MİLLİYET GAZETESİ’NİN EKİDİR 23 NİSAN 2012
VISA EUROPE KATKILARIYLA VE TÜRKİYE EĞİTİM GÖNÜLLÜLERİ VAKFI İŞBİRLİĞİYLE HAZIRLANMIŞTIR
“ARAŞTIRIN, MERAK EDİN VE ÇOK ÇALIŞIN”
Visa Europe Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Bölge Genel Müdürü Berna Ülman, iş hayatında başarının sırrının eğitimden geçtiğini söylüyor. “Yaptığınız işte uzmanlaşmak çok önemli. Gündemi takip edin. Araştırın ve merak edin” diyen Ülman, her şeyin kişinin işini sevmesiyle başladığını vurguluyor.
SAYFA
3
GELECEĞİMİZ ÇOCUKLARIMIZ BAŞARININ ANAHTARI EKİP ÇALIŞMASI
“AZMEDEN HEP KAZANIR”
Visa Europe Yönetim Kurulu Üyesi ve Türkiye Üst Kurulu Başkanı, Yapı Kredi Perakende Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı ve İcra Kurulu Üyesi Nazan Somer, başarının çok çalışmaktan geçtiğini vurguluyor. “‘Ben iş hayatında başarılıyım’ demek doğru değil, ‘Ekip olarak başarılıyız’ demek daha doğru” diyen Somer, Renkli Ufuklar’ı Türkiye’deki eğitim ihtiyacına yönelik hazırlanmış bir proje olduğu için çok önemsediklerini anlatıyor.
SAYFA
Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı Genel Müdürü Berna Çağatay da “Eğitim şart” diyenlerden. Çağatay, başarının sırrını da şu üç kelimeyle açıklıyor: “Çalışmak, azim ve iş disiplini.”
9
SAYFA
4
“MESLEK SEÇİMİNDE MEDYANIN ETKİSİ BÜYÜK”
HEDEFİ ÜÇ OLİMPİYAT MADALYASI
TEGV için ‘Kariyer Yolculuğuma Başlıyorum’ programını geliştiren psikolog Dr. Nevin Dölek, hedeflerinin kariyer planlama bilincini geliştirmek olduğunu söylüyor. Dölek, “Anne-babalar gittikçe bilinçleniyor. Ama arkadaşların ve medyanın etkisi daha yüksek. Medyaya düşen görev, meslek çeşitliliğini dizilerde hissettirmek” diyor.
SAYFA
10
SAYFA
14
6-7
CMYB
“BU MESLEK SEVİLMEDEN YAPILMAZ”
Gazeteci kimliğinin yanına yıllardır eğitimciliği de koyan Abbas Güçlü, mesleğin püf noktalarını kendisiyle röportaja gelen çocuklara anlattı. Güçlü, gazeteciliğe meraklı gençleri uyarıyor: “Seviyorsanız gelin ama sevmiyorsanız sakın sadece popüler bir meslek diye gazeteci olmayın.”
SAYFA
2
CMYB
Londra 2012 Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları’nın resmi sponsoru Visa’nın desteklediği milli atlet Fatih Avan’la ‘Renkli Ufuklar Projesi’ne katılan Gamze Kılıç, 23 Nisan vesilesiyle buluştu. Genç sporcu, “Sadece başarılarımla değil; duruşumla, mesajlarımla da insanlara örnek olmak istiyorum” diyor. Hedefiyse, üç olimpiyat madalyası kazanmak.
Yurdun dört bir yanından Renkli Ufuklar Projesi’ne katılan çocuklara meslek seçimlerini sorduk. “Sence hangi meslek yararlı, hangisi kolay ve hangisi zor?” diye de ekledik. Aldığımız yüzlerce mektuptan çıkan cevaplar çok çeşitliydi. Kimi, “Çöpçüler hayat kurtarır” dedi, kimi fırıncılığı ilk sıraya koydu. Aralarında oyuncu olmanın hayallerini kuran da vardı, klasikten şaşmayıp SAYFA “Ben doktor olacağım, öğretmen olacağım” yanıtını veren de. Cevaplar çeşitliydi evet, ortak noktaysa, bu çocuklarla önümüzün alabildiğine açık olduğu.
2
23 NİSAN 2012
“BU MESLEKTE SÜREKLİ HAYATIN İÇİNDESİN” FOTOĞRAFLAR: ERCAN ARSLAN GARBİS ÖZATAY
■ Çocukken ne olmak isterdiniz? İlkokuldayken farklıydı. Lisede avukat ya da mühendis olmak istemiştim. Üniversiteye doğru gazetecilikte karar kıldım. Türkiye’de iş olanakları çerçevesinde insanlar meslek seçmeye başladı. Hayalindeki mesleğe değil de, mezun oldukları zaman onlara daha iyi gelecek sağlayacak mesleklere yönelmeye başladılar. ■ Sizi gazetecilikle kim tanıştırdı ya da nasıl tanıştınız? Gazetecilikle üniversite yıllarımda, eğitim fakültesinde tanıştım. Eğitimin hem kişi, hem aile, hem ülke için çok önemli olduğunu fark ettim. Eğitim fakültesini bitirip, öğretmen olsam sadece o sınıftaki öğrencileri etkileyebilirdim. Fakat ben daha çok insana ulaşıp, eğitimin öneminden bahsetmek istedim.
“İşinizi sevin”
Ferit Aysan Eğitim Parkı’ndan gelen 13 yaşındaki Renkli Ufuklar çocukları: Yiğit İnan Kiremitçi, Seçkin Aktunç, Dila Zeynep Bilgioğlu, Birkan Baydar, Eda Tabur, Duygu Cebecioğlu, Ziya Mert Eryağcı, Mustafa Goldagüç.
■ Başarılı gazeteciliğin sırrı nedir? Bütün işlerde olduğu gibi işini sevmen gerekir, sevmediğin bir işte başarılı olman mümkün değil. Yani en iyi meslek hangi meslek diye sorarsanız, en iyi meslek sevdiğiniz meslektir. Severek, çok çalışırsanız başarılı olmamanız mümkün değil. ■ Mesleğinizin en sevdiğiniz tarafı nedir? Sürekli yeni bir dünyayla tanışıyorsunuz. Mesela bugün ne yapacağımız belli değil. Çünkü bambaşka bir gün doğuyor. Yarın geliyorsun yine farklı bir gün. Öbür gün de öyle. 365 günün 365’i de birbirinden farklı. Bazı işler var ki, her gün aynı şeyi yapmak zorunda kalabiliyorsun. Bizimki o açıdan çok hareketli bir meslek.
Gazetecinin görevi... ■ Bir gazete öncelikle neyi amaçlar? Gazetenin görevi kamuoyunu aydınlatmak ya da kamuoyunun sesini iktidara duyurmak. Bir gazete sesini ne kadar duyurursa, o kadar güçlüdür. Ya da yazdıkları ve çizdikleri toplumun, siyasetin üzerinde ne kadar etki yaratıyorsa o kadar güçlüdür. Yani bir gazetenin gücünü, tirajından daha çok yarattığı etkiden anlarsınız. ■ Özellikle eğitim konusuna odaklanmanızın nedeni nedir? Eğitim, hem kişi hem de ülke için çok önemli bir mesele. Eğer iyi bir eğitim vermiyorsanız çocuklarınıza ya da gençlerinize, istediğiniz kadar zengin olun bir faydasını görmezsiniz. Ben de madem eğitimin önemine inanıyorum o zaman yaptığım iş de eğitimle ilgili olsun dedim. ■ Tekrar üniversite hayatınıza dönseniz yine aynı mesleği seçer miydiniz? Yine gazeteci olurum, bu mesleği seviyorum. Sevmesem zaten bırakırdım herhalde. ■ Sempati duyduğunuz bir meslek var mı peki? Bu meslekte her şeyi yapabiliyorsun, herkesle konuşabiliyor, tanışabiliyorsun. Her yere gidebiliyorsun. Bundan daha özgür, bundan daha keyifli bir meslek var mı? Biz her hafta farklı bir üniversiteye gidiyoruz, Genç Bakış programını yapıyoruz. Orada 1000-1500 üniversite öğrencisiyle oturup Türkiye’nin, dünyanın sorunlarını tartışıyoruz. Bunun haricinde ben her hafta İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’ne derse gidiyorum. Orada, farklı gençlerle tanışıyorum. Yani bu meslekte sürekli hayatın içindesin. ■ Peki gazeteci olmak isteyen gençlere ne önerirsiniz? Seviyorsanız gelin deriz, sevmiyorsanız sakın sadece popüler bir meslek diye gazeteci olmayın. Çünkü keyif almıyorsanız sıkılabilirsiniz.
Dünyada ve Türkiye’de eğitim ■ Gazetecilik gelecekte önemini yitirecek mi? Yoksa devam edecek mi? İnsanlar bilgi almak, bir şeyler duymak, görmek istedikleri sürece gazetecilik mesleği de devam edecek. ■ Burada biyografinizde, dünyadaki pek çok eğitim sistemini yerinde inceleyerek eksileri ve artılarıyla bizim eğitim sistemimizle karşılaştırdığınız söyleniyor. Peki bizim eğitim sistemimiz hakkında ne düşünüyorsunuz? Dünyadaki iyi eğitim sistemlerine baktığınızda, onlar neyi bildiğinizi ölçüyorlar ve o bildiklerinizi daha çok geliştirmeyi hedefliyorlar. Siz sadece müzikle ilgileniyorsanız, size ille de fizik, matematik, kimya öğreteceğiz diye baskı yapmıyorlar. O müzik eğitiminizi, yeteneğinizi nasıl geliştirebilirsiniz ona bakıyorlar. Burada da tam tersi. Yani öğrencilerin bildiklerini değil, bilmediklerini ölçüyoruz hep.
CMYB
“Çocuklarıma üniversite okumalarını tavsiye ettim” ■ Çocuğunuzun hangi mesleği seçmesini isterdiniz?
Çocuklarımızı özellikle bir meslek seçimi için zorlamadık. Şu an hukuk fakültesine giden küçük oğlumun müziğe karşı bir eğilimi vardı. Biz sadece öncelikle üniversite okuması yönünde bir tavsiyede bulunduk. İsterse daha sonra müziğe devam edebilir. Büyük oğlum ise mühendislik okuyor. Eğitimin çok içinde olduğum için, onların da ilgili oldukları alanları göz önünde bulundurarak doğru seçimlerde bulunmalarına yardımcı oldum.
“Basının kendini yenilemesi gerekiyor”
■ Bir gazetede kimler, hangi görevlerde çalışır?
İsteyen herkes kendi ilgi alanına göre çalışır. Sabahları 11.30’da toplantı olur. Servis şefleri toplanır. İstihbarat servisi; Türkiye’de neler olup bittiğiyle, dış haberler servisi; dünyada neler olduğuyla ilgilenir. Bir de magazin servisi ve ekonomi servisleri var. Eğitim servisinde de biz varız. Öğleden sonra 14’te yeniden bir toplantı yapılır, orada da gün içerisindeki haberler tartışılır. Akşamüstüyse gazete artık şekillenmeye başlar. O gazetede neler var, neler büyütülecek, neler daha fazla geliştirilecek konuşulur. Yani sürekli yaşayan, dinamik bir yapı var burada. Akşam saatlerinde 5-6 gibi gazeteler hemen hemen ekran üzerinde belirlenmeye başlar. Sonra 10-11 itibarıyla da basıma girer. Basıldıktan sonra dağıtıma geçilir. Çok daha eskiden, ilk zamanlarda haberler elle yazılırdı. Sonra daktilo geldi, hepimiz çok sevindik. Telekslerden sonra da faksla tanıştık. İnternet geldiğindeyse inanamadık. Tabii teknoloji gitgide hızlanıyor. Basının da kendini yenilemesi gerekiyor. Artık yazılı basın haber vermekten çok haberin detaylarını ya da özel haberleri veriyor. Kısacası kendini çok daha fazla geliştirmeli.
Yayın Sahibi MİLLİYET GAZETECİLİK VE YAYINCILIK ANONİM ŞİRKETİ ADINA İSMAİL ERALP Genel Yayın Yönetmeni TAYFUN DEVECİOĞLU Yayın Yönetmeni
UFUK KAAN ALTIN Görsel Yönetmen
İLHAMİ BİLECEN Editörler
TÜLİN AÇIKBAŞ GÜLÜM DAĞLI Sayfa Tasarım
EROL SEYİTOĞLU NEVZAT AKDERE MURAT AKKUŞ
Reklam Grup Başkanı SAVAŞ YILMAZER Reklam Direktörü GÖZDE ÇANKAYA Reklam Rezervasyon Direktörü
GÜVEN ÖNEMLİ Sorumlu Müdür ALİ NAZIM ONARAN
YÖNETİM YERİ
İzzet Paşa Mah. Abide-i Hürriyet Cad. No: 162 Çağlayan-Şişli 34387 İSTANBUL Santral: (212) 337 99 99 BASILDIĞI YER: DPC, Hoşdere Yolu Esenyurt İstanbul
Milliyet’in ücretsiz ekidir Milliyet gazetesi ve eklerinde yayınlanan yazı, haber ve fotoğrafların her türlü telif hakkı Milliyet Gazetecilik ve Yayıncılık Anonim Şirketi’ne aittir. İzin alınmadan kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez.
CMYB
Milliyet gazetesi yazarı, eğitimci Abbas Güçlü, ‘Kariyer Yolculuğuma Başlıyorum’ Programı’na katılan, İstanbul Ferit Aysan Eğitim Parkı’ndan çocukların sorularını yanıtladı. Mesleğini sevdiğini belirten Güçlü’nün gazeteci olmak isteyen çocuklara bir tavsiyesi var: “İşinizi severek yaparsanız başarılı olursunuz”
23 NİSAN 2012
3
PROJE HEDEFİNE ULAŞIYOR Renkli Ufuklar Projesi’ne katılan çocukların yüzde 98’i meslekler hakkında bilgilerinin arttığını, yüzde 97’si eskiden bilmedikleri birçok mesleği daha iyi tanıdıklarını ve yüzde 93’üyse bir insanı mesleğinde nelerin mutlu edeceğini bildiğini söylüyor
B
iri yolun çok başında, diğerinin uzun ve başarılarla dolu bir hikayesi var. Biri, çok genç ve tecrübesiz ama çıktığı yolda emin adımlarla ilerliyor. Diğeri, kariyerinin zirvesinde ve anlatacak çok şeyi var. Bahsettiğimiz kişiler, İstanbul İpek Kıraç Öğrenim Birimi’nden Harun Kaynar ile Visa Europe Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Bölge Genel Müdürü Berna Ülman. Onların yollarını kesiştirense ‘Renkli Ufuklar’ projesi oldu. Kaynar, Ülman’a hem kariyer yolculuğunu hem de kendisinin de katıldığı Renkli Ufuklar projesiyle ilgili son durumu sordu. Ortaya da bu güzel söyleşi çıktı.
BERNA ÜLMAN Visa Europe Kıdemli Başkan Yrd. ve Bölge Genel Müdürü
“SEN, BENDEN ŞANSLISIN” ■ İşinizi ve mesleğinizi nasıl seçtiniz? Bilinçli bir seçim miydi yoksa tesadüfen mi oldu? Meslek seçimimi bilinçli olarak yaptım diyebilirim. Ekonomi/finans her zaman ilgi alanım oldu. Bu mesleği yapabilmek için üniversitede işletme bölümünü seçtim. Boğaziçi Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun oldum. Ardından yüksek lisansımı da yine finans alanında, yurt dışında tamamladım. Eskiden gelecekle ilgili hayaller, öğretmen, avukat ve doktor olmakla sınırlıydı. Bugünse yaşanan teknolojik ve sosyal gelişime paralel olarak meslek seçenekleri giderek artıyor. Ve ne zaman ki çocuklar farklı mesleklerden insanları tanımaya başlıyor, o zaman hayalleri de genişliyor. Bu açıdan sen çok şanslısın. ‘Renkli Ufuklar’ projesi kapsamında Kariyer Yolculuğuma Başlıyorum programına katılarak pek çok yeni meslek tanıdın ve belki de ileride ne olacağına karar verdin bile!
5 YILDA 63 BİN ÇOCUĞA ULAŞILDI SAYI GİDEREK ARTIYOR
“DOĞRU BİR KARAR VERMİŞİM” ■ Meslek seçiminizde kimler etkili oldu? Meslek seçiminde etkili olan pek çok faktör oluyor. Öğretmenlerimizden, ailemizden ve okuduklarımızdan etkilenebiliyoruz. Ama öncelikli olarak kendi eğilimlerimiz ve özelliklerimiz belirleyici oluyor. Kişisel özelliklerimin, becerilerimin bu mesleğe uygun olduğunu düşünüyordum. Bugün baktığımda çok doğru bir karar verdiğimi görüyorum. İşimi çok seviyorum. Bu da başarıyı getiriyor. İşinizi severek yaparsanız daha çok çalışır ve güzel fikirler üretirsiniz. Sizlerin kendinizi tanıyıp, doğru mesleği seçtiğiniz takdirde mutlu bireyler olacağınıza, işinizi severek yapacağınıza ve başarılı olacağınıza inanıyorum. Böylece, toplumsal refaha ve kalkınmaya değerli katkınız olacak. ■ Çocuğunuz var mı ve kaç yaşında? Onu seçeceği meslek konusunda nasıl yönlendiriyorsunuz? 19 yaşında bir oğlum var. Çocukların kendisine en uygun mesleği seçebilmesi ve mutlu bir geleceğe sahip olabilmesi için, eğitimin yanı sıra çocukluk yıllarından itibaren meslekler hakkında detaylı bilgiye sahip olması gerekiyor. Eşimle meslek seçimi konusunda oğlumuza yardımcı olabilmek için öncelikle onu gözlemleyerek, ilgi alanlarını ve yeteneklerini keşfetmesine ön ayak olmaya çalıştık. Onu değişik meslekleri olan kişilerle bir araya getirerek bir günlerinin nasıl geçtiğini görmesine, mesleklerinin zorluk ve kolaylıkları hakkında bilgi sahibi olmasına yardımcı olduk. Bu alanlar arasından seçim yapmaksa kendisinin bireysel kararı olacak. Bizim için hangi mesleği seçtiği değil, o işi severek, mutlu olarak yapması önemli. ■ Bankacılığın size kattığı şeyler neler? Analitik düşünme, profesyonel çalışma alışkanlıkları ve disiplin diyebilirim. Ban-
kacılık ekonominin büyümesinde son derece önemli rolü olan bir meslek. Bankalar, ülkemizde ve dünyada çeşitli birikimlerin işe ve yatırıma dönüşmesi için önemli işleve sahip. Ekonomik katkının yanı sıra toplumsal katkısı da olan bir işim olduğunu görüyorum. Bu da beni mutlu ediyor. ■ İş hayatında başarılı olmanın sırları neler? Bize neler önerirsiniz? İş hayatında başarılı olmanın sırrı, eğitimden geçiyor. Mutlaka konunuzla ilgili eğitiminizi tamamlayın ve mümkünse okumaya devam edin. Yaptığınız işte uzmanlaşmak çok önemli. Mesleğinizdeki yenilikleri takip etmeyi hiçbir zaman bırakmayın. Ülkemizin ve dünyanın gündemini takip edin. Araştırın ve merak edin.
İş hayatında her deneyimi önemli bir ders olarak değerlendirmek gerekiyor. Nasıl ki okulda başarılı olmak için çok çalışıyorsunuz, iş hayatına geçince de başarıya ulaşmak için çok çalışmak gerektiğini unutmayın. Kendi kariyer gelişimimden yola çıkarak size tavsiyem, her zaman kağıt üzerinde size verilen sorumlulukların ötesine geçmeye çalışın. İşinize ve çalıştığınız kuruma değer katın. Fark yaratın. İş yapma sürecinde birlikte çalıştığınız arkadaşlarınızın yaratıcı düşünceleri, farklı perspektiften analizleri iş sonuçlarına da yansıyor. Bu nedenle iş arkadaşlarınızın farklı bakış açılarına önem verin, onları dinleyin, farklı ve yenilikçi çözümleri birlikte üretin.
CMYB
bir kaynak olacak. ■ Bugüne kadar kaç çocuğa ulaştınız? TEGV’in eğitim noktalarında sürdürülen Renkli Ufuklar projesi kapsamında 5 yıl içinde 63 bin çocuğa ulaşıldı. ■ Renkli Ufuklar projesi hedeflerine ulaşıyor mu? İki yıl önce yaptığımız araştırmaya göre, çocukların yanı sıra ebeveynlerin de meslek seçimi konusunda yeterli bilgiye sahip olmadığını ve çocukların meslekler hakkında bilgi alabilecekleri kaynağın sınırlı olduğunu gördük. Dolayısıyla, araştırma ‘Renkli Ufuklar’ projesinin ne kadar doğru bir eğitim programı olduğunu ve zengin içeriğiyle tam da bu kaynak ihtiyacına cevap verdiğini ortaya koydu. Proje kapsamında, Infakto Research Workshop’un tamamladığı etki analizi de programın çocuklarda yarattığı olumlu etkileri, programın amacına ulaşarak sorunlara doğru çözüm önerileri getirdiğini gösterdi. Araştırmaya katılan çocukların yüzde 98’i meslekler hakkında bilgilerinin arttığını, yüzde 97’si eskiden tanımadıkları birçok mesleği daha iyi tanıdıklarını ve yüzde 93’üyse bir insanı mesleğinde nelerin mutlu edeceğini bildiğini belirtti. Bu sonuçlar doğru yolda olduğumuzu gösteriyor, bizlere gurur veriyor.
FOTOĞRAFLAR: OZAN GÜZELCE
CMYB
■ Visa Europe Renkli Ufuklar Projesi’ni neden destekliyor? Uzmanların da belirttiği gibi çocuklar, geleceklerini şekillendirecek ilgi alanlarını 11-13 yaşları arasında keşfetmeye başlıyor. Fakat bu konuda kendilerine rehberlik edecek, yol gösterecek kaynaklar konusunda sıkıntı yaşıyorlar. Türkiye’de bu alandaki boşluğu doldurmak amacıyla Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı işbirliğiyle 2007’de hayata geçirdiğimiz Renkli Ufuklar projesi’yle çocuklarımızın gelecekle ilgili kendilerine sınırlar koymalarının önüne geçmek istedik. Böylece çocukların ufuklarını renklendirmek, onları hayatın sunduğu farklı olanaklarla tanıştırmak için harekete geçtik. Çocuklarımızın, öğretmenlik, doktorluk, avukatlığın yanı sıra çizgi film yapımcılığı, kimyagerlik, mimarlık, psikologluk, sanat yönetmenliği gibi farklı meslekleri öğrenmelerini, bir yandan da kendi özelliklerinin farkına varmalarını hedefledik. Yıllar boyunca çocukların kendilerini tanıma konusunda önemli adımlar attıklarına tanık olduk. Programa katılan çocuklarımız belki de o güne kadar hiç farkında olmadıkları yeteneklerini keşfettiler, kendilerine bambaşka vizyonlar çizdiler. Program boyunca edindikleri bilgiler ve deneyimler, inanıyorum ki çocuklarımızın yaşamları boyunca önemli
23 NİSAN 2012
GÜZELCE FOTOĞRAFLAR: OZAN
Hem işini hem de hobisini bir arada yapıyor TEGV Genel Müdürü Berna Çağatay. Gençlik yıllarından finans sektöründeki kariyerine kadar çeşitli alanlarda toplumsal sorumluluk projelerinde gönüllü olarak yer aldı. Şimdiyse yaptığı iş sayesinde ‘profesyonel gönüllü’
PROGRAM GÖNÜLLÜLERİNDEN MEKTUP VAR Renkli Ufuklar gönüllüleri, projenin en önemli ekibini oluşturuyor. Birebir çocuklarla ilgilenen ve onları yönlendiren gönüllüler; ne istediğini bilen, farkındalık yaratmayı hedefleyen ve başarı vaat eden bir neslin temellerini atıyor
“ÖĞRETİRKEN ÖĞRENİYORUM” Anjel Meynioğlu Tiraki, 29 yaşında. Psikolojik danışman ve rehber öğretmen olarak çalışıyor. İki yıldır Siirt Kurtalan Öğrenim Birimi’nde gönüllülük yapıyor.
“Kariyer Yolculuğuma Başlıyorum Programı (KYB), mesleki rehberlik adına kapsamlı, kolay uygulanabilir ve eğlenerek öğreten bir program. Köy okulunda çalıştığım için, buradaki çocukların bu tarz etkinliklere ihtiyacı olduğunu düşündüm ve gönüllü olarak çalışmaya karar verdim. Programı, geçen yıl ve bu yıl birer defa olmak üzere iki kere uyguladım. Program, çocuklar üzerinde kendi ilgi ve yeteneklerinin daha çok farkına varmaları yönünde olumlu etkiler yaratıyor. Etkinlik saatlerini heyecanla bekliyorlar ve sıkılmadan, aktif katılım sağlıyorlar. Program süresince de özgü-
İ
stanbul İpek Kıraç Öğrenim Birimi’nden 7’nci sınıf öğrencisi Berat Kağan Karataş’a röportaj veren Berna Çağatay, kendi kariyer yolculuğundan yola çıkarak, çocuklara, onları başarıya götürecek adımların tüyolarını verdi. ■ Şu anda TEGV’in Genel Müdürlük görevini sürdürüyorsunuz ama uzun yıllar bankacılık yaptığınızı biliyoruz. Neden farklı bir sektörde çalışma kararı aldınız? Gençlik yıllarından beri, eğitim, çocuk ve sağlık konularında hep duyarlı oldum. Hatta lise yıllarında, bu alanda faaliyet gösteren bir sivil toplum kuruluşunda 2.5 yıl gönüllü olarak görev yaptım. Finans sektörüne atıldığımda da, kendi imkanlarımla hep bir şeylerin ucundan tutmaya çalıştım. Kariyerinizde bir noktaya ulaştıktan sonra da, daha bilinçli ve daha farklı bakıyorsunuz toplumsal olaylara. “Bundan 5-10 yıl sonra bir eğitim vakfında stratejik bir görev alırım” diye düşünüyordum kendi kendime. TEGV’den böyle bir teklif aldığımda da, “Neden şimdi olmasın?” dedim ve teklifi kabul ettim. Şu an çok da memnunum, “İyi ki bu değişikliği yapmışım” diyorum. Açıkçası iş hayatından da uzaklaşmadım çünkü sonuçta burada da profesyonel ortam var hem ekibi yönetiyorsunuz, hem de operasyonel, finansal ve stratejik konulara bakıyorsunuz. Yine hepsi bir arada, iş hayatına devam ediyorum sonuçta. ■ Bir sivil toplum kuruluşunda çalışmak için gönüllü olmak yeterli mi, yoksa üniversite eğitimi de almalı mıyız? Bizi bu konuda yönlendirebilir misiniz? Gönüllü olmak aslında yeterli, yani burada bir sivil toplum kuruluşunda gönüllü olarak da çalışabilirsiniz, oradan profesyonel kadroya da geçebilirsiniz. Ama artık günümüzün koşullarında üniversite bitirmek, kariyer için çok önemli hale geldi. O yüzden, iş dünyası üniversite eğitimini çok önemsiyor. Aynı zamanda da, hatta belki ileriki yıllarda kendi alanınızda bir master bile yapmak gerekli olabiliyor. Bu sebeple, mümkün oldukça eğitime öncelik vermenizi ve eğitiminizi tamamlamanızı tavsiye ederim. ■ Sizin çocuğunuz var mı? Kaç yaşında? Onu, seçeceği meslek konusunda nasıl yönlendiriyorsunuz? 11 yaşında bir kızım var. Aslında şu anda 11 yaşında olduğu için meslek seçimi konusunda yeterli olgunluğa eriştiğini düşünmüyorum ama mümkün olduğunca onu meslekler konusunda bilgi sahibi yapmaya çalışıyoruz. Yani meslekleri ve kendisini tanımasını sağlıyoruz. Zaten zaman içerisinde kendi ilgi ve beceri alanına göre, mutlaka önüne bu alanda fırsatlar çıkacaktır diye düşünüyorum.
venlerinin arttığını, kendilerini daha iyi ifade ettiklerini gözlemledim. Tabii çocuklarla beraber ben de mesleklerle ilgili çok şey öğrendim. Çocukların kendilerini keşfetmelerine yardımcı olduğum için de çok mutluyum. Programın, kendi kariyerim üzerinde de olumlu etkisi oldu. Öğrenimime devam etme isteğimi artırdı. Kendi yaşıtlarımın ve bilhassa meslektaşlarımın bu programa katılmalarını tavsiye ederim. Öğretirken öğrendiklerini görecekler. Ayrıca, gelişen ve değişen dünyada yeni nesillerin daha bilinçli mesleki tercihler yapabilmesi için, her çocuğun bu programa katılması gerektiğini düşünüyorum.”
“TOPLUMSAL SORUMLULUĞUMU YERİNE GETİRİYORUM” Okan Çetinkaya, 41 yaşında. Sigortacı. Bir yıldır Antalya Suna-İnan Kıraç Eğitim Parkı’nda gönüllülük yapıyor.
“ Ö ĞR E N ME M E RA K I VE İŞ DİSİPLİNİ BA ŞARIY A G ÖTÜ RÜY OR”
■ Sizin istemediğiniz bir mesleği seçerse, nasıl tepki verirsiniz? Aslında tepki vermem herhalde. Çünkü benim için doğru olan bir şey onun için doğru olmayabilir. Her ne kadar anne-kız bile olsak, hepimiz birbirimizden farklıyız. Karakteristik özelliklerine baktığımda, kızımın hakikaten de benden çok farklı olduğunu görüyorum. O yüzden önemli olan, severek yapacağı bir işi, bir mesleği seçmesi. ■ İş hayatında başarılı olmanın sizin için sırları neler? Bize neler önerirsiniz? İş hayatında başarılı olmanın en önemli koşulu çalışmak, azim ve iş disiplini. İş disiplininizi sıkı tutarsanız, azmederseniz ve öğrenme heyecanınız, ilginiz varsa hakikaten birçok şeyi başarıyorsunuz. Bazı zamanlarda hayatınız çok hızlı akıyor, bazen de her şey daha yavaş ilerliyor. Ama sonunda mutlaka başarıya ve hedeflerinize ulaşıyorsunuz diye düşünüyorum. ■ Renkli Ufuklar Projesi nasıl başladı?
Visa Europe ile birlikte çalışmaya nasıl karar verdiniz? İş ve meslek seçimi, bireyin yaşamında verdiği en önemli kararlardan biri ve bireylerin kendileri için en uygun seçimleri yapabilmesi için mesleki karar verme becerilerine sahip olması gerekir görüşündeyim. Özellikle ülkemizde, nüfusun genç, eğitim düzeyinin düşük ve değişmenin çok hızlı yaşandığı bir toplum da olmamız nedeniyle, mesleki bilgi ve rehberliğe duyulan gereksinimin bu bağlamda her geçen gün arttığını söyleyebiliriz. Bu gereksinimin farkında olan ve eğitim alanında topluma karşı sosyal sorumluluğunu yerine getirmek isteyen bir kuruluş olması sebebiyle, Visa Europe ve Türkiye’deki üye bankalarıyla 2007 yılında Renkli Ufuklar Projesi’ne başladık. ■ Programın içeriğinden biraz bahseder misiniz? Kariyer Yolculuğuma Başlıyorum Programı’yla çocukların kendi kişisel özelliklerini keşfetmelerini, eğitim ve kariyer fırsatları konularında bilinçlenmelerini, farkındalık kazanmalarını, kariyer seçimiyle ilgili karar verme becerisi edinmelerini amaçlıyoruz. Program daha çok kendini ve meslekleri tanıma, karar verme becerilerini geliştirme gibi konu başlıklarını kapsıyor. Amaç, 11-13 yaş çocuklarını yeterince olgunlaşmamış tercihler yapmaya zorlamak değil, karşılarına çıkabilecek farklı seçeneklerin farkında olmalarını sağlamak ve bu konuda düşünmeye yüreklendirmek. ■ Programa katılan çocuklarda ne gibi değişiklikler gözlemliyorsunuz? Program kapsamında gerçekleştirilen ölçme-değerlendirme çalışmaları, çocukların mesleklere yaklaşımının ve meslekleri değerlendirirken önceliklerinin değiştiğini gösteriyor. Ön-test ve son-test çalışmalarında da, çocukların programa katıldıktan sonra meslekler hakkında daha çok bilgi sahibi olduklarını ifade ettiklerini ve ileride hangi mesleği tercih edeceklerini düşünmeye başladıklarını görüyoruz. Ayrıca, meslekleri tanımanın yanı sıra çocukların program sonrası yeteneklerinin, ilgi alanlarının ve özelliklerinin de farkına vardıklarını gözlemliyoruz. ■ Bu programa kimler başvurabilir? İlköğretim 6-7-8’inci sınıflardaki, meslekleri tanımak ve kendi ilgi alanlarına uygun olanları keşfetmek isteyen çocuklar, programın hedef kitlesini oluşturuyor.
“Bir yıldır Kariyer Yolculuğuma Başlıyorum Programı’nda (KYB) çalışıyorum. Uzun yıllardır ulusal ve uluslararası şirketlerde görev yaptım. Meslek sahibi olma yolundaki süreçlerle ilgili farklı deneyim ve gözlemlerim oldu. Sahip olduğum bu bilgi ve tecrübeleri toplumla paylaşmak ve toplumsal sorumluluğumu yerine getirmek için eğitim gönüllüsü olarak programa katıldım. Bu, KYB programını uyguladığım ilk dönem. Program süresince çocukların, küçük yönlendirmelerle, düşünmeleri, sorgulamaları ve fikir yürütmeleri sağlanıyor. Böylece, çocuklar bir mesleğin ne gibi beceriler gerektirdiği ve nasıl bir eğitim alması ge-
rektiği bilgisine sorarak, fikir yürüterek ve araştırarak sahip olabiliyorlar. Bu, çocuklar için önemli bir kazanımken, onların bunu yapabilmesine giden süreçte uygun ortamı hazırlamak da gönüllülerin kazanımı diye düşünüyorum. Bir çocuğun bakış açısını anlamaya çalışmak, onlarla iletişim kurabilmek, onların araştırmasına, sorgulamasına zemin hazırlamak benim için de önemli bir deneyim oldu. Bu deneyiminde, kariyerimde yaklaşım, tavır ve tutumlarım açısından dolaylı olarak etkili olacağına inanıyorum.Gönüllü olmak isteyen yaşıtlarım ve çocuklar için KYB’nin; hem kendini tanımak, hem de güçlü-zayıf yönlerini görmek için eşsiz bir deneyim olacağını söyleyebilirim.”
“KARİYERİM AÇISINDAN BANA DA KAZANÇ SAĞLIYOR” Serhat Özel, 21 yaşında. Psikolojik danışmanlık ve rehberlik bölümü öğrencisi. Üç yıldır Samsun Büyükşehir Belediyesi Eğitim Parkı’nda gönüllülük yapıyor
“TEGV’e katıldığım 2009 yılında gönüllülüğe başladım. Bölümüm, psikolojik danışmanlık ve rehberlik olduğu için, gönüllülük eğitimimi TÖYME’den (TEGV’de Öğrenme Yaklaşımları ve Modelleri Eğitimi) sonra bir yönlendirme vasıtasıyla aldım. Haftalar ilerledikçe, gerçekten doğru bir yönlendirme olduğunu gördüm. Bu yıl Kariyer Yolculuğuma Başlıyorum Programı’nı (KYB) ikinci kez uyguluyorum. Program, çocukların yeteneklerini fark edip, onlara uygun hedefleri belirlemeleri açısından farkındalık yaratıyor. Ülke olarak, sınav sistemine dayalı bir
eğitim sürecine sahip olduğumuzdan, çocukların gerçekçi hedefler üzerinde durmalarını, bilinçli tercihler yapmalarını sağlıyor. KYB, içerik itibarıyla psikolojik danışmanlık ve rehberlik bölümünün de kapsadığı mesleki rehberlik çalışmalarını içinde barındırıyor. Yani program gönüllüsü olmak, kariyerim açısından da bana kazanç sağlıyor. Önlerinde uzun bir gelecek olan çocuklarımızın, bugün oluşturdukları temele koydukları her bir sağlam tuğla, gelecekte karşılaşacakları depremlerde onları ayakta tutacak. Bu yüzden, KYB çocuklar için kaçırılmaması gereken bir fırsat.”
“BİLİNÇLİ TERCİHLER YAPACAKLAR” Berkant Dönmez, 30 yaşında. İşletme ve satın alma sorumlusu. İki yıldır Bursa Öğrenim Birimi’nde gönüllülük yapıyor
“Çocukluğumda ve eğitim hayatım boyunca meslek konusunda yönlendirilmedim. Şu an sevdiğim mesleği yapıyorum ama herkes benim kadar şanslı olmayabilir. Çocukların kendi şanslarını kendilerinin yaratmasını, bilinçli tercihler yapabilmelerini istediğim için Kariyer Yolculuğuma Başlıyorum Programı’na (KYB) dahil olmaya karar verdim. Bu programdaki ilk dönemim. KYB programına katılan çocuklar, gelecekteki meslekleri hakkında daha ciddi ve gerçekçi bilgilere sahip oluyorlar. Kendi yeteneklerini keşfetme şansını yakalıyorlar. Hem de bunu eğlence-
li bir yöntem ile öğreniyorlar. Bu da, verdiğimiz bilgilerin daha kalıcı olmasını sağlıyor. Çocuklara yararlı olduğunu görmekse biz gönüllülere, iç huzuru veriyor. Kariyerin bir süreç olduğunu düşünürsek, bu program kariyerime faydası olacağına inandığım bazı özelliklerimi keşfetmemi sağladı. Örneğin sahip olduğum hitap, yaklaşım ve sunum yeteneğimi geliştirmeme yardımcı oldu diyebilirim. Henüz bu programa dahil olmamış yaşıtlarıma hemen katılmalarını tavsiye ederim. Katıldıklarında görecekler ki, bu program her iki taraf için de aslında bilmedikleri şeyleri fark ettikleri, keşfettikleri ve öğrendikleri verimli bir süreç.”
“BENİM DÜŞTÜĞÜM HATAYA DÜŞMEYECEKLER” K. Kaan Koç, 25 yaşında. Endüstri Mühendisliği bölümü öğrencisi. Altı aydır Bursa Öğrenim Birimi’nde gönüllülük yapıyor
“Henüz 14 yaşında, o günün şartları ve ailemin yönlendirmesiyle askeri liseye gittim. Askerliğin güzel ve onurlu bir meslek olduğundan kuşkum yok. Ancak askerlik bir meslekten çok, yaşam tarzı. Bu nedenle de herkese uygun değil. İşte ben bunun farkına ancak yedi yıl sonra vardım. Benim düştüğüm hataya çocuklarımızın düşmesini istemediğimden Kariyer Yolculuğuma Başlıyorum Programı’na (KYB) başlama kararı aldım. Bu TEGV’deki ilk dönemim. Etkinliğin, çocuklar üzerinde büyük etkisi var. En önemlisi de, farkındalık yaratması. Emi-
CMYB
nim ki, bu programla farklı konularda ve mesleklerle ilgili yeni bilgiler edinmeleri, becerilerinin farkına varmaları, onlara kariyer süreçlerinde büyük fayda sağlayacak. Ben bile bu programa başladıktan sonra çok şey öğrendim ve geleceğimi yeniden değerlendirmeye başladım. Programa dahil olmak isteyen yaşıtlarım ve çocuklarımız için şunu söylemek isterim: Toplum her ne kadar 25 yaşındaki bir insan için her şeyin geç olduğunu iddia etse de, gerçek şu ki, bir insanın gelecek ortalama 50 yılı istemediği bir meslekte ve konumda geçirmesindense, harcayacağı ve geç kalacağı 3-5 yıl devede kulak kalır.”
CMYB
4
6
23 NİSAN 2012
Sevginur Güngören, 13 yaşında, Bursa Öğrenim Birimi
“İNSANLARIN KADERİ HAKİMLERİN ELİNDE” En zor olan meslek avukatlık ve hakimliktir. Avukatlar insanların haklarını savunurlar, hakimlerse suçlu ya da suçsuz olduklarına karar verirler. İnsanların kaderi hakimlerin elindedir. İnsanların özgürlüklerini ellerinden alabilirler ya da suçlu bir insana özgürlük verebilirler. Bana göre en hareketli meslek garsonluktur, çünkü insanların istediklerini çabuk getirmek kolay değildir. Bu meslek için atik ve enerjik olmak gerekir.
Bursa Öğr , 13 yaşında, İpek Yüceçay
Bilge Keskin, 14 yaşında, Samsun Büyükşehir Belediyesi Eğitim Parkı
“ÇÖPÇÜLER HAYAT KURTARIR” Bence en yararlı meslek çöpçülüktür. Çöpler iki gün toplanmasa etraf kocaman bir çöp dağı olur, kokular çıkar, mikroplar yayılır ve bir süre sonra insanlar hastalanıp ölebilir. O yüzden çöpçüler bir bakıma doktor sayılırlar, ameliyat yapmadan insan hayatını kurtarırlar. Arkeologların ise işleri zordur. Yıllar önce yaşamış insanların nasıl yaşadıklarını açıklamak için kazılar yaparlar. Aslında insanlık tarihinin dedektifleri sayılırlar. Bir kemik bulup hangi tarihe ait olduğunu anlamak için çok uzun zamanlar harcarlar.
enim Birimi
SA ZORLANIRSIN”, K O Y N Ü C Ü G L A Y A H ğimiz “RESSAMLIKTA p öğrenebilece yu ku O . tır ık rl za Sev-
r. lek ya kişilerdir onla En yararlı mes ları hazırlayan zı zim ilya bi iz k, m re ği re ce k emek ve araştırabile yü bü ı ar rl za rın ya bah kalktığıdiğimiz kitapla nuları bulmaya çalışırlar. Sa ko vardır. En kogimizi çekecek pek çok yazar de e rd le te ze ız ga len her şeyi çimızda aldığım ü içlerinden ge nk n çü , tır lık am ss a hayal gücü lay meslekse re gürsündür, am öz e kt le es m zebilirler. Bu anırsın. yoksa çok zorl
Ali Rıza Bedel, 14 yaşında, Bursa Öğrenim Birimi
PAZARCILAR HER GÜN BİR TON MAL İNDİRİYORLAR
Bence mesleklerden en zoru pazarcılıktır. Benim babam pazarcılık yapıyor. Pazarcılar her gün en az bir ton mal indirip taşıyorlar, sonra da satıyorlar. Babama yardım ettiğim zamanlarda çok yoruluyorum. En kolay meslekse bana göre internet kafeciliği, çünkü sadece bilgisayarları açıp kapatıyorlar. Arada bir de bilgisayarlara format atıyorlar. En tehlikeli işi demirci ve kaynakçılar yapıyor. Koruma takmazlarsa, yüzlerine demir parçaların gelme ihtimali var.
Renkli Ufuklar çocuklarına, “Sence hangi meslek yararlı, hangisi kolay ve hangisi zor?” diye sorduk. En hareketli, en eğlenceli, en tehlikeli meslekleri sıralamalarını istedik. Kimi “Bomba imha uzmanlığı çok zor” dedi, kimi içtenlikle, “En önemli meslek fırıncılık. Onlar olmazsa bize kim ekmek yapacak?” diye sordu. “En yararlı meslek fizyoterapistlik” diyen de var!
GELECEK ONLARIN ELLERiNDE Hande Güme, 12 yaşında, İzmir Çiğli Eğitim Parkı
Elif Selin Aynacı, 12 yaşında, Samsun Büyükşehir Belediyesi Eğitim Parkı
“MADEN ÇIKARMAK EMEK İSTER” Mesleklerin en zoru madenciliktir. Madenciler yer altlarına iner ve oradan kayalar çıkarırlar. Kayaların üzerlerine düşüp, zarar verme ihtimalleri vardır. Yer altlarına girmek, maden çıkarmak emek ister. En tehlikeli meslekse itfaiyeciliktir. Devamlı yangın ihbarları gelir ve onlar ateşlerin içerisinde, alevleri söndürmek için çalışırlar.
i ğrenim Birim nda, Bursa Ö şı ya 13 u, uc Aybüke Kor
K DANSÇILIK” se kalmaLE S E M Lİ T E K E R A H N “E i, nefes nefe dehareket etmey
e dans etmek Hiç durmadan et demek benc ek ar H dans. m ru yo reketli meslek ha yı çok sevi en re gö na en ba n oyunmektir. Bu yüzd i meslek de oyunculuktur. Be erkes tancel bayılıyorum. H çılıktır. En eğle na sı ka ar a er m ka e kendimi culuğun en çok l bir şey. İlerid ze gü k ço ak bence fizrafından tanınm yorum. En yararlı meslekse rü gö oyuncu olarak r. yoterapistlikti
Gökçe Eda Pekuygun, 13 yaşında, Bursa Öğrenim Birimi
“DOKTORLUK EN GÜZELİ” En yararlı meslek doktorluktur. Onlar bizi sağlığımıza kavuşturmak için ellerinden geleni yaparlar.
sun Öğrenim 13 yaşında, Gire , ur nb Ka a rn Be kinlik Merkezi Mesut Taftalı Et ve l se Ay i rim Bi
“UZUN SÜRE HAVADA KALMAK TEHdLİerKtlEerLİin”i dinlemek ve
İnsanların dukça lları bulmak ol yo m zü çö ra onla uğun için, psikologl ğü ü nd rü gö ç gü nüyoolduğunu düşü zor bir meslek pilotluk en zor meslek rum. Bana göre ak ve re havada kalm çünkü uzun sü çurmak çok tehlikeli u uçağı tek başına n eğlenceli meslek E r. yo nü rü gibi gö llikleri Etraftaki güze fotoğrafçılıktır. r. ili lenceli olab çekmek çok eğ
“HER MESLEĞİN ZORLUĞU VAR” Kolay bir meslek yoktur çünkü her mesleğin kendi içerisinde zorlukları vardır. Sokakta mendil satmak için bile insanlarla nasıl iletişim kurulacağını bilmek ve ikna kabiliyetine sahip olmak lazım. Basketbol ve voleybol oyunculuğu bence en hareketli mesleklerdir. En eğlenceli mesleğinse öğretmenlik olduğunu düşünüyorum. Çocuklarla anlaşabilmek için onlar gibi düşünmek ve onlar kadar eğlenceli olmak gerekiyor.
Rabia Uyar, 13 yaşında, Samsun Büyükşehir Belediyesi Eğitim Parkı
“HALK OYUNU ÖĞRETMENLİĞİ ENERJİ İSTER” Bence en yararlı meslek rehber öğretmenliğidir. Öğrenciler onlar sayesinde Kariyer Yolculuğuma Başlıyorum etkinliğine katılabilirler. En hareketli meslek halk oyunu öğretmenliği çünkü dans ederken zıplandığı için bu meslekte enerjik olmak gerekiyor.
Ayşe Duman, 12 yaşında, İzmir EVKA-2 Öğrenim Birimi Buse Şahin, 12 yaşında, Kocaeli Körfez Öğrenim Birimi
“BOMBA İMHA UZMANLIĞI ÇOK ZOR” Bence en yararlı meslek öğretmenliktir, çünkü öğretmen olmazsa bu mesleklerden hiçbiri olmazdı. Çocukları ve eğitimi çok sevdiğim için ben de öğretmen olmak istiyorum. En zor meslekse bomba imha uzmanlığıdır. Eğer bombayı durduramazlarsa ölümler meydana gelebilir. Mesleklerden en eğlencelisi yazarlıktır çünkü yazarlar hayal ettikleri ya da yaşadıkları şeyleri yazarlar.
“TELEFONLARA BAKMAK ÇOK ZOR DEĞİL” Ben mimarlığın en yararlı meslek olduğunu düşünüyorum çünkü plansız kentleşme büyük bir sorun. Bu sorunu mimarlar çözebilir ve böylece dünyanın sorunlarından biri yok olur. En zor meslek doktorluk çünkü birçok hastalığı anlayıp onları çözmek için ellerinden geleni yapmaları oldukça zor bir iş. En kolay mesleğinse sekreterlik olduğunu düşünüyorum. Ofiste gelen telefonlara bakmak bana göre çok zor değil.
Antalya n, 12 yaşında, Melike Arıka ı aç Eğitim Park Suna-İnan Kır
LÜ “ÇİFTÇİLER HER TÜR ALIŞIR” İKLİM KOŞULUNDçoA kÇyararlı bir mes-
ık Bence avukatl ari kohukuksal ve id alaar tl ka e lektir. Avu tm le iş kaynakları ve ayağl nularda insan sa e d anlık hizmeti için et vl nında danışm de ak savcı olar r tla ka vu A r. bilirle rler. Mesörde çalışabili kt se el öz a d ya liktir. Çiftru bence çiftçi zo en en d er kl le her türlü da tarlalarda ve çiler açık hava nda çalışırlar. iklim koşulları
23 NİSAN 2012
7
Zeliha Keskin, 13 yaşında, Giresun Öğrenim Birimi Aysel ve Mesut Taftalı Etkinlik Merkezi
Baran Bölük, 12 yaşında, Giresun Öğrenim Birimi Aysel ve Mesut Taftalı Etkinlik Merkezi
“EN EĞLENCELİSİ TABİİ Kİ PALYAÇOLUK!”
“CUMHURBAŞKANININ DİNLENMEYE VAKTİ KALMIYOR”
En yararlı meslek diş doktorluğudur. Diş doktorları olmasa ağız sağlığımız çok kötü durumda olurdu. Bence en kolay meslek güzellik uzmanlığı, en hareketli meslek jokeyliktir. Meslekler içerisinde en eğlencelisi ise tabii ki de palyaçoluktur.
Bana göre uzay bilimcisi olmak çok yararlı bir meslek çünkü uzayla ilgili gerçekleri araştırarak, hepimizin onları bilmesini sağlıyor. Hem de çok eğlenceli. En zor meslekse cumhurbaşkanlığı, çünkü devlet işleriyle ilgilenmek ve hep seyahat etmek gerekiyor. Dolayısıyla dinlenmeye hiç vakit kalmıyor. En hareketli mesleği sporcular yapıyor. Örneğin koşu, futbol ve basketbol gibi oyunlar oldukça hareketli spor dalları.
Mehmet Can Toy, 12 yaşında, Antalya Suna-İnan Kıraç Eğitim Parkı
“VETERİNERLİK ZOR ÇÜNKÜ HAYVANLAR KONUŞAMAZ”
Sena Yazıcı, 12 yaşında, Giresun Öğrenim Birimi Aysel ve Mesut Taftalı Etkinlik Merkezi
“SESSİZLİK OLDUĞUNDA İŞ YAPMAK ZOR DEĞİL” En yararlı meslek diyetisyenlik çünkü hem sağlığımızı koruyup, hem de bu aralar çok yaygın olan obezite hakkında bizi bilgilendiriyorlar. En kolay meslek kütüphanecilik, çünkü kitapların arasında sessizce oturuyorlar. Bence sessizlik olduğu zaman iş yapmanın zorluğu kalmıyor. Dansçılıksa çok hareketli bir meslektir. Dansçılar kendilerini birden müziğin ritmine kaptırdıklarında yerlerinde duramazlar.
i ğrenim Birim a, Giresun Ö nd şı ya 11 , N. Büşra Kelem ik Merkezi Taftalı Etkinl ut es M ve el Ays
PÇÜLÜK” Ö Ç K LE S E M R ı olmazsa, O Z N E “ rlı. Mesela fırınc ra ya er kl le es k çünkü m
eslek çöpçülü Aslında bütün acak? En zor m kolay değil. Kendip ya ek m ek bize kim mizlemek ğa attıklarını te kutularına atherkesin soka plerimizi çöp çö p yu ko ne ri mizi onların ye malıyız.
Veterinerlik en zor meslektir. Doktor hastasına “Neyin var?” diye sorabilir fakat bir veteriner iyileştirmesi gereken bir hayvana bunu soramaz. Dolayısıyla işi oldukça zordur. En eğlenceli meslekse anaokulu öğretmenliğidir çünkü çalışırken sürekli oyun oynarlar. Cansu Demirpolat, 11 yaşında, Mersin Öğrenim Birimi
Merve Arıs, 12 yaşında, Mersin Öğrenim Birimi
“GİŞE GÖREVLİLERİ ÇOK YORULMAZ” “BİLİMADAMLARI Bence en zor meslek ambulans şoförCEVAPLARI BULUR” lüğü çünkü ambulans şoförü zamanla yarıştığı için işi çok mühimdir. En kolay meslek ise gişe görevlisidir. Gişe görevlileri çok fazla hareket etmeden, oturarak fiş verirler, dolayısıyla fazla yorulmazlar. En eğlenceli meslek ise bence komedyenliktir çünkü insanları güldürüp eğlendirirken kendileri de eğlenir.
Bence bilimadamları çok yararlı bir iş yapıyor. Biz insanlar merak ettiğimiz bazı soruların cevaplarını kendimiz bulamayız. Bilimadamları bu soruları bizim için cevaplar. Anaokulu öğretmenliği de bence en eğlencelisi.
Ekin Gedik, 13 yaşında, Ankara Semahat Dr. Nüsret Arsel Eğitim Parkı
“CERRAHLIK ÇOK TEHLİKELİ” yaşında, Bu Elif Turan, 13
rsa Öğrenim
Birimi
ENLERDE” M T E R Ğ Ö U Ğ LU LU M U ridir. “ÇOCUKLARIN SORen esleklerden bi liği en zor m la il-
retm cuklar Anaokulu öğ dadır. Hem ço on ğu lu lu m ru ın so öğretmenleri Bütün çocuklar ni şeyler öğretir. Anaokulu en yorucu bir e ye gilenip hem d bakarlar, o yüzd en rd bi ğa cu ço 5 aynı anda 30-3 . ir kt le mes
En hareketli meslek hostes/hostluktur. Onlar uçak içerisinde hep hareket ve koşturmaca içerisindedirler. Cerrahlık en tehlikeli meslektir çünkü her ameliyatta risk alırlar. En yararlı meslek ise öğretmenliktir. Öğretmenlerin öğrettikleri ne olursa olsun, insana yarar sağlar.
Betül Kartum, 12 yaşında, İzmir Çiğli Eğitim Parkı
“ALKIŞLANMAK MUTLU EDER” En eğlenceli meslek tiyatroculuktur. Tiyatrocular sahneden seyircilere hitap ederler. Ezber yapmak kolay değildir ama oyun sonunda herkesin seni alkışlaması insanı çok mutlu eder.
yaşında, Gaziantep Furkan Torunoğlu, 13 Eğitim Parkı Büyükşehir Belediyesi
REKTİRİR” “SAVCILIK DÜRÜSTLÜK GE sabır isbilir. Çok araştırma, çok
Savcılık en zor meslek ola ktir. En tehnması gereken bir mesle teyen ve çok dürüst olu pleri bomeki ha ir. Örneğin, bomba im likeli meslek ise polislikt . lar alı olm ek için çok cesur baları etkisiz hale getirm
Reyhan Sağlıyan, 12 yaşında, Nevşehir Hanife Tevfik Aktekin Öğrenim Birimi
“ANİMATÖRLÜK EĞLENCELİ” Askerlik ve polislik dünyadaki zor olan mesleklerden. Animatörlük bence eğlenceli bir meslek çünkü hem tatil yapıp, hem de insanları eğlendiriyorlar. Bu sırada kendileri de eğleniyor.
Sedanur Kuzugüden, 11 yaşında, Nevşehir Hanife Tevfik Aktekin Öğrenim Birimi
“KAPTANLAR ADAYA SIĞINMAK ZORUNDA KALABİLİR” Bence en zor meslek kaptanlık. Denizde bir fırtına çıkarsa ve bir adaya sığınmak zorunda kalırlarsa, soğuk ve açlık onlara zarar verebilir, üstelik ailelerinden de sürekli uzak kalıyorlar. En kolay meslek bence güvenlik görevlilerinin, çünkü sadece nöbet tutuyorlar ve bir sorun çıktığında koşup insanlara yardım ediyorlar.
8
23 NİSAN 2012
RENKLİ UFUKLAR iÇiN EL ELE Visa Europe ve TEGV tarafından 2007 yılından bu yana gerçekleştirilen Renkli Ufuklar Projesi’ne üye bankalar destek veriyor. 5 yılın sonunda 63 bin çocuğa ulaşılmasında büyük katkısı olan bankalar, temsilcileri yoluyla projeye emek verenlere teşekkürlerini sunuyor
“NE İSTEDİĞİNİ BİLEN NESİLLER” Kunter Kutluay Finansbank Kartlı Ödeme Sistemleri Genel Müdür Yardımcısı
“BİLİNÇLİ BİR TOPLUM YETİŞİYOR” Nevra Toktaş İş Bankası Kartlı Ödeme Sistemleri Bölüm Müdürü Gelecekteki yaşamımıza yön vermemiz açısından, iş ve meslek seçimi hayatımızdaki en önemli kararlardan biridir. Daha genç yaşta, ilköğretim yıllarında, kendimize en uygun mesleği seçebilme becerisine sahip olmak, devam eden yıllarda, lise, üniversite ve yüksek lisans dönemimizi daha bilinçli geçirmemize fayda sağlayacaktır. Bu bilinç ve kararlılık, aynı zamanda eğitimimiz devam ettiği sürece doğru kariyer planlamasını ve akademik başarıyı da beraberinde getirecektir. Renkli Ufuklar Projesi 2007 yılından bu yana kesintisiz olarak devam ediyor. Projeyi, kurumsal sosyal sorumluluk projelerinde bulunması gereken uzun soluklu olma unsurunu taşıdığı için çok başarılı buluyorum. Ayrıca, daha çok çocuğumuza ve gencimize ulaşarak, yarattığı katma değerle bilinçli ve kararlı bir gelecek nesil oluşmasına yardımcı oluyor. Aynı zamanda kartlı ödemeler sektöründe faaliyet gösteren pek çok bankayı bir çatı altında toplaması nedeniyle de ayrı bir önem taşıyor. Meslekler Ansiklopedisi ve Renkli Ufuklar Projesi, ülkemiz gençlerinin küçük yaştan başlayarak düşünmelerini, sorgulamalarını, kendi kararlarını alabilmelerini ve kariyer planlamalarını yapabilmelerini sağlamakta ve özgüven sahibi, bilinçli bir toplum yetişmesine yardımcı olmaktadır. İş Bankası da eğitim, çevre, kültür ve sanat alanlarında yürüttüğü uzun soluklu kurumsal sosyal sorumluluk projeleriyle sektöründe öncülük yapmaktadır. Renkli Ufuklar Projesi’nde olduğu gibi, ülkemiz gençlerinin eğitimine katkı sağlamak amacıyla İş Bankası’nın 2005 yılında Türkiye Satranç Federasyonu işbirliğiyle başlayan satranç projesini 2008 yılında Darüşşafaka işbirliğiyle başlatılan, 24 yıl sürecek olan ülkemizin eğitim alanındaki en büyük sosyal sorumluluk projesi takip etmiştir. 1971 yılından beri sürdürdüğümüz Altın Gençler projesi kapsamında her sene üniversite sınavında başarılı olan, bankamızın kuruluş yıldönümüne eşit sayıda öğrenciyi ödüllendirmekteyiz. 2007 yılından beri de, ilköğretim öğrencilerine yönelik yürüttüğümüz ‘Karneni Göster Kitabını Al’ uygulamasıyla da kitap okuma alışkanlığının geliştirilmesine katkı yapıyoruz. Bankamızın eğitim alanında yaptığı uzun soluklu ve süreklilik arz eden sosyal sorumluluk uygulamalarının yanı sıra Visa Europe’un gençlerimize yönelik gerçekleştirdiği bu değerli projeye iştirak etmekten ötürü mutluluk duyuyoruz.
“PROJEYİ GENİŞLETMELİYİZ” Cem İnal T.C. Ziraat Bankası A.Ş. Bireysel Bankacılık Grubu Genel Müdür Yardımcısı Bankacılar olarak ticari faaliyetlerimizin yanında, ülkemizin geleceği olan çocuklarımızın eğitimine ve bilinçlenmesine katkıda bulunan Renkli Ufuklar Projesi’nin bir parçası olmaktan ötürü büyük gurur ve mutluluk duyuyoruz. İyi ve üretken bir insan olmak, iyi bir vatandaş olmak ve içinde yaşadığımız topluma karşı görevlerimizi en iyi şekilde yerine getirme konusunda bir üst nesilden aldığımız sorumluluğu, bizden sonraki nesillere en iyi şekilde devretme umudu içerisindeyiz. Reel ve finansal sektöre değer katma misyonumuzun yanında, toplumsal gelişimimize katkı sağlamak için daha iyi eğitim almış, daha bilinçli meslek tercihi yapan, mesleğiyle bütünleşmiş, ülkemizi her kulvarda daha iyi noktalara taşıyacak nesillere küçük de olsa bir katkı sağlamak, bizler için profesyonel heyecanlarımızdan çok daha ötede bir heyecandır. Diğer taraftan, Visa Europe ve TEGV ile 2007’den beri sürdürülen Renkli Ufuklar Projesi’ni önümüzdeki dönemlerde, daha somut olarak hayata dokunan ve kalıcı çıktılar oluşturarak şekillendirmemiz gerektiği düşüncesindeyim. Özellikle eğitim yatırımlarına yoğun olarak ihtiyaç duyulan bölgelerimizde okul, derslik yaptırılması; kütüphane, laboratuvar tesis edilmesi söz konusu projeyi daha da kalıcı hale getirecektir. Yapılacak bu girişimler, duyduğumuz gururun daha kalıcı hale gelmesini sağlayacaktır.
“İŞ HAYATI MUTLULUĞUN TEMEL UNSURLARINDAN” Meriç Kaytancı VakıfBank Kredi Kartları Başkanı Çocuklar bizim geleceğimiz. Onlara iyi bir gelecek sağlamak, onları en iyi şekilde yetiştirmek, bizlerin hem görevi, hem de ülkemize ve dünyaya yapabileceğimiz en önemli katkı. Renkli Ufuklar Projesi’nde her yıl on binlerce çocuğa ulaşılarak, bu amaca yönelik çalışmalar yapılıyor. Çocuklarımıza mutlu bir gelecek sağlayabilmek için; onlara doğru bilgiler aktarıp, kendileri adına en uygun kararları vermelerine ve mutlu olacakları tercihleri yapmalarına yardımcı olmalıyız. Bu noktada insan hayatının en kritik süreci olan iş hayatı, mutluluğun en temel unsurlarından biri. Visa Europe bu süreci doğru yönlendirmek amacıyla, Renkli Ufuklar Projesi kapsamında Kariyer Yolculuğuma Başlıyorum eğitim programını gerçekleştirmektedir. VakıfBank olarak bu projenin içinde yer almak büyük bir gurur. “Mutlu insanlar mutlu bir ülkeyi, mutlu ülkeler mutlu bir dünyayı oluşturur ve mutlu insanlar oluşturmanın yolu bilinçli ve doğru tercihlerden geçer” görüşündeyiz. Proje için yapılan analizler göstermektedir ki; çocuklar için atılan tohumlar çok hızlı filizlenmektedir. Bundan sonra da, banka olarak Visa’nın bu önemli projesinde yer almaktan mutluluk duyacağız.
“RENKLİ UFUKLAR ASLINDA BİR TÜRKİYE PROJESİDİR” Mehmet Sindel Akbank Ödeme Sistemlerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Dünyanın ilk resmi çocuk bayramını yıllardır kesintisiz bir şekilde kutlamaya devam eden ülkemizde, çocuklar için birçok önemli proje geliştiriliyor. Ancak Renkli Ufuklar gibi, yarınımızın temsilcileri olan çocuklarımızın geleceğini şekillendirecek bu tarz projelerin büyük bir anlam ve önemi olduğunu düşünüyorum. Renkli Ufuklar, özünde çocuklarımızın merak eden, deneyen, araştıran bireyler olarak yetiştirilmelerini ve yaratıcı, başarılı yetişkinler olarak yaşamlarını sürdürmelerini sağlayan bir proje. Çocuklarımızın bugün ve gelecekteki başarılarının Türkiye’mizin başarısı olacağından hareketle, Renkli
Ufuklar projesi için aslında bir Türkiye projesidir diyebiliriz. Akbank olarak, sosyal sorumluluk projelerimiz arasında çok önemli bir yere sahip olan Renkli Ufuklar Projesi’nin yanında olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bu projeyle geride bıraktığımız beş yılda binlerce çocuğa ulaşmış olmak ve onların gelişimlerine bu denli önemli bir katkı yapmış olmak ayrıca büyük bir başarıdır. Bu başarının artan bir ivmeyle devam etmesi için Akbank olarak elimizden gelen her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu bir kez daha belirtiyor, destek veren her kurum ve kişiyi yürekten kutluyorum.
“İŞ DÜNYASINI EĞLENCELİ BİR DİLLE TANITIYOR” Mehmet Sezgin Garanti Ödeme Sistemleri Genel Müdürü Çocuklarımıza 2023 yılının Türkiye’sinde mutlu bir gelecek tasarlıyorsak, onları yaratıcı, araştırmacı, kendilerine ve başkalarına saygılı bireyler olarak yetiştirmeye özen göstermeliyiz. Gelecek nesillerin karşılaşacağı sorunları şimdiden öngörüp, bu sorunlara doğru çözümler getirmek hepimizin ödevi. Çocuklarımızın kendi yetenek ve isteklerini erkenden keşfetmelerini sağlayan, gelecekleriyle ilgili karar verme becerisini kazanmalarını amaçlayan Renkli Ufuklar Projesi’ni, bu düşüncelerle 2007
yılından bu yana destekliyoruz. Bireyin mutluluk ve yaşam kalitesinin, kendi karakterine ve ideallerine uygun meslek seçimiyle doğru orantılı olduğu gerçeğinden yola çıkan proje, çocuklarımıza iş dünyasının çeşitliliğini eğlenceli bir dille tanıtmayı amaçlıyor. 5 yılda 63 bin çocuğa ulaşan Renkli Ufuklar’ın, daha şimdiden çocuklarımızın gelişmesinde önemli bir fark yarattığına inanıyor, emeğini, desteğini esirgemeyen tüm kurum ve kuruluşlara gönülden teşekkür ediyorum.
“SONUÇTAN MEMNUNUZ” Gökhan Mendi TEB Bireysel ve Özel Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Visa Europe ve TEGV tarafından 2007 yılından bu yana gerçekleştirilen Renkli Ufuklar Projesi’ne destek veren bankalardan biri olmaktan mutluluk duyuyoruz. Ülkemizin geleceği olan çocuklarımızın ufuklarını renklendirmek için çalışan proje, 1113 yaş aralığındaki çocukların kendi kişisel özelliklerini keşfetmeleri; farklı meslekleri tanımaları ve karar verme becerilerinin geliştirilmesi amacıyla tasarlandı. 5 yıldır başarılı ve etkin bir şekilde yürütülen Renkli Ufuklar Projesi çerçevesinde, çocuklarımızın gelişimi açısından önem taşıyan kaynak ve araçları, TEB çalışanlarının gönülden katılımıyla onlara ulaştırıyoruz. Bizim de dahil olduğumuz Visa üyesi 24 bankanın desteklediği proje kapsamında, 5 yılın sonunda 63 bin
CMYB
çocuğa ulaşıldı. Geçen yıl Infakto Research Workshop’un gerçekleştirdiği etki analiziyse, bu önemli projenin verdiği meyveleri gözler önüne serdi: Araştırmaya katılan çocukların yüzde 98’i meslekler hakkında bilgilerinin arttığını, yüzde 97’si eskiden tanımadıkları birçok mesleği daha iyi tanıdıklarını ve yüzde 93’ü bir insanı mesleğinde nelerin mutlu edeceğini bildiğini vurguladı. Biz de TEB Ailesi olarak, daha aydınlık bir geleceği garantileyen bu oranlarda payımız olduğu için gururluyuz. Visa’ya da, çocuklarımızın geleceğine katkı sağlayan böyle önemli bir projeye önderlik ettiği ve sektör oyuncuları olan bizlere de bu projeye değer katma fırsatı sunduğu için minnettarız.
CMYB
2007 yılında yola çıkarken Renkli Ufuklar Projesi’yle 11-13 yaş aralığındaki çocukların aile ya da çevresel faktörlerle mesleklerini seçmelerini değil, kendi karakteristik özelliklerine ve potansiyellerine uygun meslekleri seçmelerine yardımcı olmak istedik. Amacımız, gelecekte iş hayatında mutlu olmalarını sağlamaktı. Bu doğrultuda projenin başarıyla sürdürdüğü ve sürdüreceği eğitim yöntemi, çocukların eğlenerek öğrenebilecekleri ortamlar hazırladı. Biz de banka olarak, onlara özel geliştirilen oyunlar, organizasyonlar ve meslek etkinliklerinde aktif olarak rol aldık ve almaya da devam edeceğiz. Ayrıca Finansbank olarak kapılarımızı farklı dönemlerde genç nesillere açarak ve yapılan organizasyonlarda etkin rol alarak onlara bankacılığı tanıma fırsatı sunduk. 5 yılın sonunda da yapılan bu çalışmaların, çocukların meslek seçimi üzerinde olumlu etkiler yarattığını görmek doğru yönde ilerlediğimizin kanıtıdır. Programa dahil olan çocuklar meslekler hakkında bilgilerinin arttığını, birçok mesleği daha yakından tanıdıklarını ve insanı mesleğinde nelerin mutlu edeceğinin farkına vardıklarını belirtmişlerdir. Bu nedenle banka olarak bu yönde yapılan proje ve programlara etkin olarak destek vermek ve gelecekte ne istediğini bilen nesillerin yetişmesinde katkımızın olması bizleri mutlu etmektedir.
23 NİSAN 2012
9
Visa Europe Yönetim Kurulu Üyesi ve Türkiye Üst Kurulu Başkanı, Yapı Kredi Perakende Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı ve İcra Kurulu Üyesi Nazan Somer, iş yaşamında başarılı olmanın sırlarını İstanbul Ferit Aysan Eğitim Parkı’ndan Eda Tabur’a anlattı. Somer’in, finans ve bankacılık sektöründe kariyer yapmayı hedefleyenlere bir önerisi var: “Önce öz disiplin, sonra da çok çalışmak gerekiyor”
“BAŞARI TEK BAŞINA DEĞiL EKiP ÇALIŞMASIYLA KAZANILIR” ■ Üniversitede hangi bölümde okudunuz? Neden bu bölümü seçtiniz? Sizi etkileyen, örnek aldığınız biri oldu mu? Boğaziçi Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunuyum. Lisede yapılan bir meslek eğilimi testinde, özellikle analitik ve rakamsal kısmı ağırlıklı olan mesleklere daha yatkın olduğum sonucu çıkmıştı. Öte yandan babam da bankacı olduğu için, onu örnek aldım. Bu alandaki mesleklere daha fazla ilgim oldu. İşletme okuyup bu alanda bir meslek seçmek istedim. İş yaşamımın başında, bir denetim şirketinde 12 yıl çalıştım. Oradaki yöneticilerimin birçoğunu da örnek aldım diyebilirim. ■ Aileniz hangi mesleği seçmenizi istiyordu? Ailem yönlendirmede bulunmadı. “Hangi mesleği istiyorsan, o yönde ilerleyebilirsin” dediler. Ama sonuçta ben baba mesleğini seçtim. ■ Mesleğinizin zor tarafları neler? Finans sektöründe, sorumluluk bilincinin yüksek olması gerekiyor. Çünkü öz disipline en çok ihtiyaç duyulan, uzun çalışma saatleri içeren ve hassasiyet gerektiren bir sektör. Hatta araştırmalara göre, kusursuzluk konusunda müşteri beklentilerinin en yüksek olduğu sektör. ■ Şimdiki kariyerinizden memnun musunuz? Mesleğimin hem kariyer hem
de iş dışı yaşamıma kazandırdığı şeyler çok büyük. Bu anlamda memnunum. ■ Finans / bankacılık alanında kariyer yapmak isteyen gençlere ne önerirsiniz? Önce öz disiplinlerinin çok yüksek olması gerektiğini söyleyebilirim. Bunun yanı sıra çok çalışmaya hazır olmaları gerekiyor. Mesleğe girdikleri günden itibaren öğrenmeye açık olmalılar, öğrenme süreci bankacılıkta bitmiyor. Bugün kadrolarımızın çoğunluğu hafta içinde yoğun çalışmanın yanı sıra, hafta sonları da eğitim faaliyetlerine katılıyor. Dolayısıyla önerim, çalışkan olmaları, eğitime ve kendilerini geliştirmeye açık olmaları. ■ İş hayatında başarılı olmanızın sırı nedir? Başarının bir kaç boyutu var. Biri ekip çalışması, diğeri akıllı çalışmak... Büyük kurumlarda koordinasyona, iletişime, diğer birimlerle iş birliğine önem vermek, bunun için emek harcamak lazım. Ayrıca tek başına çalışmak hiçbir zaman yeterli değil, ekiplerle güven içerisinde, birbirinizi destekleyerek çalışmanız gerekiyor. Yönetici olduktan sonra, sizinle çalışan kişileri geliştirmek için de zaman harcamanız lazım. Çünkü hiçbir başarı tek başına elde edilmiyor. Başarı, iyi bir ekip çalışmasıyla kazanılıyor. Dolayısıyla “Ben iş hayatında başarılıyım” demek doğru bir söylem değil, “Ekip olarak iş yaşamında
başarılıyız” demek bana daha doğru geliyor. ■ Çocuğunuz var mı? Onu seçeceği meslek konusunda nasıl yönlendiriyorsunuz? 19 yaşında bir oğlum var. Ona meslek seçimi konusunda fazla yönlendirme yapmak istemedim. Kararını kendisinin vermesi için desteklemeye çalıştım. Sonuçta o da benim gibi işletme okumayı tercih etti. Ancak mezuniyet sonrasında finans sektöründe çalışacağını sanmıyorum, eğilimi o yönde değil. ■ Ya sizin istemediğiniz bir mesleği seçerse? Olumsuz tepki vermem, çünkü bence önemli olan insanların istedikleri işi yapmaları. İnsan ancak sevdiği işi yaptığında başarılı olur. Üniversite eğitimi alan erişkin bir kişiye tepki verilmez, ancak yönlendirme yapılır. Sorularına sahip olduğunuz tecrübelerinizle onun ufkunu açacak cevaplar verirsiniz. Sonra o değerlendirmesini yapar ve kararını verir. ■ İşinizden dolayı kendinize ve ailenize zaman ayırmakta zorluk çekiyor musunz? Hayır. Ben iş-özel hayat dengesinin yönetilebilir olduğunu düşünüyorum. Önemli olan zamanı iyi kullanabilmek. Günümüzde hayat çok hızlı... Oğlum da 19 yaşına geldi. Küçükken daha zor oluyordu. Genellikle hafta sonları hoşlandığım şeylerle uğraşarak kendime de zaman ayırıyorum.
“MESLEKLER ANSİKLOPEDİSİ
HAZIRLADIK”
■ Bankalar Renkli Ufuklar projesini neden destekliyor? Bankalar, büyük kurumlar. Eforlarının bir kısmını da sosyal sorumluluk projelerine ayırıyorlar. Renkli Ufuklar, Türkiye’de ilk defa bankaların bir araya gelerek desteklediği bir sosyal sorumluluk projesi. Türkiye’deki eğitim ihtiyacına yönelik hazırlanmış bir proje olduğu için çok önemsiyoruz. Yapı Kredi’nin de son derece önemsediği bir konu. Projemiz, çocukların daha erken dönemde kendilerini tanımaları, üniversite sınavı öncesi hangi mesleği yapmak istediklerine karar vermeleri için, mesleklerle ilgili bilgi sahibi olmalarına yardımcı oluyor. ■ Programa katılan çocuklara bankacılık mesleğini tanıtmak için neler yapıyorsunuz? Program kapsamında belirli illerde, mesleğinde uzman kişiler çocuklara o mesleklerle ilgili bilgi veriyorlar. Ben de şahsen, çocuklara bankacılığı anlatma fırsatı yakaladım. Ayrıca yine bu proje çerçevesinde bir meslekler ansiklopedisi hazırlandı. Çocuklarımızın hangi mesleğin ne olduğunu okuyup anlamaları için iyi bir kaynak oldu. Projenin içinde kendilerini tanımalarına yönelik faaliyetler de var. Tüm bu bilgiler çocukların zihninde bir araya geldiği zaman, algıları ve bakış açıları genişliyor. Dolayısıyla da üniversite sınavı öncesinde doğru karar vermelerine yardımcı oluyor.
“Finans sektöründe, sorumluluk bilincinin yüksek olması gerekiyor. Çünkü öz disipline en çok ihtiyaç duyulan, uzun çalışma saatleri içeren ve hassasiyet gerektiren bir sektör.”
EĞLENCE VE EĞİTİM BİR ARADA
Renkli Ufuklar çocukları, yaşadıkları şehirdeki kurum, kuruluş ve firmaları ziyaret ettiler, etkinlik noktalarına çeşitli mesleklerden konuklar çağırdılar
R
enkli Ufuklar Projesi’ne katılan çocuklar, farklı meslekleri tanımak ve gerçek kariyer öyküleri dinlemek amacıyla, etkinlik noktalarına farklı mesleklerden konuklar davet etti, çeşitli iş yerlerine ve kurumlara geziler düzenledi. Çocuklar bu organizasyonlarla kendi şehirlerindeki havalimanı, adalet sarayı, hayvan barınağı, atık su arıtma tesisi, yerel kalkınma ajansları gibi birçok farklı kurumu ve iş yerini görme, buralarda çalışan farklı meslek gruplarıyla tanışma fırsatı buldu.
RENKLİ UFUKLAR
Rize Adalet Sarayı:
Çocuklar, adliye çalışanlarından mesleklerine dair bilgiler aldıktan sonra mahkeme salonuna gittiler. Orada hakim, savcı, avukat, katip, davalı, şahitler gibi rollere bürünerek mahkemede cereyan eden olayları canlandırdılar.
Tüpraş İzmir Aliağa Rafinerisi: İşyeri çalışanlarından Çevre Mühendisi Özge
Demirel, Makine Mühendisi Bekir Kağan Yavuz, Bilgisayar Mühendisi Şerife Baş, Kimya Mühendisi Ayça Arıman, Ekonomist ve Tüpraş Aliağa Rafinerisi Mali İşler Müdürü Yiğit Yalçuk, çocuklara meslekleriyle ilgili sunumlar yaptı. Kendi mesleklerini anlatmalarının dışında, Tüpraş’taki görev tanımları hakkında da çocukları bilgilendirdiler. Rafinerinin içini gezme fırsatı bulan çocuklar, rehberleri sayesinde bütün üniteleri gezip tanıdı.
İzmir Kalkınma Ajansı-İZKA:
Çocuklar birçok farklı meslek grubundan (Şehir ve bölge planlama, matematik, işletme mezunu) temsilciyle tanışma ve sohbet etme fırsatı buldu. Mezun oldukları bölümden bağımsız olarak İZKA’da neler yaptıklarını, İZKA’nın İzmir için önemini, kalkınma ajanslarının bulunduğu şehirlerde ne gibi değişiklikler yaptığını öğrendiler.
Türkiye İş Bankası Müzesi:
Giresun Belediyesi Hayvan Barınağı:
Veteriner Fatih Yeşil, barınak ve beraberinde köylerde ihtiyaç dahilinde sürdürdüğü mesleği konusunda bilgi verdi. Ayrıca, barınaktaki hayvanları ve tıbbi müdahale yapılan araçları da detaylı olarak anlattı.
Renkli Ufuklar Projesi’ne katılan çocuklar, 27 Aralık 2011’de Visa Türkiye Ofisi çalışanlarıyla birlikte, Türkiye İş Bankası Müzesi’ne gezi düzenlediler. Gezide çocuklar tasarruf, biriktirme, yatırım, bankacılık gibi konularda bilgi alırken kollu hesap makineleri, daktilolar, ağırlık ölçerler, mühürler, eski tip telefonlar, bankamatik, banka kartları gibi bankacılıkta eskiden beri kullanılan birçok aleti tanıma fırsatı yakaladılar. Banka ana kasası ve kiralık kasa dairelerinin ziyaretiyle tamamlanan gezinin sonunda, Visa Türkiye Ofisi çalışanları çocuklara yeni yıl hediyeleri verdiler.
R
enkli Ufuklar Projesi, geçen aylarda Kadir Has Üniversitesi Cibali Kampüsü’nde gerçekleştirilen Kurumsal Sosyal Sorumluluk Çözümleri Pazaryeri etkinliğinde ziyaretçilerle buluştu. UNDP, CSR Europe, KSS Türkiye ve Kadir Has Üniversitesi tarafından düzenlenen ve ‘İşletme 2023; Cumhuriyetin 100. Yılında Kurumsal Sosyal Sorumluluk’ temasıyla gerçekleştirilen etkinlikte, Renkli Ufuklar standı ilgiyle karşılandı. Kurumsal sosyal sorumluluk alanında Türkiye’de öncü şirketlerden 21’inin ve 700’den fazla katılımcının bir araya geldiği sergi alanında, çalışmalar ve
CMYB
eğitim materyalleri tanıtıldı. Ziyaretçilerin katılımıyla gerçekleştirilen atölye çalışmalarındaysa, Renkli Ufuklar kapsamında çocuklarla uygulanan ‘meslek avcısı oyunu’, ‘meslek şenliğine gidiyoruz’ gibi etkinlikler yapıldı. Renkli Ufuklar Projesi, etkinliğin sonunda ‘Stratejik Kurumsal Sosyal Sorumluluk Yönetimi’ ödülünü aldı. Proje; kurumsal ortaklık yapısı, sürdürülebilirlik gibi özelliklerinin yanı sıra, çocukların mesleki bilgi ve becerilerle yetkinliklerini keşfetmesi konusunda öncü rol üstlenmesi; projenin uygulamasında çok boyutlu ve stratejik bir yönetim yaklaşımı izlenmesinden dolayı ödüle layık görüldü.
CMYB
KADİR HAS ÜNİVERSİTESİ’NDE
10
23 NİSAN 2012
“ÇOCUKLARIN DÖRTTE BİRİNİN MESLEĞİ HENÜZ YARATILMADI”
FOTOĞR AFLA R: G AR B
İS
ÖZ AT A
Y
Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) için Renkli Ufuklar kapsamında uygulanan ‘Kariyer Yolculuğuma Başlıyorum’ programını Uzm. Psik. Dan. M. Fulya Kurter ile birlikte geliştiren Psikolog Dr. Nevin Dölek, kariyeri seyahat gibi gördüklerini söylüyor. Meslek çeşitliliğini tanıtmada medyaya düşen görevler olduğunu belirten Dölek, “Dizilerde ya otel sahibi ya işadamı ya da tasarımcılar var. Çocuklar da bunlara özeniyor” diyor TEGV’de sanatla, yaratıcılıkla, çocuklarda sağlık bilincini geliştirmeyle ilgili olarak başka programlar da var. Hem kariyer bilincinin gelişmesi, hem de çocukların benlik algısının daha olumluya gitmesi anlamında bilimsel olarak etkili olduğu saptandı.
‘Kariyer Yolculuğuma Başlıyorum’ programını tanıyabilir miyiz?
Kariyer planlama sürecine erken yaşta başlamanın önemi nedir?
Hedef; 6-7-8’inci sınıf öğrencileri için kariyer planlama bilinci geliştirmek. Bunun için kişinin kendini ve meslekleri tanımasını içeren etkinlikler var. 16 haftanın sonunda bir ‘Kariyer Pasaportu’ veriyoruz. Hafta içi okul sonrasında ya da hafta sonu günde ikişer saat TEGV’in etkinlik noktalarında eğitim veriliyor.
Sadece kariyer planlama bilincini öğretiyoruz. Bir alan seçerken bir yere yönelirken biraz kendini tanısın, “Ben nelerden hoşlanıyorum?”, “Neleri iyi yapıyorum?”, “Hangi mesleklerin şartları benim psikolojik ihtiyaçlarıma karşılık gelir?” sorularının cevaplarını bilsin. Bir de meslekleri tanısın.
Kimler bu eğitimden faydalanabiliyor? TEGV’e üye çocuklar katılıyor, bazen okullar da talep ediyor. O zaman TEGV gönüllüleri okullara gidiyor. TEGV’in amacı, okul müfredatının dışında çocuğun gelişimine eğlenerek, oynayarak katkıda bulunacak konularda destek vermek.
Bir çocuğun kariyer planlaması yapması ne kadar gerçekçi? Çok erken yaşta meslek seçimi mümkün değil. Üstelik yanlış; çünkü çocuk gelişiyor, deneyimleri değişiyor, yetenekleri, becerileri değişiyor. Artı, dünya değişiyor. Dünyadaki meslekler değişiyor.
Yeni mesleklere dair öngörüler neler? Çocukların dörtte birinin, 15 yıl sonra çalışacağı meslek daha yaratılmadı. Benim zamanımda ‘bilgisayar mühendisliği’ yoktu. O nedenle meslek seçsinler diye uğraşmıyoruz. Zaten tek meslekte kalsınlar diye de uğraşmıyoruz. Bugün biliyoruz ki yüzde 40’ı okuduğu alanda çalışmayacak, bambaşka bir alana yönelecek, 2-3 meslek değiştirecek.
Amerika’da 40 yıl çalışan bir kişi ortalama 11 iş, 4 meslek değiştiriyormuş. Türkiye’de bu rakamın 8 olduğu söyleniyor. Siz ne dersiniz? Benim tahminim yüzde 40, kendi işinin dışında bir meslek icra ediyor. Türkiye’de özellikle sosyal bilimlerde okuyanların büyük bölümü o alanda çalışmıyor. Hukukçuların bir kısmı avukat ya da hakim olarak değil, farklı alanlarda çalışıyor. Mühendislerin önemli bölümü ya girişimci ya da yönetici. Ancak tıp değişmez. Onlar çocukken bilir doktor olmak istediğini, tıp çok istemeden yapılmaz.
Projeye neden ‘Kariyer Yolculuğuma Başlıyorum’ adını verdiniz? Erken yaşta meslek seçimi değil, kariyer planlaması diyoruz. Kariyeri zaten artık seyahat gibi görüyoruz. ‘Seyahat’ metaforundan yola çıkıyoruz. Bir yerlere gidiyorsun, orada deneyim kazanıyorsun. Sonra başka bir yere geçiyorsun. Bu bir seyahat. Bunu biraz daha planlı yaparsan rahat edersin.
Çocukların meslek seçiminde kimler etkili oluyor? Yönlendirmede rehber öğretmenlerin payı var ve çok etkili. Çünkü onlar bu alanda uzman. İlgili öğretmen, çocuğu anne- babasından daha iyi tanıyor. Testler yaptıkları için doğru yönlendiriyorlar. Bazen hiç beklenmedik kişilerin, mesela amcanın, tatilde tanışılan bir kişinin etkisi oluyor. Bunun için son dönemdeki popüler kariyer kuramlarından biri ‘şans kuramı’. Tesadüflerin ve şansın bu kararlarda etkili olduğu görüldü. Onun için yeni kuramın adı ‘planlanmış rastlantısallık.’
ğiştiren ve hala okuyan bir öğrenci var. Kendisi için iyi olanı bir türlü bilemiyor.
Okulu yarım bırakanlara üniversiteye gitmeseler de kariyer yolculuklarında ilgi ve yetenekleri doğrultusunda nasıl destek oluyorsunuz?
var, yapıyorum. Fakat alternatif kariyer konusunda da esneğim. Ne olduğunu henüz bilmiyorum, karşıma çıkacak diye bekliyorum. Ve karşıma çıkabilecek yerleri seçiyorum. Kongrelere gidiyorum, doğru kişilerle tanışacağım ortamlara giriyorum. Bu da planlanmış kısmı. Orada rastladığım ve bana uygun olduğuna inandığım bir şeye karar vermekse rastlantısallık kısmı.
‘Şans kuramı’ Türkiye için ne kadar geçerli? Geçerli, üniversitede nereyi tutturursan orada okuyorsun. En önemli tesadüf o. Çoğu en alta yazdığı yeri kazanıyor, bir süre sonra da seviyor o alanı. Türkiye’de bölge bölge değişiyor. Mesela Doğu Anadolu, devlet güvencesi gerektiren, rahat bulabileceği işleri seçiyor. Öğretmenlik, polislik, hukuk, eczacılık ve hekimlik gibi. Batı daha esnek. Onlar biraz daha sanat ve iş dünyasıyla ilgili. Hareketli, orijinal, para getirecek alanları seçiyorlar. Üstün zekalı çocuklar bilime meraklı. Fizik, genetik ya da para getirecek yöneticilik gibi alanlarda zekalarını kullanıyor. Kimileri de şanslı değil, yanlış yönlendirilmiş oluyor.
Bu konuda sık Aslında planlanamayaca- rastlananlar neler? ğının itirafı mı bu? Yanlış yönlendirmede en Kuram “Her şeyi kendiliğine bırak” demiyor. Tesadüflerin etkisi büyük, hayatında karşılaştığın bir yığın tesadüfün sadece bir kısmını değerlendiriyorsun. Hangi tesadüfleri değerlendirdiğin işin planlanmış kısmı. Planlanmış rastlantısallık da şu: Bir mesleğim
CMYB
şanssız olanlar, zekaca üstünler. ‘Zekanı Ziyan Etme’ kavramı var. İnanılıyor ki, bazı meslekler daha zekiler için. Farklı bir meslek seçerse, zekasını ziyan eder. Bu çocuklar çok mutsuz oluyor. Boğaziçi Üniversitesi’ne Türkiye üçüncüsü olarak giren ama yedi senede üç bölüm de-
Bu ülkede kariyer planlamasında sadece beyaz yakalılara rehberlik edildiği sanılıyor. Oysa önemli bir yüzde liseye devam etmiyor ya da üniversiteye gitmiyor. Bu çocukların kariyer tercihi ne olacak? Biz bunu da önemsiyoruz. Üniversiteye gitmese de ilgisi, yeteneği, keyif alacağı, tatmin olacağı meslekleri tanıtıyoruz. Hepsinin değerli olduğunu hissettiriyoruz.
Bazı anne-babalar çocuklarını yönlendirme konusunda baskıcı olabiliyor... Anne-babalar gittikçe bilinçleniyor. Orta sınıf ve ortanın altı daha esnek, hoşgörülü. Kentlerde yüksek eğitimli ve kariyer sahibi olanların başarı histerisi yüksek olduğu için stereotipleri var. Onlar için başarılı meslekler, statüsü yüksek meslekler. Anne-babalara yönelik de bir eğitim yapılsa mı diye düşünüyoruz. Ama onların katkısı sandığınız kadar yüksek değil. Arkadaşların ve medyanın etkisi daha yüksek. Medyaya düşen bir görev var, meslek çeşitliliğini dizilerde hissettirmek. Çünkü bakıyoruz ya otel sahibi model kişiler ya işadamı ya da tasarımcılar. Çocuklar da bunlara özeniyor.
Çocukları okula gitmek, evden çıkmak istemeyen aileler ne yapmalı? Başlangıç aşamasında zorlamalılar. Geç de olsa okula götürmeliler. Bunun sosyalleşmeyle ilgili bir hastalık olduğunu düşünüyoruz. Tembellik ya da sorumsuzluktan dolayı değil. Ne kendilerini, ne çocuğu suçlasınlar. Bu çocuklarda bilgisayar bağımlılığı da yüksek oluyor. Odaya kapanmalarının nedeni, bilgisayar bağımlılığı değil, aslında sosyalleşemedikleri için bilgisayar bağımlısı oluyorlar.
CMYB
N
evin Dölek, çocuklarla yapılan kariyer çalışmalarında karşılarına çıkan zorlukları, programın çocuklar üzerindeki etkisini ve çeşitli kurumlara düşen görevler hakkındaki sorularımızı yanıtladı.
23 NİSAN 2012
11
HAYALLERLE MESLEKLER ÖRTÜŞÜYOR MU? ŞAZİYE EKŞİLİ 12 yaşında-Adana Süleyman Özgentürk Öğrenim Birimi
SEMA ATAMAN
14 yaşında-Samsun Büyükşehir Belediyesi Eğitim Parkı
Programa katılmadan önce hayalimdeki meslek polis olmaktı. Aksiyonu çok sevdiğimi düşünüyordum. Oysa programa katıldıktan sonra tarihe olan ilgimi fark ettim. Komşumuz olan öğretmenlerle görüştüm, internetten araştırdım ve tarih öğretmeni olmaya karar verdim. Öğrencilere bir faydam olacağı için öğretmenliği de ayrıca seviyorum.
SENANUR BAŞTAN
14 yaşında-Samsun Büyükşehir Belediyesi Eğitim Parkı
Aklımda avukatlık vardı ama Kariyer Yolculuğuma Başlıyorum programına katılınca bu mesleğin bana hitap etmediğini anladım. Matematik dersinden aldığım zevki mesleğe dönüştürmeye karar verdim. Sayısal becerim ve öğretmenliğe tutkum nedeniyle matematik öğretmeni olmaya karar verdim. TEGV’de öğrendiklerim bana çok yardımcı oldu.
ANIL GÜMÜŞAY
12 yaşında-İzmir Egekent Öğrenim Birimi
TEGV’e gelmeden önce aklımda bir sürü soru işareti vardı. Ne olmak istediğimi hiç bilmiyordum. Ama Kariyer Yolculuğuma Başlıyorum programını alınca pek çok meslek olduğunu gördüm. Benim babam araba tamircisi. Aslında ona özenirdim, ama daha iyi maaşı olan bir işim olsun istedim. Şimdiyse özgürce söyleyebiliyorum: Ben makine mühendisi olacağım...
TUĞBA AKKAYA
12 yaşında-Giresun Öğrenim Birimi Aysel ve Mesut Taftalı Etkinlik Merkezi
Ben eskiden sınıf öğretmeni olmak istiyordum ama şimdi astronot olmak istiyorum. Gezegenleri, yıldızları merak ediyor, uzaydaki yaşamı araştırmak istiyorum. Bu mesleğin maceracı tarafı benim hoşuma gidiyor.
TOPRAK ARMAN KOYUN 12 yaşında-İzmir Egekent Öğrenim Birimi
Programa katılmadan önce hayvanları sevdiğim için veteriner olmak istiyordum. Meslekleri tanıdıkça spora yönelik faaliyetlerle uğraşmak istediğimi fark ettim. Şimdi basketbolcu olmak istiyorum. Hidayet Türkoğlu bu seçimimde etkili oldu.
BÜŞRANUR AYDIN
14 yaşında-Samsun Büyükşehir Belediyesi Eğitim Parkı
Hayalimde hemşire olmak vardı. Ama etkinliğe girdikten sonra hayallerimin beni yanılttığını gördüm. Şimdi öğretmen olmak istiyorum ve bu tercihimden de dönmeyi düşünmüyorum. Mesleğimin zor olduğunu biliyorum. Bu mesleği yapabilmek için önce sabırlı olmak, sonra da çocuklarla iyi anlaşmak gerekiyor.
Renkli Ufuklar Çocukları’nın bazıları hayallerindeki mesleklerin aslında kendilerine pek de uygun olmadığını gördü. Yeteneklerini ve ilgi alanlarını keşfeden çocuklar, ileride yaptıkları işi daha çok sevecek ve daha başarılı olacak RABİA ELMALI
12 yaşında-Giresun Öğrenim Birimi Aysel ve Mesut Taftalı Etkinlik Merkezi
Ben önceden de hakim olmak istiyordum ama Kariyer Yolculuğuna Başlıyorum programından sonra emin oldum. Suçlu kişileri yargılamak, suçsuzları ortaya çıkarmak istediğim için hakim olacağım. Meslekler ansiklopedisinden, TEGV’deki öğretmenlerimden mesleğimle ilgili bilgiler aldım ve bu işin bana uygun olduğunu gördüm. Babam da bana destek oldu.
REYHAN SAĞLIYAN 12 yaşında-Nevşehir Hanife Tevfik Aktekin Öğrenim Birimi
Eskiden öğretmenlik ilgimi çekiyordu ama Kariyer Yolculuğuma Başlıyorum Ansiklopedisi’nden ve internetten araştırdıkça doktorluk mesleğini düşünmeye başladım. Son zamanlarda yüz ve kol nakli yapan cerrahlarla tanışmak, onların yanında asistanlık yapmak isterdim. İnsanların hayatlarını kurtarmak, onları iyileştirmek, çaresiz insanlara çare olmak çok güzel olurdu.
DENİZ UÇAR
13 yaşında-Mersin Öğrenim Birimi
Psikolog olmak istiyordum ve fikrim değişmedi. İnsanlarla iyi anlaşabiliyorum, bir konuda insanların ne düşündüğünü az-çok tahmin edebiliyorum ve onlara nasıl yaklaşılması gerektiğini biliyorum. İnsanların sorunlarını dinleyip çözüm aramak ilgimi çekiyor. Psikologluk hakkında bilgi almak için anneme, babama, öğretmenlerime ve arkadaşlarıma da danıştım.
BERRET KARABULUT 12 yaşında-İzmir Çiğli Eğitim Parkı
Bizi Kariyer Yolculuğuma Başlıyorum programı kapsamında belediyeye geziye götürdüler. Orada belediye başkanıyla tanıştık. Halkın isteklerini yapıp, onlar için çalıştığını gördüm. Bu nedenle belediye başkanı olmaya karar verdim. Annem, öğretmenim ve Kariyer Yolculuğuma Başlıyorum Ansiklopedisi de bana destek oldu. Bu mesleği yapabilmek için düzenli, sabırlı ve ikna edici olmak, güzel konuşmak, insanları anlamak ve dinlemek lazım.
SELCAN ÖZKAN
12 yaşında-Nevşehir Hanife Tevfik Aktekin Öğrenim Birimi
Etkinliğe katılmadan önce polis olmak istiyordum. Ama kararımı değiştirdim. Artık avukat olmak istiyorum. Kanunların ve hukukun üstünlüğünü çok önemli bulduğum için bu mesleği seçtim. Bu mesleğin en çok sevdiğim özelliği, insan haklarını savunması ve insan hakkı ihlalleriyle mücadele etmesi.
AZİZ ARSLAN
12 yaşında-Giresun Öğrenim Birimi Aysel ve Mesut Taftalı Etkinlik Merkezi
Kariyer Yolculuğuma Başlıyorum programını almadan önce inşaat mühendisi olmak istiyordum. Program sırasında pilot olmaya karar verdim. Uçak nasıl kaldırılır, nasıl indirilir, telsizden nasıl haber verilir gibi pek çok soru var aklımda. Pilotluğu seçmemin sebeplerinden biri de uçakla bir yere giderken insanların size güvenmesi.
MAAŞ MERAKI ARKA PLANDA KALIYOR Renkli Ufuklar Projesi’nin bugüne kadar amacına ve hedefine ne kadar ulaştığına dair yapılan bilimsel araştırmalar, çocukların mesleklere bakış açısının nasıl değiştiğini gözler önüne seriyor. Çocuklar, meslekleri ve kendilerini tanıdıkça maaşın önemi azalıyor, işin içeriği önem kazanıyor
KEREMCAN ÖCALANKOL 14 yaşında-Ankara Semahat-Dr. Nüsret Arsel Eğitim Parkı
Hayalimde pilotluk vardı ama etkinlikler sırasında bunun bana göre bir meslek olmadığını öğrendim. Eğlenceli ve severek yaptığım bir mesleğim olsun istiyorum. Bu nedenle de müzisyen olmaya karar verdim. Bu meslek için yetenekli olmak ve ritim duygusuna sahip olmak gerekiyor. Ünlü bir rock grubuyla tanışıp, mesleğim hakkında bilgi almak isterdim.
TUĞBA MERMER 14 yaşında-Samsur Büyükşehir Belediyesi Eğitim Parkı
Macerayı ve heyecanı seven biri olarak sivil polis olmayı hayal ediyordum. Kariyer Yolculuğuma Başlıyorum programına girdikten sonra mimarlık mesleğinin bana yakışacağına karar verdim. TEGV’e misafir olarak gelen bir mimara da sorular yönelterek bilgi almaya çalıştım. Yapıtları tasarlama üzerine ilgim var. Bu nedenle, bu meslekte mutlu olacağıma inanıyorum.
ÇİĞDEM GÖLE
T
ürkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı işbirliğiyle hayata geçirilen Renkli Ufuklar Projesi’nin başarısının ardındaki en önemli faktörlerden biri, projenin içeriğine yapılan yatırım. Programa katılan çocuklara eğitimlerden önce ve sonra yapılan anketlerin yanı sıra, Infakto Research Workshop tarafından yürütülen araştırma, projenin etkisini bilimsel yöntemlerle ölçümlüyor. Aşağıdaki araştırma, Renkli Ufuklar programına katılan 400 çocuk ve benzer özelliklere sahip ancak programa katıl-
mamış çocuklardan oluşan kontrol grubuyla yapıldı. Programa katılmayan çocukların ilk defa duydukları bir meslek hakkında merak ettiklerinin başında nerede çalışıldığı ve ne kadar maaş alındığı geliyor. Programa katılan çocuklarsa ilk defa duydukları meslekler hakkında en çok işin içeriği, özellikleri, neye yaradığını ve meslekten memnuniyeti soruyor. Çocukların mesleklerin farklı boyutları hakkındaki bilgi düzeyinin arttığı, aynı zamanda, mesleklerle ilgili daha gerçekçi bir bakış açısı geliştirdikleri gözlemleniyor.
İki grubun cevap yüzdeleri farklı İşin içeriği özellikleri, neye yaradığı Memnun olunup olunmadığı İşin temposu, zorluğu, şart ve koşulları Nasıl bir sosyal ortamda çalışıldığı Kızlar, erkekler için olup olmadığı Nerede çalışıldığı Ne kadar maaş alındığı Bu meslek için hangi okulda öğrenim görmek gerektiği
Renkli Ufuklar (%) 38 30 27 15 6 22 15 26
Kontrol Grubu (%) 9 6 17 20 16 47 37 28
Mesleklerle aralarında bağ kuruluyor
12 yaşında-Eskişehir Atatürk Eğitim Parkı Ali Numan Kıraç Etkinlik Merkezi
Beden eğitimi öğretmeni olmak istiyordum ama TEGV’den Mehlika Abla bana meslekler hakkında bilgi verince oyuncu olmaya karar verdim. Setlerde kaç saat çalışıldığını ve senaryonun nasıl ezberlenmesi gerektiğini Mehlika Abla’ya danıştım. Bana göre bu mesleği yapabilmek için iyi ezber ve iyi rol yapabilmek gerekiyor. Tiyatro oyuncularından Halil İbrahim Babür’le bir araya gelmeyi ve onunla bir dizide oynamayı çok isterdim.
Renkli Ufuklar Projesi’ne katılan çocuklar, meslek ve birey arasındaki ilişki üzerine de düşünerek ‘tercih edilen meslek için birtakım bireysel özelliklere sahip olunması gerektiği’ni vurguluyor.
Birtakım bireysel özelliklere sahip olmak
13 yaşında- Ankara Semahat-Dr. Nüsret Arsel Eğitim Parkı
Eskiden resim öğretmenliği düşünüyordum, şimdiyse kuaför olmaya karar verdim. Saç yapmayı seviyorum ve çok güzel modeller oluşturuyorum. Bu nedenle kuaförlüğün bana uygun olduğunu düşünüyorum. En çok da saçın nasıl kesildiğini merak ediyorum.
Kontrol Grubu (%)
29
Araştırmada Renkli Ufuklar programına katılan çocukların arasında, programın ve bu program çerçevesinde geliştirilen Meslekler Ansiklopedisi’nin mesleklerle ilgili bilgi sahibi olmak için başvurdukları bilgi kaynaklarının arasında sağlam bir yer edindiği görüldü.
Meslekler ansiklopedisi, referans oluyor
Renkli Ufuklar (%)
Kontrol Grubu (%)
72 53 37 9
75 59 35
Son test (%)
Ön test (%)
82 79 82 85 89 79
73 55 72 71 82 69
Son test (%)
Ön test (%)
Renkli Ufuklar ve Meslekler Ansiklopedisi Yönlendirecek, rehber öğretmen gibi biri Mesleklerin tüm özellikleriyle tanıtıldığı bir kaynak Tanıtıcı televizyon programları Ön ve son testler önemli farklar ortaya koyuyor
Kişisel farkındalık
AYŞEGÜL YILMAZ
Renkli Ufuklar (%) 44
Sahip olmak istediğim özelliklerin farkındayım Bir bireyin sahip olabileceği değişik roller hakkında bilgim var Nelerin yaşantımda önemli olduğuna dair bilgim var Neleri iyi yapabileceğimi, hangi konularda iyi olduğumu biliyorum Neleri yapmaktan hoşlandığımın farkındayım Yeteneklerim, ilgi alanlarım ve özelliklerimin farkındayım
Kariyer Bilinci
Farklı ortaöğretim kurumlarının neler olduğunu biliyorum İleride hangi mesleği seçeceğimi düşünmeye başladım Merak ettiğim meslekler hakkında nerelerden bilgi edinebileceğimi biliyorum Tercih ettiğim mesleği araştırırken ne tür bilgiler edinmem gerektiğini biliyorum Meslekleri nasıl sınıflandıracağımı biliyorum Meslek, kariyer ve iş arasındaki farkı biliyorum Meslekler hakkında bilgi sahibiyim
CMYB
73 90 83 83 81 85 80
53 78 67 66 56 61 67
CMYB
Çocukları sevdiğim ve insan sağlığına ilgi duyduğum için çocuk doktoru olmak istiyordum. Ancak etkinlikler sırasında modelist, moda tasarımcısı gibi meslekleri duyunca bunları Kariyer Yolculuğuma Başlıyorum Ansiklopedisi’nde araştırdım. Bu mesleklerle ilgili uzmanlarla bir araya gelip, konuşmayı çok isterdim.
12
23 NİSAN 2012
GELECEĞİN MESLEKLERİ ÇAĞRI ERDOĞAN Sosyal Medya Uzmanı Röportaj-Ertan YILMAZ (İstanbul İpek Kıraç Öğrenim Birimi)
■ Sosyal medyayla ilgilenmeye ne zaman başladınız? Neden bu mesleği seçtiniz? Üniversite yıllarında aktif olarak teknolojiyle ilgileniyordum. Bir gün, araştırdığım konuları anlatErtan maktan keyif aldığımı Yılmaz da fark ettim ve bildiklerimi kitleler önünde anlatmaya başladım. Birçok çalışmada eğitmen olarak yer aldım. Anlatmak bana yetmedi. Bunu bir iş olarak yapma gereği duydum. Kısacası merak ederek, okuyarak, dinleyerek ve öğrenerek başladı aslında her şey. ■ Aileniz mesleğiniz hakkında ne düşünüyor? Son derece memnunlar diyebilirim. Sosyal medya uzmanlığı şu anda en popüler mesleklerden biri. Bu popülerliğini uzun yıllar devam ettirecek. İnternet ölmediği sürece ki, bu bence imkansız görünüyor, sosyal medya uzmanlığının da devam edeceğine inanıyorum. ■ Sosyal medyayla ilgilenmek isteyen gençlere ne önerirsiniz? Çok güzel bloglar ve portallar var. Buradaki makaleleri okuyarak başlayabilirsiniz. Daha sonra bu konuda çalışan kişilerin bloglarını takip edebilirsiniz. Bu konuda çalışan firmaların kendi kurumsal bloglarında da bakış açılarını görebilirsiniz. Bu gibi mecralarda sosyal medya üzerine okuyarak ve ilgili seminerlere de katılarak kendinizi bu konuda geliştirebilirsiniz. ■ Bir sosyal medya uzmanı nelerle ilgilenir, neler yapar? İnternet deyince, yaşayan ve dinamik olan bir canlıdan bahsediyoruz. Bu nedenle de sosyal medya uzmanı, gündemi sürekli takip etmek zorunda. Dolayısıyla da internetin gelişimini takip eder. ■ Sosyal medya uzmanı olmak için özel bir eğitim, özel bir yetenek gerekli mi? Önce kesinlikle merak etmek gerekiyor. Bu işin geçtiğimiz seneye kadar bir üniversitesi yoktu. Ama şu anda bazı üniversitelerimizde yeni medya adında bölümler açıldı. Bu bölümler henüz mezun vermedi, dolayısıyla çalışma hayatında henüz üniversite mezunu yok. Bu işin belli bir öğrenim yeri de yok açıkçası. Sertifika programları bitirmek mümkün ama bu, işin sadece yüzde 20’lik bir kısmını kapsıyor. Sosyal medya ve dijital pazarlama kişinin kendisinden başlıyor. İnsan sosyal medyayı kendisi için ne kadar etkin kullanabiliyorsa, sosyal medyasını yönettiği markalar için de o derece etkili kullanabiliyor. ■ Sürekli internette olmak, araştırma yapmak, günceli ve gelişmeleri takip etmek size zor gelmiyor mu? Kesinlikle gelmiyor. Aslında bir iş değil yaşam tarzından bahsediyoruz.Çünkü hem bu işinizin bir parçası haline geliyor, hem de zamanla bir yaşam biçimine dönüşüyor. ■ Çocukken bilgisayar ve internet kullanımıyla ilişkiniz nasıldı? Çocukken bilgisayarla aram çok iyiydi, ama oyun oynamayı çok sevmezdim açıkçası. Genelde internet tarafında gezinmeyi, bilgi veren sitelerde dolaşmayı, internet platformunda okumayı tercih ettim. Hatta bugün sosyal medya uzmanı sayılıyorsam, bundaki en büyük etkenlerden biri ödevlerimi hep internet platformunda araştırarak yapmamdır. ■ Türkiye’de sosyal medyanın kullanımı/yaygınlığıyla ilgili görüşleriniz nedir? Bugün sosyal medyayı her marka kullanmak zorunda... Zorunda diyorum çünkü bu markanın rakipleri o ya da bu şekilde sosyal medyada yer almaya çalışıyor. Şu anda işletmeler KOBİ seviyesinde dahi bu mücadele içinde yer alıyorlar. Hal böyle olunca sosyal medya, markalar için ve pazarlama dünyasında kaçınılmaz bir mecra olarak yerini almış durumda. ■ Kurumlar neden sosyal medyada yer almalı? Bunun iki sebebi var, biri “Rakiplerim sosyal medyada yer alıyor, ben neden yokum?” İkincisi ise şu: insanlar bir ürün alacakları zaman, önce internette araştırıyorlar. Hakkında olumlu yorum varsa ürünü almaya karar veriyorlar. Aynı şekilde olumsuz yorum olduğunda ürünü almaktan vazgeçebiliyorlar, hatta kullandıkları ürüne dair internette paylaşılmış olumsuz yorum/deneyim varsa, o ürünü bir an önce elden çıkarma ya da kullanmama yolunda gidiyorlar. Bu çok önemli bir nokta, çünkü insanların satın alma kararlarını verdiği aşamada artık markanızın/ürününüzün internette yer alması, konuşulması gerektiği bir zamandayız. ■ İş hayatınızda ne gibi zorluklar yaşadınız? Bugüne kadarki tüm işlerimi sosyal medya aracılığıyla buldum. Eğer doğru noktaları izliyorsanız, kendi fırsatlarınızı kendiniz yaratabiliyorsanız ve bu konuda gerçekten bilgiliyseniz sosyal medya sektöründe işsiz kalma şansınız yok. Çünkü çok geniş ve iyilerin az olduğu bir sektör diyebilirim.
“BİLİŞİM HUKUKUNUN ULUSLARARASI
DÜZEYDE ORTAK BİR DİLİ VAR” LEYLA KESER BERBER Bilişim Hukukçusu Röportaj-Duygu Cebecioğlu (İstanbul Ferit Aysan Eğitim Parkı)
■ Hukukçu olmaya nasıl karar verdiniz? Babam hukukçu olmayı istemiş, olamamış. O yüzden bizim evde hep hukuk kitapları olurdu. Küçüklüğümden beri de hep hukukçu olmam önerildi bana. Dolayısıyla üniversite sınavında tercihlerimin hepsi hukuk oldu. Babam istedi, ben de gereğini yerine getirdim ve hukukçu oldum. ■ Bilişim konusunda uzmanlaşmaya nasıl karar verdiniz? Size cazip gelen neydi? Ben hep yeni ve değişik şeylerle uğraşmayı seviyordum. Hukukta da kanunlar öyle çabuk değişmiyor. Örneğin Türk Ticaret Kanunu 50 yıl sonra değişti, Temmuz’da ye-
“GELECEK TEKNOLOJİDE SAKLI” KEMALETTİN ERBATUR Mekatronik Mühendisi Röportaj-Enes KAZGAN (İstanbul Semiha Şakir Öğrenim Birimi)
■ Mekatronik nedir? Bize kısaca mekatronik mühendisliği ile ilgili bilgi verebilir misiniz? Mekatronik, dört mühendislik dalının katkılarıyla oluşmuş yeni bir mühendislik dalı. Bu mühendislikler; elektronik, makine, bilgisayar ve kontrol mühendisliğidir. Yoğunlaştığı alansa sistem entegrasyonu, elektronik ve mekanik kısımları olan ürünlerin tasarımı. Örnek vermek gerekirse robotlar, tipik bir endüstriyel mekatronik üründür ve belirli mekanik parçalardan meydana gelirler. İşte mekatronik mühendisleri de bu parçaları tasarlar. ■ Mekatroniğin ilgi ve uygulama alanları nelerdir? Bankamatiklerdeki para kabul alanları, banknot sayma sistemleri ve bilgisayarlarımızdaki CD sürücülerini kontrol eden sistemler mekatronik ürünlere örnektir. Yine robotik ve hareket kontrollü uygulamalar ile bilgisayar kontrollü mekanik sistemler mekatroniğin ilgi alanına girer. ■ Türkiye’de mekatronik sistemlerin kullanım yaygınlığı nedir? Bugün Türkiye’de, robotlu otomasyon ve bilgisayar kontrollü makineler, geçen yıllara oranla daha çok yaygınlaştı. Yerli tasarım mekatronik ürünlere rağbet, her geçen gün artıyor. Ülkemizde mekatronik uygulamaları artırmak için, araştırma geliştirme kurumlarının bu konuda daha fazla çalışması gerekir. Teknolojik açıdan, gelişmiş mekatronik örnekleri en fazla gördüğümüz ülkeler Japonya, Almanya ve Amerika gibi endüstrisi gelişmiş ülkeler. Biz de endüstrimizi geliştirmek, bu tür bilgi birikimine sahip olmak istiyorsak, kaliteli araştırmalar yapmalı ve araştırmacılarımızın daha fazla çalışmasını sağlamalıyız. Üniversitemizde mekatronik, robotik, insansı, uçan ve deniz üzerinde giden robotları içeren yaz okulları düzenlemekteyiz. Bunun yanı sıra bizler de öğretim görevlileri olarak çeşitli seminerler vermekteyiz. ■ Siz mekatronik mühendisi olmaya ne zaman ve nasıl karar verdiniz? Ben, Boğaziçi Üniversitesi Elektronik Mühendisliği Bölümü mezunuyum. İkinci sınıftayken kontrol alanının beni çektiğini görmüştüm. Kontrol de, mekatroniğin bileşenlerinden biri. Özellikle endüstriyel robotlar dikkatimi çekiyordu. 1992’de bitirme projemi de, bir endüstriyel robotun elektronik kısmının tasarlanması konusunda yaptım. Bununla birlikte işin içinde mekanik, kontrol teorisi ve yazılım kısımları vardı. Ancak bütün bu çalışmaları yaparken mekatronik söz-
etmesi sebebiyle de çok çalışmayı gerektirir. ■ Aileniz mesleğiniz hakkında ne düşünüyor? Sanırım sevdiğim işi yapıyor olmam onlar için en önemlisi. Yeni bir robot yaptığımda onlar da benimle birlikte seviniyor. Yaptığınız mesleğin sizi heyecanlandırıyor olması çok önemli bir şey. Fakat bundan da önemli olan bir şey var ki, kendinizi işinize ne kadar verdiğiniz ve ne kadar çalıştığınız. ■ Mekatronik mühendisliğiyle ilgilenmek isteyen gençlere ne önerirsiniz? Eğer üniversite öncesi eğitimdelerse okumalarını, robotlarla ilgili gerek internette gerekse yazılı yayınları takip ederek, zihinlerini geliştirmelerini öneririm. Hobi olarak, elektronikle ilgili el becerilerini de geliştirebilirler. Bunun yanı sıra doğru eğitim almaları da çok önemli. ■ Hemen yanı başımızda duran SURALP ile ilgili bilgi alabilir miyiz? Suralp’in açılımı Sabancı Üniversitesi Robot Araştırmaları Laboratuvar Platformu. Türkiye’nin ilk iki bacak üzerinde yürüyen ve tam bir vücuda sahip robotu. Sabancı Üniversite’si öğretim görevlisi olarak konuk araştırmacı statüsüyle Japonya’ya gittim. Oradaki çalışmalarımla Suralp’in projesi şekillendi diyebilirim. Çalışma 2000 yılında başladı. Bu hale 2008 yılının sonunda geldi. Suralp, yüzde 15’lik eğimlere tırmanıp, dengesini sağlayabiliyor. Bu da, dünyadaki en büyük derece. Bunun yanı sıra 29 eklemi var. Bacakları ve kolları altışar ekleme sahip. Belinde bir, başındaysa iki eklemi bulunuyor. Ellerinin açılıp kapanabilme özelliği var. Görüş sistemleri iki kameradan oluşuyor. Göğsünde eğim ölçer sensörleri, ayak ve el bileklerinde moment ölçerleri mevcut. Bir Enes Kazgan dizüstü bilgisayarla Suralp’i kontrol edebiliriz. Asıl hassas kontrolse sırtında taşıdığı çantasındaki özel bilgisayar tarafından gerçekleştiriliyor. Suralp, çok kuvvetli bir robot. En büyük özelliklerinden biri de yük kaldırıyor olması.
cüğüyle henüz tanışmamıştım. Ama öyle bir mühendis olmalıydım ki, robot veya bilgisayar kontrollü bir makine yapılacağı zaman bir ayda bunun elektronik kısmını, bir ayda mekanik kısmını ve bir ayda da kontrol teorisini geliştirip, yazılımını kendi başıma yapabilmeliydim. ■ Mekatronik mühendisi olmak için hangi eğitimleri aldınız? Türkiye’de mekatronik üzerine eğitim veren başka kurumlar da var mı? Türkiye’de ilk mekatronik mühendisliği lisans programını Sabancı Üniversitesi kurdu. Ben üniversiteyi bitirdiğimde, Türkiye’de mekatronik mühendisliği programı yoktu. Elektronik mühendisliği okudum ama aynı zamanda fark dersleri vererek matematik diploması aldım. Daha sonra Londra’da kontrol sistemleri üzerine master’ımı yaptım. Boğaziçi Üniversitesi’ne giderek, elektronik mühendisliği alanında da doktoramı bitirdim. Fakat bütün bu çalışmalarım içinde her zaman robotiğe öncelik tanıdım. TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi’nde 7 yıl robotik ve otomasyon grubunda çalıştım. ■ Mesleğinizin güzel ve zor yanlarından biraz bahsedebilir misiniz? Mesleğimi çok sevdiğim için aklıma hep güzel tarafları geliyor. Bir makineyı sıfırdan yapmak ve çalıştığını görmek çok keyifli bir şey. Ancak, çok yönlü olması ve teorikle deneysel çalışmanın birlikte hareket
CMYB
nisi devreye girecek. Hukuku, araştırmayı çok seviyorum, ama 50 yıl boyunca kürsüye çıkıp öğrencilere aynı kanunu anlatmak bana uygun değildi. Doktoraya kadar Marmara Hukuk’ta daha klasik bir dal olan medeni hukuk kürsüsündeydim. Ancak yeni, farklı ve bilmediğim konularla uğraşmak istiyordum. Onları keşfedip öğrenmeyi, sonra insanlarla paylaşmayı daha çok seviyordum. Her gün uyandığımda yeni bir sorun karşıma çıkaracak ve benden çözüm bekleyecek hangi konular var diye araştırdım ve bilişim hukukuyla karşılaştım. ■ Bilişim hukukçusu ne yapar? Bilişim hukukuna ilişkin yasal düzenlemeler Türkiye’de yeni hazırlanıyor. Örneğin 2004’ten beri elektronik imza vardı, elektronik imza kanunu düzenlemelerini birlikte hazırladık. O zamanlar bilişim hukuku çalışan insanlar olarak sayımız üç kişiyi geçmiyordu. Daha sonra karşımıza elektronik fatura diye bir konu geldi. Şimdi de dijital şirket diye bir konu var. İnterneti kullanıyoruz, internetle ilgili sorunlar, Facebook, Twitter’la ilgili yaşanabilecek şeyler, çocuklar için güvenli internet gibi konular var. Bunlarla ilgili yasaların oluşturulması için bilişim hukukçuları olarak tecrübelerimizi daha çok devlet tarafına aktarıyoruz. Bilişim sadece Türkiye Cumhuriyeti sınırlarıyla çerçeveli bir konu değil. Uluslararası standartta ortak bir dili var. ■ Bilişim hukuku konusunda Türkiye’de nerelerde eğitim alınabilir? Üniversitelerin birçoğunun lisans aşamasında, müfredatta bilişim hukukuyla ilgili dersler var. Dolayısıyla, şu anda Türkiye’deki en azından 15-20 hukuk fakültesi, lisans eğitiminde bilişimle ilgili derslere yer veriyor. Üniversite eğitiminden sonra, yüksek lisans ya da doktora yapmayı düşünenler içinse seçenekler daralıyor. ■ Teknolojik gelişmeleri nasıl takip ediyorsunuz? Teknolojiyi yeni çıkan ürünleri alıp kullanarak takip ediyoruz. İkincisi, internette birtakım teknolojiler var. Herkesin severek kullandığı Facebook ve Twitter’da biz de varız. Bunun yanı sıra alışveriş sitelerinden elektronik ticaret yapıyoruz. Bu konuları derslerde işlediğimiz için, kendimiz deneyerek oralardaki sorunları ya da iyi uygulamaları tespit ediyoruz. ■ Mesleğinizin zorluklarından bahseder misiniz? Türkiye’de hiç uygulama örneği olmadığı için, dünyada neler olup bittiğine bakmamız gerekiyordu. Bu nedenle dünyanın birçok ülkesine gittik ve eğitimler aldık. Dolayısıyla uzun bir öğrenme dönemi geçirmemiz ve kendimize yatırım yapmamız gerekti. Şimdi kurduğumuz o ilişkiler sayesinde, dünyadaki teknolojik gelişmeler ve bunların hukuki sorunlarıyla ilgili olabileceklerden anında haberdar olabiliyoruz. Ancak Türkiye’de birçok kurum alanımızı yeni tanıdığı için, anlamını ve önemini anlatmak epey yıllarımızı aldı. Bunlardan biri de YÖK. Bilişim hukuku, YÖK’ün tanımlanmış listesi içerisinde olmadığından, şu anda bilişim hukuku üzerine akademik kariyer yapamıyorsunuz. Şimdi bununla mücadele ediyoruz. ■ Şuan bulunduğunuz noktada olmaktan mutlu musunuz? Çok mutluyum. Tekrar dünyaya gelsem yine bilişim hukukçusu olurdum. Yine bu işi yapardım, yine aynı zorluklarla karşılaşmayı göze alırdım. Değişik, çok keyifli bir uğraş benim için. ■ Başarınızın sırrını neye borçlusunuz? Bence, başarıda özgüven çok önemli bir şey. Bunu insana okul hayatı değil, öncelikle aile veriyor. Bir çocuk öncelikle bunu aldıysa ve yaratıcılığını da muhafaza ettiyse, bu ikisiyle her şeyi başarabilir. Yani içinde bir heyecan barındırıp, bir şeyler yapmak için hevesli ve istekli olmak lazım. Dolayısıyla yaratıcı düşünmek, severek yapmak ve özgüven çok önemli diyebilirim. Duygu Cebecioğlu
CMYB
“EN POPÜLER MESLEKLERDEN BİRİNİ YAPIYORUM”
Teknolojik gelişmeler, hayatın her alanını etkiliyor. Artık daha çok biliyor, görüyor ve duyuyoruz. Seçeneklerimiz çoğaldı. Öyle ki kariyer alanında klasikleşen mesleklerin yerini, farklı işler aldı. Yeni yeni tanınan sosyal medya uzmanlığı, bilişim hukukçuluğu, marka danışmanlığı ve mekatronik mühendisliği, geleceğin çocuklarını bekliyor
23 NİSAN 2012
13
“İŞİM, AKIL ORTAKLIĞI YAPMAK” Te me Da Ma l Aks nış rka oy ma nı
RÖPORTAJ-HİLAL YILMAZ (İSTANBUL ZEYREK ÖĞRENİM BİRİMİ)
23 NİSAN’A ÖZEL
VAN GOGH ALIVE
Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü Çocuk Korosu ve Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası, TRT 34’üncü 23 Nisan Çocuk Şenlikleri kapsamında birlikte verecekleri konserle, 7’den 70’e ekran başındaki tüm müzikseverlere ziyafet sunacak. Bu özel konser, 24 Nisan 08.45’te TRT Çocuk ekranlarında.
BAYRAMI RENKLENDİRİYOR dinlemesini de bilmek gerekiyor. Yaptığımız iş, doğrular arasından en uygununu seçmek. Hep şunu söylüyorum, matematikte, fizikte sorunun bir tane doğru cevabı var. Oysa iş hayatının hemen her alanında bir konunun ya da sorunun birçok doğru, birçok yanlış cevabı var. Danışmanlıksa doğrular arasından bir tanesini seçmek, seçtirmek gibi geliyor bana. ■ Bu mesleği seçmek isteyenler nasıl bir eğitim almalı? Farklı alanlarda okuyup, sonra iktisat, işletme master’ı ya da MBA yapabilirsiniz. Yani bu meslek, ehliyet gerektirmiyor. ■ Danışman olmak isteyen gençlere ne önerirsiniz? Danışman olmak isteyen gençlere meraklı olmalarını öneririm. Çok okumalarını öneririm. Mesleki kitapları, tüketici davranışlarını, psikolojiyi, sosyolojiyi okumalarını, merak etmelerini, gözlem yapmalarını, düşün-
melerini ve mümkünse yazmalarını isterim. Yazmak insanı düşünmeye sevk ediyor. İnsan, daha derli toplu düşünebiliyor yazarken. Yanlış düşündüklerini düzeltebiliyor. Bunları öneririm. ■ Sizin çocuğunuz var mı? Kaç yaşında, ne olmak istiyor? Onu seçeceği meslek konusunda nasıl yönlendiriyorsunuz? Benim iki çocuğum var. Oğlum 27 yaşında. O, farklı bir meslek seçti. Lüks ürünler satan bir markada yeni iş geliştirme konusunda çalışıyor. Ben, onu herhangi bir şekilde yönlendirmedim. Kızım da lisede okuyor. O, daha çok sosyoloji, siyaset, psikoloji, ekonomi, felsefe gibi konulara ilgi gösteriyor ama henüz seçimini yapmadı. Ben, onlara kendi mutlu olacakları seçimleri yapmalarını tavsiye ediyorum. İlla da bir mesleği onlara zorla seçtirme yoluna gitmiyorum. Doğru da bulmuyorum bunu.
Abdi İbrahim’in, 100’üncü kuruluş yıldönümü nedeniyle Türkiye’ye getirdiği Van Gogh Alive Dijital Sanat Sergisi, 23 Nisan’a özel olarak ilk kez bir pazartesi günü kapılarını açıyor. Van Gogh Alive, Karaköy Antrepo 3’te gezilebilir. Sergi, 12 yaş altı tüm çocuklara ücretsiz, veliler için de yüzde 50 indirim uygulanıyor.
YOYO ÇILGINLIĞI Capacity Alışveriş ve Yaşam Merkezi, tüm yoyo çılgınlarına ve minik ziyaretçilerine benzersiz bir 23 Nisan Bayramı sunuyor. Armağan Oyuncak sponsorluğunda gerçekleştirilecek 2012 Türkiye Yoyo Şampiyonası Finali, tüm yoyo tutkunlarını Capacity’de buluşturuyor. Final heyecanı, 12.0018.00 arasında.
ÇİKOLATA KURSU HEDİYE Mövenpick Hotel İstanbul, 23 Nisan’da, 7-14 yaş arası çocuklar için çikolata yapımı kursu düzenliyor. Başaşçı Giovanni Terracciano ve ekibi tarafından, saat 15.00-17.00 arasında uygulamalı olarak verilecek kursta; çikolata eritme, saklama ve işleme gibi bilgilerin yanı sıra beyaz ve siyah çikolata yapımı, çikolatayla meyve ve fındık kaplama öğretilecek. Kursun fiyatı, kişi başı KDV dahil 95 TL. Rezervasyon tel: 0 212 319 29 29
ÇOCUKLAR MUTLU OLSUN DİYE Migros, 23 Nisan’da çocuklara çifte bayram yaşatıyor. 23 Nisan Tiyatro Şenliği ile çocuklara eşsiz bir bayram hediyesi veren Migros Grubu, tüm çocuklar mutlu olsun diyenlere toplumsal yardımlaşma için eşsiz bir fırsat sunuyor. Kırtasiye, oyuncak ve çocuk kitaplarını Migros, Tansaş, 5M ve Macrocenter mağazalarından yüzde 50 indirimle alan müşteriler, dilerlerse bu ürünleri TEGV vasıtasıyla çocuklara ulaştırabilecekler...
CMYB
■ Marka, pazarlama yönetimi ve liderlikle ilgili iş dünyasına danışmanlık yaptığınızı biliyorum. Yaptığınız işi nasıl tanımlarsınız? Türkiye’deki büyük şirketlere gidip, onların pazarlama konularıyla ilgili olarak akıl ortaklığı yapıyorum. Aslında her şirket hemen her gün kararlar alıyor. Burada en önemlisi, doğru karar alabilmek. Bu kararların beni ilgilendiren tarafı, tüketicilerle ilgili olanları. Örnek vermek gerekirse; hangi tüketicilere hizmet ve ürün satmalılar, onlara bu ürün ve hizmetleri satarken nasıl üretim yapmalılar, ürünü tüketicilerin ayağına nasıl götürmeliler, fiyatlandırma politikaları nasıl olmalı ve nasıl iletişim yapmalılar gibi. ■ Sizi bu mesleğe yönlendiren ne oldu? Ben üniversiteyi bitirdiğim zaman, marka danışmanı diye bir meslek yoktu. İstanbul Üniversitesi’ni bitirdikten sonra iktisat fakültesinde asistan oldum. Amacım, üniversitede kariyer yapmak, profesör olmaktı. Aslında başka bir şey olmak istiyormuşum. Sonra tesadüfen, pazar araştırması yapan bir firmayla tanıştım. Tam 25 sene pazar araştırması yaptım. Pazar araştırması, tüketicilere gidip neye ihtiyaçları olduğu, hangi ürünlerden memnun oldukları, hangi firmaları beğendikleri, hangi ürüne ne kadar para ödemeye eğilimli oldukları gibi konularda görüşmeler yapıp, bilgi toplamak; bu bilgilerin üzerinde çalışarak, onları analiz edip, sonuçları firmalarla paylaşmayı kapsayan bir süreç. Bu araştırmayla firmaların müşterilerine daha iyi hizmet edebilmeleri, daha iyi ürünler çıkartabilmeleri, yani müşterilerini daha çok memnun edebilmeleri mümkün oluyor. 25 sene sonunda dedim ki, “Ben artık başka bir iş yapabilirim.” Araştırma yapmadan da aslında marka danışmanlığı yapabileceğime karar verdim. Çünkü bu araştırma mesleği sırasında pazarlama, marka ve iletişim konusunda hem kendimi çok bilgilendirdim, hem de deneyim sahibi oldum. Müşterilerime de, “Ben, böyle bir iş yapıyorum, arzu ederseniz sizinle çalışalım” dedim ve böylece marka danışmanlığı hayatım başladı. Son 6-7 yıldır da marka danışmanlığı yapıyorum . ■ Nasıl bir eğitim aldınız? İlk ve orta öğrenimimi Galatasaray Lisesi’nde okudum. Sonra Fransa’ya gittim ve ekonomi okudum. Daha sonra İstanbul Üniversitesi’ne girdim. Aynı zamanda Boğaziçi Üniversitesi’nde master’a başladım. Master’ımı bitirdikten sonra, tekrar İstanbul Üniversitesi’nde doktora yaptım. ■ Bu mesleğin en çok hangi taraflarını seviyorsunuz? Pazarlamanın, markanın ve marka iletişiminin ancak insanı çok iyi tanıdığımız zaman yapabileceğimiz bir iş olduğuna inanıyorum. İnsanları tanıyıp, iyi anlayabilirsek markamızı onlara çok daha iyi anlatabiliriz. Bu mesleğin beni en çok cezbeden tarafı, insanı tanımak ve onun karmaşık dünyasını anlamaya çalışmak. Bu mesleğin diğerlerinden farklı yorgunluğu ve zorluğu yok. ■ Danışman olmak için ne gibi özelliklere sahip olunması gerekiyor? Birkaç tane özellik mutlaka gerekiyor. Bir tanesi, bir şeyler biliyor olman lazım. Tabii bilmek tek başına yetmiyor. Bu meslekte deneyimli olmak da önemli. Deneyimin yanı sıra
CMYB
14
23 NİSAN 2012
“HER BAŞARI BENi DAHA iYiSiNi YAPMAK iÇiN MOTiVE ETTi”
Biri Türk atletizminin yükselen değeri, diğeri gözlerinden zeka fışkıran pırıl pırıl bir genç kız... 2012 Londra Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları’nın resmi sponsoru Visa’nın desteklediği milli atletimiz Fatih Avan ile ‘Kariyer Yolculuğuma Başlıyorum’ programına katılan Gamze Kılıç, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı vesilesiyle bir araya geldi
13
OLİMPİYATLAR VE VİSA TAKIMI 1986 yılından beri Olimpiyat Oyunları’nın ve 2002 yılından bu yana Paralimpik Oyunlar’ın global sponsoru olan Visa’nın hayata geçirdiği Visa Takımı, 2004 Atina Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları öncesinde 2002 yılında oluşturuldu ve 2006 Torino ile 2008 Pekin Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları’nda da etkinliklerini sürdürdü. Visa Takımı, 2012 Londra Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları’nda yarışacaklar arasında yer alabilmek için hazırlanan sporcuların çalışmalarını takdir eden ve destekleyen yenilikçi bir sponsorluk programıdır. Visa Europe 2012 Londra Olimpiyat Takımında 9 ülkeden 20 sporcu yer alıyor. 2012 Olimpiyat Oyunları’nda Visa Takımı’nda Türkiye’yi temsil eden isim ise milli atletimiz Fatih Avan.
sabakamda Yunanistan’da liselerarası dünya üçüncüsü oldum. Her başarı beni daha iyisini yapmak için motive etti. Sporculuk yaşantımda dönüm noktamsa Akdeniz Oyunları oldu. İtalya’da ilk altın madalyamı kazandım.
“Egosuyla hırsını birleştiren kişi başarıya ulaşır” ■ Sporcu olmak isteyenlere ne tavsiye edersiniz? Branşı seçerken fiziğine ve kabiliyetine uygun olanı bulmak lazım. En başından iti-
baren profesyonelce yaşamak zorundasın. Düzen ve disiplin önemli. Beslenmeni branşına uygun yapmalısın. Çok zor bir yaşam aslında. Düşün ki, 7-8 saniyelik bir atış için 7-8 ay deli gibi çalışıyorsun. Bir atış hayatını belirliyor. Benim sosyal yaşantım hemen hemen hiç yok. Sabah 9.30, akşam 19.00 atletizm sahasındayım. Geri kalan zaman beslenme ve uykuya gidiyor. Tek eğlencem, playstation oynamak ve ender de olsa sinemaya gitmek. Anne ve baba destek verir, çocuğunun arkasında durursa iş daha kolaylaşır. Arkadaşlarına çok dikkat edeceksin. Doğru insanlarla birlikte olacaksın. Egosuyla hırsını doğru birleştiren kişi mutlaka başarıya ulaşır. Hırsımın bana zarar vermesine izin vermem. Şansın herkese mutlaka bir gün güleceğine inanıyorum. Önemli olan şansı iyi kullanmak.
■ Eğitim sporda başarının neresinde duruyor? Eğitim sadece sporda değil, her alanda önemli. İstediğin kadar büyük ve iyi sporcu ol, insanlara düşüncelerini doğru anlatamıyorsan, iyi örnek olamıyorsan, hiçbir şeye yaramaz. Sporcunun duruşu, konuşması önemlidir. Bu yüzden okulla birlikte sporu yürütmek lazım. ■ Fırsatınız olsa, eğitimin iyileştirilmesi için ne yapardınız? Okulların sayısını artırırdım. Daha fazla üniversite açardım. Öğretmen maaşlarını ikiye üçe katlardım. Öğretmeni mutlu edersen, o da öğrenciyi mutlu eder.
“Üç olimpiyat madalyası kazanmak istiyorum” ■ Bugüne kadar hiç pişman oldunuz mu? Sadece geçen yıl Ostrava’da düzenlenen
23 Yaş Altı Avrupa Şampiyonası’na geri dönmek isterdim. Altın madalyayı 25 santimetreyle kaçırmıştım. Bunu düzeltmek ve altın madalyayı almak için o ana dönmeyi isterdim. ■ Olimpiyat barajını geçtiniz. Londra için neler düşünüyorsunuz? Olimpiyat için hayal kurmadım, o havayı hiç yaşamadım. Nasıl olacak bilmiyorum. Aslında tek tedirginliğim de bu galiba. ■ Sporda hedefiniz ne? Üç olimpiyat madalyası kazanmak. Sadece başarılarımla değil; duruşumla, mesajlarımla da insanlara örnek olmak. ■ Kitaplarla aranız nasıl? Antrenmanlardan fırsat bulduğum zamanlarda bol bol okurum. Daha çok yakın dönem tarihiyle ilgili kitapları tercih ediyorum.
CMYB
yaşında başarılı bir öğrenci olan Gamze Kılıç, aynı zamanda Ankara Semahat Dr. Nüsret Arsel Eğitim Parkı’nda basketbol etkinliğine de katılıyor. SBS sınavı yüzünden bu yıl spora ara vermek zorunda kalmış ama yine de keyfi yerinde. Gamze, kendisi gibi bir sporcu olan Fatih Avan’la bir araya geldi. Fatih abisine, şampiyonluğun sırlarını sordu. Dünya beşinciliği, Avrupa ikinciliği, Universiade ve Akdeniz Oyunları’nda şampiyonluğu olan 22 yaşındaki Fatih Avan, çocuklara atletizmi tanıtmak, doğru mesaj verebilmek için cevap verirken büyük titizlik gösterdi. ■ Bize atletizmi tanıtır mısınız? Diğer branşlardan farklı. Beynini ve vücudunu aynı anda kullanıyorsun. Birçok disiplini bünyesinde topluyor. Maalesef ülkemizde pek popüler değil. ■ Popüler bir branş olmadığı halde siz atletizmi nasıl seçtiniz? Beden eğitimi öğretmenim fazla enerjimi fark edip beni spora yönlendirmek istedi. Hentbol oynamaya başladım. Şutlarım güçlüydü. O sırada başka bir arkadaşım da atletizmle uğraşıyordu. “Sen de gel, cirit atarsın” dedi. Önce “Yapamam” dedim ama sonra “Denemekten zarar gelmez” diye düşündüm. İlk atışım şaşkınlık yarattı, çok başarılı olmuştum. İlk resmi yarışım Mersin’deydi. Türkiye Yıldızlar Şampiyonası’nda 49 metre attım ve gümüş madalya aldım. ■ Bu derece sizi nasıl etkiledi? İtici bir güç olduğu kesin. Düşün ki, ilk yarışmanda ikinci oluyorsun. Destek geldikçe de kendime güvenim arttı. Derecelerim milli takım antrenörlerinin de dikkatini çekti. 2005’te başladığım ciritte, 2006’da milli takıma çağrıldım. Antrenörüm Metin Altıntaş’la tanıştım ve çalışmalara başladık. İlk milli mü-
CMYB