

ne

te we .c

om

bildik lerimi zin bir bölüm ü. Bilem edikle rimiz de iüh:e genel olaedildiğinde, görüle cektir ki bu akımın hedefi rak yurtse ver ve devrim ci harek ettir. Yukar da bildiğimiz ve hatırladığımız birkaç olayı ğinde anlattık Bilme dikler imiz de bunla ra ilave edildi ehedefl ri kimle ve bu akımın nteliği, neyi amaçladığı yacakalma diği konus unda hiç kimse nin kuşkusunun verler in ve ğı inancındayız Tüm devrim cilerin , yurtse sı için bütamma iyice sini şebeke t halkımızın bu cinaye açık­ lerini bildik tleri tün yurtse ver ve devrim ci siyase çaine birliğ lamay a ve bu ihane t akımına karşı güç akı­ un bu ğınyoruz. Onlar ca namu slu ve dürüs t unsur nlan ve kasyo prova yeni nı, olması alet ma bilme yerek r. Devyoktu yolu başka n yeni cinaye tleri engell emeni daizm sosyal ve krasi rim davasını, bağımsızlık rlemo r. yol<tu ,)ı!.ı . ihanet lerden korumanın başKa vasını etKürdi stan'd a yül;:se len devrim ci mücad eleyi sabote mek isteye n, yurtse ver ve devrim ci kavganın önünd e ciddi bir karşı-devrimci barika t oluşturan bu ihane t tüm yurtakımından yolu temiz. lemeli yiz. Bunu ancak bir idegüçlü sever ve devrim ci güçler in ittifakı ile ve olojik ve siyasa l teşhir kampanyası zemin i üzerin de m:' •nkün görme kteyiz . Bu ihane t akımının tabanındaki uusurların çoğun­ lukla samim i ve dürüs t olduk lan, devrim istedik leri söz inancındayız. Onlar a karşı herha ngi bir kinim iz den bilme gruba bu etle konus u olama z. Burad an harek alet olmuş tüm yurtse ver ve devrim ci unsurları yapı­ stan devrilanların muhas ebesin i yapm aya ve Kürdi mücad ele çıkarlannın ulusal ve demok ratik mının cephe sini dağıtmakta, onu dinam itleme kte değil; sömürge ci devlet in ve işbirlikçilerinin birlikt e kurdukları sömür ge tuzağını dinam itleme kte yattığını görme ye çağırıyoruz.

221


ww

w.

ne

te we .c

om

Kürdist an devrimi kritik bir dönemd en geçiyor . Sömürg eciler ve işbirlikçileri .. ı:.,; lücülük · demogo jisi ile halkımıza yönelik yeni kat.ı a.mlar tezgahl amakta lar. Bütün bunların bilincin e V<... rm anın ve bu ateş ve ihanet çember ini kırmanın tam zamanıdır. Bu grubun tabanındakı tüm yurtsev erleri kendilerini çıkınaza ve ihanete sürükle yen. devrime ve halka düşman safiara çeken yönetici durumu ndaki ajan cnsurları kendi kaderle riyle başbaşa bırakmaya, onlardan ellerini çekmey e çağırıyoruz. Bu namusl u ve onurlu bir çaba olacaktır. Bu çabayı ertelem ek, yukardan gelen haskılara boyun eğere k sinmek. korkma k, devrimc ilere yakışmaz. «APOCU • grubun teorisin in biraz evvel açıkladığı­ mız ihanet çizgisin in teorisi olduğu görı..i.lmelidir. Kürdistan'd a yurtsev er ve devrimc i hareket i saldırı hedefi yapmak için, ve bunu meşru gösterm ek için •ajan• demago jisine sarılan ; baş dilşma ı olcırak, tümünü · ajan• olarak ilan ettiği Ulusal ve De!'"",okr atik Mücadele Cephes ini tespit eden; sömürg e ve yarı-feodal bir ülke olan Kürdbte:wı du devri- in güvenil ir bir müttefiki olan küçük-b urjuvaz iyi karşı-devrimci olarak niteleyen bu teorinin adı provaka syon çizgisin in teorisinden başka birşey olamaz. Bu teori, pratiğini yacıa­ dığımız ve giderek vahim boyutla ra ulaşan ihanet çizgisine bilinçli olarak giydirilmiş uydurm a bir teoridir . İşte dünya devrimc i pratiği. İşte An go la. İşte UNİT A, işte FNLA. «Apocu,. olarak bilinen bu karşı devrimc i akım genel olarak devrimc i demokr at güçleri özel olarak da marksis t-lenini st hareke ti saldırı hedefi olarak seçti. Özellikl e TEKOŞİN'e saldırınaları nedensi z değildir. TEKOŞİN bu grubun tabanm da yankı bulan hemen hemen tek hareket oldu. Kısa zamand a dağılacağını ve 222


provakasyonlarının önleneceğini

anlayan bu ihanet a-

kımı var gücü ile saldırıya geçti. Önce TEK OŞ İN' e ka-

için Ali Yaylacık'ı katletti. Arkasından TEKOŞiN'le bağ kuran birkaç devrimeiyi daha. Kendilerinden ayrılıp TEKOŞİN'e katılan diğer tüm devrimci unsurları da sürekli ölümle tehdit etmektedir. Tabanmda TEKOŞİN'e duyulan sempatiyi yok etmek için sanldığı tek yöntem karşı-devrimci zordur. Bütün saldırılarına rağmen hareketimizi istediği alana çekmeyi başara­ mayacağını anlayan bu provakasyon hareketi giderek bulroadıkça zorbalığını

te we .c

azgmlaştı. Saldırılan karşılık

om

tıldığı

w.

ne

sürdürmeye devam etti. Devrimciler karşı-devrimci zor'un egeme nsınıfların ve uşaklarının can çekiştikçe iyice sarıldıkları bir silah olduğunu iyi bilirler. Zorba1 lıktan korkumuz olsaydı dön si..ımur 6 ed · e>dete ve iş­ birlikçilerine, da.h::sı arkalarındaki emperyalizme meydan okumazdık TEKOŞİN'i yok etmeyi başlıca görev olarak kabul eden bu provakasyon akımının zorbalığı ağababalarmınkinin yanında bir hiçtir. Bizi halkımızın kurtuluş davasına dört elle sarılmaktan dünyada hiçbir güç caydıramaz. Sömürgeciler ve işbirlikçileri alaP-<! '"'ir değil bin «Apocu .. hareket de sürseler nafile. Bu ltıücadele azmi ve kararlılığımızı daha bir biler, o kadar. Apocu ihanet akımı dünyada ki benzerlerine bakıp akıbetini kestirebilir. Halka ve devrime ihanet cezasız kalmayacaktır. Hesap, mutlaka sorulacaktır.

ww

ÖNEMLİ BİR

NOT

bir süre önr:e Ankara'da «Apocu» ihanet akı­ mından ayrılarak hareketimizle ilişki kuran Mehmet Uzun yine ·Apocu• polis çeteleri tarafından katıedildL Ve son anda (20 Agus'>:;s 1979) Antep'te hareketimizin 'IMET BALU'nın da bu karşı-­ yiğit bir militanının, kurularak şehit edildiğini duypus--, devrimci çetelerce Kısa

<

223


te we .c

om

zamanıdır. duk. Fazl a söze gere k yok. Söz clr ~ il eyle m varlığımıza Hare ketim izi topt an imha yı ve örgü tsel larla müson verm eyi ama çlay an •Apo.:u• ajan karşı iliğe geric cade leyi sömürgeciliğe ve yr,rli yor görü ak müc adel enin ayrılmaz bir parçası olar ura­ başv ve karşı-devrimci zora karşı, devr imci zora okra t ve sos yalis t güçl ere cağımızı tüm yurt seve r, dem ksis t-Le nini st hare keduyurmayı göre v sayıyoruz . Mar ve irade siyte, hare ketim ize }{ arşı söm ürge ciler in izni u bir sameşr Bu le açılmı ş bu savaşı kabu l ediy oruz . ihan et akımı ile müvunmadır. İlave edel im ki, «Apo cu" ü kabu le cade leyi korkaklık ve yılgınlıklarınd a n ötür sözd e tarafsız kalm aya çalışan mill iyetç i yanaşma y an,

ve opor tüni st

akımlarm

da

yakasım bırakmayaca~. ,; .

ne

KAH ROL SUN APO CU AJA NLA RI KAH ROL SUN iHA NET AKI MI ! KAH ROL SUN P ASİFiZM! Y AŞASIN MÜC ADE LEM iZ! YAŞASIN MARKSİZM-LENİNİZM!

ww

w.

de dağıt­ Not: Har eket imiz in bir süre önce Tun celi' ının bugü ne kada r giztığı bildi ride Apo cu ihan et akım eleri yle açık­ li kala n bir dizi cina yeti kam uoyu na belg ğimiz bildi ride yer alan lanmıştı. Bu yazıda sözü nü etti Bir başka yerd e bütü n açıklamalara yer vere med ik. mekteyiz. bu cina yetle ri topl uca açıklamayı d üşün

224


ew e. co

m

7. BÖLÜM ÇİN DEVRİM DENEYiNE KISA BiR BAKIŞ

Devrimci Teori, dünya devrimci

pratiğinden çı­

ın derslerin bir sentezidir. İşçi sınıfı bilimini kendi

kelerinin somut koşullarıyla yaratıcı bir tarzda birdevrimi gerçekleştiren partilerin izledikleri eolojik-teorik hattı bilmek ve bu partilerin değ~şik >şullar altında ne tür bir tutum aldıklarını incelemek dukçq, önemlidir. Sömürge bir ülkenin marksistleri arak kendi ülkemizle az çok benzerlik taşıyan sömür~!eri ve yarı-sömürgeleri incelemek ise daha çok önem şır. Bu ülkemizin toplumsal, ekonomik, siyasal ve tah.sel özellikleri ile daha az benzerliği bulunan deneyrin dikkate alınmaması demek değildir, e.ksine bunrla birlikte benzer ülkelerin deneylerini irdelemeye ;ırlık vermek anlarnma gelir. Bu tecrübelerin doğru r tarzda özümlerrmesi marksist-1eninist teorinin ül~miz somutunda bağımsız ve yaratıcı bir tutumla ha'·ta. geçirilmesi bakırnından gereklidir. doğmatik bir ~klaşımı benimseyerek kendi gerçeğimizi şu ya da t ülkenin devrim teorisine göre prosküst yatağına ya-

ww

w. n

et

ştirerek

225


ğil.

ew e. co

m

tırmak için değil. Bilmeliyiz ki, başka ülkelerde devrimci olan bir teorik çizgi, ba;,rl:a bazı ülkeler için olduğu gibi benimsenirse devr iır ci niteliğini yitirir, ihtilalci özünü kaybeder. Çünkli, kural olarak her ülkenin gerçekleri farklıdır. Dole ~·ısıy la bu gerçeklerin çö zümlenmesinden çıkmış olan teorik çizgilerde farklıdır. Birbiriyle tıpatıp benzer olan iki ülke ya da toplum bulmak mucize yaratmak gibi birşeydir. Devrimciler de mucizeler yaratmak peşinde koşmazlar, bu görevi doğmatiklere, her renkten oportünistlere bırakır ve kendilerini bu tür yüklerden azat ederler. Dünya devrimci pratiğini incelemek, kendi ülkemizin devrimini zaferle taçlandırmak için, onlardan yararlanmak açı­ sından zorunludur. Şablonlar arayıp bulmak için de-

et

Bu anlayıştan hareketle Kürdistan ile az çok benzerlikleri olabilen bazı deneyleri -Çin, Vietnam,- kı­ saca da olsa özetlemeye çalışacağız . Çin devrimini özetiernekle başlıyoruz. ı. ÇİN'İN TOPLUMSAL-EKONOMİK Y APlSI

w. n

Çin, ilkel komünal, köleci toplum ve feodal toplum bir ülkedir. Çin'de feodalite çağı üç bin yıl gibi uzun bir tarihsel dönemi kapsar. Çin, feodalite dönemi boyunca sayısız köylü ayaklanmalarına tanık olmuştur. Bu köylü ayaklanmaları feodal sınıfıara güçlü darbeler indirrniştir. Ne var ki, bu güçlü darbelere rağmen feodalizm kesin olarak yıkılama­

ww

aşamalarını yaşamış

mıştır.

Feodal Çin toplumunda 19. yüzyıl ortalanna kadar önemli bir değişme olmamıştır. Ancak, serbest rekabetçi kapitalizm çağı olan 19. yüzyılda sömürgeler ve yan-sömürgeler üzerindeki rekabet yoğunluk kazan-

226


dığında

ww

w. n

et ew

e. co

m

Çin oldukça geniş toprakları zengin hamrnadde luqnakları ve dünya nüfusunun önemli bir bölümünü oluşturan insan gücü potansiyeli ile sömürgecilerin göz koydukları bir ülke konumundaydı. Bu yüzyılın özellikle ikinci yarısında dünya pazarları üzerinde şiddetlenen rekabet kendisini en şiddetli biçimde Çin'dede gösterdi. Böylece Çin, başta, 19. yüzyılın en büyük sömürged devleti olan, İngiltere olmak üzere sırasıyla Fransa, Japonya vb. gibi kapitalist ülkelerin sömürgeci saldırısına uğrad1. Bu ülkelerden önce baş­ ka bazı halklar CHunlar, Moğollar, Mançuryalılar gibi) tarafından istila edilmekle beraber Çin'in sosyo-ekonomik ve sosyo-politik yapısı bu halkların yönetiminde eski durağanlığını korudu. Çünkü, bu kabile ve halk ların hegemonyacılığı feodal karakterde idi ve bunların egemenliği eski feodal yapıyı olduğu gibi korudu. Ancak, Batı Avrupa'nın sömürgeci kapitalist ülkeleri ve Japonya'nın ülkeye girmesiyle durum değişti. 1840'da İngiltere'nin başlattığı Afyon Savaşı ile başlayan süreç Çin'de meta üretiminin ve kapitalizmin hızla ge: liştiği bir süreç oldu. Çin adım adım yan-sömürge ve yarı-feodal bir toplum haline geldi. Elbette ki, Japonya ve 3. Avrupa'nın kapitalist ülkelerinin zorlaması olmasaydı Çin'de meta ekonomisi kapitalist meta ekonomisine kendi içsel gelişimi sonucu daha yavaşta olsa dönüşebilecekti. Kapitalist ülkelerin baskısı bu süreci hız­ landıran bir dış faktör oldu. Sözünü ettiğimiz kapitalist ülkeler Çin'deki egemenliklerini pekiştirrnek için çok çeşitli (iktisadi, askeri, siyasi, kültürel) baskı yollarına başvurdular: ı

-

Çin'e karşı sayısız saldırı savaşlarını baş­

lattılar. Doğrudan silahlı müdahale yoluna başvurdu­ lar. 1840'da İngiltere'r~ :,, başlattığı Afyon Savaşı, 1857'de İngiltere ve Fransaı ın ortaklaşa başlattıkları savaş,

227


ww

w. n

et ew

e. co

m

1884 Çin· Fransız savaşı, 1894 Jı:ıpon saldınsı, 1900'de sekiz empery alist (Portek iz ha<ç> ülkenin başlattığı &avaş vb. 2 - Çin'i kendi aralarındr, rı~1fuz alanlarına böldüler. Ve onu ortak sömürge lE". ciurumu na getirdil er. Bir takım haksız ve eşitsiz antlaşmalar imzalam aya zorladılar. Örneğin, Çin mahkem eleri yabancı ülkelerin vatandaşlarım yargılama hakkına sahip değildi. Kara, deniz, hava iisleri kurarak ülkede askeri denetim lerini sağlamaya çalıştılar. 3 - Çin'in gümrüğünü, dış ticaretin i, ulaşımını vb. kontrol altına aldılar. Onu kendi sanayil erinin ürünleri için geniş bir tüketim pazarı yaptılar. 4 - Çin'in hamma ddelerin i ve ucuz emek-g ücf'nü yerinde değerlendirmek, sömürü yü daha da yoğunlaş­ tırmak için birçok yatırımlar yaptılar. 5 - Sömürü lerini kolaylaştırmak için ülkeyi bir ağ gibi saran, • ... bir kompra dor ve tefeci-t üccar sömürü şebekesi kurdula r.• 6 - Çin Hüküm etini borçlandırarak, bankala r kurarak ülkenin maliyes ini tekeller ine aldılar. 7 - Kendi yaratıklan olan kompra dor burjuva ziyi ve feodal toprak ağası sınıfını chakim iyetleri nin temel direği haline getirdil er.• 8 - Çin'dek i karşı-devrimci yönetim i militari ze ederek halk hareket ini bastırmaya ve ülkeyi kontrol etmenin bir başka yolu olarak savaş ağaları arasın­ daki savaşlara süreklil ik kazandırmaya uğraştılar. 9 - Empery alist kültür politika si ile halk yığınla­ nnın bilincin i zehirler neye ve ülke aydınlarını kendilerine kölece boyun eğen unsurla r olarak eğitme yoluna gittiler. 10 - •18 Eylül 1931'de n bu yana Japon empery alizminin Çin'i geniş çapta istilası, yarı-sömürge Çin'in 228


ww

w.

ne te

we .c

om

büyük bir kısmını bir Japon sömürgesi haline getirdi.,. CSE, cilt: 2, s. 311) Notı Yukardaki sıralamada <SE, cilt: 2, s. 311) 'deki sıralama izlenmiştir. Emperyalizm bir ülkeye genellikle o ülkedeki hakim ve sömürücü sınıflarla ittifak kurarak girer. Bu nedenle gerici b;:;: ittifak içerisine girdiği hakim sınıf­ ıann varlığının temeli olan kapitalizm-öncesi ilişki ve sömürü biçimlerine dokunmaz, aksine onları korumaya ve devam ettinneye çalışır. Emperyalizm Çin'de de bu kurala uymuştur. Emperyalizm, Emperyalizme bağımlı komprador kapitalizm ve feodalizm üçlüsünün oluşturduğu gerici üretim ilişkileri yani yarı-sömürge ve yan feodal yapının üretim ilişkileri Çin'de yeni üretici güçlerin gelişmesi önündeki engellerdi. Emperyalizmin ikili bir yönü vardır. Bir yönüyle Lenin'in belirttiği gibi girdiği ülkede kapitalizmi hızla geliştirir. Fakat, bu yönü onun esas yönü değildir. O esas olarak kapitalizınirı geliş­ ınesi önünde engeldir. Bu noktayı Mao, şöyle anlatır: •Çin'i istila etmekte olan emperyalist devletlerin amacı .•ıiç de feodal Çin'i kapitalist bir Çin .haline getirmek değildir. Tam tersine, amaçları Çin'i kendi yansömürgeleri ya da sömürgeleri baline getirmektir.• CSE, cilt: 2, s. 310). Çünkü, emperyalizm 'asalak', 'can çekişen' kapitalizmdir. Ve emperyalizmin sömürge ve yr rı-sömürgelerde geliştirdiği kapitalızmin de esas biçimi bu türde!"ı bir 'asalak' kapitalizmdir. Yani, 'kampradar', 'işbir1lkçi' ve 'tekelci' kapitalizmdir. 'Tekelci'.dir, çünkü emperyalizm ay nı zamanda ve esas olarak 'tekelci kapitalizm'dir. ' ,;e Lenin'in belirttiği gibi, o, kendisinin bu tekelci ' ')iatını yan-sömürge ve sömürge ülkelere de taşır. F . ıt, bütün bunlara rağmen emperyalizm milli nitelli · bir kapitalizmi de yaratır. Bu 229


w.

ne te

we .c

om

milli kapitalizm emper;ali;;:min J feodalizmln baskısı altında yeterir.ce gelişemez. C k~ ra k terize eden iktisadi ve siyasi bakımdan h oluşudur. Nitekim, Çin'deki milli kapitalizm'de bö. :~,e zayıf ve cılızdır . .Fakc:.t, Çin kapitalizmi özellik]( . r ;nci emperyalist fjavaşta, birbiri ile dalaşan emper::, o:llist ülkelerin baskısı nisbeten hafifleyince fjtsattan Ltifade tu:· ı alanlanJa gelişti. Kapitalist ve emperyalist ülkelerin agır baskısı altında, 19. yüzyıh1 son çeyreğinde doğup gelişen Çin milli kapitalizmi Çin'deki kapitalizmin hakim biçimi olamajı. Çünkü, emperyalizm ve kampradar kapitalizmi ile uzlaşmaz bir çelişki içerisindeydi. Empe:ryf'.list burjuvazi, emperyalizme bağımlı kampradar burjuvazi ve yerli feodal güçlerin Çin :r 'kına karşı kurdukları gerici it rif ak. başlangıçta yarı­ sömürge ve yan-feodal ve 1931'den itibarende sömürge (Japon işgali altındaki Çin); yan-sömürge (Goomindang yönetimi altındaki Çin) ve yan-feodal yapı­ yı 1949'a kadar korudu. Kapitalist ilişkilerin gelişmesi ile aşınan eski feodal toplum yan-feodal topluma ve bağımsız Çin yan-sömürge ve sömürge Çin'e dönüş­ müştü. Sosyo-ekonomik ve sosyo-politik yapıdaki değişiklikler, Çin devrimine kadar bir yönüyle bundan ibaretti. 2 --- ÇİN'DE ULUSLAŞMA ve ULUSAL HAREKETLER

ww

Çin, 19. yüzyılda kapitalist ilişkilerin gelişimine pandel olarak uluslaşma sürecine girdi. Çin ulusunun oluş;m1ll 19. yüzyılın son çeyreğinde lıız ,,a.zandı. Çin'de u!uslaşma kapitalist üretim lUşkileriııin gelişmesine Pl'ı·aJel bir şekilde yürüdü. Bu açıdan Batı Avrupa'daki u' ı<;l:,;.::;ma süreci ik LıE:nzc:·lik :· ~·, '·ar Id, Çin'de • \\; upa C:T~eğinde o~du~~u L·i Cıu :~>.. ~>.__,trı esas örı-

dt>ı;

., ::

f'f"endi.~J- ınii1I

!

J~aıcr. Y~:ı:-·Jur.

:::~sı ~leğildi.


ww

w.

ne

te we

.c om

Çin, tarihinde sık sık yabancı halkların ve !mbile~ lerin saldırısına uğradı ve onların egemenliği altına girdi. Çin halkı, bu yüzden, yabancı tahakküm üne karşı ulusal mücadeley e atıldı. Güçlü köylü isyanlannın darbelefi altında 1644'de Çin'deki Ming sülalesJnd en olan hanedan devrilince, köylü ayaklanmalarını ortaklaşa ezmek için Mançuryalılara ülkesini işgal etmeleri için davetiye çıkard!. Böylece Çin 17. yüzyıl'da Mançuryalıların egemenliği altına girdi. Ülkeyi, Pekin'i yönetim merkezi yapan MaEçuryalı Çing hanedam yöl1et.ti. Ülke 1912'ye kadar Mançuryalılann egeme:rıli­ ~inde kaldı. Çin halkı Mançuryalılara ve hanedanla :ı.na karşı yurtsever direniş hareketler ine girişti. Bu ılusal mücadelel eri yönetmek için bir takım örgütlenneler, çeşitli adlar altında sayısız dernekler oluştu­ ·uldu. Ancak, bu ulusal hareketler geleneksel feodal deolojinin ve elinin kuvvetli etkisi altındaydılar. Diniel ideolo~i.nin etkinliği ulusal örgütlere verilen isimere bile yansırmştır. (Gökyüzü Derneği', 'Tanrıya badet Derneği' vb. gibL~ 19. yüzyıl boyunca ve 20. yüzyıl ha:;lannda bu ulu~ ı ı. reketlerin önderliği Çin'de o:ŞENŞİ:-h denilen, i.,. c;-el Çin Feodallcri» , ". aydın ve okumuş Çin feodaleri .. nin elindoydi. Çinli feodal unsurların yönlendird i;i bu ulusal hareketler Mançuryalı yabancı baskısını ·e egemenliğini hedef alıyordu. Fakat, sömürgoci ka~ ıitalist ülkeler her seferinde hanedan·~ .. doğrudan yarırnma koşuyordu. Afyon Savaşlan olarak bilinen saaşlarda (ilk:· 1840-42, ihncisi; 1856-1860) İngilizlere; 'ransızlara (1B84-85l ve Japonlara (1804-95) karşı ulual ayaklanm alar oldı: <>.. t ulusal ayaklanmaların önerleri, belirttigirn iz g,: ;in'li feodallerdi . Çünkü, moenı toplumsal sınıflaı illi burjuvazi ve proleterya enüz çok cılız ve t·.ı rsketlere önderlik yapabile231


Halkın Refahı".

.c om

cek örgütlenmeden yoksund u'ar. Milli burjuvazi 19. yüzyılın sonlarına doğru ant ' odal ve anti-emperyalist ayaklanmalarda ıol ayna Hareketin önderliğini ise ancak 20. yüzyılın başlaru JEl. ele geçirebildi. Çarlık Rusyası'ndaki 1905 devriını .. Asya'nın uyanışı dönemini•, sömürge ve yan-sömurge ı.ilkelerde burjuva demokratik devrimler dönemini açmıştı. Bu devrim Çin milli burjuvazisini de oldukça etkilemişti. Çin n illi burjuvazisinin Ct;vrimci-demokrat kanadının temsilcisi olan Sun Yat-Sen 1905'de ·Üç halk ilkesi• olarak bıli­ nen ilkeleri açıklıyordu: ·Milliyetçilik, Halk iktidarı,

ww

w.

ne

te we

1894'de Sun Yat-Sen önderliğinde kurulan .. c· 'p, Yeniden Doğuşu İçin Birlik· adlı örgüt (ki bu örgüt 1912'de feshedilerek 'Ulusal Parti' (Guomindang'ı) kurulmuştu) Mançuryalılann egemenliğinin devrimci yollarla yıkılmasını savunuyor ve hanedanla uzlaş­ mayı reddediyordu. 1905-7 tarihindeki Amerika'yı protesto ve 1908'dekı Japonları protesto eylemleri Çin milli burj uvazisinin önderlik ettiği eylemlerdi. Bu eylemler yabancı sermayenin ayrıcalıkla.rına karşı yapılmış eylemlerdi. 1911'deki ayaklanmada ise Mançurya hanedam devrildi ve Cumhuriyet kuruldu. Sun Yat-Sen başkan­ lığa seçildi. 1911 Devriminin önderi de •küçük burjuvazi ve burjuvaziydi." Bu devrimde Çin Proleteryası, «bağımsız bir sınıf gücü olarak siyaset sahnesine çık­ mamış, fakat devrimde sadece küçük burjuvazinin ve burjuvazinin takipçisi olarak yer almıştı" diyor Mao. 1911 Devrimi burjuvazinin tek başına önderlik ettiği son devrim oldu. 4 Mayıs 1919 devrimci hareketinde ise burjuvazi, önderliği, proleterya ile ilk kez olarak paylaşmak zorunda kaldı. 4 Mayıs Hareketi Çin devrimci savaşında bir moment noktası oldu.

232


ı

-

IngtıL: sömürgeciliğine karşt Afy,;:ı Sasaşlan

2. -

.c om

Mao, Çin'f:Pk i burjuva demokr atik devrim sürecinin 1840 Afyon Sava.şı ile birlikte şekillenmeye baş1a­ dığını ve bu sürecin kendi içinde bir dizi aşan"'? ~-~ı ı:iy­ rılarak incelenm esi gerektiğini belirtir. 18'iO-HW l arasındaki yüzyl~' ::c bir dönem ikapsay an bu devrimci süreç şu aş,~malardan geçmiştir:

Tayping İlahi KraHıgı Savaşı Çin-J::ıpon Savaş.i

4 -

Reform Hareke ti

{1850-18 64) (1894)

(1898)

ew e

3 -

verilen

(1840-42 /1856-60 )

5 -

Yi No fuan Hareke ti

( 1900)

6 7 B -

1911 Devriin i 4 Mayıs Ha~ekcti

(1919)

10 -

w. n

ll -

et

9 -

Kuzey U924-27 ) Toprak Devri ·'1i Sa va ş ı ( 1927 -37) Japony a'ya Kcı.rşı Direnm e Savaşı ( 1937-45) Üçünr:i.i Savaş Döncn·d 0946-4[! )

ww

Bir bütün olarak sürecin nitcl bütün aşamalarda aynı kalmıeıt!r. Yani bütün ;,..<Ş[L c•;:;.iar burjuva -demokrati k devrim niteliği taşırlar. Her aşamada ortak hedef cyabn.d ı rlüşmanlan kovmak ya da mevcut şart­ lan değişti mekı. olmuştur. Ancak, bu ortak çizgiler in yanısıra, her aşamay! h :- sonraki nden ayırdeden özgül yanlar da vardır. HW ırdan itibaren burjuva -demok ratik hareket in öndei 19. yüzyıl sonlarına dek esas olarak feodal unsu:-lc.c ı. iken, 19. yüzyıl sonlann ve 20. yüzyıl, baş1arındtl :::.nderlik milli burjuva ziye geçmiştir. Mao, Çin'de gerçek anlamd a, « ... empery alizme 233


ww

w. n

et

ew e

.c om

ve feoda lizme karşı burju va demu \ratik devri m Dr. Sun Yat-S en tarafından başlatılmı~ ' ır ... • deme ktedir . Çünk ü, bu dönem boyun c, ıurjuva demo kratik devri m daha açık ve net bir n dik kazandı. Anca.k, n milli burju vazi de empe ryaliz mlll ve yerli feoda lizmi hakim iyetin i yıkmayı başaramadı. Bu görev i ar,.-:ak prole terya yerin e getire bilird i. 4 Mayıs 1919 Devri mci harek ette proleteryanın etkile rinin görül meye başlan­ madan önce bir dığı ilk devri m C'''lu Bı..-....kısmı bağla nokta ya dikka ti çcl~mekte fayda var: Ülkem izde kimi ulusa l hareakımlar, 19. yüzyıl hatta 20. yüzyıl'daki bulm aktayanlış rneyi nitele k ketler i «ulus al• olara n öncül üetleri harek lar. Buna dayan ak olara k da, bu larda olunsur günü n mode rn sınıflarda değil , feoda l 1 Ar. Bir başka gerek çeleması gerçeğini göste r·mek tedir ori de bu harek etleri n kapsamı'1a iiişkındir. 'Ulus al' da çapın ülke cle[;il rel y~ "' etlerh labilm esi için bu harek hatırlatıyoruz; olması gerekirmiş (!). Yeri geluig i için etler hem harek Çin'd e 1840' lardan itibar en başlayan mode rn toplu msal sınıfların, yani prole terya ve burjuvaz inin önderliğinde değildi hem de tüm Çin'i kapsayan boyu tta değillerdi. Bu harek e tler 'Şenşih' üyel lerini n, yani feoda l unsurların yönet imind e ve feoda n heme gibi ideolo jinin kuvve tle etkisi altında oldukları hepsi olduk ça 'yerel ' bo} utlard a idiler . Ama bu durum Maa'n un bu harek etleri devri mci ulusa l harek etler, burju va-de mokr aÜk harek etler olara k nitele mesin e en gel olmamıştır. Mao şöyle diyor: «Çin halkının milli devri mci müca deles1 1840 Afyon sa Tfl ' mdan itibar en sayar sak yüzyıl , 1911 Devri mind en itibar en sayar sak otuz yıl süren tarihe sahipt ir.'" (SE, cilt: 2, s. 314, Arae a ncak 1840'lık-1939). Ve Çin'd e kapit alist ilişkil erd Bu çevre le-ir. larda n sonra ortay a çıkıp gelişebilmj, rin esas yanılgısı şudur: Onlar , B. Avru pa ü lkeler in234


Kürdistan'da araAvrapa'da uluslaşmayı köstekliyen feodalizme, feodal hakim sınıfıara ve yer yer yabancı kökenli hanedanlam karşı verilen mücadelenin başın­ :ia burjuvaziyi gördüklerinden, Kürdistan'daki hareketlerin başında da burjuvaziyi aramaktadırlar. Bu hareketlerin ÖllLL.Je ne burjuvaziyi ne de proleteryayı bulamayınca onları ulusal olarak görmemektedirler. Dolayısıyla Kürdistan bütününde bugüne kadar Lilusal hareketlerin görülmedif;ini devrimci-demokr at nitelikte hareketlerin yer almadığmı, Kürdistan'daki llk devrimcilerin de (!) ve ulusal hareketi başlatan­ ların da bizzat kendileri olduklarını söylemektedirler. Bu ölçüde komik iddialan ancak Kürdistan gerçeklerini bilmeyenler ve sağlıksız kafalar ileri surebilir. :ieki

uluslaşma süreemın tıpkısını

3-

et ew

e. co

m

maktadırlar. Batı

EKİM SOSYALİST DEVRİMİNİN ÇİN'DEKi

YANKILARI

ww w. n

Birinci emperyaljst ünya .savaşı ve özellikle de l917 Ekirrı Sosyalist devrimi insanlık tarihinde köklü ::leği"'klikler yapmış, yeni bir çağın başlangıcı olmuş­ :tT Hu çağ ulusal kı;:'tu 1 ış ve sosyalist de,rimler çağı­ :lır. Ekim dev jmi t. 1l1 dünyada, özellikle dn sömürge ;re yarı-sömürge üll~elerde büyük yankılar yapım;,tır. sa~.· •n ulL;sHl tioEskiden sadece Avrupa'ya :j1u.sla.r ·ve_ .$_Ç>sr~ru~e :-unun alanı genişledi ve ulusal :nı:u:geler genel sorunu h.:;l;ne geldi. Eskiden ıılusal ~un burjuva .' ·:ıfların kendi aralarındal\i bir savaş so:-unu, pazar sorunu iken, emperyalist savaş ve Ekim ievrimi bu durumu değiştirdi ve ulusal sorunu emperf"alizme karşı savaş sor:nu haline getirdi. Eskiden bur:uva-demokratik devr !erin bir parçası olan ulusal mrun, artık bu eski tir-: · burjuva devrimierin bir par;ası değil sosyalist dü;,ya devriminin bir parçasıdır.

so-

235


empery alist dünya savaf]ı ve Ekim devrimi ile birlikte ulusal sorunun muhte\ ... sı değişti. Eskiden burjuva demokr a ..... ;: devrimi n öncü sınıfı burjuva zi idi. Ve burjuva ziin önderliğindeki devrim kapitali st bir toplum unun ve kapitali st tipte bir dev~ letin kurulması ile sonuçlanıyordu. Emekçı halk yığın­ larının kazandığı zafer sayesin de burju\a zi kendi sı­ nıf diktatörlüğünü, burju va-<Hkttörlüğünü gerçekle '7tiriyordu . Oysa, empery alist savaş ve Ekim devrim ile birlikte , artık, burjuva demokr atik devrimi erin öncüsü prole teryadır. Ve proleteryanın öncuüig ündeki demokr atik devrimi n sonucu nda kuruıan toplum ve devle• lvı~ pitalist nitelikte değil, yeni ti )te bir toplum ve yeıu npte bir devletti r. Proleteryanın hegemonyasında, proleY3. ve müttefi klerinin ortak dıktatörlüğü altındaki Demokı·atik Halk Diktatörlüğü. Demok ratik halk dikt[•törlüğü henüz proleter ya diktatörlüğü değidir. Ne var ki bu, prolete rya diktatörlüğünün özgül bir biçimid ir ve belirli bir süreç içerisin de prolete rya diktatör lüöncülüğündeki ğüne dönüşür. Çünkü, proleteryanın ilk adımdır ve n devrimi iz kesintis devrim, atik demokr dönüdevrime t sosyalis sızın uğramak hiçbir kesintiy e devrim t sosyalis görevi n şecektir. Demok ratik devrimi için şartları hazırlamak ve yolu açmaktır. Kesintis iz devrimi n bu ilk adımı nitelik olarak burjuva -demok ratik olmasına karşın, o, dünya proleter~sosyalist devriminin ayrılmaz bir parçasıdır. B~gı-nlı ve sömürg e ülkelerd eki devriml er, sosyalis t sistem ve kapitali stempery alist ülkelerd eki işçi sınıfı hareket leri ile bir bütün oluşturur. Artık burjuva -demok ratik devrim eski tipte değil, yeni tipte bir devrimd ir. Mao buna, Yeni Demok ratik Devrim diyor. Empery alist savaş ve Ekim devrimi ile birlikte or-

ww w. n

et ew

e. co

m

Kısaca

236


ew e.

co m

Lya çıkan bu değişikliklerin Çin'deki devrimci hareeti etkilerne mesi düşünülemezdi. Denilebil ir ki, bu eğişiklikler daha somut ve belirgin olarak Ekim dev:minin toprağına .komşu olan Çin'de yankılandı. Bu:ıdan hareketle , Mao, Çin'de 1840 Afyon savaşı He haş­ Lye.n burjuva- demokra tik devrim sürecini iki ayrı sü::ıce bölerek değ .01 l,•ndiriyo r: Emperya list savaş ve 1917 Ekim devrimin den ı nceki süreç. Bu süreç eski tipte demokra tik devıim mıflamasına da h il olan süreçtir. 2 - Emperya list savaş ve Ekim devrimi sonrası­ a tekabül eden demokra tik devrim süreci. Bu süreç, :in'de 4 Mayıs 1919 devrimi ile başlar ve 1949 Devrimie kadar sürer. Bu Yeni Demokra tik Devrim Süreci'ir. Çin'deki yeni süreç daha kesin olarak 192l'de Çin :omünist Partisi'n in kurulmasıyla başlar. Bu sebeple 1ao, Çin burjuva-c lemnkrat ik devrimin in geçirdiği şamaları tahlil ederken .)öyle diyor:

w. n

et

-Fakat onları bitbiri··ı<.ien ayıran en önemli özellll•, Komünis t Partisi'n in doğuşundan öneeye mi. yoksa sonraya mı rastladıklarıdır.,. <SE, cilt: 2, s. 2~0)

4 Mayıs 1919 devrimi proleteryanın önemli bir rol

fakat yine de milli burjuvaz inin önderlik etti·i son devrimdi . Çin Komünis t Partisi' nin kuruluşuyla ,aşlayan süreçte yer alan devrimle r ise proleteryanın ncülük ettigi, burjuvaz inin ise belli dönemle rde e belli ölçülerde bir rol oynadığı devrimle rdi. ;in milli burjuvaz inin belirli dönemle rde nispeen önemli bir rol oyr; ması yarı-sömürge ve yarı­ eodal bir ülkenin bur , ,ıızisi olmasından geliyordu . :mperyal izmin ağır milii baskısı ve yerli feodalizm in sı-

ww

ynadığı

237


nda ola n Çi n mi lli gib i iki li bir baskı ltı sne l ve f. dal izm e karşı ne bu rju va zis i em pe rya liz me ele r bu rı. İl\ - rap ita lis t ülk ola rak de vri mc i bir sınıft ka t, bu Fa farklıydı. an ç' juv azi sin de n bu bakımd va rm ve : .:ı'alizmle bağlan bu rju va zin in em pe rya liz . rdu ıf yapıyo u da ha kar at3 1Z bü· sın dı. Bu du rum on öen zis ini n yalp:1l:ırw sının Fa ka t, Çin mi lli bu rju va lüğü­ süz güç .l ne sin elf; sayısa . ne ml i ne de ni siy ase t sah Çin ve sı erya layan Çi n Pı ::..ılet ne rağmen ön .,. '·ln n fır mın yas ter lığıydı. Çin p!·ole Ko mü nis t Partic::'ni;ı var m vri de Çi n bu rju va zis ini n mü cad ele si yük sel clik ç·c bü u sık sık .ı Bu dunım on ko rku su ön pla na çıkıycrd: afve ba L ;;ı.:.'i;mlcrini de tar yü k bu rju vL .zi nin yanına u. sız kal ma y8 . itiy ord

4 -

ew e.

co m

nıf baskısı

iA t)A BİRİNCİ İÇ 1924-27 KU ZE Y SEFERİ

SAVAŞ DÖNEMİ

ww

w. n

et

ml:, burj\ıvazisinin de vri Ek im de vri mi nin . Çin mi gö de ri (;!a n S;.ın Ya t-S en 'in ci- de mo kra t kanrı.dmın ön Ya t-S en 'in bü yü k etk isi old .ı. Su n rüşleri üz eri nd e de idarı, Ha likt lk illi yet çil ik, Ha 190 5'tü for mü le ettiği «M nan ha lk ilk esi 192 4'te top le. km Re fah J» Ş('klindeki üç i tab a rum Ko ng res i'n de ye ni bir yo Guomindang'ın J. ve ı ha lkl ara karşı düşmanlığ tut uld u. Öz ell ikl e başka nla n ulu s olduğu gib i ge ric i ya Hu n ulu su nu n üst ün Lr vra ka bir ni ye tç.Uik» ilke:~; da içi nd e taşıyrn «l'vfiJliye bir i etl lliy mi ye ni yo rum a gö re çok yışla ele alındı. Bu , cak ula un :erin özgürliiğü sav ülk o o:S.n Çi n'd e nıilliyet . dır caklar ile eşit ha lda n, s hip ola OY;~ar «Han:> ulus'.l esi ege ilk uk stl do er Birliğı ile DI' i po liti ka da So vy etl po rya lis t ve an ti- feo da l bir me n ol::ı.caktır An ti- em pe Kı~ . rdu yo sav un ulu r, ÇK P ile itti fs.: : litik~t berıimseniyo rPa t nis mü g'a «R m: ya' yla itf fnk , Ko S'l ül. Gu om ind an · lin şek ile re H' işçilere yardım, • işbirliği ve kö yli tisiylı_


- Guomindang'a egemen olan gerici Çan Kay-

2 -

te we .c

ı

om

deki •ÜÇ büyük siyaset,. yol gösterecekti. Nitekim 1927' ye kadar bu çizgi benimsendi. Ve ÇKP ile Guominclang arasında empG•yuJizme karşı bir milli birleşik cephe kuruldu. 1924-27 devrimci savaşına Çin Komünist Partisi önd,erlik ediyordu. ÇKP'nin birleşik cephe taktiği başa­ n ile uygulanmış milli ·burjuvazinin siyasi partileriyle ittifak gerçekleştirilmişti. Ancak, 1927'de devrim geçici olarak yenilgiye uğradL Mao, yenilginin iki ana nedeni olduğunu söyler: Şek kliğinin, yani büyük burjuvazinin ihaneti, Çin Komünist Partisi içindeki oportünist sapmalar.

ww

w.

ne

Guomindang'ın ihaneti ile birl~ı~ik cephe dağılmış, devrimci hareket yerıilgiye uğramış ve büyük darbe yemişti. Ancak, yenilgin~n en önemli nedeni parti içindeki sapmalardan kaynaklanıyordu. Bu sapmale.rın temsilcileri Cen Du-Siyu .i1e Çang Kuo-Tao idi. Cen DuSiyu'nun temsil ettiği sapma sağ oportüııist nitelikte bir sapmaydı. Çünkü, işçı sınıfının baş müttefiki olan köylülerle ittifakı reddiyordu. Sadece, Guomindang ile ittifak taraflısıydı. Sol oportünist sapma ise köylülerle ittifakı reddediyor, sadece işçi sınıfı.na dayanmak gerektiğini ileri sürüyordu. Bunlar bir:,. . şik cephe taktigine de karşı çıkıyorlardı. Yani, ister «SOl-. ister csağıo nitelikte olsunlar her ikisi de devrimin stratejik sorunu olan ittifaklar meselesinde ortaya çıkıyordu. Bu tür sapmalar Çin'e özgü dei~ildir, genel olarak bütün ülkelerde, fakat özel olanı.-;: emperyalizmin boyunduruğu altındaki sömürge vı: .:::ğımlı ülkelerde görülebilen sapmalardır. Bu tür sapmalarla mücadele hayati önem

239


Çünkü , devrim in zaferi ya da yenilg isi doğru bir ittifak lar politikası iJe sıkı sıhya ilgilid ir. Sınıflann kuvve t ilişkilerini diklia te almr.y ,m, saldırı hedefl erini mümk ün olduğu ölçüde daralt r:•,.k yerine , genişletme­ ye yaray an, kurula bilece k ittüa '"la n devrim ci bir tarzda kurma ktan kaçınan ya da ittifak kavramından iş­ çi sınıfının ideolo jik, siyasi ve örgüts el bağımsızlığını feda etmey i anlay an sapma larla mı:lcadole asla ihmale gelme z. Birinc i devrim ci savaştaki yenilg iyi takibe n toplanan ÇKP'n in altıncı milli kongr esi ( 1928), Ce n Du-Siyu'nu n sağ teslim iyetçi çizgisi ni ve so! oportü nist çizgiyi tasfiye etti. ÇKP, 6. kongr esi ayrıca devrim ci kadevrim ci barışın geçici bir alçalm a gösterdiğini ancak olacağı lmaz kaçını in dalganın yenide n yükse lmesin ğı göolmadı yakın tesp:ti ni yaptı. Fakat, bu yükstclişin kazan ete rüşünıien hareke~le kitlele ri de ,,rimci harek mak genel çizgis ini ortaya koydu . 1927-3 7 YILLARI ARASINDAKİ İKİNCİ DEVRİTI.1Cİ İÇ SAV AŞ YA DA TOPR AK DEVRİMİ

ne

5 -

te we .c

om

taşır.

SAVAŞI:

ww

w.

1927'd e Guom indan g'la ittifakın bozulması üzerine şartlar değişti: «Guom indang birinc i birleşik cephe dönem inde SunY at-Sen 'in Rusya 'yla ittifak , Komü nist Partis i'yle işbirliği ve köylül ere ve işçilere yardım şek­ lindek i Üç Büyük Siyase tini uyguladı; dolayısıyla devrimci ve canlıydı, çeşitli sınıfların demok ratik devrim den yana bir ittifakıydı. Ama 1927'd en snra Guom indang zıddına dönüştü ve toprak rığalanyla büyük burjuvazi nin gerici bir ittifakı haline geldi. · CSE, cilt: ı, s. 383, a bç.) Bunun üzerin e yeni şartlarda devrim ci savaş, emperyal izme, büyük burjuv aziye ve feodal sınıfın gerici 240


ittifaluna

'·

ı

!ı·:c.

ınilH

Bu

;:-jrn

•J

(i,~vriiJı~Ji. saflar~

burjU\ ( 1931 'e k ad;,

~

):t·ı.ınc~~

:---,--·r

·ju_.

a1dJ.

-.En;. per y-ı.ıınu~a

om

b.a

w.

ne

te we .c

sürt~1:i;.·d

)

.•

ww

( : .1

I.Pre •.:.'EU ;; Y"bancı

tlipta,

cc

{cn<•e·.

h~lk

1i.it,

·İc:ı:?

diğer çu!iş•:ı;·ic:ri,

kileyen baş çı· n irn•·,; sonra çeşit] i ' ·· • tıklan

yardim,

.'iJlı'tltli

·ki };.,

ıpta

,,,

i belirk::Pn ya

,ı;:;

'lrn.

yer

~.dır

ve rl:ı et~

Fkım Dı:-•.rriminden

!iE;

he..lenin bir örnegidir. Çan 241


Kay-Şek'in

1927'deki ihaneti , de·,Timcı cepheyi böl(Si: c ı, s. :.:ıs;J-:339, al::-ç.J 1924-1827'de birirtl i u--(. ir: i lç sa v::~ş. « ... bizzat emperyalizmin ve ornın uşa ,, . ··ının. yerli gericilerin varlıgını tehdit eclet'. bir ne''· '.au' . ıg:nda .. ,h, emperyalizm, Iviao'nurı belirtti[, giL; c1 cvr:mci cepheyi bö1clü. Devrim. <<n alıcı ı;;~ döııı_:;.ı '1•,ıuasıııda yenilgiye ı.ıgrauı" (cilt: ı, s 22;·ı Böil.:cc' 1927 sorırasm­ da «iÇ çcli;nn(·~: ,~ ö-u~1Jikl~-> şlddr:·l.r?nc;i. I<~on1ünls~.- Partisi ündcrligi:·: ı. e 1er iç SiıvCJŞcı brı<,;'iLlrdular. Fa.kat, S(1_cL:~(·., yerli 1ıaKJn1 -~::n~f1a;"'a h::ır··.: :L " ... 8L1pe:·yaörneğidir.~

·.,:mj

te we .c

om

menin bir

f;:ıd&l

(' ,j n-~·~

(~ ;~';

~i

t ·-r;-~ 1~

, /

çe;: 7 ~d

w.

bu

;::_,Jic

- -l)

i; ,

·: :

<lc~e

,:<:ı .ı:>ı

>.

~(l"

· ': bü. ii k topra:;: Lııı;ük L'Jr!ui, S, 22'

·;uvn_:ti

;~_:

-:,:·l:

ba~>

sava)Ev>

i

dı-­

arc:~.E;~n~

ı_;

'·' ııllar :ırz·.c:ın-­ ;r::k içjcJ2 " . ·ıazcla. N e var

yt-::r:1 La:. . :m

ylğ·ı-ıl.J!'ıı~_~ı:~

;:

'· :i

r~--~ r't,

ne

dr

axı;;

s::'i

:r :· -

sınıflar

2 yer

ı ''c:~qc:-\'aliznır:: karşı

;-J.;c;~)i~r,-·J: ..1i_:·ii. sağ1ayf:J.bi1e-

yerli b.aI\:1:saca. yerli ;:;('rici~:k ile ewpeı·y:;lizm anı.::nda ilti!\.: k esas, çelişki · talidır. ;~Ll çellc;kilerde özellikle iki Hı:': ro:dada düğüm1eniycr: Birincisi, değişik empeı7alist mihraklar aras:ncl< i i çelişki Çin'de olduğu gibi yansıyordu. Hakim sım:: ır;n farklı klikleri farklı emperyalist mihraklarla baÇ1p,;,:ııı olduklarından söz konusu emperyalistler ara ;tnc.Lki çelişki yoğunluk kzzanıp şiddetienince yerc::..

güç}ll bjr ~·c·

l7 ,

rieğ, 1 d.t. --~-,-_inkü,

ww

ı\L1l ~:ın1flar~ı1 dayE~na;';;i t.?;ni~Jf:ryulizr;ı,_~-~I'

2·_· ~?.


b : tıırleri~.· :, . " i hakim sınıfle.'· ,ç; ·ıLki{: k iıkler :ıyorlardı. Bu c>JtT rn Lnzcin geçici olarak h;Jüm smıf­ arE1 bir kanadı\: devrrm ci güçler arası;;da itıl:i:~;k;n :artlannı yaratah :;;yord u. İkincisi, emperyaLl:~me bar.Bl':o-m r;ınlı büyük bur;:ıca;.i ve ieodal güçler c:'::;:ıe

;;cm bulurla r.

om

c; :":;r. ~arı;:ısında şek:i siyası:ı.l bağımsızhğı koı uını:::k is~ ,: 3ömürg e statt:; '-':ı u l:eııd\ sınıf çık!:lrbrw ı dah:.ı 7 ı_ıy~

1924-2' /'de, -._~.·t~k:~.~-.r-ıda bf~-ıırttiğirn~z .ceder1ler1;3) l'Jeş

:, 'Jı b

empery alizm ,-c yerli gericil ik 'ın .ttifakı arasındaydı. Maa'nu n tx·lır~tiği gibi çelişkin yabir kutbu:ıda halk yığınları, diğer lmtbun da ise ': ... \.'lrdı. b:-mcı emperı:aLnn Ye yerli gericil ik ... " iı:ti'akı 1-;:uc·· Çin nda sonlan savaşın Bırinci devrir:ıci iç böllm;s kurtan Bu . tanlmış bölgel\ :r oluştur;dmuştu göMao·ya geler 1927'de n sonra adJm adım yayg;ınla;;u. ve yaı-e Çin'de kızıl siyasi :ktich:.rların doğmasının halk

-

·ı

ned(;nl er.i f?t: •. i ardı: Beya:- rejinı ir. ,ueki parça1anma11:'.r ve sa-

şamasının ı

te we .c

~eli~ ki,

Çin'dek : ]l?,l;irn s· nıfların çeşitli kl!kler i arns~n­ c.ls. sür0k 1i 1J;ı- '-~< v 'i mırumu vardı. S:ıvaş ağaları arayalist sındaki sü:-ekli sava'1lar bunun ifedesi dir. Emper Za dı. ıyorlar ülkeler bu sa ve::, lan devümlı olarr,ı k kışkırt aki çcPste;ı bu savaşlar empery alist ülkele;" arasınd devle«Birçok Çin Çünkü ıasıydı yttnsırr Çin'e ki;erin Mao' idi. " ... l-Uke n·;(irge yan-sö bir )ki tin hakimiy ctinÖC için i bilmes ya~aya doğup mm kızıl siyasi :\cdarla;ırı kadar tarihe O buydu. gösterdiği en i;r:uni! neden ( 1928) dJ rr. :~uı. bi:•<,· le bir denr :' yaşanmadığın dan. Mao. bu olguyu , ya:-ıi i::;:ıl üs bölgele rinin doğup y_a>stü olgu• olarak gö:mck teyşayabilmelerirı! --uh olgı.ıvu başka bir •olagan üs~'Si di. Ve bu .. ry];:ı ğan . ~ırü ·Beyaz rejim içindek i satü• olguya ba{;Jıvord vaş durum u· net.

ww

w.

ne

vaşlar.


Çin'de Beyaz Rejim içindeki parçalanma~ ve savaşların hi.çbi:· .'aman sona ermeyecegini kavrarsak Kızıl Siya' lktidarın doğuşu, yaşa­ ması ve günden güne tu~ :nesi konusunda hiçbir ·Eğer

ların

(SE, cilt: 1,

s. 73-74)

om

şüphemiz olmayacaktır.•

te we .c

Mao'ya göre kızıl sıyasi iktidarlanrı ortaya çıkı?ı­ nın esas nedeni Çin'in birçok emperyalist devletin ortak hakimiyetindeki bir yarı-sömürge oluşuydu. Buradan hareketle başlang1çta bu olgunun emperyalist ülkeler ve sömürgeler için geçerli olamayacağını söylüyordu. Ne var ki aynı olgu İkinci Dünya savaşı sıra­ sında ve sonrasında bazı sömürgelerde ortaya çıkın­ ca 1928'de sahip olduğu görüşlerde değişiklik yaptı. gcli~imi eşit olmayan .. bir ülkeydi. Bu Çin devriminin de e:;;itsiz gelişmesini yaratı­ yordu. Çin'de kızıl siyctsi iktidarların ilk olarak ortaya çıktığı bölgeler demokratik devrimden etkilenmeyen bölgeler değil, en çok etkilenen bölgeler oluyordu. Hunan, Kv;::ıntung, Hupey \'e Kiangsi 1926-27 yıllannda­ ki devrimci savaşta işçi, köylü ve askerlerin kitle halinde ayaklandığı eyaletlerdi. 1927'de Hunan eyaleti Çin köylü hareketinin merkezi olrnuşt 1J. Hunan'da köylüler "Köylü Birlikleri" içinde örgüt1e'1iyor, toprak a[:cılarmın iktidarına son .,:.:-~p. ,.~(üylü Birlik,lerinin ik· ticlarını kuruyorlardı. "Bütün İktidar Köylü Birliklerine,, sloganı köylü hareketinin başlıca .::;loganı olmuş­ tu. Köylü hareketleri başlangıçta kendiliğinden hareketler niteliği taşıyordu. Kısaca, Çin'de kızıl siyasi iktidcrların ortaya çık­ ması:-nn ve yaşamasının bir başka nedeni de devrimin f'~lt olmayan ~elişmesiydi Devrimin daha hızlı geli~e-

ww

w.

ne

2 -- •Çin siyasi ve iktisadi


bölgelerde bağımsv rejimiere dn.yı:ı.naı • :;; ·iVil : iktidar parça parça genişletilmeliydi. Çin 'de :1 kı; '-. pında siyasi iktidarın ele geçirilmesi böy 1o lı~r rota [·r. · bildiği

lemişti.

siyasi iktidarların, bağınısız reı;n ••.• rln, yaşamasının ve ülke çapmda siyasi iktidarm i.Rpi.ı he· :iefine doğru gelişebilmesinin üçüncü nedeni, Cı lkv t;apında devrimci durumun gelişmeye devam etrnf':;lyd,i. Savaş ağaları arasındaki savaşlar ve emperyalbt ülkeler arasındaki çelişkiler bunu mümkün kılıyordu. 4 - Düzenli ve güçlü bir kızıl ordunun varlıgı kı­ ni siyasi iktidarın yaşamasının dördüncü nedenidir. 5 - Beşinci koşul, bolşevik tarzda bir parti örgütlenmesinin varlığı ve doğru bir politikadır. Mao, 1928 tarihli bir başka makalesinde kızıl üs bölgelerinin doğup yaşayabilmesi için ek olarak başka 1artlar da soymaktadır: Kızıl

--

et ew e

.c o

m

3-

Sağlam bir kitle temeli, 2- Sağlam bir 3-- Oldukça güçlü bir kızıl ordu, örgütü, parti 4-- Askeri bareküt için elverişli arazi ve, 5---- Temel ihtiyaçların karşılanması için yeterli iktisadi ke.ynaklar." (SE, cilt: ı, s. 83)

ww w. n

1927-37 arasındaki ikinci devrimci iç savaş döneninde parti j(~ner.,mirıin bazı yanlış politikaiun s:ınu­ ;u birçok bağımsız rejim karşı-devrim tarafından yok~dilince, l93.5'deki ünlü uzun yürüyüş gcrçekleşi.i Ru kuşatmasını etkisiz kılmak mrşı-devrirnr;i urduların çin düşünü::nıi;1 bir r:rat takLiğ;iydı. Uzun yiırı\yü;ün ı i hayetinde pcn t i yi) ne•: min de degi ~'k Jik yapı id ı \!ao, 'J,J.:,ı;·n.n bCJ';;·;;ınlı:~·ır~a,

Bu

i bir

sapınwh,

)::tıti'ye r::~(;mc:ıı

;'irildi.

ti'do orta:nt çı)c,t·ı ,,;,<·m·· u port ün; •;t ç n;: i •;; \·d i. sol . :'ırı rı r <ılnn:: r;i;gi, (.:in c:evrirr:ci s:;·;:,;nın

dönemıle rı (;:ı ı

ı l\ı,

2•15


uzun süreli

niteliğini

reddediyordu. Li Li-San, ülke çabir ayaklanma ile iktidarın alınması çizgisini savunuyordu. Mao, bu görüşü reddecliyr,r ve savaşın uzun süreli olacağını savunuyordu: pında silahlı

.c o

m

•Gerici kuvvetler çok güçlü olduklarından, devrimci güçler ancak yavaş yavaş gelişirler ve bu durum savaşımızın uzun süreli niteliğini belirler.• (SE, cilt: ı, s. 287l Çin, 18 Eylül 1931'de Japon emperyalizminin sal1935'te ise bu saldırı giderek yoğunlaş­ tı. Böylece 1931 'den itibaren Çin'in büyük bir bölümü Japon sömürgesi haline geldi.

et ew e

dırısına uğradı.

«18 Eylül 1931'den bu yana Japon emperyalizminin Çin'i geniş çapta istila.sı, yan-sömürge Çin'in büyük bir kısmını bir Japon sömürgesi haline getirdi.,. (SE, cilt: 2, s. 31 ll

Mao'nun sömürge statüsünde gördüğü bölge Jabölgedir. Guomindang yönetimi altındaki Çin'e ise yarı-sömürge diyor. Böylece daha önceki yüzyıllık dönem boyunca yan-sömürge olan Çin, Sömürge, yan-sömürge ve yarı-feodal bir ülke olmuştu. Japonya'nın, Çin'in ti:münü sömürgeleştirmeye çalışması Çin toplumundaki sınıfiann ilişkilerinde önemli değişiklikler yaptı. Bunun sonucu olarak, yeni bir taktik, yeni mücadele yöntemleri ve yeni bir sınıf­ lar rnevzilenmesi ortaya çıktı. ÇKP, bu dönemde, iç savaşın bırakılmasını ve anti-japon tüm sınıf ve tabakalan kapsayan bir milli birleşil{ cephe taktiğinin izlenmesini. savundu.

ww w. n

ponya'nın işgı:Ui altındaki

246


ANTİ-JAPON DÜlENME SAVAŞI U937-451:

te we .c

om

Bu dönern, sii;;ı:inü etUğiıniL. gelişmelerden ötlirü :erek Çin'de gerekse de uluslararası planda devrimci :üçlerle karş:-devrir:nci güçlerin i.Jişki ve çcli<;:lrilçı ind;3 ok yönlü det;i~ikliklerin gündeme geldiği bir (}Ör~,~·m­ i. Ulusla.rarwsı koşuH::ıT bir ikinci cmperyr!'isL ünya savaşmH do,jru gE:li:;'iyurdu. Mao Zedun;ç;, Çelişmeler Üzel'ine yazıstnı bu cE:emde yazdı. Bu vrcı.nlan.ndı:ı ulusal ve ulusiarnrnsı ,{mdc,;_ ortaya ,;,~:an .karmaşı\ ı;; Herin bir tablilini eriyordu. Mao "ÇFLlŞ!\lE tZERİNE, bac)ı!,lı m2kah:sinde öyle' diyor: «EmperyaJizı1ı yac·ı-si,mürgc

bir ülkev'-' !\arşı bir st< vaşı başla i tığında, han hainler dışında o ülkenin çeşitli sırııtlnn emperyalizme kı::rşı bir milli sava~ ta nh ı-ak birieşebilir ler. Böyle ::ir dunımda, Pnwer: alizm ile sözkonwm ülke :-ı-ra­ sındaki çelhme baş çeH;nne haline gelir, buna h:axşılık o ü!kedek; çeş<li sınıflar arasındaki L::t ii n çclişmeler fdEıha. öne? baş çelişmA olan feodal ?;'stern ile geniş 1Lcik }ntlt?.hri arasındaki çelisrrıcde C",lıill geçici olarak tali ve tnhi bir duruma cliiş:::r­ Jc.·. Çin'de 1<340 ciaki Afyon s<,?aşında, 1i3fJ4'teki Çln-Japo:1 S;:ı_-."'Uc"da ve ı 900'dr;ki Yi Ho-Tıı n Savaşında bö·11::: r.ı'muşi'ı; }~ugünkü Çi:1-Japon Sa•;asır:da da du-~Jrn b>;:ecir> (SE, ci lt: 1, s 388. abç.)

ww

w.

ne

saldırı

Bu satırları •;< :1e 1rı;c7 tarihli bir başka yazısında. .Japonya'ya Karşı Dirc ;me Döneminde Çin Komünist artisi'n;n Görevleri-- J. ·'in' n Dış ve İç Çelişmeleri­ ln Bugünkü Gelişrnc nJ.<J.Sl··· konusunda söyledikleyle hirlcştirirsek dun; r; cbha iyi anlaşılacaktır. \fa-

247


yıs-1937'de Çin Komünist ParLsi'nin milli kongresine rapor olarak sunulan bu ya?: :i<.ı şöyle denilmektedir:

om

•Çin ile Japonya arasın~: ri çeli~mcnin baş çeliş­ me haline gelmesiyle Vl Çin'in iç çelişmelerinin ikincil ve tabi duruma ri Lışrnesiylc, Çin'in uluslararası ilişkilerinde ve ülke içindeki sınıf ilişkilerin­ de değişiklikie< meydqr1a geldi; bu, mevcut durumda yeni bir gelişme aşamasının başlamasına yol açtı.

te we .c

Çin, uzun zanundır iki derin ve temel çelişmenin pençesi altındaydı: Çin ilf' emperyalizm arasın­ daki çel!şme w feodalizrn iiL halk kit!eleri arasın­ daki ı:,elişnw .. -» «Çin ile genel ot-ı.n·k enıpt'r_,;aJL,,rn arasındaki çe-. yerini özellikle 1 :1trgiı~ ve keskin olan Çin ik· Japon IC'mpcryalin:;J ,,. r::'.S• nrlaki çelisıneye bı­ Jişme, n;ktı.

eLıjc-~ya·,(r:,:, Çın'i tc;r:ıamen

Japon

~';,nı ı.~,

~, ~

işg;'ıl

uyp~cdarn~-ıktadır

ne

l1u yüzden, (;in ~·e r]F i ; lır;ı:ı enııwryalist ü[J(p\( r &.rasındaki çeh:-.r,-/c.L. r f~.;.jr;{·~l hL~ der·urna düşrniiqı öte ya:: -1ar'\ (ı:_t;f,~:t:,r

-

Jer,u~J.yr&

dur>l!· Lıd': nl:' 1: C ·, l: :r!ec ~: c::;n~

fıLk

dal1a dh, C0nc :m yüzdo:·ı, Çin }:.onıüaras1nci" };-i :-·•.: 1

h.cı:tr._ .--;~m

in

' .:'ch n

[ıç~

.Lp,ınya'ya

z '~ıü1esiyle bit.

ww

w.

ı:L"!rr:::;

1

j

~1\':

şik

248

birlikte kı:u·şı lwy•r·,cık :<,':·ı .: ·:~nrı1ıc!Jl". Piı+'­ Cephemizin amacı, b:.d n Pmp<2ryali::.:t \!i).::pJe·


re

aynı

karşı

zamanda karşı koymak direnmek olmalıdır.•

değil,

Japonya'ya

om

«Bu, Çin Komünist Partisi'nin ve Çin halkının ö~ nüne, Japonya'ya karşı bir milli birleşik cephe kurma görev-ini getiriyor. Birleşik Cephemiz, burjuvaziyi ve ana vatanın savunulmasını kabul eden herkesi kapsamalıdır.•

ne te

we .c

Çin ile Japonya arasındaki milli çelişmenin geliş­ mesi, sınıflar arasındaki ve siyasi gruplaşmalar arasındaki iç çelişmeleri, nisbi siyasi önem bakı­ mından ikincil ve tabi bir duruma düşi.irmüştü:r. Fakat, bu çelişıneler de hala varlıklarını korumaktadırlar ve hiç bir suretle zayıflamamış ya da ortadan kalkmamışlardır. Aynı şey, Japonya dı­ şındaki diğer emperyalist ülkeler ile Çin arasın­ daki çelişıneler için de geçerlidir.• (SE, cilt: 1, s. 311-313)

ww

w.

Görüldüğü gibi bu dönemde -sınıf mücadelesi. riü:li mücadele biçimini• almıştır. Çin'deki sınıf çelişınc­ leri (iç çelişmelerl ve Çin ile diğer bazı emper;al:st ülkeler arasındaki dış çelişıneler ·ikincil ve tabi» bir duruma düşmüşierdir. Ancak. bu çelişıneler ne zaylflamış ne de ortadan kalk mışlardır, sadece "· .. NiSBi Sİ­ YASİ ÖNEM BAKIMINDAN İKİNCİL ve TABİ...• bir duruma düşmüşlerdir. Yani bu çelişkiler. Çin ile Japon emperyalizmi arasındaki çelişkiye göre siyasi önem'eri bakımından tali plana düşmüş!erdir. Açık~ır ki, baş çelişki kavramı siyasi b:r kavramdır. Belirli bir sürecin, belirli bir aşaması·· ·asi yasa.! mücadelenin RÖ:ı:-h1<::Jı olarak kimi ya da ldmlr· ·i hedef alması gerektHôni :"Cıl.:­ lar. 1937'den sonra Çh ie baş çelişkinin bir kutbunch

249


om

bir avuç hain hariç tüm Çin ulusu, diğer kutbunda ise Japon emperyaliz mi ve Çin'dt:;ki yerli işbirlikçi klik vardı. Çin'de büyük toprak agası ve komprado r burjuvazinin Japon emperyaliz mi i:r:.o işbirliği yapan kligi Vang Çing-Vey kliği idi. «Avrur•<-<Cl ve Amerikancı büyük burjuvazi· ise anti-Japon cephE:de yet aldı. Ma.o, yerli hakim sınıfın " ... Avrupacı ve Amerikancı. .. » kanadı için şunları söylüyor:

ww

w.

ne te

we .c

«Komprad or büyük burjuvazi, emperyalis t ülkelerin kapitalistl erine doğrudan hizmet eden ve onlar tarafından beslenen bir sınıftır; sayısız baglarla köylük bölgelerde ki feodal gfıçlere sıkı sıkı~·a bağlıdır. Bu yüzden Çin devriminin hedeflerin den biridir ve devrim tarihinde hiçbir zaman itici bir güç olmamıştır. Buna rağmen, k.)mprado r büyük burjuvazin in farklı kesimleri, farklı emperyalis t devletlere bağ­ lıdırlar. Böylece, emperyalis t devletler arasındaki çelişmeleri iyice keskinleştiğinde ve devrim esas olarak tek bir emperyali st devleti hedef aldığında, başka emperyali st gruplara hizmet eden komprador sınıfının bazı kesimlerin in, belli ölçülerde ve belli bir dönem için, o günkü anti-emper yalist ceph~ye katılması mümkün olur. Fakat, efendileri Çin devrimine karşı cephe aldıklan anda, onlar da aynı şekilde davranacaklardır.

Bugünkü savaşta Japon tarafları büyük burjuvazi (teslimiyet çiler) ya teslim olmuşlardır ya da teslim olmaya hazırlanmaktadır lar. Avrupa cı ve Amerikancı büyük burjuvazi Oflah olmazlar), Japon aleyhtarı cephede yer almalarına rağmen, gittikçe daha fazla bocalıyorlar; hem Japonya'y a karşı direnerek hem de Komünist Partisi'ne karşı çıkarak ikili oynuyorlar .,.


w.

ne

te we

.c om

(SE, cilt: 2, s. 319-320) Çin devrimci savaşı esas olarak Japonya'yı hedef aldığı için diğer emperyalist ülkelerin işbirlikçisi olan Çan Kay-Şek kliği anti-japon cepheye ka~1lmıştı. Ancak, onlar cephe i<,:erisinde en gerici kanat oldular ve anti-komünist kampanyayı eiden bırakmadılar. Komünist Portisi de büyük burjuvaziye karşı iki yönlü bir politika güttü: Hem onları birleşik cephede birliğe zorle.dı, 1ıt:m de onlara lmrşı içerde ba:tış vo demokrasi mücudelesini terketmedi. Komünist Partisi, milli burjuvaziyle fmilli burjuvazi 1931'den beri Komünist Partisi ile ittifak kurmuştu.) olduğu gibi büyük toprak ağası sı nıfınm ve komprador burjuvazinin siyasal temsilcisi olan Guomindımg'la dt:ı., iUfp_ı.:mı, genel programına (asgari) bağlı fakat kabul edilebilir bir özgül programa dayandırıyordu. B:ı özgül programda esas olara.k Sun Yat-Sen döneminde Guomindang'm da benimsen1iş olduğu üç halk ilkesine dayanıyordu. Ne var ki, Guomindang'la ittifak için b~r takım tavizler zorunlu olmuştur. ÇKP'nin emperyalist devletler ve Çin'deki hakim sınıf kanat1an arasındaki çelişkilerden yararlanmak ve bazı kesimleri geçici de olsa birleşik cephe de ittifaka zorlayarak; mümkün olan en geniş milli cepheyi kurmak ve saldırı hedeflerini olabildiğince daraltmak için verdiği tavizlerden birkaçı şöyledir:

ww

ı ---- Kızıl ordu :-ı un adı dcgiştiri!di, 2 - Bagırnsız rejimlerin adı değiştirildi ve hükümetin yapısında milli burjuvazinin ve büyük burjuvazinin sözünü ettigirniz kesimlerinden temsilci almarak değişiklik yapılması benimsendi.. 3 - Toprak ağa1annın topraklarına el lwnu:ması ''e Guomindang'ın sila ':lı mücadele ile devrilmesi sivaseti, geçici olarak tu:·l·;edildi, .. Toprak iş!eyenindir,.

2Sl


sloganı

yerin e kira ve faizi n

azaltılması

siyas eti iz-

ne

te we

.c om

lendi . lık, Anca k, Çin Kom ünist Par-tis, bu taviz lere karşı i. Bunl aGuo mind ang'd an cla bir takım taviz ler isted katılan tüm sınıf ve tarın başında birleşik ceph eye esi, siyas al hak ve bakaların yöne tirnd e tems il edilm okras inin özgü rlükl erin tanınması, iç barışın ve dC'm gerçekleştirilmesi geliy ordu . şunları Mao bu karşılıklı taviı politikası hakkında söylü yor: esi de«Tav iz deme k, her iki tarafın da taviz verm ve yamekt ir: Guom incla ng, iç savaş, dikta törlü k terk etini siyas e nmem bancı düşmana karşı elire ki ında aras rejim iki ediyo r. Kom ünbt Parti si de Biz r. ediyo terk düşmanlığı sürd ürme k siyas etini oruz ve milli ediy tokuş değiş i cisin birin ikinc isi ile mind ang ile iş­ kurtuiuş müca deles i uğruna Guo Parti si'ni n ünist Kom , bi:1iğine bao;lıyoruz Bunu luk yapKucu Ah , teslim olma si diye nitel endi rmek y debirşe a mak tan ya da çirki n bir iftira dan başk ğildir~

tSE cilt: ı. s. 318-1 }9)

bütü n mille tin ihtiyacı olan lı direnişi ;;c;·i i"r<, :;ani b::ırı~ı. demo krasi yi ve silah lerdi r ... taviz ı şartl ve ilkeli en pı(!,-, etme k için ver;: {S:-~. c!:t: 1, s. :~ 13) e.rarası plan da S(ir1 C:r.'::lı:; -:i devr imci SRV?l '? ulus] parçasıydı. Baş­ bir dürü len anti-faşist müc adel enin nı, Sovy etler Birli,ği­ langıç~cı., faşist Hitle r Almanya'sı rika ve nc s:!:,;' : ·::•' zsç~iği oran da deste kley en Ame faşizminin :.npı2rya!ict :ilke ler, Hitle r c:.L:i '··.·ıp.:-· etler BirScwy a 1 annd dıkl la. ş '•;:~ rfi c tn<' ::a hı .. ~ •• ıonında ek llenm kabu ·'T:cjı,:;k ettiği iUifakı ·;·i

ww

w.

«Bun lar,

'

ka.:sılıgında,


[{aldılar. Sonuç ta Alman ya, İtalya ve Japon ya'dan olu-

m

ıan faşist cephe büyük bir yenilg i aldı. Bu yenilg i de )ovye tler Birliği'nin rolü olduk ça büyük olmuştur. )ovye tler Birliği'nin Japon ya'ya savaş ilan etmes i ve ma büyük darbe ler vurması Çin'de ki Japon yenilg i·,inde büyük rol oynadı. Çin'de ki mücad ele ulusla raraı düzey deki anti-faşist mücad eleyle böyles ine içiçe :eçmişti.

1946-49 ÜÇÜN CÜ İÇ SAV AŞ DÖNE:M:İ: Almanya/İtaJya/Japonya'dan oluşan emper ya-

st-faşist

kamp m yenEg isi emper yalist kamp ta ABD'çıkardı. ABD emper yalizm inin saldırgan Japon yenilg isini takibe n Çin'de yoğunluk

i ön plana olitikası azandı.

te we

-

.c o

1945'd e Japon emper yalizm i teslim oldu.

ww w.

ne

Japon yenilg isi ile birlikt e birleşik cephe dağılmış, BD işbirlil\çisi Çan l<ay-Şek yöneti mi, içerde halk ğınlarına karşı gerici ;avaşı yenide n başlat mıştı. Bu Çin devrlr nir:de bir aşamanın başlangıcını ırguluyordu. Çin'de ki yeni-dem'~'kratik devrim sürehenüz sona ermemişt1 Süreç, hala burjuv a-dem ok,tik karak ter taşıyordu. Ancak , süreci n bu yeni aşa­ asının koşulları öncek inden olduk ça farklıy dı. Bu aşamada, baş çelişki, Çin ile Japon emper yalizi ve Çinli işbirlikçileri arasınd~tki <~dişki olmak tan üı. Bu çelişki bir öncek i aşamada çözümlcmmlşti. mdi baş çeli~1 ki, Çia halkı ile emper yalizm ve yerli rkilik ittifakı arasmdaydı. Bu aşamada Çin devrim inin hedefi ni, emper yam, feodal izm ve koıncrador-kapitalizm üçlüsü oluş­ ruyord u. Başlangıçta ''10, Çin devrim inin hedefl eri :ı.sında kompr ador-k a t•'. alizmi ayrıca belirtm iyordu . kat, şimdi, emper yalizm ,·e feodal izmin yanısıra 253


m

kampradar kapitalizmini de saymaktadır. Fakat, de~ mokratik devrim genel olarak r: 1p.ttalizmin değil <mil~ l.i kapitalizmi değiD, emperyf :me bağımlı, kampradar kapitalizmin hakimiyetini yıkacaktır. Mao şöyle diyor:

.c o

"'··.Bugünkü aşamasında Çin devriminin hedefi, genel olarak kapitalizmi ortadan kaldırmak değil­ dir ... fSE, cilt: 4, s. 225)

te we

Maa'nun devrimin hedefleri arasmda komprador kapitalizmini daha açık olarak vurgulaması, bu kapitalizmin gelişme seyri ile yakından ilgilidir. Mao, bu noktayı şöyle açıklar:

ww w.

ne

«Dört büyük aile, Çan, Soong, Kung ve Çen, yirmi yıllık iktidarları süresince: 15-20 milyar ABD dolarını bulan büyük servetler yaptılar ve bütün ülkenin iktisadi can damarlarını tekellerine aldı­ lar. Bu tekelci sermaye devletle bütünleşince, te~ kelci devlet kapitalizmi haline geldi. Yabancı emperyalizmle, yerli toprak ağası sınıfı ve eski tipte zengin köylülerle yakından bağlantılı olan bu tekelci kapitalizm komprador, feodal, tekelci devlet kapitalizmi haline geldi. İşte, Çan Kay Şek'in gerici rejiminin ilüisadi temeli budur. Bu tekelci devlet kapitalizmi sadece işçileri ve köylüleri ezmekle kalmamakta, aynı zamanda şehir küçük burjuvazisini de ezmekte ve orta burjuvaziye de zarar vermektedir. Direnme savaşı sırasında ve Japonların teslim olmasından sonra gelişmesinin doruğuna varan bu tekelci devlet kapitalizmi, yeni demokratik devrim) n maddi şawtlannı büyük ölçüde hazırlamıştır. Bu sermaye Çin'de genellikle biırokrat-sermaye olarak bilinmektedir . Bürokrat


ka.pita list Çi.n'jn 1 -"'

111.ol(r~~-; ~

ki özd rA. k

P_ıüyn:.

i.· k, ~..:-i·_-.,

m

ın e

we .c o

tirmek ,·;

ww

w. ne

te

P~çıktır ki. \_L:·:Lnol<.ratil{ ci.'";\-'.ı lın_ ;_:;crıf:l o!c..:_r?:-::. 1<..ar;.i-" talizmi deği), ,·r.kat komprador k:eq;italizmi de hedeflemektedir. Çünkü, kor: ıp e:dor 1w.pitaiizm, varlığı ve :.;: !işıne­ >i emperyalizm e Lnı%lı olan kapitalizmdir , \emperyalizm ;e feodalizmin yanısır::ı. bu komprmhr kapitalbt iliş­ iilerde üretici güçle;i,1 ii!:gürce ":ellşmesi önünde en~eldir. Bu engeli or ı ~.<(b n kaldırmadan, üretici güçle·in gelişmesine ayak olan tüm eskimiş üretim lişkilerini tasfiye etmed(•n, hiçbir gelişme mümkün de~ildir. Ancak, bir ele ınıiii türde bir kapitalizm vardır. 3u milli kapitalizm ye~u-demokratik devrimin llederi leğildir. Onun içind:r ki, Mao, .. çin devriminin hedei, genel olarak kapitallzmi ortsdan kaldırmak dc:!,dlir .. demektedir. Komprador kapitalist ilişkilerin tn.siyesi demokratik devrimi proletet'-sosy alist bir devrine dönüştürmez. Devrimin niteliginue bir değişrı1eye ·oı açmaz. Mal) bu konuda şöyle der:

.. Bir devrimin niteliğini beHrl~yen güçler, esas ile esas devrimci!erdi r. Bugürı bizim baş düşmanlaru;ıı, emperyalizm , feodalizm ve hürokrat kapita1izm ' '; buna karşılık, bu düşmanlara karşı rnücadel' zu1 temel güçleri, ülke nüfusunun yüzde dok mnı meydana getiren kol ve düşmanlar

255


w. ne

te

we .c o

m

kafa emekçi leridir. Devri:1 ümizin bugün kü aşa­ mada nitelik bakımmd8.n :~ ii-dem okratik bir dev''/rimi oluşunu ve Erim, bir demok ratik ha: kim devrirrıi gibi bir sos ; i:;t devrim den farklı oluşunu belirley on de buci :. Milli burjuv azi içinde ernpr;r yalizm , feodali zm ve b:lrokr at-kap italizm e ba.gla.n an n; dc;muk ratik halk devrim ine karşı çıkan birkaç sağcı unsurd a devrim in cl; nw:nıdır, buna karşılık, milli burjuvazi içinde emekç i halka bağlantın ve gericil ere karşı çıkan sol unsurl ar ve feodal sınıftan kopmuş olan birkaç ayçlınlanmış e'?raf devrim cidir. Ama bu sol unsurl ar ve aydınlanmış eşraf nasıl devrim cilerin ana gövdes i değilse, aynı şekilde sağ unsurl arda düşmanın aı,:ı gö?clr,)si değildir. Bunbir ların hiçbiri devrim in ken•kt erini belirle yen çok dan bakırn siyasi zi, P \ burjv Milli . güç değildir üzayıf ve yalpala yan bir sım[tır. Ama bu sınıfın ine devrim halk yelerin in çoğı.Gıluğu demok ratik katılabilir ya da tarafsız bir tutum takınabilir, çünkü onlard a empery alizm, feodali zm ve bürokrat kapital izmin ve zulüm ve baskısı altındadırlar. Bunlar geniş halk yığınlarının bir parçasıdırlar; ama halk yığınlannın ana gövdes i olmadıklan gibi, devrim in karakt erini belirle yen bir güç oe de-

ww

ğildirler.•

(SE, cilt: 4, s. 225-226 )

Bu dönem de Çin rnilli burjuv azisini n tavrı homojen d8ğildi ve olamazdı da. Milli burjuv azinin çoğun­ alıyor­ !ı;ğu ADD ve onun işbirlikçilerine karş1 tavır des'ni du. Sol-ka nat milli burjuv azi Komü;ı\st Partisi tekliyo r, orta-ka nat tarafsız ve kara. '· kalıyor, sağ­ kanat milli burjırrEJzi iso Guomindang'ı destek liyordu .


Özellikle vnrgulı.wması

ıda,

1--1ao, -:.ft=;c

!1

bir

nok!a.

eşraf:· cı!arak E•<ller:~ 1 ır~ıı:~ı

la :tv1ao'nun "•\yd~n> ~,:? ,:,;ınıft:111

anmış eşraf~

~es.iın,

.c om

:aç yü-,.;bin

'1: ••

,galarından

w.

ne

te we

m kesimin • 1 eşta zengın e f» 1J1 sal1i p eşraf»­ ış :öylülere chıL önemli bir güç n siyasi ve ik tisacE tecrit ed.ilrnesi a. çısın­ rlmadıklanm, ancak, :an bunların ':-:es·' ı~ o. ,. ::ıJ 1lmalan ve birleşik ceph0ye vurgular. Aydınlanmış oş­ :Rzanılmalan daha önceki aşamalarda af yalnız bu yer aJmıştır. a yer yı.::r devıimd konusunda şöyle bir tespit Mao, 1948'de sağ sapmalarm ortaya çıkapıyor: «Part1mizi;-ı lar :ıa olasılığının Fnrbmizin Guomindeıng'la birleşip cep:e kurduğu cLSn~)rnlerde, «SOl» scı..pma1ann ortaya çık­ Pa;:timizin Gt,CH1indang'ln bütün n<:ı olasılığının döne:Yb-0rdc ila:~, . JazL:ı. olduğunu ı:]ki1erini kopard

ww

'Östermek~f't-.l.ir fı

iSE, ci'i

4

<;

n

Mao, üçüne:} devri sol sapmalann 2:·: · ol sapmalar salt i;.çi 1bakalarla ittifal-n gi ın bu dönemde topr;-,_;

döneminde özellikvurguluyor. Bu 11.fmı görüyor, diğer smıi ve :ı ediyordu. Mao, sol sapma· lanyla zengin köylüler aras;,; 1 :ış

kazandığını

257


orta, küçük ve büyük to:;rak ağalan arasında; zorba olan ve olmay an topra}r . ;alan arasm da hiç aysında;

ı:pete koyduğunu to~ hepsin i ay; dağıtımı sırasında. :ı.k t( nm lirtiyor . Yine bu sapma ağalarına geoprak . , , •eşit dağıtım ilkesiı-ne uymay çi mlerin e yetebil ecek ölçüde d; .IıJ tr:ıpnı.k brrakmadıgı­ 1 m; milli burjuv aziye, aydınle. n:1t;ş e·;:: •.ı.fr: v ). karşı sekbu tür poter bir 1avır takındıklanm an manın daralt i beddin sald;ın .. "'· litikaları aceleci ve or. r;i;r?,liy ct~·.r::-u·~ ':d'taktik örıenıi:ü K ( , :·.ı sen' Sat sap:rııalarm ise, kar~ı-devrimin gücünü a,bartma mLica(>1enin nz.aımısı karş:sır,da bıkkmhğa ve yıl­ :mn vı:• komün ist L~H< :ı, ideoloj ik, siyasi gmlığa ve ör&':.itscd bağmısızlı[~ına :v;.<~eri'1•~P hrwm verme me vb. biçimin d8 o:·taya çıktıklı-ını 'f·e: r:::.c:r:·. bir yeı-ıil~ 194~:-'da. ÇJrı devriıx1i J:ar·~: ~le· ri , Bu geçiriP ~-lt' .··i ~~-t!· slyP' u[;raLanık ülked·.:

te we

.c om

rım görmediğini,

sosyo-E:~wnornik H

ne

asla i:JiSJJe-.· -.;.:::r+:: rJyls ôcvrlrnJ .rd yc:.:c;·:-1'~~ dtt olcı•d;: yarı-sömür· ;· ten f ; ::c1ar. bl,- ü]l:·:•ı!ı~ ülke dt·vr!nH li{;.~·üsfıl e (>·k tartıştıkla· Wc' v~.· l'J Zf'

dene; ı lardır.

Çı

w.

ww

· ··

-ı..

') '· .••. J;vo- +

Zafer


8. BÖLÜi'vl

we .c

om

ViETNAM DEVRiMi ÜZERiNE

ne te

Vietnam devrim deneyimini, Çin devrimini özetrken yaptığımız gibi çeşitli başlıklar altında toparyacağız. Bu yöntem, sorunun çeşitli boyutlarıyla ve : olarak kavramlması açısından daha uygundur. ViETNAM'DA SÖMÜRGELEŞME SÜRECI VE YENİ SÖMÜRGECİLİK

ESKİ

Vietnam'ın bağm1§J_;t;Jığmı __y_Wr~r_~k__ş_9qıürgeleşme tre~~iri_§_i yaklaşık olarak 19. yüzyılın ortalarma vietnam ui;ısai-tarffii-ii;ili8'de J'~ı:is1z~~~mür~-­ ıciliğini,n başlattığı işga-l savaşı ile normal gelişim doğ litusunaan sapüritdfgıffi:Ia yembir durum ortaya çıkFransız sömürgecileri Vietnam'ı ve bQ:radaiL.h~ ıEi'etüınçırı·· }Jir1~Üıı_i~!llü~ieıeŞtirffi;k istiyoı:trg_dı.- · karşııik.:-vietnam toplumuricra-uTkeninsÖ~ürge­ ştirilmesine karşı başhca iki eğilim belirdi: Uzlaşma ı Direnme. Gerici_f.er.•' al güçle.riıı. temsilc:UerL olan... ral ve SarayÇyüks' -· :ü.tbelileri, Nguyen monarşi­ ~içerde kencÜI~ri~e- yör:elik ·fla1J{Jı~re~e~!!_deı:~J!ork-:-

ww

w.

:s_tfg

ma

259


.i~için_Er.a.ns.ıı_ sörııürJN.çi

..i şgaliruL..karşı_~a_

benim sedil er. Kara · bir diren me savaşına f önCü lük etme kten korkt~lar:t /. ı"n veg-uÇlumr-ulusa ri:ı.­ Y.tetna ise halk ba~ımsızlikmucadelesrgelen e g oif=ill-

e~ilimini

om

.direniş ıli!YQ._ıniFJ.ı.:m_QlW~ll}_ğÜndekar·arıiTjr-yU'rtsev_er larm ve _M.V.~a..at.ıldı._Başta halk olma k üzere aydın

we .c

geçbir kısım eşrafın teslim iyeti red edere k direnişe ola.ybir kleri medi bskle in mesi Fransız sömü rgeci lerin uzun ve pahalı bir dı. Bu sebep le Fransız empe ryali zmi O:ı::!<trşfniıLkençlisl savaşı kabu le zorlandı. Ne var ki,_IH ajaniç!n bazı ayrıcalıklar kar§ılığında sömü rgeci lerin ülke inin lı_ciill.1iSTI.enme.~I)ir.ans~z sömü rge egem enlig _ölçüsünde yerleşmesini hızlandırdı. Vietn am toplu "ı,ı.: sJ:z;_o! 9-!l<i~r y~ __ ltsüz. mund aki yurts ever güçle rin _§~g:l laştıran şu da sömürgecilerin-işglfıİ yaymalarını kolay IDll-~!!lırr. bu diğer önem li etken di. H~lkı~.§_hlhlı_a.J::aJsl5~-P .ml~ koşullar neden1Y!~ l_t)_,_yüzyılm.~..sanlı;ı,rJ

ne te elverişsiz

tgı,:. Ii896T-bastıniiilas1yla Vietn am'd a sömü rge gü~onL .a.§la del..b 1 hatta fcle-f mamenyerleş ti. jlöy~e.. ia..Si

e47'

yan sörriürge1eşme sürec i 1896'da laJ12ı:l:.!PJandı. Ve

YJ::.

etrıaın-oıTsüreçte·soınurğe bir ülke~!~).!~- ~J9t An-

Kurtuluş Cak.~F'ransız emperya11Zri1i, Vietn am Ulus al

ww

w.

bir Hare ketin deki direniş ruhu nu yoke deme di. Yiğit sonra inin tarih l ulusa am yurts everi n son sözü Vietn : landı doğru ki gelişmesi tarafından tama men işgAlcilere karf«Topraklanmızda çime n yeşerdikçe ır... <Vie tnam acakt olmay rş-;··direnecek insanımız eksik • ' Savaşıyor, s. 10, Kırsal Yaym evi) Viçtn am'd a sömü rge düze ni U89[J-1\1l8Ldönemi bo. 'yu nca klasi k bİçimi.Y·ıe·-iylce yerleş tL

·

'da ki uygu lama ·-·--rralisız--empecyan·ı:mır,in--\"ietr,arrı >k1 polltikasının ları kJasi k sömü rge (eski sömü rgpc' r. tüm Ö7:e1W.<lerini çarpıcı bir tarzdfı.. sergi leme ktedi

Bu özell ikler 280

şunlardır:


Siyas al İlhak Sömü rgeci ülke zor kulla narak işgal ettiği <bazen Ince siyas al i1hı-\k geim ckte, ekon omik ilhsk onu izlenekte dir; baze n de siyas al ilhak ekon omik ilhakı izle~ ilnekte dir. YJ~tmu:rı, başlangıç_t_a_şlYft_ş_a..l bakımdan de Ülke T~üi. izle lak edilmiş, ekonomik~1ihik.__o~ ­ loğruaan Cfogrüi-1 kend isine bağlı bir yöne tim mekıı ­ yönte me başvu lizınası kura r. Bunu n için başlıca iki

m

-

ıx

a)

'< b)

Zor kuJ1a narak boyu n eğdirme ve, O ülked eki en geric i egem en güçle rle ulusu n

ezici

e. co

:-ur:

çoğunluğuna karşı

ittifa k kura rak.

empe ryali stleri , Vietn am'd a güçlü madd i ve aske ri potansiyelleıine daya nara k en vahşi baskı ız sömü ryollarına başvurdular. İkinci olara k da Frans feoge yöne timi, • ... kral, mand arenl er ve eşraf .. ·" gibi içek ittifa bir i geric dal sınıfın en geric i unsurlarıyla yarrinin ticile risine girdi . Bu kesim ler, Fransız yöne ini üstle ndile r. dımcı unsurları olara k ajanlık görev •Zor balan n ilgile ndikl eri ilk sorun istikrarlı ve etkin bir siyas al ve idari örgü t kurm ak oldu.,. (A, y,

et ew

Fransız

s. 22)

ww w. n

.. Yi~am.J-değişik_yQrı_e..t.mui:üzenleri_Qlruı_®ğisiJi Q.ç 'ü~~1~~IT.ı!9:t Tgnkin, .t:_\n~am _ve CQcgjru;_l.!ina. Bunl ar ayrı ayrı, giderek-}Çam~o...cya_ye 1&.Qş~_ı.i da içlııe··a.-ıa-n:-ve- lıir Fransı~ -Geneı valis inin başın: da-·buiun_a~iu F~an~!z--Çi!i-llin<!i'na illiik~ edild.i:kolaylıkla boı~Amaç, ki bu olduk ça açıktı, daha nun birliulusu am Vietn yun eğdirmek amacıyla ğini bozmaktı.

<Tonkin, Anna m, Cochinch ina, Kam b,,'Y a ve Laos) herbi rinin başında bir Fransız başn.ıJi ve her eyaleÜn-başında da bİr

§.Ez~ Ç.Lu HinsJ.L'ülk~s!'.nto._

---··

-·~

·-~·

-

-- ~ --

-

- ----

--

'-

~~

-

261

~

... .-.


Fr~~!l!.UJ;mJWla&aklı, ~~:!l':~ı::t!_i~~--I}:!~!!YstJ~Jill1J!

posta, tarım, hajJ.t ·~ı..J.ilığı, ticar.e.t--g.ibi-tüm Ön~mli hiz~~ile!J~f~nsızı. ":Lı_n:_e IIndey_çli, .G~n.eLYk

işleri,

e. co

m

li, içind~_E_a~_y_a_liler:jy~ ~_rı ön(;mJLbi:ırogt1~dJLrn_Q­ <i~rlerini_!9]2l?-_Y~.n_çı_q_Iijn_ği YJ.ik~e~J<pnşgyi'Di!ı yardımıyla_l;)_ütü;_ı,_ Çin H_j[ıdi'ı:ıi__y~rı~:tlyQrç!,u. Viet 1 İiamlı-yÖneticiler ya yalnız formalite için tutulu-ı yor ya da 1wnclilerine yalnız aşağilık işler verili-

bakanlarm konseyine Fransız başvalisi başkanlık ediyordu ve her bakanın bir Fransız danişınanı bulunuyordu Başvali aynı zamanda kraliyet ailesi konseyine de başkanlık ediyordu. 1899'da Fransız yönetimi kraliyet yönetimi. nin elinden vergi toplama ve memurla.nna aylık verme hakkını aldı. Tonkin ve Annam'da, eyalet düzeyinde, valiliğin yanısıra varlığını sürdüren, 1 ancak üyeleri birer kukladan başka birşey olmayan bir Vietnam yönetimi bulunuyordu. Toprak sahiplerinden, zengin tüccardan ya da sanayicilerden ve yüksek memurlardan dikkatlice ayıklan-: mış küçük bir grup, üyeleri sömürge yönetimine! süs eşyası olmaktan öte bir hizmette bulunmayan) biı·· 'seçilmiş konsey' başvalilerin yardımcısı sıfatı! Vietnamlı

ww w. n

et ew

yordu.

1

taşıyordu.•

(A. y, s. 24·-25)

l3iciiJkeyLg~hJ:~,_.,kQlay __:)!linet.mek_vEt J11U.E!a.hcının­ el!dir-:nek için, bölmek V...§Jmn::.alama)L yönteıni...söruiı.r~

@_ciTJggı·-~yİ~~fr~~~-.~~i-özelJ.U.t!.slir. Bu salt Fransız sömürge poJitik.:isına özgü değildir.

Ülkenil:ı. içine sokuldugu bu sömürge ve çok parçalı düzenin sürekliliği. Vietnar: Ye Çin Bindi'nde sürekli

olarak işgal birliklerinin varl;gım gerektirmiştir. Başka türlü sömürge rejiminin devamı, mümkün olmayan bir. 202


ydi. Çünkü, Vietnam ulusal kurtuJu~ harekuıi tt!·:;:)'. >ki yenilgiye rağmen süq=ıklillğini koruyordu . Hıı 1 ,ı, Fn:trı,ş_ı~__ }tuv"'~tlE~riıün yanısıra diğer sönı•irg Jh:l' dkından devsiril:niş askeri birlikler ve Vietıı::ımhlar­ m__ql!J§i_grujı~~ış 'Y<?rÜ rr{iÜs' huvvetleri: ndon o1ıı~ ydı. Böylece, yukanda taıınnlanaa siyasal ve id:tri yürürlükte kald1. i~en sömürge rejimi ytkılana de Osmanlı Devözellikle iğinin, Türk sömü~·gecil ti döneminde ki sömürgeciliğin Kürdistan 'da oluştur­ ığu siyasal ve idari ör·güt biçimi, Fransız sömürge yöıtiminin Vietnam'd a uygulad1ğı biçimle büyük ben·rlik taşır. Buna ilerde değinme fırsatı bulacağız.

Ekonomik İlhak:

te we

-

.c om

dek

!hı: ülkeuiuhl>.llli!J~g~ __şt;;ıtüs_üjçerişJ_nçiEL!'.Üma..s.Lİt;!I!__ _ ~asal i_lhı1.kıas.JU.1L1i!I~~~~rıQmik__ lıakımdau..da ilhak,__

Yani bir sömürge ekonomik ve )litik bakımdan ilhak edilmiş bir ülkedir. Sömürgeci ke sömürgesi nin ekonomisi ni kendi ekonomisi nin çı­ ırlarına göre şekillendirir. Sömürge ülkenin ulusal wnomisi bütün alanlarda sömürgeci ülkenin ekono.isine sıkıca bağlanır. Toplumun iç dinamizmi tahriüa uğrar. Üretici güçlerin özgür ve bağımsızca geımesi engellenir. Vietnam'd a feodal yapıyı, Fransız empcr·yaliz mi, gibi korudu. olduğu ~ocJ.al baskı ve sömürüyü •Feodal düzen ortadan kaldırılmadı, üstelik pekiş­ rildi; toprak sahipleri köylüleri gönlünce sömürme3 devam ... ~ fc:tilkr. Vietnam, fransı~ _sörrı:Q.rru;cileri Jçln, şermaye yarm1 alani,-sana yi ürünler_! _için.. birpazar. ucuz. baı:n­

ww

w.

ne

~!_ş_Qlrr:ı~sı_g_er~J:cjr.

laddeve--işgücü- saglavan __~ir_~öJ.:rı"Qr~~ydi. Fransızlar,

Tetnam

paza.r1 Üz-eri1:

ereken her

şeyi yaptıı

tam tekellerini kurmak için · Fransız emtiası gümrük ver263


gilcr inden muaf tutulmuşt:_ı naml llard an alıcan <ı[;;ır vetr:

1

'.;

veriyorlardı. Pike nin nıadcn leri_ arasın_d_ı;t_ pay ecLmiş~i. ;·

E,irri.etleri Vietçok az vorgi

karşılık

ta~~ları ı·ransız şirket-

;~rı::,ye ycı.tın:ııl.oırı ö~­ (:enc:iJik ve kç:,.l.ıçul}: __ l,J.(~;>

.c om

celiklf2__ ye_~gır)ıklı olıuak «m . ı: ...,.i "'k , . ;. .. n u -t.'n''n -~:.~.ıc.. '-., Y.?c.ı._uı..e, ..,r: oneuı

·ransız

' ·nrdd~ı:,e·r I;u 'r '''·'<' ''' ı·,. .·cLDt.

n~.Jbır.,.:"ı

rini ihrac at içL1 ernm eyi___(3_.rrıaçla.;.~<:<,r)

gü•:;ı.,mlcıo }'i;.ı,pJ-

i:ımürlü ve JiY.9rct.~~(A·,-);:· s:·4S ). Bu yatırınilaı uzun J.:1r·i·:. J;'i, afir1ri\ } e ı~i)ıay ııi:,;cınlu ağır sanay iye eğil aiaılı.Ik1ir elde etme k amacı giüiü ·

pa:

te we

illkeÇıkai·1a.ri.d ar VietnJJnı'.da ı üyord u. V e ~.ı:l.Eı E)dEQ.r:ı btı_ yü~s.§<lt l;tftrl Qrçi~ı,..~~ edi1iy y~_!.ı!_!bP.§.-li .. Y§rin e _fLa:nşa'y(! .tr:a[ısft2L ı. IJuolmad me sebep le ulusa l ekon omid e ciddi bir büyü ;·ş~ k·-g-;ı tü;;ıi · ci~ k85i~eEE i:aiffi~ı{-öz"€mk:i·8--l:ııaŞ{n1-·şızFrans da.ba çok ·.-Fakai burada da amaç ·r Ölcfu .---rncıle ·- -· ........ -'"--·----~~--·----~----

---~-----

_,_

e:ı~ııpe~~ya!izi_Q~Qli! _'{}~_tr~ı:\E'-:~aki as~ı;r.ı

ve ek_opo_r{' i~- ç~:

ne

zmin in, ama•.:ı Vikg,rları oluyo rdu. Fransız empe ryali nede ne{nan:'i'Cfı1kapÜaJizmi geliştlrrnı:'k olamazdı. Bu güçik üstel le feoda l yapı sadec e korunınakla kalmadı, .ştı. lendi rildi Feod al baskı ve s6rnü rü daha da ağırhı

Ja_nm.

tip

ürDn.e

{JJ....lrinç1 bağlı kıt1dL'I.~Jmik çı:;;~J

ww

w.

düze yini koruy m·r:ic L

rnaJ<

ü:-~er\::

d-.~ <<ıtnürgo düzc·ninirı

') nrleşmesi ge-

-·~ı gid0i('1~ dt::i_ı:'<.dn.n biı r·:~J. }\·~~~·al<(tt~t"lt-; -~!iLU.liz-;rı

değ;iş], ...

esas Ol.~ rni111 har;it a1iz ·,_ de belirl i a:_::~:~ı]orda , . e be~

yaralirli dlç;id e bir gelişme kcn.'detıi. Enıpn;'yallzmin içiıı vazi barju ı_ nı'' tlğ1 oJari komp raclo r burjı;vazi ve şöylt:; denil mekt edir: «Üte yaııdan, Vietnanı burju va:r.l si bir süre sonrH ortay a çıktı; yüzyılın ilk yıllrnnda anca k çekir , dek halin de birka ç: unsu r vanl , Cı>lt-neksel Viet, onum toplu mu, ılımlı da o1sıı bir tücca r smıfmın hı'}unıunu engellemişti.

Fransı:dar lıu

duru mda,


ww w. n

et ew

e. co

m

ticari işleri için Çinli tatiderle, iş y;,pm.ayı ~ ct;lc· diler. Bununla birlikte, Fransız şirketlerinin bı!Jl ajanları para yapmayı becererek kornprador burjuvazinin ilk çekirdeğini biçimlencl\rdiJer. Fakat, birkaç girişimde bulunmayı deneyen Vietnam burjuvazisi ya korkutuldu ya da iflasa sürük!endi. Henüz doğmuş olan bu Vietnam burjuvazisi de çok geçmeden gerçekte hakettiği durum olan tefeciliğe düşerek ancak 'raşitlik' bir burjuvazi olabildi.,. (A, Y. s. 34) "'Vietnam burjuvazisi, önceki döneme oranla, 1919' dan 1929'a kadar bazı gelişmelere tanık olmakla birlikte, bir yandan Fransız şirketlerinin tekelleri altında ezilerek ve öte yandan Çin tüccarının rekabetinden zarar görerek daima çarpık (rüşitik) kaldı. 1924'den 1929'a kadar bazı Vietnam kapitalist firmalan ortaya çıktı, aına bunlar hiç bir zaman Çin ve Hint burjuvalannın girişimleri hacmine u! aşamadı. VjeJ_gam_b_uxü~ y_ı:r~lliL _b._ir_ b.a.!gmaL. i_y_!!_care_!._ulaşırrııJ!.l!fif saJ:l~L ye _yg.Qı jşle.nD:cl~ b_a.zı _kop.u_mlar elde etmeyi başardJ-ı !!ına _ç!ış ticaret,- ağır sanayi ve made!iciiikten_ uzak._t.ut~LcfLI.'- Soiü geçen fir~alarise-pek seyrek olarak birkaç düzineden çok işçi çalıştırabiliyorlardı. {,Jlysa.Lekonomiyi kalk!ndırın_{ly.AJi3.Llqşan..JmJiu­ valar, sömürge yönetiminin güçlü muhalefetiyle

ka~ılastılar: bunlar bai}mSızıiıt·-~m~nı __i)~Şj~_I~:ıi. ulusal burjuvalardı. DiğerJe.rL.~oğunluJda....F.ı:ansı~ ~

mallannın dağıtıcılan

ve kam\!.J~rL.ntii.t~3.h.bJ.~:- _ I~dller, yani komerader burluva.lardı Fikat. luı iki grup arasmda kesin bir çizgi yoktu; aynı burjuva zaman zaman birindeu.__~u~rine~_8eçiynr.d..u~. Boğulan ve ezilen bu Vietnam burjuvazisi kazan265

;::r


cını çoğu

zaman, feodal tarzda

sömürdüğü tarım

işletmelerine yatırıyordu. Vie.!_ı1~gı~_Qa zat~ııQ_nem:_ li sayılabilec~k E_~_ bl!_rjuvf!_~ını!)_hiç__bir zalllMt gelişmed i.~

s. 52-53) Geleneksel (feodal> Vietnam toplumunun üretim ilişkilerindeki değişiklikler sömürge rejiminin kesin olarak yerleştiği 1897'den itibaren başlamaktadır. Bu tarihte Fransız sömürgeciliği Vietnam'da askeri, politik, idari, kültürel ve ideolojik bakımdan güçlü bir denetim kurmuştur. Ülkeyi tümüyle kontrolü altına almış­ tır. Artık ülke sermaye yatırımı ve kolonyal ekonomi sômüninün yoğunlaştırılmasına geçmeye elverişli bir konumdadır. Zaten sözü edilen baskı mekanizmasının ülkeyi ekonomik sömürüye hazırlamaktır. amacı Bundan böyle ve özellikle de 1919-- 1949 deneminde FranŞJZ..._ser.nı~_ysı.Sinin biraz evvel sözünü ettiğimiz «madencilik, maden filizi, kauçuk _gibi derhal i h:_ . racata dönebilecek sektorlerde .. te:inerküzü artan bir ~a söz konusudur. Pirinç degırmenleri, Tekstil fabrikaları; çimento. kiremit ve tuğla ocaklan vb. ülkede kurulan başlıca sanayi, bunlardan ibaretti. Bu sanayiler yerli sermaye ile kurulmuş sanayiler de@, ulusal burjuvazinin payının olmadığı fransız serınf!: yesinin yönetimindek i sanayilerdir. Vietnam proleteryası bu alanlarda ortaya çıktlve yoğunlaştı. Bu proleteryayı kendisinin mezar kazıcısı olarak emperyalizm yarattı. Ve .12..Y ancak, 20 yüzyılın başlangıcında mümkün olabildi. Vietnam proleteryasının oluşumu bÖyle: ce bir Vietnam burjuvazisin in (milli burjuvazi) oluşu­ mundan öneeye rastlş,dı. ·Yani, Vietnam burjuvazisinin ortaya çıkışı proleteryanın ortaya çıkışını izledi. Bul)-U.ıtuvati_yukarıdaki alıiitıfarda vurgulandığı gibi ~-cı., y"üzyıl.!!.l. b~_~langıcında ~emen_]1~:ı:ıen yok__ ~~ı:~cek

ww w. n

et ew

e. co

m

-CA, y,


w.

ne t

ew e. co m

_gl_blYçlt Belirli bir gelişmesi, ancak, I. Dünya bavaşı­ nın takibeden yıllarda mümkün olabilmiştir. Fakat, bu burjuvazi bir sömürge burjuvazisi olarak, "Vietnam Sa vaşıyor»un yazarlarınca da belirtildiği gibi çarpık bir karakter taşıyordu ve feodal sömürü biçimiyle sıkıca bağlantılıydı. Fransız kapitalizminin ağır baskısı altın­ daydı. Çin vb. gibi yan-sömürge ülkelerin milli burjuvazisi He bile boy ölçüşebilecek düzeyde olamazdı. Bildiğimiz gibi .ı_arı-sömürge ülkelerde milli burjuva~inin kaçınılmaz bir özelliği, enı.:geryalizmin ve feodalizmin baskısı altında gelişme imki'mı bulrunamasive zayıf kalmasıdır. Bu belirleme sömürg~__§.t_l!_tüsü içeri:::sindeki ülkeler burjuvazi için.-SQ.Ld~h~~.EllJL olan__ bir belirlemedir. Çünkü, yan-sömürge ülkeleie kıyasla s-Ömürge ülkelerde emperyalizmin milli baskısı ve feodalizmin sı-nıf baskısı daha ağır ve dayamlmazdır. E.m-:-: peryaliz@n_söm ürge ve yarı-sömürgelerde {5.'eli§_tirdiğ_L ~tal~~s olarak komp~_ni~lj.1de bir _ka~it~ l!Yllili.L. Bu sebeple Vietnam'da da söz konusu kapitalizm esasen bu tür bir kapitalizmdir. Fakat, yukarıya çıkarılan alıntıda vurgulandığı gibi Vietnam'da bu iki tür kapitalizm ve onlara tekabül eden iki tür burjuvazi arasında «kesin bir çizgi .. yoktur. İkisi arasındaki nitelik farklılığına rağmen bir içiçelikte de söz konusudur. Yietnam'ın iktisadi ye taplmaal~Pl5JJld.a sğ~ü!l~­

ww

ettiğimiz gelişJE~~~_I_"1

ren

başlayan

!2!:!. Q~~JElfleriyj_~

J,_8f!?.'d~ı:L itil:J~:­

süreçte. öz;ellikle de 20__ .y:üzy..ıhn

Jıaşlw~­

gıç:ı.JJ.sL!2ir.l..ikte_oı:ta.y..a._çıkrnıştır. J~JL_şii..r.S'içJeodal ..Victn~_topJ~:m..ıuw..J:a..rl::No...Qal __tQpltırna,__çlf!p,ğştüren bir

~~.!lç.olmuştur. ·Vietnam Savaşıyor .. kitabın~l1 yazarşöyle demektedirler: • Vietnam ekonomisi de bu yüzden, kendi coğrafik ortamından kesilerek gittikçe Fransa'ya bağrmlı

lan

267


Paris 'te oyla nan istik razla r sömü rge yöne timin in kullanımına yeni kred i olan akla n açtı, n; tabii bu borç lann faizi ni halk ödey ecek ti. .f.r.a,. p!_ :ıes_i les:ıı sanayi _ .sız sana yicil eri .de Çin Hin_di'_nm kılındı;

!_la~_]'l'~t~:_ enge1l~~~~J_çiı2 e!le!:_inc:I~n g_~l~J1l. ~a_pt_ _tara_:_ küçü_!c~plar, __jı_~e.H.ild~ _Yi~trı~ı:nllta_r_

ew e. co m

kim,

ktiruı~:u3-_9l~_şi!~~11e.r__ birbi ri_ ~rdm<i_~__ rl&- _ yQ_l{_Qlwlarken, büyü k .Şirketler•. önem li za.ra k._ onomi k~~k. ra uğramaksızın krizi J~,tla!tJ.l~(. 'özer .. -~lkınma hika yesi bütü nüyl e çahrdadı (A, y, s. 69} ~ü ile ~ İşte, kate gorik anla mda bağımlılık stat. aktadır. mürg e statü sü arasındaki ayrım bura da yatm mııuıus: )( Söm ürge lerde ekon omik gelişme düze yi bagı iYOomiS ekon ülke ürge -~daha gerid ir. Söm ken••• c e, nüyl outü iunfaşmış bir ekon omik sam uru ıle ilin ülke i 01 cografık ortamından kesil erek · sömp rgec i: iffiP erde~konomisine tabi kılınmıştır. Söm ürge ülkel ile ısır: talis t gelişme, geneılikle empecyalrzmrn. giri~i emper.k olara cu sonu likte mey dana gelm ekte, b m amak olam kün müm ~lizmden b~ımsız bir gelis me da tan yara burju vazi yi _mdır. Milli kapi taliz mi ve milli Y:üzden QU ülke lerde yine emp erya lizm olmaktadır. Bu ka: milli kapi taliz min ve mil11 burju vazi nin yaba nCi --.._ bu .... ktaolma nsız imka e.Y. J!ita lizm ve burjuvf!?:i ile rekab -du:. Söm ürge serm ayes i sömü rgec i ülke nin ile reka bet edem emek tedir . mlJ Oysa , bağımlı ülke lerde duru m farklıdır Bağı n• ındtı ortam fik coğra di ülke ekon omis i tümü yle •ksm uluim ı_hak .azar kOparılmış değildir, Ba.ğımlı iilkenin_p olusmaktaJ_J~!'illit':'lı..: sun~z~rmdan nisb eten bağımsız msız liziT'l__ bağınılı ülke~i_Il.__!opr~1Eil~~!:!.,.~!9~~e -~-~~ in&. illi.w h.J.ıl ğrm -ba den Bu~ olara k gelişebilmı:ıkterliı:. bir ölçü de re~a.bet ~a_ry. haki m ulus un paza~e_

ww

w.

ne t

fllidan

268

sermayesi


~nsınt..P_ıJlf\J:>Jlm~kt.eQ.lr. Çarlık

om

Rusyası'nda Polonya, Ukranya ve Finlandiya'nın durumu böyleydi, :§.llfQ.mh ülkelerde kapitaliz m, üretici güçleri .sömürge !ere kı­ ·;Yaiia-:çq_~~ç!_~ha güÇIU:].9k 1Th.D_a-niz1i-v~~-~-~sa-oağı~: s;~_QJi!:rak @!i§tirm ektedir», " ... ~-~ğı~lı -~1 u_s}~~;.- heİ:n _k~di~~f!t1_aye1Q_r!__y_~rd.!rı_lı_~!,g__?!l_l?~~l[ı_ı: ço_k çeşit1Lko­ şullarla sermaye edinme olanakla nna sahiptirl~r. jiliürgele{Iii-k~er-m{i~:[i1.:,Xa-g:~__şôzfJ~_c.likç_ı~K-k~n.­ di sermayel eri yoktur. Ve finans-k~ital~da_J_ __si~i'"'bagillılliikk'Q§U.ıu--dışmde:-IliÇ bir sömürge sermaye ecİi~emez.,. (UKTH~s. 18öTcterken-Ienin'in-ffiı­ laitığı budur. Bağımlı ülkelerde kapitaliz min üretici güçleri nisbeten hızlı, esaslı ve bağımsız olarak geliş­ tirebilme si bu ülkelerde ki kapitaliz min niteliği sorunuyla ilgilidir.J 3u kapit~izm.J!.<:tk~m s_l_l.]._ş_}s_llP}~~li~

te we .c

m

.~!U~rat2_~_!_ olar_ı_l:]lr_k§Jl!t.ali3ım _c!_~ğildf~_ll~lli~l-~-~?E~~.

~-

ww

w.

ne

iç dinamiği sonucu gelişebilmiş_ milli_pit elikte _.QiL]<a·pualizm dir. Emperya lizm çağına girildiğinde bu milli (yerliJ _Ea.QU.alJf....m_ y_ahancLkapitalizmle_r_e_k.abet imj_{am bıılabil.rn.iillr.... Bu nedenle bağımlı ülkelerde belirli bir ölçüde üretici güçler bağımsız olarak gelişebilmiş­ tir. Ne var ki, sömürge ülkelerde ki kapitaliz!l},__~mi?Er­ yali'imin girişi ile birlikte ortaya __çı~.tığı.<lJı_n a.k!rlıkla kÖmprad or karakter de bir kapÜ-~Ü~mdir ve üretici- gÜç~­ iônn geli§mes i . önünde __engeldir= __Mi-üi--k~pit~Ii~m Tseoldukça zayıftır ve .rekabtl_ !!:ı:lli:f!ru_n<; ll!-rı _yoks__unctur. . .. Onun için sömürge ulusların kendi milli sermayel eri 'sözü edilecek' kadar değildir. 3 - _Sömürgeci ülke sömürge-.J!.ttLsun._diline._lc.iillll:. J:Üne, örf ve ade tl erine.. .saruıtııılh kısaca tüm ulusal değerlerine karşı yoğ_un bir baskı ıcyiı·ı-iB.r-:uTuSai: _qlaiL_._ herşeyi yaşaklar. Bu konuda sadece şidde.Llrn1lanmak­ kh-Y-Mll k_koyma kla da yetinmez ._ Yoğun__l;ıj_rjs;l._~glgji~ saldın örgiitleı:. Sömürge ulusun aydınları bu şekilde 269


sömürge yönetiminin ajanlan, onun araçlan durumuna sokulur. Bu politika sömürge politikasının ayrılmaz bir unsurudur ve her türlü sömürgecilikle görülebilen bir özelliktir. Nitekim, Vietnam'da da sömürgeci ülkeler tarafından en yoğun biçimde yürürlüğe kon-

om

muştur.

te we .c

·Kültür alanında sömürge yönetimi, halkın düzeyini yükseltmekten çok, bir yandan yönetim aygı­ tına aşağılık ajanlar yaratmaya ve diğer yandan ulusal kültürıe· hiçbir bağı bulunmayan ve ne de kültür alanında bağımsızlık esprisi taşımıyan cdenasyonalize» entellektüeller biçimlendirmeye çaba harcadı.•

<Vietnam

Savaşıyor,

s. 25)

ww

w.

ne

j)ömürge yönetimi Vietnam'da ulusal dili ve tarihi eğitim sisteminden çıkardı. Bunun yerine sömürgeci ülkenin dilini, tarihini ve kültürünü, ki onu da ilerici ·ye devrimci öğelerden ayıklayaraK:, zorla empoze et _meye çalıştı. Sömürgeci eğitim politiK:asıyla halkı eği­ timden yoksun bırakarak cehaletin karanlığına sürükledi. ·Geleneksel eğitimin yerine konulan sömürgeci eğitim kendisiyle birlikte okul ve öğrenci sayısın­ da öyle bir indirim getirdi ki buna cehalet denirdi. Sömürgecilik süresince Vietnam halkının en baskın gelen isteklerinden biri eğitimin Vietnamlılaştırılması ve yaygınlaştınlması oldu.• CA, y, s. 26) YENİ SÖMüRGECİilK

Yenf-sömürgecilik konusunun Giap tarafından yave özlü bir açıklaması vardır. Giap, bu sorunu şöyle açıklar: pılmış açık

270


ww

w.

ne

te we

.c om

·ABD emperyalizmi tarafından Güney Vietnam'da pratiği yapılan, yeni sömürgecilik, çağımız emperyalizminin ürünüdür.. Dünya sosyalist sistemi.nin artan etkisinden, birçok Asya, Afrika ve tatirı_Amerika. ülkesinde fırtına gibi esen ulıısal kW:: tuluş hareketleriJ::ı.deıı ötiir.ü, emperyalistler sö: mürgelerini artık eski metotlarla yönetememektedirler. Yerli gerici güçler de korkmuş olup, imtiyazlan hususunda telaşa kapılırus bulunmakt3dırlar. Yeni sömürgecilik, sömürgeci yönetimi ye.ııi biçim ve metotlar altında konırnak gayesiyle.. yabancı emooryalistlerle, komprador burjuva ve. _gerici toprak ağalan kesimi arasındaki tam bir_ suç ortaklığı ve uzlaşmadan ibarettir. Yeni sömürgecilik, karakteri icabı zayıf ve küçük ulusların köleleştirilmesi, pazar ve hammaddelerin araştırılması, bunlar için mücadele edilmesi ve ulusların halklarının baskı altına alınıp sömürülmesi şeklinde, kapitalizmin temel eğilimini yoğun bir şekilde ifade eder. ,Ana pratiği, şiddete da~anmaktır. Köleleştirme politikasım ve şiddet kul~ayı doğrudan değil, sahte bQ.ğımsızlık ve demokrasi kılığına bürünmüs kukla bir yöneti~ .!cukla bir ordu ve 'yardım', 'ittifak şeklindeki yollardan dolaylı olarak yapması gerçeğlnde, eski sö~~çilikten arn!!!. Bu bakımdan~ en tehlikeli ve ;tJ.ilekar alanıdır, halkin _uyanıklığını kolaylıkla yittrmesm~- ş~b_m:?._Q_ll:!E:. Güneyde Fransız emperyalizminin yenilgisinden sonra, zalim ve kurnaz yöneticileri, generalleri, yüksek yetkilileri ve merhametsiz işgal birliklerinin, görüntüsüyle ibrlikte göçüp giden bu harap cenazeye hayat vermekten aciz olan ve bu yüzden yenl-sömürgedliğin hilelerine başvurmak zorunda kalan ABD emperya271


Iizminin arzusu hilatma, eski sömürgeci lik öldü ve toprağa gömüldü.

ne

te we

.c om

Yeni sömürgeci lik bu politikasını uygulayab ilmek için, işbirlikçi vatan hainlerine dayandı. Gücünü, çoğu faaliyetil) merkezine ait olan, ama ekonomik ve siyasi bakımdan, güçlü olsun veya olmasın, gerici güçler tarafından doğrudan doğruya yönetilen geniş ekonomik ve askeri olanaklard an aldı. Halkımızın başanlar kazandığı, emperyaliz min ise başansızlıga uğradığı bir sırada, Güney Vietnam'da, ABD'nin vaftiz babalığını yaptığı kukla bir yönetim k.uruldu. Bu bakımdan, daha başlan­ gıçta, hayatiyeti ni yitirmiş olup, bünyesind eki iç iç çelişkilerden, krizlerden ve savaşlardan muzdarip bulunmaktaydı. Sosyal temeli; Fransız yönetimi altındayken fazla güçlü olmayan ve· direniş savaşı yıllannda zayıflayıp bölünmüş bulunan, feodalizm, toprak ağalığı ve komprado r burjuvazi idi. Barışın sağlanmasından sonra, amaçların karşıt­ lığından ötürü, ABD ile Fransa arasında olmak üzere bir kez daha bölünmüşlerdi.· . CHalk Savaşının Askeri Sanatı, s. 204-205, Yöntem

w.

Yayınları)

bir.

Açıktır ki, yeni-sömü rgecilik em_p~alizm çağının ür:P,nüdür._faka_tJ::nı,_pQbtUsı:ıJizelUkle_U. Dünya Sa-

ww

'(~§!ndan s~!l_f_~_ağırlık _ve yay.s:!!!h.k kazançlı Bunun nedeni kimilerinin sandığı gibi yeni-sömü rgeci politikamn emperyaliz min çıkarlarına daha uygun düşmesi vo bu nedenle eski sömürgeciliğe tercih edilmesi değildir. Yeni-sömürgeciliği bu şekilde kavrayanl ar az değildir. Fakat, onlar sorunu hiçbir şekilde kavramamış­ lardır. Çünkü, ~l§ı.sik sömürgeci lik emperyaliz min çı-

272


.c om

:rarlanna daha çok, yeni-sömürgecilik ise daha az uy~ndlışmektedir. Bu nedenle emperyalizmin egüillii ;ürekli bir biçimde ülkeleri ekonomik ve politik banmdan sömürgeleştirme eğilimidir. Emperyalizmin bu ~ğilimi birinci ve ikinci emperyalist savaşların prati~inde açık bir şekilde ifadesini bulmuştur ...Lenin. em~~IYJ!liz:rrıin, siyasi ilhı3,1<_ oima~ızın da_Jlli!,j_i_serr.o.~3'Il­ ıin!I! ~~~_c!_aya~ar~}{_ g~~!_Qır~J<JıntrnJ_ş_!jJkı:ıl~_ı:l ken:~e b!tğıml~l_~eJAr.QJğiE_e,_ _ ()!ll~r! . ~!lll?.9IY!llisJ­ ~a:Q~lis_t.~min _g:gır!~n- j_çigciQ _tg_t!l:J2ilcUğin.usaret ı.Lrni§.tir._Fakat,

yine j..enin. _emper:y:alizmin,_eğiliminin_

te we

re çıkarlaı:J.I1Jll. Jı~:ıp. ~:ıconQQlil_{_y_e h~!U d~ politik ilha~ lgğrultusunci~ i~diğini de vurgulamıştır. Çünkü, ,.sö.::,

ww

w.

ne

rüir@_s~atiisü em.Pelializı:niıı çıkarhiiiii~ daha uygun re yeni-sömürg~- s_t_a,rns\! jse y:er!Lgericiliğin. çıkarlarına lcı._ıi~-uyg~~ Qla,mdı_r. Bu durum emperyalizm ile iş~ >irlikçileri arası:ı.daki çelişkilerden birisini oluşturur. O halde emperyalizm, kendi çıkarlarına daha cok ıygun düşen eski sömürgecilik politikası yerine, daıa az uygun olan yeni-sömürgecilik politikasına neden >aşvurmaktadır? Bu sorunun cevabı Giap'ın yukardaki :atırlannda verilmiştir: Şöyle ki; sosyalist sistemin var. ığı, kapitalist-empery alist ülkelerdeki devrimci işçi sı­ ufı hareketi ve yükselen ulusal kurtuluş hareketleri :arşısında, c, •. emperyalistler artık, sömürgelerine yöıetimlerini benimsetmek için eski metodlara başvura­ naz oldular.• Giap, ·ABD emperyalistleri, isteseler bie, eski sömürgeciliğin çürüyen cesedini canlandıra­ nazlardı· diyor. Ve ·ABD emperyalizminin arzusu hiarına, eski sömürgecilik öldü ve toprağa gömüldü· di'e ilave etmektedir Giap. Yani emp~lizm kendi a_r_: .usu ve iradesi ile yeni-sömürgeciliği tercih etmiş deTıclir:-·Erripecya-lizm, buna mecbur -kalm1şfır.. Çü.l1-kü, -~1_l?~J.'Y~lizı:n _l~JQıü~rintg__ ia-;}_çlıkı gil;>i kadir-i mutlak 273


ww

w.

ne

te we

.c om

değildir. Empery alizm çagı aynı zamand a ulusal kur·tuluş ve proleter ya devnınlerı çagıttır. Empery alizri1in iradesin e karşı işleyen-ve" sureKff yeİti mevzile r kazanarak onun manevr a alanını daralta n dünya devrimi nin gücü karşısında Q.._~eni biçim ve _met~tlara _baş­ vurmak zorunda kalmıştır. Surekli olarak dünya devrTm-cep hesinde n yana-gclişen ve değişen güçler dengesi empery alizmi eski-söm ürgecili k politikasının yerine yeni-sömürgeciliği koymay a zorlamıştır. Ne var lü, bu, . empery alizmin eski sömüı:g?çili~ _ _y.Qlitikl!§.!nl:_ bütünüy le terkettiği anlamına gelmez. O hala yen.Lsö-. ıliiirieciliğin yanısıra yeryere ski söır:ürgeciliği d~J!e~_ biZzat uygulam akta hem de ona arka çık~~ktadır. Çünkü, onun eğilimi yukard a işaret ettiğimiz gibi kendi çıkarlarına daha çok uygun düşen klasik sömürg ecilik doğrultusundadır. Nitekim , .Qüney Viet_ı:ı_am'da uyguladığı yeni-sö mürgec i politikanın çirkin yüzü, saı::­ dırgan tabiatı ortaya çıktıkcık ulusal kurtuluş hareke-:. U karşısınqa bu y_öntef!!jşl~~E-:tez hal~ geld*_ç_~BD empery alizmi '.özel savas', csınırlandırılnuş_s.av~_ de-_ diği savaşı sürdüre mez h~elerek kukla orduların yardımınak{)şfu;-k~ndTÜrdularını_ ülk_~Z_e dah~azla ş_ayıda sokmak zorunda kaldı. BöylecE!.__Fransız empery:ılizminin eski sömürgeciliği iflas ettiği için ~_ye: 1 ii.ne geçirdiği kendi~.inin yeni-sö mürgec ilik ..m2~ jla çözümsüzlüğe-J::ol aç~ zorunlıı olarak eski sö-' mürgeciliği adım adım uygulam aya geçirdi_

Peki, yeni-sö mürgec ilik nedir? Eski ve yeni-sö mürgeeilik arasındaki fark nereded ir? Bu fark öze mi, biçime mi ilişkindir? · -~eni

sömürge cilik, « ... sömürg eci yönetim i, yeni biçim ve metotla r altında koruma k gayesiy le, yabancı empery alistlerl e, kompra dor burjuva ve gerici toprak

2"14


.ğalan

kes imi arasındaki tam bir suç orta klığı ve uziba rett ir." diy or Gia p. Bir az evv el söm ürg eci leri n halk ları köleleştirmek ;in başlıca iki yön tem e başvurduk larını belirtmiştik: ı Şiddete başvurarak boy un eğdirme ve, 2 - O ülk ede ki yer li ger ici güç lerl e hal ka karşı tifa k kur ma . Ha lkia n köleleştirmenin bu iki yol u sömürgeciliğin er türl üsü nde -es ki ve ye niva1·dır. Gia p, yen i sö.ürgeciliğin de «An a prat iği şiddete dayanmaktır" di)r. O hal de, esk i ve yeni-sömü rgeciliği bu bakımdan rbi: rind en ayırdeden ned ir? Y.gni sömürgeciliği esk ;n.den ayıran şudur ki. bur ada şidd ~t. dolaysız olg,_r_ak npe rya list yön etim lerc e değil, çiol aylı ola rak , Y?-ni el!l~ryalizmin işbirlikçisi ola n .~l!.Jf.l!..kla_y.ö.n_eti:ı:ıı __ _v~ tkla ord ula r tarafından uygulanm akt~5:!n::.__!h! _):erli.. '-k~YQlletimlerin sos yal tem eli sömıJ:sg__ve yarı-sö­

ne te

we .c

om

:ışmadan

~ ülkelerd~or· buri l!Y~zi ısınıfı

-~ toQ!E,k_az~- ··

ya_d~ lJl.l §~ıfl~z:ı!l~~_:rici__~l

tl andır. ·AB D

an Vflliıt..

yeni-sömürgeciliği, Gü ney Vie tna m'd a bu saldırı politikasını gerçek leştirmek için uşaklan­ nı esa s ara ç ola rak kul lanmaktadır. Yen i-sö mü r-

ww

w.

gee ilik güc ünü bir yan dan , gel işmiş bir ülk eni n ikti sad i ve ask eri pot ans iye· lind en, diğer yan dan da yer li ger ici güç leri n sos yal, eko nom ik ve siya si tem elle rind en alır... <Halk Savaşının Ask eri Sanatı. s. 249) "Ku kla yön etim ve kuk la ord u yıll ardır sür en V<lr lığ1nı sad ece ve sad ece AB D yardımına bor çlu dur .,.

<A, y, s. 253 ) Görüldüğü gib i bur ada değişen şey, söm ürg ecil eken di hak imi yet leri ni biz zat ken di yön etim leri vP. 275


ww

w.

ne te

we .c

om

kendi ordulanyla değil, esas olarak yerel işbirlikçileri ve kukla ordular aracılığıyla dolaylı olarak sürdürüyoı olmalandır. Bu durum yerli işbirlikçilerin arkasında· ki esas güçleri gözardı etmeye, sömürgecileri gizleme· ye hizmet eder. Bu nedenle 'en tehlikeli ve hilekar' ola· nıdır. Sömürge yönetimi ülkede yeni bir görünüm ka· zandığından sömürge ülke görünüşte siyasal bağımsız­ lığına sahipmiş gibidir. Fakat, Giap'ın da belirttiği gibi kukla yönetimlerin ve ordulann varlığı emperyalizme bağlıdır. Bu nedenle ulusal kurtuluş mücadelesi yerli işbirlikçilere ve arkasındaki emperyalizme yönelmek zorundadır. Baş düşman olarak emperyalizmi ve yerli hainleri tesbit etmek zorundadır. Bir yeni-sömürge ülkede baş çe1işkinin kapsamına yerli gericiliğin yanı sıra emperyalizmin alınması zorunluluğu yukarda sözünü ettiği miz gerçekten kaynaklanır. Yeni sömürgecllik, c... bir yanda yabancı emperyalistler öte yanda da mahalli komprador bu rjuvazi ve toprak ağalan sı­ nıfı arasındaki suç ortaklığı ve uzlaşmanın bir sonucudur.• derken Giap, bu gerçeği en güzel şekilde ifade etmektedir. Bu nedenle Güney Vietnam'da ulusal kurtuluş savaşı Fransız sömürgeciliğinin yenilgisini takiben cABD emperyalistleri ve uşaklannın yeni-sömür· geliğine karşı. .. • yönelmişti. Açıktır ki, yeni söm ürgecilik, sömürgeciliğin tabiatındaki bir değiş ıkiikten kaynaklanmıyor. Sömürge-

clliğin tabiatı değişmemiştir. Değişen. sömürgeciliğin

yeni uluslararası ve ulusal koşullann sonucu yeni biçim ve m etotlar altında devam ettirilmesidir. ULUSAL H .'\REKET VE ViETNAM İŞÇİ PARTİSİ'NİN ORTAYA ÇIKIŞI Vie tn1!!1l.-lJlyş.aL-ha.r.eketi 1858'de ülkenin Fransız emperyalizmi __ta:çl!l)ndan s_Q_!!lürgele_l!;g-ilm ek istenme--- - --- -·---


ww w. n

·--

et ew

e. co

m

sine tepki olarak ortaya .çıktı. Bu dönemde Vietnal!l, toPlUmu kendine-yeterli ·:reoda.ı bir toplumdu. tşçi sı­ nıfı ve burjuvaZi gıbı modern fophımsa.l sınıflar henüz oluşmuş değildi. Ulusal harekete öncilliik edebiTecek tek örgütlü güç feodal sınıfın temsilcisi olan monarşi olabilirdi. Ne var ki, Nguyen monarşisi ulusu sömürgecilere karşı direnişe sokmaktan korktu ve Fran'sız sömürgeelleriyle uzlaşma yoluna gitti. pıusal hareketin önderliğini aydınlar ve yurtsever manderenlar tfeodal devlet aygıtınıriÜyi:iierl)üSti~I!__diler._!'ak!t, hiı yyrtsever hareketler ulusai çapta etkili olamadılar ve 1897'de Fransız sömürge yönetiminin iyice yerleşme: si sonucu bastırıldılar. Buna rağmen küçük çapta olsalar bile bu tarihten sonra da ulusal hareketlerin al"-l" kası kesilmedi. 29. yüzyılın başlaE!:._D:.c!.~ bi!jn~L~.ın~~:--­ yalist savaş sonrasında işçi sınıfı ve burjuv~~ig!9i_n:ıodern sınıflar şekillenmeye ·oaşraaı.· Birkaç küçük a.t.!_lımda bulunan ulusal burjÜvazfh~ete önderlik edemedi. Geleneksel Vietnam topluilmnda Fransız emper-----,. ya.lizminin girişi ve sömürge düzeninig_yerleşmesLs.Q.nucu meydana gelen yapısal. değf~ .Y~J?~ş!~ kim devrimi olmak üzere Çin devrimci har~eti_,(l"), gibi uluslarıroışı_etk.enlşnn_da _~tkisi il_!ı_i_şçi sınıfı hareketi ekonomik ve politik cephede gelişti. Vieillaı!i'd..i devrimci örgütlenmeler Y§.I:atıldı. Ho Şi Min önderliğin­ de ~mçL Gençl~-Biri~ adlı bir örgüt oluşturuldu. Bu örgüt, marksizm-leninizmi yaygınlaştırmak, kadrolar yaratmak vb. gibi amaçlarla yaratılmış geçici nitelikte bir örgüttü. Fakat, kuruluşunu izleyen yıllarda işçi hareketi ve yurtsever hareketle sıkı bağlar kurarak güçlendi. Ancak, sürekli yükselme kaydeden yığın­ sal, ulusal harekete önderlik edebilecek nitelikte bir Parti yaratılması kendisini Acilen dayattı. Vietnam Devrimci Gençlik Birliği'nin bünyesinden iki ayn par-


Hincliçini Komünist Partisi, Annanılılar Komünist Partisi Bunlann yanısıra bir başka örgüt, ilindiçini Komünist Birliği kuruldu. Hareketin üç başlı oluşu yükselen ulusal ve demokratik mücadelenin talepleriıie uygun düşmüyordu. Bir yandan da Fransız sömürge yönetiminin baskılan giderek yoğunluk kazanıyordu. Bu şartıann · zorlamasıyla birleşik bir önderliğin yaratılması kendisini dayattı. Vietnam devrimci hareketinin önderi ve III. Enternasyonal temsilcisi olarak Ho Şi Minh bu birliğin yaratılmasına öncülük ettL Böylece, bu ü örgüt 1930'da birleşerek, Hindiçini omunısı­ ın ıçını r. Komünist Partisi'ni 1 Partisi'nin siyasi çizgisi ve programı Ho Şi Minh tarafından hazırlanmıştı. Partinin Merkez Komitesi Ekim-1930'da yapılan toplantıda aşağıdaki temel siyası tezleri benimsendi: Ekim devriminden sonra, emperyalizm ve pro ı leterya devrimleri çağında, Vietnam devrimi, dünya proleterya devriminin bir parçasıdır. Bu devrim, işçi sınıfının önderlik edeceği yeni-tipte bir burjuva demokratik devrimdir. · 2 - Sömürge ve yan-feodal bir ülke olan Vietnam'da, devrimin iki, stratejik görevi emperyalizmi kovmak ve feodalizmi yıkmaktır. Ulusal ve· demokratik görevler, anti-emperyalist ve anti-feodal mücadele birbirine sıkı sıkıya bağlıdİr. 3 - Marksist-Leninis t Parti'nin öncülük ettiği iş.: çi sınıfı devrimin önder sınıfıdır. İşçi sınıfı· önderliğin­ de işçi-köylü ittifakı inşa edilmelidir. Iktidan ele geçirmek için devrimci şiddet kullanılmalıdır. 4 - Vietnam devrimi birinci aşamada demokratik devrimin görevlerini yerine getirdikten sonra kapitalist aşamayı atlayarak kesintisiz bir biçimde sosyalizme geçmelidir. Bu devrimin ikinci aşamasıdır. çıktı.

ww w. n

et ew

e. co

m

ti

278


e. co

m

Bu politik tezler daha sonra ki yıllarda yeni tezlerle birleştirilerek giderek yetkinleşti. Komünist Partisi'nin yaratıiması Vietnam demokratik devrim sürecinde bir dönüm noktası oldu. Sürecin niteliği değişme­ miş olmakla birlikte eski tiyte _@mQkratik__d&_vrim sü..reci son buldu ve Komünist Partisi önderliğindeki y~­ ni-demokratik devrim süreci başladı. Parti'nin önderliği ve Marksizm-Leninizmin Vietnamın somut koşul­ larına yaratıcı bir tarzda uygulanmasından çıkan doğ­ ru bir politik ve askeri çizginjn varlığı Vietnam devriminin muzaffer olmasında belirleyici bir etken oldu. Vietnam devriminin· 1930 sonrasındaki evrimini aşamalara ayırarak ana hatlarıyla inceleyelim.

et ew

KOMÜNiST PARTİSİ'NiN KURULUŞUNDAN AGUSTOS DEVRİMiNE KADAR Kİ BİRİNCİ DÖNEM (1930-1945):

ww w. n

Çağımızda bir ülkede devrim tarihi esas olarak, marksist-leninist öncü olan partinin tarihidir. Bu nedenle devrimini yapmış ·ülkelerin marksistleri kendi deneyimlerini 'Parti Tarihi' adı altında toplarlar. Vietnam'da Komünist Partisi'nin kuruluşu için Le Duan; "Vietnam'ın en devrimci sınıfı olan ve köylülükle sıkı bağlan bulunan işçi sınıfının sert savaşımı ve tüm halkımızın 'büyük bir gelişme içinde olan yurtsever hareketi ile zamanımızın en köklü devrimci ideolojisi olan marksizm-leninizmin bileşimi 3 Şubat 1930'da partimizin kurulmasını sağladı. Bu son derece önemli olay, Vietnam devriminin tarihinde temel bir dönüm noktasını belirler." diyor. (Vietnam Devrimi, s. 10-11, Bilim ve Sosyalizm Yayınları.>

279


Parti'nin yaratılması ile birlikte Vietnam halkının hareketine bilimsel sosyalizm kılavuzluk etti. Ulusal hareketin önderliği aydınlardan ve önderliği ele geçirmek için çabalayan reformist, burjuva milliyetçi hareketlerde n işçi sınıfına geçti. Bütün amacı sömürge düzenini reforme etmek olan akımlar iflas etti. 1858'den beri süregelen ve fakat, kalıcı hiçbir başan elde edemeyen yurtsever hareket marksizm-len inizmle buluştuğu noktada hızlı bir atılım yaptı. _1930-31 arası geniş çaplı işçi grevierine ve köylü gösterilerine tanık oldu. Sömürge yönetiminin vahŞI terörüne rağmen hareket daha bir politize oldu ve açıkça sömürge yönetimini hedefledi. ı Mayıs günü ıia: "rekeun.-ooy utran geiıiŞiear:-KOiiiüiiisf Partisi'nin ön:derlik-ettikf bu1iareke_t_ işÇi kÖylÜ ittifakının somut-aştığı bir ay~anm~~ <:!Q!ru gel~i. Ilk kurtanliiuş ~öl~efe-r-ortaya çıktı. KôYiü bİrlikleri kurtanimiŞ- aiaiı-:; larda gerici iktidan yıkarak demokratik bir halk ik:tid._an kurdular_,_ TOr rak a · alannın topra,klan gasp~dilerek köylülere dağıtıldı. Hainler ı. rak kiralan ye faiz oranlan indirildi. Köylülerin borçlan iptal edildi. ~alk milisieri kuruldu. t;!e var ki, Fran' sız sömürge birliklerinin yoğun saldırisı karşısında hareket lfliU'de bastırıldı. Kurtanimış bölgelerin yaşa- ması ve ·gelişmesi için koşullar henüz olgunlaşmış değildi. Ancak, ~. 1930 ekonomik bunalımının _yükünü halk yığınlanna yükleılıeye çalışarak ekonomik sömürüyü yoğunlaştıran ve terörünü artıran Fran. SlZ sömürgeciler ine karşı gelecekteki genel ayaklanmanın bir provasJ niteliğinLt~ıdı. Yine bu hareket Komünist Partisi'nin önderliğe ·yetenekli tek parti olduğunu ispat etti. Ulusal ve denıokratİk hareketin Komünist Partisi'nin önderliğinde hızla yükselmesi karşısında Fransız sömürgeciler i azgın bir terör kampan-

e. co

m

kurtuluş

ww w. n

et ew

ve-

280


ww

w.

ne te

we .c

om

yası açtılar. Çok sayıda parti üyesi ve yurtsever unsur tutuklandı ya da öldürüldü. 193l'de!ğ_y_enilgiyi tı:l­ kiben ulusal demokrati k h@.reket geçici .olru:ak gerile·me kaydetti 1932'de Komünist Partisi günün somut koşullanna uygun mücadele ve örgüt biçimleri tesbit etti. Kitlelerle sıkı bağlarını korumaya, geliştirmeye çalıştı. İllegal örgütlenm eleri güçlendird i. Legal yollardan da yararlanar ak, legal ve illegal mücadeley i birleştir­ di. Bu dönemde Sovyet, Çin ve Fransız komünist partileri Vietnam'd aki harekete önemli yardımlarda bulundu. Ülke içerisindek i bu durumun yanısıra uluslarara sı durumda hızlı gelişmeler oldu. Almanya, İtalya ve Japonya'd a faşizm iktidara geldi. Alman, İtalyan ve Japon faşistleri dünya pazarlarını yeniden pay etmek amacıyla üçlü bir blok oluşturup savaş hazırlıklarına giriştiler. Bunların en önemli hedeflerin den biri de düny~ devriminin güçlü kalesi olan tek sosyalist ülkeyi, Sovyetler Birliğini yıkmaktı. 1935'te yeni uluslararası durumun değerlendirme­ sini yapan Komünist Enternasy onal Yedinci Kongresi bütün ülkelerdek i devrimci işçi sınıfı ve kurtuluş hareketlerini n acil görevlerin in savaşa ve faşizme karşı barış ve demokrasi mücadeles i için geniş halk cepheleri oluşturmak olduğuna işaret etti. 1936'da Fransa'da, Fransız Komünist Partisi önderliğindeki halk cephesi seçimleri kazanarak iktidar oldu. Bir halk cephesi hükümeti oluşturuldu. Fransa'daki yeni siyasi durum Fransız sömürgesi olan Vietnam'da yansıdı. 1936-1939 dönemi için Le Duan, şunları söyler: ·.k-~~1 ve yan-legal eylemlerin gizli ye illegal__ey-: l__ş_mlerle kaynaştığı 1936-39 dönemi bir sömü_r__g_~ ülkede ~k az görülebilir . Fransa'da Halk Cephesi ----- ·---------~-------

~

281


ww

w.

ne te

we .c

om

iktidara gelince, partimiz devrimi bir adım daha ikri götürmek için bu olayı uygun bir fırsat olarak değerlendirdi. Partimizin bu fırsattan en iyi biçimde yararlanabilmesinin nedeni, 1930'dan itibaren sağlam ve kilit savaş mevzileri kazanmış olme,sıdır. Lenin'in, 'somut politik görevler somut koşullarla belirlenmelidir' önerisinden hareket eden partimiz, 1936-39 döneminde bir yandan demokratik özgürlükler, iyi bir yaşam düzeyi ve barış isterken, bir yandan da gerici sömürgecilere (henüz sömürgeci yönetim tümüyle yıkılmadan> faşizme ve savaşa karşı savaşımı güncel görevler olarak ortaya koydu. Parti, bu istemierin asla nihai amaçlar olmadığının, reform yoluyla toplum düzeninin temelden değiştirilemiyeceğinin tam bilincindeydi. Devrimci amaç ancak devrimci zor yoluyla emperyalist ve feodal yönetimi ergeç ezerek ve halkı iktidara getirerek gerçekleştirilecek­ tL Ama, Lenin'in kendisi de, 1917 Şubat Devriminin getirdiği demokratik özgürlükler olmasaydı Ekim devrimine götüren büyük ölçüde yığın savaşımını başlatmanın zor olacağını söylemişti. 193639 demokratik hareketinin daha sonraki Ağustos devriminin zaferine etkisi de benzer biçimde olmuştu. Bu dönem sırasındaki şiddetli yığın ajitasyonu Fransız yönetimi altında benzeri olmayan brr hareketti. 'Halk Temsilcileri Meclisleri'nden ve Fransız sömürgecilerinin kurduğu 'Sömürge Konseyleri'nden yararlanan parti, örgüt ve eylemlerin esnek biçim çeşitliliklerini kullanarak, başta işçiler ve köylüler olmak üzere, halkın milyonlarcasını seferber etti ve onları politik eğitimden geçirdi. Politik savaşırnlar kentleri ve kırları baş­ tanbaşa sardı; fabrikalardan, çiftliklerden, maden

282


lerden kasabalara: 1940-15 döneminin

köylere şiddetli

ve

yığınları

savaşıarına

götüren

yayıldı

koşulları hazırladı.,.

(Vietnam Devrimi, s. 41-43)

ww

w.

ne

te

we .c

om

Fransa'da içinde Komünist Partisi'nin de yer aldı­ ğı Halk Cephesi Hükümeti işbaşma gelmekle beraber Vietnam'dak i sömürge boyunduruğu son bulmadı. Fakat, Le Duan'ın anlattığı gibi bu dönem siyasal hak ve özgürlüklerin belirli ölçüde kullanılabildiği özgül bir dönerndi. Parti legalite imkanlarından yararlanarak yoğun bir ajitasyon, propaganda ve örgütlenme kam-panyasını yürütebildL Uzun bir sömürge geçmişi olan Vietnam'da 1936-39 dönemine benzer bir dönem bu tarihe kadar görülmüş değildi. Vietnam devriminin bu dönerne ilişkin pratiğinden öğrenilecek çok şey vardır. Oldukça sınırlı ve geçici de olsa bir sömürgede bazı politik özgürlüklerin varolabileceği ve onlardan devrim için yararlanmanın zorunlu olduğu gibi. Sömürgeciler tarafından kurulmuş bazı kurumlardan , 'bunlar sörnürgeci kururnlardır' deyip sirke gibi keskin' laflar etmek yerine onlardan yararlanmak gerektiği gibi. Komünist Enternasyon al'in Yedinci Kongresi kararları doğrultusunda Bindiçini Komünist Partisi 1936'da birinci kongresini topladı. Bu kongrede yeni ulusal ve uluslararası durumun analizi yapılarak içinde bulunulan aşamada Hindiçini devriminin görevi savaşa ve faşizme karşı barış ve demokrasi için dünya birleşik cephesine katılmak olarak saptandı. «Kongre geçici bir süre için, 'FRANSIZ EMPERYALiZMİNİ YIKALIM, 'TOPRAK SAHİPLERİNİN TOP RAKLARINA EL KOYARAK TOPRAKLARI iŞLE­ YENE DAGITALIM' sloganlarını bir kenara bıra­ karak Bindiçini Anti-empery alist Halk Cephesi'283


we .c

om

bir Orni örgü tlem e karannı aldı. Faka t, bu tür saltma, dağı rını güt, Hind için' deki Fransız safla t ciler ürge ci söm dırgan Fransız faşistlerlnl ve geri er.:. tecr it edem ezdi . Bu nede nle Bind içini Anti-Emp n deyalis t Halk Cep hesi nin adı dah a sonr a, bütü Fran ren, geçi kete hare mok ratik ve ileri ci güçl eri olan i ciler ürge sız faşistleri ve Fransız gert el söm tik özgü rlük ler, başlıca düşmana karşı dem okra esi için ve faşizme yaşama şartlannın düze ltllm ı için mO.cadele karşı dün ya banşmın korunmas olar ak değiş­ hesi Cep tik eden Hind içini Dem okra ti.•

ww

w.

ne

te

Yayın­ <Vie tnam İşçi Part isi Tari hi. s. 22, Yön tem lan) arda oFran sa'd a anti-faşist Halk Cep hesi 'nin iktid m orduru bir l özgü n luşu, Viet nam devr imi açısında Alke tehli baş taya çıkarıyordu. Uluslararası, plan da plan al Ulus man , Haly an ve Japo n faşist kampıydı. ei hede flem daki müc adel eler bu kampın çöke rtilm esin e ulus laradel müc daki plan al liydi . Aks i takt irde ulus , parç a Oysa i. ecekt çeliş arası devr imin çıkarlarıyla hede fiel günc ve ı bütü nün ün çıkarlarına tabi kılınmal l duözgü ni bura dan hare ketl e tesb it etme liydi . Bu in imin devr rum un değerlendirilmesi sonu cu Viet nam günc el göre vler i şöyle tesb it edild i: tind en dem ok cFransız Halk Cep hesi Hük üme ı ma şartla­ yaşa ratik refo rmla r ve kitle ler için dah a iyi rı talep edildi.,. <VİPT, s. 24) LJM,., . 2 - ·FRA NSIZ EMPERY ALİZMİNİ YIKA KOEL INA cTOPRAK SAHİPLERİNİN TOPRAKLAR .. IM sloYAR AK TOPRAKLARI iŞLEYENE DAGITAL tik ceph eyi gan lan yeni koşullarda en geniş dem okra . Başlıca edildi teı::k süre inşa edeb ilme k için geçi ci bir

284


.. Fransız faşistleri ve Fransız gerici sömürg ecileri• olarak tespit edildi. Amaç, ·Fransız saflannı dağıtma», Fransız faşistlerini ve gerici sömürg ecilerin i tecrit etmekti . Çünkü Fransız saflan bir bütün değil­ di, Fransız gericiliği ve faşizmi ile faşizme karşı çıkan kampla ra bölünmüştü. Hindiçi n'deki Fransız saflan ancak bu şekilde dağıtılabilinir, faşizme karşı çıkan kesimler cepheye kazanılabilirdi. Bu düşman kampta ki çelişkilerden yararla nma politikasıydı. Aynı dönemd e Çin'de biraz daha farklı_ bir durum sözkonu suydu. Çin'in büyük bir bölümü Japon faşist·· lerinin sömürg esiydi. Bu nedenle Çin'de anti-jap on birleşik cephe gündem e geldi. Ulusal planda baş düşman olan Japon empery alizmi uluslararası planda da düş­ man güçlerd en biriydi. Ulusal ve uluslararası hedeflerde bir çakışma sözkonu su olduğundan durum daha anlaşılır oluyord u. Oysa, Vietnam 'da yukard a sözünü ettiğimiz durum daha karmaşıktı. Fransız empery alizmi ulusal planda baş düşmandı, ancak uluslararası planda güncel durumd a faşist kampa karşı bir ittifak unsuruy du. İşte, Vietnamlı devrimc ilerin ·FRANS IZ EMPEBY ALİZMİNİ YIKALJM,. sloganını bir süre için bırakmalanndaki sebep budur. Bu durum oldukça özgül v~ öğreticidir .Bir ülke devrimi nin kendisi ni dünya devrimi nin çıkarlarına uyarlamasına bundan daha iyi örnek bulunam az. Komün ist Enterna syonal' in uluslararası çizgisi Vietnam devrimi nin güncel pratiğinde iş­ te böyle somutlaştı. _fuı____iiö11emde •sağ,. ve •sol· oportünis_t_ eğilimler ortaya cıktı. Sol oportıini.ı_m, • .. .legal ve yan-leg al biçimleri kullanm amak.• şeklinde beliriyo rdu. Sağ oportünist sapma ise legalizm biçimin de, ille~auteyiiılkir ederek ve • ... ~p_ral!_ şahipl~ri_ruien__gereğinden_ f~~la i rin devrimc işçilerin ve köylüle medet ummak , bu --ara -- . - --- -·· -·. ·-

ww

w.

ne

te w

e. co

m

düşman,

,

-----

---- --·

--

-

--~

285


m

gücünü ve işçi-köylü ittifa,!<!__ meselesini ciddiye almamak,. biçiminde ortaya_çı~ıyo_rd~._ . - - SöziiİlÜ-ettigimiz J.İ~f!-39 döneminde Parti y:e Hintliçini Qe_mokratik Cephesinin_y~ymlan Jegal olarak ya-_ yınlanabildi. Legal imkanlardan, EQ!itik mücadelede sOlSekter ta;}r1arreacfedi1efek8onuna kadar yarar~­ lanılması partıyi ve demokratik cepheyi güçlendirdC

e. co

Partının çızgisi açıktı: ~ğımsıziili"ve-ctemOkrasiıincak

devrimci şiddet ve iliegalite esas alınarak kaza.nılabi­ lirdi. Iktidara legal yoldan varılamazdı. Bu nedenle parti legalizmle sürekli mücadele etti. Ama legal eylem olanaklarını illegal eylemle birlıtştirmeyi vejlleg& eylem v~Q±:güt 'biçim1erini pekiştirmeyi ih~f!L~.1ın~­ di.

ww

w.

ne

te w

Eylül-1939'da İkinci Dünya Savaşı patlak verdi. Sapatlak vermesiyle birlikte Fransız sömürgecileri Komünist Partisi önderliğindeki devrimci harekete karşı şiddetli bir saldırıya geçti. Bunun üzerine parti iegal ve yarı-legal faaliyetleri terkederek tümüyle illegaliteye geçti. Çünkü, legal imkanlar artık tükenmişti. Bir sömürge ülkede legal ve yan-legal eylem olanaklarının sınırlı ve geçici olacağı açıktı. Yeni durum legalizm hayallerine de büyük bir darbe vurdu. İkinci emperyal'i.st savaş başladıktan sonra yeni durumun değerlendirmesini yapmak üzere Aralık-1939' da Parti Merkez Komitesi toplanarak izlenmesi gereken siyaseti saptadı. Buna göre: •Fransız sömürgecilerine ve emperyalist savaşa karşı brileşik bir cephe kurmak ve bir ayaklanma hazırlamak. Toprak ağaları sınıfını Birleşik Ulusal Cephe'ye çekmek için «toprak ağalarının toprağına el koymak ve çiftçilere dağıtmak· sloganından vazgeçm~k .. (Ho Şi Minh, Seçme Yazılar, s. 54, Aşama Yay.> gerekiyordu. Çünkü ulusal kurtuluş önde gelen görevvaşın


ww

w.

ne

te we

.c om

di. Bu görevin yerine getirilme si geniş bir ulusal cephenin teşkiline bağlıydı. Toprak devrimin i sürdürm e siyaseti bu nedenle geçici olarak, toprak kiralarını ve faiz oranlarını düşürmek, sömürge cilerin ve onlarla işbirliği yapan. hainlerin elindeki toprakla ra, köylülere dağıtmak üzere alkoyma k şeklindeki geçici ve sı­ nırlı siyasete dönüştü. Fakat, somut durumda sür~tli değişiklikler oluyordu. Fransa. faşist Hitler ordulan tarafından işgal e.:. dildi ye faşist Aımaii.Ya'y~ tesli~ oldu. Bunun üzerine Çin I:Ilhc:ti'nde'ki.duriımda'""değişti.· Çin Hindin'd e Fransız sömÜrge yönetimi Japon faşistlerinin eline geçti. Japon faşistleri Fransız sömürge cilerini kendi amaçlan için kullandılar. Vietnam halkı Fransız sömürge cileri ve Japon iaşist sömürge cilerine karşı Bac Son, Nam Ky ve Do Loung'~ üç ayaklanm a başlattı. 1940-4L~ındakLb:u . .isianl&r giderek boyutlandı. . l94l'd.e.. Hindiçin i Komünis t Partisi Merkez Komitesi Sekizinci Toplantısını yaparak yeni duruma iliş­ kin politikal an belirledi. Vietnam devrimin in bir ulusal kurtulu -devrimi olduku tesbitine r k ki: sa adı Viet Miri (Yıe nam Kurtuluş Birliği> ola.n çe:, §itli, E!m~f ve ta.ba.k.!lan. iç!lren bir Cephe kurma karan alındı. Bu ce hey& çeşitli sınıf ve ta Şu"Ôrg(ltler di: Ulusal Kurtuluş ݧçil~rin!ı! _B_ir}Jği, Kadınlar Birliğj, İhtiyartar Birliği. Ordu Mensupları Birl!ğ:i, Rahipler Birliği vb. gibi Daha önce tüm sorunlar Çin Hindi <Vietnam, Laos, Kamboçy a) çerçeves inde· ele alınıyordu. 1930 Programı ve tesbit edilen siyasi strateji tüm Çin Hindi ülkelerini kapsıyordu. Partfnin sekizinci oturumu bu noktada bir değişiklik yaptL Ulusal Kurtuluş sorununu , • ... her Hindiçin i ülkesi çerçeves inde ele almaya ..... ka· 287


ww

w.

ne

te we

.c om

rar verdi. Bu saptamanın ışığında eskide n ·Hind lçini Anti-E mpery alist Ulusa l Birleşik Cephe si• ya da eRind içini Demo kratik Cephe si• adları ile kurula n cephe örgütler i ilk kez Vietn am düzey inde oluşturuldlllar. Cephenin adı •Vietn am Bağımsızlık Birliği•, kısaca VietMinh olarak tesbit edildi. Cephe nin on madde lik özgül programı saptandı. Sekizi nci Oturu m içinde bulun ulan aşamada Temel Sloganı, ·BüTü N HALKI BİRLEŞTIRMEK. JAPO NLARA ve FRANSIZLARA · KARŞI KOYMAK ve BAGIMS IZUG I YENİDEN SÖKÜ P ALMAK; TOPRAK DEVRİMİNİ ERTELEMEK· şeklinde özetle di. Merke z Komit esi Sekizi nci Oturu munu n karad akuvve tlerı arasında, devrim ci üs bölgel eri ile, silahlı li amahal yla amacı sı alınma rın rin teşkili ve iktida i gerekl için geçiş a anmay yakla nmala rdan genel ayakl alı­ yer arda kararl hazırlıkların yapılması gibi öneml i yordu . Bu kararların ışığında 22 Aralık 1944'de Giap'Kurtuluş Ordus u Propa ın kumandasında Vietn am ganda Birliği kuruld u. 1945'de tüm silahlı kuvve tler Vietn am Kurtuluş Ordus u'nda birleştirildi. Yietn am'da Japon ve Fransız sömiir geciJe ri ara.ler u~r,ıda ciddi çelişkiler ve rekab et vardı. Bu çelişki fik ülkele luslararası pland a Sovye tler Birliği ve Mütte Parlendi. şiddet olarak l parale rin kazandığı zaferi ere lerine birbir ın bunlar rek ti bu çelişkileri değerlendire girece klerin i önced en gördü . N~tekim, Frans a ile Ja,p_on_ya arasında savas patlak verdi ve 9 Mart ~~Ja­ ponla r Fransız sömür ge yöneti mini bir darbe ile a·laŞ~ğ]_J}.ğerek Cin Hindi 'nde iktida n ellerin e aldıJar__ Somut durum daki bu değişikliklere karşılık Parti, ·FRAN SIZLARI ve JAPONLAR! üLKEMIZDEN .ATALJM,., ·FRANSIZLARA KARŞI SAV AŞ, JAPONLARI SüR,. şeklindeki sloganı .,JAPON FAŞİSTLERİNİ üLKE MiZ288


DEN ATALIM» diyor:

sloganı '

ile

değişti.·

.

:

.

.

Ho

Şi

Minh

şöyle .

.

m

cAsü karar anti-japon hareketi hızlaıidırmı;ı.k ve genel ayaklanmayı hazıriamaktı. O . sırada Fransız sömfugecilerinin iktidan zaten faşist Japonların eline geçmiş bulunuyordu.» (Ho Şi Minh, Seçme Yazılar, s. 55}

ww w

.n

et ew e

.c o

Thsbit edilen slogan doğruttusunda kitleler_ey!~ro~ mücadele ile siyasi mü,cadeleler birl~ti. ~rtların uygun olduğu terie:;·de gerilla Sa.vaş_ı, diğer bölgelerdeki şiddetli bir politik savaşla bütünleşiyor­ du. Bu arada. yığınlan eyieme daha. geniş ve hızla çekmek amacıyla ekonomik nitelikte sloganlarda atıldı. Korkunç bir kıtliğın ve açlığın hüküm sürdüğü bu dönemde atılan, cPİRİNÇ STOKLARINI ELE GEÇİR VE AÇLIÖA SON VER,. şeklindeki kitlelerin acil ihtiyaçlarına uygun d:dşen slogan harekete büyük bir hız ka· zandırdı. Le Duan, somut koşullara uygun sloganiann önemini, ·harekete geçirici gücünü şöyle anlatır: cYığınlar bir kez savaşa· girince, politik ·bilinçleri yükselecek, deneyimleri onlara gerçeği gösterecek ve hangi yolda eylem yapacaklarını öğrete­ cektir. Sloganlar bu bakımdan olağanüstü önem taşır. Sava.şımı yönetirken devrime stratejik ve taktik yol gösterine sanatı, duruma uygtın düşecek çarpıcı slogantarla en belirgin anlatımını bulur. Yalnızca politik sloganl~ı:ı.n dev;r,imci plduğu, e'konomik sloganlarınsa reform!§! olduku gibi ço_!t b.M!te tnditgenmis bir sörü.ş.e.Jmm!ma~~}fgere_kiı:.. Reformisı riitelikte politik sloganlar olabileceği gibi, devriınci içerik taşıyan ekonomik slo~i: Şğahlı

289


et ew e

.c o

m

ganlar.da olabilir. Sorun, belli bir sloganın ne zaman, neyle ilgili olarak ve ne amaçla ortaya ko. nul(lulwiur. Devrl.min nihal amacına kendisini· kararlılıkla adamış gerçek bir devrimci parti, henüz hiçbir devrimci eylem olanağı tarumayan bir durumda yığınlan toparlamak için, zorunlu olan asgari politik niteliktekiler de içinde olmak üzere, bütün sloganıara ve örgütlenme ve savaşım biçinılertne, şu ya da bu yolla, devrimin damgası­ lll vurabilir. Bütün dönemler boyunca ve özellikle 1945 Ağus­ tos Devrimi öncesi dönemde Parti, güncel hedefleri nihat amaçlarla ba~ıntılandırma.k için eylem ve propaganda sloganlannı ustaca birleştirmiş­ tir. Somut duruma uygun düşen bir slogan tüm bir hareketin doğmasın& olanak verebilir. ~­ tos Devrimının hazırlık döneminde partimızlıı or; taya att~ •Pirinç stoklannı ele geçir ·ve açlığa son ver• sloganı bunun çarpıcı bir örneğidir. ·

.n

Yığınlann. kesin savaşlara çok erken ya da çok -ieç olarak katılmasını önlemek balumından pro-

ww w

paganda ve eylem sloganları aP:as~4a bir a.yrınl yapılmalıdır. Her iki tür sloga.$ıida savaşımın evrimine uyması için süreklice değiştirilmesi gerekir. Günlük uğraşımla yakından ilgili eylem sloganlan özellikle son derece esnek olmalı, saati saatine_. qeğiştirilınelidir. Durum ·geliş­ tikçe, eylem sloganlarınin d'Üzeyi giderek yük~ seltilmeli, zamanı gelince de daha öncek! propaganda slôgaiılan doğrudan ve kararlı eylem sloganıarına dônüştürülinelidir. Y.~tınıeq ·=-kesin savaşlara çok erken ya da çok geç iöneltm:ek dev.i!m için tehlikelidir. Bütün koşullar a.Itında, ge-

290


kınamıştı.,.

we .c

om

nel çözüm k :.olerde olsun her eylen< 1r :ıran nd olsun, hatalara kacşt en sağhtm ve ~n.•ıd g···L ce, somut gerçngin iyice kavranrn.·ı::;ıd1r. Dev. .ı döneminde olaylar çok hızlı ve karmar~ık bir hi.· n· de gelişir. Leniıı şunu bclirtmişti: 'somutun yeri· ne soyutu koymak devrimdeki en büyük ve on tehlikeli hatalardan biridir. 'Tarihin dönüm noktalarında kendilerini yeni duruma uyduramayan, dün doğru olduğu halde bugün anlamsız hale gelen eski sloganıara sanlanları Lenin sert biçimde !Le Duan, Vietnam Devrimi, s. 48-49)

Almanya teslim oldu. 8 Ağus­ Japonya'ya karşı savaşı Birliği Sovyetler tos 1945'de başlattı. Sovyet Kızıl Ordusu birkaç gün gibi kısa bir sürede Japon ordularını ezdi. 15 Ağustos 1945'te Japonya teslim oldu. Sovyetler Birliği ve Müttefikler zaferi

ne te

Mayıs-1945'de faşist

kazandılar.

ww

w.

Parti ikinci ulusal kongresini yaptı. Bu tarihi nitelikteki kongre devrimin hemen öncesinde yapılmış­ tı. Kongre mevcut durumu değerlendirdi ve şu siyaseti ortaya attı: eBu tarihi kongrede, partimiz en doğru siyaseti ileri sürdü. Müttefik kuvvetler Bindiçini'ye ayak basmadan önce iktidarı ele geçirmek için halkı genel bir ayaklanma için seferber etmek, Japon birliklerini silahsız bırakmak, Japonlardan iktidarı almak ve Japon kuklalarını ülkeden kovmak, sonra da gücümüz oranında ülkemizin efendileri olarak, Müttefik kuvvetlerinin topraklarımıza girmesine izin vermemek.'" <Vietnam İşçi Partisi Tarihi, s. 35) Ulusal Kongre somut duruma uygun olarak şu sloganlan atmayı kararlaştırdı: ~91


1 - «Yabancı Saldmya Son• 2 - •Ulusal Ba.ğımsızhğın Kazanılması• 3 - ·Halk İktidanmn Kurulması•

we .c

om

Parti Japon yenilgisini takiben Çin Hindi'nde olabilecekleri önceden görüyordu. Çan Kay Şek birlikleri, İngilizler, Fransızlar ve Amerikalılardan oluşan •müttefik kuvvetlerıo in her biri Japonlardan boşalınasi beklenen yeri doldurma çabasındaydı. Bu nedenle Kongre onlardan önce davranarak Japonlarm işini bitirma ve sömürgecileri ülkeye sokmama karan almıştı. Ho Şi Minh başkanlığında geçici hükümet yetkiSi taşıyan ..uıusal Kurtuluş Komitesi· kurulmuştu. Komite'nin ulusa yaptığı isyan çağrısı şöyle bitiyordu: cİLERİ! VİET-MİNH BAYRAGININ ALTINDA

ne te

CESARETLE, İLERİ MARŞ!•

bu çağnya cevaberi derhal ayağa kalktı. B~ en büyük kentler olmak üzere tüm _ülKe ..ayaklandı. Tüm ülkede <Güney, Orta, Kuzey) zaf~r kazanıldı. 1858'den beri süregelen sömürge egemenl_!ği parça parça oldu. Tarih; Asustos-1945 2 Eylül'da Ho Şi Minh, Geçici Hükümet adına Kurtuluş beyannamesini okudu. Vietnam DeiD.Dkratik Cumhuriyeti'nin kuruluşu böylece ilan edildi. Bu Vietnam Ulusal Tarihinde bir dönüm noktasıydı. halkı

ww

w.

Vietnam

AGUSTOS DEVRİMlNDEN DİEN BİEN PHU ZAFERİ­ NE KADAR Kİ İKİNCİ DÖNEM U945-1954l ı

1945 Ağustos Devrimi Güneydoğu Asya'da ilk devrimdi. Bu devrim dünya devrimi ile kopmaz bir biçimde bağıntılıydL Devrimin zaferi doğru bir devrimci siyasi ve askt"~ı i çizginin izlenmesi sonucu gerçekleşti.


ıevrim

ww w.

ne

te we

.c o

m

için ulusal koşullarm yanısıra bölge':•:ıl {f.~in Undi düzeyi ndel ve uluslararası durum d ı, lduhça lverişli idi. Kambo ç ve Laos halkları Viet ·. J.nı halkı­ ın öncülü k ettiği ulusal- edmok ratik dev ı imle oıga­ ik bağlar kurmuş ve çeşitli düzeyl erde dayanışına ;ine girmişlerdi. Uluslararası plı1nda ise Sv;yet elr Bir ği'nin Japon faşistlerini kayıtsız şartsız teslim aldığı ir sırada, bu fırsat zamanında kullanılmış ve genel a~klanma gerçekleşmişti. Yine aynı dönem de Japon fastleri Çin devrim inin darbel eri altında ezilmişti. Baş tişman olan Japon sömürg ecileri bu çok yönlü ve ade~ bir tek dalga haline dönüşen ortak devrim ci Lldırılar karşısında son dayana k noktasında da ttunamadı ve çöktü. Sovyet Devrim i, 1949'da muLffer olan Çin devrim i ve Doğu Avrup a'daki diır bir dizi devrim gibi, Vietna m'daki Ağustos evrimi de dünya da olduğu gibi Bindiç ini'de de nperya ilst ülkeler in birbirl eriyle savaş içinde oldukrı uygun dış koşullann mevcu t olduğu bir dururo da :rçekleşiyordu. Ağustos devrim inin başarısı belirle yiönem taşıyan içsel (ulusal ) kosulla .nn yaHii'ilJ-f.ı uylll dış koşulların varlığı sonucu mümk ün olabild i. ıvrimin onbeş yıl gibi nisbete n kısa sayılan bir südeki başansı üzerin de ise dış koşullar belirley ici rol nadı. Büyük devrim ci önder Ho Şi Minh şöyle clirdu: ·Kendi hesabımıza biz, başarımızın, faşist Japonya'yı bozgun a uğratmış Sovyet Kızıl Ordus u'nun büyük zaferin den uluslarara"?ı dostça yardım dayanışmasından, bütün halkımızın sıkı birliğinden ve bizden önceki devrim cilerin kahram anca fedakarlıklarından dolayı olduğunu hatırda tutmalı· yız.,.

CSeçme

Yazılar,

s. 56) 293


Yine tzun Süreli

Stratejisi ile Agusto~ DevGeneral Gıap şöyle açıklar:

Savaş

arasındaki ilişkiyi

rimi

dönemlerdek i mücadelesine kural olarak dRimcı. u7un sübu başvurdugumuz.u, stratejisine reli mücadele zafere savaşını direniş sLtatejiniıı üneeki kutsal ulaştırdıgını gtırebi!iriz. Bu, bazı somut tarihi şart larda siyasi üst ünlügün bizden yana oldugu bir zamanda veya başka bir sebeple güçler dengesinh hızla lehimize işlediği bir sırada, halkın devrimci mücadelesine hız vermek imkanından ve tayin edici zafe!·i bir an evvel kazanmaktan geri kalırız demek değildir. 1 fl45 Ağustos'unun şnnlı günlerinde işte böyle oldu ... UL,.ll~ Savaşının Askeri SanaLı, s. i84, Yön~cm Ya«Halkımızın geçmiş

b::tktıgırrı!zda,

te we

.c o

m

:]i)nüp

yınları)

devrimi ile birlikte iktldar proleterya ve köylülük olmak üzen~ ulusal km·tuluş de·n·iminin temel güçlerinin eline geçmişti. Bu proleterya önderliğindeki bir halk iktidarıydı. Devrimci iktidarın ana dayanağı işçi sınıfı ve köylülükti.i. Ne var ki, birdevrimtn temel sorunu iktidar sorunu olmakla birlikte, bir defa iktidar alındıktan sonra temel sorun onu korumakta ve pekiştirmclüe yatar. Vietnam devrimi iktidarını pekiştirmeye vakit bulamadan çok yönlü saldınlarla yüzyüze geldi. Esas saldırılar içerden değil, dışarıdan geliyordu. Ülkenin Kuzey kesimi ABD i;;iJirHkçisi Çan Kay-Şek birlikleri tarafından, Güneyi ise Fransızlarla işbirliği içerisinde olan İngiliz sömürgeci~ leri tarafından işgal edildi. ABD emperyalizm i ikinci dünya savaşı sonrasında emperyalist kampta lider konumuna yükselmiş~i. Çin Hindi'ne yönelik planları içinde Çan Kay-Şek birliklerini Vietnam'a soktu. Kendisi Ağustos

ww w.

ne

başta


ww

w.

ne te

we .c

om

!imdilik perde arkasında kalmayı yeğliyordu. Biraz 1onra yeni biçim ve metotlarla onu Güney'de görece~iz. Çan Kay-Şek Vietnam'ı işgal ederken Vietnam viilliyetçi Partisi'nin artıkiarına dayanıyordu. Bu uniurlarla ittifak halinde Çan Kay-Şek birlikleri Çin-Viıtnam sınınndaki bazı eyaJetlerde devrimci iktidarı (aldırarak kukla yönetimleri işbaşma getirdiler. Daha ia ileri giderek Ho Şi Minh'in başkanlıktan çekilme'ini ve iktidarın gerici milliyetçilere verilmesini isteren bir ültümatom verdler. Geçici hükümetten meclise 80 sandalye ve birçok ba,kanlık talebinde bulunduar. Birçok suikast ve sabotaj düzenlediler. Bir tarafan da Fransız sömürgecileri Güney Vietnam'a saldı­ 'lya geçtiler. Böylece iktidarda olan Vietnam devrimi ;üney'den ve Kuzey'den sıkıştırıldı. Devıime, ülkenin ~cil sorunlarını, demokratik devrimjn meselelerini çöznek için v~kit bırakmıyorlardı. Fakat, devrim Vietnam halkının tam desteğille salipti. Ülkedeki genel seçimlerin sonucu bunun somut :östergesi oldu. İçerde halkın desteğini güçlendirmek naksadıyla 1946'da daha önce çeşitli nedenlerle cepıeye katılmayan başka bazı örgı1t1eri de cepheye kaanmak için .. Vietnam Ulusal Birliği Derneği• CUen Tiet) kuruldu. Viet-Minh daha da sağlamlaştınld:t. Fansız sömürgecilerine ve ulusal hainlere ait toprakır köylülere dağıtıldı. Toprak kiralannda büyük inirim yapıldı. Ancak, ulusal görevler hAla öncelik taıdığı için köklü bir toprak devrimine geçilemedi. Buna ağmen daha bir dizi görev yerine getirilebildi. Fransız sömürgecilerine karşı Güney'de güçlü bir ireniş savaşı başladı. Kuzey'de ise Çan Kay-Şek birkierinin devrimci iktidarı yıkmaya yönelik saldırıla­ ı devam ediyordu. Parti, düşman kamptaki çelişkiler­ en .devrimin çıkarlan doğrultusunda yararlanma o295


an lit.lkasından harek etle şu tesbit i yaptı: İki saldırgand

ww

w.

ne te

we .c

om

daha tehlik eli olan Fransız empe ryaliz midir . ·Çan Kayer Fransız söŞek birlik leri de tehlik eli olma kla berab mürg eciler i kada r büyü k bir tehlik e değillerdir. Çünkü, Çan Kay-Şek yönet imi Çin'd e devri min tehdi di alsavaşı göze alatındadır. Bu neden le uzun ve pahalı bir işbirlikçileri­ ek'in maz. Burad an harek etle Ça:r Kay-Ş ne bazı tavizl er verild i. Ne var ki, ABD empe ryaliz minin planl an doğrul­ tusun da harek et eden Çan Kay-Şek bir süre sonra Kuzey' de kendi işgali altındaki bölge leri de Fransız birlikler ine devre tmeyi öngör en bir anlaşma imzaladı. Amaç ülken in bütün üyle yenid en Fransız sömü rge yönetim ine geçm esiyd i. Bu durum da iki düşmanla aynı zama nda savaşmamak için, Parti, bunla r arasında bölünm e yarat acak bir siyas et izledi. Buna göre Franetkisi z kılınma­ sızlarla bir anlaşma imzal ayark onlar düşman­ lı ve Çan Kay-Şek birlik leri kovulmalıydı. İki la aynı zama nda değil, tek tek hesaplaşmak gerek iyordu. Bunu n ışığında Fransız sömü rgecH eriyle 14 Eylül 1946' da bir anlaşma imzal anabi ldi. Bu sayed e ABD emperya lizmi tarafından yönet ilen Çan Kay-Şek birlik leri saf dışı edildi ve Fransız sömü rgecil erine karşı uzun sürel i bir direnişe geçm ek için gerek li hazırlıkların yaMinh Franpıldığı bir zama nda kazandırmıştı. Ho Şi n, devri me «Leni e, üzerin sızlada yapıl.an bu antlaşma bilece­ yapıla ma yararlı ise haydu tlarla dahi bir uzlaş adan dolm ğini söyler-. diyor du. Öngö rülen süre daha (hem en heme n bir yıl sonra l Fransız sömü rgeci leri topye kün savaşı. başlattılar. Bunu n üzeri ne Fransızla­ ra k.a;·şı Uzun Sürel i Diteniş Savaşı başladı. Parti' nin Direniş Savaşı• v~; hükür nutin sjogaııı .J..1?.1Jr: Dö:..1emli sı,,,,_an:ydL Ho Şi Minll : bizim nü·Dirc;ıiş <>Bs<~şı uzu:ı sü.rm elidir, çünkü


tırda tutmalıyız.

.c om

fusumuz azdır, toprağımız küçüktür ve ülkemiz yoksuldur. Bunun için bütün ulusumuz tarafından uzun ve iyi hazırlıklar yapmamız gerekir. Biz Fransız istilacılarının bize nazaran pek güçlü ol. duklannı, ayrıca, onlara İngilizler ve Amerikalı­ . lar tarafından yardım edildiğini her zaman haOnlar ·KALIN KABUKLU BİR MANDALİN,.dir­ ler. Bizim «tırnaklarımızı keskinleştirmek için 7,ıa­ mana gereksinm emiz vardır,. diyordu. (Seçme Yazılar, s. 63) Fransız

w. n

et

ew e

sömürgeci lerine karşı yürütülen direniş ıavaşı 1954'de Dien Bien Phu savaş alanında zaferle ıoktalandı. Kırkbeş gün kırkbeş gece süren bu tarihi >nemdeki savaşın sonu'nda Fransız sömürgeci lerinin rıkılmaz kale olarak gördükleri son dayanak noktalan ta ezildi. Bu tayin edici çarpışmada kazanılan askeri :afer Cenevre konferansındaki diplomatik zaferi do:urdu. Fransız hükümeti birliklerin i geri çekmeyi ve Tietnam'ın bağımsızlığını ve birliğini tanımayı kabul Itti. >İEN BİEN

PHU ZAFERiND EN TAM ZAFERE KADAR

d ÜÇÜNCÜ DÖNEM U954-.. .)

Vietnam halkının dokuz yıl süren ulusal kurtuluş 20 Temmuz 1954'deki Dien Bien Phu zaferi ile onuçlanmış ve bu zafer Cenevre konferansındaki dip>matik zaferle pekişmişti. Ancak, tam ve kesin zafer enüz kazanılmış değildi. Kuzey Vietnam kurtarılmış, :..kat, Güney Vietnam henüz kurtarılamamıştı. Güey'de Fransız sömürgeciliğinin yerini ABD yeni-söıürgeciliği almıştı. Güney Vietnam yeni-tip bir ABD 5mürgesi olmuştu. ABD emperyaliz mi iyice deşifre

ww

avaşı

297


ve çirkin yüzü açığa çıkmış olan eski tip Fransokamazdı. Bu sız sömürgeciliğini uygu lama alanm a •bağımsız• ve üşte görün ned~nle Güne y Vietn am'da rdu. Bu kukoluştu •demo kratik ,. olan kukla bir rejim la rejim i ayakt a tutma k için de kendi sinin eğittıgi ve toçhiz ettiği bir kukla ordu yarattı. Bu kukla rejim ve kukla ordu Güne y'de ABD empe ryaliz min çıkarlarına bekçi lik etmek le görev liydi. Güne yli halkın müca deles; J.çcı.ı·şısında aciz kalan bu rejim esas gücün ü dışa.rda ABD' nin madd i ve asker i varlığından alıyordu. İçe~-­ mde ise bu rejim in sosyü l temel i ABD yanlısı komp )c, di)f burjuvıi_Zi ve topra k ağalan sınıfıydı. Bu nedcn

.c om

olmuş

Sava;)1, ./ı.BD tlTıT~ery--nlizmirı·~ luini hedtf))~/CJr(h.1. Y~~·­ yöneU ol~~rı 1JiC2ü ve ~~n1u1ı 11şr.: 1/.}ctr.(;.ru tJJusu ile ARI) e;rrrpc:··.~?;:.)j~'rrti ·ve rıi: t.a} çe~i~ 1 i·:i Çt11i:;.l)nLn1 i.şbi~.~lJkçisi bir evuç yerli ll<<~n- aTh~~ıttdaJr5

ew e

c;tl~"""tOY \lıor~--~.RrQ ı;~~l!.·tu1uş

Eslöd en baş düşman ola.a Fransız sön1ürgecilc~ rinin yerin i şimdi aynı zama nda düny a lıalklannm dec almıştı. ·baş düşmanı olan ABD sömü rgecil eri ABD empe ryaliz mi Güne y'i pasifleştirmek için her türlü yola başvurdu. Pasif ikasy onu gerçekleştirmek için «Strat ejik köycü kler• adını verdiği topla ma kamp bağ­ ile zeleri ları inşa etti. Amaç halkın gerill a müfre Köyc ük ... oejik ·Strat lerce Onbin ekti. kesm lantılarını savaş luşturmalarına rağmen başarılı olamadılar. Özel n halkı yli Güna savaş rgan dedik leri yeni- tiptek i saldı uğ­ ğa sızlı başan ile i direnişi ve Kuzey li halkın desteğ a ABD birlik rayınca ülkey e gider ek daha çok sayıd leri gönde rdiler . Kukl a rejim i adamakıllı askerileştir­ diler. Güne y'de faşist bir dikta törlük kurul du. Bu gesömürgeciliği­ lişmeler ABD empe ryaliz minin yeni- tip rgeci yönsömü Yeninin çirkin yüzün ü açığa çıkardı. temle rle halkın ulusa l direnişini bastıramayacağmı anlayan ABD empe ryaliz mi tedric en eski tip sömü rgecil i-

ww

w. n

et

kıydi.

298


ww

w.

ne te

we .c

om

ğin yöntem lerine başvurdu. ABD empe:- yalizm i bir yandan da Kuzey' e karşı saldırılarını başlattı. Çünkü , Kuzey, Güney 'deki kurtuluş savaşına güçlü blı· cephe gerisi hizmet i görüyo rdu. Bu dönem de, Vietnam'ın Güney'ind eki devrim in niteliği ile Kuzey' deki devrim in niteliği farklıydı. Farklı stratej ik görevl er sözkon usuydu. Güney 'deki devrim hala Ulusal Demok ratik Halk Devrim i'ydi. Kuzeyd e ise ulusal demok ratik devrim tamamlanmış ve sosyali zmin inşasına geçilmişti. Görev. ulusal demok ratik devrim i ülke ölçüsü nde tamam lamak ve Kuzeyd e sosyali st inşa'yı güçlen dirmek ti. Emperyal istler böl ve yönet şeklindeki politikalarmı Vietnam'd a çarpıcı bir biçimd e sergile diler. Daha 19. yüzyılın ortalarında Vietnam'ı işgal eden Fransız sömürgeciler i ülkeyi sun'i olarak üç parçay a bölmüşler ve üç ayn "ülke· olarak değişik statüle r içerisin e sokmuşlardı. Ağustos devrim inin zaferin den sonra ise ülkenin Güney ve Kuzey bölgeleıi iki ayrı ·ülke• durumuna sokulm aya çalışıldı. Vietna m devrim cileri buna karşılık Vietnam'ın bir ve bölünm ez bir ülke olduğu gerçeğinden hareke tle, aYAŞASIN BAGIMSIZ VE BİR­ LEŞMiŞ VİETNAMıo, «BİRLEŞİK, BAGIMSIZ ve DEMOKRATiK ViETNAM,. şiarını yüksel ttiler. Devrim in stratej ik görevl erinde n birisi de ülkeni n bölünmüşlü­ ğünü sürekli kılmaya çalışan empery alistler e karşı ülkenin yenide n birleşmesini sağlamaktı. cBİRLEŞİK ViETNAM· şian ülkeni n her iki bölges inde yaş~yan Vi;,tnamlılann istemle rini dile getiriy ordu. Bu slogan , 'oyut değil somut gerçeğin bir üadesi oluyor du. Güney Vietna m devrim inin hızla ilerlem e kaydet .iği bir dönem de, kurtuluş savaşının önderliğini Güıey'iri özel koşullanndan hareke tle cGüney Vietna m Jlusal Kurtuluş Cephes i- üstlend i. Cephe, yan-sö mür~e ve yarı-feodal nitelik teki Güney Vietna m toplum u·

299


ne te

we .c

om

si çizg i izliy ornun gerç ekle rine dayalı doğru bir siya hesi 196ü 'da · du. Gün ey Vie tnam Ulu sal Kurtuluş Cep dini grupların ve mill iyet değiş ik sınıfların, part ileri n, de kurulmuş­ lerin tem silci lerin in katıldığı bir kon gre inin ve Ngo lizm erya tu. Cep hen in plat form u, ABD emp etine karşı devDin h Dien rejim inin karşı-devrimci şidd ırmak ve barimc i şiddet'i tem el olar ak halkı ayakland tarafsız, bir Gün ey Viet · ğımsız, dem okra tik, barışçı, birleşmesine nam topl umu kur arak ülke nin yeni den tem el hazırlamaktı. hesi nin önGün ey Vie tnam Ulu sal Kurtuluş Cep şı ile Kuz eyli halkın sosderli ğindeki güçl ü direniş sava emp erya lizm ine yali zmi n üssü nü koru ma savaşı ABD erya lizm i yeni lgiy i kakarşı zafe r kazandı. ABD emp tnam Ulu sal bul etm ek zoru nda kala rak Gün ey Vie Oca k 1969'i. ere gird Kurtul uş Cep hesi ile görüşmel Vie tnam halda Pari s'te dört part i konferansı yapıldı. edek i zafe ri diplomat.5k zakının aske ri ve siya si ceph birleştirPrnesi feri hazırladı. Bir süre son ra da ülke nin taielıi gerçeğe dönüştü .

ww

w.

nde n daGün ey Vie tnam devr imi Ağustos dev rimi da gerçekleşti. ha özgü l ulus al ve uluslararası koşullar diyo r: Bu kon uyla ilgil i olar ak Le Dua n şöyle , üste lik ·Bu devr im, diin ya savaşı olmaksızında n kop adün ya barışı savu nulu rken , bir dev rimi leceğini kanıtlamak­ bileceğini ve zafe r kazanabi alist devr imin şiddet­ taclı r. Ger çekt e anti -em pery kla çeliş­ lenm esi, hiçb ir biçi mde barışı savu nma dün ya k mez , prat ikte , emp er yali zme saldırma anın tem el yolu dur. b a11şını etld u olar ak savunm önle me .ve barışı şını Aynı 11içim de, dün ya sava ırmanın ve bütü n L•ı•ı•W.'J<-, emp erya lizm e said eyişine dah a uyg un nes' '\·rd n d fl\ rinıirı ilerl l tem el yolu dur. : ko~ul l ı:ıc yıır ltına. nın l "., i


.n et ew e. co

m

Güney Vietnam devrimi, aynı zamanda, faşist diktatörlüğün bir devrimin patlamasını önleyemeyeceğini kanıtlamaktadır. Güney'deki kukla · yönetim halka karşı en barbarca faşist önlemlere başvurduğunda, bu onların politik alanda. en tehlikeli yenilginin acısıyla kıvrandıklarını gösteriyordu. Bir patlamaya doğru giden bu gelişme kuşkusuz bir devrimle sonuçlanacaktı; nitekim öyle de oldu. Bir devrim durumunun varlığı iktidan ele geçirme sorununun yakın olduğunu gösterir. iktidan ele geçirme yolu her ülkenin kendi özgül koşul­ Ianna bağlıdır. Ancak, bütün .durumlarda, iktidara giden yol reformdan değil, devrimden geçer.• <Vietnam Devrimi, s. 51) Vietnam devrim deneyi kırk yılı aşkın bir süreyi uzun süreli ve oldukça kapsamlı bir deneytir. Sömürge ve yan-feodal bir ülkenin devrimi olmail açısından Kürdistan devrimine ışık tutan derslerle loludur. Kendi ülkemizin özgül niteliklerini biran bie unutmadan bu zengin deneyden çıkaracağımız derser birçok önemli sorunu çözmemize yardımcı olacakır. Marksizm-Leninizmi kendi ülkemizin somut koşul­ anna yaratıcı bir biçimde uygulayabilmemiz, benzer wşullara nasıl uygulandığı konusundaki bilgimize de >ağlıdır. Bu deneyi incelerken amaçladığımız hedef ıudur. Bu deneyi özetlerken birçok önemli teorik sounlara değinme fırsatını bulmuştuk. Bunun yamsıra tem değinemediğimiz bazı konulara değinmek ve hem !e bu devrimin de doğruladığı bazı evrensel ilkeleri oparlamakta yarar var. Sömürge ve yan-feodal karakterde bir toplum o-

ww w

~apsayan,

301


.n et ew e. co

m

yordu: Ulus lan Viet nam topl umu iki teme l çelişki taşı halk yığınları ile emp erya lizm arasındaki çelişki ve ile feod :otlizm arasındaki çelişki. Ülke miz "Ülk emiz de başlıca iki çelişki egem endi : ve ki ile Fransız emp erya lizm i arasındaki çeliş le feod al topr ak sahalkımızla, özel likle köyl ülük i.,. çelişk hipl eri sınıfı arasındaki <VİPT, s . 8) som ut heBu iki teme l çelişki Viet nam devr imin in topl umu nam Viet defl erin i ve göre vler ini belir liyor du. devkinin çeliş nun kurtuluşu ve gelişmesi bu iki teme l i. olab ilird Yarimc i tarz da çözü mlen mes i ile müm kün yıkmak ulus al ni emp erya list ve feod al boyunduruğu ak sahi bi yaptopr i üler köyl bağımsızlığı kaza nma k ve göre vleri iki in, imin mak la. Bu nede nle Viet nam devr bağımsız­ sal strat ejik slog an la vurgulanıyordu: "Ulu nlarıyla. Bu teme l gölık· ve «Top rak işleyenin" sloga devr im burj urevl eri yeri ne getir mek le yükü mlü. olan i'nin 1951 yı­ va-d emo krat ik nitel ikte bir devr imdi . Part ve yarı-feo­ ürge söm lındak i İkinci Ulus al Kon gres i'nde tik devokra dem dal bir ülke olan Viet nam 'da burj uvaolduğu tesrimi n ulus al dem okra tik bir halk devr imi yapıldı:

ww w

biti

gibi bir «Böy lece Part imiz ilk defa olar ak bizim ki ulus al ülke de, burj~va-demokratik devr imin in ndu. " dem okra tik halk devr imi olacağını savu (VİPT, s. 58) birb iriyl e bağıntılı Heı· devr imin birb irini izley en, ektir . Viet nam gerç aşamalardan geçeceği bir farklı adan geçe cekdevr imi de kend i içind e başlıca üç aşam ti. Bu

aşamalar şunlardı:

" ... Birin ci 302

aşamada, baş

göre v ulus al

kurtuluşu


e. co

m

tamamlamaktır; ikinci aşamada, baştan beri varolan görevin, feodal ve yan-feodal asalakların temizlenmesinin, «toprak işleyene" sloganının tam olarak uygulanmasının , sanayiin geliştirilmesi­ nin ve rejimin halkın demokratik bir rejimi haline getirilmesinin üstesinden gelinecektir, üçüncü aşamada ise, ana hedef, sosyalizmin temellerini atmak ve sosyalizmin gerçekleştirilmesi doğrultu­ sunda ilerlemek olacaktır.

Açıktır

te w

Bu üç aşama ayn ayrı ve birbirinden kopuk değil ve fakat birbiriyle içiçe ve bağıntılır. Ancak, her aşamanın bir baş görevi vardır ve bu görevin tam olarak kavranmasını ve bütün çabanın onun yerine getirilmesinde yoğunlaştırılması zorunludur.• (VİPT, s. 156) ki,- her aşamada baş çelişki, başka bir degörev farklıdır. Vietnam devriminLll birinci aşaması, yeni demokratik devrim sürecinden itibaren ele alırsak 193ü'da başlar ve 1954'e kadar sürer. Bu birinci aşama boyunca baş çelişki ulus ile emperyalizm arasındaki çelişki idi._ Baş düşman bu aşama boyunca değişti. 1945'e kadar baş düşman Fransız emperyalizmi idi. 1945'te, Ağustos devriminin hemen öncesinde b aş düşman Japon emperyalizmi idi. 1945 Ağustos devriminden itibaren 1954'e kadar ki 9 yıl boyunca baş düşman yine Fransız emperyalizmi idi. Bu dönemde baş düşmanlar arasında ABD müdahalecileri de sayılmaktadır. Parti'nin ikinci kongresi'nde (1951) kabul edilen politik programda; «Şu anda baş düşman saldırgan emperyalizm veya daha kesin bir deyişle, Fransız emperyalizmi ve ABD rnüdahalecileridir.• denilmektedir. (VİPT, s . 154) Sözünü ettiğimiz devrimin bi-

ww

w.

ne

yişle baş

303


ww

w.

ne

te w

e. co

m

rinci aşaması boyunca diğer düşman için •İkincil öneme sahip diğer düşman ise, feodaller , içinde bulunulan durumda (1951, Tekoşin} esas olarak karşı-dev­ rimci feodaller dir.• CVİPT, s. 154} denilmek tedir. 1954'te Dien Bien Phu zaferi ile kuzeyin tamamen kurtarılması üzerine Vietnam devrimi Kuzeyde yeni bir aşamaya girdi. Devrimin ikinci aşamasına ait demokratik görevler bu tarihe kadar zaman zaman ele alınmakla beraber tamamlanmış değillerdi. Tayin edici önemdek i toprak devrimi daha önceki dönemle rde ulusal kurtuluş görevine bağımlı olarak oldukça sı­ nırlı bi rölçüde, sömürge cilere ve karşı-devrimci toprak ağalarına ait toprakla rla sınırlı kalmıştı. Ancak, 1954 sonrasında birkaç yıl gibi kısa bir sürede bu görev diğer demokra tik görevlerl e birlikte tamamlandı ve sosyalizm in inşası dönemin e yani üçüncü aşamaya girildi. Ancak, bu aşamada da ulusal görevl-er, ulusal bağımsızlığı korumak ve savunma k biçimind e Güneyaeki zafere kadar hala gündemd eydi. 1954'den sonraki dönemde Güney Vietnam devrimi ise henüz birinci aşamasındaydı. Ulusal kurtuluş görevi hala baş görevdi. Ancak, bu kez baş düşman Fransız sömürge cileri değil yeni-tipt e bir sömürge ci olan ABD emperya lizmi idl. Baş düşman olarak ABD uşağ_ı Ngo Dinh Diem kliğinide saymak gerekir' Güney Vietnam devrimi ikinci aşamasına ulusal kurtuluşun gerçekleştiği tarihten itibaren girdi. Bunu üçüncü aşama izledi. Vietnam ulusal kurtuluş devrimin in temel güçlerini, işçi sınıfı, köylülük , küçük-b urjuvazi, ulusal burjuvazi ve hatta toprak ağaları sınıfının yurtseve r üyeleri oluşturmu ştur.

Le Duan Vietnam ulusal demokra tik halk devriminin zaferini şu ilkelci·in tı ygulanmasına bağlar; 304


ı

- Devrim e marksi st-lenin ist b ir

parimiıı

;)rh!er-

ittifakının gerçekleştirilmesi,

om

lik etmesi, 2 - Devrim in iki temel ve str atejik görevi ola n a nti-emp eryalis t ve anti-fe odal görevl erin birbirl eriyle sı­ kı bir birlik içerisin de ele alınması, 3 - İşçi sınıfı önderliğinde sağlam bir işçi-köylü temeli üzerin de ortak ulusal düşmana karşı tüm yurtsev er ve ilerici güçler i kapsayan geniş bir 'Ulusal Birleşik Cephe 'nin kurulması, · 5 - Düşman saflarını bölmek , kazanılması mümkün bütün güçleri kazanm ak veya tarafsızlaştırmak ve 'en tehlike li düşmanı onun iç çelişkilerinden yarar~ lanara k yalıtlamak.•, 6 - Devrim ci silahlı kuvvet leri inşa etmek, 7 - Her aşamanın özgül koşullarını dikkat e aıa..: rak tüm mücad ele ve örgüt biçimle rinden yararla nmak, politik ve askeri mücad eleyi birleştirmek, 8 - Ve son olarak «Mark sizm-le ninizm ve proleter entern asyona lizmin temeli üzerind e entern asyona l s. 137). dayanışmayı güçlen dirmek • <Vietn am Devrim i, ve nütoprak gibi i Vietna m devrim i Çin devrhn i dedevrim n fus bakımından oldukç a büyük bir ülkeni ülkeni n ğil, her iki bakımdan küçük sayılabilecek bir devrim idir. Çin devrim ile kıyasladığıinızda bu bir bakıma dezava ntaj olarak kabul edilebi lir. Vietna m ulusal kurtuluş savaşı da Çin devrim ci uzun savaşı gibi uzun süreli bir halk savaşıdır. Fakat, önemli da arasın pratiği iki bu süreli halk savaşının savafarkları da görme k gerekir . Vietna m kurtuluş yari şında Çin'de olduğu gibi kurtanımış üs bölgele ratılmış olmakl a birlikte , Çin'de olmaya n bir özgüllü ın ~ de görmek teyiz. Şöyle ki, Vietna m halk savaşın nayakla genel n nmada ayakla izledi ği çizgi, • ... kısmi İşçi-köylü ittifakı

ww

w.

ne te

we .c

4 -

305


ne te

we .c

om

maya doğru .. gelişen bir çizgidir. Bu da Vietnam devriminin ayırdedici bir özelliğidir. Le Duan Vietnam devriminin bu özelliğini, •Bu, gerçekten, 'adım adım zafer kazanma' yönteminin bizim devrimimizin özgül koşullarına bir uygulanışıdır .. <Vietnam Devrimi, s. 44) şeklinde açıklıyor. Ağustos-1945 ayaklanması bunun Çarpıcı bir örneğidir. Son olarak, Vietnam devriminin pratiğinin, oldukça can alıcı bir sorun olan, devrimci şiddet sorununun önemini bir kez daha ispat ettiğine işaret etmek gerekir. Vurgulanması gereken bir diğer nokta da Vietnam devriminin önderlerinin devrimci şiddet konusuna getirdikleri kapsamlı açıklamadır. Şiddetin biçimleri ve bu biçimler arasındaki diyalektik ilişki sorununa iliş­ kin olarak söylenenler bu konudaki en öğretici yazı­ lar arasındadır. Vo Nguyen Giap'ın yazılan bu açıdan özellikle incelenmelid ir. «BİR ... İKİ ... ÜÇ DAHA FAZLA VİE1NAM

YARATMAK <CHE> İÇİN İLERİ!·

İRAN

vE DOGU KÜRDiSTAN

ww

w.

Faşist şah yönetimirtin yıkılınası ile birlikte İran • devrimi yeni bir aşamaya girdi. İran halklannın kurtuluş mücadelesi sürüyor. Faşist diktatörlüğün yıkıl­ masını izleyen sürecih günümüze kadar ki evresi özgül bir evreydi. Burjuva diktatörlüğünün ciddi yaralar aldığı, yeni yönetimin henüz toparlanamadığı ve dolayısıyla bazı politik hakiann kullanılabildiği bir evre. Bu- evre de uzun sürmedi. Ergeç böyle olacağı belliydi. Doğu Kürdistan'da yükselen ulusal hareket bu süreci hızlandıran bir faktör oldu. Önce İran KDP'si, sonra Fars solundaki örgütler ve partiler kapatıldı. Homeyni iktidan içinde bulunduğumuz günlerde nisbi si-

306


ww w

.n

et ew e

.c o

m

yasal özgürlük ortamma son verdi. Legalite imkanla n tükendi. Şah dönemin i anımsatan •Tek parti, Tek lider, Tok doktrin» markalı bir rejim kuruluyo r. İran'da toplumsa l muhalefe tin odağı sömürge Kürdista nia kaymış durumdadır. Bu durumun ne kadar süreceğini kestirrne k güç. Her halükard a Doğu Kürdista n gericiliğe ve sömürgeciliğe karşı giderek yükselec ek olan diranınelerin en önemli odağı durumunda olacaktır. İran hakim sınıfları bur juva önderliğin başlıca talebi olan uotonomiu yi kabule yanaşma­ yacak tır. Yaşanan olaylar bunun en açık gösterges idir. Irak sömürge cileri gibi İran sömürge cileri de halkımızı sahte vaadlerle oyalama ya ve zaman kazanma ya çalıştılar . Irak'ta olduğu gibi İran'da da önderliğin niteliği değişmedikçe, kurtuluş hareketi nin önderligi ni proleterya ele geçirmed ikçe sonucun farklı olacağı söylenemez. Şüphesiz ki Kürt ulusal hareketin in uluslararası destekten yoksun olması da önemli bir faktördü r. Kürdistan'da ki kurtuluş hareketi İran'daki devrimci hareketin desteğinden de yoksun durumdadır. Kaldı ki İran'daki sosyalist hareket henüz ileri boyutlar ka~a­ nabilmiş değildir. Doğu. Kürdista n'daki hareketin daha ileri düzeyde olduğu açıktır . Arap ve Türk solunda olduğu gibi Fars solunda da sosyal-şovenizm egemen durumdadır. Kürt halkının meşru, haklı ve ilerici mücadelesi Azeri, Arap, Beluci halklarının dayanışmasından da yoksundu r. «Böl. parçala ve yönet• politi.kı:ı.sı, İran burjuvaz isinin ve emperya lizmin ustalıkla uygualya geldiği bir politika olmuştur. Ezilen halklar eşgüdüm­ lü bir direnme geliştirememektedirler . İran halklarının diranınesi birbirind en kopuk gelişmektedir. Direnme nin biri bastınlıyor, diğeri onu izliyor. D oğu Küı distan'da ki d.irenme nin önderligi , sömur307


direnişin çı­

ww w

.n

et ew e

.c o

m

n, geci dev letle r arasındaki çeli şkilcrde sı yeri ne, bu tika poli nma karlarını göz eter ek - yar arla tedi r. Irak 'a mek politikası izle çelişkilere bel bağlama Irak 'ta geliştiri­ day ana rak İran'da. İran'a day ana rak tur. Söm ürge cile rlece k bir hare keti n başarı şansı yok ı müc ade le edil eden biri ne dayanılarak diğerine karş çarpıcı örneğ idir. en mez . 75 yen ilgis i bun un en son ve n soru nu üze rinÖyl e anlaşılıyor ki özel likle Kuz ista n çelişki gele nek de Ira k ilc İran aras mda orta ya çıka ör olmuştur . Ansel önderliği cesa retl end iren bir fakt ki çelişkiler Kür · cak bug ün için İran ile Irak arasında da birleşmeleri­ ısın dist an'd aki kurtuluş hare keti karş llefdir. ni eng elle yeb ilec ek ölçü de güç lü deği enle rden ötüSöz ünü ettiğimiz birç ok olum suz ned başarı şansı azrü Kür t ulus al hare keti nin kısa vad ede şme yön ü açısından bakıldı­ dır. Am a uzu n vad eli geli İran halklarınındır. ğında zafe r halkımızın ve tüm arek etin uluslararası Doğu Kür dist an'd aki ulus al·h zyo nist çizg isi örevi dest ek alamamasında SBK P'ni n ının kurtuluş münem li bir yer tuta r. Bu çizg i Kür t halk P kuyrukçuluğu cad eles inin eng eli hali ne gelmiştir. SBK nda bir kez dah a mah İran ve Doğu Kür dist an olayları ve opo rtün ist pokum edilmiştiı·. 'TU DEH 'in kuy ruk çu ak görmüştür . olar som ut litikasını büt ün halk lar dist an dev rim i SBK P ve SBKP kuyrukçularının Kür rinc e açığa çıkmıştır. ÇKP karşısındaki konumları yete zate n açıktır. Onve ÇKP kuyrukçulannın tutu mu ise nd adır. yanı lar açıktan açığa söm ürge cile r in nme karşısında Tür kiye Doğu Kür dist an'd aki dire ir. Bu dur um sosSolu 'da tam bir susk unlu k içer isin ded r. yaygın olduğunun kanıtıdı yal- şoven izmin ne ölçü de hurtuluş müc ade Tür k solu öted e n teri Kür t halh!i"..ın erya listl erin ve le :ne :;;üplıe ile b<·kırqLr. 0 ır1c· emp uştur. Har eke tin .-' ··;;: ;ı.;ı·i 1 p ·ın .i',ı: ıı ~ ama~,: k, yuıq


örıderleri

gibi

ar<!Sillt .. , 'P' ı 1: a,;:1sı, :.l~iıct ı:•'.;i, şeyh v~)

unsurlaıı gti.

w.

ne te

we .c

om

ünce ··_,;er d-. dam gası•n basmJ şt ıı- . Sos yal-şovenler bir hareketin haklı , ilcrlcl ve meşru bir hareket olup -n lımıd ığm ı daima ön derliğin niteliği­ ne bakarak doğeı lendirmiş lerdir. Onlar leninizmi kavra mamış lard ır. Diğer egemen ulus sollan gibi Türk solu da Eür distan'da k endisine rağmen gelişe n kuı tuluş hareketlerini görmek ve anlamak istememişt ir. Öncülük payesini kendisine ayırmıştır. Sosylist ideoloji ve politikayı, sosyalist siyasal örgütlenm eyi kendi imtiyazı olarak kabul etmiştir. Sömürgeci burjuvazi de ister devlet düzeyinde olsun, ister parti vs. düzeyinde olsu n Kürdistan'da her türlü ulusal siyasal örgütlen menin azgın düşmanı olmuştur. Bunu anlamak kolaydı r. Ama egemen ulusun bazı imtiyazıarına egemen ulusun sosyalistlerinin de sahip çıkma çabası az görülmüştür. Türk solu Kürdistan' daki marksist örgütlenm eleri bile kendilerinden bağımsız olarak varoldukl arı için milliyetçilikle itharn etmektedir . Onlar Kürdistanlı sosyalistle rin kendilerin e, kendi oportünizm lerine gözü k[l.pcı,lı ve kayıtsız-şartsız kuyrukçul uk yapmalarını öğütlemektedir­ ler. Kürdistan 'da marksizme yasak, oportünizm e ve sosyal-şovenizme özgürlük talep etmektedir ler. Bütün bunlar elbet aşılacaktır.

ww

DOGU KüRDiSTA N SÖMÜRGECiLERE MEZAR OLACAKTlR! KAHROLSUN SOSYAL-ŞOVENiZM! Y AŞASIN KüRT, FARS AZERi BELUCİ ve ARAP HALKLARININ KURTULUŞ MüCADEL ESi VE KARDEŞLİGİI

309


om

we .c

ne te

w.

ww


w.

ww .c om

te we

ne


w.

ww .c om

te we

ne


om

te we .c

ne

w.

ww


- ÇA~RI

om

İÇİNDEIULER

~1P~ti~i t

ne

-~ir

te we .c

- Toplum Biçimleri Üzerine Genel -Yapi Tahlili'nde GüdUlen amaç ve Toplums einif1.ar ÜzerHie - Kiirdi~tan'da Sosyo-Ekonomik Yapi ve Toplumsal Siniflar Uzerine - Kuzey Kürdistan'da Kapitalist Gelişimin K:lea Bir Tarih1 - Kürdistan Devrimi Üzerine Rizgari~-

Ri~P~ri

5 Uzerine

-

AlR

Ri~DR~i

VP

w.

- Apocu İhanet Akımı Üzerine Bir Bildiri - Çin ve Vietn .:ı_m Devrim Deneyleri

... rı· - Dogn ..x·· .ı-ı.r_ı':!ta~

ww

01acaY.tır.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.