Yıl: 2 • Sayı: 9 • Mayıs 2009 • Ücretsiz
Editörler / Editors Abdullah Tekin, Siraceddin El Kapak Görseli / Cover Visual Journey to The Center of The Earth Tasarım / Design Siraceddin El Yazarlar / Authors Coşkun Pınarbaşı, Ferit Kırıkçı Gökhan Halimoğlu, Hakan Damar Kerim Sarıgül, Mehmet Akça Oğuzcan Şahin, Seval Dalgıç Siraceddin El, Zeynep Seymen Ziya Kahraman Çalışmalar / Works Abdullah Tekin, Ahmet Apaydın Aslı Karabudak, Cem Karakız Coşkun Pınarbaşı, Gökhan Demir Gürkan Demirkol, M. Ali Yazkan Metin İslam, Necati Tekin Ömer Ayar, Özgür Akın Sedat Kurtuluş, Soner Demirsoy Tayfun Öztürk, Ufuk Yıldırım Vejdi Subari, Ziya Kahraman Sanalkurs Dergisi, Sanalkurs.net sitesinin yayın organıdır. Hiçbir yazı ve çalışma Sanalkurs.net ve ilgili yazarından izin alınmaksızın kullanılamaz. Yazılar yazarlarına aittir ve içeriklerinden yazarları sorumludur.
editörden... editörden... Merhabalar, Sanalkurs.net olarak önümüzdeki günlerde sizlerin karşısına büyük projelerle çıkmayı hedefliyoruz. Bunların ilk ayağı olarak şu an üzerinde durduğumuz, seminerlerden oluşan programlar... Bu programlarda Türkiye’nin önde gelen isimlerini sizlerle buluşturarak birikimlerini paylaşmalarını sağlayamayı amaçlıyoruz. Sizlerin desteği ve katılımlarıyla hızla büyüyen, “ne yapabileceğini göstermek” isteyen herkese kapısını hep açan Sanalkurs E-Dergi için bir güzellik de online olarak yayınlanma noktasında gerçekleşti. Artık bundan böyle dergimizi indirmeden de okuyabileceksiniz. Sonraki sayıda buluşmak üzere... Sevgilerle...
BU SAYIDA neler var?
12
72
16
42
46
118
6
Bizden Haberler
12
Illustrator: Bir Logonun Anatomisi
16
Fireworks: Flash Web Albümleri Yapın
24
Flash: Flash’ta Metinlerle Çalışmak
36
JQuery: Mouse Over/Out Efekti
42
3D Studio Max: Kamerada Flu Tekniği
46
Röportaj: Muzaffer Korkut
64
Mac OS X’te Performans Artırmak
72
Windows 7 Nedir, Ne Değildir?
86
Facebook’tan Video Nasıl İndirilir?
94
PHP & Ms SQL Server 2008
110
ASP ile Ziyaretçi Defteri Yapalım
118
Tarihten Günümüze Fotoğraf - 2
4
5
Gรถkhan Demir
6
7
biz’den haberler
çevirebilecek, istediğiniz sayfayı büyüterek okuyabilecek, notlar alabilecek, tüm sayfaların küçük önizlemesini görebilecek, tüm sayıları bir arada görerek takip edebileceksiniz. Sanalkurs E-Dergi’nin online şekline Sanalkurs’taki e-dergi indirme sayfalarından direk ulaşabileceğiniz gibi DijiMecmua.com üzerinden de ulaşabilirsiniz.
Sanalkurs İstanbul Seminerleri Çok Yakında! Çok büyük ilgiyle karşılanan Sanalkurs İstanbul Seminerleri düşüncesi için alt yapı çalışmaları sürüyor. Türkiye’de sahasında uzman konuş-
Sanalkurs.net, geçtiğimiz günlerde de yine hareketlen-
meye başladı. Hepinizi çok güzel işler ve etkinliklerin beklediği müjdesini şimdiden vermek isteriz.
Sanalkurs Artık Online! Sanalkurs E-Dergimiz her ne kadar internetten tek bir dosya olarak elinize ulaşıyor olsa da, Dijimecmua.com ile yapılan görüşme ve sağlanan anlaşmalar neticesinde artık Sanalkurs E-Dergi internette online olarak da okunabilecek. Okurlarımı-
zın büyük bir çoğunluğunun isteği dergiyi indirmeden ve direkt okuyabilmekti. Böylece okurlarımızın bu dileği gerçekleşmiş oluyor. Sayfaları dilediğiniz şekilde
macıların bilgi ve birikimlerini aktaracağı Sanalkurs Seminerlerinin, yaklaşık 9 ders ve 9 konuşmacıdan olması planlanıyor. İstanbul’da merkezi konumu olan bir üniversitemizde yapılması düşünülen seminer için salon belirleme çalışmaları da devam ediyor. Seminerin ilk hedefi, katılımcılara merak ettikleri programlar hakkında ipuçları, kolaylıklar, nasıl başarılabileceği gibi konuları aktarmak. Seminerle ilgili gelişmeler Sanalkurs.net üzerinden duyurulmaya devam edecek.
8
Mehmet Ali Yazkan
10
11
Özgür Akın
12
13
nesini seçin, tarayarak ya da fotoğrafını çekerek bilgisayarınıza geçirin ve İllustrator’da açın. Yahut tabletiniz varsa bunlara hiç gerek kalmayacağı için taslaklarınızı doğrudan Illustrator’da çalışın. Illustrator’un güçlü Pen Tool (Kısayolu: P) yani kalem aracını seçin ve taslağınız üzerinde çalışmaya, onu işlemeye başlayın.
A. Ziya Kahraman
rafi bilgilerinizi işe koşun ve simetri, oran gibi kavramları aklınıza getirmeyi ihmal etmeyin. Ctrl+R kısa yoluyla cetveli açıp, cetvelin üzerinden farenizin sol tuşunu basılı tutup iki kılavuz çizgisi oluşturun ve logonuzun anormal bir çıkıntısının olup olmadığını kontrol edip son hizalama işlemlerini yapın.
ILLUSTRATOR
Bir Logonun Anotomisi Bu yazıda sizlere Adobe İllustrator’u kullanarak vektörel bir logonun nasıl hazırlanabileceğini, bir logonun hangi aşamalardan geçerek kullanıma hazır hale geleceğini anlatmaya çalışacağım. Değerli Sanalkurs okurları, Öncelikle, logosunu hazırlayacağınız kurumun ihtiyaçlarını, bu logoyu nerelerde kullanacağını ve faaliyet alanlarını dikkatlice öğrenin. Örnek olarak ben hayali bir inşaat firması için logo hazırlamayı düşünüyorum. Faaliyet alanları, mimarlıkmühendislik ve müteahhitlik, kullanım alanları ise dijital ve gerçek görseller; kurumsal kimlik oturması için zarf, antetli kağıt, kartvizit vs. işlere uygun olsun diyorum ve işe koyulu-
Yavaş yavaş taslağı stilize edip zihninizde hayalini kurduğunuz hale getirmeye çalışın. Sonra tekrar dönüp bakın ve yapılabilecek diğer çalışmaları düşünün. Ardından renkler konusunu iç dünyanızda tartışmaya açın. Klasik, her logoda kullanılan renkleri kullanmamaya özen gösterin.
yorum. Evvela kağıt üzerinde bir şeyler karalayıp fikirler geliştirmeye çalışın. Sonra bu karalamalardan bir ta-
Son olarak da logonun en önemli kısımlarından yazı yahut marka kısmını düşünün. Logoya uygun, sıra dışı bir font seçimi konusunda itina gösterin. Bu aşamada, daha önceki tipog-
Logonuza son halini verdikten sonra, Photoshop ya da Fireworks gibi İllustrator’dan daha esnek kullanabileceğiniz programlarda ışıklandırma, gölgelendirme vesair işlemleri yapabilirsiniz. Mesela ben logoma bir de ikon oluşturdum.
Tüm tasarım meraklılarına başarılar diliyorum.
14
15
Ahmet Apaydın
16
17
Siraceddin El Fireworks’ü açtıktan sonra Command > SlideShow seçeneğine tıklayın. Öncelikle daha önceden hangi resimleri kullanacağımızı belirleyelim. Ben daha önceden seçtiğim resimleri bir klasör içine topladım. Eklentimizde albüm oluşturmamız gerekecek. Aşağıda rakamlarla gösterdiğim yerleri dikkatlice inceleyin.
FIREWORKS CS4
Kolayca Web Albümleri Hazırlayın İnternette kendi sitenizde yayınlamak istediğiniz resimleriniz için Fireworks ile çok kolay ve çok pratik bir şekilde birbirinden farklı Flash tabanlı web albümleri yapabilirsiniz.
Fireworks’te çok kullanışlı bir eklenti olan Create SlideShow açılacaktır. Üst bölümdeki liste albümler, altındaki bölüm de albümler içindeki resimleri listeleyecek olan kısımdır. Sağda ise albümle ilgili ayarlar yer alıyor.
1- Albüm ekle 2- Albüm sil 3- Varolan bir albümü aç 4- Albümü yukarı taşı 5- Albümü aşağı taşı Albums kısmında + işaretiyle simgelenen butona bastığımızda karşımıza aşağıdaki pencere çıkar. Bu kısımdan albümümüze eklemek istediğimiz resimleri seçebiliriz.
18
Ben çocuk resimlerinden derleyerek oluşturduğum klasörü seçiyor ve içindeki tüm resimleri seçerek ekliyorum. Eklediğimiz zaman klasörün ismi albüm kısmında yer alacaktır. Dilersek isimlerin üzerine tıklayarak oluşturacağımız web albümü için klasör ve albüm isimlerini değiştirebiliriz. Resimler kısmındaki resimleri de tek tek seçerek ön izlemelerini sağ taraftaki bölümden görebilir, dilediğimizi silebilir, istersek isimlerini ve sıralamalarını değiştirebiliriz. Ben dosya isimlerini düzenledim, resimleri tek tek görerek uyumlu isimler vermeye çalıştım. Ayrıca sağda her resim önizlemesinin yanındaki butonlarla resimleri yatay ve dikey olarak ters çevirebilir, 90 derece açı ile çevirebilirsiniz.
Şimdi sağ kısma geçiyor ve AlbumBook Properties kısmından albümümüzle ilgili ayarlara yöneliyoruz. Bu kısım akordiyon menü olarak tabir edebileceğimiz şekilde yapılan-
19
dırılmış ve kullanımı çok pratik bir şekilde hazırlanmış. İlk olarak albümümüzün başlığını, tanımlamasını, arayüzünü ve buna bağlı özelliklerini belirleyelim.
Varsayılan olarak Dreamworld – Green (Flash) isimli albüm ara yüzü yer alıyor. Dilersek buradan istediğimiz bir başka arayüzü seçebiliriz. Beş adet Flash tabanlı, bir adet de Flash gerektirmeyen bir arayüz seçebiliyor ve seçtiğiniz ara yüzün önizlemesini de görebiliyorsunuz. Ben bu çalışmada üçüncü sıradaki Player - Black (Flash) isimli arayüzü seçiyorum. Arayüz seçimlerinin hemen altında iki seçenek yer alıyor: Auto-start slideshow: Bu seçenek işaretli olursa oluşturduğunuz albüm sitenizde açıldığı zaman otomatik slayt şeklinde olacaktır. Allow clicking images: Bu kısmı işaretlediğinizde resimlerin üzerine tıklandığında müstakil olarak açabilmeniz mümkün oluyor. Bu kısım işaretlendiğinde altta aktif olan açılır menüden ise resimlerin yeni bir pencerede mi, yeni bir tab içinde mi, yok-
sa rastgele mi açılabileceğini belirleyebiliyorsunuz. First albüm kısmında ise eğer çalışmanızda birden çok albüm kategorisi varsa ilk açılanın hangisi olması gerektiğine karar veriyorsunuz.
Change seçerek değişiklik yapmayız, dilersek Clear the captions işaretleyerek belirlediğimiz başlıkları iptal ettirebiliriz, Use files names seçerek resimlerin gerçek dosya isimlerinin kullanılmasını sağlayabiliriz, ya da Insert text bölümünden belirlediğimiz bir başlığı tüm resimlere uygulayabiliriz. Biz bu bölümde bir değişiklik yapmıyoruz.
Şimdi diğer kısma geçiyoruz. Albüm Properties kısmından Thumbnail bölümünü işaretleyerek albümü temsil edecek resmi belirliyoruz. Dilerseniz Background işaretleyerek albümün arka planı için resimlerinizden birini tercih edebilirsiniz. Ben bir arkaplan belirlemiyorum.
Captions bölümünde resimler için biraz önce belirlediğimiz başlıkların durumunu ayarlıyoruz. Dilersek No
Filters bölümünden dilerseniz albümlerinize toplu filtreler uygulayabilirsiniz. Açılır menüde Auto level (otomatik olarak renk düzeni), Blur (bulanıklaştır), Convert Greyscale (siyah beyaz yap), Convert Sepia Tone (eskimiş kahverengi efekti), Invert (renkleri ters çevir) ve Sharpen (keskinleştir) filtre efektleri yer alıyor. Biz albümümüze bu çalışmamızda bir filtre uygulamıyoruz.
20
Slideshow Properties bölümünden hazırladığımız web albüm ile ilgili genel ayarları gerçekleştirebiliriz. Interval bölümünden resmin ekranda kalma süresini saniye olarak belirleyebilir, Use Transition kısmını işaretleyerek de albümdeki resimler için bir geçiş efekti seçebilirsiniz. Efektle-
21
rin sayısı oldukça tatmin edici bir şekilde: 11 adet geçiş efekti yer alıyor, ayrıca Random (tüm efektleri rastgele kullanma) özelliği de on ikinci seçenek olarak ilave edilmiş. Time kısmından efektin görünme süresini, ilk resim için istediğimiz süreyi, resimlerin görünme durumunu, ayrıca görünüm durumunun düzenli mi (in order) yoksa rastgele mi (random) olduğunu da Display sequence kısmından ayarlayabilirsiniz. Son olarak Export Options kısmındaki ayarlamaları hallediyoruz. Bu albümün XML destekli olmasını istiyorsanız, Generate XML işaretlemeniz gerekiyor. Export path kısmından bilgisayarınızda albümü kaydedece-
ğiniz klasörü belirliyorsunuz. Width (yatay uzunluk) ve Height (dikey uzunluk) ölçülerine resimlerin büyük halinin olması gereken değerleri giriyorsunuz. Export Thumbnails kısmından resimlerin ilk etaptaki küçük görünümleri için de değerler belirliyorsunuz. En alttaki Enlarge images to fit seçeneğini işaretlediğinizde albümde kullandığınız resim belirlediğimizden büyük veya küçükse uygun şekilde belirttiğiniz ölçüye göre boyutlandırılmaktadır. Artık ayarlarla işimiz bitti. Create butonuna bastığımızda albümümüz
oluşmaya başlayacaktır. 100% olduktan sonra Launch slideshow in browser seçeneğini işaretledikten sonra Done butonuna bastığımızda yaptığımız albüm varsayılan tarayıcı ile açılacaktır.
Artık albümünüz hazır. Bu arayüzü beğenmedi iseniz, programı kapatmadan başka bir arayüz seçerek tekrar oluşturmanız mümkün. Ayrıca daha sonraları düzenlemek isterseniz de en üstte yer alan Open an existing slideshow (Mevcut bir slideshow’u aç) butonunu kullanabilirsiniz. Umarım işinize yarar.
22
23
Necati Tekin
24
25
Kerim Sarıgül
FLASH CS4
Flash’ta Metinlerle Çalışmak Corel, Photoshop, Illustrator vb. programlarda olduğu gibi Flash’ ta da metin ve yazılarla çalışmak, çeşitli işlemler yapmak mümkündür ve çok kolaylaştırılmıştır. İnsanlar hayatta kendilerini iki şekilde ifade ederler. Birincisi “hal ve davranışlar, yani mimikler” ikincisi ise “sözler”. İşte programlar da insanlar gibi. Daha doğrusu insanlar programları kendi duygularını, ifadelerini
anlatabilecekleri şekilde tasarlıyorlar. Neden her geçen gün yeni programlar ve programların yeni sürümleri çıkıyor dersiniz? Çünkü insanlar her geçen gün kendilerini daha iyi tanıyor, bilgileri artıyor, bilgi birikimi doğrul-
tusunda hareket alanları genişliyor ve aynı ölçüde programları da kendi hareket ölçüleri derecesinde geliştirmeye çalışıyorlar. Hatta insanlar yapamadıkları, hayal kurdukları şeyleri programlara yaptırıyorlar. Kısacası insanların bilgileri, imkânları, yetenekleri arttıkça hayal güçleri genişledikçe yeni yeni sürümlerle, hatta yeni yeni programlarla karşılaşacağız. Bu yazımızda Flash programında metinlerle nasıl çalışacağımızı, neler yapabileceğimizi ele alacağız. Flash yaparken herhangi bir efekt, aminasyon, ifade kullanmak için resimlerden ve çeşitli nesnelerden faydalanırız. Bunlar bize yeterli gelmez ve bunların yanında gerektiğinde açıklamalar da yapmak isteriz. Mesela ekrandan herhangi bir ürün resmi geçerken üzerindeki % 50 indirim yazısı dikkatimizi çeker. Bu ve buna benzer örnekleri artırmak mümkündür. Burada ele alacak olduğum “Flash’ta Metinlerle Çalışmak” konusunu elimden geldiği kadar ayrıntılı ve basit anlatmaya çalışacağım. Bugüne kadar hiç Flash programını açmamış olan ve ilk defa programı açtığında karşısına gelen ekrandaki araçların hangisinin ne işe yaradığını bilmeyen bir kişiyi düşünerek ele almaya gayret edeceğim.
Neler öğreneceğiz?
1. Metin aracını seçmek ve bir metin kutusu oluşturmak, 2. Metin yazmak, 3. Metin kutusunu boyutlandırmak, 4. Yazı tipi ve renk seçimi yapmak,
5. Yazı boyutunu değiştirmek, 6. Metni hizalamak, 7. Metin yumuşatma ayarları, 8. Metne web linki vermek, 9. Metne e-mail linki vermek 10. Metinlerde gömülü veya yerel font kullanmak 11. Metin türleri: Static text, Dynamic text, Input Text
1. Metin aracını seçmek ve bir metin kutusu oluşturmak Boş bir Flash sayfası açalım ve ekrana dikkatle bakalım. Ekranınızın sağ veya sol tarafında Flash araç çubuğunu ve özellikler (Properties) penceresini göreceksiniz. Burada bizim için önemli olan ve devamlı açık kalması gereken p e n c e re l e rd e n biri “Araç Çubuğu” (Tools), diğeri de “Özellikler” (Properties) penceresidir. Eğer bu pencereler görünmüyorsa ne yapacaksınız? Araç çubuğunu açıp kapatmak için ekranımızın üst menüsünden Windows > Tools yolunu veya klavyemizin CTRL + F2 tuşlarını kullanabiliriz.
26
Aynı şekilde Özellikler penceresini açıp kapatmak için yine üst menüden Windows > Properties yolunu veya CTRL + F3 kısa yol tuşlarımı kullanabiliriz.
27
mi yapmış oluruz. Araç çubuğuna dikkat ederseniz seçimini yapmış olduğumuz araç hangisi ise o koyu renktedir. Hangi araç işaretli ise elimizde o araç var demektir. Ayrıca seçtiğiniz araca göre Özellikler penceresinin de değiştiğini göreceksiniz.
yazmak istiyorsak, yani uzayıp gitmesi yerine birkaç satır alt alta olmasını istiyorsak köşedeki daireyi tıklayıp sağa sola çekerek metin kutusunu istediğimiz gibi boyutlandırabiliriz. Metin kutusunu boyutlandırdığınızda sağ üst köşedeki dairenin şimdi bir kareye dönüştüğünü göreceksiniz.
2. Metin yazmak Metin aracını seçtikten sonra ekranda istediğimiz yere tıklayabilir, istediğimiz metni yazabiliriz. Artık yazı yazdıkça kutu yana doğru değil aşağıya doğru uzayacaktır. Ayrıca eğer metin kutusunu sağa, sola, aşağı, yukarı taşımak istiyorsak araç çubuğundan Seçim aracını (Selection tool) (V) seçip metnimizi faremizle tutarak istediğimiz tarafa taşıyabiliriz.
Araç çubuğuna dikkatle baktığınızda bir “T” harfinin olduğunu göreceksiniz. Bu bizim Metin yazma (Text tool” aracımızdır. Yani yazı yazmak için faremizle metin aracına tıklamamız gerekir veya klavyemizin sadece “T” tuşuna tıklayarak bu seçi-
3. Metin kutusunu boyutlandırmak Metni yazdığınızda metin kutusunun da uzayıp gittiğini göreceksiniz. Metin kutusunun sağ üst köşesinde küçük bir daire işareti mevcut.
Bu işaret metin yazıldıkça kutunun da otomatik olarak uzayıp gittiğini gözterir. Eğer biz belli bir alana
4. Yazı tipi ve renk seçimi yapmak Ekrana yazdığımız metnin yazı tipini ve rengini değiştirmek için Özellikler (CTRL + F3) penceresini kullanacağız.
Özellikler penceresinde bizi birçok özellik bekliyor. Burada Position and size, Character, Paragraph, Options, Filters özellikleri yer almaktadır. Ancak biz yazı tipi ve renk seçimi için CHARACTER (Karakter) bölümünü kullanacağız. Metnimizin yazı tipini değiştirmek için Characters bölümündeki Family alanından stediğimiz yazı tipini seçebiliriz.
28
Ayrıca Style bölümünden seçtiğimiz yazı tipine kalınlık, italik vb. özellikler katabiliriz.
29
5. Yazı boyutunu değiştirme Metnimizin boyutunu değiştirmek için ise yine aynı pencerede Size (boyut) özelliğini kullanacağız. Buraya tıklayarak yazı boyutunu istediğimiz gibi ayarlayabiliriz. Yazı boyutunu ayarlamak için, faremizi Size alanına tıklayarak elle istediğimiz boyutu yazabiliriz.
6. Metni sağa, sola, ortaya veya iki yana yaslamak Metnimizi hizalamak için ise Özellikler (Properties) penceresindeki PARAGRAPH bölümünü kullanacağız.
şekilde ayarlayabiliriz.
7. Metin yumuşatma Flash programı metinimize sadece renk, boyut vermekle yeterli kalmıyor. Ayrıca metminizi yumuşatma, keskinleştirme vb. özellikler de katmamızı sağlıyor. Bu ayarlar için yine Özellikler penceresindeki CHARACTER bölümünü kullanacağız. Bu bölümde AntiAlias alanı mevcuttur.
Renk seçimi için ise yazımızın tamamını veya resn vermek sitediğimiz kelimeleri seçerek CHARACTERS alanındaki Color bölümünden istediğimiz rengi seçebiliriz.
Bu işlemi faremizi Size alanına tıklayarak faremizden ellimizi almadan sağa sola çekerek de aynı işlemi yapabiliriz. Farenizi sağa çekerken yazı boyutunun arttığını, sola çekerken ise azaldığını göreceksiniz.
Bu alanda metni sola yasla (Align left), metni sağa yasla (Align right), metni ortala (Align center) ve metni iki yana yasla (Justify) özellikleri bulunmaktadır. Bu özelliklerden istediğimizi kullanarak metnimizi istediğimiz
*Antialias for readability (okunabilirlik için yumuşatma) *Anti-alias for animation (animasyon için yumuşatma) *Custom anti-alias (özel yumuşatma) *Bitmap text (yumuşatma yapılmaz) Yukarıdaki özelliklerden kullanmak istediğimizi seçerek yoladevam edebiliriz. Buradaki özellikler normal boyutlarda pek farkedilmez ancak yazı
30
boyutları küçültülüp büyültüldüğünde farklar belirginleşir. Dolayısı ile eğer yazılarımızı animasyon için kullanıyorsak “Anti-alias for animation”, yazılarımızı okunması için kullanıyorsak “Antialias for readability” özelliğini kullanmalıyız. Eğer yumuşatma derecelerini kendiniz ayarlamak istiyorsanız “Custom anti-alias” özelliğini kullanın. Eğer yazılarımızda “Bitmap text” özelliğini kullanırsak yazılarımızın yumuşatma özelliği ortadan kalkacak ve aynı zamanda yazımız vektörel bir özelliğe de sahip olmayacaktır.
31
Buraya web adresini yazdığımızda altta “Target” alanının aktif hale geldiğini göreceksiniz.
tions bölümündeki Link kutusuna “mailto:mailadresi@siteadi.com” şeklinde yazıyoruz. Kişi o alana tıkladığında geçerli mail programı açılacaktır ve oradaki yazmış olduğumuz adrese mail göndermesi için hazır olacaktır. Yani mail adresi Kime: kısmına otomatik olarak eklenecektir.
8. Metne web bağlantısı (link) vermek Bu işlem için Properties (Özelllikler) penceresindeki “OPTIONS” bölümünü kullanacağız.
Buradaki terimler ve özellikleri: _blank = Bağlantımızı yeni pence-
rede açar,
_parent = Bağlantıyı başka bir
Metnimizin tamamına veya herhangi bir bölümüne bir web bağlantısı vermek istiyorlak metnimizin tamamını veya istediğimiz bir bölümü seçiyoruz ve Options bölümündeki Link kutusuna istediğimiz sitenin adresini yazıyoruz. Ben http://www.kerimsarigul.com yazdım.
frame’de açar. _self = Link eğer bir Frame’de ise yeni sayfa bu Frame’de açılır. Eğer sayfamızda başka frame yoksa aynı sayfada açılır. _top = Bağlantımızı ana pencerede açar (en dıştaki frame’in değişmesini sağlayarak tüm frame’lerin yerini alan tek bir sayfada açılmasını sağlar). Yani top en üst pencere, Browser’ın kendisidir. Kısacası farklı frameler kullanmadı isek _parent, _self ve _top bağlantıyı aynı pencerede açar. Ctrl + Enter kısa yol tuşu ile önizleme yaparak bağlantının çalışıp çalışmadığını inceleyebilirsiniz.
9. Metne e-mail linki vermek Mail linki vermek istediğimiz metni veya kelimeyi seçtikten sonra Op-
10. Metinlerde gömülü veya yerel font kullanmak Eğer kullandığımız metin kullanıcının bilgisayarındaki fontlar aracılığı ile çalışsın istiyorsak CHARACTER bölümündeki anti-alias kısmından “Use Device Fonts” özellliğini kullanmalıyız.
32
Bu alan, özellikle çok yazı kullanarak flash uygulaması yapanlar için önemlidir. Flash içerisinde kullandığımız yazılar normal olarak flash swf dosyasında saklanır. Dolayısı ile bu dosyalar büyük boyutlardadır. Biz metinde istediğimiz yazı tipini (font) kullanabiliriz, bir başka kişi bu sayfayı kendi bilgisayarında açtığında kullandığımız yazı tipi (font) o kişinin bilgisayarında olmasa bile yazılarımız bizim seçtiğimiz yazı tipinde açılacaktır. Yani yazı tipi swf dosyamızın içerisinde gömülü şekildedir. Benim yerel font diye adlandırdığım özellikte ise (Use device fonts) yazı tipleri yani fontlar swf dosyası içerisinde saklanmaz. Herhangi bir kişi bizim flash sayfamızı açtığında kendi bilgisayarındaki fontlar kullanılır. Use device fonts özelliğini kullandığımızda, flash dosyamızın içerisine
bizim fontlarımız gömülmediği için, kişinin kendi bilgisayarından açılıyor olduğu için flash dosyamızın boyutu da çok küçük olacaktır. Bu özellik çok metin kullananlar için büyük bir avantajdır, ancak burada da dikkat edilmesi gereken önemli bir husus mevcuttur. Eğer ben bilgisayarında var olan özel bir yazı tipini (font) kullanırsam, başka bir kişi bu dosyayı kendi bilgisayarında açarsa ve kullanmış olduğum yazı tipi o kişinin bilgisayarında yoksa görüntü benim kaydettiğim şekilde olmayacaktır. Yani benim kullandığım özel fontlar karşı tarafta görünmeyecektir. Dolayısı ile eğer dosya boyutunun küçük olmasını istiyorsak ve bunun için “Use device font” özelliğini kullanıyorsak tüm bilgisayarlarda mevcut olan Arial, Times New Roman vb. fontları kullanmalıyız. Eğer özel fontlar kullanıyorsak veya özel olmasa bile dosyamız çok büyük değilse “Use device font” özelliği yerine diğer özellikleri kullanmalıyız. O alandaki diğer ayarların özelliklerinden yukarıda bahsetmiştim.
11. Metin türleri: Static text, Dynamic text, Input Text Flash programının “Static Text, Dynamic Text ve Input Text olmak üzere üç farklı metin türü vardır. Properties (Özelikler) penceresinin en üst kısmında bu ayarları görebiliriz. Static Text türü durağan metinler yazmak için kullanılır. Standart olarak normal flash çalışmalarında bu özellik
kullanılır. Dynamic Text ise bir değişken adı olan ve kendisine değer gönderilebilen metin türüdür. Örnek olarak; bazı sitelerde “Şu kadar dakikadır sitedesiniz” yazısı görürsünüz ve eğer o site flash ise kaş dakikadır sitede olduğunuzu gösteren alan Dinamik özeliğe sahiptir. Yine bazı sitelerde dijital flash saatler görürsünüz. Burada saati gösteren alan dinamiktir, yani sizin gilgisayarınızda saat kaçsa onu alarak orada gösterir, bir başka kişi başka bir ülkeden aynı sayfaya girdiğinde kendi bilgisayarında saat kaçsa onu görür. Yani bu alan değişkenlik özelliğine sahiptir. Input Text ise daha çok form hazırlanmasında kullanılan ve veri girişi için uygulanan metin türüdür. Herhangi bir sayfada Adınız, Soyadınız vb. sorularının karşısındaki doldurmamız için konan kutular bu özelliktedir. Faydalı olması dileğiyle…
www.kerimsarigul.com
34
35
Sedat KurtuluĹ&#x;
36
37
background:#752712; position:absolute; top:0;} </style> Üst tarafta ilk önce <script></ script> tagları arasında jQuery.js dosyasını sayfamıza çağırıyoruz. Arkasından <style></style> tagları arasında ise CSS kodlarımızı yazıyoruz. CSS kodlarımızı kısaca bir açıklayalım.
JQUERY
Oğuzcan Şahin
Öncelile body için, margin ve padding değerlerimizi sıfırlayıp bir arkaplan rengi belirtiyoruz. Arkasından ID’si wrapper olan divimiz için width, background değerlerimizi beriyoruz ve “margin:0 auto;” değeri ile de sayfamızı ortalıyoruz.
Mouse Over/Out Efekti
ID’si content olan divimiz için ise içerimizin 10px içeriden başlaması için bir padding değeri veriyoruz.
Bu dersimizde ufak mouseover/out events’ları ile birlikte animate değerini kullanarak hoş bir efekt yapmaya çalışacağız.
Son olarak adı box olan bir class tanımlıyoruz bu class içeriğimizi ya da görsellerimizi içine koyacağımız divdir.
Merhabalar, İlk önce sayfamızın jQuery kodlarına kadar olan kısmını yeni bir dosya içine yazalım.
<html xmlns=”http://www. w3.org/1999/xhtml”> <head> <title>jQuery - MouseOverOut</title> <script src=”http://jqueryjs. googlecode.com/files/jquery1.3.2.min.js” type=”text/
javascript”></script> <style type=”text/css”> body{margin:0; padding:0; background:#ccc;} div#wrapper{width:600px; background:#F7F7F7; margin:0 auto;} div#content{padding:10px;} div.box{position:relative; margin-bottom:20px; overflow:hidden;} .element{width:580px; height:150px;
Burada “position:relative” değeri ile imajımızın üzerini kaplayacak ve position:absolute değerini alıcak olan .element classımızı sadece .box içerisinde kalması için veriyoruz. Aksi halde gerekli element imaj üstüne oturmayacaktır. Arkasından overflow:hidden ile de animasyonun sadece bu box classı içinde çalışmasını sağlıyoruz dışarı taşmasını önlüyoruz. Element adını verdiğimiz son class’
ımız ise animasyona uğrayacak div’dir. İlk önce class’ımızın görünmesi için ve imajımız ile aynı boyutlar da olması için width ve height değerlerini veriyoruz ve arkaplan rengini tanımlıyoruz. Son olarakta position:absolute ve top:0 değerleri ile de .box divi içerisinde üst taraftı sıfırlayarak tüm divi kaplamasını sağlıyoruz. Evet şimdi ise jQuery kodlarımıza bakıyoruz.
<script type=”text/javascript”> $(document).ready(function(){ $(“.element”). mouseover(function() { $(this).animate({ “margin”:”175px”, “opacity”:”.4” }, 1500); }); $(“.box img”). mouseout(function() { $(this).next().animate({ “margin”:”0”, “opacity”:”1” }, 1500); }); }); </script> jQuery’de bir elemanı seçmek istediğimiz zaman $ değerini veya jQuery ismini kullanırız. Eğer isterseniz bunları kendi istediğiniz gibi bir değer ile de kullanmak mümkün bunun ile ilgili bilgi jQuery’nin resmi sitesinde bulunmaktadır. Şimdi ilk önce kodlarımızı $(document).ready function’nın içerisine yazıyoruz. Buradaki mantık
38
aslında biraz da Javascript onload değerine benzemektedir. Ilk önce yaptığımız işlem .element classını seçerek mouseover eventını tetiklemek. Mouseover eventı seçili değerin üstüne gelindiği zaman hareket etmesi ile bağlantılı bir eventtır. Arkasından bir function oluşturarak gerekli animasyonumuzu içine yazacağız. Ilk önce yine animasyonun neyin üzerinde çalışacağını belirtiyoruz. Burada kullandığımız “this” değeri element classını temsil etmektedir aslında tek farkı vardır. Fakat şöyle bir şey var burada: this yerine element class’ının ismini verirsek herhangi bir element classının üstüne geldiğimiz de tüm element class’ larında animasyon oynayacaktır bu yüzden burada this değeri ile sadece seçili classın üzerinde animasyonu oynattırıyoruz. this değeri de bu bilgiyi üstünde kullandığımız .element üzerinden yakalamaktadır. Arkasından animate ile animasyon için değerlerimizi veriyoruz. Margin değeri ile element classının üstüne gelindiği zaman 175 px’lik bir kayma yapmasını istiyoruz ve kayarken de opacity değerini düşürmesini istiyoruz. Ve parantezden sonra da 1500 değeri ile de animasyonun oynatma hızını seçiyoruz. Ve bu animasyonumuzu bitiriyoruz. Şimdi ise box classı içerisindeki “.box img” değeri ile animasyonlarımız oynayıp bittikten sonra artık element
39
classımız ortadan kalkmıştır. Bu yüzden arkaplanda ki imaj meydana çıkmıştır. Şimdi burada mouseout değeri ile mousemuzu imajın üstünden çektiğimiz zaman animasyon eski haline gelecektir. Bunun için tekrar burada bir function oluşturup içerisine giriyoruz ve yine this elementini kullanıyoruz fakat burada farklı bir durum var burada next() değerini de kullanıyoruz. next değerini kullanmamız daki neden ise img etiketinden sonra gelen değeri yakalamak ve animasyon işlemini onun üzerinden yakalamak. Yani burada (this).next() dememiz bize yine element classımızı this anlamında kullandırtıyor. ve tekrar animasyon değerlerimizi giriyoruz. animasyon değerleri olarak margin değerini ve opacity değerini sıfırladım. Son olarakta yine animasyon hızımızı 1500 ile belirterek işlemi bitiriyoruz. Ve son olarak da html kodlarımızı yazarak dersimizi bitiyoruz. <div id=”wrapper”> <div id=”content”> <div class=”box”> <img src=”1.jpg”/> <div class=”element”></div> </div> <hr/> <div class=”box”> <img src=”1.jpg”/> <div class=”element”></div> </div> </div> </div> Vejdi Subari
40
41
Abdullah Tekin
42
43
Şimdi tüm ayarlarımız bittikten sonra son işlemleri görmek için deneme render’ ı alıyoruz, şunu unutmayınız cisim kameradan ne kadar uzak olursa flulaşma o kadar net olur. Mehmet Akça
3D STUDIO MAX
Kamerada Flu Tekniği
Şimdi ise kameramızı seçiyoruz ve “modify” menümüze gelerek buradan gerekli ayarları yapmaya çalışacağız. Birinci işlem olarak modify menüsü altındaki “multi-pass effect” ikonunun hemen altında bulunan “enable” ikonunu aktif hale getiriyoruz.
Bu dersimizde bazı sahnelerde kullanılan alan derinliği (Depth of field) kamera efektini göreceğiz. Bu işlemin amacı kameranın görüş alanından uzaklaşıldıkça diğer objelerin flulaşmasını, yani bulanıklaşmasını sağlamaktır. İlk olarak sahnemize iki adet cisim ve bir adette target kamera koyalım.
(Resim 1)
Daha sonra perspektif ekranındayken klavyeden “C” tuşuna basınız. Bu işlem kamerayı aktif hale getirecektir ve herhangi bir pencereden kamerayı farenizle cisimlerinizi iyi bir görüş halini getirmeye çalışınız.
İkinci olarak “focal depth” komutunun değerini 125 olarak giriyoruz.
En son unutmadan şunu söylemeliyim ki kamerayı ilk cismin hemen önüne koyarsanız arkada kalan cisim fluğ görünür, eğer kamerayı birinci cismi kapsayacak şekilde ikinci cisme kadar uzatırsanız birinci cisim fluğ görünür bunları aşağıdaki şekillerde daha net göreceksiniz.
44
45
Umarım herkese faydalı bir ders olmuştur, yeni derslerimizde görüşünceye kadar hoşçakalın… Ömer Ayar
46
47
48
Kimdir Muzaffer Korkut? Nerede doğmuştur, neler yapmıştır, bugünlere nasıl gelmiştir, ordan başlayalım isterseniz...
1972, İstanbul doğumluyum. Eskiden beri bir ilgim vardı, bununla ilgili ilk çalışmaları lisede sıraların üzerine film afişi yaparak dikkatleri çekmiştim. Sinema filmlerin mevcut afişlerini ders sırasına yapardım. Ancak sinemaya karşı bilinçsiz bir ilgiydi bu. Aslında ilgimi çeken sportif aktivitelerdi. Liseyi bitirince de bir mühendislik bölümü okuyup paçayı kurtarmayı düşünüyordum. Ama yeteneğim o kadar da iyi değildi bu tür bölümler için. 1991 gibi Güzel Sanatlar bölümüne gitmeye karar verdiğimde şok edici bazı gelişmeler yaşadım. Okula öğrenci alımında rüşvet olayları döndüğüne şahit olduğumda çok ciddi anlamda hayal kırıklığına uğradım.
49
Bir dakika, güzel sanatlar bölümünde rüşvet olaylarıyla mı karşılaştınız?
Evet, evet, gerçekten. Düşünsenize, çok çok yetenekli kişiler sırada beklerken hediye götüren, ahbaplık, tanışıklık sebebiyle yakınlık kurmuş olanlar rahat bir şekilde gözlerimin önünde kayıt yaptırdılar. Çünkü karar verme mekanizmaları tamamen sınavda değerlendirmeyi yapan hocaların tasarrufundaydı. Bu tür olaylara şahit olunca güzel sanatlar okuma konusunda şevkim kırıldı. Vazgeçtim ve hayatımı artık kendi akışına bıraktım. Grafik tasarıma olan ilgimi devam ettirirken bir arkadaşım vasıtasıyla bir firmada grafiker olarak çalışmaya başladım. Üç yıl kadar grafıker olarak farklı reklam ajansı ve matbaalarda broşür, katalog, kurumsal kimlik, ilan, afiş ve benzeri işler yaptım.
mem gerekebiliyordu zaman zaman. Çalışmanın bitmek üzere olduğu bir akşam hard diskte yer açmaya çabalarken yanlışlıkla bu çalışma dosyasını silmişim. Bir anda tüm uğraşlar, geceli gündüzlü yorulmalar hop uçuverdi. Söz konusu proje İSKİ’ye ait bir proje ve firma için de hayatî önem taşıyordu haliyle.
Harddisk kurtarma programları ve firmaları yok muydu? O zaman 3D ile ilgili bir merakınız yoktu ama?
Hayır, asıl 3D’ye merakım askerde iken başladı. Vakit ve imkanlar da sağlanınca Lightwave 4 programı ile çalışmaya başladım. O zamanlar render motoru en kuvvetli programlardan biriydi. Modelleme teknikleri de bir hayli iyiydi. Askerlik sonrası, 1998 yıllarına tekabül ediyordu sanırım, bir reklam ajansında grafik tasarımcı olarak çalışmaya başladım yine. Grafik tasarım ile uğraşırken 3D’ye merakım da hala devam ediyordu. Bu arada kendimi tanıma ve arama uğraşım da aynı şekilde sürüyordu. Çalıştığım reklam ajansında yaşadığım bir hadise beni grafik tasarımdan tamamen koparttı. İSKİ için faaliyet raporları içeren bir broşür hazırlıyordum. Çalışmayı kısa sürede yetiştirmem gerekiyordu ve geceli gündüzlü üzerinde uğraşıyordum. Çok büyük boyutlu bir çalışmaydı, yer açmak için bilgisayardaki lüzumsuz dosyaları sil-
Hayır canım, nerde o zaman şimdiki gibi imkanlar? O günkü şartlarda harddiski kurtarma şansımız olmadı. Yurtdışında görüştüğümüz birkaç firma çok fahiş ücretler talep ediyordu, ayrıca garanti vermiyordu kurtarılabileceğine dair. Bizimse sıkıntımız zaman noktasındaydı. Yapacak bir şey kalmayınca tüm ekip toplandık, bereket ki çıktı olarak aldığımız ozalit baskının filmleri vardı. Değiştirilmesi gereken sayfaların yeniden yapılması için ajansta çalışan arkadaşlarla iş bölümü yaptık. Üç gün uykusuz bir şekilde geceli gündüzlü çalışarak projeyi sonuçlandırdık. Bu iş sonrası grafikerlik mesleğini bırakmaya karar verdim. Bu şekilde iş yapamayacağımı düşünüyordum. Gidip o zamanın şartlarına göre iyi özelliklerde bir bilgisayar aldım ve 3D’ye başladım. Yıl 1999 sıralarıydı ve internete dial-up ile bağlanılıyordu. Yapabildiğim kadarıyla araştırmaya başladım. Yabancı kaynaklardan yararlanarak kendimi geliştirdim.
50
İlk ciddi 3D çalışmalarınız hangileriydi?
Bu dönemdeki ilk ciddi 3D çalışmalarımdan biri Sigarayla Savaşanlar Derneği için yapmış olduğum karakter animasyonu oldu. Mezar kazan sigaraları anlatan bu animasyon TV’lerde sık sık yayınlanmaya başladı. Yıllarca da yayınlandı. Benim için önemli bir başlangıç oldu bu animasyon. Ayrıca çok önemli bir teşvik mahiyetindeydi. Arada belirtsem iyi olacak, bu animasyon çalışmasında para kesinlikle mevzubahis olmadı. Daha sonra Otomobilciler Derneği için 3D bir çalışma hazırladım. Kızının doğum gününe yetişmeye çalışan bir babanın yolda karşılaştığı Rock’çı bir motosikletliyle yarışa girmesi ve kaza geçirmesi ile ilgili bir animasyondu. Modelleme ve kurgusu için 3 ay kadar uğraşmıştım. O günkü programların imkanlarıyla bugün bile nasıl yaptığıma şaşırdığım bir çalışmadır.
Türkiye’den sizi Amerika’lara kadar koparan neydi peki?
Bebek’te yeni açılacak bır diskonun 3 boyutlu mimari görselleştirilmesi istendi. Üzerinde ciddi emekler sarf ederek hazırladığım bu çalışmadan paramı almakta o kadar zorlandım ki, parayı tahsil etmek için normalin dışında yöntemlere başvurmak zorunda kaldım. Bu olay benim için bir başka dönüm noktası oldu. Türkiye’deki şartlar ve insanların bakış açısı çok etkiledi. Bu mesleği yapacaksam artık Türkiye’de olmayacağını anlayın-
51
ca Amerika’ya gitmeye karar verdim. Yıl 2000’di sanırım, eğitim amaçlı vize alarak yola düştüm. Amacım hem dilimi geliştirmek ve aynı zamanda da işimi yapmaktı.
Gidince hemen iş bulabildiniz mi peki? Sonuçta ilk kez gidiyorsunuz? Gittikten 3 ay sonra bir TV firmasında Motion Grafik Sanatçısı olarak çalışmaya başladım. Jenerikler, hareketli yazılar gibi işler yapıyordum. Modelleme için Lightwave kullanıyor, Digital Fusion programıyla da compositing yapıyordum. Yaklaşık 1.5 yıl kadar burada çalıştım. Bu sırada Naked Project’in yönetmenlerinden olan Pier Luca De Carlo (pierlucadecarlo.com) ile tanıştım ve ona özel projeler hazırlamaya başladım. Pier Luca Türkiye’de de Pantene, L’oreal gibi büyük firmalara reklam
çeken bir yönetmendi aynı zamanda. Bir yandan ona iş yaparken, diğer yandan da Santa Monica College Film Studie’de eğitim almayı sürdürüyordum. 2003’te Türkiye’ye geldim. Artık kendi ülkemde devam etmek istiyordum. Ne yazık ki, 3D sektöründe bir gelişme olmadığı için tekrar düşünmeye karar verdim. Bu esnada, Kanada’da daha önce başvuru yaptığım Vancouver Film School (vfs. com)’dan başvurumun kabul edildiğine ve kısmı bir bursla okuyabileceğime dair bir yazı gelince oraya gittim. Okul esnasında çok başarılı projeler hazırladık. Okul bittiğinde hazırladığımız bu projeler, dönem bitirme
projem ve diğer çalışmalarımla stüdyolara başvuru yaptım. Demolar gönderdim. Çok geçmeden, AnthemFX firmasından iş teklifi aldım. 1,5 yıl çeşitli projelerde Generalist olarak çalıştım. Daha sonra Montreal’da Meteor Stüdyoları’ndan “Journey to The Center of The Earth” (Dünyanın Merkezine Yolculuk) filminde FX Animation Artist olarak çalışmak üzere teklif alınca oraya geçtim. Yaklaşık 10 ay kadar burada çalıştım. Proje bitince yine Mont Real’de bulunan bir başka stüdyoda FX Artist olarak çalışmalarımı sürdürdüm. 2007’de Türkiye’ye geldim ve bir ay kadar bir süreyle Arog filminde FX Set
52
53
Yaptığınız işi tam olarak nasıl tanımlayabilirsiniz? Türkiye’de böyle bir sektör var mı?
Yaptığımız iş sinema sanatı, güzel sanatlar, daha farklı bir ifadeyle abartı sanatı. Bu sektörü görsel kalitesi yüksek ve eğlenceli hale getirmeye çalışıyoruz. İşimizin en önemli kısmı, yapılması imkansız olan bir şeyi veya yapılması çok pahalı olan bir anı biligsayar ortamında oluşturmak. Türkiye’de böyle bir sektör var, ancak yurtdışı ile kıyaslamamız mümkün değil elbette.
Danışmanlığı yaptım.
Neden bu kadar kısa sürdü?
Öncesınde LucasArts ile bir kontrat imzalamıştım ve çağrıldığımda gitmem gerekiyordu. İşte bu kontrat gereği bir ay sonra FX Animation Artist olarak çalışmak üzere Singapur’a geçtim. Burada 10 ay boyunca Clone Wars isimli animasyon projesinde çalıştım. Bu bir TV dizisiydi. Ancak Singapur’a adapte olamayınca çeşitli sağlık sorunlarım baş gösterdi, daha fazla devam edemeyince Türkiye’ye zorunlu dönüş yaptım.
En son dönüşünüz bu herhalde. Şu anda ne yapıyorsunuz, bir proje var mı dahil olduğunuz? Şu an bir Türk filminin CG Süpervizörlüğünü yapıyorum. Henüz daha başlangıç safhasında olduğundan bilgi vermem doğru olmaz diye düşünüyorum.
Amerika’da bu sektöre dahil olmak için ne yapmak gerekiyor? “Ben işi biliyorum” diye sizin yaptığınız şekilde direkt gidilse olur mu şimdi? Amerika’da bu sektöre girmek gerçekten çok zor. Şu zaman ve şartları göz önünde bulundurursak, benim
yaptığım deliliği yaparak gidip çalışmak neredeyse imkansız artık. Ancak ciddi bir gayret gerekiyor. Böyle bir işe teşebbüs ediyorsanız, bu işi nerede öğrendiğinize dair verilebilecek ciddi bir de yanıtınız olmalı. Kendi kendime öğrendim, bir ustanın yanında öğrendim, özel ders aldım cevapları kabul edilemez cevaplar sınıfına giriyor. Önceden VHS kasetlerle çalışmalarınızı göndermelisiniz ki, adamlar incelemeli, bakmalı, eğer beğenilirse zaten sizi çağırıyorlar. Örneğin, Amerika’ya ilk gittiğim sırada kendime o kadar güveniyordum ki, Digital Domain firmasının kapısına elimi kolumu sallaya sallaya vardım. Bilenler bilir, film efektleri, karakterler, film materyalleri hazırlayan, neredeyse bütün büyük filmlerde yer almış ciddi bir firmadır Digital Domain. Ör-
neğin Brad Pitt’li “Benjamin Button’un Tuhaf Hikayesi” filminin görsel efektlerini yaptı. (Digitaldomain.com) Kapıdaki görevliye yarım yamalak İngilizcemle burada çalışmak için başvuru yapmak istediğimi ve yetkili biriyle görüşmek istediğimi söyledim. Görevli gayet nazik bir ifadeyle bunun mümkün olmadığını belirtti. Fakat Türkiye’den bunun için özel olarak binlerce kilometre mesafe kat ederek geldiğimi vurgulayarak o kadar ısrar ettim ki, görevli beni bir yetkiliye görüştürmeye karar verdi. Görüştüğüm yetkili, burada işlerin bu şekilde yürümediğini, bu stüdyoda çalışmak isteyenlerin çalışmalarını bir VHS kaset şeklinde ellerine ulaştırmaları gerektiğini, eğer izleyip etkileyici bulurlarsa o kişilerle ancak o şekilde temasa geçtiklerini belirtti.
54
55
Hangi projelerde yer aldınız ve ne tür görevler üstlendiniz?
Masters of Horror (Korkunun Ustaları) serisinden, Pelts, The Fair Haired Child (Sarışın Çocuk), Dance of The Dead (Ölüm Dansı) isimli TV filmlerinde çalıştım. Ayrıca Merlin’s Apprentice (Merlin’in Çırağı), Son of The Dragon (Ejder’in Oğlu), Final Days of Planet Earth (Dünya Gezegeninin Son Günleri), Butterfly Effects 2 (Kelebek Etkisi 2), Clone Wars (Klon Savaşları - Animasyon), Journey to the Center of The Earth 3D (Dünyanın Merkezine Yolculuk 3D) gibi filmlerde de çalıştım. Bu filmlerde, Generalist, Match Moving (Camera Tracking, Object Tracking Layout), FX Artist gibi görevler yaptım.
Güzel sanatlar okumak şart mı
bu tür konularda başarılı olmak için? Çoğu gencimiz güzel sanatları kazanamıyor ama kabiliyeti var. Vaz mı geçmeliler, ya da nasıl devam etmeliler?
Aslında azimli olmak şart. Güzel sanatlarda okuma şansı bulabilenler, mevcut yeteneklerini çok daha fazla ileriye taşıyabileceklerdir. Okumak çok fark ediyor. Mesela ben Kanada’daki film okulunu bitirdikten sonra profesyonelleşmeye başladım. Kazanamayanlar tekrar denemeliler. Ayrıca kendilerinde ciddi bir potansiyel görenlerin her yolu denemelerini öneriyorum. Ama illa ki Türkiye’de kalmaları da gerekmiyor.
Siz de güzel sanatlar okumadınız, ancak yurtdışında bu konuda ciddi bir eğitim almışsınız. Ha-
yat sizi yurtdışına sürüklemese idi, yine bu seviyede olabilmeniz mümkün müydü? Zannetmiyorum, hem bu seviyede olmazdım, hem de bu işi yapıyor olmazdım. Sonuçta eğitim almak işin en önemli aşaması.
3 boyutlu çalışmalar yapıyorsunuz. Türkiye’de bu konuya duyulan ilgi de gün geçtikçe artıyor. Meraklılarına hangi programları öğrenmelilerini önerirsiniz?
Autodesk firmasının neredeyse bütün 3D programları kendi bünyesine katmasıyla bu alanda bir anlamda tekelleşme oluşmuş gibi duruyor. İsim vermek gerekirse, Maya, Houdini, Soft Image, 3D Studio Max, Lightwave programlarından en az birini öğrenmeleri lazım.
Ayrıca FX artist olmak isteyenlerin mutlaka bir compositing programı kullanması şart. Dünyada ve Türkiye’de 3D program bilenlerden ziyade, compositing programları bilenler daha çok aranıyor, hatta daha çok kazanıyor. En önemli compositing programlarını belirtmek gerekirse Nuke, Shake, Fusion, After Effects, Combustion programlarından birini öğrenmeleri iyi olur. Bildiğim kadarıyla Türkiye’de en çok After Effects ve Fusion kullanılıyor.
Kişisel olarak iyi bir animasyon yapabilmek için ne tür bir alt yapı gerekir? Sadece program bilmenin bu işe etkisi nedir? Klasik animasyon tekniklerini bilmesi gerekiyor. Bu işin okuluna git-
56
57
ği de görülüyor zaten.
Ciddi bir animasyon filmi için ne kadar süre, kaç kişilik bir ekip ve ne çapta bir stüdyo gerekir?
Bir yıldan daha fazla ön araştırma ve ön hazırlık sürer. Film yapım süresi de ulaşmayı düşündüğünüz kaliteye göre değişir. Aslında göreceli bir süre. Ancak ortalama 2 – 2,5 yıl dersek herhalde yanılmış olmayız. Fakat, Türkiye’de bu sürenin çok daha uzun olması kaçınılmaz. Ekip anlamında da sadece artist / sanatçı olarak minimum 40 kişi gerekir diye düşünüyorum. Hacimsel anlamda bu insanları bir arada tutabilecek çapta düzenlenmiş bir mekân yeterli olabilir. mek gerekir. İyi bir eğitim almayan birinin iyi bir animasyon yapması çok zor, ama imkansız diyemeyiz. Kısacası program bir araç. Basit bir çuval animasyonu ya da top animasyonu için bile animasyon tekniklerini iyi bilmek lazım.
Bu meslekte başarılı olmak için çizim yapabilme kabiliyeti şart mı?
İyi bir ses yorumcusunun kalkıp bu işi yapması düşünülemez. Dolayısıyla çizim kabiliyeti olması büyük bir avantajdır, ancak çizim kabiliyeti şart diyemem. Bununla birlikte, kesinlikle sanatsal gözü ve sağlam bir bakış açısı olmalı. Hem sanatsal kabiliyeti ve hem de teknik yeteneği olanların önü daha açık, onu belirtmekte fayda var.
Sinemalarda izlediğimiz bir film
ya da bir animasyon kaç farklı aşamadan oluşuyor? Yani, bir filmin oluşması için kaç sayıda uzmanlık alanı vardır?
Bir film, PreProduction, Production ve Post Production olarak 3 evreden oluşur. PreProduction, filmden önceki ön çalışmadır. Storyboard, skeçler, çizimler, previz gibi artwork’lar burada yer alır. Production kısmı üretimle ilgilidir. Filmde bilgisayar kullanılacaksa, setin efektler için ayarlanması gerekir. Digital karakterlerle setler içi modellemeler başlar. Setten gelen görüntülerin modeling, match moving, layout, animation texturing, FX animation, compositing gibi aşamaları burada gerçekleşir. Post Production, montaj ile ses efeklerinin oluşturulduğu aşamadır. Aşamaları ele aldığımızda çok sayıda uzmanlık alanı gerektirdi-
Şu anda diyelim ki, ilgili programlara vakıf arkadaşlarımız var.
Bunlar kendilerini nasıl ciddi bir seviyeye taşıyabilirler, neler yapabilirler?
Hevesli olmaları, çok iyi para kazanabileceklerini ummadan kendilerini geliştirebilecekleri işler yapmaları ve bu gelişim döneminde para kısmını göz ardı etmeleri gerekiyor. İşin esası merak etmek, hevesli olmak ve azmi elden bırakmamak.
Lucas Stüdyolarında Yıldız Savaşları’nın yaratıcısı George Lucas ile bir dönem çalışma şansınız oldu. Nasıl bir ortamda ve mekânda çalışıyor insanlar?
Çoklu bir kültür var öncelikle. Dünyanın her yerinden insanlar çalışıyor. Başarısını kanıtlamış ve yetenekli insanlar. Hepsi sanatçı. Sabah 9.00, akşam 6.00 anlayışından ziyade görev
58
59
bunlar. Sırf bu bölüme yatırım yapan stüdyolar var. Alt yapıyı geliştiren ve hazırlayan kişiler. Haliyle de film için önemli bir iş yapıyorlar.
Animasyonlar konusunda merak edilen bir konu da, bu kadar gerçekçi yapılan karakterler için gerçek hayattan modeller kullanılıp kullanılmadığı. Var mı böyle bir durum? Evet, öncesinde çeşitli modellemeler yapılıyor, Ama genel olarak bilgisayar ortamında oluşuyor.
Lucas Film Stüdyoları’nda George Lucas’la birlikte film ekibi.
amaçlı çalışılıyor. Birimler var, herkes ilgili olduğu birimde görevini yürütüyor. Bu tür stüdyoların en önemli özelliği devlet tarafından desteklenmesi. Lucas’ın benim gördüğüm bir diğer özelliği de, dünyanın neresinden olursa olsun, getirdiği sanatçılarla çalışması için kendi vatandaşı genç yetenekler tayin ediyor ve kendi ülkesinden bu gençlerin de yetişmesini sağlıyor.
Son günlerde, gerek Shrek olsun, gerek Buz Devri gibi önde gelen animasyonlarda facial animation, yani yüz mimikleri noktasında kusursuz denebilecek sonuçlara ula-
şıldığını görüyoruz. Bu nasıl mümkün oluyor? Programların yetenekleri artıyor. Motion Capture sistemleri sürekli geliştiriliyor. Bu sistemler yüzdeki mimikleri yakalayan teknik ve yöntemleri içeriyor.
İlk sohbetimizde Loop Developer diye bir oluşumdan bahsetmiştiniz. Amerika’da animasyon stüdyolarının bu insanlara ciddi yatırımlar yaptığını ve çok ciddi şekilde önemsendiğini belirttiniz. Bir projeye başlamadan önce ya da devam ederken filmin genel görünüşünü ve efektlerini tasarlayan insanlar
Animasyonlarda şu an en çok dikkat edilen konu seslendirmelerin ünlü sanatçılara yaptırılması. Bu seslendirmeler nasıl gerçekleşiyor? Sonuçta bir animasyondan bahsediyoruz; seslendirmelere göre mi animasyon yapılıyor, yoksa animasyon önce yapılıp sonra mı seslendirme yapılıyor?
Önce karakter tasarımı yapılıyor, sonra ona bir kişilik giydiriliyor. Bu karakter, mesela deniliyor ki, Eddie Murphy’nin bir filmindeki şu karaktere çok benziyor, onun filan filminde canlandırdığı kişideki afacanlık
ve çok bilmişliğe sahip, o seslendirirse de çok iyi olur. Örneğin Shrek’te eşeği Eddie Murphy seslendirmişti. Yine aynı şekilde, diyelim ki bir karakter oluşturuldu. Ekipten biri diyor ki, “bu bana Cem Yılmaz’ın Gora’daki Arif’in karakteristik özelliklerini çağrıştırdı.” Üzerinde konuşuluyor, bunu en iyi kim seslendirir, “olsa olsa Cem Yılmaz” deniyor mesela. Sonra seslendirme üzerine Lip Syncing (Dudak Hareketleri) dikkate alınarak animasyon geliştiriliyor.
60
9 ay boyunca Clone Wars denilen dünyaca ünlü animasyon projesinde yer aldınız. Bu projeden bahseder misiniz biraz?
Bu projenin başlaması Singapur hükümetinin bir stratejisidir. Amerika’da biliyorsunuz görsel efekt dendi mi akla gelen belli başlı şehirler var, Avrupa’da da öyle nitekim. İşte Singapur Asya’da görsel efekt denildi mi ilk akla gelen şehir olmak, bu konudaki artistleri bir araya toplamak için uğraş veriyor. Hükümet bu konuda stüdyolarla konuşarak orada yerleşmesi için ciddi destekler veriyor. Örneğin, Lucas Studyoları ile görüşülüyor ve orada bir firma kuruluyor. Ben de Lucas’la anlaşma yaptım ve orada görev aldım.
Animasyon ve görsel efekt meraklısı ve uzmanı kişilerin bu işi en iyi yapabileceğini düşündüğü yerler neresidir? Avrupa’da İngiltere / Londra başı çekiyor. Son zamanlarda gelişen Al-
61
manya / Münih’i de dâhil edebilirim. Amerika’da Los Angeles ve New York var. İkisi başı çekiyor. Kanada’da Toronto ve Meksika bu işin diğer merkezleri.
Türkiye’de animasyon denemeleri yapıldı. Zaman zaman sinema filmlerinin de animasyonlarla desteklendiğini görüyoruz. Türkiye’deki bu tür denemeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce Türkiye bu noktada ne aşamada? Türkiye’de bu işe profesyonel bakan eleman sayısı az. Sektörde profesyonel ve iş üretme kabiliyeti olan insan da çok yok. Bunun en büyük nedeni sektörün pek gelişmemesi. Teknik bilgi ve vizyon eksikliğinin rolü bunda çok büyük. Ama iyiye gittiğini söyleyebiliriz. Bu iyiye giriş biraz da yatırımlara bağlı. Yatırımlar artarsa imkanlar artacak, kaliteli insanlar ortaya çıkacak, cesaretlenecekler. Peşinden de güzel işler.
Ülkemizde görüntülü reklamlar konusunda ciddi emekler sarf ediliyor. Gerçekle animasyonu birleştirme noktasında sanki reklam çalışmaları daha iyi bir başarı yakalamış gibi?
Reklam filmlerinin bütçesi yüksek oluyor. Bu nedenle iyi çalışmalar yapılıyor. Ayrıca reklam firmaları belli sayıda olduğundan çalışanlarının Türkiye’deki en iyi elemanlardan oluştuğu bir gerçek. Bu iş bununla doğru orantılı. Sonuçta sinema filmi yapmıyorlar.
Beğendiğiniz uygulamaları içeren filmlerden örnekler verebilir misiniz? Kendi içinde stilize olarak değerlendirirsek, Sin City çok iyi. Açıkçası görsel efektleri iyi olduğu belirtilen 300 Spartalı filmini pek beğenmiyorum. Benjamin Button da dijital karakter özellikleri ve facial placement (yüz
yerleştirme) açısından çok özel yeri olan bir filmdir. Ayrıca Gladyatör filmini de çok beğendiğimi eklemeliyim.
Sanalkurs dergisi okurlarına son olarak neler söylemek istersiniz?
Benim iki tarafa da şöyle bir önerim var; hem yapımcıya, hem emekçi olacak insanlara: Bu iş ciddi alt yapı gerektiren bir iş. Bunun gerekliliğini yapmak gerekiyor. Bunun alt yapısı için biraz para harcamak şart, bu bir gerçek. Bu sektörde uzmanlık seviyesine gelmiş yerli ve yabancı kişilerin Türkiye’ye getirilip buradaki çalışanlarla birlikte iş üretmelerini sağlamak lazım. Bilim ve sanatı üretmediğimiz için dışarıdan ithal ediyoruz. Bizim de artık bir şeyler üretmemiz gerekiyor.
Sanalkurs Dergisi adına teşekkürler. Ben teşekkür ederim.
62
63
Soner Demirsoy
64
65
Ram, ram ve daha fazla ram
Ferit Kırıkçı
Mac OS X işletim sistemi tahmin edemeyeceğiniz kadar çok ram seviyor. Yeni bir Mac veya bir işlemci satın almak yerine, ram eklemeden Mac OS X performansını artırmak en iyi yoldur. Bütçenizin sınırları elverdiği ölçüde ram eklemekten asla vazgeçmemeniz gerekmektedir.
Başlangıç diskinde yeterli boş alanı koruyun
İŞLETİM SİSTEMİ
Mac OS X’te Performans Artırmak Bu yazıda Mac OS X performansınızı optimize etmek için sizlere bazı öneriler sunacağız. Aşağıdaki adımlar genel olarak tüm Mac’lerde otomatik olarak açık bir şekilde gelmektedir. Yapmış olduğumuz işlemler ile ne kadar hızlı bir sisteme sahip olduğunuzu anlayacaksınız.
Mac OS X başlangıç diskinde (işletim sisteminizin kurulu olduğu disktir), önyükleme için boş disk alanı gerektirir. Mac OS X Sanal Bellek (VM) geniş kullanır. Başlangıç disketi dolmaya başladığında ise Mac’inizin performansını önemli derecede etki-
lemeye başlayacaktır.
Genie ve Dock Genie etkisi ile pencerelerin Dock’a küçültüldüğünü görmek sizleri bir hayli etkileyebilir. Ben de bundan ilk defasında oldukça etkilendim, ama bu eğlencenin bir performans maliyeti vardır. Bunu iptal ettiğimizde hatırı sayılır bir performans hızı elde edebilirsiniz.
Animasyonlu bir arka plan kullanmaktan kaçının Animasyonlu bir masaüstü arka planı Mac’inizin her desktopa geçişinizde ve her space (çalışma alanı) değiştirdiğinizde performansınızı çalmaya devam edecektir. İster Power PC, ister Intel işlemci olsun, o animasyonu görüntülemek için hem ram, hem de CPU’dan bir miktar kullanacaktır. Bu yüzden ya düz renk, ya da daha koyu ve içinde az renk olan arkaplanlar kullanmalısınız.
66
67
Dashboard ve Widgets’ı devre dışı bırakın
iTunes’da Görselliklerden Vazgeçmelisiniz iTunes müzik programınızda görselliklere önem verirseniz, program arkaplanda gizli, space’te dock’ta küçültülmüş bir şekilde çalışsa bile işlemci üzerinde ciddi bir döngüye sebep olacaktır. Bu o kadar fazla sayıda bir çabadır ki, işlemci yoğun ve gerek zamanlı müzik ile senkronize bir şekilde görseli göstermeye çalışıp performanısınızı etkeleyecektir ve Mac inizi yoracaktır. Yapmanız gereken her şeyi sade ve liste halinde kullanıp tüm görselliklerde vazgeçmeniz olacaktır.
Dashboard ve Widgets açık olduğu sırada CPU kullanımı yoktur, onlar her zaman çalıştığı anda açık olacaktır. Dashboard ve Widgets’lar gerçek ve Sanal Bellek (VM) tüketmektedir. Mac OS X 10.4 Tiger altında, kullanabileceği kaynakları Aktivite Monitöründen bireysel araçlar ile izleyebilmeniz mümkündür (Aktivite Monitörü, Macintosh HD > Uygulamalar > Araçlar klasöründe bulunur) Mac OS X 10.5 Leopard® altında, bireysel araçlarla Aktivite Monitör görünmez yapılabilir, buna dikkat etmelisiniz. Gereksiz araçları kapatarak bu kaynakların performans ve güç olarak geri dönmesini sağlayabilirsiniz.
Bu araçları kapatmak için: Dashboard’ı açın ve seçenek tuşunu basılı tutun. Size yakın isteyen bir aracın üzerine fare işaretçisini hareket ettirin. Widget’in Kapat düğmesini (X) Widget’ı sol üst köşesinde görünür. Widget’in kapat düğmesini tıklayın ve diğer araçlar için adımları tekrarlayın. Artık Dashboard ve Widget’larınız kullanım dışı olduğundan sizleri rahatsız eden bir sorun kalmayacaktır.
yönetim programlarından birini kurmanız gerekiyor.
Gereksiz fontları devre dışı bırakmak veya kaldırmak Varsayılan olarak ya da user library’ den yüzlerce veya binlerce font önemli derecede Mac OS X performansını düşürüyor. Eğer fontları kurmak için kendi tercihlerini ayarlayan fontlar bulabiliyorsanız öncelikle onları tercih etmelisiniz. Bilindiği üzere tüm programlar başlarken öncelikle font klasöründen fontları tararlar ve içlerinden sağlam, yani yapısına uygun ve işletim sisteminin desteklediği tüm fontları cache’ ine alır ve sizlere onların kullanımını sağlar. Çoğu program bu yüzden yavaş açılır. Performansınızı arttırmak için System > Library > Fonts klasöründe ve Library > Fonts klasöründe sistemin fontları dışında bir font bulundurmayın. Genelde fontlarınızı User > Kullanıcı Hesabı > Library > Fonts klasöründe tutmanız, sadece size özel font olduğundan sistem programlarını çalıştırdığınızda daha hızlı açılmasını sağlayacaktır. 500’den fazla font kullanıyorsanız kesinlikle font
Düzenli olarak bakım yapın Neredeyse her Mac’in bakımı nispeten ücretsizdir. Düzenli bir bakım için http://www.apple.com/down-
loads/macosx/system_disk_utilities linkinden gerekli programları indirip işlemlerinizi hızlandırabilirsiniz. Bu adımda yapmanız gereken bakımları aşağıdaki gibi sıraladım. - Sistem cache dosyaları - Sistem .DS_Store dosyaları - Kullanıcı ve sistem logları - Safari ve Firefox geçici dosyaları
68
İşlemci performans ayarını kontrol edin Bazı Mac’lerde varsayılan olarak enerji tasarrufu için işlemci hızı düşük bir şekilde ayarlı olabilir. İşlemci hızını Sistem Tercihleri > Enerji Tasarrufu > İşlemci Performansı menüsünden ayarlamanız mümkün. Bu adımı geçmeyin. Not: Eğer seçeneklerde bu menüyü göremiyorsanız Mac’iniz bu özelliğe sahip değildir.
Performans sorunlarını gidermek Süreçleri veya uygulama performansını etkileyen nedenleri bulmak: Özel bir işlem veya uygulama performansını etkileyen neden olup olmadığını belirlemek için: Etkinlik Monitörü (Leopard, Tiger, Panther) veya Operation Viewer (Jaguar), Macintosh HD > Uygulamalar
69
> Utilities klasöründe yer alır. Aktivite Monitör veya İşlem Görüntüleyici açılır, araç çubuğundan menu-up seçildiğinde tüm işlemleri görebilirsiniz. CPU ve Ram kullanımlarını %’lik değerlerine tıklayarak büyükten küçüğe doğru sıralayabilirsiniz.
Bir süreç sona erdirmek için: İstediğiniz işlemi veya programı sonlandırmak için size gereken kısa yolları da aşağıda bulabilirsiniz. Command + Option + Q tuşlarına aynı anda bastığınızda sonlandırmak istediğiniz programlar listelenir. Bir üstte açtığımız Etkinlik Monitörü ve Aktivite Monitöründen de Quit Process’e tıkladığınızda işlemi sonlandırabilirsiniz.
Resolving Common performans sorunları SystemUIServer: Yüksek CPU kullanımı ve menü Ekstraları: Etkinlik Monitörü (Leopard, Tiger, Panther) veya Operation Viewer (Jaguar), sürecin SystemUIServer tüketen işlemcileri aşırı miktarda gösterir, sorun çok büyük olasılıkla bir üçüncü taraf menü ekstralar ilgilidir. Menü ekstralar Apple
menü çubuğunun Gündem simgesi (Leopard, Tiger) dışındaki sağ tarafında işareti bulunmaktadır. Eğer ağ bağlantısı meşgul olursa, bloke olmuş bir internet bağlantısı kullanın. Genelde sorunlu bir internet bağlantısı çok yüksek CPU kullanmanıza neden olabilir. Eğer sorunlu bir internet bağlantınız olduğunu düşünüyorsanız ekstra medya araçlarını ve internet bağlantısını kullanan P2P türü dosya paylaşım programlarınızı kaldırmanız gerekmektedir.
Tasarımcılar için ufak bir ipucu Eğer Mac OS X’te kullandığınız bir tasarım programı varsa ve kendi performans özelliklerinden Ram ayarlarını sizlere sunmuşsa bunu değerlendirin. Örneğin, Adobe Photoshop
kullanıyorum ve kendi sunduğu performans ayarlarını ilk başlarda %80 gibi bir Ram kullanımı ile gerçekleştirdiğimde, aslında ne kadar çok Ram kullanırsak o kadar düşük performanslı bir hale geldiğini fark ettim. Şu an da Mac’imde kullandığım Adobe Photoshop için ayırdığım Ram 768 MB gibi bir şey. Ram değerleriniz ile %’lik hesabını kendisi otomatik yapacaktır. Bu arada bahsettiğim performans ayarını PC kullanan arkadaşlar da yapabilir. Yukarıda sizler için yazmış olduğum bilgiler doğrultusunda Mac’inizi ayarladığınızda karşınıza inanılmaz hızlı bir Mac çıkacaktır. Günümüzde kullandığımız tüm programlar bilgisayarlarımızdan çok Ram kullanması, işletim sistemimizdeki bazı özelliklerden vazgeçmemize neden olabiliyor.
70
71
Tayfun Öztürk
72
73
Seval Dalgıç
İŞLETİM SİSTEMİ
Windows 7 Nedir, Ne Değildir? Windows 7 sonunda tüm dünyada yayınlandı. Yeni işletim sisteminin diğerlerine göre kat kat üstün olacağı tartışılmaz. Amacımız henüz Windows 7 ‘ye geçmemiş geçmekte kararsız kalmış okurlarımızı bilgilendirmek. Windows 7, beta sürümüyle yükselişe geçerken, Vista temelleri üzerine kurulan işletim sistemi özellikleri ve donanım desteğiyle kullanıcılardan oldukça olumlu tepkiler alıyor. Önceleri Blackcomb kod adını ta-
şıyan yeni Windows, sonraları Vienna adını aldı. Microsoft’un belirlediği son isim ise Windows 7 oldu. Şimdiden birçok kullanıcı Windows 7 kullanıyor. Biz de bu yazımızda Windows 7
nedir, ne değildir, merak eden okuyucularımıza biraz bilgi vermeye çalışacağız.
Sistem Gereksinimleri Yazımızda ilk önce Windows 7’nin bizden istediği sistem gereksinimlerini verelim: • 1 Ghz veya daha hızlı 32 bit(x86) yada 64 bit(x64) işlemci ( işlemcinize göre seçin) • 32 bit işletim sistemi için 1 Gb Ram, 64 bit işletim sistemi için 2 Gb Ram • 32 bit işletim sistemi için harddiskinizde 16 Gb boş alan , 64 bit işletim sistemi için harddiskinizde 20 Gb boş alan • Directx 9 destekli ekran kartı
Windows 7’yi Bilgisayarımıza Nasıl İndiririz? Windows 7 şuanda orijinal olarak Microsoft’un sitesinden indirilebiliyor. Böylece 1 yıl boyunca orijinal kullanabiliyorsunuz. Aşağıdaki adresten indirme bilgilerine ulaşabilirsiniz:
http://www.microsoft.com/turkiye/windows/windows-7/ Türkçe Dil Desteği
Sistem şu anda beta sürümünde olduğu için, ilk kurulumda Türkçe dil desteği yok. Ama Türkçe dil dosyası yapılmış durumda ve kurulum yaptıktan sonra sistem size dil güncelleme dosyalarını sunuyor. Türkçeyi seçerek sistemi %90 oranında Türk-
74
çeleştirebiliyorsunuz. Ayrıca haricen küçük bir yama ile de Windows 7 işletim sisteminizi Türkçeye çevirebilmeniz mümkün. Şimdi Türkçe sürümü olmadığına göre nasıl Türkiye standartlarında kullanacağımızı öğrenelim: • Control Panel > Regional and Language Option: Buradan İlk Açılan Sekmeden Format seçeneğini Turkish (Turkey ) Yapın. • Location Sekmesinden: Current Location : Turkey Yapın. • Keyboards and Languages Sekmesinden: Change Keyboards butonuna tıklayın ve gelen pencerede ilk Sekmeden “Add” butonuna tıklayın ve Turkish > Keyboard > Turkish Q yada F ( Hangini Kullanıyorsanız ona tıklayın ve Move Up butonu ile Turkish’i Yukarı Alın ve o pencereyi OK diyerek kapatın. • Regional and Language Opti-
75
ons Penceresinde “ Administrative “ sekmesine gelin ve Language for non-Unicode programs bölümünden “Change System Locale...” butonuna tıklayın ve “Turkish (Turkey)” i seçin, OK deyin. • Sizden Reset atmanızı isteyecek ve reset atın.
Kurmadan Önce... Windows 7 yüklemeden önce bilmemiz gereken önemli bilgiler de var. Şimdi kısa kısa bunlara değinelim: • Windows 7 beta sürümü ve key’i 2009 yılı boyunca ücretsiz dağıtılacak. Beta sürümü 1 Mart 2010’da 2 saatte bir kapanmaya başlayacak ve 1 Haziran 2010’da süresi dolup tamamen kapanacak. Tabi, bu tarihten sonra orijinalini almanız istenecek. • Windows 7 yüklemeden öncede bilgisayarınıza Basic sürümünü mü yoksa Ultimate sürümünü mü, 32 bit mi, 64 bit mi yükleyeceğinize sisteminizin özelliklerine göre karar verin. • Bir avantajı da format atmadan Windows 7 yükleyebilmeniz. Windows 7’yi eski işletim sistemi üzerine kurabilirisiniz. Fakat tüm programları yeniden yük-
lemeniz gerekecek. • Windows ile beraber gelen disk denetleme aracı CheckDisk, (chkdsk.exe) Microsoft’a has dosya sistemlerindeki tutarsızlıkları denetleyen ve mevcut hataları gideren bir program. chkdsk.Exe’nin test sistemindeki 1 GB’lık RAM’in 522 MB’ını sadece kendine tahsis ediyor. Bu da kalan Ram miktarıyla üretken bir biçimde çalışmayı imkansız kılıyor. Bazen de çökmelere neden olabiliyor. • Ayrıca Beta sürümünde MP3’leri bozma, yutma gibi bir hata da mevcut. Bu yüzden sistemi kurduğunuzda yapmanız gereken şeylerden biri de Microsoft’un yayınladığı ufak yamayı yüklemek. • Tüm güncellemeleri dikkatli bir
şekilde yüklemekte fayda var.
Windows 7 ‘nin Sürümleri :
Windows 7’nin toplamda 6 sürümü piyasaya sürülecek. • Windows 7 Starter Edition: Netbook gibi düşük donanımlı sistemler için tasarlanmış ve birçok kısıtlama ile gelecek olan sürümdür. • Windows 7 Home Basic: Gelişmekte olan pazarlar için tasarlanmış sürümdür. • Windows 7 Home Premium: Tüm dünyada kullanıma sunulacak olan sürümdür. Özellikle son kullanıcılar için tasarlanmıştır. Daha çok hazır pc ve taşınabilir bilgisayarlar üzerinde satılacaktır. • Windows 7 Professional: Orta ölçekli işletmeler için tasarlanmış ve sunucu ortamlarında en
76
77
iyi performansı sağlayan sürümdür. • Windows 7 Ultimate: Bütün sürümlerin özelliklerini içerisinde barındıran en yüksek Windows 7 sürümüdür. • Windows 7 Enterprise: Sadece büyük işletmeler için tasarlanmış ve toplu lisanslama özelliklerine sahip sürümdür. Bu sürümler arasındaki fark; yapısal olarak her üst sürüm bir diğerinin özelliklerini kapsamaktadır.
• Dokunmatik ekran desteği, donanım sensörleri, • Yeni ve gelişmiş uygulamalar, • Homegroup ağ özellikleri, • Windows çözüm merkezi, • Daha iyi özelleştirme, özel temalar, duvar kağıtları,
zenlenmiş bir sonuç listesi elde edersiniz.
Şimdi kısa kısa bu yeniliklerden bahsedelim:
İyileştirilmiş görev çubuğu ve tam ekran önizlemeler Windows 7’de, herhangi bir programı erişilebilir kılmak için tek tıklama ile görev çubuğuna sabitleyebilir ve görev çubuğundaki simgeleri yalnızca tıklayıp sürükleyerek yeniden düzenleyebilirsiniz. Simgelerin üzerine geldiğinizde söz konusu programda açık olan her dosya veya pencerenin küçük resmini, küçük resmin üzerine geldiğinizde ise aynı pencerenin tam ekran önizlemesini görebi-
de görüyorsunuz. Masaüstünü göster mouse’u getirdiğinizde:
butonuna
Internet Explorer 8
Windows Arama
Windows 7’nin Getirdiği Yenilikler Nelerdir? • Geliştirilmiş arabirim, • Daha iyi performans ve açılış süresi, • UAC üzerindeki iyileştirmeler, • Çekirdek (Kernel) üzerinde yapılan değişiklikler, • Sanallaştırma,
ne getirmeniz yeterlidir. Böylece tüm açık pencereler şeffaflaşacak ve masaüstünüz ile üzerindeki araçlar görünür hâle gelecektir. Şimdi bütün pencereleri bu şekil-
lirsiniz.
Masaüstü İyileştirmeleri Masaüstünüzdeki tüm dosyalarınızı ve araçlarınızı görmek için, farenizi masaüstünüzün sağ alt köşesi-
Bir dosyayı, e-postayı veya uygulamayı mı arıyorsunuz? Klasörlere ve menülere kolayca göz atabilir veya daha hızlı bir yolu tercih edebilirsiniz. Başlat düğmesini tıklayın; Başlat menüsünün alt kısmında bir arama kutusu göreceksiniz. Aradığınız dosyanın adında bulunan bir sözcüğü veya birkaç harfi girdiğinizde, dü-
Şimdi kullanılabilir durumdaki Internet Explorer 8, çevrimiçi işlerinizi daha hızlı yapmanıza yardımcı olur. Adres çubuğu, arama, sekmeler ve Sık Kullanılanlar çubuğundaki yenilikler sayesinde Internet Explorer 8, daha az çabayla daha fazla bilgi sağlar. Bazı özellikleri şu şekilde:
Hızlı Arama Başlamak için bir arama isteği yazdığınızda, seçtiğiniz arama sağlayıcısının varsa görüntüleriyle birlikte ilgili önerilerin listesini görmeye başlarsınız. Avantajı: Arama ayrıca önerileri daraltmak için gözatma geçmişi-
78
79
Kullanılabilir (VAN)
nizi de kullanacaktır. Aradığınız şeyi listede görüyorsanız, isteği tamamlamadan doğrudan listeye gidebilirsiniz.
Yazmaya başladığınız anda arama sonuçları görünmeye başlar.
Daha etkin aygıt yönetimi Kişisel bilgisayarların önemli özelliklerinden biri, kullanmamızı mümkün kıldıkları aygıtların çok çeşitli olmasıdır. Geçmişte, farklı aygıt türlerini yönetmek için birkaç farklı ekran kullanmanız gerekirdi. Ancak Windows 7’de, herhangi bir yazıcıyı, telefonu veya elinizdeki diğer aygıtları bağlamak, yönetmek ve kullanmak için tek bir Aygıtlar ve Yazıcılar ekranı kullanırsınız. Windows 7’deki Device Stage adlı yeni bir teknoloji, aygıt yönetimini bir adım ileri taşıyor. Device Stage, bilgisayara bağlı tüm uyumlu aygıt-
Ağı
Görüntüle
Windows 7 ile ağlarınızın tümöünü görüntülemek ve bunlara bağlanmak basit ve tutarlı hale geliyor. Ağların Wi-Fi, Mobil Geniş Bant, Çevirmeli veya kurumsal VPN tabanlı olmasından bağımsız olarak, kullanılabilir ağlara her zaman tek tıklatmayla erişebilirsiniz.
dows 7’yi pil ömrünü geliştirecek şekilde tasarlamıştır. DVD oynatmak için daha az güç kullanmak (bu özellik yolculuklarda kullanışlıdır) ve işlem gücünü daha etkili şekilde ayarlamak, geliştirilen diğer özelliklere dahildir.
larla etkileşimde bulunmanıza yardımcı olur. Device Stage’de aygıt durumunu görebilir ve tek pencereden ortak görevleri çalıştırabilirsiniz. Mevcut aygıtları görmeyi büyük ölçüde kolaylaştırmak üzere aygıtların resimleri dahi sağlanır. Aygıt üreticileri, Device Stage’i özelleştirebilir. Örneğin fotoğraf makinesi üreticiniz Device Stage’in özel bir sürümünü sunuyorsa, fotoğraf makinenizi kişisel bilgisayarınıza taktığınızda, fotoğraf makinenizdeki fotoğrafların sayısı ve faydalı bilgilere bağlantılar gibi öğeler görebilirsiniz.
Windows Dokunma
Güç yönetiminde gelişmeler
Device Stage, aygıt özelliklerini ön plana çıkarır
Microsoft kişisel bilgisayarınızı bir süre kullanmadığınızda ekranı karartan uyarlamalı ekran parlaklığı gibi güç tasarrufunun geliştirilmesine yönelik özellikler ekleyerek, Win-
Windows 7 ile, dokunmatik ekranlı monitörünüz varsa, bilgisayar ekranınıza yalnızca dokunarak, daha doğrudan ve doğal çalışabilirsiniz. Aşağı kaydırmak, pencereleri yeniden boyutlandırmak, medya yürütmek, yana kaydırmak ve yakınlaştırmak için parmaklarınızı kullanın.
80
81
Yeni Klavye Kısayolları Alt+P: Pencerelerde önizleme seçeneğini kapatır / açar. Windows+G: Masaüstü gadget’ larını tüm pencerelerin önüne getirir. Windows + +(artı tuşu): Uygun konumdaysa Zoom seçeneğini açar ve yaklaştırır. Windows + - (eksi tuşu): Uygun konumdaysa Zoom seçeneğini açar ve uzaklaştırır. Windows + Yukarı ok: Aktif pencereyi tam ekran boyutuna büyütür. Windows + Aşağı ok: Aktif pencereyi simge durumuna küçültür. Windows + Sola ok: Pencereyi küçültür ve ekranın sol tarafına dayar.
Windows + Sağa ok: Pencereyi küçültür ve ekranın sağ tarafına dayar. Windows + Home: Aktif pencere dışındaki tüm pencereleri küçültür - büyütür.
Windows 7 Avantajları • CD’lerinizi tek bir ISO imaj dosyasından Windows 7 ile birlikte yazdırabiliyorsunuz. Bunun için herhangi bir üçüncü parti yazılıma ihtiyacınız olmayacak. Ayrıca Windows 7, XP ve Vista’dan daha hızlı. • Windows 7 ile kullanıcılar, bilgisayarlarını çok daha hızlı başlatabilecek ve kapatabilecekler. • Windows 7 ile sunulan yeni Aero özellikleri sayesinde te-
miz bir masaüstü ve daha az uyarı ekranı olacak. • Windows 7’nin sunduğu yüksek sistem güvenilirliği, daha uzun pil ömrü ve daha az uyarı ekranıyla kullanıcılar, artık zamanlarını çok daha verimli kullanabilecekler. • Windows 7 çoklu-temas teknolojisi ile kullanıcının PC ekranında yapacağı birkaç parmak dokunuşuyla istediği dosyaya, bilgisayara veya cihaza saniyeler içinde erişmesini sağlıyor. • Windows 7 ile gelen Home Group arayüzü, ev kullanıcılarının nerede depolamış olduklarına bakmaksızın tüm müzik, fotoğraf, video ve diğer dosyalarına tek bir noktadan erişmesine imkan veriyor.
Windows 7 de Güvenlik Windows 7 Beta’da şu an için tüm anti-virüs programları çalışmamaktadır. Bir işletim sistemi için anti-virüs programlarının önemi tartışılmaz. Şu an için sadece birkaç anti-virüs programı bu sistemde çalışmaktadır. Bunları sıralamak gerekirse: AVG Anti-virüs Free Edition: AVG Anti-virüs uygulaması Windows 7 altında tek başına çok iyi çalışmamasına rağmen bir AntiSpyware uygulaması ile birlikte tercih edilebilir. Bununla birlikte Windows 7 sayfasında
Microsoft’un önerdiği uygulamalar içerisinde yer alıyor.
Avira AntiVir Personal Edition:
Avira Antivir popüler ve ücresiz bir Antivirüs çözümü, Windows 7 altında yapılan hızlı testte başarılı sonuçlar vermiş. Windows 7 kullanıcıları ücretsiz bir uygulama arıyorlarsa bu ürünü tercih edebilirler. Norton AntiVirus 2009: Microsoft resmi sitesinde Windows 7′i ile uyumlu uygulamalar arasında yer alan Norton 2009 sorunsuz bir şekilde çalışmakta. Norton Antivirüs 2009′u Windows 7 üzerine kurduğunuzda Norton içerisinde bir Antispyware uygulaması barındırdığı için bir uyarı mesajı alabilirsiniz. Avast! AntiVirus Home: Windows 7 ile uyumlu çalışan bir diğer Antivirüs uygulaması olan Avast, bu uygulamada üzerinde bir Antispyware modülü taşıdığı için kurduğunuzda Windows Action Center tarafından bir uyarı alabilirsiniz.
82
83
Bu listenin ileriki zamanlarda genişleyeceği kesin. Windows 7 üzerinde çalışmalar halen devam etmekte olduğundan bu soruna da çözüm bulunacaktır diye düşünüyoruz.
Windows 7 Türkiye Fiyatları: Microsoft’un bütün dünyada 22 Ekim 2009 tarihi itibarıyla tüketiciyle buluşacak yeni işletim sistemi Windows 7’nin farklı sürümleri için, Türkiye’de önerilen son kullanıcı liste fiyatları belirlendi. Microsoft Türkiye’den yapılan yazılı açıklamada, Windows 7’nin Türkiye’de kutu ürün olarak Home Basic, Home Premium, Professional ve Ultimate sürümlerinin tüketicilerle buluşacağı kaydedildi. Türkiye için, vergiler hariç son kullanıcı liste fiyatları, full sürümlerde şu şekilde açıklandı: Home Basic: 123 dolar, Home Premium: 145 dolar, Professional: 236 dolar, Ultimate: 250 dolar
Windows 7’den OEM Güncelleme Garantisi Programı Açıklamada, 26 Haziran 2009 tarihinden itibaren “Windows 7 OEM Upgrade Garantisi” programının da başlatıldığı bildirildi. Buna göre uygun Windows sürümleri yüklü olarak yeni bil-
gisayar alan tüketiciler Windows 7’ye ücretsiz yazılım güncelleme hakkına sahip olacaklar. Bu imkandan, Windows Vista Home Premium, Windows Vista Business ve Windows Vista Ultimate sürümlerinin yararlanabileceği kaydedilen açıklamada, Windows Vista Home Basic, Windows Vista Starter ve tüm Windows XP sürümlerinin OEM Güncelleme programı ile güncellenemediği, ancak Windows 7 Full sürüm kutu ürünü ile Windows 7’ye yükseltilebildiği vurgulandı.
Windows 7 Hakkında Görüşler Stephen Baker (NPD Group Endüstri Analizi Başkan Vekili): ”Sadece iki hafta sürecek olan ön sipariş sürecindeki 50 dolarlık fiyatı kimseyi aldatmasın. Stoklar tükendikten sonra, Home Premium sürümünün 119 dolardan satılacak olmasını mevcut ekonomik süreçte kimse kaldıramaz. Ayrıca Microsoft’un tek lisansla kaç PC’ye Windows 7 kurulabileceğini açıklamaması da hoş değil”. Kısaca Windows 7 ‘nin çok pahalı
olduğunu vurguladı.
Stephen Baker (Dell’in patronu):
“Windows 7 konusunda oldukça heyecanlıyız, inanıyoruz ki pazarın büyümesinde bir rol oynayacak” .
Christopher Liddell (Goldman Sachs Technology’nin yöneticilerinden): “Bu yılki düşüşün ardından, önümüzdeki yıl PC satışlarında bir hareketlenme görebiliriz. Windows 7’nin bunda payı olacak, ama genel makro-ekonomik koşulları da göz ardı etmemeliyiz” .
Cathie Lesjak (Hewlett Packard):
“Vista’dan büyük beklentilerimiz yoktu ve şu an için Windows 7’den de yok. Windows 7 çıktığında çok büyük bir değişiklik olmasını beklemiyoruz, ama yeni işletim sistemi hakkında olumlu duyumlar alıyoruz”.
Windows XP ve Windows Vista’dan Ücretsiz Geçiş Olacak mı? Sadece Vista’dan Windows 7’ye ücretsiz yükseltme fırsatı kullanıcılara sunulacak. Microsoft bu işlem için tek bir şart koşuyor: Yükseltme işlemi, 1 Temmuz 2009 tarihinden sonra satın alınan Windows Vista yüklü bir sistem ile mümkün olacaktır.
84
85
GĂźrkan Demirkol
86
87
Facebook’tan video indirmek istiyorsanız mutlaka Mozilla Firefox tarayıcınız olmalı. Mozilla Firefox’a sahip değilseniz: http://www.mozilla.com adresine girip son sürümünü indirerek bilgisayarınıza kurun.
Zeynep Seymen
Facebook’tan Video Nasıl İndirilir? Bu soruya karşılık bir çok kişinin, parmağını kaldırmış,ya da oturduğu yerden “ben bunun cevabını biliyorum” dediğini duyar gibiyim. Peki ya bilmeyenler? Özellikle son bir yıldır Facebook hayatımızın olmazsa olmazı oldu. Son dönemlerde de video paylaşım sitesine dönmüş gibi. Artık video sitelerine girmeden birçok videoyu Facebook’tan seyredebiliyorsunuz, profilinizde paylaşabiliyor, ya da arkadaşlarınıza mesaj olarak gönderebiliyorsunuz. Hatta Facebook saye-
sinde yeni videoları da keşfedebiliyorsunuz. Facebook öncesi özellikle “Youtube’dan nasıl video indirebilirim?” sorusu sorulmaktayken, şimdilerde “Facebook’tan nasıl video indirebilirim?” sorusu hayli popüler... Bizde bu sorunun cevabını vermeye başlayabiliriz artık.
Mozilla Firefox’tan pişman olmazsınız. İnternet Explorer’dan daha çok tercih edilen ve sevilen bir tarayıcıdır. Özellikle çok iyi eklentilere sahiptir. Eklentilerini kurup zevkli bir internet keyfi yapabilirsiniz. Mozilla Firefox kurulumunu yaptıktan sonra, Facebook’tan video indirmek için eklenti kuracağız. Bunun için de:
to Firefox butonuna tıklıyorsunuz ve çıkan pencereden “Şimdi kur”a tıklayıp, kurulum yapıldıktan sonra tarayıcınızı kapatıp yeniden açıyorsunuz. Limitli internet kullanıcıları için bu konularda ideal bir eklenti olduğunu düşünüyorum. Diğer video indirme eklentileri ya da sitelerine oranla daha rahat ve hızlı bir eklentidir. Kurulum tamamlandıktan sonra Facebook’taki videoların alt kısmında Download Video | Convert Vi-
deo | Embed this Video | Customize Code seçenekleri çıkacaktır.
https://addons.mozilla.org/enUS/firefox/addon/9614 adresine girip Facebook Video 2.1.7 eklentisini indirip kuruyoruz. Resimde de gördüğünüz gibi Add
Download Video seçeneğine tıklayarak istediğiniz kadar videoyu Mp4 formatında indirebilirsiniz ya da Embed This Video seçeneğine tıklayarak videoyu sitenizde, blogunuzda paylaşabilirsiniz. Convert Video seçeneğine tıkladığınız da sizi http://www.zamzar. com sitesine yönlendirerek istediğiniz video formatını seçecerek video-
88
89
yu indirmenizi sağlayacaktır.
Youtube’dan Video İndirmek “Oldu olacak, şu Youtube’dan nasıl video indirilebilir, sorusunun cevabını da verirseniz daha makbule geçecektir” diyen arkadaşlarımız varsa,bu soruya da uygun iki Firefox eklentisi tavsiye edeceğim; hatta 3. bir eklenti de. Eğer video indirme işini abartmadığınız sürece bu eklentiler ihtiyacınızı yeterince karşılayacaktır.
Eklentinin simgesi mavi olduğunda eklentinin üzerine tıklıyoruz ve başka bir pencere açılıyor. Açılan pencereden videoyu hangi formatta indirmek istiyorsanız Select and output file type: kısmından istediğiniz formatı seçip next step butonuna tıklayıp ilerliyorsunuz ve son kısımda birazcık bekleyip, yüklenmesini bekliyorsunuz ve download butonu çıkıyor, tıklayıp videoyunuzu indirmeye başlıyorsunuz.
Bu eklentiyi yalnız Youtube sitesindeki videolarda değil, diğer (blip. tv, break.com, dailymotion.com, facebook.com, livevideo.com, metacafe.com, myvideo.ch, myvideo.de, veoh.com vb.)video sitelerindeki videolar içinde kullanabilirsiniz. Diğer bir önemli husus da, bu eklentinin belli bir indirme limiti olması. Günde 100 Mb’lık video indirme yapabiliyorsunuz. Tabi, modeminize reset çekerseniz bu konuda sorun pek yaşamazsınız. Rapidshare sitesi gibi düşünebilirsiniz.
Video indirmek için önereceğim diğer ikinci eklenti de Video Download Helper . Eklentiyi indirme linki;
https://addons.mozilla.org/enUS/firefox/addon/3006
Birinci eklentimizin adı: Media Converter. Eklentiyi indirme linki;
https://addons.mozilla.org/enUS/firefox/addon/8189 Eklentimizi kurmak için Add to Firefox tıklayıp, diğer eklentimiz gibi kurulumu yapıyoruz. Daha sonra Youtube’dan hangi videonuzu indirecekseniz, sayfasını açıyorsunuz. Sayfayı açtığınızda eklentinin simgesi gri haldeyken mavi olacaktır. Bu da videoyu indirebilirsiniz anlamındadır.
Eklentimizi kurmak için Add to Firefox tıklayıp,diğer eklentimiz gibi kurulumu yapıyoruz.Kurulum yapıp yeniden tarayıcıyı başlattıktan sonra Araçlar kısmından menüsü ortaya çıkacaktır.Simgesini görünür bir yere eklemek istiyorsanız Görünüm>Araç Çubukları>Özelleştir’ i tıklayıp Down-
load Helper simgesini anasayfa simgesinin yanına sürüklüyorsunuz.Bu şekilde menülerinizi simgelerinizi özelleştirebilirsiniz. Simge Gri halden renkliye dönüp dönmeye başladığında indirilecek videoyu algılamış durumdadır. Simgemizi yerleştirdikten sonra üzerine sağ tıklayıp menüsü açıyoruz.Ortam yazısının üstüne geldiğimizde indireceğiniz videoyu belirtmekte ve indir seçeneği çıkmaktadır.Sadece ‘İndir’ yazısına tıklarsanız .flv uzantılı olarak videonuzu indirebilirsiniz. İndirilen videolar C:\Documents and Settings\Administrator\dwhelper klasöründe yer almaktadır.Bu eklentiyle indirdiğiniz videolarınıza dwhelper klasörden ulaşabilirsiniz.Diğer media converter eklentisi gibi belli bir limit sınırı bu eklenti de yoktur.Sadece youtube
90
91
değil,diğer sitelerden de video indirebilirsiniz.Umarım bu eklenti de size faydalı olur
Son bir eklenti de VideoDownloader. İndirme linki;
https://addons.mozilla.org/enUS/firefox/addon/2390
Bu eklentiyle videolarınızı .flv uzantılı olarak indirebilirsiniz. Desteklediği video siteleri; Youtube, Google, Metacafe, iFilm, Dailymotion ve 60+ site…
Bu konularda bir çok program,site ve değişik teknikler vardır mutlaka ama rahatlıkla kullanabileceğiniz eklentileri sizlere tanıtmaya çalıştım. Umarım bu konuda sıkıntı çekenlere faydalı olur. Program kurmadan küçük eklentilerle işlerinizi halledebilirsiniz artık!Daha çok eklenti ve rahatlık için Mozilla Firefox sitesinden diğer eklentilere de bakmanızı tavsiye ederim. Firefox eklentileri için;
https://addons.mozilla.org/enUS/firefox/ sitesini inceleyebilirsiniz. Herkese internette kolaylıklar... Aslı Karabudak
92
93
Metin Ä°slam
94
95
PROGRAMLAMA
PHP & Ms SQL Server 2008 Hakan Ayaz Damar
Bilindiği üzere Microsoft IIS (Internet Information Services) 6.0 ve 7.x sürümlerinde artık PHP’ye destek vermektedir. Bununla da kalmayıp SQL Server 2005/2008 ile daha kolay işlem yapmamızı sağlayan “SQL Server Driver For PHP” extension’nı geliştirmiştir. Daha önce de bahsettiğim gibi IIS üzerine PHP kurmak istiyorsak, Windows Server’lar için özel olarak geliştirilen PHP sürümleri üzerinede çalışmalar başlamıştır. VC9 ile geliştirilmekte olan bu PHP sürümlerine http://windows.php.net adresinden ulaşabilirsiniz. SQL Server Driver For PHP eklentisini IIS 7.x kullanıyorsanız Web Platform Installer ile kurabilirsiniz.
Bu eklenti PHP üzerine kurulan curl veya zip kütüphanelerinden farkı yoktur. Aynı diğer eklentiler gibi bir DLL(Dynamic-link library) olarak extension klasörüne atılmakta ve php. ini ayar dosyamızdan diğer eklentiler gibi tanıtılmaktadır. Tek farkı şuan yeni olmasından ve çok yaygın kullanılmamasından dolayı Zend gibi IDE’ler henüz bu extension’nın metodlarını desteklememektedir.
Yani bu eklentiyi kullanırken dikkatli olmalısınız. Çünkü Zend Studio v.b. IDE’ler kod tamamlama/ hata yakalama desteğini henüz bu extension için vermemektedirler. Şimdi gelelim manuel kurulumunu nasıl yapacağımıza. Öncelikle http:// tinyurl.com/5z3u6s adresinin sizi yönlendireceği Microsoft Download sayfasından ilgili eklentiyi indiriniz. Daha sonra size dosyaları çıkartması için bir hedef dizin soracaktır. Uygun bir dizine dosyaları çıkarttıktan sonra ilgili dizine giderek içindeki dosyalara bakalım. Bizim için önemli olan içerisinde 2 adet .dll uzantılı dosya vardır. Bunların ikisi de benzer isimlerdedir. Birinde sadece _ts.dll diye bir fazlalık vardır. Bu DLL eğer PHP sürümünüz thread safe ise kullanmanız gereken DLL’dir. Diğeri tahmin ettiğiniz gibi PHP’nin non thread safe sürümünü kullanıyorsanız kurmanız gereken eklentidir. Peki, ben bunu nasıl anlayacağım diyorsanız, PHP’nin kurulu olduğu dizine bakınız; eğer php5ts.dll dosyasını kullanıyorsanız, PHP kurulumunuz thread safe’dir. Php5.dll ise non-
thread safe sürümünü kullanmaktasınızdır. Biz php_sqlsrv_ts.dll olanını kopyalayarak PHP’mizin kurulu olduğu dizindeki ext isimli klasörün içine atıyoruz. Bu sizde extension isminde de olabilir. Daha sonra php.ini dosyamızı açarak extension’ların tanıtıldığı bölüme extension=php_sqlsrv_ts.dll şeklinde eklentimizi PHP’ye tanıtıyoruz. Son olarak IIS veya Apache server’mıza restart atıyoruz. PC’nizde SQL Server 2005 veya SQL Server 2008 kurulu ise artık çalışmalarımıza başlayabiliriz. Biz bu uygulamaları yaparken IIS 7.5 üzerine FastCGI olarak Web Platform Installer yardımı ile kurulumumuzu yaptık ve SQL Server 2008 Enterprise Edition SP1 ‘i kullandık. PHP sürümü olarakta 5.x ve IDE olarak da Zend Studio 6.x kullandık. İlk önce SQL Management Studio ile SQL Server’mıza bağlanıyoruz. Ardından aşağıdaki gibi bir sql table oluşturuyoruz. Tüm kodlara ve dos-
96
yalara yazının sonundaki vereceğim linkten ulaşabilirsiniz. Bu table’mızın adı tbl_users olsun. Şimdi sıra geldi PHP tarafından bu table’a sql command göndermeye. Öncelikle en basit anlamda SQL Server 2008 ile nasıl çalışacağınızı anlatacağım daha sonra OOP’e uygun şekilde SQL Server ile çalışacağız. İlk olarak bağlantımızı sağlayalım. Bunu 2 şekilde yapabiliriz. 1. Windows Authentication 2. SQL Server Authentication Ben her zaman 2. Seçeneğini tercih ediyorum. :) Ama siz 1. Seçenek ile bağlanmak isterseniz Bağlantı kodunuz aşağıdaki şekilde olacaktır. Diğerini örnekte kullanacağımdan burada açıklamıyorum. Windows Authentication Connection;
$connStr = array (“Database”=>”myMsSQL”); Sadece veri tabanı adını belirtmemiz yetiyor. Bunun dışında eğer bağlanacağımız SQL Server default’un dışında farklı bir port üzerinden servis’i dinliyorsa bunun için’de server name’i tanımlarken aşağıdaki şekilde tanımlamalıyız.
define(“myServer”,”10.20.30.40, 7541”);
97
myServer’ı da sqlsrv_connect(); metoduna sqlsrv_ connect(myServer); şeklinde verirsek 10.20.30.40 IP’li SQL Server’a 7541 no’lu porttan bir connection request(Bağlantı isteği) gönderecektir. Hazır bağlantılara değinmişken SQL Server For PHP extension’ı connection pooling’i de desteklemektedir. Yine Connection String’imiz de true(1)/false(0) değerlerini vererek kullanabiliriz.
$connStr = array(“Database”=>”myMsSQL”, “ConnectionPooling”=>true); Bu kadar giriş bilgisinden sonra sanırım çalışmalarımıza başlayabiliriz. İlk önce SQL Server ile nasıl iletişime geçeceğimizi görelim.
<?php /** * Test App. Page * @author Hakan DAMAR * @copyright GPL */ // SQL connection string isnfo. define(“Server”,”(local)”); $connStr = array(“Database”=>”myMsSQL”, “UID”=>”sa”, “PWD”=>”10”);
// SQL connection. $conn = sqlsrv_ connect(Server,$connStr); !$conn ? exit(“Connection Error: “.print_r(sqlsrv_errors(),true)) : print(“Baglanti Saglandi!”); // Close the connection. sqlsrv_close($conn); ?> Burada yaptıklarımızı kısaca açıklayacak olursak, ilk önce bağlantı bilgilerimizi tanımladık. Daha sonra sqlsrv_connect(); metodu ile sql server’a bir bağlantı açtık. Hemen alt satırında olası bağlantı problemlerini yakalayabilmek için bir if ile bağlantı durumunu kontrol ettik. Daha sonra da sqlsrv_close(); metodu ile sql server’a açmış olduğumuz bağlantımızı kapattık. Aynı örnek üzerinden giderek INSERT, SELECT, UPDATE, DELETE işlemlerimizi yapalım. Öncelikle tablomuzda eğer daha önceden oluşturulmuş kayıtlar var ise aşağıdaki T-SQL kodu ile tablomuzu boşaltıyoruz.
use [myMsSQL] TRUNCATE TABLE myMsSQL. dbo.tbl_users Şimdi sıra geldi veri tabanımızda oluşturduğumuz tablomuza yeni bir kayıt eklemeye. Hemen aşağıdaki ör-
neği inceleyerek sql server’a gönderilmek üzere nasıl command oluşturulduğunu görebilirsiniz.
<?php /** * Test App. Page * @author Hakan DAMAR * @copyright GPL */ // SQL connection string isnfo. define(“Server”,”(local)”); $connStr = array(“Database”=>”myMsSQL”, “UID”=>”sa”, “PWD”=>”10”); // SQL connection. $conn = sqlsrv_ connect(Server,$connStr); !$conn ? exit(“Connection Error: “.print_r(sqlsrv_errors(),true)) : print(“Bağlantı Sağlandı!<br>”); // Execute the sql command query. $sqlCommand = “INSERT INTO myMsSQL.dbo.tbl_users (username,passwd,testData) VALUES (‘Hakan DAMAR’,’2a1b0e’,’PHP ile SQL Server 2008 Kullanıyoruz.’)”; $execQuery = sqlsrv_ query($conn,$sqlCommand); !$execQuery ? print(“Hatalı Sorgu!”) : print(“Sorgu Başarıyla Çalıştırıldı.”);
98
99
* Test App. Page * @author Hakan DAMAR * @copyright GPL */
// Close the connection. sqlsrv_close($conn); ?> Eğer herşey yolunda gitti ise bu kod ekrana;
bir şekilde bağlantı sağlayarak, t-sql sorgumuzu çalıştırdık. Üstelik Türkçe karakter problemide olmadan. :)
Not: SQL Management Studio’da diye yazdırması gerekmektedir.
Not: Eğer IE8 kullanıyorsanız ve SQLDriver4PHP extension’ı ile çalışırken 500 Internal Server Error alıyorsanız, hatayı görmek için Firefox ile aynı sayfayı çalıştırabilirsiniz. :) IE dahil tüm tarayıcılar içinde hata raporlamayı açabilirsiniz. Extension bunu da desteklemektedir. PHP. ini ‘den error_reporting‘i de açmayı unutmayınız. Şimdi çalıştırdığımız bu sorgunun gerçekten de giderek sql server’daki ilgili table yeni bir kayıt ekleyip eklemediğini aşağıdaki şekilde kontrol edelim. Bu görüntüden de anlaşılacağı üzere PHP ile SQL Server’a başarılı
yazdığımız tüm kodları çalıştırmak için alt+x tuş kombinasyonunu kullanabiliriz. Sadece tek bir sorgu için ise ilgili sorguyu seçerek alt+x tuş kombinasyonunu kullanabiliriz. Şimdi bu kaydı değiştirecek UPDATE sorgusunu yazalım ve çalıştıralım. Bir de her seferinde SQL Server’a gidip kod yazmak yerine tablodaki kayıtları sayfanın içine bastıralım. Veri tabanından dataları alarak ekrana bastıran kodlarını bir önceki insert örneğine göre değiştirerek aşağıdaki şekilde veriyorum. Örnek kodları çalıştırarak inceleyebilirsiniz. Sayfayı her yenilediğinizde(F5) yeni bir kaydın ekrana basıldığını göreceksiniz.
<?php /**
// SQL connection string isnfo. define(“Server”,”(local)”); $connStr = array(“Database”=>”myMsSQL”, “UID”=>”sa”, “PWD”=>”10”); // SQL connection. $conn = sqlsrv_ connect(Server,$connStr); !$conn ? exit(“Connection Error: “.print_r(sqlsrv_errors(),true)) : null; // Execute the sql command query. $randPass = rand(1500,358415874); $newPasswd = sha1($randPass.”2a1b0e”); $sqlCommand = “INSERT INTO myMsSQL.dbo.tbl_users (username,passwd,testData) VALUES (‘Hakan DAMAR’,’{$newPasswd}’,’PHP ile SQL Server 2008 Kullanıyoruz.’)”; $execQuery = sqlsrv_ query($conn,$sqlCommand); !$execQuery ? print(“Hatalı Sorgu!”) : null;
// Data Grid $sqlCommand2 = “SELECT TOP 25 * FROM myMsSQL.dbo. tbl_users”; $executeQuery = sqlsrv_ query($conn,$sqlCommand2); !$executeQuery ? print(“SELECT Sorgusu Çalıştırılamadı!”) : null; while($dataRow=sqlsrv_fetch_ array($executeQuery)){ print $dataRow[“UID”].” - “.$dataRow[“username”].” - “.$dataRow[“passwd”]. “ “.$dataRow[“testData”].”<br>”; } // Free result sqlsrv_free_ stmt($executeQuery); // Close the connection. sqlsrv_close($conn); ?> Bu kodları çalıştırarak bir kaç kez abartmadan :) F5 ile sayfamızı yenileyelim. Ekran çıktısı aşağıdaki şekilde olacaktır.
Sıra geldi UPDATE sorgusunu yazmaya. Bunun için öncelikle XHTML ile mini bir form hazırlamamız ve bu-
100
rada HTML kontrollerinin value’larına sql server’dan çektiğimiz bilgileri yazdırmalıyız. Daha sonra form post edildiğinde bu dataları alarak ilgili kaydı UPDATE etmeliyiz. Merak etmeyin hiç zor bir şey değil. Biraz get biraz post ile halledicez. :) İlk olarak HTML formumumuzu oluşturduk.
<html> <head> <meta http-equiv=”contenttype content=”text/html; charset=utf-8” /> <title>Demo Data Grid</title> <body> <form action=”” method=”post” id=”frm01”> Username: <input type=”text” name=”uname” value=”<?=$username?>”><br> Test Data: <input type=”text” name=”tdata” value=”<?=$testData?>” size=”50”><br> <input type=”submit” value=”Güncelle”> </form> </body> </html> Ardından ekrana grid’mizi bastıran kodu düzenleyerek biraz eklenti yaptık. // Data Grid $sqlCommand2 = “SELECT TOP 250 * FROM myMsSQL.dbo. tbl_users”;
101
$executeQuery = sqlsrv_ query($conn,$sqlCommand2); !$executeQuery ? print(“SELECT Sorgusu Çalıştırılamadı!”) : null; while($dataRow=sqlsrv_fetch_ array($executeQuery)){ $userID = $dataRow[“UID”]; print “<a href=’?updateID =$userID’>[Düzenle]</a> “.$userID.” - “.$dataRow[“username”].” - “.$dataRow[“passwd”]. “ “.$dataRow[“testData”].”<br>”; } Bilerek INSERT yapan kodu yorum satırına aldım. Her Düzenle’ye tıkladığınız da bir GET REQUEST(istek)’i olacağından sayfa yenilenecek ve INSERT tekrar, tekrar çalışacaktı. Bunu önlemek için kapattım. AJAX ile yapsaydık bu sorun olmazdı tabi. :) Bir de bu ilk örneğimizde OOP’in yanından bile geçmediğimizden tek sayfada işlerimizi hallediyoruz. Bu yüzden böyle problemler ile karşılaşabiliyoruz. Öncelikle kodun ekran çıktısını görelim. Ardından da kodları inceleyelim. Güncelleme işlemi eklenmiş kodumuzun son hali;
<?php /** * Test App. Page * @author Hakan DAMAR * @copyright GPL */
// SQL connection string isnfo. define(“Server”,”(local)”); $connStr = array(“Database”=>”myMsSQL”, “UID”=>”sa”, “PWD”=>”10”); // SQL connection. $conn = sqlsrv_ connect(Server,$connStr); !$conn ? exit(“Connection Error: “.print_r(sqlsrv_errors(),true)) : null; /* // Execute the sql command query. $randPass = rand(1500,358415874); $newPasswd = sha1($randPass.”2a1b0e”); $sqlCommand = “INSERT
INTO myMsSQL.dbo.tbl_users (username,passwd,testData) VALUES (‘Hakan DAMAR’,’{$newPasswd}’,’PHP ile SQL Server Kullanıyoruz.’)”; $execQuery = sqlsrv_ query($conn,$sqlCommand); !$execQuery ? print(“Hatalı Sorgu!”) : null; */ // Data Grid $sqlCommand2 = “SELECT TOP 250 * FROM myMsSQL.dbo. tbl_users”; $executeQuery = sqlsrv_ query($conn,$sqlCommand2); !$executeQuery ? print(“SELECT Sorgusu Çalıştırılamadı!”) : null; while($dataRow=sqlsrv_fetch_ array($executeQuery)){ $userID = $dataRow[“UID”];
102
103
print “<a href=’?updateID =$userID’>[Düzenle]</a> “.$userID.” - “.$dataRow[“username”].” - “.$dataRow[“passwd”]. “ “.$dataRow[“testData”].”<br>”; } // Free result for memory :) //sqlsrv_free_stmt($execQuery); sqlsrv_free_ stmt($executeQuery); // Update Process if(isset($_POST[“uname”]) && !empty($_POST[“uname”]) && isset($_POST[“tdata”]) && !empty($_POST[“tdata”])){ $updateID = intval($_ GET[“updateID”]); $username = $_ POST[“uname”]; $testData = $_ POST[“tdata”]; /* Parametreleri sqlsrv_query() metodunda vermek istersek. $updateCmd = “UPDATE myMsSQL.dbo.tbl_users SET username = ?, testData = ? WHERE UID = $updateID”; $sqlParams = array($username,$testData); $execQuery = sqlsrv_query( $conn,$updateCmd,$sqlParams); */
$updateCmd = “UPDATE
tbl_users SET username = ‘$username’, testData = ‘$testData’ WHERE UID = $updateID”; $execQuery = sqlsrv_ query($conn,$updateCmd); !$execQuery ? print “UPDATE Sorgusunda Hata Var!” : sqlsrv_ free_stmt($execQuery); header(“Location:test.php”); exit; } if(isset($_GET[“updateID”]) && !empty($_GET[“updateID”])){ $updateID = intval($_ GET[“updateID”]); $sqlCmd = “SELECT username,testData FROM myMsSQL.dbo.tbl_users as users WHERE users.UID = $updateID”; $execCmd = sqlsrv_ query($conn,$sqlCmd); !$execCmd ? print(“SELECT Sorgusunda Hata Var.”) : null; while ($row=sqlsrv_fetch_ array($execCmd)){ $username = $row[“username”]; $testData = $row[“testData”]; } /* $username = sqlsrv_get_ field($execCmd,1); // mysql_result(); gibi. $testData = sqlsrv_get_
field($execCmd,3); // Sorgudaki tek bir alanı döndürür. */ ?> <html> <head> <meta http-equiv=”contenttype content=”text/html; charset=utf-8” /> <title>Demo Data Grid</title> <body> <form action=”” method=”post” id=”frm01”> Username: <input type=”text” name=”uname” value=”<?=$username?>”><br> Test Data: <input type=”text” name=”tdata” value=”<?=$testData?>” size=”50”><br> <input type=”submit” value=”Güncelle”> </form> </body> </html> <?php } // Close the connection. sqlsrv_close($conn); ?> Güncelleme işlemini de tamamladıktan sonra sıra geldi silme işlemimizi yapmaya. Silme işlemi için uygulamamızın bir yerinde değişiklik yapacağız ve silme işlemini yapmak için bir karar kontrol mekanizması
ekleyeceğiz. İlk olarak gridimizi ekrana bastıran kodları şöyle değiştirelim.
while($dataRow=sqlsrv_fetch_ array($executeQuery)){ $userID = $dataRow[“UID”]; print “<a href=’?updateI D=$userID’>[Düzenle]</a> | <a href=’?deleteID=$userID’>[SİL]</ a> “.$userID.” “.$dataRow[“username”].” - “.$dataRow[“passwd”]. “ “.$dataRow[“testData”].”<br>”; } Ardından silme işlemi için bir karar kontrol mekanizması ekleyelim. // For DELETE Record. if(isset($_GET[“deleteID”]) && !empty($_GET[“deleteID”])){ $deleteID = intval($_ GET[“deleteID”]); $sqlDeleteCmd = “DELETE FROM tbl_users WHERE tbl_users. UID = {$deleteID}”; $execSqlCmd = sqlsrv_ query($conn,$sqlDeleteCmd); !$execSqlCmd ? print(“DELETE Sorgusunda Hata Var!”) : sqlsrv_free_ stmt($execSqlCmd); print(“Silme İşlemi Başarıyla Gerçekleşmiştir.”); header(“Location:test.php”); exit; }
104
Bu kodu güncelleme işlemi yapan kodun hemen üzerine ekleyeceğiz. Kodumuzun son hali ise şu şekilde olacaktır.
<?php /** * Test App. Page * @author Hakan DAMAR * @copyright GPL */ // SQL connection string isnfo. define(“Server”,”(local)”); $connStr = array(“Database”=>”myMsSQL”, “UID”=>”sa”, “PWD”=>”10”); // SQL connection. $conn = sqlsrv_ connect(Server,$connStr); !$conn ? exit(“Connection Error: “.print_r(sqlsrv_errors(),true)) : null; // Data Grid (SELECT) $sqlCommand2 = “SELECT TOP 250 * FROM myMsSQL.dbo. tbl_users”; $executeQuery = sqlsrv_ query($conn,$sqlCommand2); !$executeQuery ? print(“SELECT Sorgusu Çalıştırılamadı!”) : null; // Print Grid while($dataRow=sqlsrv_fetch_ array($executeQuery)){ $userID = $dataRow[“UID”];
105
print “<a href=’?updateI D=$userID’>[Düzenle]</a> | <a href=’?deleteID=$userID’>[SİL]</ a> “.$userID.” “.$dataRow[“username”].” - “.$dataRow[“passwd”]. “ “.$dataRow[“testData”].”<br>”; } // Free result for memory :) sqlsrv_free_ stmt($executeQuery); // Update Process if(isset($_POST[“uname”]) && !empty($_POST[“uname”]) && isset($_POST[“tdata”]) && !empty($_POST[“tdata”])){ $updateID = intval($_ GET[“updateID”]); $username = $_ POST[“uname”]; $testData = $_ POST[“tdata”]; $updateCmd = “UPDATE tbl_users SET username = ‘$username’, testData = ‘$testData’ WHERE UID = $updateID”; $execQuery = sqlsrv_ query($conn,$updateCmd); !$execQuery ? print “UPDATE Sorgusunda Hata Var!” : sqlsrv_ free_stmt($execQuery); header(“Location:test.php”); exit;
} // For DELETE Record. if(isset($_REQUEST[“deleteID”]) && !empty($_ REQUEST[“deleteID”])){ $deleteID = intval($_ REQUEST[“deleteID”]); $sqlDeleteCmd = “DELETE FROM tbl_users WHERE tbl_users. UID = {$deleteID}”; $execSqlCmd = sqlsrv_ query($conn,$sqlDeleteCmd); !$execSqlCmd ? print(“DELETE Sorgusunda Hata Var!”) : sqlsrv_free_ stmt($execSqlCmd); print(“Silme İşlemi Başarıyla Gerçekleşmiştir.”); header(“Location:test.php”); exit; } // SELECT record for UPDATE. if(isset($_GET[“updateID”]) && !empty($_GET[“updateID”])){ $updateID = intval($_ GET[“updateID”]); $sqlCmd = “SELECT username,testData FROM myMsSQL.dbo.tbl_users as users WHERE users.UID = $updateID”; $execCmd = sqlsrv_ query($conn,$sqlCmd); !$execCmd ? print(“SELECT Sorgusunda Hata Var.”) : null; while ($row=sqlsrv_fetch_ array($execCmd)){
$username = $row[“username”]; $testData = $row[“testData”]; } ?> <html> <head> <meta http-equiv=”contenttype content=”text/html; charset=utf-8” /> <title>Demo Data Grid</title> <body> <form action=”” method=”post” id=”frm01”> Username: <input type=”text” name=”uname” value=”<?=$username?>”><br> Test Data: <input type=”text” name=”tdata” value=”<?=$testData?>” size=”50”><br> <input type=”submit” value=”Güncelle”> </form> </body> </html> <?php } // Close the connection. sqlsrv_close($conn); ?> Bu kadar bilgiden sonra kendiniz bir form hazırlayarak SQL Server’a yeni bir kayıt eklemeyi deneyiniz. Kolaylık olsun diye INSERT yapan t-sql kodunuda veriyorum. PHP ile tek yapmanız gereken form’dan aldığı-
106
107
nız datayı ilgili yerlere eklemek. Bunuda $_REQUEST veya form’un send method’una göre $_GET/$_POST ile yapabilirsiniz. Veri tabanımıza yeni bir kayıt ekleyen t-sql kodu;
bana ulaşabilirsiniz. Daha fazla bilgi isterseniz, ücretsiz seminerlerimize katılabilirsiniz. Şimdiye kadar geliştirdiğimiz test. php sayfamıza http://tinyurl.com/ kkpotv adresinden ulaşabilirsiniz.
INSERT INTO tbl_users (username, passwd, testData) VALUES(‘$username’,’ $passwd’,’ $testData’)
Evet, şimdi sıra OOP ile biraz nefes almaya geldi. Aynı işlemleri OOP’e uygun şekilde yazacağız. Bu yazımda OOP halini de anlatmak istiyordum fakat çok uzun süreceğinden sizleride sıkmak istemiyorum. Bir sonraki sayıda aynı projenin OOP (Objectoriented programming) standartlarına uygun bir şekilde anlatacağım. Ayrı bir sayı konusu olacağından daha derinlemesine anlatabilirim.
Bu koda gelen $username, $passwd, $testData değişkenlerinin değerlerini daha öncede belirttiğim gibi FORM’dan almanız gerekiyor. Aslında kodları incelerseniz daha önce bir INSERT yaptığımızı göreceksiniz. Önceki kodlar size yardımcı olabilir. Tek fark biz VALUE’ları elle verdik, siz FORM’dan dinamik verdireceksiniz. Eğer yeni bir kayıt INSERT ettiremezseniz www.sanalkurs.net adresinden
Hepinize çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Saygılarımla... Cem Karakırz
108
109
Ufuk Yıldırım
110
111
name=”yorum”></textarea></td></tr> <tr><td colspan=3 align=”right” > <input type=”submit” value=”Yorumu gönder”><input type=”reset”></td></tr> </form> </table> </body> </html>
Gökhan Halimoğlu
PROGRAMLAMA
ASP ile Ziyaretçi Defteri Yapalım Bu ders ile ASP kullanarak kolayca bir ziyaretçi defterini nasıl oluşturabileceğimizi görelim. Ziyaretçi defterimizi 3 kısımdan oluşturacağız. • Form (Kullanıcıların yorum yazabilmesi için) • Kaydet.asp (Formdan gelen bilgileri veritabanına kayıt için) • Goster.asp (Veritabanındaki kayıtları sorgulayıp, yazdırmak için)
FORM “form.html” dosyamızda ziyaretçi-
lerimizin rumuzlarını,mail adreslerini ve yorumlarını yazabilecekleri alanları sağlıyoruz.Ve bu bilgileri kaydet. asp dosyasına aktarımını sağlıyoruz. Formumuzda ; • 2 adet textbox • 1 adet textarea • 1 adet submit buton • 1 adet reset buton bulunmaktadır. Şimdi isterseniz
“form.html” dosyamızın içeriğini hazırlayalım. Sayfamızın düzenini ben tablo ile hazırladım. İsteyen CSS ile destekleyebilir.
<html> <body> <br><br><br><br><center> <table border=”0” bgcolor=”silver” bordercolor=”white” > <form action=”kayıt.asp” method=”post”> <tr><td bgcolor=”orange” colspan=3><center>Ziyaretçi Defteri</center></td></tr> <tr><td></td></tr> <tr><td></td></tr> <tr><td></td></tr> <tr><td >Rumuz:</ td><td><input type=”text” name=”rumuz”>(*)</td></tr> <tr><td>Mail:</td><td><input type=”text” name=”mail”>(*)</ td></tr> <tr><td>Yorum:</ td><td><textarea rows=5 cols=30
Böylelikle “form.html” sayfamızı hazırladık.Şimdi bu sayfadaki bilgileri gönderip,veritabanına kayıt ettirebileceğimiz bir “kayıt.asp” dosyası oluşturalım.
KAYIT Bu dosyamızda “form.html” dosyamızdan gelecek olan bilgilerimizi kayıt ettireceğiz.Ancak bundan önce Bir veritabanına sahip olmalıyız ve bunu veri kaynaklarından göstermeliyiz. Bunun için; İlk olarak bir veritabanı açalım.Ve (ad, soyad, yorum) isimlerinde 3 alan açalım. Klasör dizin şeklimiz şu hali almış olmalıdır. Veri tabanınızı bir klasör içerisinde tutun ve o klasör’e izin verin. İzin verebilmek için aşağıdaki yolu takip edin. Veri tabanımızın bulunduğu kla-
112
113
“Kayıt.asp” dosyamızın kodlarını yazalım. Kodlar:
söre izin verdikten sonra,Veri kaynağını göstermemiz gerekmektedir. Buradaki yolu izleyelim…
Denetim Masası / Yönetimsel Araçlar / Veri Kaynakları (ODBC) Ben Veritabanı olarak Access kullandığım için İlk olarak açılan sayfadan “Microsoft Access Driver (*mdb)” seçiyoruz.
Açılan kısımdan “Sistem DSN” i seçelim ve “Seç” kısmından veritabanımızı bulalım daha sonra “Veri kaynağı adı” kısmına kaynak ismi girelim (daha sonra kullanacağız). Ve tamamdır. Şimdi kaldığımız yerden devam edelim…
<% dim a,b,c,aa,bb,cc aa=request.form(“rumuz”) bb=request.form(“mail”) cc=request.form(“yorum”) set a=server. createobject(“adodb.connection”) a.open “veri_tabani” set b=server. createobject(“adodb.recordset”)
c=”insert into tablo1 (rumuz,mail,yorum) values (‘” & aa & “’,’” & bb & “’,’” & cc & “’)” b.open c,a,adopenstatic %> <html> <script language=”javascript”> function mesaj() { alert(“Kayıt işlemi baaşrıyla gerçekleştirilmiştir.”) } </script> <body onload=”mesaj()”> </body> <br><br><br><br><center> <table border=”0”> <tr><td bgcolor=”orange”><a href=”goster.asp”>Yorumları okumak için...</a></td></tr> </table> </html> Veri tabanına kayıtlarımızı gerçekleştiremedikse; • Veritabanının bulunduğu klasörü Yazma izinlerini kontrol ediniz. • a.open “DSN_ismi” Buradaki Dsn’den verdiğimiz ismi kontrol edelim.
114
• Kodlarımızı düzgün yazdığımıza dikkat edelim! Ben veritabanıma kayıtlarımı girdim.Şimdi sizde “goster.asp” dosyamızda kayıtlarımızı göstermek için 1-2 deneme mesaj girin. Şimdi “goster.asp” dosyamızı oluşturalım. Bu dosyamızda kayıtlarımızı listelettireceğiz.
GÖSTER “goster.asp” dosyasının kayıtları gösteririkenki hali yukarıdaki gibidir. Kayıt eklendikçe ve yazılar uzadıkça uzayıp,genişleyip uzayan bir görüntü de sağlanır. Şimdi bu görüntüyü oluşturan kodlarımızı yazalım.
<% dim a,b,c set a=server. createobject(“adodb.connection”) a.open “veri_tabani” set b=server. createobject(“adodb.recordset”) c=”select * from tablo1” b.open c,a,adopenstatic %> <CENTER>
115
<br><br><br> <table border=”0”> <tr><td bgcolor=”silver” colspan=4><center>Yorumlayan kişiler >></td></tr> <tr><td bgcolor=”orange”>Rumuz</ td><td bgcolor=”orange”>Mail</ td><td bgcolor=”orange”>Yorum</td></ tr> <%do while not b.eof%> <tr><td><%=b(“rumuz”)%></ td><td><%=b(“mail”)%> </td><td><%=b(“yorum”)%></ td></tr> <%b.movenext%> <%loop%> <tr><td bgcolor=”orange” colspan=3> <center>Yorumlarınız için teşekkür ederiz.</td></tr> </table> İşlemlerin hepsini uyguladğınız sürece bir sorun çıkacağını sanmıyorum. Bu bilgiler ile login sistemi, yorum, ziyaretçi defteri v.b. yapılar oluşturabilirsiniz. Herkese başarılar diliyorum. Coşkun Pınarbaşı
116
117
Ahmet Apaydın
118
119
MERCEK VE EKİPMANLARIN GELİŞİMİ
ARAŞTIRMA - İNCELEME
Tarihten Günümüze Fotoğraf (2)
Coşkun Pınarbaşı
Fotoğrafın en eski anından bugüne geçirdiği aşamaları ele almaya bu ikinci yazımızla devam ediyoruz.
Kayıtlara göre en eski optik firması 1756 ‘da Viyana ‘da JOHANH CRISTOPH VOIGHTLANDER tarafından kuruldu. Voighlande 1849 ‘da Brunswıch’ de bir fabrika kurdu ve 1868 de bunu Viyana ‘ ya taşidı. Lenslerden başka geniş açılı objektifli fotoğraf makineleri üretmeye başladı. Ancak başarı, ZEISS- IKON tarafından 1965 de ele geçirildi. Fotoğrafın keşfedildiğı yıllarda Paris’te çok iyi bir optik firması vardı. Bunlar Derogy, Hermagis’tir. Fakat en önemlisi Daguerre’in arkadaşı olan Chevaller ‘dir Daguerre makinelerine uygun lens imal etmesini istedi. Fakat başarılı olmadı. Bu lens Petzval’ın Portrait Lens ile yarışacak bir lensti. Petzval 1839 ‘da meslektaşı Andeos Freicerr Von Ettinghaussen’ in zorlaması ile portre çekimine uygun yüksek diyafram tasarımı üstlendi. Formülü Voighlande ‘de devretti ve en çok aranan Portrait Lensleri üretmeye başladı. Fransa ‘da bir diğer lens üreticisi 1822 ‘de fabrika kuran Jean Theodore Jamin ‘dir. Daha sonra Fransa ‘da binlerce objektif yapacak olan asista-
nı Alphonse Darlot işi devraldı. Almanya ‘da ilk lens fabrikası Agust Steinhell (1801-1870) tarafından 1852 yılında kuruldu. İngiltere’ de mikroskop objektiflerinin mucidi Andresross’tur. 1844’ de Parisli Fredrerich Von Marters 150 derecelik bir alanın fotoğrafını çekebilen bir kamera yapmıştır. Panoramik kamera olarak adlandırılan bu araç, üzerindeki bir çevirme kolu ile, içerideki bir dişliyi çevirmekte, dişli de bir eksene bağlı olarak merceği döndürmektedır. Bu dönme hareketi ile duyar kat yavaş yavaş pozlanıyordu. O zaman-
120
121
Fotoğraf bilinçli olarak ilk kez 1853 -1856 yıllarında Kırım Savaşında iletişim niteliğinde kullanılmıştır. İngiliz REOGER FENTON, 360 savaş fotoğrafı çekmiş ve medya niteliğinde kullanmıştı. Basın tarihinde ilk kez bu fotoğraflarla sansür uygulanmıştır. Nedeni ise İngiliz halkının rencide olmasıdır.
lar panoramik, kent ve doğa fotoğrafları, bu tip kameralarla çekilmişti. 1854’de Parisli fotoğrafçı Adolph Eugene Disderi, portre çekimini kolaylaştırmak için, 6,5 X 8,5 inç boyutlarında, her biri ayrı ayrı ayarlanabilen, çok mercekli bir kamera geliştirmiştir. Bu kamera ile bir fotoğrafik levha, üzerine bir düzine fotoğraf çekilebiliyordu.
6,5 X 8,5 inç Lensler
Kırım Savaşı fotoğrafları
RENKLİ FİLMLERE GEÇİŞ (AUTOCHROME) 1907 yılında Fransız Lumiere Kardeşler ilk pratik renkli fotoğraf cam tabaka süreci olan Autochrome’u tanıştırdı. Autochrome büyük bir hızla Avrupa ‘da tanınmaya başlandı ve birkaç yıl içinde de ABD’de tanıttı. Autochrome tekniğinden söz edecek olursak; Cam plakaların üzerine çok ufak mozaik parçaları şeklinde kırmızı, yeşil ve mavi boyalı patates nişastası
ile kaplanarak işleme başlanıyordu. Kullanılan bu nişastaların ana görevi emulsüyon üzerinde ışığa duyarlı filtre görevi görmeleriydi. İşlem süresince hazırlanan emulsiyon tabakası ilk olarak siyah-beyaz pozitif bir görüntüye dönüşürdü. Daha sonra renklendirme işlemine başlanırdı. Autochorome ile renklendirme ilemi 1930’lu yıllara kadar devam etti ve bu yıllarda renkli filmlerin ve baskıların çıkmasıyla son buldu. Tipik olarak Autochrome baskı tekniğinin özellikleri noktasal bir renklenmeye sahip olması, fotoğrafın genelinde oluşan yumuşak bir görüntüye sahip olması, renklerin solgun görünmesi ve pastel tonlardaki görüntüsüyle karakterizedir. Lumıere Kardeşlerin buluşları sadece pratik renkli fotoğraf cam tabaka süreci olan autochrome’u tanıştırmak dışında ayrıca, sinemanın ortaya çıkış sürecindeki pek çok önemli isimlerden olmalarıdır. Hem kamera hem gösterici hem de baskı makinesi olarak kullanılan, saniyede on altı kare esasına dayalı ve tırnak itişli düzeneğe sahip bir aygıt olan Sinematograf bugünkü sinema teknolojilerinin atasıdır. Elle kurulabildiği ve hafifliği sebebiyle rahatlıkla taşınabildiği için çağdaşlarına oranla daha çok tercih edilen Sinematograf kitlelere film izleme olanağı sunmuştur. Lumiere kardeşler Sinematograf’ın
patentini 1895 yılında almışlardır. Fotoğraftan gelen Lumiere’lerin filmleri gerçek görüntülerden oluşan ve tek çekimli filmlerdi. (Kendilerine ait olan, fotoğraf malzemeleri üreten fabrikadan çıkan işçiler gibi) Sinemayı gerçekliği yeniden üretmenin bir aracı olarak görüyorlardı. Lumiere Kardeşler, 28 Aralık 1895 günü Paris’teki Capucines Bulvarı 14 numaradaki Grand Cafe’nin zemin katındaki egzotik dekorasyonlu Hint Salonu’nda 1 frank karşılığı ilk genel gösterimi yaptılar. Gösterdikleri ilk film Paris’teki Ciotat İstasyonu’na giriş yapan bir trenin çekimiydi. “Cinema” (sinema) sözcüğünün yaratıcısı olan Lumiere’ler sinemanın isim babası olarak kabul edilirler. Bir sonraki bölümde sizlere fotoğraf kareleri ile anlatılmak üzere, Mercek çeşitleri ve Renkli Fotoğraf Filmlerinden söz edeceğim... Herkese bol ışıklı iyi bir ay dilerim. Görüşmek üzere...
122
123
Ziya Kahraman