İskeleme dokunma !

Page 1

İSKELEME DOKUNMA ! Kapak foto : Ahmet Siral


Beşiktaş Barbaros Hayrettin İskelesine Dokunma ! OLTAYA TAKILANLAR 6 - 7 - Beşiktaş’a ismin veriliş öyküsü

11 - Beşiktaş İskelesi Tarihi

Beşiktaş Anıları

8 - 9 - Barbaros Hyrettin Paşa’nın Yaşam Öyküsü

12 - Behçet Necatigil Barbaros Meydanı Şiiri

14 - Denizi Yalnız Zengin İzler Uğur Mutlu

10 - Astro Türk Tütün Deposu tarihi

13 - Hagop Mıntzuri’nin “İstanbul

15 - Beşiktaş’da Biskletli Eylem -MMŞP

34 - Beşiktaş İskelesi, Shangril- 54 - 55 - #dİRENçAY eTİKETİ vE 82 - Mustafa Hıfzı Aksoy bEŞİKTAŞ la otel ve Yassı Ada arasındaki sOSYAL mEDYA pAYLAŞIMLARI iSKELESİ şİİRİ ilginç Bağlantı 48 - 52 - Shangri La Hotel ve Beşiktaş Sahili ESİN VERİM

74 - 81 - Termosunu Kap İskeleye Gel’ eylemi VE fOTOLARI

83 - Alone Poet bEŞİKTAŞ iSKELESİ vE o şİİRİ

2


20 - 21 bARBAROS iSKELESİ cİVARINDA çAY mOLASI iBRAHİM aKIN kURTOĞLU 22 - Prof. Dinçer: Kadıköy

3

İskelesi’nin Satılması Kamusal Alana Saldırı

30 - Beşiktaş İskelesi ile İlgili Dilekçeye Cevap Geldi

24 - 25 - Sosyal Medyadan Barbaros İskelesi için Paylaşımlar

32 - 33 - Beşiktaş İskelesi ile ilgili kanunsal bilgiler


Beşiktaş Barbaros Hayrettin İskelesine Dokunma !

Foto : cihan-a- foursguare

4


5

Foto : abdullah-k- foursguare


Beşiktaş Barbaros Hayrettin İskelesine Dokunma !

İsmin veriliş öyküsü “Beşiktaş’a”

Ç

eşitli tarihçilere ve Beşiktaş’ın sakinleri arasında yaygın olan ve yazılı kaynaklarla da desteklenen bir teze göre, Barbaros Hayreddin Paşa’nın gemilerini bağlamak üzere diktirdiği beş taş direk anlamında beş taş veya beşik taşı ‘ndan bozularak bugünkü adını aldığı kabul edilen Beşiktaş’ın, eskiden, Kune Petro (taş beşik), İasonion, Sergion ya da Dafne olarak adlandırıldığı iddia edilir. Ayrıca Beşiktaş’ın diğer bir eski adının çifte sütun anlamında Diplokionion olabileceği de ileri sürülmekle beraber çağdaş tarihçilere göre bu yakıştırma doğru değildir. Zira söz konusu çifte sütunu ünlü İtalyan gezgin Cristoforo Buondelmonti’nin 15. yy’da yaptığı İstanbul haritasında Galata surlarının dışında bir yerde resmettiğine dikkat edilirse, ille de Beşiktaş’ın Diplokionion olarak adlandırılmış olacağı anlamı çıkmaz. En akla yatkın yaklaşım Beşiktaş isminin gemi beşiği sözcüğünden gelmiş olabileceğidir. Merkezi ve çarşısının bulunduğu bölge, bazı Beşiktaşlılarca bugün dahi Köyiçi olarak anılır. T

Ortaköy’deki

a

r

Hatice

i

Sultan

h

Sarayı

ç

(yaklaşık

Beşiktaş bir yerleşim yeri kimliğini Osmanlı döneminde kazanmıştır. Bizans dönemi boyunca Boğaziçi özellikle Karadeniz’den gelen Gürcü yağmacıların akınlarına uğramış, bunların yarattığı tahribat ve saldıkları korku surdışı yerleşmelerin gelişmesini engellemiştir. Beşiktaş’ın Osmanlı döneminde bir yerleşim yeri kimliği kazanması Karadeniz’in geniş ölçüde Osmanlı Devleti’nin denetimi altına girmesi sayesinde olmuştur. Beşiktaş Kaptan-ı DeryaBarbaros Hayreddin Paşa döneminde bilhassa denizcilik açısından büyük önem kazandı. Beşiktaş’ın bulunduğu bölge o zamanlar liman olarak kullanılmaya uygun bir koydu. Barbaros Hayreddin, Beşiktaş koyunu Osmanlı donanmasının gemilerini demirlemek için kullandı. Ayrıca burada kendisine bir yalı yaptırarak İstanbul’da olduğu zamanlarda Beşiktaş’ta ikamet etti. Aynı bölgede kendi adına bir cami, bir medrese, bir de sübyan mektebi inşa ettirdi. 1546 yılında vefat ettiği zaman Barbaros Beşiktaş’ta defnedildi. 17. yüzyılda Beşiktaş koyu doldurulmaya başlandı. Bu bölge padişahların dinlenme ve eğlenceleri

e

1800)

Beşiktaş, Bizans döneminde Boğaziçi kıyılarındaki en belli başlı yerleşim merkeziydi. Bizans döneminde (4.15. yüzyıl) günümüz Beşiktaş’ının kıyıları şu üç önemli yapıyla tanınırdı: “Auaplus”ta (akıntıya karşı) bulunan Ayios Mihael Kilisesi, İmparatorların yazlık ikametgâhı olan Ayios Mamas saray kompleksi ve Fokas Manastırı. Bunlardan Ayios Mihael Kilisesi Konstantinopolis’in kurucusu olan I. Constantinus (305-337) döneminde inşa edilmişti ve Rum, Ermeni, Gürcü Hıristiyan hacıların ziyaret ettiği çok ünlü bir hac merkeziydi.

için düzenlenen bir “hasbahçe”ye dönüştürüldü. Bu bahçede çeşitli dönemlerde yapılan köşkler ve kasırlar topluluğu, uzun süre Beşiktaş Sahilsarayı adıyla anıldı. III. Selim bu bölgede batı tarzında yapılar yaptıran ilk padişah oldu. Dolmabahçe’den Ortaköy’e kadar uzanan kıyı şeridinde bir çok yapılar yaptırdı ve mevcut olanları genişlettirdi. III. Selim’in kızkardeşi Hatice Sultan için Fransız mimar Melling’e inşa ettirdiği saray İstanbul halkı ve kentte yaşayan Avrupalılar arasında büyük bir ün kazandı. III. Selim sık sık kızkardeşinin sarayına uğramaktan çok zevk alırdı.

6


II. Mahmut da III. Selim gibi Beşiktaş sahillerine büyük ilgi duymaktaydı. 31 yıllık saltanatı süresince resmen Topkapı Sarayı’nda ikamet etmesine rağmen fiilen zamanının büyük bir bölümünü Beşiktaş sahilindeki çeşitli saray ve kasırlarda geçirdi. II. Mahmut zamanında artık Osmanlı tahta resmen olmasa da fiilen Haliç’in karşı tarafına taşınmış, Beşiktaş bölgesine yerleşmişti. II. Mahmut’un oğlu AbdülmecitDolmabahçe Sarayı’nı inşa ettirerek bu duruma resmiyet kazandırdı. Bundan sonraki bütün padişahlar Dolmabahçe Sarayı’nın yanı sıra bugünkü Beşiktaş ilçesinde yer alan Yıldız Sarayı ve Çırağan Sarayı gibi çeşitli saraylardan ikamet ettiler. Beşiktaş ilçesi İmparatorluğun yıkılmasına kadar Osmanlı tahtına ev sahipliği yaptı. 13 Ocak1910 tarihinde Türkiye’nin ilk spor kulübü olarak Beşiktaş’ta kurulan Beşiktaş Jimnastik Kulübü halen kökü Beşiktaş’a dayanan en tanınmış kurumdur. Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nda önce annesi Zübeyde Hanım’ın Beşiktaş ilçesi sınırları içindeki Akaretler, Spor Caddesi, 76 numaralı evinde (şimdiki Ruh Sağlığı Dispanseri’nin bulunduğu bina) ikamet ettiği bilinmektedir. Cumhuriyetin ilanından sonra Beşiktaş ilçesinin önemi azalmakla birlikte Atatürk’ün yaşamının geri kalan dönemi boyunca İstanbul’a geldiği zaman Dolmabahçe Sarayı’nda kalması nedeniyle Beşiktaş ilçesi önemini biraz olsa korudu. Önceleri Beyoğlu’na bağlı bir nahiye olan Beşiktaş 1930 yılında ilçe yapıldı. Beşiktaş 1930’da ilçe olduğunda 14 mahalleden oluşuyordu. Bu mahallelerden Teşvikiye1954’te ilçe olan Şişli’nin sınırları içine katılmıştır. 1950’den sonra oluşan yeni yerleşmelerle mahalle sayısı 23’e ulaşmıştır. Beşiktaş’a ilk kez 1956’da ayrı bir belediye şube müdürü atanmış, 1984’te çıkarılan Büyükşehir Belediyesi Yönetimi Hakkında Kararname ile metropol alan içinde kalan Beşiktaş Belediyesi İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bir şubesi olmaktan çıkıp ayrı bir belediye durumuna gelmiştir. Beşiktaş’ın nüfusu 1935-1985 arasındaki 50 yıl içerisinde yavaş ama düzenli bir artış göstermiş, son 20 yılda ise dalgalı bir seyir izlemiştir. Bunun nedeni ilçedeki konut alanının büyük ölçüde sınır noktasına varmış olması kadar belirli bölgelerin merkezi iş alanı özelliği kazanması, dolayısıyla nüfus sayımlarında esas alınan gece nüfusunun giderek azalma eğilimi göstermesidir. Beşiktaş İlçesi’nin çekirdeğini oluşturan Beşiktaş, Yıldız, Ortaköy, Kuruçeşme, Arnavutköy, Bebek gibi tarihsel semtler dışındaki yerleşim yerleri 1950’li yıllardan itibaren ortaya çıkmışlardır.1950’de tarihi Levent Çiftliği arazisi üzerinde bahçeli evler düzeninde başlatılan toplu konut uygulamasıyla Levent mahallesi’nin temelleri atılmış, daha sonra Etiler, Konaklar, Akatlar, Nisbetiye, Levazım ve Kültür mahalleleri oluşmuştur. 1980’lerden

7

itibaren Boğaziçi kıyısı boyunca uzanan yamaçlardaki koruların imara açılmasıyla Beşiktaş’ın doğal yeşil örtüsü hayli tahribata uğramıştır.Günümüzde tümüyle kentsel alan içinde kalan Beşiktaş’ta Karanfilköy dışında gecekondu yerleşimi yoktur. h t t p : / / w w w. m s x l a b s . o r g / f o r u m / t u r k i y e n i n ilceleri/397984-besiktas-istanbul.html


Beşiktaş Barbaros Hayrettin İskelesine Dokunma !

Barbaros Hayreddin Paşa

B

arbaros Hayreddin Paşa (yaklaşık 1478, Midilli - ö. 4 Temmuz 1546, İstanbul) Osmanlı tarihinin ünlü denizcilerinden, kaptan-ı derya olarak Osmanlı Devleti’nin ilk kaptan paşası. Akdeniz’de Osmanlı egemenliğini pekiştirdi, öyle ki bu deniz bazı tarihçilerce bir “Türk Gölü” olarak anıldı. Osmanlı’nın Deniz politikasına ve Tersane-i Amire´ye nizam verdi. Hayreddin Paşa’nın asıl adı Hızır’dı (Hızır Reis). Ona Hayreddin adını, “dinin hayırlısı” anlamına gelmekte olup Osmanlı Devletine yaptığı hizmetinden dolayı Padişah Kanuni Sultan Süleyman verdi. Avrupalılar ağabeyi Oruç Reis’e kızıla çalan sakalı yüzünden Barbarossa adını vermişlerdi, Oruç Reis’in şehit olmasının ardından küçük kardeşi Hızır için kullanılan bu isim, Türkçeye Barbaros olarak geçti. Yaşamı

Cezayir hükümdarı ilan edildi. İspanyollar ertesi yıl Cezayir’i geri almak için Araplarla birleşerek saldırıya geçti. Bu savaşta Hızır Reisin ağabeyleri olan İshak Reis ve Oruç Reis öldürüldü. Hızır Reis, Yavuz Sultan Selim adına para bastırıp hutbe okutarak ona bağlılığını bildirdi. Yavuz Sultan Selim’de Hızır Reis’i Cezayir Beylerbeyliğine atayarak koruması altına aldı. Bunun üzerine önce Tunus ve Tlemsen Beyleri birleşerek Cezayir’e yürüdüler. Cezayir şehri dışındaki toprakları alıp, Cezayir içindeki halkı ayaklandırdılar. Ayaklanmayı bastıran Hızır Reis beyleri durdurdu. 1519’da Cezayir’e gelen İspanyol donanmasını mağlup etti. Ama Cezayir halkının durumu ve Tunus Beyi ile yapılan savaşın iyi netice vermemesi üzerine gemileri ve kendine bağlı Reislerle Cezayir’i bırakıp Şerşel Adaları’na çekildi..... Barbaros’un Kaptan-ı Derya “Hayreddin” olması

Hızır Reis 1520-1525 arasında Avrupa’nın Akdeniz kıyılarını vurarak büyük ganimetler elde etti. 1525’de Cezayir’i yeniden ele geçirdi. Ertesi yıl Şerşel’e baskın düzenleyen Cenevizli Amiral Andrea Doria’yı yenilgiye uğrattı. Kanuni Sultan Süleyman’ın Alman seferi sırasında Andrea Doria’nın Mora kıyılarına saldırması Osmanlıları güç duruma düşürdü. Bunun üzerine Kanuni, Hızır Reis’i İstanbul’a çağırdı ve 1533’te “Hayreddin” adını verdiği Hızır Reis’i Oruç Reis, genç yaşta kardeşi İlyas ile birlikte deniz Osmanlı donanmasının başına (kaptan-ı derya) atadı. ticareti yaparken, Ege Denizi’nde Rodos Şövalyelerine tutsak düştü. Serbest kaldıktan sonra, yaşadığı olayın Hayreddin Paşa 1534’te Akdeniz’e açıldı ve İtalya etkisiyle tüccar yerine korsan olmaya karar verdi. kıyılarına seferler düzenleyip Tunus’u ele geçirdi. AnBir süre sonra kardeşi Hızır Reis de ticareti bırakıp cak Andrea Doria komutasındaki Haçlı donanması ona katıldı. Akdeniz kıyılarına akınlar düzenleyip, karşısında Tunus’u bırakmak zorunda kaldı ve erganimetler elde ettiler. Cerbe adasını üs olarak kultesi yıl İstanbul’a döndü. 1536’da daha güçlü bir lanan Hızır Reis ve ağabeyi Oruç Reis’in ünü bütün donanmayla yeniden Akdeniz’e açılan BarbaAkdeniz’e yayıldı. İki kardeş Tunus Sultanı Muhammed ros, İtalya kıyılarını vurdu ve Ege Denizi’ndeki ile anlaşarak Tunus’taki Halkü’l-Vaâd (La Gaulette) Venedik adalarını Osmanlı topraklarına kattı. liman kalesini kullanmaya başladı. Hızır ve Oruç, ele geçirdiği ganimetin beşte birini Tunus sultanına Preveze Deniz Savaşı veriyor, kalan malları Tunus pazarında satıyorlardı Hayreddin Paşa, Selanik Vardar Yenice’sinden ve Midilli fatihlerinden olan babası Türk sipahisi[ Vardari Yakup Ağa ile Midillili bir Rum olan annesi Katerina’nın dört oğlundan biri olarak 1470’li yıllarda Midilli adasında doğdu. Kendisine verilen “Barbaros” lakabı İtalyanca “Kızılsakal” anlamına gelir. Üç kardeşi olan Hızır Reis Limni adasında dünyaya geldi.

Yavuz Sultan Selim Dönemi Hızır ve Oruç 1516’da ele geçirdikleri yüklü bir gemiyi armağan olarak Piri Reis himayesinde Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim’e gönderdiler. Bunun üzerine Yavuz Sultan Selim de onlara verdiği desteğin bir ifadesi olarak armağanlar yolladı. Oruç Reis ve Hızır Reisi’in, ağabeyleri İshak’ın da kendilerine katılmasından sonra korsanlıkla yetinmeyip Kuzey Afrika’da toprak edinmeye başladılar. 1516-1517’de İspanyollara karşı savaştılar ve Tenes, Tlemsen ve Oran kentlerini ele geçirerek Cezayir’i denetimlerine aldılar. Oruç Reis

Osmanlıların Akdeniz’deki denetiminin artması üzerine, Papalık, Venedik, Ceneviz, Malta, İspanya ve Portekiz gemilerinden oluşan bir “Haçlı donanması” kuruldu ve başına Andrea Doria getirildi. Osmanlı donanması ile Haçlı donanması 1538’de Preveze Körfezi önlerinde karşılaştı. Haçlıların 600’den fazla gemisi vardı. Bunun 308’i harp teknesi olup, 120’si en büyük oturak gemileriydi. Haçlılar donanmaya on binlerce forsadan başka 60 bin asker bindirmişlerdi. Hayrettin Paşa komutasında ise 122 kadırga ve forsalar dışında 20 bin askeri vardı. Toplamı 80 bin kişiyi bulan bir deniz savaşı daha önce hiç görülmemişti. Savaş sonucunda

8


haçlı donanması 128 gemisini kaybetmiş, 29’u da Osmanlı denizcileri tarafında ele geçirilmişti. Hayrettin Paşa hiçbir gemisini kaybetmezken dört yüz kadar levent’i sehit olmuştu. Hayreddin Paşa, tarihe Preveze Deniz Savaşı olarak geçen savaşın mutlak galibiyetini Osmanlı devletine kazandıran Kaptanı Derya olarak adını tarihe yazdıracaktı. Bu zafer Osmanlı Devleti’nin Akdeniz’deki egemenliğini pekiştirdi.

Barbaros Hayreddin Paşa komutasındaki Osmanlı donanması 1543’te Fransa, Toulon limanında. Matrakçı Nasuh’un eseri.

Kutsal Roma-Cermen İmparatoru Şarlken, Preveze’nin öcünü almak için 1541’de Cezayir’e saldırdıysa da başarılı olamadı. Bu arada Fransa Kralı I. François, Şarlken’e karşı Osmanlılardan yardım isteyince, Kanuni Barbaros’u Fransa’nın Akdeniz kıyılarına gönderdi. Barbaros, Toulon’da Fransız donanmasıyla birleşerek 1543’te Nice’i aldı. Ertesi yıl İstanbul’a dönen Barbaros Hayreddin Paşa, 4 Temmuz 1546’da burada öldü, Beşiktaş’taki türbesine defnedildi. Etkileri Osmanlı Devleti’nin kaptan paşaları, hil’atlerini Barbaros’un Beşiktaş’taki türbesinde giyerlerdi, bu törende dua edilir ve fakir fukaraya yemek verilirdi. Sefere çıkan veya tatbikata giden Türk gemileri, günümüzde dahi bu türbenin önünden geçerken Barbaros’u top atışıyla selamlarlar. Barbaros Hayreddin Paşa’nın anısına 19411943’te İstanbul’un Beşiktaş semtinde dikilen Barbaros Anıtı, ünlü heykelciler Ali Hadi Bara ile Zühtü Müridoğlu tarafından yapılmıştır. Heykelin arkasında Yahya Kemal Beyatlı’nın şu dizeleri yazılıdır: Deniz ufkunda bu top sesleri nerden geliyor? Barbaros, belki, donanmayla seferden geliyor! Adalar`dan mı? Tunus`dan mı, Cezayir`den mı? Hür ufuklarda donanmış iki yüz pare gemi Yeni dogmuş aya baktıklari yerden geliyor; O mübarek gemiler hangi seherden geliyor?

9

Beşiktaş’taki Kadıköy iskelesine Beşiktaş Barbaros Hayrettin Paşa İskelesi adı verildi ve mimarlar Erkan İnce ile M. Hilmi Şenalp tarafından Osmanlı Mimarisi tarzında yenilendi. Türk Donanması’ndaki muhtelif gemilere adı verildi. Muharebelerinin kronolojisi * Oruç Reis’in Ege Denizi’nde Rodos Şövalyelerine tutsak düşmesi, kardeşi İlyas’ın şehit olması. * 1510 Oruç Reis serbest kaldıktan sonra, yaşadığı olayın etkisiyle tüccar yerine korsan olmaya karar verdi. * Oruç Reis, Akdeniz kıyılarına akınlar düzenledi ve ganimetler elde etti. * Hızır Reis ticareti bırakarak CerbeAdası’na gelip ağası (ağabeyi) Oruç Reisle beraber korsanlığa başladı. * 1512 İki kardeş Tunus Sultanı Muhammed ile anlaşarak Tunus’taki Halkü’l-Vaâd (La Gaulette) limanını kullanmaya başladı. * 1516-1517’de İspanyollara karşı savaştı ve Tenes, Tlemsen ve Oran kentlerini ele geçirerek Cezayir’i denetimlerine aldılar. * 1517 Oruç Reis Cezayir hükümdarı ilan edildi. * 1518 İspanyollar Cezayir’i geri almak için Araplarla birleşerek saldırıya geçtiler. Bu savaşta kardeşleri İshak Reis ve Oruç Reis şehit oldular. * 1518 Yavuz Sultan Selim, Hızır Reis’i Cezayir Beylerbeyliğine atayarak koruması altına aldı. * 1519 Hızır Reis, İspanya donanmasını yenilgiye uğrattı. * Cezayir’i bırakarak Şerşel Adaları’na çekildi * 1520-1525 arasında Avrupa’nın Akdeniz kıyılarını vurarak büyük ganimetler elde etti. * 1530’da Cezayir’i yeniden ele geçirdi. * 1531 Şerşel’e baskın düzenleyen Cenevizli Amiral Andrea Doria’yı yenilgiye uğrattı. * 1534’te Akdeniz’e açıldı ve İtalya kıyılarına seferler düzenledi. * 1534’te Tunus’u ele geçirdi. Ancak Haçlı donanması karşısında Tunus’u bırakmak zorunda kaldı. * 1536’da daha güçlü bir donanmayla İtalya kıyılarını vurdu. * 1536 Ege Denizi’ndeki Venedik adalarını Osmanlı topraklarına kattı. * 1538’de Preveze Deniz Savaşında Haçlı Donanmasını yendi. * Toulon’da Fransız donanmasıyla birleşerek 1543’te Kutsal Roma Germen İttifakını yenerek Nice’i aldı.

h t t p : / / w w w. f o r u m d a s . n e t / o s m a n l i d a - s o s y a l - h a y at/barbaros-hayreddin-pasa-kimdir-hayati-88828/


Beşiktaş Barbaros Hayrettin İskelesine Dokunma !

Astro Türk Tütün Deposu Beşiktaş’ta 1929’da mimar Victor Adaman tarafından yapılan ve Astro Tütün Deposu olarak yıllarca hizmet veren binanın, bir süre Grundig televizyon fabrikası olarak kullanılmış, 1985’ten bu yana boş bulunan binayı Tekfen Holding’ten satın almıştı. Şimdileri ise yıkılan bu binanın yerine otel yapılması planlanıyor. http://v3.arkitera.com/h54726-gecmisin-modern-mimarligi---3-besiktas---%C5%9Eisli.html Tarih: 8 Temmuz 2010 Kaynak: Wikipedia, Beşiktaş Belediyesi, Şişli Belediyesi, Arkitekt Derleyen: Derya Yazman

10


Beşiktaş İskelesi Beşiktaş İskelesi, 1913’te Şirket-i Hayriye tarafından mimar Ali Talat Bey’e yaptırılmıştı. 1941’deki planına göre deniz cephesine dik üç bölümden oluşan zemin kattaki bekleme salonunda sivri kemerli revaklı bölüm kapatılmış ve 1948’de bölmelerin kaldırılmasıyla salon tek mekan haline gelmiş, ilk yapıldığı yıllardan yaklaşık 1950’lere kadar düğün salonu olarak kullanılan geniş teraslı üst kat ise 1979’da kısmen camlı bölmeler ile kapatılmış ve bina bugünkü halini almıştı. Birinci Ulusal Mimarlık Üslubu’nun uygulayıcılarından olan ve bu bina dışında da iskele binaları yapmış olan Ali Talat Bey’in bu binası da hem genel biçimlenişi açısından, hem de cephelerinde kullanılmış olan sivri kemerler ve gerek iç, gerekse de dış cephelerdeki bezemeleri ile, tümüyle dönemin mimarlık anlayışını yansıtıyor. Tarih: 8 Temmuz 2010 Kaynak: Wikipedia, Beşiktaş Belediyesi, Şişli Belediyesi, Arkitekt Derleyen: Derya Yazman

11


Beşiktaş Barbaros Hayrettin İskelesine Dokunma !

Çocukluğu Beşiktaş ‘ta geçmiş olan şair Behçet Necatigil, Barbaros meydanı için yazdığı şiirde,kendi gözünden meydanı anlatmıştır...

Biliyorum, ayıp ve mânasız Ama peşlerinden gidiyorum. Gezmeye çıktıkları vakit Ana kız. Utanır da belki Anasının sırtındaki Yeldirmeden, Kız bir adım önde gider Sezdirmeden. Beşiktaş’ta Barbaros Meydanı Sağı anıt, solu türbe Ortası kare şeklinde, Parkıdır yoksulların Bilhassa yaz ayları. Fidanların, mezarların önünde Yontulu taşlar çepeçevre, Yer yer bankalar konulmuş Meydana dolmuş millet, Sıra sıra oturmuş. Ah genç kız kalbi, Sıralara bakar elbet. Meydanın ilersi deniz kıyısı Karaya çekilmiş kayıklar, İskele gazinosu yanda Sulara dökülmüş ışıklar, Üsküdar şu karşısı. O nemli topraklara Ana çöker yorgun argın, Kalmış gözü arkada Kendi ayakta kızın En gürültülü şarkılar Çalarken plakta, Onlar orda oturur Denize bakarlar. Avunmaya muhtaç bu gençlik Ey kız anası ihtiyarlar, Ey denizlerden esen serinlik. Behçet Necatigil Kadıköy İskelesinin yanında Üsküdar Motor iskelesi vardır. Ortaköy tarafına doğru kıyı şeridinde deniz kenarında çay bahçeleri yer almaktadır.

12


1987’nin Beşiktaş’ını anlatıyorum. O günlerden, şimdiki Barbaros Meydanı’nda Sinan Paşa Camisi var. Oradan, göz kararıyla bizim fırının, çarşının, dükkanların yerlerini tespit edebiliyorum: Şuradan fırının tezgahı yükseliyordu; ben buraya ekmekleri dizerdim. Tezgahın altında Azbiderli Musa Çavuş’un kahvehanesi vardı. Sarı yün abasıyla iner, çıkar, çay ve kahve dağıtırdı. Bitişiğindeki sandık büyüklüğünde dükkanda, Hüseynikli nar gibi kırmızı yanaklı Mustafa Ağa ile yeğeni Yusuf, bağdaş kurup ince çöpleri keserek aynı boya getirir, süpürge bağlardı. Yusuf, süpürgeleri omzuna alıp buradan götürürdü semtlere. Beşiktaş, Ortaköy semtlerine, “Süpürgecii!” diye bağırarak. Evet, Karamanlı usta Yorgi’nin bakkal dükkanı da tam şuradaydı. Sabun, zeytin, zeytinyağı satardı. Dar uzun bir masada da soğan ayıklar, maydanozu, çiğeri, soğanı doğrar, unlar, tuzlar, ve unlu kanlı parmaklarıyla yanındaki ateş dolu maltızdan bozma bir mangalda yağı yakıp ciğerleri kızartırdı. Kağıt kadar ince tabaklarda, müşterilerine kırk paraya ciğer servisi yapardı. Kapları yıkamazdı. Yiyenler ekmeğin öyle bir silerdi ki bir iz bile kalmazdı. Bitişiği İşkordalı Abidin Bey’in kasap dükkanıydı. Cüce çoban Şipka “Cıngıl…Cungul…Cıngıl…”zil sesleriyle sesleriyle koyunları dışarı çıkarır, otlatmaya götürürdü. Zeynel, müşteri olmadığı zamanlar, kasap bıçaklarını bilerdi. İşkordalı Arnavut beylerin zenginliğiyle iftihar eder; “Yetmiş kaşık, yetmiş çanak sahipleridirler, o kadar adama her gün yemek verirler…” der, o kadar yüksek sesle bağırırdı ki, sokaktan geçenler duyarlar, dururlardı. Onların bitişiğinde ise Makedonyalı Lazo Curo’nun, Petru Marko’nun sebzeci dükkanı. Büyükdere’de, Bahçeköy’de bahçeleri vardı. Oradan katırlarla geceleri sebze getirirlerdi. Sabahları erken saatlerde ben henüz yatağımda iken katırların boyunlarındaki zilleri seslerini duyardım: “Cangılı, cangılı, cangılı…” nasılda ahenkli çalarlardı! Bana, Giresun vadilerinin tepelerinden geçen kervanları anımsatırlardı. Fırının tam karşısında camiyle birleşip bir köşe oluşturan yer, Arnavut şerbetçi Cafer Ağa’nın yeriydi. Önündeki mermerin üstünde her mevsim şerbet olurdu. Mecidiyeköy’ünde bir karlığı vardı. Dağ tarafından kazılmış büyük bir çukur. Orada kışın kar depolardı. Yazında, hergün sepetle kar gelirdi dükkanın bodrumuna; şerbetler ve dondurma için… yanı başı, helvacı Memiş ustanın dükkanıydı. Beyaz mermer tezgahlı. Tezgahta, hep büyük helva kubbeleri olurdu, kapların kalıbını almış. Helvaları karan İmam Usta’ydı. Yaz kış, dirseklerine kadar çıplak, yeşil sarıklı fesiyle İmam Usta’nın şöhreti yaygındı. Akşam saatlerinde, çok uzaktan helva almaya müşteriler gelirdi. Sahili Memiş Usta da sarı çizgili beyaz sarıklıydı. Kocaman bir göbeği vardı. Ben onu, eşeğine binmiş Nasrettin Hoca’ya benzetirdim. O zamanlar şişmanlık sağlık işaretiydi. Beşiktaş’taki Ermeni kilisesinin papazı Mikayel Efendi’nin ahbabıydı. Silivri yoğurduda satardı. Yoğurdun yüzünü ona saklarlardı; ya gelip yerdi, ya da evine götürürdü. Ondan para almazlardı. Yukarıdaki alıntı Hagop Mıntzuri’nin “İstanbul Anıları 1897-1940” isimli kitabından yapılmıştır. (Çeviren: Silva Kuyumcuyan, Sayfa: 72-73, Tarih Vakfı Yurt Yayınları. Yazısının başlığı tarafımızdan koyulmuştur.)

13


Beşiktaş Barbaros Hayrettin İskelesine Dokunma ! Denizi Yalnız Zengin İzler !

İ

stanbul Beşiktaş’a yolu düşmüşolanlar, Beşiktaş’ı az çok bilenler bilir; Beşiktaş’ın ahım şahım olmasa da hoş bir sahili vardır. Denizin o eşsiz kokusunu buradan soluyabilir, sahilde çay içerken tarihi yarımadayı,Üsküdar’ı, Kadıköy’ü ve Çengelköy’ü seyredebilirsiniz. Ancakşu sıralar Beşiktaş Sahili’nin tamamını olmasa da, bir bölümünü bizden yani halktan koparmış bulunmaktalar. Ve bu kısım zamanla daha da artabilir...

Mevzuya giriyorum: Beşiktaş’taki Kadıköy Vapur İskelesi’ni bilirsiniz. Onun hemen önünde yıllar evvel Beşiktaş Tütün Deposu bulunmaktaydı. Ve bu bina faalken ben bile daha dünyada yoktum. Ancak eski nesil bir Beşiktaşlıolduğumdan bina tarihçesi hakkında az-çok bilgiye sahibim. Bina yıllardır kullanılmıyordu. Adeta harabeydi. Daha sonra binanın yerine yanılmıyorsam 2007 yılında otel yapımına karar verildi ve bina yıkılmaya başlandı. Bina o kadar yıldır kullanılmıyordu ki, artık içinde tinerciler bile barınamıyordu. Bina yıkılırken, içi boşaltılırken içinden yüzlerce ölü martı çıkartıldı ve içi pire doluydu. Şu an bina inşa halinde. Restore ediliyor. Yani dış cephesi aynı görüntüsüne sahip olacak. Ama otel olacak. Hem de yedi yıldızlı! Yedi katlı olacak. Ama zemine doğru da yedi kata sahip olacak. Yani sualtı manzaralı bile olabilirmiş! Kulağa muhteşem geliyor değil mi? Hem de ne muhteşem. Otelin adı da Shangri-La İstanbul olacakmış. Aynı bölgede, bu devasa inşaatın sadece 10 metre aralıkla komşusu, Dolmabahçe Kültür Merkezi. Aynı zamanda Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın çalışma ofisi. Bu yüzden burada ortalama ayda bir yığınla polis otobüsleri ve çevik kuvvet bulunur. Bırakın bu binanın yanından geçmeyi, 50 metre çevresine yaklaşamazsınız. Yolunuzu değiştirmek zorunda kalırsınız. Polisler sizi gözler. Gergin ortamlar oluşur. Halbuki siz sadece semtinizden, vatanınızın asfaltından, sahilinden yürüyorsunuzdur. Ama ne haddinize ki? Ve şimdi gelelim bu otelin ve bu ofi

sin

Beşiktaş’a

yaptıklarına,

yapacaklarına...

Yaptıkları: o Yılların Beşiktaş Üst Geçit’i yıkıldı. Tahminimce bu bölge vatandaştan arındırılsın diye... o Beşiktaş’ın en kullanışlı İETT otobüs durağı bu bölgedeydi. Vapur ve Motor İskelelerine ve meydana pek yakındı. Ve tahmin edin ne oldu? Yıkıldı! Neden? Tahminimce yine vatandaş bu bölgeden arındırılsın diye... o Bu bölgedeki Kadıköy Vapur İskelesi (Barbaros Hayrettin Paşa İskelesi) 2010 yılında yandı. Sebep olarak “elektrik kontağı” denildi. Daha sonra yeniden yapıldı. Paronayak olabilirim bu konuda ancak tahmin işte. Bu maddeye yorum sizin. o Bölgedeki çay bahçesi kaldırıldı. Muhteşem bir çay bahçesiydi. Mafya denildi bilmem ne denildi. Muhteşem bir çay bahçesiydi. Denizin üstüne çay içiyormuş hissi verirdi kimisine. Yapacakları: o Beşiktaş’a inanılmaz bir trafik yükü bindirecek. Zaten iş çıkışı saatleri inanılmaz yoğun olan Kabataş – Beşiktaş – Ortaköy hattını daha da kitleyecek o Vatandaşı peyderpey sahilden koparacak. Sahilde polis denetimi zaten mevcut ama daha da artacak. o Tahminen sahilde gece bira dahi yudumlamak da imkansız hale gelecek. o Denizi sadece zengin izleyebilecek... İşte durum böyle ne yazık ki. Elimden geldiğince aydınlatmak istedim. Beşiktaş sahili boydan boya otel artık. Yakında Dolmabahçe Sarayı’na da el atılırsaşaşırmayın lütfen. Zira doğma büyüme bildiğim yer olarak size sadece ve sadece Beşiktaş olmak üzere örnekler vereceğim: o Çırağan eskiden bir saraydı, artık otel. o Ortaköy’deki Gaziosmanpaşa İlköğretim Okulu, boğazın belki de en güzel okuluydu. Ben de burada öğrenciydim ilkokulda. Denize sıfırdı. Muhteşem bir okuldu. Ve yandı. Şimdi tadilatta. Söylentilere göre otel olacak. o Şimdiki Beşiktaş Anadolu Lisesi’nin yanındaki Four Seasons adlı denize sıfır şık otel, eskiden Barbaros İlköğretim Okulu’ydu. (Kenan Evren yıktırdı.) Bunlar sadece Beşiktaş’tan örnekler. Durumun vehametini siz düşünün. Bu konuda aklınıza tarihi Haydarpaşa Gar’ı da gelebilir. Yeterki düşünün, düşüneyim, düşünelim... Tüm sahil semtlerimizi... Bu muhteşem boğaz hepimizin hakkı... Yalnız zenginlerin değil! Uğur Mutlu ugur-mutlu@msn.com http://serbestats.blogspot.com/2012_05_01_archive.html

14


Beşiktaş’ta Bisikletli İskele Eylemi İskelemize Dokunma, Otellere Satma

Beşiktaş’ta bisikletli iskele eylemi

Anı Değirmenci mtbtr.com © 2.8.2013

A

bbasağa Forumu çağrısı ile bir araya gelen bisikletçiler dün (1 Ağustos Perşembe) Beşiktaş’taki Kadiköy İskelesi çevresinde tepkilerini göstermek adına pedal çevirdiler. • Beşiktaş Kadiköy İskelesinin Shangri-La Oteli’ne (eskiden tarihi tütün deposu olarak bilinen yapı) satılışı, • Başbakanlık Ofisi önündeki otobüs durağının da kaldırılması • ardından iskeledeki boğaz seferlerinin durdurulması, • bazı yolların halkın kullanımına kapatılması tepki uyandırmıştı. İskelenin en yoğun saatlerinde yaklaşık bir saat süren bir araya geliş, pedal çevirerek tepkilerini göstermek, seslerini duyurmak isteyen bisikletçilerden ve sivil halktan meydana gelmekteydi.

Beşiktaş’ta bisikletli iskele eylemi

Beşiktaş’ta bisikletli iskele eylemi

Bisikletçiler iskelenin etrafında turlamak isterken polis tarafından engellendiler. Yer yer bisikletçiler ile (sivil) polisler arasında tartışmalar yaşandı.

Günün sonunda: “Taksim bizim, iskele bizim, iskelemize dokunmayın”, sloganları ile aşağıda okuyabileceğiniz bildiri dağıtıldı.

15


Beşiktaş Barbaros Hayrettin İskelesine Dokunma !

16


17


Beşiktaş Barbaros Hayrettin İskelesine Dokunma !

18


Foto : Niyet0070

19


Beşiktaş Barbaros Hayrettin İskelesine Dokunma ! Barbaros İskelesi Civarlarında Bir Gezinti ve Çay Bahçesinde Mola

1

970’lerde bazen gündüzleri Barbaros Parkı’na giderdik. Yani Beşiktaş’a ailecek “teferrüc”... Şimdi düşünülünce ne kadar da komik geliyor insana...

Barbaros Hayreddin Paşa vapur iskelesinin sağındaki alan, o yıllarda çay bahçesi idi. Adı da yanlış hatırlamıyorsam; “Barbaros Aile Çay Bahçesi” idi. Derme-çatma tahta iskemle ve masalardan müteşekkil, oldukça salaş bir yerdi. Her masanın üzerinde bir de “Fruko”, “Tamek”, “Ankara”, “Olimpos”, “Fay” yazılı, şemsiye şeklinde tenteleri vardı. İskemleleri rengârenk boyalıydı. Bahçenin üzeri de, çınar ağaçlarının yapraklarıyla yoğun bir şekilde örtülüydü. Aileler için öndeki masalar boş tutulurdu. Tek gelen erkekler ya da bekâr gruplar zaten kendiliklerinden arkalardaki, cadde tarafındaki masaları seçerlerdi. Her zaman için denize yakın bir masa bulabilmeniz mümkündü. Yerlere çakıl taşı seriliydi. Muhtemelen denizden çekerek zemine yaymışlardı bahçenin sahipleri... Neredeyse çakıl taşlarının adedi kadar da gazoz kapağı mevcuttu yerlerde. Aileleriyle birlikte gelen bütün çocukların gözleri yerlerde olurdu ve bulabildikleri kadar çok gazoz kapağını kısa pantolonlarının ceplerine doldururlardı. O yıllarda erkek çocuklarına yaz günleri kısa pantolon giydirirlerdi, ama bunlar, çoğunlukla evde dikilen ve aynı renkte kumaştan mamul bir çift askısı olan pantolonlardı. Tiril tiril... Genellikle karbeyaz renkte ve arka cepsiz olurlardı. Arka kesiminden çaprazlamasına gelen bu askılar, omuzların üstlerinden aşırtılarak, ön tarafta birbirlerine paralel olarak inerler, yeniden pantolonun belinde bir çift düğmeyle sonlanırlardı. Bu düğmeler sık sık kopar ya da kolaylıkla iliklerinden çıkarlardı. Koşuşturmakta olan çocukların arkalarında kuyruk gibi sallanırlardı. Birinin çıkması pek o kadar önemli değildi ama, ikisi birden çıktığı vakit, bilhassa zayıf çocukların pantolonlarının belinden aşağıya kayarak, aniden vücutlarını terketmelerine sebebiyet verirlerdi. Çocuk utana-sıkıla belini tutarak annesinin yanına koşar ve düğmesini iliklettirerek, yine oyununa kaldığı yerden devam ederdi.

Yerden gazoz kapak toplama seansı sona erip de yeni meşgaleler aranmaya başlandı mı, bu sefer de masalarda içilerek boşalan gazoz şişelerinde kalan kâğıt kamışlar (o senelerde pipet lâfı bilinmemekteydi) toplanarak düzleştirilir ve birbiri ardına eklenerek, minik bir rulo haline getirilirdi (artık ne işe yarayacaklarsa ). Bu girişimler, çok geçmeden ebeveynlerin müdahalesine sebep olur ve derhal o kamışların çöpe atılması yönünde baskılar başlardı. Bu baskı ve; “Kimbilir kimin ağzı değmiş bunlara, nezleli mi veremli mi?... Çöpçü müsün sen çocuk?” azarlamalarıyla desteklenen yıldırma politikası, çocukların bu kamışları, mecburen istemeye istemeye en yakın çöp tenekesine atmalarını sağlardı (Sanki, o yıllarda çöpçüler işlerini güçlerini bırakıp da, veremlilerin tükettikleri gazozlardan artakalan pipetleri toplamaktan sorumlularmış gibi bir hava eserdi kısa süreli). “Gazoz içme kamışı biriktirme koleksiyonu” (!) girişimleri de başarısızlıkla sona erdikten sonra, iskeleye yanaşan vapurların seyrine koyulunurdu bir süre... Üsküdar ve Boğaziçi istikametinden gelipgiden türlü çeşit şehirhattı vapuru, yaz öğlenlerinin hafif esintisi eşliğinde burnunuza iyot ve yosun solutan o nefis atmosfere nazire yaparcasına fona girerek, gözlerinize bayram ettirirdi. O yılların vapurları uzun bacalı, eski Şirket-i Hayriye’den kalan vapurlar olduğu için, iskeleye yanaşma ve kalkışları da enteresan olurdu. Kömürlü vapurların istim atmasını

“7” numarayla işaretlenen geniş alanda bulunan Barbaros çay bahçesi

20


Çay bahçesinin önünde, şimdiki gibi beton rıhtım yoktu. Zemin yavaş yavaş aşağıya doğru meyleder ve kumsalla kavuşurdu. Buraya sıra sıra sandallar çekili olurdu. Kimi düz, kimi ise ters çevrilerek, üzerlerine yeşil ya da mavi bezden kalın brandalar gerilirdi. Bunların çekildikleri kumsalın üzerine tahtadan yağlı yataklar yapılmıştı. Kayıklar, bu tahtaların üzerlerinde yerden biraz yüksekte dururlardı. Bu sandalları sallayarak muvazenelerini bozmaya çalışırdık. Ama göründükleri gibi eften-püften olmadıkları için, yerlerinden milim bile kımıldamazlardı. Sandalların arasından, yerden toplanan çakıl taşları denize fırlatılırdı. Denizi taşla doldurma girişimi çocukları giderek kesmez olur, oyun bir kademe ağırlaştırılır ve bu kez, herkesin kaldırabileceği kadar iri taş parçaları bulunup birbirleri peşisıra denize atılırdı. Bunlar suya; “Blobb... Blobb!...” sesleriyle gömülürlerdi. Kimi aileler, masalardan çocuklara sataşırlardı: “Yapmayın çocuklar.. Deniz taşacak az sonra...” Hakikaten de taşar mıydı acaba, çok miktarda taş atsaydık denize? Bu söz, çocukları daha müteakiben havayı yoğun kara bir duman kaplardı. da bir ateşlendirir ve bulabildikleri her türlü cismi Nazik hanımlar mendilleriyle burunlarını kapatırlardı denize doğru fırlatma çalışmaları başlardı (İtiraf hemen... Benimse çok hoşuma giderdi bacadan edelim, boğazın çer-çöple dolarak kirlenmesinin ilk salınan bu kesif is kokusu... Hele ki genzinizi yakan müsebbibleri bizim kuşaktır). o doyumsuz yosun kokusuyla karıştığında, farklı bir İstanbul’u soluduğunuzu anlardınız. Vapur, etrafa Akşama doğru, güneş batmaya yüz tuttuğu için saldığı bu dumana karşı özür dilercesine keskin tenteler garsonlar tarafından kapatılarak, alt ve davûdî bir düdük öttürüp, burnunu açığa doğru kısımlarından bir ip marifetiyle çepeçevre sarılıp çevirerek iskeleden ayrılırdı. Arkasında bol bol düğümlenirlerdi. Rüzgârda yeniden açılmasınlar beyaz köpük bırakarak... diye herhalde... Hava kararınca, bahçenin üzerine çaprazlamasına gerili kablolara iliştirilmiş Validem bu beyaz köpüklerin, o sırada “çamaşır yeşil, mavi, kırmızı, sarı türlü renkte floresanlar yıkayan balıklar”dan kaynaklandığını söylerdi hep. yakılırdı. O yıllarda, şimdiki gibi gündüz-gece fiİnanırdım ben de... (Balıklarda çamaşır yıkama kül- yat tarifesi farkı yoktu. Gündüz çayı-kahveyitürünün olmadığını ise neden sonra öğrendim ) gazozu kaça içiyorsanız, akşam da dilediğinizi Kısa süre geçmeden yeni bir vapur iskeleye aynı fiyata içebilmekteydiniz. Çay bahçesinde yanaşırdı. Kimi zaman biri ayrılmadan diğeri gelir, denize karşı bol miktarda likit tüketildikten sonra, vakitten kazanmak için ilkinin üzerine yanaşarak artık gitme vakti gelir, aileler yavaştan toparlanır bağlardı. Bu sayının nadiren üçe çıktığı da olurdu. ve geri dönüşe geçerlerdi. Biz de, bulvarın karşı Bu durumda, en dıştaki vapurun yolcuları, vapurtarafında, Sinanpaşa Camii’nin önündeki otobüs lardan birbirlerine uzatılan tahta ve korkuluksuz başduraklarına kadar yürür ve oradan “34” numaralı eğreti iskelelerden atlaya atlaya çıkarlardı. Bu vaEdirnekapı troleybüsüne binerek Fatih’e doğru yola purlar, herhangi bir kazaya neden olmamak için koyulurduk. Aklım, çay bahçesindeki renkli gazoz halatla da birbirlerine bağlanırlardı. kapaklarında kalarak... İskeleden ara ara kampana sesleri gelir, yolcuların uğultusu bu telâşeli çan tıngırtılarına karışırdı. Kimi zaman da iskele görevlilerinin hergün bağırmaktan artık çatlamış sesleriyle; “Aktarmalar Yeniköy’deeen...” ya da “Üsküdar’a uğramaz. Direkt Kuzguncuk-Çengelköööy...” veyahut da “Vaniköy’de 10 dakika bekleeer...” şeklindeki nidâlarını işitirdiniz.

21

Beşiktaş İskele meydanı artık tarih oldu. Yerinde dolmuş ve otobüs durakları ile asfalt bir zemin var günümüzde... Sahil de kumsal değil artık. Betonlarla yükseltildi... Zaten havası da eskisi gibi iyot kokmuyor. Ya da bizim burnumuz o eski koku alma yetisini kaybetti... Kimbilir?!... brahim Akın KURTOĞLU http://akinkurtoglu.blogspot.com/2011/12/barbaros-iskelesi-civarlarnda-bir. html


Beşiktaş Barbaros Hayrettin İskelesine Dokunma ! Prof. Dinçer: Kadıköy İskelesi’nin Satılması Kamusal Alana Saldırı Prof. Dinçer, Beşiktaş’taki Kadıköy İskelesi’nin Shangri-La Oteli’ne satılmasını “kamusal alana saldırı” sözleriyle değerlendirirken, otelin halkla ilişkiler departmanı konu hakkında bilgileri olmadığını söyledi. Ekin KARACA

anlayış yanlış, felsefe yanlış. Üst gelir grubunun kenti daha kolay kullanabilmesi için özelleştirmeye öncelik veriliyor. Aynı şey Beyoğlu için de geçerli. “Ayrıca eskiden sahilde iskele yanında çay bahçeleri vardı ve insanlar, orada oturup sosyalleşirlerdi. Başbakanlık Ofisi’nin oraya taşınması ile birlikte Beşiktaş’ın sosyal hayatı olumsuz etkilendi. “Şehir planlamada insanların her yere eşit olarak ulaşması ve eşit olarak paylaşabilmesi ilkesi vardır.

ekin@bianet.org

Beşiktaş’ta Kadıköy vapur seferlerinin yapıldığı Hayrettin İskelesi’nin Başbakanlık Ofisi’nin yanında yapılan Shangri- La Oteli’ne satıldığına dair haberlerle ilgili görüştüğümüz otelin halkla ilişkiler departmanından bir yetkili, konuyu medyadan takip ettiklerini belirterek, söz konusu alanın araç trafiğine tamamen kapatıldığını, bu nedenle misafirlerinin araçlarla otele gelmesinde sıkıntı olduğunu, ancak iskele konusunda herhangi bir bilgileri olmadığını söyledi. Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Şehircilik Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. İclal Dinçer ise söz konusu uygulamanın kamuya açık olması gereken kıyıların özelleştirilmesine örnek olduğunu belirterek, durumu “Kamusal alana saldırı” sözleriyle değerlendirdi. Prof. Dinçer: Kente dair hatıralarımızı kaybediyoruz bianet’e konuşan Prof. Dr. Dinçer, mevcut şehircilik anlayışında belleklerimize yönelik saldırı olduğunu belirtirken insanların kente ilişkin hatıralarını giderek daha fazla kaybettiğini söyledi. “Eskiden gittikleri yerlere gidemiyorlar, eskiden yaşadıkları kente dair sembolleri bulamıyorlar. Ayrıca sıradan vatandaşın kullanabileceği alanlar giderek daralıyor.” Dinçer, Hayrettin İskelesi’nin otel yönetimine verilmesi durumunda İstanbulluların ulaşım açısından alışılmış ve verimli şekilde kullanılan bir güzergahı kaybedeceğini belirtiyor ve ekliyor: “Belki ilerde yeni bir iskele yapacağız derler. Ama

Bu ilke her yerde, her örnekte son beş yıl içinde ortadan kaldırılıyor.” Muhuçu: İskele kamusal alandır, satılamaz Taraf gazetesinden Hüseyin İstemil, bugünkü gazetede yer alan haberinde otelin açılış görüntülerinde Hayrettin İskelesi’nin otel sınırları içinde gösterildiğini belirtmişti. Otel hakkında dava açan ve Taraf’a konuşan Mimarlar Odası Başkanı Eyüp Muhçu otele açtıkları davanın İstanbul İdare Mahkemesi’nde devam ettiğini belirterek şunları söyledi: “Uluslararası kanunlar ve Türkiye’deki ilgili yasalara göre kıyılar hiçbir şekilde vatandaşlara kapatılamaz. İskelenin satılma durumu da tamamen hukuksuz. “Dolmabahçe’nin Başbakanlık Ofisi olarak kullanılmaya başlanmasından sonra yoğun olarak kullanılan Akaretler Otobüs durağı hiçbir açıklama yapılmadan kapatıldı. Sonra ‘güvenlik gerekçesiyle kapattık’ dediler. Şimdi de iskele için bunu yapmak istiyorlar. “İskele tamamen kamusal alandır. Kıyıda yer aldığı için hiçbir şekilde satılamaz veya kiralanamaz. Açtığımız davayla yargının otel ile ilgili iptal kararı vereceği kanaatindeyim. “Daha önce iskelede kaynağı belirlenemeyen bir yangın çıktı ve bir kısmı kullanılmaz hale geldi. Şimdi de fiilen kıyı bandı tamamen kapatılmaya çalışılarak yapılan otele tahsis edilmeye çalışıldığı ortaya çıkıyor.”

22


23


BeĹ&#x;iktaĹ&#x; Barbaros Hayrettin Ä°skelesine Dokunma ! “Vapuru bekleme salonuda deÄ&#x;il kayalÄąklarda bekleyenlerin...â€?

beĹ&#x;iktaĹ&#x;tan kadikĂśye ulaĹ&#x;manÄąn en kolay ve yavaĹ&#x; yolu Wolf W. • Ocak 14, 2011

her seferinde vapura binerken denize duser miyim Vapura son dakikada yetiĹ&#x;miĹ&#x; gibi gĂźlĂźmse! :) korkusu yasayan, yalniz degilsin. eticinsquare • Nisan 6, 2012 Emre A. • AralÄąk 12, 2010 icerde telefon cekmiyor. turkcell tabii. digerlerini bilemiHergun vapurda gitar calip bana bir masal anlat baba, cav bella gibi ayni parcalari soyleyen kupeli arkadas..anlat yorum. derken sondaki t harfini vurgulamana gerek yok..Entel oldu- Aytek Ç. • Mart 11, 2011 gunu anlayabiliyoruz.. Fatih K. • Ĺžubat 9, 2011 Cok param olunca vapur alicam. Bi de vapur ulasimi ucretsiz olacak. Kapilari actiklarinda en onde olanlar, vapurun bom- ozan s. • Nisan 23, 2011 bos oldugunu bilmelerine ragmen niye 4 nala kosarlar?!! Bi sakin, bi yavas yaaa kacmiyor iste biniceksin vapur suanda Mutlaka vapura binin! senin git istedigin yere otur! Serkan D. • KasÄąm 8, 2011 Basak K. • Haziran 1, 2011 Sadece ulasim icin degil, keyif icin de kullanilabilir Vapuru bekleme salonunda deÄ&#x;il iskelenin yanÄąndaki Ahmet H. • Ĺžubat 13, 2011 kayalÄąklara oturarak bekleyebilirsiniz. Cok keyifli! Gizem Y. • Nisan 26, 2012 iskelenin ĂśnĂźnde gitar çalarak baÄ&#x;Äąran bi arkadaĹ&#x; var derdi ne acaba. Bu iskeleyi bolye ufak yapanin kafasina sicayim. Emir A. • KasÄąm 9, 2011 ozzycore o. • KasÄąm 28, 2012 onundeki minik caycinin cayi pek guzel Buraya nereden gelirseniz gelin en az bi otobus (bazen Deniz • KasÄąm 5, 2011 akrep, toma, panzer) polisi gorup gicik olabilirsiniz. Okan S. • Haziran 25, 2012 Gunesi yakalayamasan da olur manzara oyle guzel ki ErĹ&#x;an Ă–. • AralÄąk 29, 2012 kendine guveniyorsan iskelenin onundeki seyyar kokorecciden kokorec ye ve kokorecin “gercektenâ€? de bagirsaktan yapildigina bir kez daha inan. inancini kuvvetlendir. Seni seviyorum boÄ&#x;az yolculugu... En kÄąsa ve eÄ&#x;lenceli cok pis lan cok... ulaĹ&#x;Äąm Aytek Ç. • Ĺžubat 17, 2011 Selva G.đ&#x;˜‡ • KasÄąm 30, 2012 YanmÄąĹ&#x;tÄą burasÄą. Elektrik kontaÄ&#x;Äąndan. Eski hali de gĂźEskiden cay bahcesi vardi burda,cevrede icecegin en zeldi. kotu caya manzara icin para verirdin.Her vapur gectiginde Meral • Temmuz 25, 2011 atraksiyon olurdu :) Kansu V. • MayÄąs 26, 2012 Vapuru karĹ&#x;Äądan su Ăźzerinde drift yaparcasÄąna yanpiri yanpiri gelirken gĂśrdĂźÄ&#x;Ăźmde hep mutlu olurdum. Yine oldum. Jetonglar mikrop yuvasÄą. MĂźmkĂźnse latex eldivenle Serhat T. • KasÄąm 4, 2012 avurtlayÄąn. #leĹ&#x; Prowling F. • Nisan 18, 2011 10 saniye farkla vapuru kaçĹrÄąnca 30 dk beklemek zorunda kalanlarÄąn kendi kendine niye 15 dakikada hatta 5 Birgun gitar calan arkadaslara bagirip kovan bir adam dakikada bir vapur yok diye sorduklarÄą iskele :) gordum basi sismismis bilemedim ama guzel soyluyorlardi Ä°zzet U. • AÄ&#x;ustos 22, 2012 nolurdu ki kardesim adam hala aklimdasin lanet olsun:) Burcu T. • MayÄąs 6, 2012

24


Yeni adÄą TomalÄą Tayyip PaĹ&#x;a .... Korkma ya bu kadar Buraya her geldigimde aynÄą melodi aklÄąmda: sabah 8.15 çapulculardan....:) vapurunda.. AFK .. • Temmuz 12 Talha C. • Nisan 16, 2011 2 dk içinde vapura binme rekor sevinci yaĹ&#x;anÄąyoođ&#x;˜Š Eda E. • Haziran 15

Deniz havasi gibisi yok :) AnĹl Ö. • Temmuz 2

Her 30 dakikada bir... (15 ve 45 geçe) MartÄąlar... Hafif Yemekleri ve manzarasÄą bir harika. Servisi de oldukça bir rĂźzgar... MuhteĹ&#x;em bir manzara... hÄązlÄą. Fiyat/Kalite olarak sÄąnÄąfÄą geçiyor bence. Oguz Kagan A. • Nisan 8 Alper A. • MayÄąs 26 Gemile 5 gĂźnlĂźÄ&#x;Ăźne tatile gittim hiç korkmadÄąn ama bu Trilyonun da olsa burada simit çay yapacaksÄąn arkadaĹ&#x;. vapurlardan hep korkarÄąm san ki ayaÄ&#x;Äąm hep kayacak ve Necati Hakan E. • MayÄąs 16 dĂźĹ&#x;Ăźcem gibi geliyor bana NilĂźfer B. • KasÄąm 14, 2012 Vapura binmiyorum ki ben martilarla ucuyorum. ‘Limon’ • Ocak 13 Aksam vapur beklerken yan taraftaki kayalÄąklarda oturmak cok keyifli. Bazen vapur hic gelmesin istiyorum. Vapuru mutlaka deneyin mmm Emirhan K. • Haziran 25, 2012 Ilgin Ece S. • Ocak 7 Burada eskuden cay bahceleri vardi. Mesut U. • Ocak 12, 2012 Vapur iskeleye yanaĹ&#x;madan atlamak yasaktÄąr.. Serdar Rahan K. • AÄ&#x;ustos 17, 2011

vapurlari cok guzel, tavsiye ediyorum. buz d. • AÄ&#x;ustos 24, 2012 manzarasÄą en gĂźzel olan iskelelerden bir tanesi. Can M. • Temmuz 11, 2012

Gazete 50 kurus, cay 50 kurus, vapurda gazete cay http://vapurumuzabinebilirmiyiz.blogspot.com keyfi paha bicilemez :) Emre A. • Ĺžubat 7, 2011 Erhan I. • Nisan 22, 2010 Burada cep telefonu çekmez. đ&#x;’Ž Naz O. • Ocak 7, 2012

8.15 vapuru Duygu C. • Eylßl 19, 2012

kutsal topraklara hoĹ&#x;geldinizz BESÄ°KTASK Murad E. • Temmuz 12

Kita degistirmenin en afilli yontemi. Kerimcan A. • AÄ&#x;ustos 6, 2012

Karizmatik bÄąyÄąklarÄą ve gĂźneĹ&#x; gĂśzlĂźkleri ile hemen dikBuradaki polis yoÄ&#x;unluÄ&#x;u, insana kendini Kandil DaÄ&#x;Äąna mi geldim dedirtiyor. Oysa ben biliyorum burasÄą sadece kati çeken sĂźrme iskeleci abimiz bu iskelenin demirbaĹ&#x;ÄądÄąr. BeĹ&#x;iktaĹ&#x; Iskelesi. Polisler DaÄ&#x;lara doÄ&#x;ru arkadaĹ&#x;lar.. Her canli bu iskeleyi tadacaktir :P Umit G. • AÄ&#x;ustos 16, 2012 Ä°lk defa iskelenin yerini karÄąĹ&#x;tÄąrmadÄąm. YÄąlda bes kere KadÄąkĂśy iskelesinin yeri deÄ&#x;iĹ&#x;ince bĂśyle oluyor :) Serkan Ç. • KasÄąm 22, 2011

25


Beşiktaş Barbaros Hayrettin İskelesine Dokunma !

1936

26


27

abbasağaparkı 1940 zafer nalcıoğlu


Beşiktaş Barbaros Hayrettin İskelesine Dokunma !

barbaraso hayrettin 1965 yılı

28


29

Beşiktaş iskele alttaki beşiktaş fotosundan 70-80 yıl daha yeni,


Beşiktaş Barbaros Hayrettin İskelesine Dokunma ! Beşiktaş İskelesiyle İlgili Beklenen ‘Cevap’ Geldi

lerinden birisi Beşiktaş’taki Kadıköy iskelesi olacak.

Abbasağa Forumu iskeleye ilişkin neler yaptı? Çarşamba, 28 Ağustos 2013 13:16 Beşiktaş’taki Kadıköy iskelesinin Shangri La Otele satıldığına ilişkin haberler basında yer almıştı. bbasağa Forumu’nun Abbasağa Forumu’nda Mühendis, Beşiktaş’taki Kadıköy Mimar, Şehir Plancıları Çalışma İskelesi’nin satışıyla ilgili Grubu iskelenin satışını, durağın verdiği bilgi edinme dilekçeler- kaldırılmasını ve iskele önündeki yoline cevap geldi. un ulaşım hizmetine kapatılmasına ilişkin konuları gündem yapmıştı. FoAbbasağa Forumu’nda Beşiktaş’taki rumda iskelenin durumuyla ilgili bilgi Kadıköy iskelesinin durumuyla ilgili almak üzere bilgi edinme dilekçeleri Bilgi Edinme Yasası kapsamında hazırlanması kararlaştırılmış, imzalı hazırlanarak toplanan dilekçelerin dilekçeler 16.07.2013 günü İBB’ye İBB’ye verilişinin ardından cevap teslim edilmişti. Dilekçelere cevap geldi. Cevap Encümen Müdürlüğü, beklenirken, Beşiktaş’taki Kadıköy Emlak Müdürlüğü, Şehir Planlaİskelesi’nin önünde bisikletli eylem ma Müdürlüğü, Şehir Hatları A.Ş. yapıldı. Eylemde vapur yolcularına Müdürlüğü arasındaki yazışmaları iskeleye sahip çıkma çağrısının içeriyor. Yazışmalarda İstanbul yapıldığı bildiriler dağıtıldı. Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 12.07.2013 gün ve 1531 sayılı kararının İstanbul 3 numaralı Külpoliteknik.org.tr tür Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğü’ne iletildiği, iskelenin 1/5000 ölçekli Beşiktaş DolmabahçeOrtaköy Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı kapsamında kalmakta olduğu, iskelenin durumunun plan onama süreci tamamlandıktan sonra kesinleşeceği ifade ediliyor.

A

Cevabın ardından Abbasağa Forumu iskele çalışmasına devam ediyor Dilekçeye ilişkin cevap net olmayınca Abbasağa Forumu cevabı netleştirmek için çalışmaya başladı. Abbasağa Forumu Mühendis, Mimar, Şehir Plancıları(MMŞP) Çalışma Grubu cevapta bahsi geçen İBB Meclisi Kararı ve imar planına ilişkin ayrıntılı bilgi topluyor. Forum katılımcısı avukatlar iskelenin imar planınındaki durumuna göre dava açılabileceğini belirtiyor. Abbsağa Forumu’nun gündemi Beşiktaş’taki Kadıköy İskelesi Dilekçelere cevabın gelmesinin ardından Abbasağa Forumu bir kez daha iskeleyi sattırmamak, ulaşım hakkına sahip çıkmak için yapılacak çalışmaları konuşacak. Perşembe günü(29.08.2013) forumun gündemFoto : SAKCA-P- foursguare

30


31


Beşiktaş Barbaros Hayrettin İskelesine Dokunma !

K

apitalizm’in doğaya, insana, çevreye ve kentlere karşı umarsızca saldırısına cevap vermek ve yasal haklarımızı burjuvalara yedirmemek için kamusal hakkımıza sahip çıkıyoruz.

şekilde vatandaşlara kapatılamayacağını, iskelenin satılma durumunun da tamamen hukuksuz olduğunu ifade etti. Muhçu şöyle devam etti: “Dolmabahçe’nin Başbakanlık Ofisi olarak kullanılmaya başlanmasından sonra yoğun olarak kullanılan Akaretler Otobüs durağı Beşiktaş sahil yolunun ve Hayrettin iskelesinin Shangrihiçbir açıklama yapılmadan kapatıldı. Sonra ‘güvenlik La Otele satılmasını istemiyor ve halka açık olmasını isti- gerekçesiyle kapattık’ dediler. Şimdi de iskele için bunu yoruz. yapmak istiyorlar. İskele tamamen kamusal alandır. Kıyıda yer aldığı için hiçbir şekilde satılamaz veya kiralaBeşiktaş’taki Kadıköy Şehir Hatları İskelesi’nin namaz. Açtığımız davayla yargının otel ile ilgili iptal kararı Dolmabahçe’deki Başbakanlık Ofisi’nin yanına yapılan vereceği kanaatindeyim.” Shangri- La Oteli’ne satıldığı öğrenildi. Kıyı Kanunu ve Uygulanmasına Dair Yönetmeliğe göre: Mimarlar ve şehir plancıları iskelenin otel tarafından özel iskele olarak kullanılacağını söylüyor. Otelin açılış Madde 5: Genel Esaslar görüntülerinde iskele otel sınırları içinde gösteriliyor. - Kıyılar, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır. GÜVENLİK GEREKÇESİYLE - Kıyı ve sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu Galataport’un özelleştirilmesiyle başlayan tartışmalar bit- yararı gözetilir. meden İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin çok tartışılacak bir karara imza attığı öğrenildi. Beşiktaş’taki Kadıköy - Kıyı, herkesin eşitlik ve serbestlikle yararlanmasına İskelesi Türk-Çin ortaklığıyla yapılan Shangri-La Oteli’ne açık olup, buralarda hiçbir yapı yapılamaz; duvar, çit, satıldı. İddialara göre Dolmabahçe’deki Başbakanlık parmaklık, tel örgü, hendek, kazık ve benzeri engeller Ofisi’nin hemen karşısına yapılan Shangri-La Oteli iskel- oluşturulamaz. eyi satın aldı ve bundan böyle özel olarak otel ulaşımı için kullanacak. Beşiktaş’ta Kadıköy İskelesi olarak ise Bir imar yolunun kaldırılması anlamına gelen rıhtımda bulunan Üsküdar İskelesi kullanılacak. İskelenin uygulamanın yapılması, plan değişikliği ile sağlanabilir. satılma gerekçesi daha önce Akaretler Durağı’nda olduğu Nisan 2013’ te ortaya konan yeni Plan Yapımına Ait gibi “güvenlik” olarak açıklanacak. Esaslara Dair Yönetmelikte, plan değişikliklerine dair kararların arasında şunlar bulunmaktadır: İSKELE OTEL SINIRLARINDA - Yoğunluk artıran veya kentsel ulaşım sistemini et11 mayısta Başbakan Erdoğan tarafından açılışı yapılan kileyen plan değişikliklerinde, kentsel teknik altyapıya otelin tanıtım görüntülerinde iskele, otel sınırları içinde yönelik etkilerin belirlenmesi ve gerekli önlemlerin yer alıyor. Ayrıca Kadıköy İskelesi ile otel arasındaki alınması amacıyla ayrıca kentsel teknik altyapı etki yolun, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Çalışma değerlendirmesi raporu hazırlanır veya hazırlatılır. Ofisi’nin emniyeti için araç trafiğine kapatıldığı, bu alanın da Sahangri- La Oteli’ne devredileceği öğrenildi. - İmar planlarında, kamu yararına bir zorunluluk olması Konuyla ilgili ulaştığımız İstanbul Büyükşehir Beledihalinde; yoğunluk, emsal ve kat artışı kararı getirmeyen, yesi herhangi bir açıklama yapmazken gerekli düzenteknik ve sosyal alanların kaldırılması - küçültülmesi lemeler için çalışmalar başlatıldı. Önce Başbakanlık yer değiştirilmesine sebep olmayan, plan değişiklikleri Ofisi’nin yanından geçen yol trafiğe kapatıldı. Çalışmalar yapılabilir. kapsamında Büyükşehir Belediyesi’nin aldığı kararla Dolmabahçe’nin yanından geçen yol da kapatıldı. Deniz - İmar planlarında bulunan teknik ve sosyal altyapı Müzesi’nin yanından kalkan İETT otobüsleri, güzergâhını alanlarının kaldırılması, küçültülmesi ve yerinin değiştirerek Barbaros Bulvarı’ndan dönüşlerini değiştirilmesine dair plan değişiklikleri zorunluluk sağlamaya başladı. olmadıkça yapılmaz. Zorunlu hallerde böyle bir değişiklik yapılabilmesi için: “UYGULAMA HUKUKSUZ” a) İmar planındaki durumu değişecek olan sosyal ve Shangri-La Oteli’ni tescilli bir yapı olan tütün depolarının teknik altyapı alanındaki tesisi gerçekleştirecek ilgili yerine yapıldığı için dava eden Mimarlar Odası Başkanı yatırımcı, Bakanlık ve kuruluşların görüşü alınacaktır. Eyüp Muhçu iskelenin durumunu Taraf’a değerlendirdi. Muhçu, otele açtıkları davanın İstanbul İdare b) İmar planındaki aktif yeşil alan, çocuk bahçesi, pazar Mahkemesi’nde devam ettiğini belirterek uluslararası ka- alanı, yol, yaya yolu ve benzeri alanının kaldırılabilmesi nunlar ve Türkiye’deki ilgili yasalara göre kıyıların hiçbir ancak bu tesislerin hizmet götürdüğü bölge içinde

32


eşdeğer yeni bir alanın ayrılması suretiyle yapılabilir. Kime: Tanrıverdi Holding, Shangri-La Oteli Kadir Topbaş, İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Tayyip Erdoğan, T.C Başbakan’lığı İETT İŞLETMELERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ, İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI

**************************************************************** Özgün Mavuk Duymuşsunuzdur, Beşiktaş’taki Kadıköy iskelesinin Shangri-La Bosphorus oteline satıldığına dair haberler var. Bu satım olayına tepkimizi göstermek adına altta hazırlanmış olan -ya da sizin uygun gördüğünüz benzeri bir -metni Shangri-La Otelleri’nin facebook sayfasına, paylaştıkları iletilerin altına ve kullandıkları diğer iletişim kanallarına gönderiyoruz. Ne kadar çok katılım olursa o kadar çok ses getireceğinden sizin de yardımlarınızı bekliyoruz! https://www.facebook.com/shangrila http://www.shangri-la.com/istanbul/shangrila/contact-us/ email-us/ e-mail: slib@shangri-la.com ................... Dear Madam/Sir, I am writing to you concerning the sale of a Public Ferry Station in Beşiktaş, Istanbul to Shangri La Bosphorus .The two existing Ferry Stations at Besiktas serve thousands of people daily crossing the Bosphorus to/from Asia and Europe. There were news in the mainstream Turkish media recently that the B. Hayrettin Paşa Ferry Station in Beşiktaş has been sold to the hotel Shangri La Bosphorus.

ers of Istanbul, B. Hayrettin Paşa ferry station serves as a vital node linking the Asian side to the European side and hence makes an invaluable contribution to the character of the area. During the last 2 years, this area has been progressively isolated from public use. Bus stations, a pedestrian overpass and the cafes by the shore were removed, and the road by the ferry station is now closed to traffic. The final remaining public space in the area, the ferry station itself is now being taken away from us, despite the clear indication in the law that the shoreline is public property and cannot be sold. Considering the latest Gezi Park events in Istanbul and other cities in Turkey, this is yet another example of the total disregard for the needs and the wishes of the people in decisions regarding public places. In this particular case, people want their ferry station and shoreline. I would like to know if the news in the media regarding the sale of the B. Hayrettin Paşa Ferry Station to Shangri La Bosphorus is actually true. If so, I sincerely want Shangri La to cancel this agreement at once and to leave the ferry station and the surrounding area to the people of Istanbul, so that you can maintain your company’s good image in the public eye for the times to come.

***************************************************************** #AdalarForum #AdalaraDokunma #YassıAdayıYedirtmeyiz Biraz araştırınca da şöyle bir şey buldum: “İmar izniyle birlikte Türk siyasetine bir dönem damgasını vuran Yassıada, turizme açılacak. Adanın işletmesi için ilk talip ise Recep Tanrıverdi ile Shangri La Otel’deki ortağı Malezyalı Kuok ailesi.

Bir ay önce Beşiktaş’taki Shangri-La Otel’de yapılan toplantı sırasında projeyi açıklayan Erdoğan, otelin sahibi Recep Tanrıverdi’ye “Bunu da Tanrıverdi ailesi yapsın” The ferry station and approximately 100 meters of shore- çağrısında bulunmuştu. Tanrıverdi Holding Yönetim Kuline adjacent to the station are now somewhat closed rulu Başkanı Recep Tanrıverdi, Malezyalı ortakları Kuok to the public. The public is forced to use the other ferry ailesiyle birlikte projeyi değerlendirdiklerini ve olumlu station which is already congested with countless boats yönde karar aldıklarını söylemişti. crisscrossing the Bosphorus, carrying thousands of people daily. Recep Tanrıverdi ve Beşiktaş’taki Shangri-La Otel, Beşiktaş iskelesini kapatmasıyla Türk kamuoyunun Besiktaş is one of the oldest downtown districts in Istan- yakından tanıdığı isimler olmuştu.” bul. Situated by the Bosphorus shore, it plays a critical role as a central hub for sea transportation in Istanbul. Ne şaşırtıcı değil mi? Biraz araştırınca her şey nasıl da birbirine bağlı çıkabiliyor bu ülkede. Bu oteli protesto etWith its close proximity to the business and cultural cent- menin zamanı gelmedi mi?

33


Beşiktaş Barbaros Hayrettin İskelesine Dokunma !

Fakat Recep beyin bir sözü daha vardı onu gerçekleştiremedi. Herhalde ona da yine birileri mani oldu diyordu ki ‘Balıklarla burada komşu olacağız.’ Balıklarla komşu olacağız dedi ama balıklarla bizi komşu yapamadı. Ama yine biz gönül dünyasında balıklarla komşuyuz. Onları çok seviyoruz. onlarla beraberiz. Tanrıverdi ailesine böyle bir eseri İstanbul’umuza kazandırdığı için çok çok teşekkür ediyorum. Shangri-La ailesine İstanbulumuza böyle bir eserle geldikleri için ayrıca teşekkür ediyorum.” Dedikten hemen sonra, önce yan yol sonrada Hayrettin iskelesi ihalesi ile ilgili devir süreci başaldı.

İMZA KAMPANYALARI http://www.change.org/petitions/ibb-iett-beşiktaş-belediyesi-tc-ulaştirma-bakanliğibeşiktaş-taki-hayrettin-iskelesi-sokak-trafiğe-kapatılmasın http://www.change.org/petitions/istanbul-büyükşehir-belediyesi-beşiktaş-vapuriskelesi-shangri-la-hotel-e-satılmasın-2 http://www.change.org/petitions/shangri-la-oteli-önündeki-yol-ve-kadıköy-iskelesisatılık-değil-kamusaldır-istanbulvilayet-besiktasbel-istanbulbld https://www.change.org/tr/kampanyalar/beşiktaş-iskelesine-dokunma http://www.change.org/petitions/shangri-la-hotels-and-resorts-give-the-b-hayrettinpa%C5%9Fa-ferry-station-back-to-people-of-istanbul?utm_campaign=twitter_link_ action_box&utm_medium=twitter&utm_source=share_petition+%40change+arac%C 4%B1l%C4%B1%C4%9F%C4%B1yla#share 34


35


Beşiktaş Barbaros Hayrettin İskelesine Dokunma !

36


37

BeĹ&#x;iktaĹ&#x; iskelesi - 1880 ler http://www.degisti.com/index.php/archives/2589


Beşiktaş Barbaros Hayrettin İskelesine Dokunma !

Beşiktaş iskelesi - 1940 lar http://www.degisti.com/index.php/archives/2589

38


BeĹ&#x;iktaĹ&#x; iskelesi...1962

39


Beşiktaş Barbaros Hayrettin İskelesine Dokunma !

Beşiktaş iskelesi - 1950 ler

40


41


Beşiktaş Barbaros Hayrettin İskelesine Dokunma !

42


43

BeĹ&#x;iktaĹ&#x; odun iskelesi...


Beşiktaş Barbaros Hayrettin İskelesine Dokunma !

Beşiktaş Vapur iskelesi - 1970 ler — Foto: Metincan Akmaca

44


Foto : dossi-g- foursguare

45


Beşiktaş Barbaros Hayrettin İskelesine Dokunma !

46


47

Foto : duygu-รง- foursguare


Beşiktaş Barbaros Hayrettin İskelesine Dokunma ! Shangri La Hotel ve Beşiktaş Sahili

gündeme geldi. Koruma kurulu 15 Nisan 1988 tarihinde “alanın Dolmabahçe Sarayı sınırları içinde olması” sebebi05 Eylül 2013 Perşembe tarihinde yazılmış yle turizm tesisine dönüşümünün uygun olmadığına karar verdi. Esin VERİM • 1989’da kurul, “Dolmabahçe ve Feriye Sarayları’nın yüksekliğini geçmemek kaydıyla otel inşa edilebileceğine ve tütün depoları ve fabrikasının yıkılabileceğine” karar 7 katı sıfır kotu altında, 7 katı üstünde, 14 katlı 7 yıldızlı verdi. Ancak bu karar tepkiler ve tartışmalar etkisiyle hayaShangri La Hotel; Beşiktaş iskelesinin de dahil gösterildiği, ta geçirilemedi. başbakanın katıldığı, anlı şanlı bir törenle 12 Mayıs • 1994’te kurul “Dolmabahçe Sarayı’nın yüksekliğini 2013’te hizmete açıldı. Boğaz siluetine ve Dolmabahçe geçemeyecek, Saray ve devlet konukevi arasındaki kıyı Sarayı’na Swiss Hotel’den sonra vurulan en büyük darbe kuşağında siluete uyumlu olacak şekilde düzenlenmesini” oldu. Tescilli yapılar tescilleri kaldırılmadan yıkıldı. Kanunistedi. 15 gün sonra kurul kararını düzelterek “Dolmabahçe lar aşıldı, yetkiler paylaşıldı, sofra kuruldu. Sarayı’nın müze olan en kuzeyindeki binanın saçak kotunu geçemeyeceğini” karara ekledi. • 2005’te İstanbul 3 No’lu Koruma Kurulu yeni bir karar aldı ve binayı “Endüstriyel miras bağlamında korunması gerekli kültür varlığı” olarak tescil etti. • 2006’da kurul, “Tütün ürünleri müzesi yapılmak, bir sergi alanı oluşturmak, yapının Dolmabahçe Sarayı’nı bakan cephesi ile denize bakan cephelerinin askıya alınarak korunması şartıyla” restorasyon projesine onay verdi. İnşaat faaliyetleri başladı. o 2007’de kurul “Cephe duvarları sökülmeden sağlanacak yararın başka şekillerde de sağlanabileceğinden hareketle, sökülerek inşaatın sürdürülmesi daha doğru bir yaklaşım olacaktır.” şeklinde yeni bir karar aldı. Cephe duvarlarının da sökülmesiyle tarihi binadan eser kalmadı. Şekil 1 Açılış Töreni (Kaynak: www.turizminsesi.com, Erişim tarihi: 23 Tem- Beşiktaş kıyısına yaklaşık 10 m uzaklıkta, sahil şeridinde muz 2013) (kıyı çizgisinden en az 100 m) yapı yapılmasına dair kısıt ve imkanlara 2960 Sayılı Boğaziçi İmar Kanunu’nda Bugün Shangri La Hotel’in bulunduğu yerde, 1929-1930 ve Kıyı Kanunu ve Uygulanmasına Dair Yönetmelik’te arasında aktif olarak kullanılmış, mimar Victor Adaman değinilir. Boğaziçi Kanunu’nda Genel Esaslar’ın birkaçı tarafından inşa edilmiş, Astro Türk Tütün Fabrikası ve şöyledir: depoları vardı. Kentin endüstriyel mirasının bir parçası • Boğaziçi Alanında yeralan kültürel ve tarihi değerler ve olan, şehir planlama ilkelerine göre korunması ve miras doğal güzellikler muhafaza edilir ve doğal yapı korunur. doğrultusunda işlevlendirilmesi uygun olan binalara dair, • Boğaziçi Alanı bu Kanunun amaçlarına uygun olarak koruma kurulu üst üste çelişen kararlar vererek süreci yönve doğal ve tarihi çevreye uyumu gözetilerek güzelleştirilir lendirdi: ve geliştirilir. • Boğaziçi Alanında tarihi ve milli kültürümüze dayanan yaşamın yeniden canlandırılması, mesire yerlerinin geliştirilmesi ve gezinti alışkanlıklarının sürdürülmesi teşvik edilir. • Boğaziçi Alanındaki kültür ve tabiat varlıklarının onarımına öncelik verilir. • Boğaziçi sahil şeridi ve öngörünüm bölgesinde turizm ve rekreasyon amacı ile ayrılan alanlara toplumun yararlanmasına ayrılan yapı yapılır ve bu husus tapu sicillerine işlenir. Toplumun yararlanmasına ayrılan bu yapılar amaç dışı kullanılamaz. • Boğaziçi Alanında kıyılar ancak kamu yararına kullanılır. Şekil 2 Astro Türk Tütün Fabrikası ve Depolar (Kaynak: www.arkitera.com, • Boğaziçi sahil şeridinde ancak toplumun Erişim tarihi: 23 Temmuz 2013) yararlanacağı dinlenme, gezinti ve turizm tesisleri imar planlarına uygun olmak şartı ile yapılabilir. • 1988’de tarihi binanın otel yapılması fikri ilk kez

48


Kıyı Kanunu ve Uygulanmasına Dair Yönetmelik’in Nisan 2013’te ortaya konan yeni teklifte bile değiştirilmemiş 5. Maddesinde Genel Esaslar’da şunlar bulunur: • Kıyılar, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır. • Kıyı ve sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. • Kıyı, herkesin eşitlik ve serbestlikle yararlanmasına açık olup, buralarda hiçbir yapı yapılamaz; duvar, çit, parmaklık, tel örgü, hendek, kazık ve benzeri engeller oluşturulamaz. Madde 13’te Kıyıda Yapı altında şu fırka yer alır: • Kıyıda kalıp 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu uyarınca tescil edilen yapılar korunur; bu yapıların kullanım kararları ve yapılaşma şartları, Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu tarafından belirlenir ve uygulama imar plânları hazırlanırken bu kararlar esas alınır. Otel inşaatı, bu yasalara göre uygunsuzdur; proje kamusal kullanıma dair bir içerik barındırmamaktadır ve kültürel değerleri koruma amacı kesinlikle güdülmemiştir. Tarihi binaların 2005’te “endüstriyel miras bağlamında korunması gerekli kültür varlığı” olarak tescil edildiğini biliyoruz. 2863 sayılı Eski Eserlerin Korunması Hakkında Kanun, bu parsel üzerindeki yapılaşma hakkı ve kısıtları ile ilgili bilgi verecek bir diğer kaynaktır. Yasada karar yetkisi Kültür ve Turizm Bakanlığı (KTB) ve koruma kurullarına verilmiştir. Dolayısıyla bu kurum ve kurulların doğru ve bilgiye dayalı çalışmaması durumunda, kültür ve tabiat değerlerinin kaybı an meselesidir. Yasada şöyle konular bulunur: Yapı esasları: • Madde 18 – (Değişik: 17/6/1987 – 3386/7 md.) Korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı parselleri, taşınmaz kültür varlıklarının maliyetine tesir edecek şekil ve surette ayrılamaz ve birleştirilemez. 1988 yılında Dolmabahçe Sarayı sınırlarında olan proje alanı, ifraz (bölünme) ile kazanılmıştır. Cezalar: Madde 65 – Bu Kanunun 9 uncu maddesine aykırı hareket edenler: • Korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa olsun zarara uğramalarına kasten sebebiyet verenler iki yıldan beş yıla kadar ağır hapis ve ellibin liradan ikiyüzbin liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Bu fiiller korunması gerekli kültür ve tabiat varlığını yurt dışına kaçırmak maksadıyla işlenmiş ise yukarıda belirtilen cezalar bir kat artırılır. • Sit şartlarına ve korunma planlarında, Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurullarınca belirlenen alanlarda öngörülen şartlara aykırı izinsiz inşaat yapan veya yaptıranlar bir yıldan üç yıla kadar ağır hapis ve ellibin liradan ikiyüzbin liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılırlar.

49

• Bu Kanunda belirli usuller dışında usulsüz yıkma veya imar izni verenler iki yıldan beş yıla kadar ağır hapis cezası, ayrıca ellibin liradan ikiyüzbin liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılırlar. Tarihi binaların yıkılması, yok edilmesi ve tüm fiziki müdahaleler cezalandırılmalıydı; ama yetki sahiplerinin mesleklerinden ve koruma ilkelerinden aykırı davranması ile, yıkımın önündeki engeller kaldırıldı ve bu miras tamamen kaybedildi. Eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay 2010’da “Boğazda silueti olumsuz etkileyen ve Dolmabahçe’den daha yüksek bir yapılaşma olmasın’’ talimatı vermişti. Bu talimat Koruma Kurulu’na da bildirilmişti. Ancak kurul bina yüksekliğini etkileyen plan tadilatını onaylayarak yeni teras ve çatı katı yapılmasına göz yumdu. Türkiye’de yönetici kadrolarının dalga dalga cahilleşmesini seyretmeye mahkum bırakıldık. Otelin yapımı sırasında, Milli Saraylar Daire Başkanlığı, 150 yıldan bu yana hizmet veren Dolmabahçe Sarayı’nda çeşitli zamanlarda depremler geçirmesine rağmen bugüne kadar herhangi bir çatlak ve olumsuzluk meydana gelmediğini vurgulayarak, ‘binada bir süredir kılcal çatlaklar oluştuğu, yığma duvar ve beton döşemelerde oluşan çatlakların tamirattan sonra da devam ettiği, komşu parselde yapılan inşaat çalışmaları nedeniyle önlenemeyecek riskler yaşandığı, meydana gelebilecek bir çökmenin can kaybı ve müze koleksiyonu objelerinin yok olmasına sebep olacağını’ kurula ve ilgili belediyeye bildirdi. Ama bu itiraz bile inşaatın yerin 7 kat altına inmesine engel olamadı. Süreçte Beşiktaş Belediyesi’nin de ihmalleri oldu.


Beşiktaş Barbaros Hayrettin İskelesine Dokunma ! Şekil 3 Tarihi Binanın Yıkım Süreci (Kaynak: www.wowturkey.com, Erişim tarihi 23 Temmuz 2013)

Proje alanı 2005 yılında Tekfen Holding’den Tanrıverdi Holding’e satıldı, 2008 yılında inşaatı başladı. Esasen tekstilci olan aile şirketi, Shangri La otelinin yapımını üstlendi ve 250 milyon dolara mal etti. İktidara yakınlığıyla dikkat çeken Hikmet Tanrıverdi, Malatyaspor Kulübü’nün eski başkanıdır. Tanrıverdi 2008 yılında İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanlığı’na seçildi. İstanbul’un 7 yıldızlı otelini tamamlamak için gün sayan Recep Tanrıverdi, “7 tepeli İstanbul’a 7 yıldız konduracağız. Kuoklar’la Galataport Projesi’ne de gireceğiz” açıklamasında bulundu. İnşaatı Tanrıverdi Holding’e ait olan otelin işletmesi Kuok ailesine ait. 12 milyar dolar servet sahibi Kuok ailesi, Çin’in dolar milyarderlerinden. Shangri La otel zincirinin sahibi, Malezya’dan gelen Çinli ailenin lideri Robert Kuok; Hong Kong ve Singapur’un %18 toprak sahibi. Hong Kong’un iki tüp geçidinden biri bu aileye ait. Gıda sektöründe olan, gemi filoları, uçakları olan bu aile ayrıca, Asya’nın şeker kralı olarak biliniyor. Merkezi Hong Kong’da bulunan, Asya-Pasifik bölgesinin en önemli otel zinciri olan Shangri La, Avrupa’da ilk otelini Paris’te açtı. Ardından Londra ve İstanbul’a girdi. Toplam 30.000 yatağa sahip olan zincirin İstanbul’daki oteli 200 odalı oldu. Dolmabahçe Sarayı’ndan sonra sahilde yer alan ikinci yüksek bina olan otel, dünya lüks otel sıralamasında ilk 10 arasına girme hedefinde.

Şekil 5 Shangri La Hotel, 0 Kotu Altındaki Odalar (Kaynak: www.emlaktasondakika.com, Erişim tarihi: 23 Temmuz 2013)

Shangri La adını Türkiye hafızasında bir yere oturtmak adına odatv’nin bir süre önce yaptığı haberden de bilgi vermek gerekir. 1966 yılınan Kasım ayında Dolmabahçe’ye 6. Filo’ya ait bir gemi yanaştı. Eylem günlerinde göz altına alınan ve hayatı değişen bir genç hatırlıyordu, adı Shangri La idi. Amerika’nın deniz kuvvetlerinden olan askerler için İstanbul’da sokaklar süslenmiş, genelevler hazırlanmış ve işbirlikçiler yönlendirmesinde badana yapılmış yenilenmişti. 1967’de İTÜ, YTÜ ve ODTÜ’den öğrenciler gemiyi ziyaret etmeleri için çağrıldılar. “6. Filo Defol” diyen antiemperyalist öğrenci ayaklanmaları başladı ve 1971’e kadar sürdü. 12-17 Ekim 1967 süresince, gemi demirleyip uzaklaşana kadar açlık grevi yapıldı. 17 Temmuz 1968’de İTÜ yurduna yapılan baskın, Vedat Demircioğlu’nun ölümü, yaralanmalar ve gözaltılar sonrasında gerilim arttı ve Amerikan askerlerinin suya dökülmesine varan eylemler yapıldı. Polisler bastırmak için ellerinden geleni yapmış ama başaramamışlardı. Şekil 6 1967-1971 6. Filo Eylemleri, Dolmabahçe (Kaynak: seyritarih. blogspot.com, Erişim tarihi: 23 Temmuz 2013)

Şekil 4 Shangri La Hotel (Kaynak: www.tekser.com, Erişim tarihi: 23 Temmuz 2013)

50


Şekil 7 1967-1971 6. Filo Eylemleri, Amerikan Askerlerini Denize Dökme (Kaynak: seyritarih. blogspot.com, Erişim tarihi: 23 Temmuz 2013)

Shangri La Hotel’e dair değerlendirmelerin bazıları şöyle: A. Kevrina: Emperyalizm, bir zamanlar kendisini denize döken gençlerden intikamını, tam orada, denize döküldüğü yerde, karaya çıkarak, kendisine özgü bir yöntemle alıyor. Sanat Tarihçi Prof. Dr. Semavi Eyice: Tütün depoları şehrin endüstriyel belleği için önemli tarihi yapılardır. Tescilli binalar tescili kaldırılmadan yıkılamaz. Dolmabahçe’nin dibinde böyle bir inşaata izin verilmemeliydi. Eski Mimarlar Odası Başkanı Oktay Ekinci: Tescilli bina yıkılamaz, bu yasaya aykırı. Kıyıda yeni yapılaşım yasak. Boğaz İmar Yasası’na aykırı. Ama hepsi çiğnenmiş. İstanbul Mimarlar Odası Yönetim Kurulu Sekreter Yardımcısı Mücella Yapıcı: Cumhuriyet döneminin endüstriyel mirası niteliğindeki tütün deposunun yıkılması çok yanlış. Yapılan otel bölgenin yoğun trafiğini daha da olumsuz hale sokacak. Sonuç olarak, davalara, direnmelere rağmen otel 2013 Mayıs’ında gündelik hayatımızdaki yerini aldı. 21 Mayıs’ta ise, hiç vakit kaybetmeden, yöre insanlarının ve İstanbullular’ın haberi olmadan, yeni bir uygulama başladı: Shangri La Hotel’in özel kullanımına ait yol. Otelin önünden geçen, toplu taşıma araçlarının ve özel araçların sıkça kullandığı imar yolu kapatıldı. Gri, tüm yolu kaplayan bir kapı kondu. 24 Mayıs, kapının akıbetini soran halka, “Evet burada kalacak, yol satıldı” bilgisinin verildiği ve özel güvenlik elemanı ile tanışılan gündü. O günden Temmuz ayına, Gezi olayları sonrasına kadar o yol kullanılamadı. Bir kısmı tüfekli çok sayıda polisin güvenliği sağlamak için

51

beklediği yol, şu sıralar kullanıma açık vaziyette.

Şekil 8 Shangri La Hotel’in Satın Aldığı Yol ve Özel Güvenlikli Kapısı (Kaynak: Esin Verim, 24 Mayıs 2013)

Bir diğer soru işareti Kadıköy İskelesi’nin satılması durumuna binaen. Henüz kullanımı devam etse de, iskelenin, otelin “itibar”ını zedelediği anlaşılıyor. “Denize sıfır” olarak pazarlanan otelde, Çırağan Oteli’ni aşan fahiş fiyatlar isteniyor. Milyarder konaklamacılar da mantık süzgeçlerinden geçirip, “Bu ne biçim denize sıfır, Çırağan’dan daha özel değil ya bu otel…” değerlendirmesini yapıyor ve rahatsızlanıyor. Bu durum Shangri La kazananları için büyük bir dert. Bu derdi aşmak adına, açılışta otele dahil gösterdikleri iskeleyi de otele satmaları mümkün duruyor. O da kurtarmazsa fiyatı, sahili kırıp denizi otele getirme


Beşiktaş Barbaros Hayrettin İskelesine Dokunma ! fikri doğabilir, engelsiz koşularında. Peki bir imar yolunun kaldırılması ve deniz ulaşımına ait bir kamusal yapı olan iskelenin kaldırılması anlamına gelen uygulamaların yapılması, yasalar nezdinde mümkün mü? Plan değişikliği gerektirir. Ama keyfi olmadığından bu değişiklikler, mümkün değildir aslında. Nisan 2013′te ortaya konan yeni Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelik’te, plan değişikliklerine dair kararların arasında şunlar bulunmaktadır: - Yoğunluk artıran veya kentsel ulaşım sistemini etkileyen plan değişikliklerinde, kentsel teknik altyapıya yönelik etkilerin belirlenmesi ve gerekli önlemlerin alınması amacıyla ayrıca kentsel teknik altyapı etki değerlendirmesi raporu hazırlanır veya hazırlatılır. - İmar planlarında, kamu yararına bir zorunluluk olması halinde; yoğunluk, emsal ve kat artışı kararı getirmeyen, teknik ve sosyal alanların kaldırılması – küçültülmesi – yer değiştirilmesine sebep olmayan, plan değişiklikleri yapılabilir. - İmar planlarında bulunan teknik ve sosyal altyapı alanlarının kaldırılması, küçültülmesi ve yerinin değiştirilmesine dair plan değişiklikleri zorunluluk olmadıkça yapılmaz. Zorunlu hallerde böyle bir değişiklik yapılabilmesi için: a) İmar planındaki durumu değişecek olan sosyal ve teknik altyapı alanındaki tesisi gerçekleştirecek ilgili yatırımcı, Bakanlık ve kuruluşların görüşü alınacaktır. b) İmar planındaki aktif yeşil alan, çocuk bahçesi, pazar alanı, yol, yaya yolu ve benzeri alanının kaldırılabilmesi ancak bu tesislerin hizmet götürdüğü bölge içinde eşdeğer yeni bir alanın ayrılması suretiyle yapılabilir. Sahil şeridi, kıyı kanununa göre de yeni taşıt yolları açılamayan, mevcut yolların korunduğu bir alandır. Yol, bilgilendirmesiz ve yeni yol sağlanmadan kapatılmış; kent merkezinde ulaşım olumsuz etkilenmiştir. Şu an için yol açık olsa da, yakın gelecekteki akıbet bilinmemektedir.

Halkın şiddetle karşı çıktığı iskelenin işlevini kaybetmesi fikri, diğer iskelede yığılma yaratacaktır. Nüfusu sürekli artan İstanbul’da, belki de o aksta sefer sıklığının artırılması gündeme taşınmalı iken, deniz trafiğini ve araçları kullanan halkı zorlayacak ve sıkıştıracak bir fikre yönelinmiştir. Yeni bir iskele yapımı (alan yetersizliği söz konusu olsa da) süreç içinde gündeme gelebilir, ama bu, sorunu aşmayı sağlamaz. Kamusal alanda böylesine gözler önünde bir ayrışma yaratmak, çatışmayı çağıracaktır. Kamusal alanlarımızı, toplumsal ilişkilerimizi de yaşatmamız adına korumamız gereklidir. Bu konuda change.org’da tarafımdan başlatılmış ve yetkilileri sorumluluğa çağıran bir imza kampanyası vardır. Haricinde aynı sitede 5 farklı imza kampanyası başlatılmıştır. Abbasağa Mimar Mühendis ve Şehir Plancıları çalışma grubunun öncülüğünde de Beşiktaş sahilinin işgaline yönelik bilgilendirme talep eden imzalar toplanmış ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) elden teslim edilmiştir. Gelen cevap, henüz net bir karar yok, plan onaması sürüyor şeklinde olmuştur. Boş alan yetersizliğinin ciddi bir sorun olduğu İstanbul’da, vatandaşın temel haklarının, sosyal etkileşim alanlarının ihlal edilmesinin karşısında direniş sürecektir.

• http://www.turizminsesi.com/haber/shangri-la-bosphorus-istanbul-acildi-14429.htm • http://v3.arkitera.com/h54726-gecmisinmodern-mimarligi—3-besiktas—%C5%9Eisli. html • http://wowturkey.com/forum/viewtopic. php?t=50738 • http://www.emlaktasondakika.com/haber/ Turizm/Istanbulda_bogaza_7_yildizli_otel/711. aspx • http://www.tekser.com/index.php/shangrila/ • www.shangri-la.com • www.tanriverdi.com http://parkgazetesi.com/2013/09/05/shangri-lahotel-ve-besiktas-sahili-2/

Esin Verim KAYNAKLAR • 2960 Sayılı Boğaziçi İmar Kanunu • Kıyı Kanunu ve Uygulanmasına Dair Yönetmelik • Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelik • 2863 Sayılı Eski Eserlerin Korunması Hakkında Kanun • www.ibb.gov.tr • http://www.patronlardunyasi.com/haber/ Shangri-La-tamam-sira-Galataport-ta/112341 • http://www.nationalturk.com/istanbul-siluetine-bir-darbe-daha-otel-insaati-dolmabahcesarayinin-duvarini-catlatti-89432#.UidCjWQpZfQ • http://turizmgazetesi.com/news. aspx?id=70111 • http://seyritarih.blogspot. com/2010/01/6filo-eylemleri-1967-1971.html • http://www.odatv.com/n.php?n=shangri-laistanbulda-sadece-bir-otel-adi-mi-1505131200

52


53

Foto : deniz-g- foursguare


Beşiktaş Barbaros Hayrettin İskelesine Dokunma !

kinyas1907‫@‏‬kinyas1907 “bak gardaş,biz acabın gazında çayımızı pişirir,tomanın suyunda demler,plastik mermisini şeker diye içine atarız,haydi selametle” #dirençay

Serdar Çalık‫@‏‬serdarcalik Allah’ım inşallah çay gözaltında konuşup tüm örgüt bağlantılarını deşifre etmez. #dirençay

DS.‫@‏‬SekoDyebilirsin Le le le sakine niye gittin tütüne gel beraber çay içelinm çevik alsin bizide #ohoh #DirenÇay

FeneRuhum‫@‏‬FeneRuhum Starbucks’da içseler polis karıştırır servis yapardı ama nidelim rize çayı içmişler anacığım:) #dirençay

onur azmak‫@‏‬bakalyaroz Hem içimizi hem elimizi ısıtmaya devam #dirençay

Agresif_Gergedan ☾✰‫@‏‬Agresivio_Gergo “Çay içmeyi de sizden öğrenecek değiliz yahuuuuu” #DirenÇay

baldızınız✌☭‫@‏‬direnozgee Evdeki tüm çayları lavobaya döktüm ben rahatım siz düşünün ev baskını da yapar bunlar #dirençay

Eren T.‫@‏‬erentofficial #dirençay İskelede çay içenleri göz altına alıyorsun. Adamlar bana çay verdi çay! Çay veren adam hiç kötü olur mu?

seren‫@‏‬serend İçiyoruz ewet!#dirençay

vs‫@‏‬vecihesozeri Çay bardaklarını da göz altına almışlar mı? #dirençay

Gas On The Beach‫@‏‬ouroboros3A Herşeyi salla, çayı demle hacı dedik diye gözaltına altına alınır mı la insan, ayıptır.. #dirençay

Cemil Gözel‫@‏‬cemilgozel Türkiye’yi tepetaklak yaptılar, çayın tadını dahi kaçırdılar! Çaya yeniden tadını veririz, Türkiye’yi de tersine çeviririz. #dirençay

Seçkin‫@‏‬advesoyad Size demli güzel çay ikram ediyorlar siz “imamın abdest suyu”nda diretiyorsunuz. #dirençay

TUZLUÇAYIR PLATFORMU‫@‏‬GezidenHaberVAR20

Eylül Herşeyi salla, çayı demle hacı dedik diye gözaltına altına alınır mı la insan, ayıptır.. #dirençay

Dekompro‫@‏‬dkpbg Başiktaş’ta yasa dışı çay içmekten on iki kişi tutuklandı! Cümlesindeki Muz Cumhuriyetini bulunuz(!) #TermosunuKapİskeleyeGel #DirenÇay

DİLEK‫@‏‬dileknozgun Adamlar haklı, sonuçta çay çok tehlikeli bir karışım, ayran gibi uyutmuyor, bilakis uyuyanı uyandırıyor #dirençay

Buğra‫@‏‬chavezbugra meydanlara, parklara, ilçelere.. giremezsin gidemezsin.. çay içen insanlara içemezsın; sonra ozgurlukten yanayız. yemezler #dirençay

Kısaca BF‫@‏‬asssstr Polis hızlı davranıp engellememiş olsaydı, Kızlı erkekli iskeleye ayakkabı ile girip çay içeceklerdi #dirençay

24ayarçapulcu sevil ‫@‏‬sevilkarabudak tam içkiyi 10’a kadar içip 10’dan sonrada çay içmeye alışmıştık, öğrendik ki o da yasaklanmış.. #dirençay

Barbaros Sansal‫@‏‬BarbarosSansal Çayı bilmem ama İtalya Como gölü kıyısında şarap içmek serbest , üstelik polis de biir kadeh istedi ! #TermosunuKapİskeleyeGel Serkan Altuniğne‫@‏‬serkanaltunigne Bu akşam iskelenin Shangri La otele satıldığı kesinleşti... Tebrikler dayıoğlu bi donumuz kaldı... #TermosunuKapİskeleyeGel

54


Biber gazı kuru kuru gitmiyo..çay varmı çay? #dirençay Davulcu Vedat‫@‏‬Davulcu__Vedat ZOR TUTUYORUZ #dirençay

Aklımın Yazarıyım..‫@‏‬TheRedSocialist Çay içiyoruz diye polis müdahale etti. Tekbir getirip insan yaksaydık müdahale etmezdi... #dirençay sosyalhaklar‫@‏‬sosyalhaklar Gözaltına alınanlarla beraber 12 demlik çay da gözaltına alınmış #dirençay #TermosunuKapİskeleyeGel

Nu®ten‫@‏‬nur_rella Yarın Maçta Çay’ı 50kr yaparmısınız? yarın tribünde herkes çay içsin.@Fenerbahce #dirençay #direnCay

Moonlight‫@‏‬moonlightAY ☾✫ T.C. ( M.K.A )‫@‏‬cnplt_akby Limon isteyennnn ? RT @tomagrafi: Çevik kuvvet maskeler- Çay içenlere müdahele eden polis eve gittiğinde hanım bi ini taktı, tazyikli çay geliyor... #dirençay çay ver de içelim dersen namertsin. #direnÇay MynameisErgin‫@‏‬erginyurtseven Olayı gülmekten özetleyemiyorum lan. İskele ranta açıldı. Halk çayla eylem yaptı. Çay içiyor diye insanlar gözaltına alındı. #dirençay

Best Çapul of Turkey‫@‏‬ATvardediler Artık annem “misafir geldi, çay koy” derse “Anarşik misiniz siz, hep bu misafirler seni yoldan çıkarıyor, çabuk odana” diycem #dirençay

Kafka’nın Milenası‫@‏‬Ruzgarlabir Ve hala ince belli bardakta içilen çay; tüm felsefe, politika ve kuramların üstündedir. Çay duyguların sıvı halidir. B. Erdoğan* #dirençay

Tolga Kalaycı ☭★‫@‏‬TolgaKalaycii Gözaltına alınlar serbest bırakıldı. İskeleden Heykele yürüyüş yapılıyor. baskılar bizi yıldıramaz!

sokaktakiAdam‫@‏‬01Turkiye #dirençay Yasa dışı çay içmekten 12 kişinin tutuklandığı tek ülke olma özelliğimiz var. Daha ne olsun? :)) #TermosunuKapİskeleyeGel

Devrim ‫@‏‬solpolitika Arkadaşlar Kaç promil çay aldığınızı öğrenecekler. Lütfen size uzatılan cihaza üflemeyin!!! #TermosunuKapİskeleyeGel

PELiN ♠‫@‏‬MacaKiziDevrim

55

ℂ☆ 10.KÖY ℂ☆‫@‏‬Nur_Ok20 Eylül RTE bu eylemden sonra saat 22.00 den sonra çay içmeyide yasaklarlar artık #dirençay


Beşiktaş Barbaros Hayrettin İskelesine Dokunma !

Foto : ezgi-e- foursguare

56 Foto : gulru-y- foursguare


57


Beşiktaş Barbaros Hayrettin İskelesine Dokunma !

58


59

Foto : handan-n- foursguare


Beşiktaş Barbaros Hayrettin İskelesine Dokunma !

Foto : me-akfoursguare

Foto : mehmet-ö- foursguare

60


Foto : merve-gül -ö. foursguare

61 Foto : mesut-ç- foursguare


Beşiktaş Barbaros Hayrettin İskelesine Dokunma !

Foto : murat-t- foursguare

Foto : mustafa-yılmnaz-y- foursguare

Foto : murat-k- foursguare

62


63

Foto : kerem-g- foursguare


Beşiktaş Barbaros Hayrettin İskelesine Dokunma !

64


65


Beşiktaş Barbaros Hayrettin İskelesine Dokunma !

Foto : nergis-b-

foursguare

Foto : orhun-o- foursguare

66


Foto : nesQ- foursguare

67 Foto : nihan- foursguare


Beşiktaş Barbaros Hayrettin İskelesine Dokunma !

Foto : nilgün-s- foursguare

Foto : selçuk-o- foursguare

Foto : özgecan-b- foursguare

Foto : semih-g- foursguare

68


Hatırlayabildiniz mi ? Beşiktaş iskelesi’nin demirbaşı abimiz.

69


Beşiktaş Barbaros Hayrettin İskelesine Dokunma !

Foto : tarık-k- foursguare

70


Foto : serdem-e- foursguare

71

Foto : zeynep-a- foursguare


Beşiktaş Barbaros Hayrettin İskelesine Dokunma !

72


Foto : onur-u- foursguare

73


Beşiktaş Barbaros Hayrettin İskelesine Dokunma !

Foto : İskeleme Dokunma Topluluğu !

74


“ TERMOSUNU KAP, İSKELEYE GEL”

İskeleme Dokunma’ topluğunun çağrısı üzerine toplanan kalabalık grup, Beşiktaş’taki Kadıköy İskelesi’nde ‘Termosunu Kap İskeleye Gel’ eylemi yaptı.

Beşiktaş’ta bulunan Kadıköy İskelesi’nin özelleştirileceği iddiasını protesto eden Abbasağa Forumu üyeleri iskele önünde eylem yaptı. ‘Termosunu Kap da Gel’ eylemine polis müdahale etti. Eylemciler kalkanlarla iskelenin önünden uzaklaştırıldı. Gözaltına alınan 12 kişi sağlık kontrollerinin ardından savcılık talimatı ile serbest bırakıldı. Beşiktaş Kadıköy İskelesi önünde düzenlenen ‘Termosunu Kap da Gel’ eylemine polis müdahale etti. Başbakanlık Ofisi yanında bulunan arazinin Shangri La Bosphorus Oteli’ne tahsis edileceği gerekçesiyle durumu protesto etmek isteyen Abbasağa forumu üyelerinin ‘ Çay içme’ talebine polis izin vermedi. Kadıköy iskelesi önünde toplanan grup, polis kalkanlarıyla Üsküdar İskelesine doğru uzaklaştırıldı. Polis müdahalesi sırasında göstericilerle polis arasında arbede çıktı. Üsküdar İskelesi önünde polis kalkanlarıyla barikat kurarak geçişleri engellerken, eylemciler Üsküdar İskelesi önünde eylemine devam etti. 12 kişinin gözaltına alındığı olay sırasında göstericiler, gözaltına alınan arkadaşları serbest bırakılıncaya kadar dağılmayacağını söyledi. Polis kalkanlarının önünde oturma eylemi yapmaya başlayan grup, termoslarında getirdikleri çayı içerek protestoya devam etti. Gözaltına alınan 12 kişi sağlık kontrolünün ardından savcılık talimatıyla serbest bırakıldı.

75

Foto : seden-d- foursguare


Beşiktaş Barbaros Hayrettin İskelesine Dokunma !

76


77


Beşiktaş Barbaros Hayrettin İskelesine Dokunma !

Foto : World Riots 24-h-1

78


79


Beşiktaş Barbaros Hayrettin İskelesine Dokunma !

Foto : Nar Photos

80


81


Beşiktaş Barbaros Hayrettin İskelesine Dokunma !

Beşiktaş İskelesi Burası Beşiktaş iskelesi Otur seyret boğazı karşı yakayı Bir bardak çayın Buğusundan süzerek İster gençliğini yaşa Yıllar öncesine giderek İstersen............. Yanı başındaki kızın Dolaştıkça parmakları Telefonun tuşlarında Eski sevgililerini düşle Bir daha yakalamayacağın Özlemlerle Seyret denize karşı Safa durmuş balıkçıları Gör bir oltanın Ucuna bağlanmış umutları Ya da Çırpınan bir kıraçanın Rakına meze olduğunu düşle

çıkar Bunaldığın günler adına Söv sövebildiğin kadar Görmezden gel Bank üzerinde oturan garibi El açan çocukları Kendini pazarlayan kadınları Rahatlarsın belki biraz Böyle düzenin deyip Bas kalayı Burası Beşiktaş iskelesi Beni benden alan yer Güzelmi güzel Bir de çırkinlikleri olmasa Dünyaya değer Mustafa Hıfzı Aksoy

Vapurların düdük sesleri Uyandırmasın seni düşlerinden Tutun bir martının kanatlarına Yaşayamadığın hürriyetin tadını

82


Beşiktaş İskelesi Ve O Ben ve beşiktaş iskelesi O kadar eski ki gözlerim En ilk güne gidiyor yüreğim Bir yanımda sümbülüm Bir yanımda zambak tanesi Aşık olmak mı Evet ben ve zambak tanesi Ne kadar zor ve imkansız değil mi Sende karalamamı istedin Ama sana ait sözleri yazamıyorum Çünkü hepsi özürlü Benden alındı Alone Poet

83



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.