Geleceği inşa edecek nesiller için...
İHYA VAKFI BÜLTENİ Bahar 2015 Sayı:3
Editörün Kaleminden! Ağaçlar Kalem Olsa, Denizler Mürekkep !.. Allah Teala’ya Hamd-ü Senalar olsun!
İmtiyaz Sahibi İhya Vakfı Adına Mütevelli Heyet Başkanı İbrahim YILDIRIM
O yarattı ve verdi nimetlerini. Kulunu rehbersiz bırakmadı, hidayet kaynağı kitabı da gönderdi. İş yaparken yoğunluktan etrafına bakamayanların mazereti var mıdır, sizin nezdiniz de affı mümkün müdür? Zaman su gibi akıp geçiyor, derler!
Editör Yusuf ÖCALAN
Yaşadığımız bu durumu başka nasıl anlatabilirdik ? Sizinle yazışmayı, merakla bekleyen gözlerinizi o kadar özlemişiz ki! Sizde; cami bahçesindeki “ Zincirli Servi “ sabrı varmış. Etrafınızdaki Kur’an öğrenme ve gereği gibi yaşama gayretlerini sabır ve memnuniyetle takip ettiğinizi biliyoruz.
Görsel Tasarım creafabric Ömer AKYEL
Burada hizmet için bir araya gelinir ve işin ucundan herkes gücü yettiğince tutar, işin sahibi olunur. Asırlardır böyleydi. Şimdi emanetin sahipleri öncekilerin yolunu takip ederek işin hakkını vermeye çalışıyor. Gülen yüzle ve umutla… Kur’an Nur’dur, Hidayettir, Şifadır.
Yayın Kurulu Yusuf ÖCALAN Bahattin AYTAŞ Eşref GÜRSÜL Baskı Bereket Kutu İletişim; Silivrikapı Mh. Kocamustafapaşa cd. No:236/A Fatih / İstanbul / Türkiye
Ondan alarak ilhamı; çağın ihtiyaçlarına cevap olmaya çalışıyoruz. Nesiller Kur’an ile ihya olacak, işler Kur’an ile ölçüye kavuşacak, toplum Kur’an ile huzur bulacak! Okuyacağız, okutacağız, hizmetinde olacağız! Bu Koca Servi’nin gölgesinde gölgelenenlere, ezan ile mutlu olanlara, Kur’an Bülbüllerini görmekten ve dinlemekten huzur bulanlara adres olmaya devam edeceğiz. Zaman ilerledikçe yükümüzün, sorumluluklarımızın arttığının farkındayız, Mevla’dan yardım diliyoruz! Eğitim önceliğimiz! Kur’an Kurslarımız ;Sümbül Valide Sultan Kız Kur’an Kursu, Gülsüm Hanım İhya Erkek Kur’an Kursu ve Erzincan Sümbül Valide Sultan Kız Kur’an Kursu olarak hizmetlerini sürdürüyor. Cami merkezli irşat sohbetlerimiz, Kur’an derslerimiz durmaksızın devam ediyor.
Tel.: +90 212 585 0502
Bunun yanında; Muhacir kardeşlerimiz var yakınımızda.Onlar sığınılacak emin yurt olarak bildiyse burayı, kardeşlerine umutla bakıyorsa gözleri, okuduğuz Kur’an bize emrediyor ekmeğimizi bölüşmeyi!
ihyavakfi@gmail.com info@ihyavakfi.org.tr http//www. ihyavakfi.org.tr
Ekmeğimizi bölüşüyor, üşüyenin üzerini örtüyor, okumak isteyene rehber oluyoruz. Yapılacak işi ötelemeden, gerektiğinde, başkasını beklemeden “BİZ-BERABER” yapıyoruz. Kulluğunun Farkında Olan İnsan için yapılacak o kadar çok iş var ki; ağaçlar kalem olsa denizler mürekkep, mazeret yazamazlar… İç sayfalarda hamd ve şükür sözleri ile tekrar edeceğiniz sayfalar ile baş başa bırakıyorum, sizi. “ İşimiz vaktimizden çok! “ diyenler vardır, ne kadar doğru bilinmez! Hayallerimiz ileride ve sabırla peşinden koşuyoruz.
1
İÇİNDEKİLER
2
4-5
CAMİ HAYATIN MERKEZİNDE
6-7
CAMİ CEMAATİ GENÇLEŞİYOR
8-9
SÜMBÜL BAHÇESİ SIBYAN MEKTEBİ
10 - 11
SAATİNİ SEN BELİRLE
12 - 15
KUR’AN MUHAFIZLARI
16 - 23
YERYÜZÜ YILDIZLARI
24 - 25
YERYÜZÜ YILDIZLARI İSTANBUL GEZİSİNDE
28 - 33
İHYA SOHBETLERİ
34 - 35
MİLLİ VE MANEVİ DİNAMİKLERİMİZİ AYAKTA TUTUYORUZ
36 - 39
KUTLU DOĞUM PROGRAMI
40- 43
ŞİMDİ ENSAR OLMA VAKTI...
İÇİNDEKİLER 44 - 47
YÜKSELİŞ ŞEHRİNE ZİYARET
48 - 49
ERZİNCAN KUR’AN KURSU TALEBELERİ BÜLBÜL GİBİ ŞAKIYOR...
50 - 53
ANNE ÇOCUK KURSTA BULUŞUYOR
54 - 55
ETİYOPYA GEZİSİ
56- 57
BURS KAMPANYALARI
58 - 59
SÜMBÜL EFENDİ CAMİ CEMAATİ HER ZAMAN KUR’AN İLE MEŞGUL
60 - 61
TASAVVUF SOHBETLERİ
62 - 63
YAZIN KUR’ANI YAZ KALBINE
66- 67
ECDADIN İZİNDE BURSA’DAYIZ
68 - 69
İNSAN OLMAK
72
DAVETİMİZ GÖK KUBBENİN ALTINDA YAŞAYAN TÜM İNSANLAR İÇİN
3
Cami Hayatın Merkezinde Minareler göğü delen mızrak gibi, yapılmış. Sonsuzluğu işaret ediyor. Davet beş vakit; gerçek kurtuluşa ermek için bu davete cevap verin! Asırlardır nasılda koşar insanlar, Sümbül Efendi Camii’nde saf tutmak için.
olmadığı yerdir Sümbül Efendi Camii… Cami içinde yapılan nasihat cami dışına taşmaktadır.
Saflar sık ve düzgündür, Kur’an Huşu içinde namazın, Kur’an tilaveti ile hafızlar cemaate zi- eğitiminin merkezi Sümbül yafet hazırlamış, onları bekler. Efendi Camii… yardımlaşmanın, Sümbüller ile bezeli bahçe ve Yardımın, hazireden etrafa güzel kokular hatır sayıp kadir bilmenin adreyayılır, Rahmetullah duası her sidir Sümbül Efendi camii… zaman dillerdedir. Sesli (Hocalarımız- İrşat edenSohbetin, muhabbetin merkezi ler) ve sessiz (Hazirede Bulunanlar) uhrevi nasihatin; eksik Sümbül Efendi Camii… 4
Çocukların şen şakrak koşturmaları, Kur’an’ı Kerim’i okumak için ana-babalarının heyecanı, insanların dertleri ile dertlenen cemaatimizin gayreti, ilim tahsili kesinti kabul etmez deyip; eğitim için bedel ödeyenler, el açıp ekmek isteyenler, boyun büküp ilgi bekleyenler, son yolculuğuna buradan kalkmak isteyenler ve daha neler neler, Sümbül Efendi’de…
mesajı dipdiri ve aşk ile okunmakta ve öğretilmektedir. Sümbül Efendi’nin cemaati genç ve heyecanlıdır. Cami etrafında olmayı ve burada kütüphanede, çay ocağında vakit geçirmeyi sever. Pazar sabahları cami cemaati olmak için uzaktan yakından gelenler, yüreklerinin pasını temizleyenler, dizlerini kırıp İlahi Kelam’dan şifa arayanlar, her daim akan bu pınardan nasiplenmek isteyenler buluşuyor burada. Geleneksel hale gelmiş sohbet halkaları, irşat faaliyetleri, Kurra Hafızların tilaveti hiç eksik olmaz. Komşulukları güzel, pak insanların adresi olan bu güzel mekan, sevilmiş ve sevdirilmiş bir mekandır. Sultanları konuk etmiş olan Sümbül Efendi camii, gönüllerin Sultanı Peygamberimiz (sav) ‘in
güzel ahlakını ve yaşantısını her Yapılacak bir iş var ise sağına zaman konuk ederek hizmetlerini soluna bakmadan o işe kendisi artırıyor. talip olur, ucundan tutmak ister. Cami gölgesinde Suriye’den göç Etrafı temizdir, dışarıdan gelenedip gelen kardeşlerimiz de yer lere karşı güler yüzlüdür. buldular kendilerine. Kur’an bu kubbe altında coşkuyla Kardeşlik hukuku ne gerektiriyor- okunuyor, “ Sümbül Bahçesi “ sa cami cemaati farkında ve asırlardır olduğu gibi etrafına gügerekeni yapıyor. zel kokular vermeye devam ediyor. Yetimin başı okşanır, üşüyenin üstü örtülür, hastaya şifa olacak Sayılan bütün hizmetler bu civarçorbamız her daim sıcaktır. da ecdattan öğrenildiği gibi vakıf kültürü ile yaşatılmakta olup, Gençliği bunalımlara düşmek- gönüller İHYA VAKFI’nın çatısı alten, hedefsiz, gayesiz yaşamak- tında birleşmiştir. tan kurtaracak bilince ersin ve gönüllere aksın diye ; Kur’an 5
Cami Cemaati Gençleşiyor! Sümbül Efendi Camisi asırlardır gölgesinde bir çok insanı misafir etti. Servi ağacımız şahittir, etrafta kabirlerinde uyuyanlar şahittir. Niceleri geldi geçti! Nasıl ki harcadığımız bir malın yerine yenisini koymaya çalışır, elde olmayanı kazanmak için çalışırız. Camideki yerimize de neslimizden birilerini bırakmak, cami cemaatinden olması gayretimiz olmalıdır. Kocamustafapaşa çok eski yerleşim yeri,meskenler nesilden nesile devredilmiş ve komşuluklar çok eski. Cami arkadaşlığı bir başka güzeldir… Ağacın altında gölgelenmek, çay ocağında sıcak çayı yudumlamak ve cami bahçesine yayılan Kur’an sesini dinlemek ne kadar hoş. Cami cemaati diri, heyecanlı ve genç … Yapılacak iş çok ve aldığımız emaneti koruyup, geliştirerek yeni nesillere devretmek gibi bir vazife var üzerimizde. Öyleyse çocuklarımız aile büyüklerinin ellerinden tutarak cami yolunu öğrenmeli… 6
Karşılaştığı sıbyan okulu, yaz aylarındaki Kur’an okuma heyecanı sarıp kuşatmalı çocuklarımızı. Bu mutlu beraberlik kısa süreli değil, bir ömür olarak sürmeli. Küçük yaşta başlayan tanışıklığımızı kurslarımız, çocuk kulübümüz, haftalık etkinliklerimiz, cami içi ve bahçesine yayılan etkinliklerimizle sürdürüyor ve çevre komşularımızı 7 ‘den 70’e ağırlıyoruz. Küçük yaşta cami ile tanışan birey burayı yaşam alanı, huzur ve mutluluğun yaşandığı alan olarak bilecek ve ömür boyu; edindiği bilinç ile kulluk vazifesinin gereğini yerine getirecektir.
Çocuklarımıza camiyi sevdirmeli, yoluna alıştırmalıyız. İmam- müezzin ve cemaat yeni müdavimlerine yer açmalı onları hoşnut kılmalı. Sümbül Efendi Camiinde genç-ihtiyar, kadın-erkek omuz omuza asırlardır ayakta ve şen olan camimizi yaşatmak için nöbettedir. 7
Sümbül Bahçesi
Sıbyan Mektebi Onlar dünyamıza müjdelerle gelir, haberleri birer bayramdır ana-baba için. Hayaller kurarız; kız çocuklarına beşikteyken çeyiz hazırlanır, erkek çocuklarına ağaçlar dikilir. İstikbal endişesi sarar ve güzel hayaller kurarız. “ Çocuklarına baht yapamaz anne baba, onlara ancak taht kurarlar. “ Peygamber Efendimiz (sav) çocuğun terbiyesinin daha annesinin rahmine düşmeden başladığını söyler.
Onlar dünyaya geldikten sonra arayış başlar, iyi eğitim, iyi arkadaş, iyi çevre vs. Çocuklarımıza küçük yaşta İslami terbiyeyi vermek, Kur’an öğrenmek küçük yaşta mümkündür, diyerek; onları Sümbül Bahçesine davet ediyoruz. Dört yaş eğitim için idealdir. Güzel arkadaşlıklar, evin dışında güvenli bir yaşam alanı, onları koruyan-gözeten abla/öğretmenleri. Yedikleri güzel yemekler, oyunlar, geziler… dolu dolu geçen günler.
8
İki ay geçmeden anne-babalara sürprizimiz var! Çocuğunuz Kur’an okumaya başladı! Peşi sıra gelir haberler, Kur’an meclisleri kurulur, müjdeler, sevinçler etrafa yayılır. Sümbül Efendi’nin sümbülleri meşhurdur, kokuları yayılır etrafa… Sümbülleri ellerimizle yetiştiriyoruz. Kur’an okuyorlar, edep öğreniyorlar, evlerinde anne-babalarının öğretmenleri oldular!
9
Saatini Sen Belirle
Kur’an’ı biz öğretelim...
10
Hızla geçen yaz ayları tatlı hatıralar bırakır hayatımızda. Ağustos böceği gibi gezenler de vardır, karınca gibi çalışanlar da. Her no olursa olsun; mesele yeni gelen mevsime uyum sağlamak ve hayatı devam ettirebilmektir, önemli olan!
Bu zamana kadar bir çok şey öğrenildi ve tekrarı olmadığı için unutuldu. Farklı meşguliyetler girdi araya, ihmal edildi. Çocuklara Kur’an eğitiminde de aynı kader yaşandı, onlarca yıldır.
Çocuklarımız sabah okula gidiyorsa öğleden sonra, eğer öğleden sonra okula gidiyorsa sabah saatlerinde onlara hazırladığımız mekanlarda Kur’an dersleri, ilmihal, ahlak, akait, okul derslerine katkı sportif ve kültürel faaliyetlerle beraberliğimizi deYaz aylarında güçlü bir şekilde çocuklara söylettik vam ettiriyoruz. bu şarkıyı “ Yazın Kalbine Yaz Kur’an’ı ”. Çocuk dünyasına bunlar yetmez, daha çok sevgi Bereketli güzel çalışmalar oluyor, lakin korkuluyor ve daha çok hizmeti kak ediyorlar, hafta sonlarında öğrenilen Kur’an unutulacak diye. kahvaltılar yapıyor, sinema- tiyatro, tarihi mekan ziyareti ve doğa yürüyüşleri gerçekleştiriyoruz. Okul mevsiminin başlaması, sonbahar ve kış mevsimi şartları diyerek, ayrılık rüzgarlarının aramızda Yeter ki çocuklar öğrendiklerini unutmasın! esmesine müsaade etmedik. Yeter ki Kur’an’dan, dini eğitimden uzak kalmasın, Sonbahar-Kış-İlkbahar mevsimlerini kapsayan diye! programlarımızla, çocuklarımız öğrettiklerimizi unutmasınlar ve yeni şeyler öğrenmeye devam diyerek “ Saatini Sen Belirle, Kur’an’ı Biz Öğretelim“ davetimizi açıkladık.
11
Kur’an
Muhafızları
12
Ülkemizdeki eğitim sistemindeki çeşitlilik, insanımıza farklı imkanlar da sunmaktadır. Liseyi dışarıdan bitirmek, açık lise imkanlarından faydalanmak isteyenler için bir çok fırsat önünde açılabilir. Özellikle Kız çocukları için, farklı eğitim alanları ve tahsilini sürdürme imkanı oluşabiliyor. Kur’an Kursumuzda bulunan öğrencilerimiz, hafızlığın yanında yoğunlaştırılmış bir şekilde İslami İlimler Programına muhatap olmaktadır. Hafızlık temeli üzerine bina edilecek programda; Arapça, Akait, Siyer-i Nebi, Ahlak dersleri ve açık lise ders müfredatı ile buluşan öğrencilerimiz liseyi başarı ile bitirip, yüksek okul-üniversite tahsiline hazır hale gelmektedir. Öğrencilerimizin yaşları, gayretleri ve bilinçlenme serüvenlerini göz önünde bulundurarak, “ Kur’an Muhafızları “ adını verdik. Onlara gençlerden bahsettik, Hz. Peygamber (sav)’in etrafında bulunan gençleri anlattık, Hanım Sahabiyelerden bahsettik. Onlara Mü’minlerin Anneleri’nin gayretlerinden, ilim yolunda emanete olan riayetleri ve gayretlerini örnek gösterip “ Rol Modelleri “ ni tanıttık. Bu bilgi ve istekle “ Kur’an Muhafızları “ ismini kuşandılar. Dua ettik; zorluklar kolay olsun. Dua ettik; uzaklar yakın olsun. Dua ettik; ilim yolundaki gayretiniz mübarek olsun. 13
Kur’an Hafızlığı insanın hayatında önemli bir paye, her eve nasip etsin, Mevla’m. Kur’an eğitimi ve hafızlık eğitiminin küçük yaşta İlahiyat Fakültesi öğrencilerinin bu hafızlık programıbaşlamasını, yoğunlaştırılmış olarak, bir mekanda na uyum sağlamaları gayet kolay oldu. olmasını hep tavsiye edip durduk. Asırlardır edinilen tecrübe budur. Ancak biz başka bir iş daha yaptık; Tıp fakültesi öğrencilerine hafızlığı teklif ettik! Lakin biz, Türkiye’ de hiç uygulanmamış bir işi gerçekleştirdik! Tıp Fakültesi öğrencileri için okullarında ezbere dayalı ağır bir program uygulanmakta olduğunu, İlahiyat Fakültesi’nde ve Tıp Fakültesi’nde okuyan biliyoruz. öğrencilere hafızlığı teklif ettik. Akademik hayatı sürdürürken hafızlık yapmanın mümkün olduğunu Tıp dersleri ile alakalı beyinlerinde ezber kanalları iddia ettik. açılmış ve derslerinde başarılılar. Neden olmasın?! İlahiyat Fakültesi’nde okuyan öğrencilerimizin tahsilleri için, Kur’an Hafızlığı’nın gerekliliğini, anlattık. Kur’an’ın verdiği bir heyecan var gönüllerde!
Hafızlığı teklif ettik ve bir sene gibi kısa bir zamanda, dersleri ile birlikte hafızlıklarını da tamamlıyorlar…
Hafız olan bu doktor adaylarımız, vazifelerini yaparken hastalarını hem maddi, hem de manevi Dini İlimlerle uğraşanların Kur’an Hafızı olması, tedavi ederler inşaallah! toplumda yetişen Alim’lerin Kur’an hıfzına sahip olması ilmi hayatı etkileyecek, dini anlamamızda bize rehberlik edenlerin ilimde derinleşmesini sağlayacaktır.
14
15
16
17
‘‘ Yeryüzü Yıldızları Allah’ın Resulu (SAV) etrafında halkalananlara ashabım diyor ve onları gökteki yıldızlara benzetiyordu. Onlar ne güzel anlamışlardı , O’nu. Ve nasıl da teslim olmuşlardı, söylediklerine.
Kur’an Nesli Yeryüzü Yıldızları 18
Allah’ın Resulu (SAV) etrafında halkalananlara ashabım diyor ve onları,
gökteki yıldızlara benzetiyordu. O Resul, çok seviyordu onları, onlarda çok seviyorlardı Allah’ın Resulünü. Kur’an ayetlerini yudum yudum alıyorlar ve hayatlarını güzelleştiriyorlardı. Kısa zamanda yeryüzüne İslam mesajını yaymak için dört bir yana seferler yapıyor ve geri kalmıyorlardı. Örnek mi istersiniz? İşte Ebu Eyyub El-Ensari (r.a.)! Asırlardır komşumuz, bize Hz. Peygamberin müjdesini bildiren abide şahsiyet. Hz Peygamber (SAV) etrafındaki müminlere ash-abım (arkadaşlarım) demiş, asırlar sonra gelecek müminleri ise “ kardeşlerim “ diye, çağırıyordu. Hz. Peygamber (SAV) in kardeşleri; O’nun bıraktığı emanet ile, sarıldığımız zaman bizi hidayete erdirecek Allah kelamı ile meşgul oluyorlar. O’nun Kardeşleri Kur’an okunsun , anlaşılsın ve yaşansın diye, gayret ediyor, Kur’an’a hizmet edecek evlatlar yetiştirme derdi ile gönülleri coşuyor. O’nun arkadaşları gökteki yıldızlar gibiydi. O sevgilinin kardeşleri de yeryüzündeki yıldızlar olsun, dedik. “Kur’an Nesli Yeryüzü Yıldızları” adını yakıştırdık.
Kesintisiz eğitim kanunu değişip, Hafızlık için bir fırsat doğduğunu düşündüğümüz bu durumda İmam Hatip Ortaokulu öğrencileri ile başlattığımız hafızlık projesi meyvelerini vermeye başladı ve umudumuzu artırdı.
Sümbül valide Sultan Kız Kur’an Kursu, İhya Gülsüm Hanım Erkek Kur’an Kursu, Erzincan Sümbül Valide Sultan Kız Kur’an Kursu’nda tatlı bir heyecanla hafız yetiştiriyoruz.
Kur’an hafızlığının yanında İslami ilimlerle yoğunlaştırılmış bir programa tabi olan öğrencilerimiz, Anadolu İmam Hatip Liselerine uyum sağlayacak bir şekilde yetiştirilecektir.
İmam Hatip Orta Okulu’nda derslerine devam Temel eğitimi böylesine güzel ve zengin olan eden öğrencilerimiz; bir yıl içinde kursumuzda öğrenciler için “geleceğe dair çok büyük hayaller” uyguladığımız programlarla hafız olup, tahsillerini kurabilirsiniz!.. sürdürüyorlar. Bu projede yer alan öğrencilerimizle tahsil hayatlarını planlayacak çok özel projeler hazırladık.
19
jenin hedefleri arasındadır. Herkesin arzuladığı bir nokta da özellikle ilahiyat öğrencilerinin hafız olması ve bu özelliğin tüm ilahiyatçıları kuşatacak şekilde genişletilmesidir. (Hali hazırda tüm ilahiyat fakültelerinde okuyan öğrencilerin ancak %1 gibi bir kısmının hafız olduğu gerçeği projeyi daha mühim kılmaktadır)
B
u programın temel hedeflerinden biri donanımlı bir gençliğin yetiştirilmesine ve gelişmesine katkı sağlamaktır. Öteden beri eksikliği hissedilen bilinçli ve yetkin nesillerin Kur’an Kerim ışığında yol almaları hedeflenmektedir. Seçilen öğrencilerin medeniyetimizin köklü değerlerine sahip, ümmete ve millete faydalı olacak şekilde yetiştirilmesi öngörülmektedir. Türkiye’de kesintisiz eğitim sonrası hafızlık kurumu ciddi bir tehlikeyle yüz yüze gelmiştir. Hem 8 yıl sonrasında hafızlığa uygun yaş sınırının geçilmesi hem de hafızlık-din eğitimi sahasında oluşturulan olumsuz hava, bu alanda hizmet yürüten çevreleri tedirgin etmiştir. Ancak 4+4+4 ile birlikte yeniden uygun bir zemin oluşturulmuş ve hafızlık hizmetini sürdüren kurumlar için avantajlar oluşmuştur. Bir imkân olarak sunulan bu avantajlar doğrultusunda hafızlığın sadece dini ilimler alanıyla sınırlandırılmaması, hafızların toplumun tüm katmanlarına sirayet edebilmesi, tıp, hukuk, mühendislik, sosyal bilimler alanlarında da hafızlığını tamamlamış insanların yetiştirilmesi bu pro-
20
verim alınamadığı miştir.
gözlemlen-
Öte yandan hafızlık itibarlı ve prestijli bir duruma da getirilmelidir. Hafızlığın “rol model” olarak sunulabilmesi ve özendirilmesi de önemlidir. Bir başka konu da 8. sınıfla birlikte ergenlik sorunları başlıyor. 8’e kadar hafızlığın çocuksu, masum duygular ve dine karşı aşkla, şevkle yönBu proje kapsamında yer alan elme yönlerinin öne çıktığı “temöğrenciler, hafızlıklarını tamam- iz çevre” şartlarında gerçekleştirladıktan sonra Anadolu İmam ilmesi gerekmektedir. Hatip liselerine sınavsız kayıt olabileceklerdir. Bu sağlanamadığında daha sonra gelenlerde çok farklı sorunlarla Kur’an ve İslami ilimlerde yeter- karşılaşılıyor ve önceki yaşlarda li alt yapıya sahip olmanın avan- var olan zihinsel berraklık, uyguntajıyla öğrenim hayatına devam luk, sorunsuzluk iklimi maalesef edecek öğrenciler, donanımlarıy- yakalanamıyor. la fark edilecek duruma gelecektir. Projenin en önemli dayanak noktası: İlköğretim Kurumları En önemlisi de okuduğunu yönetmeliğinin 32/3 maddeanlayan, anladığını yaşayan, sidir. “İmam-Hatip ortaokuluna kılavuzu Kur’an-ı Kerim olan ve kayıt yaptıran veya devam eden istidadına, ilgisine uygun yük- ve hafızlık eğitimine başladığını seköğretim programına yerleşen belgelendirenlerden o eğitim ve model hafızlar olarak yetişmeleri öğretim yılı için devam zorunsağlanacaktır. luluğu aranmaz. Bu eğitimleri süresince eğitim ve öğretim yılı Hafızlık konusunda bazı müla- başından itibaren en fazla bir eğihazalar: tim ve öğretim yılı okula devam Herkesin malumu olduğu üzere etmeyebilirler. Bu sürenin bitiönceki dönemde 8 yıllık kesinti- minde okula devamları sağlanır. siz eğitim sonrasında şimdi ise Bu öğrenciler okula döndüklerinde 2. dört sonunda hafızlık için daha devam edemedikleri eğitim ve uygun yaş dilimleri kaçırılmış öğretim yılına ait derslerden okul oluyor. müdürünün sorumluluğu ve koordinesinde alan öğretmenlerinden 8. sınıftan sonra gelenler de oluşturulacak komisyonca sınagenelde “başka yerlere gide- va alınırlar. Başarılı olanlar bir üst mediği için eh bu da hafız olsun sınıfa devam ettirilirler.” düşüncesiyle” geriye kalanlardan oluşuyor. Aslında onların ideal PROJENİN HEDEF KİTLESİ manada hedefleri kalmadığı için hafızlıkta da başarılı olamıyorlar. Projenin hedef kitlesini, bir Bu sebeple 5 ve 6’dan başlanır- yönüyle imam hatipli olma şartı sa öncelikle her alana hitap ede- aranmaksızın 4+4+4 sistemibilme şansı yakalanır. nin 2. dördündeki tüm sınıflarda öğrenime ara verip hafızlık yapŞu ana kadarki uygulamalarda 8 mak isteyen herkes olarak ifade sonrasında gelenlerden çok da edebiliriz.
A
ncak her ne kadar tüm sınıflar hedef kitle arasında olsa da hem hafızlık yaşına uygunluk bakımından hem de 5. ve 8. sınıfların aynı ortamda bulunmasının getireceği sakıncalardan dolayı sadece 5 ve 6. sınıfların programa kabul edilmesinin isabetli olacağı düşünülmektedir. Ayrıca 7. ve 8. sınıfla birlikte başlayan ergenlik sorunlarının da önceki yaşlara göre uygulamayı güçleştirdiği bilinmelidir.
öğrenciler hafızlığa hazırlanıyor- görüşerek bir seçim daha lar. 5. sınıfta iken okula da devam yapılıyor. ediliyor. 5. sınıfın mayıs ayıyla birlikte hafızlık süreci başlamış Bu aşamada ailelerin sadece bu oluyor. işe hevesi mi var yoksa gerçekten kararlı mı bunun tespit edilmesi Okulun 6. sınıfında iken “hafı- cihetine gidiliyor. zlık sınıfı” denilen sınıfa alınan öğrenciler, 6. sınıf boyunca okula Ayrıca öğrencinin Kur’an Kurgitmiyorlar. Okul donduruluyor ve su’nda yatılı olarak kalıp kalamayhafızlık ikmal ediliyor. Bu arada acağı “Yaz Uyum Programı” ile okul dersleri de özel bir şekilde test ediliyor. Kur’an Kursu ortamında işleniyor. Yılsonunda ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde çocuklar okulda derslerden özel sınava tabi tutuluyor. 7. sınıfta 1 yıllık aradan sonra okulla beraber “haslama sınıfı” denilen sınıfta hafızlık tamama erdiriliyor.
PROJENİN İÇERİĞİ Her ne kadar hafızlık merkeze alınsa da projenin içeriğinde okul derslerine yönelik takviye çalışmaları da bulunmaktadır. Böylelikle öğrenciler okuldan da geri kalmamış olmaktadır. Proje kapsamında sadece öğretim değil aynı zamanda kültürel, sosyal faaliyetler, geziler ve sportif etkinlikler de uygulanmaktadır. PROJENİN UYGULAMASI VE İŞLEYİŞİ Projenin uygulama safhasında öğrenciler 5. Sınıftayken projeye dahil oluyorlar. “Hafızlık temellendirme sınıfı” denilen sınıfta hafızlığın alt yapısı oluşturuluyor ve
Toplamda 5. sınıfın mayıs ayından 7. sınıfın eylül ayına kadar geçen süreçte toplam 18 ay boyunca öğrenciler programa dahil oluyor. Bu süre en uzun olanı. Kabiliyetli öğrencilerde süre 250 güne kadar düşebiliyor. Burada en çok dikkat edilmesi gereken konu bireysel farklılıklar. Bazı öğrenciler çok kısa sürelerde hafız olabilirken bazılarında bu süre uzayabilmektedir.
PROJENİN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ
Uygulamanın okul boyutunda sorunlarla karşılaşılabiliyor. Okul idarecileri resmiyet boyutunda henüz meseleyi tam kabullenemiyor. Okul idarecileri işin içinde olmak istemiyor. Programı ayrı bir yük olarak telakki ediyor. Ama okulların her açıdan (idarecisinden öğretmenlerine varıncaya kadar) gerekli bilgilendirmelerle Programda ailelerin desteğinin uygun hale getirilmesiyle sorunçok önemli olduğu öngörüsüyle lar çözülebilir. proje uygulamasında ailelere ve onların taleplerine, destekler- Resmi açıdan mevzuat düzenine uygulama boyunca çok özen lemesi yapılabilir. Mesela İmam gösteriliyor. hatip ortaokullarında hafızlık yapmak isteyenlere özel sınıflar Öğrenci seçimleri iki aşamalı oluşturulması için çekinceleri ormülakatlarla yapılıyor. tadan kaldıracak düzenlemeler yapılabilir. Her ne kadar haftalık Birinci aşamada komisyon mar- ders programlarındaki olumifetiyle yapılan mülakatlar sonun- lu bazı düzenlemeler yapılmış da; ailesi ve kendisi istekli olanlar- olsa da yerelde bazı idarecilerin dan seçilen öğrencilere öncelikle, uygulamada zorluk çıkardıkları ve yaklaşık beş haftalık bir “Yaz projeyi bütün yönleriyle sahiplenUyum Programı” uygulanıyor. emeyen kişilerin bu projeyi maksadına uygun şekilde yürütemeyUyum programında başarılı olan ecekleri anlaşılmaktadır. öğrenciler ile komisyon yeniden 21
Aynı sorun il ve ilçe müftülükleri boyutunda da vardır. Milli Eğitim Bakanlığı’nca geliştirilen kolaylaştırıcı ve teşvik edici uygulamalara benzer şekilde Diyanet İşleri Başkanlığı’nda da yeni tedbirler alınabilir. Maddi destek yanında eğitimci desteği, moral ve manevi destek açısından da bu gibi projeleri yürütmeye çalışanların önü açılmalı, iş ve işlemleri kolaylaştırılmalıdır. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Kur’an Kursları’na maddi destekleri kapsamında, mevzuattaki iaşe yardımı yanına ibate de ilave edilmeli, özellikle kursların doğalgaz, elektrik, su faturaları, kira ve personel giderleri de bu yardımlar üzerinden karşılanabilmelidir. Öte yandan okul kurs ikileminin kaldırılması yolunda da adımlar atılabilir. Bu bağlamda Milli Eğitim tarafından görevlendirilecek öğretmenlerce kurslarda bazı temel derslerin verilmesiyle kursa 22
devam edenlerin ortaokul diplo- TEKLİFLER-ÖNERİLER ması almaları sağlanabilir. Böylelikle uygulamada kolaylaştırıcı ön- İmam Hatip Liselerinde uygulemler alınmış olacaktır. lanan hafızlık sınıfı uygulaması ikinci 4’e de çekilebilir. 6. sınıfta Projenin uygulamada zorluk hafızlık sınıfları oluşturulabilir. çekilen bir diğer boyutu da mü- Proje “gönüllü” okullarla fredat yoğunluğudur. Okullar- yürütülmeli, projeye evet diyen da müfredatların çok yoğun okul idarecileri ile Kur’an Kursu olduğu bilinmektedir. Burada idarecileri böylesi projelerin bir ilk akla gelen öneri müfredatın gönül işi olduğuna inanan kişilesadeleştirilmesidir. Sadece diğer rden seçilmelidir. dersler değil bazı din dersleri de azaltılabilir; öğrenme yaşına uy- Okullarla Kur’an Kursları’nın gunluk, ertelenebilirlik, konunun durdukları yer ve duruşları farklı yaşamsallığı gibi kriterler üzerin- olabiliyor. Dolayısıyla okul-kurs den değerlendirilme yapılarak uyumu ve bütünlüğü sağlankonular da sınırlandırılabilir. (Bu malıdır. Bazı okul öğretmenlerin kapsamda Kur’an Kursu müfre- tutumlarından dolayı öğrenciler datı da sadeleştirilebilir). okula gitmek istemeyebiliyor. Yine bazı Kur’an Kursu hocalarının Okul-kurs ikilemi daha ziya- uygunsuz davranışları öğrencileri de “hafızlık temellendirme projeden uzaklaştırabiliyor. Bu sesınıfı” denilen hazırlık sınıfında beple uyum, bütünlük, gönüllülük yaşanıyor. “Hafızlık sınıfı” de- vb. konulara hassasiyet gösternilen sınıfta öğrenciler tam gün ilmelidir. Kur’an Kursu’nda oldukları için sorun pek olmuyor. Özellikle Kur’an Kursu ekibinin bu meseleye çok duyarlı insanlardan
seçilmesi gerekiyor. Hafızlık gibi aynı zamanda çok hassas dengelerin gözetilmesi gereken bir sürecin, resmi anlayışla ve mesai mantığıyla yürütülemeyecek bir gönüllülük ve adanmışlık işi olduğu daima hatırda tutulmalıdır. Bazı uygulamalardan alınan duyumlara göre hafızlığı yetiştiremeyince öğrencilere okulu bırakmaları gerektiğini söyleyen Kur’an Kursu yöneticileri olabiliyor. Oysa ikisi de birlikte yürütülmeli, projenin özgünlüğünün burada yattığı gözden kaçırılmamalıdır. Yöneticisiyle, öğretmenleriyle, hocalarıyla, velileriyle bu projenin bir bütün olduğu, projeye inanmayanlarla bu işte başarılı olunamayacağı unutulmamalıdır.
Özellikle Kur’an Kursları’nın mevzuatı açısından sosyal etkinliklerin uygulanması sürecinde resmi izinler konusunda sıkıntılar olabiliyor. Resmi mevzuat kolaylaştırılabilir. Mesela idarecilerin inisiyatifiyle yakın çevrelere gidilebilmesi sağlanmalıdır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın hafızlık konusunda gerçekleştirdiği olumlu mevzuat değişikliklerine benzer şekilde Diyanet işleri Başkanlığı’nın da düzenlemelere gitmesi isabetli olacaktır. Özellikle bu uygulamalara sahip çıkılması ve destek olunması yolunda il ve ilçe müftülüklerine inisiyatif üstlenici telkinlerde bulunulmalıdır. Yöneticiler böylesi projelere teşvik edilmeli, özellikle mevzuatı bahane ederek sorumluluktan kaçınan bir halet-i ruhiyeden kurtarılmalıdır. Başarının bir ekip işi olduğu gözden kaçırılmamalı. Özellikle öğretici kadronun itinayla seçilmesi gerektiği unutulmamalıdır. Geçmişinde bu türden projelerde başarılı olmuş, fedakar hocaların görevlendirilmesi yoluna gidilmelidir. Hafızlık çalışmalarında hocaların işin tabiatı gereği sistemin merkezinde yer aldıkları gerçeği dikkatlerden kaçırılmamalıdır.
başarısızlıkla sonuçlandığı hem de bu tür girişimlerin önünde kötü örnek oluşturarak, ümit kırıcı oldukları bilinmektedir. PROJENİN UYGULANABİLİRLİĞİ 2011 yılından itibaren yaklaşık üç yıldır İhya İlim Hizmet ve Yardımlaşma Vakfı olarak proje hassasiyetle uygulanmış ve ilk meyveleri alınmıştır. 2012-2013 eğitim öğretim döneminde ‘’Saatini Sen Belirle, Kur’an-ı Kerimi Biz Öğretelim’’ programı ile yıl boyunca okuluna devam ederken okul dışındaki zamanlarda kurslarımıza devam eden talebelerden; yüzüne okuması talim ve tecvide uygun, hafızlığa ilgili ve yetenekli olanlar seçildi. Talebelerimiz 2013-2014 eğitim öğretim döneminde İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 32/3. maddesine istinaden okullarına ara verdiler. Hafızlık eğitimlerini alırken aynı zamanda formasyon sahibi branş öğretmenleri tarafından okul dersleri de verildi. Sosyal hayattan kopmamaları için çeşitli sportif ve kültürel etkinlikler yapıldı. 20142015 eğitim öğretim döneminin başından itibaren de açılan üç yeni Kur’an Kursu binasında program yatılı olarak devam etmektedir.
Proje için Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde var olan resmi Kur’an Kursları’ndan bazıları uygulama merkezi olarak seçilmeli ve projenin uygulanması sürecinde çeşitli kriterlere göre başarı durumu izlenmelidir. Her Kur’an Kursu’na bu uygulamada yetki verilmemelidir. Projenin burada belirtilen esaslar çerçevesinde uygulanmadığında ciddi problemler oluşturabileceği öngörülmelidir. Bazı girişimlerin iyi niyetle başlamış olmasına rağmen gerekli şartlar sağlanamadığı için bir yılsonunda hem 23
Sümbül Valide Sultan Kız Kur’an Kursumuzdaki Kur’an Nesli
“Yeryüzü Yıldızları” Hafız Adaylarımız Açık Havada İstanbul’un Tadını Çıkardılar..
24
25
26
27
İhya
Sohbetleri
28
Pazar günleri İstanbul’un tadı bir başkadır!
Kalabalık şehir, uyumayan şehir dinlenmeye geçmiştir. Fakat “ Pazar Sabahları “ , dostlarımız için bir başka anlam taşır. Teheccüt vakti kalkar ve yola düşeriz. Güneş doğmayacak üzerimize, sabah namazımızı cemaatle kılacağız… Kur’an ayetlerini sanki ilk defa duyuyormuş gibi, heyecanla dinliyoruz. Ayet ayet, kelime kelime gönlümüze yerleşsin istiyoruz, Allah Teala’nın ahkamı! Seher vakti dilimizde zikrullah, gözümüz, gönlümüz açık bekler dururuz; Ahkam-ı İlahi bize ne buyuruyorsa “ İşittik ve İtaat Ettik “ diyeceğiz. Sohbetle ihya oluyoruz. Her hafta yeni bir misafir hocamızın sohbeti bizlere hazırlanmış ziyafet sofrası gibi, her hafta yeni bir konu hakkında bilgileniyor, dostlar bir araya geliyor mutlu oluyoruz. Hafta içi ihmal ettiğimiz işrak namazı bugün ihmal edilmiyor, huzurla kılıyoruz. Ya hazırlanan çorba ikramına ne demeli ? Bu gün ben kardeşlerime ikramda bulunmak istiyorum diyenlerin heyecanı, sofrada buluşup ekmeği bölüşmenin mutluluğu, paylaştıkça artan mutluluk ve bereketle sofralarda tamamlıyoruz, günün mutluluğunu… Her hafta cami/sohbet arkadaşları ile buluşmak, hasbihal etmek çok zevkli. Vazifemiz bitmedi daha; Hazrete ziyareti unutmayız, mübarek ne güzel yaşamış , hayırlı işler yapmışta asırlarca unutturmamış ismini,Rabbim! Hazirede yatanların bizden alacakları var, borçlarımızı ödeyip, tattığımız bu mutluluğu evlerimize, sevdiklerimize taşımak üzere ayrılıyoruz. 29
Biz her pazar sabah覺
30
YA S襤Z ?
S端mb端l Efendi Camiindeyiz...
31
S
ümbül Efendi Camii asırlar boyunca ilmin, sohbetin, dayanışmanın, tanışmanın merkezi olmuştur. Kürsüsünde, mihrabında; zamanın meşhur hafızları, vaizleri, mevlidhanları yer almış, dört bir yandan cemaat burada yapılan faaliyetlere teveccüh etmiş.
Bugün dahi farklı değil, cami kürsüsünde yapılan irşat faaliyeti durmuyor, Kur’an tilaveti dört bir yana yayılıyor. Cami cemaatimiz zinde ve aktif, öğle namazları öncesinde yaz ve kış durmadan programlara devam ediyor; ilmihali, tefsir ve hadis derslerini, yapılan vaaz ve nasihatleri can kulağı ile dinliyorlar. Sümbül Efendi Camii örneği az bulunur işlerle asırlardır cemaati ile hayat buluyor etrafına hayat veriyor. Pazartesi Günü Öğle Namazı Öncesi : İbrahim Yıldırım – Riyazu’s- Salihin Dersi Salı Günü Öğle Namazı Öncesi : Hüseyin Ali Murtaza - Edep Ahlak Dersi Çarşamba Günü Öğle Namazı Öncesi : Ahmet Baskın – Meal Dersleri Perşembe Günü Öğle Namazı Öncesi: Ziya Bilgiç- Adab-ı Muaşeret Dersi Perşembe Günü Öğle Namazı Sonrası : Hanımlara Özel Sohbet Perşembe Günü Yatsı Namazı Sonrası: Mehmet Taşkıran-Tasavvuf Sohbeti Cuma Günü Namaz Öncesi: Alanında Uzman Hocalardan Gönül Sohbetleri 32
Cumartesi Öğle Namazı Öncesi : Hasan Akdoğan- İlmihal Dersi Pazar Sabah Namazı Sonrası: Misafir Hocalar İle -Kur’an Tilaveti, Pazar Sohbeti, Çorba İkramı Pazar Öğle Namazı Öncesi : Mehmet Taşkıran- Güncel Konular Üzerine Vaaz vardır.
33
Milli ve Manevi Dinamiklerimizi Ayakta Tutuyoruz.
34
Sümbül Efendi Camii ve bulunduğumuz semt; bir çok tarihi şahsiyete ev sahipliği yapmış, acı tatlı bir çok hatırayla dolu, bir mekandır. Çevre halkımız ve cami cemaatimiz toplumdaki olaylara duyarlı ve hep etkili olmuştur. Geçmiş zamanda yaşanmış olayların hatıralarını yaşatmak, yeni nesillere aktarmak ve ulaşmamız gereken toplumsal bilince ermek için Kur’anî ve ahlaki düşünerek bir çok etkinlik cami gölgesinde gerçekleştirilmektedir. Mekke’nin Fethi programında; sanki Hz. Peygamber öncülüğünde Mekke’ye girer gibi, secde ile ve tevhit bilinci ile yürüyoruz. Muharrem Ayı geldiğinde Sümbül Efendi ve etrafı ayrı bir havaya bürünmüştür. Hz. Hüseyin efendimizin emanetleri Çifte Sultanlar’ın ziyaretçileri pek çoktur. Avlu bambaşka bir renge bürünür. Çanakkale Şehitlerini Anma Programı’nda; Hocalarımızdan aç kalmış askerlerin kahramanlıklarını dinler ve şehadetleri için duada bulunurken, sabah askerin yediği kuru ekmek ve üzüm hoşafı ile kahvaltımızı yaparız. Mayıs ayı geldiğinde; surlardan sanki o tekbir seslerini duyar gibi oluyoruz. Ulubatlı Hasan’ın surlara diktiği sancak hâlâ dalgalanmaktadır. İstanbul’un fethini hatırlar cemaatimizle birlikte fetih, nusret duaları edip , Fatih sultan Mehmet Han’a ve tüm şehit ve gazilere rahmetullah duası etmeyi unutmayız! Hele Kandil ve Ramazan geceleri! Daha kaç yer var ki; bu kadar coşkulu gönülleri bir araya toplasın? Kutlu Doğum Programları ki; O da Ayrı Bir Destan!...
35
KUTLU DOĞUM PROGRAMI
36
37
Bize bu asırda verilmiş yeni bir bayramdır; “Kutlu Doğum Haftası”. Haftalar öncesinden hummalı bir çalışma yapılır. Kurslardaki öğrencilerimizde bambaşka bir heyecan var. Aylardır bekleyen anne-babalar, onları çok seven ve tanımadan arkalarından her daim dua eden cami cemaatimiz onları heyecanla bekler. Haftalardır okuyup öğrendikleri ile ilk defa bu kadar çok insanın karşısına çıkacaklar, çok heyecanlılar. Geleneksel hale gelen Kutlu Doğum Haftası ; yediden yetmişe kadın erkek binlerce insanı ağırlayarak günün erken saatlerinde başlayıp yatsı namazına kadar süren etkinliklerle bayram havasında geçiyor. Birbirinden kıymetli Hocalarımızın teşrifi ile ilim meclisine, gönülden dökülen sohbetler ile aşk meclisine dönen cami avlusu ve civarı görülmeye değer. Kutlu Doğum Haftası ; Gül Nebi’yi (sav) çokça andığımız hafta… Kutlu Doğum Haftası ; Gül diyerek, güldüğümüz hafta… Kutlu Doğum Haftası ; Gül alıp vererek, dünyayı gül bahçesine çevirmek istediğimiz hafta…
38
39
Şimdi Ensar Olma Vakti... Bölüştük ekmeğimizi, lakin azalmadı! Onlar bir belirsizliğe doğru ardına bakmadan yola çıktılar. Doğup büyüdükleri ev bir anda hemşerileri, komşuları tarafından yakılıp yıkılmaya, tarlaları, iş yerleri talan edilip yakılmaya başladı. Canlarını ve ırzlarını korumak için yola koyuldular. Cenazelerini gömmeden, kabirlerini yapamadan yürüdüler… Yıllarca mayın tarlalarının , dikenli tellerin ayırdığı, ayrılığın sokulduğu suni sınırları aşıp; kardeşlerine varmak için, emniyete kavuşmak/yaşamak için günlerce yürüdüler. 40
41
Onları bekleyen kardeşleri vardı, yüzyıllara yayılan akrabalıklar vardı. Bütün güzel hasletleri, yeniden ihya etmek gerek… Birinin adı muhacir, diğeri ensar. Biri sevdiklerini terk eden, diğeri yüreğini açan. Birinin boynu bükük, diğeri engin gönüllü… Sümbül Efendi civarında 200 muhacir aile ile komşuluk yapıyoruz. Bir kısmı her şeye muhtaç, bir kısmı elimizin emeği-alın teri en kıymetli olan, deyip işçilik yapan. Veren el ile alan eli buluşturuyoruz. Soğuk kış gecelerinde üzerlerini örten battaniye, bebeklerin ihtiyaç duyduğu gıda ve eşya, kıyafet, gıda ne varsa dağıtılıyor, neye ihtiyaç var ise sanki gökten yağar gibi, yanımızda hazır oluyor. Gariplerin, mazlumların duası ile Allah arasında perde yoktur, şahit oluyoruz. Suriyeli kardeşlerimiz/misafirlerimiz “ Başımızı sokacak evimiz oldu, karnımız doydu, Elhamdulillah. Şimdi çocuklarımızı cehaletin karanlığından çıkarmak için okutmak lazım, muhacir öğretmenlerin gayreti ile köşe bucağı derslik haline getirip, onlara okuma-yazma seferberliği başlattık. Okumaları lazım, çocukların çok çalışması lazım! Özgür bir şekilde yurtlarına döndükleri zaman, devletlerini yaşatacak genç kadrolar bu çocuklardan başkası olmayacak. Peygamber Efendimiz (sav) Ensar’a ne övgüler yağdırdı, biliyoruz. Allah Teala onları övdü, biliyoruz. Bizlerde Salih amellerimizden sonra, ümit ediyoruz…
42
Gurbette Okul Bir Başka...
Suriyeli Çocuklara okul Babalarının ardında nereye gittiklerini bilmeden geldiler. Bir türlü anlam veremediler; komşularımız niçin bizi evimizden çıkarıyor, niçin öldürmek istiyorlar. Evlerini, arkadaşlarını ve oyunlarını arkada bırakıp, meçhule doğru yürüdüler. Çadırda yaşamak, üşümek, bir başkasından ekmek istemek; onların yabancı olduğu bir şeydi! Lakin geldikleri yer yabancı değil! Aynı dili konuşmasalar da, ezan aynı, kitabımız aynı ve gözlerde insanın içini ısıtan bir sıcaklık vardı. Şimdi, Suriyeli kardeşlerimiz karnımız doydu, başımızı sokacak bir evimiz oldu, üstümüz başımız temiz, Elhamdulillah diyor. Öyleyse bize yakışan , Kur’an’ın ilk sözü olan “ OKU “ emrine uymak. Çocuklarımız cahil olmasın, sokaklarda kalmasın diyerek; muhacir öğretmenler kollarını sıvadı ve işe koyuldu. Hemşerilerine haber saldı, çocukları okullara çağırdılar. Okul ve çocuk, ne kadar güzel bir resim! Bize de nasip oldu. Caminin gölgesinde onlara da bir yer bulundu. Çocuklar okuma yazma öğreniyor, Arapça okuyor, Arapça ilahiler söylüyor, onların sesi ile cami ve çevresi ne güzel ! Savaşın çocukları; göz yaşını unuttu, korkuyu unuttu. Yarınlara umutla bakıyorlar. Ülkelerine döndüklerinde hür ve sağlıklı olarak, devletlerini kuracak ve yaşatacak olan bu çocuklar. Dostluğu, kardeşliği, paylaşmayı gören ve yarınları inşa edecek olan bu çocuklar. 43
Yükseliş Şehrine Ziyaret...
44
45
Rahman olan Allah’a sığınarak çıktık yola… Farklı bir heyecan var yüreklerde; daha önce Mekke’ye gittik, Medine’ye gittik, her iki Harem’i de defaatle ziyaret ettik, Allah kabul etsin! Fakat bu sefer farklı bir yere ; Mescid-i Aksa’ya gidiyoruz. İsra mucizesinin gerçekleştiği yere, tüm peygamberlerin toplanıp imamlarının son Peygamber Hz. Muhammed (sav) olduğu halde namaz kıldıkları, mübarek beldeye gidiyoruz. Burak oradaydı, Hacer-i Muallaka oradaydı, Mirac’a açılan kapının eşiğinde biz de namaz ile Mirac’a hazırlanmak için gidiyoruz. Bize ne unutturdu ilk kıblemizi? Üçüncü mübarek beldeyi! Orası bizim için; akşam haberlerde duyduğumuz, Ortadoğu’daki olaylardan mı, ibaretti?.. Mescid-i Aksa’da namaz kılıyoruz. Uzun uzun kıraatimiz, secdelerimiz, cemaatle kıldığımız vakit namazları, teheccüt namazlarımız, Allah kabul etsin! Ne kadar hoş! Kardeşlerimizle buluşmak, Mescid-i Aksa’ya bekçilik yapanlarla tanışmak, ne güzel! Kapının arkasında bizi gördü mü yüzü gülen, Türkiye’den geldiğimizi öğrendiğinde heyecanlanan kardeşlerimiz vardı. Ne kadar özlenmişiz?! Ne kadar seviliyormuşuz?! Mescid-i Aksa’nın kapısında İsrail askerini görmek, kontrolden geçerek mescide girmek çok zorumuza gitti. Peygamberlerin dolaştığı yerlerde dolaşmak, onlara ait kabir veya makamın başında durup, Kur’an’da geçen peygamber haberlerini hocalarımızdan dinlemek, nasıl etkili oldu. 46
Bu yolculuğumuz adeta açık hava tefsir dersleri gibiydi… Kudüs gezmeyi sevenler için; gerçekten görülmesi gereken yerlerden biri. Taştan yapılmış şehir. Güneşin doğuşu ve batımı, çıplak gözle seyri, tabloları oluşturacak fotoğraf karelerinde duruşu her haliyle akıllardan çıkmayacak bir şehir. Bütün bu güzelliklere din katılınca vurulup da ayrılamadığın şehir oluyor. Burası için direnenleri ve ele geçirmeye çalışanları düşünüyor, çağlar boyu niçin sona ermediğini daha iyi anlıyor, insan. Dünya için barışın merkezi Kudüs, savaşın da merkezi Kudüs demişlerdi, şimdi daha iyi anlıyoruz. Sorumluluklarımızın bir kat daha arttığını hissederek mahzun, ilk kıblemizden, ayrıldık. Nöbet yerini terk etmeyen kardeşlerimizden ümit ederek ve ümit edilerek ayrıldık.
47
Erzincan
Kur’an Kursu Talebeleri Bülbüller Gibi Şakıyor...
“ Çevresi dağlık, ortası bağlık “ toprağın canı, Erzincan’da Kur’an talebeleri bülbüller gibi şakıyor. “ Kur’an Nesli Yeryüzü Yıldızları “ projesi kapsamında kızlarımız, büyük bir ahenk ile Kur’an eğitimindeki yılların tecrübesine emanet edilmiştir. Toprağın bereketi gibi, insanının güzelliği gibi Kur’an eğitimi de büyük bir teveccüh görmüş, İmam Hatip Ortaokulunda okuyan öğrencilerimiz hafız adayı olarak projemizde yer almıştır. Sıbyan okulumuza olan teveccüh, Erzincanlı ailelerin çocuk eğitimine ne kadar ehemmiyet verdiğinin ifadesidir. Çocuklar sıbyan okulunda eğlenerek öğrenirken, onları bekleyen anneleri de başka bir katta geç kalmanın pişmanlığı ile önlerindeki fırsatı değerlendirerek, “ Anne Çocuk Kursta Buluşuyor “ ifadesinin güzel aktörleri oluyorlar.
48
Erzincan için; kursların kapılarını velilere sonuna kadar açmak, yapılan programları dışarıda salonlarda yapmak, anma günlerinde özel davetlerle halka açık programlar yapmak değerli hocalarımızın uyguladıkları programa ne kadar güvendiğinin ifadesidir. Her yeni hafta; Kur’an okumayı öğrenen çocukların haberiyle, hafız adayı öğrencilerimizin başarı haberleri ile dolu dolu geçiyor. Hele “Yeryüzü Yıldızları “ nın okullardaki başarısı Erzincan’ın ününü şehir dışına taşıyor. Kur’an eğitimi ile dolu bir hayat, yapılan işler ki; Allah razı ve kullar memnun… Ne güzel uğraş, ne mutlu nesiller…
49
50
ANNE ÇOCUK
!
KURSTA
BULUŞUYOR
51
Sıbyan okulu projesi ne kadar hayırlı bir projeymiş. Çocuklar küçük yaşta Kur’an okumak ve dini terbiye ile tanışırken, onları hayata hazırlayan öğretmenleri bu projeyi eğlenceli ve anlamlı kılmaya çalışıyor. Ümit ediyoruz ki çocukların hayatında kalıcı bir yeri olacak bu projenin. Çocuklar mı çok zeki, yoksa biz mi çok ağırdan alıyoruz, işimizi? Çocuklarımız; yaptığımız her hayırlı işe çok kolay adapte oluyor, ne verirsek ona hazırlar! Fakat asıl bizi heyecanlandıran; çocuklar okula geldiği zaman onlara refakat eden anneleri ve diğer büyükleri! Çocukları alt katta eğlenip/öğrenirken, anneleri üst katta Kur’an öğreniyor. Belki yılların ihmali, belki imkansızlık, adı her neyse… Şimdi fırsat ayağımıza gelmiş ya! Diyerek kolları sıvayan annelerin heyecanı bambaşka! Adeta birbirleriyle yarışıyorlar… Bu yaşta eriştiğimiz nimet ise; elden kaçırılmaz, ânı değerlendirmek gerek. Allah Teala ne güzel işler yapıyor. Çocukların endişesini yaşayan ebeveynlerin önünde güzel niyetlerinden dolayı yepyeni fırsatlar veriyor. Bu yaşta da olur muymuş? Can verdiyse; Yaratan! O’na şükrümüzü, kulluğumuzu ifade edecek şekilde şimdi fırsat geçmiş elimize ve bunun hakkını verelim dedi, anneler. İşte böyle; “Anne-Çocuk Kursta Buluştu” 52
53
ETİYOPYA
GEZİSİ NECAŞİ’NİN TORUNLARINI YALNIZ BIRAKMADIK... Bölgede yardım çalışmalarını aralıksız sürdüren İHH heyeti ile birlikte İhya İlim Hizmet ve Yardımlaşma Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı Sümbül Efendi Camii Baş İmam Hatibi Kurra Hafız İbrahim YILDIRIM ve Yönetim Kurulu Başkanı Bahattin AYTAŞ “Yetim Dayanışma Günleri” kapsamında Etiyopya’ya gittiler.
İ
lk Müslümanların, müşriklerin nüfusu ile büyük bir ülke. baskısından nefes almak ümidi ile Mekke’den Habeşistan’a hi- Nüfusunun yüzde 45’i Müslüman cret ettiklerinde; olan Etiyopya’da yaklaşık 85 çeşit yerel dil konuşuluyor. Müslümanlara ülkesinin kapılarını açan adaletli Kral Necaşi’nin Etiyopya federal bir sistem ile yetim kalan torunlarını ziyaret yönetiliyor. Hristiyanların hâkim etmek üzere, İHH’nın yetim ev- olduğu bir yönetim var. leri çalışmasını yerinde görmek amacıyla dostlar ile birlikte yola çıkıldı. Afrika kıtasının bağımsızlığını koruyabilmiş ve sömürge yapılamamış tek ülkesi olan Etiyopya (Habeşistan) dünya tarihinin en eski medeniyetlerinden biri. Etiyopya, 80 milyonun üzerinde
54
NÜFUSUN BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU YOKSUL Afrika ülkeleri arasında verimli tarım arazilerinin büyük çoğunluğuna sahip bu ülke maalesef ekonomik olarak çok düşük seviyelerde. Nüfus olarak da Afrika ülkeleri arasında ikinci sırada yer alıyor. Ancak Etiyopya nüfusunun yarısından fazlası yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Sahip oldukları zengin topraklara rağmen yoksulluk içinde yaşayan halk iç çatışmalar, kıtlık, salgın hastalıklar gibi nedenlerden ötürü hayatlarını kaybediyor. Ülke genelinde yaklaşık 1,5 milyon yetim
nan İHH heyeti, yetimler ve ailelerinin hazırladığı gösterileri izledi. Heyet, Türkiye’den getirdikleri çeşitli hediyeleri yetim çocuklara dağıttı.
Kur’an öğrenmeye çalışıyorlardı. Bunun üzerine Türkiye’den bağışlanmak üzere alınmış yüklü miktardaki emanetler en doğru yer olduğuna kanaat getirilerek bu kursa teslim ediliyor.
Ayrıca Türkiye’den hayırseverlerin ihtiyaç sahiplerine dağıtılmak üzere bağışladıkları adak kurbanları kesildi. Yetimlerin ve ailelerinin kaldıkları yetimhaneler ziyaret edilerek kıyafet ve kırtasiye dağıtımı yapıldı. Daha sonra yetim çocuklarla mendil kapmaca, yağ satarım bal satarım, kaşıkta yumurta taşıma, çuval ve yakar top gibi oyunlar oynanarak yetimliklerini kısa bir sürede olsa unutmalarına gayret edildi.
Ziyaret boyunca İHH’nın “Afrika Katarakt Projesi” çerçevesinde Amhara bölgesinde katarakt ameliyatlarının gerçekleştirildiği klinik de dahil olmak üzere bir dizi çalışmanın yerinde incelenme fırsatı yakalandı. Programın son gününde TİKA Etiyopya Ofisi ziyaret edilerek Etiyopya’da yapılan çalışmalar hakkında bilgi alındı.
çocuk bulunuyor.
ETİYOPYA’DAN ÇOŞKULU KARŞILAMA 7 gün süren program District bölgesindeki yetimleri ziyaretle başladı. Burada samimi ve coşkulu bir kalabalık tarafından karşıla-
KUR’AN ÖĞRENMEYE ÇALIŞAN ÇOCUKLAR... Etiyopya’nın iç bölgelerine hareket ederken namaz kılmak üzere bir camide durulduğunda caminin hemen yanında bulunan bir Kur’an Kursu dikkatleri çekiyor. Karanlık, derme çatma bir samanlık görüntüsü veren barakanın içinden gelen seslere kulak verip kapısını açıldığında gözlerin gördüğüne inanmakta zorluk çekiliyor.
TİKA yetkilileri, Kral Necaşi’nin türbesi ve 15 sahabenin mezarlarını aslına uygun olarak restore ettiklerini belirttiler. Yoğun, yorucu fakat bir o kadar da verimli geçen bir programın ardından elde edilen tecrübelerle yurda dönüldü.
Göz gözü görmeyecek karanlık bir ortamda şevkle coşkuyla Kur’an talimi yapan üst üste yığılmış 60’dan fazla küçük çocuk ellerinde yırtık pırtık cüzlerle, 55
BURS! KAMPANYALARI
‘
Asırlar boyunca ilim hizmetleri; hamiyet perver insanların “ Sadakayı Cariye “ düşüncesi ile vakıflar üzerinden gerçekleşmiştir. İlim taliplileri için maddi bir sıkıntı yaşamadan, derslerinden başka dertleri olmayacak şekilde imkanlar ve ortamlar hazırlanmıştır.
‘
56
Bu vakıf ve akar imkanları, dünya durdukça kimsenin el sürmeyeceği ve vakfedildiği minval üzere yaşayacak olan emanetlerdir. Modern zaman farklı hizmet şekilleri kazandırmıştır. Özellikle Hafızlarımız ve Hafız Adaylarımız için desteği “ Sen Hafız Olmadıysan, Bir Hafız da Senin Elinle Yetişsin “ burs kampanyası ile duyurduk. Bir çok insan kendisine üzüldüğü gibi, acaba evlatlarımdan bir hafız çıkacak mı? diyerek, merak ve üzüntü içinde ömür sürmüştür. “ İster misin ? Bir Hafız da Senin Elinle Yetişsin !” kampanyamız ayrı bir heyecan kazandırmış, öğrencilerimiz ile hayır sahipleri arasında manevi bir köprü kurmaya vesile olmuştur. Hafızları destekleyen hayır sahipleri, burs verdikleri öğrencilere ait olan bilgi kuponunu yanlarında saklıyor, namazlarında hafız adaylarına hayır duada bulunuyor, fırsat buldukça kurslarımızda öğrencilerimizle sohbet etmeye ve onları ziyarete geliyorlar. Çocukların anne-babalarının haricinde bir kişi tarafından böylesine seviliyor olması onları meraklandırıyor! Bilmiyorlar ki; onlara bakanlar “ Cennetim! “ diyerek bakıyor. Kurstaki öğrencilerimiz, üniversitede okuyan öğrenciler, desteğe muhtaç ailelerin çocukları okusunlar diye gayret edeceğiz. İlim yolcularına tahsilleri boyunca destek olacak, onlara katkı sağlayacak “ Burs “ ile imkanlar hazırlayacak bütçeler oluşturmayı sürdüreceğiz.
57
Sümbül Efendi Camii Cemaati
her zaman
Kur’an ile meşgul!
58
S
ümbül Efendi Camii asır- Böyle demiş büyüklerimiz. lardır Kur’an eğitiminin, zikrin, ahlakın, sohbetin Hem ekmek kavgamızda varız, merkezidir. hem de öğrenme yolunda gönüllü neferleri burada Cami cemaatimiz ve komşu- topluyoruz. larımız akşam işlerinden dönünce caminin sohbet me- İlk heyecanlara şahit olmanızı kanı çay ocağının kütüphanesi- isteriz! ni şenlendirerek Kur’an öğrenmeye koşuyor. Kafalarda; acabalar, soru işaretleri, kırılan azimler….! Yılların ihmali, pişmanlıklar ve umut insanı harekete Hepsi yürekten bir Bismillah ile geçiriyor ve akşamın ilerleyen gidiyor. saatlerinde bir tatlı heyecanla aynı kaderi paylaşanlar burada Açılıyor kapılar, yeni fetihler, buluşuyor. yeni dostlar, cami çevresinde olmak, Kur’an’la meşgul ol“ Bilmemek ayıp değil! mak, iyi işler bizi bekliyor. Öğrenmemek ayıptır.”
Öğrenmenin yaşı yoktur. Hele Kur’an öğrenmek ise mesele; son nefesimize kadar bunun için varız diyenler burada. 7 den 70’e herkese açık, biraz öğrenen bilmeyenin hocası. Yani burada herkes öğrenci, herkes öğretmen. Çaylarımızı yudumladık, hocamızın huzurunda ter döktük diyerek, yüzümüzde mutlulukla evimizin yolunu tutacağız. Elhamdülillah Kur’an yolundayız.
59
Tasavvuf Sohbetleri
(
60
Perşembeyi Cumaya bağlayan gece, fırtınalar içinde boğuşan ruh güvenilir bir liman aramakta!
(
Yatsı namazı sonrası; bedenler yorgun düşmüş fakat ruh daha doymamış! Hiçbir yere ayrılmıyoruz; Mehmet Taşkıran Hocamızın dilinden tane tane dökülüyor sözler. Edep; yaratana karşı, edep yaratılmışa karşı… Tehlikeli ve kıvrımlı yollardan geçerek selamete çıkarmalı insanı! El ele tutmuş yürüyoruz, engebeli ve zor bir yolda. Yolda düşen olmasın, ayağı kaymasın diye tedbirli olmak lazım. Hidayet kaynağı Kur’anı bize gönderen; âlemlerin Rabbi Allah’ımız. Resul’u Edibi Muhammed Mustafa (sav) ne güzel örnektir, bize. Alimleri varis kıldı kendine, Peygamberimiz (sav). Alimler bize rehberlik eder, yolumuzu aydınlatırlar. Gülzar-ı Samini okunur bu gece. Cennet bahçelerini arar gibi.. Akarız gecenin içine doğru aheste; kürekleri çeker gibi… Tatlı ve huzurlu… 61
Yazın Kur’an’ı Yaz Kalbine Yaz ayları ne kadar da neşeli olur çocuklar. Uzun bir eğitim takviminin ardından tatile erişen çocuklarımız için hazırladığımız neşeli, gayretli, çocuklarımızın beklentilerine uygun ve yılların tecrübesiyle camimizin ve imkanlarımızın kapısı sonuna kadar açılır. Çocuğa neşe yakışır, çocuğa gülmek yakışır. Sağlıklı mekanlar ve hazırlanmış programlarla çocuklar eğlenirken öğrenecek, öğrenirken ebeveynlerini mutlu edip yarınlara güzel hayaller kurabilecekler.
62
Çocuklarımızla kısacık yaz tatilinde Kur’an okumayı öğrenmenin ne kadar kolay olduğunu görüyoruz. Bu yaz ayları çocukların hayatında bambaşka sayfalar açmalı, yeni dostluklar ve arkadaşlıklar kurduğu hayırlı bir mevsim olmalı. Zira bu yaşlarda başlayan dostluk ve beraberlikler çocuğun kişiliğini etkileyecektir. Kur’an öğreten hocaları onlar için birer model olacak, mekan bambaşka, arzu edilen özelliğe sahip olacaktır. Yaz aylarının arkadaşlığı kısa olurmuş, devamlı olmazmış, böyle derler. Biz bir çok güzelliğin temelini yaz aylarında atacak ve “ Yazın Kur’an’ı Kalplere Yazacağız”
63
Geleceği İnşa Edecek Nesiller İçin...
http//www. ihyavakfi.org.tr 64
65
Ecdadın İzinde Bursadayız...
A
llah Teala’nın bizlere verdiği nimetlere sonsuz şükürler olsun! Biz Kur’an hafızı olmaya karar verdikten sonra kendimizi bazı şeylerden kısıtlayacağımızı biliyorduk.
güzel örneğimiz Peygamberimiz- Denizi aşmak, İstanbul’dan uzakin ahlakı ile ahlaklanmayı gerek- laşmak lakin İstanbul’u anlamak tiriyor. için Bursa’ya gitmek lazımmış.
Verdiği nimetleri görüp şükretmesini bilen kişiye Allah Teala nimetlerini artırırmış. Verdiklerine şükrettik, çalışmaya devam Hafız olma yolunda zorluklara kat- ediyoruz. lanmaya söz vererek başlamıştık, bu işe. Rızkı veren Allah Teala; rızkımızı Bursa’ya, güzel şehrimize tayin Kur’an hafızı olmanın, İslami etmiş, biz de gittik. İlimlerle meşgul olmanın bilinci; omuzlarımda nasıl bir yükümüz Kur’an hafızı arkadaşlarla yolcuk olduğunu bize fark ettiriyordu. yapmak, hocalarımızla uzun bir Kur’an hafızı olmanın yanında yolculukta beraber olmak çok güKur’an Ahlakı ile ahlaklanmak, en zelmiş. 66
Yaşadığımız şehir İstanbul, bize İstanbul’u anlatan şehir; Bursa! Yeşiller içinde sevdalanılan şehir; Bursa! Biz hafız olduk/olacağız inşaallah! Kur’an’ı aklımızda, kalbimizde, dilimizde taşıyacağız inşaallah! Fakat Osman Gazinin edepten dolayı Kur’an olan odada uyumaması , saygı ile sabaha ka-
dar beklemesi düşürdü!
bizi hayretlere
Sadece ezber değil, anlamak ve yaşamaya çalışacağız.
Orhan Gazi’nin baba vasiyeti ile Sadece bu günü değil, dünü de İslam sancağını Bursa’ya dikmesi anlamaya çalışıp, yarınlara ve kabrini oraya taşıması! hayaller kuracağız. Yıldırım Beyazıt’ın kahramanlığı, ulu caminin sırları ve müminlerin sabah namazı coşkusu!
Omuzlarımızdaki ağırlık daha mı arttı, ne?
Tatlı bir uyku Emir Sultan Hazretlerinin basireti dönüyoruz. ve Sultan karşısındaki cesareti!
ile
biraz
İstanbul’a
Hayretlere düşürdü bizi! Bursa’ da arkadaşlar, hatıralar kazanmış olarak ayrılıyoruz. 67
İnsan Olmak: Güzelleşmek ve Güzelleştirmek İnsan Olmak: Güzelleşmek ve Güzelleştirmek1 Bir din, medeniyet veya kişi insana va’dettiklerinden ya da yetiştirdiği insan üzerinden okunur. Bu okuma işlemini yaparken iki soru üzerinden hareket etmek gerekir: I. İnsana ne/ler va’d ediyor? II. Nasıl bir insan yetiştirmiştir? Kendi değerlerimiz üzerinden bu soruları cevapladığımızda şu karşılıkları bulabiliriz: I. Dinimiz insana ne kar ne de çıkar va’d eder. Sadece vakar va’d eder. Vakar [kelimenin kökü Arapça’da ağırlık anlamındadır] insan olmanın ağırlığı ve ayıklığı olarak anlaşılabilir. II. Dinimiz/Peygamberimiz (sav) güzel olan ve etrafını güzelleştiren; insanların kendilerine bakıp yolunu bulduğu insan tipini yetiştirmiştir. Nitekim âlemin merkezinde insan vardır. Dolayısıyla alem rengini içindeki insandan alır (İrfan geleneğimizde insanın âlem-i suğra kabul edilmesine dikkat edilmelidir) İmam Mâturîdi (ra) Hûd Suresi 61. ayeti tefsir ederken insanın bu merkezi rolünü vurgular ve şu ifadeyi nakleder: “Allah,ebedi hayatınız ve buradaki hayatınız için yaşanılır bir hale getirmek üzere sizi, yeryüzünün mimarları olarak yaratmıştır. Efendimiz de (sav) insanın denklemdeki yerini anlatırken şu ifadeyi kullanır: “Kendi cinsi gibi bin kişiden bile etkili olabilen tek varlık insandır (Taberâni, el-Mu’cemu’l-Kebir). Buradan hareketle bazı alimlerimiz, hiç bir mucizesi olmasa bile yetiştirdiği insanın tek başına Hz. Peygamber’in (sav)nübüvvetine delalet edeceğini vurgulamışlardır. (Karafi, Furûk, Beyrut 1998, IV, 305) Peki Hz. Peygamber bu güzel insanları nasıl yetiştirdi? Bu süreci beş adımda toplayabiliriz: 1) Keşfetmek (Liyâkat ve Ehliyet) Efendimiz insanlara, sahip oldukları güzellikleri keşfetme merkezli bir yaklaşım sergilemiştir. Bu yaklaşım68
da da ilişkiler değil ilkeler belirleyici olmuştur. En önemli ilke de liyakat ve ehliyettir. Örneğin rüyasında Abdullah b. Zeyd (ra) görmesine rağmen ezan okuma görevi, sesinin güzelliği dikkate alınarak Bilal’e (ra) verilmiştir. 2) Muhataba Güvenmek Efendimiz (sav) çevresindeki insanlara güvenmiş ve onların özgüvenine katkı sağlamıştır. Örneğin Yemen’e gönderirken tedirginlik yaşayan Hz. Ali’yi duasıyla ve teşvikiyle teskin etmiştir. 3) Rehberlik Etmek Efendimiz (sav) çevresindekilere hayatın her alanında, nasıl davranacaklarına dair rehberlikte bulunmuştur. Örneğin Hayber’e gönderdiği Hz. Ali’ye (ra) insanları kaybetmenin değil kazanmanın erdem olduğunu; Yemen’e gönderdiği Muaz b. Cebel’e de (ra) mazlumun bedduasından sakınmasını yani zulme kesinlikle sebebiyet vermemesini özellikle hatırlatmıştır. 4) Yetkilendirmek Hz. Peygamber (sav)kişinin bi’l-kuvve (potansiyel) taşıdığı güzelliklerin bi’l-fi’l hale gelmesini (gerçekleşmesini) temin için yetkilendirmede son derece cömert davranmıştır.Kur’an kendisine indiği halde “Kur’an’ı şu dört kişiden öğrenin”[Buhari] diyerekçevresindekileri yetkin ve etkin kılmıştır. 5) Desteklemek Hata etmekle malul olan insanı gelişme sürecinde desteklemek, hatalarını yeni öğrenmelere vesile kılmak gerekir. Efendimiz (sav) Medine’ye gönderdiği Musab’ı (ra) mektuplarla desteklemiş ve sağlıklı kararlar almasına yardımcı olmuştur. Güzel İnsan olmak ve güzelleşmek süreci nicelikle değil nitelikle ilgilidir. Bu yüzden çok sayıda değil az ama nitelikli, donanımlı insanlar, insanlığa yön verecektir. Bir rivayette Efendimiz (sav) şöyle bir süreçten bahseder: “İnsanların üzerinize üşüşüp sizi yok etmek için saldıracakları dönemler yakındır.” Biri sorar: “O gün sayımız az olduğu için mi bize yüklenecekler? ”. Rasulullah (sav) cevap verir: “Aksine o gün sayınız çok olacak. Ama çokluğunuz selin üstündeki çer çöp gibi niteliksiz olacak. Düşmanlarınızın nazarında hiç bir etkinliğiniz kalmayacak. İçinizi “vehen” kaplayacak.” “Vehen nedir yâ Rasulullah (sav)” diye sorulunca Efendimiz (sav) şöyle cevap verir: “Dünya tutkusu, ölüm korkusu” [Ebu Davud]. O halde yapılması gereken sayıyı değil saygınlığı arttırmak olmalıdır. Bu da önce niyetin tashihi sonra da gayretin takviyesi ile olacaktır. Hureymi’nin de dediği üzere “yoksa eskiyi yeni ile koruma cehdinne faydası olur sana eskideki şerefin” Sonuç olarak güzel insan olma ve çevresini güzelleştirme sorumluluğu başka bir ifade ile insan olmak ve insan kalmak hepimizin asli vazifesidir. Güzel örnek olarak ve güzeli örnek alarak devam edecek bu süreçte yoğunlaşacağımız alan başkalarının hataları/yanlışları değil kendi yaptıklarımız olmalıdır. Zira başkasının kötü olması bizi iyi kılmayacağı gibi başkasına göre iyi olmak da gerçek iyilik ve kemal anlamına gelmez. Çünkü bir insan ve müslüman olarak izâfi değil zâti güzelliğe talip olmamız gerekir. 69
Hayır Çarşısı Uzun uzun kalabalık caddeler, caddelerin çıktığı bedestenler, bedestenlerde açık artırmayla yapılan satışlar, uğultu uğultu…
sıkıntıya girip daraldığında, gönülleri ferahlatmak için Allah yolunda infak etmenin gerekliliğine inanarak, üstün ahlakın örnekliğini gösteriyorlar.
Hayır, size oraları anlatmak istemiyoruz, merdiven altı denilebilecek kadar küçük ve karanlık.
Vermenin güzel ahlakını gösterenlere mukabil, almanın güzel ahlakını gösterenler; davranışları ile çok asil duruyor.
Kalabalıkların yolunun düşmediği, pek kimsenin göremeyeceği tenha bir köşeden bahsediyorum.
Kader bize bu günleri de gösterdi, deyip sabrediyorlar.
Alan el ile veren elin bir araya gelmediği, gelmekten kaçındığı bir yerden bahsedeceğim.
Bize ev değil, komşu lazım sözü boşuna söylenmiş bir söz değil, şimdi daha iyi anlaşılıyor.
Ecdadın bize cami avlusunda miras bıraktığı sadaka taşı gibi!
Gönüllere köprüler kuruyor, iyiliği ihya davranışları destekleyerek , çalışıyoruz.
Karanlıkta bir el oraya uzanır ve avucunda ne varsa oraya bırakır.
Veren el ile alan el arasında köprü oluşturduk.Birbirlerini bilmeden/göremeden iki asil düşünceyi kavuşturduk.
Yine karanlıkta bir el oraya uzanır ve ihtiyacı ne kadarsa alır, geri kalanı başka ihtiyaç sahipleri içindir diyerek, dokunmaz.
Yetimlerin başı okşansın, evlerde sıcak aş olsun, gariplik çekmesinler diye gayret edenlere yardımcı oluyoruz.
Bu çağın emanetçileri aynı ahlak ile devam ediyor! Suriyeli muhacir kardeşlerimize ve tüm ihtiyaç sahiplerine ulaşsın diye, kapımızı çalıp kendisini göstermeyenler, güzel ahlakları ile “ kazandıklarımda kardeşlerimin de hakkı vardır “ diyerek pay ayıranlar;
70
edecek
Küçük ama çok iş yapan hayır çarşımızdan yüzlerce insan istifade etmektedir. Gülen yüzümüzle, müşterisini bekleyen esnaf edasıyla dükkanımızın önünü süpürüyor, gelene ikramda bulunuyor, siftah ettiğimiz zaman bereket duası ediyoruz.
71
Davetimiz gök kubbenin altında yaşayan tüm insanlar içindir!
Bahçesinde herkesin huzur bulduğu, kubbesinin altında ilim, hürmet ve hizmetin olduğu, sadece yaşayanların değil etrafında yatanların da ( inşaallah ) huzur bulduğu bir belde de; Sümbül Efendi Camii çevresinde yaşamak ve etkinlere katılmak ayrı bir İlahi lûtuftur, herhalde. Senenin dört mevsimi, on iki ay, yedi gün, yirmi dört saat hareketli, cıvıl cıvıl, ziyaretçisi bol, cemaati ve görevlileri gayretli Sümbül Efendi Camii… Beş vakit cemaatle namaz kılmak yetmez deyip; bu mekanı ilim ve sohbet merkezine çeviren cemaatimiz yediden yetmişe Kur’an okuyan bir cemaat. Neslimde Bir Hafız Olsun “ Yeryüzü Yıldızı” olsun. İslami ilimlerle mücehhez, okuduğunu anlayan ve farkında olan bir gençlik yetişsin diyen, seçkin bir cemaat. Tüm Müslümanların dertleri ile dertlenen, yardım elini uzatan bilinçli bir cemaat… Buluşmak, görüşmek, beraberce iş yapmak ve ortak sofralar kurup da; sabah vakti sohbet meclisi, ne güzel! Kur’an tilaveti ile coşan gönüller; hiç fenalık düşünüp, yapabilir mi? Kur’an ile terbiye edilenler tüm insanlık için hayırlı işler düşünmez mi? Namaz ile Allah’a sığınıp yardım dileyenler, hiç yardımsız kalır mı? Biz hep bu güzel, Allah katında sevilen işlerle beraberiz, dostların duasını bekliyoruz!..
72