Tesettür, Eşarp, Moda, tekbir Giyim

Page 1

®

SAYI 5 - MAYIS 2012 TEKBİR’İN ÜCRETSİZ YAYINIDIR.

Yaşam www.tekbir.com.tr

B

uenoinmum y s a in

b m o K

Beyler,

Bu Yaza Tekbir

Ayrıcalığı ile Girin!

Şaban KARADUMAN ile “Türkiye’de franchising”i konuştuk.

Prof.Dr. Ömer DÖNGELOĞLU:

2012

Yaz Koleksiyonunda

Meyvelerin Enerjisi

“Her Müslüman, üç ayların önemini bilmeli”

VENEDİK Denizin Gelini



®

Yaşam

EDİTÖR’DEN

Tekbir A.Ş. Adına İmtiyaz Sahibi Mustafa KARADUMAN Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Üyesi Cafer KARADUMAN Yönetim Yeri Atlas Cad. No: 18 Mahmutbey BAĞCILAR/İSTANBUL Tel: 0212 444 0 393 Faks: 0212 446 43 15 www.tekbir.com.tr Editör Merve MÜCAVİROĞLU AYAN Moda Editörü Esra KARADUMAN Grafik Tasarım Gülizar AŞIK Yayın Kurulu Muhammed KADADUMAN Abdullah KARADUMAN Abdurahman KARADUMAN Enes KARADUMAN Seher KIRAN Katkıda Bulunanlar Zeynep TUNÇ Psk.Esra KARADUMAN Fotoğraf Ramazan SAĞ Teknik Destek Fethiye İNAL Yapım Metam Medya Tel: 0212 258 04 94 Faks: 0212 258 85 65 www.metammedya.com Baskı SCALA BASIM Yeşilce Mah. Girne Cad. Dalgıç Sk. No:3 4. LEVENT - İSTANBUL Tel: (0212) 281 62 00 Faks: (0212) 269 07 34 ••• Tekbir Yaşam Dergisi, Tekbir Giyim San. Ve Tic. A.Ş.’nin ücretsiz süreli kurumsal bültenidir. 5.000 Adet basılmaktadır. Soru, Görüş ve Talepleriniz İçin: tekbir@tekbirgiyim.com.tr

Yeni Sezona Merhaba

Havaların bir yağmurlu bir fırtınalı olduğu günleri geride bırakıp sıcak yaz günlerine girdiğimiz bu dönemde ‘’ ne giysem acaba’’ diye düşünmeden edemiyoruz. Bu sayımızda sizlere 2012 İlkbahar-Yaz koleksiyonumuzdan seçtiğimiz kıyafetlerden oluşan bir kombinasyon sayfası hazırladık. ‘’Ne giysem acaba ‘’ sorunuzun cevabını alabileceğiniz ve işinizi kolaylaştıracağını düşündüğümüz bu sayfayı beğeneceğinizi umuyoruz. Evde, yolda, okulda, ofiste, gezmede, düğünde, bayramda, tatilde seyahatte… Her yerde Tekbir şıklığı. Bizi kırmayıp yoğun temposunda Tekbir Yaşam okuyucuları için zaman ayırıp, sorularımızı cevaplayan Prof. Dr. Ömer Döngeloğlu’nun Üç Aylar ve Peygamber Efendimiz ( SAV.)’in Hayatı ile ilgili anlattıklarını heyecanla okuyacak, reklâm filmimiz ve katalog çekimimizin kamera arkasında neler yaşadığımızı öğrenecek, ‘’bizden haberler’’ sayfasında yabancı basının Tekbir’e olan ilgisine şahitlik edeceksiniz. Bu sayımızda Modelhane Sorumlumuz Şükran Uysal, 2012 koleksiyonu hakkında bizlere açıklayıcı bilgiler verdi. Dergimizin Moda Editörü ve Tasarımcımız Esra Karaduman 2012 İlkbahar-Yaz trendleri hakkında görüşlerini aktardı. Satış ve Pazarlama Koordinatörümüz Şaban Karaduman da Türkiye’de franchising ile ilgili bizleri bilgilendirdi. Fas bayimizi tanıttığımız sayfamız ve Osmanbey şubemiz hakkındaki açıklayıcı bilgiler sayesinde siz müşterilerimiz için yaptığımız çalışmaları göreceksiniz. Dergimize eklediğimiz psikoloji bölümünde de psikoloğumuz bizlere çalışan annelerin çocuklarına karşı nasıl davranmaları gerektiğini aktardı. İçeriği ile dopdolu bu yeni sayımızı beğeneceğinizi ümit eder, tüm okuyucularımızı saygıyla selamlar, emeği geçenlere teşekkürlerimi sunarım.

Merve MÜCAVİROĞLU AYAN Kurumsal İletişim Müdürü

••• Reklam Satış Pazarlama Metam Medya Tekbir Yaşam Dergisi,

Metam Medya tarafından hazırlanıp baskıya sunulmuştur. Dergide

yayınlanan tüm yazı ve görseller izinsiz kullanılamaz. Tüm sorumluluk Metam Medya’ya aittir.

Tekbir Giyim, bu dergide yer alan ürünler ve fiyatlarda değişiklik yapma hakkını saklı tutar.

3


BİZ’DEN

Ünlü Alman Tasarımcı HeIdI Beck’in Tekbir ziyareti Bayanlar için tasarladığı kaliteli, şık ve dikkat çekici koleksiyonları ile tanınan ünlü Alman tasarımcı Heidi Beck, Türkiye’den edindiği kumaşları ve Osmanlı Sultanları’nın kaftanlarındaki ipek taftayı kullanarak koleksiyonlar hazırlıyor. Avrupa ile Asya’yı buluşturan tarzı sayesinde adından oldukça bahsettiriyor.

Doğu-Batı sentezinin rahatlıkla hissedildiği ve yaşatıldığı bir şehir olduğu için sık sık ziyaret ettiği İstanbul’u çok sevdiğini dile getiren Heidi Beck, Köln’deki stüdyosunun yanı sıra 2011 yılında İstanbul’da da bir stüdyo açtı. Alman Tasarımcı Heidi Beck 2008 yılında Tekbir Giyim ile işbirliği yapmış ve tesettür koleksiyonu hazırlamıştı. Hazırlanan koleksiyon 2000 kişinin katıldığı muazzam bir defileyle dünya basınına canlı yayınla sunulmuştu. Avrupalı bir tasarımcının muhafazakar bir koleksiyona imza atması nedeniyle basında çok ilgi görmüştü. İş birliği sonunda da Tekbir ekibiyle dostluklarını kopartmamış aksine daha da sıkı hale getirmiş olan ünlü tasarımcı, geçtiğimiz günlerde Tekbir’i yeniden ziyaret etti. Özellikle tasarım ekibiyle uzun uzun hasret gideren Beck, görüşme esnasında 2012 İlkbahar/Yaz trendleri ve renkleri hakkında da bilgi vermeyi ihmal etmedi. Heidi Beck’in Tekbir Ziyareti

24 DAKİKA’YA SPONSORLUK Tekbir, Kanal 24’de yayınlanan ve Betül Bozdoğan’ın hazırlayıp sunduğu, 24 Dakika isimli programın kıyafet sponsorluğunu üstlendi.

Her cuma saat 19.20’de yayınlanan, uzmanların konuk olduğu, eğitim, sanat, kültür gibi konulara yer veren programda Tekbir’den izlere de rastlayabilirsiniz. Programı hazırlayan ve sunan Betül Bozdoğan, Tekbir’in yeni imajını, modern yüzünü, tasarımlarını ve kalıplarını çok beğendiğini, çevresinden kıyafetleriyle ilgili çok güzel yorumlar aldığını dile getirdi.

Sponsorluk

4


KUVEYT TV Kuveyt Devlet TV, “Tesettür ve Moda” konulu haberi için Tekbir’i tercih etti. Kuveyt Devlet TV ekranlarında yayınlanan bir programda tesettür ve moda konusuna da değineceklerini bu nedenle bir tesettür markasıyla görüşmek istediklerini, dünyaca tanınan bir marka olmasından dolayı Tekbir’i tercih ettiklerini dile getiren Kuveyt Devlet TV İstanbul Muhabiri Muhammad Aw-

Tekbir sayesinde tesettür modaya ayak uydurmak zorunda değil

wainat, Tekbir Genel Merkezi’ni ziyaret ederek Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Karaduman ile röportaj gerçekleştirdi. Tekstil ve tesettür konusunda sorulan soruların ardından modayla ilgili bilgi isteyen Awwainat, neden Tekbir’i tercih ettiklerini de şu sözleriyle açıkladı; “Tekbir, dünyaca tanınan bir marka ülkemizde, markanıza ve ürünlerinize büyük bir ilgi var. Bu nedenle sizinle röportaj yapmak istedik. Tekbir sayesinde tesettür modaya ayak uydurmak zorunda değil, modayı tesettüre göre ayarlayan Tekbir’e teşekkür ediyoruz.” Basında Tekbir

İspanya El Pais Gazetesi İspanya’nın en çok okunan gazetelerinden El Pais Gazetesi tercihini Tekbir’den yana kullandı. “Türkiye’ deki İslami moda ve İslami modanın, genç kuşak arasında yaygınlaşması” hakkında görüş almak için tesettür markaları arasından Tekbir’i tercih eden El Pais Gazetesi, Tekbir Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Karaduman ile röportaj gerçekleştirdi. İspanya’nın en çok okunan gazetelerinden El Pais Gazetesi Türkiye muhabiri Blanca Lopez, Tekbir merkez binasını gezerek üretimin Türkiye’de yapılmasının, Türkiye için çok önemli olduğunu söyledi. Öğle yemeğinde Tekbir misafiri olan Lopez, kısa süredir Türkiye’de bulunmasına

rağmen Türk mutfağını yakından takip ettiğini, çok da sevdiğini en çok da mercimek çorbasını beğendiğini dile getirdi. Türkler’in, modayı yakından takip ettiğini, Tekbir’in ürünlerinin de tesettür-

lü ya da tesettürsüz her bayanın giyebileceğini, mağazada, kendisinin de giyebileceği tarzda bir çok kıyafet bulabildiğini belirtti. Basında Tekbir

5


Modelhane Sorumlusu Şükran Uysal’ı, eşarp takmaya pek de alışkın olmayan mankenlerin eşarplarının bozulmaması için uğraşırken görüyoruz.

Katolog Çekimi KAMERA ARKASI Tekbir 80’li yıllardan beri katalog çeken ve bu konuda da piyasaya ve tesettür sektörüne öncülük etmiş bir firma... Katalog çekimlerinde manken olmak isteyen, katalog çekimlerinin nasıl olduğunu ve mankenlerin neye göre karar verildiğini merak edenleriniz vardır. Merak ettiklerinizi Tekbir Yaşam aracılığıyla açıklıyoruz. Tekbir’in katalog çekimleri öncesindeki hazırlıkları, manken seçimi, sergilenecek olan kıyafetlerin belirlenmesi, ürünlerin birbiriyle buluşturulup kombinlenmesi, kombine uygun aksesuar seçimi, hangi ürünün hangi mekanda hangi mankenle çekilmesi gerektiğine varıncaya kadar birçok konuyu ele alacağız. Öncelikle koleksiyondan kaç parçanın kataloğa girmesi isteniyorsa, o adede ve çekim gününe bağlı olarak manken sayısı belirlenir. Daha sonra manken seçimi yapılır. Bunun için cast ajansları ile görüşülür ve istenen özellikleri barındıran farklı ajanslardan gelen modeller arasından seçim yapılır. Tekbir bu süreçte, 3 yıldır ajans hizmeti aldığı BG Ajans ile çalışıyor. Ajans ekibinden ünlü koreograf Ferhan Aral ve Tekbir ekibiyle birlikte bu sezon, biri büyük beden manken olmak üzere 3 bayan ve 1 erkek model ile çekim yapılmasına karar verildi. Stüdyoda gerçekleşen, 3 gün süren 2012 İlkbahar/Yaz katalog çekimi için 350 parçalık bayan giyim koleksiyonundan 6

ize . İşte s istedik den bir m lı a y ı ko imin kbir toğraf on çek tıra fo Yaz koleksiy mediğimiz Te a h k a r / e r r la a ö o h g n a e So İlkb red . n 2012 e bu ka diyoruz Tekbir’i meği geçen v n teşekkür e E da kare… rına da bura la n a ş çalı

120, 200 parçalık erkek koleksiyonundan 20, 100’den fazla desen seçeneği arasından 40 desen eşarp ve şalın çekimi gerçekleştirildi. Erkek Giyim Sorumlusu ve Tekbir Yaşam Yayın Kurulu Üyesi Enes Karaduman ve ekip arkadaşı Onur Yılmaz’ın mankenlerin kıyafetleriyle birebir ilgilendiğini görüyoruz. Tekbir’in Moda Tasarımcılarından ve dergimizin Moda Editörü Esra Karaduman’ın, kıyafetin duruşunu düzeltmek için mankenin yanından ayrılmadığı da dikkatten kaçmıyor.


BİZ’DEN

TEKBİR’DEN BİR İLK DAHA Birçok ilki gerçekleştiren Tekbir, tesettür sektöründe bir ilki daha gerçekleştirerek reklam filmi çekti. Şimdiye kadar katalog çekimi görselleri kullanılarak yayınlanan reklamların yerine TV kanalları için özel reklam filmi çeken Tekbir yine sektöre damgasını vuracağını gösteriyor. Metam Medya tarafından organize edilen reklam filmi çekimleri Holiday Inn Airport Hotel’de gerçekleştirildi. İki gün süren çekimlerde yönetmen ve prodüksiyon ekibi ile birlikte otuz kişi canla başla çalışarak başarılı bir iş ortaya çıkarttı. Kurumsal İletişim Departmanı’nın organize ettiği, Esra Karaduman’ın, Stil Danışmanlığı yaptığı reklam çekimlerinde 2012 İlkbahar/Yaz Koleksiyonu’ndan

seçilen birbirinden şık ürünler kullanıldı. Üç bayan, iki erkek modelin kullanıldığı reklam çekimlerinde evde, işte, yemekte, okulda, yolda, gezmede, düğünde, seyahatte ve tatilde Tekbir olak üzere dokuz ayrı konsept tasarlandı ve çekildi. Bunların yanı sıra Anneler Günü, Babalar Günü ve bayram dönemleri için de ayrı reklam çekimleri gerçekleşti. Otelin havuzu, balo salonu, restaurantı, lobi ve kafeteryası gibi mekanların yanı sıra Tekbir’in, Fabrika Satış Mağazası’nın önünde de çekim gerçekleştirildi. İlk olarak, Anneler Günü’nde yayınlanacak olan TV reklamını ulusal kanallar başta olmak üzere birçok kanalda görebilirsiniz. Tekbir Yönetimi “Tekbir’in tesettürde öncü olması, yaptığı tasarımlarla müşterilerinin zevkine ve zihnine hitap eden bir marka olduğunun göstergesidir. Reklamlarımızda da bunu en iyi şekilde yansıttık” yorumunu getirdi. Reklamlarda, Tekbir’in yeni ve modern yüzünü görebilir, hiçbir yerde bulamayacağınız tasarımları Tekbir mağazalarından temin edebilirsiniz.

7


BİZ’DEN

Defileli Koleksiyon Tanıtımı 2012 İlkbahar/Yaz sezon üretimini bitiren, Tekbir, koleksiyonunu muhteşem bir organizasyonla sundu. Dünyaca ünlü tesettür markası Tekbir 2012 İlkbahar/Yaz koleksiyonuna ait 350 yeni modeli Alanya Bera Hotel’de Aralık ayında yaptığı defile ile tanıttı. Yazlık koleksiyonu sıcak iklimde sunmayı tercih eden marka bu organizasyonu Alanya’da yapmayı tercih ederek en doğru seçimi yaptığını gösterdi. Yemyeşil doğası, mis gibi havası olan Alanya, Aralık ayında olmasına rağmen konuklar için eşsiz bir avantaj sağladı. Bayiler, bölge müdürleri, şube sorumluları ve müdürlerinin katıldığı organizasyon 3 gece, 4 gün sürdü. İlk gün modelleri inceleyen konuklar, ikinci gün ürünleri mankenler üzerinde tekrar inceleme fırsatı buldular.

Dünyaca ünlü tesettür markası Tekbir 2012 İlkbahar/Yaz koleksiyonuna ait 350 yeni modeli Alanya Bera Hotel’de bir defile ile tanıttı.

8

Motivasyonla ilgili programlara da yer verildi. Motivasyon programı “Dünya’nın en zeki adamı” ünvanlı Erdal Demirkıran’ın önderliğinde gerçekleşti. Demirkıran’ın kendine has mizah anlayışıyla bütünleşen anlatım becerisi sayesinde konuklar hem iyi vakit geçirmenin tadını çıkarttılar hem tatil beldesinde canlı stand-up show’u aratmayacak bir programa katılmış olmanın mutluluğunu yaşadılar. 5 yıldızlı otelin tüm imkanlarından yararlanan konuklar, Alanya’nın temiz havası, doğası, Erdal Demirkıran’ın motivasyon programı ve Tekbir’in birbirinden şık ve birbirinden iddialı modellerini beğendiklerini dile getirdiler. Verimli bir program olduğunu söyleyen konuklar otelden memnun bir şekilde ayrıldılar.


MEYVELERİN ENERJİSİ 2012 İlkbahar/Yaz koleksiyonunda yeni çalışmalar gerçekleştirdik. Müşterilerimize daha iyi daha hızlı hizmet vermek, genç müşteri kitlemiz ve büyük beden müşterilerimizin isteklerine cevap vermek adına koleksiyona iki ayrı grup daha ilave ettik. Koleksiyondaki model sayısını arttırıp, genç grup, büyük beden ve Tekbir Klas olmak üzere üçe böldük. Genç grupta hazırlanan tema; bu yaz da çokça göreceğimiz “marin” konsepti oldu. Gençlerin vazgeçilmezi kotlar, spor kumaşlar, marin renkleri, çizgi desenler, zincir, fermuar, altın ve gümüş düğmelerle genç kızların zevklerine hitap eden tasarımlar yaptık. Marin konseptinde hangi ten rengine sahip olursanız olun tarzınıza kolaylıkla uygulayabilirsiniz. Kırmızı, lacivert, beyaz renklerde, çizginin hakim

olduğu marin, bize deniz ve yazı hatırlatıp enerji verecektir. Bu sezon kolay ve hafif giyim tarzları, pileli etekler, grogren lastik etekler, dantel çok fazla göze çarpacak. Büyük beden grupta ise; moda renkleri yeşil ve bej, somon tonları, nar çiçeği, fuşya pembeler, lacivert ekru çok fazla öne çıkıyor. Hazırlamış olduğumuz bu koleksiyonda kendinize yakışan bir kombin yapmanız çok kolay. Etek-gömlek, tunikpantolon, kaplar, pardösüler, elbiseleri 56 bedenlere kadar bulabilirsiniz. Ana konseptimiz olan Tekbir Klas’ da ise; yaza damgasını vuran meyve renkleri tema alındı. Renk konseptleri oluşturuldu. Kumaşlarda rahatlık ve hafiflik sağlayan pamuk, keten, vual, ipek ve şifon, spor kumaşlar, kotlar çokça kullanıldı. Özel günler için hazırladığımız jakarlı ve işlemeli kumaşları klasik takımlar ve pardösülerde bulabileceksiniz. Tekbir Klas ile özdeşleşen muhteşem kaftan grubunu da sizlerin beğenisine sunuyoruz. 2012 İlkbahar/ Yaz sezonunda kullandığımız meyve renkleri; kayısı, elma yeşili, kiraz kırmızısı, vişne rengi, limon sarısı, çilek rengi, portakal rengi ve frambuaz rengi. Hedefimiz ilerleyen günlerde

başlattığımız bu çalışmaları daha da geliştirip sizlere daha fazla hizmet vermek olacak. Meyve renklerinden oluşan enerji dolu bir koleksiyonla siz değerli müşterilerimize ve

çalışanlarımıza hayırlı bir sezon diliyorum.

Modelhane Sorumlusu Şükran Uysal 9


BİZ’DEN

Fas Krallığı’ndaki Dünya Markası Fas Krallığı, Magrib Krallığı olarak da bilinmektedir. İslam coğrafyasının en batı ülkesidir. Bu yüzden geçmişte Uzak Batı olarak adlandırılmıştır. Başkenti Rabat ve en büyük şehri Kazablanka’dır. Afrika’nın en büyük beşinci ekonomisine sahip olan Fas, 2008 yılında yaklaşık %6.5 oranında büyüme göstermiştir. Ekonomisi ile Afrika ülkeleri arasında ilk sıralarda yer alan Fas özellikle tekstil piyasası için de gelecek vaad eden bir ülkedir. Yurtdışında da mağazalaşmaya devam eden Tekbir, Fas’taki ilk mağazasını 2007’de açmıştır. Fas temsilcileri, Tekbir’in açıldığı yıllarda Fas’ta az çok tesettür mağazası olduğunu ancak bu mağazaların tanınmış firmalar olmadığı için çok tercih edilmediğini, Tekbir’in, uluslar arası bir tesettür markası olması sebebiyle çok fazla ilgi gördüğünü ifade etti. Tekbir Yaşam Dergisi’ne ülkeleri hakkında bilgi veren Fas temsilcimiz Mounir Benyass ve eşi İman Hanım, ülkelerindeki bayanların genellikle sakin renkleri tercih ettiklerini, modayı yakından takip ettiklerini ancak moda diye her kıyafeti de giymediklerini belirtti. “Bizim için modanın öncelikle İslami unsurlara uygun olması lazım, zaten Tekbir’in tercih edilmesinin en büyük sebeplerinden biri de modayı İslamiyet’e uydurması” şeklinde konuştu. Genellikle Fas halkının alışverişe geldiğini müşterilerin, Tekbir’in dünyada tanınan bir Türk markası olduğunu bilerek alışveriş yaptıklarını söyleyen Benyass, Fas’a yerli ve yabancı turistlerin de geldiğini, Arap ve Avrupalı müşterilerinin hatta Türk müşterilerinin de olduğunu, Fas Devlet erkânının da tercihlerini Tekbir’den yana kullandıklarını, milletvekili eşlerinin, başbakan eşinin ve cumhurbaşkanı eşinin de sık sık Tekbir’e gelip alışveriş yaptıklarını ifade etti. 10

”Tesettürlü ve tesettürsüz birçok müşterimiz var. Model çeşitliliğinin fazla olması ve global bir marka olmasından dolayı sadece başörtü kullanan bayanlar değil her kesimden müşteri Tekbir’den alışveriş yapmak istiyor” diyen İman Benyass, devlet erkânı da Tekbir tercih ettiği için basının ilgisi büyük, gazeteciler bizimle röportaj yapmak istiyorlar” şeklinde konuştu. Fas temsilcimiz Mounir Benyass, biri Rabat’ta diğeri ise Kazablanka’da 200’er metrekare büyüklüğünde iki tane Tekbir mağazası olduğunu, öncelikli hedefilerinin Rabat ve Kazablanka’nın büyük şehirler olması sebebiyle bu şehirlerde birer mağaza daha açmak ve sonrasında diğer illere yayılmak olduğunu dile getirdi. Bizim için modanın öncelikle İslami unsurlara uygun olması lazım, zaten Tekbir’in tercih edilmesinin en büyük sebeplerinden biri de modayı İslamiyet’e uydurması


FATİH ÜNİVERSİTESİ TEKBİR’DE Fatih Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Klubü öğrencileri, klüp üyelerinden seçtikleri 15 kişilik bir ekip ile Tekbir Genel Merkezi’ni ziyaret ettiler. Perakende Koordinatörleri’nden Fatih Karaduman’ın eşliğinde fabrikayı gezme ve üretimi yakından görme imkanı bulan üniversite öğrencileri, merak ettiklerini ilgili birim yöneticilerine sorarak konuyu uzmanından, yerinde ve uygulamalı olarak öğrenme fırsatı yakaladılar. Öncelikle öğle yemeği ile başlayan programa fabrika birimleri gezilerek devam edildi. Gezi sonrası showroomda toplanan öğrenciler ile çeşitli ikramlar eşliğinde sohbet etmek isteyen Tekbir ekibi, yeni koleksiyon hakkında gençlerin fikirlerini almayı da ihmal etmedi. Mezun olmak üzere olan son sınıf öğrencilerine iş imkânı, staj yapmak isteyenlere staj imkanı sağlanabileceği hakkında bilgi veren ekip, bu konularda her zaman ellerinden geleni yapabileceklerini belirtti. Bu güzel ve keyifli günü unutmamaları için bayan öğrencilere ipek eşarp, erkek öğrencilere de gömlek hediye edip, bay ve bayan öğrencilerden kendilerine birer kombin oluşturmalarını isteyen Tekbir ekibi, bay ve bayan öğrenciler arasında ayrı ayrı kura çekip, kurada adı çıkan iki öğrenciye de seçtikleri kombinasyonu hediye etti. Ayrıca gün içinde almak istedikleri ürünlerde de % 50 indirim imkanı sağlayacaklarını belirtti. Fatih Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Kulübü Genel Sekreteri Hatice Elhan Maden program sonrasında gönderdiği mailde, ekibin teşekkürlerini şu şekilde belirtti: “Bugünkü ilgi alakanızdan dolayı tüm arkadaşlarımız çok mutlu oldular. Hiç bir şirkette görmediğimiz sıcaklığı samimiyeti bize gösterdiğiniz için tüm arkadaşlarım adına ne kadar teşekkür etsem azdır. Tekbir’in benim gözümdeki profili zaten çok iyiydi, bugünden sonra çok farklı bir boyut kazandı. Güler yüz, ilgi alakanız bizi hayran bıraktı. Fatih Bey’in alçak gönüllülük gösterip tüm fabrikada bize eşlik etmesi bizi onurlandırmakla birlikte mutlu etti. Tekbir gezimiz çok güzel hatıralarla hayatımızda iz bırakırken sizin gibi insanlarla tanışmak da günümüze anlam kattı. Hediyeleriniz de bizim için şaşırtıcı bir sürpriz oldu. Mağazada yaptığınız yüzde %50 indirim jestiniz de çok hoşumuza gitti. Servisimize bindiğimizde tüm arkadaşlarımızın yüzünde tebessüm dilinde de “en güzel teknik gezimizdi” sesleri yükseldi. Böyle bir gezinin ayarlanmasına vesile olduğunuz için size de, arkadaşlarım; Ömer Faruk Şişman, Buğra Karahan, Erol Akkoyun, Ayşegül Külekçi, Mustafa Gürlesin, Ali Akmeşe, Bilal Hersek, Afra Begüm Ateş, Cansin Varol, Kübra Nur Özlü, Kübra Uzun, Büşra Zengin, Saliha Doğan ve Esra Arslan adına teşekkür ederim. Tekrar görüşmek dileğiyle…” Bizler de kahvelerimizi yudumlarken, sizleri tatlı bir gülümseme ile hatırlayacağız.

Fatih Üniversitesi Ziyaret

11


BİZ’DEN

Gülayda Gül Etek Ceket Takım

TEKBİR HIZLI ADIMLARLA YENİLENİYOR

Evde, yolda, okulda, ofiste, gezmede, düğünde, bayramda, tatilde, SEYAHATTE…

Bu yaz her yerde ve her konseptTe farklı olan siz olacaksınız.

Kreasyonları ve tasarımlarıyla tesettür modasına yön veren Tekbir, her yaşa hitap ediyor. 2012 İlkbahar- Yaza somon, bej, yeşil, nar çiçeği, lacivert, ekru, fuşya gibi canlı renklerle damgasını vuran Tekbir, her ortamda rahat etmeniz ve kendinizi ifade edebileceğiniz yeni ürünler tasarlamaya devam ediyor. Komşunuza çaya giderken, arkadaşlarınızla bir kafede buluşurken, okula giderken, bayram, düğün ve mezuniyet gibi özel günlerde, seyahate çıkarken, tatile giderken, ofiste çalışırken ihtiyacınız olan tüm ürünleri Tekbir mağazalarında bulabilirsiniz.

Karanfil Ceket Safran Etek

Karanfil Ceket ve Safran Etek, Tekbir’in yeni yüzünü en iyi yansıtacak modellerden biri olacak. Turuncu, sarı, pembe gibi oldukça sıcak renklerin hâkim olduğu ikili kombin, sıcak yaz günlerinde katılacağınız davetler için dolabınızdaki en güzel kıyafetler arasında yerini alacaktır. Lazer şallarla kombinlemeye alıştığımız eteklere bu sezon ceket içi astarlar da eşlik edecek. İnanılmaz bir şıklık katan bu uyum, sizi ve tarzınızı çok farklı kılacak. Tekbir’in modern, şık ve yenilikçi tasarımlarından bir diğeri ise Gülayda Gül Etek ve Ceket Takım. Siyah beyaz renklerden oluşan modelin eşarp deseni, pano desen olarak eteğe de uygulanmıştır. Eşarbınızla kombinlediğiniz eteği, eşinizin ceket mendili tamamlayacak. Kıyafetinizle şık ve farklı bir imaj yansıtırken, bulunduğunuz ortamın en uyumlu çifti siz olacaksınız. 12



MAĞAZA

OSMANBEY ŞUBE Moda, görsellik üzerine kurulu bu nedenle sattığınız her ne olursa olsun onu satışa sunduğunuz mekân da çok önemli.

OSMANBEY’DE TEKBİR ŞIKLIĞI Osmanbey şubesi ilk olarak 1997 yılında Tekbir bünyesindeki “D8 Collection” markasıyla hizmet vermeye başladı. Daha sonra moda severlerin Tekbir’e olan yoğun talepleri sebebiyle 2001 yılından itibaren Tekbir markasıyla yoluna devam etti. Şubemiz yıllardır Türkiye’nin moda merkezi haline gelen Osmanbey’de hizmet vermektedir. “Tebdil-i mekanda ferahlık vardır” der atalarımız. Değişiklik bu sektörün içindeyseniz belli periyotlarla yapılan rutin değişiklik haline geliyor. Biz moda ile uğraşıyoruz. Moda, görsellik üzerine kurulu bu nedenle sattığınız her ne olursa olsun onu satışa sunduğunuz mekân da çok önemli. Dolayısı ile satış yaptığınız mekan da en az satılan ürün kadar şık olmalıdır. Başlıca sorunumuz aydınlatmaydı. Bu değişiklikle bu sorunumuzu 14

çözdük. Bir inci, istiridyenin içinde değil asıl gün yüzüne çıktığı zaman değerlidir, biz de bu değişiklikle saklı incilerimizi gün yüzüne çıkarttık desek abartmış olmayız sanırım. Mağazamızı tepeden tırnağa değiştirdik, başlıca


aydınlatma sorunumuzu çözmekle beraber mağazayı kalabalık görüntüden kurtarıp yeni sade ve modern bir çizgiye kavuşmasını sağladık.

Bir inci, istiridyenin içinde değil asıl gün yüzüne çıktığı zaman değerlidir, biz de bu değişiklikle saklı incilerimizi gün yüzüne çıkarttık .

Osmanbey’e alım yapmak üzere gelen yerli ve yabancı turistler var. Bunların tamamı bizim potansiyel müşterimiz ama asıl hedef kitle tesettür giyimi tercih edenler, bu çizgiye yakın şık ve modern giyim anlayışında olan alıcılardır. Biz Osmanbey’de özellikle Türkiye’nin dört bir yanına, Orta Doğu (İran ve Arap Ülkeleri), Balkanlar, Türki Cumhuriyetler, Rusya ve Avrupa’ya ihracat yapmaktayız. Bizi diğer Tekbir Mağazaları’ndan ayıran özellik toptan

satış hizmetinde bulunuyor olmamızdır. Yaklaşık 15 yıldır aynı yerimizde müşterilerimize hizmet sunuyoruz. Yenilenen dekorumuzla yeniden bir açılış yapmak istedik. 2012 İlkbahar ve Yaz sezonu başına denk getirdiğimiz için, müşterilerimizi telefonla aramak ve e-posta göndermek suretiyle yeni sezon ürünlerimizi tanıtmak ve yenilenmiş mağazamızda onları ağırlamak için davet ettik. Bu vesile ile Tekbir Yaşam okuyucularını da mağazamızda görmekten memnun olacağımızı belirtmek isteriz. Müşterilerimizin, hem yeni sezon ürünlerimizi hem de yenilenen dekorumuzu gördüklerinde verecekleri tepkiyi sabırsızlıkla bekliyoruz.

Tekbir sezonda fark atıyor Gezdiğimiz mağazaların reyonlarında, 2012 İlkbahar/ Yaz ürünlerinin tamamını göremezken, dünya markaları sezonu önden takip ediyor. Yerli yabancı birçok firma içinde bulunduğumuz ilkbahar - yaz döneminde sezonun imalatını yeni yeni bitirmekte. Dünya markası olduğunu bir kez daha kanıtlayan Tekbir, 2012/13 Sonbahar/Kış koleksiyon çalışmalarını Mayıs ayında bayilerine tanıtmaya hazırlanıyor.

15


RÖPORTAJ

Tekbir Satış ve Pazarlama Koordinatörü

Şaban KARADUMAN Özellikle geçmiş dönemde tekstil sektöründe franchising sistemi çok iyi ilerliyordu fakat franchising sistemiyle çalışan markaların bir çoğu belli bir noktaya geldikten sonra kendi mağazalarını oluşturmaya başladılar. Kendi mağazalarını oluşturdukları şehirlerde bayilikleri iptal ettiler, bu davranış da franchising sistemine biraz yara aldırdı. Kendinizi tanıtır mısınız? Göreviniz nelerdir? Tekbir A.Ş. Satış ve Pazarlama Koordinatörüyüm. Kaç kişilik bir ekip ile çalışıyorsunuz? Bu ekibe dahil olmak isteyenlerde aradığınız özellikler nelerdir? Osmanbey’deki showroom ile birlikte 12 kişilik bir ekiple çalışıyoruz. Aramızda Arapça, İngilizce, Rusça bilen güçlü bir ekibimiz var. Ekibimize dahil olmak isteyen kişilerden beklediğimiz özelliler, öncelikle tekstil piyasasını ve firmalarını iyi tanıması franchise sistemiyle çalıştığımızdan dolayı bu alanda tecrübeli olması, yurt dışı seyahatlerinden dolayı en az bir yabancı dil biliyor olması gerekiyor. Türkiye’de franchising ne durumda, ekonomideki dalgalanmalar sektörü etkiliyor mu? Özellikle geçmiş dönemde tekstil sektöründe franchising sistemi çok iyi ilerliyordu fakat franchising sistemiyle çalışan markaların bir çoğu belli bir noktaya geldikten sonra kendi mağazalarını oluşturmaya başladı. Kendi mağazalarını oluşturdukları şe16


hirlerde bayilikleri iptal ettiler, bu davranış da franchising sistemine biraz yara aldırdı. Biz Tekbir firması olarak franchising verdiğimiz illerde şube açmayıp bayiinin devam etmesini sağlıyoruz. Ekonomideki dalgalanma ticaretle ilgilenen her insanı etkiler. Etkilenmemek için ticaretle ilgilenmemesi gerekir diye düşünüyorum. Bizim her kesimden müşteri potansiyelimiz olduğundan dolayı bu tür dalgalanmaları en az hasarla atlatmak gibi bir avantajımız var. Franchise girişimciler için nasıl bir alan? Doğru markayı ve doğru yeri seçerlerse sıfırdan bir iş kurup en az on sene uğraşacağına hazır bir imkan diye düşünüyorum fakat franchise açmayı düşünen yatırımcılara tavsiyem anlaşacakları firmalarla uzun vadeli anlaşma yapmaları. Özellikle bizim firmamız açısından değerlendirmek istersek Türkiye’de ve dünyada Tekbir’i bilmeyen yok denecek kadar azdır, 17.500 metrekare fabrikası, altyapısı ve en önemlisi dünya genelinde marka olması dolayısıyla girişimcilere sadece bulundukları il veya ilçelerinde bir mağaza yeri temin etmek ve bu mağazayı satışa hazır hale getirmek olacaktır. Markası kalitesi ve bilinirliliği olan bir firmanın bayiliğini almak kadar kolay bir ticaret yolu olduğunu sanmıyorum. Tekbir’in franchise vermeye başladığı yıl ve toplam franchise şube sayısı hakkında bilgi alabilir miyiz? Tekbir 1985 yılından beri franchise vermeye devam ediyor. Franchise şube sayısı yurt içinde 40, yurt dışında 25, toplam 65 noktada franchise şubesiyle müşterisine hizmet veriyor.

Yurtdışında da bayiniz var mı? Evet. İngiltere, Almanya, Hollanda, Avusturya, Bosna Hersek, Makedonya, Azerbaycan, Dağistan, Kazakistan, Türkistan, Rusya, Özbekistan, Irak, Mısır, Lübnan, Ürdün, Tunus, Cezayir, Mağrip (Fas), Sudan. Tüm bu bayilerin takibini siz mi yapıyorsunuz? Evet ekibimle beraber yapıyoruz. Tekbir’in franchise vereceği firmalarda aradığı özellikler nelerdir? En önemlisi Tekbir’in misyonunu üstlenebilmesi. Bu markanın önemini ve bu markaya değer veren müşterilere en üst seviyede değer ve hizmet verilmesini sağlaması. Tekbir’in franchise mağazasının yatırım maliyeti nedir? İl, ilçe ve metrekareye göre değişir. Yaklaşık 150-200 bin TL civarı bir sermayeyle bayiliğe başlayabilir. Tekbir’in franchise alan girişimciye sağladığı kazançlar nelerdir? Bunları saymakla bitiremeyiz. Bir kaç örnek verecek olursak; öncelikle huzurlu bir şekilde ailece ticaret yapma olanağı, sistemi kuralı belli ve hazır müşteri potansiyeli olan bir markanın temsilciliğini yapmanın rahatlığı, bulunduğu bölgede kendini çok rahat ifade etme imkanı, dünya genelinde alternatifinin bulunmaması vs. Öncelikli olarak franchise vermek istediğiniz yerler nereler, bizlerle paylaşır mısınız? Öncelikle mağazamız ve bayimiz olmayan il ve ilçeleri tercih ediyoruz. Web sitemize girildiğinde bayilik verilecek il ve ilçeler belirtilmektedir. Tekbir’in toptan bölümü olarak gelecekteki hedefleriniz nelerdir? 2015 yılının sonuna kadar Türkiye’nin tüm il ve ilçelerinde Tekbir şubelerini oluşturmak, bunun yanında yurt dışında temsilcimiz olmayan tüm ülkelerde Tekbir franchise sistemini oturtup tüm dünyada Tekbir ürünü giymek isteyen müşterilere ulaşmayı sağlamaktır. Teşekkür eder bütün bayii ve müşterilerimizi saygıyla selamlarım.

17


MODA

2012 İLKBAHAR-YAZ TRENDLERİ Moda Tasarımcısı Esra Karaduman’dan tavsiyeler… Yazı yaz yapan renklerle dopdolu bir sezon bizi bekliyor. Hafifliğin ve rahatlığın ön planda olduğu yaz sezonunun kumaş ve renklerine göz atalım önce. Sonra da desen trendlerinden bahsedelim. İpek ve şifonun hakimiyeti geçen seneki gibi devam ediyor. Paperface kumaşlar da yerini almış durumda. Bunların yanı sıra denim, yaza uygun örme çeşitleri, keten, kenevir, krep, kraşlı kumaşlar, trench, double face kumaşlar ve tül. Kumaşların tamamlayıcısı renkler ve desenler ise şöyle olacak; renklerin özeti olarak meyve renklerini ele ala biliriz. Tekbir bu sezonun temasını ‘Meyve renkleri’ olarak belirlemişti. Biz de buradan yola çıkalım. Frambuaz rengi, erik yeşili, portakal rengi, patlıcan moru, pembe, çilek kırmızısı, muz sarısı ve bunların yanında gök mavisi, tahıl renkleri, kahvenin tonları, gri, siyah, beyaz, bej, silver ve gold gibi parlak renkler ve avatar filmindeki gibi fosforlu renkler. Desenler ise; doğadan esinlenilmiş desenler ön planda. Animal desenleri, eskimiş havasına sahip kumaşlar, Asya ve Afrika esintisi taşıyan etnik desenler, empirme, puantiye, geometrik desenler, işlemeler, marin desenler, yağlı boya veya sulu boya ile yapılmış havası veren desenler. Kısaca sezonun parçalarından bahsetmek gerekirse. Marin havasını yansıtmak için kırmızı- beyaz-lacivert kombinli çizgili ya da marin desenli kıyafetler bizi ilkbahar aylarında yaza hazırlamak için iyi bir tercih. Pilili etekler ve pantolonlar yine çok moda. Yeni sezon alışverişine gittiğinizde bunlardan birini muhakkak edinin. Beyaz gömlekler ve tunikler yine vazgeçilmezlerimiz arasında. Bu kadar renk varken dolabımızı da bu sezon biraz renklendirmek için her renkten pantolon ve etek almak çok akıllıca. Dantel bu sezonda bayanlara zerafet ve şıklık katacak. Danteli kotlarda ve trench kabanlarda bile göreceğiz. Tül modası da devam edecek. Kombin yaparken balerinlerden esinlenebilirsiniz. Krepten yapılmış elbiseler ve etekler de raflarda yerlerini alacak. Hafifliğin ön planda olduğu spor kıyafetlerin yanı sıra paperface kumaşlardan yapılmış kabanlar ve tuniklerde bizi sıcak aylarda ferah tutacak. Yazın ketenin yeri bambaşkadır. Keten takımlar, pardösüler, etekler ve pantolonlar rahatlığın habercisi. Doğadan esinlenilmiş desenlerden yapılmış modellerden de en az bir tane almak iyi olur. Bu bir animal deseni ya da bir ağaç olabilir. Gökyüzünü yansıtan bulut desenli bir kıyafet veya bataklığı anımsatan tarzda eskitilmiş kumaşlardan yapılmış bir kıyafet de olabilir bu. Asya ve Afrika’nın etnik desenleri ve modelleri birbirine karışacak bu sezon. İşlemeler her sezon olduğu gibi yine kendini gösteriyor. Empirme desenler güzel kombinlenirse bizi yazın açmış çiçekler gibi hem çok canlı 18

hem de çok güzel gösterecek. 60’lı 70’li yılların esintilerinin de olduğu bu sezonda elbiseler ve uzun etekler öne çıkıyor. Belden oturmuş parçalar, geniş pantolonlar… Örmenin rahatlığı bizi yazın da sarıyor. Teknolojinin gelişmesi ile örme çeşitlerinin de artması hem koleksiyon yapanları hem de müşterileri daha çok memnun ediyor. Dokuma havasına sahip örme kumaşlar yaza uyarlanmış haliyle dolaplarımıza bu sezonda girecek gibi görünüyor. Leoparı artık hepimiz çok seviyor ve yaz kış demeden her sezon kullanabiliyoruz. Leopar deseninin de renklenmiş halleri karşımıza çıkacak. Benden tavsiye farklılık adına küçük parçada dahi olsa kullanın. Örneğin renkli leopar desenli eşarplar var. Böyle bir eşarpla düz kıyafetlerinize hareket katabilirsiniz. Fosforlu renklere sahip kumaşlardan yapılmış kıyafetler ile silver ve gold renklere sahip kumaşlardan yapılmış kıyafetler de sezonun en çarpıcı parçaları. Bu tarz kıyafetleri sadece davetler değil aynı zamanda günlük yaşantınıza da sokma zamanı. Ama bunu fazla abartmadan yapmakta fayda var. Aksi halde her an düğüne gidecekmişiz havası olur üzerimizde. Yapmamız gereken şey kombinasyonumuzda tek bir parçayı parlak kullanıp diğer parçaları sade tercih etmek. Renkli pantolonları geçen yazdan beri görmeye alıştık. Örneğin kırmızı bir pantolon marin havasında bir kombinasyonla, pembe bir pantolon zıt bir renkle, toprak tonlarında bir pantolon ise animal desenleri ya da gök mavisi bir tunikle kombinlenebilir.


19


EŞARP Tekbir’de değişim eşarplara da yansıdı. Alışılanın dışında moda renkleri ve çizgileri taşıyan ipek eşarplar her yaşa hitap ediyor. İstediğiniz desen ve renkteki eşarplar, ilkbahar-yaz tasarımlarıyla sizleri bekliyor.

İpek tuşeli lazer kesim şalların, zengin renk alternatiflerini de mağazalarımızda bulabilirsiniz.

Bayanların vazgeçmediği yaz, kış her kıyafette karşımıza çıkan leopar desen, sezonun moda renklerini barındıran birçok renk çeşidiyle Tekbir koleksiyonunda da yerini aldı. Tekbir mağazalarının bulabileceğiniz leopar desenler oldukça rağbet göreceğe benziyor.

Bu yaz vazgeçemeyeceğiniz desenlerden biri de zincir ve zincire en yakışan desen marin konseptli eşarplar olacak. Yazın tüm moda trendlerini taşıyan eşarp desenlerini değişik renk seçenekleri sayesinde giyisilerinizle kombinleyebilirsiniz. 20


21


MODA

Beyler, bu yaza Tekbir ayrıcalığı ile girin!

Sahil kenarında geçireceğiniz bir tatile çıktığınızı düşünün. Kendinizi nasıl hissedersiniz? Söyleyecekleriniz; hafiflik, rahatlık ve sadelik mi? Öyleyse bu sezon giyinmek hergün yeni bir tatile çıkmak gibi olacak. Çok daha hafif ve yumuşak omuzlu ceketler, natürel tonlar, maviler ve grinin her tonu ön plana çıkacak. Grilerle bütünlenen zeytin ve asker yeşili tonlarını, bej ve toprak renkleriyle bütünlenen mercan ve yeşil tonlarını, mavi tonlarıyla bütünleyebileceğiniz beyaz ve krem rengini gönül rahatlığıyla kombinleyebilirsiniz. Tekbir erkek, farklı tarzı ve kalitesiyle kendini hep gündemde tutmayı başarıyor. Bu yaza yeni tasarımlarla damgasını vurmaya hazır. Mevsimlik takım elbise ve ceketlerin yanı sıra pamuklu kumaşlardan yapılmış takımlar, ceket ve gömleklerde ön planda. Bu yaz ön planda olan başka bir grup ise gofre ceketler... Gofre kumaşın kırışık bir görünüme sahip olması ve ütü gerektirmemesi tercih sebebiniz olacak. T-shirtlerde, merserize ve pamuk kumaşlara ağırlık veriliyor. Spor ve klasik birçok seçenek arasından tarzınızı bulmanız veya oluşturmanız mümkün. Renk yelpazesi oldukça geniş olan Tekbir erkek koleksiyonunda gri, bej, saks mavisi renklerdeki yazlık montlar oldukça dikkat çekiyor.

22


23


RÖPORTAJ

Yoğun bir programı olan ve sürekli konferanslar vererek toplum bilincinde İslam’ın önemini ve İslam bilgilerini aktaran Prof Dr. Ömer Döngel Döngeloğlu, Tekbir Yaşam Dergisi’ne Kutlu Doğum Haftası ve Üç Aylar ile ilgili bilgiler aktardı. Döngeloğlu, “Her Müslüman, bu ayların önemini bilmeli”dedi. Peygamber Efendimiz (S.A.V.)’in hayatından başlayalım. Bize kısaca bilgi verebilir misiniz? Resullulah Aleyhisselam, babası Abdullah’ı kaybetmiş olarak dünyaya geliyordu. Hz. Amine Peygamber Efendimiz’i dünyaya getirdiğinde on dokuz yaşlarındaydı. Aslında Hz. Amine’den sadece bir çocuk değil aynı zamanda bütün insanlık için vahşetin adeta insan akıllarını çıldırtan beynin boşalıp insanların heveslerinin peşinde savrulduğu bir dönemde bir umut da doğmuş oluyordu. Amine annemiz çok genç dul kalmıştı. Altı yaşındayken yavrusunu da bırakıp ahirete irtihal eyleyecekti. Medine’ye yakın Ebva köyünde Peygamber Efendimiz’in babası doğumundan bir kaç ay önce Medine’de Adiy İbni Neccar’ın oğullarından Nabira’nın evinde ağır bir hastalık sonucu vefat ediyordu. Sanki Medine, peygamberimize daha doğmadan babasını kendi koynuna alarak “gel” diyordu. Resullullah Aleyhisselam dünyaya gelirken Hz. Amine’nin yanında Abdurrahman İbni Avf’ın annesi Hz. Şifa annemiz vardır. Burada hanımefendilerin eğer bir şeyle iftihar edilecekse bence en çok gurur duyacakları şey, Hz. Muhammed Aleyhisselam’ a dünyadan verilen ilk şey bir kadının sütü olmasıdır. Efendimiz Hz. Şifa annemizin sütünü emmiştir. Ne gariptir ki Peygamberimiz dünyadan giderken de dünyadan son ağzına aldığı şey de bir kadına aittir; Hz Aişe’nin tükürüğüdür. Misvak istiyor Allah Resulü, Aişe annemiz (R.A.) misvak parçasını alıyor, kuru bir ağaç dalı onu ağzında çiğniyor, emiyor, tükürüğüyle ıslatıyor. Efendimiz Aleyhisselam yorulmasın, diye yumuşatıyor. Hz. Ayşe tükürüklerinin olduğu misvağı Efendimiz’e veriyor. 24

Yine hanımefendilerin iyi bilmesi gereken Hz. Hacer, Hacer Afrikalı bir köle, Harem valisi tarafından Hz. Sare annemize hediye edilmiş bir köle aynı zamanda Hz .İsmail Aleyhisselam’ın annesi. Hacer annemiz öyle muhteşem bir yürüyüş yapıyor ki Resullullah Aleyhisselam, İslam’ın beş esasından biri olan Hacc’ı, Müslümanlar’a tarif ederken bir peygamber dahi olmayan kadının yürüyüşünü Hacc’ın içerisine ana direk olarak yerleştiriyor. Safa ile Merve yürüyüşü... Hanefi mezhebinde vacip olan bu yürüyüş diğer üç mezhepte farzdır. Şafii mezhebinde, Hanbeli mezhebinde, Maliki mezhebinde Safa ile Merve yürüyüşü farzdır. Bir zamanlar Mısırlı köle olan bir kadının yürüyüşü öyle çok beğenilmiş ki Allah ve Resulü tarafından, yürüyüşü ebedileştirilmiştir. Efendimiz’den önce gelmiş olan peygamberlerin hatıralarından İslam’a bu örneklerin taşınması bu dinin alemşümul olduğunun bir başka delilidir. Dolayısıyla Hz. Muhammed Aleyhisselam’ı anlamak çok önemlidir. Bizlere Efendimiz(S.A.V.)’in hayatında çok önemli yeri olan Hz. Halime annemizin Efendimiz’e karşı muhabbetini anlatır mısınız? Annesinden sonra Efendimiz, Halime’nin kucağındaydı. Allah’ın Resulü Hz.Halime ile güzel günler geçirdi. Hz. Halime zayıftı, sütü fazla yoktu, kimse çocuğunu Halime’ye vermemişti; Peygamberimiz’in de babası sağ olmadığı için dolgun ücret veremezler diye peygamberimizi de kimse almamıştı. Kader Hz. Abdullah’ı yirmi beş yaşında Medine’ye çağırmıştı. Gün gelecek Halime annemiz Medine’ye gelecek orda vefat edecek. Hz. Peygam-


berin kızı Fâtıma da Medine’de vefat edecek. Resullullah levha olacak şey canlı Kur’an Hz.Muhammed AleyhisseAleyhisselam da yine yıllar sonra annesinin babasının lam demek doğru olur. Yani yaşayan bir Kur’andı.. kızlarının olduğu Medine’de ailesine kavuşacak. Medine Hz. Peygamber’in hayatını bizim için Kur’an tasvir etmiş: adeta Peygamberimiz’in ailesini daha Resullullah dün- Üsve-i Hasene; “En güzel örnek” Dünyaya gelmeden yaya gelmeden kendine çağırmıştır. Hz. Halime, beyaz önce insanlık yeniden peygambersizliğin acısını çekibir çizgili kundağın içerisinde, Resullullah Aleyhisselam yordu. Haksızlıklar insanların, piyasada mal gibi alınıp kendisine verildiğinde mışıl mışıl uyuyordu. Hz.Halime satıldığı, insan aklının dumura uğradığı, hiçbir şeyin inkucağına aldığında sanki pamuk gibi içini ısıtan bir şe- sanlara tat ve lezzet vermediği acı bir hal yaşanıyordu. yin kucağına geldiğini hissetti. Resullullah Aleyhisselam Diri diri kız çocukları gömülüyor, cinsiyet ayrımcılığı çok o kucaktan bu kucağa verilirken o arada uyandı mübarek konuşuluyordu. gözlerini tebessüm ederek Hz. Halime’nin gözlerinin içine bakarak adeta “beni al” diyordu. İslam dinin kadına verdiği değeİşte bugün bizler kutlu doğumu idri anlamak için önemli bir örnek rak ederken Hz. Halime’nin baktığı değil mi? gibi bakarsak Resullullah’a. ResulEn çok haksızlık da bizim güzel Hz. Muhammed Aleyhisselam’a dinimize yapılıyor bu konuda… lullah Aleyhisselam “beni al” diyecek sünnetleriyle… Efendimiz Aleydünyaya gelişi için hoş geldin İslam’ın, kadına değer vermediği hisselam Hz. Halime’nin gözlerine derken, demeliyiz ki konusunda yerli yersiz gereksiz ve bakar bakmaz Hz. Halime annemiz, “yüreğimizdeki kin nefret, haset, bilgisiz iddialarda bulunuluyor oysa “vücudumda bir şey hissettim kendi insanlık Batı’da kadını, şeytan olakomşularımıza karşı doğurduğum oğlum aklımdan gitti. rak tasvir etmiş yakın zamana kaçekememezlik, kötü ahlaklarım” dar… Resullullah Aleyhisselam’ın Kendi öz oğlumdan daha çok bir yok olun. dünyaya geldiği Doğu’da ise; Arap sevgi yerleşti kalbime, dışarı çıktım, kocama dedim ki bu çocuğu Yarım Adası’nda Ceziretül-Arap’da ne olur alalım, sen bilirsin dedi.” Ve ise; kız olmak başlı başına bir şuçpeygamberimizi aldılar. Resullultu. İşte böyle bir ortamda köle diye lah Aleyhisselam Benisad yurduna insanların et parçası gibi alınıp sagiderken sabahleyin gelirken saatlerce merkebinin za- tıldığı bir ortamda İslam, insana insan gibi davranmayı yıflığından geride kalan Halime’nin merkebi Resullullah müjdeliyordu. Aleyhisselam Hz. Halime’nin kucağına verildiğinde adeta jet gibi gidiyordu. Yolun yarısına gelmeden saatler önce Peygamber Efendimiz (S.A.V.)’in doğumunu, Kutlu yola çıkmış diğer hanımların kervanını geçip gitmişti. Ka- Doğum’u nasıl anmalıyız? dınlar bu duruma şaşırdılar. Hz.Halime köyüne geldiğin- Hz. Muhammed Aleyhisselam’a dünyaya gelişi için “hoş de sütten kesilmiş develerin göğüsleri sütle dolmuştu. O geldin” derken, bence demeliyiz ki yüreğimizdeki kin gün merhametsizlikten yürekleri taşlara dönmüş insan- nefret, haset, komşularımıza karşı çekememezlik, kötü lık kucağına yeniden Peygamberimiz’in sünnetini almak ahlaklarım, yok olun. Resullullah Aleyhisselam’ın dünyamecburiyetindedir. ya geldiğini hatırladığımızda içimizden yeni duyguların fışkırması lazım, bizi aşması lazım, sokağımıza taşması Anlattıklarınız çok güzel şeyler, bize biraz da Pey- lazım. Konu komşu, arkadaş, ahbap sizden etkilenecek gamber Efendimiz (S.A.V.)’in ahlâkından bahsedebi- ve sizi örnek alacak herkesi bu sudan kana kana içmesi lir misiniz? için içiniz de Sena Nehri’nin taştığı gibi bir nehir taşmaPeygamberler, Allahu Teâla’nın, o topluma adeta kitab- sı lazım. Bunlar iyi huylarımız olmalı. Mecusilerin sönen parı gibi geldiler. Hz. Aişe annemize, “Allah Resulü ile en ateşini, sinirlendiğimizde, hiddetlendiğimiz de yükselen çok beraber olan sizdiniz; Resullullah’ın ahlakı nasıldı” ateşe benzetebilirsiniz. İçinizde bitmeyen bir dünya hırsı denildiğinde Hz.Aişe (RA) annemiz buyuruyor ki “Ahlakı varsa, içinizde bitmeyen bir hararet, çocuğunuza, eşinize Kur’an’dı, siz Kur’an okumuyor musunuz” diyordu. Dola- karşı şiddet uygulayan sinir hali yaşayan bir yapınız varyısıyla Resullullah Aleyhiselam’ı konuşurken bence ser sa onu Peygamber Aleyhisselam’ı dünyamıza çağırarak 25


RÖPORTAJ söndürmeliyiz. Ablası Şeyma’nın bir diş ısırık izine yüzlerce esiri serbest bırakan vefa ve sadakat örneği Hz. Peygamber Aleyhisselam’ın şefkat ve merhametini diriltmeliyiz kutlu doğumlarda. Ülkemizde düzenlenen Kutlu Doğum programlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Zaman zaman tekrara düşülüyor, programlara gerek yok gibi sözlerle karşılaşıyoruz. Şöyle bakmak lazım bence; bu dünya seksen yılda bir boşalmıyor mu? En çok yaşayanımız yaklaşık seksen yıl yaşamıyor mu? Yani seksen yıl sonra bu dünyada şu anda var olan hemen hemen hiç kimse var olmayacak... Altı milyar yeni insan olacak… Peki bu yeni insanlara, Peygamber’i nasıl anlatacağız? Her yıl devrederek her yıl “Hoş geldin, Yâ Resullullah diyerek kapılarımızı, gönüllerimizi, dimağlarımızı, beyinlerimizi, her şeyimizi Allah Resulü’ne açıp elimizi bağlayarak ayağa kalkıp “gene gel Yâ Resullullah” diyerek ona bağlılığımızı tazelemiş oluyoruz. Efendimiz (S.A.V.)’e muhtaç olan yeni insanların var olduğunu, kaldı ki günahların yorduğu eksikliklerimizin, hatalarımızın, hayatın koşuşturmacısının yorduğu insanlığa Efendimiz’i bir vesile ile tekrar hatırlatmak bence büyük bir hizmet. Zira bir gün Efendimiz Aleyhisselam’ın huzuruna bir sahabi geliyor “Ya Resulallah, sizinle beraber olurken gönlümden her şey siliniyor; Allah ve Resulü’nden başka hiçbir şey düşünmüyorum ama sizden ayrıldıktan sonra Ya Resullullah ben dünyama dalıyorum, eski halimi alıyorum. Bu benim için bir eksiklik mi, bir kusur mu?” Allah’ın Resulü (S.A.V.) Efendimiz ona, belki de onun üzerinden bize, şu mübarek sözü söylüyordu; buyuruyordu ki “Elbette böyle olacak, yani siz daima benim yanımda olduğunuz hali muhafaza etseydiniz melekler yere iner, sizinle açıktan musafahalaşırlardı.” Onun için bizim Resullullah Aleyhisselam’ı bazen unuttuğumuz, gaflete daldığımız anlar olacak... Peki günaha düşen adamın kurtuluşu nasıl olacak? Muhammedi heyecanlar, Mus’ab yüzlü simalar, Aişe fedakârlığında kadınlar, Hatice vefasında simalar ile, bu ruhu bu çağa taşımasak yanlışa

26

düşmüş insanları acaba nasıl düzelteceğiz? Dolayısıyla bu tür programların bu tür hatırlamaların, anmaların büyük bir boşluğu doldurduğuna inanıyorum. Efendimiz(S.A.V.)’in Uhud’u her yıl ziyaret etmesinin nedeni nedir? Bazı İslam tarihçileri Uhud ziyaretiyle ilgili “senede en az bir defa giderdi” diyorlar. Bazı sahabeler Yâ Rasullulah her yıl gelmesek veya devamlı gelmesek dediklerinde buyuruyorlar ki; “Eğer ben şu Uhud Meydanı’na geldiğimde başta amcam Hz. Hamza olmak üzere Uhud şehidlerine selam verdiğimde onların kanlı elbiseleriyle kalkıp Yâ Rasullullah, ne vefalı ve sadık bir dostmuşsun. Bizim üzerimize olduğu gibi selam sizin de üzerinize olsun” deyişlerini görseydiniz buradan ayrılmazdınız, buyuruyor. Dolayısıyla vefa göstermek, size iyiliği geçmiş birini hayırla anmak, Peygamber sünnetidir, vefa sünnettir. Mayıs ayının sonlarına doğru Recep ayına girmiş olacağız. Bize Üç Aylar’ın öneminden bahseder misiniz? Halk arasında “Üç Aylar” diye adlandırılan Recep, Şâban ve Ramazan ayları, Yüce Allah’ın ruhumuza ikram ettiği faziletli ve feyizli bir zaman dilimidir. Yapılan dileklerin dalga dalga Allah’a ulaştığı, dökülen pişmanlık gözyaşlarının günahları silip yok ettiği kandiller geçididir. Melekî olduğu kadar şeytânî özelliklere de sahip, günah işlemeye müsait bulunan insanın, günahlarından temizlenmesi için, Üç Aylar bir fırsattır. İnsanoğlu, yaşadığı günlerde farklılıklar olmazsa, belli alışkanlıklarıyla hayatını sürdürür. Fakat alışkanlıklarının dışında ve farklı durumlarla karşılaşırsa kendine bir çeki düzen verir. İşte idrak ettiğimiz Üç Aylar ve bu aylar içerisinde bulunan mübârek geceler, Müslümanlar’ın hayatındaki mûtad gün ve geceler arasında fazlasıyla sevap kazanacağı kıymetli zaman dilimidir. Unutulmamalıdır ki, insan bu dünyada nasıl yaşamışsa, kıyamet gününde Allah’ın huzuruna, dünyada işledikleriyle birlikte varacaktır. Götürdükleri iyi ise sevinip mesrur olacak, kötü ise pişmanlık duyarak mahcûp olacaktır. Ancak bu mahcubiyetin orada faydası da olmayacaktır. Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulur: “Ey iman edenler! Allah’tan korkun, herkes yarına ne hazırladığına bir baksın; Allah’tan sakının, çünkü Allah, işlediklerinizden haberdardır.


MUHAMMED MUSTAFA (S.A.V.)’İN YÜCE VASIFLARI 1. Resullüllah (s.a.v.) güzel, beyaz tenli ve orta boyluydu. 2. Sanki gümüş dökmesi gibi beyazdı. Mutedil bir saça sahipti. 3. Beyazı kırmızıya çalan bir renkteydi. Göz bebekleri siyah, kirpikleri uzundu. 4. Kırmızıya çalar beyaz rengi vardı. İri başlıydı. 5. Yüzce insanların en güzeli, ahlakça da en güzeliydi. Ne çok uzundu ve ne de çok kısaydı. 6. Ayakları herkesinkinden güzeldi. 7. İnsanların en güzeli, en cömerti ve en cesuruydu. 8. Omuzları arası geniş ve yüz etleri hafifti. Yanakları düzgündü, saçları koyu siyahtı. Gözleri sürmelenmişti. Ayakları yere bastığı zaman tümü ile basardı. Omuzlarından elbisesini çıkardığında sanki bir gümüş parçasıydı. Güldüğü zaman dişleri inci gibi parlardı. 9. Rengi çiçek, teri inci tanesi gibiydi. Yürüdüğü zaman öne doğru meyleder ve gayet mükemmel bir tarzda yürürdü. 10. Kimseye görünmeyen genç kızdan daha hayâliydi. 11. İnsanların yaptıkları kötülüklere karşı herkesten daha sabırlıydı. 12. Seyrek dişliydi. Konuştuğu zaman dişlerinin arasından sanki bir nur çıkıyormuş gibi bir görünüm arz ediyordu. 13.Sırtındaki nübüvvet mührü besbelliydi.

14. Sakalı gürdü, saçları ne çok uzundu ve ne de pek kısaydı. 15. Saçları ne kıvırcıktı ne de düzdü. Saç örgüsü çözüldüğü zaman ayırırdı. Aksi halde öyle örgülü olurdu. Bir araya topladığı zaman saçları kulaklarının yumuşağını geçmezdi. 16. En çok sevdiği renk yeşildi. 17. En çok sevdiği elbise gömlekti. 18. En çok hoşlandığı koku kına çiçeğiydi. 19. Meşrubattan en çok sevdiği şey soğuk ve tatlı olandı. 20. En çok süt içmeyi severdi. 21. En sevdiği yemek, ekmek ve hurma tiridiydi. 22. En çok sevdiği meyve taze hurma ile karpuzdu. 23. En sevdiği et hayvanın döşüydü. 24. Yemek getirildiği zaman önünden yer, hurma getirildiği zaman elini içinde dolaştırırdı. 25. Yeni elbise diktirdiği zaman onları, gömlek, sarık, entari (diye adlandırır) sonra şöyle derdi; “Allah’ım! Hamd sana mahsustur. Beni sen giydirdin. Onun hayırlı ve mübarek olmasını senden niyaz ediyorum. Onun şerrinden sana sığınıyorum.” 26. Yeni elbise diktirdiği zaman, onu cuma günü giyerdi. Kaynak: ARİF PAMUK

27


GEZİ

“Dünyanın bütün şehirlerini görmüş olsanız bile, Venedik’e geldiginizde sizi şasırtacak bir şeyler muhakkak vardır.” Montesquieu

VENEDİK Denizin Gelini

İster Fellini’nin Casanova’sındaki renkli ve ihtişamlı atmosferi tercih edin, İsterseniz de Don’t Look Now’ın ürkütücü ve puslu kanallarını, Venedik’in herkesi büyüleyen bir şehir olduğu gerçeği hiçbir zaman değişmeyecektir.

M.S. 4212’de kurulan şehir, o zamanlar Bizans hakimiyeti altındaydı. Venedik’in tarih sahnesinde ünlenmesi Venedik Cumhuriyeti ile başlar. Bu dönemde şehir, Batı Avrupa ile dünyanın geri kalanı arasındaki ticaret noktalarının en işleği haline gelmiştir. 1200’den önce Venedik Cumhuriyeti, Adriyatik’in doğu kıyılarında deniz ticaretini tehdit eden korsanlara karşı pek çok yer ele geçirmiştir. 28

4. Haçlı Seferleri’nin arkasındaki en en önemli güçlerden biri olan Venedik, 1204 yılında Konstantinopol’ü istila ederek şehri yağmalamıştır. Şu an şehrin en önemli hazinelerinden olan Bronz Saint Mark Atları, Konstantinopol’den getirtilmiştir. 1348 yılında çıkan veba salgını şehrin yarısının ölmesine neden olmuştur. Gondolların veba salgınına kadar renkli olduğu, salgından sonra ölüleri

taşımak için kullanılırken siyaha boyandığı ve o günden beri de siyah olduğu söylenir.Osmanlı Devleti’nin Balkanlar’ı ele geçirmesiyle Osmanlı’nın komşusu haline gelen Venedik, Osmanlı Devleti’yle deniz hakimiyetini elinde tutmak için pek çok savaş yaptı. 15. ve 16. Yüzyıllar’da Rönesans’ın en önemli şehirlerinden biri haline geldi. 1866 yılında İtalya’nın bir kenti olarak İtalya Devleti’ne katıldı.


Görülecek Yerler ve Daha Fazlası:

Turizm mevsimi Nisan’dan Ekim’e kadar devam eden Venedik, bunun dışında Şubat’ta da Venedik Karnavalı nedeniyle çok sayıda turist çekmektedir. Temmuz ve Ağustos en sıcak geçen aylardır ancak sıcaklık nadiren 35 C’nin üzerine çıkar. Nisan, Mayıs, Haziran ve Eylül hava açısından en elverişli aylardır. Sıcaklık 17 C ile 24 C arasında seyreder. Gidiş zamanı, takip etmek ya da katılmak istediğiniz etkinliğe göre değişebilmektedir. Venedik Karnavalı için Şubat ayı, Venedik Film Festivali için Ağustos Ayı, Festa del Rodentore (1576’dan beri şehrin Veba salgınından kurtulması adına düzenlenen şenlikler) için Temmuz ayı tercih edilmelidir.

1

VENEDİK’TE GÖRÜLMESİ GEREKEN

Peggy Guggenheim Koleksiyonu: Milyoner sanat koleksiyoneri Peggy Guggenheim (1898-1979), Palazzo Venier Deileoni’yi ev olarak 30 sene boyunca kullandı. Ölümünden sonra burası 20. yüzyılın en önemli sanat akımlarına ev sahipliği yapan müzeye dönüştürüldü. Müze; Picasso, Dali, Miro, Pollock ve Francis Bacon gibi büyük sanatçıların eserlerini barındırıyor, Venedik’e yolu düşen sanat severlerin atlamaması gereken bir mekan. Basilica San Marco: 828 yılında St. Mark’ın naaşını gömmek için inşaa edilmeye başlanan kilise, 932 yılında bir yangın sonucu yok olduktan sonra 1063 yılında Konstantinopol’deki 12 Havari Kilisesi örnek alınarak tekrar inşaa edildi. 500 yıl içinde sürekli eklentilerle büyüyen kilisede, doğudan, özellikle de Haçlı Seferleri’nde, Konstantinopol’ün yağmalanışından sonra elde edilmiş pek çok hazine bulunmaktadır. Kilisenin bulunduğu San Marco Meydanı’da, her daim turist dolu kafeleri, güvercinleri ve büyülü görüntülere sahne olan atmosferiyle en önemli turist atraksiyonlarından biridir.

2

3

VCa’ Rezzonico: Büyük Kanal üzerinde bulunan bu saray, günümüzde 18. yüzyıl müzesi olarak kullanılmaktadır. 18.yy sanatı,

10 YER

mobilyaları ve Venedik soyluların yaşayışına dair bilgiler veren koleksiyona sahip bu etkileyici malikane, tarih boyunca pek çok ünlü isime de ev sahipliği yapmıştır.

Scuola Grande di San Rocco: Mimarisiyle başınızı döndürecek bu Rönesans şaheseri, beyaz mermer sütunları ve içinde barındırdığı 50’ den fazla Tintoretto eseri ile hayranlık uyandırıcı bir durak.

4

Lido: Venedik ve Adriyatik arasında bulunan bu ada, kumsalları ile denizin keyfini çıkarabileceğiniz bir yer. Bir vaporetto ile Venedik’ten bu adaya ulaşabilir, sahilde gezebilirsiniz.

5

Santa Maria della Salute: Şehrin en bilinen yapılarından biri olan bu barok kilise, Longhena’nın şaheseri olarak bilinir. Kilise, 1630’ da şehri veba salgınından kurtaran Hz. Meryem adına yapılmıştır. Longhena, kilisenin şeklinin bir taca benzetilmesini istemiştir.

6

Gallerie dell’ Accademia: Büyük Kanal’da yer alan bu müze 19. yy öncesi sanat akımlarına ev sahipliği yapar.

7

Gentine, Bellini, DaVinci, Carpaccio, Carpioni, Fetti, Lotta gibi pek çok sanatçının eserleri bulunmaktadır. Murano: Venedik Lagün’ünde bulunan bu ada “Archipelago’’ denilen birbirine köprülerle bağlanmış adacıklardan biridir. Burası İtalyan’nın asırlardan beri en ünlü cam işçiliği merkezidir. San Marco Meydanı’ndan, Murano’daki cam dükkanları ücretsiz vaporetto seferleri yapmaktadırlar, Murano’ya gidip el yapımı işlenmiş Murano Cam’ından objelere, aksesuarlara sahip olabilir ve Murano Cam Müzesi’ni gezebilirsiniz.

8

San Giorgio Maggiore Kilisesi: Geç Rönesans mimarisinde çok önemli bir etkisi olmuş bu yapı, arkasına aldığı Piazza San Marco ile Venedik’in ikonik görüntülerinden birini oluşturur.

9

Ca’Pesaro: Bünyesinde barındırdığı muazzam eserlerle kesinlikle ziyaret edilmesi gerekli bir modern sanat adresi olan Ca’ Pesaro’ da, Klimt, Chagall, Matisse, Klee, Kandinsky’ e ait eserler görülebilir.

10

29


BU BENİM KOMBİNASYONUM 8 Mart 2012 tarihinde gerçekleştirmiş olduğumuz workshop programımıza Facebook’dan (www.facebook.com/ TEKBIRGIYIMM) oldukça yoğun ilgi gösterildi. İki hafta öncesinden yapılan duyurular sonucunda gelen başvurular arasından, beş talihliyi belirlemek için çekiliş yapıldı. Workshop için davet, ev gezmesi, ofis, öğrenci ve öğretmen temalı beş konsept hazırlandı. Davet konseptimizi Aynur Hanım, ev gezmesi konseptimizi Arzu Hanım, ofis konseptimizi Derya Hanım, öğrenci konseptimizi Kübra Hanım, öğretmen konseptimizi ise Beyza Hanım belirledi. Misafirlerimizin gelmeleri ve tanışma merasimi ile başlayan organizasyonumuz öğle yemeğinin ardından, showromda çay ve kahve eşliğinde devam etti. 30

Tasarımlarımızı görmek için sabırsızlanan konuklarımıza, daha önceden 15’er kıyafet şeklinde kombinsiz olarak hazırlanan tasarımlarımız sunuldu. Meslek gruplarına göre ayırdığımız kıyafetleri katılımcılar kendi zevklerine göre kombinlediler. Kendi zevklerine göre belirledikleri kombinlerle birlikte teker teker objektif karşısına geçtiler. Tüm misafirlerimizin dilinde ‘’ Hepsi çok güzel modeller, mağazalarınızda ne zaman görme ve alma fırsatı bulacağız’’ kelimeleri vardı. Daha sonra da ne düşünerek parçaları birleştirdiklerine dair düşüncelerini bizlerle paylaştılar. Hem Tekbir tasarımlarını ve yeni imajını sunma fırsatı buldu. Hem de misafirlerimiz kendi tarzlarını ifade etme fırsatı buldular. Bizden beklentilerini belirtip, takipçimiz olmaya devam edeceklerini belirttiler.


KOMBİNASYON

ARZU HANIM, Ev gezmesi konseptinde seçtiği kombinasyonu anlatıyor.

Arkadaşlarımızla toplandığımız günlerde hem şık hem de rahat olmak istiyorum. Bu kıyafetle kendimi ifade edebilirim.

AYNUR HANIM, Davet konseptinde seçtiği kombinasyonu anlatıyor.

Merhaba siyah rengi çok seviyorum zarif ve şık duruyor bence. Bu takımı çok beğendim, siyah olması da beni cezbeden diğer bir unsurdu. Puantiyeli şallar da takım ile iyi bir kombin oldu diye düşünüyorum. Şık bir davette böyle katılacağım bir kıyafet giyerdim.

31


KOMBİNASYON

DERYA HANIM, Ofis konseptinde seçtiği kombinasyonu anlatıyor.

İş hayatımda hem rahatlığı hem de şıklığı yansıtan kombinleri tercih ediyorum. Siyah pantolon etek üstüne seçtiğim yeşil şık bir bluzu bej renk kemer ve şal ile renklendirmek istedim. Günlük iş yoğunluğumda hem şıklığımdan hem de rahatlığımdan vazgeçmediğim bir kombin hazırladığımı düşünüyorum.

KÜBRA HANIM, Öğrenci konseptinde seçtiği kombinasyonu anlatıyor.

Marin desenler hoşuma gidiyor. Kombinasyonumda lacivert ve kırmızının asilligini yansıtmak istedim...

32


BEYZA HANIM, Öğretmen konseptinde seçtiği kombinasyonu anlatıyor.

Mesleğim gereği anaokulunda çocuklarla etkinlikler yapıyoruz, jimlastik yapıyoruz, oyunlar oynuyoruz. Bu yüzden hem rahat hem şık giyinmeye özen gösteriyorum. Kombinasyonum da özellikle koyu renkler tercih etmemin sebebi ise etkinliklerde lekelenmemesi.

Öğle Yemeğinden bir kare

Günün sonuna yaklaşırken, yorgunluğumuzu atmak için tekrar masa etrafında toplanıp ikramlarımız eşliğinde günün yorumunu yaptık. Bu esnada ufak bir sürpriz yaparak katılımcılarımıza birer eşarp hediye ettik. Günün sonuna geldiğimizi düşünen misafirlerimizi mağazamızda bir sürpriz daha bekliyordu. 10 gün içinde yapacakları yeni sezon ürünlerinin etiket üzerinden %50 indirimli alma şansına sahip oldular. Keyifli, eğlenceli, bol sürprizli bir günün ardından tekrar görüşmek üzere misafirlerimizi uğurladık. 33


PSİKOLOJİ

TEN TEMASINI EKSİK ETMEYİN

ÇALIŞAN ANNELERİN KARŞISINDAKİ RİSK İlgisiz Çocuk Sendromu; İnsan yaşamında gelişimin en hızlı olduğu ilk dört yaş döneminde, çocuk ile sosyal çevre arasında sözel ve duygusal iletişimin sağlıklı yürüyememesi sonucunda oluşan bir sendromdur.Özellikle çalışan annelerin, çocuk gelişimi konusunda yeterli donanıma sahip olmayan bakıcı kadınlara emanet ettikleri çocuklarda sıklıkla bu sendrom görülür. Bu sendromu taşıyan çocuklar hırçın, içe dönük, konuşmayı çok sevmeyen, muhatabı ile göz teması kuramayan tavırlarıyla dikkat çekerler. Ancak şunu söylemekte yarar var ki ilgisiz çocuk sendromu, sadece bakıcılara emanet edilen çocuklarda değil, annesi bizzat yanında olduğu halde çocuk ile duygusal ve sözel iletişim kurmayan çocuklarda da görülmektedir. Bu sendroma sahip olan çocukların ortak davranışı aşırı derecede televizyon izleyicisi olmalarıdır. Yapılan araştırmalarda, bu tür çocukların gelişim sürecinde televizyonla baş başa bırakılması onların zihin ölümlerine terk edilmesi gibidir.

Peki ne yapmalı?

Aynı zaman da bu çocukların sözel iletişim becerileri çok zayıftır. Bu da yine televizyon karşısında geçirilen zamanla doğrudan ilgilidir. Bu çocuklarda konuştukları kişiyle göz teması kurma kabiliyetleri de eksik kalabilmektedir. Göz teması kurmanın duygusal iletişimin birinci ve de en önemli basamağı olduğu düşünüldüğünde bu durumun oldukça vahim sonuçlar doğurabileceği açıktır.

1. Çocuğunuzla sık sık konuşun. 2. Gözlerinin içine bakın. 3. Bakıcıya bırakmak zorundaysanız, bakıcının pedagojik olarak donanımlı olmasına dikkat edin. 4. Özellikle ilk dört yaşta televizyon, bilgisayar gibi gereçlerle fazla muhatap olmasına olanak sağlamayın. 5. Çocuğunuzun bu kritik döneminde duygusal ve fiziksel şiddet uygulamayın. 6. Onunla birlikte ritim tutabileceğiniz şarkılar söyleyin. 7. Ten temasınızı eksik etmeyin. 8. Evde olduğunuz zamanlarda sadece onunla ilgilenin. TV, telefon vs. atmosferi bozacak her şeyi iptal edin sadece çocuğunuzla ilgilenin. 9. Birlikte hamur oynayabilir, boyama yapabilir, puzzle oynayabilirsiniz. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Bir sonraki sayıda görüşmek dileğiyle sağlıcakla kalın…

Psikolojik Danışman: Esra KARADUMAN

34



KOMBİNASYON

Bunları biliyor muydunuz? » Bir insanın, gözünü günde ortalama 100.000 kez kırptığını,

» Kediler ancak 6.kattan düşerken terminal hıza ulaşabildiklerinden dolayı kediler için, 7.kattan düşmenin, 32.kattan düşmekten daha tehlikeli olduğunu,

» İnsan vücudundaki en güçlü kasın dil olduğunu, » İnsanların 200 milyon soluk alıp verme, 1 milyar kalp atışı, 300 milyon mide kasılması ve 20 milyar göz kırpması kadar yaşadıklarını,

» Denizatlarında annenin yumurtayı babaya verdiğini ve babanın da o yumurtayı 6–8 hafta kesesinde taşıdıktan sonra, kesesinde yavru bir denizatı doğurduğunu,

» İnsan saçının 3 kg ağırlık kaldırabilecek esneklikte olduğunu,

» Edison’un ampule konulacak maddeyi bulabilmek için 3.000 deneme yaptığını,

» İnsanların yılda 1.500 kere rüya gördüğünü,

» Birinci Dünya Savaşı’nda 2.500.000 tane atın kullanıldığını,

» Hapşırdığımız zaman kalbimiz dâhil olmak üzere bütün vücut fonksiyonlarımızın bir an için durduğunu, eğer şiddetli hapşırılırsa kaburgaların dahi kırılabileceğini, gözleri açık tutarak hapşırmanın ise imkânsız olduğunu (uyarı: denendiği ve zorlandığı takdirde şaşılık veya körlüğe sebep olmaktadır) » Sabahları elmanın kahveden daha fazla uyku açtığını, » Evlerdeki toz parçacıklarının büyük çoğunluğunun ölmüş deri dokusu olduğunu, » Boğaların renk körü olduğunu bu nedenle matadorun elindeki kırmızı kumaşın önemli olmadığını,

»Rusya’nın dörtte birinin ormanlarla kaplı olduğunu, bu alanın Türkiye’nin yüzölçümüne eşit olduğunu, » Dünyanın en tuzlu denizinin Akdeniz olduğunu, » Dünya nüfusunun % 50’sinin hiç telefonla konuşmadığını,

» Sivrisineklerin 47 tane dişi olduğunu, sadece dişi sivrisineklerin ısırdığını, insanların ölümüne en fazla sebep olan hayvanın sivrisinek olduğunu, sivrisinek kovucu spreylerin sinekleri kovmadığını, sivrisineğin alıcılarını bloke ederek sizin orada olduğunuzu anlamamalarını sağladığını, » Kanguruların geri-geri yürüyemediklerini, » Istakozların kanının mavi renkte olduğunu,

» Sıcak suyun soğuk sudan daha ağır olduğunu,

» Çakmağın kibritten önce bulunduğunu,

» Elektriğin tüylerinden geçememesi nedeniyle kuşlara şimşek çarpmadığını,

» Soğan doğrarken sakız çiğnemenin göz yaşarmasını önlediğini,

» Sarışınların, esmerlere göre daha fazla saçının olduğunu,

» Kaplumbağaların üç yıl hiçbir şey yiyip içmeden yaşayabildiklerini,

» Bir kilo limonda, bir kilo çilekten daha fazla şeker olduğunu,

» Dünyada en çok kullanılan ismin Muhammed olduğunu,

» Salatalığın %96’sının su olduğunu,

» 1 saat boyunca kulaklıkla bir şey dinlemenin kulaktaki bakteri sayısını % 700 arttırdığını,

» Yarım kilo bal yapabilmek için arıların iki milyondan fazla çiçekten bitki özü toplamak zorunda olduklarını biliyor muydunuz?

» Eskimoların, buzdolaplarını yiyeceklerinin donmaması için kullandıklarını, » Hindistan’daki yıllık doğum sayısının, Avusturya’nın toplam nüfusundan fazla olduğunu, 36

» Atların bir ay kadar ayakta kalabildiklerini,

» Yapılan bir deney sonucunda sigara içindeki katran maddesinin bir farenin sırtına sürüldükten sonra, farenin sırtındaki o bölgede kanser oluştuğunu,

ALINTIDIR






Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.